aynı tan mı bilmiyorum ama eskişehir'de zırt pırt oluyor.

aynı tan. ünlü olmadan önce de orada çok konser veriyordu zaten.

tancığın cuma günü societyde çıkmış olması lazım tam emin değilim =)

uzgunum ama kaçırmışsınız. cuma günü society de imiş.
www.fanclub.tv.tr

hadi yaaaa! ah ben biliyordum society ya da salata'dır diye!!!
oof of. kavuşamadık yine dostlar.

ankara kızılay'daki teleses de vardı bedavaya 0532 321xxxx li hat

kullanılmamış hatlar mı bunlar, yoksa 2.el mi?
bi sakatlık çıkmaz di mi?

hatti alirken zaten zarfin uzerinde yaziyo "bu hat en az 1 senedir kullanilmamakta ya da 1 sene once iptal edilmistir" diye. sorun olmaz o yuzden.

gittigidiyor'da vip numaralar adında 32'li hat satıyorlar.

her bayide satılıyor. ara musteri hizmetlerini onlar yardımcı oluyorlar... ben 2 ayda bir degistiriyorum hepsinin ilk 2 veya 3 numarası aynı oluyor. ayarlattırabiliyorsun yani secme sansın var.

evet her bayiden alabilirsin bedavaya, bunun dışında şunu da eklemek isterim, 2 ile başlayanlar ilk numaralar değil, numaralar piyasaya karışık olarak sürülüyor, mesela ben ilk alanlardanım ama 532 den sonra 701 geiyor. ilk çıkan numaraların 2,3 veya 4ile başlıyor olması durumu tamamen uydurma. bu arada ilk çıkan numaralardan olması kime ne kazandırır anlamış değilim, bence akılda kalıcı olması(mesela sonunun 00 olması gibi) daha önemli, aslında o da pek önemli değil ya, neyse.

@zubundy
ciddi tcell de ilk alanlardan bir tanıdığımın 200 lü (erikson 337 ile başladı 1000 dolar mıydı neydi)
ben biraz sonra almama rağmen 300 lü (panasonic g300 ve g400 vardı düşün)
babam telsim faciasından sonra geçti 600 lü.
daha devam edeyim mi uydurma diyorsun ama burada o tarihi yaşayanlar var.

bendeki de 700lü ve ilk cıkanlardan, ne olacak şimdi. sence ne oldu yani 200lüler bitince 300ler, 300ler bitince de 400ler bi başladı, o zaman şimdi sadece 900ler olması gerekmez miydi?
bence sizinki tesadüf.

ingilizce altyazili:

www.youtube.com

su sekilde buldum bir de, videodakinden biraz farkli sanki:

In the port of Amsterdam
There's a sailor who sings
Of the dreams that he brings
From the wide open sea
In the port of Amsterdam
There's a sailor who sleeps
While the riverbank weeps
With the old willow tree
In the port of Amsterdam
There's a sailor who dies
Full of beer, full of cries
In a drunken down fight
And in the port of Amsterdam
There's a sailor who's born
On a muggy hot morn
By the dawn's early light
In the port of Amsterdam
Where the sailors all meet
There's a sailor who eats
Only fishheads and tails
He will show you his teeth
That have rotted too soon
That can swallow the moon
That can haul up the sails
And he yells to the cook
With his arms open wide
Bring me more fish
Put it down by my side
Then he wants so to belch
But he's too full to try
So he gets up and laughs
And he zips up his fly
In the port of Amsterdam
You can see sailors dance
Paunches bursting their pants
Grinding women to paunch
They've forgotten the tune
That their whiskey voice croaks
Splitting the night with the
Roar of their jokes
And they turn and they dance
And they laugh and they lust
Till the rancid sound of
The accordion bursts
Then out to the night
With their pride in their pants
With the slut that they tow
Underneath the street lamps
In the port of Amsterdam
There's a sailor who drinks
And he drinks and he drinks
And he drinks once again
He drinks to the health
Of the whores of Amsterdam
Who have promised their love
To a thousand other men
They've bargained their bodies
And their virtue long gone
For a few dirty coins
And when he can't go on
He plants his nose in the sky
And he wipes it up above
And he pisses like I cry
For an unfaithful love
In the port of Amsterdam
In the port of Amsterdam

minnettarım!

ufak bir bayan aksesuarı olabilir. bilirsin bayanlar severler boyle seyleri.. bence aksesuar uzerine calıs sen. kendisine özel ve baktıgında seni hatırlatacak olan bisii olsun, eskiyip gitmesin, yada yıpranmasın.. tam somut bisiy dusunemedim ama...

kadın cinsiyetine sahip olan benim ama :)

kendini çok zorlama.çümkü erkekler hiç bizaman bizim kadar ince düşünemez.sen ne yaparsan yap eminim onun aklına gelmiycek bişi olur ve onu etkilersin...oke!

adam milleti, "oyuncaklı" şey seviyor..

ben bugün evlilik yıldönümü teleskopu verdim, hala oynuyor (teleskopla)

yaşından bağımsız olarak, uzaktan kumandalı araba bile alsan, memnun kalır gibime geliyor.

şuna bir göz atabilirsin
www.camhediye.com

ayrıca istanbulda olduğunu varsayarak bunu görerek yaptırabiliceğin yerler: taksimden elmadağ yönüne giderken solda serigrafi dükkanı ve bakırköy capacity de bu işi yapan bir yer de var.

özetle camın içine lazerle istediğiniz boyda fotoğrafı, yazıyı, şekli işleyebiliyorlar. çok ta karizmatik ve orjinal oluyorlar.

- 15 tl
- ziraat, vakif saat 15:00'e kadar aliyor. dekontu pasaportta gosteriyorsun, damgaliyorlar.
- klm'ye baktin mi? veya flypgs,sunexpress falan? bir de sonfiyat.com, ucuzabilet.com, bilet-in.com gibi siteler var.

benim tavsiyem biletini bir turizm sirketi araciligi ile almandir (trek turizm vs.). Cunku bunlarda, bizim netten goremedigimiz guzel promosyonlar falan oluyor, ozel ogrenci biletleri veya genc biletleri gibi. Ama oraya gitmeden aklinda genel bir fiyat olmasi icin expedia veya kayak gibi web sitelerinden bir on arastirma yap derim.

valla tavsiye sitelere baktım ortalama gidiş dönüş 600 ytl. fakat işin ilginç yanı, daha önce gittiğim ehr iki seferde de 600 ödemiştim!
bir iki acentayla konuşayım en iyisi. belki kampanyaları vardır.

bu arada pegasus'un 14-15-16 ve 17 şubat ta güzel kampanyası var %50 fakat 16 sında gitmem lazım. o yüzden kaçırıyorum. bilet arayanlara duyurulur :(

havaavlanındaki bankolar boş oluyor genellikle harç için, hem pulu bilete yapışırıyorlar senin de pasaportun her tarafı pullu pullu olmuyor.

capacity pull & bear'daydım birkaç gün önce. indirimli ürünler bitmiş neredeyse. yeni sezona geçmişler. yine capacity bershka'da nispeten kapılmış en şukela şeyler. ama taksim bershka'da baya baya bişiy vardı yine bu haftaiçi. bir de bu dediklerim kadın kıyafetleri için geçerli. erkeklerde durum nedir bilemeyeceğim.

pull&bear da bi mont beğendim. bel hizasında siyahı mavisi filan var. 40'a düşmüştü en son. onu arıyorum da gitsem hala bulur muyum diye merak içindeyim :)
teşekkürler..

Daha önce pull&bear'da çalışmış biri olarak tavsiyem fazla uğranılmayan alışveriş merkezlerindekilere bir bakın, indirim devam ediyordu hala en son ben de 3-4 gün önce gittim. Cevahir mağazası çok karman çorman oluyor mesela, bulması zor oluyor. Palladium'a bir bakın, Historia'da var, ya da Nişantaşı, İstinye Park da öyle. Buralarda istediğini daha rahat bulabiliyorsun en azından.

bershka'da bugun bir kazak 14.95'ti erkek icin. hani sacma sapan fiyatlar var ciddi manada, fakat istanbul cevahir disindak magazalarda da rock star degilseniz uygun biseyler bulmam pek mumkun degil.

pull and bear'sa ay basinda sacma sapan bi indirip yapip yeni sezon tisortleri falan 7-10 liraya satmisti, baya stok eritmisler, ama gerek eski sezonlar gerekse yeni sezonlarhala gayet uygun fiyalara.

