Dişçi değilim. Ama çarpık da olsa kendi dişiniz (ki ön dişler genelde en sağlamları oluyor) her zaman implanttan daha sağlam olacaktır. Kırık, çürük ya da benzeri sağlık problemi yaratan bir durum olmadığı sürece kendi dişleriniz kalsın derim naçizane... Benim de ortodonti tedavisi için toplam 4 dişim çekilecekti. Kıyamadım, şimdi 40ıma geldim iyi ki de yaptırmamışım diyorum. Çünkü yaşla beraber damak yapısı da değişiyor. Geçen zamanla düzeltilen dişlerin eski dizilime dönme ve haliyle çekilen dişlerin yerinin boşalma ihtimali vardı. Sağlıklı ve temiz dişlerim var. Estetik olarak da beni beğenen hep böyle beğendi.

@balik kraker görüntü gerçekten çok kötü.diş eti çekilmesi de var.Biri sallanıyor zaten. Vampire döndüm.Çarpıklığı bir seviyeye kadar ben de beğenir,sevimli bulurum.Çekilen dişler,diş eti çekilmesi derken durum çok kötü bir hal aldı.Ağzımı kapatamıyorum.

Bahsettiğim gibi ben hekim değilim. Sağlık problemleri ya da kullanım zorluğu yaşıyorsanız tabi ki yarar/zarar dengesi açısından durumunuzun değerlendirilmesi gerekli. Bir tanıdığım 30 yaşından sonra diş çektirip tel taktı mesela. Ona zorunluydu. İsterseniz bir diş hekiminden daha görüş alın. Alternatifleri size onlar sunacaktır.

Başka uzmana da götürün. Bana sanki her çocuğa hiperaktif teşhisini koyan ebeveyn gibi hissettirdi teşhis koyan kişi.

Eğer yeğeniniz kendini iyi anlattığını düşünüyorsa doğrudur ama başka psikologlarla da görüşsün tabi.

Hangi test uygulanmış?
18yaşından önce kişilik bozukluğu teşhiai koymak çok doğru değil hem de bu teşhis hızla danışanla paylaşmak çok doğru bie tutum değildir. Bu nedenle başka birine gitseniz daha iyi olabilir.

yukardaki arkadasin dedigi gibi ergenlikteki bireylere kisilik bozuklugu tanisi koymak cok olagan bir durum degil. baska bir uzmana daha basvurabilirsiniz

@red g dikkat testi,psikanalitik test ve tat testi hatırladığı testler.

yaş uygun. borderline ergenlik döneminde kendini göstermeye başlayan bir tanı. ve malesef ''geçmiş olsun'' diyemeyeceğimiz, şuan itibariyle kim ne derse desin tedavisi olmayan en ağır tanılardan biridir.

eğer ki belirtiler net ve bu belirtilerin görüldüğü olaylar(hiperaktivite.info) uç noktalar ise tek seansta tanı konmuş olabilir. ancak en az 3-4 ayrı uzmana gözükmekte fayda var.

geçmiş olsun diyemiyprum çünkü hiç bir zaman geçmeyecek, ancak bundan sonraki hayatında kendisine ve ailesine/sizlere kolaylıklar diliyorum..

Ben de bir borderline im ve evet bu yaslarda basliyor.

@fayfa Sana icimden kafam girsin diyorum bir taraftan kusura bakma cunku bu illet rahatsizliga boyle yaklasmak dogru degil. Ne bileyim en kotu omur boyu terapi gorsun. Bir sekilde bazi seyler kontrol altina aliniyor. Sahsen terapi aldigim icin orafan biliyorum. Evet zorlu bir surec ama denemeye deger. Ne yapalim daha da mi kuselim hayata. Evet sabirlar diliyorum hem kisiye hem yakinlarina. Ama terapi diyorum ...

2 gune kadar odenir ıkı gun sonrası odenmez

bir önceki işyerim 2 günü de ödemiyordu. 3 gün rapor aldın misal. 2 gün maaşından kesiliyor. 1 gün devlet veriyor.

Kanunda geçmiyor, yasal dayanak soruyorsanız iş kanununda yok, ama uygulamada iş göremezlik süresince işveren işçinin primlerini yatırmak zorunda değil, 2 günlük rapor aldı işe gelmedi diyelim, 2 günlük raporlu olduğu sürece maaş da alamaz, primi de yatmaz. 3. günden sonra Sgk'dan iş göremezlik parası alır, primleri işverenin inisiyatifindedir. 3 günlük rapor alınca devlet 3. günü değil 3 günü de verir, ama verdiği ücret sizin aldığınız günlük net ücret değildir, daha düşük alırsınız. Özetle işveren raporlu olduğunuz günlerdeki primi yatırmak zorunda değil ama isterse yatırabilir.

Raporlu olunan dönemde SGK primlerinin ödenmemesi ile ilgili bir zorunluluk yok. Sadece raporlu olduğu süre içinde işçiyi çalıştıramazsın. sgk primlerinin ödenip ödenmemesi ihtiyari bir durum. uygulamada raporlu olunan dönemde işveren ödeme yapmadığı için sgk primi de ödemez.

Anlamaya calisin sikintisi neymis, suclamadan dinleyerek empati ile dinleyin cozum uretin.

Casus yazılımları kızın ebeveynlerine kurun. Kızda sorun yok aile ergen olabilir.

Siz burada yazan ergenlere bakmayın, gerçekten anlıyorum durumu. Çaresi bu zamanları az hasarsız atlatmak

yoksa siz elinizden geleni yapın hiçbir anlamı yok onun için. Ona zarar vermek istediğinizi bile düşünüyordur.

En sağlıklısi bu zamanları hafifçe geçirmek

Arkadaşlar teşekkür ederim ama konunun dışına çıkmışsınız.Anne ve babanın harika birer anne baba olduğunu biliyorum. Kendisi de ''ben aile konusunda çok şanslıyım.annem benim her şeyim vs '' diyor sürekli. zaten.sanırım sizin yaşlar da yakın 17 'ye :) Bazı şeyler yaşanmadan anlaşılmıyor ne yazık ki.

@kleider çaresiz kaldık.Güvenliğini sağlasak yeter.

2000 doğumlularda bi sıkıntı olduğuna inanıcam artık, kuzenim dahil. Malesef profesyonel yardım almak zorundasınız, size göre hiçbir problem olmayabilir anne baba mükemmel olabilir ama emin olun bu yüzden de böyle şeyler yaşanabiliyor, doymuşluk ve doyumsuzluk ilgi deliliği başka saçmalıklara itebiliyor. Yahut aileyle ilgili değil kendi çevresinde birşeyler olabilir, herşeyden haberiniz olması şu zamanda imkânsız, o yüzden sadece ergenliğe bağlamadan emin olun, eminseniz ve yardım aldıysanız bişey diyemem o zaman dediğiniz gibi uygulama kullanmak gerekiyor.

Profesyonel desteği konuştuk ama henüz almadık. Çocuk yetiştirmek çok zormuş gerçekten. Sanırım çocuk üzerinde biraz otorite kurmak gerekiyor bizimkiler hatayı orada yaptı. Baba otoritesi hiç olmadı.Doymuşluk-doyumsuzluk ikisi de var. stabil arkadaş çevresi ve kalıcı arkadaşlıkları yok. Bir ay jazz konserlerine giden arkadaşları oluyor sonraki ay arkadaş çevresi komple değişiyor türkü dinlemeye başlıyor vs.

İnanın profesyonel yardımdan sonra nefes alacaksınız, muhtemelen aileyle de konuşur o zaman inşallah bu tür kendine zarar olan şeylerden uzaklaşır ve sıradan ergenliğe döner.
Evde özellikle baba otoritesi yoksa en büyük etkenlerden biri oluyor, Misâl Kuzenimin abileri otoriteyle büyüdü çocuk yaşta sorumluluk aldılar şehir dışında okudular, tek bir gün sıkıntı yaşatmadılar, şimdi iş güç sahibi hatta evliler. Fakat 2000 doğumlu kardeşleri aynı anne baba elinde büyümesine rağmen o rahatlık ve şımarıklıkla diğer evlâtlarından görmediklerini yaşattı, yaşatıyor. Malesef aileler dengeyi kuramadı, bizden önceki nesil daha sevgisiz ve korku+otorite ile büyütülmüş, onlar da bizleri aldıklarına göre daha iyi eğittiler fakat görüyorum ki bizler şanslıymışız, sevildiğimizi bilirdik fakat çokça hissettirilmezdi(bence biraz daha hissettirmelilerdi), mutlak otorite vardı, ve varla yoku bilirdik, hiçbi şey bize istediğimiz an sunulmadı. Şimdi ayar kaçmış durumda, çocuğun merak ettiği istediği hedeflediği hiçbi şey yok, hiçbir amaçları yok. Varsa yoksa sosyal medya, gösteriş, ve sadece ben-ben-ben.

Çok güzel özetlemişsiniz. sıkıntı ayarsızlık. Evet, 5000 e yakın twitter takipçisi var, bir o kadar da diğerlerinden... Saat ikideki dersaneye uyanıp gidemiyor çünkü tüm gece sanal alemde takılıyor.

Teşekkür ederim.

Konunun disina cikacagim ama kesinlikle profesyonel yardim.

ergenken özellikle anne babayla kültür farkı varsa ve baskı yapıyorlarsa oluyor böyle şeyler.
sonra düzeliyorlar. benim yeğen de öyleydi.
intiharla falan aileyi baskılayıp kendilerine özgürlük alanı açmaya çalışıyorlar.
tabi profesyonel destek almakta fayda var.

@herhaltibiliyoring anne-baba genç.Anneyle aynı kafadan.Sanırım bizdeki sorun baskı değil, aşırı rahat bırakmaktan kaynaklandı. ''Hayır'' demedik hiç. Denge-disiplin çok önemliymiş. insan yaşadıkça anlıyor.Destek almaya başladı.

prosedür memur veya işçi olmanıza göre değişiyor sanırım. SSK nız aldığınız maaş üzerinden yatıyorsa kesinti olmaz, yarısını işverenden yarısını SSK dan alırsınız. 5 yıl önce bi kere rapor almıştım. o yüzden prosedür değişmiş olabilir. Bilenler onu yazar.

özel sektör çalışanı iseniz Ayakta tedavilerde maaşınızın 2/3 ünü raporlu gün sayısıyla çarpılır. Raporunuz sisteme düştükten sonra işvereninizin muhasebe servisi raporu onaylar. Bazen raporlar sisteme düşmez siz elinizdeki raporu muhasebe servisine iletin manuel giriş yapıyorlar.Sanırım e-devlet şifresiyle iş göremezlik ödeneğinin çıkıp çıkmadığını sorgulayabiliyorsunuz.

çok televizyon izliyor mu? bir akrabamın çocuğu normal konuşurken yavaş yavaş konuşamamaya sonra da hiç konuşmamaya başladı. psikoloğa götürdüler, tv izlemeyi bırakmasını, bulunduğu odada izlemiyor olsa bile tv açık olmamasını söylemiş. bir sene içinde konuşmaya başladı tekrar sonra.

@jonestown hayır, çok tv izlemiyor.O konuda anne-baba dikkatli.Süre uzayınca müdahale ediyorlar.

Kekemeliğin yapısı tam da söylediğiniz gibidir. Yani birkaç gün hiçbir problem yaşamadan konuşur, birkaç gün ciddi takılmalar yaşar. Bu süreç sürekli dalgalanır. Olabildiğince erken müdahale etmek önemlidir. Bu yüzden beklemeden bir uzman ile görüşmenizi tavsiye ederim. Reklam olmaması açısından özelden uzman tavsiyesi verebilirim.

Kadinlar boya takmis erkekler gote memeye o kadar sekilci olduk ki kiliftan ibaret insanlar olmaya basladi insanlik.

ağlama cüce

@bobinhoo kusura bakma troll kardeş:(

boyun kaç ki?

yürüme temalı bir sanal ortamda konuştuğun kadının böyle şeylere takılması çok normal değil mi? connected'da aşık olmak, sevmek, birlikte yaşlanmak maksatlı yazışmıyorsunuz ki.

siz kadınlar hiç bişeyini beğenmiyorsunuz sözlükde türk kızı memesi diye başlık var.
kaldı ki herşeyi eleştiren sizsiniz.

her bişeyi eleştir sonra gel kadınların boy takıntısından iğrendim de. asıl biz iğrendik de çaktırmıyoruz.

Neye takılacaklar anlamadım. Erkekte dış görünüş olarak en belirgin şey boy. Kısa olmak suç değil ama kadınlar tarafından tercih edilmemek de mantıksız değil bence. Ben de kilolu kadınları beğenmiyorum örneğin, tercih meselesi.

@mantarliborek millet olarak şekilcilikten öleceğiz işte onu demek istiyorum:)

he evet millet olarak böyle takıntılarımız var.

erkek kadın her ikiside kendini dünya harikası sandığından karşımızdakini acımasızca eleştiriyoruz. sıkıntılıyız.

sen kıza kilosunu sorsan ve 80 dese, sen de yüzüne kapatır mısın? kapatırsan şekilci mi olursun?
cevabı kendin bul.

