Ekşi Duyuru

çalışması lazım hocam

çalışır hatta usb bellekte bilgisayar taşıyabilirsin. 8gb usb bellek olsa 2 gb ubuntu + 6 gb hafıza.

teknik olarak mumkun. ancak yapmiyorlar sanirim.

İkiz sim. Çıkartılıyor, turkcell yapıyor Kesin diğerlerinde denemedim. İnternete birinden girerken öbüründen arama yapamazsın. En son hangisi acildiysa veya arama yaptıysa o aktif olur, öteki kapatıp açınca aktiflesir. Sırayla devreye giriyorlar yani aynı anda değil.

unix.stackexchange.com

burada why not diye başlayan cevaba bakarsan demiş ki usb 3.0 bir flashtakinden daha hızlı olamazmış. tabi sdch kart ile senin dediklerin arasında fark olabilir. usb 2 için de ''tahminen yakın hızlarda olurlar'' demiş ama sdch ile mi aynı olur yoksa usb 3.0 ile mi anlayamadım...

sd class 10 ortalama yazma hizi 15mb/s .
hdd yazma hizi max 150
ssd 250 den basliyor

Mevki ?

11,6 inç çok küçük değil ama kullanışlı olacağını tahmin ediyorum:
www.hepsiburada.com (658 tl)

asus t100 veya t200

alıştırmak iyi bir fikir ya da sizin aşılayabileceğiniz bir şey değil.

bence hiç zorlamayın.

köpeklerden korkmam kesinlikle korkan kişileri de anlamak lazım bence.

yavru köpekle başlamak lazım işe...

ben de köpekten aşırı korkuyordum. bir kere bir tanıdığımız sokakta köpek bulmuş eve getirmiş, onlara gittik. başta çekingen durdum, yaklaşamadım. sürekli etrafımda dolaşıyor. yavaş yavaş dokunmaya başladım. yürüyüşe çıkardım, elimden yemek yedi. artık hiç korkmuyorum. geçen gün de birkaç günlüğüne evimize misafir köpek geldi. hep ben ilgilendim. sakin bir köpek de değildi, böyle atlıyor, zıplıyor, ısırıyor (tabii amaç saldırma değil oyun yapıyor). kolumu, bacağımı dişledi ama hiç korkmadım. yani özetle cesur olsun, korktuğunda daha çok dikkatini çekiyor köpeğin.

sokak köpeği ısırır. nişanlınız köpekten korkmakta haklı. ayrıca eğer durum bir fobi ise hiç bir şey yapamazsınız. öyle kabul etmeniz gerekir (lediden korkan bir arkadaşpamuk helva kıvamındaki bir kediyle bile aynı odada bulunmuyor. fobi).

deli gibi korkardım ben de köpekten daha önce.

bi gün sarhoşken arkadaşlar dışarı çıkarmıştı beni. her gördüğüm köpeğin kafasını tutup okşamış kucağıma almışım. o günden sonra korku falan kalmadı.

o da kopegi isirsin :)

orumcegin isirma ihtimali de yok ama fobi iste, disari bile cikasim gelmedigi oluyor onlar yuzunden :)

fobileri yenmek icin bir terapi yontemi duydum ama adini hatirlamiyorum. guya korkunun ilk basladigi ana goturuyorlarmis seni ve neden korktugunu anladiktan sonra artik korkmuyormussun.

bir de barinaktan annesi olmus yavru bir kopek almayi dusunebilirsiniz, yavruyken alismasi daha kolay oluyor. bir de muhtac oldugunu bildigi icin nisanlinizin annelik ic guduleri devreye girebilir bilmiyorum nisanliniz kac yasinda gerci..

Sokak köpeği ısırır diye genellemek de güzel kafaymış. Yanlış yetiştirilmiş, korkutulmuş veya koruması gereken bir şey olmayan evcilleştirilebilir hiçbir canlı durduk yere saldirmaz.

Fazla hareketli olmayan bir yetişkin evcil köpek veya yavru uslu köpekler ile temas kurabilir yavaşça. Direkt sokak köpeği veya sahipli bir tanımadığınız köpekle oynatmaya veyahut temas kurmasını saglamaya çalışmayın. Öncelikle sevgiliniz durumu gozlemleyip kendini rahat hissetmeli, ısırmayacağına veya ona zarar gelmeyecegine ınanıyorum ama yaklasmak istemiyorum demeli önce. Temas bundan sonraki aşama. Çabucak olacak bir şey değil, yerleşmiş bir korkusu vardır.

mahallede boyle saldirgan birini gordugu zaman ustune atlayan bir kopek varsa cikartin karsi karsiya guressinler.
denendi % 100 calisiyor.

tab gibi birşey herhalde

haha ben de düşündüm ama atlamıo. Ona basılı tutunca diğer tuşlara basılmıyo ama kesin bi fonksiyonu var. Çözemedim :((

Ona basıp boşluğa basınca alt satıra geçiyor olması gerekiyor.

yok ya dostlar deniyorum olmuyor

kenar marjinlerin ayarı ile ilgili bir şey olabilir mi?

Margin release key. Satirin ne kadar saga ve sola gidecegini ayarlamak icin.

Kedilere sut vermeyin, sindirimde sıkıntı oluyor. Arastirip detaylari ogrenebilirsiniz her yerde yaziyor. Kedilere de ciger, haslanmis yumurta sarisi, bilimum et/tavuk/balik verebilirsiniz. Ton baligina bayiliyolar. Tuzsuz peynir de verebilirsiniz cok olmamak kaydiyla

www.kedici.com.tr

Süt vermeyin hocam, laktozu sindirmeleri çok zor, yarar değil zarar oluyor daha çok.
Kilosu 5 liraya kuru mama alsanız? Migroslarda bile var, bütün petshoplarda da var.

Kasaplarda çorbalık et tavuk falan oluyor 1 liraya, alıp haşlayabilirsiniz.

hazir corba vermeyin lutfen. bulyon mulyon da vermeyin.

makarnayla birlikte haslayabilirsiniz. hazir corbadan hallicedir.

kedilere de sut ve onerilen ton baliklarinin konservelerini de vermeyin. baska nasil satiliyor bilmiyorum o baliklar. yagli, baharatli gidalar vermeyin hayvanlara genel olarak.

kopeklere asla tavuk kemigi vermeyin. galahad'dan ogrendigim kadariyla kopegin can dusmani tavuk kemikleri. bagirsaklarinda dikine kirilip ayni bagirsaga binlerce kurdan saplanmis gibi olume goturebiliyormus.

ne vereyimden ziyade ne vermeyeyime yanit gibi oldu.

maç var kanka. senin ne işin var burada?

