devlet dairesinde işiniz görülsün diye, hoca dersten geçirsin diye (başka da gelmedi aklıma.)...

evet,

hayır,

prensiplerime aykırı. neyse o,

diğer...

selamlar,

Ales puanıyla bir üniversite nin lisans üstü programlarından birine yerleştirildik diyelim.

yerleştirildiğimiz puanla, ales puanının geçerli olduğu süre içinde, (sanırım 3 yıldı) başka bir lisans üstü programa yerleştirilebiliyor muyuz? (ilk yerleştirildiğimiz programdan kayıt sildirdik yahut programdan mezun olduk)

ben kullanılmış ales puanı istemem arkadaş! diyen üniversite oluyor mu?

çevrenizde örnekleri var mı?

kpss puanıyla bir memur kadrosuna yerleştirilenler aynı puanı kullanamıyor ya. ondan şeyaptım. aleste de oluyor mu deyu.

selamlar,

zaman zaman aldığım bir balık yağı var. şimdiye kadar hiçbir eczaneden olduğunu görmedim. hep istetiyorum, yarım saat bekliyorum ecza deposundan getirtiyorlar. depodan 29 liraya alıp bana 35 e satıyorlar. ilaç olsa neyse de... ilaç da değil aldığım.

gidip direk ecza deposundan alamaz mıyım? verirler mi bana da aynı fiyata?

selamlar,

üniversitelerin yüksek lisans başvuru tarihleri hemen hemen çakışıyor. ben 6-7 üniversiteye de başvurmak istiyorum sözgelimi. nasıl başa çıkmalı bunla? özellikle de mülakat, yazılı sınav gibi ek değerlendirme yapanlarla?

özellikle bu konuda tecrübeli arkadaşların bu işi nasıl hallettiklerini merak etmekteyim.

sağoluni varolun.

selamlar,

ne kadar da sosyal bilimler üzerine ihtisasımı (breh breh) yapmış olsam da cumhuriyet-demokrasi farkını tam olarak kavrayabilmiş değilim. aynı şey gibi geliyor lan hala.

öğretmen ödev vermiş. "türkiye devletinin yönetim şekli cumhuriyettir" konulu resim çalışması yahut şiir, yazı içeren afiş hazırlayın deyu.

şimdi afişe sandığa oy atan adamlar resmi kesip yapıştırayım. altına da cumhuriyet böyle bir şeydir falan yazdırayım, bir kaç da atatürk resmi yapıştırayım diyorum ama o demokrasi, cumhuriyet değil gibi geliyor.

1. ödev için tavsiyeleriniz varsa fikir almak baabında yararlanmak isterim.

2. cumhuriyet-demokrasi farkını babaanneye anlatır gibi kısaca anlatmanızı rica ediyorum. internetteki ve sözlükteki yazılardan çok da bir şey anlamadım ya da anladım ama kendimi ikna edemedim. o yüzden siz anlatın.

cevaplar için şimdiden teşekkürler, sağolun.

selamlar,

aslında başlık biraz genel oldu. merak ettiğim şu:

şimdi bu tezsiz yüksek lisans sadece formasyon almak isteyenler için mi oluyor?

ben formasyonla alakasız olarka yüksek lisans yapmak istiyorum. kpds puanım yok denecek kadar düşük olduğu için kpds şartı aramayan bir tezsiz yüksek lisans programına başvurmnak istiyorum. bu formasyon olayı bildiğim kadarıyla yüksek lisans kapsamından çıkarıldı. kurs gibin bi şey oldu. peki bu tezsiz yüksek lisans programları formasyondan bağımsız olarak hala devam ediyor mu? yoksa çoğu üniversite kaldırdı mı?

bir de birkaç sene öncesine kadar çoğu formasyon eğitimi veriyordu aslında. haksız mıyım? yanlış mı biliyorum?

selam dostlar,

sağolsun duyurudan bir arkadaşın tavsiyesiyle 3 gündür civilization 3 oynamaya başladım. aslında oynamaya çalışıyorum diyeyim. kafamdaki age of empires ya da homm şemalarına otutrmaya çalışıyorum oyunu. anlamaya çabalıyorum. 3 gündür rastgele bir şeyler yapmaya çalışıyorum. bir bakıyorum para 300 gold olmuş, bir bakıyorum 0 olmuş. halbuki ben hiçbir şey yapmıyorum. workerları otomatiğe bağlıyorum koşturuyorlar, şehirde millet bi yangın çıkarıyor, bir havai fişekler atıyorlar. o.cocuğu rakip ülke benden durduk yere karşılıksız matematik istiyor. vermeyince suratını asıp -bismarck gödvereni yapıyo daha çok- "bekle olum seni kocama ziktiricem." deyip ülkemi işgal ediyor.

