vobda nisan vadeli endeks kontratının vade sonuydu. vade sonu uzlaşma fiyatını yukarıda oluşturmak için aldılar. (bkz: manipulasyon)

yok windıws 7 orijinal
ortak yazıcı da değil yahu tek makinaya usb ile bi yazıcı bağladık, görmüyor

yazıcının yazılımını kurdunuz mu?

Yazıcının sitesinden win7 sürücüsünü çekip kursanız?

bence fotoğrafı direk yapıştırıp zedelemektense, şeffaf ince bir plastiği fotoğraf ebatlarından biraz daha geniş keserek onu yapıştırmak daha mantıklı olacaktır

onu ben de düşündüm evet mantıklı. şeffaf dosya filan olabilir mesela. tamam onu nası yapıştırıyım peki?

efendy dogru demis. lamine ettirseniz de olur herhalde...

aslında öyle şeffaf ince plastikle uğraşmaktansa büyükçe bir özalit, matbaa tarzı bir yere gidersen, orada bu kimlikleri kapladıkları pvc ile kaplayabilirler belki. emin değilim tabi boyutun standardı var mı diye ama yoktur gibime de geliyo. o zaman sonsuza kadar resme de bişey olmaz, üzerine istediğinizi sürüp istediğiniz yere de yapıştırabilirsiniz.

herkese teşekkürler de ben yapıştırıcı sorduydum... onla ilgili bişiler dese biri?

epoxy ile yapistirirsaniZ istemediginiZ kadar dayanikli olur. daha insani bir coZum de japon tabii.

iban kolaylık olsun hemde yurtdışına yapılacak ödemelerle farkı olmasın diye getirilmiş bir sistem. yakın zamanda eski usül ödemeler kalkacaktır.

bişi olmaz. bilmiyosan ibanını bilmiyorum diyip ya da talimata boyle yazıp eski usül yaparsın işlemini. ama öğrenip yeniliğe ayak uydurmak iyidir tabi. kolaylık sağlar.

rega.basbakanlik.gov.tr (7.madde 4.fıkra)
www.tcmb.gov.tr (13)

Kısaca sen para gönderirken alıcının IBAN'ını bildiremeyeceğine dair yazılı bir beyanda bulunursan IBAN kullanmak zorunda değilsin, bildiğin eski hesap numarasını kullanabilirsin.

dün iban ile ilk defa bir eft yaptım tesadüf mü bilmiyorum 5 dakika sonra hesaptaydı.
İsim ve iban nosu isteniyor ki iban varken isim niye istiyorlar hata olmasın diye düşünüyorum.
1 ocaktan beri 4-5 eft yaptım ama hiç iban kullanmamıştım. (ibanı bilmiyorum diye bir kutuya tıklıyorsunuz yapabilmek için)

Sonuçta diğer bilgileri yazmaktan farkı yok ibanın içinde de ülke kodu banka kodu şube kodu hesap kodu gibi bilgiler bulunuyor. hata olmayacak en azından artık güzel bir gelişme.

şu anda en yüksek faizi veren bankayı bilmiyorum ama çok uzun süre dövize en yüksek faizi imar bankası vermişti...

bunu birilerine sorman çok anlamlı değil.
mesai saati olsa matriks'ten bakar hemen söylerdim ama senin şu anda yapacağın, 10 adet kadar banka sitesi gezip oranlarına bakmak. 10 dakikalık bir çaba yani.
göreceğin faiz %3 küsür bir şey olacaktır.

mesai saati matriksten alıntı;

banka 1 ay 3 ay 6 ay 1 yıl
ALTERNATIF BANK 1.5 1.5 1.25 1.25
ANADOLUBANK 1.25 1.25 1.25 1.25
ARAB TURK 0 0 0 0
BANK POZITIF 0 0 0 0
CITIBANK 0.5 0.5 0.5 0.5
DENIZBANK 1 2.1 2.1 1.85
EUROBANK TEKFEN 0 0 0 0
FINANSBANK 1.75 1.75 1.75 1.75
FORTIS BANK 1.4 1.6 0.2 0.7
GARANTI 1.5 1.5 1.75 1.75
HALKBANK 1.5 1.5 1.25 1.25
HSBC 1 0.75 0.75 1
ING BANK 1.4 1.75 1.75 1.75
IS BANKASI 1.6 1.6 1.6 1.85
MILLENIUM BANK 1.75 1.75 1.75 1.75
SEKERBANK 2 2 1.75 1.75
TEB 1.5 1.5 1.5 1.5
TEKSTILBANK 2 2 2 2
TURKISH BANK 1.25 1.25 1.25 1.26
AKBANK 1.25 1.25 1.5 1.5
TURKLAND BANK 1 2.25 2.25 2.25
VAKIFBANK 1.5 1.5 1.5 1.5
YAPI KREDI 1.5 1.5 1.5 1.5
ZIRAAT BANKASI 1.5 1.5 1.75 1.75

ben de 4.günden sonra başlamıştım tekrar başlamassın umarım sürekli aklına gelecek bu dönemi geçirmen lazım muhtemelen iştahın artmıştır, sürekli atıştırmaya bak, gerçi her yemeğin arkasına bir sigara yakmak isteyeceksin ama böyle böyle aşılıyor olsa gerek

Sigara içtiğin zamanlar 15 dakikada bir kendini kötü hissediyorsun. Sık dişini, bir iki güne kalmaz nikotin bağımlılığının bu tür ufak tefek krizleri kalmayacak. Dikkat etmen gereken en önemli şey bir adet bile içmemek, tek bir sigara bile seni 4 gün önceye götürür, sokma nikotini bünyeye.

inan beyninde kendi oluşturduğun bi'şey bu. kriz diye bi'şey yok. fiziksel istek o kadar azdır ki farkına bile varamazsın. bi'şeyler ye atıştır+1

allen carr bu döneme 3 hafta diyor. ben eski bi sıkı tiryaki olarak yaklaşık 1 ay ciddi sıkıntı çektim. ama bu dönemde aklından çıkarmaman gereken en önemli şey bunun kesinlikle geçici olduğu ve bir gün biteceği. kısa bir süre dayanman gerekiyor sadece.bi kamp dönemi filan gibi düşün, şafak say...

