19 aydır sabit gelirim var, kenara daha bir maaş koyamadım. sanırım kredi çekip borç altına girmekten başka çare yok benim gibi iradesiz insanlar için.

maaşın yattığı gün gidip bir çeyrek ya da yarım altın alın. hemen bozamayacağınız için maaşınız azaldığında kendinizi tutmasını bileceksiniz.

ya da intenet bankacılığı kullanıyorsanız gram altın alıp o parayı unutun. birikir.

dolar, euro ya da altın alın. cüzdanınızda olsa bile kolay kolay harcayamıyorsunuz.

ben sevgilime vermiştim dövme yaptırma fonu olarak, fakat gayet düzgün bir insan olmasına rağmen tam "hadi şu dövmeyi yaptıralım." dediğimde "ben o parayı yedim!" dedi :(
annemle de aynı şeyi yaşadık.

kumbara. mesela de ki, şuraya 5 liradan aşağı para atmayacağım. ben sadece bir senede 100 lira bozuk para biriktirmişim. sıkıştığım an açtım kutuyu. ne kadar bakkal varsa gidiyorum dayıyorum bozuk parayı adeta bir sapık gibi.

İşin açığı öğrenciysen para birikmez, sadece iyi yönlendirilir. Kitap gibi, üç beş güzel giysi veya herhangi bir aksesuar vs vs...Para harcarken bir öncelik listen olsun bunu almadan şunu almam gibi.

butce yap. hesap dokumune bak, en cok hangi seylere gereksiz harciyorsan onlari belirle, kendini tut biraz (hayati zehir etmeden tabii). bi de gercekci ol, yani gereksiz harcadigin 200-300 liranin hepsini de bi anda kenara atip biriktiremeyebilirsin. once bi 100 lirasini kenara atmayi hedefle, sonrasini dusunursun.

ufak tefek seylere harciyorum ben de genelde parayi, sinir oluyorum kendime. butce yapmadan yasiyordum, biraz ucundan kiyisindan yapmayi denedim, basariyorum gibi bisey.

bireysel emekllik dışında hiç bir şekilde para biriktirilemez..!

dubrovnik

Bütçen nedir? paran varsa iberia ile İspanya aktarmalı latin Amerika derim.

bütçe az olduğu için voyage ın dediği über plan için yeteli param yok. Açıkcası önce bir yer bulup sonra ne kadara mal olacağını hesaplamayı düşünüyordum

Tabii ki Rusya veya Ukrayna...

hirvatistan...

şuradan bakabilirsin tr.wikipedia.org
ayrıca sevgilinizle çok romantik bir tatil planınız yoksa bence seyehatinizi kendiniz planlayın derim. bkz. ryanair ve couchsurfing

şöyle bi plan en az masraflı olur-herkese tavsiye ettiğim: (gerçi bayramlarda uçak bileti fiyatları patlıyor...)
pegasus'un üsküp'e ve priştina'ya uygun fiyatlı seferleri var. (priştina yeni açıldı hatta) balkanlarda birçok ülke vize istemiyor. pasaportunuzu ve uçak biletinizi alıp gidebilirsiniz. ülkeler arası otobüsle neyim geçersiniz, ulaşım çok uygun oralarda.
bir de, tur kesinlikle tavsiye etmiyorum. hem pahalı hem de tembellik.

atlıkarınca idi diğer seçenek.

valla soru beni de düşündürdü.Ve cevabı beklemekten sıkılınca değiştirdim.
uzuneşek bir çocuk oyunu
kulplu beygir bir spor aleti
demirhindi bir çeşit şerbet
atlı karınca fuarlarda olan bir oyuncak
ama bence uzun eşek doğru olmalı. yarışmacı da kulplu beygir i seçmek üzereydi.

dogru cevap atli karinca.

oldukca iri bir tur karinca.

eğer atlı karınca olarak ayrı yazılmışsa evet cevap odur.

(bkz: #17464861)

kulplu beygir gercek bi hayvan olmamali (yigit ozgur karikaturu gibi)...olamaz...

konuyla çok alakasız lakin izlemiş olabileceğinizi düşünerek ben de sorayım dedim. dün bir mühendis vardı. ekonomideki eko kelimesinin anlamını yanıtlayacaktı. bildi mi acaba?

kullanım alanınıza göre değişir ama ben işlemcisine bakardım.

Islemci onemli, en azindan Intel Core i3 olsun, RAM de en az 2 GB olsun.

Şunu bulursanız aynı şartlarla çok iyi mesela:

www.vatanbilgisayar.com

ram'ine bakin, ayni anda 2-3 program calistirirken sinir hastasi olmazsiniz.

bellegine bakin ama cok cok sorun degil, olmazsa external hard drive kullanirsiniz.

ekran cozunurlugu iyi olsun bi de, gozunuz acimasin sonra.

elvis costello - she
john denver - annie's song

Pink Martini - Amado Mio
vimeo.com

gülü susuz seni aşksız bırakmam

(youtubeta sefa topsakal yorumunu bi dinleyin)

R.E.M losing my religion

Bryan Adams - (Everything I Do) I Do It For You
Whitney Houston - I Will Always Love You
Elvis Presley ya da The Platters - Only You
Frankie Valli & The Four Seasons - Can't Take My Eyes Off You
Mariah Carey - My All
Iron & Wine - Flightless Bird American Mouth
Sting - Shape Of My Heart

sona doğru klasikten uzaklaştım sanırım ama neden olmasın? (:

gelişigüzel bişi yerine ilişkinizde yer tutan bi şarkıyı bulmayı deneseniz?

sting-until

shaina twain- brian adams: from this moment on
www.youtube.com

türkçe isterseniz ferhat göçer: cennet
www.youtube.com

Marc Anthony and Tina Arena'dan "I want to spend my lifetime loving you".

