Giriş
(5)

The Queen's Gambit gibi önerebileceğiniz bir dizi var mı?

truf
İşine tutkuyla bağlanmış, zamanın ötesinde, tüm koşullar ve insanlar ona karşıyken kendine güvenerek ilerleyen bir karakter içeren cinsten.Belgesel ve film olmasın.Teşekkürler şimdiden :)
İşine tutkuyla bağlanmış, zamanın ötesinde, tüm koşullar ve insanlar ona karşıyken kendine güvenerek ilerleyen bir karakter içeren cinsten.

Belgesel ve film olmasın.

Teşekkürler şimdiden :)
0
truf
(17.11.25)
Umudumuz Şaban
+4
artıküyeolmakistiyorum
(17.11.25)
Mad men
0
eja
(17.11.25)
şaban serileri +1
0
mikahakkinen
(18.11.25)
(bkz: the knick)
0
galahad reloaded
(18.11.25)
Tam karşılıyor mu bilmiyorum ama aklıma The Bletchley Circle geldi.
0
peki madem
(18.11.25)
(17)

Kiracımız 1 senedir 14 bine oturuyor. Emsal yeni kiralar 29-32 arası. Sizce hakkaniyetli yeni kirayı kaç yapmalıyız?

psmstc
25 çok fazla mı olur? Chatgpt eski kiracıya yargıtay vb deyip emsaller eksi %20 hakkaniyet yeterlidir diyor. Sizce 25 bin çok mu? çoksa hakkaniyet açısıyla kaç olmalı? Teşekkürler.Edit:KİRACI 4 senelik kiracımız arkadaşlar
25 çok fazla mı olur? Chatgpt eski kiracıya yargıtay vb deyip emsaller eksi %20 hakkaniyet yeterlidir diyor.

Sizce 25 bin çok mu?

çoksa hakkaniyet açısıyla kaç olmalı?

Teşekkürler.

Edit:
KİRACI 4 senelik kiracımız arkadaşlar
-8
psmstc
(17.11.25)
1 senedir oturuyorsa tüfe zammı neyse onunla ilerlenir. yani %40 gibi bir şey, 19.5K, hadi olsun 20K.
+3
awlmi
(17.11.25)
bir senedir oturuyor derken sanki senelerdir kiracıymış da düşük kira veriyormuş gibi bahsetmişsiniz. ilk kirası buymuş zaten. o zaman emsallerinden düşük mü verdiniz? hakkaniyet yasal oran neyse odur. ben kiracı olsam üstüne çıkmazdım. her sene her sene boş emsallerine göre kira artışı mı yapacak kiracı?
+3
elorelia
(17.11.25)
1 senelik kiracı piyasa fiyatından girmiştir diye düşünüyorum. Her sene emsal de şuymuş diyerek güncelleme yapamazsınız. Yıllık kira artış oranı ile ilerlemeniz gerekir. Ekim için %37,15 görünüyor, 19-20 bin TL ideal gibi.
+1
huzurlarinizda huzursuzluk
(17.11.25)
1 senelik kiracı için yeni kirayı hakkaniyetli kaç yapalım gibi bir durum yok. Kira ilişkisi karşılıklı bir sözleşme ilişkisidir, kira bedeli de mal sahiplerinin kafasına ya da kendi hakkaniyet anlayışına göre belirlediği bir şey değildir. Siz artış yapmazsınız Kiracı sözleşmede aksi bir durum yoksa yasal oranda artırıp gönderir.
+2
dfn4
(17.11.25)
geldi yine bir aç gözlü. 1 senelik kiracıya hiç bir şey yapamazsınız. hesaplama aşağıdadır.

Mevcut Kira Bedeli: 14.000,00 TL
Kira Artışı Yapılacak Ay: Kasım 2025
TÜFE Kira Artış Oranı: %37,15 (Kasım 2025 döneminde yapılacak kira artışı için TÜİK'in Ekim 2025 TÜFE verisi kullanılmaktadır.)
Kira Artış Tutarı: 5.201,00 TL
Aylık Yeni Kira Tutarı: 19.201,00 TL
+1
gercekdunya
(17.11.25)
Neden o ilk kira o kadar düşük?
Kusura bakmayın da hiçbir yerde son bir senede kiralar iki kat artmadı
+1
Cezcez
(17.11.25)
her sene emsal mi olmalı kira? öyle şey mi olur? enflasyon neyse onun yapıp geçecek.
0
jelly bear
(17.11.25)
Şöyle düşün; başka bir eve taşınacaksınız ve bir taşıma şirketiyle 20 bine anlaştınız. Tam taşınacağınız gün taşıma şirketi size diyor ki " valla bu bölgede şirketler 40'a taşıyor. Bizde hakkaniyet önemli, o yüzden ücret 30 bin"

Bunu diyen adama sizin vereceğiniz cevapla, bizim size vereceğimiz cevap aynı.
+6
thracia
(17.11.25)
Hayret boyle sorularda pek ev sahibi linc edilmezdi ama neyse. Neyse kanuni rakamlar soylenmis, o rakamlar korkunc kotu degil. Bence kanuni sinirda kalin gitsin derim, odemeler falan duzgunse. Zaten emsaller icin sahibinden'e bakiyorsaniz cok da guven olmaz.
-2
mbond
(17.11.25)
Ev alırken size devlet her sene etraftaki en yüksek kirayla senkronize edebilirsin, evden sürekli maksimum kar etmek zorundasın diye söz mü verdi?

Ev tıpkı borsa gibi bir yatırım aracıdır, değeri sürekli artmak zorunda değildir (artmaz da zaten), kirası da sürekli artmak zorunda değildir. Bir yerden sonra o kirayı verecek adam bulamaz, boş boş bakışırsınız evinizle. Veya yüksek kira ile gelen adam kirasını birkaç aya ödememeye başlar bu kez çıkarmakla, mahkemeyle uğraşır durursunuz senelerce. Etrafımda çokça böyle örnek var. Açgözlülük bir yerde yine size patlar dikkat edin.
+2
chicha_v2
(17.11.25)
belki 5 yıllık kiracıdır da son bir yıllık kirasını söylemiştir?
zaten emsal için mahkemeye verme şartı 5 yıl oturulmuş olması. 1 yıllık kiracıya amsal davası açamazsınız.
5 yıl oturuyorsa emsal kiranın %30 eksiğine ok demek mantıklı. emsal davası vakit alıyor (farkı alırsınız ama yine de reelde %20 den çok fark eder)
+4
kisa
(17.11.25)
emsal yeni kiralar da ileride hane gelirine oranla düşük kalacağı varsayımı ile kabul ediliyor. bunu baz almamalısınız. 18k optimum noktadır diyorum.
0
loch ness
(17.11.25)
Duyurunun dunyayi gezelim, ev almayalim diyen cocuklarina bakma sen. Tahliye taahhutnamesi bunun icin aliniyor. Emsal neyse emsalin bir tik alti yapilir. Odemezse cikartilir. Duygusallik kasan kitleye bakarsan ac kalirsin. Bosver onlari.
-6
die fetten jahre sind vorbei
(17.11.25)
şu an yapamazsınız. devletin belirlediği tefe-tüfe oranını yapacaksınız. eğer yapmazsanız kiracı da ödemezse elinizden bir şey gelmez. tefe-tüfe harici tamamen kiracınızın insiyatifinde üstüne arttırmak.

ev sahibi-kiracı ilişkiniz 5 yılı doldurduğunda kira tespit davası açarak yeniden değerleme yapabilirsiniz.
0
galahad reloaded
(17.11.25)
duyuru sahibi editlemiş kiracı 4 yıllıkmış. bu sene 5. yılı doluyorsa emsal neyse %20 altında isteyin mahkemeye de verseniz aynı rakamlar çıkıyor genelde. ama 2 sene beklemiş oluyorsunuz
0
gercekdunya
(17.11.25)
bir senelik kiraci oldugunu nereden uydurup adami linclemissiniz?
adam bir senedir bu fiyata oturuyor yazmis sadece, takdir edersiniz ki kiralar senelik olarak yükselir. yani kiraci 33 senedir de orada oturuyor olabilir ama son bir senedir kirasi bu yazmis.

siz tefe tüfe üstünü teklif edin, kiraci yanasmazsa yapacak bir sey su asamada yok, mecbur tefe-tüfeye razi geleceksiniz. sonra zamani gelince (5 yildi galiba) acimadan kira tespit davasini yapistirirsiniz.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(17.11.25)
"hakkaniyetli"

kime göre, neye göre? bir sözleşme imzalanmış ve bu sözleşme çerçevesinde ticaret yapıyorsunuz. kasım 2025 kira artış oranı %37,15. yani kiracınızın vermekle mükellef olduğu maksimum rakam 19201.

rayiç belirleme davası ancak 5 yıl bitince olur.

ancak şunu yapabilirsiniz. "bu sene kirayı 25bin lira yapalım, ben de gelecek sene rayice yükseltme hakkımdan feragat edeyim, kanuni kira artış oranı neyse onu yaparız" dersiniz. kabul ederlerse ne ala, etmezlerse 19201 yatırırlar.
+2
co2s2
(17.11.25)
(3)

Basel 1,5 günde gezilir mi?

Cesario
11.25te uçağım iniyor. Uçaktan inmesi, pasaport kuyruğu, otele gitmesi derken 14 olur bence. 17de de hava kararmış oluyor. 3 saatlik zaman diliminde bitmez diye düşünüyorum. :)Ertesi günü de Basel'e ayırmalı mıyım?Toplam 4 gece kalacağım. 1 gün Colmar, 1 gün Strasburg günü birlik gideceğim. Geri kal
11.25te uçağım iniyor. Uçaktan inmesi, pasaport kuyruğu, otele gitmesi derken 14 olur bence. 17de de hava kararmış oluyor. 3 saatlik zaman diliminde bitmez diye düşünüyorum. :)

Ertesi günü de Basel'e ayırmalı mıyım?

Toplam 4 gece kalacağım. 1 gün Colmar, 1 gün Strasburg günü birlik gideceğim. Geri kalan gün de Baseli mi gezeyim yoksa Zürihe mi gideyim diye düşündüm. Ama Baseli gezmek daha mantıklı sanki.

Önerileriniz varsa dinlerim.
0
Cesario
(07.11.25)
Basel’de bence bir şey yok, sabah kalkın, öğleden önce makul bir saate kadar gezip dolaşın, sonra atlayın trene.

Ama tabii bu bencesi. Siz yine kendi araştırmanızı yapın.
0
orient blue
(07.11.25)
Gezilir güzel yer
0
basond
(08.11.25)
basel' de öyle 'vay emenike diyeceğiniz pek bir şey yok. ben de 1 günde bitirip ertesi gün strasburg yapmıştım. strasburg güzel, basel' den daha hareketli ve büyük. katedral çevresinde restoranlar belli bir saat aralığı kapalı oluyor ama bir sürü market var.

eğer alışveriş yapacaksanız zürih yerine freiburg seçeneğini düşünebilirsiniz. Freiburg ucuzdur.
0
galahad reloaded
(08.11.25)
(14)

30+ evli adam nasıl arkadaş edinir ki? edinemez bence

Lubb
merhabalar, 30+, evli erkek adam eşinin şehrine göçmüş.bu adam nası arkadaş edinebilir? gördüğüm kadarıyla bu tipler genelde futbol muhabbeti, halısaha vs üzerinden bir sosyallik yaşıyor.ancak bu arkadaş futbol tayfadan değil, halısaha yapmaz vs. o tip biri değil yani anladınız siz.e adam evli. gece
merhabalar,

30+, evli erkek adam eşinin şehrine göçmüş.

bu adam nası arkadaş edinebilir?

gördüğüm kadarıyla bu tipler genelde futbol muhabbeti, halısaha vs üzerinden bir sosyallik yaşıyor.

ancak bu arkadaş futbol tayfadan değil, halısaha yapmaz vs. o tip biri değil yani anladınız siz.

e adam evli. gece çıksa çıkmaz. yaş da yolun yarısı.

eee napcaz?

iş ortamını geçelim. ölü. zaten mantıklı da değil.

bence bu saatten sonra geçmiş olsun. en yakın arkadaş kitap.
+2
Lubb
(07.11.25)
30 lu yaşlardan önce kendi memleketim olmayan bir şehire atandım. iş yeri dışında arkadaş edinemedim. edinsem edinirdim ama kafam almadı. eşim de aynı o hiç edinemedi, ben de gene rakıya çıkacak dertlenecek 2 3 kişi var. ama evli olunca ayda 1.
+2
mikahakkinen
(07.11.25)
Kendine bir hobi bulacak sonra bunların gruplarıyla sosyalleşecek
+2
grimavi
(07.11.25)
Berber ortamı.
0
duster
(07.11.25)
Kadınlar arkadaş bulma konusunda sıkıntı çekmiyorlar. Sizin durumunuzda da, kadınlar arkadaş bulup 'Hadi kocaları tanıştıralım.' diyorlar. Olaylar bu şekilde gelişiyor.
+3
Mirket
(07.11.25)
Kitap kulübüne git.
0
rock n roll
(07.11.25)
iyi de bu benim, ezgi sen misin ?
+1
izmitcan
(07.11.25)
hocam aynı sorun bende var. evli değilim. lakin avm gezip, milletin orasına burasına bakıp offf oğlum varya... yok beaaa vb..., ne bileyim top maç muhabbeti yapan bir insan değilim. hani öte yandan fular takıp ahahah o kadar strong bir prescence var ki azimim.... tarzında da bir insan da değilim. ben henüz kafama göre bir arkadaş seti oluşturamadım. ha çok iyi arkadaşlarım dostlarım var ama dünyanın bir yanına dağıldıkları ve genelde evlendikleri çoluk çocuklara karıştıkları için orta noktada buluşamıyoruz.


müzikle uğraşıyorum. eğer yeteneğin varsa müzikle uğraş veya hobilerin çerçevesinde bişeyler yap en azından o konuda arkadaş edinirsin.


ha şimdi kalkıp ben bayburt'a geldim dersen de hiç bizi boşuna uğraştırma.


www.youtube.com
+1
Fodera
(07.11.25)
bayan arkadaş bul hocam.
+1
hold the door
(07.11.25)
spor klüplerine gidebilir, mba tarzı bir şey yapabilir üniversite ortamında?
0
damba
(08.11.25)
Namaz kılıyorsanız ya da inancınız kılmanıza engel değilse, mahalledeki camiye vakit namazlarında düzenli gitmeye başlayınca otomatik bir çevre oluşabiliyor.

Yine, eğer kat komşularınız varsa, arada yemek, ikram yahut memleketten gelen bir şeyler paylaşınca, muhabbet ilerleyebiliyor.

Mahalledeki yahut tercih ettiğiniz bir muhitteki bir kahve, çay ocağı, nargile cafe gibi erkek ağırlıklı bir mekana düzenli gitmeye başlayınca da yeni kişilerle tanışılabiliyor. Mesela iş yerinden bir arkadaşla yahut şehre sizi ziyarete gelen bir tanıdıkla buluşacaksanız, oturup bir şeyler içmeye hep aynı mekanı tercih edin. Müdavimler arası bir ülfet, bir muhabbet oluyor.

Benim favorim dil kursu, resim/müzik kursu gibi kurslar. Amaç sosyalleşmek olsa da, kafa dengi arkadaş bulamasanız da bir bakıyorsunuz, faydalı şeyler öğrenmişsiniz. Aynı şey yüksek lisans, kpss kursu vb. şeyler için de geçerli.
+1
yadigar
(08.11.25)
bilardo iyi bir ortam ve sosyal bir spordur. çevrenizde iyi bir bilardo salonu varsa tavsiye ederim.
0
galahad reloaded
(08.11.25)
bir cevabim yok ama sadece birinin ciddi ciddi “namaz kilsin” onerisine gulmeye geldim. shekandjei bzndiwjriqbdndiwbdjqoxnvltpqhrncuqbcnfi.
nE? vay arkadas, neler neler ya
0
kiyiya vuran dildolar
(08.11.25)
"Namaz kılıyorsan, camiye devam edince arkadaş ortamı oluşuyor" cümlesini "arkadaş bulmak için namaz kıl" anlayacak raddede kıt bir kavrayışın varsa gülersin tabii. Biraz da kendine gül. "Cevapla" tuşuna basmadan da gülünebiliyor, inanır mısın?

Namaz kılan insanlar var. Duyuruda da var, toplumda da var. Çıkıntılık yapan insanlar da var. Duyuruda da var. Toplumda da var.
+4
yadigar
(08.11.25)
Bir arkadaş edinince gerisi geliyor, onun arkadaşlarıyla ve ortamıyla muhabbet başlıyor ama o ilk arkadaşı edinmek zor.
0
thor44
(08.11.25)
(4)

bodrum a gidiş haftaiçi uçak otobüs vs.

mavicorap
iş için günübirlik bodruma gitmem lazım bir perşembe günü. bir gün öncesine de kaydırabilirim ama baktığım kadarıyla çok bir şey değişmiyor. ankaradan gidiyorum, kış vakti olunca meğersem hiç uçuş yok gibi bişiy. ayni gün gün gidip dönemiyorum aktarmasız. otobüslere baktım. 11-12 saat. pamukkale va
iş için günübirlik bodruma gitmem lazım bir perşembe günü. bir gün öncesine de kaydırabilirim ama baktığım kadarıyla çok bir şey değişmiyor.
ankaradan gidiyorum, kış vakti olunca meğersem hiç uçuş yok gibi bişiy. ayni gün gün gidip dönemiyorum aktarmasız. otobüslere baktım. 11-12 saat. pamukkale varan ali osman ulusoy kamil koç var. aslında gece yolculuğu fena fikir değil.
başka ne olasılık var aklına bir çözüm gelen var mı?
gidişi veya dönüşü uçakla diğerini otobüsle yapsam tek yön seyahat de çok fiyat farkı oluyor mu?
bu aralar en güvenli otobüs firması hangisi? bir numaralı hedefim bir kazada ölmemek sonra da tabii biraz rahat bir koltuk olsa iyi olur 12 saat oturacağım diye düşünüyorum..
0
mavicorap
(07.11.25)
izmir' e gidin, izmir' den araba kiralayın.
0
galahad reloaded
(07.11.25)
aktarmalı olsun nolacak ki? otobüs yolculuğu çekebiliyorsanız olur da bana çok zor geliyor.
0
jelly bear
(07.11.25)
izmire inip o yorgunlukla bodruma gitmek yorucu. pamukkaleye binin bodrumda inin en mantıklısı o.
0
mikahakkinen
(07.11.25)
Bla bla car bakın.
0
etna
(07.11.25)
(7)

zayıflamak ıcın kosmak ya da tempolu yuruyus

aloneinthedark
yas 40kosmak kalbı cok yorar mıamac zayıflamak gobek erıtmektesekkurler
yas 40
kosmak kalbı cok yorar mı
amac zayıflamak gobek erıtmek

tesekkurler
0
aloneinthedark
(04.11.25)
Uzman olmamakla birlikte koşmayı önermiyorum. Koşmak fiziği korusa da yüze iyi gelmiyor (bu tamamen benim görüşüm tabii bilimsel bir dayanak yok :)), bütün koşucuların fizikleri çok düzgün ama yüzleri çökmüş durumda, bunda rüzgarı, soğuğu, güneşi direkt yüze almalarının etkisi olabilir bilemedim.
Bence yürüyüş koşmaktan daha iyi, belki bir iki hareket daha eklenebilir mekik vs.
-1
mutekebbir
(04.11.25)
yağ yakımı aerobik bölgede gerçekleşir bu da maksimum kalp atış hızınızın %70 ila %80'i arasındaki bir kalp atış hızına denk gelir, yaşınız 40 olduğuna göre nabzınızı 125 ila 144 bpm arasında tutacak herhangi bir egzersiz yapmanız yeterli ve bunun en iyi yolu yürümek. her gün 8-10 bin adım atarsanız, günlük -300, -500 civarı kalori açığı verirseniz ve akşam 6dan sonra yemeği kesip yatağa aç girerseniz çok hızlı ve sağlıklı bir şekilde kilo verirsiniz.

not: ara sıra cheat meal yapmak sürekli diyette olmaktan daha faydalı.
not2: protein ağırlıklı beslenirseniz 300-500 civarı kalori açığı vermeniz kolaylaşır çünkü proteinin tok tutma hissi yağ ve karb'a göre çok daha fazladır.
+1
tabii lan manyak mısın
(04.11.25)
40 yaşından sonra koşmaya başlayabilirsin. Ama yavaş başlamalısın. Hedefin kilo vermekse, şu anda ham durumda olduğunu tahmin ediyorum. Vücut kitle endeksin 20'nin altına inmedikçe koşma işini kesinlikle unut. Bu seviyeye kadar 145 nabızı geçmeyecek şekilde yürüme, merdiven tırmanma, eliptik bisiklet, kondisyon bisikleti gibi aletleri veya etkinlikleri, kardiyo seviyesine çıkmadan yapabilirsin. İlk bir ay sadece bakkala gitme yürüme hızında yürümeni öneririm bantta. Sonra ufak ufak artışlarla o hızı arttırıp, 3 ay sonra 6km hızın üzerine çıkmaya başlamalısın. Hiç bir zaman da 7,7 km hızı geçme, bu seni artık kardiyo moduna ve yüksek nabza sokmaya başlar. Kalp krizi riskinden dolayı bunu önermem.

