[]

One drive çalışma mantığı

OneDriveın Çalışma mantığını anlamadım. Bilgisayarımla senkron hale getirdim ve bilgisayarımda sildigim zaman yedeklenen OneDrive içinden de siliniyor. Fakat mantıken bilgisayarın içinden sildigim zaman yedeklenen klasörün içinden, yani OneDriveın içinden silinmemesi gerekiyor.

Bir diğer sorum da OneDrive başlattığım zaman kendi belirlediği üç klasörü senkron etmeye başladı fakat benim başka dosyaları da senkron eklenmesine ihtiyacım var. Başka bir klasöre sürükle-bırak yöntemi ile değil de kendi senkron edeceği şekilde nasıl ekleyebiliriz?


 
Mantıken bence bilgisayardan silince onedrive'dan da silinmesi gerekiyor. Mantığı şu: bilgisayarının aynısı onedrive'a kopyalanıyor. Eğer bilgisayarın alev alıp patlarsa dosyaların kaybolmasın diye. Yoksa sen dosyayı zaten gözden çıkarmışsın, silmişsin, onedrive neden silmesin.

Onedrive ayarlarında hangi klasörlerin senkronize edileceği yazıyor, şuradan bakabilirsin support.microsoft.com
  • vatanperver  (08.01.22 21:58:53 ~ 21:59:46) 
yedeklemek ile senkronizasyon tam olarak aynı şey değil.

bilgisayar ile onedrive senkronize ise birinden silince diğerinden de silinir. senkronize olur.

yedeklemek istiyorsan başka bir bulut servis kullanıp senkronize etmezsin.
  • dafuq  (08.01.22 22:19:29) 
Senkronizasyon bu demek zaten.
Eş zamanlı aynı sonuç.
Belki bilgisayarınızda dosya ya da klasör için "asıl" öne driveda bulunana ise kopya olarak bakıyorsunuz ama senkronizasyon ile aynı akıbeti paylaşıyorlar.

Kamaralar farklı olsa da aynı gemide bulunma hali (tekil olma) söz konusu.
  • Erva  (08.01.22 22:24:39 ~ 22:26:20) 
Yedekleme için başka bulut servisine gerek yok. Senkronizasyonun mantığı anlatılmış zaten. Ben masaüstünden sileyim ama OneDrive'da kalsın istiyorsan o dosyaları bulutta açacağın başka klasöre kopyalaman lazım. Senkronize klasörde bilinçli olarak sildigin dosya buluttan da silinir. Onun amacı beklenmedik veri kayıplarını önlemek.


  • himmet dayi  (09.01.22 01:18:20) 
[]

Ekşisözlük patladı mı?

Error verdi sonra da açılmadı.




 
evet bende de cortladı.


  • candide  (30.12.21 20:48:01) 
[]

Milli piyangoyu elinde kalan şube alamıyor mu?

Diyelim ki satılmayan ve milyon tl çıkan(eski zamanlar için de genel bir soru olarak düşünün) çeyrek bilet bir bayiide kaldı. Hiç bilet almış biri olmadığım için sistemi bilmiyorum ama bir şekilde satıldığına dair bu bilet sisteme kaydediliyor sanırım(gerçi sokakta satan adam nasıl kaydedecek o zaman). Peki bayiideki adam açıklandıktan sonra çıkan bileti alıp milyoner olamıyor mu? Çekiliş öncesi biletler toplanıyor mu? Ya da o bayiiye çıkan bilet o bayii 1. Derece akrabaları alamaz diye bir kural mı var? Nedir bu uyanıklığa bulunan çözüm?




 
Piyangocular satılmayan biletleri Milli Piyango İdaresi'ne çekilişten önce iade ediyorlardı diye hatırlıyorum. Sadece belli büyük çekilişlerde (Mesela yılbaşı çekilişi) biletlerin iadesi olmuyordu sanki. Ancak iade etmezse sizin dediğiniz olur, sonuçta piyango vurmuş bir bilet ile hamiline yazılmış bir çek arasında çok fark yok.


  • salihdt  (30.12.21 01:53:15) 
Satılmayan biletler iade ediliyor, çekilişin son günü iade edilmesi lazım.

Tabi ki yasal bayiler için geçerli bir kural bu, yılbaşı gibi yoğun satış olan dönemlerde yasal olmayan bir çok seyyar insan bayilerden deste ile bilet alıp sokaklarda gezerek satmaya çalışır.

Onlar satamadıklarını götürüp iade edebilir mi? Aldığı bayi ile arasında böyle bir anlaşma varsa edebilir, ama son gün olmaz sanırım, çünkü son gün bayi idareye iade edecek zaten, seyyar bayi daha önce getirmeli ki iadeleri liste yapılıp iade edilsin.

Satılmayan bilete ikramiye vurduğunu hatırlıyorum ben, hatta birden fazla kez bile olmuş olabilir bu.

İade edilmeyen her biletin sahipliği hamilidir kısaca. İade edilen biletin de sahibi piyango idaresidir.


Edit: Özellikle 90'lı yıllardan bir haber buldum;

Yılbaşı çekilişinde ikinci büyük ikramiye olan 75 milyar lira da ikiye bölündü. 7279503 numaralı biletlerden biri İstanbul'da satılırken, Mardin'e gönderilen aynı numaralı biletin satılmayan biletler arasında olduğu ileri sürüldü. Satılmayan biletler arasında bulunan 37.5 milyar liralık Milli Piyango biletinin Ziraat Bankası kasasında olduğu belirtildi.
Mardin'de yılbaşı özel çekilişi için toplam 11 milyarlık bilet satıldığı öğrenildi. Satılmayan çok az sayıdaki bilet arasında büyük ikramiyenin isabet ettiği biletin olması Mardin'de halk arasında üzüntüyle karşılandı
  • John Bloor  (30.12.21 09:48:38 ~ 09:53:07) 
[]

Vücuttaki çorap izinin hastalık belirtisi olması

Spor salonuna giden bir insan olarak orada bulunan bir arkadaşım, giydiğim uzun çorabın bacağımdaki İzinin Spor salonda kaldığım 1 saat boyunca geçmediğini söyleyerek bana kan değerlerinde bir problem olabileceği nedeniyle doktora gitmemi söyledi. İnternetten biraz baktığımda yüksek tansiyon nedeniyle olabileceği falan yazıyor ama tabii ki internetteki bilgilerle kuyuya inilmeyeceğini farkındayım. Sigortam olmadığı ve fiziksel olarak vücudumda bir sıkıntı hissetmediğim halde sizce bu veriye dayanarak hastaneye gitmek saçma olur mu? Var mı bu bilginin aslı astari?




 
alt tarafı su toplamışsındır muhtemelen.


  • e mice  (26.12.21 20:38:41) 
Uzun süre ayakta durduğun günler ayaklarda ağrı, ayaklarda aşırı sıcaklık hissi, bacaklarda varis benzeri oluşumlar da varsa bir kalp damar cerrahına görünmende fayda var.
Onun dışında zaman zaman tansiyonunu ölçtürmen, değerler yüksek ise bir dahiliyeciye görünmen gerekir.

  • Mirket  (26.12.21 21:02:49) 
[]

Üsküdar-beşiktaş vapur seferleri

Sadece dentur mu yapıyor bu seferleri? Ve sefer saatleri 06:30-00:30 diye gösteriyor ama kaç geçelerde kalktığı bilgisini hiçbir yerde bulamadım. Saatleri nedir bilen varsa söyleyebilir mi? Saat 2-4 arası bineceğim.




 
10 dkda bir hareket ettigi icin aslinda dolan kalkiyo gibi bu yuzden saatleri cok onemsenmemis olabilir


  • ala09  (24.12.21 11:00:16) 
Ala’nin dediği gibi. Dolunca hareket eder. Dolmazsa 10dk içinde.


  • kaptankedi  (24.12.21 13:36:14) 
[]

İltica eder miydiniz?

Nitelikli olarak gitmenin zor olduğu bir ülkeye gitmek isteseydiniz iltica eder miydiniz? Ülkenize bir daha dönemeyebilirsiniz, bir şekilde dönseniz bile vatandaşlığınız elinizden alınabilir ya da iltica için yaptığınız şey yüzünden türk vatandaşlığından çıkarılabilirsiniz.

Bu durumları göze alır mıydınız? Unutmayın, nitelikli iş gücü olarak gideniyorsunuz.


 
Türkiye'deki niteliğe göre değişir bu sorunun cevabı. Kaybedecek önemli bir şey yoksa gidilir.


  • garylineker  (17.12.21 02:45:33) 
Kesinlikle hayır.


  • hayirsiz  (17.12.21 03:24:06) 
Ben gitmezdim. Ailem, akrabalarım vs bırakamam. Ayrıca türkiye burada yaşamayana gayet güzel bi ülke.

Ben olsam nitelikli gidebileceğim bi ülkeye giderdim ilk aşamada, sonrasında asıl gitmek istediğim yere gitmek için araştırma yapardım.
  • zimbirik  (17.12.21 09:39:52) 
Kısa bir süre yaşadığım Amerika'da Türk'ler arasında konuşulan hikayeler olurdu. Gemiden atlayıp yüzerek kıyıya ulaşanlar, sonra çok çalışıp büyük yatırım sahibi olanlar vb. Hatta benim çalıştığım benzin istasyonu da böyle bir Türk'e aitti. Adamın 10'dan fazla istasyonu vardı ve detaylarını hatırlamasam da benzer bir hikayeye sahipti.

Burada önemli olan şu: Ne kadar gözü kara bir yapınız var. Fazla ehil/eğitimli insanların bu zor şartlarda yıllarını geçirmesi pek kolay değil. Nitelikli iş gücü olarak orada bulunmakla vasıfsız işlerde, soğukta, karda, insan yerine koyulmadan yaşamak, hele ki belli bir yaştan sonra pek kolay değil.
  • msb  (17.12.21 10:24:30) 
Net ve kesin bir şekilde hayır.


  • roket adam  (17.12.21 11:11:30) 
Henüz o kadar umutsuz durumda değilim. Şimdiki halimle iltica etmem diyorum (gitmek ayrı, iltica ayrı kaydıyla cevap veriyorum).


  • SiyamkedisiZorro  (17.12.21 11:59:31) 
iltica etmem için bir sebep yok.


  • erenderk  (17.12.21 12:01:27) 
Şu şartlarda kesinlikle hayır. Asayiş bozulursa da son çare olarak belki.


  • chavezding  (17.12.21 14:46:30) 
illa gideceksem nitelik kazanmaya çalışır, öyle giderdim.

ilticanın -zaten olması gereken tek sebebi- çeşitli gerekçelerle hayati tehlike olmalı. politik, cinsiyet, sağlık vb sebeplerden ölümcül bir sebep yoksa olmamalı diye düşünüyorum. aksi durumunu mantıklı da bulmuyorum.
  • rewlack  (17.12.21 15:23:08) 
Eksi duyuru icin sacmaladi, su alttaki cevabi yaziyorum ve iki kisi arasi dialog diye siliniyor.

turkiye'deki kaybedeceklerine bagli. malvarligin varsa devlet el koymaz sanirim, hatta bence hapis de yatmazsin, devleti epey bir karalaman gerek bence, fetocuyum falan dersen turkiye'yi unut ama escinselim dersen turkiye'ye donersin sonra.
  • baldur2  (17.12.21 23:28:58) 
iltica cok cok sikinti bir surece donusebiliyor, ben cok kayis kopartan gordum. Seni biktirmak icin 5 sene, 10 sene beklettikleri olabiliyor. Tanidigim, cocuklarin 8-9 seneden beri gormeyen insanlar var.

kimseye tavsiye etmem, insan zaten ortalama 70 sene yasiyor, hicbir ulkenin vatandasligi bunun 10-15 senesini yakmaya degmez.
  • cooperr  (18.12.21 00:39:01) 
[]

Ocak üstü tost makinesi

Teflon kaplama, granit görünümlü kaplama, greblon tarzı ve sadece grill yazan bir kaç model var. Aslında lava marka döküm olan var ama 250 tl ona verebilecek param yok maalesef. 100 civarı ne alayım? Grill yazanlar var ama onlar da teflon falandır herhalde. Hangi özelliklere dikkat edip alayım? Varsa alıp memnun kaldığınız o da olur.




 
Ben normal teflon tava ya da şu balık kızartma tavası dedikleri tavada yapıyorum gayet güzel oluyor

Bence olay teknikte :)

Önce tava yüksek ateşte ısıtılıp ekmeklerin iki tarafı kızartılır 2 dk
Üzerlerine kaşar koyduktan sonra buhar ile erimesi için ocağı ortaya kısıp kapak kapatılır 2dk
Kaşarlar eridikten sonra 2dk daha kapaksız buharsız ekmekler istediğin renge çıtırlığa gelene kadar kızartılır

Ben tavada tostu yağsız yapıyorum, yağ kullanırsan daha çabuk ve istediğn renk olur, youtubeda how to make french toast gibi videolar da var onlardan da esinlenebilirsin gerisi sana kalmış :)
  • freebird5406_2  (16.12.21 15:20:35 ~ 15:29:54) 
Lava yı zamanında 100₺ ya kendi sitesinden almıştım.Ancak pek kullanışlı değil,ağır,önceden ısıtmak gerekiyor vs.Tavada yap geç bence de..


