Billur sote yap. Ama yemekte billur olduğunu söyleme sevgiline, kuşbaşı falan de. Orijinal bir yemek bence. Yanına bi de pilav yap. Bi de çoban salata. Missss.

bolonez lazanya veya peynir-krema soslu et. hafif bir salata(top mozarellalı falan) tatlı olarak da çikolatalı ve kırmızı meyveli bir tatlı yap.

deniz mahsullü risotto => www.mybeautifulcookbook.com
bardakta tiramisu => www.yuksektopuklar.net

tortellini -salata- şarap

becerebileceksen çin yemeği yap. :))

Rokfor soslu dana madalyon yapin

yetenek yok demişsin. hiç kasma o zaman yumurta kır.

portakallı ördek.

www.birinciavsarkoyu.com

birsence.com anayemeklerden sec bi tane. cok güzel tarifler var burda.

erkeğim ve yetenek yok. ama kıra döke yaparım ben :)

lazanyayı geçen sene yapmıştım :(
menemeni not aldım :)
risotto olabilir evet.
tortelliniyi de bakayım.
noodle falan paso yapıyorum da hangi çin yemeği hevi?
madalyon iyiymiş bir malzemelere bakayım.
yumurtadan ötesine geçerim bence bir deneyeyim :)
ördeği falan önceden hazırlamam lazımdı. son dakika oldu bu.
çükündür :(
bakıyorum şimdi linke müthiş şeyler var!

hepinize teşekkürler

wifi+4g

1250 liraya geliyor cihaz. Bu fiyata 24 ay (hatta 12 ay diyelim) taksitle cihazı tek başına alabileceğin bir yer yok. Dolayısıyla gayet mantıklı denebilir.

@ahmetcan44

Valla bana da öyle geldi. Üstelik iPhone'um için kontratı bitince zaten mecburen internet paketi satın alacağım. 50 lira fazla versem bi de iPad'im olur diye düşündüm yani. 1GB'lik internet de her ikisine birden yeter bence, çünkü evdeyken zaten evin hattından giriyorum.

Ben cihazlarda 4G ibaresini göremediğim için pek bakmamıştım Turcell kontratlı iPad olayına ama arkadaş 4G var demiş, o yüzden güzel. Ben de bir adet Android telefon, bir adet de iPad'den kullanıyorum 1GB interneti. Avea'da internet bitince hız düşüyor, Turkcell'deki durumu bilemiyorum. iPad'deki güncelleme veya benzeri şeyleri 3G'den yapmadığın sürece de sorun olmaz herhalde.

Ya aslında ben de önce tereddüt ettim cihaz 4G'li mi diye, ama düşününce 4G'li olması mantıklı geliyor. Çünkü adamlar kontratın içine internet dahil etmişler, sadece wi-fi olsa niye kontrata niye internet koysunlar di mi?

(bkz: feriköy bitpazarı)

pazar günleri sadece.

parçanın malzeme bilgisi ve teknik resimle beraber bayrampaşa'daki sanayi sitelerinde küçük atölyelerde dolaşıp fiyat al. buradan zor bulursun.

çizimini herhangi bi cad programında yap, ölçülendir. çok karmaşık bişi diilse burası cnc makinesine kendi bildikleri şekilde girip yaparlar.

www.eurometalisleme.com

bu işleri konyada ucuz yapıyolar. malın kaba taslağını da bi dökümcüye gidip çıkartabilirsin.

thy sponsoru diye olabilir.

ara sıra böyle haberler çıkıyor. bence twitter lokeyşın'a göre muamele yapıyor. atıyorum majör markaların ve milyonlarca takipçisi olanlara yönelik bi özellik. ingilizce bişey yazıyorsun. o tiviti gören insanlar hangi ülkenin ip ile giriyorsa oranın diline çevirip şeyediyor.

sayfada gönderi yayınlarken hedef kitle seçimi var, türk kullanıcılarına da kendi dillerinde seslenmeyi seçmisler, real madrid de yapıyor bunu zaten

@dokunmakalbime

öyle translate gibi über seyler olmuyor ya, gönderiyi yazıyorsun ve hangi ülkedeki kullanıcılara gözükeceğini seçiyorsun

bu tür şeyleri pasajlarda satıyorlar ama benim hediyelik favorim paşabahçedir.

tam olarak aradığın şey olmayabilir belki ama hediye alacağın hatun kişi ise buralardan ekmek çıkabilir;

www.tantitoni.com.tr

www.dogostore.com

istanbuldaysan eğer istiklaldeki atlas ve halep pasajlarında mevcut

(bkz: the woo)

Marks and Spencer

Yok ondan gittiğim yerde, başka öneri

h&m kullanıyorum bir süredir, bir rahatsızlığım yok.

Ondan da yok hocu, galiba gidip maviden falan alacam

tchibo'nun donları gayet iyi.

doncu yok mu? vardır lan!

bim diyorum ve arttırıyorum

istanbuldan çorluya 5 günde getirdi küçücük bir paketi mng kargo.

olması gerekir. aksilik olmadığı sürece böyle yakın illere 1 iş gününde gidiyor kargo.

aras daha hızlı olabiliyor,bilgine

mng'den vazgeç.

bugün çanakkale'den izmir'e kargo verdim. adam yarın orada olur dedi. Şubeye teslim yaparsan vakit kaybetmezsin eve falan gelmesiyle. yurtiçi bu arada.

mng kargoyla 5 günden önce gitmez belki başka kargo firmasıyla olabilir ama

Aras'tan taahhüt alabiliyorsun galiba öyle bir olayları olması lazım.

ben hotmailimi yönlendirdim. hepsi geliyor ama anında gelmiyor. geç geliyor bir kısmı sadece.

şirkette kulandığınız outlook un ayarında serverdaki mailleri 20 gün sonra sil gibi bir seçenek olduğundan emin olun. muhtemelen şu an outlook önce çekerse maillerinizi siliyor gmail de alacak bir şey bulamıyor. bunu düzeltirseniz düzelecektir.

ondan önce pompayla çekmeyi denesen ya, işe yarama ihtimali yüksek. kaynar suyu dök,s onra da bas pompayı. tesisatçıdan ucuz olacağı garanti.

aslında tesisatçılık bi işi yok onun. oldukça basittir. açıcan lavabonun altındaki dolabı. alt kısma bi kova koyup sökücen ordaki lavabo aksamındaki çıkıntı kısmı çevirerek. o hazne dolunca açılmayabiliyor. 5 dakkalık iştir.

ya durum biraz daha karışık, tam açıklamamışım. lavabonun altındaki ilk boruda tıkanıklık yok açtım orayı.orayı açarken komple söktüm gibi de oldu o yüzden pompayla yapamam. tıkanıklık ileriki boruda. duvardan gelen ama boru duvarda değil dışarda. oklava ile zorladım tıknıklığı buldum ama sökemedim o yüzden belki tel ile olabilir. onu deneyeyim tesisatçı fikri bi kenarda hala.

www.boramutfak.com

www.hunerliadam.com (denemedim) evdeki ufak tefek (ya da size buyuk gorunup aslinda ufak tefek olan) baska seylere de yardimi olabilir.

(bkz: 28 days later...)

I am legend

wast +1

zombieland'i izlemiştim. 28 days later'ı da izledim.
shaun of the dead zombieland tarzı bir şeymiş. fena değil gibi

dod sno

shaun of the dead
shaun of the dead
shaun of the dead
shaun of the dead
shaun of the dead

shaun of the dead'i mutlaka izlemen gerektiğini anlamışsındır şu noktada.

sonrasında 28 days later, 28 weeks later, I am legend. resident evil 1-2-3-4-5. zombieland.

I am legend, zombieland, 28 days/weeks later ve resident evil serilerini de izlemiştim. geriye sadece shaun of the dead ve dod sno (herhalde dead snow oluyor bu?) kaldı sanırım.

yakında şu da düşer nete haberiniz ola:

www.imdb.com

(bkz: land of the dead)
(bkz: dawn of the dead)

açılın ben doktorum. daha izlemediğin dünya kadar zombi filmi var ve buraya da yazmamışlar.

rec (ispanyol zombi filmi serisi)
rec 2
rec 3 genesis
quarantine (rec ile aynı)
quarantine terminal
la horde (fransız zombi filmi)
dawn of the dead (1978 yapımı ve 2004 yapımı var birini izlememişsindir)
day of the dead
Night Of The Living Dead
shaun of the dead (yazmışlar zaten ama kesin izle diye yazdım)
braindead
City Of The Living Dead
dead heat
Return Of The Living Dead
diary of the dead
diary of the dead 2
Cemetery Man
zombi 2 (italyan zombi filmi)
Zombie Strippers!
The Dead and the Damned
infected
zombie apocalypse
zombies of mass destruction
zombie the dead are among us
Ada : Zombilerin Düğünü (ben hiç beğenmedim ama türk diye yazdım)

istediğin filmden başlayabilirsin, iyi seyierler panpa.

oha çok iyiymiş. dün o kadar zombi filmi izledim ki rüyamda zombi gördüm valla. uyuduğum yere yavaş yavaş giriyorlardı deyyuslar :D

ucuz diil ama kent white hafif baya. ayrıca çok hafif gelirse filtresini işaretli yerden kırıp sertleştirebiliyorsun da. :)

fiyat olarak ne durumda bilmiyorum ama davidoff one "çok" hafifti. epey oldu görüşmeyeli, kalkmıştır belki piyasadan hiç bilemiyorum.

