cuteFTP. bayağı rahattı ben kullanırken.

cuteftp ben de kullandım ve evet gayet güzel bir programdı ama malum ücretli. Bugüne kadar filezilla'da virüs atma gibi bir sorunla karşılaşmadım. Bu virüs atma olayı daha çok ücretli programları crack, patch gibi uygulamalara maruz bırakınca olan bir şey bildiğim kadarıyla. İşin kısası bence satın almayacaksan filezilla'dan şaşma. Açık kaynak kodlu bir yazılım herşeyden önce. Herkes ne olduğunu görebiliyor.

valla filezilla ile ilgili sana onu kim söylemişse çok sallamış. veya zaten açık kaynak olan bir şeyi orijinal sitesinden indirmemişler ise adamlar kodu alıp kafasına göre "filezilla by HAcKerTuRk" gibi lame versiyonlar yapmışlarsa... olur tabi virüs.
Ben filezillanın hem client hem serverını kullanıyorum bilgisayarımda uzun zamandır. hiç sorun yaşamadım.

ben de senelerdir filezilla kullanıyorum, bugüne kadar problem yaşamadım.

cuteFtp çok net.

filezilla'yı iş için kullanıyorum yıllardır.
ben de hiç dediğin şeyle karşılaşmadım.

cuteftp kullandığım zamanlar bütün ftp lere iframe virüsü bulaşmıştı. 3-4 senedir filezilla kullnıyorum çok iyi hiç sorun olmadı. ama tavsiyem önde pc ni temizlemelisin.

uzun bir süredir filezilla kullanıyorum. kısa bir süre önce de "sitelere firüs atiyür" denilen olayla karşılaştım.

Demem o ki; bilgisayarınızı koruyun. en kıçıkırık trojan site kayıtlarının olduğu dosyayı (filezilla için filezilla.xml dir) bulup okuyabilir, biryerlere gönderebilir veya kendisi bağlanıp gerekli injection'ı yapabilir. bunu da en kıçıkırık antivirüs yazılımı bile önleyebilir.

filezilla'ya bok atan arkadaş fena halde işkembeden sallamış :/

FileZilla açık kaynak yazılımdır. Tüm kaynak kodlarına serbestçe bakılabilir. Virüslü diyen arkadaşın Tofaş Şahin için "trojan var bunda yeaa" demesi olasıdır. ;-)

narg.

cafe de fumee

narg ile ben

tophane kafasında bir yer düşünüyorsanız han güzel olur sanki han hana gidelim falan kullanımı kolay ama sahil taraflarında bi yerde açacaksınız şark köşeli şömineli süs havuzlu nargileci dışında old garage benzin konseptinde yerler daha ilgi çekici oluyor.

tüttür

Aynı yer.
- Neredeydiniz?
- Aynı yer'deydik.

Smoke

kapı

sis atma oç

coconut

Valla Ankara otogara gidince çığırtkanların bağırdığını duydum kaç sefer İstanbul 20 lira diye. Galiba doğudan falan gelen otobüslerde boş yerleri doldurmak için ucuza satıyorlar o biletleri. Ankara'dan İstanbul'a varsa İstanbul'dan da Ankara'ya vardır gibi bir düz mantık kuracağım.
Atla otogara git, kesin bulursun.

Trenin başladığı yere kadar(sanırım Kocaeli) otobüsle gidip oradan trene binebilirsiniz.30 civarı olur herhalde emin değilim.

biz ankaradan istanbula hem gidişi hem de dönüşü 25e bulmuştuk. otogarda dolanan dayılar var onlara sorun. yanlıs hatırlamıyosam biri diyarbakır turizm gibi bişeydi diğeri hatay turizm gibi bişeydi.

hareme gitsen biraz pazarlık 20 - 25 liraya gidersin. ama ankaraya giden değil ankaradan geçen otobüslerle ancak ve yolda çok durur çok yolcu alır zaman sıkıntın yoksa sorun olmaz. en son metro ile pendikten 30 a gitmiştim normal önceden aldığım bilet ile.

www.biletall.com


30 tl lik var

internetten haremde bulunan firmaları araştır ara telefonla boktan firmaları fiyat al boşuna gitme oraya kadar ama muhtemelen bulursun

hocam biraz acemeyim anlayamadım şimdi menu barı background yaptım.

css de kodum şöyle oldu
.menu_bar {
position: absolute;
left: 8px;
top: 92px;
z-index: 1;
background-image: url(bar.png);
background-repeat: no-repeat;
height: 20px;
width: 955px;
}

sonrasını anlamadım .acilir a nasıl ekleyebilirim ki menu_bar üstüne gelince açılan menü kapanmasın.

.acilir {
display:block;
background-color: #333333;
height: 10px;
width: 30px;
}

teşekkürler

anladım mantık olarak dediğiniz gibi olmalı ama olmadı
hemde açılan menüyede ekleyince çift img üst üste biniyor.

www.tarikceddi.com

bir çözüm aklına gelen varsa yazabilirse sevinirim uğraşmaya devam ediyorum bulursam yolunu bildireceğim. z index i 2 yapınca düzeldi o kısma dikkat etmemişim.

