Ekşi Duyuru

bekarlık soyadın kalsın kocanın soyadının yanına eklet cok sorun olmaz hem cok kolay bi dilekçe yazıyosun hemen 2 soyisimli oluyosun, ama ehliyeti yenilemen gerekir galiba

2 soyad istemiyorum sadece kocamın soyadı kalacak sekilde olmasını istiyorum. nufusum da o sekılde ama bankalarla ugrasmak istemiyorum sorun olmazsa eger.

herhangi birşey yapmanıza gerek yok. bankalar ve tüm resmi kurumlar kps (kimlik paylaşım sistemi) üzerinden çalışır. nüfus müdürlüğünde isminiz değiştiğinde otomatik olarak onlar da sizi yeni soyisminizle tanırlar. zaten bir sıkıntı yaşanırsa varsa eğer değiştirmediğiniz pasaport, ehliyet vb kimliklerle çözebilirsiniz.

Adresiniz değiştiyse bankaya bildirirken ismi de değiştirebilirsiniz, kartlar değişmiyor, yani değişmesine gerek olmuyor özellikle istemezseniz.

sabah buna benzer bir soru vardı sizin miydi?

yaşınız emekliliğe müsait mi?

sgk dan öğrenilebiliyor evet ama e-devlet şifresine gerek yok. nüfus cüzdanınızdaki bir kaç bilgiyi soruyor.

öyle bir kullanım yok aslında.

bi yerlerde "the way we are" diye bişey geçtiyse ona atıfta bulunmak için öyle demiştir belki. yoksa "the way I am" temalı eminem parçasını hatırlatmak isterim.

rapçi İngilizcesi + broken english konuşanlar da kullanır.
me like it gibi.

www.youtube.com

ne demek oluyo ben de merak ediyorum.

Olduğum gibi. Müzik liriklerine pek takılmamak gerek bence.
Ayrıca (bkz: cry me a river)

uzun ve geniş bir dolapsa ki yalıda olabilir, askıları astığı demire bile asabilir.

edit:yalıda oturmayan genelde avizeye filan asıyor, elbise dolabına pek rastlamadım şimdiye kadar(şimdi baktım varmış başkaları da) :)


resimli anlatım: i.imgur.com
evde denemeyiniz.(otelde filan da denemeyin ha...)

bende yeni öğrendim ama bunun babası mason başkanı falanmış 2-3 gün önce okudum birazda suikastde olabilir vs. diyolla.

yok ben daha cok evde kendi imkanlarıyla nasıl kendilerini asıyorlar onu sormak istemiştim :) yalıda oturmayanlar da yapabiliyor bazen bunu

Kill Bill'de bill'i oynayan herif otel odasında kendini öldürmüştü yanlışlıkla öyle David Carradine adı. olaya da en.wikipedia.org autoerotic asphyxiation diyorlar. yani otel odasında bile başarmış insan.

sandalyeye bile asabilir insan kendini. öyle bir ası türü de var. yıllar önce otopsi dersinde görmüştük.
ama nasıl olduğunun ayrıntılarını hatırlayamadığım gibi, burdan anlatıp da tarif etmiş durumuna düşmek istemem. :)

peki ya buna ne diyorsunuz ?
Fatih'te 22 yaşındaki Hasan K. kapı koluna kendini iple asarak öldürdü. Hasan'ın cesedi eve gelen arkadaşları tarafından bulundu..

ben yatagin basina baglayarak kendini asan insan haberi okumustum.
olmek isteyince her turlu olunur bence.

little'ın büyüğü dominos orta kadar diyebiliriz. ama kare pizza söyleyin. gnctrkclde söylenebiliyor. o biraz daha büyük. kareyle doyabilirsiniz.

yetıyor hacı kola olunca daha doyurucu oluyo.
genelde ben bunu alıyorum kare ama.

www.littlecaesars.com.tr

demet'i siktim demek istemiş.

+ uçak-at benzetmesiyle dün boktun, bugün koktun diyerekten düştüğü çelişkiyi göz önüne sermiş bence.

benim anladigim;
daha dun o ucaga binmek icin kendini bana siktiriyordun

"demetcim bazı kirleri deterjanla temizleyemezsin ok cnm öptm bye aeo kib" demek istemiş.

yazmışlar ya, daha ne yapsınlar?

"Paket internetimi aşarsam ne kadar öderim?

​​SINIRSIZ internet paketlerinde paket aşımı yoktur. Adil kullanım kotası dolduğunda başka internet paketiniz yoksa internet erişim hızınız 96 kbps'a indirilir ve paket aşım ücreti yansıtılmaz.

Diğer yeni internet paketlerinde paket aşım ücreti Faturasız hatlar için 1 kuruş/100 KB, Faturalı hatlar için ise 5 kuruş/MB’tır.​"

www.turkcell.com.tr

kota 1 gb'ı aştıktan sonra hız düşürme durumu vardır. genelde sınırsız ifadesi bunun için kullanılıyor. tarife açıklamasında bunu belirtiyor olmaları gerekir.

pund the alarm

simgelerin değilde simge altı yazılarını görünür yapabilirsin.

sarkilari daha once dinliyorlar, sozlerin nerede baslayacagini biliyor adam/kadin :)

artık teknoloji geliştiği için önlerinde şarkının söz kısmına kaç sn kaldığını belirten bir şey var sanırım. eskiden meziyet idi, şu an değil. bu kadar saniye uyumunu hilesiz yakalamak her dj için mümkün değil.

urun.gittigidiyor.com

bu şekilde

yırtıyoruz yani kenarlarından. yanlıs yapmıyormusum o zaman

bende kumtel'in 40 liraya satılan küçük ısıtıcılarından vardı. fanlı değil, ufo tipi turuncu ışıklı. dediğin gibi günde 2 saat falan yakıyordum akşamları, faturada sadece 10 liralık bir oynama olmuştu. verimlilik açısından hangisi daha iyidir bilemeyeceğim ama ben fanlıların o buz gibi odayı ısıtabileceğinden şüpheliydim.

iş yerimdeki odamda fanlı minicik bir ısıtıcı var müthiş ısıtıyor. herkesin gözü var nazar değecek diye korkuyorum. :) tavsiyem fanlı.

markası modeli nasıl bir şey acaba tarif etseniz ? ve kaç watt?

