evet ediyorum. kimseyi de ilgilendirmez. orda kadın bıngıl bıngıl oynamak istiyorsa laf söylemek de sana düşmez. senin yaptığın metalaştırmak. valla hiç kusra bakma da ben bu yazdığını bile tecavüz edilip yakılan özgecan'a bağlarım. bunları batının ahlaksızlığı olarak görüp tasvip etmemek de bu olayla ilgili çok şey açıklıyor.

Ben edemiyorum çünkü video açılmadı telefonda :) neden ola ki

Kim demiş Avrupa insanı medeni
Ne edep kalmış ne haya çırılçıplak bedeni
Eğer medeniyet açıp saçmaksa bedeni
Desenize hayvanlar bizden medeni

(bkz: mehmet akif ersoy)

tabi ki kadın metalaştırılmış. sırf kadınların memeleri ve popoları adına izlenmesi için yapılmış.

niye klipteki kadınlar çıplak ama erkekler takım elbiseli o zaman? erkekler de çıplak olsun, kadınlar da adamları ve pipilerini görebilmek adına klibi sonuna kadar izlesin.

Rica ediyorum batinin tum ahlaksizligini uzerime atin. Dogunun oryantalist ve feodal yapisindan kustum. Yeter.

metalaşma için her zaman çıplak beden gerekmez. janti kıyafetler, sıkı kalçalar.. bence robin thicke gayet meta durumda asgdhjk :D

edit: bu yüzden klipte özellikle kadının metalaşması diye bir şey yok. her iki cinse de hitap eden unsurlar var klipte. gayet görsel şölen olmuş.

ay çok seviyorum böyle saf temiz insanları. seni bi pavyona alalım. orada da apla ama seni metalaştırıyor :( dersin. hehehehe.

bu tür ahlaksızlıkları seviyorum.

yetişkin insanların özgür iradeleriyle başkalarına rahatsızlık vermeden yediği her halt için "bana ne" diyorum. istiyorlarsa bok yesinler, istiyorlarsa eş değiştirsinler. bu beni ilgilendirmez. tarafların rızası olduktan, yapılan üçüncü şahısları rahatsız etmedikten sonra bunları "ahlaksızlık" olarak da göremiyorum açıkçası. herkesin kendi hayatı. buna lafım yok.

bu klipten rahatsız olan da kapatıp gidebilir, dolayısıyla bu klip için de "voooo bu ne yaaav" demiyorum. yapsınlar, yayınlasınlar bu özgürlüklerine lafım yok. ama tasvip ediyor musun dersen, sanırım etmiyorum.

kadının meta olarak kullanılmasını ben çok iğrenç ve şerefsizce buluyorum. bu konuda da hem kadınları hem erkekleri suçluyorum. bakın porno ayrı bir şeydir mesela. pornonun amacı bellidir. ama bir işletme "görünür yerde" olan çalışanlarını güzel kızlar olarak seçiyorsa bu benim gözümde ahlaksızlıktır, arsızlıktır.

bu iki meme görünce kendinden geçmek değil. insanoğlunun içgüdüleri, cinsel dürtüleri var mı? var. biz kadın, erkek, eşek görünce falan tahrik oluyor muyuz? 100 insandan 90'ı oluyordur diye tahmin ediyorum. abazanından tutun da düzenli seks yapanına kadar herkesin cinsel arzuları var, di mi? yok diyen yalan söylüyordur, yoksa neden düzenli seks yapıyorsunuz spor olsun diye mi?

e sen bu durumda, buraya çalışmak için kadını veya erkeği kullanırsan ben sana kızarım. hastane reklamının billboard'larında bile taş gibi hatunlar falan var hep. gidip hakkı emmiyi koysunlar demiyorum ama çok açık bir şekilde kadın teşhir malzemesi olarak kullanılıyor. bu beni rahatsız ediyor bir erkek olarak.

böyle yazdığım için şimdi bacak görmekten rahatsız olan, "ya öyle olunca tecavüz ediorz :((" diyen kekolardan biri olduğum düşünülecek doğal olarak ama yeterince açıklayıcı olmaya çalıştım, umarım anlaşılmıştır ne demek istediğim. ben bu videoya da açıp 10 saniye baktım yani meme görünce kendimden de geçmiyorum.

ama sevmiyorum işte bu tarz işleri. bazı kadınlar sokak ortasında bıçaklanıyor, bazısı sünnet ediliyor, kimisi sırf kız olduğu için "bu ne yav" denilerek ailesi tarafından öldürülüyor bu dünyada ama işte bazısı da memesini sallayıp ünlü falan oluyor. kate upton tayfası da dahil bu söylediklerime. ben bunu sindiremiyorum. tamam çok fazla adaletsizlik var o var bu var ama bana ters geliyo abi bu ne biçim hayat ya.

bu videoda kadının metalaştırılmadığını iddia edenin özgürlükçü yaklaşımına goyam.

bir şeyi kabul etmek farklıdır. onun yasaklanmasını istemek farklıdır.
bence de özgür olsun, bana ne. ama bu tür videolarda çıplak ve güzel diye kadınlar yığınla para kaldırıyor. bunun da mantığını biri bana açıklasın madem.

Elbette tasvip ediyorum. İki göğüs görünce ahlakının bozulacağını düşünenlerin bence ahlak ile ilgili bir problemi vardır.

"Batının ahlaksızlığı", öyle mi?

Tarkan' ın 97' deki salına salına sinsice klibinde kızın göğüsleri görünüyordu ve açıkçası kimse bunu problem etmiyordu. 18 yıl geçti, şimdi televizyonlarda kadınların dizlerinin üzeri görününce salya akıtan ve "ahlaksız, ahlaksız" diye bağırmaya başlayan tiplerle doldu her yer.

97 yılına kıyasla daha mı ahlaklıyız? Sansürle, cinselliği bastırmayla, küfrü yasaklamakla, sigarayı mozaiklemekle daha mı iyi bir toplum olduk?

Hiç sanmıyorum.

Bin kez seçme şansım olsa, bininde de 90' lı yılları tercih ederim.

Bonus olarak şunu da ekleyeyim de, bulunsun.

irnotamused.tumblr.com

www.youtube.com

batının ahlaksızlığı deyince şöyle bir şey bekledim.

swatch'tan bir saat aldım. 8 yıl oldu. hala taş gibi.
zamanında alırken modelini zor seçmiştim başka beğendiklerim de vardı, geçenlerde uğrayıp baktım zevkime göre tek güzel model bulamadım.

modellerini pek beğenmem ama bu sağlam olduğu gerçeğini değiştirmez.

ben.

hem dayanikli hem de her kiyafete uyan modelleri var.

bence sende saat kültürü yok hocam. casionun saatleri daş gibidir. casiodan aldığın 1000 liralık saati başka firmalar yapsa en az 2000 e falan satarlar. 800-1000 lira arasına safir camlı kaliteli modeller var.

ha sen dersen ki ben casionun ucuz asker saatleriyle kıyaslıyorum, orasını bilmem.

swatch gerçekten düşük kalite iş çıkartıyor

ben!

benim tek bir saatim var, o da seiko.

seiko iyidir ancak zamanın ötesinde teknolojileri var diyemem rakiplerinin karşısında. son 10 yılda üretilen öyle saatler var ki param olsa seikoyu alır fakir fukaraya dağıtırım sdfs. bahsettiğim firmalar casio seiko timex gibi firmalar değil bu arada.

seiko fakir saati geliyor bana

Var öyle bir şey bende de :) en çok zenith el primero hastasıyım da ulaşamadığım bir ciğer şu an kendileri. Seiko'yu da çok severim

bana da citizen ve casionun güneş enerjisiyle şarj olan ve şarjını 28 ay saklayan modelleri çok teknolojik geliyor

elit insanlar eski üretim citizen ya da seiko kullanır, eğer bu insanlar ciddi paralar kazanmaya başlarlarsa tag heuer'e felan geçerler.

belki de meslekleri icabı pr yapmaya çalışan insanlar aynı paraya dandik armani (sırf markası var diye) takarlar ve seiko gibi markaları hor görürler. hatta internetten indirimli aldım diye sevinirler, aslında saatin ederi o kadardır.

zengin adam ise vacheron constantin patek ya da rolex kullanır (kıroluk skalasına göre değişir).


ben seiko velatura serisi bi model kullanıyorum çok memnunum bileğimi sarıyor. casio lisede karne hediyesi saatidir kaç kaç kaç.

drystedb efficacious+1, swatch ve casio karne hediyesi saatidir.

