Giriş
(15)

Eşiniz oturacağınız ev için annenize borç verdi. Annenizin finansını siz yönetiyorsunuz. Konu açıldığında size "Paramı ver" demesi "ben o parayı borç olarak verdim" vs. demesi üslup açısından rahatsız eder mi? Normal mi?

psmstc
Annenizin finansını siz yönetiyorsunuz. Oturacağınız ev annenizin ağırlıklı parası ile alınıyor. Siz erkeksiniz. Eşiniz sadece evin 6'da biri kadar düğün altınlarını ev alınırken kendi isteği ile borç olarak veriyor. Sonra birşekilde konu açılınca diyor ki: "Paramı ver" "ben o parayı borç olarak ve
Annenizin finansını siz yönetiyorsunuz. Oturacağınız ev annenizin ağırlıklı parası ile alınıyor. Siz erkeksiniz.

Eşiniz sadece evin 6'da biri kadar düğün altınlarını ev alınırken kendi isteği ile borç olarak veriyor. Sonra birşekilde konu açılınca diyor ki:

"Paramı ver" "ben o parayı borç olarak verdim" "mirasa kalacak ben onu mirasta bölüşülsün diye vermedim" tarzı kendince hakkını isteyen cümleler kullanıyor.

Sizce bu eşler arası iletişimde normal sözler mi? Şundan dolayı soruyorum.

Karşıdaki eş (koca) dolandırıcı hırsız değilse eşine borcunu elbette ödeyecek. (annesinin finansını da o yöneten o) Fakat neticede hayat arkadaşısınız bunu bu şekilde dile getirilmesi karşı tarafa baştan güvensizlik ve yanlış bir üslup değil mi?

Yani kendi anne babası ya da kardeşi olsa asla "paramı ver" demeyecek bir insan. Kocasına karşı böyle konuşuyor. Bir de yeni evin alınmasında ısrar eden o ve kök ailesi.

Düşüncelerinizi merak ediyorum da.

Teşekkürler.
-1
psmstc
(16 saat)
Siz oturacaksanız eşiniz düğünde takılan altınları nasıl size borç olarak veriyor orayı hiç anlamadım kendi de oturmayacak mı o evde?
+4
sadakatsiz
(15 saat)
Eşler arasındaki iletişime ve o zamanki gerginlik seviyesine bağlı bence. Atıyorum benim sizinle aram bu aralar iyi değildir, söylerken acı acı konuşmuş olabilirim. Veya aramız çok iyidir, zaten iletişimimiz biraz kabadır, böyle şeyler hep söyleniyordur, şakayla karışık paramı ver dolandırcı gibi gülerek birşeyler söyleyebilirim.

İdeal koşullar altında böyle söylerse birşeye bozulmuş veya gerilmiş diye düşünür ama yine de içten içe incinirdim. Asıl mesele "paramı ver" meselesi, düğünde toplanan hediyeler ortak değil mi, hayıydıy kaydeş? Eğer paranın bir şekilde kadına kalacağı kısmında taraflar uzlaşmış ise, borç verilirken borcun şu tarihte, şu şu yollarla geri verileceği ile ilgili bir ödeme planı olmalıydı. O yüzden yakına borç vermek, almak sakat işler.
0
tiredofwaiting
(15 saat)
10 yıllık evliyim, karı koca arasında borç olmaz. Kolye,bileklik, set, yüzük gibi ziynet eşyası bozulduysa uygun bir zamanda tekrar yapılır. Bunun için diretilmez.
+4
rodeocu
(15 saat)
Doğru mu anladım? Anneniz kendi üstüne bir ev alıyor, gelin hanım gereken parayı altınlarıyla tamamlıyor. Anneniz "ben ölene kadar siz bu evde oturun" diyor. Anneden sonra ev annenin mirasçılarına bölüştürülecek. Diğer mirasçılar evin alımına hiç katkı yapmadan mala konacak. Gelin hanım bu yüzden benim yatırdığım parayı verin, mirasçılar arasında eşitlik sağlansın diyor. Böyleyse gelin hanım haklı.

Ev sizin üstünüzeyse gelin hanım haksız ama diğer mirasçılara da aynı yardım yapılmadıysa anne haksızlık etmiş. Tabii aile iç işleri bizi ilgilendirmez.
+3
cosmicstring
(15 saat)
Olayın öncesi sonrası belirsiz. Tartışma anında mı söylendi yoksa durup dururken sürekli paramı ver diye darlıyor mu?

Ev annenin üstüne mi alındı? Eğer öyleyse parasını istemekte zaten haklı. Söyleyiş tarzı yanlış ama olaylar nasıl gelişti bilemediğimiz için doğru yorum yapmak zor.
+2
elorelia
(14 saat)
ev alma durumlarinda kardesten, anneden, babadan, kuzenden para alinirsa bu para borctur. cekilecek kredi miktarini düsürmek icindir. geri ödenmelidir. evin 1/6'i iyi bir para. tabii ki ödemeli anneniz, laf mi bu? ve bu borcu anneniz ödemeli, kadinin esi degil. kadinin esinin ödedigi sag cepten sol cebe, zaten ortak degil mi bütceniz? kaldi ki, esiniz direkt mirascisi olmayacak ama evin 1/6'ini kendisi ödedigiyle mi kalacak?
is buraya geldiyse ben daha lisan-i münasip söylerdim ama söylerdim yani. ödedigim parami alir, evde su an ben oturdugum icin de anneme kira öderdim. annemin kira ihtiyaci yoksa payim kadarini rayic bedelden düser gene anneme öderdim, o kardesim icin kenara koyardi. olmasi gereken budur.
+1
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(14 saat)
Gerek yaşadığım evlilikte ve gerekse kafamdaki evlilik düzeninde, şaka olarak söylenenler dışında bu tip diyaloglar olmaz. Senin malın, benim param kafa yapısı aşılmamış evlilik ilişkisi benim aklıma yatmıyor.

Ciddi şekilde böyle bir söz söylendiyse, siz de annenizin finansını yönetiyorsanız, oturduğunuz evden anneniz adına kira isteyin, herkes parasını alsın, olay tatlıya bağlansın.
+1
Mirket
(14 saat)
Üslup esastan önce gelir, haklı bi isteği yanlış bi üslupla söylemiş. Ayıp etmiş.
-1
antihero
(13 saat)
Ev annenin üzerine yapılıyorsa iş değişir tabii orayı kaçırmışım. Kadın haklı bu durumda.
0
sadakatsiz
(13 saat)
Üslup tamamen yanlış. Eşe karşı güvensizlikte duyduğunu da anlıyoruz. Düğünde takılanların yönetimi çiftin ortak kararıyla yapılması lazım. Sadece gelin tarafının olmaz. Ev alınmadan önce çiftin, damadın annesine verdiği borcun geri dönüşünün nasıl yapılacağına karar verilmesi gerekirdi. Damadın annesiyle konuşup çözmesi lazım. Ama üslup çok irrite edici.
-1
onyx
(13 saat)
burada kritik nokta düğün altınları. zaten en büyük saçmalıkta bu düğün altınları kadınındırdan çıkıyor. düğünde takılan altınlar o yeni kurulan aile için takılıyor. o altınların tasarrufunda erkeğinde söz hakkı olmalı. o zaman kadın tek başına evlensin.
insanların kişiliğini en iyi işin içine para girince anlarsınız.
şimdiden geçmiş olsun. ilerde bu tavırlar evlilikte başına çok işler açacak.
olaya baktığımızda anladığım kadarıyla o evde siz eşinizle oturacaksınız. zaten büyük kısmını anne vermiş sizde eşinizle birlikte 6da 1ini tamamlamışsınız. işte burada insanların kişilikleri ortaya çıkıyor. zaten kendi oturacağı ev bunun bile farkına varamıyor. ama belli ki ev annenin üstüne asıl sorunların biride bu. eğer kardeşte varsa miras bölünüp bize ev kalmayacak o yüzden ben verdiğim parayı kurtarayım derdide var. böyle düşüncelerin olduğu evlilik sağlıklı sürmez.

yukarıda bahsedildiği gibi o zaman annede kira istesin. çevre dairelere göre güncel kira belirleyin 6da 1ini düşüp gerisini anneye ödeyin.
+1
my fault
(13 saat)
öncelikle kadınlar her zaman haklıdır. der abi. sen erkek olarak aynı cümleyi kursan kan çıkar.
0
mikahakkinen
(9 saat)
Başta geri ödemek üzere anlaşıldıysa, eşinizin gazını alacak bir ödeme planı sunmakta ve ufak da olsa geri ödemeye başlanmasında fayda var. Diğer yandan evi uzun vadede siz kullanacaksanız ve diğer mirasçılara benzer başka bir mülkün kullanım hakkı falan verilmiyorsa, sizin de annenize kira ödemeniz gerekir diye düşünüyorum.

Sizin başka bir sorunuz da, “böyle dediği için haklı mı/normal mi?” tarzındaydı. Şimdi burada anket yaparak anormal diye bi sonuca ulaşsanız bile, eşinizin normali o olduğu için, önemli olan o olmalı. Dolayısıyla sorunu tespit edip, çözüme odaklanmak daha faydalı olacaktır diye düşünüyorum.
0
lil siztah
(5 saat)
1. Miras paylaşma lafı nerden çıktı? Niye böyle bir söz etme gereği duyuldu, böyle bir gündem mi var?

2. Düğünden altınları borç vermeye kadar ne kadar süre geçti, borç verildikten sonra bu konuşmaya kadar ne kadar süre geçti? Borç ödenmediği sürece güvensizlik yaratır kusura bakma.

3. Bizim evde her türlü verilen alınan harcanan edilen şey muhakkak yazıldığı ve kişiler birbirine asla borç takmadığı için benim yaklaşımım "iş başka aşk başka" şeklinde olur. Özellikle de gelin gibi damat gibi kişilere karşı çok daha titiz ve özenli olmak gerektiğine inanıyorum. Güven tesis etmek istiyorsanız kişilere verdiğiniz sözleri vaktinde tutmanız, borcunuzu vaktinde ödemeniz, bunu da erkeklik gururu kocalık gibi egolara hiiiçç bulaşmadan, samimiyetle yapmanız gerekir. Yapın ki eşiniz size güvensin.

4. Allah aşkına başka nasıl bir üslupla söylesin, içini kemirme noktasına gelmiş belli ki, daha önce söyleyip söylemediğini bilmiyorum ama yumuşaklıkla söylemiş olduğunu düşünüyorum, işe yarasaydı bu duyuru açılmazdı bence.
0
muhayyer divan
(3 saat)
@onyx

Bildiğim kadarıyla hukukta "düğünde/nikahta geline takılan takılar gelinindir" bilgisi var. Ortak değerlendirmeye ancak gelinin kendi hür iradesiyle ve baskı görmemiş rızasıyla alınabilir.
0
muhayyer divan
(3 saat)
(7)

İlişkilerinizden geriye sizde neler kaldı?

gabe h coud
Maddi olarak değil, kültürel, davranışsal, bilgi birikimi ve yönelim gibi.Benim o zamanlar tıp okuyan sevgilimle beraber derslere ve TUS'a çalışmaktan 😊 ciddi tıbbi bilgim var. Annesi de doktordu, annesinin branşında da bilgim var, gibi. Sizde neler kaldı yadigar?
Maddi olarak değil, kültürel, davranışsal, bilgi birikimi ve yönelim gibi.

Benim o zamanlar tıp okuyan sevgilimle beraber derslere ve TUS'a çalışmaktan 😊 ciddi tıbbi bilgim var. Annesi de doktordu, annesinin branşında da bilgim var, gibi. Sizde neler kaldı yadigar?
0
gabe h coud
(24.11.25)
Türk sinemasının anaakım olmayan değerli film ve yönetmenlerini ondan duyup izlemeye başlamıştım, genel kültürümün bir parçası olarak aklıma geldi
+2
grimavi
(24.11.25)
Benden daha çok şey almışlardır, ben pek bi şey öğrenmedim açıkçası.
+1
kestane gürgen palamut
(24.11.25)
Kestane+1
Biri beni tasavvufa yöneltmeye çalıştı. Bir de kadınlar erkekleri değiştirmeye çalışır derler. Ben ve tasavvuf ne alaka diye uzun uzun düşündüm. Sonra okumam için bir cemaat liderinin kitabını getirdi, ayrıldık.
+1
gnosis
(24.11.25)
Şüphe gibi bir travma kaldı.
0
Kahvedesu
(24.11.25)
Özgüvensizlik, yetersizlik, hissizlik, öfke, alkol problemi.
0
rakicandir
(24.11.25)
Pişmanlık kaldı. Özellikle birinin üzerinden yıllar geçti, pişmanlık hissi gittikçe büyüdü. Zamanı geri alabilseydim her şeyi bambaşka yapardım. Gençlik hataları işte. Çok iyi bir insandı, çok güzel sevilmiştim.
0
sadakatsiz
(25.11.25)
hiçbir insanın "istisna" olmadığı. insanoğlunun materyal olarak, işletim sistemi olarak birbirine çok yakın olduğu bilgisine deneysel olarak ulaşmış oldum. gerek var mıydı? bence vardı. işime yarıyor.
0
loch ness
(25.11.25)
(15)

Duyurudan ya da sözlükten kaç kişiyle görüştünüz?

Dağcı
Az önceki sorudan ilham aldım kimin kiminle ne yaptığını merak etmiyorum ama buradaki sohbetinizi gerçek hayata taşıdığınız arkadaşlarınız oldu mu mesela bunu merak ettim ben. Geçmişte yapılan zirvelerden birine bir uğramıştım hangi yıl hatırlamıyorum tatlı insanlar vardı ama devam etmedi kimseyle a
Az önceki sorudan ilham aldım kimin kiminle ne yaptığını merak etmiyorum ama buradaki sohbetinizi gerçek hayata taşıdığınız arkadaşlarınız oldu mu mesela bunu merak ettim ben.

Geçmişte yapılan zirvelerden birine bir uğramıştım hangi yıl hatırlamıyorum tatlı insanlar vardı ama devam etmedi kimseyle arkadaşlığım.

Sizde durumlar ne?
0
Dağcı
(14.11.25)
herhangi bir sanal platformdan kimseyle gerçek hayatta görüşmedim.
+2
hold the door
(14.11.25)
Duyurudan 8-10 kullanıcıyla zamanının pasaport kayıt hakkı, yurt dışından ürün getirme, alım-satım vs. sebeplerle yüz yüze iletişimimiz oldu. Benzer sayıda sözlük yazarıyla da benzer sebeplerden görüştük.

Bir duyuru kullanıcısıyla birkaç sefer yeni yıl kartı gönderdik birbirimize.

Birkaç yıl evvel halısaha maçları yaptık duyurucularla. Güzel de gidiyordu ama bir kişinin (o zamanki nickle aramızda yok artık) hırsızlık ve dolandırıcılık yapması sonucu bitti maçlar. (Güzel oluyordu)

2004-2006 gibi seçmece ekşi sözlük yazarlarından iki adet yahoo mail gurubumuz vardı. 40+ sayıda yazarla birçok zirve, etkinlik, gezi, mangal, konser, sanatçı buluşmaları vs. yaptık yıllarca. Güzel dostluklar oluştu. (Şu an 30'a yakını bıraktı sözlüğü. Kalanların ben dahil birçoğu yazmıyor artık)

Ezelden beri evli olduğum için romantik anlamda tanışma/kaynaşma yahut partner arayışı gibi şeyler olmadı. Alkole ve eğlenceye pek yatkın olmadığım için de o tarz toplaşmalara katılmadım.

Her iki platformda da güzel insanlar tanıdım. Artık devam etmeyen başka bir iki sözlükte de başka güzel insanlarla tanıştık, gezdik, tozduk, yedik, içtik.

Şimdi yarı münzevi bir hayatım var.
0
yadigar
(14.11.25)
Duyurudan bir kişi galiba ama net de hatırlamıyorum yani. Sözlükten çok kişi, sayısını hatırlamıyorum.
0
sadakatsiz
(14.11.25)
avusturya camiasinin %99'unu tanirim. tanimadigim varsa ses etsin tanisalim :)
avusturya camiasi haric birkac kisi var tanidigim. genelde ortak bir yön olmali. biri meslektasim mesela, iki kisiyle cerkes oldugumuz icin tanisim, bir digeriyle ayni üni mezunu ciktik (benim üni mezunu burada neredeyse hic olmaz) vs gibi.
bir iki kere yasadigim yere gelen sözlükcüleri gezdirdim.
evli barkli insanim, duyuru üstünden tanisirken romantik bir tnaisma cabam, partner arayisim hic olmadi. görüstügüm herkes sözlükcü/sözlükcüydü ama duyuru üstünden konustuk bircoguyla.
+2
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(14.11.25)
Kardeşimle ilk kedimizi duyurudan sahiplenmistik sene 2017 filandi sanırım.
Eşimle de duyurudan tanışmıştım yıllar yıllar önce.
Bunlar dışında da o zaman aynı üniversitede okuduğumuz bı kullanıcı ile tanışmıştım.
Galiba toplam 5.
0
a perfect lie
(14.11.25)
12 senedir Duyuru'dayım. İlk 2 senede 2 sevgilim oldu. Sonraki 10 senede sıfır. Dersimi aldım :)

Sevgililer dışında yine ilk 2 senede 3-5 kişiyle arkadaş olarak görüşmüştüm. Birinin kalçasını ellemiştim ama arkadaş olarak.
0
gabe h coud
(14.11.25)
Zirveleri saymazsak eğer sözlük ve duyuru totalde 4-5 kişi. Ancak zirveleri sayarsak çok fazla.
0
orta buyuklukte bir ulkenin krali
(14.11.25)
bir kere zirveye gitmiştim ama şimdi görsem tanımam. bir iki kişi dışında kimsenin nickini de hatırlamıyorum.

sözlükte gerçekte tanıdığım iki kişi var.
0
inheritance
(14.11.25)
20 den fazladır benim. ama ana sebebi meslekten dolayı bir şekilde işini yapmışımdır veya çok fazla telefonla görüşmüşümdür.
0
ground
(14.11.25)
Buradan tanışıp evlendik mutluyuz. 50 den fazla kişiyle iş arkadaşlık için bulusmusumdur
0
topkapiaksaray
(14.11.25)
3
0
komando kani var bende
(14.11.25)
duyurudan 2-3, sözlükten 20'den fazladır.
+1
orpheus
(14.11.25)
fiziki görüştüğüm sanıyorum 3 kişi :)
0
kitap arasında kalmış silgi tozu
(14.11.25)
Duyuru 0, sozluk en az 6 hatirlayabildigim. Ama yakin zamanda degil boyle 2005-2017 arasi falan.
0
hot potato
(14.11.25)
Birkaç zirveye katıldım. Birkaç kişiyle yüz yüze alışverişim oldu.

Dağcı nickini görünce aklıma geldi biri bana North Face kaz tüyü uyku tulumu ödünç vermişti sağ olsun buralardaysa hayatımda o kadar ısınmamıştım.

Eşimle de burası aracılığıyla tanıştık, birkaç haftaya bebeğimizi kucağımıza alacağız kısmetse :)
0
chicha_v2
(14.11.25)
(12)

Sınav kağıdı- kaç puan vereyim

advest
Açık uçlu bir sınav yaptım ancak soruya verilen cevaba kaç puan vereceğimi bilmiyorum. Soru bakanlıktan geldi. Birlikte puanlayalım. Sınıf seviyesi:8Soru: çömlekçi hikayesi. Çocuk çömlekçide çalışıyor. İlk 1 ay yaptığı çömlekler çatlıyor. İşi bırakmayı düşünüyor. Ustası hangi hatalarını analiz et ve
Açık uçlu bir sınav yaptım ancak soruya verilen cevaba kaç puan vereceğimi bilmiyorum. Soru bakanlıktan geldi. Birlikte puanlayalım.

Sınıf seviyesi:8
Soru: çömlekçi hikayesi. Çocuk çömlekçide çalışıyor. İlk 1 ay yaptığı çömlekler çatlıyor. İşi bırakmayı düşünüyor. Ustası hangi hatalarını analiz et ve yeniden yap diyor. Çocuk da ısı miktarı, çamur miktarı ve boya dengesi analizi yapıyor ve sonunda düzgün çömlekler yapmayı başarıyor. En başta yaptığı bozuk çömlekleri de dükkanının en görünür yerine koyup altına “yolculuğumun ilk adımı” yazıyor.

Hikayenin ana düşüncesi nedir?

Bakanlık tarafından gönderilen cevap anahtarı: hatalarımızdan ders alırsak daha iyisine ulaşabiliriz. (Bu doğrultudaki cevaplar doğru kabul edilecektir.) (12p)


Kaç puan vereceğimi bilemediğim cevap:

Zorluklar karşısında yılmamalıyız.

(Hatalardan ders almak ile yılmamak ana fikir için aynı kabul edilmeli midir, arkadaşlar.)
0
advest
(10.11.25)
50 puan vermeni öneririm.
+1
tepedeki psychedelic adam
(10.11.25)
Bence gayet 12 lik cevap.
0
physcos physcos
(11.11.25)
iyi bir cevap değil gibi. 10üzerinden 6lık
0
kel aynak kusu
(11.11.25)
hatalardan ders almakla zorluklar karşısında yılmamak aynı şeyler değil.

birisi zorluklar karşısında yılmaz ama hatalarından ders almıyordur, aynı şeyi yapıp duruyordur. sonuç hep hüsran oluyordur.
+6
co2s2
(11.11.25)
Güzel cevap ama istenen cevapla aynı değil.
Ben olsam soruyu sınıfta çözerim, bu cevapla bakanlığın cevabının farkını sorarım ki çocuk haksızlığa uğradığını düşünmesin. Soruya da 9 veririm
+1
kisa
(11.11.25)
Aynı değil tabii ki. 7 olsun hadi.
0
sadakatsiz
(11.11.25)
12 ver gitsin uzaya mekik mi yolluyorsunuz sanki.
-2
hold the door
(11.11.25)
ortada bir zorluk yok. işin kuralına göre yapılması var. anafikirden epey uzaklaşılmış. şevkini de kırmayacak düşük de olmayan bir puan verilebilir.
0
ground
(11.11.25)
soruyu 8. sınıf öğrencisinin cevaplandırdığı düşünülürse bence 9
0
elorelia
(11.11.25)
Çok salakça bir soru ve bence çocuğun verdiği cevap bakanlığın istediği cevaptan daha mantıklı.

Hatalardan ders almak bu paragrafta yok. Zorluk karşısında yılmamak daha çok çıkıyor paragrafta. Yeni bir işe başlamak=zorluk, pes etmeyip devam etmek=yılmamak. Acemilik döneminde yaptığı şeyler hata değil öğrenme süreci.
+1
nundu
(11.11.25)
Hatalardan ders almak ile yılmamak aynı şey değil. Ustası çocuğa yaptığın hatayı analiz et, nerde yanlış yaptığını bul demiş, çocuk da öyle yaparak sorunu çözmüş. Bunu yapmadan aynı hataları tekrar etseydi, yılmamış olacaktı ama hep başarısız olmaya devam edecekti. Hikaye hatalardan ders çıkarmayı anlatıyor, bu net, ama belki daha iyi yazılabilirdi. Bence en çok %50 puan verilir hatta ben daha az verirdim. Çocuğun gelecekteki hayatını biçimlendirecek çok önemli bir konu çünkü.
0
mikro patlama
(11.11.25)
bir sürü açık uçlu soru eğitimi alan biri olarak öğrenci ''hata'' kısmını yakalayamamış diyorum. mesela atletizmde bir yarışma vardır, katılırsın, kazanamazsın ama hata yaptığın için değil. yarış zor olduğu için. yani her zorlukta bizim hatamız yoktur. 12 tam puansa 10 verilebilir. ama ben tam puan verirdim benim notum bol:)
0
oyokbuyoknevar
(11.11.25)
(2)

Günlük kiralık

irreproachable
İzmir Buca'da, kız arkadaşımın kimlik bilgilerinin kayıt altına alınmayacağı günlük kiralık ev bulabilir miyim? Günlük kiralık ev ilanları için iletişime geçtiğimde rezidanslar çıkıyor ve otel presedurleri uygulanıyor. Bu prosedürleri göz önüne alınca otelden farkı kalmıyor. Ben sadece ücretini öd
İzmir Buca'da, kız arkadaşımın kimlik bilgilerinin kayıt altına alınmayacağı günlük kiralık ev bulabilir miyim? Günlük kiralık ev ilanları için iletişime geçtiğimde rezidanslar çıkıyor ve otel presedurleri uygulanıyor. Bu prosedürleri göz önüne alınca otelden farkı kalmıyor. Ben sadece ücretini ödeyip resmi kayıt yaptırmaksızın kalmak istiyorum
0
irreproachable
(10.11.25)
günlük kiralık daha riskli kamera olur vs.

çevredeki pansiyonlara telefonla nişanlım ile kalıcaz sorun olur mu diye sorabilirsin..
-1
orpheus
(10.11.25)
Bulmanız zor da, hadi buldunuz diyelim kimlik bilgilerini kayıt altına almayacak bir yere ne kadar güvenebilirsiniz?
+1
sadakatsiz
(11.11.25)
(19)

Ayva seven var mı?

kisa
Ama böyle elma gibi hart hurt ısırıp ağızda iyice ogutup suyunu çıkarıp emerek yiyenleri soruyorum.
Ama böyle elma gibi hart hurt ısırıp ağızda iyice ogutup suyunu çıkarıp emerek yiyenleri soruyorum.
+1
kisa
(10.11.25)
Özellikle tuzla yemeye bayılıyorum. Denemeyenlere de tavsiye ederim
+1
mermaidd
(10.11.25)
çok severim.
+1
eileengray
(10.11.25)
Çok severim. Ben ayvanın yemeğini bile yapıyorum nohutlu.
+1
rock n roll
(10.11.25)
Bayılırım. En sevdiğim meyve hatta.
+1
Murtazaaylak
(10.11.25)
tazesini ayri tatlisini ayri severim, cennetlik meyvelerden bence.
+1
cooperr
(10.11.25)
ekmek ayvasını severim. yumuşak olur. dışı hafif tüylü olur.

ayva bana oldum olası çocukluğumu anımsatmıştır. memleketten dönen eş dost getirirdi.
+1
yurtsuz john
(10.11.25)
çok severim, elma gibi ısıra ısıra yiyorum çocukluğumdan beri.
+1
deartheodosia
(10.11.25)
çok severim, bazıları boğazda takılıyor aşağı gitmiyor ama bazıları da yumuşacık oluyor, hafif ekşi kışın en sevdiğim meyvelerden biridir.
+1
exlibris
(10.11.25)
okurken huylandım için gıcıklandı sus sus :D
0
neira
(11.11.25)
severim ama bıçakla yerim.
+2
hrskrs
(11.11.25)
En sevdigim üc meyve icinde sayarim hep. Taze meyvesi, kompostosu, receli, tatlisi, hepsi sahanedir benim icin.
+1
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(11.11.25)
O zaman yaşasın Ayva seven insanlar 💥
+1
🌸kisa
(11.11.25)
huloooggggg
+1
cooperr
(11.11.25)
Ayva sevilmez mi! Ama elma gibi ısıramıyorum dişlerden dolayı. Anca dilim dilim...

Ayva bitanedir.

Edit: Gidip bir umut bakacağım dolaba, vicdansızlar 🥲

Edit2 : 😄😄hizliresim.com
+3
yadigar
(11.11.25)
Bayılırım. Tuz ve limonla dene bambaşka bir şey oluyor :)
+1
sadakatsiz
(11.11.25)
kink mi yaptin o nasil ayva yeme tanimlamasi.

ayva oyle yenmez, olursun.
0
warrior princess
(11.11.25)
senede 2-3 kez rakının yanına meze yaparım. bol tuz ve limonla iyi gider. ayrıca üzerine türk kahvesi döküp yemeyi deneyin enfes olur.
0
ground
(11.11.25)
ayva, muşmula gibi yerken boğaza takılan ve hafif boğulma hissi veren mayhoşumsu meyveleri çok severim. kuru olanları hiç çekilmiyor ama sulu sulu, güneş gibi sapsarı olanları çok seviyorum.
0
m e b
(11.11.25)
+1

En sevdigim meyvedir
0
chunksia
(14.11.25)
(11)

Son zamanlardaki favori üçlünüz

sekizdokuzon
Benimki; şarap, cips, Sopranos.Taşındığım yeni evde televizyon var, aşırı mutluyum.Sizin favori trioları alalim. Teşekkürler.
Benimki; şarap, cips, Sopranos.

Taşındığım yeni evde televizyon var, aşırı mutluyum.

Sizin favori trioları alalim.

Teşekkürler.
-1
sekizdokuzon
(10.11.25)
Bill evans, thelonious monk, chet baker
Bütün kışı sadece üçünü dinleyerek geçirebilirim
0
grimavi
(10.11.25)
Bir süredir azalttigim müzik dinleme rutinimi son üç gündür tekrar canlandırdım.
Şu an çok keyifli ve karışık şeyler çalıyor, tertemiz ses, bir yandan da arkadaşımla WhatsApp sohbeti.
Müzik goygoy duyuru diyeyim bari
(hayır alkol yok)
0
kisa
(10.11.25)
defter, kalem, müzik

çizmeyi çok özlemişim.
0
lüzumsuz adam
(10.11.25)
fuse tea mango, ruffles, kedi.

(kediyi yemiyorum merak etmeyin)
+1
false pretension
(10.11.25)
golden elma
yapay zeka ürünü psychedelic rock türküler
tuzsuz fıstık ile sade soda kombinasyonu.
0
lazpalle
(10.11.25)
İskender/et döner/ patates kızartması / kola
bira/füme et/rus salatası
şarap / çikolata / ezine peyniri
0
tabudeviren
(10.11.25)
çekirdek, kola, true crime.
0
deartheodosia
(10.11.25)
Xrv750
Cbr1100xx
Vw type3
0
mirty
(10.11.25)
Yazmak
İçmek
Gecenin dördünde amaçsızca yürümek.
0
rakicandir
(11.11.25)
Karabuğday patlağı, fıstık ezmesi, filtre kahve
0
sadakatsiz
(11.11.25)
şarap, seks, müzik
0
sweetoffice
(12.11.25)
(10)

Grip Aşısı?

makbur
Hiç oldunuz mu? Faydası var mı?Teşekkürler cevaplar için.
Hiç oldunuz mu? Faydası var mı?

Teşekkürler cevaplar için.
0
makbur
(10.11.25)
10 yıldır düzenli aşı oluyorum. 10 senedir grip olmadım ya da grip denemiyecek kadar kolay atlattım.
İlk defa bu sene aşıyı geciktirdim ve şu an gribim.
+2
Mirket
(10.11.25)
3-4 yıldır oluyorum, benim için hayati bir şey. Öncesinde devamlı yatak döşek hasta olur, sonrasında da bir ay boyunca öksürükten geberirdim. Aşı olduğumdan beri birkaç günde geçiyor ve hiç öksürük olmuyor.
+2
sadakatsiz
(10.11.25)
21 senedir grip asisi olmuyorum. grip de olmuyorum.
asi karsitligim yo, sadece grip asisi özelinde kendim icin gereksiz oldugunu düsünüyorum.
+1
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(10.11.25)
Aşıyı ihmal ettiğimde kesin en az bir ağır grip geçiriyorum. Aşı olunca en fazla soğuk algınlığı gibi atlatıyorum ya da hiç hasta olmuyorum.

Her sonbaharda aşı piyasaya çıkınca aile büyüklerini de "git aşı yaptır" diye darlıyordum, birkaç yıldır onlar da çok memnunlar, ben dürtmeden gidip aşılarını yaptırıyorlar.
+1
kobuzchu kiz
(10.11.25)
Hazır arkadaş sormuşken ben de benzer bir şey sorayım. Grip aşınızı nerden oluyorsunuz? Devlet hastanesine gitsem ben grip aşısı olmak istiyorum desem yapıyorlar mı
+1
limonlu eksi
(10.11.25)
@limonlu eksi, İhtiyar veya kronik hastalıklı olman gerekiyor.
Yoksa ücretli.

Ek: Hamile, bebek, organ nakilli veya sağlık çalışanları da ücretsizmiş.
Bir de ücretsiz olanları, SGK peyderpey tahsis ediyor, sonra ASM'de reçete ettiriyorsun. Ben geldim, hadi aşı yapın şeklinde değil yani.
+1
Mirket
(10.11.25)
İki sene önce olmuştum pek bir faydasını gördüğümü düşünmediğim için bir daha yaptırmadım.
+1
Amaranta ursula
(10.11.25)
düzenli olmaya çalışıyorum. çevremdeki herkes dökülürken ben çok daha hafif atlatıyorum. bunun sebebini de kendimce aşıya bağladım.
+1
eileengray
(10.11.25)
son 25 senede 1 kere oldum, o senede berbat gecti surekli hasta oldum.
o yuzden olmuyorum, sikinti yok. en son ne zaman agir grip gecirdim hatirlamiyorum.
+1
cooperr
(10.11.25)
bende de şöyle bir aydınlanma oluştu;

bugün sağlık ocağında anneme (65 yaş üstü) ve kendime yazdırdım. eczacı anneminkini hemen giriş yaptı benimki biraz uzun sürdü sonra bana da "haa sizde de kronik alerjik rinit görünüyor" dedi, benimki de oradan ücretsiz oldu anladığım kadarıyla.

yıllar önce bir doktor sisteme beni o şekilde kaydetmiş, ne zaman enabız vs açsam ekranda kocaman kafamın üzerinde "kronik alerjik rinit" yazıyordu ve uyuz oluyordum :) ilk kez işe yaradı.

herkese teşekkürler cevaplar için duyuru için de güzel bir veri oldu :)
0
🌸makbur
(10.11.25)
(9)

Yetişkinler için ifşa

yurtsuz john
Palamutum büyük mü? Can sıkıntısı paylaşayım dedim.18+(yalnızca premium üyeler görebildi) :)
Palamutum büyük mü? Can sıkıntısı paylaşayım dedim.

18+

(yalnızca premium üyeler görebildi)

:)
-6
yurtsuz john
(10.11.25)
Palamut dediğin minimum bu kadar olmalı. İki kişiyi rahat doyurur. Yiyeceklere şimdiden afiyet olsun diyelim.
+1
thracia
(10.11.25)
tek kisi icin biraz buyuk gibi.

+18 degil de 18+ kullanan birini gormek iyi geldi.
+2
lemmiwinks
(10.11.25)
@lemmiwinks

eyitim şart :)
+2
🌸yurtsuz john
(10.11.25)
Tombik bu.
0
kibritsuyu
(10.11.25)
Hoş adamsın
0
cemallamec
(10.11.25)
Lan niye eksilediniz, adam hoş gayet. Kıskanç ibneler sizi
+1
cemallamec
(11.11.25)
Kollar palamut. Şukunu verdim karşim.
+1
sadakatsiz
(11.11.25)
o sakallari biraz salsan boyle minecraft karakteri gibi koseli olmasa daha iyi olurdu ama hos yine de. bu resimler boyle gelip gittigine gore simdilik bir hatun boslugu olabilir, hatun gelirse yumusatir zaten :) kollar sahane. palamut cok donuk, canlandiralim f;gjkdfgjkdhkjghkj
0
warrior princess
(11.11.25)
@warrior

Gülelim eğlenelim diye paylaşıyorum ya. Yakında daha şaşırtıcı bir ifşa gelecek.

Stay tuned :)
+2
🌸yurtsuz john
(11.11.25)
(10)

Hiç Yemediğiniz Yöresel Yemekler

auroraaurora
Çılbır sorusundan aklıma geldi. Çok bilinen, sizin evinizde veya yörenizde yenmediği için hiç denemediğiniz yemekler var mı?Ben keşkek ve çılbırın neye benzediğini bile bilmiyorum. Sadece adını duydum. Kuymağı da sadece bir kez, Karadeniz turunda yedim.
Çılbır sorusundan aklıma geldi.
Çok bilinen, sizin evinizde veya yörenizde yenmediği için hiç denemediğiniz yemekler var mı?

Ben keşkek ve çılbırın neye benzediğini bile bilmiyorum. Sadece adını duydum. Kuymağı da sadece bir kez, Karadeniz turunda yedim.
+1
auroraaurora
(10.11.25)
-soğanlı yumurta

-domatesli pilav

-kuru fasulyeli lahana

-kuşkonmaz

para versen yemem. memleket gastamonu.
-1
yurtsuz john
(10.11.25)
Mendek diye bir bitkiden corba yapiyorlar. Allah affetsin korkunc.
Karalahana corbasini da sevmiyorum ama mesela onun Gumushane usulu yapilani gene fena degil.
Tursu iceren yemekler,
0
mbond
(10.11.25)
Şırdan, beyin, göz

Bunlar tam anlamıyla yemek sayılmaz, ama bunları yemedim ve yemem de.
+2
VIPCH
(10.11.25)
Şu popüler Antep yemeği, etli çorba mı ne, adı aklıma gelmedi
-2
arbre
(10.11.25)
Mumbar dolması
Hangi yörenin bilmiyorum ama hiç çekici gelmiyor.

Karadeniz mutfağından kara lahanayla yapılan şeyleri yemem (dolma hariç).
0
mutekebbir
(10.11.25)
ben normalde her yörenin yemegini yerim ve severim. fasulye tursusu da severim, keskeke bayilirim, isirgan yemegini de yerim. rize, hatay, izmir fark etmez, her yörenin yemegini yemis ve cogunu sevmisimdir ama gecenlerde malatyalilarin bir yemegini gördüm, kiraz yapragi sarmasi deniyormus, aklima geldikce kusacak gibi oluyorum. kiraz yapragina sarma yapti, sonra su, un ve yogurdu karistirip kaynamaya koydu, sarmalari da onun icine atti. büyük konusmayayim ama üc gün yemek yemesem bile agzima sürmem onu. bahsettigim tarifi buldum: www.instagram.com

bir de benim annem tarafinda bir yemek yapilir. türk yemegi degil, cecen yemegi. bence o yemegi de asla yiyemez insan alisik degilse. haltmi$ adi yemegin, haslanmis bir somun hamur düsünün, baya cig hamuru hasliyorlar ve bunu kesmeden bölmeden önüne koyuyorlar. yaninda kuru et ve sarimsakli tereyagli sos. biraz hamur, biraz et catala alip sosa batiriyorsun. yemegi ben seviyorum ama alisik olmayan insan mümkün degil o hamuru yiyemez.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(10.11.25)
yozgatlıların çok sevdiği, bağımsız ülke olsalar adeta bir milli gurur nesnesi yapacakları ''arabaşı'' denen garabet. biz de iç anadoluluyuz ama bereket şehrimizde bu yiyeceği yapan da yiyen de görmedik. bir komşumuz bir kere bunu yapıp büyük bir gururla getirmişti bir tencere (ki öyle şuna buna ıyy yiyemem diyen kıl kuyruk hassas tiplerden değilim, hatta eminim çocuğunuza göre midesiz kategorisindeyimdir ama) bir kaşık bile almak içimden gelmemişti. yani benim kafamda sadece kıtlık zamanı ölmemek için yenecek şeyler diye kategorize ettiğim bir liste vardır. onun en tepesinde arabaşı var anadolu yöresel yemekleri içinde.
0
wilhelmwasmuss
(10.11.25)
Hocam bahsettiğiniz kiraz yaprağı sarması efsanevi bir lezzettir. Karamelize soğan, erik ekşisi, tereyağı, kiraz yaprağı, yoğurt gibi malzemeler bulgura öyle bir dengeli ve zengin bir lezzet veriyor ki... Vedat Milor Malatya'ya geldiğinde iki ayrı yerde yedi ve neredeyse ağlayacaktı. Sonrasında kaç farklı yerde anlattı. Görüntüsü pek albenili değil, kabul. Hatta bazı Malatyalılar "bulamaç köftesi" der o yüzden. Ama müstesna bir tadı var. Mevsimine göre dut, ayva ve fasulye yaprağıyla da yapılır ama en makbulü kiraz yaprağıyla yapılanıdır. Tahmin ettiğiniz kadar ağır bir yemek değil. Zengin ve dengeli bir lezzeti var.

