minare kalıntısı?

hamam bacası ?

sanmıyorum. civarlarında cami namına birşey yok. yangınla ilgili bişey olmalı. baca falan.

sütün yada minare kalıntısı

3 yerde gördüm. eyüp, galata, küçükayasofya. bu küçükayasofyada çekildi. minare, sütun, hamam bacası olduğunu sanmıyorum.

tuğla fabrikasından kalan son baca.

gece aydınlatması için olabilir. üzerinde ateş yakılaraktan etraf aydınlatılabilir. yangın gözetleme kulesi diyenler de var.

tahminden ziyade linklerle destekli cevap verirseniz daha iyi olur.

baca bunlar, divan otelin yanında var, kasımpaşa'ya giderken var...

adama bak cevap beğenmiyor. bunların baca olduğunu anlayamacak bir insansın gelip burada milletin verdiği cevaplara ağız burun kıvırıyorsun. hadi canım hadi.

bizans zamanında üzerine heykel dikilen, ince, uzun kaideler bunlar.

(bkz: çemberlitaş)

@esenboğa, cvp beğenmeme değil senin gibi bilgi sahibi olmadan fikir yürüten ve bunu gerçek kabul eden ergenler yüzünden link bekliyorum.

tiyatro?

ben bizimkini arkeoloji müzesine götürdüm bayıldı. özellikle mumyalar ve kafataslarına.

çocuk etkinliğinden ziyade yetişkin etkinlikleri daha iyi olabilir. arkeoloji müzesi gerçekten iyi fikir, onun dışında sinema ya da koç müzesi olabilir, motorların arabaların olduğu.

ilaveten sakıp sabancı müzesi yanında çocuk olanlara ücretsiz. resim, tablo falan biraz bayar ama müzenin mimarisi ve konumu çok klas. oradan çıkıp büfeden salep ısmarlayıp boğaza nazır içersiniz.

soru sormamışsın ama yine de cevaplayayım kilo al ve kızın peşini bırakma.

kas yapmaya devam. başkasını bulursun.

demekki kilolu tiplerden hoşlanıyor. geleceğe yatırım yapmak istiyorsan sporu bırak kilolu olmaya kas

kas yapayım derken göz çıkarma.

birinin sevmenin kilosuyla ya da başka bir şeyle alakası yok ki.

kilo alınca seni beğenecek mi sanıyorsun? fit biriyle çıksa bir şey diyememzdim ama kilolu diyorsan dış görünüm değil derim onun gözünde tek önemli olanın. kafa uyumuna bakıyor da derim. siz dururken onu tercih ettiyse kilolu seviyor değil sizi sevmiyor da derim.

derim de derim. iş kiloyla falan değil onu etkilemekte bitecek. bir de yuva yıkan kişi olmayın eğer öyle olursa sizi asla affedememesi sorunsalı var.

inciswf.com

kulübe hoşgeldin

sen kası yap da başkası gelir.

sakız çiğne

hemen hemen her program, çalışma sayfası açarken zaten web/paper olarak iki seçenek sunuyor. paperdan a5 yaptın mı yeter.

karşılıklı sayfalar olarak çalışacağın için; yatay A4 ebadına hazırlamalısın. minimum 3 mm de dışlara doğru taşma payı vermen gerekiyor. eğer bir formadan kalın ise sayfa sayısı, taşmayı 5 mm verebilirsin.
çok sayfalı olacağını varsayarak, broşürde kapak çalışması varsa, sağ tarafta kapak, sol tarafta arka kapak olacak şekilde çalışmayı unutma.
eğer tek tek sayfalar halinde A5 çalışırsan montajı yapan kişinin kafası karışabilir, hangi sayfalar karşılıklı geliyor karıştırabilir. o nedenle yatay A4.
her halükarda, baskıya işi gönderirken bir de basit maket göndermeyi sakın unutma.
yani kırımı yapılmış olarak.

kanuni olarak birşey yapabileceğini sanmıyorum. bence anti seo yapıcam diye tehdit edin. gene yapmadılar. gerçekten anti seo yapın.yabancı proxyden şirket adına yakın isimlerde wordpress, joomla, blogspot, face, twitter falan açıp spam, backlink kasın.

böylelikle anlamlı bir mesaj vermiş olursunuz. siz google'dan kaldırmadınız ama komple sitenizi sandbox'a aldırdım:) deyin.

bildiğim kadarıyla ilk olarak noterden ihtarname çekmelisiniz, halen kaldırılmadıysa yargıya başvurabilirisiniz. Belki şu link yardımcı olabilir. www.tib.gov.tr

Ek olarak diğer cv sahiplerine'de mail yoluyla durumu anlatın.

yeni ünvanınızdan dolayı tebrik ederim

Benim çok sevdiğim bir hocam var, o da kadın, doçent olsa şöyle bişey derdim:

Hocam, doçent olmuşsunuz, çok sevindim, tebrikler.

