game boy. ve tetris aterisi vardı 1 in 50 1 in 500 gibi. dediğini hiç duymadım. ve zannetmiyorum. renksiz bir oyundu. mesela pac-man daha yorucu veya snow bros vs vs arttırabilirsin.

tetris şampiyonaları var yani bütün dünyada yaygındı aslında.

www.youtube.com

90'lar çocukları teknolojik her şeye merakla bağlandı. Atari salonuna gittiler, tetris aldılar, televizyon atari kasedi bağladılar. Aklıma gelen tek zarar atarinin televizyonu bozar endişesiydi. Onu da babaannem söylerdi.

Pokemon go gibi 1 yazi vurup gecmisti. Oyle cok kalamadi zaten, pili bitenler cope gitti.

seiko 5lere bakabilirsiniz

Nadir rastlanılan, sevilen, özlenen arkadaş gibi benim için.
İyisi kötüsü yok. Özlemi giderecek kadar bile yetmiyor bana.

ben de çok beğendim öncekine göre. sayfa az diye kızıyorlar ama sanki bu sefer daha çok şey sığsın diye karikatürleri küçültmüş gibi geldi.

Bu sayı gayet güzeldi. Hurmiş hala aklıma geldikçe gülüyorum.

geçen sayısını alamadım ama bu sayıyı da beğendim. bu vesileyle geçen sayıyı göndermek isteyen olursa kabul edebilirim =)

geçen sayıya ben de talibim. çılgınlar gibi aradım bulamadım. ücretini de ödeyebilirim.

ben de bu sayıyı daha çok beğendim, bir mucize gibi kucakladım. kapağı bile aşırı güzel.

dupicate finder niyetine yani.

bildiğim kadarıyla herkes uydunet in modemlerinden şikayetçi. modemi değiştirmek yerine ona bağlı çalışacak bir ap ya da router almayı da düşünebilirsiniz

kablo modem alternatifi pek fazla yok maalesef, her modelde giderek kalite daha da düşüyor yorumlara bakarsak. sanırım sadece ben çekiminden şikayetçi değilim, gerçi ev biraz küçük ama modemi evin merkezinde konumlandırınca her yerden çekiyor, hatta evin 20 metre ötesinde bile.
çevrenizde kullanılan kablosuz ağ kanallarını bir kontrol edip, hangi kanal daha az kullanılıyor veya hiç kullanılmıyorsa modemin ayarlarından ona geçiş yapmayı denediniz mi?
eğer böyle de olmuyorsa, üstteki arkadaşın dediği gibi ekstra bir router/access point kullanmanız daha kolay olur.

kisa +1 router alıp ona bağla. çünkü kablonete yeni abone olanlar bile, bizde modem yok kendi modeminizi kendiniz bulun cevabı alıyorlar.

Geçtiğimiz günlerde bir arkadaşım için buna benzer bir duyuru açmıştım.
Her modem uydunet ile uyumlu değil malesef. Sizinkinin bir üst modelini 400 lira gibi bir fiyata n11'de netmaster'ın kendi mağazasında bulmuştum. Şu an baktım, ilanda yok. Muhtemelen kalmamıştır. Ürün bu: NetMASTER CBW-383ZN

www.google.com

Bu arada kendi evimde de bu ürünü kullanıyorum. Kötü bir modem. Piyasada en rahat bulabileceğiniz alternatif olduğu için yazıyorum, almayın.

Modeminiz sorunsuz çalışıyorsa router alın, sinyal güçlendirici alın; en kolayı, en ucuzu o.

islek biryerde olan bir evi komple kiralayin, daha sonra odalarini gunluk airbnb uzerinden kiraya verin.

Örnek gösterebilir misin?

evernote depoluyor ama excel'e atabiliyor mu denedim.

exceli aç, data>from web'i tıkla, web sitesinin adresini gir, metni getirsin.

örnek site veriyorum:
www.studcivi.com

Paragraph style bölümüne girerseniz orada yerlerde yazı dili denetimi kısmı olacak onu Türkçe yapıp ok derseniz. Yazılarınız Türkçe dil seçeneğine göre denetlenir.

Ben google photosa yukledim online depolama wireless depolamaya alternatif olabilir wireless depolama hakkinda marka model bilgim yok

wireless depolama çözümleri çok yavaş özellikle büyük datalar için, yerine kablolu network bir şey kullanmak daha mantıklı en kötü usb 3 sürücüler

bilgisayarda 3 tane hdd var backup vs onlara alıyorum telefonda dropbox ve google drive bulut hizmetlerini kullanıyorum.

e-kitap ta 0 dı en son

ilk defa senden duydum böyle bir şey... gerçek mi emin olamadım.

yayıncıların sistemlerinde bu gece kdv güncellemesi olacağı bilgisini duyduğum için sizlere de sormak istedim o nedenle. ilgili bilgileri aşağıya yazıyorum:

2- Sertifikalı yayıncıların kitap ve süreli yayın teslimi

7161 sayılı Kanun’un 17. maddesi ile KDV Kanunu’nun 13. maddesine eklenen (n) bendi ile Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yayıncılık sertifikası verilen yayıncıların kitap ve süreli yayın teslimleri KDV’den istisna edilmiştir. Tam istisna kapsamındaki bu teslimleri yapan yayıncılar da indiremedikleri KDV’nin iadesini talep edebileceklerdir.

Bu istisna, 7161 sayılı Kanun’un 69/a maddesine göre Kanun’un yayımını izleyen aybaşı olan 1 Şubat 2019 tarihinde yürürlüğe girecektir.

haber gerçek değerli okurlar. ama tabi hedef kitleye pek hitap etmediği için çok duyulmadı sanırım.

kitap fiyatlarında düşüş de olabilir yayınevleri aradaki farkı cebe de atabilir.

Asus AC52U'dan memnunum.

Buyur hacım;

forums.adobe.com

affınıza binaen, bir imajı, çerçeveye past into ile gömdük diyelim bunu komut vererek tekrar dışarı çıkarmak mümkün mü?

Ne istiyonuz olm yaşlılardan bırakın binsin. Azaltmaz. Önemli olan para değil paranın karşılığı

Ogrenciden para alinan bir ulkede sirf yasli duruma geldi diye para alinmayan bir sacmalik. Hos hasta olan yaslisi genci farketmez herkes aracini seferber etse bedava olmasa 2 durak binen teyze amcalar olmaz biz de rahat ederiz.

ne azaltması ayaklarını otobüse atmazlar. iyi de olur.

cok kaba bir soru bu. bu soruyu sordugun icin utanmalisin.

azaltmaz hayir.

ek: efem, bizim kulturumuzde buyuklere saygi vardir. bu soru da buyuklere saygisizlik iceriyor. bu sebepten oturu kaba bir soru oldugunu soyledim. yaslilar size ne yapti arkadas? yer vermiyorsan verme, kafana baston mu dayiyorlar? adam o yasa gelmis, topluma ve ulkeye katki saglamis. omrunun kalan son birkac yilini da birak otobusle gezsin tozsun yahu. sizden izin mi alacak? bu cokbilmis zihniyet cok tuhaf, her sey onlarin istedigi gibi olacak. size katiyen katilmiyorum.