şimdi sorularımla sizlerin kafasını şişireceğim. oyunu anlamak adına bana söyleycekleriniz eminim çok yardımcı olacak.

1. altın oyunda önemli mi? altını nasıl arttırabiliriz? "build mine" ne işe yarıyor? bunla mı alakalı?

2. oyunda ne kadar çok şehir yapsak o kadar iyi mi olur?

3. şehirlerde olmazsa olmaz meslekler var mı? örneğin illa vergici, bilimci olmalı mı? yoksa hepsi köylü mü olmalı?

4.bazı şehirler 10 turn da build yaparken bazıları 40 turn da yapıyor? bu neye göre belirleniyor? daha kısa sürede inşa için ne yapmalı?

5. ben askerleri basıp basıp sınırların her bir karesine yerleştiriyorum. şehirlerin üstüne asker koymuyorum. doğru mu yapıyorum sınırlara asker koyarak? düşman şehirlerin üstüne koyuyor.

6. şehir isminin solunda nüfus sayısı var. bu neye göre belirleniyor? çok nüfur iyi bir şey mi?

7. şehir isminin yanında -kaç turda inşa yapıldığı yazan kutucuğun üstünde- bazen "-" bazen de rakam yazıyor. bu ne anlama geliyor?

8. halihazırda basılmış olan askerleri nasıl upgrade edebilirim? örneğin şehirlerden swordsman basabilmeme rağmen halihazırdaki warriorların üstüne gelip u ya basıyorum kulağını kaşıyor. e ben swordsman basabilecek teknolojiye sahibim neden upgrade olmuyorlar?

9.bir dağdaki madenden yararlanabilmek için illa oraya koloni kurup yol mu yapmalıyım? ayrıca bir demir madenini şehre getirmeyi başardığımda bu age of taki gibi tükenebiliyor mu? yoksa sınırsız mı?

10. 4-5 şehrim olduğunda her şehire da örneğin barracks yapmaya çalışıyorum. bu fuzuli mi oluyor? her şehire farklı şeyler inşa etsem diğer şehirler de ondan yararlanıyor mu?

az dedim ama çok oldu. daha çok soru var kafamda ama bu kadar yeterli.

internette baya bi oyun rehberi aradım ama işime yarayacak bir tane bulamadım. o yüzden google da ilk çıkan rehberleri tavsiye etmemenizi rica edicem. hemen hepsini okudum. zaten çoğu yorum yazısı.

numaralarla birlikte cevaplandırırsak benim için daha anlaşılır olur.

ayrıca oyunu anlamak adına diğer tavsiyelerinize açığım.

zahmet edip okuduğunuz için teşekkür ediyorum.

selamlar,

3. katta oturan benim. 2 şerden 6 daireli bir apartmandayım. aram 1. kattakilerle limoni olduğu için bize sormadan karar almışlar: herkes haftanın bir günü kendi katından başlayarak aşağı kadar süpürecek. böyle olunca benim dairem 3 kat, 1. kattakiler de 1 kat süpürmüş oluyor. 1 ve 2. katatkiler buna uyunca benim dairemden de böyle bir beklenti oldu. 1. kattakiler çemkirip duruyor. kavga edicem bu gidişle. ben böyle olmaması gerektiğini düşünüyorum.

adamlar kim daha çok kullanıyorsa o daha çok süpürmeli diye çok özür dilerim elekçi (kastamonu da kullanılan bir sıfat) hesabı yapıyor.

1. kattaki adam site yöneticisi ve emekli. benim oturduğum apartmanın arkasında çok geniş bir boş arazi var. biraz şehir dışındayız. adam oraya resmen tarla yapmış. (hobi bahçesi falan değil. kendine toprak çapalama makinesi, sera bile aldı. belediyeden izin aldığını söylüyor.) kışın günde 7 saat yazın 12 saat toprağın içinde. evine girip girip çıkıyor. haliyle merdivenlerin ebesini sitmiş oluyor. bizden de "madem kullanıyorsunuz benim kapımın önünü de temizleyin." i bekliyor.

annem desen kolluksuz uyuyamıyor. karpal tünel sendromu var. sadece kendi katını temizliyor. adam konuşurken duydum. siz temizlemiyorsanız parasını verin temizletin falan diyor. e biz şerefiye parasını 1. kattakilere niye verdik ki? (apartmanın ilk sahipleriyiz. taşınırken 3. kattailer 1. kattakilere şerefiye parası diye bir miktar para vermişti.)

