Ekşi Duyuru

basit mukavemet bilgileri. herhangi bir mukavemet kitabinda ayrintili sekilde incelemesini bulabilirsin.

4-5 gün sürer.
Bir geceden fazla hiçbir zaman yalnız kalmasın.
Kızgınlığı geçince mutlaka kısırlaştır, başka çaresi yok. Hafif sakinleştiriciler verildiğini duymuştum ama kötü bir fikir bence.

1 ya da 2 kereliğine hormon verebiliyor veterinerler, yatışsın diye ama fazla kullanımı kanser yapabildiği için çok istenen bir şey değil. ama bi 5 gün sürer. sonlara doğru üzülmekten çok delirmeye gidiyorsunuz.

En buyuk tehlike evden kaçması. Cok dikkatli olun bir an kapidan cikip gidebiliyorlar kizginlikta. Böyle bir tehlike varsa hormon kullanmak iyi olabilir. Sonrasinda hemen kisirlastirmak. Ev kedileri daha sik araliklarla kizginlik yasayabiliyor. Ciftlesmediklerinde onlar icin de iskence oluyor.

bırakınız sevişsin kütür kütür ya.

neden engelliyosunuz ki hayvanı?

Sevisince min 4 yavru olacak. Ilk dogumda yavrularin olme olasiligi daga fazla. Yavrulara saglikli buyudu diyelim evde. Yuva bulma isi hic kolay degil. Gittigi yuvadan 2 gun sonra alerjisi cikanlar sizi arayacak. Sokaga birakamazsiniz evdeki kedoyi. 15 yildan uzun yasayabilen kediler sokakta birkac yilda hastaliktan, soguktan, araba altinda kalarak, bir insanin tekmesiyle vs ölüyor. Bu nedenle sevismesin kedi.

körfez birliklerle edremite geçiyosun.otogardan otobüse binip gidiyosun.

sozde kurumsal olmaya calisan sirket sacmaliklari iste. bordroyu verme yasal olsa bile. adam gibi fiyat ceksinler iste, begenmezsen pazarlik et, su kadar istiyorum de. sonucta adamlar keyfinden almiyor seni ise, ihtiyaclari var.

Bordro verme

fortisvita + 1

hayır arkadaş kaç para vereceksen söyle ne o eski maaşa bakmalar felan. adli sicil kaydını anlarım sıkıntı var mı yok mu bilmek için isterler, hizmet dökümü de olabilir gerçekten dediğin kadar tecrübeli misin değil misin diye de bordro biraz garip geldi bana.

hocam işaret bırakıyor mama kabının çevresine. farklı bir yere ya da farklı kaba ya da farklı bir mama koyduğunda yapıyorlar. patilerinin altında koku bezleri varmış, koku ile işaret bırakıyor.

manayı beğenmemiş olması muhtemel. bekleyin bakalım, alisacak mi...

mamayi*

2. üşümez. karton kutu koy, çok üşürse içine girer.

Hangi marka yaş mama aldınız? Eğer market maması diye geçen mamalardansa hiç vermeyin zaten, daha kötü hale getirebilir. Yok güvenilir bir markaysa zaten en fazla 2 kutudan fazla vermeyin. O kutu da 1 gün içinde 3'e bölünerek verilebilir. Kabızlık hala geçmemişse 2 güne çıkarılabilir oran aynı tutularak.

Açıldıktan sonra buz dolabında 1 gün durur en fazla. Ağzı kapalı ve hava almayacak şekilde tabi. Buzlukta ise 3-4 güne kadar dayanabilir.

Şu havalarda üşümez, ama havalar iyice soğuduktan sonra üşüyebilir. Strafordan kutu yapıp içine polar falan koyabilirsiniz o zaman da.

veterinerden aldım, kötü değildir herhalde.

miktarları tam anlayamadım. haftada 2 kutu? geçmemişse 2 günde 1?

Günde 2 kutu. Geçmemişse ikinci gün de aynı şekilde.
Gerçi kabız için zeytinyağı kullananlar da var. Ben hiç denemedim ama çok yaygın bir yöntem sanırım, Google'dan bi bakın derim.

ben de bir ek/hatırlatma yapayım: mamayı dolaptan çıkardıktan sonra oda sıcaklığına gelmesini bekleyip kediye öyle yedirmeniz lazım ki midesini üşütmesin.

whimsical ın dediği gibi buzdolabından çıakrdığınız gibi vermeyin. Vaktiniz yoksa cam tabağa koyup mikrodalgada birkaç saniye çevirip hafif ılık hale getirebilirsiniz.

her parazit görülebilir parazit değildir. çeşidini bilmiyorum ama tek hücreli değişikli parazitlerden olabilir. kan geçtiyse dert etmeyin. kakasına da çok elleşmeyin bence.

Parazitler görebileceğiniz kadar büyümemiş olabilirler.Şikayetiniz devam etmiyorsa sorun yok demektir.
Hekim ne yazmıştı kediniz için?
Caniverm?, Stronghold?, Kontil?

Kancali kurt kan yapar diskida, gozle gorunmeyecek kadar da kucuklerdir.

www.allposters.com.tr

kedilere ilaç vermeden önce enselerini tutuyorum. hani bebekken annenin taşımak için tuttuğu yerrden. tabii ki kadırmıyorum ama orayı tutunca kediler bir kal geliyor. çenesini kapatırsa da yanda diler arasındaki boşlukta şırıngayla sıkıyorum fışkırtmadan. böyle yapınca bebeklik hallerini, annelerini mi hatırlıyorlar bilmiyorum ama trip atmıyorlar. çıkarken ilaçtan sonra ödül maması, yaş mama vs verebilirsiniz.

Aslinda olcusu olmasi lazim. mamanin posetinde yazar kiloya gore günde ne kadar verilmesi gerektigi. Onu gun icinde ikiye bölerek vermek daha iyi.

Kristal kum yerine topaklasan kum kullansan? Çünkü kristal kumda cis falan iyi temizlenemiyor. Dolayisiyla kedide idrar yollari problemine sebep olabilir. Alice marka topaklasan kum var bizde hem koku yapmiyor hem temizlemesi kolay.

benim bildiğim kadarıyla uygulama hep aynıdır. yani eğer çok yiyen,obezite sorunu olabilecek bir kediniz yoksa normalde kediler kaba ne kadar koyarsanız koyun belli ölçüde yiyorlar zaten. ama işte bazı kedilerde insanlar gibi boğazını tutamıyor :)

biz kaka,kum allah ne verdiyse tuvalete atıp sifonu çekiyoruz. sıkıntı olmuyor.

