Giriş
(2)

iCloud hesabını/mailini devretme

gadjodilo
iCloud mailimi değiştirmek istersem fotoğraflar, veriler vb. kaybolur mu? Tüm bu yedeklenen şeyleri başka bir hesaba devretme şansım var mı?
iCloud mailimi değiştirmek istersem fotoğraflar, veriler vb. kaybolur mu? Tüm bu yedeklenen şeyleri başka bir hesaba devretme şansım var mı?
0
gadjodilo
(09.12.24)
çoğunluk veriyi başka bir hesapla paylaşma şansınız var. oradan kopyalarsınız.

ancak neden böyle bir şey yaptığınızı anlatırsanız belki daha farklı bir senaryo çizebiliriz.
0
co2s2
(09.12.24)
istemediğim kişilerden e-posta alıyorum o yüzden tamamen silmek istiyorum o e-postayı.
0
🌸gadjodilo
(09.12.24)
(15)

bulaşık makinesini kaç günde bir açıyorsunuz

roket adam
soru başlıktaek olarak diğer modları da kullanıyor musunuz 70 derece yoğun falan gibi.
soru başlıkta

ek olarak diğer modları da kullanıyor musunuz 70 derece yoğun falan gibi.
0
roket adam
(03.12.22)
Evde iki kişiyiz ve çalışan insanlarız dolayısıyla çok bulasik çıkmiyor; genelde 2-3 günde bir çalışıyor, eğer fırında vs bir yemek yaptıysam yoğun modda yoksa eko modda olur.
0
fraise
(03.12.22)
Evde iki kişiyiz ve evden çalışıyoruz, sürekli bardak, kupa, tabak çıkıyor. Bir de yemek yaptıysak bazen günde iki kere çalıştırmamız bile gerekiyor. Genellikle günde bir ya da iki günde bir.

Sadece tencere/fırın tepsisi yıkıyorsam çok sıcak ayarlarda, onun dışında makine kendisi seçiyor.
0
kobuzchu kiz
(03.12.22)
4 kişilik aile. Her gün bir defa çalışıyor. 10 günde bir falan çalışmadığı gün oluyor. Hep 70 derecede tencere ayarında çalışıyor.
0
dilemma of subscribtionability
(03.12.22)
3 kisiyiz, hergun calisiyor.
en uzun tencere tava modunda yuksek sicaklita yikaniyor.
2:55 suruyor toplam yikama.
0
cooperr
(03.12.22)
Haftada 3 çalışıyor. Tek kişiyim, eve sadece akşamları geliyorum. Yemek yaptığım tencereyi tavayı da bulaşık makinesinde yıkıyorum. Yıkamasam haftada 1 yetecek.
0
denizgonen
(03.12.22)
hafta 3 falan. hep 70 derecede yıkıyorum. çünkü bulaşıkları asla sudan geçirmeden makineye atarım.
0
jelly bear
(03.12.22)
Ben utanmasa kendisini bile makinede yıkayacak bir insan olarak termos dışında istisnasız her şeyi makinede yıkıyorum. Böyle olunca çabuk doluyor ve haftada en az 5 gün çalışıyor. Hemen hemen her seferinde içinde yağlı tencere, tava vs olduğu için de 70 derecelik programda çalışıyor çoğu zaman.
0
ms brownstone
(03.12.22)
her gün yarım yükte çalıştırıyorum. bulaşık yıkamak, onların kuruyacağı yeri bankoda kullanamamak ve su israfı sebeplerinden dolayı asla elde yıkamam. bence bu devirde elde çamaşır yıkamak neyse bulaşık yıkamak da odur.

sadece moka potumu ve kahve içtiğim fincanlarımı elde deterjansız yıkıyorum.
0
alperz
(03.12.22)
tek kişiyim, haftalık yemek hazırlığı yaptığım günlerde bazen günde iki kere bile çalıştırıyorum.
onun dışında eğer mutfağa girip yemek yapmadıysam, dışarıdan falan yediysem iki-üç günde bir olur.
normal günlük yemek yapıyorsam, evde yiyorsam her gün çalışıyor ortalama.

airfryer'ı kullandıysam, tencere, fırın tepsisi, ocak ızgaraları vs. koyduysam yoğun programı kullanıyorum.
döküm tencereler ve makineye özellikle girmemesi gereken, makinede yıkanmayan şeyler dışında (weck kavanozların lastikleri, kristal bardaklar, düdüklünün plastik parçaları, termos vb.) her şeyi makinede yıkarım.
hem su hem zaman tasarrufu.
0
blatta hiberna
(03.12.22)
yalnız yaşıyorum, yemek yapmak ve yemekle arası pek iyi olmayan biriyim, haftada bir açıyorum o da tencere tabak değil kahve fincanı, kupası tükendiği için. aşırı yağlı bir şey yapmamışsam ekonomik modda kullanıyorum.
0
hypathia
(03.12.22)
4 kişilik aile evimde her gün çalıştırıyoruz.
2 kişilik eşyalı öğrenci evimde ev sahibi çalışıyor dediği halde çalışmadığı için çalıştıramıyoruz :)
0
black holes in the sky
(03.12.22)
Tek kişiyim 2-3 günde bir.
0
ruhen hastayim ben
(03.12.22)
iyi süper biz de 1-2 günde bir çalıştırıyoruz da israf mı yapıyorum acaba şimdiye düşünmüştük :) elde yıkama zaten daha çok su kullandığımız için direkt yok bizde.
0
🌸roket adam
(03.12.22)
tek yaşıyorum, yemek yapıp yapmadığım zamanlara göre değişiyor ama ortalama 3-4 günde bir. en yüksek dereceli program, durulayıp koymam.
0
gadjodilo
(03.12.22)
ben yarı dolu da olsa her gün 1 saatlik 65 derece modunu kullanıyordum. evlendikten sonra %110 doldurmadan çalıştırmak istemiyor eşim ama geçenlerde bunun ne kadar saçma olduğunu bardaklardaki lekeleri çıkarıp çıkarıp gözüne sokarak gösterdim. artık her gün bir kere çalıştırıyoruz. tatile gitmişsek komşuya anahtarı verip günde bir kere çalıştırmasını istemiyoruz, tabii o kadar da değil :P sorry.
0
gabe h coud
(03.12.22)
(13)

mutlaka almalısın dediğiniz bir ürün?

su492
özellikle son zamanlarda alıp iyi ki almışım dediğiniz bir ürün var mı? herhangi bir alanda olabilir...
özellikle son zamanlarda alıp iyi ki almışım dediğiniz bir ürün var mı? herhangi bir alanda olabilir...
0
su492
(26.08.22)
Elektrikli bisiklet.
0
(26.08.22)
belli bir zamanı olmaksızın soundbar. evdeki yaşam kalitesini 3 katına çıkarıyor resmen.

mutfakta bir şeyleri buzdolabında depolamak için streç film yerine silikon kapaklar var. onlar harika ürün.
0
yazar yazmaz yazan yazar
(26.08.22)
elektrikli scooter, su marti denen zimbirtidan. evi merkeze alip 3-4km capindaki her yere bu alet ile gidiyorum. parayi toparlarsam da horwin ek1 ya da ek3 almayi istiyorum.
0
duyulmasi gerektigi kadar
(26.08.22)
Victorinox bıçak.
0
black holes in the sky
(26.08.22)
Xiaomi laser 150 projeksiyon, şimdi yanına yaklaşılmıyor, aldığımızdan beri sinemaya gitmedik.
0
mirty
(26.08.22)
haşlanmış yumurtayı az / orta pişmiş seviyorsanız dublör yumurta veya yumurta pişirme makinesi.
0
inheritance
(26.08.22)
airfryer çok sevdim. ocağım kullanışsız, bulaşık makinesi yok ve tekim o yüzden tam benlikmiş.
0
rebecca
(26.08.22)
teritori
(26.08.22)
Yağsız fritöz
Tefal tencere tava seti
Robot süpürge
E kitap okuyucu
Balkon salıncağı
Akıllı saat
Ekmek yapma makinesi
Flash Black çadır
Kamp sandalyelerim ve masam
Philips traş makinem
Windfree klima
Etap Marathon 3200 fön makinem
Arabam ve bagajındaki kamp malzemelerinin tamamı,
Bluetooth hoperlörüm
Bisikletim
Süt taşırmaz :) (çok işe yarıyor)
Damlatmaz yağdanlıklar :) (Bunlar da)
0
Mirket
(26.08.22)
Kurutma makinesi
Robot süpürge
İlbay toz bezleri
Klima
Victorinox bıçaklar ve soyma aparatı
0
esinikaybetmiscorap
(26.08.22)
SSD aldım 11 senelik bilgisayarima harika oldu
0
havadakarada
(26.08.22)
Soundbar, Dyson dik süpürge, Apple TV
0
gabe h coud
(26.08.22)
airfryer
0
gadjodilo
(26.08.22)
(6)

dizi önerisi

penceredengorunenmorbina
Anne with an EGrace and FrankieBridgerton tadında sıcacık, renkli, komik, iç açıcı dizi tavsiyelerinizi bekliyorum(netflixte de olursa tadından yenmez). Herkese teşekkürler.
Anne with an E
Grace and Frankie
Bridgerton tadında sıcacık, renkli, komik, iç açıcı dizi tavsiyelerinizi bekliyorum(netflixte de olursa tadından yenmez). Herkese teşekkürler.
0
penceredengorunenmorbina
(30.04.21)
Gilmore Girls, eski ama seversiniz belki.
0
kobuzchu kiz
(30.04.21)
bbc one yapımı dönem dizilerini önerebilirim ben şahsen beğenerek izliyorum. klişlerini falan çok seviyorum :)

benim favorilerim:
pride and predujice
emma
downton abbey (yeni başladım günlük hayat ağırlıklı ara sıra bunalım var)
gentleman jack (konusu çok başka ve gerçekten kostümler açısından çok başarılı)
0
windymimas
(30.04.21)
atypical da sıcak ve sevimliydi bence.
0
pegi
(30.04.21)
windymimas +1

ayrıca kime önerdiysem sevdi, kalbimin biricik sahibi, canım dizim the good place (netflix'te)
izlemedim ama bana anne with an e'ye benzediği için önerilen kalp çağrısı (yine netflix'te orijinal adını bilmiyorum )

amazon prime'da bulunan upload, modern love.
0
gadjodilo
(30.04.21)
yazdigin dizilere tarz olarak biraz uzak ama diger sartlar sagladigi icin good place demeye gelmistim, denmis. bu durumda +1 diyorum good place'e :)
0
in vino veritas
(30.04.21)
atypical +23
0
put it in your appropriate place
(30.04.21)
(3)

Edebiyatın Geçmişi, Bugünü ve Geleceği

gadjodilo
Edebiyatın geçmişi, bugünü ve geleceği hakkında ne düşünüyorsunuz? Ben zaman zaman eskiden yazılmış iyi kitapları okurken günümüzde yazılanları kaçırdığımı düşünüyorum. Sizce son zamanlarda yeni çıkan kurgu kitaplar gerçekten nitelikli edebiyat eserleri midir? Eskiden basılmış iyi kitapların yaptığı
Edebiyatın geçmişi, bugünü ve geleceği hakkında ne düşünüyorsunuz? Ben zaman zaman eskiden yazılmış iyi kitapları okurken günümüzde yazılanları kaçırdığımı düşünüyorum. Sizce son zamanlarda yeni çıkan kurgu kitaplar gerçekten nitelikli edebiyat eserleri midir? Eskiden basılmış iyi kitapların yaptığı "beyninden vurulmuşa döndürme hissini" yeni kitaplarda yaşıyor musunuz? Roman ve öykü alanında değerlendirmek gerekirse günümüz yazarlarından (yerli ve yabancı) hangilerini önerirsiniz?
0
gadjodilo
(03.10.20)
Berbatedebiyat diye bi twitter hesabi var. Ben tam olarak yazdigi seylere imzami atiyorum.
0
ElfElf
(03.10.20)
Edebiyat ölmemiştir. Edebiyat günümüzde de dönemin ruhunu ve gerçekliğini yansıtmaya ve araştırmaya devam etmektedir. Kazuo Ishiguro "Günden Kalanlar" ile başla. Hangi birini sayalım, pek çok şey var?
0
ebabil curnatasi
(03.10.20)
@j r r tolkien hayrani tabii ki dediğiniz gibi geçen sene de eski, 300 yıl öncesi de. benim kastettiğim döneme damga vurmuş yazarlardı ( dostoyevski, tolstoy, jack london, ahmet hamdi, i.oktay anar, oğuz atay vb. gibi) belki de eskiden bu kadar çok basılan eser olmadığı için iyi olanlar daha kolay sivriliyordu. ama o yetişememişlik hissi şu sıralar fazlasıyla var hem yerli edebiyat için hem de yabancı edebiyat için.

