Giriş
(3)

her elektrik motorundan jeneratör olmaz mi?

aynadakiyabanci
özet: 3 fazli bir motor neden jeneratör olarak calismiyor?irreversible generator nasil oluyorbir adet elimde e-bike motoru var, batarya baglandiginda, pedallara monte edilen ve 250 W civarinda güce sahip bir motordan bahsediyoruz. display, batarya soketi, hiz sensörü, trottle ve brake icin birer cik
özet: 3 fazli bir motor neden jeneratör olarak calismiyor?

irreversible generator nasil oluyor

bir adet elimde e-bike motoru var, batarya baglandiginda, pedallara monte edilen ve 250 W civarinda güce sahip bir motordan bahsediyoruz. display, batarya soketi, hiz sensörü, trottle ve brake icin birer cikisa sahip.

neyse söktüm, actim, baktim, sorun su ki, pedallari cevirip motoru döndürdügümde, cikislarin hicbirinde (3 fazli cikis var diye tahmin ediyordum halbuki), AC,DC hicbir voltaj alamiyorum.

3 fazli bir elektrik motoru nasil oluyor da jeneratör olarak kullanilamiyor? yani ne farkli var? permanent magnet yok mu icinde, ters kurdugumda sistemi, gene dönen magnetlerle alim/voltaj almam gerekmiyor muydu?

birseyleri bilmiyorum, beni aydinlatin lütfen. elektronikci/elektrikci degilim, makineci olarak da elektrik derslerini sallamisim biraz anlasilan.
0
aynadakiyabanci
(09.11.15)
sanırım üç ayrı faz için kapasitör kullanıp bunları birleştirmen gerekiyor. ben de çok anlamıyorum elektrik işinden. tahmin yürütüyorum.
0
alperz
(09.11.15)
Uyartım akımı diye bişey vardı ama ne işe yarıyodu hatırlamıyorum
0
basond
(09.11.15)
e-bike motorunun türünü bilmiyorum ama çevirdiğinizde elektrik üretmiyorsa tahminim (bkz: asenkron motor)'dur. asenkron motorlarda statorda sargı olur, rotor ise sargısız, kısa devre edilmiş çubuklardan oluşan bir sincap kafesidir.

sincap kafesli asenkron motorda sabit mıknatıs olmadığı için, ayrıca dıştaki kablolar rotora değil statora bağlı olduğu için rotoru çevirmeniz statorda indükleme yapmaz.

sabit mıknatıslı motorlar teyp, walkman, oyuncak araba gibi küçük cihazlarda kullanılıyor diye biliyorum. büyük motorlarda kullanılacağını pek zannetmiyorum.
0
vulpius
(10.11.15)
(2)

İnşaat Okuyanlar Yardımcı olabilir mi Lütfen !!

Tersidüzükilec
Arkadaşlar eklediğim fotoğrafta kırmızı olan işaretlediğim boşluk oranının işlemindeki 9,807 değeri nasıl bulunmuş bi yardımcı olur musunuz lütfen
Arkadaşlar eklediğim fotoğrafta kırmızı olan işaretlediğim boşluk oranının işlemindeki 9,807 değeri nasıl bulunmuş bi yardımcı olur musunuz lütfen
0
Tersidüzükilec
(09.11.15)
hocam bu işlerden hiç anlamıyorum; ama belki yardımcı olur:

www.wolframalpha.com

not: bir de fotoğraftan çok belli olmuyor. daha net çeker ya da elle yazarsanız daha iyi olur.
0
starborn
(09.11.15)
yerçekimi ivmesi g=9.807 m/s² . gr/cm³'ten kN/m³'e geçerken kullanılmış.
0
vulpius
(10.11.15)
(1)

gökteki yıldızımı nasıl bulurum?

diyojenimsi
bi yıldızım var. sönük, pısırık bi şeydir. onun ait olduğu bir takım yıldız var. o takım yıldızın hangi takım yıldız olduğunu bulmam lazım. bi adres var mıdır yıldızlara bakabileceğim? tek tek bakacak kadar sabrım bile var.
bi yıldızım var. sönük, pısırık bi şeydir. onun ait olduğu bir takım yıldız var. o takım yıldızın hangi takım yıldız olduğunu bulmam lazım. bi adres var mıdır yıldızlara bakabileceğim? tek tek bakacak kadar sabrım bile var.
0
diyojenimsi
(17.03.10)
(bkz: stellarium) diye bir program var, gayet kullanışlı, aradığınızı rahatlıkla bulabilirsiniz.
0
vulpius
(17.03.10)
(5)

İnşaat Mühendisleri, Mimarlar, Yapı Öğretmenleri, İnşaat Teknikerleri, Müteahitler . . Sorum Size!

te cetveli
Efenim, şimdi bu prefabrik ev tanıtımları şu sıra çok çarpıyor gözüme. Ucuz, yapımı kolay ve çok hızlı, son derece estetik ve rahat. E peki neden etrafımızda görmüyoruz bu evlerden. Bu halkımız manyak mı? Çok mu bayılıyor müteahitlere para yedirmekten, ustaların keyfini, belediyenin ruhsatını bekle
Efenim, şimdi bu prefabrik ev tanıtımları şu sıra çok çarpıyor gözüme. Ucuz, yapımı kolay ve çok hızlı, son derece estetik ve rahat. E peki neden etrafımızda görmüyoruz bu evlerden. Bu halkımız manyak mı? Çok mu bayılıyor müteahitlere para yedirmekten, ustaların keyfini, belediyenin ruhsatını beklemekten? Nedir bu işin sırrı? Çabuk mu yıpranıyor bu evler? Rüzgar esse uçuyor mu? Pazara yeni girdi (bence yeni de değil) ondan mı? Nedir bu işin sırrı efendiler?


Not: Bu arada ben de bu yukarıda saydığım mesleklerden birine dahilim, sorduğum için utanıyorum kendimden.. Ama bilmemek değil öğrenmemek ayıpmış derler..
0
te cetveli
(22.10.09)
valla ben maddi durumu yerinde gibi olan her köyde (batıda) gördüm prefabrik evlerden. hatta bilkent'in prefabrik bir bölümünden mezun oldum, bir tek çatı delinmişti bi sefer :)
depreme, yangına dayanıklı, izolasyonu müthiş. amerika yıllardır bu evleri kullanıyor. üstelik fiyatları da uçuk değil. cevapları ben de merakla bekliyorum valla te cetveli.

aklım beni hep geriden takip ediyor. şimdi müstakil ev yaptırabilecek insanların epey parası olması lazım. (ya da işte köyde insanlar bir dam yapıveriyor, müstakil hane olarak) eh o kadar parası olan adam tutup da ucuza ev yaptırıp şanına leke sürdürecek değil ya, konduruyor betondan malikaneyi lök diye.
belki o tip bir psikolojidir?
0
kediebesi
(22.10.09)
şehir içinde genelde arsa fiyatları pahalı.arsayı al,evi yap derken orta gelirli insanları zorlayabilir.merkeze uzak yerleri de pek düşünmez kimse.şahsen ben para bulsam yaptırırım bi tane paşa paşa otururum.
0
karamell
(22.10.09)
ben prefabrik sektöründe calistim bir süre. param olsa yaptırmam prefabrik falan. tek avantajı montajı kısa sürüyor, yapım aşamasını eziyetsiz geçiyorsun, kaynak bile olmadan civatalarla birleştirip geçiyorsun. maliyete gelince gerçekten kaliteli bir ev düşünürsen yine 350 doları bulur m2 fiyatı, kaliteden kıssan da 10 yıl sonra yaşanmaz hale gelir. ucuz olanlar işçi şantiyelerinde kullanılan prefabrikler, yer ve duvar kaplama malzemesi, izolasyonu vs çok değişebilen şeyler.
0
kedish
(22.10.09)
yurtdışındaki (avrupa-amerika) konutlaşma ile türkiye'de konutlaşma mantığı aynı değil. türkiyede şehrin oldukça dışında milyon dolar verip apartman dairesi alanlar mevcut, yadırgamıyor yani adam. etrafınız yani yaşadığınız yer neresi bilmiyorum ama istanbul'da müstakil ev yaptıracak kişinin üzerinde olacağı arsa zaten oldukça değerli. ama ben de bir çok insandan ikea'dan ev alıp egede bi yere dikeceğim hayalini çok duyuyorum..
0
manfool
(22.10.09)
(git: 71694)
0
vulpius
(22.10.09)
(3)

[Matematik] Sadelestirme, Donusturme

dahicocuk
Merhabalar,Xa/Xp=[(Ra(Rb-Rp)) / (Rp(Rb-Ra))] gibi bir formulumuz var.Xp=Xa+XbVp=Va+VbX(n)=[R(n) x V(n)] n-->a,b,pesitliklerini kullanarak verdigim ilk formulu elde edemiyorum. Fittiracagim. Bir el atin artik saglikli dusunemiyorum.Not: Iki harfle gosterilenler aslinda tek bir degisken. Ornegin Ra, R
Merhabalar,

Xa/Xp=[(Ra(Rb-Rp)) / (Rp(Rb-Ra))] gibi bir formulumuz var.

Xp=Xa+Xb
Vp=Va+Vb
X(n)=[R(n) x V(n)] n-->a,b,p

esitliklerini kullanarak verdigim ilk formulu elde edemiyorum. Fittiracagim. Bir el atin artik saglikli dusunemiyorum.

Not: Iki harfle gosterilenler aslinda tek bir degisken. Ornegin Ra, Rxa gibi algilanmamali.
0
dahicocuk
(14.09.09)
X(n)=[R(n) x V(n)]n* bu formulde en sondaki "n" olmasa çıkıyor ama "n" varken çıkması imkansız gibi geldi bana , çok fazla değişken oluyor.

edit: yoksa n orda çarpım anlamında diil de sadece alacağı değerleri mi belirtiyor? Bana çarpı "n" gibi gözüktü öle değil de değerleri belirtmek içinse çıkıyor.
0
JD
(14.09.09)
Veriler:
Xp=Xa+Xb (1)
Vp=Va+Vb (2)
Xa=Ra×Va (3)
Xb=Rb×Vb (4)
Xp=Rp×Vp (5)
---------------------

(5)'teki Vp (2) cinsinden yazılırsa:
Xp=Rp(Va+Vb) (6)

(3) ve (4)'ten:
Va=Xa/Ra (7) ve
Vb=Xb/Rb (8)

(7) ve (8) (6)ya aktarılırsa:
Xp=Rp[(Xa/Ra)+(Xb/Rb)] (9)

(1)'den: Xb=Xp-Xa (10)
ve bu ifade (9)'a aktarılırsa:
Xp=Rp[Xa/Ra+(Xp-Xa)/Rb] (11)

Artık gruplama işleri yapacağız, o yüzden denklemleri numaralamıyorum:
Xp/Rp=(Xa/Ra)+(Xp/Rb)-(Xa/Rb)
Xa[(1/Ra)-(1/Rb)]=Xp[(1/Rp)-(1/Rb)]
Xa[(Rb-Ra)/(Ra×Rb)]=Xp[(Rb-Rp)/(Rp×Rb)]
Xa/Xp=(Rb-Rp)/(Rp×Rb)×(Ra×Rb)/(Rb-Ra) ===> Rb'ler birbirini götürür:
Xa/Xp=(Rb-Rp)/Rp×Ra/(Rb-Ra)
Xa/Xp=(Ra/Rp)×(Rb-Rp)/(Rb-Ra)===> ilk verdiğiniz formülle özdeştir.
0
vulpius
(14.09.09)
Vp=Va+Vb=(Xa/Ra)+(Xb/Rb)

aynı şekilde Vp=Xp/Rp => Vp=(Xa+Xb)/Rp=(Xa/Rp)+(Xb/Rp)

Vp leri eşitlersek;

(Xa/Ra)+(Xb/Rb)=(Xa/Rp)+(Xb/Rp)

(Xa/Ra)-(Xa/Rp)=(Xb/Rp)-(Xb/Rb)

Xa[(1/Ra)-(1/Rp)]=Xb[(1/Rp)-(1/Rb)]

Xa=Xb{[(1/Rp)-(1/Rb)].[(1/Ra)-(1/Rp)]}(burda Xb'nin çarpımındaki terime T diyelim uzatmadan)

Xa=T.Xb oldu. Xb=Xp-Xa olduğunu kullanalım;

=> Xa=T(Xp-Xa)=T.Xp-T.Xa => Xa(1-T)=T.Xp

Xa/Xp = T/(1-T)
0
rodeocu
(14.09.09)
(4)

geceleri gökyüzündeki en parlak ve büyük yildiz

saturndeki salyangoz
her gece görüyorum bunu, hangi yildizdir hangi gezegendir bu? venüs diil, o zaten sabaha karşı parlıyor ve yerleri de farklı. (istanbulun kirli havasindan gorulen en parlak yildiz)
her gece görüyorum bunu, hangi yildizdir hangi gezegendir bu? venüs diil, o zaten sabaha karşı parlıyor ve yerleri de farklı. (istanbulun kirli havasindan gorulen en parlak yildiz)
0
saturndeki salyangoz
(17.08.09)
iss olabilir.
0
bryan fury
(17.08.09)
iss? benim bildigim tek iss internet servis saglayici
0
🌸saturndeki salyangoz
(17.08.09)
international space station

(bkz: iss/2)
0
bryan fury
(17.08.09)
büyük ihtimal jüpiter'i görüyorsunuz.
(bkz: stellarium)
0
vulpius
(17.08.09)
(1)

thesaurus & collocation

denizin kulleri
http://thesaurus.reference.com/ haricinde, yakınlık sırasına göre gösteren, çok kalabalık olmayan ( ask.com'da her kelimeye 20 civarı eş anlamlı geliyo, kimi uzaktan akrabası oluyo filan. çıldırtıcı!) eşanlamlılar sözlüğü olarak ne var acaba?bir de collocation için önerebileceğiniz bir kaynak var mı
thesaurus.reference.com haricinde, yakınlık sırasına göre gösteren, çok kalabalık olmayan ( ask.com'da her kelimeye 20 civarı eş anlamlı geliyo, kimi uzaktan akrabası oluyo filan. çıldırtıcı!) eşanlamlılar sözlüğü olarak ne var acaba?

bir de collocation için önerebileceğiniz bir kaynak var mı?

(internet veya indir-kullan olarak bahsediyorum hepsinden)
0
denizin kulleri
(30.07.09)
Macmillan sözlüğünde kelimenin anlamlarının yanında görülen T simgesine basınca eşanlamlıları veriyor:
www.macmillandictionary.com

Wolfram Alpha da işe yarayabilir. Eş anlamlı kelimeleri bir ağ üzerinde gösteriyor:
www.wolframalpha.com
0
vulpius
(31.07.09)
(5)

koniklerin bilim ve teknolojideki kullanım alanları

uncle_sam
bilen var mı ?
bilen var mı ?
0
uncle_sam
(28.05.09)
güncel bir örnek mi sordunuz bilemiyorum, vereceğim örnek bilim tarihinden:

klasik fizikte kütleçekim teorisinde kullanılmıştır. newton'un kütleçekim kanunu çerçevesinde, bir kütle referans alındığında, bu kütle ile kütleçekim ilişkisinde olan diğer kütlenin yörüngesi koniklerden biri olarak ortaya çıkar. hız ve doğrultu koşullarına göre cismin yörüngesi çember, parabol, elips ya da hiperbol olabilir.

(bkz: koni kesitleri)
tr.wikipedia.org
en.wikipedia.org
xahlee.org
0
vulpius
(28.05.09)
mimaride kullanımı da çok yaygın:

köprülerde iç gerilmelerin en homojen şekilde yayılabilmesi için parabolik kemerler kullanılır.

hiperbolik paraboloidler ise hem homojen gerilme dağılımı sebebiyle hem de montaj kolaylığı sebebiyle tercih edilirler. (bunlar konik sınıfına giriyor mu tam emin değilim)

parabolik çanak antenler radyo dalgalarının odaklanmasında kullanılırlar.
0
vulpius
(28.05.09)
cok tesekkurler :)
0
🌸uncle_sam
(28.05.09)
rica ederim :)

ayrıca, eliptik geometri ve hiperbolik geometri gibi öklid dışı geometrilerde de yer buluyorlar. eliptik geometri bildiğim kadarıyla dünyanın haritalanması işinde kullanılıyor. kolaylıklar.
0
vulpius
(28.05.09)
büyük ihtimalle askeri teknolojilerde de kullanımı acaiptir o işlerin.

füze, roket, depth charge, lgb, adi bomba, bunlar havada türlü konikler çizerler, başta parabol eğrileri olmak üzere. fırlatma anlamındaki roketler, uzay mekiklerine de gider onun ucu. atmosfere girme açıları vs. vs...
0
delikan76
(29.05.09)
(5)

prefabrik ev nasıl bir fikir?

portishead
Düşüncem şu ki, şöyle imarı olan 40-50'ye bir arsa alayım (ciddi araştırma ile bulabilir sanırım), 50-60'a da ne içten ne dıştan prefabrik olduğu belli olmayan, kalitesi iyi evlerden yaptırayım. (internetten yaptığım araştırmalar istediğim evlerin fiyatlarının bu seviyelerde olduğunu gösteriyor). To
Düşüncem şu ki, şöyle imarı olan 40-50'ye bir arsa alayım (ciddi araştırma ile bulabilir sanırım), 50-60'a da ne içten ne dıştan prefabrik olduğu belli olmayan, kalitesi iyi evlerden yaptırayım. (internetten yaptığım araştırmalar istediğim evlerin fiyatlarının bu seviyelerde olduğunu gösteriyor). Toplamda şehir içinden normal bir apartman dairesi fiyatına müstakil evim olsun (Bursa'da yaşıyorum). Yalnız bahsettiğim öyle geçici tenekeden prefabrik evler değil 50-60 yıl garanti verilen konut manasında prefabrik yapılar hakkında planlarım. Şimdi sorular geliyor :

1) Fikir genel manada nasıl, yapılabilir mi, 'o öyle değil, şöyle şöyle sorunlarla karşılaşırsın' denilen noktalar var mı?

2) Prefabrik evler hakkında araştırması bilgisi olan var mı, dezavantajları nelerdir? (Yeteri kadar reklam maksatlı avantajları okudum, bana olumsuz yönleri lazım?)

