kesinlikle alınmaz.

markayı geçtim.

1099 dolar artı kdv fiyata neler dahil bakalım:

işlemci pentium. üstünden dört nesil geçti bunun.
ekran kartı tümleşik.
harddisk desen 120 gb.

bu fiyata cillop gibi yepyeni i3 veya i5 makine alırsınız. hem de casper falan değil, sony vaio, dell, toshiba alırsınız. 2006 model makineyi kaktırmaya çalışıyorlar ya da bir yanlışlık var.

bende bunun biraz daha düşük bir modeli mevcut. yaklaşık 1,5 sene önce almıştım. kendisinden nefret ediyorum. elime bir para geçse hemen değiştiririm. siz siz olun, casper'dan uzak durun. sorunsuz günüm geçmiyor valla...

almayın.

herşeyi geçtim, üzerinde vista var. şaka gibi...

evet ya. gerçekten çakmaymış bu cihaz, utandım la alınır mı bu sordum diye, valla..

750 TL'ye bundan çok daha iyi Dell Inspironlar var Gold'da Bimeks'te.

Ayrıca bu fiyata bu denli dandik bir makine bulabilmiş olmanız gerçekten takdire şayan. 2 saattir bakıyorum, 1750 TL'lik ne var burda diye. En mantıklı açıklama, 1750 TL'lik başka bir ürünün yanında bunu hediye veriyorlar.

fastfoodlardaki postmix makineleri (yani kola makinesi) bardağa sıvıyı doldururken solenoid valf kontrol ediliyor. onlar iten değil çeken. ancak yine de onlarda şansınızı denemenizi öneririm. www.klimatek.com

röleyi çıkartıp tersine çevirsen çekici itici olmaz mı? selenoid valf arıyorsan pnömatikçilerde bulabilirsin, itici çekici her türlü...

karaköy, yüksekkaldırım caddesi menevşe han veya perpa.

%38'ini vermen gerek. %20 kurumlar vergisi, %18 kdv

ayrıca sanmıyorum bir firmanın boyle bırsey yapacagını.

sahıs sırketlerı 500 lıraya kuruluyor ortalama sen kosturusan ıslerını. ya da 1 teklıge lımıted kur basın agrımasın

şirket açmasına açılır ama bilmeyen birisi için oldukça karmaşık, stopajından aylık kdv'sine, gelir faturasından gider faturasına veya bilmemnesinden bilmemneyine bir sürü teferruat var. bir süre bu şekilde başka bir firma adına fatura kesip işler yoluna girincede kendi şirketimi açmayı düşünüyorum. aslında tanıdık bir dış ticaret firması var ilk olarak onunla görüşeceğim ama kabul etmeme riski biraz yüksek.

birde bu şahıs işletmesi tek kişi kurulabildiği gibi iki ortaklada kurulabilir mi? kurulursa hangisi daha avantajlı olur?

yakın akraba tanıdık vs. değilse hiçbi firma sana öyle fatura kesmez.

bu işin en mantıklı yolu çevrendeki bir muhasebeci yada mali müşavire danışıp derdini anlatıp bu gelirini nasıl vergilendirebileceğini öğrenmek.

Başka bir firma üzerinden fatura kestirme yolunu deneyeceksen, çözmen gereken bir kaç husus var.
Senin için fatura kesen firma, olmayan bir şeyi satamaz. Yani senin sattığın mal ya da hizmetin bu firmaya girişin olması veya bu firmadan oluşması gerekir. Sen başkasına fatura kesemediğine göre, bu firmaya da fatura kesemeyeceksin. Başka bir X firmasında fatura geldi vb vb şeklinde bu iş çözüldü ve firma malı sattı diyelim. Parasını sana nasıl çıkacak? İş böyle çetrefilli noktalara gelir. Kaldı ki, bu firmanın da bu faturayı kesmesi kanunen suçtur. Bu nedenle, bir şirket kurarak işinizi götürmenizde fayda var. Şirket tipine gelince, tüm bilgiler Türk Ticaret Kanunun' da bulunmaktadır. Şahıs Şirketleri ve Sermaye şirketleri birbirinden farklıdır. Temel farklılıkları ise temsil ve sorumluktadır. Sorumluluğu ise özel kişi ve kurumlara karşı sorumluluk ve kamu kurumlarına karşı sorumluluk olarak ayırmak gerekir. En azından, bir muhasebecinin kılavuzluğunda hareket etmende fayda var. bu arada %38 hesabı tam doğru hesap değildir.

bugün söz konusu firmayla ve onun mali müşaviriyle görüştüm, durum şöyle. firma fatura kesmeyi kabul etti fakat yurt dışından aldığım malın invoice'unu ona götürmek şartıyla. zaten aksi halde girdi olmadığı için çıktıda olamıyor. detayları konuşup netleştirdik ve son olarakta muhasebecisine gittim, muhasebecinin verdiği bilgi açıkcası şevkimi kırdı. aynen yazıyorum;

"sen o firmanın ismini kullanarak fatura kesersin ama ürün bedeli senin hesabına yatacağı için yarın öbürgün maliye yakalarsa kolay kolay kurtulamazsın, her ne kadar fatura kessende para şirkete değil senin cebine giriyor. bu yüzden şahıs işletmesi kurmanı tavsiye ederim."

gibi bilgiler verdi. aklım yatmadı ama birkaç kişiye daha danışmak istiyorum, bahsettiğim mali müşavirin dediği gibi firma adına fatura kesersem maliye açısından sorun olurmu, olursa ne gibi bir problem yaşarım?

firma sahibi ürünlerini internetten satmak istiyordur ama internetle arası iyi değildir, benden rica etmiştir bende onun yerine işini yapıyorumdur, maliye buna ne diyebilir ki?

sağ tıklayıp kaydedemiyorsun anlaşılan.prt sc ile ekran görüntüsünü al painte yapıştır,resmi kes ve farklı kaydet.çözünürlük düşük olur ama resim işte

greasemonkey + NTVMSNBC Fotogaleri R1 ile kaymak şeklinde iner.

işine derken?

bu serinin son modelleri sx120 ve sx130, bunlardan birini al alacaksan (türkiye'de henüz sx130 yok sanırım). sx120: fotoğraf makinası kompakt makinalar içinde fiyatına göre oldukça iyi. manuel ayarlar yapabilirsin, hatta manuel focus bile var ancak çok işlevsel olduğunu sanmıyorum. ayrıca minimum odaklama mesafesi de 1cm, çok iyi makrolar çekebilirsin. iki tane şarjlı pil ve hafıza kartı aldın mı süper işini görür.

tam tersine takın. yay sanki kolay girince doğru gibi görünecek. ama değil. tam tersten, daha zor girdiği hali doğrusu.

su an dediginizi anlamaya calisiyorum, tam olarak anlayinca yapicam sanirim :)

yapamadim, bekliyorum hala yardim.

videolar özel değilse ve çok büyük değilse ulaştırın her ikisini de halledeyim.

sabri yurdakul
www.psikiyatri.com (aşağıda istanbul ofis bilgileri var)

www.epasaport.gov.tr bir çok sorunuzu yanıtlar sanıyorum. eki pasaportunuzdaki vize permit herşey eskisinde kalıyor. varsa vize falan onları eski pasaport üzerinden gösteriyorsunuz. eskini de yanınızda taşıyorsunuz yani.

18 yaşın altında olduğun için ailenin muvafakatname vermesi gerekiyor diye biliyorum ben

porto şarabı çok tatlı likör tipi (fortified deniyor yani güçlendirilmiş anlamında) bir şaraptır. bizde kavaklıdere'nin tatlı sert şarabı aynı işi görür ama o da 35-40 tl civarı. tarife bakarsanız ne kadar lazım olacağını görürsünüz. ancak muhtemelen 1 bardaktan fazla gerekmeyecektir. tabi 15-20 kişilik yapmıyorsanız. bu arada kırmızı tatlı şarap bulmanız zor olacak tatlı sert dışında. tadı portoya benzemeyecek olsa bile çok zorlanırsanız hazır sıcak şaraplardan kullanın. ama onların içinde tarçın oluyor. eğer tarifte tarçın varsa ilave koymazsınız. yoksa da tarçını hesaba katın mutlaka. hazır sıcak şaraplar daha ucuz oluyor. onu da almak istemezseniz normal kırmızı şaraba biraz bal karıştırırsanız tam anlamıyla çakma porto şarabı yapmış olursunuz (tam anlamıyla dediğim tam anlamıyla çakma olur. yoksa aynı porto olur demiyorum :)
son olarak eğer kırmızıya bal karıştırarak yapacak olursanız sakın merlot gibi sert (tanini yüksek) şarap kullanmayın. çok demli çaya 7 kaşık şeker atmak gibi olur. sertliği gitmez ama tatlılığından içilmez/yenmez. bol şans.

şaraptan anlamam aslında ama ben olsaydım vişne şarabı ya da böyle meyvalı bir şarap denerdim.

meyveli şarap -ki şarap olarak adlandırılması şaraba ayıp olur- kullanırsanız meyve ile meyve çok çakışır ve sert (güçlü) bir lezzet olur. şarap, mevye tadını hafifletip kendine özgü tad verir. iki lezzeti ayrı ayrı almanızı sağlar. meyveli tatlıya meyve şarabı koymak çok tatlı yapacağı gibi kaşarın üstüne krem peynir sürüp yemek gibi olacaktır. ikisini de tatmanız zorlaşır (kötü olmaz ama anlamsız olur)

erkayalar'a güvenebilirsin. eğer kurumsal bir firmaya vermek istemiyorsan, 9 eylül üni. gsf fotoğraf bölümü uzmanı seyhan abi var. ona götür. gsf'de fotoğraf bölümünde odası.

www.eksisozluk.com

istanbulda hayyamda, 4. katta bi sadık usta var. hiç konusmaz ama işinin ehlidir. her türlü makineyi tamir edebiliyor denir. eğer burada güvendiğiniz biri varsa yollayın baksın.