@ElfElf evet ama o hesap ekstrem örneklerle daha çok ilgileniyor. demek istediğim özellikle çöp niteliğindeki kitapları bulup çıkarıyor.

@ebabil curnatasi işte benim dediğim de buydu. hangi birini sayalım? gerçekten nitelikli çok eser var biz mi kaçırıyoruz? öneri için teşekkürler.
0
🌸gadjodilo
(04.10.20)
(3)

Alesten 70 almak

northern eagle
Bir ay sonraki sınavdan bir yetmiş almak istiyorum fakat sizce bu bağlamda matematikten hangi konulara çalışmalıyım (sözeli hallederim muhtemelen) ve tüm konuları internet vasıtasıyla nasıl üstünkörü kavrayabilirim?
Bir ay sonraki sınavdan bir yetmiş almak istiyorum fakat sizce bu bağlamda matematikten hangi konulara çalışmalıyım (sözeli hallederim muhtemelen) ve tüm konuları internet vasıtasıyla nasıl üstünkörü kavrayabilirim?
0
northern eagle
(18.07.20)
Ales sınavı kafanızda büyüttüğünüz kadar zor bir sınav değil. Kafası çalışan biriyseniz, mantık yürütme ve temel üniversite matematiğine aşinaysanız kolaylıkla 70 alırsınız.

bu demek değil ki çalışmadan alacaksınız.

Burada önemli olan seçeceğiniz yüksek lisans alanında , danışman hocanız sizi istiyor olsun. gerekirse özel öğrenci olarak alır, sonraki Ales sınavını saydırır.
0
janavarorion
(18.07.20)
Sinava sadece 1 ay kaldiysa biraz daha stratejik bir yaklasim uygulamaniz lazim. Butun konulari ustunkoru kavramaniz hemen tum konularda yanlis cevap vermenize yol acar.

Ben olsam;
1) Sinav ortamiymis gibi, sure tutarak en az 3 deneme testi ya da gecmis yillarin ALES'ini cozerim
2) Cevaplari ve ozellikle yanlis yaptigim konulari kontrol edip su sekilde siniflandiririm:

a) Kolay ve bildigim konular, calismama gerek yok
b) Yanlis yaptim ama az cok bilgim var, az biraz calismayla bu konudan gelen sorulardaki dogru cevap yuzdemi kolayca yukseltirim
c) Zor konular, cok yogun calisma gerektiriyor, 1 ay boyunca bile calissam dogru yuzdem cok yukselmez

a, b, c hepsine birden calisip ustunkoru ogrenmek yerine biraz a'ya, cok b'ye calisip b'deki basari yuzdemi artirirdim. C ile zaman kaybetmezdim cunku yatirimimin geriye donusu cok olmazdi.
0
crown
(18.07.20)
iki sene önce kpss'ye girmeden önce herhangi bir ösym sınavına girmek için ales'e girdim. hazırlığım hiç yoktu. siz hangi puan türüyle tercih yapacaksınız bilmiyorum ama netlerimi size yazıyorum ki durum anlaşılsın. sayısal 12d 3y/ sözel 44d 6y.

puanlar da şu şekilde;
sayısal: 64,79626
eşit ağırlık: 70,96525
sözel: 77,36781

size önerim kalan sürede deneme çözmeniz. benim matematik netlerim ortada çok da bakmadım sayısal kısma ama sizin az biraz temeliniz varsa halledersiniz. internette önceki yıllarda çıkan ales sorularını çözüp fazla soru gelen konulara eğilirseniz olur. gerçi eski usül sınav soruları çıkmıyor artık bir soruda bile birden fazla konuyu yokluyor ösym ama ales'in soruları daha çok mantık sorularına benzer. bir de kpss'de çıkan sözel-sayısal mantık sorularına bakmanız faydalı olabilir. sonuç olarak çıkmışlar size yol gösterici olacaktır bence. umarım sınavınız iyi geçer. başarılar :)
0
gadjodilo
(18.07.20)
(4)

Ebeveyn kaybı ve metanet

dembudemdirdembudem
Babamı kaybettim yakın zamanda, bir evladın yaşayabileceği en büyük acılardan biri. Kötü bir hastalık nedeniyle kısa denilebilecek bir sürede başladı ve bitti süreç. İster istemez kafada bir Hazırlık oluyor bu süreçte. Hem hastalık haberini hem vefat haberini aldığımda ve sonrasında tuhaf bir soğuk
Babamı kaybettim yakın zamanda, bir evladın yaşayabileceği en büyük acılardan biri. Kötü bir hastalık nedeniyle kısa denilebilecek bir sürede başladı ve bitti süreç. İster istemez kafada bir Hazırlık oluyor bu süreçte. Hem hastalık haberini hem vefat haberini aldığımda ve sonrasında tuhaf bir soğuk kanlılık durumu mevcut. Ailenin kalanı için güçlü durmalıyım evet ama o kadar metanet ve sağduyu durumu var ki, artık kendimi sorgulamaya başladım. Acaba sevmiyor muydum diye kendime yükleniyorum. Büyüdük. Büyümenin bu tuhaf ruh halini açıklamaya yettiğini düşünmüyorum. Açıklanabilir bir nedeni var mıdır?
0
dembudemdirdembudem
(10.07.20)
Başınız sağolsun. Aynı durum bende de var. Burda da yazmıştım: eksisozluk.com

Maalesef acılar geçmiyor. Ailesel kayıplarda ise metanetli olmak çok zor ama çok önemli. Bazen bir bireyin gardının düşmesi herkesi düşürebiliyor.
0
pass
(10.07.20)
Öncelikle başınız sağolsun. Burada ben de dahil herkes yazacaktır ama yine sizi en iyi anlayan yakınını kaybetmiş biri olacaktır. Bence şu anda psikolojik olarak sevip sevmeme olayını kıyaslayacak durumda değilsin. Çünkü olay çok yakın olmuş ve duygusal açıdan çok dalgalıdır durum. Sular biraz sakinleşince daha iyi anlarsın. Emin ol yakınlarınızdan biri senden daha çok bu metanet, güçlü olma sorumluluğunu alsaydı sen de daha rahat ağlardın, üzülürdün. Bilinçaltından dik durma, güçlü olma sorumluluğu hissediyorsundur.
0
silah taciri
(11.07.20)
başınız sağ olsun, allah sevgisi kadar sabrını versin. benzer süreçlerden geçtiğimiz için (hastalık kısmı vb.) iyi anlıyorum. başlangıçta olayın etkisiyle insan sanki kendi hayatını uzaktan izliyor veya hayal aleminde yaşıyor gibi bir his oluşuyor. olayın ağırlığını,ciddiyetini kavramamak için beyin adeta kendini kapatıyor gibi. ben bu süreçte hata yaptığımı fark ediyorum yeni yeni. doğruca yardım almalıymışım. bunu atlatmak kolay değil. size de tavsiyem "tamam artık, büyüdüm bu acıyla yalnız başıma yüzleşirim, iyi hissediyorum, soğukkanlıyım, bu yükü omuzlayabilirim" demek yerine kendinizi bir uzmana teslim etmeniz. ilerleyen zamanda daha büyük problemler çıkabiliyor zira.
0
gadjodilo
(11.07.20)
Dostlar sağolsun, destekleriniz için teşekkür ederim, anlaşılan herkesin süreci yönetme yöntemi farklı ve bunun kararını kişi kendi iradesiyle vermiyor. Eğer olağan Şekilde gitmezse Destek almak daha Sağlıklı olacak sanırım.
0
🌸dembudemdirdembudem
(11.07.20)
(8)

Kadınlar şu çantayı yorumlayabilir mi?

gatopoco
20-25 yaş aralığında bir kıza günlük kullansın diye şunu almak istiyorum https://www.lcwaikiki.com/tr-TR/TR/urun/Markalar/kadin/Canta/4207431/679929 Basit bir ürün ama o bu tarz omuz çantalarını seviyor diye biliyorum. Sade basit bir tarzı var. Beğeneceğini düşünüyorum ama yine de sormak istedim. Si
20-25 yaş aralığında bir kıza günlük kullansın diye şunu almak istiyorum www.lcwaikiki.com Basit bir ürün ama o bu tarz omuz çantalarını seviyor diye biliyorum. Sade basit bir tarzı var. Beğeneceğini düşünüyorum ama yine de sormak istedim. Sizce şık mı? Günlük kullanılır mı?
0
gatopoco
(08.07.20)
Öndeki o etiket bana direk pazar malı izlenimi verdi açık konuşmam gerekirse. Sade tarzda çantaları severim ama bu ciddi basit geldi benim gözüme,
Kadife kışlık bir kumaştır ancak yazın kumaş çanta olarak daha ziyade keten kullanılır.
Günlük kullanılır özel bir ortamda zaten aşırı sırıtır.
0
cilekli pasta
(08.07.20)
yazın üstü baskılı keten çantalar daha güzel oluyor, bu çantanın ne şekli de ne de tarzı güzel :/ bence şık değil ama "bence" illa ki böyle çantaları seven birileri vardır.
0
gadjodilo
(08.07.20)
Ben en son öss’ye hazırlanırken bu tarz çanta takıyodum. 20-25 yaş aralığı biraz geniş bir aralık. Üniversite öğrencisi de olabilir, iş kadını da olabilir, stajyer de olabilir.
Ben beğenmedim ama kızın tarzı böyleyse, pek şık olma peşinde değilse, çantaya bakış açısı “eşyalarını koyabileceği ağzı kapalı bir nesne” den ibaretse, sevebilir.
0
megalomaniac
(08.07.20)
kadife detayı beni buz gibi soğuttu.
0
rusalka
(08.07.20)
cilekli pasta +1

10 çanta görüyorsam 7 sinde bu etiket var son zamanlarda. Belediye dağıtmış gibi :/ Ben şık bulmadım, biraz daha bakının eminim daha güzel modeller bulursunuz. Trendyol, mango, h&m gibi yerlere de bakabilirsiniz.
0
kostüm çok güzel prenses misiniz
(08.07.20)
evet, çok basit bir çanta. bu etiketi ben de her yerde görüyorum, çin'de üretiliyor da herkes toptan alıyor burda satıyor mudur nedir anlamadım. lc waikiki, koton gibi markalardan hediye almayın zaten genç bir kıza, fazla basit durabilir. h&m, mango, bershka, pull & bear, stradivarius gibi popüler markalar daha uygundur. ben şahsen mudo'nun çanta tasarımlarını beğeniyorum ama kişiden kişiye değişir, o beğenmeyebilir belki.
0
fleur du mal
(08.07.20)
Ben begenmedim. Umarım kimse bana böyle bir çanta almaz :)
0
kendi dugunune gitmeyen kamber
(08.07.20)
Kötü bir çanta bu, yaz ortasında kadife çanta olmaz zaten. Yukarıda yazılan mağazalarda çok daha sade şık modeller bulunabilir.
0
aquarium
(08.07.20)
(26)

