En sonda gitar çalan Burhan Şeşen, kadın Belkıs Akkale.

Yer-yön duygum olmadığı için en solda yerine en sonda yazmışım.

bize göre en soldaki burhan şeşen.

burhan şeşen, evet edip akbayram, hüseyin turan, arkasındaki mustafa özarslan, ufuk beydemir'e banzettim ben de, belkıs akkale, onur akın. diğer abiyi çıkaramadım.

Tesekkurler birisi de yazmis 8dk önce. Tahmin ettiklerimi dogru bilmisim de digerlerinin de adini ogrenmis oldum :)

twitter.com

gitar calan, burhan sesen
sapkaki, edip
kadin, belkis akkale
en sagdaki oturan saz calan, onur akin
kareli gomleki oturan, huseyin turan

merhaba, aynı model aracımda aynı hatayı geçen hafta ben de aldım. gaza bastığımda kendini atıp, gitmiyordu. servise götürdüğümde bujilerin bittiğini ve bobinlerin oksitlendiğini söyleyip değiştirdiler. şu an sağlıklı. isterseniz bir sanayiye uğrayın. ben arıza lambası yanarken üç gün kullandım :D

aynı problemmiş evet:)

Teoman - Saat 3

Bol miktarda öğretmenler günü mesajı gördükten sonra (öğretmen bile değilim) ağzıma takılan:

"Aşımda, ekmeğimde
İşimde, mesleğimde
Dilimde, kalemimde
Sen varsın hep öğretmenim"

en güzel yerinde evin-bea

tut elimi burdan gidelim...

@duyulmasi gerektigi kadar "rüzgarım söndü, dindi ateşim". çok güzel şarkı

geel geel kayıkçiii
youtu.be

The Cranberries - Ode To My Family

Ganja Gun

stand by me

Alexi Murdoch - 12
"Shiiiiiiiinee" parçada geçen tek söz:/

teoman - tabiatim boyle ile uyandim :(

Ama ben bunun ne demek olduunu biliyorum, saylanır mi xd arazi, arsa, ev vs kastediliyo

Kadınım. İlk kez duydugumda da böyle algilamistim

Miras icerde kalsin. E.

Miras, mal, mülk muhabbeti evet. Üslup leş açıkçası ama kastedilenin bu olduğunu düşünüyorum. Ha bu dilin, zihniyetin arkasındaki insan perde arkasında insan a da 'mal' ı yakıştırır gibi.

Edit: E

Anadoluda çokça kullanılır. mülk, para, miras, tarla, toprak diyorlar. Çocuklarına demiyorlar :)

Mirastan bahsediyor. Kanıtlayamam ama eminim.

K

Mal, mülk, miras, tarla vesaire. E.

mal mülk dışarıya gitmesin +1
k

Calistik didindik kazandik, mali mulku elin oglu yemesin diyor amca.

teşekkürler cevaplar için.

biz duyduğumuzda iki kişi aynı anda nasıl çocuklarınız için bu yakıştırmayı yaparsınız tepkisi verdik :/ bizde sıkıntı var demek ki. sevindim miras, mal varlığının akla gelmesine, çok teşekkürler.

para dışarıya çıkmasın zengin ailelerin temel evlilik sebebidir.

Eski bir olay bu, mal mülk bölünmesin aile içinde kalsın diye akraba evliliği yaptırıyorlar

E

kadın kişisiyim, mal mülkten bahsediyorlar, tarladır, evdir, mirastır...

ya bir şey söyleyeceğim, ben de çocuklarından şakalı şekilde mal diye bahsettiklerini düşünürdüm. mal mülk aklıma gelmezdi yani.

@evde liyakat kalmamış ohh be teşekkürler :)) bizim de aklımıza hiç mal mülk gelmedi. sorun bizde :) söyleyen kişi de örnek arası kullanan çok sevdiğim ve değer verdiğim bir büyüğüm öyle bir şey kastetmeyeceğini bildiğim biri. o da nasıl böyle düşünebildiğime şaşırdı:D

mal mulk - E

ask evliligi nispeten yeni bir fenomen. evlilik ailelerin, mallarinin, topraklarinin birlesimi ve soyun devami icin aileler tarafindan eslestirilip ayarlanip onaylanan bir konseptti, eski nesil ve muhafazakarlarin aklina da ilk bu tanim geliyor - modern tanima alismamislar veya kabul edemiyorlar.

gerçek anlamda mal-mülk-para. e

merhaba, kadıköy moda sahnesi, oyun atölyesi, baba sahne programlarına bakabilirsiniz. ibb şehir tiyatrolarının bugün 20:30 gösterimleri var. kadıköy ve üsküdar sahnelerinde.

Dirmit
Bu akşam international theater of amsterdam’ın medea’sı var. Dün baya yer boştu, kapıda beklerseniz alırlar. Sold out göründüğünw bakmayın.

Dirmit
Herkes kocama benziyor

online biletse, fiziki bileti görmek istemezlerse sorun olmaz. ben kapıda gelemeyenlerin biletini başkalarına satanlardan çook bilet alıp girdim içeri.

evet, tabiiki.

çok teşekkür ederim.

bu arada arkadaşım da gidemeyecek. yarın için ümraniye sahnesinde saat 15:00e "12.gece" oyunu için tek kişilik biletim var. gitmek isteyen olursa paylaşabilirim bilet bilgimi.

moda sahnesi de sahneden naklen yayınlıyor oyunları. ona da bakabilirsiniz.

zorlu psm
festival sırasında düzenli olarak iksv de yaptı, sezon boyunca tek oyun için ara ara yine yapar.

tatbikat sahnesi

Moda sahnesindeki bir oyunu böyle izledim. Uyuyakalmışım :d Oyun kötü olduğu için değil. Sadece tek perde 120 dk olduğu için. Bir de tek oyunculu bir oyundu. Sanırım birkaç kişili oyunlar daha güzel oluyor. Belki de oyun güzel değildi. Bilemiyorum artık.