%50 azaltir

Mesai başlangıç ve bitiş saatlerinde ücretli olsa o da yeterli bence.

65 yaş üstü insanların acaba kaç tanesi keyfi olarak gezmeye çıkıyor o kalabalık saatlerde.

böyle bir soru sorduğun için kesinlikle utanmamalısın. daha bugün bir otobüste 3-4 kişilik yaşlı bir teyze grubu otobüse binemeyecek gibi oldular çok dolu olduğu için ve alttan alttan birileri inse bari bizim binmemiz lazım gibisinden bi şeyler gevelediler. düşün orada bir sürü insan var neredeyse hepsi öğrenci ve bedava bindikleri otobüste daha fazla hak talep ediyorlar. ha bu arada konserve gibi gitmek istemeyenler dolmusa biniyorlar daha pahalı tabii ama bu yaşlılar da pek tabii öyle yapabilir ama yapmıyorlar neden çünkü bedave.

kesinlikle azaltır.

Ulaşım imkanlarını arttırmak yerine yaşlı insanların haklarını elinden almanın niye tercih edildiğini anlamıyorum. Sizi bu konserve istifi ulaşım sistemine mahkum kılanlara tepki göstermezsiniz, 80 yaşındaki insanın metrobüse binmesine kızarsınız. Bu tıpkı izin gunümüz yükselsin demek yerine öğretmenlerin izin günü düşsün demeğe benziyor.

Yaşlı insanların hakkı diye bir şey yok hocam. Seçimde oy tirtiklamak için benim paramla ötekini finanse etmek var. Hakkı varsa parasını verdim binsin. Öteki türlüsü hak değil hak yemek oluyor.

Bence de yapılmalı 25 kuruş. Yaşlılar keyfi bir şekilde sosyalleşmek için toplu taşımayla en yoğun saatlerde saçma sapan şehir turu yapıp otobüste rastladıkları mahalle arkadaşlarıyla boş muhabbet yapacak diye ben okuldan dönüş saatimde ayakta kalıyorum. Bi gruba ulaşım bedava olacaksa öğrencilere olmalı, yaşlılara yarı fiyatı olabilir. Bizde tam tersi..

@essoist çoğu keyfi çıkıyor. İki poşet sebze almaya metroyla 25 dakikalık yol yapıyorlar.

@biravekahve nereye tepki gösteriyoruz söyle gösterelim. sen nereye gösterdin tam olarak ben de oraya göstereyim ona göre.

Çok şükür sizin gibi bi kaç kişiyle olmuyor bu işler,sosyal devlet anlayışı az da olsa devam ediyor.

bedava olan her şey suistimale açık maalesef.
kimse yaşlılar otobüse binmesin gezmesin dolaşmasın demiyor zaten. Çok küçük bir meblağ çok şey fark ettirecektir diyorum sadece. 25 kuruş diyoruz sosyal devlet diyorlar.

örneğin, devlet hastanelerinde muayenelerde katılım payı alınıyor örneğin, 5-tl civarında, tamam üst üste koyunca büyük bir meblağ oluyor, kronik hastalığı olanlar için zor birşey bu düşürülebilir ama o ücret de alınmasa hastanede ayak basacak yer kalacağını düşünmüyorum.

Kesinlikle azaltır. Zaten erken saatlerde ve iş çıkışı saatinde 65 yaş üstüne ücretli olmalı. Gün içinde yaşlılar binebildiği kadar binsin.

Kesinlikle azaltir. Birsey bedava ise cikki cikiyor. Illa bedava yapilacakza birilerine asgari ucretluye yapilsin. Yaslilarin tamami is olsun diye otobuse biniyor. Burada tam liselilerin cikis saatinde butun yaslilar cami turizmine basliyor. Ve hic utanmiyorum alayinin o otobuse binmemesi gerekiyor. Ayrica yeri gelmisken bu bedava kartlarda da buyuk dolap dondugu kanaatindeyim. Bi bakin basilan kartlara on tarafta bekleyen. En az ucte biri ucretsiz kart. Nereden bu degirmenin suyu?

Ekmek almaya, namazı başka camide kılmaya otobüsle rastgele yerlere giden dayılarla dolu yaşadığım mahalle. Büyüklere saygı gerektirecek bir ortam değil. Kazanılmış bir hak ile oturduysan kimsenin seni psikolojik ve fiziksel şekilde taciz edip yer istemeye hakkı yoktur. Senin kişisel ahlak çerçeven içerisinde şekillenen bir durum söz konusu. İnanın gerçekten oturmaya ihtiyacı olan insanlar her yönden belli oluyor. Salak salak laflarla otobüsteki insanları yanına çekip sizi sindirme amaçları olmadığı gibi tek derdi işini halledebilmek. Sosyal devlet anlayışı toplumun sadece bir bölümüne karşı sağlanan imkanlardan ibaret değildir.

Saygı da, sosyal devlet de böyle olacaksa hiç olmasın.

biravekahve +1

Arkadaş sorun yaşlıların toplu taşımayı kullanmaları değil. Toplu taşımaların yetersizliği. Bunu anlamak çok mu zor? Yaşlıymış da işi yokmuş da bilmem ne. Bir de memlekette herkesin ne önemli işleri varmış. Gördükçe şaşırıyorum. Aynı ülkede yaşamıyoruz herhalde. Ulaşım hakkı, önemli işlere tabii değil neyse ki. O yüzden önemli işleri olmadığı halde binebiliyor insanlar!

Kocaman insanlar olmuşsunuz. Nereye, nasıl tepki göstereceğinizi de bir zahmet kendiniz bilin. Bu konuda kim ne çalışma yapıyor, insanlar nasıl örgütleniyor, bulması zor değil. Bulamadınız mı? Siz oluşturun o zaman kamuoyu.

Ben de oturduğu yerden, yaşlılar binmesin diyen zihniyetle aynı otobüse binmek istemiyorum. Ama mecbur kalıyorum işte!

@proletarier aller lander vereinigt euch

Nick-entry bu kadar uyumsuz olmamalıydı,nicke yazık olmuş. Alacağın her politik tutum burada yaşlılar az binsin demekten daha faydalı olur. Her tutum diyorum bak,aklına gelen her şey.

ulaşımın daha iyi olmasıyla yaşlıların bedava ulaşım hakkını sömürmesi tamamen farklı konular. Otobüsler dakikada bir de kalksa yaşlılar aynı tutumu sergiledikçe doluluk olacaktır. ayrıca olayın ekonomik boyutu da var ek seferlerden dolayı.