"oğlu" ile biten soyadlar hakkında ne düşünüyorsunuz?

fleur du mal
"oğlu" ile biten bir soyadım var ve patriyarkal (ataerkil) olduğunu düşündüğümden dolayı, bir kadın olarak kullanmak istemiyorum. sizce saçmalıyor muyum yoksa düşüncem makul mü?
"oğlu" ile biten bir soyadım var ve patriyarkal (ataerkil) olduğunu düşündüğümden dolayı, bir kadın olarak kullanmak istemiyorum. sizce saçmalıyor muyum yoksa düşüncem makul mü?
0
fleur du mal
(20.06.20)
saçmalıyorsun.
0
sutlu nescafe
(20.06.20)
Kayseri de çok sevilir. Herkes kızını, soyadı "oglu" ile biten birine vermek ister.
Bence hiç bir sıkıntı yok. Her şeye bu kadar anlam yüklemek de ne bileyim ...
0
etna
(20.06.20)
Elbette tercih senin ama bence de saçmalıyorsun.
0
sylr
(20.06.20)
Saçmalıyorsun +1
0
kisa
(20.06.20)
Bunlara fazla takılmamak lazım bence.
0
hayirsiz
(20.06.20)
saçmalamıyorsun, sorun burada soyun şimdiye kadar erkek üzerinden tanımlanması ve sürmesi, bunun da toplum düşünce yapısında bir izdüşümü var haliyle, boşuna değil, önceden böyle gelmiş fakat düşünceler değiştikçe bu da değişebilir, insanlar dilediği soyadını almak isteyebilir, memnun olmadıkları soyadlarını değiştirebilir

birileri bir şeylerden rahatsız oluyor tartışmaya açıyor zaman alsa da değişim böyle gerçekleşiyor
0
freebird5406_2
(20.06.20)
Tolkien +1
0
black holes in the sky
(20.06.20)
Oglu ile biten soyadları genellikle Karadenizliler'de goruluyor sanırım. Bir tur soy övünmesi var. Hiç hoslanmadigim bir sey.
0
pass
(20.06.20)
Birçoğu mafya
0
kickboxer
(20.06.20)
düşünceniz makul değil.
--

oğlu ile biten soyadılarının genelde kalabalık ve varlıklı aileler olduğunu düşünüyorum. bende öyle bir izlenim oluşturuyor.
0
biseysorcaktim
(20.06.20)
Mafyatik takılmaları ve zengin olmaları da Karadenizlilikten ve müteahhitlikten geliyor.

Vaktiyle Istanbul'a hazine arazisine gecekonduyu dikip gün gelince müteahhit oluyorsunuz.

Aileniz, köyünüzdeki komşunuz, akrabalarınız vs. devlette geniş şekilde kadrolaşınca otomatikman elinizdeki çekiçle her gördüğünüzü çivi sanıyorsunuz.
0
pass
(20.06.20)
The cat in the hat +1 demeye geldim. Turkiye'deki kadınların sorunlarına bakınca bu soylediginiz gerçekten aşırı ufak bir şey; sorun bile değil.
0
fraise
(20.06.20)
soyadı olayını saçma bulmuyorum. patrilineal olması saçma. bence matrilineal aile seçeneği olmalı. bir noktada kendime bir soyadı seçip bunu çocuklarıma kendim aktarabilmeliyim. iki insan evlendiğinde isteyen diğerinin soyadını alır ya da hiç almaz, tercihe bağlı. eşcinsel evlilikler konusu da var üstelik ülkemizde geçerli olmasa da. biraz karmaşık bir mevzu.

dedem karadenizli evet. daha çok orada görüldüğünü bilmiyordum. dedem ailesiyle ilişkisini kesmiş bir insan, ben de hiç karadeniz'e gitmedim. varlıklı değiller bildiğim kadarıyla.

* elbette ufak bir sorun bu. ufak olduğu için duyuru'da başlık açtım. en büyük derdim bu değil, merak etmeyin. ama tamamen çöpe atılacak bir mevzu olduğunu da düşünmüyorum.
0
🌸fleur du mal
(20.06.20)
Bi erkek olarak ben de cinsiyetçi buluyor ve pek hoşlanmıyorum.

Zaten cumhuriyet ilk kurulduğunda bildiğim kadarıyla xoğlu diye soyad almak yasaktı. Bu tarz ünvanlar toplumda adaletsizlik yaratır diye. Hatta bizim soyadımız karadenizde meşhur bir sülale, ama mesela bi kısmı oğlu ile bitmeyen ve kısaltılmiş haliyken, yasa değiştikten sonra tekrar eski halini alıp o şekilde kullanan bi kısım insan da var. Ben oğlu ile olmadığı için mutluyum mesela.

Soyad mantığı hadi bi şekilde lazım ama bunun da cinsiyetçi olmayan bi orta yolunun bulunması taraftarıyım. Kadınların evlenince zorunlu olarak erkeğin soyadını alması ve çocugun soyadını babasından alması da mantıksız geliyor.

Şahsen ben -oğlu ile biten soyadları ciniyetçilikten bağımsız da sevmiyorum. Gereksiz bir uzatma geliyor. Fonetik olarak da kötü

Ayrıca soruyu soran arkadaşın hayattaki tek derdi bu değildir muhtemelen ama başka dertleri var diye bunu kafaya takmamalı diye bi durum yok :)
0
nundu
(20.06.20)
benimkide oğlu diye bitiyor ama ben çok seviyorum
canım soyadım :)
0
en_birinci
(20.06.20)
Sacmaliyorsun.
0
exlibris
(20.06.20)
Saçma olan ne var bu kadar. İnsanlar kendi isimlerini değiştirebilir aynı dinimiz kısmında islam yazması gibi. Ben takmıyorum zaman geçtikçe umursamadım bunları ama hoş olmadığı bir gerçek.
0
anarsika
(20.06.20)
Ermeniler mi acaba diye düşünürüm.

Kömürciyan
0
kırmızıayakkabılıgargamel
(20.06.20)
bu türkiye'ye özgü bir olay değil. diğer dillerde de var. mesela isveç'te ....son diye biter soyisimler.
rahatsız olup değiştirilecek bir durum yok bence. oğul, evlat, soy demek.
0
yetkili birine benzeyen abi
(20.06.20)
Sorununu dogru tespet edememissin bence. Baba tarafi gibi anne tarafin da -oglu ile biten bir soyadina sahip olsaydi ayni cozum onerisini sunacagindan supheliyim. Ya da -oglu ile bitmeyen fakat yine de kendini ait hissetmedigin bir soyadin olabilirdi. Demek ki sorun ataerkillik degil soyadini degistirememenmis. Ama aslinda degistirebilirsin. Fakat resmen degistiremiyorsun.
0
dunal
(20.06.20)
Ya mafyalar falan konu nerelere gitmiş.dünyanın her yerinde olan bir durum bu,bizdeki oluşumları genelde lakaplardan geliyor.bilmemne köyünden bilmemne oğulları gibi.soyadı kanununda gezen memurlar önce buna müsade etmemişler ama bizimki gibi örneklerde 3 büyükdede 3 farklı soyadı almış,bunların ikisi sonra bambaşka bir soyadında buluşmuş ,bir tanesi alın atınızı diyerek aile lakabını oğlu ekleyerek tescil ettirmiş.
Bunun olmadığı bir yöre yok,işin ilginci kadınlar bu soyadlarını daha fazla önemsiyorlar.bir tanıdığım hem kendi oğullu soyadını hemde aslında akrabaları olan başka oğullu soyadını kocasında dolayı ben hem oyum hem buyum şeklinde kullanıyor.kadınlarda güce tapma durumu sanki daha fazla gibi.zamanında her gün yüzlerce telefon aboneliği açmış birisi olarak genel izlenimim bu.birde çok komik örnekleri var rastladığım.haşlamaoğlu vardı çok gülmüştüm birde kıpkırmızı bir adamdı.
Balkanlarda,ruslarda falan aynı durum ov,ev şeklinde kadınlarda bu eke a ekleniyor ova,eva gibi.kuzeye çıktıkça son’lar gelmeye başlıyor,düşüncenize en yatkını izlanda da mevcut x in kızı şeklinde orada,ahmetdottir gibi,yine baba adı ama en azından babasının kızı şeklinde,Ben buna ilk kez rastladiğimda çok şaşırmıştım.
0
duptıs
(20.06.20)
sizi rahatlatacaksa eğer eski türkçede oğul, cinsiyet fark etmeksizin evlat demek.
bu tarz soyadlarının bende bıraktığı etki ise köklü,eski ve bazıları söyleniş olarak çok havalı geliyor kulağa. etrafta binlerce saçma sapan soyadı varken bence şükredin.
0
gadjodilo
(20.06.20)
Igrenc buluyorum. Allaha esimin soyadi boyle olmasin diye cok dua etmistim ve malesef basima geldi. Köyluluk alert :/
0
kenarortay
(20.06.20)
gerçekten şu insanların ne dertleri var.

İskoç dilinde de "Mc" oğlu anlamına geliyor ama hiçbir iskoç kadın "ay bu patriarşiyi çağrıştırıyor" diye bu son ismi kullanmamazlık etmiyor.
0
Avoiding The Puddle
(21.06.20)
-oğlu ile biten soyadları hep beğensem de hiç bu açıdan bakmamıştım ve sana hak verdim. Ayrıca @r evolution da ben de farklı bir bakış açısı oluşturdu. Teşekkür ediyorum öncelikle.

Çoğunluğun saçma bulması ise şaşırtmadı. Toplumsal cinsiyet algıları dillerimize de yansımış pek tabii. Doğru olmayan bir şeyin yaygın olması ve bize artık normal geliyor olması o şeyi masum yapmıyor bence. Belki -oğlu ile biten soyadların kimseye bir zararı dokunmayacaktır ama bazı şeyleri değiştirmek için de temelden başlamak şart.
0
ruhen hastayim ben
(21.06.20)
Saçma +1
0
basond
(21.06.20)
(12)

180.000 tlniz olsa ne yaparsınız? Yatırım sorusu.

loverdose
Yatırım işlerinden anlamam, kendi maaşımla altın alıp kenara atacak kadar anlarım yani öyle diyeyim. Bu miktarla en iyi yatırım aracı nedir? -Akıllarda üzerine bi bu kadar daha ekleyip ev almak vardı ama ev fiyatları uçtu, evden vazgeçtik.-
Yatırım işlerinden anlamam, kendi maaşımla altın alıp kenara atacak kadar anlarım yani öyle diyeyim.
Bu miktarla en iyi yatırım aracı nedir? -Akıllarda üzerine bi bu kadar daha ekleyip ev almak vardı ama ev fiyatları uçtu, evden vazgeçtik.-
0
loverdose
(11.06.20)
istediğim araba modelini almak için yetersiz bir para. üstüne kredi çekip alırdım herhalde. zaten yıllar hızlı geçiyor, yaşamadıktan sonra birikimin anlamı yok, bana göre.
0
masseter
(11.06.20)
altın
0
ayseee
(11.06.20)
Araba alırdım +1 :)

illa yatırım yapacaksam sepet oluştururum. Biraz dolar biraz euro biraz altın. Borsadan anlasam borsaya da girerdim bir miktar ile.
0
himmet dayi
(11.06.20)
İstediğimiz arabayı aldık, 2 de var. Ben o parayı fiziksel olarak harcamadan yatırım yapmak istiyorum yani altın mıdır euro mudur dolar mıdır artık hangisi iyiyse. Eksik sormuşum biraz sanırım.
0
🌸loverdose
(11.06.20)
2 de ev var* pardon
0
🌸loverdose
(11.06.20)
yeni nesil teknoloji sirketlerine yatirim yapardim.
0
Leonardo~Da~Vinci
(11.06.20)
altın + döviz

ek olarak (bkz: temettü emekliliği ) düşünülebilir.
0
fezagezgini
(11.06.20)
araba
yürüyen cenaze arabaların şu anki fiyatlarını gördükçe kendimden geçiyorum. eskiyen, yaş alan otomobillerin değer kazandığı tek ülke türkiye'dir bence.
0
gadjodilo
(11.06.20)
altın, dolar, euro, borsa arasında bölüştürün; tek bir şeye yönelmeyin.
0
usudum ustumu ortsene hande
(11.06.20)
Sepet demeye geldim.