Uluslararası oyunlar ilginizi çekerse İngiltere'de National Theatre ve Almanya'da Berliner Ensemble de yaptı pandemi başında, National Theatre devam ediyor. Bayağı oyun izledim ama sonra paralıya döndüler sanırım, yine de kurcalamakta fayda var.

Canlı değil fakat şöyle bir uygulama/site var, beğeneceğinizi düşünüyorum: tiyatronet.com

tiyatrolar.tv he-go tavsiye edilir.

çevrimiçi tiyatro dediğin tiyatro oyununu video olarak izlemek ise,

normal oyun tadını hiç ama hiç vermiyor..

en son içinden tramvay geçen şarkı'yı izledim.
www.youtube.com

benim izlediklerim genellikle eski oyunlardı haliyle ses ve görüntü çok kötü. yeni oyunları internete koyuyorlar mı hiç görmedim?

Moda Sahnesi naklen yayın yapıyormuş.

Moda Sahnesinde Cumartesi oynanan Bütün Çılgınlar Sever Beni oyununu izledim. Daha doğrusu izlemeye çalıştım. Bağlantı problemleri vs. olunca oyuna son 20 dakikasında yetiştim. İzleyemeyen bir çok kişi de olmuş sanırım o nedenle bilet iadesi ya da banttan tekrar izleme seçeneği sundular, pazar günü tamamını izledim.

Sahneden naklen olunca alt yapı, bağlantı hızı vb. durumlar önemli oluyor. Tekrar bağlanmaya çalışana kadar oyun kaçıyor. Salonda olduğun etkiyi vermiyor tabi, oyun sırasında seyirciden gelen gülme, alkış vs. tepkiler olmayınca bir şey eksikmiş gibi geldi bana. Ama yine de severek izledim. Bu haftaki oyuna (babamı kim öldürdü) da bilet alacağım. Onur Ünsal'ın da bunda etkisi var tabiki :))

Ben sahnede izledim “Babamı Kim Öldürdürdü” oyununu. Çok iyiydi.

@gule gule verdiğin linkte sadece organik kırmızı ve inorganik ultramarin mavi renklerinin eldesini açıklamış

Ooo uzmanlık sorusu!

Anladığım kadarıyla pigment veya boyarmadde eldesini veya sentezini değil de bunları kullanarak boyada nasıl renk yapıldığını soruyorsun. Yanlışsam düzelt.

Evet pigment ve/veya boyarmadde kullanıyoruz renk vermek, istenen rengi elde etmek için. İstisnai renkler hariç, birden fazla pigmentin karışımı kullanılıyor. Nasılını akşam eve dönüp bilgisayarı açınca detaylı yazarım, telefondan çok zor. Aslında eşlediğimiz şey renk değil reflektans. Reflektans eşleme, subtractive colour mixing ve metamerizm keywordlerine bir bakabilirsin.

Ha bir de, her rengi yapamıyoruz:) onu da detaylı anlatırım akşam. İlgini çekerse. Renk tahmin edilenden çok daha derin bir konu. Spesifik soruların varsa da sor.

Not: boyacıyım, çalıştığım konulardan biri de renk.

@patinin de dediği gibi pigmentlerle istenilen renk eldesi için farklı renklerdeki pigmentleri karıştırıyoruz. her rengin, renk koordinatları mevcut, açıklık-koyuluk, yeşillik-kırmızılık, sarılık mavilik gibi (L,a,b değerleri). bu koordinatlara göre renk tonları oluşturulur. mesela bir gri renk için, sadece siyahla beyazın karışımı diyemiyoruz işin içine girdiğimizde. gri bir renge baktığımızda aslında içerisinde sarı, kırmızı, yeşil, mavi vs. diğer renklerin de olduğunu anlayabiliyoruz. ton ayarı için de bu koordinatlardaki renkler arttırılıp azaltılarak o istenen renk elde ediliyor.

Yine ışık da renk algısında bir diğer önemli etken. iç mekanda sarı ışıkta baktığınız bir rengi, gün ışığında daha farklı, floresanda daha farklı görebilirsiniz gibi gibi.

Anlaşılabilir oldu mu bilmiyorum ama renk konusu biraz sonsuz gibi. o kadar renk varken hala bir o kadar daha renk üretilebilir :)

Pigment falan bilmem. 3 ana renk vardır. Bu 3 ana renk ile istenilen her renk elde edilebilir. Boyada ana renkler kırmızı, sarı ve mavidir (ışıkta kırmızı, yeşil ve mavi, yani RGB). Örneğin sarı ve maviyi karıştırırsanız yeşil oluşur. Yeşil kırmızının zıt rengidir. Zıt renkleri karıştırırsanız kahverengi oluşur. Bu 3 renk arasındaki oran ile istenilen her renk elde edilir. Beyaz ve siyah renk değildir. Onlar bu karışımlardan bağımsız.

@pati tenkleri karıştırınca tek tek ne olur demiyorum aslında. sanırım pigment ve boyarmadde endesini ve sentezini soruyorum.

RGB dışındaki renkler RGB'den elde ediliyor diyorsunuz. peki RGB nasıl elde ediliyor? sıfırdan bu üç renk nasıl yapılır?

ben boya yapıyorum buyur hocam. 2+1 ev boya dahil 900'e boyarım.

Ben değilim ama var. Sabah görür. Üretici:)

endüstri boyaları sayılıyorsa ben de varım :)

tekstil baskı boyaları için de ben varım.

bizim iş yeri hekimimiz 4-6 gün arası belirti gösteriyor diye bilgi vermişti bize. ne kadar doğrudur bilmiyorum.

Neyse atlatmışsınız benimde davetlisi olacağım bir düğün olayı var nasıl atlatacağım kara kara düşünüyorum. Yakınlık dereceniz nedir bilmiyorum ama şu zamanda, verilen altınların takıların geri alınması için yapılan düğünler insanları, yaşlı yakınlarını zor durumda bırakmaktan başka bir işe yaramıyor. işte sizin içinde bulunduğunuz durum gibi.