Bir sene gibi bir süre sonunda artık vücut kitle endeksin 20'nin altına indiyse, bacakların yeterince kaslandıysa, düzenli spora gittiysen ve artık kısa maraton, 3-5 K koşuları gibi işi profesyonelliğe taşımayı düşünüyorsan o zaman atlet tarzı yaşama geçiş yapman gerekir.

O durumda öncelikle çok detaylı bir sağlık taraması yapman gerekir, damarlarda tıkanıklık var mı, kalp performans testleri, oksijen kapasitesi, kas kapasitesi, hormonal durumlar vs. gibi tüm vücudunun risk analizi yapılmalı. Bu tarama sonucunda sonuçlar hepsi beş pek iyi şekildeyse o zaman ikinci aşama başlar, beslenme.

İyi bir spor diyetisyeni veya antrenörüyle, senin beslenme tablon planlanmalı. Spor saatlerin, spor miktarın, hangi kaslarının söndürülüp (koşularda fazla ağırlık bir engel sonuçta. Kol kasları ve karın kasları gibi bazı kaslarının küçülmesi senin ağırlık kaybetmene ve hızlanmana katkı sağlar. Ek olarak ağırlığı azaltmak bacak yükünü de azaltacağı için yorgunluk ve ağrılarını da azaltır, o nedenle bazı kaslarının erimesi de gereklidir), hangi kaslarının güçlendirileceği netleştirilecek.

Üçüncü aşama da artık her gün en az sabah akşam olmak üzere koşu antrenmanları yapmak ve dengeli beslenmeyle birlikte atlet tarzı yaşam ve uyku tarzına geçmek.

Yani bugün başlasan 2 senelik disiplinli bir süreç sonrasında artık 3 km, 5 km gibi mesafeler ile birlikte koşu yarışlarına katılmaya başlayabilir ve profesyonelliğe adım atabilirsin.

Kısa yanıt: teknik olarak mümkün ama yavaş hızda yapılmalıdır.
+1
sinematematikci
(04.11.25)
yürüyüs iyidir,
koşmak;
hantal insanlarin kalbine,
menüsküsüne,
dalağına dert getirir.
egzos dumani olmayan vakitte yürümek candır.
0
designer
(05.11.25)
kosmak kalbe iyi gelen bisey, kardio egzersizi denmesinin sebebi bu. amac zaten kalbi yormak ama bu yormak size zarar degil fayda sagliyor. kalbiniz daha efektif calismaya basliyor stres altinda kaldikca, kan daha iyi pompalaniyor, yeni damarlar gelisiyor. bu sayede de dinlenme esnasinda artik kalbiniz daha az calisarak ayni isi yapiyor, nabziniz dusuyor.

hic kosmadiysaniz zaten bi anda cok hizli kosamazsiniz, ya da cok uzun da kosamazsiniz. sinematematikci demis yukarda, yavas baslayip sabretmeniz lazim. 3km'de nefes nefese kalirken ya da kalp atislariniz asiri yukselirken bir sure sonra hem daha hizli kosup hem de terlememis bile oluyorsunuz ayni mesafelerde. insan vucudu cok acayip.

kilo verme konusu da dogrudan kalori ile iliskili, yediginiz yemek miktarini azalttiginiz halde (gercekten ama, durust olun kendinize) kilo veremiyorsaniz hormonal bir sorununuz olabilir, bir uzmana danismakta fayda var. spor (kosu vs) az yemis olmak efektini veriyor vucudunuza normalden fazla kalori yaktirarak. dolayisiyla yediginiz ayni kalsa bile siz daha cok hareket etiginiz icin daha cok kalori yakmis oluyorusunuz. ancak insan vucudu cok acayip demistik, bir yerden sonra daha efektif calismaya basladigi icin az yiyerek de cok kosarak da eski kalori yakma duzeninize geri donuyor, bu sebeple ilk baslarda guzel kilo verirken, birsey degistirmemenize ragmen kilo verme hizniz azaliyor.
0
taurina
(05.11.25)
önce bir kalp doktoruna görünün, gerekli kontrolleri yapsın. büyük ihtimalle size tempo ile ilgili gerekli şeyleri söyleyecektir.
0
galahad reloaded
(05.11.25)
tabi ki yurumek, bununla ilgili bir cok arastirma var. kosu vs yurumekten bagimsiz yurumenin faydalarina dair de bir cok arastirma var zaten.
0
bay b
(05.11.25)
(24)

Arada kalmak

camlicagazoz
Merhabalar,15 kasımda aile dostumuzun oglunun dügünü varmis. Annem aradı söyledi. Dügün de oturdugumuz yere 1.5 saat mesafede. Annem de şey dedi. Öglen gideriz, dügünden sonra da geliriz dedi. Dügün saat 19:00' da.Eşim 15 kasimda 38 haftalik hamile olacak. Yani ben gitmeyecegim dedi ve haklı da. Ama
Merhabalar,

15 kasımda aile dostumuzun oglunun dügünü varmis. Annem aradı söyledi. Dügün de oturdugumuz yere 1.5 saat mesafede. Annem de şey dedi. Öglen gideriz, dügünden sonra da geliriz dedi. Dügün saat 19:00' da.

Eşim 15 kasimda 38 haftalik hamile olacak. Yani ben gitmeyecegim dedi ve haklı da. Ama ben anneme söyleseme annem beni bastiracak. Bir sey olmaz gibisinden. Çekiniyorum da annemden. Ama eşim de hakli. Ne yapacagim ben?
-2
camlicagazoz
(03.11.25)
Öncelikle annenizden çekinmeniz yanlış çünkü sizin bir aileniz var.
Kaldı ki eşiniz o dönem 38 haftalık hamile olcakmış ve düğün de oturduğunuz yere 1.5 saat mesafedeymiş allah muhafaza doğum gerçekleşse yada olmamasını temenni ederim ama aksi bir durum olsa eşinizin yanına gitmeniz 1.5 saatinizi alacak. O dönemde olmanız gereken yer düğün değil eşinizin yanı bence. Bu şekilde açıklama yapabilirsiniz annenize.
+4
mermaidd
(04.11.25)
ben aileye bir butun olarak bakiyorum, kendi annem/babam/kardesler ve hanimin annesi/babasi/kardesleri..

annem beni al bu dugune gotur getir derse, yaparim. bu iki kez yaptim, hanim gicirdadi, cok da fifi dedim gectim. yine gotur derse yine gotururum.

senin hanim 38 haftalik hamile olabilir ama bu cocugun o gun dogacagi anlamina gelmiyor, bunun onceden bazi belirtileri var. Tavsiyem birkac gun onceden doktora gotur, dogumla ilgili bir gelirme var mi baktir. Eger hersey sakin ise o zaman 1.5 saat cok bir yol degil, acil bir durumda erken cikar donersin. Yok eger doktor eli kulaginda heran gelmeniz gerekir derse ayri mesele. Biz mesela son kontrolden sonra ayni gun hastaneye gittik dogumu baslattilar, 48 saat sonra dogum gerceklesti.
-19
cooperr
(04.11.25)
Bence bu tip soruları burada sormayın.
Burada 'Bir ilişki sorusu sorulsa da kadını haklı görsem.' diye bekleşen büyük bir güruh var. Anne kutsaldır, ne derse yapılır.
cooperr +1 diyorum.
-14
Mirket
(04.11.25)
Ben anlamadim anneniz istiyor diye 38 haftalik hamile esiniz dugune mi gitmek zorunda? Yoksa siz mi gitmek zorundasiniz? Ikisi de yetiskin olmus kendi ailesini kurmus (ya da olamamis/kuramamis) bir insan icin fazlasiyla absurt de, esiniz gitmeyecegini soyleyemiyorsaniz bir tik daha enteresan geldi. Yani ne yapacagim ben diye sormaniz da enteresan, esimi yalniz birakmayacagim demek yeterli olmali. Siz annenizin kocasi degilsiniz.
+7
kassiopeia
(04.11.25)
18 yıllık evliyim. Ailem de klasik anadolu (hatta doğu) ailesi. Anneme de inanılmaz düşkünüm. Tüm kardeşler arasında anne-babamla en çok ilgilenen, rızalarını alan da benim. Bunları belirtmiş olayım önce.

Eşiniz hamile olmasa ve düğüne gitmek istemese yine haklı. Zorlamamak lazım. Annenizin de böyle bir hakkı yok. Ama 38 haftalık hamile bir insanın değil 100 km, yan mahalledeki düğüne dahi katılmaması anlayışla karşılanmalı normalde. Kaldı ki, aileden birinin düğünü bile değil… (Yazdığınız tam net anlaşılmıyor. Bunları “eşimin gelmek istememesini anneme nasıl söyleyeceğim” demiş olma ihtimaliniz üzerine yazdım.

Yok eğer mevzu sizin eşinizi bırakıp gitmek istememeniz ise, haklısınız. En iyisi, annenizden rica edip, 17:30-18:00 gibi çıkarsınız. Düğünde yarım-bir saat görünür, hediyenizi verir, dönersiniz. Eşinizin doğumunun yakın olduğunu bilen herkes de anlayış göstermek zorunda. Göstermezlerse onların ayıbı. Sizin yanlışınız olmaz.

Yahut annenizi götürme ihtimali olan akraba vs. varsa ve anneniz uzun kalmak istiyorsa onlarla gider, siz bir görünür, tebrik eder dönersiniz.

Bu tarz konularda mutlak tavsiyem, eşinizi üzmemeniz. Anneler daha affedici oluyor, eşler olumsuzlukları yıllar içinde daha da büyütebiliyor. Üstelik doğum yakın, lohusa depresyonu kapıda. Ailenizden önemlisi olmamalı hayatınızda. Elalem umurunuzda olmasın. Anne-Baba da anlayış göstermeli. Göstermiyorlarsa da, saygı çerçevesinde tatlıya bağlanacak şekilde dik durulabilmeli. Evliliğin sağlığı için bağımsızlık şart. Zamanla öğreniliyor bu…
+2
yadigar
(04.11.25)
Ya bu erkekler bir konu hakkında da fikir sahibi olmazsa çatlayacaklar herhalde. Bak neymiş doğum öyle hemen başlamazmış belirtisi olurmuş. Beyefendi kaçıncı doğumunu gerçekleştirdi de konuşuyor çok merak ettim.

Doğum öyle belirti melirti demeden şak diye başlayabilen bir şey. 38.haftada şak diye doğurmuş bir birey olarak konuşuyorum.

Anne kutsaldır filan saçma sapan kendinizi şartlamayın. Ben de anneyim gelinimi karnı burnunda düğüne çağırmam bile en başta zaten. Anneyse bunu düşünmeli. Ayrıca annenden korkarak hiç bir zaman sağlıklı ve mutlu bir aile hayatı yaşayamacaksın gerçek sağlıklı ebeveyn-çocuk ilişkisi böyle bir şey değil.
+7
yenibirgüzelnick
(04.11.25)
Cevaplara gözlerim kanadı. Annenizin doğurdu doğuracak karınızı uzak bir yerdeki düğüne götürme düşüncesi, sizin annenizden çekinip bu durumu açıklayamamamız falan sizce de çok garip değil mi? Anneniz istiyorsa kendisi gitsin. Annenize ne karınız ne de siz eşlik etmek zorunda değilsiniz. Çoluk çocuk sahibi olmak üzeresiniz annenizden çekindiğiniz konuya bakar mısınız? Allah kocanın da hayırlısını versin diyorum :d
+12
sadakatsiz
(04.11.25)
38 hafta demek full term demek. yani dogum artık her saniye gerceklesebilir demek. ilk dogumuysa öyle hemen yirmi dakikada dogurma ihtimali az olsa da yok degil. o haftalarda beni en cok korkutan sey abruptio placentae olmasi ki bu durumda 1 dk fark bile hayat kurtarir. sahsen yanimda hep biri olsun isterim o haftalarda.

anneniz dügüne gitmek istiyorsa götürün. esinizin kendi annesi, kardesi, kuzeni, arkadasi kimi ayarlayabilirseniz o gün sizin evde esinizle olsun. gebelik hastalik degil, esasen her yere gidebilir ama full term gebelikle bir dügünde esiniz cok rahatsiz olacaktir cünkü yüksek sesli müzik sebebiyle anne karninda bebek korkudan sürekli takla atar. anneyi cok tekmeler. kendini kordona dolandirma riski yükselir. ayrica rahatsiz sandalyelerde saatlerce oturmak o haftalarda sahiden korkunc.

bence buradaki sorun anneden bu kadar cekinmeniz. annenize, ben seni götüremem, deseniz bile bu kadar anlayissiz ve kötü bir insan mi sizi ve esinizi anlamayacagini düsünüyorsunuz? o haftalarda esinizin rahat edemeyecegini anneniz de biliyor, kendisi de dogurmus. ayrica biraz simariklik yapmiyor mu anneniz? 38 haftalik hamile kadini dügünün 19'da basladigi yere taa ögle vaktinden sürüklemeye calisiyor? hani dügüne 19'da gidelim iki saat sonra kalkariz da demiyor. öglen gidelim dügünden sonra döneriz diyor; yani yolu da hesaba katarsaniz gece birde falan anca dönmüs oluyorsunuz. anneniz dügün sahibi mi, ne sacmalik! bebek de gelecegi icin sizin öncelik siranizin degismesinden rahatsiz, gelini ile güc savasina girmis gibi. bence asil üstüne egilmeniz sorun ve dengeyi bulmaniz gereken sey annenizin bu tavri olmali.
+3
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(04.11.25)
Şöyle bir şey ekleyeyim. Annemi ben götürmeyecegim. Yani babamla gidecekler. Beni düsündüren şeylerden birisi de şu. Dügünü olan cocuk benim düğüne gelmişti.
-9
🌸camlicagazoz
(04.11.25)
ya bu kadinlarin kayinvalide ile ilgili olan takintisini anlamasi guc..guc savasi vs. garip ya, sanki her ailede micro taht kavgalari yasaniyor :)

sunu idrak etmeniz lazim, erkeklerin anneleri ile arasinda farkli bir bag var, o bizim hayatimizdaki ilk kadin. erkegin annesiyle olan iliskisinin sizinle olan iliskisi ile alakasi yok.

birisi sak diye dogurdum demis, ikinci ucuncu cocuk degilse o biraz zor kardesim. benim de cocugum var, cevrede de birden fazla cocuk sahibi olan insan sayisi oldukca fazla, ilk dogumlarin hic sak diye oldugunu duymadim.

ayrica doguma da girdim, yaw normal bir dogumda ters gidebilecek o kadar cok sey var ki, olay zaten bir mucize, hastaneye yetisememe olasiligi tersliklerin icinde ilk 5'de bile degildir. en kotu cagirirsin bir ambulans gotururler. zaten erkek eger doktor degilse ne yapacak hatunu kuvete sokup dogum yaptirtacak degiliz, arabaya atip hastaneye goturuyoruz sonra da doktor ne derse o yapiliyor zaten. olay bir hastalik degil ve dogal kendi halinde bir sureci var bu ve surec oyle 1-2 saatlik bir mevzu da degil.

adam zaten zorla esini goturmeye calismiyor ki ben de olsam zaten goturmem 38 haftalik hamile esimi. gerekli onlemleri alirsin, a/b/c plani yaparsin, saat basi kontrol edersin, binbir turlu cozumu var.

annesi istiyorsa kendi gitsin falan, bunlari kadinlar gitsin kendi anasina soylesin, beni baglamaz. ama bana 5 tane cocuk dogursa da, bana cikip anana soyle kendi gitsin falan gibi bisey soylese esim, kotu bozarim. erkek cocugu olan hanimlar, yarin oburgun oglunuz gidip sizin gibi birini bulursa, o hatun da size "gitsin kendi isini kendi halletsin" diye mesaj yollarsa, ne dedigimi daha iyi anlayacaksiniz. umarim boyle bisey basiniza gelmez.
-17
cooperr
(04.11.25)
Evet anneniz düğüne gitmek istiyorsa a b c planları yapar eşinizi birilerine bırakırsınız, onlar da arar ambulansı doğuma götürürler nedir yani. Anne önemli. Anne düğüne gitmek istiyorsa iki eliniz kanda da olsa düğüne gideceksiniz. Karınız bir şekilde doğurur önemli olan anacığınızla ilişkiniz.... :d
+8
sadakatsiz
(04.11.25)
anneler biz kadinlarin da hayatlarindaki ilk kadin ama annelerimiz biz kizlarina annelik yaparken, sizin anneleriniz ogullarina annelik yapiyorlar, gelinlerine degil. annemin önceligi benim, benim sagligim, benim mutlulugum, benim evliligimin iyi gitmesi... kaynanamin önceligi önce oglunun rahati, sonra kendisi, sonra kocasi falan. kendi kizi olsaydi bu durumda, kocasinin 38. haftada tüm gün kendi annesi pesinde kosup kizini birakmasina agzini birakip kiciyla laf ederdi.

gazoz, dedigim gibi, annenle dügüne gideceksen karinin yaninda biri olmali. kendi annesi, kardesi, kuzeni, arkadasi ama yalniz kalmayacak.
sen gitmeyeceksen sayet annenle altinini yollayacaksin, soran olunca da annen, gelinin dogumu eli kulaginda, yalniz birakamadi, diyecek. zor bir sey degil. bu duruma anlayis göstermeyen de ne bileyim...
+3
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(04.11.25)
kadın doğum doktoru bile her doğum kendine özeldir derken bazıları çevresindeki doğumlardan örnek vererek senin karın da şak diye doğurmazz yhaaaa diye güvence veriyor. adamın gördüğü doğum sayısı benim kadın doktorumun gördüğü doğum sayısından fazla heralde.

ben 8 haftalık doğum iznine çıktığımda evde tek iken kafada kurup duruyordum acaba şu an suyum mu geliyor, acaba bu hissettiğim sancı mı vs diye. mesela su gelmesi öyle dizilerde olduğu gibi bardaktan su boşalması gibi de olmuyormuş vs vs.

yani ayrıca illa kadının o an doğurma ihtimalinin olmasına gerek yok. işin biraz psikolojik tarafı var.

zaten anneniz yolda kalmış değil, babanızla gidecek. sizin de bu durumda heidyeyi göndermeniz yeterli. yani hangisi önemli. karnı burnunda eşiniz mi yoksa diğerleri mi? evet bazı durumlarda bu kadar nettir her şey.

ha bu arada eşiniz yüzde doksan dokuz ihtimalle o gün doğum yapmayacak. ama siz onun isteğini geri çevirip düğüne giderseniz doğurmamış olmasının bi önemi yok, size kırılmış olacak.
+6
elorelia
(04.11.25)
düğün günü sabahtan anne hanımın ağrısı var de. gelemiyecek de, erkenden ananı uyarma.
+2
mikahakkinen
(04.11.25)
doğuma bir ay kala rutin doktor kontrolüne gittik. doktor akşama doğuracaksın, dedi. biz eşimle birbirimize bakıp şaka yapıyor dedik. ama şaka değilmiş. yani çokta öyle önceden belirti veren bişey değil.

