Giriş
(3)

Elimde Gördüğünüz Şu Telefon Sorusu

jesterdvine
5.5 inch JDI Capacitive Touch Screen;1920 x 1080CPU:Snapdragon™ 801 quad coreCPU Speed:Max 2.5GHz3GB RAM;16GB ROMOS:Android 4.4"Front camera: 5.0mega pixels;Rear camera: 13.0mega pixels "FM Radio/Bluetooth/GPS/Wifi/NFC1 slot - Micro SIM2G:GSM: 850, 900, 1800, 1900MHz3G:WCDMA:2100, 1900, 850, 900MHzF
5.5 inch JDI Capacitive Touch Screen;1920 x 1080
CPU:Snapdragon™ 801 quad core
CPU Speed:Max 2.5GHz
3GB RAM;16GB ROM
OS:Android 4.4
"Front camera: 5.0mega pixels;
Rear camera: 13.0mega pixels "
FM Radio/Bluetooth/GPS/Wifi/NFC
1 slot - Micro SIM
2G:GSM: 850, 900, 1800, 1900MHz
3G:WCDMA:2100, 1900, 850, 900MHz

Fiyat: 299 dolar!

Bu fiyata sizce nasıl? [Murhpy kanunu vardır, "bir şey gerçek olamayacak kadar iyiyse büyük bir ihtimalle gerçek değildir" der. Bu fiyata bu özellikler inanmakta zorluk çekiyorum.]

not: telefonun adı önemli değil
0
jesterdvine
(24.05.14)
dx.com da benzer bir telefon görmüştüm, yanlız yurtdışından gelince ek vergiler biniyor üzerine.
burada ki fiyat ise iyiymiş. görüntüsü de iyiyse alınabilir.
0
rhan
(24.05.14)
telefonun adını merak edenler varsa: "oneplus one".

spec'leri itibariyle iyi bir telefon ve fiyatı da söylediğiniz gibi, başarılı. ancak batı pazarındaki sınırlı penetrasyon "sağlamlığı" konusunda kesin bir yargıya ulaşmayı zorlaştırıyor. engadget'tan yüksek bir puan alması hanesine artı olarak sayılabilir, ancak sonuçta engadget da biraz "bozdu".
gene de, ciddi olarak düşünülebilinecek bir ürün.

murphy kanunu o değil bu arada, ingilizce'de gündelik kullanıma malolmuş bir ifadeyi çevirmişsiniz. : )
0
inscrutable
(24.05.14)
oneplus one ismi nexus 5 ile geçiyor, daha doğrusu mukayese ediliyor. yabana atılacak bir telefon değil. fiyat konusunda fikrim yok.
0
fusion2dx
(24.05.14)
(3)

kendi kendini depresyona sokmak

fraise
Bu mumkun olan bir sey midir? Soyle ki bir gun once de ayni durumda olan fakat bu durumdan sikayet etmeyip gülüp, eglenen bir insan bir gun sonra durumun ne kadar kotu olduğunu farkedip, surekli hayatinin kotu yonlerini dusunmeye baslarsa belirli bir sure sonra depresyona girer mi? Bu durumu duzelt
Bu mumkun olan bir sey midir? Soyle ki bir gun once de ayni durumda olan fakat bu durumdan sikayet etmeyip gülüp, eglenen bir insan bir gun sonra durumun ne kadar kotu olduğunu farkedip, surekli hayatinin kotu yonlerini dusunmeye baslarsa belirli bir sure sonra depresyona girer mi? Bu durumu duzeltmek icin ne yapmak gerekir? bunlari dusunmek istemsiz bir sey sonuçta, insan baska seye odaklanamaz ki.
0
fraise
(23.05.14)
Eninde sonunda gideceğimiz yer iki metrelik bir çukur. Bu kadar dert etmemek gerekir her şeyi.
0
istenmeyen evlat
(23.05.14)
depresyona hepimiz kendimiz giriyoruz zaten, kimse kafamıza kafamıza vurup "al ulan depresyon!" demiyor ki?

@istenmeyen evlat: o nasıl teselli yahu o.O
0
pescador
(23.05.14)
bence bu genellikle boş olmaktan ve boş durmaktan kaynaklanan bir durum (boş olmak'tan kastığım boş bir insan olmak değil, hayatta insanı harekete zorlayan herhangi bir faktörün olmaması).
ayrıca, depresyon girilip çıkılan bir şey olarak algılanılıyorsa halen, o zaman çok da dert etmemek gerekir. geçecektir. "en büyük derdin bu olsun", içimizde depresyonu hayat tarzı haline getirmiş, kişiliğinin bir parçası olarak yaşayanlarımız var. : )
geyik bir yana, eğer varsa böyle bir dert, odaklanabilmenin dahi yokluğunda, egzersiz her zaman iyi bir çözüm. terleme, fiziksel yorgunluk esnasında insanın kendi kendine üzülmesi oldukça zorlaşıyor, küçük bir şeymiş gibi geliyor, akla düşmüyor. tek gereken şey, o kıçı kaldırabilip spor salonuna, parka, vs. gitmek. işin yüzde sekseni o, kalan yüzde yirmisi mekana varınca gerçekleşir.
0
inscrutable
(23.05.14)
(2)

oyun tavsiyesi

exist is pretty
merhaba outlast bitmek üzere, ardından slender man e mi başlıyım yoksa amnesia'ya mı el atıyım bilemiyorum. bi de outlastde yolumu tek seferde bulamadığım için genelde fedupsamanianın oyun videolarını izleyerek yardım aldım. malum ilk oyun deneyimim ve cinsiyetimden dolayı daha hassas oluşumun da et
merhaba outlast bitmek üzere, ardından slender man e mi başlıyım yoksa amnesia'ya mı el atıyım bilemiyorum. bi de outlastde yolumu tek seferde bulamadığım için genelde fedupsamanianın oyun videolarını izleyerek yardım aldım. malum ilk oyun deneyimim ve cinsiyetimden dolayı daha hassas oluşumun da etkisi var. ama outlast 2 saatlik kaydın sonunda bitmek üzere. baya da hızlı oynuyorum yani. özetle korku oyunu önerisi istiyorum :)
0
exist is pretty
(23.05.14)
call of cthulhu dark corners of the earth
amnesia ilk oyun
0
dogyman
(23.05.14)
"amnesia: the dark descent"'e bakmalısın kesinlikle (dogyman'in ilk oyun dediği).
"a machine for pigs" o kadar iyi değil ama hoşuna giderse buna da bak kesinlikle.

çok yakında (29 mayıs) "among the sleep" çıkıyor onu da listende bulundur derim.

edit: söylemeyi unuttum ama bunu da listende tepelere bir yere al: "lone survivor".

ek olarak, farklı kafaları yaşatabilecek: "the void".

edit 2: bu da nispeten yeni çıktı ve outlast ayarında (genel atmosfer itibariyle), ama çok bilgim yok, "daylight".
0
inscrutable
(23.05.14)
(9)

sanırım boku yedim

fuerteventura
yarın iki tane finalim var ikisine de tam çalışamadım. biri onda başlıyor biri oniki buçukta. sizce yarın saat 3 sularına kadar hiç uyumasam dayanabilir miyim yoksa finallerde iyice sıçıp sıvar mıyım? akşam bi 2-3 saat uyudum uykum yok şu an. abi ne olur yardım edin :(
yarın iki tane finalim var ikisine de tam çalışamadım. biri onda başlıyor biri oniki buçukta. sizce yarın saat 3 sularına kadar hiç uyumasam dayanabilir miyim yoksa finallerde iyice sıçıp sıvar mıyım? akşam bi 2-3 saat uyudum uykum yok şu an. abi ne olur yardım edin :(
0
fuerteventura
(23.05.14)
hangisi daha kolay? yapılabilir? zamanını kullanırsan şimdi, hangisi yetişir?

birisini seçeceksin ve ona yoğunlaşacaksın. diğerini salla, aklından sil tamamen.
0
[silinmiş]
(23.05.14)
bence çalışma, nasılsa yapamayacaksın bu saate bıraktıysan. en azından ulan sabahladım çalıştım o kadar demezsin yapamayınca. zaten çalışmamıştım dersin. bu da sana ders olur bi daha bu saate bırakmazsın. eskaza sabah kadar çalışıp da yaparsan sınavları bu sefer bundan sonraki sınavları da son saate bırakırsın. eyyorlamam bu kadar.
0
mutantking
(23.05.14)
Oturup sakin sakin çalışman gerekiyor. Panik halinde olursan sabahlasan da hiçbir şey öğrenememiş olursun. Vakit kaybetme, çalış. Elinden geleni yapmış olmanın rahatlığıyla gir en azından sınavlara.
Önce 12:30'da olana bir saat bak. Sonra 10'da olana odaklan. Sabah erkenden bir arkadaşına anlattırabilirsen bir şeyler onun da çok yararı olur.
Öğrencilerin çok yaptığı bir hatanın altını çizmek istiyorum bir de. Tüm konuları öğrenmek zorunda değilsin. Soru çıkma ihtimali yüksek konulara ağırlık ver. Zor olanlan birkaç tane konuyu ele.
0
ay nov kung fu
(23.05.14)
tik koymamışsın ama @mutantking ağır haklı. en azından daha kolay olana çalış.
0
icim urperiyor
(23.05.14)
Uyuma, bi sey olmaz.
0
damdanakan
(23.05.14)
normalde gece kuşuysan (ben öyleydim) kasıp sabahlaman daha doğru olur, hala gayet toparlayabilirsin. o açıdan mutantking tamamen haksız, tickleme aq. snowflake'e +1 verebilirim. ama sabahleyin araya bir tür kahvaltıyı sıkıştırmanı öneririm, yoksa sınav sırasında kafana ket iner, mala bağlarsın.

