Ekşi Duyuru

Sigortanin anlasmali oldugu laboratuvarlari arayip sormaniz gerekir. Gerekirse ön onay alirlar, onay gelirse yaptirirsiniz.

Poliçe şartlarında yazar

Hastaneyi aradım fakat muayene sonrasında anlaşılır diyorlar, önden kesin bir bilgi vermiyorlar..

poliçenize bağlı olarak değişir ancak sıradan bir poliçe karşılamaz.

Bende de cold-induced rhinitis denen bir durum var, sogukta bulundugumda o kadar cok burnum akiyor ki baska hicbir sey yapamayip sogukta bulundugum surece burnumu silmem gerekiyor. Yuruyemiyorum bile dogru duzgun, cunku burnumu silmekten onume bakamiyorum.

Yani, allerjik bir reaksiyona cozumu yok demek de biraz garip, tonlarca ilac var farkli farkli semptomlar icin. Cogu uzun sureli, her gun kullanilabilecek ilaclar. Yani sorunu cozmez belki de semptomlari cozer?

bizim işyerinde bir kız var aynen benzer şeyler yaşıyor.

ben şuna bağladım herhangi bir spor aktivitesi yapmamasından dolayı bağışıklığı kuvvetsiz diye düşünüyorum.

annenizin yaşı 67 de olsa az çok hareket ederse bağışıklığı kuvvetlenebilir.

Ben de ilişeyim duyurunuza.
Annem, 70 yaşında. Her gün 1 saat yürüyüş yapar, yazları buna ilave 1000 kulaç atar.
Sjögren hastası ve bronşektazisi var.
Bırakın cam açmayı, yemek yerken buzdolabını açsak kıyameti koparıyor üşüyorum diye.
Evine gidince kapıyı açıp kaçıyor, çünkü orada cereyan varmış, üşüyor ve hastalanıyor.
Yazlık yerde yaşıyoruz, hava buralarda 40 derece yazın ve nem var, klima heryerde çalışıyor. Ama biz evde klimasız oturduğumuz gibi Pencere bile açamıyoruz. 8aylık bebeğim kurdeşen döktü aylarca bu sebepten.
Çarşıya vb gitmek ise ölüm, çünkü dışarısı sıcak olunca anında terliyor(normal olarak) , markette bankada klima olunca aniden donuyor. Sonra hasta yatıyor. Yazın sırtına şal ya da kalın bir şey almayı da kabul etmiyor. Kendi hayat kalitesi zaten düşük, ne yazık ki artık bizimki de öyle.
Varsa bir çözümü ben de öğreneyim.

yeğenim negatife döndükten 10 gün sonra yine pozitif oldu.

yani evet bulaşır.

Mehmet Ceyhan omicron varyantı için bir açıklamasında ay içinde 2-3 defa yakalanılabileceğinden bahsetmişti.

biz de eşimle arka arkaya covid olduk, ondan bana bulaştı, o negatife döndüğü gün ben pozitif oldum.

aynı şeyi merak edip doktor bi arkadaşa sorduk, o da sağlık bakanlığına telefonla ulaşıp dediğinizi sordu. onların dediğine göre o kadar kısa sürede arka arkaya bulaşmazmış ve o yüzden evde ikimizsek maske takmamıza gerek yokmuş.

doktor değilim, bize söyleneni aktarıyorum sadece. bu arada farkeder mi bilmiyorum ama bahsettiğim olay yurtdışında geçiyor. her ülkenin resmi kurumu farklı yorumda da bulunuyor olabilir tabii.

endoskopik retrograt magnetik rezonans kolanjio pankreatografi istediler sanıyorum total pankreatektomi son çare vakalara ikinci bir görüş alın. >2 cm rezeksiyon tümörler için veya pankreas enükleasyon. tp sonucu işlevsel olarak tip 1 diyabetik olacaktır.

Bilim anekdotlarla çalışmaz. Bu tür çıkarımlar "biontech aşısı olduktan sonra kaynıma araba çarptı, aşı yan etkisi olmalı" ile aynı kategoride. Resmi çalışmalara ve açıklamalara bakmak lazım ama benim bildiğim aşının böyle bir yan etkisi yok.

bir arkadasimin 24 yasindaki kizinda oldu. bir ay surdu sonra normale dondu. doktoru da asiya bagladi.

Dört doz Sinovac'ın son dozundan sonra 15 gün süren kalp ritim bozukluğu ve yüksek tansiyon oldu. Kardiyolog aşıya bağladı. Özellikle Biontech ile daha sık gördüklerini söyledi.
Virüsün kalp damar sistemine affinitesi olmasına bağladı.

bende kalpte ritim bozukluğu başladı. Bağlantılı etkiler olabilir.

ben covid olmadım ama haberlerde bu tarz durumlar olduğunu okumuştum. özellikle orta yaş ve üstü erkeklerde görülüyor diyordu.

asi olabilir mi

Öyle lanet bir hastalık ki, geçirdikten sonra da etkileri devam ediyor. Bende ilişki sırasında sertleşme kaybı oluyordu. Vücudunuzu bir süre sağlam bir detoksa sokun. Çok iyi beslenip, çok iyi uyuyun. Gerekli doğal gıda takviyelerini alın. Mesela propolis gibi, müthiş faydasını gördüm. Hastalık sonrası göğüs ağrısı ve nefes darlığı yaşadım bunların hepsini düzeltti. Bir de düşük dozlarda aspirin kullanın. Bir rahatsızlığınız varsa doktorunuza danışın ama aspirin kullanmadan önce. Propolis için de bir ay günde 30-40 damla, bir ay ara. Karaciğeri yoruyor çünkü. Ara vermek gerekiyor. Bir ay sonra mermi gibisiniz. Uygulayın derim.

doktor değilim ne kadar ilgisi vardır bilemem ama covid sonrası ailemde nabız yükselmesi, nabız düşmesi şeklinde kalp sorunu yaşayanlar oldu. Sertleşmede dolaşımla alakalı bir olay olduğu için kardiyolojiden bir kontrole gidebilirsiniz.

doğrudan onkoloji sekreterliğine gideceksiniz onlar randevu oluşturuyor. annenizle gitmeniz daha iyi olur çünkü randevu verirken kan testide giriyorlar aynı gün onuda yaptırmış olursunuz. 2-3 gün sonra randevuya test sonuçlarıyla birlikte gidersiniz.geçen senelerde durum böyleydi değişiklik olduysa bilemeyeceğim.
geçmiş olsun.

ozellikli birimlerden (onkoloji vs) direkt randevu alinamiyor. once dahiliyeden hastanin ekraninda bir islem yapiliyor ondan sonra randevular aciliyor. ve bu islemin belli bir suresi var sanirim bir yil gibi. o yuzden once dahiliye doktoruna durumu anlatmaniz gerekiyor. ben babam icin dahiliye doktoruna kendim gitmistim hastayi gormek istemisti. ben de bir sekilde goturdum ve doktor onko randevusunu acti.