  • arenas  (16.12.21 19:42:46) 
normal demir ocak üstü olanlardan kullanıyorum, eğer baştan kızdırıp, başında bekleyip 30 saniyede bir çevirirsen güzel oluyor ama uğraşmalı ya.

tost makinası gibi bas geç olmuyor. ısıyı fazla arttırsan yanıyor, az olsa kuruyor, ayarı tutturana kadar zaten bayağı bi kötü tost yiyorsun.
  • killerbee  (16.12.21 21:05:42) 
m.trendyol.com

Bundan aldim defosu yoktu.
Bu aletlerin hepsi teflon boyali ama kaliteleri acayip kotu oluyor.
Kotunun iyisi bu.
  • divit  (16.12.21 21:34:12) 
[]

Kargo iptali yapılır mı?

Mesela bir ürün satıyoruz gittigidiyor gibi bi platformdan. Ürünün kargoya verildi bilgisi platforma girmeden alıcı ürünü geç yolladılar diye iptal etti, biz ise kargoya vermiş bulunduk. Böyle bir durumda gönderilen kargoyu nasıl geri çağırabiliriz? Mesela verilen şubeden bir telefonla iptalini isteyebilir miyiz veya kargo hareket ettikten sonra varacağı şubeden teslim etme diye bir istekte bulunabilir miyiz? Yoksa eft olayı gibi alıcının insafına mı kalır?




 
Daha önce başka bir sitede aynı durumda (siparişi iptal etmek istedim ancak kargoya verilmiş) kargoyu geri çektik demişlerdi.


  • inheritance  (15.12.21 18:18:06) 
Çıkış şubesi teslimat şubesine bilgi verecek, teslimata çıkmadan geri çekecekler. Ama genelde kimse uğraşmıyor, zaten şubeler de uğraşmıyor. Adrese kadar gidip geri gelebilir


  • gazozailacatmauzmani  (15.12.21 20:06:22) 
[]

İstanbulkart kredi kartından yükleme

Kredi kartla abonman yüklesem illa cihaza okutmak zorundayız değil mi? Yoksa yüklü olduğu gözükmüyordu en son.




 
telefonunuzda nfc özelliği varsa istanbulkart uygulaması ile direkt telefonla da yükleyebilirsiniz. nfc yoksa bakiye yükleme makinelerine okutmak gerekiyor. direkt yüklenmiyor kredi kartı ile.


  • himmet dayi  (08.12.21 00:25:45) 
Teknolojik otobüslerde de okutunca yükleniyor diye okumuştum, hani şu dijital panoları olan, süreyi kalak mesafeyi durakları filan gösteren otobüsler herhalde.

Otobüs internete bağlıysa sistem de online demek ki, kartı okutunca yükleniyor yeni bakiye/bilgi.
  • John Bloor  (08.12.21 10:00:26) 
Kredi kartı ile abonman yapılabiliyor mu, ben sadece para yüklemesi yapıldıgını gördüm.


  • liberal  (08.12.21 10:00:51) 
@liberal denemedim ama teorik olarak yapılıyor gözüküyor


  • Unde bach canim  (11.12.21 15:02:49) 
[]

Ayakkabının beyaz tabanının rengini değiştirme

Bir ayakkabı aldım, modelini beğendiğim için. Fakat ayakkabı rengi krem iken tabanı ace beyazı gibi bembeyaz. Kontrast gözüme toplama ürün gibi geliyor. Tabanını sarartma veya krem rengine kalıcı olarak getirme yolu arıyorum. Akrilik boya ile boyayınca akar mı bilmiyorum. Ojeyle falan boyanabilir mi bilmiyorum ama zamanla beyaz tabanlar sararır ya. Aynı öyle olsun istiyorum ama nasıl yapacağımı bilmiyorum. Beyazlığını kırmak istiyorum sadece.
Nasıl yapabilirim?



 
nasıl olur bilmem de sakın akrilik boya oje vs kullanma.


  • jelly bear  (06.12.21 18:09:14) 
Ben akrilik ile boyamıştım akma Olmadi. Kağıt bant kullan ama ince iş. Bulaştırma sağına soluna.


  • kediperili  (06.12.21 18:09:21) 
Akrilikte sakınlık bi mevzu yok akrilik ile ayakkabının lastik kısımlarına hep dalan arkadaşlarım var.

Multipurpose akrilik alıp sulandırarak ince katlar girerseniz daha iyi yoğun hali iz bırakır uygulaması zor olur, maske bandı da ihmal etmeyin.
  • hedep  (06.12.21 18:46:19) 
İki gün giy, zaten krem olur kendi kendine.


  • kibritsuyu  (06.12.21 20:14:07) 
[]

İphone sürekli çıkan uyarı ekranı

imessage ve facetime ücretlendirilmesiyle ilgili sürekli uyarı ekranı çıkıyor. Artık uyuz olmaya başladım. Nasıl kapatırız bu sistemi? Uygulamadan değil direkt iphonedan geliyor bu uyarı ekranı




 
Ayarlar / Mesajlar bölümüne gelin. Orada iMessage var. Onu kapatın.


  • himmet dayi  (24.11.21 01:21:14) 
@himmet dayı
Zaten kapalı ama hala geliyor. Aç kapa falan da yaptım, sonuç değişmiyor

  • Unde bach canim  (24.11.21 01:38:06) 
iMessage ve Facetime ayarlarına ayrı ayrı girin. iMessage'da Gönder ve Al ayarında, Facetime'da da 'size şuradan ulaşılabilir' ayarında sadece gelen numarası kalacak şekilde diğer seçenekleri kaldırın (mail vs. var ise). Telefon numarasın sol yanında da tik olmalı. O yoksa olana kadar kapatıp açın numara seçeneğini. Facetime kullanmıyorsanız direkt onu da kapatınca uyarı gelmiyor olması lazım.


  • himmet dayi  (24.11.21 01:43:37) 
[]

Telefonda videonun sesi kayıyor

Açıköğretim (auzef) ders videolarını izlerken ses bi süre sonra ileri gidiyor, senkron bozuluyor. Bilgisayarda ise hiçbir problem yok. Videoyu indirip izlememe rağmen bir değişiklik olmadı.

İphone kullanıyorum. Bu problemi çözebileceğim bir yöntem var mı? Safari ve aöf uygulamasında aynı problem var.


 
kablosuz (bluetooth) kulaklık kullanıyorsanız ondan kaynaklı olabilir. kablolu kulaklıkla veya gecikme yapmayan kablosuz kulaklıkla kullanmayı deneyin.


  • shadowfollower  (03.11.21 08:08:27) 
@shadow
Hocam farketmiyor. Ayrıca videoda elle ilerletme yapınca bir süre ses de gidiyor. Sanırım sitenin mobil yazılımında bir sıkıntı var

  • Unde bach canim  (03.11.21 12:52:00) 
[]

Avrupa'da transit geçiş sorunu

Arkadaşım italyada okuyor ve ulusal öğrenci vizesine sahip (d tipi vize, 90 günden fazla kalacak kişiler için schengen vizesi yerine veriliyor). Bu arkadaş ülkesine dönmek için macaristan üzerinden transit uçuş yapacağı uçak bileti almışken macaristan bunun mümkün olmayacağını söylüyor. Uçuş italya-macaristan-rusya şeklinde ve kendisi Rus vatandaşı ama prosedürün türkiyeden farklı olduğunu sanmıyorum.

Bu nasıl oluyor? D tipi vize için şu söyleniyor:
———-
3. Ulusal vize ne demektir?

“Ulusal vize (D tipi), vizeyi veren ülkenin topraklarında 90 günü aşan kalış süreleri için geçerlidir. İtalya için örnek vermek gerekirse, ailevi nedenler, iş ve üniversite eğitimi için verilen bir vize tipidir. “Ulusal vize”, geçerli olması koşuluyla, Schengen Antlaşması'na dahil diğer ülkelerde (Schengen alanı) her altı aylık bir dönem için en fazla 90 gün serbest dolaşım olanağı sağlamaktadır.
———-
Bu şartlarda macaristan gibi schengen ülkelerine seyahat edemiyor mu da transit geçişi kabul etmiyorlar?

 
Ulusal vize 90 günü aşan süreler için oturuma dönüşmek üzere veriliyor. İtalya’da oturum almadı mı? Oturum alana kadar çıkamaz sanırım.


  • but that was just a dream  (27.10.21 14:22:37) 
@but that
Evet daha almadı 1-2 ay sonra alacak

  • Unde bach canim  (27.10.21 21:28:18) 
[]

İstanbul metrolarda internetin çalışması

Bugün itibariyle başlanmış, türk telekomdan mesaj geldi. Bu tüm hatlarda aynı oldu değil mi? Vodafone, turkcell vs.

Ek soru: sadece duraklarda mı çekiyor? İki durak arası tünele girince yine çekmez diye tahmin ediyorum.


 
  • himmet dayi  (15.10.21 12:58:38 ~ 12:59:04) 
Ek soru cevabı: çalışmıyormuş.


  • Unde bach canim  (23.10.21 15:24:36) 
[]

Amerika monopol ve kartelle mücadele ediyor mu?

Amerikada bu olgular büyük bir pazar-kitle nedeniyle zor olsa da eski zamanlarda veya günümüzde monopol ve kartelleri önlemek için serbest piyasa ekonomisi dengesini düşünüp “piyasa dengeler” mi diyor yoksa bir müdahalede bulunuyor mu?




 
Google'a haksız rekabet davası açılmış.

www.evrensel.net

Orada bu seviyede şeyler oluyor.

Facebook için de aynısı olmuş.

tr.euronews.com
  • dissendium  (12.10.21 22:50:19) 
Facebook'a dava açıldı bildiğim kadarıyla ve marc kendisini tiktok var işte rakibimiz var piyasada tek değiliz ki gibi savundu diye duydum.

100 yıl önceleri de petrol'de tekel olan standart oil company vb davalar oluyor, Anti-tröst davalarını araştırabilirsin.
  • liberal  (13.10.21 10:58:59) 
[]

Formasyon hakkında bilgisi olan var mı?

Bazı alanlar için direkt bölüm adı yazarken bazı alanlar için fakülte yazıyor.
Açıköğretim için bakıldığında bölümse zaten aynı adlı formasyon alınabiliyor fakat fakülte adı yazınca bölüm adı fakülte birimindekiyle tutsa da sonuçta açıköğretim fakültesine bağlı. Bu durumda formasyona girmek için fakülte adı olanlara başvuramıyor muyuz? Bu bilgiyi nereden alabiliriz?



 
[]

Sizce de şampanya en güzel içki değil mi?

Şampanya dışında az da olsa susuzken bira içiliyor da, zevk için içilecek tek içki şampanya değil mi yahu?




 
şampanyayı içki olarak görmüyorum ben, gazozun kalitelisi gibi düşünüyorum. tabi en sevdiğim içecek bu orası ayrı ama alkol almak için seçimim şampanya olmaz yani.


  • killerbee  (11.10.21 01:22:38 ~ 01:23:38) 
Değil.
Şampanyayı noel ve doğum günleri dışında içmedim.
Birayı sıcak yaz günlerinde; spor sonrası, biraz vücut gücü gerektiren işler yaptıktan sonra falan içmekten büyük zevk alıyorum ama kışın soğuk havada bira ile alakam yok.
Votka bana gece kulübü hatırlatıyor sadece.
Cin severim.
En büyük zevkim viski. Yılbaşı dönemi 7-8 tane alıyorum farklı çeşit, 6 ay içiyorum.

Kısacası ben viski diyorum. Hatta şimdi yatmadan içeyim.
  • logisticsmanager  (11.10.21 01:47:22) 
Viski+1; şampanya kutlama içkisi olarak kodlanmış bende de. Aperatif olarak bir kadeh falan...


  • salihdt  (11.10.21 03:09:07) 
Değil. Türlü türlü kokteyller var likörler var. Şampanya gazozun resimlisi sadece.


  • bana kedicik derdi  (11.10.21 06:57:30) 
Kaliteli bir şarabın yanında esamesi okunmaz. Ben de şampanyayı içki olarak görmekte zorlanıyorum. Güzel bir içecek ama içimden farklı klasmanda değerlendirmek geliyor.


  • burty  (11.10.21 08:24:59) 
Kişisel zevkler, açıkçası derinlik/zenginlik düşünülürse şarap ile kıyaslamakta zorlanılabilir. Doğru cümle "şarap benim için en güzel içki" olabilir, buna kimse karışamaz :) selamlar...


  • atoma  (11.10.21 08:56:15) 
bence şarap bu konumda.


  • sizofren06  (11.10.21 12:12:30) 
hanımla akşam dizi izlerken bir şey içeceksek şampanya açıyoruz çoğunlukla. şarabın upgrade'i gibi düşünebiliriz.

aynı şeyi tek başıma yapacaksam, 1 ölçü votka ve 1 ölçü tekilaya 4 ölçü meyve suyu (ya da belki kola), bir bütün limonun suyu ve bol buz ekleyip içiyorum. yaz aylarında çok iyi serinletiyor.

aynı amaç için;

rakı çok zahmetli.
bira çok hamallık.
şarap, olabilir ama şampanya ondan da iyi.
  • co2s2  (11.10.21 12:47:21) 
[]

3 gündür alt diş etlerim kaşınıyor

Çok rahatsız edici ve kesintisiz bir kaşıntı bu. Alt orta diş etlerim damağın iç kısmı deli gibi kaşınıyor ve belirli bir saat diliminde olmak üzere 3 gündür böyle. Nedendir bu ve ne yapmak lazım? Diş fırçasıyla fırçalasam da 3-5 saniye sonra tekrar başlıyor




 
[]

İnternet değerlerim nasıl?(margin değerleri)

Downstream:
relative capacity occupation: 100%
noise margin downstream: 7.5 dB
output power upstream: 7.5 dbm
attenuation downstream: 4.4 dB

Upstream:
relative capacity occupation: 100%
noise margin upstream: 26.8 dB
output power downstream: 13.9 dbm
attenuation upstream: 0.1 dB

 
[]

Hükümet değiştiğinde istediğiniz ilk yenilik nedir?

