Ekşi Duyuru

LG C1 TV kullanıcısıyım. Evet oledin farkını hissediyorum. Özellikle koyu atmosferlerde gerçekten başarılı siyahın tonlarını çok daha iyi gösteriyor.

Tek sıkıntısı ekran çok ince ve hassas televizyonu biryerden biryere taşırken çok risk teşkil ediyor. Kutusunu falan sakladım onun içine koyup taşıyorum mecburen.

Ancak monitor tarafında emin değilim. OLED monitorler yeni yeni yaygınlaşmaya başladı. IPS monitörler gerçekten stabil sonuçlar sunuyor şu anda. Ben oled monitor alacak olsam biraz daha beklerdim.

lg oled curved full hd tv kullanıyorduk, kırılana kadar. başka arkadaşlarımın led veya qled 4k tv'sinden çok daha iyi görüntü veriyordu.

tv'nin ekranı kırıldı, 35 bin tl istediler ekran değişimi için, yerine gittim daha ucuza qled tv aldım. eskisini görüntü olarak aratıyor gerçekten.

oyun için yorum yapamam.

Oled teknolojisinde ledler kendisini kapatabildiği için tam siyah verebiliyor, en büyük özelliği bu. Her piksele 1 led atanabildiği için daha iyi kontrast oranları da var. Buna benzer Micro led teknolojisi, oled'in tahtına gözünü dikti, şimdilik. oled'in dezavantajlarını taşımadığı söyleniyor, yaygın kullanımda defosu var mı yok mu anlayacağız.

Bunlarla beraber mini led sistemli tv'ler mevcut son birkaç yıldır. full led vs. teknoloisinin geliştirilmiş hali. Şuan için tv/monitör ihtiyacım olsa bu teknolojiye odaklanırdım. TCL bu tvlerde baya indirim yapmıştı geçen sene.

Geçmişte Sony'nin çıkardığı x90 led tv'ler de çok kaliteliydi, görüntüsü oled ile yarışabilecek kadar güzeldi. Şimdilerde seri ne duruma getirildi bilmiyorum, en son xe9005'i çok başlarılı bulmuştum, daha sonrasını bilmiyorum. X'in yanındaki E harfi yılı temsil eder. Her yıl bu harf bir yukarı çıkar, XE, XF, XG, XH vs. gibi. Onu da inceleyebilirsiniz.

Samsung Qled'den Samsung Oled'e gectim 2 ay evvel.Fark var ama cok bariz mi tartisilir.
Vaaay durumu olmadi bende

LG oled TV kullanıyorum. Hdmie2.1 yani 120 Hz destekliyor. PC ye bağlayıp rtx 3080 kart ile kullanırken gören oha diyordu grafiklere. Singleplayer insaniyim ben de. Grafikler atmosfer için çok önemlidir.

Net bir sayıya ulaşman imkansız.

Tuik sağlık turizmi verilerine bakabilirsiniz.

Red gym göksu hoca

Philipisin 500-600₺lik 5 başlıklı mı ne çok satan tıraş makinesini alabilirsimiz

yüzünüz hassas ile kesinlikle tıraş bıçağı kullanmayın jilet mutlaka cilde temas ediyor.

Makina kullanırsanız rahat edersiniz,


Philips döner başllıklı 5000 serisi
Philips oneblade

veya

Panasonic tıraş makinesi kullanabilirsiniz.

rao +1 döner başlıklı seri 5000. nette 3000 serisinden de memnun olan vardı. ille de tras bicagi kullanacagim diyorsaniz, ozellikle boyun bolgesi icin iyi hazirlik yapilmali, sakal yumusatilmali. youtube'da geleneksel sakal trasi hazirligi diye aratabilirsiniz.

iyi hissettirmeyebilir ama bence adil.
gün içinde o saatini dolduramayacak terapist.
o 1 saat boşa gidecek. mecburen onu size yansıtıyor işte..
bana çok da yanlış gelmedi.

tabii ki iyi niyet gösterebilirdi ama bu yaptığı o kadar da çirkin değik bence.

Terapistin yaptığı normal; normalde 48 saat öncesinden (bazı terapistler 24 saat öncesini de kabul ediyor) haber vermeniz gerekiyor. Aksi durumlarda ödeme talep ediliyor. Bunu size ilk seansta anlatmış olması gerekiyordu. Özellikle psikodinamik ekolde çalışan terapistler bu konuda çok daha katılar ve asla esneklik göstermezler.

Ve bu tabii ki seans gidişatı için koyulmuş bir kural. Sizi anlık olarak iyi hissettirip hissettirmemesinden ziyade terapi sürecinin genel gidişatını önemsemekle ilgili.

Kısacası yanlış olan bir durum değil.

kendisi iptal ettiği durumlarda ne kadar öncesinden bilgi vermişti?

O ne kadar sure once iptal etmisti? Siz de onun karsiligini isteyebilirsiniz o zaman. Bana da pek adil gelmedi bircok hizmet sektorunde randevu saatini degistirdigim oldu hicbirinde de parasini odemedim. Herhangi bi muayeneye gittiginizde oldu mu basina gelen boyle bi olay? butun seansin ucretini almak agir bi ceza degil mi? Boyle olaylari bastan konusmadiysaniz uzaklasin derim. Herkes akil zengini masallah

Onun iptal ettigi randevulardan siz niye bir karsilik isteyebilirmissiniz, anlamadim? O, kendisinin verecegi danismanligi iptal etti diye size para mi verecek ya da "bugunkunu iptal ediyorum, dolayisiyla haftaya bedava bir seansa hak kazandiniz" mi diyecek? Neden peki? En fazla haftaya iki seans yapar, onlarin parasini da verirsiniz tabii.

İlk soruya cevap olarak da, evet, psikologun bir kaybi oluyor ama bence tam seans ucreti de agir bir ceza. Tamamen haksiz diyemeyiz ama bence yarim seans ucreti istese daha iyi olurdu.

Ucretsiz psikologlar bile 24 ya da 48 saat oncesinden haber verilmesini istiyor. Dolayisiyla, benim o gunku programim belliyken 3-5 saat oncesinden birisi gelip de randevusunu iptal ederse benim de hosuma gitmez acikcasi.

randevulu işlerde 5 saat önceki bir iptal için para istemesi normal ki farklı bir gün ve saat için opsiyon da sunmuş. programını sana göre ayarlıyor, başka hastaları reddediyor sen geleceksin diye. haftada 3-4 danışan böyle yapsa psikolog için önemli bir kayıp oluşuyor. daha önceki dönemde çok yoğun olmadığı bir zamana denk gelmiştir ve bir kayba uğramadığı için senden bir ücret istememiştir. bunu randevulu çalışan her iş kolu yapar bu arada, personel trainerlar, özel ders hocaları vs.

diğer tarafta da kendi iptal ettiği zaman telafi seansı koyuyordur mutlaka. mahcubiyetini hissettirip özür de diliyorsa yeterli bence. üstüne para ödemesi mi bekleniyor ücret politikasının tersine işlemesi derken anlayamadım.

terapistiniz haklidir. Onemli olan randevunun iptali degil ne kadar sure once iptal ettiginizdir. genelde profesyonel hizmetlerde randevularin iptali icin en az 24 saat sure verilir. Zira terapistiniz 5 saat onceden haber verdiginiz icin artik o seans suresine baska danisan bulamaz ve o saatler bos gecer. Sizin gibi haftada 5 kisi son dakikada iptal etse, saatlik ucretle calisan bir iscinin haftalik bu sekilde 5 saatlik ucretinin kesildigini dusunun, ayni sey.