Yahu niye bize yoruyorsunuz sadece fiziksel takıntıları. Tüm dünyadaki kadın, erkekler için geçerli bu. :)

Erkekler ya da kadınlar olarak dünya harikası değiliz diye fiziksel bir beğenimizin olmasına hakkımız yok mu ?

sanal ortamda olabiliyor böyle şeyler ama gerçek hayatta olmuyor.
boyu kısa olup kendinden uzun kızlarla çıkan milyonlarca kişi var.
yani sanal ortamda beklenti daha fazla.
görmediği için fiziksel olarak düşünebildiği tek şey boyu ve kilosu oluyor.
bundan ötürü.
sanal alemde olan bir şey bu yani.

sadece boy degil ki mesela benim sacim dokuluyor bazilari aciyan gozlerle bakiyor. herkes aradigi seye bakar algida secicilik

leş kadın özelliği, kaç görünce.

tercih meselesi, ama böyle şeyleri kızlara mal etmemek lazım, erkekler daha beter bu konuda.
direkt yüzüne kapatılması hoş değil sadece, muhabbeti kibarca bitirebilirdi.

valla bakanlar var maalesef. benim boy 180 küsür. bi kere bi kızla 6-7 ay flört etmiştim. boyum uzun diye kafadan ok demiş. sirf boy amk ya. neymiş yanımda rahat rahat topuklu giyebilecekmiş vs. karaktere carta curta bakan yok.

Abi "borç para lazım, pazartesi ödeyeceğim" furyasının parodisini mi yapıyorsunuz? 3 gündür bitmedi boy duyuruları.

Ayrıca çok mantıklı buna takılması. İlk görüşte başka ne dikkay çekiyor. Onu geçtim a cup ya da practice sütyen giyen, 160 boy ile 80 kilo olan kız görünce "Sevgili olacağız. Önemli olan kişilik" mi diyeceksin internetten tanıştığın ya da ilk defa bir yerde gördüğün kız için?

Ayrıca dış görünüşe göre insan seçme konusu yeni bir şey değil. Hemen yakın tarih sövme işine girmeyin. Dünyada 4 milyar, insanlar arasında 60 milyon yıldır ilk görüş için sistem bu.

"deal breaker" bazı şeyler.

sana 1.45-1.55 boyunda bir kız yazsa ne düşünürsün? hiç olmayacak gibiyse direkt kesmeleri daha iyi, zamanını çalmıyor işte.

ya da sıfır meme, dümdüz tahta gibi. 34a mesela. olmayacak iş.

Valla kusura bakma ama uzun boylu olsan sen de şekilci olurdun. Şu an şekilci olamıyorsun çünkü kendinle çelişirsin. Erkekte boy tabii ki önemli. Şimdi konuşturma bizi, evrimden, güçten, kadının korunup kollanmak istemesinden bahsettirme. Kadın da erkek de en iyisini seçmeye çalışır.

Ayrıca niye bu kadar zoruna gidiyor ki? Senin boyundan ötürü seninle ilgilenmeyen insanın kafası boştur, ilgilenmemen gerekir.

İtiraf edeyim, bobinhoo'nun cevabına çok güldüm. Acı ama doğru.

bence tabi herkes icin gecerli degil bu sonucta zevk renk meselesi ama biraz da kadınların kendini tatmin etmek istemesinden kaynaklaniyor. mesela kadinin boyu 155, 175lik adama burun kiviriyor. topuklunu da giyersin halbuki. iste kisayim ama kolumdaki adama bakin mevzusu bence bazi tiplerdeki.

erkekte uzun boyu severim ama uzun boylu olması yetmez adamın, huyu suyu da çok önemli. ha boyu uzun olmasa huyuna suyuna bakmayı tercih etmem, bu doğru işte. tanımaya açılan kapıyı çabucak açar uzun boy ama dediğim gibi tek başına asla yetmez.

Maalesef kısa erkekleri ciddiye alamıyorum, sonuçta insan güçlü iri yarı koruyucu bi şey istiyor evimsel olarak :p şimdiki sevgilim 1.79 ve bana resmen cüce geliyor öncekiler hep 1.90+ idi zor yani. Tabii boyum 1.60 bu arada :D

bugün boyunu takıntı yapan kız yarın başka mevzuları da takıntı yapar. takıntılı sorunlu tiplerden uzak durmanda fayda var. böyle davranmaları senin açından hayırlı olmuş.

ambalaja kanıp sonra zır zır ağlıyorlar ya sonra...

boşver, seni boyun için sevecekse hiç sevmesin daha iyi.

Online dating'de olay tamamen kısa vadeli al-sat üzerine kurulu olduğundan fizik daha fazla önem taşır. Dışarıda sıkıntı yaşamazsın o kadar.

Connected da sekilci olmayan kadin & erkek aramak evlendirme programinda mala mulke dis gorususe bakmayan kadin& erkek aramakla ayni sey.

Bu arada douchebag "sana 1.45-1.55 boyunda bir kız yazsa ne düşünürsün?" demiş ya örnek olsun diye, bana yazsa kabul ederdim. Çünkü ben <3 kısa boylu kadınlar

Meme olmasa da olur, bebek değilim ki meme emeyim.

Erkekte kısa boyun kadındaki karşılığı da kısa boy değil bence, şişmanlık. Çünlü kısa boylu kadınları beğenen de çok sayıda ama şişmanlar için bu pek geçerli değil maalesef. Yani bence verilen örnek "1.55'lik kadın yazsa kabul eder miydin" değil, "90 kilo bir kadın yazsa kabul eder miydin" olmalı. Kısa boylu kadını uzun erkek kabul eder, kısa erkeğin arayıp da bulamadığı zaten. :)

Şekilcilik avrupa'da kısmen aşılmış gözlemlediğim kadarıyla. 150 kilo adam çıtı pıtı çok tatlı kadınla birlikteydi. Şasırmiştım tabii.Bunun gibi çok örnek gördüm. Biz de iş çığrından çıktı. Çıldırmışız biz toplum olarak.

1.55'lik kadının nesini beğenmiyorsunuz lan?

Dayı böyle karı görürsen ve eğer zenginsen bi şekilde at yatağa egonu tatmin et hiç değilse.

Leş karı turnusolüdür boy ve para. İkisini en öne kriter olarak öne süren kadın ile seks dışında hiçbir şey düşünmeyeceksin.

Normal değil demiyorum, normal. Uzun boy erkeği daha seksi gösteren bir şey. O yüzden seks amaçlı iletişim kurduğun insanda boy araman normal. Ama ilişkiden, sevgililikten bahsediyorsak ve sırf boy sebebiyle güzel bir adamı elinin tersiyle itiyorsa o kadın sıkıntılıdır.

Aynı şekilde erkek de öyle. Evleneceğin kadın 110 kilo olsun demiyoruz, ama sırf şişman diye de insan ezilmez.

sözlükte açılan binlerce şekilci başlıktan sonra bu şikayete güldüm istemsiz. evet boy önemli. bunu biz değil evrim söylüyor. ama homo sapiens gelişmiş bir beyne sahip. o yüzden günümüzde boydan önce bakılması gereken çok şey var. sen de onları geliştir. nice adam var 1.60 boyuyla karizmanın allahı olmuş.

önemli olan iç güzelliği lafı yalan. anca hiç şansı kalmamış evde kalmaktan korkan insanlar, veya çirkin kişiler için doğru olabilir. çirkinsen veya çok kısaysan vs beklentin de düşer karşıdan.
bir kıyafet alırken bile deniyorsun, görselliğine bakıyorsun. yanında taşıyacağın insana mı bakmayacaksın?
tabi bu mükemmeli aramak değil. o kadar abartılması sağlıklı değil. ama boy, meme, bacak vs.. takılıyor sözlükte de bolca görüyoruz.

tamam tamam, 1.55'ler hemen saldırmasın. deal breaker'a örnek verdim orada.

asla olmaz diyeceğiniz şeyler olacaktır. mesela sigara içilmesi benim için deal breaker. isterse carey mulligan olsun, pamela anderson olsun sigara içiyorsa hiç uğraşmam bile.

sen kızın 2 bira içip içmediğine bak.gerisi yalan

@yahveyire sizin gibiler o özgüveni nereden buluyor aklım almıyor arkadaş:)

yahveyire bu makara yapıyor bence.
ama götü yere yakın olandan korkacaksın demişler.

Tip olarak hoşlanma durumlari ayrı ama genelde "daha iyisini bulamamış mı" denilmesin diye toplum baskısını kovuşturma hareketi olduğunu düşünüyorum. Şekilci bir toplumuz ve insanların yanındaki sevgililerini "ay bu cirkin kiz/adam ne yapmis da bunu tavlamis" diyor kimseyi tanimadan hemen yakistirmalar yapiyoruz. Kisisel begenilerin disinda bu sekilci toplum baskisi kadinlarin uzun boylu erkek takintisini daha iyk acikliyor bence.

"Onlarca tanık" oldukça önemli. eşim avukat, tanıklarla ispat edebildikleri çoğu şeyi kazanıyorlar. tanıkların güvenilir mi? seni satmayacak iki üç tane çıksa yeter. mahkeme diyince tanıklar korkuyor genelde, ama yasal olarak tanıklık yapmak şarttır, yani mahkemeye ismini verdiğiniz kişi gelip "ben bilmem" dese bile gelmek zorunda. gelince de doğru tanıklık yaparlar genelde.

üstat şansını dene, belge olmadı mı pek hukuki şansın yok ama korkutma öyntemi ile alabilirsin belki, korkutma derken mahkemeden korkutma, yoksa git adamların kapısına dayan demiyorum.
bu arada şirketin durumuna da bir bak önce şirket battıysa ben buna bu kadar ortağım diye ortaya çıkarsan şirketin borçları sana da kitlenebilir

İşim gerçekten zor, farkındayım ne yazık ki. Tanıklarımın biri öğretmen, biri milli voleybolcu, biri banka müdürü, biri bölge idare hakimi ve biri de akademisyen. Bu insanların sahip olduğu mevkiler vs etkili olur mu sizce?

Aynen dostum şansımı deneyeceğim. Babaları oldukça zengin. Dükkanı bile 1 milyon TL nakit para ile satın aldı, kızı kira ödemesin diye. Batma, iflas gibi bir durum olacağını sanmam. Veledine bile 8 bin TL'ye çocuk arabası aldı. Bu kadar zengin insanlar benim 20 bine çökünce hukuka ve adalete sığınası geliyor insanın.

Yanilmiyorsam 2500 lira ustundeki miktarlar icin senetle ispat zorunlulugu var. Bir sey cikmaz buyuk ihtimal ama korkutmayi deneyin.

parayı teslim ettiğin kişi ya da yakınlarının o tarihlerdeki banka hesaplarına inceleme isteyin. eğer parayı direkt yatırdılarsa hesaplarına. devlet bu para nerden geldi diye sorabilir. şahit varsa durum önemli. her dolandırıcılık makbuz karşılığı yapılmıyor. para da az değil.

Selamlar,

İşletmeye ortak oldum derken, bir şirket hisselerini satın mı aldınız? Yani noter kanalı ile üzerinize şirket hissesi geçişi mi oldu?

Eğer öyle olduysa, bi 20.000 daha verin, alsınlar o hisseleri geri. Anlaşma yoluyla iade etmeye bakın hisseleri. Yoksa azınlık hissesi sahibi olarak yetki sizde olmadan sorumluluk altındasınız.

Mahkemeye giderseniz, para karşılığı hisse devri sözzü verdiklerini kabul edip şirket hisselerinin devrini yapıp devam edebilirler. Sonuçta borç olarak vermemiş, hisse satın almışsınız.

eksi sozluk e bir daha geldim +1

Resmi olarak ortak mısınız şirkete?

Resmi olarak hiçbir şey yok. Naylon torbaya sarılı halde götürüp parayı elden teslim ettim ve işletmeden çıktım. Sonuçta eşimin ailesi diye güvendim onlara. Bana yalnızca sözlü olarak %33,5 ortaksın dediler. İlk ay sonunda "bu ay zarar ettik, 1000 TL vermen gerekiyor." dediler ve ben de verdim saf gibi 1000 TL daha. İşimden arda kalan zamanlarda dükkanda gidip çalıştım yani satış yaptım. Sözde ortak olduğum günden yaklaşık iki veya üç ay sonra da bir tartışma sonucu oradan ayrılmak zorunda kaldım, daha doğrusu postaladılar beni.

Arkana bakmadan kaç.

Dava açarsan, kötü senaryoda,

Diyeceksin ki ben bu şirkete ortak olmak için bu parayı verdim.

Onlar da diyecekler ki, evet bu arkadaş haklı, hemen %bilmemkaç hisse devrini yapalım.

Azınlık hissesi olduğunuz için hiçbir şey yapamayacaksınız. Genel müdür atayıp piyasaya pırasa gibi fatura doğrayacaklar.

Sonra maliye sana şirket ortağı olduğun için şirketin tüm vergi borcu ile gelecek.