2023 seçimlerinde hükümet değiştiğinde yapmasını isteğiniz veya aciliyet kesbettiğini düşündüğünüz ilk değişiklik/yenilik ne olmalı?

Mesela;
-ötv nin kaldırılması
-parlementer sisteme geri dönülmesi
-khk kararlarının iptali
-bürokratların görevinden alınması vs.

 
Özgürlüklerin arttırılması.


  • bartholomew87  (28.09.21 14:20:11) 
Kılıçdar sen misin?

- Gerçek anlamda demokratikleşme
- ÖTV düzenlemesi ama kaldırılmaması. Geçende biri "BMW bilmem ne için şu kadar vergi" diye başlık açmıştı. Afedersin ama 150bin dolarlık arabaya binecek olan da versin vergisini de kamu hizmetinde kullanalım. 10bin dolarlık arabayla 100bin dolarlık arabaya binen aynı oranda vergi vermemeli.
  • prole  (28.09.21 14:24:24) 
ötv'nin kaldırılması : kısa vadede mümkün değil. devletin önemli bir gelir kalemi. devletin farklı kurumlarının bütçeleri var. ötv'yi kaldırdığınızda bu bütçelerin bazılarını devletin karşılaması mümkün olmayabilir. 2-3 sene içerisinde gelirler ve giderler dengesi gözetilerek, kaldırılması ya da hafifletilmesi mümkün olabilir.

parlamenter sisteme geri dönülmesi : yapılacak ilk şey bu mu olmalıdır? yoksa mevcut sistemde hızlıca bazı değişiklikler yapılarak, sonrasında mı sistem değiştirilmesi gerekir?

khk kararlarının iptali : tüm khk kararlarının yanlış olduğu kabulüyle böyle bir işe kalkışmak yanlış olur. kaldı ki devlette devamlılık esastır, hadi herşeyi değiştirelim demek de zor. kararların doğru ya da yanlış olup olmadıklarını yavaş yavaş gözetmek, anlamak lazım.

bürokratların görevinden alınması : akp döneminde bile bürokratlar o kadar sık değişiyor ki, kimse görevinde iş yapacak kadar uzun kalmıyor. benim görüşüm, işini yapan kalır, yapmayan gider.
  • co2s2  (28.09.21 14:24:34) 
Aciliyet sırasına göre değil de aklıma geldiği kadarıyla

En önemlisi sağlam bir ekonomi yönetimi kadrosunun oluşturulması.

Üniversiteli enflasyonunun sonlandırılıp acilen üniversiteli sayısının azaltılması. İnsanların meslek eğitimine yönlendirilmesi.

Referansla, dini grupların tensibiyle; hakim,asker gibi kritik görevlere gelen kişilerle ilgili ayrıntılı bir operasyona gidilmesi.
  • biravekahve  (28.09.21 14:30:34) 
yolsuzluk mahkemeleri kurulması

-kazanılmış haklar elden alınamaz kanununun devre dışı bırakılarak
son 20 senedeki her şerefsizliğin hesabının her sorumludan maddi olarak söke söke alınması
  • bir soru sorcam  (28.09.21 14:33:24) 
Seçim Barajı arttırılmalı. Milletvekili sayısı azaltılmalı Yüzde 0.0005lik oy alma adına bu kadar parti olmamalı. Türkiye'ye parti değil istikrar lazım.

Cezalar caydırıcı değil , kanuni düzenlemeler yapılmalı. Bu da hapishanelerin dolmasına ve başka hapishanelerin yapılmasına engel olur. Büyük bir yük kalkar.
Yolsuzluklarla ilgili olarak cezalar hızlı olmalı kişinin haksız olarak elde ettiği mal varlığı hazineye devredilmeli. Tuhaf olan ülkemizde delilli kanıtlı olsa da haksız ya da suçlu olanın bile bir savunması ,gerekçesi olabiliyor işlediği suç için. Haksızım diyen yok gibi.

Ekonomide dalgalanmalara, fiyatların aşırı yükselmesine , dışarıya para gitmesine kaçırılmasına sebep olanlar da göz ardı edilmemeli.
  • Erva  (28.09.21 14:52:52) 
Yolsuzlukların peşine düşülmesi, haksız kazanılan her kuruşa el konulması.


  • marla is in my head  (28.09.21 14:52:58) 
ötv'nin kaldırılması. devletin ihtiyacı varmış da bilmem ne.. sen devlet misin kardeşim? sen vatandaşsın ve vatandaş gibi düşüneceksin. devlet gibi düşünüp "ayh devletimin buna ihtiyacı var" dersen devlet de seni yolmaya devam eder. ötv ile yaşamaya alışamayız ve yeni hükümet geldiğinde de kesin kriterim bu olacak. bir iyileştirme göremezsem de babam olsa oy vermem bir dahaki seçimlerde, 5 yıllık bir dönemden bahsediyoruz nihayetinde. ötv konusun refahımızla doğrudan alakalı bir mesele.

ardından seçim barajının düşürülmesi gelir. mecliste temsiliyeti maksimuma çıkarmalıyız. hiçbir partiyi bu konuda ittifakların insafına bırakamayız. %9.99 alan bir seçmen iradesinin yok sayılması gibi bir aptallık olamaz. kaldı ki, akp'nin %35 oy ile %65'lik temsiliyet oranı yakaladığı 2002 seçimlerini kimse unutmasın rica ediyorum bu saçma %10 barajı yüzünden.
  • asırlardır yandaş bir süredir çağdaş  (28.09.21 15:48:11 ~ 15:51:01) 
ötv ile ilgili bir ekleme yapmak isterim.

son rakamları hatırlamıyorum ama örneğin 100bin liraya kadar olan araçlardan %25, 100bin lira ile 200bin lira arasındaki araçlardan %45 ötv alınıyor olsun. şöyle bir saçmalık oluyor. aracın vergi öncesi fiyatı 100bin lira ise , satışı 125bin oluyor, 101bin lira ise satış fiyatı 146bin lira oluyor. bin liralık bir fark, 21bin liralık bir fark yaratıyor.

halbuki gelir vergisinde olduğu gibi, 100bin liraya kadar olan kısımdan %25, 100bin ile 200bin lira arasında olan kısımdan %45 alınmalı.


tabii en doğrusu, bu uygulamanın 2-3 sene içinde yavaş yavaş sonlandırılması.
  • co2s2  (28.09.21 16:49:47) 
hukukun üstünlüğü sağlansın. gerisi gelir zaten.


  • bohr atom modeli  (28.09.21 17:01:40) 
hukukun üstünlüğü
İstanbul sözleşmesi
tüm devlet kurumlarında haksız yere başa geçen insanların tekrar sınava falan sokulmasını isterim.
Eğitimden dinsel öğelerin çıkartılması.
  • zimbirik  (28.09.21 19:21:16) 
[]

Kiracıyı çıkarabiliyoruz değil mi?

Bir yeni kiracı tuttu evimizi. Biraz problemli bir tip. Kirayı düzenli ödese de tavırlarından rahatsız olduk, kavgacı biri. Bu kişiyle 1 senelik kontratımız var. Bu 1 sene sonunda gerekçe göstermeden çıkartabiliyoruz değil mi? Benim taşınma ihtimalim de oluşabilir.

diğer soru da şu; yasal olarak ne kadar önceden haber vermemiz gerekiyor kiracıya çıkmasından önce?


 
Gerekçe göstermeden çıkaramazsın. Kira sözleşmesi, kiracı isterse bitiminden en az 15 gün önce bildirilmek şartıyla bitirilebilir. Mülk sahibi kendi ya da birinci derece yakını oturmayacak ise veya kira aksatma, mülkün yeniden imarı, tamiri vb. gibi durumlar olmadığı sürece sözleşmeyi 10 yıldan önce feshedemez.

Türk Borçlar Kanunu
Madde 347- Konut ve çatılı işyeri kiralarında kiracı, belirli süreli sözleşmelerin süresinin bitiminden en az onbeş gün önce bildirimde bulunmadıkça, sözleşme aynı koşullarla bir yıl için uzatılmış sayılır. Kiraya veren, sözleşme süresinin bitimine dayanarak sözleşmeyi sona erdiremez. Ancak, on yıllık uzama süresi sonunda kiraya veren, bu süreyi izleyen her uzama yılının bitiminden en az üç ay önce bildirimde bulunmak koşuluyla, herhangi bir sebep göstermeksizin sözleşmeye son verebilir.

Belirsiz süreli kira sözleşmelerinde, kiracı her zaman, kiraya veren ise kiranın başlangıcından on yıl geçtikten sonra, genel hükümlere göre fesih bildirimiyle sözleşmeyi sona erdirebilirler.
  • himmet dayi  (24.09.21 23:19:58 ~ 23:22:59) 
@himmet dayı
O zaman sözleşme neden 1 senelik yapılıyor mantığı anlamadım. Kiracının beğenmeme hakkı kadar ev sahibinin yok mu? Deneme süreci diye bir şey yok mu?

  • Unde bach canim  (24.09.21 23:24:58) 
Abi yasama organı ben değilim. Bu soruların cevabını ben veremem o yüzden.
Ama yasama organı ben olsam ben de buna benzer kanun koyardım. Kiracıyı 1 yılın sonunda gerekçe göstermeden çıkarmak kiracıya büyük mağduriyet yaratır. Diğer durumda mülk sahibi de mağdur olabilir tabii ama kiracının olacağı kadar değil.

Ev sahibinin beğenmeme hakkı ne demek? Kiracı evi beğenmeyebilir, komşu gürültüsünü beğenmeyebilir, muhiti beğenmeyebilir, apartman yöneticisini beğenmeyebilir. Ev sahibinin beğenmemek için nasıl bir gerekçesi olabilir ki? Mülkü kiraya verdikten sonra kiracı ile muhattap olmasına gerek bile yok. Kirayı banka üzerinden alacak, her yıl yasal zammını yapacak. Kirayı zamanında aldıktan sonra kiracı beğenmemek biraz garip.
  • himmet dayi  (24.09.21 23:37:07 ~ 23:37:42) 
Apartman ise, apartman sakinlerinin imzasıyla olabilir diye biliyorum.


  • 1195  (24.09.21 23:49:12) 
@himmet dayı
O iş öyle olmuyor hocam. Birçok neden var bunun için. Mesela kiraya zam oranında “ben yapamam” diyor. aynı zamanda çıkmak istemiyor. Çıkarken evi tahrip edip çıkma riski var.
Sizle arasındaki bazı gereksiz talepler sonucu kasten eşyaları bozup “bu bozuldu gel yaptır, demirbaş bu, yoksa ben yaptırır kiradan keserim” diyebiliyor. Bir sürü problem. Adam 600 lira kiraya verilen evi 1000 lira edecek şekilde yeni laminant parke, yeni duşakabin yeni mutfak dolabı yaptırmanızı istiyor. E kardeşim böyle beğenip bakıp tutmadın mı? Bu yüzden bu ev 600 lira. E ben bunları yaptıracaksam elime kira geçmeyecek, 10 sene sonra zaten kırıp döküp çıkacaksın. Aynı masraf yine baştan. Ondan sonra da “e biz insan değil miyiz hayvan mıyız burada böyle yaşayacağız”. Hayvanlık olarak görüyorsan kendine niye layık gördün o zaman bu evi de taşındın.

Ya mesela komşulardan duyduk. Eşyalı kiraya verdiğimiz evde fırını kadın ticari işi için kullanıp durmuş. Ev tipi ürünler bu tempoya dayanacak güçte değil ve haliyle bozulmuş. (Askeriyede ev tipi çamaşır makinesinin sürekli bozulması gibi). Şimdi benim zararım ne olacak? Yan gel yat kiranı al olsa keşke.

Özetle ev sahibi misiniz bilmiyorum ama ruh hastası çok bu memlekette.
  • Unde bach canim  (24.09.21 23:50:00 ~ 25.09.21 00:01:34) 
Ben zaten bütün kiracılar melektir, ev sahipleri şeytandır demedim. Muhitte kiralar çok arttı diye bin takla atıp kiracıyı çıkarmaya çalışan ev sahiplerini de duyuyoruz sürekli. Evde kombi bozulur, ev sahibi "sen bozdun" der yaptırmaz. Duvar rutubetten simsiyah olur umursamaz vs. vs.

Sözün özü tek taraflı bakmamak lazım olaya. Ben seni tenzih ederek söylüyorum; bahsettiğin karakterde ev sahipleri de var. Sonuçta kanun kişiye özel konulamıyor. Yasa belli. 10 yıl olmadan gerekçe göstermeksizin çıkartamıyorsun. Fotoşop değil ki bu deneme süresi olsun.
  • himmet dayi  (24.09.21 23:59:36) 
@himmet dayı
Tabii ki yasalar çerçevesindedir onu anladım. Fakat söylenilen şeyler herkes için geçerli olmuyor maalesef. Kombi gibi ürünler kronik bir hatası yoksa(dandikliğinden), çok eski değilse ve elektrik kesintisi sık yaşanmıyorsa kullanıcı hatası olmadan kolay kolay bozulacak mallar değiller. Kombinin düğmesi düşmüş diye para ödedik, yapılana kadar ayarı için oraya çivi soktu ya kiracı. Yani gelde yaka paça kapıya atma bunu. Gavur malı nasıl olsa mantığı var. Belki 9-10 kiracı değiştrdik. 1 tane düzgününe denk gelmedik. Biz ise kadın duşta kalmasın diye 5000 liralık kombi taktıran ev sahibiyiz 650 lira kirası olan yere. Kartı tamir ettirip dura da bilirdik acımayıp.
Neyse biraz dert yanmış oldum kusura bakmayın tabii sizinle ilgisi yok bu durumun ama.
  • Unde bach canim  (25.09.21 00:12:10) 
Sözleşmenin bitmesine 1 ay kala Noter'den yazılı olarak kira kontratının yenilenmeyeceği ve konutun kendiniz tarafından kullanılacağını, bu sebeple kontratın dolduğu zaman evden çıkmasını içeren bir ihtar gönderin. Tek çözümü bu, avukattan parayla aldığım bu bilgiyi de buraya yazmış olayım :D


  • BuddyGuy  (25.09.21 00:58:30) 
@buddy
Aslında bu gerekçeler bilinen şeyler neden bunun için para verdiniz ki:)
Hatta böyle bir neden sürünce size mani olmak için belirli süre başkasına kiralayamıyorsun. Kiralarsan eski kiracı da bunu kanıtlarsa aleyhine kullanabiliyor.

