[]

bugunku metrobus kazasi ve urpertici bir ihtimal?

Selam genşler
Bugunku kazayi gormus duymussunuzdur, umalim can kaybi olmasin,
Bu kazayi gordukten sonra aklima soyle bir soru/ihtimal geldi,
Yol gostermek gibi olmasin ama,
Malum bu metrobusler kopruden sag sol taraflarinda bariyer olmaksizin serbestce feciyor, isyeyen ya da buna zorlanan bir metrobus soforu, icindeki 100 bilmem kac yolcuyla meteobusu kopruden asagi ucurabilir mi? Korkuluklar oldugunu biliyorum ama o tonajda ve gucte bir aletin bunu yapabilme ihtimali de yuksek gibi, ne dersiniz??

 
köprüde normal trafikte geçiyor ama. herhangi bir otobüsün yapma ihtimali kadar var yani..


  • hosein  (23.09.16 09:32:16) 
Ben de bu ihtimali sık sık düşünürüm metrobüs kullandığım zaman ve bence bu gayet yapılabilesi bir senaryo, hersey metrobüs şoförünün psikolojisine bağlı bu da beni tedirgin etmiyor değil.


  • leben  (23.09.16 09:58:53) 
köprüdeki çelik halat bariyerlerin dolu bir otobüsün ortalama bir hızda çarpması ile kopup açılacağını sanmıyorum. onu düşünerek yapmışlardır. bugüne kadar bir kere bile kaza yapıp köprüden aşağı uçan araç haberi görmediysek bu yüzdendir.


  • kibritsuyu  (23.09.16 10:08:41) 
[]

periscope yayini kotadan cok yer mi?

Aslinda soru baslikta ama acayim biraz,
Magaradan yeni cikan biri olarak periscope a sardim birazcik, cok fazla gerzek ve ergen muhabbeti var ama enteresan seyler de var iste
Merakim, ne kadar yazar bu afedersiniz?
Yani diyelim youtube dan 10 dakikalik bir video ile 10 dk bir periscope yayini ayni tar da mi internet gocertir
Thankss

 
  • kurnaz  (20.09.16 18:10:45) 
[]

şu sahne hangi filmden bi buldurun +18... nfsw...+18..nfsw

rapefilms.net
bir mafya revenge filmindenmiş. severim böyle filmleri ama bulamadım..
edit:isyerinde tıklamayın


 
uyardık ama,
porno degil ayrıca, sitenın adından falandır, normal sinemada görebilecegin binlerce sahneden biri

  • alttaraf  (19.09.16 17:10:12) 
olum bildiğin porno gibi site tıklamayın
filmi bilmiyorum.

  • basond  (19.09.16 17:14:51) 
Yaw eve gitmediniz mi yine cevap yok


  • alttaraf  (19.09.16 20:12:06) 
Abi kapı gibi cuck + rape kategorilerine giren pornografik sahne atıp sitenin adından öyle demek nedir :D


  • Adramelekhh  (19.09.16 20:18:38) 
Yaw allah seni inandirsin revenge temali film ariyodum, bu cikti, hatunu begendim ondan sordum, onu bunu bosverin, sunu anlatsin biri, bir sahneden bir film nasil bulunur, bari biri onu anlatsin?


  • alttaraf  (19.09.16 23:01:58) 
Şunlara bakmayı dene:

www.imdb.com

www.imdb.com

Edit: Bir de orda gelip tecavüz eden adam ünlü bir oyuncu, suratının ss'ini alıp buraya koyarsan mutlaka tanıyan çıkar. Ama onun için farklı bir duyuru aç. Tanıyan çıktığında da imdb sayfasındaki filmografisinden bulursun.

Bulursan yaz bana da merak ettirdin kadını.
  • Adramelekhh  (19.09.16 23:41:27 ~ 23:46:56) 
seyretmiştim.
(git:www.imdb.com )

  • bdsm izmir  (05.05.18 18:03:20) 
fbi peşimde beyler tıklamayın. ciddiyim.


  • ya ben lan neyse  (05.05.18 18:14:24) 
[]

en şekersiz bira

Selam biraci kardesler,
Ya ustunuze afiyet az once bi amsterdam bira caktim, tamam kafasi fena degilde serbet gibi..
Ben sekerin zararlarindan dolayi caya seker atmayan insanim, gel gor ki biraya zaafim ezelden..
Simdi soru tabii ki su
Bildiginiz en seker orani dusuk bira hangisi, yada ssekerin ya da seker surubu vs. Seylerin hic kullanilmadigi bira var mi?
Seker orani dusuk ve kafasi guzel bira bomba olur tabi,
Tadi onemli degil,
Dusuk seker , yuksek kafa....

 
Alman biralarinda seker olmaz.
Belcika biralarinda filan olur.

  • kuehles blondes  (07.09.16 00:29:52) 
Evet Alman biralarında bulamazsın. çünkü :en.wikipedia.org

ama yerli olarak tek şansın 100% maltlar.
  • qazaqwsx  (07.09.16 00:31:47 ~ 00:33:31) 
içtiğiniz birada şeker olması biraz efsaneden ibaret. o şerbet tadı malttan geliyor. esasında %100 malt şekerden yapılan özdeş biraya göre daha tatlıdır. çünkü biradaki şeker tamamen alkole dönüşmekte ancak maltın içindeki kompleks şekerler maya tarafından sindirilemeyip bira içerisinde kalırlar.

bira yapımda içine konulan şeker maya tarafından alkole dönüşür kısaca bu yüzden şekerli bira olmaz.
  • nedendir bilinmez  (07.09.16 03:49:10) 
alkol = seker

(bkz: maltoz)

tr.wikipedia.org
  • idexo  (07.09.16 07:21:59) 
yukarıdaki bilgilere ek olarak efes'e gösterilen tepki aslında şeker kullanmasına değil şeker yerine glikoz şurubu kullanmasınaydı, sonradan ne oldu nasıl olduysa şekere döndü.


  • nuka cola  (07.09.16 07:42:49) 
[]

bedelli askerlik meselesi..

Twitterda trend topic gorunce tekrar aklima geldi..
Bastan soyleyeyim, zorunlu askerlige tamamen karsiyim, zorunlu askerlik zorunlu kolelikten baska birsey degildir benim icin, sadece 6 ay kisa donem er olarak askerlik yapan ve uzun donem yapanlarin ne cektigini goren biri olarak soyluyorum bunu..
Ancaaakkk..
Su bedelli askerlik meselesine tamamen karsiyim, parasi olan bassin parayi gezsin tozsun yesin icsin evlensin barklansin...
Parasi olmayan da gitsin ölsün, sakat kalsin, gozu ciksin, kulagi patlasin, parmagi kopsun ya da bunlarin hicbiri olmasa bile 12 ay esir kole hayati yasasin... Yok ya.. War mi oyle yagma... Benim cumhuriyet tarihinde gordugum en buyuk haksizliklardan biridir bu... Ya herkes yapacak ya hic kimse.. Ha yok benim param var ben taksimde bardan kari kaldiricam isim gucum var, pis fakir gitsin mayinda paramparca olsun demek hicbir vicdana ahlaka sigmaz.. Parali bebeler tosunlar bunun icin kendini paralayabilir lakin adil bir dewlet buna izin vermemelidir...
Siz ne dusunuyorsunuz bu hususta???

 
"adil bir dewlet buna izin vermemelidir"

dewlet izin weriyor onlar da qullanıyor. Bir sıkıntı yok.

edit: esas düşüncemi şurada yazmıştım, buradaki cevapları da okuyabilirsiniz.
www.eksiduyuru.com
  • rodriguez2  (17.08.16 22:58:58 ~ 23:05:36) 
Senin de paran olsa sen de bedelli yapacaktın.


  • lithu  (17.08.16 23:00:18) 
Parası olan okuyor olmayan da okuyamıyor.. askerliğe gelene kadar pek çok şey paraya bakıyor bu ülkede. Paran varsa git kıbrısta tıp oku fen edebiyat puanıyla doktor ol


  • ıch will  (17.08.16 23:02:44) 
Devlet izin vermemeli iste tam da onu soyluyorum, evet param olsa elbette ben de kullanacaktim bu hakki, zorunlu askerlige karsi oldugumu yazdim zaten ama devlet boyle bir haksizliga izin vermemeli, aksi halde mesruiyeti sorgulu hale gelir bence, bir soz de tiptan bahseden arkadasa, sen meseleyi hic anlamamissin..


  • alttaraf  (17.08.16 23:07:03) 
bedelli yapanların çoğu bankadan kredi çekip eşek yükü faiz ödedi. öyle kafandaki gibi ensesi kalın tipler zaten her türlü yırtıyor, bedelliye ne hacet. tükürmüşüm adaletine, bir şekilde parayı denkleştiren kendini kurtarsın. diğerini de allah kurtarsın.


  • doxanikee  (17.08.16 23:07:15) 
Oyle yagma war kanki. Hatta god of war. Hepimiz kratos reyizin askerleriyiz aslinda. Olimpos da bence gayet adil bir dewlet.

Bedelli olmali, olacaq.
  • hailtothethief  (17.08.16 23:08:01) 
Bedelli olmali diyenler hak ve vicdan tarifi de yaparsa iyi olur sanki


  • alttaraf  (17.08.16 23:09:59) 
Kendilerine yaradi mi adaletsizligi savunurlar mi?

Guzel kardesim, mantiginiz iyi ama gelistirmeniz lazim. Bakin ben asker cocuguyum. Yillarca askerlerin askeriyenin icinde yasadim. Daha ilkokula giderken askeri arac ile okula gidip geliyordum lan? Disarda hamburger 5 lirayken 25 kurusa hamburger 2 liraya ayi gibi karisik izgara yiyordum. Bunlari bi cebinize koyun.

Simdi bundan sonra olabilecek herangi bir savasin siperlerde yapilmayacagini tahmin edebilecek kadar akil izan sahibi oldugunuzu varsayiyorum. Yani sayica ustunlugun bir boka yaramayacagi gun gibi ortada. Doguda sizin tabirinizle her gun namlu ucunda yasayan askerlerle 10 yasindaki subay veletlerini okula goturup getiren, gazinoda ocak basinda komutan egleyen askerler arasinda bir adalet var mi sizce?

Bakin, siyasete girmek istemiyorum fakat t.c tarihi boyunca askerin sayica ustunlugu darbelere ve dolayisi ile dis guclere comak olmaktan baska bir ise yaramamistir. Kimse hananiskm turk ordusu cok guclu busuru askeri var biz gacalim diye bakmiyor olaya. Dolayisiyla askerligin zorunlu olmasinin, sansina gore yemekhanede patates soymanin veya terorist avina cikmanin hicbir kisminda adalet yok.

Simdi o cebinize koydugunuzu cikarin oradan, ulan memleket ekonomisinin dibirina dibirina nasil koyuluyor tahayyul edebiliyor musunuz? Ben basit bir ornegim. Lan bu devirde 100lira kira, 10 lira elektrik, 100lira yakitla oturulan bir yer mi var? On tane boncukla yaz tatilini kampta yapmak diye bir olay mi var? En siktriboktan otelin geceligi 100 kagitken 20 liraya orduevinde yasamak diye bir sey mi var? Hani la adalet?

Oldu mnakoim, ben senelerce dirsek curuteyim, muhendis vs bisey olayim, is guc gailesine duseyim vs gibi sebeplerden askerligi erteleyeyim, sonra sirf kolumda sirtimda dovme var diye versinler beni rdm taburuna, allahin gunu kavga gurultu icerisinde omrumun en verimli zamanlarini izmarit toplayarak harcayayim sansliysam, sansli degilsem hain bi pusuyla o****u cocugunun biri gelip arkadan ense kokume sıksın bitane. Hani la adalet? Kusura kalma hemso, oyle adaleti s*kerler.