sınavlara dönüşümlü olarak bak. ay nov kung fu'nun tavsiyesi fena değil ama bence şu an saat ondaki sınava bak. sonra saat 4 gibi de 12'dekine bakmaya başla. saat 6-7 gibi de ilk sınava geri dön, zaten çok bişey kalmamış olması lazım önckei çalışmandan, artan vakti 12'dekine bakmak için kullan, arada kahvaltı et, kahvaltıdan dönünce saat 10 için son bi gözden geçirme yap.
0
inscrutable
(23.05.14)
eğer sözel derslerse, sabah erken gidip (eğer okulda çalışanlar varsa-bizde oluyor) onların notlarına bakabilirsin. Ben en verimli öyle çalışıyorum. Herkes not çıkarmış önemli yerlere çalışmış oluyor, 2 saat önce gidip onlara bakıp giriyorum gayet güzel oluyor :D
0
rodriguez2
(23.05.14)
Benim de yarın mezun olmak için vereceğim iki dersin sınavı var. ikisi de peşpeşe dersler. Piyano 3 ve Piyano 4.

Ben de çok fena vaziyetteyim. Yarın jüriye ağlamayı düşünüyorum. Bir kilo da baklava götüreyim sınava ağzımız tatlansın :P
0
alperz
(23.05.14)
şu son gece ders çalışılmaz lafını kim çıkardı anlamıyorum. tabii ki son gece ders çalışılır. öğrenci ne zaman ders çalışacak başka. hiçbir şey bilmiyorum diyip sinir stres yapmak yerine sakinleşip başarabilitenin yüksek olduğu derse odaklan bence. konular bitmeyecek gibiyse de çıkması olası konuları çalış sadece. bir gece uykusuz kalsan kimse küsmez. ki uykun da yokmuş ne güzel.

hiç unutmam bir keresinde yine bir finali son geceye bırakıyorum... kitaptan hiçbir şey bilmediğim için finale girmeyi gereksiz görüp eve dönme planları falan yapıyordum. sonra arkadaşlarımdan, ailemden gazı alınca birkaç saat daha dişimi sıkıp çalışayım ne olacak diyerek kitaptan rastgele iki konu seçip onlara çalışmıştım. ve sınavda o iki konudan da soru çıkmıştı. böyle de ballı bir şekilde o dersi geçmiştim hem de sınıfın ortalamasının üstünde bir notla. bu hikayeyi boşuna anlattırmış olma bana. git çalış.
0
okuyamıyom ben ya
(23.05.14)
(10)

Hayvanların Yaşam Hakkı

pet sise
Efendim,Her şeyden önce soracağım soru kışkırtma amaçlı sorulmuş bir soru değildir ve ben, bir hayvana zarar verebilecek bir insan kesinlikle değilim; ama aklıma ilginç bir soru geldi.Bir kedinin, köpeğin kasten öldürülmesi caniliktir, ancak söz konusu küçük bir hayvan olunca (sivrisinek, hamamböceğ
Efendim,

Her şeyden önce soracağım soru kışkırtma amaçlı sorulmuş bir soru değildir ve ben, bir hayvana zarar verebilecek bir insan kesinlikle değilim; ama aklıma ilginç bir soru geldi.

Bir kedinin, köpeğin kasten öldürülmesi caniliktir, ancak söz konusu küçük bir hayvan olunca (sivrisinek, hamamböceği) buna canilik demiyoruz. Bu durumda bir hayvanı öldürmenin canilik olup olmadığını neye göre karar veriyoruz? Bize zarar vermesine göre mi? Mesela bir sivrisinek bize zarar veriyor, ancak bir kedi de gayet bir insanı tırmalıyıp hasta edebilir. Ya da boyutuna göre mi karar veriyoruz?

Karar verme aşamasında gerçekten tutarlı bir parametre var mı, yoksa bütün hayvanları kasten öldürmek canilik olarak mı kabul edilmeli?
0
pet sise
(23.05.14)
tabiiki keşke sineği böceği öldürmeden yaşam alanlarımızdan uzak tutabilsek çünkü sağlıklı değil. Fakat kapitalde bunun pratik ve uygulanabilir bir çözümünün benim bildiğim kadarıyla olmaması sineklerin ve diğer uçan böceklerin 10 tlye satılan tenis sopası şekilli elektrikli telden sopalarla etrafımızda sallamak suretiyle öldürülmesi normal olarak kabul ediliyor. Ama aynı hindistanda ineklerin kutsal sayılması gibi farklı tabular da olabiliyor bu tamamen toplum ve onun ahlak normları yaşayışı ile ilgili efendim.
Saygılar.
0
Solem
(23.05.14)
İnsanlar boyutuna göre karar veriyor bence. Görmezden gelebildiği, yok sayabildiği ölçüde öldürebiliyor. Bir böceğin ölümünü kolaylıkla görmezden gelebiliyorlar.
Bana göre hepsi aynı. Elimden geldiğince evden uzaklaştırmaya çalışırım haşeratı.
0
air
(23.05.14)
bu sorunun ardından bakterileri ve tek hücrelileri de mi öldürmesek gelebilir. ama mümkün olduğunca az öldürerek yaşanmalı tabikide. bu arada insanoğlunu en çok öldüren hayvan sivrisinektir, onu da unutmamak gerekir.
0
camino real
(23.05.14)
kediler durduk yere gelip tırmalamıyor ki bizi. sivrisineği öldürmeyelim yesin bizi sabaha kadar. sonra gelsin sıtma, fil hastalığı, sarı humma, tifüs..

kişiye verdiği zarar önemli bu noktada.
0
anksiyetik pia
(23.05.14)
hayvanseverlik yardımseverlik falan hikaye. hep ego. kendini iyi hissettiren hayvanı sever, akşam sucuğu kıymayı götürür. sonra kendisine saldıran hayvana zarar verene ana avrat dümdüz gider falan. kurcalamamak lazım
0
icim urperiyor
(23.05.14)
büyüklük ve sayılarının çok olması ile ilgili bir algı yanılsaması. insanoğlunu en çok öldüren hangisidir/nedir? istatistiğinden yola çıkarsak insanları da öldürmemiz lazım. akışına bıraksak su akar yolunu bulur. kentler akışı bozuyor, sineklerin üşüşeceği şeyleri çöplere atıp üzerini örtüyoruz, onlar da bize sarıyor. Bilhassa kedilerin biraz da köpeklerin olduğu yerde fare, çıyan mıyan böcek haşarat barınamaz. kentsel yapılar onları hayatımızdan çıkarınca hamamböcekleri de cirit atıyor. halbuki neredeyse hiç muhatap olmamız lüzumlu olmayacak birbirimizle doğanın akışını bozan kentsel yapı olmasa.
0
dafaiss
(23.05.14)
kırsalda/kent olmayan yerlerde çok olmalarının sebebi de kentsel yapıların kendisi. doğanın kendi halini ve homojenliğini bozuyorlar çünkü kentler. Kentte yaşam alanı olmadığından orada daha fazlalar vb. onun dışındakileri de kedisidir kurbağasıdr hallediyo zaten besin zinciri dahilinde, insan müdahalesine gerek kalmaz o durumda pek.
0
dafaiss
(23.05.14)
zarar verip vermediği kesinlikle bir kriter, ikincisi de snowflake'in örneklediği "anlamlandırma" meselesi, aslen bir sevginin varlığı olsun-olmasın "büyük bir sevgi görüyorum" diyebiliyor olma durumu, o boşlukları-doldurmaya-müsaitlik. köpeğin çağrılınca gelmesinden de, kedilerin kucakta oturuşundan da, ineğin kendi halinde ot yiyen mahzun tavırlarından da anlam çıkarılabildiği sürece hayvanseverlik varolacaktır ve kendini temellendirecektir.
hiçbir canlıya zarar vermemek daha genel bir pasifizme giriyor bence.
0
inscrutable
(23.05.14)
ses çıkarmasına göre.