öyle bir insan ol ki akıllar dursun
sen ona buna değil allaha kulsun
melekler içinde parlayan bir nursun
doçentliğin mübarek olsun

Minareden atlarim,
docentliginizi kutsarim

@midesiz, çok içten olan bu mesaja kahkaha attım.

hocam doçent olmuşsunuz tebrik ederim yaz gitsin kardeşim ya allah allah ermenonville markisine tebrik kartı atmıyoruz burada kasmaya gerek yok

''Ne zaman ıslatıyoruz hocam'' yaz çok samimiysen tabi :)

merceğinden kayar, gözünden düşer, hayatını zindan eder.

toric lenste sıkıntı yaratıyor epey. ücretsiz deneme lensi talep edip dene derim.

Benim gözüme batıyordu hep büyük bc'li lens.

+1

bulucak.com

skyscanner var.
ama uçak firmalarını tek tek kolaçan etmek +1
hatta gideceğin yerin havaalanını (googledan, wikiden) aratarak senin bulunduğun yerden hangi uçak firmaları gidiyor görebilirsin.

kayak'tan price alert oluşturursan o senin için her gün tek tek kolaçan edip mail atar.

hepsini yapsan da olur ama en mantıklısı şu:
"elma, kurabiyesi, seven, kız, sevgili"
şeklinde.

arama motorunu insan gibi düşün. şüphesiz bir çoğu dürüst siteleri sever. eğer sen sadece elma kurabiyesini seven sevgililer ile ilgili içerik giriyorsun hepsini tek çırpıda yazacaksın. ama sen;

elma, kurabiye, elma kurabiyesi, elma, kurabiye seven vs..gibi yazarsan doğal olarak elma, kurabiye gibi kelimelerde de çıkacaksın. fakat o içerikte elma veya kurabiye ile ilgili bilgi olmadığı için robotlar seni kara listeye almasa da mimleyecek.

robotlar anlamaz onu, robotlar insan değildir duyguları düşünceleri olmaz sadece komutlarla bir algoritmaya göre çalışır, o da asla anlayamaz

hm anahtar şey burada virgül oluyor demek ki, bunu bilmiyordum doğrusu. yani virgülle ayrılması gerekiyor.
peki virgülle ayrılmış her öğe için ayrı mı işlem yapıyor google, diğer kelime öbeklerinden farklı olarak?
örn, "elma, elma kurabiyesi, elma kurabiyesi tarifi" şeklinde olsun, hem elma, hem elma kurabiyesi hem de elma kurabiyesi tarifi yazan insanlardan sonuç alır mıyım, birbirinden bağımsız olarak?

eğer öyleyse, herkes olabildiğinde fazla kelime öbeği yazar, ancak bildiğim kadarıyla sadelik daha etkin oluyor gibi?

ayrıca, adwords kabul etmiyor virgülü galiba:

"Anahtar kelimeler standart olmayan karakterler içeremez. Örnek: ! @ % , "

evet, kelime sayısı arttıkça düşük arama hacmi diyor. oysa tersi olması gerekmez mi?

qwermans'in tavsiyesini kesinlikle önermem. sana tavsiyem şu olabilir. google'i en iyi google anlar.

örneğin başlığın "elma kurabiyesi olsun" google'a gir. "elma kurabiyesi" diye yazmaya başladığın anda sana zaten gerekli ipuçlarını verecektir. onları aynen girebilirsin etiket olarak.

lizbon

bütçe ne patron? kaç gün bi de?

2-3 gün için, bütçem 500 e maksimum

www.digiturkplay.com.tr

yönetim anca buna izin veriyor

Espn diye bir kanal varmis yabanci ordan bakabilirsin.

uzmanı olduğunu iddia edebileceğin dizinin adını yazabilirsin, örnekse;

ilgi alanları

beatles, dolma kalem, breaking bad.

gibi.

böyle boş ve gereksiz birşeyi bu kadar ciddiye alacağını bilseler emin ol şlrket kapısının önünden geçirmezler.

böyle işler için

color schemer studio

Para isteme olayı ertelendi, ücretsiz yapacaklar. Polis çağırabilirsiniz tutanak tutsun.

Kaynak?

gundem.milliyet.com.tr

Çalışma ve sosyal güvenlik bakanlığı 170 hattını aradım. Resmi bir bilgi yokmuş şuan için. Bir şey yapamazsınız dediler :/

ben mi yanlış okudum yoksa verdiğim linkin başlığı ile metnin içeriği birbirini tutmuyor mu? eğer öyleyse böyle gazeticiliğin taa.

30 lira bayılıp aldım.

www.youtube.com
ayrica ibrahim tatlises falan da cok seviyorlar.

www.youtube.com

kuranı kerim mp3'ü koy panpa 7/24 çalsın.

www.youtube.com

www.youtube.com

bu şarkıyı sevmeyen arap görmedim :)

hiç görmedim. olacağını da sanmıyorum. çünkü o tool'u yapmak zor. beleş yada ucuz programa koymazlar. onu kodlayacak adamlar daha bir sürü ek özellik koyarlar.

şimdi baktım da acdsee 2009 da var.selection tool.

decathlon
intersport
barçın spor

(bkz: chainreactioncycles.com)
not: burdan alışveriş yapmadım, yapmayı düşünüyorum.

boyner sports

stylebot

(bkz: beta ++)

bir de bu var farklı, (bkz: ekşi sözlük beta güzelleştirici) ama çalışmadı bende.

