Ekşi Duyuru

tvarsivi.com

acil değilse bir kaç gün içinde www.cnnturk.com adresinden izlersiniz. bugün 26.5 yayını var. demek ki 3-4 gün geriden geliyor.

ikisi de bozulmamıştır. Johnny için 200 lira veirrim.

200 etmez

. net goremiyorum ama aksesuar olarak da ederi var. ama yirmi yilda yalana baglamistir viski , gunes altinda filan beklemis olma ihtimali var 20 sene boru degil. fermantasyon dagilip gitmistir. icmeyin sakatlik cikmasin

o coni en az bin lira eder bea:)) 20 senelik hemi de... bakiniz www.webcellars.com.au
güneşin etkileyeceği içkiler koyu renk camlı şişelere basılıyor hem:))
siz işi de bilmiyorsunuz belli ki, teklif ettiğine az ekleyip, verin ykyt mecrasını bulsun :))..

viskinin meşede yıllanması lazım normalde. şişelendiği zaman yıllanması bitiyor diye biliyorum. ayrıca yıllandırırken belirli işlemleri var, tam detayından emin değilim. güneş ışığı falan gördüyse içmekte tereddüt ederdim ben.

tüm bunları söyledikten sonra, 23 yıl beklemiş dewar's içmiştim ben. ağzı kapalı ve güneş almayan ortamda bekletilmişti. herhangi bir bozulma yoktu. ama yıllanmış olmadığından ekstra bi şey eklemez tahminen. 4.5 litre üzerinden fiyat belirlemek lazım. yine de ben sizin yerinizde olsam yıllanma olayını tekrar bi daha araştırırdım. yanlış bilgi vermeyeyim. Red Label'ın koleksiyon değeri artmış olabilir. Dewar's'da böyle bir durum var mıdır bi fikrim yok.

bozulmuş mudur bilmem ama viski de şarap da o şekilde yıllanmaz.

yıllanmayacağı kesin. duruş şekli bile önemlidir ki o şişeler kaç çocuk büyütmüştür. kaç kere sallanmıştır . oynanmıştır.

İstanbul bakırköyden universal adaptör aldım, images.gittigidiyor.com bunun dijitali. valla hiç bir sorun da çıkartmadı gayet güzel de çalışıyor..

edit : unutmuşum lan 55'e aldım..

voltaj ve amper değerine dikkat edin. alçak veya yüksek olursa pcyi yakabilirsiniz.

hp için yaklaşık 1 ay kadar önce eminönünden 25 liraya aldık.
1 aydır sorunsuz kullanıyoruz..

tl olarak yükleyin yeterli, o kendi çevirir. bu arada yurt dışından alışveriş hakkında yeni yasayla ilgili bilginiz var mı?

(bkz: easeus data recovery wizard professional)

recovery ile bir kısmını evet geri getirebilirsiniz. mesela D bölümüde ise dosyalarınız programı C'ye kurun. yani üstüne hiçbirşey yazmamaya çalışın. "Recover My Files" iyidir, her format attığımda ilk yüklerim ki, yanlışlıkla dosya sildiğimde pat diye geri getirebileyim :)

Nerede gördünüz?
Anadolu, Mezopotamya ya da Mısır çevresine ait gibi duruyor. Şu an elimde kaynaklarım yok; fakat çok tanıdık geldi ya da ben benzettim. Avrupai değil gibi ama.
Elinde acaibü'l-mahlukat ve garaibü'l-mevcudat falan olan biri olsa o söyleyebilir belki.

kanaatimce de griffin, bazen kartal kafası koymuyorlar ama dil ve boynuzlar uyuyor.

@g man: Melechesh isimli İsrail menşeli bir pagan-black metal grubunun klibinde gördüm.

www.youtube.com [ 01:40 ]

yahu bu şah dönemi iran bayrağındaki kanatlı aslan değil mi? pagan perslere aryanlara(iran aryan) atıf falan? bence o ..

www.biblepicturegallery.com

asurmuş.

griffin olması için kartal başlı olması gerekiyor diye biliyorum. resimdeki figür venedik cumhuriyeti'nin bayrağındaki kanatlı aslan sanırım. aziz markos'un aslanı olarak da biliniyormuş.

Bu coğrafyadan olduğu belli de dediğim gibi ismini pek çıkaramadım. Griffon değildir; fakat şekil olarak aynı. Muhtemelen özel bir adı vardır; fakat griffon'un doğu uyarlaması olabilir.

kesinlikle grifon kenarlarda telkari uslubu hakim doğu kökenli mitolojik yaratık kardeşide sfenks ;)

Obscurantism var ama deyim degild,kelimedir ve dediğin anlamı verir.

kızla sevişmek istiyo olmayasın ??

Şimdi olay "sevişme" konusu da olabilir "kadın" konusu da olabilir. Ya kadına karşı birşeyler hissediyorsun inceden, ya da cinsel hayatın pek parlak olmadığı için karşı tarafın cinsel hayatı seni rahatsız ediyor.

İşin asıl ilginci, senin karşı tarafın seviştiğinden nasıl haberin oluyor ? Kadın sana, ooh aliyle bir seviştik bir seviştik, apartmanın temeli oynadı diye mi anlatıyor ? Yoksa sen direk, aha Ali geldi bunlar yine sevişecek diye mi düşünüyorsun?

Senin yerine koydum kendimi ve fark ettim ki, ben de senin gibi hissederdim. Sanırım bütün sorun "eski" lafında. Yani, gerçekten sevgilisi falan olsa, bence, senin için sorun olmazdı ama ne kızın, ne de adamın ilerleyebilmesi, "eski" sevgili olmalarına rağmen yakınlaşmaları seni de bir şekilde sinirlendiriyor. Belki adam, arkadaşını kullanıyor gibi de bakabilirsin ama sonuçta tek taraflı bir durum yok. Kadın da adamı kullanıyor olmuş oluyor sonuçta.

berginyonbaenre +1
daha güzel bi cevap olamazdı...

içten içe kızıyorsun ona, ''ben varken niye onla sevişme ihtiyacı duyuyor ki?'' diye.

çocukta olup sende olmayan bir şeyin varlığından haberdarsın ve buna kızıyorsun gibi geldi bana. çünkü sen kızın yanındasın, çocuk senede bir geliyor. ama onunla yatıyor kız falan.

alcapon'a katılıyorum, sen kadınla konuş, hem onun da düzenli bir cinsel hayatı olsun, öyle araya süre sokmanın anlamı yok, hem de sen mutlu ol. Hem de eski sevgili eskide kalsın

@berginyonbaenre, İstiyorum diyemem. İstemiyorum da diyemem. Net bir cevabım yok o yüzden.

