I-tunes ->Radio->Classical->adagio.fm

ben lounge fm 102 dinliyordum bi ara deli gibi.saatlerce çalıştıgımı bilirim.

88.2

bence hiç bi şey dinlemesen daha iyi.
ama enstrümantal müzik tercih sebebidir. sözlere takılıp-eşlik edip de dersi unutmazsın.

ben pavarotti dinlerdim bi ara..

fizy.com

bırak tekrar tekrar çalsın.

rammstein - los olmadı engel

explosions in the sky, balmorhea, olafur arnalds, mono... bu tarz sakin post-rock grupları olabilir, enstrümantal olmalı ama kesinlikle

Müzik.

lounge o2 +1000

harika diye birşey yoktur ama aktardan alınan mecid efendi ısırgan otlu şampuanı eşim tavsiye ediyor

lush derim ben.

tresan şampuan ve toniğini alın. özellikle toniği çok seveceksiniz.

biraz daha ilerleyin sahil boyundan kale var, lokma var. ikisi de şahane

Yıldız parkındaki Malta köşkü, açık büfe 25 TL. hava güzel olursa bahçesi de çok güzel

yıldız korusu.

@ssyumusakg kale dediğin rumeli hisarının orda değil mi? baya ilerlemek gerekiyor orası için sanki :p lokma'yı bilmiyorum ama nerede o?

@gkk 25 tl biraz fazla işte. saol ama aklımda olsun :)

yani biraz ilerde :) ikisi de yanyana

arnavutköy'de dondurmacının(girandola) yanında bi yer vardı ballı kaymaklı, omletli güzeldi.

tatlı mısır iyi gider.

mantarsız pizza mı olur, peynirlerden hellim de koyabilirsiniz

Taze biber

yesil biber, kirmizi biber, sosis, salam, mantar(faforimdir)..en uste de tabi ki kasar..afiyet olsun..

biber, mısır, mantar, soğan, kıyma, salam, tonbalığı, sucuk

hamuru hallettiniz mi?

@arch101 evet tavada yapmak için süper bi tarif biliyorum, sahane oluyor :) ama yine de öneri alabilirim :)

fersan - jalapeno biber turşu 4.25 tl şok fiyatı boşalt hepsini al sana mexicano :D

@karpuzpeynirekmeksu mm o kadar acı insanı değilim ben :D almiyim :p

pizzanızın bir fotoğrafını bekliyoruz yemekteyiz ekibi olarak

ton balığı ********

Kanımca orada arabanın hiçbir an bulunmaması gerek... Her geçen polis yazabilir bence.hepsini de ödemeniz gerekir diye düşünüyotrum.

ya ne cezalara itiraz edenler var. böyle haklı bir durumda itiraz etme hakkınız olmayacak da ne zaman olacak? bence şansınızı deneyin.

ben şimdi itiraz için 'trafik mahkemesi'ne mi gidicem yoksa 'sulh ceza mahkemesi'ne mi?

bir cezaya itiraz etmek için önce ödemeniz gerekiyor. cezayı ödeyip öyle başvurabiliyorsunuz ancak.

aynısı dedemin de başına geldi, önce o da itiraz için falan gidecekti sonra bir polise sormuş ikinciyi ödemenize gerek yok zaten onlar farkeder siler demiş. farketmezlerse de siz diğer cezanın ödendi dekontunu gösterdiğinizde hiçbir şey yapılamaz demiş..bence siz de gördüğünüz bir polise sorun bakalım o ne diyecek. ha bu arada dedem daha geçen gün muayene yaptırdı arabasına yani ceza gözükmüyor gerçekten :)

@guro1907 bu yardımcı oldu sağol.

bir de internette bir şeyler okudum 7 gün içinde tebliğ edilince cezayı iptal ettirebiliyormuşuz? bana ceza 11 ekim 2010 tarihinde kesilmiş. benim evime bugün geldi mesela 7 günü geçti? bu doğru mudur?

ağır bi grip geçirdikten sonra gribin geçmesiyle başladı bende, 1 ay oldu, hala devam ediyor ama çok hafifledi ve seyreldi. onda da var hafif bişsey böyle. belki bu seneki hastalıkların tipi böyledir, bilemedim şimdi. teyzem gögüs hastalıkları profesörü, o "geçer panik yapma" dedi bana. yine de doktora görünmekte fayda var bence.

hmm, history channel'da biyografi bölümünde izlemiştim ben iki sene önce filan. her gün aynı saatte birinin biyografisini veriyorlardı hatta. bilmiyorum indirebilir misin ama internette torrentini filan ararsan bunu da aklında tut bari dedim.

