Hafif olsun.

tefal.

www.hepsiburada.com

bu nasıl sizce?

Benim şu an kullandığım philips azur performer plus. gayet iyi. Önceki tefal'di, ondan bu kadar memnun kalmadım.

pantulu gösteren ütüdür, ütüyü gösteren g.tüdür.

iyi buhar performansı.

marka dan ziyade buhar BAR oranı önemli.

philips de iyi ütü konusunda. buhar kazanlı ütü almanız iyi olur. eşim nerdeyse 10 senedir kullanıyor çok memnun. 5 bar filandı bizim ütü. şimdi 8 barlı olanlar çıkmış sanırım. yeni modeller çok daha güçlü

Azur serisi süper

Çok su yakmamasina.:)

belki terapi falan işe yarayabilir ama daha hızlı ve kesin yolu psikiyatr. panik atak ve anksiyete sanki durumun. basit bir başlangıç ilacı yazsa rahatlarsın zannımca. giderek artacak çünkü bu durum. kendimden biliyorum.

Kesin çözüm arıyorum ilaçlar kesin çözüm değil

bu da dahil hiçbir şey için kesin çözüm yok. sadece sana etkisini hafifletebilir, baş etmeyi öğrenebilirsin; ilaç ya da terapi, ikisinin de sonu buraya çıkıyor.

korkmayi ogrendiginiz gibi korkmamayi da ogrenmeniz mumkun. Bunun icin interoceptive exposure terapisi yapiyorsunuz. Kendiniz de yapabilirsiniz. Kaynak isterseniz google.

birader sen de ne çeşit bi ruh hastasısın aq, her gün başka bi hastalık hakkında yazıp ilaç istemiyorum diyorsun.

hakkaten kacinci kere soruyorsun bu soruyu, kesin cozumu yok ve profesyonel destek olmadan aşamazsın kolay kolay.

kesin cozumu var da milyonlarca kisi bosuna mi bu ve benzer iskenceleri cekiyor saniyorsun?

Gerçek bir hastalığa sahip olunca geçer:) şaka bi yana kendiniz baş edemiyorsanız destek alın tabii.

Ben de öyleydim yıllar yıllar önce, kendiliğinden geçti sonra. Bakıyorum bu süreç içinde bende neler değişmiş.

-Dinin etkisi hayatımda daha az yer kaplar olmuş. Ölümden sonrasını daha az düşünmek iyi geldi.(çünkü bende bu hastalığın ölüm korkusuyla paralel geliştiğini düşünüyorum)

-Sabah akşam ders çalışmayı gerektirecek bir hedefim olmuş. Canla başla bağlanacağın bir hedefinin olması sana iyi gelebilir.

-Bir de son zamanlarda düşündüğüm; hastalık varsa, hastalık bulaşma ihtimali varsa bağışıklık sistemi diye bir şey de var. Sanki o süreç içinde hep bunu göz ardı etmiş gibiydim. (Otobüste demirlere peçeteyle dokunurdum.) Yediğine içtiğine dikkat et, gereken koruma önlemlerini al. Takıntılı olma bilinçli ol yeter. :)

-Bir de hastalık araştırmayı bırak. O zamanlar çok araştırırdım ağırlaştırmaktan başka bir işe yaramıyor.

Hala ufak tefek şeyler aklıma gelmiyor değil. O hastalığa ait vücudumda gerçekten objektif somut kanıtlar var mı diye kendimi sorguluyorum. Yoksa "Beynimi boş şeylerle meşgul etmeye gerek yok" diyerekten sonsuzluğa uğurluyorum.

Lafla sözle olmuyor onu da biliyorum. Destek almaktan çekinme derim. Umarım atlatırsın kısa zamanda

Arkantos
Son of osiris
Ajax

Age of mythology

kratos oluyor mu?

Dumuzi, şaka şaka.

prometheus - adam zeus' tan ateşi çalıp bize armağan etmiş, daha ne yapsın :-)
atlas - dünyayı sırtında taşıyor. maşallahhh :-)
sisifos - bu arkadaşı da kendime yakın buluyorum. kaderlerimiz bir yazılmış :-D
tanrı da yazdık ama olsun.

sisyphus..

Camus Reise de burdan selamlar olsun.

cebrail

su an issiz kendisi.

Pek mitolojiye ilgili değilim ama prometheus 'un hikayesini okuyunca çok sevmiştim.
www.nkfu.com

Edit sisifos' u unutmuşum.

Hermes çünkü renkli ve zeki bir karakter.
(bkz: hatunların efendi adam yerine piç tercihi)

doğan sanırım. çok benziyor ona.

yavru dogan bence

atmaca'ya da benziyor valla.

"cok karisik, icinden cikilmaz" ile es anlamli olarak kullaniyorum ben.

mitolojide, gizcilikte, kendi kuyrugunu isirmis yilan sonsuz donguyu, yeniden dogusu, kisir donguyu filan simgeler.

kumlarda ilerleyen yilanin ucsuz, araliksiz izleri "uzayip giden, sonu nerede basi nerede belirsiz" durumlara ornek, yahut imge teskil edebilir.

yilanlarla ilgili halk soylencelerinde cok oyku vardir. ama konuya ozel "yilan hikayesi" diye anilan ve icinden cikilamaz, uzadikca uzayan bir oyku bilmiyorum. aslinda kadim hint-ortadogu genelindeki oykuleme teknikleri (beydeba filan) cok da uygun duser, ama yilana ozel degil, her turlu hayvanat var orada.