Soruya cevap olarak da, duyup da yemediğim/tatmadığım yöresel yemek çok azdır. Aklıma bir tek mutancana geliyor. Onu da rastgele bir yerde yemek istemiyorum. Riskli bir tarif çünkü.
+1
yadigar
(11.11.25)
Mumbar dolmasi! Yemedim. Yemem. Ben de timsah, akrep, fermente kopekbaligi yedim. Ozellikle mumbar dolmasi icin anektodum var: Zamaninda Bilkent'te cok guzel bir kiz arkadasim vardi. Her sey harika gidiyordu, ta ki annesi memleketlerinden gelip bir tencere mumbar dolmasi getirene kadar.
Yemin ederim, ilk gordugumde bok sandim. Tencereyi actilar, ben dumur oldum. Kiz da aldi bir tane, agzina goturdu, o an midem bulandi. Kusasim geldi. Ama hicbir sey demedim, nazikce uzaklastim.
Burda itiraf ediyorum: sirf mumbar dolmasi yedigi icin ayrildim. Hayatimda daha kotu bir sey gormedim. Mumbar dolmasi benim icin travma oldu.
0
thetruenorthstrongandfree1
(11.11.25)
Soru sahibi nefret ettiğiniz yiyecekler diye bir soru mu sormuş? Denemediğiz yöresel yemekleri sormuş. Türkiye'de okuduğunu anlama oranının yerlerde olmasına güzel bir örnek olmuş bu soru:d

Keşkek benim de listemde ama nerede bulur yerim bilmiyorum ben de çok merak ediyorum.
-1
sadakatsiz
(11.11.25)
(9)

10 Kasım Duyuru teması

cemallamec
Duyuru arayüzü yenilendikten sonra kullanışlı olduğu için siteye daha sık girer oldum. 10 Kasım teması ile daha güzel olmuş. Ellerinize sağlık.
Duyuru arayüzü yenilendikten sonra kullanışlı olduğu için siteye daha sık girer oldum. 10 Kasım teması ile daha güzel olmuş. Ellerinize sağlık.
+12
cemallamec
(09.11.25)
Beğeninizle mutlu ettiniz, var olun.
+4
zaman ilac degil insanlar unutkan
(10.11.25)
Tercihe dayalı olmalıydı, değiştirmeyi bilen yazarsa çok sevinirim.
-8
mutekebbir
(10.11.25)
Menü 》Ben 》Ayarlar 》Tema Yönetimi bölümünden klasik Ekşi Duyuru teması veya diğer temalardan birini seçebilirsiniz.
+4
zaman ilac degil insanlar unutkan
(10.11.25)
tercihe dayalı olmalıydı.
-13
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(10.11.25)
bu cok emek verilen grafiklerle kendimi 2001 yilinda hissettim. gulden damlayan kan gibi bir vibe gül var da devami benim hayal dunyam
-2
ala09
(10.11.25)
Atatürk’ün fotosu koyulmayan tema mı?
+7
Rondak
(10.11.25)
çok beğendim bende temayı, düşncesi ayrı güzel.
mallar sürüsü detected bir duyuruda olmuş ayrıca, boş boş duruyordu listem 2-3 kişi ekledim sayesinde duyurunun.
+5
eja
(10.11.25)
çok güzel bir düşünce. emeğinize sağlık.
+4
elektr10
(10.11.25)
Çok güzel olmuş. Fotoğrafı da olsa daha güzel olurmuş evet.
+2
sadakatsiz
(10.11.25)
(5)

Yeni dogacak bebege isim

tars gibi komik
Selamlar;Aklimda “roman” ismi var. Soyadimizla da pek uyumlu ne dersiniz? Muhafazakar anadolumuzda sorun yasanir mi:)
Selamlar;

Aklimda “roman” ismi var. Soyadimizla da pek uyumlu ne dersiniz?

Muhafazakar anadolumuzda sorun yasanir mi:)
-4
tars gibi komik
(09.11.25)
Ömrü boyunca çingene muamelesi görmesini göze alıyorsan yapıştır gitsin.
+12
kizil karga
(09.11.25)
Herhangi bir “dalga geçme” konusunda zaten çocuk dediğin her şeyle dalga geçer buna göre yol alamayız.
“Ömrü boyunca farklı muamele görür” biraz abartılı sanki. Sorun yaşanmaz merak etmeyin.

Bence gayet güzel, cool, enternasyonel bir isim. Sevdim.
-11
mutekebbir
(09.11.25)
yurtdisinda yasiyorum, esim yabanci, bebegime roman adini koymam. türkiye'de yasasam asla koymam. hem, bu ne bicim isim ya yabanci dilde bile cirkin, diye düsündügümden hem de türkiye'de karsilasacagi sorundan. türkcede roman kelimesinin anlami bellidir. cocuga cingen diye isim koymuyorsaniz, roman da koymayin.
muhafazakar anadolu'ya göre düsünmek bile yersiz bu isimde, direkt koc kolejinde bile tsk malzemesi ismi. güzel diyen yalan söylüyordur.
soyisimle uyak yakaladiysa erman koyun, yaman koyun, süleyman koyun ama roman nedir?
arman benim türkcede en sevdigim isim, burada her isim duyurusuna da yazmisimdir. fikir olmasi icin yazayim.
+7
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(09.11.25)
tik vermemişsiniz ama kızıl karga +1
+1
elorelia
(10.11.25)
Yapma
0
sadakatsiz
(10.11.25)
(17)

inançsızlar mı yoksa inananlar mı ölümden daha fazla korkuyor?

anlamsiz geliyor
sb.
sb.
0
anlamsiz geliyor
(07.11.25)
Keskin bir soru cevabım yok ama inançsız biri olarak yanılmayı çok isterim. Böylesi çok daha korkunç çünkü.
+1
mutekebbir
(07.11.25)
Ben bunun inanmak yada inanmamakla ilgili olduğunu düşünmüyorum. Bana göre insanlar ölümden tamamiyle belirsizlik dolayısıyla korkuyor. İnanan için de inanmayan için de ortada çok büyük belirsizlik var. Dini kitaplarda ahiret tanımı verilmiş ve açıklanmış olsa da hiçbirimizin gidip görmediği bir yer. İnançlı olmayan kesimin de kendince düşünceleri var ama en nihayetinde her şeyin ucu bilinmeyen bir yere çıkıyor.

Belirsizliğe bir de var olan hayallerimiz, belki arkada bıraktığımız çocuklarımız ve anne-babamız vs gibi etkenler de eklenince iyice korkunç bir hal alıyor ölüm.
+2
mermaidd
(07.11.25)
İnananlar daha fazla korkar çünkü ödül ceza bekler. İnanmayan gidecek yer yok dediği için daha rahattır.
+2
cemallamec
(07.11.25)
İyi ki öleceğiz diye düşünüyorum korkmaktan çok. Çünkü bu ne saçmalık. Din perdesi çekip her işi gören insanlardan midem bulaniyor ve bu işin pirleri memleketimizde bu işi icra ediyor. Bana kalsa hemen şimdi ölebilirim asla sorun değil.
0
artıküyeolmakistiyorum
(07.11.25)
İnansaydım korkardım bence. Ölümden sonrasından korkmuyorum çünkü bir şey yok, beynim durunca bilinç/ruh/töz yok oluyor. Ama yavaş ve acılı ölmekten korkuyorum. Öldükten sonra ipimle kuşağım...

"Her şeyin ucunun bir yere çıkması" da metafizik bir inanç, inanmayanlar olarak çıktığına inanmıyoruz zaten :)
+3
kobuzchu kiz
(07.11.25)
inançla ilgisi var mı bilmiyorum bunun.
etrafımdaki küçük gözlem kümesine göre her iki duruma dair örneklerim var.

inançtan ziyade, ölüme yüklenen anlamla ilgili bence bu.
inanmayanlar da ölüme anlam yükleyebilir. yokoluş ya da yokluk fikri bazı insanlar için düşünmesi korkunç bir şey.
+1
biseysorcaktim
(07.11.25)
İnananlar daha fazla korkuyor tabii. Bir inançsız olarak ölüm sonrası sonsuz uyku olduğunu bildiğimden bir korkum da yok. Hatta bu çok rahatlatıcı bir şey :)
0
sadakatsiz
(07.11.25)
İnanmayanlar daha çok korkuyor.
çünkü elinde dünya, bilim ve diğer maddi akli argüman ve çıkarımlardan başka bir şeyi yok.

Güya yaşlanmayı geciktiren kozmetik ürünleri bile gerçekte ölümden kaçınan dünyaya bağlanan insanı anlatır.
Bir de bilimsel çalışma olarak söylenen cryonics projesi var.
Bu da güya öldükten sonra yeniden dünyaya dönmeyi ifade ediyor.
Ruhu , net açıklayamayan bilim, ruha nasıl yön verecekte yeniden bedenle bir araya getirecek? bu da ayrı bir soru
İnananın ise Rabbi var ve sadece onun merhametine sığınıyor.
-2
diyecevaplandı
(07.11.25)
Soru çok yönlendirici olmuş ancak, ölümden korkmanın inanıp inanmamakla çok alakası olduğunu sanmıyorum. İnsanların bazısı korkuyor bazısı üstüne çok kafa yormuyor, ölüm fikrine alışmış oluyor. Bunların bazısı inançlı bazısı inançsız. Bu tip insanların her birini görmek mümkün.
+1
akhenaten
(07.11.25)
Bence inanmayanların korkması lazım. Ben korkuyorum. Çünkü ne demek var olmayı bırakacağım. Korkmamak çok saçma bir şey zaten ben korkmam diyene inanmam. Yeterince detaylı düşünmemiştir derim.


İnançlı insan niye korksun, onun inancına göre var olmaya devam edecek hiçbir sıkıntı yok.
+1
aguen
(07.11.25)
bunun inanmakla değil kişilikle alakası var. bir gruba ait olmak, belirsizlikten çekinmek vb. özellikleri olan insanlar daha inanmaya istekli. subjektif olarak düşüncem şu, inanan insanların daha çok korktuğunu düşünüyorum.
0
mikahakkinen
(07.11.25)
inançlıyım ve ölümden korkuyorum.
+1
deartheodosia
(07.11.25)
ölüm korkulan bir şey miymiş.
-4
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(07.11.25)
İnançlıyım ve ölümden korkmuyorum. Çünkü istediğin kadar kork, kaçış yok, bir gün bir şekilde başına gelecek ve engel olabilen yok. O halde neden kendime yük edeyim o korkuyu, hiç stres yokmuş gibi bir stres kaynağı daha neden sırtlanayım. Her insanda ölümden deli gibi korkan bir id vardır, bu korku id'in bizi hayatta tutması için yaratılmıştır, id üstüne düşeni zaten her insanda hakkıyla yapmaktadır, bundan fazlası, sürekli düşünüp korkmak bence saçmalık.

Yani bunun inançla alakası yok.
0
muhayyer divan
(07.11.25)
Yaş, iş konum vesaireden dolayı çok fazla cenaze taziye ortamlarına gidiyorum kısa süre de olsa. Aynı zamanda sosyoloji mezunu olmamdan mütevellit gözlem yapmadan duramıyorsun. Sonuç; seküler veya inançsız olduğunu düşündüğünüz ortamlarda sessiz sedasız gayet olağan normal karşılanmış bir ortam görüyorum. Ancak dini bütün, mütedeyyin cenaze ve taziye ortamlarında durum bambaşka. Ağlayanlar bağıranlar Çağıranlar tırnaklarıyla yüzünü çizenler elleriyle başına vuranlar, ayılanlar bayılanlar ağıtlar yakanlar zılgıt çekenler var ortamda. Bu bana hep garip gelmiştir ve hala da garip gidiyor. Anlayanlar için bir şeyler var bu yazıda. İyi akşamlar
+3
ground
(07.11.25)
bence en cok inanma taklidi yapan "dinciler" korkuyor, o yuzden cumalarda falan hep en sirada sevap points kasiyor abiler. tanidigim ne kadar yavsak it ugursuz var ise cumayi kesinlikle kacirmaz. eger varsa, hesap zamani geldiginde "evet kul hakkina girdik ama abi bak hep en saf tuttuk" diyerek yirtmaya calisacaklar, cunku fitratlari bu :)
-2
cooperr
(07.11.25)
din düşmanıyım bir şeyden korktuğum yok.
-2
hold the door
(07.11.25)
(27)

düdüklü tencere kullanıyor musunuz? yoksa korkuyor musunuz?

Gradient_tabanlı_mor
ben korkuyorum. 5 sene önce almıştım geçen hafta kullanmaya cesaret ettim ama hep eşime yaptırdım. tek başıma basıncı filan boşaltamadım korktum. siz ne düşünüyorsunuz? kullanıyor musunuz? patlar diye korkuyor musunuz?
ben korkuyorum. 5 sene önce almıştım geçen hafta kullanmaya cesaret ettim ama hep eşime yaptırdım. tek başıma basıncı filan boşaltamadım korktum.

siz ne düşünüyorsunuz? kullanıyor musunuz? patlar diye korkuyor musunuz?
+1
Gradient_tabanlı_mor
(05.11.25)
Kullanıyorum ve her seferinde korkuyorum.
+1
sadakatsiz
(05.11.25)
Kullanıyorum ama korku oluyor bende de. Basıncı boşaltma sırasında mümkün olduğunca tencereden uzak duruyorum ve düğmeyi çevirir çevirmez mutfaktan son hız koşarak çıkıyorum ve kapıyı kapatıyorum :)
Eskinin düdüklü tencereleri biraz daha riskliymiş simdikiler daha güvenli yapılıyor herhalde.
0
rock n roll
(05.11.25)
korkmuyorum.
korkuya bir şey denmez tabi de gayet güvenli araçlardır.
o düdük denilen şey aslında bir güvenlik valfi, içindeki basınç aşırı artınca havayı boşaltır. o ses korkutuyr olabilir ama güvenlikle ilgili bir derdi yok. hep annelerin korkutması bunlar.
aynı valf kombide de var. kombiye fazla su basarsanız bir den foşşşşaarttşsşşss diye aşağıdan sfazla suyu fışkırtarak atar, etraf batar ama hiç bir yer patlamaz.
mantığını fiziğini anlayarak korkuyu yenebilirsin belki
edit: eskiler daha ügvensizdi, yenilerde bu ihtimal gerçekten çok çok çok küçük.
+1
kisa
(05.11.25)
kullanıyorum, korkmuyorum. basıncının göstergesi var.
0
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(05.11.25)
öğrencilik zamanımdan beri kullanırım.
kullanırım dediysem, senede bir iki ihtiyaç duyarım.
açarken bir yandan kapağa sıkıca basıyorum ve yavaşça kaldırıyorum kolunu. gereksiz ama gayri ihtiyari yapıyorum bunu.

içindeki havasını iyice aldıktan sonra bir de çeşme altında yıkayın tencereyi, her yerine su değsin, o zaman güvenle açabilirsiniz.
0
biseysorcaktim
(05.11.25)
Korkuyorum. Düdüklü tencere şart olan bir tarifim de yok. En fazla bakliyat yemekleri için kullanabilirim. Onun yerine fasulyeyi nohutu akşamdan suya koymayı tercih ediyorum
0
grimavi
(05.11.25)
Korkuyorum ve kullanmıyorum.
+1
mutekebbir
(05.11.25)
kullandım defalarca korku olmadı. ama şu an evimde yok. ihtiyaç olmuyor. kemik suyu vs yapmadığım için. diğer bütün yemekler düdüklü olmadan da yapılıyor nasılsa
0
jelly bear
(05.11.25)
fissler tarzı güvenli modellere bak. daha güvenli duruyor. kendi kendine ve zorlama ile açılacak bir alet değil.
0
mikahakkinen
(05.11.25)
Kullanıyoruz ama tehlikeli mi evet
0
basond
(05.11.25)
fissler kullanıyorum patlamama garantisinden dolayı herhangi bir korkum yok. ama başka model de kullansam çok korkmazdım sanırım. patlama çok düşük bir ihtimal gibi geliyor
0
dfn4
(05.11.25)
kullanıyorum ve korkmuyorum.
0
inheritance
(05.11.25)
Korkutmak gibi olmasın iki defa patladı benimki. Kapağı iyi kapatmamışım. Mutfakta değilken patlayıp içindekiler tavana yapışmıştı. :( Kullanmaya devam ettim sonrasında; travmatik bir tecrübe değildi. Yeni nesilller daha güvenlidir, benimki eski epeyce.
0
auroraaurora
(05.11.25)
kullanıyorum ve korkmuyorum. eski tipte duduklu.
0
lemmiwinks
(05.11.25)
Çalışıyorum zamanım kısıtlı ağır ağır pişirme imkanım yok.
Kullanmak ne kelime :) Wmf set aldım büyük ve küçük her gün illa kullanıyorum.
0
cilekli pasta
(05.11.25)
10 senedir kullanıyorum bir kez bile sorun yaşamadım. Fissler
0
kullanicadi
(05.11.25)
yıllardır kullanıyorum, hiç de korkmuyorum, eskiden de korkmazdım.

eski tip düdüklü tencereler, içinde basınç varken açılabiliyordu. belki orada yanlışlıkla açma riski vardı. yeni düdüklü tencerelerin açma mandalı, içinde basınç varken kilitleniyor, isteseniz de açamıyorsunuz.

doğru kullandıktan sonra bir tehlikesi yok. ama mesela @kisa demiş ki düdük dediğin şey emniyet valfi, fazla basıncı oradan çıkarıyor. şimdi içini fazla doldurursun, içerideki bir mercimek parçası gelir içeriden o valfi tıkar, içerideki fazla basınç çıkamayınca ne olur? iyice sıkışır, sonra güm.

ama tepesine kadar doldurmak yerine yarısını doldurup içinde fokurdamaya yer bırakırsan hiçbir şey olmaz. ya da ne bileyim olmaz ya, fıslaması gerekirken fıslamıyor, fıslaması kesildi, ya da tuhaf sesler çıkarıyor, her zamankinden değişik bir şeyler oluyor. sakince ocağı kapat ve tencerenin durulmasını bekle. alttan ateşi kapattıktan sonra patlayacaksa bile patlamaz artık.
0
kibritsuyu
(05.11.25)
evimde düdüklü tencerem var ancak nasıl kullanılacağını bilmiyorum. içine ne koyup da pişireceğimi bilmiyorum.
0
co2s2
(05.11.25)
korkuyorum, kullanmıyorum annem kullanıncada girmiyorum mutfağa, korkan bir arkadaşım elektriklisini aldı %100 güvenilirmiş o şekilde kullanıyor.
0
eja
(05.11.25)
Kullaniyorum ve korkmuyorum.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(05.11.25)
Düdüklüde pişecek bir şey varsa eşim pişiriyor. Öğrenci evimde bir düdüklü tencere kazası sonrası saatlerce tavandan/duvarlardan salça ve fasulye silmem gerekmişti, gerçi o zaman da yemeği annem yapıyordu. Ben her türlü uzak duruyorum, gerek yok :)
0
kobuzchu kiz
(05.11.25)
Şimdi auroraaurora nin dediği şeyi ben patlama olarak almam, kapağı doğru kapatmamis, emniyet valfi ise yaramamış. Bu emniyet kemeri takmadan kaza yapınca emniyet kemeri ise yaramıyor gibi bir durum.
düdüklüyu savunayım (rakamlar uydurmadır)
Kapak kapalıyken 50 Bar iç basınca dayanır, düdük ise 6 barda açılır ve havayı boşaltir. Kapak tam. Kapanmazsa 4 barda kendini bırakır diyelim.
kapak kapalı olsa fazla. Basınç dudukten çıkacaktı, ama yarım kapalı olduğu içi. 6 bara gelmeden 4 5 varda kapak açıldı ve etrafı dağıttı. Mubtemelen bomba gibi. İr sarapnel parçası yoktur sadece ortalık batmıştır (kapak da bir tarafa gitmiştir)
0
kisa
(05.11.25)
korkuyorum kullanmıyorum onun yerine arçelik gurme şef kullanıyorum, instant pot olarak geçen ürünler kullanılabilir kısaca
0
barisa
(05.11.25)
@kisa
Evet, kullanıcı hatasıydı benimki. Hala kullanıyorum aynı tencereyi, bir sıkıntısı yok. Yine de dikkatli olmakta fayda var.
+1
auroraaurora
(05.11.25)
surekli kullaniyoruz, elimizdeki tencere 15 yasini gecti.
sifir korku.
cunku (bkz: guvenlik katsayisi)
+1
cooperr
(05.11.25)
korkuyorum. evde bomba gibi duruyodu yıllardır. anneme verdim o da kullanamıyor çünkü o da korkuyor. niye istedi bilmiyorum sdkfsfg
0
matilda
(05.11.25)
Neredeyse tüm yemekleri düdüklüyle yapıyorum, korkmuyorum.
0
mirty
(05.11.25)
(17)

Vücudunuzdan memnun musunuz

kizil karga
Aynaya bakınca ulan iyiyiz he diyor musunuz yoksa saldınız mı?
Aynaya bakınca ulan iyiyiz he diyor musunuz yoksa saldınız mı?
-2
kizil karga
(05.11.25)
Fena değilim bence. :)
Bel çevremde biraz yağlanma var. Onu da eritsem iyi olur, ama kafama pek takmıyorum.
20'lerimin sonuna kadar çok zayıftım. Birkaç kilo veya bölgesel yağlanma için üzmüyorum kendimi.
0
auroraaurora
(05.11.25)
hayır. biraz daha uzun ve kalıplı olmak isterdim.
173 boy, 64-65 kg.
0
m e b
(05.11.25)
six packleri görmeye ramak kala bir saldım kendimi iki ayda 9 kilo aldım. aynaya hiç bakasım gelmiyor.
0
lazpalle
(05.11.25)
Hiç memnun değilim 18 kilo aldım...aynalara küstüm özensiz giyiniyorum. Nihayetinde 15 gün önce diyetisyene gitmeye ve yürüyüş yapmaya başladım. Hedef 35 kilo vermek.
0
cccbehzatccc
(05.11.25)
Ben de antep e gelince 15 kilo aldım ama boydan kurtarıyorum. ama uzun boy boyun düzleşmesi yaptı, bir de kaşlarımı beğenmiyorum. onun dışında iyi ya adam olana çok bile
0
ananiyimioguz
(05.11.25)
spor yapan biriyim ama iş güç kaynaklı son 7-8 aydır spor sıklığım ancak mevcudu korumaya yetiyor. fitness ancak haftada 2 belki 3. tatiller, seyahatler sebepli sporsuz geçen haftalarım da oluyor. yine de fena değilim, 3-4 kiloluk bir diyetle çok daha iyi olurum. bir de alkolu tamamen çıkarabilsem ama ne iş ne arkadaşlar müsaade ediyor.
39E 1.80m, 89-90kg.
0
awlmi
(05.11.25)
Geçen marketten dönüyordum hem sırt çantam doluydu hem de 10 kiloluk su taşıyordum kucağımda. Elimden fiş düştü hop diye çöküp onu alıp kalktım elimdekileri yere bırakma ihtiyacı hissetmeden. Çok büyük bir ağırlık değil ama beni gururlandırdı dedim aferin lan bacaklar iyi iş gördünüz.
0
peki madem
(05.11.25)
değilim. skinny fat im. skolyoz ve kifozum var. yüzme dışında spor yapmaya korkuyorum daha kötü olur diye. ona rağmen fıtık çıktı bir de onunla uğraşıyorum.
0
inheritance
(05.11.25)
Hamileyken 25 kilo aldım, vermeye çalışıyorum :(
0
sadakatsiz
(05.11.25)
Selulit ve yüzdeki sivilce izlerinden memnun değilim..onun dışında vücudumu seviyorum.
0
egerbiryolcu
(05.11.25)
degilim. hayatim boyunca da olmadim. sisman oldugum da oldu, simdi skinny fat'im. ama salmadim da. salinca daha kotu oluyor. kifoz da var zaten :(
0
lemmiwinks
(05.11.25)
Atletik ve kasliyim, yag oranim cok dusuk. Uzun kolluyken, kisin falan siradan, random biriyim aslinda ama yazin plajda kizlar hasta oluyor bana:) Ustsuz ve sortla dolasmam lazim benim. Spora giden arkadaslar tutturmus, hepsi kilo alip semirip, buyume pesinde onemli olan vucudun estetik ve atletik olmasi bence.

Ama iste sacim dokuluyor, tepe acildi.
0
speedy
(05.11.25)
göbek bölgesi hariç iyi. ama yaş 40'a geldi bu saatten sonra meydanı gençlere bırakalım artık.
0
mikahakkinen
(05.11.25)
senelerdir six packlerim var. saçlarım da çok gür. dişlerimde sıfır çürük, dolgu vs. bembeyazlar genetik olarak. 5 km'yi 18 dk'da koşabiliyorum. yaş 41.
-1
gabe h coud
(05.11.25)
ultra mutsuzum 20kg fazlam var. siyatik cikana kadar iyidim kosuyordum, aktiftim.
siyatik yuzunden 5-6 senedir fazla hareket edemiyorum.
diyet yapmam lazim, bakacaz. 38 bedenden 34 bedene dusmem lazim, acil.
0
cooperr
(05.11.25)
Nope.
0
cemallamec
(06.11.25)
Vucut tipimi US Navy seallere benzetiyorlar. memnunum.

Gecen yil buranin gazi islerinden sorumlu bakani bizim ofisi ziyaret ediyordu. Uzerimde askeri elbiseye benzer kargo pantolon, tshirt ve bot vardi. Kadin onca kisi arasindan geldi elimi sikti "thank you for your service." dedi :) Beni asker sandi. Fizigim iyidir. Biraz daha bacak calissam daha iyi olur.
0
thetruenorthstrongandfree1
(06.11.25)
(24)

Arada kalmak

camlicagazoz
Merhabalar,15 kasımda aile dostumuzun oglunun dügünü varmis. Annem aradı söyledi. Dügün de oturdugumuz yere 1.5 saat mesafede. Annem de şey dedi. Öglen gideriz, dügünden sonra da geliriz dedi. Dügün saat 19:00' da.Eşim 15 kasimda 38 haftalik hamile olacak. Yani ben gitmeyecegim dedi ve haklı da. Ama
Merhabalar,

15 kasımda aile dostumuzun oglunun dügünü varmis. Annem aradı söyledi. Dügün de oturdugumuz yere 1.5 saat mesafede. Annem de şey dedi. Öglen gideriz, dügünden sonra da geliriz dedi. Dügün saat 19:00' da.

Eşim 15 kasimda 38 haftalik hamile olacak. Yani ben gitmeyecegim dedi ve haklı da. Ama ben anneme söyleseme annem beni bastiracak. Bir sey olmaz gibisinden. Çekiniyorum da annemden. Ama eşim de hakli. Ne yapacagim ben?
-2
camlicagazoz
(03.11.25)
Öncelikle annenizden çekinmeniz yanlış çünkü sizin bir aileniz var.
Kaldı ki eşiniz o dönem 38 haftalık hamile olcakmış ve düğün de oturduğunuz yere 1.5 saat mesafedeymiş allah muhafaza doğum gerçekleşse yada olmamasını temenni ederim ama aksi bir durum olsa eşinizin yanına gitmeniz 1.5 saatinizi alacak. O dönemde olmanız gereken yer düğün değil eşinizin yanı bence. Bu şekilde açıklama yapabilirsiniz annenize.
+4
mermaidd
(04.11.25)
ben aileye bir butun olarak bakiyorum, kendi annem/babam/kardesler ve hanimin annesi/babasi/kardesleri..

annem beni al bu dugune gotur getir derse, yaparim. bu iki kez yaptim, hanim gicirdadi, cok da fifi dedim gectim. yine gotur derse yine gotururum.

senin hanim 38 haftalik hamile olabilir ama bu cocugun o gun dogacagi anlamina gelmiyor, bunun onceden bazi belirtileri var. Tavsiyem birkac gun onceden doktora gotur, dogumla ilgili bir gelirme var mi baktir. Eger hersey sakin ise o zaman 1.5 saat cok bir yol degil, acil bir durumda erken cikar donersin. Yok eger doktor eli kulaginda heran gelmeniz gerekir derse ayri mesele. Biz mesela son kontrolden sonra ayni gun hastaneye gittik dogumu baslattilar, 48 saat sonra dogum gerceklesti.
-19
cooperr
(04.11.25)
Bence bu tip soruları burada sormayın.
Burada 'Bir ilişki sorusu sorulsa da kadını haklı görsem.' diye bekleşen büyük bir güruh var. Anne kutsaldır, ne derse yapılır.
cooperr +1 diyorum.
-14
Mirket
(04.11.25)
Ben anlamadim anneniz istiyor diye 38 haftalik hamile esiniz dugune mi gitmek zorunda? Yoksa siz mi gitmek zorundasiniz? Ikisi de yetiskin olmus kendi ailesini kurmus (ya da olamamis/kuramamis) bir insan icin fazlasiyla absurt de, esiniz gitmeyecegini soyleyemiyorsaniz bir tik daha enteresan geldi. Yani ne yapacagim ben diye sormaniz da enteresan, esimi yalniz birakmayacagim demek yeterli olmali. Siz annenizin kocasi degilsiniz.
+7
kassiopeia
(04.11.25)
18 yıllık evliyim. Ailem de klasik anadolu (hatta doğu) ailesi. Anneme de inanılmaz düşkünüm. Tüm kardeşler arasında anne-babamla en çok ilgilenen, rızalarını alan da benim. Bunları belirtmiş olayım önce.

Eşiniz hamile olmasa ve düğüne gitmek istemese yine haklı. Zorlamamak lazım. Annenizin de böyle bir hakkı yok. Ama 38 haftalık hamile bir insanın değil 100 km, yan mahalledeki düğüne dahi katılmaması anlayışla karşılanmalı normalde. Kaldı ki, aileden birinin düğünü bile değil… (Yazdığınız tam net anlaşılmıyor. Bunları “eşimin gelmek istememesini anneme nasıl söyleyeceğim” demiş olma ihtimaliniz üzerine yazdım.

Yok eğer mevzu sizin eşinizi bırakıp gitmek istememeniz ise, haklısınız. En iyisi, annenizden rica edip, 17:30-18:00 gibi çıkarsınız. Düğünde yarım-bir saat görünür, hediyenizi verir, dönersiniz. Eşinizin doğumunun yakın olduğunu bilen herkes de anlayış göstermek zorunda. Göstermezlerse onların ayıbı. Sizin yanlışınız olmaz.

Yahut annenizi götürme ihtimali olan akraba vs. varsa ve anneniz uzun kalmak istiyorsa onlarla gider, siz bir görünür, tebrik eder dönersiniz.

Bu tarz konularda mutlak tavsiyem, eşinizi üzmemeniz. Anneler daha affedici oluyor, eşler olumsuzlukları yıllar içinde daha da büyütebiliyor. Üstelik doğum yakın, lohusa depresyonu kapıda. Ailenizden önemlisi olmamalı hayatınızda. Elalem umurunuzda olmasın. Anne-Baba da anlayış göstermeli. Göstermiyorlarsa da, saygı çerçevesinde tatlıya bağlanacak şekilde dik durulabilmeli. Evliliğin sağlığı için bağımsızlık şart. Zamanla öğreniliyor bu…
+2
yadigar
(04.11.25)
Ya bu erkekler bir konu hakkında da fikir sahibi olmazsa çatlayacaklar herhalde. Bak neymiş doğum öyle hemen başlamazmış belirtisi olurmuş. Beyefendi kaçıncı doğumunu gerçekleştirdi de konuşuyor çok merak ettim.

Doğum öyle belirti melirti demeden şak diye başlayabilen bir şey. 38.haftada şak diye doğurmuş bir birey olarak konuşuyorum.

Anne kutsaldır filan saçma sapan kendinizi şartlamayın. Ben de anneyim gelinimi karnı burnunda düğüne çağırmam bile en başta zaten. Anneyse bunu düşünmeli. Ayrıca annenden korkarak hiç bir zaman sağlıklı ve mutlu bir aile hayatı yaşayamacaksın gerçek sağlıklı ebeveyn-çocuk ilişkisi böyle bir şey değil.
+7
yenibirgüzelnick
(04.11.25)
Cevaplara gözlerim kanadı. Annenizin doğurdu doğuracak karınızı uzak bir yerdeki düğüne götürme düşüncesi, sizin annenizden çekinip bu durumu açıklayamamamız falan sizce de çok garip değil mi? Anneniz istiyorsa kendisi gitsin. Annenize ne karınız ne de siz eşlik etmek zorunda değilsiniz. Çoluk çocuk sahibi olmak üzeresiniz annenizden çekindiğiniz konuya bakar mısınız? Allah kocanın da hayırlısını versin diyorum :d
+12
sadakatsiz
(04.11.25)
38 hafta demek full term demek. yani dogum artık her saniye gerceklesebilir demek. ilk dogumuysa öyle hemen yirmi dakikada dogurma ihtimali az olsa da yok degil. o haftalarda beni en cok korkutan sey abruptio placentae olmasi ki bu durumda 1 dk fark bile hayat kurtarir. sahsen yanimda hep biri olsun isterim o haftalarda.

anneniz dügüne gitmek istiyorsa götürün. esinizin kendi annesi, kardesi, kuzeni, arkadasi kimi ayarlayabilirseniz o gün sizin evde esinizle olsun. gebelik hastalik degil, esasen her yere gidebilir ama full term gebelikle bir dügünde esiniz cok rahatsiz olacaktir cünkü yüksek sesli müzik sebebiyle anne karninda bebek korkudan sürekli takla atar. anneyi cok tekmeler. kendini kordona dolandirma riski yükselir. ayrica rahatsiz sandalyelerde saatlerce oturmak o haftalarda sahiden korkunc.

bence buradaki sorun anneden bu kadar cekinmeniz. annenize, ben seni götüremem, deseniz bile bu kadar anlayissiz ve kötü bir insan mi sizi ve esinizi anlamayacagini düsünüyorsunuz? o haftalarda esinizin rahat edemeyecegini anneniz de biliyor, kendisi de dogurmus. ayrica biraz simariklik yapmiyor mu anneniz? 38 haftalik hamile kadini dügünün 19'da basladigi yere taa ögle vaktinden sürüklemeye calisiyor? hani dügüne 19'da gidelim iki saat sonra kalkariz da demiyor. öglen gidelim dügünden sonra döneriz diyor; yani yolu da hesaba katarsaniz gece birde falan anca dönmüs oluyorsunuz. anneniz dügün sahibi mi, ne sacmalik! bebek de gelecegi icin sizin öncelik siranizin degismesinden rahatsiz, gelini ile güc savasina girmis gibi. bence asil üstüne egilmeniz sorun ve dengeyi bulmaniz gereken sey annenizin bu tavri olmali.
+3
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(04.11.25)
Şöyle bir şey ekleyeyim. Annemi ben götürmeyecegim. Yani babamla gidecekler. Beni düsündüren şeylerden birisi de şu. Dügünü olan cocuk benim düğüne gelmişti.
-9
🌸camlicagazoz
(04.11.25)
ya bu kadinlarin kayinvalide ile ilgili olan takintisini anlamasi guc..guc savasi vs. garip ya, sanki her ailede micro taht kavgalari yasaniyor :)

sunu idrak etmeniz lazim, erkeklerin anneleri ile arasinda farkli bir bag var, o bizim hayatimizdaki ilk kadin. erkegin annesiyle olan iliskisinin sizinle olan iliskisi ile alakasi yok.

birisi sak diye dogurdum demis, ikinci ucuncu cocuk degilse o biraz zor kardesim. benim de cocugum var, cevrede de birden fazla cocuk sahibi olan insan sayisi oldukca fazla, ilk dogumlarin hic sak diye oldugunu duymadim.

ayrica doguma da girdim, yaw normal bir dogumda ters gidebilecek o kadar cok sey var ki, olay zaten bir mucize, hastaneye yetisememe olasiligi tersliklerin icinde ilk 5'de bile degildir. en kotu cagirirsin bir ambulans gotururler. zaten erkek eger doktor degilse ne yapacak hatunu kuvete sokup dogum yaptirtacak degiliz, arabaya atip hastaneye goturuyoruz sonra da doktor ne derse o yapiliyor zaten. olay bir hastalik degil ve dogal kendi halinde bir sureci var bu ve surec oyle 1-2 saatlik bir mevzu da degil.

adam zaten zorla esini goturmeye calismiyor ki ben de olsam zaten goturmem 38 haftalik hamile esimi. gerekli onlemleri alirsin, a/b/c plani yaparsin, saat basi kontrol edersin, binbir turlu cozumu var.

annesi istiyorsa kendi gitsin falan, bunlari kadinlar gitsin kendi anasina soylesin, beni baglamaz. ama bana 5 tane cocuk dogursa da, bana cikip anana soyle kendi gitsin falan gibi bisey soylese esim, kotu bozarim. erkek cocugu olan hanimlar, yarin oburgun oglunuz gidip sizin gibi birini bulursa, o hatun da size "gitsin kendi isini kendi halletsin" diye mesaj yollarsa, ne dedigimi daha iyi anlayacaksiniz. umarim boyle bisey basiniza gelmez.
-17
cooperr
(04.11.25)
Evet anneniz düğüne gitmek istiyorsa a b c planları yapar eşinizi birilerine bırakırsınız, onlar da arar ambulansı doğuma götürürler nedir yani. Anne önemli. Anne düğüne gitmek istiyorsa iki eliniz kanda da olsa düğüne gideceksiniz. Karınız bir şekilde doğurur önemli olan anacığınızla ilişkiniz.... :d
+8
sadakatsiz
(04.11.25)
anneler biz kadinlarin da hayatlarindaki ilk kadin ama annelerimiz biz kizlarina annelik yaparken, sizin anneleriniz ogullarina annelik yapiyorlar, gelinlerine degil. annemin önceligi benim, benim sagligim, benim mutlulugum, benim evliligimin iyi gitmesi... kaynanamin önceligi önce oglunun rahati, sonra kendisi, sonra kocasi falan. kendi kizi olsaydi bu durumda, kocasinin 38. haftada tüm gün kendi annesi pesinde kosup kizini birakmasina agzini birakip kiciyla laf ederdi.

gazoz, dedigim gibi, annenle dügüne gideceksen karinin yaninda biri olmali. kendi annesi, kardesi, kuzeni, arkadasi ama yalniz kalmayacak.
sen gitmeyeceksen sayet annenle altinini yollayacaksin, soran olunca da annen, gelinin dogumu eli kulaginda, yalniz birakamadi, diyecek. zor bir sey degil. bu duruma anlayis göstermeyen de ne bileyim...
+3
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(04.11.25)
kadın doğum doktoru bile her doğum kendine özeldir derken bazıları çevresindeki doğumlardan örnek vererek senin karın da şak diye doğurmazz yhaaaa diye güvence veriyor. adamın gördüğü doğum sayısı benim kadın doktorumun gördüğü doğum sayısından fazla heralde.

ben 8 haftalık doğum iznine çıktığımda evde tek iken kafada kurup duruyordum acaba şu an suyum mu geliyor, acaba bu hissettiğim sancı mı vs diye. mesela su gelmesi öyle dizilerde olduğu gibi bardaktan su boşalması gibi de olmuyormuş vs vs.

yani ayrıca illa kadının o an doğurma ihtimalinin olmasına gerek yok. işin biraz psikolojik tarafı var.

zaten anneniz yolda kalmış değil, babanızla gidecek. sizin de bu durumda heidyeyi göndermeniz yeterli. yani hangisi önemli. karnı burnunda eşiniz mi yoksa diğerleri mi? evet bazı durumlarda bu kadar nettir her şey.

ha bu arada eşiniz yüzde doksan dokuz ihtimalle o gün doğum yapmayacak. ama siz onun isteğini geri çevirip düğüne giderseniz doğurmamış olmasının bi önemi yok, size kırılmış olacak.
+6
elorelia
(04.11.25)
düğün günü sabahtan anne hanımın ağrısı var de. gelemiyecek de, erkenden ananı uyarma.
+2
mikahakkinen
(04.11.25)
doğuma bir ay kala rutin doktor kontrolüne gittik. doktor akşama doğuracaksın, dedi. biz eşimle birbirimize bakıp şaka yapıyor dedik. ama şaka değilmiş. yani çokta öyle önceden belirti veren bişey değil.