Altın+usd ve tabii ki borsa. Ama bu soruyı sorduğunuza göre borsa işlerine uzaksınız orada pişmeden büyük rakamlarla bir şey yapmayın. Teknik öğrenin küçük rakamlarla başlayın güzel kazançlar elde ediliyor.
0
Kediyi üzdün
(11.06.20)
Arsa al ücra bir köşede.
Yıllar sonra bana dua edeceksin.
Ytd.
0
bir demet ben
(11.06.20)
benzer soruyu 3 ay önce sormustum, borsaya girdim, az çok işlem yapıyorum fena gitmiyor.
0
megacracker
(12.06.20)
(6)

Çatal bıçak takımı tavsiyesi

prole
Merhabalar, çatal bıçak takımı almayı düşünüyoruz. Karaca'ya ait markalar (Karaca, Emsan, Jumbo) ve Bernardo dışında önerebileceğiniz bir marka var mı? Nehir, Hisar, Schafer, vb... Şimdiden teşekkürler.
Merhabalar, çatal bıçak takımı almayı düşünüyoruz. Karaca'ya ait markalar (Karaca, Emsan, Jumbo) ve Bernardo dışında önerebileceğiniz bir marka var mı? Nehir, Hisar, Schafer, vb... Şimdiden teşekkürler.
0
prole
(07.06.20)
Gumus, sisman sapli, buyuk derin kasikli, uc egriligi yuksek catalli olmali
0
holy biblo
(07.06.20)
Pasabahce.
0
aks-i endaz
(07.06.20)
Korkmaz
0
le jeune turc
(07.06.20)
Nehir'in Dalyan serisini birkaç hafta önce yakından gördüm. sade, düz ve kaliteli bir model. satıcı nehir'in en iyi modeli olduğunu söyledi.nehir'in zarif ve deniz serisine de baktım. arada kalite farkı vardı. Ben daha uygun fiyatlı bir model aradığım için vazgeçtim ama sizin bütçeniz 800-900 liradan fazlaysa bakabilirsiniz.

Aryıldız'ın bazı modelleri de gayet güzeldi ama yakından görmediğim için pek bir fikrim yok. internetteki fotoğraflarda çok güzel duruyordu.

paşabahçe fiyat olarak yüksek bana göre ama yine sizin bütçeniz fazlaysa alabileceğiniz modeller kesinlikle vardır, tasarımları çok şık.
0
gadjodilo
(07.06.20)
ala09
(07.06.20)
Su an diger evde oldugu icin ogrenemedim ama boyle ucuz bir takim almistim trendyoldan marka falan belirsiz cok memnun kaldim bu yuzden en ucuz linki yolladim :)
0
ala09
(07.06.20)
(16)

Erkeklere kitap sorusu_ özellikle genç arkadaşlar

jimjim
EDIT: *****KİTAP OKUMAYI HİÇ SEVMEYEN BİRİNE ÖNERİLECEKTİR*****16-19 yaş arası yani kabaca lise döneminde okuyup,vay ne harikaydı, kitap okumayı sevdirdi. (ya da kitap okuma alışkanlığı kazandırmasa bile) çok sürükleyiciydi, hiç unutmuyorum vs dediğiniz kitapları paylaşır mısınız? çıtır çerez kitapl
EDIT: *****KİTAP OKUMAYI HİÇ SEVMEYEN BİRİNE ÖNERİLECEKTİR*****

16-19 yaş arası yani kabaca lise döneminde okuyup,
vay ne harikaydı, kitap okumayı sevdirdi. (ya da kitap okuma alışkanlığı kazandırmasa bile) çok sürükleyiciydi, hiç unutmuyorum vs dediğiniz kitapları paylaşır mısınız? çıtır çerez kitaplar da olur, şu an beğenmeseniz bile o zaman size süper gelen kitapları merak ediyorum.

en azından kitap sayesinde iyi vakit geçirmesi için bir arkadaşımıza önereceğim :)

teşekkürler.
0
jimjim
(07.06.20)
ince memed. her türlü yaşar kemal, fakir baykurt, cengiz aytmatov kitabı. köy edebiyatı bunlar ama ben çok severdim.
0
diffarentiationation
(07.06.20)
- savaş ve barış (o kadar etkilemiş ki karakterlerin çogu aklımda )
- dorian gray portresi (malum ergenlik dönemleri)
- oblomov
- sineklerin tanrısı
0
deju
(07.06.20)
kuyucaklı yusuf
yeni gelen edebiyat hocası bu kitabı önererek nokta atışı yapmıştı. hiç kitap okumayan yaramaz meslek liseli öğrencileri olarak bayılmıştık
0
MtKrt
(07.06.20)
açlık oyunları serisinin ilk kitabını lisede açılan kitap standından almıştım daha filmi çıkmamıştı. Baya sürükleyici gelmişti. ama şimdi filmini vs izlediyse o tadı vermeyebilir.
0
fezagezgini
(07.06.20)
Jules verne (orijinal tam metin çeviri tabi)
0
avatar is back
(07.06.20)
dan brown un ve grange in kitaplari bayaa sariyordu. ama en cok hosuma giden yalom un nietzsche ağladığında kitabi olmustu.
0
lycoxin
(07.06.20)
Çoğu kişinin okurken zorlandığı 1800 sayfalık Savaş ve Barış’ın veya 600 sayfalık Oblomov’un 17-18 yaşında birine kitap okumayı sevdireceğini hiç sanmıyorum. Stefan Zweig veya Albert Camus’nün en bilindik kitaplarını önerebilirim, aynı şekilde İnce Memed’i de.
0
sys coyg
(07.06.20)
çavdar tarlasında çocuklar
0
nothing in my way
(07.06.20)
Zweig kitapları. O zamandan hatırladığım bir diğer kitap da kürk mantolu Madonna. Çok klişe olacak ama o zaman sevmiştim
0
westblack
(07.06.20)
hep bilim kurgu klasiklerini okurdum ben. Dune serisi, Vakıf serisi falan.
0
yeteramadenedimherseyi
(07.06.20)
Çok kitap okumayan biri olmama rağmen Olasılıksız kitabını hızlıca bitirmiştim lisedeyken. Sonra Empati'yi de okumuştum galiba ama Olasılıksız baya iyiydi aklımda yer etti. Siyah Kan veya Ölü Ruhlar Ormanı da o zamanlarda baya hızlı okuduğum kitaplardandı.
0
senolll
(07.06.20)
fantastik ve bilim-kurgu edebiyatları. ama babalarını... tolkien, asimov falan yani.
0
alperz
(07.06.20)
Tam o yaşlarda ucuz satan bir kitapçıdan tanımadan bilmeden aldığım bir kitaptı. Muhtemelen ağırlığına göre fiyatı çok ucuz gelmişti de almıştım - Dr. Jivago. Hikayesi ile uzaktan yakından alakam olmasa da garip bir biçimde bende yer eden bir kitap oldu.
0
panamera
(07.06.20)
Harry Potter'a başlamak için yaşı biraz geçmiş gibi ama belki hoşuna gider.
LOTR
Stephen King'in kitapları olabilir.
China Miéville'in türünü tuhaf kurgu olarak adlandırdığı kitapları ilgi çekici olabilir.
George Orwell'dan Hayvan Çiftliği ve 1984
Yevgeni Zamyatin'den Biz
Selçuk Aydemir'in ve Ferhan Şensoy'un kitaplarını da beğenebilir.
Gogol'un öyküleri de eğlencelidir.
0
gadjodilo
(07.06.20)
İhsan Oktay Anar'ın bütün kitapları olabilir. Kısa ve sürükleyici, üstelik kendine has üslubu ile mutlaka ilgisini çekecektir diye düşünüyorum.
0
semyasa
(07.06.20)
(9)

kitap onerisi

captainobvious
akliniza ilk gelen, muhakkak oku dediginiz kitaplarinizi bekliyorum.kitaba acim.
akliniza ilk gelen, muhakkak oku dediginiz kitaplarinizi bekliyorum.

kitaba acim.
0
captainobvious
(07.06.20)
Aklıma ilk gelen dediğin için. Popüler olmasına rağmen en sevdiğim kitaplardan birisi.
Albert camus yabancı
0
ruzgar1
(07.06.20)
Do androids dream of electric sheep
Dune
Childhood's end
Hemingway- for whom the bells toll
Stephen king-dark tower
0
logisticsmanager
(07.06.20)
Uluslarin düşüşü-daron acemoglu
0
karahan01
(07.06.20)
(bkz: middlemarch)
0
Bruce
(07.06.20)
Otostopçunun Galaksi Rehberi
Kaplan! Kaplan!
Vakıf serisi
Silo üçlemesi
0
kobuzchu kiz
(07.06.20)
Satranç
0
kaset
(07.06.20)
Günaydın. Tür belirtmiş olsaydınız daha iyi olurdu ama, ortaya karışık bir liste dökeyim ben de:

1- Albert Camus - Yabancı +1
2- Tüfek Mikrop ve Çelik (Yeterince bilimsel olmadığı konusunda bazı bilim çevrelerince eleştirilse de; ileri sürdüğü bakış açılarından dolayı okunması gereken bir kitap bence. Verdiği tarihi bilgiler de cabası).
3- Daron Acemoğlu - Ulusların Düşüşü +1 (Tüfek Mikrop ve Çelik'e adeta bir eleştiri niteliğinde yazılan bir kitap. Adeta fazla mı oldu acaba?)
4- Server Tanilli - Uygarlık Tarihi
5- Alaeddin Şenel - Kemirgenlerden Sömürgenlere İnsanlık Tarihi
6- Mustafa Kemal Atatürk - Nutuk (İlk sıraya koymayı unuttum maalesef)
7- Platon - Sokrates'in Savunması
8- Platon - Devlet
9- Stephen Hawking - Zamanın Kısa Tarihi
10- Carl Sagan - Cosmos
11- Niccolo Machiavelli - Prens (Hükümdar)
12- David Eagleman - Incognito
13- Şevket Süreyya Aydemir - Tek Adam
14- Şevket Süreyya Aydemir - İkinci Adam
15- George Orwell - 1984
16- George Orwell - Hayvan Çiftliği (Alegori sanatının en önemli kitaplarından birisidir aynı zamanda)
17- Friedrich Nietzsche - Böyle Buyurdu Zerdüşt
18- Oğuz Atay - Tutunamayanlar
19- Yusuf Atılgan - Aylak Adam
20- Nikolay Vasilyeviç Gogol - Palto
0
simderun
(07.06.20)
Nickimden de anlaşılacağı üzere, Kayıp Zamanın İzinde.
0
marcelprous7
(07.06.20)
Yenişehir'de Bir Öğle Vakti- Sevgi Soysal <3
0
gadjodilo
(07.06.20)
(6)

