deicide'ın o tarz videoları var ama?

hmm yok o değil, böyle suratsız bir tip filan vardı hatta kliplerden birinde. :/

tool diyesim var da pek uymuyor. maksat cevap olsun.

<3 tool, aklıma gelemeyen klip de schism'miş - evet suratsız değilmiş - çok teşekkürler @bass solo take one, beni büyük bir dertten kurtardın.

şuraya bakabilirsiniz: www.baristasepeti.com

e-gurme de şuruplar var ama şekersiz mi emin değilim. sahibi bayağı ilgiliymiş diye duymuştum, arayıp sorabilirsiniz.

metro grossmarkette de şurup görmüştüm sanki.

Moda Caddesi'nde milka diye bir dükkan vardır. Orada olabileceğini düşünüyorum. Bir de sanki migrosta görmüş gibiyim ama tam aradığınız şey mi bilemiyorum.

starbucksda olması lazım

En garantisi şöyle: Noterden azilname düzenletip göndermek ve bu şekilde resmi tebligat yaptırmak. Bu şekilde tebliğ edilmemesi gibi bir durum olamaz, kişi mernis adresinde de yoksa muhtara tebliğ edilir.

valla nokta atış olarak bilmiyorum ama elmalı çörek gibi bir şey yapıp elma püresi yerine kullanılabilir gibi geldi.

dondurma ile birlikte servis edildiğini görmüştüm. hatta karıştırılabilir bile belki sade dondurmayla.

yalancı cheesecake yapın, kepekli burçak bisküviyi öğütüp az tereyağıyla karıştırın ve bir tepsinin (tercihen kelepçeli kalıp ama olmazsa borcam da iş görür) dibine döşeyin. peynir helvasını da ezip az miktarda süzme yoğurtla ve vanilyayla karıştırın, koyu kıvamlı krema halinde olsun. bu karışımı da bisküvinin üstüne döküp düzleştirin. en üstüne de hangisini seviyorsanız çilek/böğürtlen/limon/çikolata içeren bir sos dökün (bunların hazırları var) buzdolabında 4-5 saat bekletip servis edin. umarım güzel olur.

ya da en basiti, peynir helvasını fırında hafif ısıtın, dondurmayla servis edin.

komsulara versen tadimlik?

@marikaki en güzeli bu sanırım zira dolap kokusu sindiği için tadı bozulmuş. teşekkürler.

tadı bozulduysa kendi de bozulmuş olabilir mi acaba yani peynir barındırıyor sonuçta...

tadı bozulduysa riske atmayın, sıcakta gıdalar çok çabuk bozuluyor, zehirlenmeyesiniz.
not: dün çok sağlıklı, hatta tadı da gayet düzgün olan bir gıdadan zehirlendim, bence bahsettiğim tarifi taze lor/labne ile deneyin.

Aklima ilk bu geldi

Shantel DISKO PARTIZANI: youtu.be

Disco pogo

@nwnd maalesef o değil, seslendiren bir bayan idi.

@işteöylebirşey o da değil :/ yabancı şarkıydı ama şarkı adı k'li disko'ydu, c'li değil.

aynen öyle benim kızım valizmi delik değiş etti mesela hem de aşırı tırmalama huyu olan bir hayvan değil, gerçi şimi tırmalama tahtası vs. ile bu sorunu da aşıyoruz ama illa ki tırnak gelecektir o koltuklara . Ama alın kedi ya kedi güzeldir.

mutlaka yaparlar demiyoruz ama yaparlar. özellikle güzel kumaş koltuk takımlarına dayanamıyor bunlar.

tırmalama tahtası da olsa koltuklar çok cazip.

bizim evde salon kedilere yasak. kapısı kapalı, misafir gelince açılıyor. oturma odasında kenarı tahta bir kanepe bulduk, aldık. yatak odasında da yatağın yanını tırmaladılar bana şirinlik olsun diye. sabahlar odama gelince çok şiriniz biz, bizi sev diyorlar :)

Bizim kedi kesinlikle tirmalama tahtasi kullanmıyordu. Bir kere koltukları tirmaladigini bile görmedim ama. Yatakların bazasini tirmalardi o da hic zarar vermezdi bazaya belli bile olmuyordu yani. Demem o ki kediden kediye değişir, deriyi tirmalayacagini pek sanmıyorum ama tabi ki belli olmaz.

Ev eşyaları ile ilgili takıntısı olan, çizilmesin bozulmasın diyen kişiler kesinlikle kedi sahiplenmemeli. Kediler hem çok zeki hem de çok özgür hayvanlardır. Dünya bir taraflarında olmaz. Sırf size kızdığı için koltuğu oturulmaz hale getirebilir.

her türlü tırmalarlar. aslında şöyle; normalde tırmalamazlar ama siz tırmalama diyeceğiniz için tırmalarlar, koltukları sakındıkça tırmalarlar, size gıcık olur tırmalarlar.. haa evde yalnız kalırlar o zaman tırmalamazlar bak. öle çakal hayvanlardır :) tırnakların ucunu keserseniz çok zarar vermez, ayrıca dikkat ederseniz zararı minimuma indirirsiniz

benim de mobilyalarım deri ve iki kedim de patilerini bile sürmüyorlar. deri kaygan olduğu için tırnağını takarak çekme ihtiyacını gidermiyor. tırmalama kütüğünde takılıyorlar hep. eğer kumaş koltuk olsaydı kesinlikle zarar verirlerdi eminim çünkü sandalyelerin kumaşından uzak tutmak için savaş veriyoruz resmen. mobilyaları yenileyecek olsam sırf kediler yüzünden yine deri alırdım. tek kusuru koşup oynarken çizme ihtimalleri ama onu da hafif nemli veya zeytinyağlı bezle ovalayınca geçiyor.

:D üzerine örtüler filan da etki etmez bu arada, içine girer gene yapar

Ama ama :((

sırf koltukla kalsalar iyi. portmantodaki deri çanta ve montumun bir gecede didik didik edildiğini bilirim.
ya odaların kapıları kapatılacak ya kediler bir odaya kapatılacak :/

Bizim yemek masasının deri sandalyelerinin her birinde binlerce küçük delik var. Uzaktan pek belli olmuyorlar. Üstünde yürümek hoşuna gidiyor arkadaşın böyle tırnakları batıra batıra.

kedi alıyorsanız büün bu olasılıkları kabul etmeniz lazım. bunlar iyi huylu da olsa hayvan sonuçta biblo değil.

örneklern okuduğunuz kadarıyla görmüşsünüzdür. yapan da var yapmayan da.

ayrıca ilk kez kedi bakacaksınız. terbiye edemeyip tepenize çıkartmanız büyük olasılık. sonra aman neymiş bu diye sokağa atmayın. en az 15 sene evinizin bir parçası oluyorlar.

Geçirir ama deri koltuk kediye feda olsun diye düşünüyorsunuz sonradan. Biz başta çıldırıyorduk, alıştık.

turkish.alibaba.com

evimin en güzel mobilyası olan siyah deri 3'lü koltuğumu kedilere feda ettim. evet, amına koymadan bırakmıyorlar. şimdi salona yeni koltuk takımı aldım, onlara yaklaştırmıyorum.

sadece koltukların derileri değil bütün çantalarım da diş ve tırnak izi.
dışardan bakan biri kedi beslediğimi 96850540 metre öteden anlayabilir.
ayrıca sadece tırmalamak değil tüyleri de olacak kedinin her yerde. sürekli halı silinecek, koltuklar süpürülecek, normal süpürge asla yeteyecek etkilisi alınacak. siz süpüreceksiniz o koltuğun özellikle süpürdüğünüz kısmına yatacak.
sabah kafanıza tüneyerek uyandıracak. odaya almıyorsanız kapının önünde yaygara kopartacak.
etrafa kum saçacak.

kalıcı hasar vermenin yanında mobilyayı sürekli "kirletecekler" yani. he ben onların tüyüne kurban olurum, o ayrı.

edit: kanepenin arkasını toptan söktüler içine girip oynamak için.
şimdi de sırt üstü yatıp koltuğun altında tırnak törpülüyolar. sanırım paramparça olana kadar bekleyip sonra yenisini alıcaz koltukların...

daha 2 aylık koltukların anasını ağlattı bizimki, tırnak kesimini aksatmamamıza rağmen.

www.youtube.com

bu var benim bildiğim ama?