38 haftalık eşini evde bırakıp düğüne anneni götürme. saçmalama. annende saçmalamasın.
+2
scudman1
(04.11.25)
hocam öncelikle umarım tüm süreciniz sağlık sıhhat içinde gerçekleşir. yengeye de hürmetler :)

sizin de gönlünüz gitmek istemiyor besbelli. tabi ki eşinizin yanında kalacaksınız. annenize 'gece çok ağrısı oldu gelemiyorum' dersin olur biter. hatta düğünde dedikodunuz bile yapılır..
+2
galahad reloaded
(04.11.25)
Merhaba, eşinizi yalnız bırakmayın, bunu 2 kız çocuğu babası olarak yazıyorum.
+6
devorgilla the gunslinger
(04.11.25)
yani bunu buraya soracak kadar sıkışmış olmanız bile çok enteresan. gitmemek zaten çok makul ama en uçta yapılacak şey şu: o gün gelsin bakıcam anne siz planınızı yapın, ben öğlen gelip akşam dönemem ama bir şekilde sizden sonra gelip yarım saatliğine görünmeye çalışırım tabi eşim iyiyse. söylenecek şey bu. o gün de illaki gitmek istiyorsanız, yani evlenen arkadaşınız sizinkine gelidiği için orda olmak gibi bir derdiniz varsa ve eşiniz de o gün rahatsa 6-7 gibi çıkar, 15 dak-30dak görünür, 9:30-10 gibi dönersiniz.

edit: çocuğunuzu sağlıkla kucağınıza almanızı dilerim
+5
awlmi
(04.11.25)
her şeyi geçtim, insan kendi doğacak çocuğu için sorumluluk hissetmeli, doğumla ilgili farkındalığa sahip olmalı. hiç mi heyecan duymuyorsunuz bebeğinizin gelecek olmasıyla ilgili? hiç mi endişeniz yok eşinizin sağlığıyla ilgili? başka hangi hissiyat bunların önüne geçebilir? yemişim tanıdığın düğününü, sizi böyle bir durumda arada bırakan ebeveyni vesaire. bebeğiniz ve eşiniz hariç her şey "şu aşamada" fasa fiso, fındık fıstık. gündelik rutin bir süreçten bahsetmiyoruz ki.
+8
Phoebe
(04.11.25)
hocam onceki duyurulariniza soyle bir baktim, yardim alin, ciddi olarak soyluyorum, cok icten sekilde. gobek bagi kesilmemis insanlari ciddiye almayin, yetiskin ve saglikli bir birey olmak boyle bir sey degil.

Baba olacaksiniz, aile kurmussunuz, ayri bir yasam kurmussunuz ve su anda yasaminizin merkezine bir bebek geliyor, tum yasami size bagli bir can, ebeveyn olmak demek insanin kalbinin disarda atmasi demek, kadin olarak hamilelik sureci zaman zaman 'lan bi tik fazla yemek yedim bebise bir sey olur mu' diye manyaklik derecesinde endise duyma, baba olmak da 'ailemin nasil guvenligini saglarim, nasil bakim veririm' gibi bir delilik hali, bunu hissetmiyorsunuz ve hala 'insanlar ne der' diyorsunuz, 'anama 38 haftalik hamile esimi ve bebegimi birakamam diyemiyorum' diyorsunuz. Phobe cok guzel yazmis, icinizde bir yerde cekirdek ailenize duydugunuz sorumluluktan fazla bir sorumluluk duyuyorsunuz. Esime, bebegime ne olursa olsun, didinin didisinin dugunune gitmem gerek diyorsunuz. Ha hicbir sey de olmayabilir evet, ama yani bir baba olarak yerim kocasiyla dugune giden anamin yani degil de kendi esimin ve bebegimin yani demiyor musunuz? evet tarlada da doguruyor millet evet, bebek dogumu 48 saat da surebilir ama bi tik evrilmedik mi yahu, bi tik insanlik ogrenmedik mi, bi tik gelismedik mi.
Ve isin daha da manyakcasi annenizin kocasi olan kisi yani babaniz annenizi goturecekmis, ve ne anneniz ne babaniz olum manyak misin esinle birlikte kal, senin bir ailen var demiyor ve siz de manyak mi bu insanlar benim su donemde yerim esimin yani, demiyorsunuz. Altininizi gonderirsiniz olur biter. Bana cok cok garip geldi acikcasi.

Ayrica hormon eksikligine bakmanizi da tavsiye ederim. Yani bu sordugunuz sorudan bagimsiz olarak bu konuda calismanizi tavsiye ederim, elalem ne der diye diye cekirdek ailenizi kaybederseniz bir gun buradaki kimse ne yaninizda ne de sizin yerinizde olacak.
+8
kassiopeia
(04.11.25)
Hocam, verdiğiniz ek bilgiye binanen şöyle diyorum: hediyenizi babanız ile gönderin. Damadı da arayıp, durumunuzu (doğum her an olabilir) samimi bir şekilde anlatın. Mutluluk dileyin. Anlayış göstermek zorundalar. Göstermezlerse de kendi problemleri. Çocuk bir aylık, 40 günlük falan olunca da eşiniz ve çocukla beraber hayırlı olsuna gidebilirsiniz isterseniz.

Çekirdek aileniz sizin birinci sorumluluğunuz. Elalemi takmayın. Ailenizi asla arka plana atmayın.

Çok önemliyse gitmek sizin için (ki olmamalı), atlar gider 10 dk görünür dönersiniz.
+1
yadigar
(04.11.25)
sorun bence sizin bir isteginizin olmamasi. yani once buna odaklanin, siz hangisini istiyorsunuz, esinizle kalmak mi yoksa annenizi goturmek mi?
+1
Sour
(04.11.25)
Anne kutsaldır, ne isterse yapılır diye bir şey yok.
Düşüncesiz annelerin her istediği yapılmaz. Ya da bencil ve narsist annelerin...
+5
pro9it9is9
(04.11.25)
1,5 saatlik mesafe pek uzak değil, bence siz anneniz ve babanızla beraber katılın düğüne, sanki karısı 38 haftalık hamile olanlar sürekli evde mi oturuyor, örneğin istanbulda insanların evi ile işin arası ortalama 1 saat mesafede. trafiğe göre artıyor bile. bu hesapta karısı hamile olan kimsenin işe bile gitmemesi lazım.

karın gelmek istememekte haklı oldukça ağırlaşmış olmalı, ödem vs. kaldı ki kocaman karnıyla giyecek kıyafet bulması bile zor.
-6
Sadece soruyorum
(04.11.25)
(19)

Türkiye'de nereye yerleşirdiniz?

osssy
Bu başlıkta İstanbul'dan ayrılma hayali kuruyoruz arkadaşlar.Çocukların eğitimi, nitelikli çevre kurabilme, güvenlik, yemek ve hava gibi yaşam kalitesini belirleyen unsurları dikkate aldığınızda İstanbul'dan ayrılıp Türkiye'de (Ankara'nın batısında) nereye yerleşirdiniz? Bu aşamada iş imkanlarını di
Bu başlıkta İstanbul'dan ayrılma hayali kuruyoruz arkadaşlar.
Çocukların eğitimi, nitelikli çevre kurabilme, güvenlik, yemek ve hava gibi yaşam kalitesini belirleyen unsurları dikkate aldığınızda İstanbul'dan ayrılıp Türkiye'de (Ankara'nın batısında) nereye yerleşirdiniz? Bu aşamada iş imkanlarını dikkate almıyoruz. Teşekkürler.
+1
osssy
(03.11.25)
antalya
0
asap raki
(03.11.25)
Çanakkale'de okurken hayatımın bir döneminde oraya yaşayacağıma inancım vardı çok istiyordum çok güzel bir şehir gerçekten.
Çok yer gezdim gördüm diyemem ama gezip gördüklerim içinde şu an yaşanılacak yerler listemde bir numara olan şehir Sinop.
Çok güzel, çok sakin, kafanı nereye çevirsen deniz, insanları çok iyi, orada bir hafta kalınca neden ülkenin en mutlu şehri olduğunu anlıyorsunuz gerçekten.
0
mutekebbir
(03.11.25)
nitelikli çevre çok değişken bir seçenek. muğla merkez, izmir bostanlı, eskişehir.
0
mikahakkinen
(03.11.25)
tabii ki Çanakkale

- evinize 5-10 dk mesafede çok güzel okullar olacak. (hem devlet, hem özel)
- yerlisi zaten hoşgörülü ve kalitelidir. dışarıdan gelen insanlar da, çok yüksek oranda eğitimli insanlar. nitelikli bir çevre kurmanız mümkün.
- güvenli bir şehir.
- havası çok temiz.
0
co2s2
(03.11.25)
Antalya ve Çanakkale'nin nereleri olabilir mesela? Bir de şehirden kaçıp şehre değil de daha kırsal bir yere yerleşsek, insanıydı, eğitim sağlık vs. derken ideal bir yer bulabilir miyiz acaba?
0
🌸osssy
(03.11.25)
çanakkale merkez - Cevatpaşa mahallesinin denize maksimum 100-200 metre mesafedeki bölümleri.

ya da çınarlı köyü'nün Dardanos mevki
0
co2s2
(03.11.25)
Edremit, Balıkesir
Burhaniye, Balıkesir
0
cemallamec
(03.11.25)
hani ben doğma büyüme izmir bostanlı'lıyım son bir kaç senedir iş sebepli istanbulda yaşıyorum.
İzmir bostanlı'nın eski haliyle bir alakası kalmadı belki hafta içi gündüz saatleri bir sakinliği var fakat güneş battıktan sonra hele ki yaz geceleri iğrenç bir yere dönüyor artık. İşletmeler eskiden de kaldırımı işgal ederdi ama bu işgal ara sokaklara bu kadar yayılmamıştı şu an ise ara sokaklarda bile kaldırımlar işgal altında bu yetmiyormuş gibi yollara da masa konmaya başlanmış yayaya yürüyecek bir yer bırakmamışlar.
her yerden tas kafa esmer tipler geçiyor iğrenç bir yere dönmüş ben artık canım bostanlıma dönmek bile istemiyorum.
Türkiye'de genel olarak bir kalitesizleşme var bir yer beğenildiğinde hemen tas kafa esmer o gırtlaktan konuşmayı seven tayfa dadanmaya başlıyor. ben bu ülkede huzurlu bir yer olacağına dair inancımı yitirdim ondan kırsalda sessiz sakin bir yer bulmak gibi umudum var.
çanakkale diyenlere de çanakkalenin de nüfusunun arttığını ve şehrin yapısı itibari ile genişleyecek bir alanı olmadığını, şehre girişlerin çıkışların zor olduğunu ve herhalde 10 seneye çanakkalenin de sıkıntılı bir yere döneceğini düşünüyorum.
+1
denizgonen
(03.11.25)
Gökceada
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(03.11.25)
Fethiye, Marmaris, Bodrum, Didim.
0
gabe h coud
(03.11.25)
İstanbul’dan Çanakkale Kepez’e taşınma kararımız hayatımızda verdiğimiz en iyi karardı. İkinci en iyi kararımız ise trden taşınmak. Trye geri dönsek Çanakkale Kepez’den vazgeçmem
0
suicides underground
(03.11.25)
kuzey ege - insan kalitesi fena degil, suya yakin, ne cok sicak ne soguk
trakya- insan kalitesi fena degil, sinira yakin, istenirse yeni kopru ile ege'ye inmek kolay
+1
cooperr
(03.11.25)
Karlıova/Bingöl. Şaka değil.

Sebep İstanbul’un tam zıddı olması.
Et ucuz, kaliteli ve lezzetli. Balı şahane. Yerel ürünler de hakeza.
Bingöl’e 70, Erzurum’a 110km. Hiçliğin ortası sayılır.
Yeşili ve suyu var. Havası tertemiz. İnsanı güzel. Hayat pahalılığı yok. Curcuna, keşmekeş yok.
Deprem bölgesi olması biraz kafamı karıştırıyor ama buradaki apartman dairesi fiyatına orada sağlam mustakil ev yapılabilir.
Benim hayalim ama eşimi ikna edemiyorum.

Sizin içinse, sıcağı sorun etmezseniz Manavgat güzel yer, tavsiye edebilirim. Özellikle iç tarafları. Hastane/sağlık imkanları var. Antalya yakın. Side/sorgun gibi sahilde olmadığı için sezonda çok kalabalık olmuyor. Alanya gibi bunaltıcı değil. Doğası şahane. Yeterince gelişmiş. Daha fazla sosyal ihtiyaçlar için Antalya’ya kaçılabilir. İnsanı da iyidir.
0
yadigar
(04.11.25)
Sinop değil. Gezmesi güzel ama asla yaşanmaz. Bir yer yaşanacak yer olarak nitelenecekse sağlık hizmetleri benim için çok önemli. Sinop'ta özel hastane, özel muayenehane diye bir şey yok. Devlette sıra bekler durursunuz, aldığınız hizmet de evlere şenlik olur her zamanki gibi. Çoğu branş da yok zaten. Onun için 3 saat mesafedeki Samsun'a gitmeniz lazım.

Ayrıca her ihtiyacımı hızlı şekilde çözeyim dediğimiz AVM lerden maalesef Sinop'ta bulunmuyor. Sineması da yok. Aklınıza gelebilecek hiçbir şey yok kısaca.
0
sadakatsiz
(04.11.25)
Ben dört ay önce İstanbul'dan Antalya/Finike'ye taşındım. Antalya'ya kendi aracınla 1.30 saat sürüyor, her yarım saatte bir Antalya merkeze otobüs var. Otobüsle 2.5 saat sürüyor. Olimpos, Adrasan gibi yerler sadece 30 dakika mesafede. Kaş'a 70 dk. 20 km kesintisiz sahili var. Çok güzel koylara sahip. Dağ havası aldığından merkeze göre yazları daha serin oluyor, özellikle akşamları. Yeni çok bina yapılıyor, sıfır ev alıp oturabilirsiniz. Dağ kenarında da yeni evler var, sahile yürüme mesafesinde de.

Ve herhangi bir ilçeye göre çok aktif bir hastanesi var. Yazın yeğenlerim rahatsızlandığında çok ilgililerdi. Parkta düştü, on dakika içinde tomografi dahi çektiler. Gözünden de rahatsızlandı, çözdüler.

Elbette, çok sakin bir yer. Çok sulu bir yer olduğundan sinekler rahatsız edici olabiliyor bir de. Kaş gibi fancy bir yer değil. Ama bence kaş'a göre daha lokasyon avantajları var.
+1
the man with no name
(04.11.25)
çanakkale için biraz yazlık havası da olsun derseniz güzelyalı ve dardanos tarafı da güzel yaşanabilir. istanbuldayız ama ailemiz kaynaklı güzelyalı'da bir düzenimiz de var, çok iyi geliyor, onlar full orda yaşıyorlar. ancak araba lazım mutlaka merkeze gitmek toplu taşıma ile biraz zor. denize de girebildiğiniz güzel bir lokasyon.
0
awlmi
(04.11.25)
Güzelyalı artık güzel değil ki yangından sonra bitti dardanos ve güzelyalı:((
0
suicides underground
(06.11.25)
Antalya
-1
arbre
(06.11.25)
@suicides geçen hafta ordaydım, toparlamış bir miktar, seneye daha da toparlamış olur. güzelyalının merkezinde zaten çok problem oluşmadı, çevre giriş çıkış tarafı çok üzücü oldu tabi.
0
awlmi
(06.11.25)
(6)

Takipleşip konuşmadığınız eski flörtler

kakaolu kremali biskuvi
Sosyal medyadan takipleşip biraz flört ettiğiniz (belki date'e çıktığınız), ama sonra sohbet sönüp gittiği için konuşmadığınız ve hala takip ettiğiniz kişiler var mı? Varsa niye hala takip ediyorsunuz birbirinizi?
Sosyal medyadan takipleşip biraz flört ettiğiniz (belki date'e çıktığınız), ama sonra sohbet sönüp gittiği için konuşmadığınız ve hala takip ettiğiniz kişiler var mı? Varsa niye hala takip ediyorsunuz birbirinizi?
0
kakaolu kremali biskuvi
(03.11.25)
biz de bitti mi biter. yok.
+1
mikahakkinen
(03.11.25)
biraz konuşup sonra sohbet ilerlemeyince sildiğim çok insan oldu ama eski kız arkadaşlarım beni takip ediyor ben de onları. sebebi yok. hepsinin gönderileri ve storylerini gizledim önüme düşmesin diye. benim story'lerimi de onlar için gizlemiştim zamanında.

aklıma gelmediği için takipten çıkmadım bile. belki onlar çıkmış olabilir bilmiyorum umrumda da değil açıkçası :)
0
elektr10
(03.11.25)
yok. asla da olamaz. flört veya ilişki bittiği an her yerden siler engellerim.

bunu yapmayı unuttuğum 3 kişi olmuştu. 3'ü de aylar sonra bana geri yazdı ve o şekilde engelledim. zamanında asla ciddi ilişki istemediklerini söyledikleri için bitmişti, şimdi yazmalarındaki niyet belli. asla kabul etmem. biten bitmiştir. rahatsız edici ve ürkütücü de bir yandan. o kadar zaman geçmiş hala beni aklından çıkarmadın mı? istemiyordun bir de... saçmalık.

şimdi bir sevgilim var ve o engellemediklerim şimdi yazsalardı ne olacaktı? hiç yoktan tartışma çıkabilirdi. bu ihtimalin oluşmasına izin vermem.
0
art cat chocolate
(03.11.25)
Dating app'lerden tanıştığım 5-6 kişi var. Üç tanesi ile nerdeyse 2 buçuk sene oldu. Biriyle date e çıkmıştık, pek iyi geçmemişti ama ikinciye görüşelim diye konuşsak da o dönem yurtdışına gideceğim için tekrar buluşamamıştık. Sonra bunların hiçbiriyle aktif olarak konuşmadım. Ama attığım storylerin hepsine bakıyorlar. Ben de onlarınkine bakıyorum. Kimse konuşmuyor ama kimse de birbirini unfollow etmiyor, çok saçma bir ortam var.

Neyse. Bu insanların hiçbiri de ilişkileri varmış gibi bir izlenim uyandırmıyorlar hala. Özellikle şu daha önce date e çıktığım hanımefendiye tekrar yazasım var, ama iki sene sonra çok mu creepy algılanır kestiremedim.
0
🌸kakaolu kremali biskuvi
(03.11.25)
150-200 hayatta kimseyi silmem.
mesela aynı böyle bir arkadaş yardım çağrısı yaptığımda kan vermeye gelmişti.canım arkadaşım.:)
0
jamswety
(03.11.25)
Var. Bir anlamı yok, duruyor işte.
0
sadakatsiz
(04.11.25)
(11)

Kadınlar Seksten Sıkılır Mı?

carnalflower
Belli sayıda seks yaptıktan sonra, sıkılma veya artık midenin kaldırmaması gibi bir durum söz konusu mu?
Belli sayıda seks yaptıktan sonra, sıkılma veya artık midenin kaldırmaması gibi bir durum söz konusu mu?
-2
carnalflower
(30.10.25)
Bu nasıl bir genellemedir
Bu nasıl bir sorudur?

Seksten sıkılan insan vardır evet. Kadın da vardır erkek de vardır.
sıkılacak kadar yapamayan da vardır.
vardır her türlüsü yani de sorunun asıl amacını söyle de doğru yere ulaşalım.
Bir kaç görüşme sonrasında Seksten sıkıldım diyorsa seni istemiyordur.

Edit: soru, genelde böyle bir şey var mıysa, böyle bir genelleme yok.
+2
kisa
(30.10.25)
Sizin sorularin gidisati iyi degil :)

Erkek olarak kesin bilgiye sahip olma sansim yok ama anladigim kadariyla adet bitimi sonrasinda baslayan 3-5 gunluk verimli bir surec var, o aralar fiziki olarak istekli olunuyor sanirim. Kalan zamanlar biraz iliski dinamiklerine bagli. Bir kadin biriyle birlikte olmak istemiyorsa, mide de kalkar, istemez de, bas da agrir, ozetle seks yapmamaya calisir. Bir gorev olarak istemiyorsa da yapabilir ama gozden cikarmissa artik olabildigince kacar.
-1
mbond
(30.10.25)
Hiçbir sağlık sorunu ve psikolojik sıkıntı yaşamadığı halde seks sevmeyen, biyolojik olarak cinsel enerjisi çok düşük kadınlar var, aynen bu şekilde olan erkekler de var. Yani seks, sevişmek, cinsel yaşam hiçbir şekilde genellenebilecek bir alan değil. Şu şekilde genellenebilir, kadınlar da erkekler de cinselliği psikolojik odaklı yaşarlar. Karşısındakine gerçekten değer veren ve seven taraf eğer ondan olumsuz yaklaşımlar olumsuz davranışlar ve sözler görüyorsa, mesela güvenemiyorsa, güvenme ihtiyacının önemsenmediğini görüyorsa, aşağılanıyorsa vs.. karşısındakine karşı cinsel enerjisi düşer, zamanla soğur, kadınlarda mesela vajinismus, kuruluk, ağrı, erkeklerde ereksiyon sorunu, iktidarsızlık, erken boşalma vs sorunları olarak ortaya çıkar.

Bu anlattığım şey, karşısındakine gerçekten değer veren, seven her insanda vardır. Onun dışında cinsellik genellenebilecek bir alan değil.
0
muhayyer divan
(30.10.25)
yetişkin bir kadın haftada 3-4 kez seks yapar.
-10
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(30.10.25)
Bazı insanların libidosu düşüktür, sekse düşkün değildir. Yine de karşısındaki insanı çok sevebilir. Seks yapmak istememe durumu her zaman doğrudan karşıdaki insanı sevmemekle, ona bir şey hissetmemekle bağlantılı değildir. Böyle insanların işi zordur, karşısındakinin de. Yani böyle bir durum da var diye yazdım, yoksa karşıdaki kişiye ilgi azalmış, heves bitmiş, bir şeyler tükenmiş de olabilir tabii ki.
+2
huzurlarinizda huzursuzluk
(30.10.25)
neden sıkılmasın ki bir şey çekiciliğini kaybederse sıkılınır.
@karim içerde hangi yetişkin kadın onlar ya?
0
mikahakkinen
(30.10.25)
midenin kaldırmaması mı? nasıl bir durumdan bahsediyoruz, seks yapılmıyor muydu?

istekli olan kadın kendi de seksi başlatır. ama birinin midesi kaldırıyor mu diye şüphe noktasına gelindiyse, konuşmakta fayda var
-1
kiyiya vuran dildolar
(30.10.25)
Kimisi aynı insandan sıkılır. Kimisinin libidosu düşüktür. Mümkün.

Bazı dönemlerde de stres, hormonlar vb. faktörler libidoyu düşürebilir. Ancak, sağlıklı bir insanın cinsel isteği bir müddet sonra bitmiyor. Evet, 19 yaştaki gibi olmuyor belki ama kırklı-ellili yaşlarda bile, kadın/erkek haftalık ya da daha sık cinsel istek oluyor genellikle.
0
dilemma of subscribtionability
(30.10.25)
Seks yaptığı kişinin tavırları, sözleri ya da başka bir seyinden sıkılma ihtimali daha yüksek.
+1
pembediken
(30.10.25)
soruyu tam anlamadım. bir gün içinde üst üste seks sonrası sıkılmadan mı bahsediyoruz? yoksa ilişkinin başlarında çok seks yapıp sonra sıkılmak mı?

benim bildiğim, anladığım kadarıyla kadınların sekse hazır olması ile erkeklerin sekse hazır olması arasında çok ciddi fark var. sosyolojik alışkanlıklardan bahsetmiyorum. erkek için 2+2=4 basitliğinde bir kimyasal denklem söz konusuyken, kadının hazır olması, istemesi için maddi manevi bir dolu kriterin sağlanması gerekiyor. bu kriterler sağlanmasa bile ilk sekste karşısındaki tatmin etme fikri vardır, ama ikinci de "ee yeter, ilkinde tatmin oldun, daha ne?" mantığı olabilir. sekse dümdüz bakmayın, erkek hazır, o zaman bu iş olur demeyin.

zaten siz sevgilinizle 7/24 görüşmüyor muydunuz? sık görüşünce daralıyor mudur acaba gibi bir sorunuz vardı. o sorunuz ile bu sorunuz bence çok paralel ve birlikte ele alınabilecek sorular.
0
co2s2
(31.10.25)
Midenin kaldırmaması diye bir şey yok. Ama şu var çocuk olduktan sonra dünyanın en gereksiz işi haline geliyor. En azından benim için öyle oldu. Keşke seks diye bir şey olmasa alksksjsjhj
+1
sadakatsiz
(31.10.25)
(10)

Akşam yemek saatiniz kaç oluyor?

egerbiryolcu
Biz ne zaman yemek yemeye niyetlensek çat kapi komşularımız geliyor. Otuz yıllık komşular bir şey asla diyemeyiz. Acaba yemek saatine göre erken olduğunu duşunup mu böyle geliyorlar anlamıyorum. Neden diyemeyiz kısmı annem demez asla ama zaten çokça yemek yerken de denk gelmişlerdir. Gelince de öyle
Biz ne zaman yemek yemeye niyetlensek çat kapi komşularımız geliyor. Otuz yıllık komşular bir şey asla diyemeyiz. Acaba yemek saatine göre erken olduğunu duşunup mu böyle geliyorlar anlamıyorum. Neden diyemeyiz kısmı annem demez asla ama zaten çokça yemek yerken de denk gelmişlerdir. Gelince de öyle yarım saat oturup kalkmiyolsr en az bir iki saat vakit geçiriyorlar.
0
egerbiryolcu
(30.10.25)
ortalama 6 diyelim.
0
biravekahve
(30.10.25)
17-19 arası
0
artıküyeolmakistiyorum
(30.10.25)
eşim ve ben ikimiz de çalışıyoruz, saat 19.30da evde oluyoruz. 20.00'de yemek yiyoruz. ama annemle babam emekli ve genelde evdeler, onlar 17.00-18.00de yiyolar
0
Sadece soruyorum
(30.10.25)
dördüncü ve son öğünüm akşam saat 9'da.

idman yaptığımdan dolayı böyle. yoksa ne bileyim tatildeyimdir, en geç 8'de yerim.
0
yurtsuz john
(30.10.25)
20-21.
0
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(30.10.25)
19.30-20.00
0
mikahakkinen
(30.10.25)
18.30-19.00. Bu arada komşu mevzusunu ben kabul etmezdim
0
pembediken
(30.10.25)
saat kaç ki yemek vaktiniz?

ben günde tek öğün yiyorum, onu da akşam 20:00-21:00 arasına sabitledim.
0
co2s2
(31.10.25)
18 civarı
0
sadakatsiz
(31.10.25)
18-19 arası
0
inheritance
(31.10.25)
(41)

Eşimle yaşadığımız son büyük tartışmayı yorumlar mısınız? (Evli ve boşanmışlara soru)

mahmuttt
Sabah uyanıyoruz. Küçük çocuğumuzun keyfi yerinde. Hafta içi çalıştığımız için aile ortamını hafta sonları daha çok yaşıyor çocuk. Eşim (karım) genelde sabahları gergin. çocuğun saçını toplamak istiyor. (Çocuk henüz iki yaşında bu arada). Kuzu gibi gelip önüne oturmuyor tabi. Eşim de kızıyor bağırı
Sabah uyanıyoruz. Küçük çocuğumuzun keyfi yerinde. Hafta içi çalıştığımız için aile ortamını hafta sonları daha çok yaşıyor çocuk.

Eşim (karım) genelde sabahları gergin. çocuğun saçını toplamak istiyor. (Çocuk henüz iki yaşında bu arada). Kuzu gibi gelip önüne oturmuyor tabi. Eşim de kızıyor bağırıyor çocuğa zorla saçına tokat takıyor.

O esnada ben koridordayım çocuk baba diye ağlamaya gözlerinden yaşlar gelmeye başlıyor. Tabi bu yüzlerce kere tekrar eden bir sahne olduğu için, artık benim tepemin tasa atıyor.
Gidiyorum içeri ağzımdan bir küfür kaçıyor dayanamıyorum çünkü sonra çocuğu alıyorum kucağıma o odadan çıkıp koridor tarafına geçiyorum.

Eşimin özellikle son bir aydır bana karşı “yanıma hiç yakışmıyorsun, anasının oğluşu” gibi tahrikkar sözleri de var bu arada.

Bu gibi sözlerinden dolayı dün akşam çok gitmek istediği şehir dışındaki arkadaşına aile ziyaretini yapmayacağız dedim. Çünkü bana bu şekilde saygısız, terbiyesiz konuşan bir insana “hadi gidelim” dediği bir yere gitmek ona “Aferin” deyip ödül vermek gibi geliyor. Katlanamıyorum.

Bunun hazımsızlığı sabah da üzerindeydi diye düşünüyorum bu arada…

Çocukla bu olay yaşanmadan öncesi de var. Yine bu sabah Yalnız yaşayan bir haftadır görüşmediğimiz yaşlı annemle sabah bir kahvaltı yapalım mı diyorum. Çünkü dün cumartesi tüm günü kendi Çekirdek ailemizle beraber keyifli bir şekilde geçirmiştik. Ve tüm haftayı da.

O da bugün kendi ablasına gitmek istiyordu. Tamam diyorum sabah annemle kahvaltı yapalım; öğleden sonra da ablana gideriz.

Sonra dönüp bana diyor ki annen kahvaltı yapmıştır zaten. Ben de o esnada öğrenmek için annemi arıyorum. Sonra bana diyor ki bana sormadan niye arıyorsun. Sonra telefonu kapatıyorum. O esnada annem geri arıyor. Ben de emrivaki yaparak yarım saat sonra seni alacağız diyorum kahvaltı yapacağız. Bu emrivakiyi yapmamın sebebi ise şu. Annemle çekirdek ailemi bir haftada sadece yarım gün bir araya getirmek bana göre bir yaşlıyı sevindirmek iyi bir şey. Çocuk için de bu ortamı görmesi iyi birşey bana göre. Ve eşim maalesef bu konuda ikna edemediğim için buna mecbur kalıyorum.

Sonra biz çocukla beraber hazırız. Onun giyinmesini beklerken diyor ki ben gelmiyorum. Çocuğu da hiçbir yere çıkaramazsın. Sen git annenle ne yapıyorsan yap. “ Annen neden aramıza giriyor” diyor.

Fakat konik olan annem çok nezaketli gariban bir kadın. Asla eşime karşı karşı bir gün bile en ufak bir kaynanalık yaptığı olmamıştır. İşine karıştığı asla yok, aksine sürekli annelik yapıyor. Bu arada çalıştığımız için beş gün çocuğumuza da o bakıyor.

Sonra ben eşime diyorum ki giyin, hazırlan çıkacağız. Bu Sinir krizine giriyor. Sonra ben Yatak odasında kapıyı kapatıp Çocuk görmesin diye, Sert bir şekilde Uyarıyorum. Bağırmamasını hazırlanmasını söylüyorum. Ve kalkıp bana bir tokat atıyor.

Sonra ben de çok ağır ağırıma gittiği için bir tokat atarak karşılık veriyorum. “Sen bana nasıl vurabilirsin” diye.

Sonra izin verdi ben çocuğu aldım ve anneme geçtim. O esnada kendi annesini aradım. Çünkü kendisi benden önce arayıp yanlı bir şekilde olayları anlatacağına çok emindim.

Annesine bu durumları açtım, konuştum. Annem de kadınla gözlemlerini paylaştı. Dedim ki ben bu olaydan sonra o eve hiçbir şey olmamış gibi gidemem ya siz kendisini çağırın evinize, çocukla beraber gelsin konuşun.

Bu durumu kayınpederime de paylaşın. Ya da siz gelin bir hafta burada hem çocuğa bakın hem de bu konuyu konuşun. Terbiye saygı sınırlarını aşırı bir şekilde aşmış durumda çünkü dedim.

Muhtemelen kayınpeder de arka planda dinliyordu.

Sonra kayınvalidem kayınpedere olayı durumu sansürleyerek anlatır diye durumu bütün açıklığıyla mesaj olarak Kayınpedere de yazdım.

Allah rızası için şu olayı lütfen bir yorumlayın. tecrübe deneyimlerinizle bana bir yol haritası çizin lütfen.

Teşekkürler.

İhtiyaç üzerine Ekleme:

annene bağımlısın diyenler için durumu sanırım yeterince anlatamadım biraz daha detaylıca açıklayayım izninizle.

Annem hafta içi sabah çocuğu evimizde teslim alıyor ve biz evden çıkıyoruz. Bu 3-5 dakikalık bir süreç. Sonra eşim eve geliyor ve annem kendi evine geçiyor. Yani hafta içi bir arada bulunduğumuz demeyelim, birbirimizi gördüğümüz toplam süre her gün 3-5 dakika.

Buna ek kadının yanında fiziken başka kimsesi yok. Yakınında olan tek çocuğu benim.

Ben bunlardan bağımsız haftada bir veya 10 günde bir hep beraber bir araya gelelim istiyorum.

Çocuğuma da bana da bunun iyi geldiğini gözlemliyorum çünkü.

Eşime gelince ben normalde bu konuda emrivaki de yapmazdım fakat aynı gün zaten öğleden itibaren kardeşine de ziyarete gidecektik. Annem konu olunca ben gelmiyorum sen git annene vs. dedi. Önceki olaylardan dolayı da bana bir karşıt gelme durumu vardı.

Benim anneme bağımlı bir durumuma gelince.

Hergün ararım, halini hatrını sorarım. Bu bağımlılıktan öte annemin benim nezdimde bir değerinin olması ile ilgili. Çocukluğumdan beri bir anne oğuldan daha çok iyi anlaşan yetişkin arkadaşlarız da.

Ve onun şuan yanında olan tek yetişkin olduğum için bilerek bunu yapıyorum. Bir vefa borcu adına ne denirse densin. Örneğin Allah korusun vefat etse benim dışında onun kapısını tıklatıp yoklayan başka kimse yok.

Biraz daha açıklayıcı olmuştur umarım
0
mahmuttt
(19.10.25)
Kendisini yetiştirememiş sözde iki yetişkin görüyorum. Arada olan gariban cocuga acıdım.
Bu anlattıklarında da ikiniz haksızsınız. İkinizin de ciddi şekilde düşüncesini davranışını değiştirmesi gerekir ama bu saatten sonra ve fiziksel siddet olaylarından sonra bence bu iş öyle veya böyle bitecek gibi görünüyor.
+6
dedeminhirkasi
(19.10.25)
ikiniz de haksızsınız boşanın kurtulun çocuğa da yazık, ayrıca hikayenin seninle ilgili olan taraflarını yumuşatarak ballıyarak anlattığın belli, niye kadın sürekli annen aramıza giriyor muhabbeti yapıyor?
+7
nahtoderfahrung
(19.10.25)
Saygı ve tahammül kalmamış geçmiş olsun.
+2
anon1m
(19.10.25)
Çocuk varken ayrılmayı kesinlikle düşünmeyin. Son çaredir o ve o aşamaya daha çok zaman var.
Ya ikinizin de saydığı bir aile büyüğünün hakemliğine gidin. Ya da bir aile terapisti bulun. İncir çekirdeğini doldurmayacak büyüklükte devasa sorunlarınız var sizin.
Ayrılın diyenler için de bir atasözü geldi aklıma. Bekara karı boşamak kolay gelirmiş.
-10
Mirket
(19.10.25)
selamlar, yaşadığınız bu sorun için üzüldüm ama her ne olursa olsun eşinize tokat atmanız çok yanlış. bunu geçtikten sonra eşinizin geçinmeye niyeti olmadığını, sizin anneninizle kendisini yarıştırdığını düşündüm. bunu sadece sizin söylemlerinize dayanarak söylüyorum karşı taraf ne der ne anlatır bilemem. sonuçta hakim de değilim avukat da ama her ne olursa olsun üzüldüm.
+2
Fodera
(19.10.25)
öncelikle ikiniz de psikiyatriye gitmelisiniz. bunu kardeşim hastasınız vs. diye söylemiyorum, lütfen kötü algılamayın. öncelikle kendinizi ve neyi tetiklediğinizi çözmeniz lazım. bu süreçte de ilaç desteği yardımcınız olur.

anneniz, arkadaşlar şu bu çok gereksiz bir çok yük edinmişsiniz. siz birbirinizle evlisiniz. o şunu dedi bu bunu dedi, yok annemle kahvaltı falan bunlar sadece ikiniz arasındaki ilişkiyi devam ettirirken yük olan noktalar.

merak etmeyin kimseye bir şey olmaz.

ortada çocuk var iki insan olarak o çocuğun sağlıklı büyümesini sağlamanız gerekli.

tokat vs. zaten rezalet bir durumdasınız. bunu kibarca ifade etmenin yolu yok.

ilişki sürdürmek zaten aşırı zor bir durum daha da zorlaştırmayın kendinize. bi antidepresan alın.

başkalarını unutun ilişkinize bakın.

sürekli ben haklıyım o haklı, ondan bunu esirgerim düşüncelerinden sıyrılın. önemi yok.

bizim düşüncemizin de önemi yok.

sakin olun.
+5
gurur
(19.10.25)
kadin tarafi cocugu coktan silah olarak kullanmaya baslamis. cocugu alamazsin, götüremezsin, görüstüremezsin... üstelik cocugun gelisimini, özgüvenini yaralayacak cirkin laflar ediyor, bunu yapmasindaki amac da kocasini yaralamak. babasinin oglu gibi laflari cocugunu ve esini eziklemek icin sarfeden insanlar bence anne baba olmamali.
ayrica cocugun sacindan memnun degilse götürüp kestirsin sacini yani, erkek cocuguymus madem, her sabah toka takip toplamaya calismak, sonra cocugu bu sebeple aglatip huzursuzluk yaratmak nedir?