@bonjurkes, Doğru, pek parlak bir cinsel hayatım yok ama sırf bu yüzden bu hislere kapıldığımı düşünmek istemiyorum. Bana pek doğru olur gibi gelmiyor çünkü. Ve evet kendi anlatıyor. Zorlama falan da yok. Dediğim gibi çok yakın arkadaşız. Birbirimize her şeyi anlatabilecek kadar yakın. İstesem regl takvimini bile çıkartırım.

regl takvimini çıkartırsın, ona güvenimiz sonsuz. O zaman dediğim gibi ya kadınla yatmak istiyorsun, ya da herhangi bir kadınla cinsel hayatın olmasını istiyorsun.

Her türlü, bu yukarıdaki iki sebepten birinden ötürü, karşındakinin, beni Ali çatır çatır sikti demesi ağırına gidiyor.

Normal yani, ya kadına açıl, ya da kendine yeni bir kadın bul

simdi söle bi gerçek var ki sana gelip eski sevgilimle şöle seviştik böle seviştik diye anlatan bi kız ne kadar yakın arkadaşında olsa sende onunla ilgili bi sevişme fikri uyandırır bu. bence şuanda "bu kız ESKİ sevgilisiyle seviştigine göre benim gibi çok yakın olduğu biriylede sevişebilir" diye düsünüyosun ki bende öle düsünürdüm yani bunun çok parlak bi sex hayatinin olmasiyla bi alakasi yok tamamen hormonsal bisi. ayrica simdi mutlaka "ne var eski sevgilisiyle arasinda bi bag vardir sevişiyodur kime ne" diyen cikacaktir tabii ki olabilir ama kızın regl tablosunu cikarabilmek genelde o kizla yatan insanlarin yapabildigi bi eylem sonuç olarak bence o kızla yatabilme ihtimalin çok yüksek

burda yazanların hepsi erkek bence. eski sevgilisi olabilir ama mesafeden dolayı ayrılmış, birbirlerine karşı hala bir şeyler hisseden, birbirlerini görünce dayanamayan insanlar olabilirler. eski sevgilisiyle sevişmesi seninle sevişeceği anlamına gelmez, bence böyle bir teklifle gidersen tokadı yersin suratına. sana açık açık yazdığını düşünmediğin sürece öyle bir şey yokmuş gibi davran.

neden anlattığını da düşünmek lazım. eski sevgilisi olduğu halde sevişiyor da olabilirler, kime ne? kime ne ise anlatılması da tuhaf. siz de bundan dolayı tuhaf hissediyor olabilirsiniz.

ilki karşıdan, ikincisi yandan, üçüncüsü üstten bakış.
hepsi olur yerine göre.

3. daş gibi olmuş. aradaki simge gama mı?

(. Y .)

ronaldo17: bildiğin Y harfi. Gama kullanmak aklıma gelmedi

(.)γ(.)

Fena olmadı sanki. Şöyle bir şey de olabilir:

(.)ɣ(.)

Bir türlü karar veremiyorum.

bu ankete göre (sites.eksiduyuru.com şu çıkmıştı:

( o Y o )

bu nasil?

( @ Y @ )

yüce erkek ırkına alternatif sunuyorum:

(*)(*)

o zaman kucuk meme severler icin gelsin:

(.ɣ.)

hatta

(.ı.)

bu mircea'nın az adamı olduğu için taktik olarak bir saldırıp bir geri çekiliyormuş. bu yüzden onu trolllere benzetmişler.

not: sadece tahmin

vicdan diye bir şey var.. bi de empati..

o yangınlarda en sevdiğin bi gün ölürse belki sende umursarsın.

ben de umursamam ama umursanmasını da yadırgamam. duygularla alakalı bi durum. bazı insanlar duygusaldır bazıları değil. bu anlaşılamayacak kadar karmaşık bişi değil.

dertsizler de ondan.

öğrenilmiş hisler olduğunu düşünüyorum. insanlarla bir aradayız diye böyle düşünüyor olabiliriz.
bir de şu var, "...üzülünce iyi biri olduğumu kendi kendime ve çevremdekilere ispalayabilirim, vicdanım rahat eder..." düşüncesi de hakim. ben üzüleyim de sorumluluğumu atayım fikri var.
tamam herkes bu kadar kötü değil sadece olması muhtemel nedenleri yazdım. sonuçta içinde yaşadığımız bir dünya var, sınırlardan öte insan olmanın getirdiği acıları, sevinçleri paylaşıyoruz. duygu ve düşünce yönünden sağlıklı bir insanın bu şekilde düşüneceği kanaatindeyim.

Örgütlenmenin (gruplaşma da diyebilirsiniz) kademeleri vardır: Ailesel örgütlenme, ülkesel örgütlenme, türsel örgütlenme vb.

Bu örgütlenmelerin nedeni insanların "içgüdülerinin" bunu istemesi. İnsanların bu tür felaket haberlerini umursamasının nedeni de türsel örgütlenmedir. Medeniyet olarak fertlerimizin (hangi ırktan olursa olsun, sonuçta Homo sapiens) ölmesini kötü haber olarak alıyoruz çünkü bu gelişimi yavaşlatır. Bu yüzden içgüdülerimiz bizi umursamaya itiyor.

Ha bazılarımız bu içgüdüyü basturabiliyor o ayrı.

Bu benim teorim, yalanlamak isterseniz buyrun.

hani ödüllü bir fotoğraf vardı, akbabanın önündeki afrikalı çocuk. onu gördüğüm günden beri artık umursamıyorum, "yine mi" diyorum sadece.

1. maps.google.com adresine gir
2. yol tarifi al de
3. A'ya "Avcılar, Denızkoskler Mh., Istanbul, Türkiye" ya da nerdeysen onu yaz
4. Bunu da B'ye yaz: "Fatih Mh., 34513 Istanbul, Türkiye (Rıfat Ilgaz İÖO)"
5. Yol tarifi al düğmesine bas

bundan iyi de kimse anlatamaz yolu

haberiniz olsun metrobüs inşaatı sürdüğü için baya trafik oluyor. hele sınav gibi kopar oralar e-5'den gidecekseniz bunu düşünerek çıkın geç kalmayın.

UltraISO programıyla:
www.google.com.tr

panpa isoları flashdiske at. sonra netbook'a at. sonra netbook'a daemon tools yükle. daemon tools'un nasıl kullanılacağını öğren biryerden. şimdi anlatmak zor geldi.

deamon tools lite iş görür

nero image drive.

