Komple alçı çekilecekse ciddi bir işçilik olacak bir kere, malzeme dahilse fiyat iyi gibi.

Malzeme hariç sadece işçilikse birilerine daha sormak lazım sanki, nerden baksan 250-300 metrekare alçı - zımpara - boya yapılacak.

140 metrekare ev için haziran ayında çatlakların tamiri ve full boya için tüm malzemeler dahil 1500 lira para ödedim. Konum İstanbul, Kartal.

bana abartı geldi. armut.com dan birden fazla teklif alın. teklif verenlerin müşteri yorumlarına göre karar verin.

alci olayini bilmiyorum ama net 120 m^2 civari evi 4000tl'ye boyattik. ustayi filli boyadan bulduk, guzel de yaptilar. daha ucuz fiyat veren usta da oldu ama yaptigi isi gorduk, bok gibiydi. o yuzden cok da ucuza kacmamak lazim. alci onemli bir de bence, kendi evimizde alcilar cok kotuydu, bardak buyuklugunde parcalar halinde kopup dusen yerleri vardi.

alçı çekilecek olması fiyatı arttırıyor.

Bu arada evde işsiz biri var ve "ben yaparım lan" gözü karalığında biriyse, alçı çekmek çok da zor değil aslında. İşsiz dememdeki kasıt usta bir haftada yaparsa böyle biri belki 1 ayda ancak bitirir o yüzden.

Birçok asya ülkesi, kuzey batı avrupa ülkesi, eski sovyet blok ülkelerinde vs inşaatlarda kadınlar çalışıyor alçı işinde.

Yani kas gücü gerektiren bir iş değil, ama acemisinde iyi kol yorar orası ayrı.

daha önce boyalı değilse normal

12bin çok çok uçuk bir fiyat. Ev inşaat halinde mi?

kendiniz yapın diyenlere katılmıyorum. alçıyı her gün yapmasına rağmen ustası olmayanlar bile beceremiyor. duvarlar dümdüz süper pürüzsüz olsaydı zaten alçı ihtiyacınız olmazdı, demek ki alçı ihtiyacı var. bu da ustalık isteyen bir iş emin olun.

benim önerim alçı çektirmektense hazır panellerden yaptırmanız. bunlar zaten düz oluyor, sadece tüm duvarı ayarlamak gerekiyor birbirine ekleyerek. bunu da kendi başınıza yapabilir misiniz bilmiyorum, tecrübesizseniz zor..

inşaat halinde değil. alçısız olursa 3-5bin lira dedi bir de.
kendi başıma yapmam mümkün değil.

105 metre kare evime Eylül ayında alçı+saten boya yaptırdım 4400'e bu 12bin nasıl bir fiyat cidden anlayamadım. @dadasalon haklı bence de Armut.com'dan fiyat alın.

alçı işi öyle tamirat düzeyindeyse kesinlikle kendiniz yapın. çok basit. bir spatula ve alçı yetiyor. keza boya da öyle. tek seferde beceremezseniz ikinci katı da atarsınız mis gibi olur. 12 bin ne yapıyor hıaa

Alipaşa Köfte ve Ciğer çok iyidir. yarım porsiyon da köfteden deneyin derim. burdan kalktıktan sonra tatlı konağında hayrabolu tatlısı da yiyin mutlaka. iyi geziler.

Sırasıyla;
1. Aydın Ciğer
2. Ciğerci Niyazi
3. Kazım Usta

edirneliyim
bence niyazi

En meşhur Aydın ama kapısında sıra beklemeye değecek kadar fark var mı emin olamıyorum. Sıra yoksa olabilir.

Onun dışında Niyazi ve Akgünler olabilir.

Canım istedi yahu. Aydın veya Niyazi'ye gideyim ben de :)

Çiçek Tava Ciğer Salonu'nda yedik biz güzeldi.

Edirneli olarak cevaplıyorum, Aydın'ın porsiyonu daha fazla ve domates soğan vs bittikçe getiriyorlar o yüzden talep çok ama lezzetli olan ciğer Niyazi de yenilir.
Kazım Usta Ve Ciğerci Kemal'de iyidir, Aydın ve Niyazi de yer yoksa.

ciğerci niyazi'yi öneririz. yanına da cacık.