"ben kadinim, tokat atabilirim ama sen erkeksin, bana tokat atamazsin" diye bir sey yok. fiziksel temasta bulundugunuz an cinsiyetin önemi kalmiyor, her ikisi de aile ici siddet. üstelik küfür de bir siddet formu.

esine misilleme yapmak icin hödük babasina iki yasindaki cocugun odasinda sigara icirten biri bu kadin. diger yanda sizin emrivakiler, haftanin 5 günü gördügünüz annenize haftasonu bile anacim da anacim diye gitmeyi dayatmaniz, problemleri cözmek yerine ödül-ceza gibi cok primitif mekanizmalar kullanmaniz ciddi sorun. kisilik olarak gelisememis iki insan görüyorum. aranizda saygi, tahammül ve sevgi kalmamis. bu artik bir evlilik degil. ailelerin bu cirkinligin icine cekilmesi de bircok acidan sorun. evlendiyseniz ailenizin kicindan düseceksiniz ya da evlenmeyeceksiniz. haftada 6 gün anasiyla görüsen koca da sahiden cekilecek dert degil.
bazen bosanmalar evliliklerden daha cok huzur ve mutluluk getirir. siddetin oldugu bir evlilikte bir saniye bile durmazdim sahsen.

evli ve cocuk sahibi demissiniz, ben bu iki sartin 1.5'una uyuyorum (gebeyim).
+5
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(19.10.25)
Abicim, hani o bosanmalarda cok duydugumuz "Siddetli gecimsizlik" tam olarak budur.
+3
thetruenorthstrongandfree1
(19.10.25)
ikinci evliliğini yapmış er kişiyim. birlikteliğinizde çok temel sıkıntılar olduğu açık, siz de biliyorsunuz zaten belli bir durum bu. ama benim anlamadığım sıkıntı yaşayıp anne babayı aramak nedir? kusura bakmayın ama bu yetişkin ilişkisi değil, nezaketle söylemek istiyorum ama 20 yaşında köy yerinde evlenmiş insanların sahip olduğu gibi bir ilişki mevcut. burdan sağlıklı bir ömür boyu birliktelik, mental olarak sağlıklı bir çocuk çıkması gerçekten çok zor.
+10
awlmi
(19.10.25)
Ben bekarim, sizin gibi medeni cesaret gösteremedim daha,

o cesareti gösterdiginiz saf duygulara dönmeyi denemelisiniz,

kendini yipratan seyleri karsiya anlat, oda sana anlatsin ve ilk günku gibi olamayi istediginizi soyleyin,

Cocuk herseyi gorur,duyar ve sizin hayatiniz, onunda tercihlerini belirler,

eşin stresi kaldiramiyor ve cocugada bunu yansitiyor, akli selim hareket edemiyorsaniz destek almayi deneyin,
ama siz, ana-babasiniz,akli selim olmalisiniz,bencil olamassiniz artik,

Egonuzdan siyrilarak birbirinize dertlerinizi pozitif kelimeler ile anlatmayi deneyin.
0
designer
(19.10.25)
Herkes çok olumsuz şeyler yazmış. Ben de ikinizi de haksız gördüm.

Bence çocuksuz bir kafa dinlemeye ihtiyacınız var. Ayrıca oturup konuşmaya. Gerçek düzgün bir konuşmaya. Hatta ben olsam baya ciddi ve yer yer kötü xor örneklerle konuşurdum. Kavgalarda boşanma lafının geçmesini hiç doğru bulmam ama bazen en kötüsünü de görmek göstermek lazım. Atıyorum adi Özlem. Derdim ki bak Özlem önümüzde iki seçenek var ya bu şiddetli kavgaya devam edeceğiz giderek dozu artacak ve bir şekilde boşanacağız ya da toparlamak için elimizden geleni kalbimizle yapacağız. Ben sana ve çocuğumuza iyi bir eş ve baba olarak elimden geleni yapmak istiyorum. Hayatın yükünü iki kişi omuzlamak istiyorum. belki şuan boşanmak sana iyi bir seçenek gibi görünebilir ilk başta ama işler senin için benim için olacağından daha zor olacak. Bütün evin yükünü market temizlik araba mevzuları herşeyı ama herşeyı tek yapman gerekecek. Ben sadece çocuğumuzla alakalı olan konularda yardımcı olabilirim. Sevgililer gününde ya da doğumgününde romantik bir hediye isteyeceksin ama benden sonra bu sefer cocukla herseyı dengeye oturtman cok daha zor olacak. Bak beni hala seviyorsun ya da sevmiyorsun bilmiyorum. Bazen saygılı cümlelerinden artık benı sevmedıgını hatta nefret DAHİ ettıgınj dusunmeye başladım. Ama ben seni hala seviyorum. Ve ilişkimiz için çabalamak istiyorum. Her zaman ailemizin direği olarak huzurlu yuvamıza seninle ve çocuğumuzla olmak istiyorum. Ama bunun için sadece benim çaba göstermem yetmez. Öncelikle cocugu bir silah olarak kullanmayı bırakman lazım vs vs vs.

Tabi bundan önce bence tokat için öncelikle özür dile. Cidden özür dile ve birkaç gnü daha dişini sık. Alttan al. Ortalık bir durulsun. 1 hafta fln. O şekilde konuş. Şuan eşinde haklı olarak tokatın siniri olduğu için herşey birbirine girecek. Ve ben olsam cidden bu boşanma seçeneğini de önüne koyar başına gelecekleri söylerdim. Ben boşanmış kadınların da aşırı mutlu olduğunu düşünmüyorum. Kadının toplumdaki rolleri çok fazla. İşte çalışıp kariyer inşa ederken bir yandan ev işleri bir yandan çocuktan kaynaklanan iş yükü. O yüzden hayatın yüküne dair bazı şeyleri hatırlatmak iyidir.

Ve bence eşin çok yıpranmış. Hiç bir insan boşanacağım mutsuz olacağım sinir krizleri geçireceğim sinir krizleri geçirteceğim diye evlenmiyor. Herkes sevdiği ve mutlu olmak istediği için evleniyor. Eşin bir şekilde çok yıpranmış. Ev iş çocuk ev iş çocuk bitmeyen bir iş yükü döngüsü. Hayatın yükü çok fazla omuzlarına binmiş. Ve bu yük altında okdr çok ezilmiş ki neyi görse duysa laf sokuyor geçiriyor bağırıyor sinirleniyor.

Bence eşin ciddi bir konuşma süreci sonrası toparlayabilir. Belki kendisine biraz zaman ayıracak birşeyler yapmak iyi gelebilir. Kendisine zaman ayırması derken evde tek kaldığında evi düzenlemesi temizlik yapması fln değil. Direk kendisi için birşeyler yapması.

Ve de tokatın karşılıklı olması birşeyi değiştirmez. Biz türk toplumunda kadın olarak şiddetin ortasında bir cinsiyet olduğumuz için, ben olsam ben de attığım tokada bakmaz sen nasıl bana vurursun bana vurdu fln derdim. Takıldığım tek şey olabilirdi. Ne yazık ki bu kültürel birşey. Yaşarken burda yazabildiğimiz kadar medeni ve olgun olamıyoruz ne yazık ki. O yüzden ilişkini toparlamak istiyorsan sen sana düşenleri yap da, öncelikle tokadın özüründen başlayarak ve uygun bir zamanda konuşup ona da kendisinin düzeltmesi için zaman tanıyarak. Zaten düzelirse düzelecek yoksa bu şekilde gitmez. Sizin de bir yerde kafanız atıp ayrılmak istemeniz muhtemel.
-2
mobydick
(19.10.25)
"Yine bu sabah Yalnız yaşayan bir haftadır görüşmediğimiz yaşlı annemle sabah bir kahvaltı yapalım mı diyorum."

2 yaşındaki çocuğunuza haftada 5 gün bu kadının baktığını da yazmışsınız. Çok merak ediyorum çocuk yaparken böyle mi planladiniz mesela "Ee çocuğa da annem bakar bakıcı parası cepte kalır oh mis" ya da bakıcı tutmaya gücünüz yoksa o zaman neden çocuk yaptınız?

2 yaşındaki çocuğun enerjisine Eşinizin dahi yetemedigini zaten kendiniz de belirtmişsiniz. Peki yaşlı anneniz?

Anlattiklariniz 2 kişinin gecimsizliginin vs dışında çok daha temel problemler barındırıyor aslinda.

Çözüm odaklı bakarsak; eşinizle baş başa sakin kafayla her şeyi konusacaksiniz. Hatta bu görüşmeden önce bir kağıda birbiriniz hakkında hoslanmadiginiz her şeyi yazın, görüşmede de tek tek konuşun.

Bunların hepsini de çocuk için yapacaksanız. Yapamiyorsaniz bir an önce boşanın ki çocuğun da hayatı bir düzene girsin.

Umarım çocuğunuz için her şeyin en iyisi olur.
+2
makbur
(19.10.25)
birkaç haftadır neredeyse her haftasonu benzer duyurular ekliyorsunuz, çoğunda da amacınız size "haklı" olduğunuzun söylenmesi gibi geliyor. bunu duymak için de (@nahtoderfahrung +1) anlatımlarınız fazlaca yanlı geliyor. kendinizi pirüpak göstermeye çalışıyorsunuz.

eğer yanılıyorsam da ciddi bir iletişim probleminiz var demektir ki eşinize ve hatta eşinizin ailesine bir türlü bu iyi niyetinizi anlatamıyorsunuz. zira eşinizle yaşadığınız olayı sıcağı sıcağına kaynana ve kaynataya ayrı ayrı aktarmak istemeniz bence aşırı. onların yerinde olsam sabah sabah damat niye beni arıyor, mesaj atıyor der keyfimi kaçırdığı için de sinirlenirdim.

bir de çocuğun her şeyi reddedip, bağırması ve o durumda işine gelen ebeveyn hangisiyse ona yönelmek istemesi bence doğal. sizin buna gösterdiğiniz tepki ise abartı (hatta anlamsız gibi geliyor). zaten bu davranışınız da gününüzün geri kalanını şekillendirmiş.
+4
tnz
(19.10.25)
Uzun uzun yazamayacağım ama ikinizde haksızsınız+1 aranızı düzeltmenin yokuna bakın yoksa işin sonu avukat
İki tarafında fiziksel şiddeti doğru değil sırf bu bile yardımla çözülmesi gereken bir durum
0
basond
(19.10.25)
Çocuk iyi evliliği bozar, kötü evliliği boşar. Bunu bilerek anlaşmanın yolunu bulun. Yoksa çok da uzatmayın. Sonu boşanma olacaksa, ucunda bunu görüyorsan, ya şimdi ya 15 sene sonra.
+1
gabe h coud
(19.10.25)
İkiniz de haksızsınız, +1.

Karşı tarafın iyi kötü neyi yanlış yaptığını görüyorsunuz ama öz eleştiri için; "bir haftadır görüşmediğimiz yaşlı annemle sabah bir kahvaltı yapalım mı" sorusuna eşiniz "annen kahvaltı yapmıştır zaten" diyor, kibarca hayır diyor. Ve siz bu cevabı kabul etmek istemiyorsunuz. Üzerine anneniz zaten haftada 5 gün çocuklarınıza bakıyor. Ortada gerçekten karşı tarafı bayan ve sizin farketmediğiniz bir durum var.

"Eşimin özellikle son bir aydır bana karşı “yanıma hiç yakışmıyorsun, anasının oğluşu” gibi tahrikkar sözleri de var." Bu başlı başına başka bir duyuru konusu. Buna verdiğiniz misilleme ayrıca yanlış. Haklıyken haksız duruma düşüyorsunuz.

"Sonra ben eşime diyorum ki giyin, hazırlan çıkacağız. Bu Sinir krizine giriyor. Sonra ben Yatak odasında kapıyı kapatıp Çocuk görmesin diye, Sert bir şekilde Uyarıyorum. Bağırmamasını hazırlanmasını söylüyorum. Ve kalkıp bana bir tokat atıyor."
İlk olarak sinir krizine giren birinin üzerine gitmek çok yardımcı olmaz. İkinci olarak siz kimsiniz de kime nereye gitmesini ne yapmasını emrediyorsunuz. Çok istiyorsanız en başından tamam ben annemle kahvaltı yapmak istiyorum çocuk kimde kalsın diyin, planınızı yapın.

İki tarafın da sıkıntıları var ama amacınız çözüm bulmak, sorun çözmek değil.

my 2 cents:
-İki tarafta aklında olanları içinde biriktirmeden, sakin sakin paylaşmalı.
-Her konuda anlaşmak ve orta yolu bulmak zorunda değilsiniz. İnsanların sizin annenizle iletişiminizi kısıtlayamacağı gibi, kendi hayatına eşinin ailesini, eşi her istediğinde sokmama, görmeme, kahvaltı yapmak istememe hakkı olduğuna da inanıyourm.
-“yanıma hiç yakışmıyorsun" laf değil, altında yatan ne ise konuşmak lazım.
- tokat kısmına hiç girmiyorum, oturun siz kendi adınıza samimi olarak özür dileyin.
+2
archmage mahmut
(19.10.25)
evli değilim ama
hem haftada 5 gün annem bebeme baksın ---hal böyleyken nasıl kadınla haftaboyu görüşmemiş oluyorsunuz hiç anlamadım? ışınlayarak mı gönderiyorsunuz çocuğu?--
hem de h.sonu annemle birlikte kahvaltı yapalım, diye bir dünya yok...koca olarak bu beklentiniz aşırı saçma.

o dünyanın olması için mesela oldukça ataerkil yetişmiş bir aileden bir eşiniz olması (yani cidden "kız almış" olmanız) lazımdı. mesela benim dışardan gayet modern, çalışan kadın vs olan kardeşim esasen böyledir, "gelin ettik" gitti babasının evine sadece senede 2 kere yarım saat geliyor. ailem fazlaca ataerkil o yüzden kimse için tuhaf değil durumlar -ben hariç, benim kafam ayrı çünkü. neyse, gidip böyle birini "alaydınız" madem böyle bir evlilik istiyorduysanız...

ya da mesela annenizle eşiniz kanka gibi filan olmalı onu sizin "gariban" anneniz olarak değil kendi kankası olarak görmeli.

her türlü, bunu sorun etmeden yapacak (şehirli, modern, çalışan vs.) kadın sayısı oldukça azdır. cidden etrafımda 1 elin parmağını geçmez yani.

5 gün k.valiyeye çocuk bırakmış gelin bir de h.sonu onunla kahvaltı yapacak...bunu "olağan" görüyorsanız o da "anasının oğluşu" der size..işler çirkinleşir. bunu nasıl normal görüyorsunuz? siz hangi gezegende yaşıyorsunuz? kaynana yahu sonuçta, isterse melek olsun. hayret bişeysiniz.

ha eşiniz de çok normal bir insan olsa, zaten annen 5 gün bakıyor, biz birlikte azıcık zamana sahibiz, gel şöyle bir program yapalım der normal makul konuşulurdu. o sizin aileyle kendi ailesini yarıştırıyor, çocuğu götüremezsin diye pazarlıklar filan ,korkunç. burada da onun tuhaf kafasını görüyoruz bence.

eşiniz işine kafası rahat devam etmek, bakıcı parası vermemek, istediği gibi çocuğu geç almak filan türü konforlar için k.valideye çocuk baktırıyor evet, (e aynı rahatlıklar sizin için de var ama sizin anneniz, onun değil, ona minnet borcu çıkıyor, gıcık bir durum...). yüksek ihtimalle siz 2niz anneniz olmasa zaten çocuk filan da büyütemezsiniz de ortalama Türk gibi siz de ailelere güvenip yapmışsınız işte. sonra neden 20 yaşında evlenen köylü gibi aileler herşeyin içinde deniyor, kuzum aileler olmasa hayatta kalamıyorlar çünkü, ondan olabilir mi?

neyse, eş bu duruma karşı zaten öfkeli (kendi çocuğunu kendisi büyütemiyor) olduğu için pasif agresif şeyler yapıyor. bu model türk kadını genellikle olmasını istediği ama olduramadığı şeylere karşı böyledir. intibam bu yönde... çünkü olmasını istediği o şeylere layıktır aslında.

misal sizin mesleğiniz değil de x meslek birini istemiştir, k.valideye baktırmak değil yabancı dadı isterdi, ama oluyor mu bunlar. olmuyor. e öyle bir imkan yok.
enteresan şekilde yine aynı türk kadını bu imkanları sunmasını da eşten beklediğine göre (çünkü neden evlendik o zaman?) öfkeleneceği kişi sizsiniz...."yanına yakışmıyor"sunuz. (ya da kendi fikrince layığını bulamadığı için aslında kendinedir öfkesi artık bu kadarı psikiyatrist işi benim işim değil)

kısacası ne o sizin beklentilerinizi karşılıyor ne de siz onun beklentilerini karşılıyorsunuz...böyle anladım.

boşanınca aşırı iyi bir nafaka ev araba herşeyi vermeyecekseniz öfkelenir öfkelenir geçer, şu anda boşanmaz. tümden deli değilse, onu tek bir konudan bilemedim açıkçası.
kadının şimdi yükü 80se boşansa 180 olacak çünkü. küçük çocukla boşanmak kolay değil. çocuk tamamen kadına kalıyor. kadın daha toka takarken deliriyorsa yemez yani boşanmak. çocuk büyüdükten sonra bu durum değişir.

ha 1-kadının aileden filan durumu iyiyse 2-cinsel hayatınız kötüyse 3-size olan öfkesinin arkasında başka birisinin ilgisi de varsa, o zaman o boşar zaten.

sevgi nerede burada...
valla bilemedim. ortada seven biri var gibi geçmedi konu. birbirine tokat atabiliyorsan sevmiyorsundur , bencesi böyle.
+2
subcomponent
(19.10.25)
boşan diyenlere bakma sen kardeşim.
sorumluluk sahibi, çözüm arayan bir baba için çıkış yolu her zaman vardır.

Annenle olan bağını korumak istiyorsan, bunu eşinle çatışmadan değil, uzlaşarak yapmanın yollarını ara
-2
jamswety
(19.10.25)
Resmen sen haklısın diyelim diye acayip taraflı şekilde anlatmışsın ama evli bir birey olarak haksızlığın buram buram kokuyor.

Karının tek hatası çocuğa bağırmak ve sert davranmak. Bu büyük bir hata. Geri kalan her şeyde sen haksızsın. Böyle bir kocam olsa zevkle boşardım. Öyle bir boşardım ki boşadığım için aklıma geldikçe sevinç duyardım.

“Yaşlı zavallı anneciğin” ile zaten haftanın 5 günü görüşüyorsunuz sanki aylarca görüşmemiş gibi bir haftasonucuk kahvaltıcık diye küçültmeye gerek yok. O kadar yaşlıysa çocuk baktırmayın zaten orda çelişki var.
Tüm hafta içi çalışıp yorgun argın bir tek haftasonunu bekliyorsun ve o da ne? Haftasonu yine KAYNANA. Oldu mu yani kim kabul eder bunu? Bir de emrivaki yapmaklar geleceksin diye bağırıp çağırmalar.

Üf yazamayacağım daha fazla sinirlerim bozuldu. Evli çocuklu bir insan olarak bunları okuyunca cinnet geliyor bana. Gidip kocamı öpüp şükür edeceğim. millette ne adamlar var ya.
+2
Gradient_tabanlı_mor
(19.10.25)
haklı olduğun taraflar çok ama taraflı anlatıyorsan bilemiyorum. tokat işi çok yanlış. uç bir nokta. çocuğu bir yetişkine bırakıp 1-2 saat baş başa konuşmayı deneyin. iki tarafın da adım attığı bir konuşma olursa sürüyor öbür türlüsü zaten mahkeme.
0
summerjam0306
(19.10.25)
kanka boşa gitsin. sana tokat atma gibi bir şeye cürret ediyorsa ahlaksızın önde gidenidir. yanıma yakışmıyorsun falan ne demek. ben olsam dünyanın kaç bucak olduğunu çok fena gösterirdim ona. erkek ol ve boşa. hiç ılımlı olayım anlayış göstereyim deme. bu tipler öyle şeyleri prenseslik olarak adlandırır. acıma.
-1
archmeister8
(19.10.25)
Çocuğunuz çok muhtemelen normalde annesinin sözünü dinleyecekken, sizin vereceğiniz tepkiyi bildiği için huysuzluğu artmış.

Kadın gayet kibarca kahvaltıyı annenizle yapmak istememiş, üstelik başka arkadaşlarıyla olan planı “cezalandırmak için” iptal etmenize rağmen kibar davranmış yine, siz emrivaki yapmışsınız. Üstüne de odaya çekip “had bildirmişsiniz”, üstüne de kadını kendi anasına babasına şikayet etmişsiniz hem de annenizle bir olup.
Ya allah eşinize sabır versin. Bir kadını ne kadar bunaltabilirseniz o kadar bunaltmışsınız. Şiddet kötü bir tepki ikiniz için de, hele de evde çocuk varken haklı görmüyorum ama bir kediyi bile bu kadar köşeye sıkıştırırsanız, tırmalar.
+6
physcos physcos
(19.10.25)
Bitmiş okeye dönüyorsunuz. Boşa zaman kaybetmeden boşanın. Ben böyle evliliklerin devam etmesini ve devam etmesini tavsiye edenleri anlamıyorum. Mesela siz bu saatten sonra nasıl seks yapabileceksiniz ki?
Sizinki evlilik değil ev arkadaşlığı olacak.
İşte birbirinizi tam anlamıyla tanımadan 5 yıl evli kalmadan çocuk yapmamak bu yüzden önemli.
+1
dawsonscreek
(19.10.25)
ikiniz de anormalsiniz. sakın boşanmayın, başka insanlarla evlenip onların da başını yakmayın
0
benarrivo
(19.10.25)
karın haklı.

annenle her hafta sonu görüşmek zorunda mı? zaten annen haftanın beş günü evinizde görünüşe göre. zorla kahvaltı yaptırtmaya çalışıyorsun, kadın istemiyorken. sonra tartışıyorsunuz ve anne babasına ispiyonluyorsun. pardon sen nasıl bir yetişkinsin? onun kendi annesiyle dertleşmesi ile senin aileleri karıştırman ve onu anne babasına şikayet edip durman aynı şey mi? kadından fiziksel olarak da uzaklaşmışsın ki çoğu aldatmalar ve boşanmaların kaynağı yatak odası. tabii senin duygularını da anlıyorum bu noktada ama yanlış bir davranış. bunun dışında söz verdiğin geziyi sırf ceza olması için iptal ediyorsun, halbuki belki gitseniz eşin sana minnet duyacak ve aranızdaki buzlar eriyecek.

kadın yorgunluğunu ve bıkkınlığını çocuğuna yansıtıyor olabilir ama ne korkunç bir anne!!!! demeden önce kanını canını çocuğu için verebileceğini düşünüyorum ben, burada eşinin yanlışı aranızdaki olumsuzlukları çocuğa yansıtmak.

haksızsın.

edit: sondan başlayarak yorumları okumaya başladım, physcos physcos +1 çocuğun annesinin sözünü dinlememesi de babasının nasıl davranacağını bilmesi. üstelik gidip kadına küfrediyorsun yok yere.

edit2: hızımı alamadım, Gradient_tabanlı_mor +1
+3
deartheodosia
(19.10.25)
düzenleyemedim, eşinin “yanıma yakışmıyorsun” demesi de muhtemelen onu yatak odasında reddedip durmandan kaynaklı bir yorum.
+1
deartheodosia
(19.10.25)
Eşin senin her hareketini abartmış. Sen anne sevgisini biraz abartmışsın çünkü eşin sen değil, ona göre bu hafta nasıl geçti bilmiyoruz, sen de bilmiyorsun, belki farklı şekilde rahatlamaya ihtiyacı var. Evli çiftlerin her hafta sonu anne baba ziyaretine gitmesi bana çocukluktan çıkılamadığını düşündürüyor.

Burada sorun senin eşini görmüyor, ihtiyaçlarını (özellikle duygusal ihtiyaçlarını) fark etmiyor olman, ben öyle anladım. Çünkü bir kadın çocuğuna bu kadar basit bir şeyden öfkelenmez. Belli ki deli gibi dolu, ağzından burnundan taşıyor.

Her hafta sonu anneni görmeyin. Onun annesini de görmeyin. Yaşlı sevindirmek tamam ama önce siz önemlisiniz. Eşin bunalmışsa önce onu ferahlatmak zorundasın, annen ikinci planda artık bu hayatta. Çünkü sen bir kadınla evlisin. Anneni yok say demiyorum, annenle bu kadar sık görüşme, hele ki eşin iyi değilse eşini rahatlatmadan hiç görüşme.

Bir ailenin annesi mutluysa o aile her türlü mutlu olur. Bu anne senin annen değil eşin. Bir kadını mutlu edecek tek kişi ise eşidir arkadaşım, başka kimse değildir.
0
muhayyer divan
(20.10.25)
öncelikle boşanmayın bence. en en son çözüm bu olmalı.

biri demiş eşin çok yıpranmış çocuktan çıkarıyor diye yüzde yüz katılıyorum bu yoruma. siz el bebek gül bebek büyütülmüş olabilirsiniz gariban ananız tarafından ama çağ değişti şartlar değişti bi kez olsun karınıza sordunuz mu neyin var seni bu hale getiren nedir diye?

haftada beş gün anneniz bakmıyor mu çocuğunuza? bir de haftasonu neden annenizle vakit geçirme ihtiyacı duyuyorsunuz? benim kocam peş peşe iki gün kendi annesi babasıyla vakit geçirince üçüncü gün fazla geliyor istemiyor kaçıyor normal değil sizin anne bağımlılığınız.

biri daha demiş sizden yüz buluyor, çocuk annesini dinlemiyor. ikilik yaratmayın çocuğun hayatında. böyle böyle anne kötü oluyor.

eşinizle ciddi konuşun belli ki bir sorunu var. evden bunalmış olabilir işten bunalmış olabilir. hiçbir şey yapmamaktan bunalmış olabilir. mutlu bir kadın ne bunları size yaşatır ne de çocuğunuza. kendi ister annenizle hep buluşmak.
0
Hallegadola
(20.10.25)
Boşanmak çözüm değil ben boşandım bu anne düşkünlüğünü çözemedim. Evliyken annesinden çıkmazdı şimdi de velayeti bende olan çocuk her dakika annesinde olsun istiyor eski eşim. Çocuğun okulu ödevi hak getire, kafaların değişmesi lazım. Haftanın altı gününü bir çocuğun babaanne ile geçirmesi normal değil. Çalışan anne çocuğu ile sadece haftasonu etkinlik planlayabiliyor onu da kayınvalide ile neden geçirsin?

Aranızda saygı kalmamış tokat, kötü söz vs. çok çirkin ama çözüm eşinizin kök ailesi olmamalı. Aile olan siz eşiniz ve çocuğunuz sorunun çözüleceği yer de sizin eviniz. Aranızda uzun uzun konuşun ve kesinlikle destek alın derim.
+1
cilekli pasta
(20.10.25)
annene bağımlısın diyenler için durumu sanırım yeterince anlatamadım biraz daha detaylıca açıklayayım izninizle.

Annem hafta içi sabah çocuğu evimizde teslim alıyor ve biz evden çıkıyoruz. Bu 3-5 dakikalık bir süreç. Sonra eşim eve geliyor ve annem kendi evine geçiyor. Yani hafta içi bir arada bulunduğumuz demeyelim, birbirimizi gördüğümüz toplam süre her gün 3-5 dakika.

Buna ek kadının yanında fiziken başka kimsesi yok. Yakınında olan tek çocuğu benim.

Ben bunlardan bağımsız haftada bir veya 10 günde bir hep beraber bir araya gelelim istiyorum.

Çocuğuma da bana da bunun iyi geldiğini gözlemliyorum çünkü.

Eşime gelince ben normalde bu konuda emrivaki de yapmazdım fakat aynı gün zaten öğleden itibaren kardeşine de ziyarete gidecektik. Annem konu olunca ben gelmiyorum sen git annene vs. dedi. Önceki olaylardan dolayı da bana bir karşıt gelme durumu vardı.

Benim anneme bağımlı bir durumuma gelince.

Hergün ararım, halini hatrını sorarım. Bu bağımlılıktan öte annemin benim nezdimde bir değerinin olması ile ilgili. Çocukluğumdan beri bir anne oğuldan daha çok iyi anlaşan yetişkin arkadaşlarız da.

Ve onun şuan yanında olan tek yetişkin olduğum için bilerek bunu yapıyorum. Bir vefa borcu adına ne denirse densin. Örneğin Allah korusun vefat etse benim dışında onun kapısını tıklatıp yoklayan başka kimse yok.

Biraz daha açıklayıcı olmuştur umarım
-6
🌸mahmuttt
(20.10.25)
Alışkın olduğum bir sahne gözümün önüne geldi.

Bana göre sen haklısın ama senin de bazı olumsuz davranışların var belli ki.

"yanıma yakışmıyorsun" lafı çok kritik, boşa söylenmez. Barışsanız bile buranın üzerine git.
Böyle bir kadına karşı yapılacak şeyler çok sınırlı. Ailelere haber salmakta da iyi yapmışsın, neyin ne olduğunu bilsinler, herkes kendine çeki düzen versin. Arada çocuk olduğu için alttan alan kişi sen olman lazım. Biliyorum içinden gelmeyecek ama yalandan da olsa git özür dile, çiçek al, hediye al. hevesle story atacağı mekanlara götür.

2-3 gün geçtikten sonra psikoloğa gidelim iyi gelir de (ilk başta genelde ret ediyorlar uzatma, ara ara lafı geçirerek ikna etmeye çalış).

ilişki sıklığını arttırın bunun çok faydası oluyor.
0
duyuruuser
(20.10.25)
geçmiş olsun.

anlattığınız ortamda en olgun kişinin 2 yaşındaki çocuk olması çok acı.

sizin iki eş arasında olan rekabet ve üstünlük kurma hevesini kırmanız lazım.
+2
galahad reloaded
(20.10.25)
Bir eşiktesiniz, sevginin vb durumların bittiği, olgunluğun ve birbirinizin kararlarına saygı duyma evresinin başlayacağı, aynı zamanda çocuğun durumunu da dikkate alarak normal insanlar gibi yaşayacağınız bir geçiş bu.
Bu durum biraz sürebilir, neredeyse her evlilikte oluyor, bir tarafın sakin kalarak kendini geri çekmesi lazım.
Zor bir durum değerlendirmek tabi size kalmış ancak bu eşiği aşsanız bile ben bu evliliği çok sürdürülebilir bulmuyorum mutluluk açısından, mutlu olduğunuzu düşünmüyorum.

İkinizin de haklı ya da haksız olduğunuzu da düşünmüyorum, sadece bir uyumsuzluk gözlemliyorum. bu tür durumlar bir kök sebebin tetikleyicisi, dediğim gibi bekleyerek ve olgunlaşarak, ya da bir bilene giderek bu sorunları çözebilirsiniz. Ama ne olur çocuğu bunlarla etkilemeyin.
0
va
(20.10.25)
Eşinizin çocuğa zorla toka takmasına sinir oldum çocuk ne istiyorsa onu yapmak çok zor değil herhalde. Tokası olsa ne olur olmasa ne olur.

Haftanın beş günü gördüğü kaynanasını herrr hafta sonu da kadın görmek istemiyor bundan daha doğal ne olabilir? Siz gidin görün, kadını niye peşinizden sürüklüyorsunuz?

Arayıp velisine şikayet ettiğiniz yeri okurken patladım kusura bakmayın :d evlisiniz ve çocuğunuz var ya aileleriniz niye bu kadar her şeyin içinde? Bir yuva kurduğunuzun farkında değilsiniz, üzücü.
+3
sadakatsiz
(20.10.25)
reyiz halen daha anne bağımlılığını göremiyorsun bir de anlayış bekliyorsun.
0
Hallegadola
(20.10.25)
Acilen boşan.

çocuğu yapmış nafakayı garanti altına almış kadın sendorumu yaşatıyor sana.

''yanıma yakışmıyorsun'' kasıtlı bilerek düşünerek söylenmiş bir söz.
0
xu
(20.10.25)
yanıma yakışmıyorsun lafı neyin lafıymış onu bir aç.
seni mi beğenmiyor artık.
çok mu güzel kadın.
işin sonu aldatmaya varmasın sonra?
eğer böyle bir durum yoksa boşanma.
oturup güzelce konuşun. kadın biraz sıkıntılı sen daha mantıklısın.
en azından bu aralar biraz daha idare et.
sen bayağı darlanmışsın.
0
OgutucuRecep
(20.10.25)
ben ailelerin araya sokulmasini anlattiginiz sekilde yanlis buluyorum, kendi iliskimde kesinlikle yapmayacagim bir sey. bence evlilik iki kisi arasindadir. ama elbette tercih ve yetistirilme meselesi. siz nasil uygun goruyorsaniz.
cocugunuzu neden krese vermeyi, belki en azindan haftada bir kac gun dusunmuyorsunuz? 2-3 yasindan itibaren cocuklarin yasitlari ile oyun oynamaya ve ebeveynlerine ihtiyaclari var aslinda daha cok, anneanne/babaanne'den ziyade. ben bunun ayrica evliliginizi de degistirecegini dusunuyorum, zira eslerin de birlikte kaliteli zaman gecirmeye ihtiyaci var, simdi sanki anlattiklarinizdan daha cok ailelerle birlikte toplu bir evlilik gibi geldi kulaga. zira mesela cocugunuz haftada 2-3 gun krese gitse, haftada bir aksam annenizden cocuga bakmasini isteyip esinizle birlikte sinemaya gidebilirsiniz belki, bir yemege cikarsiniz? bu hali ile, evden ise isten eve, e anne zaten her gun cocuga bakiyor, bir de bir aksam da baksin istenmez. ben anlattiginiz yasamda bogulurdum diye dusunuyorum.
ayrica unutmayin, bu kadinla evlenmenizin bir nedeni var. bir noktada begenmissiniz, o donemde yaptiginiz her ne idiyse o donemde keyif almissiniz, onlari hatirlamaniz onemli, her ikinizin de. birbirinizi sevdiginiz donemi, birbirinizde ve birlikte sevdiginiz seyleri hatirlamak onemli. bu anlattiginiz programda bunlari unutup kaybolmak cok normal.
ancak elbette, dedigim gibi hem herkesin hayati, aliskanliklari bambaska hem de disardan konusmak daha kolay.
0
kassiopeia
(20.10.25)
Oncelikle cocugun yaninda esine kufur etmen muthis yanlis. Bu gibi hareketleri yapiyorsan esinin psikolojik durumunu sen bozmus olabilirsin.

Bunun disinda anlattiklarinda haksiz oldugun bir konu gormedim. Anlattigin davranislari hic uygun degil. Ailesine durumu anlatmakla iyi yapmissin. Esine saygisizlik yapan kadinla aile olmaz. Ayrica buradan tavsiye almani onermem, anne bagimliligiyla konunun alakasi bile yok.

Cocugu boyle bir ortama daha fazla maruz birakmadan bir sekilde cozersiniz umarim. Tam psikolojisinin oturacagi yaslar ve hep sandigindan fazla seyi gorur, hisseder ve anlarlar.
0
osssy
(20.10.25)
neredeyse aynı şeyleri yaşadığım için sizi çok iyi anlıyorum. anne bağımlılığı vesaire kimseyi dinlemeyin. eşiniz yokken anneniz vardı. anneye gidilecek. anneye gidilmiyorsa kimseye gidilmeyecek. bu kadar basit.

ancak ne olursa olsun sizi tek taraflı okuduk, sizin de kabahatleriniz olmuştur. karşılıklı tokatlar falan ne oluyoruz? iki tarafın da kabahati olmadan işler bu raddeye gelmez. bu noktada suç ile kabahati ayırmak lazım. suçunuz yoktur ancak mesele buraya gelmeden bazı şeylerin önlemini almanız gerekiyordu. örnek vereyim. ben boşanmış biriyim. boşanma sebebim eşimi gereğinden fazla serbest bırakmak. çocuktan sonra işini bıraktı, bir süre çocuğa baktı ancak çocuk okula başlayınca sürekli gezmeye başladı. okul tatillerinde de sürekli memleketine ailesinin yanına gitti çocukla. halbuki şimdi anlıyorum, bağırıp çağırıp evde oturtacakmışım. karşı tarafa müsamaha göstermeyi, bazen iyilik ya da saygı zannediyoruz ancak karşı tarafı kendi hatalarından da korumamız gerekiyor. gerektiğinde sesinizi yükselterek.

bu anlattıklarınız çerçevesinde sizin tek hatanız, şiddete şiddetle karşılık vermek olmuş. yanlış. yanlışa yanlışla cevap verilmez ve ne olursa olsun siz erkeksiniz, onun tokadı ile sizin tokadınız bir olmaz.
-4
co2s2
(20.10.25)
Eşin hafta içi çalışıyormuş, o halde hafta sonunda aile ile ecirmek istemeyebilir. Sizin zorlamanın saçma. Sizinle kahvaltı yapmak isteyebilir ama her hafta zorlaman saçma. Ayda bir normal. Ve bunu eşinle paylaşırsan kabul edecektir,kabul etmiyorsa o zaman haksız duruma geçer. Ayda bir de onun ailesine gidersiniz.
Bu arada sen anneni daha sil görmek istiyorsan kimse sana karışamaz. Git görüş ancak bebeğini götürme. Çünkü kadın zaten 5 gün yorulmuştur. Extra zorluk çıkarıyorsun..bal olsa yenmez her gün.

Eşine neden sürekli had bildirme derdindesin? İletişim kuramıyorum bu da ilk hatalının sen oluğunu gösteriyor. Saçını acımıyorsa al coxugu kalır,annesi yakala akala diyip oyuna cevir,coxugu yatakta ye,üzerine esini de at,onu da ..o anı geçir. Ama sen ne yapıyorsun küfür ediyorsun. Bence olayları idare etme sürecinde sorunlu birisin.
Kusura bakma ama eşinin haksız olduğu her noktanın öncesinde senin haklı davranışın olduğu için havanın büyüğü sende
0
hacirotti
(06.11.25)
(23)

Düğün yapmak/yapmamak

incelikler yüzünden
Düğün hakkında ne düşünüyorsunuz? şimdiki aklınız olsa yapar mıydınız/yapacak mısınız? Bazen gereksiz masraf bazen de zaten bir kere evleniyoruz mantığıyla yapılmalı diye düşünüyorum.Sizce?
Düğün hakkında ne düşünüyorsunuz? şimdiki aklınız olsa yapar mıydınız/yapacak mısınız?
Bazen gereksiz masraf bazen de zaten bir kere evleniyoruz mantığıyla yapılmalı diye düşünüyorum.
Sizce?
0
incelikler yüzünden
(19.10.25)
Düğün bütçeye göre düşünüldüğünde gereksiz masraf da olabilir aksi gibi kalıcı bi anı da olabilir. 150-200k bandında 250-300 kişilik yemeksiz, kokteyl menülü düğünleri yapabiliyorsunuz. Öyle dandik salonlarda da değil otelde vs. İmkanın varsa yapılacak bir şey bence.
0
mermaidd
(19.10.25)
bekarım. sıcak bakmıyorum. ancak olur da eşim olacak kişi isterse her şekilde yaparım.

gereksiz masraf. zaten türkiye'deki düğünler sıkıcı ve kimsenin eğlenmediği gereksiz bir aktivite. millet takıyı takıp kaçıyor. gelen takı da zaten çok az. düğün yapana kadar nikah salonunda nikah kıyıp, takıları orada alıp dağılmak daha mantıklı.
0
tabudeviren
(19.10.25)
ben erkeğim, düğün sevmem kendi düğünümde bile pek oynamadım. FAKAT iyi ki yaptık. Ama bizim yurtdışına gitme planımız vardı (ve gerçekleştirdik), akrabaları bir arada görme fikri iyi gelmişti ve bence harika da oldu. Bir daha bazılarını belki çok nadir göreceğim, kimini hiç göremeyeceğim. O açıdan bence duygusal bir etkinlikti. Tabii o akrabaları sevip sevmemekle de ilgili, ben seviyorum ve sevdiklerimi çağırdım tabii. Eşim için de aynı şekilde. Hani düğün yapmasak nikah sonrası bazılarıyla yemek mi organize etsek demiştik ama benzer kafaya geleceği için düğün yaptık en son.
0
nhk ni youkosu
(19.10.25)
gereksiz masraf. yalnızca düğünden değil diğer mevzulardan da kısacağım. beğenmeyen köyüne dönsün.
0
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(19.10.25)
tamamen bütçe meselesi. biz düğünümüzü arkadaşlarımız ve iş çevremizle dopdolu bir eğlence yaşamak için yaptık. çok da mutlu olduk, üzerinden 1.5 sene geçti hala pozitif yorumlar alıyoruz. afterımız da vardı, sabah 5'e kadar falan eğlendik. o sebeple gram pişman değilim. ama bütçe yoksa ve yapmış olmak için içe sinmeyecek bir şey yapılacaksa gerek yok bence, nikah+ ufak bi kokteyl, altınları topla, devamke. belki sonra arkadaş grubuyla bir eğlenceye akarsın olur biter.
0
awlmi
(19.10.25)
güzel bahçesi olan bir otelde, kokteyl tarzında bir düğün yaptık. bizim seçtiğimiz parçaları çalan gitar ve flüt ikilisi vardı. oyun havaları falan olmadı. sonra after'da coşuldu o ayrı tabi. aslında hiç istediğim bişey değildi düğün ama böylesi de güzel oldu. sade ve sakin.
0
scudman1
(19.10.25)
o zaman da eşim istediği için yaptım.

