[]

avukatlıkta maddi açıdan ilerleme

artık tamamen işlerin maddi kısmını düşünmeye başladım çünkü 100 bin avukat var ve 100 üstü hukuk fakültesi olduğu için 150 200 bin avukat olacak pek yakında.. ben stj av’ım şu anda, ruhsatı alınca da verilen para 2500-3000 istanbul’da normal şartlar altında. bu para yeni mezunların gelmesiyle birlikte çok artmayacak belli ki.. ne yapalım da ekonomik olarak kendimizi güvence altına alalım ilerisi için??

not: maddi dedim özellikle ama bu işin manevi boyutu da var, mensupları bu kadar sevilmeyen bir meslek bu kadar saygınlığı yerlerde bir iş olur mu ya?? saygınlık istiyorum manevi açıdan tatmin olmak istiyorum ama maddiyi çözemedikten sonra yemişim manevisini yani..


 
sırf "avukat" diye "doktor" diye "mühendis" diye saygı gösterilmez. saygı kazanılan bir şey bana göre. sen işinde iyi olursan dürüst olursan saygı da gelir tatmin de maddiyat da.


  • mahmut29  (29.05.18 20:30:37) 
2500 liraya İstanbum'da geçinmek çok zor. Büro açmaya kalksan o da riskli ve masrafı var. Nerden tutsan çıkmaza giriyor. Bir süre maaşla çalışıp büro açmanın yollarını ara. Biraz aile desteği de gerekiyor, sermaye lazım. Bir de interneti iyi kullan reklamını iyi yap. Cmk alabilirsin biraz katkı sağlar. Dediğin gibi maddiyi çöz maneviye sonra bakarsın.


  • bayc  (29.05.18 23:33:41) 
bak ne avukatlar var memlekette: ertugrulharman.com


  • izole  (30.05.18 00:04:51) 
[]

bilişim hukuku iş yapıyo mu

evet soru başlıkta, yüksek lisans için uzmanlık alanı arıyorum sizce bilişim hukuku; data protection, e ticaret sözleşmeleri, kredi kartı dolandırıcılığı vs vs bu alanları tümden içine alan bilişim hukukunda uzmanlaşmak sizce mantıklı mıdır??

hukukta uzmanlaşmadan para kazanmak çok zor artık malesef, başka önerisi olan varsa yazsın lütfen...


 
Çok mantıklı. İş yapıyor, yapmaya da devam edecek geleceği çok parlak bir alan. Karma yapıda bir hukuk dalı senin de belirttiğin üzere, suçlar da var sözleşmeler de, insan haklarına da dokunuyor ticaret şirketlerine de, ayrıca bu alanda bilgi sahibi olan çok çok az avukat var. Hem kısa sürede iyi kazanmaya başlarsın, hem de çok zevkli bir alan.

Yüksek lisans için ise Bilgi Üniversitesi Bilişim ve Teknoloji Hukuku programı iyidir diye düşünüyorum.
  • fırt  (26.05.18 14:51:06 ~ 15:02:11) 
[]

uzmanlaşan avukatlar sorum size

geçen de sordum ama cevap alamamıştım.. 26 yaşında stajyer avukatım, geç kaldım belki bir yol haritası çizmek için sıradan kalmak istemiyorum ben..
şu an bankada çalışıyorum, hiç tatmin edici bir iş değil, banka avukatlığını nasıl allayıp pullayıp anlatmışlardı oysaki.. ilerde parası yükselecek ama bu icra micra işleri çok bayıcı geliyor artık başka şeyler yapmak istiyorum, burda kalırsam hep böyle olacak anlaşılan..

uzmanlaşanlar avukatlar sorum size: uzmanlaştığınız alanın para getirisini göz önünde bulundurmak gerekir mi sizce yoksa parası az olan istenilen alana mı(kamu hukuku) kaymak gerekir avukatlık için?? hani özel hukuk yüksek lisansı kamu hukukundan daha mı mantıklı bu anlamda?

bir de yüksek lisans yapsam avukatlıkta işime yarar mı?? Teori eksikliğimi böyle kapatabilirim sanırım 7 senede lisans bitirince kötü hissediyo insan..

not: mobilden yazıyorum imla noktalama hatalarımı mazur görün

 
Kesinlikle uluslararası hukukta veya deniz hukukunda uzmanlaşmak isterdim. Bunun için tabi ki yabancı dil şart. Şimdiki aklım olsa stajım bitikten hemen sonra uzun süre yurtdışında bir dil okuluna gidip 1 yıl da o ülkedeki bir hukuk bürosunda staj yapardım.
Sözleşme hazırlayabilecek seviyede yabancı dili olan arkadaşlarım şu an benden çok çok daha iyi maaşlarla çok daha prestijli yerlerde çalışıyorlar.

  • kaderimse np  (03.05.18 22:49:19) 
uluslararası hukuk ya da deniz hukuku dediğiniz kamu hukukuna dahil olan mı yoksa deniz ticaret mi??

pastayı paylaştırmıyorlar deniz ticarette bir iki avukat arasında döndürüyor diyorlar ama ..
  • nihilist at  (03.05.18 23:11:33) 
Hayır özel hukuktan bahsediyorum.

Deniz ticaretine hakim olup o pastada pay sahibi avukatların yanında kariyerine ve hukuk bilgine çok şey katabilirsin. Ki sadece deniz için de konuşmuyorum, bahsettiğim şey tüm uluslararası işler için geçerli. Zaten direk kendi işini kurup ben denizden para kazanacağım demek biraz hayalcilik olur tabi ki. Şu an İstanbul’un en büyük hukuk bürolarından birinde avukatlık yapıyorum ama imkanım olsa bi dk düşünmem direk 2 yıl yurtdışına giderim. Fakat malum döviz kuru bi hayli yüksek. Ara ara sat şu arabayı git diye de esmiyor değil :) kurulu düzeni bozmak için cesaret lazım.
  • kaderimse np  (04.05.18 00:43:36) 
[]

Hayat size neler öğretti ve çıkarımlarınız

Benim öğrendiğim en önemli şey:

hayatta her zaman iniş çıkışlar oluyor, hiçbir zaman her şey süper gitmiyor. aksini görmedim duymadım bilmiyorum.. hemen pes etmemek gerekiyor aksi bir durumda yani..

siz de kendi bildiklerinizi paylaşın hepimiz faydalanalım..

 
"Eger birini seviyorsan, sevdigini belli etme. Karsi taraf kosarak uzaklasiyor. Umursamaz görün."


  • chitosan  (17.04.18 17:28:21) 
Hiçbir şey ya da hiç kimse için üzülmeye değmez. En önemli olan şey kendimiziz. İş de geçer, stres de.. İnsanlar da gelir geçer. Yolumuza bakmak, enseyi karartmamak lazım.


  • lcha  (17.04.18 17:30:23) 
lcha +1
hayattan öğrendim, hayat bana zor yolla öğretti gibi düşünmüyorum ama söylediği şeye katılıyorum. milyorlarca stres faktörünün olduğu bu dünyada başka türlü sağlıklı yaşamanın imkanı yok.

  • Bruce  (17.04.18 17:38:11) 
COk sey ogrenmdim hangi birini yazayim.

Ilk aklima gelenler:
Asla hayatinla ilgili kararlari baskasina bagli verme, tamamen kendini, kendi sartlarini ve cikarlarini dusunerek kendin odakli karar ver.

Nefes alan hic kimse %100 guvenilir degildir.

Herkes her seyi bir bildigi var da yapiyor degil, insanlarin onemli bir kismi "gercekten" salak.

Evde fazla oturmak zaman kaybidir.

Samimiyet ve dobralik her zaman ise yaramaz, politika onemli.

BIr de gercekci olmak lazim.
  • stavro  (17.04.18 17:39:19) 
ikili ilişkide her zaman baskın olan kazanıyor,
iş hayatında her zaman baskın olan kazanıyor,
arkadaş ortamında her zaman baskın olan kazanıyor
varyasyonları arttırılabilir.

++

Kimse tam olarak güvenilir değildir.
  • alaimisema  (17.04.18 17:40:29 ~ 17:41:39) 
Fedakar biri ol, ama asla aptal olma.

Hayatta en değerli şey ne para ne de zamandır. En değerli şey insanın kendisidir.

Gerçekten de kimse vazgeçilmez değildir.

Hayatta hiçbir şey durağan değildir. Her şey değişir.
  • principlei  (17.04.18 17:42:28) 
en doğru zamanı bekleme öyle birşey yok. hazır olduğunu hissettiğinde harekete geç.


  • orpheus  (17.04.18 17:48:15) 
4s kuralının gerçek olduğunu öğretti.


  • biravekahve  (17.04.18 18:13:52) 
Ben asla şöyle şöyle yapmam/yapan biriyle olmam/arkadaşlık etmem vb. büyük konuşmalar yapmamayı öğrendim. Genellersek, hiçbir şey için büyük konuşmamak lazım.


  • yanginmerdiveni  (17.04.18 18:33:59) 
Aile dışında kime fazla anlam yükleyip haddinden fazla değer verirsen o kişinin de seni o derecede umursamayacağını öğretti.


  • ms brownstone  (17.04.18 19:08:52) 
Hemen hemen hepsini benden önce arkadaşlar yazmış. Benim de bu aralar öğrendiğim şeyler:

Her çantanda 5-10 lira kadar para bulundur çünkü sen balık hafızalısın ve cüzdanıni evde unuttuğun için her seferinde 6 km yol yürüyorsun.

Para ile market fişini dokularında ayırt etme yetin yok biliyorum, en azından çöpe atmadan önce bak ve gör.

Yalnız insan güçlü insandır.
  • Amaranta ursula  (17.04.18 20:36:02 ~ 21:07:57) 
şunu yapma, kendine yet, böylesi kötü olur tarzı yaklaşımlardan uzak durmayı.

evet, bunları yaptığınızda çok üzülebiliyorsunuz. fakat bunlar da hayata hayat katmanın bir aracı. sosyal ilişkiler insanı çok daha mutlu ediyor. beni de bu tür nedenlerden dolayı üzdüler ama kendimi açtığımda çok daha mutlu bir insan oluyorum. tabii ki toksik olmayan, iyi niyetleri insanları bulmak için çabalamak gerekiyor. hayatına kalıcı bir şekilde insan katmak kolay değil.
  • mewthree  (17.04.18 20:36:57 ~ 20:38:07) 
arkadaşlıklar evlenince bitiyor. erkekler 2 bölüme ayrılıyor. sıkıntı yaşamamak için eşinin lafından çıkmayanlar ve arkadaşlıklarını devam ettirenler bunu net olarak öğrendim.


