Ekşi Duyuru

sol dizine daha fazla yük veriyorsundur.
aynı durum alafranga'da bana sağ bacakta oluyor. sebebi telefonla oynarken sağ koluma ve dolayısı ile sağ bacağıma daha fazla yük bindirmem.

ortopediye gidin tabi ama o arada ust bacak kaslarini guclendirmek faydali olabilir. ama bunu dizlere yuk bindirmeden yapin.

kuadriseps izometrik, terminal diz ekstansiyonu ve straight leg raise vermisti doktor bana.

Tahinli pide yapıyorlar, onu muhakkak ye bence

Derebahce de kahvalti yapabilirsiniz. Turbe murbe disinda bursa da pek gezilecek yer yok maalesef. Aracla geliyorsaniz golyazi ya ya da eskikaraagac a gidip oralarda gezinip yine kahvalti ya da gozleme vs yapabilirsiniz. Ikisi de golun icinde yarimada.

Cantik ye mutlaka ama öyle kayhan da falan değil. Merinos parkına yakın pideci erkan var. Esnaf yeri.harika yapıyor. Bursa nin en ünlü yerinde bile o lezzet yok üstelik çok uygun. Kusbasili,peynirli yada kıymalı nasıl istersen.

Setbasinda dere kenarında cay icebilirsin.

Kültür park var vaktin çoksa. Pisket sürebilirsin.

Süt helvası :)

tofaş bursa anadolu arabaları müzesine de gidilebilir.

ayda 20-30 tl mi ne oynuyor.

huawei'ye bu kadar yüklenilmesinin asıl sebebi 5g teknolojisinde çok ileride olmaları diye biliyorum. şayomiye pek bir şey olmaz.

huawei de çin? benim artık favorim oneplus marka telefonlar.

Migrostan yaylaturk marka alin, kasap reyonundan isteyin dilimliyorlar istediginiz kadar. Paketliler bir ise yaramaz

füme et dumanla pişiyor, namet kaburga füme var, bunu alın, salamla aradaki farkı görürsünüz.

Buzdolabının icadedilmediği çağlarda etin muhafaza süresini uzatmak maksadıyla meşe közüyle tütsülenmesi, kurutulmasıyla elde edilen et çeşidine füme et deniyor. Ancak piyasada satılan endüstriyel füme etin 'kurutulmuşluk' ile hiçbir alakasının olmadığı, değişik bir şey olduğu gayet görünür durumda. Uzak durmak en güzeli.

www.amazon.com

www.amazon.com

www.amazon.com

www.amazon.com

19 Şubat tarihinden geçerli olmak üzere ilaca %26.4 zam geldi.

@crown Nette ki fiyat güncel değil o zaman. 7-8 liraya alınan ilaç ne hale gelmiş yazık bu millete

Zaten farklı ilaç (muadil) verebilirler ama ilacı pahalı veremezler pek.
Ha bu arada bunlar yine iyi günlerimiz.

başka eczaneyi arayıp fiyat sor istersen. ilaç fiyatlarını kafalarına göre belirleyemiyorlar.

Nette ki fiyatlara güvenme çoğunlukla güncel olmayan fiyat onlar.

www.its.gov.tr

mobil uygulama da mevcut. fiyat ve son kullanma tarihi kontrol ediliyor.

its mobil

Ağır kilolar ile çalış. Triceps karın ve kalça da çalış.

5x5 sistemi agir kilolar icin uygulanan bir program. Illa agir calismayacagim diyorsaniz tekrar sayisini arttirin. Amac kasi zorlamak, kas zorlanmadan gelismez.

Her bolgeye ozel programdan kasit her gun baska bolge calistirmaksa compound egzersizlere yonelin.. Bench press disinda deadlift shoulder press squat gibi egzersizler yani.

Ip atlamak cok guzel kardiyo. Ac karna yapmaya gayret edin kardiyoyu.

Diyetten bahsetmemissiniz hic. En az idman hatta daha onemli oldugunu asla unutmayin. Kotu bir diyeti ne dunyanin agirligiyla ne ip atlayarak notrleyemezsiniz.

Youtube da cook guzel videolar var, burda bir arnold abi var onun bir kanali vardi sanki. Bulursam atayim linki, guzel guzel acikliyor her seyi.

Burda yazilan cevaplar ne kadar kapsamli olursa olsun sizin okumaniz izlemeniz lazim aklinizda bazi seylerin oturmasi icin.

antrenmanda kullanılan terli pis havluyu duşta kullanıyor olması başlı başına bir gerizekalılık zaten.

terliksiz duşlara nasıl giriyorlar, ıyk.

normalsin.

titiz obsesif insanın harcı değildir spor.

duşa terliksiz girenleri bende anlayamıyorum. ben işiyorum oğlum hep oralara :)

Sen abartmıyorsun insanlar gerizekalı. Ben sadece normal yüz havlusunu götürmüyorum yukardakilerden.

Spor salonuna pek gitmedim ama gittiğim sürlerde insanların niye spor salonunda duş aldığını da asla anlamadım. Çok fazla kişinin duş aldığı bir yerde asla rahat bir şekilde duş alamam sanırım. Eğer spordan sonra eve gideceksem(ki %99 öyledir) gider evimde duş alırım.

Bu yüzden de spora gittiğim dönemde yanımda sadece bir havlu ve çok terlediğim için belki yedek bir tişört oluyordu

nundu +1

antreman saatlerini çıkıp eve gidebileceğim gibi ayarlarım. gidip gelirken giyeceğim kıyafetler bile ayrı olur gündelik olarak kullanmam. askerlik dışında o kadar kişinin ortak kullandığı banyo/hamam/sauna kullanmadım.

Ben spor salonu dusunu kullanip titizim diyeni anlamiyorum.
Ne recep ivedikler kullaniyor o duslari.

Salona malzemesiz giderim, oradaki havluyu alip alete koyarim. Cikarken de kirliye atip cikarim. Sifir malzeme.

mantar kapmaktan iyidir.

Salonda havlu varsa havlu tasimam ben. Spor salonu dusunu da daima kullanirim, eve girdikten sonra dusla ugrasmak istemem.
Antrenman havlusunu dustan sonra kullnacagima islak islak ustumu giyerim direkt. Ter bulasan sey benim icin lanetlenmeis gibi bir seydir. Uzerine sicilmis gibi.

Eşinin icloud hesabı ve şifresini öğrenmişse, icloud hesabına girmek için gelen 2. faktör doğrulama kodu gibi bir şey o.

Öyle ise eşinin tüm telefon bilgilerine ulaşmıştır. Banka hesaplarına erişemez ama apple notlarında banka şifreleri varsa o başka.

Bu dediklerim de apple phone id. Başka phone id var mıdır veya sizin dediğiniz başka bir şey midir bilmem.

hatuna fazla kızma
apple id dir buyuk ihtimalle
gelen mesajı yaz buraya bakalım bu ne

Arkadaşım benden phoneıd diye bi uygulama var dedi appstore de internet hediye edecekmiş benden telefonuma gelen kodu istedi bende verdim bi sorun olur mu?

Bu arada ıphone kullanmıyorum

Su bal tarçın <3

Kefir diyolla

ben yumurta ile karıştırıp omlet gibi yiyorum. pişirip falan işte. tadı ehh işte.

(bkz: porridge)

sabah yaptım daha. portakal mandalina elma su iki kaşık yulaf:)

bir kere sahipleri evden atmış olabilir, ya da dışarı çıkıp dönmesine izin veriyor olabilirler (bazen apartmanda yaşayan kediler bile evlerini bulmaya alışıyorlar). bu ihtimaller dışında gerçekten kaybolduysa çevrede fiziksel ilanlara bakın, özellikle yakınlarda veteriner varsa ona ilan bırakılmış ya da haber verilmiş olabilir.

ben bunlarin hicbirini sevmedim acikcasi, esinin zevkini bilemem tabii ama. madem cok pahali olmasin diyorsun pandora'ya filan baksana orada da cok cici seyler oluyor charmlarla filan susleyip hos bir bilezik olusturabilirsin. hem kolay da cikaramiyorsun, en azindan dusurup kaybetmesi de zor olur boylece.

bunlar pek güzel değil ya cidden. bence de pandora'ya bakmalısın, hem moda, hem daha uygun fiyatlı hem de çok daha şık.

pek güzel değil, pandora'ya ya da so chic'e bakabilirsiniz +1

www.instagram.com

Ben bu sayfadaki her şeyi beğeniyorum sanırım. Buradan da bakabilirsiniz.