3) Önerebileceğiniz şirket var mı??
0
portishead
(08.05.09)
dedem kendisi bildiğin sunta lam den yaptı deprem zamanı hala sağlam,
sen eğer daha sağlam malzemeden yaptırırsan bence sorun çıkmaz

birde bir ara bizde araştırmıştı piyasada çok fazla firma ve çok oynak fiyat yelpazesi vardı, sanırım en dayanıklısı kanadadan gelen bi meşe ağacından yapılan gibi duymuştum emin değilim bir araştır onu da

kararını bizede bildirirsen sevinirim
0
demlikposet
(08.05.09)
kendin yaptırdıktan sonra betonarme de yaptırsan çok büyük maliyetler çıkmaz karşına.tabi prefabrikten daha maliyetli olur ama tercih meselesi sonuçta. madde madde gideyim madem:

1) fikir güzel ve yapılabilir, hatta yapılıyor da. o evleri süs olsun diye satmıyorlar sonuçta. birileri senin gibi düşünüp yaptırıyor. :)
2) prefabrik evleri tek çatı altında değerlendirmek yanlış olur. pek çok kalitede ve fiyatta ev var. olası en büyük sorun izolasyon olur ve rutubet olur. betonarme yapılarda dahi bu sorunları çözmek oldukça sıkıntılı ancak kaliteli üretilecek bir prefabrik yapıda bu sorunlar olmayabilir.
3) bursa'yı bilmem ama istanbul'da e5 üzerinde kartal tuzla taraflarında bu üreticilerin çooğu. bildiğim kadarıyla en büyüğü hekim şirketler grubuna ait olan hebo yapı ve özge prefabrik. en büyük demek en iyi demek değil tabi. bu sebeple tavsiyem, bir ara vakit ayırıp bahsettiğim bölgedeki prefabrikcileri gezip detayları ve modelleri gözünle görmendir. ayrıca yüzyüze alınacak fiyatlar telefondakinden daha avantajlı olabilir. hele bu kriz döneminde.

hayırlı olsun ve kolay gelsin şimdiden. :)

edit: hatta bu ara özge yapı kampanya yapmış galiba
www.ozgeyapi.com
0
hevipeyra
(08.05.09)
Fiyatlarla çok haşır neşir olmayıp daha çok statiği ile uğraşan bir inşaat mühendisinin gözünden:

Prefabrik yapının birçok çeşidi var. Betonarme prefabrik elemanlar var örneğin. Ya da hadde ürünü profillerden imal edilmiş çelik bir yapı da prefabrik sayılabilir. Hepiveyra'nın verdiği sitedeki örnekler ise bükme çelik saclardan üretilen hafif profilli prefabrik sistem oluyor.

Fiyatlar hakkında pek bir bilgim yok. Ama kabaca yapıların kaba inşaatının aşağı yukarı aynı fiyata geldiğini biliyorum. Klasik yerinde-dökme betonarme yapıların en büyük avantajı, hepiveyra'nın da dediği gibi tecrit problemlerinin çoğunu kendi başına çözmesi oluyor. Bunu yalnızca su tecriti olarak düşünmeyin; ısı ve ses tecriti de önemli. Prefabrik yapılarda yapı iskeleti betonarmeye göre ucuz kalsa da izolasyon maliyetleri bu arayı kapatıyor. İşçilik maliyetlerinde de benzer bir durum sözkonusu. Bunun yanında, titreşim konforunun sağlanması da önemli. İnsan kullanımına açık yerlerde, döşemelerde titreşimin düşük seviyede kalması ve çabuk sönümlenebilmesi amacıyla çelikle betonarmeyi bir arada kullanıyorum örneğin. Sadece çelikle ısı, ses ve titreşim problemlerini çözmek mümkün değil.

Müstakil bir ev için betonarme prefabrik uygulaması aşırı olur. Bunlar genelde büyük yük taşıyan/büyük mesafeler geçen ve inşaat süresinin çok kısa olması arzu edilen durumlarda avantajlı oluyorlar. Ev için uygun tercih bana göre hafif çelik sistemler. Hafif sistemler düşük kütleleri nedeniyle depremden daha az etkilenirler, bu da önemli bir avantaj. Ancak döşemelerde titreşim, ısı ve ses yalıtımı sağlansın diye betonarme dökülünce (müstakil evi iki katlı farzediyorum) bu hafiflik avantajı da pek kalmıyor.
0
vulpius
(08.05.09)
tüm izolasyonları yapılmış çokta şık 1-2 katlı kütük evleri de aklınızda bulundurun.
0
darknum
(08.05.09)
16 senelik duyuruyu nerede buldun? :)

Esneklik ve tasarım zenginliği demişsin de, verdiğin linkteki fotoğraflarda bir tasarım zenginliği veya zerre kadar estetik görüyor musun sen?

İlkokul talemelerine ev resmi yaptırsan işte ancak o kadarlık bir estetik var. Neden öyledir bilmiyorum.

İşin estetik kısmı para getirmiyor olmalı. O kısım çalışmıyor bu ülkede.
0
Mirket
(16.02.25)
(9)

saksıda limon

snow bros
vakti zamanında bir komşunun evinde saksı içerisinde yetişen sehpanın üzerinde duran, meyve vermiş şekilde limon ve portakal ağacı görmüştüm. tabi o zamanlar bıyıkları yeni terleyen bir cengaver olduğumdan pek ilgi göstermemiştim. şimdi arıyorum arıyorum bulamıyorum.mevcut saksıda yetişen limon ve p
vakti zamanında bir komşunun evinde saksı içerisinde yetişen sehpanın üzerinde duran, meyve vermiş şekilde limon ve portakal ağacı görmüştüm. tabi o zamanlar bıyıkları yeni terleyen bir cengaver olduğumdan pek ilgi göstermemiştim. şimdi arıyorum arıyorum bulamıyorum.

mevcut saksıda yetişen limon ve portakallar bodur fakat büyükler, aradığım bunlar değil. bir çoğunuza ilginç gelebilir ama cidden ufacık saksının içerisinde yine ufacık portakal ve limon vermiş bonzai stili ağaçlar vardı. işte ben bu ufacık tefecik içi limon ve portakal dolu ağaçları arıyorum.

nerde bulabilirim?
üniversitelerin ziraat bölümlerinde olabilirmi?
yurt dışında varmı böyle bişe?
0
snow bros
(14.03.09)
istanbul'da mısır çarşısının civarında minyatür limon ağaçlarının satıldığını görmüştüm.
0
vulpius
(14.03.09)
peki bonzai stilindemi yoksa klasik limon ağacı görüntüsündemi, bir bilgin varmı vulpius
0
🌸snow bros
(14.03.09)
misir carsisi'nin hemen yaninda cicek pazari vardir. orda akliniza gelebilecek her turlu bitkiyi bulabilirsiniz saksida limon domates falan. bi de aslinda limon cekirdegini topraga ekince de cikiyor direkt. ben kucukken bi kere saksida buyutebilmistim biraz.
0
cisterna
(14.03.09)
arkadaşlar normal limon ve yetiştirmesini biliyorum zaten naranciye bahçelerimizde var, adanalıyım. bu konularda bilgiliyim ama bir türlü bulamadım bu türü.

tekrar açıklamak gerekirse; ağaç küçük üzerinde 3-5 tane yaprak var ya da yok, ağacın büyüme şekli klasik limon gibi fakat bonzailer gibi şekilleniyor. meyvaları ise normal limon gibi değil sarı küçük ve birazda süpriz yumurtaların içinden çıkan sarı oyuncakları kaplıyan plastiğe benziyor.

işte bu türü arıyorum internette resmi olsa koyacam ama yok gösterilenler hep büyük saksıda yetişen bodur limonlar.
0
🌸snow bros
(14.03.09)
surda biri ozenle yetistirmis ve anlatmis:
www.agaclar.net

ayrica ingilizce kaynaklarda da "citrus bonsai" diye arastirabilirsin.
0
ermanen
(14.03.09)
www.alarafidan.com.tr
burda her çeşit bodur ağaç var ama limon yok. bi ara bende bodur kiraz almayı düşünüyodum.
0
sourz
(14.03.09)
ufak tefek bir ağaca limon aşılamayı denesen olmaz mı?
0
zubundy
(15.03.09)
duyuruda cevap verdiğimi unutmuşum, o yüzden sonraki sorunuz cevapsız kalmış, çok özür dilerim.

bu işten pek anlamam ama gördüğüm kadarıyla bonzai stilindeydi ağaç. meyveleri de küçüktü. satıcı da "özellikle bonzai şeklinde yetiştiriyoruz" demişti, beni kandırmadıysa eğer.
0
vulpius
(16.03.09)
değerli cevaplarınız için teşekkürler arkadaşlar, sağolsun hemşerim ermanen derdime derman oldu :)
0
🌸snow bros
(17.03.09)
(7)

Dunyanin Sekli

ermanen
1. Dunyanin sekli, kutupları basık elipsoit ya da kutupları basık sferoit imis. Yani kusursuz bir yuvarlak degil. Peki uzaydan nasil kusursuz bir yuvarlak gibi gozukuyor, yani dunyanin uzaydan cekilmis fotograflarinda hic basiklik goremiyoruz, neden boyle? Basiklik derecesi dunyanin sekline gore goz
1. Dunyanin sekli, kutupları basık elipsoit ya da kutupları basık sferoit imis. Yani kusursuz bir yuvarlak degil. Peki uzaydan nasil kusursuz bir yuvarlak gibi gozukuyor, yani dunyanin uzaydan cekilmis fotograflarinda hic basiklik goremiyoruz, neden boyle? Basiklik derecesi dunyanin sekline gore gozle algilanamayacak kadar dusuk mu kaliyor?

2. Dunyanin sekli kusursuz yuvarlak veya kure olsaydi ne degisirdi? Bunun olmasi icin yercekiminin biraz daha az, rotasyon hizinin da biraz daha dusuk olmasi gerekirdi sanirim, bunu da goz onunde bulundurursak cok bir fark olur muydu?
0
ermanen
(13.02.09)
1-) o simulasyon diye öyle. şurada gayet geoid;

www.cosmos4kids.com
0
deckard
(13.02.09)
@deckard

buraya koydugum resmi kastetmedim aslinda, yani bircok gercek fotografta da oyle, burdaki resmi bana guzel geldi diye koydum :)

bir de sanirim uzaklastikca daha bir geoid algiliyoruz, boyle olabilir mi?
0
🌸ermanen
(13.02.09)
2-) kusursuz yuvarlak olması zor, zira celestial mechanics diye bi olay var (en.wikipedia.org). yani o kadar kütleli bir cismin dönmesi sonucunda kutuplar basıklaşıyor. bu kısmı mühendisler daha iyi açıklar belki.

aslında soruya temiz cevap vermek için dünya'nın oluşumuna kadar inmeliyiz. herkesin bildiği nebula'dan kopan parçacıkların bir araya gelerek Planetesimal oluşturuyorlar. bu dönem de gezegen oluşumunda yuvarlaklaşma sürecine öncülük ediyor. dönmeye başlayan cisim pürüzsüzleşiyor. işte kütlesi büyükse, gravitasyonelden dolayı bir çekim alanı oluşturuyor, gazlar kaçamıyor vs. atmosfer oluşuyor. sonra içeride bir sürü olaylar oluyor (volkanik olur, jeofiziksel olur, olur da olur). en sonunda cisim temelde iki hıza sahip oluyor. birincisi sürüklenme hızı (V), ikincisi de buna bağlı açısal hız (V/R [R=Radius]). böyle böyle derken cisim yuvarlaklaşıyor, fakat açısal hızdan dolayı basıklaşıyor. çok hızlı dönüyorsa daha da basıklaşıyor (nötron yıldızları, pulsarlar vs.). Ay'ın hızı, Dünya'nınkinden çok daha düşük, bundan dolayı daha yuvarlakımsı.

uzun lafın kısası, kusursuz yuvarlak olsaydı bi kere açısal hızımız olmaz demektir. bu da bizim devasa bir asteroid olmamızı gerektirirdi ve atmosferimiz olmazdı. haliyle biz hiç olmazdık.
0
deckard
(13.02.09)
ekvatordan sisik olması orda kendi eksenı etrafında donusunden kaynaklı hızın max olmasından merkezkac kuvveti yuksek oluyor.

bir muhendis.
0
bryan fury
(13.02.09)
2.yi cevaplıyordum, dalmışım :) Dünya'nın gerçek şekli şu:

tinyurl.com (yardımcı link: wiki.urban.cens.ucla.edu )

geoid böyle bir şey aslında. uzaydan baktığımızda yuvarlak bir şeye benzetmemiz normal. kutupların basık olduğu belli sonuçta. yani Dünya'nın kusursuz yuvarlak gözükmediğini düşünüyorum ben. sondaların çektiği fotoğrafların açısı da önemli.
0
deckard
(13.02.09)
daha yuvarlak gözükmesinin sebebi atmosfer de olabilir belki atıyorum
0
yuto
(13.02.09)
1. Gerçek uydu fotoğraflarında tam bir küre gibi görünüyor, çünkü basıklığın mertebesi çok küçük.

Kutuptan kutba çap: 12756km
Ekvator çapı: 12714km
Fark: 42km !

12700 km'de 42km, yani binde 3.3'lük bir fark var. Bu mertebedeki farkları insan gözünün algılaması zordur. [Dilerseniz bir çizim programında çapları bu değerlere sahip bir elips çizerek elipsi küreden ayırt edemediğinizi bizzat gözlemleyin, eğlenceli.]

2. Dünyanın şeklinin kusursuz küre olması durumunda çok şey değişeceğini zannetmiyorum. Ama böyle bir şeyin olmasının mümkün olabilmesi için hem dönme hareketi yapmaması, hem de tüm maddesinin tam bir homojenlik içinde yayılmış olması gerekirdi ki, bu çok şeyi değiştirirdi işte.
0
vulpius
(14.02.09)
(6)

Yenidoğan aşıları

vulpius
Merhabalar,4 ay önce oğlumuz dünyaya geldi. Normal prosedürde, belirli zamanlarda belirli aşılar uygulanıyor. Ancak doktorumuz şu sebepleri öne sürerek bu aşıların uygulanmasını en azından bebek 6 aylık olana kadar ertelememizi önerdi:1- Henüz kendi bağışıklık sistemi tam olarak gelişmemiş bebeğe aş
Merhabalar,

4 ay önce oğlumuz dünyaya geldi. Normal prosedürde, belirli zamanlarda belirli aşılar uygulanıyor. Ancak doktorumuz şu sebepleri öne sürerek bu aşıların uygulanmasını en azından bebek 6 aylık olana kadar ertelememizi önerdi:

1- Henüz kendi bağışıklık sistemi tam olarak gelişmemiş bebeğe aşıdaki yabancı organik maddelerin zerkedilmesi tehlikeli olabilir.

2- Aşılar genelde tek kullanımlık değil, o yüzden uzun zaman boyunca bozulmadan kalabilmeli. Bozulmayı engellemek için thiomersal gibi koruyucu maddeler kullanıyorlar, bunlar da sinir sisteminde onarılmaz sorunlara yol açabiliyor (bkz: otizm).

3- İnsanoğlu milyonlarca yıldır vitamin hapı, aşı gibi dış destekler olmadan yaşamayı başardı. Bunun gibi icatlar genelde ilaç şirketi tekellerinin korkutmaları ve dayatmalarıdır.

----------

"Bana kalsa hiç aşı yapmam ama siz istiyorsunuz diye 6 aydan sonra yapabiliriz" diyor ayrıca. Böylesine büyük risklerin ortaya konduğu bir konuda karar verecek konumda değilim, hangi seçimin bizi nereye götüreceğini kestiremiyorum. İlaç şirketi tekelleri konusunda haklılık payı olsa da bu kadar komplo teorisi havasında çizilen resim de bu söylemin sağlamlığına dair şüphelerimi artırıyor. Ama, dediğim gibi, bunları tartıp doğru karar verecek bir eğitimim yok.

Bu durumda başka doktorlara sormaktan başka bir yol göremiyorum. Ama eminim ki kendi mesleğimde olduğu gibi tıpta da her uzmanın yorumu farklı olacak, ve yine bir yere varamayacağım. Peki ne yapmalı?

Bir de, misal ben inşaat mühendisiyim. İnsanların can güvenliğini ilgilendiren bir meslek olduğu için, yaptığım projelerdeki kabullerimi, hesap yöntemlerimi, analiz sonuçlarını, bunun gibi tüm bilgileri bir raporla yazılı ve imzalı olarak ortaya koymak zorundayım. Aynı durum hekimlikte de mevcut mudur? "Bu bebeğe aşı yapmadım, çünkü şu şu sebeplerden..." gibi yazılı ve imzalı bir raporları var mıdır hekimlerin? Böyle bir şey istersem verme zorunluluğu var mıdır?

Teşekkürler.
0
vulpius
(04.02.09)
3 numaradaki sebebi gosteren bir doktordan ben kosarak kacarim. Hemen kendinize yeni bir doktor bulun bence. Ama hemen.
0
wpi
(04.02.09)
Bu konuyla ilgili olarak malpraktis bahsini araştırmanızda fayda var. Doktorların verdikleri kararlar nedeni ile hukuki sorumlulukları var tabii ki, yanlış bir karar vermeleri ya da yanlış tedavi uygulamaları sonucunda davalık da olabiliyorlar.

Tıpta malpraktis konusu Türkiye'de oldukça yeni, fakat hastaların bu konuda bilinçlenmeye başlamasını takiben, onlar da kendilerini bu konuda korumaya almaya başladılar. Bu koruma genellikle öneri sunma fakat kararı nihayetinde hastaya bırakma şeklinde gerçekleşiyor. Örneğin hasta kendisine önerilen bir uygulamayı yapmazsa ya da doğrudan reddederse bununla ilgili olarak hastadan imzalı kağıt alınıyor (şu testi yaptırmadım, şu prosedürü uygulatmadım gibi). Bu sizin sorduğunuz sorunun tam tersi gibi görünüyor aslında ama muhtemelen sizin durumunuzda da doktor ben önerimi sundum, hasta /hasta yakını son kararı kendisi verir şeklinde tezahür edecektir.

Bununla birlikte doktorunuzun oldukça cesur bir insan olduğunu da belirtmeden geçemeyeceğim. Bir çok doktor, bir çok konuda, sizin doktorun tam tersi bir şekilde, ne yapılıyorsa hepsi yapılsın düşüncesindedir. Aşı konusunda haksız olmadığı noktalar var, özellikle bazı aşılar, diğerlerine göre nispeten daha yeni oldukları için uzun vadeli yan etkileri henüz raporlanmış değil. Geçmiş tıp literatüründe bunlara benzer kötü tecrübeler var üstelik.

Eğer 4 ay ile 6 ay arasında çok ciddi bir etki farklılığı yoksa, ben doktorunuzun dediklerini aklımın bir köşesinde tutardım. İlaç sektörünün gücünü aklımın hep bir köşesinde tuttuğum gibi.

