Ekşi Duyuru

alın kullanın bedava alet. sert kahve seven biri olarak şahsi algılamadan cevaplamam gerekirse yumuşak kahve içmenin 4 ana yolu vardır. az kavrulmuş kahve içmek, süt ile seyreltmek, kahve kreması ile seyreltmek (bunun için çok kimyasallı diyorlar bilemiyorum), kahve miktarını azaltarak seyreltmek. örn; 1 su bardağı (200 ml) kahve için tavsiye edilen oran 12 gr. kahvedir. siz bu gramajı 10gr. yahut 8gr. gibi daha da azaltarak deneyebilirsiniz.
sert kahve sevenler candır.

Filtre kahve makinasıyla sadece filtre kahve yaparsınız. Siz espresso makinası demek istemiş olabilir misiniz? Filtre kahvede kahvenin sertliğini makina değil kullandığınız kahve belirler. Makina sadece filtre içine yerleştirdiğiniz kahveye sıcak suyu akıtıp alttaki demliğe akıtır.

Phillips'in birden fazla çeşit espresso makinası var. Model verirseniz daha doğru bir cevap alırsınız.

180 gün sadece Yurtdışı oturumu olanlar için geçerli, E-Devletten form doldurularak süre uzatılabiliyor.

www.turkiye.gov.tr

Ben maydonozların tamamını (1-2 demet) iyice yıkayıp duruladıktan sonra hiç süzülmesini beklemeden hava almayacak bir kaba alıp 4 derecede saklıyorum. Bu şekilde 2 kişi tüketene kadar koruyabiliyorum. Bazen evde olmadığımız zamanlarda 2-3 hafta hiç bozulmadan durduğu bile oluyor.

Saklama Kabı:
www.tupperwaretr.com

Hocam yıkamadan kağıt havluya sarıp kapaklı bir plastik kapta 2 haftaya kadar kesin dayanıyor

Kullanacağın kadarını alıp kullanmadan önce yıkayacaksın

Edit: market ya da pazarda da yeşilliklerin üstünü çok suluyorlar tezgahta, mümkünse su değmemiş kuru demetleri seçmeye çalış, pazarda alıyorsan tezgahtan değil varsa arkadaki kasalarda kuru olan var mı diye rica et

tupper kullanıyorum ben de 1 ay duruyor. sonrasında bozulmadıysa bile atıyorum.

Biz su fotograftaki gibi altinda su olan kavanoza koyup ustune de buzdolabi poseti geciriyoruz, cok uzun sure yemyesil kaliyor: cdn.annekaz.com

bu kavanoz işini ben de denemiştim o kadar salakça ki, bazen kavanoz devriliyor, birde bozulmaya başlayınca dolapta iğrenç bir koku oluşuyor.

Kavanoz kapağını içi yukarı bakacak şekilde tezgaha koyun. Maydonozları bir bardağa ıslayıp bardağı kapağa koyun ve kavanozu ters çevirip bardak ve maydanozlar içinde kalacak şekilde kapağı vidalayın. Ters kavanozu buzdolabına koyun.

Ayrıca pörsümüş maydanozları saplarından suya koyarsanız birkaç saate canlanır.

Ayrıca pörsümüş havuçları suyun içine koyarsanız birkaç saate canlanır.

annem yeşillikleri yıkayıp temiz bezlere sarıyor, öyle saklıyor. hiç bozulmuyor.

Yıkadıktan sonra salata kurutucularında kurutun ve tupper kaplarda altına peçete sererek saklayın

Ben çiçek gibi suya koyuyorum ve her gün suyunu tazeliyorum. Canlı kalıyorlar. İhtiyacım oldukça içinden çekip yıkıyorum.

Test var diye biliyorum ama içerik vegandır. Mail atıp ürün adını verirlerse ordan araştırmak daha iyi olabilir

Hayvansal ürün barındırmıyor ama hayvanlar üzerinde test her na kadar azaltılmış olsa bile devam ediyor. Bu ürün sadece kozmetik amaçla kullanılmıyor. Diğer alanlar için (terleme, spazm çözme vb) hala hayvan deneyleri yapılıyor.

Cruelty free değil

Normaldeki kadar kalabalik olmaz ama bombos da olmaz. Normale gore daha sakin olur tabii. Simdi bayram ziyaretlerini bitirenler avmlere, sahillere, parklara gezmeye cikar.

Gezmek istediginiz yere gore kalabilirsiniz ama taksim-besiktas bolgesi mantikli gorunuyor

Bu işte metrobüsler muazzam ayna oluyor. Kesinlikle sakin

Üstad ben kadıköyde oturuyorum.

Sankindir diye çıktım modaya doğru kahve içeyim dedim. Bir de dolaşırım dedim.

Ortam berbat. Ama dediğim gibi başka muhitler vs farklı olabilir. Ulaşım ücretsiz bu arada.

Feci trafik var. Herkes burada.

Bugün trafik kilitti özellikle köprü trafiği, e-5 filan komple kapalıydı hiç sakin değildi valla. Gezecekseniz de metro hattı güzergahı daha rahat olabilir ama inanılmaz kalabalıktı, yarın her yer dolu diye kimse çıkmayabilir belki:D

Full arti full baskan ne isin var istanbul da

sakin. özellikle iftar zamanı da sakin. parası olan tatile parası olmayan köyüne vs gidiyor. kalanlar zaten çalışmak zoruında kalanlar genede

Sokak köpekleri yüzünden yasadigimiz terör yetmemisken bir de sahipli köpek terörüne maruz kalmayalim diye uyarida bulunmuslar. Polisler hakli yani.

Labrador'u yasaklı ırk sanmış olabilirler. Tasma şart, ağızlık ise sadece yasaklı ırklar için.

(tasma derken eksik oldu. tasma ve zincir şart, sahipli köpek kamuya açık alanda serbest dolaştırılmaz. evinizin bahçesinde sorun yok tabii ki.).

Yok daha neler yahu. Böyle saçmalık duymadım. Tasmasız da dolaştırabilirim, kim ne karışır.

Her yer sokak köpeği, onlar iltimas sahibi mi bu bakımdan. Hukuki değil.

Sacmalik. Tehlikeli türler dışında dünyanın hiçbir yerinde her köpek ağızlık takmali diye bir şey olamaz. Yasa bilmeyen bos tipler çıkmıştır karşına.