Ufo sakin ama sakin alma, o kadar hasta ediyor ki kendine gelemiyorsun. Radyator al.

bir kaç yıl önce media markt'tan alındı. equation diye bi marka.

fanlı elektrikli ısıtıcı.

turuncu ışıklı dediklerini kapattığın anda oda soğuyor.

fanlılar çok yakıyormuş öyle diyorlar. ama ışıklı olanları da kapattığın gibi soğuması olayı da doğru.

günde iki saat diyorsun, o oda bütün gün soğuk kalırsa çok ama çok zor ısınır.

en iyisi fanlı alman. sıcak hava hemen ısıtır.

sana cins biri denk gelmiş. turnuvalara katılmayı severiz küçük bir ekibimiz var diyebilirsin. mesela dart. ayrıca squash de 2 kişiyle oynanabilir.

yüzme, squash, sinema'dan yola cikip, takım calısmasında başarılı olamayacağın sonucuna varan IKciyi essekler kovalasin.

"ailece kitap okumak" de. aciyoruz, ayni kitabi okuyoruz, takim halinde...

en büyük hobim futbolda oyun kurucu olmak de.

her boku bilen ikcı modeli.
salak sorsan insan sarrafı.

eşli okey yaz.

sinillendim.

çok iyi şevişirim de 2 li 3 lü 4 lü fark etmez de. böyle de soru mu olur

teşekkürler, içimi rahatlattınız. ik cılardan nefret ediyorum. tekrar bir gol yemek istemiyorum. yüzme squashın yanına bir de voleybol falan ekliyim yazıyım gitsin bari :) hiç de sevmem voleybol

Bu görüştüğün kişinin işini bilmediği çok açık. ya da başka bahane bulamamış, torpilli birini öne almak için filan. hayatımda böylesine denk gelmedim çünkü.

astronomi de yaz.

e dans yaz? tracking yaz?
amatör dağcılık veya yelken takımı olabilir, kürek olabilir?

en son nerde tırmandın falan demesin bu sefer manyaklar?

biraz kendine güven. verirsin cevabını gerekirse.

interview with the vampire, torpilli birini one surecekse neden almayacagi adami gorusmeye cagirsin? haa cagirmiyor mu cagiriyor dallamalar.

su boyali silahla oynan takim oyunu var ya (adini hatirlayamadim simdik) onu da yazabilirsin.

paintball diyorsun. ayrıca görüşme yapmış olmak durumunda oldukları için çağırabilirler. onların da rapor verecekleri insanlar var.

ters soruya nasıl tepki vereceğini ölçmek için sormuş olabilir. Ya da sadece dallama olduğu için sormuştur.

sinemada yeni filmleri takip etmek zorunda değilsindir ki. mesela kubrick giden bir arkadaş var ben de fincher takılıyordum son dönemde. nolan tarantino seven falan falan belirli adamları giden çok herif var. güncel olmak zorunda değil.

enteresandır. duyuru da başlı başına hobi işi ya. farklı görüşlerle bir araya gelmek iletişimde bulunmak yardım etmek ve yeni çok yönlü şeyler öğrenmek.

varsa izcilik - kamp vs yaz. yoksa aile-arkadaş hike'a çıkıyoruz trekking yapıyoruz de. acil durumda hızlı ve etkili problem çözme yeteneği algılarda keskinleşme öngörü ve takım yeteneği

kano-kürek diyebilirsin. arada xx gölüne gideriz arkadaşlarla. uyum ve harmoni kadar yönlendirme de önemlidir kürekte der geçersin.

son olarak spor olmak zorunda değil. neden hep spor geldi bilmiyorum. ama verimli şu bu derler. ona bakarsan maket yapan herifin sabrı hiçbirinde yoktur mesela.

bir de soran ters bi kere. ekliym istedim.

bbg tarık değil mi la o ?

manchestera gol atmıştı sanırım ama adını unuttum :))

Arif Erdem?

songül karlı?

sütyen?!

eylem'in poposu

manchester'ın songüle attığı sutyensiz gol.

topu topu 4 kelime var. insan ne kadar saçmalayabilir ki?

Yaptiginiz her hareket gorulebilir, ekraninizi bile kaydedebilirler, girdiginiz siteler loglanabilir, klavyeden yazdiklariniz da tabi. (Klavyeden yazdiklarinizi kaydetmezler diye tahmin ediyorum, edebilirler, ama etmezler)

yazdıklarınızı görmek kolay değil öyle, communicator gibi şirket içi bir fasilite değilse. Zaten bunu haber vermeden yaparlarsa kendileri ... tutar afedersin.

Firewall ile girdiğiniz her siteyi loglayabilirler.

butler = uşak

Butler uşak demek. Yani ayak işlerine bakacak bir eleman veriyorlardır.

çifte özel hizmetli veriyor demek

havayı kurutuyor. nemlendirmen lazım havayı.

o soba aslında çok büyük bi ışık kaynağı. infrared dalga boyunda ışıma yapıyor. göz bu dalga boyuna duyarlı değil ama. senin görmüyor olman retina hücrelerine o ışığın ulaşmadığı anlamına gelmiyor. büyük ihtimalle aşırı uyarılan retina hücreleri baş ağrısına yol açıyor.

Nedenini bilmiyorum, ama karsisinda durunda basimi iki yandan sıkıyorlarmıs gibi zonklatiyor.

petrol

saks mavisi, gece mavisi

berlin mavisi (nam-ı diğer prusya mavisi)

bir kimyacı bildirdi.

