Ekşi Duyuru

bende tam tersi olmuştu garantiye verdim, halledip gönderdiler. bi toshiba da başıma geldi. toshibanın diskin oturtulduğu -kelime öle yapcak bişe yok- tırnaklar biraz sert gibi. diski takınca okumadı ki tam oturmamıştı. oturtunca okuyo ama yani o diskin takıldığı yere başka bi amacım yok kelime böyle. belki benim kullandığım toshiba oyledi sadece gerçekten de diski takmak için baya bi zorlamak gerekiyordu. yazılımsak bir kısıtlama olmaz ama olabilirde ama olmaz ne yazılımsal bir sorun oaliblir ki. altı üstü dvd sürücüsü. zaten pc kendi tanıyor. garantiye gönder değiştirsinler.

benim toshiba da aynı dertten müzdarip, cd-dvd okuyor , cd yazıyor dvd dedin mi soluklan bir diyor. Garantiye gönderecem o kadar süre bilgisayarsız kalmamak için direniyorum :d

hani cd yazma etkinleştirme oluyor ya. menüden çentik atıyoruz cd yazıcı oluyor windowsta, kaldırıyoruz cd okuyucu oluyor. xp de öyleydi

şimdi vista diyorum öyle bir ayar mı var.

@edip tam benlik, hele ben başka şehirdeyim ki git gel 30 günü bulur. göndermek istemiyorum kargo margo. allahtan cdlerle çok işim olmuyor

bi access point alıp sorunu çözebilirsiniz.

www.vatanbilgisayar.com

hikaye şu, ethernetle gelen internetimi öyle bi paylaşayım ki, ettiğim masraf ilerde tek başıma internete girdiğimde araya gitmesin.

kablosuz modemlerin girişi telefon hattı, eve telefon cekince kullanılıyor, ethernet girişi var mı, ethernetle internet girsin 2-3 kişi kablosuz bağlansın, evime gittiğimde de o modemi götüreyim telefon hattı bağlayayım ben gireyim

@alan shrearer tam bu noktada yetişti, o kadar para verip alırsam, ilerde işime yaramayacak. evimde modem ile bağlanacağım kendim

# işaretini silip de dene.

silip yeniden kurmayı denemişsindir?

Alıntıdır, tüm smiley,avatar vs gider yüksek ihtimal sıfır msn gibi olacak
"Öncelikle gizli dosyalarınız açın.
Daha sonra C:\Documents and Settings\Administrator\Local Settings\Application Data\Microsoft klasörü içerisinde;
"Windows Live"
" Windows Live Contacts "
" Messenger "

Adında 3 ayrı klasör olacaktır.Bu klasörelerin içlerinde ne var ne yok temizleyin. (MSN'iniz tamamen kapalı olsun). ve sorun çözülüyor.
Bizzat sorunu çözmenin mutluluğu içerisindeyim. "
Bir de yukarda sadece administrator klasörü demiş eğer o çözmezse kendi kullanıcı adınızın altındaki klasörde de aynı klasörleri silin.

silip yeniden kurdum, diğer açılan hesap da açılmaz oldu...

sildim o üç klasörü msn açıldı, 3 saniye sonra düştü, tekrar bağlan dediğimde yine aynı hatayı verdi.

tekrar sildim, şimdi çalışıyor bakalım ne olacak.

cookie yükleme açık mı?

sözlük üzerinde sağ tıkla, "edit site preferences", cookies tab'ına git... oradaki herşeyi sil dene bakalım olacak mı... bug'lara yazmıştım bunu ama ssg bug değil bu opera desteklenmiyo diye sildi.

çerezler açık ve şimdi sildim çerezleri cuk diye girdi...

kaç yıldır ilk defa oldu. engelleyici bir çerez mi aldı ki block falan yazıyordu

adam gibi bir switch veya en temizi wireless router alınız sorun çözülür.

Ben şu linkteki gibi kurduğumda sorun yaşamamıştım :

www.microsoft.com

Hatırlatmak isterim, ad hoc diye geçen bu tip bağlantılarda ancak wep şifreleme kullanılabiliyor, o da pek güvenli birşey değil, kolay kırılabiliyor. Uzun süreli kullanım için pek önerilebilecek birşey değil.

carbonda paketler arabaya özel/para tuzağı

2006'da önce amcam, 4 gün sonra dedem öldü.

Eger önce dedem ölseydi dedemin mirasi amcama kalacakti. Amcam öldükten sonrada amcamin esine.

Ama bunun tam tersi oldugu icin;

Dedemin mirasi babam dahil yasayan 2 ogluna, 3. oglu olan amcamin hakkida 2 cocuguna dagiltildi.

(Anlatabildim mi acaba?)

baba ölmüşse babaya dededen düşen miras payı, babanın altsoyuna geçer. yani babaları ölen çocuklar elbette dedenin mirasından pay alır. misal dedenin 3 çocuğu var 1/3 alır her bir çocuk. baba ölmüşse babaya düşen 1/3 de babanın çocukları arasında paylaştırılır. (tabi dedenin eşi sağ değilse. eğer sağ ise 1/4 eş alacak, kalan 3/4 dedenin çocukları arasında paylaşılacak. ve yine baba ölmüşse babaya düşen 1/4 çocuklar arasında paylaşılacak.)

soygazlara benzemek için,tescillidir annem kimya öğretmenidir inanabilrsiniz :)

bilimsel arastirmalar sonucu genel kabul gormus bir kural bu, daha ayrintili bilgi icin:
en.wikipedia.org

dusuk enerji prensibi mı ne vardı. madde her durumda en dusuk enerji durumuna gecmek icin ugrasıyordu.

zaten yörüngeli orbitalli atom modeli artık terk edildi bildiğim kadarıyla. elektron bulutu modeli kullanılıyor.

bi karar veremediler bilader. bi$ey degil elini sallasan elektrona carpiyor bulunmaz hint kuma$i da degil

cnettv.cnet.com

kablosuz internet baglantilarini actiginda yapilan aramada bir kablosuz internet sinyali aliniyorsa baglan. sayet sifre yoksa hicbir problem olmadan girebilirsin, sifre varsa da sinyalin alindigi internet bglantiisnin sahibiyle bir gorusup, bir sekilde sifre ogrenilebilir ve kablosuz baglanabilirsin. Hicbir sinyal yoksa ve "ben yine de kablosuz baglanacagim" dersen de halihazirda interneti sagladigin modemi bir kablosuz modemle degistirmek gerekir.

benim anladığım bilgisayarını kablosuz yayıncı olarak kullanmak istiyor.verdiğim videoda bunu açıklıyor.ingilizcen yoksa yardımcı olabilirim

evet kendi bilgisayarımdan çıkmalı wireless yayın. yani ortada kablosuz bir modem yok.

teknik ingilizcem biraz zayıf. adım adım açıklasanız, hem emeğiniz boş gitmesin diye sözlüğe başlık açıp entry bile girseniz

Denetim masası kalsik görünümden ağ ve paylaşım merkezini açıyorsun. Soldaki menüden bağlantı veya ağ kur diyosun.Alttan Kablosuz geçici(bilgisayarlar arası) ağ kur şeçeneğini seçiyorsun.İleri diyerek ağ ismi ve parolanı belirliyosun.İleri dediğin zaman ağ kuruluyor.İnternet paylaşımını aç diye bir buton beliriyor internete bağlıysan o an onu da tıkla.
Telefonundan veya diğer ps den wifi yi açtığın zaman göreceksin bu ağı.

hallettim teşekkükrler

sahibi arkadasım söyledim baktı hit run ve dusuk ratio'dan banlanmışsın.

açtırdım ancak tekrarı olursa açmayacağını söyledi. rationu yüksek tutmaya bak sende paylaş biraz.