(bkz: this)

kent slim

Bence 2 günün varsa paris'i gez, disneylandı boşver.

gidip gitmemek tamamen ilgiyle, tercihle alakalı. ben kışın gittim ve bok gibi geldi. keşke gitmeseydim dedim. her yerde kıyamet gibi kuyruk vs. hava da buz gibiydi.

ancak bilet konusunda şöyle bi önerim olsun. bileti gitmeden evvel mutlaka netten alın ve alırken yerleşim yerinizi fransa, dili de fransızca seçin. disney çakalları fransızla turiste aynı fiyattan satmıyor biletleri. şöyle diyim; ben bu şekilde kişi başı 60 euro olan bileti 35 euro'ya falan almıştım. aklınızda bulunsun. kapıda falan hiç bir sıkıntı da çıkmıyor ayrıca. barkodu okutup geçiyosunuz. :))

Bence mutlaka gitmelisin , 1 gününü ayırman gerekicek ama değer . Bilet fiyatıda biz kaldığımız otelden satın almıştık daha ucuza geldiğini de oraya gidince gördük . Çocuk ve yetişkin parkını kapsayan 2 li bilet yanlış hatırlamıyorsam 63 euro idi .Bu söylediğim fiyat , 2 yaz öncesine ait , değişmişse bilemem .

internetten alırsan tek gün iki park için 60euroya yakın bi ücret oluyor. eper fast pass yaparsanız çok fazla beklemez hızlıca gezebilirsiniz.

ama ben iki günlük bir paris gezisinde bir gününü disneyland.a ayırmayı biraz komik buluyorum. evet eğlenceli ve güzel bi yer. daha önce gittim ve tekrar gideceğim, ama madem zamanınız ksıtlı paris.i görün, lunapark.ı değil.

bir şehre gidip alışveriş merkezlerini gezmek gibi bir şey oluyor iki günün birini disneyland.a ayırmak.

en güzeli sizin arabanızın özellikleri ile ilgili birkaç internet sitesinden veriler alıp ortalama bir fiyat çıkarmaktır.

aracınızın hemen hemen aynı özelliklerindeki (model yılı, donanımı, km si, hasar durumu vs) araçları sıralayın sahibinden.com'da. aşırı düşük ya da aşırı yüksek fiyatları eleyin (mesela ortalama 24 bin lira iken 16 bin ya da 30 bin çekenleri). kalan araçlar arasındaki en düşük fiyatlara yakın bir fiyat koyun ve satın.

araba satarken çok fazla üçe beşe bakmamak lazım gelir genelde. alırken kasmak lazım, satarken kafandaki fiyatın 1-2 aşağısına kadar verilebilir. eğer sattığın araç çok temiz bir honda jazz ya da vw golf falan değilse elbette. :))

edit: mantığı şöyle kurun. siz araba alacak olsanız, aynı özellikte iki araç arasından hangisini tercih edersiniz? fiyatı düşük olan değil mi? abartı düşük olursa kıllanırsınız ama ufak tefek (300-500 ya da 1000 lira gibi) farkları bazı özellikler için önemsemeyebilirsiniz. örneğin ben sırf renk farkı için 35 kuruşu önemsemem ve fazla verip istediğim renkte aracı alırım.

sahibinden e ilan veren herkes kendi aracını en güzel sanıp fiyat yükseltiyor. dolayısıyla yükselen fiyatlardan dolayı araçlar hep ilanlarda bekliyor. birkaç galericiye de fiyat sorup onların verdiği fiyatın iki bin tl üstünü de yazabilir yada birkaç yere daha bakabilrisin.

satarken kazanılmaz alırken kazanılır. araba satmanın da illa ki sağlam püf noktaları var. tavsiyem önce alıcı gözüyle bakın sonra fiyat belirleyin kendi arabanıza. tabi ki pazarlık payını ekleyin.

bence gidin bir galeriye (internetle, sahibinden.com'la alakası pek olmasın ama)
ondan sonra 2 seçeneğiniz var; araba alıyormuş gibi yapmak ve araba satıyormuş gibi yapmak.
ben olsam araba satıyormuş gibi yaparım söylerim arabamın modelini ve özelliklerini, galericinin verdiği fiyatın üstüne 1500 lira koyup satarım.

@etna internetle alakası olmayan galerici var mı yahu? hepsinin ayrı ayrı mağazası var hatta sahibinden.com'da. :))

personel hotspottan etkinleştireceksin o kadar. ayarlarda oluyor o da

bluetoothla bağlaman lazım telefonla bilgisayarı. ondan sonra otomatik algılıyor zaten.

5 i bilmiyorum ama 4s te şöyle:

ayarlar > kişisel erişim noktası > burdaki butonu açıyoruz. orda wifi parolasını da belirtiyor zaten. bununla bağlanabilir isteyen alet.

sana tebliğ edilen tarih zaten eline ulaştığı tarihtir. ne zaman tanzim edildiğinin önemi yok. sen 8 şubat'ta teslim aldığına dair kağıt imzalamışsındır sanırım. 5 günü bu tarihten itibaren sayman gerekir.

tebligat edildiği tarihten ile sana ulaştığı tarih aynıdır. kısaca 8 şubattan itibarendir.

eline geçtiği tarihtir esas olan.

9unda başlar. Aldığın günü saymazsın.

Aynen ya tanzim edildiği tarih demek istemistim. Teşekkürler.

en geç 13 şubat günü mesai bitimine kadardır devlet dairesi veya mesaili bir yerse tebligatı yapan. ama bir bankanın ödemesi falansa. 13 şubat gece 12 ye kadar süreniz. aldığın ilk günü saymıyorsun yani.

Nissan - Juke

www.nissan.com.tr

42 civarı kadar zorlayabilirseniz, ya da pazarlık ile indirtebilirseniz honda jazz derim.
www.honda.com.tr

edit: tüm saydıklarını karşılıyor ve çok memnun kalacağınızın garantisi var.

polo 1.4 85 hp comfortline dsg otomatik şanzıman. sıfır 2012 model fiyatları binekarac.vw.com.tr

2013: binekarac.vw.com.tr

Honda Jazz kesinlikle.

@douchebag : Bu arabayı alan bir arkadaşımi yol tutuşunun o kadar kötü olduğunu söyledi ki inanamadım. Aracın virajlarda nerdeyse savrulacakmış gibi olduğunu anlattım. Soğudum.. Yoksa bayıldığım bir araçtı..
@loveinaflipbook : Jazz'ın güvenliği iyi midir?
@rightguardmed : Hayalimdeki araç aslında.. İnceliyorum hemen..

Bir detay eklemeyi unuttum.
Boyum 1.90-1.91 gibi.. Araca sığmam da lazım :)

güvenlik için bu sayfayı incele: istersen:www.honda.com.tr

gayet güvenli, internette yorumlara da bakabilirsin.

bir de jazz, aynı sınıf arabalar içinde iç hacmi en geniş araç ;) sürüşü de inanılmaz rahat.

honda jazz

edit: oha herkes jazz demiş :)

benim boy 1.87, gayet rahatım direksiyonda.

Jazz'cılar, nasıl bir arabaymışki, sözlükte okuduğum hiçbir entry'de "aman sakın almayın" yazmıyor.
Herkes deli gibi memnun, iç genişliğinden bahsediyor, az yakıt tüketiminden, otomatik vitesinden memnun olduğunu söylüyor..
Vay be dedim..
Biraz üstüne para koyup dolu jazz almak mantıklı bile olabilir..

Seat ibiza 1.2 tsi dsg style. 2012 modelleri 37.500, 2013 model fiyatları daha açıklanmadı ama 2000 lira civarında farkedeceği söyleniyor.

jazz ikinci elde de üzmez hem. 3 sene biner ve minimum zararla 3 günde satarsın. yeter ki temiz kullan. :))

fiat olmayacak demişsin, ancak bravoya bakmanı öneririm, bursa işi albea ya da linealarla kıyaslama. ancak fiyatı seni aşıyor dizel otomatik 53000tl.