Hatalı olsanız da olmasanız da aracınız hasar aldığı için ve sigorta şirketi bunu öğrendiği için hasarsızlık indirimi alamıyorsunuz, sigorta şirketinin düşüncesi çok saçma gelecek belki ama " o da oraya park etmeseymiş o zaman " ayrıca çekici hizmeti ve ikame araç da kasko kapsamında kullanılıyor yani firma cebinden harcama yapıyorken o hasarsızlık indirimini size yedirmez... Nasıl kumarda oynatan kazanıyorsa sigortada da daima sigortacı kazanır...

konu hakkında uzman değilim ama bildiğim kadarıyla mantık zaten kaskonuz sayesinde kusur ortaya çıkana kadar mağdur olmamanız. yani dosya açacak çünkü harcama yapmaya başladı. sonrasında eğer karşı taraf %100 suçlu çıkarsa, poliçenizde de çekici ve ikame araç hasarsızlığı bozmuyorsa sizin kaskonuz etkilenmez. ama bu aşamada mecbur dosya açacaklar ki harcamaları işleyebilsinler bir yere.

Geçmiş Olsun,
süreci iki şekilde yönetebilirdiniz,
1- karşı tarafın sigorta şirketine hasar ihbarı yaparak, trafik sigortasından hasarınızın karşılanması talebi ile. bu süreçte karşı tarafın sigorta poliçesi şartları ile hasarınızı karşılar ve hayatınıza devam ederdiniz.
2- kendi kaskonuzu kullanıp karşı taraftan bir şey beklemeden hasarınızı giderip hayatınıza devam ederdiniz. Sonrasında sigorta şirketinizin karşı tarafın trafik sigortasından kendi masrafını kendi alma yoluna giderdi bu da sizi alakadar etmezdi.
Sizin senaryoda her ikisi de gerçekleşmiş. problem yok. dosyalar bir şekilde birleşir, sizin hasarınız karşılanır, hasarsızlıkta ise olayın sonucunda %100 rücu yani masrafın karşı tarafa yansıyıp yansımadığına bakılır. Eğer az da olsa size kusur yazılırsa ki bu sizin senaryoda hatalı yere park vs. durumlarında olabilir, sizde kusur oranı çıktığı anda kaskonuzdan pay alacağı için hasarsızlığınız bozulur. Bu tüm sigorta şirketlerinde aynıdır. hasar oranına göre sigorta şirketleri hasarsızlığını bozmadığı müşteriler de olabiliyor. bu da sigorta şirketlerinin insiyatifindedir.
Gerekli bilgilendirme ve işlemleri başlattığınız için kendi mağduriyetinizi giderin ve hayatınıza devam edin. kusur oranı ve rücu işlemi için kendi sigorta şirketinizden bilgi isteyin. eğer size kusur verildiyse ve kendinizden eminseniz itiraz edebilir süreçle ilgili yasal yollara başvurabilirsiniz.

Yine bilen bilmeyen herkes yazmış. Kendi kaskona başvurup onarımı yaptırabilirsin. Senin hatan olmadığı için kaskon karşı tarafın trafik sigortasından hasarı rücu edecek ve senin hasarsızlığın bozulmayacak.

@robin one persie +1 kesin, eminim, son kararım. kusur %100 karşı tarafta ise (mesela park yeri yasak bir yer park etmediyseniz) hiçbir poliçenizde basamak düşmez müsterih olun. ayrıca karşı tarafın trafik sigortacısına başvurarak araç değer kaybı da alabilirsiniz. onarım tamamlansın ondan sonra girişin tabi değer kaybına.

@robin one persie +1 herkesin her şeye yorum yapması ama hiç bir şey bilmemesi gerçekten çağımızın vebası. birebir aynısını yaşadım (park halinde çarpma, dingil yamulması) sürecin başında iki ayrı eksper atansa da dosyalar birleştiriliyor ve sizin kasko firmanıza yönlendiriliyor. sonrasında dosya kapanınca tüm masraflar karşı tarafın sigorta şirketine fatura ediliyor çekici ve ikame araç dahil. kaskonuzun hasarsızlığı filan da bozulmuyor. ayrıca dosya kapandıktan sonra karşı tarafın sigorta firmasına değer kaybı için başvurmayı da atlamayın.