Her kafadan bir ses çıkıyor o konuda takip ettiğimiz kadarıyla dünyadaki genel prosedür 14 gün kuralı üzerine.

Yalnız bir türlü net cevabın olmadığı bir konu var. Asemptomatik vakalardan ve sayılarının oldukça fazla olduğundan bahsediliyor. Bu insanlar kendilerini nasıl karantina altına alacak ? Belirtilerinin olmadığına güvenerek dışarıda virüsü yayma ihtimalleri nedir ?

Bence gün hesaplarını silin kafanızdan ,
Süreç içinde bir çok kişinin ( temas kurduğunuz ) pozitif çıktığını size söylemediğini çok sonra duyacaksınız .
Veya hafif semptomları olan birinin bir iki günde iyileştiğini , ama bir çok kişiyi enfekte etmiş olma ihtimalini bile sonradan öğreneceksiniz .

(Ayrıca aynı gün başlayan belirgin bir semptom olmuyor çoğu zaman ,
O yüzden geriye dönük hesaplamak çok zor .)
İstanbul da yapılan denetimlerde pozitif olmasına ( raporlu ) sokakta gezen 3 kişi yakalandı . Düşünün vaka sayısını, İstanbul’daki muhtemel vaka sayısını , kaç kişinin denetlenebileceğini , ve denetim esnasında 3 kişiye denk gelme ihtimalini .
Arkadaşlar , bu hastalık çok zor .
Bu süreçte uzun zaman semptomları hissedeceksiniz .
Allah herkese şifa versin .

hiç nota bilgisi olmayan, müzikle uğraşmayan kardeşim çalıyor ara ara. Tuşların üzerindeki rakamlar yol gösteriyor zaten. İnternette kalimbaya göre çıkarılmış notalar da var. Herkes çalabilir kalimbayı bence. Tırnaklarınız çok kısa olmasın yeter :D

bir parçayı tuşların yerine bakıp ezberlemek birkaç saat alıyor. notaların yazmasına da gerek yok. tırnağın uzun olmasına da gerek yok. ama çalabileceğin şarkılar çok az onu bilerek almalısın, 1 ay sonra da sıkılıp atma ihtimalin %90.

dinlemek dışında müzikle hiçbir alakam yok internetten çıkarılmış notalarla çalabiliyorum uğraşınca:D

Bence güzel 90 lar havası rahat görünüyor

Kisinin tarzina bagli. Bence guzeller ama dogru kisi giydiginde. Gunluk hayatinda daha suslu puslu giyinen birine yakisacak birnsey degil.

Ben genelde çok sade giyindiğim için kötü bulmuyorum, bir de uzun ve zayıf olduğumdan toparlıyordur bende diye düşünüyorum. Ama beğenen nadir insanlardanım sanırım :)

yemin ederim bir erkek olarak butun cinsel arzumu olduruyor giyen kadina karsi.

Bayılıyorum. Fakat bana gitmiyor. Üzülüyorum :(

Sadece çok zayıf veya balık etli olup ince belli kızlara yakışıyor. Kalın belde ekstra kilolu gösteriyor. Özellikle crop toplarla aşırı güzel oluyor.

Ben gayet severek giyiyorum; yazın crop toplarla, kışın yumus kazaklarla güzel oluyor. Ayrica aşırı derecede rahat. Sadece düzgün kalipli modelleri bulmak gerekiyor, bazıları cuval gibi oluyor.

Varoş da kime göre neye göre yani? Düzgün bir kombinle gayet spor bir görüntü oluyor bana kalırsa. Hoşunuza gidiyorsa giyin gitsin. Ben de erkeklerin kısa paça pantolon giymesinden hoşlanmıyorum ama giyen erkekleri de eleştirmiyorum.

ben beğenerek giyiyorum. giydiğimde de çevremden güzel şeyler duyuyorum. vücut tipi ve yapılan kombinasyonlara göre değişiyor. ben de skinnylerden oldum olası hoşlanmıyorum iyi ki var mom jeansler, boyfriendler :)

Erkekte kisa paca neyse, kadinda da bu o. Libido oldurucu.

Aşırı bol olmayanları güzel oluyor.

Seks hayatım sıfır pantolonu

Çok çirkin. Sevgilim giyse, giymemesini tavsiye ederdim.

Bir erkek tarafı cevabıda burdan geliyor.

Ben ömrümde kadınlara bu kadar yakışmayan bir pantalon daha görmedim.

kanka kız pantolonu, meriç'in kız versiyonu.

Duyuruyu sabote ediyor gibi olacam ama kıyafet üzerinden cinsel hayat etiketi bile yapıştırılmış, valla kim çatır çatır sevişiyor kim sevişmeyi tercih etmiyor giyime, tavırlara bakmıyor bu işler

ben begeniyorum. insanlara da gayet yakistiriyorum.
en azindan vucuduna tayt gibi yapisan kalcalar kocaman bilekleri kurdan gibi bili bili dolasanlara benzemiyor.

Aşırı seviyorum. Yılın %90’ını falan mom jeanle geçiriyorum birkaç yıldır.

gördüğün yorumlar yüzünden endişe ediyorsan giyme. ben bayılıyorum.

Bizim ofise gönder :) ofiste çok söylenen iki kişiyiz, karşılıklı söyleniyoruz, rahatlatıcı oluyor. Gelsin beraber söylenelim.

benim hayattaki tecrübelerimde gözlemlediğim kadarıyla bu tarz konular ile enerjisi düşen, kendini modunda hissetmeyen hatta halsiz vs hisseden insanlar, bu ileri sürdükleri bahaneden kurtulduklarında da farklı bahaneler buluyorlar kendi düşük enerjilerine.

eğer arkadaşından dediğin gibi rahatsız oluyorsan ve kendisini daha önce defalarca uyarmayı denediysen tabii ki yöneticin ile konuşabilirsin konuyu. ama yöneticin de benim gibi düşünüyor olabilir, aslında çok da rahatsız edici bir durum değildir bu belki de onun gözünde.

kendini biraz daha dinle ve sonrasında risk budur diye kararını ver.

