arkadaşlar, email geçebilirseniz çok sevinirim, ofiste duyuruyu açamayabiliyorum. iki arkadaş seslenmiş, onlar dönüş yaptım.

editöre not: bir defa daha yukarı alabilir miyiz? teşekkürler.

öncelikle caps lock'u kapatmanızı öneririm. windows 7 dvd niz var ise biostan boot priority seçeneğinde 1. sıraya dvd sürücünüzü kaydedin. bios boot seçeneğini de legacy olarak ayarlarsanız başka bir sıkıntı yaşamadan windows 7 kurabilirsiniz. ancak windows 8.1 den windows 7 ye geçmenizi gerektirecek bir durum pek olmaması lazım normal şartlarda.

bana gel abi. yarın akşam halledelim. sadece sistem kurulacaksa 50 gaymeni alırım. :)

aynı bilgisayarı kullanıyoruz bu arada. :)

Ses tv'ye gidince yine max tv aporlosu kalitesinde alacaksiniz. Neden ozellikle ses kartindan almaya calisiyorsunuz ki? Hdmi sadece on board ses kartinin sesini mi alıyor, bu teyitli bilgi mi?

@nereye bu gidis, TV'ye ses sistemi bağlı o yüzden TV'nin hoparlörüyle çok işim olmayacak. ses sisteminde optik giriş var, ama PC'de yok :(

HDMI sadece onboard kartın sesini mi alıyor açıkçası onu bilmiyorum ama yüklenen driverlarda ve ekran kartının ara programında öyle bir seçenek gördüğümü hatırlamıyorum (sesi başka kaynaktan alma gibi)

özellikle ses kartından almaya çalışıyrum çünkü ses kayıt için kullanacağım esas olarak PC'yi ve ses kartının ses işleme kabiliyeti onboard olandan çok daha yüksek.

Anladim.

Ses kartindan 3,5 mm jack ile tv'ye ya da doğrudan ses sistemine girseniz? Siz iki kaplo olayina mi karşisiniz?

hem kolaylık olsun istiyorum (TV hdmi üzerinden bağlantı aldığında otomatik olarak ses sistemi devreye giriyor, ses sistemini ayrı kanala çekmek falan zorunda kalmamış olurum böylece)

hem de kablolar çok karıştı TV ünitesi etrafında, artık saklayamıyorum, bir tane bile eksik olsa kar diyeceğim.

bir de; ses sisteminde tek 3,5mm giriş var, ona da başka bir şey bağlı şu anda, her seferinde çıkar tak yapmak da istemiyorum :(

çok zor adamım, biliyorum...

Yok, hakkinizdir, kimse istemez çok kablo. Belki icerden ses kartindan on board ses kartina hardware bi aktarım yapabilabilir. Donanimcilara sormak lazim.

ses kartı üzerinden spdif gibi iki delikli minik bir slot var ise ve aynısı ekran kartında da mevcut ise bu kabloyu temin edip ikisini kasa içerisinde birbirine entegre edersin.

bu da hdmi üzerinden görüntü ile birlikte sesi de iletebilmeni sağlayacaktır.

laptop gözleri olan nike çantalar oluyor.bitane çok güzel çantam vardı öğrencilerim arakladı.yine arıyorum aynısından bulamıyorum.

(bkz: belkin) taş gibi valla.

belkin'in macbook'lar dışında bir ürün için sırt çantasına rastlayamadım. o da tek model. :)

kıvır zıvır dışında bir de grafik tablet taşıyacak. Yani gözleri ve güvenliği önemli.

targus tarteb01 kullaniyorum. tavsiye ederim.

www.vatanbilgisayar.com

decathlon'dan newfeel marka bir çanta aldım geçen yaz, hem seyahatte hem de işe gider gelirken kullandım, makineye de attım, hala taş gibi. içinden bir de laptop kılıfı çıkıyor ki darbe emici özellikli, ayrı da kullanılabiliyor.
www.decathlon.com.tr

televizyonlardaki tarayıcılar dandik maaalesef. dedikleri gibi flash tarafında sıkıntı oluyor. ya indrip dlna üzerinden izleyeceksin ya da hdmi çıkışlı mini android cihazlar var onlardan alacaksın.

bilgisayardan açıp hdmi kablo ile tvye verebilirsiniz görüntüyü. veya filmi indirip harici diske atıp tvye takarak da izleyebilirsiniz. ben ikincisini yapıyorum.

Bende LA620S var. Bu tvde yapabileceğin en verimli film izleme yöntemi, filmi netten bilgisayara indirip usb üzerinden okutmak.

bilgisayarım çok eski, eskiden ben de öyle yapıyodum ama artık hep videolar 720p falan olduğu için ekran kartı açamıyo çizgi roman gibi kare kare gösteriyo videoları. pc+hdmi ihtimalini mecburen eliyorum o yüzden. ben de indirip usb'ye atıp öyle izliyorum şimdilik

@sutlu nescafe hdmi çıkışlı mini cihazlar derken tabletleri mi kastediyosun yoksa film izlemeye yarayan ayrı bi cihaz mı var?

bendeki samsung smart tv de öyle. film açılıyor fakat sürekli donuyor.

seçenekler:
- bilgisayardan indirip flash belleğe ya da taşınabilir disk'lere yükleyip bu cihazlar usb girişinden tv'ye bağlayarak izlemek.