İstifa tek taraflı bir müessesedir, kabul etmeme gibi bir durum olamaz. Sözleşmenize bağlı olarak bir yükümlülüğünüz kalmadıysa (ihbar vs hariç tutuyorum) A4 kağıda istifanızı yazarak karşılıklı hukukunuzu sonlandırabilirsiniz. Noter masrafı falan yapmaya hiç gerek yok.

Merhaba,
Noterden ihtar çekmek daha güvenli bir yöntem. A4 kağıdına yazdığınız istifanız sonrasında "bize asla böyle bir belge gelmedi" şeklinde karşınıza çıkabilir ve müstafi sayılabilirsiniz.

İstifayı 2 nüsha hazırlayıp, kendinizde kalanına onay alırsanız hiçbir sorun olmaz. İstifa gibi basit bir fesih için noter masrafına ve bu yolla işveren tarafını irrite etmeye gerçekten gerek yok.

İzin parası denen şeyin çalışıp aldığın ücretten bir farkı yok.

Yani 30 gün çalıştığında ne yatıyorsa o yatar.

Brütten hesaplanır, sgk vergi kesilir, neti yatar.

net maaşın üzerinden yatar. ihbar tazminatı, işten yarım dönemde çıkışta vs maaş bölü bir ay yapılır. şubatta çıkmış olsan payda 28 olurdu, martta olsa 31...
nisan ayında çıkmış olsan; 6000/30(bir aydaki toplam gün) *30 (izin günün) = 6000 TL para alırdın. hiçbir kesinti olmazdı eğer maaşın netten yatıyorsa.

imza: 2 ay önce işten çıkıp 8 günlük yıllık izin parasını alan adam. :)

brüt ücret üzerinden hesaplanır, yasal kesintiler uygulanır.

tavan olmaz. tavan sadece kıdemde var.

30 günlük iznin varsa son maaşın ne kadarsa o kadar yatar. oynasa da 3-5 bir şey oynar.

netten yatar, ancak 30 gün izin varsa normalde 1 aylık maaştan fazla yatırmaları gerekir. iş günü olarak hesaplanmalı, ancak çakal işyerleri genelde izin/30 yapar.

Trajikomix +1

herkes kendisine nasıl yattıysa onu söylemiş, bir bordrocu olarak şunu söyleyebilirim, maaşınızı netten alıyor iseniz netten(netmaaş/30*izingünü), brütten alıyor iseniz brütten yatar((brütmaaş/30*izin günü)-yasal kesintiler). Kıdem tazminatı üst limiti izin hesaplamasında dikkate alınmaz.

maas uzerinden hesaplanir, yasal kesintileri uygulanir (sgk-stopaj vb.)

abi bilmediğiniz konularda ne kadar kolay ahkam kesebiliyorsunuz anlam veremiyorum...


www.google.com


tablonun erkekler kısmındaki 5825 gün 25 yıl ve 56 yaş şartının üçünü birden sağladığında emekli olabilir.

@naksidil kesin mi bu şekilde ?
Peki 3600 gün hangi durumda gerçekleşiyor ?

www.google.com


emeklilik eğil kıdem tazminatı almak için o. yazıları okursanız anlayacaksınız.

Bu şekilde emekli etmek için 3000 gün daha çalışması mi gerekiyor yani? Başka bir yolu yok mudur hani para yatırma falan? Bu konuda Bilginiz var mı ?

babanız 3 şartın hiç birisini henüz sağlamamış. üçünü aynı anda sağladığında emekli olabilecek.

sgk'dan sorgulayabilirsiniz.
uyg.sgk.gov.tr
ikinci sorunuza gelince isteğe bağlı sigortalılık yapabilirsiniz ama o da sanırım toplu ödeme olmuyor aylık ödeme oluyor.