gecmis olsun. buyuk hastanelere degil de semtinizde semt poliklinigi varsa once oraya dahiliye doktoruna bir rica edin. illa hastayi gormek istiyorum derse o sekilde ilerlersiniz.

bu arada astronom bey'in soyledigi daha mantikli. ilgili hastanenin onko sekretligi sizi daha iyi yonlendirir.

robot süpürge + dyson süpürge + hava temizleyici ile 2 yıldır 1 gün bile hapşurmadım. ilaçlar kesin çözüm değil maalesef. çok geçmiş olsun

Ben yıllardır levmont 10 mg tablete ek olarak hergün sabah akşam rinoclenil burun spreyi kullanıyorum. Bulunduğum şehre göre polenlerin coştuğu nisan mayısta göz için de damla ekleniyor.
Yani herkeste aynı şiddette ve herkeste ilacın etkisi aynı olmuyor. Doğrudan (veya önce dahiliye üzerinden) allerji bölümünü deneyin.

En güzelini bilmem ama yoğurt ve ekmek iyi olabilir.

aljinik asit.

abi yanıyor işte. ağzın nasıl yanıyorsa, çıkarırken affedersin gümrük kapısı nasıl yanıyorsa içerisi de yanıyor.

yani taa yukarıdan gönderip bağırsakta yanmasını durdurana kadar zaten çıkarır kurtulursun. oraya kadar gitmiş acıya yukarıdan pek bir şey yapılamaz.

en güzel tedavi birkaç saat daha bekleyip doğal yollarla çıkarmaktır bence. biraz da orası yanar, sonra geçer.

%100 çözüm değil ama bana en iyi kolay geliyor + Türk kahvesi

Başka doktorlar deneyin lütfen. Gerçekten işinin ehli doktorun tedavisi de tanı koyması da yaklaşımı da farklı oluyor.

Daha iyi bir doktor arayisina girmenizi oneririm. Anne karnindaki bobrek genislemesi ile sunnetin bir alakasi yok. Bunu oneren doktor yeteri kadar isinin ehli degilmis. Nedenini bilmesigi icin yapacak bie sey yok demis olabilir.

Koklu universite hastanelerine goturmenizi oneririm.

Geçmiş olsun, Allah şifa versin.

Mutlaka bir araştırma hastanesine gidin ve başka doktordan da görüş alın.

açık kalp ameliyatı.

aort anevrizması da olabilir

Kalp demeye geldim.

Etrafımda açık kalp ameliyatı olan çok insan var. Hiçbirinde göbek deliğine kadar inen kesi görmedim. Hepsinde köprücük kemiklerinin arasından başlıyor göğüslerin bittiği yere kdar iniyor. Öyle Göbek kısmına inen hiç görmedim.

Tekrar ediyorum bunlar benim etrafımdaki kalp ameliyatlılar.

Kalp ameliyatı değildir
Aort anevrizması olma ihtimali yüksek

dümdüz mü izi? karaciğer donörü oldum, iki göğüs arasından göbek deliğine doğru inerek sola doğru devam eden bir ameliyat izim var J şeklinde. karın bölgesinde ve uzun bir kesi ise mutlaka büyük bir ameliyat geçirmiştir.

yaparlar

geçmiş olsun muhtemelen yıkanırken su kaçtığından enfeksiyon olabilir ayrıca sakız çiğnerseniz faydası olur

Benim kulak iltihap olunca ağrısı çeneye vurmuştu. Muhtemelen kulakla ilgilidir diye düşünüyorum

Agri yeni mi basladi?

Kulak onune parmakla hafif kuvvet uygulayip, ac kapa yapin, agri varsa muhtemelen eklem agrisi. Tme problemi diye aratin google a.

Dis tedavisi sirasinda agzin uzun sure acik kalmasi, yapilan dolgu/kaplamanin yuksek olmasi vs sorun yaratabilir ya da mevcut sorunu akutlastirabilir.

Sıkıntınız çene ekleminde olabilir, kulağın hemen önünde yer alıyor.

Her dis icin ayri braket tasarimi var.

Öncelikle geçmiş olsun. Lisede öğretilen genetik, klasik mendelyen genetiği ama insan vücudundaki genetik hastalıklar çok çeşitli. Raporda da belirtildiği üzere muhtemel patojen olan RP1 geni hem otozomal dominant hem otozomal resesif geçişli olabilir denmiş. Belki dedenizde de heterozigot olmasına rağmen fenotipe(kliniğe) yansımamış olabilir. Ya da 3 tane gen değişikliği toplamı babanızda klinik oluşturmuş olabilir. Sizde mutasyon çıksa bile kliniğe yansıyacağının garantisi yok diyebiliriz ama son sözü genetikçiler söyler.

Ben cok buyuttum. Aklinizda spesifik soru var mi?

Çiğnerken ya da ısırırken falan fark hissediyor musunuz? Ya da sıcak soğuk hasssiyeti oluyor mu? Yani kendi dişimiz dışında herhangibir his veriyor mu? Zamanla rengi değişip dişte yama gibi görünür mu? Bir de anladığım 5-10 yıllık ömrü olan birşey, yıllar içinde dişte, damakta renk farklılığı yapar mı acaba?

Fark hissedilmez ama dikkat etmek gerekir. Tabi yan kesici diste cok da kasmak sart olmaz. En on degil.

Kompozit ille renk degistiriyor zamanla ama agiz bakimi, cay-kahve kullanimi, sigara kullanimi vs etkili. Ufak bir dokunmak rengi yerine getirebilir de degistirmej gerekebilir de.

Hassasiyet yapmaz ekstra.

His vermez.

Damakta, diste renk farki yapmaz. Eger kotu yapilirsa disin curume riski var tabi. En iyisi yaptirdiktan sonra 6 aylik kontrolleri aksatmamak. Sorun olursa erkenden cozulur.

Bilgiler için teşekkürler, aradığım cevapları buldum

D vitamini zaten içerik olarak yağ ile birlikte şişelenir, emilimi sağlayan o yağ, onun dışındakiler önemli değil kafana göre al hiçbir şey emilimini azaltmaz ya da artırmaz.

@forvet, e o zaman ben gercekten agzima damlatsam da ekmege damlatip yesem de kahveye damlatip icsem de ayni sey olmuyor mu? nedir bu ekmek sevdasi

d vitamini yağ ile birlikte şişelenmiyor her zaman, o formları da var tabii ki. ama emilmesi için yağ ile birlikte alınması gerekiyor, bu zeytinyağı da olabilir, avokado veya ceviz de. aynı zamanda k2 vitaminiyle birlikte alınmalı. bildiğim kadarıyla kahve emilimini azaltmıyor. doğrudan dilinize damlatarak alabilirsiniz ama 1-2 damla almak yeterli olmayacaktır, her ne kadar üzerinde öyle yazsa da. marka olarak Venatura önerebilirim.