Ha bir de, madem araştıran bir insansınız, size söylenenlerin bilimsel bir gerçek olup olmadığını da araştırabilirsiniz. Binlerce tıp dergisi, milyonlarca makale var ve en azından abstractleri google dan ulaşılabilir şekilde duruyor.

Ve şöyle de bir yazı buldum, onu okuyorum, gayet ilginç:

www.chiro.org
0
sui
(04.02.09)
nihayetinde karşımızdaki işin ilmini yapmış doktor. ama ben kendi oğluma aşı takvimine bire bir uyarak aşılarını yaptırttım. bir sorun çıkmadı.

üçüncü madde beni de kıllandırdı başka bir hekimden yorum isteyin mutlaka. bazı aşılar üç dört taksitte yapılıyor. ilkini kaçırınca sorun olmasın sonra
0
trocero
(04.02.09)
@sui,
Doktorumuzun söyledikleri ile verdiğiniz linkteki bilgiler tamamen uyuşuyor. Ben burada mevzuyu eksik tarif etmiş olabilirim, o yüzden konuyu daha derli toplu görmek isteyenler için faydalı bir link olmuş, teşekkürler.

Dediğiniz gibi düşünüp aşıları en azından 6 aydan sonra uygulama yönünde karar aldık biz de zaten. Korkumuz, çocuğun ileride karşılaşacağı mikroplara karşı zayıf olması ihtimali. "Aşı yaparak başka riskleri baştan tetiklemek yerine, doğal beslenip sağlıklı yaşayarak vücudun mikroplara karşı kendi savunma sistemini kurması çok daha doğru olacaktır" diyor doktorumuz. Ama bu noktada iş iyice karışıyor. Bunu başarabilmek için insanlar arası mesafenin yeterince büyük olduğu köy hayatı gibi bir yaşam düzenine geçmek gerekiyor. O zaman hem sağlıklı beslenilebiliyor, hem de mikroplarla karşılaşma ihtimali düşük. Ama ne zaman ki insanlar iç içe yaşamaya başlıyor, salgın hastalıklar o zaman ortaya çıkıyor öyle değil mi? Bu çocuk köyde yaşayanların karşılaşmadığı binlerce mikropla karşılaşacak şehirde. Bu durumda onu savunmasız bırakmaktan korkuyoruz. Seçimimizi hangi yönde yaparsak yapalım, diğer seçeneğin ağırlığı yaşıyoruz.

3. madde konusunda; doktorun bir tek cümlesini cımbızlayarak yanlış anlam vermekten korkarım ama genel itibariyle bu çerçevede idi sözleri.
0
🌸vulpius
(04.02.09)
3 numaradaki sebebi gosteren bir doktordan ben derhal çok hoşlanırım. Tabi kendinize yeni bir doktor da bulun sağlama almak için.

o bir komplo teorisi değil.
ama tıp eğitimi almamış kişiler için yine son sözü doktor söyleyecek o ayrı.
tedavinin açıkça anlatılması bir zorunluluk.
hasta hakları konusunu ara bir ara. ayrıca her hastanede bir hasta hakları bölümü vardır. şikayetleri ciddiye alırlar.
0
can see
(04.02.09)
merhaba

doktorunuzun 2. maddede söylediğini ben bizzat gördüm.otistik oldu çocuk ve büyük ihtimalle aşıdan dendi.ben doktorunuza sonuna kadar katılıyorum bence aşıları erteleyin
0
amaterasu
(04.02.09)
(4)

Direnc olcumu

dwight
Sevgili duyuru sakinleri ve avometre sahipleri sorum sizedir.Uyerinden akim gecen bir hattin (veya yukun) direncini olcmek mumkun mudur?(bence mumkundur) mumkun ise bunu nasil yapabiliriz? sevgiler, saygilar.
Sevgili duyuru sakinleri ve avometre sahipleri sorum sizedir.

Uyerinden akim gecen bir hattin (veya yukun) direncini olcmek mumkun mudur?(bence mumkundur) mumkun ise bunu nasil yapabiliriz?

sevgiler, saygilar.
0
dwight
(27.01.09)
ohm a getirip iki ucundan baglıyorsun o olcuyor.
0
bryan fury
(27.01.09)
Potansiyel fark ve akımı ölçerek direnci bulmak mümkün gibi görünüyor bana.

A_________Yuk_________B

Nötr ile A arasında ölçülen potansiyel fark (gerilim): Va
Nötr ile B arasında ölçülen potansiyel fark (gerilim): Vb
Akım: I ise,

R=|(Va-Vb)|/I hesabıyla bulunabilir. Aynısı hattın direnci için de kullanılabilir.
0
vulpius
(27.01.09)
cevaplar icin tesekkurler. Aslinda tam yapmak istedigim mrtskn in dedigi gibi akim tasiyan iletkenin ki kablo olabilir pek ala bu, direncini olcmek. bunu da uzerinden akim gecerken yapmak istiyorum. su durumda avometreyi tak diye iletkenin iki ucuna baglamak biraz abes geliyor, avometremi de bozacak gibin geliyor. ben yaptim oldu diyen varsa deneyecegim, aksi taktirde arastirmaya devam.
0
🌸dwight
(27.01.09)
ilgilenenler icin asagidaki linklerde sorunu cozebilecek olan cihazlar bulunmakta:

www.soken-jp.com
www.soken-jp.com
0
🌸dwight
(29.01.09)
(8)

Sadece bilgi giren yazar tavsiyesi

ermanen
Sozlukte sadece bilgi ve tanim giren yazarlar hangileri, bir nevi subjektiflikten en uzak, ya da diger durumlarda (geyik, atgozlugu takip yorum kusma, tartisma, komik olmaya calisma, anket, ayar vs.) en az rolu olan yazarlar, tavsiye eder misiniz takip edeyim.edit: genelde ne hakkinda yazdiklarini y
Sozlukte sadece bilgi ve tanim giren yazarlar hangileri, bir nevi subjektiflikten en uzak, ya da diger durumlarda (geyik, atgozlugu takip yorum kusma, tartisma, komik olmaya calisma, anket, ayar vs.) en az rolu olan yazarlar, tavsiye eder misiniz takip edeyim.

edit: genelde ne hakkinda yazdiklarini yazarsaniz da guzel olur
0
ermanen
(22.01.09)
ssg genelde bilgi entryleri giriyor.
0
rectoa
(22.01.09)
edit: bu kişiler deryalar gibi yazıyorlar. iki kelime ile özetlemek kendilerine haksızlık etmek olur, kendilerinden şimdiden özür dilerim, ama yine de genel bir fikir vermesi açısından hangi konularda yazdıklarını kendi penceremden anlatayım:

sirius: fizik, felsefe
can sebahattin dere: dilbilim, matematik, edebiyat, klasik müzik
flexi: bilişsel bilimler, felsefe
bane: bilişsel bilimler, dilbilim, felsefe
aethewulf: tarih, edebiyat, felsefe
jimi the kewl: felsefe, dilbilim
balamir1: tarih, ilahiyat, edebiyat, felsefe
babaerenler: siyaset, felsefe, iktisat, toplumsala dair her şey
dcv: fizik, matematik
der steppenwolf: yakın tarihten ayrıntılar, kaynaklar
antimatter: fizik
muhendis: akla gelen her konuda güzel örnekler verebilen biri
benbirpipodeğilim: felsefe, her şey
in nuce: bu müthiş insana ne yazsam eksik kalır
janli: matematik, fizik ve zamanın astral örgüleri
kitkat: mimari, tarih, müzik, matematik
immanuel tolstoyevski: felsefe, bilim, tarih, yok yok.
riemann: bilim, bilim felsefesi
selfadjoint: fizik
gözüpek: sosyoloji, tarih, edebiyat, şiir, felsefe, gönül titretir valla
tadzio: felsefe
unearth: bilim, sanat
araliaceae: müzik, müzik, müzik (buzdağının görünen kısmı)
okan: sosyoloji, tarih, politika
tsan chan: her şey!
light beam: fizik, felsefe
otisabi: "welcome to the desert of the real!"
galatyphoon: ekonomi
itaatsiz: sosyoloji, felsefe, tarih
madeath: rock müzikten girer bilgi ağacından çıkar.
poturgilinpotur: tam isabetli tespitler
ribbons: ne eylese güzel eyler
bindokuzyüzseksendört: zeka ve mizahın ideal buluşması. gurban olurum!
fluxus: felsefe
el fikir: el anarşizm, el vicdan, el bilgi
andrew: felsefe, islam tarihi
dengiz: modernlik adı altı isimli bir kafesi var, çok keyifli bir yer.
0
vulpius
(22.01.09)
(bkz: uzman sözlük kadrosu)
buradan ne konuda bilgi edinmek istiyosan ona göre seçimini yap, ekle listene.
guru da takip edilesi yazarlardandır benim için. arada komiklik de yapar, sen komiklikten kasıt sırf geyikleri falan kast ettin sanırım.
0
abtash
(22.01.09)
futbolla ilginiz varsa ich.
0
murty
(22.01.09)
@abtash

uzman sozluk kadrosunu biliyorum da o baslik cok kalabalik ve hangi yazar daha subjektif hangisi daha cok bilgi giriyor bilemem, guncel olarak sizin bildiginiz ve takip ettikleriniz daha makbule gecer..
0
🌸ermanen
(22.01.09)
lacrima
0
montreal
(22.01.09)
aethewulf ile immanuel tolstoyevski.
0
jack of hearts
(22.01.09)
oric-sokak,mahalle, cadde isimleri falan girer.
0
szqnn
(23.01.09)
(2)

sevgili autocad bilirler

karamell
şimdi şöyle bir sorun var.resimleri de ekledim.1. resimde gördüğünüz beyaz şekilsiz şeye,kırmızı şeyden sıralı olarak yerleştirmek istiyorum.2.resimde bir denemesini göreceksiniz.ama 2. resimde de görüldüğü gibi parçaların arasındaki mesafeler eşit değil,bunu düzeltmem lazım.2.resimdeki sonuç için m
şimdi şöyle bir sorun var.resimleri de ekledim.1. resimde gördüğünüz beyaz şekilsiz şeye,kırmızı şeyden sıralı olarak yerleştirmek istiyorum.2.resimde bir denemesini göreceksiniz.ama 2. resimde de görüldüğü gibi parçaların arasındaki mesafeler eşit değil,bunu düzeltmem lazım.2.resimdeki sonuç için measure kullandım.şöyle yapsan kesin olur diyen,farklı çözüm önerileri sunabilecek birileri var mıdır?
edit:resimlerin yerleri değişmiş ama olsun anladınız siz:)
0
karamell
(21.01.09)
Autocad komutlarını pek bilmem, o yüzden tarif ettiğim yöntem biraz hammaliye gerektiriyor:

kapalı eğrinin polyline olduğunu varsayıyorum; polyline'ı divide komutu ile istediğiniz sayıda parçaya bölebilirsiniz. sonra kopyalanacak parçayı bu bölünme noktalarından yapışacak şekilde çoklu kopyalama yapın. ama işin kötü yanı, her bir parçanın açısını tek tek düzeltmeniz gerekecek.
0
vulpius
(21.01.09)
@mrtksn:o beyaz şey özünde şekilsiz.sorun da o zaten:)ama array i nasıl kullanacağımı anlatırsan bir de onunla denerim.gerçi denedim de yine denerim,belki değişik bişeyler vardır:)çok çaresizim çok.
0
🌸karamell
(21.01.09)
(14)

Fizik sorusu (hız problemi)

ataturkiye
Arkadaşlar merhaba. Soru konu başlık içerisindeki resimde. 30 yıllık fizikçiyim, kafa durunca duruyor meret. Soruyu anlamadım çözümüne yanaşayım. Nedir bu sorunun çözümü?Düzeltme: Site içerisinde görüntü problemi var sanırım. Onun için soruyu imageshack'e de attım. Bi el atın bi zahmet. Hayır bana d
Arkadaşlar merhaba.

Soru konu başlık içerisindeki resimde. 30 yıllık fizikçiyim, kafa durunca duruyor meret. Soruyu anlamadım çözümüne yanaşayım. Nedir bu sorunun çözümü?

Düzeltme: Site içerisinde görüntü problemi var sanırım. Onun için soruyu imageshack'e de attım. Bi el atın bi zahmet. Hayır bana değil soruya el atın.

img292.imageshack.us
0
ataturkiye
(15.01.09)
Tüm hızlar akıntıya göre verildiğine göre, bulacağımız sonuç da akıntıya göre olacak.

L cisminin hızını referans alalım. Vl'=0 diyelim. Bu durumda:
Vk'=Vk-Vl = -4-1 = -5 m/s ;
Vl'=0
olacaktır.

Aynı doğru üzerinde durabilmeleri için L'de kesişen üçgen benzerliği sağlanmalı. Yani K cismi L'ye göre 5 birim ilerlerken, ondan iki katı mesafe uzaktaki M cismi de 10 birim ilerlemeli.

Vm'= Vk'×2 = 10 m/s

Şimdi L merkezli hızlardan akım merkezli hıza geçersek:

Vm = Vm'-Vl = 10-1 = 9 m/s

edit: pardon, + - hatası, son işlemde hızı eklemeliydim:
Vm = Vm'+Vl = 10+1 = 11 m/s (akıntıya göre)
yere göre:
11+1 = 12 m/s
0
vulpius
(15.01.09)
soruyu ben de anlamadım. sürekli aynı doğru üzerinde olmak ne demek?
0
co2s2
(15.01.09)
3 noktayı birleştirdiğinizde sürekli bir doğru oluşturmasını istiyor yani. vulpius'un çözümü doğru.
0
lemmiwinks
(15.01.09)
@Vulpius teşekkür ederim arkadaşım doğru diyorsan doğrudur.

@co2s2 valla hala ben de aynı yerdeyim. Ne istediğini bi anlasam cevabı yapıştıracağım ama :)

@sonbalak hobaa hocam sen de başka demişsin. Nedir bu işin sağlamı :)
0
🌸ataturkiye
(15.01.09)
geometri sorusu gibi düşünmek lazım biraz, üçgende benzerlik gibi.
0
sonbalak
(15.01.09)
vm 12 m/s olucak.
K---!
--*-!
----L
----!-*
----!---*
----!----*
----!-------M
0
tembel degilim useniyorum
(15.01.09)
@tembel degilim useniyorum mantıklı!

Bir de 12 geldi. Görüyorum ve arttırıyorum. Yok mu başka çözümü olan.
0
🌸ataturkiye
(15.01.09)
ben 14 m/s buldum çözümü (ilk çözümü düzeltiyorum akıntıya göre hızı ihmal etmişim). ama önce açıklama yapayım. 3 yüzücüde aynı noktada olarak faz ediyorum. ve 1 er sn sonraki durumları hesaplayarak üçgen oluşturdum.

şimdi vk mızın nehire göre hızı 4m sn yani 1 s de 4 metre sol tarafa gitti.
vl mize bakalım ; o da nehrin yönüne göre 1s/m den 1m/s ile hareket ediyor. bir sn sonra sağa doğru 1m gidiyor.

şimdi aynı doğrultuda olması için üçgen oluşturacağız tepe noktası vl mizin 1 sn sonra bulunduğu nokta. oluşacak üçgeninizde 1 e 3 oranı var. (60-180 )buradan çıkarımla

üçgenimizdeki orta çizgi (vk sola 4m gitti vl sağa 1m gitti) 5m oldu. e oranımızda 1 e 3 tü. demek ki vm miz 15 olacak. nehirin hızını çıkarttığımızda 14 m/s olur.(orta çizgi dediğim referans noktası vl doğrultusunun ta kendisidir)
0
muhammed eminoglu
(15.01.09)
cevap 12 olmali.akinti hiziyla hic bir alakasi yok. ortadaki yuzucuye göre bagil hizlari orantili olmak zorunda.k'nin l'ye göre bagil hizi 5 ise m'nin de l'ye göre bagil hizi 10 olmali.aradki mesafeden dolayi.benzerlik.o zaman m'nin hizi 11 olmali.yere göre hiz ise 12 dir.
0
sioxis
(15.01.09)
ben illa akıntı hızını kullanıcam diyosan, yere göre hızları;
K'nın yere göre hızı: -4+1=-3
L'nin yere göre hızı: 1+1=2
benzerlikte K ile L arasındaki benzer üçgenlerin ortak tepe noktasının(kelebeğin boğumu), K'ya y ekseninde uzaklığı 36, L ye ise 24tür.

24/(120+24)=2/x => x=12 olur.
0
rodeocu
(15.01.09)
şöye bir şey çizdim img356.imageshack.us
burdan x in 11 olduğu görlüyor. her şey akıntı hızına göre verlidiği için akıntı hızını kullanmaya gerek yok.
Buna göre; suya göre hız 11, yere göre hız 12 çıkıyor
0
trinitrotoluen
(15.01.09)
cevap 11m/s olmalıdır. suyun akıntı hızını cıkartmanız lazım. eleman kıyıdaki sabir bir noktaya göre 12m/s ile hareket etmelidir. Yani kendisi 11 ile gitmeli ki suyun akıntısının etkisiyle toplamm hızı 12 m/s olsun. cozum istersen söyle:

img172.imageshack.us
şekildeki siyah noktalar 3 yuzucunun başlangıç noktaları oluyor. kırmızı noktalar da 1 saniye sonraki pozisyonları oluyor. 1 saniye içerisinde aldıkları yol miktarları da kırmızı ile yazılı rakamlar. bir dogru üzerinde kalmaları için 3. yüzücünün x kadar yol alması gerekiyor. bunu da söyle hesaplıyoruz:

24/(24+120) = 2/x -> buradan x=12m bulunur. Yani o eleman 1 saniyede 12m yol almalıdır. 12 m yol almak için ise kendi hızının 11m/s olması gerekir.
0
esreverdaer
(15.01.09)
pardon trinitrotoluen cizmiş zaten aynısını.
0
esreverdaer
(15.01.09)
Herkese çok teşekkür ederim arkadaşlar. Tanrı sizi fizik'ten ayırmasın. Amen.
0
🌸ataturkiye
(15.01.09)
(4)

"kontrol altında" ama ingilizce

co2s2
kontrol altındanın ingilizce'sini arıyorum.under control ya da under supervision değil aradıklarım.gemiyi yavaş yavaş sudan çıkarırken kontrol ede ede çıkarıyoruz. oradaki kontrol altındayı arıyorum.
kontrol altındanın ingilizce'sini arıyorum.

under control ya da under supervision değil aradıklarım.

gemiyi yavaş yavaş sudan çıkarırken kontrol ede ede çıkarıyoruz. oradaki kontrol altındayı arıyorum.
0
co2s2
(15.01.09)
in a controlled manner olabilir mi?
0
fdegir
(15.01.09)
oradaki kontrol altında için örnek verdiğin kelimeleri kullanabilirsin. under supervision daha uygun olur hatta.
0
kurukafa
(15.01.09)
size izleme, denetleme gibi bir kelime lazım galiba?
monitoring,
real-time monitoring,
to carry out continuous monitoring? (bu üçüncüsü zargan'dandı)
0
vulpius
(15.01.09)
örnek verdiğim kelimeleri kullanacak olsam burada sormazdım diye tahmin ediyorum:P

monitor olabilirdi eğer raporu çoktan göndermemiş olmasaydım.
0
🌸co2s2
(15.01.09)
(4)

Çeviri

nameless
Çeviri özürlü birisi olarakİran's behaviour abroad, while by no means exemplary, has improved since Mr. Khami came to power cümlesini çevirebilir misniz?2) KPDS ye hazılrık için sırf çeviri/tercüme içerikli bildğiniz kitap var mı??(metin, pargraf,cümle tercümeleri içersin, biraz ipucu versin yeter).
Çeviri özürlü birisi olarak

İran's behaviour abroad, while by no means exemplary, has improved since Mr. Khami came to power

cümlesini çevirebilir misniz?

