Giriş
(6)

E Nabz

kendinibulankadin
Merhaba ,E nabz üzerinden yanlislikla tahlik sonuclarimi ve raporlarimi sakladim.Bir önceki verileri saklamak isterken.Yarin da o doktor cikan tahlil sonuclari ike tedavibicin randevu verdi.E nabzi aradimzil saglik kurumuna gidip dilekce vermek gerekiyor dedi.Kendi doktorum da mi göremeyecek,hastan
Merhaba ,
E nabz üzerinden yanlislikla tahlik sonuclarimi ve raporlarimi sakladim.Bir önceki verileri saklamak isterken.Yarin da o doktor cikan tahlil sonuclari ike tedavibicin randevu verdi.

E nabzi aradimzil saglik kurumuna gidip dilekce vermek gerekiyor dedi.Kendi doktorum da mi göremeyecek,hastaneye gidip o raporlari enabzda gostermenin daha kolay yolu yok mu,yarin randevum var.
0
kendinibulankadin
(16 saat)
Durumu anlat, tahlillerin çıktısını al ve doktora ver.
0
gnosis
(15 saat)
@gnosis,ben de göremiyorum ki sonuclari.
0
🌸kendinibulankadin
(15 saat)
hastanenin kendisinde tutulan veriyi görebilme şansı var. her şey e-nabız'dan yürümeyebilir.
ytd.
+1
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(14 saat)
e-nabızda bu ara bir şeyler oluyor. benimde bu hafta gittiğim 3 ziyaretler birden kayboldu görünmüyor. enabızı aradım yanlışlıkla gizlemişsinizdir ilçe sağlığa dilekçe verin öyle açılır dediler. ama gizlemediğimede eminim.
geri bildirim kısmı var oraya yazdım onlarda 3 iş günü içinde dönüş yapıyorlarmış.

ayrıca tahlilleri göstereceğiniz doktor aynı doktorsa hastanenin kendi sisteminden görüyormuş sanırım. başka hastaneye giderseniz orada görünmez gibi bir şey söylediler.
+1
my fault
(14 saat)
İlk defa duydum. Aslında bu benim yapacağım türden bir sakarlık. Nasıl kaçırdım ki?:)
"e-Devlet Kapısı ile profilinize giriş yaparak “Profilimde Görünmesin” butonuna tıklayıp ziyaretinize ait tüm verilerin profilinizde görünmemesini sağlayabilirsiniz. Gizleme işlemi yalnızca kendi profiliniz için geçerli olur; gizlenen veriler ilgili sağlık tesisinin veya Bakanlığın sunucularından silinmez."
enabiz.gov.tr
0
gnosis
(14 saat)
@gnosis,aslinda tamamenhata değil çunku e devlete girmedeb gizlenmiyor.Ben bir alttakini gizleneye çalisirken oldu:S :)
0
🌸kendinibulankadin
(14 saat)
(7)

Çorbaya tel şehriye yerine spagetti olur mu?

dolantindr
Merhaba sevgili eksiduyuru ailesi. Tavuk çorbası yapacaktım, lakin tel şehriye yokmuş. Onun yerine spagetti makarnayı küçük küçük kırdım içine attım. Olur mu diye soracaktım? Olur mu derken, attım artık çorbanın içine de, yine de sorayım dedim. :D
Merhaba sevgili eksiduyuru ailesi. Tavuk çorbası yapacaktım, lakin tel şehriye yokmuş. Onun yerine spagetti makarnayı küçük küçük kırdım içine attım. Olur mu diye soracaktım? Olur mu derken, attım artık çorbanın içine de, yine de sorayım dedim. :D
0
dolantindr
(18 saat)
Olur ama biraz kalın olur. Tel şehriye de makarna sonuçta.
0
gnosis
(18 saat)
Afiyet olsun.
0
anon1m
(18 saat)
Olur olur, onun kırılmamışına ramen diyor Koreliler. Adamların çorbası bile makarnalı 😁 afiyet olsun.
-1
muhayyer divan
(18 saat)
@muhayyer divan nitpicking yapmayı sevmem ama
Ramen- Japonya
Ramyun- Kore
+2
gnosis
(18 saat)
@gnosis

O dediğinin ne olduğunu bilmiyorum, düzeltmen ise kötü bir şey değil, sorun yok. Hatta ekleyeyim bir de ramyeon diye bir kelime var, hangi millete ait bilmiyorum, bilmek zorunda da değilim :)
+1
muhayyer divan
(18 saat)
@muhayyer divan ikisi aynı şey. Bu romanizasyondaki görüş farklılıklarından kaynaklanıyor. Başka bir örnek: Korelilerin kullandığı alfabenin adı da farklı şekillerde latin harflerine çevrilebilir: Hangeul, Hangul ya da Hangıl. Hepsi doğru ama İngilizce konuşulan ülkelerde Hangul kullanımı yaygın.
Pazar pazar gereksiz bilgi bombardımanı için özür dilerim. Bu konular benim hobim gibi bir şey:)
+2
gnosis
(17 saat)
ramen de kelime olarak cinceden geliyor:

"The word ramen is a Japanese borrowing of the Mandarin Chinese lamian (拉麵, 'pulled noodles')."

en.wikipedia.org
+2
Sour
(16 saat)
(5)

Gece 3-4te uyanmak

gobekliraki
Sonra tekrar uyuyamamak gibi bir sorunum var. Ne yaptıysam olmadı. Spor, geç yatmak, melatonin, cedrina vs. Olmuyor. Gün içinde de öğleden sonra başlıyorum esnemeye. Alternatif önerisi olan var mı? 3 tane de antidepressan kullanmama rağmen. Ya da onların mı etkisi var?
Sonra tekrar uyuyamamak gibi bir sorunum var. Ne yaptıysam olmadı. Spor, geç yatmak, melatonin, cedrina vs. Olmuyor. Gün içinde de öğleden sonra başlıyorum esnemeye. Alternatif önerisi olan var mı? 3 tane de antidepressan kullanmama rağmen. Ya da onların mı etkisi var?
+2
gobekliraki
(07.12.25)
uyumaya yakın spor yapmayın, kan dolaşımını hızlandırdığı için dalmakta güçlük çekebilirsiniz diyenler var.
birde 12 de uykuda olun diyenler var, o yüzden geç yatmayın.
isterseniz kendiniz de araştırın bunları.
karanlık perde alın.
benim önerim gece uyansanız dahi zihninizi çok yormayacak şekilde bekleyin, yeniden gelmeye başlayınca da hemen tekrar dalın. o sırada güzel şeyler düşünün.
-2
Bir sıcak el uzanır tutmasam olmaz
(22 saat)
- Gün içinde uyumayın. (Sadece esnediğinizi yazmışsınız ama insan bazen dayanamıyor.)

- Yiyip içme işini akşam 6, 7 gibi bitirin. Sonra susadıkça sadece su için.

- Uyandığınızdan on dakika sonrasında uyuyamamışsanız yatakta kalmayın. Başka bir yerde, mesela salondaki koltukta kitap okuyun, sakin müzikler dinleyin. Uykunuz gelince yatağa gidersiniz.

- İlaçları veren doktorla bu durumu paylaşın. İlaçları, dozajı tekrar ayarlamak gerekebilir.
+1
cosmicstring
(21 saat)
Normalde 8 civarı zirve yapması gereken kortizol seviyeniz erken zirve yaptığı için uyanıyorsunuz ve tekrar dalamıyorsunuz. Uyku için reçete edilen ilaçlar uyku sürekliliğini sağlayamıyor maalesef. Kortizol seviyesinizi düşürmeniz lazım.
L-teanin ve ashwagandha kısmen etkili oluyor. Aynı şekilde bitki çayları da. Meditasyon da deneyebilirsiniz.
Yurt dışında CBD sakızları çiğneyip çiğneyip uyuyor millet. Türkiye’de de piyasa girecek sanırım, ama hangi formda olacağı ve temin edilme şartlarını bilmiyorum.
+2
auroraaurora
(21 saat)
Bu bir hastalığınızın semptomu da olabilir. O hastalık tedavi edilirse düzelir muhtemelen.
0
gnosis
(21 saat)
cevabım yok ama benzer bişeyi ben de zaman zaman yaşıyorum; kendimden örnek vermeye geldim.
ben genelde bişeye takıksam (çoğunlukla bitirmem gereken sorunlu bir proje vd), dönemsel olarak bu durum başıma geliyor. uyandığım saniye "şöyle yaparım; olmazsa bunu yaparım" gibi düşünmeye koyuluyorum. hatta abartı durumlarda sırtımda fibromiyaljik belirtiler de başlıyor. rahatladığımda ise hepsi kayboluyor. bir hafta-on gün kadar sürüyor genelde (çünkü bu süre içinde "canımı mı alacaklar yea?!) moduna kavuşuyorum).
uyanınca bana kalkıp oturmak hiç yaramıyor; çünkü bir daha uykum gelmiyor ve yeni başlayan gün canlı cenaze gibi geziyorum. yatakta kalırsam tekrar dalabiliyorum bazen. gündüz fırsatım varsa uyurum; o sıralar gece uyanma sorunum yoksa, gündüz uyumak, gece uyanmama hiç sebep olmaz mesela. gün içinde çok yorulmak, spor, yoga, bitki çayı falan da işe yaramıyor. benimki tamamen anksiyeteyle paralel gidiyor ve hiçbir şey çare olmuyor. ne zaman ki ipleri gevşetiyorum; o zaman kendiliğinden yoluna giriyor.
-1
lil siztah
(13 saat)
(16)

Duyurularıma cevap verilmemesi hakkında?

mikahakkinen
Mesela bunun gibi cevap alamayıp sildiğim 10 duyuru vardır. https://www.eksiduyuru.com/duyuru/1616517/almanya-sehirlerini-ve-bolgelerini-anlatan-kaynak-onerisiKonu hakkında bilgisi olan olmadığından mı?Sevilmeyen duyurucu olduğum için mi?Cevapsız bir duyuru olduğu için mi?
Mesela bunun gibi cevap alamayıp sildiğim 10 duyuru vardır. www.eksiduyuru.com

Konu hakkında bilgisi olan olmadığından mı?
Sevilmeyen duyurucu olduğum için mi?
Cevapsız bir duyuru olduğu için mi?
-3
mikahakkinen
(05.12.25)
sevilmeseydin engellenirdin. soruna yanit insanlarda olmadigi icin yanitsiz kaliyordur.
+5
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(05.12.25)
Abi bunlar çok spesifik konular değil mi normal yani fazla cevap gelmemesi, benim Almanya bilgim BundesLiga ve Hitler'le sınırlı ama sorduğun soruyla ilgim olsa kesin cevaplardım.
+9
kizil karga
(05.12.25)
bilgim yok + sevmiyorum. bilseydim söylemeyebilirdim.
-3
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(05.12.25)
Bilmiyoruz:) Bazen de araştırmak zor geliyor olabilir.
Benim de cevapsız kalan duyurularım var. Beni kimse sevecek ya da sevmeyecek kadar tanımıyor burada.
+1
gnosis
(05.12.25)
duyuru her gün kontrol ediyorum, küçük & büyük demeden elimden geldiğince yardımcı olmaya çalışıyorum. bilgim olsa kesin yazarım.

bu durum benim de dikkatimi çekti, ben de yaşıyorum. eskiden daha önce sorulmuş ve cevaplanmış sorular için "aramaya inanın" vs yazarlardı veya link atarlardı. belki de bu nedenledir.
+2
MtKrt
(05.12.25)
Ben bilmediğim soruya cevsp yazmıyorum. Bazen tahminim olsa bile yanlış yönlendirmemek için yazmadığım da oluyo.
+2
Sadece soruyorum
(05.12.25)
hocam ben gördüm bu duyurunu. almanya hatta uzmanlık alanım ama senin istediğin bilgiye ben sahip değilim maalesef. ondan cevaplayamadım mesela. sevilmeme durumu değil bence. benim de bazı duyurularım cevaplanamıyor çok niş olduğu için.
+1
elektr10
(05.12.25)
herkesin bileceği bir şey sormamışsın. sen de bilmiyorsun mesela bak biri sorsa cevap veremeyecekmişsin :D tavsiyem, cevap bulamadığın soruları AI a sorarak çözümle. hatta ilk oraya bile sorabilirsin. hepimizden çok şey biliyor kerata.
+5
neira
(05.12.25)
ilişki konuları hariç burada kafa yorulan tutan pek başlık yok. o yüzden gayet normal.
-1
Başka
(05.12.25)
Konularla ilgisi oluyor cevapların daha çok.
-1
Bir sıcak el uzanır tutmasam olmaz
(05.12.25)
spesifik bir soru sormuşsun bilen çıkmamış gayet normal. bilsek yazardık.

ama bazen kullanıcılarda şunu görüyorum basit bir google araması yapmak yerine buraya yazıyorlar. onlara bilerek cevap vermiyorum
+3
gercekdunya
(05.12.25)
spesifik bir konu, net bilgisi olan dışında kimse cevaplayamaz. almanya'nın şehirleriyle ilgili bilgi/tavsiye sorsan tatile giden, yaşayan birileri fikirlerini yazabilir. sen doğrudan kaynak sormuşsun, hem de almanya'yı bilenlere sormuşsun. kaynağı sağdan soldan duymuş olup almanya hakkında fikri olmayanları da dışarıda bırakmışsın. o yüzden cevapsız kalmış.

sevmeyip de cevap vermeyen de çıkar elbet ama asıl sebebinin bu olduğunu sanmıyorum.
+2
kibritsuyu
(05.12.25)
Bilmiyorum
+1
mezzosprite
(05.12.25)
Bundan sonra daha dikkatli oluruz :)
+1
cosmicstring
(05.12.25)
Bak nasıl veriyoruz
+1
gabe h coud
(05.12.25)
sizin sorunuzu gördüm ama açıkçası zaten benim yapacağım araştırmayı siz yapmışsınızdır diye cevap vermemiştim. küfürbaz veya sık sık hakaret eden birisi olmadığınız sürece sizi niye sevmesin ki insanlar? sizi o kadar tanımıyoruz bile :)

Aklıma gelmişken mesela siz tanışmak istediğiniz insanlar sorusuna beni de yazmıştınız ama öyle bir cevaptı ki acaba ironi mi diye düşünmekten kendimi alamamıştım. sizin mantıkla beni sevmiyorsunuz sanırım diye düşünmem mi gerekiyor? :)
+1
eileengray
(06.12.25)
(14)

Cenazelerin hızlı bir şekilde defnedilmesi olayi

dedeminhirkasi
Sebebi nedir kiMesela sabaha karşı ölüyor ikindi defnediliyor. Ulan bi dur hele adam gerçekten ôldu mu kaldı mı acelen ne ?
Sebebi nedir ki
Mesela sabaha karşı ölüyor ikindi defnediliyor. Ulan bi dur hele adam gerçekten ôldu mu kaldı mı acelen ne ?
0
dedeminhirkasi
(04.12.25)
cenaze bekletilmez diye bir gelenek, bir inanış var.

annem perşembe öğlen öldü cumartesi öğlen defnettik. babam pazarı pazartesiye bağlayan gece öldü, salı defnettik. şehir dışından cenazeye gelmek isteyenler de yetişebilsin diye. bana da dediler bekletilmez, bir an önce defnetmek icap eder diye. dedim yeğenleri gelmek ister, ertesi gün olsun ne olacak.

gerçekten ölmeyip ne olacak? doktor muayene edip rapor veriyor öldü diye.
0
kibritsuyu
(04.12.25)
The Premature Burial'ı mı okudun? Adger Allen Poe'nun en büyük kabusu. Adamda resmen canlı canlı gömülme korkusu varmış. Gerçi o dönemde öyle hataların yapıldığı söylenir.
0
Mirket
(04.12.25)
Abi bence süper bir olay çünkü hemen gömmek zorunda olmasak ölen kişinin verdiği ızdırap katlanarak artıyor ama gömünce "gömdük gitti" deyip daha çabuk iyileşme topralanma sürecine giriyorsun, gözden ırak olan gönülden de bi şekilde ırak oluyor bu şekilde. Ha sabah ölen kişi de ikindiye kadar ölmediğini ispat edemiyorsa ona da yapacak bir şey yok, sorry.
+2
kizil karga
(04.12.25)
bekletmemek daha iyi cenaze için de yakınları için de. çünkü bir an önce defin işleminin tamamlanması gerekiyor manevi olarak. şehir dışından yakınlar gelecekse bir gün sonra defin uygundur bence.

bu arada anadoluda cenaze üzerine bıçak koyma adeti vardır duymuşsunuzdur. bunun nedeni mefta bir şekilde hayattaysa nefes alıyorsa ya da hareket ediyorsa o bıçak üzerinden düşsün diye tespit için konuyor aslında.
0
exlibris
(04.12.25)
arkadaşların söylediğine ek olarak eğer ekstra bir işlem yapılmayacaksa cenaze her ne kadar morgda da beklese zamanla bozulan bir şey. bu tip nahoş etkileri de minimize edebilir.

ayrıca, soruyu tersten sorarsak, bir sebep yoksa neden beklesin ki?
+2
eisberg
(04.12.25)
yahudilikte dini bir olay. biri öldügü vakit ruhun bedeni terk ettigine ve defin gerceklesene kadar arada kaldigina inaniliyor. bu arada kalmislik da ruha cok rahatsizlik verdigi icin 24 saatten önce gömmeye calisiliyor. eger cenazenin parcalari tam degilse, tüm vücut parcalari toplanmaya calisiliyor bu sebeple. bu 24 saatte cenaze asla tek birakilmiyor, 7/24 biri basinda bekliyor ve tehillim'den psalm'lar okunuyor.

müslümanlikta da muhtemelen böyle bir nedeni olacagini düsünüyorum. size sormali.
+1
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(04.12.25)
Benim de canımı sıkan bir durum. Defnedilene kadar azap çeker dedi dindar büyüklerim, alelacele defnettik. Daha uzun vedalaşabilmek isterdim
0
mezzosprite
(04.12.25)
Dinen de uygun olan defni geciktirmemektir. Genel uygulama bu yönde.
Ama kalp krizi geçirerek öldüğü düşünülenler için 3 gün beklemek gerek.
Yeniden kendine gelenler dahi var .
0
diyecevaplandı
(05.12.25)
İslam dininde sebebi:

“Cenazeyi çabuklaştırın; eğer (ölen) hayırlı ise, onu hayra kavuşturmuş olursunuz. Şayet kötü biri ise, omuzlarınızdan bir an önce kurtulmuş olursunuz.”
(Buhârî, Cenâiz 51; Müslim, Cenâiz)
0
suicides underground
(05.12.25)
Uç bir örnek vermek istiyorum. İnsanın bir uzvu koptu diyelim. Karşınıza koyup izlemek mi daha iyi hissettirir. Yoksa onu bir an önce gömmek ve iyileşme sürecine başlamak mı?

İnsan ölüm/kayıp sonrası kaybettiği kişiyi o "araftaki" haliyle görmek istemez. Bu bir belirsizliktir ve kaygı doğurur. Hele ki ölümse bizim de evrensel ölüm kaygımızı da tetikleyebilir.

Ölüme ya da ölüm hastalığına kaçınılmaz şekilde bulaşmış kişiden en yakınımız dahi olsa içten içe bir an önce kurtulmak ve normalleşme sürecine girmek isteriz. Bu istemsiz bir psikolojik tepki bence.

Bunun sebebi temelde bence biraz ölüm kaygısıyla, acıyla yüzleşmekten kaçınmak, bir nevi psikolojik savunma mekanizması ve bir an önce normalleşme isteği diye düşünüyorum.

İnsanların sevgiliden ayrılınca tüm eşyalarını iade etmesi, bir aile üyesi yıllardır yaşanılan evde vefat edince taşınmak gibi gibi örnekler hep bununla ilgili.

Ölüm, ölümcül hastalık bunlar hepsi yüzleşmesi zor ama evrensel doğal süreçler.

Hemen gömme/defin adetinin İçgüdüsel ve evrimsel olduğu da kesin. Hayvanlarda bile benzer davranışlar var. (Karınca, tilki, kurt vb)

Bunun sebepleri; Ölen üyenin kokmasından duyulan rahatsızlık, öleni yemle benzeterek saklama gömme iç güdüsü, hastalıktan kaçınma iç güdüsü vb de canlılarda otomatik olarak bir an önce gömme iç güdüsü geliştirtiyor.

Son bir neden de Geçmişte soğutma imkânlarının olmaması

Tarihin büyük bölümünde:

Morg yoktu,

Soğutma sistemleri yoktu.

Doğal bir şekilde Dini tarihsel gelenekler toplum kültürü de bu çerçevede gelişti.

Özetle düşüncem bu şekilde.

Sorunun cevabıyla ilgilenen pek çok disiplin var: Antropoloji, arkeoloji, evrimsel psikoloji, din bilimleri, tıp/adli tıp, sosyoloji, tarih gibi gibi

bu disiplinlerin hepsinin ayrı ayrı cevapları doğru ve birleştirince toplam cevap olarak düşünülebilir özetle.
+1
psmstc
(05.12.25)
Kalender bir doktorla tanışmıştım bir cenaze evinde, çok güzel anlatmıştı bu mevzuyu.

Demişti ki cenaze törenleri kalanlar içindir. Gidenin zaten bir mevzusu kalmıyor dünyayla.

Cenazenin hızlı olup bitmesi de kalanları bir an önce normal hayatlarına döndürebilmek için. Aslında bu konudaki gelenekler binlerce yılda oturmuş. Sebepsiz görünen çoğu şeyin mantıklı sebepleri var.

Cenaze beklediğinde yakınları için rahatsız edici bir hale dönüşebilir öncelikle. Koku, bozulma vs. Bu zaten zor olan kaybı daha da zorlaştırır.

İkincisi yapılabilecek hiçbir şey kalmamış. Hasta vefat etmiş. Bir an önce o kişiyi normal rutinine döndürmek lazım. Bekledikçe kafasında kuruyor da kuruyor. Aslında arafta kalan biraz da yakınları oluyor.

O yüzden hemen gömüyorlar ki, normal hayatına devam etsin.

7 gün her akşam buluşup dua okutmanın bile aslında arkasındaki mantık cenaze evindekiler yalnız kalmasın. Kalabalıkla uğraşsın, özellikle ilk bir hafta akşamları tek başına acısıyla başbaşa kalmasın diye.

Bu eleştirilir ama yemek yaptırmak, helva kavurtmak aslında bunlar tamamen cenaze yakınının kafasını meşgu edebilmek için. Günlük rutinler stresi azaltır, psikolojik bir durumdur bu. Mesela helvayı özellikle cenaze yakınlarına kavurturlar.

Babam vefat etmeden önce araba bakıyordum biraz birikmişim vardı. Cenazeden 2 gün sonra eniştem beni araba bakmaya götürdü zorla, kafa boşaltmak için. Başta biraz ayıp buldum ama sonra iyi geldi. En azından o yas ortamından kontrollü bir şekilde uzaklaşıyorsun.

Yas tutmak sağlıklı, ama uzatmak sağlıksız. Toplumlar, kültürler bir şekilde kendi içlerinde ideal ritueller oluşturmuşlar bu süreyi sağlıklı bir seviyede tutmak için.
+4
anten
(05.12.25)
Evde ölümde doktor gelinceye kadar ölü katılığı oluşuyor. Birinin ölüp ölmediğini siz de anlarsınız. O yüzden kimseyi canlı gömeceklerini sanmıyorum. 50 kişiyi aynı anda muayene ederken arada birinin canlı olduğunu fark etmeyebilir belki. Onun dışında pek mümkün değil.
+1
gnosis
(05.12.25)
Şafilerde hemen gömülür. Biz de yakını dostu beklenir. Hristiyanlıkla özel törenle uzun süreçte gömülür. Bizim gibi sıcak iklimli ve islami toplumlarda hemen gömmek istenilir. Dini ve çevresel sebepler.
0
mikahakkinen
(05.12.25)
bir arkadaşta demiş aynısını yahudi geleneğidir. tıpki sünnet, kara çarşaf ve bıyıksız sakal bırakmak gibi.

birde aslında ortadoğu sıcak olduğu için bozulmasın diye hızlıca gömerler. mesela arabistanda gece gündüz farketmez.
+1
gercekdunya
(05.12.25)
(11)

Çelik tavadan randıman alamıyorum. Yapışıyor sürekli.

ground
Restoranlar nasıl kullanıyor. Her şeyi yapıyorlar. Ben yumurta bile yapsam olmuyor. Bir ton bulaşık sorunları oluyor. Bazı uygulamalar var denedim olmuyor. Yağı bol falan mı kullanmamız gerekiyor nedir??
Restoranlar nasıl kullanıyor. Her şeyi yapıyorlar. Ben yumurta bile yapsam olmuyor. Bir ton bulaşık sorunları oluyor. Bazı uygulamalar var denedim olmuyor. Yağı bol falan mı kullanmamız gerekiyor nedir??
+1
ground
(04.12.25)
özel çelikler varmış burda bahsi geçiyor zaman zaman. onlardan düşünüyorum ama o kadar para vermeye değer mi bir tava için bilemedim. umduğumu bulamazsam diye de biraz alamadım.
-2
Bir sıcak el uzanır tutmasam olmaz
(04.12.25)
Evet yapışmaz olmayan pişirme kaplarının genelinde yağlama daha önemli. Yapışmazlara çok alışıksanız farkında olmadan yağı az koyuyor olabilirsiniz.

Bir de tavadaki yemeğin uygun derecede pişmiş olması lazım yapışmaması için. Az pişmişken de yapışır, çok pişmişken de. Bunun ayarını deneye yanıla bulabilirsiniz.
0
akhenaten
(04.12.25)
Tavayı en az 1 dakika ısıtacaksın
Su damlaları ile test edeceksin
Damlalar civa gibi tavada buharlaşmadan hareket ediyorsa sıcaklık yeterlidir
Yağ ekleyip ocağın ateşini kısacaksın

Örnek youtu.be
+4
grimavi
(04.12.25)
Yağla ilgisi yok tavayı su damlattığında buharlaşmadan cız cız su damlası dans edene kadar ısıtman gerekiyor. Youtube'da vidoları var izlersin. Ardından ateşi kısıp yağ damlatıp yumurtanı yapışmadan pişirebilirsin
+4
Mcfly
(04.12.25)
Üstteki iki cevap +1
0
kisa
(04.12.25)
çelik tavalara şöyle birşey yapıyolar. bir dene istersen

www.youtube.com
-1
Fodera
(04.12.25)
Ayrıca tabanı ince tavalar böyle yapabilir.
Hem iyi ısınmış hem de tabanı kalın olması lazım.
0
etna
(05.12.25)
Bu bana da oluyor bazen, iyice isinmasi lazim, bir de biraz pistikten sonra karistirilmali, erkenden karistirilirsa yapisiyor. Su testi olayinda da ufak bir not duseyim, yag koymadan once tavadaki su tamamen buharlasmadiysa kurulamak gereiyor yoksa yag koyuldugunda patlama yapiyor.

