Ekşi Duyuru

böyle basit hesaplara gerek yok. erkek ayrılır, nokta.

pardon, düzeltiyorum. 4 yıldır sen o evdeymişsin zaten. tabi ki sen kalacaksın.

Abla akıllıymış baya. Tabi ki sen kalacaksın.

Ev sizin, tabii ki o ayrılacak. 4 yıl boyunca siz yasamissimiz. Kontrat da sizin üzerinize değil mi? Bu konu tartışmaya kapalı bence.

Édit: ayrıca bu konuyu ben de hiç anlayamadım. İlk taşındığında tüm ihtimalleri göz önünde bulundurarak evi kardeşine bırakması anlaşılır. Fakat dönüp dönüp bu konuyu konuşmak oldukça garip.

bunu konuşan kişiyle oracıkta ayrılırdım. konuşmuşken sevgili nafakasını da konuşun.

fraise +1

Siz ev arkadaşı değilsiniz, sevgilisiniz. Sorun yaşarsak kim evden ayrılacak konuşması nasıl yaptınız ben anlayamadım. Bir de böyle bir konuşma yapılıyorsa zaten sıkıntılı bir durum vardır bir olmamışlık vardır o ilişkide. Kaldı ki o senin evine gelmiş oturmuş, gidecek biri varsa o gidecek sen değil.

Fraise +1
4 yillik evinizde kalkip gidecek haliniz yok, cok sacma buldum

garip bir muhabbet, evime tasinir tasinmaz benle bunun muhabbetini acan adama/kadina aninda yol veririm yahu. bu bariz benim 4 senedir yasadigim eve cokme plani..vay anasini..

güvensizliğini gidermek için kendinin ve ailenin tüm mal varlığını onun üzerine yapmaya ne dersin ?

"artık kardeşine evden çık diyemeyeceğini", kardeşine evden çık diyemiyor, ama sana diyebiliyor. sen çoktan o evden çıktın hocam, sadece farkında değilsin derim.

Daha olayın başında gülümseyerek "kardeşine diyemiyorsun ama bana diyebiliyor musun yani? Başta planımızı yapmıştık, eğer sürekli değişecekse neden planlıyoruz ki?" Demeniz lazımdı. Israr ederse zaten plan tutmuyor gördüğün gibi, günü gelirse bakarız deyip sıyrılırdınız. Bu zaten ben çıkmam anlamına gelirdi.

Ama sizinki böyle gelişmediğine göre belki kardeşine çık demesi gerekmediğini hatırlatabilirsiniz. Evde zaten kendi kalıyormuş, kardeşi gelme demez heralde. Baktılar birlikte yaşamak zor, sonrasında ayırırlar evi. O da artık kardeşler arasında bir mesele. Siz ne yapacaksınız?

Ayrıca kendi adıma ben bir de sorardım "4 ayda kardeşine çık diyemeyecek hale geliyorsan acaba ilişkimizin ne kadar süreceğini düşünüyordun buraya gelirken?" diye :D belli ki 2 hafta falan süreceğine inanmış.

Ayrıl coco.

İlk defa yazmak nasip oldu.

Ev senin evin.

Bence o kadin coook tehlikeli. Dikkatli olmalisin. Kira verip, fatura odemiyordur umarim. Ben muhtemelen kilidi degistirip, esyalarini kapinin onune koyardim.

Thetruenorth+1
Yani bana da çok tehlikeli bir profil çizdi. Böyle bir şeyin konuşulabilir olması bile çok garip geldi zaten.

Ne igrenc bir insan ya bu. Bu seninle evin yeni kiracisi olmak icin bile birlikte olabilir. Kardesine niye cik diyemiyormus, gitsin kardesiyle beraber yasasin oyle bir durumda madem cik diyemiyor. Insan sunu soylemeye utanir ya. 4 yildir burda ben varim tabii ki sen gideceksin, evime mi cokeceksin utanmadan derdim ve ayrilirdim hemen ayrica.

4 yıldır yaşadığın evinden 4 ay birlikte olup ayrılma potansiyelin olan biri için ayrılacaksın öyle mi? Söylerken bile ne kadar saçma geldi.
Ev senin. Ayrılmayı kimin istediğinden bağımsız o gider.

Kaç yıllık evinizi neden bırakasınız. Adil olan kız arkadaşınızın ayrılması.
İlişki devam ederken sevgiliye, evden kim gidecek bi konuşalım diye uyanıklık yapmak da enteresanmış.

Madem kim uygunsa o çıksın diyor ben uygun değilim diyip konuyu kapatın. Uzun uzun ikna çabasına girerseniz bu abla sizi ikna eder muhtemelen.

yuuuh amk... "Kardeşine de dedi ki ayrılırsak dönerim buraya.
Buraya kadar normaldi her şey." buraya kadar da anormal her sey. kendim de dahil etrafimda bir suru "ayrilirsak suraya giderim" hesabi yapan arkadasim oldu, gidecegimiz yeri kenarda tuttuk, bozmadik. fakat hicbirimiz sevgilimize acik acik soylemedik, dile getirilecek bir olay degil cunku. evlilik sözleşmesine falan da benzemiyor bayagi kotu, tatsiz bir sey bu. kapiya koyma zamani gelmis

Trol müsünüz anlamadım ki, böyle bir teklif kabul edilemeyeceğine göre şaka yapıyorsunuz herhalde. Böyle birine selam bile verilmez çünkü.
Ciddiyseniz; talebin ahlaksızlığı bir yana, isteseniz de hukuken olmaz, kontratı devredemezsiniz, kontratta bu şart vardır, ev sahibi çıkarır.

Kontrat sizin uzerinizeyse polis çağırıp evden attirabilirsiniz bile biran once yol verin derim bu dönemde yeni ev tutup tasinmak bile 50 60 bin tl abla güzel yol bulmuş evinize çökmesine izin vermeyin bir an önce kurtulun yoksa baş agritir

Teşekkürler herkese yanıtlar için.
Trol değilim öncelikle ve gerçekten çok huzursuz bir haldeyim. Öyle polise gitmelik kapı önüne koymalık bir durum yok. Güvensiz hissettiği için kendi adına bir çözüm aradığını söyledi. Sadece kendini güvenceye almak korumak adına yaptığı şeyi benim de yapmam ve sınırımı çizmem gerekiyor. En yakın zamanda da konuşacağım bu şekilde.

bu konuda akademik bir çalışma var mı bilmiyorum ama varsa da muhtemelen motosikletin tasarımından ziyade kullanıcı profiline göre bir çıkarım yapmıştır diye tahmin ediyorum.

neticede bu da 2 teker, bir asfalt motoruyla ya da enduro ile temel seviyede benzeşiyor fakat ağırlığı, ağırlık merkezi, manevra kabiliyeti, çevikliği, motorunun gücü diğer tiplere nazaran farklı aktarması (güç, tork, devir farklılıkları) gibi birçok faktör ve bu faktörler sebebiyle de kullanım tarzınızı zorunlu olarak etkilemesi sebebiyle “daha güvenli” denebilir bence.