Sözleri tam düğün için yazılmış sanki, ben kullanmıştım, sevdiceğinin gözlerine bakar bakar söylersin, etrafı unutursun. Hey gidi hey...

Chris De Burg - Lady in Red

rod stewart - rhythm of my heart belki?

Joe Dassin - Et Si Tu N'Existais Pas

rammstein - heirate mich

www.youtube.com

(bkz: francisco canaro)
(bkz: poema)

ETS'nin kitabi.

ets +1500 ankaradaysan olgunlardan alabilirsin

yani official olan kaynağı diyosunuz doğru mu anlamışım? ankara'da değilim ama sanırım tokatlıyan han'da çağlayan kitabevinde bulurum bunu ben.

evet, sinavi duzenleyen kurumun kitabi. ben bu kitaptan calismistim ibt'ye. cdsi, alistirmalari, hepsi gayet guzel. her aksam 2-3 saat calissaniz toeflda gelecek sorulari rahatlikla halledersiniz. essay yazma kisminda da cidden oturup yazin, yazilmis ornek essaylerde yazanin fikri nasil ele aldigini iyice inceleyin. gayet guzel bir kitaptir.

hatta sadece kitaptan değil de toefl-ibt bilgisayar programlar var(malum ortamlarda .iso şeklinde bulabilirsin), onlardan çalışmanı ve testlerini yapmanı kesinlikle tavsiye ederim, zira sınav yazılı değil bilgisayarda olacak(iyiden kötüye doğru; ets, barrons, longman, cambridge, kaplan-bu gereksiz kasış yalnız çalışmanın son döneminde kullanabilirsin.)

haksızsın, insan her şeyi yaşamak zorunda değil bir yaşa kadar bu 1, 2. ise yaşasan bile iş kendine gelince edinilen tecrübeler falan yalan oluyor çünkü ben de burda yazanlara bik bik ötüyorum ama çok pis dert dökesim ağlayasım falan var, halbuki hemen hemen yazılacakları da biliyorum, duymak istiyorsun çünkü bir destek istiyorsun. hem duyurunun da tadı tuzu bunlar, birilerine azcık bile faydam olursa mutlu olurum.

bazen insanlar dışardan bir kişinin fikrine ihtiyaç duyabiliyorlar. belki bunları konuşup, danışacağı bizden başka kimseleri yoktur, ya da tecrübe edememiş olabilir. 30'na yaklaşan ve ilişki namına pek tecrübesi olamayan bir sürü arkadaşım var. ben abartılmamak kaydıyla mazur görüyorum..

haklisin ama nerde gordun duzeyli iliski
Aileler bile sorun yasar hep

Biz cagdasligi gotumuzle algilayan bir toplumuz
Ve sorunlar baslar

haksızsın, dışardan,objektif fikir almak istiyor insanlar bazen, ya da dertleşmek, ilgi istiyor..

ilişkilerde bazı noktalar var ki -kıskançlık,ilgisizlik,güvensizlik,özgüven eksikliği vs- 17 yaşında da 47 yaşında da olsan

başına gelebiliyor..

senin ilişkilerini merak ettim açıkçası.. insanların yaşadığı problemlere bu kadar şaşırdığına göre..

ekaterina +1

ve bence de haksızsın, 27 yaşında ilk defa sevgiyi tadan insanlar biliyorum o güne kadar hayatı hep günü kurtarma şeklinde geçen fakat gerçekten sevdiğinde insan..

ne mesaj atayım ya da atsam mı, çağrı mı atsam, arasam mı, acaba yanlış mı yaparım gibi.. bu kadar basit bi eylem hakkında bile 1000 tane olasılık geçebiliyor insanın aklından gerçekten önem ve değer veriyorsa karşısında ki kişiye..

sana kolay gelebilir ama onun için günleri zehir edebilecek bi problemde olabiliyor kısacası..

bu kadar basit bi konuda 1000 ihtimali aklında tartmaya çalışan kişi ciddi konularda sence ne kadar doğru karar verebilir?

biz buradan 1 dk'mızı ayırıp düşüncemizi paylaşsak ne kaybederiz?

E gazetelerin Güzin abla köşeleri varken oralara çoluk çocuk mu yazıyordu? Yoo, yine eşşek kadar insanlar yazıyordu. Bir şey değişmedi. Değişmeyecek de.

bazen insan derdini kendisini hic tanimayan bilmeyen birilerine anlatip onlara fikir danismak ister.

bundan bagimsiz olarak, ornegin fikir danismasi olmayan duyurular icin (ilanlar, bilgisayar tavsiyesi, ev arkadasi vb.) de kolaylikla "koskoca adam olmusun. buraya yazacagina ilan bastirip as suraya buraya" da diyelim...

herkesin gercekligi farkli. herseyi tecrube etmemis olabilir, arkadaslarina sorsa salak muamelesi goreceginden cekiniyordur o yuzden anonim olarak burda sormayi tercih etmistir...

tek derdimiz bu olsun.