İlk 8 gün en fenası.

ne de güzel uzunca cevap yazmıştım duyuru sıçtı gitmedi cevabım. neyse özetle sabret. böyle ufak dalgalanmalar normal, yavaş yavaş azalıp biter. sakın bi tane içeyim nolacak yav deme, çok önemli bi kırılma noktasıdır o. ona dikkat. çok da düşünmemeye, kafanda problem haline getirmemeye çalış. sigara zihnini meşgul etmesin. öyle bırakmak çok zor olur.

Sigara isteği gelir....ve geçer.
O sırada yapmanız gereken bir an önce unutup ilgiyi başka birşeye yöneltmektir.
Ayrıca; yıllarca sigara ''yemiş'' ve 5 aydır tek sigara içmemiş biri olarak ''sigara ya ara verme'' aşamasında sigara isteği/krizi geldiğinde iki kolunuzu birbirine kavuşturup bir diğeriyle diğerine hızlı hızlı masaj yapmak ta sigara isteğini azaltır.
Ve yine komik gelse de; kolunuza takacağınız bir lastik ve kriz dönemlerinde bununla kendinize vereceğiniz acı da isteğinizi frenlemenizi sağlar.

bir tane bile içersen en başa dönmüş olursun. bu dört gününü çöpe atma sakın. bir süre sonra canı sigara çekmeyen, sağlıklı ve mutlu bir insan olacaksın.
aldığın bu önemli karar için seni tebrik ediyorum.

cevap veren arkadaşlar çok teşekkür ederim hepinize.dediğiniz gibi çok sürmüyormuş,biraz atıştırıp biraz temiz alınca kendime geldim:)))
-az kalsın,kendimi içmek ile içmemek arasında bi fark olmadığına inandıracaktım.tekrar teşekkür ederim,herkese dumansız hava sahasında mutlu günler dilerim.

bende 6 ay önce bıraktım sigarayı. bütün olay kişinin iradesinde bitiyor. ilk 4 günde fena ilk 8 günde fena ilk 1 ay da fena hatta bugün 6 ay oldu bak hala fena. yani 2 sene sonra bile yeniden başlama ihtimalin var. nasıl ki hiç sigara içmemiş bir adamın başlama ihtimali varsa aynen onun gibi. yani diyeceğim şu ki sigarayı bırakmada her dönem zor. benim babam 10 yıl sigara içtikten sonra 8 yıl içmedi şimdi 2 paket içiyor günde. sen en iyisi aklına her sigara geldikçe bişeyler ye kilo al sonra git spor yap. hem sigarasız hem sporlu yaşam olur. pırıl olur.

Sakın içme,lütfen :)) Bak bi de şöyle bi şey var 96 saat zaten nikotin krizinin tavan yaptığı süredir,ama sen yine de gelip buraya duyuruyu yazabilmişsin,şu an güvendesin.
Bu 4 gün içinde oluşan getirileri değerlendirmeye çalış.Mesela ben 3üncü günün sonunda artık geceleri kalkıp yemek yemeye başlamıştım,ciğerlerin inanılmaz değişmiştir zaten.Bunu değerlendir,şu an sadece irade olarak değil fiziki olarakta güçlü bi insansın,sorun çekersen yeni bi duyuru daha aç ve seni ikna etmelerini rica et.Bi de şu 1 ay 5 ay 6 ay gibi felaket senaryolarına kadayı takma çünkü asla ama asla ilk 4 günkü kadar işkenceli olmaz o zamanlar şayet olsaydı zaten senin bi hayatın olmazdı önümüzdeki 6 ay içinde.Sabah erken kalkıp yürüyüş yapabilirsin,dişlerin ağrıyorsa eğer bundan zevk almaya bak.He bi de mesela ben 4 günün sonunda bi sigara yakmıştım fakat sigaranın tadını hiç hissetmedim (gerçekten hiç) ancak üçüncü sigaradan sonra hissetmeye başladım.Yani sen şimdi kızıp yaksan bi tane tadı da güzel olmayacak zaten.Her şey kontrolün altında,artık hayatın asla eskisi gibi olamaz.Tebrik ederim.

su iç, sakız çiğne, çekirdek ye.
ama içme.. ben hep öyle geri başladım :(
yeni yıla sigarasız gir, harika.

eğer akademik beklentiniz yoksa, gelecek sene 3 kardeş birden üniversitede olacak ve aile bütçesini yoracaksınız bence şu anda iş hayatına eğilmek daha mantıklı olabilir.

zira, iş hayatına yeni başlayan biri için hem iş hem yüksek lisans zordur. neden, çünkü birincisi işverenler yüksek lisans derslerine gidecek olan birini işe almak istemezler. ikincisi ise hangi sektörde olursan ol, çalışma hayatının ilk yılları daha zorlu geçiyor. daha fazla iş yapıyorsun, daha çok mesaiye kalıyorsun.