örneğin 100 beygirlik 650cc bir asfalt motoru ile uçup kaçabilirsiniz belki ama 60 beygir fakat 1000cc bir chopper ile aynı çabuklukta hareket edemezsiniz, üretim maksadı aynı değil çünkü. motor sizi amiyane tabirle “apaçilik” yapmaktan alıkoyacağı için daha güvenli sürüşler yapabilirsiniz. işin özü sürücüde bitiyor.

yalnız şu da var; chopper ile tabii ki a noktasından b noktasına gidersiniz fakat şehir içi ulaşım için bir scooter ya da çıplak motor rahatlığında gidemezsiniz. oturuş pozisyonu, hantal oluşu gibi bazı hususlar sebebiyle ben olsam araba alternatifi olarak düşünmezdim. kaliteli bir scooter, doğru ekipman ve eğitim ile chopper’dan daha ucuz, konforlu, çabuk ve muhtemelen güvenli gidersiniz.

motorcu bir arkadaşım chopper kullananların çok daha az kaza yaptığını söylemişti, amaçları hız vb olmadığından olsa gerek.

motor türünün güvenliğe bir artısı yok. güvenliği etkileyen faktör hız ve sürüş stili. yani bir super sport alıp bunu makul hızlarda sürer ve kontrollü gidersen bence chopperdan daha güvenlidir. çok daha atiktir ve daha kısa mesafede frenleyebilir. ama pratikte bunlara ihtiyaç olmayacak stratejide sürüş yapmak hedef.

yeni başlayacaklar için scooter-maxi scooter göreceli olarak daha güvenli. kafa karıştıracak vites-fren kombinasyonları olmadığı için sürüşe odaklanabilirsin. düşme anında bir chopper vs gibi bacağının altta kalma riski de yok.

Kullanan ile ilgili, cruiser(chopper) motorların çatalın öne açısı geniş olduğundan fren ve viraj kabiliyeti düşüktür. Çatal ne kadar dik inerse viraj, fren kabiliyeti artar spor motorlarda olduğu gibi.

yeni başlayacaksanız scooter ile başlamanızı tavsiye ederim. sürüşü kolay, otomatik vites, manevra kabiliyeti iyi. chopperlarda otomatik vites var mı bilmiyorum ama vitesli motor yeni başlayan birini zorlayabilir belki. ben scooterdan sonra vitesli racing motora geçtim, pişmanım. ilk fırsatta satıp dönüş yapacağım.

Kaza yapmaktan korkuyorsan ve İstanbul gibi büyük bir şehrin içinde motor kullanmayı düşünüyorsan, tipten bağımsız olarak hiçbir motora binme bence. Trafikte chopper da scooter da büyük risk altında. Yok bu işe baş koydum, her türlü emniyet ekipmanını kullanırım, bütün eğitimleri de alırım diyorsan, bence endurolar sürüş pozisyonu açısından daha güvenli olabilirler. Polislerin ve motorlu acil durum ekiplerinin çoğu da enduro kullanıyor zaten.

chopper motorlar ile aralardan girmek, ani hızlanmak, kayakçılar gibi slalom yapmak gibi şeyler biraz daha zor, manevra kabileyetleri diğer motorlardan daha düşük, boyutu daha uzun, dolayısı ile biraz daha araba gibi kullanılıyor. virajları araba gibi alıyorsunuz, (2.5 metre boy var, daha ufak arabalar var )

orien blue'nun dediği gibi yapısı gereği size o kadar izin vermiyor.

bende sizin gibi düşündüğüm için baya bir bakınmıştım, 35 yaşımda ilk aracımı chopper motorda karar kıldım (hiç araç kullanmamış biri olarak, reflekslerim 20 yaşındaki gibi değil sonuçta), zevkime de uygun oldu, 10 dakika geç gideyim ama manzaranın tadını çıkartayım bunu seviyorum.

araç alternatifi olarak da uygun bence. evet bir scooter gibi aralara giremiyorsunuz, sağın sağı, solun solu gibi yerlere girip gidemiyorsunuz ama çok da problem değil, araba ile 2.5 saatte gidilen yere 1.15 dakika gidiyorum, diğer arkadaşlar 10 dakika/15 dakika önce varıyorlar. onlar daha çok kaza yaparken bende bişi yok.

90 bin km yaptım çoğu şehir içi, (10/15 yıllık motorlarda bile o kadar km yapan pek yok) her gün işe gidip gel şeklinde günlük 68km. bir kazam var, o da karşı taraftan kaynaklı kurtarmaya çalıştım ama olmadı.

kazalar genellikle iki tarafında hatalı davranması nedeni ile oluyor. siz dikkatli (üstüruplu) olursanız karşı tarafın hatasını tolere edebilirsiniz.

ilk bir kaç ay bütün herkes hata yapıyor gibi geliyor herkes hatalı bir tek sen doğrusun gibi ama öyle değil, biraz acemilikten biraz heyecandan öyle geliyor zamanla alışılıyor.

güvenli sürüş teknikleri var, güvenlik balonu diye tabir edilen şeyler var, biraz paranızı bu tür şeylere de ayırırsanız kafanız daha rahat oluyor. ben eğitim almadım ama alan arkadaşlardan öğrendiğim şeyleri kullanıyorum.

o sıkıntılarda genelde araç kullanan apaçiler nedeni ile oluyor. size nerede ise dokunacak kadar yakından sollamak vs gibi.

bu arada yine güvenli bir chopper almak isterseniz iyi paralar. çin malı çok güzel görünen ama yolu tutmayan dur desen duramayan, bas desen basamayan, yokuşa 90 la girip ortasında 70'e düştüğünüz bir motor alırsanız riskiniz çok artıyor, hangi tür motor olursa olsun. zira arkadan gelen araç sizin motorun çekmediğini hesaplayamıyor bi bakıyorsun 150 metre gerideki araç dibinize kadar gelmiş, adamında bir suçu yok.

mealen iyi bir chopper alın alacaksınız.

genelde yüksek cc başlanmaz ama ben 150cc regal raptor'dan (1 sene sonrasında) 1300cc yamaha midnight star'a geçtim, hep şehir içi işe git gel için kullandığımdan dolayı da zorlanmadım sonuçta şehir içi trafiği belli gidebileceğin hız belli o kurallara uyulduğunda pek problem yok, emniyet şeridinden gidiyorsun diye 150 km ile gitmek zorunda değilsin, tabelada ne yazıyorsa o hızla git hatta daha yavaş git, tüm araçlar solda 2 km hızla giderken sen 15km hızla gittiğinde zaten herkesi sollamış oluyorsun, o araçlarda bekleyenlerden daha çabuk varacaksın.

birde şu var, şehir içinde çok hızlı kullanmak ile normal kullanmak arasında zamansal olarak elde edilen kar alınan riske göre çok düşük.

örn: 60 km limitli yerde 120 ile gidince zaman yarıya düşmüyor en fazla 15 dakika fark ediyor zira yol dümdüz değil, virajlar var, ışıklar var, tümsekler var var oğlu var. ancak alınan risk 2 katına çıkıyor, hiç mantıklı gelmiyor bana bu. o hıza çıkmak için daha fazla benzin yakıyorsun, durmak için daha fazla balata ve diskinden yiyorsun sonra yine ışıkta 30 saniye bekliyorsun ee iki ışık arasını 1 dakikada gitsen ne olur 35 saniyede gitsen ne olur yine bekliyorsun yine bekliyorsun.