(bkz: sıçtin mavisi)

prusya mavisi +1

kaynak: bob ross :)

aynı renkte t-shirt'üm var. petrol mavisi yazıyor etiketinde. ama prusya mavisi daha spesifik bir isim tabi. o doğru olabilir.

mahallede tesisatci yok mu abicim? 20-30 tl gibi bi rakama kalici olarak cozerler bu isi.
simdi sana conta, valf, kapagin oturmamasi felan gibi dunya masal anlatir burdaki arkadaslar.. sen hic ugrasma dogru tesisatciyla sorunu 10 dakika icinde coz.

nasıl sifon o? bizimkindede var aynı sorun ben üstündeki taşı az kaldırıyordum duruyordu. ama o biraz sakıncalıymış o basma düğmesine basmıcaksın da hafif tokat atar gibi yapıcaksın o zaman duruyor.

mekanizmayı aç bir bak. Atom parçalamayacaksın. Çözemezsen tesisatçı çağır.

Rezervuara su dolduran borunun ucunda çeşme yok mu? Onu kapatıp, açarsınız.
Borulara da bir şey olmaz.

değişmez. hayatımda ilk kez duydum böle bişeyi.

Yok değişme olmuyor. evleneli 4 ay oldu, eşimin kütük numarası değişti. TC aynı.

tc kimlik numaraniz sizin DNA'niz. olene kadar ve oldukten sonra ayni kalacak.

kütükle tc kimlik no. birbirinden bağımsız şeyler. değişmez yani.

üzerine zeytinyağı dökün, kaplasın ama, hava ile temas etmesin salça

Her seferinde temiz kaşıkla alın. Kullanılmış kaşığı salçaya değdirmeyin.

ağzı kapalı bir yerde muhafaza et.

kapakla arasına streç film koyun. kesin çözüm bu.

üzerine komple kaplayacak şekilde fındık yağı dök.

tuzlarsanız küflenme azalır

Salçanın, küfü alınıp kalanının kullanılabileceği fikri en yaygın ve en tehlikeli yanlış bilgilerden biridir.
Küf en ciddi zehirlenme sebebi gıdada. Bakın en yaygın demiyorum, en ciddi. Anında hasta etmeyebilir. Yıllar sonra hastalanabilirsiniz ciddi şekilde. Asla kullanmayın.

salça ile her defasında uğraşmamak için, bir tepsiye kaşık kaşık ayrı ayrı koyuyorum, o halde donduruyorum. dondurulmuş parçaları da sonradan bır buzdolabı poşetine koyuyorum. ne zaman ıhtıyacım olsa istediğim kadar parçayı çıkartıyorum, zaten anında çözülüyor. salça ziyanına son.

bende salçayı buzluğa koyanlardanım. 1-2 hafta yetecek miktarlarda küçük kavanozlara aktarıp buzluğa atıyorum. gerektikçe indiriyorum. tadında kokusunda gram değişiklik olmuyor.

Bizde de oluyordu, açık almaya başladım.malatya pazarı gibi yerlerden, bu salçalara bişi olmuyor

salça yerine domates püresi kullan onu da küçük paketlerde alırsan, açık kalıp bozulma gibi bir derdin olmaz.

10 bin.

altının yükseklerde seyrettiği şu günlerde 15 binden aşağı düşmemeli bence

3 ay önce evlendik,yine aynı orta halli, anne-babaların taktıklarını saymazsak 15bin civarı. Düğün sahiplerinin nereli olduğuna, adetlere göre falan değişir ama o hacı. Anteplilerin çok altın taktıklarını duymuştum mesela. he bi de düğün yemekliyse daha fazla kişi gelebilir, takı miktarı artabilir:)

yemekte kdv %8 diye biliyorum yani 54 TL

www.gib.gov.tr

2 sayılı listede yer alıyor lokanta
%8 görünüyor (bu da en başta yazıyor)

50*1,08=54 TL
siz de bir gözden geçirin linki derim.

ama 1. sınıf yerler, tursitk yerler vs farklı

içkili yemekse %18

bu dugun icin alınan kişibası fiyat. yani içkili yemek olarak sayılıyor sanırım. oyle o kadar farkediyor mu bu iş, hizmet sektoruyse hizmet sektoru.

Aşağıda laf kalabalığı olarak beliren kanun maddesi der ki ;

"birinci sınıf lokanta ruhsatı ya da işletme belgesine sahip yerler ile 3 yıldız ve üzeri oteller, tatil köyleri ve benzeri tesislerin bünyesindeki lokantalar"

%18 KDV ye tabidir. :)

fatura istemiyorum, kdv almayın de.

diil, e vadeli var bende, gecen ay 9.25 ti, bu ay 8.25 olmus garanti bankasi'nda. oteki bankalarin da degisik oranlari. en iyi oran netten vadeli yaparsan veriyorlar bildigim kadariyla.

farklıdır ama yakındır.

ziraat bankasının 9.25

aynı bankada bile faiz oranları değişiyor. şubeden aldığın oranla internetten aldığın oran bile farklı. ki internetten açarsan vadeli hesabını daha çok veriyor.

Şartlı tahliye olması için daha çok yatması lazım.

Ağır müebbet : 30 yıl sonra şartlı tahliye olabiliyor

müebbet : 24 yıl sonra

x yıl ceza almış bir insan ise cezasının 3/2 sini geçirdikten sonra şartlı tahliye olabilir.

Tabii gerekli koşulların sağlanması lazım.

sozluklerde anlatmislar uzun uzun.