aynı adam 13 senedir komşum. defalarca annemin önünü kesti daha önceki yıllarda. annemi azarladı, hakaret etti... (ben küçüktüm o zamanlar. kaçak su kullanıyormuş bu adam. birileri şikayet etmiş, o da annem şikayet etti diye saydırmış. daha başka şeyler de oldu falan...) çalıştığı devlet dairesinden şefince zorla emekli edilmiş (mesai saatlerinde sürekli "ben yatmaya gidiyom idare edin" dediği için), her boka karıştığından lakabı muhtar olan, devletin arazisine ektiği meyve ağacından meyve aldığı için küçücük çocuğu hastanelik eden, bana göre pislik bi adam. bu aralar anneme ters ters bakıyor yine.

yani anlayacağınız zaten adama doluyum. olay çıkmadan bu olayı halletmek istiyorum.

bazen kendi kendime bu merdiven olayında "adam haklı da olabilir." diyorum. emin değilim yani.

asıl merak ettiğim şu: bu işleri düzenleyen kanun falan var mı? ben 3 katı da her hafta silmek zorunda mıyım? bu işler nasıl yürüyor? bi yasal dayanak bulursam hiç z.klemiycem adamı.

sağolun dinlediğiniz için.

edit: çocuğu hastahanelik etti sanırım biraz abartı oldu. çocuk hastahaneye falan yatmadı. çocuğu çuval gibi kaldırıp yere attığını gördüm birkaç kere. çok pis dövdü yani. döverken de bizim evi gösterip "bunlar gönderdi seni değil mi?" diye bir o. çocukluğu da yaptı. sanırım ondan dolayı abarttım.

selamlar,

flash oyunlardan bahsetmiyorum.

oyunların bir ya da birkaç cd ye sığması gerekiyor. dvd olmaması gerekiyor.

oyunların bu saydıklarım dışında olması gerekiyor:

red alert 2
age of empires 2,3
hitman 1,2,3,4
diablo 1,2...
homm 1,2,3,4
menager türevleri
generals serisi
gta serisi
fifa serisi
pes serisi
serious sam serisi
need for speed serisi

her tür tavsiyeye açığım. eğlenceli olması yeterli.

cevaplar için şimdiden teşekkürler.

merak ediyorum.

bu bakış açısını bir olgu gibi ele alıp genellersek daha iyi olur. o seviyor, bu gizli gizli izliyor, ben iğreniyorum gibi değil yani.

selamlar,

300-400 liralık ikinci el bir laptop almayı düşünüyorum. ödeneğim bu kadar. bu yüzden satayım diyorum bu emektarı da. anlayanlar şöyle aşağı-yukarı bir fiyat biçebilirse mutlu olurum.

107e philips flat monitör
256 mb ati ekran kartı.
512 mb ram
asus ana kart
80 gb hdd

böyle işte. şimdiden teşekkürler.

edit: kb-mb oldu.

tezli ya da tezsiz.

lisans kayıtları sadece güz döneminde yapıldığı için şüpheye düştüm.

her üniversite bahar döneminde, ocak-şubat aylarında yeni kayıt yüksek lisans öğrencisi alıyor mu?

selamlar,

sanırım istanbul da bu mağaza.

aynısını bulamadım ama şu resimdekine benzer kahverengi, erkek deri ceketler var. polar kapşonu falan da var. tak-çıkar.

MRM markalı. ortalama fiyatları nedir?

selamlar,

kpss tercihlerinde bir zik var. böyle muğlak bi şey:

7201 - Arapça Ve Osmanlıca Yazılan Eser Ve El Yazmalarını Okumak Ve Türkçeye Çevirmek Konusunda Ders Aldığını Belgelemek.

şeklinde.

türkçe öğretmenliği mezunuyum. 1 sene osmanlıca ders gördük. ama olur mu olmaz mı bilmiyorum.

şartı arayan kurumu aradım. bir herif varmış birkaç gündür izinliymiş, yarın gelecekmiş. yarın arayın diyorlar. o biliyormuş. e yarın da son gün tercihlerde. belki de yetişmeyecek.

tercih ettim, kazandım diyelim. kurum bu sefer de "yok olmaz" diyebilir.

sizce ne yapmalıyım? mezun olduğum bölüm tercih etmeme imkan tanıyor mu? bilginiz, en azından tahminleriniz?

selamlar,

site bimer. başbakanlığa ait bir bilgi edinme, şikayet, ihbar v.s sitesi.

sayfanın başvuru metni kısmına kopyalanmış yazı yapıştırılmıyor, aynı kısımdan yazı kopyalanmıyor, kutucuğun içine yazı yazarken kesme işareti kullanılamıyor...

sizde de öyle oluyor mu? dandik bir pc den yazıyorum. eğer pc den kaynaklanıyorsa başka pc arayayım.

neticede resmi işlem sakata gelmesin.