"simon schama's power of art" diye bir seri var. Ressamlar üzerine, BBC yapımı. ben 6-7 ay önce Trt'den kaydedilmiş Türkçe dublajlı Van Gogh bölümünü izlemiştim. Güzeldi epey. İnternetten indirebilirsin.

@blivorsy1 evet benim de yazdığım tuvaldeki başyapıt bu. çok güzel bir belgesel gerçekten.

bi daha baktım da, sanırım bu farklı bi belgesel. indiriyorum hemen, çok sağol.

ipod larla birlikte gelen kulaklıklar genelde oldukça tırt. ben direk hiç kullanmadan bi kenara attım aldığım 2 ipodun kulaklığınıda :)

bozulsa da senhayzır alsam diye gözüne bakıyorum kulaklığın. hmm belki iphone'u olan babaya satılabilir ama evet ses kötü.

evet çok kötüler.

ses kotu falan degil. ipod alan havaya giriyor begenmiyor. yoksa philips'in sony'nin 30-40 liralik kulakliklarindan cok daha iyi ses veriyor soyleyeyim. gerci ben de girdim o havaya. gittim sennheiser mx760 aldim. bu kulaklik tabi ki cok daha iyi apple'inkinde ama ona da "cok kotu" demek haksizlik olur. idare eder. kotu degil.

not: kulaklarim hassastir, anlarim kaliteyi. (bkz: audiophile)

sesi biraz açınca cazır cazır ses geliyor. 30-40 liralık phillips/sony de kötüdür, bu da kötü. ipod'a o kadar parayı veren -ben dahil- paraya kıyıp kulaklığa da verecek. yoksa bu kulaklıktaki potansiyel belli. gül bahçesi vadetmiyor.

kulaklarım hassastır, müzik eğitimi aldım.

turkuazoo forum istanbul'da, bayrampaşa diye geçse de kocatepe'de tam olarak. aksaray-havalimanı metro hattının durağı var burdan geçen. buraya gitmek için taksim'de aksaray dolmuslarına ya da aksaray'dan geçen herhangi bir otobüse binip yusufpaşa'da inip metroya binip forum istanbul durağında inmelisin. başka yolu da vardır elbet ama ben bilmiyorum en azından. iyi eğlenceler şimdiden.

bildiğimiz yumuşak silgiyle. bizzat gümüşçünün tavsiyesi.

kolye yüzük küpe ....çok teşekkür ederim

alüminyum folyonun parlak tarafıyla temas etcek şekilde sar gümüş malzemeyi ama hafif aralık kalsınlar bi de içine karbonat dök, sonra kaynamış suyu üzerlerine dök yavaş yavaş bu folyo içindeki malzemelerin.

eğer takı değilse de tuz döküp üstüne üzüm sirkesi gezdirip folyoyla ovuylardı bizimkiler.

Diş macunuyla.

katbonatla ovarak

kül.

gümüş silme bezleri ve temizleme solüsyonları satılıyor marketlerde.

sirke ile kaynatabilirsiniz çok işe yarayan bir yöntemdir.
bir de şöyle bir şey okudum paylaşıyorum

"Gümüşlerinizi parlatır: Gümüş bilezik, yüzük ve diğer takılarınızın yanında evdeki gümüş eşyalarınızın yeni gibi parlaması için yarım bardak sirke ve 2 yemek kaşığı karbonat karıştırdığınız suyun içinde 2-3 saat bekletin. Sonra soğuk suyun altında durulayın ve yumuşak bir bezle kurutun."