şu dediklerinizin hepsi samanpazarı'nda çıkrıkçılar yokuşu'nda tek tek satılır. kırık sünger de vardır, yün de vardır, pamuk da vardır, dolgu için benim tavsiye edebileceğim silikon elyaf da vardır, uygun kumaş da vardır. yapması da zor olmasa gerek. yani özellikli bir şey değil. malzeme alacağınız yerler yönlendirebilir. ilk uğrayacağınız yer bence çıkrıkçılar yokuşu olmalı.

siteler'de yaparlar diyeceğim ama pahalı da olabilir. zira adamlar koltuk yapıyor, yanına da minderini yapıyor. direkt minder isterseniz pahalı fiyat çekebilirler.

1) Ankara'da mobilya sitelerinde kırık sünger falan satılır. ama neresinde bilmiyorum. pek küçük bir yer değildir. araba ile gidecekseniz çok vakit harcamadan bulabileceğinizi sanıyorum.

4) Eğer ince kumaşla kaplayacak ve serbest formda durmasın diyorsan kırık süngeri doğrudan doldurma. önce bir çeşit astar sünger gibi bir şey var. onunla bir iç minder yapacak kırık süngeri içine dolduracaksın.

ikinci el kanepe falan almak daha ucuza gelebilir bu arada.
Ankara'da itfaiye pazarı diye bir yerde 2.el mobilyacılar var.

bence kırık sünger yerine elyaf kullanmanız daha iyi olur. kırık sünger bi süre sonra bi garip oluyor çünkü, insanın bi tarafları ağrıyor oturdukça. elyaf biraz daha pahalıya gelir tabi bu durumda.

bir de bu armutların içine konulan malzeme ne acaba böyle top top bi şeyler oluyor sanırım onlardan bulabilirseniz onun minder şeklinde olanı da güzel olabilir. ama nerede satılır hiç bi fikrim yok açıkcası. son olarak bir de o içindeki malzeme her neyse onu ayrı bi şekilde dikiyorlar bi kumaşın içine zaten, sonra siz istediğiniz kumaştan fermuarlı ya da düğmeli bi kılıf yaptırırsınız yıkaması temizlemesi kolay olur. bi süre sonra feci kirleniyor çünkü.

İçini doldurma kısmı önemli. Bence en içe gazete kağıdını biraz sıkıştırıp dolgu malzemesi yapman, onun etrafını da elyafla kaplaman iyi olur. Tabii gazete yerine kırık sünger de olabilir.
Yerde kullanacağın için de iki kat kılıf iyi olur. Çünkü yıkaman gerektiği zaman dıştaki kılıfı çıkarıp yıkarsın, dıştaki de iç malzemeyi korur.
Sanırım iç kılıf için ince kumaş, dış kılıf için de kadife güzel olacaktır.
boyut işini abartma koltuk almayayım derken hiç de ucuz olmayan ve zamanla şekli bozulmuş yastıklarla karşılaşırsın.

armutların içindeki şu ambalajlardan çıkan strafor köpüklerden. tane tane ufalanmış hali.

www.cookycream.com
buraya giriniz ve istediğiniz pufu, minderi alınız yahu.. neden uğraşıyorsunuz..:))

1- sabahları müsli ya da nesfit benzeri şeyler yenebilir.
2- evden işe, işten eve giderken en azından bir durak önce inilebilir. böylelikle daha fazla yürüme şansı olur. ancak bunu üşenmeyip sabahları yapmak daha çok işe yarar. asansör kullanılmaz hiç bir zaman.
3- sık ve az yemek için eti form gibi kalorisiz şeyler iyi olur. hatta ve hatta lifli şeyler yenirse daha da iyi olur, hazma da yardımcı olur.

1- sabah sut iç
2-asansor kullanma, merdiven cık. iş cıkısı sorun olmayacaksa yakında bi yerde spor salonu bul. bizim alt katta var mesela. 30-40 dk kosu bandında hamsterlık yapıyorum. sonra 3-5 gogus seyleri fln derken 1-1bucuk saat geciyor.

3-light biskuviler baya tok tutuyor. otobus yolculullarında fln ideal.

sabahları müsli yemek ya da süt içmek iyi fikir ama çok uykumu getiriyor benim. sonra sürekli esne dur. binanın 6.katındayım. merdivenler çok asansörü illa ki kullanmak zorundayım. ama en azından yemeğe filan inerken merdivenle inebilirim :)

bisküvi filan alayım ben light light :)

sabah poğaça yemeyin bence.

yemeğe inerken merdivenle in de, önemli olan çıkmak =) peygamber vitesinde merdiven inmek pek fayda etmez. sabah gelince 6 kat fazla geliyorsa 2 ye 3 e kadar asansörle çık, gerisini merdivenle.
yemek olarak da poğaçanın tadı iyi ama bildiğin üzere sağlıksız. düzenli tüketmemek lazım. yerine soğuk sandviç al-yap. mısır gevreği hüptür. akşamdan ekmegini kaşarını vs ayarla sabah tost bas. peynir zeytin falan bunlar hep güzel şeyler.

eğer imkanınız varsa günde 3 öğünden fazla ve
az az yiyin, yemek saatlerinizi düzene koyun ,

genelde insanlar daha fazla yediklerini sanarak
öğün atlama yoluna giderler sakın ha uzak durun bundan

sabah 7-8 hadi bilemedin 8.30 a kadar kahvaltı saatidir
ve sıkı bir sabah kahvaltısı insana zindelik de verir ardından
10-11 gibi ara öğün vardır genelde doktorlar bir elma önerse de meyve tavsiye etmeyin dediğiniz için lifli diyet bisküvi öneriyorum

bu öğle yemeginde çok aç olmamanızı ve
verilen öğle yemeğinde daha seçici olmanızı sağlayabilir
asla büyük öğünler yemeyin mideniz yavaş yavaş küçülecektir

ölen yemeğinden sonra 4 gibi bir ara öğün yemelisiniz 3-4 kuru kayısı vs olabilir
ya da kahvaltı ama akşam beşi bekleyecekseniz bir iki dilim light bisküvi yiyin
akşam 5 te de ölen yediklerinizin hafif olanlarını yiyin mesea çorba vs
akşam eve gittiğinizde çok acıkmassınız böylece


akşam 8 e kadar akşam yemeğinizi yiyin
ama fazla kaçırmayın çünkü üzerine meyve ya da galete gibi şeyler yemelisiniz
10- 11 gibi ise ya bir süt için ya da bir elma

12 gibi uyuduğunuzu farzediyorum bu süt gece midenizin kazınmasını önler gece yatmadan müsli gibi sütlü ve lifli şeyler de yenebilir böylece gece oburlukları yapmaz ve sabaha kazınan bir mideyle kalkmazsınız

metabolizmanızı sürekli çalışır konumda tutmalısınız yani kısaca
böylece vucut kıtlık var yediklerimi depolamalıyım alarmı vermemiş olur

merdivenleri inmek kadar çıkmak da önemlidir vücüdunuzdaki yağı kasa çevirmezseniz
kilo verdiğinizde sarkan kısımlarınız olabilir o yüzden çıkabildiğiniz yere kadar çıkın 3. katta kesildiyseniz 3. kattan asansör çağırabilirsiniz

düzenli beslenmek önemlidir aynı miktari bile yeseniz kilo verirsiniz
bu düzenli yemek yemek hayat biçiminiz olduğunda ise hep formda kalırsınız
kolay gelsin

valla arkadaşlar süpersiniz :)

@marul kivircik roka ve bilimum yesillik: o kadar detaylı ve güzel yazmışsın ki acayip gaza geldim ve gittim lifli bisküvi aldım şimdi onu yiycem.

çok saoluuun..