  • mikahakkinen  (17.04.18 20:40:53) 
1. kimseye yardım etme. biraz sert oldu ama kendi için çabalamayan birine yardım etmemek anlamında söyledim. ve senden yardım istemeyen kimseye yardım etme. dertlerinden kurtulup palazlandıkları zaman, ben mi istedim diyorlar.
2. kimseye bişey anlatma; kendi dertlerinle ilgili +1
3. başarılı olmayan innsanlarla arkadaş olma. başarıyı not ortalaması anlamında söylemedim.
  • durgunfoton  (17.04.18 20:43:08) 
Birine yardımda bulunuyorsan o kişinin daha sonra sana -bu hareketine teşekkür edercesine- iyi davranacağı beklentisine girmiyorum.

Hiçbir senaryoya gerçekleşmeden inanmıyorum.

En sıkı arkadaşlıkların dahi zaman içinde kişilerin ve koşulların değişmesiyle çözülebileceğini biliyorum.

İnsanın kendini özel hissetmek için yapabileceklerinde sınırtanımadığını biliyorum.

İnsanların gözlemlenmedikleri ve değerlendirilmedikleri yerde başkalarına çok kaba davranabildiğini biliyorum

Bazı insanların asla hata yapmadıklarına inandıklarını öğrendim.

Kadın erkek ilişkisindeki birçok sorunun iletişim tarzlarındaki farklılıklarla açıklanabileceğini öğrendim. Kadın dolaylı, erkek dolaysız iletişim kuruyor (genelde)

Büyük konuşmamak lazım, bunu öğrendim.

Kimse üzülmeyi ve aşağılanmayı haketmiyor. Kelimelerime dikkat etmem gerektiğini öğrendim. Hoş, bir insana hiç kötü söz söylemeden onda yara açabiliyorsun.

Samimi sıcak davranışın birçok zaman olgun olmama olarak değerlendirildiğini öğrendim.

Bu böyle gider, işgal etmeyeyim.
  • EasyTiger  (17.04.18 20:47:16) 
  • for day to break  (17.04.18 20:52:01) 
hayat gercekten var mi? ben bunu hala kabullenebilmis degilim.

insani iliskilere gelince, ben cogu kez aptala yatarim. cok faydasini gordum. karsimdaki benim aptal oldugumu dusnunce, nasil olsa anlamayaz dusuncesiyle dusunce ve duygularinin buyuk cogunlugunu aciklar, ben de dinlerim. anlarim ama caktirmam. daha sonra bu kisinin gercek karakter ve kisiligini tahlil ederim. zamanimi gecirmeye deger birsi ise, zaman harcar ve acilirim, degilse bir daha gorusmem.

ikinci sey, arkadasiniza baska insanlar ogrense bile sarsilmayacaginiz bir sir verin ve ona bunun sir oldugunu soyleyin. karakteri saglam insanlari boylece ayirt edebilir, onlara guvenip guvenmeyeceginizi belirleyebilirsiniz. ben yapiyorum, sasmadi bugune kadar. sasarsa baska bir seytanlik bulurum.

tutkunu bul. onun icin calis. gece gunduz ve aci cekerek. insanlar sevdigi isi kesfedince sanki kendilerini calismaya zorlamaya gerek kalmadan siki bir calismaya dogal olarak gireceklerini sanirlar genelde. bu yanlistir. calismak aci vermeli. aci seni gelistirir.

sanal ortamda tanistigin hickimseye guvenme. reel hayat icin minimum 6 ay vakit gecidikten sonra yukarida belirtmis oldugum taktigi uygularim.

simdilik bu kadar yazdim
  • tomcruise  (17.04.18 21:09:37) 
Aklın yolu bir değil


  • sadegazoz  (17.04.18 21:12:46) 
çok bir yaşamışlığım yok ama bu aralar öğrendiğim bir şey, senin derdinden büyük bir dert her zaman vardır, bunun farkına varmalı insan. seni insanlara muhtaç eden bir hastalığın yoksa şükretmek için sebebin maksimum noktasında.


  • fyodor fyodorovic  (17.04.18 21:25:53) 
Kimseye güvenme.
Cesur ol.
Hayallerinin peşinden koş.
Asla pes etme.
Ve eğer istersen ve çalışırsan her şeyi yapabilirsin.
  • lady andromeda  (17.04.18 23:15:01) 
Vicdanina uy, gerekirse zihninin bin dereden su getirerek kurguladigi sinsi planlari deş, hatta bundan dolayi egon zarar gorsun, ama kalbinin en derinindeki ic sesin, icindeki yargicin ne diyorsa onu dinle.


  • finsidigi  (18.04.18 00:15:59) 
bazen ne yaparsan yap, olmuyor.


  • runagain  (18.04.18 01:48:54) 
[]

J.J.R Toplum sözleşmesi

Bu kitabı okuyorum iş bankası yayınlarından, 35. sayfadayım ama her şeyi tam olarak anlayamıyorum, üniversitedeyken 1.sınıfta okuyun diye önermişlerdi okumamıştım, aradan 8 sene geçti şimdi okuyayım dedim anlayamıyorum.. Bu tip siyaset hukuk felsefe karışık kitapları tam olarak anlamak için ne yapmalıyım??




 
Neyi anlamiyorsun mesela? Hangi kavramlari anlamadigini yazabilir misin?


  • ykyt  (16.04.18 16:09:45) 
Kavramları anlamıyor değilim, bütünü anlamakta sıkıntı çekiyorum

Yine de birkaç kavram sorduğunuz için yazayım:
Ortak benlik
Politik bütün
Genel istem

Yani mesela şu ne demek(kitaptan alıntı yapıyorum):

“Toplumların ilk günlerinde cumhuriyetin başları kurumları kurar, sonra da kurumlar başları yetiştirir.”
ya da
“Adam öldürünce ölmeye katlanmamız bir katilin kurbanı olmamak içindir.”

Bu paragrafları okurken beynimdeki imbikten geçirip altında yatan düşünceyi özümsemem gerekiyor ama yapamıyorum
  • nihilist at  (16.04.18 16:37:53) 
Tercüme kötü olabilir. İngilizce bilginiz iyiyse o dilde okuyun.


  • ovungec zeus  (16.04.18 16:40:46) 
Yani okurum bunu anladığımı sanarım muhtemelen de bir şeyler anlat diyen birine 2-3 cümleden fazla bahsedemem..


  • nihilist at  (16.04.18 16:40:52) 
vedat günyol fransızca aslından çevirmiş

Hasan ali yücel klasikler dizisinden bu kitap tercüme sıkıntılı değil bence bende problem var..
  • nihilist at  (16.04.18 16:42:25) 
Yanlış değerlendirme ama eğer bu iki cümleyi anlayamıyorsan bence soyutlama becerin çok yüksek değil. O konuya eğilmelisin. Zira paylaştığın iki cümle de anlaşılması çok kolay cümleler. Öyle eserler var ki, bir sayfa boyunca tek bir cümleyi anlayabilmek mümkün değil. Örneğin Hegel'in eserleri.


  • kitap gibi sessiz  (16.04.18 16:45:23) 
Hegel’in anlaşılabilir bi tarafı yok ki Hegeli örnek vermişsin, anlamış gibi yapılabilir tabi o kısım ayrı.. JJR ile Hegel karşılaştırması yapmak elmayla hindistan cevizi yağını karşılaştrmak gibi bişey..

Soyutlama becerimi nasıl geliştirebilirim o zaman?
  • nihilist at  (16.04.18 16:50:48) 
Hadi ilk cümleyi anladım..
İkinci ne demek istemiş??

“Adam öldürünce ölmeye katlanmamız bir katilin kurbanı olmamak içindir”

bir de bağlamı bilmeden nasıl kolay diyebiliyorsunuz bu cümleye anlamadım..
  • nihilist at  (16.04.18 16:53:08) 
Soyutlama düzeyi ve tartışmayı derinleştirme açısından Rousseau basit düşünürler arasında yer alır. Bundan dolayı en başta okunması için önerilen isimlerden.

İkinci sorduğun sözü anlamamışsın, sözleşmeye işaret eden bir söz değil mi? Gerçi tam geçtiği bağlamı okumak gerekir, sonuçta aforizma çıkartmıyoruz. Toplumsal sözleşme ile kurulan 3. tarafın (devlet ya da genel istemin temsilcisi) üzerimizde sözleşmeyi ihlal nedeni olan "adam öldürmeyi" uygulamasına izin veriyoruz. Çünkü onu uygulamasa, sözleşme bozulacak ve hepimiz doğal duruma geri döneceğiz. Gerçi bu çok Hobbesçu bir doğal durum ve güvenlik okuması gibi oldu. Dediğim gibi bağlamında değerlendirmek gerekir.

Yukarıdaki yorumlardan @kitap gibi sessiz'e katılıyorum. Soyutlama kabiliyetini yükseltmek için bolca nitelikli eser okuman, üstüne düşünmen ve notlar alman gerekir. Uzun süren ve zahmetli bir iş ama başka bir yolu yok ki.

Canını çok da sıkma tabii, bu tip okumalar birikimle ilerler. Mesela daha sonra daha fazla birikimle bu metinlere dönüldüğünde "aa burada Locke'a üstü kapalı cevap vermiş" ya da "bunu söyleme sebebi muhtemelen kendisi ile Hobbes arasına bir mesafe koymak" vb. diyebiliyor oluyorsun. Metin gizli bir şekilde tartışma halinde olduğu diğer düşünürlerle daha iyi anlaşılmış oluyor.
  • protector  (16.04.18 17:39:00 ~ 17:40:12) 
"Canilere verilen ölüm cezası da aşağı yukarı aynı açıdan ele alınabilir: adam öldürünce ölmeye katlanmamız, bir katilin kurbanı olmamak içindir."