ayrıca, sanırım, biraz iş tecrübesi edindikten sonra yüksek lisans daha mantıklı. mesela ben okul biter bitmez başladım. ama sonra çalıştığım alan çok farklılaştı. yüksek lisans alanıma severek başlamış olmama rağmen, çalıştığım alanı daha çok sevdiğimi fark ettim. eğer şimdiki aklım olsaydı, çalıştığım ve sevdiğim alanda yüksek lisans yapmış olurdum...

kahvegibi ye katılmakla brlikte, diğer yandan işe başladıktan sorna tezli yüksek lisans yapman zor olur. tezli yüksek lisansın dersleri gündüz olur genelde (devlet üniversitelerinde öyle diğerleri de tuzlu malum). çalışırken derselere gidemezsin. ancak tezsiz yapıp akşam derslere gitme şansın olur. ona göçre karar vermek gerekyor.

ama kahvegibinin de dediği gibi akademik beklentin yoksa eğer, tez yazmanın sana vakit ve sağlık (yaşadığın stres ve sıkıntının götürdükleri (kendimden biliyorum)) kaybından başka çok fazla bir getirisi olmayacak. yüksek lisans yapmak olabilir ama tezden uzak dur derim (sıkıntıya gelemem dediğin için böyle diyorum, sıkıntının allahını yaşarsın)

İş bulabiliyorsanız başlamanızı öneririm. 1-2 sene sonra yüksek lisans yapıp yapmayacağınıza, yaparsanız hangi alanı seçeceğinize karar vermeniz kolay olacak, öte yandan öğrenim masraflarınızı kendiniz karşılayabileceksiniz.

Çalışırken okumayı tercih ederseniz buna anlayış gösteren hocalar olacaktır, ama hiç okula uğramadan da olmaz; ödevler-sınavlar derken iş hayatının yorgunluğunu unutup kitaplara-makalelere dalmaya enerjiniz olmalı. Lisansta vasatın biraz üzerinde olan bir öğrencinin yüksek lisansta zorlanacağını sanmam.


Kolay gelsin.

akademik beklentiniz yoksa bilhassa tezli yüksek lisansa bulaşmayın. ben bulaştım pişman oldum. ancak özellikle sevdiğiniz bir alanla ilgili yüksek yapıyorsanız çok da zevkli olabiliyor, ancak tez her halükarda problem.

anladığım kadarıyla tezli yüksek lisans ile iş hayatı zor. tezsiz yüksek lisans da şu durumda zor gibi görünüyor. akademik hayat da bana göre değil sanırım. önce iş sonra duruma göre lisans önerisi var. biraz daha araştırmak lâzım. nasıl olsa biraz daha zaman var. fikirler için teşekkürler... tek tek dikkate alacağım...

notebook'unuz ne marka?

üreticinizin telefonunu arayın, sizi yönlendirir.

(bkz: google)

laptopunun üreticisinin internet sitesinden başvuru yapıyorsun, kargo ücretni ödeyip teslimat adresi girerek sipariş veriyosun.

orada kalmadim ve site acilmiyor su an ama abantin su an oldukca soguk oldugunu soyleyebilirim. abant su mevsimda kalinma ve gezme amacli gidilebilecek bir yer olarak gormuyorum ben (bu arada boluluyum). daha ziyade nisandan ve hatta mayistan sonra gidilecek bir yerdir.
buralara gidecekseniz bile en kalin kiyafetlerinizle gitmenizi oneririm. belki evler soguk olmaz ama disarida usursunuz kesin. ayrica sayet telefonlari varsa orayi da arayip sorun, isitma vs ile ilgili.

aramaya inanlar için geliyor;

göt filan donmadı gayet memnun kaldık...

b tipi likit fonlar bildiğim kadarıyla TL bazlıdır. Bunun getirisi de ortalama şu aralar yıllık %8 civarında olması gereklidir. Mevduat faizi ile yakın getiri sağlar ancak istediğini zaman nakite dönebilirsiniz. Mevduat gibi bozduğunuzda faiziniz yanmaz.

mevduattan az kazandırır fon genelde.. %4 -%5 civarlarında diye biliyorum

likit fonun büyük kısmı repo dan oluşur dolayıysıyla getirisi de repoya çok yakındır. mevduattan daha azdır. ama mevduatta stopaj (vergi) %15 iken fonda %10. bunu da hesap ederek karar vermek gerekir.

kaç dersen şu sıra %6 civarı repo. likit fon belli olmaz %4-8 arası değişir diyelim (std sapma yüksek oldu böyle ama)yine 6 civarı olur getirisi. (repoda da stopaj %15)

peki bu yuzdeler aylik mi yillik mi?

yıllık

örümcek ağı teoremi?

tarım filan diyince şeyettim. tam olmadı galiba.

1- evet muayene olacaksın. sen tecil yaptırmayacaksın karar aldıracaksın.(askerlik kararı). bu karar 1 sene sonrası için olacak. sonra durum belgesi alacaksın ki o belgede "bu adam 1 sene sonra bana lazım ama o zamana kadar işim olmaz imza: tsk" yazacak. bununla okula kayıt yaptırınca okul da tsk ya "bu adam artık benim öğrencim sen bi kaç sene daha unut bunu" diye bi yazı gönderecek böylece tecil olmuş olacak.