Celik tencerede sut kaynatanlar icin insanliga bir not daha dusmek istiyorum. Sebebi hakkinda bir fikrim yok ama tencereyi sutu koymadan hemen once cok sicak suyla guzelce yikarsam ve cok ince bir su tabakasi birakip sutu onun ustune koyarsam yapismiyor. Aksi taktirde induksiyonlu ocakta neredeyse kesin yapisiyor.
0
mbond
(05.12.25)
Evde çelik dışında tava yok. Tam bir çelik severim ama patatesli yumurta, İspanyol omleti yapamıyorum. Bazı yemeklerin çelik tava ile yapılabileceğini düşünmüyorum. Patates işi bozuyor.
0
gnosis
(05.12.25)
yeterince ısıtırsan yağ bile koymasan yapışmaz. sadece tam pişmeden dokunma.
0
gercekdunya
(05.12.25)
Fodera'nin cevabindaki tava karbon celik. Normal celik tavadan farklidir. Bildiginiz normal celik tavalara uygulamayin onu.
0
osssy
(05.12.25)
(15)

Aynı Evde Yaşayan Sevgililerde Masraf Paylaşımı Hakkında

lapetitemort
Daha önce duyurusunu açtığım bir durumla ilgili ""neyi daha farklı yapabilirdim?" minvalinde bir sorudurDiyelim ki sevgilisiniz. Herkesin kendi evi var, fakat daha pratik olduğundan kız tarafının evinde kalıyorsunuz. Yeme, içme, duş alma, bulaşık ve ortalığın kirletilmesi-yıkanması ve zaman zaman kı
Daha önce duyurusunu açtığım bir durumla ilgili ""neyi daha farklı yapabilirdim?" minvalinde bir sorudur

Diyelim ki sevgilisiniz. Herkesin kendi evi var, fakat daha pratik olduğundan kız tarafının evinde kalıyorsunuz. Yeme, içme, duş alma, bulaşık ve ortalığın kirletilmesi-yıkanması ve zaman zaman kıyafet yıkama faaliyetleri burada yapılıyor. Maaş oranları erkek: 3.5 birim, kadın:1 birim şeklinde. Kirayı kadın ödüyor. Kalan ödemelerde belirsizlik var. Siz erkek birey olsaydınız hangi ödemelerde destek verirdiniz? Temel kalemler; faturalar, mutfak masrafları, temizlik masrafları, duş-kişisel bakım masrafları, ev dekorasyonları (halı, masa, perde vs.)..."
-1
lapetitemort
(03.12.25)
herkesin kendi evi varı neden özellikle belirtiyorsunuz, geçen duyurunda da yazmıştın bunu. sonuçta kadının kirasını verdiği evde kalıyorsun, senin evinden bir gelir geliyor mu, yoo. orda duruyor öylece.

o zaman kirayı kadın veriyorsa kira parası kadar senin o kadına borcun var. ben oturtmazdım evimde. alırdım kirayı senden. aynı şekilde elektrik, su, doğalgaz bunları da..
+2
Bir sıcak el uzanır tutmasam olmaz
(03.12.25)
fatura-mutfak-temizlik vs destek vermen gerekir. kiraya bence desteğe gerek yok. çünkü evin var. kiraya destek verceksen evi kapaman lazım.
ev dekorasyonuna destek saçma. hediye olabilir sadece.
+2
jelly bear
(03.12.25)
Destek vermekten kastınız hepsini ödemek mi yoksa bir kısmını mı?
0
🌸lapetitemort
(03.12.25)
Bunun ismini baştan koymak gerek eğer birlikte yaşama kararı alındıysa her şey ama evin varken sevgilinin evinde haftanın 5 günü yaşamak işleri karmaşıklaştırıyor bu dengeye dikkat ederdim
+1
grimavi
(03.12.25)
hepsi.

kişisel olmayan olmayan bütün ödemeleri yarı yarıya bölmek gerekiyor kız tarafının evinde kalınıyorsa.

kira, faturalar, her türlü ev alışverişi (mutfak, gıda, temizlik, dekorasyon, eşya vs.), vs. vs. hepsi.
+3
king lizard
(03.12.25)
hep oradaysa erkek, maası da 2,5 katı fazlaysa kira hariç hepsini karsılamalı. mutfak, fatura, gıda vs.
+3
koela
(03.12.25)
koela +1
ama siz bazı kişisel alışverişleri ödediğinizden de bahsediyordunuz sanırım; takı gibi. onlar kişinin kendisine ait olmalı. sevgililik dengesi içindeki hediyeleri hariç tutuyorum.
+2
lil siztah
(03.12.25)
Ayda atıyorum 20-25 gün sevgilinizin evinde kalıyorsanız ve 2.5 kat fazla maaş alıyorsanız bir miktar kiraya da yardım edebilirsiniz diğer saydığınız kalemler içerisinde. Çünkü evi komple ortak kullanmış oluyorsunuz haliyle tüm masrafları ortak karşılamanız gerektiği düşüncesindeyim.
Fakat ev dekorasyonu vb. şeyler tamamen sevgilinize ait onlar keyfi harcamalar olduğu için.
Yalnız şunu da eklemek isterim ilişki içerisinde sen şunu aldın ben bunu yaptım gibi muhabbetleri pek doğru bulmam. Kimin neye ne kadar gücü yetiyorsa onu yapar elinden geldiğince. Maddi olarak sizden faydalandığını düşünmüyorsanız gönlünüzce yardımcı olabilirsiniz ev geçimine.
+2
mermaidd
(03.12.25)
buraya yazarak çözemezsiniz bunu, rahatsız olduğunuz bir durum varsa partneriniz ile konuşursunuz. yoksa burada biri size "hepsini öde, ne olacak" der, başka biri de " ben olsam hiç birini ödeme" der.
+5
sweetoffice
(03.12.25)
Kira hariç diğer tüm masrafların yarısınından zorunluluk duyar, eğlence ve sosyalleşme masraflarını genelde üstlenir, diğer masraflara zaman zaman ekstra katkı sağlardım.

Zorunluluk dışındaki masrafların üzerime yapışmaması iki gün sonra görevim haline dönüşmemesi için özel gayret gösterirdim.
+1
Mirket
(03.12.25)
"Yeme, içme, duş alma, bulaşık ve ortalığın kirletilmesi-yıkanması ve zaman zaman kıyafet yıkama faaliyetleri burada yapılıyor." Yapılıyor? Kim yapıyor? Benim gördüğüm erkekler sevgilisinin evine yerleşip her işi kadına yaptırıyor, kendi keyif sürüyor. Bu durum kadın uyanasıya kadar devam ediyor. Bunlar masraflara da beş kuruş katkı sağlamayı düşünmezler. Ana-babasının evi sanki.

Siz hangi tarafsınız bilmiyorum. Erkek tarafına sesleniyorum: Ya masrafları baştan konuş ve birlikte eve çık ya da kimsenin evini tatil köyü gibi kullanma.
+7
gnosis
(03.12.25)
biz eşimle evlenmeden önce beraber yaşıyorduk, maaşımız aynıydı kira+faturaları ben ödüyordum. çünkü onun kendi aile evi vardı, ben gel diye ısrar ettiğim için geliyodu. kalkıp ona kiranın yarısını ver diyemezdım. ama o da ne zaman dışarı çıksak ödüyordu. bana dışarda para harcatmadığı için ve o zamanlar ev kiraları şimdiki kadar korkunç yüksek olmadığı için sıkıntı etmedim ve talepte bulunmadım. neyse sonra evlendik, o zamanlar onun biriktirdiği paraları da katarak ev aldık. yani eşim bana kira ödemese de ikimiz için biriktirmişti parasını.

ama şimdi düşününce en azından yarısını ödeseymiş benim için çok güzel bir destek olurmuş. ben de o ekstra kalan parayı yine ikimiz için biriktirirdim ya da ihtiyaçlarımı daha rahat karşılardım.
0
Sadece soruyorum
(03.12.25)
bir dönem tam zamanlı olmasa da çok sıklıkla kız arkadaşımın evinde kalıyordum ama çamaşır vs kendi evimde yıkıyordum. onun bir talebi yoktu ama ben şöyle bir şey yapıyordum:

- kira, aidat, faturalar, ev demirbaşı (halı, masa, perde vs) hepsi ondaydı.
- market masrafları genel olarak ondaydı. özellikle içinde temizlik malzemesi vs falan da varsa.
- market alışverişinde çoğunlukla akşam yiyecek içecek şeyler alıyorsak çaktırmadan ben öderdim ama yine de kızardı.
- dışarıda yeme içme tamamen bende.
- tatillerin tüm masrafları bende.
+1
co2s2
(03.12.25)
Ben burada yetkimi beni benden daha iyi tanıyan LLMlere bırakıyorum :D Chat'e benim gibi cevap versene dedim yanıtı şöyle:

XXX (benim adımı söylüyor burda) olarak şöyle söylerdim:

"Bu ilişkiyi sürdürülebilir kılacak şey matematikten ziyade yapısal adalet. Madem ev onun ve kira onda, ben de faturalar + mutfak + temizlik + sarf malzemeleri gibi fiili kullanım giderlerinin çoğunu üstlenirim. Mülkiyet değeri taşıyan eşyalar ise ev sahibinin konusu olur.”

Dolayısıyla özet model:

Faturalar: %100 erkek

Mutfak: %60–70 erkek

Temizlik – Sarf: %100 erkek

Duş–kişisel bakım: %100 erkek (kendi kullanımın kadar)

Dekorasyon: Ev sahibinin mülkiyeti; gerekirse küçük katkı

Kira: Kadında kalabilir; diğer masrafların ağırlığını erkek alarak denge kurulur

Bu model;
gelir farkını, fiili yaşam gerçekliğini ve mülkiyet-kullanım dengesini dikkate aldığı için en az kırılganlık yaratan tasarımdır.

Derinleştirme – Muhakeme Silisilesi

Bütçe paylaşımı bir aritmetik değil; ekonomik davranış + ilişki mimarisi + sürdürülebilirlik üçlüsüdür.
İlişkide finansal konular görünmeyen çatlaklar yaratır.
Dolayısıyla erkek tarafının “evde yaşama maliyetini nötrlemesi” hem etik hem ilişki sağlığı açısından en dengeli senaryodur."
0
vedatchilipeppers
(03.12.25)
kira+ortak giderler hesaplanır. gelirler oranında bölünür. 3,5 birime 1 birim demişsiniz. toplam gideriniz 50 binse, siz 39 bin tl verirsiniz, diğer taraf 11 bin verir. hakkaniyetli olan budur. ama herkes kendi kişisel harcamasını yapar, takı vs.
+1
inawen
(04.12.25)
(8)

Siz de kötümser misiniz?

gnosis
Ülke ve dünya gündemi, gelecekle ilgili kaygılar, hastalıklar, yolunda gitmeyen işler derken son yıllarda iyice kötümser birine dönüştüm. 2026’nın 2025’ten daha iyi olacağına pek inanmıyorum. Sonuçta her şey algıyla ilgili ama objektif olarak bakınca gidişat kötü değil mi? Aksine inanmak da biraz Po
Ülke ve dünya gündemi, gelecekle ilgili kaygılar, hastalıklar, yolunda gitmeyen işler derken son yıllarda iyice kötümser birine dönüştüm. 2026’nın 2025’ten daha iyi olacağına pek inanmıyorum. Sonuçta her şey algıyla ilgili ama objektif olarak bakınca gidişat kötü değil mi? Aksine inanmak da biraz Pollyannacılık gibi geliyor.

Kötümser: dünyada iyi şeylerden çok kötü şeyler olduğuna inanan, gelecekten umudunu kesen, her şeyin sonunu ya da belli bir işin sonunu kötü gören (kimse).
0
gnosis
(02.12.25)
bazı arkadaşlarım bana çok kızıyor ama kurt yediği ayazı unutmaz misali geçmişte yaşadığım sıkıntılardan maddi problemlerden vb. dolayı her şeyin en kötüsünü düşünür ona göre hazılanırım ama duruma göre hareket ederim. bu bence realist olmaktır. dediğin gibi ülkemiz ve hayat şartları çok bi polyyannacılık oynanılacak gibi değil. realist olup ayağımızı yorganımıza göre uzatmazsak, b planı c planı yapmazsak işimiz zor.


geçen bir youtube videosu daha doğrusu reklamı izledim. hayvancılıkla uğraşan bir adam yakında para geçmeyecek hayvanı olan hayatta kalacak diyordu. hak vermemek elde değil.

1 yumurta 10 lira başka sözüm yok.
0
Fodera
(02.12.25)
(git: 1613457) nolu duyuruya verdiğim cevabı kopyalıyorum:
——alıntı——
Türkiye'deyim. Tadım hiç kaçık değil şu sıralar. Çok kaçtığı zamanlarım da oldu. Bu biraz sizinle de alâkalı.

Hep söylerim, her çeşit kriz ortamında (sağlıksal, ekonomik, sosyokültürel, afet vs. ve hatta savaş) gerek ekonomik olarak büyüyen, gerek maddi/manevi üretebilen insanlar hep var olmuştur. İdeal koşulların oluşması için çok beklememek, adapte olmak, pozitif yaşamayı öğrenmek lazım.

Bugün 42 oldu yaş. Hayattan öğrendiğimden biri budur. Sakın "memleket güllük gülistanlık" anlaşılmasın. "Samanlığı seyran etmek" bahsettiğim şey.

Türkiye'den çok beter ve çok güzel yerler bolca mevcut dünyada.

Psikolojide dış etkenlerin katkısı bir ise, iç dünyamızın on...
——alıntı——

Kötümser olmamak, mevcut koşullarda pozitif şeylere odaklanmak lazım. Kendimizi kandırmaktan bahsetmiyorum. İnsanoğlu toba felaketinde bile yaşamayı başarabilmiş. Adapte olup mücadele etmek lazım. Şu anda dünya 2. Dünya savaşı yılları kadar kötü değil mesela. Ama güllük gülistanlık da değil. Karamsarlık insanı mutsuz ve işlevsiz yapar. Umut ve mücadele lazım.
+1
yadigar
(02.12.25)
hep kotumserim, cunku eninde sonunda (bkz: murphy's law)
youtu.be
0
cooperr
(02.12.25)
hersey yolunda diye yillardir kendimi uyutuyordum. taa ki gecen sene 2 ay yurtdisinda yasayincaya kadar. dondugumde aslinda herseyi sadece idare ettigimiz gercegini idrak ettim. yok marmariste yasiyorum, yok param var, evim var, arabam var, sporumu yapiyorum, manitam var vs.. hepsi sadece makyaj. gun sonunda sokaga cikip trafikte bagiran, lokantada kaziklayan, apartmanda kavga eden, televizyonda zirlayan tipleri gorunce birim anlaminda yasam kaliten dusuyor. kotumserlik bana gore degil cok saglıksız. polyanna da sayilmam. her kotu olaydan bir ders, ders yoksa motivasyon yukseltme firsati olarak gorurum. kotumser olan yada guzellemesi yapan biriyle asla isim olmaz. kotumser olunca noel baba catidan gelip oyuncak vermeyecek.

www.youtube.com
+1
buenosdias
(02.12.25)
sıfır kötümserim. %100 iyimserim demek değil. küçük şeylerin tadını çıkarıyorum ve azla mutlu olmayı becerebiliyorum. az da denmez. elimdekiyle.
+2
gabe h coud
(02.12.25)
Kötümser olmayanlar her şeyin iyiye gittiğine ve düzeleceğine mi inanıyor? Mesela ben yukarıda değinilen toplumsal sorunların da her geçen yıl daha kötüye gittiğini ve gideceğini düşünüyorum. Seneye daha çok çatışma olacak, daha çok çocuk işçi ve çocuk suçlu olacak, dolandırıcılık olayları ve uyuşturucu kullanımı artacak, işyerlerinde daha çok ölümlü kaza olacak...

Bugün beni mutlu eden şeylerden olabildiğince keyif almaya çalışıyorum. Çünkü yarın çeşitli nedenlerle onlara erişemeyebilirim ya da onların da tadı kaçabilir.
0
🌸gnosis
(02.12.25)
Herseyi sosyal medyaya baglayan dallama olmak istemiyorum ama bana biraz sosyal medya etkisi gibi geliyor. 80'ler 90'lar guzellemesi biraz nostalji, burada gereksiz tartismalara da girdik daha once cok detaya girmeye gerek yok. Turkiye toplumunun durumunda dert edecek birsey yok demiyorum, kesinlikle var ama ne yapabiliriz.

Uzun zamandir Facebook'a girmiyordum. Birkac gruba bakayim derken aliskanlik oldu gene. Neyse omurgasiz zuckerberg oyle seyler gosteriyor ki hem sinirleniyorum hem bagimlilik yapiyor. Mesela hep damarima basacak turden, vay efendim Turkler ne kadar da barbardi, bizi oldurduler temali seylere denk geliyorum. Genelde balkan halklarindan gelen paylasimlar oluyor. Dolayisiyla bu durum bende bir cesit ic sikintisi yapiyor.

Mesela 2010'lara dair yazilanlara bakin, gene bir karamsarlik var. Ekonomik kriz baglamindaki soylemler daha zayif bugune kiyasla ama gene var.
0
mbond
(02.12.25)
@mbond twitter, facebook, instagram kullanmıyorum. Burası, reddit ve sayılıyorsa YouTube sadece. Redditte de yabancı sublara bakıyorum. Hemcinslerimin yoğun olduğu sublar, hobiler vs. Hayat başka ülkelerde daha güzel yanılgım yok. Dünya genel olarak kötüye gidiyor bence.

"Bir çocuk yaptık, şimdi durumumuz çok iyi değil, zor geçiniyoruz ama gelecek yıllarda daha iyi olacağına inanıyorum. Bir tane daha yaptık." diyen var mı mesela?
0
🌸gnosis
(02.12.25)
(8)

banyoda hacı şakir sabunu sonrası ciltte kuruma

iddaaci
merhaba, duş jelleri kaşındırıyor. hacı şakir saf sabunla yıkanıyorum. ama o da kuruma yapıyor. çare ne olabilir?
merhaba, duş jelleri kaşındırıyor. hacı şakir saf sabunla yıkanıyorum. ama o da kuruma yapıyor. çare ne olabilir?
0
iddaaci
(30.11.25)
ben çözümü Bioderma Atoderm Intensive Foaming Gel ile buldum. tabi ki biraz pahalı ama.
+1
melodi
(30.11.25)
keci sütü sabunu olabilir belki. ya da defne sabunu. atopik cildiniz varsa iyi gelebilir.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(30.11.25)
İki doktordan biri Beisya Zeytinyaşlı sabun, biri de bebe sabunu önerdi. En son şunu kullandım, rahat ettim.

agartakozmetik.com.tr
0
Mirket
(30.11.25)
Denemediyseniz Hacı Şakir'in zeytinyağı ve bal sabununu denemenizi öneririm.
0
gnosis
(30.11.25)
ben hacı şakir ile banyo sonrası ellerime krem sürüyorum. rutinim budur. adam olana çok bile
0
abelardo
(30.11.25)
sabun calisma prensibi geregi yagi soker, yani cildi kurutur. sert ve guclu bir temizleyicidir. vucudun her yerini sabunlamak overkill oluyor. kirli yerleri sabunlamak kafi.

dove gibi sentetik sabunlari deneyebilirsiniz. sentetik detergent olarak gecen body washlar da ayni isi gorur, daha hafiftir. vucudu surekli kendi urettigi yag tabakasindan arindirmak iyi bir fikir degil. cilt bakimi diye aslinda hic gerek olmayan urunler satiliyor insanlara maalesef. exfoliating de boyle gereksiz bir mevzu. amerika'nin saglik sektorune marketing sokmasinin sonuclari.
+4
antikadimag
(30.11.25)
yikandiktan sonra medikal nemlendirici surmek ve daha az dus almaktan baska care yok.
+1
The_Lollok
(01.12.25)
www.dermoeczanem.com

kuru cilde birebir
0
eja
(01.12.25)
(3)

Apartta kaldınız mı hiç?

egerbiryolcu
Çalışan veya öğrenciler için uzun dönemli kiralama yapılan apartlar oluyor ya hiç kaldınız mı avantajı dezavantajı nedir?Tek kişilik oda, mutfak ve banyo oda içinde bu tarz bildiğiniz duyduğunuz güvenilir apartlar var mı, varsa fiyatlar nedir? (Kadınlar için)Lokasyon İstanbul Avrupa ve Anadolu yakas
Çalışan veya öğrenciler için uzun dönemli kiralama yapılan apartlar oluyor ya hiç kaldınız mı avantajı dezavantajı nedir?
Tek kişilik oda, mutfak ve banyo oda içinde bu tarz bildiğiniz duyduğunuz güvenilir apartlar var mı, varsa fiyatlar nedir? (Kadınlar için)
Lokasyon İstanbul Avrupa ve Anadolu yakasi merkezi herhangi bir yer.
0
egerbiryolcu
(30.11.25)
Öğrenciyken bir süre apartta (İstanbul'da değil) kaldım. İki oda, bir mutfak ve bir banyodan oluşuyordu. Çok memnundum. Yurtları hiç sevmem ama apartta oda arkadaşından çok ev arkadaşı gibi oluyor, varlığı seni minimum düzeyde etkiliyor. Kendine ait bir odan oluyor ve kendi yemeğini yapabiliyorsun. Kaldığım yerde temizlik, yemek ya da içme suyu sağlanmıyordu. Çamaşır, kurutma ve ütü için ayrıca ücret ödemek gerekiyordu.
0
gnosis
(30.11.25)
Daha önce 1.5 yıl kadar annemle birlikte bir apartta kaldım ama İstanbul'da değil Ege tarafındaydı ve çokta memnunduk, hiçbir sıkıntı yaşamadık.
Dedem son 1 yıldır İstanbul'da çok merkezi bir yerde stüdyo daire bir apartta kalıyor. Tanıdığımız bir abinin işletmesi. Apartta herkes uzun dönem kiracı bu arada. Yılda bir kez ev kirası gibi zam geliyor 1 ay sonra zamlı fiyattan kirası 13binden 18bine çıkacak. Kendi mutfağı ve banyosu var ama her katta çamaşır ve kurutma makinası ortak. Genelde erkekler tercih ediyor o apartı sadece 2 çift kalıyor birisi öğrenci diğerleri görece daha büyükler. Duyumuma göre bazı kaçak olarak gelen mülteciler de tercih ediyormuş. Fazla kira alarak kimlik vb. belge ve kayıt olmaksızın konaklatıyorlarmış.

Sözün özü tek kadın için o tarz yerleri hiç güvenli bulmuyorum. Ne kadar merkezi ya da elit bir semtte olursa olsun gerek mülteci fazlalığından gerekse son zamanlardaki bir kesim insanların garip, saldırganlaşmış hal ve tavırlarından dolayı zorunda değilsen eğer kalmamanı öneririm.
0
mermaidd
(30.11.25)
@mermaidd kurumsal gibi gözüken iki üç yere tek kişilik oda fiyatı sordum az önce. Fiyatlar 25-35 bin denildi sanırım sadece kadınlar için olan yurt konseptli olanlar baya tuzlu. Ben mecbur kalmazsam düşünmüyorum ama haftaici her sabah saat beşte kalkıp üç saat gidiş yolu cekicek trafik stresi yaşayacak durumda olursa eğitim merkezim bunu düşündüm çare olarak.
0
🌸egerbiryolcu
(30.11.25)
(6)

Isı pompası

gnosis
Bir tanıdık evine ısı pompası kurdurmuş. Ayda 500tl ya yakar ya yakmaz demişler. Bu kadar az mı yakıyor gerçekten? Doğalgaz yerine ısı pompası mı kurdursak biz de diye düşünmeye başladım.
Bir tanıdık evine ısı pompası kurdurmuş. Ayda 500tl ya yakar ya yakmaz demişler. Bu kadar az mı yakıyor gerçekten? Doğalgaz yerine ısı pompası mı kurdursak biz de diye düşünmeye başladım.
+1
gnosis
(29.11.25)
ısı pompasının kendi maliyeti fazla ama. kaç senede amorti edeceğine bakmak lazım. verimli baya doğalgazı kompanse eder mi tartışılır.
0
jelly bear
(29.11.25)
Yazın klima yerine de kullanılıyor anladığım kadarıyla. Öyleyse kısa sürede amorti eder sanki?
Edit: Nope, donanımhaberde hesaplamaları görüp vazgeçtim.
0
🌸gnosis
(29.11.25)
Toprak sistem mi hava sistem mi. Marka verin vs bir sürü faktör de cabası.

İlk kurulum maliyeti malum yüksek ancak 500 TL kışın hayal
0
topkapiaksaray
(30.11.25)
ısı pompası dediğin şey klima işte. bizim klima dediğimiz alete yurt dışında mini-split heat pump diyorlar. ısı pompası ile ilgili en detaylı içeriği çekenlerden biri technology connections, o bile ısı pompası olarak klima gösteriyor www.youtube.com

ha ısı pompası diye geçenlerin bazıları petekli sistem oluyor suyu ısıtıp sıcak su dolaştırıyor kombi gibi ama bu daha mı verimli bilmiyorum. muhtemelen kurulum maliyetini düşürme amaçlı olabilir, her odaya ayrı bi iç ünite yerine bi petek takıp geçmek daha basit, birden fazla iç ünite ile çalışacak dış üniteler de daha pahalı genelde. multi-split sistemlere bakabilirsin...

yani dış ortamdaki ısıyı iç ortama taşıyan, birebir aynı temelle çalışan bişey. klimalar da ısı pompasıdır. tek odayı ısıtacaksan veya ev küçük ama büyük klima varsa önce klimayla ısınmayı da deneyebilirsin. klima da yoksa ve tüm evi ısıtmayı düşünüyorsan bu bütçeleri de gözden çıkardıysan multi-split klima yazın soğutma ihtiyacı da olunca daha iyi olur bence. ben geçen kışı klimayla sadece salonu ısıtarak geçirdim, bu sene daha klima/kombi açmadım.

ayda 500 zor geldi, evin boyutu yalıtımı filan da etkiler tabi ama mevcut elektrik tüketimi de önemli. yüksek tarifeye geçersiniz muhtemelen elektrikli ısınmaya geçince. x kwh tüketim yaptı ok, o tüketimi gidip düşük tarifenin birim fiyatıyla çarparak mı bakıyorsunuz yüksek tarifenin mi? bir de dış ortam çok soğuk olunca dış ünite buzlanma yapacak defrost ederken ısı vermeye ara verecek vs. klima gibi işte.

dış havanın değil de yer altı sıcaklığının aktarımını yapıyorsa daha verimli olur ama o sistem yaygın değil. sanmıyorum bundan bahsettiğinizi... klima ile bunu deneyen de vardı geçen karşıma çıkmıştı www.youtube.com
+2
konetsu
(30.11.25)
Markayı söyledi ama anlamadım. Çin malı olabilir. Hava ısı pompası. Balkona koymuşlar ve evdeki peteklere bağlamışlar. Yerden ısıtma yok. Evler dubleks. Yılda bir hafta falan eksi dereceleri görüyoruz.
0
🌸gnosis
(30.11.25)
Ailem taktırdı benzer bir ısı pompasını, konum da marmaris. Kara kışta çalıştırıyorlar ama elektrik faturası 2000 i geçiyor.
0
physcos physcos
(01.12.25)
(4)

Açıköğretim son 10 yıl çıkmış soruları nereden bulurum ?

ayağiniza gelen overlokçu
Aöf son 10 yılda çıkmış soruları nereden bulup indirebilirim.Her site tıklama tuzağı hiç birinde pdf şeklinde indirme yok . Öncede her yerde vardı şimdi hiç bir sitede yok ya da paralı.Var mı bildiğiniz bir site ?
Aöf son 10 yılda çıkmış soruları nereden bulup indirebilirim.Her site tıklama tuzağı hiç birinde pdf şeklinde indirme yok . Öncede her yerde vardı şimdi hiç bir sitede yok ya da paralı.Var mı bildiğiniz bir site ?
0
ayağiniza gelen overlokçu
(28.11.25)
Aöf çıkmış sorular uygulamaları vardı. Onlar da kaybolmuş mu?
+1
gnosis
(28.11.25)
Telegram kanalları var Aöf bölümlerine göre.Kanalların dosyalar bölümünde bulunabilir.
+2
arenas
(28.11.25)
aöf ün sitesinde
+1
koela
(28.11.25)
PDF yok sanırım ama lolonolo diye bir uygulama var orda var sorular.
+1
ekimoloji
(28.11.25)
(12)

Doktora nakit ödemeyi nasıl yapayım?

chicha_v2
Doğum için olan ücreti elden istemiş eşimin doktoru.En büyük banknot 200'lük olunca epey bi para demek bu. Euro falan alsam bu kez durduk yere komisyon ödeyeceğim. Eski usül bankadan çantayla alıp poşetle mi vereyim napayım?
Doğum için olan ücreti elden istemiş eşimin doktoru.