Benim sorduğum şey bahane sunulması gerekliliğiydi aslında. Yoksa ben zaten taşınacağım gibi duruyor ama kesin değil (ev annemin üzerine)
  • Unde bach canim  (25.09.21 04:07:21) 
@adse
En iyimser halini yazdım. Başka zaman bozulmayan 3 beyaz eşyanın 3ü de 3-4 sene içinde bozuldu mesela. Herbiri ortalama 1000 lira masraf. Kim bilir nasıl hor kullandı. Çıkarken sadece bu kiracının ekstra masrafı 500-600 tl yumuşak yüzlü abim iade etti depozitini. Yasal olarak zam yapmadan oturduğu kira farkı sadece 2400 lira.

  • Unde bach canim  (25.09.21 10:40:53) 
Kira sözleşmenizde ödeme tarihi yazar. Bir gün dahi geciktirse hemen ihtar gönderin. İlla ki birkaç gün geciktiği olacaktır. Bir yıl dolduktan sonra yasal zam oranı uygulayın. Bir lira dahi eksik zam yapmayın. Eksik ödeyecek olursa yine ihtar çekin ya da icra takibi başlatın. Bir kira yılı içinde iki haklı ihtar olursa tahliye için dava açma hakkınız olur. Bunun dışında komşuluk hukukuna aykırı davranışları nedeniyle de tahliye oluyordu sanırım ama onun detayını hatırlamıyorum.


  • bhhs  (25.09.21 14:44:45) 
[]

İsmek kursu

İşe yarar meslek edindirmeye yönelik bir kursu var mı?

Dil kursları haricinde gidilecek, şu kursa gitsen mesleğin olur denebilecek? Cinsiyet erkek.


 
ismek değilde işkur kuaför kursları var. bence güzel meslek.


  • xrated  (23.09.21 19:16:45) 
İSMEK'ten değil ama ben bir dans kursu (zeybek) aldım, çok hoşuma gitti dans etmek. Üyelik daha önce ne dans etmisligim var ne de dansı severim. Başka dans kursları da almayı düşünüyorum.
Birde ilk fırsatta ilk yardım kursu alacağım. İsmek'te bunlar varsa değerlendir. Özellikle ilk yardım kursu.

  • etna  (24.09.21 08:19:07) 
[]

Sabah uyandığımda burnumun kanaması

İlk defa 18 yaşımda dar ve bunaltıcı bir midibüste kendi kendine kanayan burnum şimdi 13 sene sonra yine kendi kendine kanadı sabah uyandığımda. Geç yattım ve uyku düzensizliğim var. bundan kaynaklanıyor olabilir mi? Ciddi bir şey midir?




 
Hava soğuk ve kuruysa ondan olabilir, enfeksiyon olabilir.

Ya da burnunuzu karıştırdıysanız zarar görmüş olup, sonradan etkisini göstermiş olabilir.
  • uyecik  (23.04.21 15:39:46) 
[]

Pdf’i sesli okuyacak program/uygulama

Ücretsiz, benim seçtiğim pdf’i türkçe dilinde seslendirecek telefon ya da bilgisayar için bir uygulama var mı? Ya da iphoneda bunu yapabileceğim kendi uygulaması var sa o da olur. Dersleri podcast haline getirmeye çalışıyorum da sınava çalışmak için.




 
PDF'i microsoft edge ile açın (dosyaya sağ tıklayıp birlikte aç diyerek). Edge'de yukarıda "sesli oku" komutunu göreceksiniz.


  • faithless  (23.04.21 00:49:23) 
Librera reader


  • primetime  (23.04.21 05:55:35) 
[]

Kripto para satın alımı, soğuk cüzdan

Kripto para cahiliyim. Açıkçası yatırım yapmayı düşünmediğim için hiç araştırmadım. Bu kripto para alımını sanal POS üzerinden mi yapıyoruz, kredi kartı ya da banka kartıyla? Ve bu soğuk cüzdan dedikleri şeyin mantığı nedir tam olarak? Esasen sormak istediğim bir şey bu soğuk cüzdandaki paranın banka aracılığıyla nasıl fiziki hale getirildiğidir, tabii yurtdışı işlemi için. Bu dolandırıcılığı yapan adam fiziki olmayan bu parayı nasıl fiziki hale çeviriyor, denetime takılmadan.




 
bugün altlarda biri sordu soğuk cüzdanı o kısmımda cevapladım.

yeniden itibari paraya döneceksen borsa ve banka ikilisine muhtaçsın. elden para verebilecek birini bulma ihtimalinin zor olduğunu sanıyorum. ya da adama kripto yollayacaksın o sana itibari parayı yollayacak falan.

borsa üstünden alacaksan da havale, kredi kartı vs. ilgili borsa ne sağlıyorsa kullanabilirsin. borsada duran para borsanın sıcak cüzdanında olur genelde, yani alıp satacaksan hep orada durabilir. borsalar kendileri bir kısmını kendi soğuk cüzdanına atar. sana it soğuk cüzdanında olmayan kripto para anahtarları sende olmadığı için aslında sana ait değildir, giderse hak iddia edemezsin. parayı soğuk cüzdandan da almak istediğinde de fee ödeyeceğini bilmekte fayda var, bu yüzden zırt pırt alım satım yapılacak düşük bir miktar borsada kalabilir.

şu an miktar çok büyük değilse borsadan çevirirken sormuyorlar ama değişebilir tabii.
  • passion rules the game  (22.04.21 17:39:32 ~ 17:40:25) 
giriş için binance'yi öneririm. bitcoin denince akla gelen 1. sıralamadaki dünyanın en büyük kripto para borsasıdır. alım satım yaparken %0.1 komisyon ücreti var. üye olurken (referans kimliği) bölümüne "19916261" bu kupon kodunu girerseniz komisyon ücreti %0.08'e düşüyor. veyahut
bu " accounts.binance.com " kupon linkinden üye olursanız alım satımlarda %20 indirim oranından faydalanabilirsiniz.

  • heart-collector  (29.04.21 04:48:24) 
[]

Bir ceset kaybolsa

Bir kişi diğer bir kişiyi öldürdü diyelim. Bu kişi cesedi yakarak artık dna’dan bile tespit edilemeyecek duruma getirse artıkları da gizli bir yere saklasa fakat bu kişi zaten ilk şüpheli olarak görülse, o kişiyle tartıştığı ve zorla bir arabaya bindirip kaçırdığı(o günden beri makdulden haber alınamıyor) tanıklar veya görüntülerle ispat edilse fakat ölüm anı ve ceset izine rastlanmasa ve sorguda öldürmediğini söyleyip cesedin kalanlarının yerini ömrü boyunca itiraf etmese bu adama bir ceza uygulanabilir mi?

Özetle adamı öldürdüğüne dair çok güçlü kanıtlar var ama öldürülme anını gören duyan yok. Ve ceset kayıp. Bu adama ne hüküm verilir?

İtiraf edene kadar katil, aslında şüpheli mi sayılır?
Yoksa kesin kanıtlar oluştu, itiraf etmese de kanaatle hakim cinayet deyim hüküm verebilir mi?
Diğer bir husus da adamı kayıp diye değerlendirip ortada zaten bir ceset olmadığı için katil mahkemeye çıkmaz bile mi?

Not: dediğim gibi, öldürme anını gören duyan ya da ceset parçası kan falan yok.

 
Mugede vardi galiba birisini yakalattilar ama ne oldu bilmiyorum, hatta ceset yoksa cinayet yok anlayisina karsiyim falan diyodu, sevkilotamla ikisi ama hatirlayamadim.


  • durgunfoton  (22.04.21 02:22:03) 
bir cinayet vakasının aydınlatılabilmesi için en kritik nokta fail ile maktul arasındaki bağlantıdır. işte tam bu sebeple seri cinayet vakalarının çözülmesi daha zordur çünkü failin hangi saiklerle kurbanları seçtiğine dair fikir oluşması zaman alır. yani sizin bir arkadaşınızı öldürmeniz mi daha çabuk çözülür veya taksimde karanlık bir ara sokakta bıçaklayıp öldürdüğünüz suriyeli mi?

emniyetin eline bir şüpheli varsa itiraf etmeden cinayet bürodan çıkması çok zor, hele de kayıp günü yaşanan tartışma veya kaçırılma durumu var ise kuzu kuzu öttürürler. cinayet vakaları başka olaylara benzemez, en titiz ve hassas çalışmaların yürütüldüğü dosyalardır. hakim de ceset olmadan ceza verebilir ve veriyorlar.

daha detaylı bilgiler isterseniz egm'nin cinayet suçu soruşturma teknikleri kitabı ile cumhuriyet savcısı ahmet aslan'ın yazdığı cinayet soruşturmaları kitabına bakabilirsiniz.
  • ada meltemi  (22.04.21 03:29:02) 
ceset yoksa cinayet yok yaklaşımı eskidendi.


  • Peerless  (22.04.21 07:19:14) 
[]

İngilizcede şu kullanım doğru mu?

I can don’t use what is tested on them

Burada can’t ile can don’t arasındaki kullanm farkını anlayamadım. Kullanım yanlış mı? Doğruysa can zaten geniş zaman ifadesi değil mi de ayrıca do yardımcı fiili kullanılmış?


 
can ve do (yardımcı fiil olan) bir arada kullanılmaz.

ya can't ya da don't diyebilirsin.

bu arada "what is tested on them"da da sorun var. tam olarak ne demek istiyorsun?
  • sir gawain  (20.04.21 16:42:43) 
Sanırım "I'm able not to use what is tested on them", "I'm capable of avoiding to use what is tested on them" gibi bir anlam verilmek istenmiş ama kullanım yanlış gibi duruyor. yanlış olmasa bile alışılmadık ya da "olmasa daha iyi olurdu" kıvamında duruyor.


  • akhenaten  (20.04.21 16:43:25 ~ 16:45:06) 
yanlis; can ve do beraber kullanilmaz.


  • bay b  (20.04.21 16:45:58) 
Olmasa daha iyi olurdu da değil, hiç olmaz. Ne demeye çalışıyorsunuz tam olarak?


  • kobuzchu kiz  (20.04.21 16:56:58) 
@kobuzchu
Ben demiyorum, grupta yazdılar. Garip geldi zaten ikisi de geniş zaman yardımcı fiili.

@akhenaten
Evet öyle dedi sonrasında.
  • Unde bach canim  (20.04.21 17:08:40) 
Şöyle söyledi sonrasında “ I can not to use products which are tested on animals”


  • Unde bach canim  (20.04.21 17:14:54) 
I can TRY not to use products which are tested on animals. (bir fiil olmalı)

I can not use products which are tested on animals. ('to' fazla)

Bu arada 'which are' yerine 'that are' daha makul
  • latchet  (20.04.21 17:38:59 ~ 17:39:40) 
başka bir fiilin yardımına ihtiyacınız var.

-I can avoid using...
-I can deny using...
-I can try not using...
-I can manage not using...

Gibi.

Evet do da bir fiil. Onu niye kullanamıyoruz can'den sonra diyebilirsiniz. Ama do aynı zamanda bir yardımcı fiil. Diyeceksiniz ki "I can do it" diyebiliyoruz ama...

işte use'dan önce yardımcı fiil olan do'yu (can'den dolayı) kullanamıyoruz. fiil olan do'yu ise kullanmamız anlamsız oluyor. oraya uymuyor.
  • dilemma of subscribtionability  (21.04.21 10:52:27) 
[]

N95 maske

Bir sağlık çalışanı tanıdığım aldığı maske eğitimi üzerinden hasta kişilere bu maskelerin verilmediğini, koruyucu olduğunu fakat virüsü barındırıyorsanız 3 katlı maskelere göre virüsü ventilden daha kolay saldığını, dolayısıyla doktor ve hemşirelerinde n95 maskeyi koronalı hastalara müdahale dışında gündelik hayatta kullanmamaları gerektiğini söyledi. Polikliniğe gittiğimde gerçekten de doktorlarda n95 maske yoktu. Ve özellikle n95 maskeleri korona hastalarına vermediklerini söyledi. Bu maske ventillerinin çalışma mantığı tek yönlü gelen havayı filtre etmek mi?

Böyle bir şey var mı gerçekten? N95 Maskeler daha çok koruyor diye halk tarafından bilinçsizce mi kullanılıyor acaba? Esasen n95 kullanıp kendini koruyanlar eğer koronaysa başkalarının daha kolay hasta olmasına mı neden oluyor?

Not: söyleyen kişiye çok güvenemiyorum. Bir iki söylediği şey doktorlarla tam zıttı çünkü.

Edit: ventilli olanlarından bahsediyorum.