çok teşekkür ederim

EDİT: @biz boylemi gorduk babamizdan sorunu gösterdiğiniz yöntem ile çözdüm. teşekkür ederim

bilimsel bir dayanağım yok ama mantığıma dayanarak bir günde 16 saat hiç bir şey yiyip içmemenin sağlıklı bir tarafı olmadığını düşünüyorum.

not : müslümansporluyum.

oruç tutmayı teşvik edici bir slogan dostum sadece.

11 ay sürekli çalışan midenin 1 ay boyunca dinlenmesi vucudu kendini toparlaması vb gibi upuzun bilgileri içeren bir açıklama yapmıştı hocalarımızdan biri. Biraz düşününce mantıklı geldiğini anlayabiliriz.

edit: küçük beyinler çok yorulmamalı, sırrını anlayan anlar anlamayan işkembesinden sallar

Oruç tutmak vücuda zararlıdır. Yemeyi siktir et, su içmiyorsun. Ayrıca bu kadar süre bekleyip birden yemek ve su alıyorsun bünyeye. Kesinlikle zararlı. Alim, bilim adamı olmaya gerek yok bunu idrak etmek için. Vücuttaki organlar çalışmak içindir, dinlenmeye ihtiyaçları yoktur. Hatta dinlendirmeye çalışmak da kötü bir şeydir. Şayet öyle olmasa serumla yaşayıp hiç sıçmazdık. Ne güzel. Hatta tamam dinlendirmek yararlıdır desem bile lan sen birden o kadar yemeği suyu yükleyince bünyeye nerde kaldı dinlendirmesi bunun?

metobolizmayı mütiş yavaşlattığını düşünüyorum çünkü vücut gene açız la deyip ağır ağır çalışıp depolamaya çalışacaktır. o yüzden tam tersi 3 saatte bir az az yiyerek zayıflanıyor çünkü habire yiyo abi rahat ol yakalım çalışalım kafasında düşünüyor vücut

sağlıklı bir şey olaydı, ağız öyle kokmazdı bence. neticede vücut kötü bir belirti veriyor.

mide, barsak vb organlar dinlenmesi gereken organlarımız değildir. 11 ay çalıştı yazık 1 ay da kalbimizi dinlendirelim demek ne derece mantıklıysa midenin dinlenmesi de o derece mantıklı. kaldı ki dinlenmiyor da. sahurda, iftarda herkes gayet yükleniyor.

sanırım şu detoks olayına benzetmeye çalışıyorlar orucu. hiç bir ağır besin tüketilmiyor diye duydularsa bi yerden hocalar hacılar.. ama detoksta sebze püreleri tüketilip özellikle bol su içilirken oruçta bütün gün bir şey yemeyip akşama yükleniyorsun. üstelik 40 derece sıcakta hiç su içemiyorsun. ne dinlenmiş oluyor insanın midesi ne de detoks yapmış..

bence insan oruç tutacaksa sıhhat bulurum diye değil de sıhhatime rağmen ben müslümanım bu da dinimin gereği yapcak bişi yok tutucam diyerek tutmalı. yoksa tutuyorum ama sıhhat veriyorun arkasına saklanmak içini rahatlatmak olur olsa olsa.

Bu olayi arastirmis bir kac bilim adami, vucudu dinlendirme, arinma gibi yani bir nevi detoks oldugunu tespit etmisler, bagirsaklarin arindigini felan okumustum. Eskiden oruc tuttugum zaman gercekten de kendimi arinmis daha hafif hissederdim

Bende müslümanım ama orucu sağlıklı olması bakımından tuttuğumuzu kim söyledi. Mide dinlenmesi falan bunlar hikaye, ayrıca su içmiyorsun bunun neresi sağlıklı?

Oruç tutmanın amacı sıhhat kazanmak falan da değil zaten.

Bilim adamlarını bunu araştırmaların gerek yok. Lakin bir ay boyunca her gün 12 saatten fazla aç kalmanın sağlıkla bağdaşan bir yanı olamaz. Kimilerinin "arınmış temizlenmiş" gibi hissetmesinin sebebi psikolojik olup oruç tutmayıp bir ay boyunca ibadet namına başka bir şey de yapsa büyük ihtimalle aynısını hissedecektir.

ona bakarsan "huzur islamda" hacı
payı yok sapı var tutturmuş gidiyorlar.
zararlı.

merena+1

-madem yararlı neden oruçlu iken başım ağırıyor?
-madem yararlı neden midem tuzruhu içmiş gibi?
-madem yararlı neden hiçbirşey yapmak istemiyor ve halsiz düşüyorum?
-madem yararlı zaten yeterince zayıfken birde üzerine kilo veriyorum?
kışın belki ama yazın değil.

@merena nın dediği gibi "bence insan oruç tutacaksa sıhhat bulurum diye değil de sıhhatime rağmen ben müslümanım bu da dinimin gereği yapcak bişi yok tutucam diyerek tutmalı. yoksa tutuyorum ama sıhhat veriyorun arkasına saklanmak içini rahatlatmak olur olsa olsa."

Intermittent Fasting diye bir olay var. Gayet sağlıklı olduğu iddia ediliyor. Tek fark, onda su tüketimi var.

Oruç tutmaktaki amaç, inanan için elbette sağlık olmak değildir.

zaten sağlıklı olayım dıye oruc tutmak olmaz zaten, o olayın baska yonu, asıl olay ibadet, nefsine hakim olabilmek, iradeni guclu tutmak.Bir kimse Ramazan'ın faziletine inanarak ve mükafatını Allah'dan umarak oruç tutmalıdır.