gabriel garcia marquez'in kırmızı pazartesi çevirisi

delidiyorum
Yazarın daha önce birçok kitabını okumuştum. Can yayınlarından İnci Kut çevirisiyle Kırmızı Pazartesi'yi bu sabah okumaya başladım ama şu anda resmen can çekişiyorum. Sizce çeviriden mi yoksa bu kitabın yazımı mı böyledir fikri olan var mı?
Yazarın daha önce birçok kitabını okumuştum. Can yayınlarından İnci Kut çevirisiyle Kırmızı Pazartesi'yi bu sabah okumaya başladım ama şu anda resmen can çekişiyorum. Sizce çeviriden mi yoksa bu kitabın yazımı mı böyledir fikri olan var mı?
0
delidiyorum
(04.06.20)
gayet keyif alarak okudugumu hatirliyorum, ceviri kotu diye biraktigim cok kitap olmustu.
0
legalize marijuana
(04.06.20)
can yayınlarından okudum ben de ama zorlandığımı hatırlamıyorum.
0
aynenbencede
(04.06.20)
ben de can yayınlarından okudum, çeviride ya da anlatımda bir problem yoktu.
0
tabirimekruh
(04.06.20)
hatırlamıyorum tam ama okurken çok da rahatsız olmamıştım sanki lakin inci kut hanım'ın çevirileri pek beğenilmez.
0
aziz dostum jack
(04.06.20)
kırmızı pazartesi çevirisinde çok bir problem görememiştim ama siz bir de kolera günlerinde aşk'ı okumaya çalışın. şadan karadeniz çevirisi türkçeden başka her şeye benziyor.
0
gadjodilo
(04.06.20)
Ben Can dan okudum hicbir sorun hatirlamiyorum. Kitabi da asiri severim. Genel olarak Marquez severim.
0
hindistan cevizi
(04.06.20)
(11)

roman önerisi

allanpoe
yabancı bi arkadaşa türkçe roman hediye etmek istiyorum. ne önerirsiniz benim adim kırmızı ya bakıyordum.arkadaşlar çok teşekkürler. ingilizce olarak alacagim romani türkçe değil
yabancı bi arkadaşa türkçe roman hediye etmek istiyorum. ne önerirsiniz

benim adim kırmızı ya bakıyordum.


arkadaşlar çok teşekkürler. ingilizce olarak alacagim romani türkçe değil
0
allanpoe
(05.12.18)
Puslu Kıtalar Atlası.
0
angelus
(05.12.18)
Sait Faik'in öykülerini öneririm.
0
fotrsapka
(05.12.18)
ince memed
0
kljgslsdkjsd
(05.12.18)
orhan pamuk- snow

edit: pardon türkçe imiş. o zaman peyami safa-fatih/harbiye.
0
cedex
(05.12.18)
Kürk mantolu madonna
0
lcha
(05.12.18)
saatleri ayarlama enstitüsü
0
re noreno
(05.12.18)
Sait Faik +1

Eskici ve Oğulları

Ağrıdağı Efsanesi
0
naksidil
(05.12.18)
arkadasinizin turkce bilgisi nasil?
0
jimicik
(05.12.18)
Türkçe öğrenen bir arkadaşıma Sait Faik'in öykülerini almıştım ama hem dili ağır gelmişti hem de çok fazla deniz terimi olduğundan anlamamıştı. Çağdaş yazarlar daha iyi olabilir, mizah yazarlarının kitaplarını okumak daha kolay olabilir.

Bir de, mutlaka orijinal dili Türkçe olmayacaksa sevdiği bir romanın Türkçe çevirisini almayı da düşünebilirsiniz.
0
kobuzchu kiz
(05.12.18)
Roman değil de küçük öykülerden oluşan bir kitap hediye edebilirsiniz belki.
Mahir Ünsal Eriş'in öykü kitapları olabilir.
Ya da Mustafa Kutlu'nun Uzun Hikaye'si.
0
gadjodilo
(05.12.18)
Saatleri Ayarlama Enstitüsü.

İngilizcesi Türkçesinden daha güzel okunuyor.

www.amazon.com
0
AlsterWasser
(05.12.18)
(13)

Bunu okumadan ölme diyeceğiniz kitap

redcat
Bunu okumadan ölme diyeceğiniz kitaplar var mı? İngilizce de olabilir, tavsiyelerinizi bekliyorum. Teşekkürler.
Bunu okumadan ölme diyeceğiniz kitaplar var mı? İngilizce de olabilir, tavsiyelerinizi bekliyorum. Teşekkürler.
0
redcat
(06.10.18)
henüz okumadım ama : Akış-Mutluluk Bilimi Yazar: Mihaly Csikszentmihalyi

www.dr.com.tr
0
probiyotik
(06.10.18)
Albert Camus, Yabancı
0
helena
(06.10.18)
çalıkuşu( r.nuri güntekin) bu benim kişisel favorim aslında, beni çok etkiliyor, her okuyuşumda kitabın içindeymişim gibi hissediyorum.
atatürk'ün de en sevdiği kitaplardan biridir derler.

kırmızı pazartesi.(g.g. marquez) çünkü kitap toplumun(en azından bazılarının) nasıl bir şey olduğunu gerçekçi bir şekilde ortaya koyuyor.

koleksiyoncu. (john fowles) okuduğumda beni çok etkilemişti. aslında aynı olay anlatılıyor ama bakış açıları...

puslu kıtalar atlası (i.oktay anar) görsel şölen, muhteşem bir anlatım (başka bir şey söylemem)
0
gadjodilo
(06.10.18)
Madde 22
Vakıf serisi
Kaplan! Kaplan!
0
kobuzchu kiz
(06.10.18)
yüzyıllık yalnızlık. çok fazla kitap okuyan biri değilim ama okuduklarım arasında beni bu denli etkiliyeni olmadı. daha sonra marquez'in kolera günlerinde aşk'ını ve kırmızı pazartesi'sini okudum. kolera günlerinde aşk'ı okumak çok sıkıcıydı ama bitirdiğimde hikayeden aşırı etkilenmiştim, kırmızı pazartesi de o kadar etkileyici gelmedi ama ana fikri çok güzel gelmişti onun da. yine de yüzyıllık yalnızlık'ın tadı ayrı.
0
semaforo de medianoche
(06.10.18)
Okumadan ölme diyemem tabii, fakat vedat türkali ve orhan pamuk kitaplarını okurken aşırı keyif alıyorum.
0
biravekahve
(06.10.18)
Karamazov kardeşler, Suç ve ceza, Budala, Ölüler evinden anılar - Dostoyevski
Gazap Üzümleri - Steinbeck (yeni bitirdim, harikulade bir tat bıraktı)
Germinal - Emile Zola

Aklıma gelenler bunlar şimdilik.
0
farabi
(06.10.18)
* Kıyamet sonrası istersen Dmitry Glukhovsky' nin Metro Serisi,

*Fantazi istersen Lovecraft' tan Deliliğin Dağlarında ( O kadar kitap okudum da beni içine hapseden ve keşke devamı olsaydı dedirten sadece bu kitap oldu. Yazarın diğer kitapları bunun yanına bile yaklaşamaz gözümde)

*Suç, polisiye istersen Heinrich Böll' den Katharina Blum' un Çiğnenen Onuru

* Bilimkurgu istersen Stanislaw Lem' den Solaris, John Scalzi' den Yaşlı Adamın Savaşı, Hayalet Tugay, Son Koloni üçlemesi

* Distopya istersen George Orwell' dan 1984
0
İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
(06.10.18)
Dino Buzzati - Tatar Çölü.
0
ravenclaw
(06.10.18)
Vakıf serisi
Ender oyunları 1. Kitap.
Dune serisi
Sandman serisi
Y son erkek
Hakkaride bir mevsim
0
kablelvuku
(06.10.18)
Martin Eden
Huzur
0
black holes in the sky
(06.10.18)
cengiz aytmatov kitapları
0
wilhelmwasmuss
(06.10.18)
irvin yalom nietzsche ağladığında
0
lata
(06.10.18)
(13)

Atatürk harf inkılabına neden ihtiyaç duydu?

levent bilgen
1)Tarafgirlik, partizanlık, gereksiz mübalağa ya da eleştiriden uzak; nesnel bir dil ve tavırla bunun sebebini açıklayabilir misiniz? 2)Sizce amacına ulaştı mı? Dilimiz işlevselleşti mi? Anlatımı zenginleşti mi? 3)Yeni nesillerle eski nesiller arasında Türkçe konuşma ve kullanım derinliği açısından
1)Tarafgirlik, partizanlık, gereksiz mübalağa ya da eleştiriden uzak; nesnel bir dil ve tavırla bunun sebebini açıklayabilir misiniz?

2)Sizce amacına ulaştı mı? Dilimiz işlevselleşti mi? Anlatımı zenginleşti mi?

3)Yeni nesillerle eski nesiller arasında Türkçe konuşma ve kullanım derinliği açısından ne gibi farklar var? (Eskiler kelime dağarcığı çok daha zengin ve rafine bir Türkçe konuşuyorlardı, şimdiki toplum ortalaması 250-300 kelime ve en çok kullandığımız kelime “şey” imiş yabancı kaynaklı bir araştırma komisyonuna göre. Ama bu erozyonu Atatürk’le ilişkilendiremeyiz kanaatindeyim.)

Açıklamaya çalışalım, politize etmeye değil.
0
levent bilgen
(25.09.18)
Hiçbir kültür bütünüyle geri (gerici) olamaz. Kültür çok uzun bir geçmişin ürünüdür. Mekanik bir anlayışla kültür ithal etmek, bir tüketim malı ithalinde olduğu gibi kültür ithal etmek, bilimsel değildir. Bizim aklıevvellerimiz (resmi ideoloji üreticileri), zaten kültürün Arap ve Fars karması, melez bir kültür olduğunu
ve Türk kültürünün baskı altında tutulduğunu, dolayısıyla bu kültürden radikal bir kopuşun ileri bir adım olduğunu ısrarla ileri sürüyorlar. Osmanlı kültüründen radikal bir kopuşla "boşalan yerin" nasıl doldurulacağı sorusuna ise inandırıcı cevap veremezler. Ama "Güneş-Dil Teorisi" gibi gariplikler üretmelerine ne demeli?
"Tarih Tezi" gibi saçmalıklar üretmekle mi boşluk doldurulacaktı? Elbette bunun, kendine dönmek, benliğe
dönmek olduğu ileri sürülüyor. Doğu İslam kültüründen radikal kopuş "milliyetçilik" sayılırsa, kendim emperyalist kültürün kucağına atmak ne olur? Boşluğun Batı burjuva kültürüyle doldurulması olmaz mı?

Bu bağlamda ani bir kararla, Arap harflerinin atılarak yerine Latin harflerinin alınması bir talihsizlik olmuştur. Genç nesiller, yüzyıllardır birikip gelen kültür mirasının dışına atılmışlardır. Arap harflerinin yerine Latin harflerini
alınmasına gerekçe olarak da, bu alfabenin zorluğu ileri sürülüyor. Oysa, bir ülkede okuma yazma bilmeyenlerin çokluğunu veya azlığını alfabeye bağlamak inandırıcı değildir. Latin harfleri alındıktan sonra da
oku-ma-yazma bilmeyenler büyük bir oran oluşturmaya devam etti. Sorunun çözümü alfabeyle değil, doğrudan eğitim politikasıyla ilgilidir. Aksi halde dünyanın en karmaşık alfebelerinden birine sahip olan Japonların okuryazarlık
sıralamasında sonlarda yer almaları gerekirdi... Üstelik, yaşam boyu hemen hiç ya da pek az okuyan kişinin belirli yaşlarda okuma-yazma öğrenmesi de sanıldığı kadar önemli değildir. Okuma-yazma bilmekle ilgili tartışmaya burada girmemiz gerekmiyor.