İlla birini seçiyorsak A.

illaki bunlar deseniz b
ama başka alternatiflere yönelin bence daha ucuz ve sık şeyler bulunabilir

Ben de begenmedim

Kadın değilim ama www.swarovski.com buraya bakmanı tavsiye ederim.

Peki altın değil de swarowski baksan? Gerçi satmak falan diyince bilemedim.

Eminönü’nde rococo iş merkezi var, kuyumcunun adını tam hatırlamıyorum ama pasaja girip asansörle 1 kat indikten sonra, asansör solunda kalacak şekilde ilerliyodun, sağdaydı. Çok aşırı kalabalık oluyordu, ordan da bilebilirsin belki. Gramına 15 tl işçilik alıyorlardı bi ara, altınbaş 55-60 tl alırken. Şu an durum nedir bilemem ama yine hesaplıdır. Sadece model sıkıntısı olabilir, onu bilemiyorum.

Bi de 22 ayar alabilirsiniz işçilikten kaçmak istiyorsanız, 22 ayarın işçiliği daha düşük oluyor, burma bileziğin hiç yok gibi hatta.

bu devirde akli basinda hicbir hatun altin bilezik gibi birseyi takmaz, gidin dogru duzgun bir takiya, tasarima para verin, taktikca mutlu olsun, bir de yanina birkac tane gram altin alin, o da yatirim olsun.

Gümüş al, gümüş özel tasarım yapan yerler var. Hem fiyatı makul olur hemde görüntü olarak bence gümüş takılar daha güzel duruyor.

@mavicorap bileklikten bahsediyorum bizelik değil

BANKA FAİZLERİNE İNAT

diyen birinden ev almazdim sanirim :/ kesin bir sey cikar. 60 tane senet imzalayacaksiniz filan, bir yerde pruz cikartir diye dusunuyorum

Sakin havadar sessiz ve nispeten güvenli bölgedir, varoş değildir, apaçisi/hapçısı/tinercisi yoktur.

Ama merkeze ve anayola çok uzak, arabasız çok sıkıntı olur, ulaşımı dikkate alın. Şile yoluna da Çekmeköy merkeze de uzak, ama ihtiyaç için çekmeköy merkeze gitmenize gerek yok, Turgut Özal caddesi ana baba günü, her şey var. Butik bir AVM de dahil.

İskan yoksa ve tapuyu hemen almıyorsanız uzak durun tabi ki. Hani senetler bitsin tapuyu sonra vereceğiz derlerse yaş o iş.

cok kucuk gorunuyo ki muhtemelen buyuk gostermeye calismislar.

tek kisi icin olurda evil ve cocuklu cok zor

senet sepet işine girmemek iyidir.

önce biraz düşünün. eğer tekrar sokağa bırakmayacağınızdan eminseniz, kediye bakabilecek maddi gücünüz varsa (düzgün kum ve mama alabilecekseniz, çıkabilecek ekstra masrafları karşılayabilecekseniz), tatile giderken kediyi bırakabileceğiniz bir yeriniz varsa, ne bileyim ev kedi için güvenliyse eve alın. en azından soğukta bekleyip yıpranmaz, sokakta başına gelebilecek tehlikeleri de ekarte etmiş olursunuz. aşı için de yavru biraz palazlanana kadar bekleyin lütfen; ilk etapta sadece iç dış parazit uygulaması yaptırmanız yeterli.

Tabi olur, bir sıkıntı olmaz. Ufaklığı görmeden önce viyaklamalarını (annesini çağırması/seslenmesi) duyuyor muydunuz?

Artık viyaklamıyorsa o zaman anneyi aramaktan vazgeçmiştir. Annesinin de onu aramadığından eminseniz, bu hava koşullarında ona yuva vermek, bir canlıyı korumak yapabileceğiniz en büyük iyiliklerden olur.

1-2 gün yabancılık çekebilir belki, ondan sonra alışır.

muhtemelen üşümüş ve bi köşeye sinmiştir. aşılarını sonra yaptırsanız da olur. çalıştığı halde kedi besleyen çok insan var, eğer eve alırsanız, işe gitmeden önce bol bol mama ve su koyarsınız önüne. o kendi işini kendi görür.

yavru kediye salam vermeyin. süt hiç vermeyin.

instagramdan şu hesaba bakar mısınız: @petbilgi

Doktorunuza sorma şansınız var mı? Gözler hepsi ile rahat etmeyebiliyor ve ellerinde varsa birkaç deneme veriyorlar. Örneğin Bauch and Lomb asla benim gözüme oturmuyor.

Eğri kısmına da baktım (BC), hepsinde 8.8 yok ama tolere edilebilir, doktorunuza danışın diyor yine. Orayı da tutturmanız lazım alırken.

kaset +1
benim gözler de rahat etmedi onda ama air optix ve acuvue oasys çok memnun kaldığım markalar.
ama lens çapın her markada olmayabilir ona bakmak lazım.
bir de deneme lens almak çok güzel bir olay. misal 10 yıldan fazla oluyor lens kullanalı ilk defa son doktorum deneme lensi verdi hatta astigmatı tolere etmek için derece derece arttırıp deniyor. bir hafta kullan gel memnun kalmazsan bir üstünü isteyelim diye.

İşlemcinin sıcaklığı 100 dereceyi görüp kapanıyorsa muhtemelen termal macunun yenilenme zamanı gelmiş

işlemci fanı, ekran kartı fanı veya power supply fanı bozulmuş, pisliğe bağlı dönmüyor olabilir ve makina yanmamak için kapanıyordur.

islemci fanini temizle.

sikinti yok cekmez falan ddiyenlere aldirmayin atak bir araba degil ama gayet normal gidecektir.

o arabayı bilmiyorum ama ben 70 beygir 1.4 motor araba kullandım, çekmiyordu.

çekmekten kastım tabii ki düz yolda gitmesi değil. ama az eğimli rampada bile hır hır gitmesi hoş değil bence. hele de ankara gibi bir yerdeyseniz.

ceker hocam
araba yeni
ama ucmaz kacmaz

Arkadaşım aynı aracın kırmızısını aldı,40bin km de,42₺ ,3ay oluyor.Eski aracı 3008 dizel otomatikti.Şehiriçi (istanbul) tatminkar olduğunu ancak şehirlerarası yorucu olduğunu söylüyor.

çekmezden kastın nedir ona göre değişir. hız seviyorsan alma bu aracı. bu araç az yaksın, yedek parçası ucuz olsun, ayağını yerden kessin aracı. uzun yolda rampa gördün mü sağ şeride geçeceksin pek tabi bu araçla. 72 beygirden bahsediyorsun. piyasadaki en güçsüz binek araç motorlarından biri.

yalnız ben başka bir noktaya dikkat çekeceğim. bu araçta fakir modifiyesi var. beni araç alırken en çok geri adım attıran şeydir. en ucuzundan çelik jant ve cam filmi. belli ki para az ama yine de bir arabayla hava atma tripleri var sahibinde. bu da gözümün önüne arabanın hor kullanıldığı günlere ait kareler getiriyor.

O çelik jant çok ta ucuz değil,clionun opsiyon jantıydı senesinde.

Hocam çekmeyen araba yok, 20 sene önce üretilen şahin çekiyor, 5 yıl önceki clio mu çekmeyecek? Arabalar da öyle bi detay kalmadı ama çok iyi gider diyemem.. Ben ekstra hızı seviyorum, güçlü araba seviyorum dersen alma..

çekerde çok yakar. 7 lt/100 km dediğine bakmayın yokuşlu yerlerde 10 lt yakarsınız.

yokuşta şov yapmayacaksan gayet gider. bmw bile 3.20leri 1.5 motorla getiriyor. çekmemesi değil yakmamsı problem olmalı.

aynı model, aynı donanım, aynı motor eşimin kardeşinde var. ben de kullandım.

çekmemesi şöyle. elbette çekiyor ama bir keçi gibi de tırmanmıyor. kendi arabam da 2001 model 1.4 16v 98 beygir clio, benim üçüncü viteste zorlanıp ikiye takarak rahat tırmandığım yokuşta ikinci viteste zorlanıyor, beni bire tak anca çıkarım diyor. ama bire takınca da çıkıyor. bu sebeple alınmaz denecek bir araba değil.