En büyük banknot 200'lük olunca epey bi para demek bu. Euro falan alsam bu kez durduk yere komisyon ödeyeceğim. Eski usül bankadan çantayla alıp poşetle mi vereyim napayım?
0
chicha_v2
(26.11.25)
100 lük para destelerini bir A4 zarfa koyar, dağınık duruyorsa dışardan bir lastik takarsın. Uygunu odur.
+2
Mirket
(26.11.25)
@mirket Birkaç asgari ücretten bahsediyorum yüzlük desteyle çözülecek gibi değil pek
0
🌸chicha_v2
(26.11.25)
Asgari ücretin netinden bahsediyorsak ve 'birkaç'ı 5 olarak kabul edersek 6 deste eder ki bir A4 zarfa sığar. :)

Abi koy poşete, pazar çantasına götür. Bu devirde nakit para isteyen düşünsün, sen neden düşünesin ki?
+5
Mirket
(26.11.25)
bırak onu nakit isteyen düşünsün koy bir poşete sırt,bel çantasın at sonra çıkartıp verirsin.
+3
biravekahve
(26.11.25)
Ödemeyi yaptıktan sonra doktoru maliyeye ispiyonlamayı unutmayın.
+7
gnosis
(26.11.25)
Her ay oğlanın okuluna 40k nakit veriyorduk kağıt keseye koyuyorduk yani her ay torbacı gibi hissediyorduk ama ne yapalım nakit isteyen düşünsün
+4
suicides underground
(26.11.25)
poşete koyun verin. onu kürekle para kazaip vergi kaciran doktor dusunsun.
+3
oscar
(27.11.25)
dandik, pembe mavi pazar poşetine koyup ver gitsin.
0
scudman1
(27.11.25)
abi yanlış anlama ama siz dogumu merdiven altı bir yerde mi yaptırdınız. parayı elden istemek nedir.
bu işlere anca mobilyacı galerici inşaatçı adamlar girişir.
parayı verin ama fatura v.s kesmesini isteyin. 2hafta sonra gelse para nerde dese nasıl kanıtlayacaksın?
+2
limonlu eksi
(27.11.25)
cop posetine koy at onune
+1
koela
(27.11.25)
hangi hastane, hangi doktor bu? ne ahlaksiz insanlar ya. siz esek gibi para kazanip yüz binleri vergisiz isteyen adamla calismaktan korkmuyor musunuz?
büyük a4'e sigar. en kötü iki tane a4 zarfa koyarsin ama sonrasinda maliyeye haber et.
+1
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(27.11.25)
Keske limonlu eksi'nin dedigi gibi olsaydi ama degil. Burada psikologlarla ilgili de ayni muhabbetleri yapanlar oldu. Ben prensip olarak bu sekilde vergi kacirmayi 10 kusurlu hareketten biri olarak gormuyorum ama dusununce bir garip yani, adama yuksek bir tutar karsiliginda sikintilarini falan anlatiyorsun, adamin derdi %18 KDV ve gelir vergisini azaltmak.
0
mbond
(27.11.25)
(10)

30'dan sonra fiziksel ve zihinsel performans azalıyor mu?

runaway
Direksiyon sınavına gireceğim. Rotayı ezberlemekten tut sınavda iyi performans göstermeye kadar her şey zorluyor. Özellikle çabuk unuttuğumu fark ettim. Sigarayı bırakalı çok oldu. Alkolle de hiçbir zaman aram iyi değildi. Kendimde biraz düşüş hissediyorum. 30'ların başlarında bu normal mi?
Direksiyon sınavına gireceğim. Rotayı ezberlemekten tut sınavda iyi performans göstermeye kadar her şey zorluyor. Özellikle çabuk unuttuğumu fark ettim. Sigarayı bırakalı çok oldu. Alkolle de hiçbir zaman aram iyi değildi. Kendimde biraz düşüş hissediyorum. 30'ların başlarında bu normal mi?
0
runaway
(25.11.25)
Normal değil. Bir nöroloji uzmanına görün bence.
0
Mirket
(25.11.25)
Valla ben 30dan sonra daha iyi araba kullanmaya başladım. Sıkıntı sende gibi. 30un başı değil sonunda yavaşlama oluyor. Artık 35 yaş 44 yaşa çıkmış.
0
mikahakkinen
(25.11.25)
Ehliyeti 32 yaşında aldım. Ehliyeti sınavına kadar 4 kere araba kullandım.

Ehliyeti aldım, gittim başka şehirden araba alıp 350 km getirdim. Bu da 5. kez araba sürüşümdü.

8 yıldır sürüyorum, herhangi bir vukuat yaşamadım.
0
knazım
(25.11.25)
abi 8 sene önce direksiyon sınavı bakkaldan eliyet almak gibiydi. ondadır o
0
🌸runaway
(26.11.25)
gecenlerde bir makale okumustum. zihinsel performansi bircok alt kategoriye bölüyordu. mesela sosyal beceriler, duygulari tanima, sosyal algi 50'lere kadar artarken kisa süreli bellek 25 gibi peak yapip sonra düsüse geciyormus. processing speed peak'ini 20'de yapiyor, sonra düsüyormus. kelime bilgisi 60'lara kadar artiyormus. yani 25 yasindan sonra bir seyleri ögrenmek (kelime haznesi haric) daha zorlasiyor.
+1
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(26.11.25)
bence de 30dan sonra performans azalıyor. ben ehliyetimi 20 yaşında almıştım ve o zamanlar babam araba verse sürerdim. tabi babam araba vermedi :) bu saatten sonra da bende sürecek cesaret yok. eşim direksiyon dersine git araba sende kalsın diyor ben asla cesaret edemiyorum. bu sadece araba sürme konusunda değil bence her şeyde böyle. şimdi biraz ders çalışıp kpssye gireyim dedim, 1 ay dayanamadım gözüm boynum vs her yerim ağrımaya başladı, öğrenmek zor aklımda tutamıyorum vs. ben eskiden de çok zeki biri değildim de, şimdi sanki daha zor.
0
Sadece soruyorum
(26.11.25)
38 yaşında 15 günde kendi başıma yüzme öğrendim. sonraki günlerde ise yüzmemi geliştirdim.
0
the man with no name
(26.11.25)
8 sene önce sınavın nasıl olduğunu bilecek kadar işin içindeydiysen alsaydın ya?

cevap veren insanı çocuk gibi azarlamak zihinsel performansının azaldığını gösteriyor evet. büyümen gerek oysa ki. işte, her şey doğru orantılı değil insanlarda.
0
kiyiya vuran dildolar
(26.11.25)
Normal değil. Direksiyon sınavı eskiden daha kolaydı muhabbeti hep yapılır. Ben de 8-10 sene önce aldım. O zaman da millet dökülüyordu ve eskiden daha kolaydı artık kolay geçirmiyorlar diyorlardı:D
0
gnosis
(26.11.25)
@kiyiya vuran dildolar

8 sene önce yurt dışındaydım. Türkiye ehliyeyim yok ve ehliyeti aldığım ülkenin anlaşması olmadığından dönüşüm yapılamıyor.
0
🌸runaway
(03.12.25)
(8)

Sağlık konusunda chat gpt ne kadar güvenilir?

rabitelli
Belirtileri yazıyorsun. Ekstra sorular soruyor, cevap veriyorsun ve sana büyük ihtimalle bundan kaynaklı diyor. Tabii ki yine doktora görünülecek ama merak ettim. Sizce ne kadar guvenmeliyiz?
Belirtileri yazıyorsun. Ekstra sorular soruyor, cevap veriyorsun ve sana büyük ihtimalle bundan kaynaklı diyor. Tabii ki yine doktora görünülecek ama merak ettim. Sizce ne kadar guvenmeliyiz?
0
rabitelli
(24.11.25)
Yanlarım ağrıyor sence bu kanser belirtisi olabilir mi diye sorarsan evet olabilir, istersen sana başlıca kanser türlerini sıralayabilirim, ister misin demesi mümkün, sonra lan belki de soğuk almışımdır diye düzeltirsen evet soğuk almış olabilirsin, ister misin sana soğuk almanın neden olduğu sağlık sorunlarını sayayım, ister misin diye devam eder.
+4
kizil karga
(24.11.25)
Yoo o şekilde yönlendirme yapmadım. Olduğu gibi söyledim. Ekstra sorular sordu. Cevapladikca şu şu nedenler olabilir. Büyük ihtimalle bu dedi
0
🌸rabitelli
(24.11.25)
yeterince tıbbi bilgisi olan biri tarafından kullanılınca oldukça isabetli tahminler yürütüyor, bununla ilgili çok araştırma var md için bulunmaz nimet.

Ama normal bir vatandaş için çok fazla parametre var, ne olduğu kadar ne olmadığını da anlatmak gerekiyor. Fikir versin ama ben şahsen kendi tıbbi bilgimle güvenmezdim.
+2
Bruce
(24.11.25)
Abi yapay zekanın çalışma sistemini az çok biliyoruz indexlenmiş verilerden toplama yapıp sana sunuyor ama o verinin kaynağındaki üretici kim allah bilir, şarlatan diye tabir edeceğimiz biri de üretip çok popüler olmuş olabilir, onu da sırf çok görüntüleme aldığı için sana sunup doğruymuş gibi gösterebilir, misal bil avuk "protein tozu içmeyin erkekliğinizden olursunuz" gibi aptalca bir bilgi vermişti ve facebook gibi amca teyze platformlarında paylaşıla paylaşıla popüler olmuştu, şimdi biz yapay zeka protein tozu erkekliği öldürür mü diye sorsak ve o da evet öldürür dese ben buna şaşırmam, çünkü yapay zeka böyle çalışıyor, o yüzden ben çok güvenmiyorum bu tür işlerde, ben daha çok yoruma dayalı olmayan konularda kullanıyorum.
0
kizil karga
(24.11.25)
okuduklarım ve doğrudan kendimin deneyimlediği şöyle,
eğer daha önceden anksiyetetik biri olduğunuzu ya da hipokandriyaksanız bunu söylediyseniz daha farklı yaklaşıyor ve bunun daha çok psikolojik olabileceğini belirtiyor.
göğsüm ağrıyor yazdığınızda direkt durumun aciliyetinden bahseder (çünkü çektiği verilerin başında kalp krizi gelir) ve diğer eşlik edecek durumları sayarak acili aramanız gerektiğini söyler.
hipokandriyak ya da anksiyetetik olduğunuz bilgisi varsa, yine bunları sayar ama bunların panik atak, anksiyete atağından da kaynaklanabileceğini söyler. durumun böyle bir yanı var.

örneğin karnımın sağ tarafı ağrıyor derseniz doğrudan apandisit tehlikesi hakkında bilgi verebilir ama böbrek taşım var/dı falan derseniz ona da yönlendiriyor.

ama tahlil okumakta bence başarılı. türkiye'de yapılan çalışmalar da var bununla ilgili.
+2
black holes in the sky
(24.11.25)
Bendeki tinnitusun sebebini buldu kendisi. Kaç tane kbbye gittim, hepsi bişey yok deyip gönderiyordu. En azından neden olduğunu bilsem, daha kötüye gitmesini engellerim çabasındaydım.

Bendeki tinnitusun sebebi, tek taraflı yemek yediğim içinmiş. Sol arka taraftaki bir dişim çekilmişti, ondan sonra yemekleri hep sağ tarafla yemiştim. Böyle olunca, sağ çenedeki eklemleri çok zorlamışım. Eklemlerim yerinden oynadı (tmpe), bu eklem-çene kısmı kulak kaslarına da bağlı olduğu için kulağıma da zarar vermiş => tinnitus.

O kadar doktorun bulamadığını buldu. İnternetten tmpe - tinnitus diye aratınca, bir sürü yazı çıkıyor.

Doktorlar anda işitme testi yapıyor, aynı testi kaç kere oldum kim bilir. O bitti tümör vardır diye bt çektiler. Hiçbir şey ama hiçbir şey çıkmadı. Üstüne bir sürü param boşuna da gitti.
0
substituent
(24.11.25)
Chatgpt endişenizi sezerse moral bozacak cevaplar vermekten kaçınıyor. Gemini daha objektif. Çat çat söylüyor. Kan tahlili sonucuna göre hesaplama yapıp tanı koymalarını istedim, ikisi de uzman doktorla aynı tanıyı koydu. Tek sorun tahlil yapamamaları:)
0
gnosis
(24.11.25)
ben kan tahlili sonuçları için kullanıyorum. normal, sınırda ve normal dışı değerleri analiz etmesini istiyorum ve bunların sebep ve sonuçlarını istiyorum. genel olarak doğru cevaplar veriyor. ama teşhis koyması falan hikaye tabi.
0
scudman1
(24.11.25)
(1)

sgk prim ile ilgili sorular

art cat chocolate
iş arkadaşım devlet hastanesi aciline gitmiş. priminiz ödenmiyor olabilir muhasebecinizle görüşün demişler ve 360 lira mı öyle bir miktar para almışlar. kız da ödemiş ama sonra eczaneden ilaç alırken mesela sgk karşılıyor demişler para istememişler.şirketimizle alakalı bir sıkıntı mıdır yoksa hastan
iş arkadaşım devlet hastanesi aciline gitmiş. priminiz ödenmiyor olabilir muhasebecinizle görüşün demişler ve 360 lira mı öyle bir miktar para almışlar. kız da ödemiş ama sonra eczaneden ilaç alırken mesela sgk karşılıyor demişler para istememişler.

şirketimizle alakalı bir sıkıntı mıdır yoksa hastanede mi bir sorun yaşandı?
0
art cat chocolate
(24.11.25)
Şuradan bir baksın: www.turkiye.gov.tr
0
gnosis
(24.11.25)
(7)

İlişkilerinizden geriye sizde neler kaldı?

gabe h coud
Maddi olarak değil, kültürel, davranışsal, bilgi birikimi ve yönelim gibi.Benim o zamanlar tıp okuyan sevgilimle beraber derslere ve TUS'a çalışmaktan 😊 ciddi tıbbi bilgim var. Annesi de doktordu, annesinin branşında da bilgim var, gibi. Sizde neler kaldı yadigar?
Maddi olarak değil, kültürel, davranışsal, bilgi birikimi ve yönelim gibi.

Benim o zamanlar tıp okuyan sevgilimle beraber derslere ve TUS'a çalışmaktan 😊 ciddi tıbbi bilgim var. Annesi de doktordu, annesinin branşında da bilgim var, gibi. Sizde neler kaldı yadigar?
0
gabe h coud
(24.11.25)
Türk sinemasının anaakım olmayan değerli film ve yönetmenlerini ondan duyup izlemeye başlamıştım, genel kültürümün bir parçası olarak aklıma geldi
+2
grimavi
(24.11.25)
Benden daha çok şey almışlardır, ben pek bi şey öğrenmedim açıkçası.
+1
kestane gürgen palamut
(24.11.25)
Kestane+1
Biri beni tasavvufa yöneltmeye çalıştı. Bir de kadınlar erkekleri değiştirmeye çalışır derler. Ben ve tasavvuf ne alaka diye uzun uzun düşündüm. Sonra okumam için bir cemaat liderinin kitabını getirdi, ayrıldık.
+1
gnosis
(24.11.25)
Şüphe gibi bir travma kaldı.
0
Kahvedesu
(24.11.25)
Özgüvensizlik, yetersizlik, hissizlik, öfke, alkol problemi.
0
rakicandir
(24.11.25)
Pişmanlık kaldı. Özellikle birinin üzerinden yıllar geçti, pişmanlık hissi gittikçe büyüdü. Zamanı geri alabilseydim her şeyi bambaşka yapardım. Gençlik hataları işte. Çok iyi bir insandı, çok güzel sevilmiştim.
0
sadakatsiz
(25.11.25)
hiçbir insanın "istisna" olmadığı. insanoğlunun materyal olarak, işletim sistemi olarak birbirine çok yakın olduğu bilgisine deneysel olarak ulaşmış oldum. gerek var mıydı? bence vardı. işime yarıyor.
0
loch ness
(25.11.25)
(12)

Yaşlılar nasıl ölüyorlar? Biz nasıl öleceğiz?

trablon
arkadaşlar soru basit ve net. yaşandıktan sonra nasıl ölüyoruz bu konuda detaylı bilgisi olan paylaşabilir mi?
arkadaşlar soru basit ve net. yaşandıktan sonra nasıl ölüyoruz bu konuda detaylı bilgisi olan paylaşabilir mi?
0
trablon
(24.11.25)
Annem alzheimerdan öldü, annemin anne ve babası ise kanserden öldü. Çektikleri acıları gördükten sonra kendim için ani ölüm istiyorum. Bir gün yatak ikinci gün toprak derler. En iyisi.
Soruyu tekrar okudum, yazdıklarım sorunuza tam cevap değil galiba. Ama benim çevremdeki yakından gözlemleyebildiğim yaşlı ölümleri bunlar.
0
gnosis
(24.11.25)
hücreler ve bileşenlerinin yenilenme ömrü var ve telemore shortening.

pmc.ncbi.nlm.nih.gov
www.meresearch.org.uk
en.wikipedia.org

sonrası organ yetmezliği, çoklu organ yetmezliği.

www.the-scientist.com
+2
gabe h coud
(24.11.25)
eğer hasta yatağındaysa bir sabah gözlerini boşluğa bakarken buluyorsunuz.

sesleniyorsun cevap vermiyor.

elini tutup öpüyorsun ama sonra düşüyor.

hemen soğumuyor. ağır ağır yavaşça.

hala saati işliyor kolunda...
+4
yurtsuz john
(24.11.25)
anneannem 88 yaşındayken yaşlılığa bağlı organ yetmezliğinden öldü. son 4-5 ayına kadar çok iyiydi. her işini kendi görürdü. birden bire gelişti.
babaannem de ben bildim bileli tansiyon hastasıydı. anjiyo yapılırken işlem esnasında kalbi dayanmadı öldü. 80 var mıydı bilmiyorum yaşı ama 70lerinin 2. yarısıdır herhalde.
2 dedem de genç yaşlarda öldüler. ikisi de kalp.
babamın babası kalp krizi geçirdi ben 7 yaşındaydım.
annemin babasına kalp pili takmışlar ama bünyesi kabul etmemiş dayanamamış ölmüş. annem 12 yaşındayken.
0
matilda
(24.11.25)
kanser, kalp krizi(en yaygını), çoklu organ yetmezliği.

genelde bunlardan ölünür.
0
jelly bear
(24.11.25)
dostum nasıl kanserden çok acı çekecek öldüler? ağrı kesici fayda etmiyor muydu
-4
🌸trablon
(24.11.25)
bazı kansere ağrı kesici fayda etmez. babam su isteyerek öldü. boğulma riski olduğu için su içiremiyorduk. şükür "çabuk" kurtuldu, kanser olduğunu öğrenmemizden cenazesine 3 ay bile yoktu. normalde "allah ölümün de hayırlısını versin" lafına çok sinirlenirdim, ulan ölümün hayırlısı mı olur derdim ama babamı gördükten sonra bu fikrim değişti tabii. çocukken mesela yengemin annesi çok acı çekerek öldü, ben o zaman anlamıyordum pek, sadece "sinir bozucu" buluyordum. kadıncağıza hiçbir şey fayda etmiyordu, öldüğünde sevinmişlerdi.

kimisi bir anda küt diye, kimisi ihtiyarlığında hasta yatağında, kimisi de acı içinde ve bazen senelerce uğraşarak ölüyor. herhangi bir yaşlının da kendisinin de nasıl öleceğini bilemiyor insan.
+4
der meister
(24.11.25)
Doktor değilim ama anladığım kadarıyla ileri evrede ne yazık ki ağrı kontrolü kolay olmuyor. Özellikle ölmeden önce son bir aylık dönemleri çok kötüydü.
0
gnosis
(24.11.25)
genetik olarak baskılanmış hastalıklar ortaya çıkıyor, bünye bunları tolere edemiyor veya bir yere kadar ediyor. sonrasında süreç diğer organları da etkileyerek devam ediyor.
0
duyurukullanıcısı
(24.11.25)
Anne annem ben diyeyim 89, siz diyin 92 küsür yaşında, bir miktarda da çekerek öldü.
o yaşlarına kadar akli melekeleri ve fiziksel sağlığı yerindeydi; ancak ne zaman 90'a yaklaştı.
bizim ölümlere gelince... yemek yemeği sevdiğimden ve pekte sağlıklı beslenmediğimden bence kolestrol'den ya da kalpten giderim gibime geliyor.
ama tabii bilinmez. bugün ankara'da hava kapalı. bakarsın şimşeğin biri isabet eder ve "game over."
ha tabi gönül ister ki şöyle sağlıkla; elden ayaktan kesilmeden 350 yaşlarına kadar yaşayalım...
gerçi ileride hücreleri felan diri tutacak teknolojiler keşfederlerse bu gerçekleştirilebilir diye düşünüyorum; ancak biz göremeyiz.
0
pangea
(24.11.25)
Anneannemi ve annemi pankreas kanserinden, babamı akciğer kanserinden kaybettim. Ölüm döşeğindekiler (kanser hastaları) son birkaç ay çocukları ve yakınları için daha çok endişeleniyor. Son bir haftada, ölüm kapıyı çaldığında ise o kadar çok acı çekiyorlar ki-veya ölüm korkusu o kadar agir basiyor ki, sadece kendileri için endişelenmeye başlıyorlar. Ölüm doğal ve evet, belki ölüm sonrası acı tamamen bitiyor; hatta belki de huzura erdiğimiz sonsuz bir hayat başlıyor. Ama maalesef bazı durumlarda ölüm süreci çok zor bir süreç ve acısız veya ani ölüm bence büyük bir lütuf.

Kanser hastaları için ağrı kesiciler bir yere kadar fayda ediyor. Babam son 1-2 gününde hastanede morfin diye inliyordu. Acısı ne kadar büyükse…”
+1
trixi
(24.11.25)
Haziran ayında 88 yaşındaki babaannemi kaybettik. Son altı ayı büyük ölçüde hastanelerde geçti. Önce enfeksiyon geçirdi, yemek yiyemedi ve güçten düştü. Bir süre toparladı ama sonra böbrek sorunları çıktı ve tekrar hastaneye kaldırıldı. Nisan ayında durumu belirgin şekilde kötüleşti; yemek yemesi zorlaştı ve altı bezlenmeye başladı.

Mayıs ayında bilinci azaldı ve çevresine tepki vermemeye başladı. Yoğun bakıma alındı, üç hafta burada kaldı ve ardından vefat etti. Yılın başına kadar genel durumu yaşına göre iyiydi; yürümekte zorlanması eklem sorunlarından kaynaklanıyordu.

Anneannem ve dedelerim de 80’li yaşlarda vefat ettiler. Köyde oldukları için ölüm nedenleri tam olarak bilinmiyor; birden fenalaşıp kısa sürede vefat etmişler. Öncesinde durumlarının iyi olduğunu hatırlıyorum.

Çevremden gözlemlediğim kadarıyla, ölümler genellikle kalp krizi ve kanser nedeniyle oluyor.
0
sealth
(24.11.25)
(2)

Romatoloji birimi

gobekliraki
Tam olarak nedir? Akciğerlerimdeki sorun yüzünden doktor ısrarla oraya yönlendirdi ama internette okuduklarım kadarıyla çok bağdaştıramadım kendimle. Zor da olsa özelden randevu aldım. Ne yapacaklar bana orda?
Tam olarak nedir? Akciğerlerimdeki sorun yüzünden doktor ısrarla oraya yönlendirdi ama internette okuduklarım kadarıyla çok bağdaştıramadım kendimle. Zor da olsa özelden randevu aldım. Ne yapacaklar bana orda?
0
gobekliraki
(23.11.25)
Kısaca romatizmal hastalıklar. Kan tahlili yaparlar, röntgen isterler. Babamın doktor muayenelerinde yanında bulunduğumdan diğer her alanın hasta geçmişini incelerken neden romatolojiye gittiğimizi uzun uzun sorup bilgi aldığını söyleyebilirim. Babamın başka hastalıkları da var ama romatoloji deyince akan sular duruyor.
0
gnosis
(23.11.25)
Romatoloji; eklemler, kas ve iskelet sistemi, bağ dokularıyla ilgilenen bir birim.
Akla hemen eklem romatizması geliyor ancak bağ dokusu tüm dokularımızda, organlarımızda bulunduğu için insanın her yerinden belirti verebiliyor. Akciğer, cilt, beyin, kas vs.
İlk duyurunuzda da, nedeni bulunamamış bir durum olunca aklıma geldi fakat yazamadım. Yoğun biçimde hasta bakıyorum ben de.
Romatolojik hastalıkların bir kısmı bağışıklık dengesizliğinden ileri geliyor. Daha ileri tahliller isteyecekler.
0
pro9it9is9
(23.11.25)
(10)

Evcil Hayvan Gömmekle Alakalı

kirlipam
Merhaba,İlla ki bir evcil hayvan beslemişsinizdir. Kuş, kedi, köpek vs.Öldüklerinde nereye gömdünüz? Evcil hayvan mezarlığı gibi bir şey var mı ülkede?
Merhaba,

İlla ki bir evcil hayvan beslemişsinizdir. Kuş, kedi, köpek vs.