Kamuya açık alanda ise tasmasiz olmamali. Köpek sahibi olarak en sevmediğim şey tasmasiz dolaşan köpek. Ha dağda falan yasiyorsaniz neyse yani ya da köpeğin tasmasiz olarak dolastiribildigi yerlerde.

iki olay da taksimde mi gerçekleşti? belki o bölgede bir takım olaylar yaşanmıştır ve önlem amaçlı bunu söylemişlerdir. rott u tehlikeli sanmaları daha olası gerçi.
bir daha böyle bir şey olduğunda "daha önce de uyarıldım bu konuda fakat doğrulayan bir kaynak bulamadım, gösterir misiniz lütfen" diyebilirsin. bu sefer de kibarlığı ukalalık zannedip üstüne çullanırlarsa elindeki rott u kullan :P

mal insanlar çok var. geçen bir polis sahipli köpeği vurdu hatta. daha önce de vurmuştu bu canavarlar. zaten insanları da öldürüyor.
çok fazla zıtlaşmamak lazım. tamam deyip geçmek lazım. polisle polis olmamak lazım

Öncelikle uçuş okulu seçmeden okuldaki uçak sayısı, teknisyen olup olmadığı, havaalanı mevkisi gibi detayları araştırmanı öneririm.

Bunun dışında yer dersleri de oldukça önemli.

SHGM tarafından yetkilendirilmiş okulların listesine göz atmanı öneririm. Türkiye’de yaklaşık 10bin Euro düzeylerinde sanırım şu ara Ppl eğitimi.

web.shgm.gov.tr

@Northern Mariner, öneriler için teşekkür ederim. O listeye bir göz gezdirdim. Hepsini teker teker inceleyip eleme niyetindeyim. Yine de "şu okul iyidir, ben(ya da tanıdığım biri) şu kurumdan ppl aldım yönlendirmelerine de açığım.

Fiyat ve bütçeye göre değişir tabiki :)

Açıkçası Türkiye’de eğitim almadığımdan bilemiyorum ancak Ayjet (en pahalı), AFA, Er-Ah ‘ta THY ve Pegasus cadetlerine eğitim veriliyor.

@Northern Mariner, Ayjet, AFA, Er-Ah ile görüşüp fiyat alıp baz olarak kullanabilirim sanıyorum. Buradan yola çıkarak karar vermek mantıklı. Teşekkürler.

Türkçe için dolubatarya youtube kanalı. Yabancı için çinli bir arkadaşımın da editörlük yaptığı güzel bir site vardı ama hatırlayamadım adını, pc geçince bakabilirim ama chinaevnews miydi neydi. Car news china vardı kesin

full charged show'a bakiyorum ben

Mobil: ince telli ve az sacim var.

Kuaforum davines-volu onermisti. Bir bakin isterseniz. Tuzludur ama davines urunleri cok iyidir

Bu arada sivilce derken ergenlik sivilcesi değil 35 yaşında hala çıkan ve izi bir tülü geçmeyen sivilcelerden bahsediyorum.

Bence gidilir, uzmanlaştığı alan alerji olsa da sonuçta adam dermatologmuş.

Hem belki bu sivilceler de alerjik bir durum kaynaklıdır.

Gonderirken bir sey yapmana gerek yok. Onlar karsilayacaktie diye dusunuyorum tum masraflari?

Asil onemli olan, onlardan sunu rica etmen, gonderirken faturaya urun kiymetini 20 dolar yazmalari ve free of charge samples, value for customs only seklinde bi ibare eklemeleri.

Bir de kameranin tipi ne? Yani tam urun tanimi ne diye geciyor?

Yani tip olarak bilemedim. Viofo a129 pro kamera. Firma ürünü gonderirken "değişim yapılacak değeri 20 dolar" olarak yazmamı istediler.

Tamam sen yazarsin onlarin gumrukleri de ithalatta cok siki. Neyle gondereceksin?

Ptt ile gondermeyi düşünüyorum ancak tecrübe/tavsiye alırım.

Gonderim yaparken zaten sana fatura yerine gececek bi evrak doldurturlar ama alici odemeli gonderim kabul edip etmediklerini bilmiyorum.

spesifik bir öneri gelmezse, "supplement vienna austria", "face care vienna austria" ve benzeri şekilde maps'te aratın. her birinden on beşten fazla sonuç çıktı. yorumlar, internet siteleri ve fotoğraflardan aramanızı daraltabilirsiniz.

Kesin emin degilim bizim muhasebenin dedigi kadariyla is gunu baslangiciyla gecer.

universitedeyken bir kere gitmek istemistim. hatta universiteden birkac kisi beraber duzenli olarak gideriz diyorduk. gidip mudurle mi ne konusmustum, yaslilarin baglandiklarini - sonrasinda gelmeyince veya uzun zaman araliklarinda gelince uzulduklerini soylemisti. bu yuzden boyle ziyaretlere izin vermiyordu.

ben de huzur evine gitmiştim çok mutlu değillerdi. hepsi boş boş oturuyordu. boş olan insanlar mutsuz olurlar bence meşgale bulmalı herkese.

tsm korosundayım. 2-3 kere konser vermek için gitmiştik huzurevine. bir kere de odamız kermes düzenlemişti ona gitmiştim. (şehir:bursa) bağlanma konusunu bilmiyorum tabii haklı olabilirler ama onlar da anamız babamız gibi yaşlı insanlar ve konuşmak sosyalleşmek istiyorlar. yakalayınca bırakmıyorlar :) ara ara gitmek lazım. anaokullarıyla huzurevlerinin birlikte vakit geçirdiği bir sosyal deney yapıldığını okumuştum. iki taraf için de çok faydalı olmuş ve ben de katılıyorum buna. böyle şeyler yapılmalı. yaşlılar sosyal hayattan çekilmemeli ve onlarla sohbet etmeliyiz.

gereksiz değil de, o linkte paylaştığınız biraz gereksiz büyük. daha kompakt ve evde şık duracak cihazlar var.

Linkteki ev için fazla büyük +1

Hem gereksiz hem değil. Öncelikle açık musluğun altında bardak kurulanmaz. Atasözü olsun bu da :D

Siz toz toplamak için bu cihazı açıp bir taraftan da kapı pencere açık oturursanız hiçbir işe yaramaz.