@sumuklurakun teşekkürler

Bunun yarısı bile olsa yeterli, autocadi 10 yıllık onboard ekran kartlı laptopta kullanıyorum.

eğer bu bilgisayarı sırf autocad için alıyorsan alma.

daha düşük modellere de bakabilirsin.

ben de ABD den ufak bir şey getirtmek istiyorum yakında gelecek varsa mesaj lütfen...

Yazın açık oluyo diye biliyorum

Metroda otomatlar haline döndü o iş

Açık olması gerekir çünkü dershaneler vb. yarın açık, en çok işi haftasonu yapıyorlar. Olmazsa karanfil sokakta gür ozalit var.

Dün oradaydım ve aynı soruyu sordum: açık değilmiş. Komple çarşı kapalı dediler

word ayarlarinda var bu secenek, ama tam olarak nerde oldugunu bilmiyorum

30 yasina geldim hala six ile eight i karıştırıyorum bazen.

Affect-effect

ben eskiden karıştırdıklarımdan aklımda olanları yazayım. şu anda olan aklıma gelmiyor.

thrive strive contrive derive deprive

tough though thought through thorough

conceive deceive perceive

rigorous vigorous

impugn repugn(ance)

impose repose

eminent emanate

immigrate - emigrate

diary
dairy

import/export
desert/dessert

treat, threat
flavor, flour
soap, soup

vulnerable-invulnerable

bir arkadaşım place ile palace ı çok karıştırıyordu

compliment complement

lie lay laid lied

youtu.be

maya angelou çok rahatlatıcı bir sesi ve dolu bir hayatı var, bu da onunla yapılan röportajlardan biri

richard dawkins.

canım sıkılınca ted konuşmalarını açıp dinliyorum, o derece...

Kaan Kural.

Adam ne anlatsa dinlenir. Çok güzel anlatıyor.

kulağını kanatacak kişi de kesinlikle Zizek.

Levent Pekcan

zaman zaman. benim bu aralar en çok takıldığım son iki harfin ters yazılışı. bunnu giib.

Hiç yaşamıyorum neredeyse. Belki toplam 10 kere olmuştur ömrüm boyunca. 10 parmak kullanıyorum.

çok yaşıyorum, neredeyse her gün büyüklü küçüklü e-postalar atmak durumundayım. dedim ben sana'nın dediği de oluyor. bir ara sanal disleksi miyim acaba diye düşünüyordum, o derece hem de.

hızlı ve dikkatsiz yazmaktan sanırım, acele etmemeliyiz belki de...

Yep

BUNun için kursa yazıldım. Hayat kalitem düştü resmen.

yorgunsam başıma geliyor.

Alışık olmadığım veya sevmediğim bir klavyedeysem oluyor. Bende daha çok boşluk tuşuna bassam da tuşun algılamaması oluyor ki o da benim uyuz laptop klavyemle ilgili sanırım.

Onu da son iki harfin ters yazılışını da sık sık yaşıyorum. 4 parmakla hızlı yazmaya çalışınca böyle oluyor sanırım. 10 parmak yazmayı öğrenmek lâzım ya.

Hiç yaşamıyorum, shift için serçe parmağı kullanıyorum zaten basmak zor oluyor hızlıca bırakabiliyorum.

Yedi Parmak Yazıyorum :)

Koskoca microsoft bile Word'e bu hatayı otomatik düzeltme özelliği koyduğuna göre herkesin sık yaptığı bir hata.

Ben de yaparım. Ama şöyle daha sık yaptığımı fark ettim. Ben hep sağ serçe parmağımla sağ shift'i kullanırım. Sağ serçe parmak ile sağ shift'e bastıktan sonra büyük yazacağım harfe de yine sağ elimle basıyorsam, ve sonraki küçük harfi sol elimle yazıyorsam daha sık oluyor. Mesela MAyıs yazarken oluyor. Ama sağ serçe parmak ile shift'e basarken büyük harfi sol elimle, sonraki harfi sağ elimle yaparsam olmuyor. Mesela Ağustos yazarken olmuyor.

H@yır, benim a h@rfi cortl@dı, şu @n d@h@ büyük sorunl@rım v@r benim.

(bkz: civelek taburu)

Reha Çamuroğlu'nun Son Yeniçeri adlı kitabı, kabul edilen yeniçerilere bakıştan daha farklı bir bakış açısını ihtiva ediyordu. Tavsiye ederim.

Uzmanına danışmak lazım tabi, birini tavsiye edemeyeceğim bilenler yazsın fakat örümcek bebek yürüteçi kullandı mı, çocukların parmak ucunda yürümesinde büyük etkenmiş, çocuk gelişimcileri hiç önermiyor.

yürüteç hiç kullanmadık, elektrik süpürgesine dayanıp dolaşıyordu ilk zamanlar.

sadece parmak ucunda yürüyor diye öyle olmaz, çoğu çocuk belli dönemlerinde parmak ucunda yürüyor. farklı belirtileri de olmalı boşa evham yapmayın, internetten araştırmayın bilgi kirliliği çok, rahatlamak için uzmana danışın bir an önce:)

iletişimi normal, 20 aylıkken iki-üç kelimelik cümle kuran, kızlara öpücük atan hareketli neşeli bir çocuk otizmli olmaz.

sakin olun, çocuğu hastanelerde kliniklerde süründürmeyin.

4 tane var begenerek kullandigim. Butcenizi belirtin ki ona gore oneriler daha saglikli yapilabilsin..

ek: marko mahcubyan - marqopasa farklı nickle de olsa hala aktif midir?

twitter.com güncel hesabı

Önüne halı sürüyoruz biz. Bu kapı paspası gibi olanlardan. O zaman daha az dağılıyor kum.

Kedili evde halı zor, koca evde 2 tane ufak halı var bu yüzden. Kedili ev hergün süpürülmesi gerek ayrıca.

şu anki kedi tuvaleti nasıl? üstü açık standart olanlardan mı?

@kablelvuku

üstü kapalı kapaklı. koşarak çıkıyor mübarek

üstten girişli yapmayı düşünüyorum ben tuvaletini, hazırı da varmış şöyle:
www.hepsiburada.com

hahaha ne komik ya kahkaha attım modele. takipteyim.
kedi .okuna balıklama atlar gibi:)

Genç kediler kullanır da şişko ve yaşlı kedi için uymaz o tepeden atlamalılar.

elekliler hiç iyi değil, kediler eşeleyemiyor tırnakları takılıyor hep. klasik kum kaplarından vazgeçmeyin, çeşit çeşit denedim, hiçbiri olmadı. en iyisi nalburlardan (git:urun.gittigidiyor.com şöyle bişiy kestirip önüne koymak. baya savrulmaların önüne geçiyor

m.trendyol.com

+kapalı kedi tuvaleti

Çöpe atmak.

benimde elimde bir miktar var ve ne yapacağımı bilmiyorum :)
çıra iyi fikirmiş. öyle bir imkanım yok ama sen yap.

