Böyle Bir Film Var mı?

İnsanın canı bazen yemek bazende yemek çeker. Benim aradığım film şu. Yağmur yağıyor hem de yağmur sağanak yağmur bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyor, bir araba sileceklerini çalıştırmış gecenin karanlığında ağaçlıklı orman içinden geçen bir yolda çamura bata çıka yol alıyor, gök gürlüyor şimşekler çalıkıyor, arabada karı koca olabilir, iki sevgili veya iki arkadaş olabilir ya da tek başına bir maceraperest olabilir ve bunlar ya da bu kişi bir motele, otele, soluk neon ışıklarının tabelasını aydınlattığı bir pansiyona veya eve sığınır sonrasında tabii ki iskambil oynamazlar gelsin gerilim, gitsin cinayetler aradığım film bu bir ismi yok sadece özellikle yağmurlu havada gece araba kullananan biri ya da birilerinin sığındıkları yerde başlarından geçenleri anlatan konusu bu olan bir film arıyorum.

selam millet.83 dogumluyum ve ilkokul, ortaokul, lise yillarinda okula gelip asi yaparlar ya, ne asisiydi onlar? sol kolumda, omzuma yakin yerde iki tane yuvarlak asi izi var ama neyin asisi onlar?

selam

bir 90'lar çocuğu olarak soruyorum:

eskisi kadar arabesk yapılmıyor mu? yoksa yapılıyor da, artık eskisi kadar popüler değil mi?

hatırlıyorum ben emrah, mahsun kırmızıgül, alişan, özcan deniz, küçük ibo, ibrahim erkal falan dinleyerek büyüdüm, gayet de hoşuma giderdi. zaten de müzik kanalları falan paso bunları yayınlardı. şimdi müzik kanallarına bakıyorum, hep pop, rock müzik olmuş.

mesela dün eskaza mahsun kırmızıgül'ün bu sevda bitmez şarkısına denk geldim kral tv'de, çok özlemişim yahu. sesini sonuna kadar açıp kendimden geçtim.

nerde o eski arabeskler beyler? modası mı geçti?

ikisi arasında seçim yapsanız hangisine gidersiniz? Hangisi daha gezilesi?

4 gün yeterli olur mu bu şehirler ve etrafındaki şehirleri gezmek için?

vize almak hangisi için daha kolay?

bir de şubat sonu, mart başı gideceğim havalar nasıl olur o aralar?

2 sini de kesin gitmelisin diyenler varsa 2 sini de gideceğim.

Her şey satılıktır ..
Mükemmel fotoşoplanmış mutluluk, ne istediğinize ben karar veririm..

filmle ilgili hiçbir şey hatırlamıyorum aslına bakarsanız. imdb puanı 7.8 olabilir. adında r vardı. sanki road gibi bir kelime ama hiç olmayabilir de. 2008 yahut 2009 yapımı belki de daha eski. sanki afişinde sandalda çocuklar vardı. ama başka filmle mi karıştırıyorum yoksa. filmle ilgili tek bildiğim bunu izleyecektim arkadaşıma söyledim ben o filmi izledim ağır ilerliyo sıkılırsın izlemeyelim dedi. dram gibi bişeydi türü. sanki ailesini bulamayan çocuklar vardı. ah ya filmi izletmediği gibi tüm arşivimi sildi yanlışlıkla. soruyorum hangi filmdi diye bilmiyorum diyor. naçar kaldım.

Merhaba yaratıcı beyinler,

elimde 2 adet armut var, şu üzerine oturulanlardan (meyve olan değil).
bunları hiç kullanmıyorum öyle duruyorlar. evde de yer kaplıyorlar boşu boşuna. bunlardan ne yapsamda değerlendirsem değişik fikirlerinizi bekliyorum yoksa atacağım çöpe.

not: satmak ile uğraşamam armutları çok yeni değiller ama kötü durumda da değiller.

