yanılmıyorsam yatırdığınız para kullanılabilir limite ekleniyor ve alışveriş yapabiliyorsunuz onunla.

olur ama çok anlamsız bir iş olur. cebindeki 200 lirayı karta yollayıp onu taksit taksit ödemek olur.

misal cebindeki 5000 lirayı bankaya yollayıp 5000 liralık alışveriş yapman, senin paranla sana taksit olur.

o 200 lirayı satıcıya peşin ödeyip. kalan 1000 tlyi taksitlendir

Simdi sacma diyorsunuz da, elimizde bir adet 1000TLlik kredi karti, 200 TL nakit para ve ve 1200TLlik urun var. Urun de internette. Saticiyla konusup 200unu nakit verelim deme imkanimiz yok.
Ben baska pratik cozum bulamadim. Teknik olarak mumkunse en mantikli cozum bu gibi.

kredi kartı limitinizi yükseltme talebinde bulunsanız? bankanın müşteri hizmetleri ile görüşün bence.

teknik olarak mümkün.

ayrıca ilk taksidinizin ne kadar olduğu önemli değil. sonuçta paranın altıda biri nakit olarak ödeniyorsa da kalan miktarı taksitlendirmek de işinize geliyorsa ve ürün sadece internetteyse, en doğrusunu yapıyorsunuz demektir.

ancak ürünü alırken kargo bedeli de o anda internetten çekiliyorsa fazladan 50 lira gibi bir miktar daha para yatırmanızı öneririm.

Denedim, oluyormus hatta oldu verdim siparisi. Tesekkurler.

masal bu ya.. oluyo öle seyler.

isa gerilmediki çarmıha. sanırım adı yehuda idi, onu germişlerdi hz. isa'nın yerine.

@evegirmekistemiyorum hepsi masal tabi ama bu kadar senedir bi temele oturtmuş olmamları lazım.

@etna isa nerde peki o sıralarda?

islam'a göre, allah hz isa yerine onu ispitleyen havarisini gerdirdi çarmıha isa suretinde. hz isa ise o arada ölüyor zaten. yani allah alıyordu canını.

benim lise din bilgimden kalan bu, birazdan biri gelip ayrıntıları aktarır. ama ana hatları böyleydi sanırım.

edit: www.eksisozluk.com burada yazmış yazar.

hocam soruya yanlış yerden bakıyorsunuz. "hristiyanlara göre" diye soruyorsunuz ancak hıristiyanlar arasında bile çelişkili ifadeler vardır.
mesela;
Hz. İsa tutuklandıktan sonra yapılan mahkeme, Matta, Markos ve Yuhanna'ya göre aynı gece Yahudi meclisinin önünde cereyan etmiştir. Luka'ya göre Hz.İsa, aynı gece değil, ertesi gün muhakeme edilmiştir.
Yuhanna'ya göre Hz. İsa, kâhinlerin reislerinin sorularına cevap vermediği için reisin hizmetçisi tarafından dövülmüştür. Ancak diğer incillerde bu konuda hiçbir bilgi
yoktur.
Matta'ya göre Pilatus, Hz.İsa'yı serbest bırakmaya karar verip bunu Yahudilere açıkladığı zaman Yahudiler, "Onun kanı bize ve çocuklarımıza borç olsun" demişlerdir. Bu husus diğer incillerde bu şekilde yer almamaktadır.

Hz.İsa'nın çarmıha gerilmesi ile ilgili olarak İncillerde yer alan haberlerde başlıca şu farklılıkları ve çelişkileri tesbit etmekteyiz:

1- Hz. İsa'nın çarmıha gerildiği ağacı, çarmıha gerildiği yere, Yuhanna'ya göre bizzat Hz. İsa taşımış, Sinoptik İncillere göre ise Kirene'li Simun taşımıştır.

2- Çarmıha gerilmeden önce askerler, Hz.İsa'ya içmesi için Markos'a göre acı karışık şarap verdiler. Matta'ya göre ise, ekşimiş sirke verdiler. İsa'ya verilen içecek şarap mı, yoksa sirke mi? İki İncil farklı farklı bilgi vermektedir. Diğer iki İncil ise bu konuda hiçbir bilgi vermiyor.

3- Hz. İsa, çarmıhta can çekişirken, Yuhanna İnciline göre "Susadım" demiştir. Diğer incillerde bu ifade yoktur.

4- Muharref İncillere göre Hz. İsa, iki yanında birer hırsız bulunduğu halde çarmıha gerilmişti. Markos'a göre onunla beraber çarmıha gerilen iki hırsız, Hz. İsa'yı korkutuyorlardı. Luka'ya göre bu iki hırsızdan biri onu korkutuyordu, diğeri ise Hz.İsa'ya acıyordu.

5- Markos'a göre Hz. İsa, saat üçte çarmıha gerilmiştir. Yuhanna'ya göre ise saat altıdan sonra çarmıha gerilmiştir.

6- Lukaya göre, Hz. İsa çarmıhta iken "Ya rab onları affet, onlar ne yaptıklarını bilmiyorlar" demiştir. Diğer İncillerde bu bilgi mevcut değildir.

7- Hz.İsa çarmıha gerildiği sırada, Matta ve Markos'a göre "Allah'ım, Allah'ım! Niye beni terkettin" demiştir. Bu ifade diğer iki İncilde mevcut değildir.

8- Hz. İsa çarmıha gerildiği sırada, Yuhanna'ya göre onun yanında başta annesi Meryem olmak üzere, Mecdelli Meryem, diğer Meryem ve bir öğrencisi bulunuyordu. Diğer İncillerin anlattığına göre, o çarmıha gerilirken ne kadınlar, ne de talebeleri onun yakınında değildiler, onlar uzaktan hadiseyi seyrediyorlardı .

9- Hz. İsa'nın çarmıha gerilmesinden sonra Matta'ya görebüyük mucizeler olmuştur. Markos'a göre ise bu mucizelerden sadece bir mucize cereyan etmiştir. Bu da heykelin perdesinin yırtılması hadisesidir. Luka'ya göre, daha Hz. İsa ölmeden önce güneş kararmış ve heykelin perdesi yırtılmıştır.





bunu şuna benzetin, birisi inekten bir sıvı geldiğini görmüş ve buna süt demiş. rengide kırmızı demiş. başkası bakmış beyaz geliyor süt. hiç süt sağmamış başka biriside ibneliğine süt siyahtır diye laf yaymış ortalığa. sizde bu bilgilere bakarak "arkadaşlar süt neden siyahtır" diye soruyorsunuz. süt siyah değilki...
hz. isa öldürülmediki.
yukarıdaki yazıyı google'da aradığımda ilk çıkan siteden kopyaladım. eminim biraz araştırınca sizde işin iç yüzünü öğrenebilirsiniz.

@etna doğru diyorsun. benim şu vidyoyu izledikten sonra aklım karışıtı; www.youtube.com

burda ölüp tekrar canlandığı söyleniyor insanoğlunun günahları için kendini feda etmiş. o kısmı anlamadım.

islama göre hz isa gök yüzüne çıkarıldı. ve şu anda ölüm ile hayat arası bir konumda. kıyamete yakın yeryüzüne inecek.

hz isa göğe çekildi. tekrar indirilecek.

islama göre yeryüzüne ineceği kesin değil. mehdi ile karıştırılmış olabilir, ama mesih hakkında kesin bir bilgi yok tekrar geleceğiyle ilgili. ha inanırsanız da dinden çıkmazsınız.

diye okudum

@sweeney

benim bildiğim de yerzüne ineceği kesin islam dinine göre. hz isa yeryüzüne inecek, mehdi doğup büyüyecek. belki de doğup büyümüştür. beraber saf tutup namaz kılacakları söyleniyor.

işte onlar kesin değil esas hristiyan inancında olan fakat islama da ters düşmeyen bi konu bu. yani islamda kesinkes bi yeri yok ama inanmak da imanınıza zarar vermez.

