'orhan pamuk' malum onlar bizden daha iyi biliyorlar zaten

auf der anderen seite, im juli olur. test edilip onaylanmıştır.

organize işleri izlet beyinleri allak bullak olsun..noluyo burda falan olsunlar..

karpuz kabuğundan gemiler yapmak

dondurmam gaymak

hmm zor bir soru cidden. direkt olarak türkiye hakkında iyi şeyler düşündürecek film,kitap bulmak zor. bunlar tanıtım filmleri ve turist rehberlerini geçemez arasak da. ama türk sineması'ndan güzel örnekleri tercih edebiliriz. kendi açımdan düşündüğümde sinemasını beğendiğim ülkeye karşı bir sempati duyuyorum. bu ülkede böyle insanlar yaşıyor demek, hmm bunlar demek böyle düşünüyor, hissediyor diyorum. o yüzden türkiye'yi,türkleri tanıtma gibi bir ana gayesi olmasa da güzel türk filmlerini tavsiye edebilirsin diyorum. neler mi olabilir.

sevmek zamanı,muhsin bey,selvi boylum al yazmalım,yol,anayurt oteli...

uzak, mayıs sıkıntısı (hatta bilimum nuri bilge ceylan filmleri), babam ve oglum, yumurta gibi daha güncel örnekler de olabilir. bu filmlerle en azından bir bağ yakalayabilirler.

hah şimdi aklıma gelmişken, korkuyorum anne'yi izlesinler önce :) bak hemen nasıl sevecekler bizi.

ayrıca midnight express berbat bir film yahu.. türkiye'yi kötülediği için demiyorum. o filme bakıp da laf atanları kaale alma derim.

nuri bilge ceylan_uzak

crossing the bridge the sound of istanbul

fasulye izletin.

ravioli'ye katılıyorum "crossing the bridge" güzel bir başlangıç bence de; ayrıca her zevke de hitap eder!!

türklerin tarihini özlü bir şekilde ve tarafsız bir gözle medeniyet tarihi içindeki yolculuğu ile anlatan findley'in kitabı(başımdan geçti ordan biliyorum) tarihe meraklı olan yabancılar için gayet uygun :
www.amazon.com

şiir için talat halman'ın modern türk şiiri derlemesi başlangıç için yeterli çeşitlilikte ancak ingilizce çeviri yeterliliğini değerlendirmek için kendimi yetkin gördüğümü söyleyemem:
www.amazon.com

roman için "kara kitap" derim. herbiri bağımsız okunabilen köşe yazıları ile tekrar tekrar okunabilir.

Kitap olarak Stephen Kinzer'dan Crescent and Star. Hatta bunu okumadiysan kendin de oku.

www.amazon.com

hırvatistan devlet televizyonunda vizontele yayınlanmış. ordaki insanlar filme çok güldüklerini çok eğlenceli bulduklarını söylemişlerdi. Hani yabancı gözüyle şeyettirecek olursak.

Evde stir fry usulunde bir yemek yaparsan onda cok guzel kullanilir mesela.

Keklerde ve kurabiyelerde kullanılıyor, google'da tarifleri var...

bira ve gazoza aroma yapar ecnebiler bunu. özellikle biraya gazoz muamelesi yapılacaksa denenebilir. tavuğa yakışır ama katmak her babayiğidin harcı değildir. miktarı tutturanla evlenilir.

bir yemek kasigi bala 1 cay kasigi zencefil karistirinca oksuruge, bogaza cok iyi gelir der aktarlar bir de.

sushi yanında yediğimi hatırlarım..sushi..nyse

ıhlamura falan katılır. tat verir, boğazı yumuşatır, güzel olur.

meyan kökü ve tarçınla birlikte iki taşım kaynatırsan soğuk algınlığına iyi gelir.

Afrodizyak etkisi de var yanılmıyorsam ehehe. Peder bey düşünceli adammış.

antiemetik yani kusmayi önleyici ve bulantiyi kesici özelligi de var...kemoterapi gören hastalara verildigi vardir.

farklı sushilerin tadları karışmasın diye arada yeniyor. ben beraber yiyorum yinede güzel oluyor. bir de öksürüğe balla karışırılıyor.

kulaktan dolmadır.
sadece kol olarak düşünürsen olmaz. sadece vücudun üst tarafı desen daha makul ama o da dengesiz.

öncelikle kasa dönüşebilecek yağ olması gerekiyor. bol ye yağlan.
ısınma hareketleri olmadan pata küte girişme.
azdan çoğa doğru yavaş yavaş tempoyu artır her gün.

---
ek: ulem demişiz en başta "kulaktan dolma"dır diye. desteksiz atması mı kalmış :)
ayrıca dolma malzemesi de e.duyurudan alınmıştı.

Bak burada bayagi kol hareketi var, hem de nasil yapilacagini guzelce gosteriyor linklere basinca:

exrx.net

Anasayfasina gidip bastan okursan (ingilizce) agirlik calisma hakkinda cok saglam bilgilere sahip olursun. Fazla uzun da degil yazilar, on bes dakikada cogunu anlarsin.

Sayfanin linki gozukmuyor nedense burada. Ana sayfa exrx.net , oraya gidip oradan egzersiz haritasina gidebilirsin. Ya da genel olarak karistir iste, cok yararli.

ya pardon ama, yağ nasıl kasa dönüşüyor allahaşkına? Lütfen desteksiz atmayalım.

www.intense-workout.com
www.suite101.com
www.bodybuilding.com

İngilizce bilmeyenler için özet: Yağların kasa dönüşmesi fizyolojik olarak mümkün değil. İnsan sağlığını ilgilendiren konularda görüş bildirirken biraz daha dikkatli olmak lazım.

öncelikle "bol ye ve yaglan" tamamen yanlis bir bilgi. sadece spora basladiginda eger gercekten genislemek istiyorsan bol proteinli beslenmen, gerekirse protein takviyesi alman gerekiyor. yag baska bir dokudur kas baska. yaglar eriyip kasa donusmezler (ayni kaslarin sporu birakinca eriyip yaga donusmemeleri gibi) "sporu biraktim cok kilo aldim sekerim" yakarislari ise spor ile hizlanan ve fazla gidaya ihtiyac duyan bünyenin, siz sporu kesip metabolizma hiziniz yavasladiginda da ayni yemegi istemesinden kaynaklanir. (ayrica kolesterol kebap yedikten sonra icilecek bir iki sise soda ile halledilebilecek bir seydir- aklima geldi birden)

once "kas yapmak" nedir ona bakalim.
eger soba borusu gibi kollarin olsun istiyorsan, yani genisletmek istiyorsan kaslarini once onlari yirtmalisin. hani kaldirabileceginden fazla bir agirlik ile bir süre egzersiz yapinca olusan yanma var ya, iste o yanmanin sebebi zorladigin kas grubundaki liflerin ufak ufak yirtilmasidir. sonra sen protein alirsin ve aralari kas ile doldurur vücut. (biliyorum cok bilimsel anlatmiyorum, ama izleyicilerimiz silikmasinlar diye inan ki)

yani ne yaptik. zorladik kasi. yirttik lifleri. doldurduk proteini. ve kasimizin hacmi büyüdü. kizlar tiksindi bizden.

ama ben brad pitt kasi istiyorum diyorsan (hani su "yapisik kas". bruce lee gibi. hatta ilyas salman gibi) o zaman ayri durum.
fazla zorlamayacaksin. mesela 5 kg senin icin ortalama bir agirlik ise senin icin, "dur ben bunu 7.5 yapayim, sonra da 10 yapayim" demeyeceksin. 5 kg calismaya devam edeceksin. ne olacak? kaslar sismeyecek ama güclenecek. hacmi degil kütlesi artacak. (tabii brat pitt vücudu icin cok düzgün bir beslenme plani ve kardiyo egzersizi gerekli. ben örnek olarak seyettim)

3 x 12'lik setler halinde triseps, biseps ve omuz calis. bir gün egzersiz bir gün dinlenme. her gün abanma. unutma ki kaslar dinlenme sürecinde gelisir, calisirken degil.

setleri uygularken aceleci olma. yavastan al ve hareketleri asla tam olarak sonlandirma. yani dambil ile calisirken kolunu tam olarak (180 derece) acma. aci cekmeye baslayacaksin bir süre sonra. ne güzel. cek acini tatli tatli.

kolay gelsin. anlatirken yoruldum ben, sen yorulma calisirken. unutma aci yok. calisirken gözünün önüne ucan bir kartal falan gelsin. filmlerde ise yariyor. :)

Anlatılanların bazıları bilimsel bazıları atmasyon olmakla beraber ciddi bi planlamayı hatta bir miktar mali gücü gerektiriyor. En doğrusu tabi bir eğitmen eşliğinde antreman yapman. Evde ciddi sıkıntı doğurmayacağını düşündüğüm üst kas grubuna yönelik en güzel ve en masrafsız şeyler şınav ve barfiks. 15-20 milyona kapıya takabileceğin bir bar ve üzerinde durabileceğin zemin. düzenli çalışırsan epey faydasını görürsün.

en güzeli şınav çekmektir, sade kolla olmaz bu işler. 5 dakika makas yaptıktan sonra 5-6 set soğumadan hafif aç karnına her akşam çekersen hem kanat hem gögüs hem omuz hem sırt hem treeceps yaparsın. hemde bedava!!! üstünede duş aldın mı tamamdır.