Ben likit eyeliner kullanmasini bir turlu beceremiyorum.Ya arkadasima ya da kuafore yaptiriyorum.Takdir edersiniz ki her zaman arkadasimla birlikte dolasmiyorum.Kalem eyeliner alayim, belki daha rahat kullanirim dedim arkadaslarimin cogu 'kalem eyeliner hemen kuruyor,sakin alma' dedi.E benim gibi likit eyeliner kullanma ozurluleri ne yapsin?

Siz hangisini onerirsiniz?Likit eyeliner kullaniyorsaniz nasil suruyorsunuz?Kalem eyeliner kullaniyorsaniz soylendigi gibi hemen kuruyor mu,hangi markayi tavsiye edersiniz?

Evet cok dertliyim bu konuda.

Icinde olum, oldurmeye tesebbus veya yaralama olmayan suc filmleri olarak akliniza gelen bir seyler var mi?

Ornek olmasi acisindan: Nueve reinas.

sb

duyuruların ortasindaki essek kadar reklam bir tek beni mi rahatsız ediyor?

Ya arkadaş, bakıyorum sözlüğe, Mango bir övülmüş bir övülmüş. Keza mağazaları da öyle, çok kalabalık. Ancak Mango'ya girsem alacak bir şey bulamıyorum. Zara desen ayrı bi olay, tasarımları rüküş geliyor bana, yaşıma uygun bulmuyorum(20'lerin ortası). Ama öyle bi imajı var ki, sanki çok üst bir moda zevkine hitap ediyor.

Stradivarius, Pull & Bear türevlerinin öyle tasarımları var ki, Türkiye şartlarında bunları nerde giyiyorlar, diyorum. Forever New, Jack & Jones gibi markaları da beğenmiyorum. Hele ki Twist, naylon kumaşa baskı yapıp 70-80 liraya iteliyorlar. Rüküş bile değil, "giyecek" şeyler satmıyorlar.

Bi ben mi böyleyim? Ne zaman AVM'ye gitsem bu dediğim mağazalara girip bir şeyler almak için kendimi sıkıyorum resmen, yine de bulamıyorum bir şeyler. Ben mi giyinmeyi bilmiyorum argadaşşş?

Not: Beğendiğim markalar da var tabii, mesela Koton ve Mudo, beeelki Bershka...
Saydığım mağazaların çoğunun erkek reyonları da var, cinsiyet belirteyim o halde: gadın.

taksiyle ne kadar tutar? bir de taksi dışında bir ulaşım aracı var mı?

Acil olarak cevaplarınızı bekliyorum.. :)

Ustuste cikiyor korkudan olamayacagina gore neden cikar bu?

tavuklu makarna yerken yemeğin ortasında tavuğun içinde beyaz beyaz kurtların gezindiğini gördüm. hemen çöpe döktüm ama büyük ihtimalle yemişimdir biraz.
ne yapayım şimdi ben?

taze et sevmeyen bir adamım, pişmiş halde üzerinde yağ gördüğüm an her şeyden soğurum. zar zor hazır salam/sucuk/sosis sever oldum da sözüm ona et yiyorum.

yurtdışında ise bu 3'lü yok, sausage/salami ise bana hiç tanıdık/yenebilecek gibi gelmiyor. merak ettiğim insanlar nasıl oluyor da alışıyor bunlara? nasıl bizimkileri özlemeden yaşıyor, bacon yemeye alışabiliyor?

gittim kahvaltı yapamadım vallahi billahi. yumurtaya gömüldüm.

ya odam inanılmaz tozlanıyor. ev 4. kat zeminle arası 25-30 metre.
kitap çok acaba ondan mı diyorum?
bilgisayar çalışıyor bazen acaba bundan mı diyorum?
ama en nihayetinde oda öyle böyle tozlanmıyor, 2-3 günde yazı yazsan belli oluyor.

NE YAPMALIYIM?