ölürken ses çıkarırsa yakınlık duyuyorsun. acıyorsun. canilik diyorsun.

balıkları düşün mesela. ağa takılıyor belki 1000 tane. vinçle alıyorsun atıyorsun yere falan. pek umrunda olmuyor. 1000 tane köpek bu şekilde avlansa gece rüyalarına girerdi.

olay ses çıkarıp çıkaramaması. valla bak
0
kta
(23.05.14)
Birileri benim sorumu duymuş sanırım:

www.agos.com.tr
0
🌸pet sise
(25.05.14)
(3)

onaylı ales sonuç belgesi

bezirganbasi
Yüksek lisansa başvuru için gerekli belgeler arasında görünüyor.Nedir nasıl alınır bilgisi olanlar yardımcı olursa sevinirim.teşekkürler.
Yüksek lisansa başvuru için gerekli belgeler arasında görünüyor.Nedir nasıl alınır bilgisi olanlar yardımcı olursa sevinirim.teşekkürler.
0
bezirganbasi
(22.05.14)
arkadaşın üstüne gitmeye gerek yok bence, sınavın değil de belgenin ne olduğunu sorduğunu anlamak için gerekli zeka asgari sonuçta.

ben de aynı şeyi merak etmiştim başvurumdan önce ancak ösym'nin sisteminden edinilen dijital sonuç belgesinin bir çıktısını aldım ve başvurumda geçerli bir evrak olarak kabul edildi (zaten belgenin üstündeki bir kod ile bir adrese gidip sonucun aslına dair kontrol yapabiliyor başvurduğun kurum). ösym bir süredir evlere sınav sonuç belgesi yollamıyor diye biliyorum zaten. tabii okuldan okula kıllık yapılıyor mudur, bilemiyorum. başvuracağın okulun alakalı birimine de danış derim.
0
inscrutable
(23.05.14)
onaydan kasıt noter onayı sanırım ancak üniversiteden üniversiteye değişiyor. bazıları normal internet çıktısını da kabul ediyorlar. başvurmadan önce arayıp sormanda fayda var.
0
patiska
(23.05.14)
@inscrutable her şeye rağmen anlaşılmak güzel.Çok teşekkür ederim.
@sour huhatam olmak istemiyorum cahılle söhpet olmaz.
0
🌸bezirganbasi
(23.05.14)
(9)

Nolur Bundan Sonra?

gerard
lan ilk defa bu kadar azimli gordum tum halki. herkes birlik oldu resmen. nolur bundan sonra? tbmm'yi falan basar, hukumeti degistirtir mi bu halk?
lan ilk defa bu kadar azimli gordum tum halki. herkes birlik oldu resmen. nolur bundan sonra? tbmm'yi falan basar, hukumeti degistirtir mi bu halk?
0
gerard
(01.06.13)
bu ilk değil (bkz: cumhuriyet mitingleri)

bi bok değişmez. olan gaz yiyen millete oldu.
0
mally phoenix
(01.06.13)
Basma masma yok, sanmıyorum. Tvler neyse de Meclisi basmaya kalkan olursa silahla püskürtürler lan direk.
0
inugard
(01.06.13)
Cumhuriyet mitingleriyle bu olaylar kiyaslanamaz zira o mitingler organize sekilde gelisti;bugunlerde olanlar tamamen kendiliginden oldu.

Tepki verebiliyor olmalari umut verici bence.
0
fraise
(01.06.13)
meclis basma ne ya? hukumeti mi degistirmek istiyorsun? 12 ay sonra secim var. yerel secimlerle baslayabilirsin. bu olaylardan sonra istanbul buyuksehir'i bile akparti'den alamiyorsan hukumeti degistirmek icin umitlenmemek lazim
0
crucio
(01.06.13)
Olan şu olur AKP yüzde 60 ı rahat geçer
0
essoist
(01.06.13)
@fraise tepki verdin de ne oldu? diğerlerinin fikirleri değişti mi? türkiye'de bir değişim yaşanacaksa daha barışçıl yöntemlerle yapılmalı. böyle milleti ayağa kaldırarak değil.
0
mally phoenix
(01.06.13)
Kimse savasmaya gitmeyi oraya;hatta ilk 3 gun senlik yapiliyor gibiydi.Kitaplar okunuyordu,halaylar cekiliyordu,sarkilar soyleniyordu.Polis halkinin uzerine boceklermis gibi gaz sikmasa,bu kadar canilesmese,vahset yasatmaya kalkmasa hala da senlik havasinda olacakti.

Kusura bakmayin da polis gelip bunu yaparken tepki vermemekte koyunluktan baska bir sey olamazdi,direnmekte sonuna kadar haklilar o yuzden.Baris cok istiyorlarsa bu kadar sert mudahale etmeyeceklerdi.
0
fraise
(01.06.13)
önce şunu bir linkleyeyim (kendi cevaplarımı): www.eksiduyuru.com

bir şey değişmez, ama değişmesini de beklememek gerekiyordu zaten, o tamamen sosyal medyanın oluşturduğu histeriyle alakalı bir bekletniydi. olayın bu noktaya varabilmiş olması bile eylemcilerin yapısı ve taleplerinden ötürü değil, polisin orantısız güç uygulamış olmasıyla ilgiliydi. yani occupy gezi, occupy turkey falan deniyor o kadar ama, ironik bir biçimde, bunun mimarı polis (ve asıl yanması gereken hükümetten de ziyade direk türk medyası bence, ama o ayrı konu).

sonuç olarak hedefe ulaşılınca içten yanmalı olmayan bu kalabalık da dağılıverdi. halbuki hükümetin adaletsizlikleri, eksiklikleri bununla mı sınırlı? değil... ama bu kimsenin sikinde de değil. halay çekerek hükümet değişmez. devamlılık, sürdürülebilirlik gerekiyor. ama kimsenin de böyle bir talebi yok. pazartesi gelecek ve çoğunluk işinde gücünde olacak, maaşını alacak. çünkü çoğunluğun işi de var, gücü de. mevsimimiz kış değil ki, baharımız olsun.
0
inscrutable
(01.06.13)
Cumhuriyet örgütlü ve siyasi rengi belli bir eylemdi.

Burada türbanlısı da vardı, ülkücüsü de vardı, BDPli kürtler de vardı.

BEN İNTERNETTE, BİLGİSAYAR BAŞINDA, BASMA MASMA OLMAZ,
BU HALK Bİ SİK YAPAMAZ,
OLAN GİDENE OLDU BİZ NE GÜZEL ÇEREZ YEDİK İZLEDİK,

MENTALİTESİNİ YAŞANLARA DİYORUM Kİ,
YA DA NEYSE BİŞEY DEMİYORUM LAN BEN.
0
i am so so serious
(01.06.13)
(8)

gezi parkı olayı'nın türk halkını uyandırması

eeeh
sormak gerekir; taksim gezi parkı için başlayan protestolar, neden hükumet karşıtı gösterilere dönüştü? polis, neden işi bu kadar abarttı? medyada neden bu kadar "seçmeli sunum" söz konusu?bence iki senaryo var:- artık bu tip baskı ve dayatmalardan bıkan halk, bu olay sebebiyle bir "duygu patlaması"
sormak gerekir; taksim gezi parkı için başlayan protestolar, neden hükumet karşıtı gösterilere dönüştü? polis, neden işi bu kadar abarttı? medyada neden bu kadar "seçmeli sunum" söz konusu?

bence iki senaryo var:

- artık bu tip baskı ve dayatmalardan bıkan halk, bu olay sebebiyle bir "duygu patlaması" yaşıyor ve gezi parkı'nın çıkardığı kıvılcımla nihayet bir şeylere karşı sesini çıkarıyor.
- birileri bu karışıklık sayesinde çok güzel hükumet karşıtı politikalar yürütüyor. ve amacı bu olmayan insanları manipüle ediyor.

ikincisini pek olası bulmasam da, muhtemel bir senaryo olarak görüyorum. ancak sesini çıkaran stk'lar ve diğer topluluklar (çarşı, gs taraftarları vs.) göz önüne alınınca, sanki bir uyanış var gibi.

şöyle bir tespitimiz vardı: (bkz: #34129642)

bu tip bir "sürüleşme" sürecinden nihayet sıyrılan bir halk mı var şu anda? bizi karışık günler mi bekliyor?

arap baharı süresince, ortadoğu ve kuzey afrika ülkelerinde çalışıyordum, kimisinden çok vakitli bir şekilde kaçıp kurtuldum, kimisinde şansım yaver gitti. hayır, ajan falan değilim.
ama şunu samimi bir şekilde söyleyebilirim ki, özellikle mısır ve libya'da, süreç çok suni gelişti, harika bir perde arkası destekle halk organize edildi ve hükumetler devrildi, diktatörler yok edildi. samimi olarak, bir şeyleri değiştirmek adına sokağa, meydanlara çıkan halk da vardı; ne için sokakta olduğunu bilmeyip sadece talimatla orada olanlar da vardı.

emniyeti, yargıyı, hudutları, sermayeyi... her şeyi elinde tutanlardan korkmuyorum sadece; kuklası oldukları, onları kontrol eden şerefsizlerden de korkuyorum. lakin, nelerle muktedir olduklarına birinci elden, farklı ülkelerde, defalarca şahit oldum.