Kaynak : www.gidahareketi.org

being there

bu film kitaptan uyarlanmış. sanırım her zaman olduğu gibi kitabı filme basar değil mi?
kitabını okuyayım ben en iyisi..

film de çok çok iyidir, haberiniz olsun.. kitabı sevenler bile sevmiştir ;)

yazarı jerzy kosinski idi sanırım.

kitabın da filmin de yeri ayrıdır. ikisi de şahanedir :) hem izleyin hem okuyun, ama bence önce okuyun :)

ben hic boyle bir durumda bulunmadim ama ben olsam napardim onu anlatayim:
hanim hanimcik bir kiz gibi giyin. guzel bi etek/bluz olur bence.
icki icerlerse guzel bir sarap alabilirsin. cicek veya cikolata da olur. tatli da olabilir sanki ama, kayinvalide hanim tatli yapmistir zaten, ben yaptiydim niye getirmis ki bu bunu diyebilir.
yardim etmeyi teklif et bence, ama yok derlerse sallamazsin :)
genel olarak cok stres yapmamaya calis, rahat ol, oldugun gibi davran, zaten sevgilin seni oyle sevmis begenmis ki goturup anasina babasina gosteriyor.
ve de kolay gelsin, pek heyecanli bisiye benziyor :))

kendiniz olun... toplamak istiyorsaniz toplayin mesela... bir sey almak geliyorsa icinizden, alin... sadece samimi, icten olun. bu hem karsi ailenin hem sevgilinizin hosuna gider. zannimca.

yaş kaç bilmiyorum ama şık ve spor giyin tabi. iş görüşmesi değil sonuçta. uzun bir etek yada elbise de olabilir. ecnebi demişsin, giderken çiçek daha iyi olur sanki, adetleri nedir bilemiyorum. rahat ol desem de olamayacaksın sonuçta heyecan olacak tabi. yemeğe fazla uzak durma, onu yemem bunu yemem deme, hatır için tadına bakmaya çalış. belki istemem dersen saygısızlık olarak düşünebilirler, bilemiyorum tabi. masayı toplamak için ise teşebbüs et bence. bize benziyorlarsa "yok kızım sen zahmet etme" diyeceklerdir zaten.

ben olsam ilk görüşmede biraz resmi davranırdım. masayı filan toplamaya davranma, e tabii herkes yapıyorsa sen de yap. hani bizde bir kişi toplar ya sofrayı.

bir de rahat ol. abes bir şey yaparsan "bizim orda böyle yaparlar" filan de. yabancı olduğun için mazur görceklerdir.

elbise iyidir, pantolon tercih etme bence.
sade ve vücudu düzgün gösteren az dekolte, şık zarif bişi.

bişey al bence, aile ile ilgili bişi biliyorsan mesela "sizin x kolleksiyonu yaptığınızı söyledi y, hoşunuza gider diye düşündüm", böyle abartı olmasın fiyatı, küçük jest.
ecnebiyse türkiyeye özgü bir tatlı götürebilirsin bi de, aklında bulunsun, ama kutu şık olmalı, içi kaaliteli olmalı.
masaya yardım et, en azından teklif et.bunu erkek arkadaşının ailesi, ideal gelin olmak için değil, içinden geldiği için yap.

bizim homestay e bir kız gelmişti evin cocugunun sevgilisi

masada herkesle üstünkörü tanıştı. ailenin yaptıgı mal esprilere zorla güldü falan. aile buna soru sordu o cevapladı öyle yani başka sorun var mı?

bence sofrayı toplamaya yardım et. yani en azından yelten, samimi olur. eğer derlerse ki sen otur keyfine bak. o zaman geç otur tabi. rahat olacağın şeyler giy, oranı buranı çekelemek ya da dikkat etmek zorunda kalma. elalemin evi diyorsun ama 2 yıllık sevgilinin de ailesinin evi, çok da elalem gibi davranmamalısın bence :)

hanım hanımcık giyinme tarzına +1
hiç eli boş gidilir mi? çiçek çikolata şarap herhangi biri.
ve bence sofrayı toplamaya yardım et tabi, en azından hamlede bulun.

kısaca dasher a +1

çok işlevli, az eşya her zaman iyidir.

ikea

en güzeli bu işlerden anlayan bir arkadaş bulmak.