Büyük ihtimalle evet bide şifre verirken para alıyorlar haberin olsun..

gizli soruyu unutmadıysanız alabilirsiniz tekrar. denemediyseniz şayet!

reklamlardan kaynaklanıyormuş o sanırım. bende de oluyordu bi ara. uzun süredir karşılaşmadım.

bir dil iki bilmem kim şimdi o hikaye yalan. ingilizce öğretmenlliği okumazsan sana dil bölümünde garanti iş yok. hatta iş bile yok diyebiliriz. o yüzden hep iş bulamama tehlikesiyle yaşayacaksın. bak mütercim tercümanlara ancak işlerini en iyi yapabilen ayakta çünkü herkes ingilizce biliyor ve çeviri yapıyor. diğer dillere ise türkiyede rağbet yok. dil edebiyat okusan ayrı bir bela. akdemisyen olmasan ne olursun senden başkası bilmez.
latin dili ve edebiyatı okursan akademisyen olarak kal. çünkü tek çıkış yolun bu.
latincenin bildiğim kadarıyla günümüzde kullanım alanı yok. sadece latinceden türemiş diller var. bu yüzden eski eserleri araştırmaya yönelik bir işin olacak. benim aklıma gelen arkeologlarla ortak bir iş ve bir yandan eski eserleri inceleyip latin edebiyatını aydınlatılması üstünde akademik çalışmalar yapabilecek olman. bence eğlenceli. ha ne kadar mantıklı bilmiyorum.

hayata atılayım, para kazanıp evi geçindireyim derdin yoksa ne istiyorsan onu yap, dene.

Birincil hedef olarak mantıklı değil Latince öğrenmek. Ama İtalyanca-İspanyolca ve Fransızca'nın Latince'den doğduğunu göz önüne alırsak, Latince bilmek: bu üç dili kolayca öğrenebilmek anlamına gelir.

Mesleki açıdan iş imkanları sınırlı. Epigrafi(Yazıt Bilim) alanında, eski belgelerin tercümesinde, müzelerde yada kütüphanelerde iş bulma şansın var. Hiç iş imkanın yok değil ama oldukça kısıtlı.

Sana mütercim-tercüman olarak tavsiyem; öncelikle Latince hakkında biraz bilgi sahibi olmalısın. İngilizce'ye hiç benzemeyen, karmaşık kuralları olan zor bir dil. Latince bir şeyler dinlemekle başlayabilirsin. Sanıyorum İstanbul Üniversitesi'nde okutuluyor. Bölümün hocalarıyla görüşüp bilgi alabilir, müfredatı inceleyebilirsin.

Avantajları da var tabi;
Latince öğrenirsen yukarıda yazdığım dilleri öğrenmekte hiç zorluk çekmezsin. Okulu bile bitirmeden bunlardan birini öğrenmeye başlayabilirsin. Emin ol çocuk oyuncağı gibi gelecek Latince'den sonra.

Tıp yada eczacılık alanında sana getirisi olabilir.

Sayesinde Epigrafi alanında uzmanlaşabilirsin. Ama bunun için bildiğim kadarıyla yurtdışında 2 yıllık bir eğitim alma şartı var.
Ve;
Latince bilmenin kesinlikle bir ayrıcalık olduğunu düşünsem de Türkiye'de maalesef sana pek bir getirisi olmaz.

Son olarak senin yerinde olsam İspanyol Dil Edebiyatı'nı düşünürdüm. Hem iş imkanı çok geniş hem de çok zevkli. Latince'ye oranla daha kolay.

Not: Hangi dili seçersen seç sevdiğinden emin ol. Dil öğrenmenin temel kuralı o dili sevmekten geçer.

İnsan her zaman istediği işi meslek olarak seçmeli ama bir şeyi istemekle bir şeyi hayalinde oluşturmak farklı şeyler. Bölümün birkaç hocasına, asistanına gidip konuşun. Hatta sizi birkaç lisans öğrencisiyle tanıştırmalarını isteyin. Ortama bakın. Her şey istediğiniz gibiyse kimseyi dinlemeden yazın, işsizlik her yerde var.

italyan filolojisi okusanız? Latin dili ve edebiyatıyla komşu olursunuz..

Tahrir meydanında kaç kişi vardı?

arsiv.ntvmsnbc.com

48 milyon seçmenin 96'da biri seçimlerde hiçbirşey değiştiremez.

espiri yapmışlar.zamanında mehmet ali aybar (akıllı ve saygın biridir)bile başaramadı bunu.Türkiye Komedi Partisi' mi başaracak.ayrıca ne seçimi ne demokrasisi? G-8 ne istiyorsa o olur.

www.youtube.com

aynı meydanda aynı anda sıçramaları lazım :)

değiştirebilir, ancak bu baglamda değiştiremez. o yazılan da "gaz" dan baska bir şey değildir zaten :)

nasil degistirebilir mesela, silahlanırlarsa memleketi ele geçirirler mazallah.

77 1 Mayıs'ın da Taksim'de 500.000 kişi toplandı da ne değişti demek lazım.

üniversite aglari üzerinden ulasilabilen bilimsel makale veri bankalari var. oralara bakiyorlar, türkiye icindeki tüm üniversiteler neredeyse ayni agdan beslenir. yurt disindaki üniversitelerin üye oldugu veri bankalari farkli olaiblir. senin burada bulamadigini o bulabilir. bir de sage, oxford gibi büyük kuruluslar ara sira hadi sınırlı olarak actim yayinlari isteyen girsin indirsin diyebilir. bundan haberin olmasi icin de o sistemlere üye olman gerekir.

universitelerden internete girdiginizde onlarin anlasmali oldugu journal saglayici kuruluslarin arsivlerine ulasabiliyorsunuz. bu sekilde buluyor insanlar.

article nasil aranir sorusunun cevabi ise google scholar. yazar ve makale ismi, bir de tarih varsa genelde bulursunuz.

genellikle üniversite kütüphaneleri web sitelerindeki arama motorlarına ya da google'a anahtar kelime girerek bir takım makalelere ulaşırsınız. Bunlardan bazıları işinize yarar, bazıları yaramaz. Yarayacak gibi görünenleri okumaya başlar, araştırdığınız konuyla ilgili çok temel makaleleri belirler, sonra bunların referans listelerini taramaya başlarsınız. Zaten bu noktadan itibaren artık aradığınız makalelerin adı sanı bellidir. Bir de bulduğunuz bu makalelere, daha sonraki yıllarda atıfta bulunanları web of science'dan tararsınız. Bütün bu makalelerin atıf verdiği ve bunlara atıf verenler biribini tekrarlamaya başladığında çok büyük bir oranda makale tarama işleminiz tamamlanmış demektir.