Son olarak madem bu kadar adalet duskunusunuz, yurtdisinda calisip 3 yilini dolduranlar 1000 euro karsiliginda askerligini tamamlarken neden kimsenin giki cikmiyordu? Biraz hakkaniyetli olun, sacma sapan argumanlarla olayi carpitip insanlara vicdan yaptirmaya calismayin.
  • hailtothethief  (18.08.16 00:04:22 ~ 10:55:37) 
Cok sey anlatmaya calisip hic birsey anlatmamaya guzel ornek olmus, bravo..
Askerligin butun boktanligini anlatmissin, guzel...
Eeee,
Simdi, parayi basan bunu ceksin basamayan olsun demek neyin nesi?
Ayrica bedellinin yurt ici de yurt disi da her turlusu sacma arkadas, ya kimse yapmayacak ya herkes yapacak, ki ben yine soyluyorum kimsenin yapmamasindan yanayim,polislik gibi meslek olur, isteyen maasi karsiligi yapar, iyi de bir istihdam kaynagi olur
  • alttaraf  (18.08.16 00:15:29) 
birincisi bedelli askerlikten faydalananları homojen olarak üst bir ekonomik sınıfa yerleştirme varsayımımızı bir kenara bırakalım, yakınlarından borç alarak, kredi çekerek, yaptığı birikimi vererek bu veya bunlardan birkaçını aynı anda yaparak da bu haktan faydalananlar oldu

ikincisi fırsat eşitsizliği ekonomik olarak ilkokuldan itibaren başlıyor, buradan hareketle üniversite okuyanın 6 ay okmayanın 12 ay askerlik yapması da fırsat eşitsizliğinin sonucu

burada kimsenin emeğini küçümsemek ya da cevap vermek amacıyla değil ama genel olarak ben dirsek çürüttüm o kadar sene okudum demek aslında kendi ayrıcalığının farkında olmamaya denk geliyor

evet o kadar sene dirsek çürütebilmek de sınıfımızın bize sağlamış olduğu ayrıcalıklardan, balık olarak içinde yüzdüğümüz suyun farkında olmayabiliyoruz bunu o yüzden yazdım

bedelli askerlik fırsat eşitsizliği ama tek değil ya da eşitizlik buradan başlamıyor öncesini de kaçırmayalım

herkesin askerlik yapması değil kimsenin zorunlu askerlik yapmaması tarafındayım
  • freebird5406_2  (18.08.16 12:12:54) 
[]

çılgın kredi sorusu

Selam banker bilolar ve de kastelliler..
Efenim şöyle bir kredi çekme olayına girsek başarılı olur muyuz?
Diyelim ki 2000 tl maaşla çalışıyorum ve alabileceğim maksimum kredi için rastgele bir bankaya başvurdum ve 20.000 tl kredi çıktı.. Haliyle, sonrasinda baska bir bankaya daha kredi basvurusunda bulunursam "kredi riski" oldugu icin red cikacaktir
Simdiii, kritik soru su:
Hani bu bir cilgin proje ya, diyelim ki ben 20 adet bankaya ayni gun kredi basvurusunda bulunsam, dolayisiyla bunlarin birbirinin verdigi krediden haberi olmayacagina gore, hepsinden birden kredi kullanma ihtimali olur mu?
Burada kritik soru(n) su olabilir: ne malûm hepsinin onay suresinin ayni olacagi, dolayisiyla birinin onayini digeri birgun sonra gorebilir diye dusunulebir... Evet bu da bir ihtimal ama az cok tum bankalarin ayni prosudurlere sahip oldugunu dusunursek zamanlamanin az cok denk dusecegini de ongorebiliriz...
Ne yapican nasil odeyecen kismini bir kenara birakirsak, iyi bir zamanlamayla ayni anda 20 bankadan maximum kredi kullanmak teorik ve pratik acidan ne kadar mumkun gorunuyor size?
Not: alternatif fikirlere de acigim
Not2: bilen varsa ayrica yazabilir mi, bir bankadan kullandirilan kredi baska bir banka tarafindan kac gun sonra sistemden gorulebilir, yoksa aninda gorur mu?
Not3: evet kanada veya norvece yerlesmeyi dusunuyorum:)

 
kanada veya norveçten tuttukları gibi geri getirirler.


  • kurnaz  (17.08.16 15:46:05 ~ 15:46:23) 
Şu findeks notu var ya, işte o sistem tüm bankaların kullandığı ortak bir sistem. Sen krediye başvurduğun anda o sisteme düşüyor. İkinci başvuruyu yaptığında da sistemde ilkinin olduğunu biliyorlar. Aynı anda (atom saatine göre aynı anda) başvuramayacağın için söylediğin teori mantıklı olmuyor.

Bu arada başvurup almadığın kredi olursa kredi notun da olumsuz etkileniyor.
  • himmet dayi  (17.08.16 15:46:25 ~ 15:47:13) 
2. bankanın kapısından eli boş çıkarsın


  • gozu acik sevisen yahudi  (17.08.16 15:47:56) 
@himmmet dayi.. Basvurulari dahi ayni anda goruyorlar mi? Buna emin misin? Bu nasil olabilir? Bu konuda ayni dusunen baska arkadaslar da var mi:(


  • alttaraf  (17.08.16 15:50:50) 
tüm kredi başvurularını, kredi kartı borçlarını geç ödemelerini aynı anda görüyorlar.


  • orpheus  (17.08.16 16:50:19) 
sen birine 9.00 da diğerine 9.15'te başvursan. o arada illa ki sisteme düşecek başvuruların hadi 1. hemen 1 saatte onayladı ikincisi olmaz ya onayladı sen bu 1 saatte 3.4.5. başvuruları yapsan da zaten ilk kredin onaylanmış olarak görünecek, onaylanmamış olsa da aynı anda 5 başvurun olacağı için kredi çıkmaz zaten. gibi. olmaz o iş.
bankalara görüşmeye gittiğinde bile koşulları söylüyorlar, başvuru yaptırmıyorlar alacağın kesinleşene kadar ki boşa başvuru görünmesin, notun düşmesin diye...

  • niye ama  (17.08.16 17:16:57) 
[]

istanbul avrupa yakasi raki mekani

Selam ayyaslar,
Biliyorum bin kere burda mekan soruldu ama bir de biz soralim, en fresh onerileri alalim dedik..
Simdi durum su:
10 kisiyiz, ataturk hava limaninda calisiyoruz, is cikusi raki icmeye gidecegiz, avcilarda oturanda var maltepe de oturanda... O yuzden mekan az cok orta noktada olacak.. Ayrica taksim ve benzeri yerlerdeki gibi tikis tikis dip dibe masalardan olusmayacak, belki de en onemli sart bu, arkadas gidiyorsun bir yere iki masa neredeyse bitisik, birinin biyigi oburunun agzinda.. Neyse anladiniz siz onu, kimsenin kimseden rahatsiz olmayacagi bir mekan..
Eh tabi meze acisindan iyi, makul fiyat falan da gozetirsek bize gore bir yerler bulabilir miyiz ki acep
Tesekkurler simdiden, en guzel mekan onerisini yapana bir kadeh beles raki benden:)

 
şura olabilir: tr.foursquare.com


  • tavukbanalop  (16.08.16 08:27:26) 
karaköy- akın balık
yine karaköy-karaköy lokantası olabilir. güzel yerler ancak rezervasyon gerektirir.

  • karjalainen  (16.08.16 09:57:35) 
[]

lucescunun zeniti...

Avrupa kupalarinda bu sene nerede? Fener cortlayinca aklima geldi de baktim bulamadim, bu sene yoklar mi?




 
uefa'da gruplardan başlayacaklar direkt. şu anki elemeleri oynamıyorlar.


  • 507  (04.08.16 10:41:30) 
[]

şarap ne kadar ve ne ile içilir?

Selam şarapci kardesler,
Ustunuze afiyet bir şişe şarap hediye ettiler sahsima, daha once sagda solda birkac kez icmisligim vardi ama sise almamistim hic,
Soru su
Rakidir viskidir votkadir ne kadar icilecegini bilirim de bu sarap arkadastan ne kadar icilir? Bir kadeh mi, yoksa hepsini diksen de bisey olmaz mi, uzerinde %11,5 alkol yaziyor, cok degil mi bu, bizim tuborg kirmizi bile %7 yahu??
Yani sorunun kisasi 70 lik sisenin ne kadarini icmeli hafif cakirlik icin? Ne kadari 2-3 biraya, 2 duble rakiya, 2 tek viskiye denktir
Ve son olarak yaninda ne gider bu ahunun

 
1 kadeh şarap 1 tek rakıya veya 1 biraya denktir. Şayet kırmızı ise kırmızı etle veya atıştırmalık olarak çerezle ya da peynirle iyi gittiği söylenir. Benim şarap sonrası kan şekerim mi düşüyor nedir canım çok eti browni istiyor.


  • dahayeniymis  (24.07.16 12:03:06) 
1 KADEH RAKIYLA ŞARAP DENK DEMİŞ ARKADAŞ AMA BÜNYEYE GÖRE HERHALDE Kİ 2 KADER RAKIYLA OLDUĞUM SARHOŞLUĞU 1 ŞİŞE ŞARAPTA OLMADIM ANCA ÇAKIR KEYF OLDUM
PARDON CAPS

  • neira  (24.07.16 12:04:52 ~ 12:04:59) 
yanında sadece peynir tabağıyla tüketebilirsin. et yemekleriyle de güzel bir ikili oluşturur. tek başına da fena değil. sonuç olarak çok fazla alternatifin var. bir de ben 1 şişeyi içersem 2 duble rakı içmiş kıvamına geliyorum anca...


  • benim de soyleyeceklerim var  (24.07.16 12:05:40) 
kırmızıysa et yemekleri haricinde kaliteli peynir ve tatlı-ekşi reçellerle güzel olur. bi de ben bitter çikolatayla birlikte de içiyorum.


  • ambrosia  (24.07.16 12:08:30) 
Caps lock acik kalmis kardes:D

Promil ile bu bana yaramadi yea demeyi ayni sey zanneden insanlari gorduk.

Standart olculer vardir ilk arkadas dogru demis. Google it.

Icme suresi ve mide durumu onemli. Yarim siseye kalkamadigim oldu sarapta fakat 3-4 viski veya 5 biraya ayni seviyeye anca geldigim de. Bir sure icmeyince bir bira bile hissettirir bazen. Cok degisken bu durum.

Iki kadef ki sisenin yarisindan azi belki yeterli olacaktir. Ama sarap yavas etki edip aniden vuruyor dikkatli gitmeli.

Peynir, ufak atistirmalik mezeler, findik badem falan da olur.
  • bir ileti paylastim  (24.07.16 12:18:33) 
bir ileti paylastim +1 şarap başta pek hissettirmez sonradan çok içildiyse çarpar ancak alkol konularında kilo da önemli. iki kadeh iki bira diye düşününebilir ama daha az sanırım.


  • konar konmaz omer konur  (24.07.16 13:12:40) 
unutmadan:
kırmızı şarabı içmeden yarım saat, beyazı 2-3 saat buzdolabında soğutun. oda sıcaklığında şarap hiç tat vermez. (bu mevsimde)... tercihen kadehleri de buzlukta 5 dk sogutursanız çok cillop olur. 35 derece şarabı içip de "sıcak bira bile daha iyi ya" demeyin sonra, yanlış olur :)

ayrıca, sert içkilerin aksine şarap da aynı bira gibi açıldıktan kısa süre içinde tüketilirse tadı güzel olur. bira kadar olmasa da 1 gün geçmiş şarabın tadı değişir (tıpası kapalı olacak elbette ama ona rağmen)

ana soruya cevap: 2-3 farklı peynir çeşidi ve kuru et ( www.sanalmarket.com.tr )

genelde bir çift sevgili (veya evli çift) ideal ormantik bir gecede 1 şişe bitirir. yaşlar 29'dan uffak ise adam başı bir şişe içilmesi de şaşırtıcı olmaz.
  • 507  (24.07.16 15:17:33 ~ 15:20:28) 
her sarabin, her sarap turunun uygun bir icilis derecesi, neyin yaninda iyi gittigi farklidir. yillanmis peynirlerle giden kirmizi sarap vardir, etle gideni vardir. sadece yemeklerin icine katmak icin uretilen saraplar da vardir. sunla iyi gider, bunla iyi gider diye tavsiye vermek buradan yanlis, once hangi sarap oldugunu gormek lazim.


  • ubi dubium ibi libertas  (24.07.16 15:25:17) 
1 kadeh şarap ile rakı nasıl aynı yahu? O %12 alkol tüm şişe için yazılan değer değil mi? Kadeh başına vurunca çok düşük bir alkol oranı çıkıyor. 1 şişe şarap ortalama 2 - 2.5 şişe biraya tekabül ediyor diye biliyorum.

Rakının alkol oranı ise %45 - %50 civarında.
  • materyalist imam  (24.07.16 18:17:01) 
www.alkoltedavisi.info.tr

Ayrıca seyreliyor ya rakı hani üstüne su koyunca
  • dahayeniymis  (24.07.16 19:05:14 ~ 19:07:08) 
Bir kadeh şarap 120ml. Alkol oranı %10 diyelim

120x%10= 12 Bu bir kadeh şaraptaki alkol miktarı

Bir tek rakı 30 ml. Alkol oranı %40 diyelim

30x%40=12 bu bir tel rakıdaki alkol miktarı.

Niye inat ediyorsanız hala...

