sadece sinirsel hasar icin ozel bir tedavi yok. hasara sebep olan seylerin (inme, odem, vs) ortadan kaldirilmasi icin tedavi uygulanir.

@tom riddle

mesela formatio hippocampalis'te bazı nöronların çoğalma özelliği varmış. kişinin beynindeki lezyon, herhangi bir kesi - travmaya bağlı değilse yapılacak bir şey yok mudur? (ilaç, terapi, diyet, egzersiz)

açıkçası son yıllarda cep telefonlarının ve yaygınlaşan wifi dalgalarının insan beynine hasar verdiği kanıtlandığını düşünüyorum. bu insanlarda anlama kıtlığına ve hafıza bozukluklarına yol açıyor. pek çok arkadaşım bundan şikayetçi..

hurarsiv.hurriyet.com.tr

bunun gibi pek çok yazı - çalışma var. pubmed'te basit bir aramayla ulaşılabilir.

bazi tedaviler var ama bu tedaviler ölümcül sonuclari önlemek icin denilebilir.

@istenmeyen_adam
kanitlandigini düsünmek nedir?

kanitlandiysa kanitlanmistir,yoksa hala kanitlanmamistir.

hee bu tarz sinyaller zarar verir mi,bence ciddi bicimde icli disli olunursa evet,su anda hepimiz öyleyiz.ama kanitlanmis bir sey oldugunu bilmiyorum.

Wifi siradan bi radyo dalgadidir la. Abartmayin
karasal yayin ve radyo varken yoktu bu dert. Wifi de ole.

Ceptelefonunda hakli olabilirsin

@serabetan öğrencinin tekiyim saflığıma ver. kanıtlandığını düşünüyorum derken pek çok bilim adamının bu konuda makalesi var ve hemen hemen hepsi yaptıkları deneylerde aynı etkilerden bahsediyorlar. durum böyleyken kanıtlandığını düşünüyorum.

günümüzde mesajlaşan gençlik, bedava dakikaları kullanmak için kasan o kadar insan bu zararlı olduğuna emin olduğum dalgalardan olumsuz etkileniyor. büyükşehirlerde yaşıyan çoğunluğumuz, zaten farkında olmadan baz istasyonlarının etkisinde.. durum böyleyken geri zekalı bir nesilin yetişmesi pek muhtemel.. durum sandığımuzdan ciddi..

Anlamadığım bi nokta da niye bu ışınlar hep insan oğlunu kötü etkiliyo, belki süperzekalı insan ırkı yolda bu dalgalar sayesinde olma mı ?

Makale var da öyle yazmış olmak için

@saiko,

makale varda yazmış olmak için ne demek?
adamlar bunu deneylerle ispatlıyorlar tabi derleme türünde olanlarda var ama yazılanları böyle tanımlamak saygısızlık olur. biraz empati yaparsan benim söyleyebildiklerimi anlarsın..

cep telefonları ve buna bağlı sinyallerin zararı konusunda bilim adamları hem fikirler.. bu konuda şüphesi olan yok.. atalarımıza göre 100.000 kat fazla radyasyona maruz kalıyormuşuz.

wifi dalgalarının zararlı olduğu konusunda ise çekinceler var. bu konudaki araştırmaların sonucu durumu şüpheli yapıyor diyebilirim. (%50) kanıtlanmış, kesinleşmiş bir şey yok ama zararlı diyenlerde var.

bu arada merak eden arkadaşlar için wifi dalgaları ile ilgili..
vimeo.com

yararlı - zararlı etkileme konusuna gelirsek, insanda sinir sistemi elektro-kimyasal özellikte bir sistemdir. insan vücudunda sinir sistemi dışında pek çok olay kimyasal olarak düzenlenir.. sinir sistemindeyse aksonal iletim elektriksel sinaptik iletim ise kimyasal olarak düzenlenir. elektriksel olarak sinaptik iletim de var bu da son yılların buluşu.. yararlı olması imkansıza yakın çünkü insan çok kompleks bir yaratık.. sinirsel olarak çoğu şey anlaşılmış değil. özellikle bahsettiğim bölgeler hafıza-öğrenme ile ilgili burası beynin en bilinmeyen bölgesi.. böyle etkilerin canlıya faydalı olabileceği çağlar çok geride kaldı, ancak bakteri, virüs, viroid gibi basit yaratıklara faydası dokunabilir bu dalgaların..

@beyninin üstüne

wifi radyo dalgalarıdır diyorsunuz bence yanılıyorsunz?
var mıdır elinizde ya da kaynak olarak gösterebileceğiniz resmi bir veri wifi dalgarı hakkında? (frekans, dalga boyu)

hayır zararların bunlar sayesinde olduğunu ispaylayan adam akıllı bi yazı yok, zaten olmadığı için bugun baz istasyonları vs ler evlerin çatılarına kurulabiliyor.

kaldı ki şurda wireless sinyali cep telefonları bulunalı kaç sene oldu ? bunları ayrıntılı bi şekilde ispatlayabilmek hatta bu zararların aha cep telefonundan bu oluyor aha bu wirelesstan aha bu bazdan denilebilmesi için daha zaman gerek.

bu bu böyledir aha da zararlıdır demek olmuyo yani.

Wifinin zararlı olduğuna dair elle tutulur bişey söyleyebildiğin vakit cevap veririm ben sana

bilmediğinde bilmiyorum demek zor olsa gerek..

soğutucu spreyi poşete sıkıp poşetten çekiyormuş, o da kafa yapıyormuş işte. tinerci hesabı...

etken maddesi etil klorür, güçlü bir lokal anestezik kimyasal. anestezikler de solunduğunda dopamin mekanizmasını harekete geçiriyor. kokainle aynı işlevi görüyor bir yerde.

öyle de bilimsel açıklaması nedir, daha önce duyan var mı?

Bilimsel açıklama???

İçinde uçuçu madde var işte sıkıyosun, soluyosun kimyasalı küçücük torpadan, uçak kullanmadan uçuyosun bilimeseli bu.

(bkz: etil klorür)

Bu cümleleri yazan özenti bir hıyardan başkası olamaz.

www.turkhukuksitesi.com

Bu başkanlar zati başkan olduğunda bi yerden yürümüyolar mıydı halkın arasından vs.

Neyi heyecanlanmıyorlar yahu? Hepsinin gerginliği yüzlerinden okunuyor. Tamam; ayılıp bayılmıyorlar ama o kadar da samimi bir ortam yok.

bu Türkiye'de yaşansaydı o lokanta kapatılmaz mıydı? gidip en küçük masaya oturulur muydu? özel servis yapılmaz mıydı? vb...

Türkiye'de olsaydı dediğin gibi kapatılırdı ya da herkes 1 saat önceden aramadan geçerdi, yemekler kontrol edilirdi falan sanırım..

Oradaki ortam pek kurgu gibi gelmedi bana.. Ama tabi başı boşta bırakmamışlardır sivil korumalar bilmem ne falan vardır bi dünya..

etraftaki sıradan vatandaşmış gibi görünen bazı insanların gizli servis elemanları olma ihtimali hayli yüksek kanımca.

abi bir de şey var. mesela, müzisyenleri görünce kravatından kesmek, saçından kesmek tokalaşınca elini yıkamamak, ama başka bir dalda sanat yapan edebiyatçı adama böyle tapmamak, sadece konuşmak ya da ne bileyim öyle bir durum vardır ya, şimdi hatırlamıyorum david gilmour mu ne 6 yıl önceki röportajında bahsetmişti. bu da bir yandan öyle, senin kişiyle içten kurduğun paylaşım ve bağ da önemli. medvedev gelse benim yanıma otursa "adam mısın ulan sen git putin gelsin" derim mesela.

zaten tam bir islam toplumunda ergenlik abazalık kurumları yoktur. sikin kalkar evlendirirler. memelerin tomurcuklanır bir adama verirler. cevabı açık ve net olarak budur.

cezasını çekersin olur biter. şirk koşmak dışında günah işlemek seni dinden çıkarmaz. sadece günahkar yapar.

buluğ çağına gelen ve evlenmek isteyen biri direkt evlendirilir, ailesi erkeğe iş öğretmek ve para kazanmasını öğretmek, sonrada beğendiği denk biriyle evlenirmek zorundadır.

erkeğin ve ailenin parası yoksa oranın devlet kurumunun bunu karşılayacak maddi yardımda bulunması zorunludur.

daha en baştan düzenli cinsel hayatı olan adam zaten abaza olmaz, sapıtmaz, haliyle zina da yapmaz.

zina yapan arada tabii çıkar ama çok yaygınlaşmaz.

Zaten bekar erkeklerle evlilerin zina suçu farklıdır

zina yapacak kadar çok azdığında masturbasyonun günahı gidiyor. cidden. bir de harbiden şimdiki gençlerin 31 öğrendiği yaşta evlendiriliyormuş eskiden insanlar.

elini nikahlayan şöyledir böyle kötüdür diye yazıyor.onu yapmasan donuna boşalırsın uyurken.o daha rezil bişey.

insanda üreme içgüdü olarak var.o yüzden erkekler boşaldıktan sonra hissizleşiyor.amaç üremek çünkü.biyolojik bişeyler var.psikolojide yine bi sürü davranışın ardında cinsellik var.önlenemiyor yani.cezasını çekersin olur biter geçerli olur mu bu durumda ?

www.imdb.com

Let me give you a little inside information about God. God likes to watch. He's a prankster. Think about it. He gives man instincts. He gives you this extraordinary gift, and then what does He do, I swear for His own amusement, his own private, cosmic gag reel, He sets the rules in opposition. It's the goof of all time. Look but don't touch. Touch, but don't taste. Taste, don't swallow. Ahaha. And while you're jumpin' from one foot to the next, what is he doing? He's laughin' His sick, fuckin' ass off! He's a tight-ass! He's a SADIST! He's an absentee landlord! Worship that? NEVER!

Masturbasyonun yasak olduğu nerden çıkıyor ?

Porno izlemek kötü düşünceler dersen o ayrı.

Dini açıdan konuşuyorum; zinaya gidecek durumdaysan mastürbasyon günah değil.

her kim ki otuzu ihmal ederse bi gün gelir o otuz seni vurur.:)

aha aklıma bişey daha geldi lan.bi olay var ya adam sevişiyo dışarı boşalıyo sonra tü kaka filan.o zaman kondom kullanmak da sakıncalı islama göre.
öeh.

Din yok diye kabul edersen kafanda saçma sapan soruların hiçbirisi kalmıyor.

yani şimdi saçma sapan trilyonlarca çelişkiyi içinde barındıran bu oluşumda en son "masturbasyon" un günah olup olmadığını düşünmek gerekiyor..zaten bir süre sonra bu soru aklına bile gelmez..

ciddi değilim zaten

niye artsın ki? enflasyon faktörü zaten devre dışı (olmak zorunda böyle bir oyunda). primleri maaşları da ona göre ayarlamak lazım.