-laptop'a indirdiğin filmleri laptop'u hdmi ile tv'ye bağlayarak izlemek.

-laptop'u hdmi ile tv'ye bağlayıp laptop tarayıcısından online film izlemek.

-android stick alıp hdmi ile tv'ye bağlayıp ordan izlemek.

edit: hem benim hem de sutlu nescafe'nin söylediği cihaz şöyle bir şey: www.hepsiburada.com

diğerlerini bilmiyorum ama lg'de var aga. iyi modellerinde de var.

youtube bile bela, öyle diyeyim.

önerebileceğim güzellikler şunlar:
1. wi-di (donanım desteği ister, destekleyen bir laptop ile ekranı direkt tv'ye aktarırsın. dd 5.1 ses ile birlikte havadan görüntüyü gönderir, direkt vlc ile izlersin istediğin filmi. ama oyun vs oynayamazsın imleci yönetmeyi bile güçleştirecek lag mevcut)

2. hdmi ile laptop'u bağlamak: kesin çözüm, ama bilgisayarı her seferinde bağlamaya falan üşenmezsen. bu şekilde kullanırsan sesi hdmi üzerinden tv'ye gönderirsen alıp alacağın dd 2.0 oluyor (bilgisayar/tv modeline göre değişebilir.)

3. hdmi ile laptop'u home theater'a bağlamak: en temiz çözüm. cihaz destekliyorsa dts-hd'ye kadar yolun var (ses için). görüntü için de başka hdmi kablo ile ses sisteminden tv'ye çıkış yapman gerekir. bunun için cihazların (tv'de muhtemelen vardır) arc desteklemesi gerekir. arc, hdmi üzerinden çift yönlü veri alış verişi sağlar (yamuluyorsam düzeltin)

4. bir adet external hdd: 150tl verip bir tane harici disk alıyorsun. tüm filmleri bilgisayardan buraya çakıyorsun. sonra hdd'yi tv'ye bağlıyorsun. bunun için de en rahat çözüm diyebiliriz. üstelik müziklerini vs'ni de buna aktarabilirsin. uğraşmadan izlersin. bütün ayarları tv üzerinden yaparsın. her formatı oynatmaz (amk lg'si smartphone'da flac oynatır, tv'sinde oynatmaz mesela). altyazılar bazen problem yaratabilir. sinema filmlerinde alttan üstten kırpacak zoom'u yaptırmaz (dalyarak lg. uyuzum lg'ye)

5. ps3 medya server: bu bir DLNA uygulaması. bu çözüm için de tembel çözümü diyebiliriz. işlevseldir. dts 5.1'i kablosuz üzerinden yayınlatıp izlemişliğim var. programın linki: www.ps3mediaserver.org - bakma tırşkadan durduğuna şahane programdır, ücretsizdir. en iyi dlna uygulaması denebilir. ayarların çok bızıklama. bu programı pc'ne kuruyorsun ve film, müzik gibi arşivlerinin bulunduğu klasörleri gösteriyorsun. o da bunları wireless olarak ev içi ağda yayınlıyor. tv'nin input list'ine girdiğinde ps3 medya server simgesi görünüyor. buradan bütün film arşivini bilgisayarından kablosuz olarak izleyebiliyorsun. wi-di'den farkı şu: wi-di ile bilgisaya ekranını olduğu gibi görürsün (lag'i unutmuyoruz), bununla ise sadece dosyalar servis ediliyor. dezavantajı: iyi bir kablosuz ağ gerekir (802.11n - 300mb'lik bir ev içi ağ / internet değil, ev içi). bilgisayarın ısınır. çünkü bu veriyi tv'ye uygun hale getirmek için encode edip durur. bir yandan iş de yaparsan kasabilir (donanım konfigürasyonuna göre değişir).

@kakamelsokoban bahsettiğiniz şekilde film izlemek için iyimser bir tahminle 3-4 sene sonrasının smart tv lerini almanız gerekecek. Şu anki donanımları bu iş için uygun değil. Laptop'u hdmi ile bağlayıp laptop üzerinden filmi açıp görüntüyü tv de izleyebilirsiniz. Eğer laptop'unuz varsa sadece bir hdmi kablo almanız gerekecek.

Diğer taraftan tv için yazılmış yazılımlar var o yazılımlardan film izlemekte sıkıntı çekmezsiniz. Elbette ki büyük bir kısmı paralıdır. Kar amaçlı yazılımlar sonuçta.

benim dediğim usb bellek kadar.
www.enybox.com şunun gibi.