şehirlerarası yormaz, adam neredeyse 2 haftada bir istanbul ankara gelip gidiyor. hız sabitleyici var, sabitliyor 110'a mis gibi gidip geliyor.

beğendiyseniz tavsiye ederim.

joy modeli reno'ların en boş paketi. ama her paketin de ek opsiyonları var. buna opsiyon paketi alınmış. kayınçoda olmayan çelik jant ve park sensörü mevcut mesela. o jantlar orijinal reno.

Altın ancak çok uzun vadede(3 yıldan uzun) iyi bir araç olabilir.

Döviz yurtdışıyla bir işin-ilişkin varsa iyi olabilir.

2-3 sene kullanmayı düşünmüyorsan tahvillere de bakabilirsin.

ing turuncu bir cacık getirmiyor. martta ing yerine dolara yatırsaydım parayı, 1.5 katına çıkarmıştım şu an. 3 yıl kadar dokunmayacağınız para için en risksiz yatırım dolar ya da altın. zaten ing turuncu hesapta hoşgeldin faizinden bahsediyorsanız o bir yıl için geçerli. sonraki yıllar faizi düşürüyorlar. 3 senede yüzde 20'den verseydi bile doların daha fazla getireceğini düşünüyorum. 3 sene önce dolar 2.5-2.9 du. burdan hesap edin.

ilerde degerlenecegini dusundugun sirketlerin hisse senetlerini al.

dipnot: verdigim bilgiler yatirim tavsiyesi degildir. ekonomist degil, bu konulara merakli siradan bir insanim.

hisse senedi al. TSLA potansiyeli yuksek. dipten gir

Hocam aslanlar kaplanlar uçuk bir hedef stüdyo filan gerekir öyle görüntüyü elde etmek için. Stop motion birşeyler yapmayı deneyebilirsiniz o da uğraştırıcı olur tabi ama keyifli de...

Yeşil perde yetmez, yeşil oda lazım size istediğiniz şey için sanırım. Yeşil Perde 2 boyutlu işlem için yeterli olsa da istediğiniz şey 3 boyutlu işleme kayacaktır.
Yapmak istediğiniz görsel efekt için bir diyemem ama hazır yoksa siz yapamazsınız onu diyebilirim.

yeşil perdeyi iyi bir ışıklandırmayla statik/az hareketli şeylerde bir derece kullanabilirsin.

lakin görüntü hareketli olursa, herşeyi geçtim iyi kamera, profesyonel set, iyi ekipmanlar.

rotoscope yapmak için bile projeleri hindistana göndermen gerekir. rotoscope kısaca yeşil perde üzerinde çekien görüntülerden özellikle insanların bir tek saç teline kadar doğru bir şekilde izole edilmesi. böylece istenilen arkaplana eklenip gerçekçi görüntü elde edilebiliyor. yani bir fotoğraf karesinde bile bu işlem, fotoğraf amacına uygun, doğru ve iyi makina lens ile çekilmemişken saatler bile sürüyorken, ortalama saniyede 25 ya da 30 kare akan film şeridinde günler aylar sürer. sonuçta 30 kare fotoğraf 1 saniyelik video görüntüsü yapar(30 fps çalışırsan)

aslan kaplan diyorsan eğer o şekilde çalışacak bir pcyi bile bulabilmek zordur diye tahmin ediyorum, sanırım bi ev parası yapar günümüzde.

bunun dışında oyalanmak için fotoğraf çek, timelapse çek, onları işle, yetmedi mi after effect öğren, motion video yapabilirsin, özel efekt yapabilirsin, houdini öğrenebilirsin madem güzel şeyler istiyorsun.

www.youtube.com

her halukarda büyük masraf açacak, kamera para, go pro alsan para, yeşil perde ıvır zıvır çinde dolu var kargo parası bindi mi anasının gözü gibi oluyor. güzel bir makina da para.

öyle macbook pro ile de yapamazsın, bu pluginlerin ortak olarak çalıştığı belli başlı ekran kartları var, 2 3 tane, onlardan olmazsa çalışmaz etmez. zor yani.

after effects sırlarla dolu bir program gir youtube binlerce tutorial var ama bu işin detay ve sırlarını kimse anlatmıyor, aksine sır gibi saklıyolar, akıllara zarar bir program after effects. hiç bir plugin kullanmadan bile dehşet şeyler yapabiliyorsun. ama tabi öğrenmesi ciddi emek ve zaman istiyor. hele plugin kullanmaya başlarsan iyice kapasitesi artıyor.

şöyle düşün ilüstratör, photoshop, cinema4d ve diğer bir sürü programda çizdiğin oluşturduğun şeyleri 2 tıkla sorunsuzca ae içine atıp anime edebiliyorsun.

Evde koşu bandı varsa yeşil perdeyi arkasına koy ve üzerinde 20-30 saniye koş. Aynı uygulamayı eşin de yapsın. Sonra görüntüyü after effect programına at, ilk önce mask ile kabaca koşu bandını sil sonra effect kısmında keylight efectini ara ve yeşil perdeyi sil.

Artık ekranda sadece senin görüntün kaldığına göre ormanı ve aslanı yapalım.

İnternetten senin koşma açına göre panaromik bir orman görüntüsü bul, eğer panaromik bulamazsan normal bir fotoğraf bul ve onu photoshopta çoğalt. Sonra bu görüntü senin koşma videonun alt layerına koy. Layera tıklayıp p harfine bas ilk noktaya bir keyftame var ve koşma görüntünün sonuna gidip orman görüntüsüne ikinci keyframei var. Böylece sen sabit olarak yerinde koşacaksın ama orman hareket ettiği için sanki sen gidiyormuşsun gibi bir ilizyon oluşacak.

Sonra youtubeda lion green screen diye arat, bulduğun aslan görüntüsünü de keylight efektini atıp yeşilden kurtar, onu da koşan adamın tam arkasına yerleştir. Oldu bitti.

İlk binişinizde 30 tl - isfanbul

www.sportive.com.tr

hangi marka model telefon kullanıyorsunuz?

hangi gsm hattını kullanıyorsunuz?

Açıp ne dediklerini dinledikten sonra tekrar aramazlar.

Deniz otobusu +1
Bir de Nilüfer'in vsrdi express.

budo

Kamil Koç eski Kamil Koç değil artık. Nilüfer de biraz öyle.

Favorim Pambıkkale Turizm Seyahat ve Voyaj Ltd. Şti.

Tekerlekli taşıt şart değilse ben de Budo'ya çift tıklayıp kalbimi bırakabilirim.

koton. fiyatı uygun ve kaliteli,memnunum.

Lee cooper da olabilir

pazardan. Ciddiyim

şunu beğendim ben

www.sporjinal.com

boyner - limon company

Boyner cazador

Mudo'ya da bakın. Tbox almıştım ben ama çok zaman oldu. Hala duruyorsa ona da bakabilirsiniz. Mavi, wrangler, Levis gibi markaların T-shirt'lerinden daha iyiydi ikisi de.

Adobe indiricen malum ortamlardan

stop motion studio var, araştır, kullanışlı bulursan 2 usd'cik.

google: opentoonz

mide gibi yavaş yavaş genişletiyorlar işte sınırı.

Simdi soyle bir durum var, iki ulke kurlari arasindaki fark, HIC BIR negatif veya pozitif OLAY olmasa dahi iki ulkenin reel enflasyonlari arasindaki fark kadar oynar. Bu onune gecilemez bir durumdur. Bunun icin spekulasyona veya ulkelerden birinde iyi / kotu bir gelisme olmasina gerek yok.

Bu durumda 4.11 son 1 senede dolar / tr nin tam olmasi gereken yer zaten. Aylardir dolar cok cok ucuzdu. Su anda olmasi gereken araliga geldi diyebiliriz asagi yukari, bundan sonra ne olacagi onemli.

edit: bir de son 1-1.5 senede dolarin globalde %10 deger kaybetmesini unutmamak lazim, ruzgar yine bizden yone esti yani. Dolar endeksi 90 degil de 100 olsa gecen seneki gibi, su anda dolar 4.52 civarlarinda olurdu. Euro / TRY ile dolar / TRY grafigini karsilastirin, asil olay euroda oldu cunku onlarda bir deger kaybi globalde yasanmadi.

Daha önce ne kritik eşikler geçildi... MB'nin müdahale edecek imkanının kaldığını düşünmüyorum.

merhaba, yurtdışında da olan bir ürün mü? ingilizce içeriği yurt dışındaki ürüne ait bilgiler olabilir mi? içerik farklılıkları olabiliyormuş şunun gibi.

www.instagram.com

Yumusatmadan yenmez. Eğer lezzete cok takilmayan biriyseniz yulaf seviyesinde su dokup mikrodalgada isitip yiyebilirsiniz.Varsa tarcin yavanligini alir.

su ile biraz pişirip tarçın, badem, muz, elma, kırmızı meyveler ile artık ne seviyorsanız tatlandırıp yenebilir.