@bruges evet oyuncularin maas ve primlerini transfer ederken ayarlayabiliyorum ama sezon basinda takim menejerine sorulan, sezon sonu kazanilacak basarilara gore dagitilmasi gereken genel primlerin miktarlarini ben belirleyemiyorum. az, orta ve yuksek prim secenekleri var. az olanini secince takimin kimyasi bozuluyor. devamli yuksek primleri secmek zorunda kaliyorum. bu primlerin miktarlari her sezon artiyor, buna karsilik yayin gelirleri hep sabit kaliyor. enflasyon faktoru olmali bence.

derdim zengin olmak degil aslinda, alim-satim yaparak zaten para kazaniliyor. ama oyunun basindaki yayin gelirinin, 20 sezon sonra bile ayni miktarda kalmasi mantiksiz bence. ayari var midir diye sormak istemistim sadece. :)

2011 de ben de 2025 e kadar fln geldim 2016 dan itibaren bütün girtdiğim kupaları almaya başlamıştım bjk ile, 2021 den sonra olmaya başladı o dediğin evet genel olarak bi artmama söz konusu.

hayır. her seferinde aynı kontrolleri tekrar yaptıracaksın. bir daha ki sefere uygun görürlerse verirsin.

Annem de bu şekilde veremiyordu, zorla veriyordu ısrar edip ama bişey işlediklerini fln söylememişti hiç.

yok biliyorum her sefer yapıyorlar. kaçıncı kan bağışım bu. lakin bir dahaki seferde normal çıktığı halde "aa ama siz daha önce reddedilmişsiniz" falan diye çıkacak mı karşıma onu merak ettim.

bir de yarın tekrar gel dedi kontrolü yapan doktor. e dedim dünya yokuş çıkıyoruz. yarın da gelsem aynı yolla gelicem, yine yokuş çıkıcam, yine tansiyon fırlayacak. ne yapsam bilemedim.

iyi, öküz gibi yokuş çıktın da, 11 hiç hoş bir küçük tansiyon değil abicim. sen beni dinleyecek olursan, bir ABPM ya da Türkiye'de yanlış ama yaygın kullanılan tabiriyle "tansiyon holter"i taktırıp bi baktır. şakaya gelir bir tarafı yoktur ve en sinsi hastalıktır biliyosun. donörlük sicilin şöyle dursun.

2009 yılında holter takılıp bakıldı. yine yüksekti. ilaç verdiler. ilacı epey kullandım. sonra unutmaya başladım, aksattım falan. sonra tamamen içmez oldum. aklma geldi, birkaç gün takip ettim tansiyonumu, ilaçsız gayet normaldi. ben de devam etmedim ilaca.

ayrıca dün hem dışarıda, hem evde ölçtürdüm dinlenme halindeyken birinde 12-8, birinde 11-8 çıktı. ben hala yokuştan olduğunu düşünüyorum.

anakart üzerinden kasaya yapılan baglantıda sorun vardır. benim de öyle kasa daki usb lerde stabil calısmıyo cogu zaman. benim telefonu sarj ediyo ama disk olarak gormuyo.

Ön panel USB bağlantıları ile arka panel ayrıdır. Muhtemelen ön panel USB lerin kablolarının anakartta bağlandığı soketlerde sıkıntı var ve yeterince elektrik gelmiyor. Kasayı açıp ön paneldeki usb kablolarının anakartta girdiği soket kısmını kontrol edin çıkartıp temizleyip tekrar takın. Aynı şey benim de ara ara başıma gelir ve bu işlem sonrası düzelir. Eski anakartlarda var böyle bir problem.

Çıkartırken nasıl tkaılı olduğuna dikkat edin ve çıkardığınız şekilde geri takın. birkaç ince pin aynı yöndeki deliklere girecek

Mesele o usblerin tek porttan çıkıp 2 porta dağılması oluyor yani sorun değil.

dilekçe veriyorsunuz gidip. internetten veya telefondan olmuyor.

telekomun sitesinden başvur dsl de otomatik gidicek onunla

vatanda vardır da bu saatte çok zor

ne ypacağını söylesen daha fazla yardmcı oluruz

Sistem kurmak için flnsa usbden de sistem kurulur.

ona da gerek yok.sistem kurmak için genelde büütn netbooklarda recovery vardır.ordan da kurabilirsiniz.

ya sanırım çok panik atak yapmışım. çok çok derken hemen şimdi değil, yarın akşama falan lazım. daha çok dvd yazımında kullanıcam.

flash'tan sistem kurmaya karşı bi antipatim var. beceremiyorum.

Bankayı arayıp ödemeyi iptal ettirmeyi denedinmi ?

Bankaya durumu anlatın, aldıkları fazla parayı da iade edebilir banka.

ben bir yardım firması için aylık bi miktar çekim izni vermiştim. baktım ayda iki kere falan çekmeye başladılar. bankaya söyledim. siz isteğe bağlı çekim izni gibi bişey vermişsiniz dediler. bunu çözmek için kartınızı iptal edip yeniden açacağız dediler. ve öyle de yaptık, yoksa ömür boyu çekebilecek izni vermişmişim. halbuki beş altı satırlık bi yere imza atmıştım sadece.

suç işlersen kim oldugunu bulabilmek icin.

@rurouni ya peki benim üzerime suç atmak isterlerse? Benim olmadığım halde o ortama benim parmak izimi bırakırlar, eğer kanıtlayamazsam o suçu işlemiş olurum. Komplo teorisi gibi duruyor ama gerçekleşmemesi için hiç bi sebep yok.

çok fazla csi, kanıt falan izliyorsun sanırım.

pasaportu veren emniyet. polis yani. onu yapacak adam polis olmaz. illa biri yapacaksa cafede çay içtiğin bardaktan da yapar. gece gelir evinin kapı kolundan alır parmak izini. ha polisin arkandan komplo kurup üstüne suç atabileceği kadar derin biriysen (polat alemdar falan gibi) onu bilmem.

@kibrisuyu peki doğru söylüyorsun ama sonuçta bu da bir nevi fişleme değil midir? Benim bildiğim kadarıyla bu uygulamnın tek avantajı büyük ölümlerde ( kaza, deprem vs) kimlik tespitini kolaylaştırıyormuş. Bundan başka bi avantaj var mıdır? Bunu bilmek istiyorum =)

Bir nevi fişleme mi? Sen fişlenmenin kötü bi şey olduğunu düşünenlerden misin yoksa? Ayrıca senin parmak izini nasıl bırakıyorlar? Hadi şu veya bu şekilde bıraktılar diyelim, bırakılmış parmak iziyle gerçek parmak izini ayırdedemeyecek mi polis? Başka avantajı şu olur: Sen bardağı, sadece iki elinin yüzük parmaklarıyla tutsan bile, oraya imzanı atmış olursun.

Her turlu sucu aydinlatmada kolaylik saglar bu uygulama. Bunda sinirlenecek, kizacak ne var?

"Benim olmadığım halde o ortama benim parmak izimi bırakırlar, eğer kanıtlayamazsam o suçu işlemiş olurum. Komplo teorisi gibi duruyor ama gerçekleşmemesi için hiç bi sebep yok."

Eğer kanıtlayabilirsen, polis vs ne durumuna düşer ? Manyak mı bu adamlar ?

Ben parmak izi verirken arkamdaki adam, bizi fişliyorsunuz vs. dedi.

Polis de bana şunu söyledi, eğer işlediğiniz suç yoksa, bizden korkmanıza gerek yok, kısaca fişlenmekten de korkmanıza gerek yok.

Olay fişleme değil, eğer parmak izlerinizin kimliğinizle birleştirilmesi sizin için fişlemeyse fişleme yapıyorlar evet.

Kısaca, polisten gizlediğin (suç anlamında) bir durum varsa tırsman gerek, onun dışında sade vatandaşsan panik yapacak birşey yok

elizabeth short cinayetinde kızın cesedi daha önce küçük bir suçtan (yanılmıyorsam) tutuklanması ile alınan parmak izi ile tespit edilmiş.

eğer cinayete kurban gidersek, deprem, sel gibi bir felakette ölürsek ailemizin cesedimizi bulmasını kolaylaştıracak, kimimiz kimsemiz yoksa bile cesedi kişiselleştirecek bişey. bence yanlış değil. (evet çok fazla csi, kanıt neyin izliyorum :)

parmak izi fislemedir ve evet fisleme kötü bir seydir. ama parmak izine varana kadar sokakta bin tane mobese kamerasi, bankamatik dükkan kameralari, telefon kayitlarin, mail görüsmeleri ve internet trafigin de izleme altinda. bu kosullarda parmak izinin alinmasina "bizi fisliyorsunuz" diyen arkadasın sürekli herseyden kıllanan cumhuriyet okuru olma ihtimali yüksektir, ciddiye almamak gerekir.

yahu "fişleme"den ne anlıyorsunuz bilmiyorum ama kötü olan fişleme bu değildir. "fişleme" tabir edilen ve kötü olan şey şudur; senin siyasi görüşün, dini inancın falan bir kenara yazılır, yanına da ismin fotoğrafın, parmak izin her neyse eklenir, denir ki aha işte bu adam müslüman değildir, bu adam solcudur, sağcıdır, radikal dincidir falandır filandır. kötü olan fişleme budur.

yoksa kimliğinizin tespitine yarayacak bir bilgiyi vermişsiniz bunun neresi kötü? vesikalık fotoğraf da çektirmeyin o zaman? ulan her türlü fotoğrafınızı gayet public olan feysbuk sitesine yüklüyorsunuz rahatsız olmuyorsunuz da emniyet parmak izi alınca fişlendi oluyor. üstüne suç atmak istesem gider feysbuk hesabından adamın resmini alır onu bırakırım olay yerine, parmak izinden daha kolay sonuca ulaşılır.

milli bilgi bankası için dijital ortamda toplanıyor.
kaldı ki hali hazırda emniyette bulunan tüm parmak izi dosyaları elektronik ortama aktarıldı ve halen de devam ediyor.
bunun maksadı pasaport o çip kısmına sana dair fiziki bilgilerin de aktarılmasıdır. bir yerde seni garanti altına alıyor.

fişlemek kibritsuyu'nun da dediği gibi sana ait özel bilgilerin (siyasi görüş,dini inanç,belirgin kişisel özelliklerin) "özel amaç" için kayıt altına alınmasıdır.

tc kimlik no sayesinde hakkındaki herşeyi biliyolar. parmak izini bilmelerine mi kızdın? :)

@compadrito fişlenmenin neresi iyi peki? Bırakılan parmak izi birebir benim parmak izim olucağı için bu durumda suçlu ben olucam.