Tüm cevapları okudum sağolun var olun efenim.
Vucutcu.com da baya işime yarayacak gibi.

gün gelir de süper bi vücuda sahip olursan bize bi bira ısmarlarsın artık eheheh

bir türkçe forum sitesi de ben vereyim. oldukça etkin ve faydalı bir site.
www.bodyforumtr.com
Yeni başlayanlar bölümünü araştır biraz ve sadece kol diye düşünme. Temel reis gibi görünmek istemezsin.

şimdi geçen sene ben de aynı durumda idim. bana söylenen de önce yaşadığın ildeki gümmrük muhafaza müdürlüğüne git sonra da gsm şebekesine kayıt yaptır şeklindeydi. daha sonra öğrendim ki, ülkeye giriş yaptığım gün kaydettirmem gerekliymiş. aynı zamanda bir pasaporta bir tane kaydedilebiliyormuş. e napıcam dedim havaalanına gidip, yeni giriş yapmış birilerine yalvaracaksın dediler. gittim, yaşlı bir teyzeye ve iyiliksever bir genç arkadaşa yalvar yakar telefonları kaydettirdim. (pasaportların arka kısmına yazıyorlar) orada yapılması gereken ise telefonun seri no'sunu cartını curtunu yazıp dilekçe falan vermek. daha sonra üstüne kaydettirdiğiniz vatandaşların pasaportlarının fotokopisini de almayı unutmayın,zira gsm şebekesine kaydettirmek için o bilgileri kullanacaklar. uzun lafın kısası, telefon sizin fakat ülkeye başka birinin üzerinde göstererek sokuyorsunuz. aksi takdirde 1-2 ay sonra telefona yasal uyarı geliyor ve hattınız otomatik olarak kesiliyor. fakat burası türkiye, belki yasa değişmiştir, falan filan olmuştur, belki bunlara hiç gerek yoktur. siz yine de önce bulunduğunuz ildeki gümrük müdürlüğüne gidin, onlar sizi yönlendirir.

Ayni seyi ben de sormustum, bakabilirsin: #13031

Sonuc olarak Turkcell'in abone kayit merkezine cep telefonu, faturasi ve pasaportumla gittim. 5 YTL odedim. Islem kisa surdu ama telefonun acilmasi birkac gun aldi. Turkcell'in sayfasindan (ya da musteri hizmetlerinden) abone merkezi nerede ogrenebilirsin. Sonra emin olmak icin onlari arayip yaninda ne getirmen gerektigini sorabilirsin. Baska GSM operatorune de gidebilirsin tabi.

abone merkezlerinde telefonu kaydettirmek için pasaport yeterli. fatura istemiyorlar. ama bildiğim kadarıyla 1 pasaportla 1 telefon kaydedilebiliyor. bunun amacı da işte yurtdışından telefon getirenler bu işin bokunu çıkartıp ticarete dökmesin falan gibi bir şey. 1 pasaporta yılda 1 tane izin var.
istediğin operatörde kaydını yaptırabilirsin. ama hangi operatörde kayıt yaptırıyorsan o operatörün hattına sahip olman gerekiyor. faturalı ya da kontorlü.

yılda bir telefon hakkınız var. fatura, 1 sene içinde yurt dışı çıkışı olan bir pasaport ile gidiyorsunuz. para bile almayan yer çıkıyor. onlar bilgisayara girdiği an sisteme giriyor imei. kişi mağdur olmasın diye bu uygulama var. sonradan belgeler incelenip de bir sorun olursa engelleniyor imei. sorunu çözdüğünüz an yine açılıyor.

imei.tk.gov.tr

Baktiginiz aletlerin hepsi Delonghi olduguna gore arayip Turkiye temsilcisine sorabilirsiniz. Bu tip kahve makinalarinda o ozel kahve birimlerini de makinayi yapanlar satiyor diye biliyorum.

alırken bunları bakın tek kullanımlık kağıt süzgeçli olanlardan olmasın. bulamasınız her zaman o naneleri.
(gerçi benim aldığım normal kahve makinasıydı)

verdiginiz linki acamiyorum ancak kisaca delonghi tarzi(genelde ufak tefek ev/ofis, manuel filtreli espresso makinesi diyelim) makinelerde genelde maks. 3 tip kullanabilirsiniz. Ya espresso'yu toz halinde alip filtereye olculu kasigi ile koyup, sertligini elinizle ayarlayabilirsiniz.(Kahve kolay bulunur, fiyati en makul olan tiptir, sertlik ayari size kaldigi icin hostur, cok kirletir, temizlemesi usendirir aman dikkat) Ikinci tip toz kahvenin kagit icine sıkıstırılmıs halidir. Bir oncekine gore nazaran temizdir ancak ben uyumluyum diyen her makinede dogru tadi alamazsiniz, kahve kontrolu pek sizde degildir.(onceki ornege gore daha pahalidir.) Son secenek ise sıkıstırılmıs kapsul diyebilecegimiz tiptir. Delonghi'nin buna uygun makinası var midir bilemiyorum.pahalidir, temizdir, sabit oranlarda kahve icerir, su miktari ile kahve tipinde oynabilirsiniz.
Bu bahsettigim kahveleri artik migros dahil bir cok yerde bulabilirsiniz, bir sorun yasacaginiz dusunmuyorum.
Cappucino olayina gelince, delonghi makinelerde beklenenin uzerinde bir sut kopurtme performansi gormuslugum vardir sahsen. Ancak, sunu unutmamal gerekir, ayni anda 3 cap. yapmak isterseniz, ev/ofis tipi diyebilecegimiz basit makineler ile assagi yukari 20-25 dakika ugrasirsiniz.
Uzun lafin kisasi, cap. icin almak istiyorsaniz, tekrar dusunun, bir sure sonra hevesiniz kacip usenebilirsiniz. Ancak ben ristretto icmeden gune baslayama diyorsaniz guzel espressolar yapabilirsiniz diye dusunuyorum.
Ne kadar uzun yazmisim bu arada ben sıkıldım geri okurken pardon walla.afiet olsun

speed i en yüksek olan kullanıcıları tercih et indirmeden önce. t1 ya da t3 dio ya bağlantı hızlarına onnardan seç indirmek istediğin dosyayı onların bağlantısı hızlı olduğundan çatır çatır indirirsin.

En yuksek hizli, en cok kullanicili dosyalari tercih ediyorum, bana misin demiyor. Indirmeye baslamiyor bile. Kesin bir sey var.

dosya paylasiminizi, baglantinizi, portlari falan gozden gecirin. limewire'da var mi bilmiyorum ama var ise ayarlari default hale getirmeye calisin. bir yoklayin orasini burasini.

limewire ile aynı portu kullanan başka bi paylaşım programı çalışıyo mu?
aynı şey bende de olmuştu, limewire ve azureus'un aynı portu (6881) kullandığını farketmiştim.
eğer durum böyleyse, iki programı da farklı portlara yönlendirin ya da limewire'ı kullanırken diğerini çalıştırmayın.

limewire bildiğim kadarıyla java tabanlı. eğer aynı anda başka bir java tabanlı program çalıştırırsanız iki programdan birisi çakılıyor.

aynı şey bana da oldu,tüm programları kapatsam da en bilindik şarkıları bile indiremiyorum 40 kere denememe rağmen..genel bir sorun belki de bu aralar..

efenim limeware pro kullanın eğer kullanmıyorsanız.alakası var mıdır bilinmez .bilen varsa da size doğru beri gelsin.lakin bir deneyin derim.bulamaz iseniz temin ederebilirim.

bana da aynı şey olmuştu. silip limewire 4.14'ü yükledim düzeldi.

4.14 vardi zaten. Ayarlari default'a cevirdim yine ise yaramadi dun. Bugun calisiyor nedense. Neyse, calissin da. Cevaplar icin tesekkurler.

evet evet, limeware java tabanlı bi program olduğu için hem pc'yi kasar hem de başka programla çakışma durumu vardır.

özünde iyi bir $eydir çünkü ate$ her ne kadar hastalığa gösterdiğiniz direni$in bir sonucu olsa da ısı enzimin yapısını bozar dolayısıyla özellikle küçük çocuklar havale geçirdiklerinde hasarlara neden olur.

cok atesin cikmadigi surecte, ates bakterilerin olmesi icin gerekiyor, ama ates insani bitkin kiliyor.
Cocuklarda asprin yerine paracetamol kullanilir ates dusurmek icin cunku karacigerde tahribat yapar. Yasa ve ilacin dozuna bagli bunlar.