şöyle olaydan ziyade durum filmleri arıyorum. çehov tarzı yani. fransız sinemasında güzel filmler olduğunu biliyorum bu konuda. en son "dont worry, i am fine" ı izlemiştim mesela.


var mı bildiğiniz şöyle yavaş,sanatsal,durum filmleri ?

eksi duyuru dan nasil haberiniz oldu? ben bile bir kac yil öncesine denk buraya sadece sözlük deki sub-etha üzerinden gelindigini saniyordum. (ta ki kullanmaya baslayip bunun böyle olmadigi anlayana denk)

Merhabalar. Bir kadının söylediği "ummatü ummatü" diye bir nakaratı var. Hareketli bir şarkı.

Belçida'da duymuştum, ancak birine sorarım diye sözlere pek kulak kabartmadım, sormaya fırsat bulamadığımdan burada şansımı deniyorum. Eldeki veriler oldukça kısıtlı.

- Eski bir şarkıya benziyordu. Chanson olabilir.
- Hareketli ama dım tıs değildi.
- Herkes bir ağızdan söylediğine göre de ünlü bir şarkı.
- Kadın şarkıcı söylüyor, Edith Piaf değil.
- Türkçe'ye adapte edilmemiş bir şarkı. Edildiyse de pek bilinmeyen bi şarkıdır.
- Onların Ajda Pekkan/Nilüfer ayarında bir şarkıcısı sanırım. Zaten şarkının tınısı da 70'ler 80'ler şarkıları gibiydi. 90'lar da olabilir.

Eveet, bu veriler(!) ışığında tahmin yürütecek olan var mıdır?

bir sunum için, şöyle sert inişi çıkışı olmayan, klasik müziğe de girmeyen daha modern yahut minimal klasik müzik sayılabilecek (çok entelim amk) bir parça arıyorum. göndersenize gari.

şimdi tam nasıl oluyor bilmiyorum, ama watsapı yükleyince telefon numarası soruyor, biz de kullandığımız hattın numarasını giriyoruz ya, şimdi kullandığımız hattın numarasından başka bir numarayı girsek onun yedeklemelerine filan ulaşabilir miyiz ki? çok ihtimal vermiyorum ve fantastik bir soru oldu kabul ediyorum ama merak ediyorum.

böyle sanki işi yapamıycak gibi olupta bir anlık karamsarlık hali midir?

nedir sizin iş stresi tanımınız?

işten eve geldim ama kafam bok gibi. sorunlar, bugün yaşananlar dönüyor beynimde. siz ne yapıyorsunuz rahatlamak, unutmak için?

bir seansta kanal tedavisi bitebilir mi arkadaşlar? yoksa sinirleri almadı da sadece kanalı mı doldurdu? böyle bir şey var mı?

selamlar.

3 yıldır meb'de öğretmenim. geçen hafta hemoroid ameliyatı geçirdim, uzun süre ayakta durmam yasak. bizim okulda da dersler blok, 80 dk. haftada 2 gün de nöbetçisin, teneffüslerde oturamıyorsun.

bunu sebep göstererek başka bi kuruma geçebilir miyim?

yok mu sizce böyle biri, taa ne zaman yazmıştım arada aha o! dedim ama hiç kesin birini bulamadım. yalan mı olur, gol mu olur, bilemedim. işte o yazı;

öncelikle merhaba sevgili. seni bir proje olarak görüyorum. seni fiziksel hayatta tanrı olmadığım sürece bulmamın imkanı yok gibi, olur da sen beni bulursun umuduyla karalayacağım uzun vadeler bu sayfayı. aklıma yeni bir şey geldikçe sürekli güncelleyeceğim. amacım şu eğer yazdıklarımın %50’sine bile uyuyorsan, bence evlenme-li-yiz hem de bu sene.