Erkek adam IWC takar, olmadı Tag heuer, o da olmadı Seiko takar gençlerrr.

4-5 tane saatım var ama favorim seiko

erkek adam tag heuer takar denmiş. bari fakirliğini belli etmeseydin kardeş. o cümlenin doğrusu 'zengin' adam tag heuer takar olcak. pazar malı mı sandın sdfs

ebru şallının bir demeci var erkek adam rolex takar diye bu da ona benzemiş aşslslsk

Seiko, her fiyat aralığında çok güzel saatler üretebilen bir marka. Tissot kullanıyorum ama Seiko da iyidir her türlü.

Linkteki gibi birşey istiyorsun sanırım. Firma İzmir'deymiş ama onlar da sipariş üzerine yurtdışından getiriyorlar herhalde..

www.ipromosyon.com

eşantiyon geldi bana bi yerden eve gidince bakim

AMAÇ?

ifşalarda amaç neyse o.

İfşa yapacaksan tag heuerle yap, hublotla yap, paneraile yap. Ve lütfen saatin imitasyon olduğunu söyle.

Lt. Col. Frank Slade@

amirim daha o seviyeye ulasamadık. Buyur varsa sen yap tissotla panerai ile. Ben japon saatlerini seviyorum ayrıcana.

@alter ego

Yeteri kadar güldük sayın ergen.

@yuzır
ici turuncu evet.

taktığı en iyi saat f91w olan birinden beklenecek hareketler bunlar. Bi de adam olsanız, bi de saygılı olsanız.

ikinci fotoda bileğin kopacak gibi duruyor biraz dar galiba kordonu?

@anonymice yok Estağfirullah öyle demek istemedim. Insan saat görünce beklentiye giriyor tabi. Benim saatlerim bana Kalsın. Bi ima yapmadım inan.

@mattiadestro

fotografın açısından olabilir.

bu oyunun disketini nerden alabilirim

hayırlı olsun kardeş internet bağlatmışsın. (@palve bunu de sen de)

verilmez hacım

sebebini de soyleyelim lutfen

verilmez.

sebep: yarrrak gibi bir tasarımı var.

Valla bence verilmez. Seiko'nun 300-500 bandında daha güzel modelleri var bence. Deri kordonlu modellerini incele mesela, biraz daha sade ama şık modeller bulursun.

Asla.

Baya çirkin bi tipi var çünkü.

Yaş kaç ? 25 üstüyse premier serisine bakın lütfen. Örneğin: www.hepsiburada.com

Saate 1000tl verdiğim oldu ama buna Verilmez 50 liralık Çakma saat gibi duruyor ne estetik var ne tasarım

kinetik mi bu? kınetikse olabilir.

bence verilmez. sebebi de bence hiçbir saate o kadar para verilmez. sonuçta kola takıyon saate bakıyon bi de aksesuar olayı bu kadar olan bir şeye ben o kadar para vermem.

onu bunu bilmem erkekte saati deri kardon gösterir ayrıca japon pornosuna nerede? ben asıl ona geldim.

proletarier +1

aylık gelirim 50 bin lira değilse saate 1400 vermem şahsen. saat alt tarafı. "aksesuar abi yeaaa" diyenler de sktirsin gitsin bi zahmet. kol saati bu, parasını verip koluna takıyosun. tamam siz takıyosanız takın da insanlara böyle "saat önemli abi yea" tribi yaptığınız zaman uyuz oluyorum. o yüzden ben skseler vermem bu parayı çok zengin olmadığım sürece.

yazdığımı sana hitaben yazmadım bu arada anonymice kardeş genel konuşuyorum.

saat gibi şeyleri gidip görüp koluma takıp bir de kolumda görüp almayı seviyorum ben. fiyat uçuk değil içine sindiyse safir cam varsa verilir. zevk renk meselesi hep bunlar. istanbulda doğubank civarında pazarlıkla daha ucuza alırsın ama o da ayrı bir gerçek. orada bir seiko distribütörü var 1100 liralık seiko saati 650ye almıştım ben ağır pazarlıkla.

bu arada 50000tl maaşım olsa 1400 liralık saate bakmam bile gider rolex falan alırım. saate, kaleme vb hayvan gibi paralar verilir. statü objeleri çünkü.

nisanı bekle, apple watch çıkacak. vereceksen 1300 lira ona verirsin, en azından farklı bir saatin olmuş olur.

smart watch'ım var. Apple a para virmem.

aldım... bütçeye güzel bir giriş yaptı lakkadanak diye..

ayvalık çok çirkin yer
dünya turuna çıkın bence öyle bir şansınız varsa.

@matematik koyu : o kadar para yok, domestik takılmak gerekiyor. Sizin hatrınız için altınoluk olsun.

Daha bakir koylara git. Altınoluk'ta ne yapacaksın.

abi soruyu tam anlamadım. 35 yaşında malulen emekli olsanız ne yaparsınız mı diyorsun sen, yoksa 35 yaşında malulen emekli olsanız bunu yapar mısınız mı? ya da planımı nasıl buldunuz mu? hangisi?

benim yapacağım iş değil bu ama kulağa şirin geliyor, yani seni mutlu edecekse yap tabii ne güzel işte. sen ne yapardın dersen fikrim yok valla evde yatardım yine bi şey değişmezdi.

elde birikmiş varsa birde kadın erkek ne olursa dert çekebilecek muhabbetkar biri varsa hakkat bi köye falan yerleşirim.

gökova taraflarında bi köye yerleşir yazları kıyafet satar kışları da yapacak bişeyler bulurum. evimin bir bahçesi olur ve orada kendi sebze meyvemi yetiştirir herkesi misafir eder büyük sofralar kurarım akşamları...

Amelelik yapa yapa bisikletle tr turu. Götüm yerse bisikletle dünya.

Sozlesmede senetten bahsedilmiyorsa paranoya yapmalı. Musteri ceki odenmezse senet sikinti olacaktir.

var, cesitli amaclar icin kullandim

www.hepsiburada.com

olmaz idi

Olmazdi tabii ki. Torrent zaten bilgisayar camiasinin bir kelimesi degil mi. Iyice inception yapmaya ne gerek var

bence hoş olurdu.
gerçi, ingilizce de bilgisayar dili gibi.
kodlamalarda felan görebildiğim kadarıyla çok sık kullanılıyor ingilizce.

Olmazdi, torrent bir protokol ismi, protokol ismini baska bir isim ile degistirmek istiyorsunuz ve ne icin? Ortak dil icin, e protokol bu nedenle var zaten o kisim ortak.

