Ekşi Duyuru

nagini var o fiyata g schock benzeri

seçmeliyse aynı kategoride (alan/alan dışı) başka bir seçmeli alarak saydırabilirsiniz.
ancak yine de sizin okulun yönetmeliği hatta bölümün kuralları yani danışmanınız son sözü söyler.

Elektrik arızası olabilir.

Açık unutmuş olabilir misin farları? Gerçi o iş herhalde 25 yıl öncesinin arabalarında kaldı, bizimki 28 yıllık da. :)

seni arayan numarayı aramadın mı?

açık unutmuşsudur. defalarca kapattığın için kapattığını sanıyorsun.

E tabii ki calisma alaniyla ilgili olanlara izin verilir. Bizde oyle en azindan ama otwki turlu pek makul gelmiyor kulaga

abd pek sevmez eleştirel teori ama new york new school'a bir bakın.

new school'a bakmayın. hiç iyi şeyler duymadım new school'la ilgili. kuruluş amacıyla çelişen bi işleyişi var. girenlerin kaçtığı bir okul.

quick format yapma(hemen geri getirilebilir), uzunca tüm veriyi formatlasın.

Ama en güzeli shredder yazılımı bulup (aratsan bedava da çıkar eminim) 3-5 kere verileri silip üstüne yazıp tekrar silmesi. Bu şekilde biri geri almaya çalışsa da alamaz.

Abi şart değilse hdd ve ssdleri satma .
Sartsa sag tik format yap. ama çabuk/quick olani yapma lowlevel denen yavas formatı yap.
Cok uzun surer ama etkili olarak siler.

doğrudur, ama fe dev. olmak için bolca html ve css de öğrenmeniz gerekecek, python öğrenmenizin ona bir faydası olmaz. dolayısıyla bence direkt şuradan başlayın:

www.freecodecamp.org

önce responsive web design'ı öğrenin. burada sadece görsel olarak site yapmayı öğreneceksiniz, mesela ekşi duyuru'yu yapacaksınız ama üyelik, soru ekleme falan olmayacak, sadece bu kareler/dikdörtgenler nasıl yapılır, renk nasıl verilir, buton nereye nasıl konur falan onları öğreneceksiniz.

ardından javascript dersini tamamlayın. ondan sonra da frontend libraries dersini tamamlayın.

ilki biraz daha genel programlama dersi. oradan edindiğiniz bilgiyi isterseniz daha sonra backend kodu yazmak için de kullanabilirsiniz.

ikincisi ise direkt frontend kodu yazmaya yönelik. mesela yine ekşi duyuru'yu yaptınız, üye kayıt ederken email/password'ü sunucuya nasıl gönderirsiniz, gelen cevabı nasıl işlersiniz, kullanıcının oturum açıp açmadığını nasıl anlarsınız vs. bu tarz şeyleri öğrenirsiniz. (çok daha ileri seviye şeyler de var, ama önce bunları öğrenin, diğerleri daha sonra bir şeyler ifade etmeye başlar).

tl-dr: FE dev olacaksanız bence python öğrenmeye gerek yok. direkt html/css ile başlayın, sonra da js'ten devam edin.

plutongezegendegilmi nin cevabında bahsettiklerine tamamen katılıyorum.
bir de javascript hakikaten derinlemesine öğrenmeye kalkıldığında çok zor bir dil. ancak js i iyi öğrenmeden, sadece temellerini öğrendikten sonra fe library’lerini öğrenmeye başlayabilirsiniz.
ben demiyorum bunu dan abramov diyor.

Gün içinde yaptığı tek hareket buysa mantıklı. Bir de kilo kontrolü yapmadığını da varsaymak lazım.

aslında öyle değil inekler ve çimenlerin büyüme hızı ile alakalı bir problem vardı. onun gibi düşünmek gerek.

demek istediğim birey kilo aldıkça 5. kata çıkmak için daha fazla enerji harcayacak.böylelikle her çıkış ve iniş aynı miktarda enerji sarf etmeyecek.

if conditionals

biraz artistik bir kullanim o. if it were not yerine were it not diyor iste.

should you have any questions, feel free to ask.
if yerine should getirilmis mesela.

i would have gone to the market straightaway, had you called me a few hours ago.

if you had called me yerine, had you called me demis mesela burada da.

www.englishpedia.net


if clause reduction aslında.