1. Kesin dogruluk olmamakla birlikte, annesi bıraktiysa yine birakacaktir. bakimini siz ustlenin derim.
2. 2 aya kadar anne sutu iyi olurdu ama sut verecekseniz mutlaka suyla karıştırın. normal süt ağır gelir ishal başlar. gözleri açılmış yürüyebiliyosa kendi içsin bence alışsın. eğer içemiyorsa o zaman damlalık veya şırıngayla verirsiniz.
3. bir an önce tuvalete alışsın. zaten bir iki kere aynı yere yaparsa alışır.

çok küçükse sütü ılık ve sulandırarak vermelisin. yoğurt sütten çok daha iyi bir besin. oda sıcaklığında vereceksin. sık sık beslemek gerek. su çok önemli. tuvaletini yapmasını sağlamalısın. sıcak tutmak gerek bi de. termofor gibi bişi çok işe yarayabilir. içine sıcak su koyacağın şişeleri bi kazağa filan sarmak da olur. ama deli sıcak olmasınlar. annesi gelip bebeğini isterse bi ver bence ama takip etmeye çalış. bazen ne yapacakları belli olmuyor. çok küçükse şırıngayla beslemen lazım. eczanelerde bulunur böyle şırıngalar. minik kedi için dersen anlar onlar. bir de netten bi veteriner telefonu bulup arayabilirsin. hem benim verdiğim bilgileri doğrulatırsın hem de en doğrusunu onlar bilir. çok acelem var. paldır küldür yazdım. yine yazarım.

1- eğer anne yavruyu reddetmiyorsa sizden bin kat daha başarılı olacaktır. doğası o neticede. yanında bırakın annesinin. günde 2-3 sefer kontrol edin. başlarına bir iş gelmesin yeter. gerekirse kutudan falan bir ev yaparsınız.
2- besleme tavsiyelerinde kedinin yaşı önemli olacaktır. ancak mümkünse veteriner ya da petshoplardan kittymilk(anne kedi sütü tozu) bulmaya çalışın. eğer hiç yoksa içine yumurta sarısı ve bir çimdik toz şeker katılmış, 1/2su- 1/2 süt karışımını vücut sıcaklığında olacak şekilde verebilirsiniz. yoksa inek sütünü yavrucak rahat sindiremicektir. ishal olur. şırınga 50 kuruş falan bişi. alırsanız çok makbule geçer hayvan açısından. daha rahat yer içer yavrucak. yok illa kaşık diyosanız o kadar küçük bi ağza ancak çay kaşığı sığar.
3- ezberden konuşmak kolaydır. o nedenle mümkünse bi veterinerle görüşün. ama yine de ilk seçeneğiniz annesinin yanında bırakmak olmalı. 4 aylığa kadar da anne atmazsa ayırmayın. sorasında yavaş yavaş yavru da anneden uzaklaşınca alırsınız içeri. ayrıca unutmayın bir kediye herşeyini annesi öğretir. bunları öğretecek vaktiniz ve sabrınız yoksa bu işe hiç bulaşmayın. annenin sütten kesme oyunlarını da hırpalama olarak algılayıp doğaya müdahale etmeyin. annesi vaktini bilir.

başka bir sorun vs olursa da burdan ya da sözlükten ulaşabilirsiniz.

cevaplar için teşekkürler,

gözleri açılmış ve ufak adımlar atabiliyor.

esasında annesi bırakmadı, diğer yavrularını da bizim balkona topluyor sanırsam. sanırım bu dönemdeyken annesine vermek daha doğru olacak ama bırakmaya hiç gönlüm el vermiyor, çok sevimli kerata.

sulandırılmış sütü çay kaşığıyla içti birkaç kaşık.

günde kaç gere beslemek gerekir? ve de tuvaletini yaptırmaktan bahsetmişsiniz, bunun için benim ekstra bir çaba göstermem gerekiyor mu:D

bence 2-3 ay olana kadar hiç uğraşmayın. her yönden. sevimli olması onu annesinden ayırmanız için "tek neden" olmasın. bakın 4 gündür iki yavruya bakıyorum. eminim en başta onlar normal süt emmeyi tercih ederdi. 2-3 saatte bir beslemek zorundayım. benim için de zor oluyor onlar için de. tuvalet de ayrı bir sorun. henüz düzgün br yere yaptıkları olmadı :) hatta ilk 2 gün çiş kaka da yapmadılar. masajdı, şuydu buydu derken yaptılar halılara :) sakıncası yok halıya yapmasının ama dedim ya. bunu düzgünce öğrenmelerini ben de onlar da isterdi sanırım.
lütfen sadece tatlı diye almayın. 2-3 ay geçsin. siz mama onlara mama verirseniz zaten balkondan da ayrılmaz, sizden de. (yavrulara vermeyin, anneye verin. onlar da sizle kalır)

www.ayperiugur.com

taptaze ilave: imgur.com
kaka eğitimi olmadan annesinden ayrılan ekdi örneği resim 1. sadece 3 dakika önce çektim.

cevaplarınız için çok teşekkürler, yavruyu annesinin yanına vermeyi uygun gördüm.

teşekkürler. iyi yaptınız. çok sevindim.

bence de iyi yapmışsınız. hem sizin oralarda takılacağa benzerler :)

ışık yanığı. flaşın dengesiz düşmesinden oluyor. hatta büyük ihtimalle çeken adam parmağını flaşın önüne koymuş, o yüzden.

ufak ihtimal ama kapak aralandığında da olur. yani film ışık aldığında diyelim.

yanık deniliyor ona. filmin ışık duyarlılıgından çok daha fazla ışık girmesiyle oluşur makinanın herhangi bir yerinden ışık sızması. çok güçlü flaş diyafram perdelerinin birisinin ayar kayması v.s bir sürü sebebi var.

www.poppeeper.com

ben smyrna teşekkür ederim. çok iyi oldu benimde ihtiyacım vardı. ssl desteği gerektiriyor ise mail sunucularınız www.poppeeper.com bu adresten ssl plugin indirip icindeki 2 adet dosyayi programin kurulu oldugu klasore kopyalarsaniz. sorun çözülüyor.

mesaj attim

duyurunuza salça olabilir miyim? ben de istiyorum aynısını çünkü.

seinfeld hd olarak yok. yani en azından piyasaya sunulmuş dvdler sd. eğer hd bulursanız sd'den hd yapılmıştır. boşa yer harcamayın derim.

hd değilse de dvd kalitesi de olur hem görüntü güzel olsun hem de altyazıları uyumlu olsun yeterli.

hd değil ama 704x528 dvdripleri var çok güzel. görüntü muhteşem ama mevcut bütün türkçe altyazılar çok kötü çevrilmiş. cnbc-e veya tnt rip altyazılar olsa muhteşem olur.

en son hayır idi. deniyorum.

değişiklik yok. halen göndermiyorlar. bu ürün mouse. bi de iphone4 denedim. adresinizi kontrol edin. belki usa adresi yazmışsınızdır yanlışıkla :)

We're sorry. This item can't be shipped to your selected destination. You may either change the shipping address or delete the item from your order by changing its quantity to 0 and clicking the update button below.

www.amazon.com şu ürünü denermisiniz eklemeyi , bende sıkıntı çıkarmadı denedim de , en son siparişi vercektim nerdeyse :P

evet! ilginç şekilde o mouse'a izin veriyor. belki veritabanı hatasıdır. ancak sonuçta sonradan iptal durumu olabilir yine de onlar farketmeden hızla alın bence. ben başka bir mouse daha koydum (rastgele. ucuz bişey) onu kabul etmedi sizinkini etti. türkiyedeki fiyatı ne bunun? bana da bir mouse lazımdı :) (sorumda ciddiyim)

kargo fiyatı eklenince türkiyedekiyle aynı fiyata geliyo hocam ; 150 lira gibi bir fiyatı var türkiyede . hatta burda taksit yapabilirken ordan alırken bu imkanınız olmuyor ^ ^

kargo ile almayın normal posta ile alın. 3 haftada geliyor. ohooo demeyin, ucuza almış olacaksınız. 1-2 hafta uyduruk bir mouse ile idare edin artık :)

Kullanamazsınız.

Paypal'dan baska bir isimle hesap acip, odeme yapabilirsiniz.

kendi sitesinde çok ayrıntı var. ayrıca siteyi yükldikten sonra adresinize gidin. mesela www.adres.com diye. orada "next next" diye yardımcı oluyor sistem.

ben farklı tema falan yüklemek istiyorum. cuteftp'le bağlanamya çalışıyroum nette öyle şeyler gördüm ama bağlanamadımm. önce wp'den tanımlıcaz mı bağlantı için ve nasıl?

wordpressi kurdun mu?
kurduysan wp-content/themes/TEMAAADIII/ olacak şekilde yükle dosyalarını... sonra wp-admin e gir. oradan tema seç

ff ve pc'yi kapatıp açın. düzelmezse haber verin.

silip bir daha yüklemeyi dene. daha önce bilgisayarını yeniden başlatmayı dene. ikisi de yaklaşık 2 dakikanı alacaktır. silerken seçenekleri koru dersen hiç bişey kaybetmezsin.

ff u ya da pc yi açip kapamak bir işe yaramıyor. zaten sorun da birkaç gündür mevcut.. mouse scroll'la bir şeye tıklayınca o yeni sekmede açılabiliyor onun üzerinden adresi düzenliyorum.

opera'ya gelince insan alışkanlıklarından kolay vaz geçemiyor o yüzden mozilla'da diretiyorum

yüklediğiniz bir şeylerden dolayı muhtemelen.
başlat > çalıştıra girip firefox -p yazıp enterlayın. yeni profil oluşturup onu açın, hala var mı aynı sorun?

win7'de çalıştır bildiğim kadar ile yok varsa da nerede bilmiyorum. onun yerine search'e yazdim ama firefox'un kendisi açildi.