önce suyun içinde kaynatıp steril edin, sonra bu çubuklarda maket bir şeyler yapabilirsiniz hiçbir şey yapamaz iseniz kebap şişi olarak kullanırsınız.

cok alakasiz olacak ama, araba ciksa bile onun kdv ve otv'sini senin odemen gerektigini biliyor muydun? astari yuzunden pahaliya gelir, iyi ki cikmamis :)

Üst üste her biri birbirinden hafif açıyla yapıştırarak ekzotik bir kule tasarımı yapabilirsin.

@crucio;

Hayır ötv kdv dahildir bu kapmanyalara, yani aracın ötv ve kdvsini yatırıp size öyle vermek zorundalar. Kampanya şartlarında da yazar.

Fakat sigortası, kaskosu, ruhsat plaka çıkarma masrafları vs gibi önemsiz kalemler talihliye ait.

Aynen para vererek bayiden araç almak gibi, aracın bedelini kdv ve ötv sini bayiye ödüyorsun ve kalan işlemler sana ait. Bayinin sorumluluğu yok ama isterse ücretli ve hediye olarak diğer işlemlerin takibini yapabilir.

ötv kdv firmaya, veraset intikal kazanana ait. ruhsat sigorta plaka vs. 150bin tutardı.

Tam yerini bilmiyorum teknoparkın ama ostim ve ivedik organizeye ulustan dolmuşlar var, yakınından geçen vardır.

ostim metrosundan ivedik osb'ye ring var. lakin teknopark ankara'nın ne kadar yakınından geçiyor bilemedim.

edit: güzergahına baktım (çizerek değil, sokak adı yazarak koymuşlar), anladığım kadarıyla çok yakınından geçiyor.

Açılın Teknopark’ta çalışıyorum.
Ostim metroda in sola dön 234 belediye otobüsüne bin. Teknopark ta indirin beni de.

Homoseksuel cikacak teklif edecek diye korkuyorum. Denk geldi birkac kez.

stavro +1

Bir ticari ilişki yoksa aramızda beni mutlu ediyor.

eğer beyefendi, hanımefendi kıvamında arada mesafe bırakan bir kibarlıksa daha rahat oluyorum, sınırlarımız belli, kimse ötekinin çizgisini aşmayı düşünmüyor.

ama yok eğer samimiyetle karışık bir kibarlıksa rahatsız oluyorum, yapmacık geliyor, özellikle yeni tanıştığım insanlarda. kesin bir puştluk çıkar altından diye bakıyorum.

ülkemizde kibar kalabilmek çok zor. insanların kibar davranıp dikkate alınmadığına ya da kırıldığına çok şahit oldum. tabii benim bahsettiğim birinin karşısında eğilip bükülme değil; birine yol verip buyrun önce siz geçin demek, bir şey için teşekkür etmek ya da hakaret etmeden hakkını aramak...kendim de tepki olarak formal bir kibarlık edindim. karşımdaki hemcinsimse başta beni soğuk bulduğunu, karşı cins ise dominant biri olduğumu düşündüğünü söylüyor. alışık olmadığından bir bit yeniği arayan çok oluyor ama zamanla alışıyorlar.

oncelikle youtu.be ?

-yabanci-(erkek-erkek) kibar davranmasi ve ustune cok iyi davranmasi, yardim bile etmesi o kisinin senden hoslandigini gosterir. endiselenmiyorum. sonucta benim cinsel yonelimim belli. insanlar insanlardan hoslanabilir, suc degil bu.

Birinin içtenlikle mi yoksa içten pazarlıklı mı kibar davrandığı hemen belli oluyor. İlk gruptan biriyse mutlu oluyorum, ikinci gruptan ise koşarak uzaklaşıyorum. Ama ikisinde de tedirgin olacak bir şey göremiyorum.

Türk lirası değer kaybedince mallar daha ucuz olmuş oluyor, dışarıya göre.

Dolar 3 lira iken 30 liralık mala 10 dolar veren alıcı; dolar 6 lira iken 30 liralık 5 dolar vermiş oluyor.

Muhtemelen bundan.

kurun yükselmesi ihracatı olumlu etkiler. ihracatçının rekabet gücü artar.

100 tlye malettiği ürünü eskiden dolar 4 tl iken 30 dolara satıp kar ediyordu.
şimdi 25 dolara satsa daha çok para geçiyor eline. haliyle fiyatı kırıp diğer ülkelere göre avantajlı oluyor. avrupadakiler vs onu alıyor

çin in milyarlarca dolar alıp yuanı kasıtlı olarak düşük tutması o yüzden

Arkadaslar yuksek kurdan dolayi oldugunu yazmislar,onumuzdeki aylarda bitecek mi sorunun cevabi kur yuksek oldugu surece ihracatrakamlari beklenenin uzerinde olacak ama ilk baslangictaki hizli cikislari yakalayamayacak.

Dovizin stabil oldugu hatta geriledigi donemlerdeki haberleri incelersen tusiad in sanayicilerin hukumete baski yaptiklarini,inceden isyan ettiklerini gorursun.bu eldeki stoklar meselesi degil,belli girdilerin dovizle olsa bile tl ile karsiladigin girdilerde onemli miktarda fiyat avantaji yakalar ve bunu kullanirsin.

en basiti petrol uzerinden gidersek,bir kac sene oncesinde dunyanin en pahali benzini meseleleri varken bugune baktiginda hemen yan komsu yunanistanda diesel 1,44 euro yuvarlak hesap 10 lira,bulgaristan da 2,10-2,20 leva yaklasik 8 lira bizde 6 lira seviyesinde.sadece urunun nakliyesinde bile minimum yuzde 25 daha ucuzlamis durumdasin

Konya da amortisor ve aksam ureten bir musterim MAN trucks la uzun zamandir gorusuyor ama ortak fiyatta birlesemiyordu.simdi gelen siparisi karsilayabilmek adina tek vardiyadan 3 vardiyaya cikarildi.benden 15 ginde bir arac isterken simdi haftalik iki arac istemeye basladi muhtemel 3 e cikacak bu.

Evet tamamen dolar kuru ile alakalı, bizim 300 TL'ye sattığımız ürün dolar 4 iken 75 dolara satamıyorduk Avrupa'ya. Bizden kalitesiz olduğu halde Bulgaristan ve Romanya'ya tercih ediliyorduk.