Ekran karti gibi daha genel cihaz ve parcalara ise her ulkenin kendi dilinde olmasi lazim, iki sey birden ogrenmeye gerek yok.

@Pangea turkce programlama dilleride var ama turkce yapisindan dolayi cumle gibi kullanamiyoruz henuz. Birde pek efektif degiller daha cok bireysel projeler.

aaa öyle mi?
efektif değil derken? YAni, böyle canavar gibi bir oyun yapılmaz sanırım Türkçe programlama dilleriyle. yoksa yapılır mı?

olmazdı. asıl olması gereken tüm dünyanın her alanda ingilizce kullanmaya başlayıp diğer dilleri tamamen terk etmesi...

olmazdı. uzun yıllar içinde nerdler iyice kendi aralarında kalır sadece nerdlerle ilişki kurardı. sonra morlocklar gibi ayrı bir ırk olur normal insanlardan nefret eder, icat ettikleri web bilmemkaçsıfır ile onları zinternet içine hapseder dünyanın kontrolünü ellerine geçirirlerdi.

gaza gelmişsin, bunlar doğa dağ yürüyüşleri için, şehire fazla gelir, uzun yola çıkarken giyecem desen senede kaç kere çıkacaksın, uzun yoldan kastım şehirler arası otobüs yolculuğu değil mesela sırt çantasıyla likya yolunu yürümek :)

imkanın varsa iade et

Ya 439 lirayı bir de BUNA mı verdin?? İnanılır gibi değil ya.

Bildiğin "seks hayatı olmayan asistan botu" bu.

arastirma gorevlisi mi oldunuz? hayirli olsun.

eksisozluk.com

cevap olarak, iade etme imkaniniz varsa bence iade edin temizinden.

almışsın artık bu noktadan sonra kaça aldığın neyi değiştirecek? para zaten gittiyse maksimum verimi almaya bak.
ben iki koşu ayakkabıma toplam 600-700 arası bir şey verdim mesela, çatır çatır her ortamda giyiyorum.
yeni botlarımla dışarı üçüncü çıkışımda daha paçalarıma kadar çamura dala çıka gittim, raadol acıkın. benim yeni botlar tamamen su geçirmezdi, körüklü dilli... öyleyse sıkıntı olmaz, tut suyun altına, akıp gidiyor bütün çamur.

ayrıca not düşeyim, ben beğendim botu. benim ayakkabılarımı da botlarımı da kimse beğenmedi zaten, millet kendi zevksizliğinin farkında olmadığından gerçek zevk sahiplerine bok atıyor.

bence güzelmiş

Bot gayet şık. Güle güle giy bence.

fıstık gibi bot istediğin gibi giyin hiçbişi olmaz bu botlara güle güle kullan.

günlük ağır kaçar bence. ama almışsın yapacak birşey yok. güle güle kullan.

@spagetti senin botu hatırlıyorum optimus prime ayağı gibi birşeydi. sensin zevksiz :d

yilda bir telefon degistiriyor musun? yilda bir bozuldugundan degil de yenisi cikti diye degistirdigin bir harcama var mi? konsol gibi? remastered oyunlar gibi?

ha yoksa salla,

salomon botum 350 spor ayakkabisi 300 columbia, regetta, adidas, hepsi goretex, senelerdir giyerim. 7 sene giyebildim en cok, o da numara degistiginden, yoksa hicbir ayakkabida sorun cikmadi. giyince de en az 90 gün ard arda her gün 10 saat en az seklinde giyerim.

dag tepe icin almistim ilkini, simdi sehirde de cikarmiyorum, inanilmaz rahat, 10 dkda ayagi agriyan herkese selam ederim.

bilekli olmasi sadece bana göre zor, haricinde güzel ayakkabi, kaliteli marka. vibram goretex su bu ise zaten o paraya cikiyorlar. ayakkabiya giden paraya acimam, kalan her seyimden kisiyor olsam dahi. 80 kiloyu 7/24 cekiyor o ayaklar. senin kafan bile o kadar calismiyor, elin kolun o kadar oynamiyor. ayak/ayakkabi özeni hakeder.

haldır huldur yürürsün işte ne güzel. ayrıca sırf doğa, dağ yürüyüşü olarak bakmamak gerek olaya. işlek bir caddede yürüdüğünde bile bastığın yüzey yerinden oynayıp suyun içinde buluyorsun kendini. bizim şehirlerimiz için de gayet kullanışlı olacaktır. ha ama ben pek sevmiyorum jack wolfskin, şu pati yüzünden. kimse mi söylemiyor bu insanlara, botun ön tarafındaki pati izinin ne kadar kötü gözüktüğünü, anlamıyorum.

kardeşim çok vermişsin, aynını geçen ben 300'e gördüm.

Yorum yapan herkese teşekkürler sanırım pişmanlığım biraz azaldı :)

valla ben geçen 600 liralık trekking botu aldım senin gibi dağ tepe parçalaya parçalaya giyiyorum valla. acımayacaksın hiç ne gerek var. 400 liraya kaçırdığım millet goretex yağmurluğa yanıyorum asıl.

boktan, kötü diyenlere aldanma

2 sene önce 250-300 tl arası bi fiyata bende bu tarz karrimor marka bot almıştım. Trekkinglere giderim esas amacım oydu ama sonra baktımki günlük hayatta şehir içinde de inanılmaz rahatlar kışın vazgeçilmezim oldu bu botlar. hala da taş gibi en ufak bi açılma su geçirme yok hatta şu an ayaklarımda. Tek sorun tabanı yumuşak olduğu için karda kayıyor bunun dışında memnunun kış kıyamette iyi gider her türlü giyilir güle güle kullan..

ormanda yaşa.

Güle güle giy ben çok beğendim, taş gibi ayakkabı.

arkadaş millet para takılmış.

ya eğer traking ot bok yapmıyorsan daha doğrusu bu işi her hafta yapmıyorsan şu estetik fukarası botu gün içinde giymek için aldıysan iyi itelemişler.

olay bu. olay parada falan değil amk. aynı paraya "tikky botu" diye niteldiğiniz ama estetik açıdan en azından bişiler vaadeden sarı timberlandler var.

şu bota estetik fukarası diyenlerin estetik anlayışından iyiki bende yok ya. saçma sapan şeyler gidip(sarı timberland bile örnek olarak verilmiş) bunu daha çirkin sayıyorlar ya, ne diyelim biz onlara...
gayet günlük olarak severek giyerim soğuk havalarda bu modeli. normalde de günlük hayatta sadece koşu ayakkabısı giyerim, ona da laf eden bol...

gayet güzel, ben bunlardan 10 senede bir alıyorum, öyle diyeyim.

burberry +1
aynısı arş.gör. kardeşimde de var. ve evet, seks hayatı yok kendisinin.

giyme evde vitrine koy

sirkecide birkaç saatçiden fiyat al. Peşin ödemede %40 a kadar fiyat kırıyorlar.En az %30 indirim yapandan al. Sıkı pazarlık et,çok kar koyuyorlar

böyle bir düşünceniz varsa bence kesin girin.

Çapadan aradılar yarın gelip başlasın diyolar

Gir ama tıp okumayı unut :)

bence dexter seyretmeye başla.

seri katil ol (iyi olanından)

@titiraprap

olmadığımı nerden biliyorsun :)(dexter introsu girer burda araya)

Hayat tecrübesiyle yapsanız yapsanız Türkçe yaparsınız, çok ağır bir şekilde çalışmanız lazım tıp kazanmanız için, bu sene zaten gitti, seneye olursa olur.

daha dün 42 yaşında tıp fakültesini bitiren birisiyle tanıştım.