4 saat uyku yeter, kolanın içine nescafe atın (yavaş atın köpürecek) ve yanında sigara tabii ki. Saatte bir balkona çıkıp sigara içmek baya uyku açıyor. Ayrıca konsantrasyonu da baya arttırıyor.

sinir yap.

eski sevgilinin ya da babanın-ananın şunu dediğini düşün:
"senden bi bok olmaz, hayatta da beceremen bu işi. haybeye çalışıyon zaten, ortalık mimar dolu. eyfel mi dikicen tepemize."

bazısında işe yarıyor. bazı insanda ise tam tersi. tam tersi olduğunu düşünüyorsan "pohpohçu" bul. pozitif şirinlikler falan yapsın etrafında. ayak işlerini ona kitle bir yandan.

canısı belirli bir döngün varsa onu çok bozmamaya çalış. telef olursun üretkenliğin düşür. 6 saat uyuyorsan 5'e düşür mesela. Onun dışında ders çalışırken yıprandığın yorulduğun zamanlar olacak 3, 5 saatlik uykuyla geçiştirme bunları. Alarm kur 20 dakikaya, yatarken kahve iç uzan cin gibi olacaksın uyandığın. Aradaki uykuları küçümseme. Bunun dışında kafein alabilrsin kahve ya da çay ile. Kahve alacaksan bir kerede yüksek miktarda almanın pek bir anlamı yok. Orta düzeylerde sürekli olarak tüketmen yeterli olacak. Her gece uykunu biraz azaltıp, aradaki 20 dakikalık uykuları arttırmanın yardımı çok olur emin ol. Geceleri parlak ışık kullanmanın da yardımı olur büyük ihtimalle.

sigara yok, olumsuz düşünceleri benden uzak tutun! ayak işlerine koşan maket yapan sevgili var <3 anne-baba-kardeşe beni sürekli arayın güzel şeyler söyleyin dedim.
çok uyuyorum yaa 10 saat falan bu aralar eskiden 7-8 iken stresli olunca daha çok uyuyorum 5-6 saat uyumayı planlıyorum ama nasıl olcak bilemedim... kahve-kola-çay abanabilirim evet.

ara uyku fikri iyi. karanlıkta 4 saat uyku gün içinde 3-4 defa yarım saatlik kestirme şeklinde. yaparsın, kaplansın.

motivasyon değil de enerji eksikliği hissedersen red bull iç.ben pek bir olayını göremedim ama doktorlar falan çok içiyor.
bir de tv ve internet seni işinden alıkoyar.

öptüm kib bb.

biraz da placebolardan bahsedelim:
(bkz: serum fizyolojiğin mucizevi iyileştirme etkisi)

bence 1.

freedos olarak 2. daha uygun fiyat. windowsu ben kuracam diyorsan

ama bu vereceğim vatandakinden daha iyi.
bluray var
16 gb ram var
4 gb ekran kartı var
windows 8 var
www.sadecenotebook.com

ikincisi, ama geleceğinden emin ol. araştır biraz.

hala vga portu koyuyolla bunlara ya, ben ona yanıyorum.

ikincinin 4gb ekran kartı var ama 128 bit olduktan sonra bir şey değişir mi bilemedim. 7200rpm'i bence sktir et. ssd için kastır onun yerine (daha sonra, ya da ek olarak)

bence bunları samsung'un sitesinde karşılaştır. satıcı kısmısı yanıltıcı olabiliyor bir takım nüanslarla hocu...

@vodka ona baktım ama fiyatı çok geldi 12 taksit 2700 lira :/ birde bluray haricinde diğerlerinin bir önemi yok ondan onu eledim direk.

@godless frog ekşide iyi yorumlar yapılmış donanım haberde de alış veriş yapanlar öneriyor ama yine de bir korku olmuyor değil.

@the stallion asusun kendi sitesinde ayrım yapmamış direk n56vz serisi olarak özet geçmiş. 4 gb olmasının bir avantajı yok 128 bit önemli diyorlar. zaten çok işime yarayacak bir şey değil

evet haklısın fiyatı biraz pahalı.
alternatif olarak sunmuştum.
eğer windows 8 lisansı senin için önemli değilse 4400d'de daha ucuza geliyor.

site de güvenilirdir.

@vodka korgo parasını da ekleyince 50 60 lira fark kalır diye düşünüyorum windows 8 lisansı için değer mi onu düşüneyim bir. teşekkür ederim cevaplar için.

www.sadecenotebook.com

bunu gördün mü
oyun için ekran kartı harika
i5 ama ssd var felaket bir cihaz
param olsa bunu alırdım :)

@vodka onlara da baktım kasa kalitesi iyi değil diyorlar bir de asıl amaç oyun oynamak olmadığı için oyun serilerini direk geçtim. sony nin klavyesi hoşuma gidiyor sv serisinin ama onunda işlemcileri düşük kafam karıştı günlerdir.

gece hayvanları çıkar. ormanına göre değişir. gelincik bile epey saldırgan bi hayvan olabilir, hele porsuk.
akrepler de çıkar kimi gecede. yani evet gündüz gezdiğinden farklı olacaktır ortam.