Ne maçı ya:))

gs:0 bd :3 ilk yarı

Porn var, onu izlioz.

dedim size korsan yayın izlemeyelim diye.. izledik allah belamızı verdi...

kitap okuyarak ya da spor yaparak stres atıp dinelemezsin. tek başına "tatil yöresi"ne giderek de stres atamazsın.
bence anadolunun herhangi bir yerinde bir büyüğün filan varsa bir kaç onlara git.

Gündüz t-shirt ile geziliyor ancak sabahları ve gece en azından uzun kollu bir şeyler arıyor insan. Genelde güneşli ve açık.

huzurlu bir tatil ararsan, marmaris'e gidebilirsin. kurban'da gittim çok iyi tatildi.
(bkz: söğüt)
(bkz: selimiye)
(bkz: bozburun)

rusya öneririm. gidiş geliş baktım 400 tlye geliyor ucak bileti pegasusla

Datça'dan geçen gelen bi arkadaş havanın hala çok güzel olduğunu söyledi, denize girmiş. Orası olabilir.

Ama ben sonbahar tatillerinde hüzünlü yerlere gitmeyi isterim hep. O yüzden eski Ayvalık, Cunda da olabilir.

budapeşte

çok içersen her şey zarar verir, bir fincandan bir şey olmaz. bişey değil.

7 sene yaşayıp 4 sene önce ayrıldım. O günden sonra da hiç gitmedim. Özellikle gitmeme durumu yok, sadece denk gelmedi. Ama sonbaharı şarabını kapıp Seğmenler'e çıkmalık. Ankara'ya dair en çok özlediğim şey de budur herhalde.

seviyoz.

Valla istanbul'la karşılaştırdığın kısmın zıttını düşünüyorum. Hatta ankara'da aştide beklerken bir kere istanbul'dan gelen bir kadın birşeyler sordu. Anlattım falan. Kadın istanbul'da böyle yardım edeni bulamayız falan dedi övdü gitti. Bunun haricinde kıyaslamalarda ankara'nın daha samimi oldugunu söylüyorlardı ama... İstanbul'da tedirginlik oluyor mesela birine bir işim düşmesi konusunda.

semt semt insan tipleri değişiyor evet. Ama bu heryerde böyledir sanıyordum.

Güvenlik sıkıntı geliyordu bana hele bazı ilçelerde 9'dan sonra çıkma yani. Ama dışarıdan bakanlara bahsedince ankara kadar güvenli yer var mı ya? diyorlar. halbuki bunu söyleyenlerin şehrinde yaşıyorum çok daha güvenli yerler.

Karanfilin falan özerkliğini alacak bir grup yok. Zaten gençlerin akın ettiği birkaç ana yer varken bir grubun oradaki kalabalığın çoğunluğunu oluşturması pek mümkün değil ankara'da. Ama ilçe ya da mahalle bazında kümelenmeler yüksek (orada oturan aileler bazında)

Ankara'da cidden harika orkestra, opera ve fuarlar oluyor. Her sene mutlaka efsane olmuş bir caz ya da blues sanatçısı getirirler mesela. Ama ilgilenenin haberi oldugundan dışarıdan bakan adam burada hiç kültürel bir şey yok diyor.

Gece hayatı hakkında konuşmak istemem ama karanfil, güven park, ulus gibi yerlerdeki işportacıları hiç sevmem. Ayrıca şu telefon borsası gibi yerlerdeki tezgah sahiplerini. Pahalıymış desen bıçaklıcak adamlar.

20 yıldır oradaydım. 3 yıldır başka şehirdeyim

askerliğimi yapmıştım bi aralar bence çük gibi memleket.
hiç unutmam yeni gelmişim metroyla kızılaya geçtim merdivenlerden yukarı çıkıyorum bir sürü insanla birlikte herkesin yüzü mahkeme duvarı gibiydi ve topuk sesinden başka bir ses yoktu. tek kelime bile çıkmıyordu.

ek: ayrıca istanbulla karşılaştırdıgın kısma pek katılmıyorum. istanbulda akşam saat 10dan sonra birine saati sorsan ya seni sikecekmiş gibi ya da sen onu sikecekmişsin gibi tepki veriyor.

pek iyi seyler dusundugum soylenemez. Ankaraya ailem ve arkadaslarim icin katlaniyorum. Uzun zaman gitmeyince bi ozlem oluyor ama 2 gun sonra geciyor. Ama maalesef ki kütügümü de inkar edemem.

Cevabi otobüsten yazıyorum simdi tam ankaradan ayrilirken :), 24 senedir ankaradaydim, 1 sene istanbul, 2 senedir de izmirdeyim. Ankaranin insanları bana hep daha samimi geliyor sebebi belki de dışarıdan daha çok kişilerin birbirinin evlerinde toplanması dolayısıyla organizasyonların daha çok muhabbet odaklı dönmesi olabilir. Çoğu müzik grubu da ankaradan çıkmadır arastirirsaniz rahatlıkla görürsünüz. Sozlukte de en fazla entari ankara hakkindaydi en son baktığımda. Son olarak tüm ankara severlere gelsin; vega - ankara

istanbul'da yaşadığını düşünmüyorum. halk çok halk istanbul'da he mi ? öyle değil işte hocam öyle değil.

böyle bir yer:

wikimapia.org&lat=39.936773&lon=32.849180&z=18&m=b

7 yıl yaşadım. ilk 2 yılı nefret ettim. egeliyim. o soğuk ve o kıraç topraklar. aman allahım.. sonra 7 yıl sonunda ayrılırken ağladım. ayrılalı 14 yıl oldu. arada sırada özlüyorum. ankara'ya alışınca seviyorsunuz ama ayrılınca da onsuz olabiliyor. tuhaf bir şehir.

semtlerin kültürel özelliklerinin farklılık arz etmesi kötü bir şey değil ki. bu semt kültürü özelliği, kentleri kent yapan özelliklerden biridir. aynı semtte at hırsızı tipli adamlarla, apaçilerin, entellektüellerin, eli yüzü düzgün sakin vatandaşın garip ve kaotik bir iç içeliği olsa daha mı iyi olacak?

otobüs seferlerinin belli yerlerde sıkıntılı olması tamamen melih gökçek etkisi.

adres sorma meselesine gelince, çok abartı bir genelleme olmuş. ben doğma büyüme ankaralıyım, adres sorunca insanlar herhangi bir şehirdeki insanlar kadar yardımcı oluyor, cins tipler her şehirde çıkar.

kim ne derse desin, türkiye genelini dolaştığınızda ankara'nın bu ülkedeki sınırlı sayıdaki yaşanabilir şehirlerden olduğu açık.

biz de düz mantıkla diyelim ki, ulen istanbul'da belediye otobüsünde her an molotof yiyebilirsin. eee şimdi genelleme yapıp, istanbul kötüdür mü diyelim. yorumların biraz abartı geldi bana.