siz de kendi pc nizden kontrol edip vaziyeti bildirebilirseniz çok süper olur. elbet zahmet olmazsa.

bimerapplication.basbakanlik.gov.tr

sırasıyla dilekçe hakkı > şikayet kısımlarını seçip başvuru metni adlı kutucuğu kontrol edebilirsiniz.

sağolun, varolun.

selamlar,

anksiyete bozukluğu nedeniyle askere gidemeyecek durumda olan birisi askerliğini 2 yıllık tecil süresinin bitimine ek olarak 1 yıl daha erteletebilir mi?

sanırım bu tip rahatsızlıkları pek ciddiye almıyor adamlar. erteletememe durumu da var mıdır? adamları ikna mı etmek gerekiyor? bir kan rahatsızlığı olan muaf gata ya yatırıyorlar gibisinden bir şeyler demişti. her başvuranı gata ya mı sevk ediyorlar?

son olarak: tecil 2012 haziranda bitiyor. 1 yıl daha erteletme talebi için ne zaman başvurmalı?

italik te eski sayılar var ama az sayıda. ayrıca pahalı.

insancıl da hiç yok.

sizin bildiğiniz başka yerler var mı?

selamlar,

Başına en ufak bir olumsuzluk geldiğinde ortalığı ayağa kaldıran tipleri sevmem. en büyük korkularımdan biri bu tip bir insana dönüşmek. umarım böyle yapmıyorumdur.

erkeğim, saçlarım uzun. 40 santim kadar. dünkü KPDS ye giderken saçımda lasik, metalsiz bir toka vardı. Başımda da bir bere. Sınava girmeden önce lavaboya gittiğimde tokamın düştüğünü farkettim. Sınav başlamadan önce salonda başımda bereyle hazır bulundum. Sınava birkaç dakika kala salon görevlisi kadın yanıma gelerek beremi çıkarmamı söyledi. Ben de saçlarım gözüme düştüğü için takmak istediğimi söylediğimde bunun yasak olduğunu söyledi. Kadınların sınava türbanla girebildiğini hatırlattım. "Kadınlara türban serbest, erkeklere öyle bir şey yok." dedi. Ben de daha önce de bu şekilde bir sınava girdiğimi ve beremi çıkarmayacağımı söyledim. "Ben bilmem tutanağa işlerim dedi."

Daha sonra kadın yanımdan ayrıldı. Ben de beremi çıkaracağımı söylemek maksadıyla ses çıkmaması için uzaktan, "bir saniye bakar mısınız?" anlamında işaret yaptım. Kadın birden sesini yükseltip "ben söyleyeceğimi söyledim. benden sorumluluk gitti." dedi. Salondaki 40 kişi bana döndü. İyice huzur bozan piç konumuna düştüm. Aynı kadın sınav esnasında yanıma gelerek bir kağıttan altı çizili bir yer gösterdi. Kağıtta başın açık olması yahut şapka-bereyle ilgili tek kelime geçmiyordu. "Siyah gözlük takılmaz, salon başkanı şüphelendiği kişiyi sınava almayabilir" gibi bir cümle vardı. Kadın daha sonra kimliğimi aldı, iyice yüzümü inceledi ve gitti.

Sınav başladıktan 5 dakika sonra beremi çıkardım. Sınav boyunca 20 saniyede bir saçımı düzelttim. Saçlarım sınav boyunca gözüme girdi, kağıdın üzerine düştü, beremi çıakrdığım için zor oldu yani. Bere toka işlevi görüyordu benim için.

Sınav bittiğinde anlattığım hanımefendiden başka bir hanımefendi yanıma gelerek "hemen çıkmayın, görevlimiz size bir şey söyleyecek" dedi. Salonda en son ben kaldığımda yanına gittim. "Bana bir şey söyleyecekmişsiniz." dedim. "Yok söylemiycem" dedi. Bunun üzerine diğer kadın işaret yaptı. "Evet. Senin hakkında tutanak tutmadım." dedi lutfetmiş gibi. "Keşke tutsaydınız." dedim. Kadın sinirlendi. Salondan çıkmamı istedi. Git şikayet et dedi. Salondan çıkarken arkamdan diğer arkadaşlarına söylendi...

Aşağıya salon başkanına indim. O da ilahiyet fakültesinden bir öğretim görevlisiymiş. Yaka kartında yazıyordu. Durumu anlattım. Olay sıcakken tutanak tutulmasını istedim. Bana 15 dakika beremi çıkarmam gerektiğini anlattı. Gel göstereyim diye yine içinde baş, şapka, açık kelmeleri geçmeyen ilgisiz bir yazı gösterdi. Kimlik kontrolü içindir v.s diye kadını savundu. Şapkayla ilgili bir tek yönerge maddesi gösterin özür dileyip ayrılayım dedim. Başkan yönergeyi iyice aradı, bulamadı.

