müteahhite vermek için uygun bi zaman şu an. emlak balonu batlayınca ev yapacak müteahhit bulunamayacak büyük ihtimal. bulunsa bile arsa karşılığı vereceği daire sayısı şu ankinden az olur.

benden başka 3 kardeşim var ve eninde sonunda evlenip kiraya ya da kendi evlerinin borcuna yüklenecekler ama net olan şey bu 3 kişiden her biri senin potansiyel müşterin gelecekte.
emlak balonu vs konusunda sözlükte okuduğun hiçbir şeye inanma bence.

emlak balonunun patlaması ilk arsa sahiplerini vurur. şimdiki yüzde 40 yüzde 50ler hayal olur. ama merak etmeyin. emlak balonunun patlaması amerikadaki gibi olmaz, en kötü ihtimalle fiyatlar yüzde 10 seviyesinde düşer ve fiyat artışı durur. 500 binlik ev 250bine düşmez.

öyle büyük bir patlama olmaz gibi geliyor bana, çok acaip fiyatlandırılan deli saçması yerler hariç. herhalde öyle bir yerde bahçeniz de yoktur?
duygusal sebeplerle (eve meraklı millet olmamız), sosyal sebeplerle (genç nüfus, köyde bile evlenenin artık anne-babayla oturmayı istememesi) nasıl bu asgari ücrete rağmen iphone satışı bitmiyorsa, ev olayı da bitmez ama belki daralır belki durgunluk yaşar o da illa ki geçer.
o ev bitene kadar kim öle kim kala :) müteahhit sağlamsa verin en kötü kendiniz oturursunuz ne olacak? ben daha ev alıp/yaptırıp zarar eden görmedim.

3.200

3.500 max.

Kurumsal büyük firma = çalışanlarını sistematik bir şekilde düzen firma

O yüzden arkadaşlara katılıyorum 3.5k Max diyorum.

Sütaşta çalışan gıda mühendisi arkadaşım 4.5 k alıyor köyde mandırada peynircilik yapan sınıf arkadaşı 10k :) O yüzden para kazanacaksan küçük şirketlerde büyük işler, kariyer yapacaksan büyük şirketlerde küçük işler. 5-6k hayal bile etme.

3000 i zor görürsün.

2500-3000 bandinda.

coca-cola, turkcell gibi şirketlerse 5k net olabilme ihtimali var. türk şirketlerinde çok zor. arkadaşların dedigi gibi max 3.5 bilemedin 4.
bitirdigin universite, master vs. 2 senelik deneyimi nerede yaptigin da onemli bu maaş üzerinde.

o firmada calisan bi arkadasim vardi. Giriste 3net gibi aliyordu diye hatirliyrm belki biraz ustudur ama farkli departman. sodexo da 25veriyolar yuksek digerlerine gore yani biraz daha

1500 - 2300.

kurumsal en büyük firmalardan girişte 1750 net verenler var yahu :)

giriş üstü demişsin, net olarak en fazla 2500 diyorum. 2750ye filan çıkar belki.

naptiniz ya siz nolur ise basvurken bu rakamlari isteyip piyasayi asagi cekmeyin. 2yil iyi biyerde tecrubeli biri bence en az 4k net istemeli diye dusunuyorum ben.

nerden mezun olduğun vs öncemli evet, ama 4-5 verirler heralde. burda sorarsan 2-3 cevabı alırsın, çünkü fakir bu insanlar.

Bütçe planlamada 4 alır diye düşünüyorum.
2 yıl tecrübe çok değil ama. Bu tip durumları işveren her türlü suistimal eder kendi lehine. Yani aynı değerde bir adama 3k'dan fazla vermeyen yerler de olur.
Okulu da önemli ama.
Piyasayı tabi işverenler belirliyor, bu sadece biz çalışanlara bağlı değil. Şartlar genelde işe ihtiyacı olanın aleyhine olur.
[Bir sürü veri girer işin içine]
Ama gerçekten işinde başarılı ve tecrübeli bir adam bu anılan [3k civarı] paralara çalışmaz zaten o işte.
Her alan için geçerli bu.

şanslıysan 3ün üstü, standardı 2500-3000 arası. şanssızsan 2500 altı.

anladığım kadarıyla 2 yıl önce iibf mezunu olmuş birinden bahsediyoruz. boğaziçi mezunu değilse, ya da geride kalan 2 yılda çok önemli projelerde görev almadıysa o dediğiniz rakamları kazanması zor.

bi problem çıkmaz. normal prosedür de öyle zaten. karşılıklı ruhsat/ehliyet/sigorta/kasko bilgileri verilirse, tutanağı da her iki taraf imzalarsa sıkıntı olmaz. bir araç park halinde olduğu için duran arabanın sahibi bilgileri boş bıraksa bile olur ama siz doldurun garanti olsun. bu arada kaza anında umarım fotoğrafları çekmiştir eşiniz. bazı sigorta firmaları ödemede sıkıntı yaratabiliyor fotoğrafa göre.