Raks.

dijitsu aldım mutluyum

en ucuzunu al. geçen yıl arkadaşım gaza gelip 800tlye pervanesiz vantilatör aldı. benim 30tlye aldığımla aynı işi görüyor. en nihayetinde vantilatör bu yani.

geçen gün kipadan 37.90 a aldım. memnunum. kurulumunu yaparken de lego oynadığım günlere döndüm.

bugün bahausda bir tane gördüm çapı bir metre vardı mütiş bişi alanın genişse al yoksa hiç kasma 20 - 30 liraya al çünkü yaz sonuna doğru bozuluyor zaten bütün kış yer kaplamıyor çöpe atıyosun kurtuluyosun

buraya bakabilirsin. www.yorukali.com

Mimoza pansiyon %100 çalışıyor

yorukali (Y) , girişi falan biraz eski püsküdür ama içerisi iyidir.

cift kisilik oda fiyatlari ne civardadir acaba ? pazarlik yapilir mi :)

groupon tarzı fırsat sitelerinde çok kamyanya var hafta içi 99 lira bende kız arkadaşımla o şekilde kupon alıp gitmeyi düşünüyorum. ama kuponu almadan oteli arayıp kız arkadaşla kalınabiliyormu diye aramak lazım bazı oteller sorun yapabiliyormuş çok nadir ama. ve konumuna dikkat edin. iskeleye yürüme mesafesi olmalı çok gerilerde adanın öbür ucunda olunca iyi olmuyor diyorlar.

artinboşgezenyan nickli arkadaş, büyükadadaki evini kiraya veriyo zaman zaman.
ben bi kaç kere kaldım, çok memnun kaldım. bi iletişin isterseniz.

evlilik cüzdanı isteyen otelleri turizm bakanlığına şikayet edin ! kendi muhafazakar tutumlarını işletme prensibi olarak yansıtamazlar !

asp kullanmayalı çok zaman oldu. özlem gidermek için oturur yazardım.
çok zor bir şey değil.
bir tanesini tablo olarak oluşturun ve geri kalan kısmı loop döngüsüne alın.
zamanım olsa yazardım. :/

normalde html css den öteye pek gitmiyorum ama bunu yapmakta mecbur kaldım kendi kendime yapıp öğrensem iyi olacak hiç bilmeyen biri için çok zor bir uygulamamıdır ? fazla zamanınızı almak istemiyorum ama bana bir yol gösterebilirmisiniz örnek script olabilir türkçe anlatımlı ders olabilir bir kaç satır yazı ve resim eklenebilecek şekle getirmem gerekiyor. :/ teşekkürler

ilk başta asp konusundan emin olalım. bildiğimiz eski active server pages olan asp olarak istiyorsunuz değil mi?
bunu asp ile yapmak için iki şeye ihtiyaç var. birincisi veri kaynağına.
basit acces dosyası olabilir. veya başka bir veri kaynağı.
ikincisi bu tablo şeklini oluşturduğunuz bir html kodu.
sadece tek bir alanı tablo olarak oluşturacaksınız.
ardından asp ile veri kaynağına bağlanacaksınız. ardından tablonun başında bir recordset açıp verileri döngüye sokacaksınız.
recordsetteki kayıtlar kadar html kodu tekrar etmiş olacak ve istediğinizi yapmış olacaksınız. bunu en basit asp listeleme örneklerine bakarak yapabilirsiniz.

tek yasiyorum üc aydir. boyle bir huzur yok. eskiden 2 kisiydik. acayip para birikiyordu. simdi geriye nerdeyse sifir kaliyor ay sonunda. ama su an biriyle daha bi evi paylastigimi dusunemiyorum.

not: eski ev arkadasimla aramizda da bir sorun olmadi.

4 birim maaşın 1 birimini kiraya verecek bir işte çalışıyorsan ya ben de oraya çıkayım ya da ben de o işi yapayım...

istanbul dışında küçük bir şehirde yaşasam 6/1 birim oluyor benim için.

Yalnız başınıza zaman geçirebiliyorsanız yani bir uğraşınız hobiniz vs varsa ya da gelip gideniniz çok olursa tek başınıza çıkmak çok mantıklı, ne başınızı ağrıtan olur ne de canınız sıkılır.

ev arkadaşıyla yaşamak-en yakın arkadaşın da olsa- ciddi bir sabır ve maharet gerektirir, herkes yapamaz.

tabiki tek! hele de yalnızlıktan hoşlanan biriysen değme keyfine

yüksek planların var ise iki kişi idealdir... yani 4/1 kira diyorsunda en az 8/1 kadarını da elektirik, su, doğalgaz ve diğer faturalar karşılıyacak. yani 8/3 ü eve yatırmak demek 2000 liranın 750 lirasını olduğu gibi eve yatırmak demek. bence iyi para ama bölündüğünü düşün 350-400 liranın cepte kaldığını düşün, bir otomobil taksiti demektir.