@pati benim de huyum suyum değişti söylenmeye şikayete başladım olur olmaz :) sizin için rahatlatıcı olan dinleyici konumunda acı verici oluyor:/

Sen de söylen bak bir dene, sadece dinleyici olma :)

reanarchy +1

sen de ona onun hareketleri üzerinden söylen rahatla :)

bence sizin de enerjiniz düşük, oda arkadaşınızı bahane ediyorsunuz. milleti raporlayıp beddua almayın. her haltı müdüre yetiştire yetiştire işyerindeki hiyerarşiden tiksindirdiniz iyice. beni de işyerindeki mutfağımda ayakkabımı siliyorum diye müdüre söylemişti şizofrenin biri şfgjfkd

mudure soylemeden kendin uyarma ayni odadaysaniz. ben uyarmistim, mudur bana, patron benim ben uyarirdim tavirlari yapti.
uyarmak yerine birde bu yaptiklarin sana hic yakismiyo, profesyonel degil gibi yapici konus. bir de bu yolu dene. baktin olmadi kotu ol.

müdüre söyledikten sonra aynı odada birbirinizin suratına nasıl bakıcaksınız?

Ona de ki bi daha böyle söylenirsen seni müdüre şikayey ederim. Sonraki her ama her söylendiğinde uyar “bak yine” falan de. Bir daha söylenirse onun yanında müdüre şikayet et. Şakayla karışık “müdürüm bu arkadaş günde 100 kere şikayet ediyor lütfen kovar mısınız içim şişti” de. Ama sadece 3’ünüz olun ortamda.

Benim de yanımdaki sümük arkamdan geçerken sandalyeme çarpıyordu. Yaklaşık 20 kere uyarmama rağmen aynı şeyi yapınca müdürün yanında artık yapma bunu elli kere söyledik sana dedim. Bi daha yapmadı lavuk. Bu tip hareketler mobbingtir. Kasten yapıyor bazı şeyleri bu insanlar. Acımayın verin ellerine. Derslerini....

@semitika evet benim de enerjim düşük ve bu arkadaşım sayesinde gün içerisinde ölü gibi oluyorum. müdürüm de durumun farkında sadece aksiyon alsın istiyorum. uyarıdan kastım da eline yazıyla ihtarname vermek değil, uygun bir dille söylemek. benim belirtmemle onun söylemesi aynı etkiyi vermeyecektir.

@pass tepkili ya da olumsuz tavırlarımız yok birbirimize karşı iyi anlaşıyoruz ama bazen selamı sabahı kesesim geliyor :)

teşekkür ederim cevaplayan herkese. bir süre daha izleyip uygun bir anda onun iyiliği içinmiş havasında tekrar konuşmayı planlıyorum.

Zojirushi

bunlar da 250-300 liraymış. daha orta halli bişey olsa daha iyi olur. 100-150 filan.

Geçen sene 35 liraya almıştım, 65 olmuş.

www.decathlon.com.tr

geçen sene migrostan almıştım. çok pahalı bir şey değildi. sıcaklığı da 3-5 saate kadar koruyor. oraya da bakabilirsiniz.

benim de böyle bir durumum vardı. biraz kendimi incelediğimde her şeyi görev olarak gördüğümü ve o şeyi yapışa değil de bitirişe kanalize olduğumu farkettim.

güzel bir yemek yapıp, güzel bir şarap açıp, güzel bir film seçip bir akşam mı geçirmek istedim. o yemeği en pratik şekilde bir an önce hazırlayayım, şarabı aç filmi izle bir an önce bitsin diye atlı koşturuyormuş gibi hareket ediyordum. ve bütün bu anlattığım senaryoda bana en çok zevk veren şey neydi diye oturup düşündüğümde;

normal bir insan, güzel bir film eşliğinde yemek yemek çok keyifliydi falan diye düşünür.

ben şunu farkettim. ben kendime bir hedef koymuştum (yemek hazırla-şarap aç-film izle) ve bana en büyük haz veren şey o koyduğum hedefe ulaşmak olduğunu farkettim. yukarıda parantez içindeki üç maddelik hedef listemin üçünü de eksiksiz yapmış olmak bana keyif veriyor. filmi izlemek değil.


sonra kendi kendime bu iş böyle olmaz. yaptığım hiç bir şeyin ruhu yok diye düşünüp bunu değiştirmeye çalıştım.

misal kitap okurken benim için önemli olan şey -eskiden- o kitabı bitirmekti. kitabı okurken aldığım hazza hiç dikkat etmemiştim. evet kitap okurken çok zevk alıyordum ama hiç onun keyfini sürmedim. benim için olay o kitap okuma hedefini başarıyla tamamlamaktı.


şimdi bunu kısmen değiştirdim. çok zor oldu ama değiştirdim. yaptığım şeylerin çoğunda hiç olayın ruhuna inemiyordum. şimdi yapıp yapmamak, bitip bitmemesi, başarılı olup olmamak daha az umrumda (keşke hiç olmasa).

kitap okumaya başladığımda eğer hikaye, üslup, karakterler vs. sarmadıysa bırakıyorum. keyif vermiyorsa devam etmiyor. kendime de işkence etmemiş oluyorum.

yemek, içmek, gezmek, hobiler her şey için mümkün olduğunca bunu yapıyorum. her şeyi görev olmaktan çıkarmaya çalışıp, sonuca değil sürece odaklanmaya çalışıyorum. süreçteki detayları, güzellikleri, hazları keşfediyorum.

35 yaşından sonra çok kolay olmuyor değişim ama işte olduğu kadar. dediğim gibi artık sonucuna bakmıyorum. değişir miyim diye takmıyorum. değişirken aldığım hazza yoğunlaştım :)

@levpontryagain teşekkür ederim. evet tam olarak hissettiğim şeyler bu yazdıklarınız. o hazza yoğunlaşmak lazım gerek, anda olmak sanırım bu. ben de 30lu yaşlarımdayım ve bu durum yormaya başladı beni.