sigortalının ilk işe girdiği tarihe göre tabi olduğunuz kanundaki şartlara bakmanız gerekiyor.
malulluk / engel durumu yoksa emeklilik için hem yaş hem sigortalılık hem de prim gün sayısının aynı anda sağlanması gerekiyor.

babanızın durumu için verilen linkteki hesaplara göre eksik kalan primleri ödemeniz halinde aylığınız bağlanır. tabi bu şartlar 4/a kapsamındaki sigortalılar için geçerli, bağ-kur ve emekli sandığı farklı şartları var.
eğer kalan primlerinizi isteğe bağlı yaparsanız bu durumda son 3,5 yıldaki ağırlıklı çalışma 4/b olacağı için kapsamı değişir.
askerlik dönemini iki yıla kadar borçlanabilirsiniz ama geri kalanını bir şekilde prim olarak ödemeniz gerekir.

eğer yaş ve sigortalılık süresi dolar ama prim günleriniz yetmezse toplu ödeme alabilirsiniz.

bildiğim kadarıyla 3600 prim günü doldurursa 60 yaşında ileri yaştan emekli olabiliyor.
yani 3600 doldurup 60 yaşı bekleyebilir.

zaten yukarıda yazdıkları gibi en erken 56 yaşında olabiliyor eğer 5825 prim gününü doldurursa.

Başlıktaki sorundan emin değilim ama izin ücreti dahil oluyor evet. İzin ücreti denilen şey mevzuatta yoktur o aslında sizin normal maaşınızdır ve izin kullanılması gerekir ama kullanamadan çıkarsanız ücret olarak belirtilir. Yani evet matraha dahil. Hesaplama için size yarın bir site gönderebilirim eğer aciliyetiniz yoksa. Google’da aramada çıkmıyor niyeyse adını da hatırlamıyorum ama iş yerinde bilgisayarımda kayıtlı.

İşveren çorap bile verse bedeli üzerinden gelir vergisi kesilir.

@kediyi üzdün çok iyi olur teşekkürler :)

merhaba özelden bilgilerinizi verirseniz yardımcı olabilirim.

www.verginet.net
www.pwc.com.tr

Hikayelerini sizden gizlemiş

O nasıl emlakçıymış, kiraya verenle aynıysa komisyonumu geri isterdim sanırım, biraz onun canını yakmaya çalışın.

Benim de başıma benzer bir şey gelmişti kiracı olduğum bir evde, emlakçım çıkmanı isterse 6 ay daha oturabilirsin demişti yasal olarak. Yani bu 6 ay hakkı var diye biliyorum.

satın alanlarla görüşün emlakçı bize yasal hakkımız olarak 6 ay daha oturabileceğimiz o yüzden rahat etmemizi sizin ihtarname yollasanız bile hakkınız olmadığını söylüyor diyip emlakçıya saldırtın

elinizde tapu gibi sözleşme var, kimsenin evinde zorla oturmuyorsunuz, kimse de sizi zorla çıkartamaz. satın alanlar önce sizinle de görüşmeliydi. Emlakçıya yönlendirin hatta şikayet edin evin hem yeni hem eski sahibine.

Şimdi yeni ev sahipleri ihbarname çekecekler en kısa sürede, sanırım kiracı olarak bu ihbarname elimize ulaştıktan sonra bizim de kira kontratımız olması sebebiyle bir ihbarname çekebilme hakkımız doğuyor.

Emlakçı satıştan önce bir sözleşme yapmış evi satın alan aileyle ve sözleşmeden iki taraftan birinin cayması durumunda 20 şer bin lira ceza ödeyeceklerini falan belirtmiş yeni aileye. Yeni aile de şimdi çocuklarını okula yazdırabilmek adına evi 2 hafta içinde boşaltmamızı istiyor.

Yeni ev sahibi ihtarname çektikten sonra kiracının 6 ay süresi var, bu 6 aydan önce sözleşme yükümlülüklerini yerine getirdiğiniz sürece sizi çıkartamaz. Sözleşme bitiş tarihi veya 6 ay, hangisi önceyse o tarihte çıkacaksınız. Ev sahibinin noterden çektiği ihtarnameye bir şey yapmanıza gerek yok. Borçlar kanunu bu konuda kiracıyı koruyor. Yeni ev sahipleri evi alırken yapılan kira sözleşmesini kabul ederek alır.