Tecrübeli sayılırım (kime göre neye göre), gene de işler boka sardığında dışarıdan bakan birilerinin yorumlarına ihtiyacım oldu ve kendi nickimle olmasa da sorular sordum, çok da işime yaradılar.

Arada "basit" soru ve sorunlar geliyor ama insan olayların içinde kalınca gözünün önünde olan cevabı bulamayabiliyor.

Haklisin. 17-22 yas arasi yazarsa hadi neyse de 27 yasindaki insan olunca mallik olarak degerlendirilmeli.

@durdenist, ekşi duyru'da karma yok artık, eksilere düşme derdine saçmalayan mallığıyla kalıyor.

bazen öyle şeyler oluyor ki:
1) insanın olaya 3. bir göz aracılığıyla bakması gerekiyor
2) ayrıntıları en yakınlarına anlatmak istemiyor.

böyle olunca da yaş 45 de olsa ekşi duyuru ahalisi yardıma koşuyor. bunda garip ne var bilemedim.

Öyle şehirlerden bahsediyorsun ki bir günde zamanın bol olsa yetmez. Dolayısıyla müzelerden bahsetmeyeceğim. Münih için söylüyorum. U-Bahn ile Marienplatz'a git oradan Odeonsplatz'a kadar yürü (şenlik) ve Odeonsplatz'ın oradan Biergarten'a gir bira iç şenlen.

munih-marienplatz'a git.

berlin-kurfurstendamm (ku'damm) civarinda dolanivir.

oha diyorum ama sakadan tabi :D

(bkz: oktoberfest) in son haftasi bu hafta, git mutlaka.

öss gibi sınav bu, kitabını alıp test çözün. Ben kişisel olarak sadece reading kısmında zorlandım, ekonomi üzerine makale de çıkabiliyor, fizik üzerine de. O yüzden bence kitabını alıp pratik yapın + sınava girene kadar internetten her alanda makale okuyun.

ayrıca IBT 120 üzerinden olduğu için 85 kolay bir hedef.

ben girdiğimde speaking writing ve listening çok kolaydı fakat reading de kasılıp kalmıştım buna rağmen 78 gibi bir puan almıştım. He sen nasıl çalışmıştın dersen bi toefl test kitabı almıştım ona bakınmıştım az sonra bol bol film izlemece, wow oynayarak ingilizce geliştirmece :P bence alırsın 85 i çalışırsan kasılacak bişisi yok kısaası.

dalga mi geciyor diger arkadaslar anlayamadim da speaking'i oldukca zordur ibt'nin. yani bir suru gorevi var, hem independent hem de integrated task'ler, integrated'lerde bir text okursun ornegin, sonra bir konusma dinlersin, der ki bunlar hakkinda konus. sen de bir dakika icerisinde hazirlanir cevap verirsin. bayagi kasis yani.
benim ingilizcem iyiydi 86 aldim. iki hafta calistim. ayni zamanda derslerim vizelerim de devam ediyordu yani. cok zor degil ama kolay da degil. hatta listeningi kolay derlerdi o da kol gibiydi. yani soyleki herif 6-7 dakika konusuyor (ders anlatiyor), turkce anlatsa kacirabilecegin detaylar soruyorlar. writing'i nispeten basitti eger essay yazma dersleri falan aldiysan universitedeyken/lisedeyken birkac tane yazarak fena puan almazsin.

basvuracagin yer ielts kabul ediyorsa onu al, toeflla ugrasilmaz.(ikinci girsinde istedigi puani alan biri olarak tavsiyem budur)

ets (toefl'i duzenleyen kurum)'nin toefl ibt hazirlik kitabini al, calis, kitap cd ile geliyor, onu da dinle, listening icin kulak asinaligi olur. konusmayi da aynaya ya da ingilizce bilen bi arkadasina yap, kitaptaki ornek konulari versin, sen ona anlat. kitaptan calistim (attim kafaya, beyin bedava gibi oldu ama idare et), 120 uzerinden 112 aldm ilk girisimde.

ingilizcesi iyiden kasıt nedir? günlük yaşantınızda kullanıyorsanız, yabancı basın, yayın, tv dizi bilmem ne takip ediyorsanız hiç çalışmasanız bile çok rahat alırsınız o puanı.
online bulabileceğiniz 3-5 test size genel olarak fikir verir. ben writing kısmına hiç çalışmamıştım, yıllar sonra tekrar kompozisyon yazmak kasmıştı.

dişe dokunur bi miktar birikiyosa biraz daha paranı biriktir sonra da faizler düşünce krediyle bi ev al. hala ailenlemi oturuyon arkadaşların da arada gelip vay mk bi bildiğin varmış desinler

annenin babanın yanında kal. rahatın yerinde madem niye kiraya çıkıp para pul veresin? madem paran var biraz git ev mev almaya çalış kira öder gibi onu öde?