"Kuranı kerimde Mesih/ ميسيهْ kelimesi ister tek başına ister sıfat olarak kullanılsın hiç bir zaman yahudi ve hristiyanların bu kelimeye yukledikleri "beklenen kurtarıcı" anlamı verilmemiştir. Kurandaki butun kullanımlarıda mesih meryem oğlu isa anlamındadır. Ehli kitapta olduğu şekliyle bir mesih bekleme daha çok hadıslere( rivayet edilen haberlere )dayandırılmaktadır. Hâlbuki bu hadis ( haberleri) sunnettullah ile açıklamak zordur. Bilinen anlamıyla mesih inancı islam geleneğine yahudilikten ve de hristiyanlıktan geçme bir inanıştır. Kısacası Mesihin
(Meryem oğlu İsanın)öldukten sonra tekrar dunyaya geleceğiyle ilgili haberler Kuranda yer almayan ama hadislerde kiyamet alemetlerinde geçen bir konudur ki iman etmemiz zorunlu olan bir konunun Kuranda yer alması gerekmektedir. Kuran`da almayan bir konu kesinlikle iman esası olamaz. Hadislerle; Kuran’da belirtilmeyen bir iman akidesi oluşturulamaz."

soğuk su.

telaşa gerek yok. gönderilen hesabın sahibi sensen, bankaya tel açılır. o gönderilen para giden hesapta dondurulur. kontrol edilir. en geç 10 işgününe senin hesaba geri yatar

Telaşa gerek yok...
Yanlışlıkla benim hesaba para yatışmışlardı, banka benimle irtibata geçti ve parayı geri aldılar.

isteyince veriyorlar.benden istediler verdim.

yazıyorsun bir adet dilekçe 1 günde iade ediyorlar. ben yaptım böyle bir mallık hemen iade ettiler. sen de yaparsan bi alo de ben yazarım sana bir dilekçe :)

eft yaparken alıcı adını soyadını da yazıyorsun. hesap numarasını yanlış yazarsan başka hesap başka isimde olur. isim soyisim uymazsa eft havuzda bekletilir diye biliyorum

chenard

chessmaster'ları arayıp bulabilirsiniz internetten.

(bkz: houdini/#20096575)
(bkz: rybka/#16336139)

turkcell'de yok öyle bir şey. az önce denedim

www.turkcell.com.tr

bende şöyle bişey buldum:
"
444'lü hatların 11 Hane aramalara kapatılması

Artık 444 ile başlayan yedi rakamlı özel servis numaralarına, tüm Türkiye’den, daha kolay ve daha hızlı bir biçimde ulaşılabilecek. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun 10.11.2010 tarih ve 69255-31119 sayılı yazısı ile 444 ile başlayan yedi rakamlı özel servis numaraları, 24 Aralık 2010 tarihinden itibaren Türkiye’nin her yerinden, GSM de dahil olacak şekilde, (0) + (alan kodu) tuşlanmadan, şehir içi arama yapar gibi, yedi haneli olarak (444 X XXX biçiminde) aranacak.
24 Aralık’tan itibaren, sabit hat kullanıcılarının, 444 ile başlayan yedi rakamlı özel servis numaranızı (0) + (alan kodu) tuşlayarak aramaları durumunda, kendilerine “Lütfen, aradığınız çağrı merkezi numarasını, başında sıfır ve alan kodu olmadan, 7 hane olarak tuşlayınız” anonsu dinletilecek ve arama sonlandırılacak. Böylece kullanıcılar, numarayı doğrudan arayarak hizmete ulaşabilecekler.

Bilgilerinize.
"

yeri gelmisken bir uyari yapmak istiyorum:

turkcell ya da vodafone ya da avea kullanip da, her yone (sabit telefonlara anlaminda) ucretsiz konusma hakkina sahip olanlar, eger 444'lu numaralarin basina 0212 koyarsaniz bedava dakikalarinizdan konusuyorsunuz ama koymazsaniz ekstra para yaziyor.

demedi demeyin

@cos2s2 bir üstteki cevaptan da anlaşıldığı kadarıyla artık başına alan kodu yazarak arayamıyoruz 444 lü numaraları.

avea sitesine de baktım, başında alan kodu yazmadan çevirdiğimizde şehir içi ücretsiz dakikalarımızdan düşüyormuş. dakikalar biterse ücretli aranıyormuş

tamamen harddisk boyutu farkı. içinde saklayacağın film ya da müzikle ilgili... diye biliyorum

belki usb adeti fazladir birinde..

hard disc'ler de legal bir sekilde degistirilebilir oldugundan kelli, hic oyle 320 lere falan girmeye gerek yok. kaldi ki, dolduramiyorsunuz bile zaten o kadar yeri.

usb adeti fln fazla degil, tum slim kasalar aynı. hdd farklı sadece.

normal kasa (sıfırı yok artık) ile slim arasında teknik bazı farklar var. onun dışında harddisk'in hiçbir önemi yok.

edit: düzeltiyorum normal kasa üretimden kalktı ama piyasada sıfırları mevcutmuş. tavsiye etmem.

selamalar;

aşağıdaki adreslerdeki tablolardan yararlanabilirsin.

(git: tr.wikipedia.org)

(git: en.wikipedia.org)

gitmek > gitmeyi
görmek > görmeyi
gömmek > gömmeyi
niye farklı olsun ki?

-me -mek fiilden isim yapım ekleridir.

ikisi de kullanılabilir. ve ek ona göre gelir. eskiden -mek eki kullanılıyordu. şimdilerde hep -me eki kullanılıyor. ikisi de doğru ama gömmeyi yaygın.

kadın ağlamağa başladı. eski hikaye ve romanlarda bolca bulunur

gommegi de yanlis bir kullanim degildir sonuc olarak.

gömmek-i > gömmeği (fiile eklendiğinde)
gömme-i > gömmeyi (isme eklendiğinde)

ikisi de doğrudur. (ilki "gömmek" istemekle, ikincisi "gömme" istemekle ilgili.) yirmi-yirmibeş sene önce ilki daha çok kullanılıyordu, şimdi azalarak diğerine dönüştü.

1- bir bankaya olan borcun ile öbür bankanın ilgisi yok. eski bankana olan borcunu kendin para yatırarak kapatmalısın.

2- promosyon sözleşmeyle ilgilidir, normalde kredi kartı çıkarmakla ilgisi yoktur ama sözleşmeye öyle bir şart yazmış olabilirler. sözleşmeye bakmalısın

şu kitapta: www.amazon.com

evet bunu ben de okumuştum. hanefi fıkhında alkol mutlak haramdır diyenler de iyi okusun. yok öyle değil şöyle diyorsanız orada burada hanefiyim diye gezinmeyin. başka bir şey deyin. imam-ı azam bu, boru değil. mezhebin bir önemi yok diyebiliriz, kabul. ya da ben hanefi değilim de diyebilirsiniz, ona da kabul. ama içki zinhar haram sayılır deyip ondan sonra ben hanefiyim deyince biraz gülünç oluyor.

o sözü bilmem ama kapı gibi peygamberimizin sözü var, çoğu sarhoş eden şeyin azı da haramdır diye.

Haram olan: "Çoğu sarhoş eden herşeyin azı da haramdır" genel prensibi çerçevesinde değerlendirildiğinde hububat, meyva vb. şeylerden elde edilen sarhoş edici içkiler, ister pişirilerek, isterse pişirilmeden imal edilsin haramdır. Bu, üzüm, buğday, arpa, arı sütü, vb. şeylerden elde edilen bütün içkiler için aynıdır. Sahabi, Tabiîn ve sonraki âlimlerden oluşan cumhurun görüşü budur.

Âlimler bu konuda karar verirken, Resulullah (s.a.s)'in koymuş olduğu "sarhoş eden her içki haramdır" hükmünden hareket etmişlerdir. Hz. Âişe (r.anha)'dan rivayet edilen bir hadiste Resulullah (s.a.s)'in şöyle söylediği rivayet edilmektedir: "Resulullah (s.a.s)'den Yemenlilerin baldan elde ettikleri "bit'ı" adlı iş sorduklarında o; "sarhoş eden her içki haramdır" cevabım vermişti" (Buhârî, Eşribe, 4; Müslim, Eşribe, 68, 69).