İnternette şu sekilde buldum gerisindeki cumleyi. Boyle ise, birini oldurunce kisas olarak idam edilmeyi kabul etmemiz, kendimizi korumak icindir. Yani idam/olum cezasinin varligi caydirici bir seydir. Bu ceza oldugu icin onun kurbani olmaktan kurtulabiliriz. Ama tabii onunu arkasini tamamiyle okumak lazim paragrafi. Baglamindan koptugu icin yanlis da olabilir yorumlamam.
  • ykyt  (16.04.18 18:35:57 ~ 18:36:57) 
>bir de bağlamı bilmeden nasıl kolay diyebiliyorsunuz bu cümleye anlamadım..

bahsettigin kitap nedir konusu nedir ve baglam konusunda bir fikrim yok ama benim ilk aklima gelen, toplumla falan ilgili bir konuysa: idam cezasina ok diyorsak, bu kendimizi koruyacagini dusundugumuz icindir. yani adam olduren oldurulsun diyoruz boylece biri bir gun beni veya bir sevdigimi oldurmek isterse onun icin caydirici olabilecegini dusunuyoruz. (istatistiklere baktigimizda caydirici olmuyor gerci ama o ayri bir mesele)

bunun negatif yani da devlete seni yargilayip oldurme yetkisi vermek. bir yerde ben idami destekliiuyorum dersen devlete ve devletin adaletine canimi ortaya koyacak kadar guveniyorum demis oluyorsun bir yerde.
  • robokot  (16.04.18 19:15:20 ~ 19:16:02) 
Bağlamından bağımsız "“Adam öldürünce ölmeye katlanmamız bir katilin kurbanı olmamak içindir”" cümlesinden anladığımı söyleyeyim:

Toplumla bir sözleşme yaparız. "Ben sizi öldürmeyeceğim, siz de beni öldürmeyin. Ben, sizin beni öldürmemeniz için, kimseyi öldürmeyeceğim. Böylelikle kimse de beni öldürmesin" Bu toplumla yaptığım bir gizli/açık bir sözleşmedir. Eğer ben birini öldürürsem, birinin de beni öldürmesine dolaylı olarak izin vermiş olurum. Bu toplumda anarşi yaratır ve herkes sözleşmeyi bozduğu için ortalık katillerle dolu olur. Oysa ben "devlet eliyle öldürülme" cezasına katlanarak toplumdaki bu düzenin bozulmamasına katkı sağlıyorum. Devlet öldürmezse, bunu katil yapar. Herkes kendi hukukunu kendi işletirse düzen ortadan kalkar. O nedenle devlet dediğimiz bir "toplum sözleşmesi" yapmalıyız. Bu bir gün bir katilin kurbanı olmamamız için gereklidir. Birini öldürürsem, devlet eliyle öldürüleceğimi bilmem, dolaylı olarak beni katilerden korur. Bu korku ile benim kimseyi öldürmeyecek olmam da, başka birilerini benim maktulüm olmaktan korur. Özetle; devlet/toplumsal sözleşme bireysel empatinin toplum tarafından örgütlenerek içimizdeki hayvanı dizginlemenin bir metodudur.
  • kitap gibi sessiz  (19.04.18 05:58:25) 
[]

bilgisayarı öylesine açmak veya hiç kapatmamak

hiç işim yokken durduk yere bilgisayarı açıyor ve otomatik olarak internete giriyorum ve zaman öldürüyorum gereksiz şeylerle. işten eve döndüm mesela, bu akşam da bilgisayarı açmayayım biraz kitap okuyayım ya da başka şeyler yapayım da günü öyle bitireyim demiyorum hiç. oturuyorum ya dizi izliyorum ya youtube'da çürüyorum, eğitici öğretici şeyler yapamıyorum. süreklilik sağlayamıyorum okuyamıyorum dikkatim dağılıyor sabredemiyorum.. okusam bile sürekliliği olan bir şey olmuyor, kısa şeyler oluyor, onları da unutuyorum çok yüzeysel oluyor..
bir de o kadar çok gereksiz film dizi vesair şey izledim ki hepsi aynı geliyor artık.. çok heyecanlı bir şekilde filme diziye de başlamıyorum vakit geçiriyorum..
kafaya taktım bunu problem oldu artık, sizlerin de arasında bu sorunu yaşayan vardır, varsa cevaplarını beklerim..


 
bende de ayni durum vardi. gundemi twitterdan takip ediyorum mesela. sadece aksamlari baktigimda sirf her seyi okumasi yarim saat bir saati buluyor. her ne kadar bilgisayari acma amacim gundemi ve mail vsyi kontrol etmek olsa da sonra dikkat baska sacma seylere kayiyor. sonra da bakiyorum ki amacsizca saatler gecmis.

bunu da soyle cozdum. gun icinde, yolda, molada telefondan takip ediyorum edeceklerimi. dolayisiyla bilgisayari acmama gerek kalmiyor. eve gelince refleks olarak bilgisayari acma eylemi de sekteye ugruyor, zamanla aliskanliktan cikiyor (oyle olacagini umuyorum). bilgisayarda halledecek isim varsa da ya daha bos gune atiyorum ya da once diger yapacaklarimi halledip oyle bilgisayari aciyorum.
  • pide  (01.04.18 22:08:47) 
j r r tolkien hayranı, mantığın yanlış bence; mesela fit olmak istiyorum ve bunun için imkanım da var. (spor salonuna gitmek vs) ama nedense gitmiyorum. bu durum sence fit olmak istemediğimden mi yoksa başka sebeplerden mi? olay o kadar basit olamaz bence..


  • nihilist at  (01.04.18 22:15:41) 
[]

et yemezsek nolur ??

vegan veya vejetaryen değilim, ama et yemek istemiyorum artık. geçen köy tavuğu yedim, normal tavukla arasında renk, koku, pişme süresi, lezzet açısından arada ciddi farklar var.. ben köy tavuğunu da sevmedim çok yoğun ağır geldi..

haftada bir fırında balık yesek onun dışında sebze meyve bakliyat kurtarır mı?? etsiz ya da çok az balık yiyerek beslenmek uzun vadede sağlıklı mıdır??


 
et yemezsen bir şey olmaz. bir sorun yaşamazsın. mesela filler cok güçlüdür ancak etçil degiller. kiloları da gayet yerinde.

edit: biz insanlar biyoloji'de hayvanlar gurubundayız. bu sebeple fil ornegini verdim.
  • tomcruise  (11.03.18 23:57:28 ~ 12.03.18 14:39:33) 
salak olursun. örneklerini görüyoruz uzağa bakmaya gerek yok.


  • acımasız gerçekler  (12.03.18 00:04:06) 
proteini başka şeylerden alırsan sorun yok :) ama güç açısından bilemicem. Dingin biri olursun ama sakin olursun.


  • tamosirada  (12.03.18 00:06:26) 
@tomcruise, sen fil misin?


  • der meister  (12.03.18 00:07:33) 
@tomcruise: akıl tutulması cidden, bitkiler de et yemiyor ama bayağı sağlıklılar hatta teknoloji olarak da bizden öndeler adamlar güneş enerjisi kullanıyor.

Hatta uzaya yolladığımız uydular da et yemiyor ve uzaya çıkıyorlar, hanginiz uzaya çıktı et yiyip de? Vay anasını ya.
  • Adramelekhh  (12.03.18 00:08:37 ~ 00:09:07) 
adramelekh akajahabahahjahahahahahahahahha hayvan gibi kahkaha attım

bence eti çok tüketmemeliyiz ama almalıyız. hakkaten kaliteli bir enerji kaynağı. yoksa ölmezsin ya da sağlık sorunu yaşamazsın ama enerji anlamında fark eder. profesyoneller konuşsa güzel olur aslında. tamamen yorumum bu bilgim değil
  • blacksky  (12.03.18 00:13:55) 
Cok fazla arkadasim vegan ya da vejetaryen. Senden benden daha sagliklilar ;)


  • Traveller  (12.03.18 00:17:03) 
proteini başka şeylerden alamazsın. hayvansal ve bitkisel protein farklıdır. hayvansal gıdalarla beslenmediğin için b12 takviyesi yapman gerekir.

şu "bi arkadaşım vegan, çok sağlıklı" muhabbetini geçelim artık. ekşi'de sabah akşam veganizm propagandası yapan biri vardı, kadın gitti tiroid kanseri oldu. doktoru bi posta azarlamıştı nasıl et yemezsin diye.
  • nice tnetennba  (12.03.18 01:14:28 ~ 01:16:35) 
İnekler de hep ot yiyor ama çok şişmanlar. Yani sürekli sebze meyve yiyerek kilo da alabilirsin bu hesapla :)


  • lazor  (12.03.18 01:37:50) 
hayvansal proteinlerde tum temel aminoasitler bulunur ve biyoyararlanimi daha yuksektir. bitksel kaynaktan alinmak isteniyorsa bu aminoasitler birkac bitkisel besini kombinlemeniz gerekiyor. mesela sadece mercimek yemek yerine mercimekle bulguru bir arada tuketebilirsiniz. bu sayede tum temel aminoasitleri alabilirsiniz yine. biyoyararlanimi da daha dusuk oldugu icin biraz daha fazla tuketmeniz gerekiyor hayvansal bir besine gore.

amydix.com
  • toua tokuchi  (12.03.18 01:49:49) 
Aynen köy tavuğu ile tanışarak 5 sene önce tavuğu bıraktım. Eti arada yiyorum. Balık da fırında yiyorum. Zeki çevik ve ahlaklıyım. Şuan günümüzdeki et ve tavuktaki protein maalesef onca hormon arasında kayboluyor bence. Baya sentetik bir şey kalıyor. Onun yerine bakliyat çok daha temiz protein bence. Go go go


  • fosforlu cevriye  (12.03.18 01:57:34) 
Bişey olmaz heralde. Başka gıdalardan veya takviyelerden alırsın, aynı olur olmaz bilemem ama bence azaltmak lazım et tüketimini özellikle büyükbaş. Ekolojik olarak sürdürülebilirliği yok, nereye kadar et yetiştirecez.. tavuk balık falan yiyerek kapatılabilir fark. Keşke herkes kendi tavuğunu yetiştirse, yiyeceği zaman falan balık tutsa sıkıntı olmaz. Ben böyle mi yaşıyorum? Hayır ama ideal bir dünya böyle olurdu heralde. Danayı da kuzuyu da arkama bakmadan gömüyorum.


  • mirafiori  (12.03.18 03:08:32) 
Bitkilerde, hayvansal etten alınabilecek her şey var (b12 topraktan geliyor, bir bakteri, ette doğal yok zaten.)

Dünyada 1 milyara yakın et yemeyen insan var. Binlerce yıldır devam eden inanışlar var böyle. Süt ürünleri kullanmayan kabileler var ve kalsiyum vs tüm değerlerini koruyabilen.

Düzgün beslenildiğinde veganlığın daha sağlıklı ve daha uzun yaşattığı görülmüş, bir sürü kaynmaklar ve araştırmalar var böyle www.independent.co.uk


b12 sıkıntı olabiliyor, topraktan gelen sebzeleri hayvanlar gibi direk yemediğimiz için veya b12 katkı maddeli yiyecekler yemediğimiz için. Ama bu sorunu yaşamayanlar da var.


örnek beslenme düzenleri için

vegandiyetisyen.com

Öğle yemeği:

Sebzeli çorba

Kurubakliyat yemeği

Bulgur pilavı

Yeşillik salatası

Akşam yemeği:

Mercimek çorbası

Kabak yemeği

Fırında makarna
  • Cursed Chico  (12.03.18 04:00:18) 
yediğine içtiğine dikkat edersen bi halt olmaz. et yemiycem diye makarnaya abanırsan sıkıntı olur.