120 tl mazot 550-600 km sehir ici gidiyorum.

2000 devirde ve sakin kullaniyorum.

Uzun yolda 3.5 4 lt arası, şehir içi 5 lt dizel.

100 km'de şehirlerarası 3.3 falan yakıyor düzgün kullanırsam. şehiriçi de 4.3 falan.
42 lt motorinle yaklaşık 1000-1100 km falan gidiyorum genelde şehiriçi kullanıyorum.

0,18 kuruş ortalama. Dizel polo.

Mobilde olduğum için düzenleyemiyorum bir önceki mesajı ama normal bence. Kendimden örnek vermek gerekirse 18 kr/km, 23kr/km ye kadar çıkıyor hırçın kullanımda...

100 km de 11 litre, 1.6 otomatik benzinli

4.5 lt oto klima açık

100km 11 litre, 2.0 dizel otomatik

100 km /5,5 litre agresif kullanıyorum genelde. adam gibi kullanırsam 4 lt.
1.3 mjet punto evo 75bg

4.5-6 litre arası sakin kullanım.

9-11 litre hayvani kullanım.

bmw f20 118i 170 hp

11 lt lpg+ 1.5 lt benzin :( sakin kullanım bir de. agresif kullansam neler olacak kimbilir.

Lpgde 10 litre benzinde 8.5 litre civarı yakıyorum.bu konuda fiyat değil litre yazılmalı çünkü bazı yerlerde LPG 1.90 (konya),bazı yerlerde LPG 2.45(Gaziantep).bu durumda epey fark oluşuyor.şunu söylemeliyim ekonomik Sürüş yapıyorum.gazlayınca 10 lt anında 12 litrelere çıkabiliyor.araç 1.6 astra h.arabayı satıp Sıfır alma Düşünceleri vardı ama yok oldu o heves.benzini mazotu yakında 6-7 tl yapacaklar gibi.

5.7lt/100km, 1.6 dizel manuel, ne sehir ici ne sehir disi, pek dur kalklik bi durum olmuyor genelde yolda bazi donusleri yavaslamaktan baska.

bitanesi ortalama 6, öteki minimum 15 litre. ilki 1.6 benzin ikincisi 1.5 benzin ama boxer <3

Ortalama 10 lt civarı. Benzin.

10 lt net. 1.6lt 115 hp

Şehiriçinde 3.5-4 litre dizel

babamla değişmeli olarak kullandığımız iki araç var.

1.6 cgi 156 hp benzinli 9litre/100km

1.5 dci 85 hp dizel 5.5 litre/100km

genelde sakin kullanıyoruz.

1.4 90 beygir dizel 100 km/7.8 litre su an bilgisayarin gosterdigi
Cok yakiyor benimki dusuremedim :(

herkes evdeyken 100 liramı düşürdüm evde gören oldu mu sıkışığım gibisinden konuş

çok hassas konu. birini aşırı derecede istemeden incitebilirsin.

ben olsaydım. başımın gözümün sadakası olsun der unuturdum. eğer %100 eminsen paraya ihtiyacı olan birine vermişsin gibi düşün. öğrenci için büyük para evet. ama kimse 100 tl ile batmaz. zengin de olmaz. varsa bir ayıp sen onu örten ol.

sonrası için öneri: paranı banka kartına yatır. okulun verdiği bir banka kartı vardır mutlaka.

bu olayı fazla dillendirmeden; aynı yere ve odanızın rastgele bir yerine 10-20 lira bırakın. sonra olacakları hep birlikte seyredelim. Ayrıca İzmir'desiniz sanırım. kahveden adamları toplar gelirim istersen.

daha önce benim de böyle birşey başıma gelmişti.
ve parayı harcadığımı hatırladım.

aradan zaman geçsin bence

cevaplarınız için teşekkürler. sanırım en iyi çözüm şüphelenmemek. elimde herhangi bi delil de yok malum. günahını almamak lazım. bi hafta makarna tüketerek kimsenin de kalbini kırmadan, suçlamadan bu sorunun üstesinden pek ala gelinebilir :) sağlık olsun.

ilk lastikleri 45-50 bin gibi degistirmiştim hiç on arka falan yapmadan, sonra 80 binde galiba ön arka yaptım yenilerine. 95 binde su an hala kullanıyorum o sekilde bir tehlikesi oldugunu sanmıyorum.

astra var bende de.

Maddi imkanınız varsa değiştirin ben öyle yapmıştım Aracın arkası geliyordu virajlarda.ne tesadüf bende de Astra var :) Aracın yol tutuşu iyi ama lastik dandik olunca araba ne yapsın.bi de 205-55-16 orjinal ebatlar tanesi 200 lira falan.epey Pahalı.

