çoğu "sanayii" tarzı yüksek miktarda ürün yapan pastane firmaları süt yerine daha ucuz olan süttozu-su karışımı ile bu tatlıları hazırlıyorlar. yoksa 1.5 liraya süpangle nası yapsın adam? bir de bim katıyor üstüne, büyük ihtimal adam onu 50 kuruşa falan malediyor.

süt kaç para? ya işte. özsüt, mado o yüzden pahalı gibi durur.

Markası neydi? Osmanoğlu mu?

Osmanoğlu artık tanıdığımız bildiğimiz firma, ve çok sirkülasyon olduğu için bozuk ürün yemen çok mümkün değil. Belki fabrikasyonda bir hata olmuştur ama bunun seni zehirleyeceğini sanmıyorum. Tadı güzelse sorun yok?

içindekilere baksana, süt kullanılmamışsa bişey olmaz.

bi şey olmaz.

supanglede beyaz krema yok. normalde oluyordu. skt de geçmemiş. içindekiler de süt var.

geçen bir yakınım bimden un aldı, ddt vardı içinde. dikkatli ol derim.

git söyle hemen değiştirirler düşünme üstünde bu kadar.

Bi keresinde bim'den aldığımız profiteroller bozuk çıkmıştı. Ekşimişti böyle. Bozuk olma ihtimali yüksek.

yok öyle birşey kim çıkarıyor anlamıyorum bu lafları. 90 ların geyiği o eskide kaldı. AMD taş gidir.

ben de uzun süre almayı düşündüm ama şu anda türkiye'de bulabileceğin en iyi amd işlemci olan fx 8350'nin bile performansı i5 3570'in gerisinde kalıyor oyunlarda. fiyat olarak ucuz da olsa oyun performansında intel'in i5 2500 k ve buna benzer serideki işlemcileri daha iyi, örnek verdiğim 3570 gibi.

normalde devamsızlıktan kalmış olman gerekirdi fakat bu sonuca göre hocaların hiçbiri yoklamaya önem vermiyor yani yoklama almıyor derste o yüzden notların olmayınca ff gelmiş derslerin. şimdi öbür konuya gelirsek madem okula gidebilecek zamanın veya durumun yok uzaktasın neden dondurmuyorsun okulu? transkript çok önemli kariyere etkisi var diyosunda okulu 1-2 sene uzatmış olucaksın şimdi daha mı iyi 5-6 senede bitirdim demek? ki zaten transkript dediğinde 3.5-4 ortalama arası göz önüne alınır ki zaten cv ye bile 3ün altını yazmak mantıksızdır.

transkript ömür boyu mu kullanılıyormuş, kariyer'e etkisi mi varmış? napacak işveren(ya da ik) çarşaf gibi transkriptini mi inceleyip F'leri mi sayacak?

Anlamadigim sey sen zaten derslere kayit olup almissin, NA gelse de ayni not ortalamasini alicaktin (0.00), ve bu yine transkripte gozukucekti. Degisen bir sey yok, neyin derdindesin? 6 dersin NA olmasi sanki cok olumlu bisey gibi yazmissin. Bu kadar onemsiyorsan transkripti ve okudugun bolumu, okulu dondurmali ya da bi sekilde okula agirlik vermeliydin.

Bi de merak ettim sinavlara girmeyecegini bile bile neden 6 ders? Sistem otomatik verse bile ekleme-birakma yok muydu?

Neyse, takinti yapip daha da olayi buyutme bence.

doktoraya etki ettiğini söyleyen danışmanımdı.

edit: ayrıca 0 disiplin cezası gerektirir.

Honour(Seref sanirim) ogrencisi olmayi kastediyorsan onda da sure kisitlamasi oluyor (en azindan bildigim birkac universitede). 7-8 yilda bitirip honour olarak mezun olunamiyor. NA olsa da sen uzatarak doktora yolunda bi gol yemissin zaten, ondan kafana takma bence..

Tamam da normal bu. Derse kayıt yaptırmasaydın transkriptte hiç gözükmezdi, ama derse kayıt yaptırmışsın, dolayısıyla dersi almışsın, fakat verememişsin gibi görünüyor. Ortada yanlış bir şey yok yani.

Devamsızlık önemli olsaydı V verirlerdi, V'nin karşılığı da FF oluyor. Yine dersi almış ve kalmışsın diyecekler yani.

senin örgü şişlerin var diyelim. İnce şiş .2 tane. Ve iki saat örme kapasiten var. 2saat sonra sıkılıyorsun. İnce şişlerle iki saat uğraşıp ancak 5cm kare bir örgü örüyorsun. Fakat şişlerin kalın olsa 2saat uğraşıp 25 cm kare örgü örecektin. Kalın şişlerle 5cmkarelik örgüyü ise 24dk da bitirirsin. Yani ince şiş bu analojide 128 bit ekran kartını ,kalın şiş ise 512 bit ekran kartını temsil ediyor. Peki ram nedir o da 2saatlik süreyi temsil ediyor. Yani senin 1gb ramin de olsa 512bitlik şiş ile daha çok örgü örersin. 2 gb saatlik ince şiş işi daha az olacaktır.

Sonları biraz kaşırık gibi ama olay bu.

iyi de hocam o zaman ne diye ekran kartlarını gb birimiyle satıyorlar da bit birimiyle satmıyorlar?

gb nin işlevi nedir burada?

biz küçüklükten beri böyle gördük. Eskiden bit tabi ki önemliydi fakat tüm kartlarda aynı olduğundan gb üzerinden sidik yarıştırırdık. Oyunlar da öyle pek bit üzerinden fark edecek oyunlar değildi. Biz gb üzerinden kıyasladık öylece kaldı. Ram mesela ramler pek farketmezdi. Ddr400 vardı 333 vardı performansları pek farketmezdi çünkü yaptığın işlem zaten ne ki. O yüzden ram aldım denince mhz ı değil kaç gb lık diye sorulurdu. Şimdi öyle değil ama alışkanlık öyle kaldı. Şimdi 1gb lık ddr3 ram ile 1gb lık ddr400 bir diyebilrmisn. Ama kimse anlamıyor nasılsa diye gb üzeinden satıyorlarr.

Şimdi örenğim üzerinden; senin örmen gereken 1cm/saat karelik bir örgü diyelim .senin ihtiyacın bu fakat elindeki ince şişler 2.5cm/saat örgü vaad ediyor. Büyük şişler ise 12.5cm/saat örgü. Senin ihtiyacın zaten saatte 1cmkare olduğundan ikisi de karşılar bunu ama biri 24dakikada karşılar diğeri 5dakikada. Yani senin işinin daha hızlı görülmesi ram büyüklüğüne değil bit büyüklüğüne bağlı. Şişin ne kadar kalınsa o kadar çok örersin.