biliyorum ki ben bulunmaz hint kumaşı değilim. hatta bir kumaş ile kategorize edileceksem 1 milyonculardaki cam silmeye yarayan sarı bezle yarışabilirim gibi. ama umut fakirin ekmeği imiş. ekmek yoksa pasta da yiyemiyorum, kraliçe sürrealist olmalı.

peki neden sen? diyeceksen beni tanıdığın sıfatlar dışında başka da bir şeyim yok doğrusu. karar senin.

seni kategorize etmek gibi bakma buna, hayal bunlar, muhtemelen karşılaşmayacağız da. ama mükemmel varken uğraşmayız hiç, fena mı olur?
aşağıdakilerin uyumu konusunda yüzde 50 biçtim ben bana ulaşmalısın optimum değerini, ama çok güzelsen tabi ki indirimler mevcut. halden anlarım. başlıyorum iyi dinle;

-bilgisayardan iyi anlasan mesela. en azından modemden bir port açabilmen kafi.
-tercihen bas gitar, bir enstrüman çalsan. beraber grup bile kurarız!
-world of warcraft oynasan tadından yenmez. hele bir de alliance oynuyorsan goldshire’da içkiler benden.
-iyi pokerci zekidir. bir floş royal beklemiyorum ama en azından bir kent görebilsem senden.
-karalamayı sevsen. resim olur, yazı olur.
-42 dediğimde güzel bir otostopçunun galaksi rehberi alıntısı ile beni benden alsan.
-cemal süreya dediğimde gözlerin parlasa. işim çok kolay olur mesela seni tavlarken.
-guitar hero 3′de en azından bir şeytan devirmişliğin olsa mesela. easy dahi yeter.
-”connection reset by peer” cümlesi sana eski irc günlerini hatırlatsa.
-oz büyücüsü filmi senin de çocukluğunda önemli bir yer tutsa.
-çocukken pazar sabahları sırf son sayıyı köpeğin atıp maç kazandırdığı filmleri izlemek için erken kalkmış olsan sen de.
-internet explorer yerine firefox ya da chrome kullansan mesela.
-ice tea’nin şeftalilisini sevsen. meyve sularının da. (limonlu iğrenç be)
-dahi anlamındaki de’yi, soru eki mi’yi istisnasız doğru kullanıyor olsan. doğru kullanmayanlar senin de gözüne batsa ne güzel olur.
-sms yerine konuşmayı tercih etsen! tuşlar çok küçük de.
-cs_italy’de tavuk öldürmenin ne demek olduğunu bilsen.
-siyasi konularda sağa da sola da eleştirel bakabilsen.
-uzaktan kumandalı bütün oyuncaklar sana da hala çekici gelse! helikopterler süper be.
-kadın budu çok güzel şey. yemek olan da olmayan da.
-star wars alıntısı yapabilsen. (bak bunu ted’den çaldım)
-işin yoksa sabaha karşı yatıp, akşam üstü kalkanlardan olsan. vallahi yalnız bırakmam.
-blue öyster cult’den en az bir şarkı biliyor olsan, tercihen de burnin’ for you sana da dünyanın en tatlı şarkısı gibi gelse misal.
-ejderha mızrağı serisinin odun parçası olmadığını beraberce bilsek.
-<?php ?> tagleri ile yapabileceğin herhangi bir esprin olsa. (bu koşul joker, çok fena puanı var)
-skid row - i remember you senin de “durduk yerde adamın a*ına koyan şarkılar” listende olsa. güzel de çalarım bak.
-çocukken ebru şallı’ya aşıktım, bunu baştan kabullenebil ki aramızda sorun çıkmasın :p
-tek başına bilgisayar ram’i söküp takıyor olabilmen bence aşırı seksi.
-güzel bir kıza hiçbir erkek hayır demez.
-bol sevişmek candır.
-facebook’a face demiyorsundur umarım, nolur.
-seni omzuma çıkartacağımın garantisini ver(e)miyorum ama konsere beraber gitmek sence de iyi bir fikir değil mi?
-gül suyundan tiksin. nolur.
-kel kevser üstüne beraber bir espri yapalım.
-beraber patlıcanlı yemeklere bayılalım.
-smsde nolur kısaltma. snce d çk iğrnç olmyr m ya .d
-kıskancım.
-yılmaz
özdil
ile
dalga
geçelim
mi?
-80ler hard rock, glam gibi müzik türlerine bayılsan keşke.
-bir bloğun olsa, seni sana sormadan da yazdığın şeylerden tanıyabilsem.
-media player yerine winamp tercihin olsa. hele de classic skin kullanıyorsan o may gudnıs.
-south park favorin terrance and philip olsa.
-komik ol, sanat filmi gibi uzun uzun denizlere bakıp susan çiftlerden olmayalım.
-sarhoş ol! içip içip hala ayık kalabilenleri kıskanıyor ve içten içe gıcık oluyorum.
-kültürünle döv beni.
-bana önem ver ama hayatının merkezine koyma. hayat her şeyiyle güzel.
-marka takıntısı çok çirkin.
-mesulid şurubunun tadı seni de küçükken cezbetmiş olsa.
-geçmişi siktir et. ne benimkini ne seninkini deş. hayat sonraki vereceğimiz kararlarla şekillenecek, değil mi?
-bir oyunda zekice yapacağın hilenin seksiliği beni benden alır.
-siyah ruja hayır, lütfen.
-ömrüm dantelli gotik kız görmekle geçti, tamam epey de güzelleri vardı, ama biraz renk gelse şahane olabilir.
-big fish filmine sen de bayıl, hatta sen gerçeksen o filmdeki gibi çalışma ücreti olarak her ay sen hakkındaki bir bilginin verildiği bir işe razıyım. (fantastik paralel evrende tabii)
-film demişken, geleceğe dönüş’e beraber hayran olmalıyız. her hafta tekrar izliyorum çünkü, sıkılmayalım.