Öldüklerinde nereye gömdünüz? Evcil hayvan mezarlığı gibi bir şey var mı ülkede?
+1
kirlipam
(22.11.25)
tuzladaki hayvan mezarlığı var. bir kaç yolu var götürmenin. kendin götüremiyorsan bunu ücretiyle yapanlar da var.
0
neira
(22.11.25)
www.instagram.com burayla iletişime geçtik gelip aldılar gömdüler
0
pide
(22.11.25)
Ben kedimi büyük bir saksıya gömdüm. Ama baya derin kocaman bir ağaç saksısı. Kendi bahçemizde duruyor. (Babamın önerisi idi.) Bir sene sonra da üzerine ağaç diktik. Başta çok garip gelmişti ama şuan ağaca baktikça başka türlü yaşıyormuş gibi hissediyorum.
+2
a perfect lie
(22.11.25)
parka gömmüştüm ben.

hey gidi çok ufakken ölen kaplumbağam için cenaze namazı bile kılmıştık. güzel uyu minik şirin :/
0
gurur
(22.11.25)
Bahçemize gömdük. Sarı gül ağacı ve defne ektik başına. Minicik bir mezar taşı ve en sevdiği oyuncak ve minicik bir heykel var başında.
+1
asue
(22.11.25)
Bursa'da da hayvan mezarlığı var.
0
gnosis
(23.11.25)
Memlekette bahçenin sınıra yakın tarafına, vahşi hayvanların eşemeyeceği derinlikte mezar kazıp, gömüp, üstüne taşlar yığmıştım.

İstanbul'da aynı işlemi yakındaki kent otmanının kuytu bir köşesinde yapmıştık. Şimdi düşününce, yasak olabilir belki.

Veterinerde ölürse, isterseniz belediyeye bertaraf için verebiliyorlar. Böyle bir seçenek de var.

Rahmetli kayınvalidemin vefatından bir müddet sonra, çok sevdiği kuşu da ölünce, götürüp mezarına görmüşlerdi.
0
yadigar
(23.11.25)
İş arkadaşım kedisini Pendik'teki barınağın mezarlığına götürmüştü.

Büdüt: Bizim apartmanın bahçesinde ölü bir kedicik bulmuştum. Belediyeyi aradım almaya gelen görevli Tuzla'ya götürüyoruz dedi.
0
peki madem
(23.11.25)
hepsini bahçeme gömdüm.
0
yurtsuz john
(23.11.25)
Tuzla+1
0
(23.11.25)
(8)

Yatağı yere koymak

cambalkon
Yatağı baza, karyola, palet vs olmaksızın doğrudan yere koymanın bir zararı olur mu? İnternette böcek olabilir denmiş. Evi düzenli temizlediğimizde yerde gezen böcek de yoksa yine de yatağın doğrudan yere temas etmesi havasız kalıp böceklenmesine yol açar mı? Bir de soğuk çeker denmiş. Yerden ısıtma
Yatağı baza, karyola, palet vs olmaksızın doğrudan yere koymanın bir zararı olur mu? İnternette böcek olabilir denmiş. Evi düzenli temizlediğimizde yerde gezen böcek de yoksa yine de yatağın doğrudan yere temas etmesi havasız kalıp böceklenmesine yol açar mı? Bir de soğuk çeker denmiş. Yerden ısıtmalı evde kalorifer açıkken soğuk çekmez diye düşünüyorum ama bahar ve yaz aylarında kalorifer kapalıyken sorun olur mu?
+3
cambalkon
(22.11.25)
Eskilerin döşekte yattığını düşünerek sorun olmayacağını tahmin ediyorum. Böcek hususu bence de birinci problem. Havasızlıktan böceklenme söz konusu olmaz ama evin gerçekten de böceksiz olması lazım. Bir de ne yaparsanız yapın, kir/toz olacak altı. O yüzden haftada/on günde bir kaldırıp altını süpürmek gerekebilir.

Öğrenciyken uzun müddet öyle kullandım yatağı. Sabahları yandan kaldırıp duvara yaslardım ben.

Ekleme: Soğuk çekmez tabii ki ama balkon kapısı varsa odada, hava akımı/cereyan olabilir yerde. O şekil üşütebilir.

Bir de, kışın kaloriferin önünde güzel oluyor.
+1
yadigar
(22.11.25)
Yerde niye böcek olsun. Yerde olup bazaya tırmanamayacak böcek çeşidi mi var.

Hiçbir şey olmaz. Rahat ol.
+1
Mirket
(22.11.25)
Kapı altlarından hava akımı olur. Hasta olursun. Gereksiz bir şey.

Isı geçişi açısından da verimsiz.
0
arbre
(22.11.25)
Yatağı battal boy bir nevresime geçirip nevresimin ağzını sıkıca dikin. Sonra yatağın altına da üzerine de bir çarşaf serin. On günde bir yatağı koyduğunuz bölgeyi silip iyicene kurutup, alttaki çarşafı değiştirin. Tertemiz, mis gibi bir olur. Gayette kullanışlı olur.
+1
anaphylacticshock
(22.11.25)
ben yatak döseginin altinin hava almadigi icin küflenme riski olusacagini rahatlikla söyleyebilirim.
eskiler yer döseginde yatardi ama o dösekler her gün toplanirdi, düzenli araliklarla da havalandirilirdi. hatta senede bir sökülür, iclerindeki yünler yikanir, dövülür, tekrar doldurulurdu.
karyola almak istemiyorsaniz ahsap paletlere bakabilirsiniz. www.koctas.com.tr

anaphylacticshock'un dedigi sey mantikli ama battal nevresimle, dikmeyle, sökmeyle de ugrasmaya hic gerek yok. direkt yataga cuk oturan fermuarli alezler var. karyola kullansaniz bile dösegin toz olmasini ekstra engelledigi icin her zaman tavsiye ederim. www.trendyol.com
+1
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(22.11.25)
Evde, gece işemesi sorunu olan yoksa alez kullanılmamalı bence. Poşet üzerinde yatmaktan ne farkı var. Sıvı geçirmeyen şey hava mı geçirir :(
+1
Mirket
(22.11.25)
@Mirket,
alezlerin pamuklulari da var. cok güzel hava aliyor.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(22.11.25)
Japonların tatami zemin odaları var. Bildiğimiz hasır. Yatağın altına hasır konursa olur sanki. Yatağı her gün kaldırmak, arada güneşlendirmek şart ama.
0
gnosis
(22.11.25)
(2)

Burnumun ucunda sivilce çıktı sonra geçti ama izi kaldı

darkwizard
Nasil gecer cok kötü duruyor. Yas 30 sivilcelerle uğraşıyoruz ya
Nasil gecer cok kötü duruyor. Yas 30 sivilcelerle uğraşıyoruz ya
0
darkwizard
(22.11.25)
Retinol işe yarar.
+1
gabe h coud
(22.11.25)
Gabe+1 gündüz güneş kremi kullanmayı unutmayın.
+1
gnosis
(22.11.25)
(16)

Durabiliyor musunuz?

sekizdokuzon
Birkaç saat hiçbir şey yapmadan, yapacaklarınızı düşünmeden, kaygılanmadan öylece durabiliyor musunuz?Teşekkürler.
Birkaç saat hiçbir şey yapmadan, yapacaklarınızı düşünmeden, kaygılanmadan öylece durabiliyor musunuz?

Teşekkürler.
+1
sekizdokuzon
(20.11.25)
Hayır tam bir fomocuyum
0
grimavi
(20.11.25)
Duramıyorum. Aşırı bir kaygı hali yaşamıyorum. Ama hiçbir şey yapmadığım zamanlarda dahi yapmam gerekip yapmadığım şeyler zihnimi meşgul eder.
0
dediysem dedim
(20.11.25)
Evet, mükemmel bir kafa boşaltma ve dinlenme oluyor ama süre daha az.
0
kisa
(20.11.25)
Duramıyorum. Acaba yapmam gereken ama yapmadığım bir şey var mı diye de düşünüyorum.
+1
rock n roll
(20.11.25)
Hayır, belki müzik dinleyip yürürken bir tık sakinleşip uzaklaşabiliyorum ama bomboş duramam.
0
mutekebbir
(20.11.25)
evet zaten o kadar fazla yapiyorum ki bunu herhangi is yapmak cok zor geliyor
0
ala09
(20.11.25)
maalesef duramıyorum. yani kaygılanma veya endişe vs yok ama olmuş bitmiş, artık değiştiremeyeceğim şeyler hakkında hep bir düşünme, hep bir pişmanlık ve kendine sinir olma durumu yaşıyorum. hiçbir şey düşünmesem bile beş dakika, geçen hafta, geçen sene, 5 sene, 10 sene önceki utanç verici anlarım aklıma geliyor. keşke susmak istediğimizde çenemizi kapatabildiğimiz gibi düşünmek istemediğimizde de beynimize es verebilsek...
0
m e b
(20.11.25)
Duramıyorum. Hatta ağırlık çalışırken başka şeyler düşünmekten sayamıyorum diye duyurum var. Kafam hep dolu.
0
gnosis
(20.11.25)
hiçbir şey yapmadan ve hiçbir şey düşünmeden durabiliyorum.
0
koela
(20.11.25)
Yapamıyorum. Sesli kitap açıyorum
0
yadigar
(20.11.25)
hayır ne yazık ki. kafamın içi çoğunlukla saat 17:00-19:00 arası zincirlikuyu metrobüs durağı tadında
0
lüzumsuz adam
(20.11.25)
durabildiğim zamanlarda megabaytlarım yükseliyor, daha zeki bir adam oluyorum resmen. keşke durdurma butonum olsa.
0
loch ness
(20.11.25)
öylece duramam ama heyecanlı-hareketli bir iş yapıyorsam unutabilirim. örneğin yelken, motosiklet gibi aktiviteler.
0
orpheus
(20.11.25)
durabiliyorum. genelde bir fon muzigi caliyor kafamda ve ne dusunmek istiyorsam onu dusunuyorum.

senelerce meditasyonun da bir sey hakkinda cok derin dusunme oldugunu dusunmustum. meger benim default state'mis.
0
cilgin fantezilerin adami
(20.11.25)
Birkaç saat full odaklanarak endişelenmeden çalışabiliyorum ama hiçbir şey yapmadan imkanı yok :) Yani endişeler başka bir düşünceye ya da eyleme yönlendirilmezse bu dediğinin imkanı yok bence :)
0
truf
(20.11.25)
Çocukluğumdan beri duramıyorum ama ilacını bu sene buldum.
0
dunyao
(06.12.25)
(12)

hastalıklar, zorluklar...

art cat chocolate
sevgili duyuru arkadaşlarım. aranızda hastalar var mı? kronik falan yani... ne tür hastalıklarınız var? ne çektiniz, çekiyorsunuz?benimkiler:mitral yetmezlik, astım, alerjik rinit, pcos, gastrit, romatizma, miyop, dirsekte sinir sıkışmasıbir de şu an diş teli kullanıyorum çift çene ameliyatı olacağı
sevgili duyuru arkadaşlarım. aranızda hastalar var mı? kronik falan yani... ne tür hastalıklarınız var? ne çektiniz, çekiyorsunuz?

benimkiler:

mitral yetmezlik, astım, alerjik rinit, pcos, gastrit, romatizma, miyop, dirsekte sinir sıkışması

bir de şu an diş teli kullanıyorum çift çene ameliyatı olacağım seneye :')

11 yıl önce de apandist ameliyatı olmuştum. anksiyete, panik atak ve depresyon kombosunu atlattım geçtiğimiz yıllarda da...

her şey 5 yaşımdaki romatizma teşhisimle başladı. 29 yaşındayım şu an. şu mitral yetmezlik yüzünden lisede her ay penisilin/deposilin vurulmuştum. şu sıralar astım beni öldürmeye ant içti. pcos yüzünden regl olamıyorum bazı aylar ve ilaçla ancak olabiliyorum. falan filan. yani tabii beterinden korunalım buna da şükür. sadece sinir bozuyor arada :')
+3
art cat chocolate
(20.11.25)
2022'de insomnia olmuştum. doktorlar, ilaçlar, psikoterapiler işe yaramadı. ancak bu sene başında kendim çözdüm.
0
gabe h coud
(20.11.25)
hipertriodi, ilaç tedavisini bıraktık sonra tekrar nüksetti tekrar ilaç tedavisine başladık ama düzeleceğini sanmıyorum. atom tedavisi kesin çözüm olacak da doktor erteliyor, ilacı tekrar deneyelim diyor. diyemiyorum ki stressiz bir yaşama geçersek belki düzelir.

geçmiş olsun.
0
duyulmasi gerektigi kadar
(20.11.25)
Yüksek tansiyonum var, küçüğü 8 yerine bende 10 standart, dikkat etmeye çalışıyorum, hayatımdan tuzlu şeyleri çıkardım, turşu zeytin cips aynı şekilde şekerli şeylerle kan şekerimi de dalgalandırmamaya çalışıyorum
0
grimavi
(20.11.25)
migren teşhisim 2001 yılında konuldu. o gün bugündür hayat kalitemi bazı dönemler çok ama çok ciddi şekilde düşürüyor. istediğim kadar önleyici şeyler yapayım, hava durumundan dahi tetiklenebildiği için o veya bu nedenle atak geçiriyorum. ben gündelik yaşam pratiklerimden kopmamak için direniyorum ama mesela yaş aldıkça bu direncim ve dayanıklılığım düşüşe geçti, psikolojik ve fiziksel olarak eskisine göre daha hızlı/fazla çöküyorum atak geldiyse. hele auralı bir atak geçiriyorsam kafadan 10 günümü kilitliyor. amerikada yapılan araştırmalar işsizlik oranının migren hastalarında 3 katı daha fazla olduğunu gösteriyor. migren ilaçları devletin uyguladığı bu kur sabitlemeleri nedeniyle dönem dönem bulunamıyor, korkumdan evde, laptop çantamda, ofiste, arabada, her yerde relpax vb. stokluyorum. bir ara 1,5 yıl bulunamadı, o süreyi nasıl geçirdim hatırlamak dahi istemiyorum. bu ilaçları yazdırmak da maalesef oldukça meşakkatli, o nedenle reçetesiz alıyorum, bu da ciddi bir maddi külfet demek. ha bu ilaçların da ayrıca handikapları var, mesela dün holter takıldı çünkü bu ilaçlar çarpıntı, taşikardi vb. yapıyor. bulantı, kısmi görme ve işitme kaybı vb. başka ilave sorunlarda yaşıyorum ataklar esnasında.

başka ufak tefek kronik sorunlarım da var ama hiç biri migren gibi majör bir sorun değil.
0
Phoebe
(20.11.25)
had safhada kedi, polen, toz alerjisi. çiftçi bir ailenin evladı olarak yuvadan uçmadan önce ilkbahar ve yazları bağda geçirmek çok zordu. astıma dönmeye de başladı. hayat kalitesini bir hayli düşürüyor. yeni nesil antihistaminiklerle idare ediyorum ama ciddi alerjene maruz kaldığımda fayda etmiyor.

şeytanla falan anlaşma yapma fırsatım olsa ömrümden 2-3 yılımı verip bu sinir bozucu durumdan kurtulmak isterdim galiba. acizlik ve kısıtlanmışlık hissi çok can sıkıcı.
0
lüzumsuz adam
(20.11.25)
Bende senin gibi pcos'tan muzdaribim. Ayrıca şeker hastasıyım ve aileden gelen mide problemlerinden dolayı çok ufak yaşlardan beri ülserim var. Arada ülser atağı yaşıyorum 2 ay suya hasret yaşıyorum resmen.
Başta sen olmak üzere burada hastalıklarını paylaşan tüm duyuru arkadaşlarına geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum.
0
mermaidd
(20.11.25)
herkese çok geçmiş olsunnn... daha kötülerini görmeyiz umarım
+2
🌸art cat chocolate
(20.11.25)
skolyoz, kifoz. skolyozu gören doktor ameliyat gerekebilir diyor, profesörüne gidiyorum ameliyata gerek yok diyor. skolyozdan dolayı kalça ve omuzlarda yamukluk var, sağdaki ve soldaki aynı seviyede değil.

en alttaki bel omuru (l5) ile kuyruk sokumu (s1) doğuştan birbirine kaynakmış. (sakralizasyon)

sinüste osteom ve retansiyon kisti de varmış yeni öğrendim.

boyun ve bel fıtığı da varmış. bir ay önce kadar gece uyuyamaz durumdaydım. şimdi fizik tedavi ve egzersiz ile daha iyiyim.
0
inheritance
(20.11.25)
Von Willebrand hastalığı ve faktör 8 eksikliği, sonucunda da kolay kolay durmayan kanamalar ve demir eksikliği. Ben de 29 yaşındayım ve yaşlandıkça çıkmasını beklediğim başka genetik rahatsızlıklar da var.
0
gnosis
(20.11.25)
sol bacakta siyatik, 10 senedir cekiyorum. spor yaptirmiyor, surekli rahatsiz ediyor.
norolojik sikintilarda tip caresiz neredeyse, ilac deniyorlar uzerinde sadece.
6-7 defa MR cekildi, nerde sinir sikismasi var hala bulamadilar.
0
cooperr
(20.11.25)
Gastrit ve böbrek taşı, geçen yıl 12mm taş yüzünden ameliyat oldum hatta.
0
devorgilla the gunslinger
(20.11.25)
6 yıldır MS hastasıyım. Allah kimseye vermesin.. bazen MS olacağıma ölseydim daha iyiydi diye düşünüyorum. Anlatılmaz yaşanır bir hastalık.
+1
suicides underground
(20.11.25)
(7)

Şişkinlik yapmayan makarna

naksidil
İtalya’da makarna yedik hiç şişkinlik yapmadı cümlelerinde geçen makarnaları Türkiye’de nerelerde nasıl bulabiliriz. Ulaşamaz mıyız? Marka olarak söylerseniz sevinirim.
İtalya’da makarna yedik hiç şişkinlik yapmadı cümlelerinde geçen makarnaları Türkiye’de nerelerde nasıl bulabiliriz. Ulaşamaz mıyız? Marka olarak söylerseniz sevinirim.
0
naksidil
(19.11.25)
Ben Barilla gibi olmayan daha az yaygin ama EU icinde genelde bulunan markalari denedim. Cok daha butik, fancy paketlerde satilan makarnalari da denedim. Cok da dikkat etmedim ama siskinlik anlaminda buyuk farklar hissedemedim, tadi biraz daha iyi gibi sanki.

Nereden buluruz sorusunun cevabi buyuk bir sehirdeyseniz basit, Macrocenter. Ornek olarak bir tane link atiyorum. Baska markalar da var.

www.macrocenter.com.tr
0
mbond
(19.11.25)
istanbul'daysanız zorlu eatly'de hem günlük kendi yapıtkları makarnalar var hem de ithal makarnalar. orda sorarsanız sizi doğru yönlendirirler. online satışı var mı bilmiyorum.
+1
awlmi
(19.11.25)
Şişkinlik yapmayan makarna beyaz undan olur. Ne kadar lif o kadar şişkinlik. Tam buğday unlu makarnalar şişkinlik yapar. Kullanılan yağ, sos, ne kadar piştiği de önemli. İtalyanlar aldente tercih eder, zeytinyağı kullanır.
-1
gnosis
(19.11.25)
theshortli.st
Şu listeye baktığımızda zaten kaliteli görülen çoğu makarnayı Türkiye'de bulamıyoruz. Hedefleyebileceğiniz markalar: La Molisana(favorim bu, macro'larda vardı), Rummo ve De Cecco.
0
montreal
(19.11.25)
@montreal’in listesindeki superior bazı makarnalar (afeltra ve rigorosa mesela) eataly’de var. Eataly +1
+1
eileengray
(19.11.25)
ben rummo'ya bayiliyorum. özellikle fusilli ve riccioli tiplerinde.
gentile'nin vesuvio tipi cok güzel.
montreal'in paylastigi listede rummo ile ayni sirada bulunan de cecco ve garofalo avusturya'da marketlerde cok satilir ama bende bir wow etkisi yaratmadi. dümdüz makarna bence onlar. o etki su an icin el yapimi makarna haric rummo'da hala.
italya'da markette bir amcayla teyzeyi cevirip sormustum, demislerdi ki; iyi makarnada protein orani 100 gramda en az 14 gr olmali ve makarnaya bakinca daha rough, daha porous görüntüsü olmali ki soslari iyi ceksin, pürüzsüz yüzey olmamali.
bazi avusturya markalari da cok iyi makarna üretiyor, mesela recheis. superior quality sinifina giriyor.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(19.11.25)
italya'ya çok giden ve sıklıkla makarna alıp deneyen birisi olarak benim market makarnası sıralamam şöyle;

garofalo
rummo
molisana

hepsi de macrocenter'da mevcut. hatta garofolo'da indirim olacaktı yakında.
0
delidir yakalayin
(19.11.25)
(3)

Kadınlarda geç boşalmanın sebepleri neler? ve tedavisi nasıl oluyor?

psmstc
Biraz doğrudan oldu kusura bakmayın. Ama medikal bir soru.Elle klitoris civarı uyarılmasına rağmen kişi geç geliyor. Bu neden olur? ve tedavisi nasıl oluyor?
Biraz doğrudan oldu kusura bakmayın. Ama medikal bir soru.

Elle klitoris civarı uyarılmasına rağmen kişi geç geliyor.

Bu neden olur? ve tedavisi nasıl oluyor?
0
psmstc
(19.11.25)
bu kadar mekanik bakma, bu kişinin gerçekten böyle bir sorunu var mı acaba?
demek istediğim iş sadece mekanik değil, duygusal ve başka bir çok yönden uyaran/etken var. başka partnerleriyle de durum böyle miydi acaba? sorun mevcut partner ile ilişkisi/maaşı/stresi/trafik bile olabilir ve hatta bunu kendisi sorun olarak görmüyor da olabilir.
0
kisa
(19.11.25)
Kisa+1
Elle uyarma yeterli gelmiyorsa oyuncakları da oyuna dahil edin.
0
gnosis
(19.11.25)
Kafası rahat değildir.
0
yurtsuz john
(19.11.25)
(7)

İyi derecede İngilizce bilen arayan yerli firma ilanları

Cezcez
Lisede hazırlık okumuştum. Kendi çapımda sıfır speaking tecrübeli İngilizcem var diyelim. Yani hiçbir sınava falan girmedim. Mesut Süre seviyesinde İngilizcem. Bu ilanlara başvursam patlar mıyım? Hadi diyelim orada konuştum üç beş cevap verdim. İngilizce sunum yapmam imkansız bu kelime dağarcığı ile
Lisede hazırlık okumuştum. Kendi çapımda sıfır speaking tecrübeli İngilizcem var diyelim. Yani hiçbir sınava falan girmedim. Mesut Süre seviyesinde İngilizcem. Bu ilanlara başvursam patlar mıyım? Hadi diyelim orada konuştum üç beş cevap verdim. İngilizce sunum yapmam imkansız bu kelime dağarcığı ile falan. Anlamadığım benimle aynı okuldan mezun kişiler bu pozisyonlarda çalışıyor. Kursa mı gittiler de çalışıyorlar?
-2
Cezcez
(18.11.25)
Okulla İngilizcenin bir bağlantısı yok. Üniversite hazırlıkta yüzde 50 öğrendiysem kalqn yüzde 50'yi tamamen kendi çabamla öğrendim. Ve abartıldığı kadar zor bir şey değil. Globaldeyim. Ceo ile bile konuştum. Kendine güvenirsen çalışırsan olur.
-1
arbre
(18.11.25)
abi sen liseden sonra ingilizceye vakit ayirmamissin, okul arkadaslarin belki de yurtdisina cikti, 1-2 sene yasadi dondu o sirada pratik yaptilar vs. herkes lise sonrasi bambaska seyler yasiyor/yapiyor. o yuzden "ayni okuldan mezunuz ama.. " gecerli bir mazeret degil.
+6
cooperr
(18.11.25)
İlanlara başvursanız bile mülakatta doğrusunu paylaşın. Mevcutta çalıştığım işimde ingilizce en fazla ne kadar lazım olur ki diye düşünürken yurtdışı ile toplantımın olmadığı gün yok şuan. Mülakat döneminde 3,5 saat süren ielts kıvamında bir sınava sokmuşlardı zaten yalan söylesem orada patlardım.

Arkadaşlara gelince dil sadece okulda öğrenilmez. Benim liseden sonra hiç ingilizce görmeyen arkadaşım çatır çatır hem konuşur hem anlar. Dile ilgisi yüksekti zamanında gece gündüz bbc, ingilizce dizi izler yabancı kaynak araştırırdı. Temelde iyi bir anadolu lisesi ingilizcesi olunca devamını kendisi de getirebilir gayet.
0
cilekli pasta
(19.11.25)
Mesut Süre seviyesi İngilizce Anadolu lisesi Almancası gibi bir şey. Ilana süs olsun diye yazmadılarsa sınav yaparlar, sınavda patlarsınız.
+1
gnosis
(19.11.25)
Denemekte fayda var,en fazla işe girişte bi yerde patlar.Çoğu zaman İK formalitesi de olabiliyor.
Ben de sizle aynı durumdaydım,lise hazırlık ingilizcesi var, 30 sene geçmiş üzerinden.Arada kpdd-yds yaptım,60-70puan falan alabiliyordum.
Böyle bir işe başvurdum.Mülakat tamamen türkçeydi.Sonra kamera açık online ingilizce sınavı gönderdiler, speaking falan da vardı.Yaptım, sonucu söylemediler ama işe alındım.Çalışırken hiç ingilizce lazım olmadı.Sonra İK dan öğrendim sonucu, B2 imiş ama saçma yani ,A2 bile değilim aslında.
0
arenas
(19.11.25)
üniversitede akademik ortamda koca profesöre "teacher" diyen odtülü doktora ögrencileri gördügüm icin sana verecegim tek tavsiye sansini dene olur. iki üc ay kas kendini, calis. sonra islere basvur. cooperr dediginde hakli bu arada, liseden sonra millet seksen farkli sey yapiyor.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(19.11.25)
bence en büyük etken olarak işin niteliğine bile değil, sizin ne kadar istekli olduğunuza bağlı.
10 yıl kadar önce neredeyse hiç pratiksiz, sadece düz lise bitiren ancak yabancı dillere çok ilgili biri olarak tüm gün sadece İngilizce yazışılan ve konuşulan, başka hiçbir Türk çalışanı olmayan bir Amerikan şirketinde tam zamanlı remote işe başladım, o zamandan bugüne hala aynı tarzda çalışıyorum ek hiçbir dil eğitimi almadan. siz de yapabilirsiniz, iş için kritik önemde olmamasına rağmen elerlerse orası ayrı tabii.
0
gkhncnzdgn
(25.11.25)
(3)

YL Tez dönemi icin tablet

dusunemedim
Soyle makale okumalik, kalemle not almalik uygun fiyatli bir tablet oneriniz var mi?YL Tez dönemine ait genel onerileriniz varsa da paylasabilirsiniz, sizin bastan sona ne kadar surmustu mesela?
Soyle makale okumalik, kalemle not almalik uygun fiyatli bir tablet oneriniz var mi?