2) KPDS ye hazılrık için sırf çeviri/tercüme içerikli bildğiniz kitap var mı??
(metin, pargraf,cümle tercümeleri içersin, biraz ipucu versin yeter)..

teşekkürler
0
nameless
(31.12.08)
yapacakbirseyyok
(31.12.08)
Iran in yurtdisi iliskileri hala ornek niteliginde olmasa bile, Mr Khami yonetime geldiginden beri gelismistir.
0
blackworld
(31.12.08)
aradiginiz türde çeviri kitaplari size bildiginizden fazlasini ögretmez. bildiginiz cesur öztürk ü alin, arka taraftaki academic passages kismini okuyun oturun, elinizden geldigince cevirin. bir de ösym nin ceviri sorularinin son derece kolay oldugunu ve fiili buldugunuzda dogru cevabi büyük ihtimalle bulmuş olabileceginizi aklinizda tutun.
0
atmacaged
(31.12.08)
"exemplary" kelimesinin "örnek" değil de "mükemmel, ideal" anlamında kullanıldığını sanıyorum.

"İran'ın uluslararası ilişkileri, halen ideal seviyeden hayli uzak olsa da, Mr. Khami yönetimi devraldığından beri gelişim göstermektedir."
0
vulpius
(31.12.08)
(11)

Dünya Sorusu

sprinter tosbaga
entrapmen'in sorduğu soruyu okuyunca uzun süre önce gecenin bi yarısı aklıma gelen ve hala tam olarak mantıklı bir yanıtını bulamadığım bir soru var sizlere de bir danışayım dedim. Soru : Parmağınızı bir mandalinanın içinden geçirdiğinizde oluşan bir delik hayal edin. Ya da içinden ip geçirilebilece
entrapmen'in sorduğu soruyu okuyunca uzun süre önce gecenin bi yarısı aklıma gelen ve hala tam olarak mantıklı bir yanıtını bulamadığım bir soru var sizlere de bir danışayım dedim.

Soru : Parmağınızı bir mandalinanın içinden geçirdiğinizde oluşan bir delik hayal edin. Ya da içinden ip geçirilebilecek bir boncuk (bu daha anlaşılır herhalde). İşte bu deliğin dünyada da olduğunu düşünün. Bu deliğin bir ucundan atlarsanız aşağıya düşmeye başlarsınız. Ve farzedin ki magma falan yok dünyanın çekirdeği püfür püfür esiyo yanmıyorsunuz yani, kütle mütle hepsi sabit kalıyor. Ortam sürtünmesiz farzedilirse büyük ihtimalle diğer uçtaki delikten tam olarak çıkamadan tam ters yönde düşmeye başlar böyle kısır döngü içinde bir salınım yaparsınız. ama ya sürtünme olursa? o zaman bir süre azalan bir salınım yaptıktan sonra tam ortada asılı mı kalırsınız??
0
sprinter tosbaga
(26.12.08)
evet tam ortada asılı kalırsın sonra yuruyerek cıkarsın magma da erimezsen.
0
bryan fury
(26.12.08)
magma olmadığını farzediyorum zaten ben de öyle düşünmüştüm. peki tam merkezden geçmezse bu delik, tünelin fazla kütleye yakın çeperine mi yaklaşırsın? böyle bir durumda o çeperde oturup senden sonra atlayanların önünden geçişlerini mi izlersin?
0
🌸sprinter tosbaga
(26.12.08)
ortada durursun ama bu olay olana kadar defalarca parçalarına ayrılmış olursun basınç nedeniyle zaten. parçaların durur.
0
mortifera
(26.12.08)
kisaca iki nokta arasinda salinim yapip, enerjini yavas yavas kaybederek dunyanin ortasinda durursun.

suralarda da tartisilmis:
answers.yahoo.com
au.answers.yahoo.com

surda da daha profesyonel bir soru sorulmus:
answers.yahoo.com
0
ermanen
(26.12.08)
aklıma yeni yeni şeyler geliyor sürekli. peki tam ortada asılı kaldığımızı farzedersek (parçalanmadan) ayın ya da güneşin kütle çekiminden ne kadar etkileniriz??

saçmalıyorum mütemadiyen
0
🌸sprinter tosbaga
(26.12.08)
aslında şimdi aklıma geldi dik bir açıyla kendisine çeken hiç bir kütle olmayacaktır ve çekim kuvvetini yaratan sadece tünelin tam ortasına kadar olan yol boyunca çeperlerdeki kütlenin etkisi olur. o da tüneli enlemesine kesen bir düzlem, yanal yüzey ve cisim arasında oluşan açının sinüsü kadar olur. bu da zamanla azalıp tam merkezde 0 olacağından büyük ihtimalle cisim salınım bile yapmadan merkezde zınk diye duracaktır. hele bir de havanın sürtünme kuvveti göz önüne alınırsa çok daha hızlı yavaşlar cisim. bu da eğer cisim tünelin ağız kısmının dışarısında bırakılırsa geçerli çünkü içinde bırakılan cismin ilk hızı "0" olacağından bırakıldığı yerde asılı kalır tahminimce. gibi geliyor bana yoksa şüphen mi var? (bu da cartel'den)
0
🌸sprinter tosbaga
(26.12.08)
Şurada daha evvel tartışılmıştı: (git: 18242)

Bunun yanında bazı hatalı yorumlara değinelim:
@mrtskn;
Sizin de dediğiniz gibi, verdiğiniz formül noktasal kütleler arasında geçerli. Ama aynı formül küre cisminin yarattığı çekim kuvvetinde de kullanılabiliyor (diğer cisim kürenin dışında ise). yani G×m1×m2/r² formülü, kürenin dış yüzünden itibaren geçerliliğini sürdürüyor.

Kürenin içine girildiğinde ise, daha evvel uzaklığın karesiyle ters orantılı olduğunu gördüğümüz kuvvetin davranışı değişiyor. küre içinde kuvvet dağılımı lineer. (kürenin insanla çekimsel etkileşime giren tüm noktalarının çekim kuvveti entegre edildiğinde bu sonuç bulunuyor.)

toparlarsak; merkezde sıfır, küre yüzeyine kadar lineer bir şekilde artış, yüzeyden sonra karesel oranda düşüş.

Bu nitelikteki bir kuvvet korunumlu olduğu için de etkilediği cisimlerde serbest salınım hareketine neden oluyor. Yani dünyanın merkezine kadar hız artışı, merkezi geçtikten sonra hız düşüşü, tünelin diğer ucunda ise ilk giriş hızıyla çıkış ve tekrar tünele düşüş.

sürtünme olduğu zaman bu salınım genliği azalarak sönümlenir ve sürtünmenin büyüklüğüne göre tünelin herhangi bir yerinde kalınabilir.

@mortifera:
hangi madddenin ürettiği basınç parçalayacak ki?

@sprinter tosbağa:
ayın ya da güneşin çekimiyle etkileşim biçiminiz değişmez. aranızda oluşan kütleçekim kuvveti, aranızdaki mesafeye göre değişir sadece.

ayrıca, cismin zınk diye durması için başka bir kuvvet gerekli, ama sorunun kurgusunda böyle bir kuvveti oluşturacak hiçbir etken yok. bu şartlar altında dediğiniz olmaz.

----
not: tüm yorumlarda newton mekaniğini esas aldım.
0
vulpius
(26.12.08)
@vulpius zınk diye tabiri uymamış olabilir haklısın. cismin düşüş doğrultusunda etki eden kuvvet non-lineer bir şekilde azalacaktır, merkezde tüm etki eden kuvvetler birbirini sıfırlayacağından ben salınım yapacağını tahmin etmiyorum. ama tünelin içinde düşmeye bırakılan cisim nereye kadar hızlarıp nerden sonra yavaşlar onu pek çıkartamadım.
0
🌸sprinter tosbaga
(26.12.08)
@sprinter tosbağa, kuvvetin sıfır olduğu anda hareketin de duracağını düşündüğünüzü tahmin ediyorum. burada eylemsizlik etkisini gözden kaçırmamak gerek. kuvvet olmasa da hareket olabilir; ya da daha doğrusu,kuvvetin olmadığı yerde mevcut hız korunur.

kürenin dış çeperinden itibaren merkeze kadar lineer bir şekilde azalan kuvvet etkisi altında hızlanarak hareket eden cisim, kuvvetin sıfır olduğu nokta olan merkezde maksimum hıza erişecek, ardından hareketinin yönüne ters etkiyen ve merkezden uzaklaştıkça artan kuvvet sebebiyle yavaşlamaya geçecek, ta ki bu kuvvet hareketin yönünü yeniden merkeze yöneltene kadar uzaklaşacak, sonra yeniden merkeze doğru düşmeye başlayacaktır. yani bir salınım hareketi sergileyecektir.

aslında bildiğimiz saat sarkacının hareketine benziyor. sarkacın topuzunu biraz yukarıya kaydırıp serbest bırakırsanız, sarkaç düşey konum etrafında salınıma geçer. sarkaç düşey konumdan geçerken aslında sarkacı hareket ettiren yatay bir kuvvet yoktur, ama önceden kazandığı hız sayesinde (eylemsizliği ile) düşey konumu geçer, ve eskisine zıt kuvvetlere maruz kalarak yavaşlamaya başlar. dünya tünelindeki davranış da tamamen buna benziyor.

tabi burada bir sürü basitleştirme ve kabul var. sürtünmesizlik, dünyanın dönüşünün harekete etkisi, dünyayı yoğunluğu sabit bir küre gibi kabul etmek (ki öyle değil)... şurada daha detaylı değerlendirilmiş gibi(ingilizce):
www.lhup.edu
("a boring problem" başlığı)
0
vulpius
(27.12.08)
@vulpius cismin katettiği mesafenin uzunluğu ve sürtünmenin etkisi de göz önüne alınırsa çok çok az bir salınım yapar diye düşünüyorum. bir kütleye kuvvet uyguladığınızı farzedin. uyguladığınız kuvveti birden keser ya da büyük miktarda düşürürseniz kütle harekete devam edecektir, ama eğer uygulanan kuvvet uzun bir yol boyunca lineer bir şekilde ta ki "0" oluncaya kadar uygulanmaya devam ederse sonunda salınım olacağını pek zannetmiyorum.
0
🌸sprinter tosbaga
(27.12.08)
elbette sürtünme cismin davranışını belirler, ama cismin hareketinin salınıma yönelik olduğunu baştan ortaya koymalıyız. bundan sonrası problemin verilerine göre değişir. sürtünme çok az ise uzun zamana yayılı bir salınım gözlemlenirken, belirli bir kritik değeri aşarsa tek bir çevrim bile yapamadan hareket durabilir. tüm bu yorumları yapabilmek için problemin niceliksel özelliklerine (cismin kütlesi, sürtünme katsayıları, vs.) sahip olmamız gerekir. bunlar olmadan "az gider, çok gider, iki tur döner" gibi yorumlar yapamayız; sadece sistemin doğal eğilimlerinden bahsedebiliriz -ki bu da salınımdır.

aslında dünyanın dönüşünün cisme etkisi göz önüne alındığında soru daha da güzelleşiyor. dış yüzeyde en büyük çizgisel hıza sahip cisim, dünyanın içine ilerledikçe kendinden daha yavaş hareket eden sınırlarla karşılaşıyor, bu da cismin tünelde kenara temas etmesine sebep oluyor, bu temas bir sürtünme doğuruyor, merkezden uzaklaşırken de tam tersi bir sürece giriyor vs... böyle bir problemi çözmek zevkli olurdu.
0
vulpius
(31.12.08)
(4)

Sonsuza giden olaylar

Zaphod
Hani bir hikaye vardır kurbağa ile kuyunun arası 3m ve bu kurbağa ilk önce 1m sıçrıyor sonra hep bir önce zıpladığının yarısı kadar ve kaç seferde kuyuya varır deniyor cevabıda hiçbirzaman oluyor yani burda bir limit söz konusu matematiksel olarak ama bu tip sonsuza giden olgulara verilen bir isim o
Hani bir hikaye vardır kurbağa ile kuyunun arası 3m ve bu kurbağa ilk önce 1m sıçrıyor sonra hep bir önce zıpladığının yarısı kadar ve kaç seferde kuyuya varır deniyor cevabıda hiçbirzaman oluyor yani burda bir limit söz konusu matematiksel olarak ama bu tip sonsuza giden olgulara verilen bir isim olmalı biyerlerde bileniniz var mı ? paradoks diyesim geliyor belkide yakın ama değil sanki...
0
Zaphod
(13.12.08)
daha bi edebi terim olsaydı keşke böyle cümle içinde kullanmalık... ama ben inanıyorum biyerlerde var öyle birşey...
0
🌸Zaphod
(13.12.08)
zenon paradoksu.
0
gerrain
(13.12.08)
achilles ve kaplumbağa paradoksuydu sanırım, zenon paradoksları dahilinde.
0
leylak sarabi
(13.12.08)
a)(bkz: iterasyon)
(bkz: iteration)

b)(bkz: özyineleme)
(bkz: recursion)

bu ikisi hakkında da şöyle bir kıyas yapmışlar:
(bkz: to iterate is human to recurse divine)

bunlar hesaplama yöntemiydi pardon... bu tip süreçlere (bkz: yinelgen), (bkz: özyinelemeli), (bkz: özyineli) gibi garip isimler verebiliriz.

edit manyağı ettim ama, bir de (bkz: yakınsak) ve (bkz: ıraksak) seriler var.

edito: düşündüm de, sonsuz diziler ve sonsuz seriler en genel isimler oluyor galiba.
0
vulpius
(13.12.08)
(6)

autocad hiza yakalama?

aysiku
selamlar, autocad da line ile çizerken başka bir köşeden hiza alıp çizgiyi aynı seviyeye indirebiliyorduk fakat ben bunu evde yapamıyorum.bunun bir ayarı açılması gereken yeri var mıdır?köşelere falan yakalama yapabiliyorum,sadece dediğim gibi hiza alamıyorum...
selamlar,

autocad da line ile çizerken başka bir köşeden hiza alıp çizgiyi aynı seviyeye indirebiliyorduk fakat ben bunu evde yapamıyorum.bunun bir ayarı açılması gereken yeri var mıdır?köşelere falan yakalama yapabiliyorum,sadece dediğim gibi hiza alamıyorum...
0
aysiku
(24.11.08)
osnap ayarları var altta ordan yapılıyordu.
0
bryan fury
(24.11.08)
yanlış anlamadıysam "tracking" özelliğini aktive etmek istiyorsunuz.

f11 tuşu ile "object snap tracking"i off/on hale getirebilirsiniz. ya da autocad penceresinin en altında ortada "otrack" yazan tuşa basın.
0
vulpius
(24.11.08)
osnap otrack herşey açık ama yakalamıyor.ki ben bunu okulda kullanıyordum büyük ihtimale ben bi yerden kapattım diye düşündüm.böyle bir ihtimal var mı?
0
🌸aysiku
(24.11.08)
Yanlış hatırlamıyorsam eğer, "Extend"i (Yanında bir çizgi birkaç da nokta olan şkil _... şeklinde) seçmeniz gerekiyor "OSNAP" ayarlarından.
Kolay gelsin.

edit: "Extension"muş. ;)
0
nuage
(25.11.08)
osnap ayarlarında "Extension" sanırım dediğiniz şey.
hepsi kapalı, extension açıkken:
www.fileden.com
0
yazark
(25.11.08)
ayarlar açık olmasına rağmen yakalayamıyordu meğer snap imlecini küçültmüştüm ben o yüzdenmiş.imleci biraz büyütünce yakaladı.
0
🌸aysiku
(25.11.08)
(2)

e-book: "mechanical vibrations" - "den hartog"

sleepy99
bu kitabın e-book'unu arıyorum.http://books.google.com/books?id=-Pu5YlgY4QsC&printsec=frontcover&source=gbs_book_other_versions_r&[email protected]
bu kitabın e-book'unu arıyorum.
books.google.com

[email protected]
0
sleepy99
(14.11.08)
İstediğiniz değil gerçi ama "Applied Structural and Mechanical Vibrations - Paolo L.Gatti and Vittorio Ferrari" olur mu?

books.google.com
0
vulpius
(15.11.08)
teşekkürler ancak bende var o kitap :)
0
🌸sleepy99
(15.11.08)
(1)

Kitap aranıyor! Imaging Phonons: Acoustic Wave Propagation in Solids!

ataturkiye
`Imaging Phonons Acoustic Wave Propagation in Solids`Merhaba arkadaşlar. Yukarıda ismi geçen kitabı arıyorum. İnternette sadece birkaç yerde buldum. `Yuhannesburg`'da 160 dolar `Ohannesburg`'da ise 65 pound gibi bir fiyarı vardı.Sizden ricam bu kitabın acep dijital formatı var mıdır ya da Türkiye'de
Imaging Phonons Acoustic Wave Propagation in Solids

Merhaba arkadaşlar. Yukarıda ismi geçen kitabı arıyorum. İnternette sadece birkaç yerde buldum. Yuhannesburg'da 160 dolar Ohannesburg'da ise 65 pound gibi bir fiyarı vardı.

Sizden ricam bu kitabın acep dijital formatı var mıdır ya da Türkiye'de bu kitabı bulabilir miyim, bulursam nerelerde bulabilirim vs gibi bana yardımcı olmanız.