Bir tanesi de kendi kuyruğunu yiyen bir yılanla ilgili: Yılan kuyruğunu yiyor, sindiriyor ve yeniden kuyruk çıkıyor. Yılan yedikçe kuyruk da çıkmaya devam ediyor. Kısır bir döngü...

Ortaköydekini bilmiyorum ama indipendenta olayı var 79'da

benzer bu var:
www.youtube.com

Şurada gayet güzel anlatmışlar:
www.turkedebiyati.org

Mümkün. Dikkat ettiğim kadarıyla belli başlı kelimeler içeren başlıklar görünmüyor ya da bana öyle geldi geçmişte. Bunlardan birisi Tanrı kelimesi mesela.

bazı başlıklar +
"kenarda dursun" a tıklayınca açılan kutuda "sabaha bırak"ı işaretlersen sabah update sırasında entry kaydolur, framade görünmez.

Bazı başlıklar görünmüyor evet.
(bkz: sol frame'de gizlenen başlıklar)

tarif midir bilmiyorum ama beşamelli-kaşarlı brokoliyi çok severim. annem hep böyle yapardı çünkü. ve tabii az haşlanmış olacak.

trick question, brokoli yenmez.

Ben buharda haşlayıp üzerinde limon, sarımsak, zeytinyağı, tuzdan oluşan bir karışım gezdirip yemeyi seviyorum. Bu tarife kırmızı pul biber de eklenebilir ya da yoğurt.

Buldugum tüm sebzelerden curry yapiyorum. Brokoli de cok yakisiyor: www.greatcurryrecipes.net

@ mind mischief +1
@ unlem +1

bulgur pilavı ile de deneyebilirsiniz. suyu döktükten sonra üzerine brokoliyi atıp haşlanmasını öyle sağlayabilirsiniz. ben seviyorum bu şekilde de.

@unlem +1. Hafif ekşi olacak, mis gibi.

Haşlayıp üzerine sarımsaklı yoğurt ve naneli - kırmızı biberli yağ.

Aynı tarif karnabahar için de geçerli.

brokoliyi ben ya pisirmeden yerim (gaz yapiyor biraz), pisereceksem de asya mutfagi usulu kizartirim. patates kizartmasi gibi, eger fritoz falan varsa evde salla icine gitsin. haslanmisi berbat bence.

İngilizcedeki "Hmm, well" gibi bi şey işte. Cümle aralarında düşünmek için vakit kazandırıyor.

Neden 'yani'siz konuşamıyoruz bilmiyorum.

İkinci sorun içinse bölgeden bölgeye, ülkeden ülkeye değişmekle birlikte evet. Yani kelimesi onlarda da var.

bkz: afazik toplum

Bu "yaaanii", "ıımmm", "şeeyy" kelimelerini konuşmalarında sürekli kullanan kişiler, dile hakim olmayan kişiler. Ana dili olsa da dile hakim değilse sakız gibi uzatıyorlar.

İfade zorluğu çekenlerin joker kelimelerinden biri. Yani, aynen, hani, şey...

Her dilde var. İngilizce'de de hitabeti zayıf kişiler "you know" diye, "i mean" diye, "you know what im sayin" diye vs konuşur sürekli.

Kelime dagarciginin kisitli olmasi ve dile hakim olunmamasindan dolayi. Politikacilar ya da konferans verenler vs neden kullanmazlar, çünkü kendilerini türkçe kullanımı konusunda geliştirmiştirler.
Almanlar da cok fazla 'also' derler mesela.

hikaye böyle değildi yalnız kızın gözünde mi ne bi kusur dikkatini çekiyordu sonradan kız artık gelme diyordu sonra boğuluyordu

Evet evet. Orayı unutmuşum yazmayı.

(bkz: #9862453)

telefonda rahatsiz etme modu filan varsa o acik kalmis olabilir

##002# arama tusu.

gelen aramaları engellemiş olabilir misiniz yanlışlıkla? ayarlardan bakın bi bence.

Hayır engelli felan degil..telefonu açtım kaç kere simkart slotlarinda da sıkıntı yok. İşin icinden çıkamadın

aramayla ilgili cep telefonu uygulamaları yüklü mü? bir arkadaşımda cia programı yüklüydü program engellemişti aramaları.

ben de vodafon arayan ulaşamıyor

ararsın ulaşamaszın :D

siz arama yapabiliyor musunuz peki?

siz de arama yapamıyorsanız, operatör adının yazdığı yerde vodafone yerine "sadece acil aramalar" falan yazıyorsa, telefonu restart ederek çözemiyorsanız sim kartınız bozulmuştur.

Baz istasyonu cok dolu. Genelde turk Telekomda olur.

Yonlendirmis olabilirsin yanlislikla. Bi kontrol et arama ayarlarindan.