@durdenist benim sinirlendiğim falan yok. Sadece niye 10 parmağımın izini alıyorlar, ne işe yarıyor onu merak ediyorum. Alman konsolosluğunda sadece 2 parmağımın parmak izini alırken yetiyor da bizim ülke niye 10 tanesini alıyor? İşini sağlama mı bağlamak istiyor? =) Evet haklısın cinayetlerin aydınlatılmasında kolaylık sağlar.

@saiko Eğer kanıtlayamazsam ne olucak?

@bonjurkes Evet işlediğim suç vs yok ve polisten de korkmuyorum. Ama pasaport alırken ya da ehliyetimi alırken verdiğim izleri nerde kullanıyorlar? Mesela havalimaanın da parmak iziyle bi şey yapmıyorum.

Ben de diyorum ki:

Adamlar random birini seçti, o adamda kanıtladı, nolucak o zaman polis ? Senin söylemene karşılık yazıyorum çünkü bu şekilde olması daha olası değil mi ?

ne yapıyorlar biliyor musun? o kağıdı scan edip bilgisayara aktarıyorlar, ondan sonra da ortasından delip bi dosyaya takıp rafa kaldırıyorlar. aynı başvuruda verdiğin nüfus cüzdanı fotokopisine, pasaporta yapıştırılan dışındaki vesikalık fotoğraflara falan ne yapıyorlarsa, izlere de aynısını yapıyorlar. alıp da bir yerlerde kullanılmayacak yani, dosyada duracak öyle. herhangi bir iş başvurusunda, okul kaydında falan da nüfus cüzdanı fotokopisi verirsin ya, onlar o fotokopiyi alıp şirket kurmaz, dosyanda durur öyle, hah burası emniyet olduğu için kimlik fotokopisiyle yetinmeyip parmak izini de alıyorlar kimlik tespiti için.

toefl belgesi 2 sene geçerli. ayarını ona göre yap. yoksa yanar. bir dünya para verdiğinle kalırsın.

Seneye malum ales? Bu senede gir bence eğlencesine tecrübe olur.

@markasiz, o yüzden ikinci dönem almam daha mantıklı sanırım..
@saiko ve @nzlgzn evet aslında önceden girmeyi düşünmemiştim. teşekkürler tavsiyeler için :)

Kurslar hakkında da bilgisi olan varsa ve paylaşan olursa sevinirim.

İbneliğin dik alası var hem de. 4 harfli kelime sorup 3 harfini veriyorlar, 30 saat kimse bilemiyor :)

Aradında zibilyon tane soru daha soruyorlarmış, hatta 20 dakika bekletip "kaybettiniz" diyerek kapatıyorlarmış sonra.

Zaten araması bile parayla onları, bilsen bile aldığın para telefon paranı karşılamıyor.

@dahinnotha

aynen dedigin gibi baglanana kadar telefonda cok bekletiyolar.

iş görür çıktı malum ortamlara düştü güzel oyun yükle oyna.

(bkz: fifa 12)

henüz gameped ve klavye için tuşları ayarlamaya çalışıyorum, çözebilen varsa yardım edebilir :(

demosunu indirmiştim (ps3), birkaç ufak hata dışında fifa 11'den bile güzel olmuştu. Full oyunu bugün ingiltere'den sipariş ettim, 1 haftaya elimde olur.
kıssadan hisse: oynanır.

hocam bırak fifa 12 yi fifa nın devri bitti ! şu an zirve 'pes' in elinde.

fifa 11 çıktığı günlerde face de fifa 12 sayfası kurmuştum ve gittikçe büyüyor :D

yıllardır pes oynarım sadece. Pes 2012'de bi maç yaptım, Fifa 2012'de bi maç yaptım.

Fifa 2012: adamlar futbol oyunu yapmışlar.

@ Mbrain

adamlar futbol oyunu yapmışlar, derken neyi kasttetiniz anlamadım?

PES'e göre çoook daha fazla gerçekçi bence onu kastetmiştim, bi futbol oyunu bu kadar gerçeğe yakın olabilirdi sanırım

MBrain hocam cidden saçmaliosun :D fifa 2012 nin orjinali çıktı fakat pes 2012 daha demo sürümü ortada. pes 2012 orjinali daha çıkmadı yani :D

önce HK nın post ofisinden o kodla takip et, ülkeyi terk tarihini gösterirse 1 hafta sonra falan anca elinde olur

kargonun geleceği şubeyi arayıp sorsan?

PTT'nin takip kısmı çalışır yakında merak etme hk post servisi sadece yola çıktı bilgisi veriyor hong kongdan ayrıldıktan sonra, gerisi pttde.

ordan takip et görünecek.

edit: çalışıyor pttnin takip kısmı ellerine geçince orda bilgi çıkacak.

app3.hongkongpost.com

28 eylülde çıkmış daha hong hong tan
acele etme gelir

ekran çözünürlüğü kesin çıkar bence sorun olarka.

Nasi kontrol edeceksin panpa?
Multi touch falan?

@beyninin üstüne oturan yazar v2 mac için olanlar. ipad için değil

os da ne os ios mu mac os mu

@2 mac'lerin touchpadlerindeki multitouch özelliğini kastetmiş.

valla mac os yükleyip bir ton sıkıntı çekeceğine ubuntu netbook ed. falan yükle, bi de güzel mac teması yaparsın. mis.

netbook'unun modeli + hackintosh diye google'larsan netbook'una mac os x kurup kuramayacağını öğrenirsin. ama en iyi ihtimalle baya bir uğraşacaksın.

öte yandan ubuntu tavsiye ederim, seni tatmin edecek.

Ubuntuyu dene o kadar zahmet çekeceğine.
Uğraşacağım diyorsan (bkz: hackintosh)

Faturası kesilirse, bişey ödenmeyebilir yani 221 dolar alındığı yerden faturası paketin üzerine ya da içine eklenirse sorun olmayabilir olursa da, eğer ptt ile gelirse 221 in %20 si kadar ödersiniz.

ABD'den USPS ile gönderilirse TR'de size PTT ile ulaşır ve sadece %20 ödersiniz gümrükte kalırsa.
FEDEX,DHL,TNT,UPS ile gelir ve gümrükte kalırsa 150ordino,100küsür ardiye ve ürünün %20sini ödersiniz.

siktiri cek, vur kapiyi cik git. baslamisim stajina, okurken benim canim sIkIldi amk. oradan bi hayir gelmez sana.

yuh, kapıyı vurup çıkmadan bir kaç tanesini indir.

maalesef pek cok yer stajyerlere boyle davraniyor.

(bkz: cemil ipekçi/@la traviata)

gecen seneki pek cok ogrencim bu sene stajyer ve cogu bunu yasiyor. dilekce ile staj yerinin degismesi icin basvurabilirsin. köle degilsin bunu unutma, sagligin daha onemli stajdan ondan bundan.

çalışma ve sosyal güvenlik bakanlığı'na şikayet et. her türlü soru, eleştiri, ihbar, şikayet ve öneriler için: alo 170.

iş verildiğine tamam de ama yapma. sana patlamaz bence.

la ben mühendis oldum aynı şartlarda çalışıyorum. staj da iş hayatına alışma ise bir nevi çok doğru bir staj yeri seçmişsin.

öyle yerde durulmaz hacı.
bi ters çek izaya gelmezlerse,
terse devam.
stajı yakma biraz daha dayan başka çare yok.
arkadaşın dediği gibi işleri yapma,
olay sana patlamaz bencede asıl sormlusu kimse ona girer.

-"su an bir seyle ilgileniyorum"

çayları müsshil damlası ile sabote et , bilgisayarlara virus sok yada hdd üstünde , çevresinde kuvvetli mıknatıs dolaştır.zarar ver zarar.

çekilmez, benim işim değil kapı,bulaşık de. artislik yaparlarsa, atarını yapıp öyle git. bak sinirlendim sabah sabah.

Şunlar sana ağır geliyosa şimdiden çalışma zaten sen, patronu olabileceğin bi iş bulmaya bak. Te allaam ya, staj böyle bişey ayrıl mayrıl atar yap deyip durmayın, kapıya bakmak ağır mı geliyor size?

bulaşık yıkamak biraz enteresan olmuş. bunları sadece sen yapıyorsan ve diğer stajyerler yapmıyorsa biraz da sorunu kendinde araman lazım.

ben şu an çalıştığım şirkete stajyer olarak girdim. kurumsal bir yapı olduğundan hiç bulaşık yıkamadım, çayı da bir kere şaka olsun diye getirttiler. elinde hıyar olana tuzla koştum ve ben de "oha abi heriflerin yaptığı işi şu halimle yapıyorum iyiymiş" diyordum. şimdi 1 sene part-time olmak üzere (ki üniversite devam ederken haftada 4 gün geliyordum işe) ikinci senem doldu. gelen gideni çok olan bir departmanda çalıştığım için şu an müdürümden bile daha uzun süreli bir çalışanım ve görüyorum ki stajyerken sahip olduğum yetkinlikler ile şu anki halim arasında bayağı fark var. daha 7-8 ay önce "tamam ya ben oldum müdür yapın beni" ayaklarındayken şimdi farkediyorum ki hala daha çok çok fazla gidilecek yol, yenilecek ekmek var. burada şunu unutmamak lazım, sen tüm şirketteki elemanlardan çok daha zeki olabilirsin ama iş hayatını bir atletizm mücadelesine benzetirsek 10 yaşındaki usain bolt'tan bir farkın yok.

bu sebeple eğer bütün gün dizimag'dan bihter-behlül izliyorsan, ekşi sözlük'te fink atıyorsan sana kapı açtırmaları çok normal. ama gerçekten copy-paste olsa bile bir işin ucundan tutmaya çalışıyorsan ve insanlar seni kendi çalıştıkları saatler de yanlarında istiyorlarsa bu noktada o şirkette çalışmaya devam edip etmeyeceğine bakmanı öneririm. kalmayacaksan salla tabii. şu an başka bir şeyle uğraşıyorum de geç. ama ortamı sevdiysen, işi beğendiysen saat 19.00'da çıkmak, yeri gelince cumartesi çalışmak çok çok normal bir durum.

benim tavsiyem orada samimi bulduğun, beraber çalıştığın bir çalışana derdini anlat. çay getirmekten, bulaşık yıkamaktan hoşlanmadığını söyle. eğer gerçekten senin bu işleri yapmaktan daha değerli işler yaptığını düşünüyorlarsa zaten onlar bunu engelleyecektirler. haa dersen ki ben en iyi üniversitede okudum, benim ailem şöyle böyle siz kimsiniz oğlum atara atar gidere gider, en basitinden "peki" derler bütün gün sandalyenin tepesinde oturtup 1 ay sonra staj defterine yazdıklarından yapmadığını gördükleri hiçbir şeye de imza atmazlar. referans olarak da ne diyeceklerini tahmin edersin sanırım.