2-rahatsızlığpını söylersen kurula girmen gerekecek sanırım. abimin böyle bi durumu vardı. bi ton muayene, kalabalık bi kurul, bu kurula verilen cevaplar filan süreç uzun biraz. okul kesin kayıt süresi geçecekse söyleme bence.

3- öyle bişi derlerse o zaman aklıma gelmedi dersin. o hastalığı arayıp bulmak onların görevi. "bişeytin var mı çocuğum" diye soracağına adam gibi işini yapıp muayene etseydin o zaman deme hakkın var bence.

(bkz: kabatepe orman kampı)

şileye gidin. çok romantik ve güzel :) fener oteli tavsiye ediyorum.
ahanda link
www.fenermotel.com

Çanakkale yolunu çok severim, istanbuldan çıkıp tekirdağ oradan keşan oradan sola sapın :) saros a bakın aşağı inin çanakkale, çanakkaleye gidince isterseniz assos a uğrayın, oradan da tekrar yukarı doğru, isterseniz ayvalık balıkesir bursa tarafından da dönersiniz

bana kalırsa atla feribota bandırma ordan edremit yap.

kisa nın önerisinin altına imzamı atarım. altınoluka da uğra ama. bozcaada da sokulur bu planın içine.

feribotla bandırma 120 (şöför+araba) + 25 tl yolcubaşı
çok pahalıya gelir git gel 300 tl.

mümkünse silivri' den teğet geçin. hatta selimpaşa-silivri arasına radar kurarlar, orayı geçin daha sonra hız ibresini dibe vurdura vurdura uzaklaşın. silivri' de yaşayan birisi olarak budur tavsiyem. silivri' de adam gibi pansiyon bulamazsınız, bulduklarınızda da mutlaka fuhuş vardır, denizi kötüdür, ben 6 yıldır girmem denizine.

ha bana sorarsanız direk iğneada taraflarına gidin çok uzaklaşmak istemeseniz, kıyıköy, iğneada gibi gidin derim.

konaklamasız saroz'da birkaç yerden ( enez, erikli gibi ) sonra assos'ta 1 gece 1 tam gün, dönüşte de bozcada diye bir plan yapardım ben zamanım olsa. keyifli tatiller.

ağva, sapanca da seçenekler arasında olabilir. illa ki deniz olayına gireceksen ayvalık, sarmısaklı, cunda da ihtimal dahilinde.

silivride kız arkadaşınla kalabileceğin pek bir yer yok..

eceabat kum motel.

deniz, tarih, doğa hepsi var.

emniyete yazı gidecek. bu adama tebliğ edin şu tarihte sınava girecek diye. seni arayacaklar karakoldan gel tebligatını al diye. bu olay kasım ayı içinde olacak. o tebligatla şubeye gidip silüs denilen kağıdı alacan. sonrası sınav. hatırladığım kadarıyla buydu süreç.

celp dönemi aralık 2009 yazıyor Grup numarası: 2009/08 yazıyor
erken sevk dilekçesi doldurdum galiba, orada sevk tehiri istemiyorum askerlik kararımın alınmasını istiyorum diye bir şey doldurdum sanırım erken sevki onlar yaptılar.
2009 ağustos başında mezun oldum ve hemen gittim işte, 26 agustosta gittim şubeye doktor yok diye.

Bugün tekrar sorduk işlemler tamam dediler tekrar, eylül sonunda belli olcak dediler ve zarfı istediğin yerden alabilirsin dediler, tabi zarfı almak için ne vermek gerekiyor onu söylemediler. Anladığım kadarıyla oldu benim işim? ankarayla postayla falan işim yok sanırım.

tamam o zaman ben zamanım gelince zarfı istanbuldan alayım madem heryerden alabiliyorum çünkü ben istanbul tuzlada sınava girmek istiyorum, söyledim gerçi onlara da, sorun olmaz dedi sanki zarfı alınca isteyen istediği yere gider edasıyla. Yani onun içinde bir şey yapılıyor mu?

ben arkadaşımı örnek vereyim. öğrenci ama okula gitmiyor. akşama kadar yatan bir adam bu. 1-2 iş denedi olmadı, yapamadı. en son bir giyim mağazasında part time işe girdi. part time diyorum ama öğlen gidip gece geliyor eve. baktı maaşı düzenli yatıyor, yemek kartı veriyorlar falan filan derken işi benimsedi tutundu gitti. babadan gelen para olmayacaksa elin mahkum sende tutunursun, alışırsın.

sanırım işe başlamadan önce askere gittiğinde bu düzene "mecburen" alışacaksın.

daha bugün 2 iş tekifi aldım karyer.netten cv mi bulmuşlar yani ben başvuru yapmıyorum, normalde pek aryan olmaz ama bgün uykmun amuna koydular 13 gibi... neyse, ben de çalışmayı sevmeyen biri olarak işlere kulp bluyorum hele mecbur değilsen çook zor köleliğe alışmak. bence en iyisi ufaktan git basit işlere alışmaya bak

Zamanla alışırsın bence. Bana da çok uzak gelirdi bu tip şeyler ama afedersiniz bir süre ske ske sabahın 6'sında kalkıp 6.30'da işe gittiğimi bilirim. Biraz da psikolojik olsa gerek. Öğrencilik bitince düzenli hayata geçiş çok zor olmayacaktır.
Uyku sorunu içinse mutlaka bir doktora görün, herkes böyle diye geçiştirme. İleride çok ciddi sorunlara sebep olabilir. Bir de çalışılan yer eve yakın olması çok büyük avantaj oluyor. Bunu da sağlayabilirsen günlük sorunlar harici sıkıntı çekmezsin derim.