Ates ustte de dendigi gibi bakterielere karsi savasta ise yariyor. Kotu yani ise insanin kendi vucuduna da zararli olabilmesi. Ne zaman dusurulup dusurulmeyecegi konusunda doktora danismak lazim.

mikrodalganızın tipi ne? sadece mikrodalga? mikrodalga + kızartma?
bu tarifleri tamamen değiştirir.

mutfak4.homestead.com

denemedim yalnız, mesuliyet kabul etmem :)

ekmeği yarıp içine kaşar koyar, ekmeğin büyüklüğüne göre (avuçiçi kadarsa maksimumda 6-8 saniye) döndürüp çıkarırım. kaşar erir, süper olur.

Sadece mikrodalga ise genel olarak isitma icin kullaniyorum ben. Cay icin bir fincan su, dunden kalma pilav, biber dolmasi vs... En kolay ve en iyi md'de isiniyor.

Onun disinda patates pisirmek mumkun. 1-2 kat kagit havluya sarip birkac dakika pisirince oluyor. Acil durumlar icin ideal.

Bunun disinda md'de yemek pisirmek gibi bir aliskanligim yok.

wpi. patates olayını denememiştim ben. kumpirlik kıvama geliyor mu?

Programlama dilinin standart librarylerinde timer fonksiyonu olabilir. Bu da herhalde isletim sisteminin zamanla ilgili sundugu fonksiyonlari cagiriyordur. Isletim sistemi de donanimi kullaniyor tabi ki. Bu duruma nasil baktigina gore kimin hallettigi degisir.

Web sitelerinde -genellikle- sayfanın en başında timer fonksiyonu değişkene atanıp başlatılıyor, sayfa sonunda da(yani sayfa yüklendiğinde) değer alınıyor.

Yani cevap,
c) Programlama dili

aslında tam bilmek istediğim, bir programlama dilinde timer fonksiyonu çağırdığımızda programlama dili bunu kendi rutinleriyle mi hallediyor,yani yazılan her program kazma gibi sayıyor, yoksa programlama dilleri OS nin sağladığı bir arayüzle mi bunu programa sunuyorlar?

GNU C library'de alarm set edebiliyorsun mesela. Bak:

www.gnu.org

mikrocontroller'lardan örnek vereyim. sistem hızını siz belirlersiniz, kristal denen eleman sayesinde işlemcinin 1 komutu ne kadar sürede yapacağını siz belirlersiniz.

kullandığım dandirik 8 bitlik microcontrollerlarda 1 cycle süren bir komut 1 mikro saniyede tamamlanıyor. yani 1sn lik gecikme yapmak için toplamda 1.000.000 luk bir döngü kurmanız gerektiğini kendiniz hesaplıyorsunuz. tabi bu assembly için böyle

üst seviye programlama dillerinde ise bildiğim kadarıyla sistem clock frekansını timer fonksiyonu kendisi buluyor ve bu frekansa uygun olarak gerekli gecikmeleri hesaplamak onun işi.

özetle timer fonksiyonu donanımdan sistem clock frekansını bir kere alıyor ve gerisini kendisi bu frekansa göre hesaplıyor diye tahmin ediyorum. yani programlama dili donanım bilgisini kullanarak kendisi hesaplıyor.

a ve b seklinde oldugu kanisindayim. Windows'ta timer expire oldugunda WM_TIMER diye bir mesaj gelir sistemden cunku. Muhtemelen Windows API bazinda registerli timerleri tutuyor expire olanlarada mesaj yolluyodur. d) Kendinizde ayri bir thread'de loop cevirip ayni isi yapabiliriz aslinda. Ne kadar duzgun calismasini gerektiginide sleep kodu ile halledebiliriz threadi her iterasyonda bekletip.

Ha hayattimda cok delikanli insanlar gordum 3 saniye kod surda beklesin diye loop ceviren. Hatta flash programcilarinin cogunun boyle yaptigi kanisindayim zira o reklam bannerlarinin cogunda benim bilgisayar tikaniyor.

"Bu ünitelerin oda yükleme kapasiteleri için hiçbir değer, egzos tavanı için verilmedi." diye çevirir gerisini hocanın takdirine bırakırdım.


edit : aşağıdaki çeviriyi görünce utandım kendimden :)

exhaust ceiling'in tavan havalandirmasi oldugunu dusunuyorum (su izgara biciminde olanlardan) bu durumda ceviri soyle olabilir :

"tavan havalandirmalarina, bu unitelere verildigi kadar yukleme alani verilmedi."

"Bu unitelerin (apartman dairesi gibi bir sey) tavan egzoslari (ya da egzos tavanlari, eger oyle bir sey varsa) icin oda yuku degeri verilmemis."

Yukaridaki iki ceviriye yakin ama onemli sekilde farkli oldugunu goreceksin. Benim anladigim budur yani.

pardon ya, ustteki cevirim biraz ustun koru olmus.
cumlede gizli bir "which" var aslinda.

yani cumle "no values for the room burden of these units (which) are given for exhaust ceilings" seklinde oluyor.

cevirisi de sanirim "elimizde tavan havalandirmalari icin verilen bu unitelerin oda yuku (bu teknik bir terim olabilir, kanimca bu unitenin tavandaki takilacagi boslugu temsil etmekte) hakkinda bir deger yok." seklinde.

çizgi roman, anime vs. ilgilenirsen resimliroman.net forumları (forum arşivleri dahil) iyi vakit geçirtir

Biliyorsunuzdur da, görülmesi gereken internet siteleri başlığına bakılabilir.

digg efendim.

mousebreaker.com

stumbleupon

metafilter.com tabi ki.

sözlükte digg başlığına bak. orada olayy gibi bir sitenin linki var.

---
yazık bee bir tek bizimki ticklenmemiş. kopya çektik diye mi?
:p

oyunus.com wordabula. süper vakit geçiyor

istanbulhotels.com mu öyle bi adres var, istanbul hotel otel diye google dan arat, zaten mekanına ve yıldızına göre anlarsın.

hotels.com interaktif harita uzerinde otelleri ve gecelik fiyatlarini gosteriyor.

taksim de otelden ziyade, apart kullanmayı tercih ederim.

www.taximhome.com

www.gezisitesi.com

Sorun ikimizde olabilir. Benim de aklima dogrudan whose line geldi. Komedi dukkaninda durmadan olayin nasil yapilmasi gerektigi izah ediliyor ama neredeyse hic yapilmiyor. Ve gecen muhabbet de komik degil.

ben de genelde sadece tebessüm ediyorum ama izlemek de hoşuma gidiyor.

soruyu soran ve cevaplayanlar komedi dükkanına gülmediğine göre , sorun acaba bende mi diye düşünmeye başladım :D

ben acaip gülüyorum izlerken... hatta hamamlı bölümde gözümden yaş geldiğini bilirim... :)

Televizyonda yayınlanan hemen hemen hiçbir şeyin (komedi dizileri dahil) beni güldüremediğini söylemem belki sizi rahatlatabilir.

Bazen çok güldüren sahneleri oluyor, bazen sadece tebessüm, bazen de bu ne ya diyorsun.. Ve de bu programlardan daha komik şeyler de var, illa gülmek için bunları izlemek gerekmiyor, ya da illa gülmek gerekmiyor bu programları izlerken, tebessüm de gayet yeterli bence... Sonuçta arkadaşlar arasında böyle şeyler ofsayt olarak gözükmemeli, herkesin fikrine saygı duymak lazım...

anında goruntu showu ılk gunden berı begenmemıstım ve ızlemıyorumda..

ancak komedi dukkanını ılk ızledıgım sıralar acayıp guluyo ve yerlere yatıyodum..sımdılerde ıse hafif bı gulumseme yaratıyo.tamam oyle bı an gelıyokı gulmekten altına sıcıyosun ama ılk bolumlerdekı gıbı program boyunca etkılemıyo..

belkı alıstıgımız haraketlerden dolayı bu sekılde oluyo belkıde ılk bolumler cok daha guzeldı tam olarak cozemedım..

anında goruntu şov beş para etmez bence. orda oynuyanlar yetenekli ve zeki burdan gozuktugu kadarı ile bunu es gecemeyiz ama osmantan in sumunu izlemeyi daha da zor kılıyor. komedi dukkanı surekli bir kahkaha sağlamıyor ama cok guldurun zamanları oluyor gercekten. sürekli takip eden biri değilim iki programı. bu genel bir gorustur.

Soru soruyu doğurursa, bazıları neden pek gülemiyor? Kendimi de katarsam neyi, neden, neye göre komik buluyoruz ya da bulmuyoruz? Eziğim bu konuda, bir hikaye anlatılıyor ve millet yarılırken en fazla bir gülümseme bende çoğu zaman! Gülmeyi siparişle yapamazsın ya da gülmemeyi, tamam ama bizim sorunumuz ne?
Hemen cevap olarak ukalalıktan diycem ama yok, o da değil, gıpta ediyorum arkadaşlarıma ve cidden ezik hissediyorum bu husuta.
Misal, uzun süreden sonra bugün, bi filmde Sadri Alışık kapıdan çıkarken eliyle kapıya vurdu ' tık, tıık' ve sonra kendi kendine ' çıkın' dedi ve dışarı çıktı, ona güldüm ama kısa, bööyle yarılmadım yani :s

whose line'ı hiç izlemedim, ama anında görüntüyü ilk fark ettiğimden beri kaçırmadan izlerim. kötü konular vs nedeniyle hiç gülmeden geçtiğim de oluyor, gayet kahkaha attıklarım da. komedi dükkanını ise oldukça zorlama buluyorum.
ben de uykusuzu ilk iki hafta aldım, sonra gazeteymiş gibi dümdüz okuduğumu fark edince bıraktım. evet, o herkesin bayıldığı umut sarıkaya ve yiğit özgür (eskiden farklıydı gerçi) güldürmüyor beni. burdan çıkan sonuç, herkesin farklı mizah anlayışları var. çok doğal bi şey bu.

millet monty python'a yarılırken ben gülemiyorum, tebessüm edemiyorum. aynı şekilde benim gülmekten geberdiğim ama başkasının gülemediği dizi/show lar da var. misal married with children.

hepimiz kalıptan çıkmadık gayet doğal bence bu durum.