(bkz: jstor)
(bkz: ebscohost)

(bkz: sciencedirect)
(bkz: webofscience)

kimya ve benzeri bilimler icin... (bkz: scifinder)

En etkili yol referanstan referansa atlamaktır. O konu hakkında yazılmış bir kitap, makale elinizde varsa oradaki kaynaklara bakın, o kaynaklardan da diğerlerine geçersiniz.

kresnik ya da krsnik olarak da geçiyor.

hatta,
en.wikipedia.org

amicus amici lenulus est

@azeriturku
neden homo homini lupus'a est gelmiyor da buna geliyor?

edit: bakındım biraz, bazı yerlerde o da est ile yazılmış.

latince biliyorum biraz. est türkçedeki dir gibi bişey. ingilizcedeki am is are gibi birşey. onun için tam bi cümle olacaksa est gerekiyor ama atasözü ya da kalıplaşmış bişeyse gelmeyebilir.

siteden ziyade size onerebilecegim,
facebook'tan istanbul devlet opera balesinden insanlari bulup (ist.da degilseniz diger sehirlerin operalari), onlarin arsivi icin para teklif ederek sahip olun deirm.
benim genis bir arsivim var lakin nasil kopyaladiysam operalari, hepsi ya korumali gibi ya da yazma isleminde okumuyor. yoksa ucretsiz yardimci olurdum.

www.facebook.com

mailini atarsan bir şeyler gönderebilirim.

çok fazla Laktik asit almak sorun yaratır mı? bir de böyle araştırın isterseniz.

Leon filminde Leon içiyordu pek de sağlıklıydı hani.

Hazimda sorun yasamiyorsa sakinca yok genel olarak. Ama tabi 1 litre sutteki yag ve genel kalori miktari az degil; onu da unutmamak lazim.

kola icmesinden iyidir her hal ve karda. lakin ailede ciddi bir koroner sorun varsa, ilerde belki kolestrol falan filan sebebiyle sorun olabilir. yarim yagli ic o zaman

kalsiyum kemikler icin cok faydalidir fakat asiri miktarda alinirsa kirilganligini arttırır kemigin. bu raddeye gelmedikce sorun yok bence

bunu 50 yaşına kadar düzenli yaparsanız kalsiyum patlaması yaşayabilirsiniz

market sütünü içmesen daha iyi.artık zehirden farkları yok.benim gibi yap.güvendiğin bir yerden (en kötü süt satıcısı bile artık market sütünden iyi süt satıyo merak etme) süt al yoğurdunu yapıp ye.yoğurt sütten daha faydalıdır.eğer sağlığını bu kadar düşünüyosan.ben şehir merkezinde oturuyorum 2 senedir böyle yapıyorum.yok üşenirim diyosan market sütüyle zehirlenmeye devam et.

Ben de denemiştim zamanında alerji yapmıştı, hergün 1 lt süt içiyordum.Bazen arada sırada bira da içiyordum yanında.Bünyeden bünyeye değişir kanımca.Alerji olunca bıraktım, biraya devam ettim sadece turp gibiyim.

ssg nın vasat kod bilgisi yuzunden hep

o sorun mevcuttu ama düzelttik demişler ekşide olay kısmında.

yok patlıyor hala.

11 bendede biraz dertli. özellikle milliyet com tr yada divxplanet.com gibi flash reklamlı siteler varken tamamen donma moduna geçiyor

garanti biri icin mastercard a biri icin de visa ya yillik aidat ödüyor. senden de o aidati fazlasi ile tahsil ediyor.

Peki bunlardan hangisi daha avantajlı? Biri 2013 diğeri 2015'e kadar vadeli. 2013 olanı iptal ettireyim o zaman?

alınabiliyor. ama her sağlık ocağından değil, bağlı olduğundan.

var ücret ödenmiyor.

sözde alınabiliyor. normalde ücretsiz olarak vermeleri gereken bir hizmet bu sağlık ocaklarının. ancak ne hikmetse bakanlıktan yola çıkmamış olur o haplar her seferinde. kısacası 3-4 tl tutan bi hap için sağlık ocağına gittiğine muhtemelen değmeyecektir.

herhangi bir kahve derken ? granül kahveler çarpıntı yapabilir ( nescafe vs... ), filtre kahveler ve türk kahvesi yüzünden böyle bişeyin olabileceğini sanmıyorum

Filtre kahveyi bilmiyorum ama türk kahvesi içince de öyle oluyorum bazen. Espresso içince resmen coşuyorum diyebilirim. Zaten espresso, nescafe ve türk kahvesi dışında başka kahve içmiyorum diyebilirim.

aç karnına içince bana da oluyor. hem de filtre kahveyle. sen de aç mı içiyorsun kayfeyi?

hipertiroid?

@aklimiseveyim aç karna içince daha çok hissediyorum etkisini ama tok karna içince de gayet titriyor ve içim bir hoş oluyor.

@beyaz zambak ve mezar tiroid sorunum bildiğim kadarıyla yok. Kahve içmek hipertiroidi tetikler mi?

Birde şimdi ben bir doktora gitsem, hangi bölüm ilgilenir bu konuyla?

fiziksel bir probleminiz çıkmazsa şaşırmayın. hafif düzeyde anksiyeteniz (endişe bozukluğu) varsa kafein tetikliyor. o tarif ettiğiniz his anksiyetede çok olur.

normal. kahvedeki fazla kafein uyarıcı etki gösterir. kalbin hızlı atar, ellerin titreyebilir, normaldir. kafeine alışık değilsin demek ki. zamanla tolerans gösterirsin.

her hangi bir antibiyotik kullanıyor musunuz, ya da kullandınız mı yakın zamanda? üriner sistem ya da bronşit için kullanılan antibiyotikler kafeine duyarlı olabiliyor.

@simten, neredeyse bir senedir antibiyotik ve türevi ilaç kullanmadım. Arada ağrı kesici alırım o kadar.

hiçkimse bilmese bile bu durumun vicdanımda vereceği rahatsızlık yakamı bırakmayacağından istemem.

insan öldürmek hoşuma gidiyor.

isterim elbet.

isterdim, istiyorum.

sonu gelmez ki bunun. çözüm değil yani, vicdani boyutunu geçtim.

burda öldürürdüm diyenlerin %92.63'ünün de kimseyi öldürebileceğini düşünmüyorum.
birini öldürebilmek için ya gerçek anlamda hasta olmak lazım (öyle çılgınım, çok acayibim gibi değil de gerçek anlamda psikolojik bozukluklar) ya da çok muhtaç, çaresiz durumda kalmak lazım. öldürebileceğinizi düşündüğünüz kişi size çok kötülükler yapmış olsa da birini öldürmek çok zor bişey olsa gerek.
ha öyle bi istek oluşabilir tabi ama sonuç olarak çok büyük oranda gerçekleştirilemezdi, her ne kadar kimsenin haberi olmayacak vs. olsa bile.

karıncayı bile incitemem :)

kim istemez ki?