Ancak havalandırma sistemi oluşturup genel olarak ev içi havalandırmayı bu sistemle sağlayıp arada sırada, hava temizken camları açarsanız maksimum faydayı ancak o zaman görürsünüz. Neden böyle yapasınız? Sağlıklı bir insansanız çok gereksiz masraf ve bakım yükü doğurur. Sadece çok alerjik bir bünyeniz varsa mantıklı olur.

Ya da eviniz zaten havadardır, çok sık cam, pencere açmıyorsunuzdur yine faydalı olur.

Ancak esas derdiniz kedi kıllarıysa zaten aletin çalışma mantığına ters, çok verim alamazsınız. Bu aletler havadaki tozu topluyor, kedinin minimal düzeyde havada süzülecek türden kıllarını toplar, filtreye bakınca toplanmış kıllar görürsünüz ancak yere düşecek gibi normal ağırlıktaki kıllar düşer kalır yerinde. Bu alet tek merkezde duran sihirli bir elektrikli süpürge değil sonuçta. İçinden geçen havayı filtreliyor, yerdeki tozları vakumlamıyor. Bu amaçla kullanmak için robot süpürgeler daha faydalı.

Hani güneş ışığı vurunca havada uçuşan bir toz kümesi görürsünüz ya, işte onu azaltıyor.

Philips Ac3033/10 kullanıyorum, başka bir evde, otelde uyuyunca ağzım burnum tıkanıyor, gerçekten işe yarıyor.

mi air purifier compact aldım geçen, bence iş görüyor

Böyle cihazlar insanın toleransını azaltmıyor mu?
İnsan kirli havaya çıkınca rahatsız olmaya başlayabilir.

mdigi.tools

son 3 sene icinde once Polonya sonra Ingiltere'ye tasindim. temel olarak 2 sey soyleyecegim;

- kimse dilini bilmedigi veya ogrenmeyi dusunmedigi bir ulkede yasamamali. herkes ingilizce biliyor olabilir ama ana dilde iletisim kurmak daha farkli. ilk yurt disina tasinma deneyimim oldugu icin Polonya once heyecanliydi ama sonra ''ne yapiyorum ben burda ya, bunlarin dillerini bile konusamiyorum'' farkindaligi geldi. neyse ki cok gecmeden Ingiltere'ye tasindim.

- benim gibi tek basiniza goc etmeyin. yalnizligi seven bir insan olarak beni bile cok zorladi, zorluyor. burada da bir cevre kurabilirsiniz ama cok guclu sosyal iletisim kabiliyetiniz varsa. bende yok.

Almanya.

tek gidilecekse tekrar tekrar üzerine düsünülmeli.
motivasyonunuz para ise ne kadar birikim yapabileceginizi Türkiye ile kiyaslayin ilerde hayal kirikligi yasamamak adina.
bürokratik konulari iyice arastirin mümkünse daha önce tecrübe etmis biri ile teyitleyin.
gideceginiz ülkenin dilini bilmiyorsaniz ögrenmeye acik olun.
göcten 2 ay önce ve 2 ay sonra arasindaki zaman dilimi icin maddi durumunuzu iyi ayarlayin.

3.5 yil once ingiltere'ye tasindim.

turkiye'de keyfim yerindeydi. simdiki aklim olsa birkac kez dusunurdum gelmeyi.

aileden/arkadaslardan uzak yasamak cok zorluyor beni. her gittigimde arkadaslarimdan daha uzaklasmis hissediyorum. ailemdekiler daha fazla yaslaniyor. turkiye'deki gundemden de uzak kalmak mumkun degil. turkiye'deki kotuye gidis hala etkiliyor psikolojik olarak.

bir kere geldigim icin geri donmek de zor. birkac yila vatandaslik aldiktan sonra donmeyi ciddili dusunuyorum eger turkiye'de isler cok kotu degilse.

Bence herkes denemeli memurlar hariç. Memur olsam gelmezdim herhalde.

Yakın zamanda değil ancak bir arkadaşım 10 yıldır Almanya'da. Yazıldığı gibi tek başına olduğu için çok sıkıldığını söyledi vatandaşlığı alınca döndü, uzaktan çalışıyor. İs, ev spor salonu üçgeninde bir hayatı olduğunu söylüyor.

Ocak ayının başında kardeşim eşiyle İngiltere'ye yerleşti şimdilik mutlular zaman ne getirir bilemeyiz.

Bir arkadaşım 3 sene önce Almanya'ya gitti, sırf oğlunun geleceği için kaldığını söylüyor.

2020 sonu almanya'ya gittim. ben memnunum.

ne kadar erken o kadar iyi. para biriktirip, vatandaslik alip dönmek de mümkün. denemeden bilemezsin sana göre mi degil mi.
coluk cocuk falan yoksa kesin git dene. en kötü deneyim olur.

Bence pazarlama ürünü, sebzeler doğrandığında bekletildiğinde pişirildiğinde bile vitamin değerleri azalmaya başlıyor, bu ürünün dolaylı yoldan başka faydaları olabilir fakat tamamen yerini tutmaz

Şimdi bana diyorsan ki sebze çok yiyemiyorum; kaliteli bir urunse çöpe gitmez
Bana diyorsan hiç yiyemiyorum; o zaman gider.

Çünkü supplement bu, meal replacement da değil.
Metabolizma hizlandirmaz, tok da tutmaz çünkü içindeki fiber orani taze meyve sebzeye göre düşük. Sadece içinde yazan mineral ve vitaminleri alirsin o kadar.

Ben evde hem salata hem de donmuş sebze bulunduruyorum bu sebepten.

sorun olmaz. kimse napıyon kardeşim demez. ama yanınızda kağıt peçete de verirseniz iyi olur. mezarlıktan çokanlar ellerini toprağa vs sürmüş olurlar temiz olur peçete ile alırlar. iyi bayramlar

Aşırı empati ve sorumluluk almak?

Çağıranın kim olduğunun hikayede bi önemi yok mesela. Siz çağırsanız da araba kullanacağını bilerek, hem tehlikeli hem yanlış olduğunu bilerek bira içmeyi, ikinci birayı içmeyi ve aracı kullanmayı tercih etmiş. Yakalanma ve daha kötü riskleri göze almış.

Sizi hikayeden çıkardığımızda da tek başna aynı şeyleri birebir yaşayabilirdi. 'iç olm nolcak yaa' diye gazlamadıysanız sorun yok :)

Bir diğer sebep de kontrol ihtiyacı olabilir. Hayatta genel olarak her şeyi kontrol etmeye çalışan biriyseniz eğer kontrol edemediğiniz bir durumda kötü bir şey olduğunda, olayı engelleyemediğiniz için kendinizi suçlu hissedebilirsiniz.