  • yuto  (12.03.18 04:28:04) 
Fosforlu cevriye +1


  • i m cool with that  (12.03.18 07:22:03) 
bitkilerde, hayvanlardan alınabilecek her şey varmış he? oha artık, bu cahilliğin apayrı bir boyutu. :D


  • nice tnetennba  (12.03.18 07:33:47) 
pekihaftada bir balık yesem yine b12 açısından eksik kalır mıyım? vegan veya vejetaryen olmayacağım zaten, sadece dandik et yemek istemiyorum


  • nihilist at  (12.03.18 11:52:46) 
Ben de et (kırmızı et, tavuk, balık) yemiyorum son üç aydır falan. Hayvansal gıdaları tamamen bırakamadım, yoğurt özellikle bırakmayı düşünemediğim bir şey hatta.
Spor da yapıyorum, günlük hayat performansım da gayet yerinde.
Daha çok acıkıyorum ama, sanırım proteinin o tok tutucu etkisi olmadığından. (Ben neredeyse hep ve sadece sebze yiyorum ama nadiren bulgur pirinç vs ile desteklenmiş oluyor, bu da çok iyi değil herhalde.)

What the Health? gibi belgeselleri falan izlerseniz, zaten bayağı yönlendirici oluyorlar neden tüketmelisiniz, neden tüketmemelisiniz konusunda. Gerisi kişisel tercih.
  • sopiro  (12.03.18 12:48:24 ~ 12:51:49) 
Bitkilerde her sey var, hayvansal gidaya ihtiyacınız yok argumanlarini geciniz oncelikle.
Vegan olmak isteyen vegan olur, veganligi tesvik etmek isteyen de eder ama bunu yaparken gercekci argumanlarla yapin. Vegansan vegansindir, neden bunu her acidan mantiga oturtmaya calisilirsin ki?
Gayet erdemli bir dusunce zaten, buna lafimiz yok. Neden gercek olmayan uydurma bilgilerle bunu desteklemeye calisiyorsunuz?
Gercekleri kabul edin ve nasil beslenmeyi tercih ediyorsaniz da oyle devam edin. Insanlari kandirmayin.
  • stavro  (12.03.18 15:20:33) 
Bitkilerde olmayan ne?

buraya göre beş adet şey var bitkilerde olmayan

www.businessinsider.com

b12 , d, creatin, carnosin, dha.


kan testelrime baktım, d3 hariç sıkıntı yok hiçbirinde. güneşten 10 yıl boyu kaçmam sonucu d düşük.

- b12 bir bakteri tarafından üretiliyor kobalamin. toprakta var mesela, yıkamadan bitkileri yersek alabiliyoruz. Tofu gibi bazı şeylerde de olduğu söyleniyor Hap kullanmayan çok vegan var, doğal alan.

- dha için perilla oil adına bir şeyin dha i arttırdığı görülmüş
www.ncbi.nlm.nih.gov

böyle çok şey vardır incelense.

- d3 ün güneş ışığında belirli koşullarda üretildiği söyleniyor
www.countrylifevitamins.com

- creatin sanırım bitkilerde yok. İnsan vücudunda üretiliyor. Zorunlu bir şey de değil. hiçbir hap kullanmadığım halde 0,5-1 arasııyken limitler, benim 0.75 düzeyinde kan testi sonucumda.


Bunlar dışında da bitkilerde olmayan bir şey varsa bilmek öğrenmek isterim.

Bu sayılanların hepsinin de labratuar vegan versiyonu var.
  • Cursed Chico  (13.03.18 20:56:38) 
[]

nasıl düşünmeliyiz

İsteklerimize göre mi hayatımızı şekillendirmeliyiz, yoksa hayatımıza göre mi isteklerimizi şekillendirmeliyiz?

Örnek: ben mesela doktorum, mühendis olmak istiyorum, gidip mühendis olmalıyım, çünkü isteğim bu yönde, çünkü kendimi buna daha uygun hissediyorum, geçen yıllarda doktorluk için çokça emek vermiş olabilirim ama bu mesleği seçmek hataymış diyorum artık, dayanamıyorum kaldıramıyorum. mu???

ya da

Şu an doktorum, hayatımı bu şekilde kazanıyorum, uzun süredir bu yönde evrilmişim, hayatım bu yönde şekillenmiş, şartlar değişmiş. Buna uyum sağlayayım, adapte olayım, yeni maceralara ve bilinmeze atılmayayım, içimdeki bu boşluğu ya da öfkeyi farklı açılardan tatmin etmek veya bastırmak. mı???

Örnek tamamen hayal ürünüdür. Ama mantığı anladınız..

Edit: Doktor ve mühendis yerine ressam, sosyolog, öğretmen, akademisyen, aşçı, her şey koyulabilir.

 
İlk örnek tabii ki. Sevdiğin işi yaparsan kendini çalışıyormuş gibi hissetmezsin. Bu sayede stresin azalır ve daha sağlıklı olursun. Vakit kaybetmeden değişikliğe gitmek gerekiyor bence.


  • dissendium  (01.03.18 14:39:46) 
İsteklerimize göre mi hayatımızı şekillendirmeliyiz,

evet

yoksa hayatımıza göre mi isteklerimizi şekillendirmeliyiz?

hayır

ama bu durumun tersi oluyor Türkiye'de.

Para kazanmak için, 2. sini tercih ediyorsun. aç kalmamak için.
  • MaNOfTheYear  (01.03.18 14:43:19) 
Dissendium,

Sevdiğin iş diye bir şey yok bana kalırsa. Kim için çöpçülük veya garsonluk sevdiği iştir ve kim çöpçü veya garson olduğu zaman kendini çalışıyor gibi hissetmez ki? Meslekleri yermiyorum yanlış anlama olmasın..

Ama bunun yanında ben de senin gibi ilk örneğin olması gerektiğini düşünüyorum.. Her ne kadar (hangi işi yaparsak yapalım) asıl maksat patrona para kazandırmak olduğu için mesleğimizin gerektirdiği şeyleri layıkıyla yerine getirmektense kâr elde etmek meslek ilkelerinden daha önde olmak zorunda, aksi takdirde kovulabilirsin. Düz mantık bu şekilde oluyor. Hayat acımasız maalesef ama isteklerimize ket vurmak da bu konuda ne kadar makul olabilir ki yani. Doktor adam dayanamıyorum kaldıramıyorum her sabah hayattan nefret ediyorum diyor, bu adam sürekli bu şekilde ne kadar doktorluk yapabilir ki, faydası olmaz bence..
  • nihilist at  (01.03.18 14:47:31 ~ 14:51:22) 
tabii ki isteklerinize göre hayatınızı şekillendirmelisiniz.
hayatınızı kendi isteğinize göre yaşamayacaksanız, neye göre yaşayacaksınız ki?

iki örnek de uç tabii ki, ama ikinci örnekte dediğiniz gibi boşluk ve öfkeyi bastırmak zaten başlı başına hastalık ve mutsuzluk nedeni.
"bastırmak" kelimesinin olduğu yerde zaten yaşamak yoktur.
o olsa olsa hayatta kalmak olur.
  • blatta hiberna  (01.03.18 14:55:55) 
Birinin çöpçülüğü ya da garsonluğu sevmemesi, başka birinin doktorluktan keyif almasına engel değil ki. Bir çöpçü için en fazla sevmediği işi yapıyor diyebiliriz. O kişiyi dikkate alarak "sevilen iş yoktur" gibi bir sonuca varamayız.

Patrona para kazandırmak kısmına da katılmıyorum aslında. Bir doktor benim boğaz ağrımı tedavi ettiğinde hem ben iyileşmiş oluyorum hem de o mesleki tatmin duygusunu yaşıyor. Bu olayda patron yok. İlginç bir şekilde patron olmak Türkiye'de kötüleniyor. Ama insanlar bilmiyorlar ki, o patron olmasa belki de öyle bir iş alanı olmayacak. Yani, patrona para kazandırmak "benden zengin" kıskançlığı olarak ele alınıyorsa burada başka problemler vardır.
  • dissendium  (01.03.18 14:58:05) 
mesleki anlamda çoğu insan istediği mesleği seçmesine rağmen mutlu değil. bu bir gerçek. onun yerine işten kalan vakitlerinde yapmak istediklerini sağlayabilecek mesleği seçmek daha mantıklı. iyi bir doktorun aldığı maaşı genelde mühendisler alamıyor. ayrıca doktorluk daha saygın bir meslek.

yani kısaca hayatından sana kalan vakitlerde sana istediklerini yapma imkanı sağlayacak mesleği seçmen en doğrusu.
  • mikahakkinen  (01.03.18 17:39:02) 
eğer geçişler yatay şekilde olacaksa hayatımızın düzenini bozmadan isteklerimize uygun bir geçiş yapmalıyız. örneğin doktorsunuz ama örneğin makine mühendisliği yapmak istiyorsanız mühendislik olmasa da tıbbi cihaz satan üreten ithal-ihraç eden bir şirket kurabilirsiniz.

geçiş dikey şekilde olacaksa, örneğin bir bankada gişede çalışıyorsanız ve mimar/iç mimar/hakim gibi seviyenizi yükselten bişey olmak istiyorsanız o zaman parasal değişkenleri hesaba katmadan diyorum örneğin hukuk fakültesine girmeye çalışmalısınız. hem para kazanmak zorunda olup hem mimar olmaya çalışmak zor olabilir. iş işten geçmiş olabilir. ama hukuk isteniyorsa mesela devam zorunluluğu yok, bildiğim kadarıyla fazla bir masrafı yok. zaman isteyen bir bölüm. o zaman hukuk olabilir.

bir de spesifik geçişler var. sekreter olarak çalışıyorsunuz veya işte 2-2.5 kazandığınız bi işiniz var. ama model olmak istiyorsunuz veya aşçı. haftasonunuzun en az bir gününü feda ederek uygun kurslarla maddi kayıp yaşamadan emelinize ulaşana kadar devam edebilirsiniz.

38 yaşına gelip doktorum ama ben aslında jeoloji mühendisi olmak istiyormuşum diyen birine geçmiş olsun derim. evlilik için de aynı durumlar geçerli. 40 yaşına gelip ya ben sarışınlardan hoşlanıyorum eşim esmer ve siyah saçlı bu beni itiyor dersen 25-30 yaşlarında aklın nerdeydi 10 sene sonra mı fark ettin aq derim.
  • error522  (01.03.18 17:40:25 ~ 17:41:14) 
[]

İşyerinde sürekli aynı işleri yapmak

Aşırı kurumsal bir şirkette stajyer avukatım. Habire aynı işleri yapıp duruyorum, az buçuk da olsa olduğuna inandığım hukuk bilgim köreliyor. Hep ezbere iş yapıyorum, her şeyin yapılmışı var onun üzerinden işler dönüyor. Bu konuda ne yapmam gerekir?




 
is hayatina hosgeldin kanka.