Motor almadan once youtube'dan birkac tane Zafer Akcay videosu izlemeni tavsiye ederim. Eger fikrin degismez de hala motor almak istersen, o zaman chopper bakabilirsin. Ben fikrinin degisecegini dusunuyorum.

Alacagin motorun ABS'si mutlaka olsun. ABS'siz motor almayin. Rain mode olsun. Baslangic icin inanilmaz faydali olur. Cok rahat edersiniz.

Yogun trafikte ulasim icin kullanacaksaniz, DCT sanzimanli Bir Honda Rebel 1100 alabilirsen motor tamamen game changer. Hatta chopper degil ama eskilerden bir Aprilia Mana bulursaniz o da olabilir.

böyle bir paylaşım ayarı bulunmuyor.

sıkıntı olacağını sanmam

ben direnc.net ten almıştım, servis ihtiyacında kendileri aracı oldular 2 3 kez. bim den aynı performansı bekleyemezsiniz bence. çok iyi bir servisi distribütörü vb. yok anladığım kadarıyla.

İlk makineniz ise almayın size sıkıntı anında yardımcı olabilecek bir servisi olan yerden alın bu makinenin ilk serisinde kronik sorunlar vsrdı diğer seride giderilmişti bu ikinci seri dendi ama net bilmiyoeum doğru mu

enfeksiyon, grip yada sinirlerle alakali birsey olabilir. hastaneleri sevmiyor, tembel vs.. olabilir. ama gec kaldigi, ciddiye almadigi icin cok kotu bisey cikarsa yasayacagi pismanligi anlatin. babannem oyleydi basim agriyodu diyip diyip hicbisey yapmiyodu. sonra beyin kanamasindan vefat etti. o gunden beri herkese hastane ve doktoru ciddiye almasini tavsiye ederim.

Yeni bir grip çeşidi değilse ben olsam vakit kaybetmeden bir nöroloğa giderdim.

Dedim ama beyin cerrahı mı bakar acaba diye de tereddüt ettim.

Geçmiş olsun. El-ağız-ayak hastalığını bir araştırırdım. İlla ki bir hekime görünün.

şişkinlik, ağrı ve iğne batma hissi => gut hastalığı

Her sey geri yatirilir ama aradaki sureyi odersiniz sadece demisti bana bankaci

açılış çalış, oyun oyna, açılış çalış, oyun oyna, açılış çalış, puzzle çöz, açılış çalış, kale finali çalış, açılış çalış. 2000'e kadar aynı şekilde devam.

2000 sonrasını ben de göremedim ama farkın varyantları bilmek olduğunu hissediyorum. yani daha derin açılış.

oyunu oynarken kazanmayı, öne geçmeyi değil gelişimi düşünerek hamle yap.

2000 sonrası zaten çok yüksek değil mi? 2200 GM idi diye hatırlıyorum.

@nocturne 2000'den sonrası yüksek evet zaten şu an güncel elo sıralamasında 2180'lik oyuncu türkiye 100'üncüsü. ama internet satrancında pek bir şey ifade etmiyor.

1500'den 2000'e çıkmak, 2000'den 2100'e çıkmaktan çok daha kolay, zorluk üstel artıyor. 1500-2000 arasına x vakit harcıyorsan, 2000-2180 arasına 4-5x zaman harcaman lazım belki daha fazla. bu zorluk gerçek hayattaki elo puanları için.
internette puan daha kolay kazanılıyor sınırsız maç yapabildiğinden. 1600-1700'lük oyuncular 2000'e rahat ulaşır.

chess.stackexchange.com
burada da fide dağımını görebilirsiniz. lisanslı oyuncuların toplandığı yer 1500-1900 arası. asıl değerli kısım 1900'den ilerisi, gm dediğimiz kısım çoğunlukla 2500+. 86milyon nüfusta 15 tane var, dünyada 2000 civarı.

önemli büyük ustaların oyunlarını incelemek güzel bir opsiyon olabilir, onları inceleyen kitaplar ve videolar da illa ki vardır. açılışlar gibi belli standart hamleler de vardır.

Nazmican ın YouTube kanalını izle satranchess kanalı

Gerek yok.
Sabunla ovalamak yeterli.
Yoğun sıcak su ve buharın olduğu yerler bildiğim kadarıyla ciltte kırışıklıklar yapıyorken ayrıca keseyi düşünemiyorum bile.

Sıcak ortam buhar ve kese bazılarının yanaklarında pembiş pembiş bir görüntüye de sebep olabiliyor.

plastik tırtıklı yüz temizleme cihazları bile zararlı diyorlar. yüzün keselendiğini de ilk defa duyuyorum.

yatırım fonları borsa/emtia gibi gün içinde anlık fiyatlanmaz. bugün sabah fiyatı açıklanır ve bu fiyat bir önceki gün oluşmuş ve bugün geçerli olan fiyattır, değişmez. bazen fonlarda sabah fiyat girişi yanlış oluyor ve gün içinde düzeltme yapıyorlar, belki hareket görmüşsen de bu yüzdendir.

Fonlarda günde bir kez fiyat açıklanır, gün içinde değişmez. Tefas’ta gördüğünüz fiyat bir önceki iş gününün kapanış fiyatıdır. Cuma kapanış fiyatı Pazartesi görünür, Cumartesi yansımaz Tefas’a ama belki istisnası vardır, emin değilim.

Ek bilgi; bazı serbest fonlar haftalık olabiliyor, tüm hafta aynı fiyatı görüyorsunuz, 7. gün değişiyor fiyat.

etik değil bence. ben böyle şeylerle uğraşmazdım. işveren verirse ne ala.

yarı kurumsal şirketiz artık arabulucu ile her uzun dönem çalışan ile tazminat ödeniyor bizde.
neden istemeyesinki madem şirket böyle birşey zaten yapıyor, iste gitsin

Hocam,

Kıdemde biriken her para ananızın ak sütü gibi helaldir, afiyet olsun.

Almak gerekir, 7 sene para kazandırmışsın çıkarken bir zahmet hakkını da versinler.

bence de şirket veriyorsa ananın ak sütü gibi helal. o şirket senin üzerinden 7 yılda sana verilen maaşın 15-20 katı para kazanmıştır. şirket vermiyorsa haklı veya geçerli nedenle fesih yapman gerekiyor. Bunun için de örneğin çalışma sürende fazla mesai yapmışsındır ve şirket bunları ödememiştir vs böyle fesih nedenlerine dayanarak ihtar çekerek ayrılman gerekiyor. ihtardan sonra arabuluculuk aşamasında şirketle anlaşıp alabilirsin. yok anlaşamazsan dava yoluna gidersin.

Nezle Soğuk algınlığı Grip başlangıcı olabilir.
1 defalık birşeyse sıkıntı yok ama her gün böyleyseniz ve hasta olmadığınızdan eminseniz dahiliye bölümüne gidin bence. Ya da takviyeleri yazan hangi doktorsa oraya.

çok aç karnına şekerli gıda ya da meyve tükettiyseniz artı bir de yorgunlukta varsa normaldir. folbolda bir tık uyku yapıyor galiba.

Yağlı yemek yemiş olabilir misin? Ayrıca uykun geldiyse mutlaka uyu. Yoksa hasta falan oluyorsun, bağışıklığın düştüğünde vücut uyku talebiyle alarm veriyor.