çalıştır var da başlat menüsüne girip çalıştır butonunu eklemek gerekiyor.
evet söylemeyi unutmuşum. yapmadan önce firefox'u kapatmanız gerekli.

search ten buldum run ı
firefox -p ile yeni profili oluşturdum
kendine geldi firefox

ama bookmarklarım falan yok tabi onları transfer edebilir miyiz?

o tür şeyler genelde profil adına kaydediliyor işte. farklı profiller arasında geçiş imkanı nasıl oluyor onu bilmiyorum. mozbackup olsun, febe olsun bu tür yedeklemeleri yapabiliyor. hatta google'da firefox bookmark yedekleme falan diye aratın yine bir şeyler bulabilirsiniz. ama dediğim gibi profil adına göre oluyor genelde.
bir de bookmarklar sorun oluşturmaz da, eklentilerinizi yedekleyip yeniden açarsanız aynı sorunların devam etmesi muhtemel. dediğim gibi, firefox'un üzerine yüklediğiniz bir şeylerden dolayı öyle olmuş ve yedekleme yaparsanız aynı ayarlar devam edecektir.

tüketici hakem heyetine başvuracaksınız.

www.tuder.net

önce banka ile konuşun. bir çok banka karşılığında otomatik ödeme talimatı gibi şeylerle para kesmiyor ve/veya kesilmiş ücretleri geri veriyor.

finansbankı geçenlerde kredi kartı aidatı için aradım. epey direttim, sonra da kartımı kapatın dedim. değerli müşterimizsiniz ayağı çektiler ve 6 ay kartımı iptal ettirmemek kaydıyla geriye iade ettiler.

1-Yok öyle bir şey.
Şöyle bir şey var.suphecimelek.wordpress.com
2-pozitif ateizm ve negatif ateizm diye bir şey de var pozitif de daha saldırgan olunur iddia vardır. negatif ateizmde ise yok denilir geçilir
agnostik ise bilinmez der ama materyalisttir.
şöyle bir şey de var
ateizm2.org

ateizm kabul etmemek. agnostik olmak ise sorgulamamak
edit: kabul etmemek derken varlığını kabul etmemek, yani yok demek yav.

1- O olay Türkiye de yok. Londrada var. Türkiyede bankacılık sisteminin sınırları içinde mümkün olduğunca az faiz bulaştırılarak yapılmaya çalışılıyor. Ama sıfır faiz olayı yok. Naıl yapıldığına gelince, çok basit anlatayım; mevduatlar toplanıyor, sonra bu mevduatlar atıyorum ticaret yapmak isteyen bir kişiye veriliyor o kişi diyelim mısır alıp satıyor ve kar ediyor.Elde ettiği karın bir miktarını ve ana parayı bankaya iade ederek borcunu kapatıyor. Banka ana para dışında aldığı miktarın bir kısmını mevduat sahiplerine kar payı yada katılım payı gibi isimler altında dağıtıyor.

sizi allaha havale ediyorum. :)
sorusor.diyanet.gov.tr

1. yok. yalan. ticarette "kâr" denilen şey alım ile satım arasındaki farktır. bunun dışında ticaret ile değil para alıp karşılığında daha fazla geri aldığın paranın arasındaki fark ise faiz'dir. buna da kâr payı der bazıları. o zaman bankalarınki de kâr payıdır. çünkü benim bakkalıma mal almak için kredi alırsam orada "ticaret" yapılır. demekki aldığım para "faiz" değil yatırım parasıdır. bakkal da satış yapıp krediyi geri ödeyince bankanın katısından dolayı bankaya katkı payı verir. sen de mevcduat hesabı açtığında senin paranın ticari karşılığı olarak bakkaldan aldığı kâr payını dağıtır. ee nerede faiz? ben göremiyorum ya sen? demek ki sen neye faiz demek istersen o faizmiş. ha para ak mıdır kara mıdır. onu faizsiz bankacılarda da bilemezsin. onun çalıştığı bakkal karı satıyordur aynı zamanda (abarttım tabi) veya yaptığı iş kötü gittiği için satmaya başlamıştır. ee temiz para mı şimdi bu? ama bankanın FAİZ ile verdiği emekçi adam belki gerçekten bu para iyi iş kurup işini büyütecek ve orada onlarca insan çalıştıracak. sonra vergisini ödeyecek. vs vs. e hani şimdi de faiz kötüydü?

2.
- agnostik: tanrı var mı yok mu sorgulamak bana düşmez. bunu akıl anlayamaz. sorgulamak da bana düşmez.
- ateist: tanrı yok.
- deist: tanrı var. ama sizin bildiğiniz gibi değil. dinler ve onların getirdiği açıklama ve kurallrın hepsi de uydurma.

doğru söylenmiş. tanrı yok değil. tanrı diye bir şey yok demek aslında. yani evde domates var mı? yok. ama demek ki gerçekte domates var. onun gibi.

gazipaşa bulvarında eski mcdonald's'ın arka sokağında bu işi gayet temiz yapan bir arkadaş var. ilgilenirseniz telefonunu bulayım.
eşimin dövmesi www.flickr.com

www.redwolftattoo.com

telefonuna herhangi gazetenin application'ınını indirsen. (iphone, blackberry ya da android tabanlı telefon kullanıyorsan)

telefondan girmiyorum telefonu modem olarak kullnıyorum. Pc'deyim şu an.

news.google.com

www.netgazete.com bir dene. reklam var biraz ama okuması rahattır mobil cihazlarda.

yine de cepten giriyormuş gibi şunu yapabilirsiniz: örneğin wap.hurriyet.com yazabilirsiniz. veya firefox'da user agent switcher indirip siteleri iphoneda gibi görebilirsiniz.

doğrudan indirmek için: addons.mozilla.org
buradan iphone seçin yükledikten sonra. herşey çok değişmiş olacak :)

kullanacağın program ses kalitesini çok çok az etkiler. herhangi bilindik bir programla işini görebilirsin.

(bkz: traktor dj studio)

stad gibi yerlerde zaten ses kalitesi aranmaz. ama konser gibi ortamlarda da canlı olmayan müzik herhangi bir yazılım ile çalınabilir. çok ayarı olması ve "flat" çalabilmesi ses teknisyeninin işini kolaylaştırır.
bu arada spor salonu dediğiniz için bassları ne kadar kapatabilirseniz o kadar kapatın. ses inanılmaz derecede yankılanacak içeride çünkü. :)

kalite çok fark etmez de bilgisayarınız da en sorunsuz çalışan programı deneyin. winamp hiç sorun çıkartmıyorsa onu kullanın, neden olmasın.

murphy'ye selamımı iletirsiniz.

Aimp

önünde buzlu cam (ya da pleksiglas olabilir, bilmiyorum) olan masaüstü lambaları var, onlar ışığı difüz dağıttığı için parlama sorununu ortadan kaldırabilir.

aynı mantıkla, yeni lamba almak yerine şu anki lambanızın önüne 1-2 kat aydınger kağıdı ile filtre yapabilirsiniz. ama klasik ampuller ısındığı için kağıdı yakar, yeni model ısınmayan ampullerden varsa yapın bunu.

softone denilen akkor telli lambalardan alın. düşük wattlı. tabi bulabilirseniz. artık üretilmiyor ve satışı da aşamalı olarak bitiriliyor. olmadı içindeki enerji tasarruflu lambaının düşük watlı olanını alın. ve beyaz almayın. gün ışığı alın.

carpal tunel sendromunu araştırın bi, size uyuyormu acaba? bu olabilir.

Zaten siz koyduğunuz resim ile cevabı vermişsiniz. Karpal Tünel Sendromu olabilir. Ama basit bir ağrı da olabilir tabi. En güzel doktora gitmek.

@kisa, araştırdım biraz, belirtilerin bir kısmı uyuyor, en azından "Avuç içinde ve parmaklarda his kaybı veya elektrik çarpması hissi. Özellikle baş, işaret ve orta parmaklarda görülür. ve Elde kuvvet kaybı, tutamama, tutulan şeyleri düşürme." kısmı.

@ben smyrna, Tıp konusunda bilgim olmadığı için ve ağrı bölgesini en iyi anlatacak fotoğrafın o olduğunu düşündüğüm için koymuştum :) Başta basit bir ağrı gibi geldi ama o bölgeye bastırınca ağrı daha da arttı.

power ball alıyorsun.

@bryan fury, powerball ile ne yapacağım?

Baş parmağınızı avucunuzun içine alarak yumruk yapın ve bileğinizi küçük parmağınıza doğru eğin. Eğer ağrınız artıyorsa De Quervain tenosinoviti olma olasılığı daha yüksek. Atel uygulaması ve ağrı kesici ilaç, eğer gerilemezse tendon bölgesinin içine ilaç uygulaması, bunlar çözüm olmazsa cerrahi girişim düşünülebilir. Geçmiş olsun.

@plastik turambar, bahsettiğiniz hareketi yapınca ağrı artıyor. Solak olduğum için bu durum beni çok zorluyor, yazı yazarken özellikle. Dün akşam elimi dinlendirdim, dünkü aşığı ağrı hafifledi fakat çalışmaya başladığımda tekrar artacağını hissediyorum.

nod32 yakalayıp duruyorsa geçmemiş olma ihtimali fazla.