şimdi biz uyanıyor muyuz yoksa gaza mı geliyoruz?
uyanıyorsak sonu gelecek mi yoksa daha beter mi kucağa oturacağız?

yazar olanlar buradan da cevap verebilirler: (git: eksisozluk.com)
0
eeeh
(31.05.13)
hangi halk? taksim gezi parkı'nda "uyanan" kim? o insanlar neden orada? bu sorulara verdiğin cevaplarda pek de gerçekçi olmayan varsayımlar var bence.

göt olmayı çok isterim, ancak ortada bariz bir gaza gelme durumu var. göt olmayı çok isterim, ancak ortada benim göt olmamı sağlayabilecek bir koşul, bir ortam yok.
0
inscrutable
(31.05.13)
bir yönlendirme, bir cevaptan ziyade soru soruyorum ben de. göt olma ya da göt etme tutkum yok! varsayımlarım da tamamen kişiseldir ancak gündeme, olanlara, oldurulanlara dayanıyor, kaynak götüm değil yani. sadece kör olmamak yeterli bazı şeyleri görebilmek için.
0
🌸eeeh
(31.05.13)
olay "ağaçları koruma" olayından çıktı siyasi döğüşe geçti.
0
Sherlock Holmes
(31.05.13)
@eeeh yahu dur : ) ben de görüyorum gördüklerini, kör değilim. sen de gayet gördüklerinin etkisindesin ki bana karşı mevki (edit: ne menzili lan? nereden aklımda kalmış öyle...) almış gibi agresif bir dil kullanıyorsun, sakin... göt olmayı kendi açımdan söyledim, senin göt etmen ya da başka birisinin etmesi gerekmiyor yani...

şöyle düşünelim: bu eylemin sonrasının bir sürdürülebilinirliği var mı? diyelim ki, ve umalım ki eylem başarılı oldu ve bu avm projesi bir şekilde iptal edildi (buna az ihtimal veriyorum ancak bu gaza gelmekten ziyade hükümetle alakalı bir görüş). hükümetin yanlışları, hak ihlalleri orada bitiyor mu? bitmiyor. peki orada o eyleme katılan insanların bunun devamını getireceğini ve başka adaletsizliklere karşı da tavır takınacağını düşünüyor muyum? hayır. çünkü kimsenin böyle bir şey yapmaya motivasyonu yok.

şunu da söyleyeyim: hani derler ya ateş olmayan yerden duman çıkmaz diye... işte o ateşi yakan polis, oradaki eylemciler değil. tüm bu gürültünün, bu uyanış öngörülerinin özünde "halkın" bir eksiği ya da talebi yok, polisin uyguladığı orantısız şiddet var. bu yüzden de bence kimse uyanmadı, ama gayet gaza gelindi.
0
inscrutable
(31.05.13)
yarın seçim olsun yine akp %50 alir..
0
jamswety
(31.05.13)
'gaza gelme' diyen arkadaş... söylesene sen ve senin gibi düşünen 'akıllılar' neden gaza gelmiyo söylesene madem gaza gelme? amma boş beyinlisiniz ya! bu kadar büyümüş, bu kadar iç savaşı andıran görüntüler verilen bi şey hakkında 'gaza gelme' demek hakkaten beyinsizlik!

bu tür duyarlılık eylemleri zaten hep yapılıyodu ama daha küçük kitleler eylemleri sürdürüyodu; şimdi olay Taksim olduğu için insanlarda manevi bi tepki ortaya çıktı bence. ilk başlarda olay buydu bence. İstanbul'a gelen adam mutlaka gider Taksim'e. zaten oranın içine ettiler bikaç ay önce. bide böyle bi şey yapmalarına artık kimse sessiz kalamadı bence, bide işin çevreci boyutu daha da güçlendirdi. ama eylemlerin başlangıcından itibaren olanlar, polisin yaptıkları boyut değiştirmesine neden oldu. önceden bu tip eylemlere duyarsız kalan insanlar bile Gezi Parkı'nı ve orada olanları önemsiyo ve oraya gitmeye; başka şehirlerde destek olmaya çalışıyo.

hıhı gaza gelme... korkularınızdan anca bu kılıfla sıyrılabilirsiniz zaten. ''Halk uyanmasıın, kimse konuşmasın, tepki vermesiin'' yazık size.
0
gupon
(31.05.13)
@gupon, sanırım ikinci cevabımı okumadın... ama kısaca şöyle cevap vereyim: ben neyin neyi "andırdığı" ile ilgilenmiyorum, görünen ile ilgilenmiyorum. onu herkes görüyor zaten, ben dahil, sen dahil. önemli olan o görünene sebep veren faktörlerin ne olduğu. ve diyorum ki, evet, o faktörler bir balon, bir gaz. gürültüyü çıkaran dahi polis. fark ne? fark taksim. fark gezi parkı. o kadar.

ayrıca benim politik duruşum ile ilgili herhangi bir şeyi varsaymazsan mutlu olurum. kendini yanılmaya hazırlıyorsun.
0
inscrutable
(31.05.13)
@inscrutable
sorgulamak, doğruya ulaşmak için en mantıklı ilk adımdır. belki de ben de olayların etkisi altındayımç belki değil, kesinlikle altındayım. kızgınım ve üzgünüm. anlıyor olmandan dolayı da müteşekkirim.
@gupon
yapılması gereken en basit işlerde dahi, yöntem, bileşenler, motivasyonlar vs. sorgulanır. gerekliliği ve geçerliği kanıtlanır, harekete geçilir. bunu sorgulayan, doğruya ulaşmak adına soru sorana bu tip çirknince yaklaşımlarda bulunmak. sorulan bir soruyu, bahis konusu bir olasılığı götünden anlayıp gerçek kabul ederek çıkışmak, sadece talihsizliktir. memlekette bir şeyin değişeceği varsa bile, bu zihniyetle zor olur. şahsi kanaatimdir.
0
🌸eeeh
(31.05.13)
(6)

Kendi kendime sorun yaratmaktan nasıl kurtulurum?

vera pavlovnanin hayaleti
Selam herkese,Ben kendim düşündüm, işin içinden çıkamadım. Hayatınızın durağan, geçiş dönemlerinde, eylemden çok bekleme halinde bulunduğunuz zamanlarda sırf uğraş olmadığı için kafanızı ufak tefek şeylere taktığınız olur mu? benim oluyor sanırım. Kafamı boşaltamıyorum. Öyle bir hale geldi ki kamu s
Selam herkese,

Ben kendim düşündüm, işin içinden çıkamadım. Hayatınızın durağan, geçiş dönemlerinde, eylemden çok bekleme halinde bulunduğunuz zamanlarda sırf uğraş olmadığı için kafanızı ufak tefek şeylere taktığınız olur mu?

benim oluyor sanırım. Kafamı boşaltamıyorum. Öyle bir hale geldi ki kamu spotları rüyama girmeye başladı "lan acaba işe girmeden alacağım heyet raporunda sigara yüzünden bir sorun çıkar da bilmem ne olur mu" şeklinde zincirleme sıkıntı tamlamaları yapmaya başladım kendi kendime. Hayatım normal seyirindeyken böyle şeylere hiç kafayı takmazdım, mutluydum ama şimdi bir boyun tutulmasından yola çıkarak kendimde ölümcül hastalıklar keşfetmeme ramak kaldı.

ben rahatsız mıyım ya? yoksa size de oldu mu hiç böyle?

olduysa bu tarz olumsuzluklara odaklanmamayı nasıl beceriyorsunuz? bir çıkış yolu, önerisi olan varsa merakla bekliyorum.
0
vera pavlovnanin hayaleti
(30.05.13)
rahat batıyor bize. kaşınıyoruz. ben de öyleyim.
0
proculianus
(30.05.13)
evet oluyor. sırf bu yüzden mezun olduktan kısa bir süre sonra boşluğa düşme korkusuyla iş bulup çalışmaya başladım : )

