Ekşi Duyuru

Arkadaşlar merhaba,

Hitachi marka, tüplü ve yaklaşık 15 yaşında olduğunu tahmin ettiğim bir 37 ekran tv elime geçti (
"hayırlı olsun hocu" dediğinizi duyar gibiyim, teşekkürler).

Şimdi ben bu aletin kanal ayarlamasını yapamıyorum. Otomatik arama yaptırıyorum ancak kanal görünce durması gereken yerde durmuyor ve bütün kanalları pas geçiyor. Manuel ayar ise sanırım hiç yok. Panel üzerinde 2 aşağı yukarı tuş (tam ortalarında "mt" yazıyor), üzerinde "preset on/off" yazan bir tuş, üzerinde "auto preset" yazan bir tuş ve yine üzerinde "skip" yazan başka bir tuş var.

Bu tuşlara basarak sadece otomatik arama yapabiliyorum. Kim bilir, belki de tuşlar bile çalışmıyor olabilir. Kendi kumandasını bulamadığım için universal bir kumanda kullanıyorum, onda da ayar tuşları yok ya da çalışmıyor (orijinal kumandasında ayar tuşu gördüyseniz beni mutlaka bilgilendiriniz).

Soru açık ve net: Bu televizyonun kanal ayarını nasıl yapabiliriz?

 

Başlıkta soruyu özet geçtim. Yurtdışı lokasyonlu bir vpn alsak betfair'i kullanabilir miyiz? Parayı bir şekilde çekeriz nasılsa.




 

İyi çalışmalar arkadaşlar;

Kendimi bildim bileli burnum koku almaz. İlkokulda millet serviste "ıyk kim osurdu vs..." muhabbetleri yaparken ben bön bön etrafa bakardım. Şu anda da durum öyle, evim çok kötü kokuyormuş ama benim haberim yok. Milletin maskeyle yaptığı kimyasal çalışmaları ben normal soluyarak yapıyorum. Koltuğumun arkasına ceset saklasanız muhtemelen birkaç sene sonra bulurum.

Nedir, ne değildir benim olayım? Koku duyumu mu kaybettim? Geri nasıl bulabilirim?

Not: Sinüzitim var.
Not2: twitter hesabım da var. Olayla bir ilgisi yok bu bilginin ama yazmak istedim.

 

Alınacak da nereden alınsın. Gözünüze çarpan indirim filan var mıdır bu aralar ya da yakında indirime gidecek bir yer biliyor musunuz?

Bir de en azından birinde tek tuşla senkronizasyon filan olmalı. Kaliteli bir marka tavsiye ederseniz süper olur.

Not: Alınık satılık kısmına açmadım ki cevap gelebilsin duyuruya.

 

Geçen akşam yardımseverliğim tuttu ve kapıcının taşımaya çalıştığı dolaba el attım. Bu sırada dolap annemin hediye aldığı, çok sevdiğim triko hırkaya takıldı ve örgü omuzdan söküldü :(

Resmen örgüden çıktı iplikler, öyle bakıyorlar bana mahsun mahsun. Sökük de öyle bir yerde ki tam göze batıyor.

Bu söküğü nasıl iz bırakmadan ya da en az hasarla tamir ettirebiliriz? (sanki yeniden örülse anca iz bırakmaz gibi ama)

 

Videoları filan izlemek için fake bir facebook hesabı açmıştım lakin dünden beri sürekli şifre resetleme maili geliyor. Hayır, mailimi de çalsalar en azından maili okurlar ama yok; sadece resetleme maili geliyor.

Nedir, niye gelir, kim benim şifremi ister sürekli, size de oluyor mu vs...?


 

Bu lanet hastalıktan bir an önce kurtulmanın yolunu biliyor musun? Sana diyorum, ne aval aval bakıyorsun?

Böyle "sözlüx içtim, akşama geçti", "ıhlamuru keçi bokuyla karıştırıp kaynattım içtim, geçti", "portakalı soydum, başucuma koydum, mandalinayı soydum, daha yemeden geçti" tarzı bir ilaç biliyor musun?


 

Adını biliyorum sadece de soyadı ne ola ki? Asena Tuğal diyeceğim bit kadar telefon ekranından gördüğüm kadarıyla ama Metin Uca sorduğunda "haberci kökenliyim" dedi.