www.youtube.com

merhaba! cuceyim ben! :/

onu unuttuysam ben, salyangoza solucana serbest çağrışımlar yaptıysam hep :/

Güzelim şarkıyı alıp sıçıp bırakmışlar. Aslı için; www.youtube.com

T.C.
DANIŞTAY
10. DAİRE
E. 2009/13017
K. 2010/2113
T. 24.3.2010
• TÜRK SOYLU MAKEDONYA UYRUKLU OLAN DAVACI (Türkiye'de Serbest Avukatlık Mesleğini İcra Edebilmesi İçin İkamet İzni Süresinin Uzatılması İstemi - Türkiye'de Avukatlık Yapamayacağından Bahisle Reddine İlişkin İşlemin Hukuka Uygun Olmadığı)
• AVUKATLIK MESLEĞİNİ İCRA EDEN YABANCILAR (Türk Soylu Yabancılar Bu İş ve Mesleklerde Çalışma Koşullarından Olan "Türk Vatandaşı Olma" Koşulundan İstisna Edildiği)
• İKAMET İZNİNİN UZATILMASI İSTEMİ (Türk Soylu Makedonya Uyruklu Olan Davacının Türkiye'de Serbest Avukatlık Mesleğini İcra Edebilmesi İçin - Türkiye'de Avukatlık Yapamayacağından Bahisle Reddine İlişkin İşlemin Hukuka Uygun Olmadığı)
• YABANCI UYRUKLU TÜRK SOYLU AVUKAT (Türkiye'de Serbest Avukatlık Mesleğini İcra Edebilmesi İçin İkamet İzni Süresinin Uzatılması İstemi - Türkiye'de Avukatlık Yapamayacağından Bahisle Reddine İlişkin İşlemin Hukuka Uygun Olmadığı)
2577/m.11
1136/m.3-(a),16
ÖZET : 2527 Sayılı Yasa'nın, Türk vatandaşlarına hasredilen iş ve mesleklerin türk soylu yabancılar tarafından da icrasına olanak tanıdığı; türk soylu yabancıları, bu iş ve mesleklerde çalışma koşullarından olan "Türk vatandaşı olma" koşulundan istisna ettiği kabul edilmelidir. İdare Mahkemesince; davacının ikamet izninin uzatılması istemli başvurusunun, Türkiye'de avukatlık yapamayacağından bahisle reddine ilişkin işlemin hukuka uygun olmadığı gerekçesiyle iptaline karar verilmesi gerekirken; 1136 sayılı Yasanın 2527 sayılı Yasaya göre özel yasa olduğu yönünde yorum yapılmak suretiyle davanın reddi yolunda verilen kararda hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

İstemin Özeti : Ankara 13. İdare Mahkemesince davanın reddi yolunda verilen 30.4.2009 tarih ve E:2008/535, K:2009/550 sayılı kararın temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Savunmaların Özeti: Davalı Adalet Bakanlığı tarafından cevap verilmemiş; diğer davalılar İçişleri Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından yerinde olmadığı ileri sürülen temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

Danıştay Tetkik Hakimi: Nihan Didem Çakmak

Düşüncesi : 2527 sayılı Yasanın, 1136 saylı Yasaya nazaran özel yasa olması karşısında, Türk soylu olan davacı hakkında 2527 sayılı Yasanın uygulanması ve avukatlık mesleğini icra etmesi noktasında Türk vatandaşı olma şartının aranmaması gerektiğinden; Türk vatandaşı olmadığı için avukatlık mesleğini icra edemeyeceği gerekçesiyle ikamet izninin uzatılması istemli başvurusunun reddine yönelik işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

Bu nedenle, 1136 sayılı Yasayı özel yasa kabul etmek suretiyle davanın reddi yolunda verilen kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı: Dr. Asım Özcan

Düşüncesi: 2527 sayılı Türk Soylu Yabancıların Türkiye'de Meslek ve ve Sanatlarını Serbestçe Yapabilmelerine, Kamu, Özel Kuruluş veya İşyerlerinde Çalıştırılabilmelerine ilişkin Kanun'un 3. maddesinde, Türk soylu yabancıların, Yasalarda Türk vatandaşlarının yapabileceği belirtilen meslek, sanat ve işlerde çalışabilme ve çalıştırılabilmeleri için, özel yasalarda aranan nitelikleri taşımaları şartıyla izin verilebileceği; 7. maddesinde de, bu Yasaya göre kendilerine izin verilenlerin, izin süresince, ikamet ve çalışma ile ilgili yasaların öngördüğü Türk vatandaşı olma şartından istisna edileceği hükme bağlanmıştır.

Belirtilen nedenlerle, davacının avukatlık mesleğini icra etmek için istediği ikamet izninin, Türkiye'de avukatlık yapamayacağı sebebiyle reddinde hukuka uygunluk bulunmadığından, davanın reddi yolundaki idare mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren 2575 sayılı Danıştay Kanununun Ek 1. maddesi uyarınca, Danıştay Onuncu ve Sekizinci Dairelerinden oluşan Müşterek Kurulca; dosyanın tekemmül ettiği görülmekle, davacının yürütmenin durdurulması istemi hakkında bir karar verilmeyerek ve 2577 sayılı Yasanın 17/2. maddesi uyarınca duruşma istemi yerinde görülmeyerek işin esasına geçildi, gereği görüşüldü:

KARAR : Dava; Türk soylu, Makedonya uyruklu olan davacının, Türkiye'de serbest avukatlık mesleğini icra edebilmesi için ikamet izni süresinin uzatılması istemli başvurusunun reddine yönelik 6.5.2008 tarih ve 12036-82591 sayılı İçişleri Bakanlığı işleminin iptali istemiyle açılmıştır.

Ankara 13. İdare Mahkemesince; 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun, 2527 ve 4817 sayılı Yasalara göre özel yasa niteliğinde bulunması karşısında, Türkiye'de avukatlık mesleğinin yalnızca Türk vatandaşları tarafından icra edilebileceği, bu nedenle Türkiye'de avukatlık yapabilmek için ikamet izni verilmesine yönelik davacının başvurusunun reddine ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Davacı tarafından, hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek anılan kararın temyizen incelenip bozulması istenilmektedir.

5683 sayılı Yabancıların Türkiye'de İkamet ve Seyahatleri Hakkında Kanunun 7. maddesinin (A) bendinde, sırf iş tutmak için gelecek sanat ve meslek erbabı olup da tutacağı iş, yasalar gereğince Türk vatandaşlarına hasredilmiş bulunan yabancılara ikamet tezkeresi verilmeyeceği; 15. maddesinde, yabancıların, Türkiye'de ancak yasanın kendilerine menetmediği işleri tutabilecekleri hükme bağlanmıştır.

5682 sayılı Pasaport Kanunu'nun "Türkiye'ye Girmeleri Memnu Kimseler" başlıklı 8. maddesinin 7. bendinde, Türkiye'de yabancılara yasayla menedilmemiş işlerden birini tutacaklarını ispat edemeyenler yurda girişleri yasak kişiler arasında sayılmıştır.

4817 sayılı Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanun'un 2. ve 4. maddelerinde, kural olarak, Türkiye'de bağımlı veya bağımsız çalışacak bütün yabancıların Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'ndan çalışma izni alması gerektiği öngörülmüş; 13. maddesinde, yasalarda yer alan, yabancıların çalışamayacağı iş ve mesleklere dair hükümler saklı tutulmuş; 14. maddesinde, yabancının geçerli bir ikamet tezkeresinin bulunmaması halinde çalışma izni başvurusunun reddedileceği kurala bağlanmış; anılan Yasanın uygulamasını göstermek amacıyla yürürlüğe konulan Yönetmeliğin 21. maddesinde de, çalışma izni veya çalışma izninin uzatılması isteminin, yasalarda yer alan yabancıların çalışamayacağı iş ve mesleklere dair hükümler çerçevesinde değerlendirileceği belirtilmiştir.

2527 sayılı Türk Soylu Yabancıların Türkiye'de Meslek ve Sanatlarını Serbestçe Yapabilmelerine, Kamu, Özel Kuruluş veya İşyerlerinde Çalıştırılabilmelerine İlişkin Kanun'un 1. maddesinde, Yasanın amacı, Türkiye'de ikamet eden Türk soylu yabancıların ihtiyaç duyulan meslek ve sanatları serbestçe yapabilmelerine, Türk Silahlı Kuvvetleri ve Güvenlik Teşkilatı hariç olmak üzere kamu, özel kuruluş veya işyerlerinde bu meslek ve sanat dallarında çalıştırılabilmelerine olanak sağlamak olarak belirlenmiş; 3. maddesinde, Türk soylu yabancıların, yasalarda Türk vatandaşlarının yapabileceği belirtilen meslek, sanat ve işlerde çalışabilme ve çalıştırılabilmeleri için, özel yasalarda aranan nitelikleri taşımak ve yükümlülükleri yerine getirmek şartıyla, bu Yasa ve Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanuna göre, İçişleri ve Dışişleri Bakanlıkları ile diğer ilgili bakanlık ve kuruluşların görüşleri alınarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca izin verileceği düzenlenmiş; 7. maddesinde de, bu Yasaya göre kendilerine izin verilenlerin, izin süresince, ikamet ve çalışma ile ilgili yasaların öngördüğü Türk vatandaşı olma şartından istisna edileceği hükme bağlanmıştır.

