Ekşi Duyuru

nene hatun'u bilmiyorum hocam ama kalanına yorum yapayım. emek, bayramoğlu mahalleleri eskinin tam yazlık yerleri, istanbul'a en yakın kısım, keyifle oturulur. onun dışında cami, yalı, kazım karabekir, sırasöğütler'de yaşayan arkadaşlarım var, hayatlarından ve evlerinden memnunlar.

bir de şunu belirteyim, insan profili çok değişken. istanbul daha homojen geliyor nedense bana. almadan komşulara, sokaktakilere bakarsanız bayağı fikir edinirsiniz.

ek: gebze birkaç mahalle dışında darıca'dan çok daha kötü bence.

Gebze Çayırova tercih edin.

Ben ailem için epey ev baktım o civarda.

Bütçeni bilmiyorum ama Emek Mahallesi'nin bazı yerleri güzel. FSM Caddesi ve civarı, örneğin G-Marin diye güzel bir site vardı. Bana göre en iyi bölgeler oralar.

Nene Hatun tarafında güzel konutlar yapılmakla birlikte ben etrafı beğenmemiştim. Genel olarak konut ilanlarını incelersen evin içini çok detaylı çekerler ama balkondan/pencereden civarı çekmezler. :) Çok ev bizim için gidince hayal kırıklığı oldu.

Dissendium'a katılıyorum, Çayırova ve özellikle Akse Mahallesi (Cadde Alyans ve civarı) ile Parkova diye bir AVM-rezidans projesi var. Oralar çok daha güzel.

evlenmeyi düşünmüyorum ama evlensem de beklentim olmazdı. bu biraz aile yapısı ile alakalı. kimininki söylemeden bile destek oluyor, kimi kuruş koklatmıyor. aile desteği gerekli evet ama evlenme gibi sorumluluk alınıyorsa ana baba ölmüş gibi düşünülmeli.

şöyle bakarsanız rahatlarsınız: bir aile de olsanız para sizin değil. para anne ve babanızın ve kendi emekleriyle çalışarak kazandılar onu. çocuklarına vermek ya da çocukları için kendi hayat standartlarını değiştirmek zorunda değiller. maldivlere gidip yiyebilirler de, size verebilirler de. bu ikisi de onlara kalmış.

evleniyorsanız maddi sorumluluklarınızı ölçüp biçmiş olmanız gerekir. ya da hayat standartınızı ona göre belirlemiş olmanız daha doğru olur.

ben evli değilim. evlensem bizimkiler yardımcı olmak ister tahminen ama ev almaz. alabilecekler durumları var mı? var. ancak ben onlardan böyle bir şey istemem. kendi emeklilikleri için harcayacakları parayı isteyemem, istemem. lafını da etmem. benim bakış açım budur.

ufak bir not: ailenize ev almak zorunda değildiniz. ev aldıysanız da onların size benzer bir şey yapmasını beklemek sadece bir beklenti. bu doğru bir beklenti değil. aileniz o zaman gidip kredi çekebilirdi. bu bir alışveriş değil.

Normalde destek çıkmamalarına şaşırmazdım. Çünkü ben de yıllardır her şeyimi kendim hallettim babam evime bir bardak almamıştır. (4 kardeşiz hepimize böyleler bana özel değil) Fakat siz ailenize ev almışsınız. Bu durumda dengeler değişiyor.

Kendileri kiraya çıkıp evi boşaltsınlar madem öyle. Ayrıca düğünde takılan altınlarla nasıl ev alınacak düğün urfa’da mı geçiyor?

Olmaması en iyisi. Kimseye borçlu olmamak = özgürlük. Kendi ailen dahil.

Siz de bundan sonra kendi hesabınızı bileceksiniz o zaman.

Teknik olarak aldığınız ev geleceğe yatırım olarak düşünülebilir. Yarın bir gün size veya çocuğunuza kalacak.

Araba konusu da anne babanızın eli ayağıdır. Arabaya alıştıktan sonra dolmuş otobüs rahatsız eder. Hele ki pandemi gibi bir süreç yaşandıktan sonra arabanın bir lüks değil ihtiyaç olduğu anlaşıldı.


Siz çeyizi hazırlayarak güzel ve akıllıca bir hareket yapmışsınız bunda bir sorun yok. Fakat düğünde takılan altın , döviz, TL ye güvenip bununla ev alırız veya kiraya çıkarız düşüncesi yanlış bir yaklaşım. Kız tarafı belki saklamak isteyecek. Yarın bir gün ne olacağı belli değil.

Burada asıl soru siz bu kadar külfetin altına girerken kız tarafı ne yapıyor ? Ev alacak olsanız 300-500 destek çıkacaklar mı ?

Sen ailene kız tarafı şunları yapıyor falan diye anlattınız mı ?

yoksa kız tarafı hazıra geliyor ve ailen içten içe, bu duruma rahatsız ve oğullarını salak yerine koydurmak istemiyor olabilir mi ?

Anne-baba bir ömür biriktirmiş bir şeyler yapmış (seni okutmuş, bakmış) 2 yıl sonra boşanacağın bir kıza bütün birikimlerini bırakmak istemiyorlardır belki.

cinsiyet nedir?

ailenin oturdugu ev kimin üstüne?

Öncelikle evli değilim. Ailemizden beklentimiz olmamalı diye de düşünüyorum ki siz de bir çok şeyi kendiniz halletmiş anne babanıza ev bile almışsınız. Bu şartlarda durum bana garip gelirdi.
Evet kimse kimseye yardımcı olmak zorunda değil. Ama bu şekilde yaklaşmaya kalkarsak sonu gelmez herhalde.
Bizim ailede böyle şeylerin hesabı yapılmaz. Ama kim zorda kalsa ya da bir talebi olsa herkesin ona destek olacağını hepimiz biliriz. Aileyiz sonuçta. Kendi dinamikleriniz her zaman böyleyse bilemem tabii ama bence gene de garipmiş.

Evli değilim evlenirken de beklentim olur bu benim evlat olarak hakkım babanız ayıp etmiş bence.

@janavarorion, kız tarafı bizimkilerden daha çok düşünüyor beni. İzmir'de birkaç tane daireleri var. Gidip orada istediğimiz gibi oturabileceğimizi söylediler. Fakat ben şehir değiştirmek istemiyorum. Hatta baldızımın evi var bize yakın bir yerde. Orda kira vermeden oturabileceğimizi teklif etti. Ben gurur yaptığım için henüz tamam diyemedim bu teklife.

@sonsuz, erkeğim. Ev kredi ile alındığı için mecburen benim üzerime yapıldı. Çünkü kredi benim üzerimden çekildi.

Bu para havadan gelmiyor ki. Bu aldıklarını yine başkalarına takacaksın, ya da takmişsındir. Tek makul yanı, o kadar paraya bir anda kavuşman.

Evliyim, ev eşyalarını ve bir çok şeyi eşimle ortak yaptık. Ailelerden istemedik. Aileler zaten bu yaşa kadar destek oldu okuttu diye düşündük.

Ama senin durum farklı. Ev almışsın ailene ki bu baya büyük bir fedakarlık, karşılığında sana destek olmaları gerekirdi. Düğünde takılan altınlara hiç güvenme artık öyle çok çok takılmıyor düğünlerde ekonomi malum.

bu beklentiye girmekte cok haklisin destek olmamalari buyuk ayip. sanki biraz ailene verici tarafta kalmissin onlar da sana vermeyi unutmus

Ben kız tarafıyım ama ne benim taraftan ne de eşimin tarafından bir talebimiz olmadı. Her şeyimizi kendimiz yaptık. Düğünün parasını da yarı yarıya bölüşmüştük, benim taraf biraz daha fazla davetli çağırmak istediği için farkı üstlendi o kadar. Ama ben aileme ev almamıştım, hele kredisini hala ödüyorsanız o durumda ben ailenizin durumu yokmuş işte diye düşünüyorum.

Öte yandan - kusura bakmayın ama ailenizin durumu olmasa bile arabayı satalım ve altın bozduralım kısmına verdikleri cevabı bencilce buldum. Yapacak bir şey yok, ne deseniz "evlendin de bizi beğenmiyorsun, gelin girdi araya vs." durumu olur. Aileniz parayı geline kaptırmak istemiyor açıkçası. Surat yapsanız ayrı kabahat, benciller işte...