Kim bu hoş hatun?


 

İyi çalışmalar arkadaşlar. Nas server kurmak istiyorum lakin ne denediysem sorun çıktı. Ağdaki makinalar karışık, ubuntu var, red hat var, windows 7 var, var oğlu var.

Freenas kurdum ancak red hat makinalar görmediler server'ı.

Openfiler kurdum ancak 2.3 format atmadı, 3.0 ise ilk çalıştırmayı gerçekleştiremedi.

Sizin önerebileceğiniz başka ücretli/ücretsiz nas yazılımı var mı?

Not: Bunlara ek başka çözümlere de açığım.

Server özellikleri: 1.6 pentium dual işlemci, 1 tb + 100 gb sata2 hdd, 1 gb ram.

 

İyi çalışmalar arkadaşlar;

Pc açık dışarı çıkılmış ve dönüldüğünda mynet mail ile bir takım dosyaların başka bir mail afresine aktarıldığı görülmüştür. Ancak ne aktarılan mailler, ne de dosyalar gönderilen klasöründe bulunmamaktadır.

Bu gönderilen maillere, en azından gönderildiği mail ve dosya isimlerine ulaşmamız mümkün olabilir mi?

(Mynet mail'den bilinmeyen bir mail'e gidiyor.)

 

Babasının iskambil kağıtlarına notlar alıp bu notları yırtan; bu notu okuyanların da yarım kalan cümleyi götlerinden çevirdikleri, bu yüzden dünyanın yanlış bildiği bi aforizma vardı. Neydi o?

Hikaye buna benzer bir şey. Ben "düşünüyorum; o halde varım" sözünü ve doğrusunu da "düşünüyorum; bu yüzden acı çekiyorum" olarak hatırlıyorum ama başlığında göremedim. Ben de mi yanlış hatırlıyorum?

Not: Bu duyuru doğru cevap geldiği taktirde kendini imha edecektir.

Edit: Arkadaşım yarım milyon duyuru açmışım, bilmemkaç tane cevap girmişim, siteyi en çok takip edenlerden biriyim; insanlara optimum faydayı nasıl sağlayacağımı şimdi mi öğreneceğim? "Sileceğim" demişsem vardır bir bildiğim. Bana ders vermeye kalkma.

 

Şu an acayip sinirliyim ve yazacağımın bir çoğunu unuttum. Yine de toparlamaya çalışayım ufaktan. Bieaz uzun olacak ama okumanızı ve

Ben yokken ofise "Vip Kargo" isimli bir şirketten birileri gelmiş (1). Ellerindeki zarfı verip "ödemeli kargonuz var" demişler. Bizimkiler de zarfı alıp irsaliyeyi bırakın üzerinde resmi hiçbir bilgi olmayan makbuzla birlikte zarfı teslim almışlar.

Buraya kadar normal görünen olayların aslı bundan sonra şekillenmeye başlamış. Kargocu arkadaşlar kargo ve kurye ücreti ayrı ayrı olmak üzere (ki nasıl oluyorsa) 9.90 lira para talep etmişler (kaldı ki kargonun geldiği yer ile ofisin arası taksiyle bile 10 lira değil). Bizimkiler ücreti ödemişler ve kargocular gitmişler. Asıl şaşkınlığı ise zarfı açtıklarında yaşamışlar. "Güven soft yazılımları" isimli zarfın içinden çizik çizik bir cd'ye yazılmış 30 küsür mb'lık internette trilyonlarca versiyonu bulunabilen dos modunda bir bilgisayar programı çıkmış. Şirket denilen güven soft yazılımları (yazılım? soft?) internet sitesinin yerinde yeller esmekte. Com.tr olmasını geçtim, com'da domain bile park edilmiş (2).

Şimdi sorun şu: Bakıldığı zaman her şey yasal mevzuata uygun şekilde işlemiş. Yani "kargoyu almayabilirdiniz" diyebilirsiniz, "cd'yi geri versen bile kargodan paranı alamazsın" diyebilirsiniz vs... Bu ihtimallerin hepsini zaten düşündüm.