Biyoloji deseniz YGS için hayat tecrübesi belki yeter de tıp için kurtarmaz. 160 sorudan 145 gibi bir net çıkartmanız lazım hemen hemen. Hayvan gibi çalışmak gerekiyor afedersiniz zorluktan ziyade deneme pratiği isteyen bir sınav. LYS ayrı bir mevzu zaten.

Dershaneye yazılmak veya iyi çalışmak gerek. Dün birisi burada fizik soruları sormuştu mesela. Elektrik alan falan vardı, lisede onlari hiç affetmezdim. Şimdi unutmuşum. Siz daha feci unutmussunuzdur. Ve evet onları da çözmek gerekiyor. Tüm alanlarda iyi, fende en iyi olmak gerek. Disiplinli çalışırsanız, aradan yıllar geçse de yapılmayacak şey değil tabi.

Bizim okulda su an 50-55 yaş civarında bir amca var, afla dönmüş. Azimle okuyor. Sınıfta da var, o da 30 civarındadır. Okunabilir yani, neden olmasın.

İnternette ders anlatan videolar var, her gün üç dört bölümünü izleyin. Her dersten iyi bir soru bankası bitirin. (Sözel dersler için değil, onlardan denemelerde cozdugunuz kadar yeter.) Sürekli deneme çözün, yanlışları tek tek öğrenin. Konu anlatimli kitaplar alabilirsiniz, Femin simetrileri iyiydi.

Dediğim gibi, çalışmanız lazım. Hayat tecrübesi problemlerde belki ise yarayabilir. House MD hiç ise yaramayacak. Sistemlerden azıcık soru geliyor o da karaciğer katalaz peroksit gibi bilindik sorular. Swyer sendromunu sormuyorlar.

ciddi cevap vereyim ben.

girmesine girilir falan da 3. seneden sonra işler boka sarmaya başlıyor. türkiye'de tıp fakültesi okuyup da ufak da olsa pişmanlığı olmayan birisi bulmak zor. (hem eğitim, hem hastalar hem de türkiye gerçeği açısından) böyle ciddi bi işe girişecekseniz gidin fakültelerdekilerle konuşun, eğitim programları nasıldır, tıp fakültesi öğrencilerinin hayatları nasıl geçer, staj sınavları nasıl olur, intern'lükteki amelelikler nedir ne değildir, mezun olduktan sonra sizleri neler bekliyor vs. ayrıca bu süreçte (min 6 yıl) maddi manevi desteğiniz olacak mı onu da iyice gözden geçirin.

ygs'yi ise bilemicem pek. işin kolay kısmı o bana kalırsa.

(bkz: mustafa altınışık )
www.mustafaaltinisik.org.uk

longines

omegadır. (sağlamlık ve dayanıklılık açısından )

longines de iyidir ama omega bambaşkadır. senden sonra çocugun ve torunun da kullanır..

2.el rolex de alabilirsin.

5000 Lira aşırı lüks (en azından bana göre) Frederique Constant'in orta lüks segmentinde (2000-3000) arası iyi saatleri var.

Spor mu klasik mi düşünüyorsun?

Bence ikinci el panerai bakabilirsin
Klasik düşünüyorsan maurice lacroix almalısın
Frederique constant'dan bi level üst bana göre

Spor olarak tag heuer diyebilirim
Büyük sever misin bilmiyorum ama u-boat düşünebilirsin

Ne açıdan?
Sağlamlık, dayanıklılık (ikisi farklı), tasarım, kullanışlılık?

Hiçbiri belirtilmediyse Tag Heuer derim.

tag heuer'dir. net.

saati en iyi gösteren hangisiyse odur bence.

Saka sanip actim da baya ciddi cevaplar verilmis. Aksamuzeri burada bir arkadas 6bin liraya araba bakiyordu, o geldi aklima. Hayat ne tuhaf rolexler falan.

Tag Heuer +1

Seiko astron

yukarıda adı geçen markalara gogıl görsellerde hızlıca göz gezdirdim. Frederique Constant içlerinde en iyisiymiş bence.

longines

Tarz, bilek kalınlığı gibi faktörler önemli. Kalın bilekli bir adamın kendine yakışacak bir Tag Heuer alabilmesi için daha fazla para bayılması gerekebilir mesela.

%10 fiks veriyorum.

Gerçekten samimiyetle işini yapıyorsa ve memnun da kaldıysam veriyorum.

Bazen veriyorum. Iyi hissettiriyor kendimi, o yuzden. Surekli bahsis veren biri degilim ama.

Biz de %10 veriyoruz. Servis kötü, olağandışı yavaşlıkta, hatalı olmadıkça bırakırız bahşiş.

%10 veriyorum. hatta 3 tlye tavuk döner yiyip, servis elemanına 1 tl bahşiş vermişliğim çok olmuştur

Garsonun güler yüzü ve hizmet kalitesine göre ya 5-10 tl arası (yüklü hesaplarda %10) bırakıyorum ya da tepkimi belli edecek şekilde bir yüz ifadesiyle hiç bırakmıyorum.

bahşiş: ödenen bedel üzerinden kazanç sağlamayan sabit maaşlı işçinin hizmet kalitesini ödüllendirmedir. (berber çırağı, garson, taksi şoförü vs.)


edit: bir çok cevapta işe girerken maaş+tip olarak işe girişten söz edilmiş. böyle birşey kesinlikle yoktur. Bahşiş sadece işçiye kalan bir nevi döner sermayedir. Puanlama sistemi ile pay edilir. Şef garson 4x, garson 2x, komi 1x (mutfak personeli ve barmenler de kıdeme göre hisselendirilir). İşe girişte maaş+tip şartı yoktur, tip box'a göz diken şerefsiz işletmeci/patron vardır. O ayrı..

kardeşim genelde tipler restaurant'ta çalışan tüm çalışanlara bölündüğü için hepsi onlara gitmiyor. genelde garson şefi ve aşçı başı kaymağı yer, garsonlar dibini sıyırır.

Club de yazın garsonlara bahşiş bırakıyorum diye her ağzıma sigara aldığımda sağdan soldan ateş uzatıyolardı garsonlar.aşırı bunaltıyolardı.oraya gitmeyi bıraktım.arada bırakıyorum yine.

nemrut degilse % 10 gibi birakirim.

yerine göre evet veriyorum. Garson saygısız bir davranışta bulunmadıysa, yemek çok geç gelmediyse -geç kavramı yemeğe, mekanın müşteri yoğunluğuna göre değişir elbette-, fiyatlar beklediğimden çok abartı değilse, mekanda hoşuma gitmeyen müzikler kulaklarımı tırmalamıyorsa falan veriyorum. Mütemadiyen 5 liranın altındadır verdiğim bahşiş ama. Ezoterik olmadı pek idare ediverin.

işe alınırken maaş + bahşiş şartıyla işe alındıklarını bildiğimden muhakkak bırakmaya çalışırım.

Ya ayıp ediyorum biliyorum ama ben bahşiş veremiyorum, utanıyorum. Sanki böyle hmm biz yedik içtik hayvan gibi, al sana da iki kuruş bahşiş der gibi hissediyorum. Sanki ben neyim de kime bahşiş veriyorum.
Biliyorum çok saçma, aslında vermemek hayvanlık ama veremiyorum yani, napayım. O adamın yüzüne baka baka bahşiş veremiyorum.