Bu arada km 190 bin.geberene kadar kullanacam heralde arabayı.

eski bir gelenek, lastikler ömrünü yitirmediği sürece (km ve yıl olarak) bir sakınca yok.

bende astra yok, bir tur bindirseniz beni ya. azcık gezelim düüt düt. :)

çapraz yapmanın bi mantığı yok, ancak ön arka değiştirmek araçların kullanım klavuzlarında da yazan bi uygulama. 4 çeker olmayan araçlarda, gücün iletildiği lastikler daha çabuk yıprandığı için, arka taraftaki nispeten yeni lastikleri bunlara takıyosun.

Eskiyen önleri arkaya takmak bu seferde arkayı Öne getirebilir.dediğim gibi maddi durumunuz el veriyorsa sıfırla değiştirin ama ben virajlara sert girmem Çokta basman derseniz ön arka Değişimi sizi bir yaz mevsimi daha kurtarabilir.

ön arka da yapın, çapraz da yapın, bu ikisini de lastikler kullanım ömrünün yarısına geldiğinde yapın. çapraz yapmanın sebebi genelde arabayla sağ tarafa yanaştığınızdan sağ lastikler sürtünüyor kaldırıma falan. sürekli aynı tarafın sürtünmesi sağlıklı değil.. acemi şoför değilim, hiç sürtmüyorum derseniz çok gerekmez ama sık sık lastiği sürtüyorsanız çapraz değişim de yapın.

Bu soruya cesario cevap versin:)

sen hep 5 dolarlik kiyma aldigin icin seni etkilemez.

Yatay bir seyir olur. 1 mayıs tan itibaren yönü değişir.

haahha. ingilterede yasayan super guzel kiz rolu nasil gidiyor dusunuyorum oyleyse vurun. bi psikiyatriste gorun istersen, kisilik bozuklugu pek yabana atilacak bir hastalik degildir.

faiz arttırımı 2015 yazı yada 2016'da meydana gelecek. Dolar düşmez kolay kolay artık.

seçime kadar yükselir.

Seçime dek 2.90 olur diyorum ben varımı yoğumu dolara Bastım.

Seçim önemli iktidar istediği oyu alırsa biraz düşer ama yine de çıkış trendi devam edecek gibi

yıl sonu tahminim 2,50-2,65 arası

hazirana kadar yatay seyreder, seçimlerden akp galip çıkınca biraz aşağı yönlü seyreder ardından fed'in faiz artırımı gelince tekrar yükselişe geçer. yıl sonunda 2.70'den daha az olmaz. 3'den de fazla olmaz diye umuyorum.

Ezik olmamiz.

çünkü kendisi de soykırım yaptığı için başkalarına bir şey diyemiyor.
(bkz: ermeni soykırımı)
(bkz: pontus soykırımı)
(bkz: asuri soykırımı)

Sorum da bu zaten gayfe. Almanya nasil diyebiliyo peki?, fransa nasil diyo?

Almanya zaten kabul ediyor soykirim yaptigini. Daha ne diyeceksin adama ?

"herkes eşittir ama bazıları daha eşittir"

Fransa'da elitler ve hatta devlet yaptigi bircok soykirimi kabul ediyor(vendee, cezayir aklima gelen ornekler).

Avrupa'nin turkiye'den farki, akademik kitlenin bu soykirimlarin oldugunu butun gucuyle savunmasi. Devletlerin hepsi katildir, onlara isledikleri cinayetleri kabul ettirmek zordur. Sosyal bilimcilerin, kendi ulkelerindeki soykirimlar hakkindaki tavirlaridir asil onemli olan.

Mesela abd'de son donemde hafif hafif gelismeye basladi, akademide bu bilinc.

Sacmalik? Turkiye'ye, Osmanli'nin soykirim yaptigindan dolayi degil, Osmanli'nin yaptigi soykirimi cocuk gibi kelime oyunlariyla gormezden geldigi icin yukleniliyor. Devlet duygusal dusunmez, ne zaman ki bu durumun, kendisine soykirimi kabul etmekten daha fazla zarar verdigini farkeder, o zaman kabul eder.

Insanlar sunu anlayamiyor, siz 100 sene once bir grup elit Osmanli subayinin yaptigi isten direkt olarak sorumlu degilsiniz. Kimse size gelip "Oo ermenileri kesmissin?" demeyecek. Ama yapilanlari yok sayip, kulak tikamak sizi suca ortak ediyor. Bunlar arsiv uyusmazliklarinin farkinda olmama ragmen, dogrular.