önemli olan boş durmamak ya. tüm gün yaptığın şey boş boş oturup müzik dinlemek bile olsa, en azından yeni müzikler keşfet, onları dinle. başka hobiler edin kendine, illa ki bir şeyler üretmen gerekmiyor da ne bileyim çık dışarı, bir kitapçıya gir, gözüne kestirdiğin ilk kitabı al, okumaya başla. spor yapmanı da önerebilirim, sırf yorulmanın ve vücudunu çalıştırmanın sağladığı bir pozitif etki var, bir şeylere canın sıkılacaksa bile çok sıkılamıyorsun sonuç olarak.
0
inscrutable
(31.05.13)
@inscrutable

benimki de öyle bir şey sanırım, normalde evde durmayı da pek sevmem ama bu dönemde eve kapandım bir de ben de anlayamadım. ara ara bütün bu ufak tefek ayrıntılar beynime hücum ediyor, ağlayacak gibi oluyorum bir türlü ağlayamıyorum, dengem çok bozuldu ya. bu işsizlik gerçekten çok başkaymış. resmen her gün ağlamaklı oluyorum, kendi kendime sinir olmaya başladım bu yüzden. en son ne zaman bu kadar çaresiz hissettim hatırlamıyorum.
0
🌸vera pavlovnanin hayaleti
(31.05.13)
şükretmek lazım arada
0
jhonny
(31.05.13)
@vera tabii durumunu bilebilecek bir konumda değilim ancak yazdıklarına bakılırsa: en azından kısa vadede spor yapmaya başlamanı önerebilirim bir spor salonuna yazılarak. nispeten kısa bir sürede fiziksel anlamda çok iş yaptığın için psikolojik olarak belli bir rahatlamayı sağlayacaktır diye düşünüyorum : )

ama bir çıkış yolu önerebilir miyim, hayır açıkcası. işin olmasa bile bir uğraşın var mı, kilit soru o. yazmak, resim çizmek, müzik yapmak/mix'lemek, programlama yapmak vs. gibi... bunlara yoğunlaşabilir ya da bunlardan birini seçip kendini geliştirmeyi deneyebilrisin. ama tabii ki böyle bir şey de durduk yere olmuyor, zaten bunları yazmanın sebebi içkin motivasyonunun düşük olması (bu bir karakter yargısı değil, ben de böyleyim ki bu saatte duyuruya bunu yazıyorum : ), o yüzden kendini biraz zorlaman lazım. kendini en kolay zorlayabileceğin aktivite de bana kalırsa spor yapmak olacaktır. üşengeçlik en büyük engel, ama aşabilirsen faydasını görürsün. o sende bir rahatlamayı getirirse başka şeylere de sıra gelir, kimbilir.

ayrıca arkadaşlarını da çok ihmal etme bence : ) onlar da hayatının tuzu baharatı olsun olabildiğince, dışarı çık, bir şeyler yapmaya çalış onlarla... değişiklik olur, monotoniyi bozar. iyidir arada...

biraz klişelerle dolu bir cevap oldu bu tabii ama sonuçta bu da klişe bir insani problem! : )
0
inscrutable
(31.05.13)
@inscrutable

yok ya baya yardımcı oldun bence gecenin şu saatinde karamsarlığımdan kurtardın beni bir nebze de olsa, çok teşekkür ederim. :)
0
🌸vera pavlovnanin hayaleti
(31.05.13)
(4)

Antivirüs Programı

dave87
Annemin bilgisayarına anti virüs programı kurmam gerekiyor. Ne kursam?Şunlar kriterler; -İnternet üzerinden bulup ücretsiz ve full versiyonunu indirebilmeliyim. ---Kullanıcı annem olacağından zırt pırt açılıp heyecan yaratmamalı, virüs programı uyarıları yüzünden gecenin bir yarısında "bilgisayara b
Annemin bilgisayarına anti virüs programı kurmam gerekiyor. Ne kursam?

Şunlar kriterler;
-İnternet üzerinden bulup ücretsiz ve full versiyonunu indirebilmeliyim. ---Kullanıcı annem olacağından zırt pırt açılıp heyecan yaratmamalı, virüs programı uyarıları yüzünden gecenin bir yarısında "bilgisayara bir şey oldu" diye telefonum çalmamalı.
-Bilgisayarı yavaşlatmamalı.
-Arka planda sessiz sakin kendi işini yapmalı, manuel hamle gereksinimi minimum olmalı.

Nasıl yapalım?
0
dave87
(29.10.12)
avg olur belki.
0
only alcoholica
(29.10.12)
microsoft security essentials'a da bakabilirsin. müthiş bir program değil ama belli bir korumayı sağlar, zırt pırt bir şey çıkartıp rahatsız da etmez.
0
inscrutable
(29.10.12)
avira antivir?
0
sanal uyku
(29.10.12)
malware antimalbyte mıydı neydi yalnız kurduktan sonra web sayfaları engelleme şeyini kapat
0
hitsumo
(29.10.12)
(16)

ekşi sözlüğün popülaritesi hakkında

herospower
yıllardır merak ederim, sormak bugüne nasipmiş;ekşi sözlük yurt dışında yabancılar tarafından bilinen, tanınan bir site mi? bilgisi olan var mı? biliyorum site ingilizce değil ama normalde türkiye adına inanılmaz bilgiler içermekte. en azından vatandaşların ne düşündüğünü az biraz görebileceğiniz,
yıllardır merak ederim, sormak bugüne nasipmiş;

ekşi sözlük yurt dışında yabancılar tarafından bilinen, tanınan bir site mi? bilgisi olan var mı? biliyorum site ingilizce değil ama normalde türkiye adına inanılmaz bilgiler içermekte. en azından vatandaşların ne düşündüğünü az biraz görebileceğiniz, acayip geyiğin döndüğü bana sorarsanız türkiye'nin en popüler sitelerinden birisi. peki bunun yurt dışı yansıması nedir?

birde hiç düşünülmedi mi ekşi'nin ingilizce versiyonunu yapmak? mesela işte baya eng.eksisozluk.com projesi olamaz mı? türkiye'de ki ve ya diğer ülkelerdeki yabancılar girdi yapardı işin çapı büyümez miydi? nedir bunun oluru ve ya olmuşu?
0
herospower
(28.10.12)
ekşiyi bilen gavur yok, ekşi zaten gavurcadan aparma bi sürü var gavurca versiyonu
0
lpgli tosbaga
(28.10.12)
ekşi sözlükte ve duyuruda bahsettiğiniz ikinci konu daha önce defalarca konuşuldu, biraz arama yapın.
0
i ve been mistreated
(28.10.12)
ekşi sözlük dengi en meşhur yabancı site nedir peki?
0
🌸herospower
(28.10.12)
wikipedia.
0
i ve been mistreated
(28.10.12)
wikipedia ile sözlüğün pek alakası yok aslında.

urbandictionary daha uygun.
0
cevab veremedi
(28.10.12)
en orjinali bu olmalı www.h2g2.com ssg'de burdan bakmış zati kendi diyo
0
lpgli tosbaga
(28.10.12)
yazılan iki siteninde içerik girme, format konusunda ekşi sözlük'le alakasınun olduğunu düşünmüyorum. uzun yıllar internet kullanıyorum, benim görüşüm daha underground siteler bence ekşi'ye denktir. wiki veya urbandic. "uyanınca akla ilk gelen düşünceler" veya "27 mart gs fb maçı" gibi abuk gubuk her konunun başlığının açılabildiği ve sayfalar dolusu yazabildiğiniz bir formatta değiller.
0
🌸herospower
(28.10.12)
ekşinin ilk formatı aynen benim verdiğim linkteki gibiydi. hatta sürekli hatırlatılırdı
(bkz: irc'de değilim forumda değilim ben sözlükteyim)
0
lpgli tosbaga
(28.10.12)
evet hatırlıyorum. içerik konusunda bu kadar çılgın atmıyordu, yaratıcılık bekleniyordu. özellikle muhabbet konusunda hatta uçan çok oluyordu. yine de ben ekşi'nin ingilizce olmamasına yoruyorum evet ama yurtdışında ünlü olması gerektiğine inanıyorum. keşke olabilse. ingilizce versiyonu olmadan da çok zor.

hoş ingilizcesi olsa aman yarabbi 4chan olur ortalık. yabancı hatun arama, saçma bir milliyetçilik vs...
0
🌸herospower
(28.10.12)
çok araya giriyorum ancak benim asıl istediğim;

1. türkiye'de yaşayan yabancıları kullanmak. bu sayede acayip bir ortam oluşurdu o sitede. dışarıya karşıda çok iyi bir reklam olurdu.
2.tabii ki yabancılarla türklerin arasını yapmak için bulunmaz bir nimet olurdu. facebook bunu çok iyi yapıyor ama salt yazı her zaman tercihtir. yabancı geyiği vs türk geyiği. düşüncesi bile enteresan.

bu dediklerim zaten yapılıyor biliyorum ancak ekşi formatında ve altyapısı ile ev sahibi avantajı istiyorum ben. marka değeri yükselirdi ekşi'nin de türk internetinin de.
0
🌸herospower
(28.10.12)
everything2.com da köklü ekşi sözlük analoglarından biri (ekşi için direk esin kaynağı mıydı bilmiyorum -- değil, hatırlayamıyorum): everything2.com

bir de "thedict" diye bir bahsettiğin şekilde düpedüz ingilizce ekşi sözlük klonu vardı. hala da var, ancak kuruluş süreci halaycıları dağıldıktan sonra pek ipleyeni olmadı: www.thedict.net
0
inscrutable
(28.10.12)
ermanen
(28.10.12)
tvtropes da benziyor sözlüğe.
0
i ve been mistreated
(28.10.12)
1. eksi sozlugun ingilizceleri cokca denendi.
2. eksi sozlugun ingilizcesi tutmadi, tutmaz. nedeni lokal bir mecra olmasi yani global icerigin tek frame'den takip edilemeyecek kadar cok olmasi.
3. eksi sozluge en yakin benzer ve basarili mecra twitter'dır. twitter eksiden cok daha gelismistir bu konuda cunku bir entry'yi birden fazla basliga (hashtag) yazabilirsiniz.
4. twitter'da localligin sınırını hem fiziksel cevre olarak hem de konu olarak siz belirliyorsunuz, sizi ilgilendirecek entryleri takip edebiliyorsunuz.
5. twitter varken herhangi bir sozluk projesi tutmaz. gecmiste tutanlar devam populerligini azaltarak yayina devam ediyor.
6. twitter sozlugun popularitesini bitirebilecek simdilik tek tehdittir.
0
arcano
(28.10.12)
ekşisözlük benzeri bir yapılanma yurtdışında yok. Bu biraz kültürle de alakalı. Bu sözlüğün, doğrudan ingilizce formatıyla yapılabilecek iş olduğunu sanmıyorum. Belki international lemonate dictionary yapılır yine ingilizce bilen yazarlar tarafından doldurulup gerçekleştirilebilirse dikkat çekebilir. Ama yine bizim kültürümüzde tutan bir olgu yabancılarda da tutacak diye bir kural yok. Lakin dediğim gibi yapancılara, bu format yedirilebilirse , ciddi potansiyeli olabilir.