%10 veriyoruz biz de ama durust olmak gerekirse, adisyonda kuver yaziyorsa istemeye istemeye veriyoruz.

Bırakmıyorum.

önceden vermeye özen gösterirdim ama işletmecilik yapmaya başladıktan sonra garsonların bahşiş vemeyen müşterilerin arkasından gösterdikleri tavırdan sonra gittiğim yerdeki garsonun davranışlarına göre ya hiç vermiyorum ya da bolca vermeye çalışıyorum.
hatta daha dün gece 4te evime sipariş yapan bi servis elemanının, o saat olmasına rağmen güler yüzünü görünce %50 bahşiş verdim. o da mutlu oldu ben de mutlu oldum

Bahşiş olayında saçmalamaya karşıyım. açıkça konuşmak gerekirse 10% yada 20% bıraktıran yerleri zorba bırakanları aptal olarak görüyorum.

Benim düşüncem şu ben mühendisim ve kimse bana işimi yapıyorum diye ek para vermezken işimde bir ekstra yaparsam ek para alıyorum.

Bende biri bana çay ya da yemek getirdi diye değil. Bunu diğerlerinden hızlı yaptı diye ya da isteklerimi tam anladı ya da diğerleri somurturken bu severek yaptıysa veriyorum.

Her zaman bahşiş veririm. %10a çok takılmam. Onun yerinde ben olsam kaç lira alsam mutlu olurum diye düşünüp öyle bir miktar veririm. Amaç az da olsa mutlu etmek, parayla ne kadar mutlu olunabilirse artık.

Garsonun ilgisine göre değişir. Bir de şu var, masayla 1den fazla garson ilgileniyorsa ya da diğer masalara gelen ikram bana gelmiyorsa bahşiş bırakmam.

Mesela Liva'da siparisi verdikten sonra zeytin ezmesiyle minnak ekmekler getiriyorlar. Siparişin hazırlanana kadar ondan atistiriyorsun. Ama bunu bazen getirmiyorlar. Ben de sinir oluyorum, bırakmıyorum bahşiş. Çünkü o zeytin ezmesi çogüzel :'( hele ekmekler :(

genel kani gibi biz de %10 birakiyoruz. ancak cok cok yavas, suratsiz, kotu bir servis varsa hic birakmiyorum.

Bahşiş almak için kendini yırtmıyor edepli takılıyorsa illaki iyi bir şey veriyorum.

kuver yazarsa vermem.
garsonun hizmetine bağlı bahşiş veririm ya da vermem, yüzdesine bakmam.
eskiden, lale devrindeyken, yani zenginken taksiciye bile bahşiş verirdim asdfasf

buyurun.


www.leatherglovesonline.com

www.hm.com
www.asos.com

Ben kasım ayında gittiğimde beğendim ama sanki mado da yediğim kahvaltıyla aynı gibi, soğuk kahvaltığı çoktu sadece, bir köy kahvaltısı değil yani

Toplu uretim sebebiyle birim maliyet dusuyor, kisiye gore ne kadar ozellestirirsen birim maliyet o kadar artiyor.

sıradan cafelerdeki masraf çıkaran ürünler kalitesizlerden seçilmiş oluyor

peynir var peynir var

hamurlar(pişi), simit, patates kızartması, sigara böreği gibi şeyler hem maliyeti düşük hem tıkıyor

en çok giden içecek çay ne kadar maliyeti olabilir ?

meyve suları genelde hazır oluyor, sıkma portakalı bile toptan alınca uyguna geliyor

erkeklerden ettiği zararı kadın müşterilerden amort ediyor. Kızlar bizim gibi sucuğun üstüne nutella koymuyor :) 2 domates 1 peynir tamam.

istediğin kadar ye, iç, tıka basa deliler gibi doysan bile yediğinin maliyeti imkanı yok 5 tl yi geçemez, normal yiyenlerin yediğinin maliyeti de 2-3 tl.

tefeciler var.

olsaydı dükkanı dolandırırlardı. birde türkiyede kaç kişinin kolunda rehin bırakılabilecek değerde saat var?

Yediemin depoları aynı sistem ama kimse değil depo sahihinin oluyor mallark.

bu arada bir düzeltme: o dediğiniz rehineci değil, rehinci. :)

unroot'u bilmem ama tek tık root için telefona towelroot adlı uygulamanın apk'sini kurabilirsiniz.

%49
edit: firma komple sana aitse ve iş bağlantıları için sadece ona ihtiyacın varsa %51

%10- 20 bandında. sizin koşturmanız mesai harcamanız şirketin size ait olması çok önemli değil. o bağlantı olmadan nereye koşuyorsun. yani adam olmadan sizin şirket hiç kar etmeyecekse siz 2. adamsınız. eğer yukarıdaki gibi 49 51 falan yapabiliyorsan hiç ses etme.

Sermaye orani nasil, emegin kalitesi nasil bunlar onemli. Bunlar olmadan cevap olmaz. Vergi yuku niye bir tek sizde? Tek ortak sizseniz niye kardan pay vermek yerine kardan pay istiyorsunuz?

Tansas, migros vs

Avm'ye git. La Senza falan açıktır bence.

avmlerdeki intimissimilar acik

kırmızı don hangi durumda acil olabilir. avm denmiş ama bence don hikaye yılbaşı şahane.

Uyduruk dandiklerden alma bari. La senzadan şaşma

akşam sevişcen di mi :) ondan acil

(git: tez.yok.gov.tr)

buraya bir bakın derim.

insanları sikik sikik kategorilere ayırmayan kız

Özlem Tekin çakma çılgın olduğu için, sınıfın ineği ahlaklı kız da çok odun olduğu için, sokakta ahlaklı, diğer taraflarda çılgın kız :p gelsin yarın en yakın arkadaşım olarak işe başlasın :p

Ersine göre değilmiş biz de bunun için toplanmıştık buraya, dağılabiliriz

çılgın kız.

şimdi özlem tekin'e ahlaksız demiş oldun yalnız. ikisi de değil. yine de cevapsız bırakmayalım;

milla jovovich kadar güzel, caprica* (bak tricia helfer demedim) kadar seksi kız. ayrıca trinity (matrix) kadar iyi dövüşen, hermione (harry potter) kadar zeki olsa güzel olur. tabii bu yazdıklarımın hepsinin memeleri küçük. onu dengelemek için katie nolan kadar sporla ilgili, felicity (arrow) kadar iyi bilgisayardan anlayan, shaw (person of interest) kadar kendine güvenen ve iyi silah kullanan falan ekleyelim.

daha da uzamasın ve ortam karışmasın diye x gibi yemek yapan, y gibi sevişen, z gibi yay, q gibi ateşsiz silah kullanan falan eklemedim, gerçi ekleyemedim demek daha doğru.

gerçi bu yazdığım özelliklerdeki kızın da benimle ne işi olur? gider real madrid'de oynar :D

ikisi arasında tercih yapmak çok zor. çünkü inek kız çılgın olamaz mı? çılgın kız ahlaklı olamaz mı?

Hiperaktif olan

Hiper ney sek??

Canga seviyom ben. Daaanık.

Suyundan?

%90 pamuklu, %10 polyester.

30 derecede 600 devir.

Hiperaktif olan

kitap okumaktan fazla ruhuma iyi gelen, geçen vaktime değen bir şey daha olmadı açıkçası.. bol bol oku.. insanlara kendi derdini anlatamıyorsun(ben anlatamıyorum şahsen) , bari insanların ne derdi varmış onu anlayayım diyip okuyorum..