24 saat kurali dunya genelinde uygulaniyor, ve tek tarafli. Yani siz 24 saatten daha az zaman kaldiysa ve degistirmek isterseniz ariza cikartabiliyor doktorlar, seans ucretini isyteyebiliyorlar. Ama doktor son dakika degisiklik yapamak isterse bunda bir sikinti gorulmuyor.

Bence de iki tarafli olmali, eger doktor sonra dakika degisiklik yapmak isterse hastaya kredi acilmali. Yoksa bence de sacmaliktan baska birsey degil.

Terapistin danisani yazili ya da sözlü olarak daha ilk seansta bu konuda bilgilendirmis olmasi beklenir. Eger "ücret politikasi" hakkinda önceden bilgilendirilmediginizi düsünüyorsaniz, bunu terapistinizle paylasabilirsiniz.

Ancak terapistinizin uygulamasi oldukca normal. 24 saatten az kala seansin iptal edilmesi durumunda terapist o seansin ücretini alir ki kendisi size baska bir saat de önermis.

aşırı saçma buldum. bu taleple gelen bir terapistin ne olursa olsun asla seanslarini iptal etmemesi ya da değiştirmemesi gerekir. bu yaptığınızı sıklıkla yapıyor olsanız belki böyle bir talebi olabilir

mesleğinde zaman ayırarak para kazanan birisi, siz onun o saatini kitliyorsunuz ve başkasına rzrv edemiyor. elbette ücreti alacak. çok haklı. aslında almasa, bu iptali hoş karşılasa, siz bir sonraki durumda yine rahatça iptal edebilecek cesareti bulabiliyorsunuz maalesef. ben de geçen hafta terapist ile seansı iptal ettim, ne ben para sordum, ne o sordu. zaten ödemiştim. ben adamın o saatini satın aldım, parasını ödedim, gitmemeyi kendim tercih ettim.

alternatif gün önermiş çift ücret almıyorsa etik ve daha fazlası

bir de şu var hiç ara vermeden seans alanlar da var
seanlar arası bilerek boşluk bıraknlar da
sizin seans farklı seans ihtimallerini de düşürmüş olabilir

bu "gidişat" dediğiniz süreç 2008 krizinden sonra baş gösterdi. aşırı liberalist, küreselleşmeci, aşırı serbest piyasacılık başta ABD olmak üzere tüm batı toplumlarını kötü etkiledi. karşılarında nefessiz üretim yapan Çin varken, bugün Avrupa şirketleri sadece anlamsız azınlık haklarının savunuculuğunda, 4 gün çalışma peşinde. bu durum batıya refah kaybı + nitelikli iş gücünde işsizlik + teknoloji rekabetinde gerilik getirdi.

refah kaybı + istikrarsız Ortadoğu'dan gelen göçler Avrupa'da göçmen karşıtlığını çokça tetikliyor. yani bir yandan aynı ülkedeki politikacılardan bir kısmı "hayır ya ne demek sadece 2 cinsiyet vardır bu doğru değil" derken karşıdaki "la başlatma sığınmacından insan hakkından banane onlardan! ülkelerine dönsünler, umurumda değil ülkesindeki savaş" diyor. aradaki uçurum oturup tartışılacak ya da üzerine fikir birlikteliği sağlanabilecek bir durum değil. bir tarafı savunmuyorum. olay tartışma ekseninden çıkmış bir durumda.

en çok merak ettiğim tabiki de Almanya. hala refah olarak en güçlüsü ve en az hasar göreni ama orada dahi sağ yükselişte. AfD'nin gelecek seçimlerde iş yapmasının ortalığı çok ciddi şekilde kızıştıracağını düşünüyorum. çünkü yapı olarak göçmen karşıtlığı ve milliyetçiliğe direkt meyledebilecek, kanlarında gezinen bir ülke almanya. 2.dünya savaşıyla abd tarafından silahsızlaştırılıp refaha boğulmaları, bir süredir milliyetçiliği umursamama, ülkeyi ve gidişatı üzerinde ciddi tartışmaları getirmedi.

yine sanırım 2022 başlarında kamala harris'in avrupa parlementosu ya da münih güvenlik konferansından birinde yaptığı konuşma oldukça kilitti. o zamanlar fransa almanya ortak askeri bir birlik kurulması söylemleri, avrupa birliğinin dağılması gündemdeyken harris "1945'ten beri savaşsız yaşamanızı ve bu denli yüksek refahınızı amerika birleşik devletlerine borçlusunuz" demesi bence çok kilitti. ki zaten bir kaç hafta sonra abd tahrikli ukrayna rusya savaşı başladı o günden beri de ab birbirine kenetlenmiş durumda.

sonuç olarak, abd ne yapacak onu izlemek gerekiyor. küreselci ve açık ekonomi modelinden çıkması beklenebilir önümüzdeki 5-10 sene abd'nin. bunun olması + ortadoğuya barış gelmesi aşırı sağın yükselişini net durdurur. ama israil - filistin olaylarında batının aldığı tavır ve arap ülkelerinin rahatsızlığı (siyasi olarak hiç ses çıkarmamalarına bakmayın oldukça rahatsızlar), ortadoğuya abd'nin istediği bir barışı zor getirecek gibi. ortadoğuda kaynadığı sürece de ab hep stres altında olacak.

asiri sagin tanimi da biraz degisik batida. asiri sag dedigimizin bazilari gercekten asiri sag degil. zaten en azindan avrupada tek basina iktidar olunmuyor abd'deki gibi, o yuzden koalisyonlarda pek cok sey de tiraslaniyor. tabi bu durum su an icin boyle, giderek artabilir saga olan ragbet.

sebebi suriye savasina kadar gidiyor - sosyal medyanin da etkisi yuksek. 2010'dan beri cok fazla goc aldi avrupa ulkeleri, sosyal medyada da gocmenlerin yaptiklari cok tepki goruyor. eskiden cok fazla haber yapilmazdi bile belki.

gidisatin cok degisecegini dusunmuyorum

avrupa icin nedeni buyuk oranda eskisi kadar iyi olmayan ekonomi icin suclu aranmasi. bu da her zaman oldugu gibi disaridan gelenler tabii ki yani multeciler. bunu kim kullanir? sagcilar.

almanya'da nie wieder (never again) diye sloganlar atiyorlar surekli ama su an yasanan seyle 1930'larda yasanan cok benzer bence. su an o kadar ileri gidemez tabii ki ama AFD gibi bir irkci nazi partisinin %20'leri gecmesi cok ilginc.

bu %20 oyun sahiplerine sorsan holocaust'tan biz sorumlu degiliz gecmiste yasanmis derler. e simdi gittigin yon ne? :D

avrupa'dan ekonomik refahi kaldir medeniyet falan kalmaz. ortadogu'daki gibi birbirlerini keserler. bu medeni millet masali ekonomi kotu degilse vardir. insanlar bunu algilayamiyor.

@bohr atom modeli+1
Pandemi ve çin üretim hacmi diğer ülkelerin içinden geçti. Avrupa evhamlı bir çocuk gibi (belki de haklılar) ufak sarsıntılarda bile öldük bittik moduna giriyor. Ve bunun sebebini geçmişte yaptıkları gibi yabancılarda buluyorlar.

bohr'un son paragrafina imzami atarim.

paralarin mültecilere gitmesi. biz mesela vergi veriyoruz ama sorgulamiyoruz, almanlar vergilerinin nereye harcandigini soruyor. benim tanidigim almanlar özellikle ukraynalilara gicik. almanca-ingilizce anlastigimiz icin tam anlamadim, über'de bile indirim haklari varmis sanirim.

Yok. Ama grubu arşive atarsanız artık her yeni mesajda arşivden çıkıp önünüze düşmüyor, orada öyle kalıyor.