Konu inverted conditionals. Formal, gazete yazisinda kullanilir daha cok. First conditional da should, secondda were, third de had kullanilir, if'in yerine. Were normalde second conditionalin kalibi ama would have passed kullanmis, yani mixed conditional da yapmis ayni zamanda

ankara'daki merkez için dene şansını. sınav merkezi daha büyük o nedenle kontenjan daha fazla var. havalimanına yakın yerde sınav merkezi.

region lock olan oyunlar var. edemeyebilirsin

evet çoğu oyunda türkiye oldukça daha ucuz.

başka ülkeye hediye işi olmuyor, burdan aldığın oyunlar sadece türkiye'de aktifleştirilebiliyor.

30 euro-50 tl olan oyunlar var. steam kuru bazı oyunlar için harika gerçekten.

Çevrilmiş farkı %10'dan fazlaysa edemiyorsun sanırım öyle bir limit var.

halihazırda bursum var, sadece kabul alma açısından şansımı arttırır mı diye soracaktım aslında

Bunlar tanitim icin yapilan seyler, malum uluslararasi ogrencilere fahis fiyatlar cekiyorlar. Soyleyecegi her sey zaten web sitesinde yazar. Kabul acisindan sansinin artmasi gibi bir seyin soz konusu olacagini dusunmuyorum.

Ben sadece kartini almistim, bi iki konuda yardimci olmustu. Bursum artmisti sayesinde bi de vize konusunda yardimci olmustu mail atmisti konsolosluga. Git kesin

Besinlerin uzun sindirim süreleri sayesinde belirli süreler tok kalıyorsun, kapsüllerde bu avantaj olmayacağı için gerekli besin değerlerini alsan bile sürekli aç kalacaksın karnın doymayacak.

O kapsüllerdeki organik moleküllerin uzun süre bozulmadan kalması için (uzun süreli olmayacaksa, kapsül zaten maliyeti çok fazla arttıracaktır) kullanılacak / kullanılan yöntemler şu an insanlara uzun vadede zararlı. Ayrıca işin lezzet boyutu da var, insanların geneli zorda kalmadığı müddetçe bu şekilde beslenmez. Aynı fobksiyona sahip iki buzdolabından gözümüze hoş geleni alıyoruz, müzik yine aynı şekilde. Bu da tat duyusu, insanlar sanatla ilgilenmediğini düşünse dahi aslında kendi çaplarında bir estetik duyguları oluyor, ve bu duygularını bir şekilde doyuruyorlar, doyurulmadığı zamanlarda da sosyolojik, psikolojik sıkıntılar çıkacaktır illaki. Lezzetin de bir estetiği var sonuçta, o da bir duyumuza hitap ediyor. İnsanlar sadece yemek yemek için şehirler, ülkeler değiştiriyor. Yemek turizmi diye bir şey var.

Soru sadece yaşar mı ise, mutsuz olsa da, bahsettiğim uzun vadeli koruma yöntemlerinden dolayı daha kısa olacak olsa da yaşar. Ama bence savaş zamanı asker öğünleri veya uzay programları dışında talep olacağını sanmıyorum.

Ben bu ağrıyı bir yıl önce çektim. İlk başta eyvah fıtık oldum dedim ama öyle değilmiş. Fıtık için gittim doktora ama fıtık değilmiş, sonunda kardiyolojiye yönlendirdiler tansiyon da normal çıktı.

Bu ağrı spor esnasında oluyor dedim doktora, efor testi yaptık çok yüksek çıktı tansiyonum. Doktor bu yaşta tansiyon beklemiyorum senden ama karaciğer mi böbrek mi sebebi araştıralım deyince kafaya dank etti. O sıralar çok tuzlu yiyordum yemekleri. Tuza hemen ayar çektim beş on gün içinde normale döndüm.

daha ziyade çağdaş kıta felsefesi okuman lazım. Foucault, Deleuze, Guattari, vs.

seyahat sigortası var mı?

uyruğuna göre farklı fiyatlandırma çıkabiliyormuş sigorta yok ise.

Ogrenci vizesiyle buradaysa seyahat saglik sigortasi muhtemelen islemez.

Sgkya kayitli olmasi lazim degil mi, yabanci da olsa ulkede ikamet eden birisi sonucta

gitmeden önce sağlık sigortası poliçesini okusun. önce onları araması gerekiyor olabilir. gerçekten acil bir durum değilse karşılamazlar zaten. hastanelerde (devlet) poliklinikler ucuz 80 liraya mı ne mr çektirmişti alman vatandaşı türk arkadaşım geldiğinde.