Ziyaretlerde goruslerde havalanmada her seyde daha agir. Aftan asla yararlanamiyor yazmislar bilemiyorum.

gizlilik ayarları - zaman tüneli ve etiketlenme

askerliğin en saçma ritüeli. günlerce sıcağın altında yürümemek, komutanların bağırıp çağırmalarını dinlememek için bir bahane sunup katılmadım. yemekhanede ettik yemini :) 2 saat kadar sürmüştü bizimkilerin töreni. törenden sonra teslim olunacak usta birliğine göre yol izni değişir. 1-2-3 gün olarak. evci iznini isterseniz eklersiniz, sanırım 5 gün veriyorlardı.

yemin törenini genelde cumaya filan denk getirip cumartesi pazar evci izni verirler. genel durum bu şekildedir. yemin töreninin süresi de duruma göre farklılık arzedebilir. mantığın bittiği bir yer olduğu için; sabah askerler 8 gibi tören alanında yerlerini alırlar. sonra paşalarımın keyfinin gelip de tören alanına teşrif etmelerini beklerler. bu kısım çok esnek olup bir kaç saat sürebilir. törenin kendisi en fazla 1 saat sürer. youtube da videolar filan vardır belki bi bakın. silahların üzerine el konulup yemin edilir işte. ondan sonra yarım saat kadar fotoğraf çekimi ve ailelerle hasret gidermek için zaman tanınır. sonra da izne çıkılır ama bu izin aşaması da uzun sürebilir. bir sürü kağıt filan imzalanır. asker sayısına göre uzayabilir bu süre. en geç öğlen 1-2 gibi çıkılmış olur. törene gelmeme durumuna ise şunu söyleyebilirim: ben bizzat ailemin gelmemesini istemiştim. gereksiz bir bekleme, gereksiz bir tören için gelmelerini istememiştim. kişiden kişiye değişir tabi. aile gelmezse evciye çıkılmaz ama. bir de yüzlerce abaza askerin olduğu bir ortama nişanlı hiç gelmese daha iyi bence. üzülmeye değecek birşey değil. ahmet kaya'nın dediği gibi özlemekmiş oysa sevmek... özlesin biraz, müsait olduğu zaman gider çarşıya çıkınca filan görürsün.

vallahi nişanlıyı geç.
2 gün evci iznin sana tüm dertleri unutturur.
tören ise 2-3 saat sürer.
gelir komutan vir vir vir vir konuşur 1 saat.
sonra yeme içme muhabbetine toplanıesınız bir yere..
oradan da onaylatıp eve.

acemi birligi ile usta birligi aynı iken de var mıdır evci izni?

Dostum kız işten mi çıksın yani? Dil döktüyse ve izin alamadıysa bitmiştir. Bunda üzülecek ne var?

Yarım saat, en fazla bir saat sürecek bir tören.
Askerin garnizon dışına çıkmasına izin yok ama kim nerden bilecek? Evci çıktın ;)
Benim nişanlım gelememişti, yemin töreninden sonra o haftasonu ben yanına gittim.
Üzülecek hiçbir şey yok.

Acemi birliği ile usta birliği aynı yerde yapılsa dahi acemilikte evci çıkılmaz, fakat usta birliğinde çıkabilirsiniz.

acemi birliği ile usta birliği aynı yerdeyken de evci izni verilir, yanlış bilgi vermeyin. yemin töreninden sonra acemilik bitiyor, yemin ediyorsun yani usta asker oluyorsun zaten.

@strateji doğru söylüyor. tören olduğu an acemilik bitmiştir ve evci çıkılır. ben çıktım öyle diyeyim

bende de düzenli çıkar bunlardan. bunlar çıktığı zaman genelde tırnağın kökünün etle birleştiği yerlerde yaralar açılır.

buna bağlayarak vitamin ya da mineral eksikliği olduğu savını destekliyorum.

bir kısım iddialar kalsiyum eksikliğini göstermekle birlikte, tırnağa alınan darbelerden ötürü oluştukları tezini savunanlar da var. ya da ikisi birden de olabilir.

sütü, peyniri arttırmaya bak. oturduğun masaya tırnaklarınla ritm tutmayı da seviyorsan bırakmaya çalış...

Demir eksikliği tırnak kırılmasına sebep oluyor. Beyaz lekeler vitaminden. Meyve ye, zor geliyorsa -ki ben hep usenirim- bı multivitamin iç. Bende de vardı çocukken ama artık hic yok. Düzenli vitamin vb destekler icmeye başladığımdan beri :)

bence kesinlikle vitamin eksikliğinden şu aralar sağlıksız besleniyorum hatta beslenmeyi bıraktım :)) bende de çıktı bence beslenmeyle ilgili.

içtiğin sigaranın miktarına bağlı biraz. sigara masraflarını kendin hesapla. bunun dışında haftalık 50 tl ile çok rahat geçinirsin bence. çarşı izinlerinde çok harcamamaya dikkat et. en çok oralarda harcarsın.

günde 1 paket sigara içtiğini varsayarak:
degisken. mesela yemek seciyorsan gazinodan kantinden tost v.s. yemek durumundasin. bu durumda +5 TL/gün
2 haftada bir çarşıya çıksan onun için de ortalama günlük 3 TL /gün

askeriyenin sana diş macunundan, terliğine kadar her şeyi verdiğini düşünürsen duruma göre hiç para harcamaman da olası. yine sana verilenlere içinin ne kadar sindiğine bağlı olarak epey para harcamanda mümkün. askerlik yaptığın yerde eşyaların yer değiştirme huyu varsa yine terliğe, traş takımına epey para da bayılabilirsin.

askerliğini nasıl ve nerde yapacağına da bağlı. asteğmen olursan, kira giderin bile olacaktır. bir dağ karakolunda er olursan, sen istesen de istemesende para harcamaya durumun olmıycaktır.

şehir merkezinde askerlik yapıyorsan, çarşı izinlerinde ne yapmak istediğine bağlı olarak (sinema, yemek, alkol vs.) harcamaların değişecektir.