Bir toplumda devrimden söz edebilmenin koşulu, tarihsel olarak geri toplumsal sınıfların etkisizleştirilip daha ileri sınıfların toplumsal süreci belirler hale gelmesidir. Mustafa Kemal bu anlamda hiçbir köklü yeniliğe
yanaşmadı. Zaten toplumsal güç dengeleri ve geçerli hakim sınıf ittifakı köklü dönüşümlere asla izin vermezdi. Toplumsal (egemen) sınıfların gücü onun kişisel iradesinden daha önemliydi.

Böylesi bir ortamda (üretim ilişkilerine dokunmadan) yapılan "inkılaplar", Türkiye'nin az gelişmişlik yolunda daha hızlı
ilerlemesinden öteye bir anlam taşıyamazdı. Latin harflerinin Arap
harflerinin yerini alması kitlelerin yaşam koşullarında bir iyileşme sağlayabilir miydi? Yoksul köylüye toprak ve toprağı işleyecek araç gereç sağlanıp, ağaların ve tefecilerin sömürü ve baskısından kurtarılsaydı, işçilere sendikalarını, öz örgütlerini vb. kurma yolu açılsaydı emekçi kitleler için gerçek anlamda "inkılaplardan" söz edilebilirdi.
0
biravekahve
(25.09.18)
yazdiklarin harf degil dil devrimiyle ilgili daha cok. ben bunu olumlu buluyorum. turkce sozcukler yerine farsca, arapca dolmus ozellikle elit kesimin lugatinda.
harf inkilabina gelince osmanlida okuma yazma orani cok dusuktu arap alfabesinden dolayi argumani bana da inandirici gelmiyor. sonucta ben kucukken camiye gittigimde 2 haftada ogrendiysem bu oranlarin dusuklugunun ne alakasi var alfabenin zorluguyla. cevap veren olursa ogreniriz.
0
000000
(25.09.18)
alfabenin degismesiyle, dil devriminin bir alakasi yok aslinda. dil devrimi yapanlar salakti. alfabenin degismesi iyi oldu araplara degil batililara yakiniz imajiydi bu. ki cidden diger alfabe zor. ama konusulan dilin degismesi, ozturkce safsatasi tammamen ideolojik. elle tutulur tek bir yani yok. ataturk de onaylamiyordu. o uydurulan kelimelerin birini bile kullanmadi. nutuk'u yky gunumuz turkcesine uyarlanmistir diye basmis gecen gordum. bu dil degismesi sacmaligina ataturk'un nasi tepki verdigi falih rifki'nin anilarinda var. insanlara bunu anlatmak cok zor ama yallah arabistana filan diyorlar. gezi parki olaylarini iktidarin diliyle okuyan cocuklara da yarin obur gun laf anlatilmayacak mesela. akademik olarak arastirip okumak lazim. etimolojik hicbir dayanagi olmayan kelimeler uydurdular arap kokenli sozcukler kullanilmasin diye. uc kurus bes kurus karsiliginda tdk'ya kelime uyduran tipler vardi. uzun hikaye bunlar 61'de tamamen degisti zaten akademik makale okuyun uzun hikaye bunlar..
0
mula
(25.09.18)
harf inkılabının sözlü dille alakası yok. günde 250-300 kelimeyle konuşan neslin bambaşka sorunları var. aslında bunu başka türlü tanımlardım da argo diye hemen siliyorlar. Şu an argosuz tanımladım.

Dilin anlatımı harf inkılabı ile gelişmez. Anlatım kültürün bir parçasıdır. Türkiye'de arapça harflerle gelişmeyen anlatım araplarda gelişmişti zamanında. Bu salt alfabe alakalı değil.

harf inkılabını da "arap alfabesini ben öğrendim yea o kadar da zor değil" diyerek de incelemek zor.

harf inkılabı "bence" batıya yüzünü dönme hamlesiydi. ama sizin sorduğunuz şeyler atatürk'ün dil üzerinde yaptığı şeylerin sonuçları daha çok.

dil üzerinde yaptığı değişiklikleri neden yaptığını soruyorsanız şayet şunu deneyin.

türkçe dinlediğiniz bir hikayeyi, kril alfabesi kullanarak, portekizce anlatın.

bu sorunun giderilmesi ve bir dil kültürünün geliştirilmesi amacıyla bir çok çalışma yapıldı.

bir dili yabancı etkilerden tamamen arındıramazsınız. Fakat bir kültürü arındırabilirsiniz. Atatürk dildeki Türkleştirme ile arap ve fars kültürünün etkisini de kırmayı planladı bana göre. Başarılı oldu mu? zamanında olmuştu. Ama yaptıklarını anlayacak kimse çıkmadığı için tekrar arap kültürünün kucağına düştük.
0
godsparticle
(25.09.18)
Eskiler kelime dağarcığı çok daha zengin ve rafine bir Türkçe konuşuyorlardı.

Gören de dil devriminde önce ülkeden Tolstoyar, Balzaclar, Hugolar çıkıyor zannedecek, o zamanlar da cahil bir toplumduk şu anda daha cahil bir toplumuz; bunun harfle, dille alakası yok; cahil olunca cahil oluyorsunuz, ister Ugandanca olsun ister Sümerce bunlar araçtır sadece bilgiye ulaşmak için, bilgiye ulaşma vizyonunuz olmayınca uzaylı dili öğrenseniz boş.
0
gezegen olan pluton
(25.09.18)
@gezegen olan pluton Hangi mağarada yaşıyorsun bilmiyorum ama 40’ların, 50’lerin, 60’ların hatta 70’lerin İstanbul Türkçesine, o zamanın edebî eserlerindeki dile, üsluba, anlatım zenginliğine zerre kadar vakıf olsan ve şimdiki durumla karşılaştırsan böyle cahilane yorumlar yapmazdın. Kendini o kadar da yalıtma yani cahil addettiğin güruhtan, pek yabancı olmadığın, mesnetsiz kaynaksız üfürmenden, kesme işaretini bile kullanmaktan aciz oluşundan belli.

Şu sıralar Atatürk’le ilgili kitaplar okuyorum, bu konuya özellikle ehemmiyet veriyor ve sebebini bilsem de daha önce okumuş/araştırmış insanların fikirlerini, vardıkları sentezi öğrenmek istiyorum. O yüzden şahsın da üslubun da tavrın da konuyla alakasız.
0
🌸levent bilgen
(25.09.18)
1- araplar'dan mumkun oldugu kadar uzaklasmak icin atilan adimlardan biri.
2- gunumuz turkiye'sine bakinca malesef hayir.
3- ayni erozyon diger dillerde de var, sadece turkcenin problem degil.
0
cooperr
(26.09.18)
@godsparticle
burada olsun cesitli ortamlarda olsun onlarca kisi yazmistir daha once alfabe yuzunden osmanli'da okuma orani cok dusuktu o yuzden devrim yapildi diye. ben de ilkokulda camiye giden cocuklar kisa surede ogreniyor dedim. bu arguman yanlis mi simdi? nesi yanlis? harf devrimi siyasidir sonucta.
uydurma sozcukler bence gayet iyi. sozcuk kelimesi mesela osmanlida var miydi?kelime uydurmazsan saf turkce yetersiz bir dil.
0
000000
(26.09.18)
boğazımıza kadar araplığa battığımız şu günlerde hala bunun kıymetini anlamadıysan yapacak birşey yok.
0
titiraprap
(26.09.18)
Konunun farklı bir tarafından bahsediyorum belki ama dil devrimiyle bağlantılı. anadili konuşucuları kelimeleri birbiriyle ilişkilendirir ve sözlükçesine (beynindeki sözlük diyebiliriz buna) alır. şimdi her ne kadar kelimeleri bilsek de biz arap değiliz ve arapçadaki kelime ilişkilerinden büyük ölçüde haberdar değiliz. demek istediğim ktb kökünden türetilen kitap, katip, katibe, kütüphane gibi.

dil devrimiyle bir türk'ün sözlükçesindeki kelimeler arası bağlantı artırılmıştır. yaz kökünden türetilen kelimelere bakalım. yazı, yazıcı, yazar, yazgı, yazın vb.

şimdi bu kelimelerin arapçalarına bakalım. eskiden yazı için inşa, yazıcı için katib, yazar için müellif vb kelimeler kullanılırdı. peki günümüz türkçesinde yaz- kökünden türediği açıkça belli olan kelimelerin yerine arapçalarını kullandığımızda ne oluyor? o sözcüklere olan erişimimiz azalıyor.
bunu şöyle düşünebiliriz. ortak kökten gelenler bir gruptaysa eğer biz anadili konuşucuları bir gruba tümüyle/çoğunlukla ulaşabiliyoruz ama bu sözcükler farklı dillerden gelen kelimelerden oluşursa aralarındaki bağlantıyı kuramıyoruz. bu da bizim düşünce biçimimizden tutun da fikir ortaya koymaya kadar her şeyi etkiliyor.


küçük bir not: rafine dilden kastınız ne bilmiyorum ama özellikle servet-i fünun dönemini incelerseniz şairlerin kendilerinin uydurdukları sözcükler ve tamlamalar olduğunu görürsünüz. tabii ki dillerdeki sözcüklerin çoğunluğu uydurmadır. biz masaya masa dediğimiz için masa, çorap desek çorap olur. bu da dilin nedensizlik ilkesinden dolayıdır ama benim burada anlatmaya çalıştığım konu farklı.
umarım anlatabilmişimdir.
0
gadjodilo
(26.09.18)
Politik amaçlarla yapılmış bir devrimi politize etmeden nasıl açıklayacağız? "Politize etmek" kavramına olumsuz bir anlam yüklediyseniz, şunu hatırlatmak isterim: Bu konu öyle bir konudur ki, onu politize etmeden açıklamaya çalışan, onu olumsuz anlamda "politize etmiş" olur.

1. Harf Devrimi'nın temel sebebi elbette "Batıcılık"tır. 1830'lardan beri kalabalıkların ve aydınların büyük bir kısmının yalnız üstyapısal anlamı ile kullanıp tartıştığı bir kavram olarak bırakmayalım bunu, üretim ilişkilerine bakarak anlamaya çalışalım.

Tüm kazanımlarını kabul etmekle birlikte, Cumhuriyet için bir burjuva devrimi diyebilir miyiz? Yoksa burjuva toplumu kurmaya niyetli bir kadro devrimi midir? Veya "Kemalist" sözcüğünün hakkını verecek kadar tepede yalnızlaşmış bir Mustafa Kemal mi vardır? Tüm bu sorulara verilecek cevaplar sayfalar tutabilir. Yalnız özel olarak sorunuza verilen cevaplar arasında da gördüğüm yanlış, Mustafa Kemal'in üretim ilişkilerinde herhangi bir yeniliğe yanaşmadığı biçimindeki, güya Marksist, aslında üstyapıyı temelden ayırıp havada bırakan tezdir. Biraz önce kapsamını belirleyemediğimiz iradenin somut eylemlerini ve amaçlarını, tarih bilimi sayesinde biliyoruz: Bu iradenin, İzmir İktisat Kongresi ile çubuğu açıkça kapitalizme kırdığını da... Kapitalistleşmenin olmazsa olmazı ilkel sermaye birikimi ve merkezileşmedir, yani ulus devlet.(Unutmayalım, milliyetçiliği düşünce dünyamıza armağan eden en büyük burjuva devrimi olan 1789'dur.) Kapitalist üretim tarzı ve ulus devlet örgütlenmesi için; yalnız kurumlar nezdinde bir merkezileşme yetmez, ideolojik mücadele de gerekir. Bu yüzden Harf Devrimi, Şapka Devrimi, Tevhid-i Tedrisat Kanunu vs. bütün köklü değişiklikler Osmanlı'nın, İslam ve Araplık etkisindeki, eski yarı-merkezi feodal yapısını yıkmaya ve yerine yeni tarzda bir üretimi koymaya yönelik girişimler olarak okunabilir. Bu girişim; kimisi için artık mezar taşlarını okuyamamak, kimisi içinse -kadınlar- okula gidebilmek ve seçme seçilme hakkına sahip olabilmek anlamına geliyordu. Ne olursa olsun, yaratılmak istenen, tastamam yeni ve özgün bir kimliktir. Harf Devrimi'ni diğer yeniliklerden ayırarak değil, ancak bu bağlamda doğru anlamlandırabiliriz.(Not: Türkiye'de kız okulları henüz Osmanlı yıkılmadan açılmıştır, kadın mücadelesi de Cumhuriyet'ten önceye dayanır. Fakat kadının okuldan başlayarak sosyal hayata tastamam girişi Cumhuriyet'in iradeciliği ile gerçekleşti. Harf Devrimi, gericilik saydığı ne varsa onu hallaç pamuğu gibi atmaya çabaladığından, bu iradeciliğin kollarından biri sayılmalı. Biri çıkıp buradan itiraz etmeye kalkar diye doldurdum bu parantezi.)