Bana kalırsa sağlıklı olanı yapıyorsun. Sabah 5-6 en geç 7 gibi kalkıp akşam 10 gibi uyumak ideal. Ne yapacaksan sabah mesai öncesi yapsan?

Bu bir nimet, tadını çıkar:) uykun gelince uyu, çok düşünme, engellemek için bir şey yapma. He günde 12 saat falan uyuyorsundur ozaman sıkıntı

bunun birkaç sebebi olabilir
- iyi beslenmiyorsun ve çok enerji harcıyorusun.
- gece uzun uyumana rağmen uykunu iyi alamıyor ve yorgun oluyorsun.
- akşam yemeği sonrası çöken ağırlık seni uyutuyor. bu da gene spor ve doğru besinlerle alakalı.

düzenli spor, tahılı azaltlmak, uyku apnesi veya benzeri sorun varsa çözmek, D vitamini, demir, b12 gibi eksikliği bitkinlik verecek vitaminler için bir test yapılması faydalı olur.

kahve içme akşam içtiğin kahve biraz ayıltır ancak gece uyku kaliteni ciddi oranda düşürüecektir.

Karbonhidratı kesmeyi deneseniz bir de…

eğer gün içi çok efort sarfetmeyin yorgunluğunuz var ise, triod ve vitamin değerlerinizi kontrol edebilirsiniz.

Akıllı saat var mı hocam? kandaki oksijen oranını ölç. Oksijen oranı düşükse uyku apnesisin geçmiş olsun.

www.evernote.com
Benim 4-5 sene önce yaptığım böyle bir liste vardı, çoğu konum hâlâ güncel sanırım.

Devrim arabaları müzesi tren garına çok yakın ama etrafında başka bir şey yok, giderseniz geldiğiniz yoldan dönüp yine gar civarından başka yerlere yönelmeniz gerekecek.

Trenden inince yürüyerek Adalar'a geçip gözünüze ilişen bir yerde kahvaltı yapabilirsiniz.

Ulaşım kartı alırsanız tramvayla Odunpazarı'na kadar gidersiniz, bir dolu müze var, sokaklar tatlı. Modern Müze'yi mutlaka gezin.

İlginizi çekiyorsa uçak müzesine de tramvayla gidebilirsiniz. Uçak müzesi durağından 3-5 dakika yürüyünce Cassaba modern var, yeme içme alanı.

Tadım'dan dondurma yiyin. Üşenmem derseniz Tanınmış Helvacı'ya yürüyüp tahin helvası ve tahin alın. (Met helvası meşhur evet ama tahini çok güzel.)

Kisa bi odunpazari turu yap
OMMye git
Kanlikavaga git
Yeter bunlar
Bir de ciborek ye bi yerlerde.

sazova+ odunpazarında bol bol müze gezeceksin. başka bir olay yok zaten çibörek midir çiğbörek midir nedir o garabeti yeme yeter. bir de met helvasını öve öve bitiremiyorlardı o da sıkıştırılmış pişmaniye hiçbir olayı yok. tatmana bile gerek yok.

Ben Sazovayı hiç sevmedim birkaç gün kaldığımda bir günümü ayırdım ama çok kısa sürede sıkıldım odunpazarına geri döndüm, orası sanki biraz çocuklular için güzel gibi bilmiyorum sevmedim ben.

Odunpazarı evlerinde biraz dolaşma,
Modern Sanat Müzesi
Kesinlikle Abdüsselam'da değil Ender Kebapta minimum bir porsiyon balaban
Seviyorsanız Karakedi'de boza (ben sevmediğim için denemedim ama boza sevenler aşık oldu oraya)
Bunlar dışında en sevdiğim şey içeceğimi elime alıp kanal kenarında yürüyüş yapmak.

öncelikle çok iyi yapmışsın, daha fazla vakit ayrılacak bir yer değil ama gezip görülmesi gereken bir yer TR'de.(not: eskişehirliyim)
çibörek yemeni tavsiye ederim, başka şehirlerde çibörek hasretiyle yedim ama hiçbiri eskişehirdekinin yerini tutmuyor. kırım çibörek bu işin piridir. yersen de orda yemeni öneririm, papağan çibörek fln eskişehirlilerin asla gitmediği bir yer.
odunpazarı evleri ve odunpazarını da öneririm. bir sürü küçük müzeler de var, belediye çalışıyor:) cam sanatları müzesini öneririm, baya güzeldi. OMM de iyi diyorlar ama ben daha gitmedim.
önerim, ilk gittiğinde trenden inince odunpazarına geç, oralarda takıl, kırım çibörekte yemeğini yiyip, oradan hamamyolundan aşağıya yürü. zaten orası çarşı. oralarda takılıp sonra adalar tarafına geçersiniz. adalarda da kafelerde fln takılıp, barlar sokağında da biraz vakit geçirip (varuna iyidir) trene atlayıp dönersiniz. zaten eskişehir de bu kadar:)

İngilizce cümleyi yazan da biraz muğlak yazmış. Bu tarz durumlarda cümleyi doğru yerden ayırarak netleştirmek metne fazla müdahale etmeden daha anlaşılır bir çeviri sağlıyor.

Orijinal metni şöyle ikiye ayırıp netleştirebiliriz:
The landmark WHO Oral Health Resolution (WHA74.5), which was approved in May 2021, requested WHO to translate the Global Strategy on Oral Health into an action plan for public oral health by 2023. The action plan will include a framework for tracking progress along with clear and measurable targets of oral health that will be achieved by 2030.

Buna göre çevirisi:
Mayıs 2021'de kabul edilen dönüm noktası niteliğindeki DSÖ Ağız Sağlığı Kararı (WHA74.5), DSÖ'nün 2023 yılına kadar Küresel Ağız Sağlığı Stratejisini halk ağız sağlığına yönelik bir eylem planına çevirmesini öngörmektedir. Eylem planı, 2030 yılına kadar ulaşılması planlanan net ve ölçülebilir ağız sağlığı hedeflerine yönelik ilerlemeyi takip etmeyi sağlayacak kriterler de içerecektir.

Cumhurbaşkanlığı millet Kütüphanesi

Captan Obvious olarak Milli Kütüphane diyeyim. Girerken inanılmaz güvenlik önlemleri olduğu için Millet'i önermiyorum, ayrıca Milli'nin yeri muazzam, metro var, 7'nin girişinde vs.

eğer girişte ücret öderim derseniz uykusuz kütüphane ve onun benzeri yerler olabilir. ücretsiz olarak bazı belediyelerin 24 saat açık kütüphaneleri var.

dikkate alarak
unutmayarak
böyle bir şey de var, aklımızda olsun

herkesin rızası olduktan sonra neden etik dışı olsun ki?
sonuçta zorlamıyorlar, emrivaki de yapmıyorlar, indirimle teşvik etmişler.

böyle bir uygulamaya stajyerler iyi yetişsin, tecrübe kazansın diye gitmişler belli ki.

Etik midir bilmiyorum ama bence danışan kişi bunu indirim olarak değil, gizlilik için 2 katı para ödemek zorunda kalmak olarak algılayacak ve daha seansa başlamadan aklında bu olacaktır.

bence etik değil. danışanda 1 soru işareti yaratıyorsa bence etik sorgulanır. yani ticari şeylerin terapi eklenmesi zaten bence çok saçma. stajerin terapi izlemesi psikolojide danışan rızasıyla olabilen bir şey, ancak böle afişli vs. bence güzel bir durum değil. staja gelen üni öğrencileriyle işyerinin anlaşması vardır.

hepsi guzel de, Nasil gitmeyi planladiginizi yazmamissiniz ki oneri gelebilsin..