çok mutluyum birinin başına daha gelmiş bu, müşteri hizmetlerini defalarca aradım bu durum yüzünden, sadece evde başıma geliyor bu olay benim, sanırım evdeki baz istasyonu kaynaklı, dışarda hiç olmuyor, çözüm bulamadım hala evde dönem dönem arayan ulaşamıyor sonra mesaj geliyor şu numara sizi aradı diye, müşteri hizmetleri çözüm olmuyor,uzunca kod girdiriyorlar ve ne işe yarıyorsa o kod da sorunu çözmüyor

Ben arama yapabiliyorum.Yönlendirme de yok.herhangi bir programda yüklü değil. çok garip bir durum var . acaba telefondan mı kaynaklanıyor.çünkü çevremde ki herkes konuşuyor bana kimse ulaşamıyor :D

başlangıc - amatör - ileri seviye - efsanevi

@onurrrrr

Evet ya. Aradığım şey tam olarak bunun gibi şeyler aslında.

Eyvallah.

taş atıp kolu yorulmamak??

olur mu?

Çok kolay: tek gözüm kapalı yaparım
Kolay: çocuk oyuncağı
Zor: üzerine düşünmem gerek
Çok zor: düşünsem de çare etmez

zahmetli, külfetli, meşakkatli, uğraştırıcı, zahmetli bir sürü kelime var

Bir savaş oyununun en kolay modu için "çantada keklik" yazıyordu. En zor mod da "delta force" olarak tanımlanmıştı. Bu şekilde ordudaki rütbe sistemine benzer bir sistem de yazılabilir konuya göre.

çetin ceviz

Çaylak
Çömez
Yeni Başlayanlar için
İleri Düzey.

Fifa ve pes gibi oyunların zorluk derecelerine bak fikir olabilir :)

okul derecelerinden gidebilirsin, ilkokul ortaokul lise uni master doktora diye.

Ek olduğunu biliyorsan birleştir. Ek olan de'ler kelimeye "bulunma" anlamı verir. "O iş bende" gibi "bakmıyor ki nerede olduğunu bilsin" gibi " kucakta gezmeyi çok seviyor" gibi...

Bağlaç olan de'ler kelimeye değil cümleye anlam katarlar, kattıkları anlam ise "+1" anlamıdır. "Sen de gel" gibi "o işi ben de yaparım ebem de yapar" gibi, "ola da bilir" çok yanlış bir kullanımdır, onun yerine sertab'dan geliyor "olabilir de" gibi...

türkçe öğrenerek.

bazen ben de aynı sorunu yaşıyorum. ilgi eki ki ile bağlaç ki içeren cümleleri ayırırken dalgınlık ediyorum daha çok.

toplum baskısı gibi gelmiyor bana. yani sizi bilmiyorum ancak ben bazen, özellikle böyle yerlerde, öyle düzensiz, özensiz ve hatalı yazıyorum ki behsettiğiniz sorun arada kayboluyor.

özen göstermeye kalkarsam, o arada aklıma bir şeyler daha geliyor ve yazıyı uzatıyorum falan (zaten uzun yazarken daha da uzatmaktan bahsediyorum). yazıp gönderiyor, sonra beni çok rahatsız eden hataları -o da fark etmişsem- edit ediyorum.

bence bu hataları tersine takmamaktan yapıyoruz. bana öyle geliyor. özensizliğe gittikçe alışmak, sonra buna alıştığımı fark edip rahatsız olmak gibi bir döngüm var şahsen. yabancı sözcükleri araya sokuşturup geldiği gibi yazmak, argonun suyunu çıkarmak vs... hepsi benim için aynı özensizliğin farklı tezahürleri. argoyu 12 yaşımdan beri ama az ama çok kullandım, fakat hep kullandım, hatta küfür de ettim. ancak yabancı sözcük kullanmamaya dikkat etmek benim için önemliydi. düzgün cümleler kurmak ise hem önemliydi, hem de zaten otomatikleşmişti. endişelenmeme gerek kalmıyordu.

belki o zaman bunları önemseme nedenlerim arasında tek başına olmasa da insanların dil ile ilgili beklentileri de vardı. şimdi ise aksine rahatsız eden bir rahatlık var ve işin kötüsü, hakikaten bazı yazdıklarıma dönüp baktığımda "nasılsa bağlamdan anlaşılıyor" rahatlığının hata olduğunu, anlam karmaşasının kolaylıkla oluşabileceği kimi yerler olduğunu görüyorum.

ben o yüzden paramı özensizliğe, alışmaya yatırıyorum. arada sanırım "e herkes böyle yaparsa ben de yaparım" gibi işime gelen bahaneler buluyorum kendime. kendini kandırmak bu. gittikçe bozuyorsun aslında dilini.

tek yolu de'yi cümleden çıkarıp cümleyi bir de öyle okumak. anlamda bozulma varsa ektir ayrı yazamayız; anlam bozulmuyor ama daralıyorsa bağlaçtır:

"sokaklarda kimsecikler yok."
(anlam bozuluyor, ek)

"sokaklar da çok sakin."
(anlam sadece daralıyor, bağlaç)

örneklerindeki gibi.

bağlaç olan de/da her zaman +1 anlamı vermez:
" bakıyorum da çok mutlusun." gibi.

düzeltmeniz gereken bir şey daha var: "öğle" yerine "öyle" yazmalısınız.

@dieis
olayı kavrayamayana "bulunma anlamı taşıyanlar bitişik, diğerleri ayrı yazılır" diyerek kestirip atamayız.
de'yi cümleden çıkarıp anlam durumuna bakmaları gerektiğini söylemek lazım.