Cok magnezyum alincada oluyor

magnezyum takviyesi kullanıyordum, gerçekten ondan da olabilir aklıma gelmemişti.

Dr yavuz macit. İnstagram veya face'den inceleyebilirsiniz. Çok memnun gidenler

ben de yapıyorum ama kendimi söylemem uygun değil :D

plastik cerrah süleyman köken'i tavsiye edeceğim.

It takes two

it takes two demeye gelmiştim ama denmiş doğal olarak

ayrıca aynı stüdyonun co-op hapisten kaçma oyunu var a way out diye. onu da tavsiye ederim.

It takes two
A way out
Overcooked

brothers: a tale of two sons. sert vuran güzel hikaye. tek kişilik normalde ama iki kişi de oynayabillir.

unravel 2

ahh eski sevgilimle oynardık.

Ocercooked 2

İkiye bölsen 55 cm genişlik olacak, çok az değil mi?

60x170 olarak kessen, geriye 50x200 bir boy kalır. Bunu da dilimlesen, 12 cm genişliğinde latalar olur elinde.

Sadece kenarlarına uygulasan kalınlaştırmayı, hem sağlam olur hem kalın görünür. Ölçün de ufalmaz, gereksiz ağırlık da yapmaz.

55 cm genişlik yetiyorsa hiç uğraşma, kes gitsin. ama 55 cm çok az, 3 karış bile değil.

Yapıştırmaya gelince, elde bir yapıştırıcı varsa eğer, önce yapıştırıcı sürülüp sonra vidalansa (tek taraflı, alttan) daha iyi olur.

Ama yapıştırıcı yoksa şart değil, sadece vida da tutar. Kenara yakın atarsınız vidaları, birleşim yerleri açmaz.

Kalınlaştırma bitince kenar bandı nasıl olacak? Boya mı yapacaksınız yoksa?

Alacağınız masa ayakları birbirine bağlı olur masanın ortasından da bir kayıt geçerse 18 mm tek başına yeterli olur. Kayıt koymayacaksanız çift kat olmasında fayda var. Estetik kaygınız varsa çift kat yapınca herhangi bir marangozda kenar bandı çektirebilirsiniz. 36 mm tek plaka gibi gözükür.

@john bloor, teşekkürler cevap için.
masalara baktım, genel olarak 60cm standart gibi, 60 yeter diye düşünüyorum?

12x170 cmlik latalar yapıp aralıklı bir şekilde mi vidalayayım yani? sağlam olur mu böyle?

ya da ben 60x170 ve 50x170cmlik iki parça çıkarıp, 50cm olanı alta koyup önden ve arkadan 5cmlik boşluklar bırakıp öyle vidalayabilir miyim acaba diye düşünmüştüm, ayakları da 50 cm olana takabilirim diye düşündüm ama 5cmlik mesafa çok mu içeride olur bilemedim

O 5 cm mesafe çirkin ve gereksiz durur bence, kenarları kalınlaştırmayı düşünün, daha kolay olacaktır eldeki malzeme ile.

Lataları 5 cm doğrayıp, kenarlara dikine de dönebilirsiniz. Kenardan 1 cm kadar içeriye çerçeve gibi dönersiniz dikine. 5 + 1,8 cm olur, örnek bulursma atarım şimdi.

Şuna benzer bir kenar demek istedim, sizinki bu kadar estetik olmasa da buna yakın bişey tutturabilirsiniz.

koctas-img.mncdn.com

Hocam anladim demek istediğinizi ama estetik hiç önemli değil şu an. Ben kenarları dönünce masanın nasil saglamlasacagini anlamadım. Orta kısım zayif kalacak gibi geliyor bana. Su an için sadece saglam bir masa olsun yeterli.
Yani demek istedigim 1.8cm durmasında sorun yok, benim endisem 1.8 cm kalınlığındaki 170cm genisligindeki masanın uzerine koyacagim esyalarla dayaniksiz olacagi ve nasil saglamlastiracagim üzerine

İşte kenarlarına dikme döndüğünüz zaman, o dikmeler ile masanın esnemesine engel olacaksınız.

Eğer yük koyulacaksa masaya, 2 tane 18 mm ile toplam 36 yapmak yerine, dediğim gibi dikmeler ile daha sağlam olur.

"Airfel E5 arıza kodu dış ünite boru sensöründe arıza olduğunu gösterir"

Demek ki kullanıcılık bişey değil, ben olsam garantisi yoksa servisi çağırmam. Özel bir servisten, mahalli tamirciden yardım isterim.

Hasta kaç yaşında? Taciz olduğunu düşünüyorum öyle hissettirmiş. Şikayet etsin isimsiz olarak da şikayet edebilir diye biliyorum çekiniyorsa. Tek vakası değildir zaten.

bence sorması gerekirdi. taciz olabilir. çünkü oraya meme muayenesi için gitmedi.
meme muayenesinde bile hastadan rica edilmeli sütyeni çıkarması için. kendisi çıkarmamalı.

taciz gibi görünüyor. fizik tedavi uzmanının meme muayenesi ile ne işi var?

Taciz

Bence taciz. İlk defa duydum.

Taciz

Taciz. Kist şüphesi varsa genel cerraha yönlendirecekti. Şikayet etsin.

evet taciz ama doktora verilen -bilimsel- yetkiler dahilinde olunca kılıfına uydurulmuş gibi duruyor.
hasta muayenisi genel olarak bir bütündür, bilmem nerdeki bilmem ne marazı başka yerdeki başka bir şeyin sebebi veya sonucu olabilir. Bu açıdan fakültede genel muayene, siskbtemik muayene yapmalı, yani her yeri muayene etmeli diye öğretilir. bu öğretide doktorun evliya gibi olduğu düşünülür, art niyet beklenmez. Ancak, özellikle kadın hastaların özellikle mahrem bölgelirinin muayenesi esnasında, hekim ister erkek olsun ister kadın, taciz şüphesini ortadan kaldırmak için muayeneye bir kadının (hemşire, acil tıp teknisyeni vb) sağlıkçının refakat etmesi öğütlenir. Bu hususa devlet hestanelerinin artık dikkat etmiz olduğunu gördüm.
Sonuç olarak, tartışmasız doktorun haddi aşan bir eylemi mevcut. ftr uzmanı ne anlar meme kistinden. hele bir de refakat için bir kadın görevli muayene odasına çağrılmadıysa hemen şikayet edin lütfen.

ftr meme kistinden anlar mı+1 soru bu olmalı. yok mu bi doktor sorulsun.

o kadar boyun fıtığı muaynesi oldum, kimse boynum ve kafam dışında bir yerimi ellemedi

Taciz.

Bence başka bir hastanede bir kadın doktora danışmadan hareket etmesin.
Hem şikayet edecekse yol yordam öğrenir.

taciz. eğer şikayet etmezseniz başkalarına da yapacaktır. önemsememezlik yapmayın.