şöyle diyim. ben acemiliği amasya da yaptım. orda en çok para çarşıya çıktığımızda içdiğimiz çaya gidiyordu. askeriyenin içinde bir de kahve ye para verirdim ama dışardan daha ucuzdur tabi.

usta birliği istanbul ama ayda 1 - 2 kez terliğim çalınır, traş takımım kaybolurdu. hatta kirli çamaşır torbam bile bir kaç kez çalınmıştı (temiz çamaşır torbama nedense kimse dokunmuyordu)

sonuç olarak şu kadar harcarsın demek zor. nerde ne şekilde yapacağına bağlı olarak harcaman değişir.

arkadaşım önceki enrtyleri okumadan yazıyorum üşengeçliğimi mazur gör.şimdi şu önemli, normal ermisin? kısa dönem mi?

çünkü;

ona gör bir arkadaş çevren olucak(usta birliğinden bahsediyorum), mesela kısa dönemsen kendi tertiplerinle takılacaksın maksimum 20 kişi olucak, eğer normal ersen 80 100 kişiyle birden takılacaksın, ona görede kafa dengi arkadaşların sayısı artacak.demek istediğim şu askerlik başka bişey, dışardaki arkadaşlarına bile o kadar yük olmaz, yada yardım etmezsin, mesela ben 1 paket sigarayla günü kurtaran insanken askeriyede bu 2 ye 3 e çıktı. e arkadaşın abi, adamın parası yok, vermiyecekmisin, 7 24 birliktesin, yada yiyosun içiyosun o muhabbet var.tabi normal bir şehirden bahsediyorum, askerlik bu tuvalet kağıdının bile helikopterle atıldığı yerler var.gerçi o bölgelerde iyi para alıyosun.ama çarşı marşı 1 senede 2 yada 3 kere oda izine giderken.

sene 2006 yaklaşık 400-600 arası bir masrafım oldu.sigaraları yenibosnadan kaçak alıyordum paketi 1 liraydı.yemekler çok rezildi hem yemekhanede yenecek gibi olanları yiyip, hemde kantinden destekliyordum.çarşıdada masrafım olmadı üstelik ataköyde dedemler vardı, tabi para harcamakta en büyük etken kontür parasıydı.(cep + telekom)

2 kere taş köpüğü, 2 kere bot boyası aldım o kadar, 1 mach 3 3 4 bıçakla bitirdim askerliği, her gün traş olacağın için yüzün alışyor, körde olsa kesiyor yani.

edit: bende amasyada yaptım acemi birliğini 78 gün, ilk ay 1 kuruş param yoktu, hem arkadaşlardan takıldım, ondan sonra para sorunum çözüldü.bende arkadaşlarımı destekledim.

acemi birliğine gittiğimde 91 kilo geldiğimde ise 75 kiloydum.çok fena tonsilit oldum, zatüreye kadar gitti, 10 kere doktora gittim beni siktirle kovdular, en sonunda kafa üstü çakılınca yere, ambulansla hastaneye götürdüler 7 gün yattım iyileşemedim, dışarıdan amoklavin sokmaya çalıştım başaradım, sonra kavgalı olduğum annemi aradım, 2 kutu 1000 lik amoklavin soktuk kışlaya içtim iyileştim,neredeyse ölecektim.amk piçleri geberiyoruz bişeyin yok diyolar gönderiyolar.tamam tam manasıyla öyle olmayabilir sabah revir de iğne vuruluyorum akşam revir kapalı, kolumu kaldıracak halim yok, nefes alamıyorum adamlar diyor bana 3 km uzaktaki hastaneye yürü yaptır(kışla içinde).karanlık yol bilmezsin iz bilmezsin.askerliği bilmiyosun her gördüğünden korkuyosun vs vs vs.

sivil eşya dışından hiç bir şey götürmene gerek yok, havlusuda satılıyor, iç çamaşırıda, kantinide var, bilardo masalarıda var, aklına gelen herşey var ve askeriye fiyatına.zaten ilk hafta tatil modundasın ne yaptığın ettiğin önemli değil, o zamandada 40 kere kantine götürürler sizi ne istersen alırsın temin edersin.ama ben işimi sağlam alayım dersen 2 kullan at permatik, 2 çorap, 1 yüz havlusu 1 terlik yeterli.

heidi gibi bir kalbim yok, fakat sen yerken içerken, yanındaki arkadaşın gözünün içine baktımı olmuyor arkadaş. tamam benim maaliyetim artmış olabilir fakat kazandığın dostluklar hayırlar, tüm askerlik hayatını etkiliyor, en ufak bir problemde hepsi yardımına koşuyor, tabi seni saf yerine koyanlardan uzak dur.insanları tanıyorsun zaten.

bir gece psikopat ve 3 4 senedir askerlik yapan bir eleman çarşıya çıkmış, bali tiner hap cigara ne varsa çekmiş gelmiş, kapı ağzında ilk ranzada aşağıda yatıyorum, elemanın ruh hali neyse, bana bir saldırdı hacı, adam zaten dev gibi ne olduğumu anlayamadım, bak normalde herkez tırsar elemandan, amk hepsi atladı üstüne kurtardılar beni. bu eleman sonra 2 gün firar etti 2 kişiyi öldürdü geri geldi.vay amk ne günler görmüşüz be.

argoda koltuk kerane diye gecer.

koltuk hastanesi filan da yazıyor. kadın satıyorlar.

zenginiz demenin bir yolu olabilir mi ?
evim denize sıfır ve havuzum var gibi mesela ?

edit2:pardon gs açıklamasıymış :D

Laf demek için denmiş bir cümle... Sırf altta kalmamak için... Eğer GS böyle bir şeyi yapabiliyor olsaydı, geçen sene lig sonunda bursa,trabzon ve GS lig den zaten çekilirdi... o yüzden biz buna "yiyemeyeceğin y... altına yatma" diyoruz...