@yuyu: harika tespit, haklısın. ama illa ki bir gün evden gidilecek, hep böyle gitmeyeceğini tahmin ediyorum.

boyle bısey yapsan bile -ki geç kalmışsın-, 3 ay sonra eve dönüş kesindir. 27 yasına kadar aile desteğiyle büyümüşsün, evde tek başına yaşamını idame ettiremezsin yuksek ihtimalle. demem odur ki o evden ancak evlenince çıkabilecek durumdasın.

@dokuzeylul: 6 sene ailemden ayrı başka bir şehirde okudum, onu yazmadığım için böyle düşündüğünü varsayıyorum.

Geri dönmen 3-6 ayı bulmayacaktır. Kıpırdama bence bir yere. Bir dişi kişisi olarak söylüyorum ailemi bulunduğum şehre getirmek için uzun ve başarısızlıkla sonuçlanan uğraşlarım oldu. Sadece yemekten, içmekten, eğlenceden ve arkadaştan ibaret değil maalesef aileden ayrı yaşama durumu. Bir süre sonra faturaların maddi kısmı değil onları takip etmek bile büyük bir sıkıntı haline geliyor ki temizlik, çamaşır, ütü vs. hiç katmadım farkındaysan.. Ayrıca arkadaşlarını/sevgilini rahatça çağırabilmen güzel gibi görünse de yalnız yaşadığın için çat kapı gelmek gibi bir rahatlık olacağı için kısa süre sonra afakan basabilir. Sonrasında tıpış tıpış geri dönersen sahip olacağın psikolojiyi de hesaplarına kat derim.
Bir de tabi bonus olarak ailenin " neden bizi hiç arayıp sormuyorsun?" tripleri de eklenecektir. Bilgine..

kiz arkadasin-hareketli bir sosyal hayatin olsun veya olmasin, kendine ait bir hayatin olmasi gerekiyor artik. bunu bir dusun.

benim planım da bu aga. para biriktirmek ve ev alabilmek için aile yanında belli bir yaşa kadar kalmak şart. tabii o yaşa kadar evlenme ihtimalini aradan çıkarıyoruz.
gene de en fazla 1-2 sene daha kal, sonra eve çıkıyorsan çık. birikmişin iyiyse, şimdi de çıkabilirsin eve. yadırgamaz herhalde ailen.

benzer durumda sayılırım,
evinde kal ayrılma diyenlere pek katılmıyorum neticede yaşı 30a dayanmış adamın
kiraya verecek paran varsa çık, faturalar çok gelmez tek kişisin

fakat evlenebileceğin birini bulmadğın sürece bana yalan olur gibi gelior senin çıkışın.

Oha 21 yasindayim, artik evden ayrilmanin vakti geldi diyorum.
Garipsedim seni acikcasi

eğer 6 sene ayrı yaşayıp yalnız yaşamaya alıştıysan çok geç muhabbeti filan saçma olmuş. ondan sonrası senin tercihine kalmış bişey.

27 yaşında hala ayrı ev kız arkadaş peşindesin. git evlen çoluğa çocuğa karış.

ailenle yaşamaktan memnun değilsen çıkabilirsin. aksi halde evlenebileceğin bir kız bulana kadar da devam et evden ayrılma, para biriktir vs...

neden tek taraflı düşünülüyor anlamıyorum. ailenin sana ihtiyacı olamaz mı? belirli bir yaşa gelmişlerdir muhtemelen sağlık problemi, güven problemi bir sürü şey var. ayrı eve çıkmak özentilikten başka bir şey değil.

ben büyüdüm artık sizinle yaşamayacağım gidiyorum bu evden diyen oğluma siktiri çekmekten, hiç gocunmam.

5 sene şehir dışında kalmış 29 yaşında evden temelli ayrılmış biri olarak diyorum ki.Evet ayrıl.Böylece hayat hem senin,hem de onlar için daha rahat oluyor.Yalnız dikkat et;yalnızlık bağımlılık yapabiliyor.

ev alabilcek durumda değilsen gitme biraz daha bekle. zaten işin gücün varmıs ayrı yaşayınca farklı bi şey olmaz boşver. kiraya boşuna para verme.

evini kur yavaş yavaş. sosyalleş biraz. ayaklarının üzerinde dur. hayat hazır yemekten ibaret değil. hatta yemek yapmakta da pratikleş. kendi zevkin için biraz para harca. arada ılımlı miktarda alkol tüket. arkadaşlarınla tabu partisi yap. maç izle. yarın öbür gün evlendiğinde karın hastalanırsa bi çorba kaynatmayı bil.

bence bunu kendin test etmelisin. 2 gün yemek yeme, sonra 1 şeftali ye. tuvaletinin geldiği an işi bitmiştir.

metabolizma hizina gore degisir.

zanzeitanin dedigini yapma
Hicbizaman tekbiseftali kadar sicamazsin

o zaman bi kasa şeftali ye diyelim. bizde çareler tükenmez. :) :D

Zanzeitanin dedigini yine yapma
Tek bir seftalinin sindirilme suresini realistik hesaplayamazsin.

bundan önceki cevaplarımı hafiften dalga amaçlı yazmıştım. bu sorunun cevabını bulamazsın. metabolizmana göre, şeftaliye göre (evet şeftaliye göre. böyle bol bol sulu bişeyse azaltır süreyi. ama susuz yer elması gibiyse uzatır.) değişir. ya da başka bir öneride bulunacağım. normal bir zamanda bir şeftali ye, sonra da ultrasonun altına gir. canlı canlı izle şeftali nerde ne zaman napıyor.