çünkü grameri zayıf insanlar zarf fiil ekini (-dığında) bağlaç zannedip ayrı yazabiliyorlar:

"sinirlendiğim de çekilmez olurum."

bu cümlede bulunma anlamı yok ayrı yazmak lazım, diye düşünüyorlar.

"Öğle"?

troll sorusu, degil mi?

ispattan ziyade teyit deyiverin. dedikodu olma olasılığı da yüksek, böyle şeylere önyargı ile yaklaşırsanız sonuçları çok ağır olur. olayın gerçekliğini de öğrenciden başka kimse teyit edemez. öğrenci yaşandı diyorsa ve şikayette bulunursa zaten uygulamada çok büyük ispatlara ihtiyaç duymayacak. ama bu yüzden tehlikeli bir şey, bir sürü öğretmenine kızıp hayatını karartan öğrenci de var.

İki ucu çamurlu değnek. Tacizde kadın beyanı esastır olayına şiddetle karşıyım çünkü bunu bencilce amaçlar uğruna kullanan kadınlar olur ve oluyor da, lise gibi yerlerde de istediği notu alamamak gibi basitçe sebeplerden dolayı bile kızlar taciz iddiasında bulunabilir sırf intikam misali zarar vermek için. Somut kanıt olmadan direkt bu iddiayı beyan almak da insafsızlık olur. Öte yandan bahsettiğiniz gibi sahiden tacizde bulunmuş olabilirler, bu durumda da mağdureyi hiç dinlememek insafsızlık olur. Fakat dediğim gibi kanıt olmadığı sürece sadece iddiaya bakarak ya da arkadaşlarının sözde şahitliğine bakarak böyle bir suçlamada bulunmak çok riskli.

Eğer kamera yoksa ve şahit yoksa iddiayı kanıtlamak da mümkün değil gibi. Çok zor bir şey cidden. Düşünsenize 5 kişilik bir arkadaş ortamında 4 kişi diğer 1 kişiye komplo kuruyor ve bu bunu taciz etti diye yalancı şahitlik yapıyorlar, hiçbir kanıta gerek olmaksızın adam suçsuz yere hapse giriyor. İşte bu kadar basit bir insanın hayatını karartmak, o kadar şahite de gerek yok çünkü kadın beyanı esastır.

tacizin niteliği de önemli, fiziksel mi sözlü mü sistematik mi sadece bir defa mı olmuş. yazdığın gibi biz öyle duyduk diyen birinin ispat etmesi mümkün olmayan bir şey ayrıca.

Okulun rehber öğretmeni öğrenciyle konuşup kendi yöntemleriyle çocuğu ürkütmeden bilgi alabilir. Direkt soramaz zaten.
Öğrenci böyle bir durumdan bahsetmezse (ya olay gerçek değildir ya da tacizci olduğu iddia edilen öğretmen veliyi tehdit etmiştir ve öğrenci anlatamaz) yapılacak fazla bir şey yok.
Ama öğrenci olayı doğrularsa rehber öğretmen bunu idareye ve idare de savcılığa bildirmek zorunda. Zaten geri alınmış bir şikayet de mevcut. Okul idaresi durumu örtbas edecek olursa da bimer'e yazın şikayetinizi.
 Bu çok ciddi bir iddia o nedenle dikkatli davranmak lazım. Doğruysa üstüne gidilmeli kesinlikle.

teşekkürler hepinize cevaplar için.

bizim karakoldaki bu şikayete ulaşma şansımız yok mu? bu durumda en azından sivil toplum örgütlerine de gidebiliriz.

Değil maalesef, düşünüyorum ama çıkaramadım serkeşten bir şey.

Harabe de yakın anlamlı kelimelerden ama kelimenin tam manası karanlık ve tenha yol olmalı.

ıssız?

O kadar yaygın kullanılan bir kelime değil.

kuytu?

Değil. :/

Dehliz?

Maalesef. :(

En az 5 harfli bir kelime hatta 5 harfli olma ihtimali çok yüksek.

Köhne mi?

köhne?

Değil. İyice takıldı aklıma ya.

mezbele

Değil değil değil.

dün akşamki kelime oyununda da vardı bu soru. cevap "yaban" çıktı.

şerbetli mi sütlü mü pasta tarzımı severler?
sütlaç olabilir
sütlü nuriye
muzlu pasta
yada muzlu puding (ama muzları doğrayıp içine bebe bisküvisi falan katıp öyle sadece paketiyle değil)

meyve verin gitsin. en azindan dogal.

Kupların içine sütlü muhallebi, kırılmış yulaflı bisküvi ve mevsim meyvesi (çilek ya da muz) koyuyorlar ya hem hafif oluyor hem de görünümü sık.

aşure

Tiramisu

irmik tatlısı

süt şeker irmik pişiriyorsunuz. ıslatılmış borcama döküp dolapta sogutuyorsunuz. katilasinca üzerine tarçın serpip dilimleyip servis yapıyorsunuz.
isterseniz borcama dökerken yarısını döküp üzerine kırık fındık fıstık ceviz serpin kalanını öyle ilave edebilirisiniz.
hafif oluyor. lazımsa olculeri ayrica vereyim, annem yok şimdi hatırlamıyorum.