(bkz: mustafa ceceli)

edit: pardon, mustafa ceceli değil, bahsettiğiniz kişi cihan okan.

evet yaaa cihan okan! teşekkürler :)

4440532 turkcell müşteri hizmetlerini aramanız gerekiyor. mümkün olduğunca sakin olun ve olayı anlatın burada yazdığınız gibi. eğer haklıysanız binlerce kez özür dilerler. arayın sakince anlatın kısaca..

hakli olma ihtimaliniz yuzde 0. aynisi benim basima gelmisti, bir hisimla turkcell bayisine girdim. her seyi, her konusmami saniye saniye gosterip morarttilar. insanin ama demesine bile firsat birakmiyorlar. senin de mutlaka bir yerlerde yanlis hesabin vardir. gitmeden once biraz daha incele derim ben.

yeni pakete yani alo 60+60 a kasım ayının 3'ünde geçtin diyelim. bu tarife bir sonraki ayın yani aralık'ın 1. günü işlemeye başlar. dolayısıyla ayın 3'ünden aralık 1'e kadar yaptığın bütün konuşmalar eski tarifen üzerinden hesaplanır. ince bir detaydır ama türkcell çalışanlarının masraflarının %50'sini bu yolla karşılar. sormazsan da tarifeye ne zaman geçiş olacağını söylemezler. umarım bir hata olmuştur ama genelde hata yapmıyorlar. türkcell extralarda türkcell çalışanı halkla ilişkiler uzmanı mı ne olur 1 tane onu bul işallah çözülür..

turkcell'den her şey beklenir.

McDonalds dan aldığın bedava menuleri de yazmış olmasınlar faturaya

kapattırıp avea'ya geçecem, numara taşıycam de. muhakkak gizli saklı bir planları oluyor onu devreye sokuyorlar. ben aveayı arayı türkcelle geçecem dedim. bana bir tarfie uygulamaya başladılar her ay 60 gelen fatura 30 olmaya başladı.

mcdonalds a gitmedim aylardır.

muhtemelen haftada 2 gün bedava konuşma günlerinin faturasını da bana kestiler. hesap dökümü istiycem ve avea ya geçiorum diicem.
başta sakin sakin anlatayım tabi durumu. ulan 150 ytl geldi geçen ay azaltıcam dedim 220 oldu nasıl iş bu yahu!?

Ben bir pda kullanıyorum ve ilk aldığım zamanlarda yüklü faturalar ödüyordum.
Sonradan farkettim ki cihazın fabrika ayarları güncellemeler ve diğer uygulamalar için otomatik gprs için tanımlanmış.Yani gprs bağlantısı yapıyomuş alet sürekli
Sende bir pda kullanıyorsan ayarlarını kontrol et

yok bu değil maalesef :(
başlıkta direkt kadın stajyer olmak gibi bir şey vardı. ühühühü...

valla arıyorum bir saattir ama yok hakikaten böyle bir yazı:( bu iki yazardan birine ait olduğuna emin misin?

yani öyle hatırlıyorum ama farklı biri de olabilir. bu iki isim kalmış aklımda sadece. ama başlık bu ya da buna çok yakın: "kadın stajyer olmak"

www.medyatava.net şöyle bir şey var, Balçiçek Pamir ile yapılmış bir röportaj. Bi bunu bulabildim, pes ediyorum ama:)

buna da şükür :)

yaptığım dengesiz antrenmanlar sonucu ağrıyan ve acıyan dizlerimi doktora gösterdiğimde bana bende menisküs başlangıcı olduğunu ve yerimde durduğum sürece acılarımın azalıp, zamanla da geçeceğini, aksi takdirde ise ameliyatın tek çare olacağını söylemişti. bekledim.. bol dizlikli ve buz torbalı geçen aylarımın ardından gıcırdıyan dizimden kurtulmuş bendeniz de ameliyattan çekinmekteydim. olmadım. şimdi ise dizimde gıcırdama dışında pek bir ağrı bulunmamakta.. sonra çevremden menisküsten ameliyat dışında tam geçer bir kurtuluşun olmayacağını defalarca duydum. doktor benimle eğlendi mi, o an kafası mı dağınıktı bilemeyeceğim.. ama menisküs olmuş olayım veya olmayayım dize düzenli olarak buz koymak ve dizlik kullanmanın kesinlikle ağrınızı azaltacağını söyleyebilirim. tabi en iyisi doktora görünmek. anladığım kadarıyla durumunuz benimkinden daha ciddi, belki buzun da dizlerinize bir tesiri olmayabilir..

yok biraz daha katlanabilirim, ne derseniz hazırım diyorsanız..
öncelikle buzu ve dizliği denemediyseniz mutlaka deneyin. en azından bağcık bağlarken eğilmekten veya yere eşyalarınızı düşüren arkadaşınıza yardım etmekten çekinmeye son vermiş olursunuz.

gay misin? =)

pardon da ne alaka? melek kanadı arayınca gay mi olunuyor???

fimo hamurundan kendin yapabilirsin hem uygulaması kolay hem de zaten çok basit bi şekilmiş iki saniyede olur başka arkadaşlarına da yaparsın. istediğin gibi de boyarsın ister altın ister gumuş ister siyah.. nasıl oluyor bu işler diye merak edersen:

www.10marifet.org

belki başka fikirler de alırsın.

altin kaplama gibi bisi diyo ama o alete ondan 37 sanirim.

ett.turktelekom.com.tr adres bu fakat yanilmiyorsam adsl'i göstermiyordu.

efatura.ttnet.com.tr

bence önce şansını kotonda dene. çünkü bu tarz şeylerde beklenmedik derecede toleranslı olabiliyorlar.
eğer kotonda değiştirmezlerse büyük tuhafiye benzeri yerlerden fermuarın çok benzerini bulabilirsin. çantanın niteliğine göre de terzide ya da ayakkabıcıda diktirebilirsin...

Bence de şansınızı koton da deneyin. Sonuçta aldığınız ürünün 7 ay sonra arıza çıkarması kurumsal bir marka için düzeltilmesi gereken bir ürün hatasıdır. Sonuna kadar gidin.

Cantanin garantisi var mi? Olmasa bile bir seneden once bozulmasi iyi degil.

Koton'da sansini deneyeceksen "ne biçim çanta yapmışsınız hemen bozuluverdi zararımı karşılayın" seklinde degil de, "sadece 6-7 ay kullandigim cantanizin fermuari bozuldu, ne yapabiliriz" seklinde dene.

ben bi kendilerini arayayım önce bugün. olmadı yarın çantayı da alır yanıma, gider tepelerine binerim =)))
sağolunn..

benim basıma aynısı gelmişti. koton dan beyaz büyük canta aldım,bir yeri bozulmadı da, aşındı böyle görünüm bozuldu 1-2 ayda.
fişiyle beraber gittim değiştirdiler. çanta begenemedim hatta pantlon almıştım.

tavsiyelerim;
1) mağazadakilere 7 aydır güzel güzel kullanıyordum deme, daha 5-6 kere kullandım de.
2) normal elemanlarla konuşma, mağaza müdürü vs. gibi yetkili birini bulmaya çalış
3) tamir etmezler büyük ihtimalle yenisiyle değişir; ellerinde yoksa başka ürün alın derler. ama sen çantanı seviyosan bunu kabul etme ya başka mağazalara depolara falan sorsak de, onlar için bunu öğrenmek zor değil stok durumunu her zaman görebiliyorlar

değişim konusunda en iyi firmalardan biri koton. üzerinden 5-6 ay geçmiş ve fişi faturası olmayan rengi hafif solmuş pantalonu gık demeden değiştirdiler. sorun çıkacağını sanmam

koton u aradım gelin mağaza yöneticimizle bi görüşün dediler.
şimdi taktikleri aldım. yumuşak başlı gidicem, birkaç kere kullandım diycem ve değiştirmek isterlerse aynısından talep edicem. çantayı çok severek aldım yani bi de. sezon yani eski sezon da değil.
yarın götürücem. bakalım ne diyecekler.
teşekkürler herkese..

en en en kolayı ekran koruyucuna şifre koy, ve gitmeden önce de ekran koruyucunu devreye sok,

bilgisayarının da login şifresi olsun tabi

voila =)

windows tusu + L 'ye basip kullanici degistirme ekrani cikiyor. boyle yapabilirsin. tabii öncelikle kendi kullanici hesabina bir sifre tanimlaman gerekiyor. denetim masasindan kullanici hesaplarina girip bunu yapabilirsin.

ben isyerinde bunu yapiyorum. torrent devam ediyor.

ve hatta bilgisayarımı başkası kullanırken torrentim çalışsın belgelerime ulaşılamasın diyorsan, iki tane kullanıcı tanımla, kendi özel dosyalarını kendi belgelerimde muhafaza et, sonra torrent falan açıkken win+l tuşuyla kullanıcı değiş, diğer kullanıcı aç, bilgisayarı kapatmadıkça senin oturumun öbür tarafta çalışır,

bence tek bir kullanici hesabi olmasi daha mantikli, diger kullanici klasorleri gorebilir isterse.