Zanzeitanin dedigini yapma
Saka lan takiliyorum can sikintisindan panpa
Oyle bi sure bulamazsin ki
Yemis olduklarin, cevre, sigara, hatta ruh halin
Cok degisken var

www.lastfm.com.tr

şunu bir dene

oliver shanti parçaları olabilir

1)Vivaldi - Spring - Largo
2)Vivaldi - Winter - Allegro

Kapanış için

3)Vivaldi - Winter - Allegro Non Molto

not: Sabredip sonuna kadar dinlemelisin :)

edit: Açtım vivaldi 4 mevsim dinliyorum senin yüzünden! İşim gücüm vardı :/

lamb adli grubun veya oceanlab in albumlerine bak...ayreon'u da tavsiye ederim.

sürekli kullanıp da son zamanlarda bıraktığın bir ilaç var mı ? Anti depresan vs tarzı ilaçlar kullanılıp bırakıldığında böyle semptomlar yaşanabiliyor.

yok hocam öyle bir durum olmadı.

kulak ici kristallerinizde sorun olabilir, bu yuzden denge sorunu yasiyor olabilirsiniz. dusuk sodyumlu bir beslenme duzeni edinmeye calisin. bahsettiginiz belirtiler birazcik "menier's disease" denilen rahatsizligi andiriyor, annemde de aynen boyle basladi, durup dururken kafasina vurmuslar gibi dengesi bozuluyordu. ama tabi illa bu olmayabilir, siz yine bi doktora gorunun.

www.hostelbookers.com

hocam, şuradan ayarlayın tarihleri. tonlarca otel çıkıyor. ben de buradan bulmuştum londra'da kalacak otel falan. merkeze uzaklığı o kadar önemsemeyin, zaten metroyla her yere ulaşım var.

grange hotels zincirinden victoria'daki grange hotel rochester'i oneririm, 3 defa kalindi (cift olarak, anne-baba ziyareti olarak, ve tek basima) gayet de memnun kaldim. bi an once yer ayirtin yalniz, offer'lara da bakin...

www.grangehotels.com

did you like istanbul?
:S

what do you think about istanbul? do/did you like it?

her ne kadar garip gorunse de, "how did you find x, did you like it?" kalibi vardir, kullanilir. "how did you like it" de denebilir. birazcik da karsinizdakinin ingilizce seviyesine bakar diye dusunuyorum, ben native speakerlarla konusurken how did you find dedigimde contexte gore bekledigim cevabi aliyorum ancak ingilizce seviyesi baslangic-orta duzey olanlarla veya cok fazla sosyal sohbette bulunmamis olanlarla konustugumda how did you find x dedigimde bos bakislari ile karsilasiyorum ya da direkt nasil geldiklerini tarif ediyorlar.

ex 1'deki arkadasin anladigi gibi anlasiliyor sorudan..

how do you like istanbul?

how did you like it here?

bi norologa gorunmeli derim ben.

bazen üşüyünce bana da oluyor.

ciddi bir şey mi ki o? bende de oluyor korkutmayın lan.

usumekle ilgili degil.

bende de oluyor, boyle tuyler kalkiyor gibi oluyor, bir titriyorsun geciyor. aslinda titredikten sonra cok rahatlamis hissettiriyor. zararli oldugunu dusunmuyorum ama tabii ki bilmiyorum. cocukluktan beri oluyor bu arada.

bir norologa gorunsun gitmeden once de mumkunse kaydini alsin cep telefonuyla falan cok ise yarar. ciddi birsey oladabilir olmiyadabilir. tip diliyle istemsiz hareketler kore atetoz hemibalismus vs birini tarfiliyodur muhtemelen.

yok hacı mecbur filan değil. uyuz oluyorum basıyorum çok kötüye böyle bir şey gördüğüm zaman.

hıyarlık

"edit: imla" gördüm mü entry içeriği ne olursa olsun okumadan abanıyorum eksiye. hatta emin olmak için iki kere eksiliyorum.

entry'nin orjinal haline estetik değil de fikri müdahalede bulunuyorsan, yahu arkadaş ben böyle düşünüyordum, malmışım, aydınlandım gibi bir şeyler dene bilir.

edit: imla.

eger entrynizden sonra durum guncellemesi yapmaniz gerekiyorsa ve yine de olayla ilgili ilk durumu insanlar gorsun istiyorsaniz, veya entrynize bir baska yazardan bir ekleme geldiyse (ek bilgi, gorus) edit yazip edit notunda bunu belirtmeniz iyi olur. ancak bunun disinda herhangi bir duzeltme yaptiktan sonra belirtmek zorunda degilsiniz, orayi okuyanlar yazdiginiz seyin son haliyle ilgileniyorlar zaten, arada kac noktalama isareti cikardiginiz veya neyi yanlis yazdiginizla ilgilenen yoktur...

eğer başlık altında bir tartışma varsa orjinal entry'deki düşünceyi değiştirip ardından değiştirmeden önce söylenenleri inkar etmek tabi ki uygunsuzdur. buna benzer durumlarda edit gerekçesini yazmak gerekir. bunun tersi olduğunda, yani düşüncede bir değişiklik yapılmayıp imla ya da anlatım hatası nedeniyle bir edit yapıldığında da düşüncenin değiştirilmediğini belirtmek tercih edilebilir. en azından ben tercih edebiliyorum.