çok gereksiz anlamsız ama yapılıyor sonunda.
0
gurur
(19.10.25)
Türkiye düğün kültürü olan bir ülke. Bu genlerimize işlemiş, ruhumuza işlemiş, çocukken katıldığımız düğünlerden bilinçaltımıza işlemiş. O sebeble ben Türkiyede yaşayan birinin evlenirken düğün yapması gerektiğini düşünüyorum. Evet bence de mafdi açıdan bakıldığı takdirde bir bakıma gereksiz ama öyle işte. Bazen atalardan gelen çizgiyi takip etmek iyidir.
0
mobydick
(19.10.25)
Yapmak istemiyorum. Evleneceğim yok zaten ama düşüncem bu. Kendimi farklı göstermek istemiyorum ama cidden Türk kültürü bana uygun değil. Ben geline damattan ne istiyorsun denmesini bile anormal buluyorum. Sana ne ya. Buna ciddi ciddi şu kadar altın diyenler var. Midem bulanıyor bunlardan. Müslümanım ama kilisede sade bir şekilde evlenen çiftlere o kadar özeniyorum ki. Mal alıp satar gibi davranmak yok, sade kıyafetler, sessizlik, herkes oturuyor, dinliyor. Tam benlik olay.
-1
arbre
(19.10.25)
nişan, kına, düğün = görgüsüzlük, varoşluk

"gecenin yıldızı ben olayım, en güzeli/yakışıklısı ben olayım, herkes benimle ilgilensin, herkes beni övsün, gelinliğimle kraliçe gibi ortada gezeyim, ne kadar zengin olduğumuzu görsünler, nasıl büyük bir sülale olduğumuzu görsünler, nasıl da her şeyin en güzelini en özelini en kalitelisini planlayabildiğimizi görsünler, havamızı atalım, dostu düşmanı çatlatalım" diyenlerin ego şişirme etkinlikleri. ilgi manyaklığı kısaca.

kimsenin eğlendiğini düşünmüyorum. gelinle damat yorgunluktan ve stresten mahvoluyorlar. çok kasıntı her şey, çok zorlama. en ufak bir pürüzde düşen suratlar, çıkan kavgalar... hele ki masraflarının aşırı uçuk olması...

hiçbirini istemiyorum. hiçbirini yapmamış arkadaşım, yapmış diğer arkadaşlarımdan bin kat daha mutlu. yapmış arkadaşlarımın da çektiği çileleri ve ettikleri kavgaları gördüm. nişan günü nişan atan oldu resmen. takı için ya takı.

rezillikten başka bir şey değil. bunların borçları yüzünden gerilen yeni evli çift, borçlar bitmeden boşanmaya çalışıyorlar sonra.
0
art cat chocolate
(19.10.25)
gelecek kitle düğün salonu pasta kuruyemiş limonata kitlesi ise yapma.

ha yüksek kalite otel balo salonu kitlesi ise yap.

düğün salonu kitlesinden salonun parası bile çıkmayıp rezil bir gece yaşarken diğer kitleden hem eğlenir hem masraflara ortak olur insanlar.zihniyet işi bu işler.
burada tek savunduğum düğün şekli aşiret düğünleri olabilir ancak.oda malum sebepler anlıyorsun.
0
jamswety
(19.10.25)
Ben düğün istemiyordum eşim de istemiyordu ama eşimin ailesi yapmak istedi.
Bir gelinlik aldım, eşimin memleketine gittim 2 gece otelde kaldık. Öyle misafir gibi hiç bir şeyine dahil olmadan konu mankeni gibi durdum 2 saat ve geri döndüm. Bence güzel oldu. Zaten çok büyük bir organizasyon değildi ufak bit şey yapıldı. Takıları aldık geldik. Memnunum iyi ki yapmışız.
0
Gradient_tabanlı_mor
(19.10.25)
Alkolsüz düğün konseptini hiç sevmiyorum; küçükken de büyürken de hiç sevmezdim, düğünde kalkıp oynamayı birilerinin yakasına koluna vs bir şeyler takmayı aşırı cringe bulurdum, hala öyleyim. Ama dün mesela liseden bir arkadaşımın düğününe katıldım Gümüşsuyu tarafında müthiş bir otelin terasında; aslında düğün değil etkinlik gibiydi. Sınırsız içki barı, acayip güzel sunumlar sürekli yemekler tatlılar, full ekip 15 yıldır düzenli görüşüyor o yüzden aşırı eğlenceli grup. Bir yandan networking ortamı, insanlarla tanışıyorsun bir sürü yerli yabancı :D Güzel bence. Bunun gibi "etkinlik" tarzı şeyleri seviyorum. Ben de yapabilirim, isterim yani. Dostlarım yesin içsin dibine kadar, para dediğin nedir zaten sevdiklerinle ezmedikten sonra.
-1
vedatchilipeppers
(19.10.25)
düğün yapmadım. zaten istediğim bir şey de değildi. üstüne bir de fiyatları duyunca zaten hiç düşünmedim bile. aklım da kalmadı. ama ailem çok istediği için kına yaptık. yine salon tutuldu vs ama ailem yaptığı için ben pek bi masrafa karışmadım. kınayı da hiç istemiyordu ama eğlendim açıkçası. oynadık ettik dağıldık. bu mantıkla düşünürsek param olsaydı eğer düğün yapardım, kına yapmazdım. eğleniyorsun bi şekilde. ama çok masraflı yani gelen takıyı salona ve yemeğe verecekseniz bi manası yok.
0
elorelia
(20.10.25)
düğün kına vs. herhangi bir şey yapmadık, pişman da olmadık 2 senedir.
0
lalu
(20.10.25)
Küçük yerlerde çok karlı bir organizasyon. Nişan ve düğün masraflarını aileler öder, altınlar evlenenlere kalır.
Abimler sünnet düğünü yapacaklar bu yaz. Çevreleri çok geniş. Masrafın çok üstünde altın geleceğini bildikleri için yapmamak olasılık dahilinde bile değil.
Ben oldum bittim sevmem düğünleri; ki Trakya düğünleri nispeten eğlenceli ve bol alkollü olur genelde.
0
auroraaurora
(20.10.25)
Yapmadım. Yine olsa yine yapmam.
0
sadakatsiz
(20.10.25)
davullu zurnalı, müzikli, dansözlü, içkili bir düğün. hatta sokak düğünü. yoldan geçen de katılsın. şu çorak topraklara bir damla su yağsın.

geçen ay bizim komşu özel kostümlü orkestra çağırmış evin önüne çok eğlendik.

nikah salonunda evlenmek gelin bana para takın sonra kaybolun demek değil de nedir?
0
yurtsuz john
(20.10.25)
Tek mantıklı tarafı takıları toplamak. genelde düğüne yapılan masraf arttıkça yapılacak hasılat miktarı da artar. fakat bu hasılat bir yerde doyuma ulaşır ve saturasyona girer. Bu yüzden (hasılat-düğün masrafı) denkleminin maksimum olduğu yeri bulmak lazım.
0
bobinhoo
(20.10.25)
bir daha yaşama şansınız olmayan bir anı. tamamen gelin ve damadın istediği şekilde yapılan bir düğün iyidir.
0
co2s2
(20.10.25)
Gelecek ay evleniyoruz. Nikah ve akşamında arkadaşlarla (20-30 kişi) eğlence planladık. İkimiz de çekirdek aile dışındaki akrabalarımızı pek sevmiyoruz, nikaha gelmeseler de üzülmeyiz yani. Altın takacak olanlar nikaha da gelip takar zaten, öyle düğün yapalım daha çok kişi altın takar gibi bir çevremiz de yok. Eğlenmek istediğimiz arkadaşlarımızla akşam eğleneceğimiz bir etkinlik de planladık. Öyle olunca düğüne ihtiyaç duymadık ki ikimiz de pek istemiyoruz zaten. Ayrıca kasımda da böyle açık hava düğünü zaten zor, kasımda nikah yaza düğün konseptini de manasız buluyorum (yapan arkadaşım var). Ezcümle ortak kararla ve ailelerin de aksi yönde bir tutumu olmamasıyla düğünsüz bir evlilik gerçekleştireceğiz önümüzdeki ay :)
0
nundu
(20.10.25)
nişan, kına, kız çıkarma ve düğün yapmadık. bu yönde çok talepler oldu, gerginlikler yaşandı. Gene de yapmadık ve bugün olsa gene yapmam, zerre pişmanlığım yok sadece nikahtaki kaosu ve rezilliği görmem bile ne kadar doğru karar verdiğimi gösterdi bana.
0
denizgonen
(20.10.25)
2 şehirde de düğün yaptık, nişan da yapmıştık o küçüktü evin terasında yapmıştık, kına gecesi de yaptım. hepsi çok güzeldi, iyi ki yapmışız. evliliğimin 5. senesinde yine kutlama yapacağım, 5 senede bir tekrarlamayı düşünüyorum. yine olsa yine yaparım.
0
ofelia
(23.10.25)
(11)

alnımdaki leke

der meister
dostlar iyi akşamlar,o dönem sigortam da enerjim de yoktu, üstüne düşmedim. ben yaklaşık iki sene aşağıda fotoğrafını bırakacağım lekeyle gezdim. yaş 29-30 o ara. daha önce hiç olmamıştı. bu leke bazen kızarıp kaşınıyor, bazen rengini kaybediyor ama daima kendini belli ediyordu. iki senelik gorbaçov
dostlar iyi akşamlar,

o dönem sigortam da enerjim de yoktu, üstüne düşmedim. ben yaklaşık iki sene aşağıda fotoğrafını bırakacağım lekeyle gezdim. yaş 29-30 o ara. daha önce hiç olmamıştı. bu leke bazen kızarıp kaşınıyor, bazen rengini kaybediyor ama daima kendini belli ediyordu. iki senelik gorbaçov cosplay'inin ardından herhangi bir müdahalede bulunmaksızın normale döndüm, yani düzelmesi için herhangi bir şey değiştirmedim. ilgili fodo,

prnt.sc

canım anam kendini yerden yere vurdu işte sen iddaa oynuyosun içki içiyosun sigara içiyosun gomaniz faaliyetler içerisindesin allah belanı verdi vs. diye ama neticede kendiliğinden geldi ve sonra geri gitti... şu an 31 yaşındayım, o zamana kıyasla daha bile sağlıksızım ama kafamdaki bu leke tümüyle yok oldu.

bunu siz bir şeye benzetebildiniz mi? temre diyen oldu ama bilmiyorum. bunu da eski fotoğraflara bakarken buldum, o yüzden paylaşmak istedim. şu an alnım tertemiz, böyle bi şey yok ama 1-2 sene böyle dolaştım.

***

konuyla direkt bağlantısı bence yok ama şunu ekleyeyim, bu olay geçtikten sonra işe girmek için sağlık raporu almam gerekmişti. doktor orada karaciğer enzimlerimin çok kötü olduğunu ve acilen toparlanmamı söyledi. yalnız bu olay gerçekleştiğinde bu leke çoktan yok olmuştu... ben açıkçası o dönemde (pek alışık olmadığım şekilde) çok içtiğim için böyle bir sorun yaşadığımı varsaymıştım. ama resmi bir muayenede doktor "ciğer bitik" dediğinde bu leke çoktan yok olmuştu. ben o yüzden iç organlarla, en azından karaciğerle ilgisi olmadığını düşündüm.
0
der meister
(10.10.25)
Doğduğunda alnında bu leke vardı da sonradan kaybolduysa yeniden görünüp kaybolmuş olabilir. Benim burnumla gözüm arasında kıpkırmızı büyük bir ben varmış, birkaç yıl kalmış sonra geçmiş, 30'larımda belirginleşmişti, bazen neredeyse kırmızısı belli oluyordu, sonra yine geçti. Belki böyle bir şeydir.
-1
muhayyer divan
(10.10.25)
yok hocam ben 94'lüyüm, o döneme ait fotoğraflarım da var, hiçbir şekilde bu tür bir leke bulunmamış vücudumda. belgelerle sabit. bu dediğim olay 29-30 gibi patlak verdi, bir müddet canımı sıktı, sonra kendiliğinden yok oluverdi. yani bir yandan "artık yaşlandın böyle şeyler olur" deyip geçmek istiyorum ama diğer taraftan da böyle bariz bir "mesaj" belki bir şeylerin göstergesidir, ne olduğuna bakmak lazım diye düşünüyorum ama onun vakti de geçti... şimdi doktora gidip "ya iki sene önce aha kafam böyleydi" dersem deli muamelesi görüp kovulabilirim sanırım.
+2
🌸der meister
(10.10.25)
Peki lekenin çıktığı dönemi hatırlıyor musun, o günlerde neler yaşamıştın, çok dikkat çekici,çok önemli, çok tuhaf vs vs bişeyler varsa belki onlarla ilgisi vardır.
0
muhayyer divan
(10.10.25)
yok hocam açıkçası hayatımdaki her şey aşağı yukarı aynıydı diyebilirim. bunu ben de düşündüm ama bir sonuca varamadım. genel olarak zaten stresli bir insandım. hiçbir şey değişmedi diyebilirim.
+1
🌸der meister
(10.10.25)
Egzama, mantar gibi bir şey olabilir mi gelip gittiğine göre?
0
sadakatsiz
(11.10.25)
google aramalarim en yakin olarak su sonucu veriyor: tinea versicolor
bir tür mantar.
ama doktor degilim tabii ki, bu da bir teshis degil.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(11.10.25)
secde izi bu, dini bütün müslüman bir kardeşimizmişsin.
0
deartheodosia
(11.10.25)
Mantar
0
abuzer
(11.10.25)
mantar neden olur peki? yüzümüze de kimse oturmadı ki yani gitmiş alnımda çıkmış bi de
0
🌸der meister
(11.10.25)
Ahahah, başlık 80ler türk filmi gibi...

Mantar olduğunu tahmin ediyorum ben de. Mantar diyince aklınıza direkt ayak, kasık, tırnak mantarları gelmesin. Binlerce çeşidi var. Muhtemelen mantardı. Vücudun çeşitli yerlerinde bir gecede oluşuyor. Bir dönem kalıp gidiyor.

O dönemde şapka falan kullanıyor muydunuz yahut çok güneşe çıkmadınız mı? Tabii envai çeşidi var. Benim oyum mantardan yana. Keşke o dönem cildiye bir baksaydı. (Varsa tanıdık dermatologa gönderin, şıp diye söyler)

(Bu arada hangi ara 31 oldu senin yaş? Kendimi moruk hissediyorum şu an)
0
dilemma of subscribtionability
(11.10.25)
Vucufumuzda kendiliginden bulunuyor zaman zaman ortaya cikipkayboluyor. Bazen gece avuc icinde cikar ertedi gun gecer. Normal cilt florasi
0
abuzer
(12.10.25)
(21)

Çocuk bakarken maddi olarak zorlanıyor musunuz? Pişman mısınız?

ananiyimioguz
Yoksa hayır ben çocuğun gereksinimlerine göre kendimi, işimi, hayatımı planladım, gayet rahat bakabiliyorum, ülkenin de bu durumlarını tahmin ettim, her şey yolunda sorun yok mu diyorsunuz?2. sorum çok cocuklu olanlara: Bu kadar çocuk yapmasaydım diyor musunuz?3. sorum genel, çocuk sahibi olanlara:
Yoksa hayır ben çocuğun gereksinimlerine göre kendimi, işimi, hayatımı planladım, gayet rahat bakabiliyorum, ülkenin de bu durumlarını tahmin ettim, her şey yolunda sorun yok mu diyorsunuz?

2. sorum çok cocuklu olanlara: Bu kadar çocuk yapmasaydım diyor musunuz?

3. sorum genel, çocuk sahibi olanlara: Çocuklar yetişkinse zaten bir şekilde idare ediliyordur belki ama özellikle okul çağına yeni başlamış çocuğu olanlar, keşke aile baskısı, çevre baskısına kapılmasaydım veya ana olmak istiyorum, baba olmak istiyorum, egomu tatmin etmek istiyorum, hiç gerek yok ama dünyaya bir çocuk getirmek istiyorum demeseydim de keşke doğurmasaydım diyeniniz var mı?

Olası gelecek eleştiriler üzerine açıklamalar:

Kimse çocuğunu düşünüp duygusal olarak keşke doğurmasaydım demez herhalde. Sadece mantıksal olarak düşündüğünüzde diyorum.

Yani ben dünyaya gelmeseydim de olurmuş... diyebiliyorum. Ya da hayvan sahiplenenler, ulan zormuş ya sokağa atayım, birine vereyim, sahiplendireyim vs. diyebiliyorlar.
Annesine babasına bakamayanlar bakıcı tutabiliyor, huzur evine verebiliyorlar, hatta hiç ilgilenmeyebiliyorlar.

Çocuk nedense en kutsallaştırılan şey. İnsan evlenip pişman olabilir, çocuk yaptım diye neden pişman olmasın? Yani sevmesin, bakmasın demiyorum ama içten içe pişman olup sorumluluktan dolayı bakan, kan bağı olduğu için, evladı olduğu için yani olgusal olarak bakanlar illa ki vardır. Her pişman, sokağa atacak veya sevmeyecek diye bir şey yok.
0
ananiyimioguz
(26.09.25)
Biraz ekstrem bir durumdayım. Oğlum 7 yaşında, doğduğunda ekonomik durumum pek iç açıcı değildi, bereketiyle gelir dedikleri doğruymuş.

Deli gibi çalıştım, evde hep ek iş yaptım, endüstriyel projelerden öğrenci projelerine kadar ayırt etmeden yaptım ve şu anki çalıştığım iş yerini bu sayede buldum. Proje yaptığım bir iş yeri tam zamanlı çalışmamı istedi, mevcut işimden istifa edip şehir değiştirdim.

Çocuğumun oyuncak bütçesiyle ev geçindirenler var, iyi baktığımı düşünüyorum, beni ekonomik olarak zorlamıyor ama ikinci çocuğu hem yaşımdan dolayı hem de yeni bir çocuğa verecek manevi gücüm yok diye yapmıyorum.

Hiç pişman değilim, ömrümde hiçkimseyi bu kadar sevmedim. Düzgün bir insan olması için elimden geleni yapıyorum.
0
kimlanbu
(26.09.25)
Çocuğu olan arkadaşlar genelde ailelerinden destek alıyorlar. kimi ev veriyor kimi aile para falan. Tek maaşsa eğer zaten geçinmek imkansız gibi
0
runaway
(26.09.25)
çocuk doğduktan 3 ay sonra krediyle ev alıp birde tadilat yaptırdık. çünkü neden olmasın! bu dertlere girmeseydim hiç zorlanmazdım ama şu an çok zorlanıyorum.

çocuk genel olarak masraflı tabi. ama pişman olmak falan aklımın ucundan geçmedi.
0
scudman1
(26.09.25)
Masrafı çok ama zorlamıyor şu an.

Anne olduğuma bir gün bile pişman olmadım. Aynada gördüğüm kadını tanıyamasam da yorgunluktan geberiyor olsam da hayatta yaptığım en güzel şey kızım.
0
sadakatsiz
(26.09.25)
Bir an bile pişman olmadım. Hayatımda daha anlamlı hiç bir şey yok çünkü. Çok yoruluyorsun, çok fedakarlık yapıyorsun, kendini unutuyorsun ama hepsi anlamlı bir şey için. Sırf bu motivasyon bile insan üstü bir şekilde insana dayanma kuvveti veriyor. Maddi olarak da imkanlarım daha az olsaydı daha uygun şekilde büyütürdük. Mesela 25 binlik bisikleti değil de bin liralık olanı alırdık. Ama çocuk için bir şey farketmiyor zaten sevgi dolu ailesi olsun yeter.

Oğlum doğduğunda hemen bir tane daha yapmalıyım bu ne muhteşem bir şey demiştim. Hala aynı düşüncedeyim inşallah bir kez daha doğuracağım, fırsatım olursa bir tane daha hatta. Çocuk çok güzel bir şey ve bu evrende kıyaslayabileceğin herhangi başka bir güzellik yok.
0
Gradient_tabanlı_mor
(26.09.25)
Bakamayacağımı hatta hem kendime hem babası ve ailesine hem de ülkenin gidişatına güvenmediğim için çocuk yapmadım, çocuk istemediğim için de evlenemedim. O şekilde düşün. İnsanların lüzumsuz eleştirilerini dikkate almana gerek yok, üzülme öyle her şeye.

İnsan duygusal olarak bazen her şeyden nefret eder. Çocukken ergenken ana babamızın ölmesini istediğimiz olmuştur, çok insana olur bu. Geçici bir durumdur ve bir süre seni hırpalarken sen yapman gerekeni yapıp kendine bakıyorsun ne durumdayım ne istiyorum ne yapabilirim diye. Şahsen hem parasızlıktan hem de vefa borcu hissettiğimden ayrı eve çıkamıyorum, mutlaka bir arada yaşamak zorundayız ve ben ona bakmak zorundayım diye hissediyorum, gitmiyorum bir yere. Kendimden veriyorum, kendime ait bir düzen, bir alan oluşturamıyorum, odamdan ibaret her şey. Öldükten sonra ulan keşke böyle yapmasaydım diyecek miyim bilmem, annemi yalnız bırakmaktan öldükten sonra hoşlanmayacağımı biliyorum ama.

Bu benim kendi vicdani hesaplaşmam, herkeste farklı olabilir, kimse kimseyi referans almak zorunda değildir. Bir dayanağa çok ihtiyaç duyuluyorsa en üst değer olarak gördüğü şeylerin (mesela dinlerin, milliyet gibi felsefe gibi çeşitli aidiyet duyulan şeylerin) ilkelerine başvurulur, düşünülür, karar verilir. Yine sen karar verirsin, insanları aşırı ciddiye almamak lazım.
0
muhayyer divan
(26.09.25)
Duyuru'daki teknik aksaklık yüzünden bir türlü düzeltemedim; en baştaki kısım "bakamayacağımı bildiğim için" olacaktı.
0
muhayyer divan
(26.09.25)
Maddi olarak biraz zorlanıyorum ama pişman değilim. Bebeğin sana bakarak güldüğünü görünce ancak neden şimdiye kadar bekledim diye pişman olursun.

Bebek olduktan sonra, bebeğin konforu için eş ile fikir ayrılıkları çok oluyor, daha sık tartışmaya başlıyosun asıl o yoruyo.
0
duyuruuser
(26.09.25)
Tek çocuğum var bebekliğinden beri tek başına bakıyorum. Bu sene ilkokula başladı. Evvelinde bakımında hep annem destekçi idi. O olmazsa işim maddi manevi çok zordu.

Çocuk isterken her yönden ne kadar zor olduğunu biliyordum, bu sebeple bir sürpriz olmadı. Ülkeye güvenim yok kendim didinerek gelir yaratmaya çalıştım. Doğum izninde dahi outletlerde kabinde ürün çekimi yapıp online sattım. O denli boş durmadan çalıştım, çalışıyorum. Eğitiminden sağlığına, giyimine, oyuncağına kadar en iyisini sağlamak için parçalıyorum açıkcası kendimi. Yorgunluktan kimi zaman canlı cenaze gibi geziyorum ama feda olsun yavru kuşuma.
0
cilekli pasta
(26.09.25)
Yorumlardan görüldüğü gibi kimse pişman olduğunu itiraf edemiyor:)
0
nothing in my way
(26.09.25)
maddi olarak zorlanmıyoruz ama bu çok değişken bir şey. bebekken bi hastalığı ya da özel mamayla beslenme gibi durumları olmazsa pek bi masrafı yok açıkçası. ama sonrasında kreş vs derken iş değişiyor. ha devlet kreşine gönderirsiniz aylık 2 bin tl, belediye kreşine gönderirsiniz 10 bin tl, özel kreşe verirsiniz 30 bine de var 60 bine de. kreşe vermez büyükler bakar, bedava. kızım 3 yaşında elle tutulur tek masrafı kreş şu an. onun dışında kıyafet, ayakkabı vs çok büyük kalemler değil.

manevi olarak zor. pişman mıyım, hayır. yani zaten doğurduğun ve sevdiğin bi canlıdan pişman olman imkansız oluyor bir nevi. keşke doğurmasaydım filan diye aklımdan geçirdiğim günler tabi ki oluyor da doğurmuşum yani pişman olsam ne olacak :D zaten koşuşturma ile geçiyor, hayatını da ona göre uyarlıyorsun, durup düşünmeye pek vakit kalmıyor bile bazen. bir de beklentiyi de ayarlamak gerek zaten öncesinde. hayat baştan aşağı değişiyor yani çocuk olduktan sonra o bar benim bu bar senin takılmayı filan planlıyorsan tabi ki pişman olursun. akşam sekizden sonrası ölüyor senin için artık. uyku saatlerine göre dışarıda olabilirsin. bebek arabada uyumayı seviyorsa şanslısın, sendromları var, inat dönemleri var, tuvalet eğitimi var, bok temizlemesi var. var da var. hani beklenti zaten bunlar olmalı. güzel yanları da ekstrası işi, katlanır kılıyor. kendini hazırlamadan hamile kalıp, işi düzgünce bölüşemeyen, destek almayan ebeveyn tabi ki pişman olur.

ha bir de destek almıyorsanız zor gerçekten. bizde eşimin ailesi bakım konusunda destek oldu. onlar olmasaydı bitmiştik. bakıcıya veremezdim mesela, evden çalışma imkanım yoksa işten çıkmam gerekebilirdi... şu an kreşe gidiyor olmasına rağmen alıp bırakma konusunda hala destek veriyorlar mesela.

araba şart gibi bir şey bu arada.

evlilik de çok sağlam olmalı. en benim diyen erkek bile babalık konusunda saçmalıyor. sizin eski duyuruları hatırlar gibiyim. onları düşünürsek eğer çocuk planı varsa önce evliliği sağlamlaştırın derim. duyuru sadece maddi açıdan bakılıyor gibi geldi olaya. ama maddiyat 1 önemli ise diğer konular 2 önemli bence.
0
elorelia
(26.09.25)
Çocuk bencillik, sırf sen ebeveyn duygularını tatmin edeceksin diye dünyaya getiriyorsun. Paran, zamanın gidiyor. Bu senin tercihin. Ama aynı zamanda çocuğu da bir savaşa sokuyorsun. Sana bir şey olsa çocuk ortada kalacak. Paran yok, gidiyon doğurup sokağa salıyorsun. İstediklerini alamıyorsun. Çocuk hep eksik kalıyor. Niye çünkü analık duygusunu yaşayacağım. Çocuk bildiğin dert ve bela.

Edit: bir de rızkıyla gelir diyen cahiller var. Evet filistinde afrikada öyle geldi. Kesin.
0
Shepard
(26.09.25)
Bunu aileye değil çocuğa sormak lazım.

Ailemin hiç arabası olmadı. Bir kere ödev yaparken maket bıçağı ile elimi kestim, acile gitmek için minibüs bekledik, öyle gittim. Taksi çok pahalı olur diye binmedik.

Bir yere giderdik, 16k denen lanet otobüste midem bulana bulana giderdim. Zor tutardım kendimi, otobüs iner inmez kusardım.

Kreş falan hak getire, anaokuluna bile gitmedim.

Ne doğru düzgün bir oyuncağım oldu, ne de herhangi bir şeyim. Kendi odam bile yoktu.

Ama aileme sorarsanız hiç pişman değildir, elinden geleni yaptık derler.
0
substituent
(26.09.25)
daha dogmadan kiyafetleri, kabanlari, puseti, besigi, carsafi derken yedi bin euro gitti.
masrafli tabii ki ama karsilanmayacak bir sey degil asla.
yasadigim ülkede cocuk parasi almak, vergi indiriminden faydalanmak, isten cikarilmaya karsi koruma altina girmek gibi artilari da cok.
pisman degilim.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(26.09.25)
@ nothing in my way, onu özelden yazıyorlar, sanırım linç yemek istemiyorlar :(

Lanet olsun çocuğa, keşke ölse gibisinden değil de annelik / babalık bana göre değilmiş, sonradan anladım... gibisinden.

@ elorelia, evet o da ayrı bir konu zaten, onu denkleme katarsam hiç düşünemiyorum da işte şimdilik sadece "çocuk" olayını sorguluyorum.
0
🌸ananiyimioguz
(26.09.25)
benim çocuğum yok ama kardeşimin ikizleri var. bana göre çocuk sahibi olmaktan değil, beraber çocuk sahibi olduğu kişiden pişman. ikisi de devlet memuru, eşi neredeyse 7/24 çalışıyor ama ona rağmen borçları bitmiyor. eşinin işi oluyor akşam geç geliyor, işi oluyor haftasonu bir yerlere gidiyor, işi oluyor iki üç gün eve gelmiyor. kardeşim neredeyse yalnız anne*. annemler çocuk bakma, okuldan alma gibi konularda destek oluyor, ben maddi destek oluyorum.
0
inheritance
(26.09.25)
Güzel soru ama türkiyede dürüstçe cevap verilebilecek en son sorulardan.
Burada da bunu görebilirsin. Artık dönüşü olmayan bir şey için en azından tepki almayalım diyerek herkes halinden memnun taklidi yapıyor. Bir de herkes varını yoğunu, hayatını, emeğini herşeyini çocuğuna veriyor ama sokaklar ssç den geçilmiyor ne hikmetse.
0
dawsonscreek
(26.09.25)
Tek çocuk var başımıza gelecekleri öngördük ekonomik imkanlarımız vardı bu sebeple ekonomik olarak hiç sorun yaşamadık
Diğer zorluklarından yana zerre pişman değiliz
0
basond
(27.09.25)
Yakınımda bir örnek var da düşünmeden edemiyorum acaba çocuğu olmasa hayatı farklı mı olurdu, yoksa aynı mı olur diye.

Amcam ülkenin sayılı üniversitelerinden 2000lerin başına mezun olmuş bir mühendis.
İngilizcesi de çok iyi. Normalde hep zaten biraz içe kapanıkmış ama öğrenciyken dünyayı falan gezerdi.

Evlendi 2 çocuğu oldu. Eşi de benzer donanımda. İkisi de çalışmasına rağmen çocuk bakmaktan ne bir ev değiştirebildiler ne bir araba değiştirebildiler (2000 model) ne bir seyahat ediyorlar. İstanbulda 20 yıldır ev-iş arası gelip gidiyorlar.

Ne zaman maddi olarak bişey sorsam, ya çocukların okul masrafı çok nasıl yapalim diyor.

Yıllık zaten şu kadar para gitti diyor. Hayır öyle pahalı oyuncaklar, kıyafetler de almazlar yani. Tek kısmadıkları şey eğitim ve yeme içme.

Ama ben anlamıyorum 2 tane uzman veya yönetici seviyesinde evli insan, nasıl 2 tane çocuğa bakarken hayatlarını bu kadar ot gibi yaşayabilirler?

Hiç mi bir hobiniz yok, merak ettiğiniz bir yer yok.

Amcam kuzenlerle olan gruba sürekli evliliğin pişmanlık olduğu alt metinli komikli videolar atıyor son yıllarda. Şakayla karışık amca zorla tutuluyorsan işaret yap diyeceğim de demiyorum.

Yenge tarafını bilmiyorum onda da durum farksız değildir herhalde.

Böyle olunca hadi evlilik pişmanlık olabiliyor bunu herkes rahatlıkla dile getiriyor da, acaba kendilerine itiraf edemedikleri diğer bir konu da, belki çocukların da pişmanlık olduğudur. İnsan bunu kendine yediremeyebilir ama hayatlarını yaşayamadıklarına engel şeylerden biri de çocuk yapmaları olabilir.

Belki aranızda nispeten daha iyi yaşayanı vardır ama yine de çocuk hayatınızı bir şekilde etkilediği için belki çocuksuz olsaydım... ki senaryoyu düşünüyorsunuzdur ama suçu da çocuğa atmak vicdanınızdan geçmiyordur. Çünkü sonuçta çocuğun da bir suçu yok, onu siz yaptınız.

Ah o gülüşü yok mu, ah o sarılması yok mu, ah o anne baba demesi yok mu... diyerek belki de kendinizi tatmin etmeye çalışıyorsunuzdur. Kaldı ki çocuğun da hayırlı olup olmaması, sorunlu olup olmaması gibi de bir ihtimal var da ona çok girmiyorum.

Geri dönüşü olmayan bir karar için "ya aslında biraz pişmanım" demenin de ne faydası olur bilemiyorum ama en azından belki dürüst olanlar vardır, bana bir fikir verirler diye sordum.
0
🌸ananiyimioguz
(27.09.25)
Bir de ben yanlış mı hatırlıyorum sanki dizilerde filmlerde ya da gerçek hayatta duydum ya.

Kavga sırasında senin oğlun, senin kızın, babasının oğlu, anasının kızı ne olacak,
Sen istedin, al çocuk istiyodun ne oldu, sen istedin sen bak, çocukla ilgilenmiyorsun, zaten onu hiç sevmedin vs. vs... liste uzar gider. Evi terk edenler, çocuğunu terkedenler de cabası.

Bunlar olmuyor mu? Pedagojik olarak veya psikolojik olarak yanlış söylemler ve hareketler, bunları yapabilecek olanlar çocuk yapmamalı bence de ama mantıklı düşününce böyle konuşuyoruz, çocuğu yapınca, yani bizzat deneyimleyince işin uzmanı da olsak işler çığırından çıkabilirmiş gibi geliyor.

O yüzden tek tük bir kaç kişi dışında kimsenin bunu itiraf etmemesi de garip geldi.

Sanki bunlar hep oluyormuş da evli ve çocuklu kişiler arasında bunlar bilinen bir gerçekmiş, ama bunlar gizli bir örgüt olarak dışarıyla paylaşmıyorlarmış gibi geliyor.

Çevre baskısı ve duygusal baskı hala üzerlerinizde hakim ve gerçeği düşünmekten ya da söylemekten alı koyuyormuş gibi geliyor.

Bu herkeste oluyor diyemem ama, bu kadar herkesin "hiç olmuyor hayır" demesi belki de iyi kötü değer yargılarınızı tetikliyor ve kendinizi kötü ebeveyn olarak düşünmenize sebep olacak diye kendinize bile itiraf edemiyorsunuzdur kim bilir.

Bu arada belki cevap verenler gerçekten tek tük sıkıntılar olsa da hem kendileri hem çocukları sorunsuza yakındır ve güzel geçiyordur hayatları, ona bir şey diyemem.
0
🌸ananiyimioguz
(27.09.25)
1-cocuk=sorun demek o yuzden kimse sorun yok diyemez herhalde. Zorluk olarak benim tahminimin kesinlikle ustune gecti. Maddi olarak zorlanmiyorum diyemem. Kendimden kisarak su ustunde kalmaya calisiyorum.
2-tek cocukta durdugum icin hayir. finansal olarak tek cocugun ustune cikmam imkansiza yakindi.
3-aile baskisi sifirdi. ben istedim oldu, sifir pismanlik. tekrar basa donsem yine cocuk yaparim.
0
cooperr
(27.09.25)
(21)

yatarken telefonunuz hangi durumda?

tabudeviren
- uçak modu - İnternet kapalı ses açık - İnternet açık ses açık - rahatsız etmeyin modu (sessiz)
- uçak modu
- İnternet kapalı ses açık
- İnternet açık ses açık
- rahatsız etmeyin modu (sessiz)
0
tabudeviren
(03.09.25)
Benim telefon hep sessizde, uyurken de öyle.
0
sekizdokuzon
(03.09.25)
Internet kapalı ses açık.
0
Amaranta ursula
(03.09.25)
hER ŞEy AÇıK. 7/24 HizMeT
0
Shepard
(03.09.25)
Sessiz
0
mutekebbir
(03.09.25)
Sessiz. uykum çok hafif. sessizlik önemli. acil durum olursa da bekleyecek mecbur.
gün içinde de sessiz unutuyorum çoğu zaman. zaten telefon aramasını da pek kullanmıyorum. çoğunlukla whatsapp'tan herşey.
0
ermanen
(03.09.25)
Normalde aksamlari sessize aliyordu kendisini otomatik. Sorna geçen sene sabahin dördünde böyle baş ağrısı ile uyaninca telefonda bir sürü arama görmem, babamin vefat haberini almam falan. Bu sebepten ötürü psikolojik olarak telefonumu asla ama asla sessize almıyorum. Yani daha doğrusu uygulamalar sessizde ama whatsapp, arama vs her şey açık ulasmak isteyen ulaşır.
0
logisticsmanager
(03.09.25)
ucak modu
0
cooperr
(03.09.25)
internet kapalı sesi de kapalı.
0
mikahakkinen
(03.09.25)
uçak modu, internet açık, sessiz mod.
0
ruhlardan esinlenen karga
(03.09.25)
İstanbul'da yaşayıp telefonunu sessiz veya uçak modunda kullanabilen varsa büyük bir hayranlık duyarım kendisine. Benim maalesef her şey açık, telefon yanı başımda, şarjı yüksek oranda dolu ya da yanı başımdaki prize takılı halde :/
0
silverleaf
(03.09.25)
rahatsız etmeyin modu, bir kaç kişi istisna listesinde.
0
inheritance
(03.09.25)
İnternet açık, ses açık
0
sadakatsiz
(03.09.25)
Hersey acik, hatta ses gun icinde kapaliyken yatarken mutlaka acik, maalesef biraz takintiliyim. Vito Corleone gibi kotu haberleri bir anca once almak istiyorum.
0
mbond
(03.09.25)
Uçak modu ve sessiz. İnternet falan da kapalı.
0
anaphylacticshock
(03.09.25)
Rahatsız etmeyin 22:00'den sonra açık, internet kapalı.