twitter'ın da bu sözlükle ilgi ve zerre alakası yok. ayrı bir kulvarda. ben tehdit olabileceğini sanmıyorum. bilakis bu sözlük twitter için bariz tehditdir.
0
ayazkan
(29.10.12)
@ ayazkan, (bkz: creadict)
0
arcano
(12.10.14)
(13)

Hayatlara dahil olmak?

sttc
Su cumartesi aksaminda soyle bir soruyla endisemi paylasayim, İliski yasadiginiz kisinin belki siz hayatina girmeseniz daha iyi bir hayati olacakti. Bunu bilmeyerek iliskiye devam ederek nasil bu bencilligi yapabiliyoruz? kendimizin diger kisi icin en iyi tercih oldugu konusunda nasil emin oluyoru
Su cumartesi aksaminda soyle bir soruyla endisemi paylasayim,

İliski yasadiginiz kisinin belki siz hayatina girmeseniz daha iyi bir hayati olacakti.
Bunu bilmeyerek iliskiye devam ederek nasil bu bencilligi yapabiliyoruz? kendimizin diger kisi icin en iyi tercih oldugu konusunda nasil emin oluyoruz?

Cunku o kisinin omrunun geri kalanini sizle gecirmesinden bahsediyoruz. yani bu ebeveyn cocuk iliskisi degil. cocuk ailesinden sikayetci olsa da ailesi onun icin bir secim degil. Zaten o ailede dogmus. Ama evlilik dedigimiz seyin anlami cok farkli. Bir secim uzerine kurulu.

Uzun zamandir bu soruya ikna edici bir cevap bulamadim. "Bilemezsin abi kaderin ne getirecegini" gibi bir cevap aramiyorum elbette
0
sttc
(28.10.12)
emin oluyoruz?"a kadar okudum ve o kadar düşünceli insan kalmadı demek istiyorum.
0
kotu amacli yazar hesabi
(28.10.12)
Hepimiz birer tercih olarak duruyoruz aslında. Konuyu tersten okursak, tercih ettiğimiz kişiyle, tercih ettiğimiz şeyleri, tercih ettiğimiz zamanı ayırarak yaşıyoruz. Bu kadar çok yazında kelime bi garip göründü.

Hayatına sokmak mevzusu biraz fazla romantik.
0
yokartikdahaneler
(28.10.12)
iyi de bu durum zorunluluk değil ki karşı taraf kendi kendine ''ben bu insandan daha iyisini hak ediyorum'' demedikçe bizim kendimize ''bence sen daha iyisine layıksın'' dememiz kendimizi değersiz görmemizle açıklanabilir, eğer karşı taraf bizden daha iyi birini hak ettiği fikrini kendine söylüyorsa bizle olan ilişkisini bitirebilir, sevgililer tamamen özgür, evliler ise hukuk sayesinde bizden daha iyilerine sahip olma hakkına sahipler, yani ortada sürekli ''ben ilişki yaşadığım insanın daha iyi insanlarla tanışmasına engel oluyorum'' gibi şizofreni belirtisi soruları sormak gereksiz.
0
17december
(28.10.12)
sonuç yerine sürece odaklanınca; süreçten karşılıklı keyif alındığı sürece insan "acaba daha iyisi var mıydı" diye takmaz.. sonuçta bu kafayla kimseyle eş olmayıp kendini en iyi sevgili olacağın insandan mahrum etmen de haksızlık olmaz mı??

gittiğin yol keyifliyse, en iyi yol olması önemli değil.
0
delarue
(28.10.12)
İliski yasadiginiz kisinin belki siz hayatina girmeseniz daha iyi bir hayati olacakti, e belki olacaktı. Ama ben iyi bir eş/sevgiliysem. Derdinde sıkıntısında yanındaysam, benimle herşeyini paylaşabiliyorsa, ben ona sürekli sorun çıkartmıyor ,dırdır etmiyorsam. Memnunsa yani kısacası, vicdanım rahat olur.
emin olamam ama vicdanım rahatsa da bu konuyu sıkıntı etmem.
Memunun değilse de bitirebilir, bitirsindir.
0
niye ama
(28.10.12)
belkilerle acabalarla kafamızı yormadan sevişerek mutlu olmalıyız. gerisi teferruat diyebiliriz ismail.
0
fukka
(28.10.12)
karşımızdaki eşya olmadığına göre hayatına iyi veya kötü gelecek şeyleri seçebilecek zeka düzeyinde olduğu önyargısından yola çıkıyoruz. kafasına taş düşmüş gibi avallaştıracak mentalist becerilerin varsa bilemem, buradakilere de öğret. nitekim 'ben senin gibi sevgiliyi..' diyip gidebiliyor çıkabiliyor hayatınızdan aynı kişiler, kim kimin hayatına giriyor ayrıca? :) ha tabi bi de sen o kişiye bilinçli olarak zarar vermiyorsan. bi de zaten buna tam bir seçim de denilemez, eldekiler üzerine kurulu bir durum. kaç kişiyle tanışıp arkadaş olabilirsin sonuçta? himym da böyle bir bölüm vardı, denizde çok balık var fikrini istatistiksel hesaba vurunca uygun adayların sayısı epey azalıyodu :)
0
kediebesi
(28.10.12)
O zaman ben sunu anliyorum, "sahip oldugunu kaybetme, nasilsa daha iyisi var mi veya sahip olabilecegimden emin degilim. memnunsan devam et."

Belki de en buyuk sebebi zaman kaybetmek istememek. bunu ugruna risk aliyoruz. Yine once kendimizi dusunuyoruz iste. Bencillik var
0
🌸sttc
(28.10.12)
[bu cevabım evlilik bağlamından ziyade daha genel ilişki bağlamı düşünülerek yazılmıştır]

"Bunu bilmeyerek iliskiye devam ederek nasil bu bencilligi yapabiliyoruz? kendimizin diger kisi icin en iyi tercih oldugu konusunda nasil emin oluyoruz?"

valla ben de merak ediyordum, direk ona sordum. aldığım cevap beni tatmin etti (ciddiyim).

onun dışında, ilişkiyi yaşadığımız insan da zaten aynı şeyleri düşünüyor -- yani evet, belki "en iyi tercih" olup olmamanın kesin bir cevabı yok, ama o sorunun bir cevabı olup olmaması da sizinle ya da karşınızdaki insan ile alakalı değil. karşınızda kim olsa bu sorular sorulacak. evrensel bir argümanla "neden ben" sorusuna kesin bir çözümleme getiremiyoruz. ama birbirimize duyduğumuz halihazırdaki hisler, güven ve sağduyu o istediğimiz huzuru bize sağlıyor.
0
inscrutable
(28.10.12)
sonuçta ilişkiler tercihle alakalı. elbette ki her zaman "daha" güzeli, "daha" zengini bulunabilir. ama bunu düşünerek ilişki yaşanamaz.

ben olmasam "daha" iyi bir hayatı olacaktı, belki yurtdışında yaşayacak, gece gündüz çalışıp "daha" çok para kazanacak gibi düşünülmez ilişkide. her zaman bir şeylerden fedakarlık etmek gerekir çünkü. ilişkide taraflar da birlikte olmak için fedakarlıklar yaparlar büyük ya da küçük.

eminim hayatındaki kişi de bunların farkındadır. ama senin yanında olmayı seçmişse, sen de bu fedakarlıkların farkındaysan yapabileceğin tek şey onu daha da çok sevmek olmalı. bunları düşünüp hayatınızı ve ilişkinizi berbat etmeye gerek yok.
0
acemiyazar
(28.10.12)
alıntıdır.

Kierkegaard çok sevdiği nişanlısı Regine Olsen'i terk etti, çok sevdiği için. Ömrü boyunca hep acı çekti bu yüzden ama soranlara da yaptığının doğru olduğunu söyleyip durdu. O kadar çok seviyordu ki Regine'i ve o kadar nefret ediyordu ki kendisinden, evlenip onun kendisine 'maruz kalmasına' izin veremezdi!..
0
meksi
(28.10.12)
Belki hayatına dahil olduğun insanı en çok mutlu edecek kişi de sensindir. Ya da seni de en çok mutlu edebilecek insan odur.