Merhaba,
Almalı almamalı net bir şey diyemem ancak ben aşağıdaki linkten yakın zamanda aldım, gayet memnunum. Göz atabilirsiniz.

www.1enstruman.com

all at once?

once and for all olabilir

in one shot?

simultaneously

all at once +1

derinkuyu göremeden çok daha iyi aklında olsun. paran varsa hayatında 1 kere de olsa balona bin bence.

Ciftsen eğer o taraflarda bir konsept olan mağara oteli deneyimleyebilirsin. Benim epey ilgimi çekmişti, yapılacaklar listemde.

Uçhisar kalesine çıkın. Günbatımını izleyin. Atv turlarına katılın. Klasik araba kiralayabilirsiniz.

ürgüp'e yakın mustafapaşa var. ziyaret edilmeli.

Kilise gezmeyi severseniz Göreme Açık Hava Müzesinde Karanlık Kiliseyi görün.

Normalde maviden pek hoşlanmam.Hatta kırmızı tonları daha çok severim. Ancak tercihim kesinlikle translucent blue.

translucent blue. diğerlerinin ortasından geçen birleşme çizgisi rahatsız edici. laminant parke gibi.

Blue

cherry +1

honeyburst ve 3. paylaştığınız arasında kaldım. 3.nün tek seri üretilmiş olması koleksiyon değerini arttırır ayrıca. yine de honeyburst sanırım. ateş ediyor honeyburst.

eksiup.com

Bence blue

mavi +1

3.yü beğendim. Ender olan şeylere zaafım var, ondan da olabilir ama tonu çok sevdiğim bir ton.

yapacağım müziğe göre değişir, gitarda klasik ton ve görünüm kafasındayım, eğer sıcak gevrek tonlarla klasik rock blues çalacaksam honeyburst ya da tobacco sunburst bir gibson seçerdim (gönderdiğin fotoğraflarda yok ama görsellerden bakabilirsin)

fakat daha sert, modern bir müzik yapacaksam bunlar arasından mavi olanı beğendim

3 numarayı görünce uzun uzun bakası geliyor insanın. ben bi konserde görsem gitarı izlerdim konser boyu, öyle beğendim. keşke kendimde yetenek olsa da alsam :)

translucent blue+1

sigara iciyordum, cevrem rahatsizdi, urge surfing denen metod ile biraktim.

www.mindfulness.org.au

portlandpsychotherapyclinic.com

www.choosehelp.com

Var. Mesela başlıktaki mı soru ekini ayrı yazmamışsınız. Saydırıyorum. Devam ediyorum okumaya musunuz da birleşik iyice deliriyorum. Hay seni okuyana diyorum.

Bazı rutinlerimin dışına çıkınca başıma kötü bir şey geleceğini düşünüyorum. Anti-depresan baskılıyor.

caga ayak uyduramayan +1.
Ama mesajlasma uygulamalarinda geyik yaparken o kadar hassasiyet beklemiyorum milletten mesela. Huzursuz etse de katlaniyorum:) Bir sikayetim yok boyle yasamaktan.

Bir de muziklerde - dogru mu tarif ediyorum bilmiyorum ama - pespese 2 yarim ses duyunca asiri huzursuz oluyorum. Yani surada tam 1:01 deki gibi: www.youtube.com

Yok.

var.

- birisi telefonumu açmayıp geri dönmüyorsa ona gıcık oluyorum.
- saygısız insanlardan nefret ediyorum.

Burnuma ve göbek deliğime kimse dokunamaz. Yanlışlıkla burnum bir yere değerse hemen elimle burnumu sıkarım peçeteyle siler gibi. Bazen insanlar bu yüzden koktuklarını ve onlardan rahatsız olduğumu zanneder, ben de durumu hızlıca anlatırım.

plastik çatal kaşık kullanırım, ağır, çelik çatal kaşık kullanmayı da severim ama kalitesiz olan, metal görünümlü olup da hafif çatal kaşıkları sevmiyorum ya kendi kaşığımı kullanırım ya plastik kaşık.

bir de temizlik var, kafamı koltuklara koymam vs gibi

güzel soru. haklılık payın var.

ama ben kendim için sebepleri biliyorum;

- mantıksız bir kişiye (veya ilişkiye) gelemiyorum.
- dengesiz, sürekli kavga eden birisi değilim. dengesiz insanlarla ilişki kuramıyorum.
- piç değilim, insanları idare eden bir tip de değilim. çoğu ilişki idare ederekten sürüyor, fakat ben sürdürmüyorum

Girişken, istekli değiller. Ya da tip yok. Genel sebep bu.

Çevremde hiç sevgilisi olmamış insanlar var. Üstelik yaşları da 30'larında. Hepsinin de ortak yanı zeki, aklı başında, oturmasını kalkmasını bilen insanlar olması. Tip de var. Bu noktada bulduğumuz tek açıklama ortamlarının olmaması ya da cidden kısmetsizlik:)

bilinçaltlarında ilişki yaşamakla, bağlanmakla alakalı sıkıntıları olabilir. Bunlar ıssız adam/kadınvari tek gecelik-cinselliğe dayalı ilişkiler(!) yaşayabilirler ya da duruma göre hiç ilişki kurmamayı da seçebilirler.

Geri kalan her şey bahane. Ortam dediğin şey nedir, insanların tanışabileceği sonsuz sayıda olanak var. tipse; herkesin bir alıcısı var. çevrenize bakın her sevgilisi olan kadın-erkek dünya güzeli mi; bilakis çoğu ortalama tipler. ayrıca kimler kimlerle birlikte. bahsettiğim gömlek değiştirir gibi adına sevgili dedikleri kişileri değiştirmek değil bu arada.

kısmetsizliği ancak insanlar yaratıyordur.

istediklerini zannediyorlar ama aslında bilinçaltlarında istemiyorlar. onları engelleyen bir inanç var. sevgilim olsun istiyorum ama olmuyor diyenler için başka bir seçenek görmüyorum.

ihtiyac duymak ya da duymak
bilmek ya da bilmemek
bu iki kavram tani ile bence bu tur sorulara cevap vermek mumkun.

twitter.com
yani bir grup su videoda eriyip biterken huzur bulurken bir gruo hicbir sey anlamayip normal bir hareketmis gibi algiliyor. ya bilmiyor yasamamis ya da ihtiyac duymuyor.