Favorilerdeki kişiler (annem, babam, kardeşlerim) aradığında çalıyor.
0
chicha_v2
(03.09.25)
Ses ve internet açık, silverleaf gibi şarjı dolu ya da prize takılı, bildirimler zaten her zaman sessiz.
0
(03.09.25)
Telefon 7x24 sessizde, saati hiç çıkarmam. Bir şey olursa o kıpraşır.

@ logisticsmanager'ın söylediği sebep de var da, bankada parası ya da kredi kartı olanın nasıl bir cesaretle gece oldu diye telefonunu işitilmeyecek hale getirdiğini de hiç anlamamışımdır.
0
Mirket
(03.09.25)
internet kapalı çağrılara açık. acil durumlarda ulaşılabilir olmalı insan.
0
lazpalle
(03.09.25)
uyku modu; sessizde ama bazı kişiler üst üste ararsa çalıyor.
0
gabe h coud
(03.09.25)
hücresel veri/wifi kapalı, sadece aramalar için ses açık
0
al sana nick it
(03.09.25)
internet açık ses açık
0
orta buyuklukte bir ulkenin krali
(03.09.25)
(19)

Kendinize Doğum Günü Hediyesi Alır Mısınız?

rock n roll
Ya da hiç aldınız mı? Ben mi alacağım hediye, bana alsınlar mı dersiniz?Benim hediye beklentim yok kimseden, kendime de hiç hediye almadım ama bu yıl kendime bir hediye almayı düşünüyorum. Bir de güzel bir aktivite de yaparım.41 kere maşallah demek için geri sayım başladı :))
Ya da hiç aldınız mı? Ben mi alacağım hediye, bana alsınlar mı dersiniz?

Benim hediye beklentim yok kimseden, kendime de hiç hediye almadım ama bu yıl kendime bir hediye almayı düşünüyorum. Bir de güzel bir aktivite de yaparım.

41 kere maşallah demek için geri sayım başladı :))
0
rock n roll
(02.06.25)
almak için para biriktirdim ama gün gelince kendime o kadar para harcamak çok geldi almadım
0
nahtoderfahrung
(02.06.25)
Alıyorum. Doğum günü indirimi yağıyor markalardan:) ziyan mı olsun
0
kullanicadi
(02.06.25)
Denemek istediğim bir yemek ısmarlıyorum kendime. Mesela farklı bir dünya mutfağından olabilir. Hediye beklentim yoktur, hatta alınmasa daha iyi bence.
0
peki madem
(02.06.25)
Alıyorum. Geçen yıl elbise bu sene ayakkabı almıştım. Bir de baklava alıp mum koyup üflüyorum tek başıma:D
Başkasının doğum günümü kutlamasını pasta vs almasını hic istemiyorum. En yakın arkadaşlarım telefon ederler o kadar.
0
Amaranta ursula
(02.06.25)
41 bereketli bir sayi ve yas, masallah simdiden.

kendime hediye alirim. anneme ve sevgilime de hediye aldirtirim :P
0
sonsuz
(02.06.25)
Aliyorum. Normal zamanda da basardigim bi sey falan oldugunu dusunursem kendime yine hediye aliyorum. Normalde parasina kiyamayacagim bir sey falan oluyor bunlar.
0
Kittie
(02.06.25)
Daha gelmedi doğum günüm ama bugün gidip streamer ve hoparlör alacağım sanirkm
0
kisa
(02.06.25)
alırım. her sene olmaz ama bu da benim doğum günü hediyem olsun diye kendimi teselli ederim.

kendimi yemeğe de çıkarırım, kendime pastamı da alırım.
0
koela
(02.06.25)
doğum günü bahane alışveriş şahane. alırım tabii. :d
0
art cat chocolate
(02.06.25)
Kendime masaj, spa vb paketler alıyorum. Normalde tercih ettiğim standart paketler değil de daha afilli olanları seçiyorum :).
0
Phoebe
(02.06.25)
Kitap alırım hep
0
sadakatsiz
(02.06.25)
4-5 yıldır alıyorum. Siz de alın. Kendimizi sevindirmeye hakkımız var:))
0
asteriks
(02.06.25)
her zaman. istedigim bir seyi kendime hediye ederim :)
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(02.06.25)
Alırım. Genelde kıyafet ve ayakkabı olur bu.
0
gabe h coud
(02.06.25)
birebir hediye olarak düşünmesem de biraz çok da gerekli olmayan bir ayakkabı vs aldıysam ve d.günü zamanıysa "amaaan bu da kendime d.günü hediyesi olsun" diye kendimi kandırmaya başladım son zamanlarda :)
0
bay b
(02.06.25)
35 yaşımdan beri her sene hayatta kalmayı başardığım için (benden değil, dış faktörlerden) kendime hediye alıyorum.
0
charbiel
(02.06.25)
özellikle doğumgünümde kendime bir şey alayım diye düşünmüyorum ama, doğumgünüme yakın zamanlarda bir şey alacağım zaman "bu da kendime doğum günü hediyesi olsun" deyip hunharca paraya kıyıyorum.
0
tabudeviren
(02.06.25)
Eskiden alırdım, fakat artık benim için hiçbir şey ifade etmiyor.
0
rakicandir
(02.06.25)
Valla genelde almam ama gecen sene kendi kendimi gaza getirme amacli hep istedigim ama erteledigim biseyi yapmak icin onceden bisekil aksiyon alip kendimi odullendirmeye karar vermistim. Sonuc da baska bir husran olmustu cunku yapmak istedigim sey tamamen aklimdan cikmisti ve durup dururken zarara girmistim.
0
j r r tolkien hayrani
(02.06.25)
(20)

Erkek Çocuğuna İsim

waztp
Deniz mi Ege mi?
Deniz mi Ege mi?
0
waztp
(21.05.25)
Ege
0
Topalordek
(21.05.25)
ege
0
deartheodosia
(21.05.25)
egede her yer ege isimli erkek çocuk değiştirin bence. benim sülalede bile 5 tane var.
0
mikahakkinen
(21.05.25)
İkisi de güzel ama ne kadar erkek Deniz tanıdıktan pek sevemedim. Egeler mülayim oluyorlar ama :)
0
primetime
(21.05.25)
Deniz.

Uniseks de olsa gayet güzel bir isim ve erkeğe de çok yakışıyor bence.
0
fraise
(22.05.25)
Fraise +1

Oğlum olsaydı deniz koyacaktım. Kızım oldu koymadım, o kadar yakışıyor erkeğe bence de :)
0
sadakatsiz
(22.05.25)
uniseks isim sevmedigim icin bu ikisi arasinda Ege.
0
cooperr
(22.05.25)
Deniz çünkü ege kadar saçma değil. Çocuğa isminin anlamını sordular diyelim, yunanistan'da çökmüş bir deniz falan mı diyecek.
0
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(22.05.25)
ikisi de çok güzel. deniz bi tık daha ağır bastı.
0
duyuruuser
(22.05.25)
kadın erkek deniz çok güzel isim bence. Uniseks sıkıntı olmasın diye iki isim düşünülebilir belki
0
dfn4
(22.05.25)
Ege
0
abuzer
(22.05.25)
ikisinden biraz:
Denge
0
ermanen
(22.05.25)
ege denizi ?
0
bay b
(22.05.25)
herkesin çocuğun ismi deniz ya da ege. başka isim kullanmak yasaklandı mı?
0
xu
(22.05.25)
başka isim +1
ayrıca egeli değilse ege koyma. trabzonlu ege biraz sakil oluyor gibi geliyor bana
0
anadolu flamingosu
(22.05.25)
İkisi de fena değil , klasik isimleri ve uniseks isimlerin erkeklerde kullanımını severim bu sebeple ben Deniz'i tercih ederdim sanırım, bir de Ege bu dönemde çok popüler sanki, Deniz de az bulunan bir isim değil elbette ama Ege kadar çok kullanılmıyor gibi, bu durum da tercihe yön verebilir. Bu arada Ege ismi de erkeklerde daha çok kullanılıyor olsa da uniseks.
0
(22.05.25)
deniz uniseks o yüzden ege diyenlere kötü haber, ege de uniseks.

ege çok bölge adı derdim. sülaleden egeliyseniz anlamlı tabii.

deniz asla eskimeyen tertemiz bir isim.
0
robin crusoe
(22.05.25)
Bence ikisi de çok hoş isimler; Deniz daha kapsayıcı ama Ege’ye istinaden :)

Bence ikisini de koyun Deniz Ege olsun.
0
vedatchilipeppers
(22.05.25)
Ege denizi
0
Hallegadola
(22.05.25)
Deniz.
0
sinematikcrop
(23.05.25)
(8)

öğretmen olmak..

richard the catheart
şu an bir kamu kurumunda büro personeli olarak görev yapıyorum fakat yaptığım işten gram zevk almıyorum bu nedenle sevebileceğim bir işe yönelmek istiyorum. küçüklüğümden beri çok sevdiğim bir alan olmasından kaynaklı tarih bölümünü okuyorum. 3.sınıfım. bölümü okurken öğretmenlik hiç düşünmemiştim.
şu an bir kamu kurumunda büro personeli olarak görev yapıyorum fakat yaptığım işten gram zevk almıyorum bu nedenle sevebileceğim bir işe yönelmek istiyorum. küçüklüğümden beri çok sevdiğim bir alan olmasından kaynaklı tarih bölümünü okuyorum. 3.sınıfım. bölümü okurken öğretmenlik hiç düşünmemiştim. bitirdiğimde acaba öğretmenlik için mi çabalasam diye düşünmeye başladım. formasyon almak filan zorlaştı deniyor ama bir şekilde almak için ne gerekiyorsa uğrunda çabalarım. benim için asıl önemli soru "öğretmenlik yapabilir miyim" sorusu. buna kendim net bir cevap bulamadım. öğretmenlik hayalim olmadı hiçbir zaman, öğretmenlik yaparsam da büyük şevkle yapabileceğim bir meslek olmayacak. okula büyük bir şevkle gitmeyeceğim ama işimi yaparken de hakkını vererek yapmaya çabalayacağım. yani okulu, öğrencileri şevkle sevmeyen biri bu mesleği yapabilir mi ? çoğu öğretmenin de bu saydığım özelliklere sahip olduğunu sanmıyorum. küçüklüğümde ne öğretmenler görmüştüm. bu konuda tavsiyenize ihtiyacım var.
0
richard the catheart
(27.04.21)
Ben biraz araştırma yaptım. Formasyon olayı eskiden özel olarak alınan bir şeymiş ama şimdi kpss ile öğretmenlik kazanınca devlet staj ile birlikte önce formasyon veriyormuş kendisi. Zor bir yanı var gibi gözükmüyor yani hatta daha iyi gibi belki. Meslek anlamında da ciddi bir iş yaptığınız, insanlara eğitim verdiğiniz bilincinde olursanız ve bu sizin için değerliyse öğretmenlik tercih edilebilir. Sevdiğiniz bie konu ve bunun üzerine çokça araştırma ve okumalar yapabilirsiniz ve bu sizin işiniz. Güzel bir şey aslında ama hayat her zaman planladığımız şekilde olmayabiliyor. Hangi okul, nasıl bir yönetim, nasıl bir öğrenci-veli kitlesi, nasıl bir şehir-ilce vs. yaşayıp görürsünüz veya büroda devam edersiniz, ikisi de uygun görünüyor çünkü bir sıkıntınız yok anladığım kadarıyla.
0
havadakarada
(27.04.21)
farklı bölümler okumuş ama benzer süreçlerden geçmişiz, 7 yıllık öğretmenim. işime aşık değilim ama düzgün yapmaya çalışıyorum. öğretmenlik şöyle ki sevmediğinizde kulaklığı takıp yalnız çalışabileceğiniz bir alan değil, sürekli iletişim halindeyiz, bu yüzden bu işi sevmemek çevrenizi de etkiliyor. öğrenciden dönüt alamamak benim için en fenası ama garip şekilde öğrencilerle bir bağ oluşuyor zaman içinde.
tarih dersi lisede okutuluyor, buna göre düşünmek gerek. derse katkı yapan öğrencilerle müthiş bir doyum alıyorsunuz ama kötü okul problemli öğrenci vs gibi durumlarda çok zorluyor, idealizmle gerçek arasında gidip geliyorsunuz.

edit: bu meslek sevilmediğinde sadece kişiyi değil karşıdakini de etkiliyor, en çok üstüne düşünülmesi gereken bu.
0
siyah gece
(27.04.21)
Şimdi hatırladım, önceki duyurunuzda bulunduğunuz işi sevmediginizden bahsetmiştiniz. O zaman bence bu yola girilebilir. Büro memurundan daha az cazip değil heralde koşulları.
0
havadakarada
(27.04.21)
cevaplar için teşekkürler. @siyahgece lise öğrencileri daha problemli oluyor hatta yapı itibariyle sert biri değilseniz psikolojik olarak yıpranmak mümkün. öğretmen olduğunuz için bunu benden daha iyi bilirsiniz. sınıfta kesinlikle liderlik özelliği ön planda olmalı yoksa hiçbir öğrenci sizi umursamamaz bu ise psikolojik olarak yıprandırır insanı. umursanmamak, saygı görmemek... bir öğretmeni aşağılayan duygular. tarih öğretmeni olacağım derken bu dersin lisede verildiğini unutmuşum, lisede öğretmen olmayı hiç istemem. ilkokulda öğretmenlik yapmayı hayal etmiştim ben direkt orada öğrencilerle iletişim kurmak daha kolay. galiba bu mesleğin pek de bana göre olmadığını anlamalıyım. bir mesleği seçerken en önemli şey, o mesleği yapabileceğine dair inançtır. bu inançtan bende pek yok.
0
🌸richard the catheart
(27.04.21)
@havadakarada hafızanıza hayran kaldım gerçekten :) bu yolu düşünüyorum ama öğretmenlik büro memurluğu gibi bireysel çalışabilecek bir iş değil, tamamen sorumluluk isteyen, senin haricinde birçok insanın sorumluluğunu almış olduğun bir meslek. bu mesleğin psikolojik olarak beni yıprandıracağından, üzerinden kalkamamaktan endişe ediyorum.
0
🌸richard the catheart
(27.04.21)
ortaokulda sosyal bilgiler dersine girme hakkınız olabilir, emin olmasam da eklemek isterim.
her 3 yılda bir istersen şehir değiştirme hakkı -en çok bunu seviyorum-, bir çok mesleğe göre kişiye daha çok zaman bırakması, bu sayede istediğin alanda ilerleyebilme gibi artıları da yazayım, çok kötü bir tablo olmasın.
0
siyah gece
(27.04.21)
işyerinde mobbing konulu duyurunuzu okumuştum. size alternatif sunayım. öğretmenliğe geçip 2 yıl çalışıp müdür yardımcısı olabilirsiniz. müdür yardımcılığa da bir nevi büro personelliği aslında.

öğretmenliği bile isteye yani keyif alacağı için seçip devlet de çalışanlar da kolaylıkla soğuyor. eğitimin içi zaten boşaltılmış durumda. öğretmenliği yapmaktan keyif alınacak okul sayısı gerçekten çok az, ilçelerde bildiğin sıradan liselerin bile önemli bir kısmı proje okulu kapsamına alınıyor ve oralara ne tercih ne tayin yapamıyorsun torpilin yoksa. okul müdürü veya okul müdürüne talimat verebilecek kişi kimi isterse onu alır sistemi yani özetle. meslek, imam hatip, çpl vb dışında çalışacak okul bırakmıyorlar yani. oralarda da mesleki tatmin falan beklenemez. para alırım öğrencileri idare ederim gerisi beni bağlamazcı biri değilsen bahtiyar olamazsın oralarda işin özü. idareci olursan, müdürüne de çok bağlı olmakla birlikte, normal büro memurluğuna kıyasla çok daha rahat büro memurluğu yaparsın idarecilikte.
0
wilhelmwasmuss
(27.04.21)
Tarih öğretmeniyim. Çocukları ben de sevmiyorum o yüzden ilkokul, ortaokul öğretmenliğini hiç düşünmedim. Liseli gençlerle iletişim kurmak, anlaşabilmek, espri yaptığında anlayabilmeleri güzel bir his :) ve yapabilme konusuna gelince, öyle öğretmenler var ki karşına alsan iki kelime konuşamazsın, bomboş. Onlar yapıyorsa herkes yapabilir diye düşünüyorum. Tarih konusunda da ders kitaplarının dışına çıkıp konuyla alakalı ilgi çekici anekdotlar anlatıyorum. İlgi dağılmışsa direkt toplanıyor :) yani okuyup öğrenmek gerekiyor devamlı.

Öğretmenliği seviyorum, zaman zaman çok yorucu olsa da. Tabii atanma kısmı biraz sıkıntılı, orada fazlaca çabalamak gerekiyor.
0
sadakatsiz
(27.04.21)
(27)

tam kapanma sizi gercekten mutlu etti mi?

bollocks44
ben serbest calisan bir baska deyisle projeden projeye calisan ve bu sekilde para kazanip yasamaya calisan bir bireyim.10 mayis - 10 haziran tarihleri arasinda calisip tamamlayacagim bir is vardi, bu kapanma ile birlikte proje iptal oldu. kapanma sonrasi projenin devam etme gibi bir durumu yok, bir
ben serbest calisan bir baska deyisle projeden projeye calisan ve bu sekilde para kazanip yasamaya calisan bir bireyim.

10 mayis - 10 haziran tarihleri arasinda calisip tamamlayacagim bir is vardi, bu kapanma ile birlikte proje iptal oldu.

kapanma sonrasi projenin devam etme gibi bir durumu yok, bir sonraki faz'a atlanacak direkt. projenin turkiye ayagi tamamen iptal oldu yani.

3000 euro civari kazanacagim paradan olmus oldum. belki covid'den olmeyecegim ama acliktan olecegim. bu parayla 4 aydir odeyemedigim birikmis kiralarimi, kredi ve kyk kredi taksitlerimi, kredi karti borclarimi odeyecektim. simdi hicbirini odeme sansim kalmadi. boyle bir is senede bir kere, sansliysam iki kere denk geliyordu. yani yil boyunca benzer isler yapip cebime yuz binleri koymuyordum.

oh, sonunda kapandik cok iyi oldu diye dusunenler kendi rasyonel dogrulari cercevesinde mi yorum yapiyorlar yoksa calismadigi takdirde eline para gecmeyecek insanlari da dusunerek mi? zira az once cumhurbaskani tam x y z disindaki tum sektorler faaliyetlerine ara verecekler dedi, e peki para? maaslarini alacak mi bu insanlar? hayir.
0
bollocks44
(26.04.21)
Onu arkasi dusunulmeden alinmis kararlar. Cep delik cepken delik, keyfimiz pasada yok.
0
brkylmz
(26.04.21)
başka türlü bu işin çözülmesi imkansız. birileri öleceğine birileri aç kalsın daha iyi modunda devlet. doğruluğu tartışılır tabii kişiden kişiye ama ben doğru buluyorum. pandemi 1.5 senedir devam ediyor, geçen yıl nisanda belki evet ciddi bir problem yarattı ama 1.5 sene geçtikten sonra herkes artık maddi durumunu böyle kararlar olursa ne yaparım diye ayarlamalıydı.

hindistan olmaya gidiyorduk yani. ha hükümetin yaptığı şeyler doğru mu genel olarak yanlış, kongreler, vesaire şu bu. onu da ayrıca sorgulamak lazım tabii ki. ama devlet yapamadı da halk çok mu ayak uydurdu. bayramlaşmalar olsaydı ne hale gelecektik kim bilir. millet namaza gidiyor hala resmen.
0
roket adam
(26.04.21)
ya çok temel bir şeyi yapamadı devlet,

süphelendiğine test yap,
pozitif çıkanı kontrol et,

bunu yapamadı devlet. yok yani. bunu kontrol edemedi. o sebeple hayır tam kapanma falan kimseyi mutlu etmez.
0
duyurukullanıcısı
(26.04.21)
hayır etmedi. beni iş olarak etkileyen bir durum yok neyse ki, hatta o anlamda avantajlıyım bile diyebilirim.

ama mesai saatlerim ve yasak saatlerinin saçmalığı yüzünden sevdiğim insanları aylardır göremiyorum, bir ay daha eklendi durduk yere.

açlıktan değil ama hasretimden öleceğim galiba.
0
south park in kapusonlu uyesi
(26.04.21)
Tam kapatma var ama destek para vs yok. Aşılama olmadığı sürece faydasız bi olay. Nereden baksan sıkıntılı bi süreç olacak
0
Take it away honey
(26.04.21)
benim kardesim bir patron sirketinde calisiyordu, 3 haftalik kesinti olacakmis maaslarindan. ne anladik bu kapanma isinden simdi?
0
🌸bollocks44
(26.04.21)
tam kapanma isteyenler ya 25 yas alti kesim, ya normalde de evden cikmayan sosyal hayati olmadan mutlu olan insanlar ya da parasi pulu olup bahceli evlerde falan yasayanlar bana kalirsa. milletin sagligindan cok turizm dusunulerek verilmis bi karar ayrica. hazirandan eylul ayina kadar rahat oluruz cunku tatil zamani para girmesi lazim, otellerin dolmasi lazim. sonra yine eve kapaninlar baslar. bunun sonu yok ben anlamsiz buldum karari. evde kaldigimizla kalicaz - psikoloji bozulacak, millet haziran itibariyle borc icinde yuzecek - sonunda da bi sey degismeyecek
0
Kittie
(26.04.21)
Oyunda pausea bastık. 17 Mayıs'ta yasaklar bitecek 10 Haziran'da yine aynı vaka sayıları.
0
sumuklurakun
(26.04.21)
Beni mutlu etti. Maaş desteği alamayacak olanlar için elbette kötü ama okumuşu da okumamışı da cahil ülkemde insanların zorla evine sokulması gerekiyordu.
0
ruhen hastayim ben
(26.04.21)
Çevremde o kadar çok vaka duyuyorum ki (kendim de dahil, şu anda Corona hastasıyım) ve içlerinde o kadar ağır geçirenler var ki bu gidişe bir şekilde müdahale edilmesi gerekiyordu.

Serbest bırakınca herkes suyunu çıkarıyor. Evet insanlar maddi olarak çok etkileniyor ve buna da bir çözüm bulunması gerekiyor ama önlem alınması şarttı.
0
fraise
(26.04.21)
değişen bir şey olmadı bana eyds vardı o ertelendi kötü oldu. mutlu yada mutsuz bir hissim yok
0
basond
(26.04.21)
Kapanmanin uygun bir karar oldugunu dusunuyorum.


Fakaaat... Hicbir destek paketi aciklanmadi. Hos aciklansa da guzel ve yalniz ulkemizin halka, esnafa olan destegini(!) Biliyoruz zaten.

Kapanma beni mutlu eder, ama bu sekliyle asla degil. Ben zaten issizim, son maaslarimdan kalan uc bes kurus parayi bitirmemeye calisiyorum zaten benim icin cok da onemli degil. Ama persembeden sonra bes kurussuz kalacak cok aile var, ve icim aciyor. Bu insanlar kiralarini nasil odeyecek? Faturalarini kredilerini nasil odeyecek? Alisveris yapip kendinin, coluk cocugunun karnini nasil doyuracak?!

Boyle desteksiz atilan kararlar... Nasil vicdanlarina sigdirabiliyorlar...
0
invictae
(26.04.21)
asla mutlu etmedi. evden çalışıyorum tuzum kuru gibi gözüküyo ama dışarı çıkamamak kötü baya.
0
jelly bear
(26.04.21)
Mutlu değilim elbette ama olması gereken buydu. 17 Mayıs sonrası da çok önemli. Birden salarsan kısıtları hiçbir anlamı olmaz.
0
himmet dayi
(26.04.21)
Zamaninda burada "cumhuriyeti tarihinin en büyük yardim paketleri bunlar, devlet su an covid en iyi yöneten devlet" kimi komik şeyler yazan arkadaşlara sormak lazim. Ayri konu o arkadaşlara göre Çin'den kaçan üretim Türkiye'ye geliyordu, Türkiye dövizi indiriyordu falan filan. Bayadir yazmiyor, saklaniyor olabilirler.

Maalesef Türkiye'yi gelismis ülkeden ayiran da bu. Tam kapanma olmali ama tam kapandik ac kalirsan kal banane kadar saçma düşünce olamaz. Devlet buna yardim etmeyecekse neden var, neden vergi aliyor?

Ya süresiz izin yasal yapan devletten daha ne beklenir ayri konu.
0
logisticsmanager
(26.04.21)
Tam kapanma gerekli miydi, bilmiyorum. Benim açımdan değişen; Haftaya 5 gün boyunca 9-5 gidecektim. Tam kapanma ile en fazla iki gün gideceğim.


Bunun dışında değişen bir şey olmadı. Mutlu oldum mu sorusuna cevap veremem açıkçası.
0
put it in your appropriate place
(26.04.21)
Ya para muhabbetini geçiyorum, yolda dümdüz yürümen yasak. Adam gelip hesap soruyor "sen benden izin almadan nasıl kafanı dışarı girdiğin delikten dışarı çıkarırsın" diye, üstüne para cezası yazıyor. Millet de bunu normal, hatta haklı bulup, bulmayanları cehaletle suçluyor. Böyle bakınca az bile yapıyorlar diyorum, zam vergi yolsuzluk şu bu geçtim, ben olsam oy haklarını falan da alırdım ellerinden, covid movid bi bahane her türlü bulunur.

Her şeyi geçtim ortada bir veri yok. Devletin verdiği bi rakam var, şu kadar kişi öldü diye, ama doğru mu, gerçek mi, ayrıntıları ne vs. hiçbir fikrimiz yok. 1 seneyi geçti bu bilgiye doğru düzgün erişimimiz yok. Gerçekte ne olup bittiğini bilmiyoruz. Sadece medya korku pompalıyor, insanlar da kafayı yiyor ekran başında.

Doğru düzgün veri paylaşan bir UK var ona bakıyorum, 15-64 yaş grubuna excess death rakamı toplamda 10 bin. Şaka değil, 10 bin kişi, 60 milyon nüfusu olan ülkede yüzde 0.02'den az ediyor. Kaldı ki buna nüfus artışı dahil mi onu da bilmiyoruz, belki bu bile yok. (Virüsten ölüp biten İspanya için de durum benzer, toplamda 5 bin kişi. Oranın nüfusu da yaklaşık 50 milyon, yüzde 0.01, merak edenler için link: excessmortality.shinyapps.io )

Yani olay şu, hastalık yaşlılara etki ediyor. Yaşlıları koruma altına alırsın, zaten emekli maaşları falan da var, ama onun haricinde bütün ülkeyi kapatıp milleti sefalete mahkum etmenin, yolda yürümelerini bile yasaklamanın mantıklı hiçbir gerekçesi yok.

Başından beri düşündüğüm ve aksini gösteren bir kanıt bulamadığım şey, devletlerin covid'i bir bahane olarak kullanıp kişisel özgürlükleri (ve insanların ekonomik güçlerini) yok etmeye çalıştığı. "Çocuklar porno izliyor" diyip nasıl tüm interneti yasakladılarsa aynı şeyi yapıyorlar, millet de izliyor avel avel.

Edit: covid geçirdim. Evden çalışıyorum, ekonomik anlamda bana giren çıkan yok. İnsanların bu kadar kolay kerizlenebiliyor oluşuna sinirliyim.
0
plutongezegendegilmi
(26.04.21)
ekonomik anlamda insanları çok olumsuz etkileyecek bir karar oldu. ama diğer taraftan geçen hafta izmir folkart'ın altındaki 3 meyhanede gündüz 16:30 civarı tıklım tıklım doluydu. iğne atsanız yere düşmeyecek şekilde içip oynuyordu insanlar. bir beş dakika donup kaldım, izledim, bunların sorumsuzluğu yüzünden kaç insanın canı yanacak diye düşündüm. gerçekten paralize oldum, gidip olay falan çıkarasım geldi. eleştirmeye gelince herkes kongrelere atıp tutuyor ama kendilerine gelince yok ev partileri, yok maskeyi ciddiye almamalar...böyle o kadar çok kişi var ki sorumsuz, başkalarının yaşam hakkına saygı duymayan, bencil...önemli ölçüde bu insanlar yüzünden şu anki durumda sizin gibi kişiler zaten. çok geçmiş olsun. umarım en kısa zamanda bambaşka bir proje çıkarda telafi edilir bu durumunuz.
0
Phoebe
(26.04.21)
Phoebe +1
Şu durumdan nasıl çıkacağız, insanlar nasıl geçinecek, karnını doyuracak bilmiyorum. Ama bilinçli sandığım insanlarda bile öyle bir gevşeklik var ki "ya ne olacağıdı" demek istiyorum ağzımı yaya yaya.
0
kobuzchu kiz
(26.04.21)
bollocks44 gecmis olsun hocam asla mutlu degilim korona yetti artik sirf asiya ulasamiyoruz diye bizi eve kapatiyorlar . en basta yapilacakti o kapanmalar o zaman kimsenin itirazi yoktu. ama simdi bir sene sonra hicbir manasi yok bikti insanlar coktu artik.hem ekonomik anlamda hem planlarin yatmasi anlaminda.
0
camene87
(26.04.21)
bu arada yorum yapan arkadaşlar çevrelerinde ailelerinden, sevdiklerinden vefat eden var mı onu da paylaşırlarsa sevinirim. bu yorumda çok fark ediyor çünkü, evde oturup her türlü olanaktan faydalanıp grip gibi atlatıp aa bir şey değilmiş bak ölüm oranı 0.02 diyenler olduğu gibi, çocuğunu eşini kaybeden insanlar da var.
0
roket adam
(26.04.21)
Phoebe +1
kobuzchu kiz +1

insanlar "ayy çok sıkıldım" diye çocukça hallere bürünüp tamamen keyfi gezme-tozma-tatil modunda yaşadığı için buna mecbur kalındı.
benim çevremde de can sıkıntısından iki saat market gezen, avm'den güneş gözlüğü alanlar, umarsızca onunla bununla otellerde buluşup ons yapanlar, sürekli sohbet muhabbet için ev toplantıları yapanlar falan var.
söyleyince de, "e ama napalım? böyle de yaşanmıyor." gibi saçma bir cevap alıyorsun.
koşullara uyum sağlamada asla olgun ve aklı başında davranamıyoruz.

bir buçuk yıl içinde, temas ettikten sonra 7-10 gün karantinada bekleyip öyle test yaptırılması gerektiğini bile anlayamadık.
temastan bir gün sonra test yaptırıp pozitif olduğu halde test sonucunu negatif görüp sokaklarda geziyor insanlar.
benim çevremde okumuş etmiş falan dediklerim bile şu süreci anlayamadı, cahil cahil bilinçsizce hareket etti.
bir şeyi yapmamak için illa yasak olması mı lazım?
böyle olunca da zorla eve kapatmaktan başka çare yok.
geç kalındı zaten.

not:
çok yakın bir arkadaşım çok ağır geçirdi.
onun dışında dolaylı olarak tanıdıklarımdan ölen 1-2 kişi oldu ama şahsen tanıdığım kimse ölmedi.
hafif geçiren arkadaşlarım da oldu.

edit:
resmi olarak alınan önlemlerin yetersizliği ve ekonomik koşullar işin ayrı bir boyutu.
ama daha da kötüsünün olmaması için bunun yapılması artık şart oldu.
o yüzden geç bile kalındığını düşünüyorum.
yeni zelanda'da bir kişi bile pozitif olsa bütün ülke kapandığı için şu anda elli bin kişilik konserlerde maskesiz ve rahat şekilde cirit atıyorlar.
halkın ve hükümetin sorumsuzluğu birleşince bu oluyor.
0
blatta hiberna
(26.04.21)
Ben mutlu değilim, çünkü sürdürülebilir, düzgün uygulanan, planlanmış bir şey değil, bayram sonrası yaz geliyor, gördüğüm kadarıyla insanların çok büyük bir kısmının virüs falan umurunda değil, yine insanlar sokağa, tatil yerlerine avmlere doluşacak, kurban bayramına bir tur yine yasaklar gelir, yaz sezon bitimi yine bir tur yasaklar daha gelir v.s v.s gibi.

Yasaktan muaf olan sektörlerden birinde çalışıyorum, dönüşümlü ve evden çalışma kararı bize bırakıldı, işyerinde maaşım tıkır tıkır yatıyor, ekstradan piyasa da yaptığım bazı işler aksayacak gibi malzeme temin ve mevcut ekonomik durumla alakalı olarak ancak çok da önemli değil, iş sonra da yapılır para da kazanılır.

Restoran, inşaat ve turizm işinde olan arkadaşlar çok zor durumdaydı, hammade fiyatları uçmuş durumda, ürün tedarik sıkıntısı mevcut, ödemeler zamanında yapılmıyor, restoranları paket servis zor döndürüyordu, kiralar zaten uçuktu, işten çıkarmalarda olmuştu, kredi ödemeleri de vardı birçoğunun bakalım önümüzdeki ayları nasıl atlatacaklar.

Yokluk nedir bilen bir insan evladı olarak, hizmet sektöründe, gündelik işlerde çalışan ve de ancak hayatını idame ettirecek kadar para kazanabilen insanların devlet tarafından yeterli bir seviyede maddi destek sağlanmadan yalnız bırakıldıkları için üzülüyorum.

Çevremde 1. derece yakın akrabalarım ve yakın arkadaş grubundan vefat eden olmadı ancak komşulardan, uzaktan akraba ve tanıdıklardan vefat edenler oldu.
0
sealth
(26.04.21)
işim dolayısıyla tam kapanma gibi bir şansım yok. lanet olsun...
0
silah taciri
(26.04.21)
yahu bir de yasaklara uyulmadı polemiği var. Yahu apartmanlara köle bir ülkede yaşıyoruz, millet 2-3 odalı evlerde yaşıyor çoğu insanın tek eğlencesi avm'ye gidip dükkan gezmek. Fakir bir ülkeyiz yapacak bir şeyimiz yok çoğu şehirde.

maskeden başlayalım, günde 3 maske kullanılsa aylık 90 maske eder, 50 lira para. dezenfektanı osu busu 100tl sadece enfeksiyondan koruma. yahu millet borç harç yaşıyor, fatura ödeyemiyor.

ölme kalma oranına gelince, en fazla yaşlıları vuruyor maalesef. fakat zaten 2-3 yılı kalmış bir adamı ailesinden, çevresinden sosyal ortamından koparıp dışarı çıkmasını yasakladığınızda daha büyük bir zarar veriyorsunuz.

Maalesef ne devlet ne insanlar düzgün yönetemiyor süreci.
0
KaraSakall
(26.04.21)
Pandemi süreci berbat yönetildi/yönetiliyor.
vaka sayıları saklandı, sn.koca cenazeye katıldı, özür diledi, sonra tekrar cenazelere katılmaya devam etti.
bir maskeyi bile dağıtmayı beceremediler. patates soğan dağıtırken izdiham oldu.
patates/soğan dağıtacak seviyeye ulaşmak ise ayrı bir konu zaten.
Vaka sayıları azalırken 100 binlerle övüne övüne ayasofya açıldı, açılacaksa açılsın da insanlar yığıldı yine vaka sayıları patladı.
yasaklar kaldırılıp lebaleb kongre yapıldı, insanlar öldü,
olayı zaten bu noktaya getiren bu zamana kadar yapılan yanlışlar.

Şimdi tam kapanma olsa ne olacak? Sonra yine kaldıkları yerden kafalarına göre devam edecekler..
0
Bu yol nereye gider bilmem ama yürüyorum işte
(26.04.21)
Evet. Benim için okul kapanmıştı ama eşim 12. Sınıflara derse gidiyordu. Aşılanmadığımız için diken üstünde bekliyorduk. O da gitmeyecek artık. Diğer meslek gruplarının çoğu için bir değişiklik yok tabii.
0
sadakatsiz
(27.04.21)
(2)

Antik Mısır Dönemini Anlatan Kitap

Take it away honey
Okuyup önerdiğiniz kitaplar var mıdır? Konusu mistik ya da bilim kurgu içermeyecek şekilde olursa süper olur. Ramses serisini okudum. Hanedanlıkları ve o dönemin güncelik hayatını merak ettiğim için soruyorum.Herkese teşekkürler!
Okuyup önerdiğiniz kitaplar var mıdır? Konusu mistik ya da bilim kurgu içermeyecek şekilde olursa süper olur. Ramses serisini okudum. Hanedanlıkları ve o dönemin güncelik hayatını merak ettiğim için soruyorum.

Herkese teşekkürler!
0
Take it away honey
(26.04.21)
benim geçen seneki ders kitabım. fena değil doyurucu ve doğru bilgiler var en azından.

auzefkitap.istanbul.edu.tr
0
delidir yakalayin
(26.04.21)
Marc van de mieroop - eski mısır tarihi
0
sadakatsiz
(27.04.21)
(25)

Hala korona geçirmemiş kimler var aramızda?

pati
Son zamanlarda bakıyorum duyuruda herkes korona olmuş/geçirmiş.Hala korona olmayan kaç kişi kaldık merak ettim.Edit: maşaallah diyelimEdit 2: çalışıyorum ve yasak olmadığı zaman geziyorum, hiç eve tıkılmadım.
Son zamanlarda bakıyorum duyuruda herkes korona olmuş/geçirmiş.
Hala korona olmayan kaç kişi kaldık merak ettim.

Edit: maşaallah diyelim
Edit 2: çalışıyorum ve yasak olmadığı zaman geziyorum, hiç eve tıkılmadım.
0
pati
(20.04.21)
ben geçirmedim ama haftasonu yapacağım otobüs yolculuğu sonrasında burayı editlerim muhtemelen :D
0
istanbul kanatlarimin altinda
(20.04.21)
ben de olmadım ve gitgide bunalıyorum çember daraldıkça
0
passion rules the game
(20.04.21)
ben ve ailemden kimse olmadı. en yakın işyerinde ve komşularda oldu şimdiye kadar. arada önemli süre yakın temas kurduklarım da oldu. 3 kez falan farklı sebeplerle test yaptırdım ama hala negatifim. genlerle alakalı bir şeyler olduğunu düşünüyorum.
0
reanarchy
(20.04.21)
ben de olmadım. yazın 3 ayımı hep hastanelerde geçirdim, şimdi de her gün iş saatlerinde toplu taşıma kullanıyorum ve iş gereği adliyede oluyorum. aşırı da dikkat etmiyorum yani, tek kat maske takıyorum, işim bitince dezenfektan sıkıyorum o kadar.
0
Olric
(20.04.21)
Ben geçirmedim. Ben ki her sene ağır bir grip geçiririm ve alerjik rinitim var. Bir senedir maske takıp dokunduğum yerlere dikkat ettiğim için, kalabalık ortamlara hiç girmediğim için ve işe kendi aracımla gidip geldiğim için nezle bile olmadım. Hatta alerjim bile iyileşti.
0
Tutkun
(20.04.21)
ben de geçirmedim.
evden çalıştığım için genelde evdeyim, haftada 1 markete gidiyorum sadece.
evden çıktığım anda çift maske takıyorum aylardır.
normalde kronik sinüzit, farenjit, alerji hepsi var, her kış en az 2-3 kez antibiyotik kullanırdım, bu kış hastalanmadım.
0
la lykia
(20.04.21)
Ben de olmadım ama çok ciddi derecede eve tıkılmış durumdayım 1.5 senedir. Ufak bir iki tatil ve kayak dışında gerçek manada evim dışında kapalı bir ortama hiç girmedim.
0
roket adam
(20.04.21)
ben. nerdeyse her gun metro, otobus, minibus kullaniyorum. sokaktayim. ama olmadim henuz.
0
buenosdias
(20.04.21)
ben geçirmedim. gerçi geçtiğimiz yılın şubat ayından bu yana en az üç kez birkaç gün yataktan çıkamamalı, ateşli, sırt-bel ağrılı rahatsızlıklar yaşadım ama farklı zamanlarda yaptırdığım iki test negatif çıkmıştı. "covid geçirsem ölürdüm" diye düşünüyorum, o yüzden farkında olmadan geçirmediğim kanaatindeyim.
0
der meister
(20.04.21)
Ben ve ailem bir çok kez birinci derece temaslı olduk ama henüz hiç birimiz korona olmadık. 2019un sonunda abim askere gitmişti, yurt dışından askerliğe gelen çok varmış birliğinde. Askerde hasta oldu, aşırı derecede ciğerden gelen öksürük, halsizlik, kanlı gözler vs. Zaatüre olabilir dediler o zaman. Askerden gelince (bedelli :)) sırasıyla hepimiz hastalandık ama onun kadar şiddetli değildik. Belki o dönem geçirmiş olabiliriz diye düşünüyoruz.
0
cometome
(20.04.21)
Ben. Maske var, mesafe elimden geldiğince.. entübe olurum altıma bez bağlarlar korkusuyla her şeyi askıya aldım. Son 1 senedir tek sosyal aktivitem market alışverişi. Virüsü kaparsam yakarım bu gezegeni!
0
IncredibleMau
(20.04.21)
Ben olmadım. Evden zorunlu haller dışında çıkmıyorum. Kimseyle görüşmüyorum.
0
suicides underground
(20.04.21)
Ben geçirmedim. Tek yaşıyorum. Her gün metrobüs + otobüs kullanıyorum.
0
ceketimi alip cikcam
(20.04.21)
Ben de geçirmedim. Birkaç ay önce mecburi 2 saatlik otobüs yolculuğu, geçen ay da bir ay içinde iki uçak yolculuğu yaptım yine bir şey olmadı şükür.