Özel hastanelerin yabancılardan ücretleri 5 katına kadar alma hakkı var. Kaç katı olacağı hastanenin inisiyatifinde. Hazırlıklı gidin. Devlet hastaneleri dahil mi bilmiyorum ama yine de en mantıklısı devlet hastanesine gitmek.

Yabancı uyrukluya 80 liraya falan mr olmaz. en az 500 den başlar. Devlet hastanesi dahi özel kadar olmasa da pahalıya patlar.

@alicandan poliklinik+mr'a 150 lira vermiş eğitim ve araştırma hastanesinde. oluyor yani. hatta peşin para verecek diye hemen aynı gün mr'a aldılar.

karbonatlı su karışımını ya da tuzlu suyu denediniz mi?

eczaneye bir gidin once

Bende de su toplaması gibi gözüken bir kitle vardı. Tükürük bezi deformasyonu mu ne öyle bir şey demişlerdi yıllar önce. Unuttum adını şu an. (Tükürük bezi kısmından eminim) kbb bölümü ufak bir operasyonla almıştı onu.

www.iphoneacilservis.com

daha önce ipad ekranı için burayı kullanmıştım. başarılı bir yer.

Balikcioglunda ikinci katta hemen sagda küçük bir dükkan var

Eğitim planında aldığın dersler ve kaldıkların görülmüyor mu

eğitim planı derken, transkripte göre geçmişim dersleri ve o dersleri tekrar almadan 2 senedir devam ediyorum zaten

Online sisteminiz yok mu?

gazide de böyleydi. genel not ortalaması ikinin üzerinde de olsa dönem ortalaması ikinin altında ise dc ve ddler kalıyordu. ama o dönemki alttan dersleri mecburen alıyorduk biz sistem gereği, alttan dersleri aldıktan sonra dönem dersleri alabiliyorduk kalan kredi kadar. danışmana özellikle sordun mu? sen sormadığın için uyarma ihtiyacı hissetmemiştir belki ileriki dönemlerde alacaksandır diye.

Lifalif alıyorum ben migrostan. genelde indirim görürsem evde olsa da alıyorum ama dediğiniz gibi pahalı oluyor olabilir yine de.

metro markette oluyor genelde. 1 kiloluk ve 3 kiloluk gördüğümü hatırlıyorum.

Lifalif'in kuru meyvelisini alıyorum ben. 8-9 porsiyon çıkıyor benim için.

Şimdi senden öğrendim. Kendi adlarına toz işine girmişler sanırım.

Sonuçta hepsi aynı. Ha ben olsam alır mıydım, muhtemelen hayır. Bildik markayı alırdım. Etiketini vs inceledin mi, nerde/kime ürwttiriyorlarmış? Merak ettim.

Optimum'un 30 gramında 24 Supplemenetler'in 30 gramında 23 gram protein var, geri kalan da çok önemli değil, bence bi sıkıntı yok marka da güvenilir bir marka zira.

evet, nerden alındığı önemli değil, garanti işleri uluslararası diye biliyorum

Pragmatizm belirtisidir.

Ve rasyonelizm.

Kaynak optimizasyonu

(bkz: Oyun teorisi)

Cunku daha kolay tavlayacagini dusunuyorsundur.

aynı durum bende de var. çok çekici geliyor sessiz ve utangaç kızlar, car car konuşan şımarık kızlardan kaçıyorum

Aynı ben
Ayrıca özgüveni çok yüksek olan kızlardan da kaçıyorum ben de.

risk minimizasyonu.

(bkz: kurtarıcı fantezisi)

şu da ilgili bir video: www.youtube.com

yalnız kalınmayacağının belirtisidir. ayrıca;

(bkz: A Beautiful Mind)

çalıntı olsa iyi. hıyar versiyonu olabilir.

O fiyata 6 satılıyor 2. el.

Çakmadır belki.

Hiç birini bilmiyorum.

Ben de hiçbirini bilmiyorum

Reproach, Ajar, Throttle, Mawkish'i biliyormuşum.