Yani kötü hissetmeseniz tuhaf olurdu. Maalesef ben de böyleyim ama her şeyi dozunda yaşamak lazım. Arkadaşınıza üzgün olduğunuzu, yapabileceğiniz bir şey olup olmadığını sormuşsunuzdur. Daha da elden bir şey gelmez. Bir de şöyle düşünün, sürücü siz olsaydınız ve sizin başınıza gelseydi bu olay. Arkadaşınızı suçlar mıydınız? Makul olan birisi bunu yapmaz. Sadece çok umursamaz davranırsa batardı bana mesela, o durumda da dediğim gibi hislerinizi dile getirdiyseniz daha da sizlik bir durum yok. Arkadaşınız risk almış. Kazaya da karışabilirdiniz, biraz da polyannacılık :)

Bana garip gelmedi, tam tersi olsa asıl o zaman garip olurdu. Sonuçta ortak yapılan bir etkinlik sonucu oldu. Ben de olsam kendi kendime "keşke bu kadar alkol almasaydım ve aldırmasaydım, benden gaza gelip içmiştir belki de" diye düşünüp kendime de pay çıkarırdım. Ha tabi karşı taraf da irade ve sorumluluk sahibi olup içmeseydi, orası ayrı.

Çağırmasaydı, içmeseydi, araba kullanmasaydı. Bana ne düşüncesi sağlıklı bir düşünce değil yani. Ben olsam bende kendimi kötü hissederdim. Normali bu yani.

Polis çevirmesi her zaman alkol sonrasına denk geliyor.
arada görünmeyen manyetik bir güç var gibi. Bir yerde şalgam veya ayran içtikten sonra polis çevirmesi hatırası olan pek yok gibidir.

Yaşanan sorunlara karşı ağır yetersizlik hissi belki de yaşadığın. Elden bir şey gelmediğinde yaşanan o iç gerilim..

Yine de bu yaşadığın durum, polise rutin uygulaması sebebiyle mukavemet eden, onu başka yerlere sürmekle tehdit eden ve
- benim kim olduğumu biliyor musınuz? diyen tiplerin yaptığından çok daha iyidir.

@wct3 org cidden ya, kontrol edemedigim seyler asiri geriyor beni cok dogru bi noktaya parmak bastin.

Etrafına biraz sıkıca kumaş sar. Sonra kerpetenle tut çek

pudra mıydı zeytin yağı mıydı bi şey sürüyordun bağlama akortları sıkışınca mı gevşeyince mi. sıkışınca yağ diğerine pudra sanırım. size yağ olabilir.

pense

Tam tersi bence Türkçede gerçekten edebi yazılmış şarkı sözü neredeyse yok, İngilizcede hemen her şarkıda mecazlar, dolaylı anlatımlar, bir şey anlatıp arkada başka anlam ifade etmeler var. Gayet ana akım gruplarda bile çok değişik söz sanatları kullanıyorlar, İngilizcesi gayet iyi olan biri olarak burda ne demişler diye araştırmam gerekiyor. Türkçede belli başlı kişiler hariç dümdüz aşk, ayrılık vs anlatıp geçiyorlar. Bu kadar katılmadığım bir tespit hiç görmemiştim

Güncel şarkı sözleri yerli yabancı öyle

90lar yabancı singer songwriter tarzı şarkı sözleri güzeldir, bir hikaye anlatır, bir karakter anlatır, çok güzel imgeler kullanılır, bir atmosfer yaratır, edebi değeri olan çok fazla şarkı sözü var

Bir örnek bırakayım
youtu.be

Sadece bizde değil. Türkçe şarkılar fantastik sarkilar değil. Sen Türkçeyi ana dilin konuştuğun için böyle geliyor. Ben de şu an ingilizce ve Fransızca anlasam da asla Türkçe şarkı etkisini veremiyor ve vermeyecek. Tam tersi olarak da eşime de asla bir Fransızca etkisini veremiyor.

O yüzden ben de en ufak sekilde katılmıyorum.

Muhtemelen ana dilimiz olduğu için bize öyle geliyor. İngilizceyi pek de iyi bilmediğim zamanlarda internetteki kötü çevirileri okurdum ve haliyle derinliği yakalayamazdım. Şimdi kendim doğrudan okuyunca daha anlamlı geliyor.

Pop şarkılarında değişen bir şey olduğunu düşünmüyorum, iki tarafta da anlamsızı bol. Anlamı güzel olanlar da var tabi.

Hikaye mevzusu ise ne kadar uyduruluyor bilmiyorum. Fakat genius lyrics müthiş bir site. Şarkıcının şarkı ile ilgili anlattığı şeyler varsa onları sözlerle birlikte yayımlıyorlar, başka şarkılara gönderme varsa onları belirtiyorlar, mecazları vs. açıklıyorlar.

Sevilir sevilmez bilmem ama Taylor Swift gerçekten iyi bir hikaye anlatıcısı. Folklore ve evermore albümleri ile bunda zirveye ulaştı bence. Sadece Champagne Problems bile üç dört dakikalık bir şarkıda gönderme, mecaz ve benzetmelerle güzel bir ayrılık ve problemli kız hikayesi anlatıyor. Hozier'in sözleri de hikaye anlatması bakımından kayda değerdir. Take Me To Church ve Cherry Wine gibi.

Konsept albüm olayının patladığı yer zaten Batı. Sadece müzikal olarak değil anlam derinliği olarak da tek bir anlatıda düğümlenen farklı şeyleri birbirine müthiş bağlıyor adamlar. Sadece Pink Floyd'un albümleri bile yeter. Al sözlerini oku müziksiz o bile etkiliyor.

playlistimden bir kesit: Asagidakilerin cogu Inanilmaz anlamli kimisi ise sozleri cok basit olmasina ragmen inanilmaz bir duygu aksettirebiliyor dinleyiciye The Doors - People Are Strange mesela ya da Sia - Cheap Thrills sozleri cheap gibi gelse de inanilmaz anlamli degil mi aslinda. Rachid Taha - Ya Rayah gocmenligi inanilmaz anlatmis adam, keza klibi de. striptizci single motheri anlatan Clean Bandit - Rockabye mesela dil bilmeyen biri ucuz, cerezlik pop sarkisi der gecer ama asli oyle mi?
Livin On A Prayer - Bon Jovi
Passenger - Let Her Go
Rod Stewart - Sailing
Masked Wolf - Astronaut In The Ocean
The Cranberries - Animal Instinct
Adele somone like you
Stromae - papaoutai'si mesela, klibinden tut her lirigine kadar asmis, Stromae gerci tek tek incelnirse her sarkisi saheser.