-veteriner doğru söylemiş. bunlar bizim gibi bir öğünde işkembeyi doldurmuyorlar. acıktıkca gidip insan hesabına göre bir sandviçlik atışıtırıp geçiyorlar. karışmayın nasıl isterse öyle beslensin.
-kristal kum kullanmayın. çünkü kristal kum kuvars içerir ve silikozis sebebi olabilir. hele ufak kedilerde daha büyük bir problemdir. bentonit kum iyidir. hangi tür kum kullanılırsa kullanılsın tuvalete atıp sifonu çekin yeter.
-bilemem. ben istanbuldayım.

1.Yavru kedide mama kısıtlaması olmaz, 8 aylıktan sonra ve özellikle kısılaştırıldıysa mama kısılmaya dikkat edilir.

2.Silika kumlar kediye zararlıdır ama yok illa kullanıcaz diyorsanız da mecbur çöpe çünkü onlar suyu çekip iyice şişiyorlar ve bence klozeti filan birikip tıkıyabilirler, sert yapıdalar, birbirlerine yapışıyorlar da.

3.Kızılay civarı bilmiyorum.

ben sadece kakaları alıyorum. çişlere dokunmuyorum. kumu da komple ayda 1 değiştiriyorum

Kakaları her gün temizlemen lazım, kürekle eleyip kumun içinden atacaksın o kısmı. Kumun tamamını da ne sıkılıkla değiştireceğin kaç kedin olduğuna bağlı. O kristal olanları güya 1 kedi 1 ay kulanır diyorlar ama yalan maksimum 2 haftada bir tüm kumu atıp yeni kum koy. Zaten çiş kokusundan da anlarsın toptan değiştirmen gerektiğini, dayanılmaz bi koku oluyo kirlendikçe.

Son olarak da kristal kumu çok önermem, bentonit kullanmanı tavsiye ederim.

temizmama'daki bentonit kedi kumu şu ana kadar kullandığım en iyi kum. ben kakayı da çişi de alıyorum.4 kedi ile 2x10 litrelik kum 1.5-2 ay falan dayandı.

topaklanan kumu öneririm ben de.Hem bence daha uzun gidiyor hem de temizlemesi daha kolay.Süpermarketlerde olmuyor genelde, veterinerde bulabilirsin

rakicandir +1

bende de 4 ay gidiyor sürekli temizlememe rağmen. çok iyi topaklanıyor.

ben de kumu komple ayda bir değiştirmekle beraber (daha hijyenik olsun diye) bentonit kum öneriyorum. pisi pisi ve o yoksa alice kullanmaktayız. kalını ve incesi olarak 2 çeşidi var, kalını koku konusunda daha başarılı ve incesi gibi toz çıkarmıyor temizlerken ve fakat kum kabına yapıştığında temizlemesi daha zor oluyor.

Cafe Botanica Paris, mezeler çok leziz, bahçe güzel, müzik banttan Zeki Müren.

ruhi bey ?ben çok sevmiştim.

Istanbul > Seattle > San Francisco ya da Los Angeles > New York > Istanbul yapabilirsiniz.

Uçuşu İstanbul-Seattle değil de SF veya LA alabilirsiniz, nasılsa aktarmalı gideceksiniz. SF-LA-Las Vegas yapabilirsiniz. Veya Seattle'a yakın Portland var, güzel yermiş öyle diyorlar, oraya gidebilirsiniz. Yalnız ABD içinde uçuşlar da pek ucuz değil, Seattle-SF 250-350 dolar civarlarında dolaşıyordu geçenlerde bakmıştım. Tarihler de önemli tabi ki.

Ucak yolculugu yaparim dersen amerika'da gidemeyecegin yer yok, ozellikle california'da Los Angeles, San Fransisco, San Diego hatta Las Vegas

Ama ucakla falan ugrasamam dersen, arabayla Portland, vize sorunun yoksa yine arabayla cok yakin olan Kanada cenneti Vancouver.

10 üzerinden 3, gerekçeleri özel..

e

(nedense hep aynı cevabı veriyormuşum gibi geliyor)

Mutluluk değil huzur önemli.

Aile:10
İş:6
Aşk:7
Arkadaşlar:7
Keyfine vakit ayırma: 5
Düzenimi sağlamal için vakit ayırma: 2
Kendini geliştirme: 3

Ama bu rakamlar dönem dönem değişiyor. Bazı zamanlarda bazı mutluklarım daha yüksek

6.5 bana baya yetiyor

Değişiyor, dün rahat 9'du, bugün 8 civarları. Genelde 6'nin altını pek görmem. İki insan görüp konuşunca mutlu olurum ben. Çok da bir şeye gerek yok.

5/10

olumlu: yaşıma göre iyi şartlarda yaşıyorum. kaşımdan gözümden memnunum.
olumsuz: beni gerçekten kendim olarak kabul eden pek dostum yok, olanlardan da şüpheliyim. arkadaş olarak durum idare eder.

10 üzerinden 0.
yarın vizem var ve tam da bunun üstüne
www.eksiduyuru.com

@rakicandir dostum gördüm demin duyurunu ben de çok üzüldüm, çok da tatlıymış kerata, sen yine de boşlama sınavını.

iş 2
arkadaşlar 3
aile 3
sevgili 0
para 4

mutluluk 10000000000

10 üzerinden 3.

dizimi sakatladım ama iyiyim, canavar gibi mutluyum.
birkaç kaygım daha var, o nedenle 10 üstünden 7.
çok şükür.

Aile: 9
İş (okul): 5
Aşk: 0 (hiç bir zaman 1 bile olmadı)
Arkadaşlar: 2 (skype üzerinden uzaktakilerle devam, mevcut üniversitemde hiç yok arkadaşım adam gibi neyse buna da şükür)
para: 9 (bir öğrenci için iyi durumdayım sanırsam)
boş vakit: 9.

toplam ortalama: 5.666666 tam hayatımın özeti gibi işte, vasat, gri ve ortalama memur tipi bir hayat işte.

Daha iyi ve daha kötü günlerim oldu, 6,5 puan iyidir şahsen tatmin oldum.

Olm öyle böyle değil, tam 16 heidi gücünde mutluyum. İsteyene mutluluk pompalayabilirim. Membası bende.