%7.37'deyim.

öbür taraftada da cezalandırılmayacağımı bilsem hitler 2 olabilirdim.

öldürmek kolay, öldürmekten sonra yaşamak zor. cCcRaskolnikov ReyizcCc

Hayatımda 2 kişiden gerçekten nefret ettim. birisi müdürüm.
evire çevire dövmek isterdim kendisini. ama öldüremem. bence ölse dünya bir şey kaybetmez ama çocuğu var neticede. tabii yaşama hakkının dokunulmazlığına inancım bu kararımın temel sebebi.

asla, acırım

ailemden birine zarar vermiş veya verebilecek potansiyele sahip tehdit unsuru birine acımam.
kimseyi öldürmek istemem.

öldürmeyi deliler gibi isterim fakat son anda cayarım sanırım.

Ölmek için yalvarana kadar işkence yaparım.

aklimin ucundan bile gecmez

çok afedersiniz ama .mına bile korum. kıtır kıtır keserim valla.

kesinlikle öldürmezdim, ama beni çok kızdırdıysa, çok gıcık biriyse, kimsenin sevmediği çok kötü biriyse döverim. hepinizi döverim nihaha

mideyi s.kerler başka da bişi bilmem..

hacı apranax denen ağrı kesici on numara bir ilaç hemen etkisini gösteriyor.
ama bazı ülkelerde yasaklandığı,
yan etkileri olduğu düşünülürse kullanmamak en iyisi.
majezik hakkında bir bilgim yok.
minumum derecede ilaç kullanmaya gayret etmek en güzeli.

10 senedir var heralde bunların "seneye toplatılacakmış" söylentisi. yok öyle bir şey yani. ama şeker olmadıklarını da bilmek lazım bütün ilaçlar gibi.

@seyduna6687 işte yasaklandığına, toplatıldığına dair bir haber, belge falan var mı onu soruyorum ben. Her forumda "onlar zararlı yaa, Avrupa'da yasaklamışlar" geyiği dönüyor zaten.

yok böle bişi. mide problemin (gastrit, ülser gibi..) yoksa kullanabilirsin. varsa da kullanma. ama şimdi sana nedenini açıklayamam:)

majezik tansiyon ile sorunu olanlarda sıkıntı yaratabiliyor. babam aldığı anda fırlıyor tansiyonu. ben ise bonibon gibi tüketiyorum, bir yan etkisini bile görmedim.

Majezik öldürüyor olsaydı bende çoktan ölmüştüm. Ama yine de atmamaya çalışmak lazım. Ayrıca bende bu tür ağrı kesicilerin eğer çiğnenir ve olması gerekenden daha hızlı kana karışırlarsa öldürdüklerini okumuştum.

bu ilaçlar nonsteroidal antiinflamatuar ilaçlar (NSAID) olarak anılırlar, bağımlılık yapmazlar. genelde bunlara karşı tolerans da oluşmaz. eğer çiğneyerek kullanmıyorsanız (ağızda kimyasal olarak parçalanmaya başladıklarında ve ağızdaki kan damarları tarafından emildiklerinde kötü sonuçlar ortaya çıkabiliyor) sadece risk grubu dahilindeki insanlarda düzenli kullanımda (3-4 sene ve üzeri her gün 1 adet gibi bir düzenli kullanımdan bahsediyoruz) kalp krizi riskini arttırırlar. bunun yanında kalp rahatsızlığı olan bir çok yaşlı bu ilaçları yediklerine-içtiklerine, heyecanına-stresine dikkat ettikleri koşulda 1x1 olarak hali hazırda kullanmaktadırlar.

majezik'İ ben migren olduğum için zırt pırt içerim. daha gebermedim.

lez les, an indes olması lazım sanki =)

fransizca bilmiyorum ama: "gelantes" "gelont" olarak telaffuz edildigine (oyle demis ya google translate :p ) gore sondaki "es"'ler okunmuyor (tabi ilk kelimede tek bir L harfi kalacagindan orada okunuyor heralde?)

buna gore "indes" da "an" diye okunuyor olsa gerek. lezan = les indes.

fransizca bilmiyorum, tamamen atiyorum.

indes kısmı lezan'ın 'an' kısmı oluyor sanırım. fransızcada i'ler a diye okunuyor örneğin le vin- lö van. les indes'de de ulama var ve lezan(d) okunuyor.

"lezen galant" gibi desen daha iyi olur aslında. ilk iki kelime arasında ulama var onları birleşik gibi okuman lazım ve sondaki "d" için de genizden hafif "d" sesi çıkarır gibi yapsan iyi olur ama o kadar kasma istersen :) "en" de "indes" oluyor işte evet.

kimse bilmiyorsa tineye.com 'daki sonuçlardan aratabilirsin. 77 sayfa çıkıyor. uğraş dur. bir de eros'un da bir sevgilisi vardı hatırladığım. yüzünü görmemesi şartıyla geceleri birlikte olduğu. odur büyük ihtimalle. kadın kısmısı durur mu, bu kesin çirkindir diye mumu yakıvermiş

Eros ve Psyche:
www.eksisozluk.com

Bunlar arasından daha önce La Traviata ve Figaro'nun düğününe gitmiştim. Diğerlerini izlemediğim için bir şey diyemeyeceğim ama bu ikisi de muhteşemdi...

Carmen sanırım en çok bilineni.

figaro'nun düğünü şu anda kapalı gişe oynuyor, bilet bulursanız onunla başlayabilirsiniz.

sevil berberi ve şen dul'a gittim. açıkçası çok tavsiye etmem.
beraber seyrettiğim arkadaşlarım ayrıca Don Pasquale'a gitti, acayip övdüler.

orjinal oynanır, çeviri üstyazı var ama.

operalar orjinal dilinde oynanır, prompterdan türkçeleri geçiyor.

oncelikle yazdiginiz oyunlar istanbul'da oynaniyor, o yuzden istanbul'da yasadiginizi var sayiyorum.

temsiller kadikoy'de sureyya operasinda oynanmakta. (akm halen daha kapali)

ama bu aralar, sureyya disinda bir salonda da, temsiller yapilacagi yazilip cizildi. adini unuttum yerin, neyse..


la traviata, bu digerlerine gore muzikal acidan daha agir. verdi'nin muhtesem muzigini dinlemek acisindan gidilebilir elbette ama hem uzun olmasindan, hem dram olmasindan oncelikli tavsiyem olmaz.