önce şunu bir text dosyası olarak yazın. sonra usb.reg diye kaydedin. pcyi kapatıp açın (bellleği çıkarın) sonra pc açılınca belleği takın. otomatik çalışmayacağı için içindeki istediğiniz belgeleri alın. kalan herşeyi de silin (veya format atın) gizli ve sistem dosyaları da görebiliyorsanız formata da gerek yok. ama format temiz olur.

REGEDIT4
[HKEY_LOCAL_MACHINE\SOFTWARE\Microsoft\Windows NT\CurrentVersion\IniFileMapping\Autorun.inf]
@="@SYS:DoesNotExist"

eksik oldu. dosyayı usb.reg olarak kaydettikten sonra çift tıklayın ve registiriye eklenmesini sağlayınn. eklerken çıkacak uyarıları dikkate almayın. ok tamam evet deyin

herşeyin içinde olduğu bir site emin olun eksiklerle dolu olacaktır. kimsenin o kadar büyük bir ekibi çalıştırması mümkün olamaz veya ekibe ne gerek var diyorsanız da kimsenin o kadar bilgiye sahip olması mümkün olamaz. yani yanlış anlamadıysam herşeyi tek sitede istediğiniz için bu olamaz dedim.

normali ile 100% aynı olsa bile (ki bu konuda bilgim yok ancak öyledir diyebilirim) bilgi kaybı her bilgisayarda olabilecek bir şeydir. "normal"inde kaybınızın olmamış olması diğerinde de olmayacağı anlamına gelmez. firefox kullanıp günde iki kez çöken program diyen kişiye karşı mesela ben ff kullandığım bilmemkaç yıldır toplasanız 3-4 kez çökmüştür. bunların da en azından yarısı bilgisayarımın kendi dengesini kaybettiği zamandır (her önüme geleni kurup deneme yanılmalar yaptığım dönemeler)

genelde taşınabilir programları üzerine kurduğunuz belleğinizin kalitesi, bu durumda belirleyici unsurdur. aynı programı iki farklı bellekten çalıştırdığınızda birbirinden çok farklı performanslar ve problemler alabilirsiniz.

harddisk gibi okuma-yazma hızları hızlı olan aygıtlarda aldığınız performansın aynısını usb belleklerden beklemek tabii ki haksızlık. bu bağlamda veri kayıpları olarak adlandırdığımız şeyler usb bellekten okuyamama / belleğe yazamama gibi problemlerden kaynaklanabilir. normalinden tek farkı budur.

taşınabilir programlar genellikle application virtualization üzerinde çalışırlar, bu veri kaybına neden olmaz, sadece yavaş çalışır.

normaliyle aynıdır, registry e bişiler yazmazlar sadece.

yalan dolan

kendi isini kurar, iyi pazarlama ve biraz sabirla pesinden gidersen pek gercek olan birsey. Ben abd deyim fakat artik internetin abd si tr si kalmadi. Cok ciddi paralar kazaniliyor sanilanin aksine. Ilanlar dersen, onlarin cogu yalan. Kendi isini kur, iyi plan yap, paraya para deme. ne de?

satisinda zorlanmayacagin bi urunu ucuza bulup satarsan internetten kazanirsin. onemli olan satacagin seyi bulmak. acik arttirma sitelerinde isini tutturmus cok guzel kazanan adamlar dolu.

herbalife'dan farksız. ama tabii ki netten para kazanmak mümkün. ama sadece normak ticari kurallarla. saadet zinciri veya anket doldurma falan ile değil!

adamın biri elindeki tel zımbayı internette takas ederek ev almıstı. gazetelere falan cıktı. zımbayı verip baska bisey alıyor. onu baska biseyle takas ediyor. baya bi takas sonra evi almıstı.
de bu kadar cirkinleşmeye gerek yok bence. ugrasan kazanıyor da kim ugrasır?

ben bi ara gaza gelip makaleler yazmıştım hala ayda 150-200$ getiriyor ama son bir iki yıldır kasmıyorum.

detayları bir ara buraya yazmaya çalışırım veya özel mesaj at vakit bulunca cevap veririm.

Bir kaç kişi sormuş cevabı buraya yazıyorum o yüzden. Şimdi öncelikle bir Google Adsense hesabın olması lazım (zaten internetten en düzgün yollarla para kazanma yolu bu), yoksa da açman lazım (bir web sayfan veya blogun varsa onu kullan yoksa biraz sonra anlatacağım adımlardaki gibi makaleler yaz sonra Google Adsense'e başvur)

hubpages.com
adresine gidip kayıt olun. (bedava) Bu adres makaleler yazabileceğiniz bir platform, yazdığınız makalelere Hub deniliyor, text, resim veya RSS Feed modülleri ekleyebiliyorsunuz. Hubpages ayarlarını Adsense ID'nizi giriyorsunuz. Makalelerinizde 60% oranda sizin reklamınız 40% oranda Hubpages'ın reklamları gözüküyor. (oranlardan emin değilim) Makaleyi ben yazıyorum niye kendi bloguma yazıp 100% almıyorum derseniz, bu sayfada milyonlarca makale var ve Google aramalarında çok çabuk üst sıralara yerleşebiliyor. Ben son 2-3 yılda 40-50 makale yazmıştım şu anda hiçbir şey yapmasam bile eski makalelerimden her ay 150-200$ geliyor. Bildiğiniz konularda çok kısa olmayan resimlerle desteklenmiş özgün makaleler yazın daha sonra internette alakalı sayfalara bu makalelerin linklerini post edin.(Google Page Rank artması için faydalı bir yol)
Bu işten çok para kazanmak için SEO, keyword bir ton teknik var ben uzmanı değilim bir ara heveslenip başladım o kadar. Bütün makaleleriniz para kazandırmıyor, benim 40-50 makalemden sadece 2-3 tanesi Google'da üst sıralarda gerisi sürünüyor. Benim gibi amatörseniz biraz şans işi.

soz konusu isletim sistemi nedir? windows mu, ubuntu mu, mac os x mi? hepsinde farkli bu durum.
yine de hepsinde ortak olan nokta sifirdan kurulum yapmak ugrade yerine daha mantikli. zaten windows'da xp ve 7 arasi gecis gibi seyler yok. sadece 7'nin versiyonlari arasi gecis mumkun (o da cok akillica degil).

direk ubuntu kur. upgrade'in alasini yapmis olursun. yardim lazimsa bildir.

windows gibi işletim sistemlerinin kullanıcılara sağladığı en büyük avantaj "kullanım kolaylığı" şimdi ben bunu dedim diye hem applecılar hem linuxcular bık bık edecek biliyorum. ancak şu var ki microsoft bir tekel. burada size upgrade konusuna cevap veren hemen herkes linux ya kullanıyor veya kullanmıştır. onlar (ve belki ben) başlangıç veya orta seviye kullanıcı DEĞİLİZ. bu da her şeye laf edebilme hakkımızı doğuruyor! :) ancak bu ülkedeki bilgisayar kullanım rakamlarına ve artışlarına bakarsanız bir çok insanın bilgisayar ve internet ile YENİ TANIŞTIĞI'nı görebilisiniz. bu kişilerden belki 10.000'de biri linux ile ilgilenecektir. o da hemen değil. o yüzden eğer bilgisayarında windows olan bir kişi hiç bir şey bilmiyorsa güncellemeler ve yenilikler genelde otomatik olmalı ki internete girince yaptığı 3 şey facebook, msn ve mynet olan bu kişi(ler) (amacım kimseyi sınıflandırmak değil ama internette sıkılıyorum ben cümlesi az duyduğum bir şey değil) bilgisayarının temel ayarları ile uğraşmak zorunda kalmasın. kalırsa da sadece "evet evet ileri." tuşlarına basması yetsin. ha bunu bile yapmayan, yapamayanlar da var ama artık ona sözüm yok.
upgrade etmenin amacı da bu. sen ben o 4 ayda bir format atar, image alırız. vs vs. ama ya "anne bilgisayarları" tutun ki gerçekten upgrade gerekli ve anne bilgisayarının sistem administratoru "oğlum" evde değil. ne yapacak uzaktan kumanda ile anneye format mı attıracak? benim bildiğim bios'a kumanda eden bir teamviewer benzeri uygulama yok. :) hadi ana-oğul'u geçtim ya iş yerindeki pcler? format 2-3 saat vakit alacak iken upgrade, belki hiç bir ayarı değiştirmeden 30 dakika alacak(belki diyorum. ama kısa süreceği kesin) siz it ci olarak gidip format attınız. ondan sonra o bilgisayardan anlamayan muhasebe elemanı sadece simge ortadan kayboldu diye bile sizi aramayacak mı? arayayacak. siz format atıp bütün günü o kişi ile mi geçireceksiniz yoksa upgrade edip 10 dakikanızı mı?
farkı budur işte. :)

house md de izledigim bi bolumden yola cikarak soyluyorum.
hapishanede bi adam toner tozu yutarak intihar etmeye calisiyodu. adama viski icirerek adami iyilestiriodu sonrasinda. senin problemin bu degil sanirim ama icmeni tavsiye ederim :)

e bundan da güzel bi cevap olmazdı:)

viski değil likör olmalı o.

valla ne likör var ne de viski :)
caktım paulaner biramı, evde bir tane kalmıs zaten.

etil alkol olan herhangi bisey olur sanirim.

house konusunda, o toner tozu değil de developer denilen başka bir maddeydi diye hatırlıyorum. sıvıydı yani. toner toz, ama developer sıvı. wikiye baktım. önce copy paste:

As a fine powder, toner can remain suspended in the air for some period, and is considered to have health effects comparable to inert dust. It can be an irritant to people with respiratory conditions such as asthma or bronchitis. Following studies on bacteria in the 1970s that raised concerns about health effects resulting from pyrrole, a contaminant created during manufacture of the carbon black used in black toner, manufacturing processes were changed to eliminate pyrrole from the finished product.