alışırsın sike sike. kaba oldu kusura bakma ama amacım hakret etmek diil ben de sike sike alıştım ordan biliyorum:) mecbur kalınca oluyo bi şekilde. benim de öğrenciliğim hemen herkes gibi ve seninki gibi geçti. önce askerde alıştım 2 saat uyuyup 5 te kalkmaya, sonra bi daha kaybettim o alışkanlığı, gece yaşayıp gündüz uyuma moduna döndüm. işe girdim tekrar alıştım sabah erken kalkmaya. oluyo bi şekilde sancılı da olsa.

bence öndeki direklerin birleştiği noktadır.cünkü önemli olan zaten topun burayı gecmesidir.bazı güney amerika liglerinde kale arkasında ağları tutan ipler olmadığı için ağ bizim liglerdeki kaleler gibi arkada bir köşe olusturmaz.bu görüntü eski macları ve dünya kupalarını izlerseniz de karsınıza cıkar.e 90a takmak tabiri bildiğim kadarıyla eski, yani asıl kastedilen direklerin birleşme noktası olmalı:)
ayrıca doksana takmak sözü kabiliyeti ve yapılan vurusun ne kadar iyi oldugunu anlatmak için kullanıldığı için iki direğin birleştiği noktanın kastedilmesi daha akla yatkın geliyor bana

arkadaşın doğru demiş.

eger dediginiz gibiyse bizi spikerler yillarca doksana takti diye yediler lan. arkada aglarin birlestigi noktaya giden her topa doksana takti diyorlardi. youtube da videolara da baktim sadece turk spikerler degil yabancilar da orada kose yani doksan tabiri kullaniyorlar. kafam pis karisti :D

sen haklısın ağların buluştuğu yer doksan direklerin kesiştiği yere çatal denir

bence ön direklerin kesişme yerine doksan deniyor.. direklerin 90 dereceyle kesişmesinden dolayı...

www.youtube.com

sergenin 90 a takdığı bi gol. üst direkle yan direğin birleştiği yer anasını satıyım ya da gol çizgisiyle yan direğin yaptığı açı da 90 derece. orası bi şekilde 90 oluyo.
ağlar mevzusunun 90 la bi alakası yok, saçma o. ağ olmayan bi kalede doksan neresi ise ağ olan bir kalede de orasıdır.

90 tabiri çok eskiden beri var. ama ağların gergin durmasını sağlayan arkaya konulan direkler o kadar eski değil.

Boş konuşmuş arkadaşın. Büyük ihtimal matematiği kötüdür. 90 tabiri üst köşedeki direklerin 90 derece ile birleştiği için konmuştur.

normal şartlarda direklerin kesiştiği yer 90'dır. ama mantıksal olarak tam 90'dan geçirmek imkansızdır. (evet imkansız, yanlış okumadınız, bana göre 90 olması için, yan direği de üst direği de yalaması ve çarpmadan geçmesi gerekiyor, ki kralı da odur bence) ama spikerler üst köşelere giden topların hepsine 90 diyorlar. o yüzden köşeye gitmiş ve arka ağlarda da köşede buluşmuşsa 90 sayınız. ama mantıksal olarak yanlış biliyorsun, ve seni kınadım genç.

çatal derler bir de oraya.

uno, tipo...

2. el bakınız. paranızı biriktirip peşin alınız. gittiğiniz yola göre benzinli diesel ayrımını siz yapın.büyük araç mı gerekli küçük araç mı? spor mu seversiniz honda gibi , peugeot gibi ,yoksa volkswagen gibi sağlamlılık mı ararsınız. biraz birikmişim var mini mi alayım dersiniz. keşke biraz daha detay verseydiniz.

bankalarla görüşüp kredi imkanlarını araştırın. 8000 civarında bir kredi çekebilirseniz alabileceğiniz arabalar var. gelir düzeyinize göre fiat almanız daha mantıklı, sorun çıkarırsa masrafı az olur.

@ykyt

Detay vereyim: Araba şöyle biraz ağır dursun, efendi olsun. Az biraz makyaj yapar, göze hoş görünür hale getirirm. Birikmişim yok, krediyle alacağım. ayda 800 lira taksit ödeyebilirim bir 3 yıl falan. o yüzden 5 yıldan fazla olmasın diyorum, borcu bittiğinde 10 yaşındaki arabayı satarken verem olmayayım istiyorum.

hangi ilde 400 ile rahat geçiniyorsunuz? vay be süper bir durum :) nasıl oluyor biraz ayrıntı alabilir miyiz?

fiat palio, renault clio, fiat siena/albea, dacia tarzı araçlara bakabilirsiniz

bence kredi de alıyor olsanız kenarda bir miktar paranız olmalı. zira hayatın size sunacağı kötü bir sürprizde taklaya gelebilirsiniz.

hakkaten ben de bu 400 e geçinme işine takıldım.benim kiram 550 zaten. oy istanbul can istanbul. iliğimi kuruttun.

güzel düşünceler bunlar. ama gelelim gerçeklere. ayda 800lira bir arabaya verebilirim demişsiniz. 3 yıl 800 lira bağlayacaksınız yani. bu zaman zarfında acil bir durum, işten ayrılma, evlilik zart zurt olmayacak diyorsun.