 
çalıştığım firmada çalışanlara dağıtmak üzere maske alacağımız zaman bir çok maske üreticisiyle görüşmüştüm ve evet ventilli olanları böyle viral hastalık durumlarında önermiyorlardı. ventil dışarı verilen havayı filtrelemediğinden virüs taşıyan biri ventilli maske kullanıyorsa virüsü doğrudan dışarı yayıyor. ventilsiz n95 maskelerin veya cerrahi maskelerin kullanılması daha güvenli yani. ama muhtemelen görüntüsü daha bir gösterişli diye en iyi ventilli olanlar koruyor sanılıyor gibi.


  • treize  (20.04.21 00:02:18) 
olay n95 kullanıp kullanmamak değil. ventilli kullanıp kullanmamak. ventilsiz n95ler çift yönlü olarak koruyucu


  • sen nasıl bir insansın  (20.04.21 00:12:12) 
@sen nasıl
Evet kastım esasen ventilli olanlardı zaten ama yaygın olarak bu ventilli olanlarla ünlendi ya n95ler, ondan direkt ona girdim. “Ventilli maskeler” diyeyim

  • Unde bach canim  (20.04.21 00:35:24 ~ 00:36:00) 
ventilli maskeler pandemide indoor ortamlarinda kullanilmamali. Outdoor icin uygun sadece. E outdoorda da zaten n95 e gerek yok. dr lar her gun maske takmak zorunda oldugundan ve her gun n95 kullanmak hem maliyetli hem de yeterli n95 de bulamazsin her saglik calisani her gun n95 kullansa. mesela benim dr um tek maske kullaniyor ve kendisi covid lilere bakiyor.


  • rentts  (20.04.21 06:02:33) 
eksisozluk.com

başlığı bile var..
  • makbur  (20.04.21 12:28:42) 
[]

Banka aidatı iadesi

Uzun zamandır kullanmadığım işbankası kredi kartımı(aidatsız olanı değil) kredi kartı özelliğini kullanmadan sadece içindeki puanları kullandım ve kart aktif gözüktüğü için yıllık 92 lira ücret kestiler. Ben de şuradaki soruda da belirttiğim üzere başvuru yaptım. www.eksiduyuru.com Bu olaydan birkaç gün sonra işbankasından olumsuz bir yanıt geldi ve pdf yapıp onu da belgelere ekleyip e-devlet üzerinden başvuruda bulundum. Ne şekilde sonuçlandığıyla ilgili bir bilgi yok, sadece aidat iadesi olarak hesabıma 32 lira yatırmışlar. Tekrar itiraz edip “işbankası tamamını yatırmadı” şeklinde yazı yazıp mail gönderdim. (Ek belgeyi e-maille istiyorlar)

Mantığını anlamadım. Bu adamlar niye 32 lira yatırıyor? Lanet olsun uğraşmayayım dememi mi bekliyorlar yoksa türkiye bankalar birliği 32 lira yatıracaksın diye talimat mı veriyor? Üstelik tarafıma hiçbir bilgilendirme yapılmadı. Kullanmadığım ve birkaç ay önce iptal ettirdiğim kartın ekstresiyle öğrendim o 32 lirayı da.

eksisozluk.com

 
O zaman da yazmışm, heyet reddetmiş muhtemelen bir önceki sene ile bu sene ödeenen aidat arasında maksimum zam oranı farkı doğmuş, onu düzeltme sonucu çıkmış.


  • atom karincanin torunu  (19.04.21 16:03:14) 
[]

Japon halkı

Tabii ki tüm japon erkekleri değil ama özellikle yeni neslin büyük bir çoğunluğu asosyal, özgüvensiz, çalışkan ve garip huylara sahip kişiler olarak anlatılır/lanse edilir. Garip kafeleri, erişkin filmlerinde aşırı fantazileri, kısa filmlerinde yanlızlık temaları, intihar ormanı vesaire. Hatta yanlış bilmiyorsam japonya kamera sesinin kapatılamadığı telefonlarla anılıyordu bir ara sapıklık yüzünden.

Ürpertici ve gizli sayko nesil yetiştiriyorlarmış gibi hissettiriyor. Siz ne düşünüyorsunuz bu konuda?


 
bizzat japonyada yaşamamış birisinin dışarıdan duyumlarla,
3-5 cümlelik klişelerle toplum hakkında teşhis koyamayız bence.

  • aslindasorunumpsikolojik  (18.04.21 20:37:58) 
Aşırı ataerkil bir kültürleri var. İyi gibi lanse edilen İtaat ve çalışma disiplinin altında da ataerkilliğin derin darbeleri var aslında.. ordu/ köle hiyerarşisi vs vs
Evet, baskıcı ve eril bir sistem işte ne düşünelim..

  • rewlack  (18.04.21 20:38:42) 
Tespitleriniz doğru. lakin çok içe kapanık, sessiz sakin görünen japonlar sık sık baskılara, ırkçılığa karşı gösteriler düzenliyorlar. medyaya pek yansımaz ama japon solu aktiftir. haklarını kazanmak için direniş ve eylem yapma kültürleri vardır.


  • hepbiarayisicinde  (18.04.21 20:45:29) 
Elbette bir kultur vardir ama bunu genellemek, bu kisi Japon kesin boyledir diye dusunmek, bir Fransizin, Turkler barbar her Turk barbar olmali diye dusunmesinden farki yok. Elbette Turklerin de Japonlarin da ataerkil bir kulturu var ve Bati Avrupa bunu birkac yuzyil iskence gorerek, ac kalarak, demokrasiye muhtac kalarak asmis, ama her Fransizi da akilli, zeki, her Japonu ataerkil gormek cok yanlis. Ustelik internet teknolojileriyle birlikte toplumlar inanilmaz degisirken.


  • howfaristhesky  (18.04.21 20:46:24) 
Japonya hapishane gibi bir yer sanirim. Bir kere ulke kucuk, kalabalik bir nufus var, sikisik apartman hayatlari var bizdeki buyuk sehirler gibi. Uzun saatler calisiyorlar, is degistirme kulturleri de yok gibi bir sey, is degistirmek ayiplaniyor, sorun lu olarak damgalaniyor diyelim degistirdin yeni yerinde kendini tekrar ispatlamak icin daha siki calisman lazim, one cikman lazim e herkes calisiyor zaten deli gibi nasil fark yaratacaksin. Tum ulkenin boyu, kilosu, tipi asagi yukari ayni e karakter ozellikleri de benzer tum toplumun insanlar kendilerini ifade edemiyor, one cikamiyor, mor inek olman lazim farkli olani da toplumdan disliyorlar zaten. Gencligin bir baska sorunu yaslilarin hala calisma hayai icinde olmasi kidem, tecrube cok yuceltildigi icin gencler is hayatinda, is bulmada daha cok zorlaniyorlar eskiye nazaran bunun sonucunda genclik dusuk ozguven, ice kapanma, asosyallik, otaku, hikikomori gibi girdaplara daliyor. Temel sorun bence insanlarin kendini ifade edememesi, yuksek teknoloji, robotlasan toplum, bizim genclik en azindan fener galatasaray, Tayyip, Kilicdaroglu falan bir sekilde kutuplasarak kendini bir gruba ait hissediyor, ufak da olsa desarj oluyor bunlar sayesinde, Japon genclik ise tamamen bireysellesmis bilgisayar, anime falan kendi dunyalarini kurmus orada yasiyor gibi. Arti ataerkil toplum, cevreden mahalle baskisi da var, bizdeki gibi oglan is buldu mu, kiz evlendi mi, aileye karsi sorumluluk, patrona karsi sorumluluk dikte ettirilen hayati yasiyorlar buna uyum saglayamayan nesille birlikte problemler su yuzune cikiyor


  • neverletyougodown  (18.04.21 22:07:38 ~ 22:20:38) 
Japonya'da evsizlik gorunur bicimde yuksek,
Hikikomori/NEET sayisi yuksek,
Toplum baskisini kaldiramayan birey sayisi yuksek,

Siradisi bir toplum olduklari kesin.

Siradisi toplum olmanin getirdigi bazi avantajlar sayesinde 1970'lerden itibaren fordist uretimin krize girmesine sebebiyet vererek dunya'da ozellikle otomotiv ve diger tuketim mallari alanlarinda inanilmaz bir hizla pazar paylarini artirdilar.

Ekonomik ve siyasi olarak ne kadar disari acik olsalar da sosyal ve kulturel olarak hala kapali bir toplum sayilir.

cogu firmanin calisma kulturleri cok kati ve ayni zamanda hiyerarsi de cok kati.

bireylerin "kendi"nden cok icinde bulunduklari topluluga faydalari on planda olmak zorunda.

anlayacaginiz bu cok tarafli bir olgu. problemli taraflari da cok, faydali taraflari da cok...

diger asya ulkelerine bakarsaniz onlar da her ne kadar ekonomik ve siyasi olarak acik olsalar da kulturel ve sosyal olarak tam manasiyla acik sayilmazlar.

isin icine bu noktada

"dogu paradigmasi" ve "bati paradigmasi" giriyor.
  • idexo  (18.04.21 22:21:28 ~ 22:28:30) 
Dtcf’de okurken ali merthan dündaf’dan türk japon ilişkileri tarihi dersi almıştım. Kendisi değerli bir hocadır ve ilk ders şey demişti, japonlar bir yandan inanılmaz tutucu ve değerlerine bağlı gözüken ama öbür yanda modern zamanın getirdiği bozulmalara en çok kucak açan toplumdur.

Hentai falan işleri kesinlikle asosyale varacak kadar yalnız ve katı bir hayat yaşamalarından. Bilgisayar başında kendileri gibi olabiliyorlar. Adamlar hentai sevgili yapıyor düşün.
Üzücü bence.
  • wild honey suckle  (18.04.21 22:27:23) 
alkol dokunur. genetik olarak bu böyle. 2 birada yıkılabilme oranları çok yüksek. şimdi anlatmıcam bilmem ne enzimi sayesinde. birde mide ca oranları yüksek. dünyaya kıyasla mide ca başarı oranları muazzam iyidir. TR de ya da avrupa ülkelerinde aynı yöntemleri yapınca iyi gelmiyor. keramet genlerde. ataerkil olduğunu gözlemlemiştim. kadın erkeğe yer vermeler sıra vermeler. karpuzu tuzlayarak yemeler. bunlarda ortaya karışık olsun dedim


  • hunharca ben  (18.04.21 22:31:19) 
okul hayatları zor, eğitimleri ağır.
iş hayatı yorucu, çok çalışıyorlar. verimlilikden çok işyerinde geçirdiğin saate bakıyorlar.
evleri küçük. klostrofobi tetikleyici.
eve gelip zaten az olan vakitlerini sanal uğraşılarla fantazilerle geçiriyorlar.
  • vizivozo  (19.04.21 00:06:19) 
[]

Sosyalizm ve liberalizm

Bu iki kavramın iki farklı formda geliştiğini düşünüyorum. Sosyalizm hep bir diktatörlüğe ihtiyaç duyan, katı kurallarla muhafaza edilmek zorunda kalan, liberalizm ise “insanın tabiatında var olan” bir şey de onu korumaya ihtiyaç yokmuş, toplumun her zaman oraya yönelecek bir durumu varmış gibi düşünüyorum. Tabi bu bizim bilinç altımıza işlenmiş bir durum da olabilir bilmiyorum.

Örnek vermek gerekirse; bir insanın hımbıl ve sportif/fit iki halinden fit olanı sosyalizm, hımbıl olanı liberalizm diyelim. vücudu şekle sokmak için, fit olmak için hep bir gayret, disiplin, baskı oluşumuna ihtiyaç varken, bu baskıları saldığımızda sonu hımbıl adama gidiyor, vücut yük olarak gördüğü kaslardan kurtulup hımbıl haline, konforlu alanına dönüyor. Tabi bu hımbıl ifadesi sadece durumu örneklemek için verilmiş bir şey.

Siz ne düşünüyorsunuz? Sosyalizm ve liberalizmin bu adaptasyon farkı ve uygulama zorluklarının farkı nereden çıkıyor? İnsanın benliğiyle/bireyselciliğiyle özetlemek yeterli mi?

 
Machiavelli'nin pek okunmayan, bilinmeyen önemli bir eseri vardır: Söylevler. Orada Roma tarihinden bahsederken bir imparatorun radikal değişiklikler yapması toplumun bu değişiklikleri kabul edip kuralların, kurumların köklü bir biçimde değişmesi için yetmez, basiretli bir imparatorun değil, art arda 3 basiretli imparatorun aynı şeyi sürdürmesi gerekir, der.

Liberalizm (kapitalizm) dediğin şeyi Güney Amerika'da oturtabilmek için ABD ne kanlı devrimler yaptı (Türkiye'de 80 darbesi dahil). Aynı şekilde emperyalizm de Hindistan'ı, Meksika'yı senelerce kılıçla yönetti, yerli halkı katletti. Yani "size özgürlük getirdik" deyince var olan toplum koşa koşa gitmedi. İnsan doğası dediğin şeyin şu an bilinçaltında yer alan formunun oluşması kapitalizmin/burjuvazinin yüzlerce yıllık kanlı sömürüsü ile oldu.