38 haftalık eşini evde bırakıp düğüne anneni götürme. saçmalama. annende saçmalamasın.
+2
scudman1
(04.11.25)
hocam öncelikle umarım tüm süreciniz sağlık sıhhat içinde gerçekleşir. yengeye de hürmetler :)

sizin de gönlünüz gitmek istemiyor besbelli. tabi ki eşinizin yanında kalacaksınız. annenize 'gece çok ağrısı oldu gelemiyorum' dersin olur biter. hatta düğünde dedikodunuz bile yapılır..
+2
galahad reloaded
(04.11.25)
Merhaba, eşinizi yalnız bırakmayın, bunu 2 kız çocuğu babası olarak yazıyorum.
+6
devorgilla the gunslinger
(04.11.25)
yani bunu buraya soracak kadar sıkışmış olmanız bile çok enteresan. gitmemek zaten çok makul ama en uçta yapılacak şey şu: o gün gelsin bakıcam anne siz planınızı yapın, ben öğlen gelip akşam dönemem ama bir şekilde sizden sonra gelip yarım saatliğine görünmeye çalışırım tabi eşim iyiyse. söylenecek şey bu. o gün de illaki gitmek istiyorsanız, yani evlenen arkadaşınız sizinkine gelidiği için orda olmak gibi bir derdiniz varsa ve eşiniz de o gün rahatsa 6-7 gibi çıkar, 15 dak-30dak görünür, 9:30-10 gibi dönersiniz.

edit: çocuğunuzu sağlıkla kucağınıza almanızı dilerim
+5
awlmi
(04.11.25)
her şeyi geçtim, insan kendi doğacak çocuğu için sorumluluk hissetmeli, doğumla ilgili farkındalığa sahip olmalı. hiç mi heyecan duymuyorsunuz bebeğinizin gelecek olmasıyla ilgili? hiç mi endişeniz yok eşinizin sağlığıyla ilgili? başka hangi hissiyat bunların önüne geçebilir? yemişim tanıdığın düğününü, sizi böyle bir durumda arada bırakan ebeveyni vesaire. bebeğiniz ve eşiniz hariç her şey "şu aşamada" fasa fiso, fındık fıstık. gündelik rutin bir süreçten bahsetmiyoruz ki.
+8
Phoebe
(04.11.25)
hocam onceki duyurulariniza soyle bir baktim, yardim alin, ciddi olarak soyluyorum, cok icten sekilde. gobek bagi kesilmemis insanlari ciddiye almayin, yetiskin ve saglikli bir birey olmak boyle bir sey degil.

Baba olacaksiniz, aile kurmussunuz, ayri bir yasam kurmussunuz ve su anda yasaminizin merkezine bir bebek geliyor, tum yasami size bagli bir can, ebeveyn olmak demek insanin kalbinin disarda atmasi demek, kadin olarak hamilelik sureci zaman zaman 'lan bi tik fazla yemek yedim bebise bir sey olur mu' diye manyaklik derecesinde endise duyma, baba olmak da 'ailemin nasil guvenligini saglarim, nasil bakim veririm' gibi bir delilik hali, bunu hissetmiyorsunuz ve hala 'insanlar ne der' diyorsunuz, 'anama 38 haftalik hamile esimi ve bebegimi birakamam diyemiyorum' diyorsunuz. Phobe cok guzel yazmis, icinizde bir yerde cekirdek ailenize duydugunuz sorumluluktan fazla bir sorumluluk duyuyorsunuz. Esime, bebegime ne olursa olsun, didinin didisinin dugunune gitmem gerek diyorsunuz. Ha hicbir sey de olmayabilir evet, ama yani bir baba olarak yerim kocasiyla dugune giden anamin yani degil de kendi esimin ve bebegimin yani demiyor musunuz? evet tarlada da doguruyor millet evet, bebek dogumu 48 saat da surebilir ama bi tik evrilmedik mi yahu, bi tik insanlik ogrenmedik mi, bi tik gelismedik mi.
Ve isin daha da manyakcasi annenizin kocasi olan kisi yani babaniz annenizi goturecekmis, ve ne anneniz ne babaniz olum manyak misin esinle birlikte kal, senin bir ailen var demiyor ve siz de manyak mi bu insanlar benim su donemde yerim esimin yani, demiyorsunuz. Altininizi gonderirsiniz olur biter. Bana cok cok garip geldi acikcasi.

Ayrica hormon eksikligine bakmanizi da tavsiye ederim. Yani bu sordugunuz sorudan bagimsiz olarak bu konuda calismanizi tavsiye ederim, elalem ne der diye diye cekirdek ailenizi kaybederseniz bir gun buradaki kimse ne yaninizda ne de sizin yerinizde olacak.
+8
kassiopeia
(04.11.25)
Hocam, verdiğiniz ek bilgiye binanen şöyle diyorum: hediyenizi babanız ile gönderin. Damadı da arayıp, durumunuzu (doğum her an olabilir) samimi bir şekilde anlatın. Mutluluk dileyin. Anlayış göstermek zorundalar. Göstermezlerse de kendi problemleri. Çocuk bir aylık, 40 günlük falan olunca da eşiniz ve çocukla beraber hayırlı olsuna gidebilirsiniz isterseniz.

Çekirdek aileniz sizin birinci sorumluluğunuz. Elalemi takmayın. Ailenizi asla arka plana atmayın.

Çok önemliyse gitmek sizin için (ki olmamalı), atlar gider 10 dk görünür dönersiniz.
+1
yadigar
(04.11.25)
sorun bence sizin bir isteginizin olmamasi. yani once buna odaklanin, siz hangisini istiyorsunuz, esinizle kalmak mi yoksa annenizi goturmek mi?
+1
Sour
(04.11.25)
Anne kutsaldır, ne isterse yapılır diye bir şey yok.
Düşüncesiz annelerin her istediği yapılmaz. Ya da bencil ve narsist annelerin...
+5
pro9it9is9
(04.11.25)
1,5 saatlik mesafe pek uzak değil, bence siz anneniz ve babanızla beraber katılın düğüne, sanki karısı 38 haftalık hamile olanlar sürekli evde mi oturuyor, örneğin istanbulda insanların evi ile işin arası ortalama 1 saat mesafede. trafiğe göre artıyor bile. bu hesapta karısı hamile olan kimsenin işe bile gitmemesi lazım.

karın gelmek istememekte haklı oldukça ağırlaşmış olmalı, ödem vs. kaldı ki kocaman karnıyla giyecek kıyafet bulması bile zor.
-5
Sadece soruyorum
(04.11.25)
(6)

Budapeştede kredi kartı ile alışveriş döviz cinsi

condom kurşunu
Kart borcumu euro olarak ödeyebiliyorum. Bu bilgiye dayanarak budapeştede hiç fiziki huf ile uğraşmadan direk kredi kartıyla euro ödeme yapabiliyor mıyuz? Bir de böyle ödeme yapmak mantıklı mı yoksa huf almak mı daha mantıklı?
Kart borcumu euro olarak ödeyebiliyorum. Bu bilgiye dayanarak budapeştede hiç fiziki huf ile uğraşmadan direk kredi kartıyla euro ödeme yapabiliyor mıyuz? Bir de böyle ödeme yapmak mantıklı mı yoksa huf almak mı daha mantıklı?
0
condom kurşunu
(02.11.25)
Eur ekstresi özelliği varsa kredi kartınızda orada yaptığınız harcamalar otomatik olarak eur olarak yansıyo karta (ilk başta tl gözükür ekstre kesilince eur olur).
Ben yurtdışı harcamalarımı normal karttan harcıyorum. Karta eur olarak borçlanma oluyo. Sonra eur olarak ödüyorum.
0
chanandler bong
(02.11.25)
fiziki huf ile uğraşmadan kredi kartıyla ödeme yapabilirsin, ama kredi kartıyla euro ödemek istersen çok saçma kurlardan çeviriyor pos cihazı huf'u euro'ya hiç mantıklı olmuyor.

en mantıklısı kredi kartınla direk huf ödemek, kendi bankan onu tl'ye çevirir. ama kendi bankanın huf > try kuru her şekilde pos cihazının huf > eur kurundan daha avantajlı oluyor benim deneyimime göre.
+1
king lizard
(03.11.25)
Pos cihazı HUF>EUR kurunu kabul etme, %8 filan zarara giriliyor, çok fazla. HUF öde seçenek çıkınca.
0
kuehles blondes
(03.11.25)
siz kredi kartınızı verince pos makinasında 2 seçenek çıkacak. huf ve euro.

ekonomik olan seçenek bulunduğunuz ülkedeki para birimini seçmek. banka bunu tl' ye çevirecek.
0
galahad reloaded
(03.11.25)
Bildiğim kadarıyla Euro dışındaki para birimlerini USD olarak yansıtıyorlar ekstreye. Yukarıda da dendiği gibi para birimini seçmeniz gerekirse daima yerel parayı seçin, banka onu usd’ye daha uygun bir kurdan çevirecek.
0
Murtazaaylak
(03.11.25)
nerede veya hangi para birimiyle oderseniz odeyin pos cihazi otomatik ceviriyor. ornegin tl hesabiniz varsa cihaz otomatik huf'a ceviriyor. fakat denildigi gibi kur makasi acik olabilir. yerel para birimiyle odemek her zaman daha avantajli.
0
Sour
(03.11.25)
(15)

Üstüme polisiye dizi atın.

mikahakkinen
İzlediklerim: fargo, true detective, broen, the killing(danish), trapped,sherlock,mindhunter, the wire, breaking bad,babylon berlin,dept. q izledim. bu seviyeye yakın öneri var mıdır?dexterı yarıda bıraktım, behzat ç. izledim.
İzlediklerim: fargo, true detective, broen, the killing(danish), trapped,sherlock,mindhunter, the wire, breaking bad,babylon berlin,dept. q izledim. bu seviyeye yakın öneri var mıdır?
dexterı yarıda bıraktım, behzat ç. izledim.
0
mikahakkinen
(30.10.25)
Arka sokaklar
+7
artıküyeolmakistiyorum
(30.10.25)
the sopranos

yazarken bile iç çektirdi, muhteşem bi yapım. saf polisiye denemez tabi :m
0
lüzumsuz adam
(30.10.25)
mare of easttown
+1
eileengray
(30.10.25)
line of duty. efsane ötesi bişi.
0
greenshadow
(30.10.25)
@lüzumsuz adam yazmaya gerek duymadım. benim için tüm zamanların en iyisi.
@greenshadow izlemiştim.
0
🌸mikahakkinen
(30.10.25)
thunder thunder thunder thundercats
(30.10.25)
TASK, Dept Q, Cross, black rabbit, night manager. Yazılmış ama Mare of Easttown da çok iyiydi
0
deepness
(30.10.25)
Endeavour
0
duyulmasi gerektigi kadar
(30.10.25)
Bunların paşası 24'tür.
Plase: person of interest
0
etna
(30.10.25)
yazmayı unuttum debt q. izledim.
0
🌸mikahakkinen
(31.10.25)
@artıküyeolmakistiyorum çiçek taksi de olur.
0
🌸mikahakkinen
(31.10.25)
the rookie, netflix’te var. ciddili bi dizi değil ama beklentilerine uygun ve izle unut, gerçek hayattan uzaklaş gibi bi dizi işte.
0
deartheodosia
(31.10.25)
lincoln lawyer, high potential
0
65 derece
(31.10.25)
Luther, Bosch, Broadchurch, The Investigation
0
?
(31.10.25)
blacklist
netflix' te.
0
galahad reloaded
(31.10.25)
(12)

Dertlerim, artılarım, eksilerim, bir şeyler söyler misiniz ?

ebeş
Doneler,10 yıldır aynı kurumdayım, yönetici pozisyonunda çalışıyorum. İşimi seviyorum ancak son zamanlarda hem benden kaynaklı hem de ekipten kaynaklı hatalar yapıyoruz, işlerin ocak sonunda bitmesi lazım, takvim sıkışık.Maaşım eh işteev kirası yokKız arkadaşımı çok seviyorum, beraber yaşıyoruzAilem
Doneler,
10 yıldır aynı kurumdayım, yönetici pozisyonunda çalışıyorum. İşimi seviyorum ancak son zamanlarda hem benden kaynaklı hem de ekipten kaynaklı hatalar yapıyoruz, işlerin ocak sonunda bitmesi lazım, takvim sıkışık.
Maaşım eh işte
ev kirası yok
Kız arkadaşımı çok seviyorum, beraber yaşıyoruz
Ailemle ilgili bir sorunum yok, sağlık sorunum yok, yakınlarımın sağlık sorunu yok.

Ama istanbul'dan, iş hayatındaki mış gibiliklerden samimiyetsizliklerden çok sıkıldım. Sanırım artık gençlik zamanlarındaki enerjim,motivasyonum yok. İşi bıraksam yapabileceğim başka bir iş becerim yok, hadi olsa yine aynı içsel sıkıntıyı yaşayacağım belirli bir süre sonra.

Trakya'da küçük bir şehirde evim var, oradan kira geliri alıyorum, o şehre dönersem oturabileceğim ayrıca bir evim daha var. Ama yapabileceğim bir işim yok.

Psikolojik olarak son zamanlarda iş'te yaşanan sıkıntılardan dolayı çok daralmış hissediyorum, çıkış yolum yokmuş gibi hissediyorum, özgüvenimi kaybetmiş gibi hissediyorum, aslında geçmiş yıllarda da sıkıntılı zamanlarım oldu ancak hepsinin üstesinden özgüvenim ile geldim şimdi kendimi daha özgüvensiz hissediyorum.

Bunu buraya yazmak istedim sadece, benden daha kötü şartlarda olan insanların olduğunu biliyorum, bu zamanlar geçecek değil mi ?
0
ebeş
(23.10.25)
geçmez. Geçmesi için bir sorun olması lazım. o sorun doğduğunda da onun nasıl geçeceğine kafa yoracağın için bu sorunsuzluktan dolayı sıkılmışlık hissiyatına pek vakit ayıramayacaksın. Her şey düzlüğe çıktığında da yine bu noktaya dönüp aynı sorgulamayı yapacaksın.

yeni kararlar alıp, comfortzone'u terk edemedikçe böyle yıllarca debelenip, alışıp devam edeceksin.
+1
croswell
(23.10.25)
Derdin falan yok rahat batıyor gibi. Memlekette bu imkanlara sahip insanlar mutlu mesut yasıyor.
İş var
iyi kötü para
Pozisyon güzel
Kira yok gibi
Sevgili var

Ee daha ne istiyon? Millet aç aç:))
+3
luluki
(23.10.25)
"iyi saglik + iyi aile" bu dünyanin en önemli, en güzel jackpot'u.
diger seyler her zaman düzeltilir.

kira olmamasi güzel.
isten sikilmissiniz hakli olarak. ben olsam bir baska kurumda iyi bir is arardim bir yandan ama kimseye bahsetmezdim.
ya da gözün yiyorsa kendi isinizi kuracaksiniz.
+3
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(23.10.25)
rahatbatmis.com
+1
Kahvedesu
(23.10.25)
Hepsini okudum bir derdin yok. Devam.
0
arbre
(23.10.25)
bazen böyle dönemler olur. hayatına yenilikler kattıkça o iş yerindeki sorun da çözülür. daha fazla kötü olmaması için ugras bence. istersen milyonların olsun dünya kadar evin olsun dert derttir. sen içini ferahlatmaya bak.
+2
koela
(23.10.25)
Yukarıdakiler hepsin +5

Hangi şirkete gidersin gi iş hayatındaki mış gibiliklerden samimiyetsizlikler her zaman olacak. Kendi şirketi kursan, kendi işini yapsan bile mış gibiliklerden saminiyetsizlik gene olacak.

Ara ara motivasyon düşmesi olur. İş yerinde hatalar ve yanlışlar olur. Olan hatalar ve yanlışlar canınızı sıkmış ki çok normal. Odaklanıp problemlerin düzeltmekten başka bir çare yok ama öbür taraftan sosyal ve özel hayatınızda dertlerniz yok işte. Yazdıklarınızdan böyle anlışılıyor.
+1
put it in your appropriate place
(23.10.25)
Aslında cevabı kendiniz vermişsiniz.
İstanbul'dan kaçıp gitmek istediğiniz şehirde bile daha gitmeden problemlerin varlığının farkındasınız. Nereye giderseniz gidin yada ne yaparsanız yapın hayat hiçbir zaman dört dörtlük olmuyor ve olmayacaktır da. Kaldı ki bahsettiğinize göre işiniz, çoğu insana göre yaşam standartlarınız, aşk hayatınız, ailenizin ve sizin sağlık durumu ve aile ilişkilerinizde hiçbir sıkıntı yok bu da demek oluyor ki dünyadaki çoğunluktan daha şanslısınız.
+1
mermaidd
(23.10.25)
hayatınızda yüzlerce sorun olabilir, ama sağlık bozulursa sorununuz sadece teke düşer. o yüzden sağlıklı olmanız her şeyden önemli. fiziki ve psikolojik olarak.

şu anda ihtiyacınız ruhsal terapi ya da ufak bir ilaç müdahalesi gibi duruyor.
+1
galahad reloaded
(23.10.25)
Herkes aynı gelir düzeyine, aynı aile yapısına, hayat şartlarına sahip olmadığı için bizim içimizi sıkan şeyleri bir başkası için derdini öpeyim olarak değerlendirilebiliyor. Ama bu bizim derdimizi ortadan falan da kaldırmıyor. Sorunlara böyle bakılmaz. O zaman Afrikadaki adam da senin derdini küçümsesin. Bunun bir sonu yok.

Bence sorunun, kendini seçeneksiz ve sıkışmış hissetmek. İstanbul çok yorucu ve insanın enerjisini emen bir şehir ve çoğu insan yaptıkları iş yüzünden bu şehre mahkum kalmış durumda. Ülkenin tüm kaynaklarının tek bir şehre yığılmasının sonucu bu. Kendine bir alternatif yaratmak istiyorsun ama seçenek göremiyorsun. Bu şekilde, bu tempoyla çalışmak istemiyorsun ama şartlar seni buna zorluyor. Tüm bunlar bir sıkışmışlık hissi yaratıyor.

Yaptığın işi bırakıp bu düzenden çıkmak büyük bir karar. Muhtemelen bu kadar çalışmaya karşılık doğru düzgün bir birikim yapamamak canını sıkıyor ve ulan mesele karın doyurmaksa çalışmasam da karnım doyar mevcut şartlarımda diye düşünüyorsun ama iş harekete geçmeye geldiğinde o karar verilemiyor.