hayvanlarin avlanma zamanlari farkli olabilir, gece avlananlar, dolunayda avlananlar vs.

gelincik, porsuk, akrep türkiye için de mi geçerli? :) yer: mersin

aslında korkunun en önemli nedeni bilememektir. işte bu yüzden evde otururken elektrikler kesilince bir çok insan korkar. karanlıkta hiç birşey göremezsin, bu bilinmezlik de insanı korkutur. ha gerçi çoğu hayvan gece gece avlanır ama türkiye de hele mersinde herhangi yırtıcı bir hayvan(ayı vb.) var mıdır bilmiyorum. bu yüzden yeterli bir ışıklandırmayla korku azaltılabilir.

gece ile gündüz arasındaki en büyük sorun seninle ilgili olanıdır. çünkü gündüz her şeyi görebiliyorken, gece göremezsin ve tehlikeden kaçamazsın. ayrıca bakma belgesellere hayvanların çoğu gece avlanır. bizim gördüklerimiz çekim yapmann daha rahat olduğu gündüz sahneleridir.

buraya yazmadan önce beklediğim sadece görüş sıkıntısıydı. porsuk morsuk tırstırdı azcık. domuz da var bu taraflarda o da aklıma geldi şimdi. gündüz bulaşmayan hayvanlar gece coşabiliyor yani..

sorunuzun cevabı;hayır. psikopata filan bağlamıyorlar.

Bir de bilmeniz gereken içinizi rahatlatacak bir şey söyleyim eğer özellikle alerjiniz yoksa Türkiye'de öyle sokunca zehirleyip öldürcek, sakat bırakacak bir hayvan türü bulunmuyor. Ne yılanlar, ne akrepler ölümcül değiller yurdumuzda. Porsukgiller filan da öyle aman aman bir zarar veremezler size kuduz köpek daha tehlikelidir saldırganlık konusunda ama hiçbirisi de aletsiz alt edilemeyecek hayvanlar değiller. İnsan hepsinden daha zeki ve güçlü ve tehlikelidir. Ayıyı tenzih etmek isterim ama o da kolay kolay yanaş(a)maz size. Vesselam içiniz rahat olsun hiçbir şey olmaz.

Edit: yaban domuzu da NŞA'da size saldırmaz kaldı ki saldırsa da yiyip bitirmez sizi otobur hayvan ;) sadece boynuzlar biraz hırpalar ve bırakır, en kötü olasılık tabi bu. korkacak bişi yok. illa önlem istiyorsanız biber gazı alın.

evet geçerli izmirde var yani
mersinde de kesin vardır yerleşimden uzak yerlerde. domuzlar da çok tehlikeli ayrıca.

gece hem hayvanın seni hem de senin hayvanı görmen zor olduğu için birbirinden kaçma ya da sakınma daha zor. tesadüfen yırtıcı bir hayvanla karşılaştığında yakınında olduğun için ürküp saldırabilir.

bunun dışında gece senin göremediğin gibi sen de görünmezsin (fener yakıp ben buradayım diye bağırmazsan). o yüzden bir anlamda daha güvenlidir (aslında bu insanlar için geçerli, sapığın ayyaşın takıldığı bir ormansa).

bir de ben varım ormanda ve aniden karşına atlayıp "bok işin mi var lan burada bu saatte" diye anırabilirim; donlarına sıçabilirsin.

sıçarım evet :)

valla dalyanda akrepler insanın üstüne üstüne yürüyodu ve öyle bir yerde beni soksa belki öldürmez evet ama antihistaminiğe erişene kadar herhalde epey osurtur en amiyane tabirle. evet yok hiç buralarda avusturalya akrebi, ama buralardakileri de görmeyin dilerim ömrünüzce. oba yağ tenekesini delen o 20 cm akrebi filan, görmeyin evet. :D

@kediebesi bence yağ tenekesini o delmemiştir. Bir de ne kadar büyükse o kadar kolay gözükür ve hantal olur aslında :P bu arada her akrebin zehiri allerjen bile değil bu bağlamda en tehlikelileri hatay civarında bulunur ki zaten bölgenizde böyle bir sorun varsa elinizin altında serumu da vardır.

hangi elinin altında? öyle bi yerden serumlu bi mekana ulaşmak zaman alan bişey.
o deliyodu tenekeyi ayrıca.
akreplerle çok yakinen ilişkilerim oldu. :D

susam sokagindaki elmo karakteri mi?

agackakan woody?