don pasquale veya figaro'nun dugunu ile baslamanizi oneririm ben.
sevil berberi ise bu sene sahnelenmeye basladi ki, o da harika bir eserdir normal sartlarda. ama istanbuldaki versiyonunu izlemedim. arkadasimin oynayacagi temsili bekliyorum (komik opera)
(bkz: il barbiere di siviglia)

operalarin konularini onceden bilip gitseniz daha faydali olur sizin acinizdan. ama temsil oncesi kitapciklar satiliyor, ordan da konulari okuyabilirsiniz.

konular

sevil berberi
secure.dobgm.gov.tr

hoffman
secure.dobgm.gov.tr

figaro nun dugunu
secure.dobgm.gov.tr

don pasquale
secure.dobgm.gov.tr

şen dul
secure.dobgm.gov.tr

la traviata
secure.dobgm.gov.tr


la traviata'yi muzikal acidan,
figaroyu ise konunun biraz fazla karisik olmasi acisindan digerlerinden sonra izleyin derim. don pasquale veya sevil ile baslayin.

son olarak da, tum bu operalardan sevdigim arya veya bolumleri ekliyim. size de tanidik gelecek zaten pek cogu.

* "sevil berberi"nden dunyanin en guzel bariton aryalarindan "largo al factotum"
www.youtube.com (thomas hampson farki ile, cok eglenceli, kopariyor milleti) su aralar brc reklamlarinda da calmakta. zaten eski cizgi filmlerden de hatirlayacaksiniz.
misal
www.youtube.com (tom ve jerry - figaro)

* "la traviata"dan "brindisi"
işteee temizlik ferahlik bizlereeee, hem de hic kurulamadan durulamadan : )
www.youtube.com (pavarotti)

* la traviata'dan "di provenza il mar" yine harika bir bariton arya
www.youtube.com baba ile ogul arasinda gecer.

* la traviata'dan soprano arya "addio del passato"
en vurucu, en acikli sahnelerinden. netreebko yorumu ile : (((
www.youtube.com

* la traviata , alfredo'nun aryasi
www.youtube.com

* figaronun düğünü üvertürü (cok bilindik melodi)
www.youtube.com

* figaro'dan yine sull'aria düeti
www.youtube.com

* don pasquale'den yine meshur bariton aryalardan "bella siccome angelo"
www.youtube.com

verdigim tum bkz'lar doludur. sozlukten linklerine de bakabilirsiniz.


not: oyunlar orjinal dilinde operaya gittiginizde. ama üst yazi var. yani sinemadaki gibi, turkcelerini okuyorsunuz bir yandan.

ek: unutmusum. ozel opera yok turkiyede. ozeli birak, devlet operasinin akm gibi bir opera salonu bile yok su an acik. o yuzden buyuk eserler oynanamiyor.

yurtdisinda ise opera evleri, ozel operalar, tonla sey var.

la traviata'dan sonra yazarak aganın şeyi üzerine şey etmiş olacağım ama ilk defa gidecekseniz La Traviata'ya gitmeyin. Şu an oynayan yorumu pek beğenmemiştim (sözlükte la traviata başlığına yazdığımı okuyabilirsiniz). (Kırbaçlı fantazileriniz varsa hoşunuza gidebilir tabii :) )

Bence Figaro'nun Düğünü, Sevil Berberi, Don Pasquale olarak bilet alma sıranızı belirleyin. Bu oyunlar size operanın özellikle görsel muhteşemliğini göstermez ama o salonda zaten operanın muhteşemliği pek gösterilemez.

40-50 hakkıdır belki ama beni çok zorlar.
bir oyunu izledikten sonra içime oturan o meblanın acısından izlediğim sanatsal aktivitenin hazzını nasıl yaşayacağım ki.

İyi hazırlanmış bir oyunsa acımam. Öğrenciyken de acımazdım.

millet 100-150tl veriyor en önde izlemek için.

bence verilen paranın karşılığını alma kişiye göre değişir. zira paranın değeri herkese göre aynı değil.

henüz oturmadı. çünkü hiç bu kadar para verip tiyatro izlemedim. devlet tiyatrolarına gidiyorum.

özel tiyatrolarda da izlenecek çok güzel oyunlar görüyorum ama bu kadar para verirsem içime oturur kanaatindeyim.

öğrenciyim, çok istediğim bir oyunsa oturmaz. öylesine bir oyuna da gitmem pek zaten.

oturmak değil de ona ayırabilecek bütçe yok maalesef. ama devlet opera ve balesinde öğrenci bileti 10 lira her ay bir oyuna gitmeye çalışıyorum. ve verdiğim paranın son kuruşuna kadar değdiğini düşünüyorum. tiyatroya gitmek kısmet olmadı şimdilik ama devlet tiyatrosundaki biletlerden bundan pahalı değildir diye düşünüyorum. ama sinemaya verdiğim 12 lira içime oturuyor resmen.

bu sorunun cevabı tiyatroyu ne kadar sevdiğinle ve gitmeyi düşündüğün oyunların kalitesiyle bağlantılı. 40-50tl versem acımam diyeceğiniz oyunlar varken 15TL'ye eh belki giderim diyeceğiniz oyunlar da var piyasada

bildiğim kadarıyla en azından otelcilikte fiyatlar mesela aşağıdaki gibi listelenir.
per person in double room : 50 €
single supplement :20 €
yani tek kişi kalırsan aynı odaya 70, çift kişi kalırsan kişi başı 50 ödersin.
kısaca tek kişi farkı gibi.

Hocan pok yesin, yuva olsa neden remove etsinler? Bildiğin mayından bahsediyor.

sen haklısın.

mine'nin mayın olduğunu sözlükten bakmak niye yeterli olmadı?

tureng.com

eh, siz haklısınız tabii ki.

www.youtube.com

gerizekalı bi hocanız varmış, haklı olan sizsiniz

ben ingilizce bilmenin ötesinde deniz biyoloğuyum. Yunuslar amerikan ordusu tarafından mayın taramalarında ve bazı casus kayıtlarda kullanılmak üzere eğitilmekte. Mines gayet mayın anlamına geliyor. Deniz Biyolojisinde mines yuva anlmında kullanılmaz. Hatching area; yumurtlama alanı, habitat ( yaşam alanı), biotop (yaşam alanı) falan kullanılır. yunuslar beyaz kumul alanlarda kumun altına kendini saklayan balıkları bulup çıkartırlar, Ona da mine denmiyor zaten. Ayrıca yuva bulmak için yapıyor olsalar bile son cümlede neden yunuslar uzaklaştırıldıktan sonra güvenli bir şekilde orası imha edilir yazsın ki?