Evde bulunan meyveleri minik minik doğrayıp sade krem şantiyle karıştırın.Güzel bir kalıba karışımı döküp, dondurucuya atın. Kesilebilecek kıvama geldiğinde çıkarın. Lezzetli ve kolay bir tarif.

güllaç.

Fırın sütlaç
Portakallı revani
Muhallebili incir tatlısı
Kıbrıs tatlısı
Brownie

Mousse

siteyi bildiğimden değil ama şöyle bi şey buldum, işine yarar umarım.
(www.heryerehediye.com)

teşekkürler buydu :)

Normalde iyice kurutulduktan sonra bozulmaması lazım. Ama daha önce yıkamadım :)

İçinde elektronik düzenek varsa bozulur büyük ihtimalle. Vik vik sesi düdük gibi mekanik bi aparattan çıkıyorsa bozulmaz.
Çıngırak gibileri bulaşık makinesinde yıkamak daha iyi. Çamaşır makinesinde kazana çarpıp yıpranabilir, aşınma olabilir. Plastik türevi olduklarını varsaydım.

Çıngırak olanları elde yıkayabilirsin ve vidası falan varsa paslanmaması için iyice kurulaman gerekir. Peluş olansa makinede muhtemelen bozulur,pilli ve öten oyuncaklar biraz hassas oluyor. Bence onu bebe şampuanı kullanarak bir bezle silip iç kısmını ıslatmadan üstten üstten durula. Başarılar;)

Çıngırak olanın da üstü kumaştı, eksik bilgi vermişim. :)
Pilsiz ve tüylü her şeyi çamaşır makinesine atıp 20 derecede 35 dakika yıkadım. Bir de kuruttum yine makinede. Hiçbir şey olmadı, ördeğin ve dinazorun tüyleri çogzel oldu hatta :D

cino
yumiyum

Leblebi tozu.

çiçeksepetinde şöyle bir paket var. işini görür gibi. www.ciceksepeti.com

abur cubur olarak aklima cok bir sey gelmiyor.

oyuncak olarak nelere sahip olduklarina göre sunlari gönderebilirsiniz.

bristle blocks
www.amazon.de

rus oyuncaklari vardi robotlu

pilsanin cakma playmobillerinin orjinalleri
www.amazon.de

www.amazon.de

eski lego blocklari
www.ebay.com

transformers
www.ebay.com

bunlar bana gelse cok sevinirdim.

cino ve yumiyum u neden beğenmedin anlayamadım?
ben hala yiyorum ve bulabiliyorum ve gayet de 80lerden kalma

çubuk kraker bonibon da eklenebilir

Tipitip
Fıstık aromalı cheetos(fıstıklı tombi'nin aynısı)
Çokomel

Herkese çok teşekkürler. Hazır paketlere baktım, benim hatırladığım çok bişey yok -heralde fazla fosil kaldım onlar için- .. zira ben 81-82 yıllarından bir şeyler arıyorum, benim ilkokul yıllarıma tekabül ediyor.

Yumiyum ve cino'yu hiç hatırlamıyorum, ya o yıllarda yoktu ya da biz hiç yemedik bilemiyorum..
Çubuk kraker, balık kraker, tipitip vs ekledim listeye. Bonibon o yıllarda yoktu.
Tekrar çok teşekkürler.

editor gibi mi?

@all girls dream

elyazmasını temize çeken kişi...

tam karşılamıyor ama müstensih var.

mübeyyiz

o işe transkripsiyon deniyor. türkçesi nedir bilmiyorum.

ünye-ordu, ordu-giresun arası yarım saatte bir kalkan yarım otobüsler var. giresun-trabzon arası da vardır diye tahmin ediyorum.

Geçmiş olsun. Şöyle bir şey olabilir mi acaba?

eksisozluk.com

Ama siz her şeye rağmen Kardiyoloji'ye gitmeyi de aklınızın bir köşesinde bulundurun, kalp ihmale gelmez...

teşekkür ederim. entryleri okudum, bunula ilgili biraz da araştırma yaptım internette az önce ama anladığım kadarıyla karpal tünel sendromu daha çok ellerle ve bilekle alakalı.benim sıkıntım kolumda.

(git: 244022)daha önce de sorulmuş ve bulunamamış maalesef.

Chancellor Tobacco Treasurer?

mensani.webs.com

mensani.webs.com

bu değil, turunculu bi kutusu var.

cohiba?