Modemi fisten cekip 1 dakika bekletip sonra yeniden takmak gibi basit sorun giderme islerini yaptin mi? Onu yap. Bilgisayari da yeniden baslat. Duzelmezse baglantida sorun olma ihtimali yuksek.

benim robotics'im aynen öyleydi. başşlarda bu kadar sık olmasa da ilerleyen zamanlarda kullanamaz hale gelmiştim. bu güzide ülkemizin biricik elektrik sisteminin nevi şahsına münhasır voltajından kaynaklanıyor. modem fişinizi bir regülatör ya da türevine bağlarsanız sorununuz düzelir. ben philiphs modem aldım ve bu sorunu o günden beri hiç yaşamadım bir daha.

gıcık not: roboticsin en son sürücüsünü flashlarsam netten daha az kopuyordu fakat bu sefer de msn kullanılmaz hale geliyordu. bir ay boyunca nickim "mesajlarınız gelmiyor benimkiler de gitmiyor, icq numaram:xxx" şeklindeydi. robotics'in de türkiye'de teknik servisi olmadığını öğrenmem de başka bir dumurdu. hey gidi...

ben de stattik ip'ye yeni gecen bir hatta pikatel modemle bir hafta ugrastim, debelendim, bogustum.
gordugunuz gibi kendisini tavsiye etmiyorum. yeni modem alacaklar eger airties filan alirlarsa sorun yasamazlar.

gözlük kullandığı halde gözleri bozulmaya devam eden bir sürü tanıdığa dayanarak (yani dedikodu gibi bir şey olacak bu:) bozulmayı durdurmadığını söyleyebilirim. ama buradan verilecek bilgiye göre hareket etmektense bir doktora sormak böyle önemli bir konuda iyi olacaktır.

Durdurmaz. En azindan sizin durumunuzda durdurmaz. Rahatcana hayatiniza devam edebilirsiniz.

Arada lens kullanmayi dusundunuz mu? Alismak birkac gun suruyor ama sonra harika oluyor (en azindan cogu kisi icin).

durdurmaz. lens de durdurmaz. doktorum bana, gözün bilmemnesi genişledikçe göz bozulur. genişleme de haliyle eski haline gelemez demişti. hatta gözlüktense lens kullanmayı bile tavsiye eder doktorlar çünkü gözlükle göz arasında belli bir mesafe olduğundan, lens-göz ikilisi daha mantıklı gelir-miş.
ayrıca gözlük-lens kullanmazsanız ilerleyebilir bile. ben lens kullandığım halde coştu dalgalandı gidiyor miyop..

lens hic dusunmedim cunku gozume yabanci bir madde sokma fikri hosuma gitmiyor. sanirim cok huylanirim.

Goze yabanci bir sey sokma fikri cogu insana ilk basta cok ters geliyor. Ama kullanirken lens cok rahat. Sabah taktiktan sonra gun icinde unutuyorum lens taktigimi. Her seyi normal goruyorum. Sonra gece cikariyorum. Harika bir olay bence. Denemenizi oneririm. Takma cikarma isine alismak da uzun surmuyor.

göz bozukluğu yapısaldır ve dolayısı ile kullansanız da kullanmasanız da duracağı varsa durur yürüyeceği avrsa yürür. lakiiiin!!! göz tembelliğiniz varsa, iki gözünüz arasında numara farkı varsa o zaman gözlük kullanmamak ciddi sonuçlara neden olabilir, iki göz arasının daha bozuk göz alehine açılmasına neden olabilir. gözlük takmam bu durumda durdurur denebilir. aynı şekilde şaşılık durumlarında da kullanılan özel gözlüklerin kullanımı da bu sorunu durdurur ve geriletir kullanılmaması da devam etmesine neden olur.

edit: gözlük çok kasıyorsa lens kullanın, dünyanız değişsin. 3 aylık lensler 1 aylık solüsyonu ile beraber 30 lira gibi bir fiyatta artık.

Gmail'in "hepsini indir" secenegi butun ekleri bir zip dosyasi icinde indiriyor mesela.

bu sanıyorum ki sunucu ile ilgili bir ayar, yani size aynı anda 2den fazla dosya vermiyor, sadece gmail değil bir çok site de buna benzer sınırlar koyuyor sistem performansını düşündükleri için. yani tamamiyle karşı tarafın size dosyayı vermemesiyle ilgili, sizin alamamanızla ilgili değil.

o değil de diyeblim 3144314 tane e mail var hepsi ekli hoca hepsini gönder demenin (pop imap dışında) bvir yolu yok mu?

@kofteburger gmail ilk 4gb falan olduğunda mail aracılığıyla film vs. paylaşımı yapmak moda olmuştu, biri fake bi gmail adresi alıp oraya parça parça upload ediyordu, şifresini de millete veriyordu.. bi program aracılığıyla da toplu bir şekilde bu parçalar indirilebiliyordu.. var yani böyle bir program lakin adını hatırlayamadım

bu internet explorerın bi ayarı.
www.dewassoc.com
burada nasıl kaldırılacağı anlatılıyor.

Bende erkekleri anlarim kadinlari takip edelim diye.

pirelli takvimi gibi bir ünü olsa gerek. erkek olmama rağmen fashion tv izlemekten farksız diyorum. şaraptan da anlamam zaten.

Gereksiz, ek bir bilgi verelim: Bunlar bornozlarini Denizli'de yaptiriyor.

- freud says there are two important things in life: your job and sex... women are god!
- so is god a woman?
- no, there are women. we don't know if there is a god, but there are women... and some of them shop victoria's secret." - deconstructing harry

erkekler için en basit ifadesi şudur o defilelerin:

"of of of of of abi şuna bak yahu"

ben soruya şöyle bir ekleme yapayım, yılbaşı için tanıtımları dönen bir program hakkında "oo ben onu x ay önce indirip izledim, 1950'den beri hepsi var bende" diyen bir erkeğin (modacı değilse) ruh hali nasıldır?

bir kere soru, kendi içinde çelişmekte. victoria's secret'in olayı nedir gibi bir soru olamaz. victoria's secret zaten olaydır. evet bunlar iç çamaşırı giymiş yürüyerek ilerleyen kadınlar ama kaçırılan nokta şu ki, iç çamaşırları hakkaten pek güzel ve kadınlar çamaşırlardan da güzel.

ha şu da var ki herhangi bir defileyi 5 dakika bile izlemeye tahammül edemem ama viktorya bunu bir şova dönüştürüyor. kadınlar çok güzel olsa bile izlerken sıkılırım ama viktorya eğlenceli hale getiriyor.

Bu defilede genelde en unlu, en guzel mankenler kullanilir. Erkeklerin ilgi gostermesinin sebebi budur.

o mankenler ic camasirsiz cikip yuruseler erkekler tarafindan bu kadar ilgiyle takip edilmezler. hadi bakalim bi de bunu cozun?!

hayatımda oturup da moda defilesi izlemem. mankenler de bildiğin kibrit çöpü.

Indiana Jones filmlerinden bir tanesinde var. Sokakta elinde kilic olan biriyle dovusecek Jones. Adam dedigin gibi figur yapiyor, Jones da tabanca ile vuruyor. Baska bir suru filmde de olabilir tabi bu espri.

ilk indiana jones filminde benzer bir sahne var.filmin tam adı Indiana Jones and the Raiders of the Lost Ark.

flash animasyonu bu, aramaya üşendim.

Cüneyt Arkın ın bi filminde de vardı aynı sahne.

Indiana Jones aynı numarayı 2. filmde de yapmaya kalkıyor ama silah kılıfının boş olduğunu fark ediyor. Sonrası ise bilindik çirkin manzaralar.

Cok sag ol! Indirmeye basladim.

asymptomatic.net

Guncellemeleri yari otomatik (indir ama ben soylemeden kurma) seklinde yapiyorum ben. Kurmadan once sorarken "bilgisayari yeniden baslatmak gerekebilir" dedi mi kurmuyorum. Bilgisayarla isim bitmek uzereyken kurup sonra kapatiyorum.

curling?

curling curling.

curling curling curling.

helal canlar buldum ata sporumuzu:)

Su Google aramasinin sonuclari senin sorularini cevaplamakla kalmayip bir de yardimci program sunacak sanirim:

www.google.com

www.eno7.org

surda el yazısını yapma sekli anlatılıyor buna gore gidersen istedigin sekilde olsuturursunç.