2. Bu soruya önce, ilk cevapta tarif ettiğim amaca göre cevap vermeliyim. Diğer devrimlerle birlikte, geniş çaplı bir kültür devrimine yardımcı oldu ise amacınına ulaşmış gibi duruyor. Dağınık etkiler müstesna olmak üzere eğitimi, özel olarak akademiyi ve edebiyatı dolaylı olarak laikleştirdi; hâliyle bu araçların aktarımları ile donanmış kentli kalabalıkları yarattı.

Harf Devrimi'nin dilimizi işlevselleştirip işlevselleştirmediği, tek başına, tasfiye olan sözcüklerle değil; devrimin, kitleleri içine taşıdığı yeni kültür dairesi göz önüne alınarak anlaşılabilir. Böyle bir uğraşın hakkını ancak bir doktora tezinin verebileceğini düşünüyorum. Yalnız Harf Devrimi'ne eşlik eden özleştirme politikası -Güneş Dil Teorisi değil- pek çok sözcüğün kaderine terk edilmesine yol açmıştır, buradan işlev üzerine bir şeyler çıkabilir. Bu sözcüklerin de, dilce kitlelerden kopuk Osmanlı Edebiyatı'nın -Hem Divan hem Tanzimat, hem "ara dönem" hem de Hem Servet-i Fünûn- kaybı mı yoksa okuyucunun kaybı mı olduğu tartışmalıdır. Buradan dilin işlevi denince "yüksek" bir edebiyatı anladığımız sonucu mu çıkıyor? Divan Edebiyatı mı, günümüz Türkçesi mi Yunus'a yakındır, tartışalım. (Dil tartışmalarında öldüren bir referans olarak Yunus...)

3) En zor soru bu, hâlâ yaşayan bir nesli haritadaki yerine yerleştirmek güç. Genel olarak bu neslin dille ilişkisi kopuktur. Pisa sonuçları fecaat, ana dillerinde okuduklarını anlamıyor çocuklar. Okumayan nasıl konuşabilsin? Hâliyle eski nesillere kıyasla, kullandıkları sözcüklerin sayısı da, bu sözcüklerin besleyeceği, ince anlam ayrımları da az. Gün aşırı olmadık birleşik fiiller üretiyor, İngilizce ünlem ve vecizlere gittikçe alışıyorlar. Şükür ki dahi anlamındaki de/da'nın ve bağlaç olan -ki'nin yazılışını öğrendiler.

Hem çevremdeki yaşlılarla konuşurken hem de eski nesillerin yapıtlarını okurken akıp giden bir dil gözlemliyorum. Sözcükleri kolayca buluyorlar; ince anlam ayrımları dedim biraz önce, benzer durumları özgünleştirecek daha fazla sözcük var dağarcıklarında, yeni nesle göre. Düşük cümle kurmaya kalkışacaklarsa da söz diziminin üstesinden rahatlıkla geliyorlar. Üstüne, birkaç cümleyi aşan bir yazıda veya konuşmada dağılmadan, bağlamı koruyarak ilerleyebiliyorlar. (Gözlemler "ortalama" yaşlılar ve gençler için geçerli. Her iki taraftan da -iki tarafa indirgemek de hatalı gerçi- bu ortalamanın altında ve üstünde yer alacak örnekler çıkabilir.)

Bu farkların başrolünde 12 Eylül'ün kökünden uzayan dallar; o günden bugüne yeğlenmiş tüm eğitim politikaları ve liberal medya -dün tv'ler, bugün internet- var. Ancak öte taraftan o "internet"te de/da duyarlılığını aşan bir okuma aşkı da yükseliyor. Umutlu olalım, yeni nesillerden başka, işlevsel bir dili adım adım kuracak kimsemiz de yok üstelik. Becerebilirlerse zihnimizde yeni pencereleri onlar açacaklar.
0
hikmet iv
(26.09.18)
hatayi biz en basinda yaptik, araplarla ayni alfabe paylasarak.
0
icim urperiyor
(26.09.18)
1- bunun sebebi hakkında iki görüş var; birincisi okuma yazma öğretmenin kolaylaşması ve yaygınlaştırılması. ikincisi de Arap dünyası ile bağımızın kesilip batı dünyası ile bağ kurma isteği. bence ikincisi baskın. yoksa çin bu alfabe ile ilerlediyse, rusya Kiril alfabesi ile uzay yarışını kazandıysa, ilki çok da mantıklı değil.

2- dilimiz zenginleşti, ama alfabe sebebiyle mi, bilemiyorum. yani Tevfik Fikret şiirlerini Osmanlıca alfabe ile yazdı, zengin değil miydi? Ama latin harfleri ile yazıp çizmek batı ile daha kolay bağ kurmamızı sağladı. O açıdan başarılı oldu. Bugün Ingilizce öğrenirken bir de alfabe öğrenmeye uğraşmıyorsak başarılı olmuş demektir.

3- konuşma derinliğinin kullandığın alfabe ile alakası yok. eski nesiller çok daha ağdalı bir dil kullanıyordu. daha çok Arapça-farsça sözcük kullanıyordu, şimdi bambaşka karışımlar var.

bir de eskiden o 300 kelime ile konuşan kesim köylerde olduğundan fazla görünmüyordu, şimdi hepsi kentlere geldi. eskiden her köyde okul varken şimdi bunlar kapatılıyor. şu eğitim sisteminde liseden mezun olan ortalama bir kişi anadilinden kendisine sorulan soruların %90 civarını yapamıyor derken bok oldu tabi.
0
babilbaligi
(26.09.18)
(2)

Yakın zamanda diş beyazlatan arkadaşlar

caletti
Kaç para verdiniz. Doktorum 1500 tl dedi. Tek seans. Fiyat çok mu?
Kaç para verdiniz. Doktorum 1500 tl dedi. Tek seans. Fiyat çok mu?
0
caletti
(31.07.18)
2-3 sene önce 500 lira vermiştim ama 3 seanstı. şehir denizli. dolar arttığı için muhtemelen bu işleme de zam gelmiştir.
0
gadjodilo
(31.07.18)
Crest Whitestrips denedin mi?
Zararını vs bilemem ama işe yarıyor
0
kitap arasında kalmış silgi tozu
(31.07.18)
(9)

Naif Kitap Önerisi

gadjodilo
Başlıktan da anlaşıldığı üzere okuduktan sonra "ah be ne güzel hikayesi varmış, ne naif kitapmış" dedirten kitaplar okumak istiyorum. Örnek olması açısından Mustafa Kutlu'nun Uzun Hikaye'si için böyle söylemiştim. Şimdiden teşekkürler ahali.
Başlıktan da anlaşıldığı üzere okuduktan sonra "ah be ne güzel hikayesi varmış, ne naif kitapmış" dedirten kitaplar okumak istiyorum. Örnek olması açısından Mustafa Kutlu'nun Uzun Hikaye'si için böyle söylemiştim.

Şimdiden teşekkürler ahali.
0
gadjodilo
(24.07.18)
Kuşlar Yasına Gider - Hasan Ali Toptaş
0
amortisman
(24.07.18)
orhan pamuk-kafamda bir tuhaflık
0
biravekahve
(24.07.18)
insancıklar.

Başkişinin adını unuttum ama sanırım dünyanın en naif adamlarından biridir.
0
osuran imam
(24.07.18)
fahim bey ve biz.
0
nickimin hakkini veremedim
(24.07.18)
panait istrati - akdeniz
0
fyodor fyodorovic
(24.07.18)
balina nasıl balina oldu
0
bir garip melek
(25.07.18)
@amortisman evet güzel kitaptı, okudum. teşekkür ederim.

@nickimin hakkini veremedim yarım bırakmak zorunda kalmıştım kütüphaneye vereceğim için. hatırlattığınız için teşekkürler.

@osuran imam insancıklar'ı da okumuştum. hoş kitaptı. öneri için teşekkürler.

@pseudologia fantastica
@biravekahve
@fyodor fyodorovic
@bir garip melek

öneriler için çok teşekkürler. hepsine bakacağım. :)
0
🌸gadjodilo
(25.07.18)
Katya nin yazi.
0
a summer day
(25.07.18)
@a summer day teşekkür ederim, bakacağım.
0
🌸gadjodilo
(25.07.18)
(5)

Kitap okuyacak zamanı nerden buluyorsunuz?

binder dandet
Benim bölümün textlerini okurken bile afakanlar basıyor. Koskoca kitapta ben mort herhalde.
Benim bölümün textlerini okurken bile afakanlar basıyor. Koskoca kitapta ben mort herhalde.
0
binder dandet
(15.10.17)
Yolda geçirdiğiniz zamanı kitap okuyarak değerlendirebilirsiniz, üniversite öğrencisiyseniz ders arası batak oynamak yerine bir köşeye çekilip biraz okuyabilirsiniz. bunun dışında öncelikli olarak ilginizi çeken, sürükleyici kitaplara yönelmeniz okuma açısından iyi olacaktır. Ayrıca kütüphanelere gitmek okuma istediğini çok artırıyor.
0
gadjodilo
(15.10.17)
İnsanların çok boş olduklarını ve bir çoğunun gereksiz vakit kaybı olduğunu anladığımdan beri bu gereksiz insanlara ayıracağım vakti kitaplara ayırıyorum.

Vakit bulmak diye bir şey yok sen zaten eğer bir kitabı merak ediyoesan aynı film gibi okumak istiyorsun önemli olan ilgini çeken bir kitap bulmak. Mesela ben spor, beslenme ve klasikleri okumayı çok severim.