Sonrasında tartıştığım kadın aşağıya indi. Aşağıda kendini savundu, ben rica! ettim siz de nezaket gösterip çıkardınız v.s dedi. Kulaklık olabilirdi dedi... Lakin bereyi taktığım halde bile kulaklarım açıktı.

Ben salon başkanına tutanak tutması için ısrar ettim. Sonrasında kadın olayı kendi ağızından anlatığı tutanağa işledi. Başkana verdi. Ben bunu imzalamam dedim. Başkan "benim bir şey yapmaya yetkim yok Ösym ye yaz" dedi. Sonrasında salondan ayrıldım.

Tabi salondaki 4-5 görevlinin de başımın etini yercesine kadını savunması, bana çocuk muamelesi yapıp "ne iş yapıyorsun sen, adın ne, bak gençsin yazık" gibi gayri resmi söylemlerinden de açıkçası sinirim bozuldu. Tutanağa yrd doç. olduğunu es geçmeyen kadının tutanağının yazım yanlışıyla dolu olması da ayrı bir endişe kaynağıydı.

Olay böyle. Başınızı ağrıttım. Sizden yardım almak istediğim noktada şunları sormak istiyorum:

1. Sanırım şikayet edicem. Açıkçası biraz onurum kırıldı. Tüm salonun dönüp bana baktığı anda yerin dibine girdim. Ayrıca kuralların kadın-erkek herkese eşit olduğunu düşünmekteyim. Baş kapalı olabiliyorsa herkese... Nereye şikayet edeyim, nereden en hızlı ve etkili sonucu alabilirim?

2. Aynı kadın sınavın bitimine 10 dakika kala bir adayın çıkmasına izin verdi. Bildiğiniz gibi 15 dakika kala kimsenin çıkmasına izin verilmiyor. Bunu da şikayet edeyim diyorum ama adayın sınavını yakmaktan endişe ediyorum. Sanırım o da unuttu. Sizce bunu da şikayetime eklemeli miyim?

Dinlediğiniz için çok teşekkür ederim.

selamlar,

geçen sene mayıs ya da haziran ayında karfur dan aynı markalı bir traş makinesi almıştım. aldığımda garantisi olup olmadığını da onaylattım. aldıktan sonra "başka bir şeyvar mı?" diye de sordum. ürün birkaç gün önce bozuldu. garanti belgesine baktığımda tarih işlenmediğini gördüm. tarih de yok satıcının kaşe-mühürü de. ürünü aldığım şehir de olmadığım için de onaylatma imkanım yok. ürünün fişi de elimde değil.

ne yapmalı? direk servise götürsem ilgilenirler mi? ilgilenmeme hakları var mı?

sağolun, varolun.

selamlar,

Green Card başvurusunda kullanılan fotoğrafta bildiğiniz gibi kafa ile çene arası piksel sayısının fotoğrafın boyuna göre belli bir oranda olması gerekiyor.

benim fotoğraftaki sakaldan mütevellit bu oran az miktarda aşıldı.

1. fotoğrafta sakalsız gibi bir şart var mıydı? ben hatırlayamıyorum.

2. oranı belirlerken başla sakalın bitimini mi ölçü alacaklar, yoksa çeneyi mi? çeneyse çenemi o fotoğraftan nasıl görecekler?

değerlendirmedeki bu ince kriter hakkında bilgisi olan varsa dinlerim.

sağolun, varolun.

sabah 9.30 da kan verdim. kan verdiğim yerde deri altında hafif sertlik ve şişlik var. herhangi bir morluk, anormal derece şişme yok. arada kolum orta şiddette ağrıyor. daha önce çok kan aldırdım ama böyle ağrımıyordu.

tırsmalı mıyım? hele "emboli" diye bir hastalık varken? emboli riski kesin geçti mi şimdi?

bi de mide bulantısı var. ilgili olabilir mi?

link, kaynak v.s verilse de olur. okurum.

tırsıyorum, varolun.

(bkz: gg)

selamlar,

memleket meselesi filminden aklıma takıldı. hatırlarsanız adam şikayetini dinleyecek mercii bulamıyordu, sonra şikayetini dinletebilmek için internet sitesi açıyordu, hapis cezası alıyordu falan.

benim de bir şikayetim var. kanunsuz uygulama yaptığına inandığım ve yaptıkları uygulamadan madur olduğum bir hakim ve bir savcıyı şikayet etmek istiyorum.

olayın ayrıntılarına girmiyorum. öyle mahkeme, karar, suç-ceza durumları değil.

bu adamları direk adalet bakanına mektup yazarak şikayet etsem başlıkta da belirttiğim gibi bir g.te girme durumu olabilir mi? daha da hakkımızı arayalım derken?

burası için soruyorum. Türkiye için.

not: hakkını mahkeme yoluyla ara cevabı aradığım muhtemel cevapların dışında.

