Bunların hepsi ekşi sözlükte "bence" gayet iyi açıklanmış. Duyurun cevapsız kalmasın, en azından bir yönlendirme olsun diye cevaplıyorum. (bkz:
aramaya inanmak)
Einstein'ın görecelilik kuramı temel anlamda hızın kütle ve zaman üzerine etkisini inceler. Işık hızına yaklaştıkça newton fiziğinde değişmez diye kabul edilen kütlenin ve zamanın gözlemciye "göre" değiştiğini ispatlar.
Heisenberg'in belirsizlik ilkesi ise gözlemci konumunda duran insanın baktığı şeyi değiştirdiğini, bu yüzden asla olayın gerçekte nasıl oluşacağını bilemeyeceğini iddia eder. Fizikteki karşılığı elektron prensibi ile açıklanır. Bir elektronun hızının ve konumunun aynı anda hesaplamaycağını söyler. Mikroskoptan bakan insanı gözlemci olarak alırsan rahat şekilde anlaşılabilir.
Kuantum mekaniği ise dünyada zaten birkaç kişinin hakkıya anladığı bir şey...ama kısaca seçilen parçacığın (ya da alanın) gözlemci veya gözlemcilerin sayısına bağlı olarak; gerçekleşebilecek değişken olasıklarının hesabıdır...ki bu hesap kolay değildir. (bkz:
schrödinger denklemi)Newton fiziği ile "kesin" kabul edilen serbest düşmenin bile kesin kabul edilmediği "insan işi olmayan" bir konudur. Şahsen ben bulaşmamayı tercih ettim.