öncesi: "ekonomi berbat, kriz var, borç çok, sıçtık" haberleri medyada, halk et yiyebiliyor.
sonrası: "ekonomide rekor büyüme, krizi teğet geçtik, bilmem nereye borç veriyoruz, süperiz" haberleri medyada, halk et yemekte tereddütlü.

bu tip bi soruya siyasi duruşunu bi kenara bırakıp cevap verecek bir insan olacağını sanmıyorum zira bahsettiğiniz konu siyasi duruşa göre farklı farklı algılanıyor.

örneğin sağlık hizmetlerine sağ görüşlü birisi "artık her hastanede bedava tedavi olabiliyorum hem de sırada perişan olmuyorum" diye bakarken sol görüşlü birisi "hastanelerde uzman doktor kalmadı, ücretsiz olsa ne yazar, kaliteli hizmet yok artık" şeklinde bakıyor.

şu evrim teorisi çizimi var ya hani meşhur, balıktan insana doğru. onu düşün, şimdi tersten düşün. bu. zemzem şişesinde balığız.

her yıl 45 milyar dolar cari açık veriyoruz bu zamlar neden durmuyo sanıyosun.bi kaç sene önce yıllık 75milyar borcu bile gördük biz.şimdi düşüyo açık ama bu hükümet buna care bulamaz spor totoyu satıcaklar oda anca 10 milyar dolar borcu karşılıyo.böle böle kötü gidiş son bulmicak eminim.yurtdışına kaçmak en iyisi

duyan da bu hükümetten önce ülke cari açık vermiyordu sanacak.

bazılarının anlaması için basitleştiriyorum. önceden milli gelir 10 lirayken cari açık 15 liraydı, şimdi milli gelir 50 lira cari açık 70 lira. sadece cari açığa bakıp "oha aq 15'ten 70'e çıkarmış şerefsizler, ülke elden gidiyor demekle" sadece milli gelire bakıp " ulan nankörler milli gelirimiz 10'dan 50'ye çıktı, her şey güllük gülistanlık" demek aynı.

ben de 1 tane öncesi sonrası yazayım:

önce: amerika ve avrupa merkezli ihracat
sonra: özellikle afrika ve pasifik ülkelerini de kapsayan, ihracattaki paylarının daha dengeli bir hale geldiği ihracat sepeti (siz neden türkiyenin krizden diğer ülkelere nazaran daha az hasarla çıktığını sanıyorsunuz, nedenlerinden biri de bu)

dur bi tane daha yazayım
önce: acaba şunu yazsam asker ne der diye korka korka yazan medya
sonra: acaba şunu yazsam hükümet ne der diye korka korka yazan medya

hacı sur son bi tane sonra işim var
önce: gerekirse darbe yaparız diyen asker
sonra: "darbe yapacak komutan da kalmadı" diyen chp li milletvekili osman aydın

amiral gemisi olarak inşaat sektörü ve finansa dayalı bir ekonomi ile yükselişe geçtik, 16. olduk. ama yerli teknoloji endüstrisi aynı oranda atak yapamadı ve daha cılız kaldı.
muhafazakar olmayan topluma baskı çok arttı, muhafazakarların yıldızı parladı.
30 yıldır ilk kez pkk ile masaya oturuldu.
türk lirasındaki sıfırlar nihayet atıldı. enflasyon 10 puanın altını görebildi.
düşük faizli otomobil ve konut kredisi sayesinde ev sahibi nüfus arttı, büyük şehirlerde trafik dayanılmaz hale geldi.
laiklik sekteye uğradı, mustafa kemal atatürk gibi çok önemli bir değer cumhuriyet tarihinde ilk kez bu kadar yargılanır hale geldi. toplumda çatlaklar oluştu.
sağlık sistemi canlandı ama kaynak olarak halkın kendi mali kaynakları kullanılıyor (bkz gssdeki enayi uygulamalar).
özellikle bu yıl inşaat sektöründeki yavaşlama nedeniyle hükümet, gss, trafik ve vergi cezaları, artan vergi oranları, özelleştirmeler vb kaynaklarla durmadan sıcak para oluşturuyor.
dolardaki dalgalanma duruldu, belirli çevreler dışında alım gücü kesinlikle düştü. ayrıca ekonomik altyapıyı asıl hazırlayan bir önceki ecevit önderliğindeki üçlü koalisyondur ve kendi iplerini çekme bahasına 2001 dolar krizi sonrası reformlar o dönemde ilk olarak başlatılmıştır. ancak mhp, bu üçlü koalisyonda yer alan bir şahit ve şu anki mecliste milletvekilleri olan muhalefet partisi olmasına rağmen bunları dillendirerek muhalefet yapma konusunda olabildiğine beceriksiz davrandı ve akp o altyapıları da sahiplenmiş oldu, diğerleri sustu.
düşünce özgürlüğü geriledi, kendi tarafında olmayanlara tahammül kalmadı. google, youtube ve yüzlerce sitenin kapanmasına şahit olduk, o gazeteleri okumayın gibi dikteler yapıldı. anayasa vadi tutulmadı.
uzun yıllardır ilk kez muhalefetin şortlu oğlanlar gibi dolaştığı bir siyasi ortam oluştu, akp bunu gayet iyi değerlendiriyor.

aslında özetle şunu diyebilirim, ekonomide 16. büyük ekonomiyiz çok güzel lakin insana verilen değer konusunda 80 küsuruncu sıradayız.
nihayetinde bir ülkenin gelişmesi sadece ekonomi ile olmaz.

not'a cevap: sey ayri yazilir. mesela "hicbir sey"

müze kart var direk. (musee pass gibi bir adı da olabilir.)
ama louvre da geçerli değil sanırım.

müzelerden l'orangerie ile marmottan musee'yi es geçme. l'orangerie'de monet2nin dev nilüfer tabloları var.

pastane olarak pierre hermes ile sadaharu aokiye git. biri çikolata ile makaron, biri sadece çikolata üzerine. cidden iyiler.

paris pass diye bir şey var. cazip olup olmadığını bilmiyorum. araştırabilirsin.

fakat kaç yaşındasın? eğer 26 yaşının altıydaysan, herhangi bir avrupa ülkesindeki bir okulda okuyorsan (erasmus gibi) öğrenci kimliğinle birçok müzeye ücretsiz girebilirsin. louvre ve diğer ünlü müzeler onlardan.

notre dame.a giriş ücretsiz.

eifelle için 13 euro mu neydi en üst kata çıkmak. aklıma gelmişken söyleyeyim, bazen son kata çıkış kapanıyor. ikinci kata çıkabiliyorsun en fazla. sorun değil, çünkü ikinci kattan son kata çıkış yapabiliyorsun. populasyon dengesiyle ilgili.

onun dışında elbette pariste gezilecek çok yer var. bu saatte pek yardımcı olamayacağım fakat eski duyuruları inceleyin. hediyelik alıp bi şeyler yiyecekseniz hiç de elinizde haritayla spesifik bir yer arama zahmetine girmeyin kendiniz deneyin.

montmarte.a git, sacre coeur.u de gör. ressamlar tepesi diğer adıyla. oralardaki cafelerde oturabilirsin.

rodin müzesi ve orsay müzeleri de var. onları da gezebilirsin. hatta sözlükte haklarında yazılanlara bakarsan daha iyi olabilir.

dilersen yardımcı olmaya çalışırım.

tripadvisor.com'da aciklamislar.
goo.gl

edit: link'i duzelttim

extra bilgi : Her ayın ilk pazar günü ve 14 Temmuz günleri Louvre Müzesi girişi ücretsizdir.