  • baldur2  (20.02.18 15:06:32) 
Abi hoşbulmadım ya. Böyle şey mi olur? Zombiye mi döneceğiz bölüm sonunda nereye çıkacak yolun sonu anlamadım ben


  • nihilist at  (20.02.18 15:09:32) 
Özel bir ofise geç, kurumsal şirkette stajyerler pek bir şey öğrenemiyor.


  • cabiday  (20.02.18 15:16:03) 
ee madem bundan şikayetçisin kendin için bir şeyler yap, işinle alakalı yenilikleri kendine uygula..

stajyer olman avantaj belki de, sonrasında çalışacağın yerin performansına olumlu katkı sağlayacak bir yer olmasına dikkat edersin.
  • redeath  (20.02.18 15:19:28) 
asteğmen olarak tek çizgi askere gittim 5 ay hastane telefonuna baktım 6 ayda faks çektim. tek yıldızlı amirken bile. sora memur oldum mesleğimle alakalı olmayan her şeyi yapıyorum. iş hayatı leş hayatı.


  • mikahakkinen  (20.02.18 15:27:49) 
O zaman yeni arayislara girmek gerekiyor. Ya mevcut isinle beraber baska gelisim alani yaratacaksin, ya da alternatif is bulacaksin. Bu farkindalik olustuktan sonra insan kendini gelistirmek icin bir sey yapmadigi surece surekli sikayet eden, hicbir seyden memnun olmayan, etrafindaki insanlarin da enerjisini somuren bir seye donusuyor, en tehlikelisi o bence.


  • logic  (20.02.18 15:44:10) 
ben de aynı bahsettiğin şartlar altında çalışırken işyeri değiştirdim. uzun uzun dertleşebiliriz. ben de stajyer avukatım.


  • kitap arasında kalmış silgi tozu  (20.02.18 16:38:00) 
[]

Günlük hayatı kolaylaştırıcı tavsiyeleriniz

var mı??
Gömlek ütülemekten yemek yapmaya, trafikten temizliğe tavsiyenin her türüne açığım..



 
Çok gerekmedikçe büyük avmlere gitme.

Alışveriş yaparken mutlaka yanında seni zaptedecek biri olsun

Maaşının hepsini hemen çekme.
  • femme vitale  (04.02.18 23:26:51) 
''Yukarı çık''

benim kendi kendime verdiğim ve sürekli tekrar ettiğim bir cümle bu.

ben bir aksiyona yoğunlaştığım zaman önce onun bi' haritasını çıkartıyorum(vahi gibi birşey bu) ardından da yapılabilecek ihtimalleri ve buna gelecek refleksleri not almaya çalışmak yoruyor beni. halsiz bırakıyor. işte böyle zamanlarda saplanabiliyorum, farkında olmadan.

herhangi bir olayda, işle ilgili bir toplantı da olabilir, bir arkadaşımla-ailemden birisiyle-tanışla bi' sohbet ekmek de dahil olabilir ; eğer birşey yaparken nefes alış-verişim otomatikleşmişse-hızlanmışsa kendi kendime tekrar ederim olayların etkisinden çıkıp dışarıdan bi' bakayım diye. Bende çok işe yarıyor, sonunda zarar görebileceğim gereksiz bir çok münakaşaya girmemi bu şekilde engellemişimdir. Bilmiyorum bunu benim söylemem ne kadar etik olur ama, insanlar genelde kafamın farklı çalıştığını söylerler iltifat olarak. bilmiyorum var mı ama varsa bile bence o fark tamamen benim bu telkinimden kaynaklı oluyor. ''yukarı çık'' bence herkesin denemesi gereken birşey. bi' nevi tanrının gözü gibi.


bir de günlük hayatı kolaylaştırıyor mu bilmiyoru ama kıyafet seçiminde zaman kaybetmemi engelliyor;
üstüme giyeceğimle altıma giyereceğim arasında ters renk varsa benim için tamamdır. mesela lacivert pantolon açık renk tişört ya da açık renk pantolon lacivert kazak. ya da koyu renk takım açık renk saat gibi.
2-3 dakikada giyinip çıkarım sürekli bu yaklaşımla. Genelde arkadaşlarım giydiklerine ayna karşısında karar veriyorlar, onu çıkartıp başka şeyi denerler filan. gerçi bizim eskiden beridir hiç boy aynamız olmadı ama ondan mı değil mi bilmiyorum da ben aynaya bakma gereksinimi duymuyorum-duymadım hiç, zıt renkler varsa tamamdır.

edit: aklıma geldi, bir de yumurta kaynatıyorsam; suyun kaynadığı anda altını kapatırım ve takriben 3 dakika sonra da soymaya başlarım. Kayısı kıvamında oluyor böyle yapınca.
  • mete kudur  (04.02.18 23:42:57 ~ 23:45:27) 
kaşar peynirim çabuk küfleniyordu tuppervare saklama kabı aldım 1 ay kadar temiz kalıyor. 4lü çelik sefer tası aldım bir yere giderken içine, pankek yapıyorum, dolma yapıyorum, komposto bile yapıyorum. börek vs. gittiğim yerlerdeki insanlara da ikram ediyorum. ya da bir çay alıp onları atıştırıyoruz, biz gezmeyi pek severiz.


  • for day to break  (04.02.18 23:45:11 ~ 23:55:54) 
vaktinde gömleklele ilgili şunu yazmıştım: (bkz: #47730484)


  • celeron 300a  (04.02.18 23:45:12 ~ 23:45:26) 
Gömlek ütülemek:
Arka, kollar, ön ve yaka sırasıyla ütüle. Arka omuz kısmını arkayı ikiye katlayarak ütülersen kolay olur. Düğme olan yerlere ütüyü basma, tersinden ütüle.

Yemeki mutfak önerileri dipsiz kuyu, yeni başladığını varsayarak: Yemeği severek yap(sevgini kat),
Tencere yemeklerinde genel olarak diğer ocakta pişen yemeklerde de önce en zor pişenden başlayıp çabuk pişene doğru sırala.
soğani et, havuç, biber, patates, patlıcan, kabak... gibi. prinç koyacaksan en son koy.
Etli yemeklere tuzu inmesine yakın at, tuz eti sertleştirir.
Dana eti ve gezen tavukları önceden pişir.
Haşlamalarda suyu atacaksan sıcak su, atmayıp kullanacaksan soğuk su kullan.
Bakliyatlardan nohut, fasulye (şeker fasulye hariç) bir gece önceden sıcak suyla ıslatılır. o su dökülüp soğuk suyla pişene kadar haşlanır. o su da döküldükten sonra taneler pişirir. diğer bakliyatlardan iç bakla ve sarı mercimeğin haçlama suyu dökülmez, börülce, yeşil mercimek ıslatmadan direkt (soğuk su ile) haşlanır ve haşlama suyu dökülür.
Pilav 1 bardağa 1.5 bardak su hesabıyla pişirilir.

Temizlik konusu da yerine göre dipli yerine göre dipsiz kuyu.
Malzeme alımanı abartmaya gerek yok. Camlar için bulaşık deterjanı kullanabilirsin mesela, çok güzel temizler. Bulaşık deterjanını bir çok yerde kullanabilirsin iyi sonuç alırsın. Tek dajavantajı sonradan iyi durulama gerektirmesi.
Durulama gerektirmesin ve hemen her yerde kullanabileyim dersen LOC var amerikan firması ürünü. pratik ve ekonomik temizlik sağlıyor.
Arap sabunu mükemmel temizlik sağlar. Yalnız kokusu ağır gelebilir. Her yerde kullanabilirsin, ağır kirli çamaşırlarda da kullanabilirsin. Halı, ahşap, sert zemin..
  • hayat aklini konusacak bir filozof uret  (04.02.18 23:55:37 ~ 23:57:53) 
Yaptigim hatalardan bahsediyorum direk:

* Bakimli ol, hayatin cok kolaylasacak.
* Birikim yap. Lazim olmayacak gibi dusunme hic. Yeri geliyor, paraya ihtiyacin oluyor; o zaman milletten istemek zorunda kaliyorsun bu da insana zor geliyor.
* Borclarini soz verdigin sureden once ode, kredin hic bitmesin; bu olmasin istiyorsan, ustteki oneriyi cok dikkate al :)
* Herhangi bir not alma programi kullan. Keep olur, evernote olur. Gelir-gider olayini mutlaka not al. Harcamalarini gozlemlemen hayatini cok kolaylastiracak.
* Lifelong Learning olayina yurekten inan. Kendini gelistir durmadan. Coursera, udacity, edx gibi platformlardan yardir.
* Sozunu tut. Bu cok degerli.
* Isinle alakali estimation verirken, cok dikkatli ol. Olc, bic. Gercekci olmayan tahminler vererek, ne kendini kandir ne karsindakini.
* Hizli tuketme. Ne karsindakini ne de kendini veya sahip olduklarini. Yoksa cok cabuk sikilir, maymun gibi her yere saldirirsin.
* Olabildigince fazla gez.
* DIL ogren. Buna zaman ve para harca. Degeri inanilmaz.
* Spor yap.

Simdilik bu kadar. Opuyorum.
  • bedbed  (05.02.18 00:01:44 ~ 00:14:16) 
Gelirirnin 1/3 veya 1/4 ünü kazanmıyormuş gibi düşünüp bi kenara at. Kredi kartı kullanma.
Açken alışverişe çıkma, alışverişlerini mümkün olduğunca toplu yap ve liste yapıp git.
İşe başlamadan önce kafanda iş akış planını yap.
  • hayat aklini konusacak bir filozof uret  (05.02.18 00:07:16) 
-Ajanda tutmak.
-Günlük harcamaları not almak.

  • pike  (05.02.18 00:09:15) 
  • kafamabiseygeldi  (05.02.18 01:20:17) 
herhangi bir şeyi almadan önce kendine şunu sor:"buna gerçekten ihtiyacın var mı?"


  • dedim ben sana  (05.02.18 15:11:50) 
[]

Gaza geldim kurumsala girdim

Almazlar zannediyodum kariyer’den başvuru yaptım bir bankanın hukuk departmanına stajyer olarak işe alındım duyurudaki güzel insanların motivasyonu sayesinde..
ailem çok mutlu oldu, ben de kendimi yaşıyor hissettim silkelenip kendime gelmiş gibiyim çok sağ olun..

genel bir teşekkür etmek ve paylaşmak istedim, burdan sonra önüme bakıcam artık, kötü düşüncelere depresyona son..
iş hayatıyla ilgili önerilere açığım :)

 
Hayırlı olsun. Çok kasma kendini, yaparsın.