Edit: Bu kelimelerin bir kısmını universite mezunu Amerikalılar bilir. Yani yaklaşık 20 bin kelime bilmen gerekli. Bir Amerikalinin üniversite okuması durumunda 20.yasina kadar yılda 1000 kelime öğrendiği söylenir. Kaynak: Paul National - How to learn foreign languages

4 tanesini

throttle, reproach, pittance ve botch

throttle çok duydum özellikle bilgisayar & network alanında en kolayı o herhalde içlerinde.

pittance ve reproach dizi ve filmlerden duymuşluğum var.

botch ise botched up bodies diye bi tv programı vardı ordan aklıma geldi

diğerleri zormuş yalnız ilk defa duyuyorum.

teknik oldugundan throttle'i biliyorum.
Pittance duydum ama anlamini bilmiyorum.
Digerlerini ilk kez gordum.

ajar throttle reproach pittance ve botchu biliyorum. diğer kelimelere açıp bakmadım, ama legerdemain-uxoricide-mawkish üçlemesini çoğu native speakerın da bildiğini sanmıyorum.

throttle ve reproach denk geldiğim kelimeler olduğu için biliyorum. diğer kelimeleri denk gelsem aa böyle saçma bir kelimeyi daha önce de görmüştüm derdim büyük ihtimalle ama resmen hiçbirini daha önce duymadım bile. bu kelimeleri bilmesen de olur çünkü büyük ihtimalle bunları cümle içinde kurabileceğin bir ortamda bulunmazsın bile.

edit: reproach'ı tahmin ettim ama yüzde yüz emin değildim. konuşurken aklıma gelse kullanmaktan çekinip alternatifine yönelirdim.

zor bunlar sanki bilmiyorum

Şu kadarını bildim bu kadarını bilemedim --doğru yaklaşım değil. Bu bakış açısı sınavlarda da yardımcı olmaz. Üstteki arkadaşların da belirttiği gibi çoğu "native speaker"ın da bu sözcüklerin hepsini bilebileceğinden şüpheliyim.

"Sözlüğe bakmadan okuyup geçmek" ise bu sözcüklerin anlamını bilip bilmemekle çok alakalı değil. Örneğin "uxoricide". Eşini öldürmüş birinin hikayesini okurken sadece bu kelimeyi bilmemek "allah allah adam karısına ne yapmış anlamadım şimdi?" demenize neden olmaz / olmamalı. Yazının akışından zaten anlaşılır. O yazıyı okuyup geçtikten sonra "evet uxoricide eşini öldürmek manasına geliyormuş" dersiniz, ha kalıcı olur mu -sanmam. Çünkü bunu tekraren yapmak, uxoricide kelimesine başka yerlerde de denk gelmek gerekir. Böylesi bir kelimeyi de çoğu yerde göremeyeceğiniz için -atıyorum- 2 sene sonra karşınıza gelince (böyle tekil olarak) sözlüğe bakma ihtiyacı hissedebilirsiniz. O yüzden bu sözcüklere takılmak bence doğru değil.

üniversiteyi abd’de okudum ve sadece 3’ünü biliyorum

bol çiçek, yer ve bütçe müsaitse şık bir hamak ya da balkon salıncağı, şezlong, bahçeler için uygun olan koltuklar ya da tarzınıza göre armut koltuk gibi şeyler de olabilir.
güzel bir şemsiye de iyi olur.

bir de, arada bir mangal yapmak için küçük bir mangal.

ışıklandırma da çok önemli.
yılbaşı ışığı tarzı şeyleri çiçeklerin arasından geçirebilirsiniz.
ya da ikea'daki gibi ampul şeritlerinden kullanabilirsiniz.

seçenek çok, sizin zevkinize kalmış.

tr.pinterest.com

Mangal yapmayın lütfen. Komşulara yazık. Leş gibi duman koklamak zorunda kalmamalı apartmanda yaşayan şehir insanları.

ben bi sene bir sürü sebze meyve yetistirmistim cok zevk aldım domates biber salatalik patlican çilek karpuz fasulye elma yaban mersini allahım ne güzeldi. sonra diğer sene şişme yetişkinlerinde girebildiği inteks havuz almıştım müzik havuz acaip kiskanildim. salıncak da guzel oluyor.öyle

teleskop alacağım

odunlu semaver koyun. bir yerden ince meşe odunu bulun.

is duman koku falan da olmaz, mis gibi çayınızı içersiniz.

eğer çiçek olayını çok sevmiyorsan "terasım var mutlaka yeşilliklerle donatmalıyım" gibi bir düşünceye kapılma. bakımıyla filan uğraşmak zulüm gelecektir bir yerden sonra. bence sade, loş bir ışıklandırma ve gündüz için de şık bir şemsiye yeterli. oturmak için de en azından bir tane şu büyük salıncaklardan olsun. masa sandalye senin zevkinde.

