[]

Hukuk Bürosu Sms'le Taciz

İsmi lazım değil bir hukuk bürosu, bir akrabamın borç durumuyla ilgili sürekli bana mesaj atıyor. Hatta aynı soyadı taşıdığımız diğer bir kaç akrabamız da aynı mesajları aldıklarını söylüyorlar. Bir yıl önce mesajları gönderen büroyu telefonla arayıp beni rahatsız etmemelerini, ilgili kişiyle herhangi bir iletişimim olmadığını belirttim. Onlar da beni listeden çıkaracaklarını söylediler. Ne kadarını sildim bilemiyorum ama 23.10.2015'ten bugüne telefonumda bunlardan gelen 6 sms görünüyor.

Konuyu anlıyorum, eşe dosta, çevreye rezil ederek borcu tahsil etmeye çalışıyorlar. Bunun hukuki bir sorun teşkil edip etmediğini bilemiyorum ama ahlaksızlığın daniskası olduğu çok açık. Benim sorum bana gelen bu mesajlar üzerinden bu hukuk bürosuna ne gibi bir yaptırımda bulunulmasını sağlayabilirim?

Smslerden ikisi:
Sn. X, (...) icra dosyanıza ödeme yapılmadığından, 02 Kasım 2015 tarihinde gün içinde ikametgahınıza haciz işlemi yapılacaktır. (Büro Tel. No.)

Sn. X. Hesaplarımız da Herhangi bir (...) ödemesi görünmmektedir. Haciz işlemi için bekleyiniz. (Büro Tel No)).

Not: İmla hatalarına dokunmadım.

 
konu eşe dosta rezil etme olayı değil diye biliyorum. bu telefon hatları kimin üzerine kayıtlı?


  • baharat  (03.11.15 11:47:59) 
herkesin telefonu kendi üzerine kayıtlı. zaten icraya sebebiyet veren borç da bir gsm şirketine yönelik. ben borca konu telefon numarasını bile bilmiyorum.
@baharat: konu eşe dosta rezil etme değilse ne olabilir?

  • tannhauser  (03.11.15 11:52:14) 
hemen savcılığa suç duyurusunda bulun. kendilerini bir kaç defa sözlü olarak uyarmama rağmen hala mesaj göndermekteler deyin. paçaları tutuşsun...


  • gotic  (03.11.15 12:40:11) 
yarın sabah ilk işim, savcılığa gitmek olacak.
umarım bir sonuç çıkar.
cevaplar için teşekkür ederim.
  • tannhauser  (03.11.15 12:45:02) 
Baroya şikayette bulunabilirsin. Savcılığa da suç duyurusunda bulun.


  • maxim gorki  (03.11.15 13:07:45) 
baroya şikayet edin.


  • hedonistbeyin  (03.11.15 13:57:54) 
[]

gürültü yapıyorsunuz diye çemkiren evsahibikomşu

soru mu soracağım, iç mi dökeceğim bilmiyorum. eleştiri, tavsiye bir şeyler bekliyorum ama.

şimdi efendim, inat mı inat, yaramaz mı yaramaz bir oğlum var. kendisi iki yaşında. evimizde bir yıldır oturuyoruz. ev sahibi de senede 3-4 ay filan üst katımızda ikamet ediyor.

bir kaç ay önce yerden otuz santimetre yükseklikteki elektrik prizlerinden biri yerinden çıktı. günlerden pazar olduğu için taktırma şansı bulamadık. bizim ufaklık başladı, prizle oynamaya. tüm çabamız yetersiz kaldı. biz de tırstık ne yalan söylemeli. başladık çocuğu azarlamaya. ancak gerçekten kızdığımız filan yok. taktik yaparak caydırmaya çalışıyoruz. bağırıyoruz, kızıyoruz güya. bana mısın demedi sıpa. ama bu ayda yılda bir olan bir şey. her neyse, ev sahibi gecenin bir yarısı dayandı kapımıza. benim öfke kontrolüm zayıf olduğundan, adama bir an evvel yol vermek için hiçbir şey söylemedim. eh bizi aldı bir rahatsızlık. çocuğun sesi çıkınca tedirgin oluyoruz resmen.

efendim gel zaman git zaman, yine bir akşam saat 10 gibi, bizimki bu sefer kapıları çarpmaya başladı. kucağımıza aldığımız zaman kendini yırtıyor, salya sümük. ciddi ağlıyor, morarıyor filan. bırakır bırakmaz da gidiyor bir kapıyı çarpıyor. bu sefer ikna etmeye, dikkatini başka yöne çekmeye çalışıyoruz. artık daha tecrübeliyiz. bir süre sonra başarıyoruz da. tam çocuğun poposunu yıkamak için kucağıma aldığımda telefon çalıyor. arayan ev sahibi. ekranda ismi görür görmez sinirim boşanıyor. sakin kalmaya çalışarak açıyorum. başlıyor. "apartman olarak çok rahatsızız, alttakiler de şikayetçi, bu ne gürültü." ben yine sakin kalmaya çalışarak, "girdiğimizde, kapıların anahtarlarını vermenizi söyledik, tekrar hatırlatmamıza rağmen, vermediniz." filan bir şeyler geveliyorum. "tamam bulacağım ben..." filan gibi bir şeyler gevelerken de yüzüne kapatıyorum. az sonra kapı çalıyor gelen ev sahibi, elinde bir tomar anahtar. tomarı alıp suratına çarpıyorum kapıyı. çarpmasam elimden bir kaza çıkacak.

ertesi akşam alt komşuya iniyorum. rahatsız olup olmadıklarını, rahatsızsalar neden bana söylemediklerini soruyorum. rahatsız olmadıklarını, bir önceki gece onların da ev sahibi olan şerefsizin, telefonla aradığını, kapı çarpılmasını duyup duymadıklarını sorduğunu ve duyduk dediklerini söylüyor. bu sefer adam bunlara, çıkın da söyleyin rahatsızlığınızı diyor. alt komşu, sesi duyduklarını ama rahatsız olmadıklarını söylüyor. böylece de iş başa düşünce benim eve geldiğini öğreniyor.

bu akşam kira ödemek için gitmek zorunda kaldım. ev sahibi "şu meseleyi de konuşalım istiyorum" dedi, "konuş" dedim. başladı, şu saatten şu saate ses geldi. ben sabrettim, ayağımı çekip oturdum (ne demekse) ama bir süre sonra bir sorun olduğunu düşündüm, kötü bir niyetim yoktu. oğlunuz evi yıksa da sorun değil, ona kimse bir laf söyleyemez." ben de ona benim kapıma dayanma hakkı olmadığını söyledim. (ilk raunt sakinim). "geçen akşam da çok geç saatte, o kadar kapı çarpıldı, herkes rahatsız oldu, ben geldim" e dedim, ben sordum millete kimse rahatsız olmamış (yalan, alt komşunun altına sormamıştım. bu akşam yaşanan olaydan sonra sordum, böyle bir şeyden haberleri bile olmadığını, gürültü filan da duymadıklarını söylediler.) "hayır" dedi ev sahibi "ben merdivenden çevirdim insanları. ben yaşlı başlı insanım. yüzüme kapı çarpman ağrıma gitti." ben: "evimi basar gibi gecenin bir yarısı kapıma dayanırsan bir reaksiyon alacağın kesin. o kadarla kaldığına dua et. niye geliyorsun kapıma?" (öfke level 2) ev sahibi: "çocukla baş edemiyorsun, benden soracağın bir şey vardır belki." ben: "sormam da soracak olsam da ben gelirim, sen niye geliyorsun." ev sahibi: "peki bu çocuk kapıları çarpınca sen ne yapıyorsun" ben: "ikna etmek için çabalıyorum, ters çıktığımda ters tepiyor, çocuk inat" ev sahibi: "peki senin arabanın kapısını çarpsa, yine bir şey demez misin?" ben: "yapıyor zaten, aynı yöntemle savuşturmaya çalışıyorum. ama sen de tutarlı ol, sorun evinin kapısına zarar gelmesi anlaşılan. üstelik de iki yaşında bir çocuk. başta, çocuktur yapar, ona kimse bir şey diyemez, diyordun?" ev sahibi: "e bu çocuk gündüzleri hiç kapı çarpmıyor." (gündüzleri bakıcısı yanında. alt metin: çocukla baş edemiyorsun. satır arası: ebeveynliğinize laf ediyorum.) (öfke level: 165) öfke kontrolüm olmadığı için oradan ayrılmam lazım. ben: "ya başlatma evinden de, çıkıyorum ben daireden. sen de gir şimdi içeri daha konuşma" deyip evime gittim.

olay bundan ibaret, kendimi dibine kadar haklı görüyorum.

not: adamın iki çocuğu var. oğlu bir yıldır bir kez bile gelmedi yanlarına. kızı ise bir haftalığına geldi. tahmin edin ne zaman. bunlar evde yokken, bir hafta kaldı, tatilini yaptı, bunlar gelmeden bir gün önce de bastı gitti. insan bir gün daha bekler ailesini görür diyeceğim. bunların yüzünü kim görmek ister. anne-babalık dersini bu tip bir aileden mi alacağım.

 
yazık adama.. senin gibi çirkef bir kiracıya denk gelmiş. tamamen haksızsın.


  • subseven  (19.04.12 00:38:31) 
Biraz okudum. Kiranı elden ödüyorsun peki, kira yasal limitin altında mı ki elden ödüyorsun?


  • drip nick i zaten kullanilmakta  (19.04.12 00:40:44) 
gidişat hırgür olacak gibi gözüküyorum.yerinde olsam ev sahibi ilk sağlam hata yapınca (gürültüdür çöptür halıdır )sen kapıya dayanıp sağlam bi çemkir ama gözünü kararttığını da hissetir.mahkemeye verecem derse de elinden geleni ardına koyma modunda ayrıl ki mahkeme bitene çok zaman geçer.


  • itiswonderfullife  (19.04.12 00:40:45) 
iki tarafta haklı ama senin haklılık oranın biraz daha düşük. çocuk yetiştirmede sıkıntı olabilir adam haklı gibi sanki canavar gibi o ne !


  • gündüz m  (19.04.12 00:45:36) 
@subseven: adresi ver geliyorum.

@drip: kontratta yazıyor tam kira. ama kimsenin haberi yok. bankadan ödemediğim için, bu adam vergi de vermiyor. o kanaldan malına kast edebilirim.

@itisw: ev bulur bulmaz çıkacağım. kendimi kaybetmekten çekiniyorum.
  • tannhauser  (19.04.12 00:46:47) 
@ gündüz m: çocuğun var mı?


  • tannhauser  (19.04.12 00:47:40) 
E adama götünden kan alırım kamil de susar.


  • drip nick i zaten kullanilmakta  (19.04.12 00:49:11) 
@drip: işte sorun da orada, aklımda kendimi haklı çıkaracak bin tane argüman var ama o kadar öfkeliyim ki bunları sakin bir dille anlatamıyorum. ters bir şeyler yapmamak için hemen olay yerinden kaçıyorum. kaçınca da içimde kalıyor söylemek istediklerim.


  • tannhauser  (19.04.12 00:52:46) 
Sonuna kadar okudum tüm levelleri geçtim :)öfkenizken çekinir gibi oldum hatta ama ''kendimi dibine kadar haklı görüyorum'' cümlenizden sonra yazmak istedim ki, %90 siz haksızsınız,%10 ev sahibi.


  • buzbebek  (19.04.12 00:53:59) 
Eleştri bekliyorum demişsiniz o yüzden yazıyorum.Siz haksızsınız.Gürültüden rahatsız olan insan her saatte kapıya gelir.Siz saatin geç olduğunu düşünüyorsanız gürültü yapmamanız lazım zaten.(Genel söylüyorum, gürültüyü siz değil çocuğunuz yapıyormuş zaten.) Ayrıca ev sahibine tutumunuz yanlış.Yazdıklarınızdan anladığım kadarıyla ters bir davranışı olmamış size karşı.Öfke kontrolü ve objektif düşünme diyorum.


  • grgn  (19.04.12 00:54:29) 
yok çocuk. tamam büyütmek kolay değildir ama ne bileyim görüyorum büyütenlerden bu tip sorunları çözüyorlar bir şekilde yani çok hırçın olmuş çocuk sürekli bir şeyi çarpma filan. bu arada yetiştirmede sıkıntı olabilir demişim biraz yanlış olmuş o pardon tırnak içinde doğrusunu yazayım'' kiracı-ev sahibi olayından çok evebeyn-çocuk olayı gibi sizin olay ''çocuğun davranışları sebep olmuş olaya özetle sürekli bu kadar hırçın olmaması lazım


  • gündüz m  (19.04.12 00:56:22) 
@buzbebek: yazılı ortamda sakin kalmayı başarabiliyorum genelde. neden %90 ben haksızım.