arrested development.

entourage.

hung, weeds

diplere sürmemek gerekiyor. ben hacı şakir kullanıyorum fena değil.

lush american cream

valla saç dökülmesine karşı bıttım sabunu mu ne varmış onu kullanıyordum bi ara, normalde kabaran saçlarım gayet güzel şekil almaya ve kabarmamaya başlamıştı.. deneyebilirsin aktarlarda falan oluyor hep.

arkadasimdan dolayi biliyorum-sac kremi saci seyreklestiriyor, uclarina surun sadece. ama sacim zaten kisa, ucuna sureyim derken dibine kadar ulasiyor derseniz siirt bıttım sabunu oneririm. body shop'un erkekler icin olan kisminda da sac tipine ozel sampuanlar bulunuyor, bir gorevliye derdinizi anlatip ona gore biseyler secebilirsiniz.

"awwwwwwwwwwwww" derler sirin bise gorduklerinde ingilizce konusanlar.

aww gibi geldi bana da.

www.youtube.com

arkadaşlar evet awwww efekti :) aradağım bu. bunun bir ismi yok mu?

spartacus-blood and sand,gods of the arena.. saka bi yana bu oldukça onemli bi kaynak olabilir o zaman insanlar gladyator dovuslerindeki olumlerden zevk alıyodu bu yeterli sanırım kotu olmaları için

salo o le 120 giornate di sodoma da bi kaynak olabilir bence. ama rahatsız edici sahneler var tabi işte.

"insan doğası kötüdür" realizmin temeli. bu durumda morgenthau, machiavelli, thucydides, niebuhr gibi isimlere de yönelebilirsin.
kolay gelsin (:

"Bütün bunların asıl sebebi aslında insanların doğasında bulunan güce tapınma ve bilinçaltında yatan şiddet içgüdüsüdür."

İnsanların doğasında veya bilinçaltında şiddet yoktur. Seville statement on violence deklaresini incelemeni isterim.

www.imdb.com

bertrand russel'a da bakabilirsin

incil.

ayşe arman ın bugünkü yazısını okuyarak hasdal hayvan barınağını, çalışanlarını, bu anlayışa sahip yöneticileri de gösterebilirsin pekala.

şahsi tecrübem ilk gecen biraz zor geçiyor ertesi günden itibaren geceleri sorun olmadı 1 hafta sonra dikişler alındı. ilk 2-3 gün o tarafta çiğnemeye çalışırsan acıyor biraz sonra alışıyorsun. antibiyotik verecek doktor ihmal etme, bir de en azından ilk gece kesinikle ağrı kesici al onu da zaten doktor verir.

ben de gömülü diş mağdurlarındanım.
operasyon sırasında felaket bir acı beklerken,asıl olayın daha başlamadığını düşünürken doktor "dişini aldık farkında değilsin sen" demişti.
cidden hiçbir şey farketmedim.en ufak bir ağrı-sızı olmadı.ama uyuşturucunun etkisi geçince katlanılabilir bir ağrı oluştu,o da 1 güne kalmadan geçti tamamen.
çok korkuyorsanız fazladan uyuşturucu vurdurun,işi sağlama almış olursunuz.
bu arada doktor ağrı kesici olarak apranax vermişti,çok faydasını gördüm.bir sorun isterseniz onu da...

dişinin durumuna ve operasyonun zorluğuna göre değişir normale dönüş. benim başımdan iki defa geçti. birincisinde ilk gece acıdan sızmıştım ve bir hafta ağzımı konuşmak için bile açamadım. ama ikincisinde normal bi diş çektirmişim gibi iki saat sonra hiç bir şey olmamış gibi hayatıma devam ettim.

operasyon sırasında kasma kendini.doktorun eline falan yapışmaya kalkma(var böyle manyaklar)
doktor yönlendiriyor zaten seni."birazdan baskı hissedeceksin,şuan dikiş atıyorum" gibi.
operasyon sırasında acı falan duymayacaksın,bu yüzden korkma sakın.

operasyondan sonra ağız temizliğine dikkat et.dry socket mi ne öle bir şey oluyormuş enfeksiyon kapınca ya da çekilen yerdeki pıhtı oynayınca.o felaket ağrı ve acı yapar bu yüzden türkürmeyeceksin ve sigara kullanmayacaksın.

ilk 24 saat ağzının içi sürekli kanıyor gibi olacak.korkma çünkü o çene kemiğinden gelen sızıntı.tükürüğünü boyadığı için öyle görünüyor,eski türk filmlerindeki ince hastalığa yakalanmadın sorun yok.

ilaçları ihmal etme.2 güne bişeyin kalmaz.bir eczaneden soğuk buzlu bilmem ne aleti edin.(böyle içine su koyup,buzluğa atıyorsun o donuyor içinde.sende ağrıyan yerlerine uygulayıp fevkalade rahatlıyorsun dermana gibi:).şaka bir yana şişlik için bu soğuk uygulama.