2527 sayılı Yasaya dayanılarak çıkarılan Yönetmeliğin 3. maddesinde, bu Yönetmelik uyarınca yasalarda Türk vatandaşlarının yapabileceği belirtilen veya Türk vatandaşı olma şartı aranan meslek, sanat ve işlerde Türk soylu yabancıların çalışma veya çalıştırılabilmelerine izin verilebilmesi için İçişleri Bakanlığınca kendilerine ikamet izni verilmiş olmasının gerektiği öngörülmüş; 11. maddesinde ise, "Bu Yönetmelik esaslarına göre, kendilerine çalışma veya çalıştırılabilme izni verilenler, bu izin süresince, sadece Türk vatandaşlarına hasredilen işleri de yapabilirler. Bunlar Doktorluk, Hemşirelik, Avukatlık, Mühendislik gibi meslekleri serbestçe veya kamu veya özel kurum, kuruluş veya işyerlerinde yapabilmek veya memur olabilmek için genel veya özel kanunların aradığı Türk vatandaşı olma şartından istisna edilirler. Ancak bunlar Türk Silahlı Kuvvetlerinde veya Güvenlik Teşkilatlarında çalıştırılamazlar." kuralına yer verilmiştir.

1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 3. maddesinin (a) bendinde, avukatlık mesleğine kabul edilebilmek için Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmanın zorunlu bulunduğu hükme bağlanmış; aynı koşul, Yasanın 16. maddesinde avukatlık stajına kabul için de aranmıştır.

Bakılan uyuşmazlık, Türk soylu yabancıların, Türkiye'de Türk vatandaşlarına hasredilen iş ve meslekleri, özellikle avukatlık mesleğini icra edip edemeyecekleri; dolayısıyla Türkiye'ye anılan nitelikte bir iş/meslek yapmak için gelen Türk soylu yabancılara ikamet izni verilip verilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.

Yukarıda aktarılan mevzuat hükümlerine göre; kural olarak, Türkiye'de avukatlık, doktorluk gibi belirli mesleklerin icrası Türk vatandaşlarına hasredilmiş olup; Türk vatandaşı olamayanların bu alanlarda çalışma olanakları bulunmadığından, bu alanlarda çalışmak için ikamet ve çalışma izni isteyen yabancıların bu başvurularının reddedilmesi gerektiği açıktır.

Bununla birlikte, Türk soylu yabancılar bu kuralın istisnasını teşkil etmektedir. Zira, 2527 sayılı Yasa, Türk vatandaşlarına hasredilen iş ve mesleklerin Türk soylu yabancılar tarafından da icrasına olanak tanımakta; Türk soylu yabancıları, bu iş ve mesleklerde çalışma koşullarından olan "Türk vatandaşı olma" koşulundan istisna etmektedir. Başka bir anlatımla, 2527 sayılı Yasa, belirli mesleklerin Türk vatandaşlarına hasredilmesine ilişkin mevzuat hükümlerine göre, örneğin 1136 sayılı Yasaya göre "özel yasa" niteliğinde bulunmaktadır.

Dava dosyasının incelenmesinden; Türk soylu, Makedonya uyruklu olan davacının, 1991 yılında 10 yaşında iken Türkiye'ye serbest göçmen olarak yerleştiği; ilk, orta, lise ve yüksek öğrenimini, geçerli ikamet tezkeresine dayanarak Türkiye'de tamamladığı; İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun olmasını takiben İstanbul Barosunda avukatlık stajı yapmaya başladığı; bu sırada ikamet izni süresinin dolması üzerine, 2527 sayılı Yasa uyarınca çalışma izni başvurusunda bulunmak için ikamet izninin uzatılması istemiyle davalı idareye başvurduğu, başvurusunun reddi üzerine de bakılmakta olan davayı açtığı anlaşılmaktadır.

Uyuşmazlığın çözümünde davacının Türk soylu olup olmadığı hususu önem taşıdığından, bu konunun açıklığa kavuşturulması amacıyla Danıştay Onuncu Dairesince verilen 17.11.2009 tarih ve E:2009/13017 sayılı ara kararıyla, davacının Türk soylu olduğu hususunda bir duraksama bulunup bulunmadığı sorulmuş; davalı İçişleri Bakanlığı tarafından ara kararına verilen cevapta; 1989 yılında Üsküp Başkonsolosluğunca, davacı ve ailesinin serbest göçmen olarak ülkemize kabul edilip edilmeyeceğinin tespiti için yapılan mülakatta, davacının ve ailesinin Türk asıllı, Türk kültür ve geleneklerine bağlı olduğu, Türkçe konuştukları hususlarının tespit edildiği, bu nedenle ülkemize serbest göçmen olarak kabul edildikleri, dolayısıyla davacının Türk soylu olmasının kuvvetle muhtemel olduğu belirtilmiştir.

Buna göre; yukarıda aktarıldığı üzere, 2527 sayılı Yasa, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'na göre "özel yasa" niteliğinde olduğundan, Türk soylu olduğu kanaatine varılan davacının Türkiye'de avukatlık mesleğini icra etmesine -vatandaşlık koşulu bakımından- yasal bir engel bulunmamaktadır.

Bu nedenle, davacının avukatlık mesleğini icra etmek için istediği ikamet izninin, Türkiye'de avukatlık yapamayacağı gerekçesiyle reddinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

Nitekim, dava konusu işlem tesis edilmeden önce konu hakkında görüşleri istenilen Adalet Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından da, 2527 sayılı Yasaya tâbi Türk soylu yabancıların, 1136 sayılı Yasadaki diğer koşulları taşımaları ve 4817 sayılı Yasa uyarınca çalışma izni almaları kaydıyla avukatlık stajını ve mesleğini yapmalarına "vatandaşlık" bakımından herhangi bir engel bulunmadığı belirtilmiştir.

Öte yandan; davalı idarece, davacının başvurusunun 5682 sayılı Yasanın 8. ve 5683 sayılı Yasanın 7. maddesinde öngörülen meslek harici diğer durumlar (kamu düzeni vb.) çerçevesinde yeniden değerlendirilip, ikamet izni verilmesinin uygun görülmemesi halinde buna göre işlem tesis edilebileceği de tabiidir.

Bu durumda, İdare Mahkemesince; davacının ikamet izninin uzatılması istemli başvurusunun, Türkiye'de avukatlık yapamayacağından bahisle reddine ilişkin işlemin hukuka uygun olmadığı gerekçesiyle iptaline karar verilmesi gerekirken; 1136 sayılı Yasanın 2527 sayılı Yasaya göre özel yasa olduğu yönünde yorum yapılmak suretiyle davanın reddi yolunda verilen kararda hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı Yasanın 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulü ile Ankara 13. İdare Mahkemesinin 30.4.2009 tarih ve E:2008/535, K:2009/550 sayılı kararının bozulmasina, dosyanın yeniden karar verilmek üzere adı geçen İdare Mahkemesine gönderilmesine, 24.03.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

hızır gibi yetişmek, teşekkürler.

haziranda venus ikizlere giricekmiş o yuzden baya bişiler olucakmış demişler tvde. belkide başladımı etkileri bilemiorum

@eja :/ baya bişey derken, kötü şeyler değil dimi?

banada biri söyledi pek anlamam bunlardan ama döne döne soylemişler tvde kötü etki edebilirmiş
astroflame.forumotion.com

astroloji saçmalığını bir kenara bırakın. hiçbir şey olacağı yok. yıl olmuş 2012 halen böyle saçmalıklara inanıyorsunuz. açın biraz astroloji nasıl gelişmiş, nelere yol açmış ve nasıl bitmiş vs. tarihini inceleyin yani. eminim kendinizden utanırsınız...

bunlarla birlikte astronomik anlamda önemli bir olay soruyorsanız şuraya bakın:

6 haziran 2012 venüs geçişi

izmir'den gönderiyorlar. 100 tl üstüne sipariş kabul ediyorlar. geçen yıl ben 3000 tl'ye yakın ürüne (gardrop ve masa sandalye ve bir çok ıvır zıvır'a) adana için 250-300 kadar ödedim kargo. acele değil derseniz size ne aldığımı ve ne kadar ödediğimi scan edip gönderirim. fikrinizi olur. varan kargo ile geliyor eve teslim ediyorlar. kargo çok ise randevulu geliyorlar. (yani 35 parça kadardı bizimki. onu geldik bulamadık gelin alın diyerek geri gitselerdi herhalde adımı gazetelerde duyardınız!)

bulunduğun şehirde ikea varsa online sipariş veremiyorsun ama mağazaya gidip ödemeni yaptıktan sonra eve kargoyla gönderilmesini isteyebiliyorsun. 48 saat içinde kapında oluyor.

ben geçen sene kapı boyutunda bir masa almıştım, istanbuldan ankaraya geldi. telefonda 30 civarı tutar demişlerdi ama 14tlgibi bişey tuttu kargosu. yurtiçiyle geldi diye hatırlıyorum.

palamutbükü düşünün derim ben: www.aylinahsapevler.com

eğer merkezde kalacaksanız çocuğu denize sokmak için sığ ve kumluk olması sebebiyle kordonboyu merkez koy. oraya yakın olarak hemen dibinde serap apart, arka sırasında ise antalyalı pansiyon var. ikisi de ufak yerler.

devamlı asansöre biner, komşularının hiçbirini tanımazdı.

boğulurum ben orada.

evden çıkasın gelmez. çok canın sıkılır. internet ve tv bağımlısı olursun.

honk kong rules!
bir süreliğine çok güzel olurdu tabii ki. ayrı bir kafası ve ruh hali var.

gürültülü.yurt gibi olurdu bir binada 35952986 insan.

Üst katlarda yaşasam markete inmeye üşenirdim. Telefonumu evde unutsam hazır çıkmışken intihar ederdim. Deprem/yangın korkusuna uykularım huzursuz olurdu.

aşağı inmek kaç gün sürüyor? yada yukarı çıkmak?

eğer tavanı yüksekse çok güzel yaşanabilir. viyana'da bu kadar büyük olmasa da (edit: üçte biri falandı anca) bu tarz rezidanslardan oluşan uzun ve geniş bir binada kalmıştım birkaç hafta. bina koridorları falan çok boğucuydu, ama eve giriyorsun, tavan normal yüksekliğin iki buçuk katı, camlar çok büyük ve içeri muhteşem güneş giriyor istediğin gibi, bayaa güzeldi yani tahmin ettiğim gibi boğmuyordu. bi de iki katlıydı ama nasıl anlatayım, böyle asma kat gibi, cam tarafında değil karşısındaki duvarda. görüşü kapatmıyor ama çok kullanışlıydı.

özet: tavan yüksek olsun, içerisi güneş olsun krallar gibi yaşarsın.

komşularla oldukça mesafeli, mahalle teyzelerinden uzak ne de güzel yaşanırdı of of.

(bkz: çok iyi olurdu çok da güzel iyi olurdu tağam mı)

ya asansörlerin kontrolcüsü bozulursa?

bir aşure verenin olmazdı panpa

son kullanma tarihi geçmiş olabilir mi? genelde yarım saate filan başlaması gerekir yaldır yaldır yanmaya.

yok yahu 4 sene daha var son kullanma tarihine, sözlüktede o kadar okuyup bir hevesle aldık hiç faydası olmadı. biraz daha beklesin bakalım.

çok enteresan. ben de ilk 5 dk bu ne yea hiç bişi olmadı dedim, 6. dakkada yandım Allaaaaaaaaaaaaaaah sökün şunuuuu diye evin içinde zıplamaya başlamıştım. bilmemne kaplan mı markası?

üzerine sıcak su dök, yine yanmazsa at çöpe. yalnız yanarsa beter yanar haberin olsun

@mahnita
olabilir, üzerinde kaplan resmi var. aradan yaklaşık 2-3 saat geçti ve yeni yeni başlamış yanma, hadi bakalım hayırlısı

hayatınızın hatasını yapmışsınız. aman uzak durun yakıdan. bel ağrısından daha beter bir ağrı yaşattığından, diğer acıyı unutuyorsunuz.. olay bu..

ton balık

whiskas icin iyi degil denmesinin bir sebebi de bu, tadan kedi bir daha iflah olmuyor :) yine whiskas in ama -daha hafif ve sakincasiz olabilir- kedi sutu var kucuk siselerde. benimkiler cok sevmisti onu.

şimdi bu yaramazların damak zevki hep birbirlerinden farklı oluyor. artık deneye deneye bulacaksınız. ama whiskas'ın hiçbir ürününü tavsiye etmem. bizim kediye çok zararı olmuştu zamanında.

light ton balık, nestlenin fancy yaş maması bir de whiskas'ın temptationsları var, ona bayılırlar. özellikle peynirli olanı için ölürdü benim oğlan.

petburada.com kedi ödül tabletleri var, vitaminli. onlardan günde 1 kez verebilirsin.

valla kediye göre degişir ama benim öküz çeçil peynirine bayılırdır tuzsuz olanından verirdim ödül niyetine peyniri görünce hırıltıya başlardı.

la cat verin yaş mama olarak.

akşam ton balığıyla başlayayım deneme yanılmaya:)

cam geri dönüşüm kutusuna atardım.

ya da çok romantiksem onları yapıştıra yapıştıra 2 insan figürü yapardım: el ele 1 kadınla 1 adam, odamda dikilirlerdi öyle sanat eseri olarak.

www.google.com.tr

ben soda şişelerinin üstüne zamanında kurutmalı bilmemne hamuruyla süper kahramanlar yapıp sonra onları boyayıp kenarda tutmuştum :) sonra da ufaklıklara hediye etmiştim mahalledeki.

hatta bu yaz gene yapayım biraz soda içip teşekkürler panpa.

ha bi de zaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa üstüne otur xDxd iksDééééééééé

avize yapardım: mikiurl.com
mikiurl.com
ya da küçük abajur olur ona buna hediye edersin.
bir kısmını baharatlık filan yapabilirsin, güzel birer etiket yapıştırırsın, sıra sıra dizersin.

bak biri yılbaşı ağacı yapmış mikiurl.com
ya da sandalye mikiurl.com

müzik kulağın iyi gibiyse kastırıp bir enstruman bile yapabilirsin mikiurl.com

kitaplık, raf tarzı bi şey yapılabilir bence. benim daha estetik bi fikir olarak şarap mantarından yapma düşüncem var mesela kitaplığı, ama üşengeçlikten uygulamaya geçemedim.

anneme gönder :) yemeklik domates şişesi olarak kullanıyor annem onları boş bulaşık makinasın sa falan şokluyor fabrika standartlarında çalışıyor hatun

iclerine isik koyup (boyle yilbasi susu gibi iclerine sarkitarak) dizerdim bi duvara. sahane durur hakkaten. sanirim cok ozendim ben de yapicam.

www.instructables.com
www.instructables.com
www.instructables.com
www.instructables.com
www.instructables.com
www.instructables.com
gibi gibi.

hepsinide farklı menzillere sıralardım.havalı tüfekle çatır çatır kırar patlatırdım.çok eğlenceli oluyo :)

açık arttırma sitelerinde satın bence.

içlerinde mükerrer olmayacak $ekilde $i$elerden olu$mu$ lotlar halinde satABİLİRSİNİZ.

biri buna değinmiş geçen www.eksisozluk.com

olağan şüpheliler

kaplumbağalar da uçar

dogma

zübük

full metal jacket

Balans ve Manevra
Prestij
Girdap
Şimdi yada Asla

olağan şüpheliler feci kolay.

kaplumbağalar da uçar da feci kolay.

full metal jacket gene aşırı kolay.

benim önerim ise "profesyonel" daha anlatabileni çıkmadı..

sıkıysa yakala

varolmanın dayanılmaz hafifliği

ulak

dünyanın orta yerinde aşk için ağlıyorum.

vavien.

ff sözlük (diğer adıyla sinema sözlük)'te 'sessiz sinema oyununda zorlayan filmler' başlığı altında 60 kadar film ismi bulabilirsin konuyla ilgili.

var olmanın dayanılmaz hafifliği, sıkıysa bunu anlasınlar.

pardon yukarda belirtilmiş zaten :)

www.sinematurk.com

Anlatabilene rastlamadım.

hacı bi tek benimkini beğenmemişsin, çok alındım.

tırt ama dünya çapında sanal bir hareket bence. gören yapsın hesabı.

knowyourmeme.com

(bkz: 241543903 ) açıklanmış.

kafamı sokmak zor gelmişti: www.flickr.com

birinin fotoları taglemek için kendi kendine uydurduğu bişi. değinşik versiyonları da çıkmış.

bu foto fikrini ortaya atan kişinin buzdolabının seri numarasıymış (şaka diil)

vergisi yakmaz ama yakıtı yakar kavurur.
ne gereği var fantezinin.
başka bir araba düşünsen daha iyi olur.

içinde varsa böyle bir arzu, ne sallıyorsun bizi git al.