Yani sektorum X ve bu alanda is bulucam, evlenecegim, yuksek/dil okulu vs. yapip sonra calisma evlenme sanslarimi kovalayacagim, siyasi siginmaci olarak gidecegim, kacak gidecegim New york'a nasilsa bakmiyolar vs. Sadece dil bilindigi yada cok istediginiz icin bir memlekete yerlesemezsiniz bir sebep lazim.

iş dalı ne ? öyle kafasına göre her iyi ingilizce bilen gidebiliyorsa ben de gideyim.

Ne is yaptiginiz, ne diplomaya sahip olduğunuz vs belirsiz.

Iki ülke de sırf dil biliyor diye insanlarin gelebileceği yerler değil. Hatta öyle bir ülke var mi bilmiyorum.

Eldeki bilgi yetersiz. Bilginiz, deneyiminiz, diplomaniz vs... hangi konulardadir. Ne tarz bir yasam istiyorsunuz vs... daha detayli bilgi vermeniz lazim.

ABD'ye direk goc evlilik disinda cok zor. En kolay yolu ogrencilik ve oradan is bulup is vizesi almaya calismak.

Ispanya Avrupa'da tarim ve turizmle tutunan bir ulke. Goc etmek icin cok iyi firsatlari yok.

dil bilmek dışında hiç bir beceriniz yok anladığım kadarıyla. ülkeler bazen vasıfsız işçiler için programlar açıyor, o tarz bir şeye başvurursunuz olmadı.

Amerika yüksek lisansta pre-opt, STEM için optional 3 year post-opt veriyor, h1b içinse çok rota yok cpt veya opt sonra h1b sonra GC ardından olursa vatandaşlık gibi bir rotası var. ispanya yüksek lisans sonrası 2 yıl çalıştıktan sonra kalıcı oturum veriyor, blue card sınırı da çok fazla değil fakat genelde alımı zor yapar mevcut genç işsizliği %40 lara dayanmıştı geçmiş senelerde. Detaylar için pm atabilirsin, almanyada yaşayan digital nomad olarak bu konuda ortalam göç avukatından daha fazla bilgiye sahibimdir :D

ABD İspanyolca artı puan. Göçmenleri calıştıranlar ise giriş öne çıkarır.

2. 2 yıllık kontratımın içindeyim vodafone ile.

100 megabit kullanıyorum, üzmedi. ilk taahhüt döneminde 103 ödemiştim şimdi 91 ödüyorum.

vodafone bilmiyorum ama turknet oneririm. hattiniz fiberi destekliyorsa 100 mbit ve sinirsiz internet sunuyor. yeni 140 lira oldu fiyati. kesintisiz ve sorunsuz kullaniyorum simdilik. taahhutsuz oldugu icin tercih etmistim ben. istedigim zaman iptal edebilirim.

Geçen ay türk telekom illetinden kurtulup Vodafone'a geçtim. Bağlantı vs sorunu yaşamıyorum. Online başvuru yaparsanız, telefonda verdikleri tekliften daha ucuza halledebilirsiniz. Telefondaki görevliye online başvuru yaptığımı söylediğimde onlineda 15 günü bulur bağlamaları, iptal edin biz yapalım başvurunuzu dedi, kabul etmedim ve 5 gün içinde internetimi bağladılar.

konserve turşu alıp yastık altı yapsan bile mantıklı.

evet

Gram altın - dolar ikilisi de olabilir her ay. Altının TL fiyatı dolara da bağlı zaten biliyorsunuz.

Ons altın fiyatını göz önünde bulundurun yeter. Ola ki ons 2k dolar'ın üzerinde falansa bekleyin düşünce alın onun dışında evet mantıklı tabiki.

bankadan gram altın olarak alın.
kuyumcularla uğraşılmaz, altının yükseliş zamanlarında para yok deyip nihai tüketiciden 1 tane çeyrek altın bile almıyorlar. sadece satıyorlar.

Onun yerine bankadan gram altın hesabı açmanı öneririm. Herhangi bir ekstra masrafı yok, vadesiz altın hesabı açıp eline para geçtikçe gram altın yaparsın. Ons bazında artmasa bile dolara paralel artıyor zaten.

On the behalf of HEDE değil; On behalf of HEDE...

beğenmedim. yazının türkçesi bozuk olduğu için çeviri de sakat oluyor. ana paragrafta tek cümle var ama aslında 3 cümle var. bu cümleleri tek tek çevirmezsek hata yaparız. çeviride de asıl metinde olduğu gibi birleştirmeye çalışınca sıkıntı oluyor.

"hede birliği nezdinde"ki münasebetler, "in the eye of hede association" diye çevrilmez.

karşılıklı sevgi zaten kişisel olduğu için bunu çevirmeye çalışmak saçma oluyor. ama personal ve mutual kelimelerini kullanmak lazım bir yerlerde. "personal and mutual sympathies" daha mantıklı duruyor.

"...as hede council" değil, "for hede council"

devamında yeni bir cümle ile "his election to the council made us proud as a country" dersek daha mantıklı. ama seçilen kişi, onur duyan ülkenin vatandaşı mı? anlamı çok değiştirir.

"dost ve kardeş ülke halkları olarak da bu onuru ortaklaştırmıştır." bu cümleyi çevirmeyi reddediyorum. bu ne? ama illa çevirilecekse, we share this honour as the peoples of these two friend (ally??) and brother countries.

son kısım da şöyle :

on behalf of hede union, i would like to express my gratitude to you and wish you success in your future work. (future'dan emin değilim, ben olsam yazmam)

with sincere feelings..

Metnln Türkçesini gözden geçirmeye ne dersiniz? Türkçe metin sahiden olmamış.

Ben şöyle yapıyordum üniversitedeyken.

Harry Potter kitapları var İngilizce pdf olarak. Birkaç Harry Potter kitabı da Türkçe olarak var. Hem İngilizcesi hem de Türkçesi olan bir kitabın bir bölümünü inceliyorum. Seçtiğim bölümdeki ilk Türkçe cümleyi ben olsam nasıl çevirirdim diye düşünüyorum. Sonra kendi çevirimle orijinal kitaptaki İngilizce çeviriyi karşılaştırıyorum. Bu şekilde Türkçeye iyi şekilde çevrilmiş, iyi bildiğiniz ya da sevdiğiniz kitapları karşılaştırmalı şekilde okuyarak, üstünde düşünerek geliştirebilirsiniz.

İngilizce yazma konusunda çalışmalar yapabilirsin. Writing egzersizleri olarak bulursun kaynak.

Şu an çalıştığınız yerle konuşup durumunuzu anlatıp zam isteyin. Aynı şartları sağlamıyorlarsa ver elini Ankara.

Durdugun kabahat

İstanbul’dan kaçmak için daha iyi bir sebep olamaz. Aklıma takılan şey o maaşla nasıl geçineceksiniz? İstanbul’da yalnız mı yaşıyorsunuz?

ben olsam kabul ederdim

Yalnız yaşıyorum evet.

Kabul ederdim.

Ankara net ..

ben tam tersi iş imkanı durumunda bile ankara'yı tercih ederdim.

Ailen nerde ? İstanbulda kirada mısın ? Kirada isen düşünme çık gel.
Ailen istanbuldaysa orda kal

istanbulda ailenle yaşıyorsan ve ankaraya geldiğinde kiraya çıkacaksan eğer elinde 3000 tlden çok daha azı kalacak. yani geçinebilirsin ama eğer birikim vs yapıyorsan devam edemezsin. yine de şartlar arasında bütük fark var. cumartesi çalışma olmaması bile büyük lüks. o yüzden kabul edilebilir duruyor.

eğer istanbulda zaten kiradaysan hiç düşünme atla gel.

hic dusunme yabusdur.
sahibinden>emlak>kiralik daire>ankara> filtrele-dogalgaz...

aaa yazmayı unutmuşum arkadaşlar.
evet, istanbul'da kiradayım.
2000 TL'cik ödüyorum.