Ram ne zaman önemli peki ? Senin örgü işi çoğaldı diyelim.30cmkare örmen lazım. Bunu kalın şişle yapacaksın. Ne olacak o zaman senin bu işi yetiştirebilmen için daha fazla zaman gerekli. 2saatte yoruluyordun ya, onu ram takviyesiyle 4saate çıkarırsın. Daha geniş zaman. Bilgisayarda da böyle bilgisayarın saniyede işlediği görüntü, kalitesi falan bitine göre hızlanıyor ama ram artınca daha fazla işlem yapılabiliyor aynı anda. Fakat 2gb 128bitlik ekran kartının full özellikle bir oyunu çevirebilmesi saniyede 10kareyse,2gb 512 bit olunca bu saniyede atıyorum 56kare oluyor.ram ise görüntünün kuyrukta beklememesini sağlıyor. Yani işlenmeye gönderilecek görüntülerin sıraya girdiğini düşün ama koridor tek kişilik . 512 bit ekran kartı saniyede 100kare görüntü işler ama eline koridorun darlığı yüzünden 56kare geliyor. Kridoru yani rami bir yerden sonra ne kadar büyütürsen büyüt aynı perdormansı alırsın 100 kare. 128bitin ise aynı büyük koridorda saniyede max yapabildiği zaten 10kare görüntü. Koridor yani ram büyük olsa ne olmasa ne.

hocam son olarak:

gb x bit = performans gibi bir formülü var mıdır?

performans açısından alırken ikisinin de yüksek olması iyi olur da, hangisine nasıl ağırlık verelim?

bimer'i ara

her sitenin yönetici paneli olur. oraya erisip sifreyi yazip iceri giriyorlar.

Yök'ün web sunucularından birini buluyorlar mesela. Ekşiduyuru için yazarsak, 94.102.15.181 adresindeki ni.net.tr sunucusu. o firmanın sitesini de ben dizayn ettim bu arada yıllar önce.

bu sunucunun SSH bağlantısı için bir portu oluyor. Genelde 22'dir. Ekşiduyuru için de bu sunucuda 22. Çok yanlış bişey, tahmin edemeyeceğimiz bir şeye değiştirmeleri lazımdı. putty gibi bir programla bağlanıyoruz Ip ve port ile.

Karşımıza kullanıcı adı soran bir panel çıkıyor. Bu "root". Sonra da şifre soruyor.

Aha o şifreyi doğru tahmin edersek ekşiduyuru'nun tüm bilgilerini ele geçiriyoruz. Tabi içeri girince karşımıza basit bir windows arayüzü ve "tüm bilgileri ele geçir" tuşu çıkmıyor. Oraya girince, ormanda kaybolmuş rambo gibi, neyi nasıl yapacağını bilmek lazım.

urun.gittigidiyor.com

dayım, sevişmeyi azaltınca düzeldi.

Bir arkadaşım sürekli yüzmeye başladı, epey iyileşti.

yoga ve pilates, çok cidi farketti ağrılarımda. bir de fizik tedavi. çok çok zorlamadığım sürece ağrım yok artık.

sürekli kullanımda olduğu için tabi düzeltiyolar yine bozulabiliyor. dört ayaklı tasarımı iki ayağa kaldırırsan oluyor büle şeyler.
genelde bel kaslarının güçlenmesine odaklanıyorlar ama beli yerinde tutan çok önemli bi unsur daha var ki o da karın kasları.

ozon tedavisini bir araştırın.

arkadaşımın annesine ameliyat demişlerdi, kadın işten ayrıldı, fizik tedaviye gitti bir kaç ay. sonra iyileşti, yani bize öyle söyledi.

ben ameliyat oldum da doktorum sakın pilates yapma demişti, bel egzersileri vermişti 1 ay geçince yapmaya başla diye,yüzmenin iyi geldiğini biliyorum, fizik tedaviye gitsen iyi olur aslında

Başlangıç düzeyindeyse, hemen ve yeterince uzun süre ve disiplinli bi şekilde yatarsanız,

Akut dönem geçtikten sonra, yüzme ya da yürümeyle uğraşırsanız,

Kilo verirseniz,

Toparlar...

Ekran kartı eski. 650m ekran kartı barındıran msi modellerini daha uygun fiyata bulabilirsin. Ama oyun önceliğinse masaüstü her zaman daha uygun bir seçim olacaktır.

aynı model samsung'un gt650m ekran kartlı modelini alman daha mantıklı olur

alıcı olursan kargo o uyduruk isme gider, dolayısıyla teslimatta sorun çıkar. ancak mesajla şu isme göndermek istiyorum felan diyip uğraşman lazım.

satıcı olursan banka hesabının o uyduruk isimle aynı olması gerekir.

sıkıntı yani

alıcı hocam

peki başkasının heasbını kullanarak kendi kredi kartımla alış-veriş yapabilir miyim?

ben nadir kitapta hitsumo hitsumo demiştim kargo geldi hitsumo hitsumo burada mı dediler içten yarılmacca sonra :)

yaparsın her alış verişte kredi kartı soruluyor

kişiden kişiye değişir ama internetten videolu konu anlatımlar benim için tüm kitaplara bedel. teknofem ve körfez bu konuda iyiler ama ücretsiz olanlarda güzeldir dergi konusuna gelince dergileri alıp daha zorlu bulduğun derslerde konu anlatımlı kitaplar alabilirsin dergiler de fena değildir.

güzel bir noktaya değinmişsiniz. elimden geldikçe cevaplamaya çalışacağım.

'şimdi fem in ygs, lys hazırlık dergileri var. adamlar tüm konuları 20 küsür dergiye bölmüş. hem ne zaman neyi çalışacağını bilmen daha kolay olmuş. ama içeriğine bakmadım.'
- dergiler konu bölünmesini 'ayrıntılı' ve 'ayrıntısız' olarak böler. burada anlatmak istediğim 'en ayrıntılı' yayını bulmanız. mesela ygs matematikte 'mantık' konusu son iki senedir soruluyor. yani 2010 yılı yayınından öncekiler 'mantık' konusunu kitaplarında ve dergilerinde bulundurmazlar. o yüzden yeni yayın ve ayrıntılı konuları barındıran yayınlar şart.

'şimdi üniversite sınavının konu anlatım bölümlerine bu dergilerle mi hazırlanmak daha iyidir?'
-evet konu anlatımlı ve bol alıştırmalı dergilerle hazırlanmak sizi kat be kat ileri atar. bana göre; sınav dergisi dershanelerinin yayınları, final, fem, karekök, celal aydın yayınları zorluk derecesine göre ilerler ve o kadar zorlar ki terlersiniz. özellikle karekök yayınları -matematikte- tercihimdir.

'test illa ki her yayından çözülecek. onu ayrı tutalım. sorduğum nokta: konu anlatımı.'
- yukarıda anekdot olarak yazdım umarım işinize yarar. zaten bilincindesiniz her yayından çözüleceğinin. toparlamak gerekirse:
konu anlatımlı kitaplar edinmek veyahut çok bulundurmak önemli değil. önemli olan güncel konuları barındıran ygs-lys'ye ayarlı konu anlatımlı özgün dergiler bulmak işinizi çok kolaylaştıracaktır. bununla ilgili bir örnek vereyim: lys edebiyatta 2010 yılından önce tamamen bilindik sorular soruluyordu. yani tanzimat, servet-i fünun...vs şimdi ise 1980 sonrası edebiyat soruluyor. zor ve güncel sorular karşımıza çıkıyor. eğer elinizdeki konu anlatımlı yayın güncel değilse muhtemelen 10-15 soru edebiyattan kaybedersiniz. mesela: ygs matematiği ele alalım. konumuz taban aritmetiği olsun. bunu eski yayınlar üstünde durmadan bir iki örnekle geçer. oysa yanlış hatırlamıyorsam 2010-2011'de bir soru gelmişti. rasyonel sayılar her kitapta tonlarca soru barındırır fakat o sene taban aritmetiğinden gelip rasyonel sayılardan gelmemişti. demek istediğimi anladınız mı? şimdi ise konu anlatımlı kitaplar ila dergileri karşılaştıralım:
konu anlatımlı kitaplar konuları sıkıştırır, dergiler ise açar/yayar.
konu anlatımlı kitaplar konuların üstünde durmaz, dergiler ise alıştırmalar, bol çözümlü sorularla, soru kalıplarını öğretir/çözdürür.
konu anlatımlı kitaplar özettir, dergiler ise baştan aşağı konuyu ele alır.
iyi çalışmalar diliyorum. yolun açık olur umarım.

o bahsettiğin dergilerden çalış. ama it gibi çalış. ezberler gibi. sonra da hiç bi şeyden korkma.

dergilere it gibi +1

sony vaio i7 2500 3000 civarı sanırım

hacı aynı özellikle başka marka alsam daha iyi olmaz mı sence? en azından daha ucuz? ama hangi marka?