21e girecem hiç hesap etmedim ya. yıllardır 185 diyorum sorana belki daha uzunum belki daha kısa B) ama benden 1,5 yaş büyük broyu çok rahat geçtim ben. lise1deyken o benden uzundu sonradan yürüdüm ben B)

1-2 yıl daha uzama şansın var.

hacı çok seyrek istisnaları da olsa da, düz mantık yaparsan tıraş olacak düzeydeysen bok uzarsın biraz.

algoritmayı anlatayım, testosteron salgısı arttıkça sakalın çıkmaya başlıyor. (bak burası çok önemli, ters mantık yapıp "test. artınca sakal da artıyorsa, demek ki ben jiletle tıraş olup sakalı artırsam test. de artar" gibi bir şey düşünme. çok önemli bu) ve test. kemik uçlarını kapatıyor kaba bir tabirle. kemik uçları kapanırsa uzayamazsın. uzak doğuda kullanılan kemiğin arasına platin koy falan filan dışında bi bok olmaz %99,9999. %100 diyemiyorum çünkü insan vücudu çok değişik bir şey. olur olur bilemezsin.

hastanelerde onun testini yapıyor olmaları lazım. sol bilekten bakıyorlardı sanırım. kapandıysa uzamıyorsun kaldın öyle. o sakal test. ilişkisini şu yüzden söyledim, "tıraş oluyorsan" derken kılların kendi kendine tıraş olmanı gerektirecek kadar çok çıkmasından bahsediyorum. 13 yaşından beri jiletle tıraş oluyor adam, sonra "yok yeaaa yok öyle bir şey. ben sakalımı kese kese uzamıştım" diyor. e dal yarak senin sakalının olması test. kaynaklı bir şey değil ki zaten amk.

imza: kısa boylu bir tıp öğrencisi.

Abıler yanlıs anlasılmasın boy net 1.83.@zazareta ben daha uzamam abı o zaman 16 yasından berı tıras oluyorum sakallarda gur yanı

valla bizim bi arkadaş 17-18 yaşında ergenliğe girmişti amk. 23 yaşına kadar falan uzadı diye biliyorum.

cevap vermek için son dakikakaya kadar bekleyip (ya da olabildiğince öteleyip) yalan söylüyorum.

evet böyle pis bir insanım.

düşünüp güzel bir bahane buluyorum sonra yalancı durumuna düşmemek için yapıyorum dediğim şey ne ise. hayır diyememişsem de muhabette çok dahil olmama, hmm la geçiştirme, veya ağır eleştiri yollarıyla zamanla kendimden tiksindirme yoluna gidiyorum.

Aynı ben. Biraz sert olacak ama aslında hiç sevmediğim,kirli çamaşırlarını kendileri anlattıktan sonra iğrendiğim bazı arkadaşlarım var,arkadaşlarım diyorum çünkü aynı ortamdayız sürekli, ama nasıl insanlar olduklarını da biliyorum. En kolay "-hayır" deme yolu ise bahaneler benim için, yeni keşfettim(!), bi insanı sürekli bahaneler bulup ekersek, o insan istenmediğinin farkına varıyor,deneyebilirsiniz.

duruma ve kişiye göre değişiyor. samimi isem istemediğimi direkt söylerim, samimi değilsem bahaneler üretirim. hiçbir zararını da görmedim.

bunu çok iyi yapan bir arkadaşım var. adam her şeye yada herkese hayır diyebiliyor istemezse, umurunda da değil açıkçası kimse. sadece o an ne istediği ve onu asıl neyin mutlu edeceği önemli. ben bu arkadaşla daha çok vakit geçirmeye başlayınca yaptığının ne kadar mantıklı bir davranış olduğunu anladım. sonra daha rahat bir şekilde hayır demeyi öğrendim.zaten çevrendekiler de bir süre sonra bunu kabulleniyor.sende çevrende böyle olan kişilerle takıl ve onları gözlemle.bazı şeylere hayır diyebileceğini göster onlara dostummm.

birkaç defa hayır demeye odaklanmanı öneririm. hayır diyebildiğinde zaten artık bazı arkadaş denen organizmalar yarı yolda dökülüyorlar; sonrasında bi bakıyorsun gereksiz yere hayır demen gerekenler, seni kullanmaya çalışanlar yok etrafında; ne ihtiyacın var ki bu gereksiz kalabalığa. daha sonrasındaysa eğer o anki cevabın gerçekten hayırsa, bunu ikiletmeyen, seni sömürmeyen ya da cevabını evete çevirseler bile gözünü arkada bırakmadan aynı yolda yürüyebileceğin insanlar kalıyor hayatında. ohh,mis. şartlandır kendini.

unlem gibi davranıyorum ben de genelde, bazen de irbat gibi. beyaz yalandan kim ölmüş? gene de çok abartma ve dürüst olup hayır demeye çalış, en iyisi o.

gerçi bazen de çok açık açık, karşımdaki kim olursa olsun, hayır'ı basıp, onu kırabiliyorum. kadın olduğum için olabilir :D

(git: 654693)

bulaşık deterjanı döküp bekletip çitilemeyi dene. bulaşık deterjanı iyi bir leke çıkarıcıdır. olmazsa koslanın leke çıkarıcısında 6 saat beklet ve yıka. yine çıkmazsa karbonat-limon karışımında beklet, yıka.

leke çıkarıcılar oluyor, onları dene. lekenin üstünde bekletiyorsun bir süre, ben krem rengi halıdan kırmızı şarap fln çıkardım öyle. kosla ve domestosun vardı galiba.

limon olabilir, pas lekesini çıkarabiliyor ama çaydan emin değilim. en iyisi kuru temizlemeciye götür.

chuck palahniuk gösteri peygamberi isimli kitabında bu konuyu işlemişti galiba. yardımcı olmayacak ama öylesine yazıyorum. mal mıyım neyim.