Vudidir evet :)

Hıhıhıhıı hıhıhıhıı modunda ağaçkakan sesiyle :D (artık neyse o)

soundfxcenter.com

woody woodpecker

yok abi değil. şunu bir yere çızıktırıp göndereyim, belki hatırlayan çıkar. :/

ipuçları beni la linea'ya (bay meraklı) yönlendiriyor. iki boyutlu (kastınızın sadece çizgiden ibaret olduğunu varsayıyorum), ne olduğu belli olmayan bir yaratık, konusu yok, her boka pürrrppp hahahaha diye güler. lakin renkli değildi. kendisi beyaz çizgiden ibaretti ama arka fonun rengi hep değişirdi. bir de çizeyim de göndereyim demişsiniz. öyle kolay çizilebilir olması da la linea'yı güçlendiriyor ama bi bakın yine de bu mu acaba?

www.youtube.com

bay meraklı gibi ama tek renk değil, zemin beyaz ve onun gibi değil kahkahası. yavaş yavaş gaza geliyor ve yerlere yatıyor. her bölüm farklı bir şekle giriyor kahkaha atarken..

lan ben sanrı falan mı görüyordum küçükken yoksa ya... :(

E o renkler deyince (sarı turuncu kırmızı) akla direkt o geliyor

www.dragoart.com

Bence senin hatıralarda bir sorun var :D

yok yau, onu biliyorum.

bu baya, nasıl diyeyim, ciddi ve derin bir parçaydı. lykie lee parçaları gibi ama tam hatırlayamıyorum.

lan sadece beğendiğimi hatırlıyorum aslında... :/

www.youtube.com ??

vay dellydenis, süpersin. :)

switch.
basit, ve ucuz bir switch işini görür.

switche sana gelen ether kablosunu takıcaksın, sonra bir ethernet kablosunu ilk bilgisayara diğerini de dğerine switchten göndereceksin.

yakıt istasyonlarında motor içerisinde onarım yapmak için yağ katkısı oluyor, 10 lira falan. ben denemiştim, bir nebze işe yaramıştı (hatta performansı da arttırmıştı sanırım biraz). denersen bir şey kaybetmezsin.

ve lakin motor yağ yakıyorsa sübaplar, segmanlar falan artık ömrünü doldurmaya başlamış olabilir. gerçi lpg'li araçların hepsi yağ yakar.

bu arada, bir öneri istersen: aracını en azından ayda bir defa sadece benzinle çalıştır; lpg, içeriğinde yağ bulunmayan bir yakıt olduğu için (evet, benzin'de az da olsa yağlı bir yakıttır) motorun zamanla zarar görmesine neden olur (normal yağlamaya rağmen). bu yüzden belli aralıklarla aracı benzin ile çalıştırmak motorun sağlığı için iyidir. pistonların içerisinde biriken oksitlenmeyi de temizlediği söylenir ayrıca.

aracın büyük ihtimal conta yakmış yani yağ ile su birbirine karışıyor.

çözüm ustaya gitmekte. ortalama 300 lira masraf çıkar en aZ

araç sıralı sistem olduğu için otomatikman benzinle çalışıyor zaten. katkının adını hatırlıyor musunuz?

98 model bir corsadan beklenmeyecek bir durum. maalesef arabanızı kötü kullanmışsınız. sanayide bir ustaya gidip üst kapak contasına bir baktırın. bunun size maaliyeti 600 liradan fazlaya mal olabilir.

kışın bir lpg enjektör problemi yaşadım, pistonların ikisine resmen gaz gitmiyormuş. çok zorlandı o açıdan araba ama yaptırdım.. birde konuyla alakası var mı bilmem ama aracın antifirizini koyan şerefsiz nasıl koyduysa, bir gün buz gibi bir havada sabah çalıştırdım, 4-5 km sonra aracın hararet göstergesi dipte. aracı olduğu gibi bırakım çekiciyle sanayiye götürdüm, usta bi sıkıntı olmadığını söyledi. ben ordan da kıllanıyorum

gerekmez.

bu bir sorun değil özellik. dolduğu kadar :)

"preview" (önizleme) yapmanı sağlıyor o. mesela (bilgisayarın kasmazsa) vlc ile yarım videoları izleyip kalitesi ya da "fake" olup olmadığına dair fikir sahibi olabilirsin bu sayede.

en yakın aileye başvurmalısın. market turşusu güzel olmaz.

turşucuya git mesela
google a yazdım bunu gösterdi
foursquare.com

istanbul'daysan balat'ın turşucuları ünlü diye biliyorum ben.

İstanbul'daysan Beşiktaş'ta Soydan Turşucusu (turşucus mu acaba, nasıl yazılıyor bu bilemdim şimdi) var, Ortaköy'de de balık pazarının dibindeki sokakta bir turşucu var, orası da nefistir.

Beşiktaş Soydan +1 diyorum daha da bi' şey demiyorum.

kurtuluş feriköy'de pelit turşucusu vardır. o da meşhurdur. iyidir.

(bkz: Soydan Turşucusu)

şişli soydan

arama.hurriyet.com.tr

Şişli Soydan kapandı.

restart at : )
düzelmiyorsa da, ekran kartının ayarlarına girip ordan doğrult 90 derece sola.

ctrl+alt+yön tuşları'nı dene olmazsa ekran kartı'nın ayarlarından ekranı çevirme seçeneğini bulman lazım..

windows 7 olduğunu varsayıyorum.

masaüstünde boş bir yere sağ tıkla ordan ekran çözünürlüğü'ne tıkla. o sayfada görürsün ayarı zaten

aynı tuşu bulabiliyorsan 3 defa daha bas.