Ve yine Ebû Mûsa el-Eş'arî (r.a)'dan nakledilen diğer bir hadiste de şöyle buyurulur: "Resulullah'a, ey Allah'ın Resulü, bize Yemen'de imal edip, içmekte olduğumuz iki çeşit şarap hakkında fetva ver! Bu içkilerin biri balın suda köpürene kadar bekletilmesiyle elde edilen bit'ı, diğeri de buğday ve arpa suyunun köpürtülmesiyle elde edilen "mizr" (bira) adındaki içkidir, dedim. Resulullah; Namazdan meneden her sarhoşluk veren içki haramdır" buyurdu (Buhârî, Meğâzî, 60; Edep, 80; Müslim, Eşribe, 70, 71). Ömer (r.a)'dan nakledilen diğer hadiste de; "Sarhoş edici her şey şaraptır (hamr) ve her sarhoş edici şey de haramdır". Diğer bir rivayette; "Sarhoş edici her şey şaraptır (hamr) ve her çeşit şarap da haramdır" şeklindedir (Müslim, Esribe, III; Nesâî, Eşribe, 25; İbn Mace, Eşribe, 10). Bir hadiste de; "Bir ferak miktarı içildiğinde sarhoş eden içkiden, bir avuç içmekte haramdır" denilmektedir (Ahmed b. Hanbel, VI, 71, 72,13,I) (bir Ferak yaklaşık olarak 7,5 gramdır).

sağlık söz konusu olamaz, aile hekimliği gibi çökük bir sistemi çalıştırma çabasında, eczaneler feci durumda; ayrıca sağlık paralı iken nasıl bir iyilik olacak?

20 yıldır delinemeyen bolu dağı tüneli bu hükümet zamanında bitirildi:)

ilaclar ucuzladı fln diyorlar.bida bu yeni sistemi etrafımda begenenler var.

okularda kitapları bedava dağıtıyorlar

Türkiye duble yollarla örüldü, öldürmeyen hızlı tren seferlere başladı

bizim burdaki ssk hastanesini süper yaptılar, eğer her yerde bu tip iyileştirmelere gidildiyse sağlığı sayabiliriz.

ayrıca demiryolu diyelim. cumhuriyet tarihi boyunca yapılandan fazla demiryolu yapılmıştır.

sigara yasağı

@ruhibirbanyo bizim orasi neresi abi?

kürt açılımı
ergenekon operasyonları
türban yasağına son verilmesi
askere sivil yargı yolunun açılması
devlet doktorlarının özel muayene açmasını engelleme
istanbul'a metrobüs ve metro

benzin 4 lira oldu yürüyorum artık daha sağlıklıyım..

paradan 6 sıfır atıldı. dünya aleme rezil olmaktan gereksiz sıfırlarla boğuşmaktan kurtulduk

Bir Ekonomik Tetikçinin Anıları John Perkins
bu kitabı okuyunca yukarıda (sigara yasağı hariç) sayılanları kim yapmış anlarsınız.
iyi deyince aklıma gelen ise:
sol iktidarların yapamadığını yapıp 1 mayıs ı tatil ilan etmesi.

vizyonları sağlıklı olmasa da bir şekilde tartışılmayan konuların tartışılmasına vesile oldular.


pek çok ülkeye vizenin kalkması güzel bir gelişme.
demiryoluna olması gerekenin altında da olsa "hiç"ten oldukça fazla yatırım yaptılar.
karadeniz sahil yolu gibi bir rezalete imza attılar, bu kimileri için başarı sayılabilir.
yine hes'leri başarı sayan garip insanlar da çıkacaktır.

özel havacılığın önünü açtılar. uçak biletleri çok ucuzladı. alternatifler arttı.

(bkz: akp hükümetinin olumlu icraatları)

-"dumansız hava sahası" en büyük olumlu icraattır akp hükümetinin türkiye'de gerçekleştirdiği

Türkçe dışında yayın yapan TRT kanalları
vize kaldırılan ülkeler

başka yerden indirmeye çalış, benim aynı işletim sistemiyle oynadım gayet sorunsuz

son patchi yükledin mi?

64 bit değil de 32 bit için öyle yapmıştık

bir de şöyle bir yazı var

I installed D2 on my win7 x64 ultimate. once installed, just download the latest patch from Blizzard...Voila... and it works fine.

bir de lord of destruction u yüklemeyi dene.

mesela gene blizzard ın çıkardığı starcraft ı win 7 de çalıştırmak için oyunu başlatmadan önce ekran ayarları menusünü arka plana açıp oyunu öyle açıp takıntısız kesintisiz oynayabiliyoruz. yani böyle tutan bir çok saçma sapan çözümler de var. bunu da bir deneyebilirsin. bir de mesela ekran çözünürlüğü ayarlarıyla oynadın mı? kafamda sanki öyle bir şey de kalmış. bir şey yapılıyordu o da sanki...

bu kopya diabloları patchlemek için farklı bir yol vardı. nasıl o iş?

yak bildiğim ya. bildiğin patch dosyasını indirip kuruyorsun. hatta sonuncusu mu bilmiyorum ama 2 ay önce patch i ben bile indirmiştim.

soğuklardandır. bütün türkiyeye kış geldi bi günde.. yıllarını kars-sivas-ağrı üçgeninde harcamış biri olarak en kestirme çözüm önerilerinden birini söyleyim: bir enjektör alınır. içine kaynar su çekilip kilitlere şırınga edilir. bu işlemi çok hızla yapıp ardından kapıyı açmaya çalışılır.

başarısız olma ihtimali var tabi ama denemeye değer...

@raa mekanizma oksitlenebilir o şekilde

o kadar abartmaya gerek yok. sıcak suyu şırınga etmeden kilidin üzeriden akıp gidecek şekilde dökseniz de olur.. ama cimrilik etmeyip bayağı bi su dökeceksiniz..

aslında 1 litrelik şişeden su(kaynar değil musluktan hafif sıcak) döktüm ama işe yaramadı. kapıların arasından kilide doğru ve hafif de kapı kolunun ordan döktüm. daha da mı dökmek lazım acaba :)

İçine dökeceğin su yine donarsa daha da kötü olabilir. imkan varsa fön makinasını kilide tutup ısıtmaya çalış.

rusya'dayken biz çakmakla arabanın anahtarını ısıtıp öyle açıyorduk, donduysa bu şekilde açılabilir.

buz çözücüler satılıyor marketlerde de var. onlardan alabilirsin

o yanlış olmuş
i need some understanding
i expect some understanding
olur

tolerant da kullanılır ama tolere etmek biraz daha farklı bir anlama geliyor uygun olur mu bilmiyorum

anlayıştan kasıt bir şeyi anlamak ise understanding olabilir ama müsamahayı kastediyorsanız tolerance kelimesini kullanmalısın

So i expect some tolerance from you.

kira kontratında ne zaman evi tuttuğun bellidir. önceki dönemler b) ev sahibine ait. kendi ödediğin aidatların makbuzu da varsa sorun olmaz.

şöyle bi durum var ama. yönetime borç toplam olarak gozukuyor ama. şuanki borcunuz şu şu aydan demiyorlar. ama kendi odediğim makbuzlar var evet.

toplu görünmesinin bi önemi yok kesinlikle. borç aidat borcu. sen de taşındıktan sonra senin yükümlülüğünde ki aidat ödemelerini yaptığını makbuzlarla belgelemişsin. zaten ev sahibine söylediğinde ödeyecektir elinde kontratın ve makbuzların var. ev sahibinin çirkeflik fln yapması gibi bi durum söz konusu olamaz. her durumda haklısın yani. sonuç olarak sana ait olmayan tüm geçmiş borçlar aidat, fatura farketmez evsahibine aittir.

ayrıca yönetim ödemelerle ilgili senden hiçbi şekilde bi talepde bulunamaz. eğer ödeme fln isterlerse diyeceğin tek şey şu: işte benim yaptığım ödemelerin makbuzları burada, gerisi sizinle ev sahibi arasında benim hiçbi ilgim yok. bu kadar.

çok teşekkürler

rica ederim. iyi geceler.

size bıdı bıdı ediyorlarsa ev sahibine ben bu aidat borçlarını ödeyeceğim bakın ve kiradan da düşeceğim diyin ne diyecek bakalım. muhtemelen ödeyin tabi diyecektir.
böylece yasal işlem vs muhatabı olma şansı da ortadan kalkar. ev sahibi muhtemelen uğraşamıyor gelemiyordur vs.