Merkez Avrupa'da işler bu şekilde (imperialism) ilerlemedi tabi. Merkez Avrupa'da liberalizm, bireyliklerin günümüzdeki modern liberal formuna dayanır. Onun oluşmasını sağlayan iki kaynak Avrupa'da Roma kültürü ve Hristiyanlık'tır. Ardından İngiltere'de kapitalizm bunun Avrupa'ya yayılmasını ve ekonomik kurumsallaşmasını sağladı. Yani Roma yayılmacılığı + Avrupa'da yüzlerce yıllık din savaşları + İngiltere'de ve sonra Avrupa'da köylülerin topraklarından sürülmesi ve şehirlerde fabrikalarda çalışmak zorunda bırakılmaları, hayvanların bile yaşayamayacağı şartlarda yaşamaları. Yani tarih okuyoruz ama hangi tarihi okuyoruz, bilgilerimiz de dünyaya bakışımız (Weltanschauung) da ona göre değişiyor.
  • prole  (17.04.21 07:05:26) 
Ayrıca "liberalizm" yerine "kapitalizm" demen daha doğru olur çünkü liberalizmin (ideoloji) bazı temel değerleri komünizme içkindir. Bireyliklerin gelişmesi, özgürlük, insan hakları... gibi. Ama bu iki ideolojiye tarihsel koşullarda tekabül eden iki ayrı ekonomik ve siyasal sistem oluyor. Liberalizm, kapitalizmin göstereni konumunda. Sosyalizm bir devlet biçimi, liberalizm değil.


  • prole  (17.04.21 07:11:48 ~ 07:12:22) 
[]

Şınav pozisyonundan ayağa kalkıp zıplamak

İnternette aradım ama adını bir türlü bulamadım. Neydi bu workoutun adı?
Şınav pozisyonundan ayağa kalkıp havaya sıçrayı yine şınav pozisyonuna yatılıyordu. İnternette sıçramalı şınav diye çıkıp deli etti beni.

Edit: adını bilmiyorsanız bile hareket yapılırken bir videosu varsa o da kabulümdür.

 
burpee


  • freebird5406_2  (16.04.21 23:40:37) 
[]

Gss borcu, muayene ücreti

Gss borcu olanlar (ödemeyenler) için 2021 yılı sonuna kadar muayene ücreti yine 7-8 lira mı?
2020 de 7 liraydı en son.



 
7.5


  • orpheus  (14.04.21 22:13:16) 
8 liraymış.


  • Unde bach canim  (15.04.21 15:40:18) 
[]

Gymler kapanıyor, profesyonel sporcular ne yapıyor?

Kaçak göçek mi çalışıyor bu adamlar? Bir nevi buraları kapatarak mesleğini engellemiyorlar mı/zorlaştırmıyorlar mı?
Sadece body building sporcuları değil, tüm branşlar buralarda çalışıyor. Hepsinin evinde özel ekipman mı var yoksa?



 
çoğunun evinde ekipman var. He mesela yüzücü veya tenisçiden bahsediyorsak onlar kaçak köçek yapıyordur bir yerde.


  • evimin paspasi  (14.04.21 12:00:40) 
profesyonel bir sporcunun gym'e gitme ihtiyacı yoktur, gitmez de. profesyonel sporcunun gidebileceği tesisler vardır. ya sporcusu olduğu klübün tesisi vardır, ya devletin gösterdiği bir tesis vardır ama köşedeki özkardeşler fitness'a gitmesine gerek yoktur.

kapanan gym'ler spor salonları, para karşılığı amatörlere üyelik satan mekanlar. mesela fb'nin samandıra tesisleri ya da gs'nin florya tesisleri kapandı mı?

kaldı ki, üst düzey amatör sporcular bile kendilerine bir şekilde tesis bulabiliyor şu anda. (kesin bilgi)
  • co2s2  (14.04.21 12:05:11) 
profesyonel sporcuların sporcu kartları var. çalışma izinleri var o anlamda bankacıdan bi farkı yok izin için.

profesyonel, para kazanan demek değil mi??
  • rewlack  (14.04.21 13:39:12) 
Lisanslı sporcuların izinleri oluyor.


  • arnold schwarzeneger  (14.04.21 14:19:56) 
[]

Türk dizisini ingilizce altyazıyla izlemek

Sizce kelime öğrenme, çeviri yapabilme, İngilizce konuşabilme gibi konularda büyük yardımı olur mu?
Hiç böyle tavsiyelere rastlamıyorum, sürekli yabancı dizi türkçe altyazı öneriliyor.



 
benim önerim ingiliççe diziyi ingiliççe altyazı ile izlemeniz. anlamaya çalışıyorsunuz. türkçe dublajı ingiliççe altyazı ile izlediğinizde pek kafa yormazsınız gibime geliyor. şöyle bir örnek vereyim. hanımla ingiliççe film-dizi izlerken, benim izlediğimiz şeye pek dikkat etmediğimi, telefonumla daha çok ilgilendiğimi söyler durur. geçenlerde dikkatini çekmiş, benim bilmediğim bir dilde türkçe altyazı dizi-film izlerken pürdikkat tv'ye bakıyormuşum. o günden beri ingiliççe ya da türkçe dublaj olmayan film-dizi açıyor.


  • co2s2  (13.04.21 17:47:20) 
Yararlı olacağını sanmıyorum. Üstelik o altyazıların yanlış çeviriler içeriyor olması da çok büyük bir olasılık.

İngilizceyi en iyi Türkçeyi işe hiç bulaştırmayarak öğrenirsiniz. Ben de ingilizce diziyi ingilizce altyazıyla izlemeyi tavsiye ediyorum. Türkçe altyazılı da izlemeyin.
  • isabella was a ginger  (13.04.21 20:33:49) 
ingiliççe diziyi ingiliççe altyazı ile izlemeniz +1

Türkçe altyazılı da izlemeyin +1
  • put it in your appropriate place  (13.04.21 20:44:12) 
olur olur. oyunun bile oluyor.
benim zamanımda ortaokul da lise gbi üniversite gibi kazanılarak gidilirdi ve ortaokulda da hazırlık olurdu.
bize orada hocamız sözlük için ingilizceden ingilizceye kullandırırdı.

bi gün dellendim. döndüm hocaya ben bu sıçtımının yerinde buradaki açıkalamayı anlayacak kadar ingilizce bilsem zaten ingilizce biiliyorumdur biliyorsam da biliyorumdur kellimeden anlamını çıkarırırım. bu ne saçma saçma şeylere uğraştırıyorsuz demiştim.
sonra gittim 5000 kelimelik sözllük vardı türkçe ingilizce abimden aldım teeek teeek ezberledim. oyun da oynuyordum oradan pekişti. sonra ingiilizce anlatılan feni bile anlar olmuştum.

taamamen kafa yapısı hangisi hoşuna giderse onu yap. kız arkadaşım ingilizce öğretmeni idi o da ingilizceden ingilizceye öneririrdi herkese. duydum mu tansiyonum yükseliyordu. öğretmen olan ben sus sen diyip bastırırdı. ama asla düşüncem değişmedi :D neye inanıyorsan yardır.
  • turbo sadık  (13.04.21 22:16:15) 
en etkili metod duolungo uygulaması.
dediğiniz metodu hiç duymadım ama faydası olur bence.

  • aslindasorunumpsikolojik  (14.04.21 02:41:12) 
netflix gibi uygulamalarda dublajı da değiştirebiliyorsunuz varsa. ben öyle yapıyorum yabancı dil öğrenirken. ikisi birden olunca en etkilisi.

ayrıca duolingo gibi bir çöpün hala övüldüğünü görmek üzücü.
  • bohr atom modeli  (18.04.21 14:00:44) 
[]

Çeşitli kanserlerin nedeni

En bilineni sigaranın akciğer kanseriyle, radyoaktif şeylerin ve ultraviyolenin cilt kanseriyle, hpvnin rahim ağzı kanseriyle 1. Dereceden ilişkisi dışında direkt ilişkili olan kanser türleri var mı? Mesela tarım ilaçları, sebze ve meyvelerdeki hormonlar, sanayi bölgelerindeki kimyasal gazlar vs.




 
Alkol + karaciğer kanseri


  • suicides underground  (11.04.21 22:43:47) 
Bir de ağır metallerin kanser ile 1. Derece ilişkisi olduğunu biliyoruz.


  • suicides underground  (11.04.21 22:45:39) 
Sıcak yemek kaynar çay çorba icmek- yemek borusu kanseri.


  • deer hunter  (11.04.21 23:50:06) 
herpes ile bazı gırtlak kanserleri ilişkisi var.


  • orpheus  (12.04.21 01:08:40) 
Kanser zaman içinde gelişen bir hastalık olduğu için şu şu etmenler direkt kanser yapıyor demek imkansız. Elimizdeki verilerin hepsi kabaca tümdengelim yöntemiyle yapılan saptamalar.
Çünkü işin içinde kalıtsallık da var, çevre şartları da var. Bunun en gürültüsüz deneyi iki tane tek yumurta ikizini doğumdan itibaren ayırıp birini bahsettiğin ilaçlarla, hormonlarla, gazlarla büyütmek diğerini de dağ başında büyütmek şeklinde olur. Şehirdeki kanser olsa bile sebebinin tam olarak ilaç mı, hormon mu, wi-fi dalgaları mı olduğunu belirlemek imkansız.

Bahsettiklerinden kaçınmanın riski azalttığını söylemek için bilim insanı olmaya gerek yok ama ortada direkt bir etkiden bahsediyorsak "evet yapar" demek de bilimsel metotla uyuşan bir söylem değil.
  • Jux  (12.04.21 01:51:22) 
Helicobacter pylori - mide kanseri (tabi boyle dedim de korkutucu olmasin bu bakteri insanlarin yarisindan fazlasinda var asiri cogalmasi durumunda tehlikeli)


  • kolonyaa  (12.04.21 07:37:56 ~ 07:39:48) 
hpv rahim agzi kanseriyle iliskilendiriliyor. tabii yillaaaar sonra ve tedavi edilmedigi takdirde.


  • in vino veritas  (12.04.21 12:05:46) 
[]

Windows 10 şifresi satmak

İnternet üzerinden bir şifre aldım ve ben dahil 4 kişi bu şifreyi sorunsuz kullanıyor. Muhtemelen sınırsız ya da 100 den fazla kullanıcıyı destekleyen cinsten. Bunu buradan ya da sahibinden gibi mecralarda satışa çıkarsam yasal olarak bir sıkıntı olur mu?
Not: şifre sınırsız pro versiyonu ve 3 senedir bir sorun çıkmadı ben dahil kullanan kişilerde



 
Yasal olarak tabi ki suç.
Sorun çıkar mı? Kısmet.

  • kisa  (11.04.21 22:36:49) 
Aldığın yer zaten öyle yapıyor.


  • neymis  (12.04.21 08:06:10) 
[]

Küçük çocuğa ingilizce eğitimi

Anne baba düzgün ingilizce bilmiyor ve yabancı dil bilen bir kişi tutma, özel kurslara gönderme imkanları yoksa sizce nasıl bir eğitim metodu uygulamalı? 4 yaşından itibaren internet üzerinden çocuklara yönelik yabancı dilde oyun videoları izleterek bir kazanım elde edebilir mi bu çocuklar? Siz bu durumda olsanız bu konuda nasıl bir eğitim uygulardınız küçük çocuğunuza?




 
çocukların, anne babalarında gözlemlemediği herhangi bir davranışa ilgi duyması çok zor. bu kitap okumak, diş fırçalamak, yabancı dil konuşmak, sigara içmek hatta ibadet etmek bile olabilir. çocuklar yaşadıkları ortamda gözlemledikleri şeye özenirler. söyleneni değil, yapılanı tekrarlarlar.

tek çare önce ebeveynlerin ingilizceye başlaması ya da ortamı ingilizce kullanılan başka bir ortamla değiştirmek(ingilizce kullanılan bir çocuk yuvası) gibi görünüyor.
  • sinek kral  (11.04.21 15:07:21) 
türkçe'yi nasıl öğreniyor? kısmından yola çıkarak yardımcı olabileceğimi düşünüyorum.


  • evimin paspasi  (11.04.21 16:15:54) 
facebookta bilingual children turkey diye bir grup var, orada okul öncesi ingilizce eğitiminde çılgın atıyor ebeveynler. oradan anladığım kadarıyla önce bol bol diuyması gerekiyormuş. grupta bu tip sorulara verilen cevaplarda çizgi film önerileri de var (örn: Fancy Nancy, Bluey, Ben and Holly's little kingdom, Peppa Pig, Tip the mouse, gogo). ben bu işe ciddi şekilde eğilmedim ama arada izledikleri videoları ingilizce açıyorum, bir de lingokids uygulamasının full paketini aldım onunla oynuyor kızım 1 aydır. sayıları renkleri ve birkaç kelimeyi öğrenmiş. oynarken yanında olup kelimelerin anlamını söylersem daha verimli oluyor.


  • evanka  (11.04.21 16:22:38) 
Yabancı dil öğretmeniyim, etkileşim olmasi gerekli. TV izleyerek yabancı dil konuşulmaz. Belki birkaç kelime öğrenir o kadar. Etkileşim ortamında olması gerekli. Düşünceniz çok iyi ben olsam kendim öğrenirdim bir yandan ve onunla sadece İngilizce konusurdum kendim öğrendiğim kadar.


