sileriz.

ben izin veriyorum yaz.

arkadaşlar hanginiz moderasyonsunuz ki?

benim tabi ki.

kimdir nedir de bişe yazmıyor cpu falan??

(bkz: kara murat benim)

iş bankası iyidir.. zaten wertherin acılarını basmayan yayınevi pek kalmadı :)

İkisini de okudum, Can Yayınları çevirisini çok daha başarılı buldum. Çıktığı dönemki özkıyım dinamiği yaratan atmosfer çok daha iyi hissettirilmişti.

Selamlar/saygılar.

bence öteki yayınevi de bir seçenek olmalı.

işte bu ilginç oldu, hala %50'de kalmış gibi, bununla birlikte yeni bi öneri de var...hangisini seçeceğim ki? yoksa çok mu dert ediyorum çeviri kalitesinin önemini?

Çeviri "çok" önemlidir.

Pek tabi, "tradittore traitore."

o ne kadar istiyorsa o kadardır abi, sonunda onun 'malı'. madem çok fazla fiyat istedi, koymayacaklardı kitaba, yanlış mıyım?

hukukçu değilim, normal vatandaş.

piyasaya göre belirleniyor. ben bir bilenden piyasasını öğrenmek istiyorum.

yanlış yapmışlar müdür başkasının eserini sormadan etmeden kullanamazsın 1 trilyon müstehaktır.

şimdi hem bir eseri telif ödemeden kullanıcak hem de bik bik edicek. vay arkadaş müvekkilinizin yaşadığı kafa çok güzelmiş valla güle güle kullansın.

Burda sanatçı ne kadar fiyat biçerse eserin değeri o kadardır. Piyasa ortalamasının altında da olabilir üzerinde de. Fikri haklar kapsamında değerlendirelecek bir duru ve müvekkiliniz en açık ifadeyle hırsızlık yapıp hakısz kazanç sağlamış bu durumdan. Laf yapmaya pek hakkı yok yani.

ama çok saçma dediğin. hani mesela sen bi mal ürettin ama sadece kendin kullanmak istiyosun satılık değil. sonra herifin biri geliyo diyo ki kullanıcam ben bunu, sen de satmak istemiyosun bir trilyon diyorsun, sonra adam olmaz öyle şey o çok pahalı deyip çalıveriyor, kafasına göre takılıyor? mantıklı değil yani.

hukukçu değilim; bilemem ama bu tür durumlarda eseri izinsiz kullanılan herkes 5.000 TL+KDV istiyor. Epey büyük bir banka adına geçen hafta tam da bu meblağı ödemek zorunda kaldık şirket olarak.

arkadaşlar yanlışını doğrusunu sormuyorum. bilmiyorlar işte. her hakkı saklıdır uyarısı falan da görmeyince alıp kullanmışlar. konum o değil. zaten şirket de kabul ediyor yanlışını. ödeme yapmak istedi ama çok yüksek ücret istediler. neyse konu bu işin piyasa rayiç değeri.

şey, reklamcılar bılmemnesı odası gibi bişi var. onların belirledikleri fiyat var her iş için. matbaasından yaratımına kadar. sen bı reklamcı olarak en az o fıyat kadar ucret ıstıyorsun örneğin. yanı bu ıslerın ucretını duzenleyen oda. ah google yaptım ama net hatırlayamıyorum adını. sanırım yarın grafiker arkadasıma sorucam, yazarım. sıze yardımcı olacak ucret orada bence.

teşekürler sayın fenerli:)

Müvekkiliniz tipik bu işleri ucuz bulan tayfadan sanırım. Şahsen kendim de bir çizer sayılırım, deviantart hesabımda çokça çizim var. Bu işin öyle 1000 lira aralığında değişen bir piyasası yok. Benden bir kitap için kapak isteseler, şirketin adına sanına, projenin büyüklüğüne bağlı olarak 1000 lira da isterim, 3000 lira da. Az biraz isim yapmış bir kişi olsaydım 5000 lira isterdim, kimse de yadırgamaz napıyorsun demezdi. Kusura bakmayın istediğiniz konuda çok yardımcı olamayacağım dile getirmek istedim sadece. Sizin işiniz de belli sonuçta yanlış anlamayın. Benim bahsettiğim fiyatlardan çok da farklı olacağını sanmıyorum.

önceki cevabımı pek umursamamışsın ama yeniden cevap yazayım hadi. fenerli'nin dediği fiyat tablosu eskiden yapılırdı ve ajanslara verdikleri hizmetler için en alt birim fiyatını göstermek için tavsiye niteliğinde bir çalışmaydı. O tabloyu bulsan bile herhangi bir geçerliliği yok. Hatta Ankara Reklamcılar Derneği'nin tablosunu görürsen kızın az bile istediğini düşünebilirsin.

umursamamak diye bir şey yok. ben haklılık haksızlık tartışması da yapmıyorum. bunu meraktan soruyorum. cevap dilekçemde de kullanmayacağım.

o şekilde efendim çok büyük bir hata yapmışızlarla falan olmuyoz bu işler. Hanımkızımız öğrenci bu şekilde bir gelir hedeflemiş söke söke aldığı rakamda anasının ak sütü kadar helal olacaktır. yalnız bu bedel müvekkildenmi alınmalı kitabın kapağını hazırlayanlardan mı? Sizde biz şu parayı verdik bize bu kapağı bunlar hazırladı diyebilirsiniz. Çok amatörce www.tekinorme.com şu çalışmayı yapmıştım kurumsal kimlik şeklinde kartvizitinden etiketine zarfına yıkama talimatına değin. 1000 tl istedim 50 e anlaştık (cahillik işte) 500 TL yi 10 ayda 50 50 taksitle aldım hacı zannedersin evkurdan çamaşır makinası aldım pişman oldum tabiki. Bu arada bu çalışmamıda çok beğenmiştim zamanında artık ülkemizde sektöre bakıştan dolayı bıraktım bu işleri ayrıca.

ben de tasarımcıyım.

hanımkızımız paragözmüş onu bi söyleyeyim.

ama şu da var, grafik tasarımlarda standart fiyat diye birşey yoktur. grafik göreceli bir iş, sen paint terk dersin adam 10 ayımı aldı bu çalışma 1 trilyon istiyorum der (über bi örnek oldu bu tabi de) birşey diyemezsin. hiçbir standart yok. hukuk kısmını bilmiyorum ama kız paragöz aga nokta.

Abi kıza laf atmak yerine o kapağı tasarlayan adamlara kulp takmalısın kız kapıdaki aralığı görmüş zaten bu işlerde avukata gittinmi sen 1 istesende avukat allem ediyo kallem ediyo 5 yapalım diyo 10 yapalım diyo zaten hakim 3 der diyo 1 istersek 200 anca verir diyo YANİ AVUKATIN DA İŞİ O ! not:avukata gittim.

mirim şöyle söyleyeyim, ben kitap kapağı tasarımlarını 1500 tl'ye yapıyorum ajans olarak. 10.000 tl çok, ama çok yüksek bir rakam. gel gelelim bu yorum sadece beni bağlar, tasarımın fiyatını tasarımcısı biçer. bu işin bir ekspertizi olsa, o da yok. selamlar.