şimdilik aynı nickinle girebilirsin ban'ın kalktı.

firefox+adblock plus(eklenti) kullanmamak için bir nedeniniz yoksa deneyin derim.

"Save as" yaparken, dosya ismi yazma penceresinde sag ust kosede "tools" a basip, acilan menude "general options"i secin. Orada sifre secenekleri cikiyor.

alt taraftaki sheet'lere sag tikliyorsun ve "protect sheet" ile ayarliyorsun.

img148.imageshack.us

edit: evet zannederim tek tek sheet'ler icin bunu yapmak gerekiyor. tum .xlsx dosyasi icin gecerli degil.

assert h,

o zaman butun dosya sifrelenmis olmuyor ama, degil mi? bu farka dikkat cekelim.

hele diyorum menülerde bir yerde yok, hariç bir yere yazmışlar

assert senin belirttiğin menüyü ilk defa gördüm, nasıl bir işe yarıyor ki, belgeyi açarken, o sheet deki düzenlemeyi engelliyor sanırım

$ifreleme i$lemini sayfa bazina indiren bir opsiyon.

1- Olayı tamamen yanlış anlamadıysam eğer, Aralık celbi için başvurular Eylüldeydi? Eylülde başvurduysanız şimdilerde sınava girmek için şubenizden dosyanızı almanız gerekiyor. Daha hiç başvurmadıysanız gitmeniz mümkün değil, eğer olayı yanlış anlamıyorsam.

2- Mazeretsiz bakaya kalan bir arkadaşıma mahkemede 3 ay hapis verildi, ceza 2000 YTL nakde çevrildi.

tecilin 30 kasımda bitiyor ama aralık dönemi başvuruları da 30 kasımda bitiyor, bu durumda kasım ayında başvuru yapmana gerek yok diye düşünüyorum.

30 kasimdan itibaren bakaya gozukuceksin. askerlik subesine gittigin an tecil sebebin yoksa bir sonraki ya da kontenjanin dolmamis oldugu en yakin donem icin asker olma evraklarini hazirlicaklar.

30 kasim'da biten tecil suresi dolayisi ile 2008 aralikta askere gidemezsin, zira onun basvurulari 25 eylule kadardi, akabinde kasim ortasinda herkes sinav evraklarini aldi.

ikinci sorunun cevabini zaten en ustte verdim.

daha önce başvurup bir yıl sonraya karar aldırdım, yani 30 kasıma kadar tecilli, dolayısıyla da aralık dönemine beni alacaklar.

dolayısıyla bana düşen 30 kasıma kadar girip evraklarımı almam, nitekim 25 kasımda gidip işlemlerini bitiren arkadaşım var.

benim sorum 30 kasıma kadar gitmeyip, aralık ayı içinde gideyim ve 25 aralığa kadar devam eden ankaradaki sınavlardan birine gideyim, bakaya kalmış olurmuyum 30 kasımdan sonra şubeye gitsem

ve bakaya kalan otomatik olarak nisan dönemine mi kalır

resimler icin picasa kullanabilirsiniz. istediklerinizi secip export deyince tikir tikir kucultuyor.

picasa.google.com

bunun yerine direkt olarak fotograf makinanizdaki ayarlari dusurmeyi deneseniz? Hem bu sayede bosuna aktarim sirasinda falan da fazla ugrasmamis olursunuz.

Ayrica picasa yerine Irfanview'i oneririm.

Video icinse divx/xvid yapmaniz yani re-encode etmeniz gerekmekte. Bunun icin gordian knot gibi programlari kullanabilirsiniz.

compumaster aylar önce "sunucuya daha fazla yük bindiremem" gibisinden bişey demişti.

ben de benzer bir soru sormustum:
(git: 38366)

ama arttirilma taraftariyim...

su anda sayfada 50 duyuru var, ve bir sayfanin yuklenmesi icin yaklasik 350 KB data gonderiyorum. Bunu 100 yaparsam 700 KB olacak bu veri, bunu istemeyen insanlar olabilir.

kafamin sakin oldugu bir gun kontrol paneli yazacagim, orada bugun sayfasinda sayfa basina 30-50-100 duyuru ve hepsini getir secenekleri olacak

Geçici çözüm olarak Greasemonkey scripti yazsa biri hayrına, şöyle "Flickr Auto Page" scripti gibi sayfanın en altına gelince 2. sayfayı açan, hı?

ajax kullanılsa her duyuruyu açınca yüklese böylece biraz kâr a geçemez miyiz? yanılıyorsam affola :)

sitenin ilk hali ajaxli idi, ve insanlar ayaklandi bu ne bu kadar yavas diye. yorumlari ajaxla getirmeyi dusunmuyor degilim ama.

okey.gen.tr
yılların eskitemediği dostluk mekanı..

gamyun.com

doğrusu www.gamyun.net
hiç sevmesem de, açık ara en iyi türkçe online java oyun sitesi şu anda. 101 bile var.

hub ya da switch falan lazım o iş için.

ya da en temizi 4 ethernetli&wireless gateway-modemlerden alıp evin merkezi bir yerine koymak.

bir tanesini çatal yapıp ikiye ayıracağına iki kablo al her birini bir odaya döşe. bilgisayarın hangi odadaysa oradaki kabloya bağlarsan sorunun çözülür gibi.
çatal da yapabilirsin ama aynı anda bir pc kullanmak şartıyla. sinyal gücünde de azalma olur tabi.

evde modem ya da telefon hattı yok söylemesi ayıp.

tek bir kablodan gelen internet var. onu modeme bağlasam modemden wireless yayılır mı, o olmaz sanırım,

ama iki cıkışlı bir girişli bir ethernet coğalma aleti olmalı gibi, bilen varsa nasıldır adı nedir nerde satılır gösterebilir mi

hazır satılık bir çatal, ya da ethernet giriş olup, bunu wireless olarak yayabilecek bir modem cok iyi olur. telefon girişini wireless olarak yayanı bu işi de yapar mı

wireless router alip takabilirsiniz, ethernet girisinden gelen baglantiyi dagitir router'lar. ama en ucuzlari 70 ytl filandir, yukaida da linki verilmis zaten.. iki kabloyu uc uca eklemek icin iki tarafinda birer giris olan kucuk aparatlar var bir de, modemden gelen kablonun ucuna ondan takip iki odaya giden kablolari ihtiyainiza gore takip cikararak da isinizi gorebilirsiniz en ucuz sekilde.

elektrik prizlerine takılan bir adaptörle odadan odaya bağlantı yapılabiliyordu. www.zamazing.org şöyle bişey işte.

teşekkürler. öyle birşey varmış demek. ikinci elini falan ucuz bulmaya çalışacağım.

peki o routurları da modem gibi configüre edebilir miyim. şifre koyma, ya da mac adresi filtreleme, hatta gizleme yapabilir miyim.

quicknet mi kullanıyorsun efruz?

ortalama bir wireless router hepsini yapar, ama almadan dusundugunuz markanin manuelini indirip bakmakta fayda var. usb girisi olan bazi router'lara linux kurup ses karti takip muzik dinlemek ya da torrent download yaptirmak filan bile mumkun.