20.000e cillop gibi dizel bir araba al, parçaları ucuz olsun, servisi yaygın olsun, kullandıkça için yanmasın.

uyduruk bi porsche modeli. çok servis çıkabilir, herhangi reliable bir dizel daha mantıklı.

arabaya verdiğin paranın 3 katını benzine verirsin bi kaç ayda güzel kardeşim. paran var ise al. yoksa hiç bulaşma.

benzin bi yana; bozulan herhangi bir parçasının yurt dışından gelmesi için aylarca beklemek zorunda kalabilirsin.

Aldığım cevapların çoğu "masraflı olur" oldu. Sanırım bu fikirden soğumaya başladım :(
Herkese teşekkür ederim. Verdiğim paranın üzerine bir de "happy hour" yapan bir arabaya benzin yetiştiremem. Hevesti, geldi geçti. Önümüzdeki maçlara bakalım...

vivident fruit swing

Eğer mideden kaynaklanmıyorsa Vivident Xylit Extra'yı dene.

maydonoz, karanfil

uzun vadade de hergece yiyeceğiniz bi kase yogurt ağız kokusunu giderebilir

karanfil çayla beraber

diş ipi, vivident sakız. sigara yok, kahve yok. sabahları aç karna bal da iyi olur

ağzında çürük varsa dolgu yaptırmak, bademciklerin çok şık şişiyorsa tonsillektomi yaptırmak geçirebilir.

evvela çok çeşitli sebepleri olabilir. mide, ağız, çürük, yumuşak doku kaynaklı... çürük özellikle ara yüz çürüğü var ise dolgu yaptırmanız şart. diğer türlü geçmez.
diyabet iseniz yapıcak pek bişey kalmıyor aç kalmamaya çalışın.

Mide kaynaklı ise doktora görünün.
diş eti kaynaklı, yumuşak doku kaynaklı ise, diş taşlarınızı temizletin ve doktordan rica edin subgingival de temizlesin. sadee diş eti üstü değil, diş etinin altını da temizlesin ve düzenli fırçalayın 1 haftaya koku filan kalmaz. alkolsüz listerine var onu düzenli kullanın.

onun dışında bunların hiç biri olmadan da bol karbonhidratlı besleniyorsanız ağzınız kokar. diyet yapın. yani protein ağırlıklı beslenin süt ve süt ürünleri yiyin. şekersiz çaylar için. yeşil çay özellikle.

aniden gidericek şey ise: önce bi parça meyva yiyin, rayihalı bişey olsun. portakal, mandalina gibi. ardından süt ya da yoğurt yiyin, için... ardından dişlerinizi fırçalayın ve sert mentollü bi şeker kullanın.. en ağır sarımsak kokusunu bile keser. ama süt ürünü şart. sırf mentoollü şelerle kesilmez o koku.

karanfil net.

25 tl olmalı orda da. ben beğenmedim açıkçası ama evde kös kös oturacaksan git tabii ki.

şimdi bir şişe kullan birkaç ay bekle bir şişe daha patlat sonra biraz daha bekle ve sınav tarihinde bitecek şekilde bir kez daha kullan. randımanlı olur.

marlene dietrich'in elinde bir agizlikli sigara ile dumanlari karsisindaki adama dogru uflerken soyleyebilecegi laf

the doors olabilir mi?

tamam. aklıma geldi. şarkının adı loving strangers. yani hello değil, loving. hatırlamakta zorlanmam da bu yüzden sanırım.

beautiful stranger olsa olmaz mı? austin powers.

google a
"hello stranger" lyrics
yazınca içinde hello stranger geçen şarkılar sıralanıyor.

perfect strangers olsun madem; deep purple.

sigara içer gibi biriktirmek var, şöyle anlatmıştı bir arkadaşım; ne yapıp edip günlük-haftalık neyse o sigara parasını koyacaksın oraya çünkü sigaraya her biçimde para bulursun.

bireysel emeklilik gibi bir şey biriktrmeye ve o paraya dokunmamaya zorlar.

vadeli altın hesabını da araştr.

biriktirdikçe git altın al. bozdurmayı hayatta istemezsin. ama çaldırma tabii. hem uzun vadede değer kazanır.

Hep kullandığım bir taktik, gidiyorsun çok sikimsonik bi para birimine çeviriyorsun biriktirdiğin parayi, her daim, her yerde kolaylıkla bozduramayacağın (misal isveç kronu gibi). Etkili bi yöntem, kendi icadim.

Aylik butcene gore gunluk harcirahini cikar. Mesela, aylik giderlerine (su, elektrik, telefon vs) harcadigin paranin disinda kendin icin ayirdigin parayi 30'a bolup, gunluk harcama bedelini bul. Harcamadigin gunler, o gunun parasini bir kenara koyunca ve yavas yavas biriktigini gorunce gaza gelip daha cok biriktireceksin.

(bkz: detroit rock city)
4 çocuğun hikayesi.

(bkz: jack)

(bkz: duvar)

billy elliot

leon

stand by me

slumdog millionaire

yerli-yabancı ayrımı olmadığı için birileri bunu yapmalıydı..

(bkz: sezercik)
(bkz: ömercik)
(bkz: ayşecik)

ya atv nin haftasonunda sabahları yayınladığı çocukların izlediği aksiyonlu filmlerden değil.Aksiyon istemem,
bal gibi

little miss sunshine

donnie darko, izlemişsindir gerçi
kes
paranoid park (gus van sant'in tüm filmleri hatta)
the fall da olur.

the boy in striped pyjamas

kids i izle, paso çocuk var

(bkz: la cite des enfants perdus)
(bkz: les quatre cents coups)
hatta,
(bkz: the wizard of oz)

august rush

tanrı kent (cidade de deus)

hayret:

(bkz: lord of the flies)

ek: (bkz: let the right one in) (Låt den rätte komma in )

o. cocukları vardı bı de ?

(bkz: uçurtmayı vurmasınlar)

(bkz: lord of the flies)

piano piano bacaksız

(bkz: karpuz kabuğundan gemiler yapmak)

kaplumbağlar da uçar

pierre loti sanki

benim de aklıma bir piyer loti gelmişti, başka var mı ki acaba?

"tarihi" kavramına uyar mı bilmem ama emirgan tarafında sahilde meşhur bir çay bahçesi gibi bir yer var. ne bileyim, eski ve bilinenler içinde moda-bomonti sayılabilir. beyazıt çınaraltı olabilir.

bir de kapalıçarşı içinde olacaktı tarihi bir kahve, belki birden fazla, ama detay veremeyeceğim.

haci bekir, kafe degil pastanedir ama iyidir, erken kapatirlar tek kotu yanlari budur, en azindan kadikoy subeleri boyledir

türk kahvesi türk kahvesi diye dolanıyoruz ortalıkta ama istanbul'un bir tane bile tarihi kahvesi yok mu yahu? çay bahçeleri ve pastanelerden bahsediyoruz hala. garip, aklımıza mı gelmiyor yoksa cidden yok mu?

isim bilmiyorum ama sultanahmet'te var öyle bir-iki yer. güzel kahve, nargile, muhabbet esasını kaybetmemiş.

markiz pastanesi tabii ki. tabelası robert's coffee oldu ama içi hala pek güzeldir.

(bkz: çorlulu ali paşa medresesi ) moda çay bahçesi. öyle 100 senelik mi değil mi bilmiyorum.ama eski . pastaneyi sayarsan baylan var bildiğim.

(bkz: baylan)

bülent ortaçgil-yağmur

madonna - rain

lake of tears - so fell autumn rain
forever autumn albümü olduğu gibi şahanedir, başka şarkıları da vardır muhtemelen yağmurdan bahseden. sonbahar konsepti.