2. el bakman için birikmişin olması lazım. zira bankalar 2. el değerinin yarısını kredi olarak veriyorlar senin diğer yarısını peşinat vermen lazım. yani elinde birikmişin olmalı.

senin için en mantıklısı 4 5 ay paranı biriktirip dod'a bakmak. orada 3-4 lira peşinat 600 ya da 700 lira taksitle jetta-golf-focus falan veriyorlar. ama dediğim gibi yani o kadar süre maaşını bağlamak mantıksız. ha sırtın sağlamdır unut bu dediklerimi. ben paramı biriktirdim çat diye aldım arabamı ayda 300 lira 36 ay. hatta 34 ay kaldı. öyle yani. benden söylemesi.

ben bir şeyi anlamadım bir de. 1200 lire maaşınız var, 400'ü size 800'ü araba taksitine diyorsunuz da arabanın kendisi başlı başına bir masraf. onun benzini olacak, bakımı olacak. ya kendinizden ya da araba taksitinden kısmanız şart bence.

400 lirayla nası geçindiğinizi açıklayın, ben uçan araba bile bulurum size. :)

evet 400 liraya nasıl geçindiğimi açıklıyorum arkadaşlar.

-ev kiram yok, ev kendi evim.

-evde iki yakın arkadaşımla kalıyorum, faturaları onlar ödüyor, kira vermiyolar, onların da işine geliyor benim de. (19 yıllık arkadaşım ikisi de, yemişim kirasını:)
-yemekleri kendimiz yapıyoruz. yeme-içmeye ayda 100 lira falan gidiyor cebimden.

-haftada bir sinemaya gideriz = 12 lira bilet, 12 lira yemek = 24 lira. 25 düz desek etti 100 lira.

-haftalık alkol tüketimi adam başı 20 liraya falan geliyor. (çok içmiyoruz, 70lik yetiyor üçümüze)80 de buraya etti 280.

-üç dört ayda bir kılık kıyafet ıvır zıvır alıyorum. taksit yaptırıyorum kredi kartına, genelde 4 ay falan 90-100 lira taksit ödüyorum. onun haricinde kredi kartı kullanmıyorum çok zorlanmadıkça.

-sigara içmiyorum

-sağlık harcamaları için zamanında bankaya bir miktar para atmıştım, bir şey olduğu zaman ordan karşılıyor, daha sonra üzerini tekrar tamamlıyorum. zaten sosyal sigortam var, fazla bişey gitmiyor.

-istanbulda ulaşıma para vermiyorum. işe servisle gidiyorum, otobüs kullanacağım zamanlarda ise beyaz kartım var. zaten arkadaşın arabası var, genelde onu kullanıyoruz.

Evet genele göre biraz şanslı gibi duruyorum hayatta. Evim falan var, kral gibi iki kankardeşim var vs. Ama bu şans, o beyaz kartı almama sebep olan durumu yaratan Tanrının, "senin de üzerine fazla gitmeyelim, efendi çocuksun, dur hadi al sana bi kıyak" demesinden mütevellit olduğunu düşünüyorum.

:) ay kis evırbadi :)

yalnız araba alınca o 400'e geçinme işi asma kabağı olacak, haberin olsun.

@blackdog
farkındayım, hesaplamalar yapıyorum :)

emin olamamakla, karakolun karşısında vardı yamulmuyorsam. pamukkale şeysinin yanında.

Her stüdyoda çekerler diye tahmin ediyorum ama ben şişlide adliyenin yanında çektirmiştim ben.

www.bloomberg.com

biraz gecikmeli ama. anlık veri aracı kurumunun internet sitesinde olmalı ya da matriks filan bi ekran veriyor olmalılar. yoksa istesin kurumundan.

imkb merkez kütüphanesinde kendi yayınları ve konuyla ilgili epey kaynak yer almaktadır.

www.imkb.gov.tr

daha da olmadı "scala yayıncılık" sizin i$inize yarayan kitaplar yayınlamaktadır.

www.scala.com.tr

T1, T2, virman vs. için İMKB'nin yayınladığı "sermaye piyasası kılavuzu" diye kalın kocaman bir kitap vardı, fiyatı da uygundu. kitapçılarda falan bulman zor ama hala varsa borsaya, eğitim ya da kütüphane bölümüne telefon edersen nasıl alacağını öğrenebilirsin.

bunlar çok temel şeyler. sırf bunlar için kitap alınmaz. nette bulursun hepsini. google işini görür. aracı kurumların internet sitelerine bak açıklamaları olur bunların.

www.hisse.net takip et derim. forumuna üye ol takıl. çok şey öğrenirsin.

hiç olmadı git bi aracı kuruma dal. broşür iste vardır ellerinde bişeyler.

bir de istanbuldaysan ve öğrenciysen imkb nin staj ve eğitim programı oluyordu. ona katıl. bu bahsettilerinin hepsini öğrenirsin.

www.tspakb.org'da ya da www.spk.org'da
lisanslama sınavı kılavuzları var.
.pdf formatında.

hisse senetleri piyasaı ile alakalı modülünkini indir, feriştahı oradadır.

İlgi gösterip cevap veren herkese çok teşekkürler...

1) siğil olabilir. et benine benzemiyo.
2) muhtemelen dermatologtur.

ama dediğim gibi siğilse eğer (resimden pek belli olmuo) eczaneden aldığın bi ilaçlada geçmesi mümkün. ilacın adını hatırlamıyorum ama siğil ilacı dersen verirler zaten.