Etkileyici dalış yetenekleri ve sensor kapasitelerinden ötürü yunuslar sualtı mayınlarının yerini tespit etmekte kullanılmaktadır. Onlar, biyolojik sonarlarını kullanarak mayınları tararlar. Yunus mayının yerini tespit ettiğinde,bu, eğitmeni uyarır. Yunus arama alanından uzaklaştırıldıktan sonra mayınlar güvenle imha edilebilmektedir.

kalabalığı takip ederek çıkıştan soldan devam edeceksiniz.büyük kavşak var ışıklardan karşıya geçip sağdan devam.kime sorsanız gösterir.köprünün altından baktığınızda ali sami yenin duvarlarını kendiniz bile görebilirsiniz.

metrobüsten mecidiyeköyde inin. 5dk yürüyüşle stada ulaşacaksınız. ofisi de sokak numara adresinden bulabilirsiniz heralde..

evet ilk defa bunu söyleyeceğim için çok mutluyum. mecidiyeköyde in. kime sorsan gösterir.

ben de heyecanlandım bunu söyleyebileceğim için: metrobüse biniyorsun, şak mecidiyeköy, çok kolay.

kaç yaşındasın?

ssyumusakg: 20 bitmek üzere.

çekingen/utangaç bir yapınız olabilir mi?
yahut cinselliğe/aşka karşı içinizde korkular/bastırılmışlıklar olabilir?

20 yaşına kadar en azından cinsel anlamda arzuladığın birine aşık olduğunu sanmış olman gerekirdi aslında. bu konu çok rahatsız ediyorsa bir psikiyatra görünmeni önerebilirim.

gijilti: Çekingen biri sayılmam. Yeri geldiğinde gayet yüzsüz biri de olabilirim. Daha çok hiç tanımadığım, huyunu suyunu bilmediğim insanlardan çekinirim. Ama bu sanıyorum ki normal bir şey?

"cinselliğe/aşka karşı içinizde korkular/bastırılmışlıklar" derken? Biraz daha açabilirseniz daha net ve doğru bir cevap verebilirim.

Okurken "aa benim bu be" dedim. 20 yaşındayım ben de. Ara ara sorgulamıyor değilim ama çok fazla dert etmedim, zamana bıraktım "elbet biri çıkar" diyerek. Anlayacağın, soruna cevap olamam ama en azından tek olmadığını söyleyebilirim.

montla sıç

kadın erkek ilişkilerinde sevgi ya da aşkı başlatan kıvılcım genelde cinsel çekimdir. cinsel olarak çekici bulmadığı insana aşık olan kişi neredeyse yok gibi bişey.

eğer bu cinsel çekim varsa, karşılık alınabiliyor ise ve bazı mantıksal şeylerde uyuyor ise aşk veya sevgi var olabilir.

sevilen tek kadın olarak anne yerine ablanızı seçmeniz. bana çocuklukta oldukça başıboş bırakıldığınız (sevgi anlamında. ilgi veya disiplin değil) ama ablanızın genelde sizi bu sıkıntılardan kurtaran ve size sevgi gösteren bu manada sizinle iletişim kuran tek karşı cins olduğunu düşündürdü.

цевиз

"dj"ye karşılık gelen sesleri kullanabilirsiniz.

"djeviz" gibi.

@2 nin yazdigi , tseviz olmus. dogrusu
джевиз
olacak. rusca da "c" harfi d ve j harflerinin tekrarlanmasiyla saglaniyor. kisiye gore degisen birsey degil, kural yani :)

"s" latin alfabesindeki c'yi karşılar...

çizgili pijamanın dediği yanlış. daliyda da soruyu yanlış anlamış. rusçada c=dj'dir.

bu da örnek olsun : chzupnextinsports.files.wordpress.com

evet yedekleme (windows.old) yapıyor

win7x64bit için yapıyor diğerleri içinde yapar mı bilmiyorum

formatta gidiyor yıne, normal kurulum diyeceksın.

grainedit.com bu sayfadaki eleman ozon.ru diye bir siteden online satın aldığından bahsediyor bir yerlerde. tr'de bulamazsan belki işine yarar.

propaganda afişi değildir bu ama senelerdir unutulmayan fotoğraftır

i.radikal.com.tr

posters.nce.buttobi.net

Bu adresteki bir koleksiyoncu poster satıyormuş. Başka ilgilenen varsa haberi olsun dedim.

Bunun dışında doğrudan görerek elden satın alabileceğimiz bir yer İstanbul'da yoktur değil mi?

(bkz: dilde seksizm)

Her dilde cinsiyet ayrımı yoktur zaten. Bazı dillere özgü bir şeydir bu. Genelde Ural-Altay dillerinde cinsiyet ayrımı yoktur. Dilin gelişimiyle ilgili. Bazıları Türkçenin bu durumunu örnek gösterir, "Seksist bir dil değil" diye. Pek çok Hint-Avrupa dilinde bırakın zamirleri, her sözcüğün bir cinsiyeti vardır. Dillerin böyle çok hoş özellikleri vardır. Bazı dillerde mesela yalnıza çift olan çoğulları tanımlamak için ek vardır. Diyelim ki Arapçada tarafeyn dediğiniz zaman iki taraf demek istersiniz. Veya Türkçede birinin görümcesinden söz ettiğiniz zaman o kişinin dişi olduğunu, evli olduğunu, kocasının bir kardeşi olduğunu ve o kardeşin de dişi olduğunu tek sözcükle anlayabilirsiniz mesela. Bütün bunlar, dillerin zenginlikleridir.

Velhasılkelam, diller çeşit çeşit. Böyle özellikler, ayrıksılıklar oluyor.

asya dillerinin cogunda ve gocler nedeniyle etkisini gecirebildigi kuzey avrupa dillerinde yok.. canli-cansiz ayirimina bazi diller zamanla cinsiyet ayirimini da eklemis, bazilari da cinsiyet ayirimini komple unutmus.

en.wikipedia.org
en.wikipedia.org
en.wikipedia.org

Yabancıların Türkçe'yi öğrenmekte en çok sıkıntı yaşadığı durumlardan biridir bu. Doğumundan bu yana insan-hayvan ve eşya ayırmaksızın belirli bir cinsiyetle destekli cümleler kullanmak zorunluluğu, dilimizi öğrenmeye başlayan birini sudan çıkmış balığa dönüştürebiliyor. Aslında matematik bir düşünceyle objektif düşündüklerinde, öğrenme süreci ilerledikçe onlar da doğrusunun dilimizde olduğu gibi sadelik esaslı olması gerektiği konusunda ikna olabiliyorlar. Bu ayrım meselesinin derinlerinde ise gramer yapısı yatıyor. Bunun bilimsel yanıtını alabilmek için en doğru yöntem ise bir linguistik(tercihen filoloji destekli) uzmanına danışmak olacaktır. Bu uzmanın belirli bir dilden ziyade, farklı kültürlerin dilleri üzerine de çalışma yapmış biri olması elzemdir kanaatimce.

bu türkçe'nin bir zaafıdır.
nitekim "o kalemimi aldı" derken çok önemli değil dersek bir dil içerisinde bi sürü çok da önemli olmayan kelime mevcut...
ha bazı kafalara ne güzel işte daha basit gibi gözükebilir ama değil. türkçe öğrenmesi en zor dillerden biri yabancılar için.

edit: bu türkçe'nin bi zaafıdır demişim bence demek istedim. kişiden kişiye değişir bir kıstas özür dilerim.