Almanlar konusunda ise, sen zaten istesen de onlarin "biz soykirim yaptik, cok uzgunuz, nie wieder!" demeleri kadar yuksek sesle bagiramazsin. "Oo yahudileri, cingeneleri, hererolari kesmissin?" desen "Evet biliyoruz, ilkokuldan beri ogretiliyor, hic yalanlamadik, sen?" der ve susarsin. Ermeni soykirimini kabul etmeyen ulkeler, ticari kaygilardan dolayi etmiyor (ironik bir sekilde, ISRAIL!). Son olarak, bu olaylarin politik araclar olarak gorulmesinden vazgecilmeli.

Türkiyede sırf ideoloji uğruna, vatanseverlik saçmalığı uğruna, bir kaç milyon verilecek ya da toprak parçası verilecek (keşke verilse de sanmıyorum) diye soykırım yapıldığını bile bile dogmalara sıkı sıkı sarılıp reddetme olayı var çünkü.

Biliyor var, yapılmış ama reddediyor. Sanatçısı, yazarı, akademisyeni, politikacısı.

Tayyip Dersim için özür dilemişti sanırım yanlış hatırlamıyorsam. Zor olmasa gerek özür.

Dedelerinin ninelerinin doğduğu tpraklara gelememek filan. Çok büyük acılar var.

çünkü almanya ve fransa "hayır biz yapmadık. soykırım değil tehcir yok tehcir de değil büyük felaket..." gibi kelimeler üzerinden politika yapmıyorlar.
akademik anlamda kabul etme ve bunun dünyada yankılanması aşaması geçilmiş durumda onlar şu an toplumsal anlamda ikinci üçüncü nesillerin integrasyonu üzerine yoğunlaşmış durumdalar. ha bunun uygulanışında yanlışlar vardır eşitsizlikler sürüyordur evet eleştiriye açık. fakat kabul etmeme gibi bir şey söz konusu değil en azından.

hayal meyal aklımda şöyle birşey kalmış. türkiye'den bir yetkili ermeni soykırımını ısıtıp ısıtıp gündeme getiren fransa'ya cezayir'de yaşananları hatırlatmıştı, hemen ardından cezayir'den bir yetkili türkiye bizim ilişkimize karışmamalı diye bir açıklama yapmıştı. olay aşağı yukarı böyleydi tarih de son 10 yıl içinde olması lazım.

yani fransa soykırımı zamanında iyi yapmış, devletin başında da kendi adamlarını bırakmış. bizim beceriksizler hem soykırım yapmamış, hem de yapmış gibi bir izlenim uyandırmış. avrupalı akıllı vesselam.

protector+1

Almanlar Yahudi soykırımını kabul etmişlerdir, tarihlerinde bir utanç simgesi olarak yer almıştır. Bugün Almanya'da Nazilerin simgesi olan herhangi bir simgeyi üzerinde bulundurmak, propagandasını yapmak şaka amaçlı bile olsa suçtur. Fatih Akın'a zamanında giydiği tişört üzerindeki Bush yazısının s'sinde gamalı haç amblemi var diye dava açılması gündeme gelmişti, ne oldu bilmiyorum.

Yani şunu Almanya'da yapmaya kalksalardı büyük ihtimalle çelengin demir uçları bağırsaklarını ufak ufak dürtüyor olurdu Türk ırkçılarının: news.am bunun arkasında duran zihniyet Türkiye'de çok güçlü.

Ayrıca Cezayir soykırımı sonrasında Türkiye herhangi bir tepki göstermedi, üç maymunu oynadı. Yazarını pek sevmem ama şu yazı yardımcı olacaktır konu hakkında bilgilenmek adına: arsiv.taraf.com.tr

Kimse de gelip "dönemin şartları gereği" demesin. Devlet apaçık "bana dokunmayan yılan bin yaşasın" demiş, sonra kendi pisliği ortaya çıkınca "onlar niye özür dilemiyorlar, dilesinler!!!111"e bağlamış.

Almanların Fransızların yaptığı soykırımlar inkar edilebilecek düzeyde değil, inkar edilebilecek gibi bir şey olsa zaten ederlerdi. Ki Fransa zaten çok uzun bir süre soykırım yaptığını kabul etmedi zaten; yeni yeni kabul etmeye yeni yeni özür dilemeye başladı. Hatta savaşlarda kendileri için savaşıp ölen Cezayirlilerin ailelerine son 5 sene içinde tazminat ödemeye başladı. Onun öncesinde sadece Fransızlara tazminat ödemişlerdi. Şimdi de "Madem biz bu kadar taviz verdik, diğerleri de aynı şeyi yapsınlar" deyip Türkiye'ye yüklenebiliyorlar. Bu noktada Türkiye'nin "Siz de zaten Cezayirlilere Yahudilere şöyle şöyle şeyler yaptınız" demesi saçma olur, zira adamlar zaten kabul etmişler bu durumu ve ona göre hareket ediyorlar. Kaldı ki bu noktada Yahudilerin ya da Cezayirlilerin de bir beklentileri yok. Yahudiler kendi işlerini kendileri görüyorlar, Arjantin'e Brezilya'ya gidip orada yaşayan savaş suçlularını falan buluyordu bir dönem. Cezayirliler de Fransızlardan tazminat alıyorlar durmadan. O nedenle Türkiye'nin "Siz de soykırım yaptınız ama" diye bağırması anlamsız olur gibime geliyor. Zaten böyle bir şey yapılsa soykırım yapmış olduğumuzu da kabul etmiş gibi oluruz. Ota boka bulaşmadan "Biz soykırım yapmadık" demek daha kolay oluyor.