Bonus soru: bir kilo pamuk mu daha ağır bir kilo demir mi?
  • bir ileti paylastim  (24.07.16 19:07:47) 
[]

darbede olen darbeciler kac kisi

Baslik belki dusuk bi cumle oldu ama, hep sehit sayisi soyleniyorda kimse darbecilerden kac kisi oldugunu sormuyor yazmiyor, neden? Bi arkadadimin yorumu "cogu asker oldugu icin" seklinde ama bilemedim, sizce sayi kac ve neden zikredilmiyor, ayrica bunlarin cenaze islemleri falan nasil olucak, bayraga sarilma, sehitlik vs..




 
sessiz sedasiz gomulurler.

www.cumhuriyet.com.tr

24 kisi varmis.

benim de tam olarak merak ettigim, kim tam olarak nerede nasil olduruldu. atiyorum siviller nerede olduruldu?
  • baldur2  (18.07.16 15:40:20) 
Bizde hep 161 Şehit diye bahsedildiği sıralarda Alman Spiegel gazetesinde "265 kişi hayatını kaybetti, 104 kişi darbecilerden, 161 kişi karşı koymaya çalışanlardan" diye haber vardı.


  • burfak  (18.07.16 15:54:56) 
[]

yeni akilli telefon ve ışık sorusu

Selam ahali
Ya ustunuze guller, dandik bi akilli telefonum vardi, eceli geldi, yeni bi akille telefon aldim cin mali bisey, memnunum, lakin bir sorunu var, sarjdayken isigi yanmiyo, cagri ve mesajlarda eger sen gormediysen ve ekran kapaliysa yanip sonen uyari isigi yanmiyo, telefon sifir, aldigim elemena gosterdim ne is diye, bazi telefonlar boyledir mesela samsung j2 de boyle dedi,
War mi boyle bir duruma rastlayan sewgili suserlar


 
Bildirim led'ini kapatmis olabilir misiniz?


  • dedim ben sana  (03.07.16 15:59:40) 
[]

Sahibinden.com'a ucretsiz ilan nasil??

Arkadaslar sahibinden'e ilan vermistim, bir ay sure doldu, simdi ikinci bir ay icin 20 kagit istiyolar, bunu bypass etmenin bir yolu var mi?? İsim falan degistirmek aklima geldi ama tel no isini nasil yapicagiz???




 
başkasının telefon numarası şart.


  • elorelia  (22.06.16 12:58:55) 
sıfırdan başka ilan açacaksın.


  • nuevo  (22.06.16 13:09:33) 
sıfırdan başka ilanı aynı tel. ile açamazsın. adamlar da ebleh değil hani. yeni cep tel vermen şart.


  • 507  (22.06.16 13:14:17) 
ben ilan verdiğimde 20 tl filan istememişti, ustelik silip silip, tanimda ufak degisikliklerle aynı ürünün ilanını vermiştim.

sizden neden istiyor ki? mağaza olarak mı satiyorsunuz yoksa ?
  • scars dont fade  (22.06.16 13:47:41) 
@scars: tek bir örnek ile ezbere cevap yazma istersen biraz araştır önce...

www.sahibinden.com
  • 507  (22.06.16 14:19:02 ~ 14:19:20) 
@scars haklı, alışveriş kategorisindeyse sil ilanı sıfırdan tekrar ilan ver, ben tanımda bile değişiklik yapmıyorum kopyala yapıştır aynı ilanı açıyorum senelerdir.


  • gordon sen misin ses ver  (22.06.16 14:41:19 ~ 14:42:45) 
Okey deniycem


  • alttaraf  (22.06.16 15:02:45) 
@507, lambur lumbur konuşmadan cevap veremiyor musun? liseli de değilsin ama bu ayar verme coşkusu nedir? o cevap da sana daha uygun, gördüğün gibi asıl bilmeyen sensin, benim gibi kullanan başkaları da varmis.


  • scars dont fade  (22.06.16 15:53:27) 
@scars:

adam demiş ki "ilan sürem bitti, yenisine para istiyorlar".

senin ve gordon'un verdiğiniz cevap ne? "ilan süren bitmeden silip yeniden girebilirsin".

soru ve cevap alakasız.

soran "yeni ilanı bedavaya nasıl getiririm" diyor. "eskisinin süresi bitmedi" demiyor. "bitti" diyor. doğru cevap da "sadece yeni telefon no ile".
  • 507  (23.06.16 09:10:04 ~ 09:11:38) 
Malesef 507 nin cevap dogru cikti


  • alttaraf  (24.06.16 00:00:21) 
[]

Merter veysel karani camisine

www.haritamap.com
Nasil giderim arkadaslar avcilardan?
Bir arkadasimizin cenazesi varda, metrobusten hangi durakta inelim, sonrasinda hanfi minibuse binip nerde inelim?


 
metrobüsle zeytinburnuna gelip biraz yürüyerek sora sora kolaylıkla bulabilirsiniz


  • nolmus yani  (20.06.16 20:27:41) 
Zeytinburnu durağında ineceksin. Çinçin deresi, karabayır'dan geçen minibüsler bineceksiniz. İbb veya veysel karani'de inin. İsterseniz minibüse binmeden yürüyerek de gidebilirsiniz camiye, biraz yokuştur ama 15 dk sürer en fazla.


  • razvan rat  (20.06.16 20:29:39) 
Sagolun...


  • alttaraf  (20.06.16 20:30:31) 
[]

Bir insan neden survivor izler?

Zaplarken aklima yeniden geen soru..
Sozlukte falan da goruyorum iste "su baslikta survior basliginin onda biri entry var" falan diye, sanirim malesef gercekten isleyen var bunu,
Yahu bir tek kisi bile izliyorsa, bir insan bunu niye izler, gercekten bunun psikolojik, sosyolojik faan sebebini merak ediyorum, daha dogrusu fikirlerinizi merak ediyorum
Magazin programlari, televoleler, muge anlilar, evlilik programlari falan bir yana da bir insan nasil ve neden oturupta 30 saniyeden fazla bu survivor denen sacmaligi izler bi anatin yahu, ozellikle izleyenler..

 
niye izlemeyelim? saydığın programlardan ayıran ne survivoru.


  • bobinhoo  (15.06.16 23:33:23) 
Bir insan neden dahi anlamındaki ekleri ayıramaz? Gerçekten bunun sosyolojik, psikolojik boyutunu merak ediyorum. Sonuçta senelerce eğitim görüyoruz, hadi okulda öğrenemedin entelektüel seviyesi yüksek biri yaptığı hatayı neden fark edemez? Gerçekten anlatın yahu, özellikle ayıramayanlar...

Bu arada yemişim Survivor'ı belki çıplak hatunlara bakmak için izliyorlardır belki de kaslı adamlara. Hiç olmadı adam kafa dağıtıyordur. Kullandığın dilin inceliklerini bilmeden başkalarını aşağılamak kadar acı değil bence.
  • komsu komsunun nickine muhtactir  (15.06.16 23:34:22) 
herkesin kendi bileceği iş ama açıkçası survivor ı ciddi ciddi tartışan insanları herahngi bi konuda ciddiye alamıyorum. tv izlemek başlı başına gereksiz


  • washe  (15.06.16 23:36:26) 
dahi anlamındaki eklerin veziri de gelmiş tam olmuş. adsdgdhj. ben izlemiyorum çünkü sıkıcı. izleyenlere sorduğumda televizyon da başka birşey olmadığı için izlediklerini söylüyorlar.


  • allanpoe  (15.06.16 23:38:36) 
emekli babam izliyor. favorisi de damla. içerden "hadi damla hadi" diye tezahüratını duyuyorum.

bence de büyük bir saçmalık ve tamamen zaman kaybı. meyve yerken beş dakika maruz kalınca bile zamanımı çöpe atmış gibi hissediyorum. ayrıca atomu parçalamıyorum elbet ama survivordan başka yapacak daha iyi bir işi olmayanların anlayamayacağı işlerle meşgulüm.
  • ruhen hastayim ben  (15.06.16 23:39:55) 
Derdim entellik kasmak falan degil, gercekten aklima takilan bir sorunun cevabini ariyorum, de ler da lar ve diger yazim aksakliklarina da cok takilmayin, telefondan yaziyorum ve hakki dewrim rahmetlinin tirnagi degiliz hicbirimiz... Takilmayin boyle seylere azizim..


  • alttaraf  (15.06.16 23:44:36) 
takım tutunca ve kalabalık izleyince güzel oluyor.


  • damdanakan  (15.06.16 23:46:48) 
hakkı dewrim dedin, adam mezarında ters döndü şu an :P


  • damdanakan  (15.06.16 23:48:09) 
Bunu hicbir zaman ogrenemeyecegiz, bu soruyu sorma bence:)


  • stavro  (15.06.16 23:55:36) 
hakkı bey yeni mi öldü? allah rahmet eylesin.


  • damdanakan  (15.06.16 23:59:26) 
ya bu göstermelik entelektüeliteye de ayar oluyorum ha. sana ne birader? her izlediğimiz, dinlediğimiz ya da okuduğumuz şeyin ille de bi anlamı mı olması gerekiyor? anlamsız olsa da izliyorum ve bu beni senden daha mı salak, cahil ya da zevksiz yapıyor?

metafizikle ilgili belgesel izleyince "neden onu izliyosun?" diye sormuyoken survivor izleyince de "neden?" diye soramazsın abi. sorarsan da gayet açık "sana ne" derim. sürekli izlemiyorum, arada bir denk geliyor ve gayet de keyif alarak izliyorum. mesela ben de evlilik programı izlemem hiç ama izleyene de "abi nasıl izliyosun ya, kıro musun?" demem. izler izler, bana ne?..
  • reso aga  (16.06.16 00:15:04) 
bi ara da bbg 24 saat yayındaydı ve izleniyordu. yeni bir şey değil ki bu.

aradığın cevap: insanlar bunu talep ediyor.
insanlar posta gazetesi okumak istiyor. insanlar tayyip'in yönetmesini istiyor. serdar ortaç'ı demet akalın'ı dinlemek istiyor.

ulan iki dakkada depresife bağladım ya :(
  • yons  (16.06.16 00:15:18) 
Yazdim bir daha yazayim, derdim entellik satmak degil, ayrica entelligin survivor izlemeyerek olmayacagini bilecek kadarcik da izanim var, keske " sana ne bilader" den baska yazacak seyler de bulabilse bazi arkadaslar..


  • alttaraf  (16.06.16 00:29:49) 
Arkadaşım yarıştığı için :)


  • tsubasacandy  (16.06.16 01:01:31) 
bırak survivorı evde tv8 kanalını silmiş biri olarak sana ne be kardeşim millet ne izlerse izler. bu tür programları izlemenin tek amacı kafayı dağıtmak olmalı.


  • mrthany  (16.06.16 01:05:53) 
Onu birak neden ertesi gun işyerinde orda olanlari tartisir. Bu konuda tavrim nettir. Survivor gibi seyleri izlemem izleyenden hazzetmem. Asagilarim. Uzgunum


  • koca dost dev  (16.06.16 02:38:34) 
Keyif alinir izlenir bu kadar basit.Onemli bi etken daha ise merak.. Izlemeye basladin ki 3-5 bölüm ister istemez sonraki bolumler icin merak duygusu oluşuyor. Bastan bulasmazsan mesele yok.


  • trejemu  (16.06.16 02:47:15) 
Tv izlemekten farkı yok. İnsanlar akşam iş dönüşü ailesi ile başbaşa kalınca sıkılıyor. Tv hayat kurtarıcı. İnsanları cümle kurmaktan kurtarıyor. Ben 15 yıldır izlemiyorum. Eksik hissetmedim. Bazen misafirlikte falan açıyorlar, acunun programları hipnoz edici. Kitleniyor insan manasızca. Ondandır belki de.


  • hasmetizm 2046  (16.06.16 07:59:28) 
telefondan yazmamak türkçe konuşamamaya neden engel değilse, o yüzden. adam konuştuğu dili yazamıyor, survivor izleyenlere sallıyor burda. hayatınızda neyi başardınız ki insanları ne izlediğiyle yargılamak haddinize oldu, bazen insan hayret ediyor.


  • piremses  (16.06.16 08:09:25) 
hiçbir survivor'ı izlemedim bu yaşa kadar. bu son survivor'ı ise yunus arkadaşım diye izledim ara ara. o da elenince açıp da bakmıyorum.

zaten yunus da berbattı oyunlarda. herif o kadar vücut kastı sivil hayatta sözumona; sıfır sonuç, sıfır sonuç. kaliteli elemandır ama kendisi.
  • mermize  (16.06.16 08:31:42) 
Bizimkiler işsizlikten izliyor. İnsanların tek eğlencesi, ya da meşgalesi diyeyim, TV olunca birşeyleri takip etmek zorunda, bu bazen TV dizisi oluyor, bazen amarikan filmi oluyor, bazen evlilik programları, bazen de survivor.