İnşaat mühendisliğini bitiren bir arkadaşım yıllar sonra hukuk okumaya başladı. (Özel bir üniversitede, örgün) 3. sınıfa geçtiğinde çalıştığı kurum Amerika'da yüksek lisans imkanı tanıdı. O da hukuk üzerine yüksek lisans için orada (ismin, yerini bilmediğim) bir üniversiteye başvurdu. Önce mırın kırın ettiler, "sen daha lisansı tamamlamamışsın" diyerek.. O da "masraflarımı ülkem karşılıyor, sen kabul ediyor musun, etmiyor musun?" diye atarlanınca kabul ettiler. şu an yüksek lisans yapıyor.

lisans'dan mezun olamadan örgün olarak yüksek lisans yapamazsın. Yüksek lisans başvuru şartlarında artık "lisans programından mezun olmak" var.

@pccopath: öf be abi. onu biliyoruz. yüksek lisans başvuru şartlarında ne zaman "lisans mezunu olmak" şartı yoktu ki?

hani bir lisans programından mezun olduk, ikinciyi okuyacağız...

lisans son sınıfta yüksek lisans derslerini kredisiz alıp, lisans bitince yükseğe devam edince onları saydırabiliyorlar sanırım. biraz karışık ama yapanı gördüm.

sesin iyi olmasını istiyorsan sesi ayrı görüntüyü ayrı kaydetmelisin.

ses kaydedici dediğin çok pahallı bir şey değil nihayetinde.

bende bundan var mesela

urun.gittigidiyor.com

hocalarım görüntüyü ayrı, ses, ayrı kaydedince nasıl birleştiricem?

hem senkron sorununu çözebilecek miyim?

adobe premier. yerleştirirsin sesi premierin olunca. çok kolay.

hocam kamera olarak ne tavsiye edersin? tahtayı biraz net çeksin yeter.

bende canon a2200 fotoğraf makinesi var. 720p yazıyor ama tarrak gibi. iyi değil. daha iyi bir şeyler olsa çok işime yarar.

arkadaşın cep telefonu ile kayıt yapmıştık, her şey güzeldi valla

olur...

gelirse bile nolan cekmeyecek.

son üçlemenin devamı yok. bitti. bu kadar.

sorun anlaşılmıyor biraz daha açık yazar mısın ne aradığını

zamanla ilgili mi? içerikle ilgili mi? hangi şartlara ait bir kanun?

www.youtube.com

bildiğim kadarıyla evet oluyor,

kayıt yaptırıyorsunuz, okuyorsunuz, tecil biterse askere gidiyorsunuz, geliyorsunuz, okumaya devam ediyorsunuz.

www.dogrutercih.tv

www.yok.gov.tr

askerlik engeli olsa bile kayıt yaptırırsın canım, nolacak... 29 yaşında falan değilsen askerlik engeli de olmaz kanımca.

mediamarkt'da güzel fiyatlar var.

AMD f/p olarak daha iyidir ama en iyi Nvidia'dır.
işlemcide olduğu gibi aynı. i7 işlemci 512bit ekran kartı vs. var

en iyiyi almıyorsanız AMD ile daha iyisini alırsınız aynı bütçede.
ısınma sorunu düzgün bir fan takarsanız hiç yok, normalde de aşırı değil.

O sıralama eski olmakla birlikte kanımca o tür sıralamalar bir boka yaramadıkları gibi, kafa karıştırırlar. Ekran kartını tek bir sıralamaya göre seçmek hata olur. AMD olsun, nVidia olsun, bütçeye göre çok fazla seçenek sunuyorlar. Bence Donanım Haber dahili bileşenler bölümüne sormak en iyisi. Bütçeyi ve istekleri sıralayıp, fikirleri dinlemek lazım. Türkiye'de şimdilik ekran kartı konusunda en çok paylaşım yapılan forum orası.

Ayrıca ekran kartına uygun işlemci seçimi de çok önemli. Ekran kartının hız aşırtma potansiyeli, soğutma kapasitesi ve türü gibi şeyler gayet önemli.

Sözün özü; hangi amaca yönelik kullanılacaksa, o yönde araştırma yapılmalı. Anandtech, Guru3D gibi öncü siteleri de her gün kontrol etmek lazım. Çok faydalı paylaşımlar var.

ya nvidia eyi güzel de yeni model dizüstü bilgisayarlarda intel ile paylaşımlı bir şey çıkartmışlar, neymiş nomalde anakartla entegre olanı(intel) kullanacakmış, oyunlarda harici olanı(nvidia). bir kaç kişide gördüm pek memnun değiller.

son 10 senedir nvidia kullanmaktaydım.yeni topladığım pc de amd kullanayım dedim pek fark yok ikisinde de.hepsi aynı gibi çok uçuk bi kart olmadığı sürece.

işlemcide modeli.

en sade ve etkili işlemci kıyaslama sitesi olarak;
(git: www.cpu-world.com)

dostlar iyi de eski olan 180 basıyor, yenisi 150. neden yenisi daha iyi oluyor? şunu da bi açıklayıverin hele?

3 ghz single core : 1 işlemi 3ghz hızında yapar
3 ghz dual core: 2 işlemi 3 ghz hızında yapar
3 ghz quadcore: 4 işlemi 3 ghz hızında yapar.

dolayısıyla günlük kullanımda quad core 2.5 ghz bir alet dual core 3.0 ghz bir aletten hızlıdır. uygulamaya göre değişir, cache filanda önemli tabi. en iyisi cpu ve gpu karşılaştırma sitelerindeki benchmarklara bakmak.

hocam i3, i5, i7 bunlar da kaç çekirdek oluyor?

çok mu çıkardım bokunu?

he hocam kaç çekirdek?

hangi modeli olduğuna bağlı.

hacı hepsinin 3. nesillerini baz alırsak?

ne zaman emniyet kemeri takmak zorunda değilsiniz?
belirli koşullarda emniyet kemeri takmak zorunda değilsiniz. aracınızı geri geri sürmek bu durumlardan birisi.
sağlık raporunuz olması durumunda da emniyet kemeri takmak zorunda değilsiniz. belirli insanlar, sağlıkları nedeniyle emniyet kemeri takmamalıdır. bu tür insanlar için emniyet kemeri takmak, emniyet kemeri olmadan kaza geçirmekten daha kötü olabilir. eğer bir doktordan sağlık raporu alırsa kemer takmak zorunda kalmayacaklardır. şayet bu insanlardan birisi olduğunuzu düşünüyorsanız, mümkün olan en kısa sürede gidip doktorunuzla konuşun. belgeyi saklayın. eğer polis size neden emniyet kemeri takmadığınızı sorarsa onlara bu belgeyi göstermelisiniz.

biraz uğraşsaydı gene de be.

büyüksün sanat güneşi.

git tabi 2. kez başvuramıyorsun. dene şansını.

ben olsam dusunmezdim bile. yapacagin yol parasi masrafi vb. ile satin alinamayacak bir deneyimdir.