Okul bittikten sonra sürekli çalışır oldum, hayatım iş resmen... yaşamak için çalışmıyorum, çalışmak için yaşıyorum ya. kız arkadaş da bulamıyorum bu yoğunlukta.

şuan hayatım çok boktan ve boktan olunca çok daha çabuk geçiyor ömür.

bizim lise sonda ümit besen mi cengiz mi paradoksu vardı (ms. 1991) şimdilerde hala kaybetmedik yaşamdan tad almayı. kendini ruhsal olarak geliştirmek için kitap dene şeyden asla kopmayacaksın. her şey bozuldu kitaplar bozulmadı hacı.
şu kalan ömrümü bazen her gün içerek, bazen ara verip (daha da çok içmek için) spor diyet vs yaparak geçiriyorum. seks denen illeti dibine kadar elimden ne geliyorsa yaşayarak. ama çalışmayı para kazanmayı asla ihmal etmeyerek. beni koca olarak kabul eden kadına saygımı sevgimi asla azaltmayarak hayata devam ediyorum. hayat güzel. nefes almak güzel.

fazla mana yukmemek gerek. geldik, yaşıyoruz, gidicez.

bok gibi bomboş geçiyor. insanları cok kıskanıyorum.

Kolayı katmasak her yere, hayat daha güzel olacak..

komik.

Kola veya elma suyu ile iyi gider. Sprite da koyabilirsin

viski kola çok yaygın bi kombinasyon değil mi zaten?

sorgulanan ne tam olarak?

yahu ben yukarıda da viski ile ilgili ilan verdim severim mereti. su ile soda ile buzla falan içilir de kola ne hacım. bakın günaha giriyorsunuz. hele balllantines dediğin züğürt ağadan beridir göbek hizasının üstünde tutarım. nolur bira ile falan değiştirin. ama böyle içmeyin. bakın iyi değilim böyle sorularla daha da sıkıntıya giriyorum.

viskeye kola karıştırmak nedir mk ?

Basili al

Basılı al +1

printerin kartus parasini da hesaba kat, kesin bir sonuca varacaksin.

500 adet basmak üzere zarf alırsan zaten vereceğin para 50 TL oluyor. Buna kartuş ve zaman kaybını da katman gerekecek.
Eğer şirket yeri adı vs. değiştirmeyecekseniz basılı al geç kafan rahat olsun.

1-2 milyonuyla tarla yapardim. topraksiz tarim, olabildigince az insan, makineler kontrolunde ekim dikim hatta paketleme. keyfine pazarda kendim satardim onlari da.

kalaniyla tesla'ya, solarcity'e falan ar-ge yapan sirketlere hissedar olmaya kasardim heralde.

aynı gün ülkeyi terk ederim..

ülkeleri gezerdim. sonra belki yaşamak için düşünülebilir.
4 5 çeşit motosiklet alırdım. (şimdikinin yanına)
garajlı bir eve taşınmak farz olurdu.
işi bırakırdım.
kendi işimi kurma girişimi yapardım.
30 40 bin dolarıyla bitcoin piyassasındaki altcoinlere saldırırdım.
istediğim tüm bisikletleri alırdım.(haliyle büyük bir eve ihtiyaç duyardım)
çanakkale taraflarında ıssız bi yerde kale gibi bir ev yaptırırdım.(ne boka yaracaksa)

bokunu çıkardım galiba para bitti. hep böyle oluyor. monopoly parası gibi bitiriyorum.

edüt: tabiki enparaya yatırmadan olmaz. en paraya 1 milyonu yatırıp faiz yerdim.

dün gece yazdım bir duyuruya daha. skyrim'de lakeview extended modundaki evi/malikaneyi yaptıracağım. google earth'den uygun yer bakıyorum, malzeme temin edecek şirketleri de dizdim favorites'de bir klasöre, hızlıca ikramiyeyi almak kaldı.

ev bu; www.youtube.com
oynamak isteyene mod da burada; www.nexusmods.com

Bir aileme, bir de kendime ev alırdım. Aylık maaş olarak ise bana uzun zaman yetebilecek bir miktarını ayırırdım (aşağı yukarı 500 bin, 1 milyon tutacak bir güvenlik marjı bu, bununla asla yatırım yapılmayacak. Faize koyardım yüksek oran vermesi için anlaştığım bir bankada)

Kalanıyla da gerçekten uzun süre çalıştırılabilecek, insanlığa faydalı, bana da kazandıran ve keyif veren bir ya da birden fazla iş kurardım sanırım. O rayına girdikten sonra da gelsin hobiler, dünya dolaşmaları..

geçen gün de yazmıştım yine yazalım.

kardeşime ev alırım.
başka bir kişiye daha ev sözüm var.
kendime seyahatler için bir miktar ayırırım. (yarım milyon falan)
kalanıyla da artık ne kadar kalıyorsa, bir şirket, dükkan, ofis açarım.

beyle.

kimseyi önemsemez günümü gün ederdim..
bencilliğimi tescillerdim bir nevi..
fakirler ölsün amk der, rasyonalize ederdim herşeyi..

ev allahın emri zaten. araba kiralık takılırdım, bir ona bir buna ohhhşş. bir miktar da yatırım, parayı işletip devamlılık sağlamak için. bir miktar fonu şans oyunlarına ayırırdım yani düzenli kumar oynardım.

Her seferinde tekrar ediyorum. Sessiz bir muhitte lüks bir daire tutar, bir ay uyurum.

Borclarimi oder aileme bi ev alir kalan paranin 3te 1ini bagislar 3te 1ini bankaya koyar kalan 3te 1 ile de burdan geri gelmemek uzere cok uzaklara giderdim

figüran?

Cok fazla evet ama hepsi dolu değil ki.
Okumaya degerleri oku yeter.
Kotu yapılmış bir film izleyine mutsuz oluyorum o vakti daha iyi degerlendirebilirdim diye

evet çok fazla tüm mevzubahis başlıklar, kitap konusunda belli başlı tarzlar veya belli başlı yazarlar şeklinde sorunu çözebiliyorum, çözebilirsin.

internetteki veri akışını tümüyle takip etmek zor, oradan da kendine uygun olanı filtreleyip başa çıkabilirsin gibi. ben redditten ilgimi çeken subredditler sayesinde yapıyorum.

elimdeki yığından okunacak/izlenecekler listesi ve elimdeki yığına eklemek üzere alınacak temin edilecekler listesini birbirinden ayrı programlıyorum.