Ancak bariz bir şekilde organize olan bu dolandırıcılık olayının aile fertlerini üzmesi, benim de haksızlığa ve hırsızlığa olan tahammülsüzlüğüm olayın burada kapanmasını engelliyor. Para umrumda değil, gerekirse milyar verip avukat tutar bu olayı o itlerin kafalarında patlatırım. Ama sizlerinde de aklına gelebilecek çözüm yöntemlerinizi duymak istiyorum ben.

Mesela "irsaliyesiz faturayı maliyeye şikayet etmekle tehdit et", "kargocuyla akrabalık ya da para ilişkilerini ortaya çıkarıp savcılığa ver" (tamam, çok csi oldu) vs... gibi önerilerinizi bekliyorum.

1. Kargo şirketi şahıs adına. Mustafa Oran imiş ismi. Aslında böyle bir şirket olduğuna bile emin değilim.
2. www.guvensayazilim.com

"Artık hırsızın, dolandırıcının olmadığı, güvenli bir dünyada yaşamak istiyorum..."

 

Merhaba arkadaşlar. "Sorunuz mu var?" dediler, geldik!

Bir web sayfasının eski halini görme şansımız var mı? Waybackmachine indexlememiş, ayrıca google önbellek de yok. Sadece sayfanın bir kısmının fotoğrafını çekmiş, o kadar.

Evet; bir sözlük başlığına bakmak istiyorum ve okumak istediğim entry'ler silinmiş. Modlog son 1 senedir filan kendi sildiğimiz entry'leri de göstermiyor.

Nasıl bakabiliriz bu sayfanın eski haline? google webcache'in ip adresi vardı sanki; neydi o?

 

Avea 3g başlangıç paketlerinden olan hoşgeldiniz paketi aldım. 100 mb interneti varmış.

1. Bu 100 mb'ı illa 3g ile mi bağlanarak harcamalıyız? Edge, gprs ile bağlansak olmaz mı?

2. Kota sorgulama nasıl yapılıyor (kaç mb kalmış)?

Not: hat faturalı

 

Dün saat 18:00 civarında karnım/midem ağrımaya başladı (açtım, dolu mide değil yani). Takriben 1 saat sonra ağrı/kasılmalar hat safhaya ulaştı. Kendimi duvara taşa vuracak kadar ağrıyordu. Bol şişkinlik ve gaz doluydu karnım. Gece 23:00 gibi kendimi kusturdum ve 00:00 gibi ağrı hafifledi.

Dün geceden beri karnımda bir yarayla dolaşıyorum sanki.

İşin bir başka boyutu da aynı olayın 10-15 gün önce bir başka gece yarısı yaşanmış olması ve beni uykudan uyandırıp sabaha kadar süründürmesiydi.

Verilerimiz çok kısıtlı, farkındayım ama bu verilere dayanarak neler olabileceğini söylebilir misiniz? Gastrit mi, ülser mi, soğuk mu almışımdır vs... nedir?

Düzeltme: Stres hat safhada. Öyleki duyuru kullanıcılarının streslerini toplasak bir benim stresim etmez.

 

İyi akşamlar arkadaşlar;

Farkettim ki son 1 yıldır neredeyse hiç güncellememişim mp3 arşivimi. Son 1-2 senedir çıkan Türkçe rap albümlerinden tavsiye edebileceğiniz kimseler var mı?

(isim de kabulüm)

 

Afyonkarahisar içinde demir tozu nerede bulabilirim? Posta ile gönderebilecek şirket filan da olur.

Not: "Kimyasal deney malzemeleri satan yerlerde" deyip kalbinizi kırdırmayın. Bu şehirde yok öyle şeyler.


 

Yahu ubuntu'ya gnome 3 yüklemeye çalışıyorum ama olmadı, üstüne benim eski tema filan da gitti. Touchpad'in üzerine tıkladığım zaman çalışmıyor vs...

Sorularım şunlar:

1- Gnome 3 yüklemek için terminale ne yazalım?
2- Touchpad'i tekrar aktifleştirmek için ne yapılabilir (yönetim araçlarındaki touchpad seçeneğinden olmadı)?
3- Gnome 3'ü yükledikten sonra about gnome kısmında ne yazıyor?

Edit: Bilgisayar olabildiğince eski. Hesap makinesinden hallice. Compaq nx5000 dir (512 mb ram, tümleşik ekran kartı vs...) Yani kaldırmayabilir mi?