Git git.sansini dene.

yol parasını verince baska biseylerden kısacaksan gitme. bi kac arkadasıma 1.gorusmeden sonra donen olmadı

mülakatta seçimi neye göre yapıyorlar bilginiz var mıdır?

sıradan görünme. ilginç bir şeyin olsun.

kopuk olucan aga nerde saçma hareketler var yap yarın televizyondasın

mülakat için masrafları karşılamıyorlar mı?
Karşılıyorlarsa git, yoksa da git gerçi belli olmaz kısmet : )

git tabi tel jokernde beni ara duyuruya yazar söylerim sana sorunun cevabını :D

öhööhöm,

kompliman yapmak, laf atmak, satır aralarında yazmak zeka belirtisidir aziz dostum.

kıçım kalkmaz, "eheh güzelim bee" havalarına girmem ama "bak sen laflara bu çocuk çok zeki" diye bakış açım bi anda değişir.

enaniyet vuku bulmuyor. benim 'ben güzel kızım' demem için bana brad pitt filan laf atmalı herhal :)
böyle inceden zeka yahut edebi beceri gerektiren bi kompliman elbette bi sevindirik eder, tabi ki hoşa gider, moral düzeltir vs vs.

biriyle birlikte olduğumu bilerek yapıyorsa bunu "vay pislik" derim.
bekarsam hoşuma gider de havaya girmem.

benim hoşuma gidiyor tabi ki de

Gider bence, gidiyodur, benim gidiyo

bütçe nedir hocam?

~hocam bütçene göre önersinler diye bir belirttirmek istedim sadece, pek anlamam ben. ama arkadaş taksim'de istiklal'den galata köprüsü'ne inerkenki sokakta enstrüman mağazaları var; yamaha'dan piyano almıştı orada bayağı ilgilenmişlerdi.

ben silmiştim. sen cevap yazınca duyuru hortlamış. sağolasın hocam. olsun ilgilenmen yeter.

döner bıçaklarıyla dalalım abi, nerdesin?

elinde kapı gibi faturan varsa 7 gün hakkın var diye biliyorum ben de.

Etiketi falan her şeyi duruyorsa geri verebilmen lazım.

senin yerinde olsam faturanın arkasını gösterip yetkili biri ile konuşmak istiyorum derdim. değişim yapmıyorlarsa da geçerli bir sebep göstermelerini beklerdim. arıza çıkaracak gibi olurlarsa hakkımı yasal yollarla arayacağımı söyleyip ortamı olabildiğince gererdim. ne derler: "ağlamayana meme yok"

sikayet et muhtemelen sonuc alirsin.

kesinlikle iade hakkın var. cevaplardaki gibi, yetkili birini bul ve şikayet et. tüketici mahkemesiyle falan uğraşıp bekleme.

bu arada mağazanın ismini de söylesene. bilelim.

mağaza adını tekrar yazayım:

KİMLİK

iade edebilmen gerekli. şikayet var a falan da yaz, hatta kimlik in genel müdürlüğüyle falan konuş, en son raddeye geldiğinde de online ortamlarda bile bu durumu yazacağını ve şikayet edeceğini belirt. muhtemelen diretirsen ve sertleşirsen alırlar.

aga o adam da ticaret yaptığını düşünüyor işte. tüketici hakları ücretsiz bir şekilde işini halleder. sıkıntı yok.

www.turkhukuksitesi.com

www.cankayakaymakamligi.gov.tr

İade edebilirsin. Kanuni hakkın olduğunu belirt ve sonuç alamazsan tüketici hakem heyetine gideceğini belirt, git.

iç yalıtım malzemesi olarak asbest falan kullanılmadıysa sorun yok, polyester falan anca yanarsa kanserojen bi malzemeye dönüşebilir. zaten çıplak tenine giymeyeceksin montu. zaten terlesen falan bile derin polimerleri emecek kadar gözenekli değil. yani rahat ol demeye getiriyorum. hani kullanılan boya falan neyse ama kumaşların ham halinde sorun olmaz.

hocam içlik olarak giyicem. direk tene temas edicek yani. atlet niyetine. marka termo form

pardon ya içlik kısmını atlamışım okurken. gittim dolaba baktım, bütün spor malzemelerim bahsettiğin malzemelerden yapılmış. koşu için şort, basket şortu, v yaka tişört, iki tane tayt var falan. hepsi benzer karışımlarda, bol terlemeli sporlar için üretilmişler. marka güvenilirse sorun yok.

yemezsen değildir.

yün içlikler koku yapıyor. böyle bir sorun da var.

enflasyon oranı hep aynı ise, (2010 ocak fiyatı) x (1+enflasyon oranı-örnekteki 0,10 mesela-)^ay sayısı=şimdiki fiyat.

yani tekrar tekrar çarpmaktansa, üssünü almak daha kolay oluyor, mantık aynı:)

tek tek hesaplayınca oluyor yani değil mi?

evet olur tabi.

tüfe kullanmak da şık olurdu, ama tecrübesiz ellerde çok tehlikeli bir silaha dönüşebilir o metot. aman diyim:)

tefeyi kullanıyoruz yani?

yok. Tüfe yıllık olduğu için, onun aylık karşılığını üstel çarpımla bulursun oradan yürürsün filan.. matematik olarak azcık karışık, ondan dolayı.

www3.tcmb.gov.tr

A.(1+i)^n ile hesaplayabilirsin en basit haliyle. A cebindeki para. i=yıllık enflasyon oranı n 'de senin dönemin yani şöyle diyelim;

100.000liran vardı 2010'da yıllık %8 enflasyon ile 2012'de kaç lira eder bu para.

100.000 (1+0.08)^2 =116640 TL yapar. Ama senin cebinde 100.000 var hala demekki 16.640 TL paran kaybolmuş uçmuş gitmiş babaanne? okey?

ben soyle derdim. enflasyon yuzde 10 ise para yuzde 10 deger kaybetmistir. kisa ve net. tufe'ye falan girmenin pek mantigi yok. cok saglikli bir paket degil. ama ozet gecmek gerekirse tufe tuketici fiyat endeksidir. belirli mallarin olusturdugu bir pakettir. bu paketin sene basi ve sene sonundaki fiyati karsilastirdiginda enflasyon hakkinda fikir verir. ornegin sene basinda 100x ise sene sonu 110x olmussa alim gucu dusmustur. fiyatlar artmistir. yani enflasyon artmistir.
enflasyon zaten fiyatlar genel seviyesindeki surekli artis demektir.

kopuk kopuk ve sikik sikik yazdim. umarim isine yarar. optm bye.

n yerine -n kullanırsan da bunu tersine elde edersin. Yani şu anda 100.000 liram var 2010'da kaç para bugünkü 100.000 liraya eşdeğer.
cevap: 100.000 X (1.08)^-2= 85733.88 liran olaydı 2010'da bugün ki değerle 100.000 liralık satın alma gücüne sahip olurdun.

enflasyon oranını ay ay eklemek gerekmiyor mu?

aynı şey mi bu?

sana alacagin makinenin linkini veriyorum. direkt burdan al, daha ucuzunu bulamazsin zaten. ben gunlerce arastirdim fiyat performans olarak super makine. tek sorun var bu satici taksitle sattiginda vade farki aliyor.

www.novabilgisayar.com

Arkadasin onerdigi gercekten f/p acisindan mukemmel ama fiyati biraz daha arttirip full hd monitoru olan bir modelede bakabilirsin.