şimdi benim kafa rahat değil tabi, tuzun kuruysa takma kafana tek başına yaşamanın keyfi başkadır. yazın evde nudist takılmak mesela... parayla ölçülemez :)

bende tek yaşamanı tavsiye ederim. şölede düşün istanbulda merkezi bir semtteysen ve 3 kişinin yaşayabileceği bir ev tutmak istiyorsan 3 odalı bir daire tutman lazım bu dairelerde bin liradan başlar iyi bir şey olsun dersen daha da artar. üçe böl 300 400 düşer. iyi araştır şöle bir oda salon stüdyo tarzı 500 e bulabilirsin üç kuruş fazla verirsin kafan rahat olur milletin pisliğini çekmezsin.

tabiki de tek kal. akvaryum da al bi de nargile.

galiba senin aradığın duyurucu benim:) 6 yıl kadar bikaç ev arkadaşıyla yaşadıktan sonra tek yaşamaya başladım. şöyle özetleyebilirim:

+ başına buyruksun, kimseyi rahatsız etme derdin olmadan özgürsün
+ kimsenin seni rahatsız etmesi derdin olmaz
+ sorumluluk konusunda kimseye hesap vermezsin. neden bulaşıkları yıkamadın veya bu dergiler neden gene ortalığa yayılmış diye hesap soran olmaz. seni ne zaman rahatsız ederse o zaman halledersin.
+ başka insanların hareketlerinden sorumlu olmazsın (kiradan kendi payını ödemediği için ev sahibiyle takışma, üst komşuyu rahatsız etmesi, vs.)
+ evin yine kalabalık - sosyal bir ortam olabilir. tek farkı, sen istediğin sürece, sen istediğin kadar.

- maliyet.
başka da eksisi yok :) değer mi, bence değer.

tavsiye olarak da şunu söyleyebilirim, sosyalliğinden, girip çıktığın ortamlardan bir şey kaybetmemek için, tek başına yaşayacağın yer merkezi bir yerlerde olsun. yani atıyorum gaziosmanpaşa'da 110 m2 kombili, hilton banyolu bir ev yerine, kadıköy rıhtıma yakın bir yerlerde daha küçük, içi çok da lüks olmayan bir evi tercih et. toplumdan uzaklaşma.

Maliyet dışında tek kalmanın birçok avantajı var. Kafan daha rahat olur. aynı evin içinde olmak bazen zor. ben çok rahatım hiçbirşeyi sallamam diyen biriyseniz çok olmaz ama denildiği gibi karşı tarafa göre daha titiz,düşünceli ve kuralcıysan ne olursa olsun batıyor bir şekilde. ben şu anki arkadaşımla arkadaş olarak iyiyim ama konu ev paylaşımına gelince büyük bir pişmanlık içine giriyorum niye kendi başıma oturmadım diye.

Bir de evim olsun,dayayıp döşeyeyim severim demişsin.Senin özene bezene bilmem kaç taksitle aldığın eşyayı ev arkadaşın senin kadar önemsemeyip içine edebilir mesela. o zaman başlarım böyle ev arkadaşına durumu oluyor.

Ayrıca evde daha özgür olursun. o gelecek bu gidecek hepsi senin insiyatifine kalmış. işten geldin saat 21'de mesela, evde gıcık olduğun bi tip götünü yaymış senin koltuklara. uyuz bi durum yani bence. ben tek kalırken şu an olduğumdan daha rahatmışım bilememişim değerini.

yoa karar verebildiniz mi? :)

damarın patladığı için mi kanı kullanmamışlar? o koldaki morlukta olur öyle, geçer en fazla bir haftaya.

bende de oldu o morluk ama bir 10 kuruş kadar değildi. sendeki ne büyüklükte?

(bkz: ilahi morluk)

doktor değilim ama benim bildiğim iğnenin battığı bölgede kan alındıktan sonra morluk olur. morlukta değildir bildiğim kadarıyla kan sızmasıdır hani o pamuğu bastır kolu kır böle tut der ya hemşirele o açtıkları delikten kan sızmasın azcık tampon yapta kapanır zaten demektir.

genede durun ben doktorum diyen birini beklemek lazımdır :)

damarı patlattıkları için morluğu 2 ay geçmeyen arkadaşım vardı yine kızılayda kan alınırken arada oluyor yani böyle şeyler takılmayın fazla vicut kendisi düzeltiyor.

oldu... ebadina gore bir haftada da gecer, daha fazla da surebilr. iki haftaydi bi sefer hatirladigim.

anneme her iğne yaptıklarında kan aldıklarında kolunun içi el ayası kadar morarıyor. hiç bir sıkıntı da çekmedi mor görüntüden başka.

damar patladığı için kan alımını durdurmuşlar ünite tam dolmadığı içinde kullanmamişlar kanı. evet morluk her geçen gün yayılıyor yayıldıkçada geçiyor sanki inşallah tam olarak geçerde bende kurtulurum.

bilet satış noktasında da birşeyler ayarlayıp yemek vagonunda gidilebiliyor sanırım.

kondüktörüne göre değişir. hatta kondüktörün ruh haline göre değişir.
öle durumda jeton attım ya diyebilirsin ne bileti falan deyip salağa bağlayabilirsin ama ilk durakta inmen gerekir o zamanda. adapazarı treni ise bahsettiğin bi siyah takımlı kel amca var haydarmı ne adı çok babadır ceza kesmez kimseye

frame kullan? framelere istediğin arka planı koyarsın.

teşekkür ederim ama css ile mutlaka bir çözüm yolu olmalı?

body'e arka plan vermek yerine biri altta biri üstte 2 adet div oluştur ve onlara background ver.

profilo alışveriş merkezinde tobacco shop var orada olması lazım.

malesef orada yok

kulağa alakasız gibi gelse de tek metroyla taksime gidip, istiklalde çiçek pasajına grince hemen sağdaki tobacco shoptan bulabilirsiniz.