anladığım kadarıyla başlamak için çok bi zamanın yok. o yüzden derim ki, bütün evi birden döşemeye kalkma. evi ya da odayı değiştirsen bile kullanabileceğin, yani tamı tamına oraya göre olan eşyalar alma. en çok lazım olan şeylerden başla, ve en içine sinenleri al. ne bileyim, mesela benim için rahat bi 2li koltuk (bak takım demiyorum:)), bi çook rahat tekli koltukumsu, yatak, komodin, çalışma masası, yemek masasıdır bu başlangıç. sonra bunları yerleştirince istediğin gibi, geri kalanları için bişeyler canlanmaya başlar aklında gördüklerinden, onlara yönelirsin.

evi çok doldurma, az eşya daha modern durur. renk seçimlerine dikkat et. eğer direk güneş görmüyorsa ve süper aydınlık bi yer değilse daha açık tonlara git ama temizlemesinin de zor olduğunu unutma, kolay temizlenir şeyler al.

baya eşya aldıktan sonra da tablo, resim, puzzle, ayna, kitaplık(aksesuar gibin ama mini) şeylerle duvarları dekore et.

bence :)

edit: ikea fikir almak için şahane bi yerdir alışveriş yapmasan bile, mutaka her bi yerini incele, notlar al bi not defterine. ama semt içindeki marangozlar filan da çok uygun fiyata çok güzel şeyler yapabiliyorlar, onlara da göz at mutlaka :)

salon
- tv ünitesi, dolaplı, çekmeceli olsun.
- salona alacağın kanape, yatak olabilen cinslerden olsun. kanape dışında koltuktan ziyade, 2 tane tek kişilik rahat sandalyelerden koyabilirsin. öyle istemezsen de 2 kişilik daha küçük bir kanape koyabilirsin. ikisi farklı renk olursa daha canlı durur. birazı yeşil, birazı turuncu mesela.
yere küçük bir kilim yeter, hatta makinaya sığabilecek cinsten 2 parça halinde atarsan yere, yıkaman da kolay olur.
- kitaplık alırsan kapaklı olsun, açıkta kalırsa tozlanma derdi oluyor.
- yemek masası alcaksan da modern çizgili olmasına dikkat edebilirsin.
- duvara sticker alabilirsin.
bu arada mobilyaları ceviz ya da meşe tonlarında alma, uyuz duruyorlar bence. venge ya da akçaağaç favorim hatta akçaağaç direktoman favorim.

girişe portmanto ( raflı ayakkabılığı olanlardan al, ayrıca ayakkabılık alman gerekmez)
yatak odasına da, gardrop ve şifonyer tamamdır. en güzel şifonyerler ikea'da. çekmeceleri azcık geniş olsun ki, gerekirse, tişört vs de koyabil.

Kendimi senin yerine koydum, tecrübelerime dayanarak yazıyorum. Öncelikle takım olan mobilya düşüncen varsa, uzaklaş hemen. Çok saçma bir şey gerçekten. Evlerimizde mobilyalar oturuyor. Minicik evler, tıkış tıkış mabilyalar. Son derece çirkin tahta parçaları, işlevsiz ve bir sürü yer kaplıyor. Hayatını kolaylaştıracak çamaşır ve bulaşık makineleri, buzdolabı vs. konusunda bir iki şey söyleyeyim. Onlar zaten olacak. Sorun çıkarmayan bir markadan ve kampanyaları olan ürünlerden al. Şu ürünü alırsan, bu ürün yarı fiyatına gibi.Sağlam olması esas olan. Özelliklerine de sen karar ver.

Yatak odasından başlayalım önce. Yerinde olsam, gardrop almazdım. Taşınmalarda filan, başa bela oluyor. Üzeri toz, altında toz bir sürü. Çok gereksiz. Ev sahibinle konuş veya ev seninse sorun değil. Duvar renginde boyanacak bir dolap yaptır. Gayet şık ve işlevsel dolap sistemleri var. Kapakları hava alabilecek dolaplar. Görmüşsündür veya bak amerikan fimlerinde. İşte öyle bir şeyler. Bunu yapamıyorsan, tek parça olarak taşınabilen fonksiyonel bir gardrop al. Ve bol çekmeceli şifonyer. Yine altta çekmeceleri olan komodin. Dikkat edeceğin en önemli şey, hepsini yerinden oynatmadan altını temizleyeceğin yükseklikte olması. Yatağın da öyle olsun. Rahat ve yüksek. Işığın geldiği tarafa bir ayna ve önüne, kalın renkli camdan raf yaptır bence. Tuvalet masasından çok daha rahat ve kullanışlı. Önünde pek çok ıvır zıvırını bulundurabilirsin güzel görünecek şekilde.