Hocam mig ile gezmek cok anormal bir sey, dolayisiyla fiyati da anormal olacak.

bildiğim kadarıyla flymig.com dışında başka bir şirketle mig'ler ile gezmeniz mümkün değildir. ben l-39 ve zero-gravitiy turlarına katıldım. kesinlikle tavsiye ederim. ek bilgiye ihtiyacınız olursa mesaj atmakta çekinmeyin.

Juggling ball bulamazsan hacky sack de alabilirsin. Sonucta ayni boyda ayni agirlikta yuvarlakimsi herhangi bir sey ile jonglorluk yapilabilir.

atlas pasajında ilk katta en solda dipteki dükkanda var hacky sack. diğer araçlar da bulunabilir belki.

peki bakıcam atlas paşazına.

kortizon kullananlarda da kullanılabilir mi? muhteviyatı nedir? (aradan ben de soru ekleyeyim dedim.

Normal sofra tuzu sodyum klorurdur (NaCl). Tansiyonu etkileyen sey sodyum oldugu icin hastalarin kullandigi sodyumsuz ya da az sodyumlu tuz. Potasyum klorur (KCl) kullaniliyor genelde sodyum klorur yerine. Ama onun da kalbe zarari oldugunu iddia edenler cikti. Kullanmadan once iyice arastirip doktorunuzla konusun.

birçok çeşidinden 1/3 oranında bildiğimiz tuz vardır. 2/3 oranında da potasyum klorür vardır. tadı neredeyse aynı ancak hem fiyat olarak, hem de yarar (daha doğrusu zararın azaltılması olarak) olarak ne kadar mantıklı bilemiyorum.

cevaplar için teşekkürler sayın wpi ve co2s2.potasyum klorür oldugunu öğrendikten sonra aradım minsalt diye bir marka çıktı. türk kalp vakfı destekliyormuş????
6,5 ytl. doktorlara danışmak lazım öncesinde tabi.

www.naturaturk.com

pop3 desteği varsa (ki gmailde var sanırım) pop3 mail adan bütün mail programları yapar bunu. windows xp'deki outlook express veya vista ise windows mail ya da office paketi ile gelen microsoft outlook kullanabilirsin.

Gmail'in hem pop hem imap destegi var. Gmail'in yardim sayfalarindan bunlarin nasil ayarlanacagini ogrenip favori mail programinizla kullanabilirsiniz. Yalniz ayarlari yaparken dikkat edin. Sonra bir yerde olan mail obur yerde olmaz, ya da olur fazla olur, silersiniz kaybolur vs. Dikkat edip karar verirseniz sorun cikmaz.

Avrupa konusunda ozel bilgim yok ama Amerika orneginden yola cikarak "hayir calisma iznin olmuyor" demek istiyorum. Calisma ve oturma izni olan esin seni yanina alabiliyor olmali. Yani sana esinin durumundan dolayi oturma izni basvuru sonucu cikartilabilir. Calisma iznini bilmiyorum.

yüzde yüz böyle deyip yanıltmak istemem ama kesin cevap alana kadar bildiklerimi yazayım.eğer bekar ise giden bu izin sadece kendini kapsıyor, gelecek diğer kişinin kendi imkanlarıyla gelmesi lazım.eğitim olabilir, iş başvurusu olabilir vesaire.evlilik durumunda ise yanınıza gelebiliyor eşiniz, fakat son zamanlarda arkadaş arası muhabbetinden bildiğim kadarıyla o konuda da biraz zorluk çıkarıyorlar imiş, dil sınavı yapılması gündemde idi en son.anlaşmalı evlilikleri önlemek için olmalı.aman yanıltmış olmayayım, dediğim gibi bunlar benim bildiklerim.

Oturma izni sadece.

Çalışma izni için, sizi istihdam eden firma ile bağlantılı olarak müracaat ediliyor, diye biliyorum. Birebir bunun örneğini İspanya'da gördüm; üç sene kaldım, oturma izni ile; ama çalışma iznim yoktu.

EU olsalar da temel kanunlara ek olarak ulkeden ulkeye farklilik gosterebiliyor diye biliyorum.

hayattaki güzel şeyleri keşfetmek...

dünyayı gezmek...

mutlu, sağlıklı ve zengin olmak...


daha güzel şeyler varsa bana da söyleyin...

interrail.

deniz yolculugunu tavsiye ederim ama mevsimi degil su siralar. pek bir güzel oluyor kisa bir mesafe bile olsa iyi geliyor insana.

www.ntvmsnbc.com

"mavi tur" ile fethiye-marmaris hatti.

Bonsai yetistirmeye calismak.

Not: Cinsiyetini ve yasini yazmaliydin bence.

gezip dolaşmak. ama turist gibi değil. mümkün olduğunca turistik alanlardan kaçarak.
mesela karadeniz köylerini arabaya atlayıp yada otostopla dolaşmak.

eminim neden geldin demez buyur ederler düzgün davranan birini.

evcil hayvan

Dalmak. Snorkel ya da tuple.

balona binmek.kesinlkle büyük bi haz alıyor insan.

galiba kapatılmıyordu? html görünümünde olmayabilir o. ama bir ekranda çok mail varsa sağda expand all u seçersen ne olur hepsini açar.

Gmail'i gmail yapan ozelliklerden biri o. Alistiktan sonra baska turlusu cok sacma geliyor.

yeterince uzun süredir kullanıyorum, alışamadım, gmail'i seçme sebebim de değil. saçma bi şey varsa bu soru değil.


expand all okurken ayırıyo, ben listelenirken tek tek olsun istiyorum. html görünümde de varmış baktım şimdi. neyse demek seçme şansımız yok.

aha alkol mevzulari.

bak simdi bildigin tekel vodka'yi aliyorsun, icine bir tutam karabiber, cok az toz kirmizi biber, iki adet kesme seker ve biraz da istedigin aromali meyve suyu (dayanikli bir sey olmasi lazim, visne gibi) koyuyorsun. Soguk kelimesinin anlami kalmiyor.

en küçük şişe çok pahalı değildi ya, taş çatlasa 15 falan tekel olanı. değil o kadar da işte uzun zamandır ilgilenmediğim için fazla fiyat söledim :)

Sonraaa, konyak denen şey zaten çok içilmez birkaç yudumda karda çıplak dolaşırsın, eğer nezle ya da giripsen hemen geçirir.

öküz gibi güzeldir de, içki alışkanlığı olmayan adam zor içer bence. Şahsen ağır içiciyken bile yüzüm buruş buruş oluyordu. neyse :)

en sağlamı viski koy. johnnie walker olur jack daniels olur. sonra bi yerde kahve ya da sıcak çikolata söylediğin zaman içine bir iki yudum akıtıver. o mükemmel tadı özümseyince bana teşekkür edeceksin...

Mataradan tekila icmeyi denedim zamaninda. Cok sicakti pek hoslanmadim, onermem. Brendi veya viski olabilir tabi, eger onlari oda sicakliginda sek icmeyi seviyorsan.

Rygard'in onerisi de bayagi guzel, ama ben olsam visne suyunu eklemem. Sonucta matara ufak bir sey, icinde konsantre (yuksek alkollu) bir sey olsun istiyoruz ki hemencecik bitmesin.

Bir de alacaksan bir seyin en kucuk sisesini almamaya calis. Malum sise kuculdukce ickinin birim fiyati bayagi ciddi artiyor.

kanyağın muhtemelen ucuz bir şey olması lazım. okulun dibindeki büfede satılırdı (karaköyde) pahalı bir şey olsa koymazlar oraya :) zaten türkiye'de üretiliyor.
@rygard, abi votkaya seker atmak iyi bir şey mi?

(bkz: acıbadem likörü) sek veya kahveye ekleyerek içebilirsin. bence cep matarası ile taşınabilecek en güzel içki. tekelin ürettiği acıbadem likörü de gayet güzeldir. çok fazla "ısıtma" işlevi yok gerçi ama, hem sek hem de kahveye eklendiğinde muhteşem oluyor bence.

kanyak yerine jack daniels da deneyebilirsin, kanyağın içimi biraz daha zordur.
bu arada unutmamak lazım; alkol aldıktan kısa süre sonra kandaki şeker yakıldığı için ısındığınızı hissedersin. fakat belirli bir süre sonra iş terse döner, kandaki şeker de azalmıştır ve daha fazla üşümeye başlarsın. (yamuluyorsam düzeltin)

(aha robin'miş lan. daha neyi içeceksin?:))

viski iyi olur mataradan ama sonra dikkat et alışkanlık olur.
kanyak istersen de fiyat performans açısından en başarılısı truva'dır (tekel) her yerde bulamayabilirsin. hipermarketlere ve içki olayında kafayı kırmış büfelerde vs vs olur.

bu ikisinin dışına çıkma bence. yani işte şundan koyim azcık da şundan falan filan. zira yanında viski ya da kanyağın oldu mu oturduğun sıradan bir cafedeki sıradan bir kahveyi de güzelleştirme şansın var.

ama dediğim gibi sonu tehlikeli bu işin, mataramsız asla deme ihtimali var yani. şahsen zor yırttım şimdi 8 tane matara boş yatıyor. sadece şehirlerarası yolculuğa giderken 3-4 tanesini viskiyle doldurup otobüste, trende, otelde, dağda bayırda içkiye en zahmetsiz biçimde ulaşabiliyorum...

likör de olabilir lan, evet bak ben bunu bi deneyeyim.