4000 tl'ye anlaştık ve davadan feragat ettiler.

www.youtube.com

solgar (bkz: omnium)

bunun için multivitaminin geldiği son nokta diyorlar. bir sürü ödülleri varmış incele istersen

www.solgar.com.tr

fenerbahce.org


"Spor Toto Süper Lig’in 31. haftasında, Fenerbahçemiz ile Galatasaray arasında, 17 Mart Cumartesi günü Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı’nda oynanacak maçın biletleri 13 Mart Salı günü satışa çıkıyor.

13 Mart Salı günü Kongre Üyelerimiz için satışa sunulacak biletler, 14 Mart Çarşamba ve 15 Mart Perşembe günü Fenerbahçe Premium Kart ile Fenerbahçe Taraftar Kart sahipleri için satışa çıkacak. Biletler genel satışa, 16 Mart Cuma günü sunulacak."

çıksa bile en fazla 10 dk satışta kalır karaborsa süpürüyor hepsini

en.wikipedia.org

en.wikipedia.org

tarık bin ziyad

adolf hitler kavgam oku.. adam boyacılıktan alman liderliğine yükselmiş.

yarın derste 3-4 dakikalık bir sunum için soruyorum hoca atatürk hitler falan olmasın farklı biri olsun dedi. hayali lider de kabul ediliyor sanırım. aragorn falan yani. hatta galileo leonardo da vinci falan da indirect lider olarak yine kabul ediliyor. biri john lennon ı yapıyormuş galiba mesela.

gandi

gandi alınmış.

che

Hayali oluyorsa Ursula K. Le Guin'in Mülksüzler romanında bahsedilen Odo adlı karakter. Urras isimli gezegende anarşist bir isyan basşlatır, kitleleri peşine takar ve Urras tüm bu anarşiklere kendi uydusu olan Anarres adlı bir gezegeni verir orada istedikleri gibi yaşamaları için. Odo anarşist bir isyanla başlayıp tüm bir gezegeni kazanmış bir lider sayılıyor bir yerde.

bi aralar babylon falan vardıbilmiyorum ne durumda şimdi bi bak istersen

www.inndir.com

moonstar vardır ama sadece ingilizce bu başka dil yok..

babylon sakın yükleme pc'Yi mahvediyor..

abbyy lingvo var. rusça için kullanıyordum çok güzel ekstra özellikleri de vardı. çok memnundum. 12 dil içeren bi sürümü vardı ben onu kullanıyordum, başka sürümleri de vardır herhalde.

lingoes.net

orhan pamuk'un eserleri hem bulunması açısından kolay hem de dili açısından çeviri sorunlarını daha iyi görebileceğiniz kitaplardır.

www.pandora.com.tr

elif şafak'tan da çok var.

yaşar kemal var ince memet

Şurada Türkçeden yabancı dillere çevrilmiş bütün eserleri görebilirsiniz:

www.tedaproject.com

bu kural tüm kitapları için geçerli değil sanıyorum.

Birkaç roman buldum fakat hiç birinin ingilizcesini bulamıyorum.Yaşar Kemal'in '' Kuşlar da gitti '' romanı mesela.Thilda Kemal çevirmiş ama bir türlü ingilizcesine ulaşamadım , ne yapsam ki ?

:))))))))))

anüse bakıyorlarlar bildiğim kadarıyla.. gazetede bi erkekle sevişirken çekilmiş görüntülerini istediklerini falan söylüyodu bilmiyorum ne kadar doğru.

elbet oluyor her dövmecinin model defterleri vardır kendi götürdüğün şekili de yapar burdan seç beğen diyecek hali yok.. iyi dövmeci bul yeter.

yapabilir

normal bi dovmecinin tabiki bi katalogu vardır ama bunun aynısını yapmak tamamen tecrube ve yetenege bakar. kadıkoydeysen dual muzikten erhan babayı tavsiye ederim.rex sinemasından asagı yardır direk gorursun zaten ve hem muhabbeti efsanedir hemde inanılmaz çizer

acayip klişe olucak ama muhtemelen hayatının sonuna kadar kalacak bir şeye kendin karar ver derim. gidip defterden bakıp yaptırmak sonradan pişman olma riskini arttırır.

okumadım.

bu tür kitaplar genelde işe yaramaz. piyasa da bu türde milyarlarca kitap var. hepsi aynı şeyleri iddia ediyor.

nlp kitaplarından uzak dur

boğaziçi kütüphanesinde var ama ingilizce

boun.summon.serialssolutions.com

bide şu var

www.kitapyurdu.com

satılık..

ingilizce olması daha iyi olur zaten de.. ankara'da yaşarken bir boğaziçi kütüphanesi kitabına ulaşmanın mümkün olacağını sanmıyorum. kitapyurdu'ndaki kafama yattı sayılır ama..

kart sahibine veriyorlar hala.

şifreyi biliyorsan sorun olmamalı..

bileti yine babanın kartıyla alabilirsin. bir de mail order yöntemi ile kredi kartı bilgilerini dolduracağın bir form ile altına da bir imza çakarsan o belge ile de bileti teslim alabilirsin. kart ibrazına gerek kalmaz.

moderasyonla irtibata geç ip karşılaştırması falan yaparlar.

www.perapalace.com

burda kalsınlar kimse evlimisin diye sormaz..

çok pahalı olmasın dedik iyi ki :) oda fiyatları 500 eurodan başlıyor.

oldukça ucuz ve bir o kadar da güzel bir yer. geçen sene kalmıştık tavsiye ederim.
chilloutpera.tumblr.com

evlilik cüzdanı soran otel kalmadı ki yav? taksim sıraselviler'deki otellere baksınlar..

@trinitrotoluen

odaları bekar evi gibi kalınmaz burda

sadece kendi tecrübelerimle söylüyorum:

1. modem arızalı. modemi değiştirip deneyin.
2. ana hattan gelen kablolarda sıkıntı var. (ezilme gibi) kabloları yenileyip deneyin.
3. apartman veya ev içi hatta sorun var. özellikle sıva altındaki kablolarda.

modem benimde aklıma geldi onu denicem. kablolarda sıkıntı olma ihtimali de yüksek koltuğun altında ezilmiş olabilir. cevap için teşekkürler. başka tavsiyesi olan varsa bekliyorum.

8mbit'e kadar kullanıyosunuz büyük ihtimalle, biraz daha bekleyin kopmalar sıklaşırsa, müşteri hizmetlerini arayın, hızınız ne ise yarısına düşecek. 8 alıyosanız 4 alcaksınız, 4se 2, 2yse 1.

bunun tam sebebi nedir bilmiyorum, zaten "önceden problem yoktu şimdi niye var" diye sorunca "hattınız kaldırmıyor" diyorlar, soruya cevap değil yani. bağlı olduğun santrali değiştirmiş olabilirler. ya da santiago nasar'ın bahsettiği şeyler olabilir.

virüs işi (bkz: spyware) bir allahın kulu da şunu akıl edemiyor. lokasyon'da problem yoksa ki yoktur sürekli bağlantı kopması yüklenen çeşitli programlar bulaşan virüslere işaret eder. önce combofix kur iyice bi temizlesin makinayı

www.tamindir.com

sonra adaware kur bir de o temizlesin

www.inndir.com

toolbar virüsleri buluşmış pcye.. güvenlik duvarını ele geçirip sürekli kopmalar yaşatıyorlar.