özel dosyalar şifrelenirse belgelerim klasörü, masaüstü dahil, girilmez başka oturumda....

diye biliyorum

@trimpot,
senin yöntem muhteşemmiş yaw. anında çözdüm olayı. hatta pc de tv de açıktı aynen çalışmaya devam etti:)
saolasın! çocukluğumdan kalma birkaç çokomel var, biraz küflenmiş ama idare eder. adresiver kargolayayım =))

ben dvd'leri media player classic'le izliyordum. kurulum gerektirmiyor. gelişmiş ses ayarlarının olduğunu düşünüyorum. bi bakın isterseniz.
www.free-codecs.com

media player classic home cinema diye bir şey de varmış.
mpc-hc.sourceforge.net

media player la pek anlaşamadık biz :)

oceano önerdikleri program media player değil media player classic..daha az sistem kaynakları tüketen pek çok türde video ve ses oynatan tamamen farklı bir yazılım..bence de bir dene...eğer anlaşamadığın mp classic değilse tabii..

rosencruz haklı. media player classic ayrı bir şey. indirebileceğin linki de vermiştim zaten. kurmadan çalışıyor diye biliyorum. bi dene.

hemen deniyorum o zaman :) teşekkürler..

tercihler>video>altyazılar>text renderer relative font size burdan istediğin seçeneği seçip kaydettikten sonra programı kapatıp aç filmi tekrar aç programı kapatıp açmazsan alt yazı boyutu değişmez bende baya uğraşmıştım onu büyütmek için

(bkz: gom player) demek istiyorum.

@deadstar
ben de gom player demek isterdim ama gom player dvd gösteremiyor diye biliyorum. ben kullanırken öyleydi. artık gösterebiliyor mu? (menüleri falan gösterebiliyor mu?) ben bütün videolarımı gom player'dan izliyordum, sadece dvd'leri media player classic'le izliyordum.

ses kartinin surucusunu yukledikten sonra genelde denetim masasina ilgili simge eklenir. sound... gibisinden. orada mic ayari yapiliyor. ha bir de bilmem soylememe gerek var mi ama ses kartinda dogru yere takmak gerekiyor mic'i.. anakarttaki, pci veya usb ses kartina degil de hani $u kasanin on tarafinda veya yanlarda falan olan mic giri$ine takiyorsaniz anakartta ilgili baglantilarin yapildiginda emin olun. yoksa cali$maz. pc laptop ise ve tanimiyorsa bilemedim ama..

linkteki webcam de sik gordugum bir model, bircok yerde kullaniliyor. fiyatina gore iyi sayilir. dusuk-orta duzeyde kullanim icin guzel yani..

şu an internet kafedeyim ve karşımda bundan var. hiç tavsiye etmiyorum. manuel odak ayarlanmıyor. bir de afedersiniz sik gibi resmen. almayın.

ben de bunun bir üst modeli var galiba bir tek çubuğu uzun. driverları yüklemek dertti ama öyle çok kötü bir kamera da değildir.

öncelikle mic girişini kontrol ettim kasadan kaç kere. başka girişleri de denedim doğru yere takıyorum hep. ses kartım creative 5.1 denetim masasından da bi kontrol ediim.
önemli olan mikrofonlu bi webcam olmasıydı. du bakalım :)

o kameranın aynısının mikrofonsuzunu kullanıyorum. çok kaliteli görüntüsü. fiyat/performans açısından çok iyi. Masaüstü cihazları için uygun.

filmde geçen bütün şiirler şunlar;


1,
Edna St. Vincent Millay.

God's World

O WORLD, I cannot hold thee close enough!
Thy winds, thy wide grey skies!
Thy mists that roll and rise!
Thy woods, this autumn day, that ache and sag
And all but cry with colour! That gaunt crag
To crush! To lift the lean of that black bluff!
World, World, I cannot get thee close enough!

Long have I known a glory in it all,
But never knew I this;
Here such a passion is
As stretcheth me apart. Lord, I do fear
Thou'st made the world too beautiful this year.
My soul is all but out of me,—let fall
No burning leaf; prithee, let no bird call.



2. To a Young Poet

Time cannot break the bird's wing from the bird.
Bird and wing together
Go down, one feather.

No thing that ever flew,
Not the lark, not you,
Can die as others do.

Edna St. Vincent Millay



3.Two butterflies went out at Noon -- by Emily Dickinson

Two butterflies went out at Noon --
And waltzed upon a Farm --
Then stepped straight through the Firmament
And rested, on a Beam --

And then -- together bore away
Upon a shining Sea --
Though never yet, in any Port --
Their coming, mentioned -- be --

If spoken by the distant Bird --
If met in Ether Sea
By Frigate, or by Merchantman --
No notice -- was -- to me --




4.Hope is the Thing with Feathers (emily dickinson)

Hope is the Thing with Feathers
Search on this Page:
Hope is the thing with feathers
That perches in the soul,
And sings the tune without the words,
And never stops at all,

And sweetest in the gale is heard;
And sore must be the storm
That could abash the little bird
That kept so many warm.

I've heard it in the chilliest land
And on the strangest sea;
Yet, never, in extremity,
It asked a crumb of me.

5.Midnight

The stars are soft as flowers, and as near;
The hills are webs of shadow, slowly spun;
No separate leaf or single blade is here-
All blend to one.

No moonbeam cuts the air; a sapphire light
Rolls lazily. and slips again to rest.
There is no edged thing in all this night,
Save in my breast.

Dorothy Parker

süpersiniz efem.

makinede yıkayabilirsin.
ben fermuarlı yastık kılıfının içine koyuyorum ayakkabıyı, yünlü programında yıkıyorum.

ben ayakkabıcı çocuğu olarak makinede yıkamanı tavsiye etmiyorum eski bir bulaşık süngerini al ayakkabıyı süngerle iyice sabunla bağcıklarını çıkarıp avcunun içinde elini yıkar gibi yap gözle görülür bir temizlik farkedersin

makineye atmayın bence, açık renkli buna benzer bişi vardı benim de yağmurlu günde giydikten sonra iğrenç olmuştu makineye atayım dedim, daha 2.taksidini ödemeden ayakkabı giyilmez hale gelmişti.

bir de bi keresinde sormuştum adidas ayakkabı satan bir yerde bunları nasıl temizliyeceğiz diye. onlar da sprey gibi bişi tavsiye ettiler ayakkabı satılan yerlerde satılıyor sanırım, ayrıca 2 yıl garantisi oluyormuş bu ayakkabıların, makineye atınca yıpranırsa garanti kapsamı dışında tabi.

ben bazen iplik gibi musluktan akıtıp ona tutuyorum ama pek işe yaramıyor tabi =)
spreylere bi bakiim olmadı sabunlu sünger de çok iyi fikir valla :D
minnettarım.

bir de şu var,
stil diye bir marka var. hani şu kunduraları falan temizliyorlar ya, o işte. spor ayakkabılarını temizlemek için de o tarz bir ürün çıkarmışlardı. lostra salonlarında falan satılıyor hep.

eski bir diş fırçasının üzerine domestos döküp tabana doğru olan kısmını fırçalamanı tavsiye ederim, festival görmüş ayakkabıyı bile adam ediyor. deri kısımlarını sabunlu bir bez ile silebilirsin yıllardır o şekilde temizliyorum. yalnız alt kısımlar tertemiz olunca bağcıkların pisliği iyice sırıtıyor ki en iyisi yeni bi çift bağcık almak.

USPS derim ben. Web sayfasina girip gondereceginiz paketin boyu, agirligi vs ile fiyatina kadar ogrenebilirsiniz.

normal postayla yollayabilirsiniz bence. 1-2 hafta daha fazla vakit alır o kadar.