ben 2 si tam 2 si yarım olmak üzere tam 4 operasyon geçirdim.. açıkçası ilkinden sonra biraz tırstım.. alt çene ve tam gömülüydu biraz zor oldu.. tavsiyem, operasyon sırasında kulağına kulaklık tak ve sevdiğin müzikleri dinle, ben öyle yaptım bende işe yarıyordu.. yoksa cok geriliyorum. anestezi gectikten sonra haliyle bir ağrı ve şişme başlıor.. 3 e kadar da daha normale dönüyor ama tam iyileşme 3 hafta falan sürüyor zannediyorum.. bu süreçte tavuk çorbası, patates püresi falan yiyerek geçirebilirisn.. gecmis olsun..

yarı gömülü ise çok zor olmaz. dikiş gerekmeyebilir bile. belki üstündeki deriyi hafif keserler, belki normal haliyle çekerler. tamamen gömülü, kemik kaldırarak çekilmesi gereken 20 yaş dişleri bile 1 haftada iyileşir. sizinki daha kolay olur diye tahmin ediyorum. eğer tamamen gömülü, kemiğin içindeyse, ağzınızda hiç görünmüyorsa, ozaman çekimden sonra şişme, çenenin kilitlenmesi, dolayısıyla ağız açmada kısıtlılık, ve bir kaç gün sıvı diyet söz konusu oluyor. ama sizin ilk gün hafif bi ağrınız -belki- olur, sonrada bir şey kalmaz muhtemelen, başka da komplikasyan olacağını sanmıyorum. geçmiş olsun.

panpa panpa benim dişim çene kemiğimdeydi. operasyon 1 saat falan sürdü. 5 dikiş atıldı. bunları niye söylüyorum ciddi bir işti anla diye. doktorum çok iyiydi. bana verdiği tavsiyeleri sana iletiyorum aynen:

çekimden hemen sonra buz uygula altı saat kadar. ben uyguladım ne şişti ne ağırdı.

hazır çorba, puding ve yumurta stoğu yap. sıvı diyeti vermezse yemesi en kolaylar bunlar. benim çenem 1-1,5 santim falan açıldı ilk 3 gün. yumurtayı çiğnemeden yutulacak büyüklükte dilime koyup yuttum.

yemeklerden sonra ağzını suyla ve doktorun verdiği gargara ile çalkala. yaranın içinde yemek kalırsa iltihap yapar. mümkün olduğunca temiz tut.

sigara içme dedi doktor ama ben ilk akşam bile içtim bir tane. her sigaradan sonra gargara yaptım ama.

ilk akşam yemek yemiyeceksin o yüzden karnını douyurup git.

tükürüğünü tükürme yut dedi bana nedenini bilmiyorum. pipet kullanma dedi onun da nedenini bilmiyorum.

doktoruna da bakıyor şişip şişmemesi. benim dişim çene kemiğine yapışık gömülü yatay konumda bir dişti. kırarak çıkarabildiler. en büyük parça pirinç tanesi kadardı.ama yüzüm hiç şişmedi. çene kemiğine dokunmak ile alakalıymış. en ufak darbe yüzün şişmesine yol açıyormuş. annem yarı gömülü çektirdi kadının suratı iki gün şişti. operasyondan önce anlattı doktor bana bunları.

bir de operasyonda ağzını dilini uyuşturacaklar. ben dilimi yutucam diye çok korktum mesela. doktora da söyledim normal dedi. bir diline sinire iğne vuracaklar o ana hazır ol. benim yaşadığım en acayip deneyimdi. beynimde hissettim o iğneyi yani.

geçmiş olsun şimdiden. umarım hemen iyileşirsin.

ben de 20lik dislerimden birini aldirmistim, operasyon sirasinda aci duymadim lokal anesteziden dolayi (veya istersen oncesinde ufak bir hap icirebilirler sana ve sadece oraya girdigini/ciktigini hatirlarsin sonra). ama sonrasinda anestezinin etkisi gecince inanilmaz agrilar cektim, ve yara bir sure kanadi dolayisiyla gece uyurken yastigina bir havlu koymani tavsiye ederim. ayrica yuzumun sag tarafi bi hafta kadar mor dolastim, tabi 2 hafta icinde yeserdi sarardi ve tamamen gecti. insan icine cikmak biraz zaman aliyor. 1 hafta sonra acin hafifliyor sonra geciyor, kontrollerine gitmeyi ihmal etme enfeksiyon kapmasin. gecmis olsun.

1- 6 ay boyunca kalabilirsin

2- schengen vizesinin kabul edildigi ulkelere birden fazla giris-cikis yapabilirsin

vize başlangıç tarihinden, bitiş tarihine kadar istediğiniz kadar kalabilirsiniz. kalabileceğiniz gün sayısı da zaten vizenin üzerinde yer alacaktır.

multiple vize aldığınız takdirde o belirtilen süreler dahilinde istediğiniz kadar schengen ülkelerine (schengen dışı ülkelerden) giriş çıkış yapabilirsiniz.

schengen'i kolay kolay 6 ay alamazsınız diyeyim ek bilgi olarak.

cok tesekkürler. ben haklıyım demek için sabırsızlanıyorm :)

edit: @demcan schengen dısı ülkelerden girebilirsin kısmnı anlamadım yani italyadaysam ve vizem varsa fransaya giremez miyim?