Sozlerin derin olmadigi bu tarz sarkilar da var dinlenebilitesi yuksek:
youtu.be
www.youtube.com
www.youtube.com

Keza Turkce sarkilarda da ayni durum soz konusu. Genellemek yanlis.

Katılmıyorum, Türkçe şarkılarda aşk meşk işleri harici bir şey bukmak çok mümkün değil, şöyle uzun bir cümle yedirilmiş şarkı bile duymadım ben yerlilerde:

"Repugnant is a creature who would squander the ability to lift an eye to heaven conscious of its fleeting time here"

Tool'un Right in Two parçasından bir pasaj, meleklerin gözünden insanlığı ankatan bir şarkı, "vurur yüze ifadesi" nere bu nere.

Bence de öyle lastik kokusu geliyor bana ama dışarıdaki karton bardakların iç kısmı da mikroplastik, sürekli onlardan içmektense daha iyidir diyorum kendimce. Ev dışında kahveyi termosla taşımak zorunda kalıyorum çünkü.

bir plastikçi olarak diyebilirim ki her plastik bir değildir, yapıldığı materyal çok önemli

malzemenin üzerinde bir yerde yazar - pet - abs - pe - pp - pc - pmma diye internetten aratıp bakabilirsiniz özelliklerine

Mavi Asperox, marketlerde var.

Bir de eğer sıva çimento kalıntısı varsa harç sökücü, hırdavatçıda vardır.

Ve ılık su :)

Termosun gövdesi hiç bir zaman bulaşık makinesinde yıkanmaz. Geri kalan aksamlar bulaşık makinesinde yıkanabilir

15 gün bile katılabilirsin. Sonuçta paranı alıp geçecekler. Fiyatları googledan araştıramıyorsan bence boşver gitsin

miami nereden esti? cok aglirlikli ispanyolca konusulan bir yer. ulkesinde yabanci dil ogrenmenin espirisi yerli halkla karisip pratik yapabilmek. hatta new york da sacma.

ferenc +1. para varsa vize cikar ve istedigin kadar gidebilirsin.

Hot potato'nun lokasyon yorumu çok doğru. Dil öğrenmek için ben olsam Nebraska'ya giderdim. Full white american. Tarımsal bölge olduğu için hispanik kaçak yok. Aksanlar düzgün.

Paran varsa yapamayacağın bir şey yok.

skyview veya benzeri uygulama ile bulabilirsiniz.

Muhtemelen Akyıldız. Stellarium uygamasını kullanabilirsiniz

14 pro.

15. USB-c artık standart. Lightning port bir ürün almazdım şahsen.

Adaptör ve kablo aynı ise yavaş şarj olan evde topraklama problemi olabilir.

www.sahibinden.com

burada 1 ay önce koymuşlar satış ilanı 2. el.

1550 tl.

Yarın akşam inşallah güzel haberlerini okumak içim gireceğim duyuruya

Hayirlisi olsun senin icin. Tabii ki gonlunden gecen olsun isteriz hepimiz ama senin icin hayirlisi hangisiyse o olsun. Sansin bol olsun.

maç maç gidelim okan hocamın hep dediği gibi.

önce bu akşam. bizi de bilgilendir :)

Saadet zinciri tehlikeli diyorlar, girmem ben bu işe:(

Hadi şimdiden bekliyoruz haberleri. Annemden yansıma yapıyorum "hayırlı olacaksa olsun" :)

Ne kadar güzel heyecanlar. İnşallah su gibi geçer ve güzel haberlerini paylaşmak nasip olur.

Allah gönlüne göre versin, görüşmelerin senin için hayırlı olacak şekilde neticelensin. Niyet hayır akıbet hayır diyelim.

guncelleme ile geldim. dun aksamki gorusme gonul isiydi ve maalesef istedigim gibi gitmedi. hatta baya kotu gecti, biraz gururum kirildi. hayirlisi olsun yazanlar yuzunden boyle oldu diye dusunuyorum :D ("hayirlisi olsun derseniz evde kalirsiniz cunku en hayirlisi odur" diye bi laf vardi :p)

bugunku gorusme kariyerimle ilgiliydi, oldukca iyi gecti. simdi beklemeye devam...

hayirlisiyla o isi alicam, sonra da yeni asklara yelken acicam :)

hepinize tesekkurler <3

Gönül işi meselen iyi ki olmamış, terbiyesizmiş belli ki. Kariyerinde başarılar.

Yani senin nasıl bi projen var onu yaz üstüne bir şey koyup ağırlık mı taşıtacaksın, pencere gibi bir boşluğu mu kapayacaksın

Dolap arkası sunta, biraz daha sağlam olsun dersen kontraplak

Şöyle bir şey mi mesela?

www.cimri.com

@grimavi şu tarz sandalyeler var. oturulan kısmın altında sadece ince bir demir var. geri kalanı boşluk. o oturulan kısım zamanla eskidi ve parçalandı, dandik bir şeyden yapmışlar. yani oturunca içe göçüyor. oturulan kısmı tahtamsı şeye yapıştırmak istiyorum ki oturunca göçme olmasın.

www.google.com

Marmaris ve Didim ama soğuk

Zaman zaman İzmirden Güneye doğru uzandığım oluyor.
Didimde falan hep dikkatimi çekmiştir. Hava buz gibi. İki insan evladı giymiş bikini ya da deniz şortunu, birinin elinde kamera, diğerini çekiyor, diz boyu suyun içinde titreşiyorlar o ayazda.

Durum bu ama çekilen fotoğraf veya video yüzlerce insanı imrendiriyor.

Bu sosyal medya çok bozdu insanları. Çok sahte bir alem var orada.

Ağustos ayında açacağım sezonu. Datça aklımdan geçiyor ama bakacağım.

henüz erken, belki kaş-antalya-alanya ekseninde olabilir. Fethiye ve kuzeyinde kalan kısımda bir dalıp çıkarsın en fazla, ama bir tarafların donar.