Ne kadar olabileceğini hayal bile edemezsin. Adın kara listeye düşecek, bilmemne. u rakamların yanında 21.000 zararı mumla ararsın.

Cevap veren arkadaşlar borç vermişsin gibi düşünmüş. Ama sen bir şirkete ortak olmuşsun.

Haksız değil. Sonuçta başka bi kadının eşi olacaksın ama o kadın hâlâ onun annesi olarak kalacak. Yılların emeği var evladında. Sen de aynısını yap rahatsızlık verdiyse.

Cevabım: hak veririm.

İlişkimi sorgulardım sen gibi.

gerekçesinin espri olduğunu düşünüyorum. gerçekse bile çok takılmazdım. kendi kararı. para mevzularını sevmiyorum zaten.

bence çok mantıklı, iyi düşünmüş ama çocuğum varsa çocuğumun üstüne yapardım.

senin başının çaresine bakacağını düşünüyo ama annesi yaşlı. onu garanti altına almaya çalışıyor. bence yapsın ne olacak ki. para nedir yahu. yeter ki sevgi olsun.

Annesine ya da çocuğa yapmasına bir şey demezdim, haklı da bulabilirdim de, "Sen kadınlarla yersin parayı" kısmına bozulurdum bayağı. Sonuçta bana bir şey olsa sevgilimin aynı gece olmasa da, en kısa sürede hayatına devam edip yeniden aşık olmasını isterim. Bana kalbinin bir parçası değil de, elin evladı gibi davranmasına bozulurdum.

güven yoksa, arkadaşlıkta olmaz evlilikte.

bence sende aynısını ona yap, lehtarını annen goster gerekce olarakda ben ölursem baska adamlarla yersın parayı dersin, o zaman anlar senin nasıl hissettiğini.

sen de anneni yap. o bir şey derse sen de başka adamlarla yersin parayı de...

Valla ben ne yaptım da güvenini bu kadar sarstım ya da o güveni hiç oluşturamadım acaba diye düşünürdüm.

Sen öldüğünde o seninle birlikte mezara mı girecekmiş.

ne istiyorsa yapar. evlenirken de mal ayrılığı rejimi seçilmeli. kimse kimseye bir şey yapması için duygusal baskı uygulamamalı. takılmamalı insanlar böyle şeylere. hayat sigortasını siz ödemediyseniz tabi. öyle bile olsa rica etse kabul ederdim ben ne olacak.
edit: o söz de şakadır herhalde.

açacam şimdi ağzımı o olacak akşam akşam.

ulan ölmüşsün zaten,senin için film bitmiş.o saatten sonra bari sevdiğin!!! adam mutlu olsun hayatına daha güzel devam edebildin,senden sonra toparlanabilsin.

bak bak gerekçeye bak---sen o parayı başka kadınlarla yersin---miş.hayır annem hasta yaşlı o para ona daha çok lazım da demiyor bak,oraya çok dikkat edin.

e yiyecek tabi bu adam dünyaya sadece seninle sevişmek için mi geldi dangalak.bu ne demek? ben varsam varsın,ben yoksam yoksun.mutsuz ol acı çek.

ulan ne kadınlar var yaaa.şımarık,bencil,çıkarçı......

ben böyle bi kadınla evlenmeyi bırak böyle bir şey dediğinde bu yazdıklarımdan daha ağırını söyler bir daha da görüşmezdim.

iyi baktın mı? altın kaplamamıymış onunkisi?????????

ağzına sıçarım. o zaman ne diye evlenmiş seninle? mantığa bak ya.

not: derdim parayı sana bırakmaması değil. mantığı. yoksa ister anasına versin ister babasına; beni bağlamaz.

arkadaşlar,

yorumlar için teşekkürler. mevzu parası, primi değil zaten. tam da @iste o bendim'in söylediği şey. ben yoksam sen de mutlu olma mantığı.

yakın zamanda şöyle bir olaya tanık oldum. yeni evli çift 1 yaşında bebekleri var, çocuk beyin kanamasından küt diye ölüyor. şirketin yaptığı hayat sigortası var, şirkette yasal varisine(eşine) ödenmek üzere tazminatın haricinde ilave de yapıp destek oluyor. ölen çocuğun ailesi "o bizim çocuğumuzdu, paraları bize vereceksin" diye baskı yapıyorlar eşini kaybetmiş kıza.

özetle "ne var bunda" diyen arkadaşlar bir de böyle düşünün.

onun çevresinde de o tür örnekler vardır ( mesela ben bir yığın örnek sayabilirim),
sen kendine yetebilirsin annesi yetemeyebilir diye düşünüyordur...

bu kadar bilgiyle bir karar hakkında yorumda bulunmak oldukça isabetsiz sonuçlar getirir. birbirinizle açık açık konuşun. neden öyle düşünüyormuş sor. o da anlatsın. tatlılıkla ama, sitem etmek için değil, anlayıp anlaşmak için.

Evlilik sözleşmesi de yapıldıysa olabilir.

Direkt dal.

başlarım tabi ki, iş işte bulunur dememişler boş yere. başlarım sonra çalışırken daha iyi bir iş bakarım.

ilk iş yerine girip alıştın mı daha çıkmak bilmiyorsun rahatını bozmak istemiyorsun ama böyle de bir şey var.

Tamamen senin yeterliliğinle alakalı. Mesela 3-4 senelik tecrüben vardır orası olmazsa bakarım bulurum dersin ( ki bu ben olmuyorum :( ) o zaman bi değerlendir. Bi arkadaşım vardı bilgisayar mühendisi 3 yıllık iyi bir tecrübe ile adam 3 tane iş reddetti parası ve imkanlarından dolayı sonra 4. de karar kıldı. Ben de ilk görüştüğüm yere tamam olur geliyorum dedim başladım :D ama arkadaşlara da katılıyorum iş işte daha rahat bulunuyor. Çevren genişler tecrüben artar sonra baktın olmadı değiştirirsin. Ama şey de kötü hacı ya 3-5 ay durup durup ordan çıkmak daldan dala atlamak da kötü. Garip bi hal Allah hepimizin yardımcısı olsun deyim ne deyim :D

Ret ettim. Hiç pişman değilim. :) Çalışma saatleri Hafta içi 8.30-6.30- cumartesi 15.00 . Bi de maaş pazarlığı yapıyor şereefiz.

köleliği reddetmişsin tebrik ederim. severim böyle paraya tamah etmeyen insanları.:)

1 kere yapan her zaman yapar. bunu unutmayın. affetse bile bi kaç ay bi şey yapmaz. sonra ilişki yoluna girdi mi o rahatlığı görünce ilk fırsatta yine aldatır. bu kadın için de böyledir erkek içinde.

bazen insanlar aldattıktan hemen sonra pişman olup bi daha yapmayabiliyorlar. ama yakalanana kadar sürekli yapan adam ya da kadın için aynı şey geçerli değil. 1 kereden fazla temas kurulduysa mutlaka yine yeniden yapışacaktır.

Etkilemek istemiyorum aslında. Ama asla affetmem.

tabiki affetmem. ister 1 gün sürsün ister 1 sene sürsün farketmez.
kendime saygım var neyseki

kendime kızardım ve çok aptal olduğumu düşünürdüm. açıklama dahi olsa tek kelime duymak istemeyip, avukatımı yollardım.

Affetmem. Mahkemede kanıtlar donuna kadar da almaya çalışırım.

aldatma o kadar siyah beyaz bir konu değil bence.
ben şöyle bakardım, bu adam 8 ay başka bir kadınla ilişki yaşamış ama sizinle ilişkisini bitirememiş. yani sizi sevmediğinizi söyleyemeyiz.
diğer ilişki neden bitti bilmiyoruz ama eğer kendisi bitirmeyi seçtiyse aynı zamanda sizi seçmiş demektir.
tam ortasında yakalandıysa karar veremedi demektir.
ama bunların hiçbirinde sizi sevmediği seçeneği yok bence.

evet insanın egosunu ve gururunu kıran bir davranış, ama önemli olan ilişkinin değeri egonuzdan büyük mü değil mi. bir de bir aldatma söz konusuysa mutlaka ilişkide eksik bir taraf vardır, iletişim olur, anlaşmak olur, cinsellik olur herhangi bir şey. bu gerçekten çok önemli bi noktaysa zaten siz ayrılın, onun için eksik olan sizin için de eksik çünkü.

sonuçta bence her şeyin telafisi mümkün. ama tecrübe ile konuşmuyorum bunlar sadece düşüncelerim, benim başıma geldiği noktada belki en baştan sorgularım.

not: nasıl evlendiğinizi de bilmiyoruz, evlilik bazı adamlar için hapis gibi görünebiliyor, hiç öyle olmasa bile genel bir önyargı var, bunun rehavetiyle aksiyon almış olabilir. kendi sinirinizi bırakın empati yapın diyemem ama mühim olan sevme kısmı gibi.

Büyük konuşmak istem... dermişim. Asla.

1 defalık affedin derim. cahil zamanına denk gelebiliyor insanın. ya da eşinin kıymetini sonra anlayabiliyor. fakat yine de dikkatli olmak lazım. bir daha olursa diye. o zaman tekmeyi basmak lazım...

aldatan insan affedilir mi ya..!?

acıdan ölür insan. duygusallık içermesi en kötüsü. o artık başkasına aşık olmuş. bitmiş geri sana dönmez ya tabiyki sıradakşne aşık olurş. aşk senden çoktan gitmiş. içim ürperdi

@ergenpezeveng +1

Hiçbir aldatma masum değildir.
Affedilir bir yanı da yoktur.

Bence cevap verenler evki kişiler olmalı. Eğer gerçekten fikir almak istiyorsan hem evli, hem de hemcinsin olmasını tavsiye ederim.

çok güzel bir laf okumuştum geçenlerde, " iki kere olan şey üçüncü kez de olur "

1. den sonra pişman olma durumu olabiliyor. ikiyi yapan devam eder.

sedat dalbayrak, en son gisbir hastanesinde idi sanıyorum..

Balat hastanesi Sema Targıt. Ya da Hulki forta. Hulki Forta'nın Şişli'de muayenehanesi var.

yunanistan maçındaki yuhalama olayı da artısı oldu bu işin. türkler bildiğin terör destekçisi diye düşünüyor insanlar.

nasıl da bulmuşlar istedikleri cevapları alacak insanları?
görmek istediklerini görüyorlar. sen de karşılaştığın yerde islamofobyanın tehlikeli olduğundan, nefret suçu olduğundan bahsediver. bunun için bir inanca sahip olmana gerek yok.
öldük bittik yittikçilere kanıp kafanı kum içine sokma. birçok yerde de bunun islamla dinle ilgisi olmadığı anlatılıyor, paylaşılıyor gündem oluyor. dünyanın her yerinden cevap veriliyor. avrupa medyası amerika medyasında röportajlarda gerekli cevaplar veriliyor ve o videolar sosyal medyada tt oluyor.
yunan maçındaki ayıbı sadece bizler değil, tc devleti de birinci ağızdan bu saygısızlığı kınadı. fransanın yanındayız dendi.
bu tahriklere gelmeyin.

"Simdi o oyle degil kuranda yaziyor aslinda..."'nin ingilizcesini ogrenmemiz lazim ulkece.

cevap verilecek, doğrusu anlatılacak bir durum yok ortada. adamlar aydınlanmış, islamın ne menem bir şey olduğunu anlamışlar, özünü bas bas bağırarak anlatıyorlar.

kuran kin, nefret kusuyor müslüman olmayanlara diyorlar. ne diyem, öyle değil, onlar islamı yanlış biliyor, tatlı su müslümanı türklere sorun mu diyem? tüm bu olanların sebebi zaten islama göz yummaktan dolayı. tatlı su müslümanlığını bırakıp da islamın nasıl da nefret tohumları ektiğini kabullenip, bir baskı, bir kamuoyu oluşturup reforme edilmesini savunmak yerine gözü kapatıp "omo onlor yonloş boloyor yhaa" demek ne kolay değil mi?

a ha konu yine yunanistan maçına geldi.

ya gerçek islam bu değil sen de yani pfft islamofobiyi anlatıver sende yani kafanı KUMA gömme.

ne alakası var allah-u ekber diyip patlayan zibil zibil bu kadar insanın hepsi müslüman mı olmak zorunda yani?

ne alakası var bunun islam diniyle, biz zaten çözmüşüz bu konuları hep kutsal forumlarımızda; www.islam-tr.net

alıntılıyorum malum kişiden(ehm);

'Bir şeyi öldürdüğünüz zaman güzel öldürün; bu şeyi boğazladığınız zaman güzel boğazlayın, eziyet vermemek için bıçağı bileyin ve hayvanın kolay ölmesini sağlayın'

ne alakası var kardeşim, islam barış dini tamam mı lan!

ya bak duramadım;

bu cehape zihniyeti besledi işidi zaten, kılıçdar hep mağdur etti bizi böyle adamda lider vasfı yok abi zaten, tayyip vardı da başımızda allaha şükür ondan hala tek parça tek devlet tek millet tek vatan 3 çocuk halindeyiz, düşünsene bi de kılıçdaroğlunun başımızda olduğunu?

yerlerdi bizi yerlerdi, yatalım kalkalım allaha uzun adamı bu kadar uzun yarattığı için şükredelim.

ecdadının indirmek için uğraştığı fransız bayrağını facebookda profil fotoğrafı yapan torunlarıyız, ona göre yani biz de kınıyoruz tamam 127983127319 kişi kan dondurucu şekilde can vermiş olabilir ama gavur sonuçta, onlar da x yapmasalarmış y etmeselermiş bak etme bulma dünyası işte.

ne diyodum heh, kılıçdar...

fransa olayı olsa da olmasa da zaten müslümanlar batı dünyasında terörist olarak görülüyor. yıllardır bu böyle... abd afganistan'I karıştırır, rusya çeçenistan'I karıştırır,israil ve abd ırak'I karıştırır, fransa libya'yı karıştırır. suç onlarda olmaz ama dağılmışlık duygusundan birlik duygusuna götüren oluşumlara hemen suçlanır. ebu gureyb cezaevinde olanların ışid'in oluşumuna etkilerini italyan kanalında tartışan gördünüz mü? ya da guantanamo da olanları? göremezsiniz. israil'in filistin'de uyguladığı zulmü bile tartışamazsınız kanallarda. ama bir filistinli kendini patlatırsa terörör olur. müslümanlar kendilerini batıya ne kadar anlatsa da batı kendindeki kabahati görmediği sürece onların görüşü değişmeyecek... batının görüşü umurumda değil...