@tuborg yesili'nin dediklerini uygula,eğer işe yaramazsa gömleği nükleer atık olarak imha edebilirsin.

kesinlikle dominostan yemeyin. yağlı ekmeğin üzerine sarımsak tozunu döküp göndermişler, unlu, tozlu ve çok sentetik bir tadı vardı :(

yıllardır sarımsaklı ekmek seven ve her yerde yeme şansı bulamayana ben, hemen sazan gibi atladım ve pişman oldum :(

pizza hut'unkiler güzel gerçekten.

pizza hut +1

uno nun ekmeklerindne alıyosun dilimli tost

koca koca diş sarımsakları az zeytinyağı ile döv. iyice haşatı çıkınca biraz dhaa zeytinyağı dök, biraz karıştır biraz beklet. ben bu aşamada kekik de koyuyorum. sonra bi kaşık yardımıyla tost ekmeklerinin üzerine güzelce sür, bol bol sür. üstüne bi de toz sarımsaklardan azcık döküyorum ben, kızarınca ayrı bi güzel duruyolar. 10 dk fırında durması yetiyor.

Sarmisaklari gizelce dovuyosun, bi miktar tereyagi mikrodalgada erit icine dovdugun sarmisaklari ve ince kiyilmis bir tutam dereotunu at ve iyice karistir. Birazcik tuzu unutma. Bu sekilde buzdolabina koy. Canin ne zaman isterse mumkunse bir baget ekmeginin cene kismini birazcik cift tarafli kizart ustune tereuagini sur yumisak istersen 1 dk mikrodalga,kizarmis istersende kizartmaya devam ederek hazirla. Cok daha cilgin tariflerimde var tabiki ama bu baska bolumun hikayesi

lo noix +1
baget ekmeğe sürüyorum ben lokmalık oluyor. ufalanmış domates kurusu da eklenebilir

tereyağı ve zeytinyağını karıştırıp kullanırsan daha lezzetli olur bence, biraz da kuru nane ekleyebilirsin.

orta kulak iltihabı olduğumda sakız çiğnememi söylemişti doktor. şişliğin inmesine yardımcı olacağı için. dene istersen ve geçmiş olsun

kocakarı ilacı ama geçenlerde benim kulak ağrımı dindirdi: bir diş sarımsağı soyup alüminyum folyoya sarıp ocakta ısıtıyorsun(tavada da olur), kulağına dokunduramayacak kadar sıcakken ağrıyan kulak deliğinin yakınına tutuyorsun ki buharı içeri gitsin.sonra biraz ılıyınca kulağının içine yerleştiriyor soğuyana kadar bekletiyorsun. şaka gibi ama iyi geliyor.

bugün dayanamadım tekrar gittim. ödem oluşmuş dedi. bi damla bi tane de ağrı kesici verdi. bakalım. insanı yüzmekten soğutuyorlar ya.

döv

Anka Ta2.

ink-bender

güzel fikirler geleceğini biliyordum teşekkürler, devam =)

tatts

mürekkep tattoo

sözlükte biri vardı ekşi tattoo diye bi yeri var :)

tattoo fırlattı kalbimi

Bence döv-me (bana dövme yap)
Ya da döv2me
Ya da DÖVtoME
(bana dövme yap/döv beni)
mükemmel olur...

süpersiniz güzel öneriler geliyor :)

döven

Tattoo Revalli... İtalyan menşeeli

ink fish olabilir, kelime oyunu yapmış olursunuz. ink fish mürekkep balıgı demek ink aynı zamanda dövme demek için de kullanılıyor. bi mürekkep balıgı logosuyla da tam olur.

ink-a tattoo
Bu da sırf eğlencesine aklıma geldi; döven bayan :)

(bkz: k-othrine)

cok haklisin.

Kantin kuşuysa kütüphanede görünmek istemiyordur inek damgası yememek için. Yoksa büyük ayıp etmiş.

küçükken çok mu işkence yaptın kardeşine :) o günlerin intikamını alıyor olabilir.

bu olay dışında kardeşinden de sürekli bir şeyler istiyorsan kardeşine artık illallah gelmiş olabilir.

kardeş dediğin nedir ki. hayatta karşılaşacağın yaşamsal hezeyanlarda sana yardım elini uzatabilecek ilk kişi. kitap bırakmak lafı bile edilmeyecek bir hadise. aradaki yaş farkından ötürü oluşan bakış açısı farkını iyi görmek lazım. gençlerin zaman zaman böyle kaprisleri olabiliyor. geçer..

"sikerim öyle kardeşi!"
dersek hayvanlık etmiş oluruz ama şahsen sizin adınıza çok üzüldüm.
dilerim kardeşiniz, kardeşliğin önemini anlar ve olayları yeniden değerlendirebilerek sizden özür diler ve istediğiniz kitapları getiremeyecek kadar geç olsa bile adam olur.
kardeşin eşi yok.
herkes gider, kardeşin kalır.
kardeş için ölünür
uzar bu konu
ama kardeşin ergen midir nedir
"siktir git lan"
sokayım senin yapacağın iyiliğe de
uzaklaş biraz hıyardan
küspe kafalıdan
çok kızdım ya

Yaptığı ayıp ama bence bunu dert etmek yerine kardeşine evet dedirtmenin yollarını keşfetmelisin. Çünkü eğer seni seviyorsa kardeşin muhakkak sana hayır diyemeyeceği bir zayıf noktası vardır. Bunun içinde öncelikle isteme şeklini değiştir.Sonuç alamazsan ödüllendirme methodunu deneyebilirsin.