Fakat şu an aynı ürünü 330 TL'ye satıyoruz, dolardan dolayı maliyet %10 arttı. Ama dolar karşısında ürün 55 dolara denk geliyor, adam daha önceden Romanya'dan 60, Bulgar'dan 65 dolara ürün alıp bize tercih ediyordu. Şimdi bizden 55 dolara alıyor, ki en yakın zamanda 60 dolardan vereceğiz çünkü ürünlerimiz Roman ve Bulgar'a karşı daha kaliteli.

Çünkü 1000 Dolara sattığınız mal hala 1000 dolar. Ama bu hesabı aptal gibi Türk Lirası tutarsanız yaptığınız ihracat bir yılda iki kata yakın artmış oluyor.

scontent-mxp1-1.xx.fbcdn.net

www.yesilkoyelektronik.com

En az 550watt olmalı.
Yukarıdaki. Linkte bir tane 600watt lik var. Benzer bur şey bakabilirsiniz

Yalnız şuna dikkat edin, eğer o ürünün içinde AC motor varsa sadece gerilim değil frekansta önemli sizin için. Amerika elektrik 60 hertz, Türkiyede ise 50 hertz. Eğer ürünün içinde AC motor varsa, alacağınız çeviricinin bunu da çeviriyor olmasına dikkat edin.

Mutlaka ac motor kullanıyordur, herzt önemli +1.

Merak edip biraz kurcaladım, türkiye'de de satılıyormuş. Demek ki 220 volta uygun üretimi de var, zaten TR satılanı 900 watt. Avrupa'da satılanlardan arayıp bulsanız daha kolay olur sanki, yine amazon ve ebay ile.

Yanlız aynı işi gören korkmaz,arzum,karaca gibi markalar da var, fiyatları da ortalama 600 TL.

Neden özellikle bu marka?

bahsettiğim ürün için şu dönüştürücü uygun mudur? ben sorun yok gibi anladım ama terübelerinize ihtiyacım var:

www.amazon.com

Bana sanki trafolu değil de smps bir adaptör gibi geldi, yani torklu güçlü bir ac motor için boyunu beğenmedim. 2000 watt diyor ama, bilemedim.

- Market alışverişi yaptığımda kendi bez çantamı götürüyorum. Poşet aldığımda ise evde mutlaka gerekecek bir zaman için biriktiriyorum.
- Sahaflardan kitap almaya çalışıyorum.
- Sıvı deodorant ya da roll-on kullanıyorum. Klasik deodorant kullanmıyorum.
- Bozulan eşyalarımı önce onarmayı deniyorum yenisini almak yerine.

askerdeyken bol bol izmarit topladım.

Benim yaptıklarım hem doğa hem de biraz insan sağlığı için

.Doğada yürüyüş yaparken yerde bulduğum çöpleri, plastikleri toplarım.
.Evdeki çöplerimizi kağıt-plastik-cam olarak ayırıp atıyoruz.
.Plastik poşet kullanmıyorum.
.Dışarıdan mümkün olduğunca su almıyorum, evde arıtma suyu kullanıyoruz. Dışarı çıkarken, spora giderken yanıma evdeki sudan alıyorum.
.Evde temizlik için kimyasallar, çamaşır suları vs vs kullanmıyoruz. Sadece buhar makinesi ile temizlik yapıyoruz.
.Bulaşık deterjanı ve sabun olarak Turmepa, Frosch gibi nispeten çevreci markaları kullanıyoruz.
.Çamaşır makinesi deterjanını evde yapıyoruz, yumuşatıcı yerine sirke kullanıyoruz.
.Kozmetik ürünlerim için cruelty free markaları tercih ederim her zaman.

Geri donusum kutusu varsa ona atiyorum atiklarimi. Baska da yok. Agac dikecegim useniyorum.
Doga icin yaptigim iyiligi de icinde canlilar yasadigi icin yapiyorum en nihayetinde. "Doga icin" diye bir sey yok, doga kim?

*bakım ürünleri için cruelty free ürünler kullanmaya çalışıyorum. ayrıca hiç makyaj yapmama sebeplerimden biri de hayvanların üstünde test yapılması ve kimyasal kullanımı
*yumuşatıcı vb kimyasal ürünleri tamamen çıkarttım hayatımdan. sirke kullanıyorum.
*duş jeli vb ürünleri de hayatımdan çıkaralı çok oldu. mümkün mertebe doğal sabun kullanmaya çalışıyorum
*kendi arkadaş grubumuzda takas grubu kurduk. artık lazım olmayan veya ihtiyacımız olan bir eşya varsa önce grubumuza soruyoruz. ordan halletmeye çalışıyoruz
*ofiste mutlaka müsvedde kağıt kullanmaya teşvik ediyorum ekibimi
*su ve elektrik tüketiminde çok dikkatliyim. maydanoz vesaire yıkadığım sularla balkondaki çiçeklerimi suluyorum, sonra kaktüslerimin dibinden maydanoz falan çıkıyor ama olsun :). duşta ve diş fırçalarken suyu açık bırakmıyorum. ışıkları mutlaka söndürüyorum odadan çıkarken ve tasarruflu ampüllerden kullanıyorum
*deodorant ve parfüm kullanmıyorum, çiçek aromalı kolonya kullanıyorum, kıyafetlerimin arasına kuru lavanta koyuyorum falan
*çamaşır ve bulaşık makineleri tam dolmadan çalıştırmıyorum
*alışverişe çantayla gitmeye başladım, bu plastik poşet işini minimum düzeye indirmeye çalışıyorum
*sokağa asla çöp atmıyorum, evde de mümkün mertebe çöpleri ayırıyorum, çöpün kenarına asıyorum toplayanlar ordan alsın diye

Meyvelerin çekirdeklerini mümkün mertebe çöp yerine toprak alanlara atmaya çalışıyorum.

* mümkün oldukça bez torba ile alışverişe çıkıyorum
* çöpümü ayrıştırmaya çalışıyorum
* aile ve arkadaş grubumuzla çocukların giysilerini değiş-tokuş ediyoruz
* Yaklaşık 5 senedir bulaşık makinasında parlatıcı yerine beyaz sirke kullanıyorum
* guerrilla gardening /seedbombing - tohumları toprak içine sıkıştırıp yürüyüş yaparken toprağa bırakıveriyorum :), yediğimiz meyve çekirdeklerini de öyle
* Meyve / sebze yıkadığım suyla balkondaki çiçekleri suluyorum, balkonu yıkıyorum - ama bazen üşeniyorum buna. Keşke daha kolay bir yolu olsa
* evdeki ampuller tasarruflu / led
* Klima kullanımı minimumda
* Kışın kombi düşük ısıda - inan daha sağlıklı

*bagu bez torbalarimla alisveris yapiyorum. eve giren torbalari cop torbasi yapiyorum.
*kullanilmayacak hale gelmedikce esyalari atmam. dikerim, yapistiririm, tamir ederim.
*is olsun diye alisveris yapmam.
*suyu bos kullanmam. dogalgazi costurmam, hirkayla otururum.
*kampa falan gidince etrafin copunu toplarim.
*gidalari da suursuzca alip curutup atmam. disarda yiyorsam yiyecegim kadar soylerim. baskasindan kalanlari da kediye kopege tasirim.
*plastik kapaklari da biriktiriyorum.
*disari cikarken evdeki sisemi doldurup cikiyorum.