1-2 hafta problem değil yeter ki sağlam gelsin çok pahalı olmasın :)

ups vs ile gonderilirse kargo ucreti $40'dan fazla tutar tahminimce.

Ben gecen yil cok arastirmistim, USPS'den ucuzu yok emin ol...

1- hayir
2- normalde evet, ozellikle amerikan kartlarinda buna dikkat ediyorlar (fatura adresinin banka veritabaninda kayitli olmasi gerekiyor en azindan). ama ben yaklasik uc sene once bir ipod almistim bu sekilde, turkiye menseili kartim sorun cikarmamisti.
3- cikmamasi gerek, belli olmuyor tabii.
4- bazen bankalar paranoya yapip engelleyebiliyorlar bu tur alisverisleri, sorun cikarsa onlari arayip "kedidir kedi" demeniz gerekiyor.

arkadaşım staj yapıyor ondan bildiklerimi söyleyeyim, kendisine sorduktan sonra cevabı düzenlerim

1- haberlere gitmekten çok haber yazıyor benim arkadaş (otomobil ekinde staj yapıyor, ondan dolayı)
2- normal çalışanların servislerinden yararlanabiliyorsunuz
3- arkadaşım haftanın 3 günü gidiyor, belki departmanına göre değişiyordur
4- maaş değil de plaza içindeki imkanlardan yararlanabiliyorlar
5- bunu bizzat arkadaşım cevaplayınca yazarım buraya.

1) ne ihtiyaç var ise onu yaptırıyorlar. genelde eksik kadro ile çalışılan bölümler var. ama ilk etapta ana gazeteden öte eklerde başlatabilirler. sonuçta oradaki dinamikler daha farklı. ben bir stajyerin imzasıyla haberinin çıktığına bile şahit oldum gayet.
2) servisler hemen hemen şehrin her yanına gidiyor. eğer güzergah üzerinde bir yerde oturulmuyorsa dirket servis şoförü ile halledilebiliyor. onun dışında zaten işler için hizmet veren taşeron araçlar var. gün içindeki ulaşım da onlarla sağlanıyor.
3) stajyerler 2-3 ay gibi çalıştırılıyor ancak bu tamamen başta belirtilen zaman aralığına bağlı. benim stajyer olarak gazeteye girip kalan, hatta kadro geldiğinde giren arkadaşlarım var. gerçi süreç uzayabiliyor, yani eğey bir süre sadece telif alarak çalıştırıyorlar.
4) plaza içindeki imkanlar geçerli yani yemek + servis.
5) bu arada doğan medya center dediğiniz yer milliyet ve cnn türk'ün bulunduğu plazalar. hürriyet'in ki hürriyet medya towers. ben dmc'de çalıştım. ama her iki binada da aşağı yukarı bu yazdıklarım geçerlidir. eğer bulunduğu yerden hoşlanırsa arasını iyi tutmaya baksın. eylül'de özellikle medyada büyük bi rüzgar esecek. belki bu rüzgardan arta kalan boşlukları doldurabilir.

yedek ruh:
ne ola ki bu eylül'de esecek olan büyük rüzgar? açıklar mısın biraz merak ettim.

oceano'nun sorularına gelince, evet dmc'de hürriyet bulunmuyor. stajyerler en fazla 3 ay çalıştırılıyor. özel olarak şeflerin isteği üzerine gibi en fazla 6 ay uzatılıyor. sonrasında çıkarılıyor malesef. yemek+servis dışında sadece su bedava. stajyerlere bakış açısı, bölüme ve stajyere göre değişiyor. gördüğüm kadarıyla yetenkli, sorumluluk sahibi, kendini sevdiren stajyerlerle çalışmalarını uzatmak isteyenler çok. staj sonrası, eski stajyerin alacağı para düşüktür. tabi bölüme ve şefe göre değişir fakat genelde 200 ytl alanların olduğunu biliyorum. servis olayı çok kolay. mesai bitiş saati dmc'de 19.00 olmasına rağmen 18.00de çıkanlar da oluyor ve kanal d(cnn turk,star,kanald aynı yerde bulunuyor)nin servislerinden faydalanabilir rahatlıkla. tabi servis dolarsa e-5in orta yerinde kanald dışından olanın indirilme durumu mevcut.
başka aklıma gelen yok. soru olursa cevaplarım.

yedek ruh yerine ben cevaplayayım. genelde zaten yaz aylarında olur hareketlilikler. bu yaz çeşitli kanalların filan el değiştirmesi ve grupların planladıkları yeni oluşumlar nedeniyle transferler değişimler söz konusu.
çalık atv-sabahla ilgili bişiler yapıyor, doğan muhtelemen bir anda yapacak çünkü pek hareketlilik yok şuan. ciner zaten yeni gazete hazırlıyor bir yandan da habertürk ve kanal 1 de revizyonlar yapıyor. fox öyle pek iç açıcı değilmiş. yönetim değişecekmiş filan. anlayacağın transfer sezonu başladı gibi.

viki amca dedi ki 5 albümleri varmış toplamda:

tr.wikipedia.org

sevmek zamanı, seni bana yazmışlar ve ah yabanım benim şarkıları var bende o albümden, rapid linki yasak değilse upload edebilirim.

oh oh. iyi çalışmışlar demek ki.
yazabilirsin linkleri. gerekirse de sileriz.
teşekkürler..

Gitmedim ama duyduğuma göre içi çok eskiymiş, servis iyi değilmiş, konum olarak çok iyi bir yerde olmasına rağmen bu yüzden pek tercih edilmiyormuş. Bu hotel yerine onun 20m. ilerisindeki Artemis otele bakmanızı öneririm. Aralarında pek fiyat farkı olmamasına rağmen burası çok daha güzel bir yer.

bu soru dün cevaplanmıştı sanırım

think martini, teşekkürler
blackidom; cevaplandıysa nerde? tek başlık açıldı bu soruya dair, o da bu.

deniz erdogan yapimi onlar, internette yok ne yazik ki

çok güzel haraketler bunlar burdaaa burdaaa başlıyor şimdi mutfaktaa... diye biliyorum ben

ben de doo-dah doo-dah diyorlar diye biliyorum, sarkinin orjiali oyle cunku. hic dikkat etmemisim burda dediklerine

ya bana da sanki ü lü filan bişi diyormuş gibi geliyor. bir anlasam :)

Ben aylık kullanıyorum ve herhangi bir şikâyetim yok bu konuda. Günlük kullanmak tamamen senin elinde ama, her gün çıkar-at uğraşabileceksen yap tabii.

senelerdir aylık kullanıyorum. hem de bir aylık lensi 2-3 ay kullanıyorum. unutuyorum yani değiştirmeyi, gidiyor o da gittiği yere kadar. günlükle uğraşılmaz bence. ben aylıktan vazgeçmeyin derim.

Bu arada, söylemeyi unutmuşum: Öyle ucuz diye her lensi almayın bence. "30 tane 20 ytl" diye alıyorsanız bir lensi, yazık ediyorsunuz demektir. Göz bu yahu. Bence doktorunuzla görüşüp alın lenslerinizi. Ben kendim almadım bugüne dek. Hep doktoruma danıştım. Siz de öyle yapın bence.

valla focus night&day aylık lenslerinden kullandım iki sene kadar. gene iki sene oldu sanırım focus dailies kullanıyorum. benim geçiş sebebim göz alerjisi oldu. açıkçası günlük lens kullanımı daha rahat aylıktan, yok lensim düştü yok lensim şu kadar ay oldu vs. dertlerinden kurtuluyorsun. eksi tarafı ise uzun yolculuk falan yapacaksan tomar tomar lensle dolaşman lazım. her yerde de bulunamıyor. 6 adet aylık lens ile paşalar gibi 3+ ay geçirebilecekken sen 60 lens ile gezmek durumunda kalıyorsun.

ayrıca 20 ytlye 30luk focus kutu satıyorlarsa yuh derim. ben başladığımda bile 20 değildi.

aslında 20 ytl fiyatı sadece kangurum'da geçerli her zaman aldığım yerde, 6 tane aylıkla aynı fiyat 34.90
hani işkillenmedim de diil neden bu kadar ucuz diyerekten. :)

focus u yıllardır kullandığım için de dailies'ine kafadan -focus olduğu için- ok verdim ama ben herhalde aylık devam edicem. zaten bi numara değişme problemi var, onu bi hallediim önce :) tenkuuu..