According to recent research, some laser printers emit submicrometer particles which have been associated in other environmental studies with respiratory diseases .[3]

An unpublished study at the University of Rostock in Germany is reported to have found that the microscopic particles in toners are carcinogenic, similar to asbestos. Several technicians who had been working with printers and copiers on a daily basis were observed for several years. They showed increased lung problems.[4]

özetle , astım broniş vs hastalıklarınız varsa dokunabilir ama sorun yok. ancak uzun süre "bu işi yapan" teknisyenlerde sağlık sorunlarında artış görüldüğü de eklenmiş.

ogrenci akbili mi? eger oyle ise dedigi gibi karakoy'e gondermislerdir. daha once orneklerini duydum. yetkisi var mi sorusunu sorana kadar, benim paylasma hakkim var miydi sorusunu sormaniz daha yerinde olacaktir.

öğrenci akbiliyse evet olan bir uygulama. kart kime aitse o kullanır kartı yoksa mesela öğrenci çıkartsın kartı, babası kullansın öğrenci tarifesinden. haksızlık durumu oluyor yani. oradaki güvenlik görevlilerinin görevlerinden biri de bu. cezası da vardı bunun yani karaköyde sadece nasihat dinleyeceğinizi sanmıyorum bir de para cezası ödeyeceksiniz.

öğrenci kartı ise o kart iett'ye ait başkasına devredilemez. senin adına el koymuşlar ve hak sahibinin alması için karaköye göndermişler.

kız arkadaşınızın da halihazırda bir öğrenci akbili var da, o bitti diye veya başka bir nedenle sizinkini kullandıysa sorun olmaz. gider alırsınız. ama kız arkadaşınız öğrenci olmamasına rğamen sizin öğrenci akbilinizi kullandıysa adamlar baya mırın kırın yaparlar, akbilinizi öyle verirler. ama yaptırım uygulama hakları var diye biliyorum. çağrı merkezini arayın iett'nin.

tamam öyle bi uygulama var da metrobüste yakalanıldığını hiç görmedim.otobüste olsa neyse dicem şöför yakındır görmüştür de metrobüsteki görevli milletin resimlerine didik didik bakcak kadar yakın olmuyor aslında.yıllardır yapıyoruz daha yakalanmamıştık demekki daha dikkatli olcaz.

yetkisi var!

hem illegal is yapiyorsun hem de isini dogru yapan adama kufur ediyorsun.

(bkz: hem fakir hem siki büyük)

senın yaptıgın yasal degil bi kere. hıc atarlanma oyle. sahtecilik fln diye geciyor o işler.

akbilini almaya benim akbilimle gitmişti. bunları söylerim. zaten incelerlerse görürler ki sanmıyorum.

adam gelince, cebine 100tl koysam alır. kimse bana inandıramaz dürüst ayaklarını. orasını bi geçelim. bu olayı milyon kişi yapıyordur, herkesi karaköye mi gönderiyorlar? yine diyorum yine, sikerler aga.

niye, bu adam benim karşıma çıkıp orada benden para isterse taksiyle geldim buraya deyip taksi paramı düşürtürüm. gerekirse taksi fişi alır yine sokarım götlerine. hukuksa hukuk, haksa hak. akbilimi almış adam, karaköye çağırıyor. benim nerede oturduğumu nerden biliyor.

yahu sahtecilikte, elle tutulur bişey yok. lütfen ben hukuk okuyan adamım. atarlandım derdimi anlatamıyorum. yani para cezasıymış, yok başka bişeymiş, bi yaptırım uygulanamaz. ismini bile almamışlar kız arkadaşımın. hadi ispatlasınlar?


o kızın benim akbilimi yerde bulmadığı ne malum lan? nasıl salıyosun o kızı, o kadar yaptırımın cartın curtun varsa, işini doğru yapıyorsan, insan bi isim alır, kimlik alır.


en kısacası, adamın yaptığı iş iş değil. benim götüme soksun o akbili 100tl ile, bassın cezayı, helal derim. keşke öyle bi sistemimiz olsa. ama yok. beni mi buldu bunlar şimdi.

Orada duran o güvenlikçi bana kimlik sormaya kalksa yeğenim bi bakayım hele senin akbile dese çok net küfür eder dönüp giderim bi de 50TL ceza demiş arkadaşlar.yurdum insanın geliştirdiği çok güzide bir el hareketimiz var halk arasında adına kısaca 'NAH' diyorlar.Böyle o 50 TL isteyen adama da karta bakmak isteyen güvenlikçiye de yaparım.Bu kadarda düz adamım evet.

gelmiş bazı orospu çocukları kafalarından kural yapmışlar, uydurmuşlar, yazıp çizmişler. yazılı bi tutanak olmadan, makbuz olmadan benden 50 tl veya 70 tl ceza kesicekler.

sikerler aga.

sigarayla bile yakalanınca kesiyorlar makbuzunu, ceza öderken mutlu mesut ödüyorsun.

ben biraz zaman sonra gidip, çaldırdım diyeceğim. o salak güvenlik de işini yapıyorsa düzgün yapsın, kullanan kişinin adını soyadını alsın. gerçekten bir hırsızı bile sahibine söyle gelsin alsın diyerek gönderebilir.

muhakkak sikerler bence de.. makbuzlu sikerler, belki idrakine bir yararı dokunur böylece..

git damardan gir bence şöyleydi böyleydi falan. kurtarabilirsin.

ya tek ben olsam, olayı yırtarım. ama bi sürü koyun gidip ödemiştir onu. herkese böyle deyip kestirip atabilirler. ondan sonra dava filan uğraş dur. zaten alayı cemaatçi bunların. yakalayan adamlar da akbil basına para alıyormuş 2 3 lira gibi. kralcı olmaya devam edin bazılarınız. sanki her yasaya, kanuna, kurala uyuyosunuz mk. gelip burda ahkam kesmek kolay. sanki hiç baskasının akbiliyle binmediniz. hiç öğrenci olmadınız sanki.

iettnin yaptığı bir uygulama bu, yasal bir dayanağı var mı bilemiyorum. benzer durumlarda iett çalışanları aynı şeyi yapıyor. kaptırdığınız akbili 50tl ceza karşılığında alıyorsunuz. yenisini çıkartmak isterseniz yine 50tl verip alıyorsunuz. diyelim ki akbilinizi çaldırdınız ve karakoldan bir belge aldınız, ancak bu belge ile böyle bir durumda 50tlden yırtabilirsiniz.

düşürdüm, çaldırdım diye karakola git. sonra yeni kart çıkarıcam çalındı de tutanağı göster. ama yakaladı diye de adama küfretme yani. kopya çekip hocaya "sana ne lan" demek gibi bişey yani.

"hiç bi yasal olayı olamaz." yasal "olayı" olabilir. siz ne hakla öğrenci olmayan arkadaşınıza kendi öğrenci kartınızı veriyorsunuz? o öğrenci olsa bile eğer o indirimli bileti/kartı almaya hak kazanmamış veya almamış ise paşa paşa tam bilet ücretini ödeyecek tabii ki. ödeyenler enayi mi?

hukuk okuyor ve şimdiden sahtecilik yapıyorsunuz. vay türkiye türkiye'nin geleceği... vay yargı sistemi.. tam abd gibi olduk. en büyük hırsızlar ve yalancılar .. avukatlar.

yazdıklarını okuyunca hak verdim panpa. kız arkadaşın güvenlikçinin adını alaydı iyiydi.

ben de eminönü tramvay durağında akbilimi düşürdüm, daha doğrusu koltukların üzerinde unuttum. kabataşa gelince aklıma geldi. söyledim güvenliğe, hemen anons yapayım arkadaşlar alsın getirsin dedi. anons yaptı, adamlar burada yok dedi. ama ben eminim. dedim o zaman biri aldı yolculardan, kamera görüntüleerine bakalım. ne dese beğenirsin? kameralar kayıt yapmıyor ki, çoğu istasyonda görtüntü olsun diye var.

hepiniz kanun adamları oldunuz.. kızın binecek mercedesi vardı da sevgilisinin akbilini mi kullandı da metrobüste kaptırdı?

te allam ya.. yok demek ki parası pulu veya yola ekstra harcayacak parası? ulaşım bedava desek üst üste çıkarsınız, doğrucusunuz hepiniz..

Sen nasıl verirsin lan akbilini elin kızına! Sahtekar! Pis riyakar! Adi düzenbaz seniii! Senin gibileri pipisinden tavana asmak lazım! O kızın da kafası kesmeli! Sinirden kuduruyorum mnskym! Nasıl yaparsınız lan böyle bişeyi?! Nasıl nasıl nasıl!

O güvenlik gelse mesela, benim görevim bu deyip anamı sikse, buyur abi derim. Hatta işini bitirince abi babam da içerde, içeri buyurmaz mıydın derim! Yaparım bunu! Güvenlik sonuçta! İETT yazdıysa bir yerlere güvenlik adamın anasını sikebilir diye, sikebilir abi.

Yüzsün utanmaz pezevenk, bir de gelmiş soru moru açıyo! Siktir git lann!! Zaten bi de otobüse bilmemneye biniyomuşsunuz! Pis fakirler!

Akbil ne bu arada?

eskiden kart kırıyolardı. dua et kırmamışlar gelsin alsın demişler.