şebnem ferah - yağmur var bi de bi adam vardı yine yağmur diye bi şarkısı vardı
aha buldum bertuğ cemil - yağmur

mika_rain (hastasıyım)

yeni türkü-yağmurun elleri
gripin-durma yağmur durma
the beatles-rain
Patty Griffin-Rain
Norah Jones-September in the Rain

cem adrian-yağmur

Rahşan İzmirli - Yağmur Yağmur

en babasını unutmuşsunuz yahu

uriah heep - rain

wishbone ash - standing in the rain (bunu da eklemek isterim)

(bkz: november rain)

matchstick men

melekler ve şeytanlar

(bkz: arkadaşım şeytan )

www.imdb.com

bu soru ve ona verilen cevaplar kısmi spoiler içeriyormuş. kafamda olan ve paylaşmaktan çekinmeyeceğim kendimce bir örnek revolutionary road.

anestezi

Sibirya Ekspresi (Transsiberian)

memento

porno

woody allen'ın filmlerinden tercih edin. "everything you always wanted to know about sex but were afraid to ask" iyidir.

eddie izzard - dressed to kill ,tavsiye ederim çok eğlenceli bir stand-up gösteri.altyazısı ile indirebilirsin :)

hangover seyredildi, woody allen topluluk tarafından yuhalandı, dressed to kill e bakıcam şimdi
başka ne var????
galaxy quest i izlemedim aslında onu mu atsam???

aramaya inanin (git: 208614)

alkol antiantibiyotiğe dönüşüyo, boşuna antibiyotik içmiş oluyosun.

sadece antibiyotik diye sınırlandırmamakla beraber birçok ilaçla etkileşiyor sonuçta ya ilacın etkisi artıyor ya da alkolün etkileri artıyor.. ama en kötü bir durum var ki mortingen olabiliyosun. ama henüz ölen görmedim en fazla zehirleneni gördüm..Kendimde hiç yaşamadım :D prospektüsüne bak daha detaylı yazar

Normalde oluyor deniyor ama bana bir şey olmadı birkaç kere almıştım. Tabii bu demek değil ki alın ikisini :) Bilen birisi cevaplasın.

@si13el
Bir sürü ilaçta yazıyor öyle aslında. Hatta hiç karşılaşmadığım, karşılaşanı duymadığım şeyleri bile yazıyorlar.

alkol derken alkol ne? bira, şarap, votka? soft içeceklerse bi' şey olmaz antibiyotiğin etkisini azaltır.

antibiyotiğin etkisi azalıyor onun dışında da karaciğeri yoruyorsun dostum. o kadar.

sanılanın aksine;
en.wikipedia.org

oluyor.. kopuyorsun.. hatırlamıyorsun..

(bkz: yarımburgaz mağarası)

(bkz: küçük ayasofya)

istanbul. istanbul tarihin içinden bi şehir, herhangi bi sokağa girsen bile çok önemli şeyleri öğrenebilirin. tabii tarihin en çok neresiyle ilgilendiğin önemli.

zeyrek cami neredeyse hiç bilinmez.

biraz daha detay vermen gerekiyor.. restoratörüm..

kariye cami

Nasıl bir şey görmek istiyorsunuz?

ne kadar az bilinen bir yer arıyorsunuz?

mesela neredeyse bütün turistler kariye müzesi'ni, soğukçeşme sokağı'nı bilir, ancak malesef bölge halk dışında insanlarımızın pek haberi yoktur. ya da tekfur sarayı, halen 'restorasyonda' olan anemas zindanları ilginç yerlerdir.

ayrıca herkes yerebatan sarnıcı'nı bilir ama şerefiye/theodius sarnıcı, binbirdirek sarnıcı, sultan sarnıç pek bilinmez.

müze olarak da kişisel kanaatim arkeoloji müzesi ve koç müzesi istanbul'un en iyi müzelerindendir, ancak ziyaretçi sayısı çok çok az.

eh bana kalırsa yeldeğirmeni ve süleymaniye'deki konut dokusu da pek ilgi görmüyor.

Pipe Dream var tamircinin birinin yönetmenlik yapmaya çalıştığı..eğlencelik sabun köpüğü bir filmdir..

(bkz: bornova bornova)

(bkz: torremolinos 73 ), (bkz: ed wood ) bir de (bkz: aaahh belinda ) olabilir türk filmi olarak.

(bkz: pandoranın kutusu)

Reha Erdem'in butun filmleri.

living in oblivion

(bkz: ekspektoran)

tabi doktor reçetesiyle.

Bendede ayni sikinti vardi NAC 600mg al eczaneden inanilmaz etki yapiyo sikintilarin gecer

geçenlerde vardı buna benzer bir duyuru (bkz: buğuseptil)

vakti zamanında kardeşimde astım başlangıcı vardı balgam atamıyordu. bir dostun önerisi ile sıcak sütün içine bal ve ciğ yumurta sarısını karışıtırıp verdik. sükür geçti bir dene istersen

balgam söktürücü bi ilaç alabilirsin. yine mucize bekleme, bazıları biraz sürüyor.
ha bi de sigarayı bırak :D

(bkz: mentopin)

NAC (N-Acetylcystein)

bence bu haldeyken çekme.hoca çektiğini panik durumlarından anlayabilir.

büyük bir uç kutusu al.içinde çıkabilen bir kağıt var bazılarının.onlardan bul.daya döşe üzerine:)

bileğine yaz üzerini kazagınla kapat.

sınıfın düzenini bilsem yazarım.mesela ben bi onumdeki sandalyeye yazıyorum.duvar dipleri bana aittir oraları dolduruyorum vs.

ders notlarını doc yada pdf olarak cep telefonuna at sınavda saate bakıyorum ayağına geçirirsin.

kızsan etek giy, kopya kağıtlarını eteğin içine iğnele.

koyu renkli (kahverengi gri) bir pantolon giy üzerine yaz sonra bacak bacak üzerine ataraktan onu kapa arada indir ve oku tabi biraz çapraz oturman gerekecek.

şişli-emınonu otubus
emınonu-beyazıt tramvay.

bi de direk beyazıt otobusu var ama pek sık gecmıyor. yenıkapı otobusuyle aksaraya kadar gidip yuruyebilirsin de.

pangaltı tarafından 46h ile.

metro ile şişli-taksim
61b no'lu otobüs ile taksim-beyazıt

beyazıt/vezneciler otobüsü beklersen 1 saat sürecektir gitmen (arkadan falan dolaşıyor bir de).
eminönü'ne otobüs, oradan tramvay ise en kısa sürecek olan (yine bir 40-45 dk sürer herhalde)

harita.iett.gov.tr

Şişli metro taksim
Taksim füniküler kabataş
Kabataş tramvay beyazıt kapalıçarşı durağı

61b kıl bir otobüstür beklememeni tavsiye ederim tramvayla gitmek daha doğru.

yatık mı duruyorlardı? emin olmamakla beraber buzbağ sirke moduna geçmiştir diyebilirim..

dik duruyorlarsa hepsi büyük ihtimalle sirkedir.

yatıksa baya güzelleşmiş olabilirler.

En güzeli içerek denemek

yatikti.

tekel buzbağ sirke olmuş çünkü bu şarabın yıllandırmaya uygun olmadığını biliyorum ancak chateau yıllandırmaya uygun olabilir, o zaman ışığa doğru tutun içinde tortular oluşmuş mu bakın, yoksa açabilirsiniz sanırım ya da açmak istemiyorsanız yıllandırmaya uygun olup olmadığını netten araştırabilirsiniz belkim.

frzn, tortu olusmus olmasi neyi belirtiyor onu anlayamadim?

tortu oluşması bozulmuş olduğu anlamına geliyor.

türkiye'de yalnızca psikiyatristlere ve diş hekimlerine legal olarak öğretiliyor. illegal olarak öğretenler var mıdır bilemem ama çeşitli kitapları okuyarak az buçuk bişeyler kapabilirsin.

öğrenenler bunu kendilerine saklamıyordur bence, 3-5 numara öğretirim/gösteririm ben olsam (numaradan kastım hipnotize etmek - uyutmak sadece) ismi hipnoz olmayıp öğrenmeyi kolaylaştıracak kurslar hakkında bilginiz var mı peki? isim olarak da olur, kitabını da okuyabilirim

hipnoz kitaplarını okursanız birini ya da kendinizi hipnoz edecek kadar bilgi sahibi olabiliyorsunuz, bunun dışında başka bir kurs bilmiyorum, belki yoga tarzı birşey öğrenirseniz anlamanız kolaylaşabilir. tabii kitaplardan telkin verme, geçmiş hayata dönme vs öğrenebiliyoruz yoksa parmak şıklatarak uyutma veya tavuk gibi gıdaklatmayı öğrenemiyoruz.

geçmiş hayata dönme mi, ciddi misiniz? e harikaymış! siz öğrendiniz mi, önerebileceğiniz kitap var mı?

www.idefix.com adı biraz klişe ama buradan başlayabilirsin. kitap basit gibi görünse de epey zaman ve sabır istiyor.

hipnoz deneme yanılma yoluyla öğrenilecek bir şey değildir hani kitapta öğrendim dur bakalım bi arkadaşta deneyeyim oluyor mu gibisine zira hipnoz ciddi bir iş.. olurda bu işe girişirsiniz bir şekilde kişiyi uyutursunuz (hipnoz hali) sonrasında uyandıramama ya da uyku sırasında bazı şeylerin kontrolünüzden çıkması gibi olasılıklar hem sizi hem de karşı tarafı üzer.. iyi bir birikime ve bilgiye sahip olmadan denemeyin derim..