yani buradan cikaracagimiz sonuc ne arkadaslar?

sorry diyince tamam mi her sey?

Hayir baldur2, her sey tamam degil ama onu demeden kimse sana -hakli olarak- yanasmayacak. Ne zaman bu surdurulen yalanin sorumlulugu (bak soykirimin sorumlulugu demiyorum!) kabul edilir, "Cok ayip ettik" denir, o zaman iliskiler normallesmeye baslar, ulkenin imaji duzelir + pragmatik bakarsak o "herkesin bize dusman oldugu bati dunyasi"nin elindeki onemli bir "koz" veya "kart" gitmis olur.

Turkiye once Almanlar soykirimla nasil yuzlesmis ve bu toplum bilincine nasil isletilmis baksin ondan sonra bir daha dusunursun "Neden biz onlara soykirim yaptiniz diye bagirmiyoruz?" diye.

e almanya zaten bunu inkar etmiyor ki, hukuki sonucuna da katlandı, ikinci dünya savaşından sonra, deve yüküyle tazminat ödedi, ödemeye devam ediyor.

bence bu iş buradakilerin dediği gibi kolay değil. eğer sizin dediğiniz gibi türkiye soykırımı kabul etse ailelere tazminat verse de kapanmaz. madem bu kadar basit kaç yıllık mevzuyu niye kapatmıyor devletin başındakiler. sizin düşündüğünüzü düşünemiyorlar mı?

Soykirim soykirimdir. Baskalarinin soykirim yapmis olmasi Turkiye'de olanlari degistirmez. X sebebiyle de olsa Y sebebiyle de olsa o insanlarin telef oldugu bir gercek. Evet o donem Turkler de katledildi. Ama bu Ermeniler'in suruldugu gercegini degistirmiyor.
Sahsi dusuncem bunun kabul edilmemesinin tek sebebinin odenilecek tazminat oldugu yonunde.

Tazminat dediğimiz şey para değil, o en basiti zaten. Asıl tazminat toprak vermek. Ben özür dileyip toprak verecek birini göremiyorum şu an. Almanlarla Fransızların toprak verme gibi bir durumu yoktu Türkiye'den farklı olarak.

buradaki asıl mevzu ''tehcir'' kavramı.

türk tezi, ''tehcir'' yasal bir uygulamadır, bu yasal uygulama yapılırken, ermenilerin kusursuz bir şekilde nakli elde olmayan sebeplerle mümkün olmamıştır, kasıt olmasa da insanlar maalesef ölmüştür.

ermeniler ise tehcir'i başlı başına soykırım kastı olarak görüyor.

ya 100 yıl önce ölenler kimsenin umurunda falan değil. ermeniler, özellikle yahudi soykırı sonunda almanyadan alınan tazminatları gördüğü için bu işin peşini bırakmaz, türkiye'de özür dileriz dersek, ermeni gayrımenkülleri ve tazminatından başımızı alamayız diye asla kabul etmez.

olay tamamen politik bir mevzuya dönmüş.

E mallarina el koyulup olume gonderilen kisilerin torunlarinin tazminat istemesi normal degil mi?

normal olup olmamasının bir önemi yok ki sonuç açısından.

tazminat için uluslararası mahkemelerin ''soykırım'' kararı gerekir, şu an öyle bir yargılama filan yok, türkiye aleyhine.

muhtemelen önümüzdeki onlarca yıl boyunca, ne o tip bir karar çıkacak ne de bu konu her nisan ayında gündeme gelmekten çıkmayacak. böyle devam eder artık.

arkadaslar kendimizi kandirmayalim, komando kani var arti 1. turkiye ozur dileyince her sey bitecek mi sanki. ermenistana van, bitlis, kars, agri, mus gibi sehirleri vermeden bu is kapanmaz.

Bence 'devlet her şeyin en iyisini bilir', 'rasyonel biçimde her şeyi hesaplar' mantığını bırakmak gerekiyor önce.

