Şimdi sünni islamda da inanç ve fıkhi bakımından mezhepler ayrılır. Tipik bir Türk yani Türkiye'deki sünni müslümanlar inanç bakımından Maturidi, fıkhi bakımından da Hanefi mezhebindendir. Türklerin dünya üzerindeki yayılımına bakıldığından çoğu Türk bu iki mezhebe mensuptur. Maturidi ve İmamı Azam Ebu Hanife'de köken olarak Türk'tür. Dolayısıyla Selçuklular da Osmanlılar da Hanefi'ydi ve bu yöreler de dahil olmak üzere Orta Asya'daki birçok Türk de Hanefi mezhebine mensup. Bosnalılar da mesela Hanefi.
eksiup.comDolayısıyla sizin mantığınızla biz daha başarılıymışız gibi gözüküyor.
Günümüze gelince Şiiliğin Irak'ta Kerbela ve Küfe'de çıktığını, Şii Hilali terimini ve diğer ehli sünnet mezheplerin yayılımını da araştırmanızı öneririm. Uluslararası ilişkiler perspektifinden bakıldığında ise bu gibi mezhep politikalarını doğu batıdan öğrenmiştir. Katolik, Ortodoks ve Protestan ayrılığı tarih boyunca Avrupa'da dış politikanın temel unsurudur. Fatih ve Kanuni'nin de Avrupa siyasetine mezhep üzerinden karışmak istemesini burada dile getirebiliriz.
Batı ise özellikle dünya savaşlarından sonra mezhepçilik siyasetini Orta Doğu'da kullanmaya başlamıştır. Eskiden bu coğrafyalarda mezhepçi politikalar bu denli keskin ve dış politika unsuru haline gelmemişti. Sadece Şiilik bazında değil Arapların Vahabilik boyutuna da bakmanızı öneririm. İman esasları ve uygulanış bakımından Hanbeliğe yakın olan Vahabi/Selefiler şu anda Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirliklerinde dış politikalarını mezheplerine göre oluşturmaktadır. Bu anılan iki ülkenin son zamanlardaki Türkiye düşmanlığın en temel sebeplerinden biri de mezhepseldir.
Yine Türkiye açısından değerlendirirsek şu anda Siyasal İslam politikalarıyla Türkiye'de mezhepsel politikalar yürütüyor. Katar (diğer körfez ülkelerinin aksine Selefi değildir) ablukası, Mursi ve Libya konusundaki Türkiye'nin yaklaşımları mezhepseldir. Davutoğlu'na kadar gider bu tartışmanın ucu aslında. Türkiye'nin neoottamanist yaklaşımı da aynı şekilde mezhep politikalarına dayandırılabilir.
Dediğim gibi İran'ın Suriye ve Lübnan'a karışma politikasının temeli Şii Hilali politikasıdır ancak bölgede Şii koridoru açmak isteyen ilk ülke İran değildir. ABD ve İsrail'in de İslam mezhepleri ile alakalı yazılarını okumanızı öneririm. Klasik böl-yönet taktiği aslında.
edit: harita linki.