Edit 2: Ahaha şimdi hiç açılmıyor. Bilgisayar açıldıktan bir süre sonra bir arkaplan geliyor ve daha sonra tamamen kararıp tepkisizleşiyor. Konsola nasıl geçiyorduk başlarken? Bari eski gnome'a geri döneyim.

 

Demir tozu alacaktım da bu fotokopi makinalarına develop, developer ya da her neyse bir şey koyuyorlarmış ve bu malzeme piyasada demir tozu olarak adlandırılıyormuş.

Bu malzeme bildiğimiz demirin öğütülmüş hali midir? Kullanılmış ya da kullanılmamış olması arasındaki fark nedir?


 

"Gold üyelik filan satmadan" diyecektim ama soruyu boğmak istemedim.

Başka ne gibi alternatif gelir kaynakları olabilir?

Edit: Yaratıcı olun! :)

 

Soru başlıkta. Ankara'da potasyum karbür, bilmem ne bromür tarzı laboratuar kimyasallarını nereden alabiliriz?




 

Hastaneye gidemeyeceğim için buradan soruyorum;

2-3 gündür geçmek bilmeyen bir kurdeşen geçiriyorum. Öğlen geçer gibi oldu ama şu an ellerim şişmiş vaziyette. Her tarafımda minik minik karıncalar dolaşıyor, dolaşırken de ısırıyor gibiler. Aklınızın almayacağı küfürler ederek yataktan fırladım. Ben böyle çin işkencesi görmedim. Yalnız olmasam "Allah'ını seven üstüme toprak atsın!" diye bağırırdım.

Yediğim, içtiğim, bütün hayatım aynı. Yani fiziksel bir etmen yok. Ama stres tarif edilemeyecek derecede çok ve son 1 haftadır katlandı. Gündüz bilgisayar başında kafa dağıtırken baya geçer gibi oldu ama şu an çıldırtacak derecede. Dolayısıyla ben stressel diye düşünüyorum.

Tedavi için sizin aklınıza ne geliyor? Sizce neden kaynaklanabilir? 1 kutu avil'i kutusuyla beraber yememe rağmen geçmedi; sizin önerileriniz ne olur tedavi için? Avil yerine önerebileceğiniz ilaç var mı?

 

Baştan söyleyeyim; açık kaynak konusunda bir fincan kadar bilgisizim.

Açık kaynak kodlu işletim sistemlerinde kodların direkt yayınlandığını, böylece sistemi kullananların arka planda ne dönüp dönmediğini gördüğünü sanardım. Amma ve lakin ki öyle değilmiş okuduğum kadarıyla. Programcılar bir kodların bir kısmını yayınlayabildikleri gibi bir kısmını saklayabiliyorlarmış gnu/gpl olayları vs...

Nitekim openbsd'deki ipsec uygulamasının içinde bile FBI'ın yerleştirmiş olduğu backdoor'ları okudum ve iyice soğudum olaydan (Linux'dan bile soğudum). Openbsd'ye bile backdoor koyan kim bilir nerelere neler koyar (bkz: http://www.osnews.com/story/24136/_FBI_Added_Secret_Backdoors_to_OpenBSD_IPSEC_)

Sorum şu; acaba ben olayları komple yanlış mı anladım? Güvenerek kullandığımız Ubuntu'da bile böyle açıklar olabilir mi? Kodlarının tamamı açık yani arka planda ne olup ne bittiğini kullanıcıların gördüğü distrolar var mı?

 

Oyu verirken "yuvarlağın dışına taşırmayın" dediler ama kaşeyi tam üstüne getirmeme rağmen aşağı doğru kayma olmuş. Hafif bir kesişim küme gibi düşünün.

Bu oyun geçerli olmama ihtimali nedir? Muhalifiz diye kıllık yaparlar mı ki?


 

Yaklaşık 2.5 aydır edge ile bağlanıyordum ama dün geceden beri edge yok; gprs ise felaket.

Şimdi müşteri hizmetlerine telefon açsam sorunu anlamadan "bölgenizde edge hizmeti olmayabilir" diye papağan gibi tekrarlayıp duracaklar.

Buradan bir çözüme ulaşmak mümkün değil ama sormak istediğim şu; sizin başınıza böyle bir şey geldi mi? Edge ile bağlanırken şebeke yüzünden edge'niz kesildi mi?

Ha, spesifik çözümlere de açığım tabii.