1- çok normal.

2- o da normal gibime geldi. bana da bazen kalkarken olur, bazen hiç olmaz, bazen de inerken olur.

1-normaldir.
2-normaldir.

Not: Havacılık uzmanıyım. Ciddiyim.

kanatlar sabit değil diye biliyorum, zarar görmesin diye biraz hareket payı oluyormuş hatta(böyle duymuştum)

Kulak olayı, Çin'e gittim geldim hiçbir şey olmadı, geçen Adana'ya gittim sadece sağ kulağım acayip ağrıdı-basınç hissettim. İnince 2-3 saat geçmedi ciiiik diye öttü, bariz az duydum, yutkundukça çatır çatır sesler geldi kafamın içinden korktum. Neden bilmiyorum, bir daha olursa direkt kulak-burun-boğaz doktorlarına başvuracağım :D

Kulak ağrısının uçağın iç basıncıyla da alakası var mı, ben sanki böyle bir şey de okumuştum, o yüzden her uçuşta hissetmiyor insanlar o ağrıyı diye okumuştum sanki. ben de aynı şekilde patlayacak gibi bir ağrıyı kıbrıs uçuşunda hissetmiştim inişte.

1. kanat olayi her ucusta oluyor. esnek olmasaydi her darbe catir cutur gövdeye gelirdi.

bir de ucaklarin kanatlari epey esnek. youtube'da normalde olusmayacak yüklerle yapilan kirilma testleri var. neredeyse kanadin ucu yukari dogru dik pozisyona geliyor kirilmadan.

2. Kulaginimizin (daha dogrusu orta kulagimizin) yapisi icerideki basinc disaridakinden daha fazla oldugunda otomatik olarak esitlenecek sekildedi. fazla basinc östaki borusundan bogaz bosluguna iner. normalde (nezle falan yüzünnden tikali olmadigi sürece) agri falan duymadan, siz fark etmeden gerceklesir. (kalkis)

tam tersi mümkün degildir. yani basinc arttiginda östeki borunuzu sizin acmaniz gerekir. bunun icin yutkunabilirsiniz ve bir seyler yudumlayabilirsiniz. bu inerken olur.

bu nedendendir ki dalgiclar derine inerken kulaklarini esitlerler, yutkunarak veya valsalva manevrasiyla, fakat yüzeye dogru yükselirken ortam basinci azaldigindan esitlenme otomatik olarak our ve baska bir isleme gerek duymazlar.

haha, sen asıl bant ile tamir edilmiş uçak kanatlarını görünce ne yapacaksın :)

ve evet, uçağın gövdesinin onaylanmış bant ile tamir edilmesi bile normal.

bir de istersen uçak hava alanı etrafında sırasını beklerken keskin dönüşler yaptığı sırada kanadının ne kadar yamulduğuna bak. o da normal. kanatlar çok esnek, o yüzden yerde yüksüz durumdayken ufak hareketlerde sallanması da normal.

aslında kanatları çırparak uçuyor o uçak, motorlar güvenlik için.
herkes söylemiş ama, evet ikiside normal endişelenmeyin. kulak için ya dendiği gibi sakız çiğneyin ya da bir şeyle için

kanatlar ya da herhangi bir ürün imal ederken onun normlari icerisinde yapilir, ucakta özellikle kanatlarda ciddi anlamda esneme payi olmak zorunda cünkü diger türlü kirilmalar ya da havanin tutuculugunu kaybeder ucak.

buradan numaranla öğrenebilirsin: www.dvlottery.state.gov

Para, para, para.

kimse sırf güzel diye gidip bi kadına para vermeyeceğine göre...

This Girl's Life (2003)
bak bakalım buna...

iyi para getiren bi meslek. amerika'da güzel genç kızlar arasında çok yaygın. kendi ahlak değerlerinde çok yüz kızartacak, ayıplanacak bir şey olarak görülmemesi muhtemel. çoğu zaten gece klüplerinde tanımadığı insanlarla cinsel ilişki yaşayan bir nesil için porno çok ta garipsenecek bir olay değil.

neresi masu? orospunun teki işte.

masum görünüyor dedim. yani görüntüsünden bahsediyorum.

sasha grey.

Bence o verdiğin örnek melek yüzlü, masum felan değil. En pornocusu o hatta.

neresi masum aq, gozlerindeki sinsiliğe baksana, ruhunda var orospuluk.

zevk alıyordur? o kadar kolay para ve şöhret getiren başka iş yoktur? siz kader kurbanı diye görüyorsunuz da hatunun hayat felsefesi budur belki?

sahsa grey de çok güzel değil yani, bi kayden kross, nicole aniston dururken.

yalnız o verdiğin linkteki kız çok mu çok güzelse ben de kainat güzeliyim kardaş, onun pornocu olması senin bakış açına göre normal yani.

görüntüsü hiç de masum gelmedi, bakışlarından şehvet akıyor kadının.

sasha greyi beğeniyorum. kolay kolay kimsenin de ondan güzel olabileceğini sanmıyorum. ciddiyim dostlarım bu konuda. herhalde 16-35 aralığındaki kızlar arasında yüzde 1 lik dilime çok rahat girer. neyse bu zevk meselesi. ha tek bir filmini de izlemiş değilim. sanılmasın ki pornosunu izledim, çok iyi tokuşuyor, ondan beğeniyorum. pornocu olması da bana göre normal değil.

ek olarak hiçbir kadının sırf zevk için pornocu olacağına inanmıyorum. çok başka yolları var. en fazla teşhircidir, o da ruh hastalığıdır zaten. bana sanki "zevk için yapıyor" diyenler fantezi kuruyorlar gibi geliyor. ha varsa bu konuda teziniz buyurun seve seve dinlerim. inanırım da aklıma yatarsa.

masum derken de "görüntüsünden" bahsediyorum. masum olmadığının farkındayım.

ben daha masum pornocuya denk gelmedim.

şöyle panpa.

diyelim ki bir inancın yok ve sevişmeyi de seviyorsun. bunun yanında vücudunu da beğeniyorsun. insanların seni görüp ağızlarının bir karış açık kalmasından da çok hoşlanıyorsun.

sana diyorlar ki, gel bize hem seni dalyan gibi adamlarla hayvanca seviştirelim, bunu da bütün dünya görsün, üstüne de çuvalla para ve şöhret kazan.

seni bilmem de bok yolu değil, benim için olsa olsa el doradoya giden yol olur o.

sorun burada sasha greyin senin mutuluğun ve zevkin için çalıştığını ve bundan mutsuz olduğunu düşünmende. ama ne sen ne de başkası onun zihninin ucunda bile değilsiniz, kadın kendi uçkuruna göre yaşıyor. istediği adamla sevişip, istediği restoranda yemeğini yiyor, istediği yere tatile gidip, istemediği yerde bulunmamayı seçebiliyor.

louis theroux in bi belgesel denebilcek arastirma sayilabilcek degisik tarzda bi programinin konusuydu bu.

onu seyredince hayatinda bir daha seyretmezsin muhtemelen.

of be kardeşim. kadın güzel mi diye sormadım ki. kendimce örnek verdim.

haci bu kadin 21 yasinda birakti o isleri oyuncu ve model oldu. wikipedia dan okunabilinir.. ismi yazilmis yukarda

dış görünüş ile insanları değerlendirmemek gerekiyor

kesin bu durumun bilimsel bir arastirmasi teorisi felan yapilmistir arayip bulmak lazim net de. bin türlü ayri insan tipi var bu duruma gelmeye meyilli insan var, hayatta yapmam, ölürüm de yapmam diyen var, tabu olan kültürler var mesela bizim ya da bizim ki gibi olmayanlari var mesela amerika, almanya..