(bkz: paris city passport)

ulaşım için ise: (bkz: paris visite)

ancak 2-3 tane müze gezeceksen, çok fazla yer gezmeyeceksen pahalıya gelebilir bunlar. hesabını iyi yap.

gezecek yer için ise, montmartre da mutlaka bi dolaş. ressamlar meydanı gibi bi yer var (adını unuttum) çok güzel bi havası var oranın. sacre coeur kilisesinin çok yakınında zaten. o kiliseyi de gör elbette.

biz şu aşağıdaki yerde 2 kişi 1 şişe şarap açtırıp, üstüne bissürü suşi yiyip 30-35 euro hesap ödedik. yolun düşerse önerebilirim.

www.sushitoyama.com

vaktin kalırsa pere lachaise e mutlaka git. jim morrison, ahmet kaya, yılmaz güney vs herkes orda yatıyor. bi fatiha oku ruhlarına. :)) şaka bi yana çok değişik bi havası var o mezarlığın.

iyi tatiller. :))

ya soruyu sormuş sonra cevaplara bakmayı unutmuştum. çok teşekkürler hepinize cevaplar için. duyuruda en çok bilgi aldığım sorulardan biri oldu.

dekont almak da zorunda değilsin, yanında taşımak da zorunda değilsin, polis de sormaz, zaten polisin üstüne vazife değil.

olsa olsa muayenede veya aracı satarken borç çıkarsa "aha ödediydim" diyebilmek için bulundurmak gerekebilir.

değilsin. şüphesiz ki onlar ellerindeki pda cihazdan her şeyi görebilen ve okuyabilenlerdir.

polis mtv kontrolü yapamaz, ancak maliye denetimine dnk gelirseniz mtv isterler sizden.

ticari olmayan durumlar için maliye kontrolü yapılmıyor artık. eskiden mtv ödenince pul verirlerdi, cama yapıştırılırdı. o yapıştırılmadığından beri mtv kontrolü için maliyeci araç durdurmuyor yollarda.

kesinlikle katılıyorum. ama şu gündem, spor bilmem ne olayını çok beğendem. keşke tasarım, içerik aynı kalıp sadece gündem, spor bilmem ne yenilikleri eklenseydi.

Evet tek güzel özelliği başlıklar. normal versiyona girip sözlük girişi yapana kadar 5 dk gidiyor. ayrica beta linke tikladiysam da eski görünüme dönünce o link kayboluyor, anasayfa geliyor.eski dandik site demişler bi de. o başlığa girip kullanıcı yorumlarıni okuyabilirsin.

ekşimarket çalışmıyor hem beta'da, aylardır böyle. düzelteceklerine eski siteye bok atıyorlar.

ben betaya geçtim ve sorunsuzca kullanıyorum açıkçası. hatta bunun bu derece olay edilmesine de anlam veremiyorum. facebook bin kere değişti gık etmedik. normal sonuçta bu işler.

bu adamlar belli ki aynı fb gibi bu beta işini oturtmaya kasıyolar ve bunu da başaracaklar. o sebeple şimdiden alışmakta da fayda var zaten. :))

ben kullanmaktan çok memnunun. yani eski dandik site demeyeceğim ama tasarımla ilgili bir kaç problem daha giderilirse beta eski sitenin çok çok üzerine çıkar. halihazırda var olan kanal listesi, eklenti kullanmadan oluşturabildiğimiz troll listesi vesaire. mesajlar da yazar yazar gruplanıyor üstelik o da avantaj :)

beta'da entyler arası gereksiz fazla boşluk var. bu da başlıktaki sayfaların çoğalmasına ve sürekli sayfa değiştirme zahmetine dönüşüyor. sevmiyorum.

sözlüğün tasarımının janjanlı olması yeni kullanıcılar için önemli. sadece text tabanlı bir site görünüm olarak kendini modern göstermek zorunda.

@yetkili birine benzeyen abi entryler araxı boşluk sık sayfa değiştirmeye sebep olmaz ki. 50 entry görüntüle derseniz ne kadar boşluk olursa olsun 50 entry görüntülenir.

ff da antiekşi beta greasemonkey scripti kullanıyorum.betaya girmiyorum.

devir vermiyor adamlar daha nasıl bir bit yeniği bekliyorsun??
ayrıca motor komple değiştiyse şase motor numaraları ruhsatla uyumlu mu?
ruhsat başkasının üzerine olan motora oturma bile.
al bi tane ybr 125 uğraşma bunlarla

Yok borcu varmış da üstüne vermeyecekmiş motoru. 150 liraya verse bile alınmaz o.

ne olduğu belli değil. gültepe den ben sıkınılıyım diye bas bas bağıran bi ilan. bence de ybr 125 bak

2000 lira falan bi bütçe yap kendine.

ya ybr ya da güzel bi ikinci el scooter bak. devir yok ne demek lan sen kimsin?

Bu motor ya çalıntıdır yada sahibi dolandırıcıdır.

İki gün sonra elinden alırlar.

devrini alamadığın motor ile nasıl gezeceksin ? zaten borcu varmış.

ilk polis çevirmesinde bağlarlar motoru. geri de alamazsın.

bariz çalıntı bu motor.

sana yardımcı olacak oluşum için: (bkz: ekşi teker)

tek kişiden medet ummak yerine buraya ismini yazsan yüzlerce insan baksa daha iyi olmaz mı?

ozgurakman.com

otel rezervasyon ve uçak rezervasyonları her ülke için olursa iyi olur, inandırıcılığı açısından. aslında gerek yok formda gidilecek ülke ve sadece giriş tarihi bildirmeniz yetiyor diye biliyorum.

multi şengen vizesi aldıysanız şengen dahilinde gezebilirsiniz. fakat; eğer oturma izniniz olmadan şengen dışına çıkarsanız tekrar girmenizde sınırda sıkıntı çıkma olasılığı yüksek.

@dahinnotha, onu sormamıştım:(

sadece portekiz için evrak toplarsanız adamlar size niye 6aylık çok girişli schengen versinler ki? bütün seyahat planını göstermeniz lazım, mevcut haliyle.
bir de sağlık sigortası olayı nası çözülüyor böyle durumlarda?

bu arada schengen dışına çıkmak : TRye dönmek.

sadece portekiz için belge götürme tabiki, denedim vermiyorlar. gelecek seyahatlarına dair otel rezervasyonu vs göster, uçak biletin yoksa pegasustan falan rezervasyon yaptır sadece sonra almasanda olur sanırım

şengen ülkeleri arasında en uzun turistik vizeyi (6 ay içinde 90 gün kalmalı multi vize) en rahat veren ülke italya diyolar. yani bence tek atımlık bi şans deneyeceksen italya'dan dene. pek çok kişi bu şekilde uzun süreli vize aldı.

ha bana ziyaret sürem kadar vize vermişti italya ama benim ilk şengenimdi. bundan sebep olabilir yan. :)

bu saatte uyanmazdım. en azından 10 dan sonra kalkardım. :))

2-3 e kadar burada ve sözlükte takılır. sonra biraları kapar bourne trilogy izlerdim

bungee jumping yap.

harika bir kahvaltı yapardım önce. ama 11'den önce olmalı. o sebeple bir an önce hazırlıklara başlamalısın. güzel bir veya bir kaç kitaptan bölümler okurdum. sonrasında film izlenebilir, biraz kestirilebilir ama akşama doğru, mutlaka 1-2 saatlik bir yürüyüş yapardım. güzel bir cafe de bir şeyler içerdim. sonra gelip güzel bir film eşliğinde güzel bir akşam yemeği hazırlayıp, sonrasında da geceyi kitap/film'le tamamlardım herhalde.

güzel filmler çıktı onları bi tur izle.başlamadıysan spartaküs 3ün 1i çıktı.

bu duruma ayıldığımda kursun 2. günüydü ve kursu bıraktım.

Yaklaşık 4 yıldır ankara da resmi kurum ve bakanlıklarda + nato (namsa) da danışmanlık hizmeti veriyorum, kosgeb yüzünden yaşanan faciaları buraya yazsam karsa yol olur. Ben henüz kosgeb den faydalanan görmedim, hükümetin reklam amaçlı oluşturduğu bir oluşum, işte efendim iş kurmak isteyene para veriyoruz, imkan sağlıyoruz dümeni

Yahu en kısa zamanda alamazsam cidden batıyorum ve iyi batmıyorum kötü batıyorum. Haydi ben battım daha gencim çalışır kazanır öderim ama benimle çalışan 15 tane 30 yaş üzeri kira ödeyen aile bakan işçilerim var. Adamlara zaten 1 aylık maaş borcum var. Önümüzdeki cuma gününe dek bu krediyi vermezlerse (çünkü her isteneni yaptım ve belgelerini de verdim yani. Bir de utanmadan işte atölye benim mi, makinaları ben mi satın aldım falan diye bakacaklar asıl amaç o. Onu bile araba yok diye geciktirdiler. ) varımı yoğumu mahkemeye yatırırım alacaklılardan birinden de ölesiye dayak yer bunu da kendime yediremeyip ben intihar ederim artık. Bu nedir böyle ya. Bana destek olacak para verecek kurumun gelmeye arabası yok arkadaş.