Saksı zamanla biriken suyu çekmiş. Çiçekte çekmiş ve büyümüş :) Benim seramik saksılarda böyle oluyor. Saksı içine naylon poşet geçirip toprağı da bu naylon içine kıyarsanız saksının suyla temasını kesmiş olursunuz.

normal

gayet normal

referans değerlere göre bakıldığında tümü normal görünüyor

Bunu bilmiyorum.
Être sur son 31 / se mettre sur son 31 var.
www.lalanguefrancaise.com

kalmadım ama şurayı not aldım kendime daha yeni;
goo.gl

belki de gitmişsinizdir önceden, urla tarafında denize girebileceğiniz en makul yer demircili tarafı, orda da deniz soğuk ve çok güzel ama bence tesisler gerçekten tırt.

foça'da olur derseniz beach önerebilirim;
goo.gl

Calistirma voltaji 12v yazio evet olabilir ama ledin uzunlugu vs ne kadat sure yakacagina etki eder

@hlt, onu nasıl öğrenebiliriz? yaklaşık 2 metrelik rgb şerit led mesela, ne kadar süre yakar acaba nasıl hesaplayabiliyoruz

USB-C üzerinden PD özelliğini kullanmadan 12V alamazsınız. Tam protokolü bilmiyorum ama eski tip USB gibi doğrudan enerji alınamaz diye düşünüyorum, çünkü taktığınız cihazın kullanacağı değere göre farklı voltajda besleme veriyor.

LED'ler kendi içinde 3V civarında ışıkla yanar. Bahsettiğiniz şerit ledler, 12V ile yansın diye üretilmiştir.

İki seçeneğiniz var bence,
12V veren akü almak ve şerit metreyi kullanmak.
5v'luk eski çıkışlı bir USB powerbank alıp, şerit led yerine tekli ledlerden bir sistem yapmak.

Ne kadar uzun süre yanar? Şerit metrenin bir metresi yaklaşık 1A çeker.
12Ah'lik bir akü alırsanız, 1 metre şerit led'i yaklaşık bir saat yakar.

eğer mobil olma zorunluluğu yoksa 220(ac) voltu 12ya da 24(dc) volta çeviren, birkaç amper kaldıran bir güç kaynağı alırsanız güç kaynağını fişe taktığınız süre boyunca kullanabilirsiniz.

powerbank şarj derdi de olmaz.

powerbank 5 volt verir ve USB kablodan da anca 500 miliamper geçer. kullanacağınız şerit büyük ihtimalle çok daha yüksek akım çekecektir. bu sebeple USB ve powerbank önermiyorum.

aşağıdaki gibi ayarlı adaptörler bulunuyor. güç kaynağı ile aynı şey ama mesela 3 amper diyor.

www.hepsiburada.com

Android için yazayım, telefonun kendi galeri uygulamasından girip silersem telefondan siliniyor, photos'da kalıyor.

Telefondan google photos uygulamasından silersen buluttan siliyor, ama telden siliyor mu emin değilim.

Google photos uygulamasinda utilities/free up space bolumunden yedeklenen foto ve videolari telefondan silebilirsiniz.

Orda yaziyor "fotolariniza google photostan hala erisebilirsiniz" diye

6 volt diyor, adaptör şart. USB şarj cihazları 5 volttur ve amperi düşüktür, randımanlı çalıştırmaz.

Mahalledeki bir milyoncuya gidin ve üstünde iki tane sarı ayar düğmesi olan, klasik ayarlı adaptörden bir tane alıp 6 volt olarak kullanın bence.

n11scdn.akamaized.net

EDİT: Elinizde hazırda bir 12 volt adaptör varsa, oto cam suyu pompası alabilirsiniz ya da elinizdeki adaptörü LM7806 ile küçük bir devre kurup voltajı 6 volta sınırlayabilirsiniz.

AWG ölçüsünü de baz alarak ideal kablo uzunluklarını aşağıdaki tablodan hesaplayabilirsiniz:

producerhive.com

ikisi de var alistim kullaniyorum. bence kulakici kullanmak tek basina zor zaten. piercingin arka tarafi duz olanlardan tercih edince daha rahat oluyor, top seklinde olan rahatsiz

Halka taksak kullanamayiz o zaman kulakici degil mi?

@veritaslibertas kullanılır dostum her türlü. hatta halka daha rahat olur gibi geldi ama kullanmadım trgus cok kücük bir alan. o boyda halkaya denk gelmedim

2 kulagimda da tragus var, kulakliklarimla vedalastim. Ne yaparsam yapayim kisa bi sure sonra kayip cikiyor. Sporda veya yururken vs direkt kayiyor hatta.

scroll lock basili diye olabilir mi?

denedim, düzelmedi

kitaplığıma milisaniyelik bakış attım ve ilk gözüme çarpan favorimi öneriyorum: sonsuzluğun sonu-isaac asimov

vakıf serisi harikadır
en son çok sevdiğim kitap bıçkın ve ağlak. can kozanoğlu müthiş bir adam mirgün cabas ile tüm türkiyeyi geçmişi ve bugünü ile değerlendiriyorlar. Siyaset sosyal yaşam vs ülke hakkında güzel bir kitap.

şarap koyusu'nu okudum. Şaraplar ile ilgileniyorsanız harika kaynak ancak çok fazla terminoloji var.

Vakıf serisi diyenlere<3
Ancak bilimkurgu olduğunu hatırlatmak isterim

Puslu Kıtalar Atlası diyorum ben, dili başta biraz ağır gelse de 20-30 sayfa sonra alışıyorsun. Aynı şekilde Saatleri Ayarlama Enstitüsü de ideal. İkisi de kurgu, psikoloji ve felsefe içerikli romanlar.

Onun haricinde felsefe demişken, ben anti natalizm konusunda biraz araştırma yapmış ve Pat Benatar - Keşke Hiç Olmasaydık isimli kitabı okumuştum. İlgini çekerse kesinlikle öneririm.

Edit: Bir arkadaş uyardı, benim önerdiğim kitabın yazarı David Benatar idi; Pat Benatar yazmışım, şarkıcı o halbuki lol

cehenneme övgü-gündüz vassaf

oku hayata bakışın değişsin. :)

eğer okumadıysanız;

-saatleri ayarlama enstitüsü.
-martin eden

ikisi de bende defalarca okuma/dinleme isteği uyandıran kitaplar. tanpınar'ın yeri tabii ki apayrı.

Şu anda R.A. Salvatore'nin Drizzt Efsanesi diye bir serisini okuyorum. Uzun soluklu arayışınızı karşılar diye düşünüyorum. Şu anda 5. kitabındayım.

mary doria russell-serçe

Şeffaflık toplumu - Byung Chul Han
Ben bunu okuduktan sonra yazarın 4 ayrı kitabını daha aldım. Yorgunluk toplumu, kitabı büyük oranda çevirmenden kaynaklı pek iyi değildi. Ama Eros'un ıstırabı zevk alarak okuduğum yazarın 2.kitabi oldu. Sırada kapitalizim ve ölüm dörtlüsü kitabı var, henüz başlarında olduğum için pek bir şey diyemiyorum.

Felsefe kategorisinde, geçenlerde okuduğum "Dünya Neden Var"ı tavsiye edebilirim. Kitabın yazarı Jim Holt, farklı görüşlerden bilim insanlarıyla ve felsefecilerle buluşup "neden hiçlik yerine bir şeyler var" sorusu üstüne mülakatlar gerçekleştiriyor. Esprili, akıcı, merak uyandıran bir kitap. İlgi duyduğunuz bir konuysa listenize ekleyin bence.

garantisi olmaz. bozulduğunda soğuk su içersin.

o atılan IMEI daha önce bylock yüklenmiş bir telefona ait çıkarsa başın derde girebilir (düşük ihtimal).