Milas'tayım, Ören'e gidersem hafta sonu bi şansımı deneyeceğim.

Karadeniz çocuğuyum milletin soğuk dediği denize Ağustos'ta kavuşuyorduk o yüzden eşiğim yüksek ona güveniyorum.

Sivas'i bilmem de biz hanimla Subat basinda sicak iklimlerde sezonu acali cok oluyor.

Turkiye'de en erken acilisi da Nisan'da Kemer'de yapmistim yillar once, buz gibiydi su :)

31 Mart'ta Dikili'de girdim ben. Su çok soğuk sayılmazdı ama ben yaz/kış full soğuk duş alan biriyim bana güvenme :)

Güneş azalana kadar da mayoyla tek başıma takıldım plajda, üşümedim.

büyük ihtimalle çoktan kapanmıştır yada başka maile devir edilmiştir. çokta önemli şeyler değil bunlar. google direkt kapatıyor sorun olursa. yani içinizi rahat tutabilirsiniz.

Adsense zaten para kazanılan bir şey ödenen değil. Maliye de zaten para yatana bakıyor hesap sahibini bilme şansı yok. Yani hiçbir riski yok.

Çok teşekkür ederim arkadaşlar. Bu pin olayı başka nelerde kullanılabiliyordu peki ? Çok küçük olduğum için üstünden de seneşer geçtiği için net hatırlayamıyorum adıma bişeyler yapabilir mi diye hala korkuyorum @vss @enteg

Ben sürekli Bodrum Ankara arası yol yapıyorum. Emirdağ üzeri yol güzel.
2-3 saat uzatmayacak keyifli bir yol yok. Tek alternatif İzmir üzeri gitmek ama o da 4 saat filan uzatır.

miler mi

evet kimin sikayet ettigi yaziyor

Ler.

ler.

görünüyorsunuz iletişim adına. ama şikayet ederken gizle yapabiliyosunuz.

Her sikayet cimer merkeze düşüyor ve onlar kimligi goruyorlar. Merkezden bu sikayetler ilgili devlet kurumlarina yonlendiriliyor ve onlar goremiyor isimleri.

Kimliği okuyan telefonun kendisi aslında, o uygulamalara al ben bu şekilde okudum diye iletiyor. Başka kimlikleri sizin telefonda e develete okutmayı denemiş miydiniz? Belki e devlet uygulaması sizin telefondaki okunmuş bilgiyi düzün alamıyordur.

Baska kimlikle okumayi denemedim, benim telefondan bir deneyeyim. Ama banka okuduysa aslinda telefonumun nfc sinde bir sıkıntı yok, kimlikte de yok, e debletin altyapisinda bir sorun var galiba. Anlamadim

Hayır.

Grange kitaplari kesinlikle. Jo nesbo belki biraz da

John grisham - kardeşler

Hakan gunday - piç - kinyas ve Kayra

Trevanian- şibumi

Mario puzo- sicilyalı

Henri charriere- kelebek

Medikal gerilim severseniz Tess Gerritseb romanları

Reenkarnasyon Blues - Michael Poore

Harry bosch serisi, efsane bir seri.
Bu da yazarindan hangi siralama ile okunmasi gerektiği hakkında bilgi.
www.michaelconnelly.com

Onun dışında hanımın sevdiği üç seri var;
Cormoran strike serisi jk rowling ablanın
Richard osman'in Thursday murder club serisi
Anthony horowitz'in serisi bir de

Medikal gerilim severseniz Tess Gerritsen romanları +1

algernon a çiçekler en güzeli bu

gpt 4.0'lar işleyebiliyor görüntü ama, ücretsiz arıyorsanız onu bilemedim.

Bugün facebookta bi reklamda alanyada denize yakın bahsettiğiniz gibi evler aynı fiyattaydı orası mı acaba?

Ben şahsen şu dönemde parayı vadeli mevduata bağlarım, eğer ki paradan para kazanmak istiyorsam. Kiracı ile de uğraşmamış olurum ama bu kişinin risk algısı ile alakalı bir karar. Yatırımlık ev devri bir süre kapandı gibi, arsaya ise her zaman açığım.

ev alıp kiraya vermek değil airbnb yapmak mantıklı.
kiradan size o ev max 20k getirir.
Airbnb yaparsanız 20k yı 1 haftada bile çıkarabilirsiniz.

Bu soru şaka mı. 1 milyon 650 bin faizi 32 gün 70 bin.

@dissendium kacirdigin kisim ev fiyatlari genelde artar. 1 milyon 650 bin ana para enflasyonla 10 seneye kus kadar kalabilir.

Eger krediyle alabiliyorsaniz cok mantikli, imkaniniz varsa 2 tane alin.

Pesin alacaksaniz kredi kadar olmasa da gene faizden cok daha mantikli. Faize yatirmak zaten her ay kafadan zarar etmek demek.

ev alip kiraya vermek mantikli degil, evi su anda piyasa fiyatinin altina alabiliyorsaniz mantikli. 1650 liralik bir evi 1200-1250 liraya kapatabiliyorsaniz iyi bir yatirim yapmis olursunuz. secim sonrasi izlenecek yol hala belli degil, biraz bekleyip ona gore aksiyon alinabilir. emlak piyasasi zaten durgun. elinizde nakitiniz varsa daha iyi firsat emlaklari kovalayabilirsiniz.

faiz opsiyon disi dediginiz icin hic o muhabbetlere girmeyecem ama faiz indirimleri eylul gibi baslasa bilesik olarak 400k gibi bir paradan vazgeciyorsunuz hatirlatayim dedim.

Faizler uçup düşebilir demişsin de 365 gün vadeli faize yatırırsan bir yıl sonra paran 2.575.000 oluyor hem de düşme ihtimali olmadan.

Daha fazla getirisi olan yatırım yöntemleri illaki vardır fakat garanticiyim dersen de faiz en mantıklısı. Ve hatta dolarda kalsın dersen de aktifbank %4 civarı dolara da faiz veriyor. Doların da bu saatten sonra yükseleceğini düşünürsen bu da mantıklı.

burada genel konusmak biraz zor, evin muhiti cok onemli. ileride degerlenecek prim yapacak bir konumdaysa bu aralar ev almak icin iyi bir donem. Ne zaman olur bilmem ama 2-3-5 sene sonra krediler acildiginda ev fiyatlari ziplayacaktir. Su anda krediler faizler yuksek, kredi mumkun oldugunca kullanmamak lazim. Faize yatirmak da kotu bir secenek degil ama uzun vadeli dusunuyorsaniz ev daha mantikli olur diyorlar genelde.