Ev almışsınız bence haklısınız. Arabayı satın doğru olmamış ama hiç destek olmamaları da bana göre hoş değil. Aile olarak değil ama sizin zamanındaki desteğinize karşılık bence de destek olmalılar.

araba satılması çok normal değil fakat en azından yardım etmiyorlarsa konut kredisi taksitlerini onların ödemesini isteyin.

Öyle bir hisse yok. Döviz ve faize müdahaleden vazgeçildiği gün, Borsa, elinde hisse olan herkesi çok üzecek bence.

Hisse senedi fonları için de söylediklerim geçerli.

Hisse senedi ağırlıklı fon alın.
Fonları tefas.gov.tr'den inceleyin, alın unutun. Fon yöneticileri sizin için düşünsün.

Borsayı ben de bilmiyorum ama senin gibi arkadaşlarım var onlar da anlamıyor bu işlerden hepsi yatırım fonu aldı, getirisi nispeten daha az ama riskleri de azmış sanırım bilen arkadaşlar daha iyi açıklar.

Hisse senedi yatırım fonu olarak değerlendirmek daha mantıklı olabilir. Favorilerim : HVS ,GOH , NNF , ZJL , ST1 . Sepet yapılabilir.

İstediğiniz yatırım borsada şu sıralar borsada yok.
Borsa inanılmaz arttı, artmaya da devam ediyor. Bir gün bu artışın durup çok sert bir şekilde düşeceğini bekliyor çoğu insan.
1 yıl içinde seçim de olacağını göz önüne alırsak borsadaki yatırımınızı unutabileceğinizi hiç sanmıyorum.

Yabancı borsalarda da düşüş bekleniyor bildiğim kadarıyla, orası da yaş.

Pek hakim değilim ama sizin yatırım yapmanız gereken yer Eurobond'lar galiba. Bilen biri anlatır.

size herhangi bir hisse onerip al 1 yil unut diyen varsa su ortamda, ben o kisiye supheyle yaklasirim. turkiyenin onumuzdeki 1 yilda nereye savrulacagi hic belli degil. en saglam hisselere bile girseniz mesela koc holding, o da gider surunebilir 1 yil. o arada enflasyon paranizi alir goturur. en iyi ihtimalle 5-6 hisseden sepet yapilabilir ama borsayi uzun sure takip etmeyen biri bunu yapmamali. dusuk getiriye razi olup borsa fonuna koymak belki en iyisi ama borsada 6 aydir devam eden ralli sonuna gelmisse, fon yatirimi da sizi memnun etmez, tepeden girmisseniz 1 yillik vadede uzulebilirsiniz. maalesef yatirim icin biraz gec kalmis durumdasiniz, su aralar turkiye yatirim yapmak icin en sagliksiz yerlerden biri. turkiye'nin nereye gittigi asagi yukari 1 yildir belli ve herkes ona gore pozisyonunu aldi bile.

eurobond aldiniz diyelim ama 3-4 ay sonra hukumet degisti, turkiye yeni bir dunyaya uyandi, kur 15lere indi diyelim. siz 18.6'tan yillik yuzde 5 getiri ile eurobnda bagladiniz parayi, 1 yil sonra yuzde 15 zarardasiniz. o arada borsaya bugunlerde giren belki parasini reel olarak 2ye katlamis olur.

yatirim ortamini takip etmiyorsaniz yapilacak en makul sey cogu zaman, herhangi bir nedenle olu fiyatina inmis ama olmemis varliklara para koymaktir. su siralar bu tanima uyan sadece kripto var ama sanirim daha orada da dibe yol var.

vasat bir getiriye raziyim diyorsaniz:
paranizi 4e bolun, birini yogun hisse fonuna, birini altin fonuna, birini eurobond fonuna, birini de temettu fonuna koyun mesela.

borsada yükselmemiş hisse az kaldı. yine de kararımı verdim, borsaya gireceğim diyorsan, kendi sepetini yap. hisse bazında ben hala mepet diyorum. bir satış haberi var. ilk gerçekçi gelişmede uçar gider. tskb alınabilir. kardemir alınabilir. bende ciddi miktarda alfas var. alfas takibe alınıp düzeltme gelince (gelirse) alınabilir. arçelik daha yükseklerde olmalı. ama bu tavsiyeleri şartları zorlayarak verebiliyorum. sen kendin iyice tart, risk iştahına göre karar ver.

@michael_knight'in açtığı yoldan devam edip Euronond'ları anlatayım.

Devletin yabancı para cinsinden çıkardığı tahvillere deniyor.
Sabit getirilidir. $ eurobondlar 6 ayda bir € eurobondlar yılda bir faiz ödemelidir. Çok uzun vadelidirler. Şu an bildiğim kadarıyla 2045 vadeli eurondlar vardır.

Faiz oranları, çıkarıldığı tarihteki Devlet'in döviz ihtiyacına göre değişmektedir. Şu an arzedilmişler içinde en iyi faizli olanı şu sayfada 630 koduyla gösterilen ve 6 ayda ½ 5,937 faiz veren eurobonddur.

Uzun vadeli oldukları için ikinci el piyasası vardır. Bankanızda yatırım hesabınız varsa istediğiniz eurobondu 2. el fiyatıyla alabilirsiniz. 2. elde al-sat durumunda zarar da ettirebileceği için kısa vadeli yatırım için uygun değildir.

Almak isterseniz İş bankası özelinde nasıl işlem yapacağınızı anlatabilirim.

www.isbank.com.tr

"1 yıl dokunmayacağım bir miktar nakit var"
"Değer kaybetmemesi için borsaya yatırmayı düşünüyorum"

dostum hic mi haber okumuyorsun? amerikan borsasi sene basindan beri %20 dustu. deger kaybedilmeyecek olsa o borsa kaybetmezdi.

"Uzun vadede beni üzmeyecek tavsiyeleriniz nelerdir?"
tembelligi as ve finansal okul yazarligini gelistir.

borsayı hiç bilmiyorsan sadece halka arzlara katıl ve aldığın hisseleri 1 yıl satma. muhtemelen sonra ortaya şöyle bir tablo çıkacak.

prnt.sc

prnt.sc

fon al kardeşim. fon. sakın girme bilmeden borsayı. tavsiyem fon sepeti şemsiye fonlarını arastır.

petrol, altın ve emtia fonları öneririm şu anda hepsi ucuz.

Elinizdeki paraya da bagli tabi ama hepsinden biraz biraz bence

bakır

Ben dolara yatırırdım parayı. En az 1 yıl dokunmayacağım diyorsanız vadeli USD hesabı açabilirsiniz. Odeabank %3,50 faiz veriyor(muş)

Uzun vadede cevap hep aynidir: altin

Gram altın düne göre 20 lira, geçen haftaya göre 80 lira yükseldi.

Dolar da nispeten düştü falan.

Yani alım yapmadan bi süre takip etmekte de fayda var.

hisse

birinci fotoğraftaki karelere vefk deniyor. isme, barındırdığı harf sayısına göre yapılan, ayetler ve çeşitli tesbihler ile etkiyi arttırmayı amaçlayan bir uygulama. benzerlerini hanedan eşyalarındaki tılsımlı gömleklerde bulabilirsiniz. çoğunlukla iyi etkiler için kullanılır. elbette tersi yönde de inanış ve uygulamalar var.
ilki el yapımı ikincisi fotokopi gibi görünüyor, elbette siz rahatlıkla teşhis edersiniz. Fotokopi ise iyi bir etki amaçlanmış olması mümkün. şöyle ki, bazen bir hane ve mensupları için bir metin hazırlanır ve fotokopi ile çoğaltılıp üstlerinde taşımaları ve evlerinde bulundurmaları için aileye verilir. elbette, yine de okunarak teyit edilmeli.

yakın gitsin.

sirkeli suya koymak lazım derler

Denedim. Alamadım. Alamayacağına dair bahse girebilirim.

Ben aldım ama hiç tüketici hakem heyetine gitmeksizin, bankayla görüşüp iptal sağladım sigortada. Enpara direkt iptal ediyor sorunsuz, İş Bankası ise şubeye çağırıyor. Diğer bankalarla ilgili tecrübem olmadı.

Bosch ile Siemens birebir aynı ürünler. (Arçelik ve yurtiçinde satılan Beko gibi)

Aynı altyapıya sahip, malzeme kalitesi biraz daha düşük olan Profilo da tercih edilebilir

beyaz eşyada bir markaya bağlı kalmayın. her markanın kaliteli yaptığı ve özelleştiği ürün grubu vardır. biri buzdolabında iyiyken diğeri bulaşık makinesinde iyidir. model araştırması yapın.

hanım hepsini tek marka istiyorsa (türk aile yapısının klasiklerindendir) arçelik bayiye gidin alın :)

benim çevremde gördüğüm ve bizim de genel olarak tercihimiz arçelik yönünde oluyor. memnun olmayanı az gördüm.