Borçlar Kanunu Madde 351'i gönderirsiniz ev sahibine.

taşınma masraflarınızı ve mağduriyetiniz için bi miktar belirleyin ve onlardan talep edin. verirseniz 2 hafta içinde çıkarım vermezseniz 6 ay sonra çıkarım şeklinde.

ben olsam,

yeni ev arama için git gel masraf 100tl
nakliye vs. 750
emlakçı komisyon 1500-2000

en az 3000 tl max 5000tl bir talebim olurdu. bir de verdiğim depozitoyu isterdim. eski ya da yeni ev sahibi artık kim verecekse.

Teşekkür ediyorum tek tek bilgilendirdiğiniz için.

ev satıldığında yeni sahipleri 1 ay içerisinde size ihtar çekmezse sözleşmeniz aynı şekilde devam eder, ihtar çekildiyse evi boşaltmak için 6 ay süreniz var. 6 ay dolduktan sonra evi boşaltmazsanız sözleşme tarafları değiştiği için mahkeme olmaksızın tahliye süreci başlar.

merhaba,
öncelikle kıdeminiz tam olarak 3 yıl ve üzeri ise ihbar süreniz 8 hafta, 56 gün ortalama 40 iş günü. Ama ihbar ödemelerin iş günü üzerinden değil toplam günler üzerinden hesaplanır. çalışmadığınız ancak ihbar süresi içerisinde geçen hafta sonu, resmi tatil vb.nin de tarafınıza ödenmesi gerekmektedir. İş arama izniniz 8 gün. İhbar süresinde yıllık izin kullanılması veya kullandırtılması yasal değildir. ihbar süresi içerisinde kullandığınız yıllık izin günleri ihbar süresinden düşülemez. yani bu durumda ya 12,5 gün yıllık izninizin tamamı ödenecek ve izin kullandığınız günler ihbar süresinden düşülmeden tarafınıza ödenecek ya da yıllık izin kullanmayacaksınız. Ödenecek ihbar süresi için biraz daha fazla bilgiye ihtiyacım var. Fesih bildirimi, tarihi içeriği vb gibi. dilerseniz özelden mesaj atabilirsiniz.

merhaba,
ben veteriner tavsiyesiyle proplan somonlu kullanıyorum yaklaşık 5 yıldır. herhangi bir sıkıntı yaşamadım. Acanayı daha önce hiç duymamıştım o yüzden bir şey diyemeyeceğim.

acana kullanıyorum ben de, uzun yıllar proplan ve hills kullandıktan sonra aralarında çok fiyat farkı yok diye geçmiştim (light mamalar arasında). acanadan sonra tüy dökmesi aşırı azaldı, çok da memnunum. fiyat olayını da şöyle yapıyorum ben. ne kadar site varsa haber bültenlerine üyeyim. her hafta illa bi indirim oluyor %20, %30 filan. hem maile hem sms olarak bildirim geliyor. mesela adresemama.com, hizlimama.com, petbesinleri.com, petkolik.com, zooplus.com.tr, petburada.com

Acana, Orijen tahılsız kaliteli mamalardandır. N&D de olabilir bu arada. Proplan, Royal Canin vs geçiniz.

@dogumgunundecevrimdisiolanadam
bonacibo'yu neden yerin dibine soktu veteriner? ben de cane corso yavrum için yeni aldım 15 kg bonacibo, bu ırkı besleyenlerin %90'ı da tavsiye ediyor. sizin veterinerin gerekçesini merak ettim

Merhaba

B enerji seviyesi genelde ısı pompası içermiyor tüketimleri iki kattan fazla. A + almalısınız. Ben arçelik kullanıyorum 3883 kt memnunum. Tüy konusunda evet faydalı üzerinde makineden çıkınca yapışık kalan hav ve üyleri alıyor. Zaten filtreyi temizleyince anlayacaksınız.

Beko D82 aldık geçen ay 2.600 TL'ye. Gayet memnunuz.
B alma, enerji tasarrufundan ziyade B tipi olanların teknolojisi farklı oluyor. Isı yoğuşmalı olanı tavsiye ediyorlar genellikle, onlar da genelde A ve üstü sınıfta.