@flyalone evet, alkolün verdiği ısıtma hissinin tıpkı kolanın susuzluğu geçirmesi gibi geçici ve yanıltıcı olduğunu biliyorum, ama sonuçta dağa zirveye çıkacak değilim. modern şehirde yaşayan herkes gibi açıkta geçirdiğim süre bir seferde en fazla yarım saat olacaktır. pek sorun değil o bakımdan.

@wpi meyvesuyunu cok az miktarda koyuyoruz, ama cbildigimiz vodka visne gibi bir sey degil, sadece biberlerin getirdigi sert aromayi biraz yumusatmak, hafif bir tad.

@divit sekeri fazla kullanmamak lazim, uzun sure icinde durursa da hos olmuyor. Ancak kisa surede bu bilesimin toptan etkisini cok ciddi sekilde arttiriyor.

hsbc kredi kartına para yatırırsınız o da oradan alır. western union falan kullanılabilir. amazon.com da satılıyorsa siz kredi kartınızla alırsınız ve onun amerika adresine gönderilir. oradan alır yanında getirir.

yurtdisi kredi karti ile amazon'dan almak zor olabilir. arkadasinizin kredi kartina buradan para yatirip (ki aslinda ne gerek var, sonucta kredi karti, buraya gelince ona da odeyebilirsiniz) onun gidip dukkandan almasi en kolay olabilir.

ha bir de iki kurus ayirip noktalama isareti alirsaniz hos olur :)

amazon.com türkiyeden kredi kartıyla parasını ödeyip amerikadaki adrese gönderme yapmadı bana geçen ay ekstre adresi farklı ülkede deyip.

paypal?

problem cozulmustur. yardimlariniz icin tesekkur ederim.

Balık yağı hapları kullanın, bir iki ay içinde etkisini görürsünüz (öyle iki günde etki gösterecek bir mücize beklemeyin). Bir de zihninizi çalıştırın, mesela dün bu saate ne yapıyordum, geçen hafta cumartesi günü neler yaptım vs pratik yapın...

sayfalarca ezber yapmam gerekiyor okulda ve kendimi bildim bileli biraz ezber sorunum vardi.

her gun duzenli olarak "visual" bulmacalar cozuyorum, ozellikle cep telefonumda.
belli seviye ile ilerliyorlar ve zorluyolar/gelistiriyorlar , dinc tutuyorlar beyni.

ben faydasini gordum.

bu bulmacalardan kastettigim sey, normal kare bulmaca cengel bulmaca gibi seyler degil elbet. hafizayi gelistirmeye yonelik olanlar,

misal, 2 ayni resmi bulmaca (her seferinde kareler artarak)
arka arkaya karisik olarak dizili nesneleri tutabilme.
vs.

Onemli seyleri not alirsan hatirlamana yardimci olur. Yani notlarindan bakarsin demek istemiyorum. Cidden not alinca daha iyi hatirliyor cogu insan.

@wpi doğrusun.
not almazsam unuturum, not alırsam notlarıma gerek kalmadan hatırlarım.
bir nokia symbian veya blackberry telefon tavsiye ederim. (belki diğerleri de iyi ama ben bu ikisini kullandım/kullanıyorum)
notlar, alarmlar, randevular vs.. işinde gayet başarılı oyuncaklar.

dişlerini sol elinle fırçala. bir süre sonra inanılmaz faydalı oluyor. mesaj atarsan sana neurobic egzersizler ve hafızayı dinç tutma yöntemlerini içeren bir kitap gönderebilirim.

düzenli kitap okumak da olabilir. ama sevdiğiniz bir şey olmalı.

1. yaş kaç?
2. katı meyve sıkacağın var mı?
3. depresyon hırkası giymiş olmak geçici olarak bu duruma yol açabilir.

www.unutkanlik.gen.tr

Şu sitedeki oynu oynayabilirsiniz...

belki dikkat, konsantrasyon eksikliğidir.

(bkz: arcalion)

@swallowed arsenic

sol el ile fırçalama olayı aklıma takıldı, nasıl yardımcı oluyor peki?

Yanlış birşey demişim gibi, neyse... :)

disariya kapali olmasina gerek yok bu duyurunun. o msn adresi zaten radyoda soyleniyor. ayrica sadece istek icin degil, o an yayindaki dj ile her turlu iletisim icin.

onun disinda sozluk uzerinden sourberry botuna da mesaj atmak mumkun.

duyurulursa herkes bir hevesle dener o da yoğunluk yaratır diye düşünmüş olabilirler belki.

evet ilan edilebilirdi ama cok buyuk sorun yapilmamali bence.

neden mi? cunku mantiken sozluk kullanicilari "aramaya inanan" kisiler olarak dusunulur, bilinir.

sourlemonade'in kaldirildigini goren bir sozlukcu, illa ki basligina bakar ve son entrylerde neden kaldirildigini ve yerine ne geldigini gorur.

kaldirildigini farketmeyen kisi de, zaten kullanmiyordur sourlemonade'i.

diye dusunuyorum.

la traviata, aciklaman mantikli geldi. ama alakasiz insanlarin evlilikleri duyurulurken boyle seylerin duyurulmamasi yine garip geliyor. sonucta sozluk'e yeni fonksyonalite eklenmis. aramaya inanmaya meme yok sanirim.

Hatta bir de şöyle bir şey var o da duyurulmadı sanırım. Baya işe yarıyor;

(bkz: #11623695)

şöyle bir şey yazmışım: #11390133

sanırım moderatör toplantısında değişiklikleri artık bildirmeme gibi bir karar aldılar ama nedenini anlayamadım. eskiden her değişikliği bildirirlerdi. şimdi illa ki başlığına bakmamız, sözlükle ilgili istekler'in modlog'undan yapıldı'ları takip etmemiz falan gerekiyor. evet sourlemonade kaybolunca başlığına bakılabilir ve öğrenilebilir. ama mesela kafa izni fasilitesi ilk çıktığında 1 aydan başlıyordu ve herkes 1 hafta, 2 hafta gibi süreler de olsun istiyordu. ee sonradan 1 hafta ve 2 hafta diye seçenekler eklenmiş. yani ben ya her gün girip "acaba eklenmiş mi" diye beyhude bir çaba göstereceğim, ya tesadüfen göreceğim. ne olur yani biri çıkıp da "hede ile hödö evlendi" demeye üşenmediği gibi "kafa iznine 1 hafta ve 2 hafta eklenmiştir" yazsa olan biten'e? olmuyor mu yani?

aslında ssg ve teo yani hayvanlar moderatörlere gelişmelerin bildirildiği panele yazıyorlar son kodlanan şeyleri. moderatörler bildirmiyor olabilirler. genelkurmay hükümet arası bir top atışı misalü.

Abi ben derim ki bi ayaklanma çıkaralım. Olmaz böyle. Yeter, söz milletin!

anlamadigim sey, duyrulsa ne olur? sizin bilmenizi cok gerektiren onemli bir degisiklik degil ki, olan zavalli sourlemonade'e oldu, ben iyi olmus super dedim. (sourlemonade cok kizdi ama). Bunun neresi acayip davranis anlamadim. Mesela, ben bu sitede degisiklik yapinca basin aciklamasi mi yapmam lazim nedir yani? Oylamaca kapandiginda duyrulmadi kimse de ah anam ne oldu demedi.

Ben anlamiyorum biri bana aciklasin.

hadi sinopsis olsun, limonata olsun sözlük dışından fasiliteler. olay butonundan duyurmazlar. tamam da sözlüğe yedek alabilme özelliği eklenince, yani birebir sözlüğü yazanlar tarafından eklenince de duyurulmalı "artık şurdan yedek alabilirsiniz" diye. "badilist kalkmıştır, yerine badi butonu gelmiştir" diye söylendi mesela. o da söylenmeseydi zaten badilisti yerinde bulamayıp tepede fazladan bir buton görünce "noluyo lan" diyip başlığına bakacaktık aynı mantıkla. söylemek, duyurmak zor değil. duyurma mekanizmasının adı da "olan biten" zaten. adı üstünde sözlükle ilgili olan biten şeyler yazılmalı. ama oradan sürekli o evlenmiş, bu kitap yazmış, o radyoya çıkmış mesajları gelip duruyor. en babası yeni kullanıcılara yönelik "şuna dikkat edin buna dikkat edin" mealli yazılar. sözlükle ilgili olan biten hiçbir şey yazmıyor ama. anca güncel haberler alıyoruz o bunu yaptı şu şunu etti diye.