2000 tl kira ödeyip kalan 1000 tl ile nasıl geçiniyorsunuz? imkansız gerçekten. kesinlikle ankara yolu görünmüş size. hayırlı olsun şimdiden.

ankara sevdalısı olarak durma derim. ankaraya alışınca istanbulun keşmekeşliğinden kurtulduğunuza sevineceksiniz. ben de istanbulu zerre beğenmiyorum.

bu arada, maaşa 4500 yazmışım; ama 4000 olacaktı.

1000 lirayla gecinebiliyorsan(nasil hakkaten) burada kiral olursun kiralll gel gel

Mesai bitmeden evet diye yaz :)

ankara istanbul olayını geçtik ilk çalıştığın yer "kötü" bir iş yeri. mutlaka alternatif bulup oradan ayrıl.

2. iş, şu anki işinizin yarı kadar fazla maaş vaadediyor. ayrıca ankara bir memur/öğrenci şehri olduğu için istanbuldan çok daha az harcayacaksınız. kiralar daha uygun, yemek giderleri daha az. otomatik olarak para biriktirme veya yaşam kalitesinde bir artış olacak.. ben olsam giderdim. baktım sevmedim dişimi sıkar 3-5 sene çalışır para biriktirir sonra istediğim yere giderdim.

ets’nin çıkmış sorular kitabı var

youtube

Şuradaki kitaba girmeden bir bakmanızı öneriyorum. Ben hazırlanırken bunu kullanmıştım. Özellikle writing ve reading'de çok işe yarıyor:

www.hepsiburada.com

Kelimelerin hepsi cümle içinde de kullanılmıştı hatırladığım kadarıyla.

toefl çıkmış sorular ets'nin kitaplarını kadıköy akmar'dan ucuza alın, gerçekten sınavdaymışsınız gibi çözün. başka da bir şeye gerek yok.

(git: 1479611)

asıl kriz kartların üretilememesi ve 2022'den önce bu krizin bitmesi beklenmiyor, haliyle fiyatlar da azalmaz.
sorun global olduğu için yurt dışında bulmak da güç.

çok nadiren stok giriyor yabancı sitelere. amazon, target vs. onlarda da botlar var anında alınıyor kartlar.

çok komik geliyor bana 3070 dediğiniz kart 500$ vergisi algısı koy 5000 tl. satılan fiyat 20.000 tl. türkiye'de böyle diye düşünmeyin yurtdışında da 3070 1250$'a gidiyor.

Dünyada çip krizi var madencilerle alakası yok fiyatların. Yurtdışında stok bulup 1250$‘A alabilecek kişi bir tane de bana alsın. 500$ komisyon veririm.

Finlandiya'da stokta olan en ucuzu 1,245 euro şu an. Gümrüğüyle kargosuyla yine 15'ten aşağı gelmez.

Denildiği gibi mining degil global tedarik zinciri krizleri ile alakasi var.
2022'ye dogru kismetse düzelir. :/

Epey bir süre daha böyle gider, yakın zamanda düzeleceğini sanmıyorum. Mining konusu ve çip sıkıntısı bunları ciddi etkiledi. Bir de tayvan-çin arası gerginlik artarsa vay halimize.

Xiaomi Note 8

Biraz aşıyor ama oyun oynamayacağın için samsung m31 senlik, çok güzel bir amoled ekranı var

6000 mah pili var, uzun pil ömrü isteğini karşılar

Şurada ips lcd ekran ile amoled ekran karşılaştırması var, o fiyat aralığındaki tek amoled ekran m31 de

youtu.be

lape

Yanlız psikiyatristiniz hem gerekli tanı testlerini isteyecek hem de başlanacak tedavinin takibine yetecek miktarda ilaç yazacaktır. tek seans olmaz yani. erişkin adhd tanısı ve takibi basit bir süreç değil.

Lape de ucuz değil maalesef. 3-5 ay takip ettikten sonra rapor da verilebiliyor, maalesef paraya kıymak gerekiyor :(

Madalyon psikiyatri'ye bakabilirsiniz. SGK anlaşması da vardı ama şimdi ne durumda bilmiyorum. 2013-2014 yıllarında 80-100 TL ödediğimi hatırlıyorum ama öyle uzun bir seans beklemeyin. 15-20 dakika sürüyordu, sonrasında ilaç yazıp takip ediyordu, yeterli geliyordu. O zamanlar doktorlar iyiydi. 1-2 ayda bir seans yeterli olur sanırım. Onun dışında zaten terapiye devam edeceksiniz.

İstersen kendi hocamın iletişim bilgilerini verebilirim Kolombiyalı

lokasyon olarak kartal uygunsa yönlendirebilirim.

Galatasaray Universitesi'ninkine gitmistim cok uzun yillar once. simdi baktim online'a donmusler.

kur sayisi 50 saat 1350TL

ydk.gsu.edu.tr

hddyi çıkarıp ssd takmak.

32 bittir ondan dolayı ram desteği daha fazla yoktur. yapabileceğiniz tek şey ssd taktırmak. Bir de linux lubuntu tarzı bir işletim sistemi kurmak biraz daha ferahlatabilir.

Win7 home basic yükle .

Win 7 64 bit
+4 GB ram
128/256 GB ssd

Zincir ile masaya bağlarsın kaçmasın diye

ssd, 8gb ram ve linux minx benzeri hafif bir işletim sistemi.

Peki, burada bahsettiğiniz ssd, şu masaüstü bilgisayarlarda kullanılanlardan mı, yoksa laptop için farklı bir ssd modeli mi var?

laptopa takacaksan 2,5 inç sata ssd alacaksın. windows yerine de lubuntu veya xubuntu kur.

laptopuna göre 2.5 inch 9 veya 7 mm ssd.
çıkan diskin modeline göre anlarsın zaten.

Öncelik sırasıyla ssd, win7, ram
windowsa bağımlı değilsen linux mint gibi windowsa çok benzer arayüzlü bir linux dağıtımına geçebilirsin.

Bahar Köse Karaca

Nuray Sarp

yardimci olmus olmayacagim belki ama sorunu cevabi; cunku oyle

dil oyle, bizim ne diye sordugumuz bazi seyler orada hangi olarak sorulabiliyor, dilin tarihi boyunca o toplum oyle bir mantik yurutmus, que deseniz de anlasilir ne dediginiz ama evet cual kulaga guzel geleni. su aralar fransizca ogrenmeye calisiyorum ve boyle cok sorum oluyor, cevalar yuzde 99; cunku oyle.

kismet

Tanım sorarken que+es kullanılır. Diğer hallerde:
Que+isim
Cual+es
Adın ne? ¿Cual es tu nombre?
Hangi kitap senin(ki)? ¿Que libro es el tuyo?

”hangi yemeği seviyorsun?” aslında kurduğunuz cümle, ”tüm yemekler içinden hangisi?” anlamında.
bu şekilde düşünürseniz daha rahat oturtursunuz ama hewit'in de dediği gibi, dil öğrenirken yalnızca kafanızda şifreleme için mantık bağlantısı aramaya çalışın. onun dışında kurallar pek çok zaman diğer dillerle örtüşmez. burada bu şekilde öğrenilebilir, birçok yemeğin içinden hangi yemek

Uzun vadeli mevduat hesaplarında faiz oranının yükselmemesinin nedeni Türkiye'de sürekli faiz oranlarının müdahale ile düşürülmesinden kaynaklanıyor. Eskiden vade uzadıkça faiz yükselirdi ancak şimdi tersi yapılıyor çünkü vadenin uzaması demek bankanın sana sabit bir faiz geliri garantisi vermesi anlamına geliyor.