Bunun yanı sıra, kabul etmenin o kadar kolay olmadığını söyleyebilirsin. Ancak reddetmenin sonuçları da vahim. İnsanlar bir makine değillerdir, bilinçdışı denen yapıya sahipler ve kararları ile etkileşimleri çerçevesinde bilinçdışını şekillendirirler. Bu bilinçdışı da gelecekte, bilinci şekillendirir. İnsanların olduğu kadar toplumların da bilinçdışları vardır.

Peki bilinçdışında bastırılan toplumsal olayların(mesela soykırımın inatçı bir reddi) tehlikesi neler? Basit örnek; 70-85 arası dönemde ağır bir işkence ve şiddetin varlığı; günümüzde zaman zaman bizi şok eden ancak alıştığımız şiddetin sıradanlaşmasına yol açmakta. Benzer biçimde soykırımın reddi, bilinçdışına sürekli 'düşman' kategorisini yollamakta. Osmanlı'nın son dönemleri ve Türkiye'nin ilk dönemlerinde gerçekleştirilen etnisite mühendislikleri; günümüz Türkiyesindeki paranoyakça korkunun, 'ontolojik ötekine' yönelik nefret nöbetlerinin, eleştirel düşünemeden devlete boyun eğmenin, hatta birey olamayıp kendini topluluğun akışına bırakmanın en önemli sebepleridir. Yani ret ve görmezden gelme; toplumun kendisini ve diğer toplumları algılamasını çarpıklaştırıyor. Etrafındaki(sokak, televizyon vb.) paranoyak ve nevrotik davranışları görmemen imkansız.

Felsefe ve edebiyat arasındaki çizgi çok incedir. Türkiye'de bu paranoyaklığı ilk görebilen oğuz atay olmuş gibi. "Korkuyu beklerken" öyküsü çok isabetli bir örnek.

Genelde olaylar psikolojik sonuçlarından bağımsız düşünülüyor. Çok büyük bir hata, çünkü olaya verilen tepki bir bastırmayı ve bir unutmayı içeriyorsa; bilinçdışından olağanca gücüyle geri dönecektir. Bu geri dönmeyi aşmak, toplumun sağlıklı bir biçimde kurulması için aşırı önem teşkil etmektedir. Yani olay ve Batı'nın yaptığı 'kuru bir özür' değil. Toplumun şeffaflaşması, nevrotikliğin iyileştirilmesi.

1.4 aracın ne onu soyleyeydin iyiydi

t joe, aracım seat ibiza, 1.4 85hp.

1.5 dizel kullandım 6 sene. 65 bg olmasına rağmen beni hiç utandırmadı.
1.2 motorun test sürüşünü yaptım fena değildi. ama torku nedeniyle dizeli tercih ederim. eğer benzinliden benzinliye geçecekseniz çok bir fark yaşayacağınızı sanmıyorum.

abi agzından kerpetenle laf alıyoruz aq :) clio kac model olacak su an bindigin araba ibiza demişşin ama kac model ?

çekişinde sorun olmaz, ama yukarı da sordugum ozelliklere istinaden konfor, sürüş kalitesi bakımından seni tatmin etmeyebilir clio.

1.5 dizel 65 hp arabam var. gayet yeterli geliyor hem de çok ekonomik bu petrol fiyatlarına rağmen. benzinli hakkında herhangi bir bilgim yok ne yazık ki.

babamda renault clio grandtour 1.2 authentique var, 2010 model, benzinli. babam kendisine bol bol küfür ediyor 1.2 olması sebebiyle istediği gibi atik olamıyor trafikte - özellikle eğimli yerlerde.
ancak bizdeki eco model, daha da tasarruflu yani. belli bir hızın üzerine çıkmadıkça - nasıl denir bilmiyorum ama, tam devir alınmıyor diyebilirim. öyle bir ekonomi taktiği işte.
benim ilk kullandığım araba olduğundan bu konuda yorum yapamicam :D

Peder beyin 1.5 dci 90 bg Clio 4'ü kullandım araç iyi gidiyor.120 den sonra otobanda tedirgin ediyor ama sonuçta b Sınıfı bir araç.komşumda 0.9 tce olanı var o da iyi yürüyor.geçenlerde bir polis memuruyla muhabbet ettim 1.2 LPG ile kullanıyormuş yine Clio 4,güzel yürüyor tabi dizel gibi değil ama dizelden az yakıyor dedi.ama benzinle binenler bin pişman.özetle iyi yürüyor ama benzinle sizi üzer.zaten dolar almış gidiyor petrol fiyatı da artıyor benzin 5 i geçer.

siz clio 4 demişsiniz gelen cevaplar hep clio 3 için olmuş. benim yakın bir arkadaşımda var 1.5 dci clio 4, 90 hp olması lazım. çekişi gayet iyi. 1.4 85lik ibizadan aşağı kalır bi yanı olduğunu sanmıyorum hatta torkunun yüksekliğiyle daha atik hissettirebilir. 1.2 motorlu hakkında bir bilgim yok ama turboysa korkmaya gerek yok onun da çekişi iyidir.