@lazor
evet ben de orayı kullanıyorum zaman zaman da atlastaki dükkandan alıyorum ama koca mecidiyeköy'de olmaması tuhaf

tablet deyince wacomdan şaşma derler, bende iki üç yıl önce büyük bir hevesle trust aldım sonra hiç umduğum gibi çıkmadı bozuldu gitti pek kullanışlı sağlam bir marka değil diyebilirim.

store.bilkom.com.tr
wacom denemedim ama almak istediğim tablet mesela budur trust denedikden sonra.

transfer icin yaklasik 7 gün verirler genellikle bazi firmalar. bu 3-4 günde yapilabilir.

benim calistigim firmada da elimde bulunan alan adlari ani el degistirmesi gerekiyorsa, ayni firmada müsteri icin baska bir hesap acildiginda, o hesaba tüm haklar devredilebilir. Ve bu islem bir kac dakika icinde olur. godaddy bu olaya izin veriyor olabilir ben kullanmadim. sorun sorusturun.

e sorun kesintiyse domaini almayın ordan, kalsın. hostu değiştirin?

godaddy'de varolan 1 alan adımı (ki toplamda 1 taneydi) kullanışlı bir paneli olmadığından (veya alışamadığımdan) sadecehosting'e taşıdım. sadece 2 gün sürdü.

sh.com.tr'yi domain konusunda kesinlikle önerebilirim. dns yenilenmesi de oldukça hızlı. toplam 94 domainime ev sahipliği yapıyorlar.

google apps standard

şirketin maillerinin bir gün bile kapanmaması gerekiyor.
anladığım kadarıylada mailleri aksatmadan domain transferi mümkün değil.
teşekkürler,

edit: google apps standard araştırıcam teşekkürler

gelir amaçlı kullanacak mısın?

fotoyu alırsan zaten kullanım hakkın doğuyo. yani adı üzerinde, stock bunlar, kullanımına sunulmuş tasarımcıların. web tasarımında kullanım için bir sınırlama yok, ama baskıda vs.'de 200 bin baskıya kadar fiyat var, daha pahalı olan uzatılmış lisans var vs. Bundan fazlası yasak, ama kimsenin bunu takip ettiğini sanmıyorum. logoda falan tamamen yasaktır bu mesela. Stock görüntülere erişmenin en kolay yolu bence stock sitesine üye olup adamlara stock sağlamak. senin işlerni satıldığı anda orada belli bir meblağın olacağından, aradığın fotoyu 10 saniyede satın alabiliyosun. En kolay satış yapılan site shutterstock'tur. istock, fotolia, dreamstime falan çok zor satış yapıyo üye çokluğundan.

yani gelir amaçlımı ona tam bir cevap veremem
yaptığımı şöle anlatayım.

bir şirkete web site yapıyorum mesela, şirketi tanıtan bir site veya daha büyük bir site, bu sitelerin girişlerinde alt sayfalarında ilgili konularda fotograflar alıp kullanıyorum tabi ki ücretsiz sitelerden alıyorum bunları

dreamstimee baktım geçen fotograf üzerinde logosu var belli belirsiz yada bazılarında köşede oluyor logosu, bu fotoyu alıp kesip biçip, alıp derken para ile değil siteden direk kopyalarsam yaptığım sitede kullanırsam müşterime yada bana fatura ceza gelme olasılığı varmı?

basılı işim yok sadece web sitelerinde kullanıyorum, çok sakat çok para ceza geliyor falan gibi şeyler duyuyorum öyle zorda kalınca bir kaç tane kullansam başıma dert açmış olur muyum yani

pratikte olmayabilir, ama legal bir girişime açık bırakırsın kendini ve müşterini, evet. ayrıca kopyalanan görüntüleri artık arşiv üzerinden tanıyabilen siteler var. bu alrogitmayı istock vs. kullanıyor olabilir. bu konu baya ciddileşti, çünkü crowdsourcing sitelerinde de muazzam bir çalıp çırpma durumu var. dolayısıyla buna karşı olan hareketin de güçlendiğini söyleyebiliriz. bazen insanların çalıntı görüntüleri ve tasarımları çat diye bulabildiklerini görüyorum. aman diyeyim.

internette su an adini unuttugum bir program var. fotografin sahibi o fotografi o programa gönderdiginde program internette milyonlarca fotoyu tarayip nerede kullanildigini otomatik buluyor.bildigimiz google sistemi gibi yani bir seyin sözcugunu yazip googlede nasil aratiyorsak bu programdada fotograf öyle aratiliyor.Fotografcilar fotograflarinin nerelerde kulanilip kullanilmadigini bu sistem sayesinde buluyorLAR. bu nedenle benim sitemi kimse okumaz bilmez demeyin sistem tarandiginda kullandiginiz fotolar cikar ve ciddi anlamda hukuksal sorunlariniz olur

sorulabilir aslında.. ama tele objektifin karakteristik özelliklerinden belki de en önemlisini (perspektifi de yaklaştırma, üst üste bindirme) yapabilmek için arkada da farkedilebilir, ayırt edici bir fon kullanılmalı..