2

Bu aralar 8-9'um . Herşey bok ama kedim var <3

Bu akşam 2-3. Bu aralar yalnızlık iyice can sıkmaya başladı.

aile: 9
para: 6
ask: 9
bos zaman: 2

yıllardır 10 üzerinden 3-5 arası

Sabah koşusundan sonra mı, önce mi?

Onun belasi i sikim.tipik turk ustasi iste.sonra tesadufen yasiyorsun,

Dogalgaz borusunu dahi topraklaman gerekiyor statik elektrigi atabilmek icin,birde binanin topragi baglanir mi.yarin igdasi cagir,genis bir ekip toplayip o elektrikciyi bir aralarina alsinlar nerelerde ayni boku yediyse mahalle havaya ucmadan duzeltsinler.

Bizim kullanmadigimiz bir ev var.bina az eskice.bir gun sans eser gec vakit gittim.iceri girdim duvardan isik geliyor,bildigin elektrik arki.topraklama eskimis,bi problem var ve o elektrik dogalgaz borusuna ark yapiyor.allahtan evin dogalgazi vanadan kapali.aradim igdasi geldiler,binanin butun elektrigi kesildi,bizim caddenin butun dogalgazi kesildi.binanin topraklamasi bastan yapildiktan sonra dogalgazi actilar.

şimdi o kabloyu ayırsam mı borudan? boşta duracak şekilde?

Ben duz vatandasim,duyurumuzun feyzli muyendis abilerine ablalarina bir danismak lazim ne yapilacagi konusunda.en olmadi igdasi ara sor.24 saat calisiyor.

bir şey olmaz zaten o boruda topraklıdır.

Soru ilgimi çekince kısa bir araştırdım, amerikan standartlarını buldum. Doğalgaz borusunun herhangi bir şekilde yer üstünden topraklanması yasakmış. Toprak altından yani binanın çıkışından tek bir noktadan ana toprak hattına bound edilmesi gerekiyormuş. Topraklama hattı olarak kullanılmadığı gibi topraklamasının da mesken içinde yapılmaması gerekiyormuş.

Yalnız, bu doğru olmasa da galiba epey yaygın bir uygulama galiba.

Siz kendiniz dokunmayın hiç. Yarın bulunduğunuz kentteki doğalgaz dağıtım firmasını arayın, onlar yardımcı olurlar.

yarın öbür gün benzer sorunla karşılaşılma ihtimaline karşın:

başkent gaz'ı aradım, öyle bişey olamaz kabloyu kesin ilk fırsatta da başka elektrikçi çağırın dedi.

yardımcı olanlara çok teşekkürler

Abi sen kendi evini düzelttin ama. Muhtemelen o apartmandaki diğer daireler de aynı şekilde.

yeni yönetmeliğe göre yapılan kesinlikle yasak.

yapılması gereken: toprak hattı evin dışından toprağa indirilir ve galvaniz çubuk ya da bakır çubukla sabitlenir. başka bir elektrikçiyle çözün.

not: elektrik mühendisiyim.

Doğrusu üstte Hoseinin dediği gibi toprağa topraklama çubuğu gömmektir ancak herkes her daire kafasına göre çubuk gömerse bu da yıldırıma karşı alanlar arasında potansiyel fark oluşmasına yol açar elektrikli aletler riske girer.

Doğrusu: Bina için bodrum katta tek bir topraklama tesisatı oluşturulması temel filizlerinden gelen,gömülmüş elektrodlardan gelen hatların eş potansiyel barada birleştirilmesi ve yukarıdaki tüm katların bu eş potansiyel baradan toprağı almasıdır.

Bu arada doğalgaz borusundan topraklama almak doğru olmayabilir ama binaya giren tüm hatlar evi aynı potansiyele getirmek için topraklanır metal doğalgaz boruları da dahil.Topraklanmazsa yıldırım anında potansiyel fark oluşur doğalgaz borusu üzerinde

soldaki antrenman menüsü -> antrenörler

sanırım dediğin yer burası.

aslında aim ve wall sandıklarımızın bir çoğu değil. insanlar gerçekten çok çok iyi oynuyor. kuzenimden biliyorum. adam oynuyor ben yanında oturup izliyorum, aynı ekrana bakıyoruz ben adamı görmüyorum bizimki hs atıyor, oradaydı işte nası görmedin diye. manyak gibi oynayan çok hakkaten :)

yanginmerdiveni +1 olmakla birlikte

resmi sunucularda oyna. orada da açan oluyor ancak denetim daha sıkı olduğu için daha az.

dereceli oyna, var olan hack'i de banlıyorlar.

dereceli oynamaktan kastınız nedir? yeni girdim sektöre

dereceli oynayabileceğim server'ları nasıl anlıyorum, custom olanları nasıl anlıyorum?

benim yaptığım steam'den counter'a girmek, find server'dan harita ve ping'e göre oyun seçmek şeklinde?

bir dakika
global offensive mi oynuyorsun yoksa source ya da 1.6 mı? burada yapılan yorumlar go için.

1.6 oynuyorum

CS:GO'da da cok hile donuyor, yok degil. Ama soylendigi gibi ranked oynarsan hile daha azdir, yok degil tabii.

önce ki sürümlerine göre daha az ve yoğunlukta community mapler de oluyor. ayrıca rapor edildiğin zaman izlemeye alınıyorsun vs. denetim daha sıkı. ranked maçlarda ise yok denecek kadar az.

yaman şakacısın delikanlı.

sen inandın mı kazandığına ?

neden yalan söylesinler ki?

spordefteri.com

seni gidi green card hırsızı seni...

siteye giren 1000000. kişi miymişsin? ne şanslısın yaaa. kıskandım amk. kesin git.

aaa supermis, bannerin linkini bize de gondersene biz de kazanalim.

bana da enlarge your tennis diye mail geldiydi. tenis mi ogretıyor acaba?

camayika konusunda emin ol iyi arastir oraya gecis hakki yoksa bosuna ugrasma hic anlami yok be.

böyle konularda biraz şanslıyım arkadaşlar oynadığım ilk kazı kazanda 5.000.000 kazanmıştım (eski para), link falan istemeyin yılda bir kere çıkıyormuş zaten

Git bence...

Sonra bir site aç, yaşadıklarını yaz ve fotoğraflarını yükle. Örnek alman için sana Sümer Kolçak'ın sitesini önerebilirim.

ulan ne şanslı insanlar var ya.. yüzüme gülmeyen hayatın amk.. bilader amerikaya git, güney dakota'ya git. orada bizim türklerin sayısı çok ve organize durumdalar. sana iş de ayarlarlar.. istersen isim bile verebilirim?