kısacası 100 metreyi 10 saniyenin altında koşacak teknik ve güce ulaşmadan bunu sana öğretebilecek kim ve ne varsa yapmaktan kaçmamak lazım. kapıyı vurup çıkarsan emin ol senin gibi 10 tane daha bulması 10 saniyesini almayacaktır ama senin orası gibi bir yeri bulman 10 seneni alabilir.

ya sanki ömür boyu çalışıcan yap stajını sonra zaten durmazsın.boşboşuna stajını yakacaksın.hiç dayanacak gücün yoksa şefemi müdüremi ne biliyim bir üst düzey yöneticisine git şikayet et.stajer olabilirim ama ben kimsenin kölesi deilim de ne biliyim işte anlat derdini.sen şimdiden iş hayatında derdini anlatamazsan sıçtın söyliyim.

saiko güzel demiş ayrıca. adamlar ne yapsın şirketin 5 senelik stratejisini mi yaptırsın sana yoksa yüz bin dolarlık projenin teklifini mi hazırlatsın. gerçekten işin varsa veya bir işi yapabileceğini düşünüyorsan zaten bulaşığı yıkamak veya çay getirip götürmek için zamanının olmaması lazım ve bunları yapamadığında da sana hiç kimse bir şey diyemez. sana iş vermiyorlarsa da en kötü efendi bir şekilde bunları yapmak istemediğini, daha başka konularda daha verimli olabileceğini düşündüğünü söyle. söyle arkadaşım öldürmezler ya seni. haa sırf youtube'da sabah akşam video izleyen elemandan çay istendi diye gelip bilgisayarları bozarsa kan grubunu belirlerler orada.

meslek lisesi mi üniversite mi? ne kadar sürecek?

bi kere sana, asgari ücretin üçte biri mi neydi, para ödemek zorundalar bildiğim kadarıyla.

önce üst düzey yöneticilerden biriyle görüş. eğer aynı şekilde devam ederse screamshot'in dediği gibi şikayet et.

okuluna danış. çalışma koşullarını anlat. belki yol gösterirler.

"orası gibi bir yer bulmak 10 seneni alır" demiş birisi de. tamam lafın gelişi demişsin de ne 10 senesi ya? adam para almadan bedava çalışıyor. öyle bir iş kariyerine de bi bok eklemez. 7 kişinin çaliştigi dandik bi yer. ne deneyim kazandım diyeceksin çay getirdim kapı açtım kapadım deneyimi mi? düzgün bir iş yeri olsa zaten o tarz işleri yapacak birisini işe alırlar. madem çayı çorbayı götlerini kaldırıp kendileri alamıyorlar. ben de küçük yerlerde çalıştım ve oralarda da hep stajer oldu. patron dahil kimse stajerden çay istemezdi. gider efendi efendi kendi çayını kendin alırsın.

10 seneni "alabilir" dedim. nerede çalıştığını bilemiyoruz tabii. bana kalırsa da milletin bulaşık yıkattığı yerde çalışma tabii de genel anlamda bu staj işlerine bakmak gerekirse ayı gibi bir hukuk bürosunda çalışıyorsa da hakkaten 10 senesini yakmaz ama 10 sene boyunca yanar tek bir kötü referans ile.

bir restaurantın bulaşıkhanesinde staj yapmıyorsan bence de ayrıl.

siz ne saçmalıyorsunuz arkadaşlar, bu kadar mı kapitalizm kölesi oldunuz? Arkadaş orada "staj" yapıyor. Yalandan da olsa iş yapıyor olması işin ucundan tutması gerek. Bulaşık, kapı ve bunun gibi işler için bir "ofisboy" almaları gerekir. Bedavaya çalıştırdıkları stajyerin görevi kesinlikle bu değildir.

Dostum ne okuyorsun? Sektörümle alakalı bir bölümse yardımcı olmaya çalışırım. Şu zorunlu staj olayını getiren sistemin de allah belasını versin.

Çıksan bile yaptığın gün kadarını saydırabilirsin. Bence derhal başka bi yerlere bak ve ordan hemen uza

eger staj oncesinde sozleşme imazaladıysan orda yazar stajyer 8 saatten fazla calıstırılamaz diye bunu soylersin şefine vs elinde bi kozun olur en azından

Efemdim hiç de staj "böle bişey" değildir.

Kimse stajyer diye her söyleneni yapmak, sinir hastası edilmek durumunda değildir.

abi sen hasta mısın? Çay getir bulaşıkları yıkana ne?? atarı yap, tek tek suratlarına tükür öyle git. senin ruh sağlığından ve ezilen büzülen egondan daha mı önemli?

eğer ölüm kalım meselesiyse buradan stajını alman atar yap ve tehdit et bir şekilde.

@saiko, aile şirketlerinin leşliğini de kurumsal şirketin güzelliğini gördüm. Okulda saçımı ağarttım, henüz mezun değildim ama diplomalı elektrik elektronik mühendisine ve mezun olmak üzere olan bana bahçe temizletmeye, köpeğin boklarını temizletmeye çalışan bir patronum vardı. "Beni temizlik listesine yazmayın" dedim müdüre ve bahçe temizliği yapmadım. diplomalı olan mühendis paşa paşa yaptı temizliği, o sırada durumu çok sıkışıktı. 1 ay sonra atıldım ama en azından bu amına koduklarıma tamah etmedim.

Bu heriflere boyun eğmeye meyilli adamlar oldukça daha çok sikerler çalışanları.

Hadi çay getirilir, kapıya bakmak zaten gayet normal eyvallah da bulaşık ne lan ? O kadar pislik iş yaptırasın varsa git çaycı al, temizlikçi al.

stajını gerekirse yak, sokarım böyle adalete.

staj kesinlikle böyle bir şey olmamalı! bence ilk olarak pozisyonunuzu belirleyin mesela mühendisseniz mühendislerden iş öğrenmeye, onların yaptıklarını gözlemlemeye ve illa birilerinin işlerini yapacaksanız onlarınkini yapmaya çalışın. tabiki çay getir gibi kişisel işleri değil ufak tefek evrak ya da bilgisayardaki işlemleri yani iş hayatında kullanabileceğiniz işlerden bahsediyorum. ikinci olarak 'kapı çalıyor duymuyor musunuz?' dediklerinde başkaları da varken neden üstüne alınıyorsunuz ki? eğer 'ibomiu kapıyı aç' şeklinde emir geliyorsa sürekli o zaman bi bahane uydurun ya da açıkça tek stajyer olmadığınızı söyleyin. cumartesi çalışmaya gelince kaç iş günü çalışacağınız belli değil mi? mesela benim yaz stajımda 20 iş günü çalışmam gerekiyordu cumartesileri gitmedim. illa gel deselerdi 20 gün meselesini anlatırdım. mutlaka bu şekilde bir gün-saat sınırlaması vardır okulunuzdan öğrenin. unutmayın siz köle değilsiniz, ayak işlerini yapmak zorunda değilsiniz. işi öğrenmek için ordasınız. birşey öğrenmiyorsanız zaten orda staj yapmanızın manası yok. şimdiden kolay gelsin..

sanirim stajyerlikle alakali mevzuatlardan falan kimsenin haberi yok burada : ) tam kahve muhabbetine donmus.

"gercek hayat zaten boyle, dogru yerde staj yapiyorsun" diyenler mi ararsin, neler neler diyenler var icinizde.

egitimle baglantili konusularda ne olursunuz biraz dikkat edin.

ne korkak adamsın sen yanarsa yansın stajın ben kaç kere yaktım stajlarımı. hayatta dik duracaksın uysal koyun olmayacaksın. en az 3...

tamamen senin hatan! askerlikte de ezerler böylelerini... üzgünüm mesele stajyer olma meselesi değil karakter meselesi... büyüklerimiz bu hikayeyi dinlese daha çok bulaşık yıkar o derlerdi... neyse sorunun çözümü siktir git çayını kendin al demek madıfakır demen... gülme... şimdi diyemezsen yarın gerçek işlerde hiç diyemezsin... gençsin daha çok uzun bi yol var önünde... nasıl başlarsan öyle gidersin... kolay gele... adam bulaşık yıkamış ya... neyse kızdım çok, ben gider...

kapı mı çalıyor, arka odalardan birine doğru yol al. çay mı istediler; geç getir, onların işlerini mi yap dediler; arada hata yap;) yani hem eğlen hem de öğren.

Sanırım zorunlu staj yapıyorsun. Okulunla konuş, kaç saat çalışacağın ve c.tesileri çalışma zorunluluğunun olup olmadığı konusunda sana yol gösterirler. Zorunlu staj öğrenci işi yaşayarak öğrensin diye yapılır, iş haricindeki herhangi bir görevlendirme staj tanımı dışına çıkar.

Çay getirmek görevin değil, bulaşık yıkamak ta öyle. Bunu sana bir daha söylerlerse direkt reddedebilirsin. Kapı konusunda diğer herkes kadar iş düşer sana. Onun haricinde işe ne kadar sokarlarsa seni o kadar iyi aslında. Ama istemediğin halde okulca belirlenmiiş saatler dışında kmse seni çalıştıramaz. Aksi takdirde okulundan yardım iste, sana başka staj yeri bulsunlar.

@kimlanbu ???? evet bulaşık konusunu ben de ekstrem buldum ama bi kapı açmaya çay getirmeye, başkasının işlerini yapmaya da insanlar sesini çıkarırsa ohooooo işimiz var yani, her şeye de atar yapılırsa bi bok öğrenip bi yere de gelinmez tamam patronun götünü yalayın demiyorum ama, bi çay getirmeyle de ofisboy olunmuyor. cumartesi eğer zorunlu staj olayının içindeyse gün olarak sayılıyorsa gelinecek o kadar net, sayılmıyorsa zaten gelmessin.

ha onun dışında arkadaşlar siz stajyer olarak ne yapmak isterdiniz ? çay getirmek kapı açmak dışında, benim bilgisayar konusunda ilgim vardı, şirket dışarıdan gelen bilgisayarcıları zırt pırt çağırma olayını bıraktı. benim stajım zorunlu da değil, ki zorunlularını da yaptım, ayrı mesele.

bazen şirketin sahibi adam geliyor al şu excel dosyalarındaki değerleri topla hallet vs diyor yapıyoruz, yapacağız yani. konşimentoda hazırladım, bilmem neyi de yaptım.

ama siz daha burda çay getirmem kapı açmam derseniz olmaz bu işler, iş hayatına ısınma turları bunlar malesef, daha neleri ile karşılaşacaksınız kim bilir, para kolay mı kazanılıyor ?

direk atar yap çık diyenleri de merak ediyorum, hepsi böyle kurumsalın allahı her şeyin tanımlı olduğu vıcık vıcık bi iş ortamında mı çalışıyolar ?

abi fifa 12 için ben vps i ve kendi bilgisayarımı ikisini birden kullanıyorum, bi de ikisini aynı ağa kattım vpnle hemen çektiklerini paylaşıyolar, o torrent için hızlanmaması çok normal.

telekomdan da kaynaklı olabilir bi bittorent sekmesinden outgoing olan yerdeki seçimi enable et de şifrelemeyi aç bakalım.

sanırım asıl sorun şu, programı takip ettiğimde zaman zaman birkaç saniyelik de olsa 800-900ü gördüğünü görüyorum ardından hemen 50'ye düşüyor vesaire vesaire.