Haaaa havuz dediğimiz türkiye ligi, deniz dediğimiz ise Avrupa ligi ise; tilkinin dönüp dolaşıp geleceği yer yine kürkçü dükkanı. Avrupa liginden elenir elenmez beni geri alın der havuzunuza.

Şuan zenginin diyebilecek son takım GS dir... www.malibilgi.net

Aziz Yıldırım kulüpleri yayın havuzundan çıkmakla tehdit etti. Fenerbahçe'nin havuzdan çıkması herkesin gelirlerinin yerle bir olması demek tabii.

Şu aralar dalga konusu o yüzden havuzdan çıkar, denize girerim vs espriler..

kisacasi
(bkz: siklemiyoruz beyler) demek istemis. hani incide bazi liseliler ugrasip sacma sapan basliklar acar sonra trip atar da @2 gelip siklemiyoruz beyler der ya. bence ayni durum.

20 yıl vermiyorlar 10 yıl veriyorlar bildiğim oda sağlık sigortası falan herşeyini yaptırıyorlar sen ölsen bile sigorta paranı ödüyor böle oluyor bu işler,

Ama artık yeni moda topraktan ev almak yani toprak alıp bunu kat karşılığı mütahite yaptırmak ben öle yaptım.

@basond

mümkünse detay verebilir misin? nerede, ne kadara vs.

mesaj attım.

15 yıllık kredi aldım, kaldı şurada 3 yıl. Ev değerinin iki katına çıktı. Gönül ister tabii bir kerede cart diye ödemek ama öyle maça yok bizde :)

Ölme mevzuu ayrı tabii, Allah gecinden versin de ya ölmez 80-90 yaşına kadar yaşarsan. Emekli olduğunda kiraya para yetiştiremezsin. Haa banka da senin ölme riskini sigortayla kapatıyor zaten. Onlar senin ölünle dirinle ilgilenmez. Parasını almaya bakıyor haliyle.

10 yıllık kredi aldım, henüz 19 taksit ödedim. imanımı gevretiyor ama ev benim evim, çocuklar liseye gittiklerinde maddi olarak daha rahat olabileceğim diyebiliyorum.

30 yila kadar kredi var. 30 yasinda bi insan 15 yil kira odemektense kendi evinin borcunu oduyor iste. Bunun nesi yanlis anlamadim.

türkiye'de büyük oranda 5-10 yıllık kullanılıyor zaten. 20-30 yıllık kullanan çok azdır. ekonomisi, yönetimi istikrarlı olan ülkelerde o kadar uzun vadeli kredi kullanma oranı fazladır.

Fark kisinin ulasmaya calistigi nabiz.

Fat burn'de kisinin azami nabzinin %55-60'i hedeflenir. Bu derecede efor sarfederken (harcanan yag kalorisi)/(harcanan kalori) orani en yuksektir.

Cardio'da ise %80 civari hedeflenir. Burada amac kalp-damar sistemini iyice calistirmaktir.

dalak şişmesi denir de dalakla falan alakası yok.

karındaki diyafram kasına kramp giriyor. bildiğin kramp. bacağa falan girenden.

Diyaframla ilgili olabilir diyerek sallıyorum.

doktora görününüz. kalbin delik olması gibi bir şüphe oluşturdu bende.

yasinizi ve cinsiyetinizi yazmamissiniz. ailede kalp krizinden olen var mi? sigara ve vucut agirligi, risk faktorlerinden sadece ikisi. diger risk faktorleri arasinda, seker hastaligi, hareketsiz bir hayat, (saatlerce bilgisayar basinda oturanlara selam ederim buradan), ailevi kolesterol yuksekligi, trigliserid yuksekligi, HDL (high density lipoprotein dusuklugu), LDL yuksekligi, (LDL/HDL oraninin 5'ten fazla olmasi), yogun stres sayilabilir. homosistein seviyesi de onemli. bunlari sadece bilginiz olsun diye yaziyorum. yani sigara icmiyorum, kilom normal, oyleyse ben kalb krizinden muafim gibi bir formul yok. kilonuz normal ama, vucudunuzdaki yag miktari nedir mesela? kilosu normal oldugu halde, cok az kasi olan zayif gorunumlu insanlar vardir ki, bunlarin bazilarinda vucudun yag miktari olmasi gerekenden fazladir. 5-6 basamak merdiven cikinca nefes nefese kalmaniz, antrenmansizliktan olabilir mi? eger oyleyse, uzun yuruyuslere baslayin derim, gunde en az 30 dakika. asansoru de azaltin. yani bir kat merdivenle cikin, gelecek ay asansor yerine iki kat merdiven cikin. kalb krizi elektrik carpiyo gibi bir his degildir. 1-2 saniye surmez. hasta, gogsunun uzerine kaldirim tasi konmus gibi cok siddetli bir basinc hisseder ve agriyan yeri parmaginin ucuyla gosteremez. agri o kadar siddetlidir ki, eline tabanca verseniz, intihar eden bile cikabilir. bu bilgiler isiginda durumunuzu yeniden gozden gecirin. sunu unutmayin: nerde hareket orda bereket. gunde yarim saat ve haftada 5 gun yuruyenler, kalb krizi gecirme riskini onemli olcude azaltirlar. fast food'dan ve kolali iceceklerden uzak durun. daha cok meyve ve sebze yiyin. kirmizi eti azaltin. fabrikada veya endustriyel mutfaklarda hazirlanmis yiyecekler yerine, evde yapilmis yiyecekleri tercih edin. bir yiyecek ne kadar az islenmisse o kadar iyidir. yani bir avuc badem yemek, bir gofret yemekten her zaman cok daha iyidir saglik acisindan.

aynı şey bende de oluyo ve çok koktum 18 yaşındayım kilom 48 boyum 170
doktor heycandan kaynaklandığını söyledi ama ben hala başka şey olduğunu düşünüyordum.başka bi doktor ani kas genişlemesi olduğunu söyledi
en son başka bi doktor da kalbimin çevresini yağ bağladığını söyledi ve çok şaşırdım çünkü kilo almaya çalışıyorum zaten :S

belki aynı sebepler belki farklı ama kesinlikle doktora gidin bence.

fazla detay bilmedigimden cok cok uzak bir ihtimal olarak da sirt omurlarinizda fitik gelismis olabilir. olmayabilir de :) ustteki arkadaslarin dedikleri daha yakin ihtimal.