 

Arkadaşlar merhaba. Şu an dayımın evinde, misafirlikteyim. Sağolsun sabah 8:30 gibi kahvaltı kurup gitti, bense şu saate kadar kurduğu kahvaltıya dokunmadım. Az önce gittiğimde ise masanın üzerindeki şu lable gibi sürülebilir beyaz peynirin küflenmiş olduğunu gördüm. Az buz da küflenmemiş, sağlam sarmış küf.

8:30'dan bu saate kadar açıkta duran peynir bu kadar çabuk küflenir mi yoksa birkaç günün eseri mi o?

Benim yüzümden küflendiyse kendimi suçlu hissedeceğim de.

Beyler :(

 

Şimdi tekrar dinledi de canlı söylemiş gibi duruyor. Ben de öyle hatırlıyorum ancak sözlükte 97 Eurovision'unda playback'e izin verildi diyorlar.

Canlı mı söyledi finallerde şarkıyı yoksa playback mi yaptı Şebnem. Canlıysa inanılmaz bir performans göstermiş de.


 

Merhaba mümin ve mümine kardeşlerim;

Bendeniz bu akşam treniyle istanbul'dan çıkışımı alıyorum. Lakin tren kalkış saati iftardan önceye geliyor. Ben de misafirlikte olduğumdan dolayı gece kalkıp "bana sahurda yemelik bir şeyler hazırlayın" diyemediğim için sahursuz oruç tutuyorum. Yani oldukça açım.

Daha önce de belirttiğim üzere tren iftar saatinden önce. Yani tren içi bir şeyler yemem gerek. Ayrıca sahurda da trende olacağım; dolayısıyla onu da katalım içine.

Trende yiyemem, ufacıcık tabaklara dünyanın parasını istiyorlar. Ekmek arası bir şeyler yapıp götürsem kokar gibi.

Ne yapalım da iftarda ve sahurda aç kalmayalım.

Not: "Sen seferi sayılırsın" demeyin; deve sırtında gezmiyoruz sonuçta. Bu oruçları bozarsam ramazan sonrası tutamam gibime geliyor. O yüzden bozmak yok.

Not 2: Dini konu olduğu için bu duyuru ileri tarihte silinebilir. Şimdi "herif oruç tuttuğunu göstermeye çalışıyor" görgüsüzlüğü olmasın.

 

Olayı detaylıca anlatıyorum;

Peder Bey'e ait olan kartı para çekmek için kartı bankamatiğe soktum. Tutarı girdim ve beklemeye başladım. Bekleme sırasında paranın verildiği bölmeyle oynadım birkaç saniye (tırmaladım). Bankamatik parayı saydı, parayı vermesi gerekirken bekledi ve makbuz istememe rağmen ekranda "makbuzunuzu alınız" ibaresi belirdi. Makbuzda "istenen x lira, ödenen 0 lira, iade edilen tutar x lira" gibi bilgiler vardı. Parayı boşverdim ama kartı da vermedi puşt bankamatik. Derken yaklaşık yarım saat sonra yanımda olmayan hattı aramış peder.

Şu an pedere ulaşamadığım için soramıyorum. Ne olmuş olabilir? Hesap kesim dündü ama dün alışveriş yaptım sorunsuz. Pederle aynı şehirde yaşamıyoruz; bu kartı benim alma ihtimalim var mı? Bankamatik şubeye bağlı ama şube haftasonu dolayısıyla kapalı; yarın kartı geri alabilirim?

Not: Banka iş

 

Merhaba arkadaşlar. Çok özet geçeceğim. Durum şu; hiçbir şeye 30 saniyeden fazla üzülemiyorum, unutuyorum resmen. Sanki biri gelip "sevdiğin kızı kestik kör testere ile, al bu da kesik başı" dese bile birkaç dakika sonra hiçbir şey olmamış gibi maillerimi kontrol edeceğim gibi. Adeta kafamın içinde reset tuşu takılı kalmış gibi. Yani normal insan gibi üzülüyorum, tepki gösteriyorum ama geçiyor hemen.

Nedir bunun tıp dilindeki adı? Var mı benzer bir olayla karşılaşan aramızda?