(bkz: relevant knowledge)

Ttnet müşteri hizmetleri tarzı cevap veriyim: "Modem ışıkları yanıyor mu?" :)
Modemin ışıklarını söndürecek bir virüs varsa, helal olsun ona.

Benim başıma geldiğinde: ttnet'i aradım, arıza kaydı vs. dediler. Çözüldü diye aradılar. 1 gün sorunsuz, kullandım.
Tekrar aradım; çözüldü dediler. Akşamına tekrar gitti.
Son olarak modemi değiştirdim. Her şey yolunda.

yan yatır, kesin çözüm.

Aynı durum arakadaşımda oldu. Splitter bozuk olabilir.
Telefonla konuşurken modem ışıklarında sönme oluyorsa splitter bozuktur.Bunu deneyin lütfen.

herkese teşekkürler.

@9uncu nesilim ama para bende

herşeyi yaptım bi domaltmadığım kaldı :)

girmemen yararına olur.

benim 3 4 senelik hesabım da arkadaşımla aynı yerden girdik diye silinmişti. sözlüğe küstüm son 2 senedir. fakat yine buradayız, ekşiduyuru koparmadı bizi buralardan.

o yüzden bu bilgiye ihtiyacım var. emin olmam gerek.

arkadaşımla aynı yerden muhabbeti genelde fake hesaplar için kullanılır :) neyse..

yok, hakikaten samimi şekilde soruyorum. bir fake hesap için aylarca online olmam. o kadar da siklemiyorum sözlük kısmını. ama olmuşken, olalım yazar da, dursun kenarda yani.

aynı işyerinde çalışıp sürekli aynı statik ip ile bağlanan onlarca yazar var. aynı ip sorun olmaz. sözlük hesapları aynı/benzer şeyleri yazıp silmek vb çoklu hesap belirtisi göstermişse silinebilir. ya da birisi ispiyonlar falan, yoksa sorun yaratmaz.

valla sevgilim daha hızlı yazar olabilsin diye ben bütün gün bilgisayar başında olduğum için onun hesabını açık tutuyordum. ama arada çok entry giresim geldiğinde kendi hesabıma geçip giriyordum. şimdi yazar oldu ve onun hesabını açmıyorum bile. bir sorun da yaşamadık.

@realsanto rahatladım.

bence normal değil, eğer ikinci bir şişe varsa elinizde onu da bir kontrol edin derim, orada da aynı durum varsa sorun olmayabilir.

oha biranın içine daşşak kılı atmışlar. anormal

açılmış bu şişe.

edit: mesela beyaz beyaz maya partikülleri içeren veya bulanık biralar olabiliyor. bunlar türüne göre normal olabilir. ama bu resimdeki açılmamışsa gerçekten normal değil bence.

bahcelievler o.O

gusta bu efes pilsen'in ürünü.. buğdayı olduğu gibi içine atmışlar heralde :)

@pessenger, başka şişe yok maalesef. daha önce içmediğim biralardan birer şişe almıştım deneme maksatlı.

@anarquila, kıla benzeyen şey düz olunca o şıkkı eledim ben.

@ermanen, şişe tamamen kapalı. ama daha önce çalışanlardan biri açıp içine tüpürüp bir de bu şeyleri atıp tekrar kapattıysa bilemem.

@GibsonRules, anlamadım.

@inayet prensi, efesse o da mümkün tabii :)

sanırım onlar arpa yada buğday kılçığı, ama nasıl içine girmiş hayret ettim diyecem ancak bu şişeler depozitolu, yani içip içip geri getiriliyorlar, şirket bunları temizleyip yeniden doldurup satıyor. hatta bunun efsanesi de var, gerçekliğini bilmem ancak, eskiden kolaların da depozitolu şişeleri vardı, hatırlayan bilir. neyse bu şişelerin içinden de silgi ve kesik parmak çıktığına dair söylentiler vardı. şişelerin temizliği mekanik yapılıp son kontrolü gözle yapılırdı, nasıl olmuşsa gözden kaçmış diye falan filan.

bence hemen tazminat davası aç.

@yemrem, bendeki şişe depozitolu değil. 33lük gusta.

@blackmail, firmayı arayıp şantaj yapmayı düşünüyorum aslında.

Şansını dene 1. si 2. si belki seni siklemeyip bizim gusto lar böyle içinden çıkması normal fln derse ben bindokuzyuz bilmem kaçtan beri içiyorum fln bilinçli tüketici ayakları yap bakalım nolcak şikayet vara resim koycam yazı yazcam tüketici mahkemesine başvurcam derneğe gittim zaten fotosunu fln çektirdik her türlü yasal hakkımızı diye saydır bakalım :D

komisyonumu alırım :D

normaldir

hacı tazminat davası açamazsın çünkü ortada zarar yok. eğer içip de sağlıgını etkileyen bir durum olsa olabilirdi.

eğer o madde hakikaten kıl falan gibi bira içinde olmaması gereken bir şeyse o zaman bu toplum sağlığına aykırı madde olduğu için hangi markaysa bira onun cezai sorumluluğu doğuyor olması lazım. tüketici hakem heyetine falan şikayet etsen de bir şey çıkar mı bilmiyorum, sallamama ihtimalleri de var. ama benim tavsiyem bu fotoğrafı şişenin açılmadığını da gösteren bir biçimde efes(?) in müşteri hizmetlerine at bakalım ne diyecekler. bence biraz kafaları çalışıyorsa gönlünü yapma yoluna gitmeleri lazım. eğer ters bir cevap alırsan ya da sallamazlarsa o zaman uğraşırsın tüketici hakem heyetiyle falan.

bu arada ben olsam kesin içmiştim onu helal olsun süper görmüşsün.

Fotografi firmaya gonder ve nedir diye sor. Eger anormal bir sey ise urunu incelemek isteyeceklerdir ve urun ayipliysa size yenisini verirler hatta bazi durumlarda olayi kapatma amacli hediye falan veriliyor. Birde gondemeden once ayni urune bir marketten bak icinde benzer seyler var m diye.

@espason, yok be hacı abi dava filan açacak değilim zaten. blackmail nickli arkadaş şaka yapmış. çünkü daha önceleri de buna benzer durumlar için "dava açsam noolur, kazanır mıyım?" temalı sorular gelmişti. ben de onun nicke ithafen şantaj dedim. o kadar yani.

bira için acayip uyku getirir.

seviyorsan hurma ye, içinde çok yüksek miktarda lif var, günde 3-4 tane yemen yeterli.

müdür al bimden 2,5 liraya yeşil çay, sabah akşam iki bardak iç hiçbişeyin kalmaz. poşet çay olarak satılıyor

kekik cayi.

tik koymamış olmamdan 'fitil'in yok olduğunu söylemişim' gibi bir anlam çıkarman ne gariptir. 'Lan'lı konuşman daha da garip. İlaç, fitil böyle şeyler kullanmak istemiyorum, bu aralar böyle yöntemlere başvurmak istemiyorum.