1.5 dci zaten 1.4 İbiza motoru ile kıyaslanamaz.dci her şekilde iyi

Edc 1.2 120 bg sıkıntı yok çok memnunum

Clioyu bilmem de captur güzel hızlanıyo
1.2

O olay herkeste farklı yürüdüğünden alacağın cevaplar pek sağlıklı olmaz bence. Ben 7 senedir göz bozukluğundan muzdaribim mesela. ilk 4 sene gözlük kullandım numaram arttı, son 3 senedir gözlüğü sadece ihtiyacım olduğunda (ders-bilgisayar) kullanıyorum numaram azaldı.

Tam benim zıddım olan arkadaşlarım da var.

Deneyip yanılarak öğreneceksin sanırım.

çok ilginç bende de 0.50 astigmat vardı doktor kullanmana gerek yok, kullanmaya başlarsan bundan sonra hep kullanmak zorunda kalırsın demişti. vaktiniz varsa bir başka doktordan da fikir alın derim.

size bağlı. benim ihtiyacım yok, gözlüksüz de görüyorum diyor, kullanmayınca baş ağrısı çekmiyorsanız 0.25 pek bir bozukluk sayılmaz. ama doktor 1 sene kullan dediyse kullanmakta fayda var. göz doktoru sonuçta adam. hepimizden iyi biliyor.

Tek gözümde 0,25 astigmat, komplesinde de 1,50 miyop var. Miyop 0,75 iken gözlük kullanmaya başladım ki görüşümde ciddi sıkıntı vardı, benim hayat konforumu düşürüyordu yoksa 1,5 olup takmayan da var.
Gözlük kullandım numaram büyüdü demek saçmalık. Kullansan da kullanmasan da belli bir yaşa kadar daha hızlı artıyor, sonra sabitleniyor bu meret. Bana ilk muayenemde göz doktorumun söylemi ortalama 22 yaşına kadar kayda değer şekilde artacağıydı.
Astigmata göre olan ve olmayan iki merceği de denedim kendisinin ofisinde, netlik açısından farkı tabii ki vardı ancak bir evvelki gözlüğüm sadece miyop içindi, görüşte sıkıntı olmasa da hafif bir baş ağrısı yaşıyordum. Yani doktor önerdiyse kullanın neden kullanmayasınız?

ege, yerinden dolayı. yoksa eğitim olarak çok farklı olduklarını düşünmüyorum.

@111111 ikisinin de eğitimi iyi mi orta mı kötü mü :) neyi kastettin?

kampüsü olduğu için ege. mühendislik eğitimlerinde bi' fark yok. en azından inşaat'ta yok.

deu bilgisayar benim hemen yanım. elektrik elektronik okuyorum ben de. araban varsa deu, yoksa ege diyorum. deu'nun eğitimi bi tık yukarıda ve ingilizce. ama buca bornova'ya kıyasla öğrenci için sıkıcı bi yer. kampüsü desen ona keza bol yokuşlu ve yorucu. öğrenci olduğunu hissedemiyorsun burda.

Aynısının eem versiyonu da burada takipteyim.

o zaman kurumsal firmalara başvurma hiç. daha küçük ama verimli işletmelere başvur. küçük işletmelerde az çalışan olduğu için patron seni tanır, kendini sevdirirsen part time çalışmana sıcak bakabilirler.

@victum Onları nerden buluyoruz?

bölümdeki arkadaşlarından/hocalarından öğrenebilirsin böyle yerleri. hocalarla ortak çalışabiliyor bazen böyle işletmeler.

@victum kendin bulucan dediler hep.

haydaa. oldu mu sana kısır döngü. belki internetten bulabilirsin böyle yerleri. kariyer.net'ten veya google'da 'x(şehir) yazılım firmaları' şeklinde aratarak. basit ama etkili çözümlerdir. işine yarayabilir.

Buaralar bu duyurulardan birkaç tane gördüğüm için bu sorunun altına yazayım. Ankaradaki arkadaşlara tavsiyem: "cyberparkın sitesinden" firmalar linkini inceleyip gözlerine kestirdikleri firmalara mail attıktan sonra, bizzat firmalarla görüşmeye gitmeleridir. Kimse size nie geldin arkadaş demez rahat olunuz.

farklı bir numaradan ara?

her türlü yolu (kendisine ulaşma adına ) dene, iste borcunu . belki senden daha başka birileri de vardır böyle mağdur utacından(!) açamıyordur .

engelleme durumunda meşgule atar kapalı olmaz.

tüm cevaplar için teşekkürler.