Sizin yapacağınız akbilimi kaybettim diyip 10 liraya bu işi bitirmek. Gidip öyle nasihat dinleyip falan alamassınız. Umarım içinde çok para yoktur.

bugün gidemedim, yarın ilk iş karakola giderim. ama çalıntı deyince olay dallanıp budaklanmaz mı? kayıp için gitsem tutanak tutarlar mı? eğer dediğiniz gibiyse böyle bişey yapayım.

artık olay paradan çıktı, çok saçma bi uygulama. karın/kocan bile olsa adamlar ceza uyguluyorlar. böyle saçma bişey olabilir mi? sanki bedavaya biniyoruz.

iett'nin neredeyse tüm şoförleri vergisiz ayda 1000tl kazanırken biletten, gelip benim kartımı alıyor. daha kendi vatandasından otoüse biletsiz biniyor diye normalin 200kurus üstünde para alıyorsa, nerede bu adillik, adalet?

lütfen gelip şurda sistemi, kuralları, kanunları övmeyin, arkasında olmayın.

hepimiz canlı varlıklarız, cansız kurallara her daim uyamayız. herşeyi kontrol edemeyiz hayatta. insanız ulan.

4 yıldır istanbuldayım, ilk defa basıma geliyor.

sozlesmede gayet acik yaziyor, taahhut edilen rakamin altindaki paketlere gecemezsiniz. bunun sikayet edilebilecek olan bir yani yok. sozlesme denilen seyler bunun icin vardir zaten. ayrica isyerim paketleri icinde 16mbit'e kadar olanlar daha pahali. en basindan niye isyerim paketine abone oldunuz? bir cikariniz olmasa daha fazla rakam odemek icin o pakete uye olmazdiniz tahminimce.

ayrica sozlesmeyi iptal etmek isterseniz bunun cezai sartlari oluyor. kalan aylari odemek, hediye olarak verilen bir sey varsa onun ucretini odemek vs gibi. kisaca oylece uzaklasmaniza izin vermeyebilirler. bu konuda tam bilgi almadiktan sonra oylece taahhutunuzu cope atmayin derim.

soyle bir baktigimda ttnet'i savunur gibi gorunmusum. alakasi yok. ttnet'ten hic hoslanmam. bilginiz olsun diye soyluyorum.

netlimitsiz denen zırvalıkların hepsi aynı. bakın benim internet tarifem 1mbit. ayda 50 (49) lira ödüyorum. sizin dediğiniz tarifelerin (8, 16 vs.) hiçbir farkı yok. tarife için belirlenen adil kullanım limiti (tarifeye göre 50, 100, 250, 500 vs. gb kota) aştıktan sonra hızınız 1 mbit e düşüyor. sizinki büyük ihtimal 50 dir ya da 100. yani bu durumda ne oluyor? (3 gün hızlı kullanıp 4. gün benimle aynı hızda kullanıyorsunuz)

cevap veriyorum: her ay internet düşkünleri olarak yüzlerce, binlerce gb kota yiyoruz. siz sadece 50 ya da 100 gb kotayı 8 ya da 16mbit (ki ikisi de sağlıklı verilmiyor, genelde yarı hızlarda) hızında tüketmek için benden 10 lira fazla veriyorsunuz. bu tarifelerin hepsi ttnet'in müşterilerini kazıklamak, daha fazla para koparmak, kafasını karıştırıp, o anda ''aman ne oluyorsa verin işte hızlı olsun da'' demenizi ve tarifeyi kendi seçmeleri için yapılan şeyler. kanmayın.

size tavsiyem ise; sözleşmeyi iptal ederseniz 24 aylık taahhüt bitene kadar aylık ödenecek tutarı bir kere ödersiniz, (adı üzerinde sözleşme bu) internet hizmeti biter. yani saçmalığın daniskası olur. şu an ekonomik paketler arasında en güzeli 1mbit gerçek limitsiz tarife.(netlimitsiz falan yok başında) yani benimkisi ve benim gibi bir çok kişininki. ancak şöyle bir durum var ttnet sizin gibilerden 5-10 lira fazla koparmak için benim şu an kullandığım tarifeye alımları veya başka tarifelerden geçişleri kapattı... bitiriyorlar en ucuz ve ideal internet tarifesini de yani. hatta bu tarifeleri çıkararak adamlar çaktırmadan zam yaptıklarını zannediyorlar ama yemezler. 10 lira zam yaptılar benimkinin üstüne ve siz onu kullanıyorsunuz. şu anki tarifenizle 16 mbit olan tarifeden zerre farkınız yok-40 kuruş fazla vermek dışında. inanın bana. sözleşmeniz bitene kadar paşa paşa kullanın, bitirin. ardından araştırma yaptıktan sonra ikamet ettiğiniz bölgede daha iyi bir internet sağlayıcı (uydunet, superonline fiber vs.) varsa ona geçersiniz. şu an sözleşme bitene kadar sabit kalmak en iyi seçenek sizin için.

sizin tarifeniz 1mbit ama benim dediğim tarifeden çok farkı var, kağıt üzerinde aynı hatta daha kötü olsa bile, pratikte şu ana kadar- ki yaklaşık 2 senedir netlimitsiz tarifesindeyim, kota aşımından sonra hız düşmesi hiç yaşamadım. your argument is invalid.

6 ay boyunca 59,40 yerine 28 ödedim, bundan sonra 59,40 ödeyeceğim, ama sözleşmemi iptal edip ve yaklaşık olan 192 lirayı(indirim farkları toplamını) ödeyip, 16mbitlik tarifeye geçmeyi, hız farkı bakımından daha mantıklı görüyorum. ama bir yandan da daha 8mbit vaad edilen hızın 6sını verebilen ttnet, 16mbitlik hızın ne kadarını verebilir bilemiyorum.

burada kişisel algılanıcak bir şey yok, ortada hepimizin yaşadığı bir ttnet problemi var ve sizinle neredeyse aynı fiyatı öderken sizin daha az hizmet almanız sizi değilde beni rahatsız ediyor. sizi de rahatsız etmeli ve bir taraf oluşturulup karşı çıkılmalı.

tabii ki ben de rahatsızım, haklısınız ancak türk telekom neresinden tutsak elimizde kalır, çaresiz boyun eğiyoruz. bunların üstünde bir kurum olarak müdahale edilmeli ki doğru işler yapabilsinler. bizim gibi tüketiciler böyle şirketlerin umurunda bile olmaz.

şöyle bir yanlış anlama var sanırım. alt paket derken orada fiyata göre "alt paket" değil hıza veya özelliğe göre alt pakete geçemezsiniz deniyor olması gerek. en azından beni eski aboneliklerimde öyleydi. o nedenle 8'den 16'ya geçiş için bence başvurabilirsiniz. diğer paketin ucuz olması sizi sorununuz değil. siz upgrade yapıyorsunuz sonuçta. ttnete sormanızı öneririm.

onu dün sormuştum buraya yazmadan önce, onlara göre bir üst paket fiyat bazında gerçekleşebiliyor, hız bazında değil malesef.

evet, ust paket hep fiyat olarak goruluyor.

@notinhere: benim size onerim 8 mbit netlimitsiz ile devam etmeniz yonundedir. zira 8 mbit icin 6 mbit aliyorsaniz bir yerlerde zaten sorun vardir. illa ttnet'le ugrasmak istesem ben bu konuda ugrasirdim. onu ne yapar eder 8 mbit'e dayandirirdim. parasini verdiginiz hizmeti aldiktan sonra cezayi odeyip gidip yine ttnet veya taseronlarina para kazandirmak cok akil kari bir is degil. sakin dusunup oyle kararinizi verin.

sıfırlıyorlar kolayca ama protestanı fln yazıyorlar mı bilmiyorum. hemen orda din hanesını bos bırakın dıye dilekce seyedebiliyorsun.

ters ters bakma ihtimalleri var da vaftiz belgesi diye bir şey mi var?

ateist yazdırabiliyor muyuz?
aradan çıkmış olsun.

bakarlar bence. ama bakmama ihtimalleri de var. istanbulda falansan belki alışmış olabilirler artık. ayrıca vaftiz belgesi var da protestanlarda vaftiz var mı_? ben bilmiyorum tam olarak ama yok diye kalmış aklımda.

@sabac

panpa ateizm din değildir. o yüzden orayı boş bıraktırman senin açından daha mantıklı olur bence. sonra taşak oğlanı olabilirsin.

internetten italyanca bi metinin ciktisini al, olur da isterlerse cikar ver. ''vatikan'da papalikca vaftiz edildim'' de.
noter onayli ceviri isterlerse de afra tafra yap, ''bos biraktirayim o zaman onla mi ugrascam yeaa'' de.

Amcaların ters ters bakması sorun değil...

protestan yazmazlar. hristiyan yazarlar.

ateizmin bir din olmadığını ben de biliyorum bir ateist olarak. yazdıracak olsam şamanizm yazdırırım oraya açık açık.
sormaktaki amacım farklı.

belgeye falan gerek yok kesinlikle. olamaz yani saçma. ne yani müslümanlığımızı nasıl kanıtladık biz, fatiha testinden mi geçtik? söylerseniz direkt yazarlar bence, ama protestan değil hristiyan olarak. www.habervitrini.com

ateistlerde * koyuyorlar.

islam/sunni islam/alevi yazmadıklarına göre protestan da yazmazlar.

ayrıca vatikan katoliktir thefalloftekin yoldaş. protestan adamı taşlarlar bence vatikan rahipleri.

ters ters bakma garantili. %100 çalışıyor. ama isteyen istediği gibi baksın, sen de bak. bakışmış olursunuz en fazla.

Yasal olarak herhangi bir engel bulamadım ben :)

Din bilgisine ilişkin talepler
MADDE 82 – (1) Aile kütüklerindeki din bilgisine ilişkin talepler, kişinin yazılı beyanına uygun olarak
tescil edilir, değiştirilir, boş bırakılır veya silinir. Din değişikliği veya silinmesi talepleri herhangi bir sayısal
sınırlamaya tâbi değildir.
(2) Bu işlemlerde, idarece kayıt düzeltme ve tamamlamaya ilişkin form kullanılır ve bu forma diğer
kişisel durum değişiklikleri özel kütüğünden numara verilir.

protestanlık din mi?