Hdd sorunu o zaman, bişey hddni kullanıyodur

TTNet'in adil kota olayı olmasın?

başka torrentte de aynı durum oluyor mu? gereksiz peerların bağlanması gibi bir durum var, ben dht yi falan kapattığımda hızlanmıştı meret.

Eğer başka bir torrentte de durum aynıysa o zaman sorun bağlantıda falandır

hiç olmazsa denemiş olurum, olmadı bırakırım diyorum +1

üstesinden gelebilirim diyorsan 1 saniye bekleme..
ama çok ağır tempo olucak işim çok zor diip.. böyle dudak büküyosan hiç bulaşma derim..

eğer bırakırken bi sıkıntı olmayacaksa dene. ama genelde işverenler öyle kolay kolay salmaz?

yap.
böyle çılgınlıklar ancak gençken yapılabiliyor

Yapıyorum şu an, yapılabilir gibi.

@c=sh_kun, işte ondan emin değilim pek ya. keyfime düşkünüm azıcık, iş keyfi olarak ilgilendiğim bir alanda. dengeler diyorum ama kendimi mi kandırıyorum bilemiyorum.

@saiko, destek oldun cidden, başkaları olduğunu bilmek güzel.

deneme yanılma için ideal bi durum..

hem böylelikle bundan sonra ki durumlarda da kendinden daha emin olursun..
"evet yapabilirim!" ya da "daha önce denedim baya zorluyor, bu kadar yoğun tempoyu kaldıramıyorum" gibi..

sonuç olarak kaybedicek bişeyin yok gibi gözüküyor?

işten istediğim her an ayrılabilirim diyorsan düşünmeden başla!

beklediğin kabahat!! :)
her şey gençlikte olur. karart gözünü gir, nasılsa kaybedecek de bişeyin yokmuş :)

dene bi hacı ne kaybedersin ki?
en azından denemiş olursun.
diğer türlü hep aklına takılı olarak kalacak.

4 gün okul 3 gün iş, üstelik te bölümünle alakalı değil, yani sonrasında iş aradığında CV'ne koymana değmez gibi. Eğer paraya ihtiyacın yoksa lütfen kasma. Hem bunalırsın, okul performansın düşer, hem de zaten sonraki 20-30 sene çalışacaksın. Ne zaman sinema tiyatro'ya gideceksin, arkadaşlarınla takılıp sohbet etmeye vaktin kalmayacak. Bu da sadece üniversite zamanında yapılabilecek bir şey. Kasma kendini.

@siyamkedisizorro, okuduğum bölümle alakalı değil ama normal mesleğimin yanında da yapabileceğim bir iş. freelance çalışabilirim arada o konuda, bunu istiyorum cidden, yapabilmek için de bu referansa ihityacım olacak. hatta iyi para kazanırsam okuduğum bölümde çalışma oranımı düşürüp bu konu üzerine gitmeyi düşünüyorum. ikisi de opsiyonlu alanlar çünkü. çalışmak istediğim yer türkiyede alanında başı çekenlerden ve uluslararası bir firma. herhalde bir deneyeceğim yine.

ekran kartının driver ı yüklüyse bin çeşit çözünürlük ayarı çıkar. belki hatalı yüklemişsindir, aklıma başka bir şey gelmiyor.
edit: biosta da aynı diyor bilemedim. driverdan değil yani.

driver +1

driver işi değil.
Son son son güncel driver kurdum 5 defa.
Bios ekranında dahi bu hatayı yapmazdı yoksa...
Bi software ile zoraki düşürsem çözünürlüğü işe yarar gibi sanki :(

biosu güncelle

ekranların ayarlarında "pan" ayarı vardır, ekranın üstündeki tuşlardan pan ayarını bul, kaydır. Her şeyi yazılımdan beklemeyin ajdkfjgd :)

kim lan bu
panpa netbook diyorum sen ekranin ustundeki tus diyosun...

Bios ekranında çözünürlük hatası ???

aynen biosda da cozunurluk hatasi

netbook kısmını es geçmişim ama söylediğim şeyde hala geçerli. Ekran kartının driverlarını kurduğunda atıyorum nvidia ise kendi programını kursun, oradan gir pan ayarını kurcala.

aynen kurdum
pan ayari yok
tam ekran
yan yatir
ters yatir
hepsini kurcaladim ama pan yok.
dedigini anladim ben

Şu biostaki hatanın bi fotoğrafını koy bu nası bişey anlamadım ? O zaman biosunda tamamının gözükmemesi lazım, biosda bile hata veriyorsa bu meret kesin donanımsal bi hatası var, biosda hata verememesi lazım, saçma bi durum var ortada.

Var ben de az da olsa 1080p 720p filmler

TASARIMCI: jackofhearts
İLLÜSTRATÖR: jackofhearts

Valla en hızlı ve temizi photoshop otomatik olarak bütün klasörü yapıyor kaliteyi vs de ayarlayabiliyosunuz.

action olarak kayıt etçem sonra klasörü mü seçecem nasıl oluyodu bu ?

Yok yahu ilk menude (photoshopun sol üstte ilk menusunde) batch processor gibi bişey var orda klasörü göster sonra çıkarılacak klasörü göster o halleder.

nef açmıyor photoshop şunu bi indiriym www.adobe.com

picasa ile yapmistim ben.

Photoshop nası nef açmaz yaw ? Hangi photoshop o ?

cs2

Alıcıyı çıkarıp taktıysan, bilgisayarı kapatıp açtıysan, pil değiştirdiysen, ve hala çalışmıyorsa akla gelen tek şey bozulduğu.

hepsini yaptım da durduk yerde niye bozulurki? iyi akşamlar yazıodum iyi ak'da kaldı:(
başka bi ihtimal var mı usta?

Cep telefonu fln var mı yanında?

@saiko Allah razı olsun senden yahu!
iki gündür kafayı yedim resmen,telefonu diğe odaya götürdüm sorun çözüldü de,ben telefon yanımdayken kullanamıcak mıyım bu aleti?

Arada bi frekansları karışıyor telefonu masanın başka bi ucuna koyun.

3 ü bilmem de 2 deki multiplayerdan alınan zevk çok az oyundan alınabilir.

ne guzel, eminim zevklidir, de, keske benim soruya da bir cevap yazsaydiniz :)

lvl atlamaca. boss kesip item düşürmece. daha çok boss kesip daha çok item düşürmece. daha çok boss kesip daha ç... zengin olmaca. pvp de artislik yapmaca. tam zengin olmuşken ladderın yenilenmesi ve baymaca.

diablo 2 de wowdaki gibi dungeon olayı yok, hatta wowdaki dungeon olayına açıkcası sinir oluyorum, bi yerde bi tane dragon varsa bi tane vardır herkesin ayrı grubu için ayrı bi -instance diyolar sanırım- açılması benim gibi ultima sever bi adam için çok dandik, çocuk oyunu gibi.

diablo 2 de zaten 8 kişi oyun içinde olabiliyor ordan da istersen party yapıyorsun ve yaratık kesmeye item çıkartmaya gidebiliyorsun, duel vs de olabilir tabi. oynanış bakımından çok zevklidir, ha keza görüntü de - bana sorarsan - öyle.

yani multiplayerin olayi toplanip boss kesmek, pvp, ve item alisverisi. bu mudur?

mmorpg değil diablo 3 ne bekliyordun ki?

yani bir arkadaşla story de oynayabilirsin ama 2. 3. kezden sonra story de bayıyor. ki zaten single player da story illa ki oynamışsındır.

(bkz: türk ceza kanunu)

madde 567

kumarhane isleten tiplerin karanlik tipler olmasi; zamaninda borc yuzunden oldurulen, sakat birakilan, kacirilan, iskence goren veya tehdit edilen kisilerin coklugu; kara para akisina zemin hazirlamasi gibi onlarca neden aklima geliyor. kac ailenin ocagina tuy diktigini tahmin bile edemiyorum.
ustelik bu sadece bizim ulkemize ozgu bir sey degil bildigim kadariyla. yani bu tur olaylarin yasanmasi.
kktc'de serbest oldugu icin eskinin cogu patronu oralara goc etti bildigim kadariyla. zengin kesim oraya gidip az sirket batirmadi. birebir bildigim bir ornek mudurnu tavukculuktur. baska sebepler olsa dahi kumar da buyuk etkendir.

ben hatırlıyorum 96-97de filan yasaldı sanırım. ama hatırladığım bişey var o da her akşam haberlerde kumarhanelerde vurulan insanları görüyodum. bu yüzdendir belki.

bulgar'da, ve (yani!!!) kıbrıs'ta serbest, onu biliyorum. burdan kumarhane turları oluyor bulgar'a halen..

peki avrupa'nın diğer ülkelerinde (fransa, italya, yunanistan, almanya, ingiltere, fransa, vs) durum nedir acaba?
serbest mi, yasak mı kumarhaneler?

tam olarak "neden yasak" bilmiyorum ama, yasakladığı dönemde -benim çocukluğumda- gazete ve televizyonlarda çok fazla "kumar borcu - intihar - cinayet - mafya" tarzında haber çıkıyordu. tabi bir şey hakkında bu kadar haber çıkıyorsa, devletin/hükümetin "şunları haber yapın, kumarhaneleri yasaklıycaz" demesi lazım. netekim, kumarhanelerin mafyaların/çetelerin himayesinde, devlet tarafından kontrol edilemiyor oluşu var.

en.wikipedia.org

yanlış hatırlamıyorsam kumarhanelerin kara para aklamak için kullanıldığı söyleniyordu.