Orzaks ocean, dynavit, welcare vb markaların zeytinyağlı sprey formlu olanlarından al

Aynen direkt al o şekilde, ben ağzıma sıkıyorum sprey formunu ya da damlalıkla almışsam yine ağzıma damlatıyorum. Ekmeğe damlatmak basitleştiriyor herhalde o nedenle öyle veriyorlar, yoksa ekmeğin bi olayı yok dediğim gibi emilimi gerçekleştiren detay yağ sadece.

devit-3 ün bir damlasındaki d3 miktarı çok düşük o yüzden şişeyi kafaya diksen anca etki eder. 1000iu luk d3 lere bakman lazım. birde internette her 10 kilo için 1 damla öneriyorlar(1000iu lar için) ne kadar doğru bilemiyorum. ayrıca k2 li olanlar daha yararlı.

Güncel araştırmalara göre günlük doz her 10 kilo başına 1000UI. Ona göre elinizdeki üründen ne kadar alacağınızı bulursunuz.

60 kiloysanız, elinizdeki ürünün 1 damlası 1000UI ise, 6 damla. Elinizdeki ürün damla başına 400UI ise 15 damla.

(bkz: desiferol)

kahve azaltiyor etkiyi. cay da.
ben de kullaniyorum da doktor cay hic icmeyin, kahveyi de haftada en fazla iki dedi.
doktora ya da eczaneye sor bence nasil icecegini.
benimki kapsul.

Ben Devit3'ü de direkt ağzıma damlatıyorum. O kadar kötü bir tadı yok, ayçekirdeği tadı geliyor, ağzı da yağ içinde kalmıyor insanın, o kadar yağlı değil yani. Öyle neye damlayacağım diye aramakla uğraşmayın hiç, dikin kafaya gitsin.

D vitamini yağ içinde çözündüğü için yoğurt-süt gibi yağlı bir gıda ya da ekmeğe damlatmak yeterli. kahve vs pek iyi bir fikir değil.

asıl hata 300.000 ünite ampulu tek seferde içmek. bunun yerine 200.000 lik damlalıklı şişe var. ya da 50.000lik şişe içine 300.000 ampulden ekleyerek. 350k ünite elde edebilirsin.

sonra bunu günde 5000 ünite olacak şekilde alırsan çok daha kalıcı fayda elde edersin.

d-colefor kullanıyorum. hap formunda onu deneyebilirsiniz.

Fiyat cok degil. En ucuz tomografi cihazi 60.000 euro.

Kendi bunyesinde tomografisi olan cene cerrahi olan klinikte tedavi olmaya calisin. Belki daha ucuza cektirirsiniz. Haricen cektirmek daha pahaliya gelebilir.

İstanbul'da saç ve diş kliniklerinin birbirleri aralarında inanılmaz fiyat ve kalite farklılıkları olabiliyor. Hizmet almayı düşündüğünüz 2-3 yeri arayarak hem fiyat, hem de detaylı bilgi almanız en doğrusu olur diye düşünüyorum.

Telefondan fiyat almak size bir sey ifade ediyor mu cidden?

Hani domates bile almak istesek bi eller, seceriz. Telefondaki kadin/erkegin sesine gore mi tedavinin kalitesine karar vereceksiniz?

Soruya cevap: tdb fiyat listesi diye arayin google’da. Azi disi ise 3 kanalli kanal tedavisi fiyati diye bakin, uzerine de dolgu yapilacaksa 2 yuzlu kompozit fiyatina bakip ilave edin.

Dolgu olmayacak da ne olacak? Dolgu dahil degil mi? Gibi sorulariniz olabilir. Disin durumuna gore onlay/ kaplama da yapilabiliyor. Fiyati etkiler.


Ortalama fiyata boyle ulasirsiniz. Daha ucuz yere gitmek, daha kotu malzeme ile tedavi yaptirmak anlamina gelecektir. Karar sizlerin.

Arkadaşım, tedavinin olası kalitesine telefondaki sese göre karar vermesini önermedim, böyle bir şey söz konusu bile değil. Ortalama fiyat hakkında fikir sahibi olabilmesi için tedavi almayı düşündüğü birkaç yere telefon etmesini söyledim, hepsi bu. Zaten pek çok klinik A fiyat ile B fiyat arasında tedaviyi yapacağını söyleyip muayene randevusu oluşturmak isteyecektir.

Neyse.

Onun dışında katılıyorum, TDB'nin fiyat listesi minimum tutar için iyi bir yol gösterici olabilir, evet.

dolgusuyla birlikte minimum 500 ortalama 1-1.5 k arasına yaptırabilirsin.

hep tavsiye ediyorum çevremdekilere, Okan Üniversitesi diş hastanesi Tuzla'da. Eğer öğrencilerinde bakmasını kabul edersen sgklılardan çok cüzi bir ücret alınıyor.

Aralık ayında zamlar gelmeden önce kanal 750-850 bandındaydı, dolgu 350 idi ama şimdi bildiğim kadarıyla kanal 1000in üzerinde dolgu da 450 -550 arasında sanırım

Aha/Bha serum+Nemlendirici.

cildin kurulugunu azaltmak benim tecrubeme gore en cok ise yarayan sey. cilt kuru olunca kompanse etmek icin bu tip seyler uretiyor sanirim, son 1-2 senedir cildimi cesitli yontemlerle surekli nemli tutuyorum ve siyah nokte, gozenek vb gorunurlugu hic olmadigi kadar azaldi. cesit cesit formatta aha/bha var ama kullandigim nadirdir, ki fazla kullanimda kuruluk/asiri sebum uretimi dongusunu tetiklemesi kacinilmaz.

son 1 senedir ozellikle icinde yuzdugum favori urunum: www.cosrx.com (turkiye'de var mi bilmiyorum)

güzel bi kil maskesi + bha tonik ve serumu lazım. yani salisilik asit. nip+fab'de vardı, cosrx'in blachead power liquid'i de bayağı iyiymiş.

"novacheck-ag" sars-cov-2 antigen rapid test

adlı şeyi bugün 80 liraya aldım. Normalde yasak galiba her eczanede yok, birkaç tane yere sorarsan birinde bulursun.

fakat pozitif çıkarsa yine o hastaneye gidip yaptırmak lazım sanki. İş-karantina durumları için. Devlette bedava olmalı ama bir belirti istiyorlar.

Eğer resmi geçerliliği olan bir test istiyorsanız hastane dışında bir yerde yaptırmanız mümkün değil diye biliyorum. Eczanelerde ya da internete satılan testler antijen testleridir, yanılma payları büyüktür ve resmi geçerlilikleri yoktur.