İnsanlar bir ilişkiye başladığında nedense hep "daha iyisi" kavramı etrafında dönüyor. Karşındaki insanı en iyi kılmak da senin elinde, bir de bu açıdan bak.
0
sekilci zihniyet
(28.10.12)
Evlilik nadiren secimdir daha cok ihtiyactan dogar bikac ust duyurudaki arkaadasin maslow ile ilgili paylastigi semayi inceleybilirsin bunun icin. 2.si oyle dusunceli insanlar hakkaten yok artik. Metrobuse binerken ezildiler.
0
Agnahie
(28.10.12)
(13)

tam kız tribi ama değil mi?

merkezefendi
dayanamadım paylaşıcam; 2 senelik ilişkim var. seviyom da sevgilimi.kız arkadaşım mesaj attı bugün, bizim şarkımızı hatırlıyor musun diye? ( zööönnkkkk ne alaka kızım ne güzel ders çalışıyodum ben)tabi kıvırmaya çalıştım hangisini falan dedim. bu yaz söylemiştim sana dedi. iki üç tane saydım aklıma
dayanamadım paylaşıcam; 2 senelik ilişkim var. seviyom da sevgilimi.

kız arkadaşım mesaj attı bugün, bizim şarkımızı hatırlıyor musun diye? ( zööönnkkkk ne alaka kızım ne güzel ders çalışıyodum ben)

tabi kıvırmaya çalıştım hangisini falan dedim. bu yaz söylemiştim sana dedi. iki üç tane saydım aklıma gelenleri ilşkimizde hikayesi olanları. yok bunlar değil hatırlamadın mı dedi.
yok ya hatırlayamadım ismini muhabbeti hatırlıyorum da ismini çıkaramdım neydi dedim.
boşver dedi hatırlayamdıysan hiç bizim olmamış zaten dedi( pis laf yedim, mavi ekran)

bu sefer en garanti taktik karşı atağa geçtim ben trip attım, üzdün beni akşam akşam adını söylesen hatırlıcam ama ismini bilmiyorum ki dedm.

ismini söyledi hatırlamadım tabiki de. the cure ın bi şarksıı allah çarpsın 2. kez dinleyişim. ilkini ne zaman dinledm hatırlamıyorum. evet dedim hatırladım şimdi dedim ama iş işten geçmişti tabi. tribi yediğimle kaldım.

akşam akşam iyi trip yedim demi?
0
merkezefendi
(27.10.12)
evet, akşam akşam iyi trip yemişsin güzel kardeşim. söylenecek söz yok, samimiyetli bir "geçmiş olsun" dışında.
0
inscrutable
(27.10.12)
ahahhaa ay çok güldüm ya tribe bak.
iyi trip yemişsin gerçekten, kızın trip atası varmış.
0
proculianus
(27.10.12)
sami abi mod on / nasıl sizin şarkınız, sözleri mi siz yazdınız, bestesi size mi ait, yaylıları siz mi çaldınız? / sami abi mod of

birader olur ara sıra, trip ilişkinin baharatıdır, geçmiş olsun ama ne diyelim başka.
0
jir
(27.10.12)
ahaha trip atıcak yer aramış gibi :D arada yaparız böyle şeyler
0
rastgele bir gun
(27.10.12)
evlenince geçer;ne o soru sorar ne sen cevaplamak durumunda kalırsın.
0
chemnil
(27.10.12)
kıvıramıyosunuz... onu hatırlamıyorum ama bilmemneyi çok güzel hatırlıyorum diye tatlı bi laf işi çözerdi.
0
kediebesi
(27.10.12)
"allah çarpsın 2. kez dinleyişim" :)

Ona güzel bir şarkı gönder, gönlünü al bence.
0
buff
(27.10.12)
@buff şarkı kesmez artık ona ya ucuz ama manevi değeri yüksek bi hediye bulmam lazım. 90lar dan kalma çocukluk dönemimize ait oyuncaklar işe yarıyor allahtan:d
0
🌸merkezefendi
(27.10.12)
geçmiş olsun ya. karşı atağın gönlümü fethetti yalnız, herkes cesaret edemez. :)
0
gzg
(27.10.12)
bet sesinle şarkıyı söyle kaydet gönder.
0
lpgli tosbaga
(27.10.12)
allah akıl fikir versin.
0
kirkbir
(27.10.12)
sana söylemiş diye sizin şarkınız mı olmuş o ne saçma iş lan! neyse ilgiye sevgiye ihtiyacı var heralde şansını zorlama güzel şeyler söyle.
0
r_u_h
(27.10.12)
bence çok tatlısınız:) ama şey saçma tabi "ben ders çalışıyorum ne şarkısı o_0" şu mu olacaktı, tam ben de onu düşünüyordum bebeğim dilimin ucunda rırırırı nımrırıım dı yaa hatırlatsana filan :) gerçi bu da taktik olurdu bak.
0
yassa leyn
(27.10.12)
(2)

Sanat eseri karşısında aşırı duygulanma

yahepyahic
Bir sanat eseri karşısında aşırı etkilenme, duygulanma durumunun psikilojide bir ismi vardı. neydi acaba ?? Çok aklıma takıldı ve bulamıyorum.
Bir sanat eseri karşısında aşırı etkilenme, duygulanma durumunun psikilojide bir ismi vardı. neydi acaba ?? Çok aklıma takıldı ve bulamıyorum.
0
yahepyahic
(26.10.12)
stendhal sendromunu kastediyor olabilir misin?

en.wikipedia.org
0
inscrutable
(26.10.12)
kesinlikle.
0
🌸yahepyahic
(27.10.12)
(3)

PC oyun tavsiye

anorthosis famagusta
arkadaşlar şöyle sağlam sarıcak rpg tarzı bi oyun arıyorum. ama call of gibi bilinen şeylerden uzak olan. tavsiyeniz var mı?
arkadaşlar şöyle sağlam sarıcak rpg tarzı bi oyun arıyorum. ama call of gibi bilinen şeylerden uzak olan. tavsiyeniz var mı?
0
anorthosis famagusta
(26.10.12)
fallout 3 ile new vegas. oynadığım rpg ler arasında beni en çok saran fallout oyunları olmuştur. bunlarla 2 mevsim geçirebilirsin...
0
emrhn
(27.10.12)
Pc'de oyun oynamak istiyorsan: dishonored.
0
vexations
(27.10.12)
the witcher 2.
0
inscrutable
(27.10.12)
(10)

Günümüzde Felsefe Eğitimi Almak

berat1058
Son 2 senedir tek istediğim şey felsefe okumak. Hayatımın anca bu şekilde sıradanlaşmasını engelleyebilirim. Hiçbir mesleğe sahip olmak istemiyorum açıkçası. Bütün mesleklerin aynı kapıda, yapan kişinin kendisini satması gerektiğini düşünüyorum. Bu sene sınava gireceğim ve tercihte felsefe bölümleri
Son 2 senedir tek istediğim şey felsefe okumak. Hayatımın anca bu şekilde sıradanlaşmasını engelleyebilirim. Hiçbir mesleğe sahip olmak istemiyorum açıkçası. Bütün mesleklerin aynı kapıda, yapan kişinin kendisini satması gerektiğini düşünüyorum. Bu sene sınava gireceğim ve tercihte felsefe bölümlerini sıralayacağım. Çevremdeki insanlar ise nasıl geçineceğimi soruyorlar, aslında haklılar da.

Buraya neden yazdığımı da tam olarak anlatamam ama felsefe bölümü okumuş birisiyle konuşmak istiyorum. Eğer felsefe okumadıysan, fakat şu çocuğa şunu söyleyebilirim dersen sen de mesaj atabilirsin.
0
berat1058
(26.10.12)
sen ne istiyorsun tam olarak? eğer hayatının sıradanlaşmasını meslek sahibi olmak ile bağdaştırıyorsan, bunu yeniden bir düşün. felsefe okumak kendiliğinden seni sıradanlaşmaktan kurtarmayacağı gibi felsefe dışında bir şey okumak da sıradanlaşmana otomatikman kapı açmayacak. istediğin şeyi oku, bunun süresince ya da sonrasında da istediğin şeyi yap, istersen boş boş otur istersen kendi ilgi alanlarını kovala. bunu istersen felsefe ile yap istersen başka bir ilgi alanınla, ama felsefenin kendisi seni herhangi bir şeyden kurtarmaz. seneye seni sözlükte yüzeysellikten sıyrılmaya debelenen seviyedeki felsefe bilgini sergilerken görmeyelim de...
0
inscrutable
(26.10.12)
madem felsefe istiyorsun sürüden kopmak istiyorsun hakkını ver bu kararının. en iyisin yap boğaziçi felsefe'ye git. diğer okullar için bi şey diyemem ama boun felsefe ye gidersen yaptığın tercihten dolayı pişman olmazsın. ama boğaziçi ni değil de ege felsefe yi kazanırsan hayat zor olur senin için.

tekrar ederek bitireyim boğaziçi felsefe ya kas. ama çok kas. hakkını ver. boun sadece felsefe eğitimi değil boun etiketi kazandırır. bu da çok kapıyı açar sana üstelik hiç ummadığın alanlarda.

not: felsefe okumuyorum. hatta boun da bile değilim.
0
merkezefendi
(26.10.12)
felsefe bölümünü 2.sınıftan bırakıp şu an başka bir bölümde okuyan birisiyim.