çok komikmiş gerçekten. abd'de stand-up yapabilirsin bence bu seviyeyle. git derim ben.

tebrikler! duyuru açan 100.000'inci kişi olmanız sebebiyle son model bir mercedes kazandınız! hediyenizi almak için yarın aşağıdaki adrese iç çamaşırsız gelmeniz rica olunur.

adres: şirinler oto yıkama, çiftlik, bağcılar

çok şanslısıııııın.
ben de geçen gün bi internet sitesinden 1 milyon dolar kazanmıştım yaaa. hesap bilgilerimi, kimlik bilgilerimi, banka bilgilerimi filan her şeyi istediler. şifrelerimi filan verdim.
miktar büyük olduğu için hemen yatırmıcaklarmış ama 6 ay içinde hesabımda olcakmış. şanslıyız yaaaaaaaaa. -kıps-

Ben de bir zamanlae bu formdan doldurmuştum ve aradan 2 ay gibi bir sure geçtikten sonra baktım uzun bir numara beni arıyor, açtım ve karşıma bir kadın çıktı doğal olarak da anadiliyle konuşuyor, ben yarım yamalak,inhilizcemle vazgeçtiğimi soyledim,muhtemelen greencard danışmanlığı yapıyordur.. Bu arada numarayı da kontrol ettim gerçekten kanada kodluydu.

1- 10 kişilik ekibin hepsi gitmeyecekti tek bir kişi gidecekti zaten
2 - Emin olamama durumu muamma, jodie foster'ı hiç gidememiş olarak gösterdiler, asıl mevzuyu sakladılar.

1. Tek kişilik değil miydi makine?

2. Alet düştü gibi hatırlıyorum. Bir saniye bile çalışmadı bozuk bu diye düşündüler. Video kaydına falan bakmadilar.

Çok uzun yıllar oldu izleyeli, bu kadar hatırlıyorum. Carl Sagan - Contact aslı, kitap kendisi, oku istersen.

whatsapp.com'dan hesap açman gerek.

Çünkü orasi hassaten foto paylasim icin yapılmış, dolayisiyla foto paylaşımı cok tuhaf durmuyor ama façede zırt pirt foto paylaşınca tuhaf algılanıyor. Halbuki aynı şey.

whatsapp.com'dan kredi kartı bilgilerimi ve annemin kızlık soyadını istedi yazdım, ancak instagram.com.tr'ye yönlendirmedi. ne yapacağım?

resimleri kolayca filtrelemeni sağlıyor, karanlık çıkan resimleri pıt diye aydınlatıyor, bir de bazı illüstratörleri, kimi yabancı giyim markalarını takip ediyorum, bakıp oyalanacak bir şeyler oluyor elimin altında. yaz boyunca atıyorum ailemle şuraya gittik, bahçedeki şu kedimizin yavruları oldu, fotoğraflayıp paylaşıyorum, yaz sonunda tarih sırasına göre, ölüm anında gözlerinin önünden geçen film şeridi gibi bakabiliyorsun. bir de benim gibi çektiği fotoğraflar normalde bir halta benzemeyenlere fotoğrafı daha eli yüzü düzgün hale getirme şansı veriyor, kolayca.

dostum instagram'ın tek olayı insanların kendilerini gösterebildikleri, sunabildikleri bir platform olmasıdır. bir nevi vitrindir. mesaj olayı bile yok amk. %80 zaten partner bulma amacıyla kendini gösterme ve birilerini like ederek zarf atma peşinde. ilgi orospuları için bulunmaz cevher tabi.
başka bi boka yaradığı yok. kız arkadaşımın kullanmasını istemem şahsen. dünyada daha gereksiz bi bok da yoktur heralde.

bak benim şahane bir hayatım var, beynimin içi boş ama demenin bir yolu olsa gerek.

He he aynen beyni boş insan hölölölö. Atom parcaliyorsunuz amk ama baksan bütün gün duyuruda sözlükte göt büyütmece.

Cevaba gelince insanlar tematik şeylere yöneliyor. Facebook genel 1 platform her şey yapılıyor yer bildirimi, fotoğraf, durum güncelleme vs. Ama durum için twitter, fotoğraf için instagram, yer bildirimi için 4square... mobilleşme arttığı için whatsapp da facebook chatin yerini almaya başlamıştı ki facebook satın aldı bu yüzden. Zira facebook çoğu insan tarafından sohbeti için aktif tutulmaya devam ediliyordu.

Bir de sayfa / grup olayı facebook tekelinde gibi ama yakında sadece ona odaklı popülerleşen yeni 1 sosyal ağ da çıkar herhalde.

Dediğin yasak bilader.

neden? indirim yapmak yasak mı? taksimetreyi açmasın demiyorum ki!

taksi duragina gidip konussan taksicilerle?

son çare onu deneyeceğim ama tanıdık olsa daha iyi olur diye buradan başlayayım dedim önce :)

yalnız o 75 40a inse olmaz 60 filan oolur taş çatlasa.
Korsan taksi en makul çözüm

www.dropbox.com

www.turkcealtyazi.org

direct.divxplanet.com

kardeşinden ümidi kesti bence. Köpek konusunu ben de anlamadım sahi niye salmadı bolton'un piçi köpekleri.

o piç köpeği hadi salmadı diyelim berikiler siz bi manga askerle çarpışıp öldürün iki köpek gelecek diye korkup kaçın. elinizde adam boyu kılıçla. stark kurdu değil ya altı üstü iki üç it. orda bi mallık var hakkaten.

kitap gerçekten çok güzel bir kitap. çok ince ayrıntısına kadar açık vermemeye ve de psikolojiler iyi işlenmeye çalışılmış.

işte kitapta olmayan böyle hiçbir sağlam zemine basmayan sadece reyting için yapılan boş beleş sahneler olunca mantıksız oluyor. boşta kalıyor.

köpekleri de muhtemelen salmıştır. bir yere kadar kovalatıp durdurmuştur. sonuçta eğitimli köpekler. dışarıda da kaç greyjoy var belli değil. ölsün mü köpekler?

bence tam bir "stockholm sendromu" söz konusu. bana çok mantıklı geldi.

niye söyleyeyim mi?
çünkü yönetmenle senarist sikinden götünden sahneler uyduruyorlar. sahnelerin en ufak tutarlı bir cevabı da bulunamıyor.

diziye göre, yara köpeklerden tırstığı için! ve theon'u da geri kazanamayacağını düşündüğü için geri çekiliyor. evet, kılıçlı, zırhlı adamlar 2 tane itten tırstığı için orada ramsay piçinin kafasını kesmiyorlar :)

bakın bu dizide 2 sahne türü vardır:

1. karakterlerle tutarlı, mantıklı, ayakları yere basan sahneler. (örneğin tyrion'ın mahkeme sahnesi) bu sahneler bilin ki kitaptandır.