bul beni sevgili :(

soru baslıkta

hemen söyleyeyim hangi türlerden nefret ettiğimi arkadaşlar: rock, rap, metal, pop, blues benim sevmediğim türler. hem de net olarak.

halk müziği ve klasik müzik severim. ama öyle müdavimiyim diyemem. yani ''e klasik müzik seviyosun işte onu dinlesene'' diyebilirsiniz ama öyle de değil.

ya garip şimdi. mesela manu chao diye bir grubun hastasıyım. böyle yerel müzikleri seviyorum. buena vista social club gibi. ya da ne bileyim victor jara gibi adamları. tanju okanı da çok seviyorum. ama beatles sevmiyorum mesela, guns'n roses sevmiyorum.

ne mal bi adamım ya ben.

kadınları sadece bir et parçası olarak gören,

ilk önce seviyorum ayakları çekip istediğini aldıktan sonra kıça tekmeyi basan,

yaptığı skorları her konu açıldığında ballandıra ballandıra anlatan,

sırf vücudu güzel diye "surata kese kağıdı geçiririz" tabirini kullanabilen,

bütün hayatını o küçücük şeye adayan, onu elde etmek için her türlü şekle girebilen,

biri olamadık ya la. di mi?

sırf meraktan soruyorum. 30 ağustos, 23 nisan, 29 ekim gibi günlerde iş yerlerinin türk bayrağı asması zorunlu mudur?

sevgili sinemaseverler, istediğim gibi bir film bulursanız akşamım şenlenecek. size zahmet be.

"gibi olsun":

-[Rec]
-Cloverfield
-The Mist
-28 Weeks Later
-28 Days Later...
-District 9
-The Man From Earth
-Moon
-Cube serisi
-The Cabin in the Woods


"gibi olmasın":

-The Blair Witch Project
-Paranormal Activity serisi
-Saw serisi

Merhabalar. Yabancı filmlerde anlayamadığımız durumlar olur hani bunların bir listesini yapıyorum. Var mı sizin bu tür açıklayamadığınız durumlar bu yabancı filmlerde?

napayım da çabuk uzasın? görünce ağlayasım geliyor
yardım edin dostlaar.