@grgn: oğlum iki yaşında. elbette zaman zaman azıp gürültü çıkaracak. bu apartman hayatının bir gerçeği. süreğen bir gürültü yok. 12 ayda iki kez olmuş. bunu yapan yetişkin insanlar değil. dolayısıyla, ben bunu taciz olarak değerlendiriyorum. evde sürekli diken üstündeyim, en ufak gürültü çıkardığında sinirleniyorum. bu işin normali, çocuğu gürültü yapan evi diğer komşuların rahatlatmasıdır. ben tüm oturduğum evlerde bunu yaptım, komşularımın tamamından da bunu gördüm. ayda yıl bir misafirin geldiğinde gürültü çıkar. bundan normal bir şey yok, komşun hemen eve gelip çemkirirse sen ne yaparsın? haydi desem ki bizim ev sürekli böyle o da yok. ha şunu da ekleyeyim. biz bir yıl boyunca oğlumdan kat kat yaramaz ve yaygaracı ikizlere yan komşuluk yaptık. hatta oğlum daha yeni doğduğunda, uyku düzeni tutmamışken de orada oturuyorduk. bir kez bile kapı çalıp, şu oğullarınız gürültü yapmasın da bizimki uyusun demedik. böyle bir saçmalık aklımıza gelmedi. saçma çünkü. bu saçmalığın yapan insana öfkelenirim.
  • tannhauser  (19.04.12 01:02:18) 
ev sahipleri her zaman biraz cinstir ama büyütülecek bir sorun göremedim ben. kapıyı yüzüne çarparak ilk safhada siz haksızlık etmişsiniz. asıl sorun öfke kontrolü meselesi olabilir sizin de söylediğiniz gibi ve şuradan da anlaşılacağı üzere "@subseven: adresi ver geliyorum."

bir de ebeveynliğine laf etmek, namusuna küfretmek gibi tepki görüyor bizim millette, büyütmeyin. herkes çocuk yetiştirmeyi çok iyi bildiğini sandığından size akıl-fikir vermek için hiç bir fırsatı kaçırmazlar, duymazdan gelin.
  • Demet  (19.04.12 01:03:26) 
yazdıklarınız ve yorumlardan anlaşılıyor ki, zaten kendiniz de söylüyorsunuz sinirli bi yapınız var. kvılcımı aleve çevirebilecek düzeydesiniz. hani siz de farkındasınız öfkeyle ilgili sıkıntılarınızın olduğunun hala ev sahibi şöyle böyle olayına getiriyorsunuz olayı.

yaptığınız gürültüyü tölere edememiş olabilir, saygısızlık edip geç saatte kapınıza dayanmış olabilir ama sizin verdiğiniz tepkiler, kendinizi haksız gösteren tepkiler.

en azından bu yazdıklarınızdan bu görülebiliyor. biraz kendinize dışarıdan bakmaya çalışın.
  • dahinnotha  (19.04.12 01:03:51) 
finish him. adam haksız da sende çocuk olayında haksızsın bi yardım falan al çocuk için. öyle kapı çarpması ağlama vs ile kimse rahatsız olmaz gençler çocuk bu


  • mr fusion  (19.04.12 01:04:36) 
@gündüz m: çocuğumuz yokken biz de bu konuda çok ahkam kestik (kötü anlamda söylemiyorum) ama olunca daha bir anladık. bu arada süreğen bir durum yok. çocuk sürekli oradan al buraya çarp, ona bağır bunu kır durumunda değil. şu anda azı dişlerinin sonuncuları çıkıyor. iki yaşında bir çocuk ne olduğunu bilmediği bir acının içerisinde. hırçınlaşıyor doğal olarak. ve inat olduğu için de teskin olmuyor. 12 ayda iki kez bu çapta olay oldu. ikisinde de kapımda ev sahibi. dellenmeyeyim de ne yapayım.

gördüğünüz gibi çocuk olunca düşünmeniz gereken çok fazla değişken işin içine giriyor. bu insanlar da çocuk büyütmüşler, ben çocuğum olmadan bile bu kadar anlayışsız değilim. mantıksızlığa öfkeleniyorum sadece. ve iki yaşında bir çocuktan mantıklı hareket etmesini bekleyen bir yetişkin en büyük mantıksızlığın içine düşmüştür bence.
  • tannhauser  (19.04.12 01:07:06) 
@demet: adres ver geliyorum, sadece şakaydı.

@dahin: öfke kontrolü evet bir sorun. verdiğim tepkiler aşırı. daha yumuşak bir şekilde halledebilirdi bir başkası. ama tüm bu değişiklikler ev sahibimin terbiyesiz olduğu gerçeğini değiştirmiyor.

@mr fusion: tam anlamadım ne demek istediğinizi ama çocuk yetiştirirseniz, bunun gayet normal olduğunu anlarsınız. çocuğun doğduğundan itibaren temel iletişim aracı ağlamak. kelimeler yetmeyince de ağlamaya başlar zaten. sonraki hayatımızda da böyle değil mi zaten. sözler tükendiğinde göz yaşları devreye girer.
  • tannhauser  (19.04.12 01:14:48) 
objektif bir şekilde okuduğumda ilk olarak büyük oranda haksızlık sende, onu da geçtim saygısızlık senden gelmiş. adamın niyeti seni taciz etmek mi değil mi onu bile bilmiyor, varsayıyorsun. sen yaptığın sesi duymuyorsun belki, ama belli ki ev sahibin duyuyor ve rahatsız oluyor, sen senede 2 defa olduğunu sanıyorsundur sadece. alt komşu, üst komşu öyle demiyo ev sahibi yalancı olaylarını geçmek gerekli, komşular hep öyledirler-eski komşuluklar kalmadı. ev sahibi gider sorar evet duyduk, rahatsız olduk der, siz gidersiniz yok duymadık derler, birlikte gidersiniz baskın ve çekinilecek kişi kimse ona bulaşmak istemediklerinden duymak istediklerini söylerler.

basit ve net bir şekilde sinirlerine hakim olamayan, kendini hep haklı gören bir insansın. ha tabii ki tek haksız sen değilsin, ev sahibin olacak adamın anlayış göstermesi lazım, çocuk bu yahu ses yapar, sanki yetişkin bir bireyden bahsediyor hey allahım. 2 yaşındaki çocuğu kontrol etmek sanki çok kolaymış gibi bik bik ötmüş adam.
  • madyb  (19.04.12 01:18:32 ~ 01:19:45) 
Sorun tam olarak çocuğunuzun hırçınlığı değil aslında. Nasıl ki siz ev sahibinizin ebeveynliğinize laf çarpmasından rahatsız olduysanız; o da kapıyı yüzüne çarpmanıza alınmış bu belli. Sanırım yaşça da sizden büyük epey. Gürültü az veya çok, bir kere veya on kere olmuş, farketmez. Rahatsızlık verdiyseniz, alttan almak zorunda olan çocuğunuz adına sizsiniz. Bu yüzden bir kere haksızsınız. Yalan söyleyerek kendinizi savunmuşsunuz, kapıyı yüzüne kapatmışsınız, ''sen de gir şimdi içeri daha konuşma'' diye adamı kendi evinde azarlamışsınız... %90. Ev sahibiniz de alt komşunuzu kışkırtmaya çalıştığı için haksız. Sanırım yalnız bir adam bir tek uğraşacak kiracıları var e size sarıyor doğal olarak. Bu yüzden o da %10 haksız.
Yazdıklarınıza bakarak bu şekilde düşünüyorum.

  • buzbebek  (19.04.12 01:19:37) 
@madyb: beyaz bir yalan söyledim de onu da doğrulattım daha sonra. ev sahibi bana diyor ki "iki alt komşu merdivenden sana geliyordu. ben durdurdum." söylediği komşuya gidiyorum: "benim böyle bir şeyden haberim bile yok" diyor. benim altımdakilerin durumunu söyledim zaten. devam edeyim. insan kendinden hareket ediyor. onlara gelen misafirler defalarca, bizim zili çaldılar, kimisinde oğlum uyandı, kimisinde uyanıktı. en az beş sefer. bir kez bile kabalık yapmadım kimseye. yine misafirleri, iki araçlık yere yanlamasına park etti, ses çıkarmadım. bunlar olabilecek şeyler. her şey için karşı tarafı taciz edeceksek beraber yaşama kültürü nerede. öfkeliyim evet, iki yaşında çocuk için evimde beni taciz eden olursa bir şekilde cevap alır.


  • tannhauser  (19.04.12 01:31:34) 
dostum sonuna kadar haklısın. yani o kadar haklısın ki söyleyecek kelime bulamıyorum. neyse ki sinirlerine hakim olmuşsun. yani o adamın gırtlağına nasıl sarılmamışsın tebrik etmek lazım seni.

kira sözleşmeniz de daha süre varsa taşınmak için acele etme. kafana göre güzel bir yer bulmalısın.
sakın gaza gelip de ufaklığa kızıp bağırmayın yahu çocuk bu yapacak böyle şeyler, yapmasa bir anormallik var. öğreniyor, zeki çocuk olacak belli ;)
kirayı ödemek için muhattap olmayın bence eft yapın gitsin ne diye o meymenetsizin yüzünü görüyorsunuz ki. eğer ki sözleşme varsa düşük bir miktardan o parayı ödeyin aklı başına gelsin bir şey derse nereye şikayet ediyorsanız edin dersiniz. ya da siz bu ev sahibi benden haksız kazanç elde ediyor dersiniz.
kendine ve sinirlerine hakim ol dostum.

bizim yazlıkta vardı böyle bir amca karşı villadan.ben arabayı park ettim benim ufak kardeş de indi yerde kozalak var ona bir tekme attı adamların evinin önüne gitti. neyse adam bahçede oturuyor yerinden kalktı yürüdü kapıyı açtı kozalağı aldı çöp kutusuna yürüdü sonra attı bunları yaparken de bana tip tip bakıyor. hey allam dedim ... amca bu kadar sinirli stresli olma bak çok yaşamazsın yaşlılığın tadını çıkar dedim. tip tip baktı söylene söylene gitti. adam her şeyden şikayetçi top kaçsa keser belediyeye şikayet eder, bir kere eviniz kaçakmış diye belediyeden birileri geldi düşünün artık.dedik kim şikayet etti bizi öğrendik onu da bizim meymenetsiz etmiş. neyse 1buçuk yıl falan geçti adam kalp krizi geçirdi sonra da felç kaldı. uzattım konuyu anladınız siz. o yaza kadar ne çoluğu çocuğu gelirdi, geldiler sonra ama evi satmak için. Bu tip insanlardan nefret ediyorum direk yok edilesi insanlar. Allah sabır versin.
  • monkey  (19.04.12 01:34:57 ~ 01:38:31) 
@buzbebek: sorun çocuğumun hırçınlığı değil evet, anlayışsız bir adamın, sırf oturduğum evin sahibi olduğu için benim de sahibim olduğuna inanması ve bana bir şeykeri dikte etmeye çalışması. bir yetişkin olarak benim yaptığım gürültüye tepki vermesini anlarım, özür dilerim. ama çocuk bu yahu. çocuk. hatta bebek diyoruz bu yaşta olanlara. dahası atlanan bir nokta var. sorun gürültü filan değil. evime zarar mı veriyorlar. zarar veriyorsam, çıkarken karşılığını alırsın ya da alamazsan hukuki mercilere başvurursun. benim evimin içine karışamazsın.


  • tannhauser  (19.04.12 01:35:46) 
@monkey: üstat, allah razı olsun. ben de bu kadar sessiz sakin lafımı sokup köşeme çekilip kalmayı becerebilirim bir gün inşallah. hep kendime zarar biliyorum.


  • tannhauser  (19.04.12 01:39:57) 
duyuru da ne çok rızkı dar insan varmış bunu gördük, bebekten bahsediyoruz.ne yapıcaz çocuğun ağzını mı bantlıcaz. ağlayacak bu çocuk hasta olsa da ağlayacak bir şey istese de ağlayacak. hem ayrıca ev sahibi olunca kapının hasar görüp görmemesini mi takipleyecek bu adam oldu olacak kamera koysun evini izlesin.kapı kırılsa yenisi takılır neyse parası ödenir bu kadar basit. malı kıymetli olan insanlardan her zaman nefret etmişimdir Allah ıslah etsin böyle tipleri. rızkı dar malı kıymetli. evden çıkarken kapıyı kırın da çıkın lütfen.


  • monkey  (19.04.12 01:46:18) 
Kendini dibine kadar haklı görmesen böyle bir skandal yaratmazdın zaten, orası normal..

%90-%10 olayına katılıyorum. hatta %5 desen de içim acımaz.

Çocuğun evde gürültü yapıyor. Bu ağlamak, öksürmek vs. gibi çocuk doğasıyla ilgili bir gürültü de değil. Adam gelip "sustur şu çocuğunu, ağlamasından kafam şişti" derse, sağlam şerefsizdir. Geberesidir. Ama çocuk kapıları çarpıyorsa, sen de buna mani olmuyor yahut olamıyorsan, durum da senin tarzından kaynaklanıyorsa; adam, senin çocuk yetiştirme metodlarının sebep olduğu gürültüyü dinlemek zorunda değil. Yılda 1 veya 2. Bu doğal bir şey. "Huysuz bunak" olmasına gerek yok adamın. MESELA, çocuğun kapıyı çarpmasına mani olamıyorsan, kapının arasına bir şey sıkıştırır yahut kapının çarpacağı yere kağıt havlu rulosu, kırlent vs. darbeyi emecek, gürültüyü engelleyecek bir şeyler yapıştır, bantla, as falan.. Çocuğuna nasıl eğitim vereceğine, çocuğa zarar vermedikçe, kimse karışamaz fakat gürültünün sorumluluğunu reddedemezsin. "Çocuğu ikna edemiyorum, yapıyor işte" demek saçma olur bu durumda. Zira adı üstünde, o çocuk. Sorumluluğu sana ait. Yok illa ki "çocuk ikna olmuyor" diyeceksen, çocuğu evsahibinin karşısına koy, aralarında çözsünler istiyorsan :)

Öte yandan, adam gürültüden rahatsız olmuş kapına gelmiş, bu gayet normal bir şey. Apartmanda yaşıyorsunuz. Mektup mu yazmalıydı? Yukarda biri yazmıştı, saatin kapıya gelmek için geç olduğunu düşünüyorsan, adamı rahatsız etmek için de geç bir saattir. (Hoş gürültünün erkeni geçi fark etmez ama gündüz dışardan gelen sesler daha yüksek olduğundan apartman içinden gelecek sesler daha az gelir, onu kast ettim.)