1) Kefir bu işe en büyük ilaç
2) Gun içinde cok su içmeyi alışkanlık haline getir
3) Sporda da devamlılık

bol su iç. sabah kahvaltısı da çok önemli. sabah güzel bir kahvaltı yap. çünkü dışkılama için tuvalete gitme isteği günde 1-2 defa gelir ve hepimizin farkedeceği gibi bir tanesi genelde sabah uyanınca olur. kahvaltı yapman bunu tetikler.

portakal ve elma ye hocam. ama sakin portakal suyu ve elma suyu filan icme. bi de kuru erik ye bolcana. biraz zeytinyagi ic. bol su icmen banko zaten. hareketsiz kalirsan calismaz barsaklar. yol yurumen de gerekiyor. bakliyat da iyi gelir. paran oldugunda biraz badem. evde patlattigin misir.

günde en az bi sorti yapıyor musun?
ben kendimi buna alıştırınca sorun kalmadı. akşam yemekleri full fastfood anca öğlen sulu yemek. çözüm: bir sorti per day.

zeytinyağının içine kekik kırmızı biber serp. birazcık da limon sık. sabah kahvaltılarında ekmeğini batır batır ye. faydasını göreceğine eminim:)

düzenli meyve ye

mehdi olduğunun alameti olabilir.

tavşan humması

bu gerekli yorumlar üstte kalsın çok teşekkür ederim onore oldum diyor bu tip luzumsuz sözcüklerle muhattap olmamak adına sadece önfikir almak bakımından bu duyuruyu açtığımı belirtmeyi kendime görev biçiyorum. evet .

iç kanama olabilir allah korusun:/

benim annemde de aynı bölgede kocaman bir siyahlık var yıllardır. Zaman zaman o siyahlık yayılıyor hatta,rengi de gitgide koyulaşıyor. Dolaşım bozukluğundan kaynaklandığı söylenmişti diye hatırlıyorum.
Ben de merak ettim, bir sonuç alırsanız haber verir misiniz? Geçmiş olsun bu arada.

Kanser olabilir, Allah korusun diyelim yine de.

öncelikle resimde bir siyahlık görünmüyor.

onun dışında yaşla beraber güneş lekelerinde artış olabilir. mantar enfeksiyonu da olabilir. bir dermatolog görse iyi olur.

once hematolojiye gotur. onlar bizlik bi sey yok derlerse, o zaman dermatolojiye gotur.

(bkz: trentemoller)

(bkz: radiohead)

bunu giymeyi düşünmüyosun heralde :)

valla düşünmüyor değilim, ne yalan söyleyeyim :) ama bunlar gibi değil tam olarak, biraz daha yere yakın modelini bulabilirsem. çok daha güzelleri var bunların.

valla normalde nerde bulunur bilemiyorum ama dans ayakkabısı satan ve yapan yerlerde oluyor bu modeller. hatta bizim ofisin olduğu handa bi yer var. ilgilenirsen adresi mesaj atiyim. vitrin bu tarz ayakkabılarla dolu.

bi ara damat-tweende vardi.

istiklal caddesinden tünele doğru yürürken sağ tarafta kalan bir ayakkabıcıda satılıyordu (hala var mı emin değilim). bilindik bir marka ya da onları satan dükkanlardan değil. kendi imalatları olan kösele ayakkabılardan satılıyorlar.

(bkz: Kurk Mantolu Madonna)

(bkz: puslu kıtalar atlası)

(bkz: kara kitap) orhan pamuk

Sadık Hidayet - Kör Baykuş.

Bir de the catcher in the rye'in ergenligini ve savruk üslubunu barindirmayan fakat yakın temaya sahip Sylvia Plath'in Sırça Fanus'u var.

Türk Edebiyatında da
Ahmet Hamdi Tanpınar'ın Huzur'u bana kalırsa 20.yy'da Turkce yazilmis en iyi romandir.

Tutunamayanlar- Oğuz Atay
Aylak Adam- Yusuf Atılgan
Zorba- Kazancakis
Atlas Vazgeçti- Ayn Rand

ayşe hür var. en son öteki tarih kitabı çıktı

aslında fikret başkaya oku..www.kitapyurdu.com

8-10 ciltlik bi kitabı vardır tüm türk tarihini sorguya çekiyor..

osmanlının son dönemleri ile ilgili sina akşinin bütün kitaplarını okuyabilirsiniz. özellikle ittihat ve terakki ve jöntürkler kitabı cumhuriyetin ilk yılları da olmak üzere çok güzel bir kaynak.

1930 lardan 50'ye kadar ne yazık ki ciddi bir kaynak sıkıntısı var. yeterince kayıt altında tutulmamış. bunlar iyi kaynaktır:

-Cemil Koçak'ın 2 ciltlik Türkiye'de Millî Şef Dönemi (İletişim)
-Kemal Karpat'ın Türk Demokrasi Tarihi (İmge)

cemil koçak-türkiye'de milli şef dönemi

feroz ahmad-demokrasi sürecinde türkiye (1940-85 arasıydı yanlış hatırlamıyorsam)

eric jan zürcher-modernleşen türkiye'nin tarihi

niyazi berkes-türkiye'de çağdaşlaşma ve bir de istersen "unutulan yıllar"

sina akşin'in editörlüğünü yaptığı "yakınçağ türkiye tarihi" var 1908'den 2003'e kadar. cemil koçak, korkut boratav, selahattin hilav gibi yazarlar var bunda.

yine sina akşin'in tübitak'tan çıkan "gençler için çağdaş tarih" olabilir. daha basit anlatımlı, ders kitabı tadında.

bir de metin toker'in yazdığı bir seri var, tek partiden çok partiye ilk kitabı olmalı, emin değilim ama cumhuriyet sonrası siyasal tarih anlatıyor, biraz magazinel bir anlatım, eğlenceli olabilir.

eric jan zürcher-modernleşen türkiye'nin tarihi güzel bir kaynaktır.

bence de tanım yapmamışsın..

ahahahah ille de yani "turgut özalın malatyalı olduğunu nasıl açıklayacak kişi" mi yazmak gerekiyor. saçma!! bence de doğru.

moderasyon insiyatifi.. başkası silmeyebilirdi o an denk gelen moderatörün kendi görüşüdür.

tanım değil. yani mehmet berk başlığındaki tek entry olsa ve tanımayan birine okutsan anlamsız oluyor değil mi? ya da ne bileyim referans falan verilir bazen bir başka entry üzerinden.

bence olmuyor ki anlamsız. adam savcı sonuçta, tanımayan biri de heralde orada berk dememle başlıktaki berk'i nitelediğimi anlamaz mı ki:)

BENCE DE TANIM DEĞİL.YORUM OLMUŞ DAHA ÇOK.

geçerli ispiyon, geçerli entry silinme.
tartışılacak yanı dahi yok. silmekte haklılar

Entry'nizin legal sayılması için hiçbir neden yok maalesef. Bir entry'nizde başlıktaki ifadeyi kullanıyor olmanız ya da başlıktaki kelimelerden birini cümlenizde geçiriyor olmanız entry'nizi legal kılmak zorunda değildir. Entry'leri okurken tam olarak "Bu entry ne anlatıyor? Kattığı bilgi (Önemli, önemsiz, doğru, yanlış, kişisel ya da değil hiç fark etmez) nedir?" diye soruyoruz. Sizin bu entry'nizde bize verilen herhangi bir cevap yok. Aksine forum yapıyor ve "Savcı Berk bunu nasıl açıklayacak?" diye bir soru soruyorsunuz. Dolayısıyla, net bir şekilde formata aykırıdır.
İyi günler.

Yok, en son ne zaman entry girdigi gorulebilir ancak.

onu sadece moderasyon görebiliyor.