Bir şeyin din olması için gerekli şartlar var mı bilmiyorum ama sonuçta ben kafamdan bir din uydurma özgürlüğüne bile sahip olabileceğimi düşünüyorum o yüzden sanki oraya istediğimizi yazdırabiliriz gibi geliyor. Din olsa da olmasa da :)

belge isteme hakları yok. o ne yav? dinimizi (veya dinsizliğimi) kağıt ile devlete kanıtlamak zorunda mıyız!

belge isteyemezler. benim müslüman olduğumu sünnet olmamla ispatlamadığım gibi, senden de vaftiz istemezler. bu arada, protestanlar vaftize pek de sıcak bakmazlar haberin olsun. çoğu vaftiz olmuyor bile. öyle bi din işte.

torrent ya da varsa rapidshare, hotfile gibi hesaplarınız. indirme yapılan yerlerde "xp sp3 tr msdn" gibi linklerden indirebilirsiniz. burda anahtar msdn. Yani windows'un el değmemiş sürümleri.
bir google araması misal
bit.ly

xp pro mu home'mu? bende home türkçe var. sp3 geçen birisinden almıştım burada. bu arada pcniz çok eski ise lisanslar uymuyor haberiniz olsun. ben geçen bu nedenle kopya kurdum lisansı elimde olan pcye. 7 yıllık dell idi. bana ulaşın.

teşekkür ederim arkadaşlar, hallettim.

www.hackhell.net

total video converter türevi converter ile onun açabileceği formata çevirseniz önce ?

mov için codec gerekli bi de. pcnizde quicktime yoksa yükleyin. muhtemelen k-lite codecleri ile olmayacaktır. mov pc için sorunlu bir format. zorda kalırsanız en güzel convert söylendiği gibi.

zaten 3 gün haber vermeden işe gitmezseniz sizi tazminatsız işten çıkarma hakkına sahip olur. e siz tazminat beklemediğiniz için bunda da sorun yok. ancak gitmediğiniz günler için o sizden tazminat isteyebilir (zor durumda bıraktı beni diyerek) bu olabilir derseniz o zaman sanırım bir şekilde (noter olabilir) evrak hazırlayacağım için işe gelmeyeceğim diye ihbarname gönderin. biraz masraflı olabilir ama dava söz konusu oldğunda daha uygun olur. :) ama aksi şekilde ""bugün izinlidir" diye yazılı kağıt da isteyebilirsiniz. verirlerse. sorun yaşamazsınız o zaman.

iş sözleşmeleri yazılı olmak zorunda değil. Sigortalı çalıştığınıza göre aranızda sözlü bir sözleşmenin olduğu kabul edilir. İşyerinde 6 aya kadar çalıştıysanız 15 gün, 6 ay ile 1,5 yıl arası çalıştıysanız 30 gün, 1,5 yıl ile 3 yıl arası çalıştıysanız 45 gün, 3 yıldan fazla süredir çalışıyorsanız 60 gün önceden çıkışınızı bildirmeniz gerekiyor. Bu bildirim süresi içinde günde 2 saat izniniz oluyor, bu izin süreleri birleştirilerek kullanılabiliyor.

hocam sen daha iyi bilirsin,bize sormasan daha iyi değilmi :) fakat cevap vermek gerekirse wd derdim

Kesinlikle Western Digital.

bozulursa bulurum sizi. aldım. hayırlı olsun : )

@aslanyurekli_> Donanımda pek iyi değilim. Takip etmeyeli uzun zaman oldu.. : )

bunların her şeyi aynı soruyu seagate mi western digital mi diye sorsan da olurmuş. o yüzden hangi markaya daha çok güveniyorsan onu al derim. wd diyorum ben

wd

WD

wd fakat şu anda vatanda 180 liraya 1 tb'lığı var wd nin indirimde bence onu al. aynı alet mediamarktta 250 idi bugün baktım

mal gibi girişmişim bakmadan harici değilmiş pardon :)

herkes wd dedi. iyi ki wd almışım : )

hayırlı olsun güle güle kullanın

o duyurucu sanırım kadındı. matilda mı neydi nicki.

100 lira için silahlı soygun yapacak kadar mal olduğuna göre zannetmiyorum buraya yazmayı akıl edeceğini. ulan silahı satsan 100 liraya okutursun zaten be.

2 't' liydi ismi; mattilda diye kalmış aklımda.

ahahaha kızdır mattilda bence de :/

belki parayla tutmuştur adamları? hmm..

internet cafede çalışıyordu en son?

sacını nasil kestiricegi fln soruyordu.kuafor masrafları ıcın mı istedi acaba o parayı?

Acilin, ben verdim parayı

1- Soygun yapacak olsaydım, yapardım.
2- Borcum olan mebla 150 tl'den fazla.
3- Kuaför masrafları için istemedim. Sonradan çıkan bir borç için istedim. Ve 150 TLden çok çok çok daha büyük bir paraydı olan borcum. Zaten iş yerinden avans da almıştım ve vermedi adam daha haliyle. 2 aylık çalışanım güvenmemiş olabilir de.
4- Bu duyuruyu burda açıp arkamdan konuşmanız, bilmeden yorum yapmanız bana yardımcı olan arkadaşın da kafasını karıştırabilir, yapmayın!

altın?

aaltın zaten çok pahalı alma.
alsanda karın düşük olur.
en garanti b tipi likit onlar.
olmadı risklerden birini seçeceksin artık;
ya döviz ya borsa

altına meyilliyim derken altın fonunu kastediyorum elbette.

Az olsun benim olsun dersen git bankaya yatır aylık 200 lira filan getirir. sene sonu 42500 liran olur.

Bunun dışında Likit fonlara yatırım yapabilirsin, borsadan hisse senedi alıp satabilirsin, forex e girebilirsin (getiriside riski de çok yüksek olabilir) sene sonu paranı 80 bin olarak görme ihtimalin de var beş parasız kalma ihtimalinde :)

b tipi fondan pek kazanamazsınız. sadece teferruatı az olduğuna daha tercih edilebilir durumda, istediğiniz anda paranızı alabilmeniz vs.. 1 yıl düşünüyorsanız vadeli mevduatlara da bir bakın. vadeli mevduatta b tipi likit fona göre daha fazla alırsınız 40.000 TL-12 ay.

Altın fonu şu aralar için bence güvenli değil, yükseliyor Libya muhabbetine ama belli olmaz oralar. illa altın diyorsanız b tipi altın fonlarına bir bakın derim.

hisse senedi klima

bana ver, 1 sene sonra 45.000 olarak ödeyeyim :) senet menet, ne gerekiyosa yaparız :)

ana para korumalı fon. faizden yüksek (2 kat) getirisi olur. uzun vadeli olduğu için de ana para koruması olur. başka bir şey arama. en temizi.

b likit saçma. 1 yılda 40.000 tl 40.010 tl olur ancak! yıllık mevduatı da boşverin. ana para korumalı fon en iyisidir her banka olur. hangisine güvenirseniz.

külçe altın.

Her evin çatısına olur ancak üreteceğiniz enerji elbette her yerde farklı olacaktır.Amacınıza uygun boyutlarda panel alıp çatıya veya bahçeye yerleştirebilirsiniz.

dikkatli olun ömrü kısa olan modeller var. bu tamamen alkali pil, çinkokarbon pil gibi bir fark. yani dandik olması ile ilgisi yok. yapısı farklı. ezinç güneş enerjisi çok organize şekilde çalışıyor bu konuda. referansları güzel. incelemenizi öneririm.
www.ezincsolar.com

öncelikle ne kadar elektrik üretmek istediğine karar vermen gerekiyor. daha sonra mühendislik firmaları çeşitli model ve boyutta solar sistem projeleri önereceklerdir. ilk yatırım maliyeti istediğin güce bağlı olmakla beraber optimize edilebilir. her evin çatısına / bahçesine olur ama her bölgedeki güneş enerjisi potansiyeli iklim ve konuma göre elbette ki değişik olacaktır. pv sistemler de önemli bir nokta da bu panellerin montajıdır, bu konu çoğu sefer göz ardı edilse de malzemenin ve işçiliğin kalitesine özellikle dikkat etmenizi tavsiye ederim. (sağlamlık, uygun açı, vs.)

flash'tan direk flv olarak exportlayın

SWFRIP v0.4 bununla içindeki herşeyi ayrı ayrı alabilirsin. flash'In kendi zerzevatları ile uğraşma. özellikle mp3 için tek kullandığım program.