  • Tutkun  (16.06.16 08:42:54) 
çünkü içinde acı var, zafer var, yenilgi var, ihanet var, dostluk var, kardeslik var, her bölümün sonunda bir beklenti var, kendini özdeşleştirebileceğin karakterler var. herhangi bir televizyon dizisinden tek farkı, görece olarak survivor'un anlik insan tepkilerine dayanmasi. genel bir cerceve icinde herkes gercek davranarak rolünü icra ediyor. televizyon dizilerinden daha iyi bu sebeple de.

bir de hakikaten sanane.
  • thewizardofearthsea  (16.06.16 09:31:36) 
Aptal eğlencelerle zihinlerini meşgul edip, can sıkıntısından kurtulmak için zamanlarını öldürüyorlar işte. Futbol, diziler, tv vb. Hepsi aynı şeyi sağlıyor.


  • harvey  (16.06.16 09:44:18) 
Adam nasıl ve neden diye sormuş. Belki bilimsel toplumsal bireysel analizler beklemekte. Birileri de gelmiş "hayatında neleri başardın" diyor. aşsdfhsh.

değişik kafalar

reytingi yüksek olan program ilgi çeker-algı yönetir. sonra da bir şekilde bağımlılık yaratır.
iletişim terk.

@allanpoe

vezirim çok yaşa! kılıcın değsin daşaa! (Yok lan böyle değil miydi?)
  • ikcı  (16.06.16 10:26:50 ~ 10:28:59) 
yakın zamanda başladım izlemeye. daha doğrusu kendimi izlerken buldum resmen. bu zamana kadar da izleyene gerizekalı gözüyle bakardım, doğru bir bakış açısı olmadığının farkındayım o zaman da farkında olduğum gibi.

sebebe gelecek olursak, baya yoğun çalışıyorum, eve giderken araç kullanmayıp 15 dakika falan yürüyorum. kafamı boşaltıyorum. yemek yediğim saate denk geliyor, dizi takip etmektense oyunu izlemek daha eğlenceli bence. aradaki konuşmalarda vs sessize alıyorum. tamamen işten uzaklaşınca da kapatıp kendi kişisel işlerime başlıyorum. özetle arada geçiş olarak kullanıyorum. kişisel iş kısmında bir şeyler yazmak, çalışmak kadar kitap okumak vs de dahil.
  • kulakligin calismayan teki  (16.06.16 10:44:33) 
neden diye sormasının altında yatan nedeni hepimiz iyi biliyoruz ikcı, en değişik kafa seninkiymiş. "Magazin programlari, televoleler, muge anlilar, evlilik programlari falan bir yana" diyerek aslında aynı minvaldeki programları ayrıştırmakla gerçekten süper bir analiz yapılabilir. her analizin bir matematiği vardır, sen pek eğilmemişsin oralara.


  • piremses  (16.06.16 10:48:57) 
[]

Kilo verme isleri kosu bandi vs...

Selam dombililer ve sifir bedenler,
Yaw arkadaslar boy 1.75 kilo 105... Allah eksiltsin tosun pasa gibiyim, bin kere basladigim biraktigim rejime tekrar basladim da bir iki merakim var,
1-) kosu bandinda ewde yuruyorum 5 km iki gunde bir, fekat bunun da yarari olmadigi gibi kemiklere ekemlere falan zararlarindan bahsediliyor, sozlukte eliptik bisiklet denilen bir aletten bahsedilmis ahab da bu
www.google.com.tr
Peki bu alete bu acidan ne dersiniz..
2-) biraz kurcaladim ama tam anlamadim, bu alet komple manuel mi, yoksa kosubandinda oldugu gibi motorlulari da var mi, eger komple manuelse o da kosu bandina gore baya eziyetli olacak, eger hem motorlusu hem motorsuzu varsa hangisini tavsiye edersiniz,
3-) en iyisi normal bir bisiklet alip kendimi bu got gobekle vebu yasta -35- daga bayira mi vurayim?
Mactan zaman bulursaniz bi bakin be, sistim...

 
Koşu bandı varsa onunla devam. Koşma ama, yürü. 25 kilo verene kadar yürü. Ekleme zarar verme olayı, sen o eklemlere 105 kiloyu zıplatırsan olur. Bant sertliği ayarı varsa en yumuşağa getir, 5km 10km allah ne verdiyse yürü.

eliptik iyidir ama hem koşu bandı hem eliptik kullanacaksan iyidir. Birini bırakıp diğerine başlayacaksan boşa masraf.

eliptik motorlu olmaz. Kasnaklı veya manyetik olur, manyetik iyidir. Sessiz diye. İşi her durumda sen yaparsın zaten kilo verdiren de odur.

Normal bisiklet sana göre değil henüz, ona hiç girmene gerek yok.

özetle, koşu bandında yürümeye devam. Eliptik alacaksan da yürümeyi bırakma. Manyetik eliptik al. Bi de denemeden alma, adım uzunluğu büyük olsun. Ucuza kaçma sakın. 5500 verebilirim bile dersen o kalitede bişey al. Ucuz olsalar 50 kiloluk kadınlar için. Büyük ve sağlam bişey gerekir sana.
  • harzem  (12.06.16 16:06:31 ~ 16:08:59) 
Gel tonton kardesligi gel buraya 186 105 iken sigarayi birakip 120 ye vuran kankan burda gel.

Kankacim oncelikle eve sacma sapan aletler alip her yeri kaplama,ise yaramiyor kaliyor oyle,onun yerine guzel spor ayakkabilar al.simdi havalar mukemmel,kendine bir yer bulup her gun o 5 km yi yuruyeceksin.senin bacaklar normal yurume yarim metreyi bulur,bu da 10000 adim eder.iih yemez falan deme,olur.kalp hastasi adamim oluyor yani ben yuruyosam sende yurursun.sadece yuru,kosma sakin.su an kosma icin cok erken.sende yastan henuz bacak ayak agrisi yoktur ama aldanma iyi ayakkabi giy yururken.sabah erken iyidir,olmadi aksamda olur,guneste yurume.bak bu dedigimi sadece 1 ay yap,bambaska olacak hersey.
  • duptıs  (12.06.16 16:57:23) 
Yaw birde kondisuon bisikleti denen bisey gordum, eliptik ile bi ayni sey mi? Bununda mi motorlusu manueli war?
@duptis.. Ewde bant zaten warda sdiger alternetif icin soruyorum,sagol tawsiyen icin
@harzem sagolasin tawsiyeler icin
  • alttaraf  (12.06.16 17:08:12) 
[]

Avea pismanlik midir?

Yaw gensler vodafone kullaniyorumda net yetmiyo ve sagolsunlar ek paketlerde fena kitliyorlar, aveanin bir paketini gordum de 10 gb 45 tl.. Fakat malum avea da cekmiyor, yillar once kullanmistim ve cekmedigi icin vodafonea gecmistim ama son zamanlardaki halini bilmiyorum, ozellikle net icin soruyorum cok sorun yasarmiyim gecsem? Bi de gectikten sonra 3 ay degistiremiyormussun galiba da o yuzden de soruyorum
Thnx...



 
bende çekiyor ama bu yaşadığınız yere bağlı. aynı mahallenin bi ucundaki evde çeker başka bi yerde çekmez vs. bi deneyin. olmadı değiştirirsiniz.


  • elorelia  (07.06.16 12:47:32 ~ 12:47:59) 
ben turkcell'e kızıp tam dediğin tarifeye geçtim, gayet memnunum. çekim kalitesinde falan bir sıkıntı yok.


  • babilbaligi  (07.06.16 12:48:12) 
vodafone red iyidir. bol bol hediye internet gönderiyor, her ay 1 gb kesin fazladan alabiliyorsun. Beşiktaş maçlarında bazen veriyor falan. ben çok memnunum, yemeksepeti de cabası.

ama avea pişmanlıktır aga, 6 sene kullandım, en ufak bir faydası yoktu, hala öyle.
  • hakim oynayin dedi  (07.06.16 12:51:15) 
şirket hattımız vodafonedu. pahalı oluyor diye aveaya geçtik, 1 ay sonra tüm ofis vodafonea döndük.
yeterli olmuştur herhalde.

  • cabiday  (07.06.16 12:52:16) 
Haydaaa,ne yapsakki


  • alttaraf  (07.06.16 12:55:49) 
4 aylık kullanıcıyım adım samuel. avea (yeni türk telekom) çok yakın bir zamana kadar (3-4 ay önce, birleşme zamanlarına kadar), diğer operatörler gibi 900 MHZ değil 1800 Mhz GSM bandını kullanmaktaydı. bu frekanslarda atmosferde ve diğer yansımalarla enerji kaybı 900'e nazaran çok daha fazla olduğundan sinyal problemleri yaşanıyordu. ancak yakın zamanda avea da 900 Mhz'e tamamen dönüş yaptı. yıllar önce avea'dan bu sinyal sorunu yüzünden ayrılmıştım, bu dönemde güzel bi kampanyayla geçiş yaptım artık hiç sorun yaşamıyorum.


  • kaichi  (07.06.16 13:05:58) 
baş şu anda mesaj geldi vodafone'dan.
ramazan ayı sebebiyle 1 gb hedayee !!

aylık 4 gb var tarifemde, hediyeler ile 7 gb'a çıktı maşallah.
  • hakim oynayin dedi  (07.06.16 13:07:23) 
O ramazan hediyesi bana da geldi ama vodafone yanimda uygulamasina girince gorunmuyor nedense


  • alttaraf  (07.06.16 13:12:15) 
oralarda biyerdedir, kurcala :)


  • hakim oynayin dedi  (07.06.16 13:12:54) 
Avea büyük pişmanlıktır.


  • naberabi  (07.06.16 14:49:04) 
ben de 15 yıllık falan turkcelliydim, aveaya geçeli henüz 2 hafta oldu memnunum. dağ başında bir yerde yaşıyorum. fabrikada özellikle oturduğum ofiste turkcell çekmiyordu üstüne yüksek fiyatlar falan canıma tak etti. nasıl olsa o da çekmiyor geçeyim bari dedim. keşke daha önce geçseydim çok güzel çekiyor çünkü.


  • yue  (07.06.16 15:03:37) 
[]

Dexter izlemek istiyorum..

Slm dextercilar..
Efenim bu saatten sonra dexter izlemeye karar verdim yalniz kucuk bir sorun var, evde bilgisaar yok.. Simdi, ben bu dexter'i nasil izlerim?
Evde usb uyumlu bi televizyon var, bi internet cafeden usb ye atip izleyebilirim belki ama bazi kafelerin diskinde kayitli oluyo bazilarinin degil, olanlarinda bazilari izin vermiyor kopyalamaya, korsan dvd olayina gireyim diyorum ama bununda lost gibi dvd leri ciktimi, korsanini bulabilir miyiz bilmiyorum, yer avcilar bu arada, nasil yapsak, ha evde dvd de yok aslinda ama belki dexter bahane olurda aliriz:)


 
arkadaşına ver harddisk tüm sezonu indirsin versin izle. cafe falan eskide kaldı o işler. bulamazsan bana harddisk yolla içini filmlerle doldurayım. aknsiz internet var :)


  • latsc  (03.06.16 18:46:16) 
herhangi bi cd'ciye git hocam, de ki dexter çek bana bütün sezonları.
yarım saat sonra git al.
biz öyle yapardık.
  • norek  (03.06.16 18:56:11) 
[]

saça şekil işleri??

www.apo-rot.de
yaw gençler hiç de anlamam bu işlerden ama watson da abiye "saçı kazık gibi yapmadan şekilli tutacak bişey ver" dedim bunu verdi, nedir bu jöle mi wax mı? jöleyse sıçtım, çunkü dana gibi terleyen biriyim ve üstüme başıma bile akar bu..
ben internetten okuduğum kadarıyla wax denen şeyden istemiştim ama??..
yeri gelmişken siz değerli büyüklerime de tekraren sorayım,
ince telli seyrek ama az biraz uzun saçı akşama kadar şekilli tutacak ve bunu da kazık gibi yapmadan yapacak ne war?
netten biraz baktım ama kafam karıştı, wax diyen var, dax diyen var, köpük diyen var..
var da var yani..
35 inden sonra saça birşeyler sürmek isteyen şu cahile bi yardım be..

 
Saçlarımız çok benzer durumda :) Goldwell roughman mat veya Osis mess up kullanabilirsiniz. Ben özellikle Goldwell'den çok memnun kalmıştım.


  • utkumon  (29.05.16 19:09:14) 
peki benim bu aldığım ne reis


  • alttaraf  (29.05.16 19:11:27) 
bu taft'ın jölelerinde bir şey mi var?ne zaman kullansam başımda börtü böcek eksik olmuyor.benim ki farklı soru tabi ama kazık yapmayacak diyorsan düşük numaralı bir jöle seçebilirsin.