6 yıldır lens kullanıyorum, şu ana kadar en memnun olduğum johnson&johnson advance acuvue olanı, daha dün 3 aylığını 90 liraya aldım. 30 tane gunluk lensin 20 lira olmasi pek guven vermedi açicası, bir de her gün at yenisini aç zor olur.

icine bir kac damla aseton damlatilip iyice calkalanabilir. asetonu fazla kacirirsan yogunlugunu kaybediliyorlar ama dikkat..

tenkuu. hemen deniyorum :)

kadınların kaygılarını bu başlık üzerinden çoğaltsam ne olur?

sağa sola yanımızda götürdüğümüz o makyaj çantaları var ya..hani içerileri hep pembe-turuncu bir toz/film tabakasıyla kaplanıveren, bazen kalem ucu/rimel köşesi de bulaşıp, içini açmaya utanır hale getiren..

onu nasıl temizlersiniz de ilk günkü gibi olur? makinede harap olacak cinstense dışı? Sıvı sabun ve eski diş fırçası kombinasyonu, sadece hafif temizliyor, pırıl pırıl yapmıyor..

(e hep erkek sorusu mu soracağız, yarın anneler günü, 40 yılda bir de kadın odaklı olalım)

aseton uzun vadede ojeyi bozar, mavalanın oje incelticisi satılıyor onu deneyebilirsiniz.

makyaj çantası için iyicene bulandıysa ve yıkanmıyosa ancak ıslak bi bezle filan silmek lazım heralde ya da su geçirmeyen bi yapısı varsa içine suyu doldurup sora da boşaltmak mı lazım nedir, öyle bişeyler. en olmadı atıverin toza bulanınca mideyi de bulandırıyor zira.

aseton koymayın ojeyi bozar. inceltici almakla filan uğraşmamak için de evde renksiz cila bulundurup onunla sulandırabilirsiniz. iyice çalkalanırsa ojenin rengi,ni hiçbir şekilde değiştirmez.

asetonun bozdugu dogru ama acil durumlarda gunu kurtardi benim icin
(acil oje lazim olmasi da enteresan oldu gerci :))

aslında düz mantıkla, makyaj temizleyci losyon olsun jel olsun tonik olsun, çıkarır bence :) ben hiç kirletemedim o çantaları, hep kaybediyorum netekim

tamam ben hiç bulaşmıyorum o zaman :)
teşekkür ederiiim.

bence huylanacak bir şey yok. paypal'de gelen ödemeyi kabul edip reddetme şansınız var zaten, yani yanlışlıkla fazla yollandıysa baştan hesabınıza geçirmeyebilirsiniz. bir de paypal verified olup olmadığına bakın gönderenin. en olmadı kimliğinin fotokopisini falan isteyin mail ile.

Paypal temelde alıcıyı korur ve adam size dispute açınca çok büyük ihtimalle sizin başınız yanar. Elli tane evrak belge bilmemne falan ister paypal, hesabınızı limitler ve iyi günlerine denk gelmezseniz adamın size paypalden gönderdiği parayı geri almasının yanı sıra (zaten paypal direk işlemi reverse eder), hesabınız da bloklanır, paranız içerde kalır, falan fişmekan. Hayatınız boyunca paypal'e elveda bile diyebilirsiniz.

Heyecanlı öyküler için: www.paypalsucks.com

Genel olarak, dil din ırk ayrımı yapmak istemiyorum ama, Afrika ve özellikle Nijerya temalı maillerden işkillenin.

domain satarken paypall kullanmamanızda fayda war, kişi parayı paypalla gonderir, oh sende parayı aldım domaini gondereyim dersin. paypalda 60 gün içinde kişi dispute açip parasını geri alabiliyor.bu durumda domainde uçmuş oluyor tabi. dikkatli olmak lazım gelir.

rjd2 - 1976 ?

yok diil. "yabadayiyyee yohohohooo" su yok bunun. bi de benim dediğim dha hızlı. disko partizani yle aynı nerdeyse ritmi

shantel - disco boy


ayni kisi soyluyor. yahhadeleleyy yoholololoy gibi biseyler diyor nakaratinda. muhtemelen bu aradigin sarki.

sadece 3 için-- Polarizede çok rahat edyor gözlerin.

özel olarak camın, genel olarak çerçevenin üzerindeki yazılara bakıp anlaşılabilir. sahte olanlar çok kötü font ve maddede oluyor. çaktırmadan tırnağınla dokun -abanırsan orjinal olanı da kazınır- silinirse orjinal değildir.

geçen ay aviator serisinden aldım bir tane. polarize alın, verdiğiniz fiyat farkına değer.
pazarlık yapın, çılgınca indirim yapabiliyorlar.
aynalı model bence erkeklere pek gitmiyor. erkekseniz aynalı tavsiye etmem ama tabi bu bir zevk meselesi.

erkek değilim :)
pazarlık yapmayı hiç beceremem; o yüzden de abartı fiyat söylemeyecek bir yer arıyorum aslında :)

kaça aldınız bu arada?

saçma olacak ama en azından rayban ile alakalı insanlar gelir bakar diye söyliyeyim istanbul-beşiktaş'ta Adnan Ezen'de fiyatlar şaka gibi. tüm güneş gözlüklerinde ve artı Ray Ban'larda... Başlık sahibine faydası yok kusura bakmasın ama istanbul'lular bir göz atsın oraya derim 2-3 gözlük alıp çıkmanız olası...

yeni rayban almış birisi olarak söylüyorum ilk önce beğendiğiniz modelin kod numarasını öğrenin. sonra gözlükçülere fiyat sorarken 1200d modeli var mı varsa fiyat öğrenebilir miyim? diyceksin. etiketinde 330ytl yazan bir gözlüğü 245 e 6 taksitle aldım. ve girdiğiniz dükkan mesela en son kaça olur diyince en son 280 olur dedi, siz direk şurdaki optikçide 270 oluyor diyceksiniz. sonra orası tamam biz de 270 yapalım diycek ardından böyle böyle fiyatı indireceksiniz. benim taktiğim buydu. optikçi hayvani kar marjları koydukları için gözlüklere indirimi sonuna kadar yaptırın pazarlık edin. mutlaka pazarlık edin.
ayrıca polarize olup olmadığını anlayabilmeniz için optikçilerde bir kağıt var polarize olan gözlükle bakınca bu kağıttaki resim görünüyor, polarize olmayanlarla bakınca boş kağıt görünüyor. orjinalliğini ise nasıl anlayabilceğini hiç bilmiyorum. bu arada benim gözlüğü aldığım yer.
sapmaz optik
sakarya cad. no:6
kızılay/ankara

ya aslında istanbul'dan da alabilirim 2 hafta sonra istanbul da olucam.
ama ankara da rentts'in dediği yere bakıcam.

hakikaten kışın 200 e satılan 3025'ler mesela, bahardan yaza doğru bir anda 400'lere çıkıyor. yani evet pazarlık yapmam lazım. deniycem :) teşekkürler.

4056 polarizeyi 390ytl iken peşin 250 ye almıştım. ortalama her yerde peşin fiyatına aynı indirimi yapıyorlar. ben kadıkoyden aldım

kesinlikle pazarlık yapın,yani oyle el sıkısıp kurban pazarlıgı gibi ugrasmanıza gerek yok,mutlaka indirim isteyin,aslında su zamanlar gunes gozlugu almak icin cok yanlıs,malum yaz geliyor yeni sezon gozluklere fahis fiyatlar isteniyor ve kar marjları cok yuksek bu yuzden deli indirimler yapabilirler.

Mesela iki gun once ablama gozluk aldık.Aynı gozlukcunun iki ayrı subesinden fiyat aldık,pazarlık yaptık (biri alsancak biri kemeraltı) alsancaktaki en fazla %20 indirim yapabiliriz,yoksa zarar ederiz diye yemin etti,kemeraltındaki %50 indirim yaptı.Yeni sezon bu arada.