şimdiden sağolun, varolun.

daha önce yaşadığım için tekrar yaşamaktan korkuyorum. herkeste böyle mi bilmiyorum ama bende anlamsız bir hüzün, bir osbir sonrası pişmanlığı efendim bir tecavüze uğradıktan sonraki geri gelmeyecekliğin farkındalığı...

sonuçta yıllarca aynada bu şekilde görünmenin bir alışkanlığı var. saçlara verilmiş emek var, kendini toplumun çoğunluğundan farklı bir şekilde ifade etmişliğin anıları var.

bir de hayattaki son saç uzatma dönemiyse bu.

siz nasıl atlatıyorsunuz? bana somut önerileriniz olursa çok işime yarayacak.

www.youtube.com

kurs da veriyorsa daha güzel olur.

gençlik spor il müdürlüğüne bağlı tesislerin ve hamamların dışında olanları soruyorum.

yanında fiyatlandırma konusunda bilgi de olursa işime daha çok yarar.

excel de hazırlanıyor mu bilmiyorum.

a4 e olması gerekiyor. askerde şafak sayanların kullandığı gibi küçük kareli bir kağıt işimi görür.

nerede, nasıl hazırlayabilirim?

kpds ye hiç girmedim daha önce.

öss matamatikte her sene hangi sorulardan geleceği bellidir: yaş problemi, rasyonel sayılar...

kpds de de vardır illa ki.

konuları belirtmenin yanında daha da gerizekalıya anlatır gibi: "bak canım on lar in ler at lar kesin geliyor" gibi... daha özele inerek

hadi be çok lazım.

şimdiden sağolun var olun.

Sosyal güvencesi olan çalışanların muayene olduktan sonra eczanede ilaç parası dışında devlete ödedikleri ücret?

Eczaneye gittiğimde farklı bir rakam söyledi eczacı. Emin olamadım.

şimdi bu skolyozda dereceye göre belden yukarısının hacmi de değişiyor.

skolyoz düzeltildiğinde bu gövdede de hacmen bir artış olmuyor mu? bu artıştan sonra gövde içindeki organların hacmi de artmadığına göre aradaki fark, yani fazladan ortaya çıkan boşluk nereye gidiyor? organlar bu boşluktan etkilenip sallanmaz mı, organların yerleri değişmez mi, tabiri caizse organlar dökülmez mi? skolyoz tedavisinde bu sorun nasıl ortadan kaldırılıyor?

boş ve yamulmuş bir kola kutusu düzeltildiğinde hacmi de artmış oluyor. onun gibi.

en basit şekilde soruyu böyle sorabildim. "yaaa olur mu öyle şey" dışındaki bilimsel cevaplara açığım.

yanlışım varsa düzeltin.

sağolun, var olun.

türk yasalarına göre?

şöyle açayım:

karanlık bir odadayken bir nesneye direk bakıldığında nesne görülemiyor. ama nesneye yakın başka bir noktaya bakıldığında aynı nesne daha net seçilebiliyor.

nedir bunun açıklaması?

daha önce yardım eden arkadaşlar şu linki vermişti:

www.dvlottery.state.gov

burada 2013 falan yazıyor. ingilizcem de çok zayıf, anlamıyorum.

yanlışlık olmasın. emin olmak istiyorum. en yakın kura ya başvuru için... (2013 de sonuçlanacak kura)

bana tam link verebilecek var mıdır? hani açtığımda direk ismi, soyismi yazayım?

sağolun, varolun.

eğer bilginiz varsa kendinize göre tanımlamanızı rica edicem.

oraya gelen müşteriye villaları gezdirip satmaya ikna ediyorlarmış.

ezik bir meslek mi, zor mu, kolay mı, yorucu mu, bu danışmanlar yavşak ve yapışkan mı, artık ne söylerseniz.

sağolunuz.

selam amerikan emperyalistleri.

en yakın başvuru ne zaman? 2011 yılı içerisindeki başvurular bitti mi? bilgilenmem lazım. ingilizce sitelerden bi halt anlamadım.

bi bilgilendirin be.

matematik sorusu sormayacağım. aklımda olan bir şeyi paylaşmak istiyorum. sizin de fikirlerinizi merak ediyorum.

biz de öğrenci sbs ye lys ye kpss ye ales e... ve diğer sınavlara hazırlanırken aslında matematik çalışmıyor gibi geliyor bana.