Mulk doviz olarak parasini 10 senede cikartiyorsa iyi bir mulktur.AMA bence Turkiye'de boyle bir mulk sayisi oldukca az. Cunku satis fiyatlari ucuk, kiralar yaninda fistirik kaliyor. Sikinti kiracilarin alim gucunun cok dusuk olmasi.

Bir de sunu hatirlatayim, ev sahibi olmak vicdanli adam isi degil, bela. Bunu goze alarak girmenizde fayda var.

Mantikli olmasi icin goz onunde bulundurulmasi gereken bir suru parametre var;

*Dairenin fiyati: Kiraci 6 ay kirayi odemezse ev kredisini odemeye devam edebilecek misin? En onemli parametre bu.

*Lokasyonu: etraftaki kiralik dairelerin bosluk orani?, Ne tur insanlarin bu lokasyondan daire talep ettigi? (aile mi, ogrenci mi vs.) Binanin yanindaki buyuk is yerleri, okullar vs. Ek olarak bina gurultulu bi yerde mi sakin mi vs.

*Binanin yasi: Yeni yonetmelige gore yapilip yapilmadigi?, yapan insaat sirketinin reputasyonu? bunlar onemli.

*Alan cok onemli. 1+1'e talep var mi? Evde yeterince depo alani, garaj var mi?

Mesela su an universite'nin karsisinda bir evim var, 4 buyuk odasi var. Bu odalara dus ve mutfak ekleyerek minik dairelere donusturdum. Oda basina $950 kira aliyorum. Hic kiraci aramadim. Surekli dolu. Odemelerde hic sorun yok. Altin yumurtlayan tavuga dondu. Buraya odedigim mortgage aylik $1200 burdan gelirim $3800.

Baska bir 4 daireli binam var. Burasi buyuk bir supermarketin tam karsisinda. Bahceli. Otoparki var. Surekli yaslilar oturuyor. Daire basi $1200 aliyorum. Super problemsiz bir yer. Son iki senedir tek sikayet almadim kiracilardan. Buranin odemesi aylik $1700. Getirisi $4800.

Bu binalari ilk aldigimda durumlari kotuydu. Binalari uygun hale getirmek icin $150.000 harcadim. Bu $150.000 mortgage odemelerinin icinde.

Bence bir yerdeki potansiyeli gormek cok onemli. Bence kotu durumdaki yerler daha iyi nakit getiriyor ama genellikle dusuk profilli kiraciyla ugrasiyorsun. Bu da cok zor. Orta halli yerlerin nakit akisi daha az oluyor ama kiraci ile problemin pek olmuyor buralarda.

Uzun vadede satmayi planliyorsaniz 2+1 1+1'den daha cok degerlenir. 1+1 surekli kirada tutmak icin mantikli. Ayrica 1+1'i kiraya verecekseniz mumkun oldugunca basit ve ucuz beyaz esya alin. Yenilemekte zorlanacaginiz pahali bir sey almayin.

Emlak cok uzun sureli bir yatirim. Sabirli olmak gerek.

1.650.000'lik evi aylik 20.000'e kiraya verebiliyorsaniz bence sadece fiyat acisindan mantikli bir yatirim.

Aklınca aşağılıyor. Her platformda var bunlardan maalesef.

kendilerini paylaşanlar da bunu yapıyor. ben 99luyum yazma bana teyzen yaşındayım falan yazıyor mesela. çok takılmayın yaptıkları bir geyik sadece

(bkz: ageism)

tabii ki hayır

Var ama detayları söylemek istemiyorum.

Üniversite öğrencisiyken alacağım ilk maaşı, ev, araba fiyatlarıyla karşılaştırır, bir sürü hesaplamalar yapar, asla bir ev ve araba sahibi olamayacağımı düşünürdüm.

Şükür ki şimdi hepsi var.

Benim o zamanlarki düşüncelerime şu an sahip olanlar karamsarlığa kapılmasın. Az da olsa standart bir birikimi olsun. Benimki Gelirin %10 uydu.
Dünya ve ülke siyasetini tarafsız okuyabilecek şekilde kendini geliştirsin.
Ekonomi konusunu öğrensinler. Ekonomi okuyan birinin ders kitaplarını alıp okusunlar mesela. Adam Smith'i Keynes'i Marks'ı tanısınlar mesela.
ve finansal okuryazarlık dersi alsınlar.
Bu devirde para burada.

ameriakdayim su an iki gun once geldim. sekiz senedir gidiyorum gittim gidecegim su da gecsin giderim derken simdi buradayim

eğitim hayatım. görece iyi bir liseyi kazanmak, görece iyi bir üniversiteyi kazanmak, prestijli iyi bir iş sahibi olmak. hiç kendimden beklediğim şeyler değildi. ilk kazandığımda da inanamamıştım. kader işte.

Kariyer hayatımda x departmanında başlayıp, hayalim olan alakasız y deparmanına attım kendimi. Bu imkansız gibiydi ama bebek adımlarıyla ilerleyerek biraz zaman kaybı olsa da başardım. Bir de liseden sonra kasiyerlik falan yaparım yeter ki ailemden uzak olmayayım falan diye korkuyordum. Şu anda ayrı bir evde, iyi bir iş sahibiyim.

Bir diğeri de imkansız gibi görünen platonik bir aşktı. Sonra gerçek oldu ama her güzel şey gibi kısa sürdü, o hakikaten imkansızmış :)

Hiç dışardan yemem. Hep kendim yapıyorum. Bilmemne Ablanın ev yemekleri nefasetinde ve çeşitliliğinde değilse de idare eder durumdayım.

Ağır spor yaptığım dönemlerin alışkanlığıyla tavuğa ve pilava abanma adetim devam ediyor.
Yalnız yaşayanlar için airfryer, elektrikli tencere, buharlı pişirici üçlüsünün hayat kurtarıcı olduğunu düşünüyorum.

Hatta ben işi biraz abartmış durumdayım. Ekmek yapma makinem de var. Ekmeğimi, yoğurdumu kendim yapıyorum.(Market uzak, kim gidecek ekmek almaya :)

Eve geç geleceksem dışarıda yediğim oluyor. Yılbaşından beri çok nadiren eve yemek söyledim. Fiyatlar arttı, sipariş sitelerinin limitleri fazla oluyor yakın yerler haricinde. Hem eski tadı, kalitesi yok. Yedikten sonra rahatsız oluyorum bazen.