Bence ihtiyacın olan şey bir erken emeklilik planı. Farklı bir şehirde işleyen bir iş, düzen kurabilmek için alternatifler araman, seni bu şehre olan mahkumiyetinden kurtaracak bir iş planı, belki bir ortaklık, pasif gelir yaratma yolu yöntemi gibi şeylere ihtiyacın var. Enerjini bunlara vermek kendini sana iyi hissettirecek. Ayrıca fırsat buldukça bu şehirden seni çıkaracak seyahatler de sana iyi gelir. Mesela bir motosiklet ehliyetine yazıl, bi motosiklet al ve sevgilinle uzun turlar planlayın. Sevgilini de bu yeni deneyime ortak et, hatta ehliyete birlikte yazılın.
+1
thracia
(23.10.25)
icindeki sikintinin sebebi hepimizin ortak derdi olan "parasizlik"
+2
cooperr
(23.10.25)
sevdiğiniz insan ile bunları paylaşın. Buradaki sakinliğinizle paylaşın. Sonra sarılın ve bunun tadını çıkartın. Her şey geçecek. Her şey bir daha başlayıncaya kadar geçtiğinde de (söyleminize göre Ocak-Şubat civarı) üzerinizde bu kadar baskı yokken neler yapabileceğinizi düşünün. Hayatınızdaki insan ile birlikte hemfikir olduğunuz ve dolayısıyla pişman olmayacağınız bir karar verirsiniz.
Ezcümle; geçecek. Her şeyin geçtiği gibi.
+1
sparkle kiddle
(23.10.25)
(3)

kurs önerileri

semaforo de medianoche
bir süredir iş yerindeki durumlardan ötürü mecburen ot gibi çalışmaya başladım. eskiden sık görüştüğüm arkadaşlarla iyice kopmaya başladım bu süreçte. iş yerindeki insanlarla da oldukça farklı hayatlarımız var o yüzden sadece futbol ve iş yeri muhabbetleri yapıyoruz birlikteyken iş dışında sosyal bi
bir süredir iş yerindeki durumlardan ötürü mecburen ot gibi çalışmaya başladım. eskiden sık görüştüğüm arkadaşlarla iyice kopmaya başladım bu süreçte. iş yerindeki insanlarla da oldukça farklı hayatlarımız var o yüzden sadece futbol ve iş yeri muhabbetleri yapıyoruz birlikteyken iş dışında sosyal bi etkileşimimiz yok. özetle kabuğuma çekildim ve yalnızlaştım epey. bir kursa gitmek istiyorum hem sosyalleşmeye bahane olur hem de bir şeylerle ciddi olarak ilgilenme duygusunu da özledim. ne kursuna gideyim sizce? mesela sushi yapım kursuna baktım ilgimi çekiyor konu ama tek haftalık bir ders gördüm tek seferlik bir şey olmasını istemedim. briçe sarmıştım bir ara ona gitmeyi düşündüm de saat gün lokasyon olarak istediğim gibi bir şey bulamadım. lokasyon ankara bu arada.

sinemayla aram çok iyidir. 3 bin film izlemişim yaklaşık. oyunun her türlüsünü severim video olsun kutu olsun. kutu oyun kültürüm çok yok ama severim en azından temel oyunları oynamışımdır, video oyun kültürüm iyi ama. futbol izlerim. en temel hobilerim bunlar çok da özel bir hobim yok. ama yeniliklere açığım varsa öneriler şuna bak bi şöyle kurslar iyi olur falan diyen olursa bakarım.
0
semaforo de medianoche
(21.10.25)
aslında mutfakta sıfıra yakınım. gerekince yapıyorum youtubedan bakıp ama üniyi aile evinde okudum sonra iş hayatı falan maaş almaya başlayınca dışardan söyledim bol bol. o yüzden çok el becerisi mutfak alışkanlığı benim için sıkıntı olabilir gidip paramla rezil olmak da istemem ama siz gittiyseniz eğer mesajdan veya bu sorudan bilgilendirirsiniz belki bu bilgiler ışığında benim için uygun olur mu pasta kursu.
0
🌸semaforo de medianoche
(21.10.25)
ritim perküsyon atölyeleri var, genç yaşlı kadın erkek bir sürü insan bir araya gelip vurmalı çalgılar çalıyorlar. hatta bazı atölyeler özel gün ve haftalarda konser filan veriyor.

reklama girmezse örnek :
www.instagram.com
0
galahad reloaded
(22.10.25)
pasta degil ama mutfak ile ilgili bir seyler. oncelikle gunluk kurslarla baslayin, baktiniz sevdiniz uzun surelilere devam edersiniz ya da temel mutfak egitimi diye cok uzun surmeyen kurslar var. hem de disardan yemegi birakirsiniz :D
0
65 derece
(22.10.25)
(5)

5,5 yaş için İngilizce öğrenimi

denemeyanilma
merhaba, kızım için erken yaşta İngilizce öğrenmeye başlasın istiyorum istediğim seviye ismini yaşını annem şu babam bu ve kelime bilgisi, sizin tavsiyeniz me olur?geçen sene Rosetta stone ile başlamıştım çünkü resim dinleme ve konuşma üzerineydi Ama kızım sıkıldı teşekkürler
merhaba, kızım için erken yaşta İngilizce öğrenmeye başlasın istiyorum istediğim seviye ismini yaşını annem şu babam bu ve kelime bilgisi, sizin tavsiyeniz me olur?


geçen sene Rosetta stone ile başlamıştım çünkü resim dinleme ve konuşma üzerineydi Ama kızım sıkıldı
teşekkürler
0
denemeyanilma
(20.10.25)
Dil, tekrara dayandığı ve tekrar da konuyu sevmekle alakalı olduğu için, çevremdeki ebeveynlerden gördüğüm ve bana manyıklı genel yöntemler:
-gece yatmadan ya da haftada 1 birlikte İngilizce çocuk kitabı okumak
- İngilizce basit çizgi film izlemek
- yine çok zor olmayan çocuk ya da içeriği uygun şarkıları dinleyebilirsiniz.

Eğitimci değilim
0
kaset
(21.10.25)
Bizimki de 4.5 yaşında. Ben kendim renkleri, sayıları bu nedir vs. gibi temel bazı kısımları öğrettim, konuşuyorum, seviyor.
Youtube kanalları var, isimlerini şu an hatırlamıyorum. Ekran istediği zaman bunlardan açıyoruz, o da mutlu biz de.
Konuyu takipteyim.
0
va
(21.10.25)
ben youtube'da ingilizce ne kadar çocuk içeriği varsa araştırdım. en popüler faydalı kanallara abone oldum. 1 yaşından beri kızıma onları izletiyorum. yani madem zararlı bir şey yapacak ekran bagımlılığı olarak bari ingilizce olayını çözsün dedim. şu an telaffuzları native seviyesinde. ben onun gibi telaffuz edemiyorum. bizle ingilizce konuşabiliyor şu an basit şekilde. 5 yaşında. okulla beraber iyice gelişir güzel temel attığımızı düşünüyorum.
0
archmeister8
(21.10.25)
biz de ekran neredeyse sıfır, peppa pig'e başlamıştım hatta annesiyle de bu konuda tartıştık böyle önemli bir konuyu nasıl benim fikrimi almadan başlatırsın diye ancak onu da sevmedi. herhalde ben bir şeyler öğretmek istediğimi çok belli ediyorum

sevdiği hatta ezberlediği kitapların ingilizcesini indirip okumak istedim ama ona da erindim. bakalım kolayca bulursam çıktılar alırım
0
🌸denemeyanilma
(22.10.25)
peppa pig ve ben&holly güzel çizgi filmler.
0
galahad reloaded
(22.10.25)
(9)

Hastane randevusuna erken gidince

egerbiryolcu
MHRS randevusuyla hastaneye yarım saat falan erken gidince randevu saati öncesinde sıra gelebiliyor mu. Diyelim randevu 11 de ama 10 buçukta gittik hastaneye.Güncelleme yapayım, annem gider gitmez sıra geldi dedi. İstanbul'da göz polikliniğinde. Şansı yaver gitti sanırım. Saat dolmadan da sıra geleb
MHRS randevusuyla hastaneye yarım saat falan erken gidince randevu saati öncesinde sıra gelebiliyor mu. Diyelim randevu 11 de ama 10 buçukta gittik hastaneye.

Güncelleme yapayım, annem gider gitmez sıra geldi dedi. İstanbul'da göz polikliniğinde. Şansı yaver gitti sanırım. Saat dolmadan da sıra gelebiliyormus dediğiniz gibi yoğunlukla ilgili olmalı.
0
egerbiryolcu
(20.10.25)
hasta yoğunluğuna bağlı. sonrasında da sıra gelebilir.
0
elorelia
(20.10.25)
gelmez. saatinde gelir sıra.
0
jelly bear
(20.10.25)
Genelde saatinde sıra gelmiyor hep sarkıyor.
0
peki madem
(20.10.25)
Gelebilir, birkaç kez öyle muayene olmuştum.
0
sekizdokuzon
(20.10.25)
hastaneden hastaneye, bölümden bölüme değişir.
ama normali yarım saat önceden hastanede bulunmak yeterlidir.
bazı bölümlerde yığılma olmuyor erken gelsende girebiliyorsun ama göz, cildiye gibi yoğun bölümlerde saatini bile geçebiliyor.
göztepe süleyman yalçında erken gittiğinde kayıt açtırabiliyorsun ama kartal kütfi kırdarda yarım saat kala kayıt açabiliyorlar. erken gidersen randevuya yarım saat kala tekrar gelin diyorlar.
0
my fault
(20.10.25)
sizden önceki hastalar gelmezse sekretere rica edersiniz, alırlar sizi. tatlı söz, kibar yaklaşım çözer.
0
galahad reloaded
(20.10.25)
gelmez
0
ala09
(20.10.25)
sistem sizi en erken 20 dk (ya da 30 dk olabilir emin değilim) erken alabiliyor. daha öncesine sistem izin vermiyor

ben bir ara çok erken gitmiştim. bekleyen hasta da yoktu. doktora geleyim mi dedim. 20 dk sonra kabul edebilirim öncesinde olmuyor demişti.
0
exlibris
(20.10.25)
Hocam doktorun ya da sekreterinin önünde hasta listesi var. Girişi yaptırmış hastaları alt alta görüyorlar. Kim kaçta gelmiş kim kaç dk. beklemiş. Kısacası boşsa ve doktor çağırırsa girersin. Sistem izin vermiyor gibi bir durum yok.
0
nickini vermek istemeyen uye
(20.10.25)
(8)

İsviçre’den İsviçre çikolatası ne alınmalı

iddaaci
merhaba, fındık fıstıksız düz sütlü çikolata olarak ne alınmalı? Üst düzeylere hediye olacak, hangi marka alınmalı ki şık hediye olsun.
merhaba, fındık fıstıksız düz sütlü çikolata olarak ne alınmalı? Üst düzeylere hediye olacak, hangi marka alınmalı ki şık hediye olsun.
0
iddaaci
(19.10.25)
vedatchilipeppers
(19.10.25)
vedatchilipeppers
(19.10.25)
Laderach
0
ırene adler
(19.10.25)
isviçre'den bu markadan getirmişlerdi bana. çok başarılıydı.

www.cailler.ch
0
exlibris
(19.10.25)
spruengli +1
0
duyuruuser
(20.10.25)
Laderach. pahalıdır ama.
0
galahad reloaded
(20.10.25)
doğma büyüme isviçreli arkadaşım oranın migrosundan gidip tam fındıklı çikolatalardan alıyor türkiyeye gelirken, öyle özel bir marka almıyor tek önemli olan detay fındığın kırılmamış tam fındık olarak olmasıymış çikolatanın içinde, kendi eskiden isviçrede yaşayıp turkiyeye temlli dönen teyzeleri için bu detaya dikkat ediyor.
+1
eja
(20.10.25)
Ne zaman İsviçre'ye gitsem, bunlar kesinlikle aldığım ve tavsiye ettiğim markalardır. Bütçe dostu olmayabilirler ama premium çikolatalardır.
- Läderach: Özellikle 'Pralinés & Truffles' serisi güzeldir.
- Sprüngli

Bunlara alternatif olarak, bütçe dostu olan Lindt veya Cailler de alınabilir.
0
admin
(20.10.25)
(41)

Eşimle yaşadığımız son büyük tartışmayı yorumlar mısınız? (Evli ve boşanmışlara soru)

mahmuttt
Sabah uyanıyoruz. Küçük çocuğumuzun keyfi yerinde. Hafta içi çalıştığımız için aile ortamını hafta sonları daha çok yaşıyor çocuk. Eşim (karım) genelde sabahları gergin. çocuğun saçını toplamak istiyor. (Çocuk henüz iki yaşında bu arada). Kuzu gibi gelip önüne oturmuyor tabi. Eşim de kızıyor bağırı
Sabah uyanıyoruz. Küçük çocuğumuzun keyfi yerinde. Hafta içi çalıştığımız için aile ortamını hafta sonları daha çok yaşıyor çocuk.

Eşim (karım) genelde sabahları gergin. çocuğun saçını toplamak istiyor. (Çocuk henüz iki yaşında bu arada). Kuzu gibi gelip önüne oturmuyor tabi. Eşim de kızıyor bağırıyor çocuğa zorla saçına tokat takıyor.

O esnada ben koridordayım çocuk baba diye ağlamaya gözlerinden yaşlar gelmeye başlıyor. Tabi bu yüzlerce kere tekrar eden bir sahne olduğu için, artık benim tepemin tasa atıyor.
Gidiyorum içeri ağzımdan bir küfür kaçıyor dayanamıyorum çünkü sonra çocuğu alıyorum kucağıma o odadan çıkıp koridor tarafına geçiyorum.

Eşimin özellikle son bir aydır bana karşı “yanıma hiç yakışmıyorsun, anasının oğluşu” gibi tahrikkar sözleri de var bu arada.

Bu gibi sözlerinden dolayı dün akşam çok gitmek istediği şehir dışındaki arkadaşına aile ziyaretini yapmayacağız dedim. Çünkü bana bu şekilde saygısız, terbiyesiz konuşan bir insana “hadi gidelim” dediği bir yere gitmek ona “Aferin” deyip ödül vermek gibi geliyor. Katlanamıyorum.

Bunun hazımsızlığı sabah da üzerindeydi diye düşünüyorum bu arada…

Çocukla bu olay yaşanmadan öncesi de var. Yine bu sabah Yalnız yaşayan bir haftadır görüşmediğimiz yaşlı annemle sabah bir kahvaltı yapalım mı diyorum. Çünkü dün cumartesi tüm günü kendi Çekirdek ailemizle beraber keyifli bir şekilde geçirmiştik. Ve tüm haftayı da.

O da bugün kendi ablasına gitmek istiyordu. Tamam diyorum sabah annemle kahvaltı yapalım; öğleden sonra da ablana gideriz.

Sonra dönüp bana diyor ki annen kahvaltı yapmıştır zaten. Ben de o esnada öğrenmek için annemi arıyorum. Sonra bana diyor ki bana sormadan niye arıyorsun. Sonra telefonu kapatıyorum. O esnada annem geri arıyor. Ben de emrivaki yaparak yarım saat sonra seni alacağız diyorum kahvaltı yapacağız. Bu emrivakiyi yapmamın sebebi ise şu. Annemle çekirdek ailemi bir haftada sadece yarım gün bir araya getirmek bana göre bir yaşlıyı sevindirmek iyi bir şey. Çocuk için de bu ortamı görmesi iyi birşey bana göre. Ve eşim maalesef bu konuda ikna edemediğim için buna mecbur kalıyorum.

Sonra biz çocukla beraber hazırız. Onun giyinmesini beklerken diyor ki ben gelmiyorum. Çocuğu da hiçbir yere çıkaramazsın. Sen git annenle ne yapıyorsan yap. “ Annen neden aramıza giriyor” diyor.

Fakat konik olan annem çok nezaketli gariban bir kadın. Asla eşime karşı karşı bir gün bile en ufak bir kaynanalık yaptığı olmamıştır. İşine karıştığı asla yok, aksine sürekli annelik yapıyor. Bu arada çalıştığımız için beş gün çocuğumuza da o bakıyor.

Sonra ben eşime diyorum ki giyin, hazırlan çıkacağız. Bu Sinir krizine giriyor. Sonra ben Yatak odasında kapıyı kapatıp Çocuk görmesin diye, Sert bir şekilde Uyarıyorum. Bağırmamasını hazırlanmasını söylüyorum. Ve kalkıp bana bir tokat atıyor.

Sonra ben de çok ağır ağırıma gittiği için bir tokat atarak karşılık veriyorum. “Sen bana nasıl vurabilirsin” diye.

Sonra izin verdi ben çocuğu aldım ve anneme geçtim. O esnada kendi annesini aradım. Çünkü kendisi benden önce arayıp yanlı bir şekilde olayları anlatacağına çok emindim.

Annesine bu durumları açtım, konuştum. Annem de kadınla gözlemlerini paylaştı. Dedim ki ben bu olaydan sonra o eve hiçbir şey olmamış gibi gidemem ya siz kendisini çağırın evinize, çocukla beraber gelsin konuşun.

Bu durumu kayınpederime de paylaşın. Ya da siz gelin bir hafta burada hem çocuğa bakın hem de bu konuyu konuşun. Terbiye saygı sınırlarını aşırı bir şekilde aşmış durumda çünkü dedim.

Muhtemelen kayınpeder de arka planda dinliyordu.

Sonra kayınvalidem kayınpedere olayı durumu sansürleyerek anlatır diye durumu bütün açıklığıyla mesaj olarak Kayınpedere de yazdım.

Allah rızası için şu olayı lütfen bir yorumlayın. tecrübe deneyimlerinizle bana bir yol haritası çizin lütfen.

Teşekkürler.

İhtiyaç üzerine Ekleme:

annene bağımlısın diyenler için durumu sanırım yeterince anlatamadım biraz daha detaylıca açıklayayım izninizle.

Annem hafta içi sabah çocuğu evimizde teslim alıyor ve biz evden çıkıyoruz. Bu 3-5 dakikalık bir süreç. Sonra eşim eve geliyor ve annem kendi evine geçiyor. Yani hafta içi bir arada bulunduğumuz demeyelim, birbirimizi gördüğümüz toplam süre her gün 3-5 dakika.

Buna ek kadının yanında fiziken başka kimsesi yok. Yakınında olan tek çocuğu benim.

Ben bunlardan bağımsız haftada bir veya 10 günde bir hep beraber bir araya gelelim istiyorum.

Çocuğuma da bana da bunun iyi geldiğini gözlemliyorum çünkü.

Eşime gelince ben normalde bu konuda emrivaki de yapmazdım fakat aynı gün zaten öğleden itibaren kardeşine de ziyarete gidecektik. Annem konu olunca ben gelmiyorum sen git annene vs. dedi. Önceki olaylardan dolayı da bana bir karşıt gelme durumu vardı.

Benim anneme bağımlı bir durumuma gelince.

Hergün ararım, halini hatrını sorarım. Bu bağımlılıktan öte annemin benim nezdimde bir değerinin olması ile ilgili. Çocukluğumdan beri bir anne oğuldan daha çok iyi anlaşan yetişkin arkadaşlarız da.

Ve onun şuan yanında olan tek yetişkin olduğum için bilerek bunu yapıyorum. Bir vefa borcu adına ne denirse densin. Örneğin Allah korusun vefat etse benim dışında onun kapısını tıklatıp yoklayan başka kimse yok.