YL Tez dönemine ait genel onerileriniz varsa da paylasabilirsiniz, sizin bastan sona ne kadar surmustu mesela?
0
dusunemedim
(17.11.25)
uste ismi gecen tabletlere baktim bu fiyatlar gercek mi? ipad alin bunlarla ugrasmayin.
0
yuz kiloluk bir zenci
(18.11.25)
Samsung'un da kalemli tabletleri var. Daha önce de yazdım. Işıklı kullanacaksanız kindle da göz yoruyor. Amaç pdf okumaksa uygun bir mainstream tableti alın geçin. Ben android tabletleri depolama yönünden de daha kullanışlı buluyorum. Her şeyim apple, alışığım derseniz ipad alın.
0
gnosis
(18.11.25)
illaki tablet olsun bilgisayarım ayrı demiyorsanız lenovo yoga öneririm. hem laptop, hem de ekran arkaya 360 derece kıvrılıp tablet gibi oluyor. dokunmatik ekran ve kalemi de var, çok işlevsel. ben çok keyifle kullandım tez döneminde de.
0
mezzosprite
(18.11.25)
(9)

Ağırbaşlı kadın ve enerjik erkek ilişkisi

pembe nohut
Tepkileri yüksek ve daha kontrolsüz, enerjik ve hareketli, fırlama, arkadaş çevresi epey geniş, sosyal ve dağınık yaşayan erkek ile daha sakin, ağırbaşlı, nerede nasıl davranacağını iyi bilen ve kendini kontrol edebilen, kendi üç beş kişisiyle hayatını devam ettiren, rutini olan ve rutinleri seven k
Tepkileri yüksek ve daha kontrolsüz, enerjik ve hareketli, fırlama, arkadaş çevresi epey geniş, sosyal ve dağınık yaşayan erkek ile daha sakin, ağırbaşlı, nerede nasıl davranacağını iyi bilen ve kendini kontrol edebilen, kendi üç beş kişisiyle hayatını devam ettiren, rutini olan ve rutinleri seven kadın ilişkisi... Kadın da duvar gibi değil tabii ki. O da konuşkan, neşeli, sıcakkanlı, baş başayken sadece erkeğe enerjisi yüksek ama erkekle kıyaslanınca haliyle çok daha sakin kalıyor. Özellikle erkeğin arkadaş ortamlarında. Gerçi erkek bu dengelenme halinden hoşlanıyor gibi. Bir de şöyle bir ayrıntı var. Kadın erkekten 10 yaş küçük. İşin sohbet, kafaların uyuşması, fiziksel beğeni, birlikte yaşama kısımları (şimdilik) mükemmelken diğer farklılıklara rağmen bu ilişki uzun vadede yürür mü?
-6
pembe nohut
(17.11.25)
Erkek sevmeyi biliyorsa, sadakatsiz değilse yürür.
0
muhayyer divan
(17.11.25)
beklentiler ne peki? birbirinin farkliligi hosunuza mi gidiyor?

yas farki olmasa adam daha dengeli olur zamanla derdim de 10 yas ne kac yasinda bi erkekten bahsediyoruz

justin&hailey cifti gibi bi vibe
0
ala09
(17.11.25)
"Kadın da duvar gibi değil tabii ki."
Şunu görünce eyvah dedim, kadın cidden duvar gibi muhtemelen.

Kadının uyum sağlayabilme yeteneğine göre değişir sıkıntı olup olmayacağı. Çünkü özellikle erkeğin arkadaş ortamında demişsin, demek ki o ortama uyum sağlaymamış hissettin. Normal şartlarda bu bahsettiğin uyumsuzluğun fark edilebileceği en alakasız yer arkadaş ortamı; sanki arkadaşları buluşup çarli gibi ormanda ağaç yürüyüşü mü yapıyor da sen sakin kalıyorsun. Sosyal statü, ortamda edilen lafların rahatsız ediciliği, kendini aralarına ait görmeme gibi başka şeyler de var gibi geldi bana uzaktan.

Geri kalanlar okeyse bu basit bir sorun ama illa üzerine eğilmek istiyorsa, ki muhtemelen haklısın istemekte; bir sosyal anksiyete işareti de var gibi geldi, o açıdan yaklaşabilirsin.
+1
Bruce
(17.11.25)
Sorma ihtiyaci duyduysaniz muhtemelen olmaz
+1
ghilleinthemist
(17.11.25)
On yaş fark dediğinizin hangi yaşlar olduğu önemli ya. 21-31 sıkıntı ama 35-45'ten bahsediyorsak yaş farkını düşünmeye gerek yok mesela.

Yaş farkını bir kenara koyarsak, olmayacak bir şey yok, ben yaptım oldu:) Kontrolsüz ve fırlama değil ama çok dışa dönük ve çok fazla çevresi olan, çok sosyal bir adamla sekiz yıldır beraberim. Onun yakın arkadaşları benim sakinliğime alıştı, ortamlarına girmek istemediğimde ya da kalabalık bir yerdeyken enerjim tükenip "ben eve döneyim size iyi eğlenceler" deyip (eşimi de orada bırakıp) kaçtığımda fazla yadırgamıyorlar. Ama benim sosyal anksiyetem de azaldı, ben de onlara alıştım. Diğer uçta pandemide aylarca nadiren başka birilerini gördüğümüz zamanı da sıkıntısız geçirdik.

Kadın kendisinin yapmak istemediği şeyler için adamı kısıtlamazsa, adam kadını zorla her yere sürüklemezse, yani aslında ikisi de birbirinden ayrı hayatlar sürdürebiliyorlarsa sorun yok.
+1
kobuzchu kiz
(17.11.25)
O kadın o ağırbaşlılığa kolay ulaşmadı, olmayacak ilişkidir.
0
gece yazan kedi
(17.11.25)
Olmaz abi.
0
gabe h coud
(17.11.25)
Fırlama ve dağınık yaşayan yazmasaydınız olur derdim ama o karakterdeki kadın da erkek de problem. Yürüdüğü kadar yürür. Kavga edip ayrılırlar. Dünyanın sonu değil.
0
gnosis
(17.11.25)
"Yürür" ya da "yürümez" diye kesin bir yargıya varmak anlamsız, sadece kendi deneyimlerimize göre yorum yapabiliriz. Bana kalırsa farklılıklar iyidir, sıkıcılığı önler. Ama bazı ortak nokta ve zevkler de olmalı ki sohbet aksın, birlikte zaman geçirilirken eğlenilsin. Bir de bence çiftler her şeyi beraber yapmamalı, herkesin kendine kalan bir alanı da olmalı. Erkek çok enerjikse gitsin arada arkadaşlarıyla takılsın, kadın o esnada kendisiyle baş başa kalsın işte ne güzel. Win-win.

Şu anda uyum, beğeni falan bazı kısımlar mükemmel demişsiniz. Bu durumun gelecekteki zorluklar karşısında ne kadar esneyebildiği önemli. Geçinmeye gönlü olan, çaba ve gayret göstermeye çekinmeyen kişi böyle farklılıkları önemsemez. Deneyin görün diyorum ben, olursa iyi ki denedik dersiniz, olmazsa yine iyi ki denedik de gördük dersiniz.
+3
kullanicadi
(17.11.25)
(18)

Makinede çamaşır kurutma olayını sevmedim. Siz?

santimantal
Çamaşırın tüyünü, havını, tiftiğini falan temizlemesi hoşuma gitmişti.Arçelik'ten bir model aldım.Fakat makine elbiseleri o kadar sürtündürüyor ki elbise makineden âdeta mıncıklanmış olarak çıkıyor.Oysa ki yıkanan çamaşır havada kuruyunca böyle bir tezelenir, yenilenir, onarılır... Giyince insan ken
Çamaşırın tüyünü, havını, tiftiğini falan temizlemesi hoşuma gitmişti.
Arçelik'ten bir model aldım.
Fakat makine elbiseleri o kadar sürtündürüyor ki elbise makineden âdeta mıncıklanmış olarak çıkıyor.
Oysa ki yıkanan çamaşır havada kuruyunca böyle bir tezelenir, yenilenir, onarılır... Giyince insan kendini iyi hisseder.
Fakat ben makinede kuruyan çamaşırları katlarken bile rahatsız oldum. Sanki hiç yıkanmamış gibi atletler, nevresimler, kotlar.
Bıraktım kurutmayı.
Evin içinde tele asıyorum, kışın bile bir günde kuruyor, mis gibi katlayıp kaldırıyorum, giyerken de yenilenmiş gibi.

Bu arada, eskiyen ama hâlen ömrü olan tüm giysilerimin belli yerleri yıprandı ve yırtıldı. Kıyafetlerin ömrünü de kısaltıyor.

Sizde durum nedir? Seviyor musunuz? Sizin kıyafetleriniz de mıncıklanmış gibi oluyor mu?
0
santimantal
(16.11.25)
Kumaş ömrü açısından zararlı olması bir yana, bana da gereksiz geliyor. Çamaşır kurutacak fiziksel yerin olmamasını da çok anlamıyorum mesela, 3 m2 yer olmaması için japonya misali küplerde yaşamak lazım.

Evcil hayvan tüyü konusundaki başarısını deneyimlemedim, belki ondan muzdarip olsam anlamlı gelebilirdi.
0
Bruce
(16.11.25)
Çok özür dileyerek kaynak yapmak istiyorum. Ben hala çamaşır makinesi alamadım. Kurutmasız ve otomatik deterjan ayarsız çamaşır makinesi arayışım sürmektedir. Üzerime marka ve model atın, lütfen.
0
gnosis
(16.11.25)
Kışın evde kurutunca koku oluyor bazı çamaşırlarda. İkinci olarak, havlular sertleşiyor. Sadece bu ikisi için bile kullanışlı bir alet.
Benimki kurutmalı çamaşır makinesi. Tüy konusunda pek yardımcı olmuyor, lastikte kalıyor tüyler. Birkaç kıyafetim de çekti. Bir daha atmadım kurutucuya.
Arçelik tabii ki. Tövbeliyim, bir daha almam; ki evdeki tüm beyaz eşyalar Arçelik.
+1
auroraaurora
(16.11.25)
Valla ben severek kullanıyorum. Kurutma benim için her zaman bir çileydi. Kurutma makinasıyla yurtta kalırken üniversitede tanıştım. Sabah bakıyorum kıyafetler kirli, öğleden sonra arkadaşlarla buluşacağız. Şak yıkama, şak kurutma, sonra giy çık. Rüya gibi gelmişti. Sonra kendi evime de aldım gerçi ev tipi makinalar daha uzun sürede kurutuyor ama yine de güzel. Özellikle şu kış aylarında nevresimler için çok iyi.

Çamaşırların daha hızlı eskiyor olması doğrudur, bir şey diyemiyorum ancak yıllar boyunca zaten hep kurutmaya uygun kıyafetler aldım. Artık çok da öyle gibi gelmiyor. Bir de ben aksine daha temiz hissediyorum kurutmada kuruyan çamaşırı ama konunun bu yönü tamamen kişisel zevk heralde. İki türlü de dramatik bir fark olmasa gerek.

İhtiyaç hissetmiyorsanız kullanmayın bence.
+2
akhenaten
(16.11.25)
ben çok memnunum. giysilerimin ömrünün de azaldığını düşünmüyorum. lg kullanıyrum ve kırış kırış değil, neredeyse yarı ütülü gibi geliyor tüm giysilerim. o yüzden baya memnunum bi sorunum yok.
0
tchuck
(16.11.25)
kışın nevresim ve çarşaf kurutmak çile. ayrıca evin içinde kurutunca rutubet yapıyor ev kokuyor. bir de neredeyse her gün kıyafet yıkanıyor, sürekli evin ortasında tel mi dursun? (kendi evim stüdyo olduğu için maalesef evin ortası oluyor)

yazın balkona asıyorum. kışın kurutma makinesi kullanıyorum.
0
nolmus yani
(16.11.25)
sana katılıyorum. çarşaf ve havlu dışındaki her şeyi tele asıyoruz. tişörtleri yaydırıyor, bunu fark edince artık iyi kıyafetleri atmıyoruz. bizde de arçelik var.
+1
mikahakkinen
(16.11.25)
Evimde herkes spor yaptigi icin hergun birkac kez camasir yikaniyor. Alternatif yok. Ben kurutucu olarak commercial speedqueen kullaniyorum. 45 dakikada her sey kuru sekilde hazir oluyor.

Hem kullanmadigimiz yatak odalarina, garajin bir bolumune kurutmak icin camasir astigimi hayal edemiyorum. Goruntuden rahatsiz olurum. Alani istedigim gibi kullanamam. Olmaz.

Kurutucu onemli.
0
thetruenorthstrongandfree1
(16.11.25)
Amerikadayken kullanmıştım kaldığım apartmanda vardı. En düşük ısıda tutunca kurutmuyordu doğru düzgün, ısıyı arrıtınca kıyafetlerim çekiyordu ve evet kesinlikle çok yıpratıyor. Yeni modeller nasıl bilemiyorum ama koku için tazelik veren mendiller var, onlar ekstra bi tazelik veriyordu.

Şu an 1+1 de kalıyorum ve balkonum yok. Şu an olsa acayip işime yarardı çünkü etrafta serili çamaşır görmek çok sinirimi bozuyor :D
0
truf
(16.11.25)
15+ senedir kurutucu kullaniyorum, kurutma makinesine attigim icin, aa yirtildi, dedigim herhangi bir kiyafetim olmadi.
kiyafetin üstündeki hav, toz, tüy, sac, kil her sey gidiyor.
mis gibi alet.
hem yikayan hem kurutan makineleri sevmiyorum ama kurutma makinesi bizim evin vazgecilmezi.
bu sabah nevresimleri yikadim, öglene kurumustu, hemen tekrar ayni nevresimleri serdim yataga.
+3
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(16.11.25)
kurutma makinesi en sevdiğim ev aletleri listesinde 4. sırada
0
( . )( . )
(16.11.25)
15 yılı aşkındır kullanıyoruz hunharca. Bence direkt yaşam kalitesi arttıran bir cihaz.

Çırpma, serme, bekleme, toplama derdi yok. Çamaşır makinesinin önüne bir sepet koyuyoruz. Makineden çıkardığımızı direkt üstteki kurutmaya koyuyoruz, bitti. Dolaba kaldırmaya hazır.

Bir kıyafete acil ihtiyacımız olunca hemen yıkayıp kurutabilmek çok iyi. İstanbul'un havasında bazen üç günde kurumayıp kokmaya başladığı oluyordu çamaşırların. Büyğk rahatlık bence. Kedileri olan bir eviz. O açıdan da çok faydası oluyor.

Yıpratıyor evet. Ömrünü kısaltıyor çamaşırların. Bazen küçültüyor. Kıyafet ve beden seçimlerimizi ona göre yapıyoruz. Kurutmaya uygun olmayan hassas kıyafetleri atmıyoruz kurutmaya.

Bahsettiğiniz hissin tam tersi, bence yumuşacık ve kırışıklıkları açılmış olarak çıkıyor kıyafetler. Yün toplar ve kurutma mendili kullanmanızı tavsiye ederim.
+1
yadigar
(16.11.25)
Ben çok sevdim, toz ya da kumaş kalıntısı her neyse onları toz haznesinden almak çok tatmin ediyor beni, giysiler ekstra temizlenmiş gibi hissediyorum. Bozulan giysim olmadı hiç. Bebeğimin kıyafetlerini ütülemediğim için kendimi kötü hissetmedim bi de, zaten yüksek sıcaklığa maruz kaldılar diye. Pratiklik için de güzel tabi ama ben çamaşır sermeyi toplamayı da seven biriyim o yüzden son sırada
+1
mezzosprite
(16.11.25)
oo robot süpürgeden sonra ekşicilerin ikinci kutsalına laf söylemişsin. eleştirilere hazırlan:)
0
nothing in my way
(16.11.25)
Spor kıyafetleri, spor ayakkabıları, iç çamaşırları, çarşaflar ve havlular için çok yerinde bir alet.

Gömlek ve tişört atmıyorum.
0
gabe h coud
(16.11.25)
benim nevresimlerim filan çoğunlukla o eski %100 pamuklardan
şimdiki ranforce'lerden değil
tişörtlerim filan da öyle
kurutmada muhtemelen az da olsa yıpranır kırışır ve çekerler. bir de benim çok kıyafetim ve çok ev tekstilim var. yazık olur bu kadar eşyaya.

ben tekim, evlerin küçük olduğu bir yerdeyim çok yerim de yok ama 2 balkon var
çamaşır meselesi sabit olarak hep balkonun birinde benim, 1 günde kurumazsa 2 günde de kuruyabilir. bu kadar acele gerekecek bir çamaşırım yok. ne biliyim scrubs filan giymiyorum.
her çamaşırı da iyice çırpıp asarım, balkonda toplarken de çırparak alıp katlarım (ütü yapmıyorum), o yüzden bu toz kıl tüy meselesiyle bir sorunum yok, alerjik bir durumum da yok .evde pet yok. dahası evde erkek yok zaten ki öyle aman aman bi kıl tüy sorunu olsun. çamaşırın havını da makine almasın zaten, alırsa yıpratıyor.

bana da kurutmadan çıkan çamaşır bir tür "göpsümüş" (bizde öyle denir) gibi geliyor, o dediğiniz sanki fresh değil gibi, evet. güneş alan bir ülkeyiz, ben yazın öğlen güneşine bile çamaşır sermiyorum ki daha önemlisi kurutma bence gereksiz bir enerji kullanıyor. (bu konularda hassasım)
balkonda 1 fincan kahve içerken çamaşırı da hallediyorum. bu kadar vaktim var yani, bence sorun yok. çok kuzeye gitmedikçe alma herhalde.
0
subcomponent
(16.11.25)
eski konserlerliler ile ısı pompalılarda sıcaklık farkı var. yeni nesil ısı pompalılar daha düşük sıcaklıkta çalıştığı için kurutma süresi uzun (3-4 saat) ama çamaşır çekmiyor. ısı pompalı tavsiye ederim
0
sttc
(16.11.25)
bazen çok işe yarıyor gibi geliyor ama yine de çok bayılmıyorum ya. birçok parçayı atmıyorum kurutmaya, çekiyor ya da çeker diye korkuyorum. onu atma bunu atma derken her seferinde 5-6 parça kıyafeti askıya asıyorum zaten. ne anladım o zaman diyorum
0
dfn4
(17.11.25)
(9)

İş bulmadan istifa

ashleybon
iş işte bulunur diye bir laf var ama yıllık izmimin hepsi bitti. izmitteyim istanbulda iş arıyorum. gidip gelmem 1 günümü alıyor. amirim izin vermeye karşı bir insan ve de kendisinden aşırı korkuyorum. bu durumda istifa etmem mantıklı mı? ücretsiz izin istesem onu da imzalamaz üniversitedeyim süreç
iş işte bulunur diye bir laf var ama yıllık izmimin hepsi bitti. izmitteyim istanbulda iş arıyorum. gidip gelmem 1 günümü alıyor. amirim izin vermeye karşı bir insan ve de kendisinden aşırı korkuyorum. bu durumda istifa etmem mantıklı mı? ücretsiz izin istesem onu da imzalamaz üniversitedeyim süreç sıkıntı olucak. sağlık sebebi olarak depresyon gösterebilirim başka da elimde birşey yok. hem işi hem şehri sevmiyorum bir kişi tanıdığım bile yok. acilen buradan kurtulmam lazım
0
ashleybon
(16.11.25)
3 aylık asgari giderin kadar idare edebilecek paran varsa istifa et diyeceğim ama 3 ay içinde iş bulabilecek misin, orasını sen bilirsin.
0
Bruce
(16.11.25)
Şu sıralar iş bulmak zor. Bence iş bulmadan istifa etmeyin. Gidip gelmekle uğraşmak yerine online görüşme falan ayarlamaya çalışsanız?
0
gnosis
(16.11.25)
bi arkadaşım bu yılın başında yok yere bir şeylere sinirlenip istifa etti hala işsiz. şu an iş olayları çok sıkıntılı, alımlar az. bence dayanabildiğiniz yere kadar götürün.
0
asap raki
(16.11.25)
Hiç tavsiye etmem. Zaman kötü diyemiyorum çünkü bunlar iyi günlerimiz.
0
Mirket
(16.11.25)
Avans izin yok mu? Avans izin al, çıkışında maaşından kessinler.
0
gabe h coud
(16.11.25)
iş bulmadan istifa edilmez.

bir süre işsiz kalınca mülakatlarda çok çaresiz kalacaksınız ve bu karşı taraf için cazip olmayacak.

mülakat günleri rapor alırsınız.

resmi olarak iş arama izniniz var ama mobbing olarak döner.
0
gurur
(16.11.25)
zaten mobbingle başım dertte.
0
🌸ashleybon
(16.11.25)
Benzer durumda ve aynı yerdeyiz ama bence İzmit hala daha iyi bi seçenek. (Tabii ki depends) mevzulara biraz daha yüksekten bakmayı dene.

Diğer yandan 1 sene idare edecek birikim olmadan böyle bir macera anlamsız. Ailene güveniyorsan başka.

Diğer yandan ünide akademisyen olarak takılan tanıdıklarım gayet rahat takılıyor sen nasıl kendini böyle esir etmeyi başardın acaba?
-3
krank milli
(17.11.25)
ben öğr. üyesi değilim. o dediklerin haftada 1 gün istanbuldan ders vermeye gelenlerdir
0
🌸ashleybon
(17.11.25)
(7)

Genetik sağlık

egerbiryolcu
Beslenme, yaşam kalitesinden daha çok genetik kodlar daha mı etkili sizce/ ya da bilimsel olarak?Mesela;Benim anne tarafım baba tarafımdan çok daha sağlıklı geliyor (gerçi aralarında uzaktan bı akrabalık durumu var ama)Baba tarafımdan; halamda beyin tümörü, onun oğlunda beyin kanaması, amcamda prost
Beslenme, yaşam kalitesinden daha çok genetik kodlar daha mı etkili sizce/ ya da bilimsel olarak?
Mesela;
Benim anne tarafım baba tarafımdan çok daha sağlıklı geliyor (gerçi aralarında uzaktan bı akrabalık durumu var ama)

Baba tarafımdan; halamda beyin tümörü, onun oğlunda beyin kanaması, amcamda prostat kanseri, onun kızında beyin tümörü, eşinde (baba tarafimla yengemin akrabalık durumunu hatırlayamadım ihtimal vardır diye belirteyim) lenfoma beyin tümörü, babamda kemik iliği kanseri vakaları oldu bahsettiklerimin biri hariç hepsi vefat.

Anne tarafıma baktiğimda bir sürü teyzem iki dayım ve bir sürü kuzenim var maşallah nazar da değmesin hiçbirinde ciddi bir sağlık vakası olusmadi. Anneannem 90 küsur yaşında hâlâ sağ. Kuzenlerimin yaşları orta yaş büyük olanlar da var kimsede kanser vakası oluşmadi Allah da göstermesin zaten ama bu durum dikkatimi çekti.

Ben ise fiziksel olarak baba tarafima daha yatkın gibiyim. Bilmiyorum sağlık olarak da bir ipucu mudur bu durum.
Ve tabii kanser vakaları belki de hepsi tesadüftür genetik ne kadar yüzde olarak etkilidir pek bilmiyorum ama bu kadar şey tesadüf olabilir mi sadece
0
egerbiryolcu
(16.11.25)
bilimsel izahlara girersek çıkamayız.

evet genetik bence de temel unsur. büyük büyük ninelerim doğru erkek tercihi yapmış.

ailemde saçı dökülen yok, dişi çürüyen yok, gözlük takan yok, 1.80cm'den kısa yok. ailenin erkekleri komple güreşçi. (ben de katıldım)

evet her şey genetik.
0
yurtsuz john
(16.11.25)
Şu Afrika savanlarında elinde mızrak, yalınayak koşuşturan kara kuru, iskeletten hallice minicik zenciler var ya, bir de iki metreyi aşkın, basketçi afro-amerikalılar da var.
Onların genleri aynı.

Yani gen konusu önemli olmasına önemli de, her şey değil.
0
Mirket
(16.11.25)
genler çevresel etkenlere uyumlulukla ilgili. 1900'lerde amerikalılar meksika yerlilerine bakıyor. bütün gıdaları mısır üzerine. bu böyle olmaz çok sağlıksız diyerek adamların diyetlerini kendilerince sağlıklı gıdalarla değiştiriyor. sonraki yıllarda istatistiksel olarak hastalıklar artıyor.
0
orpheus
(16.11.25)
her ikisi de tek basina anlam ifade etmiyor.
genetik yapinizi saglikli gida ve spor ile destekleyeceksiniz.
bu sizin kanser olmanizi, seker hastasi olmanizi 100% engelleyecek diye bir sey yok ama elinizden geldigince bunu geciktirmeye, önlemeye calisacaksiniz. ne genetik ne yasam stili tek basina bir anlam ifade ediyor. ikisi gayet girift bir sekilde calisiyor.
mesela genetik olmayan diyabet var. tamamen yasam stili ile alakali. öte yanda genetik olan diyabeti istediginiz kadar saglikli beslenin, önleyemiyorsunuz. bazen dogumdan itibaren bebekler diyabetik oluyor.
+1
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(16.11.25)
Kesinlikle genetik. İstersen çöple beslen yaşam süreni yüzde 10 uzatır ya da kısaltır.
-1
Mistyimage
(16.11.25)
@Mirket bir şeyi atlamış. Köle tacirleri satmak için zayıf ve hastalıklı zencileri değil, sağlıklı ve uzun deniz yolculuğundan sağ çıkabilecek olanları seçiyorlar. Diğerleri Amerika'yı göremeden yolda ölüyor zaten. Doğal ya da yapay bir seçilim var yani.