@gotic

tatlı telaşlı müslümanımız geldi, hoş geldi.

suçu hemen de başkasına atmak ne kadar kolay değil mi? tek ezilen müslümanlar mı birader? öyle bile olsa; adam ol da kullandırma kendini. ne diye devamlı müslümanlar kullanılıyor? demek ki bir yetkinsizlik var bu müslümanlarda. allah allah, hayırdır acaba, ne olabiir bu müslümanları bu kadar kullanılabilir yapan ya? acaba inançları olmasın?

bunu geç

islamın özünün inanmayanlar için ne kadar kötü olduğu, onlara yaşam alanı tanımadığı, nefret tohumu ektiği gerçeğini ne yapacağız? islamın olduğu yerde bir başka inanca yaşam yok. türkiyede olmasının tek sebebi de mustafa kemal tarafından yontulmuş olmamız. yoksa biz de böyleydik.

islam kötüdür, kendisinden olmayan islamdan gelecek tek şey saf kötülüktür. yalansa yalan diyin. suçu başkasına atmadan da önce bir dönüp elde ne var ona bakın.

göremeyiz niye çünkü israil oğulları guatemalayı karıştırır, ameriga gider diyarbakır ceza evini karıştırır, gördünüz mü?

hayır, niye görmediniz çünkü sizin kalp gözünüz kapanmış.

dış mihraklar böyle böyle bizim çöllerimizdeki kumlarımıza, altlarındaki işleyemediğimiz ama global dünyanın inanılmaz derecede bel bağladığı bi yakıt olan petrole ihtiyaç duyar, biz daha petrol ne bilmezken adamlar uzaya gider.

sonra gelirler guatemalayı karıştırırlar çünkü yahudi bunlar hep.

batı doğu israiloğulları filistin üzgün surat.

filistin ölen bişey sonuçta ama bunu bilemezsiniz, israil huuu.

sonra da işte kılıçdar durur mu, yapıştırmış cevabı..

elinde viski kadehi demiş ki 'doğunun ne düşündüğü umrumda bile değil dostum, kahretsin! hahahahah doldur yahudi meyhaneci, içelim güzelleşelim'

@gotic

bernie sanders diye bir adam var hiç duydun mu? kendisi abd başkan aday adaylarından liberallerden. bu adamın ırak hakkındaki üç lafından biri yanlış yaptık, bu müdahale ışd'i doğurdu, çok fazla insan hakkı ihlalinde bulunduk vs vs.

ayrıca afganistandaki çatışmaları anlayabilirim ama şii pazarında bomba patlatan sünninin suçunu abd'ye israile yüklemeyi anlayamam. dersen ki bunları cia fbi mossad yapttırtıyor müslümanlara, gerizekalı mı bunlar derim.

senin cumhurbaşkanın pkk demeden ışıd diyemiyor farkında mısın bunun?

senin cumhurbaşkanın diyen arkadaş ne yedin ne içtin :) benim cumhurbaşkanım yok... bütün suç batıda demedim arkadaşlar :) batının suçunu görmeyip olayı müslümanlara yıkmayın dedim... son olarak islam şöyle böyle diyenlere de cevap vermeye tenezzül bile edilmez...guantanamo ile guatemela arasındaki farkı da birisi açıklasın :)

Bu sene üniversiteye başladım, 4 yil sonrası için yurtdışında lisans ustu eğitim planim vardı. Acikcasi bu olaylar yuzunden sikinti yasamaktan korkuyorum. Bi arkadasim seneye amerikaya gidecek o da tedirgin mesela. Hani müslüman olsak dinimiz için o sıkıntıyı çekmeye belki razi oluruz da alakanız da yok.

kusura bakma kardeş de o cumhurbaşkanı hepimizin. türk vatandaşlığından çıktıysan bilemem tabi. oyunu kime verdiğinin önemi yok.

ciddi cevap vermem gerekirse ki gerekir bence,

adamlar yüzyıllar dünyalarının kendilerine ait olan tarafında(senin lugatında israiloğulları ve gavurland oluyo burası) bunu görmüşler, müslüman patlayamamış müslüman kafa kesmiş, kafa kesememiş kumda boğmuş, kumda boğamamış gırtlağına çökmüş.

müslüman hep mağduru oynamış, hep poker face yapmış, müslüman hep huzur kaçırmış, müslüman öldürememiş huzuru kaçmış, müslüman öldürmüş huzuru kaçmış, müslümana derdin ne yavrum senin diye sormuşlar soran adamı öldürmüş sonra da demiş ki ben mağdurum, müslüman müslümana eziyet etmiş böylece eziyet eden müslüman eziyet edilen müslüman mağdur olunca otomatikmen mağdur sayılmış..

müslüman hiç yerinde durmamış anlayacağın, hep barış dini çiçek sevgi kardeşlik demiş hep kan dökmüş.

müslüman, allahının ismini toplum içerisinde seslice zikrettiğinde etraftaki insanlar korkuyla kaçışır olmuş, müslüman anlamamış.

kapılarını açmış gavurland müslümana, müslüman göç etmiş, ne dil öğrenmiş ne kültürünü genişletmiş ne düşünce yapısını değiştirmiş, müslüman huzursuzluğunu yaymış da yaymış etrafına.

evinde sakin sakin oturan ve müslüman olduğunu iddaa eden ama aslında ılımlı normal bi insan olan, ailesinden gelen bu dini öğretiyi her ne sebeptense bi türlü sorgulamamış arkadaş bütün bu olayları dezenformasyon olarak görmüş, o arkadaşın beyni rasyonalize etmeye çalışmış olayı çünkü asla canlı bomba olamazmış o arkadaş, ama müslümanım diyen 3 kişiden 2si hep şiddete meyilliymiş, lakin o öyle değilmiş ve bünyesi kabul etmiyormuş bunu, böylece ortaya israiloğulları, kılıçdar, cehape zihniyeti, yahudi bunlar, paralel yapı vb terimler çıkmış.

sessiz sakin müslüman bakmış israiloğulları tü kaka, yahudi dediğin şeyin kuyruğu var boynuzları var ve ağzından ateş çıkarıyor, cehape zihniyeti zaten dünyada kötü olan her şeyin en temel sebebi, kabede taşlanan şeyin de asıl ismi kılıçdarmış zaten, sessiz sakin müslüman bi aydınlanma ilizyonu yaşıyor, bi spazm geçiriyor kendi içinde.

sonra geliyor buraya diyor ki, guatemalayı karıştırdılar israiloğulları.

bu kadar ciddi olabildim.

not: guatemala temamıza daha uygun bence, aradaki fark da inan ki çok önemli değil.

öte taraftan batının müslümanı yıllar boyunca manipule ettiği de bi gerçek, hiç de saf ve iyi niyetle de değil hem de.

fakat gerçek dünyada suçlu hiç bir zaman mağdur eden değildir, mağdur olandır(bkz: adalet sistemi) ki müslüman bunu çok sevdiği için hep söyler, mağdur oldum ben der hep.

parmakla gösterip 'ama o önce benim saçımı çekti' demek yerine, ya da küçük sanal gülücükler yaratarak tartışmalardan en birinci çıktığını düşünmek yerine, müslüman bence artık bi soluklanmalı.

bugüne kadar ne oldu ne bitti hiç kimsenin umrunda değil sosyal medya çağında her şeyin ömrü 1 gün, en hit olan şey de paris katliamı şuan, vicdan otuzbiri bunun üzerinden yürümekte instagramda,

o yüzden kimse ne tarihi bilgileri, ne geçmişte ilk kimin neyi başlattığını umursamıyor müslüman.

adam bakıyor sakallı bi müptezel patlayıvermiş birden, ağzından çıkan son laf allahu ekber olmuş.

bitti bu kadar, suçlusun o dakikadan sonra çünkü o adamla kendini aynı şekilde tanımlıyorsun, dışarıdan görünen bu.

hiç kimse oturup da müslümana kim ne etti bunu düşünmek zorunda değil, insan gördüğüne inanır.

@ no christ requires evinden bildiriyor...
bırak onu biz müslümanlar düşünelim. o beynin, genelleme konusunda level atlamış :)

oğlum fransayı siktir et aq. 2 milyon adamı niye aldın. hadi aldın niye incelemedin de ankarada bomba patladı, suruçta patladı, reyhanlıda patladı. bunlar da mı avrupa sömürgeciliği yüzünden? ya ölenler zaten kürt ve cehape zihniyetli ya siktir et zaten onları dimi?

ben sana söyleyeyim mi niye aldılar? suriye libya gibi olur diye aldılar. şurdan iki adam salarız esed gider sandılar. koskoca rusyayı göremediler ondan aldılar. mülteciler 3 aya gider sandılar.

ayrıca adam almak zorunda mı aq? madem çok dinini yaşamak istiyorsun pakistan iran suudi arabistan, hindistan malezya brunei endonezya niye almıyor? niye avrupa'ya koşuyor bu müslümanlar bana bunu söylesene niye iran'a koşmuyor niye pakistan'a koşmuyor?

ee ne yapalım yani şimdi müslümanlar adamların gözünde teröristse? lan sanki birilerinin ağzından "haçlı" lafı çıkmamış gibi, ışid daha bu coğrafyada filizlenmemişken bu adamlar müslümana terörist muamelesi yapmıyormuş gibi davranyorsunuz ya ciddiden insan hayret ediyor lan. bir yandan oryantalizm ile bir yandan da oksidentalizm ile uğraşmak ciddiden zor bir iş aq.

bu türk insanındaki "yurt dışındaki imajımı zedeliyur" olayına da çok takığım ha. ülkesi nasıl daha iyi olurun derdinde değil, tek derdi imaj. kötü olsa bile iyi görünsün, ondan mutlusu olmaz.

belli ki orada yaşıyorsun, bu nedenle bir nevi etkilenmen normal de, yani koskoca medeniyetler, dinler tarihini filan bir insan ömründe yaşanan olaylarla sınırlayıp genelleyerek nereye varmaya çalışıyorsunuz anlamıyorum.

bu arada ciddiden islam'ı da bilmiyorsunuz ha. görüşler arasındaki çatışmayı, tarihini, meallerini, ali şeriati'yi, ebu zerr'i filan...

herif hadis linki vermiş iyi mi...

neyse, takılın siz öyle.

çok da sikimde hacı. onlar önce 600 bin müslümanı endülüs te katletmenin hesabını versin.

terörist gibi görmeseler çok severlerdi dimi müslümanları.
sallaaa..

bunları kabire girince tartısalım mı yavrum?

ama yine de sorun sizde değil. bu sığırların içinde gerçekten de araştırıp okumak gelmez insanın içinden. ama araştırıp okuyun yani. şaka gibi hadislere filan link vermezsiniz bak belki o zaman. ben hala okuyorum.

burada da şu an bolcasının bulunduğu "şey"lere çok takmamak lazım.

he de geç.

bakın burada ne varmış;

www.youtube.com

bu öyle "müslümanlar pis kaka. teröris hepsi, potansiyel olarak teröris. batı çoh iyi, hristiyanlar süfer, zaten hristiyanlar cizas diye gafa kesmiyür" kafasıyla anlaşılabilecek bir şey değil. burada yüzyıllardır süren, kaynağının din olduğu söylenen ama aslında geri planda açıkça medeniyet çatışması olarak devam eden bir savaş var.

La hani "300" filminde bir ucube vardı ya Perslere yaranmak için hainlik yapıyordu. yanaşmalık yapıyordu... siz de öylesiniz lan. Bugün müslümanlar dünyayı yönetse arap boku içinde yüzersiniz. Sizin derdiniz dünyanın sefasını sürmek. Para güç kimdeyse götünüz de ona döner.