Biraz daha açıklayıcı olmuştur umarım
0
mahmuttt
(19.10.25)
Kendisini yetiştirememiş sözde iki yetişkin görüyorum. Arada olan gariban cocuga acıdım.
Bu anlattıklarında da ikiniz haksızsınız. İkinizin de ciddi şekilde düşüncesini davranışını değiştirmesi gerekir ama bu saatten sonra ve fiziksel siddet olaylarından sonra bence bu iş öyle veya böyle bitecek gibi görünüyor.
+6
dedeminhirkasi
(19.10.25)
ikiniz de haksızsınız boşanın kurtulun çocuğa da yazık, ayrıca hikayenin seninle ilgili olan taraflarını yumuşatarak ballıyarak anlattığın belli, niye kadın sürekli annen aramıza giriyor muhabbeti yapıyor?
+7
nahtoderfahrung
(19.10.25)
Saygı ve tahammül kalmamış geçmiş olsun.
+2
anon1m
(19.10.25)
Çocuk varken ayrılmayı kesinlikle düşünmeyin. Son çaredir o ve o aşamaya daha çok zaman var.
Ya ikinizin de saydığı bir aile büyüğünün hakemliğine gidin. Ya da bir aile terapisti bulun. İncir çekirdeğini doldurmayacak büyüklükte devasa sorunlarınız var sizin.
Ayrılın diyenler için de bir atasözü geldi aklıma. Bekara karı boşamak kolay gelirmiş.
-10
Mirket
(19.10.25)
selamlar, yaşadığınız bu sorun için üzüldüm ama her ne olursa olsun eşinize tokat atmanız çok yanlış. bunu geçtikten sonra eşinizin geçinmeye niyeti olmadığını, sizin anneninizle kendisini yarıştırdığını düşündüm. bunu sadece sizin söylemlerinize dayanarak söylüyorum karşı taraf ne der ne anlatır bilemem. sonuçta hakim de değilim avukat da ama her ne olursa olsun üzüldüm.
+2
Fodera
(19.10.25)
öncelikle ikiniz de psikiyatriye gitmelisiniz. bunu kardeşim hastasınız vs. diye söylemiyorum, lütfen kötü algılamayın. öncelikle kendinizi ve neyi tetiklediğinizi çözmeniz lazım. bu süreçte de ilaç desteği yardımcınız olur.

anneniz, arkadaşlar şu bu çok gereksiz bir çok yük edinmişsiniz. siz birbirinizle evlisiniz. o şunu dedi bu bunu dedi, yok annemle kahvaltı falan bunlar sadece ikiniz arasındaki ilişkiyi devam ettirirken yük olan noktalar.

merak etmeyin kimseye bir şey olmaz.

ortada çocuk var iki insan olarak o çocuğun sağlıklı büyümesini sağlamanız gerekli.

tokat vs. zaten rezalet bir durumdasınız. bunu kibarca ifade etmenin yolu yok.

ilişki sürdürmek zaten aşırı zor bir durum daha da zorlaştırmayın kendinize. bi antidepresan alın.

başkalarını unutun ilişkinize bakın.

sürekli ben haklıyım o haklı, ondan bunu esirgerim düşüncelerinden sıyrılın. önemi yok.

bizim düşüncemizin de önemi yok.

sakin olun.
+5
gurur
(19.10.25)
kadin tarafi cocugu coktan silah olarak kullanmaya baslamis. cocugu alamazsin, götüremezsin, görüstüremezsin... üstelik cocugun gelisimini, özgüvenini yaralayacak cirkin laflar ediyor, bunu yapmasindaki amac da kocasini yaralamak. babasinin oglu gibi laflari cocugunu ve esini eziklemek icin sarfeden insanlar bence anne baba olmamali.
ayrica cocugun sacindan memnun degilse götürüp kestirsin sacini yani, erkek cocuguymus madem, her sabah toka takip toplamaya calismak, sonra cocugu bu sebeple aglatip huzursuzluk yaratmak nedir?

"ben kadinim, tokat atabilirim ama sen erkeksin, bana tokat atamazsin" diye bir sey yok. fiziksel temasta bulundugunuz an cinsiyetin önemi kalmiyor, her ikisi de aile ici siddet. üstelik küfür de bir siddet formu.

esine misilleme yapmak icin hödük babasina iki yasindaki cocugun odasinda sigara icirten biri bu kadin. diger yanda sizin emrivakiler, haftanin 5 günü gördügünüz annenize haftasonu bile anacim da anacim diye gitmeyi dayatmaniz, problemleri cözmek yerine ödül-ceza gibi cok primitif mekanizmalar kullanmaniz ciddi sorun. kisilik olarak gelisememis iki insan görüyorum. aranizda saygi, tahammül ve sevgi kalmamis. bu artik bir evlilik degil. ailelerin bu cirkinligin icine cekilmesi de bircok acidan sorun. evlendiyseniz ailenizin kicindan düseceksiniz ya da evlenmeyeceksiniz. haftada 6 gün anasiyla görüsen koca da sahiden cekilecek dert degil.
bazen bosanmalar evliliklerden daha cok huzur ve mutluluk getirir. siddetin oldugu bir evlilikte bir saniye bile durmazdim sahsen.

evli ve cocuk sahibi demissiniz, ben bu iki sartin 1.5'una uyuyorum (gebeyim).
+5
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(19.10.25)
Abicim, hani o bosanmalarda cok duydugumuz "Siddetli gecimsizlik" tam olarak budur.
+3
thetruenorthstrongandfree1
(19.10.25)
ikinci evliliğini yapmış er kişiyim. birlikteliğinizde çok temel sıkıntılar olduğu açık, siz de biliyorsunuz zaten belli bir durum bu. ama benim anlamadığım sıkıntı yaşayıp anne babayı aramak nedir? kusura bakmayın ama bu yetişkin ilişkisi değil, nezaketle söylemek istiyorum ama 20 yaşında köy yerinde evlenmiş insanların sahip olduğu gibi bir ilişki mevcut. burdan sağlıklı bir ömür boyu birliktelik, mental olarak sağlıklı bir çocuk çıkması gerçekten çok zor.
+10
awlmi
(19.10.25)
Ben bekarim, sizin gibi medeni cesaret gösteremedim daha,

o cesareti gösterdiginiz saf duygulara dönmeyi denemelisiniz,

kendini yipratan seyleri karsiya anlat, oda sana anlatsin ve ilk günku gibi olamayi istediginizi soyleyin,

Cocuk herseyi gorur,duyar ve sizin hayatiniz, onunda tercihlerini belirler,

eşin stresi kaldiramiyor ve cocugada bunu yansitiyor, akli selim hareket edemiyorsaniz destek almayi deneyin,
ama siz, ana-babasiniz,akli selim olmalisiniz,bencil olamassiniz artik,

Egonuzdan siyrilarak birbirinize dertlerinizi pozitif kelimeler ile anlatmayi deneyin.
0
designer
(19.10.25)
Herkes çok olumsuz şeyler yazmış. Ben de ikinizi de haksız gördüm.

Bence çocuksuz bir kafa dinlemeye ihtiyacınız var. Ayrıca oturup konuşmaya. Gerçek düzgün bir konuşmaya. Hatta ben olsam baya ciddi ve yer yer kötü xor örneklerle konuşurdum. Kavgalarda boşanma lafının geçmesini hiç doğru bulmam ama bazen en kötüsünü de görmek göstermek lazım. Atıyorum adi Özlem. Derdim ki bak Özlem önümüzde iki seçenek var ya bu şiddetli kavgaya devam edeceğiz giderek dozu artacak ve bir şekilde boşanacağız ya da toparlamak için elimizden geleni kalbimizle yapacağız. Ben sana ve çocuğumuza iyi bir eş ve baba olarak elimden geleni yapmak istiyorum. Hayatın yükünü iki kişi omuzlamak istiyorum. belki şuan boşanmak sana iyi bir seçenek gibi görünebilir ilk başta ama işler senin için benim için olacağından daha zor olacak. Bütün evin yükünü market temizlik araba mevzuları herşeyı ama herşeyı tek yapman gerekecek. Ben sadece çocuğumuzla alakalı olan konularda yardımcı olabilirim. Sevgililer gününde ya da doğumgününde romantik bir hediye isteyeceksin ama benden sonra bu sefer cocukla herseyı dengeye oturtman cok daha zor olacak. Bak beni hala seviyorsun ya da sevmiyorsun bilmiyorum. Bazen saygılı cümlelerinden artık benı sevmedıgını hatta nefret DAHİ ettıgınj dusunmeye başladım. Ama ben seni hala seviyorum. Ve ilişkimiz için çabalamak istiyorum. Her zaman ailemizin direği olarak huzurlu yuvamıza seninle ve çocuğumuzla olmak istiyorum. Ama bunun için sadece benim çaba göstermem yetmez. Öncelikle cocugu bir silah olarak kullanmayı bırakman lazım vs vs vs.

Tabi bundan önce bence tokat için öncelikle özür dile. Cidden özür dile ve birkaç gnü daha dişini sık. Alttan al. Ortalık bir durulsun. 1 hafta fln. O şekilde konuş. Şuan eşinde haklı olarak tokatın siniri olduğu için herşey birbirine girecek. Ve ben olsam cidden bu boşanma seçeneğini de önüne koyar başına gelecekleri söylerdim. Ben boşanmış kadınların da aşırı mutlu olduğunu düşünmüyorum. Kadının toplumdaki rolleri çok fazla. İşte çalışıp kariyer inşa ederken bir yandan ev işleri bir yandan çocuktan kaynaklanan iş yükü. O yüzden hayatın yüküne dair bazı şeyleri hatırlatmak iyidir.

Ve bence eşin çok yıpranmış. Hiç bir insan boşanacağım mutsuz olacağım sinir krizleri geçireceğim sinir krizleri geçirteceğim diye evlenmiyor. Herkes sevdiği ve mutlu olmak istediği için evleniyor. Eşin bir şekilde çok yıpranmış. Ev iş çocuk ev iş çocuk bitmeyen bir iş yükü döngüsü. Hayatın yükü çok fazla omuzlarına binmiş. Ve bu yük altında okdr çok ezilmiş ki neyi görse duysa laf sokuyor geçiriyor bağırıyor sinirleniyor.

Bence eşin ciddi bir konuşma süreci sonrası toparlayabilir. Belki kendisine biraz zaman ayıracak birşeyler yapmak iyi gelebilir. Kendisine zaman ayırması derken evde tek kaldığında evi düzenlemesi temizlik yapması fln değil. Direk kendisi için birşeyler yapması.

Ve de tokatın karşılıklı olması birşeyi değiştirmez. Biz türk toplumunda kadın olarak şiddetin ortasında bir cinsiyet olduğumuz için, ben olsam ben de attığım tokada bakmaz sen nasıl bana vurursun bana vurdu fln derdim. Takıldığım tek şey olabilirdi. Ne yazık ki bu kültürel birşey. Yaşarken burda yazabildiğimiz kadar medeni ve olgun olamıyoruz ne yazık ki. O yüzden ilişkini toparlamak istiyorsan sen sana düşenleri yap da, öncelikle tokadın özüründen başlayarak ve uygun bir zamanda konuşup ona da kendisinin düzeltmesi için zaman tanıyarak. Zaten düzelirse düzelecek yoksa bu şekilde gitmez. Sizin de bir yerde kafanız atıp ayrılmak istemeniz muhtemel.
-2
mobydick
(19.10.25)
"Yine bu sabah Yalnız yaşayan bir haftadır görüşmediğimiz yaşlı annemle sabah bir kahvaltı yapalım mı diyorum."

2 yaşındaki çocuğunuza haftada 5 gün bu kadının baktığını da yazmışsınız. Çok merak ediyorum çocuk yaparken böyle mi planladiniz mesela "Ee çocuğa da annem bakar bakıcı parası cepte kalır oh mis" ya da bakıcı tutmaya gücünüz yoksa o zaman neden çocuk yaptınız?

2 yaşındaki çocuğun enerjisine Eşinizin dahi yetemedigini zaten kendiniz de belirtmişsiniz. Peki yaşlı anneniz?

Anlattiklariniz 2 kişinin gecimsizliginin vs dışında çok daha temel problemler barındırıyor aslinda.

Çözüm odaklı bakarsak; eşinizle baş başa sakin kafayla her şeyi konusacaksiniz. Hatta bu görüşmeden önce bir kağıda birbiriniz hakkında hoslanmadiginiz her şeyi yazın, görüşmede de tek tek konuşun.

Bunların hepsini de çocuk için yapacaksanız. Yapamiyorsaniz bir an önce boşanın ki çocuğun da hayatı bir düzene girsin.

Umarım çocuğunuz için her şeyin en iyisi olur.
+2
makbur
(19.10.25)
birkaç haftadır neredeyse her haftasonu benzer duyurular ekliyorsunuz, çoğunda da amacınız size "haklı" olduğunuzun söylenmesi gibi geliyor. bunu duymak için de (@nahtoderfahrung +1) anlatımlarınız fazlaca yanlı geliyor. kendinizi pirüpak göstermeye çalışıyorsunuz.

eğer yanılıyorsam da ciddi bir iletişim probleminiz var demektir ki eşinize ve hatta eşinizin ailesine bir türlü bu iyi niyetinizi anlatamıyorsunuz. zira eşinizle yaşadığınız olayı sıcağı sıcağına kaynana ve kaynataya ayrı ayrı aktarmak istemeniz bence aşırı. onların yerinde olsam sabah sabah damat niye beni arıyor, mesaj atıyor der keyfimi kaçırdığı için de sinirlenirdim.

bir de çocuğun her şeyi reddedip, bağırması ve o durumda işine gelen ebeveyn hangisiyse ona yönelmek istemesi bence doğal. sizin buna gösterdiğiniz tepki ise abartı (hatta anlamsız gibi geliyor). zaten bu davranışınız da gününüzün geri kalanını şekillendirmiş.
+4
tnz
(19.10.25)
Uzun uzun yazamayacağım ama ikinizde haksızsınız+1 aranızı düzeltmenin yokuna bakın yoksa işin sonu avukat
İki tarafında fiziksel şiddeti doğru değil sırf bu bile yardımla çözülmesi gereken bir durum
0
basond
(19.10.25)
Çocuk iyi evliliği bozar, kötü evliliği boşar. Bunu bilerek anlaşmanın yolunu bulun. Yoksa çok da uzatmayın. Sonu boşanma olacaksa, ucunda bunu görüyorsan, ya şimdi ya 15 sene sonra.
+1
gabe h coud
(19.10.25)
İkiniz de haksızsınız, +1.

Karşı tarafın iyi kötü neyi yanlış yaptığını görüyorsunuz ama öz eleştiri için; "bir haftadır görüşmediğimiz yaşlı annemle sabah bir kahvaltı yapalım mı" sorusuna eşiniz "annen kahvaltı yapmıştır zaten" diyor, kibarca hayır diyor. Ve siz bu cevabı kabul etmek istemiyorsunuz. Üzerine anneniz zaten haftada 5 gün çocuklarınıza bakıyor. Ortada gerçekten karşı tarafı bayan ve sizin farketmediğiniz bir durum var.

"Eşimin özellikle son bir aydır bana karşı “yanıma hiç yakışmıyorsun, anasının oğluşu” gibi tahrikkar sözleri de var." Bu başlı başına başka bir duyuru konusu. Buna verdiğiniz misilleme ayrıca yanlış. Haklıyken haksız duruma düşüyorsunuz.

"Sonra ben eşime diyorum ki giyin, hazırlan çıkacağız. Bu Sinir krizine giriyor. Sonra ben Yatak odasında kapıyı kapatıp Çocuk görmesin diye, Sert bir şekilde Uyarıyorum. Bağırmamasını hazırlanmasını söylüyorum. Ve kalkıp bana bir tokat atıyor."
İlk olarak sinir krizine giren birinin üzerine gitmek çok yardımcı olmaz. İkinci olarak siz kimsiniz de kime nereye gitmesini ne yapmasını emrediyorsunuz. Çok istiyorsanız en başından tamam ben annemle kahvaltı yapmak istiyorum çocuk kimde kalsın diyin, planınızı yapın.

İki tarafın da sıkıntıları var ama amacınız çözüm bulmak, sorun çözmek değil.

my 2 cents:
-İki tarafta aklında olanları içinde biriktirmeden, sakin sakin paylaşmalı.
-Her konuda anlaşmak ve orta yolu bulmak zorunda değilsiniz. İnsanların sizin annenizle iletişiminizi kısıtlayamacağı gibi, kendi hayatına eşinin ailesini, eşi her istediğinde sokmama, görmeme, kahvaltı yapmak istememe hakkı olduğuna da inanıyourm.
-“yanıma hiç yakışmıyorsun" laf değil, altında yatan ne ise konuşmak lazım.
- tokat kısmına hiç girmiyorum, oturun siz kendi adınıza samimi olarak özür dileyin.
+2
archmage mahmut
(19.10.25)
evli değilim ama
hem haftada 5 gün annem bebeme baksın ---hal böyleyken nasıl kadınla haftaboyu görüşmemiş oluyorsunuz hiç anlamadım? ışınlayarak mı gönderiyorsunuz çocuğu?--
hem de h.sonu annemle birlikte kahvaltı yapalım, diye bir dünya yok...koca olarak bu beklentiniz aşırı saçma.

o dünyanın olması için mesela oldukça ataerkil yetişmiş bir aileden bir eşiniz olması (yani cidden "kız almış" olmanız) lazımdı. mesela benim dışardan gayet modern, çalışan kadın vs olan kardeşim esasen böyledir, "gelin ettik" gitti babasının evine sadece senede 2 kere yarım saat geliyor. ailem fazlaca ataerkil o yüzden kimse için tuhaf değil durumlar -ben hariç, benim kafam ayrı çünkü. neyse, gidip böyle birini "alaydınız" madem böyle bir evlilik istiyorduysanız...

ya da mesela annenizle eşiniz kanka gibi filan olmalı onu sizin "gariban" anneniz olarak değil kendi kankası olarak görmeli.

her türlü, bunu sorun etmeden yapacak (şehirli, modern, çalışan vs.) kadın sayısı oldukça azdır. cidden etrafımda 1 elin parmağını geçmez yani.

5 gün k.valiyeye çocuk bırakmış gelin bir de h.sonu onunla kahvaltı yapacak...bunu "olağan" görüyorsanız o da "anasının oğluşu" der size..işler çirkinleşir. bunu nasıl normal görüyorsunuz? siz hangi gezegende yaşıyorsunuz? kaynana yahu sonuçta, isterse melek olsun. hayret bişeysiniz.

ha eşiniz de çok normal bir insan olsa, zaten annen 5 gün bakıyor, biz birlikte azıcık zamana sahibiz, gel şöyle bir program yapalım der normal makul konuşulurdu. o sizin aileyle kendi ailesini yarıştırıyor, çocuğu götüremezsin diye pazarlıklar filan ,korkunç. burada da onun tuhaf kafasını görüyoruz bence.

eşiniz işine kafası rahat devam etmek, bakıcı parası vermemek, istediği gibi çocuğu geç almak filan türü konforlar için k.valideye çocuk baktırıyor evet, (e aynı rahatlıklar sizin için de var ama sizin anneniz, onun değil, ona minnet borcu çıkıyor, gıcık bir durum...). yüksek ihtimalle siz 2niz anneniz olmasa zaten çocuk filan da büyütemezsiniz de ortalama Türk gibi siz de ailelere güvenip yapmışsınız işte. sonra neden 20 yaşında evlenen köylü gibi aileler herşeyin içinde deniyor, kuzum aileler olmasa hayatta kalamıyorlar çünkü, ondan olabilir mi?

neyse, eş bu duruma karşı zaten öfkeli (kendi çocuğunu kendisi büyütemiyor) olduğu için pasif agresif şeyler yapıyor. bu model türk kadını genellikle olmasını istediği ama olduramadığı şeylere karşı böyledir. intibam bu yönde... çünkü olmasını istediği o şeylere layıktır aslında.

misal sizin mesleğiniz değil de x meslek birini istemiştir, k.valideye baktırmak değil yabancı dadı isterdi, ama oluyor mu bunlar. olmuyor. e öyle bir imkan yok.
enteresan şekilde yine aynı türk kadını bu imkanları sunmasını da eşten beklediğine göre (çünkü neden evlendik o zaman?) öfkeleneceği kişi sizsiniz...."yanına yakışmıyor"sunuz. (ya da kendi fikrince layığını bulamadığı için aslında kendinedir öfkesi artık bu kadarı psikiyatrist işi benim işim değil)

kısacası ne o sizin beklentilerinizi karşılıyor ne de siz onun beklentilerini karşılıyorsunuz...böyle anladım.

boşanınca aşırı iyi bir nafaka ev araba herşeyi vermeyecekseniz öfkelenir öfkelenir geçer, şu anda boşanmaz. tümden deli değilse, onu tek bir konudan bilemedim açıkçası.
kadının şimdi yükü 80se boşansa 180 olacak çünkü. küçük çocukla boşanmak kolay değil. çocuk tamamen kadına kalıyor. kadın daha toka takarken deliriyorsa yemez yani boşanmak. çocuk büyüdükten sonra bu durum değişir.

ha 1-kadının aileden filan durumu iyiyse 2-cinsel hayatınız kötüyse 3-size olan öfkesinin arkasında başka birisinin ilgisi de varsa, o zaman o boşar zaten.

sevgi nerede burada...
valla bilemedim. ortada seven biri var gibi geçmedi konu. birbirine tokat atabiliyorsan sevmiyorsundur , bencesi böyle.
+2
subcomponent
(19.10.25)
boşan diyenlere bakma sen kardeşim.
sorumluluk sahibi, çözüm arayan bir baba için çıkış yolu her zaman vardır.