şöyle birşey var, apartman aidatları mülk sahibini bağlar, normalde kiracıya herhangi bir yaptırımı yoktur, ev sahibi aidat bedelini de ekleyerek kiraya verir ve kira gelirinden aidatı kendi ödemek zorunda kalır. yani ev kirada olsa da olmasa da ev sahibi yükümlüdür aidat ödemekten. ama pratikte kiracıdan çıplak kira alınır, aidatı yönetime vermesi istenir

ev sahibi yurt dışında ondan oluyor birazda bunlar. emlakcıyla konustum bugun ödeyeceğini söyledi. bakalım ptesi neler bekliyor bizi :) çok teşekkürler.

çıtkırıldım
naif

nazenin

iki dirhem bir çekirdek
çıtıpıtı

kesinlike nazenin

alımlı?

nazenin +1

nergis (daffodils) gibi sanki ama degil gibi...

@thunder; nergis değil sanırım.
kır çiçeği veya kolza olabilir diye düşünmüştüm ama emin olamadım.

hardal sanırım.

yellow campanula, çan çiçeği, bellflower. bence. üzeri yağlı gibidir petallerin azcık.

sarı kantaron olabilir

bilmiyorum ama cok guzeller yuvarlanmak istedim o tarlada

bakar bakmaz kolza dedim.
nergis degil. çan çiçeği hiç değil. sarı kantaronun yaprakları daha açık ve uzun oluyor.
kolza bence de.

sarı gelincik

kanola tarlası bu.

Bunlar Türkiyede de yetiştirilen kanola bitkisi Diğer adıyla rapiska.Biodizel üretiminde kullanılıyor.Marketlerde ev tüketimi için yağlar da raflarda yerini almaya başladı bile...Kuş yemi olarak da kullanılır.

Ömer Uçar (İsmail Filiz), bir tamirhanede çırak olarak çalışmakta ve ailesiyle birlikte mütevazi bir hayat sürmektedir. Babası Mümtaz Bey (Beyazıt Gülercan) marangoz ve aile şerefine çok dikkat eden, dürüstçe yaşamayı kendine ilke edinmiş bir insandır. Annesi Meliha Hanım (İpek Bilgin) görme engelli ama sezgileri kuvvetli bir kadındır. Ömer etrafındakilere çok çabuk inanan ve güvenen birisidir. Tamirhanedeki abisi saydığı Kerpeten Ali (Barış Falay) ve çocukluktan arkadaşı olan Cengiz (Yiğit Özşener) en yakın arkadaşlarıdır. Ve uğruna canını verebileceği, aşık olduğu Eyşan'ı (Cansu Dere) vardır.
1997 yılında Ömer askerden döner. Artık bütün sevdikleriyle birliktedir. Eyşan ile evlenecek, yeni bir hayat kuracaktır. Ama hesap etmediği bir şey vardır. O askerdeyken arkadaşları ve sevdiği kadın için şartlar değişmiştir. Cengiz, bir kumarhanede çalışmakta ve hep zengin olmanın hayallerini kurmaktadır. Eyşan ise bir zamanlar terk ettiği babası ve kardeşiyle karşılaşacak, hayatını etkileyecek zor bir karar vermek zorunda kalacaktır. Kardeşi Bahar hastadır ve yüksek maliyetli bir tedaviye gereksinimi vardır. Eyşan'ın babası (Salih Kalyon) ise gereken parayı bulacakları bir plan yapmıştır. Bu plana göre bir kumarhane soygunu yapılacaktır ve bu iş için dört kişi gerekmektedir. Birinci kişi (Cengiz) bilgi sızdıracak , ikinci kişi (Kerpeten Ali) cinayet işleyecek kadar gözü kara olacaktır. Üçünci kişi, tüm suçun atılacağı saf biri olacaktır (Ömer) ve dördüncü kişi bütün bu organizasyonu sağlayacak, gerekirse yalan söyleyebilecektir (Eyşan).
Soygun başarıyla gerçekleşir ve plan sorunsuz bir şekilde işler. Ömer soygun ve cinayetten hapse girmiş; Ali, Cengiz ve Eyşan ise zengin olmuştur. Ömer, hapishanede sonuna kadar güvendiği insanlardan yediği bu darbenin acısıyla, kafasını kemiren sorularla uğraşırken birisi ona yardım elini uzatır. Bu kişi Ramiz Karaeski'dir (Tuncel Kurtiz). Ramiz hayatın şifresini çözmüş biridir. Zenginliği de fakirliği de yaşamıştır. Uzattığı ele cevap alan Ramiz, hapishanede Ömer'e hocalık yapmaya başlamış, gözünün açılmasını sağlamıştır. Aradan sekiz yıl geçer. Hapishanede çıkan isyan sonucu devlet müdahalesi olmuş; çıkan çatışmalarda Ömer, yüzünden bir daha yüzü anlaşılamayacak şekilde yaralanmış ve çatışma sonunda kayıtlara ölü olarak geçmiştir. Fakat kayıtlara ölü olarak geçse de gerçekte sağ olan Ömer yüzü ağır yara aldığı ve intikamını almak istediği için, Ramiz'in de yardımıyla hastahaneye gönderilip yüzünü, sesini ve fiziğini değiştirtmiştir. Artık o Ömer değildir. Ömer ise hapishane isyanı sonucu hayata veda edip, mezara gömülmüş bir bedenden ibaret kalmıştır.
Ömer kendini değiştirtikten sonra Ezel adını ve Bayraktar soyadını almıştır ve zaman geçtikçe gerektiğinde acımasız olabilen, dünyaya şüphe ile bakan, soğukkanlı, mesafeli ve kıvrak zekalı bir kişiliğe bürünmüştür. Ezel (Kenan İmirzalıoğlu) bu şekilde başlayan yeni hayatına bir süre devam ettikten sonra artık tamamen intikam alabilecek niteliklere de sahip olmuştur. Ezel artık Ömer'in intikamını soğuk ve acı bir şekilde onlardan alacaktır.

tr.wikipedia.org(dizi)

ben sadece eksi sozluge bakmistim, boluk porcuktu. Peki Eysan obur adamla neden evlenip cocuk doguruyor? Eysan in kocasi kim? Bir de annesi Eysan in yuzunden oglunun oldugunu bile bile neden hala onlarin evde? Ezel Eysan a da mi dusman?

ilk sezonu izle yeter, intikam falan güzeldi, 2. sezonda cozuttu, herkes birleşti herkes düşman oldu hedef değişti uzadı.

bir de çok uzun abi ya 2 saat dizi mi izlenir her hafta

öbür adamla evlenip çocuk doğurmuyo. o çocuk zaten ezelin. onu arkasından vurduğu gece mercimeği fırına vermişlerdi. hı işte o gecenin eseri o çocuk.

o kadar uçak parasını veremiyorsan orada ne işin olacak, daha çok sıkıntıda kalabilirsin. bildiğim kadarıyla japonya pahalı bir yer

ve gemi otobüs türü alternatiflerle yollarda heder olursun ve yarı uçak parası yollarda harcamak zorunda kalabilirsin.

1:)istanbuldan-trabzona veya samsuna git.( benim tercihim trabzon olur.)
2:)trabzonda-soçi arasındaki gemi ile soçi limanına ulaş.
3:) soçi üzerinden otobüs yolculuğu yaparak moskovaya ulaşabilirsin.
4:)Moskovaya ulaşınca hemen bir hostele yerleş,
5: biraz dinlen
6:) Moskova-Vladivostok tranine bilet al (15 gün
9289km)en.wikipedia.org
7:)vladivostok'ta hemen bir hotele yerleş (ucuz bir kent)
8:)vladivostok üzerinden feribot ile Japonya (Fushiki ye ulaşabilirsin.)
www.trans-siberian.su
9:)Fushiki-tokyo treni veya otobüsü ile tokyoya ulaşabilirsin.
yolculuğa başlamadan önce biletlerini rezerv ettir. daha çabuk hareket edersin
bu yolculuk sana 20-25 güne patlar.