-> Kapıya gelmesini taciz olarak yorumlamışsın, çocuğun yarattığı gürültüye mani olmayarak, ebeveynler olarak esas siz evsahibini taciz ediyorsunuz bu durumda.

Alt kattakilerin şikayetçi olmaması bir şey değiştirmez. Belki pısırıktırlar, sorunca utanmışlardır, belki kendi çocukları da çok gürültücüdür, "halden" anlıyorlardır, belki de "çocukları var neyse boşver" demişlerdir. Bu, evsahibine de gürültünüze katlanmak zorunluluğu getirmez.

Telefonu yüzüne kapatmak, kapıyı suratına çarpmak, posta koymak vs. de nasıl bir insan nasıl bir komşu olduğunuzu gösteriyor ki hakikaten subseven'ın dediği doğru..("yazık adama.. senin gibi çirkef bir kiracıya denk gelmiş. tamamen haksızsın.")

Şudur budur, öfke kontrolünün olmadığını söylemişsin. Çocuk bu asabiyeti, söz dinlememeyi, durmamayı senden almış olabilir mi bu arada? :)

Ayrıca, çocuklarının gelmesi gitmesi görmesi görmemesinin seninle bir ilgisi yok. Bir de kirayı bankaya yatırmayı teklif ettin de kesin olarak reddedip, mutlaka elden vermen gerektiğini söylemediyse, sen de ortaksın bu konuya. Başka bir mevzu yüzünden, adamı bu yoldan şikayet etmen, iyi niyet gösterecek bir hareket olmaz. Hukuki olabilir ama ahlaki değil..

Not: "Evsahibi" diye belirttiğin için "evsahibi" ifadesini kullandım ben de. Yoksa herhangi bir komşu olabilir bu. Bir şeyi değiştirmez.

-> -> Ki ayrıca adam evsahibi olduğundan "kapılarımı mahvettiniz, evimi mahvettiniz" falan diye de çıngar çıkarabilirdi. Haksız bir endişe de olmazdı bu. Bu bile başlı başına adamın iyi niyetli olduğunu gösteriyor. Tamamen senin ihmalkarlığın/tedbirsizliğin..

Sözlük ve duyurunun atmosferine binaen, çocuk yetiştirme tarzına da söylenecek bir iki sözüm var ama benim de çocuğum yok. Belli ki çocuk sahibi olmayanın yorumlarını takmıyorsun :)

Bari en azından çocuğu bir doktora göster..
  • lazor  (19.04.12 01:50:32) 
@monkey sen de o yaşa geldiğinde sen de "yok edilesi" olursun dostum. sürekli çocuk bu çocuk bu deyip duruyoruz da bu da yaşlı bir adam anladığım kadarıyla. tölerans gösterilmeli, çok da tepemize çıkarmadan tabii. oğlunun gelmesi, kızının gitmesi bizi ilgilendirmez, bu biraz dedikoduya giriyor. tıpkı sizin çocuğunuzu nasıl yetiştirdiğinizin onu ilgilendirmemesi gibi.

bizim üst katımızda çocuklu bir aile oturuyordu, kendi yaptıkları gürültü yetmezmiş gibi (yüksek sesle konuşmalar, televizyonun sesini sonuna kadar açmalar, gece vakti paldır küldür merdiven çıkmalar) çocuklarının koşturması etmesi de cabasıydı. bir şey dediğimizde de efendim "çocuk bu napalım..." gibi şeyler söylüyorlardı. kendi yaptıkları gürültüyü de çocuk bahanesiyle örtbas ediyorlardı ya da belki kendi yaptıkları gürültünün farkında bile değillerdi bilmiyorum. neyse işte çocuklu komşuya tövbe ettik o gün bu gündür. umarım sizde de böyle farkında olmadığınız bir durum yoktur.
  • Demet  (19.04.12 01:55:18) 
@monkey: onu yapabilir miyim bilmiyorum. öfke anında olması lazım. bir de ben çok dikkatliyimdir. bir sürü puzzle'ımız var bir tanesini bile asmadım, çivi çakmayayım diye. onca duvarda sadece mantar panom asılı, oda 3m marifetiyle hazırlanmış, şu boyaya zarar vermeyen zamazingolardan. zaten hayvani dikkat ediyorum. içeride ben oturuyorum diye yaptığım büyük tadilatları bile kiradan düşmek gibi bir taleple ev sahibinin kapısına uğrayan bir insan değilim. eşim kızıyor bu yönüme. aslında damarıma basılmazsa şeker gibi kiracıyım. bankadan alsa kirayı otomatik eft talimatıyla hallederim. şimdi şehir dışında filan olursam bir kaç gün geç getiriyorum. sempozyum için şehir dışındaydım, o yüzden geç getirdim ve bu yüzden tüm öfkeme rağmen gayet ezik gitmiştim adamın kapısına. ama üsteliyor işte. bırak beni kendi halime. yok. illa damarıma basacak.


  • tannhauser  (19.04.12 01:55:29) 
@lazor: çocuk kapıyı çarpmaya başladığında, evet öncelikle panikledik ve nasıl bir strateji geliştireceğimizi düşündük. kapı çarpma hadisesi birkaç kez gerçekleştikten sonra ikna ve dikkat dağıtma metoduyla onu uzaklaştırdık. ancak yeterli olmayınca, söylediğin gibi kapılara havlu sıkıştırarak gürültü çıkmasını engelledik. o da oyunu bittiği için vazgeçti. ki zaten kaka yapmıştı. biz yıkamak için banyoya giderken telefon çaldı. yani son kapı çarpılmasının üzerinden beş-on dakika geçmişti.

"çocuğu ikna edemiyorum, yapıyor işte" demek hiç de saçma olmaz. çocuğu olmayanları gerçekten takmıyorum, hatta çocuğu olmayan padagogları da takmıyorum. o konuda haklısın. bu jokey at meselesi değil. gerçekten de sahaya çıkmış olman gerekiyor. ayrıca çocuktan çocuğa da fark var. hatta aynı ebeveynin farklı çocukları arasında bile fark var. bunu bile fark edemeyenlere ne desem az.

defaaten söylüyorum. sürekli tekrarlayan bir durum için kapıya gelmekte bir beis görmüyorum. ancak tekil olaylar için kapıma dayanan insanı affetmem, kovarım. orası benim kapım, onun değil.

çocuğun susturmakta başarılı olmanın çeşitli yolları var. ben kendi yöntemimi tercih ediyorum. çünkü kalıcı etkii yaratan bu. çocuk ikna edilmezse, havlu sıkıştırmak gibi yöntemlerle, sadece eylemin etkisi ortadan kaldırılıyor. eylemin hoş olmamasına dair mesaj verilemiyor.

alt kattakilerin şikayetçi olmaması elbette bir şeyi değiştirir. çünkü üst kattaki kendine yancı arıyor.

çocuk bu, asabiyeti de, söz dinlememeyi de benden öğrenmiştir. genetikten de almıştır, model de almıştır. eee, bununla neyi ispatlamaya çalışıyorsun.

kirayı bankaya yatırmayı kesin bir dille, ve tam üç kez teklif ettim. hepsinde de olumsuz cevap aldım. sonrak aylarda üstelemeyi bıraktım. normalde parayı eline almayıp, büyük oranda banka üzerinden kullanan bir insanım.

"kapılarımı mahvettiniz" diye de çemkiremez. çıkarken evdeki arızayı gösterir, ben girdiğimde yoksa parasını alır.

çocuk yapma. hayal kırıklığına uğrarsın.
  • tannhauser  (19.04.12 02:11:58) 
hala şu adamı haklı göstermeyin ya. adam resmen kıl bir ev sahibi. biz de bir sürü kiracıyla muhattap oluyoruz bu durumu anlayabiliyorum. bizim kiracılar ne kadar memnunlar bizden aklın yolu aynı yere çıkıyor bu şekilde hareket ediyoruz çünkü. kimseyi sıkıştırmıyoruz laf söylemiyoruz kendi evleri gibi görüyor tüm kıracılar da. hep eski ev sahiplerini anlatıyorlar bize. bu ve benzeri durumları anlatıyorlar.

bu adamın malı kıymetli.

şu ne biçim laftır şu saatten şu saate kadar ses oldu. bunu söyleyen biri takıntılıdır kağıda bile yazmıştır. iyi niyetli konuşcak biri ne der? oğlum evladım dün gece biraz ses oldu biz yaşlı insanlarız kaldıramıyoruz biraz daha dikkatli olun olur mu der.

ama nerdee..

ayağımı çekip oturdum yani sana katlandım katlanabildiğim kadar.merdivenlerden geçenleri çevirmek ne ya adam önceden kulis yapıyor çünkü kendine güvensiz ezik. eğer ki senin bir sıkıntın varsa ona buna sormazsın gider kendin söylersin. gidin söyleyin diyor başkalarına. çocukla baş edemiyorsun ne demek? seni beceriksiz işe yaramaz göstermeye çalışıyor. adam ezik rızkı dar malı kıymetli bir tip. uzak durulası bir insan adamı sinir hastası eder böyle tipler. adamın kapım çiziliyor diye ne kadar içi gitmiştir kimbilir:).dünya malı dünyada kalır arkadaşlar siz de böyle yapmayın önemli olan gönül kırmamak.
  • monkey  (19.04.12 02:12:25 ~ 02:24:52) 
@demet: monkey'i bilmem ama ben o yaşa geldiğimde böylesi bulaşık dingilin teki olursam, direkt yok olayım.

apartman hayatında komşular mutlaka birbirlerinin seslerini duyarlar ve tolere edilmesi gereken budur. çirkeflik yapıp çemkiren insanlar değil. yılın 365 günü tepende bangır bangır müzik dinleyen insanla, ayda yılda bir evde toplantı yapıp arkadaşlarıyla usturuplu eğlenen insan bir değil. ikincinin kapısına dayanırsan çirkef olursun. komşuların birbirinin sesini duyması kadar normal bir şey yok. ben mesela kendilerinin topuklu ayakkabıyla laminatlar üzerinde adımlarını sayabilirim. ama gidip de bu konuda uyarmak aklımdan geçmez. bu kadar hassas insanların paraya kıyıp müstakil evde oturmaları taraftarıyım.
  • tannhauser  (19.04.12 02:17:59) 
@demet benim dedem de böyle bir insan değil babam da değil ben de öyle olmam onlardan ne gördüysem onu yaparım. benim dedem de yaşlı bir insan kanser hastası hatta ama kapımızı hep açarız tüm mahalle içeri girer yer içer gider yazlıkta bahçede oynarlar dedemin de hasta hasta onlarla oynadığını bilirim. aynı şekilde babam da öyle emin ol yok edilesi olacak son insan ben olurum.

demet sizin o komşularınızla buradaki durum çok farklı.
  • monkey  (19.04.12 02:19:06) 
ekstradan şunu da anlatayım. alt komşuyla konuşmamızdan. biz daha burada oturmazken ve bizim ev boşken. alt komşunun misafirleri geliyor. yatılı kalıyorlar ve yakın akrabaları. misafirin 7-8 yaşlarındaki kız çocuğu kapıyı sertçe çarpıyor. neden çarptığını bilmiyorum. sizin çok sevgili, yaşlı, tonton, tapılası ev sahibi iniyor. kendisi emekli polis, alt komşu da halen görevde polis olduğu için büyük ihtimalle ona karşı kendini daha dominant hissediyor ve misafirinin önünde basıyor azarı. adamcağız aşağı tükürse sakal, yukarı tükürse bıyık. ha ben adamın yüzüne kapıyı çarparken bu olayı bilmiyordum ve bu benim hareketimi haklı çıkarmaz ama adamın nasıl bir yapıda olduğunu açıkça su yüzüne çıkarır.


  • tannhauser  (19.04.12 02:32:01) 
Yazdığınız ''ekstra''yı okuyunca gülümsedim. Bu neye benzer biliyormusunuz, anne ben tencereyi devirdim ama zaten sen yemekleri de kötü yapıyorsun. Benim çocuğum kapıyı çarptı ama bak adam daha önce başkasına da çemkirmiş. Bu adam çok re re rö... Aynı mantık.


  • buzbebek  (19.04.12 02:40:38) 
@buzbebek: çocuğum kapıyı çarpmadı demedim hiç. iki yaşında çocuk kapı çarpmasını çemkirilecek bir olay olarak gören insanları iki yaşında bir çocuktan daha irrasyonel buluyorum. mantıksızlığa da tahammülüm yok.


  • tannhauser  (19.04.12 02:46:50) 
buradakilerin çoğu evsahipleri öl dese ölecek insanlarmış, gerçekten çok etkilendim.