1- Siğile benziyor.
2- Dermatolog'a gitmek gerekir. Ojeye benzer bir ilaç yazacaktır sana. Eğer o işe yaramazsa (ki son zamanlarda siğiller inatçı olmuş işe yaramıyor) dondurma ya da yakma ile alacaktır o siğili. Ama 3-5 mm ise ilaç döker onları. Biraz yakar, acıtır ama sonuçta kötü görüntüden kurtulursun.

bunlardan bir ara bende de olmuştu, hatta benim boynumda çıkmıştı ve traş oldukça sayıları artmıştı. böyle ilginç bir oluşum bu. dermataloga gittim direk yakarak aldı. o gün bu gün çıkmıyor.

kesinlikle sigile benziyor.
en iyi cozum elektrikle yakmaktır. dermatologa gitmek gerek.

ihmal edince yayılıyor bir de bunlar. siğilse tabi hakkaten.ilaçla haftalarca uğraşmak gerekiyor ayrıca yayılma riski devam ediyor. yaktırmak en güzeli 5 dakikada kurtuluyorsun.

siğilin daha gözenekli bir yapıda olması gerekmez mi yaf? bu sanki deriden yükselen minik bir parça gibi. ama tabi beni dinlemiyorsun, direkt dermatoloğa gidiyorsun. eğer siğilse ve yaktırmak istemezsen geçene kadar muhtemelen verrutol kullanıyorsun.

dr.'a gittim, siğil falan olmadığını, iyi huylu et birikmesi gibi birşey olduğunu, takip etmemi ve ancak çok büyürse müdahele edeceğini söyledi.

anlamazlar. nüfus cüzdaniyla ilgili belki seri no filan sorabilirler bilemiyorum. nüfus cüzdani da yaninizda olursa sorulara cevap verirsiniz.

nüfus cüzdanı bilgileri ve anne kızlık soyadı sorabilirler.

seri no hiç sormadılar bana şu ana kadar, fatura bilgileri için de çok kastırmazlar, bilmediğiniz bir şey soracaklarını zannetmem..kütük falan aynı ne de olsa..

gerekli bilgiler varsa anlamazlar, ben dedemin yerine konuşurken eleman anladı hatta bozmaya çalıştı ama ne ıspatlayabilirki...

ne sorarlar: nüfuscüzdanı seri no gibi bir şey foto altında var onu soruyor kıllandıklarında.

genellikle tarife ve en son fatura mıktarını soruyorlar...

son faturanın bedelini ve nasıl (kartla mı bankadan mı bayiden mi?) yatırdığını, hat sahibinin doğum tarihini ve anne kızlık soyadını bilmen yeterli.

kaydı tutulan ve dinlenen bir telefon görüşmesinde, "yok ben o değilim, abisiyim" deyip üstüne bir de cevap beklemek çok angutça

ben babam olarak aramıştım, çaktıysa da bilmiyorum (:

yaş farkı çoksa ses tonundan anlayabilir ama sallamaz. sorduğu sorulara doğru cevap ver bi de açıkça ben o diilim ama cevapları biliyorum eki eki diye espri yapmaya çalışma yeter. ordaki agent ın derdi de o telefonu kapatıp evine gitmek. mecbur bırakmadığın sürece uğraşmaz seninle.

zaten outlook yada benzeri programlarda ve hatta web uygulamalarinda imza sona eklenmez. imza 2 durumda eklenir (aslinda 3 ama 2 tanesini birlestirmesler)

1- yeni mail olusturdugunuzda
2- size gelmis olan bir maili cevapladiginizda yada baskasina ilettiginizde

1. durumda icinde sadece imzaniz olan yeni bir mail acar, 2. durumda onceki maillerin en ustune imzanizi ekler. her iki durumda da siz imzanin ustunden yazmaya baslarsiniz.

edit: tabi bu bahsettigim otomatik eklenme durumlarinda, manuel olarak imza ekleme gibi bir opsiyonda var fakat manuel durum hakkinda ahkam kesmiyim simdi yalan yanlis.

şimdi şöyle olüyör; o olayların ayarı var, ve ben outlook'un otomatik olarak imzalı ynei mail açmasını yada reply yaptığımda otomatik olarak imza eklemesi gibi opsiyonları aktifleştirmedim. farklı isimlerde kaydetmiş olduğum imzalardan istediğimi seçip manuel olarak ben ekliyorum.
demek ki ilk önce imzayı ekleyip sonradan yazacağımı yazmam gerekiyor galiba. ama böyle düşünsem bile soruda belirttiğim gibi-genelde sona ama kafasına göre bazen başa eklemesi konusu hala kafamı kurcalıyor..

imzayı eklediğin anda mailin içinde nerede kaldıysan oraya ekler imzayı. resim eklemek gibi bir şey. denemek istersen yaz bi yazı rastgele bas klavyeye bi kaç satır sonra herhangi bir kelimenin ortasına tıkla ve oradayken imza ekle. metnin senin son tıkladığın yerine imzayı ekleyip metni ikiye böler.

özetle imza sona gelsin istiyosan son cümlenin altında bir yere tıkladıktan sonra eklemen gerekiyor.

www.haberborsa.com

www.bilgeyatirimci.com

www.bigpara.com

www.hisse.net

forumunu da gez dolaş derim hatta üye ol ücretsiz. çok şey öğrenirsin.

www.finanstrend.com

bir de www.bloomberg.com bu da ingilizce abd de neler oluyor bitiyor güncel bir şekilde takip edilebiliyor.

bu konuda bildiğim en kral site budur :

www.investopedia.com

Açığa satış ve kredili işlemler 20.02.206 yılında 247 sayılı genelge ile yeniden düzenlenmiş ama ben bulunduğum yerden ziplendiği için açamıyorum genelgeyi *

adresi: www.imkb.gov.tr

1-) Geri almak derken? Emri çekmekten mi bahsediyorsunuz? Bu arada, elimzde olmayan kağıdı satmaya kalkmıyor muyuz açığa satış yaparak? Hmm şimdi anladım sanırım, o zaman eğer doğru anladıysam, T+1'de saat 14:30'a kadar takasbanka ulaşması gerekiyor.