Yine de genetik her şey değil tabii de mesela dünyanın en kendine dikkat eden en aktif ve sağlıklı insanı da olsan alzheimer genlerinde varsa ve başka sebepten erken ölmezsen alzheimer olursun. Böyle bir sürü hastalık var. Doktorlar boşuna ailenizde x vakası var mı diye sormuyor.
+1
gnosis
(16.11.25)
kendi genetik geçmişizde bir sürü hastalık olabilir. bu genetik aktarımın kötü yaşam şartları ve stres benzeri etkenlerle açığa çıkıp genetik faktörlüğü oluştuğunu dinlemiştim. kendi dedem fakirdi yaşam şartları kötüydü, 70 yaşını geçtiği gibi vefat etti. eşimin dedesi varlıklı bir aileden geliyor, 98 yaşında. her gün margarin sürülmüş ekmek yiyor, çayına beş tane şeker atıyor ama tık yok.
avrupa ülkelerini gezdiğimde özellikle almanların beslenmeleri çok kötü ancak bizden daha çok yaşıyorlar. ülkelerinde genel stres az ve bir çoğu sürekli spor yapıyor. iyi yaşam şartları genetiği faktörleri etkiliyor.
0
mikahakkinen
(16.11.25)
(10)

Nasıl olabilir?

mermaidd
Dün bu konuda başlık açılmış ama konunun gidişatı değiştiği için bende sormak istedim. Zehirlenen gurbetçilerin kaldığı otelden 2 kişi daha zehirlenme vakasıyla hastaneye kaldırılmış. Oteldeki damacana sudan zehirlenildiğinden şüpheleniliyormuş. Su bu kadar tehlikeli olabilir mi? Özellikle damacana
Dün bu konuda başlık açılmış ama konunun gidişatı değiştiği için bende sormak istedim. Zehirlenen gurbetçilerin kaldığı otelden 2 kişi daha zehirlenme vakasıyla hastaneye kaldırılmış. Oteldeki damacana sudan zehirlenildiğinden şüpheleniliyormuş. Su bu kadar tehlikeli olabilir mi? Özellikle damacana su.
0
mermaidd
(15.11.25)
Damacanın toksikliği açıkta bekleyen tavukla yarışır.
0
kizil karga
(15.11.25)
Sudan ziyade damacananın içine oturtulduğu sebil, alındiği günden bu güne hiç temizlenmemiş olabilir.
Suyun geçtiği o yollar vs.
0
WithWorth
(15.11.25)
Otel sahibi mutfağımız yok, kapalı su dışında ikramimiz da yok demiş. Havalandırma da sorun yoksa otelde sorun yok

Düzeltme: şimdi twitterda gördüm damacana su varmış sadece. Otel sahibi suçlu olabilir
0
artıküyeolmakistiyorum
(15.11.25)
bence artık haber kirliliği var.herkes bir şey diyor. ülkede sağlık sistemine güvenilmeyince böyle oluyor. tavuktan zehirlenen bir aile vardı, onlarda acile gidip evlerine gönderilmişti. asıl sıkıntı burada.
+1
mikahakkinen
(15.11.25)
insanlar depremde enkazda susuz kalınca kendi idrarlarını içiyorlar, bir şey olmuyor. bear gyrills fil dışkısını sıkıp içindeki suyu içiyor, bir şey olmuyor. damacana su veya sebili ne kadar kirli olabilir? hem sadece onlar mı içti?

bir de niye bu kadar belirsizlik olduğunu anlamadım. adli tıpta otopsi yapılmadı mı? biri böcek ilacı diyor, biri midye diyor, biri kumpir biri damacana su diyor.
+1
tabudeviren
(15.11.25)
@tabudeviren yaklaşık 30-40 dakika önce girilen bi haberde de otelde düzenli olarak böcek ilaçlaması yapıldığı ve bunun doğrultusunda zehirlendiklerini yazmışlar. Neye inanacağımı şaşırdım artık
0
🌸mermaidd
(15.11.25)
@mermaidd böcek ilacı konusu sabahtan beri konuşuluyor. Otelin ciddi bir hamam böceği sorunu varmış. Google yorumlarında otelde kalanlar bu konudan şikayetçiymiş. Aile alt katta havalandırmanın yetersiz olduğu bir odada kalmışsa böcek ilacından etkilenmiş olabilir diyorlar.
0
gnosis
(15.11.25)
insan ve gida olan yerde ilaclama yapan sirketler,puskurttukleri sivinin treake solunumu yapan canlilarda etkili oldugunu söyluyorlar,

bence tavuktandir,
0
designer
(15.11.25)
@designer Tavuktan olsa o restoranda yemek yiyen başkalarının da zehirlenmesi beklenmez mi? Geçenlerde başka bir ilde yedikleri tavuk dönerden yüzlerce kişi hastanelik olmuştu.
Bu arada son dakika haberi: "Zehirlenen ailenin kaldığı otelde iki kişi daha hastaneye kaldırıldı! 'İlaçlama' ve 'damacana su' şüphesi... 3 kişi daha gözaltına alındı"
0
gnosis
(15.11.25)
@gnosis bende seninle aynı fikirdeyim gıdadan olduğunu düşünmüyorum. Otelde bir de damacanadan su içmişler ya ondan oldu ya da bu ilaçlamadan zehirlendiler.
0
🌸mermaidd
(15.11.25)
(11)

Dinlediğiniz şarkıları hayatınızdaki olaylarla eşleştiriyor musunuz?

Civil.leo
Müziği duyunca belli başlı bir anıya ışınlanmak gibi?
Müziği duyunca belli başlı bir anıya ışınlanmak gibi?
+1
Civil.leo
(15.11.25)
Bu bana en çok kokularda oluyor. Havanın kokusu ya da bi parfüm kokusu beni anıdan anıya ışınlayabiliyor.
0
mermaidd
(15.11.25)
Güzel zamanlar geçirdiğim sırada kulağıma çalınan şarkıları eşleştiriyorum.

Mesela Tarkan'ın Adını Kalbime Yaz şarkısını ne zaman duysam 2010 yılında Alanyada geçirdiğim güzel yaz tatili aklıma gelir. O yaz her yerde o parça çalıyordu çünkü.
+1
yurtsuz john
(15.11.25)
Şarkıları anılarla kodlayan biri olduğum için çok oluyor.
+2
Amaranta ursula
(15.11.25)
Evet
Çok var ama iki örnek vereyim
*Seni yazdım kalbime* dinlerken düğünüm, "burası Adıyaman" dinlerken rahmetli annem aklıma geliyor
0
etna
(15.11.25)
evet,

bir çok şarkı var denk gelince belirli anlara gidiyorum, şu şarkıya ilk şurada denk gelmiştim diye o ana gidiyorum, bazı şarkıları tanıdığım kişilerle eşlemişim kafamda. o kişi, mekan, ortam aklıma geliyor
0
exlibris
(15.11.25)
Tabii ki, sırf bu durumdan dolayı bir süre dinleyemediğim parçalar da olmuştur, veya aksine çok dinlediğim. Bu arada, bir olay anında çalan parça değil sadece sonrasında çağrışım yapan, bir başında olup bir şey düşünürken kulağında denk gelen parça da sonrasında o olayla özdeşleşiyor bende..
Boşuna yeni flörtler birbirlerine parça yollamıyor, sonra o parça çaldığında akla gelinsin diye hep bunlar..

Müziğin hayatınızdaki önem seviyesiyle alakalı olabilir bu durumun azlığı veya çokluğu.
0
nwnd
(15.11.25)
Evet ama doğrudan bir anıya değil de hayatımın belli bir dönemine ait oluyor daha çok.
0
black holes in the sky
(15.11.25)
bazı şarkılarda etrafımdaki insanlardan izin istediğim oluyor sessiz olmaları için
0
duyurukullanıcısı
(15.11.25)
Alicia Keys - Fallin'
Adele - Rolling in the deep
Gotye - somebody that I used to know

Bu üç şarkıyı da genç ve salak halimle hayatımın travmatik ayrılıklarında ciğerim sökülene kadar ağlaya ağlaya dinlediğim için duymaya katlanamıyorum. Bir yerde çalarsa falan aniden içime sıkıntı basıyor.

Bunlar dışında sevdiğim şarkılara denk geldiğimde o şarkının çıkış zamanını dönem olarak hatırlıyorum. Aaa evet 2016 yazıydı ne zamanlardı falan diyorum
0
kullanicadi
(15.11.25)
hic olmuyor.
koku ile olur. gördügüm bir manzara ile olur.
doganin kendi sesleriyle de olur.
mesela arabada giderken yagan yagmurun sesi + manzara bazen beni anidan aniya gezdirir.
ama müzik ile olmadi hic.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(15.11.25)
Bazen bir şarkıya takıyor, sözlerini bilmeden tekrar tekrar dinliyorum. Sözleri okuyunca aa bu beni anlatıyormuş diyorum. Mesela bu şarkı: genius.com
Sanırım dinlerken farkında olduğumdan daha fazlasını anlıyorum.
0
gnosis
(15.11.25)
(15)

Türk dizilerinde neden yaşlı adam genç kız partner seçiliyor

darkwizard
40-45-50 yaşında adamların 20-25 yaşında sevgilisi oluyor bu gibi yozlaşmalar neden müdahale edilmiyor.
40-45-50 yaşında adamların 20-25 yaşında sevgilisi oluyor bu gibi yozlaşmalar neden müdahale edilmiyor.
-8
darkwizard
(14.11.25)
'Neden empoze ediliyor?' şeklinde bir soruya mutabık olurum ama 'yozlaşma' tanımlamasına katılmıyorum.

Ayrıca müdahale, reyting düşmesiyle olmalı. Sansür mekanizması mı olsun yani? Sansür komisyonları mı kurulsun 21. yüzyılda?
+1
Mirket
(14.11.25)
zengin güçlü erkekler de gerçek hayatta da genç olanı tercih ediyor zaten. tutarsızlık ve yozlaşma yok.
+1
hold the door
(14.11.25)
izlettirmek için,
guzel kadin, yakisikli erkek,
tüketen toplumun tüketen dizileri.
0
designer
(14.11.25)
tv kumandasının tuşuna basarak bu durumdan kolayca kurtulabilirsin. sansür hepsinden daha büyük bir yozlaşma ve ayıptır.
+4
yurtsuz john
(14.11.25)
Turk dizilerini bilmiyorum yalniz yasli adam genc kadin cok yaygin bir cift profili. Adam tarafi genellikle zengin oluyor. Hemen hemen dunyanin her yerinde gorebilirsiniz.
+1
thetruenorthstrongandfree1
(15.11.25)
yasitiyla evlenmis, yakasik 15 senedir evli olan birisi olarak, zaten dogrusu bu diyorum. kadin erkek arasinda kilciksiz 10 yas olmali.

40 yasinda adam diyelim, yeni yeni paraya ulasmaya baslamis aile kurmak istiyor, coluk cocuk pesine verecek. ne yapsin gidip yasitiyla evlenip, biyolojik saat diye birsey var.
-5
cooperr
(15.11.25)
www.themarysue.com
Bu sadece Türkiye'ye özgü ya da yeni bir şey değil. Fakat bununla mücadele için sizi sansürcülüğe değil, feminizme bekleriz.
+3
kobuzchu kiz
(15.11.25)
Bu dünyadaki olağan bir gerçek. Monte Carlodaki zengin dedeler de 20 yaşındaki kızlarla geziyor. Empozeye gerek yok, insan birbirine benzer.
-1
mikahakkinen
(15.11.25)
çünkü çatışma lazım hikayede herkesin bi sosyal yargıç olup insanlar hakkında hüküm vermesi lazım ki haklı çıksınlar
0
duyurukullanıcısı
(15.11.25)
Geçen bir haber gördüm. Zamanında James Bond'u oynayan aktörlerden biri kızı yaşında aktris ile sevgiliyi oynaması istenince kabul etmemiş. Daniel Craig'e de yaşlı bir kadınla oynamak nasıl gibi bir şey sormuşlar. Yaşlı kadın da Monica Belluci bu arada. Craig, Bond ile yaşıt ne var bunda demiş.

Bu yaş farkını yapımcılar talep ediyor sanırım. Yapımcı da parasına bakıyor. Sonuçta iş seyircide bitiyor. Sen izliyorsun ki o film veya dizide 50 yaşında adam kızı yaşında aktris ile aşk yaşıyor. Toplum böyle ilişkileri ayıplar ama bilinçaltı mı artık iki yüzlülük mü neyse ekranda görmeyi seviyor.
0
gnosis
(15.11.25)
toplumun böyle şeyleri ayıpladığını kim nasıl iddia ediyor bilemiyorum
toplumda ancak çok iyi eğitimli, kültürlü, kentli, kadınları 2-3 kuşaktır aile işi harici maaşlı çalıştığı vb. bir kesim için böyle yaş farkları abestir, yanlıştır.

kalan toplum için, yani toplumumuzun epeyce büyük bir bölümü için bu yaş farkları normal, her yer ekşi evreni gibi değil zira.

hatta şu anda daha da normal
zira 30-40 sene önce yani daha kitleler şehre taşınmadan ve adapte olmadan önce, erkekler askere gitmeden önce nişanlanıp gelir gelmez de evleniyorken 18-19 yaşındaki çocuğa ne kadar küçük kız "alabilir"din zaten? yaş farkları mecbur en fazla 2-3 olabiliyordu. istesen de olamıyordu yani yaş farkı. ancak 2. evlilikte.
ilk evlilikte ciddi bir yaş farkı olabilmesi için adamın askerden epey epey bir zaman sonra (mesela 10 yıl sonra, 30 yaşlarında iken evlenmiş olması lazım ki 18-20 yaşında biriyle evlenince yaş farkı oluşsun, mesela, bu da süpheli niye evlenmemiş o zamana kadar derlerdi anadoluda. çerkesler filan hariç o yaşlara kadar evlenmeyen insan yok ki o zamanlar. (okuyan, geç evlenen kesim küçük bir azınlık)

ama şimdi öyle değil evlenme yaşları ilerledi. üniversite biter bitmez işi bulup, aşık olup evlenmiyorsa (1. dalgayı kaçırdıysa yani) şayet erkek 33-38 gibi yaşlarda gayet de 20-22 yaşında kızlarla evlenebiliyor bu da son derece normal görülüyor. benim etrafımda muhafazakar anadolu illerinde sıradan düz memur, öğretmen, mühendis bi dolu adam var 35-40 yaşa yakınken 22-23 yaşta kızlarla evlendiler. dümdüz adamdı bunlar. kızlar genel olarak da çalışmıyor ,okumuş ama atanamamış ya da evlenince işi bıraktı filan.

hele hele dizilerdeki o zengin, okumuş, ultra kaslı ya da ağa mağa olan abilerimiz zaten alfa alfa karakterler, 15 yaş küçük de yazarlar harem de kurarlar onlara, çok öyle kimse de ayıp karşılamaz çünkü o erkeğe gayet hak görür.
-4
subcomponent
(15.11.25)
@subcomponent, köyünden çık.
+3
deartheodosia
(15.11.25)
Kimse 25 yaşındaki kızı yaşıtı yerine 40 yaşındaki adamla evlensin istemez. Parası, malı mülkü varsa onay verirler. Zaten 25 yaşındaki de 40 yaşındakine bakmaz. Yeterince para yaş, eğitim, kültür, kondisyon farkını ortadan kaldırır. Paranın miktarına bağlı olarak her olumsuzluk aşılır, her sorun çözülür.
Not: Abba'dan Money Money Money hepimize gelsin:
"I work all night, I work all day to pay the bills I have to pay
Ain't it sad?
And still there never seems to be a single penny left for me
That's too bad
In my dreams I have a plan
If I got me a wealthy man
I wouldn't have to work at all, I'd fool around and have a ball"
+2
gnosis
(15.11.25)
yozlaşma değil ki bu. tüm dünyada bu durum normal. yaşı geçmiş yalnız kadınlar dışında kimse dert etmiyor bunu. erkeklerin yüzü, duruşu, karakteri zaten 35ten sonra oturuyor. kadınlarda ise tam tersi.
-4
abelardo
(15.11.25)
@deartheodosia, evet Monaco'nun tümü de bizim köylü, sizi de bekleriz.
0
subcomponent
(15.11.25)
(11)

Evde iskender yapma akımını denediniz mi?

msb
Henüz yapamadım ama çok merak ettim tadı nasıl oluyor?Deneyen oldu mu?Düz mantıkla bakınca evet iskender de kıymadan olur ve o şekilde ince olmalı tereyağı işlemeli vb...Güzel sonuç alan tarif de verirse sevinirim.Bu arada sonuç iyiyse iskender kebap restoranları için sıkıntı büyük.
Henüz yapamadım ama çok merak ettim tadı nasıl oluyor?

Deneyen oldu mu?

Düz mantıkla bakınca evet iskender de kıymadan olur ve o şekilde ince olmalı tereyağı işlemeli vb...

Güzel sonuç alan tarif de verirse sevinirim.

Bu arada sonuç iyiyse iskender kebap restoranları için sıkıntı büyük.
0
msb
(14.11.25)
bir parca eti buzluğa at,
ertesi gün cikar,
ince ince pastirma gibi kes,
kavur,
pidenin ustune dök ,ye

not; denemedim, icimden öyle geldi.
0
designer
(14.11.25)
ben denedim de güzel olmadı
0
hold the door
(14.11.25)
İskender bir bütün olarak o lezzeti verebilir. Yani sadece marinasyon, etin kalitesi, pişirme derecesi ya da tereyağı değildir önemli olan. Tümüyle her şey tamamsa lezzetli gerçek döner olabilir. Verilen tarifler çok büyük oranda zaten döner tarifi fakat bence insanların kaçırdığı nokta o bütünlüğü sağlayacak nokta is tadı. Bunu evde sağlayabilecek püf noktası bence, fırında birkaç dakika eksik pişirip önceden ısıtılmış döküm tavada hızlıca cızbız yapmak o is tadını vererek bütünlüğü sağlar.
+1
ulukayin
(14.11.25)
soğan, karabiber, tuz, dana kuzu karışık olarak denedim. bayağı da ince yaptım ama eh işte. tereyağı, salçası olmasa pek bişeye benzemez. tavuktan deneyeceğim bir de.
0
inawen
(14.11.25)
eskiden evde döner benzeri bir yemek yapabilmek için baharatlanan kıyma streç filme sıkıca sarılıp dondurulduktan sonra dilimlenip ve pişirilirdi. tadı da şekli de dönere benzerdi. ilk cevapta da önerilmiş.

sanırım "akım" olarak bahsedilen, benim de son 1-2 haftada sıkça gördüğüm değişik bir pişirme yöntemi. aynı et harcını yağlı kağıt üstüne incecik (döner inceliğinde) yayıp, üstüne ikinci bir yağlı kağıt koyduktan sonra dikine katlaya katlaya dürüm yapıyorsunuz ve fırın tepsisine koyup pişiriyorsunuz. piştikten sonra katlı kağıtları açınca içinden aynen iskendere koymalık yaprak döner gibi çıkıyor. kesip kesip iskender yapabilirsiniz.

çok ilgimi çekti, denemedim ama deneyeceğim.
0
kibritsuyu
(15.11.25)
www.youtube.com

şu tarife denk geldim. çok pratik geldi, denemedim ama bu şekilde deneyeceğim bakalım
0
exlibris
(15.11.25)
etleri dümdüz et üstüste koy dondur donuk halde iken bıçakla döner keser gibi kes sonra tavada pişir.
0
duyurukullanıcısı
(15.11.25)
Instagramı sınırladığım bi dönemdeydim o yüzden bu akımı en son ben gördüm sanırım ki viral tariflerin hastasıyımdır. Denemediğim şey azdır

Bu hafta içinde deniyorum, birebir İskender beklemiyorum zaten muadil olarak değerlendirirsek pişman etmeyeceğini düşünüyorum
0
kullanicadi
(15.11.25)
Yapacağım diyen arkadaşlar,
Ahmet Şef konuya el atmış ve güzel bir tarif vermiş.

Ahmet Şef'in tariflerini tavsiye ederim.

www.youtube.com
+1
Mirket
(15.11.25)
bir dönem dönercilik yapmıştım. iskender'de asıl lezzeti veren olay etin kalitesi ve sosudur. diğer şeyler kabul edilebilir seviyede olsa bile yeter(pide ve yoğurt).

et tercihini size bırakıyorum.
sos için ise iki şey önereceğim

ucuz sos: tencerede margarini eritin, üstüne salçayı dökün çok az kavurup üstüne kaynar su dökerek açın ve içine de tencere büyüklüğüne göre küp şeker atın.

pahalı sos: tereyağını eritin, salça yerine domates suyu ve rende domates kullanın. kıvamı tutmazsa kırmızı toz biber veya en son çare olarak salça ekleyin.

sosun genel hatlarını aktardığımı düşünüyorum sonrasında asıl lezzeti yükseltecek olan şey yaptığınız özelleştirme olacaktır. hadi afiyet olsun.
+1
bravoteam
(15.11.25)
Daha önce evde @duyurukullanicisi'nin dediği gibi döner yaptım: Eti sosla, dondur, kes, tavada pişir. Kıymalı tarifi de denemek istiyorum. Ben dışarıda yediğim dönerlerde buram buram kekik kokusu alıyorum. Ahmet Şef'in tarifine baktım kıymaya sadece tuz ve karabiber koyuyor baharat olarak. Farklı baharatlarla parça parça denemek lazım sanırım.
Bu arada kırmızı et sevmem, kebap tabii ki yerim:D
0
gnosis
(15.11.25)
(2)

Munderm jel

egerbiryolcu
Kullanan oldu mu?Yanaklarımda derin tırnak izi gibi delik deşik görünümlü çukurlar var uzun kullanımda etkisi olur mu?Bir de çok ince sürülmesi gereken dikkatli kullanılacak bir jel diye biliyorum. Gece uyumadan çok ince nokta kadar miktar sürüyorum. Biraz geriyor sabah da yıkıyorum. Şimdilik kaşın
Kullanan oldu mu?
Yanaklarımda derin tırnak izi gibi delik deşik görünümlü çukurlar var uzun kullanımda etkisi olur mu?
Bir de çok ince sürülmesi gereken dikkatli kullanılacak bir jel diye biliyorum. Gece uyumadan çok ince nokta kadar miktar sürüyorum. Biraz geriyor sabah da yıkıyorum. Şimdilik kaşıntı kızarıklık gibi bir sorun yaşamadım. Miktarı bı tık artırmalı miyim, soyulma özelliği var ama çok soyulduğunu hissetmiyorum çok minik bir beyazlik oluyor sabaha o kadar.
0
egerbiryolcu
(13.11.25)
aynı dertten müzdarip arkadaşıma dermatolog anca lazer vs gibi scar tedavisi ile biraz düzelme olur kremler etki etmez demişti.
0
eja
(13.11.25)
Eski ve derin izlere kremlerin etkisi az. Bu arada kullanmaya devam ederseniz devam ettiğiniz sürece yaz-kış güneş kremi sürmeyi unutmayın.
0
gnosis
(13.11.25)
(3)

Yeni açıklanan yuzyil projesi toki konutlarına uygun muyum

optimistbakunin
18-30 yas arasindayim gelir durumu kurtariyor anadoludayim. Fakat ailenin 1 evi var. Ben murat kurum aciklamalarina gore genc kategorisine giremiyorum. Peki diger kategorisine giremez miyim? Yani benim bu projeye hicbir sekilde basvurma ihtimalik yok mu? Ayni evdeyiz
18-30 yas arasindayim gelir durumu kurtariyor anadoludayim. Fakat ailenin 1 evi var. Ben murat kurum aciklamalarina gore genc kategorisine giremiyorum. Peki diger kategorisine giremez miyim? Yani benim bu projeye hicbir sekilde basvurma ihtimalik yok mu? Ayni evdeyiz
0
optimistbakunin
(09.11.25)
diğer kategorisinden başvurabilirsin
0
jelly bear
(09.11.25)
10/11/1995 tarihinden sonra doğan başvuru sahiplerinin; Kendileri, eşleri, velayetleri
altındaki çocukları, anne ve babaları üzerine T.C. sınırları dâhilinde 24 Ekim 2025 tarihi
tapuda kayıtlı bağımsız konutlarının bulunmaması, kendileri, eşleri, velayetleri altındaki
çocukları, anne ve babaları daha önce Toplu Konut İdaresi ile sözleşme yapmamış olması
şartları aranacaktır (Bu şartı sağlamayanlar, Şehit Ailesi kategorisi hariç, genç ve diğer
kategorilere başvuru yapamayacaklardır.)
0
rodeocu
(09.11.25)
Rodeocu+1 başvuramazsınız. Tek ihtimal şartları sağlıyorsanız şehit ailesi kategorisi.
talep.toki.gov.tr
0
gnosis
(09.11.25)
(8)

Sorum kadınlara: Yaş aldıkça PMS psikolojik ve duydusal yoğunluğunuz arttı mı? Nasıl başa çıkıyorsunuz?

Amaranta ursula
Merhaba arkadaşlar;Yaş aldıkça sizde de PMS'in psikolojik ve duygusal yoğunluğu arttı mı? Üniversite yıllarında PMS'i hissetmezdim bile. Sadece takvimime göre geciktiysem niye gecikti bu ya stresi olurdu bir tek. Ama şimdilerde en az 1 hafta Kafka'nın böceği gibi hissettiğim yetmezmiş gibi hayatımla
Merhaba arkadaşlar;

Yaş aldıkça sizde de PMS'in psikolojik ve duygusal yoğunluğu arttı mı? Üniversite yıllarında PMS'i hissetmezdim bile. Sadece takvimime göre geciktiysem niye gecikti bu ya stresi olurdu bir tek. Ama şimdilerde en az 1 hafta Kafka'nın böceği gibi hissettiğim yetmezmiş gibi hayatımla/hayatımdakilerle (benimle olan ilişkilerine dair) ilgili kıyamet senaryoları yazıyorum. Bu durum artık hepten yormaya ve canımı sıkmaya başladı.

PMS'in bu etkilerine karşı neler yapıyorsunuz? Deneyip iyi geldiğini düşündüğünüz şeyler neler acaba? Yürüyüş, sosyalleşme vs dışında.

Cevaplar için çok teşekkür ederim şimdiden.
0
Amaranta ursula
(03.11.25)
Yoğunluğu covidden sonra yoğunlaştı yaştan bağımsız.
Ruh hali değişimleri ve sancılar yaş ilerledikçe seyrekleşti.

Ayda yılda bir bel ağrısı çekerim ona ısı bandı iyi geliyor, bitkisel çay iyi geliyor. Yatıp dinlenmekten başka bir şey de iyi gelmiyor o süreçte açıkçası.
0
mutekebbir
(03.11.25)
yasinizi bilemiyorum ancak 35'ten itibaren filan biliyorsunuzdur belki perimenopoz dedigimiz surece giriyoruz, bu demek degil ki menopoz kapida, ancak bu yillar suren bir surec ve kadinlarin yasaminin buyuk kismi peri-menopoz-post doneminde geciyor. sizde de bu anlamda bir degisiklik olusmaya baslamis olabilir. bu nedenle oncelikle yasiniza bagli olarak kan degerlerinize ancak ozellikle bu sureci dikkate alan bir doktorla birlikte hormon degerlerinize baktirmanizi tavsiye ederim, bazen kucucuk bir hormon destegi vs epey ise yarayabiliyor. 30lu yaslarda insanlar bunu kisisel algilayip, ne menopozu triplerine girebiliyor ancak bu konuda ne kadar erken bilgilenirseniz o kadar iyi atlatirsiniz. forumlarda vs. cok guzel paylasimlar var. hatta bazen 'ya bu enteresan bir sey yeni cikti' dedigimiz bazi fiziksel/duygusal belirtiler aa perimenopozmus diyorsunuz. permenopoz/menopoz o hep duydugumuz sicak basmasi,gece terlemesinden filan cok daha kompleks ve uzun bir surec. yani benim anladigim sicak basmasina geldiginizde zaten is isten gecmis oluyor.
ozellikle pms oncesi yogun 'depresyon' icin, L-tryptophan ve 5-HTP gibi takviyeleri de doktorunuzla konusabilirsiniz. yine butuncul tip ve kadin sagligi calisan iyi doktorlar yumurta ve rahim sagliginizi destekleyecek cok guzel dogal takviyeler verebiliyorlar.

pms oncesi duygu durum degisikliginin epey yogun yasanmasi PMDD olarak geciyor literaturde, bana bu taniyi 20li yaslarimda filan doktorum soylemisti, acikcasi benim icin ise yarayan en kolay yontem, cok basit ama 'farkindalik'. yillardir bu sekilde epey yol kat ettim, 5-7gunden 1-2gune indi diyebilirim. felaket senaryolari ve inanilmaz depresif dusuncelerin girdabina girdigim anda iste farkli farkindalik teknikleri vs. kendime gore atlatiyorum, yani isin ozu benim icin farkindalikli yasamak ve meditatif yonunuzu gelistirip zihninizin sacmaliklarin sacmalik oldugunu o girdaba dustugunuz anda yakalamak ve buna kapilmamak. simdi diyebilirsiniz ki zaten kapilmamayi becersem pms olmaz, ama iste kendinizi egitmek mumkun. pratik yapa yapa gelisiyor. son olarak, eger bilginiz yoksa, hormon dongunuze gore beslenmeyi ogrenmenizi tavsiy ederim, her ay 4 farkli hormon dongumuz var, o da epey ise yariyor. mesela menstruasyon donemi ile luteal fazda ayni sekilde beslenmek de ayni sekilde spor yapmak da dogru degil, kucuk degisikliklerle kendinizi epey rahatlatabilirsiniz.
+3
kassiopeia
(03.11.25)
@kassiopeia,
Çok faydalı şeyler demişsiniz. Yaşım 31 ama erken menapoz konusuna ben de son günlerde aşinayım. Bu sebeple ilk doktor kontrolümde yumurta rezervlerime baktırmayı düşünüyorum. Bunun yanında bu depresif duygularla baş edebilmek için farkındalığı deneyeceğim muhakkak doktor gerekli görürse de dediğiniz takviyeleri yazdırmayı deneyeceğim.
0
🌸Amaranta ursula
(03.11.25)
(yanıtları okumadım) evet!!! ama anne olmama bağlıyorum ben bu durumu, beynimin kimyası değişti. 20lerimin başlangıcında ne oluyor, ne hissediyorum pek farkındalığım da yoktu kendime dair, şimdi hemen tanıyı koyabiliyorum. bunun da bi etkisi vardır mutlaka.
0
deartheodosia
(03.11.25)
ilk reglimi 14 yaşında oldum. o zamanlar ruhsal etkileri oluyor muydu hatırlamıyorum. zaten ergenliğin verdiği duygu değişiklikleriyle karışmış olabilir.

reglim ve ağları hafiflese de duygusal dalgalanmalar gitgide arttı sanırım. artık 29 yaşındayım.