İğneleri bağırsaklarına bağlı oluyor onların.sokum işlemi sırasında iğne soktukları yerde kalıyor bağırsaklarıda haliyle beraberinde çıkıyor.Yani bağırsaksızda yaşayamıyorlar.yamuluyor olabilirim ama üç aşağı beş yukarı böyle oluyor.O iğnenin kalma olayıda diğer arılara sinyal mi ne yolluyor öyle birşeydi sanırım.Arıların hepsi hücüm ediyorlar o çıkan iğnenin olduğu yere.

sanırım kanca gibi bir eğime sahip iğnesi derimizde saplı kalıyor...
akabinde arının bir uzvu olan iğnesi beraberinde birkaç hayati organının da zarar görmesini sağlıyor ve bu nedenle ölüyor(?).

her arı soktuğunda sokan arı ölmüyor.

balarılarında (Apidae familyası) bu oluyor mesela ama yabanarılarında (Vespidae familyası) olmuyor. yaban arısı sizi sokar ama ölmez. balarısı soktuğunda iğnesini ve buraya bağlı olan içorganlarından bi kısmını da orada bırakır. o yüzden de bir süre sonra ölür.

cemile mutfakta katya ile kavga etti. saç saça baş başa giriştiler. mevzu neydi ama ben de hatırlamadım şimdi. galiba katya bilmişlik etti, cemile'nin de zoruna gitti. katya gitti bitter'e yetiştirdi bunu. verdi gazı bitter'e. o da "ben yokken arkamdan terbiyesizlik ha" diyip kovdu cemile'yi. zaten daha önceden e küpesini çaldı zannedip kovmuştu da sonra adnan araya girmişti. küpeyi de çalmamıştı. melülle sevişirken çiçeklerin oraya düşürmüştü, beşir de bulup geri koymuştu. ama bitter cemile'den bilmişti.

hetero bir erkektir kendisi. naif bi arkadaş sadece.

www.howstuffworks.com

Sadece uyku gelince esnemiyor insanlar. Örneğin bir sınav bir yarış öncesindede esniyor. Vücut kendini sakinleştirmek için yapıyor bu eylemi. Esnemek hakkında pek birşey bilinmiyor. Vücudun keşfedilememiş yönlerinden biri. Önceleri esnemenin solunuma yardımcı olduğu düşünülüyordu fakat daha sonra solunumla alakası olmadığı keşfedildi. Bulaşıcı olmasının nedeni ise esnerken yüz hatlarının aldığı şekil karşıdakine rahatlık hissi verdiğinden aynı eylemi karşıdakinin vücududa gösteriyor. Bu yüzden esnemede gülme gibi bulaşıcı.

esnemekle ilgili bişi yazmayın ya gördükçe esniyorum ben :)

bence diyaframa nefes almak ve karın çakrasını hareketlendirmek için esniyoruz. ben sıkılıp bunalınca hemen esnemeye başlarım mesela.
bir de eskinden derin nefes alamadığımı hissederdim, çocukken, bir nevi astım gibi. ancak esnemek rahatlatırdı. şunları okuyup yazdığım süre içinde de sayenizde 20 kere esnedim allam.

uykuyla bi bağlantısı bence de yok. zira bazen öyle ardarda esniyorum ki uyuyamıyorum:S

bu soruyu okurken totalde 6 kez esnediğimi de belirteyim. insanoğlu sır:)

ne kadar doğru bilemiyorum ama genelde yorgun olduğumuzda esneriz ve vücudun oksijene ihityacı fazladır yorgunken. bu sebeple bol oksijen alma amaçlı bir olay olduğunu okumuştum bir yerlerde. bulaşıcılığı konusu ise zaten fazlasıyla şaşırtıcı bir belgeselde iki denek yan yana odalara konulduğunda birisi esnedikten sonra diğerinin de esnediği görülmüş falan. ya da aynı odada birbirlerini görmeyecek durumdaykendi tam hatırlamıyorum şimdi :) ama birini esnerken gördüğümüzde hemen yamulmamız karşımızdakinin yüzündeki o rahatlama ifadesini görmekten kaynaklı olabilirmiş. miş. mış. muş.

o beslenmeyle ilgili diye biliyorum.

biotin kullanmanız yararlı olabilir.

tek kalmalı ya da kız arkadaş bulmalı. yoksa ayrılmanız içten bile değil. her gün gelip misafir olarak kalması bir yana eve 2.olarak çıkması ilişkinizi yıpratacak belki de bitirecektir.

finansal olarak bir cozum arasaniz cok iyi olur. mesela her ne kadar erkek arkadas baska bir yerde kaliyor olsa bile, sizin eve de masraf yapabilir, bununla baglantili olarak kendi evine daha az masraf yapar vs vs.

duygusal olarak ise tamamen size bagli bir sey. ayni seyi yapip bir dolu ayrilan, bir dolu evlenen biliyorum

sorunun cevabı aslında sizde gizli. tamamen kişiliğiniz ile orantılı duygusal boyut. arkadaşlarınız olmadan kendinizi bir başınıza hissediyorsanız, hayatınızın önemli bir bölümünü sosyal çevrenizle şekillendiriyorsanız yalnız yaşamak zor olabilir. ama çözüm yok değil: house party ler bunun için var. haftanın belli günleri evinizde konsept partiler düzenleyip bu engeli aşabilirsiniz diye düşünüyorum.

finansal açıdan ise yaşadığınız şehire, muhite göre sıkıntılar yaşayabilirsiniz. örneğin istanbul'da bir öğrencinin tek başına ev tutması için babasının kayseri'de pastırma tüccarı olması gerekli :) şaka bir yana batıdan doğuya gidildikçe öğrenci evinin yaşanabilitesi artar, dört duvarlar olur birer saray yavrusu.

erkek arkadaş meselesi zamanla sorun teşkil edebilir. tek başına yaşamak isteyişinizin sebebi yalnız kalmak, kafa dinlemek ise ziyaret sıklığını "zırt pırt" düzeyine çeken bir erkek arkadaş çekilemeyebilir.