Tarifsiz acılar içerisindeyim duyuru!
0
ataturkiye
(10.11.08)
google books ve amazon'da limited preview şeklinde var. kitabın tümü değil de belirli bir bilgi lazımsa işinize yarayabilir.

books.google.com

www.amazon.com
0
vulpius
(10.11.08)
(6)

neden 6x8 ? (özellikle mimarlar)

p shadow
genelde 6x8'lik grid sistemi ile karşılaşıyorum.. ama bu sayıların özelliği nedir? altın oran falan diye düşündüm ilk ama o da tutmuyor..mimarlık okuyorum, uzun boylu ve esmer tenliyim.. tşk öpt bye..
genelde 6x8'lik grid sistemi ile karşılaşıyorum.. ama bu sayıların özelliği nedir? altın oran falan diye düşündüm ilk ama o da tutmuyor..
mimarlık okuyorum, uzun boylu ve esmer tenliyim.. tşk öpt bye..
0
p shadow
(04.11.08)
Mimar değilim de, hipotenusu 10 olduğu için olmasın? Hesap kolaylığı hesabı, attım tamamen.
0
sui
(04.11.08)
muhtemelen onla ilgili bir oran vardır.. hatta bence kesin vardır ama çizimde hep dikdörtgen dikdörtgen çiziyoruz yani hipotenüslük de bir işimiz yok.. yine de belki oradan çıkıyordur.. bilemedim.. bilen de çıkmadı sanırım..
0
🌸p shadow
(05.11.08)
Mimar değilim, mühendis olarak aklıma şu geldi: 2,3,4,6,8,12,16 ve 24 birim-karelik alanlar elde edebilirsiniz. epey bir bölüneni var yani.

gerçi mantık bu olsaydı, bunun yerine alanı 60 olan bir grid tercih edilebilirdi. 6×10 mesela: 2,3,4,5,6,8,10,12,15,20 ve 30'a bölünüyor, mis gibi.
0
vulpius
(05.11.08)
@vulpius: aslında bende böyle bir mantık düşündüm ama gridler 3x4'lük değil, 6x8'lik.. yani 3x4'le de aynı kareleri elde edebiliriz sanırım.. ama belki bu oluşturulurken 3x4 olarak da düşünülüyordur.. ama güzel gidiyoruz en azından cevap yavaş yavaş şekil alıyor gibi..
0
🌸p shadow
(05.11.08)
meridyenlerle enlemlerin 6 ve 8 derecelik yaylarla bölündüğü harita projeksiyonları varmış, ama ölçek hayvani mertebede olduğu için mimari gridle benzeşmesi sadece bir tesadüftür heralde:

en.wikipedia.org
0
vulpius
(05.11.08)
hmm bugün bir arkadaşımla konuşuyordum onunda fikri betonarmede geçilen açıklık genelde 6-8 metre diye belki bu şekildedir dedi ama hala net bir cevap yakalayamadım.. takipteyim..
0
🌸p shadow
(05.11.08)
(4)

Yüksek güçlü motor

teritori
Yüksek güçlü bir motor arıyorum. ama dediğim güç kesinlikle hız değil. ne denir tam olarak bilmiyorum misal ben biraz zorladığımda yavaş da olsa elimi de çevirebilse.boyutları da önemli tabi. cebe girebilecek boyutlarda bişe olsa mesela.nerede bulabilirim bu tarz bir motor(cuk)?
Yüksek güçlü bir motor arıyorum. ama dediğim güç kesinlikle hız değil. ne denir tam olarak bilmiyorum misal ben biraz zorladığımda yavaş da olsa elimi de çevirebilse.
boyutları da önemli tabi. cebe girebilecek boyutlarda bişe olsa mesela.
nerede bulabilirim bu tarz bir motor(cuk)?
0
teritori
(23.10.08)
aklıma gelenler:
1- şarjlı tornavida motoru. elle tutulamayacak kadar güçlü, aynı zamanda ufak. ama elektrikli motor olduğu için o boyuttaki bir motorun tek başına o kadar güç üreteceğini sanmıyorum. büyük ihtimal farklı dişli oranları ile hız düşürülürken tork arttırılmıştır.

2- model arabaların benzinli motorları. deli gibi güçlüler ama motor tek başına satılır mı, benzini nasıl verilir gibi komik problemleri var.
0
vulpius
(23.10.08)
matkap ya da dendigi uzere elektrikli tornavida isinizi gorebilir.
0
badseed
(23.10.08)
bir de step motorlari arastir hocam. kuvvetlilerdir buyuk ihtimal.
0
osuruklu
(23.10.08)
sana güç değil tork lazım, cebe girebilecek boyutta olsun istersen servo motor işini görür. Ama kullanması oldukça zahmetlidir acemi birisi için, bir de pahalılar azıcık.

Sana tavsiyem cebine girecek büyüklükte bir adet dc motor al, yanına da 15-20ytl ye satılan minik redüktörler var, onlardan al.
0
kimlanbu
(23.10.08)
(2)

İçimdeki Marantz anfi aşkı bambaşka...

robin
Klasik bir Marantz anfi (özellikle 2250, 2250b, 2270 ve 2275 modellerinden birini) edinmek istiyorum. Sahibinden'de, gittigidiyor'da filan biraz bakındım ama hem biraz fahiş fiyatlar istiyorlar gibi geldi, hem de deneme imkanı yok. İstanbul'da klasik anfiler satan güvenilir bir dükkan biliyor musunu
Klasik bir Marantz anfi (özellikle 2250, 2250b, 2270 ve 2275 modellerinden birini) edinmek istiyorum. Sahibinden'de, gittigidiyor'da filan biraz bakındım ama hem biraz fahiş fiyatlar istiyorlar gibi geldi, hem de deneme imkanı yok. İstanbul'da klasik anfiler satan güvenilir bir dükkan biliyor musunuz?
Pek sanmıyorum ama elinizde varsa ona da hayır demem :)
0
robin
(08.09.08)
sen marantz al. sana şiddet uygular çalarım amfini (anfi değil bi kerem o amfidir doğrusu). tüm arkadaşlığımız buraya kadarmış derim.

mekan olarakta acıbademde sesi elektronik var. ses ekipmanları konusunda uzman bir abimizin yeri. ona devamlı gelip gidiyor böyle eşyalar. adres olarak tarif etmeye kalksam asil color'un altında diyebilirim.
0
darknum
(08.09.08)
kadıköy'de klasik müzik sistemleri satan çoğu yer kapandı. halen aktif olan teknik saat diye bir yer var, epey eskiden beri bu işleri yapıyorlar. hem ikinci el hem de sıfır müzik sistemleri satarlar. güvenilirdir, yalnız fiyatları yüksek oluyordu genelde. teknik saat civarında başka bir iki dükkan daha vardı.
tekniksaat.com


bir de beşiktaş'ta ıhlamurdere caddesinde beşiktaş hamamının ordan giren sokakta (ya da ondan bir sonraki sokakta olabilir) vardı bir klasikçi, ama halen açık mıdır bilmiyorum.
0
vulpius
(08.09.08)
(6)

matematiğin keşfi ya da icadı

psyche
ki bence keşiftir. bu hangi tarihe denk gelir? yani ilk defa ne zaman matematik üstüne düşünülüp, yorum yapılmıştır. insan var olduğundan beri matematikle ilgilenmiştir türünde argümanlarla gelmezseniz sevinirim. kim, ne zaman somut çalışmalar yapmıştır?
ki bence keşiftir. bu hangi tarihe denk gelir? yani ilk defa ne zaman matematik üstüne düşünülüp, yorum yapılmıştır. insan var olduğundan beri matematikle ilgilenmiştir türünde argümanlarla gelmezseniz sevinirim. kim, ne zaman somut çalışmalar yapmıştır?
0
psyche
(08.09.08)
bence ilk insanlar ile birlikte uygulamalı matematik de ortaya çıkmıştır. bu tür argümanları istememişsin ama avcılıkla uğraşan mağara adamlarının hayatta kalmak için kendilerince bir tür matematik hesapları yapması kaçınılmaz (birkaç günlük av vs.)

ama senin aradığın düşünsel anlamda değil de somut anlamda olduğundan yazının icadıyla birlikte somut çalışmalar da var olmaya başlamıştır diye düşünüyorum. eski düşünürlerin hepsi (aristo, aristarchus, pisagor, öklid vs.) aynı zamanda matematikçi sayılabilir.

günümüzde kullandığımız matematiği ise araplara borçluyuz (algebra). arap bilginleri zamanında matematik alanında yardırmış giderken niye bu hale geldiler orası da ilginç tabii.
0
deckard
(08.09.08)
"matematigin tarihi" diye aratirsan somut calismalara da ulasirsin

matematik bulundu diye birsey yok cunku, gelisme asamasi var

suraya da bakabilirsin:
en.wikipedia.org
0
ermanen
(08.09.08)
valla aralarından link seçip yollamak isterdim ama, makale çok kapsamlı olduğu için bölmek de istemedim..

en.wikipedia.org

pöff, wikipedia mı ya diyorsanız da aşağıdaki linkler gayet tatmin edici olacaktır..
0
forgotten hopes
(08.09.08)
tübitak'ın bi serisi vardı bununla ilgili. islam dünyasında hint rakamları adlı kitabı vardı elimde. sıfırı hintliler bulmuş misal.
0
geldiler
(08.09.08)
dil abi, dil matematik zaten.

ise, ve, veya, degil dedigin vakit matematik var demektir zaten. degil mi?
0
camilo
(08.09.08)
"Matematigin nerede ve nasil basladigi hakkinda da kesin bir sey söylemek mümkün degildir. Dayanak olarak yorum gerektiren arkeolojik bulgulari degil de, yorum gerektirmeyecek kadar açik yazili belgeleri alirsak, matematigin M.Ö. 3000 - 2000 yillari arasinda Misir ve Mezopotamya'da basladigini söyleyebiliriz."

www.matematikcafe.com
0
vulpius
(08.09.08)
(5)

Topraklama neden yapılır?

vulpius
Cihazların çalışma halinde elektrik bulunmaması gereken yerleri topraklanır ki, herhangi bir kaza durumunda elektrik insana ulaşmadan toprağa akıversin. güzel.Ama elektriğin bizi çarpmasının sebebi, iletim hatlarının 3 fazlı trafolarının nötr noktalarının toprağa bağlanması değil mi? Hattın toprakla
Cihazların çalışma halinde elektrik bulunmaması gereken yerleri topraklanır ki, herhangi bir kaza durumunda elektrik insana ulaşmadan toprağa akıversin. güzel.

Ama elektriğin bizi çarpmasının sebebi, iletim hatlarının 3 fazlı trafolarının nötr noktalarının toprağa bağlanması değil mi? Hattın toprakla bir bağlantısı olmasaydı akım kapalı devresini insan üzerinden tamamlayamayacaktı. dolayısıyla sadece faza dokunarak çarpılmayacaktık.

bu durumda, "fazlar arasındaki dengesizlikleri nötürlemek" gibi teknik bir amaçla kullanılan topraklama sistemi, çarpılma olayının da sorumlusu mu olmaktadır yoksa bir yorum hatası mı yapıyorum?
0
vulpius
(06.08.08)
hayır, tam tersini sizi çarpmadan korumaya yarar topraklama sistemi.
fazdan gelen elektriğin cihazdan geçtikten sonra toprağa gitmesi gerekir zaten. akmayan elektrik enerji vermez. pilin tek ucuna bağlanan lambanın yanmamasıyla aynı şey. nitekim topraklanmamış cihazlarda da aslında uçlardan biri toprağa gider.

elektrik sizi çarptığında ise toprağa olan bağlantısını genelde sizin üzerinizden tamamlar. elektrikle uğraşanların çalışırken lastik ayakkabı giymesi bu yüzdendir.
tabi bağlantıyı sizin üzerinizden tamamlayacağı gibi aynı anda canlı ve nötr uçları tutarsanız elektrik yine sizin üzerinizden geçerek toprağa gidecektir.

topraklamanın amaçlarından biri de çarpma tehlikesini azaltmak. topraklama cihazın metal kısmına yapılır, örneğin bir fırının dış yüzeyi gibi. böylece içreride bir kablo sıyrılıp da bu yüzeye değerse siz fırına dokunduğunuzda çarpılmazsınız. bu elektrik direkt toprağa gider, sigortayı attırır.
0
386 dx
(06.08.08)
İletim hattının kendisi topraklanmasaydı (elektrik santralinden mahalleye kadar gelen hat ve trafo sisteminden bahsediyorum), elektriğin devresini insan-toprak sistemi üzerinden tamamlama şansı olmayacaktı ki? Zaten sormak istediğim de bu: İletim hattının topraklanması sebebiyle elektriğin toprak üzerinden çevrim tamamlama şansı oluyor. Hat topraklanmasa, faz-insan-toprak sisteminden akım geçmeyecekti.
0
🌸vulpius
(06.08.08)
ütüyü düşün, metal aksamları var. Sen bu alette topraklı priz kullanmadığını düşün. Bu cihazın içinde kablo kopsa (faz), cihazın içinde bir yere değse, daha sonra sen ütüyü tutsan ne olurdu ? Cevap, uf olurdun.

Toprak kullandığında ne oluyor peki ? Sen toprak hattını ütünün metal aksamına bağlıyorsun ve faz hattı bir şekilde buraya değerse akım senin üstünden akıp seni kül etmek yerine toprak hattına doğru akıyor.

Bunun sonucunda genellikle sigorta atar ve sen yaşamaya devam edersin.
0
kimlanbu
(07.08.08)
Bu konuyu arkadaşlarla beraber tartışmıştık, ama ne sonuca vardığımızı tam hatırlamıyorum :)
Şöyle bir şey kaldı aklımda; olay sadece insan yapımı ile alakalı değil, mesela yıldırım düşmesi var.Yani bir şekilde zaten topraklama doğal olarak var.
Tam anlatamadım ama idare et işte.
0
frown
(07.08.08)
@kimlanbu ve @386dx;
problemin tarifinde anlaşamadık sanırım. ütünün içindeki faz kopup dış yüzeye değdiği zaman ben de oraya dokunursam çarpılırım. topraklanırsa çarpılmam. bu nokta zaten açık.

Ancak, topraklama sisteminin çalışabilmesi için yalnızca ev tesisatının topraklanmış olması yeterli değil. Biliyorsunuz, elektrik kapalı devre tamamlanmadan akmaz. evlerdeki topraklama sisteminin çalışabilmesi için, üç fazlı iletim hatlarının nötr noktalarının hat boyunca topraklanmış olması gerekmekte. İşte bu sebepten, yani iletim hattının topraklanması yüzünden, toprak üzerinden akım geçme şansı oluyor. Hat topraklanmasaydı, ütünün topraklanmasına gerek kalmayacaktı zaten.

Daha basit bir örnek düşünelim. Elimizde bir pil ve bir lamba olsun. Pilin (+) ucunu lambaya dokundursam lamba yanmaz, çünkü kapalı devre kurulamamıştır. Ama pilin (-) ucunu toprağa bağlarsanız, lambayı da bu haliyle toprağa dokundurursanız, lamba yanacaktır. lamba üzerinden akım geçmesinin sebebi, pilin bir ucunun (iletim hattının) halihazırda topraklanmış olmasıdır. Şu halde, lambanın "çarpılmasının" asıl nedeni, iletim hattının topraklanmasıdır; pili topraklamasaydık lamba yanmayacaktı.

Aynı mantıkla; iletim hattı topraklanmış olmasaydı, ütünün fazına dokunduğum zaman akım üzerimden toprağa akamayacaktı, çünkü kapalı devre kuramayacaktı.

@frown;
Yıldırım örneği statik elektrik ile ilgili. Toprak ve bulut arasında potansiyel fark zaten mevcut. Ama şebeke elektriği ile toprak arasında potansiyel farkın kurulabilmesi için, trifaze hatların sıfır noktasının toprağa bağlanmış olması gerekiyor, diye biliyorum. Yani örnekler özdeş değil gibi.

Cevaplar için çok teşekkürler bu arada.
0
🌸vulpius
(07.08.08)
(3)

Ilk Gunah - Original Sin ?

no christ requiress
Adem ile Havva'nin yasak elmayı yiyerek günah işlemeleri ve cennetten kovulmaları sürecinin sonunda, tüm insanların günahkar olarak doğmaları Incil'de bulunmakta midir yoksa sonradan gelen hristiyan düşünürleri mi bu doktrini doğurmuş ?Augustinus ile ilgili bir şeyler okuyorum da, kafam karisti.
Adem ile Havva'nin yasak elmayı yiyerek günah işlemeleri ve cennetten kovulmaları sürecinin sonunda, tüm insanların günahkar olarak doğmaları Incil'de bulunmakta midir yoksa sonradan gelen hristiyan düşünürleri mi bu doktrini doğurmuş ?

Augustinus ile ilgili bir şeyler okuyorum da, kafam karisti.
0
no christ requiress
(02.08.08)
hz isanın babasının bilinmemesi günah ise hıristiyanlar tanrılarına inanmıyor demektir bu da saçma olur yok öle bişi

evet original sin adem ile havva nın yasak ağaçtaki elmayı yiyip mahrem yerlerinin birbirlerine görünmesi ile cennetten kovulmasıdır.

fakat buradaki sorun augustinus un ve devamının getirdiği "günah" kavramıdır.

günah adem e ait değildir günah havva nındır çünkü havva adem i zorlamıştır elmayı yemek için ve adem de havvayı ispiyonlamıştır "kadın ye dedi" die...

augustinus gibi adamlar özellikle pavlus da kadın düşmanı oldukları için havva nın en büyük günahkar olduğunu kabul eder
0
sindustrial
(02.08.08)
vulpius
(02.08.08)
eski ahit ve dolayisiyla yaratilista yok fakat yeni ahitin romalilar kisminda bir cumlede gecmekte. o kisim da st.pavlus tarafindan yazildigindan bu doktrini onun olusturdugu fikrini edindim.
0
🌸no christ requiress
(02.08.08)
(5)

kitap önerisi

quinza
aylak adam ya da kürk mantolu madonna tadında hangi tür kitapları önerirsiniz? hem çok akıcılardı hem de çok güzellerdi..
aylak adam ya da kürk mantolu madonna tadında hangi tür kitapları önerirsiniz? hem çok akıcılardı hem de çok güzellerdi..
0
quinza
(01.08.08)
insanimsi
(01.08.08)
dediğiniz kitapları beğenenler şunları da beğendiler:

- kürk mantolu madonna:
hermann hesse - bozkırkurdu,
hermann hesse - narziss ve goldmund

- aylak adam:
ahmet hamdi tanpınar - saatleri ayarlama enstitüsü
oğuz atay - tehlikeli oyunlar
oğuz atay - korkuyu beklerken
0
vulpius
(02.08.08)
hmm ilk önce bir kitaptan alınan tadın kişiden kişiye göre değişebileceğini hatırlatayım.

ahmet ümit'ten aşk köpekliktir olabilir, yanlış hatırlamıyorsam kitapta 10 tane öykü var. klasik ahmet ümit eserlerine pek benzemiyor.

ihsan oktay anar'dan suskunlar olabilir.

ben şu an tristan hawkins'ten isis adlı kitabı okuyorum, yeraltı edebiyatından çıkma. gayet keyifli ama anlatım olarak söylediğin kitaplar kadar yeterli olmayabilir.
0
kayranin kedisi
(02.08.08)
"tadında" derken tam olarak hangi özelliğinin hoşuna gittiğini anlamak güç. dolayısıyla en mantıklısı yazarlardan devam etmek. yusuf atılgan dan devam edersen anayurt oteli, sabahattin ali için ise kuyucaklı yusuf deneyebilirsin.
0
lhun
(02.08.08)
oğuz atay - tehlikeli oyunlar
oğuz atay - tutunamayanlar (biraz ağır olur ama yinede birçok benzerlik taşır)
yusuf atılgan- anayurt oteli (olabilir)
mehmet eroğluğ-Issızlığın Ortasında (ehh olabilir)

aklıma ilk gelenler bunlar.
0
thelepermessiah
(02.08.08)
(6)

ESTETiK dersi sinavim var yarin. acil 2 sorum var.. felsefecileri boyle alalim

la traviata
bu iki soru, sinavda cikmasi olasi sorulardan. ozellikle estetik dersi almis veya o olmasa bile felsefe egitimi almis insanlardan yardim istiyorum. yarin(cuma) saat 1,5ta sinavim.1- Sanat eleştirileri aslinda zirva midir? (bu soru "form" kavrami cercevesinde de cevaplanabilir)2- bir sanat eserini ar
bu iki soru, sinavda cikmasi olasi sorulardan. ozellikle estetik dersi almis veya o olmasa bile felsefe egitimi almis insanlardan yardim istiyorum. yarin(cuma) saat 1,5ta sinavim.