çevremdeki herkes anlattığınız gibi kullanıyor ve satın alıyor telefonlarını hiç sıkıntı yaşayan görmedim. ben de zamanında yurt dışından aldım fakat o zamanlar pasaport kaydı 150 tl olduğu için kaydettirmiştim

Bu telefonlara bildiğim kadarıyla IMEI atabilmek için root işlemi uyguluyorlar ve içine mod. edilmiş android yüklüyorlar. Eğer kripto para ile uğraşıyorsanız bilirsiniz ki bilinmeyen bir linke bile basınca cüzdanınız buharlaşabiliyor, kripto paralarda bu tür telefonların kullanılması riskli olabilir. Ayrıca banka uygulamaları yükleyip kullanırken de rootlu bir telefon kullanıyorsunuz, oluşabilecek sorunlarda sorumluluk kabul etmiyoruz gibi bir uyarı çıkarıyor.

Kullanılır tabii. Ama daha önce bir çiçeğin toprağı idiyse besin değeri azalmıştır. İçine bir avuç yanmış, elenmiş gübre veya internetten alacağın sıvı npk gübresi koymanda fayda var.

Kullanılır dikimden bir gün önce sulayın yumuşasın

ocakta niye zam yaptınız ki?

-kiracı çıkmak istemediği sürece sözleşme otomatik uzar. normalde tüik'in açıkladığı oranda zam yapabiliyorlardı ama şu an bu oran sabit %25.
-31 ağustosa 1 hafta kaldığı için zaten artık ev sahibinin yapabileceği bir şey yok. normalde zammı da sözleşme yenileme döneminde yapmanız gerekiyordu ama siz en başta farklı anlaşmışsınız. bu yıldan itibaren eylülden eylüle zam yapacak şekilde konuşun ev sahibinizle.

merhaba,
yanıt için teşekkürler.
ocakta yaptık çünkü eski kız arkadaşımın evine ben girdim, kız arkadaşıma ocakta zam yapıyorlarmış hep, ben ağustosta girip yeni sözleşme yapınca, eski fiyattan devam ettiler ve yine ocakta zam yaptılar.

@yap desem, hukuka uygun olmayan maddeler sözleşmede yazılı olsa dahi yok hükmünde diye biliyorum.

bana katılıp katılmamanızın bir önemi yok zira kanun maddeleri gayet açık ve sözleşmeye kanunlara uymayan bir madde yazsanız bile o yok hükmünde oluyor. sizin verdiğiniz örnekte kiralanan yer ofis olduğu için şartlar konut kiralamalarından farklı. konut kirasında ev sahibi sürenin dolmasını gerekçe göstererek kiracıyı çıkartamaz.

detaylı bilgi için borçlar kanunu madde 347’yi okuyabilirsiniz.

Biri antik Yunan diyeceğim ama değil, ikisi de çağdaş Yunanca gibi geliyor bana. Zaten Latince Latin alfabesiyle yazılıyor, ikinci cümlenin Latince olması saçma değil mi? Birbirine yakın anlamlı ama farklı cümleler, ikisi de Yunanca.

Bir de, Google translate ikisine de Yunanca diyor?

eski yunanca, diğer adıyla grekçe.

ikincisi kesin çağdaş yunanca. ilkinin antik yunanca olma olasılığı yüksek. ikisinin de latince olmadığı kesin.

Bildiğim kadarıyla arşive girip bakmanız gerekiyor zaten. Altındaki paylaş kısmına basıp hikayenizde paylaşabilirsiniz.

pioneer ailesinden devam etmek istiyorsan guzel alet ama oyuncak oldugu gercegini degistirmiyor.
rekordbox'i kullanmaya ve kutuphaneni duzenlemeye baslaman icin firsat. denon hic kullanmadim fakat kisa sure icerisinde pioneer'in onculugu degismeyecek gibi.

layout cok benzer, cdj2000 ve djm/allen&heath setupa gecersen hic zorlanmazsin.

en buyuk eksisi ufak jog wheel'lar, dandirik malzeme (xdj-xz ile karsilastirinca), ama o fiyata normal.

ozetle, ddj400 baslangic icin olabilecek iyi cihazlardan bence. 2 deck'ten sikilana kadar idare eder.

poseidon kılıcı?

Longinus'un mızrağı. Evangelion diye bir anime serisinde yer alıyor.

Spear of Longinus diye arat.

Antik saç içmesine benzettim

muhtemelen borç tekrardan hesaplanır.
daha aldıkları kararı açıkladılar, o karar resmi gazetede yayınlanacak, oradan maliyeye gidecek o vergi dairelerine iletecek yani hemen yarın olacak iş değil. bekleyip açıklamaları takip etmek gerek.
vergi dairesine gitmeden interaktif vergi dairesi üzerinden halledilir.

tam olarak ne için araştırıyorsunuz? yas süreci mi, depresyon mu, boşanma mı gibi gibi. ona göre öneride bulunmaya çalışacağım.

@phoebe, genel olarak kendimle ilgili çözemediğim şeyler aslında. spesifik şeyler yok. var aslında ama çözülmesi gereken daha büyük problemlerim var. bir ilişki sonrası yaşadığım bir buhranla buralara geldim

Hatrı sayılır sayıda psikolog tecrübe etmiş biri olarak Selin Şardağ'ı gönül rahatlığıyla tavsiye ederim.
Yeri Alsancak'taydı, değişmediyse tabi.

yavuz deveciyi bir araştırabilirsiniz.

lafa tutup dikkatini başka yere çekmek faydalı oluyor. ama zor iş tabi. çünkü o sırada başka bir şeyle ilgileniyormuş gibi görünse bile dikkati tamamen dağılmamış olabilir. kendini dinlemeyi bıraktığından emin olmak lazım.

Kişiden kişiye değişiyor aslında. Sarılmanın iyi geleni de gördüm, konuşmayı isteyeni de uzanmayı tercih edeni de. Dikkat dağıtmasına yardım edebilirsiniz. Mesela etraftaki objeleri sayma bazen işe yarar; siyah koltuk, 3 sandalye, 2 sarı puf vs. Siz başlarsınız, o belki devam eder. Beraber nefes alıp verebilirsiniz, nefes alıştırmaları nette vardır. Güvende hissettirmek, atağın geçici olduğunu, biteceğini hatırlatmak, dikkatini dağıtmak. Bunları sağlayabilecek her şey denenebilir. Temeli için de terapi, gerekiyorsa da ilaç tedavisi, destek almıyorsa teşvik edebilirsiniz.

kalan günlerin indirim tutarı faturana yansır.

son ay içerisinde taşıma başvurusu yapınca bir yaptırım olmaz. 10 gün sonra başvurun.

benim halıma bir şişe yağ dökülmüştü. halı yıkamacı çöpe at dedi :D

Kiyafetlerde beklediyse uzun sure zor bence. En sevdiginden baslayip elde yikayarak cikartmaya calis makinede zor.

www.a101.com.tr

Her türlü leke,yastık kılıfı,çarşaf,perdeyi bununla yıkıyoruz. Çok ağır lekeler için büyükçe bir kovaya sıcağa yakın su ve bunu doldurup lekeli eşyayı basıyoruz içine 10 dakika bekletiyoruz veya biraz çitiliyoruz sonra makineye atıp 40 derecede yıkıyoruz.