2- eksisozluk.com

ülkedeki kriz chavez öncesi kaynaklı. bizimki gibi her türlü kaynaklarını ve topraklarını yabancılara peşkeş çektikleri bir dönem geçiriyorlar.

tabii petrolleri de var, asıl onu sömürtüyorlar.

chavez gelip bir sürü şeyi millileştirince ambargoya varan yasaklar yiyorlar ABD'den. kendisinden önce dudak uçuklatacak büyüklükte ekim alanları alan yabancı yatırımcılar ülkeyi isyana teşvik etmek için ekmeyi biçmeyi kesiyorlar. hani işsizlik artsın diye.

chavez napıyor? ekilmeyen toprağın sahibine öyle büyük ceza veriyor ki toprak tekrar işleniyor.

hatırlatayım chavez bolivarcı. castro ve guevara'nın bolivarcı kübası gibi bolivarcı.


chavez dönemindeki ekonomik zorlanma bizim yaşayacağımız ekonomik zorlanmaya benziyor zira her şeyi, her şeyi verdik. üretimi sıfırladık.

bu kim gelse olacak, anlatabiliyor muyum. üretim yok, peşkeşlerin değeri aldıklarımızdan çok, çok, çok daha fazla ama biz altın standartsız kağıt parçası üzerinden dünyada yayılmış rezerv para diye borçlandık. borçlanma ekonomisinden devam edildi. üretim ekonomisinden değil. gitti en son şeker fabrikalarını sattı.

maduro bize yancı olmuyor. öyle bir şeye ihtiyacı yok. fikirleriniz bu kadar önden hazır olmasın.


maduro avrasya ekseni ile beraber hareket ediyor. belki bazılarınız anlamıyor ama yeni dünya düzeni bumerang gibi geldi batıyı alnından vurdu. almanya kurtaracak, belki ingiltere de ama abd için bu o kadar kolay olmayacak.

her şey doğar, gelişir ve ölür. illa bahis oyanayacaksanız yanlış atlara oynuyorsunuz, bu bir.

4 ülkeyi dağıtmak için kurulmuş, IŞİD'in boşalttığı yerlere kolları ABD bayraklı formalarla dolup yerli popülasyonu yok ederek yerine yerleşmiş bir etnişk grubun sözde temsilcilerini ortadoğunun uzun vadede yaşatacağını zannetmekle büyük hata etti bazılarınız bu iki.

ortada öncelikler meselesi var, bu üç. neredeyse tüm muhalefet, hele hele meclistekilerin hepsi, açıktan veya üstü kapalı biçimde bu abd'ci ve ab'ci kafayla ortadoğunun kanına ekmek doğramak isterken oraya yerleştirildikleri, ajan oldukları, maaşlandırıldıkları için. kendi çıkarının muhalefetini yapan adamın seni koruduğunu sanma gafleti-işte bu tabanın özeti. geri kalan halkk neden kabul edecekmiş bunu?

hiç hazzedilmeyen malum şahıs, ki birkaç yıl öncesine kadar sevgili dostu obama ile BOP eşbaşkanı olarak pek hevesliydi ülkeyi bölmeye, Zapsu'nun dediği gibi "deliğe süpür"üleceğini önce içine ajan provokasyonunun karıştığı Gezi protestosu sonra da 17 aralık operasyonuyla anladığı için -hani ülkeyi falan sevdiğinden değil- mecburen ray değiştirdi.

yani konjonktür kaynaklı mecburi değişimden bahsediyorum.

Maduro'nun bizde bulduğu şey, kurabiye burada kendi kurabiyelerine başka ağızlarla seslenirken, Avrasya ekseniyle anlaşmaya konjonktürün zorladığı bu kurabiyenin işini, kendi "egemenlik haklarını" da bu eksende sabitlemek amaçlı kolaylamak gerektiğinin algısıdır.

çünkü bu hizlanmanın arkasında duran ülkeler Çin ve Rusya.


bir ülkeye başka ülke talep dışı müdahale edemez. bu yeni hizalanmada üzerine sürekli anlaşılan şey bu.

Maduro ve benzerlerinin yaptığı büyük bir strateji için gerekli bir taktik kısacası. buradaki en temel mesele, kendi demokrasini kendin sağlamak zorunda olduğun, yoksa toprağına demokrasi diye girip kalan her şeyi de silip süpüren çok olur. "ulusların egemenlik hakkı" bunun için vardır.

güney amerika'da venezüela'nın yaptığını yapmayan bir ülke var, gidişatını görüyoruz: kolombiya. abd arka bahçesi hala.

ilgisizlikten, anlamak istememekten kendi bokumuzu başkalarının temizlemesini cidden umduğumuz bir noktaya gelişimiz acıklı gerçekten.

toplumu, en önemli reflekslerinden birini hiçe sayarak iktidarın kucağına, hepsi de alttan veya açıktan ülkeyi bölme politikasında görevli muhalefet itmiştir. onu bir kenara koyalım, bile bile yaptılar bunu.

chp altı oku savunan chp olsaydı seçimi sadece hileden kaybederdi, kaybetseydi.

chp'nin yapamadığını demeyeceğim, yapmadığını maduro yapabiliyor. onu bırak, arkasından bıçakladığımız onca ülke yapabiliyor. çünkü nefretlerini ötelemek zorundalar, varolma güdüsü, momenti yakalamak daha önemli.

kendilerini korumak için bizi koruyorlar. bizimkilerin kafalarının basamadığı bir kavram bu. çünkü bu hizalanmada biz önemli bir pozisyondayız. ama vazgeçilmez değiliz. papaz pilavı da 10 kere yiyemiyor. 10 tane hastalığın varsa en önemlisiyle uğraşmayı akıl edemiyorsan ölmeye mahkumsun, toplum olarak.

benim aklıma ilk bu geliyor, youtube'da ararsan röportajlarını da bulabilirsin.

www.hurriyet.com.tr
onedio.com

90larda çivici katil vardı o da baya iyiydi.

Atalay Filiz bence, kaç kişiyi öldürdü bir de turist gibi gezdi.