öğlene kadar yapılan eft ler genellikle aynı gün içerisinde ulaşıyor. öğleden sonrakiler bir sonraki güne kalabiliyor. fekat böğün tcmb kapalı olduğundan sisteme girmediyse yarın gelir.

bankalar 13.00'dan sonra i$lem yapmaya devam etti mi? Eger internet bankaciligindan yapildiysa bu eft, muhtemelen mesai saati di$inda oldugundan per$embe sabahi 08.00'da i$leme alirlar. Paraniz o zaman hesabiniza du$er diye tahmin ediyorum.

dün bankalar arası transfer 13:00 de kapandı.

mesai gunlerinde eft islemleri 14.30-16.30 arasi bitiyor (bankaya gore degismekte).
yarim gun tatil olan gunlerde eft islemleri 11.30'da sona erer.

bu durumda eft karşı tarafın hesabina ilk mesai gunu gecer. sizin durum icin 30 ekim persembe oluyor.

bu eft manuel onaylanarak mı geliyor ki, bugün bankaların internet şubeleri açık, yani tatil günü de olsa bilgisayar neden onaylayıp aktarmaz ki.

cünkü havale yapılıyor olsaydı tatil günlerinde para hesaba geçiyor, aynı banka içinde yani

aynı banka içinde ayrıdır transfer onu 24 saat yapabilirsiniz. bankalar arasında yarım günlerde 13:00 de kapanır, ama 13:00 de kapanması 12:59:59 da gidip bankadan eft yapabilirsiniz demek değil. 11:30'a kadar olan talepler alınır, onların aktarılması vs 13:00 olur zaten.

Bankalar arası eft merkezi diye bir yer var, orada onaylanıp geliyor EFT evet. Dolayısıyla havale gibi tatil gece bilmemne dinlemeden anında aktarılamıyor. Sizin para perşembe gelir.

(bkz: #9175389)

google'dan "nfs carbon look behind" diye aratinca "L" tusu oldugu gozukuyor.

bu kadar basit miydi çözümü, cok teşekkür ederim

controls a girip bulamayınca yoktur sanmıştım

evet vista'da genel olarak yok o tus. ben ekleme yolunu filan cok aradim ama bulamadim.

ama boylesi daha iyi oldu bence. cunku adres cubugundan geri gitmek istediginiz klasor adinin üstüne tiklayarak daha hizli hareket imkani gelmis.

adres çubuğunda bir önceki dosya ismine tıklarsan yukarı gitmiş olursun.
sil kopyala tuşları da düzenle nin içinde.denemedim ama yerlerini değiştirebileceğini sanmıyorum

adres satırında klasörün ismi uzun olunca, klasörler arası geçiş olmuyor, tam ekran falan yapmak gerikiyor. ordaki işarete tıklayınca normal adres çubuğu oluyor, yani / işaretleriyle ayrılmış şekilde

zor oluyor. resim ekledim, orda yok mesela klasörler arası geçiş

ama evet klasör ismine tek tıklamayla atlamak cok güzel.

sil kopyala, tuş şeklinde olsun, yani aşağıdan bi dosyayı seçeyim, yukardan da sile tıklayayım, menüye girmeden. o olmuyor mu

Adres çubuğunda her dosya adı arasında bir ok işareti var. O oka tıklandığında üst dizini gösteren bir liste gelir. O listeden istediğin üst klasöre tıklayarak yapabilirsin bunu. Ama 100'lerce GB'lık ve binlerce klasörlük müzik arşivlerinde o tuşun olmaması gerçekten cehennem azabı yaşatıyor gerçekten. Yok mudur buna bir add-on yazabilecek olan babayiğit?...

aşağıdaki adreste (windows xp power toys) microsoft'un kendisinin ücretsiz bir programı var. belki işini görür.

www.microsoft.com

vista kullanıyorum, çalışmaz sanırım xp tools

vista icinde gelen fotograf izleme ile kisitli olan temalardan faydalanarak slayt izleme imkani saglayabilirsiniz.

windowshelp.microsoft.com

photodex-proshow.en.softonic.com

Sanırım aradığım şey Picasa 3.Çok güzel bir slayt özelliği var, resim geçişleri çok güzel.

sanırım windowsun ekran koruyucusunda da yapılabiliyor bu

kimliğiyle gidip bankadan çekebiliyor, işbankasında ücretsiz yapılabiliyordu, en azından benden ücret almadılar.

my.opera.com

aynı şeyi scroll tuşuyla da yapabilirsiniz. (opera için)

scroll tuşuyla tam olarak nasıl yapılıyor. tekerlek ise kasıt, linke gelip tekerlek ile basınca kaydırma cubuğu oluyor imleç

tam linkin üzerinde yaparsan bu işi yeni sekmede açıyor olması lazım.

yok tekerle tıklaman gerek. ikisinde de oluyor bu şekilde.

bonus item modifikasyonları felan açıyorlar bir de activate crew tuşu var ona basınca asıl moduna giriyor drafter'sa arkasından gidiyorsunuz hayvan gibi hızlanıyorsunuz scout var arkasından gidiyorsunuz gene bu sizi kısa yollara felan sokuyor bir de blocker var o arkanızdan geliyor hazırım dediğinde basıyorsunuz düğmeye kafa göz dalıyo kafayı taktığı yarışçıya böyle bu crewler bir de neville +200$ yarış başına ek para getiriyordu..

oo süpermiş, peki crew aktif olması için birşeyin dolması gerekiyor mu, yoksa istediğim zaman saldır kurt diye daldırbilir miyim, crewin süresi oluyor mu. birden fazla crewi aktif yapabiliyor muyum. crew nasıl kazanılıyor :)

crewin şeyi de nitro gibi doluyor bir süre sonra bitiyor hatta blockerin bir de pozisyon yakalaması gerekiyor ekstradan yanlız scout sürekli gidiyordu sanırsam.

scoutta yaklaşman gerekiyor diye biliyorum ben o sayede sürekli yapabiliyorsun

blocker telsizden ben yerimi aldım diye bişey söylüyor o zaman basiyosun düğmesine dalıyor adama

tam olarak nasıl bir ses çıkartıyor? kabloda problem olabilir.

problemin kulaktiktan olduğuna eminsen, abi bu hoporlor gicirdama sorunu var diye dikil eleman alir dener haliyle takinca kisik seste bir$ey olmaz sanirim bi sn sesi aç abi deyip araya girersin, gicirdayinca evet bak bozukluk yapiyor işte abi dersen olur sanirim. üzerinde yüksek seste çali$maz ibaresi yoksa tabi.

ses yüksek seste yırtılır gibi oluyorsa kapasitesinden fazla bi sinyal aldığından hoporlor patlamıştır veya patlak almışsındır. iki durumda da servise sormakta fayda var. senin yüzünden derlerse çamura yatılabilir, çünkü bunu kanıtlamanın yolu pek yok..

valla son sesde gicirdar bence gayet normaldir. Ayrica son ses derken hoparlorunmu sesi sonda bilgisayarin mi? Bilgisayardaki ses kartlarida kaliteli degilse ondan da kaynaklanir belki.

edit:
Bu laptop icinmis ve USB'den baglaniyomus anladigim kadari ile. Boyle olunca bilgisayarin ses kartini kullaniyor mu bilmiyorum?

uzaklaşırsa kaybolmasın diye?

sahibi ineği bulsun diye.çayır çimen de bilemem ama, karadenizde fındık bahçelerinde otlayan inekler ne kadar büyük olursa olsun kolay bulunamaz(fındık ağaçlarının kısa boyu ve zeminin engebeli olması yüzünden).ayrıca o zil sayesinde ineğin ne yaptığını kestirmek de, koştuğunu, yer değiştirdiğini, uzaklaştığını, eve geri döndüğünü anlamak da mümkün.bu da sana bütün gün ineğe bakmaman gibi avantajlar sağlar.

benim gittiğim çayır yol kenarıydı oranın gürültüsünden zili duymak ne mümkün diye düşünüyordum, ama evet köylerde en ufak ses bile duyulur.