Edit: tüm bu yolculuk sana zor gelirse eğer, Çorludan kalkan kargo uçaklarında sana yer ayarlarım, tavuklarla gidersin :)

moskova üstü gitmek de biraz pahalı olabilir. tavsiyem şu, dalga geçmiyorum:

buradan tahran'a tren. aşağı yukarı 3 gün sürer ama çok yormuyor. tahran'dan iki seçeneğin var:

a) Pakistan üzerinden çin'e ulaşmak
b) Kazakistan üzerinden çin'e ulaşmak

bu aşamadan sonra tam emin değilim, eğer çin üstünden feribot varsa japonyaya direk oradan geçersin, yoksa vladivostok üzerinden geçersin.

sürekli olarak tren ile yolculuk yaparsan trans-sibiryadan daha ucuza gelebilir. üstelik rusyaya göre daha güvenli bir rota, tek sorun sürekli tren değiştirecek olman. istasyonlarda uyuyamazsan bu ülkelerin hepsinde dehşet ucuz oteller var.

ama sonuçta tren çok ucuz da olsa para vereceksin, vize parası vermenin gerekeceği durumlar olabilir, üstelik japonyada eğer sana destek çıkacak biri yoksa oralar iran veya çine benzemez, dımdızlak kalırsın. bu ülkelerde en azından uygurlar olsun, azeriler olsun sokağa düştüğün anda bir şekilde yanında olurlar ama japonyada tanıdık yoksa kötü.

@voyager: baba bu feribot olayi icin ne kadar tesekkur etsem az. ben zaten rusya'da yasiyorum. :) hani anca bu kadar yardim edilebilir.

bilet fiyatlarini sormaya mail attim ama cevap vermediler, telefonlara da cikan yok. sizce ne kadardir? boyle bi yolculuk yapan var mi?

ben de uğraştım kaldımadım.

sağda üstte kısa görünüme geç diye bir yer var. oraya tıklayarak eski sade görünümle kullanabilirsin. şimdilik çözümüm böyle

Facebook'a gidip ugulama ayarlarından izin verilen uyuglamalardan kaldırın msni, böylece msn bilgi alamayacaktır. Normalde msn içinden de yapılıyor ama programı kurmam ile kaldırmam bir olduğundan şimdi bakamıyorum nasıldı diye.

ulusalcı haber sitelerini ekleyebilirsin. 2-3 aylık malzeme çıkar onlara.

@efruz
teşekkürler, ama aradığım sadece sızıntılar ile ilgili haber yapmaları değil. sinirlenmemin sebebi tarafsız olmadıklarını açık açık göstermeleriydi. dolayısıyla tarafsız siteler daha makbule geçer.

bianet.org

www.support.xerox.com bunu denedin mi?

hacım, bunlar kandırıkçı.
windows 7 diye gösteriyor ama dosyadan vista çıkıyor. maalesef.
ya da ben bilemedim!?...

hacım benim laptopu bağladım, sürücü neyim uğraşmadım kendi tanıdı, çatır çatır alıyom yazıları.

çatır çatır derken cihazdan bi ses çıkmıyor o lafın gelişi

samsung scx-4200 sürücüsünü dene derim.
illa ki bir samsung printer sürücüsü buna da uyuyordur da, hangisi bilemedim. ben workcentre'ı üstteki modelin 7 sürücüsüyle çalıştırmıştım.

sayın passion, samsung demişsiniz ama bizimki xerox. uyar mı bunlar birbirlerine?

uyar büyük ihtimalle, ben driverı çıkmayan xerox'u samsung driverı ile çalıştırdım :)

nette samsung ML-1520 driverı falan çalıştırıyor demişler, büyük ihtimalle çalıştıran sürücü vardır da aramak gerekebilir

deneyelim hele.. inşaallah çalışır.

samsung ml 1520'yi kurdum, denedim lakin netice mafiş. yahut ben beceremedim.
neyse.. çare bulamadık gibi.
formattan sonra bakarız artık.

denetim masası/yazıcı ekle'den eklemem gerekiyormuş, bilmiyordum. öğrendim.
ilk cevaptaki (hollowlife) link doğru imiş yani.
yardımcı olan arkadaşlara teşekkürler.

yok öyle bişey.duymadım görmedim.keklemişler seni

fişleniyomu bilmiyorum ama yazın ailemi ziyarte gittigimde bir akraba ziyareti sırasında balkonda otururken bisey dikkatimi çekti , gece 12 gibi bos bi arazide hurda bir otobusun dibinde zifiri karanlıga oturmus bıkac kısı bira icerlerken , birden bir ekip arabası geldi ve herkes kacısmaya basladı , polis kovalıyo bunlar kacıyo neyse 3 u kactı bırını yakaladılar , digerleride tıpıs tıpıs geri geldi gozumuzun onunde , ve sucları bira icmek .. zannedersin adam oldurduler polis oyle muamele ediyo , bunlarda nasıl bi tırsıyosa oyle davranıyolar koca koca adamlar sonucta.. neyse bunları alıp goturduler.. ben gorunce cok sasırdım ve bızımkılerle konusmaya basladık , istisnasız herkes bunun suc oldugunu bu elemanların yakalanmasının normal oldugunu dusunuyorlar.. ısrarla bunun bır suc olmadıgını savunsam da hem yerlesık halk hem de yonetıcıler ıcın buyuk bır suc gıbı gorunuyor. agzını acan hayırlı bısey soylemıyor .. bu yuzden eger fıslenıyorlarsa dogrudur , benım 50 -100 metre oteden gordugum seyler bunun mumkun oldugunu dusunduruyor.. ayrıca gece yarısından sonra bıra almaya nıyetlendıgınız zaman ınanın 1 yada 2 mekan ya bulursunuz kacak bıra satan ya bulamazsınız.. bulsanız bıle zannedersın kı kokaın satın alıyosun oyle bı tırsaklık var etrafta..

ama ısın garıp tarafı kayserı merkezde bulunan hıltonun barında ıstedıgınız gıbı rahat bı sekılde tek bır kadeh vodka ıcın 25 tl vererek ıcebılırsınız ve kımse sızı rahatsız edemez.. kımsenın ruhu da duymaz karısamaz da .. boyle de garıp bı mekan kayserı..

yalandır gece hacıbaba'ya git alayı ayyaş..

mini eteklileri de kesiyorlarmış, oruç tutmayanları da dövüyorlardır.

bitmeyen doğan grubu şehir efsaneleri.

beni bizzat idam ettiler içki içtiğim için.

mini eteklileri dövmeseler de yolda yürütmüyorlar.oruç tutmayanı da çok güzel dövüyorlar.efsane falan değil kaç senedir kayserideyim, gayet durum bu.

3 yıl sonra rotasyona tabi olursun tercih yapmanı isterler, zorunlu hizmet bölgesi bi yerlere gidersin. bundan yırtmanın yolları var tabii, özür durumlarından (mesela eşin de orada çalışıyosa eş durumundan)faydalanabilirsin. ama bu şekilde her sene atıyorum eşinin orada çalıştığını ispat etmen gerek. tersi durumda birçok faktör önemli. branş, hizmet puanı vs. bilgi olsun diye şunu söyleyeyim, zorunlu hizmet bölgelerinin hizmet puanı daha yüksektir ama güzel yerlere atanma ihtimali gün geçtikçe daha da azalıyor malesef.

zorunlu hizmetin dışında çalışıyorsun bir süre sonra zorunlu hizmet olan yerlere tayinin çıkıyor, rotasyon... sana okullar sunuyorlar birini tercih ediyorsun en iyi ihtimalle

zorunluya atanıp kendi istediğin yere gelme işi, gitmek istediğin yer ve alanınla ilgili. bazı bıranşlar hemen istedikleri yere atanırken özellikle sınıfçılar uzun yıllar bekleyebiliyor.

özellikle güney ve batı illeri en zor iller

zorunlu hizmet bölgesine gitmek kaçınılmaz.

niye arayip yanlislikla onay verdiginizi belirtmiyorsunuz? is saatleri disinda yapti iseniz paranin daha transfer edilmemis olmasi ihtimali var, ve eminim ilgili sirket benzer durumlarda tecrubeli olabileceginden sizi bu konuda ne yapabileceginiz konusunda daha iyi bilgilendirebilir.

ayrica boyle bir sikayette bulunmussaniz da isteginizi yerine getirememislerse en azindan elinizde dogru adimlari izlediginize dair bir kanit daha olur. ayrica problem cikarsa urunun ne zaman elinize gectigini kargo kayitlarindan kanitlayabilirsiniz.

site 2 gün sonra satıcının hesabına geçiriyor. hemen siteye mesaj atıp durumu bildirebilirsiniz. takip numarasını verip onlara kargoyu kontrol ettirebilirsiniz. henüz kargonun teslim almadığını görebilirler

tabi ki teamwiever hem ücretsiz hem olması gerektiği gibi

teamviewer

bu akşam teamviewer'ı deneyeyim o zaman

edit: teamviewer süpermiş ya.. ipod touch'dan bilgisayara girdim.