şans faktörü de var.

kimisi otobüste merhaba diyor, sevgili oluyor.
kimisi çöllere düşüyor, insan yerine konmuyor.

yaziyorum neler yaptigimi

cay icmek
meditasyon
arkadas veya aileyi aramak, budist arkadaslarla konusmak
yesillik bir yere yuruyus
kek borek vs pisirmek
siir okumak
dondurma yemek
daha once gitmedigim ve denemek istedigim bir restorana yemege gitmek
tiyatro veya konsere gitmek

genelde birine anlatmak iyi geliyor. ama bu herkese anlatmak değil. bir arkadaşım var örneğin ona anlattıkça modum yükseliyor. karşılığında "evet abi aynen işte ya" cevabını ya da "ya biraz abarttın mı " cevabını alsam da anlatırken ferahladığımı hissediyorum çoğu zaman.

şarkı, kitap, şiir bu zamanlarda pek işe yaramıyor bende.

ben bana iyi geleceğini düşündüğüm bir yemeği yapıyorum. genelde sağlıklı ve uğraştırıcı şeyler tercih ediyorum. kendim için iyi bir şeyler yapmak canım sıkkın bile olsa hoşuma gidiyor. bengi kurtcebe'nin ekmek tarifini izliyordum mesela geçen, kadın; "o hafta o gün işler kötü gitmiş olabilir bir şeyleri başaramamış olabilirsiniz ama bu tarifle kendi ekmeğinizi yapacaksınız, bunu başarmış olacaksınız" minavlinde bir şeyler dedi ve çok hoşuma gitti. iyi hissetmek bu kadar kolay aslında diye düşündüm. sizinle de paylaşmak istedim:)

Genelde olmuyor. Kendime yetmeyi öğrendim sayılır. Bu saydiklarin anlarda film dizi, muzik, yürüyüş, uyuma secenekleri yetmiyorsa annemi arayip onunla dertlesiyorum. O sorunlara daha disardan ve kolay bir sekilde baktığı için tabiri caizse yüreğime su serpiyor. Ya da anneannemi arayıp hiçbir şey yokmuş gibi hayattan, alzaymir olan dedemin yaptiklarindan konusuyoruz anneannemi guldurmeye filan çalışıyorum. O gülünce ben de deşarj oluyorum sorunlardan biraz da olsa uzaklaşıyorum onun telefonu kapatirken ettiği dualar, güzel temenniler rahatlatiyor beni. Yine çok yakın arkadaşlarima anlatiyorum onlar gerçekten yargilamadan dinleyip yol gosterecek insanlar olduğundan anlattıkça rahatliyorum.

Size de şunu önerebilirim: bu tür anlarda olayla en ufak bir ilgisi olmayan kisileri aramak, konusmak ya da görüşmek iyi gelebilir. Illa sorunu danismak zorunda da değilsiniz bence, öyle normal bir muhabbet olur, sizin gundeminizden farklı bir konu olur, bunları konuşmak sizi cidden rahatlatabilir.

bence her insanda oluyordur.

ben böyle durumlarda tayland'da ogrendigim exhaust denilen yöntemi uyguluyorum. bir konuyu düşünmekten yorgun düşene kadar düşünüyorum, tüm alternatifleri değerlendiriyorum. yani geçiştirmek veya baskilamaktansa kabul etmek, kaynağını bulmak ve yaşamak.

bir başka alternatif de negatif olmayan travmatik etki yaratacak bir şeyler yapmak olabilir. Hiç aklında yokken roller coaster'a binmek, bilmedigin bir sehre mahalleye gitmek vs gibi.

oyle zamanlar insanin aydinlanmasi icin mukkemmel firsat. ancak insanlar boyle hissettigi andan kacis pesinde. mesela bu kacis soyledir: muzik dinler, youtube'da bir milyon kere izledii diziyi tekrar izler, film izler, arkadasiyla bulusur, sosyal medyada cirit atar, icki icer, haberlere bakar, gundemi takip eder veya porno izler.

aslindan bu kacislarin hicbiri insani oyalamaktan baska bir sey degildir. hicbir kacis insani tamamlamaz. yapilan sey sadece kafadaki dusunceye hizmet etmektir. hangi yolu secerseniz secin isin sonunda tekrar o can sikintisi noktasina geri donulur. kimisi tekrar kacis yollaridan biri ile kacar ve omrunun sonuna kadar dongu boyledir o kisi icin; kimisi ise kacmaz.
kacmayan kisi, o ani izler. o anda kalir. ve farkina varir. kafasindaki onca dusuncenin hicbiri o degildir. gercek degildir. ve hicbir dusuncenin dedigi yapmak zorunda degildir. oturur. dusunceleri izler. onlar da gecer gider.

kendine yetmedigin zaman diye bir sey yoktur. kafandaki dusunceleri ve bu dusuncelerin harekete gecirdigi duygulara artik hizmet etmekten sikilma durumu vardir.

"Hadi bakalım bugün yeni bir gün" diyerek yataktan kalkıyorum. Keyif alacağım bir fırsat olursa sadece ona odaklanmaya çalışıyorum (mesela film izleme, bir kahve içme ya da biriyle gezmeye gitme vb) sorunlar çözülmüyor ama o ana odaklanmak biraz iyi geliyor. Kendimi daha ferah hissediyorum. Olumsuz tarafından bakarsak ohoooo bitmez çözülmez hiç birşey. Sağlık olsun yeter, zihniyetindeyim artık. Bazı problemler çözülüyor bazıları kendiliğinden sönüyor, insanın önüne yeni fırsatlar çıkıyor ama yine başka sorunlar da beraberinde geliyor. Hayat bu iyisiyle kötüsüyle almak lazım. Ben de isterim sadece "derdini şeyedeyim" diyecek problemlerim olsun ama daha fazlası varsa ve müdahale edemiyorsam da ölecek değilim. Yaşadığım güzel Anlara odaklanmaya çalışıyorum.