Sek quark içine koyuyorum ben.Yoğurt değil süt değil;)

Ben normalde lilalif şeklinde olanı kaşıklayarak yiyordum gereksiz bir öğün olduğu için artık yemiyorum. Düz yulaf ise pek yenecek gibi değil bana göre işlenmiş halini yerim mesela Altınbaşak ama düz yulaf ezmesi süt ile bile olma hatta internette satanlar bazen at yirmi olan yulafı gönderiyor.

Yulaf ezmesi, yumurta, biraz zeytinyağı ve yoğurt ile kurabiye yapıyorum çok lezzetli oluyor. Tuzlu kurabiye için birazda tam buğday unu ekliyorum. Çörek otu ve pulbiber ekliyorum. Tatlı kurabiye için; un ve yumurta yerine bir muz da kullanabilirsin. İçine tarçın ve kuru meyve ilave ederek Tatlandırabilirsin.

Öğle yemeği kısmını bilmiyorum ama ben kilo almak için diyetisyene gittiğimde kahvaltı için yulaf + lor peyniri + yumurta + yeşillikten oluşan bir omlet tarifi vermişti, epey de lezzetli oluyor.

türknet de süperonline gibi DSL için türk telekomun alt yapısını kullanıyor, bence güzel sistemleri var. taahhüt yok, kota yok mis gibi.

Yakın vakitte geçeyim mi diye araştırma yaptım. Memnun olan çok memnun. Arızası olan karşısında konuşacak kimseyi bulamamaktan ve uzun tamir sürelerinden yakınmış.

xDSL'lerin hepsi pişmanlıktır. mahallelerde beyaz dolap şeklinde kutular oluyor, hiçbirinizin dikkatini çekmemiştir muhtmelen. apartmanınız o beyaz kutulara yakınsa adsl, vdsl kullanabilirsiniz aksi durumda xDSL'ler sizi kanser eder. kutu eve yakın olduğunda da süper olacağının garantisi yok. bakır kablo sucks. bu kadar basit.

imkan varsa kablonet düşünün ama onlar da bölgeye göre sıkıntılı oluyor. 4 senedir kablonet kullanıyorum 4 senede yaşadığım kesintilerin süresi toplam 4 saatten azdır. 4 senedir 50 mbit kullanıyordum, bu sene başında 100 mbit'e geçtim. 96 mbit hızı görüyorum hız testinde rahat rahat.

eyyorlamam bu kadar

türk.net'e alternatif olarak netspeed de var aynı şekilde taahhütsüz ve ev telefonuna gerek yok. Türk.net de ev telefonu da bağlıyorlar.

50gb kotayı çoktan kaldırdılar ya. olmaması lazım.

ben zamanında şikayet kaydı oluştura oluştura yapa olmadığı halde 75mbps'a çıkartmıştım, o yüzden memnunum gibi. kopma vs. sıkıntı ama eskisi kadar olmuyor.

kablonet var öncesinden, o daha stabil ama 100 mbps 100gb kotalı daha pahalı öbürünün 75mbps sınırsızından. birinden birini kapattıracağım.

biz iş yerinde kullanıyoruz ve ne zaman arıza olsa topu bi şekilde kendilerinden çıkarıyolar.

türknet'in müşteri hizmetleri yok. sorun çıkarsa ulaşabileceğin hiç kimse yok ona göre.

Biraz şans işi, ben şimdiye kadar 5 kişiye önerdim Turk.net'i. Sadece biri sorun yaşadı, bir aydır hattının aktive edilmesini bekliyor, Turk.net bizden kaynaklı sorun değil, telekomun bakması lazım diyorlar, telekom zaten cevap vermiyor, Turk.net çağrı merkezine bağlanıp derdini anlatacak canlı biriyle görüşemiyorsun (önceden bağlanıp görüşebiliyordun). Yani sorun yaşarsan hızlı çözülemiyor.

Ben de 1 senedir kullanıyorum, şimdiye kadar kesinti veya sorun yaşamadım.

kullanıyorum. türk telekom'dan geçtim. çok memnunum iki yıl oldu.

ben de geçen ay yeni bir modem istediğimi söyleyerek ücretsiz bir şekilde değişimi yaptırdım. eve gelip kurdular.
ben kriz müşteriyim yalnız günde 2 defa ararım normalde kıyak yapmış olabilirler.
soruya cevap: veremiyoruz diyorlarsa takım lideri ile görüşücem de, çözüm birimine ulaş durumu anlat.

ben değiştirdim bir kere, neredeyse ayakkabı fiyatı kadar para verdim ama giydikten sonra boyalar parça parça oldu, mümkünse yaptırma.

Diğer şeylerin gelişmemesiyle aynı sebepten. İnsanlar akılsız çünkü. Yapıyorum diyen de kumda oynuyor. Orijini bura olmayan hiçbir şey gerçek değil memlekette. Her şey sadece ismen var. Okuryazar geçinen tayfa da bunun içinde hatta içindeki en kötü kesim. Ülkenin kaderi vasatlık.

Tabi bu pür okuma ve kültür merakı olarak baktığında özellikle böyle. Her toplumda azınlık bu kesim. Bizim toplumun en derin tefekkürü en görünmez kesimde. Bunlar 20 senedir iyice görünmez oldular ve çekildiler.

Gelişmişten kastının ne, kim olduğuna bağlı olarak gelişmiş dediğin yerlerde sanatın ve sinemanın gelişmesine sebep olarak gösterilebilecek faktörler değişir. O toplumları sanata iten ihtiyaçları Türkiye toplumu farklı yollardan besliyordur ya da o ihtiyaçlar burada hiç yoktur. Onların sanatlarının büyük kısmının ruhu yani fikri bize yabancı ve ters çünkü. Yani sadece üslup, şekil değil yabancı olan. Tamamı evrensel değil Batılı sanatın. Edebiyat Türkiye'de neden gelişmiyor, Türkiye'den neden bir William Golding, Jane Austen çıkmıyor demek tezhip Finlandiya'da neden gelişmiyor demek gibi bir şey.



Sinema için yılmaz güney'i falan örnek gösteriyorlar. Seviye o yani. Üniversitede bir sinema dersi almıştım. Kadın Caligari'yi ödev verdi. Anlattım, anlamadı bildiğin. Bilmiyormuş resmen. Anlamadı ve sıkıldı. Bu kadın 30 yıllık televizyoncu. Belgeselci geçiniyor.Uğur Dündar ile çalışmış vs. Aynı işte ya aynı tipik Türkiyeli. Kırmızı kaşkol, şekil şemal. Kafa nitelik olarak ahsen tv. Yılmaz güney filminde tabela dibine işeyen karakter seviyesinden fazlasına basmıyor.

"Çöpten bir nesil için teknoloji gelişir"

Sinema hakkında yorum yapacak kadar kendimi yeterli hissetmiyorum ama.

Sanatı tek değil bütün dalları ile ele almak gerekirse ortada popüler kültür dediğimiz gerçek olan bir çağ hastalığı var. Şu anda bu duyuruda kaç kişi ayda en az bir sergiye gidiyor? Ya da kim toplu söyleşilere düzenli olarak katılıyor? Kimse. Çünkü çoğumuz bunu yapmak yerine başka şeylerle ilgilenmeyi tercih ediyoruz. Kimi bilgisayar kimi arkadaşları ile starbucks muhabbeti say say bitmez.

Zaten ülke olarak sanata verdiğimiz destek küçük bir pirinç tanesi kadar olduğu için. Ülkede sanatçı zor yetişiyor. Ornegin fatih akın ödül alınca tüm gazeteler boy boy fotoğraf basıyor. Tamam da herif bu ülkede yaşamıyor ki? Gördüğü eğitim yaşadığı kültür her şey farklı.

Ahmet aslan var mesela. Adam kendi enstrümanını yaptı. Baktığın zaman çoğu kişi "allah'ın tuncelilisi" der. Ama bu adam da yurtdışında okudu ve hala öğrenci. Sence bu ülkede okumaya devam etse ne yapabilirdi?

Edebiyat komple çökmüş durumda zaten. Kimse şiir yazmiyor yazsa da yayımlamıyor. Çünkü kimse şair olacak kadar duygusal kalamıyor. Instagramda üç beş sayfa açılır en fazla orada yayımlanır onların sözleri. Üstünden on sene geçer ve hepsi unutulur.