o ne demek yahu. :)

mesela gözün kapalı daire çizdirebilirler.

zamanında öle manyakça sorular soruluyormuş doğrudur.
ama fotograf bölümlerinden artık yavaş yavaş çizim sınavını kaldırıyorlar bir çok üniversite çizimi kaldırdı bu yıl marmarada bölüm sınavı yapılacağı için çizim isteneceğini sanmıyorum, mimar sinanda da çizim sınavı kalkıyormuş diye duydum, kocaelide zaten senelerdir yok yani artık ara gülerde fotograf kazanabilir güzel sanatlarda..:)

2007'de bizim konumuz "ayna karşısında traş olan bir adamın aynadaki yansımasıyla birlikte görüntüsü" idi, geçen sene de gelin damat kompozisyonu sormuşlar. örnek olsun diye şeyettim ama, objektif çeşidi verip buna göre çiz dediklerini de hiç duymadım.

cevaplar için teşekkür ederim :)
peki oldu da bu soruyu (veya benzerini) sordular, çizimde nasıl bir yol izlemek gerekir? bir püf noktası var mıdır?

ayrıca başka ilginç soru bilen varsa yazmasını rica edeceğim.

ben olsam eğer gece 4 gibi orda olamayacaksanız çok erken gitmeyin derim. otobüsle nasıl gidilir tam bilmiyorum ama kadıköye geçip trene binip tuzla durağında inerseniz biraz yürüyüp piyade okuluna ulaşabilirsiniz.

sabah ilk 500t ye binin muavine piyade okulunca yakın biryerde indirin beni derseniz sizi tuzla köprüsünün üzerinde indirecektir. indiğiniz yerden ileri doğru 10 dakika yürüdüğünüzde tuzla piyade okulunun önüne çıkarsınız.

diğer alternatif kadıköy'e geçip oradan 130'a binerek piyade okulunun önünde inmek olabilir.
ama kadıköy tuzla 1 saat sürer dikkat..

Orada askerlik yaptım.

Haydarpaşadan banliyö trenine binip tuzla istasyonunda ineceksiniz. Sonra bi kaç yüz metre yürüyeceksiniz.

en güzeli 500t. saat kaçta orada olmanız gerektiğini bilemem. ama beşiktaştan 4.levente giderek oradan 500t'ye bindiğinizde 40 dakikada tuzla köprüsüne gidersiniz. oradan da arkadaşın da dediği gibi, 5 bilemedin 10 dakikaya piyade okulu(500 metrelik mesafe işte.).

www.iett.gov.tr

motorla beşiktaşa geçin. oradan minibüsle hareme gidin. harem gebze minibüsleri var, oradan minibüse atlayın şöföre tuzla askeriyeye gideceğinizi söyleyin, o sizi indirir. ilk minibüs 6 mı 7 mi neymiş sanırım. ama erken gitmek gerekli diyorlar, o zaman üsküdar'dan veya kadıköyden taksiye binebilirsiniz.

Minibüs sizi yaya yolu olmayan otoyolda indiriyor, bir süre yolların kenarında yürüyüp anca bir yaya yoluna ulaşıyorsunuz ayrıca yürümeniz gereken yol da hiç kısa değil.

500T'de öyle okula yakın bir yerde durmuyor ama ikinci tercih opdur zaten oradaki herkes ya treni ya da bu otobüsü kullanır. Son çare minibüsler.

1)ben 1 günde sildirmistim kaydımı. öğrenci işlerinden ilişik kesme belgesi alıyosun. bi kaç yere imzalatıyorsun. uğraştırıyolar işte. son imzayıda dekandan alıyorsun. şerefsizi 3 saat odasının önünde beklemiştim. erkenden halletmeye bak.

2)bıraktıgın okuldan transkript alıyorsun. "şu okulda gördüğüm şu derslerden muaf olmak istiyorum" tarzı bir dilekçe ile beraber yeni okuluna veriyosun. o kadar.

kayıt silmek bir günde halledilmesi lazım
bir dilekçe yazıyosun kaydımı sildirmek istiyorum evraklarımı almak istiyorum gibi dekanlık onaylıyor bölüm başkanıda okey diyor sonra öğrenci işleri senin kaydını siliyor diplomanın arkasını yazıyor fotokopi falan biraz baskı yap sabah git hocam hemen silelim diplomamı alıp bugün başka okula kayıt yaptırmam lazım de burada olmuyor para yetiştiremiyor ailem de hemen hallederler öle bir kaç gün alacak bişi değil ama dekan yada vekili bölüm başkanı ve öğrenci işleri he birde dilekçeyi alacak olan yazı işleri tam kadro yerinde olması lazım bu aralar çok kaytarıyorlar geçen bende uğraştım biri oluyor biri olmuyor deliye dönmüştüm.

kayit sildirmek universiteden universiteye degisir, arkadasim bogazici'nden kaydini sildirmek icin 6 ayri yerdem imza almisti (tabii onunkisi master idi)

ders saydırma biraz garip bir iştir. mesela odtüye gelirsen saymıyoruz hiçbirini baştan okuyacaksın deme şansları var. ama olay genelde öğrenci işleriyle konuşup onlara eski üniversitenizdeki transkripti bir dilekçeyle verip (ki dilekçe örnekleri mutlaka vardır onlarda) cevap beklemek oluyor.