2. saçma sapan, temelleri havada kalmış, karakterlerle taban tabana zıt sahneler. (örneğin stannisin demir bankasına yalvarmaya gitmesi) bunları da yönetmen götünden yaratıyor ve haliyle herkes "bu ne saçmalık şimdi ne alaka amk" diyor.

arkadaşlar, senaristlere yüklenmişsiniz ama;

1- önceki bölümde gördüğünüz üzere köpekler eğitimli birer canavar. sanırım ileriye sarıyorsunuz bazı sahneleri. gerçek hayatta köpek ile kapıştınız mı? kiloları, çene güçlerini tadabildiniz mi?

2- bolton piçinin arkasında 2-3 kişi vardı hala. yani güç dengesi bolton piçinden yanaydı. eğer theon yeni mahlukata dönüşmeyeydi yara her türlü çarpışırdı yannız. o niyetle gitti zaten.

3- kitaplar her zaman daha güzeldir. karşılaştırıp kendinizi sinirlendirmeyin arkadaşlar,

@roy keane,

köpeklerin kiloları ve çene güçleri nasıldır biliyor musun? elinde tuttuğun çelik kılıcı boynuna geçirdiğin kadardır. 2 tane köpekten, zırhlı ve tam donanımlı 7-8 kişilik bir grup kaçmaz. köpek bir tanesine saldırır, kalkanıyla itersin kılıcı boynuna geçirirsin ve o müthiş çene gücünün ne olduğunu hepimiz görürüz.

köpek diyorum. silahsız, zırhsız köpek. ister eğit ister uçmayı öğret.

@kamera motor, önce o eli indir :)

benim o sahneden anladığım theon reek'e dönüşmeseydi sistırı her türlü zahiyatı göze alırdı. sonuçta dreadfortu bastılar sayı üstünlüğü boltonlarda. köpekler de kreması oldu.

ya orası öyle zaten. theon'dan umudu kestiği için bıraktı gitti.

ama bak bu bile ne kadar temelsiz bir sahne anasını satayım. taht oyunları gibi bir ortamda, greyjoyların tahtının tek varisini gidip de bolton piçinin eline bırakmazlardı. yani kitapta olsa, böyle olacağına eminim. ya orada theon'u öldürürlerdi (evet yara yapardı bunu) ya da theon'u alıp götürürlerdi.

deli de olsa, akılsız da olsa, köpek de olsa theon greyjoy o tahtın varisi çünki.

neyse konuyu dağıtmış oldum ama temelsizliği başka bir noktadan daha yakaladım.

beyaz çerçevenin artık olmayışından mı bahsediyorsunuz?

resmen yaramı deştin sebebini hiç bilmiyorum ama hiç hiç hiç memnun değilim. annem de memnun değil. can yayınlarından 100 civarı kitap vardır sanırım kitaplıkta. biz yayın evine göre tasnif ediyoruz. yayınevi içinde de yazara göre. inanın yeni kapaklı kitaplardan almadık. hayır çok güzeldi. sadeydi. niçin değişir ki? problem ne yani? çok sinir oldum ben.

@ in search,
www.birazoku.com
fbcdn-sphotos-f-a.akamaihd.net

bunun gibi.

mesela bu kitabı arkadaşıma hediye edecektim. hevesim kaçtı. eski kapaklı hali bende olduğu için çok mutluyum. benimkisi tamamen duygusal bağ. anlamayanlar mutlaka olacaktır.


“CanYayınları’nın beyaz tasarımı, çok değerli bir tarihi yere sahip olmasına karşın, yazarın ve kitabın kimliğinin önüne geçiyor. 80’lerde, daha bilgisayar ve piyasada çok fazla tasarımcı yokken parlak bir tasarımdı. Ancak artık 90’ların sonlarına doğru bu yanlış bir karar olmaya başladı, çünkü yazar ve kitabın kimliğini öne çıkarmak artık mümkündü. Babam Erdal Öz, önce Yaşar Kemal’in de ‘Karıncanın Su İçtiği’ ve Manuel Puig’in ‘Mozart’ kitabında iki kere Can Yayınları kapak tasarımını değiştirmeyi denedi, ancak gelen tepkiler üzerine vazgeçti. Bugün, olağanüstü bir ekiple çalışmaktan aldığım güçle, bu gerekli değişimi ben gerçekleştiriyorum.”
Bu arada tepkileri soruyoruz. “Olumsuz bulan da var ama olumlu bulanların sayısı da hiç azımsanacak gibi değil” diyor Öz ve değişimi şöyle savunuyor: “Beyaz kapakla kitaplar rafta kayboluyor. Ben Can Yayınları’nı tanınmasından öte yazarların kurumsal kimlikleriyle öne çıkmasını istiyorum. Yayınevi olarak kurumsal imajımızı feda edip yazarları öne çıkarmak istiyoruz… Belki bir sene, belki de üç ay sonra Can Yayınları’nı değil, yazarlarımızı fark edecek okur. Ayrıca yazarlarımız arasındaki farkı da bizim bir şekilde tasarımla vurgulamamız gerekiyor.”

evet beyaz kapak üzerine resimdi ya eskileri artık renkli

şu güzel bi örnek olmuş gerçi de şöyle artık eskisini hatırlarsınız zaten:

www.idefix.com

açıkcası eskiden beri benim hoşuma gitmezdi, hep daha kalitesiz gözükmüştür can yayınlarının kitapları sırf bu tasarım yüzünden ve hatta başka yayın evi varsa tercih etmeme sebebiydi amma ve lakin kindilerine özgüydü ve köklerine sadık kalmaları saygı uyandırıyordu. karar almışlar anlaşılan bu yönde ve gerçekten kolay bir karar değil, benim için bir fark yaratmayacak.

sebebini bilmiyorum ama teknik olarak yanlış bir hamle olduğu kesin.
kendi kafalarına sıkmak da diyebiliriz. çünkü o tasarımı/formatı gören herkes, o kitabın can yayınları'na ait olduğunu biliyordu. Uzaktan bile fark edilen bir şeydi. Şimdi sadece birer kitap haline dönüştü. Kurumsallığını yitirdi.

can yayınlarının youtube kanalında can öz bu soruya cevap verdi. özelden link yolluyorum. buradan link vermek yasak galiba. merak edenler de yütub'a can yayınları yazarak sorunun cevabını yayınevinin sahibinden dinleyebilirler.