Fransa'da 120 kişi öldü, dünya ayaklandı. Bu sayı Suriye'de 1 günde ölenlerin sayısı.

Irak'ta tam 250 bin müslüman aydını bilinçli olarak öldürdüler. Bir ülkenin geleceği bitirildi.

Tıpkı domuz gribinden 1 yılda ölenlerin sayısının Afrika'da 1 günde sıtmadan ölenlerden az olması ve koparılan yaygara... gibi bir manipülasyona alet oluyorsunuz sefiller. Bu manipülasyonu da ancak sizin gibi at gözlüklüler yer.

Zorunuza gidense bunu benim gibi adi bir müslümanın söylemesi.

Arkadaş, soru bile sormamışsın, topic açmışsın. Cevabı yok bir kere şu açtığın duyurunun. Amacın ne? Ekşi de hesabın yok da kusma ihtiyacı mı hissettin zehrini? O kadar mı acizsin? Çık dışarı arkadaşlarınla? onlara anlat bunları? Zaten meşrebi belli bir yerde bu neyin propogandası.

Neyse... Dursun bunlar burda. 10 saniyede 1 bakıyorsun belki bunu da okursun:

“1492 tarihi size neyi hatırlatıyor?” şeklinde bir soru sorulduğunda çoğumuzun vereceği cevap Kristof Kolomb’un Amerika kıtasını keşfetmesi olacaktır. Oysa, 1492 bizim çok önemli, önemli olduğu kadar da hüzünlü bir olayın tarihidir. Fakat bizler daha çok zaferlerimizi anmaya ve yenilgilerimizi unutmaya meyilli olduğumuzdan, söz konusu tarihte yaşanan hadiseyi pek hatırlamayız.

1492 tarihi, Müslüman Arapların 800 yıl süreyle ellerinde tutup Endülüs Devleti’ni kurdukları İspanya’daki hakimiyetlerinin sona erdiği tarihtir.

Ülkemizde daha çok futboluyla ve boğa güreşleriyle gündeme gelen günümüz İspanya’sına bakıldığında, bu ülkenin sekiz asır boyunca Müslümanlar tarafından yönetildiğini söylemek inanılması güç gibi görünüyor.

Bu yazımızda İspanya’nın Müslümanların elinden çıkışını ve Hıristiyanların Müslümanlara uyguladıkları terörün kısa öyküsünü anlatacağız.

İspanya Müslümanlar tarafından nasıl fethedildi?

İspanya’nın Müslümanlar tarafından alınışı, ilk İslam fetihlerinin son halkasını teşkil eder. Müslümanlar ilk olarak İspanya’ya 711 yılında ayak bastılar. Berberi asıl­lı Târik b. Ziyad kumandasında 12 bin ki­şilik bir ordu İspanya topraklarına girdiğinde bu tarihlerde İspanya'da hüküm sü­ren Vizigot Krallığı taht kavgaları, top­lum içindeki çatışmalar ve Yahudileri zor­la Hıristiyanlaştırma politikasının sebep olduğu çeşitli problemlerle karşı karşı­ya idi. İspanya’nın Müslümanlar tarafından fethedildiği haberini Vizigot Kralı’na ulaştıran kişinin şu sözleri Katolik dünyasının şaşkınlığını çok net bir şekilde ortaya koymaktadır.

“Topraklarımıza gökten mi indikleri, yoksa yerden mi çıktıklarını bilmediğimiz bir kavim geldi”.

İspanya fatihi Tarık Bin Ziyad’ın askerlerine unutulmaz nutku

İdrisî’nin Nüzhetü’l-müştâk adlı eserinde anlattıklarına göre,Tarık binZiyad, bu yeni kıtaya hükmetmekte öylesine isteklidir ki, İspanya kıyılarına çıktığında, askerlerinin savaştan kaçmalarını önlemek ya da geriye dönüş umutlarını kırarak onları savaşa motive etmek maksadıyla kıyıdaki gemilerini yakar ve onlara şu konuşmayı yapar.
“Askelerim! Gördüğünüz gibi önünüz düşman arkanız deniz. Sığınacak hiçbir yeriniz, sabretmekten başka çareniz yok. Düşman bütün gücüyle üzerimize gelecek. Dahası teçhizatları ve yiyecekleri bizimkilerden daha fazla. Oysa bizim kılıçtan başka silahımız, düşmanın elinden alacağımız ekmekten başka bir yiyeceğimiz yok. Müstahkem şehirler ve güçlü düşman karşımızda duruyor. Eğer ölümden korkmazsanız zafere ve Allah’ın size vaat ettiklerine ulaşabilirsiniz. Şunu iyice biliniz ki, bu savaşta benim sizden hiçbir farkım yok. En ucuz malın can olduğu bu pazara sizlerden önce kendi canımı sürüyorum. Canınızı düşünerek kaçmayınız. Zira hepimiz aynı kaderi paylaşıyoruz.”

Hoşgörü ülkesi

Müslümanlar İspanya’yı fethettikten sonra Endülüs Emevi Devleti’nin merkezi Kurtuba, Avrupa’nın en zengin kültür merkezi oldu ve 400 bin el yazma eser içeren kütüphanesiyle bir çok öğrenci ve bilginin uğrak yeri haline geldi. İspanya’da Müslümanların hakimiyeti 781 yıl devam etti. Bu süre içerisinde Emevi hükümdarlarının kurdukları yönetim altında Yahudiler ve Hıristiyanlar barış içinde yaşadılar ve dinleriyle adetlerini rahatlıkla icra edebildiler.
Endülüs sanatı ve Endülüs’te yeşeren kültür izlerini günümüze kadar devam ettirdi. İçerisindeki onlarca kanal ve havuzuyla, taş süslemesi ile suyun zarafetini birleştiren duvarları şiirle bezenmiş olan Elhamra Sarayı, Endülüs medeniyetinin seviyesini ortaya koyan en önemli eserlerden biridir. Saray, güneşin vurduğunda, inşası esnasında kullanılan harcın rengi dolayısıyla duvarları kızıla çalınca, Arapça’da “kırmızı” manasına gelen el-Hamra olarak adlandırıldı.

Sekiz asırdan sonra İspanya Hıristiyanların eline geçti

Endülüs Emevi Devleti, XI. yüzyıl başlarından itibaren siyasi açıdan zayıflama sürecine girdi. Devletin zayıflamasıyla birlikte, İspanya’da bağımsız şehir devletleri ortaya çıkmaya başladı. 1260’lı yıllara gelindiğinde Müslümanlar ellerinde bulunan bazı şehirleri Hıristiyanlara kaptırmışlardı.
Aragon Krali Ferdinand Kastilya Kraliçesi İsabel’in 1469’da evlenerek ülkelerini birleştirme kararı almaları, İspanya’da Müslümanlar için dönüm noktası olmuştur. Endülüs’ün İslam dünyası ile irtibatını sağlayan Cebel-i Tarık’ın da Hıristiyanların eline geçmesi durumu daha kötüleştirdi. Bir süre daha direnen Müslümanlar, Gırnatanın da Hıristiyanların eline geçmesi üzerine teslim olmaktan başka çare kalmadığını anlayıp, İspanya’yı teslim ettiler.

Endülüs'e ağıt...

1487'de Emîr Abdullah, Osmanlı Padişa­hı II. Bayezid'e bir elçi göndererek şehirlerini teker teker ele geçiren Ferdinand-İzabella çiftine karşı yardım istedi. Fakat, Osmanlı Padişahı II. Bayezid bu sırada bir taraftan kar­deşi Cem’le, diğer taraftan Memlüklerlemeşgul olduğu için istenilen yardımı yollayamadı. Buna karşılık Papa ve İspanya Kralı’na. birer mektup yazarak En­dülüs Müslümanlarının sıkıştırılmamasını rica etti, ancak bir sonuç alamadı. Gırnata'nın düşmesinden on yıl sonra 1502'de de bu defa şehirde kalmış olan Müslümanlar II. Bayezid'e elçi gönder­diler. Elçi, padişaha Endülüs Müslüman­larının maruz kaldıkları dinî baskıları ve bu baskılar karşısındaki çaresizlikleri­ni dile getiren Salih bin Şerif'in "Endülüs'e ağıt" adlı bir de kaside sundu.Arapça olan bu ağıtın bazı kısımları şöyledir:
Nazar değdi İslam'a Endülüs'te, bela üstüne bela
Yağdı yağmur gibi, o güzelim şehirler üstüne

Birer kilisedir artık camiler, mescitler
Her yanda çanlar, putlar ve baykuş uğultuları
Ey keskin kılıçlı kahramanlar ordusu,
Ey savaşın toz dumanı içinde kılıcı parlayanlar

Siz ey karşı kıtada, bin nimet içinde
Rahat ve mutlu yaşayanlar saltanat içinde

Sizin hiç haberiniz var mıdır Endülüs'ten
Bir siz kalmışsınız duymayan halimizi

Onlar sizden yana çevirip gözlerini ufuklara bakıp,
Bir imdat beklediler, öldürülen asker, esir düşen kadınlar

Ya rab, nedir bu çatışma, bu ayrılık İslam arasında
Alıp götürdü, nemiz var, nemiz yok, bir zulüm seli

Çevirmiş onları, dört yandan zillet uçurumları,
Dehşet içinde fırlamış gözleri, kimsesiz ve şaşkın...

Sende görseydin çığlıklarını, çırpınışlarını ey Allah kulu
Ocağından koparılıp satıldıklarını köle pazarlarında

O feryatlar senin de aklını koymazdı başında benim gibi
Koparır gibi bedenden ruhu, kopardılar anadan yavrusunu

Yeni doğan güneşin aydınlığı o kızlar ki
Öyle saf temiz, yakut ve mercandan dökülmüş sanki

O kızlar ki, sürüklenip sürüklenip saçlarından
Kirli yataklarına çekildi, kan kustu babaları
Eritir her kalbi bu anlattıklarımın birisi bile
Eğer varsa sende İslam'dan bir iz, ey insanoğlu

İlk çağrıya olumlu cevap veremeyen Sultan Bayezid, ikinci bir çağrı üzerine İspanya sahillerine Kemal Reis kumandasında bir filo göndererek Müslüman ve Yahudi birçok insanın Endülüs'ten kurtarılmasını sağdı.

Son hükümdar ağlayarak İspanya'yı terk etti

Son hükümdar XI. Ebu Abdullah Muhammed, Gırnata’yı teslim ettikten sonra ailesi ile birlikte sarayı terk eder. Dağdaki patikayı tırmanırken, tepeden son bir defa şehre bakar ve ağlar. Annesi Ayşe, "Ağla oğlum ağla! Vaktiyle bir erkek gibi savunamadığın şeyler için şimdi bir kadın gibi ağlamak yaraşır sana" der. Son hükümdarın Gırnata’ya elveda demek üzere dönüp baktığı ve hıçkırıklara boğulduğu bu nokta bugün “Arabın ağladığı yer” diye anılır.
Ebu Abdullah Muhammed, Daha sonra maiyetiyle birlikte Fas’a geçer. Orada beklediği ilgiyi görmez. Perişan halde, fakir bir hayat sürer. Akıbeti ve nerede öldüğü bilinmemektedir.

Endülüs'de Müslümanlar din değiştirmeye zorlandı ve yüzbinlerce Müslüman katledildi

Hıristiyanlar, İspanya’yı ele geçirdikten sonra din değiştirmeleri için Müslümanlara baskı yapmaya başladılar. Bu baskılar her geçen gün daha da artmaya başladı. Müslümanlar birkaç kez ayaklandı iseler de başarılı olamadılar. Hıristiyan olmak yada yurtlarını terk etmek arasında bir seçim yapmaları istendi. Bir kısmı ülkeyi terk ederken bir kısmı da Hıristiyan oldu fakat dinlerini gizlice yaşadılar. Tarihte İspanya’da gördüğü baskıdan dolayı din değiştiren bu Müslümanlara “Moriscolar” adı verilir. 1526 yılına gelindiğinde İslam dini İspanya’da resmen yasaklandı. Vaftiz olmakla beraber Müslümanlar gibi yaşamayı sürdüren Moriscolar İspanyollar tarafından daima şüpheyle ve küçümsenerek karşılandı. 1566 yılında Müslüman gibi giymeleri de yasaklandı ve daha sonra da İspanya’yı tamamen terk etmeleri istendi.
İspanya Müslümanlarının hazin öyküsünü Henry Charles adında batılı bir tarihçi “İspanya Engizisyon Tarihi” adlı eserinde şöyle anlatmaktadır.
“Bu uygulamada sorumlu olanlar o kadar insafsızdır ki, uzun süren yaz yolculuğunda gidenlerden fahiş yol ücreti talep ettikleri gibi molalar esnasında akarsulardan ve pınarlardan içtikleri su ve dinlenmek için oturdukları ağaçların gölgesi için bile para aldılar. Fransa’ya göç etmek isteyenlerden 40 bin düka altını istendi. Uzun ve sıcak yaz günlerinde göçmenlerin pek çoğu hastalanarak öldü. Bulaşıcı hastalık geçirdikleri gerekçesiyle gemilere bile alınmadılar”
Zorla Hıristiyanlaştırılmış Müslüman bir ailenin torunu olan İspanyol tarih profesörü Rodrigo de Zayas, İspanya'da Müslümanlara karşı yapılmış korkunç katliamın bilançosunu 500 yıl sonra belgeleriyle “İspanya Müslümanları ve Devlet Irkçılığı” adlı kitapta gözler önüne serdi. Bu kitapta Endülüs’te yüzyıllar önce Müslümanlara yapılan zülüm, işkence ve katliamlar ayrıntılı bir şekilde anlatılmaktadır. Tarihçi Zayas’ın araştırmaları başka bir yazının konusu olabilir.
Endülüs Müslümanlarının bakiyeleri 17. Yüzyılın başlarında Osmanlı Padişahı I. Ahmed’in çabaları ile Kuzey Afrika’ya ve İstanbul’a getirildi. 100 yıldan fazla süren baskılar, işkenceler, engizisyon ve sürgünler, Müslümanların İspanya’da sadece izlerini bırakmıştı.