Arkadaşım ben hiç kimseye vermiyorlar demedim, tanıdıklarım ve duyduklarımı aktardım. Bir arkadaşımın arkadaşı ise çok kolay bir şekilde almış, sen son periyodtasın zaten, hepsini peşin vermeseler bile 8 - 10 bin lirasını vereceklerdir, oda senin önünü bir nebze açacak diye düşünüyorum.

kosgeb'den nitelikli eleman maaş desteği alıyor bizim firma. 6-7 ay önce onaylanan destekleri daha yeni ödediler.

destekler veriliyor ama gecikmeli olabiliyor. bir arkadaşım 3 ayda proje desteğinden 80 bin tl destek aldı. yani faydalanan da çok firma var. gecikme kosgeb'in elinde değil. hazine 3-4 ayda bir bütçe açıyor kosgeb'e. onlar da para geldikçe firma sırasına göre ödeme yapıyorlar. eğitimlerde de bunları anlatmış olmalılar. yani sen destek parasının 6 ay sonra gelecekmiş gibi düşünüp bu işe girsen daha az canın sıkılırdı.

son olarak sıkı takibi bırakma. araba yoksa "taksiyle gelin ücretini ben vereceğim" de. yerine gidip müdürlerle görüş mutlaka. çok zor durumda olduğunu anlat. yardımcı olurlar mutlaka. danışmanların iş yükü fazla olduğu için savsaklıyor olabilirler.

ben de faydalandım kosgeb desteklerinden. birisi can suyu kredisiydi. diğeri ise laboratuar hizmetleri desteğiydi.

can suyu işi bildiğimiz kredi zaten. faiz desteği sağlıyor sadece kosgeb. orda sorun yaşamadım. diğerinde de tüm harcamalarımı yaptıktan 3 ay sonra desteği aldım kosgeb'den. orda sana hizmet veren bir temsilcin olmalı. onu boş bırakma. kamu kurumlarında telefonla iş yürütmek zordur, bu sebeple mümkün olduğunca yüz yüze görüş (ordaki temsilcin sen telefonla aradığında "o kadar sıkıntıda olsa buraya gelir zaten" diye düşünüyordur eminim). bas git yanlarına. durumunu anlat. defalarca anlat. bırakma peşini. ordaki memura bağlı aslında olay genellikle.

kolaylıklar dilerim.

sadece suyun ordan girmesi olarak düşünme. orada basınç-hava olayları da var atık suyun rahatça gidebilmesi için..

belli aralıklarla zaten olmak zorunda , boru hattı düz olsa dahi ancak bu tarz şeylerde her dönüşe , köşeye logar korsun. çünkü köşe tıkanır sonra uğraşıp durursun.

hepsi aynı amaca hizmet etmiyor onların. birisi yağmur suyu kanalı, diğeri kanalizasyon, başka biri ptt rögarı vs vs.

daha iyi olamaz mi peki? ortak kullanilamazlar mi mesela?

araba bağlanır

arac bilgilerini sorguluyorlar, ruhsat sahibi babansa belki baglamaya gerek gormeyebilirler ama para cezasi var, orasi kesin.

Trafik kayıtlarına göre aracın ruhsat sahibi iseniz ceza yazar, aracı bağlamaz.
Aracın sahibi siz değilseniz hem ceza yazar hem de araç bağlanır.

eski işyerimde iken bi müşteriden satın aldığımız aracı bana vermişlerdi ve yaklaşık 6 ay boyunca o aracı ruhsatsız olarak kullanmıştım. istanbul'da üstelik. dikkat et elbette ama çok da kasma. :)

500 lira ise önemsiz bişeydir. muhtemelen ufak bi sürtme ya da benzeri bişi sebebiyle lokal bi boya görmüştür araba. önemsizdir. 3000-5000 lira olsaydı hasar almış diyebilirdik.

adamlara da sor bunu zaten. 500 liralık bu işlem nedir diye. :))

ben olsam, diğer detayları beğendiysem 500 liralık işlemi zerre sallamaz alırdım.

hayırlı olsun şimdiden. :)

alayım o zaman ben bu aracı. hasar kaydından kork dedikleri için şüpheye düştüm biraz :)

500 liralık hasar kaydı büyük ihtimalle NŞA da 250-300 tl lik bir hasar için yapılmıştır. muhtemelen aynası falan değişmiştir. :) durma al :)

yeni bir tasarım,üretim,paketleme,ulaştırma modeliniz olması lazım..sonra kosgebin eğitimlerine katılmanız lazım..

bu modelinizin tutup tutmaması veya başarılı olup olmaması çok fazla ilgilendirmiyor kosgebi..sadece akla yatkın,ışık veren bir model olmalı..

belirli bir fikir ( asla cafe değil :) ) bu fikirin gerçeğe dönüştürmedeki planmana bakıyorlar ( iş gücü, techizat vb.. )

ıyı de kosgeb'ın sıtesınde cafe,dondurmacı,yufkacı acan bır suru kadın ornegı var.Turkıye'de daha once hıc yufkacı yok muydu kı?Konsept cafe zaten sıradan bır cafe ornegı degıl.

yeni fikre ihtiyacın yok. dediğin şekilde başvurabilirsin aynen. başvuracağın programın adı "girişimcilik destek programı"

kosgeb.gov.tr

ben geçen haftalarda kosgeb'in destekleri anlattığı bir seminerine gittim. aynı dediğin şekilde pastacı, yufkacı falan olmak isteyen girişimcilerin de desteklendiğini öğrendim.

En temizi bir kosgeb ofisine uğraman ve ordaki yetkililerle birebir görüşmendir. kosgeble görüşmeden hiç bir hamle yapma hatta. çünkü desteklerin genel işleyişi; önce kosgeb'e başvurmak, sonra desteği almak şeklinde. tüm kuruluş masrafların için destek alabilirsin.

not: evet,kosgeb'in tüm destekleri belli oranlarda veriliyor. yani biraz sermayen olması lazım. sıfırdan, sadece fikirle ve niyetle desteklerden faydalanarak ilerlemen mümkün değil.

uygulamalı girişimcilik eğitimini tamamladıktan sonra verilen sertifika ile girişimcilik destek programından yararlanabiliyorsunuz.


*sermayen olmak zorunda çünkü kosgeb parayı al 30.000,al 70.000 diye vermiyor.
sen önce alacağını alıyorsun,harcamaları yapıyorsun.kadın oldugunuz için(kadın ve erkeklerde oran farkı var) kdv hariç,yapılan harcamamnın %70'ini geri ödüyor kosgeb.her harcamanı da değil tabi.sınıflandırılmış durumda.

www.eksisozluk.com

her önüne gelene vermiyorlar. öncelikle kosgeb'in açtığı girişimcilik kursları var. bunlardan birine gidip sertifika almalısınız. kredi alabilmek için ön şart bu sertifikaya sahip olmak.

bu sertifikayı aldıktan sonra başvurduğunuzda projeniz değerlendiriliyor ve %95 kabul ediliyor. Fakaaaaaat! krediyi her şey için harcayamıyorsunuz. örneğin kira için kredi vermiyor. her eşya için vermiyor. verdiği eşya açacağınız sektörle ilgili olmalı. mesela tasarım ajansı açacaksanız alacağınız buzdolabı için kredi vermez, ama kasap, kafe falan açacaksanız buzdolabı demirbaş sayılır, alırsınız.

her sektöre kredi verilmiyor, mesela hatırlayabildiğim kadarıyla eğitim sektörüne kredi verilmiyor.

bir diğer önemli konu ise kosgeb sana pat diye para vermiyor, sen önce o parayı harayacaksın, sonra kosgeb gelip teftiş edecek, harcaman kriterleri karşılıyorsa(bkz buzdolabı örneği) onun -yanlış hatırlamıyorsam kadınlar için- %70'ine kadar kısmını sana geri ödüyor. yani önce para harcaman, sonra kosgeb'den geri alman lazım.

Toplam 27 bin tl ye kadar para veriyor, ama bu paranın hepsini demirbaşa harcayamazsın. mesela yanlış hatırlamıyorsam bunun 10 ya da 15 bin tl sine kadarı demirbaş eşya desteği. 1-2 bin tl'si tanıtım desteği falan. sen tanıtım bütçesiyle eşya alamazsın..

öyle..

yanlış biliyorsam arkadaşlar düzeltsin. kar lastiği karda işe yarar. sizin fotoğraflarda buzun üstüne kar serpiştirilmiş gibi. o yüzden buzda da kaymışsınız. normal

buz varsa normal.

kaçla kalkış yapıyosun hocam? ikinci viteste yarım debriyaj denemeni tavsiye ederim.

ben de mesela birinci viteste minimum gazla sabit hızda gidiyorum. kaymalar olmuyor. bizim yokuş bunun üç katı ve bi de sonunda u dönüşü var.

bunun 2 katı dik yokuşu, benzer koşullarda ve minivan tipi aracımla kış lastikleri takılıyken zorlanmadan çıkıyorum. iniyorum da elbette aynı şekilde. ha sağa sola kıçı başı kayabiliyor ama kontrolüm altında oluyor araç. sen dümdüz yolda gider gibi gitsin diyosan o iş yaş. :))

bi de aracın arkadan itişliyse biraz daha sıkıntılı olabilir. önden çekişli araçlarda sıkıntı olmaz asla bu yokuş.

olacakla buza çare yok derler bizim orada.. bizim orası soğuk bir yer..

ben de petlas kullaniyorum ve cok daha dik yokuslari sorunsuz cikiyorum. buz olabilir.