  • mungojerry  (29.05.16 19:21:09) 
Açıkçası linkteki ürünü daha önce hiç görmedim/kullanmadım. Saçlarınıza uygun olup olmadığını anlamanın en iyi yolu saçlarınızı yıkayıp çok az ıslak bıraktıktan sonra ürünle bir deneme yapmak olacak :)


  • utkumon  (29.05.16 19:30:27) 
sadece osis mess up kullan. bu sana yetecekdir büyük ihtimalle.


  • bir sevgi faresi jamal  (29.05.16 21:39:34) 
mess up(öncelikli), got2b, osmo clay aradığın tarz ürünler. Aldıklarının kil bazlı olmasına dikkat et. Tutuculuk için ekstra saç spreyi gerekebilir ki muhtemelen gerekicek.


  • Golden Ratio  (29.05.16 21:57:51) 
[]

bir hayalim var?..

Slm ahali..
Efenim guc bela calisan ve cogu insan gibi yaptigi isi mecburiyetten yapan ve kitap kurdu biri olarak en buyuk hayalim bir book store acmak, umut fakirin ekmegi iste ne yaparsiniz..
Soruma gelince,
Belki aranizda bilen duyan vardir, hani su avmlerdeki d&r, remzi, inkilap gibi marka book storelar varya, diyelim ki para olsa, bu magazalar franchasing veriyolar mi, yani ben bunlardan biriyle anlasip belli bir ucret karsiligi bu dukkanlardan birini bir avmye acabiliyormuyum,
Ornekse, diyelim ki d&r ile anlasicam, onlarda
bana gelip tezgahi kuracaklar, bende isletip onlara aylik/ yillik neyse bir kira/komisyon/ karpayi ya da iste adina her ne deniyorsa verecegim...
Var mi boyle bir uygulama yoksa butun magazalarin sahipligi sirketin kendisin de mi?
Eger olabiliyorsa kaca patliyor bu isler?
Bilen varsa su iflah olmaz hayalpereste bi yardim lutfen..

 
O book storelar zaten sadece Remzi, inkilap, dnr, yky ve iş kültürden ibaret. Hayır franchiseing vermiyorlar. Kitap satma hayaline dair dilediğin her şeyi sorabileceğin biriyim ama şunu söyleyeyim ; bugün kitap satarak hem mutlu hem para kazanan biri olmanın en iyi yolu yeni gelişen bir üniversite şehrinde sahaf açmaktır. Ilk gideri dışında çok az masrafı olan, çok kazancı olan, sürekli büyüyen bir iştir. Ama basit doğruları yaparsan. Şimdiye kadar iş kurmaya dair fikirlerimle yüze yakın insanın iş kurmasına vesile olmuşumdur. Bunların içinde yüzde yüz başarı sağlayanların çoğunluğu sahaf, takı ve turizm pazarlamacılığına yönlendirdiklerim.


  • a r a m i s  (19.05.16 12:42:33) 
Bir book Store mutluluğu vermez ama işlek bir otogarda kitapçı açmak da çılgın para kazandırıyor. Kitaptan para kazanmanın en güzel yanı, çoğu kişinin kitaptan para kazanıldığına inanmamasından, inananların da içinde kitaplar ve kedi olan kafe hayaliyle yaşayan saftirik beyaz yakalılar olmasından ibaret. Anlatacağım şekilde yaparsan bu işleri hem mutlu hem ihya olursun.


  • a r a m i s  (19.05.16 12:45:07) 
kitap için olmasa da genel bir franchising bilgisi paylaşayım. böyle yerler bildiğim kadarıyla şu şekilde işliyor: sen bir yer buluyorsun ve bunlara diyorsun ki ben buraya sizin şubenizi açmak istiyorum. eğer kabul edilirse sen sadece parayı veriyorsun(bir örnek: geçen sene söylentiye göre burger king şubesi 750 bin imiş.) parayı veriyorsun ve şubeleşmenin olayı özdeşlik olduğu için firma kendi mimarını, mühendisini vs. hepsini oraya getiriyor ve özdeş bir şube açıyor adına. sen ise parayı verdikten sonra sadece anahtarını bekliyorsun. ha bu anlattığım genelleme. google'a x, y franchising şartları/koşulları yazarsan kaynaklar çıkabilir. çok büyük firmaları bulamazsan küçük firmalardan başla fikir edinmeye.

son olarak "let your dreams come true!" diyelim:)
  • fuckirama  (19.05.16 12:46:01) 
[]

sozlukte sansurlenen bir entry ariyorum

Ewet gensler, skocax diye bir guzel abi caylak yapilmis bir entari yuzunden, malumati olan buraya bi copy paste yapsinda okuyak zira silinmis sansur kafalilar yuzunden




 
eksisozluk.com
eksisozluk.com

silinmiş ama çıkabilir bir yerlerden..

mediumda blog yapmış bu arada. buralarda bi yerlere olabilir. medium.com
  • freetakilir  (01.05.16 11:18:26 ~ 11:21:43) 
konusu neydi? facebook'da ekşi yazılarını link vermek yerine kopyala yapıştır yapıp paylaşanlar var, link vermedikleri için kızıyorum gerçi ama böyle durumlarda kopyala yapıştır işe yarayacak baksana..


  • hayat aklini konusacak bir filozof uret  (01.05.16 11:24:57 ~ 11:25:54) 
Bi buldurun be galiba dogrulari soyluyor bu abi


  • alttaraf  (01.05.16 11:26:02) 
Konu muhtemelen din iman mevzusu ve tabi hakaretten sansur sanirim, twitter kullancisi olanlar kendisine twit yoluyla ulasabilir


  • alttaraf  (01.05.16 11:27:53) 
Buldum galiba, 20.04 te hopefor adli suser link koymus sagolsun, duyuruyu silmiyorum herkes okusun bu degerli abiyi diye


  • alttaraf  (01.05.16 11:40:20) 
[]

Kitap tawsiyesi isterem

www.idefix.com
Selam kitap kurtcuklari
Yaw linkteki kitabi almak niyetindeyim amma kararsizim, biraz sıkıcı yorucu gibi duruyo ama benim gibi depresif biri icin ideal de duruyor ne dersiniz, okuyanlar bi tawsiye de bulunur mu acep,
Bu arada sozluge elbette baktim ama buradan fresh yorumlari bekliyorum,
Ha birde bu kitabi istanbulda ucuza bulabilecegim bi dukkan var midir bildiginiz??

 
Bu kitap benim cok isteyerek alıp başlayıp bitiremedigim bir kitap. Kitap bence öyle feci sıkıcı degil, akıyor ama benim sınavlarıma denk gelince üstünde durup okuyamamıştım.
Taksimde hard rock'ın karşısında sahaflar var ya belki orda bulursun 2.elini.

  • turuncu tonlarda  (05.04.16 16:02:50) 
Tutunamaanlari ve pessoanin huzursuzlugun kitabi adli tuglasin baslayip yarim birakmistim da ondan seettim:)


  • alttaraf  (05.04.16 16:07:08) 
kitap post modern dediğimiz tarzda bir kitap, okurken olaylar aksın gitsin beni düşünmeye sevk etmesiniz derseniz okumayınız. ancak romanın kurgusu, olayların akış biçimi tüm kitabı zihninizde tutmanızı gerektirdiğini unutmayınız. bu arada w değil v.


  • dersaadet  (05.04.16 16:49:12) 
Oha v yerine w yazmak 2000lerin başında kaldı sanıyodum hala varmış saol kardeş nostalji yaşattın


  • ambrosia  (05.04.16 17:43:51) 
[]

rezayı alan savcı acill

genşler bu abinin saat 4 teki toplantısını turkçe verecek bir yer var mı yaw kaçırmayak, yasasın cesur savcılar!!




 
baslıyo laa


  • alttaraf  (24.03.16 14:49:56) 
Yok olm abartmayın. Kim niye Türkçeye çevirsin. 1-2 saat sonra gazetelerde görürsün ne söylediğini.


  • himmet dayi  (24.03.16 14:54:34) 
belki halk tv falan yapardı yaw nebileyim


  • alttaraf  (24.03.16 14:56:27) 
hangi kanal?


  • tatlar kacti  (24.03.16 14:57:25) 
iyi de bu reza'nın durumuyla alakasız bir şey değil mi? niye türkçe versinler?


  • peggy  (24.03.16 14:59:14) 
www.ustream.tv
Bu ustream linki. Birazdan başlayacak, chat kısmından çevirir misiniz yazarsan belki birileri önemli kısımları çevirir senin için.

  • afush  (24.03.16 14:59:31) 
bellı mı olur


  • alttaraf  (24.03.16 14:59:37) 
basın toplantısının konusu siber saldırı yapan 7 iranlı. "bizim" savcı da var. şu an soru cevap kısmındalar. henüz olayla ilgili soru sorulmadı. sorulursa yardımcı olmaya çalışır, burayı editlerim.

baydım editi: kaapttım.
  • sparkle kiddle  (24.03.16 15:31:48 ~ 15:46:40) 
  • birşeylersoracağım  (24.03.16 16:24:44) 
[]

dilde çatlak yarık

Selam doktorlar hastalar vs
Yaw arkadaşlar dilimin sağ yan yüzeyinde seri halde kucuk cizgiler olustu ve fena rahatsiz ediyo, elbette google taramasi yaptim ama dogru durust bilgi yok, nedir bu, daha once basina gelen var mi, nasil tedavi ettiniz



 
vitamin eksikliği-/kansizliga bağlı olabilir. dahiliyeye gidin.


  • fallopian  (07.03.16 05:16:11) 
[]

bir copy paste ricasi cok basit

Arkadaslar radikalin sitesini acamadigim icin birisi asagiya ayse hurun bugunku yazisini copyalayabilir mi
Thanks



 
Hadi ama..


  • alttaraf  (14.02.16 14:01:39) 
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, TEOG sınavı nedeniyle intihar edenler için 'gösterişçi intihar eylemi' diye bir 'sendrom'dan bahsetti. Ben de utanarak da olsa, bu hafta intihar tarihimizden bir kaç sayfa çevireceğim...

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı Cuma günü öyle bir gaf (yoksa densizlik, duyarsızlık veya vicdansızlık mı demeli) yaptı ki, tarifi yok… Avcı, atanamayan öğretmenler ile TEOG'dan düşük puan aldığı için bazı kişilerin intihar ettiği (ki geçen hafta Türk Eğitim-Sen Genel Sekreteri Musa Akkaş, bugüne kadar atanamayan 40 öğretmenin intihar ettiğini söylemişti) yönündeki eleştirileri değerlendirirken, "Teknik tabiri nedir bilmiyorum ama bunu bile söyleyip söylememekte tereddüt ediyorum, 'gösterişçi intihar eylemi' diye bir sendromdan bahsediliyor. Aslında niyeti olmadığı halde etrafında ilgi uyandırmak veya ilgi çekmek veya isteklerinin yerine gelmesini sağlamak amaçlı" dedi. Gazetecilerden hiç biri “peki ölenler geri dönebiliyor ve bu gösterişli eylemlerinin meyvelerini yiyebiliyorlar mı?” diye sormadı elbette. Öte yandan YÖK’un Ulusal Tez Merkezi’ndeki tezleri taradığımda Bakanın sözünü ettiği ‘gösterişçi intihar’ eylemine dair bir bilgiye rastlamadım. Demek ki Bakan Avcı’nın bu vicdansız tarifi nereden aldığını söylemesini bekleyeceğiz.

Ben de utanarak da olsa, bu hafta intihar tarihimizden bir kaç sayfa çevireceğim…

4 bin yıl öncesinden bir intihar mektubu

Ölüm önümde bugün
Mür kokusu gibi,
Rüzgârlı bir günde yelken altına oturmuş gibi.
Ölüm önümde bugün
Nilüferlerin kokusu gibi,
Sarhoşluğun kıyısına oturmuş gibi.
Ölüm önümde bugün
Yıllarını tutsaklıkta geçirmiş bir adamın,
Evini özlemesi gibi…

Bu hüzünlü satırlar, günümüzden 4 bin yıl önce, Mısır’da intihar eden birinin bıraktığı mektuptan alınma. Muhtemelen insanlık tarihi kadar eski olan intihar eylemi, Pisagoras, Platon, Aristotales, Epikür gibi Antik Çağ filozoflarınca olumsuzlanırken, tek tanrılı dinlerin hemen hepsinde onaylanmayan davranışlar arasında sayılmıştır. Brahmanlık ve Budacılık ise bazı durumlarda intiharı destekler.