Elektrolüx var. Kurutucuya koymadığım bir şey yok gibi. Çamaşırları program bittiğinde bekletmeden hemen alırsanız kırıştırmıyor. Hatta tişört tarzı şeyleri kot pantolon, havlu vb. ağır çamaşırlardan ayrı kurutursanız makineden çıktığı gibi giyebiliyorsunuz.

öncelikle beş kediliyim ve yalnız yaşıyorum.

1. www.hepsiburada.com

çamaşır makinem samsung, alırken çok kararsız kaldım yine samsung alıp almamak konusunda.
çok doğru bir karar vermişim.
hiç öyle evladiyelik bir şey almaya gerek yok, çünkü çok daha düşük bir fiyata, aşırı iyi bir performans sergiliyor.
tabii ki Siemens vb. gibi markalarla karşılaştırmanın anlamı yok.
ama diğer yandan da, kedili evlerde bu tip aletler biraz yıpratılarak kullanılıyor.

eylül ayında almıştım, resmen haldır huldur kullanıyorum.
haftada 3-4 gün günde 2 ila 5 kere falan çalışıyor, yani sık kullanıyorum.

servisinden de memnun kaldım.
tüy toplama olayı gerçekten çok iyi.
ayrıca 10 kiloluk olduğu için kedili evlerde sorun olan koltuk örtüsü, battaniye falan tarzı büyük parça şeyleri de kolayca kurutmak mümkün oluyor.
mesela üç tane büyük boy koltuk örtüsünü falan atıyorum, üstünde tüy müy kalmıyor.

2. o kadarcık kullanıma fark etmez.
ben sık kullanmama rağmen makineyi aldıktan sonra elektrik faturasında bariz bir yükselme fark etmedim.

Ben Siemens kullanıyorum. Kışın bir yazın 3 kedim oluyor evde. Valla 4-5 yıkamada filtreyi çıkarıp temizliyorum ve dehşete kapılıyorum. Onca tüyü yutacaktık resmen...

Biz de beko'nun bir modelini almıştık geçen sene; 2000 lira civarı bir şey ödedik sanırım. Her çamaşır yıkadıgimda icat edene en sevgi dolu dileklerimi yolluyorum resmen, ozellikle kedili eve şart.

Haftada 2 3 kere çalışıyor bizde; 2 kere çamaşır yıkıyorum bir kere de koltuk örtülerini vs tüyden arındırmak için kısa programda yıkayıp kurutuyorum. Ciddi anlamda tertemiz çıkarıyor çamaşırları. Evde tuy orani azaldi.

Hemen hemen tüm çamaşırları da atıyorum kurutmaya. Bazılarını hassas ayarda kurutuyorum, hafif nemli çıkıyor ama cidden hassas olanlar için böyle yapıyorum. Geri kalanları normal kurutuyorum, şimdiye kadar bir corabim çekti sadece. Çok bekletirseniz kirisiyorlar ama kurutma makinesi biter bitmez çamaşırları çıkarırsanız atlet, ev içinde giyiyecek tişörtler, çarşaflar ve kotlar ütülenmiş gibi oluyor.

Faturaya pek bir yansıması olduğunu da düşünmüyorum. Gayet memnunuz kısacası.

merhaba,

ben 8-9 ay önce Profilo'nun KM8351CTR modelini aldım. Evimde 1 tüy yumağı kedi 1 de aşırı tüy döken cocker köpeğim var. Koltuk örtülerini misafir gelmeden önce yıkamadan atıyorum 20 dk havalandırma modunda çalıştığında mağazadan çıkmış gibi tertemiz oluyor. Makineyi alma sebebim kedi-köpek tüyünden gına gelmesiydi benimde. Kurutuma olarak da her şeyi atmayın deseler de ben her şeyi hiç ayırmadan attım, henüz herhangi bir sorun yaşamadım. alırken hoover marka ürünler fiyat nedeniyle aşırı ilgimi çekmişti ancak yorumları okuyunca vazgeçmiştim, sonra bir arkadaşım hoover'ın b enerji tüketimli modelinden tüy toplama amaçlı aldı ve hiç memnun kalmadı. onun makinesine özel bir sorun mu yoksa markanın genel sorunu mu bilemiyorum.