Wanderer above the Sea of Fog

eksisozluk.com

selçuk üniversitesi'nde leh kızlar gördüm.

Ben üni yıllarında erasmus kulüplerinde esn işlerinde falan aktifken elazığ'da baya aktif bi esn grubu vardı.

ist ank izmir'de bile avrupalı erasmus kalmadı neredeyse. anadolu'da varsa google görsellerden 2 fotoya aldanıp gelmişlerdir. 2 aya geri dönerler.

Hakkari'ye giden isveçlilerin olduğunu duymuştum.

çanakkalede çokk öğrenci görmüştüm.
en garibime giden sakarya üniversitesinde tanıştıklarımdı, sakaryayı çok sevdiklerini söylemişlerdi.
zaten turist gibi geziyorlar.

Çukurova Üniversitesi'nde Polonyalılar vardı bir zamanlar. Sene 2009 falan.

20 likler çıkmayabaşlarken dişlerin çıkacağı yerler genişlemeye başlıyor ve alt damak ile üst damak arası; ağzını kapattığında ve çiğneme yaparken sıkışmaya başlıyor, bu durumdan dolayı yara olduysa nispeten normal.

ama böyle bişey yoksa eğer diş doktoruna muayene olsan iyi olur.

tuzlu su ile gargara iyidir bu arada.

bence bi doktora gorunsen iyi olabilir cunku kanal tedavilik curukler de olusmus olabilir altinda. benimkinde sahsen oyle oldu. simdilik kanal tedavisi cok gerekli gorulmedi ama apse yinelerse gerekebilirmis. sendeki apse mi bilemiyorum gerci ama kanal tedavisi olayina girmek zorunda olmadan bi muayene olmaktan birsey olmaz :)

edit: bazen sert ve tatli seyler yedigimde asiri zonklama ve aci olusuyor ama bikac gun uzak kalinca iyilesiyor apse yapmadan. bu iste curuklerden kaynaklaniyor ve onemli :D ondan git bi muayene ol.

gecen sene temmuz ayi icin ben bekleyip risk aldim. 15 gun varken pegasusu, 10 gun varken thy'i satin aldim. 2 ay onceden alan arkadaslardan biraz daha ucuz oldu.

ucus nereye olacak temmuz ayi yuksek sezon fiyatlar pahali olabilir

Hayır.

ama bi köşe yazarının yazdığı şeyi buraya doğrudan kopyalıyorum : "Diyelim ki, CHP’nin adayı ilk turda ‘en çok oy alan ikinci isim’ oldu. Eğer seçim ittifakı, onun çekilmesini gerektiriyorsa yine çekilebilir ve üçüncü adaya şans tanınmış olur."

bu ne demek oluyor. böyle bir olayın mümkün olduğunu söylemiyor mu?

İkinci yarıştan çekilince üçüncü ikinci olur doğal olarak.

Ama ikinci kendi pozisyonunu bir başkasına devredemez.

aa tamam, ben herhangi bir 3. kişi seçime sokulabilir diye yorumlamışım, teşekkürler

@ e bana nick birakmamissiniz zalimler

tesekkurler ama aradigim bu degil

www.youtube.com

Bana Supremacy gibi geldi:
open.spotify.com

Muse - Hysteria
youtu.be

Bu arada, öyle bir ıslık çalmışsınız ki, tüm Muse şarkılarına uyuyor :P

@agluna

vallahi oyle oldu. sizler sag olun, butun muse sarkilarini yad etmis olduk beraber :)

Bunlardan hiçbiri değil mi yani?:)

bana da hysteria gibi geldi, şurasına benzettim.
youtu.be

ama bu kimin şarkısı desen sittin sene bulamazdım, olabildiğince benzememiş :D

senin dusunceni ifade etme ozgurlugun neden trans bir insanin alinmama(gucenmeme) hakkindan daha ustun olmali?