öğrenci oturup gireceği sınavdaki matematiğin soru tarzlarına çalışıyor. örneğin lys de her sene kesintisiz olarak bir bölünebilme problemi geliyor. (geliyor mu bilmiyorum. geliyor farzedelim) her sene sadece rakamlar değişiyor. ya da aynı problemin başka bir parametresi soruluyor. öğrenci de oturup bu sorunun nasıl çözüleceğini ezbeliyor, önüne benzer problemler geldiğinde başrılı da oluyor. aynı şekilde her sene gelen hız soruları, yahut sadeleştirme soruları da böyle.

bence buna matematik çalışmak denilmez. olsa olsa soru ezberlemektir bu. yahut sorunun nasıl çözüldüğünü ezberlemek. yani bizde "matematik çalışıyorum" diyen öğrenci aslında ezber yapıyor. bunları sınavlara hazırlık süreçleri için söylüyorum.

ne dersiniz? gerçekten böyle değil mi?

mikrop kapması, bakteri üremesi, diğer gıdalarla kokusunun karışması açısından sormuyorum.

tam emin değilim ama bu buzdolaplarında sanırım gaz vasıtasıyla soğuk hava sirküle ettiriliyor. bu gaz açık gıdaya sinip zararlı etki oluşturuyor mu?

var mı konu hakkında malumatı olan dostlar?

cevaplar için şimdiden teşekkürler.

selam dostlar,

ben hipotriodi nin metabolizmayı yavaşlattığı için yaşlanmayı da geciktireceği çıkarımını yapmıştım düz adam olarak.

geçenlerde okuduğum bir yazıda 50 den sonra metabolizma yavaşlar diyordu. acaba hipotriodi de metabolizmayı yavaşlattığı için yaşlanmayı mı hızlandırıyor? 50 yaşından sonrakimoda mı sokuyor? çünkü bildiğim kadarıyla 50 den sonra yaşlanma iyice ivme kazanıyor.

yoksa yaşlanma ve tiroid durumları arasında hiçbir korelasyon yok mu?

sağ olunuz.

ne zaman girsem şu sağ üst köşede duran karı ağzını açmış, abazan toplayıp hit almaya uğraşıyor belli ki.

kimdir, ünlü müdür, youtube ünlüsü müdür? ayrıca ingilizcem yok ne anlatıyor videoda? komik mi?

tipini .ikiyim lan şirin olmaya bu kadar mı kasılır. öfkelendim.

selam zencisever dostlarım,

memleketimde olan bu değişiklik hakkında merak doluyum. küçüklüğümde buralarda zenci gördüğümde şaşırırdım. şimdilerde neredeyse her sokağa çıktığımda görüyorum. bazen aileleriyle, bazen yalnız.

merak ediyorum. nereliler, neden eskişehir i tercih ettiler, ne iş yaparlar?

bilgisi olan varsa bilgilendirmesini rica edicem.

şimdiden teşekkür ediyorum.

var mı böyle puanları sıralayan bir site\alan?

Boyunuz kaç agalar?

şöyle çok hit alan ücretsiz olarak ilan verebileceğim forum, alış-veriş v.b siteleri var mı bildiğiniz?

sahibinden ve donanimhaber haricinde?

bende ingilizce özellikle gramer açısından yerlerde. düz lise mezunuyum. lise 1 e kadar ingilizce gördüm. bir de fakülte nin ilk yılında. buralarda öğrenemediğim ingilizceyi prison break izleyerek öğrendim.

hani lise 1 de 6-7 tane formül yazıyordu hocalar tahtaya.

v+o+t gibi...

şimdi bu 7 tane formülü ezberlesek kpds için yeterli olmaz mı? bana olur gibi geliyor. sonuçta ingilizcede de genişidir, geçmişidir toplasan 6-7 zaman kipi var. (past tense perfect tense present tense v.s) tüm bunları ezberlesek kpds v.b sınavlar için yeter düşüncesindeyim. yanlışlarda mıyım?

yanlışlardaysam tavsiyeleriniz olur mu?

yanıtını bulamadığım için. bu sefer daha ayrıntılı biçimde soruyorum. aklıma yeni gelenleri de ekliyorum.

15-17 sene öncesine ait bir klip-şarkıydı.