1) kaydını değil bir günde, 1 saatte silerler adamın.. eline verirler çıkış kağıdını, ne oladuğunu anlamazsın bile.

kartal'dan kasıt minibüs caddesi veya sahil kısmı ise saat 1'e kadar 17nolu otobüs var. o olmadı kadıköy-pendik minibüsü var 3'e kadar yazın bulunuyor.

kuruçeşmedeki her etkinlik sonunda kadıköy ve üsküdar a motorlar kalkıyor. ortalama 23.30 gibi kadıköyde olunuyor. o saatlerde de kartal a minibüs oluyor .

vapur seferleri garanti oluyorsa o konserin ardından hiç eziyet çekmeye gerek yok artık bir taksi parası ayırıp gideceğiz. ( bide hatun arkadaşlar olacak binmezler münübüse falan.:D)

birde kartal derken kartal sahil değil biraz yakacık kartal malesef, kartal 35 gibi ise yakacığada herhalde en fazla 50 yazar taksiciye gündüz tarifesi açtırabilirsek.

dut veya üzüm sıkarak fermantasyona bırakırsın daha sonra distilasyonla rakı'yı çekersin. Böyle söyleyince çok kolay gibi geliyor ama değildir. Ayrıca distilasyon sırasında ısı'yı ayarlayamazsan etanol yanında metanol'de distilat içine geçer ve bu rakıyı içecek olursan en iyi ihtimalle kör olursun veya kötü ihtimal ölürsün. uğraşma bu işlerle git bakkaldan al bir yeşil efe keyfine bak.

hatayda yıllardır içiliyormuş ekstrada alkol katılmıyorumuş araştırmalarıma göre nasıl körlüğe hatta ölüme gidecek duruma gelir anlamadım.?

"Damıtık alkollü içki üretiminin en önemli safhası damıtma işlemidir. Hammaddeler uygun koşullarda buharlama, mayşeleme, nötralizasyon ve ekstraksiyon ile mayşe haline getirilir. Daha sonra mayşe değişik yöntemlerle alkol fermantasyonuna uğratılarak, hammaddede bulunan şekerler, maya ile etil alkole dönüştürülür. Fermante olmuş bu alkole “olgun mayşe” denir ve alkol oranı %7-10 arasında değişmektedir. Olgun mayşe, damıtma aygıtları (imbiklerde) ile ısıtılarak buharlaştırılır, içindeki alkol, su ve diğer uçucu fermantasyon, yan ürünleri ile birlikte buhara geçer. Buhar soğuk su ile soğutularak tekrar sıvı haline getirilir. Bu işleme damıtma, elde edilen sıvıya distilat ve arta kalan alkolsüz sıvıya da “şilempe” veya “vinas” adı verilir. Normal basınç altında alkol 78,3 C。de, su ise 100 C。de kaynamaktadır.

RAKI ÜRETİMİ
Rakı; ”suma” adı verilen kuru veya yaş üzümden üretilen şıranın fermantasyonu ile elde edilen sıvıdan üretilir. Şıra fermantasyonunda saf maya kullanılmalı ve fermantasyon koşulları uygun olmalıdır. Bu amaçla ideal fermantasyon sıcaklığı 28-31 C。ve süre, kalite için en fazla 3 gün olmalıdır. Çünkü mayşe asiditesi düşük olduğu için kalite azalması ve tat değişikliği oluşabilir. Fermantasyondan sonra mayşe havalandırılmadan hemen damıtmaya verilmelidir. Özellikle rakı damıtımı için özel imbikler kullanılmakta ve elde edilen etil alkol içinde metil alkol düzeyinin düşürülmesi için özel damıtma programı uygulanmaktadır. Rakı damıtmada ilk ve son damıtık ayrılıp “orta” adı verilen, metil alkolce düşük ve insan sağlığı açısından problem olmayacak kısım, anason ile aromatize edilerek rakı üretilmektedir." (alıntıdır www.gidabilimi.com

yukarıdaki yazıdan ne anlıyoruz,damıtma işlemini düzgün yapamazsak etanol yanında metanol (metil alkol) rakımıza karışıyor. Bu durumda ne oluyor (bkz: metanol) özet olarak kör oluyor veya ölüyoruz. Bilmem anlatabildim mi.

anlatabildin teşekkür ederim.

sözlükte başlığı var (bkz: evde rakı yapmak)

teşekkür ederim arkadaşlar, benimde araştırmalarıma göre yapım şekli kolay ama dediğiniz gibi usulü iyi bilmek lazımmış deneyimli birini bulup öyle deniyeceğim.

öğrenmemin traji komik sebebide şu, bu hükümet iyi gidiyor yarın birgün rakıya yasak getirir evde yapmayı öğrensek iyi olacak.:)

Üzümde, pekmezde, şekerde methonol ne gezer?

Hükümetlerin milleti uyutmak için uydurduğu bir efsane.

Ben saçtan basit bir kazan yaptım, ucuna 5 metre bakır boruyu bağladım buzlu suya koyup distile ediyorum.

Ha birde kaznın içinde 2.000 watt çamaşır makinesi rezistansı var.

40 Liraya kattırdıkları rakının maliyeti litresi 3.5 liraya düştü.

Bir aydır içiyorum, körde olmadım, ölmedimde.

Rakınızı kandiniza yapın, sadece emniyet olsun derseniz, ilk gelen yarım çay bardağı alkolü dökün.