20 sene sonra bi bakıyoruz gps takmışlar ineklere ehehhe

başlangıç dosyaları d: de ne demek tam olarak?
c:\boot.ini yok mu yani?

diyafram degerini tavan yapip tripod ile cekim yaparsiniz. her taraf net cikar. gerci nasil bir fotograf istiyorsunuz? hem siz hem manzara mi net olsun? eger manzara net olsun ise zaten düşük diyafram degerinde siz flu cikacaksiniz. siz net cikmak, manzaryi flu cekmek istiyorsaniz en guzeli manual odaklama.
ha siz kadrajda olmadan nasil odaklicaksiniz? ayni mesafedeki bi agaca, arabaya odaklayip o mesafede durun =)

sanırım makinesine göre. kimi makineler otomatik odaklanmayı deklanşöre yarım bastığında yapar, tam bastığında da öyle kalır. yani manzarayı odaklar, önüne geçince sen flu çıkarsın, manzara net ama bu bir dslr'dir mesela. ai servo modu denen bir mod vardır, alet sürekli netleme halindedir. konu değiştikçe netler de netler. zamanlamada nasıldır bilmiyorum ama böyle özelliği olan bir makine ise önüne geçince sana netler, sen net çıkarsın arka plan da diyafram kısıksa net çıkar, değilse flu çıkar.

makinelerin büyük bir çoğunluğu geri sayma bittiğinde odak ayarlamasını yapıp öyle çekerler. eğer özellikle manuel olarak ayarlamadıysanız makine geri sayımı bittiğinde o an için en uygun odak ayarı ile çekecektir.

anlaşılmıştır. makine dslr, sanırım diyafram ayarlarıyla bir kaç denedikten sora daha iyi kavarayacağım.

soruna tam cevap olmayabilir belki ama ben şöyle bir durum yaşadım. açlık sebebiyle tansiyonum düştü gözlerim önce karardı sonra da görmez oldum. yaklaşık bir dk sürdü körlüğüm, sonra düzeldi. böyle bir durum da gerçekleşmiş olabilir.

evet tansiyonla alakalı. benim de aklıma gelmişti, kan şekeri düşmesi sanırım. daha çok merak ettiğim bunun kalıcı etkisi olabilir mi

entrynizi okudum da doktorun yaptigi tam bir angutlukmus; hastanin numara yapip yapmadigi ogrenmek icin goze hareket eden spiral gibi bir sey yaklastirilir. eger goz bunu goruyor ve algiliyorsa gozbebekleri buyur/kuculur/odaklanir gozunu kirpar vs. kisacasi tepki verir. ama sizin doktor "numara yapmiyorsun degil mi , eki eki" diyecek kadar piskinmis.

sozluk.sourtimes.org


sorunuzla ilgili olarak ise kesinlikle doktora gorunup sebebini hasta oyle ogrensin diyecegim ama doktorlarin durumu da sizin orneginizde goruldugu gibi malum. bunun bir suru nedeni varmis

www.medhelp.org

(bkz: gecici korluk)

"ms" hastalığı belirtileri olabilir.ms hastalığı bir arkadaşımda var. abi duruyo çocuk herşeyi sağlam birden abi sol gözü yüzde 95 görme kaybına uğruyo sonrada öteki falan filan... araştırın.

hımm ilginç bir durum...

yalnız bu durumun ayırıcı tanısındaki hiç bir hastalık izole körlükle gitmiyor, yani geçici körlük yanında başka belirtiler de olması gerekir, organik bir sebep bulmak için.

sadece burda anlatılandan çıkarabildiğim sorunun konversiyon olduğu yönünde. yani psikolojik stresin bu şeklide kendini göstermesi. yaygın bir yanılgı, hastanın bunu bilinçli olarak yaptığıdır, ancak öyle değildir. hastanın elinden başka bir şey gelmez.

serum ve damla da doktorun bu tanıyı koymuş olduğunu gösterir gibi, placebo denir, acilde çok hastaya, aslında bildiğiniz steril tuzlu su olan serum yapıp, düzeldikten sonra psikiyatriye yönlendirmişliğim vardır.

ek belirtiler durumunda, kaslarda, gözlerde istemsiz atmalar,baş ağrıları vb olabilir, bir nöroloğun görülmesi ve kontrastlı kafa mrı sanırım iyi bir seçenek olur, hayatı tehdit edebilecek bir durumu dışlarsınız en azından, tanıyı tam koyamasanız da..

onun dışında sadece tanı koymak için gereksiz tıbbi müdahalelerden da kaçınmak iyidir, "psikolojik dedi tohtur, angut bakmadı bile" yaklaşımı ile son seçeneğe kadar doktor doktor gezerek zorlamak kötü sonuçlar verebilir.

Durgun denizde dalgakıran bir işe yaramaz denmek isteniyor olabilir mi?

"beyhude çabalıyoruz" demek istenmiş sanıyorum. bunun birinci yönü her iki tarafın gösterdiği çabanın bir yararı, anlamı olmayacağı, bir işe yaramayacağı gibi bir anlam doğururken ikinci tarafında ise, bu deyimin söylendiği şahsın yeteneksiz olduğu anlamı çıkartılabilir.

durgun suya taş atıp yüzeyi dalgalandırmak için taş topluyoruz.

sakin giden işi karıştırmak için hazırlık içindeyiz gibi bir anlama gelebilir.

fredi'e katılıyorum. azgın suyu durdurmak için taş toplayıp çaba harcanabilir ama durgun suyun buna ihtiyacı yoktur. bir sorun varsa başka bir yerde vardır. boşuna birbirimizle uğraşmayalım demek istiyor olabilir mi?

takma sen devam et bir şey olmaz.

itukampus sitesinde vardı bi ara sms servisi.