Ek bilgiler: Hayatımla ilgili çok büyük sorunlarım var. Hayat memat meseleri. Öyleki sağlığımı etkilemeye başladı bu durumlar (mide krampları vs...). "Dertler derya olmuş, bense bir titanic" durumundayım. Antidepresan kullanmıyorum.

Edit: Az önce kötü bir haber aldım ama unutmuşum bunları yazarken. Yoktan yere fatura çıkarmışlar dün, faturayı görmesem olay aklıma gelmezdi.

 

Başlık sanırım pek açıklayıcı olmadı. Şöyle özetleyeyim; her ne kadar sulu ev yemeği yemeye çalışsam da, yoğurt filan bulduğumda kaçırmasam da, çay yerine ayran içsem de sanki meyve ya da cig sebze (salata türevleri) yemediğim için yetersiz besleniyormuşum hissiyatı taşıyorum (ah şu bekarlık...).

En azından yetecek kadar beslendiğime kendimi ikna etmem gerek. Bu yüzden vücudumdaki temel besinlerin düzeyinin normal seviyelerde seyrettiğini anlamam için "hasta olmadan" ne yapmam gerek? Özetle dişlerim dökülmeden vücudumdaki kalsiyum seviyesini bileyim.

Yazarken çok saçma olduğunu farkettim bu düşüncenin. O yüzden farklı bir fikir de ekleyeyim;

Hastanede hangi bölüme gidip "hacılar, benim bi yağıma-suyuma bakın; eksikse tamamlayalım" deyip beş bin bakımını yaptırabilirim? Çok mu zahmetli bir işlem olur bu?

 

Yahu bu söz "curtains for ya Rocky..." değil miydi? Niye imdb'de "coitain" gibi güdik bir kelime var? Argo jargonu da benim mi haberim yok?

www.imdb.com


 

Aylar öncesinde sormuştum bu soruyu ama pek tatmin edici cevaplar gelmemişti. Tekrar soruyorum;

Bir arkadaşlık sitesinden (gold üyelik satmadan) nasıl para kazanılır?

Önceki cevaplar için:

(git: 257095)

 

İyi arkadaşlar akşamlar;

Bana öyle bir ürün söyleyin ki maliyeti sıfır ya da sıfıra yakın olsun, yetiştirilebilsin, tavan değere ulaşınca satılsın, son tüketici bir süre kullandıktan sonra yenisine ihtiyacı olsun.

Böyle bir ürün aklınıza geliyor mu? Mesela benim domain istifçiliği geldi aklıma pek alakalı olmasa da.

 

Sözlüğün bir çok faydaları var. Mesela geçmek bilmez siğilimi sözlük sayesinde öğrendiğim elma sirkesi tedavisiyle şıp diye düşürdüm.

Sizin böyle şıp diye diş beyazlatma yönteminiz var mı? (Kocakarı / dul avrat tedavileri de kabulüm)


 

Hani şu kremlerin, yapıştırıcıların, ne bileyim; mesela çikolata, diş macunu doldurulan tüplerin özel bir adı var mı? Nereden temin edebiliriz? Çok özel makinalarla değil de doldurduktan sonra mesela basit bir kıskaç, bir pense ile kapatabilir miyiz arkasını?




 

Hep gelen ürünleri konuşuyoruz; peki ben buradan bir şeyler satsam yüksek fiyatlı ve kargoya versem, gümrük bir şey der mi? İhracat belgesi istenir mi? Kargo şirketi olaya nasıl bakar? Kargom yolda kaybolursa paramı alabilir miyim?

Edit: Göndereceğim şey 3-4 bin euro'luk.


 

Soru başlıkta özetli. Fazla olsa ev taşımaya girer ama girmiyor da. 6-7 televizyon kutusu büyüklüğünde koliyi Afyon'dan İzmir'e nasıl gönderebiliriz? Kargo mu yapsak, yoksa birinden araç mı temin etsek?




 

Eheuah hep ben tavsiye verirdim ama şimdi sizden bekliyorum. Natro'nun fiyatlarının tavan yapması, domain için ekstra para istemeleri ve doların 2 lira olması sebebiyle başka bir hosting tavsiyesi istiyorum sizden.

Ucuz olsun, şirket olsun ve mümkünse Türk olsun.


 

Ne yapsak da bu fikrin çalınmasını önlesek? Notere mi onaylatsak, patent mi alsak, suya mı anlatsak?