Antikor ve antigen farkli seyler. Eczanelerde satilan rapid antigen testleri hastalik teshisinde kullanilan, resmi gecerliligi olmayan ve yanilma paylarinin oldugu testtir. PCR gibi kesin ve resmi degildir.
Antikor ise hastalik ya da asi sonrasinda vucudunuzda bagisiklik olusmadigina bakar. Testi eczanede satilmaz.

Aleykümselam,
Bunu bende merak ediyorum diyerek gelecek cevaplar için yazıyorum.
Geçmiş olsun.

implant istemiyorsan protez diş yaptıracaksın.

ankerli protezi araştır.

Masrafına bir şey diyemem ama diş hekimi fobisi olan (ve dişçimin kapısından içeri girerken ağlamaya başlayan) biri olarak söylüyorum, implantın acısı yok. Diş çektirmekten çok daha kolay. 4-5 ay önce dişimi kırıp çektirmek zorunda kaldım, yerine implant yapıldı. Yani gayet taze bilgi :)

Bütçe olarak da yerli üretim implantlar daha uygun, yerli ürün kullanan bir doktor arayabilirsiniz.

Ben implant yaptıralı bir hafta oldu daha hiçbir acı olmadı esas kanal tedavisinden korkun :(

ortodontik tedavi de diğer bir yöntem, ancak tabi çok daha uzun sürüyor takdir edersiniz ki.

Ben tedaviye başladığımda 4 tane dişim çekilmişti, zamanla diğer dişlerim o boşlukları doldurdu. Şimdi dişlerim hem düzgün, hem de hepsi kendi dişim.

Kesin çözüm implant. Acı duymazsınız, fakat pahalı. En son tanesi 10bin gibi bir şeydi.

3. Secenek var. hareketli protez. Parsiyel hareketli protez diye aratin.

Butce olarak beklemek isteyebilirsiniz, o mantikli bir sebep ama kalan sebepler implant disi secenekleri makul kilmiyor.

Eger su an paraniz yetmeyecekse iki secenek var. devlete gidecek zaman ve sabriniz varsa bedavadan hareketli protez yaptirin ki dislerin yerleri kapanmasin, siz beklerken.

Ya da devlette implant yaptirin, cok daha ucuza yaptirirsiniz. Ama protezi disarda ozelde yaptirin.

Yerli implantlar daha ucuz evet. Onu da Nukleoss markadan baska marka yaptirmayin.

Kopru de aman diyim. Uzak durun.

Olmuyor. Test de yapmıyorlar zaten. Bugün özelde test yaptırın olmazsa, pozitif çıkarsa rapor vermeseler bile bir süre daha izin alıp izole edersiniz kendinizi. Negatifse zaten sorun yok.

Malesef böyle durum. Artık umursanmıyor covid.

4 seans fraxel.

acnelyse deri stan krem

yabancı cisim değil ve limbusun arkasında ise axenfeld lupu sanıyorum.

evet var

maden suyundaki asıl tehlike nitrittir.

denilemez

kahvaltı akşam yemeğinden çok daha sağlıklı bir öğün bence (carb yoksa)

yoo denemez, desinler degisemem

Valla bence de sağlıksız denemez ancak 16.00 da akşam değildir.

Denilemez. Bana daha sağlıklı görünüyor. Ama bizim kültürde kahvaltıda karbonhidrat yoğunluğu var, ekmekler börekler vs. Öyle olursa akşam akşam gereksiz enerji olur

Sağlıksızdır. Neden sağlıksızdır? Ben kahvaltı mı yaptın brunch mı yaptın buna bakmam yemek yediğin saate bakmam kaç öğün aldığına saat kaçta yediğine bakmam her insanın günlük alması gereken belli bir kalori miktarı bunları da ayıran protein yağ karb. değeri vardır, sen bu iki öğünde bunları alıyor musun almıyor musun, ben buna bakarım. Bence alamıyorsun. Yani spor yapsa da yapmasan da en az kilon kadar protein alman lazım ya da ne bileyim kas kaybetmemek için proteinin yanında *2-3 karb. alman lazım. Alabiliyor musun? Alamıyorsan eğer bir günden üç günden bir haftadan bir şey olmaz ama atıyorum bikaç ay sonra kas kayıpların başlar bağışıklığın düşer kan değerlerin bozulur vs. Senin arabada yağ kalmamış arıza sensörün yanıyor sen hala arabayı kullanmaya çalışıyormuşsun gibi düşün. Aynı şey. Nasıl ki bu durumda motor yatak sarıp sana 20 bin lira masraf çıkarırsa bu durumda da yetersiz kalori aldığında aynı şey olur.

kırık olunca da yerinde durabiliyorsun. kırık olabilir.

Daha fazla beklemeden doktora gidin. Yamuk yumuk kaynar, sonra ugras dur.

Kırık ile yerinde duramama arasında sandığınız gibi bir ilişki yok. Profesyonel destek alın (kbb)

kırık ilk kırıldığı anda ve sonra kırılan yer hareket ettikçe ağrıyan bir şey. 3-4 kırık vakası yaşadım ancak burnumu hiç kırmadım. kırıklarım doktor düzeltmeye başlayana kadar gayet durulabilir bir seviyede ağrıyordu. geyik kısmen doğru. tamamen yanlış denilemez ama abartılı.

keşke kırık olduğunda durulmayıp insan "aa duramıyorum cidden kırık" dese :D bu sene ben de kemik kırdım, çok da güzel durdum o kırıkla 1-2 gün :(

kırık, çatlak olabilir. beklemeyin ama derim

16.00’da deneyin

bir soylentiye gore saat 16:00'da yeni randevular dusuyor sisteme.

Hastane bazında değişiyor. O nedenle en temizi saat başı bakmak. Ben öyle hobi haline getirdim, bu sayede epey randevu topladım. (Gerekliydi tabi randevular)

sürekli bakmaya gerek yok, randevu için smsle uyarı oluşturabiliyorsunuz, soruyor ekranda hatırlatalım mı(onun gibi bir şey) randevu açılırsa diye, hatırlat deyin, 7/24 hatırlatacak şekilde seçin. randevu açıldığında mesaj geliyor tarafınıza ve alabiliyorsunuz, çok aldım böyle.

bana da çağrı merkezi 4te deneyin dedi hakikaten tam 6te denediğimde 15 gün sonraya bulduğum oldu ama şu an mesela randevu bulunca haber ver e ekledim 2 ay oldu bulmuyor :(

Hepsi hikaye randevu falan yok. Ama geçenlerde bir yazı vardı. Sanırım artık randevusuz gidenlerde bir sıraya girip bakılıyor. Sabah erken git dene istersen (kesin bilgi değil)

Ben de öyleyim 16 aralıkta oldum yeni randevuyu vermiyor, nedenini araştırdım ama bulamadım.

4. doz kaldırıldı diye biliyorum. 3 biontech varsa 4. biontechi yapmıyorlar. 3 taneden birisi sinovak olsaydı randevu alınabilirdi diye düşünüyorum.