şunu demek istedim.

tek giriş hakkına sahip olsanız bile schengen'e dahil ülkeler arasında rahatlıkla dolaşabilirsiniz vize süreniz dahilinde ama schengen dışı bir ülkeye çıkarsanız, bir daha giremezsiniz.

çoklu giriş hakkınız olursa bu kısıtlama ortadan kalkar.

1- vizenin gecerlilik tarihi ile kalinabilecek gun sayisi farkli seyler.

6 ay icerisinde 90 gunden fazla schengen ulkelerinde kalamazsiniz bu ust siniridr bunun ustu icin oturma izni almaniz lazim. www.mzv.cz

ayrica vize suresince ne kadar kalabileceginiz gun olarak vize uzerinde yazar.30 gun 60 gun vs.

2- multiple vize ile schengen ulkerine, belirtilen gecerlilik tarihleri arasinda, belirtilen gun sayisi kadar kalacak sekilde giris cikis yapabilirsiniz.

soyle bir ek yapmak lazim sana 6 ay vize verilirse o vizenin birde kalma suresi vardir vize 180 gunluktur ama 30 gun kalabilir ibaresi vardir.yani girdigin zaman 6 ayi kalamazsin.kac gun verilmisse 6 ay icinde o kadar gun kalabilirsin,

multiple verildiginde birden fazla girip cikabilirsin ancak gene verilen gun sayisina uymak zorundasin direk 6 ayi geciremezsin.180 gunde 180 gun verilmesi lazim.son 1 yildir schengen almadim ama en son durum buydu.

o zaman gene ben haklı değilmişim :)

çalıkuşu
anna karenina

aşk romanları, aşk filmleri hiç ilgimi çekmez ama bir ders için Kamelyalı Kadın'ı okudum 2-3 ay önce ve çok beğendim. onu oku, bir de üstüne La Traviata izle bari.

kürk mantolu madonna diyen olacaktır illa ki, güzeldir hoştur falan ama sürükleyici değil hiçbir şekilde. çok fazla öneri gelicektir bu kitap için baştan söyleyeyim dedim..

jane austen ın tüm klasikleri ;
gurur ve önyargı
ikna
northanger manastırı
kül ve ateş
emma

kürk mantolu madonna

Seni Beklerken-Judith McNaught

Kurt Seyt&Shura
Kurt Seyt&Murka

yuzbasi corelli'nin mandolini.

oxford street'te ve onu kesen bir kac caddede uzunca bir zaman gecirebilirsiniz. hem ucuz, hem pahali, hersey var.

Oxford Street +1
Bond Street
Piccadilly Circus taraflarinda da turistlik esyacilar zibil... :P

markalar icin new bond street'e gidebilirsin (gucci, dkny, chanel, vb.)

high street brands denilen dukkanlar icin oxford street, covent garden, bond street civarinda gezebilirsin.

vintage icin covent garden ve neal's yard civarini tavsiye ederim. portobello street market, ve tabii camden lock market'i es gecmek olmaz.

ote yandan westfield alisveris merkezi sana bircok seyi ayni yerde sunabilir. harvey nichols, thistle, selfridges, house of fraser ve harrods da yine yuksek(!) zevk ve pahada urunler sunuyor.

tskler bilgileriniz için.... ;-)

uykun geldiğinde "bir sigara içeyim yatarım" fikrinden uzaklaş.

depresyon falan değilse pharmaton al hocam. ben de bir ara o durumdaydım. işe yaramıştı

gün içinde kısa meditasyonlar yapmayı dene. eğer kafanın içine bu tarz vakit, dikkat ayırmıyorsan akşamları filan biraz buna yoğunlaş, nefesine hayatına vs. eğer kendinden kopuk yaşıyosan, sürekli kafanı bişilerle oyalıyosan filan biraz dur arada. spor da aynı işe çok yarıyor. illa giyinip, hazırlanıp sokaklarda koşturman, spor salonlarında ter soluman gerekmiyo, evinde yap bi kaç hareket, yavaş veya basit hareketler bile olabilir. tek amaç kafayı bedene geri döndürmek. yogatic.com var takıl.

welcome to the jungle başlayana dek zaten 30 saniy geçiyor. ilk slash abimiz gitarı tatlı tatlı öttürüyor falan. yani o arada sen zaten tekrar uykuya dalarsın. sana en sağlam şekilde başlayıp devam eden şarkılar lazım. hatta sana direkt eski türk filmlerinde çalan telefon melodileri lazım. zırrrrrrn zırrrrrn diye. o zaman uyanırsın.

tabii pharmaton da iyi fikir ;)

gun isigiyla uyanmaya calis (gun isigini taklit eden dogal isik ampulu olan alarmlar var, philips'in filan var sanirim). bir de kendini elektronik esyalardan uzaklastir, bilgisayar basinda 3+ saat gecirip ordan yataga yatma yani. yemek ye, tv izle, kitap oku, yat.

Gün ışığı bizim oraya varmamış oluyor benim uyandığım saatlerde. Karga bokunu yemeden diye tabir edilen saatlerde uyanıyorum maalesef:(
Akşam da internete takılacak halim kalmıyor zaten tüm gün masa başı çalıştığımdan.
Ne halt etsem bilemedim ki.

Çok sağolun varolun. Pharmaton deneyeceğim.