Abicim şarabın ucu bucağı açık. soruyu biraz daha net sor. ucuz mu olsun,ne olsun?

tuna nehri sehri buda ve peste olarak ikiye ayiriyor onu biliyorum ben ama...

neyini merak ediyorsun ona göre anlatmak lazım. gittiğim ülkeler arasında en çok bisiklet kullanımını macaristan'da gördüm. bir hayli düz memleket yolları falan her şeyi dümdüz. ben arabayla gitmiştim, romanya sınırından girdikten sonra abartısız olarak ülkenin yarısına kadar bisiklet yolu var normal yolla beraber. bu konuda çok iyiler. en çok dikkatimi çeken şeylerden biri de slovakya tarafıyla romanya tarafı arasında iklimsel olarak fark olması oldu. romanya kısmı yeşillikleri türkiye tarzı biraz sararmışken, slovakya tarafı daha canlı

Gittim, gayet guzeldi Budapeste.

biz bunu kullanıyoruz:
www.nespresso.com
Çok memnunuz, gelen İtalyanlar da teyit etti :)

ben tchibo'nunkini denedim hiç beklemiyodum ama gayet güzeldi.bide sunu biliyorum tchibo ürünlerinin inanılmaz arkasında duruyo, herhangi bi arızada, hatta tatta değişiklik hissettiğinizde anında iade alıyolar.

biz tchibo'nun orta boy olan makinesini kullanıyoruz. ev için gayet uygun bence ve kahvesi güzel. kapsülleri tekrar tekrar kullanmak da mümkün ayrıca, internette her türlü hinlik var :)

Tchibo kulanıyorum. Memnunum.
Kahveler de lezzetli.
Birim fiyat pahalı gelirse ucuza getirmenin kimi yöntemleri olduğu da doğru.

tchibo kullanıyorum ben de. her gün delicesine kahve içmiyorum ama günde 1 espresso içsem 8 liralık kutu 10 gün gider demek bu.

mycafe eğer nescafe gold ile çalışıyorsa zaten kahve yapmıyor demektir.

nespresso da kapsülle çalışıyor ama tchibo kadar yaygın değil. tchibo'nun kapsüllerini netten de sipariş edebiliyorsunuz.

edit: nespresso kapsülleri de netten sipariş verilebiliyormuş. deneyecek yer var mı bilmiyorum ama.

bunun cevabını ölünce göreceğiz.

sen aslında ölüsün.

kibrit al --> malazlar diye inception mı olur lan --> demek değiliz

cevap; gerçek

yaşadığımız hayat 1 yalan.

gerçeğin tanımını yap, senin tanımına göre gerçek mi değil mi ona göre konusalim.

Metrobüse zeytinburnundan her gün iş çıkışı saatinde binmeye çalışırsan bu sorunun cevabını alırsın.

(bkz: deadliest catch)

Petrol arama muhabbeti vardı, o çok enteresandi.

Baraka
Home

benim için "home" idi.

kuş manyaklığı sebebiyle, earth flight ve Le Peuple Migrateur(kanatlı uygarlık).

bbc büyük dünya tarihi
film izler gibi izleniyor, çok keyifli.

Stephen Hawkings The Meaning of Life belgeseli

Conway'in the game of life denilen oyununu ilk orada görmüştüm. Simülasyon programlamaya yeni başlamıştım.

Beni hayatım boyunca o kadar etkileyen başka bir şey olmamıştı. O günden sonra her şey farklı.

Dediğim kısım ( 3 dk 29 sn'lik kısacık bir video) aşağıda:

www.youtube.com

tarzım değil şekerim.

sen kadın değil miydin diğer duyurulardan öyle hatırlıyorum şeker

Biri adımızı çıkardı kadın diye ama yakalarsam fena olacak.

Kadın diilim ben . Eperkeğim.

Şekerim diyen erkeğe pek sık rastlanmıyor.

Cevap: Ne istersen onu giyebilirsin. Ben olmayacağım nasılsa :)

Büdüt: Pardon, duyurularına baktım şimdi kadın diilmişsin. Şaka yapıyorsun sandıydım.

Biz organizasyon komitesi olarak Polat Alemdar ve Ankaralı Turgut füzyonu olan bu kombine bayılıyoruz. Hatta "Kadınlı erkekli böyle mi giyinsek" diye sabahladığımız oldu. Eminim ki diğer 30+ olan arkadaşlar da bayılıyordur.

rus pazarında kozmonot başlıkları var. onlardan kafana uyan bi tanesiyle (literally) kombini tamamla.

tatlı hayattan bir diyalog:

(ihsan yıldırım parıl parıl parlayan gri bir pantolon-ceket giymiştir ve giysisiyle pek gururludur. menekşe ise ihsan yıldırım'ı sivridiliyle deliye çeviren kişidir.)

i.y. ihsan yıldırım
m. menekşe

i.y. : nasıl görünüyorum?
m. : folyoya sarılmış sazan balığı gibi!

aklıma geldi öylesine. :d

Ben deri pantur giycem gelirken, kış günü pişik de yapmaz.

update varsa yapin. yoksa yazilimi yeniden yukleyin.

Hergün defalarca o işlemi yapsam da öyle bir sorunla karşılaşmadım ben. Sorununuz tamamen yazılımsal. Wifi ile ilgili aracı bi program kullanıyorsanız silin, yoksa fabrika ayarlarına sıfırlayın telefonu ;)

Rom at?

fazla bir olayı yok. tabi bir de nereden gideceğine bağlı.

git ama güneşli bir bahar günü git. kışın donarsın, yazın çok kalabalık olur çok sıra beklersin. nefeskesen önemli bir roller-coaster, müthiş bir deneyim sunuyor.

yakın zamanda gidecekseniz gnctrkcll'de bi alana bi bedava var. Maximumkart'ta da biletin yarısını ödüyorsun. Belki de bu iki kampanya birleştirilebiliyordur bile :D

bence gidilmeli ya değer

Bir (bkz: Tatilya ) değil.

Bugün gittim ilk kez. Roller coaster kapalıydı. Açık olduğu birgün gitmek lazım onu öğrenmeden gitme bence. Giriş 45 lira ama maximum kart kullananlara %50 indirim yapıyorlar teline gelen şifre ile . Ayrıntısını tam bilmiyorum ama arkadaşımın şifresiyle girdik indirim aldık. Bir de tepede kaldığı için çok soğuktu fazla duramadık. Arap kaynıyordu ortam apaçi doluydu. Bir de perş cuma indirimli günlermiş

hiç gitmedim ama şu an 2015 yılı için sezonluk giriş 99 tl. 2 kez gitsen amorti edersin zaten.

O para her yıl belli bir oranda artış yapıldığını varsayarak çıkıyordur. Yoksa 40bin civarı ancak alırsın o parayla.

2041 - 2014 = 27 (27 yıl sistemde kalarak)
27 * 12 = 324 (27 yıl bu kadar ay)
324 * 100 = 32400 (her ay 100 lira bu kadar para)

eğer siz bes'de enflasyondan fazla getiri alıyorsanız, onu da üzerine koymalı, az alıyorsanız onu düşmelisiniz.

elinize geçecek para bugünün parasıyla bu, o günün parasıyla ne olur onu bilmek mümkün değil.

o parayı fona koyuyorlar, fonların da enflasyon oranın üzerinde kazanç sağlarsa olur o kadar.

beni sikseler solla yemem hacı dinle alakalı değil çatal sağımda olur

Sol el çatal, sağ el bıçak oluyor. Etin minik kısmına çatal saplayıp sağ eldeki bıçak ile kesiliyor. Öğretirim ben zirvede.

mikemmelsiniz aychovsky hanım.

27 aralık icin mi hacı abi bayan arkadaslardan ben de ders alabilirim

ben solak olduğumdan sol el bıçak, sağ el çatal kullanıyorum. zirveye de gelmeyeceğim için sıkıntı olmaz heralde.

abi ayçovksi açıklamış ama olmuyorsa direk çatalla dal ama naparsan yap o el değiştirmeyi yapma komik oluyor yav.

Sonuçta yaşı oradan anlayacağız biz. Kimlik kontrolü yapmayacağız ama, bakacağız çatalla-bıçakla yiyebiliyor, "Sen olmuşsun, gel" diyeceğiz. Olmadı, isteyen herkesi 3-5 saat öncesinden alır, çalıştırırım ben.