2 güne regl olacağım ve bugün yine ağladım. bir de kolay sinirleniyorum. depresif düşünceler çabuk doluşuyor. tatlı yeme isteğim çok fazla.

gerçi psikolojim yıllardır çok bozuktu, bol travmalı bir hayatım oldu. bu yüzden çok da emin olmadan yazdım bunları. şimdi daha özgüvenliyim ve hayatım daha yolunda ama hala regl yüzünden ağlıyorum işte :D
0
art cat chocolate
(03.11.25)
kassiopeia+1

perimenopoz maalesef ülkemizde nerdeyse yok sayılan, doktorların dahi doğru düzgün izah etmediği bir süreç. detaylıca araştırmanızı öneririm. etrafımda kim varsa anlatmaya çalışıyorum okuyup, araştırıp, öğrendikçe ve anladım ki yaşadığımız beyin sisi, duygu durum değişiklikleri, migren artışı/perimenepoz dönemi baş ağrıları, reglin süre ve yoğunluğunun değişmesi, depresif ruh hali vb. her şey bu süreçle, hormonal değişikliklerle ilintili.

illa erken menopoz gibi düşünmeyin, okuduklarımdan anladığım menopoza kadar uzanan yaklaşık 10 yıllık bir süreçten bahsediliyor.

ben duruma nöroloğumun migren sıklık ve şiddettiniz çok arttı değil mi perimenopozda dediğinde, doktorla detaylı bir sohbet edince uyandım.

kassiopanın takviye önerilerine primrose oil içeren takviyeleri de ekleyebilirim, yaşam kalitem değişti. magnezyum zaten migrenden dolayı kullanıyordum, onu da araştırabilirsiniz.

çok güzel dayanışma grupları var facebook ve instagramda, ben yabancı olanları daha verimli buluyorum, türk olanlarında maalesef çoğunlukla her regli geciken ayyyy menopoz mu çığlıklarıyla mesaj atıyor.
+1
Phoebe
(03.11.25)
Benim en sancılı regl dönemlerim 10'lu yaşlardaydı. Pms hissetmiyorum sanırım ama Mittelschmerz sağ olsun son 2 senedir yumurtlama günümü biliyorum. Annem çok erken yaşta 41 yaşında menopoza girdi. Muhtemelen ben de o yaşlarda bu illetten kurtulacağım diye seviniyordum ama peri ve menopoz hakkında olduklarım beni daha da mutsuz yaptı. Sağlığımız, duygu durumumuz, mental yetilerimiz bile hormonlara bağlı. Şimdiden HRT falan araştırıyorum. Kadın vücudunda yaşamak çok zor. Kadınlığı terk edebilsek keşke.
0
gnosis
(03.11.25)
Yaşla birlikte çok daha iyi hissediyorum bu anlamda. Sadece birkaç gün önce ağlak oluyorum. Ama döngümü farkindalikli bir şekile yaşıyorum o hoşuma gidiyor. Ovulasyonda olduğumu fark ediyorum mesela, kendimi ve bedenimi hissediyorum.
0
yuvarlanantencereninkapagi
(04.11.25)
(12)

Kasım indirimlerine inanıyor musunuz??

Başka
Malum bu ay indirim ayı kutsal cuma kara cuma harika hafta gibi ıvır zıvırlarla ürünler pazarlanıyor? peki siz bu kasım indirimlerine inanıyor musunuz?şahsen ben pek inanmıyorum. geçen hafta sepete attığım şort 1500 liraydı sonra 2500 tl oldu. Bugünde kasım indirime girmiş 1800 lira olmuş :)
Malum bu ay indirim ayı kutsal cuma kara cuma harika hafta gibi ıvır zıvırlarla ürünler pazarlanıyor?

peki siz bu kasım indirimlerine inanıyor musunuz?

şahsen ben pek inanmıyorum. geçen hafta sepete attığım şort 1500 liraydı sonra 2500 tl oldu. Bugünde kasım indirime girmiş 1800 lira olmuş :)
-1
Başka
(03.11.25)
50-100 TL indirim olmuş fazlasını görmedim
0
artıküyeolmakistiyorum
(03.11.25)
yurt dışı olarak hiç deneyimim yok ama türkiye'deki bu olaya inanmıyorum. zaten çoğu platformda da kampanya öncesi 500 tl olan, sonra kampanya dönemi aynı ürünün fiyatı 1200 tl imiş de 750 tl'ye düşmüş gibi "kampanya" yapıldığına dair twitter'da, ekşi'de çok fazla ifşa görüyoruz. bizim halk da hala inanıyor.
0
m e b
(03.11.25)
e-ticaret sektöründe çalışan biri olarak normalde inanmıyorum. ama ilk defa bu sene bebek alışverişi yaptığım için sıkı takip ettim. çok iyi indirimle yakaladığım şeyler oldu gerçekten son birkaç gündür.
0
la mort heureuse
(03.11.25)
İnanmıyorum da yüce bi güç var bence.
0
antihero
(03.11.25)
Çoğu bindirip indirme muhtemelen ama arada gerçekten iyi indirime rastlanabilir, hepsiburada satıcılar tarafında komisyonda ciddi avantaj sağlıyor kasıma özel olarak, diğerleri de geri kalmıyodur.
0
(03.11.25)
normal zamanlarda dahi online'da ürünler %10 civarı bir kâr marjıyla satılıyor zaten. hatta bazen %1-2 ile bile satılan ürünler oluyor. (xiaomi ürünleri böyledir mesela, kimse para kazanmaz ama müşteri talebi nedeniyle ciro olsun diye satarlar)

kasım ayında aylardır stoklarda duran ürünler eritilir genelde. mesela benim stoğumda şubat 2024 girişli, 1300 lira maliyetli ürün var. 21 ay geçmiş. aylık 4%'ten finansal maliyet alınca 84% eder. yani ürünün bana maliyeti şu anda 2400 TL. ben bunu belki 700-800 lira zarar satacağım kurtulmak için.

%50-%60 indirim olan ürünler bunlardır. hayvan gibi zararla ama paçalda kurtaran marjla ürünler eritilir. o ürünleri yakalamak lazım. yoksa iyi satan bir üründe kimse %50 indirim yapmaz.
+2
efreet sultan
(03.11.25)
iyi indirime giren şeyler oluyor fiyatını takp ettiğim şeyler oluyor onların fiyatına bakıp iyi indirim varsa alıyorum. mesela şampuan geçen sene fiyatı 350 tl gibi bişeydi 128 tl olmuştu indirimde
yoksa tabi ki çoğu bindirimden indirim.
0
eja
(03.11.25)
bazı ürünlerde oluyor. açıklaması yukarıda yapılmış.
bu durum dışındaki indirimlere inanmıyorum.

neredeyse hiç "aa kasım geliyor, dur indirimlerden bir şey alayım" demedim. arkadaşlarım hep "kasımda şunu yakaladım, olm ne biçim düşmüş" falan diye bir sürü şey alıyorlardı ama gerçekten ihtiyacı olup da zaten almak istedikleri ürünleri mi alıyorlar yoksa hazır indirimde alayım bari mi diyorlar orası tartışılır.
0
biseysorcaktim
(03.11.25)
pek inanmıyorum. çünkü bindirim indirim gibi bir şey yapılıyor. bazı ürünlerde gerçekten oluyor fakat o da olması gereken fiyat zaten.
0
koela
(03.11.25)
giyim kuşam tarzı ürünlerin hiçbirindeki indirime inanmıyorum.

playstation store'da fiyatlarını bilip takip ederek izleme listesine aldığım oyunlar var mesela, indirime girdi diye mesaj geliyor. onlarda ciddi ciddi indirim oluyor.

yoksa trendyol'daki indirimler falan hikaye.
0
kibritsuyu
(03.11.25)
Her Kasım'da Amazon'dan yıllık deterjanımı alıyorum. Deterjan indirimi var, inanabilirsiniz. Ama benzer oranda indirim yıl içinde de ara ara oluyor.
0
gnosis
(03.11.25)
Boyner’de bazı parfümler en az bin tl indirimde
0
olaylar olaylar
(03.11.25)
(4)

Hangi el kremi?

kedidir o kedi
Ne kullandıysam kuruluğa engel olamıyorum kış aylarında. Bioderma, neutrogena, caudalie…vs. Ucuz kremlerde kullanmıyorum. Sürekli kuruyor ellerim. Hafif bir kuruluk değil bahsettiğim.Artık eczane ürünlerini düşünüyorum.Ne önerirsiniz? Ne kullanıp da memnun kaldınız?
Ne kullandıysam kuruluğa engel olamıyorum kış aylarında. Bioderma, neutrogena, caudalie…vs. Ucuz kremlerde kullanmıyorum. Sürekli kuruyor ellerim. Hafif bir kuruluk değil bahsettiğim.
Artık eczane ürünlerini düşünüyorum.
Ne önerirsiniz? Ne kullanıp da memnun kaldınız?
0
kedidir o kedi
(01.11.25)
Biodermanın el kremini kullanmıştım epey iyiydi. Bir de nüxe markasının gül kokulu çok güzel bir kremi var o da iyiydi.
0
hepimizkediyiz
(01.11.25)
Ceradolin-Argan Yağlı

Dermatoloji tavsiyesi. Super bi krem
0
basubadelmevt
(01.11.25)
Altta yatan bir hastalık kuruluğa sebep olabilir. Yeterli sıvı tüketmiyor olabilirsiniz. Çok el yıkıyorsanız ya da rüzgarlı bir yerde yaşıyorsanız sürekli kremi tazelemek gerekiyor. Şimdi doktora gidemem diyorsanız elleriniz hafif nemliyken gliserin, üre ya da hyaluronik asit içeren bir krem, serum vs sürün, üstüne tercihinize göre x yağı ya da x yağlı krem, en üste de vazelin. O kadar uğraşamam derseniz gliserin/üre/ha+ vazelin de olur. Gliserin+x yağlı kremler var. Onlardan birini alıp sürebilirsiniz, üstüne yine vazelin.
0
gnosis
(01.11.25)
Bodyshopun kenevirli kremi kuzey ülkesinde soğuktan çatlayan ellerimize iyi geliyor
0
suicides underground
(02.11.25)
(17)

Saç boyatmak ya da boyatmamak?

gnosis
Ailedeki ölümler, hastalık, iş stresi derken saçlarımda beyazlar çoğaldı. Boyatma konusunda kararsızım. Çünkü sürekli boya ile uğraşmak, dip geldi diye kuaföre koşmak istemiyorum. Siz saçınızı boyuyor musunuz yoksa koyverdiniz mi? Saçını boyatmayan insanlara karşı olgun, pasaklı, yaşlı,... gibi olum
Ailedeki ölümler, hastalık, iş stresi derken saçlarımda beyazlar çoğaldı. Boyatma konusunda kararsızım. Çünkü sürekli boya ile uğraşmak, dip geldi diye kuaföre koşmak istemiyorum. Siz saçınızı boyuyor musunuz yoksa koyverdiniz mi? Saçını boyatmayan insanlara karşı olgun, pasaklı, yaşlı,... gibi olumlu ya da olumsuz önyargılarınız var mı?
Özellikle kadınlardan cevap gelirse sevinirim.
0
gnosis
(26.10.25)
Kendi saç rengime yakın bir renge, kendim boyuyorum.
Boyamayanların bakımsız, yaşlı vs. olduğunu düşünmüyorum tabii ki. Önemli olan sizin nasıl hissettiğiniz.
+1
auroraaurora
(26.10.25)
Bi akrabamız boyamadı. Kadın ak saçlı oldu hatta kar beyazı. Yok dedi alışacağım buna. 6 ay geçmeden hafif kızıllaşma ve sararma oldu doğal şekilde. Süper bi görüntü oluştu. Kadına hangi kuaföre gittiğini falan soruyolar.
İşin özeti. Deneyin boyamayın. Harika oluyor saç doğal bırakınca..
0
luluki
(26.10.25)
Ben kendi adıma doğallıktan yanaydim ama zaman zaman saçlarimi bskimsiz hissediyorum veya mesela çok genç yaştan itibaren tam ön alın bölgemde yoğun beyazlar var onlar da saçımı renk bakımından karmaşık gösteriyor bu yüzden kendimi iyi hissetmek adına boyuyorum. Bazen iki ayda bir bazen dört beş ayda bir biraz moduma göre değişiyor. Bir de saçim kuru ve kabarık olduğu için yumuşaklastiriyor gibi geliyor. Ama boyatmayan insanlari yadirgamam. Mesela ben evde kendi çapimda boyuyorum belki kuaförde boyatanlar da evde boyatmaya ön yargilidir ama ben hem usenirim hem de maddi boyutu karşılamak zor.
0
egerbiryolcu
(26.10.25)
Bir erkek olarak diyorum ki, bazısına yakışıyor saçı boyatmamak. Hele özgüvenli bir yapısı varsa daha da fazla yakışıyor. Bence bir süre böyle deneyin, içinize sinmezse kökü sizde, istediğiniz zaman boyatırsınız.
+1
10551037
(26.10.25)
39 yaşında kadınım. Saçlarım bembeyaz, boyatmıyorum.
+1
suicides underground
(26.10.25)
Saçlarımda beyaz yok ama beyaz/ kır saçlı insanlara çok imreniyorum. Beyazlarım olsaydı boyatmayı hiç düşünmezdim. Çok hoş/cool duruyor. Keşke benim de olsa diyorum bazen:D
0
Amaranta ursula
(26.10.25)
Ne kadar beyaz var saçta? Çoğaldı ama yine de rahatsız etmeyecek yoğunlukta dersen röfle yaptırabilirsin. Benim çok yoğun bir beyazım yok ama yine de rahatsız oluyordum, dip boyası ile de uğraşmak istemiyordum, kuaförüm dibe yakın bir yerden röfle yapalım beyazlar arada kamufle olsun biraz da öyle idare et seni yine 2 3 sene götürür dip boya ihtiyacı olmadan dedi. 3 4 ayda bir röfle yaptırıyorum sürekli kuaförde uğraşmıyorum. Geçişler doğal olduğu için dibim gelmiş havası da olmuyor saç uzadıkça. Işıltı gibi duruyor.

Gümüş grisi görünen bembeyaz saçlara ben de özeniyorum ama ona daha vakit var. Cool duruyor gerçekten. Bakımsız ya da pasaklı durmuyor, gerçi biraz da özgüven ve aura meselesi. Eskiden yoga ya gittiğim bir salonda muazzam esneklikte ve 55 yaşlarında olmasına rağmen vücudu sımsıkı bir kadın vardı ona çok yakışıyordu en azından. Instada ollaluna var yine. O da saçlarını boyamıyor ve çok tarz duruyor
0
kullanicadi
(26.10.25)
boya boyamaya mecbur kalacaksın cunku
-2
Başka
(26.10.25)
ölene kadar kafada saç olduğu sürece boyayacağım. kimsenin ne düşündüğü de umrumda değil eğer ben aynaya bakınca bembeyaz kafadan memnun değilsem. sen de memnun değilsen boya kimin ne düşündüğünü boşver
0
deranzo1
(26.10.25)
@kullanicadi şu halde (temsili resim): imgur.com
Röfle aklıma gelmemişti. Saçımı döküldüğü için kestirdim, çok kısa şu an. Röfle için biraz uzatmam lazım sanırım.
Yaş: 29.
0
🌸gnosis
(26.10.25)
Amaaaaan hiç gerek yok rahatsız olmana<3 Yine de bir süre de şöyle idare edebilirsin çok istersen

www.watsons.com.tr

Sadece beyazlara birkaç fıs yeter sana
0
kullanicadi
(26.10.25)
@kullanicadi Böyle bir ürün mü varmış?! Saçım biraz uzayana kadar bununla idare edeceğim. Çok teşekkürler^^
0
🌸gnosis
(26.10.25)
kendi rengim su: i.pinimg.com
bende sadece daha cok aralarda sari var. simdiye kadar sik sik bagisladigim icin hic islem uygulatmadim saclarima. iki senedir beyazlarda bir artis fark ettim ama boyatmayi düsünmüyorum. hem belli olmuyor pek hem de acikcasi umrumda degil millet sever mi sevmez mi sacta beyazi, hem de ona ayiracak ne zamanim var ne hevesim ne de istegim. dogal kalan saci daha cok seviyorum. sac rengim daha koyu olsaydi belki baska düsünürdüm.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(27.10.25)
ben boyatıyorum saçımı. 34 yaşındayım ama erken beyazladı saçlarım. önceden evde eşime boyatıyordum koyu bir renge. sonra kuaförde ışıltı gibi bi şeyler yaptırdım. şimdi 1,5 ayda bir dip boyaya gitmem gerekiyor. ama boyamadığım hali aşırı bakımsız duruyordu ve yaşlı gösteriyor beni bence. herkes için aynı şey geçerli değil tabi ama genelde böyle duruyor maalesef :(

ama dediğin gibi boyaya bir kere bulaşırsan kurtulması biraz zor. benim beyazlarım yoğun olmasa bulaşmazdım.

bir de beyaz saçın yapısı kalın oluyor. boya onu da kırıyor biraz, saçı yatıştırıyor.
0
elorelia
(27.10.25)
Saçtaki beyazlar tek başına yaşlı, pasaklı vs göstermiyor. Geri kalan her şeyle beraber (saçınızın tipi, bakımlı olup olmadığı, kesimi, ayrıca cilt, giyim tarzı, makyaj -yapıp yapmamanız, yapıyorsanız tarzı) yakışıyor ya da yakışmıyor. Gerçekten önemli olan sizin nasıl hissettiğiniz :)

Saçım şu: imgur.com
40 yaşımı geçtim, saçımı 10+ yıldır boyamıyorum, beyazlarım kafamın tepesinde ve ön sağ tarafta (bu fotoğrafta saçımı diğer taraftan ayırdığım için gözükmüyor) yoğunlaşıyor. Eskiden dalgaların arasında göze batmıyordu, hatta yakından görüp fark eden arkadaşlarım çok şaşırıyordu "oha senin beyazların varmış ya?" diye. Artık daha belirgin, pek saklanmıyor ama bu halini seviyorum.
"umrumda degil millet sever mi sevmez mi sacta beyazi, hem de ona ayiracak ne zamanim var ne hevesim ne de istegim. dogal kalan saci daha cok seviyorum." +1
+2
kobuzchu kiz
(27.10.25)
@kobuzchu kiz Saçlarınız çok sağlıklı görünüyor ve beyazlar hiç göze batmıyor. Yanlış anlamayın ama güzel yaşlanmak bu oluyor herhalde. Benim saç rengimin tonu daha koyu (5 ya da 6 numara) ve pırasa saçlıyım. Birkaç tane beyaz tel bile "Ben buradayım!" diyor. 10 yıl sonra keşke sizin saçlarınız gibi olsa benimkiler de.(╥﹏╥)
0
🌸gnosis
(27.10.25)
eger sacinizda yasliliktan dokulme ve tepede acilma vs. yoksa (mesela annem 80 yasinda ve epey azaldi saci) %90 harika gozuktugunu dusunuyorum. belki tarza da bagli biraz ama yine de hic boyle 'genc' yasta beyazlari boyatmayi birakmis ve kotu gozuken gormedim. bence kendiniz ve saciniz bakimli olduktan sonra oyle beyaz sac kendi basina kimseyi bakimsiz falan da gostermiyor. ailemde 'genc' yasta boyatmayi birakan ve yari beyaz yari siyah kullanan var, dedigim gibi ben cok begeniyorum. yasli gosterdigine de katilmiyorum. kadin kisisi.
0
kassiopeia
(27.10.25)
(3)

Yaramaz dişi yavru kör kedi

biseysorcaktim
3 ay kadar önce sokakta bulduk, gözleri iltihaplıydı. kardeşleri iriceydi ama bu zayıftı. yakalayıp veterinere götürdük. gözlerinin tamamen yok olduğunu öğrendik, evde bakım yaptık. sonra dışarı salmadık, evde yaşıyor. tahminimce 5 aylık kadar.bir tane daha kedi var evde. 7-8 yaşlarında. oldukça usl
3 ay kadar önce sokakta bulduk, gözleri iltihaplıydı. kardeşleri iriceydi ama bu zayıftı. yakalayıp veterinere götürdük. gözlerinin tamamen yok olduğunu öğrendik, evde bakım yaptık. sonra dışarı salmadık, evde yaşıyor. tahminimce 5 aylık kadar.

bir tane daha kedi var evde. 7-8 yaşlarında. oldukça uslu, sakin.
iyi arkadaş da oldular.

ancak bu yavru kör dişi kedi çok yaramaz, çok yaramaz.

sürekli temas istiyor. öbür kediyi taciz ediyor. hayvana bir dakika rahat vermiyor. çok kıskanç. diğerini okşasam hemen geliyor kucağıma çıkıyor. otururken ayrı temas, yatarken ayrı temas.

gece uyutmuyor. başka odaya koysam ilgi istiyor. ilgi istemese yaramazlık yapıyor. sevimli ve mutlu. yaramazlık derken çiçekleri devirmesi dışında ciddi bir problemi yok. diğer kedi ile tartışmaları da oyun kapsamında, yara-berelik bir durum yok. oyun oynuyor, perdelere asılıyor, mobilyaları tırmalıyor, ne bulsa yemeye kalkıyor. yaramazlık dediğim kedi sevimlilikleri. tabi geceleyin ayaklarımı ısırması, üzerimi tırmalama tahtası gibi kullanması ayrı boyut.

bu hayvan biraz daha büyüyünce bu yaramazlığı ve ilgi isteği azalır mı? zamanı gelince kısırlaştırılacak.
0
biseysorcaktim
(26.10.25)
en az 1 yaşına kadar böyle kuduruk bir şekilde takılır. sonra yavaş yavaş sakinleşir.

benim 2 kuzum 5 yaşındalar ama hala arada bir kuduruyorlar.
+1
art cat chocolate
(26.10.25)
Normal. Bizimki 1.5 yaşında duruldu. Üstelik çok hırçın bir kediydi. Tam bir minnoş oldu.
+1
gnosis
(26.10.25)
Büyüyünce geçer :)
0
yenibirgüzelnick
(26.10.25)
(9)

Çamaşır makinesi önerisi

gnosis
Evdeki +10 yıllık Arçelik marka makinemizi sonunda emekli etme kararı aldık. Marka ve model konusunda öneriniz var mı?
Evdeki +10 yıllık Arçelik marka makinemizi sonunda emekli etme kararı aldık. Marka ve model konusunda öneriniz var mı?
0
gnosis
(20.10.25)
siemensin iq serisinden kullanıyorum, otomatik deterjan ayarlama fonksiyonu var 4-5 senedir kullanıyorum memnun ediyor. çok sesli de değil.
0
awlmi
(20.10.25)
kesinlikle kurutmalı alın, kendi deterjan alanları tavsiye etmiyorum, çünkü tek bir deterjan kullanmıyoruz, mesela bizim evde 3 farklı sıvı ve iki farklı toz deterjan kullanılıyor.

electrolux aldık, herşey bosch grubu evde ama %30-40 arası electrolux daha ucuzdu. kurutmalı olması ve 9 ve üstü kg olmasını öneririm. electroluxten memnunuz, kurutmalı ama elektrik faturamız hiç değişmedi diyebilirim. aylık yaklaşık 30 kere çalışıyor, evde çocuk olunca bazı kıyafetleri bir gün sonra da giymek istiyor, tek kıyafet yıkıyoruz.
0
hoot
(20.10.25)
ben marka olarak yine yerinizde olsam yine arçelik veya beko alırım. diğer alman markaları da türkiye 'de ya da bulgaristan'da üretiliyor. boşa markaya para vermenin anlamı yok, bir sorun olsa yerli olduğu için yedek parça ucuz ve servis sıkıntısı yok.

kurutmalı olanlar randımanlı çalışmıyor, kurutma makinesi ayrı almak mantıklı. benim çamaşır makinesi bosch serie 4 kurutma makinesi beko, bundan önceki beko makinem daha iyi yıkıyordu diye düşünüyorum. aynı su aynı deterjanı kullanıyorum ama lekeler çıkmıyor.
+2
i wanna go back
(21.10.25)
paran çoksa miele
0
mikahakkinen
(21.10.25)
arçelik / beko, kurutma alacaksanız ayrı alın.
0
inheritance
(21.10.25)
www.n11.com

Alalı 1 ay olmadı henüz. 12 senelik Bosch makinemiz bozulunca çağırdığımız servis bunu tavsiye etti, burada diğer yerlerden daha da ucuz dedi, biraz bakındıktan sonra aldım geçtim, eski makinemize göre acaip sessiz. İlk bi' kaç defa gerçekten çalışıyor mu diye kontrol ettim o kadar sessiz :)

Kurutma makinemiz var bizim o yüzden bunu aldık, olmasaydı muhtemelen kurutmalı bi' makine alırdık.
0
kumandanim
(21.10.25)
Eski bir bsh çalışanı olarak bosch, siemens, profilo markalarından birini önerebilirim. ama otomatik deterjan ayarlayan modelleri önermem. problemli bir sistem.

markaya para vermek istemezsen profilo, bosch ve siemens ile aynı kalitede ürünlere sahip. sadece logosu profilo. aynı malzemeler, aynı tedarikçiler, aynı üretim bandı. sadece lokal marka olduğu için diğerlerine göre daha uygun fiyatlı.