@basond hala kendisine güvendiğimi hissetmesini istiyordum. Bu yüzden mesaj atmayı ya da başka numaradan aramayı tercih etmiyordum. Anladığım kadarıyla beni engellememiş. Bu iyi haber:) 2-3 gün daha telefonunu açmazsa dükkanına uğrayacağım.

o numarayla başka bir cihazda whatsapp oturumu açmış başka bir hatla da gsm kullanıyor olabilir.

Telefonu uçak moduna almıştır wi-fi'den bağlanıp whatsapp'a giriyordur.

gauss integral alıp stoke's theorem'i uygulayınca 81 oluyor. calculus of variations ile de 81 çıkıyor ama, bir de tümevarım denemeli. en kesin sonucu o verir :/

81.

9x9=81

3'lüyü de ben söyleyeyim. 9*9*9=729.

einstein'in yeğeniyim de. eheh.

belki sizin aradığınız değildir ama nedense bende şu çağrışımı yaptı

www.youtube.com

evet o değil malesef. ama buldum bir haftadır aklıma gelmeyen şarkı bugün geldi:) merak edenler için: everything but the girls - missing

www.youtube.com

bence benziyor:p

logitech ls21 aldım gayet memnunum, tavsiye ederim.

creativelere de bi bak. onlar da iyi gibi. logitechte iyidir ama.

2+1 yerine tek compact bir şey al derim.
mesela şöyle bir şey olabilir : www.hepsiburada.com

Bende micro-lab m-600 var, gelen giden arkadaşlarımdan da 2 kişi begenip kendine de aldı. Zamanında 60 liraya almıştım(3-4 sene önce). Şimdi modele biraz makyaj yapmışlar sanırım. bir bak derim
Bendeki model : ram.by
Yenisi: www.vatanbilgisayar.com
fiyatı hala uygun ve eski ev arkadaşımın logitech'inden daha iyiydi.

tavsiye veren arkadaş kusura bakmasın ama kesinlikle tek kompakt bir ürün alma. 2+1 bambaşka birşey ses kalitesi açısından.

Creative'in T serisine bakın. Logitech'in Z serisine bakın.Edifier iyidir fakat onda seriyi hatırlayamadım. Bir de Philips'in SPA5300 gibi bir modeli olacak.

tavsiyeler için çok teşekkür ederim. bütün önerileri inceledim. creative t3130'la microlab m-600 arasında kaldım. yola logitech diye çıkmıştım oysa:) fakat aklıma bir soru daha takıldı buradan sorayım dedim. ben bu sistemi onboard ses kartlı bilgisayarıma bağlayacağım. ses kartımdan dolayı sistemden beklediğim ses kalitesini alamama problemiyle karşılaşır mıyım sizce? 2+1 ses sistemini alırken iyi bir ses kartı da almak şart mıdır? yoksa bu küçük wattlı görece düşük kaliteli sistemlerde ses kartının onboard olmasının önemi yok mudur?

ben 2-3 tane farklı laptop, bi ipad, bi tane eski samsung mp3 çalar, bi de eski psp den ses çıkışı aldım, hiçbirisinde kalite düşüşü anlamadım, tabi kulağı iyi olan bir insan değilim de. hissedilmiyor bence.

Logitech iyidir, optik girişi sayesinde oyun konsollarına bağlantı imkanı sunan bu model de ilginizi çekebilir:
www.webdenal.com (283 tl)

ses kartının etkisi elbette ki var. ses olayı tamamen bütçeye bakan bir durum. Bütçeniz varsa creative soundblaster yada asus xonar müthiş kartlardır. Bu kartlar onboard ses çözümüne göre çok daha sofistike devrelerden oluşur. Yüksek seste az parazit, iyi ses kalitesi gibi faydalarla dönerler. Ancak dediğiniz gibi örneğin asus xonar essence stx sanıyorum türkiyede 500 tl nin üzerinde fiyata sahip. Bu kartı kullanacağınız ses sisteminin en azından T class bir amfiye sahip olması bunu anlamlı kılar. O sistemler de bi 500-1000 tl arasınıda falan olmalı.

akon galiba.

David Guetta-Play Hard ft. Ne-Yo, Akon

www.youtube.com

sağolun arkadaşlar. anca girdim nete. tiklerinizi attım.

kesinlikle evoque, cc ne kadar şık olsa da daha bir kalantor iş adamı arabası gibi bence.

ikisi de güzel araçlar, lakin ikisini de şık bulmuyurum.

benim için her anlamda en ideal araba yeni kasa BMW Z4'tür.

hic dusunmeden evoque

evoque'ya dönüp dönüp bakarsın..

ccnin yüzü eskidi ya. 5 senedir aynı kasa. evoqueda öyle ama etrafta pek yok o yüzden hala yeni gibi gözüküyor.

ben de evoque diyorum.

Volkswagen'a olan antipatimden dolayı Evoque. Bir de piyasada daha az Evoque var CC'ye kıyasla.