Bir örnekle anlatalım bundan 5-6 ay önce bazı bankalar %20'nin üstünde faiz veriyordu vadeli mevduata, şimdi faiz oranları %7 civarında o dönemde 1 yıllık paranı faize yatırmış olsaydın banka sabit faizi düşüremeyeceği için mis gibi yüksek faiz kazanmış olacaktın 1 yılın sonunda ve bu bankanın yüklenmesi gereken bir gider olacaktı. Bankalar bundan kaçınmak için artık uzun vade sürelerinde faiz oranlarını cazip hale getirmemeye çalışıyor insanların aylık yatırmasına teşvik ediyor.

E adamlar cozmus, RTE faiz istemiyor. Ekonomi gerceklerinden bagimsiz, olaya dini olarak bakisi bu. Bankaci abiler bakiyor: Faiz zaten cok dusuk su an dovizi baskilamak icin faizi yukseltir mi basimizdakiler? Cevap hayir. Dusurme ihtimalleri daha fazla hatta. O zaman milleti kisa vadeliye tesvik edelim. yarin obur faiz gene dusecek, bosuna yuksek faiz vermeyelim.

Yalniz bu ortamda faiz daha ne kadar bu seviyede tutabilecekler. Turizmden de doviz gelmeyince, kur nereye cikacak? Nasil baskilayacaklar, orasi ayri konu.

O %7 yıllık faiz. 30 gün için 365’e bölüp 30’la çarpıyorsun, diğer için 365’e bölüp 250’yle çarpıyorsun.

sana guzel bir haberim var.

e devletten adres degisikligi bildiriminde bulunabilirsin. www.turkiye.gov.tr

Bu arada bilgi vereyim: makbuz değil faturayı vereceksin. Kendi adına kesilmiş bir fatura. Bildiğin kapıya bıraktıkları, ne kadar ödemeniz gerektiği yazan fatura.

"Öyle, kilo fazlası olan birisi değilimdir." yazmak yerine kilonu ve boyunu yazsan daha açıklayıcı olurdu.

doğru :)
1.69cm/66kg.

skolyoz da olabilir

Yüzüstü mü yatıyorsun? Yüzüstü yatmak beli ağrıtır sırtüstü yat.

genellikle uykuya yan dönerek dalarım; ama sabahları uyandığımda kendimi yüzüstü yatarken buluyorum.

bana da oluyordu bu ya hala zaman zaman oluyor. hatta yatagi da degistirdik. yataginiz cok eski kötü degilse konu bence yatak degil.
ben sicak sararak cözüm buldum. belime omzuma neremde o korkunc agri oluyorsa sikica sarip yatiyorum. valla iyi geldi. onun disinda her gece kas acici ilaclar isitici ilaclar sürdüm.
spor yapiyormussunuz belinizi zorlayici hareketler yapmayin, mekik dambil belki belinizi yoruyor olablir. bir da bel agrisina bacak arasi yastigi iyi geliyor. yatarken bacaginizin arasina yastik alin, hamilelerdeki gibi. iki senedir bacagimda yastikla yatiyorum. düz yatarsaniz diz altiniza. yan yatarsaniz da bacaginizin arasina koyun.
ama tabii durum uzarsa bir doktora da görünün.

böbrek ağrısıdır o, bele vuruyordur. yatmadan en az 3-4 saat önce bir şey içme bakalım. ben o şekilde çözdüm. böbrekte sorun yok, çalışıyor haliyle ve gece boşaltım yapamadığın için şişip baskı yapıyor. tamamen kendi çözümüm. başta bel ağrısı sandım ben de. ama gel gör ki öyle değilmiş. malum evde kalma sürecinde vücudun alışkınlıkları değişiyor. uyku saatin de arttıysa ondan oluyordur diyorum.

tamamen farklı bir şey de olabilir. ama dene bunu.

burada alışkanlık olmuş herhalde her soruya skolyoz yazmak. konu hakkında bilgisi olan olmayan skolyoz diyor her şeye. skolyoz olsaydı o ağrı geçmezdi, skolyoz olsaydı uyandığınızda değil de uyandıktan sonra ortaya çıkardı, skolyoz olsaydı kronik bir ağrıya dönüşeceği için illaki daha önce ''gün içinde'' fark ederdiniz çünkü skolyoz öyle ce-eee diye aniden ortaya çıkan bir durum değil. daha nasıl açıklayabilirim bilmiyorum, minik bir çocuğa anlatır gibi yazdım.

ayrıca, böbrekle ilgili bir şey olabilir gerçekten de. benzer bir şey yaşadım ve gece 3-4 gibi tuvalet için alarm kurmakla çözüm sorunumu. bir düşünün bunu bence de.

Sabah tutukluğu ve ağrı yapan romatizmal bir hastalık ya da belin yapısal bir bozukluğu olabilir.
Yatağınız eski ve çok yumuşak değilse, böyle bir şey olabilir.
Böbrek açıklaması pek olmamış. Hem böbrek sorunu deneme yanılmaya gelmez. İdrar tahlili ve ultrason gerekir.

Hayvanların hiçbir etkisi yok viüsle alakalı.
Haytap'ı falan takip ediyor olsaydınız görürdünüz, günlerdir kendilerine yırtıyorlar hayvanların etkisi yok diye.
Bugün evde oturması gerekirken çıkıp fellik fellik gezen yaşlı parazitlerin uydurmalari bunlar. Normal günde de sevmiyorlar zaten hayvanları, şimdi de nefretlerine kılıf bulma derdindeler.
Bırakmayın hayvanlarının besleyin. Böyle böyle kimse beslemezse açlıktan ölecek hayvanlar.

beslemeye devam ama teması kesin. kediyi sizden önce biri sevmiş olabilir ondan size bulaşabilir ya da sizde virus vardır kediye bulaşır.

geçenlerde bir köpek coronavirus nedeniyle öldü.

www.fox35orlando.com

Beslemeyi bırakırsanız size alışmış olan hayvanların ne yapacağını düşünüyorsunuz?

virüs hayvanlardan geçti uzak durun demek saçmalık, evcil hayvanlarla ilgisi olmadığı konusunda hakikaten insanlar (insanlar derken cdc falan) bir taraflarını yırtıyor. bahsi geçen 17 yaşındaki weak positive (hatalı bir sonuç da olabilir) köpeğin corona yüzünden öldüğü kesin değil. otopsi yapılmamış, semptom yokmuş. (bu arada binlerce hayvan da her gün bu testi geçiyor ve negatif) hayvanı bir yüzey olarak kabul ederseniz nasıl kapı kolu teması sonrası dezenfekte ediyorsanız kendinizi hayvanı sevdikten sonra da elinizi yıkarsınız olur biter ya da içinize sinmiyorsa uzaktan sevin ama beslemeyi bırakmak hem saçma hem gereksiz.

Kedilerin zerre zarari yok. Yarasa, pangolin gibi hayvanlarla kedileri bir tutan zircahillere kulak asmayalim piliz

corona zoonoz bir hastalık değildir.

hayvandan insana bulaşmaz. veterinerler bunu anlatmak için kendilerini paralıyorlar.

makalede insanlardan hayvana bulaşması yani hayvanların korunmasından bahsediliyor. daha doğrusu tartışılıyor köpeklerin ya da kedilerin bu virüs karşısında insanla birlikte semptom gösterdiği bir vaka da yok. inanın araştırılıyor bu tarz salgınlarda her ihtimal.
bizim dikkatimizi yöneltmemiz gereken temas insan teması. bütün veriler bu yönde, bütün önlemler bu yönde. dikkat dağıtarak konuya farklı bir bakış açısı getirmiş, iyilik yapmış olmuyoruz.

keyleri görmenin yolu var şu an tam hatırlamıyorum.

bilgisayarı sıfırlamak için başlatın yanında ki arama kısmına bilgisayarı sıfırla yazın. tıklayın. çıkanları takip edin.