Verir kanka durduramazsın. Hele de gavursa asla.

Sasha Grey değil de nette ne hatunlar var bu işe bulaşan. Aklınızı alır. Geçen bir tane hatun gördüm, kedi gibi kıyamazsın ama meğersem kız nete haritasını, topografyasını salmış bile erotik poz işinden. Onların çıplaklığı algılayışı fekaket farklı.

bu kadının çok daha masum ve güzel göründüğü fotoğraflar var. en şirret göründüğü fotoğrafı seçmişsin :)

son cümlen olayı açıklamışi evet.

yoo yok oyle bisey.

valla aynen, ben böyle ne zaman ulaşabilecegimi bilsem, kafam hep kötü gösteriyor, iyi özellikleri gidiyor

Doğru tespit panpa

doğru tespit evet.

böyle düşünmenin alt metni; ''bu kadar güzel kadın bana kaldıysa kesin bir kusuru vardır.'' olmalı. kendini pek beğenmiyorsun sanırım ki güzel bir kadın sana bakınca böyle hissediyorsun.

karı kelimesi daha tiksindirici

valla bi kesseler anlayacaz da.

o anda vurursan gol olur juan.

karı, hatun, hanım hepsi ayni ucuzlukta, korkmadan kadın kelimesini kullansanız hem yeterli hem de yerinde olur bence.. misal en nefret ettigim mekan -hanımlar lokali (ne kadar da asagilayici)

baksan olmuyor bakmasan olmaz.

(bkz: değeri azalmasın diye erkeklerin yüzüne bakmayan kadın modeli)

(bkz: beni kabul edecek bir kulübe üye olmak istemem)

olaya öyle değilde, spor yapanların çocuğunluğunun hayatın sillesini yemiş kimseler arasında oldukları yönünden bakmalısın. parası, kariyeri, statüsü vs..olan adamların çok azı spora vakit ayırır. en azından ben öyle gözlemledim.

ben de 25 yaşındayım. gayet sağlıksızım alkol bende sigara bende beslenme desen yok. sakalı saçı en son 3 - 4 ay önce kestirdim. bana da hep aynısını söylüyorlar. ama sporla ilgili olduğunu düşünmüyorum. bünye meselesi (bkz: aranan klişe geldi)

tam tersi genç gösteriyolar, çevre tanıdığım çoğu insan öyle.

isin olmadigi zaman "jack lalanne" bu adami arastirirsan sahane bir cevap alabilirsin.

belirli bie yasa kadar (misal 30) daha yasli, belirli bir yastan sonra da daha genc gosteriyorsun

oluyor.

ewt arkadaşım defalarca deiştirdi

Signature, belki o fiyatlardan bile aşağıdadır(gerçi 50-60TL olabilir) ama çevremde Diesel ile birlikte en çok dikkat çeken parfüm oldu bugüne kadar.

1 million

armani gio!

Calvin klein one niye bilmiyorum kokusunu duyunca kendimden geciyorum ben.Erkek parfümlerinin en güzeli bence.

ten rengide önemli hocam bu tercih için. lacoste red her ten için köle bulabileceğin bi parfümdür.

kokusu keskin olmayan, beni bayıltmayan bir parfümü bir daha koklamak istemem, markasını zaten sormam, çünkü köleleştiren parfüm keskin ve çarpıcıdır.
kır-çiçek erkek kokuları için Hermes parfümlerini kullanan, zevkine de güvendiğim yakın bir erkek arkadaşım mevcut. bir bak, kokla.
koklamak iyidir.

Tum mallari ayni yerden toptan alirsaniz ve pesin oderseniz 1000 1200 e kapatirsiniz bence. Bilemedin 1500 olsun. Ikinci elcinin kamyonu da vardir tasima da belese gelir.

okulunuzun öğrenci forumlarına bakmanız size çok fayda sağlayacaktır. keza mesela kocaelinde tüm evi 650 liraya bırakıyorlar.

ancak bu haftalar öğrencilerin yoğunlukla eşya aradıkları hafta, eğer imkanınız varsa 2. el eşya satıcılarına bu aralarda gitmeyin, durduk yere bilebile sakata gelmeyin.

illa ikinci el alacaksanız, ve imkanınız varsa da biraz beklemeniz çok yerinde olacaktır.

Not: bu yıl 8 tane 4-5 yıldır yaşanılan evleri boşalttık ve 2 tane evide 8 evden hiç eşya getirmeksizin(çünkü malız) boştan var ettik.

ben 350 liraya televizyon, yazıcı, yatak, tv, masa, çalışma masası gibi şeyler aldım. öğrenci gruplarında 5 liraya halı, 100 liraya buzdolabı gibi şeyler bulaibliyorsun. taşıma masrafı ortalama 20 lira. eskişehir için 500-600a yaşabilir bir ev yapmak mümkün fakat bu dönemde bunun kolay olduğunu sanmıyorum. evini boşaltan mezun olan bir çok öğrenci bazı eşyalarını bedavaya bıraktı zaten haziran ayında. bu dönemde ise herkes satın alma telaşında. alan satandan daha fazla.

ikinci elcilere, spotçulara düşme. 60a senden aldığını 200e bırakıyor başkasına. facebook öğrenci gruplarına aban.

600 700 diyen arkadaslar yiyecekleri telli dolapta saklayip camasiri bulasigi mahalle cesmesinde mi yikiyorlar?

Valla merakimdan soruyorum. Nasi yani ? 100e alinan cam mak bzdlb blsk mak vs hem cok eletrik yakar hem de cabuk bozulur. Apaci styla typolar telefon yuzunden.

Not: besiktas ve cevresi icin konusuyorum.

(bkz: #13387793)

birebir aynı olay başıma geldi banka müdürü tanıdık diye o referans oldu yine de çıkmadı. illa kart lazımsa finansbanka başvur onlar verdiler ama.

benimde borcum biteli 4 ay oldu hatta borçlu kartım kullanıma açıldı başka hiçbiyerden kart vermiyorlar.

edit: bunu yazdım az önce finansbanktan aradılar cf go verelim diye =)
edit2: finansbank sms attı olumsuz diye =(

ben de seninle aynı sayılırım. şu an devlette çalışıyorum. kredi kartı limitimi 2000 tl den daha fazla artırmıyorlar. ama istersem 15.000 kredi veriyorlar. şaka gibiler.

2,5 sene nedir yahu. şubeye git irdeleme istesinler Kredi Kayıt Bürosundan. 2,5 sene kara listede mistede kalmaz insan. kimse bişey alamaz o zaman.

başka bankadan al. niye taktın iş bankası'na

pastil. otacinin meyanballi pastili ya da stepsils balli limonlu isine yarar.

Eğer uzun süre zorlarsan dinlendirmeden direkt enfeksyona bağlıyor zaten. Sese en iyi gelen şey uyku. Uyumana dikkat et. Keskin şeyler (nane pastil mentol vs.) bazen açacağına daha çok tahriş edebiliyor.

sesi doğru kullanmayı öğrenmek de işe yarayabilir, sanki...

normal çay pek iyi gelmez çay yerine ıhlamur iç.her teneffüs su iç.boğaz ağrısının önüne geçtiğini söylüyor doktorlar.eczanelerde satılan mikrop öldürücü boğaz spreyleri var.onlar da iyi gelir.

kolaj?

kanzuk'lu başlıkları oku.

kanzukla mı başladı? daha önce yok muydu?