-felsefe okursan ileride iş bulma sıkıntısı yaşayacaksın.15.000 mezun var her yıl...yılda 2-3 tane araştırma görevlisi alınır..70-80 tanede öğretmen alınır.Özel sektörde felsefe mezununa iş vermezler.Bugun yeni mezun mühendis özel sektörde 1.200 maaşa çalışır.ki felsefeciyi kim ne yapsın..

-okurken öyle senden kendi düşüncelerini anlatmanı bişeyler savunmanı istemeyecekler.Bol bol ezber yapacaksın.Tıp,hukuk okur gibi zorlanacaksın fakat hiçbir faydası olmayacak.

-Hangi üniversitede okursan oku bunlar değişmeyecek.Boğaziçinde okusanda belki diğer üniversitelere göre daha iyi olacak ama yukarıda anlattığım şeyleri yine de yaşayacaksın.
0
soljenitsin
(26.10.12)
Üniversiteye girmeden önceki "her meslek aynı şey, hepsi sıradanlaşmış yaşamlarda boşa giden yaşamlar" psikolojisindesin. Felsefe bölümü okuyunca da ünlü filozoflardan biri olacaksın, hayatın anlamını sorgulayacaksın sanıyorsun. Bu yaşta normal bişey bu.

Kendi yaşıtların ile konuşup birbirinizin "hayat ne boktan yaaa" düşüncelerini destekliyorsanız, bir işe yaramaz. Onlar hayatı ne kadar bilmiyorlarsa sen de o kadar bilmiyorsun. Benim gibi 27 yaşındakilere sorarsan da hepsi "nasıl para kazanacaksın o meslekle?" diyorlar. Sanki hepimiz bu sistemin kölesi olmuş, rutin bir "işe gir, evlen, çocuk yap, emekli ol" düzenine girmiş büyükler gibiyiz. Bu hayatın da sana uygun olmadığını, sıkılacağını düşünüyorsun.

Öncelikle, felsefe bir işine yaramaz. Antik yunanlılarda Sokrates'lerin iki tane öğrencisi oluyordu, bir tanesi ünlü oluyordu. Şimdi yıllık onbin tane felsefe öğrencisi mezun oluyor. Filozof olmayacaksın, felsefe öğretmeni falan olabilirsin belki. Hayatın istemediğin kadar sıradanlaşır.

İkincisi, ben de sıradanlaşmış işe girme çalışma döngüsü istemedim. En iyi üniversitenin en iyi mühendislik bölümünden mezun oldum, ama işe girmedim. Bir yandan çalışmadan para kazandırabilecek kendi işimi kurmaya çalıştım, bir yandan da kitap ve senaryo yazmaya çalıştım. Çok yavaş ilerliyor, düzene karşı kendi hayatını tanımlamak hiç kolay değil. Ayrıca, "nasıl para kazanacaksın?" sorusu kadar doğru bir soru yok. Kim olursan ol, ne düşünürsen düşün, önümüzdeki iki yüz yıl boyunca bu dünyada para geçerli olacak. Eğer güzel bir kızsan ve zengin bir koca bulurum diyorsan ne ala. Değilsen, istediğin hayatı yaşamak için ihtiyacın olan ilk şey para. Ben yazacağım kitapları senaryoları yazabilmek için para kazanıyorum şu anda, az çalışacağım bir iş kurup, birkaç çalışan alıp, günlük geçim derdini bitirmek, böylelikle rahat kafayla "düşünmek". Şu anda 30 yaşını hedefliyorum bunun için.

Eğer filozof olup "ben hayatın ve kainatın gerçeklerini düşünmek istiyorum" diyorsan, yapman gereken az çalışıp iyi para kazanabileceğin bir iş seçmek. Felsefenin okulunu okumak değil. Ayrıca senin yaşındakiler için "daha çok gençsin" demekte herkes çok haklı. Bir değişiklik yap ve büyüklerin sözünü dinle. Üniversitenin ilk iki yılında sıkılabilirsin ama en azından benim yaşıma geldiğinde küçüklere dönüp "benim yaptığım hatayı siz yapmayın" demek zorunda kalmazsın.
0
harzem
(26.10.12)
Eksik bıraktığım bir nokta var sanırım ki herkes para üzerine konuşmuş. Ben 'üff canım sıkıldı, hadi bugün alışverişe gidelim' tarzında birisi değilim. Paranın kendisine karşıyım. Ne kadar şu anda bir elin yağda, bir elin balda deseniz de içinizden sokaklardaki üzerinde yırtık pırtık hırkası bulunan tinerci olmaya da razıyım. Ha, elimde internetim, masamda sıcak bir kahve olsa iyi olmaz mıydı? Tabi ki olurdu.
Felsefenin beni sıradanlıktan kurtarmasını beklemiyorum zaten, önemli olan o işe git-eve gel sıradanlığına girmemek.

@harzem, kendimi filozof olarak görmüyorum ileride, felsefe bölümünü bitirip, başkalarına öğretmek de istemiyorum. Sadece büyüklerin çok çok iyi bildikleri ergenlerin bir meslek sahibi olmalarına karar vermesi yanlış geliyor. 'Banane, çalışmayacağım, istemiyorum para, aç kalıcam' tribi değil esasında bu. Yalnızca hayatım boyunca farklı konularda bilgi sahibi olmak istiyorum. Bir işim olacak tabi ki her zaman, ama bir mesleğim olmayacak.
0
🌸berat1058
(26.10.12)
boğaziçi'ni kazanamıyorsan boşver.
0
sensible soccer
(26.10.12)
net olacak olursam bence biraz boş konuşuyorsun. bunu seni yargılamak için falan söylemiyorum zaten gençsin henüz anladığım kadarıyla. ama görülen o ki sözlerinin belli bir ağırlığa sahip olmasına niyet etmişsin ve o iş niyet ettiğin gibi gitmiyor, onu söylemek istedim.

"Ne kadar şu anda bir elin yağda, bir elin balda deseniz de içinizden sokaklardaki üzerinde yırtık pırtık hırkası bulunan tinerci olmaya da razıyım."

değilsin ve böyle bir şeye kimse razı da olmaz zaten.
paraya karşıt olmak falan da tırt duruşlar biraz. ciddiye almıyorum, birkaç seneye sen de almazsın.

onun dışında dediğim gibi, senin farklı konularda bilgi sahibi olmak, ya da belli bir ev-iş döngüselliğine girmemek isteğinin felsefe eğitimi ile bir bağlantısı yok. istersen gemi mühendisliği oku, istersen ingiltere'ye git oyun tasarımı oku, istersen princeton'da astrofizik oku, döngüselliğe girip girmemeni belirleyen şey okuduğun bölüm değil yaptığın seçimler ve aldığın inisiyatifler olacaktır. hani sen bir eksik nokta bırakmadın aslında, olayın özü spesifik olarak "felsefe eğitimi almak"tan gerçekten uzak.
0
inscrutable
(26.10.12)
Olayın özü anlattığın gibi felsefe eğitimi almak değil, bir meslek sahibi olmaktan kaçmak. Fakat bir tıp, inşaat mühendisliği, astrofizik okuyup ben çalışmak istemiyorum demek var, bir de aslında ben bununla ilgilenmeyi seviyorum dediğiniz bir alanda okumak var. Eğer gelip de kaba anlatımla "sıçıttıracak" bölümü okuduktan sonra 'zevkten okudum' derseniz adama gelip sorarlar, ee o zaman neden okudun o bölümü diye. Bu yüzden mesleksizlik beni felsefeye itiyor, felsefenin kendisi mesleksizliğe değil.
Şu büyükler de küçükler hakkında her şeyi biliyormuş, bütün hepsi ne de olsa kendilerinin tıpkısıymış, vesselam.
0
🌸berat1058
(26.10.12)
@berat1058: estafırla, bir şey bildiğimi varsaydığımdan demedim bunları, gereksiz lafların ve büyük iddiaların önüne geçmekti amacım. ilk mesajında net bir şekilde demişsin ki, hayatımın anca bu şekilde sıradanlaşmasını engelleyebilirim. ben de diyorum ki öyle olmak zorunda değil.

onun dışında tabii ki eğer mesleksizlik seni felsefeye itiyorsa, ilgi alanın da buysa, felsefe oku, ona bir şey diyeceğim yok. kimse de bu noktayı kaçırmıyor zaten, hani bir şeylerin eksik bırakıldığını düşünme.

onun dışında işte o para üzerine düşüncelerin ve mesleklere yaklaşım biçimin nispeten şaibeli, ama o da zamanla evrilecektir. diğer insanların dikkat çekmek istediği nokta, daha çok bu.
0
inscrutable
(26.10.12)
felsefe oku
0
merkezefendi
(26.10.12)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.