@lancelot du lac

profilonun kalitesi düşük değil. Aynı model makinelerde Bosch, Siemens ve Profilo birebir aynı. Sadece logosu, rengi, yazı tipi vs. değişik.

2.5 yıllık evliyim. Hepsini bosch aldım. Herhangi bir sorun yaşamadım henüz.

@himmet dayi

birebir aynı değiller. özellikle elektronik kartları, yalıtım ve dış kaplama malzemeleri farklı. öğrenciliğimde 3 sene profilo bayinde çalıştım.

@lancelot du lac

satıcı bayi yanlış bilgi vermiş. böyle bir fark yok.
bosch ve siemens'te olmayan modeller bütçeye daha uygun olsun diye belli başlı farklılıklar olabiliyor. ama aynı model makineler zaten aynı hattan çıkıyor. tedarikçiler de aynı malzemeleri kullanıyor. profilo diye daha 'kalitesiz' malzeme kullanımı diye bir şey yok. dediğim gibi değişen şey genelde rengi oluyor.

@himmet dayi

profilo bayinin "bizim ürünler daha kalitesiz" demesi saçma değil mi? aksine birebir aynı dese daha çok işine gelir.

bayi değil servis bilgisi bu. bosch ve siemens arasında parça değişimi yapılabiliyor ama profilo'ya uymuyor bu parçalar.

biraz araştırırsanız bu konuda çok şikayet olduğunu da görürsünüz.

@lancelot du lac

bu gereksiz tartışmayı uzatma taraftarı değilim. bu konuda yazacağım son mesaj bu olacak.

Profilo bayinin "bizim ürünler daha kalitesiz" demesi saçma değil mi?
- evet saçma. bayi yanlış bilgi vermiş derken bildiği şeyi size anlatmamış demiyorum zaten. bayi de doğrusunu bilmiyor. bayiler BSH'nin çalıştığı birbirinden farklı özel kurumlar. Üretilen alt parçaların kalitesinden sorumlu olanlar bayiler değil. Bahsettiğin parçaların çok büyük bölümü zaten satın alma parçaları. BSH'nin fabrikada üretimini yaptığı alt parça sayısı az. Haliyle hangi parçanın ne kalitede olduğunu satın almacı olarak izin verirsen ben bileyim.

şık olur.
anneye verirseniz puanları leblebi gibi toplarsınız hatta :)

Gerekmez ama götürülebilir, güzel olur.

Götürülür.

Eli boş gitmek hoş olmaz.

Bence de anneye orkide gibi saksıda bir çiçek güzel olur

götür götür. iyi olur. ben de götürdüm bayıldılar : )

Gayet guzel hareket olur

utanıp sıkılmadan verebilirsen büyük artı puan

Kredi kartıyla alırsan kuyumcu onun ödemesini bankadan 1 ay sonra falan alıyor. Altının da 1 ay sonra ne olacağı belli değil. O yüzden böyle bir fark var.

Bir ay sonra değil ertesi gün alıyor %4 civarı komisyonu vardı, şu an yüzde kaç bilmiyorum. Her ne olursa olsun 25k komisyon ol-la-maz. Nakit satmak için işgüzarlık yapmış bence kuyumcu.

@himmet dayi'nın dediği doğru. Ancak kuyumcu, istediği taktirde faizini ödeyerek parayı ertesi gün de çekebilir bankadan.

Bu durumda o faiz söylediğin farktan çok az olmalı.

Kayıtsız ticaret yapıp vergi kaçırıyordur. Kredi kartı devreye girince, ticaret kayıtlı olmak zorunda.

Odedigi senelik vergiye bakarsan anlarsin sebebini.

Adam kosedeki berber kadar vergi oduyor, sen 100bin gelir sokacaksin hesabina.

70 bin liranın kdv'si 12.600 TL zaten, 3 bin lira kadar da bankaya komisyon ödeyecek. Bir miktar da gelir vergisi matrahı artacak bu yüzden, ama yine aradaki fark fahiş +1

Yüzde olarak değil psikolojik olarak bakıyorum bu olaya. Sadece kendine gerekeni alan, harcama konusunda temkinli olan (cimrilikle karıştırmayalım) başarılıdır. Tanıdıklarım var mesela avm'ye girdikleri an yer/yön ve kendini kontrol etme duyguları bir anda kayboluyor.

başarılıdır

Burada maaş tutarı çok önemli sanırım, asgari ücretin yarısını birikime ayıran biriyle 20 bin maaşın yarısını ayırabilen biri aynı eforu sarf etmiyor çünkü temel ihtiyaçlardan feragat etmeleri anlamında.

Bugün İstanbul'da orta halli bir muhitte yalnız yaşayan ve 9 bin maaş alan biri %50 tasarruf yapabiliyorsa bu bence başarıdır. Eğer asgari ücretin yarısını tasarruf edebiliyorsa bu sihirbazlık falandır artık ya da bu kişi sadece nefes alarak yaşıyordur.

10bin altı maaş ise çok başarılıdır. 15-20bin üstü ise başarılı bulduğumu pek söyleyemem. evi arabası olmayan ve bu bantta maaş alansa çok başarısızdır

Muhtemelen ac geziyordur derim ve bunu basari olarak gormem.

Cünkü ne kadar kazanirsan, o kadar da artiyor gider.

20k alip, 10k biriktiriyorsa, "20k kazaniyor" sartlarinda yasayamaz bu kadar birikimle.

10k istanbul. sıfır. biriktirdiğin de ekstra bi durumda gidiyor. pazardan atık toplasan da birikmez.

%30-40 civarı birikim yapmak tr standartlarında çok iyi bir rakam. ancak hiç bir aktivite yapmayıp sadece birikim yapan bir insana da ne kadar yaşıyor denebilir orası tartışılır. hem hayatı yaşamak hem de birikim yapmak arasında bir denge olmalı, yoksa varyemez hacı amcalar gibi yaşamak da bi seçenek yani

gelirimin yüzde 60'ıyla araç kredisi ödüyorum. malum özellikle son 3 aydır iğrenç bir ekonomik düzen olduğu için mecburen biraz kredi kartı borcum oldu. bu nedenle sıfır birikimle yaşıyorum. kredim yazın bitecek. kredi bittikten sonra tahminim yüzde 30-40 birikim yapabilirim.

%50 büyük başarı bence.

Bu ay maaşlara zam gelince %40 koymuşuz kenara (çift maaş). Araç kredisini de dahil edersek %50 yapıyor. Bu enflasyonla iki aya maaşlar kuşa döner, kenara bir şey kalmaz yine..

NŞA ülke ekonomisi biraz daha iyiyken, toplam gelirin yarısıyla geçinir (kira fatura yeme içme üst baş kozmetik vs.), %30'unu birikim için kenara koyar, %20'sini de tatile ve keyfimize harcardık. Bence ideal şartlarda makul olan budur, yani harcamaları bu hesaba göre ayarlayınca hem ayağını yorganına göre uzatmış oluyorsun hem de düzgünce yaşamış oluyorsun. Hayattan keyif almadan, BİM çiğ köftesi yiyerek %50 biriktirmek başarı değil.

yuzde 50 cok iyi bir oran.

%50 çok iyi. Benim %50’den fazla ama genel olarak Türkiye ve Dünya’da tasarruf oranları çok düşük.