  • femme vitale  (30.01.18 01:50:55) 
Hayırlı olsun. Daha güzelleri de olur umarım.
İlk maaşını alınca çay ısmarlarsın diyeceğim ama stajyer maaşıyla zor olur, kadroya geçince ısmarlarsın :)

  • Kusursuz dostlarin dort ayagi vardir  (30.01.18 01:51:02) 
Bayramda biz de dört kişi birleşip kurumsala gircez karsim. :p

Tekrar hayırlı olsun.
  • femme vitale  (30.01.18 01:52:12) 
Oo hayırlı olsun, hukuk departmanı yoğundur, küçük bir tavsiye; sözleşmeli bürolar ile iletişime geçerken tatlı dilli ve nazik olun:)


  • cabiday  (30.01.18 01:52:55) 
ömrün boyunca hep güzel haberler alırsın umarm


  • hopp  (30.01.18 01:53:22) 
Adına sevindim. Başarılar :)


  • cikmaz sokaktan cikagelen cocuk  (30.01.18 02:02:41) 
Hatırlıyorum duyurunuzu. Çok sevindim, tebrikler :)


  • voyager 1  (30.01.18 02:41:15) 
Bugün işe gidince duyurunuzu arkadaşlara göstereceğim. Hayırlı olsun, bankaya girdiğimiz günkü sevinçleri unutmamak lazım :)
Daha güzel işleriniz olur umarım.

  • irene  (30.01.18 08:11:38) 
[]

25 yaşındayım, hiçbir şey yapmadım

Toplasan 3 ay çalışmışımdır, üniversitede ailemin yönlendirmesiyle istemediğim bir bölüm okudum, bitti, evde oturuyorum 1 yıldır psikolojim bozuldu..

Ailemin durumu kötü değil. Bana bu bölümü okuttukları için çok üzgün ve pişmanlar keşke istediğin okula gitseydin diyolar ama ne çare, benim senelerim çöp olmuş..

Daha onlardan da yemek istemiyorum, bu işi de yapmak istemiyorum. Onlar sorun etmiyolar istediğin başka bölüm oku kafana göre biz destek oluruz diyolar ama bu yaştan sonra ne okiyim ben ya bi de üniversite sınavı değişti etti bilgiler gitti..

kusa kusa okudum çalıştım her sınav dönemi sinir stresten mideme ağrılar kramplar girdi, okul arkadaşlarım iş güç peşinde kimi doktoraya başladı ben evdeyim malak gibi duruyorum..

ben de başarılı olmak istedim ben de hevesle okumak istedim, hiçbiri olmadı. Kız arkadaşım dereceyle bitirdi çok seviyordu, ben dönemin belki de en kötü ortalamasıyla bitirdim, az buçuk ingilizcem var başka da bir şeyim yok. lisedeki halim nerede şimdiki nerede..

soru yok ama cevap verin allah aşkına

 
aile desteği varsa yurtdışına git.


  • icim urperiyor  (18.01.18 20:14:10) 
aile desteği var da öyle bir destek isteyemem utanırım. yurtdışı çok masraflı olur bana harcasınlar istemem o kadar. keşke 18 yaşına tekrar dönebilsem..


  • nihilist at  (18.01.18 20:17:43) 
+1 icim urperiyor

yurt dışına çık. sandığın kadar pahalıya mal olmuyor. hatta cepken delik git ki başını çaresine bakabil. ''çok masraflı olur'' işin bahanesi. durumu hiç de iyi olmayan bir aileden gelip çıkmış biri olarak diyorum. insan kendi kendine mazlum edebiyatı yapıyor, çok pahalı olur vs. diye. tembellik, bahane, anksiyete, yapmaya çekinme miksi bu.

kendini beğenmiyor ve değiştirmek istiyorsan aileden dışarı çık ve gerekirse başka işler yapıp kendi ayaklarının üzerinde durmaya çalış. yurt dışı güzel bir bahane bunun için. herkes yabancı, kimse yok. sike sike yapmak zorundasın.

keşke sağlığım yerinde, biraz da maddi ailevi desteğim olsaydı. bir dakika düşünmezdim kalmayı.
  • çaykovski  (18.01.18 20:21:22) 
yurtdışında napacam ki? 3 ay ingilizce kursu ingiltere’de 50.000 liraya geliyor kalmasıyla yemeğiyle, az para mı bu..


  • nihilist at  (18.01.18 20:23:48) 
İstediğin bölümü oku. Zor bir şey değil.


  • dissendium  (18.01.18 20:24:48) 
Yerinizde olsam sevebileceğim bir yüksek lisans programı bulmaya çalışırdım.


  • inawen  (18.01.18 20:27:49) 
turist vizesiyle git. workaway yap. bulaşıkçılık yap, garsonluk yap.

istesen yapacak bir yığın şey bulursun. amerikaya başvur işte, çıkarsa senindir çıkmazsa hiç senin olmamıştır zaten... şu an sağlığım ve vizem olsa cebimde iki bin dolarla gidip iki ayda tüm düzenimi kurardım.

bunlar hayatı öğrenene kadar geçici yapacağın işler. hiç çalışmamışsın mesela, bunların sana ne öğreteceğini tahmin bile edemezsin. öncelikle ''napıyorum ben burada ya'' hissini tatmak bile bambaşka bir şey. bunları tadınca yolun belirginleşiyor zaten. okumakla bir yere varılmıyor gerçekten. o sadece kendini geliştirme yolunda bir araç. ha çok istiyorsan asıl okumak istediğin bölümün yüksek lisanslarına başvur orada. amerika bölüm dışı başvuru kabul etmede esnektir. ortalaman düşükse bir tık düşük kolejlere gidersin, onların feesini de çalışıp ödersin zaten.. çalışmak bir şey değil orada, çalışma iznini/ssn'i vatandaşı bile takmaz. okul rakamlarını da kafanda büyütme, ödenir.

böyle bir şey düşünürsen, bana yazabilirsin. bildiklerimi anlatıp yardımcı olmaya çalışırım.
  • çaykovski  (18.01.18 20:28:25 ~ 20:37:03) 
Nihilist olmak başka depresyonda olmak başka.
At olmak başka at kafalı olmak başka.

Bahane herkeste bulunur.
Kendi hayatın için başkalarını suçlama.Suçluysalar bile suçlama çünkü bu sadece bugün olduğun kişiye zaman kaybı yaratır.

Umutsuzlanma. Evde oturma. Uykuyla günlerini geçirme.

Kafası çalışan bir iki arkadaşın varsa onlarla buluş. Çözersin.
  • kalemdefter  (18.01.18 20:30:16) 
turkiyede ne okudunuz ?

amerikada community college araştır
  • oscar  (18.01.18 20:36:38) 
31 yaşındayım, hiçbir şey yapmadım. Ben kendimde yeniden başlama gücü buluyorsam sen de bulursun. Şimdi "Keşke 25 yaşıma geri dönsem..." hoş mu? :) zaman geçiyor, zaman izafi. Siktiret yani.


  • femme vitale  (18.01.18 20:37:18) 
istanbul hukuk mezunuyum.. hukukçuluğu hiç sevemedim, zaten bölüm iğrenç sıkıcı mesleği de görüyoruz etraftan.. diplomam çekmecede duruyor


  • nihilist at  (18.01.18 20:41:13) 
taşaklı bölümmüş, cv referans biraz şişirirsen bir tık aşağı okulda da değil iyi okullarda da master bulabilirsin.
hukuk zaten zor bir bölüm gpa nın düşük olmasına tolerans gösteren okullar var, zaten öğrenciyken ne yaptığına daha çok bakanlar da var.

ilgilendiğin bölüm ne? ne okumak isterdin, bulalım sana bir master program.
  • çaykovski  (18.01.18 20:44:56) 
Çaykovski, ilgin için çok sağ teşekkürler..
2.21’le bitirdim, rezalet..
İlgilendiğim alan psikoloji sosyoloji felsefe gibi şeyler.. nasıl master buluruz ki? öyle çat diye bulunur mu?

Edit: Aslında tıp ve mühendislik de ilgi çekici, hukuk dışında hepsini yapabilirmişim gibi geliyor, hukuktan acaip nefret ettim..
  • nihilist at  (18.01.18 20:52:47 ~ 20:59:48) 
rica ederim. işim gücüm yok, yapabilecek birilerine motivasyon sağlayabilirsem ne mutlu bana.

psikoloji sosyoloji felsefe...

şimdi şöyle söyleyeyim. ben vaktinde psikolojide çap yapmak istedim. sonra bir kaç ders aldım, işin hiç de beni ilgilendirmeyen bir kısmı olduğunu gördüm. akademik psikoloji bana hiç verimli gelmedi hatta biraz kahvehane muhabbeti gibi geldi.
master psikoloji bir işe ne yazık ki yaramaz. doktora da yapmak gerek. ancak öyle hem akademide hem klinikte bir şeyler yapabilirsin lisansı başka olan bir kimse olarak. bunu vakit konusuyla eliyorum şimdilik.

felsefe. bir arakdaşım avrupada felsefe okudu berlinde doktroasını yapıyor. ben de felsefeyle ilgiliydim fakat yaptıkları tam olarak x kişinin felsefesi, kuramı üzerinden bokla oynamak. akademik felsefe tam bir yalan, en azından bence amerikada bu okunmaz.

bu durumda bana mantıklı gelen tek şey sosyoloji. kişinin kendini geliştirmesiyle akademide ilerlemeye çok müsait bir alan.
bu alandan baksak uygun olur mu?

bir de amerikada çok farklı özelleştirilmiş alanlara master var. hani uluslararası ilişkiler değil de mülteci ilişkileri gibi. atıyorum kafadan tabi ama tam nokta atışı bir konuyu ve alanı hedef alan veya daha genel bir dalın daha alt başlığı üzerine programlar var.

senin yapmak istediğin iş ne tarz bir iş olur. akademi seçeneklerinin dahilinde mi? düşündüğün ''şöyle yapsam hoş olurdu'' dediğin, yakın bulduğun bir çalışma alanı var mı?
  • çaykovski  (18.01.18 21:10:33 ~ 21:12:13) 
akademi seçeneklerim dahilinde tabii..
soruya net cevap veremem de hoş olurdu diyebileceğim bir sürü iş var..

mesela ağaçların içinde, denizin üstünde belki de altında, havada, daha doğrusu doğanın içinde doğayla ilgili bir iş yapmak çok hoş olurdu. tek bildiğim bu. bir de alet kullanarak(cerrahın neşteri, aşçının bıçağı vs) ,hesap yaparak, çok insanla muhatap olmayarak bu tip işler isterdim...
  • nihilist at  (18.01.18 21:19:39) 
Ne yaparsan yap bi yerden başla bence. Durdukça daha kötü olacaksın.