Adam üç kişiyle yanlış ev basınca yakalanmış, hem psikopat hem salak.

www.posta.com.tr

En psikopatı süleyman aktaş (çivici katil) tır. Kafaya çivi çakarak öldürüyodu

herif psikopat ama öldürme güdüsüyle mi yoksa hırsızlık amaçlı mı harekete geçiyor tam çözemedim. gerçi basit hırsızlığı çok aşan şeyler yaptıkları. bir de ortakları var...
atalay, yakın çevresini hedef almış, kişisel husumet ön plana çıkıyor.
çivici benim de aklıma geldi.

gimat gross'da daha fazla çeşit var. fiyatları bilemiyorum bana hepsi aynı geliyor.

city gross benim tercihim

eğer kalite de önemli ise senin için metro market'i tavsiye ederim.

Atm gross demeye geldim.. Pastırmaci Grossun aşağısında..

En uygunu nev gross

Nevgross

muğla.

gel memleketime, bende uzaktan calisiyorum. Diyarbakır.

Çanakkale
Aydın
Tekirdağ
Yalova

Muğla +1
Aydın+1 (Kuşadası, Didim) burada uygun fiyata evler var.

Ve insanların aklı başında olma durumu eğitim seviyesi ile doğru orantılı değil buralarda. Genellikle yeniliklere açık insnalar var

bursa nilüfer'i çok duyuyorum sağdan soldan, bir arkadaşımın abisi yerleşti hatta geçenlerde ama kira durumunu bilmiyorum.

Antalya kötü değil. Tek sıkıntısı fırının içinde yaşıyormuş gibi olması, onun dışında tüm şartlara uyuyor.

samandağ (hatay) olabilir. ama kiraları bilmiyorum.

Net Sinop ama yazın trafiği çekilmez olabiliyor

aydını önermem. muğla eskişehir

Aydın’da hem kiralar ucuz değil hem sakin değil. Muğla’da da kiralar pahalı ama en azından sakin.

sinop derim ben.
insan ve doğa yapısı olarak karadenizden apayrı bir yer.
denizi muhteşem.
insanları da karadeniz bölgesinin genel bağnaz yapısına göre fersah fersah çağdaş.
ufak sessiz sakin bir yer.

sinop ama insan orada da sıkılır ankaradan sonra.

Edremit ve çevresi.

iş aramayacaksanız izmir olabilir. izmirde iş sıkıntısı var diyor arkadaşlar(inşaat).

deniz kıyısı olan herhangi bir yer. bence çanakkale. 10 numara yer.

Aydın'dan sakın... Uçuyor Aydın..

Muğla daha mantıklı olabilir ya da denizi olan bir ilçe..

Ben olsam Kaş'a taşınırdım (1-2 sene sonra da kaçardım)

Ordu Merkez diyeyim. Havalimanı yakın, bir sürü plajları var. Bir çok şey gerçekten ucuz vs.

Kaş

bence Çanakkale.Ben Trakyalı olduğum için Kırklareli de seçerdim ama orası size küçük ve sıkıcı gelebilir.

çanakkale bence hem sakin hem uygun ve güzel

Bursa dan uzak dur.kiralar tavan.insani tahammulsuz artık ve belediye hiç calismiyor.

bursa'dan uzak dur +1

sabah hakan ural samsun mamsun diyordu. yaşanır diyordu. bi bakılabilir.

izmirde yaşıyorum izmiri önermem. Çanakkale olabilir.

Ankara’dayım, Fethiye’ye taşınmayı düşünüyorum bu sebeple Fethiye diyorum.

hakikaten çalışırsa mükemmel proje. umarım diğer şehirlere de gelir.

Valla yaygınlaştırırlarsa cidden ortada şişe kalmaz. Ama 1-2 metro durağında olur muhtemelen.

şöyle birşy olsa gerek. olursa şahane olur

www.youtube.com

İsveç'te buna panta diyorlar.

Şişenin zarar görmemiş olması ve makinada tanımlanmış olması gerek. Cam şişe almıyor, plastik şişe ve alüminyum kutu sadece. Marketlerin girişine konuluyor.

Çok kolay doluyor burada hafta sonları atamıyorsun bazen. İstanbul'da çok çok daha büyüğü gerek ama iyi fikir kesinlikle. Geridönüşüm için önemli.

twitter.com

kendisi üniversitede 1. sınıfta bir ders için girişimcilik projemdi. 4 kişi hazırlamıştık. sonrasında hocamız çok beğenmişti ve ibb'ye projeyi göndereceğini söylemişti. sonrasında hiç ses çıkmadı.

belki bizim bir katkımız vardır belki yoktur bilmiyorum ama sabah twitterda görünce aşırı mutlu oldum :9

ben digitalocean.com'a openvpn kurdum. şirkette onu kullandırıyorum

linode
vultr

google cloud kullanıyorum. 1 yıl bedava. Kurulum da 15 dakika sürüyor sonra sınırsız cihazda kullanabileceğiniz statik ip'li cihazınız oluyor.

onceleri digitalocean'da en basit linux serverimda openvpn kurmustum,
simdi ise azure'da windows server uzerinde softether vpn server kurdum.

yaklaşık 25%

henüz her sitede artmadı.
1-2 hafta önce eski fiyatlardan tübitak'dan 1000 tl'lik çocuk kitabı aldım,
250 tl indirimle 750 tl ödedim.
alacaksanız acele edin.

ek olarak: eksisozluk.com

tr.tradingview.com

tartışmasız Sleepy.

Sleepy gerçekten kaliteli, zaten üreticisi de bilindik bir marka.

sleepy. yeğenim çok mutlu. abimler de

Tavsiyeler için teşekkürler ama
A101deki bebek bezi sleepy diye biliyordum soffio diye birşey var şimdi :’(

Baby&me kullanıyoruz e bebeğin üretimi memnunuz.

Soffio’dan cok memnundum ben ama 1 sene once kullandim en son. Su anda gebeyim, direkt ondan alicam yenidogan falan

gitmiyor şimdilik. milli takımdan geç geldiği için antrenman eksiği var, ondan oynamıyor.

Gimcat beauty veriyorum. Tüy dökülmesini engellemesi için aldım ama bi işe yaradığı yok. Sadece çok seviyor. Cuma günleri de ben dışarı çıkarken o da evde mutlu olsun diye yaş mama veriyorum. :)

malt verin kusmasını engeller

Bazı ucuz mamaları sokak kedileri bile yemiyor. boya gibi kokuyor. acaba öyle mamalardan mı ben de merak ettim.
takipteyim

yukarıdakileri sanalmama için söyledim. temizmamanın öyle olmadığını biliyorum.

benim kedim hiç bir mamayı büyük bir iştahla yemiyor. Her türlü mama denendi.
temizmama'dan kuru ve yaş mama da kullandım. Kuru mamasını (mito marka sanırım) diğer denediğim markalarla aynı hızda tüketiyor ama yaş mamasının sadece suyunu bir kaç kere dilleyip bıraktı.