Markete çıktıkça köfte ve bonfile alıyorum birkaç paket. Hepsini porsiyonladıktan sonra buzluğa kaldırıyorum. Haftada birkaç kere onları yiyorum.

Düdüklü kullanamadığım için nohut, barbunya gibi bakliyatları konserveyle hallediyorum. Çiğ paketine göre pahalıya denk geliyor ama basınçlı pişirici alana kadar böyle devam :)

Airfryer aldığımdan beri tencere yemeği pek yapmadım. Köfteyi airfryerda yapıyorum. Bonfileyi ve kuşbaşını tavada. Baget yine airfryer.

Sebze yemeği pek sevmediğim için özellikle şubattan beri salata yemeye daha çok özen veriyorum. Kahvaltı yapmadığım ya da okulda geçiştirdiğim için genelde akşamı sadece evde yiyorum ve mutlaka salata yapıyorum. Turşu ve mısır da katıyorum kafama göre.

Buzlukta mutlaka Superfresh'in hazır ürünlerinden bulunduruyorum. Üç harfli marketlerin de hazır gıdalarını denedim aradaki fiyat farkına değmez bence.

Dışardan çok söylüyorum maalesef. Onun dışında migrosta falan satılan gurmepack diye bi marka var, onun yemeklerini alıp mikrodalgaya atıyorum son zamanlarda. Bi de hazır tavuk, köfte vs alıp airfryerda pişiriyorum. Yemek yapmak gözümde çok büyüyen bir olay, olabildiğince pratik şekilde geçirmeye çalışıyorum

Disaridan arada bir soylerim. Genelde kendim yaparim. Bakliyatlari ve yesillikleri hazir bulundururum ki canim bisi yapmak istemszse bi salata yapiveririm.
Buzlukta hep simitteb ete bir seyler tutarim, bazen lahmacun bile olur. Cikarip hemen yapivermek icin. Et, sebze, bakliyat seklinde ogunlerim. Etle ugrasmak istemezsem hindi fileto veya ton baligi konserveyi bi atesten gecirip soslayip salataya koyarim. Boyle basit cozumler yapabilirsiniz aslinda.
Pratik olsun diye et, tavuk alip porsiyonlu olarak buzluga atabilirsiniz. Bakliyatlari onden haslayip dondurabilirsiniz. Fazla yemek yapip konserveleyebilirsiniz.

dışardan yemeyi sevmiyorum. kendim de mutfakta zaman geçirmeyi de severim. bazen canımın çektiği şeyleri liste yaparım ona göre malzeme alır yemeği yaparım. bazen de gelişigüzel. dün mercimekli köfte yapıp yedim. ondan önceki gün kendim hamburger yaptım. ondan önceki gün ali nazik. yarın yüksük çorbası yapmayı planlıyorum.

Bakliyat, kolay sebze yemeklerini filan yapıyorum. Et, balık dışarıda yerim. İş, ev çevresinde beğendiğim birkaç yer var, sipariş verdiğim de oluyor.

Ben biraz daha detay vereyim.
Buzlukta sürekli pizza bulundururdum. Bi gün baktım etten pahalı. Gidip bir kilo kuzu külbastı ile dana antrikot aldım. Terbiye edip birer parça buzdolabı poşetine koyup donduruycuya attım. Bir miktar da ikeadan donmuş somon, metrodan donmuş sebze ve parmak patates, süperfresh bezelye, kendi haşladığım nohut, buzdolabı poşetine konmuş 100 er gram kıyma, ya da kuşbaşı, 200 er gr kuşbaşı doğranmış tavuk göğsü, 2 şer adet kemiksiz tavuk but. Her an buzlukta.

Buharlı pişiricide biraz donmuş sebze haşla, biraz pilav pişir, airfryerde bir somon veya külbaştı veya antikot kızart yanına. Tamam. 3 dakika uğraşırsın. 40 dakikada pişer. Hepsi saatli alarmlı, pişti mi pişiyor mu derdin yok. Kafan dinç.

kizartma vs veya alengirli olmayan yemeklerden gidiyorum. hafta sonundan düdüklüdekileri hallediyorum. çorbayı da öyle, buhar pişiricisi en büyük yardımcılarımdan biri. salata yapmak da kolay. bilmiyorum ya da bana yük olarak gelmiyor. fırını da kullanmak + olarak.

Şimdiye kadar bir kısalmanız olmadıysa sabit gelirli değilsiniz demektir.

Mevcut para ve maliye politikaları bu şekilde uygulanmaya devam ederse bayramdan sonra bir kısalma furyası yaşayacağız. Umarım ki bu kısalma sizi etkilemez.

Mirası alıp yetimlerin bedelsiz kullanımına bırakmak daha akılcı olurdu diye düşünüyorum.

Kuantum konusu beni hep güldürmüştür.

Yabancı dil de yurtdışı hayali de güzel bir şey. Umarım gerçekleşir.

Yurtdışındayım, durum çok da farklı sayılmaz. Geçim hiçbir yerde kolay değil. Hollanda’da yaşıyorum ve büyük bir ev krizi var. 2 maaş giriyorsa eve bir 1’si doğrudan kira ve diğer sabit giderlere gidiyor. Gıda ve otomasyon ürünler ucuz olsa da işçilik ve hizmet sektörü çok pahalı.

3 yıl olacak neredeyse buraya geleli, dediğiniz gibi, ne uzuyoruz ne kısalıyoruz.

2020-2023 mayıs arası deli gibi konut - taşıt kredisi varken çalışan karı kocalar ne yapıyordu çok merak ediyorum. Çevremde 2-3 senede 10 yılda olacak zengileşme yaşayan yaşayanaydı. İki asgariliyseniz ayrı tabi allah kolaylık versin ona diyecek bir şey yok

80 sonrasi doganlarin eger loto/toto vurmazlarsa ya da asiri parlak bir ticari zekalari falan yoksa bence tek sanslari miras.

dula yetime zile zurnaya bakmadan miras geliyorsa al yatirim yap derim, baska turlu 10 sene sonra buraya yine aynisini yazarsin.

Valla aynı durumdayız. 10 senedir çalışıyoruz, elde avuçta gene birsey yok. Miras ya da aile desteği olmadan uzanılmıyor.