Evet sacma olur. Herhangi bi seye derman olacagini da sanmam

dersten geçen 3. türk olma ihtimalini de öldürmüş olursun bence. bir de sınavları değerlendiren examination office falan oluyor genelde. hocanın veya office'in türkleri kesin bırakalım diye düşündüklerini sanmıyorum. ha öyleyse de bunu dile getirmen faydadan çok zarar getirebilir.

Böyle birşey varsa bile bunu dile getirmen faydadan çok zarar getirir.
Eğer ki herşeyi doğru yapıp da haksızca dersten bırakılırsan, o zaman koordinatöre ya da gidebileceğin mecralara başvurup bunu dile getir.

Erasmus'ta Almanya'da bir ders alıyordum. Gruplar oluşturduk, her grubun bir konusu var, araştırma ve sunum hazırlanacak. İki Alman bir de bizim Laz, üç kişilik bir grubuz. Grup arkadaşlarımın azmi, heyecanı, kararlılığı ÇOK şaşırtmıştı beni. Kendim de dahil olmak üzere, Türkiye'deki sınıfımı/gruplarımı düşünüp bunlarla karşılaştırdığımda epey afalladım.
Biz "tamam hadi yapalım ne yapılacaksa da çıksın bitsin yitsin gitsin" deyip, asgari şartları sağlayacak bir şeyler hazırlar, zorlarlarsa ayakta yazar, uydurur kaydırır bir şekilde "yükümlülüğü yerine getirir"iz. Toplantılar da zaten uzun süre goygoy, çay kahve sigara, komik video vb. sonrasında "mehh hadi şu işlere bakalım neymiş" diye isteksiz gönülsüz, bir mecburiyetten kurtulma çabası ile geçer.
Bunların, hocadan daha hevesli olduklarını, ekstradan bir şeyler katmaya çalıştıklarını, konu üzerine ciddi ciddi kafa yorduklarını gördüğüm için şaşırdım.

Şunu sorayım; bir konunuz var, araştırma yapıp sunum hazırlayacaksınız. Kaçınız "şöyle bir şey yapalım. Sunuma başlamadan önce, sunumdaki projenin çözüm getirmiş olduğu sorunları sınıfa anlatalım ve herkese kağıt dağıtıp, onlar bu sorunu nasıl çözerlerdi onu soralım. Her grup da çıkıp kısaca çözümlerini anlatsın, sunuma sonra başlayalım" diye bir fantezi yapmayı isterdi/kabul ederdi? Bu yükümlülüğün bir parçası değil, nasıl baktığımı da "fantezi" diye isimlendirerek ifade ettim zaten. Ben duruma o kadar şaşırmıştım ki, buradaki bir arkadaşım böyle bir teklif yapacak olsa "yaa ne saçmalıyosun mk ne gereği var. Yazalım anlatalım kapansın gitsin mevzu" diyecek bir insan olduğum halde sesimi çıkaramadım. "hmm tabii olur warum nicht" falan dedim, ayak uydurdum.

Sunum sıramız geldiğinde böyle bir şey yapmak istediğimizi anlattık ama sınıf o beklediğim "yeaa onla mı uğraşcaz be anlatın işte" tepkisini VERMEDİ. Gayet hevesli, canhıraş çizimler yaptılar ve çıkıp anlattılar. Mecbur değillerdi ama istekliydiler.

O gün orada anladım bizim "yükümlülüğü yerine getirmek" anlayışımızla, onlarınkinin ÇOK farklı olduğunu. Bu bir genelleme değil. "Avrupa'da hep böyle. Bizimkiler hep tırt" demiyorum. Tamam bizim öğrenci profili gerçekten tırt ama herkes böyle hevesli midir bilmiyor, iddia da etmiyorum, gözlemimi paylaşıyorum.

Diyeceğim şudur ki, belki o dersten kalan Türkler de bizim burada yaptığımız gibi "emaan yaz geç" gibi yaklaştıkları için kalmışlardır.

Soruna gelirsek, evet epey saçma, ayıp (ve biraz da riskli) olur. Hocanın gerçekten Türklere/yabancılara gıcığı olması da olasılık dahilinde ama bu bir bahis olsa ben parayı (Türk öğrenci profilini yakından tanıdığım için) öğrencilerin gerçekten başarısız olmalarına basardım.

dinledim. arkadasimin bir sarkisina benziyor.
open.spotify.com

soyleyenin cinsiyeti ekstra bir bilgi sayilabilirdi

yanlış hatırlamıyorsam hayır. genel olarak avrasya ile amerika ve okyanusya kıyaslanıyor. ama sona doğru çin vs avrupa diye bi kıyaslama da vardı, ki orada da otoritaryen yönetimin ve gelenekçi toplumsal yapının çin'in yardırıp gelişmesinin önüne geçtiğini söylüyordu -gene- yanlış hatırlamıyorsam.