Yemek +1, hatta antep katmeri yersem hayatı yeniden sevmeye başlıyorum <3

Bu yaz akşamları sahile indim biramı alıp, oturup mal mal boşluğa baktım. O iyi geldi, haftada 3 akşam fln bunu yaptım.

Yıllardır tek başıma bir şeyler yapmak için çabalıyordum. Sonunda yaptım ama hiç tat alamıyorum. İstediğim şeyleri yapıyorum ama sanki görevmiş gibi geliyor yapmazsam olmazmış gibi. İstediğim şeyi yapınca istemediğimi anladım ama eksiğin ne olduğunu bir türlü bulamıyorum. Kendime yettiğimi düşünüyorum ama bir şey eksik o her neyse:/

Erkeklerde 15 dk lik pay birakilirken, gecerli bir sebep olmadigi halde bu sure kizlarda 10 dk dir

x2 yap 20 dk bekle totalde. 21 de sen git o gelirse yarım saate oradayım de beklet.

11

Kızın güzelliği ile orantılı

kıza göre değişir

Kız çok güzel ve seksi ise 1 gün bile beklenir :)))

Beklemeyi bırakmazdım ama geldiği zaman bekletilmekten hoşnut olmadığımı söylerdim bu kadar mesele ettiysem. Sonuçta her şey olmuş olabilir, belki evden çıkmadan bir aksilik olmuştur vs.

Bırakılmamalı yani bence. Bu kadarcık şeye de tahammülün yoksa zaten niye flört ediyorsun?

avm'de isen takıl etrafta geldim diye arayınca tamam geliyorum de. biraz da sen tak. dışardaysan da yapabilirsin aynı şeyi.

Takılma bunlara insanlık hali

Kızı erkeği geçtim kim yaparsa yapsın karşısındaki insana saygısızlık.

Ben geç kaldığımda-kalcağımda şu oldu şu oldu o yüzden şuan gecikiyorum diye an be an bildiriyorum. Sebep söylemeden geç kalanlara sinir olurum.
@Tears of devil’in dediği süreye katılıyorum.

oldukça ideal bence. ben ortaokulda okumaya başlamıştım

Kes lan fetocu tepkisi alabilirsin mudurden.

Öğretmenseniz bunu müdür gibi birine sormakta fayda var. Eğer içerik için soruyorsanız benim kızlar 3. sınıfta başlamışlardı bile.

Okulda komünist hoca damgası yersin dikkat et.

İçerik sıkıntısız ama.

yasaklı bir yazar değil, yayın evi yasaklı değil ise niye sorun olsun. ben imam hatip lisesinde çalışıyorum, öneriyorum da sorun filan yaşamadım. yasal olarak zaten sorun falan olamaz da, kastınız boş boş konuşan birileri çıkar ise de uygun bir cevap verirsiniz zaten.

içerik olarak da sade dilli, mizahi, eleştirel düşünme becerisi kazandırabilecek hikayeler, o anlamda da uygun.

Ya hocam, google'da arattım falan tarihte düşüncesizin biri Milli Eğitim'e şikayet etmiş öğretmenleri. Abi çocuk bu kitaplardan mahrum olmasın istiyorum.

işgüzarlar şikayet edebilir de o şikayetten hiçbir sonuç çıkmamamıştır, çıkmaz.

ne saçma sapan şikayetler oluyor, çok daha komik ve anlamsız şekilde. ama kanun, yönetmelik biliyorsanız, ki bu konuda bağlayıcı olan şey resmi olarak yayınlanmış yasaklı yazarlar, yayınlar listesidir. gidip de öğrenciye bu kitabı alacaksın ulan demediğiniz veya verdiğiniz bir ödevi illa belli bir yazarın kitabını temin etmesini gerektirecek şekilde vermediyseniz hiçbir şey olmaz.

ama ben bir şey çıkmasa bile, şikayet edilme stresi yaşamak, kimse ile muhattap olmak istemiyorum derseniz önermeyin çünkü konu aziz nesin ise bir işgüzar çıkabilir.

Aziz Nesin'den korkanlar çok hala memlekette. Kimisi çocuğunun onun kitaplarını okumasını yediremez. Nasıl bir yerde öğretmenlik yaptığınız da önemli. Çocuğun elinde kitabı gören ebeveyn çocuğuna yüklenir mi? Derslerde okuma saatleri yapıyorsanız siz okuyun bence çocuklara. Keşke herkes okusa, okutsa...

Şimdiki Çocuklar Harika ve Hayvan Deyip Geçme ilkokul 4-5'e bile uygun.

Günaydın, teşekkürler.

Yaz bitti benim için. Ancak hava çok güzel. Sanırım en sevdiğim mevsim geldi.

günaydın, tşk.

Günaydın. Üşüyorum:/

günaydın. çok teşekkürler, sana da. yaz bitmedi, ben bitti demeden bitmez.

günaydın, iyi dilekleriniz için teşekkürler :)
şaka maka yazın da 2019'un da sonuna yaklaşıyoruz, ne de hızlı geçiyor zaman..
duyurunun anlam ve önemine binaen şu güzel şarkıyı bırakayım

youtu.be

günaydın teşekkürler bilmukabele:) bu hafta bi üç gün daha tatil yapalım sonra benim için de bitecek sezon.

iki gündür z raporu alamıyorum :/

En sevmediğim mevsim bitti sonunda
Işime gücüme dönebileceğim

eyvallah :) gnaydın!

Bitsin artık...

m.youtube.com

(bkz: don't worry he won't get far on foot) Bir karikatüristin otobiyografik filmi. Gözlerim dolu, yüzümde salak bir sırıtışla izlediğim enteresan, çok sevimli bir filmdi.