Arama bölümüne kurtarma yazın. Aradığınız şeye birebir uyan seçenek çıkacak kurtarma sekmesinde

windows 10'da dediğiniz özellik var. İsterseniz temiz kurulum isterseniz de uygulamaları kaldırmadan yapabilirsiniz.

Bilgisayarınızla birlikte yüklü olarak gelen recovery programı oluyor. Mesela bilgisayarınızın markası HP ise HP Recovery vari bir program oluyor. Onunla bilgisayarınız ilk günkü gibi oluyor. Bilgisayarınızda yoksa markanın internet sitesinde vardır.

Windows 10 ise key girmene gerek yok. O key zaten bilgisayarın ana kartına işlendiği için sonraki kurulumlarda bir daha sormuyor. Ama yine de ne olur ne olmaz dersen windows 10'un kurtarma menüsünden kurulum yapabilirsin.

Altı çizili yazıların olduğu yere sağ tıklayıp diller bölümünden Türkçe'yi seç.

kurtuluşun ne tarafı? halaskargazi'ye çıkabilirsen 48n önünden geçiyor dap yapı'nın. 46 t ve 46ç'nin son durağı 5 dakika yürüme mesafesi uzak. cevahir'in önüne gelirsen 48h da geçiyor önünden.

Trafik ihtimali olduğundan otobüsü bilemeyeceğim. Ama alternatif şu olabilir: Osmanbey metroya atla, 4. Leventte in, taksiye atla. Belki otobüs güzergahı daha temizdir. B planı olarak göz önünde bulundurabilirsin metroyu.

Ya taksiye atla gel ya da 48N otobüsne bin 20-25 dk sonra orada olursun, kesin bilgi

kurtuluş'tan metro ile yenikapı
yenikapı'dan marmaray-bostancı.

marmaray durağı = yht durağı

yenikapı-bostancı 30 dk sürer.

osmanbey-yenikapı 20 dk sürer.

marmaray bekleme, metroya yürüme derken zaman kaybedersiniz. 1.5 saat önceden çıkmanızı öneriyorum.

M2 metroya yakınsan metro ile yenikapı, oradan marmaray ile bostancı tren istasyonu.

yok, sadece storyler var öne çıkanlar diye koyabiliyosun

Metro&metrobüs

istanbulun neresinden gelirsen gel metrobüs ile son durakta inip karşıya geçeceksin. o kadar.

maçtan bir ya da bir buçuk saat önce stat çevresinde olursan atmosferi de yakalarsın, güzel olur.

zamanım var yaylana yaylana giderim dersen benim sevdiğim rota beşiktaşa inip oradan vapurla karşıya geçmektir. ancak acele acele gideyim dersen mecidiyeköy metrobüsle yaklaşık 30 dakikada şükrü saracogluna varırsın.

klinik psikoloji yüksek lisansı için önce lisansını bitirmeniz gerekiyordur mantıken. bilimsel hazırlık şartıyla alındınız diyelim yine bile klinik psikolog unvanı alamazsınız.

Klinik psikolog üniversitelerin psikoloji lisans bölümünü bitirmiş, üstüne klinik psikoloji yl programından mezun olmuş uzmandır. İşte bu yüzden meslek yasası şart.

klinik psikolog unvanı için ya psikoloji lisansı üzerine klinik yl ya da klinik psikoloji yl ve doktora yapmanız gerekiyor diye biliyorum. geçen haftalarda benzer bir duyuru vardı bir arkadaş orda mevzuattan örnekle açıklamıştı. yani illa psikoloji lisansı kesin şart değilmiş ben de o zaman öğrenmiştim. bende lisans zorunlu sananlardandım.
tabi burdaki mesele klinik psikoloji yl programına kabul edilmek. bu iş tamamen ticarete dönüşmüş durumda şuan. devlet üniversiteleri çok az kontenjan açıyor ve hepsi psikoloji lisansı istiyor başvuru için. hatta çok az yer pdr mezunu da kabul edebiliyor. ama dediğim gibi çok az.
bu halde yalnızca özel üniversiteler kalıyor elde. onların kabul şartları da nitekim daha esnek olabiliyor. özellikle ücretli olunca hayır okuyamazsın demez hiçbir yer yıllık minimum 40.000₺ kazandırıyorsunuz onlara.
tabi burada da kabul almanız halinde bilimsel hazırlık okumanız gerekir kuvvetle muhtemel.

şuanki yüksek lisans sınıfımda psikoloji mezunu arkadaşlarım var çok şikayetçiler haklı yönleri de yok değil. size şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki psikoloji bölümü dışarıdan göründüğü gibi değilmiş. acayip sıkıntıları olan bir bölüm. mezun olsanız dahi çeşitli terapi vs eğitimlerini almanız gereken bir alan. ki bunları bu alandan mezun olmayıpta uygulayan kişiler bile varmış epey! yine de çok ilgiliyseniz iyice araştırın mezunlarla birebir konuşun öyle karar verin derim.

Bir klinik psikolog olarak kesinlikle HAYIR diyorum.
Zaten klinik psikolog ünvanın olmayacak.

Mevcut yasaya göre psikoloji ya da PDR mezunları klinik psikolog olabiliyorlar.

Açtırdığın hesaba göre değişir bazı bankaların esnek vadeli hesapları var para eklemene müsade eden, bazıları ise vade bozmadan ekletmez. Bankanla görüşsen daha net bilgi verirler

aylık vadeli günlük mü yıllık mı bilemeyiz. vadesi bitince ekleyebilirsin para. günlük vadelide her gün, aylık vadelide ayda 1, yıllıkta yılda 1 ekleyebilirsin.

Doğru bilgi veriyorum: vade yenileme tarihi vardır. Mesela 32 gunluk diyelim. 1 ocakta açtığın vadeli hesap yenileme tarihi 2 subat olsun. 10.000 paran 2 subatta hesap bozulacak ve yeni hesap 10.100 lira ile acilacak diyelim. Sen bunun uzerine 1 subatta para eklemek istersen anapara olan 10.000 durur ama biriken 96 lira (mesela) puf olur ucar. 2 subatta eklersen (yenilenen hesabi kapatip para ekleyip tekrar acarsan) getirine bir sey olmaz. 10100+yeni para ile hesap acarsin. 5 subatta yenilersen 10100 durur ama 2 şubattan itibaren biriken 3 gunluk faiz ucar. Zararin 11 lira olur. Buna gore bozabilir, ekleyebilirsin.

20 lira çalışır benden. fazlası için aşırı çirkin bir ayakkabı.

Arttiriyorum, 30tl veririm. Fazlasina degmez.

çirkin.

henüz havalar çok soğumadığı kış gelmediği için gözümüze kötü görünüyor, tamam şık bir ayakkabı değil de kış geldiğinde hava ve kıyafetler karardığında gözümüze bu kadar batmaz.

fakat bu fiyata olan ayakkabının malzemesi iyi değildir, ayakkabı zaten çok kapalı, kullanılan düşük kaliteli malzemeyle birlikte koku yapabilir

o üzerinden geçen bant olmasa giyilebilir.

Bunu giymem için bana ayda 700 tl vermeleri lazım. O zaman da anca ayda 2 kere bakkala giderken giyerim.

ooo bayağı sert eleştiriler aldı ayakkabı ha ha ha! üretenler adına üzüldüm. :)
neyse, ben de almaktan vaz geçtim.
boşuna dememişler; 7285945 bilsen de üç, beş bilene danış diye!