çok değil çok çok uzak

ömrün yolda geçer.

servis aracınız helikopter ise çekilir.

hem çok hem lüzümsuz uzaklık.

misal sen 6 da kalkıp 8 de iş başı yapacaksan. avcılarda oturan mesai arkadaşın 7 30 da kalkıp 8 de mesaiye başlayacak.

sen 5 de bırakıp 7 de evde olurken. arkadaşın 5.15 de evinde yayılıyor olacak

bostancıya git.ordan denizotobüsü yap..
kasma hiç.

çok yüksek ihtimalle hayatının en yanlış kararlarından birini vermiş olursun desem yeridir.

arada bir taşşağına teorik olarak bundan bahsederdik ama senin gibi cesur birini göreceğimizi beklemiyordum.

kartal-uzunçayır: minimum 40dk
uzunçayır-avcılar(metrobüs): minimum 60dk

günlük 200dk yoldasın, trafik varsa 300dk+

cesaret diye buna derim. bir william walles geliyor ewy romalılar.

işten çok yol seni yorar 18:00 da çıksan servisle 20:30 anca evde olursun. manyak olma.

ne yaptın,izmit,adapazarı olmadı ankara daha yakın bir seçim olurmuş:))

beylikduzu'de oturup yesilkoy'de calisiyorum ve bu mesafe bile bana igrenc geliyor. hele avcilar trafigi, vay anam vay. hocu ac kal daha iyi, bosver.

Uzak, yol çok yorar ama bu iş yokluğunda iyi bir iş bulmuşsanız sırf uzak diye başlamamak şımarıklık olur.

örnek olabilir : suadiye de oturup avcılar da çalıştım. günüm şöyle geçmekteydi: sabah 5.30 kalkış; 6.10 servis saati ; 7.30-8.00 şirkete varış; 8.00 işbaşı ; 5.15 paydos ; 5.45 servislerin kalkışı; yazın 7.15-7.30 kışın 7.45-8.00 eve varış ; 10.00 günün sızışla bitirilişi.

harika diye birşey yoktur ama aktardan alınan mecid efendi ısırgan otlu şampuanı eşim tavsiye ediyor

lush derim ben.

tresan şampuan ve toniğini alın. özellikle toniği çok seveceksiniz.

Medrese nedir, Türkiye de medrese yok ki. Yurt falan mı yapacaklar?

neden durdurmak istiyorsunuz.

arazinin boş kalmasını istiyorsanız, siz satın alıp boş bırakabilirsiniz. ama bir başkasına ait araziyse elbet bir bina yapılabilir.

medrese(!) yapılmasına karşıysanız biraz siyasi olarak mücadele etmek gerekir. belediye meclis üyeleri imarı veren kurullar, vakıflar genel müdürlükleri karar verir ne yapılacağına.

mahkemeler yürürlüğü durdurabilir en fazla. ama usulüne uygun yapılırsa o da zor

biraz daha detay verecek olursam: burayı alan vakıf aziz mahmut hüdayi vakfı. kendileri bu araziye çok yakın bir mesafede konuşlanmışlar ve buraya sürekli olarak başka illerden insan gelip dua etmektedir. bu bahsettiğim araziden önce yaklaşık 100 mt ilerisindeki bi okulu yıkıp buraya diğer illerden gelen insanlar için hem ibadet hem de yaşama alanı yapmak istemişlerdi. işin ilginci okulun yıkılmasına izin veren belediyeyi mahalleli mahkeme kararıyla vazgeçirmişti. bizim evin karşısındaki arazi ise osmanlı döneminden kalma hamam yapısı. restorasyon edilmesi o arazideki tek yol. ama bu vakıf o büyük araziyi tamamen kapayıp okul arazisi için gerçekleştiremediği şeyleri bu arazi için düşünüyor.

sevgili efruz: arazi satılık olsaydı alma durumu olurdu zaten ama burası hiç satılığa çıkmadı. sadece 49 yıllığına kiralandı. otopark kullanımı için. şimdi böyle bir yapı olayı ortaya çıktı. ne bir ihale ne de bir satış duyurusu geldi.

ayrıca bir arazide nelerin yapılabileceği önceden hazırlanmış olan kentsel planlarda vardır. bu arazi ibadet alanı olarak gözükmemekte. aynı zamanda vakıflar genel müdürlüğü imar planları üzerinde değişiklik yapma hakkında sahip değildir.

bu durumda yapacağınız en uygun yol, benzer hassasiyetlere sahip derneklerin sizin semtinizdeki şubelerine başvurmak olacaktır. Daha güçlü destekçiler bulabilirsiniz.

Olayı sevseniz de sevmeseniz de mutlaka politik olarak çözebilirsiniz. Kendinizden ödün vermek durumunda kalabilirsiniz. Çünkü herkez kamplaşmış durumda.

@ilkdefa: hocam kendimden ödün vermem benim için pek bi sorun oluşturmaz. zira daha 22 yaşındayım ve önümüzdeki eylülde italayaya yerleşicem işlerimin aksaması vs. gibi bi durum söz konusu olamaz. anca uğraştığım zaman hayatımdan çalınmış olur ama engel olabilirsem başka bir şey hiç problem değil yeter ki çözeyim şu sorunu :)

bana da oluyo bu sıklıkla kitap okurken, dikkat dağınıklığı deyip geçiştiriyorum ama hakikaten sinir bozucu bi şey.. eskiden böyle değildim, şimdi en sürükleyici kitaplarda bile bi anda kopabiliyorum.. orada okuduğum bi kelime bi şeyi tetikliyor sanki beynimde böyle, ordan düşünüp duruyorum ama gözümle de okumaya devam ettiğim için bi bakıyorum sayfa bitmiş falan.. çözümü ne bilmiyorum ama şahsen suçu bilgisayar başında ve internette çok vakit geçirmeye bağlıyorum ben, dikkat eşiğim çok salak bi seviyeye geldi bu bilgi çöplüğünde..

dikkat dağınıklığı, hiperaktiflik. psikoloğa gitmelisiniz. böyle insanlar çok fazla

yeni nesil böyle malesef (suçlama değil gözlem). eğitim/psikolog ile çözülecek bir problem. ama üzerine gitmek, üzerinde vakit harcamak gerekiyor. bir anda sadece bir şeye yoğunlaşmak konusunda uğraşmalısın. psikoloğun yanında, meditasyon deneyebilirsin. iyi bir meditasyon alışkanlığı problemini ortadan kaldırabilir. sorun fizyolojik ise biraz daha zor tabi.

bende şundan yanayım çünkü aynı şeyler bende de var. yavaş okuyor olabilir misin? ben yavaş okurdum o yüzden hep dalar gidermişim bunun yavaşlıktan olduğunu bilmezdim. bir yerde okumuştum denedim şimdi hızlandırdım okumamı şimdi biraz daha iyiyim dalıyorum ama en azından okumamı kontrol altına alabiliyorum engel olabiliyorum dalmalarıma çoğu zaman. tam olarak yenemedim ama önceki gibi rahatsız edici bir durumda değilim artık.

deep435'in söyledikleri konusunda:

günümüzde çizgi filmler olsun, reklamlar olsun, bilgisayar oyunları olsun; bebekleri ve çocukların ilgisini kısa kısa sürelerle, yoğun ama anlık çekme peşinde. bir şekilde bu hale geldi. hal böyle olunca, vurdulu kırdılı, rengarenk, tuhaf tuhaf kısa seslerle (en favorisi pırt sesleri, geğirti sesleri) dolu baştan sona çocuğun ilgisini çeken ama başıyla sonu arasında ilgi olmayan programlarla büyüyor çocuklarımız, kardeşlerimiz. level atlamadan başka düşünme gerektiren amacı olmayan oyunlar var mesela. çocukları tv seyrederken, oyun oynarken seyrediyorum. dudaklar düşmüş, dünya ile ilişiği kesilmiş haldeler. ama ne zaman ki ritm düşüyor tvde, dikkat hemen başka birşeye geçiyor. bırakıyorlar, sabredemiyorlar. sabır sıfır. artık sayfa ile kitap okutmaya çalışıyor veliler. çocuğu ile oyun oynamayı yanlış uygulayan anne-babalar yüzünden çocuklar tek başlarına kaldığında şaşırıp kalıyorlar, kendi kendilerine oyun oynayamıyorlar. sürekli ilgilerini çekecek birşey arayışı içindeler.

konuyu uzattım ama demek istediğim şu:

daha hızlanıp dikkatin dağılmasına izin vermemenin doğru bir strateji olduğunu düşünmüyorum. elbette bir değişim yapacaktır. ama o zaman bu insan yaptığı her işi hızlı mı yapmalı, dersi hızlı mı dinlemeli, bir resme hızlı mı bakmalıi mp3lerini hızlı mı dinlemeli.