(bkz: idm)

directory opus

marketten. çaykur'un yapraklı çayları var.

ahanda bunu alıyoz.

www.noon.com.tr

ben tanıdığım ve güvendiğim bir aktardan alıyorum.

kestiğiniz parça seçiliyken ctrl+c, diğer dökümana geçip ctrl+v

m > sonra orayı kare içine al sonra v > shifte basılı tutup yan sayfaya sürükle

bimeksde 789 lira.

www.bimeks.com.tr

alma

(bkz: nexus 7)

En azından iPad mini veya iPad 2 alınız. Ya da Samsung'un en uygun fiyatlı olanı hangisiyse o da olabilir. Ama bunların dışında almayın bence, paranız boşa gider.

marcelle +1

ipad mini aklıma yattı ama küçük geldi oda, ipad2 de 950 teknosada.samsungun en ucuzu tipsiz bişey oda 850.
paran yoksa tablet neyine senin hacıt diyebilirsiniz tabi :)

Ben Nexus 7 aldım, memnunum. Kitap okuyorum, wi-fi ile web sayfalarında dolaşıyorum ne rahatlıkmış, şimdiye kadar yaptığım en akıllı alışveriş. Casper'ın ürününü kullanmadım ancak Nexus, Google'ın kendi resmi tabletidir, desteksiz kalmazsın. Fanboylara da bakma sen, ipad almazsan paran boşa falan gitmez.

ipad almazsaniz paraniz bosa gider.

ben olsam çin malı alırım. her şeyi yapabiliyorlar. hem teknolojiyi takip ediyorsunuz hem de az parayla her şeyi öğreniyorsunuz.

üye olup. profilinde site preferences sekmesinin altındaki Title display language bölümünü değiştirerek.

Login olun, yani google, facebook ya da twitter hesabınızla olabiliyor, o zaman orjinal isim görünüyor.

Bence temel sorun, Türkiye Basketbolunun kendine has seyircisinin bulunmayışı ya da çok az oluşundan kaynaklıdır. Dolayısı ile kemik seyirci yaratmak çok mümkün değil. Futbolda bile, milyonlarca insan kendi şehrinin takımını tutmak yerine kalıplaşmış takımların peşinden sürüklenirken(ben de dahil), basketbol gibi yeni yeni seyirci kazanmaya başlayan, ki bunu da futbol fanatizmine borçlu olan, bir spor için şimdilik böyle bir şey çok olası görünmüyor. Basketbolun kendine has bir seyirci kültürü varken, bizdeki futbol seyircisinin buraya ilgi göstermesiyle Türkiye'deki basketbol kültürü de futbol kültüründen farklılaşamıyor. Sonuç olarak, basketbol solonundaki koltuklar, futbolda belirli takımların peşinden koşan kişiler tarafından dolduruldukça, Türk Basketbolunun ne "basketbolun özüne bağlı bir kültürü olur", ne de Türk Basket takımlarının kendine has kemik taraftarları olur.

bence bozbaykuşlar bunun en iyi örneği. taraftar kazanmak için inci, eksi gibi yerlere yönelik çalışma yapsalar. çok sağlam ve adından söz ettirecek bir kitle oluşturabilirler.

Anadolu Efes'in temel sorunu İstanbul'da olması bence. Anadolu'da bir kentte olsa çok daha fazla şehirle bütünleşirdi.

Şahsen Antalyalı ve İstanbul'da yaşayan bir basketbol taraftarı olarak Anadolu Efes'in Antalya'da ikamet etmesini isterdim. Antalya futbol takımının sahasını bile dolduramıyor diyen olabilir, doğru da. Diğer taraftan daha birkaç sene öncesine kadar 2 takımla basketbol 1. liginde temsil edilen bu şehirde tüm basketbol maçlarında tribünlerde boş yer yoktur. Efes'in de Antalya'ya taşınma mevzusu bildiğim kadarıyla 90ların ortasında ciddi ciddi düşünülmüş, Tuncay Özilhan istememişti.

Bence kültürel ve maddi açıdan gelişmiş herhangi bir Anadolu kentinde durum farklı olmayacaktır.

Mevcut durumda ise çözümü bence kısa vadeli değil. Türkiye'de, futbol dahil, bence iyi bir sporcu taraftar kitlesi yok. Futbol dahil dememin nedeni de, futbol seyircilerinin de bence güzel oyundan çok, kendi tuttukları takımla ilgilenmeleridir. (Herkes böyledir demiyorum, genel trend) Bu yüzden Efes'in öncelikle basketbol taraftarı kitlesi oluşturması gerekiyor, bunu da ortaokul, lise vb. seviyesindeki organizasyonlarla yapabilir gibi geliyor ki bunu da yapıyorlar.

bu konu daha böyle uzar gider...