2-) Takas süresi uzatılamaz. T+2 geldiğinde takasbank illa ki takasın gerçekleşmesini isteyecektir. İki taraf da temerrüde düşer. Evet mutlaka T+2'de kapatılmalı. Özel sözleşmelerin yapılması fırsat eşitliğini zedeler.

3) Temerrüde düşersiniz. Acayip bir formülü var ama çok pis giriyor afedersiniz.

Siz yine de şurayı bir okuyun: )
www.vob.org.tr

@thefin
O dosyada Gözaltı pazarı hariç diğer Imkb pazarlarında işlem gören hisse senedi ve fonların kredili işlem ile açığa satışa konu olabileceği belirtiliyor. Pek doğrudan bir ilgisi yok sorumla.

@colg fusion
1) Hayır emri geri almaktan bahsetmiyorum. Elimde olmayan hisseyi sattım; o hisseyi satın alarak pozisyonumu kapatmaktan bahsediyorum. Yalnız IMKB için T+2 takas tarihi; VOB'u bilmiyorum pek ama verdiğiniz linkteki dosyalara göre T+1 14:30 gözüküyor.
2) Takas uzatılması mantıklı değil zaten de; illa yeni pozisyon açmak mı lazım diye sormuştum. Sanırım öyle..
3) Temerrüt nasıl olacak peki? Adama hisse sattım, teslim etmem lazım elimde hisse yok! Bir de VOB ile Hisse Senetleri biraz farklı. VOB'da işlemler marjlar çerçevesinde gerçekleştiğinden para ile olay hallediliyordur belki de IMKB'de doğrudan hisse-para takası var.

O linkte yazan şu:

"Alacaklı olan taraflara yapılması gereken ödemeler hususunda, Borsa, Takasbank ve/veya TCMB’den kaynaklanan teknik sebepler ve nakit dısı teminatların nakde çevrilmesinin gerekli oldugu haller hariç ödemenin T+1 Günü EFT kapanıs saatine kadar yapılamaması durumunda alacaklı olan üyeye, gecikme süresince her gün itibariyle IMKB Repo-Ters Repo Pazarı’nda veya TCMB Bankalararası Para Piyasası’nda olusan gecelik agırlıklı ortalama faiz oranlarından en yüksek olanının % 50 fazlası kadar tutar, temerrüde düsen üyeden alınan temerrüt faizinden karsılanmak suretiyle magduriyet ödemesi olarak ödenir. Sözkonusu ödemeden vergi ve diger yasal kesintiler düsülür."

Saolun yine de..

elinde olmayan hisseyi satmaya açığa satış denir. elinde varsa zaten o satış açığa değildir kendi malını satmışsındır, kimse sana bulaşmaz.

satışın takası 2 gün sonra bu doğru ama alışın takası da 2 gün sonra. o yüzden aynı gün geri almak zorundasın. zaten açığa alış ve satış yapılabilmesinin sebebi bu işlemi yapar yapmaz takas yapmak zorunda olmaman.

açık pozisyonunu kapatmak istemezsen (normalde buna aracı kurumun izin vermez) bir yerlerden ödünç hisse senedi bulman gerekir. 2 gün sonra takas vakti geldiğinde başkasından ödünç aldığın senedi karşındaki alıcıya vermek için. bunun için de ödünç pay senedi piyasası adında organize bir piyasa var imkb bünyesinde. bir miktar komisyon karşılığında hisse senedini pozisyonunu kapatana kadar ödünç alabiliyorsun böylece temerrüde düşmemiş oluyorsun. ödüncü takas günü alabilirsin. tabi bu bir piyasa her an ödünç vermek için hazır bekleyen insanlar yok o yüzden ödünç alamama riski var o zaman da patlarsın.

bir diğer alternatifse yine imkb bünyesinde olan temerrüt alışları. bu tip alışların takası aynı gündür. 2 gün önce açığa satış yapmış ama pozisyonu kapatamamış insanlar gider temerrüt alışı yapar piyasa fiyatının biraz üzerinden.

bir de colg fusion iki taraf da temerrüde düşer demiş ki bu yanlş bilgi. alış yapan parasını öderse temerrüde düşmez. takasbank parayı alır. senin vermen gereken hisse senedini sen vermediğin için alıcıya verir. alıcı mağdur olmasın diye. bunun cezası olarak da sana temerrüt ödetir.

o takası t+1 olan vob. aslında mantıklı. eğer satmayı düşündüğün 30 endeks hissesiyse yani asıl derdin piyasanın düşeceği fikrine oynamaksa açığa satmak yerine gidip vob da endeks kontratında kısa pozisyon aç derim. hem kaldıraçlı hem de poz. kapatmak zorunda değilsin. ama o şimdi uzun hikaye araştır derim.

bir de imkb de yakında hisse bazlı vadeli işlem sözleşmeleri işlem görmeye başlayacak o zaman endeks yerine doğrudan bu senetlerde kısa pozisyon açılabilir açığa satış yerine. tabi bu hisse senetleri oldukça kısıtlı. ama açğığa satışı da zaten spekülatif tahtalarda yaptırmazlar.