Kuran’da intihar kelimesi ve intihara ilişkin açık bir ifade bulunmamakla birlikte, bir kimseye hayat vermenin adeta bütün insanlara hayat verme gibi yüce bir davranış; bir cana kıymanın da adeta bütün insanları öldürme gibi ağır bir suç ve günah olduğunu belirten Maide Suresi/32’den, cana sebepsiz kıymayı yasaklayan Furkan/68’den, “kendilerinizi öldürmeyin” diyen Nisa/4’den ve iki hadisten hareketle, İslam geleneğinde intihar günah kabul edilir, intihar eden kişinin cennete gidemeyeceği, cehennemdeyse ölümüne neden olan olayı tekrar tekrar yaşayacağına inanılır. En çok tartışılan konulardan biri de Peygamber’in intihar eden bir kimsenin cenaze namazını kıldırmayışından hareketle, intihar eden kimsenin cenaze namazının kılınıp kılınmayacağı meselesidir.

İslam dinine göre intihar günah kabul edilmekle birlikte tarih boyunca İslam toplumlarında çok sayıda intihar olayı yaşandı. 1402’de Yıldırım Bayezit’in Timur’un eline düşünce intihar ettiğine dair rivayetler bir yana bırakılırsa, görünüşe göre bunların çoğu namus ve onurun korunmasıyla ilgiliydi.

İNTİHAR TERİMİNİN İCADI

İngilizcedeki ‘suicide’ (kendi kendini öldürme) fiili ilk kez 1662 yılında, Fransızcadaki ‘suicidium’ fiili ise ilk kez 1737 yılında kullanılmış. Her iki kelime de Latincedeki ‘kendini öldürme, katletme’ anlamında, ‘sui homicidia’ veya ‘sui ipisus homicidium’ terimlerinden geliyor. ‘İntihar’ kelimesi Türkçeye Tanzimat’la beraber girmişe benziyor çünkü İbrahim Müteferrika’nın matbaasında basılan ilk kitap olan Vankulu Lügatı’nda (1727) veya Burhan-ı Katı Lügatı’nda (yazılışı 1652, tercümesi 1797) ‘intihar’ kelimesi yok. O güne dek ‘hançere düşmek’, ‘ateşe düşmek’ vb. metaforlarla anlatılan ‘intihar’, Şemseddin Sami’nin Kamûs-ı Türkî (1901) adlı sözlüğünde, Arapçada ‘kurban’ anlamındaki ‘nahr’ kelimesinden gelme olarak tarif ediliyor.

İntihar düşüncesine yer veren ilk roman Ahmet Mithat Efendi’nin Hüseyin Fellah (1875) adlı romanı. ‘İntihar’ sözcüğünü ilk kullanan kişinin Âsaf mahlâsı ile yazan Mahmud Celaleddin Paşa (ö. 1903) olduğu sanılıyor. Abdülhamid’in kızkardeşi Seniha Sultan’la evlenerek saraya damat olan Paşa, intihar redifli 36 beyitlik İntihar Kasidesi’nde, kayınbiraderi Abdülhamid’le ters düşerek oğulları Prens Sabahattin ve Lütfullah Beylerle Avrupa’ya kaçtıktan sonra yaşadığı çileli hayat betimlemişti.

MODERNLEŞME VE İNTİHAR

19. yüzyıldaki intiharlar üzerine master tezi hazırlayan Aslı Güller’in incelediği 100 intihar vak’asından 19’u kadın, 81’i erkek olup, intihar eden kadınların 11’i Müslüman 8’i Gayri Müslim, erkeklerde ise intihar edenlerin 50’si Müslüman, 33’ü Gayrimüslim ve 6’sı ‘Ecnebi’ olarak belirtilmişti. İntihar edenlerin yedisinin yaşı belirtilmemişti ama geri kalanlar 19 ila 50 yaş arasındaydı.

İstanbul’da Ölüm başlıklı kitabın da yazarı olan Prof. Edhem Eldem’e göre 19. yüzyıldan itibaren modernleşme ile birlikte, Batı edebiyatının romantik intihar vakalarının da etkisiyle, karşılıksız aşk, başarısızlık, yoksulluk ve mali krizler yüzünden bunalıma düşenlerin intiharı oldukça sık rastlanan durumlar olmuştu. Ya da modernleşme ile intihar vakaları görünür hale gelmişti. İntihar yöntemleri de modernleşmiş; eskinin suya veya uçuruma atlama, iple asma, bıçakla kesme, zehirli bitki yeme gibi yöntemlerinin yerine revolver, havagazı, kimyasal maddeler (prusik asit, kostik asit, cıva afyon, afyon tentürü, potasyum siyanür, arsenik, haşere ilaçları, kloroform ve striknin) gibi yeni araçlar kullanılmaya başlamıştı.

HALKTAN KİŞİLERİN İNTİHAR NEDENLERİ

Belgelerde intihar nedeni olarak ‘illet-i kara sevda” (aşk), “fakr-u zaruret” (fakirlik), “meyusiyet” (umutsuzluk), “çeşitli hastalıklar”, “cinnet”, “namus” ve “havf” (korku) olmak üzere yedi başlık altında toplanmıştır. Örneğin 1854 yılında Kütahya’nın Bardakçı karyesinden Keloğlan oğlu Hasan İbn-i Abdullah’ın kendini ahırında bir urganla tavana asmasının nedeni ise kara sevda illetidir.

1860 yılında Ahmet ve İsmail adlı kişiler tarafından tecavüze uğrayan Hacer ve Şerife isimli iki kadından Şerife’nin mahkemede haksız bulunmaları sonucu intihar etmesi ise “namus” başlığı altında yer alır. İlginçtir, mahkeme Şerife’nin intiharını, tecavüz olayına karine olarak görmüş ve ikinci yargılamada sanıkları tecavüzden cezalandırmıştır.

1889’da “Sapanca nahiyesinde intihar etmiş olan Şerife namında bir kadının keyfiyet-i intiharına nahiye müdürüsi ve belediye şubesi reisi sebeb olduğu” belirtilmiştir. 1893’te Fransa’nın Montpellier Ziraat Mektebi’nde eğitim gören İlyas Behçet Efendi kumara düşkünlüğünden intihar eder.

1894’te “Şişli’de tabanca ile mecruhen vefat eden …Tarabya’da sakin Simon Efendi” ise “zaruretinden dolayı ”intihar etmiştir. Zaruret ne derseniz, o yıllar Abdülhamit istibdatının en koyu olduğu yıllardır ve Simon Efendi Hasköy’de bulunan Keresteciyan Tekrur Efendi ile birlikte evlerinde “evrak-ı muzırra” (zararlı belge) bulundurmaktan ve “sirkat maddesinden” (hırsızlık yaptığından) dolayı tutuklanma emri çıkartılmış bir şahıstır. Anlaşılan başına gelecekler Simon Efendi’nin ümitlerini kırmış ve intihara yöneltmiştir.

Aynı yıl revolverle intihar eden 35 yaşındaki Hüsnü Bey’i ölüme götüren ise frengi hastalığıdır.

1905 yılında Ali adlı Müslüman bir genç, Sarı Kürd oğlu İsmail adlı kişiyi darp etmekten aranmaktadır. Ali kendisini kurtarmaları için biriyle ailesine haber gönderir. Ancak haber aileye geç ulaşır. Ali de ailesinden ümidi keser ve kendini saklandığı yerdeki ceviz ağacına asarak intihar eder.

Elbette bazı intiharlar tarihe bile geçmedi, bazıları ise hiç unutulmadı. İşte bunlardan bir kaçı:

ENTELEKTÜEL BEŞİR FUAD'IN İNTİHARI

Bazılarına göre ‘İlk Türk Materyalisti’, bazılarına göre ‘İlk Türk Pozitivist ve Naturalisti’ olan Beşir Fuad, 6 Şubat 1887’de, Cağaloğlu Yokuşu’nda, Babıâli’deki ilk kitabevinin sahibi Arakel Tozluyan’ın dükkânının karşısındaki 12 numaralı evde, gece geç vakit intihar ettiğinde 35 yaşındaydı. O gece Beşir Fuad, koluna klorit kokain enjekte ederek bileklerini dört yerden kestikten sonra kendi kanını mürekkep yaparak izlenimlerini yazmaya koyulmuş, kendisini yoklamak için kapıyı çalan baldızını “çalışıyorum” diye savuşturmuş, bir süre sonra bağırıp yardım istemeye başlayınca çağrılan doktora ise “beyhude uğraşmayınız, beş dakikalık ömrüm kaldı” demişti. Kanıyla yazdığı son mektubunda şöyle diyordu: “Ameliyatımı icra ettim. Hiçbir ağrı duymadım. Kan aktıkça biraz sızlıyor. (...) Bundan daha tatlı bir ölüm tasavvur edemiyorum. Kan aksın diye hiddetle kolumu kaldırdım. Baygınlık gelmeye başladı (...) Vücudumu otopsi için Tıbbiye’ye bağışladım. Cenazem oraya nakledilmelidir.”

i.radikal.com.tr

(Beşir Fuad)

Zengin bir aileden gelen, Cizvit mektebinde okuyan, dine mesafeli duran, birden fazla evlilik yapan, metresinden gayrimeşru bir çocuğu olan Beşir Fuad, intihar kararını tam iki yıl önce dostu edebiyat adamı Ahmed Mithad Efendi’ye yazdığı mektupla ayrıntılı olarak duyurmuştu. Mektubunda Tıbbiye’nin yılda ancak beş altı kadavraya kavuşabilmesini yetersiz bulduğu için, amacının vücudunun teşrih (otopsi) için Tıbbiye’ye bağışlamak olduğunu belirtiyor, intihar için seçtiği yöntemi anlattıktan sonra sözlerini şöyle bitiriyordu: “Şairler söz ile pek çok kahramanlık satarlar; fakat fiiliyata gelince, böyle bir metanet göstereceklerinden pek emin değilim. Çünkü şu intihar, beyne bir tabanca sıkmak, kendini asmak veya suya atılmak gibi değildir. Onlara bir kere teşebbüs edilince, onu menetmek ihtiyarı elden gider.”

Dostları kendisini ikna ettiklerini sanmış olmalılar, çünkü Beşir Fuad 1887 yılına büyük coşkuyla girmişti. Gazetelere tefrikalar, kitap ve tiyatro eleştirileri yazıyor, edebiyat polemiklerine katılıyordu. Dahası intiharından iki gün önce bile gelecekle ilgili iyimser planlar yapıyordu. Ancak sonunda kafasına koyduğunu gerçekleştirmişti. Gerçekleştirmişti ama Beşir Fuad’ın intiharı o dönem için son derece anlaşılmaz bir olaydı. Nitekim ölü bedeninin kadavra yapılması yolundaki vasiyeti Ahmed Mithad Efendi başta olmak üzere dostları tarafından şeriata aykırı bulunarak yerine getirilmedi. Bir iddiaya göre cenaze namazı da kılınmadı.

SEFİR SADULLAH PAŞA'NIN İNTİHAR
i.radikal.com.tr
Beşir Fuad’ın ardından bir intihar furyası başladı. Öyle ki peş peşe gelen intihar haberleri halkın moralini bozduğu için, Abdülhamid intihar haberlerinin yayımını yasakladı. Bu furyanın en dikkat çekici olayı, 1891’de şair ve bürokrat Rami Sadullah Paşa’nın sekiz yıl sefirlik yaptığı Viyana’daki evinde ağzına havagazı hortumunu sokarak intiharıydı. Bazılarına göre Paşa’yı intihara götüren, Abdülhamit’e muhalefet eden bazı arkadaşlarının tutuklanmasıydı çünkü Paşa’nın kendisi de Abdülhamit muhalifiydi, sefirliği de bir çeşit sürgündü. Bazılarına göre ise neden çok daha kişiseldi. Paşa, elçilikte çalışan Anna Schumann adlı 24 yaşındaki hizmetçi ile yaşadığı yasak aşkın ve bu aşktan doğan çocuğun muhafazakâr padişah Abdülhamit’in kulağına gitmesinden korktuğu için hayatına son vermişti. Gelin karar verin! Elbette, Sadullah Paşa’nın Sultan II. Mahmud Türbesi’nin haziresindeki mezar taşında ölüm nedeni yer almadı. Ancak ayak taşındaki şu kısa dize anlayana çok şey anlatıyordu: “N’olsan budur cihanda hayatın bahası…”

ZİYA GÖKALP'İN İNTİHAR TEŞEBBÜSÜ

İttihatçı ideolog Ziya Gökalp, Diyarbakır’da İdadi son sınıfta okurken (1894 yılıydı), İstanbul’a gitmek istemiş, amcası ve dayısının kendisine “Babasız koca bir evin büyük oğlusun. Artık amca veya dayıkızlarından biriyle evlenerek ailenin sahip olduğu arazi ve mülkle uğraşmalısın. Diyarbakır’da bunca arazi ve mülkümüz dururken, bu İstanbul, sevdası ne ola ki?” diyerek engel olmaları üzerine tabancayla intihara kalkışmıştır. Kurşun, alın kemiğini delemediği için beyne girmemiş, alın kemiği üzerine yayılmış, orada perçinleşmiştir. Gökalp o kurşunu ömrü boyunca kafasında taşır. İntihar sonrasında kendisine ilk yardımı yapanlardan İttihatçı ‘Pozitivist’ Abdullah Cevdet, bu yardımdan adeta pişman olduğunu şöyle anlatacaktır: “Ziya’ya Diyarbakır’da elimden geleni yaparak kurtulması için büyük çaba sarf ettim. Tanrının lütfu ile kısa zamanda iyileşti. Onun daha sonraları Türkçülük gibi geri fikirleri yayacağını kestirebilseydim, hiç alakadar olmazdım. Simdi düşünüyorum da Ziya’nın Türkçülük fikirlerini yaymasında, onu kurtarmak girişiminde bulunmakla, hiç arzulamadığım halde benim de dahlim vardır.”