çok uzağa gitmene gerek yok kıbrısta serbest.

istanbula gelen Cruise gemileri,Türk Yasalarının Gerektirdiği şekilde Türkiye karasuları içerisinde Kumar oynatamazlar aslında....Ege denizinden Marmaraya girdiği anda Kumarhane Bölümünü Kapatmak zorundadırlar.
İstanbul Kalkışında İse, Karaköyü terkettikten 30 dakika sonra Marmara açıklarında Kumarhane faaliyetlerine baslayabiliyorlar.( ne kadar yasal bilmiyorum)
Ancak, Çok ilginç!!!Karaköy limanda iken, Kumar oynatan Bazı Cruise gemileride var olduğunu biliyorum. Esasen İstanbulun tam göbeğinde Kumar oynatılıyor aslında!
Ama Savcılarımız Bu konuda Bişey yapamazlar. Neden mi? Cruise gemilerinin arkaları Çok sağlamdır.

Çok başa bela oluyordu mafya, önünü alamıyorlardı. Bir de hazır sömürge vardı aşağıda, yasakladılar, kıbrıs'a götürdüler.

voyage sadece bilgi olsun diye söylüyorum cruise gemilerinin sağlamlığından ziyade, uluslararası kanunda kumar ile ilgili bir ibare olmadığından istediğin kadar uğraş o gemilerin kumar oynatması konusuna yapabilecek birşeyin yok.

(bkz: vergi)

cruise gemilerinde gemi yola çıktıktan sonra türkiyede bir yerde durmayacaksa oynatmalarında bir sakınca yok. aynı durum cruise gemileri transit geçiyorsa da geçerli sonuçta bir zararı yok.

bunun dışında kumarhaneler mafyayla mücadele edemedikleri için kapatıldı ve türkiye o zamandan beri inanılmaz turizm zararında. alacaklardı canavar gibi vergiyi, kim ne kaybetmiş bize ne kendilerine hakim olsun insanlar. şimdi kıbrısta, bulgaristanda iyice kontrolden çıkmış mafyaya paraları yediriyor insanlar (geliri geçtim cari açığa katkı oluyor)

kara para aklama konusunda da şunu diyim kara para olmasaydı türkiye şu anda ne haldeydi bilemezsiniz. ekonomide inanılmaz boyutta kara para var. (kaç tane getir nerden getirdiğini sormayacam yasası bile çıktı) bir sürü saçma sapan işletme sizce napıyor? kar etme ihtimalleri olmadığı halde?

Bu kadar kişi yazmış ama bir kişi de dememiş ki "Kıbrıs'a para kaynağı yaratmak için" diye.

Kumarhaneler çok ciddi gelir kaynaklarıdır ve çok büyük paralar temiz şekilde döner. Kuzey Kıbrıs'ın hem turizm hem de yan gelirlerini arttırmak için Türkiye'de kumarhaneler kapatılmıştır.

(bkz: ömer lütfi topal)'ın öldürülmesi bardağı taşıran son damla olmuştu ve kumarhaneler kapatılmıştı diye hatırlıyorum.

o kadar gitmez büyük ihtimal ama normalde laptoplarda 6cell oluyo piller bunları 12 leride var. en ucuz ebayden alabilirsin sanırım ve 100$ civarındadır.

ebay e baktım ama sadece 6 cell senin model icin samsung servisi arayıp şansını dene cogu marka model icin oluyo 9-12 cell batteryler

evet yarın arayacağım yerler var teşekkürler.

sanmıyorum olacağını yoksa ulv işlemci çıkarmanın mantığı kalmaz.

yani önemli olan laptopun türü burada, mesela benim su7300 işlemci, laptopumun her şeyi de bu işlemciye uygun ve şarj 5 saat gidebiliyor hatta wireless kapatırsam 8 saat de görebiliyorum. asus'un aynı su7300 işlemcili bir modeli 12 saat batarya ömrü var diye testlerde vs tanıtıldı.

şimdi ise su serisi işlemcilerin yerini ssd diskli, um serisi işlemciler aldı onlar da aynı mantık.

hukuksal konulardan çok anlayan biri değilim ama öyle bir olayda babanın imzasının yüzde bi milyon gerektiğini sanıyorum, öteki türlü yok artık öeh.

bana sizinki biraz atıyor gibi geldi.

Arkadaşınızın ciddi psikolojik sorunları var, bunlara kendisi de inanıyor.

İki taraftan biri feci sallıyor.

bu olayi istisna olarak tutarsak hayatim boyunca hicbir yalanini yakalamadigim biri bahsettigim kisi. beni hikayesine inandirmak icin de hicbir gecerli sebebi yok. hem olaya en son inanacak adamin ben oldugumu biliyor hem de coktan olup bitmis bir olay oldugundan mesele zaten maddi bir beklenti icerisinde de degil. olaydan bahsederken sinirleniyor, gozu filan doluyor hala. insanlarin muhabbet susleme huyu vardir, eyvallah. ama olmasi cok zayif ihtimal bir olayi en bastan yazarak anlatmak da mantikli gelmiyor hic bana. ya kizla oglan fena kerizledi bunu o zaman ve olay icinde derin bir ukte olarak kaldi.. ya da dediginiz gibi psikolojik sorunlari var o halde.

ya hadi inanalım komple neyse de sizin ki 20 milyar kadar borcu o yaşında ne sürede nasıl toplayıp geri ödemiş, o kısmı çözemedim ?

14 yaşımdayken okumadan bir kağıt imzaladım. imzalatanlar her şeyi çok iyi düşünmüşler, imzaladığım maddelerden birinde sakıp sabancı'nın bana vekalet verdiği de yazılıymış. sonra 800.000 milyar dolar trilyonluk icra geldi. sabancı'ya gidin o ödesin dedim. sabancı'nın adamları geldi. kürekle vurdular. ışıkları kapayıp vurdular. kimin vurduğunu göremedim. fenaydı yani.

@atesikus
:)) hikaye bir nevi oyle, evet. parayi bulma konusuna girince cikamiyor isin icinden zaten. esya satmis bir suru, arkadaslari esya satmis yine. bircok karanlik ise bulasmismis filan. abuk bir hikaye. biri gelse bunu anlatsa bana kesinlikle inanmam, su an da zerre inanmiyorum lakin. ama boyle bir konuda bir insan niye yalan soyleme geregi duysun ki? anlatinca hic de bravo lan filan demeyecegimi biliyor, e ciddiye de almadim.. o halde?

neyse ciddi cevap vermek gerekirse, bazı insanların öyle bir yönü oluyor, sırf dinlenmek için aklına gelen yarısı gerçek yarısı yanlış-yalan-sallama-abartı şeyleri anlatıyor. yani seni etkilemek, ona hayranlık duyman, "vay be neler de yaşamış" diye düşünmen falan gibi bir isteği olmayabilir aslında. sadece anlatmıştır. sen üzerine düşünüp kafa yorunca, konuyla ilgili sorular sorunca da, yeni şeyler uydurup onlarla açıklamıştır.

mesela benim babam biraz öyle bir insandır. hiçbir kötü niyeti yoktur, arkadaş ortamında tanışsam "sevimli palavracı" diyebileceğim bir adamdır. 1 ay falan önce aile büyükleri arasında metrobüslerde ne kadar gereksiz bir şekilde para çarçur edildiğinden laf açıldı. ve babam, hiç aslında gereği yokken, sadece kendisinin o konuda en fazla bilgiye sahip olduğunu göstermek için atlayıp aslında çok da bilgisinin olmadığı metrobüslerin şanzıman sistemi hakkında bir şeyler anlatmaya başladı. yarı doğru-yarı yalan şeylerdi. dinleyenler de biliyordu. ama işte maksat sadece dikkat çekmek, engin bilgi sahibi, deneyimli gibi bir izlenim bırakmak.

neyse belki saçma gelmiş olabilir ama arkadaşının durup dururken bunları sallaması bana bunu hatırlattı.

house emmiden gelsin: everybody lies.

kabullenmek zor oluyor ama böyle yani. arkadaşınız fena sıkmış. en kötü ihtimalle "o zaman isin bileni bircok adama danistiydim" cümlesi yalan.

çocuk 16 yaşındaymış, bu dediklerine, 'vekaletini bana veriyormuş'a inanmış olabilir. Şimdi de gururuna yediremediğinden hala inanmaya devam ediyor olabilir.

babasının vekaletini kendi kendine mi vermiş sizinki ? babasının reşit olmayan oğluna vekalet verebilmesi için mahkeme kararı ve bizzat babasının imzası gerekli.

isin oyle olamayacaginin ben de farkindayim. daha cok babasinin vekaletine ihtiyac duymadan bir cocuk borclu duruma getirilebilinir mi, onu merak etmistim. ya da tehdit olusturacak herhangi bir baska unsur? o kadar guvendigim biri olunca bu denli sacma bir olaya bile sebep aramak zorunda hissettim kendimi ama sanirim yok. :)

İki türlü de mümkün değil. Başka bir olay var bence işin içinde. Arkadaşların dedikleri gibi yalanla ilgi ve dikkat çekmeye çalışıyor olabilir.

Çık alsancağa dolaş bi sürü var.

Dolaşıp bulabileceğimi ben de biliyorum. Özellikle tavsiye edilecek, şurası iyidir, temizdir denecek önerilere ihtiyacım var.

Öyle sorsana o zaman :)

çok ünlü rus sıllı bir kadın dövme sanatçısı izmir'de çalışıyor diye biliyorum ismini unuttum ama sözlükte başlığı var, bilenler vardır elbet.

cinna monster'in bahsettigi kisi, Luba Goldina.

elektrikçi bakar, arıza aşağıda mı evde mi anlaşılır.

anakart uzerinde default olarak 400 mhz ayarli olabilir, frekanslari kurcalayabiliyorsan (BIOS'tan voltaj degerleri) 667 mhz'ye cikarabilirsin.

* ek olarak, everest farkli gosteriyor olabilir. bios'tan ramin kac mhz de calistigi da gorulebilir. oradan bakmani tavsiye ederim.

* laptop marka-model yada anakart model'ini yazarsan isimizi kolaylastirirsin.

Laptop hp compaq 8510p. Normal'de 2 tane 1gb'lık samsung ram var.

Bir de 2-3 sene önce laptop'u ilk aldığımda sıfır değildi. Yani ram'leri değişmiş de olabilir. Fakat şimdi baktım, anakart 533 ve 667'lik ram'leri destekliyormuş, yanlış ram takmış da oalbilirler.

ramın 667 olduğunu 666 dan mı anladınız?

öyleyse hayır ramın üzerinde yazdığı gibi ram 800 lük 6400s yazıyor 6400 mb/s ddr2 800 ram ın aktarım hızıdır.