Üç cevaptan da anlaşıldığı üzere hazır basketbol taraftarı az. Bence de öyle fakat tam anlamıyla basketbol seyircisi olarak gösterebileceğimiz taraftarlar salonları doldurabilecek yeterliliğe sahipken salona gelmemeleri ya da gelmek istememeleri de önemli. Gelmek istememelerinin başlıca sebebi salona gelen lay lay'cı futbol seyircisi. Özellikle doğu Avrupa ülkelerinde basketbol ve futbol maçları sosyal bir etkinlik. Maç günü insanlar keyifli sohbetler eşliğinde pub ve cafe'lerde maça hazırlanıyorlar. Bizde köftecilerin başında gene sohbetimizi yapıyoruz tabi de bi cafe'de bira kahve eşliğinde olsa daha iyi olur heralde:)

Anadolu Efesin futboldan gelen holigan ya da varoş seyirci kitlesi olmadığına göre rafine bir seyirci yaratılabilecek yegane kulüp. Eşimle dostumla, kız arkadaşım ya da annemle hiçbir maçına gitmekte çekinmeyeceğim tek kulüp.

Başka bir şehire taşınması mevzusuna gelince Anadolu Efes bir İstanbul takımı. Şahsen karşıyım ama daha iyi olacaksa neden olmasın.

Bir soru sormak istiyorum. Grooweshark ya da fizy gibi online müzik sitelerinin telefon uygulamaları ücretli. Efes'in de muzikicinefes.com gibi gelişmeye açık bir sitesi var, içeriği zayıf sayılır. Telif durumunu bilmemekle birlikte bu sitenin mobil uygulaması olsa ve ücretsiz olsa; bu site üzerinden basketbolla karıştırılmış etkinlikler düzenlense; ekşi sözlük gibi insanların aidiyet duydukları bir platform haline getirilse, ne dersiniz?

@ilkinci,

Ben bunun çok tutulacağını sanmıyorum.

Ben de.

İktidarın kulube ve insanların yaşam biçimine bakış açısında bir ön yargısı olmasa şöyle birşey benim yapılabilir ve ilgimi çekerdi. Ramazan sokağı gibi her maç günü salonun önüne kurulucak sokaklarda cafeler puplar olsa her güne özel çeşitli eğlenceli gösteriler yapılsa; mesela freeestyle gösterileri, karaoke yarışmaları gibi. Bir sürü yarışma olsa ve her sezon her katılımcının puanları belirlense, net ortamında da takip edilse. Kadınlara ve ailelere özel birşeyler ile populasyon dengeli tutulabilir. Küçük konserler düzenlenebilir vs vs.

Buna ne derdiniz? :)

belki şundan olabilir.

www.cnnturk.com

(bkz: pdfsam)

cute pdf yükleyin. sonra belgeyi açıp yazdır deyin. sayfa olarak 350-650 yazın. yazıcı seçeneklerinden cute pdf'i seçin. böylece sadece o sayfaları yazdırır.

foxit advanced pdf editor

bişey yüklemeden şurdan da yapabilirsin:

www.cutepdf-editor.com

belki de evliliğinde sandığın kadar mutlu değilsindir?

delirmiyorsun sadece sıkılmışsın. güzel bir tatil iyi gelebilir. işten uzaklaşman gerekebilir bir süre. hatta biraz uğraşıp yurtdışına çıkın. vize istemeyen ülkelerden birine gidin birkaç günlüğüne. tamamen bambaşka bir dil, insanlar, çevre, yardımcı olacaktır bence.

balık burcu musun?
herkes hayal kurar

eğer kendini yorgun depresif vs hissetmiyorsan sorun yok
hayatın güzel ve keyif alıyorsan

ve jayal kurmak delilik göstergesi değildir

yanlız değilsin. Bu durum gayet normal.

Yolda giderken,rutin bir iş yaparken , uyumaya hazırlanırken , insan her fırsatta hayal kurar, eğer bunların hangisi gerçek hangisi değil karıştırıyorsan delisin,
Ve yaşayacağın güzel ve kötü anları ve planlarını erteleyerek oturup hayal kurmayı yeğliyorsan bence depresyonda olabilirsin.

@dokunmakalbime
yani evet pek mutlu sayılmam ama aslında evlilikte değil de yaşadığımız yerde sorun var. küçücük bir ilçede yaşıyoruz, günler birbirinin aynısı şeklinde geçip gidiyor.

@interview with the vampire
kısa süreli (haftasonları) bir yerlere gidiyoruz ama yetmiyor. zaten ne uzun süre izin alabilirim ne de yurtdışı vs olur, çünkü borcumuz çok. biraz da eşim odun. (aslında odun da değil ama önceliklerimiz farklı, o arabanın modelini yükseltmeyi düşünür, ben satıp tatile çıkmayı.)

@seyyar satıcı
evet balık burcuyum :)

Sıkıntı yok.

Yaş 28, erkek, bekar ve hayatımda rutinliğin aksine yeterince heyecan var. Mutluyum. Buna rağmen hayal kurarım. Zararını görmedim.

nadir de olsa bende benzer hayallerden kuruyorum.

kesinlikle yalnız değilsin,arkadaşlarıma filan bazen gayri ihtiyari anlattığım zaman harikalar diyarı'nda diye dalga geçiyorlar üstelik.

hmm o halde küçük ilçe durumu ve eşinin biraz daha düz biri olması sıkıyor canını. ikisi de kolay değişmeyecek durumlar gibi gözüküyor, ama belki çocuk yapmayı düşünebilirsiniz. iç işlerinize karışmak gibi algılama da, iyi gelebilir sana.