1. kaç senedir cep telefonunuz var?

2. bunca senede kaç tane hat satın aldınız? (şu anki dahil)

3. bunca senede kaç tane cep telefonu (telefonun makinesi) satın aldınız? (şu anki dahil)

Nerede gözüküyor, ben niye göremiyorum böyle bir şey? Mesajlara girdim baktım, chat penceresini kurcaladım ama ı-ıh, bulamadım.

sonradan edit: facebook messenger ile görmeyi başardım ama bilgisayardan girdiğimde göremiyorum hala.

alakasız saatler görünüyor cevapların yanında. bir de son açtığım duyuru bugün listesinde görünmüyor, zamanın ötesinde miyim nereloloyor??

edit: duyurum göründü ama saatler hala saçma.

yedeklediği mesajları bilgisayarda görüntülenebilecek şekilde saklamanın bir yolu var mı acaba?

eheh biliyorum daha çok entel bi kitap ismi gibi. Ama resmen bana kabus yaşatan bi gerçek!

Ayıptır söylemesi dün gece, öhm...
neyse,
sabah kalkıp çöp poşetini gördüğümde dehşete düştüm. kullanılmış prezervatifin içi karınca kaynıyordu!
aga bunlar delirdi mi? benden çocuk mu istiyorlar? yoksa sperm yutma keyfi karıncalara kadar mı vardı?
ya da sadece suyunumu içiyorlar:/ kıyamam lan.. evde su da var gerçi?

Abi bi nedenini açıklayıverin be?
Sanki işten döndüğümde oturma odamda kocaman bi karınca bana baba diye sarılacakmış gibi hissediyorum:/

Facebook'tan tehditler yağdıran bir kişi sonra tehdit ettiği kişiyi engelliyor ve tehdit edilen kişi mesajları göremiyor engellendiği için. nedir bunun çözümü? savcılık halledebilir mi? teknik bir yöntemi var mı?

kitap pahalı, araba fiyatının yarısı vergi yüzünden pahalı, benzin almış başını gitmiş, elektronik eşya pahalı hatta ıraktan neredeyse yarı fiyatına telefon getiriyorlar. ırak bizden beter. bizde niye pahalıda onlarda ucuz lan? asıl soru neden herşey bu kadar pahalı lan?

sarışın birine gider mi?

mesajlaşırken görüldü yazıyor ya, şimdi ben mesajlarda biriyle dünkü konuşmamı açtım bir mesajımın görülüp görülmediğini merak ediorum ama görüldü yazmıyor mesajlarda, bunu nasıl görebilirim var mı böyle bir olay?

şu an hatırlayamadığım bir markanın dört beş farklı tatta(baharatlı, zeytinli gibi)piyasaya sürdüğü labneler vardı. markayı ve ürün ismini bulmamda yardımcı olabilir misiniz?

Kahve keyifle içilir içilmesine de yapılması sıkıntı malum.
Şöyle bol köpüklü güzel kahveler yapayım istiyorum.
Makineyle yapanınız, memnun kalanınız varsa önerileri bekliyorum.

Cok iyi derecede olmasa da okuldan ogrendiklerimle az bucuk italyanca konusabiliyorum.Simdi ilerletmek icin kursa baslamam gerekiyor zira okulum icin gerekli.Istanbul'da daha cok gramer agirlikli ders veren italyanca kurslar biliyor musunuz?

harika olur lan bence?

oy verir misiniz?

alabileceğimiz başka yollar peşindeyim. var mıdır? örneğin hayali bi workshop düzenlesek eğitim ayaana gidiyoz desek yerler mi? öğrenciyiz tabi. bi de karşı taraftan da davet mektubumuz var diyelim.

soru: yakın akraba, vize ücreti muafiyetini sağlar mı?