%20 ve üstü birikim yapabiliyorsanız iyidir. tabi bunun sürekli olması önemli yoksa bir ay %50 atıp kalan aylar cepten yiyorsanız bi anlamı yok.

yüzde 50 çok iyi bir oran.

ben ortalama kira giderim kadar kenara koyabiliyorum.

kira > kenara para koymak > fatura > kredi kartı şeklinde bir önceliğim var. bazen kenara koyduğum para daha az olabiliyor sıkışık durumdaysam. ama gerekirse kredi kartını az ödüyor, harcamalarımdan kısıyor yine de kenara atıyorum.

canlıdoviz uygulamasının widget'ı mevcut. bende ara sıra tazelemesi gecikiyor, ama genelde iş görüyor.

investing'in widged' var. İstediğiniz dövizi, hisse senetlerini, emtia fiyatlarını sıralayıp toplu halde ekranda görebiliyorsunuz.

tradingview

Finanscepte alarm falan da kurulabiliyor memnunum epey.

amir amgad

amir -1 :) eksisozluk yorumları hic hos değil bu mısırlı arkadaşın.(bkz: amir amgad)

tavsiye olarak airbnb'de fotoğraf çekenler ile bağlantıya geçerek Kadıköy'deki Şekerci Cafer Erol'un oralarda, Caddebostan'da çok güzel pozlar yakalayabilirsiniz.

www.airbnb.com.tr

bunu bilebilen bir insan evladı olsaydı multi milyarder olurdu zaten.

dün konuşuldu burada. kredinin aylık ödemesini hesaba katıyor musunuz. 12 ay boyunca o para elinizde kalmayacak. her ay azalacak. ayrıca varsayımda bulunuyorsunuz. 3 gün sonra osman kavala serbest kalacak deniyor. rahip'i serbest bıraktıklarında dolar baya düşmüştü. bana göre riskli.

gencaystar ve academic tour'un programlarına bakın.

10 kmde bir antik kent var. efes selçuk afrodisias karacasu pamukkale hierapolis. antalyada olimpos var. burdurda yeni bulunan yerler var.

Ana sitenin kestigi %20-30 komisyonu senden tahsil ediyorlar.
Eskiden yoktu boyle komisyonlar.

Starbucks konusunda kaçırdığınız bir şey var, starbucks kendisi satmıyorsa o kahveleri, satıcılar da starbuckstan toptan fiyatına mal edemiyorsa muhtemelen zaten satıcının alış fiyatı starbucks fiyatı oluyor.
Mağaza parfümü dediğin şey için de geçerli, bu mağaza zara ise ve o parfümü internette kendisi satmıyorsa satıcılar %90 zaradan mağaza fiyatına mal ediyordur zaten.

Bunlar dışında e-ticaret fiyatları ile mağaza fiyatlarının eşitlenmesi normal bir şey bence ve +pazaryeri komisyonlarına da katılıyorum.

eskiden de o kahve daha pahali satiliyordu, ben duzenli aldiklarim var fiyatlari uygun alinca bol bol, aldiginiz seye bagli biraz

Gelecekte olması muhtemel şey bu zaten. Bu konu ile alakalı bir duyuru vardı. Duyuruya cevap veren bir kullanıcı, mağaza fiyatlarıyla internet fiyatlarının bir zaman sonra aynı olacağını söylemişti. Bu benzeri bir kaç öngörüden daha bahsetmişti uzunca. Mobildeyim bulamıyorum şu an ama. Silinmediyse bir ara editlerim.

Fiziksel magaza kira+personel vs giderlerini ekleyip satiyor

Sanal magaza komisyon (ort %15-20 civari) + kargo bedelini koyup satiyor.

Bu sebeple kimi urun sanalda, kimisi magazada ucuz.

Starbucks kahvesi ornegi bizi yaniltir.

Evet bazı şeyler mağazadan daha ucuza alinabiliniyor. Kargo süresi de beklemek yok şaşırtıcı geliyor bana da ama öyle

Amazon başlığında bi mal yazmıştı, 4 tane kulaklık alıp iade etmis beğenmeyip. Satıcı olsan cüzi bir karla satar mısın bu mallara ürününü. 8 kere kargo parası ödetmeden, 4 ürününü 2. ele çevirmiş adam.

kaçırdığın bazı şeyler var.

starbucks. tek tedarikçi. perakende 60 liraya satıyor toptan satışı yok. internetten satışın amacı birinin sana o ürünü kargoya vermesi. o yüzden de daha pahalı.

parfüm. ülkeye yasal yollardan sokan 1 bilemedin 2 anlaşmalı distribütörü vardır. distribütör aynı zamanda mağazaya başka pek çok marka veriyordur(genelde böyle olur) neden mağazaya daha ucuza vermesin o zaman? bir diğer faktör de parfüm için ayrı bir depo gerekmiyor, mağaza hem satış kanalın hem depon.

başka örneklerle gel açıklayayım. ancaaaaak, eskisi kadar uçuk farklar da yok. sebebi malum çünkü keriz azaldı.

Benim acı eşiğim yüksektir ben hiç kullanmadım net etkisini bilmiyorum ama gördüğüm kadarıyla herkes emla kullanıyo lazer öncesi.

Emla %50 oraninda azaltiyordu. acili bir surec :(

eksisozluk.com

bence hiçbir sprey ve krem işe yaramıyor. biz şöyle bir çözüm buluştuk. hani sporcuların kullandığı böyle içi jel gibi mavi bir buz poşeti var ya, iki tane ondan vardı salonda (sadece bana ait) bunu dondururlardı. ben gelmeden önce çıkarırlardı. mesela alt bacağa koyardı o buzu önce orası soğuyunca hemen oraya lazer yapardı. oraya lazer yaparken buz üst bacakta dururdu. sonra soğuyan üst bacağa yapardı.
böyle böyle, nereye önce yapacaksa soğuturdu yani.

bu arada, cidden her şeye atarlanan bir adamsanız eğer, lazer cihazının kablosunu koparıp atmanız olası. acıyor yani.

@irene evet çok acıdığını biliyorum. 3 seans yaptırdım çünkü :) Söylediğiniz yöntem mantıklı ama ben tüm vücut yaptırdığım için biraz uğraştırabilir beni. Yine de deneyeceğim. Size ve diğer cevap veren arkadaşlara teşekkürler.

Emla kullanınca ölmüyorsunuz ama sürünüyorsunuz yine de. Keşke tamamen geçiren bir şey olsa.

Ben kesinlikle güzellik merkezine gerek olduğunu düşünmüyorum. Düzenli bakım ve doğru ürünlerle aşılamayacak bir sorun değil. Size Çisem Çakır'ın aşağıya bıraktığım linkteki videosunu önerebilirim.

www.youtube.com

Benim cildimde böyle geçen gratis'e gittim oradaki hanımefendi bir tane yüz temizleme jeli verdi, sabah akşam kullanıyorum . Birde gece yatmadan önce bir krem verdi.

kadınım.
kılsız erkek popülasyonun artması için bir nefer görevinde olduğumdan yazmadan edemedim.
lütfen alexandrite lazer olmasında ısrarcı ol, sonra kendini güvenle emanet et. seanslara düzenli gidersen 6 seansta kesinlikle memnun edici bir sonuç alırsın.
ama bazı yerler şöyle güzellikler yapıyor; belirli bir seanstan sonra tek seans uygulamalrında ekstra indirim. yani normalde 1 seans 600 liraysa, size 7. seans 300 lira gibi olabilir. zaten 6. seans sonrasında yılda 1-2 defa gideceksiniz.
hayırlı karantinalar.

doğru diye duydum ben de

Doğru, birçok alışveriş sitesinin bu şekilde partnerlik programı var, aracınla kayıt oluyorsun paket başına promosyon vs alıyorsun çok karlı bir iş.

10-12 net mi brüt mü onu merak ettim açıkcası ben, kaskosu, sigortası, mtvsi, benzini ıvır zıvırı hepsi cepten sonuçta.

genel olarak kuryelikte iyi para var. bana yemek getiren kuryelerin bazıları benden çok kazanıyor olabilir o yüzden bahşiş verirken bir daha düşünün.

soğutma dolabını kendi ödemiş, araç kendisinin, mazotu kendi veriyor, vergileri kendi veriyor, sigortaları kendi ödüyor, vergiler var, aracın tamiri bakımı tutumu var. bunların hepsi adamın cebinden çıkıyorsa, brüt 10-12bin arası kazanıyor olması gayet normal.

amortisman harici net 10-12 kazanıyorsa, o da gayet iyi. 5 sene kullanabileceği 150bin liralık bir araba ile ayda 10-12bin kazanmak bence çok iyi.

kaldı ki bu pandemi döneminde eve servis meselesi aldı yürüdü. geçenlerde birisi anlatmıştı. eskiden "getir" şubesi açtığında bilmemkaç yılda sermayen geri dönerken, şimdi 10-15 ayda geri dönüyormuş.

Deneyimli prof’lardan bilgi almanınızı öneririm.

starbucks'tan almamanı tavsiye ederim. Çok kavuruyorlar.