@ya ben lan neyse

yazmışsın ama kimse okumayacak, instagram dünyasında böyle metinlere yer yok olaylar ve fotoğraflar var sadece.

@kykeon: olsun. yarın google da arama yapan 1 kişi okusa yeter.

@ya ben lan neyse, ırak'ta 250 bin müslüman aydını mı? gerisini okumaya gerek kalmadı sağol

Oysa, 1492 bizim çok önemli, önemli olduğu kadar da hüzünlü bir olayın tarihidir
1492 tarihi, Müslüman Arapların...
Müslüman Arapların
Araplar
biz?

ne içiyor acaba

@big bada: aferin lan. okumuşsun.

@cekilmis: valla şu üniversite hocasına senden daha çok inanıyorum gayfe gardaş:

youtu.be

soru nerede

ciddi komplekslerin var gibi bence içindeki Türkiyede doğmaktan dolayı oluşan aşağılık ve eziklik duygusunu çöz. Ne bileyim hristiyan ol, din haneni ve ismini değiştir belki rahatlarsın.

Terörizme gelince, ABDnin 1980lerde cihatçı yetiştirme programıyla başlayan bir süreç bu. Sovyetlere karşı oluşturdukları sistem 20 yıl sonra geri tepti.

Ha fransızlarda terörist yok, zira adamlar devlet terörizminde usta, Cezayirde, Libyada 1930lardan 60'lara kadar milyonlarca insanı katledip sonra çok güzel müslimler teröriz bizse özgürlüğün adasıyız modunda propaganda yapıyorlar. Senin gibi kendisinin özel olduğunu düşünen tiplerde balıklama atlıyor haliyle.

Türkiye arabistan iran mükemmel övgüsü yapmıyorum, her konuda çok eksik ve geri kalmış bir durumdayız durumdalar. Ve avrupanın ileri olduğu çok alan var, özgürlükler insan hakları olsun.

Fakat senin gibi kraldan fazla kralcı, biz çok boktanız biz teröristiz tüm müslümanlar gerizekalı bombacılar modunda ki tipleri görünce de midem bulanıyor, tiksiniyorum açıkçası.

@ya ben lan neyse, bu hoca daha komikmiş :) 270 bin okumuş ıraklı sniper ile vurulmuş dedi asdfasdfsadf okumuş mu lan şu çatt
bir insan prof oldu diye onu aydın, okumuş falan sanma. gerizekalı prof mu yok sanki piyasada? al bak bu da prof: www.youtube.com

oh ne güzel.Sen hem açgözlülüğünden adamların ülkelerini böl parçala. Orada hakimiyet kurmaya çalış. Sana saldırılınca da ''müslümanlar çok reröre'' de. Olayın din olmadığını anlamayacak kadar aptallar mı yoksa kendi pisliklerini örtmeye çalışıyorlar. Müslüman değilim, ateistim. umrumda değiller, vizesiz gidilebilen,bu iğrenç politikalara bulaşmamış bir sürü ülke var. Hiç sıkıntı etmem onların vize vermemelerini. Hatta s.ktir olup gitmek istediğim bu ülkeyi bile sevebilirim. çok sinirlendim. :)

putin bence diktatör değil. uzun zamandır başkalarının sözlüklerini kullanıyoruz. en sağlam diktatör bence dikta altında yaşadığını anlamayacak kadar seni salaklaştıran diktatördür.

bunlar beklenen şeylerdi. sürdürülebilir kaos lazımdı, suriye'ye dalmak lazımdı, her zamanki gibi suçu üstlenecek bir enayi gerekiyordu, "sevgilim obama ile akşam telde konuştuk, çok tatlı kerata" modunda ihtiyaç dolu bir gerizekalı normalde hiçbir ülkede önemli, sömürüye açık bir mevkiye gelmemeli, ama bizimki gibi ülkelerde gelir, getirilir.

bunlar politika; bakan ne olacağını dünden görür; çünkü bu politika paterni olan bayat bir şey. avrupa ve amerika kendi oyunlarında el pençe divan durmaya hazır, aşağılık kompleksinden müteşekkil düğmesine istedikleri zaman bastıkları maşaları ve kuklaları varken "buradaki tasarlayıcı beyin benim/biziz" diyecek değil. amaçlarına ters bir kere, bu kadar zahmete neden girildi ki.

yapmasaydık, anlamak isteseydik, bilmek isteseydik, dinle ve mağdur edebiyatıyla bu kadar kolay manipüle olmasaydık.

son olarak bu politikaların uygulanmasını tasarlayanların kendi aralarında milletlerine hangi masalı anlatacaklarına karar vermeleri, onların milletleri ve getirildikleri meraksızlık ve zekasızlık seviyesi zerre umrumda değil, konuşsunlar,böyle devam ettikçe batacaklar çünkü parazitin konağa hep ihtiyacı vardır ama konağın parazite ihtiyacı yoktur; ha bunu anlamayan konaklar da onlarla beraber batacak. batının hastaları da ağlasın.

bu ikiyüzlülük olmasaydı şu çok gelişkin batının değirmeninin suyunun nereden geldiğini manipüle edilip duran "az gelişmiş" ortadoğuya baktığımızda anlardık.

bakıp anlayan gelişmişlerin adının diktatör olması bu durumda en doğal şey olur.

umursasaydık, anlasaydık. nasıl algılandığımız, ne yaptığımızdan daha önemli olacak kadar ikiyüzlü olmasaydık.

edit: konuk/konak karıştırmasıi kelime atlamak, disleksik afazik şeyler

Buraya çok uzun cevaplar yazılmış.
Şikayetler dış güçlerin şer odakları üzerine toplanmış. Vay efendim israilliler yaptırıyor, aydınlar kesiliyor vs.

Velev ki öyle olsun. Dedikleri gibi. Bir müslüman evladıda kalkıp demiyor ki, "biz mal mıyız? neden onların oyunlarına geliyoruz?"

Duyuruyu yazan arkadaş çok güzel açıklamış. Müslümanları işalla Uzun Adam kurtaracaktır. asdadfsg

250 bin ıraklı aydın baas rejiminin o çok sevci pıtırcığı evlatları mı, yoksa uday abimiz mi, yoksa ışıdliler mi yoksa dur dur şiileri patlatıp duran sunniler mi? bu aydınların içinde kaç canlı bomba var? ölen şiiler aydın mı yoksa kafir mi? sünni canlı bombalar aydın kapsamında değerlendirilebilir mi?

belki de dini problem görenler olmuştur ama odaklanmak istememişlerdir. belki de güç kimdeyse onu tartışmak lazım, milletçe güçlüymüş sanrısına kapılacağımıza.

Sanki muslumanlar kendi icinde birbirlerine karsi cok huzurlu anlayisli sevgi ve baris icinde yasiyorlar.

Hani dis gucler hep ezmis ya benim bildigim ezilenlerin birbirlerine kenetlenmesi lazim.

abicim, biz bu oyunun parçası olmasaydık da suriye'ye ve türkiye'ye dalmaya çalışacaklardı. o mayınları kaldırdığımız gün bu oyunun parçası olduğumuzu anlamak mümkündü.

o zaman her yerde savaş çığırtkanları entry sıçıp duruyorlardı, don't feed the troll artistliğine kapılmayıp troll mroll karşı entry yazayım deseydiniz örneğin, bilmem kaç bin okuru olan ve google endeksinde sonuçları en başta çıkan ekşi sözlüğü insanların ne çok okuduğu gerçeğini hatırlamış olduğunuzu gösterirdiniz en azından.

buna bile değerli zamanınınızı ayıramayıp daha sonra ağlamayın koçlar. yapmayanın günahını almayayım, genel konuşuyorum.

5 sene önce bayram değil, seyran değil eniştem beni niye öptü diyememişsen sınavdan çaktın, konuşma hakkın yok, otur ve sıfırına kaş göz çiz.

ya da git michael parenti, john perkins, edward said, noam chomsky, samuel huntington, woodrow wilson vs karşılaştırmalı bir iki şeye bak ve kendisini yönetmeyenin ancak yönetileceğini öğren artık. burada bunun yapılacağını 20 sene önceden bilen de varsa mesela sorunu artık kendinde ara ok.

hala gelip buraya yok 687 yılında efendimiz medinedeyken kafasına taş attılar filan diyor.

kardeşim manipule edildin, mağdurluğu benimsedin, kendini akıllı sandın ve yüzyıllarca oyuncak gibi ordan oraya fırlatıldın.

daha hala gelmiş diyosun ki mağdurum da mağdurum, içten içe hoşuna mı gidiyo bu mağduriyet senin?

ameriganın oyunu guatemalayı karıştırdılar hizbullah aslında kennedydi saddamı da asmalardı da besleseler miydi diyince çıkamıyosun işin içinden ve ezilmek bu kadar hoşuna gittiği için, mağduriyetten bu derece prim yapmaya çalıştığın için sen suçlusun.

kendi kendini mağdur etmek için gereken ne varsa yap, ondan sonra mağdur oldum diye şikayet et sanki her şey pembe ve şekerden yapılmaymış gibi, gerçek dünyada yaşıyosun farkındamısın?

git mağdur ol, israiloğulları niye guatemalayı karıştırmışlar ühüü rabia :(:(:(

eline 3 tane irrite edici telafuzu olan acayip kavram vermişler, takmışsın ağzına bi yahudi şöyle yahudi böyle, gelmişsin mağdurum diyosun.

sen baştan aşağıya yanlışla dolusun onu ne yapıcaz peki yahudinin ne yaptığından önce bana bunu bi söyle?

@cekilmis gayfe: senin o profesörlüğünü tartıştığın adama sözlükte övgüler diziliyor, o adam benim bu yüzyılda rehberim m. kemal'dir diyor. sana mı kalmış profesörlüğünü sorgulamak? kaldı ki prof falan demedim ben ona. dr. ünvanı var adamın. tanımadığın adama saydırmak kolay. işte bu bağnazlık sizin gibilerin sıkıntısı.

olay turkishmusic.org'daki sezen aksu tartışmasına döndü amk.

Şu zamanında afrika'yı sömürge haline getiren, her türlü insanlık suçunu işleyen, asya insanlarına çektirmediği kalmayan, kongo'dan cezayir'e soykırım üstüne soykırım uygulayan, amerikan yerlilerini asimile etmek için her tür puştluğu yapan, hala afganistan'da askerleri olan, hala afrika ülkelerinde askerleri bulunan avrupa ülkelerinin gözünde biz mi teröristmişiz?

Irak'ta 1 milyon kişinin öldürülmesine katkıda bulunan Avrupa'nın gözünde biz mi terörist mişiz?

Çok da sikimdeydi.

Kendileri terörün kitabını yazdılar. Rüzgar eken fırtına biçecek...

umarım yakında tüm avrupa'da camiler ve kuran basımı yasaklanacak ve müslümanların toplu halde buluşup etkinlik düzenlemesi yasaklanacak.

umarım ya. en çok istediğim şey.

@ya ben lan neyse, adam 270 bin aydın kişi sniper ile vuruldu diyor. bunu babam söylese ona da gülerim. yemişim doktorluğunu önderim şu diyen kişiyi. biraz mantıklı olun her denileni hap gibi yutmayın. sen askersin okumuşla okumamışı nasıl ayırt edeceksin de vuracaksın? sniper bu 1 km den ateş ediyorsun. okul çıkışlarına gidip çıkanları mı avlayacaksın? azıcık izan yahu

Bu konuda çok şey söylenir fakat anlamak istemeyen adama birşeyleri anlatmak imkansız olduğu için çaba göstermek yersiz.

eksi sozluk e bir daha geldim +1

Ha birde bu muhteşem avrupada Bu fransız peEvengleri 100.000 yahudiyi almanlara teslim etmediler mi fırınlarda yakılsın diye?

Almanlar Holokost yapmadı mı?

KızılOrdu 1 milypn Alman kadınına tecavüz etmedi mi savaş sonunda?