Makinede kolayca yıkanabilecek bir halı-kilim arası bir şeyleri yatağın yanlarına ve yer varsa, ön tarafına atabilirsin. Altına bir şeyler koyabileceğin, sandıklı bir oturma koltuğu yatak ucuna. Hepsi bu kadar. Bir şeyleri kombinlersen, tek tek bile alabilirsin. Yatak örtüsü ve perdeyi, Perde-yerdeki halı/kilim, komodin-şifonyer, Yatak başlığı-oturma koltuğu vs.

Giyinme odası da yapabilirsin. Yatak odana daha az eşya koyarsın böylece. İlgilenirsen, anlatabilirim. Sabah sabah detaya girmek istemiyorum boş yere.

Salonda en çok önem vereceğin şey rahat kanepenin olması. Her şeye ondan sonra karar ver.
İster yatak olsun, isterse olmasın, çok çok rahat olsun. Kolay temizlenebilir ve hatta o da yerden yüksek olsun. Hiç çekmeden temizlensin. Ergonomik sandalyeleri olan yemek masası, minik bir büfe, modern bir şey, belki istesen ayrıca bir ayna, o da modern bir tasarım. Televizyon köşesi, o kısmı da kendin tasarla. Bir iki objeyle, son derece modern ve şık bir köşe hazırlarsın. Çirkin tahta parçalarına, bir sürü para verme.

Kitaplık istiyorsan, kapalı olsun. Toz almakla uğraşma. Kaç oda var, evin durumu nedir, bilmiyorum. Mantık şu olmalı: Kolayca taşınmalı sökme-takma olmadan, kolay temizlenmeli, sağlam, kombin, rahat ve evin büyüklüğüne uygun eşyalar olmalı.

Daha çok detay verirsen ve ilgilenirsen, daha çok fikir verebilirim.

Güle güle otur evinde.

zevkle..
valla biraz insanın içinden gelmesi lazım gibi geliyo bana. keşke benim mesela sürekli böyle bi iş yapabilecğeim bir işim olsaydı. %100 performans ile çalışırdım.
önce evi şöyle bi kafanda oturt odalar kaç metre kare, hol genişmi, gerekli yerlerde mezure yada metre ile ölç bak, daha sonra ikea'ya uğra yada böyle spor şeyler sevmiyorsan klasik bellona, ipek mmobilya falan oraları dolaş. ama yok yeni güncel şeyler istiyorum diyorsan ve evin eşyeları senin için önemli şeylerse o zaman acele etme. bir şeyi bir yerden gördünmü onun takımını almak zorunda değilsen sadece beğendiğin parçasını al. diğer ona uygun parçayı 1 hafta sonra gezdiğin yerde bulursun. cuk oturur. aşağıdaki sitelerde de çok harika şeyler var. internetten sipariş verebilirsin.

www.zamazing.org
www.yankodesign.com

ikea'da yine odayı döşemekle ilgili yardımcı olan departmanda var galiba. onlara danışabilirsin. yada yabancı ülkelerde evinizin içini döşeyen firmalar var yine. tabi bunlar çok lüx sınıfına giren kişiler diye umuyorum ben. ama yinede kendi bütçeniz elverdiği ölcüde bunları araştırabilirsiniz. internet elimizin altında.

yapılan buklelere sprey sıkmak değil, sprey sıkılmış saça maşa yapmak daha doğru gibi geliyor bana.

youtube izlenimlerimden her masa yapılacak tutama sprey sıkıp oyle masa yapmak, bitince komple spreylemek. ama ben sevmıyorum oyle kaskatı saclar. eger bulursan acları sertlestırmeden, bı kac saat kalıcı bukle yontemı,bana da msj atar mısın kı?

walla ben bugün köpükledim tekrar maşa yapmadan. gece oldu, nispeten kıvırcık hala saçım. o kadar düz ki, bu bile çok büyük gelişme. hem köpük kaskatı da yapmıyor. belki kaskatı yapmayan bir sprey keşfedildiğinde daha iyi olacak?