@sijwocaq flv olayi sanirim animasyonun icine video embed edilmisse ise yariyor, ben bakindim pek cozemedim?
@ben smyrna internette baktim programa ama bulduklarimin hepsi win platformunda, mac icin olani var mi acaba?

peki soyle sorsam? swf gayet guzel calisiyo, onu after effects ile import edip sonra video olarak export etsem falan olur mu?

hukukçu değilim, böyle bir tecrübem de yok ama sanki bu işler mahkemeye taşındığında "gak guk yasa hukuk"tan öte durumun hakim tarafından genel olarak her yönüyle ele alınması sonucu karara varıldığını biliyorum. hiç emin değilim ama sanırım öyle. yani sizin için iyidir tabi bu.

emsal bir dava bulmak için araştırmalar yapabilirsiniz sanırım, ya da hukuk fakültesi olan ünivlerin çeşitli forum vs'lerindeki öğrencilere sorarsanız bu tip bir davayı daha önce tüd etmiş olabilirler ve belki daha somut bir yardımları dokunur.

evet, bi bok bilmeden cevap vermiş oldum ama babalamak değil de yardımcı olmak istedim.

kolay gele...

yasakani'ye şu açıdan katılıyorum, eğer yasalara aykırı bir durum yoksa (yani adam satışı yapmakta %100 haklı.. yasal olarak) bu durumda hakimler şuna bakıyor genel durum ne? ne olmuş? ne bitmiş? tabi bunda iyi avukat da lazım. yoksa avukat "buraya kadar" derse kaybedersiniz.
ilgisiz olsa da şunu okumuştum. Belki bilirsiniz açık fatura kapalı fatura diye bir şey var. aslında bu yasal bir uygulama değil. (Kaşenin üste veya alta atılması ile ilgili bir şey bu) Yani yasalarda adı geçen bir şey değil. ancak bununla ilgili şu tür bir şey var:

Uygulamada, faturanın üst kısmına veya alt kısmına kaşe basılarak imza atılması farklı
algılanmakta ve tartışılmaktadır. Faturanın üst kısmına kaşe basılarak imzalanması AÇIK
FATURA, alt kısmına kaşe basılarak imzalanması KAPALI FATURA olarak uygulaması bir
teamül olarak ticari hayatımıza yerleştiği görülmektedir. Fatura bedeli karşılığı yapılan
ödeme için makbuz alınmadıkça fatura tutarı ödenmiş veya tahsil edilmiş sayılmaz. Diğer
bir ifade ile, kaşenin faturanın alt kısmına basılarak imzalanması o fatura bedellinin tahsil-
tediye edildiği anlamına gelmez. Nitekim bu konuda değişik zamanlarda ticari ihtilaflara düşüldüğü
ve konu yargı tarafından farklışekillerde yorumlanarak sonuçlandırılmaktadır. Bu konuda, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin, 18.01.2001 tarih, E.2000/6236, K.2001/300 sayılı kararının özeti aşağıdaki gibidir. “Borçlar Kanunu'nun 182/2. maddesinde, aksine sözleşme ve adet bulunmadığı takdirde, satıcı ile alıcının borçlarını aynı zamanda ifa ile yükümlü olduğu belirtilmiştir. Ayrıca faturanın kapalı olarak düzenlenmiş olması mal bedelinin peşin olarak ödendiğine karine teşkil edeceği kabul edilmektedir. Bu nedenle kapalı faturanın ödemeye karine (ispat) teşkil ettiği ve bu karinenin (ispatın) aksinin davacı tarafından kanıtlanamadığı gözetilerek bir hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde karar tesisinde isabet görülmemiştir”


yani türkçesi eğer yasada yazan bir şeyin üstünde güce sahip olmasa da halkın genel olarak kendi kendine "uydurduğu" uygulamalara da daima bir göz atılır. yani asıl kanıt olarak değilse de gerçek olabileceği de göz önüne alınır, değerlendirilir. ama aksi durumlarda yasa en önemli "şeydir" gibi bir şey :)

özetle siz yaptığınız tüm masrafları bir şekilde kanıtlar ve biz bunu satın da alabilirdik, kendimizi "büyüttük" derseniz, binanın satışı iptal edip yeniden satışa açık hale getirilEBİLİR. (ALTINI ÇİZEYİM: BELKİ)

Son kez hukukçu değilim. Sadece düşüncelerimi aktardım. Bol şans.

çok teşekkür ederim ilginize...
valideyle detaylı kurcalayıp, profesyonel avukattan da bilgi alacağız.
elbette yapılan tadilatın ve harcamaların faturaları yok ama eve biri gelse bunların 20 yıl öncesinde mi 3-5 yıl içerisinde mi yapıldığını, dolayısıyla bizim tarafımızdan mı yapıldığını ev sahibi tarafından mı yapıldığını anlar...
ev sahibi kiradan kestim dediğinde ise banka havale dekontları deva olacaktır zannımca...

delisiz? kullanım yeri nedir?

uydurma bir kelime sanırım. (bkz: neolojizm)

çılgınsız, çılgın olmayan, delice/çılgınca olmayan gibi anlamları olabilir. nerden geçtiğine de bağlı.

bir yerde görmedim.

ama ingilizce bir diyalogda kullanılabilecek bir kelime gibi geldi bana.

sonra türkçesini düşündüm ama tek kelimeyle karşılayamadım kafamda.

ne olduğunu bilmiyorum ama

www.facebook.com

"yerel işletme" olarak görünüyor :)

bi de bu var.
www.risalaonline.com

aslında çok şey var da öylesine seçtim...

modemden bahsediyorsan eğer modem p2p bağlantılara kapalı ise leecherlardan dosya çekemezsin port forwarding yapılmamışsa.

eğer bilgisayarındaki firewall portları kapatıyorsa yine aynı şekilde. o zaman portları açman lazım.

bu iki durumda da bazen download hızın düşer.

az seederlarda kesinlikle düşüyor. gerçi onda da belli olmuyor. ama az seederlarda daha çok göze batıyor. kesinlikle aç zaten zor değil ve internette yapılışının anlatıldığı site bulamamak imkansız! :)

travis - my eyes

r.e.m. - radio song. (bu o değil ama olsun)

my eyes'mış, çok teşekkürler :D

Görebileceğiniz gibi bu yasaları, anlamayanlara açıklayan bir uyarı yazısı. Bu durumu örneklemek de hatalı ve yasadışı bir şey değil. O zaman ben de uyuşturucu kullanımı için örnek-ler veririm derseniz ben de ona "ikisi aynı şey değil" derim.

Örneğin Türk Ceza Hukukunda Şerefe Karşı Suçlar şeklinde bir başlığı incelediğimde;
Hakaret suçunda fiil, bir düşünce açıklamasıdır. Düşünce, söz, ses, işaret, yazı, görüntü, resim, yontu, vs. ile ifade edilebilir.

yazar. Bu nedenle dava açılmış bir kişi veya kuruluş (gazete vs) hakkındaki karar, savunma vb türü yazılarda örneğin "xx'e orospu çocuğu" diyerek hakaret etmiş şeklinde bir metin açık seçik bulunabilir. Bu o hakim veya davacı ve davalı avukatının da küfrü tekrarladığı anlamına gelmez.
İlgli başlıklarda yazılanlar tamamen geyik olup düzgün entryler (başlığı irdeleyen) haricindekiler (yani hakaret olabilecek) silinirse diğerlerinin anlamı kalmayacağı için hepsinin silinmesi daha anlamlı olacaktır. Bunun tekrarlanmasını engellemek de bu site sahibinin görevi sayılabilir. Entry, ssg'nin iletişim metodudur. Özel mesaj yazılsa bile anında yorumlanacağı için gizliliğin anlamı olmayacaktır ki zaten o gizlilik de gereksizdir.
Not: Hukukçu değilim.
Not: "Oğlak Dönencesi" içinde davalara neden olan kısımlar karalanarak ancak dava metni olduğu gibi kitabın sonuna konulara sansür aşılmıştır. Bunu da kısmen öyle düşünebilirsiniz.

ölü taklidine mi yattınız beyler?

demek ki kimse bilmiyor?

alışkın değilim duyuruda bi sorunumun cevapsız kalmasına panpa, illa ki oluyor bir bilen... neyse, bu sefer kısmet değilmiş demek ki...

ha deyince bayilik alamıyorsun sadece onu soyleyebilirim... belli tarihlerde nerede kaç tane açılabilecegi bilgilerini yine iddaa'nın kendisi belirleyerek duyuru yapıyor.

iddaa bayilikleri kura ile veriliyor.

250 metre sınırı vardı sanırım bunun yani açacağın yerin 250 metre yakınında başka bir idda bayi olmaması lazım bide çok zor geliyor makina diye hatırlıyorum.

artık almak çok zor hocam.. uğraşmanız ve beklemeniz gerekiyor... 2 senedir bekleyenler varmış.
hatta murat başesgioğlu spor bakanıyken, birileri çıkıp, "ben başesgioğlunun danışmanıyım, bana 20bin lira verin, halledeyin bu işi" demişti.. adamlar dolandırıcı çıktı, 100den fazla adamı kandırmışlar..
sakın öyle birilerine para kaptırmayın, ille de kaptıracaksanız; ben başesgioğlunun hemşehrisiyim, bana verin o parayı :)

evet canın istediğin zaman fotoğrafı değiştirebilirsin, önce muhtarlığa uğra. orada seni yönlendirirler.

kimliği yenileyebiliyorsunuz. herhangi bir nüfus müdürlüğünden çok düşük bir ücret( bir kaç liraydı) yapabiliyorsunuz. mümkünse kalabalık olmayan bir yere gidin 5 dakika da yeni kimliğiniz hazır.
din işlemini bilmiyorum.

fotoğraf olayı kolay da din olanın biraz prosedürü vardı diye hatırlıyorum. hani gidip din hanesini silin deyince silmiyorlar.

din için degistirirken orda dilekce veriyorsun oluyor mu olmuyor mu ne kadar suruyor bilmiyorum

din hanesini sildirmek inanılmaz basit. dandirikten bi dilekçe veriyosun, hemencecik değiştiriyolar. kimlik ücreti olan 5 liranın dışında tek kuruş ödemiyosun.
ama şöyle bi handikap olabilir; ordaki memur gelişmelerden habersiz olduğundan din hanesinin sildirilebileceğini bilmeyebilir. ona bunun mümkün olduğunu, birçok arkadaşınızın yaptırdığını falan anlatın, o zaman sorun çıkartmıyolar.

din hanesi için elde yazılmış dilekçe bile oluyor. hiç dert etmeyin. bulunduğunuz yere göre öküz gibi bakabilirler ama dert etmeyin. (eşimle bana, bakmadılar!)