1- Sanat eleştirileri aslinda zirva midir? (bu soru "form" kavrami cercevesinde de cevaplanabilir)

2- bir sanat eserini arkadasinizla inceliyorsunuz. siz cok begendiniz. ama arkadasiniz "bu ne be, hicbiseye benzemiyo, guzel degil" dedi. onu bu eserin guzel oldugu konusunda nasil ikna edebilirsiniz (not: guzellik gorecelidir diyerek sorudan kacmak yok. bir de, bu bir resim de olabilir, bir heykel de, bir senfoni de..)


geyige cok karsi olmamakla birlikte normalde, sadece bu soru icin cok ciddi cevaplar arzusundayim. 4 sinavim var yarin kafayi yicem zaten. tesekkurler

--------
-------------------EDIT-------------------------

tum cevaplar icin tesekkurler. lakin soyle fantastik bir sey oldu ki,
hoca geldi ve tek soru soruyorum arkadslar dedi

soru : "benim yerimde olsaydiniz hangi soruyu sorardiniz ve neden?"

: ))
0
la traviata
(17.04.08)
2. soru, geyik cevap: arkadaşım beğenmemesini eser hakkındaki bilgisizliğine yorarak, bıkmadan usanmadan eserin özelliklerinden bahsederim.
0
insanimsi
(17.04.08)
2. Bir kere çokyönlü olamıyorsa kendi kaybeder ama onun bu anlayışsız tarafını yüzüne vurursak daha da kötü olabilir, o yüzden hep iyi yönleriyle bir şekilde beğendiğim tarafları dikte etmeye çalışırım
0
ermanen
(18.04.08)
iki soruya karışık bir şekilde ben şu şekilde cevap verirdim. Bir sanat eserinin değeri bir bakışta ve tek bir örnekte anlaşılamaz. Bu her şey için geçerlidir. bir sanatçının tek bir resmine bakarak onun hakkında fikir sahibi olmamız mümkün değildir eğer başka eserleri de varsa.

Ayrıca eserin konusuyla birlikte yapılma zamanı, yapıldıgı yer de onun degeri için önemli unsurlardandır. Kısaca o eser hakkında bizim henüz keşfedemediğimiz ve anlamını bilmedigimiz şeyler olabilir. Bu da sanat eleştirilerini okuyarak ya da dönemin sanat anlayışına göz atarak öğrenilebilir. Sanat için sanat, toplum için sanat olayı. Sanat için ise yine o sanat dalını iyi bilmeden eserin güzelligini derecelendirmek bize düşmez derim.

Sanat eserine gelince, bunun tanımı da kişiden kişiye göre değişmekle birlikte, insan elinden çıkma ve ikinci, üçüncü kişilerin duygularını harekete geçiren, bir anlam ifade eden her şey sanat eseridir bana göre. Bir heykel düşünecek olursak, bir insan birebir boyutlarda oluşmuş heykellerden hoşlanıyordur, diğer insan devasa boyutlarda, diğeri de minyatür heykellerden. Biri çamurdan yapılmışını, diğeri metalden yapılmışını seyretmeyi seviyordur. Bu görecelik kavramından ziyade eserin vermek istedigi mana anlaşılmıyor ise o zaman "okumaya" ihtiyaç vardır derim.

İki soru da birbiriyle bağlantılı zaten, sanat eleştirilerinin gerekliligi üzerine.
0
nihilanth
(18.04.08)
mevzu biraz alengirli. aslında mevzuyu alengirli kılan dönemlere göre yapılan değerlendirmeler mi, yoksa genel geçer yargılar mı tartışılır. geçilen süreçlere göre değişen sanat anlayışı ve süregelen tartışmalarla birlikte bu mevzuda kesin bi yargı oluşturmak zor. bir eserin veya eser demiyelim, bi uğraşı sounucu ortaya çıkan bir şeyi sanat eseri olarak değerlendirmek kimsenin tekelinde değil. böyle bi kurum, kuruluş yok ki "evet evet, bu çok kral bi sanat eseridir" desin. kaldı ki bunu diyecekse, görece nedir? modern sanat anlayışına göre bi eserin maddi bi değeri olması gerekir, yani bi kapital oluşturması gerekir, modern sanat, modern topluma yani tüketim toplumuna(toplum mu sanat mı mevzusuna şimdi girmiyrm) hitap ediyor dolayısıyla bunlar çirkin, kötü vs. deniyor. tabi kimileri buna katılmasa da böyle bi tartışma var. bu anlamda sanat eleştirilerine "zırva" demek biraz güdük kalıyor. neye göre zırva, eserin para etmesine göre mi, yoksa bi hikayesi olduğuna mı? neyse bu mevzu alengirli dediğim gibi.

aslında @nihilanth'n dediği gibi 2. soru da birinciden çok da bağımsız değil. biri beğenmeyebilir bi eseri ve sen ona eserin güzelliği konusunda ikna etmek istiyorsun çok sağlam kozların olsa bile bu, anlayışa göre değişiyor işte. eserin anlattığı hikayeden, sorunlardan veya her ne haltsa bahsetmek güdük kalabiliyor. toplumcu gözle bakarsan ve sanatı o şekilde algılarsan, bi sorunu, evrensel bi problemi dillendiren bi eser sana çok güzel gelebilir.peki sanatçının dünya, evren, savaşlar vs. sikinde değilse ve hiç bunlara bi gönderme yapmıyosa onunki değersiz mi oluyor? yada değerden kasıt ne? kapital oluşturması mı? hayır, bu adamların(sanatçılar) bu işi çoğu zaman bi diğerinden üstün olmak, daha fazla beğeni kazanmak, takdir edilmek için yaptıkları da rivayetler arasında.

yine dediğim gibi, beğenilmeyen bi eseri, birine "güzel" olarak anlatmak zor. şu var tabi, özgün olması çok mühim.bi sanatçı ortaya bi eser çıkarıyor ve çok özgün, ayrıca bi hikayesi var, devrine göre çok ileride, avangard falan feşmekan, o zaman o eser için yüksek ölçüde bi sanat eseri denebiliyor.

önemli olan eseri döneme göre değerlendirmek ve eleştiriyi ordan getirmek, tabi modernleşmeyle birlikte sanat-kapitalizm ilişkisini de göz ardı etmemek lazım.
0
crayze horse
(18.04.08)
bir yapitin (heykel, tablo v.s) sanat eseri olup olmamasi, ona bakan kiside uyandirdigi duygulara baglidir. bir eseri begenmek demek, o eserde kendinden bir sey bulmak, onunla (ve dolayli olarak sanatçı ile,sanatçının duyguları ile) empati kurmak(einfuhlung) demektir. Demek istediğim, bir şey, insanlar o eseri beğendiği sürece sanat eseri olacaktir, kendiliğinde bir sanat eseri olma durumu yok. Yani bir yapıt kesinlikle sanat eseridir diye bir şey yok. Picasso'nun bir tablosu sana göre sanat eseridir, bana göre saçma sapan bir şeydir. Ben onu beğendiğim sürece bir sanat eseridir. Fare pisliği de bende gerekli duygulanmayi yaratabilirse, benim için sanat eseri kivamina gelebilir. (Tabi bu durumda nasil bir empati geliştirdiğimi, kendimde fare pisliğinden neler bulduğumu soracaklardir lakin felsefenin estetik dalı çerçevesinde konuşuyorsak bu böyle)

Bir de kişide estetik duygusu doğuştan gelmez, eğitimle geliştirilebilir bir duygudur bu. Bu nedenle değerli eserlere, ya da çoğunluk tarafından beğenilen büyük yapıtlara bu gibi bok atma durumlarının olması hoş olmayan bir şeydir, kişilere gerekli eğitim verilerek o kişilerdeki güzellik anlayışı geliştirilmelidir ki önemli yapıtlar hak ettiği değeri bulsun. Arkadaşına bir eseri beğendirmek istiyorsan, o eserde kendisinden bir şeyler bulmasını, empati kurmasını sağlamalısın. Bu da yukarıda bahsedildiği üzere, arkadaşının ilgisini çekecek hikayeler, kendisiyle ilgili bağlantılar anlatılarak mümkün olabilir.
0
no christ requiress
(18.04.08)
Sanat ve felsefe hakkında herhangi bir eğitimim olmadığını baştan belirteyim. Söyleyeceklerim 'sokaktaki sıradan insan'ın yorumları olacağından estetik dersinizin sorularına makul cevaplar olmayacaktır muhtemelen.

2. soru, 'neye göre kime göre' probleminin çözümü, zaten estetiğin tarifinde yatıyor fikrimce. Estetik olarak kabul ettiğimiz bir nesne veya bir eser, mutlaka başka bir şeye gönderme yapmakta, kısacası bir şeyleri temsil etmektedir. O halde, estetik ürünün bizde yarattığı duygunun sebebi, gerçek olarak addettiğimiz kavramlardaki bazı mantık ilişkilerini onun temsili (estetik ürün) üzerinden yakalayabilmekle alakalı olmalı.

O halde, bir şeyin estetik olup olmadığı hakkında tartışma varsa, estetik bulan taraf diğer tarafı ikna etmek için estetik nesnede gördüğü mantık ilişkilerini/benzeşimleri ortaya koymalıdır. Bu durumda karşı tarafın tepkisine göre iki ihtimal ortaya çıkıyor.
1. karşı taraf bu benzeşimleri yakalayamadığı için nesneyi estetik görmemiştir.
2. karşı tarafın estetik değerlendirmesine göre sizin estetik bulduğunuz şey aslında kitsch'tir. Yakaladığınız mantık ilişkileri, daha farklı bir noktadan bakıldığında aslında zayıf kalmaktadır. Bu durumda, roller değişir ve ikna etmesi gereken taraf, nesneyi kitsch olarak tanımlayan kişi olur.

şurada fikrimi daha açık ifade etmiştim:
(bkz: estetik/@vulpius)

umarım vaktinizi boş yere almamışımdır. sınavlarınızda kolaylıklar dilerim.
0
vulpius
(18.04.08)
(1)

elastik stabilite hakkında bilgisi olan

avifa
bitirme projemin konusu elastik stabilite, elimde sadece mustafa inan'a ait türkce bir kaynak var ama haliyle cok agır bir anlatım dili var. bu konuyu daha basit bir dille anlamamı saglayacak türkce-ingilizce kaynak var mı bildiginiz? isin kötüsü dersini almadıgım bir konu bu, o yüzden en bastan ögr
bitirme projemin konusu elastik stabilite, elimde sadece mustafa inan'a ait türkce bir kaynak var ama haliyle cok agır bir anlatım dili var.
bu konuyu daha basit bir dille anlamamı saglayacak türkce-ingilizce kaynak var mı bildiginiz?
isin kötüsü dersini almadıgım bir konu bu, o yüzden en bastan ögrenip anlamam, sonra onu uygun bir dille anlatıp sunmam gerekecek..
0
avifa
(12.03.08)
stephen timoshenko'nun bu konuda bir kitabı var: theory of elastic stability. anlatım dili çok temizdir.
0
vulpius
(12.03.08)
(3)

Eş desenli katmanların kendi formlarını büyütme etkisi (?)

vulpius
kareler halinde örülmüş bir tül perde düşünelim. bu perdenin önüne kendisiyle aynı desene sahip bir perde daha çekelim. şimdi bu iki perdeye belirli bir mesafeden bakıldığında, iki perdenin sahip olduğu örgü desenini çok daha büyük bir şekilde görebiliyoruz. desenlerin görüntüleri öyle bir şekilde k
kareler halinde örülmüş bir tül perde düşünelim. bu perdenin önüne kendisiyle aynı desene sahip bir perde daha çekelim. şimdi bu iki perdeye belirli bir mesafeden bakıldığında, iki perdenin sahip olduğu örgü desenini çok daha büyük bir şekilde görebiliyoruz. desenlerin görüntüleri öyle bir şekilde kesişiyor ki, ışık ve gölgeler perdenin yapısına benzer başka bir şekil oluşturuyorlar.

halen tarif edemediğimi hissediyorum ama bu fenomeni gözüyle gören elbet vardır.

bu olay bir tutarlılık sergiliyorsa, bu esasa göre çalışan bir teleskop yapsak, aynı düzende dizilmiş ama aralarında mesafe farkı olan galaksi kümelerinin birbiriyle kesişimlerini kullanarak çift perdede olduğu gibi dizilim örüntüsünü yakalama şansımız olsa, ben de bilim dünyasına adımı yazdırsam güzel olmaz mı?
0
vulpius
(06.03.08)
zekice bir düşünce ama arka arkaya duran iki galaksiyi aynı anda görmek çoğu zaman olanaksız gibime geliyor, kütle çekim hadiselerinden dolayı. arkadaki galaksinin ışığı buraya gelene kadar yolun üzerindeki büyük kütleli cisimlerin saptırmasına uğrar, ayrıca önündeki galaksinin muhteviyatı, kütlesinin de buna etkisi olacaktır vs. vs. bir yerlerde okumuştum da linkini bulursam koyarım buraya.

ayrıca arkadaki galaksinin öndeki üzerinde oluşturduğu izdüşümün görüntüsünü yakalamak bilime nasıl bir katkı sağlayacak anlamadım pek :)
0
lepidodendron
(07.03.08)
aslında tek bir galaksiyi görmek için değil, galaksilerin biraraya gelerek oluşturdukları kümelenmenin düzenini anlayabilmek için öneriyorum bu yöntemi.

lepidodendron, dediğiniz gibi, kütlenin ışık ışınlarının düzlüğünü bozması nedeniyle istediğimiz resim bozulacaktır. Ama belki de düşük mertebede olacaktır bu etki, bilemiyorum.

aynı mantık yakını görmekte de kullanılabilir. kristal yapısı aynı olan iki katman ard arda getirilerek kristal düzeni hakkında fikir edinilebilir belki de.
0
🌸vulpius
(07.03.08)
Bu fenomene "aliasing", bu fenomen sonucu görülen ve örgü deseninin büyümüş hali olarak tarif ettiğiniz görüntüye de "moire deseni" adı verilir. bir gişirim olayıdır, cisimleri büyütmez dolayısıyla da teleskop yapmakta kullanılamaz ama wikipedia'ya göre gergi ölçmek için kullanılıyormuş.

en.wikipedia.org
0
sirius
(11.03.08)
(5)

''birini gerçekten tanımak istiyorsanız...

cantstandya
''birini gerçekten tanımak istiyorsanız , onu biraz sinirlendirin.'' bir entry'nin içinde bu sözü okumuştum ekşisozluk'te. ama şimdi kim tarafından soylendıgını hatırlayamadım.Bilen birileri var mı ?
''birini gerçekten tanımak istiyorsanız , onu biraz sinirlendirin.'' bir entry'nin içinde bu sözü okumuştum ekşisozluk'te. ama şimdi kim tarafından soylendıgını hatırlayamadım.

Bilen birileri var mı ?
0
cantstandya
(10.02.08)
"sozluk yazarlarindan aforizmalar" basligi icerisinde kelime aratip denediniz mi.
ben denedim habire ve hata verip duruyor.
sanki o basliktaymis gibi geldi.
0
la traviata
(10.02.08)
matrix'te kahinin yanında takılan lavuk bunu benzer bir şeyler söylüyordu. "birini gerçekten tanımak istiyorsan onunla savaşmalısın/düşman olmalısın" gibi bir şeydi.
0
colg fusion
(10.02.08)
#2862507 sanırım aradığın bu.
0
SoLfej
(10.02.08)
evet budur solfej ... :)
ama net bilgi değilmiş.ben de mevlana diye hatırlamıştım.
0
🌸cantstandya
(10.02.08)
bu özel durum için cevap bulunmuş gerçi, yine de bu tip problemlerin genel çözümü için şöyle bir yöntem önerebilirim:

1. google'da kendinize özel bir arama motoru yapabilirsiniz. ben kendime şöyle bişey yaptım misal:
www.google.com

bu motorda "tanımak, sinirlendirin" aramasının ardından sonuç alınamayınca "tanımak, kızdırın"ı da deneyip aradığınız başlığı yakalıyorsunuz.

2. bulunan başlığa gidip, sağ üstteki "başlık içinde ara" kutusuna "kızdırın" yazıyorsunuz. aradığınız entry işaretli olarak karşınıza çıkıyor.

bu kadar... daha önce yazılmış olan bir şeyin nerede kimin tarafından yazıldığını hatırlamıyorsanız google'ın belirli bir site içinde arama özellikleri çok işe yarıyor.(bkz: google custom search engine)
0
vulpius
(11.02.08)
(7)

baloncuk, köpük vs

arwear
köpükler vs neden küp, prizma neyin değil de hep küre şeklindedir? bu bilgi hayatımı büyük ölçüde değiştirecek..
köpükler vs neden küp, prizma neyin değil de hep küre şeklindedir? bu bilgi hayatımı büyük ölçüde değiştirecek..
0
arwear
(03.01.08)
basınç.
hava basıncı tüm yüzeylere eşit olarak uygulanır. bütün yüzeylere eşit basınç da ancak küre formda mümkün olur.
0
godless frog
(03.01.08)
çok basit hava dışarıya doğru eşit basınç yaptığından.
0
thefirstfbli
(03.01.08)
yuzey gerilimi ile de ilgili olabilir saniyorum.
0
ainothia
(03.01.08)
eğer havada uçan serbest bir köpükse, kendi ağırlığının dağılımını falan ihmal edersek küre olur. Bunun sebebi, içinde kalan havanın basıncının, köpüğün içsel çekme gerilmeleri ile dengede olmasıdır, ki bu denge de en küçük enerjini prensibine göre küre formunda sağlanır.