Yahoo Widgets de var sms gonderme..

onlara güven olur mu ki, gönderdim der göndermez.

ben daha çok kendi resmi web mesajını arıyorum, türkcellde aveada var, internetten cok uygun. vodafone da bulamadım öyle

daha önce kullandın mı bilmiyorum ama vodafone da eskiden 10 adet msj atabiliyordum.şimdi 1 adet galiba.

yahoo chessmaster hala güzel.

kesKinlikle yahoo chessmaster.

kasparovu yenen bi oyun vardı. israil yapımı. o nasıl ve nedir.

bir de yahoo chessmaster göremiyorum torrentlerde

yahoo.com'da bevada. üyeliğin olsa yeter.

deep fritz

deep blue. eski bir satrançcı olarak öneririm. ayrıca kasparov ile oyunundan;

1 - deep blue wins
2 - kasparov wins
3 - draw
4 - draw
5 - kasparov wins
6 - kasparov wins

www.uschess.org bu siteden maçların hamlelerine de ulaşabilirsin. ;)

pc ile satranc oynamanın dışında,
www.chessclub.com a git.
ordan download software yap
7 günlük trial üyelik al.
baglan değişik insanlarla satranc oyna + büyük ustaların bile birbirleriyle maçlarını izle.

www.bildirgec.org

hızlı, şekilli, titanyum falan arıyosan :)
www.cxbikes.com
tabi sıfır bir araba parası verirmisin orasını bilemem

ama asi bişey olsun diyosan
img.alibaba.com

minilyrics iyi bence ?

edit: yani evet tabi minilyrics'in database'i iyi anlamında. şekil şemal de iyi hatta.

www.crintsoft.com

www.lyricsplugin.com
lyrics plugin de iyidir.. zaten i$ plugin'de degil data'yi aldigi database'de.

www.garaj.org

Tavsiyemdir bundan iyisini bulacağını sanmam:)

aspect ratio ikisinde de farklı ki o dediğin hayatta olmaz. makine de 1600*1200 aspect ratio da olan bi cozunurluk e bak.

kanaatimce aspect ratio gereği öyle boyutlandırıyor. 1600x1200'e yamulma olmadan çevirmek için fotoğrafın boyutlarının 3456x2592 ya da 3072x2304 olması gerekir.

o halde tam ekran olması için ya kırpılmalı ya uzatılmalı. yani doğal olarak olmuyor öyle mi. standart geniş ekran bir monitörde

Bence istediğin çözünürlüğü yeni fotoğraf makinende ayarlayabilirsin. Yani bazı makineler en yüksek modda widescreeen çekim yapıyor, onun yerine aynı megapiksel de 4:3 aspect ratioda da fotoğraf çekebilirsin...

1 saat ileri, evet.

şimdi beklenen soru: neden?

yaz saati yüzünden olabilir dicem ama biz 1 saat ileri aldık galiba.

serverlar daha doğuda bi yerde galiba. geri olsa avrupa diycem ama

bunu en iyi palyacopapi bilir. msn deyse durterim, baksin buraya.

Bunu icra edene "mime" diyorlar, gugılda "mime video" şeklinde aratınca çıkıyor bir kaç şey...
Yine de yazıktır çocuklara diyorum, zira bu "mime"lar pek sevilmez...
Sitesi bile var:
www.ihatemimes.com

sevgili efruz,
late viper'in dediğine az da olsa katılıyorum. cünkü pandomim denen şey biraz baleye benzer... zorlama ile yapılırsa tiyatrodan da sanattan da nefret ettirir adamı... ben hiç pandomim yapmadim desem yeridir cünkü uzmanlık istiyor. ancak pandomim hakkında epiy bilgiye sahibim. tam olarak ne yapmak istediğini bilirsem belki yardımcı olur ya da alternatif üretebilirim. bana papitheclown@gmail.com dan ulasirsan sanirim bi çözüm buluruz.. sevgiler...

avast home edition da fena değil.beni bir kere dışında hayal kırıklığına uğratmadı.norton internet security laptopu yeni aldığımda 3 aylık deneme sürümü olarak kullandım.antivirüs,spwyare ve firewall koruması sağlıyor.

Öncelikle nortonu silerek başlayalım...
avast, avira kullandım. Avast nedense bana daha güven veriyor, Avira ise daha hızlı sanki.

Ki şurada güncel bir karşılaştırma mevcut:
blog.chip.de

Daha genişi ise şurada:
(git: 23035)
Benim bir bilgisayarda avast, diğerinde avira var ikisinden de memnunum...

bir keresinde avast'ı kaldırıp yerine kaspersky'i kurmuştum. kaspersky de avast'ın bulamadığı tam 90 tane virüsü bulmuştu. daha sonra kasper'i kaldırım avira antivir'i kurdum. bu sefer de avira kaspersky'nin bulamadığı 2-3 virüsü bulmuştu. avira olmadı nod32 kullan derim ben.

bi renk körüne öyle renki istatistik verilir mi. ilk 5-6 sıradaki bütün renkler aynı

orda norton yok en iyisi avk mi peki

avira kullandım uzun süre, bir ara ekşi sözlükle anlaşamadığı için kaldırıp avast kurmuştum. sonra avira'nın ekşiyle arası düzelince tekrar avira kurdum ve avastın ne derece kolpa olduğunu o an anladım. ayrıca avira'yı düzenli update edince (ki otomatik update ediyor kendini tahmin edebileceğiniz gibi) tıklamadan çalışıyor. yıllardır sorunsuz kullanıyorum.

nod32 bilgisayara yüklenmiyor ama her virüsü de bulamıyor. yinede kullanıyorum çünkü autorun'ları silerek virüsün çalışmasını engelliyor virüs orda dursa da bi zararı olmuyor. flaşdisk virüslerinden bıkmıştım kurtardı beni.

avast, size çökmeyecek bir makina vaad eder, hafiftir ancak italyan ordusu gibidir, pek bir hükmü yoktur. bilgisayarın vefat etmemesini sağlar. ben bir takım ağır programlar yükledim son formattan sonra, netekim bilgisayar kasılmıyor, su gibi. bunun yanında beleştir, güncellenir.

kaspersky rus ordusu gibidir, çöreklenir, ağırlaştırır makinayı. çünkü çok fazla farklı alanı tarar (ram'leri de tarıyor galiba) ve bazen bilgisayarı kitler.

nod32'yi bir türlü çözemedim. bence 5 para etmez. hiçbir şeyi yakalayamadığı gibi hiçbir şeyi de temizleyemeyen, full sürüm kullanıyorum zannedenlerin yanılmış olabileceklerini düşüüyorum. hasılı gereksizdir.

yapılabilecek en güzel şey, önce kaspersky indirmek, 1 aylık ücretsiz. makinayı güzelce taramak ve sonra kaspersky'ı uçurup avast kurmak..

bunun yanında, benim bilgilerim çok ehemmiyetli diyorsanız, işletim sisteminizden vazgeçmelisiniz, zira xp ya da vista varsa virüs vardır, trojan vardır, her şey mevcuttur.

bu yüzden kasmadan avast kullanmak en iyisi. en az 6 ay makinayı sağlam götürür ;)

nod32'nin ayarlarini dogru yapmak onemli olan.
sistemi cok yormamak adina bazi dosyalari/klasorleri manuel tarama yapmadikca taramiyor mesela kendisi.
hedefler dogru secilir, tarama ayarlarindan da "potentially unsafe applications" secenegi aktif hale getirilirse hic sorun ya$atmaz.
uzunca bir zamandir kullaniyorum ben (birden fazla bilgisayarda) hic bir sorunla kar$ila$mi$ degilim.
yani evet ben nod32 derim.
v3 cok daha etkili 2.7 serisine gore. bu bahsettigim i$lemleri kendisi otomatik yapiyor.

Nod32 v3'ü denemedim ama Symantec Antivirus'e de bir bakın derim.

nod32 yi yeni linki ile kurdum. bad link demiyor artık ama şöyle birşey çarptı gözüme

tararken bazı dosyaların içini tarayamadım gibisinden bişey diyor. mesela dbx ya da ttf dosyalarını. bu dosyaları atlıyor mu

ve bi sürücüyü taradığında bir liste çıkarıyor. misal 50 dosyanın içini tarayamadım, 3 de trojen buldum diyor.ama bu virüslere ne yapacağını sormuyor. ok diyince kapanıyor. sağa tıklayıp clean dediğimde bişey yapmıyor. ama virüslü dosyaya explorerdan girdiğimde otomatik siliyor hemen görür görmez

ah norton, görünce ya da tarayınca sorardı onarayım mı karantinaya mı alayım sileyim mi diye

avast etkisiz elemandir. antivir.