Annenle olan bağını korumak istiyorsan, bunu eşinle çatışmadan değil, uzlaşarak yapmanın yollarını ara
-2
jamswety
(19.10.25)
Resmen sen haklısın diyelim diye acayip taraflı şekilde anlatmışsın ama evli bir birey olarak haksızlığın buram buram kokuyor.

Karının tek hatası çocuğa bağırmak ve sert davranmak. Bu büyük bir hata. Geri kalan her şeyde sen haksızsın. Böyle bir kocam olsa zevkle boşardım. Öyle bir boşardım ki boşadığım için aklıma geldikçe sevinç duyardım.

“Yaşlı zavallı anneciğin” ile zaten haftanın 5 günü görüşüyorsunuz sanki aylarca görüşmemiş gibi bir haftasonucuk kahvaltıcık diye küçültmeye gerek yok. O kadar yaşlıysa çocuk baktırmayın zaten orda çelişki var.
Tüm hafta içi çalışıp yorgun argın bir tek haftasonunu bekliyorsun ve o da ne? Haftasonu yine KAYNANA. Oldu mu yani kim kabul eder bunu? Bir de emrivaki yapmaklar geleceksin diye bağırıp çağırmalar.

Üf yazamayacağım daha fazla sinirlerim bozuldu. Evli çocuklu bir insan olarak bunları okuyunca cinnet geliyor bana. Gidip kocamı öpüp şükür edeceğim. millette ne adamlar var ya.
+2
Gradient_tabanlı_mor
(19.10.25)
haklı olduğun taraflar çok ama taraflı anlatıyorsan bilemiyorum. tokat işi çok yanlış. uç bir nokta. çocuğu bir yetişkine bırakıp 1-2 saat baş başa konuşmayı deneyin. iki tarafın da adım attığı bir konuşma olursa sürüyor öbür türlüsü zaten mahkeme.
0
summerjam0306
(19.10.25)
kanka boşa gitsin. sana tokat atma gibi bir şeye cürret ediyorsa ahlaksızın önde gidenidir. yanıma yakışmıyorsun falan ne demek. ben olsam dünyanın kaç bucak olduğunu çok fena gösterirdim ona. erkek ol ve boşa. hiç ılımlı olayım anlayış göstereyim deme. bu tipler öyle şeyleri prenseslik olarak adlandırır. acıma.
-1
archmeister8
(19.10.25)
Çocuğunuz çok muhtemelen normalde annesinin sözünü dinleyecekken, sizin vereceğiniz tepkiyi bildiği için huysuzluğu artmış.

Kadın gayet kibarca kahvaltıyı annenizle yapmak istememiş, üstelik başka arkadaşlarıyla olan planı “cezalandırmak için” iptal etmenize rağmen kibar davranmış yine, siz emrivaki yapmışsınız. Üstüne de odaya çekip “had bildirmişsiniz”, üstüne de kadını kendi anasına babasına şikayet etmişsiniz hem de annenizle bir olup.
Ya allah eşinize sabır versin. Bir kadını ne kadar bunaltabilirseniz o kadar bunaltmışsınız. Şiddet kötü bir tepki ikiniz için de, hele de evde çocuk varken haklı görmüyorum ama bir kediyi bile bu kadar köşeye sıkıştırırsanız, tırmalar.
+6
physcos physcos
(19.10.25)
Bitmiş okeye dönüyorsunuz. Boşa zaman kaybetmeden boşanın. Ben böyle evliliklerin devam etmesini ve devam etmesini tavsiye edenleri anlamıyorum. Mesela siz bu saatten sonra nasıl seks yapabileceksiniz ki?
Sizinki evlilik değil ev arkadaşlığı olacak.
İşte birbirinizi tam anlamıyla tanımadan 5 yıl evli kalmadan çocuk yapmamak bu yüzden önemli.
+1
dawsonscreek
(19.10.25)
ikiniz de anormalsiniz. sakın boşanmayın, başka insanlarla evlenip onların da başını yakmayın
0
benarrivo
(19.10.25)
karın haklı.

annenle her hafta sonu görüşmek zorunda mı? zaten annen haftanın beş günü evinizde görünüşe göre. zorla kahvaltı yaptırtmaya çalışıyorsun, kadın istemiyorken. sonra tartışıyorsunuz ve anne babasına ispiyonluyorsun. pardon sen nasıl bir yetişkinsin? onun kendi annesiyle dertleşmesi ile senin aileleri karıştırman ve onu anne babasına şikayet edip durman aynı şey mi? kadından fiziksel olarak da uzaklaşmışsın ki çoğu aldatmalar ve boşanmaların kaynağı yatak odası. tabii senin duygularını da anlıyorum bu noktada ama yanlış bir davranış. bunun dışında söz verdiğin geziyi sırf ceza olması için iptal ediyorsun, halbuki belki gitseniz eşin sana minnet duyacak ve aranızdaki buzlar eriyecek.

kadın yorgunluğunu ve bıkkınlığını çocuğuna yansıtıyor olabilir ama ne korkunç bir anne!!!! demeden önce kanını canını çocuğu için verebileceğini düşünüyorum ben, burada eşinin yanlışı aranızdaki olumsuzlukları çocuğa yansıtmak.

haksızsın.

edit: sondan başlayarak yorumları okumaya başladım, physcos physcos +1 çocuğun annesinin sözünü dinlememesi de babasının nasıl davranacağını bilmesi. üstelik gidip kadına küfrediyorsun yok yere.

edit2: hızımı alamadım, Gradient_tabanlı_mor +1
+3
deartheodosia
(19.10.25)
düzenleyemedim, eşinin “yanıma yakışmıyorsun” demesi de muhtemelen onu yatak odasında reddedip durmandan kaynaklı bir yorum.
+1
deartheodosia
(19.10.25)
Eşin senin her hareketini abartmış. Sen anne sevgisini biraz abartmışsın çünkü eşin sen değil, ona göre bu hafta nasıl geçti bilmiyoruz, sen de bilmiyorsun, belki farklı şekilde rahatlamaya ihtiyacı var. Evli çiftlerin her hafta sonu anne baba ziyaretine gitmesi bana çocukluktan çıkılamadığını düşündürüyor.

Burada sorun senin eşini görmüyor, ihtiyaçlarını (özellikle duygusal ihtiyaçlarını) fark etmiyor olman, ben öyle anladım. Çünkü bir kadın çocuğuna bu kadar basit bir şeyden öfkelenmez. Belli ki deli gibi dolu, ağzından burnundan taşıyor.

Her hafta sonu anneni görmeyin. Onun annesini de görmeyin. Yaşlı sevindirmek tamam ama önce siz önemlisiniz. Eşin bunalmışsa önce onu ferahlatmak zorundasın, annen ikinci planda artık bu hayatta. Çünkü sen bir kadınla evlisin. Anneni yok say demiyorum, annenle bu kadar sık görüşme, hele ki eşin iyi değilse eşini rahatlatmadan hiç görüşme.

Bir ailenin annesi mutluysa o aile her türlü mutlu olur. Bu anne senin annen değil eşin. Bir kadını mutlu edecek tek kişi ise eşidir arkadaşım, başka kimse değildir.
0
muhayyer divan
(20.10.25)
öncelikle boşanmayın bence. en en son çözüm bu olmalı.

biri demiş eşin çok yıpranmış çocuktan çıkarıyor diye yüzde yüz katılıyorum bu yoruma. siz el bebek gül bebek büyütülmüş olabilirsiniz gariban ananız tarafından ama çağ değişti şartlar değişti bi kez olsun karınıza sordunuz mu neyin var seni bu hale getiren nedir diye?

haftada beş gün anneniz bakmıyor mu çocuğunuza? bir de haftasonu neden annenizle vakit geçirme ihtiyacı duyuyorsunuz? benim kocam peş peşe iki gün kendi annesi babasıyla vakit geçirince üçüncü gün fazla geliyor istemiyor kaçıyor normal değil sizin anne bağımlılığınız.

biri daha demiş sizden yüz buluyor, çocuk annesini dinlemiyor. ikilik yaratmayın çocuğun hayatında. böyle böyle anne kötü oluyor.

eşinizle ciddi konuşun belli ki bir sorunu var. evden bunalmış olabilir işten bunalmış olabilir. hiçbir şey yapmamaktan bunalmış olabilir. mutlu bir kadın ne bunları size yaşatır ne de çocuğunuza. kendi ister annenizle hep buluşmak.
0
Hallegadola
(20.10.25)
Boşanmak çözüm değil ben boşandım bu anne düşkünlüğünü çözemedim. Evliyken annesinden çıkmazdı şimdi de velayeti bende olan çocuk her dakika annesinde olsun istiyor eski eşim. Çocuğun okulu ödevi hak getire, kafaların değişmesi lazım. Haftanın altı gününü bir çocuğun babaanne ile geçirmesi normal değil. Çalışan anne çocuğu ile sadece haftasonu etkinlik planlayabiliyor onu da kayınvalide ile neden geçirsin?

Aranızda saygı kalmamış tokat, kötü söz vs. çok çirkin ama çözüm eşinizin kök ailesi olmamalı. Aile olan siz eşiniz ve çocuğunuz sorunun çözüleceği yer de sizin eviniz. Aranızda uzun uzun konuşun ve kesinlikle destek alın derim.
+1
cilekli pasta
(20.10.25)
annene bağımlısın diyenler için durumu sanırım yeterince anlatamadım biraz daha detaylıca açıklayayım izninizle.

Annem hafta içi sabah çocuğu evimizde teslim alıyor ve biz evden çıkıyoruz. Bu 3-5 dakikalık bir süreç. Sonra eşim eve geliyor ve annem kendi evine geçiyor. Yani hafta içi bir arada bulunduğumuz demeyelim, birbirimizi gördüğümüz toplam süre her gün 3-5 dakika.

Buna ek kadının yanında fiziken başka kimsesi yok. Yakınında olan tek çocuğu benim.

Ben bunlardan bağımsız haftada bir veya 10 günde bir hep beraber bir araya gelelim istiyorum.

Çocuğuma da bana da bunun iyi geldiğini gözlemliyorum çünkü.

Eşime gelince ben normalde bu konuda emrivaki de yapmazdım fakat aynı gün zaten öğleden itibaren kardeşine de ziyarete gidecektik. Annem konu olunca ben gelmiyorum sen git annene vs. dedi. Önceki olaylardan dolayı da bana bir karşıt gelme durumu vardı.

Benim anneme bağımlı bir durumuma gelince.

Hergün ararım, halini hatrını sorarım. Bu bağımlılıktan öte annemin benim nezdimde bir değerinin olması ile ilgili. Çocukluğumdan beri bir anne oğuldan daha çok iyi anlaşan yetişkin arkadaşlarız da.

Ve onun şuan yanında olan tek yetişkin olduğum için bilerek bunu yapıyorum. Bir vefa borcu adına ne denirse densin. Örneğin Allah korusun vefat etse benim dışında onun kapısını tıklatıp yoklayan başka kimse yok.

Biraz daha açıklayıcı olmuştur umarım
-6
🌸mahmuttt
(20.10.25)
Alışkın olduğum bir sahne gözümün önüne geldi.

Bana göre sen haklısın ama senin de bazı olumsuz davranışların var belli ki.

"yanıma yakışmıyorsun" lafı çok kritik, boşa söylenmez. Barışsanız bile buranın üzerine git.
Böyle bir kadına karşı yapılacak şeyler çok sınırlı. Ailelere haber salmakta da iyi yapmışsın, neyin ne olduğunu bilsinler, herkes kendine çeki düzen versin. Arada çocuk olduğu için alttan alan kişi sen olman lazım. Biliyorum içinden gelmeyecek ama yalandan da olsa git özür dile, çiçek al, hediye al. hevesle story atacağı mekanlara götür.

2-3 gün geçtikten sonra psikoloğa gidelim iyi gelir de (ilk başta genelde ret ediyorlar uzatma, ara ara lafı geçirerek ikna etmeye çalış).

ilişki sıklığını arttırın bunun çok faydası oluyor.
0
duyuruuser
(20.10.25)
geçmiş olsun.

anlattığınız ortamda en olgun kişinin 2 yaşındaki çocuk olması çok acı.

sizin iki eş arasında olan rekabet ve üstünlük kurma hevesini kırmanız lazım.
+2
galahad reloaded
(20.10.25)
Bir eşiktesiniz, sevginin vb durumların bittiği, olgunluğun ve birbirinizin kararlarına saygı duyma evresinin başlayacağı, aynı zamanda çocuğun durumunu da dikkate alarak normal insanlar gibi yaşayacağınız bir geçiş bu.
Bu durum biraz sürebilir, neredeyse her evlilikte oluyor, bir tarafın sakin kalarak kendini geri çekmesi lazım.
Zor bir durum değerlendirmek tabi size kalmış ancak bu eşiği aşsanız bile ben bu evliliği çok sürdürülebilir bulmuyorum mutluluk açısından, mutlu olduğunuzu düşünmüyorum.

İkinizin de haklı ya da haksız olduğunuzu da düşünmüyorum, sadece bir uyumsuzluk gözlemliyorum. bu tür durumlar bir kök sebebin tetikleyicisi, dediğim gibi bekleyerek ve olgunlaşarak, ya da bir bilene giderek bu sorunları çözebilirsiniz. Ama ne olur çocuğu bunlarla etkilemeyin.
0
va
(20.10.25)
Eşinizin çocuğa zorla toka takmasına sinir oldum çocuk ne istiyorsa onu yapmak çok zor değil herhalde. Tokası olsa ne olur olmasa ne olur.

Haftanın beş günü gördüğü kaynanasını herrr hafta sonu da kadın görmek istemiyor bundan daha doğal ne olabilir? Siz gidin görün, kadını niye peşinizden sürüklüyorsunuz?

Arayıp velisine şikayet ettiğiniz yeri okurken patladım kusura bakmayın :d evlisiniz ve çocuğunuz var ya aileleriniz niye bu kadar her şeyin içinde? Bir yuva kurduğunuzun farkında değilsiniz, üzücü.
+3
sadakatsiz
(20.10.25)
reyiz halen daha anne bağımlılığını göremiyorsun bir de anlayış bekliyorsun.
0
Hallegadola
(20.10.25)
Acilen boşan.

çocuğu yapmış nafakayı garanti altına almış kadın sendorumu yaşatıyor sana.

''yanıma yakışmıyorsun'' kasıtlı bilerek düşünerek söylenmiş bir söz.
0
xu
(20.10.25)
yanıma yakışmıyorsun lafı neyin lafıymış onu bir aç.
seni mi beğenmiyor artık.
çok mu güzel kadın.
işin sonu aldatmaya varmasın sonra?
eğer böyle bir durum yoksa boşanma.
oturup güzelce konuşun. kadın biraz sıkıntılı sen daha mantıklısın.
en azından bu aralar biraz daha idare et.
sen bayağı darlanmışsın.
0
OgutucuRecep
(20.10.25)
ben ailelerin araya sokulmasini anlattiginiz sekilde yanlis buluyorum, kendi iliskimde kesinlikle yapmayacagim bir sey. bence evlilik iki kisi arasindadir. ama elbette tercih ve yetistirilme meselesi. siz nasil uygun goruyorsaniz.
cocugunuzu neden krese vermeyi, belki en azindan haftada bir kac gun dusunmuyorsunuz? 2-3 yasindan itibaren cocuklarin yasitlari ile oyun oynamaya ve ebeveynlerine ihtiyaclari var aslinda daha cok, anneanne/babaanne'den ziyade. ben bunun ayrica evliliginizi de degistirecegini dusunuyorum, zira eslerin de birlikte kaliteli zaman gecirmeye ihtiyaci var, simdi sanki anlattiklarinizdan daha cok ailelerle birlikte toplu bir evlilik gibi geldi kulaga. zira mesela cocugunuz haftada 2-3 gun krese gitse, haftada bir aksam annenizden cocuga bakmasini isteyip esinizle birlikte sinemaya gidebilirsiniz belki, bir yemege cikarsiniz? bu hali ile, evden ise isten eve, e anne zaten her gun cocuga bakiyor, bir de bir aksam da baksin istenmez. ben anlattiginiz yasamda bogulurdum diye dusunuyorum.
ayrica unutmayin, bu kadinla evlenmenizin bir nedeni var. bir noktada begenmissiniz, o donemde yaptiginiz her ne idiyse o donemde keyif almissiniz, onlari hatirlamaniz onemli, her ikinizin de. birbirinizi sevdiginiz donemi, birbirinizde ve birlikte sevdiginiz seyleri hatirlamak onemli. bu anlattiginiz programda bunlari unutup kaybolmak cok normal.
ancak elbette, dedigim gibi hem herkesin hayati, aliskanliklari bambaska hem de disardan konusmak daha kolay.
0
kassiopeia
(20.10.25)
Oncelikle cocugun yaninda esine kufur etmen muthis yanlis. Bu gibi hareketleri yapiyorsan esinin psikolojik durumunu sen bozmus olabilirsin.

Bunun disinda anlattiklarinda haksiz oldugun bir konu gormedim. Anlattigin davranislari hic uygun degil. Ailesine durumu anlatmakla iyi yapmissin. Esine saygisizlik yapan kadinla aile olmaz. Ayrica buradan tavsiye almani onermem, anne bagimliligiyla konunun alakasi bile yok.