4. Doz açıldı dediler evet. Ertesi gün mü ne yok oldu gitti. Anlayamadık...

Burty'nin dediği gibiymiş sanırım annem 2 doz Sinovac 2 doz Biontech aşılıydı ona randevu veriyor ben 3 doz Biontech'liyim bana vermiyor.

2 doz + 1 booster ile aşı süreci tamamlanmış görünüyor. Tüm dünya bu seviyede kalmayı tercih etti şimdilik. Ancak aşının omicron sonrası yenilenme durumu var, o nedenle yeni aşı gelince 4. dozlar açılacak.

Liv hospitalin online gorusmeleri de vardi..
Belki bazi hastanelerin de vardir...

En yakın hastanenin evde bakım servisine başvurun. Anneannem de evden çıkamıyor ve 2 haftada bir kan almaya geliyorlar. Kan sonuçları çıkınca da doktoru telefonla anneannemi arayıp ilaç dozlarını ayarlıyor.

Tahlil yaptırdık ama 3 haftada zor geldiler ve eve girip evden çıkmaları toplam 5 dk sürmüş, ne olduğunu anlamamış teyzem de anneannem de. Bu nasıl bir hizmet anlamadım. Güvenemiyorum açıkçasıç

Psikolog birisi daha iyi cevap verecektir ama ben ameliyat gibi görüyorum. Açıyor düzeltiyor kapatıyor. 5 farklı konuda çeşitli hipnoz seansları aldım. Her hipnozum diğerinden farklıydı. Düşünebileceğin her konuda hipnoz seansı yapılabilir demişti. Benim konularımdan biri travma içindi çok ciddi etki gördüğümü söyleyebilirim.

Benim görüştüğüm kişi hipnoterapiye yoğunlaşmış olan bir psikolog, dolayısıyla görüşmeler hep hipnoza bağlanıyordu, zaten bu yüzden kendisine gittim. Bazıları hipnozu spesifik bazı durumlarda kullanıyor olabilir.

Hipnoz diye bir şey yok hocam. Filmlerde gördüklerin falan hepsi hayal ürünü.

Ama bazı gizli servislerin bir ilaç enjekte ederek kişiyi transa bağladıkları hayal değil, gerçek.

semptom yoksa bulaştırıcılık düşük diyorlar ama tabi en dogrusunu saglıkcılar bilir

arpacık muhtemelen. bi eczaneye sor belki damla verirler. yoksa doktora mecbur.

Oynamayacaksınız. Arpacık çıkmış muhtemelen. Bir merhem bir de göz damlası verirler. Viral de olabilir bakteriyel de. Yani bir şekilde cinsel ilişki sırasında ya da ellediğiniz yerden elinize bulaşıp sonradan gözünüzü ellemeniz aracılığıyla virüs bulaşmış olaiblir. O zaman ilacı farklı olur ama bakteriyelse kolayca iyileşir gider.

Şimdilik evde yapılacak yan etkisiz bir çare olarak poşet çay koyabilirsiniz. Kullanılmış ve soğutulmuş bir temiz poşet çayı gözünüze koyun, orada bir 10 dakika falan dursun. Zaten güzellik rutini olarak yapılıyor, bir yan etkisi yok. Orayı rahatlatır en azından, ağrısını azaltır.

Ama kurcalayıp durmayın, patlatmaya da çalışmayın. Doktora gidip gösterin mutlaka.

sarımsak sürebilirsiniz

+1 sarımsak fayda sağlayabilir.

gün içinde sıcak kompress de uygulayabilirsiniz, en olmadı arada bi poşet çay.

ama en önemlisi tabi bir doktora görünmek.
geçmiş olsun

Poşet çay bana da bugüne kadar hep iyi geldi

Blefarit olmuşsunuz bebek sampuani ile kirpiklerinizi yikayin ve goz kapaginiza yakmayacak sekilde ilik sicak kompres yapin .bir kac gune gecer

sayılır mı bilmiyorum ama babam covid geçirdikten 15 gün sonra (karantina süresi dahil) katarakt ameliyatı oldu. lokal anestezi var onda da.

not: tıp fakültesi

arkadaşımın babası kalp damarlarıyla ilgili bir ameliyat olacaktı, ameliyat öncesi testte pozitif çıktı ertelediler. Bir buçuk hafta sonra gibi negatif çıkınca hemen ameliyat oldu. Tabii işlemin acilliğiyle de ilgili olabilir belki bilemiyorum ama öyle anestezi onay vermiyor olsa buna da vermezdi. (özelde oldu devlet farklı mıdır bilmiyorum)

eşimin anneannesi kalça kırığı ameliyatı için hastaneye yatış yapıldığında ameliyat olmadan önceki pcr testinde covid pozitif çıktı. devlet hastanesine covid tedavisi için nakil yapıldı, tedavisi bitip negatife dönünce de ameliyatı yapılmıştı. sanırım lokal anestezi ile yapılmıştı. herhangi bir problem yaşamadı.

Tabii birçok sebebi olabilir ama ilk aklıma gelenler genel olarak stres, mutsuzluk, kafayı dağıtma ihtiyacı gibi faktörler. En doğru cevabı kendiniz verirsiniz, biraz düşünüp üstüne kafa patlatmak ve yakın çevrenizdekilerden görüş almak faydalı olabilir. Dışardan bakan objektif ve sizi tanıyan bir göz sizin görmediğiniz bir şeyleri farkedebilir.

Uyaran bağımlılığı.

Yaptığınız işteki tek uyaran size yetmiyor. Dikkatiniz dağılıyor bu nedenle. Kendinizi farklı uyaranlarla aynı anda meşgul etmek durumunda kalıyorsunuz.

Günümüzün vebası, dopamin bağımlılığı olarak da bilinir. Bu şekilde aratın. Çözümleri var, Dopamin detoksu vs gibi.

Ölen insandan alıyorlar ama tabii süre vs gibi detaylar var. Yani beyin ölümü gerçekleşmiş yaşam destek ünitesinden çıkmış ölümü ilan edilmiş birinden. Diğer türlü zaten teknik olarak cinayet olur kalbi alacaksın mesela canlı canlı.

Pek cok elzem ilac hastanelerde olmadigindan refakatcilere aldirtilabiliyor. Normal olma ihtimali yuksek yani.

Birçok hastanede, hastane eczanesinde ne yazık ki yaşamsal ilaçlar bile bulunmuyor.
Olasılıkla nedeni budur.