:D

ya da ekran kartın nvidia ise masaüstünde sağ klik yap ve nvidia control panel'i aç. açılan pencerede soldaki (yani sana göre yukarıdaki oluyür) sekmelere göz at, konuyla ilgili yeri muhtemelen bulacaksın boynuna kramp girmeden.

varsa fn (function) ve/veya windows tuşlarıyla birlikte basılan tuşlar olabilir. bunlarla deneyerek de bulabilirsin.

yine ayrıca nvidia ekran kartlarından ekran döndürme kısayolu "ctrl + alt + yön tuşları (oklar) imiş. kardeşin bayağı bir kombinasyon kasmış belli ki. :)

piyasada sahtesi olmasa da nescafe içmek hiç sağlıklı değil. suda çözünür hale gelmesi için bir sürü işlemden geçiyor. onun yerine bi french press ya da moka cezvesi edinip nescafeden tamamen kurtulun derim.

@minguinho; iyi de işyerinde dandik bir su ısıtıcı ve kagıt bardaktan fazla bi imkanım yok maalesef.

french press le başka bi şeye ihtiyaç yok ki dandik ısıtıcıdaki suyu döküp biraz bekleyip bardağa dökülecek. o kadar. french press de masanızda durur. öneri tabi sadece..

antep pasajlarında oluyordu eskiden öyle şeyler. sağında solunda dikkat çekici arapça yazılar var mı?:S

çoklu paketleri açıp satıyorlardır o yüzden olmayabliri. sahte olduğu sanmam

minguinho bu işlemlerden hangisinin sağlığa zararlı olduğunu düşünüyor insanlar merak ediyorum, acaba yazabilir misin? çünkü pişirilmiş kahvenin püskürtülmesiyle yapılıyor yani. hani kahve plantasyonlarının doğaya etkisi dense anlıycam ama sağlığa zararlı kısmını çözemedim.

duyuruya cevap. evet sahte olabilir.

sahtesi var ve oldukça karlı bir iş.

orjinali yaklaşık 25 kuruş, sahtesini üretmek 5-6 kuruştan fazla değildir. bu 3'ü bir arada denilen meretin çok yüksek satış adetleri var sakız gibi aklına gelen 3-5 paket alıyor. kar olan her yerde sahte ürün de vardır.

geçenlerde bir matbaacıda iş konuşurken 2 tane adam geldi ellerinde numune ürünler var bunlardan biri OCB sigara kağıdı bundan yapmak istiyoruz, ayda 100 bin adet civarı iç kağıt elimizde var sen bize kartonu yap yeter dediler.

paketin üzerindeki baskı kalitesi ve detaylar genelde kendini ele veriyor.

sahtesi bolca var ve marketler (ufak çaplı olanlar) jelatin üzerinden orjinal olup/olmadığına bakıyorlar.

eminönü'nde bildiğin yan sanayi mantığıyla üretilmişi neskafe'den daha ucuza yıllardır satılmakta. kalitesiz mekanlar genelde bunları kullanırlar kahve dayarken müşteriye. kokusu bir değişiktir.

yalnız, arkadaşlara katılıyorum; bi frenç pires ya da moka şeysi al (ben öyle yaptım) ve temiz temiz kahve iç. hatta biraz abart, konuyu en çok abartan ama çok faydalı bilgiler veren kahvedelisi nickli arkadaşın entry'lerini oku; bilgi sahibi ol (ben epey oldum.). daha da iyisi; kafeini iyice araştır. patronların ne kadar çok işine yaradığını, insanı southpark'taki butter gibi manyakçasına korkaklaştırdığını fark et ve kahveden tamamen kurtulmaya bak (ben... err. henüz deniyorum.).

türk kahvesi de içme. o da boktan (karamsarlaştırıyor adamı). ilie ya da lavazza'nın filtre kahve için paketleri var; filtre makinesi ile olan kadar şaane olamasa da firenç pirensle pekala kıyak ve temiz kahve içmiş oluyorsun. :)

neden cezalandirmak istiyo seni?

Fikir ve sanat eserleri kanununda “bir eserin sahibi onu meydana getirendir” diye bir madde var ama bunu kanıtlamanız gerek. bu kanunda grafik kısmı da işleniyor. şikayet edip hak talep etmen gerekli sanırım. onlar bir şekilde çözüyorlar olayı (dosyanın işlenme saati vs gibi bilgilerle). ancak patronunla arandaki ilişkinin daha da bombok olacağı durumu da su götürmez bir gerçek. muhtemelen patronun olmayacaktır o saatten sonra.