@efruz
Renkler önemli değil, en üstteki en iyi oluyor...
Ve renk körü olmayan biri olarak; ilk 8 aynı renktedir evet. Renklere takılma sıralamaya bak...
Norton "Symantec" oluyor.

nod32 kullanmama rağmen kaspersky den şaşmamak gerektiğini düşünüyorum... nod32 pc yi kasmio olabilir ama bunun nedeni update'ten başka bişey yapmaması... kaspersky bi antivirüs yazılımının kastırması gerektiği kadar kastırır pc yi... 3-4 ayda 1 format atcam diosan bence av bile yükleme sadece güsel bi antispyware bul adaware ya da spybot tadında yeterli olur bence

bu birinin bulmayıp digerinin buldugu dosyalar crack ler de olaiblir mısal kasper kendi cragini nasıl bulsun ya da oteki kendi cragini nerden bilecek.

Antivirüs yazılımları hakkında ara sıra yazılan şeylere bakıyorum da, sanıyorum ki konu hakkında yeteri kadar bilgisi olmayan kişilerin yararlanabilmesini mümkün kılmayan bir tarzımız var. bu konu hakkında yazılmış olan yüzlerce yorumu alt alta sıraladıktan sonra dahi bir sonuca varmamız mümkün olamıyor.

öncelikli olarak vurgulamak isterim, yazılımlar kişisel kullanım ve kurumsal kullanım diye ikiye ayrılmak zorundadır. ekşi duyuru-ek$i sözlük gibi benzeri yerlerde, genellikle kişisel kullanıma dair bilgiler verilmektedir. bu aklımızın bir köşesine not alınması gereken bir bilgidir; çünkü kişisel kullanım için rezalet olan bir yazılım, kurumsal kullanımda harikalar yaratıyor olabilir.(symantec buna harika bir örnektir. tabii kişisel ya da kurumsal farketmez, aynı kurulum paketini kullanan nod32, başka bir açıdan şahane bir örnektir...)

gelelim antivirüs yazılımları hakkında yapılan yorumlara.
dikkatinizi çekmiş olmalı, bir kişi bir yazılımı önerirken herhangi bir kriter, test
edilebilir bir veri sunmamakta, kendi muhteşem "hislerini" bizim veri olarak kabul etmemizi beklemektedir. "bence bu harika" bizim karar verebilmemiz için yegane kriter olarak bize sunulmaktadır. kimse üzerine alınmasın, bu genel bir eğilimdir demeye çalışıyorum.

bu konu hakkında yapılan yanlışları, belki aramaya inananlar için bir çeşit referans olur diye, sıralamak isterim:

* pc dergileri, kişisel bloglar, haber siteleri ve hatta cnet gibi portallar antivirüs yazılımları testlerinde referans olarak kabul edilmezler.

örneğin pc dergilerinde, testlerin hangi platformda, hangi virüs imzası ile yapıldığı
türünden bilgiler yer almaz; çünkü böylesi bir test yapılmaz. belki genç bir yazara "şu programları bi kuruver, ekran görüntülerini de toplayıver" denilir, o kadar. bu türden "testlerde" kimi zaman yazılımlar hakkında yanlış bilgiler verildiğine dahi şahit oluruz. kimi testlerde ise "iyi" olduğu herkes tarafından bilinen yazılımları test dahilinde göremeyiz, bunun herhangi bir açıklaması da yapılmaz.

* "makinayı kasıyor" ya da "hiçbir numarasını göremedik, boş boş oturuyor" türünden
sözlerin kıymeti yoktur. bu tür yorumları kanıtlar desteklemelidir.

çok kapsamlı bir test yaptığını iddia eden bir sitede, task manager dan bir ekran görüntüsü referans gösterilerek bir antivirüs yazılımına "aha da bakın makinamın ağzına sıçtı" manasında yorum yapıldığına şahit olmuştum. ilginç olan şey ekran görüntüsündeki çalışan servisler idi. çok iyi bilinen bir virüsün pc ye bulaşmış olduğu bahsi geçen ekran görüntüsünden anlaşılabiliyordu. yani, pc nin stabil çalışmadığını, makinanın yavaşlığının nedeninin bir virüs olduğunu dahi anlamayan kişilerin yazdıklarına aldanmayın.

gelelim sadede. #18539 numaralı duyuruda bahsettiğim gibi, antivirüs yazılımlarının güvenilirliği virus bulletin gibi kuruluşlar tarafından test edilir. dikkatli kişiler mutlaka fark etmişlerdir, antivirüs yazılımları virus bulletin sertifikalarını web sitelerinin en görünür yerlerine koyarlar. VB100 logosu her antivirüs yazılımının kazanmak istediği, gururla sergilenen bir başarı belgesidir. eğer VB testlerinin sonuçlarını görmek istiyorsanız www.virusbtn.com adresinden ücretsiz olarak üye olmanız yeterli olacaktır. 1998 yılından beri yapılmakta olan tüm testlerin sonuçları VB web sitesinde yayımlanmaktadır.

vb 100 hakkında genel bilgi vermek gerekirse eğer, iki kriterin gözetildiğini söylemek gerekir:

* in the wild denilen, karşınıza çıkma ihtimali olan virüslerin hepsini tespit edebilmek (hem erişim anında hem de manuel taramada)

* yanlış virüs uyarısı vermemek.(temiz olan verilere virüs tanısı koymamak)

bir antivirüs yazılımına "iyi" diyebilmek için nesnel kriterlerin dışında, kişiye özel kriterler de olabilir. bunlar da kullanıcı arabirimi ve kolay kullanılabilirlik gibi özelliklerdir; ancak kanımca bu özellikler antivirüs yazılımının gücünü belirtirken çok fazla önem verilmemesi gereken şeylerdir.

Başlat menüsünden aksesuarlara gir, orda uzak bilgisayar bağlantısı olcak. Tam türkçesinin bilemiyorum şimdi, ingilizcesi "remote destop connection", bu programla yapılıyor. Karşı taraf bilgisayarını remote desktop connection ile bağlanılabilir yapıyor, bağlanan kişi de ip ve eğer tanımlanmışsa şifre kullanarak giriyor, küt diye karşı tarafın bilgisayar sizin bilgisayarda açılıyor.

bazi kisilerde olmamasi belki uzak yardimin kapali olmasi olabilir. bilgisayarim > ozellikler (ya da denetim masasi > sistem) den sistem ozelliklerine girip uzak sekmesinde uzaktan yardim almayi etkinlestirin secili oldugundan emin olun.

bunun disinda vnc programlarini onerebilirim ama bunlar daha zahmetlidir genelde. misal (bkz: tightvnc)

teamviewer port 80'i kullanmasi nedeniyle bile pek guzeldir bu konuda.

ip adresini öğrenmek nasıl. tcp ip static olan mı, yoksa her modemi açtığımızda aldığımız dinamik olan mı

gerçek internet ip'sine ihtiyacınız var, modem'in status ekranından veya whatismyip.com'dan görebilirsiniz. ayrıca modemden remote desktop açılacak bilgisayara doğru port forward edilmesi gerekiyor. bu konuda da şu adresten görsel bişekilde yardım alabilirsiniz:

www.portforward.com

babamın bilgisayarı için teamviewer kullanıyorum. azıcık yavaş olması dışında çok hoştur kendileri.