Dikkat etmeniz gereken tek şey: Çocuğun neşesi yerinde mi? 39 çok yüksek bir ateş değil ama 38 olur ve devamlı uykulu, etrafına ilginisiz, hasta görünüyorsa o da alarm işaretidir. 39,5 ateşle günlük hayatına devam eden ateş dışında problemi olmayan çocuk da gördüm, o durumda 3 gün bekleyip doktora gittik hep

diş çok sıkıntı bir konu ve ciddi ateş yapıyor. olabilir yani. patlayacak diş zaten kendini belli ediyor. çocuğun ağzına bakarak diş olup olmadığını anlayabilirsiniz.

mümkün olduğunca serin tutun çocuğu. doktor calpol vs.ateş düşürücü verdiyse onları kullanın.

kuru soğanın iç sulu kısmından minik bir parça kesip, patlamayan diş bölgesine hafifce sürün, biraz ağlamayı göze alıyoruz tabi. hızlıca çıkıyor diş. sıkıntılar hızlıca son buluyor.

Sinematikcrop’a el olarak yeşil soğan da rahatlatabilir. Bizimkinde bağımlılık olmuştu hatta bir ara. Rahatça çıkarsın dişleri minik inş.

Calpol veya dolven verin inceden, hiç endişelenmeyin. Biz de zamanında çok endişeleniyorduk. Şimdi boşuna endişelendiğimizi anlıyoruz. Sakın aman calpol verme dolven verme diyenlere de inanma :)
*Umarım linç yemem.

Neyi değiştirecek hiçbir şeyi

borçlu yaşamak bilinçaltında başka anlamlara gelen bir şey.
yani borçluluk sadece maddi kaynak eksikliği değil, bir hâldir ve bilinçaltında bu hâlde olma ihtiyacının sebebini tespit edemedikçe borçtan kurtulamazsınız.

genelde hak etme duygusunun gelişememesiyle ve kök salamamakla ilgilidir.
özellikle sizden önce kürtajla aldırılmış, düşmüş ya da doğduktan sonra genç yaşta ölmüş bir kardeşiniz varsa, bu tip şeyler bilinçaltında hayatı hak etmediğinizi düşünmenize neden olur.

veya bazı durumlarda babayla ilgili problemler olabilir.
para konusunda anne babanın etkisi büyük ama borç konusunda baba daha baskın sorun oluyor.

uzun lafın kısası, borçlarınızı ödemek için destek almanız lazım zaten.
aile dizimine gitmenizi öneririm.

Sen bu şekilde daha da borçlanırsın bir de psikologa 500 bayıl. Psikolog düşünebildiğine göre aç kalacak kadar da borçlu değilsin.

psikolog borç ödemez zaten, nasıl para kazanılacağını da anlatmaz. insanlar ruh sağlığı çalışanlarına gelip beni düzelt diyorlar. sihirli değnek olsaydı, dünyanın en zenginleri psikologlar olurdu. psikologlar baş etmeyi, stresi yönetmeyi, farkındalığı vb. durumları kişiye fark ettirir. zaten danışan olarak herhangi bir önyargı var ise terapiden yarar beklenmez.

psikolog'dan borc iste:)

saka bi yana. borc durumlarinda gozlemledigim 2 tip var. 1 borc arsizi. bir kere o virusu yiyen insan tum hayatini borc uzerine kurmaya basliyor. bu kategorideysen psikolog sart. zira bircok insan cevresindeki boyle borc arsizlarini uzaklastirir.

ikinci tip, dogal veya ailevi sebeplerle kendini cok yuklu bir borcun altinda bulanlar. eger bu gruptuysan psikolog degil, yeni gelir modeli, alacakliklarla anlasma, ek is, maddi destek gibi seylere yogunlas.

bu borçluluk durumundan dolayı günlük hayatın alt üst oldu mu?

iştahın ve uykun ne durumda?

intihar düşüncen var mı?

bakın şimdi size ve dangoz dungoz şeyler yazanlar için durumu bir metaforla anlatacağım;

psikolojin, içsel dünyan bir masa ve problemler hayatın yükleri masanın üzerine birikiyor. geldikçe geliyor. kiminin masası cevizden, meşeden sağlam. kiminin masası suntadan daha hafif materyalden. aynı yük birini hiç etkilemezken birinin ayaklarını titretiyor. zorlanıyor kişi; uykusu, iştahı bozuluyor artık masa olmaya devam edemiyor.

psikolojik yardım masanın üzerinden yükleri almayacak, alamaz. ama masanın ayaklarına destek olmana yardımcı olacak. sana ne destek verir senin materyalinde nasıl bir güç seni destekler buna yardımcı olacak.

eğer durumun varsa kesinlikle bir KLİNİK PSİKOLOGDAN destek al. bu hayatta kendine yapacağın en değerli yatırımlardan biri olur. KLİNİK PSİKOLOG olması önemli.

kolaylıklar ve ferahlıklar diliyorum.

Bana da anlamsiz geliyor. Borclarini odemeye odaklan. Ne civarda bir borçtan bahsediyiruz bilmiyorum ama terapiye verecegin parayı borca yatir.

Psikolog veya terapist sorununuzu cozmez zaten, soruna nasil yaklasacaginiz konusunda yonlendirir.
Benim babam oldu diye terapiye gitsem babami canlandirmasi gerekmeyecek neticede.
Borclulugunuzdan dolayi hayatta bir daha iyi seyler olmayacagi gibi karamsar veya zaten benden bir halt olmaz gibi kendinizi yeren dusunceleriniz varsa ornegin, bunlari atlatmaniz konusunda yardimci olur ve yonlendirir. Boylece aksiyon alacak motivasyon, kabul, inanc vs icin dogru bakis acisini bulmus olursunuz.

Ama bugun bir terapist gorusmesi 400-500 lira. Belki once bazi online kaynaklar veya daha az maddi yuku olan secenekler neyse onlara bakabilirsiniz.

1. Yasak yok ama dozunu da kaçırma. Ramazanda 30 gün oruç tutup kilo alan dayılara dönme.
2. Keyfine kalmış.
3. Evet.

1. intermittent fasting teoride bir beslenme biçimidir, diyet değil. dolayısıyla "kilo verdirme" iddiası, haliyle yiyecek kısıtlaması da yok. temel mantığı yeme saatlerini kısıtlayarak ekstra kalorilerin önüne geçmek, kan şekerini düzenlemek; bu sayede kilo vermeyi/sağlıklı kalmayı kolaylaştırmak. bu doğrultuda protein ve sağlıklı yağ ağırlıklı, karbonhidratın/abur cuburun kısıtlandığı bir diyet en uygunu olur. buna engel bir sağlık sorununuz yoksa bu tür beslenme tarzı IF'ten maksimum verim almanızı sağlar. ha siz sporcusunuzdur daha çok karb alırsınız, orası size kalmış. ama "yaptığım şey işe yarasın" diyorsanız kalorilerin bol protein ve sağlıklı yağdan gelmesine gayret edin çünkü karb acıktırır, kan şekerini oynatır, haliyle IF'in faydalarını azaltacağı gibi programınıza sadık kalmanızı zorlaştırır (çünkü karbonhidrata yüklendikten sonra 16-17 saat aç kalmak kolay değil).