Ben kitabı okuyalı uzun zaman oluyor o konu açıklanıyor mu bilmiyorum ama bu konuyu sana kısaca açıklayayım;

Avrupalı ilerlemeden bahseder, çünkü, birkaç bilimsel buluş sayesinde, rahatlığı uygarlık sanan bir toplum oluşturmuşlardır. -Benjamin Disraeli

Trivia Crack?

uyuşturucu ve patlayıcı madde araştırıyorlar.

(bkz: gaz kromatografisi)

Saci kurutmak icin yeter. Fon cekecekseniz en az 2000 watt olsa iyi olur.

qualified;
ama özellikle kullanılan/kullanılmış bir türkçe çevirisi varsa onu bilmiyorum.

elegant da olabilir böyle zarif anlamı vermek istiyorsan.gerçi sanat eseri için olur mu ben de bilemedim şimdi.

www.macmillandictionary.com

soyle bir sey buldum. Artistic icin soyle diyor:

"painted, arranged, or done in a way that shows skill and imagination and looks beautiful"

ayrica:

www.words-to-use.com

edit: son linkte aesthetic var, o da uygun olabilir gibi geldi.

sophisticated

sophisticated +1

qualified, gerekli özellikleri karşılama durumu için kullanılır. qualification gibi düşünebilirsiniz.

sophisticated daha iyi geldi bana da. classy şıklık için anlatılır ve bunu illa bir insan veya kıyafet için kullanmak zorunda değilsiniz. classy estetik anlatır ama kalite anlatmaz. ve bir eserin böyle nitelendirildiğini şahsen duymadım. ama mesela classy bir inceleme, röportaj vb ifadeler görmüş olabilirim.

rafine anlamında refined kullanabilirsiniz. delicate genelde olur da eser tanıtırken olur mu bilemedim.

bence sophisticated gerçekten en iyi seçenek burada. yani biz tanıtım okurken bu kelimeyi çok görmüşüzdür, diğerlerini az.

aşağıda dipnot olarak vermek daha kolay. citethemright faydalı olabilir.endnote falan da kullanılabilir.

Olmaz. Baska bir calismadan alinti yaptiginiz, o calismaya atifta bulundugunuz her cumlede bir sekilde esas calismaya referans vermek zorundasiniz. Zor geliyorsa cesitli referans duzenleme (mendeley, endnote vb.) araclarindan faydalanabilirsiniz. En sonda kaynakcada da referans olarak kullandiginiz tum calismalari yazmalisiniz. Basarilar ve kolayliklar diliyorum ^^

Rotator cuff sakatlığı olabilir, öyle bir şeyse eğer doktorsuz halledebileceğin bir şey değil bu.

mutlaka doktora gitmelisin ve zorlayan ve rahatsızlık veren hareketi yapma.

şimdilik çok düşük ağırlıklar ile (2.5 - 5 kg) 20x3
içten dışa ve dıştan içe rotator cuff external rotation yapabilirsin.

sadece sayfayı pc ye gönderiyor. bi cacık yok.

çare kreatin. bir de karbonhidrata dikkat et. eğer ketojenik diyete yeni başladıysan geçici enerji düşüklüğünden olabilir. değilse daha az ve kaliteli karbonhidrat ile daha çok yağ ye.

acı azalır zamanla. tamamen yok olduysa laylaylom gidiyorsa her şey o zaman ağırlığını artırma zamanın gelmiş demektir.

1 yıl bırakmışsınız ve tekrar döndüğünüzde her şeyi eskisi gibi bulamazsınız. Tabiki önceden kaldırdığınız kiloları kaldıramayacaksınız. Fakat daha önce spor yapmamış birine göre vücut daha hızlı adapte olacka ve eski performansınıza kavuşacaksınız.

Burada önemli olan kaç kg kaldırdığınız değil zaten. Kas fibrillerini ne kadar zorladığınız. Yeni başlayan biri kendi vücut ağırlığıyla 1 set 8 tekrar yapar ama yine de gelişir çünkü vücut ilk defa bununla karşılaşıyordur ve fibriller zorlanır.
Şuan sizin en az %60ınız ile çalışıyor olmanız yeterli eski formunuza kavuşmanız için.

