resmen yaramı deştin sebebini hiç bilmiyorum ama hiç hiç hiç memnun değilim. annem de memnun değil. can yayınlarından 100 civarı kitap vardır sanırım kitaplıkta. biz yayın evine göre tasnif ediyoruz. yayınevi içinde de yazara göre. inanın yeni kapaklı kitaplardan almadık. hayır çok güzeldi. sadeydi. niçin değişir ki? problem ne yani? çok sinir oldum ben.
@ in search,
www.birazoku.com
fbcdn-sphotos-f-a.akamaihd.net 
bunun gibi.
mesela bu kitabı arkadaşıma hediye edecektim. hevesim kaçtı. eski kapaklı hali bende olduğu için çok mutluyum. benimkisi tamamen duygusal bağ. anlamayanlar mutlaka olacaktır.
“CanYayınları’nın beyaz tasarımı, çok değerli bir tarihi yere sahip olmasına karşın, yazarın ve kitabın kimliğinin önüne geçiyor. 80’lerde, daha bilgisayar ve piyasada çok fazla tasarımcı yokken parlak bir tasarımdı. Ancak artık 90’ların sonlarına doğru bu yanlış bir karar olmaya başladı, çünkü yazar ve kitabın kimliğini öne çıkarmak artık mümkündü. Babam Erdal Öz, önce Yaşar Kemal’in de ‘Karıncanın Su İçtiği’ ve Manuel Puig’in ‘Mozart’ kitabında iki kere Can Yayınları kapak tasarımını değiştirmeyi denedi, ancak gelen tepkiler üzerine vazgeçti. Bugün, olağanüstü bir ekiple çalışmaktan aldığım güçle, bu gerekli değişimi ben gerçekleştiriyorum.”
Bu arada tepkileri soruyoruz. “Olumsuz bulan da var ama olumlu bulanların sayısı da hiç azımsanacak gibi değil” diyor Öz ve değişimi şöyle savunuyor: “Beyaz kapakla kitaplar rafta kayboluyor. Ben Can Yayınları’nı tanınmasından öte yazarların kurumsal kimlikleriyle öne çıkmasını istiyorum. Yayınevi olarak kurumsal imajımızı feda edip yazarları öne çıkarmak istiyoruz… Belki bir sene, belki de üç ay sonra Can Yayınları’nı değil, yazarlarımızı fark edecek okur. Ayrıca yazarlarımız arasındaki farkı da bizim bir şekilde tasarımla vurgulamamız gerekiyor.”