  • howfaristhesky  (11.04.21 16:33:58) 
sinek kral'ı görüyor ve arttırıyorum. birlikte ingilizce öğrensinler.
çocuk kaç yaşında, 4 mü? okuma yazma bilmediği, anne-babanın da ingilizce bilmediği düşünülürse ev eşyalarının, renklerin, hayvanların isimleri gibi hep birlikte kelime öğreniminden başlamalılar.

sinek kral'ı görüyor ve itiraz ediyorum.
benim amerikada bakıcılığını yaptığım 3 yaşındaki kız sürekli ispanyolca çizgi film izliyordu. evde ispanyolca bilen olmamasına rağmen, kız çizgi filmlerden baya baya öğrenmişti. bir yeğen de, evde kimse bilmemesine rağmen sürekli ingilizce çizgi film izleyerek ingilizce öğrendi. tabi ikisinde de gramer falan yok ama başlangıç için iyi bence. yani illa evdekilerin ingilizce bilmesi ya da öğreniyor olması şart değil. ama çocuğun sürekli o dile maruz kalması ve bunun ilgisini çekecek bir şekilde olması önemli.

diyor ve meydanı pro'lara bırakıyorum...
  • halanne  (11.04.21 16:39:28) 
[]

Zayıf insanların kilo alma problemi

Obezite olmasa dahi fazla kilo söz konusu olunca ortak dert ve sayfalarca diyet programı veya metod varken, diyetisyenler ağırlıkla bu konuya yönelmişken, zayıf insanların (besin yetersizliği de dahil) hatta anoreksiya gibi psikolojik hastalıklar mevzu bahis olmadığında sorunlarının “önemsiz” gibi görülmesi nedendir acaba?

A) şişmanlık kadar hastalığa sebep olmaması
B) zayıf olmanın tıbben ideal veya tercih edilebilir görülmesi
C) toplumda şişmanlık sorununun zayıflık sorununa göre oransal olarak fazlalığı
D) kilo almanın kilo vermeye göre daha zor olduğu kabulü

Bir veya birkaçını seçebilirsiniz.
Not: şu an zayıf değilim, tavsiye amaçlı sormuyorum.

 
Sağlık sorununa ve görüntü yüzünden tercih edilmemeye çok daha az sebep olması bence.


  • Tochinoshin  (04.04.21 16:09:17) 
43 kilo birisi olarak tüm seçenekler doğru diyorum. ama esas bir tane neden söyle derseniz; toplumda kiloluların sayısının zayıflardan çok daha fazla olması diyebilirim.


  • rose parks  (04.04.21 16:45:44) 
Kilolu çok daha fazla, kilo vermek kilo almaktan -görece- daha kolay.

Ama bence obezite de aşırı zayıflık da psikolojik temelli hastalıklar. Para babası olsaydım beden ağırlığı üzerine çalışan öyle bir sağlık merkezi kurardım ki, içinde psikoloğu ve psikiyatrı ayrı ayrı olurdu, ortopedisti ftr'cisi dahiliyecisi endokrincisi spor doktoru ve spor eğitmeni de dahil olurdu. Hatta sanat ve hobi alanları da olurdu. Bu büyük bir kompleks arkadaşlar, çok yedin obez oldun diye bişey değil bu, hele ki kilo vermek o kiloyu alırken harcanan eforun belki 1000 katını istiyor.

Onun için kilo verdirmeye yönelen çok fazla sanırım.
  • 1bir1bir1  (04.04.21 18:45:07) 
[]

İngilizceyi hangi aksanda öğrenmeli

-amerikan aksanı yeterli
- british aksanı önemli
- her ikisini de öğrenmek gerekli.

Hedef ab üyesi ülkeler.

 
amerikan bence, ingiliz aksanını native olmayan birisinin yapması çoook zor ve kulak tırmalar, komik durur.


  • garavel  (03.04.21 01:30:17) 
Glottal stop mevzusunu ister istemez yapıyor durumdaysan British devam; aksi durumda British lüzumsuz.


  • vedatchilipeppers  (03.04.21 01:33:02) 
1


  • but that was just a dream  (03.04.21 01:36:23) 
nereden ogrendiginize gore degisir. TR ogreneceginiz amerikan aksani olur ki bu bizim dilimize daha uygun bir aksan.

British aksanininin da cesitleri var. misal glottal stop* her british'te yok.

* hani su british yerine "bri-ish" derkenki mevzu.


yani bence amerikan olursa yeter. british aksanini da severiz ama dogal olmasi onemli.
  • yoggi  (03.04.21 02:34:49 ~ 02:35:02) 
Türkiye'den veya dünyanın çoğu yerinden öğreneceğin İngilizce Amerikan İngilizcesi olur. Hem daha net düz.

Fakat ben İngiltere'de master yaptım mesela, orada yaşayınca bazı kelimeler ağzıma öyle oturmuş genelde Amerikan ama bazı şeylerde İngiliz aksanı karışık bişeyler oluyor benim :D
  • nhk ni youkosu  (03.04.21 02:50:13) 
ingiliz aksanina veya amerikan aksanina sahip olamayacaksin ki. ingiltere ingilizcesi mi amerikan ingilizcesi mi diye soruyorsan ingiltere ingilizcesi.


  • baldur2  (03.04.21 02:52:02) 
turk aksaniyla ogreneceksiniz. konustugunuz zaman zaten kimse sizin amerikan veya british oldugunuzu dusunmeyecek. onemli olan duzgun ve akici konusmak, kelimeleri yerinde kullanmak. agzini actiginda zeki ve kendine guvenli hissi vermek.
"her ikisini de öğrenmek gerekli?" - aralarinda sandiginiz kadar fark yok.

  • hot potato  (03.04.21 04:23:08 ~ 04:25:24) 
Neredeyse ikisine de sahip olmayaksiniz


  • howfaristhesky  (03.04.21 05:18:24) 
anadilinden dolayi aksanin ne ise o. Cakma amerikan ya da ingiliz aksani kasmaya calismak komik ve gereksiz.

aksan baska birsey yanlis teleffuz baska bir sey. telaffuzun dogru oldugu surece aksan karizmatiktir, yabancilar anadili ingilizce olmayip iyi konusanlara saygi duyarlar..
  • cooperr  (03.04.21 06:37:50 ~ 06:38:05) 
aksan önemli değil akıcı konuş yeter.


  • das ende der welt  (03.04.21 10:40:17) 
Pass'i nasıl okuyorsun?
Can't'ı nasıl okuyorsun?

Pes, kent diyorsan amerikan aksanı, paağs, kant diyorsan ingiliz aksanı ile telaffuz ediyorsun.

İngilizceyi tek bir aksan kaynağından öğrenmediğin sürece bu tarz telaffuzlarda seçici olamazsın. Ben mesela yukarıdakileri ingiliz aksanı ile telaffuz etmeye alışmışım ama genel aksanım amerikana daha yakın. Duysan amerikan aksanı dersin ama arada paağs diyince cortlamış oluyor amerikan aksanı.

Aynısı tam tersi için de geçerli. Aksan konuşmak harf yutmak ya da vurgu tonlamanın yerini değiştirmek değil sadece. Kafayı çok takıp vaktim var uğraşıcam dersen ve İngilizceyi yeni öğreniyorsan yapılabilir. Ama halihazırda İngilizceyi öğrenmiş ve konuşma diline yerleştirdiysen tam bir aksan yapman çok zor. Ona harcayacağın zamanı dili iyice öğrenmeye çalışırsan daha faydalı olur.
  • Jux  (03.04.21 10:41:22) 
Anlaşılır aksanda öğrensin


  • amsterdam otlu sigarası  (03.04.21 11:55:35) 
Kullanacaginiz aksanda tabii ki. Amerika´da yasamayi planladiysam, London Ingilizcesi´ni ogrenip ne yapayim mesela? Calisalacak sirket UK baglantili olacaksa British ogrenilir.

Aksan onemsiz bir konu degil. Bizde yabanci dil inanilmaz ego yapilan bir konu oldugu icin oyle geliyor olabilir. Anadilim Türkce, Almanca konusurken Türk/Almanci aksaniyla konusmuyorum. Standart dili, standart dil kullanicilarindan ogrendim, o sekilde de kullaniyorum.

Kullanim alani olan aksan en iyi aksandir.
  • buf-e kür  (03.04.21 12:25:20 ~ 12:27:45) 
British ogrenmen icin kendini extra kasman lazim, yani extra caba sarf etmen lazim. Bazen bbc, sky news aciyorum orda bile amerikan aksani ile karsilasiyorum, uzman baglaniyor amerikan, kendi universitesinden adam bagliyor o da amerikan cikiyor bazen misafir profesor falan mi nasil denk geliyor anlamiyorum, dizi, film endustrisi de amerikana kaydi britanyada. secuul, skecil, iidir, aydir muhabbeti vardi ya biri amerikan biri ingiliz diyorlardi artik o corba oldu resmen, kendileri de dikkat etmiyor, ikisi de olur diyorlar artik, dil amerikanlasmaya basladi dedigim gibi extra caba lazim british aksan icin.


  • neverletyougodown  (03.04.21 12:35:00 ~ 12:39:42) 
@everyone
aslında beni yanlış anladınız, kendimi açıkça ifade de edememiş olabilirim. Esasen iyi düzeyde ingilizcesi olmayan biri olarak bunu sormamın sebebi “listening” kısmını çalışırken çokça kişiyi anlayabilmek. Atıyorum; “eğer british aksanıyla öğrenirsen zaten amerikan aksanı basit olduğu için anlayabilirsin ama amerikan aksanına yoğunlaşırsan kendine british aksanını hedef alan kitleyi zor anlarsın” gibi çıkarımlar öğütlenmesiydi.

Öte yandan “amerikan aksanı çok yaygın, british aksanına yönelmeye gerek yok hedef kitlen değilse” gibi yargılar da olabilir.

Ya da ikisi de değil de; “belirli seviyeye gelmekle alakalı, geldikten sonra bir önemi kalmıyor” gibi.

Aksan özentisi biri değilim fakat şu da var: türkçeyi kendi içimizde bile anlayamadığımız oluyor aksan olarak. Bir yabancının türkçe aksanı bile fark ediyor, doğru telaffuz dediğiniz şey aksan yüzünden size uymayabiliyor. Amacım, native olacağım, mükemmele ulaşayım değil ama aslında bir şekilde avrupa birliği ülkelerinin yöneldiği ya da genele hitap eden bir aksana aşina olmak. Derdim bu.
  • Unde bach canim  (03.04.21 12:39:28) 
aksan için kasmak bence saçma

sen kendi aksanında konuş, anlaş yeter. british aksanını çok iyi kıvırdın diyelim adam sana sordu ingiliz misin diye yok dedin gittin mi dedi yok dedin ee manyak mısın bu aksan nereden geldi dedi? ne diyeceksin?

düzgün ve akıcı konuştuğunuz sürece sıkıntı yok.

ingilizlerle çalışan adam söyledi.
  • duyurukullanıcısı  (03.04.21 12:47:42) 
bu düşünülecek son şey bence.

ne yaparsan yap zaten türk aksanı ile ingilizce konuşacaksın. konusurken kem küm etmedikten sonra aksanın hiç bir önemi yok.

ingilizce konusurken heyecanlanıp konusamayan kişiler aksan ve gramer konusuna çok takılan kişiler oluyor genellikle.
  • dafuq  (03.04.21 12:50:12) 
[]

65 yaş üstü sokağa çıkma ve seyahat izni

İstanbul ve birçok il kırmızı yani çok yüksek riskli oldu. Bu halde 65 yaş üstü kişilerin seyahat kısıtlaması (otobüs bileti var) ve zaman kısıtlaması var mı (10-14.00 arası serbest) demek oluyor bu?

Not: turkiye.gov dan 65+ için seyahat izni (farklı ilde hastaneden randevu alınarak yüklenmiş belgeyle) reddedildi. Seyahat ve randevu cuma günü yani haftaiçi olmasına rağmen.


 
65 yaş üstünün seyahat kısıtlaması hiç kalkmadı aslında, hep vardı ama izni çok kolay veriyorlardı önceden. Son 2 aydır hiç bir şekilde izin alamıyoruz, defalarca hem e-devlet hem 199'u denedik. Başka şehirde sağlık randevusunu kabul etmediler, hem de yıllardır düzenli gittiği hastane yani laf olsun diye randevu almadık gerçekten yıllık kontrole götürecektik tüm kayıtları mevcuttu, yazlığa götürelim dedik geçen sene tapuyla izin vermişlerdi bu kez reddettiler. Hem de özel araçla seyahat olmasına rağmen. Geçen hafta tam 5 kere başvurdum bizimkiler için, her seferinde reddedildi, ben de başlarım böyle işe diyerek götürdüm bıraktım yazlığa, çevirme de yoktu yolda (paralı olan yol). Bu arada tüm başvurular hafta içi içindi.

Tek denemediğim turizm amaçlı olan kaldı anlayacağınız (onun başvurusu ayrı, görmüşsünüzdür), bir otel rezervasyonuyla onu deneyebilirsiniz son çare olarak, veya özel araçla cezayı göze alıp götürebilirsiniz.
  • opucuk baligi  (02.04.21 16:18:47 ~ 16:19:38) 
[]

Bu mağazada ürünler orjinal midir?

Görünüşü ve zeytinburnunda olması güven vermese de orjinal xiaomi ürünleri satması mümkün müdür? Beğendiğim bir kulaklığı uygun bir fiyata satıyorlar.
Mağaza fotoğrafını caps olarak koydum. Konum zeytinburnu



 
Bence hayir :(


  • invictae  (01.04.21 14:42:52) 
tabelada logoyu kullanmak kolay, bence orijinal durmuyor düz mahalle arası telefoncusu işte. xiaomi'nin tr websitesinden kontrol edebilirsiniz.


  • amugochi  (01.04.21 14:52:20) 
zeytinburnu'nda xiaomi ürünlerinin satılması ayrı bir ironik duruma sebep olmuş.

bence mağaza orijinal değildir ama içerdekiler belki orijinal olabilir.
  • angina pektoris  (01.04.21 15:57:52) 
O magazadan biraz zor cikar orijinal urun.