@saiko, ram'in üzerinde yazan yazıyı google'da arattım, 667 mhz olarak çıktığı için 667 olduğunu düşündüm. everest'te çipsetin 533 ve 667 mhz desteklediğini gördüm. yalnız fsb hızı da 800 mhz. vallahi hiçbir şey anlamadım.

ben www.anime44.com ya da www.animedreaming.tv sitelerini kullanıyorum.

iki sözcük : meme kanseri

(git: 302694)

dayanamıyor ve yazıyorum.

bunun ingilizcesi "I am x weeks and craving for y".

anlamı ise "x haftalık hamileyim ve y aşeriyorum" okuyup da vay anasını herkes mi hamile demeniz gerekli.

kendini bir şey zanneden geri zekalının birisi böyle bir tercümeyi nasıl yapmış Allah'ım ne söylesem bilemedim.

normalde böyle şeylerden nefret ediyorum. ama savunmak zorunda kaldım şimdi. kadın özendin tercümesini yaptın bari doğru anlasaydın da rezil rüsva olmasaydın.

komple geri zekalı insanlar bunlar.

Avrupa lokasyonlu bi vps almak olabilir ama tabi 10 dolar fln bunlar aylık

yok.

Ezikler de ondan. İş yeri yazarlarsa arkadaşları esnaf zannedebiliriz oysaki onlar plazada çalışıyorlar.

ayda 1 trilyon para dönen bi yerde stajyerlik yapıyorum patron öğle arası yemekten döndüğümü görünce:

-napıyon, tükkana mı gidiyon

dedi.

ben mesela "tükkan" diyorum.. herkesin bi popisi var yani..

çalıştığım iş yeri kocaman bir arazi üzerine kurulu,
3 parça halinde toplam 600 dönüm.
muhasebeci olarak idari binada takılıyorum ama
bazen iş gereği iş yeri içinde farklı yerlerde oluyorum.
eğer kendi yerimdeysem ofisteyim diyorum,
dolayısıyla ofis kelimesi dile yapışıyor.
iş yeri haricinde soranlara ise ofis demiyorum işe gidiyorum diyorum.

milyon kere ofis:P
aman ne farkeder ki sonuçta anlaşılmak önemli.
herkes birbirine kırmızıya al dedi, ofise işyeri dedin, pabuca ayakkabı gibi sebeplerden çemkirirse olmaz ki. bırakınız konuşsunlar.
nedir önemli olan? para para para :D

eskiden daire derlerdi.. zaman çok değişti.. teknoloji falan.. batının ahlaksızlığını aldık yine.. vay arkadaş.

amerikan filmlerine,dizilerine özentilik

ofis fazla moderen kaçıyor kabul ama mantıken düşününce eve de evyeri demiyor oluşumuz anormal değil mi? -işe gitmek, eve gitmek- (işyeri'cilik perspektifinden bakarsak :))ya da mikrosoft office kafasına girip çalışma alanı mı diyelim hahah :)

keşke yazıhane desek dermişim. değişiyo işte yıllarca önünde sende, ben de duramayız dostum. bu kadar da tepki gereksiz.

yazıhane aslında da işte.

muhasebe büromuza eskiden yazıhane (daha doğrusu yazaane) derdik. ulan baktık teknoloji gelişiyor, hayat değişiyor, yazaane nedir ulan diyip "büro" demeye başladık. hala da öyle diyoruz ama büro da eskidi şimdi, orada burada ofis diyorum çoğunlukla. daha alışamadım.

ben saray kelimesini kullanıyorum: "saraydayım. saraya gidiyorum. saraydan geç çıkıcam. sarayda işler ters gitti. sarayda çay bitmiş. saraya klima taktırmak artık şart." kime ne!?!

işyerindesin ama nerdesin ? ofiste misin, depoda mısın, yemekhanede misin vs...kıldan yünden nem kapmak için yer aramamak lazım.

Hatırladığım kadarı ile, bir ürünü x liraya aldıktan sonra onu y liraya satmak. y-x=katma değer.

Örneğin 1 liraya hamburger ekmeği, 1 liraya köfte, 1 liraya yeşillik vesaire alarak hamburger yapıp 10 liraya satan bir işletme 7 liralık katma değer yaratmış olur.

misila elimizde bir tarlamız var dönümü 1000 lira ediyor. bu tarlamıza tanesi 5 liradan zeytin fidanı dikiyoruz 10 tane. damla sulama da bağlıyoruz altına. bi kaç yıl bekliyoruz, beklemiyoruz... artık tarlamız bir zeytinlik ve dönümü mesela 3000 lira ediyor. yani biz yaklaşık 100 liraya 2000 liralık katma değer yaratmış oluyoruz, gibi.

katılmış değer. Esas fiyatı yeniden yapılandırmak. Esas kıymeti yeniden değerlemek.

Value added services olarak bakabilirsin.

Kısacası lojistik sektörü bunun üzerine kuruludur diyebiliriz.

malın her üretim aşamasında maliyeti üzerine konulan miktara katma değer denir örnek vereyim... ekmeğin üretim aşaması..
değirmenden cıkan unun maliyeti 10 br olsun bunu alan fırıncı ekmeği yapıp 20 br me markete versin(20-10=''10'') ve marketçi de kar etmek için üretilen bu ekmeğin fiyatını 30 br e çıkarıp tüketiciye satsın(30-20=''10'') bu durum da ortaya çıkan toplam 10+10=20 br fark katma değer oluyor ve bu katma değer üzerinden değişen oranlarda katma değer vergisi alınıyor.... saygılarımla hastasıyız dedeeeeee...

öğrenci tarifesi 25 + 10 cihaz bedeli ama işin içine kredi kartı olayı giriyor yani tarifene ek alabilmen için son faturanın 50 tl yada üzeri olması lazım.eğer bir vodafone şubesine gidersen daha iyi olur. çünkü evdeki hesap çarşıya uymaz.

wildfire s ler tükenmiş piyasada haberin olsun.

daha önce turkcell kullanıp da vodafona geçen arkadaşlarımın çoğu turkcelldeyken rahat konuştukları yerlerde vodafonun çekmemesinden şikayetçi.

Symbian ve Turkcell sahibi iken Android ve Vodafone sahibi olmak istiyorsunuz.Çok ters, yanlış.

4-) 8 aydır vodafone kullanıyorum, çekmediğini görmedim. bodrumunda bile çekiyor. istanbuldayım.

11 yıl Turkcell kullandıktan sonra Vodafone'a geçtim, 2 ay dayanabildim. Hiç çekmediğini görmedim ama konuşurken sürekli ses kesiliyordu.
Mevki: İzmit

www.inventus.com.tr bakabilirsin burda. lga 775 ve ddr 2 olarak

daha maliyetlidir ?

ne bilim suya filan karışıyodur ?

bu dediğim komplo teorisi tabi. gerçekçi bir yanı var mı acaba?

Söz konusu iranlılarsa her şey olabilir :)

yok öyle bir şey, orada uranyum da yok. emin ol

Tahminiden farklı bişey söylenemez burda, arayın artık şu öğrenci işlerini bu kaçıncı duyuru yahu, götünüzü kaldırın telefon yakındadır mutlaka.

@saiko hakketen kullanıcı adınla özleşmişsin... valla nasıl aklımıza gelmedi aramak yaa =))

katı meyve sıkacağından laptopa bir sürü şey aldım online olarak. hiç birinde dur şundan bi meyve sıkayım bir bardak iç öyle git demedim.

ben birkaç defa önünde açıp kontrol etmeyi denedim ama adamların çok da s.kimdeydi tavrı yüzünden devam ettirmedim. ama yapmak gerekiyor. beklemeyecek gibi olurlarsa şikayet ederim diye ufak bir tehdit savurmak işe yarar.

kırılacak bişeyse bakmak gerek ama laptop vs. iyi paketleniyor bakmanın manası yok.

çok pahalı bi şey almadım internetten şimdiye kadar.. yani dedigin gibi bi lcd tv almış olsam açar kontrol ederim.. görevliyi de kapida ben aletin çalıştıgından emin olana kadar bekletirim..

eger bekletmekten rahatsız oluyorsan elemanı içeri davet edip bi şeyler ikram edip o sırada deneyebilirsin mesela..

edit: katı meyve sıkacağı aldıysan onunla bi meyve suyu sıkıp verirsin mesela :)

Kim şart koşuyor ben onu anlamadım ? Onu şartı koyanlar işini iyi yapmayanlar.

O kadar alışveriş yaptım ettim bilmem ne işini adam gibi yapan firmalar ya ürünü 2. hatta 3. bir koli içine güzelce paketleyerek koyuyolar(+ kendi orjinal kutusu) ya da 1 kutu içine güzelce koyuyolar ki sorun çıkmasın deyü.

Ondan geçtim ben taaaaa amerikalardan anakart aldım dıştaki kutunun anası bellenmiş olmasına rağmen, ebaydaki satıcının güzel paketlemesi yüzünden içindeki orjinal kutuya bile bişey olmamıştı.

Ha bunun yanında bimeks gibi "malı alana kadar müşterimizsiniz" firmalarından da laptop alma gafletinde bulundum, onlar da orjinal kutunun etrafına naylon poşet geçirip yolluyo üzerine bantlıyo, bantta da yazan "eğer hasar varsa kargoyu kabul etmeyin".

E tamam da arkadaşım senin satıcı firma olarak görevin suçu ona buna atmak değil o ürünü bana uğraştırmadan bekletmeden mümkün olan en çabuk ve güvenli biçimde baş ağrısız ulaştırmak.

Yani zabıt tutturmak incelemek fln hikaye aslında.

kargocunun umrunda olmaz, tonla dağıtacak şeyi var, adam teslim edildi belgesini bile imzalatmaya uğraşmıyor bazen.

lcd tv olayında, zaten kapalı kutusundan teknik servis gelip kurulumunu yapıyor, o konuda soruno olmaz

artık şikayet ederim olayı bile umurlarında değil adamların. adın ne senin dedin soyadın ne dedim aldım, gidin şikayet edin dedi kargo görevlisi bana nası olsa bi s.kim olmicak havasıyla onu da belirtim dedim

Kargo personeli sorun çıkartıyor. En yakın kargo şubesinden teslim alınacak şeklinde göndermelerini talep edeceksin. Kargo şubesinde çalışanlar izlerken açıyorsun. Tabi dur pirize takayım kısmı evde olmak zorunda. Zaten mesafeli alışveriş kurallarında bir hafta mı on gün mü ne cayma hakkın saklı. Almak zorundalar. Almayız kısmı kullanıcının keyfi iadesinin önüne geçmek maksatlı.

Kargo personeli bir keresinde bana "bir adet siz bir adet de ben şahit bulup öyle açarsak tutanak tutabilirim" şeklinde bir şeyler söyleyip gitmişti. Yani bkz. birinci paragraf.