"nasıl olsa türkiye'de üretiliyor, markaya para verme" mantığı doğru değil. bsh'nin ürünleri türkiye'de üretiliyor olabilir ama tasarım onayları, kullanılacak malzemeler ve üretim metodları için standartlar almanya'daki bsh'lerle aynı olduğu için arçelik, vestel gibi yerli markalara göre çok fark var.
0
himmet dayi
(21.10.25)
Sözlükte ve burada yapılan yorumları dikkate alarak kurutmasız ve otomatik deterjan ayarsız bir model bakmaya karar verdim.

Evde Bosch ve Arçelik marka ev aletleri var. Hepsinden memnunuz. Son dönemde Arçelik'te kalite düşmesi olduğunu sık sık duyuyorum. Bu sebeple Bosch-Siemens-Profilo'dan bakacağım.

@kumandanim önerdiğiniz modelin fiyatı çok uygun ama Şikayetvar yorumları caydırıcı:(
0
🌸gnosis
(21.10.25)
@gnosis; hocam valla dediğim gibi bir ay civarı oldu alalı. Şu an için sorun yok ama elektronik ve beyaz eşya işi biraz da şans işi biliyorsunuz.
0
kumandanim
(21.10.25)
(12)

en lüzumsuz su harcamaları nerde oluyor?

i'm gonna start a revolution from my bed
s.b?
s.b?
0
i'm gonna start a revolution from my bed
(18.10.25)
sanayide mi? evde mi?

evde
1. muslugu acip sicak su gelmesini beklerken.
2. elde bulasik yikarken.
3. 5 litre su ile 200 ml cis cektigimizde. sifonlarin alayinin optimize edilmesi gerekiyor.

bunlari insanlarin dis fircalarken ya da banyo yaparken kullanmadiklari anda suyu kapattigini varsayarak yaziyorum.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(18.10.25)
Sanayide tekstil.
-1
arbre
(18.10.25)
Araba yıkamacılarda
0
grimavi
(18.10.25)
çimler bence. görsellik dışında bir olayı yok sanırım ama deli gibi sulama istiyor
0
eisberg
(18.10.25)
Aşırı yaygın bir örnek olmasa da beni en sinir edenlerden biri şu; kız arkadaşı evdeyken gürültülü bir şekilde sıçtığı duyulmasın diye her patlamada sifon çeken veya suyu açık bırakan kişiler ciddi su kaybına yol açıyor.
-3
mbond
(18.10.25)
Tarım. Vahşi sulama
+1
Mirket
(18.10.25)
(bkz: askeriye)
0
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(18.10.25)
Endüstri olarak tarım ve sulama. Dünya'daki tatlı suyun yaklaşık %70'ini kullanıyormuş. Şeker kamışı ve bazı tahıllarda çok kullanılıyor. Yeni sulama teknolojileriyle su kullanımını azaltmaya çalışıyorlar.

Onun dışında termoelektrik ve nükleer santrallerde de çok gidiyor.

Moda/tekstil endüstrisi fena. Bütün işlemleri düşününce (pamuk üretimi, imalat, nakliye, yıkama vs.), bir kot pantolon üretimi 3,781 litre su harcıyormuş. www.unep.org

Evde en çok su, duş alırken gidiyordur. Luzümsuz belki bakış açısına göre değişir. Kovayla yıkanma seçeneği de var ama kimse uğraşmak istemez. Sifonlarda da çok ve az su butonlular oluyor, bu daha mantıklı ve tasarruflu.
0
ermanen
(19.10.25)
tarımda oluyor. hala kardüzen tarım yapılıyor. adam akarsuyu alıp kendi tarlasına çeviriyor, suyun %99'u boşluğa akıp gidiyor. havzaları dolduracağına sağda solda heba oluyor.

sanayi vs. tarımla yarışamaz bile su harcaması konusunda.
tarıma denetim gelmek zorunda.
0
tchuck
(19.10.25)
evde sifon, su gerekli de bence gri su ya da yağmur suyu kullanılabilir.
0
hoot
(19.10.25)
Tarım konusunda şunu söyleyebilirim. Evet, tarımda çok su harcanıyor ama Türkiye'de sulama birlikleri var. Kimse ben akarsuyu tarlama çevireyim, kafama göre sulama yapayım diyemez. Damlama sistemleri ile sulama on yıldan uzun süredir Türkiye'de kullanılıyor ve kullanımı giderek yaygınlaşıyor. Çiftçi için su da bir gider. Diğer bölgelerimizde durum nedir bilmiyorum, gözlemlerim Ege ve Marmara bölgeleri için geçerli.
0
gnosis
(19.10.25)
kağıt üretimi. kağıdın hammaddesi selüloz sebebiyle doğayı kirletmiyor ama sürekli yeraltı sularını kullanıp arıtmadan salıyorsun , ee oradan kanallara, nehirlere, denizlere ulaşıyor. yeraltındaki su kaynağını denize salmış oluyorsun yani.


yanlışmıyım diye chatgptye baktım şöyle bir cevap verdi.

Kağıt üretimi, sanayide en fazla su tüketen süreçlerden biri olarak bilinir. Su hem ham maddenin (odun lifleri veya geri dönüşüm lifi) işlenmesinde hem de yıkama, hamur hazırlama, beyazlatma, taşıma ve soğutma aşamalarında kullanılır.
0
Fodera
(19.10.25)
(11)

Bu rüyayı sadece ben mi görüyorum?

yurtsuz john
Her gece rüyamda ya okulum uzamış ya da askerliğim bitmemiş görüyorum.İşte diplomam burada. Üni mezunuyum ben diyorum. Yoook sen daha liseyi bile tekrar okuyacaksın diyorlar. 30 küsur yaşımda liseye başlıyorum falan. Bir sürü eziyet.Nedir bu ya?
Her gece rüyamda ya okulum uzamış ya da askerliğim bitmemiş görüyorum.

İşte diplomam burada. Üni mezunuyum ben diyorum. Yoook sen daha liseyi bile tekrar okuyacaksın diyorlar. 30 küsur yaşımda liseye başlıyorum falan. Bir sürü eziyet.

Nedir bu ya?
0
yurtsuz john
(17.10.25)
Vallahi aynı ya. Defalarca böyle rüya gördüm. Üni. bitmemiş, lise bitmemiş, askerlik falan. En son ilkokula kadar düştüm:)
+1
nothing in my way
(17.10.25)
merhaba. sözlükte bunun başlığı vardı ya, çoğu kişiye oluyor yalnız değilsin. insanlar liseye dönüp yine mi matematik falan diyor, askere dönen de çoktu. ben şahsen ayda bir üniversiteden alınıp uzun dönem askere başlıyorum, ben yaptım asteğmendim lan ben, biterken teğmendim şu an en azından üsteğmen olmam lazım" diyip derdimi anlatmak için farklı farklı komutanlara koşuyorum, kimse inanmıyo, anlamıyolar. ranzalarda yatıyorum falan. hatta kendi kendime ikna oluyorum bunu da çek erin halinden anla falan diyorum. yılgın bir hoşgörüyle kaderimi kucaklıyorum.
+1
libertine
(17.10.25)
Yapamama yetirememe korkusu okul yıllarında seni çok derin yaralamış. Şimdi bilinçaltın bu yükü üzerinden atmaya çalışıyor kendini temizlemeye çalışıyor.

Naçizane tavsiyem. O yıllarda yaşadığın korkuları otur tek tek hatırla, o günlere o anlara git, o korkuları yeniden yaşa ve o yeniden yaşama esnasında bütün duygularını yüksek sesle söyle veya yaz. Yaz yaz yaz ne kadar ayrıntı hatırlıyorsan, kokusuna rengine kadar yaz. Yüksek sesle söylüyorsan bütün bu duygularını söyleyip bitirdikten sonra daha yüksek bir sesle "bütün bunları yaşadım ve o süreci bitirdim. Sınavlarımın hepsini başarıyla geçtim ve okullarımı bitirdim, bütün bu yaşadığım korkuları öfkeleri endişeleri ve bütün bunların yarattığı bütün kabusları terk ediyorum, bırakıyorum. Bıraktım, bıraktım, bıraktım" gibi, senin için "iptal oldu geçersiz oldu" anlamına gelen şeyler söyle. Kendine duyur. İçerisi duysun.

Geçecek emin ol. Bunu yap ki anksiyete gelişmesin ritim bozukluğu oluşmasın.
0
muhayyer divan
(17.10.25)
Ben de kendimi hep üniversite yurdunda görüyorum. En nefret ettiğim yer. Bir sebepten tekrar yurda dönmüşüm, oda arkadaşım varmış. Kabus.
0
gnosis
(17.10.25)
Dönem dönem ben de bu rüyayı görüyorum. Liseye dönmüş halde buluyorum kendimi, öff diyorum bütün matematik müfredatını unuttum, fen Bilimleri desen aynı. Şimdi kim yine sınava hazırlanacak. Dil bölümü mezunuyum, üniversiteyi iple çekerdim bir daha sayısal bir ders görmek zorunda kalmamak için. Sanırım kafam hala orada takılı kaldı. Çünkü o rüyayı gördüğümde ilk aklıma gelen şey içinde sayı geçen dersleri yine görmek zorunda olduğum :/
0
kullanicadi
(17.10.25)
eksisozluk.com

eksisozluk.com

eksisozluk.com

Ben de lise olanını görüyordum bir ara :) ulan diyordum türkçe olsa hadi neyse de almanca biyoloji bir sürü bok pusur terim. Yalniz bir yanda da hosuma gidiyordu ne güzel yine Lisedeyim diye :) zaten rüyada olduğumu farkettikten kısa süre sonra uyaniyordum, ama o sıkıntı stress rüyalar bile olsa boğuyordu resmen..
0
makbur
(17.10.25)
Askerlikten sonra defalarca görmüşlüğüm vardır rüyamda askere gittiğimi. Bir keresinde ikinci defa askere gidiyorum, birisi artislik yapıyor, öfkelenip diyorum ki; lan ben kaçıncı defa buradayım akıllı ol eziyet olurum sana.

2012'de mezun oldum. Bir şekilde 2019 senesine kadar tecil ettirdim askerliği. 2018'te bedelli askerlik yasasından faydalanıp 18 gün askerlik yapıp geliyorum.

Çok rahat askerlik geçermesine rağmen birkaç defa askere tekrardan gittiğimi rüyamda gördüm.
0
put it in your appropriate place
(17.10.25)
Mezuniyet sonrası uzun süre alttan dersim olduğunu vs. gördüm. Halen zaman zaman görüyorum benzer rüyaları. Yıllar geçti üzerinden cidden tuhaf.

Daha birkaç gün önce fizik sınavındaydım ve soruların hiçbirini bilmiyordum. Nerdeyse sıfırlık kağıt verecekken önümdeki çalışkan bir arkadaş kağıdını öylece gösterdi ve kopya çektim. Kendisine buradan teşekkürlerimi iletiyorum.

Ancak bin yıllar önce ağaçlarda gezen atalarımızdan kalma yüksekten düşme temalı rüyalar bi hayli görülüyor. İkisi de hayatta kalma mücadelesi olduğundan belki de.
0
bahçedekisandal
(18.10.25)
son finali vereli 15 sene oldu, ben de arada yarin sinav var ben hic calismadim kabusuyla uyanirim..

okulun bizde yaptigi tipik tahribatlar bunlar..
0
cooperr
(18.10.25)
cakmayazar
(18.10.25)
@cakmayazar

ekşisözlük linki vermeyelim lütfen. rejimin maaşlı trollerinin manipülasyon sitesi ora.
0
🌸yurtsuz john
(18.10.25)
(6)

Yokuşlarda tıkanma

Murat1407
Merhabalar, dik yokuşları çıkarken tıkanıyorum yaş 36 kardiyolojiye gözüktüm efor ekg eko yapıldı birşeyin yok dendi. Çarpıntılarım için dideral kullanıyorum 10 mg , sebebi bu olabilir mi ?
Merhabalar, dik yokuşları çıkarken tıkanıyorum yaş 36 kardiyolojiye gözüktüm efor ekg eko yapıldı birşeyin yok dendi. Çarpıntılarım için dideral kullanıyorum 10 mg , sebebi bu olabilir mi ?
0
Murat1407
(17.10.25)
sigaranız varsa etkisi çok yüksektir. kardiyoloji kontrolünüz iyiyse de göğüs hastalıklarına da bir görünebilirsiniz.
+1
awlmi
(17.10.25)
Göğüs hastalıkları+1
Astım olabilir.
0
gnosis
(17.10.25)
@awlmi sigara kullanmıyorum.
0
🌸Murat1407
(17.10.25)
Diderali kafana göre kullanmıyorsan, Doktor verdiyse, kalbinle ilgili zaten bir sıkıntı var demektir.

Efor testine Dideral alıpta mı girdin?
0
Mirket
(17.10.25)
benim kalbimde bir sıkıntı var. ayrıca alerjik astımım da var.

kalp doktorum kardiyo yapmam gerektiğini söylüyor.

siz de bunu sorabilirsiniz doktorunuza.
0
art cat chocolate
(17.10.25)
ben de eskiden oyleydim, 10 dk yokus cikmamak icin 40dk yurumeyi tercih ederdim. ne zaman ki gunde 20-30dk duz kosu bandinda kosmaya basladim (epey da yavas konusyorum hani, 8-9dk/km), yokuslari ruhum duymamaya basladi. etkisini de arkadaslarla yururken millet nefes nefese kalinca fark ettim. 2-3 ay surmemistir gelismesi.
0
taurina
(18.10.25)
(8)

Engellenecek kisi arama

ırene adler
Duyuruda engellemek için birini arıyorum. Çokça insanın engellediği biri. S harfi ile basliyor. Fakat o kişinin duyurularini ve cevaplarını bulamıyorum bir türlü. Bu neden olur? Su ana kadar beni bir kisi engellemiş. Bu kisi o kisi olabilir mi?
Duyuruda engellemek için birini arıyorum. Çokça insanın engellediği biri. S harfi ile basliyor. Fakat o kişinin duyurularini ve cevaplarını bulamıyorum bir türlü. Bu neden olur?

Su ana kadar beni bir kisi engellemiş. Bu kisi o kisi olabilir mi?
0
ırene adler
(13.10.25)
www.eksiduyuru.com bu duyurunun içeriğini görüntüleyebiliyor musunuz
0
pide
(13.10.25)
Malum kişiyse (Shepard) ben de bulamıyorum. Beni engellemiş olabilir, uçurulmuş olabilir.

Edit: pide nin yolladığı linki görüntüleyemedim. Beni engellemiş Allah'ıma bin şükür.
+1
sekizdokuzon
(13.10.25)
basit bir matimatik hesabı yaptım :P kesin o evet :D
sistem facebooktaki gibi işliyor anladığım kadarıyla. o seni engellerse sen ona ulaşamadığın için engelleyemiyorsun böylece o istediği zaman senin engelini açıp senin yazılarını okuyup yine engelleyebilir ve senin ruhun duymaz.
hatta facebookta engellediğin kişi ismini değiştirirse bunu da engellenenler listesinden görebiliyorsun. burada nick değişmiyor neyse ki :D
0
neira
(13.10.25)
o zaman o sizden önce davranmış evet :)
0
pide
(13.10.25)
giriş yapmadan arat bulursun.
0
koela
(13.10.25)
artık ahmet i engellediniz diyelim, onun içeriklerini siz de göremiyorsunuz.
mehmet sizi engelledi diyelim, onun içeriklerini göremiyorsunuz.
+2
ananiyimioguz
(13.10.25)
Daha önce mallar listesine eklediklerimiz yeni güncelleme ile otomatik olarak engellenmişler. Bu yüzden de bulamamış olabilirsiniz. Engelli listenizi kontrol edin.
0
gnosis
(13.10.25)
giriş yapmadan aratınca bulunuyor ama engellemek için mecburen giriş yapmak gerekiyor o zaman da gözükmüyor. sanırım iki tarafın da engellemesi için yeni bi özellik gelmesi lazım.
+1
mermaidd
(13.10.25)
(16)

Evinize gelen misafir nasıl bir hediye getirirse çok mutlu olursunuz?

sekizdokuzon
Bana 40-50 cm boyunda bir salon bitkisi getirenin kendi yatağımda yatmasına izin verir, kendim salonda yatarım. Var değil mi böyle ev ziyaretine çiçek, bitki götüren güzel insanlar?Siz nasıl bir hediye alsanız gerçekten mutlu olursunuz?Teşekkürler.
Bana 40-50 cm boyunda bir salon bitkisi getirenin kendi yatağımda yatmasına izin verir, kendim salonda yatarım. Var değil mi böyle ev ziyaretine çiçek, bitki götüren güzel insanlar?

Siz nasıl bir hediye alsanız gerçekten mutlu olursunuz?

Teşekkürler.
0
sekizdokuzon
(11.10.25)
paşabahçe beğenmezsem gider istediğimide alırım, bizim ailede genelde paşabahçe , daha azı madame coco nevresim seti battaniyesi falan
+1
eja
(11.10.25)
Maddî anlamda çok sıkıntılı bir zamanımdayken getirilen gram çeyrek yarım tam altın türünde bir hediye haricinde hiçbir hediye beni "çok mutlu" etmez sanırım. "Çok mutlu olmak" benim için epey büyük bir şey ya da algılarım/beynim abartıyor da olabilir, bilemedim şimdi. Hayal kuramadım resmen.
0
muhayyer divan
(11.10.25)
Benim için en güzel hediye misafirin hiç gelmemesidir.
+4
rock n roll
(11.10.25)
Ben bunları yapmasalarda yatağımı veririm
+2
Kahvedesu
(11.10.25)
Çiçek gelse bile bakmayı beceremiyorum bi fesleğenim vardı kuruttum.
Parfüm getirirse mutlu olurum.
Yiyecek olarak fıstıklı baklava gelirse mutlu olurum. Ama kalitesiz yerlerden alınmış çamur gibi baklava olmayacak.
Kaliteli lokum ve çikolata da olabilir.
+1
tabudeviren
(11.10.25)
çiçek iyi fikir.

birileri bir eşya getirince genelde mutlu olmuyorum.
neden zahmet ettin, ne gerek vardı, bir sürü masraf yapmışsındır şeklinde bir anne çıkıyor içimden. layık görmüyorum belki de. basit bir şeyse de yine beğenmiyorum. boşuna çöp olacak evde diye.

çift olarak yaşadığımız eve bir arkadaşım ikili ve sevimli bardak getirmişti. biri 400 diğeri 500cl miydi neydi. arada bir bira içerken onları kullanıyorduk güzel andım o arkadaşı. sevimli bir hediyeydi ve insanı borç altında hissetirmiyor da. çok yer işgal etmeyecek bir saksı çiçeğine de mutlu olurdum. büyük çiçek herkese gitmez, evinde yer yoksa zülum olur.
0
biseysorcaktim
(11.10.25)
Birinci sınıf inanılmaz kaliteli bir baklava ve ya bu kalitede bir tatlı.
Hiç görmediğim göremeyeceğim nadide bir hediyelik olabilir
Güzel çiçekleri açmış saksılı bir çiçek
0
pislick0
(11.10.25)
güleryüz ve huzur getirsin başka şey istemem.

gerçekten getirse ne getirmese ne yani.
+3
gurur
(11.10.25)
Kaliteli malzemeden (cam, ahşap, mermer, kemik, bronz, prinç, titanyum veya bunların karışımı), seri üretim olmayan, mümkünse ilerde antika değeri olabilecek bir koleksiyon parçası olan küçük obje, vazo, kutu, ufak mobilya, alkol bardağı/kadehi, sofra malzemesi vs. alsam çok sevinirdim. Çok spesifik oldu sanırım.
0
akhenaten
(11.10.25)
Bana yakın arkadaşım bir kere doğum günü hediyesi olarak saksıda biber hediye etmişti canlı bir bitkinin hediye olarak gelmesi gerçekten şahane bir şey çok mutlu olmuştum.
Ev bitkisi hediye gelse çok mutlu olurdum ben de.
Farklı tasarımlarda kupa bardakları çok sevdiğimi bilen arkadaşlarım bana kupa bardak da hediye ediyorlar bu da çok hoşuma gider.
Evde kokteyl denemeleri yapmayı sevdiğim için şık içki bardakları hediye gelse çok hoşuma giderdi.
Bir kere televizyon battaniyesi hediye gelmişti o da hoştu.
0
mutekebbir
(12.10.25)
Biraz kimin geldiği de önemli. Sadece kendisi bile en büyük hediye olabilir. Aranızdaki yakınlığa ve ilişkiye de bağlı.

Çoğu zaman misafir gelmemesi daha iyi +1
Dışarda bir yere davet etmesi daha makbul. Veya tatil hediye etsin ne bilim :)

Benim ihtiyacım olan şeyleri bilip getirmeleri de makbule geçebilir. Materyal şeylere pek ihtiyacım olmuyor. Çiçek bitki vs. de evde sevmem. (doğada severim, doğaya götürsün mesela?) Belki bazı ev gereçlerinin daha iyisi olabilir. Yediğim spesifik şeylerle alakali birşey de olabilir.
+1
ermanen
(12.10.25)
Hediye getirmemesi, getirecekse de ya işime çok yarayacak bir materyal tercihimdir. Bunun dışında eşya/bitki/vazo tarzı şeyleri mümkün olan en kısa sürede sağa sola bağışlamayı tercih ediyorum. Gereksiz eşyalardan kurtulmak için evin 2/3'ünü attım.
0
rakicandir
(12.10.25)
Evde bitki konseptini hiç sevmediğim için böyle bir hediye gelse üzülürdüm napıcam bunu şimdi diye.

Onun dışında kahve fincanına okeyim ya her zaman kullanılıyor, çok işlevsel bir hediye, evde fazlası hiçbir zaman sorun çıkarmaz. Saçma sapan esprili bi şey olmadıktan sonra fincan iyidir
0
nundu
(12.10.25)
Misafirliğe gelecek olanlara bana güzel yazan eşantiyon kalem, defter, ajanda; ilginç tasarımlı kupa bardak getirin diyorum. Söyleyince biraz yüzsüzlük gibi oluyor (:D) ama istediğim şeyler ya ücretsiz ya da ucuz. Misafirliğe gidiyorsam genelde küçük bir mutfak eşyası veya iyi bir pastaneden duruma göre bir şeyler alıyorum. Evde pet besleniyorsa ona da ödül maması götürüyorum.
0
gnosis
(12.10.25)
Oğluma oyuncak getirilince mutlu oluyorum, bana bir şişe güzel bir içki gelirse seviniyorum :)
0
kimlanbu
(12.10.25)
sarı kız.
0
Hallegadola
(13.10.25)
(12)

Toplumdaki en low karakterlere nerelerde rastlıyorsunuz?

sekizdokuzon
Kesinlikle dating applerde, benim için. Siz Türkiye'yi bu hale getiren kitleyle en çok nerelerde karşılaşıyorsunuz?Teşekkürler.
Kesinlikle dating applerde, benim için. Siz Türkiye'yi bu hale getiren kitleyle en çok nerelerde karşılaşıyorsunuz?

Teşekkürler.
-6
sekizdokuzon
(11.10.25)
küçük bir ipucu vereyim: türkiye'nin mevcut halinden şikayetçiysen siyasetçilere ve sanayicilere bakman gerekiyor. gecekonduda doğmuş, mahallesinden çıkmamış insanlar değil ülkenin bugünkü halinin sorumlusu. koca ülkeyi karanlığa, cahilliğe, ucuz iş gücüne indirgeyen şerefsizlere bakarsan daha sağlıklı olabilir.
-1
der meister
(11.10.25)
@der meister: ben de bahsettigin kitle içindeyim. Benim kafam niye çalışıyor, ben neden faşist değilim?
-6
🌸sekizdokuzon
(11.10.25)
Date başarısız geçmiş.
+8
duptıs
(11.10.25)
sözüm meclisten dışarı ama herkes bir başkasına göre low değil mi?

çok çok abartılacak bir durum yoksa bence devamke...

soruya cevap kahvehanede olurdu sanırım..
+3
Rondak
(11.10.25)
dermeister+1 halkin cok oldugu yerde. hastane, okul, sosyal medya
+1
ala09
(11.10.25)
diploma insanin cehaletini alsada,
hamurunda varsa eşeklik,
baki kaliyor elbet,

katagorilere ayirmamali tabi..
0
designer
(11.10.25)
İnsanlarla iletişime geçtiğin heryerde örnek verilmiş yukarıda toplu ulaşım hastane vs gibi

herkes kendini aydın zannediyor ama maalesef mallık içinde yüzüyoruz
+1
basond
(11.10.25)
köylü low degildir. varos lowdur. varosun lowlugu egitimsizliktendir. plazalardaki, o cok sisim sisim gezdikleri caddelerdeki, hatta yeri gelip akademideki lowluga yegdir varosun lowlugu benim icin.
en azindan dersin ki, bu adamin bir bahanesi var böyle olmak icin. anasi evde üc posta dayak yedigi icin 14'ünde kocaya kacmistir, babasi alkoliktir, üc gün ac bir gün tok yasiyorlardir, abisini kahvede bicaklamislardir, diger abisi tefecilere düsmüstür, belediye gecekondusunu yikmistir... akademi ya da plaza lowlugunun böyle bahanesi de yok. sebepleri fesatlik, acgözlülük ve hirstir.
+1
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(11.10.25)
askerde karşılaştım. askerden sonra asla insanların eşit olmadığını, olamayacağını hatta bazı kişilerin insan olarak bile tanımlanmaması gerektiğini anladım. eğer bugün maymun türlerine insan demiyorsak, onlara insan hakları vermiyorsak askerde karşılaştığım bazı tiplere de asla denmemeli. inanılmazdılar. (bana bir rahatsızlık vermediler. sadece gözlem olarak; bizle aynı canlı değidli onlar. onu biliyorum)
+4
tchuck
(11.10.25)
Hastanelerde. Doktorun kapısında sırasının gelmesini beklerken son ses tiktok izleyen teyzeler ve amcalar, diğer yanda yine son ses maç özeti izleyen genç erkekler, kemoterapi gören annesi ile tiktok çeken genç kızlar, yüksek sesle telefonda konuşanlar, muayene sırasında sizle odaya girip oturmaya kalkanlar, bu belediyelerin hepsini kayyıma verecen muhabbetleri, Allah x'den razı olsuncular, özel hayatın içinden geçen sorular soranlar, ayakkabılarını çıkarıp koltuklara koyanlar...
+1
gnosis
(11.10.25)
@tchuck merak ettim.

çok korunaklı bi hayat yaşıyorum galiba.
0
deartheodosia
(11.10.25)
Ben de askerlik demeye gelmiştim ama zaten söylenmiş. Turkiye ortalamasinin gercek durumuyla yüzleşmek ilginc olmustu ki zaten gayet de ‘low’ ortamlarda olduğum halde.
+2
mbond
(11.10.25)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.