Araç arkadan çekiş mi?

Araç önden çekişli. 1. viteste çok yavaş çıktım. Gazı biraz artırdığımda patinaja meyilli olduğunu görüp yavaş gaz verdim tekrar. Yokuşta durup kalkış yapmadım. Buzda kayma yaptığını daha önce tecrübe ettim fakat akşam baktığımda karın altında buz yok gibiydi.

en alttaki takımı tepe nautilus daki tepe home da görmüştüm indirimdeydi fiyatını unuttum ama makuldu .

köşe koltuk alacaksan enza'nın boogie modeline bak. babamda, kardeşimde ve benim evimde var. gerçekten çok rahat ve muadillerine göre çok uygun.

cok pahali degiller normaller..

istanbuldasın sanırım birileri bana mobilyacılardan bahsetmişti oralarda ucuz olan. o yoksa bile beşiktaşta görüyordum 400 600 civarında vardı bir köşe koltuk ıhlamurdere caddesi üzerinde ama şekli şemalini bilemiyorum tabii. sen yinede bir sahibindene bak temiz 2. el için.

beşiktaş'ta arıyorum ben de ama genelde çekyat görüyorum, bi denk gelsem 600bile olsa alıcam :/ o mobilyacılar acaba masko mobilyacılar sitesi mi? :/

Benim kardeşim de evlenirken beğendikleri koltuk takımına 7800 lira vericeklerdi ki bi arkadaşları İnegöl'e gidin demiş,onlar da beğendikleri takımın fotosunu alıp dolaşmışlar.Sonuçta aynı koltuk takımını 3800 e yaptırdılar,hem de bi kaç yerini kendi isteklerine göre değiştirterek..Ustanın dediğine göre 2 kat daha sağlammış hatta.Belki gidebilme ihtimalin vardır diye söyledim.

fotoğraf değil adamlara autocad'te çizim bile verebilirim ama öyle özel tasarım diye daha çok alıyor bazı yerler, ama dediğiniz gibi imalatçı firmalar daha uygun fiyata dediğiniz gibi daha sağlam işler çıkarıyolar? ikitelli'ye gitmek gerekiyor o halde sanırım :)

600'e linktekiler gibi bulman çok zor sanırım. çok daha ufak ve az pofudukları bile ben baktığımda 700-800dü.

2. el için sahibinden'e falan bir bak istersen.

1-2 bin daha ekleyip citroen saxo dizel. klimalı, az yakar. temizini bulucan ama elbette.

al-sat ile uğraşma. ya biraz bekle ya da borç al. bir iki sene kullanacağın birşey al.

Şahin nedir arkadaş, otobüse bin daha konforlu, alacaksan en kötü peugeot 206 falan olsun.

(bkz: lada samara)

ford escort..

3-5 daha koyup LPG'li Honda Euro Civic on numara olur.

herhangi bir saz çalmayı öğrenmelisiniz bence.

fotograf makinasi video ceken dslr seklindeyse kisa film isine girebilirsin.

motosiklet al.

parking sayfası çıkıyor anladığım kadarıyla, ki bu domain yenilenmediğinde oluyor diye biliyorum ;) otomatik yenileme olayında bir sorun çıkmış olabilir.

domain düşmüş. parasını ödememişsiniz ya da hosting firması iflas etmiş.

peki domaini nasıl yenileriz? domain adresi google'dan alınmıştı. google domain hizmeti yani.

muhitine bağlı olarak mantıklı. bağdat caddesi, sahil, nişantaşı, etiler (yokuşlara girmeden) gibi yerlerde, e-5'e, TEM'e çıkmadan mantıklı bence.

ekşiteker ahalisinde istanbulda scooter ıyla fink atan çok kişi var. hatta küçük bir vespasıyla her gün köprüden geçeni de var

yani oluyo

aslında çok mantıklı. bi kere pratik bin ve git. yakıt tüketimi çok düşük. tek sorun kışın yağmurlu ve karlı havalarda kullanamayacak olmanız.

asıl önemli konu trafik tecrübeniz. bunuda gerekli eğitimleri alarak çözebilirsiniz. (bkz: honda motosiklet eğitim merkezi)

3-4 ne demek, ben sürekli olarak bahçeşehirden etiler'e, taksim'e falan gidiyorum. geçen gün ekşi tekercilerle garipçeye gittik mesela.

hem keyif hem de ulaşım için çok güzel ve pratik aletler scooter'lar. hele de benzine bu kadar zam gelmişken kesinlikle öneririm. toplu taşımadan ucuza gelir o şekilde bi kullanımla. :))

en mantiklisi.

istediginiz sekilde bir scooterin yakit tuketimi cok az olacak, gittiginiz hic bir yerde otopark aramakla ugrasmayacaksiniz, sikisik trafikte gecireceginiz vakit cok ciddi oranda azalacak.

hepsinden onemlisi asiri zevkli motosiklet kullanmak; can sikintisina, bunalima, bas agrisina cok iyi geliyor yaptigim arastirmalara gore.

valla direk marka vermek gerekirse; Piaggio X8 - 250, Vespa 250, SYM Gts 250 gibi marka ve modeller senin işini fazlasıyla görür. Biraz büyük, güçlü ve hızlı olmasında fayda var zira kimi zaman aralardan kaçman gereken durumlar olabiliyor. Her yere de rahat rahat gidersin. Fiyatları da gayet makul.

bir adet cin mali yuki marka 150cc sukuterim var. her yerde fink atiyorum karsiya geciyorum kiz arkadasimi alip Atasehir'den Sariyer'e kadar gitmisligim var. 80 km/s'i gecmiyor ama kesinlikle yetiyor. E-5'te bile. Turk Telekom Arena'daki Madonna konserine bile onunla gittim. Koprude trafikte 3 dk da geciyorum. Mutluyum.

iyi yıkanmamıştır? bozulmuştur? her şey olabilir. geçmiş olsun.

iyi yikanmamis +1, ispanak ve aslinda salatadaki malzemeler falan bunlardan e.coli, salmonella falan gecmesi mumkun yikanmayinca. simdi iyisindir umarim, cok uzun surmez

Ispanak pişirildikten sonra bekletilmesi halinde içinde nitrit oluşturması ile zehir deposuna dönüşüyormuş.

ıhlamur + bal + zencefil + limon

limona aban. ne yiyosan üstüne limon sık.

limonu yar, suyunu iç, iç kısmını da bıçakla çıkarıp ye. bir defa işe yaramıştı bende.

geri donus oranlari, cok dusuk diye biliyorum.
yeni mezun, ogrenci, ayirtedici bir ozelligin yoksa cv de.
kisisel gozlemim.

eğer iş tecrübesi veya mba ıvır zıvır çok iyi olan birisi değilsen kolay kolay geri dönüş olmaz. her yere saldır, 100 tane başvuru yap, anca o zaman elbet geri dönen olur

Sick thread yaw, sıkma canını. Kariyer sitelerinde iş bulanların %85'i satış temsilcisi vs... zaten. Belirlediğin şirketlere elden CV'ni göndersen daha iyi. O siteleri çoğunluk veritabanı niyetine kullanıyor.

pek çok kişi dandik görüyor ama bence şu siteyi dene. dönüş oranları çok çok daha yüksek.

www.elemanonline.com

askerden geldiğimde 11 ay işsiz kaldım. bu süreçte 300'e yakın iş başvurusunda bulundum. 5 tane görüşmeye gittim. sonunda işe girdim.

işe girdikten 3-4 ay sonra ayda bir veritabanından firmalar bulup beni aramaya başladı. 1 sene tecrübeden sonra istifa edip 15 iş başvurusunda bulundum. o 1 ayda 7 işgörüşmesi yaptım. şu anki işime girdim ve firmamdan teklif aldıktan sonra iki farklı firma daha ulaştı bana. bir firma da teklif yaptı.

giriş seviyesindeki pozisyonlara binleri aşan başvurular oluyor. tecrübe artıp uzmanlık gerektiren pozisyonlara geldikçe siz, filtrelere takılmaya başlıyorsunuz. ik çalışanı olarak söyliyim, son iki firmam da kurumsal büyük firmalar ve kariyer.net üzerinden çıkılıyor tüm bir önceki şirketimde yenibiris.com da kullanılsa da ana site hep kariyer.net.

kariyer.net e ısrarla bok atan arkadaşlara duyrulur.

geri veririm, napcam la limonlari
(bkz: cave johnson)

limonata?