Ben (bkz: teamviewer) kullanıyorum ve çok memnunum. Avantajları:

1) ücretsiz
2) bağlanacağınız kişinin modemden port açma gibi ayarlarla uğraşması gerekmiyor
3) bağlanmanız için gereken şifre sürekli değişiyor yani bağlanacağınız kişi size gönül rahatlığıyla şifre verebilir, nasılsa bir daha o şifre ile bağlanamazsınız
4) bağlandığınız kişi yaptığınız her şeyi görebiliyor, müdahele edebiliyor. Windows'un uzak masaüstü bağlantısında bu mümkün olmuyor
5) IP adresi falan da bilmeniz gerekmiyor, bağlanacağınız kişi programı açınca program bir ID ve PW veriyor, siz de bunları kullanıp bağlanıyorsunuz

(bkz: logmein)

eger olusturulmadiysa ya da olusturuldu ve biliniyor ve degistirilmek isteniyorsa guvenli kipte acip (f8) administrator olarak girip sifre degisikligi yapilabilir.

windows ortamında denetim masasında nası yapılabilir

başka bir kullanıcı ile login olduktan sonra, denetim masasında ¨Administrator¨ isimli kullanıcının şifresini değiştirmek adına pek bi seçenek yok. güvenli kip ile açıp denetim masasında ¨kullanıcı ayarları¨ bölümünden halledebiliyor olmanız gerek.

bununla ilgili uzunca dokumanlar var aslinda ama su an nerede olduklarini bulamadim. bu yollar genelde windows un normal kullanici sifresinin bulunamayip bilmem ne yapilmasi durumunda yapilan bilmem neler.
kisaca pek kolay seyler degil, administrator olarak bir seyler yaptirmayi anlatmak daha kolaydir derim ben. anlatmak derken yukarida sordugunuz soruyla iliskendirdim bunu da. yani kendi pcnizi guvenli modda acip adim adim karsi tarafa da simdi suna bas demeniz daha iyidir.

Güvenli kiple falan uğraşmana gerek yok.
Komut satırını aç ve yaz (alsanaparola yerine kafandaki ideal aşk şiirini yazabilirsin):

net user administrator alsanaparola

kolay. bilgisayarıma sağ tıkla > yönet > kullanıcı ve gruplar > users >
sağdan herhangi birine sağ tıklayıp parola belirle de. eski parolayı sormuyor.

ratioları düşük kullanıcıları eledikten sonra yeniden üye alıyor olabilirler.aynı şekilde böyle sürekli üyelip açıp kapayarak neymiş ki bu bi bakalım diye balıklama dalan habersiz kullanıcılarla üye sayılarını arttırmayı hedeflemiş de olabilirler.

sen

eleme olsa da kendi içinde yaparlar. ikide bi aldık-kapattık-açtık-kaçtık saçma geliyor bana. rahatsız edici.

kıymete bindirme gibi de gelebilir.

şöyle ki eleme yapılır.kullanıcı sayısı azalır.azalan kullanıcı sayısını dengelemek için üye alımı yeniden açılır.zaten aslolan rapiddir diyorum ben.ama mesela genelde rapid-emule-dcplusplus üçgeninde gezinen torrenti son çare olarak düşünen ben bu kadar sık açılıp kapandıgına göre bir hikmeti vardır diyere torrenturk üyeliği almıştım duruyor mu bilmem.yani ilgi çekme politikası da vardır biraz bence.

hem ilgi cekme hem de siniri tutturma olayi.

bircok tracker bunu sessiz sedasiz yapar. ornegin torrentbytesda kullanici siniri var (60k) ve gunde ortalama 10-20 kisi ucar. onlarin yerine o an uyelik deneyenler uye olur.

torrentturk ise daha kucuk bir ortam ve buna ragmen bir suru leecher var ve gunde onlarca kisi ucuyor. dengeyi yakalayabilmek ve daha cok kisiye adlarini duyurabilmek icin bu tarz cinlikler yapiyorlar.
cok da yadirgamamak gerek. reklamin iyisi kotusu yoktur (baksaniza sizin bile kafaniza takilip sakayla karisik reklam almis oldular).

Başlıkları tam olarak söylerseniz belki daha sağlıklı yorum yapılabilir.
Çaylak olmanız da kişisel tarihçenizle ilgili olabilir.

benim açtığım başlık son delikanlıyı çanakkale de kaybettik
mevcut önceki başlık ise son delikanlilar canakkale de sehit oldu başlıktan ziyade altına yazdığım geyik. kendi başlığıma üslüp ve muhteva olarak daha çok uyuyor.

bir de şöyle birşey var: (bkz: #10363365) bu entryde göründüğü üzere bir deyimin pek çok kullanımı olup, sözlükte ayrı ayrı durabiliyor.

Her ne kadar siz "şehit" kelimesine karşı hassas olsanız da bence uygulama doğru. Zaten numarasını verdiğiniz entrydeki başlıklar ya yönlendirilmiş ya da bkz. verilmiş.

bunun gibi durumlarda, farklı bir başlığı "benim için doğrusu budur" diye açmak mümkün aslında. ama aradaki farkın sebebini belirtmek lazım entryde ("benim için kaybettiklerimiz değil şehitlerdir, o yüzden tabir budur" gibi, veya benzer bir şekilde).
yoksa, "belki yazarın doğrusu budur" öngörüsüyle hareket edilecek olsa (her duplike başlık için), o zaman başlıkları standardize etmek imkansızlaşır (ve dolayısıyla içeriğe ulaşma problemi doğar kullanıcılar için).

Öğrenci çalışacak, araştıracak, yazacak çizecek, bi derdi sıkıntısı olunca hocasına gidecek, hocası da yön gösterecek "evladım bir de şu yönden düşünmeye ne dersin" diye.

Aktif eğitimde var böyle şeyler. Bir de bizim böyle doktora dersimiz vardı, paper yazıyoduk.

tez gibi bişey geldi aklıma. ama farklı bişey mi, böyle yeni uydurulmuş dersleri tam kavrayamıyorum.

anladım biraz. sözlükte karşılığı boş :)

gulper refig (h. refig'in esi), mimar sinan konservatuvarda hocam oldu 2 sene, beni de cok sever (diye biliyorum.)
hatta halit hoca da bizim konservatuvar binasinda ders veriyor diye hatirliyorum, son gunlerde cok goruyorum kendisini.

en azindan halit hocaya ait olan filmlerden bir liste yaparsaniz, ben de onlari nasil temin edecegimi gulper hocaya sorarim bir sekilde, gorebilirsem kendisini.