önce itiraz gerekirse mahkeme hocam. 6bin tl ceza mı olur araba alınır o parayla

www.bilgiedinme.egm.gov.tr

kütüphaneden ödünç alsan daha iyi değil mi?

Yok bulunsun da istiyorum kitap.

sahaftan bol ne var.. kadıköy, beyazıt, beyoğlu sürüsüne sahaf zaten.

beyoğlunda aslıhan pasajına giriyorsunuz orada bir yığın sahaf var.
ayrıca veritabanı oluşturmuşlar galiba, aradığınız kitap yoksa başka birine de yollayabiliyorlar. fiyatlar da gayet uygun pazarlığa da girilebilir.

Onun yeri sahaf değilmiş.

Murat Bardakçı'nın Şahbaba kitabını okuyayım istedim ve şöyle fiyatlarla karşılaştım;

Alkım Kitabevi - 44 TL (yepisyeni)
Kadıköy'de bir sahaf - 60 TL (temiz durumda)
Sahibinden.com - 50 TL (temiz durumda)
idefixe.com - 37,40 TL (yepisyeni)

Ardından başka bir sahafa gittim o da aynı kitap için (eski, ikinci el) 55 TL isteyince;

"Ben çok kitap okumam, sahaf işini de bilmem ama neden eskimiş kitabın fiyatı daha pahalı?" diye sordum.
O da bana sahafların ucuz eski kitapları değil, zor bulunan eski kitapları satan yerler olduğunu, o yüzden daha pahalı olduğunu açıkladı.

Yani anladım ki sahaf diye gördüğümüz yerler aslında daha ucuza kitap alabileceğimiz yerler değilmiş. Ayrıca o şekilde ikinci el kitap satan (yani ucuza) yerler de vardır mutlaka ama işte onlar nerededir bilmiyorum.

Siz biliyor musunuz?

Benim kadıköyde bildiğim sahaflar dediğin gibi nadir kitapları pahalıya satan yerler ucuzlarda var ama çeşit göremedim tabi çok yer de bilmiyorum. aslıhan pasajını birkaç kişiden daha duymuştum anlatıldığı gibiyse tam bir cennet çıkmam ordan. ucuza ikinci el kitap dolu sanırım siz de oraya bakabilirsiniz. Yeni kitaplarda da internetten birkaç siteye bakıp almak gerekiyor ayrıca istanbulda olan birisi için en iyi seçenek gidip yayınevinden almak.

edit: ayrıca şahbaba kitabı kitapyurdunda 33 hala arıyorsanız. kitapyurduna kendinzi gidip alırsanız kargo parası da ödemiyorsunuz.

@mihael aslında sahaflar 2. el ucuz kitap satan yerler olmalı ama son zamanlarda dediğin gibi kimlik değiştirip sıfırdan pahalı satmaya başladılar. bakıyorsun d&r fiyatı 18 sahaflarda 20 :)

selamlar,
abımın kıtapcı dukkanı var Resat Nurı Guntekın tıyatrosunun hemen yanında,Vefa Bozacısına gelmeden once.Kendısınde her tur kıtabın 2.elını ucuza bulabılırsınız.Adı da Labırent Kıtabevı.

üsküdar'da mihrabatı keşfedin.

eyübe gel bol bol türbanlı çekersin :)

malesef ki mihrabat ve eyüp uymuyor kriterlerime. :)

yol ve insani cekmek istiyorsan mecidiyekoy e git :)

e5 te işe gitmek için bekleyen insanlar

durakta bekleyenler

hareme git

kavacıkta mı ne anadoludan gelen otobüslerin milleti bıraktığı bir yer vardı. yol var nsan var yolculuk var sen de orda ol.

KOrsan kitapla ne alakası var yahu. Oha.

Söyleyin adam pişman olmaz, nerden bilecek.

tek çare kitabı nerden aldığını sorup oraya gidip kitabı satıcının kafasına atmak. aslında suç kitapçıda da değil yayınevinde.

gerek yok nereden aldigini ogrenmenize.

direkt olarak yayinevini arayin. size yardimci olacaklardir.

Korsanla şu alakası var. Korsan kötüdür, baskısı bozuktur, sayfası eksiktir, orijinal alın diyip durulur. Al orijinal işte. Hediye alan adama "hediyen bozuk çıktı, aldığın yeri söyle de değiştireyim" demek kolay mı sanıyorsunuz? Üstelik ameliyatlı olduğum için öğrensem bile kalkıp gidip değiştirebilme şansım yok. Bunu duysa çıkar gelir kendi alıp değiştirir. Ayıp olur arkadaşıma, söyleyemem.

Emek var biliyorum. Saygı da gösteriyorum. Yarın yayıneviyle görüşeceğim. Peki yayınevi arkadaşımı "bi hediye aldım bozuk çıktı, hasta arkadaşımın işine yaramadı" diye üzmeden, beni de sokağa çıkmak zorunda bırakmadan (bilmemnereye götür, postaya kargoya ver derlerse yapamam imkanım yok) telafi edebilecek mi?

sokaga cikmadan olur nasil olur kargoyu eve cagirirsiniz olur. yani eve kadar servis etmezler kusura bakmayin. eli yuzu duzgun bir yayinevi ise kargo masrafini falan karsilar. size yepisyeni sorunsuz olanini gonderir. daha otesinde bir hizmet beklemek abarti olur.

gir idefix'e al bi tane daha. hem orijinale destek olursun, hem de kargo ilk turda orijinal getimiş olur, git gel yapmasını beklemezsin.

ucuzluk rafından almışlarsa....

önce yukardaki arkadaslarin guzel önerilerini uygulayin. Olmazsa benim önerim:
kitabin sonu birkac sayfa eksikse kitapcidan o kitabi bulup o son sayfalari ayakustu okuyun böylece ögrenmis olursunuz. Amaeksik olan sayfalar coksa yapilacak birsey yok.

taksimdeki beşiktaş dolmuşlarına binin önünde indirir.. inanö stadının hemen yanında, taksimden yürüyerek bile 15 dk gidersiniz. direk aşşağı inin üniversitenin yanından o civarda zaten.

Onunde durak yok ki inesin.

The marmaradan assagiya dogru iniceksin. Yurume mesafesi 5-7 dakika surer.Otobus olarakta istediine bin farketmiyor stadin orada inmen lazim ama sofor kapiyi acarsa yoksa yokus cikarsin epeyce

dropbox kullan. hatta birinden referans alıp üye ol, ikiniz de ekstra 250mb alan kazanın.

al hatta benden referans linki

db.tt

ttnet'in net diski var oraya da göz at derim.. 50 gb olması lazım.

one.ubuntu.com ubuntu one bedava abonelik ile 5gb alan veriyor. tavsiye ederim. ayrıca cep telefonları ile de ulaşmak mümkün.

teşekkürler arkadaşlar :)

güzel.

normal

sıradan

güzel.

eh

Beli biraz kadınsı diil mi?

değil düşük bel tercih etmelisin bence

sıtayla

explorer wrong veriyor bazılarında login de olamıyorsun. mozilla yada chrome a geçin. ben en iyi mozillada kullanırım sözlüğü

bende de uzun süredir explorer'da bu şekilde. bir türlü de düzeltemedim. chrome'la giriyorum artık.

yan taraftan çürümeye başlamış. oraya dolgu yapar, bir süre sonrada kaplama olacak.geçmiş olsun.sende benim gibi ihmal et, gitme doktora daha sonra ağzında 28 yaşında 9 tane kaplama olsun. gerçi şikayetçi değilim ama olsun:) orjinal diş gibisi yok.

blue1809'un dediği gibi değil tam. ısı uyarınıyla başlayıp geçmeyen ağrı pulpada enfeksiyon olduğunu gösterir. irreversible pulpitis diyoruz biz. tedavisi kanal tedavisidir. muhtemelen o yanda çizgi halinde gördüğün çürük ta pulpaya kadar gidiyor zaten. kaplama gerekme ihtimali düşük ama.
beyazlatmayı devlet karşılamıyor diye biliyorum. hacettepe'de beyazlatma malzemelerini aldırıp işlemi bedava yapıyorlar, 2-3 yıl önce 150lira kadardı malzemeleri. ama sonrasında sigara, çay, kahve içmemek falan lazım.
korkma hiç, hiç birşey hissetmeyeceksin çünkü.