Eskiden ucuzken alıyordum ama artık düzgün bir yerden almakla aynı para. 54 lira falan mıydı en son?

boxxcoffee.com
al bak şuradaki kahvelerde aromayı çok daha iyi hissedersin. Kargo bedava, aynı para gibi. (Starbucks kadar 'acı' olmayacaklar, ama french press ile aromasını alırsın bence. Ben chemex ile pour-over şeklinde yapıyorum, daha berrak daha seviyorum öyle)

Espresso Lab'ın kahveleri de hiç fena değildi. Yakınlarında varsa. Onların Etiyopyasını Guatemalasını al dene mesela, farkı hissedersin. Kahve önemli, kavurma şekli de çok önemli.

Starbucks'tan almayın +1
Daha iyi kahveler var birsürü kavurucuda. Coffeetopia'dan alıyoruz biz bu aralar.

Geç edit: Coffetopia değil ya, coffeetropic'ten alıyoruz.

aromatik orta sert > KENYA

starbucks en adi çekirdekleri aşırı kavurarak kömür tozu satıyor kesinlikle çöp.

tchibo guatemala iyidir.

nhk ni youkosu boxxcoffee linki vermiş ben de sürekli alıyorum boxxcoffee roasters'tan beni hiç üzmediler şimdiye kadar.

5-6 kahvesini denedim her birinin tadımı güzeldi ama aroma olarak en hoşuma giden

Ethiopia Chelelektu oldu.

boxxcoffee.com

bu arada instagram hesaplarından ara ara kampanya kodu paylaşıyorlar şu ana kadar hep o kodlarla almıştım, takip edebilirsiniz. %10, %15 indirim yapıyorlar + kargo bedava. her türlü starbucks'tan ucuza geliyor zaten.

en son %15 kod vardı ama ağustosta bitmiş.

www.ininal.com

Bana kalırsa karakter analizi başka şey, iş için gerekli yetkinlikleri ölçmek ayrı şey. kişinin sevdiği yönetmenden, sanatçıdan tabii ki bir ölçüde karakteri tahmin edilebilir ama bu zevkler bile kalıcı değilken "yüksek oranda" doğru bir tahmin yapmak bence mümkün değil.

A ve B kişisinin verdiği yanıtlar işe alım aşamasında benim için önemsiz olurdu ama işin niteliğine de bağlı biraz. örneğin metalürji mühendisi alacaksanız bu yanıtlar neyi kanıtlar, ona bakmak lazım. kişi "zevksiz" olabilir belki ama müthiş matematik biliyordur, acayip kod yazıyordur vesaire. kime göre, neye göre zevksiz, ona da bakmak lazım.

verdiğiniz örnekte iki kişi de aynı bölümden aynı mezuniyet notuyla mezun oldu diyelim, ikisi de işini layığıyla yapabiliyor. verdikleri yanıtlara göre işe alıp almamak işverenin takdiri tabii. bu konumda olsam, adaylar birbirine eşit olsa, örneğin ben de george orwell'i çok sevdiğim için belki A kişisini seçerdim.

sormak istediğiniz ile sorduğunuz birbirinden çok farklı olmuş diye düşünüyorum.

kişisel zevkler bir insanın kültür düzeyi, entelektüellik seviyesi veya yakın olduğu yaşam tarzı hakkında bir fikir verebilir evet ancak bu zevkleri karakter özellikleri ile bağdaştırmak çok doğru bir bilgi vermez.

mülakat sorusunu ise hiç bağdaştıramadım. işe alacağım kişiye yukarıdakileri değil işe olan yetkinliğini anlayabileceğim sorular sorardım. bir sıva ustası muhtemelen george orwell okumamıştır ancak sırf george orwell okumadı diye gayet iyi sıva yapan bir ustayı eleyecek değilim. arkadaş/sevgili değil eleman arıyorum.

Bence yapılabilir. En azından küçük de olsa bir fikir verir. Ama hangisi daha kıymetlidir onu bilmem.

Uzaktan evet ama dışarıdan hayır.

Sıkı bir Rammstein fanıyım. Synthwave tarzı müzikler severim. Modern klasik müzik parçaları da çok dinlerim. Ama ortamlarda Azer Bülbül, hemşerim Cengiz Kurdoğlu vs gibi şarkıcılardan bir kuple söylerim. Keyfim olunca sevinçli olduğumda İsmail Yk bombabomba.com açarım. İsmail yk şarkılarının çoğunu da ezbere bilirim.

NBC’nin tüm filmlerini izledim ve çok severim kendisini. Ama Şahan Gökbakar’ı da severim. Dikkat Şahan çıkabilir’in YouTubeda yüklü tüm skeçleri ezberimdedir.

Genel kültür konusunda karşıma rakip çıkmadı diyebilirim. Popüler kültürün içindeyim, beyaz Türk edebiyatınında. Ama bana sorarsanız ne NBC izlemek ne de Orwell okumak da bir kıstas değil. Çünkü bunlar da popüler kültür malzemesi oldu. Hiç umulmadık insan instagramında Orwell kitabıyla story koyuyor ama mesela kapağını açmamış. Ben ortamda İsmail yl övüyorum geyik olsun diye. Hangimiz neyiz şimdi?

Burada geçen sorulmuştu en sevdiğiniz şarkılar nedir Türkçe yabancı diye. Ben Türkçeye İbrahim Erkal-sen aldırma, Orhan Gencebay-dokunma ve barış Manço-dönence demiştim. Yabancıya da Keane-Everybody’s changing, Rammstein-ohne dich ve kavinsky-nightcall demiştim. Sizin yaptığınız formülle ben nasıl konumlandırılıyorum?

Bazı insanları çok iyi tanımadıkça nasıl biri olduğunu bilemeyiz özetle.

ikisini de işe almam, bu soruyla önüme gelen insan kaynakları personelini şirketten kovarım.

sırf beethoven dinliyor diye kaynakçı işe alırsak, şirket batar ya da recep ivedik izliyor diye aşçıyı kovarsak, şirket batar.

İlki orjinalin vasat bi taklidi
İkinci en azından samimi :)

kişisel görüşüm; büyük oranda, EVET yapılır. yani bir insanın sosyokültürel seviyesi, dinlediği müzikten, izlediği filmden, okuduğu kitaptan belli eder kendini. şöyle bir kabaca da bakarsak;

sosyakültürel seviyesi düşük olanlar = mavi yakalı işlerde ( kayankaçı, sıvacı vb.)
sosyakültürel seviyesi ara formda olanalar = beyaz yakalı işlerde ( muhasebe vb. )
sosyakültürel seviyesi yüksek olanlar = altın yakalı işlerde (ar-ge çalışanı vb.)

Şimdi burada arkadaşların atladıkları bir nokta var. o da meslek.

her ne kadar kendileri bunu kabul etmeyecek olsalar da toplum nezninde mesleklere göre bir statü'ye, sosyokültürel bir seviyeye koyuluyorsunuz.

kaynakçı ve sıvacı örneği verilmiş. kaynakçı ve sıvacı mavi yaka dediğimiz kısım ve toplum gözünde mavi yaka eğitimine devam etmemiş, sosyokültürel olarak alt sınıfta bulanan bireylerin yaptığı işleri kapsıyor. yani beethoven dinleyen bir kaynakçı ustası bulmanız, erdoğanın istifa etmesi olasılığından daha düşük.

beyaz yaka ise ara geçiş formu gibi, biraz mavi yaka'nın kültürel seviyesinde biraz da altın yaka dediğimiz sınıfın kültürel seviyesinde. işte " ben nasıl konumlandırılıyorum? "diye soran arkadaş bu sınıfta.

memleketimizde altın yaka dediğimiz kesim yok denecek kadar az olduğundan beyaz yaka diye tabir edilen kesimi altın yaka gibi değerlendiriyor toplum. kültürlü, eğitimli vs. diye

halbuki yok öyle bir şey, beyaz yaka dediğiniz güncellenmiş biraz da modernlik getirilmiş mavi yaka, tüm olay bu. yani şunu bu yüzden söylüyorum, beyaz yakalı olup da ben fero dinleyen, recep ivedik izleyen gırla insan var.

yani nasıl beethoven dinleyen kaynakçı bulma olasılığınız düşükse, ismail yk dinleyen bir yazılımcı bulma olasılığınız da bir o kadar düşük. yok demiyorum, çok çok çok düşük bir ihtimal diyorum.

yani A ile B'nin yöneleceği meslekler birbirinden çok bağımsız meslek grupları olacaktır. ama şunu söyleyebilirim. A beyaz yakalı belki altın yakalı olabilir, B ise ya beyaz yakalı ya da mavi yakalıdır.

tam anlatamadım derdimi ama olduğu kadar artık.

internetten alışveriş konusunda takip edilmesi gereken kurallar silsilesi şöyle,

hepsiburada, trendyol, n11, amazon.com.tr gibi siteler hem pazaryeri olarak çalışıyorlar hem de bizzat kendileri ürün gönderimi yapıyorlar.