kanuna burdan bakabilirsin : www.mevzuat.adalet.gov.tr

@cnonefb - dün gelemediğim için. ve benzeri nedenler (uzun hikaye ama kısası şu: maaşlar en az bir ay geriden geliyor ve buna rağmen it gibi sömürmeye devam ediyorlar. bir tane ispiyoncuları var ve o da yalakalık için yalan konuşuyor (sanıyorum) ki 2 yıldır çalışan bir arkadaşım dahi istifa etti geçen hafta (son derece de düzgün bir insandı)

@inannas jofnf: teşekkür ederim. patronum olup olmamasının zaten yakında önemi kalmayacak gibi; hele ki şu tavırlardan sonra (fotoğraf asistanını bile adı var amk...!) ve lakin ben alacağım olan maaşla birlikte hakkımı almak istiyorum sadece...

pof ulan!

daha türk usulü, böyle, fakiri davalarla vs. ile uğraştırmadan işin içinden sıyıracak bir model yok mu kimsenin aklında?

mağdurum lan... :/

madem yakında patronun olup olmamasının bi önemi kalmayacak kendisiyle -oldukça medeni bir şekilde- konuşup önce adınızı koymasını talep edin sonuç yine olumsuzsa da uygun bi dille fikir ve sanat eserleri kanunundan bahsedin. bunu her şekilde ispat edebileceğinizi ama araya yasaları koymadan halletmenin onun adına daha faydalı olacağını söyleyin. tabi bu kadar efendi de söylemeyin dediğinizi yapmazsa kanun yoluyla halledeceğine kesin inanması lazım. sonrasında pek başına iş alacağını sanmıyorum yola gelir muhtemelen.

zxcv + 1 ama bundan önce bilgisayarınızdan verileri sizin gönderdiğinizi kanıtlayabilecek bütün verileri yedekleyin, yanınızda bulunsun. Bu konuşmanın akabinde sizi işten çıkartacak. Hiçbir şey imzalamayın. Direkt dava açın.

öncelikle sözlükten "deli" sözcüğünün anlamına bakın. sonra bunları araştırın.

"deli" diye aratırsanız mizah dergisi tipleri ve karikatürlerle karşılaşırsınız. yoksa sizin aradığınız bunlar mı zaten? anlatımınız yakın aslında.

yok delirdiğini fark edemiyosun. çünkü gerçeklik sen nasıl algılıyosan öyledir. deli olarak algılıyosan gerçekliğin de bu şekilde oluyor, gerçek sandığın için de deli olduğuna imkan vermiyosun. öyle olsa herkesin kendini biraz yargılaması lazım ve boğulduğu şizofrenik fikirleri fark etmesi lazım ama olmuyor, çoğu insan sağlıklı bir iç duruma sahip olmasa bile, normal davrandıkları için veya herkes tarafından kabul görmüş durumlar olduğu için normal olduklarını sanıyorlar.

erasmusun deliliğe övgüsünü okuyabilirsin.

nasıl desem..halk tipi deliler işte..yani bu mahalledeki kendi kendine ya da herkesle konuşan laf atan tipler, köyde evin önünde duvarın dibinde oturup önünden geçen çocukları kovalayanlar, ..aklını kontrol edemeyenler..bilimsel karşılığını bilmiyorum..

halk delisi dediğiniz kişiler genelde ya mental retardedir ya da kimi bozukluklara sahip bireylerdir, örneğin tikler. sizin delilik dediğiniz kimi durumlar genlerle aktarıldılabildiği gibi -bunların başında şizofreni gelir- bir hastalık sonucu ya da vücuttaki kimi işlevlerin yetersiz ya da bozuk olması sonucu oluşabilir. kendi içinde yüzlerce türe ayrılan psikiyatrik teşhis ve tanı konusu vakaları "delilik" olarak tanımlamanız bence asıl delilik. neşriyattan önce biraz internet okuması yapmak bile faideli olabilir.

düzelti: kalinixta agapi mou'ya katılıyorum.

öncelikle bu tarz vakaları şurda "deli", "deli kafası" vs diye tanımlayıp ardı sıra saçma sapan sorular sormak büyük terbiyesizlik. bu kadar ilkokul seviyesinde bi zihin yapısına sahipsen ne diye böyle bi sitede yazıosun? sana daha fazla yazardım ama senin seviyene düşmemek için yazmıyorum. deli diye kendince kendini akıllı sanarak yazdığın şu sorular ve deli deli diye diretmelerin son derece çiğ ve terbiyesizce. soracağın sorunun belli bi düzeyi olsun, özellikle böyle hassas bi konuyla ilgili ardı sıra bi sürü soru soracaksan, "psikolojik rahatsızlığı olan insanlar" diye başla cümleyede sinirimiz kalkmasın sabah sabah.
he bu arada 2. çoğul ekiyle yazdığın için daha sevimli yada saygılı olmadın şu format duyurundan, onu da bilesin.