  • monkey  (19.04.12 02:52:51 ~ 02:59:00) 
burda siz haklısınız ya da haksızsınız demeyeceğim ama öfkenizi biraz daha kontrol edemezseniz haksız duruma düşeceksiniz.

bu çocuk gürültüsü konusunda benim baktığım bir nokta vardır, ister komşu olsun, otobüste, uçakta, ne bileyim cafede.

çocuk etrafa rahatsızlık verecek şeyler yaptığında gürültü olur, ayak altında dolaşması olur, elindeki oyuncağı gelip kafana atması olur:

ailesinin tepkisi nedir

çocuk rahatsızlık verirken ailesi cidden bunu engellemek için müdahale ediyor mu yoksa hiç sallamıyor mu?

bizim de üst katımızda var bir ufaklık, yeri geldi mi keşke matkap filan tadilat olsa da şu ses gelmese durumuna gelsem de annesi ya da babasıyla her karşılaşmamda insanlar "kusura bakmayın zaptedemiyoruz bizimkini" diyorlar.
bunun üzerine kimseye laf söylenmez.
  • sli  (19.04.12 09:27:29) 
kesinlikle haklısınız, fakat öfkenizi kontrol altında tutmalısınız ev sahibiniz gibi insanlar çok fazla etrafta. bence en kısa zamanda yeni bir ev bulup kurtulun ev sahibinizede yasal olarak mecburiyetiniz olduğu için kirayı artık bankadan ödeyeceğinizi bildirin, işten kira yardımı almaya başladım zorunluyum deyin mesela ödesin vergisini


  • sirena  (19.04.12 10:27:07) 
Davranışlarınızla haklıyken haksız duruma düşmüşsünüz. Çocuğu kapı çarpması vs. olabilecek şeyler, sizi taciz etmesini gerektirmez. Sakin kalabilseydiniz (suratına kapıyı kapatma) herkes size hak verecekti. Öfke level 2'den sonrası sadece sizi zıvanadan çıkarmak için söylenmiş laflar ki, bunu her yaşlı yapar; el-cevap: "sizin yetiştirdikleriniz belli, ayda yılda bir soruyorlar sizi, sizden çocuk yetiştirma konusunda alacağım ders olmaz. Bu konuya buradan devam ettirmek sizi de kıracaktır. Keselim." der kalkar giderim.


  • SiyamkedisiZorro  (19.04.12 10:53:17) 
hocam sonuna kadar sen haklısın, iyi ki de kapıyı amcanın suratına çarpmışsın. burda sana haksızsın diye cevap yazanlar çocuğu olmayan liseli-üniversiteli ergenlerdir bakma onlara.

2 aylık kolik bir kızım var, akşamları ve geceleri çok ağladığı zamanlar oluyor, fön makinası açık, aspirator açık oluyor, hiçbir komşumuz da çıkıp rahatsız oluyoruz falan demedi, yeğenim de 3-4 yaşlarındayken sabah 6'da kalkar dan dun oynardı ablamın alt komşusu hiçbişey demezdi, anlayışla karşılardı, kaldı ki senin alt komşun sesi duymasına rağmen rahatsızlık duymamış, amca artniyetli, kapılara zarar gelir diye korkuyor cimri. ev bulur bulmaz çık bence, öfkene yenik düşme.
  • this is heavy  (19.04.12 12:12:52) 
@sli: şu anda daha sakin düşünüyorum. emin ol, ben zaten insanları rahatsız edeceğim diye endişe yaşayan bir insanım. çok fazla sosyal ilişkim de olmuyor. iş gereği zaten günde dört beş saat uyuyabiliyorum. dün gece ev sahibine kirayı öderken saat 20:30'du ve ben saat sekizde gittiğim işten daha yeni çıkmış, eve bile uğramadan kirayı vermeye çıkmıştım. bunu da kendisine belirttim. 12,5 saattir işteydim yahu. dahası bu olay yaşanmasaydı, oturup yine çalışacaktım oğlum uyuduktan sonra. sosyal ilişki diyordum. bu adamlar biz ilk taşındığımızda, hep beraber size geleceğiz dediler. dört aileyiz apartmanda. eşimle bir garip olduk. o da çalışıyor. çocuğun tüm yemeklerini de o yapıp bırakıyor ki bakıcı sürekli oğlumuzla ilgilenebilsin. gözünü üzerinden ayıracak ekstra bir işi olmasın. her neyse, bu insanları evimizde ağırladık. onların evine gittik. hayatımda ilk defa ev oturmasına gittim yahu. sırf bizi burnundan kıl aldırmayan insanlar olarak görmesinler diye. oysa bu tempo içerisinde eşimle ben iki satır sohbet edebilmek için uykumuzdan feragat ediyoruz. ve bu toplantılarda peşin peşin ve defaaten özürler diledik. kendileri de gördüler, ne kadar meraklı bir çocuk olduğunu. oğlumdan şikayet etmek için gelen adamın elinden tutup evi gezdirdi oğlum. böyle bir ilişkiye girdikten sonra gelip şikayetçi olmak. dahası alt komşumuz polis. adam nöbetten geliyor saat üç gibi, ben uyanık olduğumdan duyuyorum. yarım saat sonra gaz sancısı, ot-bok-püsür bir şeyden dolayı oğlum uyanıyor ve başlıyor ağlamaya (susturamayacaksan çocuk yapmayacaktın abicim modeuna girenler çıksın). ertesi günlerde karşılaştığımızda mutlaka özür diliyorum. her seferinde, kendisinin küçük oğlunun duyma problemi olduğunu, tıbbi müdahaleler filan derken 6 yaşında sesini duyabildiklerini, bu yüzden çocuk sesini çok sevdiğini söylüyor. belki rahatsız oluyor ama sosyal nezaket gereği benim içimi rahatlatıyor. bunu yapmasa ben oğluma düşman olacağım, beni bu pozisyona düşürdüğü için. yani düşman olmuyorsun da diken üstünde ve gergin bekliyorsun, ha kaşık attı, ha kolu bardağa çarptı yere düşürdü filan falan.

@sirena: ev aramaya başladım zaten. bir an önce kurtulacağım.

@siyamkedisi: öfkenin bana neler kaybettirdiğini biliyorum. olayların üzerinden zaman geçtikten sonra şöyle afili bir konuşmayla çok güzel hallederdim, benim yerime karşı taraf çıldırırdı diyorum. ama alkol gibi öfke. bünyeme nüfuz edince delleniyorum. bir başka insana dönüşüyorum. kesinlikle yardım almalıyım. ancak küçük bir şehirdeyim ve düzgün bir uzman bulamıyorum.

@this is heavy: teşekkür ederim. bir şey söylemek istiyorum. ukalalık gibi algılama. biz de oğlumuzun o dönemlerde kolik olduğundan şüphelenmiştik. bazı çocuk doktorları, "nasıl ki bir çok doktor, yetişkinlerde sebep bulamadıkları zaman stres deyip işin içinden çıkıyorlarsa, çocuklar için de kolik deyip işin içinden çıkmak son zamanların modası" gibi şeyler söylemişlerdi. belki kızını rahatsız eden başka bir sebep vardır. mesela gaz problemi kolik gibi belirti gösterebiliyor. bizim durumumuzda böyleydi. seninkinde de başka bir sorun olabilir. sonuç olarak kolik biraz dış dünyaya adaptasyon sorunu gibi bir şey. araba, elektrik süpürgesi, aspiratör, fön makinesi gibi süreğen uğultu bebeğin ana karnında duyduğu sesleri simule ediyor sanırım. bu farklı sorunda da çocuğu rahatlatabiliyor. allah kızına ve sana sağlıklı, mutlu, uzun ömürler versin.
  • tannhauser  (19.04.12 13:35:27) 
[]

ekran dik olunca boyunda sertleşme

bilgisayar ekranı dik duruyorsa ve bir şekilde fark etmeden yarım saat filan çalışmışsam boynumun omuzla birleşen kasında felaket bir sertleşme ve ağrı oluyor. sizde de böyle bir sorun var mı yoksa ben mi hassasım?




 
pozisyondan da olabilir. koltuğa koyduğun minder, kolunu koyduğun masa vs..boynunu rahatsız açıda bırakmana vesile olabilir. başta farketmezsin ama zamanla ağrıtır.


  • mayeskuel  (11.08.11 16:58:17) 
yok, koltukla ilgili olmadığına eminim. zira ekran konumunu değiştirdiğimde bile rahatlama ve yumuşama hissi beliriyor. belki de saplantılıyımdır bilemiyorum.


  • tannhauser  (11.08.11 17:20:03) 
boyun fıtığı geçmiş olsun.


  • derman  (11.08.11 17:27:06) 
@derman: günde 10 saat çalışsam bile gayet rahatım ama ekran hafif yamulmuşsa ben de yamuluyorum. fikrinde ısrarcı mısın?


  • tannhauser  (11.08.11 17:29:40) 
[]

Kayseri'de Ne Yenir Ne İçilir?

Hafta içi, saat 14:00'dan 19:00'a kadar nerede ne yenir, tuborg satan birahane bulma ihtimali var mıdır? yoksa arabada nerede içilir?




 
araba varsa talasa ali dağına filan çıkabilirsin. kayseri manzaralı güzel olur.


  • oshamahue  (02.05.11 01:30:37) 
pastırma:)


  • bıdıbıdı  (02.05.11 01:32:31) 
[]

Laptop Lcd Paneli Monitör Olarak Kullanmak - Reloaded.

Daha önce bu soruyu sormuş, net bir cevaba ulaşamamıştım. Şimdi eski duyuruya link veremedim.

Bunun teorik olarak yapılabilirliği olduğunu öğrenmiştim o dönem. Şimdi de pratikte nasıl yapılacağını öğrendim. Ancak bir sorunum var. Bu işi başarabilmek için "lcd to vga converter card" gibi bir nesne edinmem lazım. Bir kere bunu nereden alabileceğini çözemedim. İkincisi, böyle bir parçayı her panelde kullanabilir miyim, yoksa kendi panelimin bilgilerini alıp ona göre mi aramam lazım? Lan zaten aleti nereden bulacağımı bilemiyorum, bir de panele özelini nereden bulaağım yahu!


 
bunu mecidiyekoy de yapan bi dukkan var. ali samiyen stadinin karsisina gec, profilo'ya dogru giderken ilk sola don elektrikci cevdet'in dukkanini sor. elektrikci cevdet yardimci olur.


  • perkele  (16.02.11 21:50:45) 
[]

Laptoptaki LCD Paneli Monitöre Çevirmek

Selamlar, eski bir dizüstüm var. Burada satmaya çalıştım başaramadım (almadınız ipneler). Şimdi ikinci bir monitöre ihtiyaç duyuyorum. Düz adam yanım diyor ki; "Aga sökersin paneli anakarta giden kaploları alır kalabalık olanı VGA konnektörüne, daha tenha olanı da fişe bağlarsın. Takarsın dizüstünün harici girişine. İlik gibi olur." Ama daha analitik ve bu konularda zırcahil olduğumun bilincinde olan yanım "Yok üstadım" diyor, "daha sofistike bir şeyler yapman lazım!"

Google amca da biraz arattım. forum.donanımhaber'de olmaz öyle şey demişler. Bir aparat alınması lazım demişler. O aparata 50 lira vereceğime gider 100 liraya ikinci el bi' monitör alırım daha iyi! Var mıdır sadece evdeki aletleri kullanarak bunu yapabileceğim bir yöntem?


 
ikisinin besleme voltajları akımları farklıdır, direk alev aldırırsın gibime geldi.


  • bryan fury  (26.11.10 18:25:58) 
@bryan fury: "ikisinin" derken panele gelen elektrikten bahsediyorsun sanırım. panele giden elektriği adaptör yardımıyla sınırlamak bir çözüm olabilir mi ki?


  • tannhauser  (26.11.10 18:36:39) 
belki paneli kırılmış bir monitör bulursan, sadece paneli o şekilde kullanabilirsin diye tahmin ediyorum.

sadece paneli lebtabtan ayıramazsın bence, onun kontrol kartı, şasesi(artık ne varsa) kasanın içindedir.
  • hollowlife  (26.11.10 19:20:32) 
tembelliği bir kenara bırakıp ecnebi forumlarında yaptığım araştırmalar neticesinde teorik olarak mümkün olabilme ihtimali olmakla beraber pratikte zaman ve paraya mal olacağını anlamış bulunmaktayım. dolayısıyla, satılık dizüstü var olm. 100 liraya!


  • tannhauser  (26.11.10 23:58:17) 
[]

bombastik multiplayer oyun aranıyor

şimdi şöyle. biz evde iki kişiyiz. asosyallik o boyutlara vardı ki internette bile birileriyle tanışıp muhabbet etmeye tahammülümüz yok! biz tavsiye edeceğiniz oyunu kuralım, bu oyunda ikimiz ayrı bilgisayarlarda ama aynı takımda olalım. görevleri aşalım paşam.

not: bahis konusu oyunun, 1,6 ghz dual core işlemci, 1 gb ram ve 224 mb ekran kartına sahip bir laptopta takılmadan çalışması gerekmekte.

edit: fps tarzı oyunlar tercih sebebi oluyor. kana doymuyoruz evcek.

 
splinter cell chaos theory nin öyle bir seçeneği olması gerek tam emin değilim ama.


  • auzril  (11.07.09 16:04:53) 
sistem kaldirir mi bilmiyorum ama gears of war olabilir.