1. kural: mümkünse satıcısı sitenin kendisi olmayan bir ürünü almıyoruz.

2. kural: eğer ürünü sadece pazaryeri mağazalarında bulduysak bu sefer diğer sitelerdeki pazaryeri satıcılarını da kontrol ediyoruz eğer amazon.com.tr'deki bir mağaza satıyorsa hiç fiyata bakmadan amazon.com.tr'deki satıcıdan alıyoruz.

3. kural: amazon.com.tr'de ürün yoksa, o ürüne gerçekten ihtiyacımız var mı diye tekrar düşünüyoruz.

4. kural: hala ihtiyacımız olduğu konusunda eminsek diğer mağazalardaki satıcıların puanlarını ve yorumlarını inceliyoruz, en uygun olanı seçiyoruz ve "allah'ım niyet ettim ben bu ürünü almaya sen benim yüzümü kara çıkarma" diye başlayan sipariş duasını okuyarak satın al tuşuna basıyoruz.

n11, trendyol, hepsiburada, gittigidiyor. bunların daha güvenilir ve daha kurumsal olması nedeniyle.

En başta amazon. Sonra satıcısı Hepsiburada ise Hepsiburada sonra gittigidiyor, n11 ve Trendyol. Pc parçaları için qp de güzel. Fiyat makulse yorumu iyi olan başka sitelerde olabilir ama sayıları çok az. Üsttekiler güvenilir ama hb ve Trendyol için satıcıya soru sor kısmı kapalı olması çok büyük eksi.

bu son zamanlarda n11'deki şikayetleri gerçekten şaşırarak takip ediyorum.

eskiden gittigidiyor'un tekel olduğu zamanki alışverişlerimi saymazsak son 3 senede hep n11'i kullandım, hiç de sorun çıkmadı yani. garip.

gerçi amazon gelince ona döndüm ama onunla da ilk tecrübem pek iyi olmadı. 500 küsur liralık bir akülü matkap almıştım, 20 liralık bir board game gönderdiler. iade sürecinde falan ürünün fiyatı arttı tabii. canlı yardıma derdimi anlatınca sorunu çözdüler, pahalanan fiyattan tekrar sipariş verdirip aradaki farkı hediye kartı olarak "iade" ettiler.

soruya gelecek olursak, güvenilir olması ilk tercihim kısaca.

tutaste parfumden al. çok basarılı taklit yapılmış. yıllardır kullanıyorum.

Uzun vadeli dokunmayacaksanız alın.

hocam aslolan tl'den kurtulmak.
istersen yarım ton kaşar peyniri bile alabilirsin.
altın ve doların 6 ay sonra ne olcağını dünyada tahmin edebilecek yok
ama tl'nin çok fazla değer kaybedeceği kesin

alınır. tl de kalma da ne yaparsan yap.

Uzun süre bozdurmayacaksanız altın her an her rakamdan alınır.

Al abi hiç düşünme. Yönetimin ne yapacağı belli değil birikim TL’de tutulmaz. Şu anda sadece 40 lira falan var TL olarak. Lazım olunca kmh bile daha mantıklı, hiçbir şeyi bozdurmam.

her türlü sembol. ya da kıstırırsan temiz alfa 159... ama çok uyanık olman lazım. değilsen sembol al geç.

Sembol al. 2. elde rahat satarsın.

1 hafta symbol kullandım mecburiyetten. Kesinlikle tavsiye etmiyorum boş ama düzgün araç alın. Bunların dolusunda ne olabilir ki? Yalıtım kötü süspansiyon kötü malzeme kötü. Fiesta bile bin basar gerçekten.

301 yada elysee. En temiz hangisini buluyosan. Kafan rahat olsun

Lineanin 1.3 dizelleri bi tik fazla yakiyo o reno motorlarindan.

Alternatif dacia da bakabilirsin. Motor ayni nasil olsa.

Tabiki symbol unutma en güzel araç, az yakan ve kolay elden çıkarılan araçtır.

symbol elysee ve linea kullanmis biri olarak elysee diyorum.

symbol ve lineada kendimi dort teker takilmis metal plakada gidiyor gibi hissettim.

Symbol içi bana dar geldi.
Lineda içine oturunca gereksiz uzun gibi duruyor.
301 elysee aynı ama 301 de hız sabitleyici standart galiba. 301 de dizel gürültüsü biraz fazla gibi bide içindeki plastik güneş altında leş gibi kokutuyor arabayı.
Yakit olarak reno ve 301 iyi
Genişlik hacim olarak 301 iyi
Parça Maliyet için symbol linea iyi.
Pejo ve Citroen de uyuz olduğum elektronik arıza sık veriyor ilerleyen yaşlarda.
Şimdiden hayırlı olsun.

cirtoen elysee alma.

uzun dönem kullanmam dersen 301.

uzun dönem kullanırım dersen linea.

acil nakit ihtiyacı olur da satarım dersen symbol.

en performanslısı 301.

en performanssızı linea. (dizelleri arasında 1.3 olanı)

en az teneke gibi olanı linea.

bildiklerim bunlar.

not: egeaspor

Tutmuyor bu araçlar benzinli olarak , dizel sedan manuel EGEA al geç . Ya da aynı fiyata dizeline bakın

2012 hyundai alacağıma 2016 egea alırım hocam ben de. hiç bilemedin fiesta var 2016

Gecen ayak deodoranti alacagima yanlislikla ayakkabi genisletme spreyi almisim. Onu vereyim sana genişlet:)

Ayakkabıcıda kalıba sokturacaksın, 1 gün kalacak, yarım numara falan genişleyebilir, ayakkabıda kullanılan malzemeye bağlı elbet ne kadar genişleyebileceği, işi bilen bir ayakkabıcı sana söyler bunu.

Ayakkabıcı yanlardan sıkma yapıyorsa kalıba koyar o açar. Arkadan vurmada gidebilir ama önde problem varsa sanmıyorum.

SebaMed dokulme karsiti iyidir.

Bu sorun için doğal Bıttım Sabunu’ndan daha iyi bir çözüm görmedim şu ana kadar. Bulması kolay değil. Kilogramı 100-150 ₺ bandından ama gerçekten koruyor ve güçlendiriyor saçları.

ben panplus kullandim iyi urundu.

Dermalute

prozinc

@levent nereden buldun sabunu?
yani her yerde var gibi ama sen sanırım orijinalini bulması zor diyorsun?
bi de kullanıp bizzat gözlemledin mi sonuçlarını?

@jimjim Türkiye’nin en iyi, özellikle “en doğal” defne, zeytinyağı ve bıttım sabunlarını denedim. Bıttım’ı 5 yıldıraralıksız kullanıyorum. Ve nadiren şampuan kullanmak zorunda kalıp tekrar onu kullandığımda ortada çok ciddi fark var.

Bıttım’ın anavatanı Siirt. Bizzat Siirt’e de gidip gezdim. Şu an kullandığım sabunun kilogramı 120 ₺ ve standartizasyonu çok iyi. Senin her yerde var dediklerin marketlerdeki Mehmet Aydın vs. Bıttım sabunuyla yakından uzaktan hiçbir alakası yok.

Dökülmeyi engelleyen hiçbir şey olmayabilir ama geciktirmenin mümkün olduğu ortada.

www.youtube.com

arkadaşın saçı cidden dökülüyordu.. son halini görünce baya şaşırdım..

erkek tipi sac dokulmesiyse sampuan fayda eder mi ki? bilmedigim icin soruyorum, bilenler yanitlarsa sevinirim. bana etmez gibi gelmisti.

alpecin kullanmıştım bir aralar iyiydi gerçekten

tastedive

ben olsam kesin degistirirdim.