SÜLEYMAN ASKERİ'NİN İNTİHARI
i.radikal.com.tr

Gökalp başarılı olamamıştı ama İTC’nin ‘mütemmim cüzü’ Teşkilat-ı Mahsusa’nın kurucusu Süleyman Askerî, Birinci Dünya Savaşı'nda İngilizler Basra'yı ele geçirince, Kürt ve Arap aşiretlerinden derlenmiş bir çeteyle İngilizlere karşı vur-kaç saldırıları düzenlemiş, Abadan’daki petrol tesislerini yakmıştı. İngilizlerin bu tepkisi sert olmuş, 12-14 Nisan 1915'te Şuayyibe'de atlı birliklerle gelişigüzel saldıran Osmanlı birliklerini ağır bir yenilgiye uğratmışlardı. Süleyman Askeri, bunu kendine yedirememiş ve 14 Nisan günü bir sahra çadırının içinde kafasına kurşun sıkarak intihar etmişti.

İTC’nin kurucularından ve Diyarbakır Valilerinden Dr. Reşit ise, Mütareke Dönemi’nde, 1915 Ermeni Kırımı’ndaki rolünden dolayı Divan-ı Harb’e sevk edilmiş, arkadaşları tarafından tutuklu bulunduğu Bekirağa Bölüğü’nden kaçırıldıktan sonra yakalanacağını anlayınca 6 Şubat 1919 tarihinde intihar etmişti.

MÜLAZIM MEHMED ALİ BEY'İN İNTİHARI

19 Temmuz 1919 günü, üniformasını giyip Ada Vapuru’na binen, vapurun baş kısmına gelip, şakağına bir kurşun sıkan, ardından denize düşerek ölen Mülazım (Teğmen) Mehmed Ali Bey’in intiharı ise Japon kültüründen aşina olduğumuz ‘onur intiharları’na benziyordu ama bir yanıyla da gayet modern gerekçeli bir intihardı. Çünkü geride bıraktığı mektuba bakılırsa, henüz 21 yaşında olan Mehmed Ali Bey’i ümitsizliğe düşüren olay, aşk acısı ya da ekonomik sıkıntılar değil, ‘memleketin düştüğü yoksulluğu, ülkenin elden giden namusunu temizleyememesi’ idi! Edhem Eldem’e göre olayın gerçekten böyle mi olduğu, yoksa mektubu yayımlayan Vakit gazetesinin olayı, milliyetçi şova dönüştürmek amacıyla imal mi ettiği bilinmemekle birlikte, adeta milliyetçi bir manifesto olan mektup şöyleydi:

“Muhterem Kumandanım,
Artık hayatı terk etmek icap etdi. Bundaki sebebi tamamen teşrih edecek (açıklayacak) bir halde değilim. Dimağıma (zihnime) üşüşen birtakım fikirler arasında bunaldım. Necatı (kurtuluşu) artık ölümde buluyorum. ... Zavallı Türkler ayak altına düşdükten sonra hayat bana zırva gelmeğe başladı. Hiçbir iş yapmadan öldüğüm için çok meyusum. Arkadaşlarımın benden daha metin olmalarını temin ederim. Ben daha fazlaya tahammül edemedim... Size büyük işler temenni ediyorum. Ruhum Türklerin saadetine iştirak edecektir. Fakat bugün çok meyusum.”

YARBAY REŞAT ÇİĞİLTEPE'NİN İNTİHARI

i.radikal.com.tr

Bu olay aklıma Milli Mücadele yıllarında yaşanan bir ‘onur intiharı’nı getiriyor. 26 Ağustos 1922’de başlayan Büyük Taarruz sırasında kendisine Sandıklı-Sincanlı-Dumlupınar üçgeninde, stratejik öneme sahip Çiğiltepe’nin alınması emredilen 57. Tümen Komutanı Yarbay Reşat Bey, tepeyi Mustafa Kemal’e söz verdiği gün olan 27 Ağustos’ta alamayınca revolveri ile intihar etmişti. Geride bıraktığı notta “Başarısızlık, beni yaşantımdan bıktırdı” yazıyordu. O gün haberi duyduğunda çok sarsılan Mustafa Kemal, 1934’te Soyadı Kanunu çıktığında, Reşat Bey’in ailesine (Reşat Bey evlenmemişti) ‘Çiğiltepe’ soyadını vererek ‘müntehir’ subayımızın onurunu iade etmişti.

KİMYAGER DR. CEVAT MAZHAR'IN İNTİHARI

Cumhuriyet’in ilk yıllarındaki intiharlar üzerine bir araştırma yapan Fahrettin Kerim Gökay’a göre “Harp gibi bütün fikirleri bir nokta etrafında toplayan hadiseler esnasında intiharlar şüphesiz azdı. Fakat harp nihayet bulup mütareke senelerinin maneviyatı bozan, ruhlara azap veren derbeder hayatı başlayınca intihar salgını meydana çıkmıştır. Nitekim İstiklâl harbinin bütün sinirleri gerdiği 1922 senesinde bu salgın bir duraklama devresine girmiş fakat zaferi takiben Durkheim’in ‘büyük sevinçli hadiseler zamanında artar’ iddiasına uygun şekilde intiharın arttığına şahit oluyoruz. 1925 senesinde yeniden azalmıştır. 1925’ten sonra çoğalma artmıştır. 1929’da 291 intihar olmuştur.”

Gökay’ın tarif ettiği dalgaya girer mi bilmiyorum ama 10 Mart 1934’te, Bebek Set Sokak’taki evinde koluna boryum klorid enjekte ederek hayatına son veren Kimyager Dr. Cevat Mazhar’ın ölümü doğrudan 1933 Üniversite Reformu ile ilintiliydi. (Bu olayı şu yazıda anlatmıştım: www.radikal.com.tr)

ŞEHREMİNİ\VALİ NEVZAT TANDOĞA'NIN İNTİHARI
i.radikal.com.tr

Ankara’nın ünlü valisi Nevzat Tandoğan’ın hazin sonunu da daha önce (www.radikal.com.tr) anlatmıştım ama yine de bir özet yapayım: 1945 yılının Ekim ayında Ankara sosyetesinin ve SSCB Sefareti’nin de diş hekimi olan Neşet Naci Arzan muayenehanesinde silahlı saldırı sonucu öldürülmüştü. Saldırıyı Reşit Mercan adlı genç üstlenmiş ve polise teslim olmuştu. Cinayeti neden işlediğini de şöyle açıklamıştı: “Veremim, doktordan rapor istedim vermedi. Bu yüzden öldürdüm.” Reşit Mercan’ın şahidi, Robert Kolej’den sınıf arkadaşı ve dönemin Genelkurmay Başkanı Kazım Orbay’ın oğlu Haşmet Orbay (MİT’te görevli idi ama bu bilgi o sırada ortaya çıkmamıştı) silahı kendisinin temin ettiğini söyleyince Mercan’a 20 yıl, Orbay’a bir yıl ceza verildi. Ancak basın olayın peşini bırakmadı. Çünkü katil zanlısının verem olmadığı anlaşılmıştı. Polisten önce Nevzat Tandoğan’la görüştüğü öğrenilmişti. Cinayet silahının kılıfı Haşmet Orbay’ın belediyedeki odasında bulunmuştu…

Yargıtay’ın kararı bozması üzerine davaya Bolu’da devam edildi. Tanık olarak çağrıldığı mahkemeye tanık sıfatıyla çağrılan Nevzat Tandoğan, birden sanık durumuna düştü, yapılan sorgulama sonunda katilin Haşmet Orbay olduğu anlaşıldı. Cinayetin Nevzat Tandoğan tarafından örtbas edildiği ve Reşit Mercan’ın Tandoğan’ın zorlaması üzerine suçu üstlendiği ortaya çıktı. (Tandoğan’ın oğlu zanlıların sınıf arkadaşıydı.) İfadesi tamamlanıp Ankara'ya döndükten sonra ertesi sabah önce Adalet Bakanı Mümtaz Ökmen'e Bolu'da kendine yapılan ‘muameleden çok üzüntü duyduğunu söylemiş, telefonu kapattıktan sonra karısına, ‘‘Ben şerefiyle oynanacak adam mıyım?’’ diye sormuştu. Daha sonra da yatak odasına çekilmiş ve kafasına bir kurşun sıkarak intihar etmişti.

GAZETECİ BÜLENT ÜSTÜNDAĞ'IN İNTİHARI

Demokrat Parti’nin katıldığı ilk seçimler olan 1946 seçimlerine hile bulaştırıldığını iddia eden Demokrat İzmir gazetesinin sahibi ve başyazarı Bülent Üstündağ olayı “Nesebi Gayrı Sahih” başlıklı köşe yazısıyla protesto etmişti. Seçimlerden sonra oluşan CHP Hükümeti, yazar hakkında Meclis’e hakaret ettiği gerekçesiyle tahkikat açtırdı ve gazetenin sorumlu müdürü, Bülent Bey’in eşi Müçteba Hanım hamile olmasına bakılmaksızın hapse atıldı. Eşinin kendi yazısı yüzünden hapse girmesine dayanamayan Bülent Bey, 10 Kasım 1947’de intihar etti. (Ancak ailenin trajedisi bununla bitmedi. Müçteba Hanım, eşinin ölümünden tam 25 yıl sonra, 10 Kasım 1972’de intihar ederek hayatına son verdi.)

SİYASETÇİ NAMIK GEDİK'İN İNTİHARI (?)

Demokrat Parti’nin İçişleri Bakanı Namık Gedik, darbe günü evinden alınıp (bazı iddialara göre bir çöp arabasıyla ve dövülerek) Harp Okulu’na getirilmişti. Resmî iddiaya gore, 30 Mayıs 1960 günü saat 22:55’te ‘ani sinir buhranı geçirip’, hapsedildiği odanın penceresinden atlayarak intihar etmişti. Namık Gedik’in naaşı ailesine gösterilmeden toprağa verilmişti. Aile yarayı deşmek istememiş, böylece bu şüpheli ölüm ‘intihar’ olarak tarihe geçmişti. Celal Bayar’ın kızı Nilüfer Gürsoy yıllar sonra, Namık Gedik’in ailesine verilen eşyalar arasında bulunan pijamasının arka tarafında delik olduğunu duyduğunu belirtecekti. Ama bu konudaki en ciddi iddialar, 2008 yılında Yeni Aktüel dergisinde (158. Sayı) çıkan, “27 Mayıs’ın dördüncü idamı mı?” başlıklı yazıda dile getirildi. O tarihte Tank Okulu’nda yedek subay öğrencisi olan Fehmi Yücel’e göre, Namık Gedik intihar etmemiş, camdan atılmıştı. Yücel’in anlattığına göre Gedik’in tutulduğu oda çift pencereliydi. Tavana yakın yükseklikteki bu çift pencerenin, arka arkaya olan tek kanatlı pencereleri arasındaki mesafe de yaklaşık 30 santimdi. Bir kişinin odada hız kazanıp bu kadar yüksekteki ve aralarında 30 santim olan iki camı birden kırması mümkün değildi. Zaten Yücel’in gördüğü kadarıyla cam, elmasla kesilmiş gibi kırılmıştı ve kırık bölüm bir kedinin geçebileceği kadar küçüktü. İddia edildiği gibi camı Gedik kırmış olsa bile, ilk camı kırdığında birilerinin bu sesi duyması gerekirdi. Nitekim Namık Gedik’le aynı odada yatan dönemin Savunma Bakanı Ethem Menderes, cam kırılırken uyanmamıştı bile. Ama ertesi günkü gazetelerde Ethem Menderes’in “Gedik ya Allah diyerek kendisini pencereden attı” şeklindeki şahitliği yer almıştı. Ethem Menderes’in 10 yıl hapse mahkum olmasına karşın, 1962’de affedilmesi ve ardından iş hayatına atılması, darbecilerle işbirliği yaptığı söylentilerini destekleyen mahiyette görülmüştü.
i.radikal.com.tr

BAYAR VE MENDERES'İN İNTİHAR GİRİŞİMİ

DP döneminin Cumhurbaşkanı Celal Bayar da dört kez intihara teşebbüs etmişti. Bunların ilki 27 Mayıs 1960 günü kendisini tutuklamaya gelen askerlere karşı koyarken olmuştu. İkinci kez, 14 Eylül 1960 gecesi ‘Düşükler Yassıada’da’ temalı filmin çekimi için yatağından kaldırılması ve rıhtımda bir mizansen yapılarak yürütülmesi üzerine, o sırada çevrede bulunan subayların gülüşmelerini ve kendine yapılanları haysiyet kırıcı bularak banyoya gitmiş ve belindeki kemerle kendini asmıştı. Çıkardığı hırıltı sesine koşanlar, kulaklarından kan gelmiş olarak ve ölmek üzereyken bulmuşlardı Bayar’ı. Üçüncü ve dördüncü girişimlerini Kayseri cezaevinde yapmıştı. Hepsinden kurtulan Bayar 102 yaşında eceliyle ölecekti.