Son olarak kesinlikle polarize olsun,cok daha rahat edersiniz.

orjinallik için, genelde sol cam üzerinde(ray-ban yazısının olmadığı taraf)kazınmış halde rb imzası bulunur. dikkatli bakmadıktan sonra belli olmaz. ama ray-ban yazısı ile aynı fontta, dıştan düzgün okunacak şekilde ve camın içinde(camın dış veya iç yüzeyi kazınarak yapılmış değil)yazar. tabi bu çerçevenin orjinalliği ile ilgili kesin bir fikir vermez.

incek minibüsleri tam önünden geçer. konya yolu ya da ulustan binebilirsin.

onlar ne yahu kırşık izlerine baksana bencede oyle valla...

siteyi hazirlayan ve urun fotograflarini ceken de ihracat fazlasi olduklari icin pek guven vermiyor site.

kesinlikle çakma o yamaların dikişinden belli

Sitenin adına dikkat ederseniz; ihracat... Yani Türkiye üretimi olup yurtdışına pazarlanacak olanlar. E yurtdışında pazarlanması gereken malların neden burda olduğuna gelince; genelde olduğu gibi elde patlayanlar ya da defolular...

sitedeki ürünlerin hepdi ÇAKMA! 120 ytl ye rolex:D herhalde Kayseri de rolex fabrikası var!
hepsi üçüncü sınıf çin malları, boşa para verme, istiyorsan da gittigidiyor da daha ucuza bulabilirsin.
pazarda falan da satılıyor, orada pazarlık da yapabilirsin.

ben zaten internetten sadece outletim.com dan alışveriş yapıyorum, onun dışında görüp koklayıp (?!) dokunup almayı tercih ediyorum :)
da bu site bana da feci halde çakma gelmişti bi soriim emin oliim istedim. tenkular olsun efem =)

ben bu siteden alışveriş yapıyorum ve aldığım tommy t-shirtler ve zara bodyler magazasına bile götürdüm orjinal dediler arkadaşlar... hatta bershkada gördüğüm elbise bile siteye gelmişşş:)

files dan filmi kaydet demen lazım.

onu zaten film dosyası olarak kaydediyor. ben bunu hocaya verdiğimde movie maker açacak dosyayı halbuki ben ses dosyası olarak kaydetmek istiyorum. aac midir, mp3 müdür, hangisi olursa.
zaten kaydet diyerek projeyi kaydettim ben.

saklarken wma formatında sakla diyip sonra wma to mp3 converter kullanıp mp3'e çevirebilirsin. ben yaptım oldu...

orda göreve yerleri var. orda solda "filmi bitir" olan yeri seç ve nasıl çıkış yapıp kaydedeceğini seçebilirisin

yahu galiba bu "awake" tam emin diilim ama, rol yapamayan hayden christensen dangalagi ve jessica albanin son donem filmi..

awake demeyin diye yazacaktım tam :)
awake'i izliyordum az önce -hatta şimdi bitti- arkadaşım onun üzerine anlattı zaten :D

stephen king in bi romaninda vardi bu sanirim. golf oynarken bi yilan sokuyodu. filmini bilemeyecegim...

en.wikipedia.org stephen king in böyle bir hikayesi var ve esinlendiği yer olarak da hitchcock'un bir tv şovundan bahsediyor.

yok hitchcock da değil..

oceano the film investigator. o yeee!

Kesinlikle Stephen King öyküsü, Nightmares and Dreamscapes'deki autopsy room four'un sonu biraz farklı. Elbet farkediyorlar ancak, farketme şekilleri farklı. İstersen yazarım.

bakırköy'den kalkan sefaköy minibüsleri önünden geçiyor bildiğim kadarıyla.

bakırköy'e gitmek içinse taksim'den sarı dolmuşlar var.

bakırköy deki dolmuşlardan emin misiniz? çünkü ben hiç bilmiyorum hele ki bakırköy'ü, şimdi yanlış olmasın kaybolmayayım :)

bi de taksim deki bakırköy dolmuşları nerden kalkıyor?

geçen sene kanal 24'ün karşısındaki başka bir yayın binasında çalışıyordum. birgün servisi kaçırdım, cadde üzerinde beklerken bakırköy minibüsü geldi ona bindim. meydanda indirmişti.

Taksim'de istiklal caddesi'ne girdikten sonra, fransız konsolosluğundan önceki, sağdan ilk sokağa girin (sağ tarafta bir pideci ve umumi tuvalet var, sol tarafsa konsolosluk duvarı). sokağın sonuna kadar yürüyün sarı dolmuşları görürsünüz. yalnız aynı yerden yeşilköy ve aksaray'a da dolmuş kalkar, sorarak binin.

Bakırköy son durakta indiğinizde ileri, meydana doğru yürüyün (ya da kalabalığı takip edin). köşeye geldiğinizde minibüs kalabalığını göreceksiniz.

Başka bir güzergah da kabataş, eminönü, sirkeci gibi bir yerden tramvaya binin. yenibosna durağında inin. sonra hava durumuna göre ister yürüyün ister taksiye binin.

oceano,

taksimdeki bakirkoy dolmuslari, cicekcilerin asagisindan kalkiyor.

ilk sokakta topkapi ve aksaray dolmuslari, bir asagidaki sokakta bakirkoy ve hatta bir daha asagidaki sokakta yesilkoy.

abi çok basit anlatayım. taksim'e çıktın burger king'e sırtını verdin karşındaki sokak. biraz solda kalacak evet orası, wc de varsa doğru sokaktasın. konsolosluğa gelmeden hemen önce sokak. düz devam ettin o sokağa ya sıra görürsün ya da sarı dolmuşları. orada herhangi birine bakırköy hangisi desen gösterir. bindin. seni meydana çok yakın indirecek soluna bakarsan zaten otobüs peronunun ucunu ve diğer minibüsleri göreceksin. bu minibüsler senin bindiğin sarı dolmuşlar gibi olmayacak(otokar olacak). minibüse bindin, tercihe göre kanal 24'ün orada ineceğim ne kadar beni kanal 24'ün orada bırak lanet olası falan dedin. büyük ihtimalle unutacak o yüzden yolculardan birine de söylemek lazım. kaybolmayı başaramazsın diye düşünüyorum. kolay gelsin.

yalnız bildiğim kadarıyla şöyle bir şey var. e-5 üzerindeki dolmuşların büyük bölümünü kaldırdılar. bakırköy yenibosna dolmuşu da e-5 ten geçerek gidiyor. belki bu minibüs hattını da kaldırmış olabilirler.
eğer kaldırdılarsa taksim bakırköy dolmuşundan incirli ya da merter de inerek metrobüse geçebilir. metrobüsle de yenibosna durağında inerek bi 10-15 dk yürüyerek bu adrese ulaşabilirsiniz sanırım. bu da bir yöntem.

cuma deniycem bakalım. gazam mübarek olsun teşekkürler =)))

kanalı aradım, bana çok farklı bi yol tavsiye ettiler. galiba bakırköy dolmuşlarının güzergahı değişmiş evet.
o da şu ki yenibosna'ya kuleli'den geçen avcılar otobüslerine biniosun, yenibosna kuleli'de iniosun ve taksiye biniosun. zaten kısa mesafeymiş.
de bu otobüsler sanırım taksimdeki otobüs yığınının ordan kalkıyor di mi doğruyum?

mig33 var bende gayet güzel çalışıyor. ama benimki java tabanlı. sizin telefonunuza da uygun bir versiyonu olabilir diye tahmin ediyorum.

java olabiliyor 6288 e bildiğim kadarıyla. bir bakayım mig33'e. teşekkürler :)

mig, 6288'i desteklemiyormuş. ühühühühühhühühü...

ego'nun denyo sitesi "129-kızılay-emsan sitesi" hattının tam tobb etü önünde durağı olduğunu söylüo. (pek işe yarıyacağını sanmıorum ama bakalım)

Hareket Noktası : GOP - Atatürk Bulvarı Üzeri Güvenpark Dışı KIZILAY
Hat : 129 - KIZILAY-EMSAN SİTESİ
Kalkış Yeri : KIZILAY Varış Yeri : EMSANSİTESİ
Mesafesi : 14 Km Süresi : 55 Dakika

bi de sen bunlara zaten bakmışsındır...