İtalyada toplama kampları kurulmadı mı?

İspanyada faşistler toplu katliamlar yapmadı mı?

Uzak geçmiş değil altı üstü 60-70 yıl evvelden bahsediypruz.

tchuck diye aklı evvel bir arkadaş grlmiş hepsini yasaklasınlar diyor. Siktir git diypum bende. aşağılık duygusu kemiklerine işlemiş

çok da penis... sanki ışid olmasa, gevur da kalkıp türkler'i bağrına basacaktı.

bir bok olsa da islama, müslümanlara geçireyim derdindesiniz. de, gerek yok başkan. biz seni takmıyoruz, sen de bizi takma.

maksat sıkıntısız, hırsız, gürsüz bir arada yaşamak. bunu layıkiyle yaptığımız sürece sana ne, bana ne.

ayrıca soru da sormamışsın.

"Şüphesiz ki görebilenler için orada ne çok sorular vardır. Ama islam onların gözlerini karartmıştır. Baktıklarını görmezler, duyduklarını işitmezler."

Aydınlanma, chap. IV, 232

islam karşıtlarının bu kadar çoğalması küresel güçlerin planlarının tıkır tıkır işlediğinin kanıtı.Dünya'da pohpohlanan ve değeri düşürülen şeylerin tamamı Kuran'a aykırı bilinçli olarak yapılıyor. farkında olan ve olmayanlar için de üzücü maalesef.

bir tane delikanlı yok mu şöyle sultanahmette full dolu bir cuma namazını kana bulayacak , gerçi bu sefer en sevdiği şey olan mağduriyeti güzel oynarlar gerek yok , bu avrupada yaşayan müslümanların alayı beyinsiz , bu andavallara hayatı zindan etseler yeter başka birşey istemem

daha hala vay efendim küresel güçlerin planları, yok almanlar soykırım yapmadı mı, italyanlar değil mi o guetamalayı basanlar..

kardeşim niye okumuyosun, okusana bi neden okumuyosun?

ne alakası var konumuzla bunların? 'ama onlar da şu kadar kişiyi öldürdü' diyince elimizdeki olay geçersiz mi kılınıyo? 'ha tamam o zaman ya doğru almanlar soykırım yapmışlardı nolcak 2 tane canlı bomba pfft' mı diyo insanlar?

adam 50-60 yıl önceki tarihten bahsediyo sanki dünmüş gibi, günaydın dostum modern zamanda kimse dün ne yediğini hatırlamıyor, kaldı ki hatırlasa bile kurtaramazsın ad hominem yaparak.

12 yıllık ateisti küresel gücün oyunu diyip de rasyonalize etme ayrıca, 'ben bilmem allah bilir' / 'ben yapmadım küresel güçler yaptı' hiç bi farkı yok kimsenin gözünde bu lafın.

muhasebe ucretini odememissiniz sanirim ?

dosyalarinizi alacaksiniz ve yeni muhasebeciye vereceksiniz

kalan borçlarınızı ödeyeceksiniz ondan sonra da evraklarınızı alıp yeni muhasebeci bulacaksınız.

"habersiz" iptal etmez kimse bu arada. ödemeler için peşinizden koşturmuşsunuzdur muhakkak.

Ödemelerle ilgili problem olduğunu söylüyorum zaten. Habersiz feshetmek nedir? Hangi ahlaka sığar ve yakalaşık 1.500 tl borç için beni bu kadar zarara uğratması normal mi?

Yazdan beri gitmeyen evrakları ne yapacağımı soruyorum. Nasıl bir yol izlemeleyim. Maliye ile ilgili sıkıntı yaşarmıyım?

Muhasebeci değilim, ama aylarca ücret ödemeyen birine hizmet vermemekte etik bir sorun görmüyorum. Gayet normal ve mantıklı bir davranış bence.

Maliye'ye verilmeyen beyanname varsa, yeni bir smmm bulup vermelisiniz. Para cezası ödersiniz. Ayrıca şirket sicilinizi olumsuz etkileyebilir.

Beyanname vermiş mi onu öğreniniz. Beyan vermemişse tüm beyannameler geriye dönük verilmeli. Her beyanname için ceza kesilir.

ceza tutarları kanuni süreden sonraki ilk 30 gün, ilk 60 gün ve sonrası için farklıdır. Bu nedenle bir an önce durumu netleştirmeniz lehinize olacaktır.

ayda 300 lira olsa 5 ay eder muhasebe parası 1500 lira.


bence muhasebeci ile önce parasını ödeyip arayı düzeltmelisin, isterse bir şekilde ceza almanı sağlayacak gecikmeyi sağlamıştır şu anda ve haklı.

adamin parasini odemeyip sonra beni magdur etti demek nedir yahu. Siz de adami magdur etmissiniz, kim bilir kac kere odeme yapmanizi soyledi

Galiba bir ifade problemi yaşıyorum. Adam benimle 2.5 senedir ailemle 30 senedir çalışıyor. Parasıyla ilgili ne kadar çook yorum yazılmış. Ben paramı ödemiyorum demiyorum sorun yaşıyoruz diyorum. Ulaşabileceği bir sürü kanal var ki her telefonunu açtım.
Evraklarımı aldıktan sonra nasıl bir cezai işleme maruz kalıcam. Adama zaten tahammülüm yok okuduklarımdan sonra daha fazla kıl oldum...

Ben on yıldır bu işin içindeyim.Hiç bir şey söylemeden sözleşmeyi fesh edeni görmedim. Aksine adamların canına tak eder, öyle iptal ederler. Yazdan beri gitmeyen evraklar var diyorsunuz neden adamın her telefonunu açtığınızda bu soruyu ona yöneltmediniz? Parasıyla ilgili çook yorum yapılmış çünkü adamların en önemli sorunları tahsilat.Yeni muhasebeci bulup verilmeyen beyannameleri vereceksiniz, geç verilen beyanlar için ceza kesilecek. Bunun dışında bir cezai işlemi yok.

üstadların burda ne işi var ya? sana gaz vereceklerin çoğu klavye ergeni hocam, kendi kendini motive edemiyosan girme bi işe, bi süre sonra boşverir kapatırsın ofisi.

Bence ne biçim kazanırsın. İlk aşamada ofis açma, massrafı sana kaçmasın. Ya birinin yanına çık, ya home-office çalış.

Sonra lüks semtlerin birinden bir ofisi çakar geçersin. En kötü altı ay sonra başka bir büroda şahane bir iş bulursun. Şansını denemekten zarar gelmez.

büro açma fikri bir kere akla düşünce sonradan vazgeçmesi zor oluyor.

aylık düZeli kredi ödemeleriniz yoksa ve asgari 1 sene boyunca hiç para kazanmasanız dahi hayatınızı idame ettirebilecek maddi birikiminiz varsa düşünün derim ben.

şayet büro açmadan danışmanlık bağlayabiliyorsanız buna da gerek kalmıyor ama şirketler haliyle "önce büronu aç sonra görüşelim" modunda oluyor.

bir dr son bir tavsiye şirketlerle görüşürken tek avukatmış gibi değil de ekip gibi iZlenim yaratırsanız daha etkili oluyor.

bir mühendis olarak benzer karar verdim.başka konulu ama Şu entry de anlatmıştım.

eksisozluk.com

önemli kriter iş alabilmek.Ek iş olarak yapmaya başla.iş geliyorsa yürürsün.

eğer 1 yıl hiç iş yapmayacak bile olsan giderlerini karşılayacak kadar sermayen varsa hiç durma. bu bir sene içerisinde biraz koşturursun çabalarsın müşteriler kazanırsın sonrasında rayına oturtursun zaten.
eğer hiç iş yapamazsan dahi bu kadar donanımlı olduğun için işsiz kalmazsın.
ayrıca başkasının yanında 5000 liraya çalışacağına, kendi işini yap 3000 lira kazan, emin ol çok daha iyi.

üstadınız değilim ama iki tane yeni ofis açan avukat arkadaşım var.Cmk avukatlığı yapıyorlar aynı zamanda. (ifade doğru mu bilmiyorum.) Bu şekilde döndürüyorlar ikisi de. İkisinin de birikimi yoktu. Biri yeni avukat oldu zaten.bence hiç düşünmeyin. Sizin bir üstad şöyle demiş. '' Avukatlık mesleği elinde milli piyango biletiyle dolaşmaktır ve bu bilet eninde sonunda çıkar.'' ve bunun için de sizin o ofisi açmanız lazım. :)

10 yıllık avukatim. Eğer kendinizi en az 1 yıl hiç para kazanmadan idare edeceksiniz açın, hiç durmayın. 1 yıllık sürede de bos durmayın işinizle ilgili cevrelerde bol bol boy gösterin. Ben 1 yıl stah+1 yıl maaşlı avukatlık, bir yıl büro avukatlığı sonunda büro açtım 1-2 yıl para kazanamadım. Şimdi gayet memnunum.

Biz lezbiyeniz kendi ülkemizde kötü davranıyorlar derseniz, vatandanlış bile alırsınız :D

Seni şakacı senii :P

niye bu kadar karamsarlıktasınız anlayamıyorum..

10 yıl bu kadar emeği başka ülkede verseydim çok daha iyi yerlere gelmiştim. Gece gündüz çalıştım. Elde var sıfır.

hiç sevmem burdan böyle tartışmalara girmeyi ama dayanamıyorum bugünlerde. yahu gidin bize ne? hayatınızda alacağınız böyle ciddi bir kararın yol arkadaşını buradan mı bulacaksınız?

ne kolay tükenen enerjiniz, ne bitik hayatlarınız varmış arkadaş. yeter yahu. bir sizi
üzülüyor, bir siz kırılıyorsunuz bu ülkede sanki. kaçın gidin.

Erkeksi lezbiyenim olur dersen bobregi soyleyecegim adrese birak

dahili meddah ne oldu sana ya .Bi sakinleş pampa. :) Evlenmeyeceğiz. Sadece adaptasyon için bir süre birbirimize destek olacağız.

floydian@ erkeksi lezbiyen nedir? Yau siz benim duyurudan ne istediniz? Bir tane düzgün cevap gelmedi.

yaşınız kaç?
30dan az ise AGH ile gider, sonra geri dönmezsiniz.

birini arıyorsan Facebook'ta bazı gruplar var. "Nomad" mesela orada düzgün insanlar var. Dünyayı daha güzel yapmak hevesinde olan insanların toplaştığı gruplar da var. oraları incelerseniz kafanıza yakın insan tanıyabilirsiniz.

erkeksi lezbiyen bir sokak röportajında birinin söylediği komik ve anlamsız bir ifade.

dahinnotha çok teşekkür ederim.

Aylik gelirin 1250 dolarsa uruguay vatandaslik veriyormus diye okudum. Amerikanin avrupasi falan diyolar. Arastir bi.

almanya zor verir. çek cumhuriyetinden falan vize alıp prag'dan berlin'e geçersin.
pasaportun dahi yokken berlin'de gezme fikri çok ilginç gerçekten.

ek: biraz canım sıkkındı böyle ters bir şey yazmışım kusura bakma.

pasaportun dahi yokken Berlin'de gezme fikri ilginç değil çünkü senin de dediğin gibi pasaport almak 2-3 günlük bir olay.Vize almak da o kadar büyütülecek bir şey değil. İstedikleri evrakları eksiksiz topla alırsın.Vize dönüşü de başvurudan sonra 3-4 sürer. uçak parası, vize ücreti (60 euro) pasaport harcı (6 aylık 188 tl )ödeyeceksin.1-2 gün için değmez .Daha uzun süreli al.

@cekilmis gayfe;

hocam, pasaportsuz gideyim demedim. şu anda pasaportum yok ama hemen çıkartabilirim dedim.

Almanya vize verirken neye bakiyor:
1. Gidis dönüs ucak bileti? Bu bilet alinmis ödemesi yapilmis olmali, gidis dönüs tarihleri net ve senin vize istedigin tarihlerle örtüsmeli.
2. Nerede kalacaksin? Otel rezervasyonu olacak. Arkadasimda kalacam, sokakta kalirim hep problemli durumlar. Reddetme ihtimalini arttiriyor. Düzgün bir otelde gidis dönüs tarihlerinin birbirini tuttugu otel rezervasyonu varsa sansin artar.
3. Masraflarini nasil karsilayacaksin? kisaca paran hazir mi, bunu ispatlayabilirmisin diye soruyorlar. 1-2 gün icin banka hesabinda en az 500 euro bulundurman avantajina. Tabi ögrenciysen bu paranin kaynagi da önemli. Ailemden aldim en temizi, tabi bu durumda ailenden "bu kisinin masraflarindan ben sorumluyum" diyen bir kagit gerekecektir. Calisanlar icin sgk dökümü, sözlesme, imza sirküleri vs...
4. Niye gidiyorsun? senin durumun icin turistik. Bunu görüsmede sorarlar zaten, en kücük bir tereddüt etmemelisin. giyimin konusman hosuna gitmezse, nereye gittigin hakkinda bi fikrin yoksa, söylediklerin arasinda tutarsizlik varsa reddeder. Ayrica konusurken rahat olmalisin. Tabi bu madde degerlendiren kisinin subjektif yorumuna bagli, mutlaka bir acik arar.
5. Seyehat sigortasi ? bu olmazsa olmaz belge.