@kimilolo

olaya bakış açın bu mu? para alıp almama olayı bakış açısıyla alakalı bir şey. ben de para alınmasını saçma buluyorum gönüllü bir işte mesela. bunun mallıkla ya da gözünü açmakla alakası yok. yazar olmak için de kimse fiziksel olarak sıraya girmiyor. sen ne kadar yazıyorsan o kadar okuyorsun ve ufkun da bir o kadar gelişiyor. ( bunu söyleyeceğimi düşünmezdim ama şimdi çöplüğe döndü gerçi, eskiden öyle değildi. ) neyse, daha fazla uzatmaya gerek duymuyorum.

@ya ben lan neyse

moderasyonun istifası kanzuk olayından sonra oldu. mevzu bahis para değil yani.

kanzuk
yazarlara açılan davalarda sağ nin tutumu
moderatorlerin keyfi uygulamaları
sözlüğün bozulması
ssgnin siklememez tavırları
ve bence
en
önemlisi
eskiden yazarlarla ssg arasında daha bir yakınlık , mahallemizin çocuğu duygusu vardı. şimdi ise ssg artık hali vakti yerinde zengin züppe gibi bir algı olustu ve sempatiklik antipatiklige dönüştü. en son kanzukun yazarlardan çok şirketleri koruyan tavrı ve ssgnin bu konuda pasifligi bardağı taşırdı.

aslı yoksa yapmaz gibi geliyor bana. zaten aslı gibidir mührü varsa notere ne gerek var diye de düşünmedim değil.

mantıken yapmasi lazim..
1 kere aslı gibidir yapildiysa asli gibi artik.

hayır. benzer durumda kalmıştım. yapmamışlardı.

samime sanay
yüksel uzel
babanıza ilaç gibi gelecektir.

edit: muazzez abacı da sever bence, ayşe tunalı'yı es geçmemek lazım.

müzeyyen senar, safiye ayla

(bkz: meyhane şarkıları)
(bkz: taş plak meyhaneleri)

en güvenilir araç uçak diye bilirim ben. düşerse şansın yok ama pek düşmüyor yani.

böyle bir ihtimal yok desek yalan olur...2 sene boyunca ayda 2 defa uçsan illaki bir ara düşersin yani..

normal nefes alıyorsun bir şey olmuyor. düşüp düşmeyceği belli olmadığı için "bir şey olmaz" diyip bineceksin, bir şey olmayacak :)

sadece uçak düşse neyse bi de terörist saldırıları falan var panpa. ihtimal az değil.

lan oğlum korkutmayın adamı. düşme ihtimali en az araç da düşerse ne bok yiycem. düştü mü de en ölümlü araç ama.

bir aralar daum türkiye deyken fener miydi besiktas mi bilemiyorum almanya da mahkemesi var diye neredeyse her hafta almanya-türkiye yapiyordu ucakla.. artik teknoloji o kadar ilerledi ki son yillarda sacma sapan hava sirketlerinden baska kazalar olmuyor, su anda hava da diyelim ki 20 bin tane sivil yolcu ucagi ucuyor ama haberlerde kaza haberlerinin günlük sayisi kac?

thy nin pilotlar ve hostesler mezarlığını bilmiyon mu lan
adamlar şehit mezarlığı tarzı yapmış.

İlk seferden önce herkes böyle düşüncelere kapılıyor da bir kere bindikten sonrası kolay. Gayet konforlu bir ulaşım şekli gittiğini bile anlamıyorsun uçağın. Türkiye'deki trafikte sağ kalmak daha çok endişelenmen gereken bir konu bence.

Sen böyle düşünüyorsan uçak görevlileri napsın :) Ayrıca söyle düşünmen biraz içini rahatlatır, uçak kazasında ölme ihtimalin sokakta, kaldırımda yürürken ölme ihtimalinden bile düşüktür hele ki türkiyede

sehirlerarasi otobus yolculugundan korkmuyorsan, ucak yolculugundan hic korkma! ucak yolculugunun en tehlikeli tarafi, taksiyle havaalanina giderkenki zaman dilimidir.

kanadın üstünde acil çıkış kapısı var, tehlike anında paraşütü takıp o kapıdan atlıyorsun. bende ilk bindiğimde aynı heyecanı yaşıyordum ama şansıma o kapının dibine denk geldi koltuk, olası bir durumda hemen kapıyı açıp atlarım diye tetikte gittim yol boyunca.

sende alabilirsen o kapının yanındaki koltuğa al, için rahat eder.

yalnız uçak ilk kalkışta böyle bi yüreğini hoplatıyo üçbuçuk atıyosun orada kaçırmazsan bi daha kaçırmazsın. bi de hava boşlukları var arada böyle zıplıyosun falan film şeiridi geçiyo derken tansiyon falan haha yok canım şaka

100 yıldır acı deneyimlerle geliştirilen güvenli teknoloji+yıllarca eğitim gören ve yüksek ölçekli zeka ve yetenek testinden geçen pilotlar=en güvenli ulaşım.
cidden taşımacılıkta kaza ve ölüm oranı en düşük araç uçaktır.

hahaha pilot olarak söylüyorum ki uçak düşebilir:)

yolcu uçakları kanat açıları ve yapılarından dolayı süzülmeye elverişli değillerdir öyle km lerce süzülemezler.

nefes almak zorlasmıyor basınçlandırılmış bir sistemdesiniz ama yine de 8-10bin feet yükseklikte nefes alıyormuşsunuz gibi bir hava soluyacaksınız. sonuç sıkıntı yok rahat rahat insan biyolojisi için uygun bir hava soluyacaksınız.

anadolu jet thy nin kardeş şirketi zaten.

Sırayla gitmiyorum cevaplarda.

-Nefes konusunda bir zorluk çekmedim bugüne kadar. Dışarıda nasıl alıyorsan aynı şekilde alıyorsun işte.

-Düşme ihtimali çok değil. Bak şöyle düşün, dünyanın herhangi bir ülkesinde bir uçak düştüğü zaman tüm dünyada son dakika haberi olarak veriliyor ama mesela bir trafik kazası 23904820394820394802398402398 tane araç karışmadığı sürece (ki yok öyle bir ihtimal) sadece yerel basında haber oluyor. Uçaklara güven, çok kez bindim. Çok güzel, sevimli aletler. Fırsatım olsa da kullanabilsem diyorum hatta.

özel arabada (nasıl bi tabir bende bilemedim) kaza yapıp ölme olasılığı 3 iken uçağın düşmesi ile ölme olasılığı 1 MİŞ. bu dediğim aslında çok bilimsel bişe valla bak ama şimdi kaynak dersen el feneri tutulmuş davşan gibi kalakalırım.

thy desen korkma derdim. uçakları son model ve periyodik bakımları düzenli. anadolu jette azda olsa risk var. ama birşey olacağını sanmıyorum.

@neysene kulaktan duyma şeylerle konuşma lütfen. hiçbir uçak bakımsız uçuşa gönderilmez, ayrıca thy neyse anadolu jet de odur. son model uçak:) yeni veya eski uçak yoktur, bakımlı veya bakımsız uçak vardır.

içiniz rahat olsun hiçbir pilot arkadaşım ölmek istemiyor, ben dahil tüm pilotlar önce kendi canları için sonra sizin canınız için uçururlar uçağı kısmet de kader de varsa son uçuşumuz olur.