  • brkylmz  (01.04.21 19:21:50) 
[]

Boksör lisansı alınca yumruğun suç aleti sayılması

Boksör lisansı alanlar üzerine bir mit vardır ya, biriyle kavga edersen yumrukların silah olarak geçer diye. İşte böyle bir durumda her ne kadar “ben bu konuda yetkinim” diyerek o lisansı alıyor olsan da lisans alırken bu işte profesyonel olduğunu gösteren bir belge sunmuyorsun ki? Amatör lisanslı oluyorsun eğer milli bir başarı ya da derecen yoksa.

Sorum şu, eğer bu mit doğruysa saçma değil mi yahu? Ben bu konuda yetkinim demekle yetkin olunmuyor ki. O adam pekala bir şey bilmiyor olabilir bir derecesi yoksa.

Ek soru: profesyonel boksör olunca lisansınız olduğunu bilmedikleri halde bu lisansı haber verecek sorgulayacak bir sistem var mı da herkes artist gibi “kavga ederim diye lisans almıyorum” triplerine giriyor. Ha ceza alırsınız lisansınız yanar ama bu aleyhime kullanılır tribi boş değil mi ya.

 
Böyle bir şey yok. Birileri uydurmuş. Uyduran kişilerin lisansın ne demek olduğunu bildiklerini sanmıyorum. Lisans bir kişinin sporcu olduğunu gösteren resmî bir kayıttır. Bundan fazlası değildir. Lisans alınmaz, lisans çıkarılır. Lisans spordaki seviyeye göre alınabilen bir şey değildir. Bir spor kulübünde bir branşa kaydolan 7 yaşındaki çocuğa da lisans çıkarılıyor. Bunları uyduranların hayatlarında gerçekten bir kez bile spor yapmadıklarına eminim.


  • dissendium  (29.03.21 03:02:35) 
Adami dove dove oldurduyse ya da kemik kirdiysa muhtemelen normal insandan fazla ceza alacaktir.

Savusturup kontrol altina alma gucu varken orantisiz guc kullanmis sayarlar.

Karsi tarafa koskocaman bir koz veriyorsun boksor lisansinla.
Medyadan takip et iri yari, tekinsiz tip olunca da fazla ceza aliyorlar.

Yoksa gidip kanuna yumruklar silah sayilir yazmiyorlar.
  • divit  (29.03.21 03:13:03) 
Mahkemede hakim silah olarak nitelendiriyor. Var böyle bir şey ama.


  • tarden  (29.03.21 13:17:48) 
Böyle bir şey yok. Mahkemede hâkim de silah olarak nitelendirmiyor. Şehir efsanesinden ibaret. Tıpkı “Hırsızı salonda öldürürsen ceza alıyormuşsun ama yatak odasında öldürürsen almıyormuşsun.” gibi bir şey bu da.

P.S. Hukukçuspor
  • kurmaca  (29.03.21 18:04:04) 
böyle bir şeyin olamayacağını kestirmek için ne lisanslı ne de boksör olmaya gerek yok.
"organ gencebay'a devlet ayda 25 gram esrar izni vermiş" filan gibi söylentilerle aynı kaynaktan geliyor.

ama mesela lennox lewis'in şuna yakın bir ifadesi vardı: "lisansımı aldıktan sonra bir kere bile sokaklarda kavga etmedim. benim bir yumruğum milyonlarca dolar değerinde, neden onu serserinin birine savurayım ki?"

yani silah sayarlar, hapse girerimden ziyade, mesleğimi tehlikeye atarım düşüncesiyle geri durabilir profesyoneller. mantıklı da geliyor.
  • filteria  (29.03.21 18:08:45 ~ 18:09:50) 
Cevaplar için teşekkürler saçma ve tutarsız olduğunu zaten benimsemiştim ama neme lazım, az da olsa ihtimal bu ya, gerçek çıkar diye sorayım dedim. Eğer mahkemeden bir ceza alınırsa spor kariyeri için olumsuz tarafı olabileceğini düşünmekle birlikte ters mekanizmasını düşünmek oldukça saçma olduğu için öğrenmek istedim.

@kurmaca evet ilk duyduğumda o saçma yatak odası-hırsız miti aklıma gelmişti benim de.
  • Unde bach canim  (29.03.21 23:53:21) 
[]

Sarışınlara civciv, esmerlere kara fatma demek

İçeride yatan koyu tene karşı yapılan ırkçılığın tezahürü müdür?




 
bana sarı pipi denmişti. ahahaha.


el cevap: hayır.
  • Ufuk  (29.03.21 02:07:30) 
Koyu ten ırk değildir bu arada. Dolayısıyla ırkçılık olmaz.

Sarışına sarı pipi dendiğini düşünmeyip hep civciv dendiğini düşünen Woke dinine göre ise örneklediğin şeyin cezası ömür boyu twitter'dan men edilmektir mesela. ahkjsdbkhajd
  • twelfth  (29.03.21 10:05:06) 
irkcilik degil de cirkin ve sevimsiz bulmanin bir tezahuru olabilir.

kara kiz bildirdi :(
  • batlegolas  (29.03.21 11:04:39) 
ırkçı değil cinsiyetçidir.
kara- fatma??

  • rewlack  (29.03.21 11:11:22) 
Çok olanın değersizleşmesi. Alayımız kahve rengi gözlü ve esmer . Bir yerde bizim dışımızda rusların nazara inandığı yazıyordu ama kahve rengi gözden nazar değiyormuş onlarda


  • dreamsandcolours  (29.03.21 11:18:41) 
bana göre bu ırkçılıktan başka bir şey değil. türkiye'de özellikle ekşi sözlükte çok görülen kadınlarda beyaz tene olan övgü ırkçılık bana göre. sürekli beyaz insanları yüceltiyorsun ve övüyorsun. türkiye'de beyazlığa inanılmaz önem veriliyor.


  • epleindebisous  (29.03.21 11:56:21) 
[]

Twitterdan kimliğe ulaşmak

Mesela bir kişinin, twitterdaki isim, fotoğraf ve özel bilgileri farklı olduğu durumlarda, siber suçlar tarafından hakaret davası ile tespiti mümkün mü?

Bildiğim kadarıyla profile dm gönderme linkle ip avı yapma yöntemi dışında polisin yapabileceği pek bir şey yok değil mi?
Mesela, twitterda, troll benzeri bir hesaba dava açılsa, (tüm bilgiler sahte zaten) dava edilen kişinin bilgileri polis tarafından tespit edilebilir mi? Bildiğim kadarıyla twitterın terör dışında ip verme durumu olmuyormuş.

 
şifre sıfırlama yapıp, telefon numarasının son hanesinden kim olduğunu da buluyorlar. tabi bu sadece şüpheli sayısının az olmasına bağlı.


  • false pretension  (28.03.21 00:29:32) 
  • zoghurt  (28.03.21 03:18:38) 
[]

İnşaat mühendislerine bir soru

pbs.twimg.com

Bunun nedeni nedir?


 
Zemin dayanımı (slope stability) problemi dedi evdeki inşaat mühendisi. Kötü zemin sıkıştırması, yanlış malzeme, topraktaki su oranının yükselmesi gibi şeyler olabilirmiş. Dolgu üzerindeki yolu/yükü taşıyamamış.


  • kobuzchu kiz  (27.03.21 18:06:05) 
o çöken kısımda (ve diğer tarafında) dayanma yapıları olur. o yıkılmış, ya proje, ya da kötü imalat yüzündür.

ama prensip olarak yollar, kazı ve dolgu işlerinin minimumda olacak şekilde projelendirilir. bu fotoğrafta çok fazla dolgu yapılmış gibi görünüyor. bu kadar dolgu yapılmasın ve o dolguları tutacak devasa dayanma yapıları olmasın diye viyadük (basitçe köprü) yapılır. neden yapmamışlar da yolun gerisinden doldurarak projelendirmişler, onu görmek gerekli: yani yolun devamını. belki de para yoktu veya betona ulaşım kısıtlıydı vb.
  • malheiros  (27.03.21 18:07:41 ~ 18:08:40) 
[]

İngilizce basit bir kural

İngilizce kursu alıyorum udemy üzerinden. Şu olay aklıma takıldı.
Emir cümlelerinde hitap ettiğimiz kişiye “do it” diyerek söyleyebiliyorken orada olmayan bir şahıs için “o şunu şunu yapsın” gibi emrivaki cümleyi nasıl söylüyoruz?
Let’s him do it deyince öneri, sormak gibi olmuyor mu?

Örnek olarak da şu çevrilebilir. “Annene söyle, benim için yemek yapsın”

 
have him do it
get him do it.

causatives diye aratirsaniz kaynak bulursunuz.
  • do you remember me  (26.03.21 00:57:03) 
tell her to do it
tell your mom to cook meal for me

  • nibba  (26.03.21 01:13:00) 
"Osman do it" Osman yapsin.


  • howfaristhesky  (26.03.21 02:33:34) 
Nibba+1

Ben başka bir detay yazacağım.

Let’s him do it -> aslında let him do it.

Let's teki 's aslında us

Let me do it
Let him/her do it
Let us do it
Let you do it
Let them do it
  • EasyTiger  (26.03.21 07:56:09) 
ask your mom to cook for me


  • co2s2  (26.03.21 11:48:40) 
[]

Pankek- süt yerine su kullansak

Bugün almaya üşendim. Suyla yapsam tadı berbat mı olur? Evde yoğurt da yok




 
geçen yaptım çok kötü olmadı. anlaşılmıyor bile diyebilirim hatta.


  • jelly bear  (24.03.21 00:28:18) 
Berbat olmaz. Yapılıyor yani.


  • sta  (24.03.21 00:30:33) 
ben nerdeyse hep suyla yapiyorum.


  • yoggi  (24.03.21 02:00:09) 
yapmasina yapilir, kahvalticilarin cogu oyle yapiyor. ama bana sorarsan hic guzel olmuyor yavan bir tadi var.


  • in vino veritas  (24.03.21 09:23:47) 
[]

Hukuk mu adalet mi?(hakim olsanız)

Hukuk ve adalet kavramlarından sadece birini seçerek karar verecek olsanız, sadece hukukun işleyişini mi baz alırsınız yoksa adil olmayı mı?




 
hakim olsan hukuk'a aykırı karar veremezsin, o yüzden hukuk.


  • jelly bear  (23.03.21 18:07:58) 
Tabi ki hukuk. Zaten insanlar bunu anlamıyor. "bilmem bilmem ne oldu serbest kaldı" yazıp duruyorlar sinir oluyorum. Yarın adam yaralama serbest olur hakim adam yaralamaya ceza vermez. Yarın sokakta zıplamak yasaklanır hakim sokakta zıplayana ceza verir.

Veee en önemlisi KANUNLARI HAKİM KOYMAZ, UYGULAR. Teşekkürler...
  • infernalcadre  (23.03.21 18:27:34) 
hukuk ve adalet birbirini tamamlayan ve kapsayan kavramlar. Hukuk kurallarının ruhu diye bir kavram var ve bu aslında hukuk kurallarının adalete uygun bir şekilde oluşturulmasını ifade ediyor. Yani, hukuk kurallarının oluşturulmasında, karşılıklı menfaatlerin dengelenmesinin, hakkaniyetin ve diğer ilgili kıstasların gözetilmesi ve ona göre kanun yapılması gerekiyor. Bizde hukuk kuralları ise allaha emanet oluşturuluyor. Hazırlık süreçleri oldukça kısa süren ve meclisten neredeyse hiç tartışılmadan geçen kanunlar yumağı. Hatta bazıları o kadar başarısız ki, dil bilgisi kuralları bile dikkate alınmamış (iş kanunu geçici madde 10).

Neyse, hakim olsam, hukuk kuralları ne diyorsa onu uygulardım. Bu bir yükümlülük. Ancak, anayasanın hükmü açık, hakimler kanuna uygun olarak vicdani kanaatlerine göre karar verirler (madde 138). O yüzden, sadece hukuk kuralları değil, vicdan da giriyor işin içine, bir başka deyişle adalet kavramının anayasadaki tezahürü. Kanunun ya da yargıtay içtihatlarının ne dediği umrumda değil, normlar hiyerarşinde anayasanın yeri belli.
  • kojonotsuki  (23.03.21 19:29:23 ~ 19:30:18) 
Sadece adil olmayı baz alırdım. Adil olmaktan daha üstün çok az değer vardır.


  • deneme  (23.03.21 21:03:45) 
Adalet subjektif bişi dasti

Sen birine bir tokat vursan bunun cezası ne olmalı?

Kimisi buna "Bir tokat, çünkü yapılanın tam karşılığı odur." der. Birisi çıkar "Hayır, bir tokattan fazlası vurulmalı, çünkü tokat onun yaptığının karşılığı, bir tokat da durduk yerde itlik yaptığı için vurulmalı." der. Bir başkası çıkar "Bir tokata bir tokatla karşılık verirsek bizim suçludan ne farkımız kalır, biz hafif bir fiskeyle geçiştirelim." der. Üçü de kendince adildir. Hukuk dediğin şey bu subjektifliği ortadan kaldırmak, belli bir müşterekte buluşmak için var. Rawls dayım çok güzel anlatır bunları.
  • son feci skilacci  (23.03.21 21:47:04) 
[]

Geforce now kullanımı

Şimdi mail geldi. Basic sürümünü aldım, kullanmaya başlayabilirsin dedi. Yok mu bunun bir kullanma klavuzu




 
Gerek yok kılavuza bence. Oldukça basit. Oynamak istediğiniz oyunu sistemde aratıyorsunuz, işte oyununuz Steam, Epic vs. hangi platformdaysa ona giriş yapıyorsunuz. Oyun başlıyor.


  • İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi  (22.03.21 18:16:30) 
1234567   « Önceki  Sonraki »
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.