Bunlarin disinda fotograf, aile malvarligi ile ilgili belgeler vs. isterler. Ama bunlara ragmen görüsmede "otel rezervasyonun iyi cikmamis", "banka hesap dökümünde su imza eksik", "ailenin yazdigi dökümanda su cümle eksik" gibi nedenlerle de cokca reddedebilirler. Tam alman mantiginda hersey "perfekt" olursa tahmininden rahat alirsin.

1 ay önceden basvurmakta yarar var. pasaport süren en az 1 yil olmali.

Sen kim köpeksin ki pasaportun bile yokken Berlin'de gezme planları yapıyorsun? Bizler annemizin karnındayken pasaportumuz çıkmış olduğundan istediğimiz yeri gezeriz. Sen anca TC kimliğinle Kıprıs'a gidersin, Gürcistan'a geçersin vs.

Neyse konuya geleyim; ben Almanya vizesi için evrakları pazartesi götürmüş, perşembe kapımda pasaportumu bulmuştum. Geç dönmesi normal bir şey değil.

Evraklarını tamamlarsın, annenin sigortalı olduğunu gösterir belgeleri, efendim banka cüzdanını falan gösterirsin, uçak biletlerini almış olmanda fayda var. Otel rezervasyonu da işini kolaylaştırır. Randevu aldığında sana durumuna göre evrak listesini gönderirler zaten. Alırsın sen o vizeyi, dert etme. Hele hele ukala yorumları hiç takma.

Vaktin darsa, yakın zamana randevu alamazsan o zaman deneyebilirsin Çek'ten vize almayı ama çok da gerek yok.

-ben bunu yazdığımda henüz tek cevap vardı ama bağlantı sorunundan dolayı gönderememiştim. içimde kalmasın-

Alman'ın ne yapacağı belli olmaz ama banka hesabında para, gidiş dönüş uçak bileti, otel rezervasyonu, [booking.com üzerinden ücretsiz iptal seçeneği olan bir otelden rezervasyon yapıp vizeyi aldıktan sonra iptal edebilirsin] seyahat sağlık sigortası gösterirsen çok büyük ihtimalle herhangi bir sorun olmadan vize alırsın. İdata'nın sitesinde yazan evrakların hepsini eksiksiz biçimde hazırla işte.

İstanbul'daysan idata'nın biri Harbiye'de biri de Bahariye'de olmak üzere iki şubesi var. Bahariye şubesi daha kalabalık oluyor. Mümkün olan en kısa sürede randevunu al ve evraklarını idata'ya teslim et. Bir pürüz yoksa 1 haftaya gelir vize.

70 yaşındaki babaanneme vize verdiler. sana mı vermıcekler. arkadaşların dediği belgeleri topla yeter.

almanya bu vize işlerindeki en kıl ülke herhalde. benim arkadaşı reddediler, gerçi o işsizdi. gerekli belgeleri eksiksiz verirsen çıkar, sadece özen göster.

1. evet. günde 2 saatten haftada on saat olacak şekilde, gerekirse toplu halde de düşebilirsin.
2.hayır. ihbar süresi hem seni hem iş vereni güvenceye almak için var. 2 gün çalış sonra defol diyemez. yani en azından dedirtmeme hakkın var.
3.evet 9 iş günü için ilave paranı alabilirsin. genelde emrivakiyle izin kullandırırlar ama ücret almak hakkın var.

1.Dört haftalık ihbar süren var. 7*4= 28 gün demek. Günde iki saat iş arama iznin var. Bunu kullanmayıp parasını alabilirsin. Düşme kısmını bilmiyorum.
2.işten kendi isteğinle ayrılıyorsun. Bu durumda buradaki ihbar süresi işvereni koruyor. işveren gerek görmezse karşılıklı anlaşarak ayrılabilirsiniz.Ama ihbar süresi kadar çalışmak istersen çalışabilirsin.
3. yıllık izin işçinin dinlenmesi için var. Bunun parayla ödemesi yasal değil aslında. sadece henüz kullanmadığın son yılın ücreti ödenebilir. sendeki durum da bu zaten. yani evet alırsın.

ama müteahhite verirseniz size mecbur bir daire düşer zaten dairelerin en az dördü onlara kalır. satmam derseniz de çoğunluk hisse onlarda mahkeme kanalıyla satılır ederi daha da düşüğe gider. bence bu onların da işine gelmez. ev yıktılar diyelim, ee yine aynı arsaya ev dikecekler yine aynı yere dönüyor iş.

bence 1 daire gayet iyi zaten daha fazlasını almazsınız. sizin yerinizde olsam işi yokuşa sürmezdim.

Şu an oturduğumuz daire 110 metrekare. Yeni yapılacak daireler 70 m2 falan olurdu herhalde. Biz de farkını nakit olarak talep etmiştik. Kabul etmediler.

hisse oraninda size 1 amcanlara 4 daire düşmesi normal zaten.

arsa tapusu baban adina ise zaten muteahhit kat karsiligi sozlesmeyi babanizla ya da yasal varisleri ile yapacak.

amcanlik bir durum yok.

kira yardımı da aralik ayindan sonra bakankik ödemeleri kesecek diye bir sey vardi. noldu sora bilmiyorum.

yoksa vergisi odenen daire adedi kadar kira yardimi alırsınız.

eger gercekten sizin 20 amcanlarin 80 hissesi varsa hakkınıza riayet edin bence.

siz bilirsiniz. yer istanbulda ise ilgilenirim istersen.

son not ;

su an oturdugunuz 110 m2 ikiyuz bin etse (atıyorum) yeni yapilan 70 m2 ucyuz bin eder (yine atiyorum)

ayrica caninizin hic mi kiymeti yok. yeni dairede oturun, 30 m2 ufak olsun.

ya da siz muteahhite uste para verin tekrar 110 m2 dairenizi yeniden yapsın?

Riskli raporu bizim eve de çıkmıştı fakat orta yol bulunamadı ve ev hala yıkılmadı. Üzerinden 1 sene geçti nerdeyse. Yani emin deilim ama hemen öyle evin yıkılması gibi durum söz konusu deil. Kira yardımı her şekilde alırsınız bu arada

ankarada bu işler nasıl yürüyor bilmiyorum ama yaşadığım yerde arsanın/evin konumuna göre %25-50 arasında hisse mal sahibine düşüyor. bizim eski ev bilmem kaç metrekare yenisi bilmem kaç hesabı yok. yeni yapılan binanın %50sini size ve amcanıza veriyorlar bu beş daireden %20'si yani bir daire de sizin oluyor. burada 70 metre kare eski evde oturuken 150 m^2 lüx daireye çıkan da oldu sizin gibi evi küçülen de. küçük hisse sizin olduğu için mahkeme de dahil amcalarınızın istediği olur.

bas git bir daha da gitme
2 aydır çalışıyorsun, yasal ihbar süren bile kısadır
Bunlar sana asgari ücretten daha az vermiyorlar mı?
SSK girişin yapıldı mı? Nasıl asgariden az verebilirler

SSK girişin yoksa, kapının önünden geçme ibnelerin.
SSK girşin varsa ve aldığın maaştan fazlaysa da, mahkemeye veririm de

edit: bu arada araştırdım, senin yasal ihbar süren 2 haftaymış, ama deneme süresi bu, neyse ENN kötü ihtimal 2 haftalık maaşını ödersin ibnelere, onu da süründür 1 sene sonra öde gerekirse. Ama seni zorla tutamazlar merak etme.

Bu gün cikisimin olmasi gerek yarin baska ise baslayacagim.

işe git ama çalışma. ayaklarını uzat, çayını,kahveni iç. kitap oku. bunu müdür de görsün. soracak sana niye çalışmadığını. sizinle çalışmayacağımı söyledim, istifamı kabul etmediniz de.

Yeni iş yerinde işe başla ama bir müddet sgk yapamayacaklarını belirt.
Diğer taraf da çok uzatmaz, bırakır seni. Hukuki açıdan bir yaptırımı olduğunu sanmıyorum. Deneme süresiymiş işte adı üstünde. Denedin, beğenmedin ve çıktın.

Diger yer kurumsal. Sgk olmadan giremem.

benim de istifamı kabul etmemişti müdür, kavga kıyamet çıktım. biraz sert yap. 2 müdürle de aynı anda kavga ettim, sonra 'bana oradan beyaz bir kağıt ve tükenmez kalem verir misiniz' dedim. ne için dedi? istifa dilekçesi yazacağım dedim. müdür 'biz seninle çalışmak istiyoruz'dedi. ben de ' ama ben sizinle çalışmak istemiyorum, profesyonel davranmadınız' dedim. error verdi. demem o ki biraz çirkeflikten zarar gelmez.

ilk yerde sgkn yoksa kimsenin umrumda olmaz ki. bir de dava açarsın sgksız çalıştırdılar beni diye mis. devlet ceza kesecek yer arıyor zaten

İhbar süresini doldurduktan sonra gidebilirsin. İhbar süresi de o iş yerinde çalıştığın süreye göre hesaplanıyor.

0-6 ay ay arası çalışmıssan istifa dilekçesi verdikten sonra 2 hafta daha çalışıp gidebilirsin. Ya da 2 haftalık ücretin kadar tazminat ödeyip hemen çıkabilirsin.(uygulamada pek olmuyor böyle şeyler ama iş kanununda var.)

6-1,5 yıl arası 4 hafta ihbar süresi
1,5 -3 yıl arası 6 hafta ihbar süresi
3 yıldan fazla ise 8 haftalık ihbar süresi var.

Evet lak diye çıkamazsın, kaç ay ya da kaç yıl çalıştıysan o kadar devam süresi var..

Ya ihbar tazminati karsilikli. Benim 1 Maas alacagim var. Onu alsinlar diyorum.

şimdi öncelikle boşuna! kendini ezdiriyorsun
1 maaş alacağın var ve tazminat olarak alın diyorsun???

varya o 1 maaşı vermeyen iş yerini sikerler.
1 maaşını alacaksın paşa paşa
sonra! 2 haftalık ihbar parası vereceksin yani maaşının yarısını

sen böyle baştan atarsan ipleri adamlar senin üstüne gelirler.
haklısın, o maaşın yarısını da çatır çatır alırsın, mahkemeye bile gidersin

ilk 2 ay icinde istedigin an lak diye cikabilirsin, onlar da seni cikarabilir. is kanunundaki ilgili kismi bul koy onlerine, zorla calistiramazlar.
2 ayi gecmissen ihbar suresini doldurman (2 hafta) ya da tazminat odemen gerekir.

Ihbar sureni doldurdugunu ispatlaman icin istifani verdigini ispatlamalisin. Mevcut sirket bana istifa filan gelmedi diyebilir. Istifani noter kanaliyla gondermelisin.

Evet direkt cikilamaz. Calisilan sureye gore belli bir ihbar suresi var. 2 hafta, 4 hafta, 8 hafta gibi. Ama ihbar suresi boyunca calisip calismayacaginiz isveren kararina bagli.

ihbar süresi varsa ve dilekçeyi verdiğin gün çıkarsa bunu maaşından keserler. ama zaten sen alacaklıymışsın ordan düşerler. eğer dilekçeni vermiyorsa veya dilekçeni bıraktın ve hala işlemlerini yapmamışsa noter e git ve noter üzerinden dilekçeni gönder. zorluk yaşayacağını sanmıyorum.

ise giris suresi 2 aydan az ise hic bir gerekce gostermeden cikabilir. istifa dilekcesi yazip ceker gidersin. diger iste basla ve sgk'ya dilekce yaz, su firmadan su tarihte ayrildim diye.

İstifa halinde 4857 sayılı İş Kanunu'nun 17. maddesinde yer alan ihbar sürelerine uyulması gerekmektedir. İhbar süreleri çalışma süresine bağlı olarak değişkenlik göstermekted

İşi 6 Aydan Az Sürmüş İşçi İçin : 2 Hafta
İşi 6 Aydan 1,5 Yıla Kadar Sürmüş İşçi İçin : 4 Hafta
İşi 1,5 Yıldan 3 Yıla Kadar Sürmüş İşçi İçin : 6 Hafta
İşi 3 Yıldan Fazla Sürmüş İşçi İçin : 8 Hafta olarak belirlenmiştir.

2 aylık çalışan isen deneme süresi içindesindir. Lap diye çıkabilirsin. Maaşını son kuruşuna kadar al. Cesaretlendirme şu herifleri.

www.google.com

Babacım google'a yazmayı ben de biliyorum fakat bilgi kirliliği var, bazı siteler var diyor. Bazıları yok diyor.

KPSS sonuçlarıyla ya merkezi yerleştirme ile alım yapılır ya da yine aynı puanlarla kurum kendi alım yapıyor.Merkezi yerleştirmede yaş sınırı yok.Ama kurum kendi alım yapacak ise yaş sınırı koyabiliyor bazen.Yani ablan girsin o sınava.