Ancak, köpük serbest değilse, (örneğin dikdörtgen formlu bir tel çerçeveye üflediğiniz anda oluşan köpük henüz çerçeveden kopmamış halde iken) köpüğün formu küre formunda değildir, tamamen sınır şartlarına bağlı olarak bir dağılım gerçekleştirir.

Bu dağılım, -ilginç bir şekilde- inşaat mühendisliği'nde kullanılır. Simetrik olmayan elemanların burulma etkileri altında enkesit içinde oluşan kayma gerilmelerinin dağılımı, tam da bu enkesite oturan bir köpüğün formu ile birebir ilişkilidir. Bu ilişkiye mambran analojisi deniyor. Yani bir kesitteki kayma gerilmelerinin dağılımını merak ediyorsanız, üzerine bir köpük oturtmanız yeterli.

en.wikipedia.org
0
vulpius
(03.01.08)
bir cismin yüzey/hacim oranı ancak küre şeklinde en yüksek oluyor diye biliyorum. bu yüzden köpük - atmosfer gibi iç ve dış hava basınçlarının eşit olduğu sistemlerde esnek olan cismimiz, havanın akışkanlığının(bunun sonucunda sistemin her noktasında eşit dağılabilmesinin) da katkısıyla doğrudan bu şekli alıyor.
0
jangara
(03.01.08)
ayrıca hepimizin gözlemlediği üzere, bir tek köpük değil de bir "köpük grubu" sıkışmışsa bir hacme, kendi aralarında gayet de kübe yakın dik köşeler oluşturabiliyorlar.

Tüm bu haller için genel prensip, toplam potansiyel enerjinin minimum değeri sağladığı forma ulaşılmasıdır.
0
vulpius
(03.01.08)
ermanen
(03.01.08)
(6)

4 Müzik Terimi

boshi
1- Hani bir enstruman/vokal diger enstruman/vokalden senkronize olarak ayni kismi transpoze olarak icra eder ya arkadan, polifoni olur. Onun ozel bir ismi vardi, neydi? Ercan Saatci "tiers" gibi bir seyler diyordu, dogru mu hatirliyorum (evet, Ercan Saatci)? 2- Uc sarkinin birinde kullanilan "nakara
1- Hani bir enstruman/vokal diger enstruman/vokalden senkronize olarak ayni kismi transpoze olarak icra eder ya arkadan, polifoni olur. Onun ozel bir ismi vardi, neydi? Ercan Saatci "tiers" gibi bir seyler diyordu, dogru mu hatirliyorum (evet, Ercan Saatci)?

2- Uc sarkinin birinde kullanilan "nakarati 2-3 kez soyle, dorduncu seferde tum sazlar dursun, senin sesin telefondan gelir gibi mono-kirli bir ses olarak bir kez daha soylesin nakarati, sonra tum sazlar coskuyla tekrar girsin, 1-2 kere daha nakarat soylendikten sonra sarki bitsin," olayindaki o telefon sesi efektinin ozel bir adi var mi?

3- The Cardigans'ın Erase&Rewind'ında ve Do You Believe'inde de bulunan ve cok feci "buzzzzz" yapan o catalli catalli distort edilmis gitar (ya da her neyse) sesinin/ya da efektinin ozel bir adi var mi?

4- Kazim Koyuncu'nun Hayde'sinin 2:27'sinde fill-in olarak kullanilan ve ust frekanslari tamamen traslanmis, cok tok ve cok derinlerden, denizin dibinden geliyormus gibi isitilen o perkusyon efektinin ozel bir adi var mi?
0
boshi
(03.01.08)
1- (bkz: çift ses) deniyor bildiğim kadarıyla ama daha bilimsel bir adı ver mıdır bilmiyorum.

2- bunun özel bir adı yok galiba.

3- "buzzzzz" yapan demişin, çok yaklaşmışın. sanırım o efektin adı fuzz.

4- şarkıyı dinleyemedim. tahmin yürüterek tom olabileceğini düşünüyorum.
0
kibritsuyu
(03.01.08)
1. soru için: (bkz: kontrpuan) ?
0
vulpius
(03.01.08)
1. aynı melodik kalıbın farklı enstrümanlarla, aynı an'da çalınması olayından bahsediyorsan buna heterofoni (heterophony) deniliyor. polifoniyle yakından uzaktan ilgisi olmayan bi'şey. polifoni yerine, kompleks bi' monofoni demek daha doğru bunun için; ama heterofoni müzik biliminde tam karşılığıdır.


diğer şıklara dair bi' bilgim yok.
0
diabolus in musica
(03.01.08)
valla kontrpuan tanımını doğru anladıysam ondan bahsetmiyorum sanırım çünkü tamemen farklı melodileri üst üste bindirme olduğu yazıyor kontrpuan için. benim bahsettiğim iki melodi (notalar bütünü) rölatif olarak aynı, nasıl desem: 1. vokal do(1)-re(2)-mi(3) diyorsa 2. vokal arkadan mi(3)-fa(4)-sol(5) diyor senkronize olarak. eşlenik gibi, tamamlayıcı gibi. tamam, şöyle anlatayım: ibrahim tatlıses'in geri vokallerini düşünün; aynı notadan söylemezler, transpoze söylerler adama eşlik ederken. kontrpuan mı oluyor?

bu arada 3'un cevabi fuzz galiba :). 4'un tom olduğundan şüpheliyim ama, daha spesifik bi ismi olabilir.
0
🌸boshi
(03.01.08)
evet evet, "heterofoni" olmalı ya! tesekkurler.
0
🌸boshi
(03.01.08)
4- dinledim şarkıyı. kesinlikle tom değil.
0
kibritsuyu
(04.01.08)
(4)

excel

lejant
merhaba PROBLEM:efendim yaptığım bir analiz sonrası elde ettiğim parabolik bir eğrinin verilerini, matematiksel platform da bir anlam kazanması için xls dosyasında x-y değerlerine çevir dediğimde, datalarımın tamamını özdeş basamağa sahip sayılara çevirmesi gerekirken, bazı verilerimi milyonlar mert
merhaba

PROBLEM:
efendim yaptığım bir analiz sonrası elde ettiğim parabolik bir eğrinin verilerini, matematiksel platform da bir anlam kazanması için xls dosyasında x-y değerlerine çevir dediğimde, datalarımın tamamını özdeş basamağa sahip sayılara çevirmesi gerekirken, bazı verilerimi milyonlar mertebesindeki sayılara dönüşüyor, bazı verilerim ise olması gereken ondalık sayı değerinde kalıyor.

hal böyle olunca programın çizdirdiği eğriyi, dengesiz küçüklü büyüklü sayılar ele geçince bende excel de çizdiremiyorum!!

sordurdum bazı programlar böyle değişik işler yapıyorlarmış.

elimdeki veriler [4x1000] lik bir matris oluşturuyor.

bu büyük sayılar kolonlarda gelişi güzel dağıldığından tek tek elle değiştirmek aşırı uzun zaman gerektiriyor.

SORU:
1-Excel de bu büyük sayıları (çoğunluğu milyon mertebesinde, bazıları yüzbinler mertebesinde) olması gereken ondalık sayı değerine çok uğraşmadan seri hareketlerle nasıl indirebilirim?

2-Benim problemime benzer şekilde dönüştürme sorunu yaşayanlar var mı?
0
lejant
(02.01.08)
anladığım kadarıyla, programa datayı başka bir programın çıktısından copy-paste ile aktarıyorsunuz.

Öncelikle, yapıştırma işleminden önce tüm hücreler seçilerek (ctrl+a), sağ tuşla "hücreleri biçimlendir" seçeneğinden "sayı" sekmesindeki "kategori" durumunu "genel"den "sayı"ya çevirmek faydalı oluyor. Çünkü excel bazen akıllılık etmek adına veriyi tarih gibi formatlarda algılayıp saçmalayabiliyor.

Bir diğer önemli nokta da, ham verinizin hangi sayı biçiminde olduğu. Bilgisayarınızda sayılar için nokta mı, virgül mü kullanıyorsunuz, buna göre veri anlamlı veya anlamsız oluyor. Excel, bilgisayarınızın ayarını esas alarak sayıları biçimlendiriyor. Eğer virgül ise, 1/10 sayısını 0,1 olarak, nokta ise 0.1 olarak algılıyor. Sizin örneğinizde dış veri ile bilgisayar arasında bu uyumsuzluk var gibi. Eğer durum bu ise bilgisayarın sayı biçimini değiştirmek gerekebilir.
0
vulpius
(02.01.08)
copy+paste yapmıyorum direk "import to xls" diye çok güzide bir seçenek var.
yazılım ile bilgisayarın arasında bir sorun var ya da ben çok salakça bir hata yapıyorum diyecem ama o zaman yanlış yapsam bile kendi içinde doğru bir mantık olması lazım, tüm sayıların büyük olması durumu gibi halbuki gelişigüzel dalgalanma söz konusu sayılarda...

şu büyük sayıların hepsini bir yere toplayıp, tek kalemde 10^6 ya küt diye bölecek bir durum olsa çok güzel olacak. var mıdır bilmiyorum? yardım diliyorum??
elle yapmam imkansız [4x1000] lik bir şablon var.
0
🌸lejant
(02.01.08)
selam. benim başıma benzer bişey gelmişti belki işine yarar. dış veri al yaparken import ettiğin kolonu number değil text olarak tanımla. sonra sheet üzerinde düzeltme imkanın daha rahat oluyor. örneğin noktaları replace all ile vigüle çevirebiliyorsun. o zaman rakamlara dokunmuyor excel.
0
tan vakti
(02.01.08)
@ galadnikov
verilen makro tüm şablon için geçerli olmadı. fakat belli bir yerde kümeleşmiş büyük sayıları seçip "çalıştır" dediğim de makroyu küt diye 10^6 ya böldü.

biraz daha geliştirilmesi gerekiyor bu formülün, kısmi olarak çözüm getirdi ama.

@ tan vakti
import ettiğim panelde öyle bir özellik var mı diye kontrol edeceğim.

herkese teşekkürler
0
🌸lejant
(03.01.08)
(9)

dipsiz kuyu

reeper redeemer
tee yıllardır aklıma takılmış bir soru bu.. öncelikle mantığınızı bir kenara bırakıp öne süreceğim varsayımları gerçek kabul etmenizi istiyorum. varsayalım ki, dünyanın bir yerinde bir kuyu var, bu kuyu o kadar derin ki dünyanın merkezinden geçip, dünyanın diğer ucuna açılıyor.ayrıca şunu da varsaya
tee yıllardır aklıma takılmış bir soru bu.. öncelikle mantığınızı bir kenara bırakıp öne süreceğim varsayımları gerçek kabul etmenizi istiyorum.

varsayalım ki, dünyanın bir yerinde bir kuyu var, bu kuyu o kadar derin ki dünyanın merkezinden geçip, dünyanın diğer ucuna açılıyor.
ayrıca şunu da varsayalım ki dünyanın merkezi sıcak değil, yani merkeze giden kişi yanmıyor..

şimdi bu varsayımlar sonrasında sorum şu, bir insanı veya bir cismi bu kuyudan atsak nasıl bir yol izler? nereye düşer? sanırım olay potansiyel ve kinetik enerji kavramlarında bitiyor değil mi?

(yıllardır kafama takıldığı için boş durmadım benim de bir tahminim var ama sizlerin cevaplarını etkilememek için şimdilik açıklamayacağımkendi fikrimi)
0
reeper redeemer
(23.12.07)
cok eskiden bilim teknikde okumumustum. bir tas atilirsa merkeze kadar yercekimi etkisi ile hızlanır ve merkezi gectikten sonra hızı dusmeye baslarmıs diger taraftaki delige geldiginde de hızı 0 olur ve tekrar diger tarafa dogru dusermis bu ilk girilen tarafta da aynı sekilde olurmus ama devam ederse ne olur onu hatırlamıyorum iste
0
skipper
(23.12.07)
çekim gücü merkez noktasında yoğunlaşıyorsa ortada bir yerde takılıp kalacak sonuçta gibi geliyor bana.
0
can see
(23.12.07)
Eğer sürtünmeyi ihmal edersek, bu kuyudan düşen cisim sonsuz bir salınım yapar. Hatırladığım kadarıyla, küçük açılı sarkaçların veya ideal kütle-yay sistemlerinin davranışı gibi, sinüs fonksiyonuyla tarif edilebilecek sonsuz bir seri halinde hız ve ivme davranışı sergiler. Yani, dünyanın merkezine yaklaştıkça hızlanan cisim, merkezden uzaklaştıkça yavaşlar ve dünyanın diğer tarafında eski durumuna gelir: cisim kuyuya hangi mesafeden, hangi hızla bırakıldıysa, dünyanın diğer tarafında aynı mesafede aynı hızla çıkar.

Bir büyük hayal olarak, hiç bir yakıt harcamadan dünyanın içinden seyahatle karşı tarafa ulaşma projeleri bile üretilmiş.

Ayrıca, ille merkezden geçmesine de gerek yok. Örneğin Ankara'dan Seul'e giden eğik bir kuyuda raylar üzerinde giden bir vagon da hiç bir dış kuvvet verilmesine gerek kalmadan iki şehir arasında salınım yapabilir. (Sürtünmenin sıfır olduğu teorik durumda)

Sürtünme varsa, ve harici bir enerji kaynağı ile hareket ettirilmiyorsa, giderek daha az mesafe katederek dünyanın merkezinde durur. (Bu arada, dünyanın merkez noktasında yerçekimi yoktur.)

edit: dünyanın merkezinde durmak zorunda değil, başka bir noktada da kalabilir.
0
vulpius
(23.12.07)
Son cevabı tamamen onaylıyorum ve birkaç noktanın altını çizmek istiyorum.

Dünyanın içine girdikçe yerçekimi azalır. Dünyanın merkezine giderken yarı yolda, yerçekimi 8'de birine iner. En merkezde 0'dır. Uzaya çıktıkça da yerçekimi azalır. Bir kürenin yer çekimi en kuvvetli olarak yüzeyde hissedilir, içeride veya dışarıda azalır.

Kuyunun bu ucundan bırakılan cisim merkeze kadar, azalan bir ivme ile hızlanır. Merkezi geçtikten sonra yavaşlamaya başlar, diğer uçtan çıkana kadar yavaşlar. Diğer uca geldiğinde ise durur, ve geri düşmeye başlar. Aynı olay tekrarlanır, ve ilk çıktığı yere geri döner. Bir daha düşmeye başlar. Sonsuz defa salınım yapar.

Tabii gerçekte, aradaki hava sürtünmesini göz önünde bulundurursak, bırakılan cisim öteki uçta yüzeye kadar çıkamaz, yarı yolda bir yerde durur, geri düşmeye başlar. Bu hareketinde merkeze daha yakında bir yerde durur ve düşmeye başlar. Birkaç (yüz) salınımdan sonra merkeze yakın bir yerde durur rahata erer.
0
harzem
(24.12.07)
son cevaplar doğru.

sürtünme olursa, yani kuyunun havayla dolu olduğunu söylersek, sönümlü harmonik hareket yapar ve sürecin sonunda merkezde durur.
0
paranormal
(24.12.07)
bu soruyu ben de sınıfa sormustum. merkez kuvvetindeki yogunluktan dolayi ortada takilir diye dusunuldu.. dunyanin kendi etrafi ve gunesin etrafindaki donuslerinin buna verecegi etkide var. surtunme olmaz ise salinimda kalir diye dusunuyorum.
0
bendegonderdim
(24.12.07)
ben de öyle düşünmüştüm (havasız ortamda sonsuz salınım; havanın sürtünmesi neticesinde merkezde sonlanan salınım) fakat harzemin cevabı kafamda bir soru işaretine neden oldu, o da düşen cismin merkeze yaklaştıkça azalan ivmeyle hızlanması.. gerçi aksini de ispat edemedim kendime ama
0
🌸reeper redeemer
(24.12.07)
merkeze kadar azalan ivmeyle devam eder merkezde durup bir salınım yapmaya başlar soora o da durur idi bunun yanıtı merkezi geçmez yani karşı tarafa doğru
0
pascha d
(24.12.07)
İlginizi çekerse, ki çeksin lütfen yaklaşık 1 saat aradım bulabilmek için teorinin adını, şuraya bakabilirsiniz;

(bkz: hollow theory)

tabi bunu zaten biliyorsanız yandı benim bir saat.
0
colonizer
(24.12.07)
(6)

ipod video converter

poison
şimdi efem.. bir adet ipod video'ya, bildiğimiz heroes idi greys idi dizi atmak içün.. bir takım converter prooramlar var anladığım kadarıyla. bunlardan imtoo'yu indirdim lakin trial mrial üzdü beni.open source'u yok mudur bunların? nerden bulurum? püff.
şimdi efem.. bir adet ipod video'ya, bildiğimiz heroes idi greys idi dizi atmak içün.. bir takım converter prooramlar var anladığım kadarıyla.
bunlardan imtoo'yu indirdim lakin trial mrial üzdü beni.
open source'u yok mudur bunların? nerden bulurum? püff.
0
poison
(18.12.07)
iSquint var ama Mac için.
0
arche
(18.12.07)
super var bedava.
0
chavezding
(18.12.07)
adı direk "ipod video converter" olan bir program var bende. gayet leziz çalışmak da. ama super'i de tavsiye ederim.
0
teritori
(18.12.07)
super derim ben de.
0
lepidodendron
(18.12.07)
vulpius
(18.12.07)
zalex
(18.12.07)
(8)

türev altında integral

only
bugün olduğum sınavın en kolay sorularından biriydi kesin.f(x)=1-int{0'dan x'e}[f(t).dt] ise f(x)= ?(x türünden)int=integralnotasyonu düzeltmeye çalıştım. her iki tarafı d/dx ile çarpıp çözeceksin diyorlardı ?
bugün olduğum sınavın en kolay sorularından biriydi kesin.

f(x)=1-int{0'dan x'e}[f(t).dt] ise f(x)= ?(x türünden)

int=integral

notasyonu düzeltmeye çalıştım. her iki tarafı d/dx ile çarpıp çözeceksin diyorlardı ?
0
only
(15.12.07)
Tam notasyonu anlamadım ama olayın içinde integralin türevi gibi bir durum varsa onun sonucu sıfırdır (belirli integralin sonucu = sabit sayı, sabitin türevi 0). 1995 ÖYS'nin güzide bir sorusudur hatta yanlış hatırlamıyorsam.

edit: notasyon düzeltildikten sonra anlamsız oldu bu yorum tabi :)
0
sui
(15.12.07)
integralin sınırları sayı değil de değişken ise sonuç sıfır olmak zorunda değildir.

ifadede türevin nerede olduğunu anlayamadığım için çözmedim ama şimdilik şu bilgiyi vereyim:
en.wikipedia.org
0
vulpius
(15.12.07)
f(t) yerine t olmasın o sadece?
0
paranormal
(15.12.07)
hayır, integralden sonrası kesin doğru, eksik değil yani.
0
🌸only
(15.12.07)
şöyle bir çözüm yaptım ama kontrol etmedim:
F(u)=int{f(u)du} olsun.
soru şu hale dönüşür:
f(x)=1-[F(x)-F(0)]

iki tarafı da d/dx'e alırsak:
d(f(x))/dx = d/dx*[1-F(x)+F(0)]
f'(x) = 0-f(x)+0

f'(x) = -f(x) : yani; türevi, kendisinin (-1) katı olan fonksiyonu arıyoruz. Bu noktadan sonrası diferansiyel denklem çözümüne giriyor ama şimdilik uzatmayayım:

Bu fonksiyon da e^(-x)'dir.

edit: adi diferansiyel denklemin çözümüne girmemiştim. Aynen şu mantıkla çözülüyor:

en.wikipedia.org
ilk örneğe bakınız.