(Bkz: the broken circle breakdown)

manchester by the sea

wilbur

@bugunku antre oha bunu soyleyecektim. cokca gozyasi alarmi yalniz. dikkat.

Manchester By The Sea demeye gelmistim ben de, diger onerim de Requem For A Dream.

Jagten?

Capernaum

@all sanırım wilbur ve dont worry hariç hepsini izledim. varsa kıyıda köşede kalmış başka alabilirim. bu arada 3 dal sıgara içtim pişmanım :(

patrona küfrediyoruz. kendisi tatile devam ediyor.
f5 yapmaktan gına geldi.
makara gırgır takılıyoruz arada. 5 gibi kaçarız diye ümit ediyoruz.

Az once sorusunu sordugum seyi çözmeye çalışıyorum bi yandan sadece ödev verecek kadar ekle sil güncelle anlatıp projeleri boy boy dayayan hocama sovuyorum. Bir sey bilmeden staj yapmak kanser sebebidir.

Sıkıntıdan patlıyorum. Sözlük ve duyuru arasında mekik dokuyorum oyalanacak bir şey bulamadım. Üretimi gezip geleyim, sonra kahve yapar içerim :/ Yarın da aynı devam. Boşa geçen iki gün :/

Bugün ve yarın fabrikada duruş var, ben kendi isteğimle (özel onay alarak) geldim. Ekipten kimse yok, binada tek başımayım. Normalde başım kalabalıkken yapamayacağım s.kindirik doküman işlerini yapmak için fırsat oldu. Hem arge merkezi denetimi hem de iso 9001 denetimi var da üst üste. Naylon doküman üretiyorum (fmea, proje dosyası, yeterlilik tablosu, eğitim kayıtları vb). O kadar nefret ediyorum ki şu doküman işlerinden, kalite sistemleri ölsün istiyorum.

sakin, izinden gitmesin diye yıllık izin de yazmadım. tek teselli hafta sonuna 1 gün kalmış olması

sakin
Introduction to Psychology dersine başladım coursera'da

bayramdan önceki hafta izinliydim, dolayısıyla biriken mailler işler var, sakin sakin onları hallediyorum.

keşke gidip işte sıkılsaydım. çünkü iki günü ücretsiz izin saydılar. boşu boşuna iki günlük eksik maaş alacağız.

Bi benim hayvan gibi yoğun heralde ya, imrendim size

Evet, hemen hemen calismadan aksam ettim.

evet işe yarıyor ama dişleri komple beyazlatmaz sadece o belirgin olan sarı lekeleri çıkarır.

@night train çok küçük bir kahve lekesi var dişimde onun için kullanacağım sadece ama zımpara gibi mi aşındırır mı ondan emin olamadım.

yok aşındırmaz, kullanınca göreceksin zaten, tebeşir gibi ve öyle dakikalarca sürtmene gerek yok.

Kurs, hobi, eğitim.

Tiyatro kursu, psikodrama, yaratıcı drama(en etkili olanlar bu üçüdür) dağcılıktir, kosudur, ya da alanla alakalı eğitim vs varsa katılımın fazla olduğu...
Aklıma gelenler bunlar.
En işlevsel yollar bunlar.

Tanışmıyorum daha iyi böyle

eksiduyu.ru

@üğposdds aahahah masaya oturmak daha kolay gibi ama aktivite şart diyorsunuz got it.

Ortak etkinlikler insanları epey kaynaştırıyor

tanışmıyorum +1 . en son kursta tanıştığım insan ağır ruh hastası çıktığı için bıraktım bu işleri.

kurslara gruplara katıl abi diyenler terörü :D

başka yolu yooooook. şöyle düşün, okuldayken insanlarla tanışıyordun. iş hayatına atılınca çevrende kafana uyan insan sayısı azalır. bu yüzden bu tür gruplar kurulur ki aynı zevke ve kafaya uyan insanlar bir araya gelsin.

sözlükte yazarsan zirveler de güzel olabilir yeni insanlarla tanışmak için.

Yıllar önce bir duyuru zirvesine gitmiştim. Kenarda böyle hiç kimseyle konuşmayan, creepy bir iki kız da vardı. Sanırım sosyal ilişkiler stajı yapmaya gelmişler diye düşünmüştüm.

Duyurudan düzgün insanlarla tanıştım ama çok ruh hastası da var. Genelde burada yalnız insanlar var. Yalnız insanların da bir falsosu oluyor ki yalnızlar.

Bence dating uygulamalarını deneyebilirsin. Discord’u deneyebilirsin. Ben kafama göre birini bulamadım. Hep sayko tipler var. Ama vakit geçiyo işte.

bir sekilde kalabaliga karisacaksin. akacaksin ortamlara..

Çok teşekkürler

üğpoıuy, mavi ve yeşil uyar giydiklerine. Bana yakışır gibi gelse de haklısın ki sevmeme ihtimali de var

Pembe uymaz, doğru

Bence pembe çok hoş bir tonda, renk kişiye göre değişir, hediye alacağınız kişiyi düşünerek alın bence bizim yorumlarımızdansa :)

Ben linkteki yeşil, hardal sarısı gibi canlı renkleri tercih ederdim. Bandana pembe gibi silik renkler değil de biraz aykırı, canlı renklerde hoş duran bir aksesuar.

Bandana biraz şey değil mi yani saç tokası gibi özensiz bir hediyeyi çağrıştırdı bana. Ne amaçla alıyorsun bilmiyorum gerçi ama defter alıp içine not falan yazsan bundan daha iyi gibi.

Bence çok tatlı ^^
Pembeyi ben beğendim ama alacağın kişi beğenir mi bilemedim, kıyafetlerinin rengine göre düşün.

cok tatli. ama kirmizisi daha guzel duruyor bence bunlarin. hardal ya da. but first kirmizi.

ben sarıyı çok beğendim ya. bu arada bence tatlış bi hediye. seviyosa böyle şeyleri beğenir yani:)