Odun - selüloz olmayan yerde, methonol olmaz! Şekerkamışında vardır, mesela.

<div style="overflow:auto; width:200px; height:100px"><!--#include file="menu.asp"--> </div>

olarak include etseniz, width ve height i isteğinize göre düzenleyip ?

bir onceki sorundan yola cikarak, frame ile yaptigini varsayiyorum..

menu.asp icindeki her seyi bir div'in icine al. atiyorum onun da class'i menu olsun.

<div class="menu"> ... </div> seklinde.

sonra css'te sunu yaz.

div.menu {
width: 100%; (ya da frame'in genisligi kadar px deger olabilir)
height: 300px; (burda 300 yerine istedigin yukseklik degeri)
overflow-x: hidden !important;
overflow-y: scroll !important;
}

bu ikisini yaptiginda olmasi gerekir istedigin sekilde.

gsgsgsgs... nin yazdığı kod ile css e bulaşmadan çözüldü ama sizin metoduda deneyeceğim çok teşekkürler,

madem kalabalık bir site o zaman asp ya da php'ye başvurman senin için çok daha faydalı olur diye düşünüyorum. taşıma suyuyla değirmen dönmez.
kod bilgim çok az diyorsan da, içerik yönetim sistemlerinden joomla'ya bir bak derim, öğrenmesi de kulanması da çok kolay. e-ticaret sitesinden tut, facebook tarzı sitelere kadar herşey mümkün joomla ile.

hocam haklısın ama iş biraz farklı html yapmam isteniyor, bu kriz ortamında inanırmısın elektrik süpürgesine yapıyoruz ( halıda yıkıyomuş ) (süpürgeyi patron alıyor parayı ben tabi) joomla yı biliyorum bana kalsa öyle yaparım ama psd olarak tasarımlar geldi html yapmak zorundayım. ki yaptım da bir tek bu menü sorun çıkardı baştan düşünemedim böle bir sorun olacağını

html sayfaya gömdüğüm menünün tüm sayfayı kontrol etmesi lazım ama o sadece gömüldüğü alanı kontrol ediyor anlamadım olayı.:D

açılacak alana name atayıp iframe kodunda da target="ilgili_ad" eklenirse olur sanırım

linklere target="sayfanınadı.html" ekle

reeper redeeemer hızlı davranmış

dediğinizi yaptım ama olmadı yada ben derdimi anlatamadım.

normal bir html sayfaya menu adında gömülmüş bir html sayfa mevcut menüyü kullanınca açılacak sayfalar menü diye gömdüğüm sayfanın içinde açılıyor.

örnek yaptım buraya bakabilirmisniz.
www.coskunt.av.tr

1.html sayfasındaki tablonun sol kısmına menu.html sayfasını çağırdım. menu.html deki linkle tıklayınca 2.html adlı sayfayı açması lazım açıyor ama kendi içerisinde yani yukardaki adres satırında www.coskunt.av.tr diye yazmıyor olaylar sayfa içinde gelişiyor.

umarım şimdi daha iyi anlamışsınızdır derdimi teşekkürler

zaten frame'in olayi o. sayfa degismeden belli yerlerinin degismesi. target="frame_adi" seklinde link verdigin icin belirttigin kisma yukluyor sayfayi.
adres degissin istiyorsan illa ki php ya da asp yapman lazim.
yani atiyorum index.php?dosya=ahmetler gibi bir sey. (ne sacma oldu yalniz, ahmetler)
veritabani ile ugrasmadan direkt php sayfasi include ederek yapman mumkun.
php ile yapabilirim dersen gerekli olan kodlari yazabilirim, inan daha saglikli olur.

anladım. server php desteklemiyor. asp ile bir satırlık bir kodla başka bir asp dosyasını sayfanın belirli bir bölümüne çağırabiliyorduk sayfaları asp ye çevirip dediğiniz gibi yapmam lazım.

incluede gibi birşeydi sanırım asp de sayfa çağırmak

hallettim arkadaşlar çok teşekkürler assert h ayrıca teşekkürler asp ile hallettim

<!--#include file="menu.asp"--> bu kodla hallettim.

bahariye'deki starbucks'ın üst katı hem çok geniş hem de internete girmek isteyenler için hazırlanmış bir masa var. kimse de gelip kaç tane kahve içtin sen bakayım diye sormaz.

starbucks'ların çoğunda bir kahve alıp oturduktan sonra istersen 8 saat otur, bir şey dediklerini duymadım görmedim.

burger king de wireless var sanırım çünkü her gittiğimde bir kaç laptoplu kişi görüyorum. çok uzun sürede oturabiliyosun kimse bişi demiyor, taksimdeki burger king de üç saat arkadaşımı beklemişliğim olmuştu kimsede kalkın demedi.

hereke gebze arası adapazarı ekspresi 10 - 15 dakika sürüyor, minibüsde trenden biraz fazla sürer sanırım. minibüsü gitmeyi hiç denemedim tren daha rahat oluyor tavsiye ederim.

istasyonun arkasından kalkıyor minibüsler. bence siktiret minibüsü, anayoldan otostop kas.

@bytarik
evet, tren hızlı ve rahat ama saati biraz erken benim için,

@ravioli,
otostop tamam ama her gün de çekilmez ki be kardeşim :) işe gidip geleceğim,