Antalyada var bizim bahçe de teslimat vs nasıl olacak

eliş şafağın tüm kitapları

zaten note kullaniyorsan evet ekstra bir olayi yok. daha buyuk ekran daha fazla ram vs. eger performans olarak elindeki note yeterliyse almak icin bir sebebin yok su anda. ama bugun android 5.0 resmi olarak duyuruldu. note4 %90 bu guncellemeyi alacak note2 ise %90 almayacak. o zaman belki degistirmek icin bir sebebin olur.

çok güzel alet ya eski note'ları bilmiyorum ama. ben iphone'dan geçicem, sırf cebime sığdıramam diye geçmeye cesaret edemiyorum sanırım.

note 3 le çok az fark var. note 2 ile de pek fark yok. ben olsam almam.

note 2 kullanıyorum ben de bok gibi param olsa yine de gidip telefona para vermem ulan bunun bile özelliklerinin yarısını kullanmıyorum tam anlamıyla çoğunlukla.

ilk defa duydum. sözlüğe de baktım merak edip ama öyle bir markadan bahsedilmemiş.

Hilfe almanca yardim demek, eger alman markasiysa iyidir bence. Duz mantik.

Ömrümde duymadım da buna gerek yok bence.. Altta ki ürünler 115 TL mi ne yapıyor hepsi marka.. Bu arada daha da ucuza çıkartırdım ama ekmek makinesi yeni nesil süper bişe onu eklediğim için 15 - 20 TL arttı :)

www.bulabilirim.com

tam olarak bu değil ama benzer bir olayı yakın arkadaşım yaşadı sadece şahit oldum. Sivaslıydı kız ve ailesi çok tutucuydu. düzelmedi çokta zorlamadı çünkü bazı şeyler temelden sağlam olacak yoksa ileride daha büyük problemler çıkarıyor. her şey vaktinde güzel.

iyi de insanlar belli bir yaşa gelince aşık oluyor ben bu kişiyle evlenmek istiyorum diyor, bebeği olsun istiyor. hayatın akışı bu şekilde zaten. ömrünün sonuna kadar annesinin, babasının dizinin dibinde mi oturacaktı? babası da zamanında evlenmiş işte kızı olmuş, bu çok normal. babasına bunu desin kız. ama kabullenir bence ne yapacak ki kabullenmeyip?

aman saçma sapan kız babası tavırları..napacakmış kızının turşusunu mu kuracakmış? diyarbakırlı bi arkadaşım yaşadı böyle bi sıkıntı kız da bala'nın kürtlerindendi. bi de muhafazakar filan da değil aslında kızıyla oturup rakı içen bi baba ama yok bi tanecik prenses kızı akşam 8den sonra gelemez, erkek arkadaşı olamaz, bu kız 30 yaşında. manyak mıdır nedir.--arkadaşım başlarım ha daha da uğraşamam seninle de babanla da dedi zaten sonra da çekti gitti şimdi yurtdışında--
muhakafazar ailelerde zaten bol bol var bu manyaklardan.
arkadaşın illa seviyorum alacam derse sakin karşılayacak, babaya saygıda kusur etmeyecek kız da yanındaymış madem bu çok büyük + point, genelde kızlar pısırık oluyor maalesef. baba bir iki söylenir o kızın da biriyle evleneceğini kabul eder diye umacak...bizim sivaslı bi yengemiz var --kız kuzenimle tatilde anyalyada filan tanışmış orada olan olmuş zaten :)) evlenmeye karar verdiler, adam vermem de vermem kızımı dedi yok şunu isterim bunu isterim dedi kendi kendine. yav he he dediler. adam sırf sıkıntı ama baba işte, yapacak bişey yok.
üzülmesin yahu var bu modellerden arkadaşına özel değil ki atlatırlar inşallah.

cevaplar için çok teşekkürler

benim babam da aynısı, 30 yaşıma geldim kendisi soruyor kimse yok mu evlenmicek misin sen başıma kaldın sen diye, ama eminim ki sevgilimi öğrendiği an tripler, krizler gırla gidecek. özellikle ilk veya tek kızı olan bazı babalarda var bu, paylaşamıyorlar. bizde mesela kız kardeşimin sevgililerini öğreniyor da ortada sorun falan yok. takılıyor arada o kadar. bana gelince olaylar değişiyor. sonradan aşıyorlar durumu, biraz zaman vermek lazım. kızın da babasına iyi yaklaşıp arayı yapması gerek.

İlk başta öyle olur kızım bebeğim nasıl evlenirsin bilmem ne diye olay yaratırlar. Otursun desin baba benim tursumu mu kuracaksın başınıza mi kalayım, torun istemez misiniz şeklinde babasının nabzına göre girsin. Sivaslilikla alakası yok klasik anne baba tepkisi.

60 saat mi ne öyle bi dinleme limiti var diye biliyorum. o muhabbet olabilir. bazı ulkelerde sınır kaldırıldı ama türkiye de hala mevcut sanırım.

2. 2 ay biliyorum
1. yansıtmazlar diye biliyorum.
ikisinden de tam emin değilim.

1. yansıtamazlar. arkadaşım bana kulaklık göndermişti 50 dolar gibi bi fiyat yazmıştı üstüne o yüzden vergi almadılar

yılda 5 kez sınırı vardı galiba. ben de araştırmıştım bir ara. aramaya inanmak gibi bir laf sokma derdinde değilim ama gümrük sınırı diye arat yeterli bilgi alabilirsin. ben üşendim çünkü arayıp bulup yazmaya.

üzerinde 100 doları geçmeyen bir fiyat veya gift yazıyorsa vergiden muaf olursun. ayrıca yılda 5 kere ürün getirme sınırı kalktı.

dusunmeye bile tenezzul etmiyorum. fiyatlar dusmedigi takdirde korsana devam.

E kitap konusunda inanilmaz firsatcilik yapiyorlar. Bunun oronzpu cocuklugundan baska bir aciklamasi olamaz imkani yok!

Tabii ki hoş değil, normal kitap alırken orijinal alıyordum. Ama gözümün önünde duran kitaba gidip de para vermem şu an (dijital yani). İleride belki.

Bantsız olanlar daha sonra çıktı. Ama bantlı olanlar daha hassas ölçüm yapıyor diye biliyorum.
www.google.com.tr

kuru farkli hesapliyorlar bazen.

shipping olabilir mi?

kurdandır.

shipping bedava diyorlar

ordaki kur atiyorum 2,22 ama banka kendi kurundan hesapliyor 2,32 :) fark ondan oluyor

Suan bankalar tatilde oldugu icin doviz alıs-satıs islemleri arasındaki fark cok acık. dolar-try mesela 2.24 alıs 2.31 satıs gibi:)

paperwhite 2.
2 olsun ama.