EK: Bu arada Aras kargo ile ilişkimi kestim. Türkiye'nin en kalitesiz personeline ve en kalitesiz hizmetine sahipler; Kargo başka yere gider geldiğinde canı çıkmıştır ve içindeki kırılmış olur. Personeli adres almaktan acizdir. Gün boyu nöbet beklersin gelmezler geldik yoktunuz diye yalan atarlar. Çok önemli işinin içine ederler şikayet edersin tutar gelip kendiniz alabilir misiniz diye telefon ederler. Vsvs.

Kontrol edecekseniz başka bir firmayla göndertin.

bi kere arızalı mı diye değil kırık mı diye kontrol ediyorsunuz. bu da genelde kutusundan belli olur. ben herşeyi açtım. aldıklarım: (inanmayana fatura scan ederim)

netbook
dv kamera
19" crt monitör
bir çok elektronik ıvır zıvır (ram, power supply)
kitap-lar
ikea'dan bi yığın ev eşyası.

hepsini açtım. giderim diyen olmadı. demeye cesaret edemez. mümkünse imzalamam önce açarım sonra imzalarım. ups bunu kabul etmedi (hayır diyen o olduğu için hatırlıyorum) ancak açmamı bekledi ve hasarlı olsaydı tutanak tutacaktı. zaten önemli olan tutanak. kamera idi. açtım kutusu sağlamdı. ama içini de açtım.

ikea'dan aldıklarımda masanın kenarı ezikti. tutanak tuttum (varan) ve tutanağı izmir'e mailledim. 10 gün kadar sonra yenisi gönderildi.

yani: açmadan göndermeyin.

fotoğraf makinesi, üst baş, saat vs bi dünya şey aldım bende, gelen eşofmanı adamın yanında giymişliğim var ve "maşallah tam oldu" dedi kargo görevlisi. bi keresinde saati açacaktım adamın yanında bizim yetkimiz yok kem küm etti gitti bende oralı olmadım, açtım saatin bir parçası kırık, paketi soymadan resmini çektim. sonra yenisini yolladılar. yurtiçi kargo bu konuda çok sabırlı adamın kapıda oturup beklemişliği var,kaça aldın şimdi bunu iyi almışsın hacı diye sohbet bile ediyolar. aras'da bi o kadar atarlı banane kardeşim bozuksa bozuk deyip gidicek kapasitedeler.

ne bahanesi yahu?

bir bahanem olması gerektiğini söylediler, ben sadece ara vermek istiyorum, o yüzden :)

ailevi sebepler de geç yahu. takmazlar fazla sanmıyorum. yani mazeret bildiriceksin şu şu sebepten onlar da haa öyle mi tamam diycek.

kayıt dondurmak ancak iki şekilde mümkün.

1) maddi durumunuzun okumaya elverişli olmayışı

bunun için, muhtarlıktan "fakir kağıdı" gibi bir belge veriyorlar sanırım, ordan öğrenci işlerine gidip kaydınızı dondurabiliyorsunuz.

2 ) sağlık durumunuzun okumaya elverişli olmayışı

bunun için devlet hastanelerinden "heyet raporu" almalısınız. bu yol biraz zahmetli olmakla beraber daha kesin çözüm sağlıyor.

iki yolda da sizi zorlayacaklardır, özellikle öğrenci işleri.
ve de unutmayın ki kayıt dondurduğunuz zaman, harçları ödemeye devam etmeniz lazım.

kolay gele

harc ıcın,

tek donem dondurursan harc oduyorsun, iki donem dondurursan odemıyorsun.

2-kargo hep değişir, yeri gelir hepsi için 10 dolar ödediğin de olur yeri gelir sadece 1. ürün için kargo ödeyin vs gibi şeyler kargo detaylarında yazıyor, ayrıca hepsi türkiyeye gönderim yapmıyor. ayrıca 1 dolarlık bi şey alıp 10 dolar ödemem mantıksız diyorsanız ebaydan alışveriş yapmayın.

98-99 dan beri ebayden buy sell yapan biri olarak dieceğim ;
1 - babana bile güvenme + 3000 feedback adam bile scammer çıkabilir.
2 - combined shipping denen mevzu var aynı satıcıdan alısveriş yaparsan kargonu / paketini aynı kutuda yollar shipping cok girmemiş olur. ikincisi satıcılar için son zamanlara kadar shipping gecirmek karlı bi mevzuydu.. ben usa e 100-200 gr lık paketi 10 lira civarına yolluyordum ama 25 dolar shipping cost alıordum kimsede uyanmıyordu / sorgulamıyordu.
3- en güvenli yol garanti bankası sanal kredi kartı

neden ihtiyacınız var?

dizüstü kullanıyorum. filmler, müzikler, tutoriallar hepsi haricide. ev 2 katlı. evin içinde ordan oraya gidiyorum sürekli. hariciyi yanımda taşımam gerekiyor. bunun gibi nedenler..

modeminizi araştırın. inceleyin. onda media server filan gibi özellik varsa oradan kullanırsınız wireless bi de "nas"'ı araştırın modeminizde. varsa sadece takın tamamdır.

kücücük 20 dolarlık bi aletle bile hddnizi o alete bağlayarak o aleti de modeme bağlayarak gerçekleştirebilirsiniz bunu.

ayrıca farz ederek konuşuyorum dediğinizi gibi bişey olsa bile 2 katlı evde istediğiniz performansı alamayabilirsiniz.

ilk defa duyduğum şeyler bunlar. bi araştırayım. teşekkürler..

www.seagate.com

www.seagate.com

gitmezse hazırlıktan başlar işte.illa ki gir diye bi şey olamaz olmamalı

gitmesin sorun değil. en düşükten başlar.

özel olarak 9 eylülün durumunu bilmiyorum fakat genelde sorun olmaz muafiyet sınavına girilmediğinde.

bir sorun olmaz çok var sınava girmeyen

dendiği gibi bir sorun olmaz. yaptırımı en alt kurda hazırlıktan başlamak olur; e zaten o isteniyor.

iyi bari telefonu açmışlar. dün kyk'yı en az 30 defa aradım ve o salak band kaydı vs ile kol gibi fatura girdi. ve hiç kimseye ulaşamadım...

iki tarafında anlaşması lazım. zira ortada bir anlaşma belgesi var. kontratın amacı olmaz o halde. şartları tam olarak bilmiyorum hangi durumlarda fes edilir. kontratı incelemek ipucu verebilir

muhtemelen yerinize birisini bulmanızı isteyecektir.

genelde 1 ay öncesinden haber verince sorun olmaz.

eğer yerinize birini bulamazsa sözleşme sonuna kadarki parayı alma hakkı vardır, eğer sözleşmeye özel madde konmadıysa (ki konmamıştır diye düşünüyorum)

kira kontratı, kiracının bir anlamda ev sahibine, sözleşme boyuncaki tüm kiraları ödeyeceğinin teminatı anlamına gelir. dolayısı ile ev sahibiniz ile anlaşmalı bir fesih yerine kafanıza göre hareket ederseniz, ev sahibinizin sizden sözleşmenin geriye kalan tutarını isteyebilme hakkı doğar. bu meblağın yanında depozitonun lafı olmaz, ancak onu da argüman olarak kullanıp içeride bırakarak çıkabilirsiniz. en mantıklısı, hacı amcayı/teyzeyi üzmeden çözüm üretebilmektir.

Etikle alakalı bulmuyorum. Ne hayvan sevgimiz varmış arkadaş, hiç haberim yok.

Vejeteryan ve labaratuar yanlış yazımlar hep. Vejetaryen ve laboratuvar olacak onlar.

Bu dünya'da her canlı acı çekiyor ve sebebi de büyük çoğunlukla insanlar. Bir hayvan olan insanın diğer hayvanlara ya da kendi türüne bunu yapması insanın doğadaki en aptal ve acınası canlı olduğunu gösteriyor. Ben zekiyim hayvanlardan üstünüm peh diye geçinenlere öyle kahkahalar atıyorum ki bilemezsiniz. İnsan üretimi yapay bir şey olanı kapı kolunu kullanabilmekle övünen ve dünya'ya çok gerekli olduğunu düşünen gerizekalılar; hayvanların yenilmek için varolduğunu düşünen kıt beyinli psikopatlar... Her yerde örneği var.

@vexations, inanslar da yanlış yazılmış ayrıca dünya'da derken gezegen ismi olarak "DÜNYA"yı kastetmiyorsak (Gezegen Dünya, Gezegen Satürn gibi) özel isim olarak nitelendirilip isimin "-de" hali ayrılarak yazılmaz. Özel isim olarak kullanacaksak da Dünya'nın "d"si de büyük yazılır. ama bu duyuru birbirimizi bozmak için açılmadığından bir şey demeyeceğim. :)

@saiko, nasıl alakalı değil? Neyle alakalı peki açıklamak ister misiniz?

şaşkınlıkları bomba ya (:

etik bulmuyorum, büyük ibnelik olarak görüyorum.

modem senin katta olup telefon aşağıdaysa splitter bunlara nası bağlı ? bence hatlar paralel ve aynı hat üzerinde telefon ve dsl bağlı kopması normal.

ya splitter mı değil mi bilemediğim bir nane var aslında telefonda. splitterımsı bişiy. sanırım sinyal bloke ediyor. sadece bir girişi var. bir line girişi var diğer ucunda da ufak bi kablo var, telefona bağlanıyor. yani modemlerin yanında çıkan üç girişli splitterlardan değil. üstünde de dsl filter gibi bişey yazıyordu.

benim telefon ve modem splitter'sız bağlı idi, telefonla konuştuğumda bağlantı kopuyordu. Çok konuşmadığım için oradan bir sorun yaşamadım. Ama geçtiğimiz bir ay içinde telefonla ilgisi olmaksızın sürekli olarak internetim gitti geldi, aralıksız. 444'den, "splitter takmam gerektiğini" söylediler. Nitekim öyle yaptım ve artık sorun yaşamıyorum. Sizin sorununuza tam benziyor mu bilemedim.

caps olacak mı?

ne işe yarıyomuş ki o ?

bugün bi arkadaşım kullanmıştı başlığı görünce aradım sordum elle yediriyomuşsun. yedir bence gerçekten farkedilir ve çekici olmuştu yalan yok evet, direk bacaklarına baktım.

dikkat et, bacakların ışıl ışıl parıldarken sürdüğün sprey etrafındakilerin pantolonlarına bulaşabilir.

iki haftadır annem nerede gezdin sen diyip fırça kayıyor bana. :)

evet yapabiliyorsunuz. varsa internet şubesinden de yapabilirsiniz.

internet şubesinden bir sefer yaptım anında oldu. uzun zaman sonra tekrar denedim ne olumlu ne de olumsuz bir yanıt aldım.

internet şubesinden kademeli olarak çok güzel limitlere ulaşabildim öğrenci olmama rağmen

alışveriş yaptığınız mağazadan bile limit arttırabilirsiniz.