öncelikle şarkı hayrettin gibi ankaralı turgut gibi t.şak geçme şarkılarından değildi. düz, normal şarkıydı işte.

klipte bir tane gözlüklü adam vardı. adam keldi ve üzerinde sıfır kol beyaz, sade atlet-tişört gibi bir şey vardı. adam şarkıyı loş-karanlık, tamirhane gibi, denizaltı gibi bir yerde ve oturarak söylüyordu. zamana pek de uymayan bir şarkıydı. ( o zamanlar böyle şarkılar söyleyenlere satanist, gavur özentisi falan diyorlardı) alternatif, rock gibi bir tarzı vardı. aslında adamın klipte söylediği şarkı hayko cepkin in "fırtınam" ını andırıyordu. sözlerini hiç hatırlamıyorum.

adam gençti. çok ünlü değildi.

hatırladıklarım şimdilik bunlar.

hatırlayan var mı ağalar-beyler?

edit: doğru olanı tikleyeyim de buydu, olabilir, değildi diye doldurmayayım topic i.

yaklaşık 16-17 sene önceydi. ya da ona yakın.

kel, planör gözlüğü gibi bir şey takan bir adam vardı. böyle loş- karanlık, kırmızı ışıklı, denizaltı, yeraltı gibi bir yerde garip bir şarkı söylüyordu. çocuk aklıyla "puhahh adama bak lan" diye güldüğümü hatırlıyorum. o zamanlara çok aykırı gelen bir şarkı söylüyordu. (söz anlamında değil) sanırım alternatif, rock v.b türde bir şeydi. sanki hayko cepkin in "fırtınam" ı gibi bir şeydi.

aklımda kalanlar bunlar.

neydi bu şarkı? adam kimdi?

selam dostlar,

1. bugün sınav başvurusu için son gün. başvuru parası elime yeni geçti. şimdi bankaya parayı yatırsam gece 12 ye kadar başvurabiliyor muyum? bekleme falan var mı?


2. yabancı dilim çok kötü. zaten düz liseyi bitirdim. ama yüksek lisans da yapmak istiyorum. sınava girmemi tavsiye eder misiniz? çünkü bazı üniversiteler puan barajı aramadığı için...

bankalar kapanmadan karar vremem gerekiyor. ben kılavuza dalayım. bilenler de bir zahmet sumarasıyla cevaplandırsın. müteşekkir olacağım.

şimdiden teşekkürler.

edit: 2. soru değişti.

edit2: 2. soru silindi, 3, 2 oldu.

50 den düşük puan şartı arayan üniversiteleri merak etmekteyim.

var mı aklınızda, hazırda bildiğiniz?

selam istanbul dostları,

hayatında hiç İstanbul görmemiş biri olarak soruyorum:

genellikle İstanbul'da geçen dizi, program, film vs. de her ne alınacaksa Sirkeci-Eminönü arası alınıyor. Elbise, ayakkabı, hırdavat... nedir bu hattın efsunu? İstanbul'un tek çarşısı burası mı?

tahminim, orada liman falan var sanırım. kaçak kaçak giriyor ki ucuz. herkes de oraya hücum ediyor. doğru mudur?

değilse doğrusu nedir?

sağolunuz.

bazen tv deki programlara bu nerede olduğunu bilmediğim kuruluşlardan adamlar geliyor. stratejik ve önemli fikirler merkezi başkan yardımcısı osman cemal gibi...

böyle kuruluşlar nerededir, ne iş yapar?

en önemlisi neye yarar? adamlar sırf tv programlarına eleman temin edebilmek için fikir adamı ajansı mı kurmuşlar?

selam dostlar, öğretmenler

yeni yeni ders anlatmaya başladım. ders anlatırken feci yoruluyorum. nefes nefese kalıyorum, sık sık derin nefes alma ihtiyacı hissediyorum. sigaram yok. herhangi bir sağlık sorunum da yok.

birkaç gün oldu derse başlayalı. acaba zamanla geçecek mi? bünye buna da alışıyor mu? yıllardır spor bir yana doğru düzgün yürümüyorum bile. olay sporla dolayısıyla ciğer kapsitesiyle mi alakalı?

değerli tavsiye ve bilgilendirmelerinizi rica ediyorum. sağ olunuz.

selamlar,

fakülteden mezun olduğumda lise diplomamı da elime tutuşturdular. gördüğüme göre diplomayı kayıt olurken kendilerine teslim ettiğim gibi değil. katlamışlar, boyaları kazınmış kirlenmiş v.s benim için bu diploma fakülteden alacağım diplomadan daha önemliydi. gözüm gibi sakınıyodum lan.

fakültenin hangi çalışanı yapıyor bunu? kim bakıyor bu işlere? kuytuda ağız burun dalıcam kendisine. okula telefon açıp sormadım. birkaç kere benzer olayda isim istediğim kurumlar "nabıcan?" sorusuyla beni yıldırdı ve isim vermedi. o yüzden öncelikle departmanını öğrenip adım adım ismine ulaşıcam.

babalar benim için önemli bir konu olduğu için t.şşak malzemesi yapılmamasını ve ciddi cevaplar verilmesini rica ediyorum.

şimdiden teşekkürler.