Işık arkadan gelmiyor yalnız önden geliyor, özel yapan bu zaten. Paperwhite 2.

cahilliğimden soruyorum. ışık nereye, nasıl geliyor?

2.bp.blogspot.com

ışığı şu şekilde önden

yeni voyage diye bir modeli cıktı, sayfa değiştirmek için oynatıyorsunuz sadece. ama başka bir numarası yok galiba, birazcık daha küçük sanırım.
Paperwhite.

www.nytimes.com

(bkz: kindle alacaklara tavsiyeler)

O şeytanın işi dostum
Bugün sünnet yarın farza usenirsin. Mümkün mertebe işin olmadıkça seccadeden ayrılma

namaz kılmıyorum, dinlere inanmıyorum da.
ama önceden çok dindardım, çok din eğitimi aldım. bildiğim kadarıyla namazın sünneti bildiğimiz peygamber sünnetleri gibi değil. yani şu farzdı da peygamber fazladan şunu kıldı, sünnet oldu gibi bir olay yok islama göre. o sünnetlerin de mümkün mertebe kılınması gerekiyor. çok zaruri durumlarda kılınmayabilir ancak (savaş durumu, hastalık vb). neden sünnet denildiğini ise ben de bilmiyorum, sanırım zaruri durumlarda terk edilebileceğinden.

adı üstünde sünnet.

hiç kılmamaktansa yalnızca farzını kıl. ama yatsı'nın vitrini kılman lazım.

Senin de bayramın kutlu olsun, tenkyu :)

Ben sünnetleri bazen kılıyorum bazen kılmıyorum. Canım ne istiyorsa. Zevk almadığım şeyi yapmak ikiyüzlülükmüş gibi geliyor bana. Tabi ölçü ben değilim vicdanına sorman gerekiyor onu. :)

Sünnetin hükmünü bilmiyorum ama sünneti bırakınca namaza koşa koşa mı gidiyorsun? Hayır di mi? İşte bunlar hep Allah'a yakın olmamak. Sünneti de kıl, yakınlaş. Onun huzurunda olduğunun da bilincinde ol.

müslümansan sünnet şart hacı. o çük kesilecek kaçarın yok

bildiğim kadarıyla:

sünnetleri kılmazsan olur mu? evet olur. namazını kılmış sayılırsın.

ama mesela sabahın sünneti çok kuvvetli bir sünnettir. islam peygamberi devamlı kılmış bu sünneti. öğle ve akşam da öyle. ikindi ve yatsıyı da bazen terk etmiş. sünnetlerin arasında da farza yakınlık derecesi açısından müekked, mendub gibi ayrımlar var. -tam bilmiyorum ayrıntısını-

arada bir şarj olmak lazım. namazın önemini bildiren kitapları oku. güdülenme seviyeni yukarda tut. "sabah namazına nasıl kalkılır." diye bir kitap vardı nt den almıştım. o beni baya gaza getirmişti.

son olarak: bir müslüman açısından sadece farzları kılmak bile hiç kılmamaktan bin kat iyidir.

alıntı bir hadisle bitireyim:

"Necid halkından saçları darmadağınık (fakir görünüşlü) bir kişi Resulullah sallallahu aleyhi ve sellemin huzuruna geldi. Uzaktan sesini karmakarışık bir halde duyuyor fakat ne dediğini anlamıyorduk. İyice yaklaşınca anladık ki, bir Müslümanın yerine getirmesi gerekli İslâm’ın şartlarının / farzlarının neler olduğunu soruyormuş.

Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem, onun sorusuna cevâben;

"Bir gün bir gecede beş vakit namaz kılmaktır." buyurdu. Adam;

"Üzerimde bu namazdan başkası var mı?" dedi.

"Hayır, tatavvuan / nafile olmak üzere kendiliğinden kılarsan kılarsın (onun hükmü başkadır)", buyurdu. Sonra da;

"Bir de ramazan orucunu tutmaktır." buyurdu. Adam;

"Üzerimde bu oruçtan başkası var mı?" dedi.

"Hayır, tatavvuan / nafile olarak kendiliğinden tutarsan tutarsın." buyurdu.

Talha b. Übeydillah radıyallahu anh dedi ki; Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem zekâtı da ona söyledi. O da yine;

"Üzerimde bu zekattan başkası var mı?" diye sordu.

Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem de yine;

"Hayır, tatavvuan/nafile olarak kendiliğinden verirsen verirsin." buyurdu.

Bunun üzerine Necidli kalkıp giderken;

"Vallahi, bunlardan ne fazla ne eksik bir şey yapmam!” dedi.

(Onun bu sözlerini duyunca ) Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem:

"Eğer doğru söylüyorsa / dediğini yaparsa, kurtuldu.!" buyurdu."

ben sadece farzlarını kılıyorum şu aralar ama vakit olabildiğince sünnetlerini de kılmaya çalışıyorum. namazlarını tamamen düzenli kılmaya başlayana kadar sadece farzları kıl bence, sonra sünnetleriyle kılmaya başla. düzene girene kadar biraz üşenebilirsin, dendiği gibi şeytan da sık sık dürtüyor insanı bu süreçte. ama düzene girdikten sonra da sen namaz saatini bekler olacaksın o yüzden üşenmeden devam etmeye çalış.

@yarmasimo ben şu aralar yalnızca farzını kılıyorum ve gayet koşa koşa kılıyorum. kişiye yapabileceğinden fazlası için suçluluk duyurmamak lazım.
sünnete de yavaş yavaş alışırsın önce bir sünnetten başlayıp yavaş yavaş arttırırsın tamamen tüm sünnetleri aynı anda kılmaya başlamazsın.

twitter.com

asdghjklfs

ben de üşengecim, arkadaştan çok da farklı değilim. şeytan ordan dürtüyo, biz de buradan çekelim diye diyorum. suçluluk duyma greatviolinist :) ama duruma alışma da.

Aslında geride kılmadığı namazı olan kişi sünnet kılamaz. Onun yerine geçmiş farzların kazasını kılması gerekir önce. Kazalar bittikten sonra ancak sünnete başlayabilirsin.