"hiç konuşmuyoruz, konuş benle" demeyin de.

sonra alışkanlık yapıyor "konuşmuyorsun sen, aslında ben şen şakrak adamdım ne hale getirdin" e kadar gidebiliyor.

sadece birlikte zaman geçirin. gittikçe konuşmaya başlayacağınıza eminim, daha çok zaman geçirin hallolacaktır bu basit sorun emin olun.

ben de ilk çıkmaya başladığımızda sevgilimin gözlerine 5 saniyeden uzun bakamazdım ahh ahh :) konuşmazdım da öle kös kös otururduk :D
şimdi 1.5 senedir beraberiz artık kavga ediyoruz sus biraz da ben konuşayım diye. zamanla açılırsınız. sevdiği filmlerden aktörlerden şarkıcılardan falan konuş :) kızları en çok onlar açar.

bugün neler yaptından girince anlatmaya başlar zaten sıkılma o da sana aynı soruyu sordu mu üşenme anlatmaya, üzerine yorumlarla falan espriler komiklikler bisürü konu çıkar günlük şeylerden diye düşünüyorum.

Ortak aktivitelerde bulunursanız hakkında konuşabilirsiniz, sinema doğa yürüyüşü fotoğraf birşey kursu gibi gibi..

samimi olun yahu.. "bu niye burada ki, ne bu şimdi" falan bile deseniz, bir mevzu açılır.. yani içinizden ne geliyorsa konuşun, ama uydurmayın =) yani laf olsun diye konuşmak da samimiyetsizliktir bence.. baktınız olmuyor, üzgünüm ama olmayacak demektir.. yukarıda bir arkadaş biz de konuşamazdık ilk zamanlar falan demiş ama herkesin ilişkisi bambaşka olur.. biz de saatlerce konuşuyorduk mesela.. ki gene bir mevzu açıldığında sabahı ediyoruz. maalesef sevişmeyle seksle bir yere kadar gidilebiliyor.. büyüklerimiz ne demiş "muhabbet edebildiğin bir sevgili bul".. ya da ben uydurmuş da olabilirim =D

zamanla olur. ne kadar sey paylaşırsanız, ne kadar cok ortak anınız olursa o kadar cok konusacak seyınız olur. sergilere gidin, kıtapcıda gezin, dergı alın beraber onu karıstırın... fılan :)

konuşacak şey bulamıyorsanız sewgili olmanız çok anlamsız. bunu, ilişkinizi yaralamak için söylemiyorum. bence sıkıcı bir başlangıç, kısa dönem ilişkiyi doğurur.

dışkı ve idrar yolarını bu kumla ovalayıp, sonrada kumu kedinize elinizle koklatın. kedi kendini temizleme amaçlı (argoca olacak ama )yalanmaya başlayınca vücudundaki kumun kokusunu alıp, ona yönelebilir. 7-8 tane kedisi olan bir arkadaşımdan duymuştum ben onun yalancısıyım

çişini yaptığı yeri koklatıp kafasına hafifce vurursan ardından kumuna koyarsan düzelir diye rivayet var. kedilerde oluyor mu bilmiyorum; çişini yaptığı yerlere 1 hafta boyunca gazete kağıdı seriyorsun sonra o kağıtları kumun olduğu yere döşeyip sık sık kediyi oraya koyuyorsun denemekten zarar gelmez.

içgüdüsel olarak kumdan başka bir yere yapmaması lazım bence. veterinize danışmanızı tavsiye ediyorum.