2. bu konuda kısıtlama yok, nasıl rahat ederseniz. kimisi kahvaltıyı ve atıştırmayı sever mesela... 9'da kahvaltısını yapar, saat 2-3'e kadar atıştırır, 16-17 gibi son yemeğini yer. bense kahvaltıyı ve yemekle uğraşmayı sevmediğim için genelde öğlen gibi bir öğün, akşamüstü 6 gibi bir öğün daha yiyip kapatırım. tokluk süresi içinde ne yapmak istediğiniz size bağlı. bir üstteki noktada değindiğim mantık doğrultusunda nasıl rahat ediyorsanız ona göre şekillendirebilirsiniz.

3. bence bunu haftada üç gün yapıyor olabilmek bile hiç yoktan iyidir ama özellikle kilo vermek, bunu alışkanlık haline getirmek, istikrar sağlamak istiyorsanız en azından beş gün yapmalısınız diye düşünüyorum. çünkü IF yapmadığınız günün ertesinde düzeni sağlamak otomatikman çok daha zor olacaktır. sürekli girip çıkarsanız vücut adapte olmayacağı için açlık dönemleri zor geçebilir, bu da ya bırakmanıza ya da IF'in eziyete dönüşmesine yol açabilir. ben kendi adıma altı gün yapmayı en iyisi olarak görüyorum, haftada bir güncük akşam 10-11 gibi film izlerken cips yiyebilmek bana iyi geliyor mesela, daha istikrarlı olmamı sağlıyor. ha alışmışsınızdır, yapabiliyorsunuzdur o zaman hiç bozmayın gereği yok.

Hayır.3-4 sene evvel botox yaptırmışım baya da acılı bir işlemdi. Ama kalıcı çözüm değil malesef. Birkaç ay sadece azalmıştı. Ameliyata karşıyım bu arada.

benim 20'li yaslardan sonra kendi kendine azalarak bitti el terlemesi olayi. sebebini tam bilmiyorum. ama bir tahminim var. sadece tahmin, tibbi gecerliligi olmayabilir.

sivilce problemi nedeniyle meshur ilac roaccutane'i kullanmistim. sivilce problemini kokten cozmustu. el terlemesinin azalma olayi da bu ilaci kullanip bitirdikten sonraki donemle basliyor. tamamen tesaduf de olabilir.

simdi boyle bir sebep yazinca cem yilmaz'in dalga gectigi o kendince tibbi sebepler soyleyen teyzeler gibi hissettim kendimi :)

iyontoforez cihazı satın alarak ya da kendiniz yaparak, kendi kendinizi tedavi etmeniz en sağlıklısı. ben ets ameliyatı olmus biri olarak bunu söylüyorum.

Benim 5 ay sürmüştü, sonra yavaş yavaş düzeldi.

(bkz: covid-19 sonrası ortaya çıkan parosmi)

bende 1,5 yıldır var. geçmedi. ama olumsuz bir tarafı yok biber yiyememek dışında.

Kendimin kokup kokmadığını dahi anlayamiyorum, onu gectim, evde yemegin alti yanmış, kokusu olmadığından yemek çöp oldu. Koku hayati bir duyu, biberi ben de yiyemiyorum, berbat geliyor tadi @himmet

Doktora gittin mi hiç?

Gittim. KBB değil nöroloji bakıyormuş buna. Erken evre hastasiniz, iyileseceksniz dedi. Ilaclar verdi. Kullandım ama bir değişiklik yok.

tamamen sallamasyon ama zararı da olmayan birkaç taktik vereceğim.
1-bol bol taze kahve koklayın.
2-buhar odası olan bir hamamda mentollü buhar seansı alın. ayda iki kez iyidir.
3-yazın bi dalgıçlık kursuna gidin. muhtemelen ikinci seferde sinüsler patlayacak, sonrası mükemmel bir rahatlama.
bunlardan sonra da gelmezse üzgünüm.

www.amazon.com.tr

bundan kullanıyorsun, hemen geçiyor.

Bu dediklerinizin hepsi (kahve koklamak haric) burun ucu ile ilgili hocam, duyuruyu okuyan olursa diye bilgi olsun diye yazıyorum. Benim sorunumsa burun kökü ile ilgili, yani kbblik bir durum yok. Nörolojik bir durum bu. @improbable

Iyilesen örnekler yok mu?

Benim 2 sene oldu, 2020 mart ayinda kendi kendine gitti hasta olmamama ragmen.

Harbi kendi kokumdan haberim yok.

En kötüsü de bu, nasıl kokuyorum bilmiyorum, yeni parfumleri deneyemiyorum, cok acı :) umarım iyileşiriz @divit

İlk sıradaki yastık tam sizin için.

www.puffy.com.tr

fotoğrafçının alınıp babanın alınmaması çok saçma evet haklısınız. medicana hastanelerinde ameliyathaneye hasta dışında kimse alınmıyor sanırım sağlık görevlisi değilse. iki arkadaşımın sezaryen doğumuna eşleri girememişti. birinin ablası bir başka hastanede hemşireydi, onu almışlardı.

sizin için eşinizin o sırada orada olmasının ne kadar önemli olduğunu doktorunuzla paylaşın, ben olsam bir istisna yapılabilir mi veya bir başka yolu var mıdır mutlaka doğum öncesi öğrenirdim. hayırlı olsun bu arada, mutlulukla güzelliklerle büyütün bebeğinizi :)

Kurtköydeki Ersoy Hastanesinde bana da izin vermemişlerdi. Sezaryen doğum bir çeşit ameliyat, cerrahi operasyon olduğu için annenin güvenliği açısından almamalarını anlayışla karşıladım. Normal doğum neyse ama sezaryende kesip biçme işi olduğundan belki de o şekilde görmek iyi gelmezdi diye düşünüyorum şimdi. Fotoğrafçı kısmına bişey diyemiyorum tabi, bana kalırsa sezaryen doğuma fotoğrafçı da alınmamalı.
Şimdiden gözünüz aydın, Allah sağlıkla kucağınıza almayı nasip etsin.