özel muaynehaneye gidersen, iyi doktorlar çok rahat operasyon yapıyorlar. ben toplamda 6 dişimi çektirdim, en ufak sızı duymadım.. zaten iğneden önce muz kokulu bi sprey sıkıyorlar o çeneyi tamamen uyuşturuyor. ondan sonra çekiçle kafana vursalar hissetmiyorsun, sprey çok etkili bi uyuşturucu. gaziosmanpaşaya yakınsan levet haser'e git.. müthiş bi dişcidir.

www.saglikdanis.com

üç tane ödeme var.araştırma yaptıktan sonra kurul karar veriyor 36 lira 105 lira 214 lira diye hatırlıyorum.
anladığım kadarıyla sağlıktan yararlanmak için 105 liralık ödemen gereken nurtopu bir ödemen olmuş.

görevli gelmeden nasıl fiyat gönderiyorlar ki.. aile durumun ne düzeyde?

beyoğlundaki mağazalara bak.. nike hizasında bu tür bebe ayakkabısı satan mağazalar var

reebok'ta benzer bazı modeller var.
shop.reebok.com

bir de istiklal'deki pasajlarda rahatça bulabilirsin. (halep, atlas.. vs)

İstanbul'da değilim. İnternetten satın alabileceğim bir yer var mı acaba? Ebay'e filan baktım ama... Bu tarz ayakkabılar Türkiye'de pek rağbet görmüyor sanırım. Benzer modeller satan markalar da olabilir. Reebok'a bakmıştık da bulamamıştık pek fazla çeşit.

xxx
burdan bulursun.

alamaz 3 farkla bence.

edit: ben de özelden gönderim, g.tümüzde patlamasın :)

handikaplar her zaman sakat.. linki gönderdim özelden

koska iyidir. başka marka bakmana gerek yok

pekmezin sahtesi olmaz, ucuz ve para getirmeyen bi üründür.. doğal olanları tercih et aktarlarda falan doğallarından çok var

fazladan şeker katılmışı falan var tabi. koska'nın pekmezini denemedim hiç ama şahsen güvendiğim bi marka.

yalnız en güzeli köy pekmezi tabi. bazı kuruyemişçiler, küçük yerel marketler falan getirtebiliyor. hatta bizzat üretenler oluyor. gerçi bağ bozumunu geçtik ama...

üzüm-dut ve keçiboynuzu pekmezleri var. genelde üzüm tüketilir. tadına bak üçünün de hangisini beğenirsen onu al. tahta kutularda satılan 1 kg lık koyu kıvamlı üzüm pekmezleri, pazarlarda falan satılır. ben en çok onu severim.

Acikcasi koyde yapilmisini bulabilirseniz iyi olur. yillarca koska yerken araya babamin yaptıgı pekmez girdi. Bitince Koskaya döndüğümde rezalet, nasıl yapay Bi tatmış gibi. Neyse, yazın da lazım olursa mesaj atın ulaştırayım.

cigerdelen demiş ki : "kan yapacaksan pekmezden önce siyah kuru üzüm yemen lazım.
pekmezde o kadar çok kan yapıcı bişey yok. "

e pekmez zaten üzümden yapılıyor, hem daha yoğunlaştırılmış halde. üzüm bu kadar faydalıyken nasıl oluıyor da pekmezde o kadar çok kan yapıcı bişe yok???

tabi ki pekmezin de sahtesi var, kim demiş ucuz oldugunu. hakiki şeker katılmamıs köy pekmezi 25tl'den satılıyor. koska'nın en kral pekmezi kaç liraymış?

windows update uygulaması.. siitir et hiç bulaşma gerek yok

windows yedekleme win7 de çok işe yarayan birşey aslında. mesela format attın, driver ve gerekli programları yükledin. sonra yedekleme(kalıp alma) yapıyorsun yaklaşık 12 13 gb birşey tutuyor. bilgisayar çöktü mü diyelim; direk kalıbı açıyorsun bilgisayar 3 4 saatte format atılmış, driverler ve programlar yüklenmiş bir şekilde açılıyor. tabi bunu kapatabilirsin de :)

hahaha :D kendimi ve birçok arladaşımı gördüm yazdıklarında. eline sağlık. en azından birşeylerin farkındasın. bu farkında olmanı biraz avataja çevirmeye çalış bari.

dediklerin doğru. bu ülkede bir çok insan mükemmel bir sporcu,sanatçı,müzisyen vs olabilecekken ailesinin saçma sapan tripleri yüzünden körelmiştir. benim anne baba öğretmen. babama sorsan mühendis olmalıydım,anneme sorsan doktor. ne mi oldum? şu anda pek de önemli olmaayn bir okulda işletmede okuyorum. bir buçuk yıllık bir depresyon dönemim oldu bu olaylarla ilgili. anlatsam haftalar sürer. =)

sen en azından yaşıtın olan birçok kişiye göre bazı şeylerin farkındasın. sana tavsiyem;mühendis ol veya doktor. veya her ne ise. ama asla müzikten vazgeçme. hobi olarak yap. tenis de oyna,basketbol da. asla bırakma. ama git adam gibi,o bahsettiğin üniversitede oku. çunku başka şansın yok. başka bir alterbatifin yok. bu memlektte rahat ededceksen bu şekilde edebilirsin.

bu yazdıklarımı hızlıca yazdım,toparlayamadım ama anlamışsındır. belki aklıma geldikçe birşeyler daha eklerim.

insan kendini geliştirir, sen olayın farkındasın.

farkında olmayanlar odun oluyor, senin gibiler değil. kendini geliştirmek de senin elinde, ailenin değil. kimsenin ne derslerine, ne baterine karışmasına izin verme. varsın sınıfta kal, ama bateri çalmak istiyorsan çal. neymiş biyolojinin 3 gelmesi ya..

Gerçekten çok doğru düşünüyorsun. Şu an için sanırım yapabileceğin çok bir şey yok, ailene de baş kaldırma bence:) Sen zaten neyin doğru neyin yanlış olduğunun farkındasın..

Ama merak etme üniversite'de farklılaşmak için elinde fırsat olacak. Yani benim için öyle oldu. Gerçi lisede de ailem bana hiç karışmazdı, enstrüman çalayım spor yapayım diye yalvarırlardı. Yapmıyordum.