  • kakoy  (11.07.09 19:33:01) 
Counter, War Rock, Heros 3


  • pichoscosama  (11.07.09 20:25:53) 
mmorpg işine girin bence. dungeons and dragons online iyidir mesela.

kesmez diyorsan heroes 3, CnC generals + zero hour
  • rygard  (11.07.09 21:14:25) 
left 4 dead deneyin. sistem kaldırırmı bilmiyorum gerçi. ama yanınıza 2 tane daha adam alın iki botla uğraşmayın. veya eskiden rainbow sixler vardı onlar da güzeldi. raven shieldda varmı co-op bilmiyorum gerçi.


  • argent dawn  (12.07.09 00:29:54) 
[]

Neden 330 ml?

Bu kutudaki alkolsüz içeceklerin 330 ml olmasının sebebi nedir uşaklar? Hani mesela six pack bir ev hanımının taşıyabileceği miktar olarak belirlenmiş ya. Bundaki numara nedir acaba?

NOT: Evet, biraların da 330'lukları filan var ama ben onları otelden başka yerde içmedim. Marketlerde de alan görmedim.


 
Bi 10 sene kadar önce kolanın bi büyük boyu yani 500 ml olanları çıkmıştı çok iyi hatırlıyorum. Hatta alıp içmiştim ama talep olmadı demek kaldırdılar.


  • nesenbilneben  (17.06.09 13:33:36) 
efes çevir aç kapaklı şişelerin 330 ml olanı çıkmış. 330 ml değilse de 500 ml'den küçüktü işte. geçenlerde bi bakkalda görmüştüm. tabiki de alıp içmedim.


  • spirit crusher  (17.06.09 13:37:04) 
bu sorulmuştu sanırsam. kutu üretim açısından en az maliyetle bu ölçüde üretiliyormuş galiba. bir ara istersen yine de.


  • gorunen koyun gorunmez kilavuzu  (17.06.09 13:37:22) 
bir litrenin yaklaşık üçte biri olduğu için olabilir.

bazı standartlar sadece standart olmaları için üretilmiştir.
  • thriller  (17.06.09 13:37:38) 
  • skatheist  (17.06.09 13:39:12) 
hum bardaklar da tam bu kadar, sanırım bir bardak kola satmak iiçin sadece.


  • bryan fury  (17.06.09 13:39:58) 
matematiksel olarak denklem bulurlar, türevi sıfıra eşitlerler ve optimum düzeyde maliyet/talep oranıyla bunu bulurlar.


  • passion rules the game  (17.06.09 13:54:51) 
hmm, linkteki cevap bana bayağı ilginç geldi.

@nesenbilneben: ben çocukken de kutuları bir miktar büyütmüşlerdi. 50 ml fazlaydı hatırladığım kadarıyla. fazlalık bölüm beyaz pepsi kutusunun üzerinde kırmızı bir ek şeklindeydi. gayet de severdik.
  • tannhauser  (17.06.09 20:46:35) 
[]

Office Word'de Dipnot Sorunu

Uzunca açıklamam gerekiyor ama sadece olup olmayacağını soruyorum. Eğer olabiliyorsa kendim karıştırır hallederim.

Şimdi bir çeviri hazırlıyoruz. Akademik bir çalışma. Çevirdiğimiz metnin dipnotları var ve haliyle onları da çeviriyoruz. Diğer yandan bizim de dipnotlarımız, açıklamalarımız var. İstiyoruz ki bizim dipnotlarımızla yazarın dipnotları karışmasın. Şöyle bir şekil düşündük:

metin başı---------------------------------------------
-------------------------------------------------------
-------------------------------------------------------
-------------------------------------------------------
-------------------------------------------------------
-------------------------------------------------------
---------------------------------------------metin sonu

_________dipnot çizgisi__________________

dipnot-------------------------------------------------
-------------------------------------------------------

_______________bizim dipnotun çizgisi__________________

bizim dipnot-------------------------------------------
-------------------------------------------------------

word'de bu şekilde bir sayfada numaraları birbirinden farklı olmak üzere, iki ayrı dipnot bölümü oluşturabilir miyim?

cevaplar için şimdiden teşekkür ederim.

not: yayıncı bizim yazdığımız metin üzerinden basım yapacak. yani quark vs kullanma şansımız yok. office word kullanılacak. yayıncıya metnin pdf'si gidecek.

 
Bu belki işinize yarar:

en.allexperts.com
  • sui  (04.06.09 15:46:42) 
[]

Araba Alım Satım İşlemleri - Fiyat

19.000 tl değerinde ikinci el bir araba alırken, noterdi şuydu buydu, toplamda ne kadar masraf gider?

örn. cevap: geçen bizim bi' arkadaş aldıydı, şu kadarlık arabaya şu kadar vergi, harç, zart zurt, toplamda da şu kadar para verdi...

şimdiden teşekkür ederim.

 
noter ve ruhsat islemleri icin ben yaklasik 450 lira harcamistim.

bir de trafik sigortasi var tabi
  • mat couthon  (02.06.09 21:56:39 ~ 21:57:03) 
ben geçen sene araba aldığımda masrafları aşağı yukarı şöyle olmuştu:

-noterde satış işlemi 200 tl (yalnız bu şık marka model ve yaşa göre değişiyor, benim araç noterdeki listede yer almadığında bu kadar ödedim. sanırım bundan biraz daha az oluyor normalde)

-trafik sigortası 170 tl. bunu herhangi bi sigorta acentesinden yapabilirsiniz taksitle de yapıyorlar. yalnız araba alırken bunu da pazarlık konusu yapabilirsiniz, yani aracın devam etmekte olan sigortasını kullanmak isteyebilirsiniz. aracın önceki sahibi sigorta parasını geri almadığı sürece sigorta devam eder.

-muayene 90 tl (bunu tam olarak hatırlamıyorum biraz sallamış olabilirim) ama tabi aracın muayene süresi geçmemişse gerek yok.

-ruhsatı emniyette üstünüze alma masrafını hatırlamıyorum ama 100 civarında bişey olabilir. yalnız emniyette bu ruhsat eskimiş yenisini çıkar gibi bi gıcıklık da yapabiliyolar onun için de bi 15 lira kadar ödemek gerekiyor.

-kendi aracınızı camlarını açıp püfür püfür sürmek paha biçilemez.
  • johan sebastian  (02.06.09 22:44:57) 
geçen sene aldığım, fiyatı o civarda olan arabam için harcadığım masraf aşağı yukarı 400-500 civarıydı. yanılmıyorsam 250 lira civarı noter masrafı tuttu. 130 lira falan trafik sigortasıydı. gene 150 lira civarı da ruhsat devir işlemleri tutmuştu. aracınızın modeline ve motor hacmine göre sigorta bedeli değişecektir. diğer devir işlerine fark geldi mi bilmiyorum. ayrıca ruhsatı kendiniz çıkarmanız ile muamelecinin çıkarması arasında da maliyet farkı olacaktır.


  • hevipeyra  (02.06.09 22:48:06) 
sigirtayi devir alamiyorsunuz. eski sigorta eski sahibi tarafindan iptal ettirilip iadesi aliniyor. her halukarda yeni police yaptirmaniz lazim. plaka ve sirkete gore fiyatlari da degisiyor. 170-250 arasindadir


  • mat couthon  (02.06.09 23:33:56) 
19 bin TL ye aldığım araç için 650 TL cibvarında masraf yaptın. tarih 2 ay 15 gün öncesi.


  • fempusay  (03.06.09 09:36:14) 
[]

Çamaşır Makinesi. Hangi marka, hangi model?

Kıymetli duyuru ahalisi, anneleri, evcimenleri, kahvegibi sen de:)
Annemlerin evindeyim, elektrik faturalarının bizimkinin iki katı olmasını emektar çamaşır ve bulaşık makinesine bağladım. Anneme de kızdım, küresel ısınma filan diye. Anneciğim de bana borçlarından bahsetti, "Salaklanma" dedi. Bu da bana çok koyunca sevgili Mücüğüme çamaşır makinesi almaya karar verdim. Ama insanın kendisine aldığı gibi olmuyor. Sabahtan beri okuyorum. İşin içinden çıkamadım.

Şöyle bir güzellik yapsanız; birileri nelere dikkat edilmesi gerektiğini açıklasa, birileri marka ve model tavsiyesinde bulunsa neden onu seçmemiz gerektiğini söylese.

Biraz da detay vereyim, şehrin suyu çok kireçli, annemler evde iki kişiler, çamaşır makinesi banyoda duruyor (bir şeyi değiştirir mi bilmiyorum). Bütçe de çok zorlamasın bizi ama parayı da çok önemsemiyoruz yani.

Herkese şimdiden çok teşekkür ederim.

 
Bosch WAS20761TR

Fikir edinmek babında;

www.turkeyforum.com
forum.donanimhaber.com
  • anarche  (23.05.09 10:57:25 ~ 11:00:10) 
bosch iyidir. nasıl detaylandırayım bilmiyorum ama annemin yıllarca kullandığı arçelik'ten bilmemneden daha güzel yıkıyor.


  • hevipeyra  (23.05.09 11:24:41) 
buzdolabıdır muhtemelen o. çünkü iki kişinin bulaşığı ve çamaşırından ne olacak? haftada kaç kere açtıklarını sorun ona göre hesap yapın.


  • ozdek  (23.05.09 11:59:53) 
bak, arcelik vestel falan onlardan uzak dur kesinlikle. belki iki yuz uc yuz fazla vericen ama almisken bosch veya siemens al. sonucta 10 yil kullanacagin bir sey. ha hem ekonomik hem kalite dersen ariston al.
yok biz de para bok diyorsan en yakin miele bayisine gidiyorsun... oke?
bir de fazla digital olmasin. anneler anlayamiyor pek...
  • ne nicki be  (23.05.09 12:30:55) 
kesinlikle miele.


  • s nek  (23.05.09 12:54:56) 
cevaplar için teşekkürler, farklı fikirleri beklediğimi de ekleyeyim.

@özdek: buzdolabını yeni değiştirdiler, bildiğim kadarıyla 10-15 liralık bir düşme faturada.
  • tannhauser  (23.05.09 13:02:53) 
Eger yetkili servisi onemsiyorsan.Kesinlikle arçelik tavsiye ederim


  • bilgisizbilgili  (23.05.09 13:48:26) 
tabii ki arçelik

Edit: vestel den uzak dur. Servis konusunda çok kötüler
  • ilkdefa  (23.05.09 13:55:45 ~ 13:56:12) 
ben vestel aldım ama beko'nun buzdolabı için gelen servisini çok başarılı buldum


  • sijwocaq  (23.05.09 14:21:04) 
Bir Beko aldım, çok güzel. 8 Kg. A+A sınıfı elektrik. Ses çıkmıyor resmen makineden...


  • pass  (23.05.09 15:23:34) 
bu aralar boschta indirim var(gerci hepsinde var hesapta) arcelikle arasinda pek fiyat farki yok. biz bosch aldik ama daha kullanamdu=ik ama genelde camasir bosch diyorlar.


  • vecihi  (23.05.09 15:28:08) 
[]

türkiye'de hottopic benzeri mağaza

alışveriş yapmak için değil de çeviri için soruyorum. türkiye'de bu tükanın muadili nedir?

www.hottopic.com


 
yok!!

hottopic bir amerikan markasıdır, şubelidir zincirdir popülerdir, dükkanları internetten daha çılgındır
yıllar sonra 1-2 senedir "çaput" veya benzeri isimlerde çok başarısız taklitleri türkiyenin bi çok yerinde türedi,
isimleri çaput olması çok ilginç tabi
  • demlikposet  (23.11.08 23:39:15) 
[]

lcd ekran, hangisini alsam?

efendim şu iki monitörden hangisini alsam? para sorun değil de arada uçurum var be abi. ne yapıyorum. 5 seneye kadar oyun oynayacağımı sanmam ama dizi ve belgesel seyrediyorum. sinema filmleri için farklı bir sistem kullanıyorum, monitörü kullanmıyorum.

www.hizlial.com
www.hizlial.com

 
alacaksan viewsonic al derim sonra arkama bakmadan giderim.


  • rentts  (11.11.08 18:24:40) 
@rentts: viewsonic benim de aklımda olan bir marka ama aşağıda duyuru var ya, bu site dolları sabitlemiş filan. maalesef viewsonic bulunmuyor.


  • tannhauser  (11.11.08 18:34:12) 
2. el al. ben öyle yaptım gayet de memnunum ne bi ölü piksel ne başka bi sorun var canavar gibin şerefsizim.


  • rentts  (11.11.08 19:31:25) 
samsung al derim ama o kadar büyük alma max.19 " al hatta bana kalırsa 17" kare al


  • enter saltman  (11.11.08 21:59:27) 
[]

çok üşüyorum

odada deli gibi sigara içtiğim için kapım sürekli açık. pencereyi de açık tutmaktan mütevellit donuyorum. ayaklarımı ısıtmak için bir ısıtıcı almaya karar verdim ama ne alayım karar veremedim. şu dandik infraredlerden almak istemiyorum. elbiseyi ısıtıp insanın vücudundaki soğukluğu daha çok hissetmesine sebep oldukları gibi, göz yakıyorlar vs vs. biraz baktım; yok karbon-fiber, yok seramik! şaşırdım kaldım. bi yardımcı oluverin. şu üçünden birini düşünüyorum.

tinyurl.com
tinyurl.com
tinyurl.com

not: sigarayı bırakma tavsiyesi veren ilk kişiye ve sonrakilere ne desem bilmem.