  • femme vitale  (18.01.18 21:33:44) 
stajını da yapmamışsın galiba, mesleğin içine girmeden ne olduğunu anlayamazsın hukuk öyle bir şey. okulda gördüğün dersler seni kusturmuş olabilir ama uygulamada belki kendine göre bir şeyler bulursun. sevdiğin bir alana yoğunlaşırsın, birkaç yıl içinde o alanda aranan avukatlardan biri olursun. sana benzer bir süreçten geçip iühf'yi 3 yıl uzatarak bitiren birinden tavsiye, stajını tamamla ruhsatını al, meslek sana göre mi değil mi anca o zaman anlarsın.


  • loser blueser  (18.01.18 21:49:27) 
nihilist at

E hocam o zaman naturel tarım diye bir şey var onu yapsanza direkt? Ahım şahım bir para da gerekmiyor onun için. eksisozluk.com ekşi Sözlük’te matematik köyü nickli arkadaş bu işi yapıyor ve nasıl yaptığını anlatıyor. Entryleri nde bir incelersen ve biri aracılığıyla iletişime girersen belki sen de benzer şey yapabilirsin.
  • çaykovski  (18.01.18 21:54:49) 
25 yaşımda istediğim bölümü okumaya başladım.
senin gibiydim ancak lise versiyonuydu. zorla istemediğim bi liseyi okuttular üstüne de 3-4 sene okuduğum bölümün mesleğini yaptım. sonra 2 sene yatıp bi yandan sınava tekrar hazırlandım.
benim istediğim bölümün üni sınavı puanıyla çok alakası yoktu yetenek sınavı istediği için o yüzden teorik ders yerine resim çizmeye ağırlık vermem gerekti.

valla istediğin bölümü okuman için hiç de öyle geç değil bu depresifliği üstünden atıp artık her şey için çok geç olduğunu düşündüğün kafa yapısından çıkarsan hoş şeyler olacak.
  • nolmus yani  (18.01.18 21:57:19) 
Tek bişi dicem : aynı durumda olup 33 yaşındayım ve 25 olsam hiç durmam 2. Okul okurdum
Hemen yap bunu !
Ben maddi olarak 2. Okula bütçe ayıramazdım imkan varken hemen başla
  • isimmisimyok  (18.01.18 22:03:43) 
Hazırlan, çalış, özel ders al ve İlgilendiğin alanlardan birini -psikoloji sosyoloji felsefe gibi- boğaziçi üniversitesinde kazanmaya uğraş. Benim de içimde kaldı. Benim yerime de okursun:)


  • koola  (18.01.18 22:57:21) 
her şeyden üniversiteye kadar aynıyız bölüm farklı :)


  • nodrama  (19.01.18 02:01:45) 
ales puani kasip YLSY'ye basvurabilirsin.


  • kimsesiz kimse  (19.01.18 02:12:18) 
Avukat olma, biraz İspanyolca öğren gir Zara'ya mağaza müdür ol yükselirsin sonra. Tabii bunu örnek olarak verdim birçok şey yapılabilir bölümünle alakasız.

Ben de iki tane adı güzel okul bıraktım, senden biraz daha gencim, Fransa'ya gitmeye çalışıyorum, psikolojiyi okuyacağım gidersem. Asıl istediğim bu mu? Yoo ama maksat hem yurt dışına gitmek hem de az çok ilgim olan bir şeyi okumak. Bu sene gidemezsem seneye kesin giderim, o bir senede de girer bir yere çalışırım herhâlde bilmiyorum. Senin gibi çok insan var yani onun için anlattım.
  • i was made for you  (19.01.18 02:21:29 ~ 02:23:17) 
Ne istediğinizi bilmiyorsunuz, temel sıkıntınız bu.

Ailenize hukuk okumak istemediğinizi söylediğinizde alternatif ne okumak istediğinizi söylüyor muydunuz? Öyleyse o istediğinize yönelebilirsiniz. Değilse ailenizi suçlamayın.

Psikoloji, sosyoloji, felsefe demişsin. Bu bile karambole bir cevap.

Kısacası ne istediğini net bulmaya çalış. Hala bulamazsan en iyisi bir yerden başlamaktır. I was made for you doğru demiş, ben senin yerinde olsam meslek hayatına girerdim zira okuyacağın ikinci bölüme de böyle tepki vermeyeceğinin garantisi yok.
  • kendi kendine yasayan yavrucak  (19.01.18 02:35:06) 
Bence çalış.Boş ver okulu ..


  • sorunvar  (19.01.18 01:51:30) 
yurtdışı konusunda parayı dert ediyorsan avrupa düşün, hem ilgilendiğin alanlarda iyi okullar var hem de okullar ücretsiz gibi bir şey. üstelik bir sürü burs var, dad yi araştır. kaldı ki misal berlinde hem okuyup hem çalışabilirsin türk şehri gibi. ingilizce programlar da vardır, ama otur bir sene almanca çalış hakkaten hevesliysen.

hukuka olan uzaklığın memlekette hukuka ilişkin mesleklerin ayağa düşmüşlüğünden dolayı ise bi daha düşün yine. fakültedeki ezber sınavlardan tiksinmiş olman hukuku sevmediğin anlamına gelmez. hukuk çok kapsamlı bi alan, felsefesi de var sosyolojisi de. felsefe sosyoloji seven bir insan hukuku da sever. fakültedeki hukuk felsefesi ve sosyolojisi dersini de düşünme bunları okurken :)

almanya konusunda niyetlenirsen mesaj at, programlar hakkında yardımcı olurum. ulaşması çok zor şeyler değil bunlar, ama içine girdikten sonra ne yaparsan yap yine çok çalışman gerekecek.

ayrıca türkiyede istediğin bölümü okuyacaksan da ailene yük olmak zorunda değilsin. hem çalış hem oku. yaşın bitirdiğinde problem olmaz çünkü hukuk diploman da ister istemez işine yarayacak, cvni dolduracak hangi mesleği yaparsan yap.
  • skayas  (19.01.18 03:02:50 ~ 03:07:14) 
“hukuka olan uzaklığın memlekette hukuka ilişkin mesleklerin ayağa düşmüşlüğünden dolayı ise bi daha düşün yine”

abi hukukçu olmak şerefsiz olmak demek bu devirde, kimse sevmiyo herkes şerefsiz ahlaksız gözüyle bakıyor, insanların bakışı beni çok soğuttu sözlüğe avukat başlığı altına bakınca bile tanımadan etmeden ne küfürler hakaretler saydırmışlar.. ayıptır abi böyle iş mi olur zaten depresyonla anksiyeteyle boğuşuyorum bir de böyle şeyler bana çok ağır geliyor.. geçen bir ortamdaydım hukukçu olduğumu duyan dört kişi de saldırmaya başladı yok şöyle olurlar yok böyle paragözler yok hukuk olmayan memlekette saçma iş yapıyolar yok antipatikler ahlaksızlar vs vs ne biçim salladılar. ama sen üstüne alınma vs.. alınıyorum abi dedim ben de.. alınıyorum yani, neyin nefreti bu anlamıyorum..
  • nihilist at  (19.01.18 10:15:52) 
etraftaki insanlarin cahil cahil sacmalamalarini umursamamayi ogrenecek yasa gelmissiniz aslinda.

oyle kariyer yapacam, en mudur olacam, head of ceo olacam gibi bir derdiniz yoksa, girin devlete bir memuriyete. Sabah git, oglen adliyeye gidiyom ddiye cik, macka parkina git. hafasonu bos, gez dolas. 4'te isten cik, kurslara git neyi ogrenmek istiyorsan.
  • jimicik  (19.01.18 10:47:36) 
psikoloji-sosyoloji ile ilgilenmene engel değil hukuk geçmişin.Hatta farklı bir disiplinden gelmen avantaj bile oluyor çoğu zaman.Bardağın dolu kısmına bak.Farklı bir bakış açısı getirmiş olursun yapacağın işlere


  • turkuaz  (19.01.18 11:01:16) 
istediğin bölümün yüksek lisanslarına seri başvuru yap. güzel bir niyet mektubu hazırla, ottan boktan üniversiteler dahil her yere başvur.

25 yaş hiçbir şey için geç değil.
  • babilbaligi  (19.01.18 16:23:03) 
Çalışma hayatıma 27 yaşında başladım. Tavsiye şu an için veremem, durumlar farklı fakat kendini kötü hissetme sadece. Yavaş yavaş da gerçekleşmedi yani birden işe girdim ve arkası geldi.


  • awareim  (19.01.18 16:56:45) 
Ne istedigini bilmiyorsun. Ben de hukuk mezunuyum ve ben de hala ne istedigimi bilmiyorum. Okuli nefret ederek okudum. Ilk gunden burada olmamaliyim dedim ama tekrar sinava hazirlanmaya cesaret edemeyip koyverdim. Nefret ede ede okudum. Kafam hep bulanikti. Sonra staj yaptim yine nefret ettim. Staj bitince sansim yaver gitti ve iyi bir patronum oldu. Isi kitabina gore yapan, meslegi cok seven, heyecanli ve ahlakli biri. Calistikca ve insanlarin sorunlarini cozmeye basladikca isimi sevdigimi fark ettim. Bazen dellenip kafama sicayim dedigim oluyor tabi ama genel olarak mutluyum.

Baskalarinin meslek hakkinda atip tutmasina aldirma. Yozlasma bir tek hukukcularda degil tum toplumda var. Isini duzgun yapan insan sayisi cok az. Ben artik onlara yav he he diyorum. Sen de oyle yap. Baskalarinin dusunceleri senin hayatin icin belirleyici kriter olmamali. Muhtemelen aksini dusundugun icin bu bolumu sectin ama unutma millet olarak baskasini yermeye bayiliyoruz. Fiilen calisiyor olsan sen de muhtemelen adliyedeki memurlarin allah belasini versin falan diye gezerdin. Her yerde her zaman istisnalar vardir bunu unutmamak lazim.

Benim tavsiyem ise girip bir sans daha vermen yonunde olacak. Kendi deneyimimden yola cikarak soyluyorum bunu.