Belki semptomsuz atlattım bilmiyorum ama kendimi hiç kötü hissetmedim. Normalde soğuk algınlığı vs. olurdu o bile olmadı bu sene artık maskeden mi sürekli evde olmaktan mı bilmiyorum.
0
chicha_v2
(20.04.21)
Bu süreçte evlendim, nikah yaptım, ev için zibilyar kere alışverişe çıktım, balayı ayağına akdeniz şeridini gezdim, öğretmen olduğum için günlerce yüz yüze eğitim verdim, küçücük salonlarda seminer ve eğitimlere katıldım, totalde 2-3 kere toplu taşıma kullandım, uçağa bindim, evime girip çıkanlar oldu, hatta covidli bir arkadaşla karantina dolayısıyla 20 gün aynı evde kaldım. 4 kere test oldum 4 kere negatif.

beni incelesinler bence bu işin çözümü bende gizli.
0
wild honey suckle
(20.04.21)
ben olmadım. mart 2020 -haziran 2020 evden çalıştık. haziran -ekim arası ofise döndüm. o dönemde mağazalara girip alışveriş de yaptım, öğlen arasında abartmadan cafe/restoranlarda yemek yedim. yazın bir kere uçağa bindim, tatil yaptım. ekim'den beri evden çalışıyorum. bu esnada hiç dışarıda oturup yemek yemedik. toplu taşıma bir kere kullandım. zorunlu olduğu için doktor ziyaretlerim oldu, hatta ameliyat oldum.
0
nzessia
(20.04.21)
Ben de olmadım. Bildiğim kadarıyla olmadım en azından.

Burnumuzun dibine kadar da geldi hastalık aslında, eşimin kızkardeşi hamileyken geçirmiş ki o aralar aynı arabaya bindik, beraber yemek yedik vs. Geçen hafta çok yakın arkadaşlarımız pozitif çıktı, test yaptırmalarından bir gün önce "sahile gidelim hava alalım" dediğimizde "pozitif temasımız var, ne olur ne olmaz gelmeyelim" demişlerdi bize.

Evden çalışıyorum, son bir yıldır toplu taşıma 3-4 kez kullandım. AVM'ye veya market manav vs dışında bir mağazaya en son ne zaman girdiğimi hatırlamıyorum bile artık. Tatil yapmadım, dikkat ettiğine güvenmediğim insanlarla bir araya gelmedim, tedbirler gevşedi ben gevşemedim. Zaten evcimen insanım, sosyalleşme davetlerini reddetmek için güzel bahane oldu, oturuyorum işte evde.

Edit: Bak unutmuşum, geçen yaz bir nikaha ve nikahtan sonra meyhanede 20-30 kişilik yemeğe katıldım. Bir yıldan fazladır sanırım 2 kez dışarıda oturup yemek yedim, biri bu nikahtı.
0
kobuzchu kiz
(20.04.21)
geçen sene şubatta baş ağrılı, sümüklü, kırıklı falan bir hasta oldum ama korona mıydım bilmiyorum. iki gün gibi kısa bir sürede toparladım, emin olamıyorum o yüzden.

eksisozluk.com

bıyıklarımı, sakallarımı, elimi devamlı ağzıma götürürüm, öyle dezenfektan mezenfektan işlerine de hiç girmedim. maskeyi binalarda mecbur takıyoruz tabii de, bulunduğum ülkede sokakta bile zorunlu olmasına rağmen sokakta takmıyorum mesela. haftanın 3 günü de komple işe gidiyoruz.
0
chezidek
(20.04.21)
Geçirmedim. Evden çıkmıyor değilim. 3 kere uçak yolcuğu yaptım, hatta bu perşembe yine yapıyorum. kalabalık ev ortamlarında takıldım. Mekanlara girdim çıktım. toplu taşıma kullandım ama hala geçirmedim. Veya geçirdim belirti göstermedim onu bilemiyorum :D

Maşallah herkese <3

*Haaa bir kere de ameliyat oldum :D
0
eazy
(20.04.21)
Bizim eve de girmedi neyse ki. Eşimle birlikte evden çalışıyoruz. Market alışverişini internetten yapıyoruz. Ayda 1 belki anne baba ziyareti yapıyoruz.
0
chavezding
(20.04.21)
Geçirmedim veya belirtisiz geçirdim. Önlem olarak sadece toplu taşımaya zorunlu haller dışında binmedim onun dışında hafta sonu dahil neredeyse her gün insanlarla temasım oldu.
0
iwasbornonamountainside
(20.04.21)
Bildiğim kadarıyla geçirmedim. Bir yıldır zorunluluk harici evden çıkmadım. Geçen hafta okullar kapanana kadar da bir ay boyunca haftanın dört günü yüz yüze ders verdim. Aşıyı bekliyoruz bir umut.
0
sadakatsiz
(20.04.21)
her yere girip çıkıyorum, maske, mesafe gibi önlemleri de gerçek bir endişe duyduğumdan değil, "dostlar alışverişte görsün, linç yemeyelim" diye uyguluyorum. henüz hastalanmadım.

benim tavrımın doğru olduğunu savunmuyorum ama bazı insanlar kara veba, ebola salgını varmışçasına para, poşet filan dezenfekte ediyorlar. onları da anlayamıyorum.
0
filteria
(20.04.21)
Önlemlere pek önem vermem, dezenfektan kullanmam, spor salonu, yazın full havuz, avm, kafe, restoran her şey var. Hala olmadım. Olacağımı da düşünmüyorum.
0
zoghurt
(20.04.21)
ben. ailemden de kimse geçirmedi çok şükür. çalıştığım yerde de bizim departmanda kimse geçirmedi. toplu taşıma kullanmadım hiç geçen seneden beri, az da olsa gezdim bu süreçte ama hep dikkat ettim hijyenime. arkadaşım pek yok :( sanırım o yüzden...
0
theseachange
(20.04.21)
(14)

soğuk iklimde yaşam?

antikadimag
yurt içi, yurt dışı yaşadığınız en soğuk yer neresiydi? kışın en az 1 ay kalmış olmayı sayıyorum. 1-2 hafta iş veya tatil için gitmek değil. okul, iş amaçlı uzun süreli kalmaktan bahsediyorum.hayat nasıl etkileniyor? uyum sağlayabildiniz mi yoksa ilk fırsatta kaçtınız mı?
yurt içi, yurt dışı yaşadığınız en soğuk yer neresiydi? kışın en az 1 ay kalmış olmayı sayıyorum. 1-2 hafta iş veya tatil için gitmek değil. okul, iş amaçlı uzun süreli kalmaktan bahsediyorum.

hayat nasıl etkileniyor? uyum sağlayabildiniz mi yoksa ilk fırsatta kaçtınız mı?
0
antikadimag
(30.05.20)
Munih, ofisten eve donus yolunda metrodan ciktiktan sonra "10 dakika yururum bir sey olmaz" diyerek -25 derecede eve yurumustum. Eve vardigimda yuzumun rengi kirmizi/mor arasiydi :)

Hayat ona gore uyum sagliyor, kacacak bir durum yok. Turkiye'den ayrilan birisi hemen her yere uyum saglayablir :)

Simdiki sirkette bir ekip arkadasim Yakutsk sehrinden, kislari -50 dereceyi gorduklerini soylemisti.
0
crown
(30.05.20)
ankara'da 4 sene yaşadım. -15 °C'ye kadar düşüyordu sıcaklık. kışın kat kat giyiniyordum, atkı, kulankık, bere, kapüşon, eldiven ne varsa takıp öyle çıkıyordum dışarı. hele sabaha karşı aşti'ye varıp da yurda gitmek için seyrek geçen bir otobüsü uzun uzun beklerken burnum, kulaklarım, ellerim öyle üşüyordu ki :( çok kötüydü. normalde bölüm ve yurt iyi ısınırdı, ama bazen yurdun kaloriferleri bozulurdu veya başka bölümlerin çok soğuk sınıflarında dersim olurdu, onlar tam işkenceydi benim için. mezun olduktan sonra sıcak iklime yerleştim :)

soğuktan nefret ederim. ankara bu kadar işkenceyse gerçek anlamda "soğuk iklim"de yaşamayı geçtim kısa süreliğine bile bulunmak istemem.
0
pati
(30.05.20)
Berlin.

Cok cok az etkiledi. Ankara´da ogrenciydim 3 yil, kampüsünde tilki gorulen dag basinda bir üniversitede okudugum icin, kar tipisi nedeniyle yollarda kaldigim, ulasimin durdugu bir yerden sonra Berlin sogugu ve sartlari zorlamadi. Cok iyi giyinmeyi, kat kat giyinmeyi ogreniyorsunuz. Sogugunda bisiklet de surdum, disarida vakit gecirdim. Surekli gri ve yagmurlu kuzey Almanya sehirlerinde yasamak istemem ama.
0
buf-e kür
(30.05.20)
5 yıl erzurum
3 yıl ağrı
6 yıl kastamonu
19 yıl eskişehir

-20'de yarım saat otobüs beklediğim de oldu kabanla yatıp soğuktan evdeki halı perdeleri üstüme örtüp "inşallah kalıcı hasar bırakmaz" dediğim de. -40'ı da gördüm. "izmir daha soğuk çünkü nem var diyen yumuşak popolulara bilgisayar başında gülüyordum. erzurum'da kristal yağdığını gördüm. burnum kaç kere birbirine yapıştı. patlayan çeşmeler 3 metrelik buz tepesi yapıyordu. kapıyı açtığında dışarıdan içeri sis bombası atılmış gibi buhar giriyordu. kolay uyum sağladım. erzurumdan dönüşte eskişehir'de 3 kış ceketle gezdim.
0
ya ben lan neyse
(30.05.20)
zamanında anlatmışım buyrun. dünyanın en soğuk yerlerinden biri astana.

eksisozluk.com
0
ozdek
(30.05.20)
ankara. doğma büyüme ankaralıyım. ama kışın bile aşırı soğuk olduğunu düşünmüyorum, çok fazla önlem almadan dışarıda uzun süreli vakit geçirebiliyorum. takım elbise üstüne mont kombinasyonuyla çok üşüdüğüm nadirdir. bazen titretici soğuk oluyor ama çok sık değil. atkı, eldiven, bere kullanmam bu arada.

alman şehirlerinin çoğu okyanus iklimine sahip ve ankara'dan daha düşük kış sıcaklık değerlerine sahip değiller. dolayısıyla çok fark yaratmaması normal bence.
0
🌸antikadimag
(30.05.20)
van'da yasadim. bazen -40'lara kadar inen bir havasi var. hava cok keskin. ancak insan uyum sagliyor. zor anacim. sonra goctuk sicak diyarlara. simdi gitsem yasayamam.
0
Leonardo~Da~Vinci
(30.05.20)
Doğma büyüme Ankaralıyım. Eğitim için 6 ay Finlandiyada yaşadım. Gündüzleri -30 olan çokca gün yaşadım. Bir şekilde uyum sağlıyorsun ve bence -20'den sonra hissedilen çok değişmiyor gibi :)
0
mayday
(30.05.20)
Geçen sene Stockholm’de aralık ayında gece vakti dışarı çıktığım bir zaman ilk nefes aldığım anda boğazıma buz saplandı sanmıştım burnum kaskatı oldu, üşüme ve titremeden bahsetmiyorum bile açık kalan yerler donup düşebilir o kadar soğuktu.
0
Uncle Sam
(30.05.20)
ağrı'da ikinci yılım. -30ları görüyoruz. kışın çıkıp bir yerlere gitmek hayal. işten eve, evden işe. -27'te eldivensiz 10 dakika eve yürümek durumunda kalmıştım. çantadan anahtarı bulup çıkaramıyordum, parmaklarım hissetmiyordu. bir keresinde de o kadar titriyordu ki ellerim anahtarı kilide sokamamıştım. saç, kaş, kirpik, burun içinin donması olağan şeyler. yürürken dikkat edeceksin her yer buz pisti. pek alışılacak gibi gelmiyor kulağa değil mi? :)
0
sadakatsiz
(30.05.20)
Viyana.
Istanbul’a gore filan oldukca soguk ama coook soguk demem. Gerci pis bi ruzgari var bu sehrin mahvediyor.

Ha burada yasamaya basladigimdan beri istanbul’da insanlarin koca koca kis montlari giydigi gunlerde deri ceketle filan geziyorum ben.
Alisiliyor, sonucta kat kat giyiyorsun, oluyor. Cok sikinti degil.
Kisin 10 gun kutup dairesi kuzeyindeydim, sadece 1er kat fazla giyindim. Ha geceleri disarida kirpikler saclar filan donuyordu tabi.
0
kuehles blondes
(30.05.20)
İnsan herşey uyum sağlıyor. Şöyle bir video bırakayım, yer Sibirya, başlığında yazdığına göre eğer sıcaklık -55 dereceden yukarıysa bugün güzel bir gündü diyorlarmış orada yaşayanlar.

www.youtube.com

Şimdi değil ama 5-10 sene önce Eskişehir'de birkaç soğuk kış hatırlıyorum. Soğuktan kastım öğleden önce -20 civarları. O zamanlar müstakil bir evde oturuyordum. Mutfak musluğum default olarak donardı. Günlerce, mutfak musluğunu kullanamazdım. Tüple filan ısıtmak için çok uğraşmışımdır. Banyo musluğu donmasın diye içim sızlaya sızlaya geceleri musluktan çok az akmasına izin verirdim. Ama her zor şeyin güzel tarafı da olabiliyor, mesela sobalı bir evdi, işten eve geldiğimde ev buz gibi olurdu, ama sobayı yaktıktan sonra keyfine doyum olmazdı.
0
panamera
(30.05.20)
-32 finlandiya.
hatta izmirde yola çıktığımızda +20 dereceydi, 8 saat sonra helsinkiye indiğimizde -20 dereceydi. şoku düşün.
doğma büyüme oralı olsam heralde hiç koymazdı çünkü biz giyinip dışarı çıktığımızda michellinin lastik adamına benziyorduk ama onlar tşört, üzerine bir hırka/sweat, onun da üzerine sağlamcana bir montla gayet rahat o soğukta durabiliyordu. daha yeni doğmuş bebek vardı mesela, hastaneden çıkıyorlardı. biz olsak normal havada bile 40 gün sokağa çıkarmayız ama o kadın (yeni doğum yaptığı yürüyüşünden belliydi) bebeği kızak gibi bir şeye koyup kar üstünde kaldırımda çeke çeke evine götürdü. kreşler her gün 1-2 saat bahçede oynatıyorlar -20 -30 demeden. çocuk böyle büyüyünce ister istemez alışıyor soğuk havaya. genetik olarak da yatkınlar tabi ki.
ama ben dondum, gerçi ben zaten çok üşürüm ama orası ayrı bir soğuktu. fakat gene de uyum sağlıyorsun, kar görmemiş masum izmirliler olarak her gün kar yağması, günde sadece 4-5 saat güneş ışığı o da kalın bulutların arkasından zar zor görebilmek zorluyor tabi ama alışıyorsun neticede çünkü elinde olan bir şey değil. hatta eksi dereceleri göze alıp o kış kuzey avrupa turuna çıktık, hatta kuzey avrupa bile bize komadı ki ne olacak en fazla biraz serin olur diyip bir sonraki kış güney avrupa turuna çıktık, o da son 50 yılın en soğuk avrupa kışına denk geldi, bi yerimizde bişeyimiz dondu ama gene de ölmedik vs.
soğuk diye finlandiyadan da kaçmadık, erasmus bitti döndük, gene olsa gene gideriz ama bu sefer daha hazırlıklı gideriz.
0
halanne
(30.05.20)
Ardahan’da görev yapıyorum. En düşük -45 olmuştu. Genelde de -25 civarı olur. Sadece düşmeden yürümek zorluyor :). İsteyerek geldiğim için bir sıkıntı yok benim için
0
transilvanya
(30.05.20)
(16)

google'da isminizi-soyisminizi cikinca ne kadar bilgi cikiyor?

fakyoras
selam,is yerinde bazen biriyle konustuktan sonra "acaba daha once nerelerde calismis, neler yapmis" ogrenmek icin ismini google'da ariyorum. aslinda linkedine baksam direkt cikacak da sirket bilgisayarinda linkedin hesabima giris yapmadigim icin direkt orda aratamiyorum. kiminin hayat hikayesi cikiy
selam,

is yerinde bazen biriyle konustuktan sonra "acaba daha once nerelerde calismis, neler yapmis" ogrenmek icin ismini google'da ariyorum. aslinda linkedine baksam direkt cikacak da sirket bilgisayarinda linkedin hesabima giris yapmadigim icin direkt orda aratamiyorum.

kiminin hayat hikayesi cikiyor, kimininn ise internette hicbir izi olmuyor.

siz isminizi google'da aratinca ne kadar bilgi cikiyor? cikmasi/cikmamasi icin ozel bir sey yapiyor musunuz?

isim-soyisimde turkiyede baska kisi olmadigi icin benim liseden itibaren her seyim cikiyor, evlenirken bir belediye baskani gelmisti nikaha, onun koydugu fotograflardan esim bile cikiyor. sosyal medya vs derken isteyen biri her seye ulasabiliyor.
0
fakyoras
(28.05.20)
bir mankenle aynı ada soyada sahip olduğum için hep onunla ilgili bilgiler çıkıyor.
0
tabirimekruh
(28.05.20)
İsim-Soyisim olarak her ikisi de az kullanıldığından bütün sosyal medya hesaplarım, üniversiteyle ilgili birkaç bilgi çıkıyor. Bundan dolayı sosyal medyada bir platform hariç anonime döndüm.
0
herseysermayeicin
(28.05.20)
sıfır. linkedin yok. facebook profili arama motorlarına kapalı. twitter gerçek isim değil.
0
inheritance
(28.05.20)
2 adet sosyal medya hesabım çıkıyor, birini kapattırmak için her şeyi yapardım ama kapatamıyorum. Bir de üstte çıkıyor popüler bir site olmamasına rağmen. Haber siteleri vs çıkıyor bir de benimle alakalı onlar da...:(
0
black holes in the sky
(28.05.20)
benim de minimumda bilgi cikiyor hele evlendikten sonra soyismim degisti ve su anda dunya uzerindeki tek kombinasyon ama linkedin disinda veri cikmiyor. zamaninda anonimlikle kafayi bozmustum cunku, kullandigim nickler bile her site icin birbirinden farklidir.
0
in vino veritas
(28.05.20)
benimle aynı isim+soyisimde akp'li bir siyasetçi var. :( hiçbir şey bulamıyorum kendimle ilgili.
0
sckxyss
(28.05.20)
Ad soyad combom dünyada bir tane var çok unique, o yüzden sadece ben çıkıyordum. Lisedeyken yaptığım freelance işlere falan adımı yazmam hataymış :)

Üniversitede iken çoğunu sildirdim, SEO nedir bilmeden de SEO yaptım şimdi en tepede portfolyom, ardından blog'um, ardından linkedin'im çıkıyor kalanı benimle ilgili değiller.
0
aguen
(28.05.20)
hayat hikayem çıkıyor. Ama kendi adıma websitem falan var, yaptığım videolar işler, linkedin, oluşturduğum kurs vs. Aslında kişisel pr çalışması gibi. (adımı yazınca soyadımı google tamamlıyor gizli modda bile ahaha:D)

Keşke sırasını ayarlayabilsem veya bazılarını silebilsem.
0
nhk ni youkosu
(28.05.20)
Bana dair bir şey çıkmıyor. Platoniğim olmak istemezdim haha yazık :(
0
ruhen hastayim ben
(28.05.20)
Benden de bir tane var. Google'layınca sadece linkedin hesabım çıkıyor. Adı benle aynı, soyadı benimkinden bir harf eksik olan bir sosyal medya fenomeni çıkıyor bayağı, fotoğrafları paylaşımları fln. Tanımayan biri mesela mailde fln görüp aratsa soyadına dikkat etmeyip beni o zannedecek :/
0
pati
(28.05.20)
Simdi arattim okulum cikiyor sadece. Bir de birkac kampanya imzalamisim, onlar.
0
sadakatsiz
(28.05.20)
genel olarak nerede ne işler yaptığım, ne okuduğum, ne ürettiğim, yaptığım yayınlar falan çıkıyor. bol bol da çektiğim fotoğraflar ya da kendi fotoğraflarım çıkıyor. bir de zamanında forum sitelerinde falan açtığım satılık ilanları çıkıyor. ayrıca saçma şekilde beğendiğim birkaç kadın vardı, onların da farklı sitelerdeki profil fotoları çıkıyor ne alaka ise. artık ne kadar çok like attıysam asdasda.

adım ve soyadım pek yaygın olmadığı için muhtemelen başka birisi çıkmıyor.
0
early morning rain
(28.05.20)
benim ismim ve soyismimle aynı olan bir kişi çıkıyor. benimle alakalı hiçbir bilgi yok. 22 senedir internet kullanıyorum. özel bir şey yapmıyorum..
0
beyaz power ranger
(28.05.20)
yayınlar, haberler, sosyal medya profilleri...akademik işler ağırlıklı.
adım ve soyadım bir tek bende vardır TR'de :D
0
passion rules the game
(28.05.20)
Ben kendimi aratarak çıkanlara göre düzenledim. Şu an sadece LinkedIn profil resmim çıkıyor o da LinkedIn görünürlüğümü kapatmama rağmen kaldı. Tanımayan bana dair bir şey bulamaz :)
0
Kediyi üzdün
(28.05.20)
facebook'um yok da, linkedin ve researchgate'ten dolayi okudugum, calistigim okullar, yazdigim makaleler, tezler, fotograflarim falan hepsi cikiyor.
0
chezidek
(28.05.20)
(13)

Kadınlar, annenize huy olarak benziyor musunuz?

oldumusimdi
Hani anasına bak kızını al lafına ne kadar uyuyorsunuz? Anneniz ile huyunuz karakteriniz ne kadar çok benziyor?Edit:Arkadaşlar soruyu mu yanlış sordum acaba ama cevaplar şaşırttı. Yani mesela anneniz kincidir siz de kinci misiniz? Anneniz alıngandır siz de alıngan mısınız? Huydan bahsediyorum.
Hani anasına bak kızını al lafına ne kadar uyuyorsunuz? Anneniz ile huyunuz karakteriniz ne kadar çok benziyor?

Edit:Arkadaşlar soruyu mu yanlış sordum acaba ama cevaplar şaşırttı. Yani mesela anneniz kincidir siz de kinci misiniz? Anneniz alıngandır siz de alıngan mısınız? Huydan bahsediyorum.
0
oldumusimdi
(26.05.20)
saçımızı taramayı sevmememiz dışında hiç benzemiyoruz, bambaşka insanlarız, alakamız yok.
0
pati
(26.05.20)
İnadımız benzer. O yüzden genelde farklı düşündüğümüz konularda, birimiz alınan karardan memnun olmaz. Ama ben daha mantıklı tercihler yaptığım için bana haklı olmanın zevkini yaşatır çoğu zaman.
0
Amaranta ursula
(26.05.20)
Bden yapımız epey benziyor, karakter hiç.
0
velvetmorning
(26.05.20)
Hic benzemiyoruz desem yeridir
0
Kittie
(26.05.20)
farklı insanlarız.
0
anais
(26.05.20)
neredeyse hiç :)
0
sadakatsiz
(26.05.20)
Evet. Ozellikle belli bi yastan sonra birebir benzemeye basladik. Hatta annem anlatir atarli giderli olusun ayni benim gencligim diye.

Bi tek yeme icme zevkimiz benzemiyo ama bence bu yasadigin ortam kosullariyla alakali.
0
superfluid
(26.05.20)
Keşke benzesem ama hiç benzemiyorum.
0
anarsika
(26.05.20)
Hiç benzemiyoruz.
0
legolasin son oku
(26.05.20)
Hiçbir şekilde benzemiyoruz.
0
black holes in the sky
(26.05.20)
alakası yok.
0
tuborg yesili
(26.05.20)
Hayata bakışımız, zevklerimiz vs.yönlerden bambaşkayız. Ama kontrolcülük, kendi eliyle yapmayınca içi rahat etmeme, emanet usulüyle iş yaptıramama, titizlik gibi yönlerden giderek benzeşiyoruz.
0
megalomaniac
(26.05.20)
Benzeyen olumsuz özelliklerimi törpüledim. Onun dışında pek benzer bir yönümüz yok.
0
chihirovekohaku
(26.05.20)
(10)

karantina-kitap siparişi nereden verelim?

damba
Bu aralar kitapların yavaş tedarik edildiğini duyuyorum. En son idefix siparişim hüsranla sonuçlanmıştı. Yakın zamanda sipariş verip, hızlıca ürüne ulaşan var mı?Kitapyurdu, D&R...?
Bu aralar kitapların yavaş tedarik edildiğini duyuyorum.

En son idefix siparişim hüsranla sonuçlanmıştı.

Yakın zamanda sipariş verip, hızlıca ürüne ulaşan var mı?
Kitapyurdu, D&R...?
0
damba
(17.05.20)
amazon
0
ehti
(17.05.20)
idefix hep öyle.

ben hepsiburadadan söyledim hızlı geldi. (satıcı hepsiburada olacak şekilde yoksa uzar)

onun dışında babilden söyledim o da hızlı geldi.
0
AlsterWasser
(17.05.20)
En son ilknokta.com'dan kitap aldım, beklediğimden uzun sürdü. Eganba (aynı zamanda Babil ve Odakitap) kesintisiz çalışıyor.
0
kobuzchu kiz
(17.05.20)
eganba (babil vs) önermiyorum. Stokta olan kitabı 1 haftadır gönderemediler.
0
shezo
(17.05.20)
Ramazan ayı öncesinde Dr'dan 5 kitap almıştım. 1 haftada geldi.
0
put it in your appropriate place
(17.05.20)
Eganbadan pazartesi verdigim siparis bugun kargoya verilmis. 25 kitap. Belki biraz yavas ama bu donemde canimi sikacak kadar degil. Idefix, d&rdan uzak durun.
0
sadakatsiz
(17.05.20)
Pandora - sanirim bi haftaya geldi
0
euteamo
(17.05.20)
Hepsiburada, ertesi gün geldi. Satıcının Hepsiburada olması önemli.
0
lana del rey
(17.05.20)
eganba'dan üç defa sipariş verdim sorunsuz geldi.
0
nickimin hakkini veremedim
(17.05.20)
Kitapyurdu. 8 gün dediler 5 gün olmadan geldi.
0
black holes in the sky
(17.05.20)
(33)

evlenince yaşanılacak ev tercihi

yazar yazmaz yazan yazar
1. seçenek: ailemin üst katında (çatı katı) gayet geniş, ferah, harika bir terası olan, istediğiniz gibi iç dizaynını değiştirebileceğiniz, üzerine faturaları alma, depozito, emlakçı haracı ve kira derdi olmayan istediğiniz zaman son ses müzik, sinema keyfi yapabileceğiniz, yaz akşamları terasta püf
1. seçenek: ailemin üst katında (çatı katı) gayet geniş, ferah, harika bir terası olan, istediğiniz gibi iç dizaynını değiştirebileceğiniz, üzerine faturaları alma, depozito, emlakçı haracı ve kira derdi olmayan istediğiniz zaman son ses müzik, sinema keyfi yapabileceğiniz, yaz akşamları terasta püfür püfür şarap keyfi yapabileceğiniz ev. tek sıkıntısı (benim gördüğüm) sevişme seslerinizin alt katta ananızın babanızın kulağında çınlayacak olması.

2. seçenek: aynı semtte, hatta aynı mahallede, aileye uzak, depozito, fatura işlemleri, emlakçı haracı vereceğiniz, ne idüğü belirsiz komşu riskleri olan, kira olduğu için bir çivi dahi çakamayacağınız ve muhtemelen yabancı gibi evde yaşayacağınız, azıcık müziği açsan "birader bebek uyuyor" diye kapında bitme ihtimali olan alt komşulu ev. şayet bu ev tutulursa kira 1.seçenekteki evden gelecek. yani kira yok gibi düşünebilirsiniz.

sizin tercihiniz ne olurdu? cinsiyet belirtirseniz çok makbule geçer.

erkeğim.
0
yazar yazmaz yazan yazar
(14.05.20)
2. E

son ses müzik ailemi de rahatsız etmeyecek mi ? niye son ses açayım. depozito fatura işlemleri bir kere uğraşılacak şeyler. komşu riski var, evet ona bir şey diyemem.
0
fezagezgini
(14.05.20)
Şimdilik 1 diyorum ortam kötü riske gerek yok, hem ekonomik hem de malum olaylar. Emlakci parasına en azından bir odanın yalıtımını arttırabilirsin. Fakat fırsatınız olursa aileden biraz uzak yere tasının derim, akla hayale gelmeyecek sorunlar çıkabilir bir de özlersiniz birbirinizi daha tatlı olur her şey.
0
monkey
(14.05.20)
İkisi de aynı semt, aynı mahalle. Ailemin yanı. Diğer kişinin ailesi de olur arada derin problem yoksa. Cinsiyet kadın.
0
gayda
(14.05.20)
aileye yakın olmaz.
tabiki2.
hiç mi kirada kalmadınız? bu kadar insan nasıl yaşıyor? dediğiniz şeylerin olmayacağı/daha az rastlanacağı semtleri tercih edin o zaman.

kadın.
0
rewlack
(14.05.20)
1'i denemek risksiz ve rahat. 2'yi hayatınızın her dönemi yaşayabilirsiniz.

ilk sene yurtta kalın. beğenmezseniz eşinizle eve çıkarsınız :D

erkeğim.

edit: yalnız 1'de annenizin evinize müdahalesi ortamı duman edebilir. dikkatli ve hazırlıklı olun, önlem alın :)
0
tabudeviren
(14.05.20)
2. k

özellikle yeni evli çift (iki tarafınki de fark etmez) aileyle altlı üstlü yaşamamalı.

depozito, fatura işlemleri bir gün +1
son ses müzik aileyi de rahatsız etmeyecek mi? +1

düzgün bir muhitse size özel olarak denk gelmesi dışında komşular genelde normal olur.
en kötü ihtimalle selam falan vermeyen tipler olabiliyorlar.
alt-üst dairede çocuk var mı, katta tek daire mi, değilse komşular kimdir nedir diye sorun, öyle tutun.

bir de bu "kira olduğu için bir çivi dahi çakamayacağınız ve yabancı gibi yaşayacağınız ev" kafasını da hiç anlamıyorum.
gayet güzel çivini de çakıyorsun, evin olarak da benimsiyorsun.
0
blatta hiberna
(14.05.20)
ahahah ne güzel anlatmışssınız. tabii ki ikinci seçenek. K.
0
sadakatsiz
(14.05.20)
kendi açınızdan öyle olabilir ama eşiniz nerede yaşamak istiyor önemli olan o. 7/24 kayınvalide, kayınpederle iletişim halinde olmak istemeyebilir. eve gelen giden, sizin nereye gittiğiniz vs hep gözlem altında olacak. kiracı durumundan daha fazla eleştiriyle karşılaşabilirsiniz, standart bir aile için konuşuyorum. 1'in avantajı bol olsada, ben 2'yi tercih ederdim.
0
anarsika
(14.05.20)
önceki ailenizin evinde kendi ailenizi var edemezsiniz.
üste para verseler de olmaz.

elbette 2.

ailesinin evi aynı şehirde, kendi kirada yaşayan kadın.
0
jimjim
(14.05.20)
çocuk düşünülüyorsa 1.E
düşünülmüyorsa 2.E
o çocuğa kim bakacak? kimse ahkam kesmesin. adres belli. çift çalışıyorsa büyükanne büyükbaba.
0
cliquot
(14.05.20)
asla 1.de kalmam. hele yeni evliyken.

milyonlarca insan kirada kaliyor. kirada kalmak yuksek hir risk degil. madem o evi satin, ailenize veya baskasina.

oradan gelecek paraya biras daha koyup icinizin rahat edecegi bir yerde ailelere yakin olmayan bir yerde ev alin.

2. secenekte harcanacak paralar gozunuzde buyuyor olabilir.

gayet de istediginiz gibi doser civi cakarsiniz. sanki herkes de kendi evini ic mimara verip tasarla bakalim diyor. alt tarafi tv monteler, saat asarsin.

tek sorun ailenin sevisme sesinizi duymasi olmayacak.

o kadar yakiniz oglum neden aksamlari bize yemege gelmiyorsunuz?? neden bizi evinize cagirmiyorsunuz? dun gece cok bagristiniz ne oldu anlatin??

catkapi gelmeler, surekli bir sey istemeler, kendi evinde rahatca sevisememek, ailenin haberi olmadan eve girip cikamamak...


Kadinim.
0
batlegolas
(14.05.20)
2
0
elorelia
(14.05.20)
Eslerinin anne babalarina tahammul edemeyenler olduklerinde miraslarini catir catir yiyorlar. Hatta bunun icin kavga bile ediyorlar. Insan anne, babasini hic sirtindan indirmese bile azdir.

Sevisme sesleriniz yabancilara gidecegine anne babaniza gitsin. Her halukarda 1.secenek. E.
0
Kirmizibavul
(14.05.20)
2.
1. De eve girip çıkan takip ediliyor, zamanla ortak kullanım daha fazla artıyor. Evliliğin başında iki aileden de uzak olmak lazım. Sizin gönlünüz 1den yana ama 1’i seçip pişman olan tanıdıklarım var.
0
damla sakızlı dondurma
(14.05.20)
Eşiniz karar versin. Net.
Ve sakın bu konuda kendisine baskı yapmayın. 5 sene sonra eğer isterseniz çatı katına yerleşirsiniz. O zamana kadar (umarım) kendi ailenizin temellerini atmış & sağlamlaştırmış olursunuz. Ailenin yanı başında oturmanın tek dezavantajı "sevişme sesleri" değil. Hatta zaten bu konu izolasyonla gayet çözülebilecek bir şey. Erkek kafası "ev ev üstüne kurulmaz" sözünü genelde yanlış anlıyor. El kızı anamla babamla geçinemezse zaten ..irsin gitsin diyenler çok büyük bir grup. Kendi ayaklarınızın üzerinde durun önce bir, sonra isterseniz yakına gelirsiniz.

Kadın
0
SiyamkedisiZorro
(14.05.20)
Siz birinciyi seçmek istiyorsunuz gibi görünüyor öyle anlatmişsınız eşiniz ne diyor bu işe?

Umarim evlendigimde kocamin ailesinin ust katinda yasamak zorunda kalmam. Kesinlikle ikinci seçeneği seçerim.

İkinci seçenek de bu kadar gözünde büyümesin evleniyorsun bu dediğin kira fatura depozito komşu olaylarını 19 yaşında yaşamaya başladım ben bunlar zor şeyler değil.

Kadın
0
turkce konusan uzayli
(14.05.20)
2
Kadın

Ananem hayatımız boyunca bizimle yaşadı ve asla aile ile ilgili şeylere karışmadı. Annen baban bilir dedi.

Kendi annem de dahil eşimin annesinin ananem gibi olacağını düşünmüyorum. Aileye yakın olmak iyi değil.

Siz sanırım ailenizin yanında kalmak istiyorsunuz, işler karışınca buraya ailem ve eşim arasında kaldım duyurusu açarsınız.
0
tessera
(14.05.20)
Kesinlikle 2.
Aksi halde her markete gittiğinizde, her gezmeye çıktığınızda onların haberi olacak, çağırsa mıydık diye düşüneceksiniz. Misafir geldiğinde de acaba onları da çağırmak gerekir mi diyeceksiniz. Anneniz yemek yaptığında hep getirmek isteyecek, almazsanız küsecek.
Aynı mahallede olun, yardıma ihtiyaçları olduğunda hemen koşup gidersiniz. Yemek yapar evinize çağırırsınız, akşam çaya gider sonra kalkıp evinize gelirsiniz. Ama aynı apartman asla.
0
megalomaniac
(14.05.20)
2. Seçenek.

1.'nin ne kadar cazip olduğu önemsiz.

Kadın
0
Sonsuzluk ve Bir Gün
(14.05.20)
2. K

Nedenini yazılanlarla benzer olacağından belirtmeme gerek yok sanırım.
0
bitse de gitsek
(14.05.20)
kesinlikle 1. e

eşinin ailesine tanımadan öcü muamelesi yapan kadınla da evlenilmez bu da 2. :)

gül gibi kafamın rahat olacağı evim varken neden kirada zorluk çekeyim? kiralanan eve uygun eşya alırsın sonra evden çıkarılırsın uğraş dur. evin varken kiraya çıkmak maddi manevi kayıptır. annen baban her şeye karışan manyak tipler değilse kesinlikle evinde otur.
0
Pertev nail
(14.05.20)
Aklını mı yedin arkadaşım. Erkek de olsan bunun olumsuzluklarını düşünüyor olman gerek. Dünyanın en iyi annesine de sahip olsan eşin hakkında muhakkak bir şeyler gözüne batacaktır. Bu da bir süre sonra eşine ve sana da yansımaya başlayacak. Çok yakın olmaya gerek yok ama seçeneklerden 2. diyorum, erkeğim.
0
mavi gri
(14.05.20)
kesinlikle bir degil. artik yeni bir aile kuruyorsunuz, ozel alan olusturmaniz sizin faydaniza
0
foster
(14.05.20)
dag dag ustunde olur ev ev ustunde olmaz demis eskiler. bi bildikleri vardir muhtemelen. yepyeni evliyken aileyle ic ice yasamak biraz rahatsiz edici olabilir. dunyanin en muthis insanlari bile olsalar bir arada yasamak sıkıntı yaratabilir. mutlaka daha rahat olacak pek cok yonden ama sorun olacak da cok yonu var biraz riskli bi durum. ben olsam tercih etmezdim mecbur degilsem. cinsiyet kadin.
0
in vino veritas
(14.05.20)
Önce 2 sonra duruma göre her zaman 1 geçme şansınız var zaten.