Cocugu boyle bir ortama daha fazla maruz birakmadan bir sekilde cozersiniz umarim. Tam psikolojisinin oturacagi yaslar ve hep sandigindan fazla seyi gorur, hisseder ve anlarlar.
0
osssy
(20.10.25)
neredeyse aynı şeyleri yaşadığım için sizi çok iyi anlıyorum. anne bağımlılığı vesaire kimseyi dinlemeyin. eşiniz yokken anneniz vardı. anneye gidilecek. anneye gidilmiyorsa kimseye gidilmeyecek. bu kadar basit.

ancak ne olursa olsun sizi tek taraflı okuduk, sizin de kabahatleriniz olmuştur. karşılıklı tokatlar falan ne oluyoruz? iki tarafın da kabahati olmadan işler bu raddeye gelmez. bu noktada suç ile kabahati ayırmak lazım. suçunuz yoktur ancak mesele buraya gelmeden bazı şeylerin önlemini almanız gerekiyordu. örnek vereyim. ben boşanmış biriyim. boşanma sebebim eşimi gereğinden fazla serbest bırakmak. çocuktan sonra işini bıraktı, bir süre çocuğa baktı ancak çocuk okula başlayınca sürekli gezmeye başladı. okul tatillerinde de sürekli memleketine ailesinin yanına gitti çocukla. halbuki şimdi anlıyorum, bağırıp çağırıp evde oturtacakmışım. karşı tarafa müsamaha göstermeyi, bazen iyilik ya da saygı zannediyoruz ancak karşı tarafı kendi hatalarından da korumamız gerekiyor. gerektiğinde sesinizi yükselterek.

bu anlattıklarınız çerçevesinde sizin tek hatanız, şiddete şiddetle karşılık vermek olmuş. yanlış. yanlışa yanlışla cevap verilmez ve ne olursa olsun siz erkeksiniz, onun tokadı ile sizin tokadınız bir olmaz.
-4
co2s2
(20.10.25)
Eşin hafta içi çalışıyormuş, o halde hafta sonunda aile ile ecirmek istemeyebilir. Sizin zorlamanın saçma. Sizinle kahvaltı yapmak isteyebilir ama her hafta zorlaman saçma. Ayda bir normal. Ve bunu eşinle paylaşırsan kabul edecektir,kabul etmiyorsa o zaman haksız duruma geçer. Ayda bir de onun ailesine gidersiniz.
Bu arada sen anneni daha sil görmek istiyorsan kimse sana karışamaz. Git görüş ancak bebeğini götürme. Çünkü kadın zaten 5 gün yorulmuştur. Extra zorluk çıkarıyorsun..bal olsa yenmez her gün.

Eşine neden sürekli had bildirme derdindesin? İletişim kuramıyorum bu da ilk hatalının sen oluğunu gösteriyor. Saçını acımıyorsa al coxugu kalır,annesi yakala akala diyip oyuna cevir,coxugu yatakta ye,üzerine esini de at,onu da ..o anı geçir. Ama sen ne yapıyorsun küfür ediyorsun. Bence olayları idare etme sürecinde sorunlu birisin.
Kusura bakma ama eşinin haksız olduğu her noktanın öncesinde senin haklı davranışın olduğu için havanın büyüğü sende
0
hacirotti
(06.11.25)
(7)

5 günlük İtalya için öneriler lütfen!

herseysoyledigimgibioldu
Selamlar herkese, 1 gün venedik,2 gün Floransa2 gün Bologna yapıp döneceğim.Yarın yola çıkıyorum daha önce roma ve milano yaptım biraz biliyorum italya'yı. Bu üstteki yerler için önerilerinizi alabilirim veya alıpta hoşuna gittiğiniz ürünler var ise yazmanızı rica edebilirim. Bu arada Çarşamba sabah
Selamlar herkese,
1 gün venedik,
2 gün Floransa
2 gün Bologna yapıp döneceğim.

Yarın yola çıkıyorum daha önce roma ve milano yaptım biraz biliyorum italya'yı. Bu üstteki yerler için önerilerinizi alabilirim veya alıpta hoşuna gittiğiniz ürünler var ise yazmanızı rica edebilirim. Bu arada Çarşamba sabah venedik'te olacağım orada olan kimse varsa eğer Vermouth ısmarlayabilirim. Sevgilerimle
0
herseysoyledigimgibioldu
(13.10.25)
resim heykel seviyorsanız floransa' da uffizi müzesi çok güzel. 1 gününüzü rahat yer. önceden bilet almanız tavsiye edilir.
(bkz: galleria degli uffizi)

ayrıca yemek içmek ;
www.instagram.com
www.instagram.com

venedik ve bologna' ya gitmedim, bilmiyorum.
+1
galahad reloaded
(13.10.25)
Teşekkürler, uffizi listenin en başına yerleşti :) biletimi de aldım şimdi. yemek içmekleride tüketmeye gayret edeceğim. Teşekkürler bolca :)
0
🌸herseysoyledigimgibioldu
(13.10.25)
Floransa:
Uffizi gercekten cok iyi.
maps.app.goo.gl Dan pizza alip michalengelo parkinda gunesi batirmak guzel olur.

Galetetia dei neri ve carraia baya guzel
Trattoria za za yemek yemek icin onerilir
Oralarda yenebilecek en iyi sandwich: maps.app.goo.gl

Onun disinda gezilecek yerler belli zati
+1
fakyoras
(13.10.25)
Sevgili romalılar! bu gece yola çıkıyorum. son önerilerinizi alabilirim. Selamlar
0
🌸herseysoyledigimgibioldu
(14.10.25)
Milan'a gitme mesela. Gercek Italya'yi hic yansitmiyor ve zamanla degismis. Bakimsiz bir sehir ve son zamanlarda gocmenler yuzunden tehlikeli de olmus. Ben 1 geceligine gitmistim de bir daha gitmem heralde.
+1
ermanen
(14.10.25)
Locale Pub var. Giderseniz benim için de gidin.

Edit: Floransa'da.
+1
put it in your appropriate place
(14.10.25)
@ermanen Hayatımın geri kalanında Milan'da yaşamayı düşünebilirdim. Sizi memnun etmemesi üzdü beni.

@put it in your appropriate place burnum iyi koku alır ama yinede hangi şehirde olduğunu söylerseniz en azından aramayı daraltabilirim :)
0
🌸herseysoyledigimgibioldu
(14.10.25)
(7)

Tripod (iphone içn)

tchuck
iphone 14 pro telefonum var. köpeğimle oynarken falan video çekmek istiyorum, frizbi atarken vs. öyle kendim için content çekeceğim için yeni bir makina falan da almayacağım o yüzden iphone ile çekmek istiyorum.ama benim için çok pratik çalışan bir tripod vs. lazım. hem masanın üstüne koyabileceğim
iphone 14 pro telefonum var. köpeğimle oynarken falan video çekmek istiyorum, frizbi atarken vs. öyle kendim için content çekeceğim için yeni bir makina falan da almayacağım o yüzden iphone ile çekmek istiyorum.

ama benim için çok pratik çalışan bir tripod vs. lazım. hem masanın üstüne koyabileceğim (ayrı da olabilir) hem de dışarı çıktığımda telefonu sabitleyebileceğim falan bir tripod arıyorum.

bana ne önerebilirsiniz?
0
tchuck
(11.10.25)
bütçeniz varsa DJI Osmo Mobile 7 gimbal ile güzel işler yapabilirsiniz.

Bunun bir de 7P modeli var daha pahalı, ama o daha çok yayıncılar için.
0
galahad reloaded
(11.10.25)
@galahad, şimd ibaktım ama bu yere koymak için uygun değil snaırım? yani 1-1.5 metre yüksekliğe sabitleyemiyoruz doğru mu anlıyorum. yükselmiyor yani, sırf masa vs. üstüne koymak için galiba dimi?
0
🌸tchuck
(11.10.25)
O gimbal'ın altında vida veri var. Onu herhangi bir tripod'a bağlayabilirsiniz. eğer gimbal almadan bir telefonu bağlayabileceğiniz bir tripod ve telefon aparatı alırsanız her seferinde telefonu teraziye almak için çok uğraşırsınız, bir süre sonra sıkar, mesela arayan olur, telefonla oynayınca yine terazi bozulur falan. gimbal bir de dandik bir tripod alın geçin...
0
malheiros
(11.10.25)
bende 7p modeli var, içinde teleskopik bir selfie çubuğu var, 30-40 cm gibi açabiliyorum. bunda var mı bilmiyorum.
0
galahad reloaded
(11.10.25)
peki bunun altına cidden çok pratik bir tripod da koyamıyor muyuz en azından 80-100cm e yükselten.

www.hepsiburada.com

mesela bunun gibi falan?

osmo kendisi böyle bir ürün eki satmıyor mu? (sanrıım satmıyor aradım bulamadım)
0
🌸tchuck
(11.10.25)
@malheiros'un söylediği gibi altında bir vida yuvası var. bu yuva standarttır, alacağınız her tripoda olur ama aslında sizin sorduğunuz şöyle bir şey olsa gerek:

www.hepsiburada.com

@malheiros'un önerdiği ürün (gimbal) daha çok elde kullanım için. elinizle gezdirirken titremeleri önler ve videoların daha profesyonel görünmesini sağlar. şu video'yu izlerseniz tam ne işi yaradığını anlarsınız:

www.youtube.com
0
co2s2
(12.10.25)
bu ozmo'ya basit bir modopod falan bişey eklenmiyor mu? yine dji'ın sattığı falan dirket bununla uyumlu?

yani ben bunu 80-100cm yüksekliğinde ullanmak istesem direkt "aha şunu al" diyeceğiniz bir şey yok mudur?

bu gösteirlen tripodlar çok yer kaplıyor gibi geldi bana. daha pratik bir yöntemi var mıdır?
0
🌸tchuck
(13.10.25)
(11)

Nasıl deşarj oluyorsunuz

arbre
Neler yapıyorsunuz? Ben 6 gün çalışıyorum. Şikâyetçi değilim. Spor her gün yaptığım bir şey. Sevgili zaten yok. Sosyalliği çok sevmiyorum. Özellikle hafta sonları enerjinizi attığınız, sizi yenileyen neler var? Sağ olun.
Neler yapıyorsunuz? Ben 6 gün çalışıyorum. Şikâyetçi değilim. Spor her gün yaptığım bir şey. Sevgili zaten yok. Sosyalliği çok sevmiyorum. Özellikle hafta sonları enerjinizi attığınız, sizi yenileyen neler var? Sağ olun.
-3
arbre
(10.10.25)
Bu konuda tüm türkiye tek yüreğiz. 30 una kadar erkekler oyun ve maç muhabbeti, kadınlar dizi , saç ve kıyafet muhabbeti.
30 dan sonra çoluk çocuk çarşı pazar kurs kıl tüy. Hava iyi olursa kır yürüyüşü ve piknik. Hobi zart zurt hepsi bitiyor. Heves kalmıyor.
0
luluki
(10.10.25)
Olmuyoruz. Bütün günün kinini, kırgınlığını, öfkesini gece yatmadan önce "unutma, o bunu yaptı" diye diye uyuyoruz.
0
rakicandir
(10.10.25)
en çok spor ile. ağırlık kaldırma. yaparken müzik dinleme.

onun dışında gezmeler/seyahatler ve seyahatlerdeki deneyimlerim.

bazen gaming.
+1
ermanen
(10.10.25)
Eşimle dizi izlemek,arkadaşlarla online oyun oynamak. maç da izliyorum fakat beni deşarj etmiyor.
0
biravekahve
(10.10.25)
Yorgunluktan erkenden uyumak ve alarmsız kalkmak
0
basond
(10.10.25)
Ben deşarj olabilen biri değilim maalesef, üzüntümü öfkemi dibine kadar kanırta kanırta yaşarım, içimden şöyle fırçalaya fırçalaya geçmeden bırakmaz.

Arkadaş bulursam belki müzik yaparım, yoksa yemek yerim evde iş yaparım şu bu. Çoğunlukla yalnız kalmayı tercih ederim, çünkü dışımdan belli olur olumsuz enerjim, bulaştırmak istemem.
-1
muhayyer divan
(10.10.25)
Eskiden benim deşarj alanlarım festivallerdi, film festivali, tiyatro, bienaller… hepsini deli gibi takip ederdim excel listeleri hazırlardım o bile beni motive ederdi.
Artık keyif alabileceğim hiçbir şey kalmadı.
Bomboş bir hayat yaşıyorum bomboş…
Belki kitap diyebilirim buna o da eskisi gibi zaman ayırabildiğim bir şey değil maalesef.
Bir de müzik dinleyerek yürüyüş yapmak iyi geliyor.
0
mutekebbir
(10.10.25)
Yürüyerek.
+1
Amaranta ursula
(10.10.25)
Çocuk olduğundan evde deşarj olma şansı olmuyor. İşim rahat işte dizi izliyorum, kitap okuyorum. Öğle araları yürüyorum. Haftasonları da evde premier lig ve F1 izleyerek deşarj olurum. Ayda bir arkadaşlarımla içerim.
+1
mikahakkinen
(10.10.25)
Spor.
Is arkadaşlarım ile üst düzey yönetimlerin giybetini yapmak.
Northern exposure, mortimer and Whitehouse gone fishing, clarksons farm falan izlemek.
0
logisticsmanager
(10.10.25)
Pegasus' un en ucuz kampanyaları ile 2-3 günlük yurtdışı gezileri. cuma-pazar.

günlük hayatta da inanılmaz cringe şeyler izlemek beni çok rahatlatıyor. esra erol, müge anlı filan. bir de yemek yapmak.
0
galahad reloaded
(11.10.25)
(3)

istanbul'da mumkunse anadolu yakasinda kardiyolog onerisi

lemmiwinks
7-8 aydir apple watch takiyorum. kalp atislarima falan bakiyorum. simdiye kadar farkinda olsam da, normaldir herhalde diye dusundugum bir yuksek kalp atis hizim var spor yaparken. kosu, kurek, basketbol gibi sporlarda eforum cok yuksek olmamasina ragmen neredeyse antremanin tamaminda zone 5'teyim. s
7-8 aydir apple watch takiyorum. kalp atislarima falan bakiyorum. simdiye kadar farkinda olsam da, normaldir herhalde diye dusundugum bir yuksek kalp atis hizim var spor yaparken. kosu, kurek, basketbol gibi sporlarda eforum cok yuksek olmamasina ragmen neredeyse antremanin tamaminda zone 5'teyim. simdiye kadar gordugum en yuksek 194. basketbolda 180 kusurlerde geziyor kalp atisim, kosarken, kurekte falan cok kasmasam da 175 civari. resting heart rate'im 50-55 civari.

cocukluktan beri gucsuzluk, cabuk yorulma var. ufak eforlarda bile cok terleme var. spor yapmaya baslayali 2-3 sene oldu, hala cok cabuk yoruluyorum. gelismiyor muyum, evet gelisiyorum ama hala cok cabuk yoruluyorum. esimle (o kadin, ben erkek) beraber gidiyoruz spora, ben spor sonrasi kotu hissediyorum, ozellikle kardiyo agirlikli olunca, o tam tersine iyi hissediyor. surekli zone 5'te olmami spor hocam da farkedince bi garipsedi. ben de arastirdim, cok da normal degil sanirim surekli zone 5'te olmak cok yuksek efor gosterilmedigi durumlarda.

kalbimde bir sorun var mi diye bu konudaki sikayetlerimi garipsemeyecek, beni sallamayacak bir kardiyalog onerebilir misiniz istanbul anadolu yakasinda?

sorun varsa da bunun bir cozumu olur mu bilmiyorum ama en azindan sorun varsa ona gore davranirim. belki de basketbol oynamamam gerekeyordur, cok zorluyor zaten, asiri yoruluyorum, nefesimi zor yakaliyorum, oynarken daha, oynamaya halim kalmiyor, diger arkadaslardan fazla hareket etmedigim halde.
+1
lemmiwinks
(10.10.25)
Özel bir doktora gerek yok. Bir efor testi yapılacaktır muhtemelen. Herhangibir hastanede olur.

İstersen Avrupa yakası (Bahçelievler) bir Profesör adı vereyim. Ama bence gerek yok.
0
Mirket
(10.10.25)
Maltepe üniversitesi hastanesi
Serdar bey.
0
kisa
(10.10.25)
koşuyolu kalp hastanesini önerebilirim, hala iyi doktorları var.
0
galahad reloaded
(11.10.25)
(6)

Brüksel, Amsterdam ve Köln gurularına soru..

denizmaniaherif
13-15 Brüksel ( daha önce şubat 2025.. Brugge dahil Brükseli yüzeysel gezdim.)15-18 Amsterdam ( 2016 yılında gitmiştim en son. Civar köyler gezildi şehir merkezinde Madam Toussaud müzesi hariç bir müzeye girmedim. )18-20 Köln, 20 Düseldofr dönüş.sormak istediğim şey bu şehirlerle ilgili gizli lokal
13-15 Brüksel ( daha önce şubat 2025.. Brugge dahil Brükseli yüzeysel gezdim.)
15-18 Amsterdam ( 2016 yılında gitmiştim en son. Civar köyler gezildi şehir merkezinde Madam Toussaud müzesi hariç bir müzeye girmedim. )
18-20 Köln, 20 Düseldofr dönüş.

sormak istediğim şey bu şehirlerle ilgili gizli lokal insanların bildiği etkinlik ve tavsiyeler. Yeme içme az bilinen müze sergi lokal etkinlik vb.

Oralarda olan varsa kahve çay çorba ısmarlar homesick azaltıcı eylemler sergileyebilirim. ( 2 erkek 36-38 6 dil biliyoruz 30 ülke gezdik kimseye yürüme vs amacı yok sadece arkadaş olmak sağı solu görmek isteriz.) Aynı cümleleri reddite de mi yazmalıyım bilemedim cunku bu gezi tamamen TR gündeminden biraz mola sıyrılma amaçlı.. çok koştur koştur bir amaç yok.
cheers.
0
denizmaniaherif
(11.09.25)
Amsterdam'ın gece hayatı iyi. Elektronik müzik seviyorsan Resident Advisor'daki etkinliklere bakabilirsin: ra.co

birçok pub ve brewery var. şu olabilir mesela:
(bkz: brouwerij 't ij)

yemek için food court tarzı: (bkz: foodhallen)

Kışın soğuk olur zaten oralar. Dışarda pek yapacak bir şey olmaz. Christmas zamanı güzel olabilir
(bkz: amsterdam light festival)
(bkz: christmas market)

bruksel de bira kulturu genis bir sehir. gidilebilecek mesela:
(bkz: cantillon)

köln bilmiyorum pek. ama almanya'nın her büyük şehrinde iyi bir etkinlik bulunur
0
ermanen
(11.09.25)
Arabalara meraklıysanız Köln’den Nurburgring’e gidebilirsiniz.
0
kaptan memo
(11.09.25)
@ermanen of ne rave partileri varmış :) enerjim olur mu bilemedim.. birine tıkladım 2 kişi 4 euro dedi.. Berlinde 30 dan başlıyordu o bana biraz garip geldi.. doğru da olabilir. Diğer tüm detaylar için teşekkürler.