ciddi ciddi itiraz ettiyse ayıp etmiş. kardeş ulen bu, var mı ötesi..

evet haksızsın arkadaşım.
kimse senin ofis boyun da değil eşeğin de değil hakikaten. besbelli emri vaki yapıyorsun.
bir kere rica etmeyi denedin mi adam gibi? yoksa elbette götürecek diye mi yaklaştın olaya?

ha diyeceksin ki, ne alakası var... kardeşimdir götürecek.
hiç bu kardeşinin bu davranışı nedeniyle kendinde hata aramayı düşünmedin mi?
demek ki geçmişiniz öyle demiyor, çocuğa gereken saygıyı göstermiyorsun, olur olmadık yerlerde kendisinden böyle eşeklikler bekliyorsun, bu da bu şekilde çıkıyor.

sadece hayır demesine bu şekilde sert tepki vermen bile, kardeşinin açık ara haklı olduğunu kanıtlıyor. demek ki resmen onu işlerini yapmak zorunda olan bir amele gibi görüyorsun. yoksa teşekkür edip, kendi işini kendin yapmayı bilirdin.

ben de ufak kardeşim, oradan biliyorum.

ve dikkat et, ablamla senelerdir konuşmuyorum.

şimdi kardeşin yeni ergense ailesine rüştünü ispatlamaya çalışıyo olabilir, bende bi bireyim beni böyle ayak işlerinde kullanamassınız, ben bi yetişkinim artık düşüncesiyle yapıyordur bunu. emin ol o da seni çok seviyordur ama işte kendini oturtmaya çalışırken yaptığı yağacağı hatalardan biri. görmezden gel gitsin bi süre sonra kafası dank eder zaten.

densizlik dengesizlik yaptığı.
kardeşin yani biraz bazı şeyleri yap et deme lüksün olmalı.
sanki dağı dağın üstüne koy dememişsin ki.
sen ona bi ayar versen iyi olur.

ondan istediğiniz ufak bir şey, rahatlıkla da yapabileceği bir şey, bu konuda haklısınız ama bence kardeşinizi bunaltmışsınız ve o bir şekilde isyana başlamış artık. sadece kitap meselesiymiş gibi gelmedi bana. tüm ilişkinizi gözden geçirip yeniden değerlendirin bu durumu bence.

döv. yoksa böyle olur tabii...

kendisine bu dediğin için böyle yapıyor olabilir.

boyle bir seyden kavga edilir mi be. canin sagolsun diyip kendiniz halletseydiniz keske. ikiniz de haklisiniz veya haksizsiniz sonucta birbirinize anlayis gostermemissiniz.

bu olaydan sonra gidip kendiniz kitapları vermedi iseniz haksız olduğunuz ortaya çıkıyor ama vermeniz sizi haklı çıkarmaz buda bilineh bana göre ise yazdıklarınızı okuduğum anda sizi haksız kardeşinizide sütten çıkmış ak kaşık değil ama haklı bu hergele dedim tavsiyem yaptıklarınızı karşılık beklemeyerek istediklerinizide nası olsa yapar kardeşim değilmi başka biri olsa hadi neyse gibisinden istemeyin

sen haklısın ama görünen o ki kardeşin henüz ufak. ayrıca kendisinde bencillikte mevcut.

(bkz: zıpçıktı cafer) olabilir.

American white shepherd.

çok fazla anlamam ama parazit olabilir. benim kedimde vardı parazit kusuyodu. ama ondan solucan gibi bişeyler çıkıyodu. üşütmüş olabilir. ilgi çekmek için kusuyo olabilir.

Yediği bir şey dokunmuş olabilir mi acaba? Bizim kuçu bebekken bize çaktırmadan bir kase şeker yemiş ve tüm gün kusmuştu.

büyük ihtimal yediği bir şeyden dolayı oluyo bu olay. veterinere götür bi baksın ( senin veteriner olması zorunlu değil en yakında birine ) köpeğim gece 1 den sabah 7 ye kadar aralıksız senin dediğin gibi kusuyodu. ( o köpükler artık midede bi şey kalmadığının habercisi ) dediğim gibi fazla telaş yapma en yakın veterinere götür.

karaciğeriyle alakalı bi şey olabilir, hemen veterinere götür. aynısı benim köpeğime de olmuştu, serum falan vermişlerdi. belki bu kadar ciddi bi şey olmayabilir ama yine de dediğim gibi veterinere götürmekte fayda var.

secret - the pierces

Çiçeğinin yendiğini ilk kez duydum. Ben yaprağının kurusunu çay yapıp içiyorum. Çok güzeldir.

ben de yerdim çocukken, güzel bir tadı vardı,akasyanın çiçeğinden bile lezzetliydi. hahahaha çiçeklerle besleniyormuşuz be... hey gidi...

Leylak cicegi makbuldu bizim oralarda, acik pembe tomurcuklu hali :s

(bkz: dr.slump)

brt diye bir kanal vardı onda yayınlanıyordu en son. hatta kızın adı arele'dir, motosikletli adam vardır hiç motordan inmeyen. olur da ed2k linkleri bulunursa ben de onlara talibim.