Kitabın kapağına, kokusuna anlam yükleyen dolu görünümlü boş insanlarız. O yüzden önemlidir.

bence sorun edilecek ciddi bir değişim değil. pek umursamadım ben...

Ben geçen sene birinden tüyo almıştım. Can yayınlarından 10-15 kitabım var sadece. O demişti ki biraz bekle kapaklar değişecek o zaman al. Şimdi arşivini bok etme. Tamam demiştim. Şimdiki halini de pek beğenmedim ama yapacak bir şey yok. Bu şekilde alıp saklayacağız artık. Yıllardır bir kitabın kapağını görüp aha bu can yayınları derdim şimdi bir özelliği kalmadı bu kapağın.

ben anilara fazla anlam yukleyen biriyim sanirim. o yuzden hosuma gitmedi. varlik yayinlari nasil cep boyutlu sevimli halleriyle aklimdalarsa, can da eski kapaklariyla aklimda kalacaklar.

çok karmaşık. beyaz çerçeveliyken güzeldi. özellikle verdiğiniz www.idefix.com linkte yayınevinin kalp logosunu aradım ama bulana kadar bir kaç saniye geçti.
evet, gıcık olduk.

can yayınlarının klasikleşen kendi bi çizgisi vardı, olmamış.

sorunun cevabi konusunda emin degilim iyi mi olmus kotu mu olmus diye cunku can yayinlari'ndan nefret ederim fakat sunu soyleyebilirim ki 1984 ve hayvan ciftligi igrenc olmus. hayvan ciftligi'nin eski versiyonu vardi bende (can yayinlari olmayan) fakat arkadasim carptigi icin yenisini almayi planliyorum ama su igrenc kapakli kitabi almaya icim el vermiyor.
www.idefix.com

en azindan klasikler eski formatta kalabilirdi.

kitaplarımı uzun süredir eski basım, şömizli, bez ciltli kitaplardan, sovyet rusyasında basılan kitaplardan aldığım için enterese etmedi pek. önceden de sevmezdim can yayınlarını. tek düze ve (bana göre) hoş olmayan bir görüntü verirdi, şimdiki hali ise daha beter olmuş. günümüzde basılan hemen hemen hiçbir kitabın estetik güzelliği yok, hepsi maliyeti daha ucuza getirip daha pahalıya satmak amacıyla üretilmiş bir ticaret eşyası haline geldi.

yeni kapaklar çok da kötü degil hatta bazılarını cok begendim. böyle böyle güzelleşecek tasarımlar, dogru bır adım olmus.

Doğan Kitap'ın kapak tasarımını birebir kopyalamışlar. Hiç olmamış.

Nasil bir cilt istiyosun?

sert kapak (hard cover) diyor şimdikiler, eskiler deri cilt diyor galiba ama deri değil farklı bi malzemesi var... tez falan ciltlenir ya onlardan istiyorum

meşrutiyet'te kök çarşısı var. orada birçok yer var.

Sozluge bakar misin

gür ozalit'in alt katı, karanfil'de. üstü harf baskılı deri kabarık kapaklar falan her türlüsünü yapıyor adamlar.

sene başında ekim gibi oluyor başvuruları. sınavsız ikinci üniversite diye arayabilirsiniz internetten..

1- Sene başı
2- Ekim sonu-Kasım başı
3- 200 küsür lira dönemlik harç ve birkaç kolay belge.

Şuan kanal değiştiremiyorum ama, fragmanda Burak Altay vardı, kızı öpüşürken görüp kızdığına göre abi olan odur herhalde..
Bahsettiğin dizi Asmalı Konak olabilir mi? Ya da şey vardı Kampüsistan..

kampüsistanda oynuyordu. jinekolog olandı sanırım

okul filminde oynayan eleman değil mi

Evet, istediğiniz şey 'Erken Sevk'. Ağustos celbinde askere gidebilmeniz için, erken sevk kararınızı 15 Mayıs'a kadar aldırmanız gerekiyor.
Yalnız Ağustos celbinden itibaren yedek subaylık sınavı olmayacak. Tecilinizi bozdurmaya gittiğinizde, sizden Haziran ayında tekrar uğramanızı, yeni sistemin neler gerektirdiklerini öğrenmenizi, belgeler ya da diplomaları yanınızda getirmenizi isteyecekler.

1. eger okul yeni bitti ve enstitu henuz askerlik subesine mezun oldugunuza dair bilgi gondermedi ise tecil iptalini siz yapamazsiniz enstitu yapacak. enstitunun mezun oldugunuza dair evraki as.sb'ni gonderip gondermedigini ogrenerek baslayin. eger onlar gonderdi ise basvuruyu as.sb. sine siz yapacaksiniz.
2. y.lisans diplomanizi genelde istemezler ama verebilirsiniz.
3. sevk aldiktan sonra y.disina cikis ile ilgili bir yasak yok.

agustos 2013 'de askere gitmek icin dilekce vermenin son gunu15 Mayis mis.

En popüleri üçüncü oyun.

V guzeldi diye hatirliyorum.

en iyisi 3'tu bence.

efsane olan 3.

III'tür o.

www.gog.com

III'tür en güzeli.

3

üç.

drei

bimcell var eger avealilar gecebiliyorsa fiyati iyi

2 sene evvel 1 mayısta fethiyede tenhaydı etraf. denize girdim ben ama 3-5 kişi daha vardı onlarda britanyalıydı zaten adamlar görece souk havada denize girmeye alışkın. kendi kaldıgım otel için konusabilirim yemekler , servis vs iyiydi.. hatta yaza göre daha iyiydi çünkü cok kalabalık olmadığı için rahat rahat oturup acık bufeden istediğimi alabiliyordum. havuz boştu mayısın ortasında dolduruyorlarmış.

olmaz sadece iban numarası olur ama sadece hesapnumarası olmaz yanında şube kodu isim soyisim bi kaç bişi daha lazım

ttnet'in bedava dediği bir şeyi kullanma kardeşim. altında mutlaka bir halt vardır.

aynen. ben de bulamadım. nereden giriliyormuş ki?