Gayet normal, sikinti yok.

tamam sorun çözüldü balık burcusun ondan aynı kaynımda da var :)
kitap okumak vs tavsiye edilir

ctrl + alt + shift + c

crop tool'u nasıl kullanıcam ? adım adım açıklarsanız güzel olur. bi de bu photoshop't alan genişletme olayının terimi ne oluyor ? "expand" mi ? tutorial nasıl ararım bunun hakkında?

"move" tool var bi de ama onu da nasıl düzgün kullanıcağımı bilmiyorum

şimdi anlatması uzun sürer upload et yapalım.

herkesin yakınında cafe yoktur. adam sigara içiyodur ama kapalı cafede içemez. evde birasını açar maç izler, cafede yapamaz vs vs

ev konforu ayrıdır. en güzeli de evde kalabalık şekilde izlemek bence. hele de derbi maçlarını rakip takımları tutan arkadaşlarla izlemek şahane oluyo. :)

Kişiye göre değişir.Ben özellikle derbi maçları dışarıda izlemekten nefret ederim.Zırt pırt ayağa kalkan mı dersin,mal mal bağıran mı dersin her çeşit tiksindirici adam var.Genelde sakin bir yapım ve bu durum beni rahatsız ediyor.İnsanların da evde izlemesi gayet normal.

Eğer maçı garanti olarak izlemek istiyorsam D-SMART olan bir cafe buluyorum. Yok eğer olmazsa olmaz değilse netten bakınıyorum. Azeri tv falan takılıyorum.

Ayrıca D-Smart'ın yayın politikasını itici buluyorum. Misal Real Madrid - Manu maçını şifreli yayınlıyor. Oysa PSG maçını NTV veya NTV Spor üzerinden veriyor. Barça - Real maçını şifreli veriyor. Sonra dandik maçı açık kanalda yayınlıyor.

Bence Türk takımlarının Avrupa Maçları ve Milli Maçların açık bir yayınla insanlara ulaştırılması önemli. Azeri kanalının verdiği maç için link aramak bence utanç verici olmalı.

Bu yüzden biraz protest de takılıyorum yani.

varoşlarda yaşıyorsan mecburen evde izlemenin yollarını arıyorsun. kahveye gittiğimde katil olmamak için kendimi zor tutuyorum. dikkat çekmeye çalışanı mı değilsin, laf atanı mı dersin.

birçok şehirde maç izlenebilecek kalitede kafe sayısı çok fazla değil. 3-5 alternatifin vardır ; onlarda da rezervasyonlar kısa sürede dolar. restoranlara gitsen maç izlemek için yemek yada içeceklere dünyanın parasını bayılman gerek. kahvehaneler de var dersen mesa'nın dediği gibi türlü türlü adam var. belki daha düşük fiyata da izlersin ; sen tribündeymişsin gibi alkışlarsın takımı ama adamın biri kalkar gol kaçırdığı için küfreder ve takımına küfreden bir yapın yoksa rahatsız olursun bu durumdan. hayatında hiç sigara içmemiş adam o kahvehanede zamanında içilmiş sigara kokusunu k-9 köpeği gibi tespit eder ve o kokudan rahatsız olur.

ben de sırf arkadaşlarla beraber izlemek için kafeye gideceğim hatta yer bulamadığımız için kafenin bahçesinde izleyeceğiz ve büyük ihtimalle yarın üşütüp hasta olacağım. arkadaşlar çağırmasaydı soğukta dışarı çıkmaktansa açar evimde zdf'den izlerdim.

sanırım organizatörleri iflas bayrağını çektikten sonra balkan ülkelerinden birine göç etmiş. daha önce nette takıldıkları yerlerde de görünmüyorlar. bence en iyisi akmar pasajındaki hammer müzik'e gidip, enis'e sormak. muhtemelen yol, yordam gösterir.

edit : yada hiç gitme telefondan ara. sizden defalarca unirock için bilet almıştım diyerek yağlama çekip meramını anlat.

Doğru değil. Muhtardan aldığın nüfus cüzdanı talep belgesi. Yani o belgeyle ccüzdanı çıkarabilirsin ancak, başka işe yaramaz.

kimliği kaybettiysen onun muadili ehliyet oluyor. kağıt mağıt ddeğil.

ntvsporda mı? dsmart da değil mi yahu?

Dsmartta maç.

www.dsmart.com.tr
www.ntvspor.net

D-smart yayınlıyor ne yazıkki...

ben de araya ilişiyim. oradaki yer neresi?

some people

mekan poyrazköy olabilir...

o board'ın içine etmişlerdi hocam en son. baya kötü duruyordu cumartesi akşamı.

ben akşam orda olucam çeker atarım önünden geçersem

bişey olmaz hocam. çekin gönderin. ben photoshopla düzeltirim.

Yolladim

garanti bankası

7 günlük , 6 euro vakıfbank güneş sigorta,
www.gunessigorta.com.tr?

pazar günü eminönü, sirkeci tarafları ölüdür. seyyarcılar dışında pek kiimseyi bulaman.

hemen hemen her yer kapalıdır

sadece e-mail atarak ip adresi öğrenemessin. lokasyon zaten öğrenemessin.

istenirse ulasir.
Senin o siteyi kullandigin tarihte, o siteye hangi IP den baglandigini bulurlar. O IP nin hangi PC tarafindan kullanildigini bulurlar falan filan.