Abi deneyimim yok ama o kadar kanlı bıçaklı ortamda olmak gerçekten iyi gelecek mi babaya? Bir de en sevdiklerini o halde görmek falan. 3 dakika sonra kavuşacak zaten, bilemedim anne veya baba değilim belki o yüzden gereksiz geliyor. Ama o anda panik hali, psikolojik ve olası fiziksel riskleri (bayılma düşme vs) gözetiyor olabilirler.

ben de 3 hafta sonra doğuracağım, babayı pcr testi ile alıyorlar. (ataşehir memorial)
tabi planlı doğum olmaz ise pcr sonucu gelmeyeceğinden almayacaklardır.
daha önce de aynı yerde epidural doğum yaptım, genel anestezi yoksa hep babayı ve fotoğrafçıyı alıyorlardı.
ancak bu durumu neden bu kadar umursadınız ki?
baba zaten baştan yok. yani sizin ameliyathanede epidural iğnesi olma aşamalarında yok.
bebek çıktıktan sonra da yok.
yani totalde 5 dakika olacak, sonra bebeği ona verecekler gidecekti zaten. o 5 dakikada da canınızla ve bebeğinizin iyi olup olmadığı ile uğraştığınızdan çok da baba görecek bir gözünüz olmuyor. yani öyle her dakikaya eşlik edilen, el ele tüm sürecin birlikte yaşandığı romantik ve paylaşımlı bir ortam yok. kısa bir karambol ve kapanış.
hastanenin yaptığı saçmaymış ama baba da çok gereksiz bence.
ha ben yine çağırdım babasını o ayrı. girebiliyorsa girsin, neler çektiğimi görsün :)

edit: sizi şimdi hatırladım. şeker yüklemesi fazla çıkan kadınsınız daha önce konuşmuştuk. bir siz bir ben bir doğuramadık şu bebekleri :)

@rewlack hocam baba kaldıramayacak olsa söyler, sorduğum da bu değildi ama görüşünüz için teşekkürler yine de :)

@kenarortay "baba da çok gereksiz bence" demişsiniz, bu da sizin görüşünüz elbette ama bana da bu ve "neler çektiğimi görsün" yaklaşımları çok ters :) tam doğru ifade edememiş olabilirim kendimi ama, mesele zaten benim babayı görmemden çok, babanın çocuğunun dünyayla ilk temasını, ilk ağlamasını deneyimleyebilmesi. vajinal veya sezaryen önemli değil, karambol olsun olmasın bu anları paylaşmak hem baba-bebek, hem anne-baba bağları için değerli. eşim hamilelik boyunca ne çektiğimi ve bundan sonra ne çekeceğimi anlayacak kadar empati becerisi yüksek ve duyarlı bir insan. tüm kontrollere birlikte gittik zaten, bana hamileliği kolaylaştırabilmek için hayatımızla ilgili sorumlulukları aylardır büyük oranda kendisi yüklendi. fakat ben de tüm bu süreçte babanın hem toplum, hem düzen tarafından sürekli dışlandığını düşünüyorum. babalar da hayatlarında oldukça önemli bir değişim geçiriyorlar, ama nasıl olduklarını soran yok, 1 hafta - 10 gün sonra işe dönmek zorundalar babalık izni diye bir şey yok, sezaryen doğuma alınmaları kolaylıkla engellenebiliyor. sonra bu adamlar çocuklarına neden mesafeli, neden eşit sorumluluk üstlenmiyorlar, neden anne kadar bağ geliştirmiyorlar?

eğer babanın doğuma girmesi sizin için önemliyse hastane değiştirin. ben doğumda tektim, şu an olsam yine tek olmayı seçerim (sezaryen).

@deartheodosia doktoruma çok güvendiğim için hastane değişimi seçenek dahilinde değil maalesef.

ben gecen sene pandeminin gobeginde daha asilar filan piyasada yokken yaptim dogumu fulya acibadem'de. pcr testiyle girdi baba da doguma. planli bir sezaryendi ve genel anestezi degildi. kanli bicakli bir ortam gormuyor bu arada baba. anne ne kadar goruyorsa baba da o kadar goruyor dogum kismini. ben esimin de olmasini cok istemistim hem kendimi iyi hissetmek icin onun yanimda olmasini istedigimden, hem de bence cok guzel bir an olan bebegin ilk dogdugu anlara onun da sahitlik edebilmesini istedigimden. esimin oyle ozel bi istegi yoktu ama sen istiyorsan gelirim dedi, oyle geldi. dogum sonrasi hep iyi ki gelmisim mucizevi bi hismis dedi hala guzel hatirliyor o anlari. bebek dogdugunda annenin kucagina veriliyor hemen ve baba da o sirada orada oluyor, guzel ve ender yasanan bir an bence. doktorunuzla konusun, doktor inisiyatifinde alinabiliyor baba da doguma.

bu durum hastaneden hastaneye değişiyor. ben geçtiğimiz şubatta acıbadem altunizade' de doğum yapmıştım (sezaryen), eşim de, fotoğrafçı da doğumda yanımdaydı. ama hamileliğimin ilk ayları pandemi koşulları ile ilgili uygulamaları daha ağırdı o zamanlar doğuma baba alınmıyordu. hatta muayeneye de alınmıyordu. doğumdan önce eşimden pcr testi istenmişti. her hastane farklı uygulama yapıyor bu konuda. açıkçası benim doğum yaptığım hastane de olmaz deseydi ille de olsun demezdim. size kalmış çok istiyorsanız doktorunuz tekrar şansını deneyebilir. şimdiden tebrik ederim, sağlıkla gelsin bebişiniz :)

Fotocu dedigimiz kisi belki bu olaya 500 kere sahit olmus hemsire kadar bilincli birisi.
Baba dedigin cat diye dusup bayilsa bayilirken 3-5 hortum koparsa 2 kisiyi kendine bakmak zorunda biraksa daha mi iyi?

Babalar bu olaya girmek istemiyor zaten, sirf olay cikmasin diye tamam diyorlar.
Benim arkadasimi doktor almadi, adam sevincten koridorda halay cekti.
Karisini o halde gorunce bir daha sevismeyen adamlar falan var.

Yazmışsınız zaten sezeryan olacak diye. Yani anestezi alacaksınız, ortamda açık yara ve kanlar olacak. Epiduralle yapılan vajinal doğum gibi birsey değil bu zaten, bildiğiniz açık ameliyat bu. Fotoğrafçının da alınmaması lazım buna. Vajinal doğuma baba, fotografçı ve kaynana da girebilir.

Biraz tuhaf bir öneri ama babayı fotoğrafçı olarak gösterseniz, bir makine ödünç alırsınız elbet bir tanıdıktan diye düşündüm. Genel anestezi ise alınmaması oldukça normal, ama epiduralde olmamasının manası yok bu hiçbir pandemi önlemi kalmamışken.

Sezaryen bir operasyon, normal doğum doğal bir süreç.

Bir operasyon sırasında sizi travmaya uğratacak, ameliyatın seyirini etkileyecek, sizin istemeden doktorları strese sokup hata yapmalarına sebebiyet vermenize yol açacak birçok olay yaşanabilir.

Örneğin eşinizin kalbi durabilir. Bu durum karşısında insanların ne yapacağını kestirmek güç ve doktorlar için siz herhangi birisiniz, sizi tanımıyorlar. Siz olsanız içeri alır mısınız?

Kalp durması örneğini olayı anlatan siyah beyaz bir durum olduğu için verdim, ancak birçok farklı senaryo düşünülebilir.

Her şey sizin ameliyatı kaldırıp kaldıramamanızla ilgili değil.

Sezaryen sırasında bebeği kanlı kanlı çıkınca düşüp bayılıp kafasını yere çarpan bir baba tanıyorum. Muhtemelen bu sebeple almıyorlar.