Acı olayı da her zaman aynı dozda olmayabilir. Bu ay acıdı o zaman çok iyi çalıştım diye bir şey yok belki hareketi yanlış yaptın o yüzden acıdı anlatabildim mi? Gelişimini takip etmen için acı bir etken olmamalı. Tanita aletinde tartılıp bilimsel verilerle ilerlemelisin.

Bacak antrenmanından yerde sürünerek çıkıyorum çoğu zaman. Sonrasında bi aktivite yapmanızı önermem.

Bacak antrenmanından çıkıp maç yapabileceğini düşünüyorsan ya da yapabiliyorsan, dandik bir programın var demektir, yoksa eğer maç yapamazsın. Maçtan çıkıp bacak antrenmanına gidersen, verim almayı bırak, eksiye düşersin. Yani ikisinden birini seç.

@ang; maçı antremandan önce kardiyo niyetine yapsam mı diye düşünüyordum da, haddinden fazla yorar galiba maç işi

Yok olmaz o iş ama gönlün maça gtmekten yana gibi, ki ben olsam ben de maça giderdim, sen de öyle yap.

yemeği soğutmak yerine yaparken bir yandan ortalığı toplayabilirsin. ben öyle yapıyorum. yemek hazır olduğunda ortada bulaşık kalmamış oluyor. kalmışsa da yapacak bi şey yok, yemeği yerim önce.

ben yaparken temizliyorum, makineye koyuyorum. zamanla kazanılıyor o pratiklik.

Yaparken toparlıyorum bi yandanda sıkıntı olmuyor

Yemeği yaparken bir yandan işim biten ne varsa kaldırıyorum. Çalkalayıp makineye atıyorum, elimde yıkıyorum kaldırıyorum falan en son yemekler pişip tabaklara konacağında tezgah tertemiz oluyor evet. Üzerine bir de yediğimiz içtiğimiz bulaşık biriksin istemiyorum ben de.

Bu güzel de her bulaşıktan sonra tezgahın üzerindekileri indirip her yerleri cifleme huyum biraz şov bence.

Yemeği ocağa koyduktan sonra o esnada çıkanları topluyorum ama yemek olduktan sonra yemeği bekletmem bunun için.
Bulaşık sonra toplansa da olur. Yemeği zamanında ve sıcakken yemem daha önemli.

Bulaşık makinesi boşsa koyarım da çok da şeetmiyorum. Bazen akşam bulaşığı da bekler ertesi günü çok koku yapan bir menü değilse. Üstelik açık mutfağım var. Strese gerek yok.

yok ben yemek yer bulasik yikarim. ama ev daginiksa hayatta bir sey yapamam.

Soruna cevap değil ama tureng'in eklentisi de gayet iyi.

yani iphone telefonumdaki uygulamalari demek istemistim, telefonu bilgisayardan yonetmek istiyorum bir nevi.

merak etiğin bir şey var. mesela "anchorman" ne demek, ekşi'dekiler bu konuda neler yazmış diye açıp bakıyorsun. diyelim kimse anchorman hakkında bir şey yazmamış. senin de yazacak kadar bilgin yok. ukte açıyorsun anchorman diye. yani "biri bu başlığı doldursun" a tıklıyorsun. ukte doldurmak isteyenler bakıyor, anchorman hakkında bilgileri varsa bir şeyler yazıyorlar. anchorman diye bir ekşi başlığı olmuş oluyor böylece.

edit. eskiden "ukte" diye bir buton vardı, oraya basınca herkesin doldurulmasını istediği başlıklar liste halinde çıkıyordu. oradan seçip seçip doldururduk. ama şimdi kalkmış o buton. sadece ukte isteyebiliyorsun ama ukte doldurmak istiyorsan ukte istenen başlıkları arayıp bulman gerekiyor. saçma olmuş.

Anlamamakta haklısın. Ben de ilk başta, "gentlemen" yerine "trash" demiş olmasındaki esprisi unsurunu anlamamıştım. Sonra yapılan yorumları okudum:
twitter.com

Harbiden de tek mesele buymuş. Erkek bir öğretmen "Tünaydın bayanlar ve pislikler." demiş sınıfa altı üstü.