Eğer alternatifi hiç kılmamaksa ve gönlünden namaz kılmak geçiyorsa elbette sünneti kılmasan da olur.

farzı kılmamaktan ziyade eksik ya da yanlış kılarsan günahtır. farzı dosdoğru kıldığından emin olabilir misin? olamazsın. herkes hata yapar. sünnet farzın bilmeden yapılan eksiklerini de giderir.

cevaplar için çok teşekkürler :))

babam namaz kılarken neredeyse kendinden geçer. ezan okunsun hemen gider kılar, sonra da at yarışını takip eder. ben buna en yakın şeyi tai chi yaparken hissettim.
diyeceğim şudur ki, farz sünnet çok takılmayın, namazdan önce konuyla ilgili 3-5 sayfa birşeyler okuynu, kendinizi hazırlayın. o bağlanma duygusunu yakalamaya çalışın.
aksi halde yat kalk egzersis yaparsınzı bir süre sonra da bırakırsınız. arada tai chi de deneyin derim :)

bana da her rekatta okunacak farklı zammı sure bulmadıkça kılmak zor geliyor... namaz olmuyormuş gibi hissediyorum. ama bırakmamak gerekiyor sünnetleri. zamanla kıldıkça alışıyorsun, bu sefer sünnetleri atlarsan rahatsız etmeye başlıyor. 40 gün kıldıktan sonra bırakılmaz diyorlar. denemeli.

İlaveten hayatımda namazdan en fazla zevk aldığım dönem kafamın huzurlu, berrak olduğu bir aydı. Namaza odaklanabiliyordum ve daha da odaklanmak için namazdaki bütün sözlerin Türkçesini öğrenmiştim. Okurken ne söylediğimi biliyordum, namazın nasıl bittiğini anlamıyordum. Muhtemelen huzurumun bozulmasına paralel olarak bunu bıraktım. Dene, çalışıyor.

sünnetini kılmazsan ayıp mıdır günah mıdır bilmiyorum ama,

"TAVİZ TAVİZİ GETİRİR" - ANNEM

o yüzden namazı sünnetiyle farzıyla komple kılmak lazım.

www.kurandakidin.com sitesinde namaz ve diğer ibadetler için aklındaki bütün sorulara cevap bulabilirsin. Sevgiler..

www.dinimizislam.com

hani bu işten anlayan demişin ama kimse mezheplerden bahsetmemiş o yüzden geldim.
şafi isen zaten sünnet kılma zorunluluğun yok. ama hanefi isen yatsı son sünnet ve ikindi sünneti haricinde kılmalısın. ama kaza ederken sadece farzını kılarsın. kazada sünnetleri kılan kimdi hatırlamıyorum.

neyse sonuç olarak sünnet farza hazırlık olduğundan senin için iyi olur, sadece farz kılacak vaktin-halin varsa o da yeter. ama dediğim gibi zaten şafi isen sünnet kılmak için kendini zorlamana gerek yok.

bi de her namaz vaktinin önemini/anlamını araştırırsan bi kaç vaktin sünnetini doya doya kılmak isteyebilirsin.

din çok acayip bişey. mezhebine göre sorumluluk değişiyor falan. ama hanefi de olsan bazen şafiye uyabilirsin namaz-abdest konusunda.

@lesmiserables sünnet, yaparsan sevabı olan ibadettir. bu yüzden mümkün mertebe kılınması gerekir, zaruri durumlarda anca terk edebilirsin demek çok yanlıştır. zamanında da çok dindar değilmişsiniz galiba ya da çok yanlış öğrenmişsiniz. en kötüsü de bilmediğin halde öğrenmek isteyen birini yönlendirmek galiba.

Adı üstünde Sünnet.

Sünnetin ne olduğunu iyi bilmek lazım.

"Hz. Peygamber'in (S.a.v.) devamlı olarak yaptığı ve bir mazeret olmaksızın terketmediği şeydir."

Sünnet namazları Peygamber Efendimiz mazereti olmaksızın hiç terketmemiştir. Bir hadisi şerifinde de şöyle buyurmuştur;

“Ben namazı nasıl kılıyorsam siz de öyle kılın.” (Buhari)

Kaynak ve daha fazlası: www.blog.namazsitesi.com

Diamonds and rust - joan baez

www.youtube.com

scorpions - still loving you
iced earth - solitude
death - voice of the soul
bon jovi - wanted dead or alive

PS5 çıkmasına yakın.

3 sene diyorum hacı.

3 sene en fazla 4. ama bundle olmayan en düşük en sade paket.

Unutma türkiyede yaşıyorsun, artan döviz fiyatı düşmesine engel olabilecek güçte ki özellikle fiyatı düşmesi gereken telefonlarda hissediliyor bu.
Ben de sabit döviz kurunda 3 sene derim.

Şu an 1100 TL ve sürekli düşüyor. Bence çok değil 3 aya düşer o fiyata..

www.bulabilirim.com

Charles Dickens - Büyük Umutlar oku. Kurgusu güzeldir.

Alper caniguz okursaniz seversiniz bence.

Muzaffer İzgü ayarında tavsiye veremeyeceğim ama Sait Faik okuyabilirsin, biraz belki o tadı yakalarsın. Adalet Ağaoğlu Üç Beş Kişi çok sevdiğim bir romandır, Nedim Gürsel'in Uzun Sürmüş Bir Yaz'ı var, hayatımın kitaplarından. Sonracıma Firuzan'ın öyküleri iyidir, Osman Şahin'i severim, doğayla dolu çok güzel öyküleri var. Necati Cumalı'nın Tütün Zamanı üçlemesini okuyabilirsin o da harikadır. Yalnız Kadın diye bir öykü kitabı var yine, çok güzel. Genelde öykü mü tavsiye ettim ne? Yazdıkça yazasım geliyor.

Yabancı olarak da Cesare Pavese-Tepedeki ev, Patrick Modiano-En Uzağından Unutuşun, Andre Maurois-İklimler, Marquez- Kırmızı Pazartesi diyorum.

ahmet umit diyorum

senaryo dediğin böyle olur dedirtsin -> glenn meade

ama son iki kitabından değil de eski kitaplarından başlamanızı tavsiye ederim.

hakan günday - kinyas ve kayra
orhan pamuk - masumiyet müzesi
emrah serbes - erken kaybedenler

celine - gecenin sonuna yolculuk
charles dickens - iki şehrin hikayesi
emile zola - germinal

üniversitelerde kütüphane yoksa çalışma salonları vardır. onları sor bir de. bu arada mutlaka bir yerde halk kütüphanesi bulursun bence. devletin yoksa bir kurumun vardır.

1000 kalori altı ve karbonhidratça yüksek bir diyetle normaldir.

1000 kalori alti bir diyet ciddi saglik sorunlari yaratir. En azindan 1300 1400 civari kalori alinmali.

Bu sekilde devam edersen kaslarini da kaybedersin.

boy 178 + kilo 79 vede her gun spor yapiyorsun.

bence 1000 kalorinin altinda olman hic iyi degil. Eger erkekseniz 1700 kaloriye kadar cikip kilo vermeye devam edebilirsiniz, kadinsaniz ise 1300-1400'e cikabilirsiniz. 1000 kalorinin altina inerek yagdan daha fazla kas kaybedersiniz.