 
Yahu eczaneden termofor (sıcaksu torbası) alıver, koy ayağna karnına mis gibi ısınıyo insan. Ama bi yerden sonra yetmeyebilir de tabii...


  • inugard  (11.11.08 14:40:17) 
benzer bir şey bende araştırıyordum, (git: 44202)
ancak sonunda bir yerden bedavaya 1250w + 750w'lık böyle rezistanslı mı oluyor bilemiyorum bir ısıtıcı buldum, hemen ısınıyor fanı var arada ayağım üşüdüğünde fanını açıyorum falan hoş.. belki yararlı olur..

  • p shadow  (11.11.08 14:40:39 ~ 14:41:05) 
@inugard: okuldaki odamda öyle termoforla oturmak pek hoş olmaz gibi:)
karnında termofor olan birini öğrenciler pek sallamayabilir. "dikkat edin termoforu var'" diyebilirler.

  • tannhauser  (11.11.08 14:49:41 ~ 14:51:12) 
ahaha ben ev sandım da ondan dediydim =)


  • inugard  (11.11.08 15:23:03) 
tütün çiğne...


  • pain  (11.11.08 15:50:44) 
sigarayı bırak tavsiyesi verenlere gıcık olacaksın da bırak be kardeşim. masraf yapmamış olursun hem.


  • rectoa  (11.11.08 18:16:35) 
@rectoa: peşindeyim. en zayıf noktanı kolluyorum:p


  • tannhauser  (11.11.08 18:56:11) 
onun yerine dumanı tahliye etmek için değişik bir yöntem deneyeblirsin. misal pencereye takılan fanlar yada sigarayı balkonda içersen sanıyorum hem daha az içersin hemde duman sorunun olmaz. öyle işte..


  • hollowlife  (11.11.08 19:29:36) 
[]

http://info.sourtimes.org/

sanırsam sözlük an itibariyle sıçışlarda.
eskiden böyle bir opsiyonumuz vardı, yazardık info.sourtimes.org ne oluyor bitiyor öğrenirdik. artık o da iç sunucu hatası 500 diyor. nedir, ne değildir?



 
sözlük bugun sabahtan beri sicislarda zaten.
ayrica verdigin adres dogrudan sozluk.sourtimes.org? adresine yönlendiriyor. hata filan varmiyor yani.

  • trimpot  (10.11.08 20:55:16) 
çünkü bu url de artık direk sözlüğe yöneliyor.


  • teritori  (10.11.08 20:55:29) 
hmm.
yani bir anlamı kalmadı artık.
sadece kötü zamanlarda başvurduğum için hiç fark etmedim direkt sözlüğe yönlendiğini.
  • tannhauser  (10.11.08 20:59:56) 
  • entrapmen  (10.11.08 22:06:17) 
[]

ellerimin derisi dökülüyor?

haftasonu lavabodaki tıkanıklığı gidermek için verdiğim uğraşlar esnasında ellerim bol miktarda lavabo açıcı kimyasala maruz kaldı. işimi bitirdikten sonra bol suyun altına tuttum ama başka herhangi bir uygulama yapmadım. bugün itibariyle avuç içlerim ve parmak aralarımdan başlamak üzere döküntüler görüyorum. rahatsızlık vermiyor ama akşam salatada kendi derimi yemek istemem doğrusu (evet eldiven kullanacağım) bu yüzden bu işlemi hızlandıracak kremdir, pomattır ne olabilir?

(bkz: lavabo aç)


 
bol bol el kremi sür diyicem ama böyle durumlarda eller kendi kendilerini zamanla toparlıyorlar:) Neutrogena'nın el kremi iyidir mesela, aslında bu durumda sana çok yağlı (arko gibi) bir krem iyi gelebilir belki ama onu sürdükten sonra da ellerin yağlı oluyor, pek iş yapamıyorsun. en rahatı ellerine gece yatarken iyi bir el kremi sür ve eline kışlık eldivenlerini geçirip yat. Bir yerden sonra çok sıkılırsın belki ama birkaç saat dursa bile kardır.


  • think martini  (10.11.08 13:41:59) 
vazelin öneririm. gül kokulu falanı değil. tüp içinde saf vazelin. yatarken sürün. çok iyi geliyor. çok da ucuz.

eczacı erotik anlamlar yükleyip "voheyy anal sekis mi yapacan la" bakışı atmıyor korkmayın.
  • kibritsuyu  (10.11.08 13:46:33 ~ 13:46:46) 
[]

samsung phone software update

sevgili dostlar samsung f210 ile ilgili yazılım sorunlarımı samsung f210 başlığındaki ikinci entry'de ve #31862 no'lu duyuruda belirtmiştim. şimdi bu adamlar başlıkta gördüğünüz isimda bir yazılım hazırlamış ve pcstudio'ya entegre etmişler ama 1200 kez filan denememe rağmen "telefonunuz pc'ye bağlı değil" uyarısı ile karşılaşıyorum. yazılımın f210 destekleyip desteklmediğini öğrenemediğim için hatalı ya da eksik bir şey mi yapıyorum bilemiyorum.

programın kullanımı çok basit ve şurada anlatılmış:
uk.samsungmobile.com

şimdi bu yazılım bizim telefonu destekler mi?
desteklerse ne yapmalı?

not: intel chipsetli anakarta sahip bir laptopla uğraşıyorum. sorun onda olabilir mi? pc'ya pc studio kurmaya üşeniyorum.

 
ben de d600'ü pc studio'ya göstermek için akla karayı seçmiştim. Bağlı değil diyordu ısrarla. Nasıl hallettim tam hatırlamıyorum ama söyleyeceklerimi bir deneyin.

-USB kablosunu takmadan önce telefon ayarlarından bağlantı türünü değiştirin (modemse depolama aygıtı yapın. ya da tam tersi)
-Kabloyu taktıktan sonra cd den uygun driver ı manuel olarak göstererek kurun. cd deki farklı driverları deneyin.
-Pc studio programında port ayarlarına dikkat edin. Gerekirse com portunu da manuel ayarlayın.
  • neronas  (02.11.08 14:42:31) 
@neronas: cevap için teşekkür ederim ancak benim sorunum telefonu pc studio'ya göstermek değil.pc studio üzerinden her türlü işlemi yapabiliyorum. yalnız bu yeni update programı ile software (firmware) update yapmaya çalıştığımda "telefon bağlı değil" uyarısı alıyorum. daha da açık olmam gerekirse programın update ekranını açtığımda telefonun ışığı yanıyor "pc'ye bağlı" yazıyor ekranda, sanki bağlantıyı kendiliğinden kesiip yeniden bağlanmış gibi. çünkü daha önceden zaten bağlı oluyor. sonradan programın dört adımlı bir işlem yapması lazım, ilk adım telefonda hazırda bulunan firmware'in no'sunu filan tespit etmek ama daha bunu yapamadan "bağlı değil" uyarsını dayıyor. diğer adımların neler olduğunu göremedim haliyle.


  • tannhauser  (02.11.08 14:50:42) 
kendi soruma kendim cevap vereyim bari de öksüz kalmasın. şu anda benim f210'u desteklememekle beraber ben umutluyum. desteklene henüz 4 model var, ama artacak sanırım. şuradan desteklenen modeller görülebilir:
uk.samsungmobile.com

  • tannhauser  (08.11.08 16:10:50) 
[]

ecnebice yer isimlerinin türkçe karşılıkları

şu aralar arap isyanıyla ilgili ingiliz belgelerini çevirmekle uğraşıyorum. en büyük sorun yer adarından çıkıyor. yok mudur internette "jurf el-derwish" yazınca türkler burayı şöyle isimlendirirler diyen bir hizmet.

not: google'ın ne olduğunu biliyorum. çıkan sonuçlar arasında arama yapmak çeviriyiçok yavaşlatıyor. asli işlerime zaman ayırabilmek için bu çeviriyi bir an evvel bitirmeliyim.


 
google translate denediniz mi?
translate.google.com

  • jangara  (29.10.08 14:26:54) 
bir kısmı wikipedia içinde bir yerlerde vardır, özellikle ikinci linkte see also kısmını biraz kurcalarsanız işinize yarayabilir.

en.wikipedia.org
en.wikipedia.org
  • hapax  (29.10.08 14:30:01) 
@jangara: ilginiz için teşekkür etmekle beraber, google translate kelimelerin anlam karşılıklarını veriyor. yani özel isimler için kullanılamaz. kaldı ki ingilizce'den türkçe'ye çeviri desteği de yok bildiğim kadarıyla.


  • tannhauser  (29.10.08 14:32:55) 
@hepax: teşekkür ederim. benim işimi görmemekle beraber, aradığım kaynak böyle bir şeydi.


  • tannhauser  (29.10.08 14:35:30) 
[]

hangi telefonu alsam?

şimdi efendim ingiltere'den bir adet bedava telefon getirtme şansım var. üstelik hangi telefonu istediğim de bana kalmış. hal böyle olunca seçim yapmak da zor oluyor. htc diomand ya da samsung omnia düşündümse de bir türlü karar veremedim htc touch hd çıkmış olsa onu alabilirdim ama htc touch pro'yu boyutları dolayısıyla kesinlikle düşünmüyorum. iphone istemediğim de kesin olarak bellidir herhalde. siz olsanız hangi telefonu alırdınız ve neden?

not 1: illa yukarıda yazdıklarım olacak diye bir şey yok, alternatiflere açığım.

not 2: ben olsam htc pro alır, satar samsung omnia alıp artan parayı yerim gibi fikirlere açık değilim.

 
ben omnia kullanıyorum cok memnunum .. bilgisayar yaniniz da gibi .
tum sevdigim mp3 ler, klipler, fotograflari attim.. opera ve explorer var.. msn var . dosya bile gonderdm msn den :) kalemi de var. o da kolaylk sagliyo :)

  • lady laura  (25.10.08 00:49:35) 
xda-developers.com sağolsun htc'lerde ev yapımı rom ve program desteği zibil gibi. o yüzden diamond memnun eder. touchflo arabirimi ve ekran hassasiyeti de güzel. omnia'yı hiç canlı görmediğim için bi yorum yapamayacağım ama ekran çözünürlüğünün az olması en kötü özelliği.

şu an piyasada kararsız kaldığın telefonlar dışında alınabilecek güzel bir şey yok zaten. nokia n96'dan falan uzak durmak gerek direkt.
  • hububrad  (25.10.08 01:13:28) 
bugün teknosada gezerken nokia e71'i inceledim biraz (bak sen). şahsen hoşuma gitti. ince, hafif, hızlı, kullanışlı. 8.6/10 puan verdim kendimce. bilmem tarzınıza uyar mı.


  • insanimsi  (25.10.08 02:06:01) 
bence "iphone almam" gibi bir önyargın olmasın. özellik olarak baktığında omnia daha üstün evet. ama eline alıp kullanımına bakmalısın. omnia'nın touchscreen'i acaba iphone'unki kadar hızlı cevap verebiliyo mu sana? menülerde gezerken kasıyo mu falan. bunlara da bak yani. sen sadece telefonların özelliklerine bakınca onların kullanım hissini anlayamazsın. ben iphone veya omnia kullanmıyorum ama 2sini de canlı olarak gördüm. iphone'un touchscreen'i daha iyimiş gibi geldi bana. telefonları eline alıp inceleme şansın varsa o şansı kullan derim.


  • edge_nabby  (25.10.08 04:50:42) 
omniayı tavsiye etmiyorum cep bilgisayarını bu konunda deneyimli markalardan almak daha mantıklı ben de htc touch diamond, hd ya da pro öneririm.


  • yuto  (25.10.08 10:07:36 ~ 10:07:52) 
samsung'un yeni çıkan innov8'e bi bak. i8510 olarakta geçiyo. kral telefondur.


  • etna  (25.10.08 10:56:30) 
samsung innov8 candır. kebabtır. şiştir.


  • ataturkiye  (25.10.08 12:28:29) 
cevap yazan herkese ayrı ayrı teşekkür ederim.

@edge_nabby: iphone'u daha önce pek çok yerde dile getirilen eksileri dolayısıyla düşünmüyorum. çünkü bunlar önemli benim için.

@yuto: her ikisi de wmobile kullandığı ve omnia'nın donanım özellikleri daha iyi olduğu için omnia'dan yana kullanıyorum tercihimi. daha önce yazdığım gibi htc touch hd çıkmış ya da bir iki haftaya kadar uk'de çıkacak olsa hiç düşünmez, böyle bir başlığı da açmazdım.

@etna, @ataturkiye: innov8 şeklen beni hiç cezbetmedi. bazen estetik her şeyden önce gelebiliyor.

son olarak htc touch hd'de aklım kaldı diyor. benim gibi işi acele olmayanlara kesinlikle touch hd tavsiye ediyorum.
  • tannhauser  (26.10.08 10:35:09) 
[]

ms word'de dizin (indeks) hazırlama

soru açık, word'de var mıdır böyle bir opsiyon, kolaylık?
mesela şöyle olabilir. baş harfi büyük olan bütün kelimeleri, yanında geçtiği sayfa numaraları ile çıkarsın. biz aradan yer ve kişi isimlerini seçip, kolayca işin içinden çıkalım.