@kaptan memo Köln en son gittiğimde turistik bir şey sunmuyordu ama Münih'e gidip bmw müzesini gezmediysem heralde oraya da gitmem ama eyw abi öneri için..
0
🌸denizmaniaherif
(12.09.25)
amsterdam ;

www.theburgerroom.com
özellikle soğan halkası yemenizi tavsiye ederim.

this is holland içindeki simülatör güzel bir deneyim sunuyor. öncesindeki 2 istasyonda hollanda tarihi anlatılıyor.
www.thisisholland.com

buranın yanında adam lookout diye güzel bir yer var, gökdelen üzerinde salıncağa binebiliyorsunuz, ayrıca güzel dımtıs müzik çalınıyor dj tarafından.
www.adamlookout.com
0
galahad reloaded
(12.09.25)
Koln Dusseldorf kismini kisaltin bence.Koln'e yakin oturuyorum.Bence Koln'de hic vakit gecirmeye degmez.COk isterseniz Max 1 gun. Hollanda'da Delft,Leiden gibi yerlere ugrayabilirsiniz Koln yerine.Not: bu yerler de kucuktur ama Koln'den keyiflidir
0
turkuaz
(12.09.25)
teşekkürler hepsine bakıyorum.
0
🌸denizmaniaherif
(12.09.25)
(6)

Şirketin istediği vekâlet

benaslindayohum
A işinin yapılması için şirket avukatlarına vekâlet vermem gerekiyor. Ama vekaletname de öyle şeyler var ki yani her şeyin vekilliğini veriyorum resmen. Prosedürel bir şey mi? Normal mi? Daha önce hiç vermedim. Kurumsal şirket
A işinin yapılması için şirket avukatlarına vekâlet vermem gerekiyor. Ama vekaletname de öyle şeyler var ki yani her şeyin vekilliğini veriyorum resmen. Prosedürel bir şey mi? Normal mi? Daha önce hiç vermedim. Kurumsal şirket
0
benaslindayohum
(21.08.25)
her şey derken?
0
gercekdunya
(21.08.25)
Genel vekalet vermeyi kastediyorsun, ver geç. Bir şey olmaz.
0
Shepard
(21.08.25)
Genel vekaletname yahut düzenleme şeklinde vekaletname verebiliyorsunuz. "Şirket avukatlarına" dediğinize göre, hali hazırda adliyeye dair tüm işlemleri içeren avukatlık vekaletnameaine sahipler. Notere "A işini" detaylı anlatırsanız (mesela gayrimenkul alımı) o işe has vekaletname düzenleyebilirsiniz. Noterlerde birçok işlem için gayet kapsamlı vekaletname taslakları var. Yine aynı şekilde vekaletnamede A işi ile alakalı tarih aralığı, adres, şehir, ada/parsel, kişi vb. kısıtlar koydurabilirsinz. Yalnız dikkat etmek lazım, düzenleme şeklindeki vekâletnamede yazmayan hiçbir işlemi vekiliniz yapamaz. Sonrasında o yazmayan şey için sizin gitmeniz yahut tekrar vekalet vermeniz gerekebilir.
0
yadigar
(21.08.25)
Bir de belirtmeyi unuttum, mobilden editlemeyle uğraşmadan ekleyeyim:

Avukatlarınızın yeri yurdu belliyse ve belli bir ticari/mesleki itibarları varsa, genel vekalet vermwyi de düşüneblirsiniz. (ister süreli, ister süresiz)

Benim vekaletim var mesela avukatımda. Çoğu insan da böyle yapıyor. Avukata güvenmek gerekiyor. Yahut şöyle diyeyim, avukat seçiminde güvenilecek insanlarla çalışmak gerekiyor.
0
yadigar
(21.08.25)
İçinize sinmiyorsa sorun. Durum kapsami dışında olmayan konuları çıkarıldığı bir vekalet duzenlenmesini isteyin. Yani bir de iş o kadar size bağlıysa biraz da kaprisiniz olsun işte. Yapacakları da bahse girerim pek de zaman almaz.

Bir de avukat kolay kolay böyle risklere girmez, ama şimdi şirket diyorsunuz vs karmaşık işler. Didiklemeye değer.
0
encokbenisevinnolur
(21.08.25)
şirket adına operasyonel vekaletler verilmez.

örneğin :
elektrik, su, telefon, internet aboneliği açtırma/kapatma
banka hesabı açmak/kapatmak
banka hesaplarına erişim, çek düzenleme, para trafiği.
yönetim kurulu üyelerinin yetkilendirilmesi
araç alım satımı
vs.

onun dışında verebilirsiniz.
0
galahad reloaded
(22.08.25)
(8)

2 gecelik için hangi Avrupa şehrine gideyim seçeneklerim arasından?

put it in your appropriate place
Bu cuma ve cumartesini kapsayacak biçimde aklımdan geçenler arasında ikilimde kaldımRiga, Helsinki ve Salzburg. Bratislava'yı da düşündüm.Maksat vizem varken, gideyim dolaşıyım yalandan. Denk gelirsem fine Dining, güzel bir atmosferi sahip restorant deneyimi. Ne tavsiye edersiniz?Farklı tavsiyelere
Bu cuma ve cumartesini kapsayacak biçimde aklımdan geçenler arasında ikilimde kaldım

Riga, Helsinki ve Salzburg. Bratislava'yı da düşündüm.

Maksat vizem varken, gideyim dolaşıyım yalandan. Denk gelirsem fine Dining, güzel bir atmosferi sahip restorant deneyimi. Ne tavsiye edersiniz?

Farklı tavsiyelere açığım burada.
0
put it in your appropriate place
(10.08.25)
bratislavada bi şey yok boşa gitme
0
jelly bear
(10.08.25)
Amsterdam derim ama fine dining pek olmaz. Fine diningse barcelona, bilbao, bordo, lyon tarzı şehirler veya italyan şehirleri olabilir. Mesela Bologna farklı bir şehir.
0
mikahakkinen
(10.08.25)
Amsterdam ile Barselona'ya gittim.

Bilbao, Bordo ve Lyon bakayım. Teşekkür ederim.
0
🌸put it in your appropriate place
(10.08.25)
paris?
0
jelly bear
(10.08.25)
riga, helsinki, salzburg. üçüne de gittim. çok avrupa şehri gördüysen açıkçası üçünde de özel bir şey yok. ben olsam hiçbirine gitmem. illa kuzeye gideceksen en iyi şehir kopenhag. trenle çok kısa mesafeyle malmö’ye gidip isveç’i de görebilirsin.
0
sir gawain
(10.08.25)
bu secenekler arasinda salzburg digerlerinden daha doyurucu olur. alpler var, tarihi var. daha guzel bir sehir riga ve helsinki'ye gore.
0
antikadimag
(11.08.25)
oslo' ya pegasus güzel bilet fiyatları çekiyor kampanyalarda. geçen sene eşim, çocuk ve ben 9bin tl gidiş dönüş aldık. şehir çok güzel, vigeland park ölmeden önce görülmesi gereken bir heykel parkı.

bir de sallasanız michelin yıldızlı restaurant var.
guide.michelin.com
0
galahad reloaded
(11.08.25)
goruldugu gibi herkes baska bir sey demis. dolayisiyla bu sorunun net bir cevabi yok. eger tek kriter fine dining ise salzburg'u tercih etmeni tavsiye ederim.
0
Sour
(11.08.25)
(2)

esini kaybetmis tanidigin cocuklarina hediye

supergirl
tl; dr: 6 ve 14 yasindaki cocuklara ne alinir?---Turkiye'deki 23 yillik en yakin arkadasimin memleketindeki liseden en yakin arkadasinin henuz 40 yasindaki kocasi aniden vefat etti. kadini birkac kez gordum, severim. 6 yasinda kiz, 14 yasinda oglan cocuklari var. ozellikle ufaklik cok kotu etkilenmi
tl; dr: 6 ve 14 yasindaki cocuklara ne alinir?

---

Turkiye'deki 23 yillik en yakin arkadasimin memleketindeki liseden en yakin arkadasinin henuz 40 yasindaki kocasi aniden vefat etti. kadini birkac kez gordum, severim. 6 yasinda kiz, 14 yasinda oglan cocuklari var. ozellikle ufaklik cok kotu etkilenmis babasinin vefatindan.

hemen hemen ayni zamanlarda ben de yasadigim ulkedeki en yakin arkadasimi kaybettim. aylardir komadaydi ama yine de olumu beni cok sarsti. hala daha toparlanmis sayilmam. yani neticede en yakinindakini kaybetmis olmanin nasil hissettirdigini en iyi bildigim donemdeyim. bununla ilgili kitaplar, makaleler okumaya basladim. cok kitap okuyabilen biri olmamama ragmen bir kitabi begendim. kitap hediye edilmez belki ama bu kitabi ona gondermek icin adresini istedim. hic ikiletmedi olur dedi verdi.

simdi ona kitabi gonderecegim amazon'dan alip, orasi kolay. cocuklara da cam sakizi coban armagani bir sey gondereyim istiyorum. beni tanimaz etmezler ama boyle bir gulumsesinler istiyorum.

belki onlara da kitap dedim ama bilemiyorum cidden. bir fikir verin.
0
supergirl
(07.12.23)
6 yaşındaki çocuk için oyuncak herhangi bir şey, her çocuk oyuncak sever. olmadı boya kalemi.

14 yaşındaki kardeşimize oyuncak zor, ancak güzel metal puzzle' lar var, belki onlarla kafa dağıtır.

(git: www.amazon.com.tr
0
galahad reloaded
(07.12.23)
baba'nın kaybıyla yaşadıkları boşluğu hiçbir hediye dolduramaz ama onların bu karanlıktan biraz olsun uzaklaşmalarını sağlamak çok kıymetli. Bunun için ufuk açıcı bir kitap eğer dili çocuklara uygunsa çok yerinde bir tercih olur. Bunun yanında çocukların ilgi duydukları bir hobi varsa o hobiye yönelik bir set veya kardeşiyle birlikte oynayabilecekleri "bil bakalım kim", "ben neyim" türevi kutu oyunları, jenga gibi beceri oyunları güzel olabilir.
0
sahlanankoc
(07.12.23)
(2)

19 yaşındaki oğluma turizmde kariyer plani

deer hunter
Su gibi konuşma İngilizcesi olan şuan prestijli bit otelde alacarte restoranda yabancı işadamlarına servis yapan garson bir oğlum var. Lise mezunu. Ders çalışmaktan nefret ediyor. Yaşına gore iyi bir geliri ve sağlam bir borsa birikimi var. Yetenekli ve iyi iletişimi olan bir çocuk. Haftada bir gün
Su gibi konuşma İngilizcesi olan şuan prestijli bit otelde alacarte restoranda yabancı işadamlarına servis yapan garson bir oğlum var. Lise mezunu. Ders çalışmaktan nefret ediyor. Yaşına gore iyi bir geliri ve sağlam bir borsa birikimi var. Yetenekli ve iyi iletişimi olan bir çocuk. Haftada bir gün izni var ve en az beş altı defa ABD'li Avrupalı aileler rica ederek oğlumun onlara İstanbul'u gezdirmesini istediler. O da gezdirdi. Hepsi çok memnun kaldı çünkü hepsiyle dostane ilişki kuruyor. Müzik zevki falan 80 ler rock,yemek kültürü çok iyi. Bu mevzularda falan iyi ortak noktalar yakalıyor. Ne zaman bir turist çifti falan gezdirse ona bisuru hediye alıyorlar üstüne 150-200 dolar veriyorlar binbir ısrarla. Oğlum işin parasında değil ama hoşuna gidiyor takdir edilmek. Bir de bu aileler ülkelerine dönünce iletişimi sürdürüp memnuniyet ve teşekkür mesajı atıyorlar bisuru.

Oğlum şuara çok çalıştım biraz ortam goreyim falan diyip işi birakmaya ve aşçılık vs okumaya karar verdi. Aşçılık istemesinin nedeni de Cruise gemilerinde falan çalışmak kısaca yabancı insanlarla iç içe olmayı seviyor. Ben de aklına şunu soktum. Turizm bakanlığından kursa gidip rehber kokarti al ve kişiye özel turizm rehberliği yap. Kafasına yattı ama kişiye özel turizm rehberliği diye bişey var mı bilmiyoruz. Varsa nasıl müşteri bulunur bilmiyoruz. Bu bilgiler ışığında ne tavsiye edersiniz. Şimdiden teşekkürler.
0
deer hunter
(06.12.23)
aşçılık iyidir, her yerde geçerlidir. bu tip işleri seviyorsa süper yatlarda aşçılık yapan insanlar var.

www.youtube.com
0
galahad reloaded
(07.12.23)
ingilizce harici gideri olan başka bi dil de eklesin de rehberliğe o kariyere girecekse.
0
kveldulv
(07.12.23)
(3)

İhbar Süresi ve Yıllık İzin

ManikD
Selam Romalılar,Diyelim ki işe girişimiz 1 Kasım. Biz 20 Ekim tarihinde istifamızı verdik ve kabul edildi. 6 Hafta ihbar sürenizi geçirin dediler. Aralık ayının ilk haftası teorik olarak ihbar süremiz bitecek ve ilişik kesilecek. Şimdi sorum şu; 1 Kasım tarihinde işe giriş yılı döneceğinden istifa e
Selam Romalılar,

Diyelim ki işe girişimiz 1 Kasım. Biz 20 Ekim tarihinde istifamızı verdik ve kabul edildi. 6 Hafta ihbar sürenizi geçirin dediler. Aralık ayının ilk haftası teorik olarak ihbar süremiz bitecek ve ilişik kesilecek.

Şimdi sorum şu; 1 Kasım tarihinde işe giriş yılı döneceğinden istifa etmemiş olsak yıllık izin hakkı kazanacaktık. Şimdi istifadan sonra yine izin hakkı kazanabiliyor muyuz?

Mantığım diyor ki işçi-iş veren hukuku ihbar süresinde de devam eder, izin bir hak olacaktır. 1 Kasım tarihinde izin hakkı yenilenir. Diğer taraftan bu bir sistem boşluğu gibi geliyor. Var mıdır bunla ilgili bir düzenleme veya deneyimleyen?
0
ManikD
(18.10.23)
izin hakedilmiş olur.
0
nuisance
(18.10.23)
izne hak kazanılır. +1
0
kojonotsuki
(18.10.23)
ihbar sürecinde sigortanız ve maaşınız işliyor. haliyle izine hak kazanıyorsunuz.
0
galahad reloaded
(18.10.23)
(20)

Babanızın, annenizin size "Haklısın, kusura bakma" dediği oluyor mu?

burnley
Benimkiler bariz kabak gibi haksız oldukları tartışma konularında bile asla alttan almazlar. Burunlarından kıl aldırmazlar, gönlümü de almaya hiç çalışmazlar. Bu huylarından aşırı memnuniyetsizim yıllardır.Siz anneniz veya babanızdan özür mahiyetinde sözler duyuyor musunuz, duydunuz mu hiç? Böyle şe
Benimkiler bariz kabak gibi haksız oldukları tartışma konularında bile asla alttan almazlar. Burunlarından kıl aldırmazlar, gönlümü de almaya hiç çalışmazlar. Bu huylarından aşırı memnuniyetsizim yıllardır.

Siz anneniz veya babanızdan özür mahiyetinde sözler duyuyor musunuz, duydunuz mu hiç? Böyle şeyler sadece filmlerde mi yaşanıyor diye meraktayım, hiç bana denk gelmediği için.
0
burnley
(03.01.23)
Hayır. Anne babamızı zihnimizden sildirebilsek keşke.
0
ruhen hastayim ben
(03.01.23)
Babam zor da annem der. Annemle karşılıklı bu konularda baya rahatiz. O kirilirsa söyler ben kırılırsam ben derim.

Babam aynı kendi annesi babasi gibi özür dileyemeyen hatasini kabul edemeyen biri. Çok iyi adam ama malesef böyle.
0
logisticsmanager
(03.01.23)
annemin hata kabul ettiğini hiç görmedim.
0
mikahakkinen
(03.01.23)
Hatalarini kabul ederler. Zor oluyor ama ediyorlar.
0
kuzey li
(03.01.23)
Evet olabiliyor; ancak çok çok büyük oranda iş işten geçtikten sonra. Ben de artık zaten çok tartışmaya girmeye mahal verecek bir iletişim yürütmüyorum onlarla.
0
lüzumsuz adam
(03.01.23)
Oluyor, özür de diliyorlar hatalı olduklarında. Canlarım, özledim onları:(
0
Amaranta ursula
(03.01.23)
ben gelecekteki çocuklarıma derim. öyle klasik ebeveyn egosu yok bende. benim babam dünyadaki en saçma egolu insan olabilir. bir çok konuda dünyada benden daha çok bilen yoktur, demişliği var. öyle bir tavrı var demiyorum. bunu direkt söyler. asla haksız olabileceği bir konu olamaz, teklif dahi edilemez. en basitinden, tavla oynardık, internetten taktik öğrenip çat çat 5-0 5-0 yenerdim. şansa yendin derdi. taktiği anlatmaya çalışırdım, dinlemezdi. hayır sen taktik sanıyorsun ama şans derdi. ben daha iyi bilirim, internette okuduğunu da biri yazıyor. ben ondan daha iyi bilirim derdi. egoya bak. bu en basit konu. her alanda ya, bilim desen bilim, ekonomi desen ekonomi.

bize miras kalmıştı. herşeyi satıp nakde çevirip bir hisseye basmıştı. hisse de bedelli yapmış, rüçhan hakkı vermiş. bu tabii kimseye sormaz, her şeyi bilir ya. rüçhan zamanı geçince borsadaki parası yarıya düşmüştü. o zaman bile kendinde kusur görmedi. annemize yaptıkları, üvey annenin yaşattıkları, kendi yaptıkları. adamın hayatında doğru hiç bir şey yok. şimdi emekli ve yapayalnız. hala dimdik durur. 10 yıldır görüşmüyoruz. arasam ilk diyeceği şey, sen bilmezsin, ben bilirim.
0
gabe h coud
(03.01.23)
Evet özür dilerler, gönlümü alırlar. Babam daha çok özür diler, haklı olsa bile..
0
kaptan maydanoz
(03.01.23)
Öyle bir doğa olayı henüz gerçekleşmedi.
0
yazdonumu
(03.01.23)
Soruyu okuyunca güldüm :D

Hatalı oldukları nokta olduysa, yaptıkları şeyleri unuturlar. Ben öyle demedim, öyle bir şey olmadı falan derler.
0
jazzabel
(03.01.23)
hayır tabii ki.. yanlışlıkla ayağıma falan bassalar yine benim yüzümdendir :D:D
0
theseachange
(03.01.23)
Babam bazen diyebilir bu tür şeyleri ama annem asla. Kendi kendine sorun çıkarıp büyütüp üstüne ne olursa olsun kendisini haklı, beni ve kardeşimi kötü evlat görme konusunda bir başarı öyküsü var kadının.
0
ms brownstone
(03.01.23)
babam der, annem asla demez. ana cunku o dkjs
0
Kittie
(03.01.23)
benimkiler der/derdi. ben de çocuğuma kırıcı olursam söylüyorum.
0
galahad reloaded
(03.01.23)
annemden çok duyuyorum
babamdan duymazdım çünkü hep o haklı olurdu :D
0
neira
(03.01.23)
Annem bizi kıracak bir şey yapmaz, yapsa da derdi. Babam o an sinirliyse demez bir şey ama sakinleşince çokça diler özür. Kendince neden öyle sinirlendiğini filan detaylarıyla açıklar. Annemden hiç "özür dilerim" lafı duymadım, kırmadı çünkü (tabii çocukken olanlar ayrı) ama babam sürekli diler.
0
hayalhayal
(03.01.23)
asla olmadı, bunu kardeşimle defalarca söyledik yüzlerine de. geri dönüş yok. ortadoğululuk kanlarına işlemiş. klasik bağnaz türk aile yapısı. bireyselliği saygısızlık gibi algılıyorlar.

tartışma esnasında o yüzden he diyip geçiyorum artık. kardeşim kıyamam halen daha can hıraş kendini savunmaya çalışıyor.
0
Hallegadola
(04.01.23)
Bu vesileyle annesinden, babasından özür içerikli sözler duyabilen şanslı evlatlar olduğunu da okuyup öğrenmiş oldum. Vay be, demek sadece filmlerde olmuyormuş, gerçekten de bunu yapabilen anne, babalar olabiliyormuş bazen.

Valla değerini bilin, benim gibilere hayatı boyunca görmesi nasip olmayacak olan bir şey.
0
🌸burnley
(04.01.23)
annemin olur. o açıdan ilişkimiz iyidir. ikimiz de hatalarımızı kabul edip özür dileyebiliriz.

rahmetli babam hiç öyle değildi ama maalesef. hep burnunun dikine gider, kimseyi dinlemez, hep kurban kompleksiyle davranırdı. asla yanlış bir şey yapmış olamazdı, sorun hep başkalarındaydı veya değilse bile işler öyle gelişmişti.
0
mark greg sputnik
(04.01.23)
Henüz başıma gelmedi. İkisi de her boku en iyi kendileri bilirler. Derdini güzellikle de anlatsan bağıra çağıra da anlatsan duvara konuşmuş gibi olursun.
0
yürümeyin
(09.01.23)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.