Eger boyle de olmazsa baska seyler denemekte fayda var. Ben fakultenin 5. Yilinda girip bir yerde baristalik yaptim. Yok bu degilmis dedim mesela. Isin icine girmeden ogrenemiyorsun gercegi.
  • rusyalı kozmonot  (19.01.18 20:24:10) 
aşçılık kursu vb. ilgi alanına yönel, gencecik adamsın.


  • Apocalypse  (19.01.18 20:30:00) 
benim avukat istanbul hukuk mezunu 12 yıl çalıştı sonra ben marangoz olucam dedi mesleği bıraktı. insan marangoz olucam derken böyle tahta at, aslan, gemi falan yapar değil mi? yok bu eleman ben mutfak dolabı yapıcam dedi. şu an kendisi mutfak dolapları yapıyor lşte masa falan. öyle mutlu ki oturup konuşmaya başla sana 5 saat mutfak dolaplarını anlatsın. sonra soluklanıp masalara geçiyor.

yani try try try and try again you will find your luck.
  • dedim dedim de kime dedim  (19.01.18 21:13:04 ~ 21:14:08) 
[]

Mücadeleyi bırakmamak

Anlamı var mı? Hep daha iyisi için denemek gerekir mi? Mevzu kariyer düzleminde, aşk değil




 
Para icin verilen mucadele. Cunku parasiz hicbir sey olmuyor.


  • i m sick tired  (17.01.18 22:32:39) 
var tabi, mücadele etmeden neyi başarabiliyorsun ki?

doğarken bile nefes almak için debelenmek bir mücadele
  • Photographer  (17.01.18 22:55:03) 
tabiki, mücadelesiz kim var ki hayatta. ama mücadeleye değer şeyler manevi olmalı bence. maddi mücadeleni de maneviyat için vermelisin.


  • for day to break  (17.01.18 23:34:52) 
Kesinlikle denemek gerekir. No pain no gain. Durduğun an sistem seni dışarı itiyor, kesinlikle olduğun yerde sayma lüksün yok özel sektörde.


  • roket adam  (18.01.18 01:52:19) 
[]

bütçenizi nasıl ayarlıyosunuz?

tüketimi minimize etmem lazım ama nasıl, para birikmiyor bu şekilde




 
Basit.

Önce süreci çakallıyorsun. Sonra farkedip kurallar koyuyorsun ve tadaa!
  • baldan kaymak  (10.01.18 22:48:53) 
Parayı önden biriktirmek lazım. Harcadığımı harcayayım, ay sonu kalanı biriktiririm dersen yalan olur. Önce kenara parayı atacaksın. kalan para ile de mecburen gecineceksin.


  • elorelia  (10.01.18 22:50:35) 
ben onu yapınca her şeyden kısıyorum aşırı cimri bir insana dönüşüyorum. ayarsızım bu konuda biraz


  • nihilist at  (10.01.18 22:50:39) 
biriktirmiyorum.


  • kosteklisaat  (10.01.18 23:06:40) 
Harcamamız gerektiğini düşündüğümüz ürünlerin çoğu ihtiyaç değil.Gelirin yeterli değilse, kitap, müzik, sinema gibi ihtiyaçları internetten sağla. Gücü yetenler alsın.
Kredi kartı kullanma. Nakit öde.
Ucuz ikame ürünleri seç. Kahve yerine çay. Taksi yerine toplu taşıma.
Masrafları bölmeye çalış. Ev arkadaşı.
  • silver apple  (10.01.18 23:09:44) 
Maaşı alır almaz %10 kadarını yatırım hesabina at. Geri kalanı kazancın olarak düşün ve onu gönlünce harca. Cimri olmana gerek yok. İlk ödemeyi kendine yap.


  • ovungec zeus  (10.01.18 23:23:46) 
cuğarayı, içkiyi(özellikle dışarıda içileni) abur cuburu kes. ödediğin faturaların varsa su diyelim mesela, gemici duşu al. nedir o? 1 dk ıslan, 1 dk sabunlan, 1 dk durulan, elektrik diyelim mesela evdeki ampulleri aliexpressden ucuz dimmlenebilir ledlerle değiştir. oda'dan odaya geçerken otel gibi açık bırakma. telefon, tv, internet için hepsi birarada çözümler sunanlara geç. önümüzdeki yıl kullanmak üzere sonbaharda yazlık, ilkbaharda kışlıklarını al(giysi). işten artmaz, dişten artar derler, midene hakim ol junk food tüketme, gerçi onu abur cubur olarak saydım yukarıda. mahalle berberini bul, kuaför kullanma, saç traşı ol sadece,sakalı evde hallet. artist değilsin sonuçta. dışarıda yiyeceksen ucuza kaçacağım diye ekmek arası da yeme, tabldot veren yerleri tercih et. kısa mesafeleri yürü, şehirlerarası yolculuklarında blablacar kullan. temizlik için en uygun ürünleri al, hepsi zaten zararlı,ucuzu da pahalısı da. uzar gider bu liste...


  • yosunluel  (10.01.18 23:34:37) 
Dostum bak bu çok basit bir şey.

Öncelikle ne kadar aylık gelirin olduğunu bilmen lazım. Yaz bi kağıda.

Sonra ne kadar harcadığını bilmen lazım. O da şöyle:
1) Zorunlu harcamalar. Bunu alt alta yaz. Mecburi hayati şeyler olsun.
2) Vazgeçebileceğin, gereksiz harcamalar. Bu taraf için kredi kartı temin et. Tüm bu harcamalarını kartla yap. Ay sonunda ne kadar gereksiz para harcadığını gör, bir sonraki ay harcama.

Bu kadar. Ha 1. kısımda paranın tamamı bitiyorsa yapacak bir şey yok. Öyle yok yatırım hesabı yaptım yok bilmemne yaptıma da gerek yok. Paranın nereye gittiğini bilmiyorsan ayda 20 bin de kazansan batarsın.
  • roket adam  (10.01.18 23:38:59) 
Her günü ay sonu gibi yaşa.


  • soyut park  (10.01.18 23:47:52) 
Maaşı alınca bir kısmını bir yerlere yatırmak, altın falan almak, geri kalanla idare etmek bence en sağlıklısı.


  • marjory  (11.01.18 00:56:24) 
[]

ne iş yapıyosunuz ve ne mezunusuz

işinizin okulunuzun kendinize göre olduğunuzu nasıl buldunuz, bigün uyandınız ve bunu olmak istiyorum mu dediniz??




 
ilkokuldan bu yana avukat olmak istiyordum, neden bilmiyorum ailede hiç hukukçu yok.

hukuk fakültesi bitirdim ve avukatlık yapıyorum.
  • arma aski  (23.05.17 21:24:53) 
Küçükken öğretmen olmak isterdim, kardeşime derslerinde yardımcı olmak hoşuma giderdi. Sonra ilgimi çektiği için psikoloji okudum ve araştırma yapmayı sevdiğimi farkettim. Şimdi akademisyenim, öğretmenliği ve araştırmacılığı bir araya getirebildiğim için şanslı görüyorum kendimi.


  • fotrsapka  (23.05.17 21:27:00 ~ 21:28:11) 
Bireysel çalışmak, başkasına bağımlı olmadan kendi işimi yapabilmek, deli gibi yoğun çalışmamak, devlet atamaları ile uğraşmamak, özel sektör kaprisi ile uğraşmamak, insanlarla daha az kapışıp hayat pazarlığı yapmayacağım bölüm düşündüm.

Mühendislik ve tıpı eledim. Hukuku da aileden bildiğim için biraz uzak durdum. Sanatçı ruhum olmasa gerek ki oraya yönelmedim. Esnaf olma seçeneğim bir şey okumazsam idi, hala aklımda ama hizmet sektörü de zihin yoruyor. İleride müteahhit olurum belki :)

Meslek, diş hekimi
  • bir ileti paylastim  (23.05.17 21:30:34) 
Cok kucukken Ingilizce ogretmeni olmak istiyordum. Sonra liseye baslamadan once bilim insani olmaya karar verdim. Neden bilmiyorum. Liseye baslayinca da genetik okumak istedigime karar vermistim. Okudum, doktorami yapiyorum simdi. Genellikle planladigim gibi gitti diyebilirim.


  • evrim halkasi  (23.05.17 21:45:41) 
annem, ablamın tercih rehberinde mekatronik mühendisliği diye bi şey gördü. sen bunu oku dedi. tamam dedim. o zamanlar küçüğüm. rehberin o sayfası hala durur, annem oraya "makedon bunu okuyacak söz verdi" diye not düşmüştü.
aklım basınca araştırdım sevdim. şu an onu okuyorum, bitirmek üzereyim, hala seviyorum. önceleri vali olmak da istiyodum, bi tanıdığımız valiydi, özendim :)
hukuk okumak da isterdim. siyasete de atılmak gibi bir planım var ileride. oy veririm diyosanız sizi de ekliyim listeye.
  • attirmayin makedonun kafasini  (23.05.17 21:52:03) 
12 yaşımda "ben ingiliz edebiyatı okumak istiyorum" dedim, ingiliz edebiyatı okudum.
Öğretmen olmak aklımda yoktu. Sonradan oldum.

  • sopiro  (23.05.17 22:11:10) 
iktisat okudum, şu an finansal planlama, raporlama ve analiz yapıyorum.

böyle bir şey tabi ki çocukluk hayalim değildi. fen derslerim iyi olmasına rağmen hata yapıp lisede fen okumadım, eşit ağırlık okudum. öss'de "aman ortalama bir bölüme gireyim de, sonra seçerim mesleğimi" diyip iktisata girdim, mezun olduktan sonra denetim şirketine başvurma furyasına katıldım ve finans hayatım başlamış oldu.

mesleğimi seviyor muyum bilmiyorum, fazla mesaisi çok olmasa ehh işte. yaşayıp gidiyoruz.
  • orange coffee  (24.05.17 09:56:41) 
[]

lubricant öneri

ilk defa kullanacağız, hangisinden almak lazım bilemedim. ne alayım?




 
durex play


  • carabelli  (13.03.17 00:27:14) 
durex play pek kalici degil ama digerleri de iyi degil.


  • basubadelmevt  (13.03.17 00:30:35) 
Durex playden hiç memnun kalmadı kız arkadaşım. Okey çilekli deneyin bence ;)


  • hakmut  (13.03.17 00:35:48) 
Bir suru kizda Durex Play denedim, 1 tanesinde yanma yapti geri kalanda sikinti olmadi.

Bunyeye gore dusuk ihtimal de olsa sikinti yaratabilir yani.
  • crown  (13.03.17 00:41:24) 
türkiyede f/p durex play bence, ama nedense bu aralar ne migroslarda ne eczanelerde var hayırdır acep.


  • volkanaydin152  (13.03.17 00:48:07) 
1
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.