Şiir farklı bir konu. Sinema için konuşacak olursak eğer, ülkemizde gelişmiyor. Kore’de Fransa’da vs. güzel eserler var. Ülkemizde de (dünyada da aslında) kafa yormuyor kimse. Ülkemizde ise bu durum hat safhada. Yani ticaret. Millet ne izliyor? Şive komedisi, o halde şive komedisi yapıyorlar. Güzel filmler sinema salonlarında en kötü salonlarda bir hafta vizyonda kalıyor sadece (bkz: sarmaşık). Bu yüzden hatta onur ünlü sen aydınlatırsın geceyi filmini sinemaya vermedi. (Hoş o da bozdu sonradan). İyi adamla da (burak aksak, cem yılmaz vs) film sıçma çabası ile kötü şeyler ortaya koydu.

Yani iyi bir eser için kafa yormak gerekiyor. Millet de iyi film yapacam diye acından ölmemek için dandik eserler ortaya koyuyor

Siirle ilgilenmem ama edebiyat ve sinemada gayet guzel isler cikiyor. Ha, ridley scott dijital kameraya gecti diye "off sinema oldu yeaa" diyorsan yapacak bir sey yok zaten.

Eger turkiye'den bahsediyorsan zaten turk sinemasinin esamesi okunmadi dunyada hic.

Buna benzer argumanlarla kendi meslegimde de karsilasiyorum (mimarlik-muhendislik sirketinde teknoloji uzmaniyim). Mesela okulda bir hocam elle cizmeye zorlardi herkesi, teknik cizimi elle yapmak tamamen manasiz ama adam "ruhsuz cizimler" filan diyor. Yahu yaptigimiz cizimin anlatmasi gereken su: "hela nerede olacak, tugla nereye orulecek, siva kac santim cekilecek".

ne gelişiyor ki onlar gelişsin? sanat da diğer alanlar kadar gelişiyor.

100 sene önce bilimden sanata, siyasetten şiire bir dalga geldi, yükseldi ve gitti. bilim patladı, teknoloji hopladı, sanat coştu falan.

bilim ve teknoloji o kadar da yerlerde değil, ama sanat hakikaten gelişmiyor.

Sanatın bizde geişmemesinin, zenginlik dilimimizle, refah düzeyimizle direkt ilgisi var. Bir başka direkt ilgi yönetimin sanata bakış açısı.

Yapılan araştırmalar parasal ve gündelik sıkıntıları daha az olan insanların sanata, edebiyata ve bilime daha fazla vakit ayırabildiklerini gösteriyor. Ve tabii bu ilgilenme IQ düzeyine de etki ediyor.

Dünya genelinde kültürel bi yozlaşma var ve mekanikleşiyoruz. Her şeye kolay ulaşıyor kolay tüketiyor kolay sıkılıyoruz. Duygusallık azalıyor. Eğlence anlayışı değişiyor. Herşeyin suni olanı var. Hal böyle iken sanatın gelişmesi olası değil

fort +1 ama tolkien -1. Durduk yere Hollywood'u yermeye gerek yok, hâlâ taş gibi filmler çıkıyor oradan. Boktan film her yerde var. Edebiyatta da çok satmak kötü bir şey değil, peynir ekmek gibi satmayan Nobel ödüllü yazar yoktur (ödülü almadan önce de geçerli bu, aldıktan sonra zaten satar). Dostoyevski, Sartre, Camus, Hemingway vs. bunlar yeraltı edebiyatçısı falan değil aşırı popüler yazarlardı yaşadıkları vakitte de.

Yani geçmişe hasretle bakıp günümüzü beğenmemek ne kadar romantiklikse popüleri yermek de o kadar romantiklik.

Zor bulunan kitapları getirtiyorlar (ingilizce harry potter'ım öyle olmuştu) bulunma süresi uzarsa da bulunan kargoları parçalı kargo olarak önden yollayıp bulamadıklarını sonradan gönderiyorlar

benim siparişimi hiç bir zaman 2 haftadan önce göndermediler.

Babil.com'u tavsiye ederim her üründe tedarik süresi yazıyor. Stokta olan bir kitap sipariş verirseniz aynı gün bile kargoya verebiliyorlar.

babil.com'da stokta görünen bi kitabı 6 gün sonra teslim alabildim.

d&r'dan da bi kaç kere siparişim oldu.
biri çabuk gelmişti. diğerlerinin çok geç geldiğini hatırlıyorum ki birini iptal etmiştim artık dayanamayıp. stokta olmayan ürünleri satışa koyuyor diyolar.

bence biraz şans işi. bak adam babili övmüş ama ben memnun kalmadım.

Cogu zaman gec ve parca parca geliyor. Ben genellikle 5-10 arasi toplu siparis veriyorum. Siparis ettigim kitaplarin tek seferde ve birkac gunde geldigi cok nadir olmustur, birkac sefer.

Kaç kez sipariş verdim, hep bir iki güne kargoya verdiler. Şans işi.

Dün akşama doğru D&R den 7 adet kitap siparişi verdim, bugün öğlen yurtiçi kargo mesaj atmış paketiniz yarın teslim edilecektir diye. Gerçi kitaplardan birini hemen temin edememiş olsalar gerek onu daha sonra gönderecekler anlaşılan, elime 6 kitap geçecek ama Krishnamurti kitabını, bir günde temin edememelerini de anlayışla karşılarım.

jestiniyap kampanyasıyla 2 farklı sipariş verdim. biri kulaklıktı. ertesi gün yolladılar. diğer bi siparişimde ise 6 kitap vardı. 5'ini 3-4 gün sonra yolladılar, biri hala bekliyor.

D&r pişmanlıktır.
Geçen sene 1 ayda göndermediler siparişimi iptal etmek için 15 gün uğraştım.
15 kasımda bir tanıdığıma öğretmenler günü için kitap siparişi verdim 29 kasımda gitti.
Ve bu hediye siparişi verdiğim kişi eski müdürüm kadın her yıl başında 5000 liralık hediye kitap alıyor oradan. Bazı kitaplar ta şubatta geliyor eline.

d&r internet mağazasından bir şey alınmaz. genel olarak d&r'dan bir şey alınmaz bence.

Taksiler Avrupa - Anadolu geçiş yönünde tünel, Anadolu - Avrupa geçiş yönünde tünel + köprü ücreti alıyorlar.

Tabii bazı uyanıklar çift tünel ücreti talep ediyor.

überin verdiği tahmini ücret içerisinde, köprü geçiş parası da oluyor
ben genelde avrupadan asya yakasına geçiyorum.
sonra fatura geldiğinde bakıyorum, içinde köprü parası da var.

uber tek taraf aliyor ucrete de dahil. havalimanina gidecekseniz fiyat artitor yanli

Üçü de değil. Bildiğin terbiyesizlik. Benim kızım çok akıllı dese ego olur. İşemeye bile arabayla gitse görgüsüzlük olur. Sürekli arabadan bahsediyorsa hava atma olur. Ama ekonomik durumu iyi olmayan birine kızını özel okula gönder mehmehmeh diyorsa bunun adı dalga geçmektir. Çevremde böyle biri yok çok şükür.

Başarısız bir profil, bu kompleksini parasıyla kapatmaya çalışıyor aklı sıra yazık.

Görgüsüzlük ve başka bir alanda kompleks sahibi (parayla kapatmaya çalışıyor).
Her işyerimde bu tür minimum 2-3 insanla karşılaştım, dinlemek zorunda kalıyorum saçmaladıkları zaman.

hala bunlara mı takılıyorsun. Afedersin ama siklemeyeceksin. Silselerde yazdım bunlardan çok var.

tam bir eşşekmiş. benim bulunduğum ortamda bu tür davranışlar sergileyen kimse bulunamaz. etrafımdakileri örgütler (genelde sevilirim övünmek gibi olmasın) rezil rüsva ederdim. iğrenç bir davranış.

bu ego değil ezik insan psikolojisi.

demek ki yıllardır içinde biriken eziklik ve takdir görememeyi bu şekilde telafi etmeye çalışıyor. bu da onun hayatta kalma-kendini iy hissetme yöntemi.