_____________________

üşenmedim müşteri hizmetlerini aradım sordum.
yardımcı oldular:

www.ttnetmuzik.com.tr

promosyon paket aktivasyonuna tıkla. 16 haneli seri numarası ve 6 haneli şifreyi girdikten sonra sözleşmeleri kabul et ve 100 şarkı hattına tanımlansın...

ben olsam sony alırım servis imkanı daha geniş çünkü.

sony'nin ayrıca bir amfiye ihtiyaç duyup duymadığını anlayamadım. yani, direkt olarak plak konulduğunda, dışarıya ses veriyor mu?

ikisi de alınmaz müdür bunların. usb girişli pikap da neymiş?

hayır bu pikaplar dışarıya ses vermezler, lakin usb ile bilgisayar üzerinden ses almak mümkündür. bu pikaplar ile plak keyfi yaşamayı düşünmeyin, hatta az bulunan yahut kaliteli plaklarınızı bunlarda çalmamanızı öneririm. eski plaklarınızı dijitale çevirmek için kullanabilirsiniz.
selamlar.

teşekkürler görüşleriniz için, hediye geldi 2. linkte verdiğim pikap. diğerinin daha iyi olabileceğini istersem değiştirebileceğimi söyledi alan arkadaşlar (sony olan satın alırlarken dükkanda yokmuş o yüzden numark'ı almışlar).

bu arada sony'nin aynısından babam aldı ses sisteminden çıkış alınabiliyormuş (bilgisayar üzerinden değil) çok memnun (CD'ye kıyasla tabii, amfili filan bir sisteme yaklaşmayacağını ben de tahmin ediyorum).

bu iki aletin birbirlerine üstünlüklerini öğrenmek istemiştim ben esas

aynı ben. diploma veya geçici belge şart diye biliyorum tecil için.
ben hatta bakayayım su anda. agustosta gitmem gerekiyordu. tecil ettirmedim diplomayı almadım diye. ama sımdı yaptırmam lazım. pazartesi gideceğim şubeye. 30 ekimden sonra gidersen olabilecekler hakkında sana yazarım. apar topar almazlarsa tabi(:

gecici mezuniyet belgesi yeterli.

diplomaya gerek yok. o belgeyle gidip tecil ettirebilirsiniz.

ben akg k 316 modelini kullanıyorum ve çok memnunum. bende i phone de kullanıyorum. yani ipod touch la aynı. kulak içi modellerini hiç sevmiyorum ama. bu kulaklık kancalı bir model ve süper. sen biraz daha yukarı çık internetten uygun fiyata alalım sana :))

o kadar da çıkmayayım 15 liralık pilips'len başladım yola, "bir kulaklık aldım hayatım değişti" diyenleri görüp bir bakayım üst sınıf kulaklıklara dedimdi :)

napıyosun bizi mi deniyosun :))

ben sennheiser'dan şaşma diyorum.

abin çok haklı. creative ep-630'u geçen yaz almıştım, hala aynı performansla kullanıyorum. üstelik çok da dikkatli kullanmadığım halde hiçbir hasar/arıza da göstermedi.

ses yalıtımı mükemmel. dışarıyı duymuyorsun. ayrıca dışarıya çok fazla ses de vermiyor, yani çevrendekileri de çok rahatsız etmezsin (tabi son ses açmazsan).

basslar çok iyi. tizlerde de bir sıkıntı göremedim. yok efendim ben müzisyenim, kulağım çok hassas, pavarottiyim diyorsan onu bilemem.

o fiyatla ep-630 cidden rakipsiz. türkiye içi için konuşuyorum...

marshall minor e bak. ben aynı markanın kulak üstünü kullanıyorum. fiyat/ performansı güzel.

akg den şaşma

hapishaneden gazanfermiş o şu kesip biçen. hikayesi uzun bayaa

ılk bolumlerde ızledıgın portlek gozlu cocuk ıste o. baya karısık ızlemen lazım. babası zorluyor doktorları cocuk duzelsın dıye. beynıne verıyorlar elektrıgı. cocuk duygusuz hissiz. duzeltmeye calısım derken daha beter oluyor.

kesinlikle vardır ama eminim belli bir süre kısıtı da mevcuttur.
enstitüye danışmanda fayda var. gerçi onlar da topu bölüme atarlar eminim.

lisanustu ogrencilerin islerine bakan birime

yok ben daha üst bir kurul var mı diye sormuştum. sonuçta okulun hocaları reddecek ederse. yök filan bakar mı bu işe? bilir kişi atar mı vs. gibi?

umarım böyle şeylerle uğraşmak zorunda kalmam da bi darlandım sorayım dedim :)

etmezler niye etsin adama dert olursun ama mezun ederse para alir uzerinden.

computationally tedious?

konu hakkında bi tartışma

english.stackexchange.com

computationally cumbersome 1.300.000 sonuç verirken,computationally tedious 3.000.000 verdi. teşekkür ederek kullanıyorum önerinizi.

Turnitin'in değişik versiyonları var ve bilgim eksik değil ise geneli ücretli/kredili olarak çalışıyor. Akademisyenler için olanı ithenticate diye geçiyordu, kısaca buna da ücret ödeniyor yazılarınızı web arayüzünden kontrol ediyorsunuz, bulduğu benzerlikleri varsa kopyalamaları kaynağıyla birlikte gösteriyor, sonuçlar maile falan geliyordu isterseniz. Okulun lisansı var ise tez danışmanınızdan rica ile halledebilirsiniz diye düşünmekteyim.

www.eksisozluk.com

webrazzi'nin sahibiyle arkadaşmış sanırım, o başlığa girilen hakaret falan olmayan eleştiri entrysini silmiş.

entryde ne yazıyormuş?

www.eksiduyuru.com

20 sayfa çıktıyı ne yazdırarak test etmişler, onu sormak gerek. Ben bu tür yazıcılardan dakikada yirmi sayfa çıktı alındığını görmedim, duymadım.

normal yani bu hali?