Imkansiz degil yani..

o mailin gönderildiği servise savcılık izniyle arama yapılsa anca. öbür türlü bulamazlar. ama gene de akıl edemediğimiz olaylar dönebilme ihtimaline karşı bence internet cafeden at.

Tek kullanımlık mail siteleri vardı onlara bi bak istersen

(bkz: mal)

heheh. adam çok sevinmiş belli. ben böyle bütün hayatını futbola adamış adamların biraz boş olduğunu düşünürüm ama, sanki bu adam dalga geçiyor yahu. öyle geldi bana.

güldüm. hani adam şakasına da yapmış olabilir; ama ilk maçını kahvede izlemiştim, çevremdekiler buna yakın tepkiler veriyordu. yani bu kafada adamlar var.

Mizansen olm bu :) inandiniz mi yoksa

adam sanki çok zekiymiş gibi bir izlenim bıraktı bende

ctrl+a ctrl+c

office varsa, sol üstteki "dosya"nın altında "word ile düzenle" gibi bir şey olması lazım.


EKONOMİ KONU ANLATIMI - İktisat Bölümüne Alternatif Kısa Açıklamalar ve Konu Anlatımları

ÜNİTE 1 - ÜNİTE 2 - ÜNİTE 3 - ÜNİTE 4 - ÜNİTE 5 - ÜNİTE 6 - ÜNİTE 7 - ÜNİTE 8 - ÜNİTE 9
Devletin fiyatlara müdahalesini ve denge oluşumlarına etkisi, Devletin 3 politikası vardır
1) FİYAT KONTROLLERİ , 2) MİKTAR KONTROLLERİ , 3) VERGİ UYGULAMALARI
1) Fiyat Kontrolleri: Devletin yasa yada düzenlemelerde (yönetmelik tebliğ gibi) belirli bir mal yada hizmetin fiyatını tespit etmesi veya sınırlama getirmesidir.
Fiyat Müdahalesi Yöntemleri
A) Taban ve Tavan Fiyat Uygulamaları
TABAN FİYAT:Devletin mal ve hizmet arz edenleri korumak için piyasada işlem görülecek asgari fiyatları belirlemesidir.asgari ücret.
TAVAN FİYAT: Devletin tüketiciyi korumak için piyasada işlem görülecek en yüksek fiyatı belirlemesidir.Tavan fiyat uygulaması sonucu ortaya çıkan sorunlar:
a) Tayınlama:Tavan fiyat uygulaması ile ortaya çıkan kıtlık tayınlama sorununu ortaya çıkarır.Paylaşım sorunun piyasa mekanizmasının devreden çıkararak idari kararla çözümlenmesidir.karne uygulaması
b) Karaborsa:Tavan fiyat uygulaması sonucu ortaya çıkan kıtlık ortaya çıkaracaktır.
c) Satılan malın kalitesinin düşmesi
2) Miktar Kontrolleri: Devletin piyasada oluşan denge fiyat ve miktarını değiştirmek için kullandığı diğer bir yöntem kotadır.

Kota:Uluslar arası ticarette ve üretimde uygulanan miktar sınırlamalarıdır.
a) Üretim kotası:arz edilen mal ve hizmet miktarını sınırlayarak,rekabet koşullarında oluşmuş piyasa fiyatını üreticilerin lehine arttırmaya yönelik devlet politikasıdır.
b) İthalat kotası:belli bir dönem boyunca ithal edilecek ürün ve değeri üzerine bir tavan koyulmasıdır.burada amaç ulusal endüstrileri korumak ve ödemeler dengesindeki açıkları azaltmaktır.
3) Vergi Uygulamaları

a) Spesifik vergiler:Belirli bir maddi ölçü üzerinden alınan vergilerdir.motorlu taşıtlar vergisi gibi
b) Ad valorem vergiler:Belirli bir parasal değerin yüzdesi şeklinde alınan vergilerdir.gelir vergisi,kurumlar vergisi gibi.
Vergi yansıması:Vergiyi ödeyen mükellefin bunun bir kısmını veya tamamını fiyat mekanizması aracılığı ile diğer kişilere aktarmasıdır.
-Talep esnekliği ve arz esnekliğinin birbirine eşit olması durumunda vergi yansıması :vergi yükü tüketici ve üretici arasında eşit paylaşılır.
-Talep esnekliğinin arz esnekliğinden küçük olması durumunda vergi yansıması : verginin daha büyük bir bölümünü tüketici öder.
-Talep esnekliğinin 0 olması durumunda vergi yansıması:verginin tamamını tüketici öder.
-Talep esnekliğinin sonsuz olması durumunda vergi yansıması:verginin tamamını üretici öder.
-Arz esnekliğinin sosuz olması durumunda vergi yansıması:verginin tümünü tüketici öder.
B) Tüketici ve Üretici Rantı: Serbest bir piyasada arz ve talep dengesini alıcı ve satıcıların elde ettikleri toplam faydayı maksimize eder.