Dunya x-men dunyasi gibi islemediginden bu bioenerji uzmani unvanlibkisiler dolandiricidan baska bir sey degil.

alternatif tıp yöntemleri hakkında düşünürken şunlar üzerinden ilerleyebilirsiniz

-bir yöntem her hastalığı tedavi edebilir mi? (Bazıları bunu iddia eder)
-yalnızca kaynım iyileşti tarzı olumlu yorumlar sizi tatmin edecek mi? (bu yöntemlerin bilimsel dayanağı bulunmaz)
-eğer psikolojik olarak olumlu etkisi varsa ve sizin buna ihtiyacınız varsa bu yöntemler bunu sağlayabilir, bunun için para ödemeye gönüllü müsünüz?

Lütfen yapmayın, dolandırıcılara para kazandırmayın.

Hangi şehirdesiniz bilmiyorum ama mesela Eskişehir'de Hikmet Hassa var, eskiden ESOGÜ'de tüp bebek anabilim dalı başkanıydı, şimdi kendi muayenehanesinde devam ediyor. Böyle uzman doktorlardan görüş alabilirsiniz.

ben bioenerjiye inanıyorum. doğru yapılsa her şeye iyi gelebilir. halam insanların karın ağrılarını, baş ağrılarını falan geçiriyor mesela ilginç bir şekilde. onun dışında şu çok klasik olan parmakların ucuyla insan kaldırma muhabbeti var. ben kaç kere yaptım, bana da çok yaptılar. gerçekten koca koca adamları kaldırabiliyorsun. ama tabi ki her şeyde olduğu gibi bu bebek için bioenerji konusunda da yüz kişi ben uzmanım diyorsa doksanı sahtekardır, doğrusunu bulmak zor iş.

ben sizin yerinizde olsam birilerine para vererek bunu yaptırmazdım sanırım. yani kanlı canlı örnekler falan görmem lazım önce. o bile ne kadar inandırıcı olur bilemiyorum.

ama bu bioenerji sadece belli bir kişide yok, hepimizde var sadece kullanmayı bilmiyoruz. bunun tekniklerini internetten öğrenerek gerçek tedavinin yanında ek olarak bunu da kendi kendinize yapabilirsiniz. hem uygulaması da hoş bir şey. dokunmak, hissetmek falan. bildiğim kadarıyla amaç birinin enerjisini karşısındakine aktarması olduğu için, eğer yumurtalarda problem varsa erkeğin karısına bioenerji uygulaması gerekir tahminimce.

bunun için harcamayı düşündüğünüz meblağ ile psikolojik destek almanızı öneririm.

@istanbul kanatlarimin altinda.

buyrun sizi deneylere davet ediyorum.

insan kaldirmismis. denge bilekligi varsa belki ama yoksa olmaz.

Bana kalırsa biyoenerji uzmanının yaptığı tedavinin türbelere gidip adak adamaktan farkı yok. İnançlı biriyseniz bunu deneyin daha iyi. Sonuçta ikisinin de faydası psikolojik olarak insanı o şeyin olacağına inandırmak. Biyoenerjinin, inanç temelli yöntemlerin hepsinin katkısı; normalde olmayacağını düşündüğümüz, stres yaptığımız, kaygılandığımız şeyin olacağına inanmak için aracı olmaları.

@kurnaz

dediğin şey yazarın sorduğu soruyla alakalı olmadığı gibi, yalan söylediğimi de nereden çıkardın bilemiyorum. ama evet, herhangi 4 kişi işaret parmaklarının ucunda herhangi bir ağırlıktaki bir insanı kaldırabilir. duyuru ortamında bunun deneyini yapmam biraz imkansız takdir edersin ki. ama eğer ilgilenirsen nasıl yapıldığını anlatayım, sen dene.

@istanbul kanatlarimin altinda.

soru ile tamamen alakali. olayin varligi ile alakali.

ya bizim 3 yasinda inandigimiz seylere hala inanan birini görünce sasirdim.

bilmeyenler icin arkadasin bahsettigi olay su
www.youtube.com
www.youtube.com

ama bunu yapinca kendini zannettigi su
www.youtube.com

@kurnaz

şirkette youtube açamıyorum, akşam aklıma gelirse bakarım.

neyse. sen bioenerjiye 3 yaşıdayken mi inanıyordun yani? baya olgunmuşsun o zaman. bioenerji dediğimiz şey 5000 yıllık geçmişi olan yoga felsefesinde bile vardır. yoga yaparken enerjinin bedeninde dolaşmasını hissedersin, enerjinin en çok toplandığı bölge olan parmak uçlarından ihtiyacın olan herhangi bir yerine geçmesini hissedersin. yani şu an ne anlatsam boş çünkü birisi bunu denemeden anlayamaz.

bir de sen korteksinle düşünmeye o kadar odaklanmışsın ki, aslında beyninin 72%lik kısmına ulaşıp kendini çok daha fazla açabilecekken malesef sadece sana öğretilen bilimsel kısımda kalmayı seçiyorsun. daha açık ve kabullenici olmalısın. yüzlerce yıl önce dünyanın yuvarlak olduğu söylenirken düz diye iddia edenler senin atalarınmış işte.

@istanbul kanatlarimin altinda'nın cevabında bahsi geçen; neden sonuç ilişkisi dahilinde açıklanamayan, çalışma mekanizması hakkında kimsenin bir şey söyleyemediği, ölçülemeyen, insanların hassasiyetleri üzerinden maddi çıkar elde edilen bioenerji ve alternatif tıbba dair daha bir sürü şeyi üzerine 10 kere düşünmeden ciddiye almamak gerek.

insan kendi özelinde bunlarla kafayı bozacak kadar hayal aleminde yaşayabilir ancak ailevi bir sağlık durumu karşısında çaresiz ve savunmasız insanları bu gerzekliğe dahil etmek için gerekli motivasyonu nereden buluyorlar anlamıyorum.

@zgrydn

pozitif bilime oturtulamayan şeyleri yok sayıyorsun yani?

oysa o işler pek öyle olmuyor. örneğin psikanalizme bakalım. psikanalizmde rüya analizi yapılır ve kişinin bilinçaltındaki kaygıları giderilmeye çalışılır. psikanalistler kimdir? örneğin freud. freud sinir bilimcidir tıp mezunudur. tıbba ek olarak mitoloji, antropoloji, filoloji, sosyoloji, folkloristik gibi konularda da eğitim almıştır ve böylece psikanaliz teorisini o ortaya çıkarmıştır. ancak bu konu hiçbir zaman (günümüzde dahi) bilimsel verilere oturtulamadığı için modern tıpta bir tedavi yöntemi olarak kabul edilmez. ancak bu varolmadığını ve işe yaramadığını göstermez.

ayrıca doktorların çoğunluğu alternatif tıp tekniklerinin tek başına değil ama modern tıpla birlikte uygulandığında hastaya çok fayda sağladığını kabul ederler. (alternatif tıp derken falcı hacı hoca vs'ye gidip hastalığının iyileşmesini ummaktan bahsetmiyorum)

bundan maddi çıkar elde edilmesi konusuna nereden gelindi ben anlamadım. zaten soruyu soran yazara bu iş için para vermemesini, internetten kolayca bulabileceği bioenerji teknikleriyle kendi kendine denemesini önerdim ben.

soğan kürü denedin mi?

Bioenerji uzmanı bilemiyorum enerji ile ilgisi var bence her şeyin.. tuğçe ışınsu yu instagramda takip edip iletişime geçebilir eşiniz, seans da veriyor birebir.. çokça faydasını gördüğünü belirtenler var, umarım size de yardımcı olur..

biyoenerji, kuantum danışmanlığı falan gibi şeyler tamamen yalan. enerji öyle üzerinde el tutarak aktarılacak bir şey değil.

ama kaptırmak istediğiniz fazla gelen bir meblağ varsa, istediğiniz bir biyoenerji uzmanına giderek kurtulabilirsiniz, başka bir faydası olmaz.

Pek çoğu şarlatan bunların, umut taciri. Varsa da işini doğru düzgün yapanı ben tanımıyorum. Belki vardır. Yalnız bunlardan biri beni tehdit etmişti o geldi aklıma şimdi. :) Bu kadın felçli hastaları ayağa kaldıran, kanseri bile iyileştiren bir biyoenerji uzmanıymış bir de (yersen)

Teslim ettiğimiz işi beğenmeyen bu uzman hanım çirkefe bağlayıp bana telefonda sana öyle enejiler göndereceğim ki, batacaksın insan içine çıkamayacaksın vb. gibi tehditler savurmuştu. Ben de valla buyrun hodri meydan elinizden geleni yapın bakalım dediydim. :)

Yahu benim gibi seküler, ateist, burçlara bile inanmayan, hayatında kahve falı bile baktırmamış bir kadını tehdit ettiği şeye bak. Histerik şey yaa, bak aklıma geldi şimdi, bekliyorum hala bi şey de olmadı.