Deli kelimesinde bence bi sikinti yok art niyetle soylenmedigi surece. Yillaraca sakatalara sakat demeyin engelli deyin denildi. Bu durumdan ozurluler bile rahatsizdi. Cunku acima duygusuyla yapilan bi riya sadece.
Birakalim bu sahtekarliklari.

bu duyuruda gayet art niyet görüyorum valla ben, soru biçimi olsun, ardı sıra sıralanmış sorular vs olsun... ailenizde bir engelli, yada psikolojik rahatsızlığı olan birileri olsun da o zaman göreyim ben sizin bu kelime sahtekarlığı vs muhabbetlerinizi.
allah kimseye rahatsızlık vermesin, azcık saygı ve empati diyorum ben sadece, kalkıp burda bu saçma sapan sorularla kendince kendini akıllı sanan bi duyuruya bile "deli şudur budur" açıklama yapmışsınız, o da ayrı mevzu.

delilerin hepsi pozitif enerji yaymazlar. pozitif enerji yayanları sevilirler ama.

yoksa delinin hası aslında arızasını kaybetmemiş olan (arızaya bağladıktan sonra uçuş moduna geçen insanlar bunlar). arızayı kaybeden tüm mevzuyu taşağa sarıyor. diğerleri hala iddiasından vazgeçmemiş ama tutunduğu materyalleri hallaca çevirip öyle takılıyorlar.

henüz tam deli olmamış, geçiş evresinde, eli kulağında, götü huniye yakın bir tanesini buldun mu o adamı iyi bir yere konduracaksın imkan sahibiysen. böyle patron, yönetici, sanatçı (kasedini çıkarmak için) falan bir şey. işte o zaman araştırman verimli olur.

geçiş evresindeyim.

yani sanıyorum, henüz tam olmadım.

...

bilmiyom lan.

@kalinixta agapi mou daha nasıl bir insan olduğumu bile bilmeden deli kelimesini görüp üstünkörü bir yargıya varıp hakaret derecesinde cevap yazan birini ve onaycısını kale almak zaman kaybı olacak ama aşırı hassasiyetin yüzünden istemeden böyle kabalaştığını varsayarak herhangi bir artniyetim olmadığını belirteyim. deli kelimesi anlatmaya çalıştığım insanlar için halk arasında çokça ve masumane bir şekilde kullandığımız bir tabir. ardarda sorduğum soruların herbiri farklı ve içinde deli kelimesi geçmek durumunda. deli kelimesini çıkarıp psikolojik rahatsızlığı olan sözünü koy ve birdaha oku istersen...kafana göre..yani art niyetli iğrenç bir insan olduğumdan eminsin de sorduğum şeyleri gerçekten merak ediyor olma ihtimalim hiç mi aklına yatmıyor? deli kafası, xxx kafası, xxx ruh hali anlamında bir tabir. ilk defa duyuyor olmana ihtimal veremiyorum. burda yazılanların da doktora tezi ciddiyetinde olması zorunluluğu yok heralde. ayrıca bizim sülalede de deli var. fadime halam delirdi diyorum anlatırken..ve evet haklısın, azıcık saygı!! ve empati!! lütfen...
edit:gerçekten zaman kaybı olmuş..

halk arasında kullanılan herşeyin masumane olduğunu sanacak kadar toy olmana bağlıyorum o zaman bu yaklaşımını.
bu sorularının cevabı senin tabirinle "delirerek" bulmanı temenni ederim, ancak o zaman anlarsın hem neyi kastettiğimi, hem de o ardı sıra sorduğun saçma sapan soruların cevabını.
iyi günler.

www.eksisozluk.com

bizim köyde deliye deli derler. psikolojik rahatsızlık dediğin çok başka birşeydir şizofrenik deliden. sokakta gördüğün her insanın psikolojik bozuklukları var ama deli bi tane.

hemen tüm filmlerde ve oynatıcılarda aynı sorun mevcut bende de. nvidia'nın sürücülerinden kaynaklanıyor olabilir. zira bende de nvidia 9600gt ekran kartı var. vlc dahil (ki o diğerlerinin codec'lerinin kullanmıyor) hepsinde aynı yatay kesilme oluyor.

soruna bir cozum bulan olursa bir hayır duasıda benden alıcak. benım ekran kartım intel ama ince bir ayrıntıda ben veriyim.

olm bunu buraya soracağına oyunda araştırsan daha çabuk bulmuştun. muhtemelen başka blacksmith tarzı bir şey kuracaksın önce orada ateşli taş update'i yapacaksın olmadı trebuchet'i geliştirdiğin bina'da vardır bu update oradan yaparsın. o da olmadı trebuchet'e tıkla, onda vardır ateşli atma seçeneği.

kardeş oyunu daha önce oynamadığın belli oluyor. onu oyunda teker teker denemek bedava mı sanki ona birsürü altın yiyecek felan istiyor onları biriktirmek ayrı dert o çağa atlamak ayrı dert burda bilen abiler yardım etsin diye yazdım.

üniversite kurman gerek. oradaki update'lerin hemen hepsi gerekli, üzerlerine gelince oku ne yazdığını, seç beğen al.

söylediğin geliştirme, üniversitedeki "kemistıri" geliştirmesi. bütün atışlarda ateş sağlıyor.