Kesinlikle degistirin, insanlar ve ortam icin genc yasta hicbir birimde ve is yerinde kalinmaz, hele hele de kendinizi gelistirebileceginiz bir yerden teklif gelmisse. Turk insanlari olarak bu is ortami olayini da fazla abartiyoruz bu arada, siz kendi yasaminiza gelisiminize bakin, gerisini bosverin

Çok mantıklı. Tatar Çölü diye bir roman var, ömrünü aynı işyerinde geçiren adamın dramı. Harekete geçin.

gerçekten ilgiyle devam edecekseniz -parasını veriyorum dipomayı her türlü alırım demeyecekseniz illaki olur diye düşünüyorum. madem tezsiz yapacaksınız sonuçta belli bir miktar ödemeyi gözden çıkarmışsınızdır diye düşünüyorum. bundan sebeple tabela ve apartman üniversitelerinden uzak durmanızın faydalı olabileceğimi düşünüyorum.
Öğrenciyken çalıştığım yerde terfi olmak için tezli/tezsiz ayırt etmeksizin yüksek lisans yapmış olmak önemli faktördü bu sebeple çoğu kişi önem veriyordu.

aöf'de ilgili bölümleri okumanızın daha faydalı olduğunu olacağını düşünüyorum.

hayir. bir seyler ogrenmek istiyorsan coursera vs'deki dersleri bitirebilirsin. Amacsiz yuksek lisansin bir faydasi olmaz. cok bos zamanin varsa spora basla.

genelde bir sitede ya superonline ya tt altyapısı oluyor, ikisi de olduğundan eminseniz superonline'a geçin. ben 4 sene kullandım, 1 kez dahi kopma veya yavaşlık problemi yaşamadım. film dizi için 16 mbps rahatlıkla yeter. ben köyde 8 mbps ile rahatlıkla izliyorum 720p videoları

ben de oyun oynamıyorum, film dizi için 16 mbps yetiyor. uydunet + teledünya kullanıyorum.

tt ye devam et.

megane 3. 50-55 arasına çok km yapmamış güzel araçlar bulabilirsiniz. Motoru herkesin bildiği üzere en sağlam dizel motorlandandır, kronik sorunu yoktur, parçaları ucuzdur, yakıt tüketimi çok iyidir. Tam bir fiyat/performans arabasıdır. Tavsiye ederim.

neden dizel?
yılda 20.000 km mi yapacaksın?

nick hastalık uyumu olabilir mi sendeki?

yakın zamanda sigarayı bıraktın mı?
yakın zamanda hiit tarzı spor yapmaya başladın mı?
Benim de bi süre çarpıntı olayım olmuştu doktor aynı şeyleri söyledi ve ritm düzenleyici bi ilaç vermişti 1-2 ay kullan sonra düzelirsin demişti. daha sonrasında düzeldi gibi ara ara bi yokluyor ama çok hatırlatmıyor kendini. çok fazla dinleme kendini kafaya taktıkça daha fazla artacak kendimden biliyorum.

dahiliyeye git

@hasmetizm belki de olabilir. Doktor panik atak ya da anksiyete olabilir demişti. Ama net bir şey söylemedi. Psikiyatriste de yönlendirmedi.

Anksiyete bozukluğu çarpıntı yapar. Tedavide sabah akşam yarım dideral verilir. Bende çok işe yaramıştı dideral. Doktora danışıp kullanabilirsin.

kahveyi sigarayi cok azaltman ise yaramaz. Tamamen birakman lazim. Beslenme cok onemli.Kafein'den uzak durman lazim.

hangi şehir? yardım kampanyası olur da önemli olan sosyal bir yardım kuruluşundan veya resmi kurumdan düzenli maddi destek sağlanması.

Pendik/İstanbul

Özgür donuşum grupları oluyor. Bir de yardımrail Facebook grubu var. Bir de şu Haluk Levent'in derneği herkese yardım ediyor. Cimer'den onlar adına yardın isteseniz? Aklıma başka bir şey gelmedi. Keşke daha fazlasını yapabilsem:(

Bunu buraya yazdığınız bir paragraf yazı üzerinden kimse net söyleyemez.

Tarif ettiğiniz şey anksiyete atağı da olabilir. Doktor psikiyatrik hikayenizi almadığı için (ki niye alsın psikiyatrist değil ki o, yönlendirmiş sizi) ikisinin de gündelik dile yerleşmiş halini söylemiş, panik atak demiş.

Bunu niye yazıyorum, eğer gidecekseniz ilgili bir uzmana, doğrudan "bende panik atak varmış/var" diye girmeyin konuya, etraflıca bir anlatın diye. Hani zaten anlatırsınız da, aklınızda kalsın diye bu şekilde yazdım.

Bir ipucu da vereyim, eğer üstte yazdıklarımı okurken "dur bu nereden çıktı anksiyete atağı da neymiş araştırayım" dediyseniz anksiyete atağı geçirmiş olmanız daha olası. İpucu dediğim isin biraz da esprisi, ikilemde kalıp bir uzmana danışmak zorunda kalın kendinizi ihmal etmeyin diye, iyiliginiz için ^^ :)

Geçmiş olsun.

@mor yatakta uzanmış müzik dinliyordum. Gün içinde yorucu bir şey de yapmamıştım. Konu kalp olunca direk kalp krizi geçirip ölür müyüm acaba diye düşündüm. Belli bir zaman dilimi yok. 2 gündür sık sık oluyor. Otururken, ayaktayken, yemek yerken.

Panik atak diyemeyiz kesin olarak ama panik atak tam da böyle bir şey.

panik atak depresyon peynir ekmek gibi oldu herkes de var. vücudunu aşırı dinliyorsan travmatik bir olay yaşadıysan olası.

panik atak hocam. bende 2 sene çektim . ölüm gibi bir şey oldu ama kimse ölmedi sözü bu hastalık için geçerli herhalde. bu hastalıkta tedavi olarak önerebileceğim şey stressiz ortamda bulunmak ve nefes egzersizleri yapmak.

Kesinlikle altin alirdim

Tebe gidin konuşun hisse sepet altın yardımcı oluyorlar

Altin.

Altın alayım ev alayım gibi klasik türk mantığıyla hareket etmeyin. Risk alın. Mesela taksi plakası kiralayabilirsin. Bakarsın getirisi nedir ona göre devam eder veya vazgeçersin. Hisse senedi alıp iyi paralar kazanabilirsin. Geniş düşün.

Kısa vadede bozdurmayacaksanız kesinlikle altın almalısınız.

2binlira ile taksi plakası kiralayın diyen değişikleri dikkate almayabilirsin.

buraya sorduğuna göre risk peşindesin demektir. altın maltın bence boş iş. ha alınmaz demiyorum ama buraya soruyorsan bi cesaret arıyorsun. bence her ay 500 kaadın 100 kaadını ucuz bir kripto paraya at derim. kalan 400'le de her ay belirlediğin bir hisse senedinden alım yap. holding, teknoloji, yiyecek içecek vs bildiğin bir sektör olabilir. mesela yaz gelmeye başladı. dondurma firmasından alım yapabilirsin. kalan 1500'ü de tabiki faize koy günlük ufak ufak getirsin.

çil çil altın

Direkt dolar alırdım ben. Yatırım tavsiyesi değildir...

para biriktirmek mi istiyorsun yoksa yatırım yapmak mı istiyorsun? önce buna karar ver.

para biriktirmekse amaç yarısına dolar alıp dolar vadelide / yarısını da tl vadeli de tutabilirsin.
yatırım yapmaksa amaç; borsa da koklu sirketlerin hisselerine yatırım yapabilirsin.

1-bence davetiye işine girmeyin. yapacağınız otel rezervasyonu yeterli olacaktır.
2- booking.com dan iptali ücretsiz olan otel veya hostellerden rezervasyon yaptırıp, çıktısını alabilirsiniz. ama iptal politikasına dikkat edin. iptali ücretsiz olanları tercih edin.
3-rezervasyon belgesi ile aynı şey gibi algıladım ben. nerede kalacağınızı gösteren teyid bu olsa gerek. (emin değilim)

1- voucher yollayabiliyorsa olur
2- booking'den
3- voucher yollaması lazım otelin açıklamayı kesin oku. vouchersız vize vermiyorlar bildiğim kadarıyla

Xs Max fiyat önemli değil madem.

ne yaptın ki bozuldu?

Kimi kurslar moral yukseltmek icin A1 seviyesindeki ogrenciyi A2 hatta B1 gosteriyor cunku insanlar ogrencinin seviyesini en yuksek gosteren yere kayit yaptiriyor.

Kurslar yalan. Geçen sene ben de en iyisinden Almanca kursuna gittim tamamen yalan. İngilizce olsun Almanca olsun gidip de faydasını gören de yok, ben görmedim. Kişisel yoğun çabayla halledilmeyecek şey değil aslında. Ya da gidin 15 gün İngilizce konuşulan bir memlekete orada kurs alın. Türkiyede Almanca ve İngilizce kursları cidden yalan.