Valla kompresor degil de kuvvetli buyuk bir pervanenin uzerinde yapilan benzer bir aktivite var. Adi Ingilizce'de "indoor skydiving" olarak geciyor sanirim. Hos bir olay.

budur evet, teşekkürler. Türkiye'de yapılıyormu acaba?

Dünyada Indoor Skydiving yapılabilecek yerler neresidir?

www.bodyflight.net

Avrupada nerelerde yapılabilir?

www.bodyflight.net

Türkiyede Varmı?

MSB ihale açmış...

www.msb.gov.tr

türkiye'de en az bir tane var. ana haber bültenciklerimizden birinde haber adı altında, haber sunuyoruz ayağına reklamı yapılırken gördüm. yakın tarihli (en fazla 1 ay) bir reklamdı.

muhtemelen istanbulda.

caddebostan sahilde var bundan ancak aktifmi bilemiyorum. hatta yerinde durmuyorda olabilir göreli çok olmuştu.

rüzgar tüneli dendiğini biliyorum o alete, yurtdışında paraşüt eğitimi alacaklar ilk bu eğitimden geçiyor, serbest düşüş ve hava direncine alışıyorlar, istanbulda kesin olarak bir adet var hatta web sitesini bi yere kaydetmiştim ama bulamıyorum, rüzgar tüneli olarak aratırsan belki çıkar.

Beze deniyor ona. Guzeldir, yapmasi kolaydir. Bazilari icibos da der - yani nerdeyse tutturmussun adini.

tavuk göğsü diye de geçer bazı yerlerde.

tavukgöğsü bambaşka bir şey değil mi? kazandibi hatta ekürisi

etna karistirmis sanirim.
tavuk gogsu sutlu bir tatlidir bildigimiz kase icinde kazandibi gibi.

s renovation in dedigi, daha sert, ama elle veya agizla bastirdiginda gocen, hatta bazi yerlerde buyuk boyutlari da olan beze.
www.lepain.ch

konusu gecmisken, ozsutte "kazandibili tavukgogsu" var, deneyin.

yumurta akının cırpılmasıyla yapılır.

evet ben bezeyi sormuştum.

ben de özsütün o tayfasından her şeyi öneririm.

afiyet olsun.

bazı yerlerde tavuk göğsü de deniyor yazmıştım sadece.
gerçek tavuk göğsünün ne olduğunu biliyorum, ama bazı yerlerde öyle işte.
ben malatyada küçükken halam hep "tavuk göğsü" olarak alıyodu :)
ya beni keklemişti halam ya da kendiside yanlış biliyodu

samsunda atom deniyor ona...

özür dileyerek düzeltiyorum;
tavuk sütü

Eminem den Stan vardı yanlış hatırlamıyorsam "stalking" üzerine.

Sting/Police´in "Every breath you take" diye giden sarkisi. "I´ll be watching you" falan diyordu. Dikkat etmeyince romantik sanilan ama aslinda stalker sarkisi olanlardan.

Bir de MFO sarkisi vardi "ne yaptin ne ettin haberim olur" gibisinden bir laf ediyordu. Orda da bir stalker durumu var.

Darren Hayes - Spin albumunden, "Creepin' Up On You" stalking'imsidir.

#1739888

bi gün bi çılgınlık edip
seni sevdiğimi söylesem...

Gülay'dan: www.youtube.com

(bkz: platonik top 10)

en.wikipedia.org

"In Music" başlığı

seni her gördüğümde - erkin koray

Valla direk basvuru sayfasindan kendiniz ucretsizde basvurabilirsiniz. Biliyom sorunuza tam cevap degil bu ama benim bu sekilde kazanmis iki adet arkadasim var, cok zor olmasa gerek formlari doldurmak.

www.dvlottery.state.gov sanirim adres

Bu cekilis isine basvuru eskiden de kolaydi, simdi cok kolay. Ozellikle internet nedir bilen, kullanabilen ve azcik ingilizcesi olan birinin acenta kullanmasina gerek yok. Ben de cekilisin basvuru sayfasindan kendin yapmani oneriyorum.

Page file kapanmaz bildigim kadariyla. Kapatmak da istemezsin zaten. RAM'da durmasina ihtiyac olmayan, ya da RAM'a sigmayan seyler yazilir page file'a. Bir sey yapmak istiyorsan buyutebilirsin. 2-3GB yap mesela. Bilgisayardaki en hizli diskte olsun pagefile.

Pagefile'i dusuk tutma en az ramin kadar yer olsun zira. Birden cok harddisk varsa pagefile'i az kullanilan harddisk'e atayabilirsin belki ise yarar.

pagefile ramx1.5 kadar onerilir hep. hdd coksa 2 katı denır. daha azı degil.

(bkz: pagefile.sys/@ssg)

Domuz etiyle yapilan sosisi dana etiyle yaparsan ayni sey cikmaz ortaya. Evde curry wurst yapmak istiyorsan tadini begendigin (cok kuvvetli tadi olmayan) bir dana sosisi al bence. Asil olay sonucta o domates sosu ve curry tozunda.

Canim da cekti ayrica.

Ahah biz de trafik isigi simulasyonu yapmistik. Standart herhalde. Bir de vending machine/yiyecek otomati yapmistik.

Ders notu olmadan 24 saatte zor olur. en temizi sınıftan bir elemanı kafala bir kaç saatte özetlesin kaçırdığın konuları.

onun dışında logic and computer design diye bi kitap var bende, basit örnekler var içinde. kapıları nasıl simüle edeceğini gösteren ufak kod parçaları var. e book'unu bulabilirsen faydalı olur.

Logic And Computer Design Fundementals


M. Morris Mano
Charles R. Kime
ISBN 0-13-016176-4

edit : kitap şu

www.amazon.com

Ders notları Almanca ve ben anlayamıyorum Almanca; ağır kaçıyo!

Rounders olabilir, gerci ozeti tam tutmuyor ama yanlis hatirliyorsan bayagi yakin.

çok teşekkür ettim. doğru cevap, 10 puan. :)

edit: john malkovich'e tıfıl demişim, allah beni kahretsin.

winamp surumu 5.08 veya ustu mu? onlar aciyor diye biliyorum.

vlc player açar büyük ihtimal

itunes maindir bunun icin

winampın full versiyonları açar.

ben medyaplayer ile açtım

foobar2000 de default olaraktan destek veriyor bu formata.

nokia player var telefonla gelen cd den. o da acar.

valla kumar bilmem ama murat bardakçı dan hatırladığım kanuni dönemi -ki en şaşaalısıdır- zamanında şarap ihraç edildiği vakiymiş. hatta murat bardakçı burdan yola çıkarak bunun bir şeriat devleti değil bir imparatorluk olduğunu felan söylüyordu... kumar da vardır abi, nolcak :)

domino kumardan sayılırsa varmış, bilemedim şimdi

Kumar var mi konusunda bir yorum yapamayacagim, ama dini butunluk durumu pek etkilememistir buyuk ihtimalle. Mesela rakini tarihinde en cok icildigi donem Osmanli donemi. Uretim yetismiyormus, Fransa ve Rusya'dan alkol getirtiyorlarmis raki yapmak icin. Dini butunlugu bu cercevede ele al.

horoz dövüşü ve barbut ata sporlarımızdandır. diye attım.

valla ne kadar şeriat devleti olsa da türk'tür sonuçta. biz de her zaman kurallara uymamayı, keyfimize göre yaşamayı seven insanlarız. o yüzden bence bugün türkiye'de ne varsa orada da aşağı yukarı vardır diye düşünüyorum.

olay kahvede biter abi. bulgaristandan getittir yabancı kahvelerden. ben onların tadını yurdumdakilerde bulamadım.

bir de , brezilya kahvesi var. yine göçmenler bilir. ondan getir. nescafelere beş basar

bi de tabi ki kahve makinesi + expresso olayı var. o da süper.

kahve sevenin dostu french press derim ben.

nescafe yaparken suyun kaynamaması, ılık olması evrensel bir kuraldır.

french press in içini kaynak süt doldurup kahveye mi batırayım yani

(illede süt illede süt)

Yukarda soylenmis ama onemli oldugu icn tekrarlayacagim: kahve seven nescafe icmez. Gercek kahve icer. Nedir? En kotu ihtimalle filtre kahvedir. Ya da french presstir. Espressodur. Turk kahvesidir. Italyan percolator kahvesidir. Ama kesinkes, hicbir sekilde nescafe degildir.

Imkanlarin izin verdigi olculerde bu yontemlerle hazirlanmis kahveleri ic. Kendi kahveni kendin al, kendin ogut mesela. Icmeden once butun cekirdek halinde tut, tam icmeden once ogut. Ve saire.