@monkey öyle diyorsunda atlasjet uçağı yere yaklaşım cihazı bozukken uçuruldu?
video.cnnturk.com

edit: @monkey ondan ona atlamak değil. "hiçbir uçak bakımsız uçuşa gönderilmez" dediniz ondan dedim. ayrıca devamında da bakımlı ve bakımsız uçak vardır dediniz. bu da birbiriyle çelişen sözler.

düşmez. bugüne kadar hiçbir uçak düşmemiştir.

bu cevabımı sadece düşmez diyenlere tik atmanın manidarlığıyla okumanı rica ederim.

Öncelikle pilotlara Allah'tan rahmet diliyorum,

haberin altında yazan yazıyı kopyalıyorum izlemedim "Ağır Ceza Mahkemesi'nin tayin ettiği bilirkişi heyetinin hazırladığı raporda kazanın, pilotların kendi rotaları dışında başka bir rotada alçalması nedeniyle meydana geldiği tespiti yapıldı."

kaza ile ilgili yorum yapmak ya da konuşmak istemiyorum, mahkeme böyle karar vermiş o bozuk bu bozuk benim bile konuşmamı aşacak şeyler.pas geçilebilirdi geçilmemiş çok tartışıldı çok konuşuldu bazen insanın basireti bağlanıyor.

radio altimetre nedir? yerden hassas yüksekliğinizi belli bir seviyeden sonra verir sinyal yollar sinyalin yansımasıyla arasındaki farkı ölçerek yüksekliğinizi tayin eder. dağlık alanlarda zaten radyo altimetreye güvenilmez değişken yükseltili bölgelerde radio altimeter sürekli yerden yüksekliği farklı verecektir.ayrıca radyo altimetre havada da bozulabilir bu durumlara da hazırlıklı olunmalıdır. vs vs vs

sizin thy ile anadoluyu kıyaslamanızdan atlas jet e zıplamanız da garip. firma farketmez gerçi kimse bozuk eksik eski parçayla uçağı uçuramaz lisansı gider firmanın yaparsa da sonuçlarına katlanır. hem yüz milyon dolarlık uçağından hem firmanın uçabilirlik sertifikasından hem de marka isminden olur.tabi bir de yolcuların ailelerine büyük tazminatlar ödenir.

abim bu aletler motorlarının tamamı bozulsa, elektrik tamamen kesilse bile bir yere rahatça inebilecek modda tasarlanır. mesela bir uçak kazası olayında, aynen dediğim senaryo olmuş, elektrik de kesilmiş, yakıt zaten yok, alet alttan bi pervane fırtlatıyo, pervanenin dönüşüyle uçağa acil duruma yetecek kadar elektrik sağlanıyor, motorlar çalışmadığı halde uçak süzülerek iniyor ve 1 kişi yaralanmıyor bile. oku: en.wikipedia.org

ismimden anlasilacagi gibi isim geregi ayda ortalama 80 saat ucusum var okyanus otesi yurt ici avrupa dunyanin her yerine.
kabin basinci 8000 ft e ayarlanir birsey hissetmezsin. anadolu jet ucuslari kisa dir ic hattir ucaklar boeingdir. nefes almakta zorlanmazsin eger ucakta su an nasilsa oyledir. sadece inis kalkista kulaklarin agriyabilir buda ic basinc dis basinc ayarlamasiyla orta kulaga hava gondererek yani burunu tikayip havayi iterek ayarlanir iyi ucuslar

Ne zamandan beri uçak bakımlarını pilotlar yapıyor monkey kardes?
Adamlar son isten çıkartmalarla birlikte epey fazla eleman kaybı yaşadı. Teknikte ki adamın ısını iyi yapmasına bagli kısaca isin. Adam amca yeğen torpiliyle gelmediyse sıkıntı yok. Bunları THY veya Anadolu jet e bok atmak için söylemiyorum yanlış anlaşılmasın. Hatta bı yere uçacak olsam THY dısında başka havayolu tanımam ama itz di futbol detz di futbol vat ken ay dü?

:) oyle oyle.

Hizmet puanı sizi pek ilgilendirmiyor galiba, çünkü o puanı batıya gelmek için kullanacaksanız neden ilk başta batıda olma imkanı varken doğuya gidesiniz ki!

ex sevgilim erzurum hınıs'ta ingilizce öğretmeni. gittim gördüm duydum izlenimlerim ->

1- insanlar heryerde ki gibi dedikoducu ancak az populasyon bu dedikoduların daha hızlı yayılmasını sağlayan bir faktör.

2- iki sene evvel kurban bayramı ertesi gitmiştim kasaplarda adam gibi kırmızı et yoktu neden diye sordugumda bayramda hemen hemen her ailenin kendi kurbanını kestiği için kimsenin kırmızı et almadığını dolayısıyla satmadıklarını söyledi kasaplar.

3- sinema sosyal hayat falan unut. en büyük eğlence saz çalan anadolu yiğidi olur sana. hınısta saat 21 00 den sonra pek fazla insan olmuyordu sokaklarda

4- kış şartları ağır hınıs erzurum ilçesi ama kışın 3-4 saat baharda kar yokken 2 saat uzaklıkta merkeze.

5- balık yemeği de unut , yada siyah lucky strike içiorsan bulamamayı göze al.

6- tek tek her içkinin fiyatını sormadım ama şaraplar pahalıydı istanbul ile arada fiyat farkı vardı . cumartesi 1 lt 38 liraydı mesela ( kazık o kadar büyükki 2 sene sonra bile akılda kalmış ) tekila jager bailes falan zaten default yok.
alternatif kafa güzelleştiriciler ise istanbul piyasasının 5 te 1 i fiyatındaydı ki bu tek güzel yanı (;

7- doğası güzel, hazine avı merakı falan varsa baya bereketli

eskişehir yaz

fransızcaya benziyor türklerin aksanı. avrupa'ya gitmiş türk arkadaşlarımı hep türkçe konuşurken fıransız sanmışlar. oradan biliyorum.

türk aksanı olarak tanınacak kadar meşhur değil, ama türklerle vakit geçirmiş birisi mutlaka tanır. mesela ben kesin tanırım türk aksanını.

ama nasıl derken, ne kadar anlaşılır olduğunu soruyorsan eğer; bence bir fransız veya çinli aksanına göre çok daha anlaşılır bir aksan.

bariz bi sekilde turk oldugu belli oluyor.

piliz
ay em sütüdent

filan

fransizca aksananina benzedigi konusuna katilmiyorum. dillerle alakasi olmayan birinin sallamasidir bu.

Amerika'da benim Alman olup olmadığımı sorarlardı, ben de "Almanca biliyorum ya, her halde o yüzden aksanım kayıyor" diye düşünürdüm. Almanya'da yaşamış İngiliz arkadaşım "Amerikalılar aksanlı birini birkaç grupta toplarlar; Almanlar, Fransızlar, Hintliler, Çinliler. Başka gruplara yakın olmadıkları için seni Alman grubuna yakıştırmışlar, yoksa aksanın almanlara benzemiyor" dediydi.
Evet Türkler her yerde, ama her yerde yoğun değil. Ben de tanırım türk aksanını. "Th" çok ayrıştırıcı, bir de "determine" ne kadar çok arkadaş bunu "ditermayn" diye okuyor hayret ediyorum. Kesin Türk çıkıyor.

galiba ulaşılabilecek maksimum kombo sayısını gösteriyor.
ektra zarar kazanıyordun yanlış hatırlamıyorsam.