Her ne kadar sorunuz bu olmasa da türkçe' de de görece cinsiyet vardır. Örn; prens, prenses, tavuk, horoz.
Bunun dışında sorunuzun cevabı olarak dilimizin bağlı bulunduğu dil ailesi de nedenlerden biridir diyebilirim.

ortaköy kültür merkezi mi oldu adı bilmiyorum ama ortaköy afife jale sahnesi vardı; (haritadan baktım aynı yer sanırım) orada en önden izlenebilir, sorun olmaz.

nufus mudurlugune gittiginizde bir ornegi oluyor karsınızda

blog.virgullu.com

in gugıl vi türüst

x nüfus müdürlüğüne,

nüfus cüzdanımdaki "dini: islam" ibaresinin T.C. Anayasası Madde 24 gereği silinmesini, din hanesi boş bırakılmak suretiyle nüfus cüzdanımın yenilenmesini saygılarımla talep ederim. tarih

adım soyadım
Tc kimlik numaram
adresim, telefonum
imza

Bunu yapmadan önce iyice düşündünüz mü, sonuçlarına katlanabilecek misiniz? Yapmak istediğiniz şeyi ben de yapmak isterdim ama korkuyorum, bu ülkede şu saatten sonra bunu yapmak gerçekten cesaret ister. Gelecek kaygım var benim, ya ilerde bu yüzden iş bulamazsam? Veya başıma sırf bu yüzden kötü bir şey gelmeyeceğini nasıl garanti edebilirim?

Bu konudaki rahatsızlığınızı çok iyi anlıyorum, ama lütfen kendi iyiliğiniz için bir daha düşünün.

Saygılar...

www.youtube.com

Bayağı oluyo bu filmi izleyeli. Hatırladığım kadarıyla, Ya, şimdi bu Donnie Darko denen oğlan, akıllı, zeki felan; ama böyle ergen bu. Öfkeli felan, değişik triplerde. Ana- baba, aile merhumu hiç yok bunda. Yeri geliyo annasına bile laf edecek kadar densizleşiyor bu. Neyse, bu böyle takılırken bi takım olaylar oluyo; (ki onları ben de anlamadım) ve bi şekilde bizim Donnie oğlan gezegeni kurtarmak için kendini hayatını feda ediyor ve film de bitiyor.

nınınınııım
windows7themes.net

supercopier.sfxteam.org bu programı yükle çok daha performanslı çalışıyor kopyalama ve kesme konusunda.

denemiştim 300gb aktarmam gereken bir gunde.. ubuntu live cd vs win7 ult 64 bit yaptım..
az biraz fark vardı ama onun da win7 de antivirus programı kaynaklı vs diye dusunmustum..
onun dısında rahatsız edici bir fark olmadı bende...tabi sistemin yorgun dusmus, enfeksiyon kapmış olabilir..bide guncellemeler önemli..win7 de bilmiyorum var mı ama vista da baya buyuk bir sorun vardı bununla ilgili, guncelleme ile duzeltmişlerdi...

21- saviors sonu itibariyle

Öncelikle 1 ile 1.5 gb arası yer ayırsan daha iyi olur, zaten 3 gb ram mevcut sistem çok kasılmaz. Hdd için kurulum yaparken sabit 10 gb yerine dinamik (dynamic) disk ayırırsan gereksiz yer kaplamaz diskte.
Program silersen bu sanal disk silinmez. Belgelerim içinde .Virtualbox isminde klasörde bulunur, tabi sen farklı yer kaydetmediysen. onu da silersen sistem temizlenmiş olur tamamen, yani diski bölmek gibi bir olay yok adı üstinde sanal :).
Suse'ye tıklayıp, Ayarlar dersen, Daha geniş seçenekler mevcut, mesela ekran akrtının varsa 3d desteğini açabilir daha fazla ram ayırabilirsin, gereksiz olan 3.1/2 disketi devre dışı bırakabilirsin. Sisteminde bulunan klasörleri sanal/suse sisteminle paylaşabilirsin vs. vs.

ayarlar iyi. yani değiştirmeni gerektirecek birşey yok.

evet silmen yeterli.

yeni bir bölüm oluşmayacak.

vlc player bir dosyayı, uzantıyı açmıyorsa bırakıyorum ben, onunla deniyebilirsin.

ben de indirdim ts uzantılı. k lite kurup üstüne de favori player'ım vlc player'ı kurduktan sonra sıkıntı yaşatmadı. ama ileri alırken falan yine kasmalar oluyor ki onu da yüksek çözünürlüğe bağlıyorum.

ben kadıköy'den yeni aldım. ilk pasaportum benim. benim gibi ilk olanların parmak izini sıram geldiğinde gişede yaptılar, ama diğerleri parmak izi masasından aldırdılar. başka hiçbir belgeye ihtiyaç yok. randevulu gittiğinizde zaten sıra no falan da almaya gerek yok ama yoğunluk olduğundan mesela ben 10.30 randevusuydum 11 de adım yazdı ekranda. çok erken gitmeyin yani, ben gittim bekledim orda 2 saat.
parmak izi de zaten kuyruk yoksa 30 sn'lik bir işlem. bir de 10 kuruş zarf parası alıyorlar. çarşamba sabah başvurdum, cuma öğlen elimdeydi pasaport.
kolay gelsin.

99% stok fotoğraf sitelerinden alınma bu fotoğraf. Biraz baktım ama bir sonuç yok.

nereden buluyorsunuz bu taşları. vay arkadaş ya bu kadınsa dışarda gezenler ne?

Vikki Blows

@brazzers01: aklıma gelmedi değil ama ben ben Vikki Blows'a o kadar çok benzetemedim.

@gyroscope bende aksine çok benzettim.

edit: göbeğindeki piercingi de karşılaştırdım tamamdır o.

yuh nasıl tanımazsınız viki'yi

brazzers01 isimli birinin bileceği aklımın ucundan geçmezdi :)