1 - bir erkegin 1000 kaloriye düşmesi doğru değil.
2 - 1000 kaloriyi aşmayan sağlıklı diyet olmaz.
3 - kepek ekmegi yiyorum u anlamadım. beyaz ekmek ile aynı kalori, kilo verip/almanda aynı etkiyi gösterir.
4 - meyveyi abartıyorsan 1000 kalorinin küçücük minicik bir oranı etten geliyordur (protein) yine tırt oldu.

3 kilo vermek için 1000 kalori değil 2 gün oruç tutsan inerdin.

--

ingilizcen varsa "reverse dieting" i araştır. onu yapman gerekiyor.
nereden ediniyorsunuz bu diyet fikirlerini anlamıyorum. karatay, paleo falan yapaydın bari.

birader şaka mısın? günde 1000 kaloriyle sağlıklı diyet mi olur? ayrıca ne bekliyorsun, her gün 1 kilo vermeyi falan mı? önce kaloriyi 1300 civarına çek en az. sebze meyve manyağı olma, dengeli düzenli ye. kepekli diye ekmeği de çok yeme.

1000 kalori aclik sinirina cok yakin. daha uygun bir kalori seviyesine cikman lazim. tavsiyem diyete birkac gun ara verip o arada kilo vermeye uygun kalori oranlarini arastirman.

"günlük 1000kaloriyi aşmayan sağlıklı bir diyet yapıyorum"

angelus reyis görmesin...

eskiden kızılayda happy days vardı ne güzel kapandı şimdi onun yerine kebapçı açıldı galiba bahçelide de şubesi var.
onların açık büfe salatalarını çok severdim.

Edit: evet varmış

tr.foursquare.com

köfteci ramiz şubelerine göz atın

En son gittiğimde devam ediyordu da rezalet durumda Pizza Hut, gitme bence.

Onyüzbinmilyon kalori. Tam olarak.

1 litre mi içiyosun 1 kepçe mi içiyosun kardeş bu nasıl soru?
kalori hesabı yaparak diyet yapmak yanlıştır hiç mi denk gelmedin böyle makalelere? atıyorum bir bar çikolata da 150 kaloridir, 1 dilim tavuk ta ama biri hayvan gibi yağ yapar götüne göbeğine kat katar, öbürü yakılır bok olur çıkar vücutta durmaz. bu konuyu biraz araştır derim.
soruna gelecek olursak diyetisyen bana çorba verirken bitek bunu içme, baya yağlı demişti.. vardır bir bildiği. ha bence bu yüzden esirgeme ama içeceksen bir kaseyi geçme.

köy tavuğu, organik tavuksa daha yağlı olur daha da kalorili olur.

tuzluyormuşsun bi de, bence litresi 400 kalori.

@polyester kelebek; arkadaşım eğer bilginiz varsa bu konuda 100ml si veya 100gr'mı şu kalori diye söylerseniz sevinirim. Hani karşınızdakini cahil yerine koymayın lütfen. Ki nette çoğu yiyecekler hakkında aşağı yukarı kalori bilgisi mevcut.(gr ve ml cinsinden). Ayrıca oturup sadece tavuk suyu ile beslenmiyorum. Ama kalori dengesini de tutturmaya çalışıyorum bir yandan. Çünkü bildiğiniz üzere vücudun esansiyel yağlara da ihtiyacı var. Ben oldukça zorlu bi hayat yaşıyorum bulunduğum yerde. Ve haftada bir gün tüm tavuk haşladığım için suyu çıkıyor. o suyu da olduğu gibi lavaboya dökemem. Durum böyle olunca tüketmek gerekiyor. İşin kısacası detayı bu. Cevap verdiğiniz için teşekkürler.


@douchebag: çok teşekkürler...

o halde bulunduğunuz zor şartlar altında "kalori dengesini tutturmaya" değil "dengeli beslenmeye" çalışsanız sağlığınız açısından daha iyi olur..
herneyse.. suyunu lavaboya dökmek yerine biraz soğuduktan sonra kavanozlara koyup bulunduğunuz yerde buzluk varsa orada saklayıp ihtiyacınız olduğunda çıkartıp tekrar çorba veya pilav vs yapabilirsiniz, gayet lezzet katar.
rica ederim.

abd'nin ortadogu politikasinin obama ile ilgisi yok.

düşünmüyorum.

Seviyorum ben sempatik bir adam.

ben seviyorum gayet karizmatik.

bana faydası olmayan kilisenin papazını sikeyim.

obama'nın yeni başkan olduğu zamanlarda babam, özellikle onun bu ılımlı duruşuna ithafen bir laf söylemişti:

"obama değil babama da gelse abd'nin politikalarını sürdürmek zorundadır. yoksa kennedy gibi alırlar aşağı"

daha önce de soruldu, "piyon".

(bkz: green cardınızı hemen mi istersiniz yoksa paket mi yapalım)

edit: soruya cevaben ben de duruşunu iyi buluyorum ama duruş sonuçta. insanların 2010 sonrası amerikasında nasıl bir lider istediğini bilip ona göre kendini öyle gösteren, çıkarcı birisi de olabilir. samimi midir değil midir bilemem.

sistem bu!! yersen...

aynen abi ya bunca haksızlığa rağmen hala evde oturmak koyuyo heralde bizim gibilere. Diş sıka sıka nereye kadar gitcez bilmiyorum...

bir tek sen yaşamıyorsun ben de yaşıyorum o krizleri. hatta benim adım kriz olmuş. bazen bunları düşünüp bir çıkar yol aramaktan beynim kulaklarımdan fışkıracak gibi geliyor. ama bu durum insanlıktan kaynaklı. insanın doğası bulunduğu ortamı, sahip olduğu imkanları, iyiliği güzelliği boka çevirmeye yarıyor. nerede insan orada bokluk. hayvan olup hayvanların arasında yaşamadığımız sürece bu böyle. siyaset dediğin de insan icadı zaten o da sikko bir şey.

ekleme: bizim ülkenin hali zaten bok da diğer ülke vatandaşları da benzer problemleri yaşıyor. insan heryerde insan. norveç isveç gibi yerlerde belki biraz daha iyidir durum; o da doğacı olduklarından kaynaklı. tükettikleri kadar geri dönüşümü de düşünüyorlar. bunu sadece plastik olarak düşünme. sevgi de doğadan alınan ve geri dönüşümünün sağlanması gereken bir şey. hep alayım diye değil de biraz da vereyim diyebilirse insanlar ya da en azından ihtiyacım olanı alayım gerisini ötekiler alsın derse hayat dünya daha güzel olabilir.

leblebi, salatalık, havuç, diyet yoğurt artı az meyve

Salatalık, %90'ı su. Paketli atıştırmalık öneren olursa dinleme.