Aslında reklama dayanıp aldığınız için anormal, arayıp "bu niye böyle kardeşim" diyebilirsiniz. Mürekkep püskürtmeli yazıcılardan hız başarımı beklemek yanlış olur. Sonuçta bu tip yazıcılar ev kullanıcısı için, ayda yılda bir çıktı alınmasına yönelik makineler.

murekkep puskurtmeli yazicilarda teorik olarak sayfadaki detay arttikca hiz dususu vuku bulur; dayali oldugu yazma teknolojisinden mutevellit normaldir bu.

bu gibi durumlarda urun ureticisinin kendi sayfasina bakmakta yarar var; bimeks'i arasaniz, "ay biz yanlis yazmisiz sitede :)))))))))))" deme ihtimalleri bile var.

hp'nin kendi sayfasina gore baski hizi soyle aldiginiz yazicinin: www8.hp.com

"up to 20 ppm" dedigi satira dikkat, dakikada "en fazla 20 sayfa"; kisacasi bimeks'in sayfasindaki bilgi dakikada basilabilecek maksimum sayfa sayisini vermekte ama bu demek degildir ki her zaman dakikada 20 sayfa basabilecek.

fotograf olarak yaziyo ayarlardan belge olarak yazdir. Kartuslarinda biter hemen dakikada 20 yazmaz ama bi 15 yazar hp ler hep sorunludur ben 2 yildir kullaniyorum sorunsuz kullanamadim bir turlu kimseye tavsiye etmem.

turnitin?

kulaktan kaydır avuca düşür bebek poposuna vurur gibi şıp kapandı hatırladım dur bulurum şimdi işim gücüm yok ya la benim

youtu.be

işler güçler yazınca ilk sayfada çıktı.

@zetsuboushita onu aramıyo bu hacı ya başka arıyo bu hoooop pat var bi tane bulucam tarıyorum -duyuruyu sahiplendim ya la-

BÖLÜM 5 17:56 bul izle gari

x'ten aktaran z diyeceksiniz.

tezine bagli ama genelde tezi okuyan hoca gormedim intihal de yapsan kimse sallamaz sadece belki iyi review edilen bir konferansa yollarsan sorun cikabilir orda bile introyu okumaz kimse

o makaleyi z'den ogrenmis olman seni baglamaz. akademik katilimi yapan x bu durumda. sen direkt x'in makalesini referans verebilirsin. e tabi, x'in makalesini de ac bir oku :)

x'in makalesini bulsam okuyacağım da 1800'lerde almanca yazılmış olması biraz sıkıntı yaratıyor :)

"Citing a Quotation as Cited by Someone Else (Citing indirect sources)
It is best practice to locate and cite the original source of a quotation. If this is not possible, name the original source in your signal phrase, but cite the secondary source in the reference list and as an in-text citation.  Anderson claimed, “Cats are much better pets than dogs” (as cited in Johnson, 2008, p. 400). "

cooklibrary.towson.edu

bu apa. başka herhangi bir referans stilinde de bağlamaz diye bir şey görmedim ben hiç.

almancaysa okumus gibi yap gec yaz cok onemli degil

@galadnikov: "Citing a Quotation" demis yalniz orda. z'nin cumlelerini kullanmaktan bahsediyor.

x'in makalesini okuyabilip kendi kelimeleriyle "x'in calismasinda şu şu yapılmış" yazabilseydi benim dedigim dogru olacakti. z'yi karıştırmaya gerek yok araya, x'in çalışmasını ha z'den öğrenmişsin, ha google scholar'dan bir şeklide bulmuşşun.

"z diyor ki, x şunu şunu yapmış" yazmak tabii ki z'ye referans gerektirir.

şöyle bir bakındım, aradaki ilişki hatay'la plaka numarası kadar gibi geldi..

Buraya bak istersen
www.toplumdusmani.net

burda da aciklanmis:
en.wikipedia.org

cozumunun converge etmesinden bahsediyorsan damping katsayisi denen olay var

u'' ye p dersen, p^2 = constant gelir ki bu denklemin mutlaka komplex koku olur eger costant sifirdan kucukse decaying osilasyon olabilir

en.wikipedia.org
tutorial.math.lamar.edu

rootlarla alakali oku

Birkaç gün daha bekletebiliyorlar rica edince ama bu saatte ulaşamazsınız.

Merak ettim, 3 gündür almadınız mı yoksa kargodan sonradan mı haberiniz oldu?

sabah erken şubeyi arayın. yardımcı olurlar

önceden haberim oldu da alamamıştım

D&Rın web sitesine bak satılık'ı orada bulmuştum ben

oğlanların yaşadığını bilmiyo robb'un yancıları sanırım. bunların yaşadığını bilen wildingler ve yardımcı amcaydı. bu sebepten robbgiller de yakmış olabilir diye düşündüm (içerde 20 dışarda 500 adam vardı sonuçta)

bu arada bu s02e09 degil, 10 spoileri.

sehri kimin yaktigini ben de anlayamadim. disarida 500 adam varken 20 adamin sehri yakmasi bana mantikli gelmiyor. bence disaridakiler yakti

bence dışarda adam yoktu. dışarda boru çalan şu theon un kardeşinin adamıydı. kale terk edilsin diye tırstırdılar adamı. 20 adam baktı theon terk etmicek savaşacak geçirdiler adama

içeridekiler yaktı şüphesiz. söz konusu beş yüz adam yirmi kişi için cağnım winter fell'u yakacak değil ya.. ama çıkan duman yangının boyutu itibariyle yirmi kişinin işi gibi görünmüyor bence de.. orantısız olmuş orası.

edit: metehan01'in dedikleri de mantıklı geldi.

robb'un yancıları neden robb'un şehrini yaksın ki? bana greyjoy'un kafası hayalle uçmuş gibi geldi, robb'u destekleyen adamlar daha greyjoy tayfasını yakalayamadan greyjoylar yakıp kaçtılar diye düşündüm hatta

edit. demek istediğim metehan'ın dediğiydi. ben yazarken o yazmış +1

dışarıdakiler yakmış yahu ben de aynı soruyu sormuştum bugün. kitabı okumuş bi arkadaş fazla spoiler vermeden bilgilendirdi. bu robbun yancısının oğlu manyağın tekiymiş. 3. sezonda zaten baya nefret edecekmişiz kendisinden.

yalniz disarida kimse yoktu demek de acayip olmus.
adam burclardan baktim diyor. kaldi ki bakilir yani burclardan. kale burasi be?

--- winterfell'in neden yakıldığını anlamayanlar için ufak bir spoiler ---

winterfell'i greyjoy adamları değil 500 kişi olan roose bolton'un piçi ve adamları yaktı. bolton'lar starklarla antik tarihten husumeti olan bir aile ve aşırı derecede piskopatlar, zevk için adamların derisini yüzerler.

--- spoiler ---


www.eksisozluk.com