Bn bu konuda daha önce duyuru açmıştım: Tek yapmanız gereken kuma patilerini iyice sürtmek..

kedileri uzak tutmak istediğiniz seylerden uzak tutmak ıcın (cümleye gel) püsküllü bişey kullanarak uzak tutuyorlarmıs. öyle duydum.. yanı mesela tezgaha cıkıyor, cıkmasın dıye cıkttıgında puskullu bıseyı sallıyosunuz, o da gelmıyo gıbı bıseydı. bılemedım sımdı. yanı tuvalet egıtımı ıcın degıl ama aklıma geldı soylıyım dedım..

yıllardır aklımda olan soru bu! bırı yardım etsın cidden. 10 sene filan önce di mi?

aaah ince sesli biri şarkı sölüyodu dimi... ahhh nerden okudum duyuruyu düşürdünüz aklımaa.

buldum ahali buldum! viva yahoo answers!
gugıla cardboard music vşdeo dememle çıkması bir oldu.

www.youtube.com

gugıl yararlı bişi bi de kullansak :Pp

oh be! saol :D

unisom'u kullanma..
ben de uyku problemi yaşıyorum.. yaklaşık 2 yıldır.. 3 gün uyumadığımı bilirim.. sırf biraz uyuyabilmek adına kullandım bir kaç hap. hayatımın en büyük hatası olarak bakıyorum şimdi. çok büyük yan etkileri oldu.. bazılarını hala atlatamadım ki ben düzenli haftada 4gün spor yapan birisiyim.. sana en büyük tavsiyem hap kullanma olur..

ya 1 kutuyu bitirmem 3-4 ayı buldu pek içmiorm hapı da nasıl düzene koycam ben bu uykuyu

çok yorulmaya çalış.. pestilin çıksın aynı gün 1-2 litfe süt iç.. şanslıysan uyursun :)

hehe denedim ama saol genede:)

her akşam 1 saat koş. eve gelir gelmez yat. deneyenlerden öğrendiğim kadarıyla tek çözüm. hem sağlıklı.

uykunun kendisi antreman gerektiren bir şey. çocuklukta öğreniliyor (ha sonradan öğrenilmez diye bir şey yok).

yaş ve cinsiyete göre dönem dönem sekteye uğraması da anormal bir şey değil.

spor işe yarar ama fiziksel yorgunluktan dolayı değil. çok ağır antremanlar sonrası bile iki saatlik uyku yetebilir ama uyanıklık süresinin artması insanı çıldırtabilir (bazı insanların işine geliyor 3 saat uyku ve mutlular).

sporun uykuya yönelik en güzel etkisi kafayı boşaltmasıdır. bunu yapamıyorsan yaptığın sporu değiştir. uzakdoğu sporları çok iyidir bu konuda. 2 saat antreman nasıl geçti anlamazsın bile.

gece lcd ekran uyku kaçırıyor, zaten güneş görmüyorsun, bünyeni yalancı güneşle alt üst ediyorsun.

ben de aynı sorunu yaşıyordum. çeşitli ilaçlar önerildi bana da, fakat hiç birini kullanmadım, sana da kullanmanı önermiyorum. bitkisel çayları araştırmalısın. bence en etkili çözüm, yatmadan yarım saat önce melisa çayı içmen. hatta daha da ileriye gidip çayı içmeden önce, şöyle sıcak bir duş alıp, sonra melisa çayını içebilirsin. yarım saat sonrasında da yastığa başını koyduğun anda uykuya dalacaksındır. ilk içtiğim gecenin ardından, sabah gerçekten şaşırmıştım. nasıl uykuya daldığımı hatırlamıyordum bile. tavsiye ederim. bir dene en azından.

deniycem en kısa zamanda çok saolun tavsiyeler için

yoga. gerçekten sağlam yogilerle yoga yapan bir salona gidip yogaya başla. lastik gibi olursun bi seneye. istersen öğrendikten sonra kendin de kitap-dvd destekli devam edebilirsin ama bence durumun zamanın uyuyorsa derse devam en sağlıklısı. :)

yoga öncelikle,spordan ziyade yani,ruhani bişi bence.ben de gitmiştim ama meditasyona ihtiyacım yoktu.spor da ekstrası oluyor. ama stretching yapabilirsiniz.esnekliğe ulaşmanızı sağlayacak en iyi şey.

googleda aratırsanız bir sürü hareketi anlatan resimler falan var.

eğer civarda gerçekten standart taekwon-do antremanı yaptıran kaliteli bir hoca varsa tavsiye ederim. bir ara kutuk gibi futbolcular yapıyordu bu antremanları. ilk iki akşam uyuyamazsın, 1 ay sonraysa nadya komaneçi diyorum başka bir şey demiyorum.