yasak aşk 1961
şehirdeki yabancı 1962
şafak bekçileri 1963
evcilik oyunu 1964
istanbul'un kızları 1964
haremde dört kadın 1965
erkek ve dişi 1966

bir türk'e gönül verdim 1969
sevmek ve ölmek zamanı 1971
fatma bacı 1972
cennetin kapısı 1973
vurun kahpeye 1973
aşk-ı memnu 1975
arabulucular / the intercessors 1977
yorgun savaşçı 1979 beyaz ölüm 1983
teyzem 1986

hepsiyle birden uğraştıracak değilim, hepsini yazdım hangileri temin edilebilirse artık

abd'deki sistem bizden farklı, adalet değil daha çok halkın gönlünü rahatlatma işlevi görüyor. zaten bu yüzden de jüri karar veriyor. (bunlar yorum meselesi ama benim fikrim bu yönde) bir de jüri normal vatandaştan oluştuğu için etkilemek kolay oluyor. sanığın sadece işlediği suçla değil diğer bütün olaylarıyla ortaya sunuluyor avukatlar tarafından. bu da jüride bir sempati ya da acıma oluşturuyor. gerçi ne kadar ceza alacağına hakim karar verir jüri sadece suçlu mu değil mi onu tespit eder ama hakimler de jürideki dengeyi dikkate alıyorlar. sonuçta cinayet işlemiş birisini bile jüriye çok farklı anlatarak yırtmasını sağlamak mümkün. işte aslında melek gibi insandır yok silah aslında öbür tarafa doğrultulmuştu vs. kulağı tersten gösterirsek insanların kafasına şüphe düşer. savcı da bu riski almak istemiyor.

he bir de şu var, batıda anlaşma kültürü daha gelişmiş durumda. çoğu dava daha mahkemeye gelmeden anlaşmayla çözülüyor. bizde ise daha çok mahkum ettirecem ibneyi olayı mevcut maalesef.

Hukukcu degilim ama yine tv ve film izleyerek gorduklerimi paylasayim.
Olasi sebepler sunlar:

1. Savcinin davayi kaybetme ihtimali var, "suclunun az ceza almasi cezasiz kurtulmasindan iyidir" diyor.
2. Savcinin asiri cok davasi var, "bu suclunun az yatmasi baskalarinin davalarinin gorulmemesinden iyidir" diyor.
3. Suclu az ceza karsiliginda baska turlu edinilemeyecek onemli bilgi veriyor - baska suclar hakkinda vs.

evet kesinlikle abd de kanular devlet falan hep bireyden yana. savcının suçluyu koruma, asgari ceza almasını sağlama isteği olabilir diycem ama, madem davayı kaybetmekten, jüriyi inandırmasından korkuyorsa bu çelişki oluyor. yani demek ki ordaki savcıda cezalandırıcam ibneyi diyor. yani kurtulma ihtimalini düşünerek en azından yarı suç vereyim diyorsa demek illa ceza vermek istiyor...

aşırı dava olacağını sanmıyorum çünkü amerikada davalar daha hızlı ve seri diye biliyorum. eğer suçundan eminse ve diğer davaları engelleyebileceğini düşünüyorsa bi an önce suçu kesinleştirmeye çalışır.

türk soruşturma sistemleri geliyor aklıma. savcı itiraf ettirmek için, başka bilgi almak için böyle pazarlık yapıyor. burda olsa ne yapıp edip öttürmeden bırakmamaya çalışırlar.

değerli dostlarımıza ek:

abd'de bütün davalar jüriyle görülmüyor. kamuyu ilgilendiren davalar jüri tarafından değerlendirilirken, ulusal güvenliği ilgilendiren davalar (sizin dizilerde gördüğünüz davaların neredeyse tamamı) bir yargıçlar kurulu tarafından değerlendiriliyor. yani uzmanlık gerektirmeyen, kamu vicdanına seslenen davalar için pek bir anlaşma zemini doğmuyor.
kapitalist sistemde, suçu oluşturan unsurların en büyüğü (ya da tepedeki) önemlidir, sürece katılan kişilerin pek bir önemi yoktur. o nedenle, bizdeki sistemin aksine, önemli olan en büyüğü yakalamak ve çeteyi çökertmektir. alt düzeydeki suç iştirakçileri ile anlaşmanın anlamı budur. kapitalim gibi bir sistemin zar zor da olsa ayakta kalabilmesi de bundan kaynaklanmaktadır: sistem, başka çaresi olmadığı için suç işleyenle anlaşır ancak onu bu suça iteni fena cezalandırır.

ayrıca, filmlere fazla inanmayınız, aşırı derece idealize edilmiş davalar ve onların senaryoya uygun yaklaşımlarını içerirler. saygılarımla..

amaç hapishaneleri tıka basa doldurmamak. mahkemelerin yükünü hafifletmek.

bu sistem yakında türkiye'de de olacak. hazırlıkları sürüyor. misal işinde çok iyi bir bilgisayar mühendisisiniz. bir yazılım firması, eski bi çalışanını dava ediyor. veya eski çalışan firmayı. konu iş mahkemesinde çözülecek bir şey değil, teknik. bu davayı sizin gibi birine verecekler, bu iki tarafı mahkemeye gelmeden anlaştır diye. sunduğunuz seçenek iki tarafı da tatmin ederse, sözünüz kanun olacak.

hah heyo heyo hemen uzman olalım, bilirkişi olalım diye sevinmeyin. kadrolu bi iş olmayacak. adalet bakanlığı'nda kaydınız olacak uzmanlığınız üzerine. e tabi o yeterliliğe ulaşınca. bi karne, başarı notu ve o davacıları uzlaştıracak, harbi adaleti sağlayacak yöntemleriniz vs.

hayırlısı...

bozulmaya girer mi bilmiyorum ama bir sure sonra sekerlenir. mantikli gozukmedi mi?! sekerlensin de bir bak tadina :)

toz şeker gibi oluyor evet. ya o kadar büyük bi kavanoz değil, zaten kücücük de kaldı. yensin bitsin maksat..

bal bi daha buzdolabina konmamalıymış

bal bozulmaz,ama bal diye yutturulanlar bal gibi bozulur.

mısır piramitlerinde bulmuşlardı bi kavanoz bozlumamıştı. içinde çok fazla şeker olduğu için bakteriler yaşayamıyor, tabi radikalherif'in dediği gibi bizim yediğimiz bal değil.

bozulması nasıl oluyor. zehirlenme ya da kimyasal bi değişim şeklinde mi oluyor. yoksa toz şekerine dönüşmesi mi bozulma oluyor. yenmemesi gerekecek kadar bozuluyor mu

piramitler öyle, 3 günde bozulması gereken yoğurt bile bozulmuyormuş. o bi esrar olarak duruyor :)

gerçek bal şekerlenmez.

doğal (sahte olmayan) bal, bozulmayan tek besin

Şurda da bilimsel açıklaması var:
www.newton.dep.anl.gov

bize de öyle sarı balmumu kıvamında bir kavanoz bal geldi hediye ve dediler ki, gerçek bal, şekerlenmiş halde bulunurmuş..kullanırken mikrodalgada hafif çözüyoruz.

ben 2 yıldır aynı balı yiyorum henüz ölmedim.buzdolabında değil normal dolapta saklıyorum.

gerçek bal şekerlenir. şekerleniyor.

bal oda sıcaklığı diye tabir edilen ortamda bozulmaz ama nerde o eski ballar. şimdi daha çok ve çabuk üretsin arı balını diye, ona da şeker yediriyorlar. pancarın öyküsü şurda nerden baksan üç yüz yıl kadar ve mertliği bozdu pis bitki.

ha şekerlenmiş balı, karıştırarak ve o yaptığın gibi sıcak suyla eriterek tüketebilirsin. bekletmeye gelmiyo zamane balları.

evet şeker olamayan bal yokmuş malesef yani arının kovanda tutunması için başta mecburen şeker sürüyorlarmış. sekerlenmesi o kadar kötü bişey değildir sanırım

içine su girerse bozulur bal.