çok teşekkürler. kitapta öğretilen -yasal yani- şeylerin kursunun olmaması garip

ogzi, hipnozda uyanmama hipnozla ilgili yanlış bilinenler arasında. işin zarar boyutunu da düşünmek lazım tabii de en azından kanaatimce en korkuncu olan uyandıramama olasılık dışı. yetkin olmayan birinin de telkinlerinin zarara yol açmayacağını umuyorum, yani birine zarar vermemek için bu konunun eğitimini almış birine danışmadan denemem :)

ne kötü niyeti ?

siz istemediğiniz takdirde kimse sizi hipnotize edemez. hipnotize olsanız bile şu anki kişiliğinize bağlı olarak hipnoz altında sırlarınız gene açıklamaz yapmayacağınız şeyleri gene yapmazsınız. hatta hipnoz altında insanlar yalan bile söyleyebilirler.

insanları ağlama krizine sokmak gibi (bu olmuş da ondan), istedikten sonra hipnozdan çıkma var da bahsettiğim uyanınca süren etkisi.

@domates: kitapta ne yazıyor bilmiyorum ama bunun büyük illerimizde dernekleri ve eğitimleri var.

oto-hipnoz hakkında duydum da hipnotizma eğitimi hakkında pek bilgiye ulaşamadım. siz gittiniz mi, memnun kaldınız mı gittiyseniz?
kitaptan sonra gitmeyi düşünebilirim aslında, kitap hakkında birkaç olumlu yorumu görüp gaza geldim :)

hipnoterapi gördüm bence yapabilirim öğrendiğimi düşünüyorum gidin hipnoterapi görün bence

www.hipnozenstitusu.com

postaneye git, dağıtımdan al bence, benim de gelmemişti, öyle yaptım.

geldi.
yer: ankara.

aday işlemleri sayfasında yazana aldırma belli olmuştur, internete girmiyorlar. ösym bürosuna git ücretsiz veriyorlar.

bende de öyle yazıyor ama benim geldi.

bana da gelmedi henüz. yarın önce postaneye, sonra da ösym merkezine gideceğim.

aynen, yayınevinin editörüyle iletişim kurabilirsin bir de.

telif hakkı için siz alacaksınız. sonra yayın evine satarsınız. telifinizi almazsanız olmaz. ya tahahütlü postayla kendinize gönderin ve sonra açmayın.. eğer teliflik bişey olursa mahkemeye verin onlar açsın. ya da sayfası 15 - 20 tl ye noterde onaylatın. para sorunu varsa ilkini yapın.

eğer parasını ödersen basarlar :)

guantanamo'ya göndermesinler de

amerikan hukuku bilenler yardımcı olabilir ancak, hapis değilde para cezası vardır muhtemelen, neden direkt gidip konsolosluğa sormuyorsun?

Vize görüşmeniz ne zaman? Cevap veremiyorum ancak çok uzaktan da olsa benzer bir durum söz konusu. Vize görüşmesi sonrası beni bilgilendirebilir misiniz bir sorun çıkıp çıkmadığı hakkında?

eskişehir'de yaşıyorum , aslında ankaraya gittiğim bi gün sanırım sormalıyım. ama o da işkence , onun için de reservasyon yapmak neyim gerekir heralde. para cezası olsa ne ala , vizeyi verdikleri sürece gidip ödenir.

daha vize görüşmem falan yok , bu durum kafamı karıştırıyor işte..

-kayıp/çalıntı durumu haricinde- ana menüde yok ama yapacağınız işleme göre sizin isteğiniz dışında müşteri temsilcisine bağlayabiliyorlar.

onlar saklaniyor, yapikredide de aynisi oluyor. menuyu dinlerken, "suna basarsam karsima insan cikar" mantigiyla davranin, sonra sizi istediginiz yere baglıyorlar.

iki kez sıfıra basmayı dene bazen işe yarıyor.

arayınca 3 - 5 kere farklı numaralara bas otomatik olarak bağlar...

1) narsisizm, kendini beğenme falanla ilgili bir vecize. yüzü güzel olan, kendini gösterene meftundur.

demeden önce
burada "güzel yüzlü" demediğine göre, "güzel yüz" dediğine göre, güzelliğin, kendini gösterene vurgun olması, onun maşuğu olması, onu araması ve ondan memnun olması gibi tabiî bir şey söylemiş işte... diy mi?

güzel yüz aynaya aşıktır, çünkü güzelliğin yine kendisinde olduğunu bilir. (salladım)

yağmurlu havalarda arabayla dışarda olan sevgililerin romantik bir müzik eşliğinde yavaş yavaş dışardaki manzarayı ( yazar burda arabanın boğaz kenarında gittiğini varsaymaktadır.)izleyerek gitmesi olabilir. (acayip salladım) =)

2)yağmur yağmasından kelli insanların toplu taşıma yerine özel araçlarını kullanmasından ve trafiğin kalabalıklaşmasından mütevellit tıkanıyor da olabilir sanki.

ciddiysen ciddi cevap verelim.

1) narsisizm?

2) yok, araçları daha dikkatli kullanmaya çalışmak ve kazalar bunun tek sebebi.

jenga

ya bende var onlardan da, onların özel bi adı var mı hakkaten? takmalı derdim ben. yani aslında takmalı dediklerim legonun daha irice yuvarlaklılarındandı, bunlara da takmalı derdim gibi hatırladım birden nedense.

(bkz: k'nex)

Yok arkadaslar k-nex de degil. k-nex den daha eski bu. Fotografini koyayim diyorum ama adini bilemeyince bulmak da zor oluyor.

jenga veya knex değil.
bu böyle bildiğiniz dikenli gibi olan legolar.
tarak gibiydi birbirine geçiriyordun.
90larda çocuktum ama anasınıfında oynardık bunlarla.

benim aklıma gelen k'nexler değil. baya lego blokları gibi her tarafı kirpi gibi diken diken olan, yani herhangi bir yerinden birbiri içine geçebilen şeylerdi. dikdörtgenin her yüzünde dikenler var, iki büyük yüzünde n tane, diğer yüzlerinde 2-3 sıra.

@benyazdimoldu onun adi neydi iste

takmalı işte:D yok hakkaten özel bir isim kullanmadığıma eminim. ben de merak ettim şimdi çok.

biliyorum bende de vardı onlardan hatta uzun çubuk gibisi sarıydı, dikdörtgenler mavi. adını bilemedim ama

kaktüs lego :))

bulması zor oldu ama (adı aklıma gelmedi bi türlü)

işte görseller..

www.gunisigioyuncak.com
ozgunoyuncak.com

360 prç 70 tl ye satılıyormuş.. nostalji yaşamak isteyen alabilir.. (özgün oyuncak satıyor)

ooo... baya gelişmiş yalnız parçaları görmeyeli. :)

ing. adını buldum: stickle bricks :)
en.wikipedia.org

sözlükteki (bkz: noper) mi bu yoksa?

aa, böyle bişey vardı gerçekten <3

noper adı...benyazdimoldu doğru hatırlıyor...

bence arkadaşın bahsettiği bu da değil. bunlarda süperdi ama bi şey vardı tahtadan böle sabahtan beri arıyorum delirmek üzereyim ve daha geçen gn internette bi yerlerde görüp ahh ahh ne zaman geçmiş be diyerek içlendim. ya biri bulsun allah aşkına. ben de delicesine arıyorum ve eminim aklı çocukluğunda kalmış bir sürü insan daha deliriyor şuanda... oyyy yaktın bizi kisaltma kablosu

3 boyutlu mekanik zeka küpü diyo internette. bu sefer vallaha da buldum:) hepimize geçmiş olsun.
ama bu seferde buraya fotoğrafı nasıl ekliyeceğimi bulamıyorum:(
ya google görsellerden aratın işte 2. sıradaki tahta olan:)

@alss, adam dikenli diyor, siz tahta 3 boyutlu küplerden bahsediyorsunuz. :)

noper/ kaktüs lego bence de. ve hatırlatarak yüzümde gülümseme oluşturduğunuz için teşekkürler. :)

Kesinlikle nopper. Bende de vardı, teey tey :)

ince uzun olanları sarıydı, dikdörtgen olanları kırmızı...
adını anımsayamadım..