129'u bilmiyorum öncelikle bi bakayım kızılay a indiğimde.

güvenpark tan otobüs var bir sürü de balgat olabilir mi acaba? konutkent armada'ya gidiyor, balgat filan sanırım? armada ya yürüyerek gidiliyor da çok ıssız bi yer bi de bazen akşam filan çıkabiliyorum. işimi çabuk halletmek istiyorum. bi bindiğinizde kaç numaraymış neymiş diye bakarsanız fena olmaz hani =)
direkt bakanlık'ın ya da daha önemlisi ciner grubunun önünde duruyor mu?

MSN'in altyapisinda sorun olabilir. Skype falan deneyin.

okul ya da işyerinden bağlanıyorsanız firewall engelliyor olabilir.. üniversitedeyken bana öyle olmuştu da, söyliyim dedim..

yok tamamen evden bağlanıyorum. ayrıca msn üzerinden halletmek istiyorum skype ya da başka bir program tercih sebebi değil.

daha önce ingilizce msn vardı, silip son sürüm yükledim şimdi de böyle bir hata veriyor. üstelik tanıttım da msn e yani. :S

msn messenger'a eklenti eklediniz mi (örn: messenger plus)? bazen gelen teklifleri otomatik olarak reddet özelliği oluyor bu eklentilerde. böyle bir sorunun olup olmadığına bakabilirsiniz.

bir daha baktım da plus varmış. plus ayarlarına girip konuşmalar sekmesinin en altına bakın. bütün teklifleri reddet seçeneği seçili olabilir.

yok bütün teklifleri kabul et seçeneği var. bir daha deniyvem yarın

yani bi kural döküman vs bilmiyorum ama ben de böyle hediye olsun diye kolajlar yaptım daa önce.
ben şöyle bi yol izliyorum,
eklemek istediğim o kişiye özel fotoğraf gibi şeyleri seçtikten sonra (bi kere doğumgünü için yapmıştım, saatli marif takviminden o günün yaprağını yapıştırmıştım mesela ortaya) önüme biraz dergi yığıyorum. belli bi şey düşünmeden rastgele hızlı hızlı bakıyorum, bi çağrışım yaratan, bi şekilde gözüme çarpıp dikkatimi çeken resim ve yazıları kesiyorum kenara koyuyorum.
bu da bittikten sonra kolajı üzerine yapacağım kartonu koyuyorum önüme, belli bir anlamı olan resim fotoğraf ve yazıları ayırdıktan sonra, geri kalanını fon oluşturacak şekilde rastgele yapıştırıyorum birbirinin üstüne altına filan. zaten yaptıkça az çok bi tema filan beliriyo insanın aklında.
en son da o o fotoğraf filan gibi şeyleri yapıştırıyorum en üste. guaj boyayla bazı yerlerini renklendirdiğim de olmuştu güzel olabiliyo.

bunlar geldi aklıma..

yaptığın örneklerinin fotoları var mı?
bi de kırtasiyede satılan normal karton olur mu?

benim böyle çeşitli örnekler görmem lazım ki çeşitlendireyim. harfler keseyim, pastel boyayla boyayım kimi yerleri, onunla alakalı resimleri ve onun da olduğu fotoğrafları filan yapiim diyorum ama ilginç bir tema bulmam lazım.
takvim yaprağı fena fikir diil aslında. ;) bi de bakiim o gün başka önemli bi olay var mı..

bir fikir verebilirim, çok orijinal olmasa da yazıları gazeteden veya dergiden kestiğin harflerle yazabilirsin.

Kağıda ek olarak kurutulmuş bitki, yaprak, çiçek ekleyebilirsin. Sevdiği hayvan figürü (küçük, plastik)ya da renkli pullar, boncuklar ve de boya kalemleriyle yapılacak desen ve figürlerle zenginleştirebilirsin ortamı.

neyle yapıştırayım???

çanta manyağı bir eski kız arkadaşla edinilen bilgiler:

tunalı'da sadece çanta satan bir kaç dükkan var. ulus'ta siparişinize göre üretim yapan yerler var. (heykel civarında çantacılar diye sorarsanız tarif ederler.) hatta sadece resmini götürüp, orijinalinden daha kullanışlı şeyler yaptırmıştık. yalnız prensipleri gereği marka basmıyorlar. bu konuda bir sorununuz varsa işinize yaramaz. markalara oranla çok çok ekonomik olduğunu söylememe gerek yok sanırım.

3. sezon bölümü wikipedia'dan bakabilirsin.
dün akşam sildim 3. sezonu o yüzden hatırlayamıyorum adını.

"The Perfect Castaway"

"Perfect Storm" ve "Cast Away"i birlestirmisler (:

genel bir cevap vereyim. bu tip dizi bolumlerine dair meraklar icin, en kolay-hizli kanak tv.com. genis bir arsiv, bolum bolum kisa aciklamalar, quote'lar vs. is gorur.

www.hepsiburada.com

nope..
sorun şu ki elimde 4 harf ve 2 rakamdan oluşan bi şifre var mesajla geldiği üzere. ve hediye çeklerim kısmına girirnce de bi kutucuk filan yok.
telefonum ablamın üstüne kayıtlı. kendi hesabıma da ablamın hesabına da baktım yok kutucuk filan yok.

tamamdır hallolduuu :)

www.skyscanner.net daha çok ucuz uçuşlar için
www.skyscanner.net bu linkte büyük havayollarının sunduğu bağlantıları görebilirsin.

devlet hava meydanları işletmesi genel müdürlüğü;

www.dhmi.gov.tr
öncelikle karşınıza gelen sayfadaki hava limanı isimlerine tıkladıktan sonra; üstte uçuş planlama ve iletişim bilgilerine tıklarsanız gerekli yerlere ulaşabilirsiniz.

yurt dışındaki hava limanlarından (bulgaristan, yunanistan) nasıl gidilir bilmiyorum.

sennheiser kullaniyorsaniz metan'dan temin edebilirsiniz (tabi istanbuldaysaniz veya istanbula ugrama imkaniniz varsa) bir sene once tanesi 1 euro'muydu neydi...
(bu arada o zimbirtiya "kulak adaptörü" deniyor, ararken daha rahat olabilir)

ankaradaki her turlu abuk elektrik elektronik vs problemlerinizin cozumu ulus konya sokaktir..

creative ep 180 mi 185 mi ne ikisinden birini kullanıyorum. ulus'a da gidemem ki bu aralar. kızılay, tunalı, cebeci.. yok mudur buralarda? yahu altı üstü bi yumuşak minik bişey, ne zormuş..

her ne kadar elektroniğin ankara'daki merkezi konya sokak olsa da burada bahsettiğiniz şeyi bulma ihtimalinizin çok düşük oludğunu söylemekte yarar var.

carrefour'larda markasız kulak içi kulaklıklar oluyor, bunlardan bir tane alıp içinden alabilirsiniz, benim aklıma gelen bu.

tunali teknosa da varmis..

tunali teknosa nerede? tunali caddesinin esat dortyola yakin olan tarafinda.. tunali vakifbaknin capraz yukarisinda.. kennedy caddesinin tunaliyi kesitigi isiklarin da caprazinda.. bulursunuz zaten orada..

ben baska bir urun icin az once aradim.. bunu da sordum.. var dediler.. telefonla sormakta mantikli olabilir gitmeden..

kaynak: www.teknosa.com

tunalı teknosa baya yakın bana. soriim bi bakalım. teşekkür ederim :)

modemin markasına bağlı olmakla beraber:

192.168.1.1
192.168.2.1
192.168.1.2
10.0.0.1

gibi adresleri deneyebilirsin. markayı yazarsan spesifik olarak söyleyebilirim.

hatta daha da iyisi upnp destekleyen bir modem ve program, daha çok işini görecektir.

10.0.0.2 var bi de..

start - run
cmd [enter]

ipconfig [enter]

bu listede default gateway olarak gorunen $ey senin modemin oluyor. o ip'yi browser'a yazarak ula$abilirsin.

(bkz: adsl modem $ifreleri)

ya hata verio 0 ile bilmemkaç arasında olmalı port number dio ama zaten öyle! yapamadım bi türlü. nefret ediyorum format atılmış bilgisayardan. gitti bütün ayarlar :(

www.dergibi.com bi tane benden

bu da akıl oyunlarının senaryosunu yazanla röportaj www.bigglook.com

teşekkürleeer...