Üniversiteye başlayınca ulan odun gibi geldik gidiyoruz, biraz tiyatroydu kültür sanat ilgileneyim dedim ve yaptım.

Senin durumunda aileden uzaklaşıp farklı bir şehirdeki üniversiteye gitmek iyi olabilir. Yoksa seni engellemeye üniversitede de devam edebilirler.

bence depresifliği bırak biraz kendin ne istiyorsun ona yönel. kendimden örnek vereyim.

ben de istanbulun en iyi birkaç anadolu lisesinden birinde okudum zamanında. hayatım almancayla geçiyordu. benim de ailemin aklı fikri benim notlarımdı. ama tabi öyle 5 dolu karnelerim yoktu bizim okulda öyle bir imkan zaten yoktu. her neyse, ailem ben üniversiteye hazırlanırken "oğlan mühendis olacak" dedi. istemiyordum sayısalcı oldum. istemeden mecburiyetten okuyordum ve tüm fen derslerim zayıf geldi. aynı haftalarda girdiğim türkiye geneli bir sınavda ilk 20'ye girdim eşit ağırlıktan sonra rest çektim bölüm değiştirdim. şimdi kısmetse boğaziçinden mezun olacağız. peki buraya gelene kadar ne oldu? açıkçası bizim lisede kimse ot yaşamıyordu. diğer seviyesi yüksek anadolu liselerinde de. hepimiz festivaller organize ettik gruplar kurduk. bir dönem rammstein tribute vokali yapmışlığım dahi var. son senemde ot gibi çalıştım ama üniversitede hayatım yine müzikle devam etti. bu sefer klasik müziğe ve caza döndüm. konservatuarlardan teklif aldım reddettim. benim için hobi olarak yeterli müzik. ben kendime bu yolu seçtim. ama mesela başka bir arkadaşım var ki 2 yıl kadar önce kendisi boğaziçi siyaset ve uluslararası ilişkiler bölümünü 1. olarak bitirdi ve okul içi aktivitelerdeki sosyalliği (müzik, korolar şefliği falan) rektörlük özel nişanı aldı. adam 3 yabancı dili anadil seviyesinde konuşabilirken ve diplomat olmasına kesin gözüyle bakılırken mezuniyet sonrası kendine seçtiği hayat itü'de müzik yüksek lisansı. ilerde bakan danışmanı olur denen adam şimdi beste yazıyor yani. kısacası ben kendi istediğimi yaptım o da kendi istediğini.

anlattığına göre lisede malesef biraz ot yaşıyorsunuz ama şunu bil geç falan kalmış değilsin. üniversiteye girdikten sonra da bir şeyleri değiştirebilirsin. tabi tıp okuyup ömrünü tek bir meseleyle çürütmeyecek veya ankarada mühendislik okumayacaksan.

@hayırsız,

en azından o bölümü bitiren yüzlerce kişiden birisi oluyorum.

@barkopasa,

türkiyenin en sosyal okullarından birisi olarak biliniyor. kendime bağlı bu zincirleri kırabilmek için, ben de birkaç müzik grubuna katıldım, okulda bilmem kaç kişi toplayıp orkestra akademik başkent'i dinlemeye götürdüm.. ama böyle olunca da dersler gidiyor. dersler gitmeyince de odun oluyoruz. olmuyor.. ikisi bir olmuyor. :/

o bölümü bitirmiş yüzlerce kişiden biri olmak da sana bir değer katmıyor emin ol onu söyleyeyim.
odtü'nün mühendislik bölümlerinde okuyanların rahat %90'ı bomboş insanlar.
hayatlarındaki tek anlatabilecekleri olay, ve konuştukları şey "abi x dersine çalıştın mı?"
"öss'de şöyle böyle yapmıştım."
"big bang theory çok komik ya."
falan.
Aşırı sığlar. Bu sebeple sen biraz geç de olsa farkına varmışsın, kendini geliştir. Git bir de İsmail Cem'den Türkiye'de Geri Kalmışlığın Tarihi'ni oku. Bu da konudan bağımsız ama olsun.

@sanal hayvan,

yok hocam ben de senin dediğinden bahsediyordum zaten. bilgisayar mühendisi olmak hedefim, ancak oldum diyelim. on binlerce bilgisayar mühendisiyle aynı kefede olacağım. "üniversite farkı var yeaa" diyenler için de, aynı bölümü bitirdiğim binlerce kişiden biri olacağım.

eğitim sistemi çok sikko ve şimdilik(en azından senin durumunda) bunu değiştiremiyoruz. bu yüzden ben sana bu duyurunun en sığ önerisini yapacağım: mutlaka hazırlık oku. sakın atlamaya kalkışma. üniversitede lise eğitiminin sana verdiği zararı toparlayacak kadar zaman kazandırır bu.

@bipolar,

şu anda bile hazırlığı çok rahat geçebilecek ingilizce'ye sahibim. annem de babam da ingilizce öğretmeni zaten. :) ancak her ne kadar karşı çıksalar da hazırlık okumayı düşünüyorum. zorlanmadan okumayı özledim.

(bkz: sindirilmiş cehalet)

mezun olunca x yapan onbinlerce kişiden biri olacağıma, yani sıradan bir insan olacağım fikrine çok takılmışsınız. Hepsini bırakıp müzik yapsanız da onbinlerce müzik yapan kişiden biri olacaksınız. 7 milyarlık dünya'da bir hiçiz zaten, onu kabullenmek lazım bence. Biraz farklı(ve bence yanlış) yere takılmış gibisiniz.

Yanlış olan(bence) başarının ve doğru yolun ileride garanti çok para kazanıp rahat edeceğin işler yapman olması. Bu da işte mühendislik, doktorluk falan. Bunun için de bir kere yaşayabileceğiniz gençliğinizi ders çalışmaya adamanız gerektiği yanılgısı var. Bu yola o kadar saplanmış ve at gözlüklerimizi takmışız ki hayatımızı dolduran, ona anlam katan şeyleri hep arka plana atıyoruz ve/veya erteliyoruz "össyi kazanayım üni'de yaparım"/"şu diplomayı alayım iş bulayım sonra yoğunlaşırım bunun üzerine"/"çok çalışayım mesaiye kalayım, müdürün gözüne gireyim; terfi alınca yoğunlaşırım istediklerime" diye diye. Türkiye'de bu zihniyet maalesef çok yaygın, baya yaygın. Hayattaki tek hedefimiz bu yönde. Mühendis olalım, güzel para kazanalım. Gelişmiş ülkelere bakınca aslında bu zihniyet "biz acep köle miyiz ki?" diye düşündürüyor.

diğer bir bakış açısı da gelecekte yaptığın işin ilgilendiğin şey olması gerekliliği ama tam olarak konu bu değil.

üniversiteye geldiğimde en çok pişman olduğum şeyler, lisede biraz kötü not alsaydım da;
biraz daha kitap okusaydım,
bir müzik aletini çalmayı tam öğrenseydim,
bir sporu iyi derecede bilseydim,
bir dans türünü bilseydim,
vsvs

son pişmanlık neye yarar?

o yüzden dedim zaten hazırlığı atlama diye. annen baban illa ki geç diye zorlayacaktır, başka bir dil öğrenmek istiyorum kursa gidicem dersin. ki başka diller öğrenmek de oldukça iyi bi fikir. onun dışında davul çalmaya da spora da gezmeye de zamanın olucak. kendin için dert etme.
ama toplumu dert edebilirsin. toplum olarak durumumuz pek iyi değil.