2. adresi o şekilde yazmak bence de komik ve saçma. en aızndan mahalle sokak cadde vs yazılmalı.

1. bence hoş durmuyor.

Açık adresinizi yazın. Referansın da istek üzerine yazılması normal ama bazı pozisyonlara başvururken olumsuz etkileyebiliyor bir diğeri referansını vermişse ve kuvvetli bir referans ise ismen fakat aynı özelliklerdeyseniz bu diğer adaylar ile referansa rağmen yani işe uygunsanız olumsuzluk yaratmaz.

İk çalışanı değilim ama danışmanlık firması tarafından iknın kullandığı testleri hazırladım bir müddet içli dışlı olduk.

IK'da calismiyorum ama onume gelen CV'ler oluyor. Ancak bir ABD sirketinde calistigim ve ABD'nin tarafsizlik ve esit firsatlar konusunda takinti derecesinde hassas oldugunu hatirlatmak isterim.

1. Makbul olan referanslarin talep edilmesi halinde verilmesi. Diger turlu CV'yi inceleyen kisinin tarafsizligini etkileyebilir (hatta CV'ye fotograf, cinsiyet, milliyet gibi bilgilerin konulmasini bile istemiyoruz)

2. Acik adrese gerek yok, neticede bir posta gonderilecek asamaya gelinirse talep edilebilir

İK değilim ama kendi departmanımın eleman alımını ben yapıyorum.

1-) Benim hoşuma gitmiyor bu cümle. Adamın çalıştığı yeri ona sormadan aramam ama başkası dikkat etmeyebilir tabi.

2-) Arkadaşlar evinden mi almaya gelecekler? Açık adres olan cv pek görmedim, görsem gülerim. İl/İlçe yeterli (işe ulaşımı rahat olacak mı sorumu yanıtlarım bu sayede) ilçeye gelsek herkes tanır mı diyene "sen hele gel, seni bana getirirler" derim, dingile bak.

Ik'cı değilim ama tecrübelere dayanarak:

1.İnternet tabanlı olursa referans yazmıyorum, boş bırakıyorum , "talep edilmesi halinde" bence çok kaba bir ifade. Eğer şirket kabul eder , yüzyüze görüşmeden önce "şu formu doldurun" dediklerinde dolduruyorum. Eğer o şirketten biri önermişse , telefonunu ve görevini iyice aklınıza kazıyarak gidin. Beni yönlendiren kişinin soyadını unutmuştum, rezil olmuştuk.

2.Açık adres işe yarayabiliyor , yine tabi görüşmeden önce doldurduğunuz cv'de , oradan muhabbet çıkabiliyor , görüşmeyi yapanın kuzeni falan orada oturuyorsa sıcak bir ortam oluşuveriyor falan , arkadaşların dediği gibi servis ayarlamada işe de yarıyor. X mahallesi 29/2 34000 X/İstanbul..

mahalle, ilçe, posta kodu ve şeir en iyisidir. örnek: Suadiye Mahallesi, 34740 Kadıköy/İstanbul

Referansı da ben genelde açıkca belirtirim ama haklısın, ancak biraz detaylandırabilirsin:

1. x firması, talep edilmesi durumunda bildirilecektir.
2. x firması, talep edilmesi durumunda bildirilecektir.
3. x firması, talep edilmesi durumunda bildirilecektir.

gibi

1. sorun olmaz
2. il-ilçe daha iyi olur.

İK çalışanıyım,
1- Referanslara genellikle 2.-3. görüşme sonrasında ihtiyacımız oluyor ve direk kişinin kendisinden talep ediyoruz, kariyer.net, secretcv vs de yazması ya da yazmaması çok önemli değil, ancak şirkete gidip form dolduruğunuzda yazmanız iyi olacaktır
2- Küçük şehirlerde il/ilçe yeterli, İstanbul vb için semtte önemli sonuçta Örnek Mahallesi ve Kayışdağı; Ataşehirde.