B2 seviyesi aşağıdaki gibi tanımlanmış. Şahsen İngilizce öğrenmek kişinin kendisine yapabileceği en önemli yatırımlardan biri diye düşünüyorum (Hem kişisel hem de kariyer anlamında). Dil öğrenimiyle ilgili benim gördüğüm en büyük sorun (Ya da belki herhangi bir şeyle ilgili) şu: Sistematik ve programlı yaklaşıp düzenli bir şekilde uğraşmak, pratik yapmak, tekrar etmek vb. lazım. Dil öğrenimi de ne yazık ki özellikle aşağı seviyelerde sıkıcı bir şey çünkü edinilen bilgi direkt kullanıma yanımıyor. Özünde şunu söylemeye çalışıyorum; teoride tek başınıza da çalışabilirsiniz ancak insanın düzenli olarak haftada 20 saatini falan bir şeye ayırması gerçekten çok ciddi bir disiplin istiyor, üstelik dil öğrenimi ciddi etkileşim isteyen bir şey. Diğer yandan Türkiye'deki kursların birçoğu zaman kaybı. Eğer kursa gidecekseniz iyi araştırın; mesela hocanın anadili İngilizce olan bir ülke vatandaşı, yabancı bir birey olması bence çok önemli. Yok kurs olmadıysa kendiniz motive olup çalışabilir ve bunu italki vb. yerlerden hocalarla takviye edebilirsiniz. Belki biraz pahalı olur ama işe yarar.


B2
Can understand the main ideas of complex text on both concrete and abstract topics, including technical discussions in his/her field of specialisation. Can interact with a degree of fluency and spontaneity that makes regular interaction with native speakers quite possible without strain for either party. Can produce clear, detailed text on a wide range of subjects and explain a viewpoint on a topical issue giving the advantages and disadvantages of various options

Ben Boğaziçinin kursuna gidiyorum 1 yıldır, intermediate 3'teyim B2 oluyo galiba. Ben şahsen baya anlayıp yavaş yavaş da konuşuyorum, tavsiye ederim

haftada 2 gunluk kurslar dile ilk basladiginda iyi de ilerledikce fayda etmemeye basliyor. 3 ayda bir seviye arttiracam diyorsan bence daha cok aman ayirman lazim.

Kurslar son çaren olsun, Udemy'den üç kuruşa ders alıp adamakıllı çalışıp kurstan fazla verim alan var.

Üniversitelerin kurslarına bak öncelikle, zamanları uyuşmuyorsa ya da bütçeni aşıyorsa İsmek'in ücretsiz kurslarını incele.

İllaki kurs dersen ve ücret önemli değilse, kötünün iyisi olarak: British Side.

Trust me, I'm an English teacher.

civarda yabancı dil konuşma kulübü var mı? ben elazığda buldum mesela bi tane. işe yarıyor.

kaliteli bir kursun tabi faydasi olur. ama madem baslangic seviyesindesin, ilk once internetten kendin calis. oncelikle gramer icin duolingo.com'dan calisabilirsin. baslangic ve orta seviye icin yeterli olacaktir. listening'i gelistirmenin en kolay ve hizli yolu dizi/film izlemek. daha onceden izledigin begendigin cerezlik dizilerden birisini(friends, himym vs) ingilizce seslendirmeli ve ingilizce altyazili izlemeye basla.ilk baslarda anlamasan bile devam et. zamanla yavas yavas diyaloglari anlamaya basladigini farkedeceksin. ikinci asama olarak altyaziyi kaldirmayi dene.

kelime bilgisi icin kitap/makale okuma. internette yabanci forumlarda, haber sitelerinde takil. haber sitelerinden resmi dili ogrenirsin, forumlarda, reddit'te falan gunluk kullanimlari, deyimleri, yan anlamlari vs ogrenirsin. chrome kullaniyorsan Google Translate eklentisini ekle. bilmedigin kelimelerin anlamlarina bakmak icin cok pratik.

speaking icin duolingo'nun yine speaking alistirmalari var ama yeterli olmaz. konusmaktan baska caren yok.

Ingilizceye hakim olmak, konuşabilmek, düzgün bir iletişim kurmak istiyorsanız ve bunu bir kurs ile yapmak niyetindeyseniz sadece ama sadece teofl veya ielts kurslarını öneriyorum. B1 - B2 vs seviyelerine kafalarına göre sertifika veriyorlar ki müşteri(!) memnun kalsın. Halbuki sertifikayı alınca insanın dili açılmıyor malesef.
Hem TOEFL hem de IELTS sınavları kişinin dile her yönden hakimiyetini ölçtüğü için bu sınavların kursları da ciddi bir disiplinle yürüyor.
Hepsi bir yana ben tabii ki özel derslerden yanayım çünkü sınıf başına öğrenci sayısının gittikçe azaltıldığı günümüzde artık herkesin aynı potada erimesini beklemek işe yaramıyor. En güzeli kişiye özel ilerleyen birebir dersler bence.

kursuna ve hocasına göre değişir.

arkadaşım british side'a gitti. tüm hocalar yabancıydı. 1 sene hem kendi gayret etti, hem kursa gitti. şuan kanadada, gayet rahat konuşuyor, yazıyor.

liv tyler galiba. o montaj.
james dean'in albüm kapağıydı galiba.

james dean'in times meydanındaki fotosu ile liv tyler'ın aynı yerdeki fotosunu birleştirmişler. iki foto arasında 40 yıl falan var.

Kurs bence. Öğrenmek istersen ikisi de etkili olur. Paran varsa özel ders yoksa kurs.

İnsan olmak şu ebedi dünyada bir nokta büyüklüğünde yer işgal edip, zamanı geldiğinde kaybolmaktır.
ben de bu noktalardan biriyim.
Zamanı iyi geçirmeye çalışıyorum elimden geldiğince.

ne eğil, ne burnun göklere gelsin. özel değilsin, değildin, olmayacaksın.

herkes eşittir.

Hiçbir yerinde değilim. İki Homo sapiens'in çiftleşmesinden oluşmuş canlılarız. İnsan olmak bu kadar basit bir şey. Seni ve beni insan yapan her şey Kongo'da doğmuş, açlıktan, susuzluktan ve hastalıktan kırılan birinden daha farklı değil. Malesef insan olmayı ve dünyaya insan getirmeyi gereğinden fazla abartıyoruz. Kutsanacak bir özelliğimiz olduğunu düşünmüyorum.

Nebuch' bilmiyorum ama diğer söylediğin şahıs tek taraflı okuma yapıyor, çoğu felsefeciden ve filozoftan bihaber ve ağzı gereksiz bozuk (diğer saydıklarımın neticesi zaten sonuncusu). The School of Life'ı öneririm Ingilizceniz varsa. Okunması gerekenler büyük derya, Platon, Hegel, Marx, Engels... gibi filozoflar dışında şahsi önerilerim: Max Stirner, Michel Foucault, Ludwig Feuerbach. Stirner'in felsefesinin takipçisiyim.

Film olarak eğer varoluşçuluğa ilgi duyuyorsanız (özellikle hıristiyan varoluşçuluk) ve Kierkegaard da okuduysanız Anders Thomas Jensen ve Lars von Trier'in tüm filmlerini izleyebilirsiniz.

kitap.ykykultur.com.tr

the man from earth. bu filmi kesinlikle izlemelisin bence.

doktor tabi ki.

bunlar uçuk değilmiş ve daha farklı bir şeylermiş gibi görünüyor. cildiyeye gitmelisiniz.

www.filgezi.com

Petra Roasting Co.

gitme şansını yakalayamadım ama kahveyle ilgili biri olarak petrayı çok duydum

so, petra +1

Matruşka

sigara, uşanka

dünya kupası?
benim babam ben ufakken sibiryaya gitmiş, uşanka getirmiş; 8-10 yaşına kadar onun içinde yaşıyordum ben, böyle bildiğin kaplunbaa gibi. kokusu hala aklımda bak, o derece anılı bişi, bence uşanka iste.

votka istenir. mümkünse russki standart platinum

kalpak, specnaz machette, votka benim aklıma gelenler bunlar.

knifeup.com

para varsa, beluga marka votka. başka votka içemeyeceksiniz. smirnoff falan hikaye...

Putin votkası, kalpak.

ikisi de muhteşem.

yildirimeda +1

tamamen arkadasinizin imkanlariyla alakali. havyar severseniz isteyebilirsiniz, siyah havyar olsun. yanina beluga votka.

giyim icin sal, ushanka ya da valenky isteyebilirsiniz.