5-6 tane yemek sartıyla badem.inanılmaz da tok tutuyo.

migroslarda m life'ın kayısı-elma-tarhana cipsi var farklı cesitlerde.bi kutusu 70-80 kalori.adının cips olması çok ince kesilip kurutulmus olmasıyla ilgili.yoksa 0 yağ falan var içinde.

bide tatlı çok seviyosan elma dilimleyip üzerine tarcın serpebilirsin.hem metabolizmayı calıstırıyo hem tok tok tutuyo hem de tatlı ihtiyacını bastırıyo.

buharda sebze. olsa da yesek.

salatalık olabilir 3-5 fındık ta seni tok tutar kalorisi vardır ama hakkını verir fakat fazka tüketme.

Yoğurt, karpuz gibi seçeneklerde var.

Karpuz şekerli yalnız hocam. Yoğurt iyi fikir, salatalık da tavsiye ederim. Bi de bol bol su ve yeşil çay, inanılmaz tok tutuyor.

Sıcak duş sıcak havlu.

eğer üşütmeye bağlı değil sebepsiz bi tutulmaysa stresten uzak dur..

Sıcak duş ardından sıcak su torbası

öğrenci olduğunu belgelerse yeşil pasaport alabilir. 25 yaşına kadar da kullanabilir.

evet bazen tehlikeli düşüncelerim oluyor. sadece düşünce ama bunlar. şöyle şöyle yapsam nasıl olurdu gibisinden. kendimi korumam gereken şeyler olduğunu düşünmüyorum.

bazen çok şiddet içerikli şeyler düşünüyorum. ama yapmıyorum, yapamam zaten. önümde sıkıldığım, susmasını istediğim insanların kafasını duvara vurmak gibi falan. bu yani, en çirkin olanları galiba. bu tip şeyler.

aşağı yukarı
imgur.com

Ben uyandığım gibi ufak bir Tabata attıracaktım da unutmuşum.

Benim normalde bu saate kadar bitirmem lazımdı lakin bugün işe gitmediğim için biraz sallıyorum; 10.30 gibi başlar 12'de bitiririm gibime geliyor.

Edit: Bu arada ben kendi programımdan bahsediyorum, linktekilerin 1 buçuk saat sürmeyeceğinin ben de farkındayım.

sabahin 5:30'unda 10 dk buz gibi suyun altinda ziplaya ziplaya durdum. sayilir mi

geç kaldığım için yapamadım. öğle aramda telafi edicem.

@brawler, vücut bazal metabolizmanın 1700 kalorisini sadece vücut sıcaklığını 37 derecede tutmak için harcıyor. Yani koskoca vücut 300 kaloriyle çalışırken sırf vücut sıcaklığı için 1700 kalori harcıyoruz. Yani siz de baya kazançlı sayılırsınız bu durumda.

ben!

ben varım, iki duyuruyu da favoriledim hadi bakalım.

challenge accepted tamam
ama şimdi ben ham vücuduma yarın sabah bunları yaparsam çok fena kas ağrısı yapmaz mı?
nasıl başlamak lazım?
bir de öncesinde bir şey yiyor muyuz? öncesinde / sonrasında ne yemek lazım?

valla ben aç başlıyorum. belki ufak bi atıştırmalık iyi gider yarım saat önceden eğer daha erken kalkıosanız tabi.

ama suyu ihmal etmeyin aman

Sıfır masraf

ne kadar birikim olduguna bağlı

enpara, masrafı yok.

Bu hareketlerin etki alanları nelerdir onuda yazsaydın harika olur bence

haftada 1 halı saha maçı yapıyorum, yeterli mi? :))

deniycem. sabah spor yaptigimda hic iyi olmuyorum genelde ama bu pek zorlayacak bir seye benzemiyor.

Sonuna 40 saniyelik bir Plank da ekleyin.

@icimdekibiri bu konuda uzman değilim ancak hiç yapmamaktan iyidir diye düşünüyorum. Sporda en büyük sıkıntı düzen çünkü. Bu benim gibilere kas faaliyetinden ziyade bi spor düzeni kazandırsa yeter.

(Nice sporlara başladım hep 1 2 saat ayırmam gerektiğinden bırakmak zorunda kaldım. Buna başlamak kolay bırakmak zor gibi)

@angelus önerilere açığız tabi ki :))

ilk resimdekiler için tek tek youtube'a bakmaya bile üşenirken yapabilir miyim bilmiyorum ancak denemekten zarar gelmez.

Akşam yapsam olur mu? Sabah zaten 10 dakikada hazırlanıp çıkıyorum.

Ya abi yapın da sabahı akşamı dert değil.

Bu arada şimdi bakın youtube dan. Emin olun unutmazsınız. çok basit hareketler ya, benim çizimim berbat:)

Silme bu duyuruyu. Favorileyemedim mobilden. Sonra bakicam videolara. Tesekkur.

çünkü kimse fakir değil.
bizim milletten para istersen fakirim der ağlar,
ama maksat hava atmak olduğu zaman kirli çıkıdırlar.

kimse fakir değil ve gittikçe zenginleşiyor.
kendimden biliyorum.

ha bir de kredi kartı kullanarak ve kredi çekerek zenginleşenler var o ayrı bir mesele evet.

ben de anlamadım zenginleşen zenginleşiyo bi ben fakirleşiyorum sanırım

(bkz: tl'den 6 sıfır atmak)

Siradisi nasi zenginlesiosun kardes ya bize de de..

Telekom, Tedaş, Tekel, Seka, Tüpraş, bazı limanlar (İzmir, İskenderun, Mersin vs.) gibi kuruluşları satarak (özelleştirme diyorlar kendi aralarında) ülkeye para girişi sağlanıyor. Özetle şimdi paramız var ama uzun vadede yarrağı yedik. Hala duble yolla övünenler var içimizde.

çünkü maaşlar falan bahsedildiği kadar kötü değil. gazetelerde görüyorum veya televizyonlarda işte yok memurun maaşı kuş kadar yok böyle şöyle, e lan benim annem babamda memur ikiside 6 bin'den fazla alıyor, arada ikramiyede alıyorlar 3 bin tl falan, nereden biliyorsan dersen yurt dısında öğrenci olmaya giderken elçilik anne babanın maaş bordrosunuda istiyordu o sebeple biliyorum. yurt dısına atanan memurlarıda görüyorum babam gibi 4 sene periyotta yüzbinlerce euro biriktirip geri dönüyorlar tr'ye. bu mu fakir memur?