çözüm hızlanmakta değil yavaşlamakta ama o yavaşlıkta bile konsantrasyonunu toparlayabilmekte yatıyor. bu da malesef emek gerektiriyor. sonucunun bütün bir ömür boyu sizden ayrılmayacak bir yetenek olacağını garanti ederim.

206 hdi şehir içi 140-150 kuruş

Renault DCI araçlar gerçekten oldukça az yakıyor ve güç olarak da yeterli.170-180 Krş civarı yakıyor galiba.

lpg yakıt tipini elerseniz geriye dizeller kalır çünkü benzinlilerde çok ucuz fiyatlar pek mümkün değildir. litresi 3.7tlyi geçmiş bir litre ile kaç km gitmesini bekleyebilirsiniz ki araçtan.
bu açıdan değerlendirirsek eğer; 206 az yakar 12kuruşa kadar iner kullanıma bağlı, ortak yapım araçlarda az yakar fiorino, nemo tarzı araçlar. özellikle fiorino çok az yakmaktadır.

az yakan diye bişey yok kullanımıza bağlı bu tamamen www.eksisozluk.com

2006 corsa 1.2 80 beygir kullanıyorum 5 yıldır.psikopat gibi az yakıyor.benzinli masrafsız tıkır tıkır gidiyor.çok seri.üstelik yazın klima hep açık

Audi A1 dizel. Şehir içi 4 lt...

buffy de vampir sayilir +1

scanner olan herhangi bir yerde taratabilirsin fotoğraflarını.

Normal scanner'lar genelde renkli tararlar zaten.

Yalnız internet cafe'de filan yaptırırsanız foto başına 50 kuruş filan alabilirler. 20 taneden sonrası pek makul değil o yüzden. Komşudan filan bir tane edinebilirseniz iyi olur.

Ozalitçilere sorun.

ben tarıyım tarayıcı ile neredesin?

tarayıcı ile uğraşmadan yüksek çözünürlü bir dijital foto makinesi ile de yapabilirsiniz

tripod kullanmanız faydalı olur. önce resmi sonra makineyi sabitlemeli. manuel focus ile netliği ayarlamalı ve flaşsız çekmeli. gündüz güneş ışığı ya da harici sürekli güçlü ışık faydalı.

ben eski zaman fotoğraflarımız çok güzel arşivledim böyle

özel hastane ve polikliniklerin diş ile anlaşması yok. tamamını cepten veriyorsunuz

sgk diş, diyetisyen, psikoloji gibi bazı bölümlere ödeme yapmıyor

kadıköy ağız ve diş sağlığı merkezi. özel değil ama güzel bir yere benziyordu ben 20lik dişimi çektirmek için gittiğimde. bostancı köprüsünün orada e-5'te.

hangi ders? hangi muhit?

iyi yani. fen matematik anlatacaksın heralde. hafatda 2 ders yapsan ayda 200 tl yapar. bu da fena değil.

fen-matematik değil. 2. sınıf okumasına rağmen okuma-yazmayı hızlandırmaya çalışan bir çocuk, ödevleri falan var tabi ki matematikten.
yeniköy'de

az bence. hem de çok az.

50 lira iyidir

50-60 tl civarında istemelisin, bence

daha önce ders verdin mi bilmiyorum ancak dersi vermeye başlayacağında 20 liraya bu işin yapılmayacağını anlayacaksındır hem de 9 yaşındaki bir çocuğa.. bence 50 söyle eğer fazla geldiğini belirtirlerse 40a in.

50 deyince kaçıp gider sanırım=) konuşurken "genellikle 20-25 istiyor öğrenciler internetten gördüğüm kadarıyla" dedi de.. en son bana sen kafanda bi rakam oluştur konuşalım tekrar dedi.

20 lira dan aşağı inme,35 den yukarı da çıkma bence

iş veren ne düşünüyosa söylediği max. fiyatın 5-10 lira fazlasını söyle...hem müşteriyi kaçırmamış olursun hemde 5-10 fazlası aya vurduğunda iyy para yapar..

Yağmurda, karda gidip dokuz yaşında bir çocukla ilgilenmek için aklınızdaki fiyat neyse onu isteyin. 25 TL yetiyorsa o kadara verin. Sizden memnun kalırlarsa o çocuğun arkadaşları da öğrenciniz olabilir sonradan.

30 normal. daha aşağı düşürme iki saat veirsen 50 falan yaparsın. 20 çok az.

resize diyerek ister boyut olarak, ister yüzdelik olarak küçültebilirsin

picasa bilmiyorum tam ama windows paintte. uzat şeklinde yapılıyor

picasa.google.com

"File-> Export picture to a folder" yaparsan orada boyutunu ayarlayabiliyorsun. (ben de öğrenmiş oldum)

ben paintte yapıyorum. uzat eğ kısmından üstteki iki ayarı 80-80 yapıyorum boyut anında küçülüyor 3-4 mb dan 300-400 kb a. bilmem işinize yarar mı?

outlook

(bkz: vso image resizer)

cep telefonuna para gonderiliyor. telefon bankaciligi sifren varsa kendi telefonuna yollatabilirsin heralde.

kartsız alışveriş için sanal pos lazım. normal pos makinalarında olmuyor. internet üzerinde yapılır.

kartsız para çekme hesaptaki para için geçerli sanırım karttan nakit avans kartsız olur mu bilemiyorum

(bkz: mail order)

hangi banka ya da miktar önemli değil.

bankadan aynı bankaya yapılan havaleler gerçekleşir. ama farklı bankaya yapılanlar pazartesi geçer hesaba

(git: 189272)

pazartesi. dün 11'e kadar eft saati.

herhangi bir kanunda böyle bir suç tanımı yok. suç değil yani. sadece yasaktı. artık fiilen serbest.

türbanı yasaklayan yasa ya da anayasa maddesi yoktur. aksine yasalarda belirtilmedikçe serbesttir şeklinde yazılı.

fiilen 28 şubatta uygulandı şu anda fiilen uygulanmıyor. yasaklı bir maddeyi meclis koyabilir sadece. yargı kanun yapamaz kanun iptal edebilir en fazla

Türban ile ilgili yasayı doğrudan anayasa'ya aykırılığına bağlayarak iptal eden anayasa mahkemesi kararı gereğince üniversitelerde derslere türbanla girilmesi hukuki değil. bu nedenle de rektörler tamamen serbest bırakmak yerine girenler hakkında tutanak tutulacak demekle yetiniyorlar.

Üniversiteler ile resmi daireler aynı çatı altında değiller. Üniversitelerin özerkliği var.

part time ın mantığı minimum zamanda maksimum çalıştırmaktır zaten

(bkz: anketörlük)

sen ödüyorsun:) bence kimsenin elinden para çıkmıyor, kendi tamir ekipleri vardır. onlar hallediyordur. maaşlı adamlar filan.

@hollowlife, basligi okudun galiba sadece ?? yazdim ya soruda,

"llaki bir yerde son kullaniciyia dayayip zarari cikatiyordur"

Daha su gune kadar kimse bana gelipte;

"haci kablo koptu, baglamamiz lazim, sana dusen su kadar dolares, uclan bakalim"

demedi.

haa, faturaya kol boyu yansitiyorlardi, o tamam. Benim merak ettigim, bu kablo koptugunda bunu baglamaya giden geminin parsini, yakitini o anda kim oduyor ?

Altyapı firmaları boşuna mı var abi? Adamlar o servisleri sağladıkları için tonla para kazanıyorlar. Ttnet'in büyüğünü düşün. Birini ttnet satın aldı mesela geçenlerde.