Otobüste özellikle okula ve işe giderken çok vaktim oluyor hemen bi klasik müzik açıp kitap okuyorum. Sosyal medya hesaplarım çok yoktu zaten en son instagramı da kapattım gece yatmadan önce mutlaka 5-10 sayfa bile olsa okurum. İnaanın birazda boş vaktini nasıl değerlendirmek istediğiyle ilgili.
0
powerpufgirl
(15.10.17)
ben de yolda okuyorum işe gidip gelirken. ama aslında aşırı derecede zaman geçiriyor insanlar genelde internette, sosyal medyada vs. bence kitap okumak istendikten sonra bi şekilde zaman yaratılır. bi de öyle dersle alakalı bişeyler okumakla hikaye okumak farklı tabii. koskoca kitap diye düşünmemek lazım yani bence.
0
tepedeki psychedelic adam
(15.10.17)
yolda en az saatim geçmesine rağmen okuyamıyorum çünkü istanbul. hadi onu geçtim, diyelim durabilecek bir yer buldum -oturmak demiyorum bak, sabit durabilmek. boyum çok kısa olduğu için tavandan sarkan şu askılara tutunurken bile zorlanıyorum, velev ki tutunacak striptiz borusu stayla bir yer bulayım- neyse, diyelim durabilecek bir yer buldum, onda da midem bulandığından ve başım döndüğünden okuyamıyorum. hasılı bende hamilelik etkisi yapıyor XD

ama kitap okumaya cidden vakit ayırman gerek. internette harcadığın illa ki boş vakit oluyordur, mesela benim sabah okula geldiğimde falan biraz boş vaktim oluyor, ha napıyorum gazete okuyorum ya da ekşidir, liste siteleridir falan okuyorum çünkü salağım. git doğru düzgün kitap okusana? hiç. ayrıca öğle yemeğine genelde diğer insanlarla çıkmam çünkü gün içinde en az bir-iki saat insanlardan uzak kalmazsam ak47'me sarılıp milleti öldüresim geliyor (ak47im yok) hele metrobüsten falan yeni indiysem direkt küfrederek iniyorum, bir gün dayak yicem. o yüzden insanlardan uzak kalıp kitaplara sığındığım oluyor. ama onda da çoğu zaman konsantre olamadığım için dizi izliyorum, çünkü ben bir malım. ama sen benim yaptığım yapma oku tabi. bir de bişey diyim mi, illa uzun kitap okumana gerek yok, maksimum 200 sayfalık çok güzel kitaplar var, bazısı "okunması gereken klasikler" listelerinin baştacıdır hatta. o yüzden koskaca kitap diye düşünme yani. ha bir de cidden, sürükleyici geldiyse sana, sonuçta kişiye göre değişen birşey bu, koskoca kitabı kısacık sürede de bitirirsin. (yazar buraya kadar kendi kendiyle konuştu aslında XD )
0
pasp
(16.10.17)
İşe gidip gelirken okuyorum, günde 2 saat oluyor hemen hemen.
0
mutlusismankedi2015
(16.10.17)
(33)

Sevdiğiniz ressamlar hangileri?

basubadelmevt
Dali,Kandinsky, Miro, Picasso, Van Gogh dışında birileri olursa çok iyi olur.Tabi bunları seviyor olabilirsiniz. Ama yeni kişiler lazım biraz.:=)
Dali,Kandinsky, Miro, Picasso, Van Gogh dışında birileri olursa çok iyi olur.Tabi bunları seviyor olabilirsiniz. Ama yeni kişiler lazım biraz.:=)
0
basubadelmevt
(24.01.17)
Rembrandt. özellikle şu tablosu: anadolusanat.org

frederic remington bir de. onun da özellikle şu tablosu: www.frederic-remington.org
0
halitkin
(24.01.17)
Velazquez, Rembrandt, Vermeer, jacques-Louis David kesinlikle..

Bir de Raphael de School of Athens ten dolayi yeri ayridir :)
0
qazaqwsx
(24.01.17)
James Abbott McNeill Whistler
0
buff
(24.01.17)
mucha
0
thewizardofearthsea
(24.01.17)
klimt galb galb
0
pide
(24.01.17)
yeni kesifler icin dailyart uygulamasini tavsiye ederim. her gun bi eser paylasiyor.
0
pide
(24.01.17)
Goya
0
vonkhar
(24.01.17)
edward hopper
edward munch
myasoyedov
0
lesmiserables
(24.01.17)
munch
0
anonymice
(24.01.17)
gerhard richter. yaşayan en büyük sanatçı diyebiliriz. sanırım en pahalısı da...
0
a man alone
(24.01.17)
Mucha
Van Gogh
0
gadjodilo
(24.01.17)
Yazılanlar dışında Henri de Toulouse var sevdiğim.
0
ms brownstone
(24.01.17)
monet
rembrandt
geoffrey johnson
osman hamdi bey
michelangelo (so much ronesans, floransa, Davut*)
raphael
da vinci
+rene magritte nasil unuturum
0
tiredpanda
(24.01.17)
ne kadar çok insanın sevdiği bir veya birkaç ressam varmış vay anasını. salvador dali benimki de.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(24.01.17)
o kadar kişiden bahsediliyor, kimse de çıkıp Rene Magritte demiyor. Çok ayıp. Benim en sevdiğim ressam, net.
0
rodriguez2
(24.01.17)
Sandro Botticelli.
Caravaggio.
Toulouse-Lautrec.
Marc Chagall.
0
grace margaret mulligan
(24.01.17)
Kandinsky ve Miro yu çok severim ama

Tetsuya Ishida

Gustav Klimt

Fernando Botero

Jackson Pollock

Willem de Kooning

Frida Kahlo


adlarını hatırladıkça eklicem

Paul Klee
0
senialanaglasinalsinsikinicaliyabaglasin_yine
(24.01.17)
bir kişi de fikret mualla dememiş, dedim
0
freebird5406_2
(24.01.17)
Canim Frida kahlo, dumbuk Diego Rivera
Egon Schiele
0
kassiopeia
(24.01.17)
Pek bilgi sahibi değilim ama rene magritte, goya hoşuma gidiyor. Picasso ve hayatıyla ilgilendim bir süre onu da severim. Salvador dalinin penceredeki kız tablosuna galiba saatlerce bakabilirim. Keza goya'nin çocuğunu yiyen satürn tablosuna da. İlk anda aklıma bunlar geldi, gelirse eklerim.
0
Apocalypse
(24.01.17)
bir suru, az once de sunu izliyordum. yeni bir seyler ogrenmis olduk:

www.youtube.com
0
ubi dubium ibi libertas
(25.01.17)
Hundertwasser
Matisse
0
köstebek kurabiye
(25.01.17)
Egon schiele. Resimden zerre anlamam, varoşum ama bu dayıyı tanır hürmet ederim.
0
kargn
(25.01.17)
Rembrandt

müzesinde eserlerini canlı görmüş biri olarak resme olan ilgimi arttırmıştır. bir de türklerden burhan doğançay'ı severim. ikisinin de toprakları bol olsun
0
condom kurşunu
(25.01.17)
Monet.
Twitter'da @MenschOhneMusil hesabını takip ediyorum harika paylaşımlar yapıyor.
0
dickens
(25.01.17)
en.wikipedia.org

www.guggenheim.org

üstteki resmi bir dizide görmüştüm. ben genelde bu tür resimleri seviyorum. sanattan hiç anlamam, arada müzelerin sitelerini geziyorum sadece :))
0
hayirsiz
(25.01.17)
rembrandt, vermeer, halz, ruisdael, cuyp gibi hollanda altin cagi ressamlari
0
wagner love
(25.01.17)
mark rothko. bu kadar sikimsonik resimlerle isim yapabildiğine göre alt metni çok sağlam hazırlamış olmalı.
0
zgrydn
(25.01.17)
kandinsky. manifestosu aklıma yatmıştı. üstelik soyut manifesto ciddi iştir.
0
füt
(25.01.17)
Henry Matisse ve Paul Cezanne + 1, Fovizm hastasıyım.
Bir de Paul Klee, Alphonse Mucha ve Georges Seurat.

Edgar Degas'yı hiç sevmem, seveni çok sever.
0
aychovsky
(25.01.17)
Sevdiğim birçok ressam var ama, bende ayrı bir yeri olan: ivan aivazovsky
0
peggy
(25.01.17)
sayacaklarım arasında yeni isimler bulur musunuz bilmiyorum ama en sevdiklerim bunlar:
baba pieter bruegel
ls lowry
andrew wyeth
edward hopper
gustave caillebotte
0
misterturist
(25.01.17)
anmadan olmaz: bedri rahmi eyuboglu, fikret mualla, abidin dino.

kimse yazmamis: jmw turner da olmali.
0
ubi dubium ibi libertas
(25.01.17)
(2)

romantik komedi önerisi

part time pollyanna
The holiday olsun, bridget jones olsun onlar gibi romantik komedi film önerilerine açığım
The holiday olsun, bridget jones olsun onlar gibi romantik komedi film önerilerine açığım
0
part time pollyanna
(21.01.17)
about time
la la land
love actually
0
istenmeyen evlat
(21.01.17)
kate & leopold
life as we know it
you've got mail
0
gadjodilo
(21.01.17)
(15)

Ezginin günlüğü

pavlis
En sevdiğiniz şarkıları?
En sevdiğiniz şarkıları?
0
pavlis
(27.06.16)
EZGİNİN GÜNLÜĞÜ - Sigaramın Dumanına Sarsam

ama açıp da dinlemem özlemem yani
0
basond
(27.06.16)
zerdaliler. a dusununce aslinda ilk ask'i da cok severim. bi de mutlu ask vardir.
0
in vino veritas
(27.06.16)
kuşlar da gitti
sevgi duvarı
bir eflatun ölüm
eksik bir şey

bonus: bekle beni
0
mermize
(27.06.16)
Teninle konuşmak.
Roman kızı hareketlilerde severim
Çekirdek dinleti evi kayıtları var ya o albüme hastayım komple hakan yılmaz ın sesinden
0
bir ileti paylastim
(27.06.16)
Sardunya,kirazmevsimi
0
delicevat
(27.06.16)
sadece husnu arkan sayilirsa eger;
birsen tezer yorumuyla www.youtube.com
0
exlibris
(27.06.16)
martı
hişt
ebruli
0
godoşu beklerken
(27.06.16)
basond onun ismi 1980 yahu.

önemli olmasa söylemem. duvarda birini görüyorsun, sene 1980. e önemli.
0
godoşu beklerken
(27.06.16)
rüya.
0
yuvarlanantencereninkapagi
(27.06.16)
isimlerini bilmiyorum ama şu şarkılar:

eksik bir şey mi var
geçmem bir daha kadıköy'den
sigaramın dumanına sarsam
nazeleme
bir kuş konsa badi parmağıma

bu 5'li en sevdiklerim.
0
avianthem
(27.06.16)
balık ağzı
kral ve soytarı
martı
sarhoş balık ile topal martı
şimdi sevişme vakti
gülçehre
sabah türküsü
elma
vazgeçtim
bilinmeyen ülke
galata köprüsü'nün şarkısı
0
neseranni
(27.06.16)
yan kalbim
bana kalsın
gemi
gemiler gibi
zerdaliler
ayrılıkta söylenmemiş bir yaz türküsü
gelmiyorsun
seni düşünmek güzel şey
eksik bir şey
leyla
aşk bitti
yağmurlar( bu hüsnü arkan'ın )
0
gadjodilo
(28.06.16)
Yan kalbim,
Eksik bir sey,
Sigaramin Dumanina Sarsam
0
matilda
(28.06.16)
Dargın mıyız
Yan kalbim
Alagoz
Nazeleme
Son tertip

Evet ilk albümlerini ve dargın mıyız albümlerini pek seviyorum.
0
Apocalypse
(28.06.16)
ebruli
düşler sokağı
aşk bitti
0
naberabi
(28.06.16)
(5)

şuan dinlenebilecek bir radyo frekansı önerir misiniz?

ykyt
biraz sakin müzikler olsa iyi olur. ama klasik müzik de değil.dili fark etmez.
biraz sakin müzikler olsa iyi olur. ama klasik müzik de değil.
dili fark etmez.
0
ykyt
(19.09.14)
tunein.com'a üye ol dünyanın her yerinden her dilinden kafana göre müzik yapan radyo frekanslarını bulabilirsin
0
hayat amelesi
(19.09.14)
80-90'lar seviyorsan; www.radyodejavu.com
0
livaneli kadir
(19.09.14)
100,6 joy fm
gayet sakin çalıyor şu an.
0
kırmızıkaşekaban
(19.09.14)
dejavu +1
0
ergenpezeveng
(19.09.14)
slow time. özellikle gece 10'dan sonra çok hoş parçalar çalıyorlar.
0
gadjodilo
(20.09.14)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.