1 sene beraber yasanmissa, yine beraber yasansin. erkek arkadasla birlikte para 2 ye bolunsun, dolayisiyla yine finansal acidan sorun az olsun?

ha siz finansal derken, baska bir seyi mi kastediyorsunuz?
misal su da var, erkek arkadasiniz ev arkadasiniz olmadigindan daha rahat ve daha cok gelebilecek ve belki de boylelikle siz disarda bulusup yapacaginiz harcamalarin daha azini evde yapmis olacaksiniz.

iliski bazinda degerlendirirsek, gercekten de bunu biz bilemeyiz. sizin karakterlerinizden tutun hayat sartlariniza, gecmisinize, planlariniza , vs. gore degisir bence. bunu taraflari bildiginiz ve 1 senelik deneyiminiz oldugu icin, yine en iyi siz bilebilirsiniz gibi geliyor.

Türk tipi komşuluk ilişkilerinin geçerli olduğu bir ortamda oturacaksanız erkek arkadaşınızın eve gelmesi,

Ev arkadaşınız varsa: %80
Ev arkadaşınız yoksa: %99

sorun oluşturur komşular açısından.

Finansal açıdan ne oalcağı malum zaten, faturaların, kiranın, aidatın hepsini siz ödeyeceksiniz, yemek yapmaya üşenirseniz başkası yapmayacağından dışardan getirteceksiniz ve bulaşıkları hep kendiniz yıkayacaksınız.

Finansal kısmı bütçenize bağlı tabii, tek kiracı olacağınız için, kiranız önceki duruma göre ikiye katlanmış olacak, çoğu zaman iki kişi takılacağınız içinse diğer masraflarınız azalmayacak. Duygusal kısmı da ikinize bağlı, birbirinizi boğmadan, rahatsız etmeden takılabiliyorsanız sorun olmaz. Ama bunu (üçüncü kişi olmadan yaşamayı) daha önce denemediğinizden tam olarak nasıl yaşanacağını kestirmek (en azından duyurucular için) çok zor.

Bütçeniz zorlanacaksa ev arkadaşı edinmeye veya çok uygun kira denk getirmeye çalışmalısınız.

lanet Türk tipi komsuluk ilişkileri. buna ev sahibi - kiracı ilişkileri de dahil. eve cıkmakta asıl sebep aslında sevdicekle daha cok beraber vakit gecirebilmek ama işte ev sahibi sen benim evime erkek getiriyormussun derse durum cok cirkinleşir. hepinize tesekkurler.

yalnız kalmak her açıdan zor. komşuluk ilişkileri açısından değil tabi, maddi ve psikolojik olarak. bu arada maddi zorluk ikinci sırada. (bkz. çok yalnızım be sözlük)

o erkek gün gelir sizden sıkıladabilir. fazla icli dislı olmak dogru degil.

Jason Derulo - Whatcha Say diye tahmin ettim

www.youtube.com

ayıptır soylemesi harikasın :)

eğer saçını gıcır gıcır olacak gibi yıkıyorsan üstündeki tüm koruyucu yağ tabakasını da yok ediyorsun demektir. bu korumayı da kafa derin düzeltmeye çalıştığı için iyice yağlanacaktır. nasıl alıştırırsan öyle gider.

daha önceki bir soru için de yazmıştım. bir arkadaşım upuzuuuun ince telli saçlarını iki haftada bir yıkıyor ve bir gün bile yağlı ya da pis görmedim kendisini. ha nasıl oluyor derseniz vallahi ben de anlamıyorum :) alıştırınca oluyormuş diyor.

normal saçlar ne kadar sık yıkanırsa o kadar cabuk yaglanır,yani yeni duzene cok cabuk alısırlar. o yuzden yaglı sacın cozumu sık yıkamak degildir kesinlikle. sacınızı durulama suyuna limon sıkın, bir de acil durumlarda yaglı sacların dibine pudranın yaglı gorunumu azalttıgını okumustum.

Benim de saçlarım çok ince ve seyrek. Bir gün yıkamazsam, kafama yapışıyor, iğrenç bir hal alıyor. O yüzden her sabah duş alıyorum. Çok az bitkisel şampuanla, bir kere yıkıyorum. Bunun da öyle yıkamamaya alıştırıp, az yağlanma yapacağına inanmıyorum. Belki bu yağlanma durumu, beslenme alışkanlıkları ile de alakalıdır ama bilemiyorum.

çok yıkarsan çok yağlanır diye bi durum var kesinlikle. yazın mesela her gün banyo yapsam da akşam yağlanıyor. kışın 1-2 gün bekliyorum, öyle hemen akşamına yağlanmıyor. zamanla alıştır bence az yıkamaya.

yemezler.
18.45 seansı yakalayabilirsen onlara git. tabi çoğu 19:00a çekmiş durumda bu seanslarıı.

biletini de önceki gün al, 18.45 seansına 19.00'da git

45 dakika reklam veriyor zaten istanbul sinemaları, yarım saat geç gitseniz bir şey kaçıracağınızı zannetmiyorum.

senin beceriksizliğin:)

bende ayıptır söylemesi çatır çatır çalışıyor :)