Kesinlikle 2.

Erkek.
0
emcekare olmadi einstein olsun bari
(14.05.20)
çok zorda kalmadıkça 2. K
çocuk bile olsa aynı mahallede olacaksa 1.yi tercih etmem, kendi ailem bile olsa.
0
wendyangelamoiradarling
(14.05.20)
evlendikten sonra 1. tercih ederseniz dert etmeniz gereken en son şey sevişme sesleri olabilir.

anne-baba-siz-eşiniz hepiniz 4 bilinmeyenli denklemsiniz. anne nasıl bir kaynana, nasıl bir anne, ne kadar karışacak kıza, ev işleyişine, eve giren çıkana. baba da aynı şekil. siz ne kadar ana kuzusu bir tipsiniz. bunu eşinize nasıl yansıtacaksınız? eşiniz ailenizle ne derece geçinebiliyor olacak.

hepsi uyum içindeyse bile büyük ihtimal ilk 1 ya da 2 yılın ardından boşanma hakkında bilgi duyurunuzu girersiniz buraya.

aklı olan, evlenecekse 2'den şaşmaz.
0
elestirman
(14.05.20)
Abim evlendiğinde tam da aynı şartlardaydı. 1. seçenekle devam etti. Ben o zaman yaşça küçüktüm ama şunu kesin söyleyebilirim. Büyüklerinizin sağlığı için uzakta olun. Abim ve yengem tartıştıklarında anne-babam diken üstünde olurdu ve tabi ben de. Abim öfkeli biri olduğu için de anne babam yatak odalarının kapısını dahi kapatmadan, endişe içinde uyudular hep, ya tartışmaları büyürse diye.
Gelin-kaynana arasında huzursuzluk olmadı. Yıllar geçti boşanmaya karar verdiler. Yengem başka biriyle evlendi, abim başka biriyle evlenip gitti. Annemle babamın o zamandan beri daha rahat olduklarını fark etsem de huzursuz, endişeli halleri kalıcı oldu. Hatta annemin şu an yaşadığı sağlık sorunlarının bu durumla da ilişkili olduğuna inanıyorum.
Demem o ki, sadece kendiniz için değerlendirmeyin şartları. Siz bu süreci iyi yönetebilecek misiniz? Komşulara karşı sorumluluğunuzun çok daha fazlası gerekiyor aile yanında yaşayınca. Malum şartlarda, sağlıklı ve iletişime açık bir aile ve partnerle 1. seçenek iyi de olabilir. Ama değerlendirirken ailenizin sağlığını, huzurunu da en az kendi kuracağınız aile için düşündüğünüz kadar düşünmenizi tavsiye ederim.
0
dediysem dedim
(14.05.20)
burada aile olayına benim kadar mesafeli insan az bulursun gerçekten öyle aile de aile aman da ailemsiz asla tarzı bir insanı bırak 2 senede bir görsem fazlasıyla yetiyor.

bu bilgiyi verdikten sonra şunu söyleyeyim, aile var aile var. benim annem beni aşırı üstüme düşerek büyüttü hala da öyle o yüzden hayatta yakın bir yeri bırak aynı şehirde bile yaşamam amaaaa bazı aileler de hiç böyle değil karnım aç desen kalk yap der ki olması gereken de bu. şimdi eğer ki ailen benimki gibiyse büyük ihtimalle üstte de otursan aynı mahallede de otursan her türlü rahatsız ederler. olay biraz sizin mesafe koymanızda bitiyor. tabii senin hanım ne düşünüyor o en önemlisi. içine sinmiyorsa her şeyi siktir et uzakta bi ev bul. hatta 2. seçeneği de sitret mümkünse 3. seçenek olarak daha uzaklardan bi ev bul.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(14.05.20)
2 tabii ki.

ama yok 2 olmasın diyosanız, direkt aileyle yaşayıp 1. opsiyonun kirasını cebe atın. zira bir farkı yok.
0
lcha
(14.05.20)
Tabiki uzak olan
0
basond
(14.05.20)
1'in bir seçenek olarak düşünülmesini aklım almıyor.
eğer 3. seçenek şansı varsa 3, yoksa 2. sebeplerini yukarıda açıklamışlar, tekrar etmiyorum.

3. seçenek: başka semtte, iki tarafın ailesinden uzak bir yerde ..... devamı 2 ile aynı, ama ölmezsiniz merak etmeyin.

yazmadan duramayacağım, eşin de tek sıkıntının sevişme seslerinin aşağı gitmesi olduğunu mu düşünüyor? evetse emin misin, konuştunuz mu? ona da evetse ailenin evinde yaşayıp 1'deki evin kirasını alın, hem eşin de çalışmaz, evinin kadını olur. hem anneciğinin yemeklerini yemeye devam edersiniz, hem çocuğunuz olursa anneciğin bakar.

kadın.
0
pati
(14.05.20)
ben özgürlüğüme düşkünüm, kontrol sevmem. benim için 2.

halamlar, kuzenim bu şekilde, hiçbir özelleri yok. çok rahatsız edici. yani aile içini geçtim misafirliğe bi komşu gelse ya da uzak akraba evde olup biteni biliyor.

iyi yanları da var tabi ki. yemek yapanları, eve bakanları var.
ya da halamların yaşı ileri olduğu için alışverişleri vs. yapılıyor.
0
wishmaythşngs
(14.05.20)
(13)

Şu başlıkta yazılanlar hakkında ne düşünüyorsunuz?

sys coyg
https://eksisozluk.com/doktorlarin-instagram-hesabinin-dr-ile-baslamasi--6323994?a=nice"geçmişlerinde büyük ihtimalle kırsallık ve yoksulluk vardır.""türkiye ve ortadoğu ülkelerinde olan durum.""ben malım ve mesleğimden başka kendimle ilgili sunabileceğim bir şey yok demenin instagramcasıdır.""dokto
eksisozluk.com

"geçmişlerinde büyük ihtimalle kırsallık ve yoksulluk vardır."

"türkiye ve ortadoğu ülkelerinde olan durum."

"ben malım ve mesleğimden başka kendimle ilgili sunabileceğim bir şey yok demenin instagramcasıdır."

"doktorların kendisinden başka herkesin doktor olmaya çalışmış ama olamamış zannetmesine bir örnek daha. net salaklık ve egoistliktir."

Sadece birkaç örnek yazdım, başlıkta sayfalarca nefret kusulmuş. Öncelikle instagramım yok, olsa da dr yazmazdım ancak bir insanın yalnızca profilinde mesleğini belirttiği için bu kadar eleştirilmesine anlam verebiliyor musunuz? Hadi eleştiriyi geçtim, adamlar ciddi ciddi niyet okumuşlar; eziklikten girip yoksulluktan, "karı kız düşürmek"ten girip egoistlikten çıkmışlar.

E Instagram zaten temelde kişinin kendisiyle alakalı her şeyi paylaşabileceği, insanlardan ilgi görmek için açılan bir platform değil mi? Bunu kötü bir niyetle söylemiyorum, biz insanlar diğer insanların görüşlerini önemseriz ve takdir görmek isteriz bu sebeple sosyal medya kullanımını hiç abes karşılamıyorum, ki zaten muhtemelen bunları yazanların birçoğunun instagramı vardır.

"Neden diğer meslekler yazmıyor" denmiş. İsteyen işini isteyen memleketini isteyen eşinin adını isteyen tuttuğu takımı yazsın abi kime ne zararı var? Mesela birinin profiline bankacı/Mersinli/Fenerli yazdığını görsem umrumda olmaz, adam sadece mesleğini profiline yazdı diye bu insanlar bu kadar basit bir şeyi evirip çevirip bir olumsuzluk çıkaracak kadar mutsuz veya art niyetli mi?
0
sys coyg
(03.05.20)
diğer meslekler de yazıyor, mesela avukatlar. avukat de doktorluk bu ülkede meslekten çok bir ünvan, bir statü göstergesi. bir insanın kendini mesleği ile tanımlamasında bir sakınca yok bence, hele ki böyle itibarı olan mesleklerde.

bu sövme durumu insanımızın default hali; hayatını sürekli bir şeylerden irite olarak geçiren, bir kesime sallamayı "farkındalık" gören çok insan var. tıpkı instagram kullanıcı adını dr olan açanlara karışamadığımız gibi kimin neyden rahatsız olacağına da karışamıyoruz. birilerinin başına bela olup dert açmadıkları sürece sallamıyorum ben böyle şeyleri.
0
Bruce
(03.05.20)
Eksisozlugu ciddiye almayi birakali yillar oldu. Bilgi alma disinda kullanmiyorum. Yas ve zeka ortalamasinda ciddi dususun oldugu bir mecrada genelde kahvehane muhabbeti donuyor.
0
sadakatsiz
(03.05.20)
yazılan şey yerine kimin söylediğini düşünmek lazım önce. ekşisözlük kredibilitesini kaybedeli 10 sene oldu. bi de bu başlık altında olumlu yorum arayamayız. tanımın kendisi zaten içeriği filtreliyor.
0
sttc
(03.05.20)
hiç de haksız değiller, bizim gibi gelişmemiş ülkelerde doktorlar ilah gibi görülürler. hekimlik bir meslek değil de bir statü göstergesidir. tıp okuyanların çoğu mesleği sevdiği için değil para ve statüsü için okuyor maalesef. dolayısıyla egoist olmaları ve insanlara üst perdeden bakmaları kaçınılmaz.
0
candide
(03.05.20)
ister doktor isterse başka bir şey yazsınlar umrumda bile değil. isteyen plakasına yazsın. isteyen alnına yazsın.
niye böyle boş şeylere takılıyoruz. yazan - yapan ayrı, takılan ayrı dert.
0
scudman1
(03.05.20)
Benden yukarı olan herkesi aşağılayayım refleksinden kaynaklanıyor. Aşağılık kompleksi yani, okuyup mesai harcamana gerek yok.
0
roket adam
(03.05.20)
doktor akrabam var, adamin 2 instagram hesabi var. birinde dr titrini kullaniyor ama orada sadece tibbi paylasimlar yapiyor. digeri kisisel hesabi onda titr yok. bence normali bu.

sen her firsatta dr titrini milletin gozune sokuyorsan, ki bunu eskiden araba plakasi ile yaparlardi, bu bence direk eziklik gostergesi, kimse kusura bakmasin.
0
cooperr
(03.05.20)
asagilik kompleksi.

bir de turkiye'de meslek her seyin onune konuyor. doktorsan, karakterin onemli degil, isi var parasi var vs. turkiye'de de gizli kast sistemi var aslinda bakma. kisiyi meslegine gore degerlendirme katsayisi azalir insallah bir gunde.
0
baldur2
(03.05.20)
Doktorlukla alakali hesap degilse bana da degisik geliyor. Onu yazacagin yer LinkedIn olmasi lazim bence. Bio kismina yazsa da anlarim mesela. Ama DR Ahmet Mehmet seklinde olunca ne bileyim. Ha beni baglamaz rahatsiz da etmez ama gereksiz oldugu kesin. Birine ‘nasi gidiyor’ diye sordugunda ‘iyi nolsun doktorum iyi gidiyor’ gibi bi cevap aldigini dusun. Onu orada belirtmeye gerek yok. Zaten bi seyi belirtmek icin ekstra caba harcayan insanin bi amaci olmasi lazim. O amac nedir diye sorduruyor insana.
0
icim urperiyor
(03.05.20)
İçeriği okumadım ama başlık olarak tespit doğru. Eski fen lisesi mezunuyum, ÖSS tr derecem var. Donemimin yarısi tıpa gitti, ben tercih etmedim vicdani yük bidi bidi diye, şimdi pişmanım gerçi. gidenlerin neredeyse tamamı sosyal statü ve güvence için gitti, gerçekten insana kıymet verdiği için bu mesleği seçen azdı. Öte yandan aralarında bir tanesi vardı ki zaten lisede bile karakteri harika bı insandı, çok yardımsever di vs. Resmen hekim olmak için doğmuş. Ve şimdi muhteşem bir beyin cerrahi(tuş derecesine rağmen seçti). Arada girip çeşitli sitelerde hakkındaki yorumları okuyorum resmen gururlaniyorum bana neyse:) zaten bu işi severek yaptığı ve insana insan olduğu için değer verdiği için Anadolu'nun her yerinden gelen hastaları yere göğe sigdiramamis.
Diğerleri de işte rahatindan seçtikleri uzmanliklari bitirdi, çoğu yine doktorlarla evlendi. muhtemelen köylerine/kasabalarına döndüklerinde doktor bilmem kim diye karsilandiklari için cok mutlular.
Hakkıyla hekimlik yapan gözümde resmen insan üstü boyutta,. Ve biliyorum böyle çok doktorumuz var. Ama toplumumuzun yapısı gereği insanlarımız henüz kendini gerçekleştirmeyi iyi para ve sosyal saygınlığa esitlemis durumda. E doktorlar da bu böyle
0
galandar kostumu
(03.05.20)
Mesleki paylaşım yapıyorsa doğal, kişisel hesapta ünvan kullanıyorsa tuhaf geliyor bana da. Yani açık konuşmak gerekirse, mesleğini statü kazanmak için icra ettiğini düşünüyorum. Sadece hekimlere özgü bir durum değil bu, kişisel hesabını Doç. Dr. ünvanı ile kullanan bir akademisyen görsem de aynı şeyi düşünürüm.

Fakat bu aslında toplumsal bir mesele. Çocuklarımızı yetiştirirken "önemli olan karakterindir çocuğum, onurlu ve erdemli yaşa" demiyoruz, "önemli olan akademik sınavlar, doktor-avukat ol, ancak bu şekilde hem bizim, hem toplumun gözünde değer kazanırsın" diyoruz. Dolayısıyla bu kişisel hesaplara eklenen Dr ünvanını da, bir insanla tanışır tanışmaz mesleğini sormayı da, evleneceği insanı mesleğine göre seçmeyi de trajik ve çarpık bir toplumsal yapının eseri olarak görüyorum. Bir insana asla mesleği üzerinden değer biçmem.
0
gmzo
(03.05.20)
ben doktorları anlıyorum da avukatlar ne alaka ya? ne özelliğin var da kendine ünvan verebiliyorsun ki?
0
nahtoderfahrung
(03.05.20)
Doktorlar ve avukatlar icin bir ada kuracaksin, hepsi orada bizden izole hayat yasayacaklar. Onlar icin kendileri haric herkes gereksiz shsjskshd :d

Gecen twitter’da gordum, cocugun biri kullanici adini advocate mi ne oyle bisi yapmis :d
0
eazy
(03.05.20)
(5)

Öğretmenler Bakabilir mi? Aday Öğretmen Yetiştirme Programı

melonsucker
Selam arkadaşlar. Seneye mezun oluyorum ama bugün hocamdan "Aday Öğretmen Yetiştirme Programını" duydum. 4 yıl boyunca seminerlere gireceğimiz ve ders vermeyeceğimiz söylendi ama ben bunu anlayamıyorum. Tam olarak açıklar mısınız özellikle de 5 yıl içinde öğretmen olmuş olanlarınızdan yanıtları beki
Selam arkadaşlar. Seneye mezun oluyorum ama bugün hocamdan "Aday Öğretmen Yetiştirme Programını" duydum. 4 yıl boyunca seminerlere gireceğimiz ve ders vermeyeceğimiz söylendi ama ben bunu anlayamıyorum. Tam olarak açıklar mısınız özellikle de 5 yıl içinde öğretmen olmuş olanlarınızdan yanıtları bekiyorum. Teşekkürler.
0
melonsucker
(02.05.20)
Adaylik sureci var evet 1 yil suruyor. Hayir derslere giriyorsunuz. Ilce milli egitimde seminer veriliyor okul cikisi. Sonraki yil sinava giriyorsunuz ve adaylik kalkiyor.
0
sadakatsiz
(02.05.20)
Adaylığım bu sene kalktı
Atandıktan 1 sene sonra sinava giriyorsun 60 üzeri alinca kalkmis oluyor
Atandığin il ve ilceye bagli biz hiçbir sey yapmadik sadece sinava girdim her sey formaliteydi yakinda kaldirirlar cok sacma bi surec o kadar büyütülecek bi sey degil
0
kendi dugunune gitmeyen kamber
(02.05.20)
bu arada aday öğretmen yetiştirme programında haftalık ve aylık çeşitli formlar doldurarak bir adaylık dosyası oluşturuyorsunuz. okul müdürü ve size atanan danışman öğretmen size birkaç kere not veriyor mebbis üzerinden. son olarak da müfettiş geliyor, o da not veriyor. koronadan dolayı ben o kısımlara gelemedim ama söylendiği gibi bu sürecin titizliği atandığınız il ve ilçeye göre değişiyor.
0
ayalensoledad
(03.05.20)
Basitçe anlatayım, atandığın zaman aday öğretmen olarak başlıyorsun. Bu adaylık 1 yıl sürüyor. Bu sürede normal öğretmen gibi maaşını alıp, derslerine girebiliyorsun. Toplam 30 gün süren seminerin var bir de. Bu 30 günü 1 döneme de yayabilirler, daha kısa veya uzun da tutabilirler. Seminerleri aldın, formunu doldurdun bitirdin diyelim bunlar mebbise işleniyor. Toplam 1 yılın bitince aks sınavı var ona giriyorsun. Ben kitap açmadan geçtim ama bazıları 1 gün, bazıları 1 bafta bazıları 1 yıl çalıştı bu sınava. Kendin karar verirsin buna ama eğitim yapabiliyorsan en fazla 1 hafta çalışarak çok rahat geçersin. Diyelim sınava girdin oldu da geçemedin 1 sene daha aynı süreci yaşarsın. Seni farklı bi okula verirler.(okulunu beğenmeyen bazı öğretmenler bilerek kalıyor, genelde daha iyi bi okula veriyorlar. Ama 2.defa kalırsan yönetmeliğe göre sözleşmen feshediliyor, baştan kpss ye girmen gerekiyor. Ama benim duyduğum kadarıyla 2 yıl kalanlar hala görevine devam ediyor). Sınavı geçtin diyelim adaylığın kalkıyor normal sözleşmeli öğretmen olarak okuluma devam ediyorsun.
0
valarmurgulis
(03.05.20)
++
Sürecin en zor görünen kısmı aday dosyası hazırlama bence. Baya kalın bir dosya hazırlatıyorlar, bazı ilçeler elle yazmanı vs istiyorlar. Benim ilçe rahatttı baya benden önce hazırlamış birinin word dosyasını aldım, adımı değiştirip verdim. Hiç bi sorun olmadı. Bakmadılar bile. Ama bazı ilçeler kasıyor işte. Omu atanınca ilçendekilere sorarsın.
0
valarmurgulis
(03.05.20)
(4)

Tarihi konu alan ya da genel kültürü genişletebilecek film tavsiyeleriniz?

blackgirl00
SelamlarTarihi konu alan genel kültürü genişletebilecek film tavsiyeleriniz neler arkadaslarBu corona günlerinde , sırf eğlencelik değil ama biraz daha işe yarayacak film önerileriniz nedirDirek belgeselden ziyade, film olarakBeğenip mutlaka izle diyebileceğinizTesekkür ederimSAĞLIKLI GÜNLER *
Selamlar
Tarihi konu alan
genel kültürü genişletebilecek film tavsiyeleriniz neler arkadaslar

Bu corona günlerinde , sırf eğlencelik değil ama biraz daha işe yarayacak film önerileriniz nedir
Direk belgeselden ziyade, film olarak
Beğenip mutlaka izle diyebileceğiniz

Tesekkür ederim
SAĞLIKLI GÜNLER *
0
blackgirl00
(02.05.20)
tarihteki belirli olaylar üzerine çekilmiş filmlere bakabilirsin. ilgini çeken tarihsel büyük olayları listeleyip onlar üzerine çekilmiş filmler. ken loach filmleri ise sosyolojik ve politik açıdan dönem filmleri çekmiş başarılı bir yönetmen, the wind that shakes barley, land and freedom öneririm.

öyle trivia'larla dolu filmler pek yok, en fazla 1 cümlelik şeyler öğrenirsin zaten. yine yukarıdaki tarz düşünceden gidersek, çeşitli sanat dallarıyla ilgilenen filmlere bakabilirsin. mesela ressamlarla ilgili filmler, müzisyenlerle edebiyatçılarla ilgili filmler. şuralarda güzel listeler var mesela.
www.widewalls.ch
www.artandobject.com

ya da direkt sanatçıların hayatlarını konu alan biyografileri izleyebilirsin, sanat akımları ve tarih hakkında bilgi edinmene yarar. yine bir yerden şu listeyi buldum, çok iyi seçmişler.
"The Moon and Sixpence (1942), about the life of Paul Gauguin
Moulin Rouge (1952), about Henri de Toulouse–Lautrec
The Agony and the Ecstasy (1965), starring Charlton Heston as Michelangelo
Caravaggio (1986), about the story late-Renaissance master
Camille Claudel (1988), about the tormented sculptor (and Rodin’s muse)
Basquiat (1996), about the brilliant American painter
Artemisia (1997), about the 16th painter
Pollock (2000), which includes the story of one of the artist’s most important commissions, Mural, 1943—which is going on view at the Getty Center in March

şurada yazarlar hakkında biyografiler var
www.ranker.com

yine şuradaki filmler dünya tarihine mal olmuş olaylar hakkında bilgi sahibi olmanı sağlar
www.imdb.com
0
Bruce
(02.05.20)
film değil de dizi önereyim. rome. iki kez izledim, çok iyidir.
0
sadakatsiz
(02.05.20)
Shindler's List - 1993
0
unalub
(02.05.20)
The Ten Commandments-1956-
0
alfred
(02.05.20)
(5)

Kedi mamasını nerden alıyosunuz ?

bu benim teorim
merhaba arkadaşlar kedimin maması azaldı. özellikle sizde aldığınız bir yer, web sitesi varsa (güvenilir) buna ilişkin önerilerinizi ve önerdiğiniz mama markalarını merak ediyorum. iyi günlr :)
merhaba arkadaşlar kedimin maması azaldı.

özellikle sizde aldığınız bir yer, web sitesi varsa (güvenilir) buna ilişkin önerilerinizi

ve önerdiğiniz mama markalarını merak ediyorum.

iyi günlr :)
0
bu benim teorim
(30.04.20)
petlebi ve markamama'yı kullandım son siparişlerimde. ikisi de sıkıntısız gönderim yapıyor.

marka olarak kedimi ilk sahiplendiğimde araştırarak n&d'yi seçmiştim hala aynı markayı kullanıyorum. kedilerimden biri çok seçici ama hiç sıkıntı yaşamadık. severek yiyorlar.
0
neskafefincanindaturkkahvesi
(30.04.20)
Yillardir gittigiidiyor’dan arasigim mamayi alip istedim hic sorun yasamadim simdiye kadar. Su ara royal canin sterilised yiyor bizim oglanlar istahla
0
gibicibicis
(30.04.20)
Petlebi gayet iyi. Proplan kullaniyorum mama olarak da.
0
sadakatsiz
(30.04.20)
bir kez markamama'dan aldım sorun yaşamadım 1.5 günde geldi

nd yavru kedi mamasını aldım en son, 10 kg'ı 413 lira trendyol'da.

en iyileri purina proplan, royal ve n&d diye biliyorum (3'ünün de 10 kg'ı yaklaşık 400 lira) (10 kg, yavru kediye yaklaşık 5-6 ay gider)

acana(5.4 kg'ı 400 lira civarı) ve orijen en üst kategorideymiş ama onları sürekli karşılayamayacağımdan almadım

whiskas için kedilerin fast food'u diyorlar, bilinçsizlikten ilk 1-2 ay onu kullanmıştım
0
gokhanbulut
(30.04.20)
Royal canin derim. 11 yasinda dipçik gibi "yasini gostermeyen" siyam sahibi bildirdi :p
0
goochie goochie
(30.04.20)
(6)

Phillips Lumea kullananlar var mı?

makarnacanavari
SelamlarAlmayı düşünüyorum ama şu iki ürün arasında fiyat farkı çok fazla. Biri eski biri de yeni model anladığım kadarıyla ama çok büyük farkı var mı yok mu? Kullananlar varsa ve öneride bulunurlarsa çok sevinirim. TeşekkürlerPhilips Bri921/00 Lumea Advanced Ipl Epilasyon Aleti - 1.950 TLPhilips Br
Selamlar
Almayı düşünüyorum ama şu iki ürün arasında fiyat farkı çok fazla. Biri eski biri de yeni model anladığım kadarıyla ama çok büyük farkı var mı yok mu?
Kullananlar varsa ve öneride bulunurlarsa çok sevinirim. Teşekkürler


Philips Bri921/00 Lumea Advanced Ipl Epilasyon Aleti - 1.950 TL

Philips Bri950/00 - Lumea Prestige Ipl Tüy Alma Cihazı - 3.600 TL
0
makarnacanavari
(29.04.20)
bri950/00 var bende bir yıldır kullanıyorum. yani memnunum. diğeri hakkında bir fikrim yok. yalnız ben bunu geçen yıl 2300'e almışım. uçmuş.
0
sadakatsiz
(29.04.20)
Bu fiyatlara alexandrite’la daha kısa sürede sonuç alırsın. Sarışın da olsan farketmez.
Asla gitmem, başkası yapmasın vs diyorsan falan mantıklı bi tek
0
jimjim
(29.04.20)
Epilasyon paketim var ama 1 aydır kapalılar ve daha ne kadar kapalı olacakları belli değil @jimjim üstelik yarın açılsalar bile tamamen şu tehlikeli zamanlar geçene kadar pek gitmeyi düşünmüyorum.
0
🌸makarnacanavari
(29.04.20)
doğru haklısın.
o zaman tavsiyem (bunlardan birini de kullandım ben ama modeli hatırlamıyorom muhtemelen ucuz olan) bölge genişse; atış sıklığı fazla olanı al.
şöyle ki; bunlar çatçatçat atış yapamıyor. basıyorsun böyle 2-3 sn bi kendine gelemesi gerekiyor. ama tek tek kılların üzerinden geçeceğini düşünürsek cinnetlik bir süreç oluyor.
o yüzden küçük bir bölge için alıyorsan en ucuzunu al geç.
yok eğer tüm vücut falansa en önemli kriter hızlı çalışması.
yoksa zaten kılı seyreltme açısından dediğim gibi hiç bi ipl'in mucizevi bir etkisi yok. üç aşağı beş yukarı aynı.
0
jimjim
(29.04.20)
İlk versiyonunu almistim ilk ciktiginda.
Oncesinde epilasyon yaptirmistim ama dizlerim problemli oldugu icin tam olarak duzelmemisti. Aleti nadir kullaniyordum ama baya fark etti, dizlerim artik cok ince cikiyor. Sonra kollarima basladim, su an tek tukler ki yilda 1-2 kere yapiyordum, halen de arada 1-2 atis yapiyorum. Bugday tenliyim, ince siyahimsi tuylere sahibim. Alirken gorevli sarisim iseniz ya da esmer ve kalin olmayan kil yapiniz varsa ise yaramaz demisti.
Bendeki model precision plus imis
0
65 derece
(29.04.20)
Ben kumralım ama daha çok bikini bölgesi için düşünüyorum. Bacak, kol ve koltuk altında zaten çok az var. Bikini bölgesi de 2 seans epilasyon sonrası epey inceldi ve azaldı. Böyle bakacak ve @65derece seni dediğine gelecek olursak, ucuz olanı alabilirim demek ki. Teşekkür ederim
0
🌸makarnacanavari
(29.04.20)
(4)

Mikrodalga firin ne almali?

nefertarii
Neye dikkat etmeliyim? Hangi markayi onerirsiniz?Tesekkurler.
Neye dikkat etmeliyim? Hangi markayi onerirsiniz?

Tesekkurler.
0
nefertarii
(22.04.20)
blatta hiberna
(22.04.20)
6 yıldır samsung kullanıyoruz. herhangi bir sorun yaşatmadı.
0
sadakatsiz
(22.04.20)
Cok basit bir panasonic var mutluyuz


Bu aslinda hangi ozellik, hangi boyut istedigine göre degisir.
0
logisticsmanager
(22.04.20)
Bence marka farketmiyor. Watt degerinin yuksek olmasi daha onemli.

Evde normal firin varsa yok izgara yapiyor falan ozelliklerine girmeyin. Kullanilmiyor. Gereksiz fiyat yukseltir.
0
Sahikaa
(22.04.20)
(7)

Anneme kitap önerir misiniz?

an engineer
Kendisi 50'li yaşlarında ve akıcı kitaplar okumak istiyor.Önerileri alalım :)
Kendisi 50'li yaşlarında ve akıcı kitaplar okumak istiyor.

Önerileri alalım :)
0
an engineer
(21.04.20)
zweig kitapları
0
yazar yazmaz yazan yazar
(21.04.20)
0
sadakatsiz
(21.04.20)
dan brown'un bütün kitapları. bi çırpıda bitiveriyor. özellikle melekler ve şeytanlar, da vinci şifresi.
0
rawr
(21.04.20)
Sarah Jio kitapları olabilir. Paris'ten Çiçeklerle adlı kitabı güzeldi. Annem diğer kitaplarını da okudu, çok sürükleyici diyor.
0
anthemis nobilis
(21.04.20)
Anneme sordum Uzaklarda Bir Yerde dedi. Ben okumadım, kefil olamayacağım :)
0
Caroline
(21.04.20)
Ahmet ümit romanlarını tavsiye ederim.
0
the real brad pitt
(21.04.20)
Zülfü livaneli
Ayşe Kulin
Orhan Pamuk
0
lambada
(21.04.20)
(3)

karantinada nasıl zaman geçiriyorsunuz?

antikadimag
westworld'e sardım. onu izliyorum.trtspor'da ve fifa'nın youtube kanalında eski maçlar oluyor. oturuyor 2 saat onları izliyorum.felsefe tarihi okuyorum. araştırıyorum. youtube'dan dersler izliyorum.siz nasıl zaman geçiriyorsunuz?
westworld'e sardım. onu izliyorum.
trtspor'da ve fifa'nın youtube kanalında eski maçlar oluyor. oturuyor 2 saat onları izliyorum.
felsefe tarihi okuyorum. araştırıyorum. youtube'dan dersler izliyorum.

siz nasıl zaman geçiriyorsunuz?
0
antikadimag
(21.04.20)
mubi'yi kullanmaya başladım ,oradan film izliyorum. arada netflix'e bakıyorum. cosmos ve westworld'ü takip ediyorum. kitap okuyorum. online eğitimle ilgileniyorum. spor yapıyorum. bunlarla günüm doluyor zaten.
0
sadakatsiz
(21.04.20)
Kitap okuyup film izlemekten gına geldi artık.

6k civarlarında bilgisayar bakıyorum fakat herkes salgın nedeniyle fiyatların olması gerekenden pahalı olduğunu düşünüyor, kazık yemek istemiyorum yoksa bilgisayara saracaktım zaten.
0
black holes in the sky
(21.04.20)
home office çalışıyorum. görüntülü toplantı yapmaktan kusma noktasına geldim, kulaklık kulağıma yapıştı. bir yandan yüksek lisans derslerine giriyorum o da online.. keşke bol bol nefliks izlicek zamanım olsaydı bok gibi karantina :(
0
barisa
(21.04.20)
(2)

1000kitap sitesi gibi bir film uzerine bir sitesi var mı?

kendimi tanimaya yeni basladim
Merhabalar1000kitap uygulamasını çok seviyorum. Bunun gibi ancak Film uzerine bir site var mıdır acaba?Teşekkürler
Merhabalar

1000kitap uygulamasını çok seviyorum. Bunun gibi ancak Film uzerine bir site var mıdır acaba?

Teşekkürler
0
kendimi tanimaya yeni basladim
(19.04.20)
sadakatsiz
(19.04.20)
brkylmz
(19.04.20)
(2)

yuz kremi onerisi

allanpoe
kardesime hediye almak istiyorum. siyah noktalari giderici bi krem istedi. instagramdan sinoz filan gormus alma dedim. bi oneriniz var mi? yagli bi cildi var. maske, nemlendici vs ne almak gerekir?
kardesime hediye almak istiyorum. siyah noktalari giderici bi krem istedi. instagramdan sinoz filan gormus alma dedim. bi oneriniz var mi? yagli bi cildi var. maske, nemlendici vs ne almak gerekir?
0
allanpoe
(19.04.20)
kiehl's başarılı bu konuda
0
sadakatsiz
(19.04.20)
Temizleyici jel: Avene Cleanance / Bioderma Sensibio / Babe Stop AKN Cleansing Gel
Tonik: La Roche Posay Effaclar Tonik 200 ml Yağlı/Akneye Eğilim Gösteren Ciltlere Mikro-Soyucu
Krem: Babe Stop Akn Onarıcı Nemlendirici Krem / Babe Stop Akn Mattifying Moisturiser
Maske: Claderm Kil Maskesi / Dermoskin AcGun Arındırıcı Maske

Bu markaların çoğu her dermokozmetik sitesinde vardır. Hepsini tek bir yerden alabilirsiniz. Genel olarak yağlı/karma ciltler için La Roche, Babe, Bioderma ve Avene markaları iyidir.
0
jacque
(19.04.20)
(4)

Pharmaton hakkında

tolgame
Merhabalar duyuru Pharmaton 30 lu kapsül olandan saldım bugün itibariyle başlamayı düşünüyorum. İnternette yorumlara baktığım zaman kullanıcıların olumsuz bir çok yorumunu gördüm. Kusma,kalp çarpıntısı,mide bulantısı gibi yan etkileri mevcutmuş sizlerin bu vitamin hakkındaki yorumlarınızı alabilirmi
Merhabalar duyuru Pharmaton 30 lu kapsül olandan saldım bugün itibariyle başlamayı düşünüyorum. İnternette yorumlara baktığım zaman kullanıcıların olumsuz bir çok yorumunu gördüm. Kusma,kalp çarpıntısı,mide bulantısı gibi yan etkileri mevcutmuş sizlerin bu vitamin hakkındaki yorumlarınızı alabilirmiyim

Ayrıca ne zaman kullanmak daha iyi sabah mi akşam mı ?
0
tolgame
(18.04.20)
bende herhangi bir yan etkisi olmadı. sabah bir şeyler yedikten sonra kullanırsanız daha iyi olur.
0
sadakatsiz
(18.04.20)
Sabah aç karnına içince bulantı yapıyor bende. Üniversitede sınav haftaları, şimdi yoğun dönemde sabah kahvaltıdan sonra kullanıyorum.
0
cilekli pasta
(18.04.20)
aç karna kusturuyor
0
9kuyruklukedi
(18.04.20)
kahvaltıdan sonra kullanıyordum ben öncesinde aldığımda midemi bulandırdığı için. bende de bir yan etki olmadı.
0
pearson
(18.04.20)
(17)

kilo aldınız mı ?

problem34
Nasıl formunuz ?
Nasıl formunuz ?
0
problem34
(17.04.20)
stresten, üzüntüden kilo verdim.
0
pearson
(17.04.20)
Almadım
0
aquarium
(17.04.20)
Verdim bile :/
0
black holes in the sky
(17.04.20)
evde daha çok yiyorum ama almadım. spor yapıyorum sürekli vakit bol olduğundan.
0
spirit crusher
(17.04.20)
aynı kilomdayim.
0
lata
(17.04.20)
3 hafta homeofficede 3 kilo almışım
0
bbb_1
(17.04.20)
3 kilo aldım, haftada bikaç gün evde egzersiz yapıyorum 1’er saat ama yetmiyor demek ki...
Görenler daha sağlıklı ve dinç göründüğümü söylüyor. Yine de kilo almak istemiyorum:(
0
megalomaniac
(17.04.20)
34. günüm 3 kilo almışım, daha bi o kadar da alırım 1 aya
0
paramolacak
(17.04.20)
bir ayi gecti, 2.5 kilo almisim. leslie diye bir sey varmis onu yapiyoruz ara sira hanimla
0
fakyoras
(17.04.20)
almadım, beslenmeme daha fazla dikkat etmeye başladım. vermiş bile olabilirim.
0
pgup
(17.04.20)
2 kilo aldim fakat kasitli olarak. Birkac kilo daha alacagim.

Normal sartlarda evde takilmam kilomu arttirmiyor. Hatta ne yiyecez napicaz diye ogun gecirerek kilo kaybettim oluyor.
0
stavro
(17.04.20)
almadım fakat kaslarımın zayıfladığını düşünüyorum. geçen gün eve su çıkarırken normalden çok fazla yordu.
0
belkider
(17.04.20)
Eşimle ikimiz de almışız, ne kadar bilmiyoruz tabi ama bariz belli aldığımız. Bu hafta işe gelince biraz kendime geldim hareketlendim iyi oldu. Bir de dizimde ağrı hissettim hareketlenince. Hareket ve spor şart!
0
va
(17.04.20)
6 gün idman, almam mümkün deil.
0
Deathrow
(17.04.20)
dışarıda ağzım boş durmaz, sürekli abur cubur gömerim.

eskiye nazaran kuş kadar yiyorum şu anda o nedenle. kilo almayı bırak, verdim bile.
0
avianthem
(17.04.20)
8 kilo verdim 2 haftada. Hem sıkıntıdan hem az yememden hem de yurumemden. Hiç bir şey yolunda gitmiyor bari zayıflayım dedim. Daha da veririm.
0
lion de la Turquie
(17.04.20)
almadım, verdim. çalışmayınca kendime daha iyi bakabildiğimden sporumu yapıp düzgün beslenebiliyorum.
0
sadakatsiz
(17.04.20)
(2)

Fitbit versa 2 kullanan var mi?

sadakatsiz
Memnun musunuz? Memnun olmadiginiz ozellikleri var mi? Tesekkurler.
Memnun musunuz? Memnun olmadiginiz ozellikleri var mi?

Tesekkurler.
0
sadakatsiz
(14.04.20)
Beklentin nedir acaba? Kullanmadım ama xiaomi kullanan var çevremde, olmaz mı :)
0
kisa
(14.04.20)
Egzersiz yaparken yaktigim kaloriyi, nabzimi, uyku takibini dogru saysin. Saat gibi de kullanayim. Erkenden bozulmasin. Bunlar :) xiaomi ye pek guvenemiyorum.
0
🌸sadakatsiz
(14.04.20)
(4)

While my guitar gently weeps coverladım :)

hadi ya la
Merhaba gececiler. Az önce -çok dandik de olsa- bir Beatles cover'ı yaptım, sizinle paylaşmak istedim. Detone ve telaffuz hatalarımı görmezden geliniz, iyi geceler :)https://vocaroo.com/cyhzkvybhJA
Merhaba gececiler. Az önce -çok dandik de olsa- bir Beatles cover'ı yaptım, sizinle paylaşmak istedim. Detone ve telaffuz hatalarımı görmezden geliniz, iyi geceler :)

vocaroo.com
0
hadi ya la
(14.04.20)
Ben beğendim ellerine sağlık. Sadece, arpejinin temposu daha düzenli olabilir. Metronom ile pratik yapıp geliştirebilirsin.
0
Bruce
(14.04.20)
çok hoş olmuş, ağzına sağlık.
0
nabrukk
(14.04.20)
En sevdigim beatles sarkilarindan. Gece gece hos bir surpriz oldu. Agziniza saglik :)
0
sadakatsiz
(14.04.20)
Elinize sağlık harika:)
0
milletin efendisi olmaya gelen adam
(14.04.20)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.