Toplam Rant: Bir malın alıcılar açısından toplam değeri ile bu malları üreten üreticilerin toplam maliyetleri arasındaki farktır.
1) Tüketici Rantı:tüketicinin bir mal için ödemeye hazır olduğu fiyat ile gerçekte ödediği fiyat arasındaki farktır.Yani talep eğrisinin altında ve denge fiyatı üzerindeki alan tüketici rantıdır.
2)Üretici Rantı:Üreticinin ürettiği malı satmaya razı olduğu fiyat ile satış yaptığı fiyat arasıdaki fiyat farktır.Yani arz eğrisi üstünde ve denge fiyatının altındaki alan üretici rantıdır

bütün sayfayı seçince resim geliyor bunları kağıda dokup calisicam.

baska bir yontem gerekiyor.

@marcelorios

maalesef yok :(

kod devreye girmeden hızlıca başından bir kısmını seçip sonrasında shift + aşağı ok tuşuyla seçip kopyalayarak.

pastie.org

EKONOMİ KONU ANLATIMI - İktisat Bölümüne Alternatif Kısa Açıklamalar ve Konu Anlatımları

ÜNİTE 1 - ÜNİTE 2 - ÜNİTE 3 - ÜNİTE 4 - ÜNİTE 5 - ÜNİTE 6 - ÜNİTE 7 - ÜNİTE 8 - ÜNİTE 9

Devletin fiyatlara müdahalesini ve denge oluşumlarına etkisi, Devletin 3 politikası vardır

1) FİYAT KONTROLLERİ , 2) MİKTAR KONTROLLERİ , 3) VERGİ UYGULAMALARI

1) Fiyat Kontrolleri: Devletin yasa yada düzenlemelerde (yönetmelik tebliğ gibi) belirli bir mal yada hizmetin fiyatını tespit etmesi veya sınırlama getirmesidir.

Fiyat Müdahalesi Yöntemleri

A) Taban ve Tavan Fiyat Uygulamaları

TABAN FİYAT:Devletin mal ve hizmet arz edenleri korumak için piyasada işlem görülecek asgari fiyatları belirlemesidir.asgari ücret.

TAVAN FİYAT: Devletin tüketiciyi korumak için piyasada işlem görülecek en yüksek fiyatı belirlemesidir.Tavan fiyat uygulaması sonucu ortaya çıkan sorunlar:

a) Tayınlama:Tavan fiyat uygulaması ile ortaya çıkan kıtlık tayınlama sorununu ortaya çıkarır.Paylaşım sorunun piyasa mekanizmasının devreden çıkararak idari kararla çözümlenmesidir.karne uygulaması

b) Karaborsa:Tavan fiyat uygulaması sonucu ortaya çıkan kıtlık ortaya çıkaracaktır.

c) Satılan malın kalitesinin düşmesi

2) Miktar Kontrolleri: Devletin piyasada oluşan denge fiyat ve miktarını değiştirmek için kullandığı diğer bir yöntem kotadır.

Kota:Uluslar arası ticarette ve üretimde uygulanan miktar sınırlamalarıdır.

a) Üretim kotası:arz edilen mal ve hizmet miktarını sınırlayarak,rekabet koşullarında oluşmuş piyasa fiyatını üreticilerin lehine arttırmaya yönelik devlet politikasıdır.

b) İthalat kotası:belli bir dönem boyunca ithal edilecek ürün ve değeri üzerine bir tavan koyulmasıdır.burada amaç ulusal endüstrileri korumak ve ödemeler dengesindeki açıkları azaltmaktır.

3) Vergi Uygulamaları

a) Spesifik vergiler:Belirli bir maddi ölçü üzerinden alınan vergilerdir.motorlu taşıtlar vergisi gibi

b) Ad valorem vergiler:Belirli bir parasal değerin yüzdesi şeklinde alınan vergilerdir.gelir vergisi,kurumlar vergisi gibi.

Vergi yansıması:Vergiyi ödeyen mükellefin bunun bir kısmını veya tamamını fiyat mekanizması aracılığı ile diğer kişilere aktarmasıdır.

-Talep esnekliği ve arz esnekliğinin birbirine eşit olması durumunda vergi yansıması :vergi yükü tüketici ve üretici arasında eşit paylaşılır.

-Talep esnekliğinin arz esnekliğinden küçük olması durumunda vergi yansıması : verginin daha büyük bir bölümünü tüketici öder.

-Talep esnekliğinin 0 olması durumunda vergi yansıması:verginin tamamını tüketici öder.

-Talep esnekliğinin sonsuz olması durumunda vergi yansıması:verginin tamamını üretici öder.

-Arz esnekliğinin sosuz olması durumunda vergi yansıması:verginin tümünü tüketici öder.

B) Tüketici ve Üretici Rantı: Serbest bir piyasada arz ve talep dengesini alıcı ve satıcıların elde ettikleri toplam faydayı maksimize eder.

Toplam Rant: Bir malın alıcılar açısından toplam değeri ile bu malları üreten üreticilerin toplam maliyetleri arasındaki farktır.

1) Tüketici Rantı:tüketicinin bir mal için ödemeye hazır olduğu fiyat ile gerçekte ödediği fiyat arasındaki farktır.Yani talep eğrisinin altında ve denge fiyatı üzerindeki alan tüketici rantıdır.