(bkz: invitel)

kablonun bakım sorumluluklarını hangi şirket aldıysa o.

o kabloyu kullanan ülkeler şirketler kullanım bedeli ödüyorlardır. uydularda ya da bazı locak vericilerde de öyle. kullanan herkes para öder. tv kanalları vs. ordaki paradan yapıyorlardır parayı alan şirket.

çok zor değik bunu analiz etmek.

şöyle düşün ttnet in bir sürü yurtdışı omurga bağlantısı var ve bunların hiçbiri bedava değil. ttnet sana bağlantı satarken başka bir tarafada bağlantı ücreti ödüyor.

bunun gibi her ülkenin her operatörü bağlantı yolları için sürekli para ödüyorlar.
bu bağlantıları kuran firmalar ise o aldıkları paralar ile o kabloyu ayakta tutuyorlar.

(bkz: cevab veremedi)
(bkz: islamcılarda sert sessizleri yumuşatma tandansı )

(bkz: yabışmış)

(bkz: cevab ver)

Hem de çok gülünçlü bir esprisi var.

bizim aramızda bir sır o montla sıçmayı başarabilenlere özel bir ayin ile espirisni söylüyoruz.

eeeevet kaçırıyorsun

bu soruyo ben de zamanında moderasyana sordum ama cevab veremedi

islamcılarda olan bir durum değil herkes yapıyor geçen bi kağıt geldi eve sağlık bakanlığından tespit yerine tesbit yazmışlar :D

lokman

baharatçı

otacı

(bkz: nebatat)

çerçi

aktar'ın tam olarak eşanlamlısı sayılmaz ama, "herbalist"?

kökçü
herbalist
nebatatçı
ıtırcı
attar

eft oluyor ki bankalar yarim gun calisiyor bugun *yanilmiyorsam*. eger bugun ogleden sonra calismiyorlarsa eft de gerceklesmez.

havale istediginiz zaman yaparsiniz. eft'ler pazartesiye kaldi.

bankalar tatilde eft yaparsan gitmez, pazartesi gider
havale yaparsan garantiden garantiye gider
fon bozamazsın... (evet benim gibi sonradan hatırlayınca bozulmadığını anlıyorsun)
anlayacağın kötü oldu

pazartesi geçer hesaba

Eğer alıcı tanıdıksa misli.com da bir hesap açsın. Siz ödemeyi oraya yapın o da hesabından çeksin. 30 dk içerisinde para hesabına geçer.

maps.google.com

@synick yine rahat bir 10- 11 saatlik uçuş di mi en azından?

@ot kanada ile rusya eleleymiş nerdeyse yahu :)

az daha kafanı karıstırayım o zaman.turkiye den hawai ye gitmek istersen kolay yolu japonya dan gitmek:)

vallahi hava yolu olarak sordugunuzu varsayiyorum. iki turlu de ucuanlar mevcut! zira, bazi insanlar sadece belirli yonde seyahat edince rahat ediyorlar [ cesitli nedenleri var ]. o yuzden cok takilacak bir nokta degil.

www.daftlogic.com

olur öyle. ben de uzunca bir süre japonya'dan pearl harbor'a giden savaş uçaklarının türkiye üzerinden geçip gittiğini düşünmüştüm:)

küre şeklinde bir alan iki boyuta indirgenince görsel olarak seni yanıltabilir. yani haritaya bakıp ekvatorda iki ülke arası mesafe, kutuba yakın iki ülke arasındaki mesafeye göre gerçekte daha uzundur.

aşağıdaki uzun şerit yani alt sınır aslında küre üzerinde tek noktada birleşiyor

elele olan amerika. www.name.com

bilen olsa vurgun yapar. ama dolar çok düşük. 3 yılın en düşüğü ve ons yüksek olmasına rağmen gramı 61 civarı. dolar yükselir de ons fiyatı sabit kalırsa 65 66 lirayı bulabilir

şu an bozdurmaya gitsen alacağın fiyan en düşük 21350 en yüksek 21400 TL dir. bayrama kadar ne olur kimse bilmez bilse efruz un dediği gibi eşek yüküyle para kazanırdı zira bu işi ton ile yapan insanlar var. hali hazırda 60 civarına inecek diyenler olduğu gibi 65 liraya çıkacak diyenlerde var. akşam bernanke ipnesi çıkar likiditeyi artırmayacağım der altın olur 59-60 yada çin çıkar derki canım sıkıyor lan elimdeki tüm dolar fonlarını piyasaya vereceğim ABD ebesininkisini dörsün. al sana altın 65.

cevaplarınıza binaen, 57,5 ten aldım gitti. hayırlı uğurlu olsun. thanks..

sen DE sagol.

sen de sagol derim ben.

@hoochie woman, eyvallah bacim.

De ye dikkat etmiyordum, evet daha mantikli geliyor kulaga.

rica ederim derim ben

"rica ederim, aslen benim size müteşekkir olmam lâzım gelir cânım efendim." diyorum ben bazen.

kimle konuştuğuna bakar.

Şirket ortamında resmi bir ortamda birisi sana sağol dediği zaman sen de sağol diyemessin elbet. Bu gibi durumlar rica edilir bence.

"ben teşekkür ederim"

sen sağol tepkisel olur. şunu getir dendiğinde sen getir der gibi.

sen de sağol, eyvallah, mühim değil gibi alternatifler olabilir

bişey değil, önemli değil. hatta "tamam tamam" diyorum ben

Tören kıtasındaki askerlere cumhurbaşkanı, siz de sağolun diyor.

bişi değil +1

www.imdb.com
www.imdb.com
Riddick aklıma geldi okur okumaz.

bence de kesin riddick'tir.

riddick değil. riddick te sürekli gece oluyor. ve soğukluk sıcaklık yok.

@efruz
filmdeki güneşin doğması sahnesini hatırlayamadın sanırım, bana kalırsa en baba sahnelerden biridir.

riddick evet, teşekkürler..

mail gelcek, gidip başvurduğunuz yerden alıcaksınız.

orda sira bekleyecek miyim peki?

beklemeyeceksem, orda bkeleyenler ne bekliyor?

Hasanpaşa içim söylüyorum. Orada sırada bekleyenlerin kartını dağıtan adama ben netten başvurdum diyince sıra beklemeden getiriyordu. Şimdi online başvuranlar için de sıra var duyumları alıyoruz.

sen önceden başvurduğun için seninki basılacak, sen gidip basılı kartların arasından alacaksın...

orda bekleyenler yeni kartlarının sisteme girilmesini fotoğrafın kartın falan basılmasını bekliyorlardır sanırım.

dvd sürücüsü de arızalı olabilir. başka bilgisayarda ya da dvd playerda deneyin.

@efruz çeşitli bilgisayarlarda denendi ne yazık ki sonuç aynı

ortam bozulmuşa benziyor. pratik olarak nero türü bir programla kalıp olarak harddiske yazdırmayı deneyin. byte byte okumaya çalıştığı için kurtarabiliyor. çünkü windowsta bir kaç mb takılınca hemen hata uyarısı veriyor.

ve internette dvd recovery olarak aratıp ordaki programları deneyebilirsin

www.hketech.com

@nargile programı denedim ama silinen dosyaları getiren bir program, bozuk dosyayı recover etmiyor.

@efruz çok arandım ama yarayan program çıkmadı neyse kısmet değilmiş

mağrur.

eski dilde müstağni olmak deyimi ta bu durum içindir. hatta devlet memurlarına makam sahiplerine tavsiye edilir. ihtiyacın olsa bile uzak dur

Asil durmak...

ısınan hava yükselir...

hayır nasıl bulamadın anlamadım. google mevsimlerin oluşumu diye yazıp aratınca az okumakla öğrenilir

efruz sen yıllık hareket mi diyorsun buna

güneşten gelen ışınların yeryüzüne çarpma açısıyla ilgili. kuzey yarım küreye daha dik açılarla çarptığı zaman yaz mevsimi gerçekleşiyor. gyk ye ise çok daha düşük açılarda çarpıyor, hepsi ulaşamıyor yüzeye, atmosferden yansıyıp gidiyor. bir de ışık alan süre(gündüz) daha az olduğu için kış döneminde bölge daha az enerji almış oluyor.

eksen egikligi.

sttc nin daha kisa aciklamasi: eksen egikligi

eksen eğikliği ve buna bağlı bir sürü bir sürü sebepler