sadece ısınma+esneme antremanı 1 saate yakın sürer.

oha, nasıl kimse pilates demedi şanşırdım. sabahları fuff fuff sesleri eşliğinde ebru şallı ve ekibiyle takılabilirsin. topa filan da gerek yok... 1-2 ay geçsin nil karaibrahimoğluyla esnetirdik esnetirdik esnetirdik hey gidi günler hey diye tempo tutuyore ;)

bence kız da varmış bi sorun. varsa öyle bir görgü kuralı, kızımız takıntılı kalmış sanki.
insanların her hareketini görgü kurallarına göre değerlendirecek olsak yandık yani. Kaldı ki böyle bi adap olduğunu da duymamıştım:)

evet böyle bişey var ve benim de hoşuma gitmez. özellikle ilk buluşmada. soğutur beni ama ayrılma boyutuna geleceğini sanmam.
ama ben olsam bi şekilde belli ederdim durumu.
belki de bu sayede yıllardır süren bir ilişkim var. ama başbaşayken benim için hiç de önemli olmuyor.

Ben hepsini bölene kadar sabredemem, ayrıca soğumasın diye de 2 dilim kes - ye - 2 dilim kes - ye döngüsüne girerim.

Bu sepeble ayrılan kız sosyetenin ileri gelenlerinden olsa gerek, beni bu sebeple terkedecek kız olursa sigigit derim arkasından.

mallıkta cıgır acıyorlar.

öyle bi adap var annemden duymuştum bende, lokmalarını bitirdikçe kesiceksin fln derdi

Ben de bölmeyenlerdenim. Ekmeğimin arasına koyar yerim.

ben dikkat bile etmem valla karşımdakinin eti kaça böldüğüne :) ister yedikçe kessin, ister parçalasın. mühim olan o kişinin ETE karşı değil BANA karşı davranışı. kendim de bazen komple kesiyorum, bazen sırayla.

öncesinde de çorbaya ekmek doğrarsan sorun olmaz. ha bir peçete de yakaya sıkıştırılmış olmalı mutlaka.

eti uzun ince seven insan snitzel değil julyen usulu tavuk söyler.

yenen şeyin her lokma için kesilmesi gerekir, derler. başta hepsini minik parçalara ancak çocuklar ya da yaşlılar rahat yesin diye keserler.

ilk defa duyuyorum şaşkınlığımı paylaşmak isterim; oha!

ben ekmek arasına koyuyorum öyle şeyleri kısmetimi kapar mı güzün abla?

böyle bir, artık adına kural mı dersin bilmem ama, böyle bir şey var.

bir kez annem beni de uyarmıştı. ayıp falan diye. yemek tabakta tek parça kalır demişti.

karşıma yemek gelir gelmez milyonlarca parçaya ayıran arkadaşlarım oldu ama hiç garipsemedim, ayıplamadım. naparlarsa yapsınlar. sevgiliden ayrılmak da neymiş öyle bir şey için. hiç olmadı uyarırsın falan.

ya o kız çok malmış, zaten hayırlısı olmuş bir an önce bitmesiyle, ya da başka sebepler varmış.

vay anam vay neler dönmüş serhat ya demekten kendimi alamıyorum. millet nelere takılıyor arkadaş eti bölmüş de bölmemiş de adapmış da sanki ellerini kullanmadan direkt kafayı tabağa daldırmış adam ya.
bahsedilen şeyi ben de yapmam ama bölüyorsa da bölsün çok da tın.

son sözü yine ben söyleyeyim o zaman, hala okuyan varsa diye:

benim bir kız arkadaşım anlatmıştı. arkadaşının ablası bir çocukla ilk buluşmasına gitmiş. hani restoranda masa 4 sandalyeden oluşur ya. kız oturmuş. erkek onun karşısına değil de tam çaprazına oturmuş. kız sırf bu sebepten soğumuş ve çocukla bir daha görüşmemiş. daha ne bombalar var say say bitmez :))

ya atmosphere bu kız bence yalan atıyor abi. boy meselesini de bir şekilde dert ettirmiş sana :(

@pusula

boy nerden çıktı. onu bir anlasam :)