Afiyet olsun.

nescafe ve türevleri için: boş fincana kafi miktarda kahveyi dök, akabinde şeker ve/veya süt tozu gibi şenlendiricileri de üzerine dök. bunun üzerine çok az -ama bak çok az olacak!-soğuk su damlat sonra bu güruhu karıştırmaya başla zaten suyu çok katarsan balçık olur öyle istemiyoruz.. 5 dakika boyunca durmadan karıştır taa ki karışım böyle fıstık ezmesi/nutella kıvamına gelene kadar. bunun üzerine tam kaynamak üzere olan suyu dök sahte kapiçino da derler güzel oluo..

acı kahve sevenler için nescafeden yapılan yalancı mırra tarifi: #4269650
bir de nescafenin içine polo falan gibi naneli şeker atınca fena olmuyor, herkesin damak tadına uyugun olmayabilir ama...

sütsüz nescafe mi olur ki
ya da krema
ya da aroma ya da limon

"BİŞEY"siz nescafe mi olur yahu

hadi french press de yaptık sonra mı içine süt katıcam,
krema katıcam

(gördüğünüz üzre bişey katmazsam ölebilirim)

sade koyu kahve istesem, mırra içerdim yauv

tosiba daha hafifmıs onu al.

hp'den hele ki pavilionsa uzak dur. asus da iyidir. şöyle bir şey var.

www.teknosa.com.tr

Evet HP Pavillion serisi hakkinda Sozluk'teki entryleri okudum ve bayagi bir sogudum. Tabi Toshiba Satellite hakkinda da sikayet var ama HP'ye gore az. Toshiba'yi aliyoruz sanirim. Tekrar tesekkurler.

asus ve acer tavsiye ederim. acerde model olarak şu yeni çıkan tasarım 5720 modeli. içi beyaz olan. asus ta ise f3 le başlayan seri.

bu ikisinden toshiba olani cok daha iyi, hem marka guvenilirligi hem de ozellikler acisindan... hic dusunme toshiba'yi al derim, ama bir is bilgisayari icin neden bu kadar yuksek grafik kartli ve buyuk ekranli bir laptop ariyorsun anlayamadim ;) galiba annenden geceleri paylanacaksin... hehe.

valla monster serisini de tavsiye edebilirim. çok başarılılar.yeni seri powered by asus diyor. canavar diyorum. (benim söylediğin aralıkta param olmadığı için daha ucuz bir şey almam gerekti o yüzden alamadım)

Oldugunu sanmiyorum, genelde fazla yenmesi tavsiye edilmez cunku. Ama somut bilgi yok elimde.

turşunun yapıldıgı malzemelerin (lahana,domates,acur,fasulye vs.) yararı vardır elbet. içinde sirke ve limon da var tabi.

karma bir lezzet elde ediliyor işte. turşu suyu insanı uyandırıyor, alkolden sonrası için vs.

ayrıca vücut hayvani şekilde tuz ihtiyacını karşılamış oluyor salamura sayesinde.



gastrit,ülseri olanlara tavsiye edilmez.

Sodyum ihtiyacını karşılar.

lahananin, domatesin vs. yarari var ama tursu formuna girince bu sebzelerin besin degerleri tumden yok olmuyor mu? sadece sirke, tuz, sarimsak gibi seyler kazanmis olmuyor muyuz tursu yiyince? sundan soruyorum; tursu manyagiyim. zaman geliyor, ayni milletin atistirmaya gittigi gibi mutfaga tursu yemeye gidiyorum falan... domatesin likopeni b.ku pusuru o kavanozun icinde varligini koruyorsa en azindan, vicdan azabi cekmeyeyim yani, bir ise yariyor diyeyim eheh. yoksa felaket zararli bir aliskanlik gibi geliyor bana yani, "tuz show" sonucta...

turşu içeriğindeki maddeler besin değerlerini kaybetse bile tamamen kaybetmez. bu arada eğer yaşınız turşu manyaklığınızla uyumlu mu değil mi, öncelikle bunu değerlendirmenizi tavsiye ederim.

şurada bazı turşuların besin değerleri var:
lahana - www.besinler.net
salatalık - www.besinler.net
patlıcan - www.besinler.net
var bir şeyler iyi kötü ama en çok sodyum (tuz) var, dikkat etmek lazım.
turşuyu yemeğin yanında (pilav üstü kuru, yanında lahana turşusu mesela, ah ah) yemek hazmı da kolaylaştırır.

Turşu artık keyfi sebeplerle tüketiliyorsa da eskiden saklama ömrünü uzatmak için yapılıyordu. Ayrıca neden besin değerini kaybettiğini düşündüğünüzü bilemiyorum. Besin değerinin bir kısmını kaybeder derken besinle neyi kastettiğinizi de anlamıyorum.

Aşırıya kaçmadan tüketin, bol bol su için. Besin değeri dediğiniz şeyleri koruyor o hala. Sadece laktik asit fermantasyonu sonucu bir miktar şeker azalıyor.

turşudan aldığımız sodyumu su içerek götüremiyoruz. hurriyette okudum.

allah allah, uzerine su icip seyreltemiyoruz da yani. daha neler ogrenecegiz bakalim hehheh.

bir nevi tursu denebilecek kimchi'nin sagliga yararlari anlatilir hep, anneanne modunda yapilan ev tursularinda ayni faydalar oluyor mudur bilmem. en ciddi zarari sodyum ve ilerde mide kanseri yapma riski.

Ordinal harf var mi? Turkce'de "a'inci sik" denmez, "a sikki" denir. Ingilizcede de oyle oldugunu tahmin ediyorum.

ingilizce anlatılan bir matematik dersinde duydum bunu. google da aratınca da ath bth cth falanddiyor ama bütün harfler için geçerliliğinden şüphe duyduğumdan sorayım dedim. sağolasın yanıtın için.

matematiğin bazı konularında a. (a'ıncı) falan kullanılıyor, ya da kullanılmak zorunda kalınıyor. Diskriminant da kullanılıyordu mesela. İngilizcede de dedigin gibi "ath" gibi bütün harfler bu şekilde kullanılıyor.

ith (index sayısı i) olduğunu çok iyi biliyorum.

label kullanıyorsun o iş için, biraz kurcala görürsün

Evet klasor yok, etiket (label) var. Ayni islevi goruyor, ama ustune bir de ayni emailin birden fazla etiket sahibi olma sansi var.

arkadaşların dediği gibi bir label açıyorsunuz. daha sonra gelen mail'lere filter uyguluyorsunuz. yani şunun gibi: "recai" diye bir label açtım. ahmetrecai.com'dan gelen maillerin "recai"ye gelmesini istiyorum. label'ı açtıktan sonra, options'tan filters'a girip, oradan "ahmetrecai.com'dan gelen mailleri recai label'ına koy" gibi bir filter yaratıyorum. artık o adresten gelen mailler, recai'ye gidecektir.

aynı şeyi ben facebook için yapmıştım, oradan biliyorum.

not: tam anlatamamış olabilirim, istersen ayrıntılı olarak anlatabilirim.

benim de dert yandığım bir noktadır. ben istiyordum ki hotmaildeki gibi klasör oluşturalım mailler ona gitsin görmeyeyim inboxta. ama yok label ile etiketleyebiliyorsun onun yerine. ama aynı işi görmüyor. etiketlediğin mailler inbox'ına geliyor yine sadece önünde etiketin ismi yazıyor. ben onu istemiyordum. o yüzden kullanmıyorum.

gmail ilk çıktığından beri böyle. belki ilerde yaparlar diye bekledim yıllardır ama yok sanırım hala.

filtre oluşturmak, atamak ve uygulamak lazım label'a gitmesi için maillerin. öyle yaparsanız inbox'ta görünmez, sadece label'a gelir. örnek:

img229.imageshack.us
img249.imageshack.us

Emailleri gormek istemiyorsaniz arsivleyebilirsiniz. Arsivlenen emailler inboxta gozukmuyor ama arayinca cikiyor. Bunu inboxtan manuel olarak kendiniz yapabilirsiniz, ya da yine filtre ile otomatik olarak yapabilirsiniz. Benim netflixten gelen emaillerim eskiden netflix labelini alir ve dogrudan arsivlenirdi mesela. Boyle kullanildiginda label yine klasorden avantajli oluyor.

şöyle bişi var
googlesystem.blogspot.com

label ekledikten sonra arşivle'ye basın gitsin. gmail de mailleri folderlama yerine arama mantığı olduğu için farklı labellar atamak mümkün mesela ki bu da oldukça yararlı bir olay.

(bkz: sozlukteki buglar/1) --15. madde.
alakasi olabilir.

meal: rapid için falan sürekli modemi reseleyen tayfadan değilsiniz değil mi?

yeni yazar alımlarından beri aynı durumu ben de yaşıyorum. hatta "güvenli olmayan bir sayfaya yönlendiriliyorsunuz" diye bıdı bıdı yapıyor.

Buglardaki olay degil cunku dial up kullanmiyorum. Ama IP devamli degisiyor mu diye bakmam lazim aslinda, evdeki ADSL'de biraz sorun oluyor cunku arada.

Kendim devamli IP degistirmiyorum ama hayir.

Evet sanirim yeni yazar alimiyla alakali. Hadi bakalim bekleyelim belki duzelir.

uzun zamandır böyle benim 15dkda bir logout oluyor sözlükte takılmazsam devamlı.

Evet aynı problem bendede var fakat ben okurkende vardı bu problem yazar oluncada değişmedi.. hatta güvenli olmayan bir sayfa dalgası bile çıkmakta..