örnek:

- Orhan (21, 37, 45, 57, 118)
- Germşiyan (37, 54, 74)
- Ayrıca ( 12, 17, 21 vs.)

gibisinden uzayıp giden bir tablo hazırlasın. ben aradan "Ayrıca" vesaireyi ayıklayayım. olmaz mı? olsun. buldurun.

 
Var. Ama anlatması zor. Headings vs.nin düzgün hazırlanmış olması lazım.


  • kays el mecnun  (17.09.08 12:27:23) 
Sayfalardaki konu başlıklarının ilk baştan itibaren çok düzgün ve sıralı şekilde yapılması gerekiyor. Aksi takdirde kendiniz elle yapabilirsiniz.


  • galler prensi  (17.09.08 12:58:33) 
cevaplar için teşekkür ederim. ancak verilen cevaplardan sormak istediğim şeyi tam olarak soramadığımı anladım. hazırlamak istediğim, içindekiler tablosu değil. Yani:

Önsöz 3
Giriş 5
I. Bölüm 11

şeklinde bir tablo hazırlamak değil niyetim. "kişi ve yer adları dizini" hazırlamak istiyorum. mesela metinde "sarı çizmeli mehmet ağa" hangi sayfalarda geçiyor. onu bulacağım ama onu da yukarıda anlattığım gibi, ben "sarı çizmeli mehmet ağa"yı aratarak değil büyük harfle başlayan kelimeleri aratarak.
  • tannhauser  (17.09.08 13:18:00) 
ingilizceniz varsa cevab şurada:

www.klariti.com
  • actionary  (17.09.08 23:31:20) 
[]

dollar ne olur?

soru açık, şu andaki makro-ekonomik veriler ışığında dollar'ın ytl karşısındaki durumu ne olur? yakın gelecekteki mali politikamı buna göre belirleyeceğim. dollar gününe girsem mi acaba? sırf meraktan yav.




 
Çakma bir iktisat mezunu olarak yanıtlamaya çalışayım, ABD deki kriz sonucu FED'in faiz arttırımı nazlansa da gelecek gibi duruyor, keza nakit sıkıntısı nedeniyle 3. dünya ülkelerinde dolaşan fonların ABD'ye geri dönmesi sonucu bence 4-5 ay içersinde 1.4 ü rahat bulur. Ancak gene de bizim ucuz döviz-yüksek faiz politikamız deavm ettiği sürece 1.45 seviyesini (ekonomilerde çok ekstrem bir hadise olmadığını varsayıyorum) aşacağını düşünmüyorum.


  • duk leto  (17.09.08 11:01:54 ~ 11:25:12) 
dollar değil dolar sanırım türkçesi.


  • 386 dx  (17.09.08 12:18:39) 
[]

Büro Mobilyası vs.

Efendim bir büro açmak niyetimiz var. Büro mobilyaları satan siteleri filan dolaştım, fiyatlara baktım ama o bu derken insanın kafası karışıyor. Yakın zamanda büro açan eden varsa bir zahmet ne kadar para harcadığını söyleyebilir mi?

Büroda bir tane yönetici ve sekreter odası olacak. Yönetici odasında oturma grubu olabilir ama daha ucuz önerisi olan varsa daha iyi olur.


 
2 milyar'a yakın harcadık. Tabii bizim vardı altyapımız. 2 masa 2 patron koltuğu 4 sandalye 2 bitişik sandalye vs...


  • ataturkiye  (11.09.08 12:48:50) 
büro kapatan birinden ucuza almak en hayırlısı, yoksa cok pahalıya patlıyor herşeyi sıfırdan almak. modoko'da ofis mobilyaları hesaplıca. ikea fiyatlarını bilmiyorum.


  • zkurmus  (11.09.08 12:50:01) 
bu aralar Delta mobilyada (www.deltamobilya.com) showroom ürünlerinde büyük indirimler var (kapısına büyük bir afiş asmışlar) bir uğrayın isterseniz.


  • vincenzo  (11.09.08 13:11:55) 
ikea tabii ki.

fiyatlar çok çılgın.
  • co2s2  (11.09.08 14:05:57) 
topkapi spotcular carsisina gidiyorsunuz, 300ytl ye deri 3 lu koltuk, 200ytl ye masa gibi fiyatlara her seyi alip, dayayip dosuyorsunuz. toplamda 1.500 ytl ye. hic kimse mi bilmiyor ki burayi ikea denmis, mobilyacilar denmis ?


  • no christ requiress  (11.09.08 14:19:56) 
Kardo kdv dahil fiyat veren firmalar bence daha samimi. Fiyat verdikten sonra ek olarak montaj ve kargo fiyatı isteyenler bir tiksinç oluyor. Bir göz at zamanında bir çok ofis mobilyası eşyası almıştım. www.mertsit.com.tr ve www.mertsit.com.tr


  • mertk  (09.11.22 14:46:29) 
[]

vodafone stick, turkcell connect card neden kullanılır?

demincek de sözlük'e yazdım. benim cehaletimden mi acaba? daha fazla şey mi vaad ediyor bu aygıtlar? aha entry'yi kopi-peys yapayım.

"bizi sağda solda, dağda bayırda internetten ayrı, gayrı bırakmamak amacını güden bir hizmet. connect card filan gibi bir dalga.

neye hizmet ettiğini anlıyorum da neden kullanıldığını bir türlü kavrayamıyorum. diyelim ben tracking yaparken bile internetinden ayrı kalamayan bir adamım. hem de öyle cep telefonu üzerinden wap şeyettirmek de bana göre değil. illa taşınabilir bilgisayarım yanımda olacak, onunla bağlanacağım. şimdi tracking'e bilgisayara götüren adam cep telefonu götürmez mi? götürür. peki bu kadar internet manyağı, teknoloji delisi bir eleman nokia 5110 kullanır mı? kullanmaz. telefonun da en teknolojiğini kullanır. peki bu teknolojik telefonlar bilgisayara modem olarak tanıtılamıyor mu? tanıtılabiliyor. böylece gprs üzerinden nete çıkmak mümkün mü? mümkün. bunun için telefon hattının internet bağlantı ücreti haricinde bir ücret alınıyor mu? hayır. o zaman bu teknolojik insanlar neden bahsettiğim yöntemi kullanmak yerine connect cardlara, usb sticklere para döküyorlar?"

 
en basit sebep arama geldiği zaman bağlantı kopuyor. bu aletlere ayrıca sim kart taktığınızdan bağlantı kopmuyor. bu tür aletleri çoğunlukla şirketler veriyor çalışanlarına, araç takibi için filan kullanıyorlar. öyle sözlüğe gireyim dolaşayım dağda bayırda diye kullanan pek yoktur bildiğim kadarıyla.

benim tanıdığım kullanan kişiler de şirket laptopunda şirket hattından şirket istediği için kullandıklarından umursamıyorlardı modemmiş telefonmuş.
  • darknum  (30.08.08 23:58:47) 
teknoloji manyaklığıyla alakası yok, mesela bi şirkette çalışırken görmüştüm, teknolojiyle ilgisi anca işte ortalama olan kişilere (dolayısı ile basit cep telefonu kullanan kişilere) veriliyor, yurtdışına çıkınca falan kullanıyorlar rahatça laptoplarını.


  • whoosie  (31.08.08 00:13:26) 
askeriye icinde kaldigim icin adsl baglatma gibi bir luksum yok. telefonu da sadece telefon olarak kullanmayi severim. kampanya dahilinde 1 yil boyunca kullandigim zaman bu alete para vermeyecegim. ayda 25 milyon 1 gb kota. bu yoklukta iyi bir secenek benim icin.


  • turkish tekila  (31.08.08 00:20:35) 
[]

Atık Pil Kutuları Filan

okulda, marketlerde şurada burada görüyordum, dikkatimi çekiyordu ama geçen gece evin arkasında atık pil kutusu görünce iyice meraklandım. nedir bu atık pillerden istenen?

tamam anladık, çevremiz, börtü böcek ama bokunu, sidiğini direkt denize, sanayi atıklarını akıntısı bulunan her türlü suya filtresiz akıtan bir millet olarak böyle bir hassasiyetin altında yatan bir sebep olmalı.

Yani demem o ki, pasta yapıyorsun, ortada kek yok ama sen süslerle uğraşıyorsun. bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu!

 
eski pillerin tekrardan tezgahta satıldıgına dair bi efsane var da.

bi de piller kimyevi seyler baya baya zararlılar.
  • bryan fury  (11.08.08 18:49:33) 
tabi bir de patlama potansiyeli var. ben mesela bu yüzden çöp kutusuna pil atmam. evdeki çöp kutusunda pek zararı olmasa da büyük çöplüklerde sıkışmadan dolayı patlama olabiliyormuş. ama bahsettiğiniz hassasiyet bundan mı? bilemem


  • clones  (11.08.08 19:01:47) 
sanırım çevre duyarlılığından ziyade ekonomik bir değeri olduğu için geri dönüştürülüyor.


  • babatema  (11.08.08 20:28:30 ~ 20:28:46) 
çoğunlukla toprağa ve canlılara büyük zarar veren ağır metaller içerir piller bildiğim kadarıyla.


  • question the answers  (11.08.08 20:51:58) 
Pillerin içinde civa, kurşun, nikel gibi ağır metaller bulunur. Bunlar, hem çevre hem de insan sağlığı açısından zehirli maddelerdir. Atık pillerin çöpe atılması çevre kirliliğine yol açar ve insan sağlığına zarar verir. (Kaynak: Wikipedi)
Sanayilere filtre takamasak bile bi yerden başlamak lazım.

  • Poly  (11.08.08 20:55:14) 
cevap verenlere teşekkürler. pillerin çevreye ne denli zarar verdiğini bilmiyor değilim. sorduğum buna zorlayan ne. want2die'ın iletisinden öğrendim. yaşam akışımda bi' değişiklik olmadı ama olmasını da beklemiyordum zaten.


  • tannhauser  (12.08.08 00:49:54) 
[]

yoğun klavye kullanımı ve tırnak uzaması ilişkisi

acaba sadece bana mı oluyor ya da yanlış mı değerlendiriyorum bilemiyorum ama çok yazı yazdığım dönemlerde tırnaklarım hızla uzuyor. belki diyorum klavye kullanımım çok çalıştığım dönemlerde artıyor ve ben de bu dönemlerde tırnağımla, bokumla, püsürümle fazla ilgilenmediğim için uzuyor da ben fark edemiyorum ama bu çok düşük bir ihtimal.

var mıdır bunun bir bilimsel açıklaması?


 
@hamsi: yok ben bir şey fark etmiyorum. çevremdekiler söylüyorlar. "tırnaklar hayvan gibi uzamış abi, iğrençsin" diye. bir düşünüyorum. keseli on gün olmamış. bu kadar uzamaması lazım.


  • tannhauser  (09.08.08 18:52:12) 
eylemsizlik geyiği sebebiyle uzuyordur yani vurdukça ileri ileri itiliyordur. biraz basit oldu ama tabi parmakla vurma açınıza da bağlı. durum tuhaf mı? tuhaf ayrıca.


  • yuto  (09.08.08 18:59:38) 
bence tam tersi olması gerek , sürtünmeden dolayı aşınabilir tırnaklar.
ben sağ elimi daha yoğun kullanıyorum , günün 18 saatini bilgisayar başında geçiren bir insan olarak ve genelde sol elimin tırnakları daha uzun oluyor.

  • alwaysdrunk  (09.08.08 20:27:35) 
@alwaysdrunk: valla sizinki de tecrübeden hareketle getirilmiş bir yorum, saygı duyuyorum ama benim tecrübem de tam tersi. bilimin devreye girmesi lazım:) pamukçukların göbeğe dolma sorunsalına cevap bulan, nedenini araştıran bilimin hassasiyetini bekliyorum.


  • tannhauser  (09.08.08 20:41:02) 
tannhauser, yuto gayet bilimsel aciklamis durumu iste ve ben de katiliyorum.


  • egotm  (09.08.08 21:28:04) 
@egotm: şimdi siz de yuto'ya katılınca ben iki kere emin oldum ondan:)


  • tannhauser  (10.08.08 00:55:32) 
oha annem uzun tırnaklarımı her gordugumde bana da aynı seyı soylerdıde dalga gecerdım..bendede klavye ile cok hasır nesır oldugum donemlerde tırnaklarım uzuyor..ılgınc


  • isott  (10.08.08 01:04:20) 
@alwaysdrunk eğer tırnaklar tuşların dışına gelicek şekilde basıyorsa büyür mesela bende olmuyor öyle bişey ben pat pat dik biçimde basıyorum tamamen alakasız olarak 10 parmak bilimi tadında birşey oldu bu da kişinin basış stiline göre yani heralde


  • yuto  (10.08.08 01:14:30) 
haha cok enteresan şeyler gelmiş :)
aranızda bi uzaylı benim galiba , belki klavyeye göre bile değişiyor olabilir , şimdi bu satırları yazarken konrol ediyorum , gayet tırnaklarım dokunmuyor bastığım tuşa mesela , ama o sırada diğer tuşlara da dokunuyor olabilir gayet tabi. yuto'nun dediği de şöyle mantıklı sonuçta o bölgedeki etlerle basıyoruz tuşa et geri itiliyor tırnak uzuyor veya uzamış gibi geliyor.
bu arada ben gene bakıyorum sol elimdeki tırnaklar daha uzun , arada biraz da kir kalmış , ek$i duyuru iğrendirme servisi saygılar sunar.
  • alwaysdrunk  (10.08.08 15:07:31) 
[]

Pisuvardaki Tortu???

dünyanın en salak sorularından birini soracağım. Önce bir girizgah yapmam lazım:

ben sabah kahvaltısından sonra mutlaka büyük bir fincan kahve içerim. akşama kadar da bir demlik filtre kahveyi gövdeye indiren bir bağımlıyım. fazlasına keyfim karar verir. bu eylemleri gerçekleştiriken de bolca sigara tüketirim. bir de haiften takıntılıyımdır: hep aynı pisuvara işerim mesela. az önce iş yerinde tuvalete gittim pisuvarımın (benimsedim evet) köşesinde kahverengi bir tortu oluşmuş. "ulan" dedim "yoksa?!?" elemanlar günlük yüzeysel ve haftalık derinlemesine temizlik yapıyorlar. türkiye'de görülmedik şey değil, biri gelip pisuvara sıçtı mı diyeceğim geliyor ama akademik bir kurumdayım. olabilir mi, benim kahvelerin ve sigaraların böyle bir tortusu?


 
akademik farketmez sıçmıştır.