özel sektörde maaşlar kötü derler arkadaşlarımın hepsi minimum 3500 tl'ye basladı. ayrıca millette dede'den ondan bundan kalan arsa evler falanda var. bir çok tanıdıgım cok sıradan işler yapsalarda kenarda bulundurdukları bir sürü evleri falan var sıkısınca satıp (attım mesela 350 bin) oradan yiyorlar.

fakir her zaman var (sistem itibariyle) ama denildiği kadar fakir bir millet değiliz. tam tersine. hiç bir zamanda tersine inanmam.

dostum fakirsin diye acıdığın herkes var ya. bu ne kadar boktan işte çalışıyor, giyimine kıyafetine bak ne kadar gariban gözüküyor diye düşündüğün insanlar var ya. hepsi senden daha zengin, daha varlıklı. o yüzden acımayı bırak, çalışmaya bak.

valla harcama şekline bağlı.

ben bim'den migros'a girince elim ayağım titriyor. giysilerimin %90'ını lcw oluşturur. yılda 1 - 2 kez alışveriş yaparım. 2'den fazla ayakkabı almam. elimdeki bilgisayarı çıkarmadan yeni bilgisayar almam. elimdeki telefonu birine satmadan yeni telefon almam vb. böyle uzar gider.

ayrıca @baldur2 +15000000

1000 liraya süpürge almak zenginlik değil, alerjin varsa alacaksın mecburen, zaten süpürge erimiyor 15 sene kullan.

Ev fiyatları 120 bin ne ki? Bir yıl ev aradık en son 320'ye bulduk. Kira fiyatı ile 160-170bine denk geliyor zaten 10 senede. Araba desen güvenli az yeni araba 22-30.

Biraz zenginlestik biraz vermeye mecburuz. Kredisini öderken fakiriz diyorlar haliyle.

40 milyara düğün çokmuş yaa.. bi düğün salonuna okdr para verilir mi....

para bok herkeste..

büyük şehirde 300 bin liraya ev alanların 1)ailesinin evi/arsası filan oluyor. babadan dededen kalıyor. adam gelmiş dikmene yerleşmiş zamanında müteaahide veriyor daire alıyor vs. 2) zamanında yolunu tutumuş. banka memuru bi kadın tanıyorum 18 yaşında çalışmaya başlamış hemen evlenmiş kendi maaşını da hep yatırıma ayırmış. şu anda 45 yaşında filan 25 senede 3 ev almış biri baya lüks 500-600k eder ama kadın zaten bankacı zamanında borsa-döviz vs. değerlendirmiş. inşaat patlayınca da gayrımenkulleri değerlenmiş almış satmış vs. banka müdürü filan da değil. maaşı ortalama. şimdiki gençlerin 30 yaşında ancak birikim yapmaya başladığı, tek maaşla geçinemediği, inşaatın patladığı düşünülürse. aileden kalmadan genç birinin bunları yapması zor. 3) büyük şehirlerde çok fazla kara para var.

küçük yerlerde/uygun muhitlerde 100-120k 'ya ev alınıyor heryer istanbul değil.böyle bi dünya insan tanıyorum. karı-koca çalışıyor (ki düğünde insanlara 20-30 bin liralık altın takılıyor/para geliyor, önce bi araba alınıyor 1-2 sene o ödeniyor varsa borç bitiriliyor ev eşyaları tamamlanıyor. sonra düğün parası peşinat yapıp gerekirse araba satılıp hemen ev. o da 4-5 sene ödeniyor. mesela karı-koca devlette öğretmen olsun evin geliri 5k eder. eve verilen en fazla bin lira. üstelik bu insanlar bi kere konsere bi kere sinemaya filan gitmiyor :) en büyük aktiviteleri anca yazın memlekete gitmek, kışın da işkembeciye.

bir de AVMlerden çıkmayan, sürekli tüketen genelde genç bir nesil var. onları ben de tam anlamadım henüz :) sanırım çalışan anne-babanın tek (belki 2) çocuğu olan kuşak büyüdü böyle oldu. bunlar yavaş yavaş üniversiteyi de bitirdiler artık ama çocuk okuldayken anne-babadan bin lira harçlık almaya alışmış şimdi işveren pazartesi-cuma 9-5 mesai maaş 1.500 diyor çocukların yüzü düşüyor. merak ediyorum bu kuşak napacak.

harbi ank ya herkes ağlıyo ama para var millette

2. gibi.
anlık bir ferahlama yaratıyor.

O ay ödeme yapmasan %2 faiz gelecek ama bu kampanyalara girersen oran 1.5 gibi oluyor karlı oluyorsun eğer borcunu ödemeyip faiz yiyeceksen normalde.

hediye getiren hastalara öncelik ve avantaj sağlamadığınız sürece mesele yok. fakat insanoğlu bir müddet sonra hediye almayı alışkanlık haline getirebilir...

büyük ve bu konuda sınavdan geçmiş şirketlerde kural, maddi değeri çok düşük olması. benim eski işyerimde 10 TL'ydi (bir tükenmez kalem fiyatına denktir). Ederi daha yüksekse, teşekkür edip, kuralı açıklayıp reddederdik.

www.etik.gov.tr

bizim kültürümüzde hediye kabul etmemek büyük bir hakaret gibi algılanıyor. hediyeyi kabul ettiğinizde insanlar mutlu oluyorlar. bence mümkün olduğunca çok büyük bir meblağ tutan bir eşya değilse kabul etmek gerek diye düşünüyorum.

insanlar gerçekten bundan mutlu oluyorlar.

Bu insanoğlunun kendine hedef koyma mantalitesinden kaynaklanıyor.

Kendine hedef koyduğunun farkında değilsin tabi o an ama misal bir kızı arzuluyorsun, bir arabayı çok istiyor, paran olsun istiyorsun vs... Bunlar hep sahip olana kadar. Sen sahip olmayı değil, sahip olmak için kurduğun hayal dünyasını istiyorsun.

1TL'ye sayısal loto oynadığında, aslında o biletten daha çok hayaller satın alıyorsun o 1 lira'ya. Zaten insanların sürekli bilet almasının sebebi bu. Çıkmasına inanmaları değil, çıkma ihtimaline sahip olmak.

Neyse çok uzattım. Evet bizde de var.

Aynen hocam bize şu hedef konusu güzel izah edilmiyor ne yazık ki...

not: Bu arada uzatmamışsın eline emeğine sağlık. Daha uzatsan da gayet okurduk.. Teşekkürler

Drive auto sync diye bi program var android de onla oluyomus. Sans eseri buldum lazim olan kullansin tesekkurler..

onu anca ses kayit uygulamasiyla yapabilirsin. google drive destekleyen elbet vardir.