Ben de aldığım 12 konserveyi ailemin 3 kedisine verdim. Onlar ise gözü dönmüş gibi yediler. Kuru mamayı da öyle yediler. Kediden kediye değişiyor iştahları damak zevkleri.

Temizmama çok taze mamalar satıyor. ayrıca ilk sipariş verdiğim zamanlarda ücretsiz tester mamalar da gönderiyordu. hala gönderiyorlarsa deneyebilirsin.

sanalmamayı hiç denemedim. Fiyat olarak da ucuz olduklarını düşünmüyorum. (pahalı da değil de piyasa fiyatı işte) Migros neredeyse 2 haftada bir "kampanya" yaparak tüm hayvan ve mama ürünlerini %50 indirimli satıyor. O indirimlerle temizmama fiyatları aynı oluyor zaten.

temizmamanın taze olduğunu söylemesi tamamen pazarlama için yapılan bir şey. yoksa et içermeyen, kurutulmuş tavuk proteininden yapılmış mama taze olsa ne olur, olmasa ne olur. pek çok kedide de ishal yaptığına şahit oldum. sanal mamayı da tavsiye etmem, bu kadar ucuz mamalar kedilerde ciddi böbrek sorunlarına yol açar.

temizmama'yı uzun süre kullandım. Ama son aylarda ishal yapınca tekrar Royal Canin "sensible"a dünüş yaptım (Allah'sız, çok pahalı). Temizmamayı sokak kedilerine veriyorum.

4 yıldır Bonacibo yiyor benimkiler. Memnunum.

Evet.

Ayrıca, bazıları imza almadan blokeyi kaldırmıyor.

benim bildiğim değil ama illa gerçek insanla konuşmak gerekiyor hemen diyor bir robot hanım abla blokeniz var kaldıralım mı diye zaten.

bazı bankaların cep uygulamarından da yapılabiliyor nadiren. ama illa ki bir yerden bildirmek zorundasın.

Bazı bankalarda atm’den De kaldırılabiliyor. Direkt çağrı merkezini arayıp sor yönlendirirler

iş,vakıf ve garanti telefonda yapabiliyorsun

dolar geçen sene bu zamanlarda 3,5 tl idi. şimdi 5 tl. 1,5 lira artmış. harcamaya kolay kolay gidemiyorlar.

Beşiktaş'ta uefa kısıtlaması yok bu sene. Ama aynı duruma düşmemek için kemer sıkmak zorunda takımlar.

1.5 milyon tl'den az borcu olan buyuk kulup yok. yillik geliri en iyi ihtimal 300-400 bin tl olan sirketler bunlar. en az 5 yil once bu sekilde kemer sikma politikasina gecmeleri lazimdi ama kendi ceplerinden cikmadigi icin baskanlar 10 yillik gelirleri temlik gosterip sacma sacma transferler yaptilar. simdi aci aci cikacak bunlar. sadece bu sene degil, onumuzdeki sene ve ondan sonraki sene de birsey beklememek lazim. para akisi en duzgun olan ve borclari surdurulebilecek durumda olan besiktas su anda. onlar bile sampiyonlar ligi gelirleri olmayinca ciddi etkilendiler. vida satilirsa toparlar biraz.

zor durumdalar tabii ki. dolar yükselmeye devam ederse 3-5 yıl içinde tepetaklak olabilir bütün lig. giderin euro, gelirin lirayken bu ekonomide ayakta kalamazsın. ayrıca insanlar da maça eskisi kadar sık gidemeyecek artık, malum aç karnımızı zor doyuruyoruz.

ukrayna'yı hatırla. savaştan önce gavur gibi ligleri vardı adamların. dinamo kiev, şahtar, metalist harkiv, dnipro dörtlüsü terör estiriyordu. dnipro avrupa ligi finali gördü. şahtar o zamanki adıyla uefa kupası finali oynadı. dinamo kiev'den her zaman çekinilirdi. metalist de güçlüydü. liglerinde 16 takım vardı, kalite genel olarak bayağı yüksekti.

şu an dinamo ve şahtar yine iyi kötü devam ediyor ama metalist ve dnipro battı. geri düştü demiyorum, direkt iflas etti adamlar. dnipro şu an üçüncü ligde, metalist tamamen kapandı; yeni kulüp kuruldu metalist-1925 diye, ikinci ligde oynuyor. ukrayna ligi de 12 takıma düştü, ona rağmen sezon sonunu zor getiren takımlar var.

bu gidişle bizim sonumuz da öyle olabilir. çünkü bu takımlar "aa savaş çıktı biz top oynayamıyoruz ki" deyip de kapanmadılar. hem şehirlerinde oynayamaz hale geldiler hem de para korkunç değer kaybetti. ukraynalı oligarklar ülkeden kaçtı, ruslar da yaptırımlar yüzünden ciddi darbe yedi. haliyle para musluğu kapanınca bok oldu gitti bütün lig.

bu şekilde devam edersek önümüzdeki 5 yılda süper lig de 16-14 takıma düşebilir, bir sürü kulüp iflas edip alt liglere düşebilir. galatasaray, fenerbahçe falan batmaz ama steaua bükreş, panathinaikos gibi avrupa'da kimsenin iplemediği takımlara dönüşebilirler.

gitmiyor :(
ailemin evindeki bir koltuğa yıllarca oturamadım kokudan.
not: biz kendi imkanlarımızla her türlü temizlemeyi denemiştik, başaramamıştık. koltuk yıkama firmaları var onlar halledebilir belki.

blok süngeri komple değiştirseniz geçmez mi?

Süpürgenizin yikama ozelligi varsa koltugu yikayin. Denemeye değer

gitmiyor arkadaşımdan emanet spor çantası gibi bir şey almıştım. bizimki içine işeyince, (aslında koku bırakıyor çiftleşme döneminde) 7 kere makinede yıkamama rağmen o koku gitmemişti.

on tane kullandım işe yaramadı yakın zaman önce, bu yüzden işe yaramama ihtimalinin de olduğunu bil. eğer programlar işe yaramazsa ve çok değerli ise senin için kadıköy sahilden boğaya yönelince eski cd'ciler çarşısını bul orada 300 500e veri kurtarıyorlar.

www.easeus.com
ease us kesinlikle tavsiye ederim. ücretsiz versiyonu ile 2 gb a kadar datayı kurtarmaya izin veriyor.
eğer diskte silinen dosyaların olduğu fiziki bölüme henüz yazma işlemi yapılmadıysa sorunsuz geri getirebilir. tabi hdd nin sağlık durumuda önemli. :) mekanik problemi olan bir diske sahipseniz geçmiş olsun hiçbir program işinizi görmeyecektir.

On iki çeyrek gibi.

ankara'da birde bıraktılar bu sene, geçen sene 5-10 kere okumuşlardı

Neden gece okunuyor ki

çünkü o gün tam o saatte okunmuştu