  • flate  (24.07.08 16:13:24) 
Kurum akademikse sigara ve kahveden de kaynaklanıyor olabilirfsldfkdf


  • gercektenmi  (24.07.08 16:24:26 ~ 16:24:52) 
Tortu dediğiniz şeyin kalınlığı ne kadar bilemeyeceğim ama geçen seneki öğrenci evimdeki tuvalette de aynı şey olmuştu. İşiyorsunuz ediyorsunuz, sonra eğer periyodik olarak temizlenmezse (sadece sifonu çekmek yetmiyor) bir müddet sonra orada kahverengi tortular oluşmaya başlıyor. Anladığım kadarıyla canlı yaşamı başlıyor orada :) Küf gibi bir şey sanırım.

Bir de şöyle bir şey yapabilirsiniz. Kimse yokken eğilip koklayın. Boksa bok kokar, değilse 1 hafta ocağın üstünde beklemiş makarna tenceresi gibi küf kokar. Bu şekilde ayırt edebilirsiniz (tabi çiş de kokacaktır o ayrı)
  • vita vinum est  (24.07.08 16:40:22) 
pisuvarinizin derinlemesine temizliginin hemen ardindan devamli sol tarafina i$eyin. 2-3 gun icinde sorunun sizden kaynaklanip kaynaklanmadigini anlarsiniz.


  • theli  (24.07.08 22:34:36) 
klozete kola döktüğümde aynı sonucu almı$tım bi tortu bıraktı turuncu kahve. tuz ruhuyla temizledim sonra.


  • durum serserisi  (21.08.08 19:30:04) 
[]

Efes Pilsen Tombul Şişe (30 cl) Nereden Nasıl Bulunur?

Başlık gayet açık galiba, bu otellerde, kimi restaurantlarda verilir, acaip de tatlı olur meret. Kasasına otuz şişe filan sığıyor sanırım. Yağ gibi gidiyor, herkese tavsiye ederim. Hızlı zamanlarımızda bir organizasyon vesilesiyle otelin birinde barmenlik yapmıştık. Otel görevlileri bunlardan dört kasa getirip bırakmışlardı, hiç abartısız on ikişer tane filan içmiş doyamamıştık bunlara. Ben tekellere filan gittim sordum, "Bilmiyok abi!" dediler. Otele git derseniz, bir dünya para. Ben eve kasayla alayım istiyorum. Efes Pilsen'e yazdım, cevab veren çıkmadı. Şimdi ey ahali, nereden bulurum bunları?




 
bulunduğunuz bölgedeki efes dağıtıcı bayinden alınabilir sanırım. bir dönem çalıştığım bara getiriyorlardı arada bir kasa bir kasa alırdım. ama kasa harici 3-5 tane satmazlar sanırım.


  • dorian greyfurt  (15.07.08 22:58:52) 
vakti zamaninda izmir efes pilsen fabrikasina teknik geziye gittigimizde bize ikaram etmislerdi de sise sise ictiydik. o zaman bunlardan nasil edinebiliriz diye sordugumuzda burdan gelip kasayla alabilirsiniz demislerdi ama o zamandan beri bi seyler degismismidir bilmem.


  • bladder  (16.07.08 00:35:45) 
[]

external hdd adaptörü bozuldu, ne yapsam?

dandik bir 500 gb ext hdd sahibiyim. markasını da yazayım da tam olsun: codegen. taşınma esnasında bunu cicili bicili sardım ki başına bir iş gelmesin ama olan adaptörüne oldu. hdd'ye güç gelmiyor. üşengeç ve de korkak bir insan olarak ne elektirikçiye kadar gidip tamir edesim var, ne de güvenmediğim bir elektirikçinin yaptığı adaptörü 250 gb'si dolu hdd'ye bağlayasım. yıllardır toparladığım koleksiyonlar (coenler, seri katil film ve belgeselleri, kaynağı az bulunan riget serisi...) uçup giderse elektirikçi katili haberleri üçüncü sayfaları süsler. acaba diyorum kutudan hd^d'yi söksem direkt internal bağlasam nasıl olur. ömrümde master'la slave'le uğraşmadım ki sınıfsız topluma imanım tam. beni şok uğraştırırsa karışmam. ya da olmadı bu adaptörleri nereden satın alabilirim?




 
hdd'nin adaptör girişine yakın bir yerde "dc 12 v" gibisinden bir şeyler yazar. hemen yanında da iç içe geçmiş iki daire olur. büyük ihtimalle dıştaki -, içteki de + olur. neyse, çoğu elektrikçi/elektronikçide vardır böyle bir adaptör. hatta hdd'yi de yanınızda götürürseniz daha rahat yardımcı olurlar. tahminen 10 lira falan da maliyeti olur. istanbul'da yazıcıoğlu'nda böyle bir adaptör yoksa, türkiye'de stoklar bitmiş demektir.


  • co2s2  (11.07.08 14:46:39) 
ici arti disi eksi; 12 volt 24 Watt bi adaptor alacaksiniz hocam. problem kokunden hallolcak.


  • osuruklu  (11.07.08 23:04:09) 
[]

samsung f210, garip bir sorunu var...

çok sevgili samsung f210'uma bir haller oldu. bir gün telefonun şarjı kendiliğinden bitti. geri açtığımda telefon hafızasındaki şarkıların baştan aşağı silindiğini gördüm. bir miktar şarkı yükledikten sonra, şarkılar için "desteklenmeyen dosya" uyarısı yaptığını gördüm. ben de bluetooth'la yollamayı denedim. ama yemedi. işin garip yanı hafıza kartındaki şarkılar olduğu gibi duruyordu ve rahatlıkla da dinleyebiliyordum. telefon hafızasına ise şarkı atsam ve şarkı görünse bile dinleyemiyordum. hafıza kartından telefon hafızasına şarkı atmayı denedim o da yemedi. flash memory muamelesi yapıp direkt atmayayım, samsung pc studio üzerinden yapayım dedim o da olmadı. az önce pc üzerinden şarkı atabildiğimi yazmıştım. fakat bu şarkılar telefonu kapatıp açtığımda görünmez oluyorlar. bunun evde pc'ye bağlayarak halledilecek bir yolu yöntemi var mıdır? yoksa servis mi görmesi lazım? garantisi devam ediyor. bu problem için telefon yenisiyle değiştirilebilir mi? herhangi bir hatalı kullanıma maruz kalmadı, yere, suya, ateşe, ota, köke düşmedi. cevaplar için şimdiden teşekkür ederim.

not: samsun'dayım. servis için istanbul'a mı gider, yoksa burada halledilebilir mi? servisi nasıldır samsung'un?


 
servis sorunu çözemiyorsa, garanti kapsamında değiştiriliyor olması lazım. büyük ihtimalle firmware sorunudur, güncellenince geçer; ama servise göndermeden önce yeni bir yazılımla flashlemeyin aman, kapsam dışında kalır.


  • actionary  (24.06.08 17:42:07) 
[]

Photoshop hangi sürüm?

İlk defa bir ilham geldi, fotoların orasını burasını yamultayım, uçurayım kaçırayım düşüncesiyle yanıp tutuşuyorum. Peki ama hangi sürümü indirmek lazım, hangisinden en çok randuman alıyorsunuz? Ayrıca bunu daha verimli kullanmak için eklentiler var mıdır? Varsa en çok ihtiyaç kullanılanları hangileridir?

Zaman ayırıp cevap verenlere teşekkür ederim.


 
Kimisi 7.0 sürümünü kullanmakta ama bence 9.0 cs2 versiyonu gayet güzel.Ki bende amatör takılmaktayım.


  • nightfall86  (20.06.08 12:33:53) 
cs3 iyidir, guzeldir. menu yapisi ile daha guzel cali$ilabilir bence.
brushlar indirebilirsiniz, kurcalamasi da eglenceli olur.
ha action scriptler vardir nette, aratin. turkce kaynaklar da ziyadesiyle artti. google ilaciniz olacaktir.
  • dengesiz pamuk  (20.06.08 12:48:21) 
cs2 kullanıyorum. cs3'un farki nedir, daha mi profesyonel ozellikleri vardir bilemiyorum. yoktur herhalde.

google'da aratirsan bir cok photoshop kaynaginda (photoshop magazin, photoshop-tr mesela) brush, plugin, shape paketleri var. ise yariyor.
  • cisimi yapiyom popom kuru kaliyo  (20.06.08 13:36:58) 
2gb ram'li bol çekirdekli bir sisteminiz varsa tabi ki cs3 kullanın. Sisteminizde hızlı şekilde çalışan en yüksek sürümü tespit edip onu kullanın.


  • blackdog  (20.06.08 14:24:32) 
[]

Ordu'da Kiralık Daire Arıyorum

Duyan, bilen, Ordulu olan varsa bi' el atıversin, gözünüzü seveyim. İnternetteki ilanların hepsini hatmettim. Temmuz başı gibi taşınacağım.
Not: Bi buldurun bea.



 
Yeri ve özellikle olsun istediğin bir özellik(2+1 kombili gibi) varsa söyle, yardımcı olacak kişiler bulunur...
Çok acele değilse ben sordururum, ama bu hafta sınavlarım var ilgilenemem, o zamana kadar bulamazsan yardımcı olmaya çalışırım.

  • late viper  (15.06.08 00:18:09) 
@late viper: temmuz başı gibi taşınmam lazım. durugöl merkez arası bir yer düşünüyorum. 500 ytl kira 100 ytl de yakıt limiti belirledim. 3+1, geniş mutfak, murfak dolabı, yeni bir banyo olmazsa olmaz. 2 ve üzeri bir katta olması, evin güneş alması da isteklerimiz arasında. ilginiz için teşekkür ederim. sınavlarınızda başarılar.


  • tannhauser  (15.06.08 01:10:26) 
[]

Note-book Ram Sorusu (re-loaded)

bilgisyarıma hangi ram'i almam lazım? daha önce de sormuştum bu soruyu biraz daha detaylı bilgi vereyim, ekran görüntüsü filan koyayım dedim. cpu-z'le aldığım ekran görüntüleri var. birisinde mainboard diğerinde ram özellikleri görülecektir. ram özelliklerinde sdram-ddr2 gibi bir seçenek var. ram'i alıp da elde patlamasını istemiyorum. valla bi tarafıma sokup kendi hafızamı artırır, kan kaybından da ölürüm, suçlusu siz olursunuz.

not: anakartla ilgili bir bilgiye hala ulaşamadım. chipset bilgileri ikinci resimde görülebilir. bilmiyorum yeterli olur mu?

not2: hocam şöyle şöyle bir ram olabilir bilemiyorum yerine, "aha bu link, bunu al bi problem çıkmaz, ne mal adammışsın!" cevabı bence daha şık olur ama siz bilirsiniz tabi.

şimdiden teşekkürler.

edit: resimler görünmedi, ben de imagevenue'ye yükledim. linkler:

img171.imagevenue.com

img158.imagevenue.com

 
anakarti falan salla hacim. yani $u halihazirda takili ram cali$iyorsa makinada, onu cikartip 2x1gb ddr2-667 kingston marka ram alcaksin. huzura ereceksin.


  • jack o lantern  (14.06.08 15:11:10) 
[]

videofeed yapacak site

sevgili dostlar;

şimdi ben internetten ders anlatımı yapmak istiyorum. ben derken kurumsal anlamda böyle birproje yapacağız. kendi domainimize eklenecek, fakat domain'den farklı bir server'da barınacak mini bir sitede canlı ders anlatımı esnasında stream yapılacak.

bu hizmeti sağlayabilecek bir kurum mevcut mu? daha da güzeli bu hizmeti sağlayabilecek bir kurumda çalışan bir sözlük yazarı mevcut mu acaba?

 
sozlukten veya yuxel (ET) productionturk (NOKTA) com adresinden bana ulasabilirsiniz.


  • yuxel  (17.08.07 14:09:06) 
e-learning firmalarına danısabilirsin. enocta veya kavrakoglunu tavsiye ederim


  • agharta  (17.08.07 15:03:34) 
www.dreamhost.com
RealAudio and Video (http stream)
QuickTime Streaming

Uye olmak icin: www.dreamhost.com
  • compumaster  (17.08.07 21:40:56) 
1
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.