2)Üretici Rantı:Üreticinin ürettiği malı satmaya razı olduğu fiyat ile satış yaptığı fiyat arasıdaki fiyat farktır.Yani arz eğrisi üstünde ve denge fiyatının altındaki alan üretici rantıdır

en iyisi mi bilmem ama en eskisi için:

(bkz: ali muhiddin hacı bekir)

en iyisi değilde en iyileri sirkeci'de gezerken görürsün.

hafız mustafa. sirkeci ve taksim meydan da şubeleri var.

sirkeci tren istasyonu arkanda kalacak sekilde solda tam köşedeki dükkan ( mea'nin dediği yerde orası sanırım )

büyük devlet hastahanelerinden

kardeş iki günün gidiyor ona göre aldım biliyorum.

özelden falan alamaz mıyız ?

özeldekileri kabul etmedi benim kurum. devlet diyor. her ilçenin merkez devlet hastanesinde olur telefon açın gidin.

sat bence. kaça satmayı düşünüyosun?

"mesela bu ipadler için özelleşmiş cad programı var mı? ya da autocad solid gibi firmalar ipad için model çıkarıyorlar mı? "

buraya cevap verebilecek biri olsa kafam daha net olacak. daha kutusunu açmadım bi bilgim olsa ona göre hareket ederim de yok malesef.

var. var da sıkıntılı. ancak görüntülemek için kullanabilirsin. editlemek falan eziyet olur.

kitap okuyabiliyor muyuz bunla

okursun ama uzun süreli zor olur. gözler perişan oluyor.

arka planı ışıklı olan her alette, kitap okumak gözü yorar. normalde ipad'in kitap uygulaması tabletler arasında en gelişmişi. ama yine de bir kindle değil, arkadan ışıklandırması var çünkü.

mühendislik uygulaması olayı çok zor. Mac'lere PC'lere yazıyorlar o uygulamaları çünkü insanlar çalışıyor, ama ipad'i facebook'a girmek için kullanan %98'lik kesim varken yıllar sürecek program geliştirme aşamalarından geçip cad programı yazmıyorlar.

"üretim" değil "tüketim" için kullanabilirsin ipad'i. müzik dinlersin, kitap okursun, web sitelerinde gezersin. içerik tüketirsin yani. üretme amaçlı kullanmak zor. iyi bir word processor bile yok, yazı yazma doküman hazırlama amaçlı. pdf okuyan çok uygulama var ama.

Bana satabilirsin mesela ?

@harzem

aynen katılıyorum. altına imzamı atarım.

tanrı, bağışlasın?

ileride sizin gibi başarılı bir yönetici olacağından hiç süphem yok de. yalakalık mode off

bebeğinize sağlıklı, uzun ömürler dilerim. olabilir.

tebrik ederim. mutluluğunuz daim olsun.

laptopsa kendi yazılımın enerji yönetimi modu farklı kalmış olabilir.

Kablosuz mouse kullanıyorsan mouse u kapatman lazım,yoksa uyku moduna girse dahi bi süre sonra açılıyor tekrar...

dostum kablosuz maus kullanmiyorum ama bilgisayar uykuya gectiginde acmak icin parola girmek gerekiyor, yani sebep o degil buyuk ihtimalle

ortak arkadaşınızla orta yerde buluşma ayarlayın. durum eşitlenmiş olacağı için iki taraf da egosundan taviz vermemiş olacaktır. ha hesapları da alman usulü yapın.

hep o arkadaşlarının bok yemesi zaaten yaa taksimde icelim bence bugün efkar team kuralım.

sen ara, buluşalım de, olur derse bir çiçek bir mücevher alırsın. bilmem ki işim var falan derse yenisini bulursun.

ya hacılar böyle karamsar melankolik falan değilim amk nedir derdin insan kendine yediremiyo ama yani realist olmakta fayda var ney yani bi eskiye dönüş mü var kafanda ne sıkıldın mı neyse derdinsole abuk subuk hareketlere gerek yok tam kezban ya.

sen de haklısın. zor tabii.

ya olayı bugüne bağlamıyoruzda tabi ulan bu kızlar harbi adamı katil eder bakma sen insan kızınca nedediğini bilemiyor.

wifi üzerinden ağ bağlantısı kurmayı deneyin. çalışırsa muhtemelen yazılımsaldır.

Device manager'den aygıtı "uninstall" diyip (Delete the driver'ı işaretlemeden), sonrasında "scan for hardware changes"a tıklayıp tekrar deneyin...

hani çalışırken gözün saatde olur da mesainin bitmesini beklersin ya. onun yerine işine bak o saatler başarının çetelesi olsun gibi bir şey ima etmiş.

türkçe meali : sen işten korkma iş senden korksun.

hatırı sayılır günler geçir demek. nicelik değil nitelik demiş muho abi.

Günleri sayma, günlerin faydalı/önemli geçmesini/olmasını sağla.

günleri sayma, saydır.

Profesyonel boksörlerin, özellikle ağır siklet kariyeri olanların, yapacakları maçlar en az 6 ay öncesinden bellidir ve o maça hazırlanırlar. Kimisi çalışır ama gün sayar, kimisi de böyle çalıştığı günün hakkını verir. Gün bitsin demez.

Biraz da gün sayma meselesi ile alakalı böyle özlü söz söylemesi bu yüzden.

quickbooks

microsoft money