Sık yapılınca yıpratıcı ama tertemiz çıkıyor, kıyafetleri atmadan önce denemek isterseniz.

öğrenci yıllarımda tek başıma bir barın mutfağını işletiyordum. orada tişörtlerime sinen yağ kokusu hiç bir zaman çıkmadı. Ben olsam çamaşır makinesine pril koymam fazla köpürüp sıkıntı yaratabilir. Makineye zarar gelse yeni makine masrafı kıyafet masrafını geçer. Bence elde yıkamayı deneyin olmuyorsa atın gitsin.

ilk makinaya atmayacaktin.

- once yaglari emici biseyle (pecete, bez vs.) alacaktin kiyafetlerden
- sonra sicak su icinde bulasik deterjani ve camasir suyu ile bekletebilirdin (karbonat da koyulabilir belki) - cok camasir varsa farkli gruplara ayirarak
- sonra citileme yapabilirdin
- en son da normal olarak makinede yikama

son care kuru temizlemeye danisabilirsin tabii. kiyafet temizlik uzmani onlar ve farkli urunleri vardir

Leke çıkarma için yapılacak masraf ve harcanan zaman kıyafetin değerine yakın olacaksa kıyafetleri belli ölçülerde kesin ve temizlik bezi yapı

Senin makineye attigin deterjan atiyorum 10 gram yag cozecek kadar etkili. Daha fazlasinda yaga doyuyor deterjan, hatta makine de yaglaniyor.

Sen onun 10 katini(salliyorum) falan atacaksin ki butun yagi parcalasin, onu da makinede yapamazsin anca legende kendin yaparsin.

Bulasik deterjaniyla birkac su degistirme sonrasi duzelir muhtemelen. Yine de garantisi yok cunku kumasi yaga doyurduysan artik ipligi bile deforme olmus olabilir.

support.microsoft.com

son işlemini şöyle gerçekleştir,

=round(A2/A1; -3

sondaki 3 yuvarlayacağın haneyi belirler.
eğer yuvarlamayu aşağı ya da yukarı yönlü yapmak istiyorsan da roundup veya rounddown komutunu kullanabilirsin.

tam olarak anlatamadım

küsurat dediğim için yanlış anlaşılmış. sayıların küsuratlarını zaten atıyorum hücre biçimlendirmeden ondalığı kapatarak.

yapmak istediğim bölüm işleminden sonra sayının 102371 yerine 102400 olması mesela.
milyonluk satış yapılıyor, adamın hedefinin 102371 TL olması raporda saçma. yani hedefler 100 ve yüzün katları şekline gelsin istiyorum aslında.

bu yuvarla formulüyle 102371,85 olan rakamı mesela 102372 yapıyor. ben bunu istemiyorum.

hep yüzbinli sayılar ise önce 1000 e bölün, round u kullanın tekrar 1000 le çarpın?
=YUVARLA(A2/1000;2)*1000 gibi

maalesef hep yüzbinli de değil, milyon da var yüzbin de on bin de

benim dediğimi yapman gerekiyor işte.
aşağıdaki linkte basit bir örnek var

wetransfer.com

merhaba,
dediğiniz gibi yaptım oldu.

Örneklerle anlatayım;

What do you see?

What + Yardımcı fiil + Özne + Fiil ?

Soru yapma sırası budur. What Which gibi kelimelerin yanına bir kelime öbeği oluşturacak şekilde farklı kelimeler gelebilir. Ama soru kelimesini içeren kelime öbeğinden sonra yardımcı fiil gelir her zaman. Sonra da özne gelir (who dışında)

What kind of cars do people drive ??
What kind of cars + yardımcı fiil + özne + fiil ?

Çünkü geniş zaman. Do/does
drive tek başına duruyor aslında “people do drive hybrid cars” bile olur. Gizli do var gibi düşünün.
Soru sorarken de yardımcı fiil lazım, hepsi bu.

What do people drive...
People do not drive...
Do people drive...

What is your name derkenki is gibi bir yerde

Ayrica çogul kullanilmiș o yuzden

hiç durmadan çalışmayacağı için fazla bir tüketim olmuyor. yağsız yiyecekler yapmak için mükemmel bir icat.

Zamdan once alip cokca kullanan tanidigim 30-50 lira fark yapti demisti, simdi 60-100 olmustur o fark

@veritaslibertas

sorunuza derman olamayacağım ama millet deli gibi bu zımbırtıyı paylaşıyor lakin fiyatı çok uçuk 4000 tl civarı. sizin bulduğunuz ne kadar civarı, birde 3 kişilik bir aile için hangi modeli almak gerek ?

@joehigashi, şu ürünü almayı planlıyorum www.amazon.com.tr

en iyisi elden satış yapmak. kutunun içinden salatalık çıkmasa bile ürünü çizer, bozar, eski bir ürün koyup gönderir başına iş alırsın.
sistem seni değil alıcıyı koruyor diye biliyorum

ben ucuz pahalı hiçbir ürünü internetten bu şekilde satmazdım. ancak parayı önden gönderirse olabilir. boş yere başınızı ağrıtmayın.

Lazım olan yedek parçası içinden alıp değiştirip iade de edebilir, kötü senaryo ama olmaz değil.

Sanki böyle bir mağduriyet vardı sözlükte?

Macbook icin bi kisi israrla bu sekilde almak istedi kabul etmedim. Istanbulda bi tanidiginiz gelip urunu test edip elden alsin dedim. Asla bulasmam ne aliciyken ne saticiyken.

Ben 1-2 ufak ürün sattım, ürünü elden teslim edip ödemeyi de nakit aldım.

Buna benzer mağduriyet Duyuru'da da vardı sanki, bir aratın isterseniz.

beyin sisi deniyor, bazılarında görülebiliyor.

10 cm 8 ohm diye arattığımda 150 250 watt hoparlörler çıkıyor ve sanırım bunlar da araba tesisatı için.

bulabileceğini sanmıyorum.

hoparlör üzerindeki kodu yazınca bi kaç sonuç çıkıyor

www.ebay.com

ayrıca kodu yazdığımda 4 ohm diyor , gerçi görselde de 4 ohm yazıyor zaten.

Evet 200 watt falan çıkıyor baktığımda.
Hangi kodu yazdiniz fsw402 olani mi? Son hanesini de anlayamadim ben.

Sanirim 4ohm yazıyor arkasında, o da tam okunmuyor ama 4 gibi. Yani 4ohm 20 watt seklinde olsa uygun mu olacak acaba

FSW402B 4 ohm yazıyor hoparlörün arkasında

evet uygun olur da bulabilir misiniz hiç bi fikrim yok.