@natnan,

haklı olabilirsin hocam. maddi bir sıkıntımız yok, her ne kadar benim emeğimle alınmış olmasa da, elimin altında en kaliteleri telefon, bilgisayar, elbiseler her şey oldu. ama hala -27 yaşında olmasına rağmen- nokia 6630 kullanan bateri hocam kadar mutlu olamadım sırf bu yüzden.

öss ye kasıp iyi bir üniversiteye gitmen, daha sonra üniversitede belli bir not ortalamasını yakalayıp oradan direk işe atlaman en olağan şey. Bu yüzden sen bu dediklerimden ne kadar farklı şey yaparsan insanlara o kadar garip gelir. O yüzden biraz insanlara kulak tıka bu konuda :)

Zaten bu yapılanlar hep adam gibi bir iş, yani rahata erdirecek kadar para için değil midir? Aman senin amacın para olmasın, para sadece amacına ulaşmada bir araç olsun.

Benim lisede pişman olduğum tek şey sayısal harici bölümlere hiç değer vermemem ve hiç araştırmamam, sen bu hataya düşme.

Neyse, son olarak, spormuş müzikmiş bunlardan çok kitap okumanı tavsiye ederim ben sana. Çünkü bizi hayvanlardan ayıran en önemli özelliğimiz beynimiz, onu kullanman en akıl karı olur :)

Not::Dünyada tanınmak gibi bir amacın da olmasın bence, dünyadaki tüm işe yarar insanları tanıyormusun sen?

sen çoktan sıradan biri olmuşsun zaten.senin gibi milyonlarca genç bateri çalıyor.üniversiteye de gidince saçlarını uzatırsın arkadaşlarınla sahneye çıkma çalışmaları yaparsın grup kurarsın falan.binlerce mühendisden biri değil binlerce müzisyenden biri olursun.

yani niye oradan indirmek istediginizi anlamadim, sadece orada mi var? :?

www.codecguide.com

codeclerden uzak durun pcnin içine ediyo.. yada kurduktan sonra asla silmeyin

boşver k-lite ı, onun yerine bunu indir.

(bkz: the combined community codec pack)
www.cccp-project.net

hacı korsanda 4 lira dvdsi hiç uğraşma pc yi kastırma..

İç panpa.

iç ama küfelik olma.

antibiyotik kullanırken alkol içilmez diye genel bi kanı vardır ama bilemiyorum.. riske atma kendini siitir et

sensodyne daha iyi bence.

colgate beyazlatma konusunda başarılı gelir bana.

hem diş çürümesine karşı hem beyazlatma olarak sensodyne daha iyi. ikisini de kullandım.

dandik gelecek belki ama colgate misvaklı iyi beyazlatıyordu benim dişlerimi. anormal susuzluk yapıyor diye kullanmıyorum. ipana pro expert piyasada şahsıma susuzluk yaratmayan tek macun. ancak farkedilecek beyazlatma etkisi yok.

bu misvak olayını denemekte fayda var bence.adamların dişleri porselan gibi parlıyor yahu.

parodontax'ın da beyazlatıcısı çıkmış. ben normalini kullanıyorum çok memnunum.

karbonatla fırçalayın dişinizi iki dakkada mermer gibi yapar..

çoğu beyazlatıcı boya ile yapıyor bunu yani titanyum dioksit. badana gibi bişi, leke çıkarmıyor.

sensodyne

şimdiye kadar denediklerimden en çok memnun kaldığım colgate misvak, ki bu konuda oldukça hassasımdır; ağızda minimum sabun tadı bırakacak, çürüklere iyi gelecek ve dişin güçlendiğini hissettirecek vs. gibi kriterlerime en çok colgate misvak uyuyor.

ben hakiki misvaktan pahsetmiştim.

parodontax beyazlatıcılı olanından alırsan cillop gibi yapıyor. ama başta tadı garip gelebilir alışınca başka diş macunu kullanmazsın zaten.

torrentin varsa özelden gel vereyim adres.

torrent filan değil ya bildiğin kutulu neyim istiyorum ben =P

sigarayı nerende yaktığına bağlı.

1.saç dökülmesi ile ilgili ilaç alıyor musun?

2. kaç yaşındasın? +30?

3. antidepresan kullanıyor musun?

4. istiyorsun da mı ereksiyon olamıyorsun?

@kufluekmek bu maddelerin hiçbiri yok..

partnerini değiştirmeyi denedin mi?

partnerim yokki

bak sen daha önce sustanon mustanon da sormuşsun, iş ciddiye benziyor. sen söylemiyorsun ama ben araştırdım seni. daha önce steroid, anabolizan ve testesterone da kullanmadı isen ve aşırı deredece depresif değilsen bir hekime git. sakın geciktirme işi.

yani şimdi xhamster seyrediyorsun canın mı istemiyor, yoksa canın istiyor da sertleşme mi yok?

cialis ya da vamax kullanırken durumun nasıl?

ben uzun yıllar bu steroid işinde idim, alım satım yaptım. kick-box yapıyorum. pek çok kişinin derdini dinledim konu ile ilgili. 3-5 bilgim var konu ile ilgili söylediklerim bunlar.

@kufluekmek steroid konusunda mesaj attım..

sıkıntıdandır

Gayet düzgün benim işime yaramıştı.

oldukça iyi, bu konuda kariyet.net'den daha başarılı.

tabi ilanı veren kuruluşa da bağlı, 5 dakika içinde geri dönebilirler, ya da orada verilen numarayı aramak gerekir. özellikle engelli ilanlarındaki performans mükemmel.

internet başvurusu bi halta yaramaz gidip kaydolman lazım..

kariyer.net'e zaten inanmıyorum o site tamamen kolpa. orada verilen numarayı aramak derken onu anlamadım. telefon açıp ilanınıza başvurdum mu diyeceğiz nasıl olacak =) gidip kaydolamam sanırım. hem bayağı uzak hem o kadar vaktim yok. ama verdikleri numarayı ne diye arayacağız cidden onu anlamadım! :/

orada başvurulan kuruluşun insan kaynaklarının telefon numarası oluyor, orayı çevirmek lazım, bazıları hiç başvurmamış gibi gelin form doldurun diyorlar çünkü. bazen kuruluşlar işkur'dan liste isteyip kişileri çağırıyorlar.

engelliler gidip raporu işletiyor. o zaman büro memuru diye kayıt düşüyorlar mevcut ünvan ile birlikte (mühendis + büro memuru gibi). iş başvurusu yaparken ünvan gözetiliyor.

mesela kit'ler buradan alıyor iş başvurularını: ilan.memurlar.net

işkur, düşük düzeyde işler sunuyor. mesela baktım kimya mühendisi ilanlarına, çok fazla yok.

edit: bu yazı, bu kurumun iş arayan engelliler için daha yardımcı olduğunu vurgulamaktadır.

sanırım engelliymişim gibi bi izlenim verdim de yok engelli falan değilim normal sağlıklı bi insanım. sadece bugün gördüm kendi alanımla alakalı 3-4 ilan onlara başvurdum ve merak ettim hepsi bu =)

29 diyor muhtarlıkta öyle yazmışlardı