Adnan Menderes’in de, kendisine verilen cezayı öğrenmeden bir gün önce ilaç içerek intihar etmeyi denediğini ama başaramadığını (oğlu Aydın Menderes’e göre amacı zaten intihar değil, idamını geciktirmekti), tedavisinin yapılmasından sonra, 17 Eylül 1961’de idam edildiğini anımsatarak bitirelim bu bölümü.

ŞAİR NİLGÜN MARMARA'NIN İNTİHARI
i.radikal.com.tr

Üniversiteyi bitirme tezi “her on yılda bir intihara teşebbüs eden” ve bunlardan sonuncusunda 29 yaşında ölmeyi başaran şair Sylvia Plath olan şair Nilgün Marmara 13 Ekim 1987’de henüz 29 yaşındayken Kızıltoprak’taki evinin (5. kattaydı) penceresinden atlayarak intihar etti ancak ölümüyle ilgili şüpheler bugüne kadar sürdü. Suçlananlardan biri de şair Ece Ayhan’dı. Cezmi Ersöz Ece Ayhan’ı şöyle savundu: “Nilgün’ün birtakım dedikodularla yıpratılmasına göz yumamam. Nilgün olayında Ece Ayhan’a büyük haksızlık yapıldı. Nilgün, Ayhan’ı çok severdi ve dostlukları büyüktü. 20’li yaşlardan itibaren intiharı düşünüyordu. Bir ara İskenderiye’ye gitti ama mutlu olamadı. Döndüğünde bana dedi ki: ‘Cezmi, düşlerimin İskenderiyesi’ni bulamadım.’ Yüzünde ölüm ifadesi vardı son zamanlarda. Tedavi için gittiği psikiyatrisi taciz etti onu; o durum daha çok yıktı. Alkol ile birlikte antidepresan alıyordu. Bahariye’de karşılaştık; yanında eşi vardı. Kulağıma ‘Cezmi çok hastayım’ dedi. Biyolojik hastalık algıladım. Ama çökmüş vaziyetteydi. 3-4 ay sonra intihar etti. İnsanlar komplo teorilerine meraklı, Nilgün’ü kim atacaktı ki? (…) Ne acıydı ki birileri bu intihardan Ece Ayhan'ı sorumlu tuttular... Hatta bu suçlamayı yazıya dökenler bile oldu. Bir şiirinde; 'Her yakın zulmün küçük hisseli uzak ortağı' dediği içindi belki de... Bu dedikodular ve suçlamalar etkisini göstermiş olacak ki, bir akşam Ece Ayhan arkadaşlarıyla bir meyhanede otururken kızın biri yanına bir şey söylemek maksadıyla yaklaşmış ve arkasına sakladığı bir şişe kırmızı şarabı başından aşağı dökmüş... Ece Ayhan hiçbir şey yapmamış, ama sadece şunu söylemiş; babalarına yapamıyorlar, bana yapıyorlar; çünkü güçleri bana yetiyor…”

Yazıyı Nilgün Marmara’nın bir şiirinin son dizeleriyle biterelim:

“……….

Yine de, zaman kedisi

pençesi ensemde, üzünç kemiğimden

çekerken beni kendi göğüne,

bir kahkaha bölüyor dokusunu

düşler marketinin,

uyanıyorum küstah sözcüklerle:



Ey, iki adımlık yerküre

senin bütün arka bahçelerini

gördüm ben!”

Özet Kaynakça: Ethem Eldem, İstanbul’da Ölüm, Osmanlı-İslam Kültüründe Ölüm ve Rituelleri, s. 192, 212, 214, Osmanlı Bankası Arşiv ve Araştırma Merkezi Yayınları, 2005; Aslı Güller, “XIX. Yüzyıl Arşiv Belgelerine Göre Osmanlı Toplumunda İntiharlar”, Ordu Üniversitesi’nde kabul edilmiş Yüksek Lisans Tezi, 2015; Orhan Okay, Beşir Fuad (İlk Türk Pozitivisti ve Naturalisti), Hareket Yayınları, 1969; Halid Ziya Uşaklıgil, Saray ve Ötesi, Gül Matbaası, 1981; Ercüment Ekrem Talu – Ziya Şakir, Şehzade Yusuf İzzeddin Öldürüldü mü? İntihar mı Etti?, Hazırlayan: Tahsin Yıldırım, Selis Kitaplar, 2005; Fahrettin Kerim Gökay, Türkiye’de intiharlar meselesi, Kader Matbaası, 1932; Şeref Etker, “Darülfünun kimya müderrisi Dr. Cevat Mazhar Bey nasıl intihar etti ?”, Cumhuriyet Bilim Teknik, S. 730, 17 Mart 2001, s. 18; İhsan Tombuş, Ankara Cinayeti, Bilgi Yayınevi, 2003; Dinçer Gökçe, “24 yıldır yürek burkan kuşku”, www.radikal.com.tr
  • gkn  (14.02.16 14:08:05) 
Eywallah gkn reyiz


  • alttaraf  (14.02.16 14:11:35) 
[]

teknoloji ozurluye vpn yardimi???

Slm bill gatesler ve de steve jobs'in torunlari..
Arkadaslar 3 gb beles internetim var mobilde, dedim ki indireyim kurayim bir dot vpn takilayim fakat heyhat! Masaustunde rahat rahat takildigim dot vpn'i mobilde acmayi beceremedim, belki de sorun cok basittir, soyle ki
Vpn kurdum sifreyi girdim baglanti kuruldu yazisida var lskin normal ekrandaki chrome ikonundan girince internete hic baglanmiyo, vpn iconuna tiklayinca ise nete giris icin extra bir sayfa acilmiyo veya vpn iconu altinda nete baglanacak ayri bir yer yok
Sonrasinda tunnelbear diye bisey indirdim ondada mewzu ayni
Acaba neyi beceremiyorum
Telefonun surumunde yaziliminda falan mi bi sorun var
Tel piranha grande diye bi alet, normalde her turlu videoyu falan rahatca izledigim bir alet
Bu arada buralarda @sutlunescafe adli bi arkadas vardi sagolsun teknolojik cehaletim konusunda zamaninda bana cok faydasi dokundu, eger buralardaysa kendisine selam ederim,
Son not,: bir sekilde su zalim telekomun yasakladigi sitelere girisimi saglayin be abiler
Thankssssss.....

 
Yani sozun ozu vpn acilinca nete hic giremiyorum yawu


  • alttaraf  (10.02.16 13:39:59) 
hotspot shield dene derim.
kullanımı daha basittir ve hiç sorun çıkardığını görmedim.

  • pangea  (10.02.16 14:04:32) 
[]

radikalin internet sitesi mobilde acilmiyor?

Neden acaba?? Birtek radikalde oluyor, linke tikliyorum, adres cubuguna link yaziliyor fakat sanki surekli refresh oluyor ve sayfa acilmiyor, nicin olabilir acaba?




 
Bende açıldı, ilk haber de: Siyaset Kulislerini Çalkalayan Gelişme


  • Traveller  (07.02.16 11:47:44) 
Mobili bilmiyorum ama radikal zaten normalde de kasan ve donan bir web sitesine sahip.


  • va  (07.02.16 12:45:52) 
[]

su doga harikasi kim

pbs.twimg.com
Arkadaslar bi buldurun la asik oldum, bunu hicbir tanri yaratmis olamaz...



 
vk.com

fotoğrafçı bu. biraz aşağılarda görülüyor bu foto da. model adı yazmıyor sanırım, yazıyorsa da rusça.
  • icim urperiyor  (04.02.16 05:16:35) 
www.instagram.com güzel değil o kadar... bi fotoğrafla beğenmişsin de en fazla 4/10 bu yani...


  • ucan spagetticanavari  (04.02.16 05:17:30) 
buna 4 veren uçanspagetti her akşam irina şeyk falan götürüyo heralde


  • littlejack  (04.02.16 11:36:51) 
irina da çok farklı değil ki... yine 4 bilemedin en fazla 5...


  • ucan spagetticanavari  (04.02.16 13:13:34) 
kesin rustur diyecektim rusmuş. xenia var bi de böyle. ama yaşlanınca buruşuyo bunlar heralde.


  • her gece aç  (04.02.16 13:37:03) 
@her gece aç şu justin bieber klibindekini mi diyorsun?


  • ucan spagetticanavari  (04.02.16 13:57:43) 
[]

acik parfum olayi sorusu

Selam guzel kokanlar
Yaw wakti zamaninda bi arkadas tom ford black hediye etti kullandik ve bitti, simdi bakiyorum fiyati kafam kadar, ogrendim ki şu açık parfumcülerde bunların çakmaları mı ne satiliyormus, bu d&b parfumculeri falan varya hani nedir bunlarin olayi, bunlarda bu marka parfumlerin asli mi cakmasi mi ona yakini mi ne satiliyor tam olarak, kac kurusa satiliyor ve ne kadar orginal aslinin yerini tutuyor kullananlar bi el atabilir mi lūtfen?
Not mobilden yaziyom imla tirt:))


 
saat başı sıkarsan olur. ama çoğunda kokuyu da tam tutturamıyorlar.


  • sir gawain  (03.02.16 13:59:22) 
bir dr. açıklama yapmıştı açık parfüm katiyen kullanmayın çok zararlı diye..
parfümsüz gez ama açık alma bence.

  • omonia  (03.02.16 14:05:45) 
Cilde zararli, uzak dur. Parfume cok para vermem diyorsan avon'un parfumlerine bak.

Firsat sitelerinden indirim de kovalayabilirsin.
  • halitkin  (03.02.16 15:03:08) 
ben de bu arkadaşın reklamcısı gibi oldum ama buradan al. en iyi çakmacı. forum.donanimhaber.com


  • cptxxx  (03.02.16 15:38:13) 
[]

nasil gidecegim buraya?

m.facebook.com
Arkadaslar linkte gorulen ciner medya sefakoy tesislerine avcilar tarafindan toplu tasimayla nasil giderim yavu??



 
avcılar'dan 76O'ya binin. yeldeğirmeni durağı'nda inin.

oradan yürüyerek bir 700 - 800 metre civarı.
  • patates  (24.01.16 14:51:48) 
Tevfikbey Mahallesi şurada görünüyor

www.google.com.tr!4m2!3m1!1s0x14caa470b27ec1dd:0x34e0466590bc4d4c?hl=en

E5'e yakın gibi. En iyisi atla metrobüse, sefaköy durağında in. Orada içeri doğru giden minibüslere bin. En fazla 5-10 dakika sürer. Yürüyebilirsin bile belki zor gelmezse.
  • winston insani  (24.01.16 14:53:53) 
[]

etobura yardim

www.google.com.tr
Selam etoburgiller
Yaw yukaridaki tazeyi argentin steak house denen cuzdan dusmani yerde gordumde, bunu avrupa yakasinda ve daha ucuza nerede indirebilirim mideye var mi boyle bir yer bildiginiz?


 
T-bone steak olarak en uygun afiyetet diye bi yer var orda yiyebilirsin. Tabii onlar sadece izgarada pisirip veriyorlar ama o kadar da idare ediceksin artik 25 liraya yedigin yerde :) konsept de altta kasap ustte yemek yeri seklinde. İstedigin etleri aliyorsun onlar sana pisirip getiriyorlar. Bi arastir fena degiller.


  • ghaash  (16.01.16 19:25:02) 
12345   « Önceki Sonraki
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.