Noper cevabini verenleri her yerinden opuyorum.

remember the milk

çok ironik olmuş bu.

biraz öyle oldu :) teşekkürler @eyenilmez.

ne demek efem.

Katkım oldu ise mutlu oldum...

olmamı :)

1 yaşına kadar yapılmaması iyi oluyor, 1 yaş olsun 1,5 olsun ideal dönemler. misafir olduğu evde oraya buraya spreylerse kokudan durulmaz, teslim etmeden önce yaptırın, iki güncük de yanında durun derim ben.

Erkek kedimi kızgınlık dönemine girmeden kısırlaştırdım. Sebebi ise evde dişi kardeşinin olmasıydı. Herhangi bir etkisi olmadı. Aksine şu an besili dana gibi :)

Yani hiç sevişemeden mi kısırlaşacak? :/ Bir kez sevişsin en azından, benim bi kedim de öyle geç azdı, daha doğrusu annesine aşıktı platonik takılıyordu, 3 yaşına kadar evden dışarıya adımını atmadı ama sonra bir çapkın oldu bir sokak hergelesi oldu, derken yaş 7 oldu, o yaştan sonra da tehlikeli diye yaptırmadıydım... neyse bir diğer kedimi 1 yaşında kısırlaştırdım, herhangi bir kızgınlık belirtisi göstermemişti ama zaten dışarı çıkıp kızlarla oynuyordu, belki ben fark etmedim. hiçbir erkek kedim sprey olayına girmedi, oğullarımı seviyorum...

ben her zaman dişi olsun erkek olsun bi kere sevişsin önce derim, zürriyetlerine o kadar da müdahele etmeye gerek yok, şimdiye kadar azmadıysa başkası ileyken de sanmam azsın. sokağa çıkan bi kedi mi arada da olsa? bir de erkek kedilern kısırlaştırma sonrası c/d yemeleri gerekiyor 2 ay boyunca, yoksa idrar kanalları tıkanıyor bilmemney. bence siz yanındayken kısırlaştırın geldiğinizde. hala çok geç olmuş olmaz. 1 ila 1,5 yaş uygundur gerçi ama 3'e 4'e kadar rahat yolu var.

(bkz: the shining)

gerilme garantili.

(bkz: paranormal activity)

2si de izlendi. On nomero filmler. Dayanın be hacılar bee.

blair witch
rec

özellikle karanlıkta aynaya bakamama gibi bir korkunuz varsa muhteşem gidecek bir film: (bkz: mirrors)

@şaman, @mirros ; küfür edeceksiniz ama bunlar da izlendi be :S

Ring ve The Grudge'ı izlemişsinizdir diye tahmin ediyorum.

Audition, www.imdb.com

daha iyi bir gerilim filmi bilmiyorum, korku sınıfına çok girmez. Tansiyonun yükselmesi için de filmde belirli bir süre geçmesi gerekiyor. Başından itibaren korkmak istiyorsanız doğru seçim olmaz. Ama kesinlikle tavsiye ederim, sağlam gerilimdir.

(bkz: antichrist)

yazılanların hepsini izledim. ring'den daha korkuncunu görmedim. izlemediyseniz ve korkmakistiyorsanız bir tek o var gerçek anlamda korkutan. efektsiz sessiz...

the thing
favori gerilim filmim. yaratık var bi nebze ama kurgu güzel. john carpenter bu filmi çocukluğunda izliyor, çok beğenip yönetmen olduğunda tekrar çekiyor. iyi ki de yapıyor.

ring bence çok eğlenceliydi :)
belki martyrs'a bakabilirsiniz, daha çok psikolojik gerilim ama tabii ki bir paranormal activity ile kıyaslanmaz.

ben de el orfanato diyorum o zaman. korkudan çok gerilim aslında. bence gayet güzeldi de ama sen beğenir misin nasıl olur bilmem. ayrıca iki saattir konuşuyoruz bir kere the exorcist, the omen, rosemary's baby demedik olmasın diye onları da diyim. izlemiş olma ihtimalin yüksek onları.

Shaun of the Dead... hem gerilin hem gülün beya :)

uzaylı sevmeyen 3 erkek. hmm.

artık dul yazmıyor zaten o uygulama kalktı. bekar yazıyor.

zaten bekar yazacak boşanınca mahkeme kararı ile:)

evlenmek kolay da, boşanmak biraz zorlaştırıldı ama aklınızda bulunsun. öle hop diye boşanamıyosunuz, en az 1 yıl evli kalabilmiş olmanız gerekiyor en azından kolay bi şekilde boşanabilmeniz için, diğer türlü uğraştırıyolar da uğraştırıyolar, celse celse sürünürsünüz belki de 1 seneden fazla. ben öyle biliyorum.

abim nüfus müdürlüğünde memur. kesin olsun diye şimdi aradım sordum.. sizin beyanınıza bağlı. ister dul, ister bekar yazar

malesef hala dul yazılmasını isteyen kadınlar (erkeklerden ziyade) olduğu için, bu uygulama kalkmadı. nüfustaki memur, sen ayrıca belirtmezsen dul yazıyor. o yüzden bunu belirtmeniz gerekiyor.

bu arada en yakın arkadaşınızla bile evlenecek olsanız evlilik sözleşmesi imzalayın.

Eminsiniz değil mi? Yani kadın olsam da bunu isteyebilme hakkım var kesin?

Bir de hayat aklini konusacak bir filozof uret'in söylediği aile nüfus kağıdı nerede karşıma çıkar? Bu tür işleri hep babam halleder o yüzden çok saçma bir soru sormuş olabilirim...

o belgenin resmi adının vukuatlı nüfus kayıt örneği olması lazım. nüfus idaresinden alınıyor, ben okul kaydı için almıştım diye hatırlıyorum. birkaç resmi işlem için daha isteniyor. yani ailenin öğrenmemesi imkansıza yakın gibi. nal kadar yazıyor orda şu yılda şu kütükte şu yılda babasının kütüğüne dönmüş. beni mesela sevmemişler 1 yıl sonra doğumumdan, kaydetmişler. o bile yazıyor.

Eğer resmi adı oysa şöyle diyor..."Bu belge burs başvurusu yapılırken,iş başvurusu yapaılırken veya miras işlemlerinde istenen belgeler arasındadır"

Ben okul dönemini çoktan aştım gerçi... Arkadaşıma yardım edememek çok koydu ama, cidden yıkıldım.

Çok teşekkür ederim yardımcı olan herkese....

(bkz: şıra)

hoşaf :D

kaynatıp komposto yapın. kışın içmesi çok güzel oluyor. bir de jöle gibi yapılan bir şey vardı adını unuttum şimdi, o da eşsiz bir lezzettir.

suyunu sıkın dolaba atın. soğuk soğuk içizleyin derim.

reçeli fantastik olabilir

dondurucuda dondurun. buzlu buzlu uzum yemek keyifli oluyor kışın.

Bir tepsiye koyun, üzerine de temiz bir bez, güneşin altında mis gibi kuru üzüm olur onlar.

sanırım reçel yapacağım. herkese teşekkürler.

en az 500-600 tl den kiraya verebilecekseniz mantıklı olur.

semt olarak nasıl bir yer. hangi vasıta ne kadar zamanda gidiyor? vb?

60.000 liralık yerin kirası tabiki 500 600 lira OLAMAZ.

m2 bazında söylerseniz az çok yardımcı olmaya çalışırım.

oturmak için düşünüyorum. 80m2

çok uzak. taksime otobüsle 2 saatte gelirsiniz. ayrıca mühit olarak da pek iyi sayılmaz. gidip görmeden karar vermeyin bence.

esenyurttan uzak dur reyis
(bkz: esenyurt)

o halde nereden ev bakmak lazım böyle merkeze uzaktan

getirisi değilde götürüsü olur. maslak-reşitpaşa civarını düşünün derim ben (metro da var. taksim 15 dak.)

işinizin hangi yakada olduğunu da yazsanız keşke :)

karaköyde çalışıyorum. birde üstadım reşitpaşa çok çok pahalı naptın sen:)

bahçelievler'e bak. 70.000 civarında evler var. metrobüs var, metro var. esenyurt'a göre çok çok yakın karaköy'e.

kira olayına açıklık getireyim, bir mülkün kirası, değerinin 1/120 si olmalıdır. ha olur mu o ayrı mesele ama olmalıdır.

500 tl ye kiraya verebileceksen güzel.

üniversite hastanelerine bakın derim, saat konusunda, doktorunuzla görüşerek ayarlayabilirsiniz bence.