Şuradaki bacımın yediği gibi
www.youtube.com

Bu olmuyorsa, çatalı sağ elle tutuyoruz ama bıçağı kullanmayıp çatalı yan tutup kesiyoruz. Öğrenene kadar ben onu kullandım en azından.

elinle ye, "samimiyim" dersin

Bu aptal kural, insanlar sol eliyle eti falan kesmekte zorlandigi icin icin ciktigi halde bir sekilde gorgu kurali olmus. Solagim, dolayisiyle sol elimle bicagi kullanabiliyorum, o yuzden kolay kolay bu gereksiz kurala uymam:)

Eger karistirirsan, "ne olmus delifaruk da duzgun yemesini bilmiyor" dersin:)

para ticarette
teşekkürler.

Peki kaybettikleri ya da işler ters gitmesi durumu yokmu ya da 5 yılda 10 yılda ne olur gibi? 6 ay çok kısa bi süre değilmi?

inciswf.com

koyduklari yatirimi ve aldiklari riski de belirtmelisin is arayan arkadaslara.

ne iş yapıyorlar?

işi bilmek tanımı nasıl? bizim burda en iyi dolandırıcı-yalancı işi en iyi yapan zannediliyor. dürüstçe mi kazanıyorlar o parayı?

Ticaret parada
Saygilar

ayda on bin lira kazanmak çok da oouuuvv bir durum değil
işi öğrenmekle geçirdiğimiz zamanı, harcadığımız emeği ve iş boyu yaşadığımız stresi napacaz?

Islerinde devamlılık garantisi yok ama. Onların da kendine gore stresi var.

%18kdv %20 stopaj 480tlbağkur %27 gelir vergisi 120tl muhasebe çalışan sigortası filan ayda 500lira kalmaz o paraya

şu an çalıştığım firmadaki çok ciddi ticari hataları gördükçe "ulan ben bu işi kendim yapabilirim, tek ihtiyacım sermaye" diye düşündüm. çok para kazanacağıma eminim (başlangıç için ayda 20-30 bin net kar) ama detaylı -birkaç haftalık- araştırmadan ve maliyet kalemlerini çıkardıktan sonra gördüm ki minimum 700.000tl gibi bir para harcamam lazım. ben 700tl bile atamam havaya şu anki durumumda. bu, işin bir tarafı.

ha şansı yaver giden e-ticaret girişimcileri falan da var. onlar gerçekten ciddi bir yatırıma gerek duymadan para kazanmaya başlayabiliyor.

işin asıl dikkat edilmesi gereken kısmı şu: biz bu kişilerin ticari hayatlarını "başarı hikayesi" tadında okurken "100 girişimcinin sadece 4-5 tanesi kayda değer başarı sağlıyor" gerçeğini göz ardı ediyoruz. yapacağı işle ilgili bilgi birikimi ve tecrübesi yetersiz olup tam anlamıyla cahil cesareti sayesinde kendi işini kuran ve kısa sürede batıran tiplerden haberimiz olmuyor. temkinli olmakta fayda var. "kendi işimi yapayım" hevesiyle yola çıkıp kendine iş beğenmek müthiş bir hıyarlık. önce bir mesleğin/ustalığın/uzmanlığın olur da ondan sonra işi kendi firmanla yürütmek istersen başarı şansın çok daha yüksek olur.

"ben oldum" diyen bir insan o dediğinin yanından geçemez bile.

ben oldum demek için mevlana falan olmak lazım.
olmadım, ama demleniyorum. pişmedim; ama sıcağım.

1998 1 mayısında polis barikatına doğru koşarken.

Motosikletle kafamda kask yokken kaza yapmıştım. Kaza yaparken aha şimdi geberip gidiyorum diye garip bi mutluluk dolmuştu içime. adrenalin falan kaynakli herhalde. Sonra olmedim tabi üç beş kemik kırıp kaldım yerimde. Hala düşünürüm o olay kaza miydi yoksa başarısız intihar girişimim miydi diye :/

yaz vakti, hafif akşam üzeri, ılık bir meltem geçiyor üstümden üstümde, denizde sırtüstü yatıyorum. daha güzel bir an hatırlamıyorum.

sezaryen doğum ameliyatında rahim kesilip bebeğin kafası görülünce, içerden gelen vık vık seslerini duyduğum andı..

not: doğumu ben yapmadım.

Para kazandığımda

cadirlarimizi alip motorlara atlayip gittigimiz kamp yerinde cadirlari kurup onune uzanip sigara ictigimiz zaman. sigaralar bostu tabi.

tabi ki aşık olunca...elbette sürekli olan bi şey değil. tersine bilindiği gibi çok çok nadir olan bi şey ama harbiden içinde kelebekler uçuyormuş gibi hissedip, yaşadığın anın fonunda earth angel ( www.youtube.com ) veya close to you ( www.youtube.com ) çalıyor sürekli..

Yüzme bilmediğim halde arkadaşım, teyzemin evladı ile havuza gittik. Arkadaşım hariç yüzme bilmiyoruz. Arkadaşım yüksekçe yerden atlıyordu. Bende atlamak istedim. Arkadaşıma tutar kurtarır mısın? diye sordum. Evet deyince. Başka hiçbir şey düşünmeden atladım havuza. Tabi boğuluyordum çünkü arkadaşım beni kurtaramadı. Can kurtaran olmasa ölebilirdim. Tabi arkadaşım benim çırpınışlarım yüzünden benimle birlikte ölebilirdi ki nerde var öldürüyordum ikimîzide. Mutlu oldum çünkü hayatımı bile güvenebildiğim bir arkadaşım olduğunu ve benim için hayatını bile hiçe sayabilen bir arkadaşım olduğundan.

ilk para kazandığımda.

ve bir de hayatımda ilk kez mutlu olduğum bir ilişkiye sahip olduğumu düşündüğüm bir akşam, erkek arkadaşım rahatsızdı, odamda uyuyordu, ben ve ev arkadaşım da ev arkadşımın odasında içiyor, çakır keyif oluyorduk. o akşam yaşadığım içsel huzur ve gerçek mutluluğu hiç unutamam. özel bir durum yoktu ancak hem sevgilim yanımdaydı, hem yakın arkadaşım. neden bu kadar abartarak hissettim bilmiyorum.

iç

gecenin devamını klozette fal bakarak geçirmeyecek kadar iç.

yoncalı tütün daha iyi gider, alkol pek sağlıklı degil. 2 duble viski + tütün türevi

şimdi cidden biz iç dersek içicen, içme dersek içmicen mi yani?

want2die'ın soyledıklerını uygulucam . viski yeter.

Son durum: 3 duble viski içtim baya bir güzel oldum. o güzellik yetti bana hacılar.

bira + viski mideyi de bozmaz. rakı vodka olayına hiç girme :)

En iyisi senin tercihin jack daniels yapıştır hocam. Migros'ta iki hafta önce kampanyası vardı 99 TL'ydi. Şimdi nedir bilemiyorum ama efendi adam içkisidir viski.

uyuşturucu tahribatı onlar. yaşına ve yaşadığı hayata göre çoktan ölmüş olmalıydı, gayet iyi yani.

Asiri uyusturucu kullanan bir vatandas kendisi. Epey overdose olmus zaten yillardir.
Hatta bu adamin normalin cok ustunde bir dayanikliligi varmis uyusturucuya karsi. Siradan bir insanin coktan olmesi gerekiyormus onun yerinde olsa.
Yani o kadar olacak, hayatta olmasina inanamiyor bilimciler.

o kadar koko çeksen sen de yamulursun.