Bu durumda çözüm sadece e^(-x) değil, A=sabit sayı olmak üzere f(x)=A.e^(-x) olur. (genel çözüm)
0
vulpius
(15.12.07)
teşekkürler cevap için. güzel bir soruymuş.
0
🌸only
(15.12.07)
galadniov; A sabit sayı ve çarpan durumunda olduğu için türevi etkilemiyor ve çarpanlık halini koruyor. Tıpkı 3x²'nin türevinin 3*(2x), 5x²'nin türevinin ise 5*(2x) olması gibi.

Açık olarak yazarsak:
f(x)=A*e^(-x)
f'(x)=A*[(-x)'*e^(-x)*ln(e)]
f'(x)=A*[(-1)*e^(-x)*1]
f'(x)=-A*e^(-x) ; o halde
f'(x)=-f(x) : doğru.
0
vulpius
(16.12.07)
galadnikov, çözümün aynen doğru, sabit konusundaki hatamı tespit ettiğin için teşekkürler.

Düştüğüm hata şudur: sorunun kendisini unutup, çözümde ara aşamada ulaştığım, "türevi kendisinin (-1) katına eşit olan fonksiyon"a genelleştirmek. Olumlu bir örnek olarak burada kalsın.
0
vulpius
(16.12.07)
(9)

online moderatör

vulpius
Moderatörlerden hangisinin online olduğunu görme şansımız var mı? Önceden görülebiliyormuş sanırsam.
Moderatörlerden hangisinin online olduğunu görme şansımız var mı? Önceden görülebiliyormuş sanırsam.
0
vulpius
(15.12.07)
artık görülemiyor evet
0
kimi raikkonen
(15.12.07)
Modlog'tan son işlemlere bakarak v.s. belki bi fikir edinebilirsiniz.
0
colonizer
(15.12.07)
gorulemiyorsa bile, belki hepsinin son girdigi entry'nin dakikasina bakilip su an online olup olmadigi tahmin edilebilir.
tam türk isi oldu bu gerci.
0
la traviata
(15.12.07)
colonizer; teşekkürler, ancak modlog'da en yakın 1 gün önceki moderasyonu görebiliyorum. yani modlog'u her açtığımda "günün moderasyonu" bölümü boş geliyor, "önceki gün" ve daha önceki zamanlar ise görülebiliyor (ya da modlog'u yanlış okuyor olabilirim).
0
🌸vulpius
(15.12.07)
yanlıs ispik yap, ya da dogru ispik yap. cevap veren moderatore asılabilirsin ya da sana kalmıs o kısmı.
0
bryan fury
(16.12.07)
moderatörleri badi liste ekleyin. badi entrylerini getir deyince en son entrye bakın.
0
arwear
(16.12.07)
vardiya teorisi de biraz bilimkurgu olmuş, ama şansa tutturmak mümkün. saat dilimlerine göre belli bi moderatörün ortada olup olmama olasılığı değişiyor işte. bazen de uykusu kaçar sabahın dördünde kalkar girer.
0
gerrain
(16.12.07)
Aslında en güzeli bu soruya cevap veren moderatörleri yakalamak :)

Şaka bir yana, online görünmek istemediklerine göre, ayak izlerini takip etmek de pek hoş değil kanımca. Benimki de soru işte, "nöbetçi moderatör kim?" der gibi...
0
🌸vulpius
(16.12.07)
yok ya, benim de moderatörlük işim olsa yakalamaya, ipliğini pazara çıkarmaya, online olma patternını çözüp bırakmaya çalışırdım. eskiden ortadaydı herkes rahattı yazarlar için, şimdi moderatörler için rahat.
0
gerrain
(17.12.07)
(5)

Bilim Teknik ve Piramitlerdeki Gizemler (aldatmacası)

vulpius
Eski bilim teknik sayılarından birinde (70'lerin sonları veya 80'lerin başları) piramit şeklinin kendine has metafizik özellikleri falan olduğuna dair bir yazı vardı. Yok içine traş bıçağı koyuyorsun da jilet iyice keskinleşiyor, yok suyun mikrobu kalmıyor, yok elbiseler cillop gibi oluyor, bunun gi
Eski bilim teknik sayılarından birinde (70'lerin sonları veya 80'lerin başları) piramit şeklinin kendine has metafizik özellikleri falan olduğuna dair bir yazı vardı. Yok içine traş bıçağı koyuyorsun da jilet iyice keskinleşiyor, yok suyun mikrobu kalmıyor, yok elbiseler cillop gibi oluyor, bunun gibi saçma sapan şeylerdi.
bilim ve teknik dergisinde böyle atmasyon bir yazı nasıl çıkmıştı şimdi inanamıyorum. Bu sayıyı hatırlayan var mıdır?
bilim teknik dvd'sinin içinde bulamadığımı şimdiden söyleyeyim.
0
vulpius
(08.12.07)
efsane avcılarında da test ettiler, youtube da vardır kesin, üşendim aramaya.
0
kimlanbu
(08.12.07)
bilim teknık degil de baska yerlerde de okudm ben bunların aynısısnı. suyun daha gec bozuldugu, pusulanın calısmadıgı, yaraların daha cabuk kapandııg vs.
0
bryan fury
(08.12.07)
www.biltek.tubitak.gov.tr

www.biltek.tubitak.gov.tr

Bilim ve Teknik bu söylenenleri yalanlıyor. Sen sadece yazıldığını veya söylendiğini hatırlıyorsun galiba. Bunları dedikten sonra da hiçbir bilimsel gerçekliğinin olmadığını söylüyor...
0
ermanen
(08.12.07)
ermanen, teşekkürler. Ama ben güncel yazıları değil, belirttiğim gibi yaklaşık 30 yıl önce bilim teknik dergisinde yayınlanan yazıları soruyorum.

bilim teknik dergisinin bir zamanlar yanlış işler yapmış olabilir. Şu anda dergi elbette reddedecektir bu iddiaları.

Bu yüzden, ellerinde bilim teknik dergisinin arşivine sahip olanlara seslenmek istiyorum.
0
🌸vulpius
(08.12.07)
vardır o tür şeyler eski dergilerde. eskiden bilim teknik in öyle övülesi gerçekçi bir durumu yoktu ki o tarz bilgilerin söylenti ya da gerçek dışı olup olmadığını kontrol etme şansı da yoktu.
0
nihilanth
(22.09.08)
(2)

Yıldız Haritası, Takımyıldızları

ermanen
Bu yıldız haritaları nasıl oluşturuluyor? Astrolojik olan değil, astronomik olanı soruyorum... Peki hiç değişmiyor mu bunlar, bu takımyıldızlardan sönen olmuyor mu hiç falan... Aydınlatın beni, yıldızlara ulaştırın...
Bu yıldız haritaları nasıl oluşturuluyor? Astrolojik olan değil, astronomik olanı soruyorum... Peki hiç değişmiyor mu bunlar, bu takımyıldızlardan sönen olmuyor mu hiç falan... Aydınlatın beni, yıldızlara ulaştırın...
0
ermanen
(26.11.07)
o yıldızlar da elbet bir gün sönecek fakat bu süre milyon yılları da bulabilir. ilk zamanlardaki astronomların bazı yıldız haritaları bugünkünden farklı olduğu biliniyor. bunlar daha teknolojik gözlemler sonucu değişmiş de olabilir bazı sönmeler yaşanmış da olabilir. ayrıca tabiki o yıldızlar ve içerisinde bulundukları sistemler de hareket ediyor fakat biz ömrü hayatımız boyunca o değişimi farkedemeyecek kadar uzakta bulunuyoruz.
0
deckard
(26.11.07)
yıldızlar çok büyük hızlarla hareket ediyor olsa bile, mesafeler o kadar büyük ki onların hareketini algılamakta çok zorlanıyoruz. Yanlış hatırlamıyorsam bilim teknik dergisinin eski sayılarından birinde, büyükada takımyıldızının tava kısmının eski mısır zamanında biraz daha yamuk gözüktüğü yazılıydı.

bu arada, dünyanın kendi ekseni etrafındaki dönüşü sebebiyle görülen, "gece ilerledikçe kutup yıldızı etrafında dönen yıldızlar" fenomeninden bahsetmiyoruz tabi ki. (bkz: baraka) belgeselindeki görüntüler bu bakımdan tam bir göz ziyafetiydi.

yıldızlardan sönenleri oluyor, bazıları büyük bir patlamayla hayatını tamamlıyor. bazı insanlar (bkz: süpernova) patlamasını gökyüzünden izleme şansına sahip olmuş. Bir yıldızın birdenbire aya yakın bir parlaklığa erişmesini izlemek nasıldı kim bilir.

yıldız haritasının nasıl oluşturulduğunun cevabını veremeyeceğim ama haritadan da eğlenceli, 3 boyutlu uzay simülatörü (bkz: celestia) programını denemenizi tavsiye ederim. bir çift yıldız sisteminin, birbirinin çevresinde dönüşünü izleyebilmek için zamanın geçme hızını milyonlarca kez hızlandırmak zorunda kaldığınızda, aramızdaki zaman farkını daha iyi görüyorsunuz.
0
vulpius
(26.11.07)
(7)

matematik yardım

reeper redeemer
6,7 ve 8'e bölündüğünde sırasıyla 1,2 ve 3 kalanlarını veren 3 basamaklı en küçük sayı nedir?nası yapıldığını anlatmanız önemle rica olunur.
6,7 ve 8'e bölündüğünde sırasıyla 1,2 ve 3 kalanlarını veren 3 basamaklı en küçük sayı nedir?

nası yapıldığını anlatmanız önemle rica olunur.
0
reeper redeemer
(13.11.07)
163tür zannedersem.

6ya bolununce 1 artiran en kucuk 3 basamakli sayi 103 idi.

103 e habire 6 ekleyip, her ekleyis sonucunu 6 - 7 ve 8 e boldum (daha dogrusu 6ya bolmedim artik, zira her 6 ekleyis sonrasi haliyle 1 sonucunu vercekti 6ya bolum) 7 ve 8 e bolumleri kontrol ettim her ekleyiste.. senin verdigin sonucu ilk "163" verdi.

tabi muhtemelen formulleri de vardir : )))

----

not : islem 6-7 dakikami aldi. oss'ye bu hizla giren ve soru cozen bir cocuk muhtemelen sinavi kaybeder.
ve babasi tokadi carpti mi sirasiyla 1,2 ve 3 yildiz doner basinda :)
0
la traviata
(13.11.07)
163 cevabını alınca çözüm yolunu buldum ben de, teşekkürler..

gözden kaçırmışım 6-1=5, 7-2=5, 8-3=5 hepsi 5 yani

çözmek için 6,7,8'in obeb mi okek mi neyse (karıştırırım hep) onu alıyosunuz 84 çıkıyo, 3 basamaklı olması için ikiyle çarpıyosunuz.. 168 sonucundan da 5 çıkartınca cevabımız 163
0
🌸reeper redeemer
(13.11.07)
bi insan össye çalışmaz da yıllar sonra alese çalışası tutarsa işte böyle madara olur bi soruya
0
🌸reeper redeemer
(13.11.07)
(6+3*7)*6+1=163
0
cashkopat
(13.11.07)
şimdi bilgisayarlara milyarlarca iterasyon yaptırma işi icat oldu, matematiğin güzelliğinden eser kalmadı zaten. daha önce de dem vurmuştum bundan, neyse şu an konumuz değil. sorunun yanıtı verilmiş zaten ama daha büyük sayılardan bahsedilseydi ve bilgisayar kullanılamadığını da düşünürsek şöyle bir mantık yeterli hızı sağlar bence:

şimdi niyetimiz 1,2,3 ü yan yana dizmek değil mi? x bir tamsayıysa (6x+1) sayısını 6 ya böldüğümüzde hep 1 kalır. 1 cepte. şimdi 2'yle 3'ü yan yana getirelim. normalde bir sayıyı 8'e böldüğümüzde 0,1,2,3,4,5,6,7 kalabilir ama (6x+1) sayısı tek olmak zorunda olduğundan 8'e bölümünden kalan anacak 1,3,5,7, olabilir. 7 bölümünden kalansa 0,1,2,3,4,5,6 gibi yedi değişik sonuç olabilir. deneyelim:

x....(6x+1)...mod6...mod7....mod8
1........ 7 ..... 1......... 0 ......... 7
2....... 13..... 1......... 6 ......... 5
3....... 19..... 1......... 5 ......... 3
4....... 25..... 1......... 4 ......... 1
5....... 31..... 1......... 3 ......... 7
6....... 37..... 1......... 2 ......... 5

gödüğünüz gibi 1 zaten cepte. mod7 0'dan geriye doğru birer birer birer tekrar ediyor ve periyor 7, mod8 7 den geriye 2'şer 2'şer gidiyor ve periyodu dört. 1,2,3 ü yan yana getireceğiz dedik. 1 zaten yerinde. ilk 2'nin yanında 5 var. mod7 ile mod8 arasında periyot farkı 3'tür. bu da 2 nin yanına bir daha ki sefere mod8 hanesinde 2'nin şu an yanında bulunandan 3 sonraki sayı gelecek demektir. 4 kerede bir tekrar ettiğinden buna kısaca 1 önceki de diyebiliriz. bu durumda 2' nin yanında şu an 5 varsa ve mod8 deki rakamlar 7,5,3,1, sırasyıla gidiyorsa 3 rakamının gelmesi için 3 tur daha (2 rakamının 3 turu)bekleyeceğiz demektir. yani 4ncü 2 yanında 3 rakamı olacak. ilk 2 6ncı satırda ve mod7 bir periyodu 7 satırda tamamlıyor. bu durumda dördüncü 2, 6+(3x7)=27nci satırda. x=27 ise (6x+1) = 163. eğer 3 haneli olmasaydı 2yle 3 ün bir dahaki yan yana gelişlerine bakacaktık.

anlatınca uzun gibi duruyor ama hesaplaması gayet kısa. üstelik rakam daha büyük olsaydı yine bu kadar kısa sürecekti.

diyelim ki bize aynı soruyu 2nci en küçük sayı diye sordular: 3, 2'nin yanına bir daha yine 4 tur sonra (2 rakamının 4 turu) gelecektir. bu da 4*7=28 satır sonra gerçekleşir. 27+28=55 55*6+1=331

edit: cevapları daha dikkatli okuyunca edit gereği duydum. tabii sizin bulduğunuz yöntem çok daha hızlı ama "5" ortaklığı olmasaydı pek işe yaramayabilirdi. anlattığım yöntem biraz daha genel-geçer. silmiyorum o yüzden, hem benim dikkatsizliğimin de kanıtı olur.
0
cashkopat
(14.11.07)
cashkopat'ın çözümü çok daha estetik ve genel, ancak standart aritmetik yöntemlerle de çözülebilirliğini göstermek adına:

A aranan sayı ve A, x, y, z doğal sayılar olmak üzere
A=(6x+1)=(7y+2)=(8z+3)..................(0)

ilk eşitlik:
(6x+1)=(7y+2), o halde x=(7y+1)/6, o halde x=y+(y+1)/6
bu durumda son terim doğal sayı olmak zorundadır:
(y+1)/6=u, o halde
y=6u-1...................................(1)

ikinci eşitlik:
(7y+2)=(8z+3), o halde y=(8z+1)/7, o halde y=z+(z+1)/7
bu durumda son terim doğal sayı olmak zorundadır:
(z+1)/7=v, o halde
z=7v-1
y=z+(z+1)/7 olduğuna göre
y=8v-1...................................(2)

(1) ve (2) birbirine eşit olduğuna göre:
y=6u-1=8v-1, o halde u/v=4/3, o halde k bir tamsayı olmak üzere
u=4k ve v=3k.............................(3)

(0)'ı (1) cinsinden ifade edersek:
A=(7y+2)=7(6u-1)+2=42u-5.................(4)

(4)'ü (3) cinsinden ifade edersek:
A=42u-5=168k-5

sonuca geldik:
k, tamsayı olduğuna göre, A'yı pozitif yapan en küçük değeri k=1'dir:
A=168*1-5
A=163
0
vulpius
(14.11.07)
Şöyle de daha basit bir şekilde yapılabilir. Aradığımız sayı 5 daha fazla olsaydı,6,7 ve 8 e tam bölünebilecekti. Dolayısıyla aradığımız sayıya A dersek, A+5 sayısı 6,7 ve 8in en küçük katı olacaktır(OKEK). 6,7 ve 8 in OKEK i 168 olduğuna göre cevap 163tür. ALES de inşalah çıkmaz ama soru şu şekilde de sorulabilir: ..bu sayının 300 ile 400 arasında olduğu bilindiğine göre, sayı kaçtır?
Böyle bir durumda da 168 i değil 168*2 olan 336 sayısını kullanmamız gerekirdi(6,7 ve 8 in 300-400 arasındaki katı).Aradığımız cevap da 336-5 den 331 olurdu.
0
indeed
(15.11.07)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.