(bkz: çörçil)

ben de tuz ve tekilayı kapar parti yaparım.

(böyle miydi la bu söz?)

bişeyin üzerine sıkarım.

bana limon verme, limon yetiştirmeyi öğret oç derim.

limonlu kek yaparım. belki içinde allah yazısı çıkar.

kıçıma sokarım.

birinin gözüne sıkarım

kesip ortasında haç var mı diye bakarım. varsa domatesin yanına atarım.
zuhaha:)

limon.6degreesunder.com

limonu bel gamzelerimin ortasına koyup capsini buraya yüklerim

çiğ köfte ve marul isterim

almam .p

ücretsiz iptal seceneği olan bir hostelden rezervasyon yapıp rezervasyon kağıdının çıktısını götürerek... sonra iptal edilir rezervasyon

yakın tarihli bi uçak rezervasyonu yap. ben de aynı durumdaydım ve bi arkadaşıma yaptırdım böyle bi rezervasyon. sonra da hemen iptal etti tabi. ben biletin çıktısını alıp verdim pasaport başvurusu yaptığım yere. 2 gün sonra (bugün) pasaportum geldi elime. :))

sitede yazana aldanma ben de aynı durumdaydım normal süre olan 10 günde geldi elime pasaport. naparsan yap beklemek zorundasın.

bahçeşehir gölet.

anadolu yakasında göztepe parkında (gülbahçe parkı) bu tarz tüneller var. parkın içindeki halı sahanın güney cephesinin dibinde. ama aynı görseli yakalayabilmen için biraz kasman lazım.

Aynı kare olmasını istemiyorum zaten. Bu tarz bir duyguyu verecek yerler olsun yeter bana.

bu duyguyu anca belgrad ormanlarında, bahçeköy'de falan yakalarsın bence. bahçeşehir'deki bahsi geçen tünelde bunun havası yok. :))

tenha yerlerde yavaş yavaş sürmeye başlayın..gerisi kendiliğinden gelecektir..
özel ders falan hiç para vermeyin..bir de eş dost akraba koyun yanınıza stresi alır..

ishak alaton'un dediğine göre istanbul'da trafikteki hız ortalaması 13 km/s miş. yani kimse bi yere gidemiyor aslında, sen de kullanma boşver.
direksiyonu kesinlikle sağa sola kırmamak gerek acil durumda, hep frene alıştır kendini. sağın solun boş olduğuna emin olmadan kırma direksiyonu. boş yerlerde bol dur kalklı, yokuşlu çalışmalar yap. bol bol park çalış. trafiğin hardcore hale geldiği yerler genelde belli zaten, oralarda akışa uyarsan kimse canice sıkıştırmaz, herkes yoluna gitmek peşinde. ama en soldan 60la sağa sola devinerek gidiyosan bol bol selektör yersin ve sıkıştırılabilirsin tabi :)

önce pazar günleri boş bi yere gidip (örneğin sanayi siteleri pazar günü bomboş olur) yanında bilen birisiyle bir kaç gün pratik yap. araba sürmek pratik işidir en nihayetinde.

bu konuda yeterli hale geldiğini düşününce tek başına boş alanlarda biraz araba sür. sonra tek başına trafiğe çıkmayı dene. gerisi illa geliyor. :))

trafiğe çıktıktan sonraki 1-2 gün içinde tüm korkunun geçmesi lazım. öyle hatırlıyorum. ben trafiğe çıkalı 16 sene olmuş. :))

cok kolay.

Ben ilk ehliyetimi aldıgım gun trafiğe cıkmıstım hic deneyimim olmadan.
inan bana ilk cıktıgın için tetikte oluyorsun o sana guc veriyor o yuzden hata yapmıyorsun. Bence sabah 6 da cık ılk bır kac gun trafigin az oldugu anlarda, 2 hafta sonra her zaman cıkabilirsin trafiğe sorun olmaz.

özel direksiyon dersi alabilirsin. hem püf noktalarını öğrenirsin hem de cesaretin artar.

bilen biri ile çıkmak ise bilen kişiye göre değişir. kişi sinirli, stresli, evhamlıysa ya da ne bileyim yanınızda olacak kişiyle çok samimi iseniz cesaretiniz daha da kırılabilir.

@jeanvaljean_: kadınım.

sana şöyle söyleyebilirim:
ehliyet yılım 2002, tam olarak araba kullanmaya yani başladım sayılır. zamanında ailemin zoruyla almıştım; o kadar da ilgisizdim araba kullanmaya. sonradan gel zaman git zaman gerektiği durumlar ortaya çıkmaya ve bu durumlar sıklaşmaya başlayınca mecbur bir araba alındı. sürücü kusrunda ilk kez araba kullanmıştım, sonrasında da hiç kullanmadım araba alana kadar (yaklaşık 10 yıl).

araba almadan 2 hafta önce haftasonu bir sürücü kursundan direksiyon dersi almaya başladım. hoca iyiydi bayağı, rahat hissediyordum, kasmıyordu, gerçi benim de yeteneğim varmış onu anladım o derslerde. ilk gün dersin sonunda trafiğe girdik, ikinci günün dersini komple trafikte geçirdik. sonraki hafta ders almadım. ondan sonraki hafta arabayı aldık. eşimin abisi geldi bizimle almaya, o getirdi bizi rahat tenha bir yere, orda tekrar ben başladım kullanmaya, sonra araca alışınca da trafiğe çıktım yine.

bu iki yardımdan başka yardım veya ders de almadım hiç. mümkün olduğunca sık arabaya atlayıp gezmeye çalışıyoruz şimdi pratik için. alakasız bilmediğimiz yollara giriyoruz, ordan bildiğimiz yerlere çıkmaya çalışıyoruz, alışveriş merkezlerine gidiyoruz, oraların otoparklarında park çalışması rahat olabiliyor (ağzına kadar dolu değilse tabii).

sağ sol tarafı ayarlayamama olayı bende de vardı feci şekilde bu arada. ben de kendimi sanki arabanın tam ortasında oturuyormuş gibi hissediyordum. zamanla geçiyor o, arabaya alışman lazım. ben kurs gördüğüm araçta alışamadım ama kendi arabamızda çok rahat kavradım o olguyu, belki araçla da alakalıdır, bilmiyorum.

aynalar gibi birkaç sorun ben de yaşadım, mesela el freni çekiliyken arabayı kaldırmak gibi. onlar da zamanla oturuyor.

korku kısmı için de; zamanla geçer diye umuyorum, ama her zaman böyle panik bir insansan geçmeyebilir de. sonra allah korusun kaza falan yapma...

yanına güvendiğin araba kullanmayı bilen birini alıp bol bol pratik yapman lazım.

bu sağ, sol algısı ve tepkiler şu an düşünerek yaptığın için çok zor geliyor ama zaman içinde reflekse dönüşecek ve farkında olmadan yapacaksın.

ben de aynı durumdaydım daha geçen sene. istanbul'un çılgın trafiğine alışmam 1 ay aldı, sonra alıştım. gittikçe daha az hata yapar oldum. korkunu ancak pratikle yenebilirsin. önce yakınlardaki yerlere, yolunu iyi bildiğin yerlere arabayla git. kornaya basanları, el kol hareketi yapanları takma. sonra daha uzak mesafelere, yolunu bilmediğin yerlere git. en başta zorlanacaksın, ben çok heyecanlanıyordum mesela. ama böyle kendini zorladıkça daha hızlı alışıyorsun. aynalara bakmak çok önemli istanbul'da. özellikle sağdan gelip önüne geçiveren bir sürü araba oluyor. sürekli tetikte olmaya alışman gerekecek. ben de kadınım, yapamazsın, çok kötü araba kullanıyorsun diyenlere sakın aldırma. daha 1 sene olmadan bayağı iyi araba kullanmayı öğrendim. her yere gidebiliyorum artık.

hacı trafikte yatay eksende yaptığın hatalar dikey eksende yaptığın hatalardan çok daha tehlikeli olabilir. aynalara alıştırman gerek kendini.

hastane olarak siyami ersek başta gelir, sonrasında koşuyolu kalp damar hastanesi, ardından da cerrahpaşa iyidir.

doktor adı bilmiyorum.

kalp işinde bildiğim tanıdığım herkes yıllarca florence nightingale'e gitti. dedem ve bir sürü tanıdığım insan orda bypass oldu. bahsettiğim dönemler 3-5 sene ve daha öncesi. yani son durumu bilmiyorum ama bu hastane, özeller arasında bir numaraydı zamanında diyebilirim.