Peki 20watt değeri nedir acaba? Max 20watt mi olmalı demek bu? Daha düşük olsa duzgun calisir mi mesela

watt bildiğimiz gibi bir güç birimi, dolayısıyla 20 watt dediğimizde hoparlörün gücünü belirtiyor.

sizin ses sisteminin bir preamplisi var, fişe takıyorsunuz ve açtığınız ses seviyesine göre çalışıyor, yani tasarımı dolayısıyla 20 watt takılmış. 10 watt olursa ses açtığınızda hoparlör tekrar patlayabilir. yüksek olursa ne olur bilmiyorum.
ayrıca bu hoparlör parçaları, tiz, mid ve bas olarak ayrılıyor,

size bas yani woofer, 4 ohm, 20 watt, 10 cm çapında hoparlör lazım, bulabileceğinizi sanmıyorum.

tabi kalkıp da 20 watt hoparlör yerine 100 watt takarsam ne olur diye denemedim tabi.

Anladım. İlginç bulunamamasi ama ya :/ bulurum sanıyordum. Tamir mi ettirmek lazim o zaman bunu acaba

profesyonel hoparlörler tamir ediliyor membran falan değişiyor da sizinkine değişir mi bilmiyorum, bir de bu ütü gibi her elektrikçinin veya elektronikçinin yapacağı bişey değil. hoparlör tamircisi bulmanız lazım.

@alperz, olur mu hocam bu 8 ohm diyot sarece kac watt yazmıyor. Bir de benimki sanirim 4ohm

sordum, onlarda da yokmuş :) hiç bir yerde yok resmen

her hastanede aynı mıdır bilmiyorum ama benim birkaç kez gittiğim devlet hastanesinde 7/24 çalışan pandemi polikliniği mevcuttu, gece 11'de bile sırada bayağı insan oluyordu.

rahatsızsanız 24 saat ama yurtdışı çıkış gibi ücretli olandan yaptıracaksanız bazı hastaneler onları belli saate kadar yapıyor. arayıp sorabilirsiniz o durumda.

Epoksi aşırı ağır bir yapıştırıcı kabinin bütün dengesini bozdunuz. O sürücü çöp şu an yeni eşdeğer bir sürücü lazım. Tabi 1:1 aynısından bulamazsanız Stereo imaj da dramatik şekilde değişecektir, sürücü karakteristiği farklılığından dolayı.

ilk bikaç gün tutar sonra da atardım ben olsam, garanti için kutuya ihtiyaç yok. devasa kutuyu saklamamızı beklemiyorlardır umarım.

Garanti ile bi alakası yok da, evi falan taşırken kutusu olmazsa büyük problem oluyor. Taşıma şirketleri kutusu olmadan taşınan televizyonu sigorta kapsamına almıyor. Böyle bir durum yoksa pek ihtiyaç olmaz kutuya.

Kutunun tek olayi tasinirken +1

Garanti için kutu lazım diye biliyorum ben de.
Ama yeterince zaman geçtiyse bir riske girin, atın gitsin.

Olur da çok gerekirse teknik serviste çalışan bir arkadaştan 100 lira verip aynı modelin kutusunu alırsınız herhalde. Yani umarım öyledir. Umarım zaten gerekmez.

geçenlerde bir tv aldım (LG) kurulum yapan ekip ilk 6 ay kutu ve köpükleri saklamanız gerekiyor dedi.

çok mantıklı gelmedi ama açıkcası sorgulamadım o an.

Ben de aynı dertten muzdaribim 50 yine normalmiş biz gaza gelip 70inc aldık (philips), kutusu 3 kişilik koltuk kadar yer kaplıyor, saygıdan oturttuk bir odaya mecbur.

Aynı şeyi sordum, bana da 6 ay tutmanız gerekiyor dedi.

6 ay sonra attık diyelim, bir arıza durumunda servise nasıl gönderirim battaniyeye mi saracağım onu da bilemiyorum. Yoksa gelip servis mi alıyor acaba bir şekilde?

Kuruluma gelenler saklayın diyor. Garantiye gönderilirken kutusuz kabul etmiyorlar çünkü.

kutuyu saklamak kolay. dümdüz hale getirebilirsiniz. ondan sonra dolabın arkasına falan tıkıştırın gitsin.

kanuna göre 6 ay doa süresi var. doa ne dersen "dead on arrival" yani ilk 6 ay arıza yapar ise fabrikadan arızalı çıkmış kabul edilir, birebir değişimi yapılması gerekir. firmalar değişimi ancak orjinal ambalajı var ise kabul eder. o yüzden 6 ay saklayın diyorlar. ha işin diğer yanı bunu türkiye'de uygulayan firma bir elin parmağını geçmez. ancak tüketici hakem heyeti ile falan değişim yaptırırsın ama ben her ihtimale karşın 6 ay saklarım her elektronik ürünün ambalajını.

Olur da başka bir modele geçmek, ikinci el olarak falan satmak isterseniz de işinize yarar. Sadece taşıma kolaylığı için değil, ikinci elde kutu önemlidir :)

Ne çok cevap gelmiş :D
Ben hep aldığım elektronik eşyaların kutularını saklarım, çünkü garanti kutusuz kabul etmiyor diye biliyorum ben de ama konu tv olunca bir sorayım dedim çünkü çok büyük ya. sanırım bir süre de @asabi'nin dediği gibi kutuyu dümdüz hale getirip tutacağım.

@veritaslibertas
İçindeki köpükler olmadan dümdüz mukavva pek işe yaramaz, siz onu bence komple saklayın :)

Köpükleri de koyarım bir yere ya iki parçaydı zaten onlar da :)

Hesabı mutlaka vardır, ama ben pratiğini söyleyeyim, öne doğru devrilir.

Yüksekliğin önemi yok, derinlik 30 çekmece de 30 olursa tam çekildiğinde terazi etkisi yapar, üstüne de ağırlık olunca devrilir.

Yüksekliğin önemi yok dedim ama yazarken düşündüm ki yüksekliği oluşturan parçaların ağırlığı etki eder aslında.

Bir plaka MDF ağırlığını netten öğrenip, raf hariç senin gövdeye gidecek yüzölçümünün ne kadar ağırlık yaptığını hesaplamak lazım.

Bu ağırlık 4kg notebook ve çekmece ağırlığından fazlaysa kendi kendine düşmez. Ama insan eli kolu etkisiyle yine düşer.

Peki arka üstten tablanın altından iki tane duvara bağlantı braketi atsanız?

Merhaba,
Duvara sabitleyemem çokça yer degistirmem gerekecek çünkü

devrilmeyi geçtim bu zaten deli gibi sağa sola yaylanır/sallanır.

köşebent işlevi görecek 2 parça mdf çapraz falan arkadan geçmesi gerekir. benim önerim şu olur. en arkaya da 48 genişlik*40 yükseklik*1.8cm(plakanın derinliği) boyutunda bir plaka attırın. hem arka tarafa ağırlık sağlar hem sallanmayı azaltır.

önde de yine bi 48 genişlik * 4 yükseklik * 1.8cm derinliğinde bir parça olmalı bu arada statik desteği için.

@floydian, hareketli raf sorununu çözmek için açtığımdan duyuruyu detay vermedim fazla ama, aralarda 2 tane daha falan raf olacak aşağı doğru,yani en üst parça haricinde 3 raf daha olacak aralarda, bu sanırım söylediğiniz sorunu ortadan kaldırır değil mi?

Bence kaldirir evet.

Çekmeceden aşağıda raflar olacaksa yere yakın ağırlık merkezi büyür, daha iyi olur tabi ki.