Bilimin bencesi sencesi olmaz. Sadece para dokmek de degil mesele, insanlarin basina neler geliyor. Lutfen bilimsel bilginin disina cikmayin, kendinize zarar vermeyin.

Eger iciniz rahat etsin diye konunun bilimselligini arastirmak istiyorsaniz ve Ingilizceniz varsa, suradan makale aratabilirsiniz: www.ncbi.nlm.nih.gov

Acamadiginiz bir makale olursa link gonderin, yollarim. Aklinizi karistiran makaleleri konusabiliriz. Lutfen kendinize zarar, sarlatanlara prim vermeyin.

Katiyen prim vermeyin. Bir etkisi olmaz.
Yaşınız genç ise, yapacağınız tek şey: bu konuyu erteleyip, rahat olmak... Sadece rahat olun, bunu düşünmeyin ve korunmayın. 1 yıl sonra gebelik yoksa yine merkeze gidin.
Çocuğunuz olduğunda, başkasına vereceğiniz tavsiye de bu olacak.

10. denemesinde gebelik elde edebilmiş çok insan var, maalesef bu işler böyle. Şimdi her bekleyiş ve negatif sonuçta stres daha da artıyor, bu da gebeliği direkt etkileyebilen bir şey. İnstagramda merve ipek öztürk diye bir kadın var, aynı sizin gibi defalarca tüp bebek denemesi olumsuz sonuçlanmış bir kadın. en son bir nefes terapisine gidiyor ve bunun yumurtalarına oksijen mi ulaşmıyormuş aslında neymiş meğersem ondan olmuyormuş, neyse terapi işe yarıyor ve kadın sonrasında hamile kalıyor. 4 yaşında acayip akıllı bi kızı var şu an. Ted konuşması falan vardı bi bakın. Biyoenerji değil ama stresten uzaklaşacak yollar izlemeniz ve nefes terapisini almanız yararlı olabilir, araştırın.

bizim de bebeğimiz olmuyor. sorun kimde acaba? bizim önce eşimde dna hasarı çıktı, en son düzelttik. 6 önce doktor kesin olur bebeğiniz demişti hala olmadı. geçen de ben tahlil yaptırdım fsh yüksek çıktı diğerleri normal. şimdi keten tohumu yiyorum. bir kaç ay daha duracağım olmazsa cebecide tüp bebek deneyip sonra tamamen bırakacağım. tabi Allah'tan istemeye devam.

Kot kumaşı olabilir. Daha sağlam olsun dersen tente brandası kumaşı olabilir. portatif sandalyelerde kullanılıyor ya, o kumaşlardan. Yalnız kumaşlar suni deri gibi pürüzsüz yüzeyli olmuyor, eldivensiz kullanacaksan derini zedeleyebilir.

Çok şişik olanlar kötü görünüyor. İnce olanlar gayet güzel bence.

ben de aynısını kendim için düşünüyorum. yaş olmuş 30, bütün kadınlar kaşe montlarıyla şık şık geziyor diye. bir de kendime bakıyorum, tombalak bir lise öğrencisi gibiyim.

sonra üşümediğim için mutlu oluyorum.

neden olsun ki son derece makul bir giysi, hatta ve hatta en normallerinden bence. yüzeyleri de cilalı gibi pasparlak ve ışıl ışıl oluyor, mavi sarı kırmızı derken kışın ihtiva ettiği kasveti de alıyor bir nebze, enerji katıyor. takım elbise dışında her şeyin üstüne de gider. takım elbise üzerine giyilirse, bu başlığın açılmasına neden olan ilkokul bebesine dönme korkusu gerçek olabilir, doğruya doğru.

Bence çirkinler.

Erkek adam palto giyer.

Hafif olanlardan spor bir mont - şişme olanlardan değil - ve yanına peacoat denilen kaşe denizci kabanlarından satın al, değiştire değiştire giyersin

Çok şişkin ve parlak olmadığı sürece sorun yok. Ben giyiyorum. Hatta birkaç kişi gocuğun güzelmiş haa dedi. Güzelini bulmak lazım.

ter emen atlet değil de ter tutmayan dışarı atan formalar vardır. bisiklet sürerken bu tür formalar kullanıyoruz. koşu vs. için de vardır. decathlon'un sitesine göz atabilirsiniz.

Spor yaparken pamuklu tişört kullanmayın, içinize atlet giymeyn derim. Pamuklu, yünlü vb ürünler terden dolayı ıslanır ve kolay kolay kurumazlar, sizi de hasta ederler. Termal veya bambu olanlar da iyi değil sporda, özellikle kardiyoda.

Teri emmeyip atacak kumaşlar kullanmak gerekiyor.

ter tutmayan kumaştan kıyafet giyin. kışın soğukta bile kısa şort ve atlet tarzı şeyler ile çalışmak mümkün zaten. pamuklu kıyafetler giymek çok saçma.

www.decathlon.com.tr

internette barfiks çubuğu ve ekle-çıkarlı halterler var. onlara bakabilirsin. paket halinde satılıyor.

alın bir tane ucuz bir şey zaten. her gün çektikçe arttırırsınız sayıyı.

çekersen güzel olur. ama gelip geçerken çekmekten daha ciddi yap. mesela önce sadece asıl. 1 ay boyunca her gün demirde asıl. asılarak 30sn-1dk arasına ulaş. sonra da sadece kendini hafifçe yukarı çekip bırak. 5-10 kere tekrarla bunu. sonra bunu da bi süre yap 2 hafta falan. artık ondan sonra da barfiks çekmeye başlayacaksın. yani eğer hiç yapamıyorsan böyle başlanır. her hareketin bi temeli olur. mesela muscle up yapanlar da bunu yapar. çünkü barfiksten sonra da muscle upa gider. artık sadece kendini kaldırmıyor vücudunun yarısını kaldırıyor olursun. mesela dipste de bu yapılır. eğer kendini kaldıramıyorsan önce barı tutup bildiğin çocuk oyuncağı gibi havaya zıplarsın. sonra yavaş yavaş yaparsın. yutuptan aç izle. nizami barfiks çek.

Sen evvela stretching tarzı (Direnç lastikleriyle-lastiksiz) egzersizlere yönel, barfiks ya da diğerleri sonraki adım. Yüzme de bu aşamada iyidir.

bulabilirsen eğer, ahmad tea, dökme olanı ama sallama değil. lezizdir.

Herhangi bir aktardan al yaprak olarak al. Demlemesi cok daha onemli ama kaynar olmayacak su ve 3 dakikayi gecmeyecek.

10 senedir yeşil çay içen birisi olarak türkiye de satılan yeşil çaylardan bir cacık olmaz alacaksan asıl memleketinden çinden getirteceksin

aktardan alacaksın. marketlerde kutularda satılanlar çöp. gerçek yeşil çay bildiğin kınadır leş gibi kokar, iğrençtir. diğerlerine esans karıştırıyorlar hep. bu yüzden aktardan al.

Tophane'de manzaralı kafeler var. Orada bir çay için.

İskender için Kebapçı Hüseyin Ustaya gidin.

Vaktiniz varsa teleferikle Uludağ'a çıkabilirsiniz. Manzarası güzel.

Cumhuriyet caddesinde tarihi bursa tatlicisi var oradan bi paşa sarması yiyin.

Mavi dükkanda iskender yemiştik. İskenderoğılları. Arklar çok sevdi ben pek sevmedim. Pahalıydı. Köprülü çarşı sabah 11 gibi kapalıydı göremedim. 3 5 tane dükkan var gibi. Tofaş müzesi var. Biraz bayır bi yerde. İçinde pek bi olay yok. Arabalara meraklınız varsa gidilebilir yoksa saçma. Gerçi kale gibi mekanın içine yapmışlar o bakımdan güzel. Şehir müzesi hoş. Beğenmiştim.

mantar,patates,domates,soğan

yanina degil ama ayri bir tavada kuskonmaz, fasulye ve havuc soteleyebilirsin. cok az haslanacaklar.