çağlayan'dakinden bahsediyorum elbette.

mehmet akif göğüs kalp damar hastanesi mehmet ertürk

uğrayacaksanız ve hala ordaysa çook eski bir talebe hemşiresinden selam söyleyin

orda değilse de meraklanmayın, tüm doktorları altın gibidir

babam, etrafimdaki bir cok doktorun ve tanidiklarin tavsiyeleri uzerine gonul rahatligiyla Memorial hastanesindeki dr.servet ozturk. alaninda isim yapmis ve insanligini kaybetmemis sayili doktorlardan. babamin ameliyati sirasinda diger hasta yakinlariyla da konusmustuk ve hepsinin tanidiklari daha once servet hoca'da ameliyat olmuslardi. servet hoca icin cok cok olumlu seyler duydum. canim babami da iyilestirmis, bize sapasaglam teslim etmistir sukurler olsun ki.

cok gecmis olsun!

teşekkürler. vakıf gureba hastanesinde de dekan olan prof. dr. ömer göktekin'i tavsiye ettiler. kendisi yapıyormuş operasyonu. onunla veya hastaneyle ilgili bilginiz var mı?

dediğiniz işleri yapar. ama tavsiyem indirim beklemeniz. samsung, lenova ya da dell, i5 işlemcili bir laptop bulursanız 1300 tl civarına onu alın derim.
sorunuz bu iş görürürmü ise, ever dediğiniz işleri yapar.
bu arada her hafta bir yerlerde indirim mutlaka oluyor. takip edin.

kisa +1
Samsung i5 1250 -1300

bu zaten indirimli gibi ama bilemedim? yani son 16 bilgisayar diyor ilanda?

masaüstü bakıyordum aslında ama onlar da monitörle falan 1000 i buluyor. öyle olunca notebook alayım dedim. bunun da fiyatı mantıklı geldi. yanlış mı düşünüyorum acaba?

yani kısaca bu fiyata bu donanımda ve markada bi makina alınır mı? :))

@drip: link var mı? vatan'da baktığım hiç bir i5 işlemcili lenovo ya da samsung yok o fiyatlarda. en ucuzu 1500-1600 gibi?

100 lira farkla 6 mb önbellekli i5 daha f/p'li ama niye bunu aldın demem.

www.electroworld.com.tr
ilk bakıp gördüğüm bu. bunu tercih ederim onunyerine

Bugün Fulya mediamarktta 1350 tl idi kampanya vs yoktu diye hatırlıyorum. Vatana mutlaka gelir, ben daha once dartyden almıştım.

@kisa: samsung notebook'la hiç hoş olmayan anılarım var. daha kapısından geçmem diyeyim. :))

(bkz: samsung/@hevipeyra)

:) bir şey diyemeyeceğim ancak HP hakkında nedense kötü bir izlenimim var, neden olduğunu açıklayamıyorum, bir iki yerde okumuştum detay hatırlamıyorum.
samsung kullanan bir çok arkadaşım var ve açıkçası sorun yaşamadılar.
ben genede samsungu alırdım ya da lenova ya da dell :D
www.bimeks.com.tr

o fiyatlar beni aşıyor. kafamdaki sınır 1000 liraydı. hadi notebook olsun dedik, 1157 fena diil falan. şimdi tutup 1500'e de çıkamam açıkçası. dediğim gibi, basit işlerde kullanılacak. :))

oyun vs, şu bu olmayacak. internete girecek, office kullanacak, mantarlamayacak bi bilgisayar lazım. elektronik zaten şans işi (klişe ama öyle). :))

fiyatı makinaya göre anormal değil diyorsanız yarın gidip vatan'dan alayım ben bunu. :))

aynı makineye 2-3 yerde daha bakın belli olur zaten. ezbere birşey diyemem. bir de haftasonları vatanın indirimleri olur genelde, sonra üzülmeyin.
ama bu makineyi alırsanız işinizi görür, daha ne diyelim :D
ne alırsanız alın, güle güle kullanın

şimdi hepsiburada'ya bakıyordum ve şunu gördüm. günün teklifi diyor.

www.hepsiburada.com

i5 işlemcili ve nerdeyse aynı fiyata? bu daha iyi geldi sanki? bi anormallik yok di mi? :))

oldukça basitse: www.eksenbilgisayar.com

arap sabunu iyidir. bi de fırça lazım. eski usül böyleydi.

arap sabunu yok. alternatif bulmam lazım. saydıklarım var evde.

sıvı sabun ve bulaşık deterjanı aşırı derecede köpürür. durulamanız imkansız hale gelir. eski usul anne yıkaması genelde küvette değilde banyo zeminine yayarak yapılırdı. önce ılık suyla ıslatılırdı halı. sonra da arap sabunu ve halı fırçasıyla bi güzel fırçalanır en son da durulanırdı. şu noktada tahminimce halıya en zararsız olacak şey beyaz sabundur. hani şu klasik banyo sabunlarından. bi de fırça tabi. fırça yoksa eski bir elbezi falan da aynı işi görür diye düşünüyorum.

halı yıkamacılara versen? bayağı uygun fiyatları diye biliyorum. uğraştığına değmez.

hala yıkayıp suyunu akıtmaya başlamadıysan, kalıp sabunun olmadığına göre sıvı sabun en iyisi olacak, olur küçükse küvette, kolay gelsin

yok ne yazık ki. tramer sorgulama için illa o parayı vereceksin. az da değil üstelik 3 lira mı 5 lira mı ne bi sorgulama mesajı.

bence de üçkağıtçılıktan başka bişey değil bu ama ne yazık ki böyle.

www.tramer.org.tr

buradan olmaz mı? sanki olur?

bu bilgi tek başına yeterli değil, birincisi sadece o an üzerinde olan plaka ile ilgili bilgiler verilir. yani bir kaç kez satılmış ve plakalar değişmişse son plakanın kazalarını görebilirsin.
ikincisi ise, buradaki kazalar sadece kasko veya zorunlu trafik sigortasında yararlanılmışsa görebilirsin. adam sanayide kaportacıya para karşılığı yaptırmışsa göremezsin.

E-devlette plaka sorgulama var. Oradan öğrenilebiliyordu galiba, Birkaç kez sorguladığımı hatırlıyorum.

tanıdık bankacı varsa her şeyine bakıyo onlar bi şekilde.

kafanı geri atıp boynunu mu sıkıştırıyosun? boynunu omuzlarının arasından çıkar bi geriye atmayı dene, normalde o kadar bükülmediğini göreceksin.

benimki ağrıyo valla..

her zaman değil ama bazen benim de ağırıyor. tam ense de değil aslında, enseyle başın birleştiği nokta.

@aeroflot, hah işte tam orası. bu kafayı geriye atma işi mantıklı geldi. çok yaparım ben bunu. azcık insan gibi güleyim bundan sonra madem. :))

@bigboy76, ahaha tam ense değil işte. başın an alt kısmı diyelim. ensenin henüz başlamadığı noktası. :))

7 gün süresi var. rahat rahat geçebilirsiniz.
sonra herhangi bir bankadan plakanıza kayıtlı bir kgs kartı ya da ogs alın.
onlar normal geçiş olarak düşerler. yanlış düşme olursa karayollarına mail atarsınız düzeltirler.
ziraat, garanti, iş bankası vb. bütün bankalar veriyor kgs yi de ogs yi de.
hangi gişeden geçtiyseniz ona göre alın tabi. kgs ise kgs.

bu prosedürü bilmiyorum ama mutlaka kgs kartı alman gerekiyorsa shell'den al. kart ücreti ucuz ve 5 lira bile yükleme yapabiliyorsun. ayrıca hemen hemen tüm shell'lerden 24 saat yükleme yapabiliyorsun karta.

bankaların sattığı kgs kartlarında minimum 30-50 lira gibi yüklemeler yapılabiliyor. prosedürü daha çok.

garanti bankasında hesabın var ise oradan kgs kartı almayı düşünebilirsin. işin güzel tarafı talimat veriyorsun ve kgs kartında ki bakiye 10 liranın altına düşüyorsa otomatik olarak hesabından kgs kartına 10 lira yükleniyor. böylece karta para yükleme gibi bir derdin olmuyor. bence gayet kullanışlı.

Peugeot 307 - 2004 model, Benzinli otomatik 9 lt.

2007 model citroen c4 dizel (110 hp) -- 6.7 lt/100km

dacia sandero stepway - 23 kuruş / km

2012 opel astra classic 3 dizel (H) -- 6.1 lt/100km

2011 fiesta dizel manuel 5.5 lt / 100 km