Sıkıntı olmaz, sanal kartın bağlı olduğu asıl karta yansıması lazım iadenin, o kadar.

Lafı çok ebelemişsin. Olur asıl karta yansır.

Derhal pazartesi gunu savciliga gidin sikayet edin

edebileceğin bütün merciilere et kan beynime sıçradı bu ne ya. yüksek lisansını da yakma.

“Nerden biliyosunuz, ikisini de almayı denediniz mi” deyip ardından pis pis sırıtacaktın. Dinsizin hakkından imansız gelir.

Adam tam hırboymuş ama. Ben olsam kavga da ederdim, şikayet de ederdim.

Nasil terbiyesizlik bu! Ben de doktora yapiyorum ve biliyorum akademi bunun gibi insanlarla dolu kadiniyla ve erkegiyle.

savcılık kesinlikle.

iksv film festivalinde bu sene (geçen yıl avrupa ve amerikada çığ gibi büyüyen "me too" hareketinin devamı niteliğinde) filmlerden önce yabancı yapım, kamu spotu niteliğinde kısa ve nefis vidyolar seyrettirildi; #iştebutaciz sloganıyla.

günlük hayatta kadınların sürekli maruz kaldıkları ve artık rutin saydıkları pek çok şey; erkek iş arkadaşının eve bırakmak/çıkışta birşeyler içmek için ısrar etmesi, üst düzey bir brökratın, ropörtaj yapan gazeteci kadına, çalışmaya devam etmesi için onunla bireyler içmek istemesi, fotoğraf çekimi sırasında bir kadın modele iç dünyasını alt üst edecek şekilde psikolojik bir baskı uygulanması vs...

uzatmiyim sevgili pangea; işte bu taciz.
hele bir de böyle zırto tiplerin akademiye bulaşmış olması çok acı; ama bu içi kokuşmuş, niteliksizlerden son 10 yılda sayıca çok arttı akademi içinde de. böyle böyle daha iyiye taşınır ancak, derhal şikayetçi olun, yanına kalmasın.

ayrıca rektörlüğe şikayet etmeyin, rektörü ne yapacaksınız? onu nereye şikayet edeceksiniz?

Şikayet edin. Özellikle "gelsin tatlıya bağlayalım" diye bir de yüzsüzlük yaptıysa daha önce de çok yaptı demektir böyle şeyleri. Malesef bizim ülkede böyle şeyler sıklıkla geçiştiriliyor ve bu tür hareketler sapkın bir norm haline geliyor.

Danisman hocan mi bu? degisikligi zor bisey degil. Yuksek lisansini yakma.

Valla çok haklısın büyük terbiyesizlik etmiş ama savcılığa nasıl şikayet edeceksiniz anlamadım açıkçası. Bu arada kadın mi er kişi misiniz? Onu da anlamadım.

@cizgilerebasancocuk er kişiyim. :)
Gel gör ki, benzer lafları kadınlar için de kullanan birisiymiş.
Hatta, bir arkadaşın dediğine göre tezli yüksek lisansa aldırmak şartıyla iki öğrencisiyle ilişkiye girmiş ve ilişkiye girdiği öğrencilerinden birisi eşine söylemekle tehdit edince, kızı okuldan attırmış.
ilk başlarda kesinlikle inanmıyordum böyle şeylere; ama şu hadiseden sonra çokta uzak bir ihtimal gibi gelmiyor bana.

@gölgede ayn girdim elbette; ama çok, çok yakın arkadaşlarımla girdim.
misal, ben esnafım. küçük bir kafe işletiyorum.
bazen şarj aleti soruyor gelen arkadaşlar.
onlara hiç bir zaman "baaaah! bu ince taraf aha bu da galın taraf! sen şimdi alımı müsait bi arkadaşım olduğunda aha bu galın tarafı al. alımı rahat olur! sen seversin! hahahahaha!" gibi bir cevap vermedim.
askerde, böylesi bir kültürün olması, bu kültürün sivil hayatta da sürmesi gerektiği manasına da gelmez ayrıca.

Bir Anadolu şehrinde (ki ,) üniversitede yüksek lisans! yapmaktayım.

Kendi ken dinize ,, akade mi? syen cilik oynuyor sunuz,

Yazık cidden.

gelsin özür dilsein tatlıya bağlayalım dediği şeyin türkçe meali şu

'çok pis sıçtım, bari bi yerlere şikayet etmese, gitsem özür dilesem üste çıkar, bari böyle bir hareket çekeyim belki yer.' demek.

bu işlerden bişey çıkar çıkmaz diye umamak lazım böyle durumlarda.

sen şikayet etmezsen, senden sonrakilere yüz bulur.

belli ki çok kişiye yapmış ve hiç bişey olmamış.

hem düşünsene 1 tane suç duyurusundan bişey çıkmadı, iki taneden bişey çıkmadı, üçüncüssünde demezler mi adama bu ne lan, hep seni mi buluyor bu ithamlar diye. şimdi biliyormusun daha önce böyle bişey hakkında şikayet gitmediğini? hayır. peki senden sonrakilere aynı şeyleri yapıp onların şikayetçi olmayacağını biliyormusun hayır? o zaman şikayetçi olmak en iyisi.

o yüzden elinizden geleni ardınıza koymayın, barodan yardım alabilirsiniz, savcılığa suç duyurusunda bulunduğunuzda daha isabetli olur, sonra cimer, bunlar bittikten sonra rektörlük mektörlük ne kaldıysa şikayetli olabilirsin. hatta savcılığa verdiğin suç duyurusu dilekçesinde isimleri karalayarak sosyal medyada da gösterebilirsin ben görüyorum çok yapılan bir hareket bu.

bunun kadını erkeği yok, eğer bu bir hakaret olsaydı kadın ya da erkek farkedermiydi? eğer cinsel taciz vari bir hareketse yine farkeder mi farketmez(avukat arkadaşlar tam olarak açıklar diye umuyorum bu hareketin ne olduğunu.)

şikayet et kesinlikle bu tür insanların yaptıkları yanlarına kalmasın. Cimer rektörülük savcılık ne varsa şikayet etmeni tavsiye ederim.

moebius mu acaba? tam böyle miydi konusu emin olamadım gerçi ama vardı bi fetiş mevzular. komedi ya da japon değil gerçi djslgk.

www.imdb.com

Ben kalkıcam.

Hangi kanalda?

S Sport pazar akşamı veriyor. Canlı vermiyor. Canlı başka bir türk kanalının da bu yüzden vereceğini sanmıyorum.
Alternatif yollardan izleyeceğiz. Yardımlara açığım.

Birazdan çıkıp bira ve abur cubur alacağım sırf bu maç için. Türkiye'de yaşıyor olsaydım da kesinlikle kalkar izlerdim, çok sağlam dövüş olacak.

Khabib'in minderde çok üstünlüğü var. Benim tahminim de onun alacağı yönünde

biz dört arkadaş evde bu maçı bekliyoruz şu an. hatta açık tekel bulma ümidiyle bir saat sokakta da dolaştık ama maalesef bulamadık. işin garibi şu ki aramızda gavga dövüş işiyle aktif olarak ilgilenen bir kişi var. ben büyük maçlar dışında izlemem. diğer iki kişininse hiç alakası yok. birimiz oyun oynuyor, ikisi sucuklu yumurta yiyor, ben de duş alıcam birazdan ajsfjfk. ikisini de hiç sevmiyorum ama sanırım irlandalı alsın istiyorum içten içe. artist, şerefsiz falan ama en azından radikal islamcı değil eheh.

google translate i denedin değil mi?

Text To Speech engine olarak aratın çıkar bir şeyler.

Windows Narrator’ın denediniz mi?