Patates püresi

2.el oto kredisinde bankalar, araç yaşı vb. şartlara göre farklı oranlarda kredi çıkarıyor. Şartlara göre %50 çıkaran da var %75 de. Belki fazlası da vardır. ama 2. el araç kredisi bence yanlış seçim olur. Bireysel kredi daha mantıklı. Hem faiz oranı dah düşük olur hem de araç rehini falan uğraşmazsın. İstersen de aracın tamamını krediyle alırsın. Hareket alanın daha geniş olur.

talep az
bulması zor

kettlebell ile ilgili bu işin uzmanlarının seminerine girmiştim adam şöyle demişti "ilk spor aletlerinden biridir" yani illa şekil ve form olarak şimdiki gibi modern olmasa da kendinizi beton dökerek vs uygun fiyata aynı işlevi gören bir şey yapabilirsiniz.

Dökme demir pahalı yav. Çelik veya döküm dambıllara bakarsan yine kg fiyatı benzer.

decathlon da 5 kilo dökme demir plaka 2.5 lira, 5 kilo kettlebell ise 60 lira

su bazlı bence, ben onu kullanıorum. geçen de arkadaş ortamında hangisi daha faydalı olabilir acaba diye düşünürken, arkadaş araştırmış baya su bazlı daha iyiymiş. açıkladı baya da ben unuttum :))

soruya ek yapayım: hangi su bazlı marka güvenilir?

benim için neptune'ün dağıtımını yaptığı propolis baya iyi ve güvenilir fakat annem ersağ'In propolisinden fazlasıyla memnun, ben henüz kullanmadım onu.

arkadaşın dediğini hatırladım bu arada :) alkol propolisin zamanla doğallığını bozuyormuş demişti kaynaklar göstererek.

Ben de okudugumda alkolde cozulmus propolisin daha iyi oldugu sonucuna varmistim.
Alkolde cozunmus propolis kullaniyorum ben.

Sanırım yakında propolis uzmanı olacağım. Bu konuda o kadar çok şey duydum, okudum ve yazdım ki. Özet geçeyim; aklınıza takılan bir şey olursa özel mesajla sorarsınız.

1. Su bazlı propolislerde çözünme %1 dolaylarında oluyor. Yani %99 su %1 propolis satın alıyorsunuz. O da zamanla maya ve küf tutuyor.
2. Etil alkol içeren propolislerde uzun süreli kullanımlar karaciğerde birikme yapıyor ve kaş yaparken göz çıkarıyorsunuz.
3. Alkolsüz (!) diye milleti dolandıran bazı şirketler de 'propilen glikol'de çözdükleri propolisi satıyor. Propilen glikol de bilhassa çocuklarda epilepsi, sinir sistemi hastalıklarına yol açıyor. Yetişkinlerde kalp ritim bozuklukları gibi ciddi sakıncaları da var.
4. Şu an piyasadaki en iyi ürünü Nutral Therapy yapıyor. %25 propolis %75 virjin zeytinyağı içeriği var. Patentli ve Erciyes Üniversitesi Teknopark ürünü.

www.nutraltherapy.com

www.nutraltherapy.com

Spor yapin
Hem stresle basa cikmasina yardimci olur hem de mutluluk kaynagi olur. Tup bebek denemesi sirasinda yatak istirahati var biliyorum ama o zamana kadar yapin

playstationda oyun oynayın en güzel kafa dağıtma bu. rocket league alın beraber oynayın.

Taş boyayabilirsiniz,pinterestten bakarsanız çok ilginç ve güzel çalışmalar var.

Evde oyun konsolu varsa birlikte guitar hero oynayabilirsiniz. Hele vr gozlugu varsa daha sukela olur.

Onun disinda lego creator serisi alip yapabilirsiniz. Vw camper modeli var mesela tam basina oturup saatlerce yapmalik.

evde yapmalık değil ama geocaching ilginizi çekebilir.

himm, oncelikle gecmis olsun ve basarilar diyelim :)

*birer sinemia karti alip sehrin degisik degisik sinemalarinda film izlemek.
*kesinlikle pinterest hesabi acip abidik gubidik diy projeler yapmak.
*evdeki kirik dokuk tamirsel isleri halledin. iyi gelir. feng sui hesabi.
*evdeki fazla esyalari atin. bu da birlikte yapilacak bir is ve ruha iyi geliyor. ayrica yeniye yer acmak iyidir. yeni burda bebek oluyor ^^
*cicek ve bahcecilik isleri. saksi alin, toprak alin. cicek ekin dikin. sukulent alin, teraryum tasarimi yapin.
*satranc, tavla, okey oynayin. yeni bir seyler ogrenmeye calisin. kafayi yormak da iyidir. go ogrenmeye calisin mesela.
*bir ukulele alip birkac ninni ogrenmeye calisin. ukulele basit bir enstruman gorece. sesi de cok tatlis.
*orgu orun. erkekler de orer.

yoga yapın birlikte. ben de gideceğim tüp bebeğe.

Bence de yoga yapın, arada gülme krizine girebilirsiniz uyarayım :) alıştıktan sonra dinlendirici etkisini hissedersiniz.

yoga demeye gelmiştim, demişler :)
couple yoga yapın. hem eğlenirsiniz hem de ciddi ciddi üzerine düşerseniz bedenen ve zihnen çok yararını görürsünüz.

evde hayvan beslemiyorsanız bence bir kedi, köpek sahiplenebilirsiniz. hem eşnizin kafası dağılır hem de uğraşacak yalnız bırakmayacak bir can olur. :)
çok sıkıntılı bir dönemimde böyle düşünmüştüm ama imkanım olamamıştı maalesef.

psikologa ve doktora görünmeli

tup bebek kadinlar icin cok zorlu ve sancili bir surec, yetersiz/eksik hissetme, daha sonra surecteki islemler vs. baya yipratici oluyor. manyak demeden once karsinizdakini anlamaya calisin bence. forumlarda falan insanlarin nasil hissettigine iliskin bir cok bilgi var.

Para ödeyerek, hatta taksitle çocuk yapma fikri üzmüştür. sour+1

@kassiopeia 2 defa yaptırdık tüp bebek ilk defa bir merkeze gitmiyor. Canımı sikan kas ağrıları aslında

iki defa gittiyseniz daha kötü zaten.
artık umudunu da yitirmeye başladıysa verdiği tepki normal.
kadınların üreme konularındaki süreçleri karşısında anlayışlı olmanız lazım.

yani "iki kere yaptırdık zaten, artık alışmış olması lazım" diye bir şey yok.
tam tersine, süreç ne kadar uzarsa, psikolojisi o kadar etkilenir.

kas ağrılarının fizyolojik bir açıklaması yoksa psikolojik hassasiyetin bedene yansıması da olabilir.

şahsi fikrim biraz daha hassas düşünmeniz gerektiği yönünde.
yanlış anlamayın, ama olaya biraz duygusuz yaklaşıyorsunuz gibi geldi.

aranızda çözerseniz psikologa gerek bile kalmayabilir.
yani psikologa götürmeden önce kendiniz ilginizi arttırın, biraz daha farklı davranın.

buradan yargılamış gibi olmayalım tabii, belki de hassas birisiniz, ama biraz daha arttırabilirsiniz ilgiyi.
haftada bir kere çiçek alıyorsanız, üç kere alın.
hiç almıyorsanız, almaya başlayın.

daha yumuşak olmaya çalışın vs.

Kas agrıları fibromiyalji gibi geldi bana. Egzersiz esliginde terapi grupları var buyuk sehirlerde fizik tedavi bölümlerinde. Kas agrıları depresif ruh haliyle artıs gosterir. Ankaradaysanız tavsiye verebilirim gruplar hakkında.

cevaplara katılıyorum. ancak sorunuzda görünce coknuzuldugum bir detay var. ne sizi ne eşinizi tanımıyoruz. eşinizin bir probleminden bahsederken kendisini"...birden bire ağlamış manyak" şeklinde tanımlamanıza üzüldüm. o sizin eşiniz. can yoldasınız, çocuk sahibi olmak istediğiniz yarınız. kavgada bile söylenmemeli o söz...

muhtemelen tek başına gidip fiyat sormak, bilgi almak zoruna gitmiştir. tüp bebek tedavisi zorlu bir süreçtir; sadece bu fikre karşı çıkmayarak, para vererek vb şekild e destek olunmaz. bazen çok basit bir şeye gösterdiğiniz ilgi ve özeni arar kadın gözleri. o zaman gerçekten ictenliginize inanır.

kas ağrıları da hormon tedavisinden ya da stresten kaynaklı olabilir. evde tv izlerken hafif hafif masaj yapın. egzersizi hayatınızın bir parçası haline getirmeye çalışın. hem eşinizle ortak bir paylaşımınız daha olsun, hem de eşinizin havası değişsin biraz.
ağlama krizlerini ertelemeye ya da yoketmeye faydası olur.